Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 21 CİLT : 23 YASAMA YILI : 2

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

48 inci Birleşim

18 . 1 . 2000 Salı

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1. – TBMM Başkanvekili Nejat Arseven’in, Genel Kurulun 2000’li yıllarda da başarılı çalışmalar yapması dileklerini içeren konuşması

B) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – İstanbul Milletvekili Yücel Erdener’in, tarımsal eğitimin 154 üncü yıldönümünde, tarım mühendisliğinin sorunları ve çözüm önerilerine ilişkin gündemdışı konuşması

2. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, çiftçilerin ve özellikle patates üreticilerinin içinde bulundukları sıkıntılar nedeniyle kredi borçlarının ertelenmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in cevabı

3. – Yozgat Milletvekili Mesut Türker’in, 2000 yılında Türk Milletinin misyonunun ne olacağına ilişkin gündemdışı konuşması

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel ve 48 arkadaşının, 1992 yılında hizmete giren Galata Köprüsünün açılmamasından kaynaklanan sorunların araştırılması konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/112),

2. – İstanbul Milletvekili Ali Coşkun ve 19 arkadaşının, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının güvenliği ve deniz kirliliğinin yarattığı çevre sorunları konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/113)

D) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın (6/255) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/81)

2. – Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz’ın (6/320) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/82)

3. – Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman’ın (6/341) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/83)

4. – Bursa Milletvekili Ali Arabacı’nın (6/238) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/84)

5. – Bazı milletvekillerine, Başkanlık tezkeresinde belirtilen sebep ve sürelerle izin verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/432)

6. – İstanbul Milletvekili Necdet Saruhan’a ödenek ve yolluğunun verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/433)

7. – Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’ın Küba’ya yaptığı resmî ziyarete Gaziantep Milletvekili Ali Özdemir’in iştirak etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/434)

8. – Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Ukrayna’ya yaptığı resmî ziyarete İzmir Milletvekili Suat Çağlayan’ın iştirak etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/435)

9. – Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu’nun Mısır’a yaptığı resmî ziyarete Konya Milletvekili Hasan Kaya’nın iştirak etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/436)

10. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün’ün, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Teşkilâtının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifinin (2/56) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/85)

11. – Kocaeli Milletvekili Osman Pepe’nin, Uzunçiftlik Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifinin (2/326) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/86)

IV. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. – İzmir Milletvekili H. Ufuk Söylemez’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/168) (S. Sayısı : 221)

2. – Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/170) (S. Sayısı : 222)

3. – Sivas Milletvekili Musa Demirci’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/171) (S. Sayısı : 223)

4. – Malatya Milletvekili Mehmet Recai Kutan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/172) (S. Sayısı : 224)

5. – İstanbul Milletvekili Aydın Menderes’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/173) (S. Sayısı : 225)

6. – Malatya Milletvekili Oğuzhan Asiltürk’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/174) (S. Sayısı : 226)

7. – İstanbul Milletvekili Abdülkadir Aksu’nun Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/175) (S. Sayısı : 227)

8. – Mardin Milletvekili Fehim Adak’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/176) (S. Sayısı : 228)

9. – Ankara Milletvekili Rıza Ulucak’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/177) (S. Sayısı : 229)

10. – Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/180) (S. Sayısı : 230)

11. – Sakarya Milletvekilleri Cevat Ayhan ve Nezir Aydın’ın Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporları (3/182) (S. Sayısı : 231)

12. – Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/183) (S. Sayısı : 232)

13. – Aydın Milletvekili Yüksel Yalova’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/185) (S. Sayısı : 233)

V. – ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. – Başbakan Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkındaki (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin, gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmında yer almasına, görüşmelerinin 18.1.2000 Salı günkü birleşimde yapılmasına ve görüşmelerin bitimine kadar çalışma süresinin uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi

VI. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖNGÖRÜŞMELER

1. – Fazilet Partisi Grubu adına, Grup Başkanvekilleri Manisa Milletvekili Bülent Arınç, İstanbul Milletvekili İsmail Kahraman ve Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, yanlış ekonomik tercihler ve kararlar sonucunda bazı bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine neden olacak düzeyde malî sektörde tahribata yol açtıkları iddiasıyla Başbakan Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/1)

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz’un, 17 Ağustos depreminden etkilenen belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/901)

2. – Adana Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlu’nun, Adana İli Millî Eğitim Müdür Vekilinin yaptığı bir uygulamaya ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/916)

3. – Amasya Milletvekili Akif Gülle’nin, TSK’da görevli sivil memurların özlük haklarına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (7/927)

4. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, T.Ş.O.F’na ait sosyal tesislere ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/930)

5. – Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz’un, 57 nci Hükümet döneminde yapılan atamalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’in cevabı (7/942)

6. – İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz’ün, ÖSYM sınavında yapılan değişiklikten sonra meslek liselerine olan talebin ne ölçüde değiştiğine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/944)

7. – Balıkesir Milletvekili Tamer Kanber’in, Edremit’e zeytinyağı borsası kurulup kurulmayacağına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/946)

8. – Giresun Milletvekili Hasan Akgün’ün, fındık stoklarına ve alımlarına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/950)

9. – Kocaeli Milletvekili Osman Pepe’nin, İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında bir işlem yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/953)

10. – İstanbul Milletvekili Mehmet Gül’ün, 1978’de İstanbul Ümraniye ve Adana’da işlenen bazı cinayetlerin faillerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/956)

11. – Adana Milletvekili Ali Gören’in, Adana İl Millî Eğitim Müdürlüğünde yönetici seçme sınavlarına alınmayan bir öğretmene ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/957)

12. – Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, Kırıkkale-Sulakyurt’ta verilen besi kredilerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı (7/958)

13. – Antalya Milletvekili Mehmet Zeki Okudan’ın, yaş sebze ve meyve ihracatı ile ilgili yapılan değişikliklere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Tunca Toskay’ın cevabı (7/970)

14. – Van Milletvekili Fethullah Erbaş’ın, İstanbul Narkotik eski Şube Müdürü ve ailesinin can güvenliğine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/973)

15. – İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in, İstanbul-Fatih İlçesi Fındıkzade İlköğretim Okul Müdürünün bir öğrenciyi dövdüğü iddialarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/976)

16. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale Çelik ve Borusan fabrikalarına ve Kırıkkale MKE Kurumu sosyal tesislerinin özelleştirilip özelleştirilmeyeceğine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/980)

17. – Erzurum Milletvekili Aslan Polat’ın, depremzedeler için hazırlanan prefabrik konut inşaatlarına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın’ın yazılı cevabı (7/981)

18. – Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, Kırıkkale’deki MKE fabrikalarına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/982)

19. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, T.Ş.O.F’nun sürücü belgelerini yüksek fiyatla satarak haksız kazanç elde ettiği iddiasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/991)

20. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, faiz gelirlerinin vergilendirilmesine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Sümer Oral’ın cevabı (7/993)

21. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, deprem bölgesindeki prefabrik inşaat ihalesi alan firmalara ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın’ın yazılı cevabı (7/994)

22. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, küçüklere sigara satışı yasağına uyulmadığı iddiasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/997)

23. – İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz’ün, vakıf üniversitelerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/1001)

24. – Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen’in, T.Ş.O.F. tarafından yapılan plaka satışlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1002)

25. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, Antakya’yı çevre illere bağlayan yollara ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın’ın yazılı cevabı (7/1004)

26. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, Hatay-Yayladağ Barajı sulama inşaatına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1005)

27. – Bursa Milletvekili Faruk Çelik’in, Devlet Su İşlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1006)

28. – Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan’ın, İskenderun Demir Çelik Fabrikalarınca açılan ihalelere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/1009)

29. – Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan’ın, yazılı soru önergeleriyle ilgili yapılan yazışmaların geciktiği iddiasına ilişkin sorusu ve TBMMBaşkanı Yıldırım Akbulut’un cevabı (7/1010)

30.– Afyon Milletvekili Halil İbrahim Özsoy’un, pancar ekiminde uygulanan kotalara ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/1013)

31. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, üniversite giriş sınavlarında liselere uygulanan farklı taban puanlara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/1015)

32. – Kocaeli Milletvekili Mehmet Batuk’un, deprem bölgesinde telafi eğitiminde görev yapacak öğretmenlere ödenecek ek ücretlere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/1016)

33. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, bazı eski senatörlere yemin ettirilmediği halde özlük haklarının verildiği iddiasına ilişkin sorusu ve TBMMBaşkanı Yıldırım Akbulut’un cevabı (7/1017)

34. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale-Keskin ve Delice’ye bağlı bazı yerleşim birimlerinin yollarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın cevabı (7/1018)

35. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Talim Terbiye Kurulunca Devlet Konservatuvarı İlköğretim Okulunda okutulacak derslerle ilgili olarak alınan kararlara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/1021)

36. – Erzurum Milletvekili Aslan Polat’ın, İstanbul’da başörtüsü eylemlerine müdahale eden polise ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1027)

37. – Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, Telsim ve Turkcell ile Türk Telekom A.Ş. arasında imzalanan GSM sözleşmesindeki abone sayısı sınırlamasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün yazılı cevabı (7/1028)

38. – Hatay Milletvekili Mustafa Göçer’in;

– DLH İskenderun 9 uncu Bölge Müdürlüğünün kapatılmasına,

– Dörtyol ve Işıklı-Konacık balıkçı barınağı inşaatlarına,

İlişkin soruları ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün yazılı cevabı (7/1035, 7/1036)

39. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Kıbrıs vatandaşı olup olmadığına ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1037)

40. – Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, Kırıkkale İli Sulakyurt İlçesi Danacı Köyünün içme suyu sorununa ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın cevabı (7/1040)

41. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde işine son verilen mevsimlik işçilere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın cevabı (7/1046)

42. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale’ye bağlı İhsangazili Köyünün telefon koduna ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1047)

43. – Bursa Milletvekili Ali Arabacı’nın, insan hakları ihlalleriyle ilgili olarak polisler hakkında yapılan şikâyetlere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1049)

44. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, yaban keçilerinin korunması için alınan önlemlere ilişkin sorusu ve Orman Bakanı Nami Çağan’ın cevabı (7/1050)

45. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, bakanlık ve ilgili kuruluşlarından istifa edip özel sektöre geçen memurlara ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1051)

46. – Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun, İstanbul’da yolu kesilerek kaçırılıp tecavüz edilen bir sanatçıya ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1057)

47. – Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun, Rize İli Pazar İlçesinde meydana gelen deniz kazasıyla ilgili soruşturma açılıp açılmadığına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu’nun cevabı (7/1058)

48. – Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun;

– Çaykur Genel Müdürlüğünde partizanca atamalar yapıldığı iddialarına,

– Çaykur Genel Müdürlüğünün reklam ve temsil giderlerine,

– Çaykur Genel Müdürlüğü yetkililerinin sık sık yurt dışı gezilerine katıldığı ve ödenek dışı para aldıkları iddialarına,

– Çaykur Yönetim Kurulu üyelerine,

İlişkin Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen’den soruları ve Devlet Bakanı ve Devlet Bakanı Vekili Yüksel Yalova’nın cevabı (7/1059, 1060, 1061, 1062)

49. – Konya Milletvekili Lütfi Yalman’ın, TÜRKSATkira ve yayın ücretini ödemeyen TVşirketlerine ve borç miktarlarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1063)

50. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, köşe yazarlarının dolar bazında maaş alıp almadıklarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Sümer Oral’ın cevabı (7/1064)

51. – Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç’un, çalınan vakıf eserlerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/1066)

52. – Konya Milletvekili Teoman Rıza Güneri’nin, Mevlâna’yı anma törenlerine devlet erkânının katılmamasının nedenine ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı M. İstemihan Talay’ın cevabı (7/1069)

53. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, bir petrol firmasının atıklarını Dicle Nehrine boşalttığı iddalarına ilişkin sorusu ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (7/1080)

54. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, LPG kullanan taksilere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1085)

55. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, Hatay’ın İskenderun İlçesinde gözlem altında iken emniyet güçlerince işkence yapıldığı iddia edilen şahıslara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1089)

56. – Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, ticarî hava taşıma yönetmeliğinde yapılan değişikliğe ve bir günlük gazetede yer alan haberdeki iddialara ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1090)

57. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Aile Araştırma Kurumu Başkanlığınca yürütülen bazı çalışmalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin cevabı (7/1103)

 

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak iki oturum yaptı.

Yapılan yoklamalar sonucunda Genel Kurulda toplantı yetersayısı bulunmadığı anlaşıldığından,

Alınan karar gereğince, 18 Ocak 2000 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 15.20’de son verildi.

Nejat Arseven

Başkanvekili

Levent Mıstıkoğlu Hüseyin Çelik

Hatay Van

Kâtip Üye Kâtip Üye

 

No. : 60

II. – GELEN KÂĞITLAR

14 . 1 . 2000 CUMA

Kanun Hükmünde Kararname

1. – Konut Edindirme Yardımı Hesaplarının Tasfiyesine Dair Kanun Hükmünde Kararname (1/610) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

Tasarılar

1. – Türk Medeni Kanunu Tasarısı (1/611) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 30.12.1999)

2. – Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı (1/612) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 30.12.1999)

3. – Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/613) (Çevre ve Tarım, Orman ve Köyişleri ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

4. – Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/614) (Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar ve Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 5.1.2000)

5. – Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu, Devlet Memurları Kanunu ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/615) (Millî Savunma ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 5.1.2000)

6. – Kamu Hizmetleri ile İlgili İmtiyaz Şartlaşma ve Sözleşmelerinde Bunlardan Doğan Uyuşmazlıklarda Tahkim Yoluna Gidilmesi Halinde Uyulması Gereken İlkelere Dair Kanun Tasarısı (1/616) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

Teklifler

1. – Nevşehir Milletvekilleri Mükremin Taşkın ve İsmail Çevik’in; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/424) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 28.12.1999)

2. – Burdur Milletvekili Mustafa Örs ve 6 Arkadaşının; 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/425) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 28.12.1999)

3. – Batman Milletvekili Ataullah Hamidi’nin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/426) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 30.12.1999)

4. – İçel Milletvekili Hidayet Kılınç’ın; Belediyelerin Faiz Borçlarının Affı Hakkında Kanun Teklifi (2/427) (İçişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

Tezkereler

1. – Van Milletvekili Mustafa Bayram’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/430) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 12.1.2000)

2. – Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/431) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 12.1.2000)

Raporlar

1. – İzmir Milletvekili Hasan Ufuk Söylemez’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/168) (S. Sayısı : 221) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

2. – Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/170) (S. Sayısı : 222) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

3. – Sivas Milletvekili Musa Demirci’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/171) (S. Sayısı : 223) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

4. – Malatya Milletvekili Mehmet Recai Kutan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/172) (S. Sayısı : 224) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

5. – İstanbul Milletvekili Aydın Menderes’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/173) (S. Sayısı : 225) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

6. – Malatya Milletvekili Oğuzhan Asiltürk’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/174) (S. Sayısı : 226) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

7. – İstanbul Milletvekili Abdülkadir Aksu’nun Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/175) (S. Sayısı : 227) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

8. – Mardin Milletvekili Fehim Adak’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/176) (S. Sayısı : 228) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

9. – Ankara Milletvekili Rıza Ulucak’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/177) (S. Sayısı : 229) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

10. – Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/180) (S. Sayısı : 230) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

11. – Sakarya Milletvekilleri Cevat Ayhan ve Nezir Aydın’ın Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporları (3/182) (S. Sayısı : 231) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

12. – Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/183) (S. Sayısı : 232) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

13. – Aydın Milletvekili Yüksel Yalova’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/185) (S. Sayısı : 233) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

14. – Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/253) (S. Sayısı : 257) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

15. – Van Milletvekili Mustafa Bayram’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/287) (S. Sayısı : 271) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

16. – İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/352) (S. Sayısı : 290) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

17. – İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/371) (S. Sayısı : 291) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

18. – Telgraf ve Telefon Kanunu, Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Telsiz Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/585) (S. Sayısı : 309) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

19. – Yardım Toplama Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri ve İçişleri Komisyonları Raporları (1/566) (S. Sayısı : 310) (Dağıtma tarihi : 14.1.2000) (GÜNDEME)

No. : 61

17 . 1 . 2000 PAZARTESİ

Raporlar

1. – Kocaeli Milletvekili Meral Akşener’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/186) (S. Sayısı : 234) (Dağıtma tarihi : 17.1.2000) (GÜNDEME)

2. – Sivas Milletvekili Temel Karamollaoğlu’nun Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/187) (S. Sayısı : 235) (Dağıtma tarihi : 17.1.2000) (GÜNDEME)

3. – Manisa Milletvekilleri Rıza Akçalı ve Mehmet Necati Çetinkaya ile Sakarya Milletvekili Nevzat Ercan’ın Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporları (3/188) (S. Sayısı : 236) (Dağıtma tarihi : 17.1.2000) (GÜNDEME)

4. – Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/189) (S. Sayısı : 237) (Dağıtma tarihi : 17.1.2000) (GÜNDEME)

5. – Çorum Milletvekili Yasin Hatiboğlu’nun Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/190) (S. Sayısı : 238) (Dağıtma tarihi : 17.1.2000) (GÜNDEME)

6. – İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/191) (S. Sayısı : 239) (Dağıtma tarihi : 17.1.2000) (GÜNDEME)

7. – Adana Milletvekili Mehmet Halit Dağlı’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/192) (S. Sayısı: 240) (Dağıtma tarihi : 17.1.2000) (GÜNDEME)

8. – Kocaeli Milletvekili Meral Akşener’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/196) (S. Sayısı : 241) (Dağıtma tarihi : 17.1.2000) (GÜNDEME)

9. – Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/197) (S. Sayısı : 242) (Dağıtma tarihi : 17.1.2000) (GÜNDEME)

10. – Bartın Milletvekili Zeki Çakan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/198) (S. Sayısı : 243) (Dağıtma tarihi : 17.1.2000) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, enflasyon rakamlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/372) (Başkanlığa geliş tarihi : 30.12.1999)

2. – Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Yalçınkaya’nın, Mevduat Sigorta Fonuna devredilen bankalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/373) (Başkanlığa geliş tarihi : 30.12.1999)

3. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, kuduz ve tetanoz aşısı stoklarına ve başıboş köpeklerin toplatılmasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/374) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

4. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, öğrencilere kuduzla ilgili yeterli bilgi verilip verilmediğine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/375) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.1.2000)

5. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Acil İçme Suyu Projesi için DSİ’ne ayrılacak ödeneğe ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/376) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

6. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen TEAŞ projelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/377) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

7. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te DSİ Genel Müdürlüğünün yürüttüğü projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/378) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

8. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/379) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

9. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Kayacık Barajı Projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/380) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

10. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, TEDAŞ’ın Gaziantep’te yürüttüğü projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/381) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

11. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İl Merkezi Kuşaklama Kanalı Projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/382) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

12. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Belkız-Nizip Pompaj Sulaması Projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/383) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

13. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki elektrik şebekesi projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/384) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

14. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Enerji Nakil Hatları Projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/385) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

15. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Alleben Göleti ve Sulaması Projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/386) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

16. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Kahramanmaraş-Nurdağı Karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/387) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

17. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Kilis Karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/388) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

18. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Narlı-Kahramanmaraş Karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/389) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

19. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Kanalizasyon Projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/390) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

20. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İçme Suyu Projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/391) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

21. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İli Bayraktar Spor Salonu Binası inşaatına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/392) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

22. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te Karayolları Genel Müdürlüğünce yürütülen projelere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/393) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

23. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/394) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

24. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nizip İlçesi Kanalizasyon Projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/395) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

25. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki köy yollarına ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) sözlü soru önergesi (6/396) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

26. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İli kanalizasyon projelerine ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) sözlü soru önergesi (6/397) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

27. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İli içme suyu projelerine ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) sözlü soru önergesi (6/398) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

28. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen Köy Hizmetleri projelerine ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) sözlü soru önergesi (6/399) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

29. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te GAP İdaresi Başkanlığınca yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) sözlü soru önergesi (6/400) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

30. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Yavuzeli’ne Emniyet Müdürlüğü kurulup kurulmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/401) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

31. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İli Karkamış İlçesine Emniyet Müdürlüğü kurulup kurulmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/402) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

32. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-İslahiye İlçesi Ortaklı Jandarma Karakol binasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/403) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

33. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-İslahiye İlçesi Kerküt Jandarma Karakol binasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/404) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

34. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-İslahiye İlçesi Jandarma Karakol binasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/405) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

35. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Araban İlçesi özel idare işhanı inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/406) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

36. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü tevzi inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/407) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

37. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nurdağı İlçesi Emniyet Amirliği inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/408) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

38. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Karkamış Hükümet Konağı inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/409) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

39. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te TEKEL Genel Müdürlüğünce yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından (Rüştü Kazım Yücelen) sözlü soru önergesi (6/410) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

40. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/411) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

41. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Kalesinin restorasyonuna ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/412) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

42. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün yürüttüğü projelere ilişkin Devlet Bakanından (Şuayip Üşenmez) sözlü soru önergesi (6/413) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

43. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/414) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

44. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Havaalanı altyapı-üstyapı inşaatına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/415) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

45. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te DDY Genel Müdürlüğünce yürütülen projelere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/416) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

46. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/417) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

47. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Merkez Antrenman Spor Salonu Projesine ilişkin Devlet Bakanından (Fikret Ünlü) sözlü soru önergesi (6/418) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

48. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te su ürünleri üretimi ve geliştirilmesi çalışmalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/419) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

49. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te tarımın geliştirilmesi için ürün araştırma ve yayın Projesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/420) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

50. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te hayvancılığın geliştirilmesi için ayrılan ödeneğe ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/421) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

51. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te çayır-mera ve yem bitkileri üretiminin geliştirilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/422) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

52. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te hayvancılığın geliştirilmesi çalışmalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/423) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

53. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki bitkisel üretimi geliştirme projesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/424) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.1.2000)

54. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te uygulanan projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/425) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

55. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İl Kültür Müdürlüğü binası projesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/426) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

56. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nizip Kültür Merkezi Projesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/427) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

57. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Oğuzeli Kültür Merkezi Projesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/428) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

58. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Şahinbey İlçesi Anıt Mezar Projesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/429) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

59. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/430) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

60. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nizip Devlet Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/431) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

61. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Kurbanbaba Sağlık Ocağı inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/432) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

62. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/433) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

63. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Devlet Hastanesi Hemodiyaliz ve Organ Nakli Merkezine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/434) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

64. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Altındağ Sağlık Ocağına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/435) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

65. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Mithatpaşa Sağlık Ocağına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/436) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

66. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Şehitkamil Çocuk Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/437) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

67. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Travmatoloji Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/438) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

68. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Şehitkamil Devlet Hastanesi Bölge Acil Yardım Merkezine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/439) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

69. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İl Donatım Müdürlüğü işine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/440) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

70. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Oğuzeli semt polikliniği projesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/441) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

71. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/442) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

72. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Merkezine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/443) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

73. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nizip İlçesi Organize Sanayi Bölgesi inşaatına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/444) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

74. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep 4. Organize Sanayi Bölgesi altyapı inşaatına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/445) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

75. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep 3. Organize Sanayi Bölgesi altyapı inşaatına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/446) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

76. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Arıtma Tesisi inşaatına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/447) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

77. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/448) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

78. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Güzel Sanatlar Lisesi Binası Projesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/449) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

79. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi için ayrılan ödeneklere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/450) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

80. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-İslahiye İlçesi Anadolu Lisesi binası inşaatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/451) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

81. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nurdağı Lise binası inşaatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/452) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

82. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakülte Binası Projesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/453) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

83. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi kampus altyapı projesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/454) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

84. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesinin yatırım ve hizmet projelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/455) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

85. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen okul projelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/456) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

86. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki öğretmen ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/457) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

87. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İlinde yürütülen projelere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/458) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

88. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi (6/459) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

89. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Karkamış Gümrük Kapısına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Keçeciler) sözlü soru önergesi (6/460) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

90. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki imam ve müezzin sayısına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (H.Hüsamettin Özkan) sözlü soru önergesi (6/461) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

91. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki camilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (H.Hüsamettin Özkan) sözlü soru önergesi (6/462) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

92. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki kooperatiflere ilişkin Devlet Bakanından (Sadi Somuncuoğlu) sözlü soru önergesi (6/463) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

93. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Acil İçme Suyu Projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/464) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

94. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Vezirköprü Baraj inşaatına ve sulama amaçlı barajların yapımına ayrılan ödenek miktarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/465) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.1.2000)

95. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, THY’nın yılbaşında düzenlediği özel yurtdışı seferlere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/466) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.1.2000)

96. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, memur maaş zamlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/467) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.1.2000)

97. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Mevduat Sigorta Fonu’na devredilen özel bankalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/468) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.1.2000)

98. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Abdullah Öcalan’ın sağlık, beslenme, koruma gibi giderlerine ve basınla nasıl iletişim kurduğuna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/469) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

Yazılı Soru Önergeleri

1. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/1124) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

2. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/1125) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

3. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/1126) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

4. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/1127) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

5. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1128) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

6. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1129) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

7. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1130) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

8. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1131) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

9. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/1132) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

10. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1133) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

11. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/1134) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

12. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1135) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

13. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1136) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

14. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1137) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

15. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1138) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

16. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Abdulhaluk Mehmet Çay) yazılı soru önergesi (7/1139) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

17. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Fikret Ünlü) yazılı soru önergesi (7/1140) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

18. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (M. Ali İrtemçelik) yazılı soru önergesi (7/1141) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

19. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Şuayip Üşenmez) yazılı soru önergesi (7/1142) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.12.1999)

20. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Hasan Gemici) yazılı soru önergesi (7/1143) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

21. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Edip Safder Gaydalı) yazılı soru önergesi (7/1144) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

22. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Ramazan Mirzaoğlu) yazılı soru önergesi (7/1145) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

23. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/1146) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.12.1999)

24. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Rüştü Kazım Yücelen) yazılı soru önergesi (7/1147) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

25. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Sadi Somuncuoğlu) yazılı soru önergesi (7/1148) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

26. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Şükrü Sina Gürel) yazılı soru önergesi (7/1149) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

27. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Yüksel Yalova) yazılı soru önergesi (7/1150) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

28. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Tunca Toskay) yazılı soru önergesi (7/1151) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

29. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Recep Önal) yazılı soru önergesi (7/1152) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

30. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Keçeciler) yazılı soru önergesi (7/1153) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

31. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (H.Hüsamettin Özkan) yazılı soru önergesi (7/1154) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

32. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/1155) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

33. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale İlinde yapılacak olan yatırımlara ilişkin Çevre Bakanından yazılı soru önergesi (7/1156) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

34. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1157) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

35. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Devlet Bahçeli) yazılı soru önergesi (7/1158) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

36. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/1159) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

37. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (H.Hüsamettin Özkan) yazılı soru önergesi (7/1160) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

38. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Tunca Toskay) yazılı soru önergesi (7/1161) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

39. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Yüksel Yalova) yazılı soru önergesi (7/1162) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

40. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Şükrü Sina Gürel) yazılı soru önergesi (7/1163) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

41. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Sadi Somuncuoğlu) yazılı soru önergesi (7/1164) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

42. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Rüştü Kazım Yücelen) yazılı soru önergesi (7/1165) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

43. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/1166) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

44. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Ramazan Mirzaoğlu) yazılı soru önergesi (7/1167) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

45. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Edip Safder Gaydalı) yazılı soru önergesi (7/1168) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

46. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Hasan Gemici) yazılı soru önergesi (7/1169) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

47. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Şuayip Üşenmez) yazılı soru önergesi (7/1170) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

48. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (M.Ali İrtemçelik) yazılı soru önergesi (7/1171) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

49. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Fikret Ünlü) yazılı soru önergesi (7/1172) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

50. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Abdulhaluk Mehmet Çay) yazılı soru önergesi (7/1173) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

51. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Keçeciler) yazılı soru önergesi (7/1174) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

52. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1175) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

53. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1176) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

54. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1177) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

55. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1178) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

56. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/1179) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

57. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1180) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

58. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/1181) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

59. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1182) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

60. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1183) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

61. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1184) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

62. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/1185) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

63. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/1186) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

64. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1187) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

65. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Çevre Bakanından yazılı soru önergesi (7/1188) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

66. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/1189) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

67. – Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki yatırımlara ilişkin Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/1190) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.12.1999)

68. – Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, Rize F tipi cezaevi projesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1191) (Başkanlığa geliş tarihi : 30.12.1999)

69. –Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu’nun, Kadıköy İlçe Emniyet Müdürünün öğrencilere hakaret ettiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1192) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

70. – Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu’nun, deprem bölgesinde bazı dernek,vakıf, firma ve şahısların irticai faaliyette bulundukları iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1193) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

71. – Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu’nun, Atatürk Barajı havzasının korunması için geliştirilen bazı projelere ilişkin Çevre Bakanından yazılı soru önergesi (7/1194) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

72. –Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan’ın, GAP kapsamında yapılan enerji ve sulama yatırımlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1195) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

73. – Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan’ın, GAP İdaresi Başkanlığınca bölgeye yapılan yardımlara ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/1196) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

74. – Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan’ın, enerji fiyatlarındaki artışlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/1197) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

75. – Antalya Milletvekili Mehmet Zeki Okudan’ın, televizyon kanallarında ilk yardım konusunda eğitici programlar yapılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1198) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

76. – Antalya Milletvekili Mehmet Zeki Okudan’ın, zirai ilaç zehirlenmesine ve avlanma yasağı uygulamasına ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/1199) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

77. – Erzurum Milletvekili Aslan Polat’ın, Erzurum İli ve çevresini etkileyen deprem afeti sonucunda belediyeler ve il özel idaresine gelen yardımlarda katsayı artışı olup olmayacağına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/1200) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

78. – Giresun Milletvekili Turhan Alçelik’in, Karadeniz Sahil Duble Yolu Projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/1201) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

79. – Giresun Milletvekili Turhan Alçelik’in, fındık bedellerinin peşin olarak ödenmemesinin nedenine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/1202) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

80. – Tekirdağ Milletvekili Bayram Fırat Dayanıklı’nın, Sağlık Fonundan dağıtılan kaynaklara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1203) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

81. – İstanbul Milletvekili Abdulkadir Aksu’nun, boğazlardan uğraklı geçiş yapan yabancı bandıralı gemilerin (kılavuz) kaptan alma zorunluluğuna uymadığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1204) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.1.2000)

82. – Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan’ın, Muğla İlinde bulunan termik santrallerin doğalgaza çevrilmesi için bir çalışma olup olmadığına ilişkin Çevre Bakanından yazılı soru önergesi (7/1205) (Başkanlığa geliş tarihi : 5.1.2000)

83. – Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan’ın, Muğla-Datça’da tahrir emlak kaydı bulunan arazilerle ilgili olarak Hazine tarafından açılan davalara ilişkin Devlet Bakanından (Şuayip Üşenmez) yazılı soru önergesi (7/1206) (Başkanlığa geliş tarihi : 5.1.2000)

84. – Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan’ın, yerel televizyonların bazı sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1207) (Başkanlığa geliş tarihi : 5.1.2000)

85. – Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan’ın, Muğla-Merkez-Yerkesik Meteoroloji istasyonunun yeniden açılıp açılmadığına ilişkin Devlet Bakanından (Ramazan Mirzaoğlu) yazılı soru önergesi (7/1208) (Başkanlığa geliş tarihi : 5.1.2000)

86. – Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan’ın, Muğla İline doğalgaz verilip verilmeyeceğine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/1209) (Başkanlığa geliş tarihi :5.1.2000)

87. – Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz’un, İstanbul’da petrol yüklü bir Rus gemisinin çevreye verdiği zarara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1210) (Başkanlığa geliş tarihi : 7.1.2000)

88. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, memur ve emekli maaşlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1211) (Başkanlığa geliş tarihi : 7.1.2000)

89. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, kısa dönem askerlik uygulaması için seçilen bölgelere ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1212) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2000)

90. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan Göyne Barajı sulama kanallarına ve bazı baraj projelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/1213) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

91. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Edip Safder Gaydalı) yazılı soru önergesi (7/1214) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

92. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Ramazan Mirzaoğlu) yazılı soru önergesi (7/1215) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

93. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1216) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

94. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Çevre Bakanından yazılı soru önergesi (7/1217) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

95. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/1218) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

96. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/1219) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

97. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/1220) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

98. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/1221) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

99. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1222) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

100. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1223) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

101. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1224) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

102. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1225) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

103. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/1226) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

104. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1227) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

105. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/1228) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

106. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1229) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

107. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1230) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

108. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Fikret Ünlü) yazılı soru önergesi (7/1231) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

109. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Şuayip Üşenmez) yazılı soru önergesi (7/1232) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

110. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Hasan Gemici) yazılı soru önergesi (7/1233) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

111. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/1234) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

112. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Rüştü Kâzım Yücelen) yazılı soru önergesi (7/1235) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

113. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Sadi Somuncuoğlu) yazılı soru önergesi (7/1236) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

114. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Şükrü Sina Gürel) yazılı soru önergesi (7/1237) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

115. –Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Yüksel Yalova) yazılı soru önergesi (7/1238) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

116. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Tunca Toskay) yazılı soru önergesi (7/1239) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

117. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Recep Önal) yazılı soru önergesi (7/1240) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

118. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Keçeciler) yazılı soru önergesi (7/1241) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

119. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/1242) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

120. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (H.Hüsamettin Özkan) yazılı soru önergesi (7/1243) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

121. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Devlet Bahçeli) yazılı soru önergesi (7/1244) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

122. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Aksaray İli için planlanan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Abdulhaluk Mehmet Çay) yazılı soru önergesi (7/1245) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

123. – Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç’un, Trabzon Limanına ilişkin Devlet Bakanından (Yüksel Yalova) yazılı soru önergesi (7/1246) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

124. – Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç’un, Trabzon İlinde yapımı devam eden tanjant yoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/1247) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2000)

125. – Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç’un, Trabzon İli, Atapark mevkiinde bulunan Tekel Yaprak Tütün İşletmeleri Merkez Tütün Deposuna ilişkin Devlet Bakanından (Yüksel Yalova) yazılı soru önergesi (7/1248) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2000)

No. : 62

18.1.2000 SALI

Raporlar

1. – Mardin Milletvekili Süleyman Çelebi’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/199) (S. Sayısı : 244) (Dağıtma tarihi : 18.1.2000) (GÜNDEME)

2. – Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/200) (S. Sayısı : 245) (Dağıtma tarihi : 18.1.2000) (GÜNDEME)

3. – Muğla Milletvekili İbrahim Yazıcı’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/201) (S. Sayısı : 246) (Dağıtma tarihi : 18.1.2000) (GÜNDEME)

4. – Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/202) (S. Sayısı : 247) (Dağıtma tarihi : 18.1.2000) (GÜNDEME)

5. – Çorum Milletvekili Yasin Hatiboğlu’nun Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/245) (S. Sayısı : 248) (Dağıtma tarihi : 18.1.2000) (GÜNDEME)

6. – Ardahan Milletvekili Saffet Kaya’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/246) (S. Sayısı : 249) (Dağıtma tarihi : 18.1.2000) (GÜNDEME)

7. – İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/247) (S. Sayısı : 250) (Dağıtma tarihi : 18.1.2000) (GÜNDEME)

8. – Konya Milletvekili Lütfi Yalman’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/248) (S. Sayısı : 251) (Dağıtma tarihi : 18.1.2000) (GÜNDEME)

9. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Yılmaz’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/249) (S. Sayısı : 255) (Dağıtma tarihi : 18.1.2000) (GÜNDEME)

10. – Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/250) (S. Sayısı : 256) (Dağıtma tarihi : 18.1.2000) (GÜNDEME)

Yazılı Soru Önergeleri

1. – Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, İMKB’de alım-satım yapma izni verilen bir yabancı firmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1249) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.1.2000)

2. – Kütahya Milletvekili Ahmet Derin’in, Kütahya İlindeki şeker pancarı üretim kotalarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/1250) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.1.2000)

3. – Kütahya Milletvekili Ahmet Derin’in, petrokok ithaline izin verilmesine ilişkin Çevre Bakanından yazılı soru önergesi (7/1251) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.1.2000)

4. – Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak’ın, Medya kuruluşlarına sağlanan teşvik ve indirimlere ilişkin Devlet Bakanından (Recep Önal) yazılı soru önergesi (7/1252) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.1.2000)

5. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, TEDAŞ dağıtım ihaleleri hakkında Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunca hazırlanan rapora ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/1253) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.1.2000)

6. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, onsekiz yaşından küçüklere tütün ve tütün mamulleri satılamayacağına dair yasağın uygulanmasına ilişkin Devlet Bakanından (Rüştü Kazım Yücelen) yazılı soru önergesi (7/1254) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.1.2000)

7. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, İstanbul yeni dış hatlar terminalinde bavul taşıyan arabaların ücretlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1255) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.1.2000)

8. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, malî darboğaz yaşayan sigorta şirketlerine ilişkin Devlet Bakanından (Recep Önal) yazılı soru önergesi (7/1256) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.1.2000)

9. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu kapsamına alınan bankalardaki Hazine temsilcilerine ilişkin Devlet Bakanından (Recep Önal) yazılı soru önergesi (7/1257) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.1.2000)

10. – İstanbul Milletvekili Cahit Savaş Yazıcı’nın, 4458 sayılı Gümrük Kanununun uygulanmasına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Keçeciler) yazılı soru önergesi (7/1258) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.1.2000)

11. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Malatya Orman İşletme Müdürlüğünün kapatılıp kapatılmayacağına ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/1259) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.1.2000)

Meclis Araştırması Önergesi

1. – İstanbul Milletvekili Ali Coşkun ve 19 arkadaşının, İstanbul ve Çanakkale boğazlarının güvenliği ve deniz kirliliğinin yarattığı çevre sorunları konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/113) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.1.2000)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

18 Ocak 2000 Salı

BAŞKAN : Başkanvekili Nejat ARSEVEN

KÂTİP ÜYELER : Hüseyin ÇELİK (Van), Levent MISTIKOĞLU (Hatay)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, yoğun ve başarılı bir çalışma döneminin ardından, yeni yıl ve bayram tatilleri nedeniyle ara verdiğimiz çalışmalara bugün başlıyoruz.

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1. – TBMM Başkanvekili Nejat Arseven’in, Genel Kurulun 2000’li yıllarda da başarılı çalışmalar yapması dileklerini içeren konuşması

BAŞKAN – Yeni bir yılın, yüzyılın, hatta binyılın başlangıcında, ülkemizi yeni ve önemli hedefler beklemektedir. Türkiye Cumhuriyetinin dünya ülkeleri arasındaki yeri ve önemi her geçen gün biraz daha anlaşılmakta, sesi her geçen gün daha güçlü duyulmaktadır. Parlamentomuza da -her zaman olduğu gibi- bu hedeflere ulaşmada çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Demokrasi ve insan haklarının en yaygın şekilde gerçekleşmesi, ekonomik, sosyal ve kültürel hedeflere ulaşılması, hukukun üstünlüğü, eğitim ve diğer tüm alanlarda gerekli reformların yapılması adına, Meclisimizi yine yoğun bir çalışma dönemi beklemektedir. Türkiye Cumhuriyetinin, devletimizin en yüce kurumu olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin siz değerli, sayın üyelerine bu yeni dönemde milletimiz adına yapacağınız çalışmalar dolayısıyla başarılar diliyorum.

Sizleri saygıyla selamlıyor, 2000'li yılların ilk birleşimini, 48 inci Birleşimi hayırlı ve uğurlu olması dileğiyle açıyorum. (Alkışlar)

Değerli milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekili arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, tarımsal eğitimin 154 üncü yıldönümünde tarım mühendisliğinin sorunları ve çözüm önerileri hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Yücel Erdener'e aittir.

Buyurun Sayın Erdener. (DSP sıralarından alkışlar)

B) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – İstanbul Milletvekili Yücel Erdener’in, tarımsal eğitimin 154 üncü yıldönümünde, tarım mühendisliğinin sorunları ve çözüm önerilerine ilişkin gündemdışı konuşması

YÜCEL ERDENER (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 10 Ocak 2000, tarımsal eğitimin 154 üncü yıldönümü; ülkemiz tarımına emeği geçen, ülke tarımına alnının terini akıtan tüm tarımcılara kutlu olsun.

Türkiye'de nüfus, her yıl yüzde 1,8 artmakta. Nüfusumuzun yüzde 41'inin köylerde yaşadığı ülkemizde, beslenme gereksinimi büyük ölçüde tarım sektöründen sağlanmaktadır. Avrupa Birliğine katılma aşamasında olduğumuz bu dönemde, sanayiden tarıma, enerjiden diğer hizmetlere kadar sektörler, sağlıklı bir gelişim süreci yaşamak zorundadır. Sektörlerin gerek duyduğu nitelik ve nicelikte eleman yetiştirilmesi, bugün, ülkemizin çözmek zorunda olduğu en büyük sorunudur. Tarımsal eğitimin 154 üncü yıldönümünde, geçmişten geleceğe, ne yazık ki, bu sorunlar taşınmış ve aşılamamıştır.

İstenilen, tarım nüfusunun daha aşağılara çekilmesidir. Oysa, tarım sektöründe ana gaye, birim alandan alınan verimi yüksek tutmaktır. Çiftçilerimizin asırlardır uyguladığı geleneksel tarım sistemi, artık, yerini modern tarım sistemine bırakmalıdır; bu ise, büyük ölçüde, eğitimde ve öğretimde yeniden yapılanmayla gerçekleşebilir.

Çalışanlarından çok işsizi olan bu mesleği seçmede gençlerimiz, doğal olarak, oldukça zorlanmaktadırlar; haksız da değiller. Ne yazık ki, tarım eğitimi, bu konuma, yıllardır uygulamaya devam edilen yanlış ve günübirlik politikalar sonucunda gelmiştir.

Ziraat fakülteleri sayısı, 1954'te 1 adet iken, 1955'te 2'ye, 1958'de 3'e, 1976'da 4'e yükselmiştir. YÖK sonrası, 1982'de 11 olan ziraat fakültelerinin sayısı, bugün 23 adettir. Yan yana, iç içe ve aynı bölgede birden fazla ziraat fakültesi açılması doğru bir karar mıdır?! Bu açılışlarda akılcı ve objektif gerekçeler nelerdir? Bu gerekçeler, ülkemizi, hangi aşamada, ne gibi somut sonuçlara taşıyacaktır? Yeni fakültelerin açılması, kısa geleceğin faydacılığı esasına dayanmamalıdır. Bugün, sonuca baktığımızda, 25 000 ziraat mühendisi işsiz ya da mesleğiyle ilgili olmayan başka alanlarda, bir çeşit işgalci konumundadır.

Ülkenin, nicel anlamda ziraat mühendislerine olan gereksinimi yadsınamaz. Avrupa Topluluğuna ülkemizi taşırken, bu gereksinimin nitel boyutuna kesinlikle özen gösterilmelidir ve "az, öz, bilgili, aranılır" prensibi benimsenmelidir. Bu mesleği, Avrupa Birliği girişi çalışmalarında, olması gereken yere getirmek için, meslekle ilgili tüm kişilerin, birey olarak, örgüt olarak kendileri bir şeyler yapmak zorundadırlar, her şey devletten beklenmemeli. Fakültelerin, çiftçi örgütleri, özel sektör kuruluşları, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve diğer kamu kuruluşlarıyla ilişkileri çok sınırlı ve bireyseldir. Üniversite, çiftçi örgütleri ve özel sektör temsilcileri, genel tarım politikasının entegre bir parçası olmalı ve ele alınan projelerde kesinlikle yer almalıdırlar.

İstihdamdaki sorunların aşılması için, tarımsal eğitimde güncelleşmeye kesinlikle gereksinim vardır; bu, Türk tarımının gelişmesinin temel koşuludur. Tarımın yüz akı olan, onurlu bir geçmişe sahip, yaklaşık yirmiyedi yıl Türk tarımcısının istihdamını bir ölçüde karşılayan, Türk tarımına eğitilmiş, güzide tarımcılarla hizmet veren ve ikinci bir tarım fakültesi gibi çalışan, her yatırımı bir mastır ve doktora çalışması niteliğinde olan eski Toprak-Su, Ziraî Mücadele, Ziraî Donatım gibi genel müdürlüklerin ivedilikle Türk tarımına yeniden hizmet etmeleri ise sağlanmalıdır. Alınan teknik, idarî ve yasal önlemlerle, koordineli, etkin ve kalıcı çalışmaların, çiftçi, sivil toplum örgütleri, araştırıcı üçgeni bütünlüğü içerisinde ele alınması zorunludur. Başka bir deyişle, bir ülkede, eylem programları uygulayacak yeteri kadar çalışan ve tarımcılar olmalıdır.

Sonuç olarak, eğitim düzeyinin düşük olması, uygulanan tarım politikalarının istenilen nitelikte olmaması, sonuçta, ülkemizde tarımın gelişmesine önemli katkılar yapmış olan kamu kuruluşlarının, günün değişen koşullarına uyum gösteremediği ve yetersiz kaldığı görülmektedir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığına uzun zamandır yeni eleman alınamamış, yetişmiş elemanlar, bilgilerini aktaracak eleman bulamamış ve yetişmiş elemanlar da yerinde tutulamamıştır. Elemanların ülke düzeyinde dağılımında denge sağlanamamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun efendim, tamamlayın lütfen.

YÜCEL ERDENER (Devamla) – Kamudaki personel sistemi, elemanlarını çalışmaya teşvik edici, ödüllendirme yapısına sahip değildir. Elemanların, meslek öncesi ve hizmetiçi eğitimi yetersizdir.

Tarımla ilgili birçok kanun ve tüzük uygulanmadan güncelliğini yitirmiştir. İstihdamdaki sorunların aşılması için tarımsal eğitimde güncelleşmeye gereksinim vardır. Tarım tekniği açısından araştırma, uygulama ve teknoloji kullanılan kuruluşlar arasında yeterli bilgi akışı bulunmamaktadır. Bunun sonucunda, birçok araştırmalar birbirinin tekrarı niteliğinde olmakta, zaman ve emek boşa gitmektedir. Tarımla ilgili hizmetlerin yürütüldüğü kurumlarda istihdam edilen personelle ilgili politikaların bu hizmetlerin aksatılmaması yönünde planlanması gereklidir.

Ziraat fakültelerinde tarımımızın gereksinimi olan uzmanlık alanlarında uzlaşmaya gitmeleri sağlanmalıdır. Tarımsal faaliyetler, çevreye saygılı biçimde sürdürülebilir tarzda devam ettirilmelidir. Ziraat fakülteleri, kurulu bulunduğu çevrede, tarım ve çiftçi sorunlarına yeterince duyarlı değildir; eğitim ve araştırma programlarına, yörelerin temel sorun ve gereksinimleri yansıtılamamıştır; bu durum, derhal çözüme kavuşturulmalıdır.

Ülkemizde gerçek gereksinim belirinceye kadar yeni ziraat fakülteleri kesinlikle açılmamalıdır diyor, bu mesleğe gönül vermiş, bu uğurdaki beklentilerini göremeden aramızdan ayrılmış tüm tarımcılar önünde saygıyla eğiliyor, Yüce Meclisi onların adına selamlıyorum. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum efendim.

Gündemdışı ikinci söz, çiftçilerin ve özellikle patates üreticilerinin içinde bulundukları sıkıntılar karşısında, kredi borçlarının ertelenmesi konusunda söz isteyen Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış'a aittir.

Buyurun Sayın Elkatmış. (FP sıralarından alkışlar)

2. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, çiftçilerin ve özellikle patates üreticilerinin içinde bulundukları sıkıntılar nedeniyle kredi borçlarının ertelenmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in cevabı

MEHMET ELKATMIŞ (Nevşehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle söz verdiği için, Sayın Başkana teşekkür ediyorum ve yeni bin yılın ilk genel kurul toplantısını yaptığımız şu günde, siz sayın milletvekillerimizin ve sizlerin şahsında tüm halkımızın yeni yılını ve geçmiş Ramazan Bayramını en içten dileklerimle kutluyor; hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Bugünlerde toplumun bütün kesimleri büyük bir ekonomik sıkıntı içerisindedir. Ülkemizde meydana gelen depremler bütün vatan sathında büyük ve derin yaralar açmıştır; ancak, şu anda deprem bölgesi dışında kalan yerlerde ve değişik toplum kesimlerinde de büyük sıkıntı ve deprem vardır. Zira, memurlarımıza verilen yüzde 15 zam, memurumuzu, ücretlilerimizi ve emeklimizi perişan etmiştir. Esnafımız can çekişmekte, siftah dahi edemeden dükkânını kapatmakta, iflaslar artmaktadır. Çiftçilerimizin durumu ise daha da kötüdür; patates, soğan, buğday, üzüm, pancar, fındık, çay üreticisi perişandır. Domates üreticisi, karpuz üreticisi, hâsılı, çiftçilerimizin hepsi sıkıntılıdır. Soğan üreticisi, soğanını satamadığından sokağa dökmektedir. Buğday üreticisi kuraklık nedeniyle verim alamamıştır; elde ettiği az miktardaki buğdayını Toprak Mahsulleri Ofisine vermiş, ancak, parası henüz çiftçiye zamanında tam olarak ödenmemiştir.

Anadolu'da bağlar soğuk almış, soğuktan zarar görmeyen çok az yerde ise külleme hastalığı nedeniyle ürün kaybı olmuştur; bu yönden de üzüm üreticileri büyük bir sıkıntı içerisindedir. Üzümünü de değeri fiyatına almamışlardır; ondan dolayı da zarar etmiştir. Çiftçimiz, ürettiği ayçekirdeği, kabak çekirdeği, nohut gibi ürünlerini maliyetinin altında dahi satamamaktadır. Pancar üreticisi, şeker fabrikalarına pancarını vermiş; ancak, söküm parası ödenmemiştir; parasını ne zaman alacağı da belli değildir. Bütün bu sıkıntılara ilaveten, pancar ekim kotası çiftçimizi mağdur ve perişan etmeye devam etmektedir; çiftçimize âdeta pancar ekme denilmektedir.

Yine, Nevşehir ve Niğde İllerimiz, Türkiye'nin patates üretiminin yarısına yakınını gerçekleştirmektedir. Bu yıl 1 kilogram patatesin üreticiye maliyeti 40 000 lira olmuşken, çiftçi patatesini 15 000 liraya dahi satamıyor. Şu anda patates üreticilerimizin elinde -Nevşehir ve Niğde İllerimiz için söylüyorum- 2,5-3 milyon ton patates vardır. Patates üreticisi perişandır; cebinde doktora gidip tedavi olacak, ilaç alacak parası yoktur; bırakın doktor, ilaç parasını, kahveye gidip çay içecek parası yok. Bu soğuk kış gününde pekçok çiftçimizin kömür alamadığı için evinde titrediğini şahsen biliyorum. Mübalağa etmiyorum, esas, deprem patates üreticisini vurmuştur. Üstelik, her bir patates üreticisinin, Ziraat Bankasına, tarım kredi kooperatiflerine, TEDAŞ'a, akaryakıta, esnafa on milyarlarca lira borcu bulunmaktadır. Çiftçilerimiz traktörlerini satmıştır, tarlalarını satılığa çıkarmıştır. İçine düştüğü sıkıntı nedeniyle değerinin çok altında satmaya razı olduğu mallarını öldü fiyatına dahi satamamaktadır; çünkü, yörede, tarla, traktör alacak güçte çiftçi kalmamıştır.

Yeni ekim dönemi yaklaşmaktadır. Çiftçi, gübreyi, tohumu, mazotu nasıl alacaktır? Çiftçi, daha önce borcunu ödemek için satmak zorunda kaldığı, ancak, ekim dikim için lazım olan traktörünü, ekipmanlarını yeniden nasıl alacaktır; alamazsa, çiftçiliği nasıl ve neyle yapacaktır? Havalar sonbaharda kurak gittiği için, buğdaylar bitmemiştir veya hasarlıdır; dolayısıyla, belki de yeniden ekilmesi gerekmektedir. Bütün bunlar için gerekli parayı çiftçi nereden bulacak? Hal böyleyken, Ziraat Bankasına, tarım kredi kooperatiflerine, TEDAŞ'a, esnafa olan on milyarlarca lira borç da durmaktadır. Ödenemeyen söz konusu borçlar için yüksek faiz istenmekte ve icra takipleri yapılmaktadır. Yine, bu borçlar ödenmedikçe, kendilerine gübre, tohumluk vesaire için yeni krediler açılmamaktadır. Esasen, tarım kredi kooperatiflerinin kullandıracağı kredilere de hükümet tarafından yüzde 45 kısıtlama getirilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1998 yılı elektrik borçlarının ödenmesi şartıyla 1999 yılı elektrik borçları ertelenmiş; ancak, çiftçi, elinde para olmadığından ve patatesini satamadığından 1998 yılı borcunu ödeyememiştir. Dolayısıyla, 1998 yılı elektrik borçlarının ödenmesi kararının çiftçimize bir faydası olmamıştır. Görüştüğümüz ilgili sayın bakanlar, parasızlıktan yakınmaktadırlar.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, hükümet, aile fotoğraflarında yer alan ve boy gösteren birkısım mutlu azınlığın bankalarına izin veriyor, bu bankaların içlerinin boşaltılmasına müsaade ediyor, sonra da, milletin, devletin, yetimin, fukaranın milyarlarca dolarını bu bankaların kurtarılmasına ayırabiliyor, bunlara para bulabiliyor; ancak, iş, çiftçiye, memura gelince, para bulamıyor. Bunu anlamak mümkün değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.

Buyurun Sayın Elkatmış.

MEHMET ELKATMIŞ (Devamla) – Ayrıca, hükümet, aldığı ekonomik kararlarla, ekonominin iyiye gittiğini, ekonominin canlandığını ifade ediyor; ama, neden çiftçiye verilen kredinin faizi düşürülmüyor? Niçin pancar, çay, fındık, buğday üreticisinin devletten olan alacağı ödenmiyor? Niçin çiftçinin ürünü para etmiyor? Niçin, memura hakkı verilmiyor da, yüzde 15 zam reva görülüyor?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çiftçilerimizin, sıkıntılarının giderilmesi için sayın hükümetten istekleri var. Bunlar: Ziraat Bankasının, tarım kredi kooperatiflerinin verdiği kredilerin faizlerinin düşürülmesi ve miktarlarının da artırılması. Çiftçilerimizin şu an içinde bulundukları durum bir deprem kabul edilerek, doğal afet kabul edilerek, tarım kredi kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına olan borçları bir yıl, faizsiz olarak ertelenmelidir.

Tarımsal sulamadan dolayı, çiftçinin, TEDAŞ'a olan 1998 yılı borçları, aynen, 1999 yılında olduğu gibi faizsiz olarak ertelenmelidir.

Çiftçimizin kullandığı gübre ve mazotta özel destekleme yapılmalıdır.

Pancar kotası kaldırılmalıdır.

Devlet, çiftçiye olan borçlarını derhal ödemelidir.

Elde kalan ürünlerin, özellikle patatesin, ihraç imkânları araştırılmalıdır. Gecikme olduğu takdirde patates çürüyeceğinden, gerekirse, Toprak Mahsullerine alım yaptırılarak, ihtiyacı olan vatandaşlara dağıtımı yapılmalıdır.

Yukarıdaki kararları destekleyecek ilave tedbirler bir an önce hayata geçirilmelidir. Şayet, çiftçilerimiz, bu ve benzerî kararlarla desteklenmezse, yeni ekim yapmaları ve ayakta kalmaları mümkün değildir. Bu takdirde meydana gelecek deprem ise, çok daha şiddetli olacaktır. Biz, şimdiden bunu söylüyoruz.

Saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Elkatmış.

Hükümet cevap verecek mi efendim?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) – Evet Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan. (MHP sıralarından alkışlar)

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış'a, çiftçilerin sorunlarını, özellikle de, Nevşehir ve Niğde'de patates yetiştiricilerinin sorunlarını ve önerilerini dile getirdiği konuşması için çok teşekkür ediyorum. Bu konuya cevap vermek için söz almış bulunuyorum; ancak, buna cevap vermeden önce, müsaade ederseniz, İstanbul Milletvekili Sayın Yücel Erdener'in yaptığı konuşmayla ilgili bir hususu Yüce Meclisin dikkatlerine arz etmek istiyorum.

Sayın Yücel Erdener, sıraladığı konularda yerden göğe kadar haklıdır. 57 nci cumhuriyet hükümeti ve bunun içerisinde de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, hem çiftçilerin hem de ziraat mühendislerinin sorunlarının halli konusunda çalışmalarını sürdürmektedir.

Özellikle ziraat mühendislerinin, bugün, Tarım ve Köyişleri Bakanlığında gereği şekilde istihdam edilememesi konusunda şunu söylemek istiyorum: Son on yıldır, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına, ne yazık ki, ziraat mühendisi, veteriner alınmamıştır. Bugün, Tarım ve Köyişleri Bakanlığındaki tecrübeli kadro, emekli oldukça, bilgi birikimini, tecrübelerini yeni nesillere, gençlere aktaramamaktadır; bu, tarımımız için büyük bir problem olarak karşımızda durmaktadır. İşte buradan hareket ederek, daha önceki hükümetler, 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre, 1996 tarihinde hazırlık çalışmalarını yapmışlar, Başbakanlık ve Maliye Bakanlığına görüşlerini bildirerek, Tarım ve Köyişleri Bakanlığında yeteri sayıda ziraat mühendisinin ve veterinerin istihdam edilmesi konusunda teşebbüste bulunmuşlardır, kendilerine teşekkür ediyorum. Ancak, bu kanun, ne yazık ki, zamanında görüşülememiş ve kadük olmuştur. Biz de, bu konuyla ilgili olarak, 1999 yasama döneminde de bu kadro kanununun yenilenmesi üzerindeki çalışmalarımızı sürdürdük. Nitekim, en son 7 Aralık 1999 tarihinde, 1999/3048 sayıyla çeşitli bakanlıklara bu kadro kanununun çıkarılması hususundaki yazılarımızı yazdık. Tüm bakanlıklardan olumlu görüşler almamıza rağmen, Maliye Bakanlığının görüşünün gelmemesi üzerine, bu belirttiğim yazı üzerine, kadroların ihdası hususunda tekrar kanun tasarısının hazırlanması konusunda ivedi davranılması mecburiyetimizi Maliye Bakanlığına birkaç kez bildirmemize rağmen, maalesef, halen bir cevap gelmemiştir; ama, bu konudaki çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Tarımın canlı olduğunu, tarımda ara vermenin mümkün olmadığını, tarımın devamlı olduğunu, tarımda tecrübeli, bilgi birikimine sahip olan mühendis ve veterinerler ile yeni istihdam edilecekler arasında bağın kurulması mecburiyetini, bir kez daha, burada, Yüce Meclisin dikkatine arz etmek istiyorum.

Müsaade ederseniz, Sayın Mehmet Elkatmış'ın değindiği hususlar üzerinde de şu görüşlerimi arz etmek istiyorum: Burada birkaç kere belirttim, özellikle, Toprak Mahsulleri Ofisinin çiftçimize bir borcu kalmamıştır. Nevşehir ve Niğde'de, üzüm yetiştiricilerinin Tekele teslim ettiği üzümlerin parasının ödenmesi konusundaki çalışmaların devam ettiğini biliyorum.

Buradaki asıl problem, patates üreticilerinin. İçerisinde Sayın Mehmet Elkatmış olmak üzere, Niğde ve Nevşehir milletvekilleri ve o yörenin çiftçileri, muhtarları, ziraat odaları başkanları, birkaç kez Bakanlığımızı ziyaret etmişlerdir.

Hakikaten, patates üreticisi problemlerle karşı karşıyadır. Asıl, problemin kaynağı ise, yıllarca konuşulan; ancak, bir türlü Türkiye’de başlatılamayan ürün planlaması, ürün yönlendirmesi ve tüketimle, ihracat miktarlarıyla, üretim miktarları arasındaki dengenin kurulamamasıdır. Şimdiye kadar, biz, Türk çiftçisine bir pancarı öğretmişiz, bir patatesi öğretmişiz, bir buğdayı öğretmişiz; haklı olarak çiftçimiz de, pancar ekmiş, patates ekmiş, buğday ekmiş; ama, maalesef, 2000 yıllarına geliyoruz, çiftçimize bizler -özeleştiri yapmak için söylüyorum- pancar yerine başka bir endüstri bitkisini, patates yerine başka bir bitkiyi, buğday yerine başka bir bitkiyi öğretememişiz ve bunların sanayiini kuramamışız. 1980’li yıllarda sanayileşelim derken, tarıma dayalı sanayileri ihmal etmişiz ve bugün, Türkiye, işlenmiş tarım ürünlerini dışarıdan alma mecburiyetinde kalıyor.

Patates konusundaki problemi üç noktada toplamamız gerekli: Birincisi, bugün elimizde bulunan, bu üretilen patatesin -ki, miktarı 5 500 000 tondur- pazarlanması gerekli. İkincisi ise, geleceğe yönelik problemler; yani ürün planlamasıyla ilgili problemler. Patates yerine neyi ekelim, ürettiğimiz patatesi dünya pazarlarına nasıl ulaştıralım... Bunların çalışmaları tabiî ki yıllar alacaktır; maalesef, şimdiye kadar da -özeleştiri yapmak için söylüyorum- bu konularda yapılan derli toplu bir çalışma, bir projelendirme mevcut değildir. Üçüncü problem, patateste çeşitlendirme. Tohum ıslahından, değişik ürünlere elverişli, yani un olmaya elverişli, püre olmaya elverişli, endüstride kullanılmaya elverişli, fermantasyon sanayiinde kullanılmaya elverişli değişik patates çeşitlerini üretip, daha kaliteli, daha az yağ çeken, şeker oranı daha düşük patates tohumunu ıslah edip ülkemize yerleştirmemiz gerek.

Bir rakam vermek istiyorum. 1999 yılında -ki, bizim göreve gelişimiz 29 Mayıstır- Türkiye'nin ithal ettiği tohumlar için ödediği para, 73 milyon dolardır. Bin yıldır bu toprakları vatan edinmişiz; ama, hâlâ, Türkiye, pek çok çeşit sebzenin, pek çok çeşit tahıl ürününün tohumunu dışarıdan almaktadır. Geçen yıl dışarı ihraç ettiğimiz tohumdan aldığımız toplam para ise 15 milyon dolardır. Bu topraklara sahip, bu iklim yapısına sahip, bu genç, çalışkan, müteşebbis köylü nüfusuna sahip ve nüfusunun yüzde 45'i köyde çalışan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, 1999 yılında ithal ettiği tohum için ödediği para 73 milyon dolar, ihraç ettiği tohumdan aldığı para ise 15 milyon dolardır. Tabiî, bunu, gmişe göre irdelememiz gerekli.

Bu yılki problem için ne yaptık, ne yapmamız gerekli. Sayın milletvekilleri, değerli Başkanım; özellikle bu yıl üretilen patatesin ihraç imkânlarını geliştirmek, içtüketimini artırmak için yaptığımız çalışmaları, müsaadenizle, sıralamak istiyorum. Öncelikle, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı -burada pek çok arkadaşımızın da belirttikleri gibi- içi boşaltılmış, yetkileri olmayan, davul başkasında çomak başkasında olan bir bakanlık. Yani, şimdi patates üreticisinin patatesini Toprak Mahsulleri Ofisi olarak almam için, bir kaynak bulmam gerek. Tarım Kredi Kooperatifleri Birliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığıyla olan her türlü ilişkisi kesilmiş bir durumdadır; tamamen özerk bir kuruluştur. Bir konut yaptırma kooperatifinin ilişkisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığıyla ne kadarsa, tarım ve kredi kooperatiflerinin ilişkisi de Tarım ve Köyişleri Bakanlığıyla o kadardır. Ancak, adımızın Tarım ve Köyişleri Bakanlığı olmasından dolayı -Ziraat Bankasının bizimle hiçbir ilişiği yok. Bu, devletin yapılanmasıdır; bunu tenkit etmek için söylemiyorum, durumu arz etmek için söylüyorum- köylümüz, üreticimiz, o emeklimiz, çalışan, haklı olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığına geliyor.

Biz, 17.6.1999 tarihinde, 30994 sayılı yazımızla, Dış Ticaret Müsteşarlığına müracaat edip, yine Dış Ticaret Müsteşarlığının Para Kredi ve Koordinasyon Kuruluna yazmasıyla -ki, yazı, Dış Ticaret Müsteşarlığından 17.6.1999 tarihinde çıkmıştır. Para Kredi ve Koordinasyon Kuruluna yazdık- patatese ihracat teşviki istedik. Ancak, bu yazı, Dış Ticaret Müsteşarlığından... Biz, önce, Dış Ticaret Müsteşarlığına yazıyoruz; Dış Ticaret Müsteşarlığı, Para Kredi ve Koordinasyon Kuruluna yazıyor; Para Kredi ve Koordinasyon Kurulundan... Tarihleri tekrar veriyorum: Dış Ticaret Müsteşarlığının yazısı -tarihi 17.6.1999'dur- Para Kredi ve Koordinasyon Kuruluna intikal ettirilmiştir. 18.10.1999'da, aradan dört ay geçtikten sonra, Resmî Gazetede yayımlanarak, patatese ton başına 20 dolar ihracat teşviki verdik, ihracat teşvik iadesi verdik. Bu miktar yeterli değildir. Mümkün olsa da daha fazla verilse; ancak, daha önce, uluslararası anlaşmalarda attığımız imzalar, daha fazla verilmesi konusunda bizi bağlamaktadır. 1 Ekim 1999 ile 31 Mart 2000 tarihleri arasında verdiğimiz bu ihracat teşvikinin, işte, bu uluslararası ticaret örgütü nezdinde attığımız imzalar nedeniyle, yüzde 15'i geçemeyeceği söylenmektedir. Bu da, 20 dolara tekabül etmektedir; ancak, bu 20 dolar belirli bir rahatlamayı, maalesef, sağlayamamıştır.

Geçen hafta gördük; Amasya'da üretilen soğanlar nehre dökülüyor. Hatta, bu soğanlar tarlaya döküldüğü zaman, o soğanları tüketen hayvanlar üzerinde, fizyolojik olarak negatif etki yapıyor; üretici, soğanını dökecek yer bulamıyor.

Bunların hepsinin dönüp geldiği yer üretim planlamasıdır ve Anadolu toprağına, Anadolu iklimine uygun, Anadolu insanının yetiştireceği yeni ürünleri geliştirme mecburiyetimiz vardır.

Ayrıca, içtüketimi artırmak için, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı olarak, sizler -sayın Niğde milletvekillerimiz, sayın Nevşehir milletvekillerimiz de- hepiniz biliyorsunuz ki, Millî Savunma Bakanlığımızla yazışmalarda bulunduk, toplu tüketim yerleriyle yazışmalarda bulunduk; Fırıncılar Federasyonunu toplayarak, patatesin belirli oranlarda ekmeğe katılması üzerinde görüştük. Tabiî, onlar üzerinde, ancak, bizim, olumlu önerilerimiz oluyor, zorlayıcı bir durumumuz olamıyor.

Diğer taraftan, ürün planlamasını başlatma konusundaki çalışmalar belirli bir noktaya kadar gelmiştir. Belirli bir noktadan sonra ise, istediğimiz ölçüde bir sonuca ulaşamadığımızı da belirtmek istiyorum.

Patates üreticilerinin içinde bulundukları bu sorunlar nedeniyle, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasından almış oldukları tarımsal kredi borçlarını ve tarım kredi kooperatiflerinden aldıkları kredi borçlarını ödeyemediklerini biliyoruz. Bu konuda, Ziraat Bankasına, tarım kredi kooperatiflerine, gerekli yazıları, Bakanlıktan, birer öneri niteliğinde yazma imkânımız var. Bunları, kendilerine birkaç kez yazdık. Bizzat, tarım kredi kooperatiflerine, Ziraat Bankası Genel Müdürlüğüne -sizin de belirttiğiniz gibi- Nevşehir ve Niğde'deki patates üreticisinin de -aynı, bir depremin vurduğu gibi- bir ekonomik depremle karşı karşıya kaldığını belirterek, bu konuda istirhamda bulunduk.

Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerinden almış oldukları kredi borçları ile 1998 yılı elektrik borçlarının ertelenmesi için, mart sonuna kadar faizsiz olarak ertelenmesi için Bakanlığımızca hazırlanan Bakanlar Kurulu taslağı, 5 Ocak 2000 tarihinde, 99/21 sayılı yazımızla Başbakanlığa arz edilmiştir. Tarım kredi kooperatifleri, Ziraat Bankası ve 1998 elektrik borçlarının faizsiz ertelenmesi için, daha önce de, Bakanlığımızdan, bir kaç kere, ilgili yerlere yazı yazmamız haricinde, 5 Ocak 2000 tarihinde, tekrar, bu yazıyı Başbakanlık makamına arz ettik.

Diğer taraftan, yine Bakanlığımızın girişimleriyle, Sayın Başbakan Yardımcımız ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanının girişimleriyle, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi, yani, TEDAŞ ve bağlı ortaklıkları ile müesseselerinin, tarımsal sulama statüsündeki abonelerinin, 1999 yılında tükettikleri enerji bedelinin, borçlarının ertelenmesi hakkındaki Bakanlar Kurulu kararı, 6 Ocak 2000 tarih, 23928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yani, patates üreticilerinin 1999'daki elektrik borçlarının ertelenmesi kararnamesi yayımlandı. Ancak, burada bir husus var. Bunların ertelenebilmesi için, 1998 yılından borçlarının olmaması gerekli. İşte, biz, tekrar, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı olarak, 1998 borçlarının da ertelenmesi için bir kararname taslağını Başbakanlığa arz etmiş bulunuyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz almışken şunu ilave etmek istiyorum: Artık, tarımın, her gün çeşitli mahfillerde konuşulan ama çözülemeyen bir sektör olmaktan kurtarılma mecburiyeti vardır. Bakanlığımızın hazırladığı tarımda yeniden yapılanma ve tarım reformu programını, gerekçesini ve kanun tasarısını Bakanlar Kurulunun bilgisine arz ettim. Bu kanunla ilgili olarak, gerekçesi ve 2000 yıllarında tarımın yapılandırılması, Avrupa Birliğiyle rekabet edebilmemiz, Avrupa Birliğine de uyum sağlamamız açısından ve şimdiye kadar çiftçimizin, köylümüzün desteklenmesindeki hataların giderilip desteklerin çiftçiye direkt ulaştırılabilmesi açısından bir organizasyon da oluşması için tarımda yeniden yapılanma programı ve bir üst kurul oluşması -bu üst kurul, Sayın Başbakanın başkanlığında veya onun görevlendireceği başbakan yardımcısının başkanlığında veya görevlendireceği bir bakanın başkanlığında ilgili tüm bakanlardan oluşan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım, açıyorum.

Lütfen, tamamlayın efendim.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla) – ...Ziraat Bankası Genel Müdürü, Ziraat Odaları Birliği Başkanı, inşallah üretici birliklerini kurduğumuz takdirde; ki, kurma mecburiyetindeyiz; bu, Avrupa Birliğinin ve Birleşmiş Milletlerin FAO Örgütünün bizden istediği bir örgütlenmedir, üretici birliklerinin kurulmasıdır; üretici birlikleri konfederasyonunun temsilcilerinden oluşan bir üst kuruldur. Bu üst kurulun, makro ekonomik düzeyde tarım politikalarına karar vermesi ve tüm teşvikleri yönlendirmesi, bu teşvik ve desteklerin nasıl olacağı şeklini belirlemesi, 2000 yıllarına adım atan Türkiye için şarttır- konularında DSP Grubuna gerekli açıklamaları yaptım, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunu bilgilendirdim; Fazilet Partisinin değerli Grubuna bir dosya takdim ettim, grup başkanvekillerimizle görüşeceğim, Sayın Genel Başkanımıza konuyu arz ettim. Doğru Yol Partimize, Anavatan Partimize, bu yeniden yapılanmayı ve tarım reformunu anlatmak, izah etmek ve burada, Yüce Meclisin, uzlaşarak, nüfusumuzun yüzde 45'inin çalıştığı, nüfusumuzun yüzde 40'ının yaşadığı ve bugün de en ciddî, en acil sorunlarla karşı karşıya bulunan köylümüzün, üreticimizin -bitkisel ürün üreticisinin, hayvan üreticisinin- problemlerini çözme mecburiyetindeyiz.

Bu fırsatı bana verdikleri için Sayın Erdener'e, Sayın Elkatmış'a teşekkür ediyorum ve Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Gündemdışı üçüncü söz, 2000 yılında Türk Milletinin misyonunun ne olacağı konusunda söz isteyen Yozgat Milletvekili Mesut Türker'e aittir.

Buyurun Sayın Türker. (MHP sıralarından alkışlar)

3. – Yozgat Milletvekili Mesut Türker’in, 2000 yılında Türk Milletinin misyonunun ne olacağına ilişkin gündemdışı konuşması

MESUT TÜRKER (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2000 yılında Türk Milletinin misyonu ne olmalıdır konusunda gündemdışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, Türk Milletinin ve sizlerin yeni yılınızı ve geçmiş Ramazan Bayramınızı kutlar, Yüce Heyetinize saygılar sunarım.

Değerli milletvekilleri, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin doruğa çıktığı 20 nci Yüzyılı geride bıraktık. Şimdi ise, artık, güç dengelerinin oluşumunda, bilgi üretim ve kullanımının yanı sıra, millî ve manevî değerlerin birinci faktör olacağı bilinen yeni bir çağa, 21 inci Yüzyıla adım atmış bulunuyoruz.

İnsanoğlu, bugünkü gelişmişlik düzeyine uzun ve zahmetli çabalar sonucunda ulaşmıştır. Eski Yunan ve Mısır medeniyetleri, Türk-İslam medeniyeti, Rönesans kâşifleri birbirlerini etkileyerek modern bilimin oluşumunu sağlamışlardır.

Geride bıraktığımız 20 nci Yüzyılın en önemli bir diğer özelliği ise, bilim ve teknolojide yaşanan gelişmelerin yanı sıra, materyalist ve totaliter rejimlerin yıkılıp yok olduğu bir dönem olmasıdır.

Ne var ki, insanoğlu, bu noktaya ulaşıncaya kadar büyük ıstıraplar çekmiş, bugün hâlâ da sonuçlanmamış, haklıların değil güçlülerin yönettiği savaşları yaşamaktadır. İşte Karabağ'daki işgal, işte Çeçenistan'da sömürgecilikten hâlâ vazgeçmediği anlaşılan Rusya'nın uyguladığı genosit.

Değerli milletvekilleri, 21 inci Yüzyıla adım attığımız bu yeni dönemde dünyamız, değişik boyutlarıyla karmaşık ilişkiler ağını ifade eden küreselleşme sürecini tartışmaktadır.

Küreselleşme, bilgi ve iletişim teknolojilerinin ulaştığı ileri düzeyi ifade etmesi anlamı bakımından inkâr edilemez bir dünya gerçeğidir; ancak, yeni dünya düzeni olarak da ifade edilen küreselleşme süreci, uluslararası tekelci sermayenin dünya diktatörlüğüne giden kanlı bir yolunun başlangıcı olmamalıdır. Bu anlamda, merkez ülkeler, küreselleşme sürecinde, kendi kimliklerini koruyarak dünyaya daha fazla açılma, dünya ticaret hacminden daha fazla pay alma peşindeyken, Türkiye gibi çevre ülkelere, bunun tam tersi aşılanmaya çalışılmaktadır. Nitekim, millî bağımsızlık yerine bağımlılık, hükümranlık haklarından yeni dünya düzeni uğruna fedakârlık, anadilimiz Türkçe gibi temel kültür unsurlarından uzaklaşma veya bunları yozlaştırma, üniter devlet yapısını zedeleme, idarî yapımızda millî bütünlüğümüzü parçalayacak tarzda, eyalet sistemi gibi kaygı verici politikalar dayatılmaktadır. Kaldı ki, bize bu politikaları empoze eden bu merkez ülkelerde millî devlet fikri asla terk edilmemiştir. Milliyetçiliğin kurumlaşıp bir yaşam tarzı haline geldiği bir Almanya'da, bir Fransa'da, bir İngiltere'de millî devlet fikrinden vazgeçilebilir mi?! Aksine, bu ülkelerde millî yaklaşımlar, kültürel konulardan ekonomik konulara kadar her alana hâkim durumdadır. Bu sebeple, 21 inci Yüzyılda, dünya siyasetinde millî devletler en güçlü aktörler olmaya devam edeceklerdir.

Değerli milletvekilleri, geçmiş yüzyıllarda, özellikle, Batı ülkeleriyle olan ilişkilerimiz, genelde, kaygan bir zeminde seyretmiştir. Çoğu kez, çifte standartlı ilişkilerin bedeli, ülkemiz için oldukça ağır olmuştur. Koskoca Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışı da, esasen, bu nedene dayalıdır. İşte, bugün de benzer problemler değişik yöntem ve dayatmalarla karşımıza çıkarılmakta, Türk Milleti çaresiz kılınmak istenmektedir. Bu çerçevede, insan hakları ve demokrasi gibi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun efendim.

MESUT TÜRKER (Devamla) – ...birtakım evrensel erdemler istismar edilmek suretiyle, bütün insanî değerlere düşman, mağara yaratığı bir caninin savunuculuğu yapılmakta, üstelik, bizden bu konuda talep edilen tavizler, Avrupa Birliğine kabulümüz yolunda, âdeta, bir vize şartı olarak ileri sürülmektedir. Esasen, Batı'nın bu konuya ilgisinin yukarıda anlatılan erdemlerden kaynaklandığı da bir hayli şüphelidir; çünkü, tarihen sabit bir şekilde biliyoruz ki, Batılılar için değerli veya vazgeçilmez olan ne terör örgütü başıdır ne de Türkiye'dir; onlar için vazgeçilmez olan tek şey, kısa, orta ve uzun vadeli çıkarlarıdır. İşte, bunun için de, Türkiye Cumhuriyeti olarak bizim yapmamız gereken, Batı'ya şirin görünmek değil; fakat, tam bağımsızlık ve milliyetçilik ülküsünden asla vazgeçmeksizin, Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık düzeyi hedefine doğru azim ve kararlılıkla, hızla koşmak ve hedefe ulaşmak mecburiyetindeyiz. Bir an önce bu hedefe ulaşmak için de, eğitim seferberliğine girişilmesi ve özellikle üniversitelerimizin hem bilgi üretmek ve hem de sorun çözmeye yönelik araştırmalar yapması, asıl amaç olmalıdır. Bu sayede, geleceğin araştırmacı Türk bilim adamlarının yetişmesi ve Türkiye'nin gerçek anlamda bir bilgi toplumuna dönüşmesi sağlanmış olacaktır.

BAŞKAN – Lütfen tamamlayın Sayın Türker.

MESUT TÜRKER (Devamla) – Çok az kaldı Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

MESUT TÜRKER (Devamla) – Gelir dağılımındaki adaletsizliğin düzeltilerek, Türk insanının, ekonomik açıdan güçlü, sosyal açıdan barışık bir toplum olarak, hak ettiği yeri alması sağlanmalıdır.

Sağlıklı yaşamak, en temel insan haklarından biridir. İnsan hayatının kalitesini yükselterek sağlıklı nesiller yetiştirilmesi, mutlaka sağlanmalıdır.

Toplumsal huzur ve mutluluğu sağlamak istiyorsak, din olgusunu görmezlikten gelemeyiz. Bu sosyal ihtiyaç görmezlikten gelinerek ve baskı altına alınarak değil, en iyi ve en doğru şekilde yerine getirilerek karşılanabilir.

Değerli milletvekilleri, son dönemlerde bazı süslü kavramların arkasına sığınılarak, örtülü ve zaman zaman da açık bir şekilde Türklük düşmanlığı yapılmakta olduğunu hepimiz çok iyi bilmekteyiz. Ancak, unutulmamalıdır ki, Türk Milleti tarafından kurulan bir devletin Türk milliyetçiliğini gütmesi, yani, her türlü siyasetini Türke göre düzenlemesi son derece tabiîdir. Sonuç olarak, 21 inci Yüzyılda Türk Milletinin misyonu, tarihe yakışır bir şekilde, layık olduğu yere gelebilmesi ve bu asrın bir Türk asrı olması için, yeni bir Kürşat ihtilaline ihtiyacımız vardır. Bu ihtilal, eğitimde, bilimde, teknolojide ve kültür hayatımızda gerçekleştirilmelidir.

Bu uğurda hepimize başarılar diler, saygılar sunarım. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Türker.

Değerli milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Değerli milletvekilleri, Meclis araştırması önergeleri vardır, okutacağım; ancak, ondan önce, kâtip üyenin, Genel Kurula sunuşunu oturarak yapması hususunu değerli oylarınıza sunacağım: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Buyurun efendim.

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel ve 48 arkadaşının, 1992 yılında hizmete giren Galata Köprüsünün açılmamasından kaynaklanan sorunların araştırılması konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/112),

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İstanbul'da yeni Galata Köprüsü 1992 yılında hizmete girmiştir. 1992 yılından beri gerek mühendislik hataları gerekse arızalarının giderilmemesi ve köprünün açılamaması nedeniyle, gerek kamu kurumları gerekse özel sektörümüz büyük zarar görmektedir.

Bu konunun çözüme kavuşturulmasını, ayrıca ihmali görülenler hakkında uygulamada bulunmak üzere Anayasanın 98 inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.

1- Ahmet Güzel (İstanbul)

2- Tahsin Boray Baycık (Zonguldak)

3- Masum Türker (İstanbul)

4- Cahit Savaş Yazıcı (İstanbul)

5- Hüseyin Mert (İstanbul)

6- Erol Al (İstanbul)

7- Süleyman Yağız (İstanbul)

8- Sulhiye Serbest (İstanbul)

9- Perihan Yılmaz (İstanbul)

10- Fikret Tecer (Kırşehir)

11- Akif Serin (İçel)

12- Ziya Aktaş (İstanbul)

13- Abdullah Turan Bilge (Konya)

14- Ahmet Tan (İstanbul)

15- M. Güven Karahan (Balıkesir)

16- Eyüp Doğanlar (Niğde)

17- Hasan Metin (İzmir)

18- B. Suat Çağlayan (İzmir)

19- İsmet Vursavuş (Adana)

20- Yücel Erdener (İstanbul)

21- Osman Kılıç (İstanbul)

22- Hasan Gülay (Manisa)

23- Zeki Eker (Muş)

24- Yekta Açıkgöz (Samsun)

25- Burhan Bıçakçıoğlu (İzmir)

26- Zafer Güler (İstanbul)

27- Mustafa Kemal Tuğmaner (Mardin)

28- Sebahat Vardar (Bilecik)

29- Numan Gültekin (Balıkesir)

30- Ali Ahmet Ertürk (Edirne)

31- Nazif Topaloğlu (Muğla)

32- Fadlı Ağaoğlu (İstanbul)

33- Hasan Suna (Yalova)

34- Necati Albay (Eskişehir)

35- Orhan Ocak (Bursa)

36- Bahri Sipahi (İstanbul)

37- Bülent Ersin Gök (İstanbul)

38- M. Hadi Dilekçi (Kastamonu)

39- Hasan Akgün (Giresun)

40- Salih Dayıoğlu (İzmir)

41- Ali Rahmi Beyreli (Bursa)

42- Hasan Özgöbek (Uşak)

43- Halit Dikmen (Aydın)

44- Faruk Demir (Ardahan)

45- Ergün Bayrak (Artvin)

46- M. Turhan İmamoğlu (Kocaeli)

47- M. Tahir Köse (İstanbul)

48- Hayati Korkmaz (Bursa)

49- Necdet Tekin (Kırklareli)

Gerekçe:

STFA-THYSEEN Konsorsiyumu tarafından yapılan Galata Köprüsü, ihaleye çıkarıldığı 1985 yılından itibaren tartışma konusu olmuştur.

İnşaatı boyunca ihalesinden mühendislik hatalarına kadar birçok davaya konu olan ve inşaatının tamamlandığı 1992 yılından bu yana arızaları bir türlü bitmeyen Galata Köprümüz, bir ara çelik kirişlerinin yırtılmasıyla da çökme tehlikesi atlatmıştır. Daha sonra onarımı yapılan Galata Köprüsünün son arızasının faturasıysa, tersanelere ve donanmaya çıkmıştır. Köprü açılmadığı için Türkiye Gemi Sanayii İşletmesinin imal ettiği gemiler ile özel sektör tersanelerinde imal edilen gemiler Haliç'ten çıkarılamamakta, mahsur kalmaktadırlar.

Son olarak, bir denizcilik firmamızın imal ettiği gemiyi Haliç dışına çıkarmak için yaptığı mücadele, mühendislik tarihine geçecek örneklerden biri olmuştur.

Köprünün açılmaması nedeniyle Camialtı ve Taşkızak Tersanelerinde yapılan 2 adet 18 000 dwt'lik gemi, sipariş tarihi geçmesine karşın çıkarılamadığı için teslim edilememektedir. Türkiye Gemi Sanayii yöneticileri, indirilemeyen bir geminin tersaneye her gün 3 000 dolara mal olduğunu, köprü açılamadığı için yeni siparişlerin alınamadığını belirtmektedirler.

Ayrıca, Galata Köprüsünün İstanbul Belediyesince teslim alınmaması nedeniyle, köprü altında bulunan, Eminönü ile Kadıköy gibi iki ticaret merkezinin arasında kalan, gün içinde binlerce insanın yolunun geçtiği 114 adet dükkân da yıllardır boş durmaktadır. Dükkân kiraları nedeniyle yıllık zararın 8 milyon mark olduğu söylenmektedir.

Köprü inşaatını yapan STFA-THYSEEN Konsorsiyumu, Hazineden alacaklı olduğunu, Bayındırlık Bakanlığı ise fazla ödeme yapıldığını söylemekte, İstanbul Belediyesi köprüyü teslim almamakta ve bu durum, İstanbul için bir sorun olarak çözüm beklemektedir.

Yüce Meclise saygıyla arz ederiz.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemdeki yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Müteakip önergeyi okutuyorum:

2. – İstanbul Milletvekili Ali Coşkun ve 19 arkadaşının, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının güvenliği ve deniz kirliliğinin yarattığı çevre sorunları konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/113)

30.12.1999

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Son yıllarda sık sık meydana gelen tanker faciaları da dikkate alınarak, geçmişte yaşanan ve giderek daha tehlikeli boyutlara ulaşma eğilimine giren olumsuz gelişmeler de dikkate alınacak olursa, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının güvenliği, Karadeniz ve Marmara Denizinin aşırı kirlenmesi sonucu meydana gelen çevre sorunlarıyla, İstanbul'un ve diğer yerleşim birimlerinin karşı karşıya kaldığı büyük tehlikeler belirlenerek bu alanda alınmış olan tedbirlerin gözden geçirilmesi, yeni önlemlerin ve politikaların oluşturulması yönünden bir Meclis araştırması yapılması hususunu Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca arz ve teklif ederiz.

1- Ali Coşkun (İstanbul)

2- Abdülkadir Aksu (İstanbul)

3- Cemil Çiçek (Ankara)

4- Tevhit Karakaya (Erzincan)

5- Bekir Sobacı (Tokat)

6- Mustafa Baş (İstanbul)

7- Mustafa Kamalak (Kahramanmaraş)

8- Fethullah Erbaş (Van)

9- Latif Öztek (Elazığ)

10- Alaattin Sever Aydın (Batman)

11- Fahrettin Kukaracı (Erzurum)

12- İlyas Arslan (Yozgat)

13- Aslan Polat (Erzurum)

14- M. Ergün Dağcıoğlu (Tokat)

15- Lütfü Esengün (Erzurum)

16- Mehmet Altan Karapaşaoğlu (Bursa)

17- Sacit Günbey (Diyarbakır)

18- Evliya Parlak (Hakkâri)

19- Nevzat Yalçıntaş (İstanbul)

20- Azmi Ateş (İstanbul)

Gerekçe:

Bugün, değeri biçilmez İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı, Karadeniz, Marmara Denizi ve İstanbulumuz, her an büyük tehlikelerle karşı karşıya bulunmaktadır.

İstanbul Boğazı, Karadenizi güneye, sıcak denizlere bağlayan, dış dünyaya açan tek su yoludur.

Boğazdan geçişini tamamlayan bir geminin ortalama 15 önemli rota değişikliği yapma zorunluluğunda olduğu, ayrıca, Boğazların yüzeyleri kadar yüzey altları da sürprizlerle dolu hidrografik yapı sergilemektedir.

İstanbul Boğazı, sadece doğal nedenlerle tehlikeli değildir. Boğazın iki yakası arasında çok yoğun bir deniz trafiği mevcuttur. Ayrıca, uluslararası deniz trafiğinde, özellikle, Sovyetlerin dağılmasıyla dışarıya açılan yeni devletlerin kendi ticaretlerini yapma faaliyetleri sebebiyle, büyük artışlar söz konusudur. Bu zamana kadar Rusya anakıtası içindeki Volga, Dinyeper, Dinyester gibi büyük nehirlerde taşımacılık yapan nehir gemileri, açıkdeniz şartlarına uygun olmadıkları halde, ithalat, ihracat taşımacılığında yoğun olarak kullanılır olmuşlardır.

İstanbul Boğazından yılda ortalama 5 000 tanker ve çeşitli tiplerde 25 000 gemi geçiş yapmaktadır. Son 10 yılda, çeşitli nedenlerle, Boğazda yaklaşık 336 kaza meydana gelmiş ve bu kazalarda 50 kişi ölmüştür. Hatırlanacağı gibi, 1994 yılındaki tanker kazasında ise, 13 000 ton hampetrol denize sızarak büyük bir tehlike doğurmuş ve çevrede yaptığı tahribat çok pahalıya mal olmuştur.

Boğazların trafik yükü, özellikle 1960'lardan sonra büyük oranda artmıştır. 1960 yılında toplam 28 000 tonilatoluk 9 000 geminin geçtiği boğazlarda, son yıllarda 168 000 tonilatoluk 25 000 gemiye ulaşmıştır.

Son 10 yılda Boğazda meydana gelen 336 kazanın sadece ikisinde kılavuz kaptan bulunması, oldukça dikkat çekicidir. Kaldı ki, 7.11.1999 tarihinde Ahırkapı açıklarında çarpışarak biri batan gemi, 3.12.1999 günü Üsküdar açıklarında tehlike geçiren diğer bir gemiyle 29.12.1999 günü fırtına sonucu İstanbul Küçükçekmece önlerinde ortadan ikiye bölünüp parçalanarak batan tankerden yüzlerce ton fuel-oil yakıtın denize yayılması sonucu karşılaşılan felaket, endişemizi iyice artırmış bulunmaktadır.

Mevcut tüzükteki önlemlerin uygulanabilmesi için gemi trafik hizmetleri ve etkin radar pilotlama sistemi her nedense bugüne kadar gerçekleştirilememiştir. Bu konuda, 21.10.1999 tarihinde, İstanbul Milletvekili Ali Coşkun gündemdışı söz alarak, durumu Yüce Meclise arz etmişse de, ciddî bir girişimde bulunulmadığı anlaşılmaktadır.

13 Şubat 1997 tarihinde "TPAO" isimli petrol tankerinde, GEMSAN AŞ tersanesinde bakım ve onarım yapılırken meydana gelen patlama büyük bir yangına ve 3'ü ağır olmak üzere 23 kişinin yaralanmasına ve çevre kirliliğine neden olmuştur.

Marmara Denizi, boğazlardaki kirlenmenin etkisi ve yerleşim birimlerinin atıklarıyla hızla tehlikeli boyutlarda kirlenmeye başlamıştır. Marmara Denizi gibi, tehlike çanları Karadeniz için de çalmaktadır. Bilindiği gibi, Karadenizin altında hayat yoktur, canlılar sadece yüzeye yakın kesimlerde yaşamaktadırlar.

Daha önce, Karadenize hayat veren Tuna, Don ve Dinyeper Nehirleri, son 30 yılda, tam tersine, Karadenizi kirleten unsurların başında gelmektedirler.

Bir araştırmaya göre, her yıl 110 000 tondan fazla petrol Karadenize karışmaktadır. Bu konuda, Karadenize kıyısı olan ve adı geçen nehirlerin içinden geçtiği ülkeleri de kapsayan ciddî bir çalışma platformunun oluşturulması ve mevcut girişimlerin etkin hale getirilmesi gerekli görülmektedir.

Sonuç olarak, yukarıda belirtilen hususların Yüce Mecliste yapılacak bir araştırmaya konu edilebilmesi için, bu konuda araştırma komisyonu kurulmasını, Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince arz ve teklif ederiz.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemdeki yerini alacak, Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Sözlü soru önergelerinin geri alınmasına dair önergeler vardır, okutuyorum:

D) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın (6/255) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/81)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Yazılı gündemin "Sözlü Sorular" kısmında, 21 inci sırada bulunan (6/255) sıra sayılı soru önergeme yazılı cevap aldığımdan, önergemin gündemden çıkarılmasını arz ederim.

14.1.2000

Musa Uzunkaya

Samsun

BAŞKAN – Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

2. – Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz’ın (6/320) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/82)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 83 üncü sırasında yer alan (6/320) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

Mustafa Niyazi Yanmaz

Şanlıurfa

BAŞKAN – Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

3. – Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman’ın (6/341) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/83)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 104 üncü sırasında yer alan (6/341) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

Yahya Akman

Şanlıurfa

BAŞKAN – Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

4. – Bursa Milletvekili Ali Arabacı’nın (6/238) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/84)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(6/238) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim. 4.1.2000

Ali Arabacı

Bursa

BAŞKAN – Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 1 ilâ 13 üncü sıralarında, Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonun, bazı milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarına ilişkin raporları vardır; ayrı ayrı okutup, bilgilerinize sunacağım.

İzmir Milletvekili Hasan Ufuk Söylemez'in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon raporunu okutuyorum:

IV.– KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. – İzmir Milletvekili H. Ufuk Söylemez'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/168) (S. Sayısı : 221) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen İzmir Milletvekili Ufuk Söylemez'in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla, hizmet nedeni ile emniyeti suiistimal suçu isnat olunan İzmir Milletvekili Ufuk Söylemez hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İzmir Milletvekili Ufuk Söylemez, Komisyonumuza yazılı savunma vermiştir.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi

(1) 221 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını; ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır.

Bu nedenlerle ve isnat olunan eylemin niteliği dikkate alınarak, İzmir Milletvekili Ufuk Söylemez hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı Milletvekillerinin Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasıyla İlgili Muhalefet Şerhimin Açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için, suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

Kamuoyunda, haklı-haksız suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının, suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Kayseri Milletvekili Abdullah Gül'ün yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon raporunu okutuyorum:

2. – Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/170) (S. Sayısı : 222) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen Kayseri Milletvekili Abdullah Gül'ün yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla, özel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununa muhalefet suçu isnat olunan Kayseri Milletvekili Abdullah Gül hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Kayseri Milletvekili Abdullah Gül, Komisyonumuza gelerek sözlü savunma yapmıştır.

(1) 222 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını; ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Bu nedenlerle, Kayseri Milletvekili Abdullah Gül hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı Milletvekillerinin Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasıyla İlgili Muhalefet Şerhimin Açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için, suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

Kamuoyunda, haklı-haksız suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının, suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sıvas Milletvekili Musa Demirci'nin yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon raporunu okutuyorum:

3. – Sivas Milletvekili Musa Demirci’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/171) (S. Sayısı : 223) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen Sıvas Milletvekili Musa Demirci'nin yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla, özel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununa muhalefet suçu isnat olunan Sıvas Milletvekili Musa Demirci hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi

(1) 223 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını; ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Bu nedenlerle, Sıvas Milletvekili Musa Demirci hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı Milletvekillerinin Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasıyla İlgili Muhalefet Şerhimin Açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için, suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

Kamuoyunda, haklı-haksız suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının, suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Malatya Milletvekili Recai Kutan'ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon raporunu okutuyorum:

4. – Malatya Milletvekili Mehmet Recai Kutan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/172) (S. Sayısı : 224) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen Malatya Milletvekili Mehmet Recai Kutan'ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla, özel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununa muhalefet suçu isnat olunan Malatya Milletvekili Mehmet Recai Kutan hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını; ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için ol-

(1) 224 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

madığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Bu nedenlerle, Malatya Milletvekili Mehmet Recai Kutan hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili muhalefet şerhimin açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için, suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

Kamuoyunda, haklı-haksız suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının, suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

İstanbul Milletvekili Aydın Menderes'in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon raporunu okutuyorum:

5. – İstanbul Milletvekili Aydın Menderes’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/173) (S. Sayısı : 225) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen İstanbul Milletvekili Aydın Menderes'in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla, özel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununa muhalefet suçu isnat olunan İstanbul Milletvekili Aydın Menderes hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını; ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması

(1) 225 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Bu nedenlerle, İstanbul Milletvekili Aydın Menderes hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı Milletvekillerinin Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasıyla ilgili Muhalefet Şerhimin Açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

Kamuoyunda, haklı-haksız suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının, suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Malatya Milletvekili Oğuzhan Asiltürk'ün yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon raporunu okutuyorum:

6. – Malatya Milletvekili Oğuzhan Asiltürk’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/174) (S. Sayısı : 226) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen Malatya Milletvekili Oğuzhan Asiltürk'ün yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 inci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla, özel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununa muhalefet suçu isnat olunan Malatya Milletvekili Oğuzhan Asiltürk hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını; ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandı-

(1) 226 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

ğı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Bu nedenlerle, Malatya Milletvekili Oğuzhan Asiltürk hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı Milletvekillerinin Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasıyla İlgili Muhalefet Şerhimin Açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için, suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

Kamuoyunda, haklı-haksız suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının, suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

İstanbul Milletvekili Abdülkadir Aksu'nun yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon raporunu okutuyorum:

7. – İstanbul Milletvekili Abdülkadir Aksu’nun Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/175) (S. Sayısı : 227) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen İstanbul Milletvekili Abdülkadir Aksu'nun yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla, özel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununa muhalefet suçu isnat olunan İstanbul Milletvekili Abdülkadir Aksu hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını; ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Bu nedenlerle, İstanbul Milletvekili Abdulkadir Aksu hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

(1) 227 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı Milletvekillerinin Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasıyla İlgili Muhalefet Şerhimin Açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için, suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

Kamuoyunda, haklı-haksız suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının, suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Mardin Milletvekili Fehim Adak'ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon raporunu okutuyorum:

8. – Mardin Milletvekili Fehim Adak’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/176) (S. Sayısı : 228) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen Mardin Milletvekili Fehim Adak'ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla, özel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununa muhalefet suçu isnat olunan Mardin Milletvekili Fehim Adak hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını; ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Bu nedenlerle, Mardin Milletvekili Fehim Adak hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

(1) 228 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı Milletvekillerinin Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasıyla İlgili Muhalefet Şerhimin Açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için, suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

Kamuoyunda, haklı-haksız suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının, suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Ankara Milletvekili Rıza Ulucak'ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon raporunu okutuyorum:

9. – Ankara Milletvekili Rıza Ulucak’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/177) (S. Sayısı : 229) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen Ankara Milletvekili Rıza Ulucak'ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla, özel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununa muhalefet suçu isnat olunan Ankara Milletvekili Rıza Ulucak hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Ankara Milletvekili Rıza Ulucak Komisyonumuza gelerek sözlü savunma yapmıştır.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını, ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Bu nedenlerle, Ankara Milletvekili Rıza Ulucak hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

(1) 229 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı Milletvekillerinin Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasıyla İlgili Muhalefet Şerhimin Açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için, suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

Kamuoyunda, haklı-haksız suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının, suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon raporunu okutuyorum:

10. – Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/180) (S. Sayısı : 230) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla, Cumhurbaşkanına gıyabında hakaret suçu isnat olunan Tunceli Milletvekili Kamer Genç hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Komisyonumuza gelerek sözlü savunma yapmıştır.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını; ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Bu nedenlerle ve isnat olunan eylemin niteliği dikkate alınarak Tunceli Milletvekili Kamer Genç hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

(1) 230 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla arz olunur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sakarya Milletvekilleri Cevat Ayhan ve Nezir Aydın’ın yasama dokunulmazlıklarının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon raporlarını okutuyorum:

11. – Sakarya Milletvekilleri Cevat Ayhan ve Nezir Aydın’ın Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporları (3/182) (S. Sayısı : 231) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık yazısı Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa aykırı davranmak suçu isnat olunan Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan Komisyonumuza gelerek sözlü savunma yapmıştır.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını; ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Komisyonumuz Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan’ın eylemini siyasî faaliyet kapsamında değerlendirmiş ve hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı Milletvekillerinin Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasıyla İlgili Muhalefet Şerhimin Açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için, suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

(1) 231 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Kamuoyunda, haklı-haksız suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının, suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen Sakarya Milletvekili Nezir Aydın’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa aykırı davranmak suçu isnat olunan Sakarya Milletvekili Nezir Aydın hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını; ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Komisyonumuz, Sakarya Milletvekili Nezir Aydın’ın eylemini siyasî faaliyet kapsamında değerlendirmiş ve hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı Milletvekillerinin Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasıyla İlgili Muhalefet Şerhimin Açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için, suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

Kamuoyunda, haklı-haksız, suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının, suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Manisa Milletvekili Bülent Arınç'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon raporunu okutuyorum:

12. – Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/183) (S. Sayısı : 232) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 28.7.1999 günlü raporuyla Türk Bayrağını tezlil etmek suçu isnat olunan Manisa Milletvekili Bülent Arınç hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Manisa Milletvekili Bülent Arınç, Komisyonumuza yazılı savunma vermiştir.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını, ancak böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini göz önüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Bu nedenlerle ve isnat olunan eylemin niteliği dikkate alınarak, Manisa Milletvekili Bülent Arınç hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı Milletvekillerinin Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasıyla İlgili Muhalefet Şerhimin Açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için, suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

Kamuoyunda, haklı-haksız, suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının, suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

(1) 232 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Aydın Milletvekili Yüksel Yalova'nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon raporunu okutuyorum:

13. – Aydın Milletvekili Yüksel Yalova’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/185) (S. Sayısı : 233) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıkça, 17.6.1999 tarihinde Karma Komisyonumuza gönderilen Aydın Milletvekili Yüksel Yalova’nın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık yazısı, Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihli toplantısında gündeme alınmış, İçtüzüğün 132 nci maddesine göre kurulan hazırlık komisyonuna incelenmek üzere verilmiştir.

Hazırlık komisyonu, inceleme sonucunu özetleyen 21.7.1999 günlü raporuyla, basın yoluyla hakaret suçu isnat olunan Aydın Milletvekili Yüksel Yalova hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.

Aydın Milletvekili Yüksel Yalova Komisyonumuza yazılı savunma vermiştir.

Dosyada bulunan belge ve bilgiler ile hazırlık komisyonu raporunu inceleyen Karma Komisyonumuz, bütün demokratik ülkelerde yasama meclisleri üyelerine, yasama görevlerini gereği gibi yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla bazı bağışıklıkların (dokunulmazlıkların) tanındığını; ancak, böyle farklı bir statünün onları ayrıcalıklı ve hukukun dışında bir grup haline getirmek için olmadığını; tersine, yasama görevinin kamu yararına uygun biçimde yapılabilmesi için Meclis çalışmalarına engel olunmaması ve bağımsızlıklarının bir başka yönden de güvence altına alınması amacına yöneldiğini gözönüne almıştır. Anayasanın 83 üncü maddesinin de bu anlayışa dayandığı ve bu amacı taşıdığı açıktır. Bu nedenlerle ve isnat olunan eylemin niteliği dikkate alınarak, Aydın Milletvekili Yüksel Yalova hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

Raporumuz Genel Kurulun bilgilerine sunulmak üzere, Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Komisyon Başkanı ve üyeler

Bazı Milletvekillerinin Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasıyla İlgili Muhalefet Şerhimin Açıklamasıdır:

Siyasetin, milletvekillerinin ve TBMM'nin itibarını korumak ve kamu vicdanını tatmin için, suç isnadıyla karşılaşan milletvekillerinin yargı önüne çıkarak aklanmaları en doğal, önlenemez haklarıdır.

Kamuoyunda haklı-haksız suçlu zannıyla milletvekilliğinin sürdürülmesi, demokrasimizin sağlıklı gelişmesinin en büyük engelidir.

Yasama dokunulmazlığının suç sanıklarının sığınağı olmaması temel ilke olmalıdır.

25.11.1999

Mehmet Özcan

İzmir

(1) 233 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, bu raporların tümü, kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine dairdir; on gün içinde itiraz olunmadığı takdirde, bu raporlar kesinleşmiş olacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, bazı sayın milletvekillerinin izinli sayılmalarına dair bir tezkeresi vardır; okutup, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

D) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)

5. – Bazı milletvekillerine, Başkanlık tezkeresinde belirtilen sebep ve sürelerle izin verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/432)

18.1.2000

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Aşağıda adları yazılı sayın milletvekillerinin hizalarında gösterilen süre ve nedenlerle izinli sayılmaları Başkanlık Divanının 27.12.1999 tarihli toplantısında uygun görülmüştür.

Genel Kurulun onayına sunulur.

Yıldırım Akbulut

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

"Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu; hastalığı nedeniyle; 7.12.1999 tarihinden geçerli olmak üzere 32 gün"

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

"İstanbul Milletvekili Bülent Ersin Gök; hastalığı nedeniyle; 6.12.1999 tarihinden geçerli olmak üzere 42 gün"

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

"İstanbul Milletvekili Necdet Saruhan; hastalığı nedeniyle; 17.10.1999 tarihinden geçerli olmak üzere 69 gün"

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

"İstanbul Milletvekili Ahmet Tan; hastalığı nedeniyle; 19.11.1999 tarihinden geçerli olmak üzere 19 gün"

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

"İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak; hastalığı nedeniyle; 16.12.1999 tarihinden geçerli olmak üzere 15 gün"

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, bir milletvekiline ödenek ve yolluğunun verilmesine ilişkin tezkeresi vardır; okutuyorum:

6. – İstanbul Milletvekili Necdet Saruhan’a ödenek ve yolluğunun verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/433)

18.1.2000

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Hastalığı nedeniyle bu yasama yılında aralıksız olarak iki aydan fazla izin alan İstanbul Milletvekili Necdet Saruhan'a İçtüzügün 154 üncü maddesi gereğince ödenek ve yolluğunun verilebilmesi Başkanlık Divanının 27.12.1999 tarihli toplantısında uygun görülmüştür.

Genel Kurulun onayına sunulur.

Yıldırım Akbulut

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Başbakanlığın, Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş tezkereleri vardır; okutup, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

7. – Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’ın Küba’ya yaptığı resmî ziyarete Gaziantep Milletvekili Ali Özdemir’in iştirak etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/434)

30.12.1999

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Tarım ve Köyişleri Bakanı Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp'in, görüşmelerde bulunmak üzere bir heyetle birlikte 5-10 Aralık 1999 tarihleri arasında Küba'ya yaptığı resmî ziyarete Gaziantep Milletvekili Ali Özdemir'in de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

Bülent Ecevit

Başbakan

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

8. – Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Ukrayna’ya yaptığı resmî ziyarete İzmir Milletvekili Suat Çağlayan’ın iştirak etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/435)

30.12.1999

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Vaki davete icabetle, Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid Kuchma'nın yeniden cumhurbaşkanlığı görevine seçilmesi münasebetiyle düzenlenen yemin törenine katılmak üzere 30 Kasım 1999 tarihinde Ukrayna'yı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel'e refakat eden heyete İzmir Milletvekili Dr. Suat Çağlayan'ın da iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

Bülent Ecevit

Başbakan

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

9. – Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu’nun Mısır’a yaptığı resmî ziyarete Konya Milletvekili Hasan Kaya’nın iştirak etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/436)

30.12.1999

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Devlet Bakanı Prof. Dr. Ramazan Mirzaoğlu'nun, Kahire'de yapılan Türk-Mısır İş Konseyi Toplantısına katılmak üzere bir heyetle birlikte 15-19 Kasım 1999 tarihlerinde Mısır'a yaptığı resmî ziyarete, Konya Milletvekili Hasan Kaya'nın da iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

Bülent Ecevit

Başbakan

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Değerli milletvekilleri, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre verilmiş doğrudan gündeme alma önergeleri vardır; ayrı ayrı okutup işleme alacağım ve sonra oylarınıza sunacağım.

Birinci önergeyi okutuyorum:

10. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün’ün, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Teşkilâtının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifinin (2/56) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/85)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Doğu Anadolu Projesi Kalkınma Teşkilatının kurulmasına dair kanun teklifim halen Plan ve Bütçe Komisyonunda beklemektedir.

İçtüzüğün 37 nci maddesi gereğince doğrudan Genel Kurul gündemine alınması için gereğini saygıyla arz ederim.

Lütfü Esengün

Erzurum

BAŞKAN – Önerge sahibi olarak Sayın Lütfü Esengün; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Muhterem Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Önergemde de ifade ettiğim gibi, kamuoyunda kısaca DAP olarak ifade edilen Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi kurulmasına dair kanun teklifim, maalesef, aylardan beri Plan ve Bütçe Komisyonunda beklemekte, bugün, inşallah, yüksek takdirinizle Genel Kurul gündemine almayı başaracağımıza inanıyorum.

Değerli arkadaşlar, DAP'ın tarihinden çok kısa olarak bahsetmek durumundayım. On yıldan beri, özellikle Erzurum'da ve bölgede proje kapsamında sayılan, addedilen 17 ilde sürekli gündemde olan bir konu. Tabiî, bu, sadece mahallinde, o illerde değil, Meclis gündemine kanun teklifleriyle, tasarılarıyla sık sık getirilen yine önemli bir konu ve gerçekten de bütün bölge halkının bu konuda büyük beklentisi var, sabırsızlığı var.

Erzurum Kalkınma Vakfını, bu konuda yaptığı çalışmalardan dolayı öncelikle kutluyorum. Gerçekten, yılmadan, bıkmadan, usanmadan on yıla yakın bir zamandan beri Doğu Anadolu Projesinin gerçekleştirilmesi için elinden gelen bütün gayreti sarf ediyor.

1993 senesinde hükümet tasarısı olarak Meclise kadar geldi, Plan ve Bütçede görüşüldü -şu gördüğünüz zabıt, onun zaptıdır- Meclis Genel Kuruluna geldi, tümü üzerindeki görüşmeler yapıldı; hatırımda kaldığı kadarıyla, 8 Nisan 1993 tarihiydi; Meclis, güzel bir başlangıç yapmıştı; ama, bir hafta sonra, Sayın Özal'ın vefatıyla Türkiye'de gündem değişti, her şeye yeniden başlandı; bu, Doğu Anadolu Projesi de, maalesef, Meclis gündeminde yarım kalan işler arasında kaldı, gitti, bir daha da gündeme almak nasip olmadı; inşallah, bugün, gündeme alacağız.

Değerli arkadaşlar, Doğu Anadolu Projesiyle amaçlanan nedir kısaca onu arz edeyim: Doğu Anadolu Bölgesinin süratle kalkındırılması, nüfusun dengeli dağılımının temin edilmesi, ekonomik hayatın canlandırılması, sanayi ve tarımın geliştirilmesi, altyapı eksikliklerinin giderilmesi; diğer bölgelerle olan gelişmişlik farkının ortadan kaldırılması veya hiç olmazsa en aza indirilmesi, Türkiye ekonomisine entegrasyonun sağlanması, bölge halkının hayat standartlarının yükseltilmesi ve tabiî, işte, bütün bunları başarmak için bölgesel kalkınma projesinin -Doğu Anadolu Projesinin- hayata geçirilmesi lazım.

Değerli arkadaşlar, 1993 tarihinde Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun gerekçesindeki ifadeler, bugün için de geçerli; aradan yedi yıl geçmiş olmasına rağmen, aynı şartlar, aynı olumsuzluklar, aynı ümitler devam ediyor. 29 Ocak 1993 tarihli Plan ve Bütçe Komisyonu raporunda bakınız ne deniliyor: "Doğu Anadolu Bölgesi kapsamında bulunan kentsel ve kırsal kesimlerin kısa zamanda ülkemizin tarım, hayvancılık, sanayi ve hizmet sektörlerinde etkin bir hale getirilmesi amacıyla gereken önlemlerin alınması gerekmektedir. Tasarı ile tespit edilen bu hedeflere ulaşmada gerekli süratin sağlanabilmesi için söz konusu yörelerde plan, altyapı, konut, sanayi, maden, tarım, hayvancılık, enerji ve ulaştırma gibi alanlarda hizmetlerin düzenli ve etkili bir şekilde yürütülebilmesini teminen, Başbakanlığa bağlı ve hükmî şahsiyeti haiz olarak Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi teşkilatının kurulması uygun görülmüştür."

Aynı gerekçe bugün için de geçerli. Aynı şartlar maalesef devam ediyor. Bakın, bugün, Doğu Anadolu'da zemheri dediğimiz en ağır kış şartları hüküm sürüyor. İnsanımız işsiz. Esnaf siftah etmiyor. Köylü zaten ümidini kesmiş, köyünde en ağır kış şartlarında hayatını idameye gayret ediyor. Netice itibariyle, işçisiyle, köylüsüyle, dargelirli bütün kesimleriyle o bölge insanı çaresiz ve haklı olarak da Meclisten, bizlerden çare bekliyor dertlerine. Bir çare olarak da gündeme getirilen, gerçekten de çare olduğuna inandığımız, nasıl Güneydoğu Anadolu'da GAP Projesi yıllardan beri uygulanıyor ve gerçekten de faydalı, verimli oluyorsa, Doğu Anadolu'da DAP, Karadeniz'de KAP, Konya Ovasında KOP gibi yöresel kalkınma projelerinin muhakkak hayata geçirilmesi lazım. Yoksa, merkezî planlamayla, mekezden idareyle devam ettiğimiz takdirde, Anadolu'nun ücra köşesinde, Erzurum'da, Ardahan'da, Kars'ta, Bayburt'ta insanlarımızın feryadı devam eder, biz de Ankara'da oturur, masa başında Erzurum'un, Ardahan'ın, Van'ın, Hakkâri'nin kalkınmasını, projelerini yaparız, sözde de bunda başarılı oluruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Esengün; tamamlayın efendim.

LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Muhakkak kalkınma planlarının, projelerinin bölgesel olarak yürürlüğe konması, düşünülmesi, uygulanması lazım, her halükârda bölge halkının ümitle beklediği DAP Projesinin, kalkınma teşkilatının ve bu konuda verdiğimiz kanun teklifinin Meclis gündemine alınması lazım ve Yüce Genel Kurulda bütün partilerin verdiğim teklife desteğini bekliyorum. En azından proje kapsamında düşünülen 17 ilin, Erzincan'ın, Bayburt'un, Gümüşhane'nin, Doğu Anadolu'da olmamasına rağmen Sıvas'ın milletvekili arkadaşlarımızın desteğini, müspet oyunu bekliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Esengün.

Erzurum Milletvekili Sayın Fahrettin Kukaracı, buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır efendim.

FAHRETTİN KUKARACI (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kısa adı DAP olan Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Teşkilatının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifinin Genel Kurul gündemine alınıp alınmaması konusunda görüşlerimi açıklamak üzere söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Muhterem milletvekilleri, bu proje, Doğu Anadolu Bölgesinde bulunan Sıvas, Erzincan, Erzurum, Bayburt, Gümüşhane, Kars, Ağrı, Iğdır, Ardahan, Van, Bitlis, Hakkâri, Bingöl, Elazığ, Muş, Tunceli ve Malatya İllerinin süratle kalkındırılmasını amaçlayan bir projedir. Bu amacı gerçekleştirmenin ilk adımı olmak üzere, Doğu Anadolu Bölge Kalkınma İdaresi Teşkilatının kurulması gerekmektedir. Bu kanun teklifi tasvibinize mazhar olduğu takdirde, tarih boyunca ihmale uğramış olan bölgemizin makûs talihini yenecek, bölgelerarası farklılığı giderecek, bölge insanının yüzünü güldürecek çalışmaları başlatmış olacaksınız.

Değerli milletvekilleri, bölgemiz, her devirde olduğu gibi, bugün de ülkenin en geri bırakılmış bölgesidir. Devlet İstatistik Enstitüsünün 1997 yılı istatistiklerinde, bölgelere göre gayri safî yurtiçi hâsıla -cari fiyatlarla- Akdeniz Bölgesi yüzde 12,5, Doğu Anadolu Bölgesi yüzde 4, Ege Bölgesi yüzde 15,3, Güneydoğu Anadolu Bölgesi yüzde 5,2, İç Anadolu Bölgesi yüzde 15,4, Karadeniz Bölgesi yüzde 9,7, Marmara Bölgesi yüzde 37,9'dur. Görüldüğü üzere, en küçük pay, yüzde 4'le Doğu Anadolu Bölgesinindir.

Aynı istatistiklere göre, kişi başına düşen gayri safî yurtiçi hâsıla -yine cari fiyatlarla- Türkiye ortalaması 3 021 dolar iken, Akdeniz Bölgesi 2 941, Ege Bölgesi 3 436, Güneydoğu Anadolu Bölgesi 1 619, İç Anadolu Bölgesi 2 762, Karadeniz Bölgesi 2 320, Marmara Bölgesi 4 475 dolardır ve Doğu Anadolu Bölgesi, sadece, 1 349 dolarda kalmıştır. Bu rakamlar, bölgenin kalkındırılması için özel bir gayretin gerekli olduğunu açıkça göstermektedir.

Doğu Anadolu'nun diğer illeriyle aynı kaderi paylaşan ve bölgenin merkezi sayılan Erzurum İli, son yıllarda, sürekli kan kaybetmekte, ülke kalkınmasıyla paralel bir kalkınma sergileyememektedir. Doğu Anadolu'nun ve bölgede her yönüyle stratejik bir il konumunda bulunan Erzurum'un, son yirmi yıldaki nispî gerileme süreci, ülkemizin geleceği, bütünlüğü ve güvenliği açısından potansiyel riskler taşımaktadır.

Erzurum İlimiz, Anadolu'nun Kurtuluş Savaşına hazırlanmasında kilit rol üstlenmiş, sağ sol çatışmalarının kardeşin kardeşi gırtlaklayacak kadar alevlendiği, PKK terörünün azgınlaştığı dönemlerde bile bir huzur beldesi olarak kalmayı başarmış, ülkesi için her göreve hazır, gel denilince koşarak giden vefakâr, sebatkâr ve kanaatkâr insanların yaşadığı bir beldedir; bu haliyle, kendine düşen her fedekârlığı tarih boyunca yerine getirmiştir; karşılıksız kalan bunca özveriye rağmen, üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmeye devam etmektedir.

Doğu Anadolumuzun diğer illerine emsal olur düşüncesiyle Erzurum İline ait bazı rakamlar vermek istiyorum. İlimizde gelir dağılımı hızla bozulmuştur. Son on yılda orta ve üst gelir gruplarının hızla eridiği, alt gelir grubunun ise büyüdüğü görülmektedir. Gayri safî yurtiçi hâsıladan aldığı pay 1979 yılında binde 9,18 iken, 1997 yılında binde 6'ya düşmüştür. 1979 yılında diğer iller içerisinde 24 üncü sıradayken, 1986 yılında 35 inci, 1994'te 58 inci, 1997 yılında 69 uncu sıraya düşmüştür. 1987-1997 yılları arasında Türkiye'nin gayri safî yurtiçi hâsılası reel olarak yüzde 50,7 artarken, bu artış Erzurum'da sadece yüzde 4,3 olmuştur. 1994-1997 yılları arasında, kişi başına reel geliri azalan birkaç ilden birisidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Kukaracı, lütfen tamamlayın efendim.

FAHRETTİN KUKARACI (Devamla) – Tamamlıyorum efendim.

Toplam ve kişi başına kamu yatırımı harcamalarında Erzurum, Türkiye genelinin çok altındadır. 1997 yılında Erzurum'un kamu yatırımlarından aldığı pay sadece 8,5 trilyondur.

Değerli milletvekilleri, bölgemizin hemen her sahasındaki potansiyeli ortaya koyabilmek için, DPT bölgedeki beş üniversiteyle birlikte Doğu Anadolu Projesi çalışmalarına devam etmektedir. Atatürk Üniversitesinin çeşitli birimlerinde bu yönde yapılan çok sayıda bilimsel çalışma mevcuttur. Diğer kamu birimlerinin de değişik çalışmaları vardır. Bunların organizasyonu dahi bu kanun teklifinin kabulüyle mümkün olacaktır.

Eğitim ve sağlıkta, bayındırlık ve imarda, ticaret ve sanayide, kültür ve turizmde, ulaştırma ve enerjide, tarım ve hayvancılıkta, velhasıl topyekûn kalkınmada geri bırakılmış bu bölge için ve dolayısıyla ülkemiz için oylarınızla destek olmanızı bekliyor, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kukaracı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

11. – Kocaeli Milletvekili Osman Pepe’nin, Uzunçiftlik Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifinin (2/326) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/86)

7.12.1999

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Uzunçiftlik adıyla bir ilçe kurulması hakkında vermiş olduğum kanun teklifimin (2/326) İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasını arz ederim.

Osman Pepe

Kocaeli

BAŞKAN – Önerge sahibi olarak Sayın Pepe; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

OSMAN PEPE (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, 17 Ağustos depreminden sonra, Türkiye'nin gelişmişlik düzeyi olarak birinci sırada bulunan Kocaeli Vilayetinde onulmaz yaralar açılmıştır. Yeni ilçe düzenlemeleri yapılarak, yerinden yönetim şekliyle, bu yaraların, bir an önce, süratli bir şekilde sarılabileceğini ümit ettiğimiz için, önce Derince, Darıca, Uzunçiftlik beldelerinin ilçe olmasıyla alakalı kanun tekliflerimiz oldu. Tabiî, bunlardan Derince'yi, hükümet, bu süre içerisinde ilçe yaptı.

Uzunçiftlik'in ilçe olmasını talep etmemizin sebebi şudur: Depremde en ölümcül darbeyi alan bölgelerimizden birisi olan Uzunçiftlik'te yaklaşık olarak 80 000 kişi yaşamakta. Merkeze uzaklığı 14 kilometre olan ve irili ufaklı yaklaşık olarak 80 tane sanayi kuruluşunun bulunduğu Uzunçiftlik beldesinin ilçe olması halinde yaralarının daha süratli sarılabileceğini, devlet hizmetlerinin bölgeye daha süratli intikal edeceğini düşündüğümüz için bu teklifimizi verdik.

Tabiî, hükümet, Genel Kuruldan almış olduğu yetkiyle, önce Düzce'yi il, daha sonra Kaynaşlı'yı ilçe, Derince'yi de ilçe yaptı. Tabiî, bizim bölgemizde, en az Düzce kadar, en az Kaynaşlı kadar ve Derince kadar ilçe olmayı hak eden, Uzunçiftlik ile birlikte, elbette ki, Darıca'yı da saymadan geçmek mümkün değildir; çünkü, bizim Darıca'nın nüfusu bugün 100 000'in üzerindedir.

Yine, hükümet, buradan almış olduğu yetkiyle, Gölcük İlçesini, önce, özel statülü ilçe olarak ilan etti; ama, daha sonra, bunun hukukî altyapısının olmadığını gerekçe göstererek geri aldı. Tabiî, Sayın Başbakanın ve ilgili bakanların yapmış olduğu açıklamalardan sonra, bunun devlet adamlığı, hükümet etme ciddiyetiyle pek de uyuşmadığını da ifade etmekte fevkalade fayda görüyorum.

Değerli arkadaşlar, yine, Kocaeli’nin, gayri safî millî hâsılada Türkiye’nin en önde olan bu ilinin, yerinden yönetilmesi ilkesi doğrultusunda, yeni ilçelerin oluşması halinde, gayri safî millî hâsıladan daha fazla pay alacağını ifade etmekte de fevkalade fayda görüyorum.

Yine, bu arada, Kocaeli’nin 10 milletvekilinin 9’unun ortaklaşa vermiş oldukları kanun teklifiyle, Gebze’nin büyükşehir il olması teklifini de ifade etmekte fayda görüyorum; çünkü, bugün Gebze, 1998 vergi tahakkukları 250 trilyon olan bir sanayi bölgesidir. 250 trilyon, genel bütçeye katkıda bulunan Gebze, ne yazık ki, verdiğinin onda 1'ini dahi geri alamamaktadır. Bu, sadece Gebze için değil, İzmit için de, Gölcük için de, Karamürsel için de ve Kocaeli'nin her ilçesi ve her beldesi için de geçerlidir.

Biz, bugün, sizin heyetinizden, bu önergemize destek beklerken; bir noktada bu haksızlığın giderilmesini de, tarafınızdan, haklı olarak istemiş oluyoruz. Tabiî, kanun teklifimizin özünde yatan esas sebep şudur; yerinden yönetimi esas alıyoruz.

Tabiî, hükümet, bölgede yaraların sarılması için bir Koordinatör Vali atadı; yani, meseleler yerinden, yakın olarak görülsün, anında müdahale edilsin diye; ama, bu Koordinatör Valinin, ne yazık ki, bölgedeki sorunların çözülmesine katkı yapmasını şöyle bir tarafa koyun, meselelerin içinden çıkılmaz hale gelmesine, daha girift hale gelmesine, daha çok çözümsüz hale gelmesine sebep olmaktadır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Pepe, lütfen tamamlayın efendim.

Mikrofonunuzu açıyorum; buyurun.

OSMAN PEPE (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bunun en çarpıcı örneği, Kocaeli'ndeki 40 küsur belediyenin kriz masaları mülkî amirlerin direktifleri doğrultusunda yapmış oldukları harcamaların faturalarını kriz merkezlerine ibraz etmelerine rağmen, kendilerine, Başbakanlığın kararı gerekçe gösterilerek herhangi bir ödeme yapılmadı; ama, Sayın Koordinatör Vali 40 küsur belediyeye herhangi bir ödeme yapmazken, İzmit Büyükşehir Belediyesine bir çırpıda 700 milyar lira ödüyor.

Şimdi, burada, iktidar ve muhalefet milletvekilleri olarak bütün arkadaşlarımla görüştüm. Ben, bu Koordinatör Valinin bölgedeki sorunların çözülmesine katkıda bulunmayacağını, bulunamadığını ve bundan sonra da bulunmasının mümkün olmadığını ifade ediyorum; hükümetin, yetkililerin bu konuya dikkatlerini çekiyorum; önergeme bütün arkadaşlarımızın desteğini bekliyorum.

Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Pepe.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge, kabul edilmemiştir. (FP sıralarından "Say... Say..." sesleri)

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, yeniden sayar mısınız?

BAŞKAN – Sayalım mı?..

AYDIN TÜMEN (Ankara) – Sayın Başkan, oylama yapıldı, bitti.

MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Oylama bitti; bir daha sayılır mı.

BAŞKAN – Önergeyi tekrar oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge, kabul edilmemiştir.

Değerli milletvekilleri, Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:

V. – ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. – Başbakan Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkındaki (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin, gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmında yer almasına, görüşmelerinin 18.1.2000 Salı günkü birleşimde yapılmasına ve görüşmelerin bitimine kadar çalışma süresinin uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No. : 32 Tarihi : 17.1.2000

29.12.1999 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan ve aynı tarihte bastırılıp dağıtılan Başbakan Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkındaki (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin, gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında yer almasının ve görüşmelerinin, 18.1.2000 Salı günkü birleşimde yapılmasının ve görüşmelerin bitimine kadar çalışma süresinin uzatılmasının Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.

Yıldırım Akbulut

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

Aydın Tümen İsmail Köse

DSP Grubu Başkanvekili MHP Grubu Başkanvekili

Bülent Arınç Murat Başesgioğlu

FP Grubu Başkanvekili ANAP Grubu Başkanvekili

Saffet Arıkan Bedük

DYP Grubu Başkanvekili

BAŞKAN – Danışma Kurulu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Değerli milletvekilleri, alınan karar gereğince, gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına geçiyoruz.

Fazilet Partisi Grubu adına, Grup Başkanvekilleri Manisa Milletvekili Bülent Arınç, İstanbul Milletvekili İsmail Kahraman ve Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, yanlış ekonomik tercihler ve kararlar sonucunda bazı bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine neden olacak düzeyde malî sektörde tahribata yol açtıkları iddiasıyla, Başbakan Sayın Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkındaki (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelere başlıyoruz.

VI. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE

MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖNGÖRÜŞMELER

1. – Fazilet Partisi Grubu adına, Grup Başkanvekilleri Manisa Milletvekili Bülent Arınç, İstanbul Milletvekili İsmail Kahraman ve Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, yanlış ekonomik tercihler ve kararlar sonucunda bazı bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine neden olacak düzeyde malî sektörde tahribata yol açtıkları iddiasıyla Başbakan Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/1)

BAŞKAN – Hükümet?.. Yerinde.

Önerge, 29.12.1999 tarihinde bastırılıp dağıtılmıştır.

Şimdi, önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

57 nci Ecevit Hükümetinin izlemiş olduğu yanlış politikalar, almış olduğu yanlış kararlar Türk ekonomisini tahrip etmeye devam etmektedir. Hükümetin yanlışlarının faturasına ise tüm halkımız katlanmaktadır. Zaten zor koşullar altında var olma mücadelesi veren halk, sorumlusu olmadığı isabetsiz ve yanlış kararların ağır maliyetleri altında her geçen gün biraz daha ezilmektedir.

En son yaşanan banka operasyonları, 57 nci Ecevit Hükümetinin yanlış ekonomik politikalarının sonucudur. Alınması gereken bazı basit önlemlerin vaktinde devreye sokulmaması ise, halkın katlanmak zorunda bırakıldığı maliyetleri artırmıştır.

Kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak (Anayasa Madde 5) devletin temel amaç ve görevleri arasındadır. Aynı zamanda, devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır. (Anayasa madde 167)

Halkın refah, huzur ve mutluluğunu, piyasaların sağlıklı ve düzenli işlemesini sağlayıcı politik kararları alacak ve uygulayacak olan siyasal iktidardır; çünkü, belli ekonomik hedeflere ulaşabilmek için, yalnızca siyasal iktidarların harekete geçirebileceği çok sayıda iktisat politikası araçları vardır. Bu meyanda, dolaysız müdahaleler, para politikası, maliye politikası araçları ve kamu iktisadi kuruluşlarının faaliyetleri, bazı iktisat dışı araçlar yanında sayılabilir. Siyasal iktidarların tüm bu araçları kullanım biçimiyle hedeflenen amaçların gerçekleşmesi sağlanabileceği gibi, yanlış kararlar ve uygulamalarla makro ekonomik dengelerin bozulması da mümkündür.

Nitekim, 57 nci Ecevit Hükümetinin izlediği yanlış politikalar, uzun yıllardır ekonomimizin altyapısını oluşturan malî sektörün lokomotifi durumundaki bankacılığımızı olumsuz etkilemiş, vaktinde alınmayan önlemler yüzünden, sonunda, hükümet, 5 bankayı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devretmiştir. Devredilen Yaşarbank, Yurtbank, Egebank, Esbank ve Sümerbankın rehabilitasyonu için, fonda mevcut 1 milyar dolar civarındaki paranın yeterli olamayacağı, ilave yeni milyarlarca doların Merkez Bankası kaynaklarından devreye sokulacağı bilinmektedir. Söz konusu milyarlarca dolarlık maliyetin bütçeyle ilgisi bulunmadığı için, halkın ödediği vergilerle karşılanmayacağını söylemek, sadece bir aldatmacadan ibarettir. Sonunda, bunun faturasını halkımız ödemektedir. Hükümetin yanlış politikalarıyla zor duruma giren veya içi boşaltılan bankaların ortaya çıkardığı maliyetler, yaşam mücadelesi veren dar ve sabit gelirli halkımızın hayatını daha zor, daha çekilmez hale getirmektedir.

Bir hükümetin temel tercihleri, aldığı kararlar ve uygulamalarla kendisini gösterir. 57 nci Ecevit Hükümetinin, ilk günden itibaren izlediği politikalar, halkı yoksulluğa mahkûm etmektedir. Bütün gelir grupları, hükümetin ekonomiyi daraltan kararları altında ezilmekte, ayakta kalabilme mücadelesi vermektedir. En son, 5 bankayla ilgili olarak alınan karar da, özü itibariyle, hükümetin, sürekli halkı ezen, bunaltan politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır ve maliyeti de, yine, halkın sırtına yüklenmiştir.

Yanlış ekonomik tercihler sebebiyle, sonuçta, yükünü halkımızın çekmek zorunda kaldığı, 5 bankanın Tasarruf Mevduat Sigorta Fonuna devredilmesine yol açacak düzeyde malî sektörde tahribata yol açan, Başbakan Bülent Ecevit ve Hükümeti hakkında, Anayasanın 98 ve 99 uncu, İçtüzüğün 106 ncı maddeleri gereğince gensoru açılmasını arz ederiz. 27.12.1999

Bülent Arınç İsmail Kahraman Abdüllatif Şener

FP Grup Başkanvekili FP Grup Başkanvekili FP Grup Başkanvekili

Manisa İstanbul Sıvas

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Anayasanın 99 uncu maddesine göre, bu görüşmede, önerge sahiplerinden bir üyeye, siyasî parti grupları adına birer milletvekiline ve Bakanlar Kurulu adına, Başbakan veya bir bakana söz verilecektir. Konuşma süreleri, önerge sahibi için 10 dakika, gruplar ve hükümet için de 20'şer dakikadır.

Şimdi, söz alan sayın üyelerin isimlerini, maalesef, okuyamıyorum; çünkü, henüz, Divana intikal etmiş bir söz talebi yok; eğer intikal etmezse, tabiî, gereğini yapacağım.

İlk söz, önerge sahibinindir.

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, önerge sahibi olarak, İstanbul Milletvekili Ali Coşkun Bey konuşacaklardır.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Coşkun. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır efendim.

ALİ COŞKUN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Önerge sahipleri adına söz almış bulunuyorum.

Son günlerde, ülkemizde, zaman zaman, vurgunu, soygunu örtbas etmek için, daha çok vehme dayalı suni gündemler oluşturulmaktadır. Bunların başında da, son günlerde irtica ve laiklik istismarları gelmektedir; ama, buna 57 nci hükümetle beraber bir yenisi daha eklendi. Uzlaşı ve Sayın Başbakan Ecevit'in dürüstlük imajı. İşte, bu istismar altında vurgun ve soygun devam ettirilmektedir.

Sayın Başbakan aldatılmaktadır; çünkü, unutmayalım ki, her şeyin bir kullanma tarihi vardır; Sayın Başbakanın da bir gün bu hakkı kaybolacaktır. Onun için, elbirliğiyle, 57 nci hükümet kurulurken "Eco dürüst" dediler devlet malı yediler, "Eco dürüst" dediler yetim malı yiyorlar.

Değerli milletvekilleri, bu dönemde ilk defa özelleştirmeye, özellikle bankaların özelleştirilmesine mafya, çete pazarlıkları, ihale yolsuzlukları girdi ve ihaleye fesat karıştırmaktan, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir hükümet düşürüldü; ama, yine akıllanmadı hükümetler.

Ekonomimiz bugün sorunlarla karşı karşıya. Bu duruma, malî piyasaları sarsan banka operasyonları ayrı bir darbe indirdi. Bu operasyon çok önce yapılmalıydı; hatta bazı önlemler zamanında alınsaydı bu kötü sonuca varılamazdı.

Bu nasıl başladı; 1994 yılı 5 Nisan kararlarını takip eden günlerde, Türk parasının mevduattan kaçmaması için mevduata yüzde 100 devlet garantisi getirildi. Bu, kısa dönemli şok kararlardır, ancak devam ettirildi. İşte, bu devamlılık dolayısıyla gecekondu bankacılığı başladı ve birçok holding bankaları, tek şubeli de olsa, açılmaya başladı. Zaten, Hazine, açıklarını kapatmak için, yıllardır yüksek faizle, döviz ve faiz kıskacı içerisinde bankacılık aracılığıyla tefeciliği tahrik ve teşvik etmektedir. Bu bakımdan, bu kondu bankalar iki sebeple kuruldu; birincisi, topladıkları mevdutları yandaşlarına aktarmak için ya da yan kuruluşlarına aktarmak ve bankaları soymak için, hortumlamak için; ikincisi de, bu topladıkları mevduatlarla hazineye borç vermek ve yüksek rantlar elde etmek için.

Değerli arkadaşlar, işte, bu gidiş, bu kötü sonucu da beraberinde getirmiştir; ama, esas vurgun ve soyguna göz yumma Haziran 1999 tarihinde başlamıştır. 18 Haziran gecesi sabahlara kadar Meclis çalıştırılarak çıkarılan Bankalar Yasası, 23 Haziranda Resmî Gazetede yayımlanmış ve 23 Eylüle kadar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun atanmasını öngörmüştü; ama, bu hükümet, sabaha kadar Meclisi çalıştırıp kendi çıkardığı yasayı uygulamamıştır. Bu da, cumhuriyet tarihinde ender rastlanan çirkin olaylardan birisidir. Dolayısıyla, âdeta şu mesaj verilmiştir: Bankaları soyacaksanız soyunuz; biz de, bu arada, IMF'ye, Dünya Bankasına yalvararak, sizin hortumlayacağınız kadar krediyi temin edelim, haberleşelim ve siz işinizi bitirdiğinizde, biz, bunları, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna alırız ve sizi kurtarırız. Tabiî, bu, 5 bankayla bitmiyor, daha arkada -Güneş Taner Bey açıklamıştı "14 banka" demişti- doğruysa, 9 banka daha var. Oysa ki, şu anda mevcut 81 bankanın 81'i de rehabilitasyona muhtaç durumda. Bunlardan, özellikle kamu bankaları tamamen yıkılmış, çökmüş durumda. En büyük bankamız olan Ziraat Bankası, 1999 yılı sonu itibariyle 6 katrilyon lira görev zararıyla karşı karşıya ve Halk Bankası 4 küsur katrilyon lira görev zararıyla karşılaşmış durumda; yani, görev zararları 10 katrilyon lirayı aşmış vaziyette. Dolayısıyla, kamu bankalarımız da fevkalade sıkıntılı günler geçiriyor. Bakınız, kredi-mevduat oranları yüzde 23'e düşmüş. Hiçbir uyarımız dikkate alınmadı.

Bankalar yeminli murakıplarının zaman zaman yazdıkları çok dikkat çekici; fakat, gizli tutulan raporları var; dikkate alınmadı. Yabancı finans kurumlarının ve özellikle araştırma merkezlerinin yapmış olduğu araştırmalarda tehlikeler belirtildi. Bir konuşmamda belirtmiştim, İngiltere'de yayımlanan raporu burada da dile getirdik; fakat, dikkate alınmadı. O kadar ki, Plan ve Bütçe Komisyonunda ve Yüce Meclis huzurunda sorduğumuz yazılı ya da sözlü sorulara tetmin edici cevaplar bile verilmedi.

Değerli arkadaşlar, bu soygun, karşılıklı teminatlarla desteklenmiştir. Nitekim, şimdi, malum aile fotoğrafında resmi çıkanlar, birbirlerine verdikleri uydurma teminat mektupları neticesinde mahkemeye düşmüşlerdir ve şimdi o aile kardeşleri can düşmanlarıdır.

Banka bilançolarının makyajlı olduğu defalarca dile getirilmiş; ama hükümetçe hiçbir tedbir alınmamıştır. Şimdi, bankası, Mevduat Sigorta Fonuna devredilenler "Efendim, bu bilançolar makyajlıydı, onun için hataya düştük; ama Hazine bize bu konuda bir şey söylemedi, hatta destek verdi" diyor.

Değerli arkadaşlar, Hazine, bütün kamu bankaları fonlarını da emdiği için fevkalade kötü bir durumla karşı karşıyayız. Şu anda takipteki alacakların oranında yüzde 384 artış vardır; ama Hazine yine bir şey yapmamaktadır ve ürkütücü taraf, Sayın Bakanın açıklamalarına ve aralık ayında yine bu Mecliste değiştirilen Bankalar Yasasına göre, Hazine, rehabilitasyonu sağlayacak ve sonra 31 Marta kadar bu kurul atanacak ve 31 Ağustosta göreve başlayacaktır. Peki, şimdiye kadar Hazine neredeydi? Bu bankaların batmasına, bu bankaların hortumlanmasına Hazine göz yummadı mı; şimdi mi aklınız başınıza geldi?!

Değerli arkadaşlarım, halk eziliyor; devleti soyarak, kaynakları emerek yaşayanlar, menfaat çetesi zengin kulüpleri, şimdi, hükümete alkış tutuyorlar. "Serbest pazar" diye diye inleyen gruplar, şimdi, devletin ekonomiye müdahalesini övüyorlar. Devletin, aslî görevine dönmesi beklenirken, devlet müdahaleci, dayatmacı bir politika sürecine girmiş durumdadır.

Değerli milletvekilleri, son günlerde faizlerin düşüp, borsanın tırmanması, hükümet üyelerini sevindiriyor gözükmektedir. Bu olay, yıllardır ortaya koyduğumuz iki iddiayı açıklığa kavuşturmuştur. Bir tanesi, yapay olarak yüksek tutulan faizlerle, bazı kesimlerin beslenildiği ispat edilmiştir. Demek ki, ciddî hükümetler faizleri indirebilirmiş; nitekim, 54 üncü hükümet, bütçe içinde yüzde 29'a indirmiştir, şimdi, faizlerin oranı yüzde 45 ve vergilerin yüzde 88'i faizlere gitmektedir. İkincisi ise, hükümetin, şu veya bu şekilde, borsaya müdahale ederek, kimleri zengin ettiği, nasıl vurgun vurdurduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Merak ediyorsanız gazeteleri okuyun, bakın hangi holdinglerin, hangi yandaşların hisse senetleri bir ayda yüzde 570 yükselmiştir; dikkatinize arz ediyorum.

Değerli arkadaşlar, vakit dar; ama, bazı şeyleri de söylemek istiyorum. Bu oyunların altında halk ezilmektedir; halkın ahı vardır, halkın hakkı vardır. Kimlerdir bunlar biliyor musunuz; icra kapılarında 5 milyar lira için süründürülen ziraatçı ve besiciler, yani, köylü; açlık sınırına sürüklenen milyonlarca insanımız, tüccar, sanayici, işçi, çiftçi, emekli, dul, yetim; bir zamanlar, Anavatan Partisinin seçim afişlerinde yer alan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Coşkun, açıyorum mikrofonunuzu.

Buyurun.

ALİ COŞKUN (Devamla) – ...Sayın Mesut Yılmaz'ın, seslerini duyduğunu iddia ettiği sessiz kitleler; yani, sosyal demokratların, rant kesimi için feda ettiği ulusumuz... Verdiği sözleri unutup, uzlaşma serüvenine katılan benim milliyetçi değerli arkadaşlarım, size sesleniyorum. Evet, yüce millet sizi affetmeyecek, bu dünyada affedilseniz, kendinizi kurtarsanız bile vebalden kurtulamayacaksınız. (FP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, böyle giderse, sadece ekonomi değil, sizin iktidarınızda ne anlama geldiği anlaşılamayan, şu duvarda yazılan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözüne de hasret bırakacaksınız bu milleti... Ne irtica vaveylaları ne mütedeyyin vatandaşların potansiyel suçlu gösterilmesi ne üniversitede yaşanan zulüm ne şehit analarının istismarı ne Apo ve PKK senaryoları ne medya, mafya, çete, kirli sermaye işbirliği sizi kurtaramayacak.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar),

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Coşkun.

Gruplar adına...

BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Abdüllatif Şener konuşacaklar.

BAŞKAN – Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Abdüllatif Şener; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakika efendim.

FP GRUBU ADINA ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 21 Aralık 1999 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla, 5 banka Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmiştir. Bu 5 banka, Yaşarbank, Yurtbank, Egebank, Sümerbank ve Esbanktır. Malum, çete-mafya bağlantıları sebebiyle satılamayan Türkbankla beraber Interbank ve Bankekspres de bir süre önce fona devredilmişti. Böylece, şu anda Fona devredilen banka sayısı 8 olmuştur. Banka operasyonlarının devam etme ihtimali vardır; daha 10'a yakın bankanın zorda olduğu söylenmektedir, ifade edilmektedir.

Görüldüğü gibi, 4 kamu bankasının yükünü hafifletebilmek için özelleştirme planları yapan devlet, özelleştirme yerine, 8 bankayı daha portföyüne eklemiştir. Açıkçası, devlet, banka zengini haline gelmiştir. Bu gidiş devam ederse, devleti, Dünya Bankasının bile kurtaramayacağı açıktır; çünkü, Fona devredilen her banka, kamusal bir yük, bir maliyet getirmektedir. Fon, devraldığı, içi boşaltılmış bu bankaları rehabilite edecektir; bunun için, önce kendi kaynaklarına başvuracaktır, eğer kendi kaynakları yetmezse, ilave kaynaklara ihtiyaç duyacaktır. Her iki halde de, batan bankaları kurtarmak için doğrudan veya dolaylı, halkın cebinden, milyar dolarlar veya katrilyon liralar çıkacaktır. "Bunun parası bütçeden ödenmeyecek, vergilerle karşılanmayacak" lafları, yalnızca, hükümete ait bir aldatmacadan ibarettir. Bu paraları, sonunda halk ödeyecektir, söz konusu olan paraları, sonunda halk ödeyecektir ve bu paralar, devasa rakamlarla ifade edilmektedir.

Bakın, daha önce, içi boşaltılarak Fona devredilen 3 banka, 1,5 milyar dolar civarında bir maliyeti gerektirmiştir. Şimdi, bu 5 banka için, Fonda, 1 milyar dolar civarında para vardır, bunun yeterli olmayacağı, ilk günden itibaren ifade edilmiştir. Yapılan ilk açıklamalarda, Fonun devraldığı bu 5 bankayı kurtarmak için, özel tertip devlet içborçlanma senetleri ihraç edileceği ifade edilmiştir. Bunun da ötesinde, bu da yetmezse, Merkez Bankasının, Fona, avans şeklinde kredi sağlayacağı ifade edilmiştir. Hatta, ayrıca, Merkez Bankasının, Dünya Bankasından kaynak sağlamaya yönelik çalışmalarının da devam ettiği belirtilmiştir.

Ortada milyar dolarlar var, katrilyonlara ulaşan liralar var. Bu paralar halkın cebinden çıkacaktır. Bunun sorumluları kimse, bu sorumluların da hesabını vermesi gerekir; ama, fazla uzaklarda aramaya gerek yok, bunun sorumlusu Başbakan Sayın Ecevit ve hükümetidir. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

Sayın Ecevit'in başbakanlık yılları, her zaman, yokluklar ve kıtlıklarla dolu olmuştur, kuyruklar ve karaborsalar yılları olmuştur; iflaslar ve batık bankalar dönemi olarak da hatıralarda, hafızalarda kalacaktır.

1978-1979 yıllarındaki Ecevit hükümetlerinde, yoksul halkımız hangi zorlukları yaşadıysa, hangi sıkıntılara katlandıysa, Sayın Ecevitli, 2000'li günlerde de benzer zorluklar içerisindeyiz.

Sayın Başbakan, bir süre önce bu kürsüden "1978-1979 başbakanlığım sırasında Batı'da da akaryakıt sıkıntısı vardı, bizdeki sıkıntı da dünyadaki sorunların bir uzantısıydı" buyurmuşlardı. Halbuki, 1970'li yıllarda dünyanın hiçbir yerinde yağ, margarin, şeker, ampul kıtlığı, karaborsası yoktu; ama, Sayın Ecevit'in başbakan olduğu bu yıllarda, Türkiye'de, büyük bir kriz, karaborsa, yokluk vardı. Bugün de, dünyanın hiçbir yerinde bizdeki pahalılık yok; dünyanın diğer köşelerinde memurlar, emekliler, işçiler, çiftçiler, esnaf ve iş adamları Türkiye'deki gibi yoksullaşmıyor, artan refahtan pay alıyorlar; bankalar batmıyor, bankacılık sektörü tehlike sinyalleri vermiyor; ama, bu tabloyu, bugün, Türkiye yaşamaktadır.

Bu gensorumuz münasebetiyle, yanlış anlaşılmasın, bu beş bankayı niçin Mevduat Sigorta Fonuna devrettiniz demiyoruz, verdiğimiz gensoruyla bu devri sorgulamıyoruz; sorguladığımız şey çok daha köklüdür, ekonomiyi tahrip ettiniz diyoruz, piyasaları mahvettiniz diyoruz, malî sökterle ilgili önlemleri vaktiyle almadınız diyoruz, izlediğiniz yanlış ekonomik politikalar malî sektörün lokomotifi durumundaki bankacılığımızı da olumsuz etkiledi, halkımızın sırtına milyarlarca dolar ek yük getirdi diyoruz.

Bakınız, bu beş bankanın hiçbiri yeni kurulmuş değildir; bu bankaların hepsi eski kurulmuş bankalardır, hatta cumhuriyetin ilk yıllarına kadar uzanan geçmişleri vardır. Toplam 372 şubesi bulunan ve 8 000'in üzerinde personel çalışan bankalardır bunlar. Ancak, ne olmuştur bugün, 1999'un son haftasında fona devredilme durumuna nasıl olmuş da bu bankalar düşmüştür? Dönmeyen kredilerde hükümetin genel ekonomik politikalarının payı yoktur diyebilir misiniz?!. İktidar partileri bunu söyleyemezler veya içi boşaltılanlar varsa, bunda hükümetin kabahati yoktur demeye de, ne iktidarın ne de iktidar sözcülerinin cesareti olamaz; diyemezsiniz...

Bu beş bankanın her biriyle, ilgili olarak, hükümetin cevaplandırması gereken çok sayıda soru vardır. Bunlardan bir kısmını soracağım ve sonra, genel bir değerlendirme yapacağım.

Değerli milletvekilleri, bakın, bu fona devredilen bankalardan biri Yaşarbanktır. Bankanın sahibi Yaşar Holdingtir. Yaşar Holding bünyesinde faaliyet gösteren firmalar, bugün Türkiye'nin iyi firmaları sayılmaktadır. Ancak, bankanın malî bünyesinin bu denli zayıflamasında, büyük montantlı ve politik karakterli krediler var mıdır, yok mudur, hükümetin buna cevap vermesi lazımdır.

Kâğıt üzerinde kurulmuş bulunan Eltek Elazığ Tekstil A.Ş'ye Yaşarbanktan kullandırılan 25 milyon DM tutarındaki kredi nasıl tasfiye edilmiştir? Banka, bu kredi sebebiyle ne kadar zarara uğratılmıştır?

Dempa Grubuna kullandırılan krediler, Yaşarbank A.Ş'nin bir iştiraki olan Almanya'da kurulu Ekspres Trade Bank'a aktarılmış mıdır aktarılmamış mıdır? Bu kredilerin akıbeti ne olmuştur?

Cavit Çağlar'ın şirketlerine 60 milyon DM'lık kredi kullandırılmış mıdır? Bu kredinin amacı nedir? Krediler ne zaman ödenmiştir? Yaşarbankın bu krediler nedeniyle uğradığı zarar ne kadardır?

Ali Balkaner Grubu firmalarına kullandırılan 60 milyon dolar tutarındaki kredilerin akıbeti ne olmuştur? Sayın Bakan dinliyorlar; bunların her birine, tek tek buradan cevap vermesini bekliyoruz.

Bankanın zor duruma düşmesinde bu kredilerin rolü nedir? Kayalar Grubuna verilen kredilerin,bir arazi karşılığında tasfiyesinden banka ne kadar zarara uğramıştır?

Bu kredilerin tahsiline ilişkin yönetim kurulu kararlarında kimlerin imzası vardır?

Banka gerekli sermaye artışını yapmadığına göre, bankanın, Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu tarafından devralınması, banka sahipleri tarafından istenilmiş midir? Buna, Sayın Bakanın cevap vermesi gerekir.

Ayrıca, Çay-Kurun kredi borçlarına ilişkin olarak, bankanın Çay-Kurdan 2,5 trilyon TL civarında haksız kazanç sağladığına dair gazete haberlerinin gerçekle ilgisi var mıdır?

Fona devredilen diğer bir banka Yurtbanktır; sahibi Ali Avni Balkaner'dir. Yurtbankın fona devrinin sebebi, sahibi tarafından içinin boşaltılması mıdır? Sayın Bakandan cevabını beklemekteyiz. Yani, sahibine ait şirketlere kullandırılan kredilerin geri dönmemesiyle bankanın fona devri arasında hangi ilişki vardır? Aynı şahsın Kıbrıs'ta bulunan off shore bankasının ve bu bankanın toplamış olduğu mevduatların akıbeti ne olmuştur?

Diğer bir banka Egebanktır; sahibi Murat Demirel'dir. Bu şahsın, bankayı 1998'de aldığı doğru mudur? Bu şahsın bankayı alırken cebinden hiçbir para ödemediği, tek bir kuruş para ödemeden bu bankayı devraldığı doğru mudur? Ödemeleri, satın aldığı bu bankanın, firmalarına açtığı kredilerle karşıladığı doğru mudur? Bankanın, 30 milyon dolar tutarında yıllık reklam giderleri yaptığı doğru mudur? Buna karşılık topladığı o 300 milyon doları da, sahibinin, firmaları vasıtasıyla çektiği doğru mudur? Yine, aynı şahsın, Egebanktan çektiği bu paralarla Kıbrıs'ta off shore bankası, Azerbaycan'da finansman şirketi, İrlanda'da finans şirketi kurduğu doğru mudur? Bu transferlerde kendisiyle işbirliği içinde olanlar kimlerdir? Bunun Yüce Kurulun huzurunda açıklanması lazımdır.

Diğer bir banka Sümerbanktır; sahibi Hayyam Gariboğlu'dur. Sümerbank AŞ'nin malî bünye zayıflığına düşmesinin temelinde yönetim hatasının yanında, sahibi tarafından banka kaynaklarının istismar edilmesi yatmakta mıdır? Bankanın fona devredilmesi kararı gecikmiş bir karar değil midir? Banka Yönetim Kurulunda bulunan Muhittin Füsunoğlu'nun sorumluluğu hangi derecededir, ne kadardır? Banka sahibinin Kıbrıs'ta kurmuş olduğu Efektifbank isimli off shore bankasının Türkiye'den topladığı mevduat miktarı ne kadardır, bunların akıbeti ne olmuştur?

Fona devredilen diğer bir banka Esbanktır, sahibi Zeytinoğlu ailesidir. Bu bankanın kastî olarak değil; ama, kötü kredilendirme nedeniyle malî bünyesinin zayıfladığı, grubun bankayı kurtaracak sermayesinin bulunmadığı ve yeni ortak girişi de sağlayamadığı doğru mudur?

Evet, tüm bu soruların hepsinin cevabı, nezdimizde bellidir; ancak, hükümet, Sayın Başbakan ve ilgili bakan, katrilyon liralarla ifade edilecek bir yük oluşturan bu operasyonla ilgili olarak, şu ana kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi verme ihtiyacı duymamıştır. Biz istiyoruz, bekliyoruz ki, bu gensoru önergesi sebebiyle, sorduğumuz soruların cevaplandırılması yapılsın ve Genel Kurul da konuyla ilgili olarak bilgilendirilsin.

Görüldüğü gibi, bu 5 bankanın malî zaaf içerisine düşürülmesinin, sürüklenmesinin 3 temel nedeni vardır. Bu nedenlerden birincisi, hükümetin izlemiş olduğu genel ekonomik politikaların yanlış oluşudur. İkincisi, malî sektörle ilgili olarak, hükümetin yapmış olduğu hatalardır. Üçüncüsü, bu bankaların içleri boşaltılırken, hükümetin göstermiş olduğu ihmallerdir.

Katrilyonların hesabını halkımız elbette soracaktır. Halkın sesini, elbette, Anamuhalefet Partisi olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisine, gensoru önergesi olarak taşımak da bizim görevimizdir.

Bu bankalara müdahalede hükümet geç kalmıştır. Bu arada; yani, bu geciken süre içerisinde, bankaların malî durumları daha da kötüleşmiştir ve halkın sırtına yüklenen yükün miktarı da, bu gecikmeyle bağlantılı olarak artmıştır. Ayrıca, kötüniyetli bazı patronlar tarafından, bankaların içi, son güne kadar boşaltılmıştır. İşin son noktaya kadar bekletilip, fona devretmek yerine, vaktinde el atılıp, bu bankaların rehabilite edilmesi gerekirdi. Fona devretmek demek, müdahalede geç kalmak demektir. Vaktinde müdahale edilseydi ya sermaye artırımları sağlanabilirdi veya ortaklık değişikliği dahil, rehabilite edilebilmesi için gerekli önlemler alınabilirdi, alınması için gayret sarf edilebilirdi; ama, bunların hiçbiri yapılmamıştır.

57 nci Ecevit Hükümeti dokuz aydır işbaşındadır ve görevdedir. Bu iktidarın iki ortağı ise üç yıldır hükümettedir. "Efendim, bu bankaların bazı zaafları biraz daha eskiye gidiyor" derseniz -ki, iktidar partilerinden birinin genel başkanı bu ifadeleri kullanmıştır- tekrar ediyorum: "Efendim, bu bankaların bazı zaafları biraz daha eskiye gidiyor" derseniz, daha da batarsınız.

Değerli iktidar gruplarına mensup milletvekilleri, bu söz, hükümeti kurtarmaz, iktidarı kurtarmaz; çünkü, bazı zaafların mevcudiyeti hemen müdahaleyi gerektirmeyebilir; ama, eski zaafları üç yıl taşıdığınızı itiraf ederseniz, sizi gensoru bile kurtaramaz.(FP sıralarından alkışlar) Çünkü, bazı zaafları üç yıl taşıdığınızı ifade ederseniz, görevi ihmal ettiğinizi -Türk Ceza Kanunu madde 230- veya görevi kötüye kullandığınızı -Türk Ceza Kanunu madde 240- söylemiş olursunuz; gensorunun arkasından başka önergeler gelir.

Yok, eğer "biz, hükümet olarak gerekli olduğu zaman müdahale ettik, fona devrettik" diyorsanız, yine, büyük bir açmazın içerisindesiniz. Çünkü, birincisi; fona devretmek son aşamadır. Bu safhaya getirmeden, işi, daha önceden rehabilite etmeniz gerekirdi. Fona devredilecek noktaya gelinceye kadar neredeydiniz; eğer, hükümet, ilgili bakanlık uyumuyor idiyse, bu safhaya, bu noktaya gelinceye kadar neredeydiniz.

İkincisi, daha önemlidir... Eğer "vaktinde müdahale ettik" diyorsanız, bankaları olumsuz etkileyen ekonomik koşulların tamamı, 57 nci Ecevit Hükümetinin eseridir demek istiyorsunuzdur. (FP sıralarından alkışlar)

Dolayısıyla, "vaktinde müdahale ettik" derseniz de batağın içerisindesiniz, izah edebileceğiniz hiçbir şey yoktur; vaktinde müdahale etmedik, buradaki zaafların bir kısmı çok eskilerden geliyordu" derseniz, yine, izah edemeyeceğiniz bir açmazın içerisinde olursunuz. Evet, ekonomiyi tahrip ettiniz; bir tahrifat ifadesi ve itirafı olur bu söyledikleriniz. Şu durgun piyasadan, azalttığınız toplam talepten, küçülttüğünüz ekonomiden bankalar nasibi almadılar diyebilir misiniz?

1999 yılının rakamları ortadadır: İlk altı ay için gayri safî millî hâsıla 5,8 küçülmüştür; ilk dokuz aylık dönem için gayri safî millî hâsıladaki küçülme 6,1'dir ve 1999 yılı itibariyle, ekonomideki küçülmenin yıllık yüzde 5,5 olduğu tahmin edilmektedir. Bu ne demektir; Türk Halkı, 1999 yılında, yüzde 5,5 fakirleşti demektir. Dünyada ekonomiler büyüyor, refah artıyor, diğer ülkelerin halkları bu refahtan pay alıyor; ama, 57 nci Ecevit Hükümetinin işbaşında olduğu Türkiye'de, 1999 yılında, halk yoksullaşıyor, fakirleşiyor, geliri azalıyor hem de tüm gelir grupları itirabiyle.

Toplumun en yoksul kesimi işsizlerdir. Ekonominin her yüzde 1'lik küçülmesi demek, çalıştığı halde 50 000-60 000 kişinin işsiz kalması demektir. Dolayısıyla, sizin, ekonomiyi yüzde 5,5 küçültmenizden dolayı, işsizler, iş bulamaz olmuşlardır; tüm işsizlerin sorumlusu, bu hükümettir. Bu yetmezmiş gibi, yüzde 5,5'lik küçülme nedeniyle, 1999 yılında, en az 300 000 kişi de, bu iktidarın yanlış politikaları sebebiyle işsiz kalmıştır.

1999 yılında, enflasyon yüzde 69 çıkmıştır; ama, maalesef, 1999 yılı içerisinde, asgarî ücreti yüzde 17 artırdınız, memur ve emeklilere yüzde 50-55 maaş artışı sağladınız. Enflasyonun en az yüzde 15 altında bir maaş artışı sağlamak suretiyle, reel olarak, memurların ve emeklilerin gelirlerini azalttınız; onları, açlığa ve yokluğa mahkûm ettiniz; bu kararınızı 2000 yılı içinde de devam ettireceğinizi, yüzde 15'lik zamla ilan ettiniz.

Akaryakıta, gübreye, ziraî ilaçlara yaptığınız zamlarla çiftçinin belini büktünüz, hiçbir tarım ürününün taban fiyatı veya alım fiyatı enflasyon rakamının üstüne çıkmamıştır, enflasyon rakamını dahi yakalayamamıştır. Bütün tarım ürünlerinin alım bedelleri enflasyon rakamının altında kalmıştır; yani, reel olarak, köylü ve çiftçi de maalesef, mağdur edilmiş, geliri azaltılmış. Dolayısıyla, piyasayı daralttınız ve talebi durdurdunuz; sonunda, bankaların zor duruma düşmesine sebep, bu yanlış ekonomik politikanızdır. Üstelik, bazı ürün bedellerini de vaktinde ödemediniz ve çiftçiyi yoksullaştırdınız.

Esnaf ve sanatkâr, bugün 57 nci Ecevit Hükümetinin yanlış ekonomik politikalarının en büyük sıkıntısını çeken kesimdir. Bütün esnaf ve sanatkârlar perişandır, talep durmuştur, tezgahtaki mallarını satamaz duruma düşmüşlerdir ve maalesef, bugün yatırımlar da durmuştur; dokuz aylık rakamlara göre, toplam sanayi üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 civarında küçülmüştür. Sanayi kesiminin kullandığı enerji miktarı azalmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun efendim.

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Şimdi, tüm bu söylediklerimizi toparlarsak; bu veriler karşısında bankacılık sektörünü sarsmadığınızı, bu noktaya getirmediğinizi söyleyebilir misiniz? Dönmeyen banka kredilerinde, ekonomiyi tahrip eden politikalarınızın büyük payı olmuştur; onun için, batan, batağa giren katrilyonların sorumlusu 57 nci Ecevit Hükümetidir. Kötü politikalar sonucunda, bankaların takipteki alacakları bile yüzde 384 artarak 1 katrilyon lirayı bulmuştur.

Şimdi, ekonomiyi götüremediğinizi itiraf ettiniz ve sonunda IMF reçetelerine sarılmaya kalkıyorsunuz, dört elle IMF reçetelerine sarılmışsınız. Dünyada, IMF reçetelerinin kurtardığı Bulgaristan hariç tek bir ülke var mı?Şubat 1999 da Davos'ta altı gün süren Dünya Ekonomik Forumunda ortaya çıkan gerçek budur. Fonun Başkan Yardımcısı Stanley Fischer "IMF'nin artık işe yaramadığı için kapatılması gerektiği"ne uzanan eleştirilere cevap vermekte, Davos'ta zorlanmıştır; ama, maalesef, 57 nci Ecevit Hükümeti, kendi yanlışlarını doğrultabilmek için bir başka yanlışa sarılmıştır, IMF reçetelerine sarılmıştır, dünyanın, bu reçetelerden umudunu kestiği bir dönemde.

BAŞKAN – Sayın Şener, lütfen toparlayınız.

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Evet, nereden bakılırsa bakılsın, bir taraftan, yanlış ekonomik politikaların daralttığı Türkiye ekonomisi, yoksullaşan kesimler, diğer taraftan, malî sektörle ilgili olarak izlenen yanlış politikalar, Türkiye'yi, bu beş bankanın fona devredilmesi noktasına getirmiştir, halkın cebinden katrilyonlarca lira buralara aktarılacak duruma düşürülmüştür.

Dolayısıyla, bu hükümet hakkında verdiğimiz gensorunun bütün Genel Kurul üyelerince kabulünü bekler, hepinize saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şener.

Gruplar adına ikinci söz, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Ankara Milletvekili Sayın Hayrettin Özdemir'in. Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Fazilet Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri, Manisa Milletvekili Sayın Bülent Arınç, İstanbul Milletvekili Sayın İsmail Kahraman ve Sıvas Milletvekili Sayın Abdüllatif Şener'in, yanlış ekonomik tercihler ve kararlar sonucunda bazı bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine sebep olacak düzeyde malî sektörde tahribata yol açtıkları İddiasıyla, Başbakan Sayın Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında, Anayasanın 99 uncu ve İçtüzüğün 106 ncı maddeleri uyarınca bir gensoru açılmasına ilişkin önergesinin gündeme alınıp alınmaması hususundaki görüşmede, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına düşüncelerimizi ifade edeceğim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi tarafından kurulan 57 nci cumhuriyet hükümetinin, sözü edilen bankalarla ilgili olarak almış olduğu karar, milletimizin selameti ve menfaatlarına olmuştur. Kararlılıkla uygulamaya konulan istikrar programlarının bir gereği olarak uygulanmış, bazı çevrelere menfaat temin edilmesine çalışılmamıştır. Hiçbir kimseyi ya da kuruluşu kayırmak amacıyla değil, partizanlıktan ve siyasî hesaplardan uzak bir anlayışla, ekonominin gerekleri çerçevesinde, rasyonel ve cesur bir karar alınmıştır.

Gensoru önergesine konu edilen 5 bankayla ilgili Hükümetimizin aldığı kararı eleştirmek yerine, bankacılık sektörüyle ve malî sektörle ilgili eskiden beri yapılagelen kimi yanlışlara, hep birlikte dikkat edip, özellikle "mevzuattan kaynaklanan sorunları nasıl bertaraf" ederiz diye düşünmek yerinde olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükümet, her konuda olduğu gibi, ekonomi politikaları ve enflasyonla mücadele konusunda da kararlılığını ortaya koyarak, bir istikrar programı başlatmış ve bu çerçevede IMF'le bir anlaşma yapılmıştır. Uygulamaya konulan istikrar programının başarılı olabilmesi için, malî sistemin sağlıklı işlemesi ve güvenilir olması gerekmektedir; çünkü, para ve maliye politikalarının etkin bir şekilde uygulanabilmesi için ön şart, malî sistemin istikrarlı olmasıdır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; biz, bir gecelik faizlerde yüzde 1 000'lerin yaşandığı dönemleri gördük. TYT Bank'ı, Marmarabank'ı, İmpexbank'ın nasıl iflas ettiğini gördük.

Şu anda, 57 nci cumhuriyet hükümetinin almış olduğu kararlar neticesinde, enflasyon, son yılların en düşük oranına çekilmiş, faizler son on yılın en düşük oranına indirilmiştir. Piyasalar takip edildiğinde görülecektir ki, gecelik faizler yüzde 20-30'larda, yıllık faizler yüzde 30 ve 50'ler aralığındadır.

Alınan kararların ve etkilerinin tartışıldığı hiçbir ortamda ve basında, uygulamaya konulan kararların yanlış olduğu belirtilmemiş; aksine, tüm çevreler tarafından takdirle karşılandığı anlaşılmaktadır. Bu da şunu gösteriyor ki, alınan kararlar, ülkemiz için alınması gereken radikal ve doğru radikal ve doğru kararlardır. Bu kararlar da piyasalara olumlu yansımıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bu 5 bankanın özkaynaklarındaki erime, 57 nci cumhuriyet hükümetinin almış olduğu kararlar neticesi değildir. 1994 yılından beri devam eden malî sektördeki sıkıntı, Uzakdoğu ve ardından Rusya kriziyle tırmanmıştır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen bu 5 bankanın özkaynaklarındaki erimeyi, sadece malî sektörlerdeki sıkıntı, Uzakdoğu veya Rusya kriziyle de izah etmek doğru değildir. Bu bankaların yönetimlerinin başarılı ve dürüst olarak çalışıp çalışmadıkları, büyük kredilerini kimlere ve hangi gruplara kullandırdıkları, bu kredilerin dönüp dönmediği de araştırılacaktır. Kamuoyunun da, özellikle İnterbank'ın devrinden sonra yakinen bilgi sahibi olduğu ve "bankaların içinin boşaltılması" olarak tabir edilen husus, bu 5 bankada araştırılacak ve gerekleri yapılacaktır. Ayrıca, bu 5 bankanın hissedarı ve yönetiminde olanların da şahsî sorumluluklarına gidilecektir.

Bankaların malî bünyelerindeki olumsuzluklar ve özkaynaklarının yetersiz olduğu durumlarda, ilgili bankalar, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından gözetime alınmaktadır. Denetlemeler sonucunda, bir bankanın malî bünyesinin ciddî bir şekilde zayıflamakta olduğunun tespiti halinde, ilgili bakan tarafından bir süre verilerek, banka yönetim kurulundan, sermayesinin artırılması veya sermayesinin ödenmeyen kısmının tahsili veya sermaye benzeri kredi temin edilmesi, kâr dağıtılmamasının temin edilmesi, kâr dağıtılmasının tahsilinde tehlike görülen alacaklar için karşılık ayrılması, bir kısım şubelerin kapatılması, yeni personel alımının durdurulması, masrafların kısılması, iştirak veya sabit değerlerin kısmen veya tamamen elden çıkarılması, kredilerin sınırlandırılması, durdurulması, verimsiz veya donuk kredilerin takibiyle ilgili önlemlerin artırılması, mevzuata aykırı fiilleriyle bankanın malî bünyesini zayıflattığı tespit edilen personelin bankayı temsil yetkilerinin kaldırılması, malî bünyesinin güçlendirilmesi için gerekli görülecek diğer tedbirlerin alınması istenir. Bu açıdan bakıldığında, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna bağlanan 5 bankanın malî yapılarındaki olumsuzlukların tespiti yapılmış ve gerekli tedbirlerin alınmış olduğu görülmüştür.

Bankalar, takdir edersiniz ki güven kurumlarıdır. Bu kurumlara duyulan güvensizliğin piyasalarda yaratacağı tedirginlik ve olumsuzluk bütün sektörleri sıkıntıya sokar. Dolayısıyla, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen bu 5 bankayla ilgili alınan tedbirler sonucu gerekli iyileştirme sağlanamadığı için, fona devredilmeleri gerekmiştir.

Hükümet, daha önce, senelerdir bekleyen bankacılık sektörü reformunu gerçekleştirerek yeni Bankalar Kanunu çıkarmış ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kurulmuştur. Malî sistemin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde izlenmesi şartını yerine getirmek amacıyla, bankacılık mevzuatında yapılan değişikliklere paralel olarak, malî bünyelerinde bazı sorunlar bulunan ve bir süredir izlenen bankaların bir rehabilitasyona tabi tutularak sorunlarının giderilmesi için, yeni mevzuata uygun olarak önlem alınmıştır.

Bankaların denetimi sonucunda alınacak tedbirler, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinde açıklanmaktadır. Buna göre, denetlemeler sonucunda, bu kanuna ve bu kanuna dayanılarak alınan kararlara ve yapılan düzenlemelere, bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı, bir bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek nitelikteki işlemlerin tespit olunması halinde, kurum, sorumluları hakkında yapılacak cezaî işlem saklı kalmak üzere, vereceği süreler içerisinde söz konusu işlemlerin düzeltilmesi ve tekrarına meydan verilmemesi için gerekli tedbirlerin alınması hususunda ilgili bankayı uyarır. Banka, verilen süreler içerisinde, kurumca istenilen tedbirleri almak ve aldığı tedbirleri kuruma bildirmek zorundadır. İstenilen tedbirlerin alınmaması veya bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek nitelikteki işlemlerin tekerrürü halinde, kurul, bankanın emin bir şekilde çalışmasına ve mevduat sahiplerinin korunmasına yönelik her türlü tedbiri almaya ve uygulamaya yetkilidir.

Bu çerçevede, Yurtbank, Egebank, Sümerbank ve Esbank'ın, temettü hariç, ortaklık hakları ile yönetim ve denetimlerinin, Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin 3 ve 4 numaralı fıkralarına göre, Yaşarbank'ın sadece 4 numaralı fıkraya göre, tüm bankaların hisse senetlerinin ise 5 numaralı fıkraya göre, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası nezdindeki Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna İntikal ettirilmesi Bakanlar Kurulunca kararlaştırılmış ve bu karar, 22.12.1999 tarihli, 23914 mükerrer sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır.

Kanunun 14 üncü maddesinin 3 ve 4 numaralı fıkralarında şöyle denilmektedir:

"3. Kurum, bir bankanın;

a) Bu maddenin (2) numaralı fıkrası kapsamında alınması istenen tedbirleri kısmen ya da tamamen almadığını, bu tedbirlerin kısmen veya tamamen alınmış olmasına rağmen malî bünyesinin güçlendirilmesine imkân bulunmadığını ya da malî bünyesinin bu tedbirler alınsa dahi güçlendirilemeyecek derecede zayıflamış olduğunu,

b) Yükümlülüklerini vadesinde yerine getiremediğini,

c) Bu madde hükümlerinin uygulanmasında Kurulca belirlenecek değerleme esasları çerçevesinde yükümlülüklerinin toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aştığını,

d) Faaliyetine devamının mevduat sahiplerinin hakları ve malî sistemin güven ve istikrarı bakımından tehlike arz ettiğini,

Tespit ettiği takdirde, Kurul, en az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla alınan kararla temettü hariç ortaklık hakları ile bankanın yönetim ve denetimini fona devretmeye veya bankacılık işlemleri yapma ve/veya mevduat kabul etme iznini kaldırmaya yetkilidir.

4. Kurum, bir bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortakların, banka kaynaklarını bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde doğrudan veya dolaylı olarak kendi lehlerine kullandıklarını veya bankayı bu suretle zarara uğrattıklarını tespit ettiği takdirde Kurul, en az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla alınan kararla bunların temettü hariç ortaklık hakları ile bankanın yönetim ve denetimini fona devretmeye yetkilidir."

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüldüğü gibi, yapılan işlemler tamamen mevzuata uygundur. Bilindiği gibi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ve Kurumu henüz faaliyete geçmediği için, yetkiler, Hazine Müsteşarlığı ve Bakanlar Kurulu tarafından kullanılmaktadır. Bu operasyonun amacı, istikrar programının başarılı olması ve enflasyonun önlenmesinin önşartı olan malî sektörün sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlamaktır. Mevduat sahipleri açısından bir mağduriyet söz konusu değildir; çünkü, mevduatların tamamı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun güvencesi altındadır.

Burada, yeri gelmişken, 4389 sayılı Bankalar Kanununun Yüce Meclisimizde görüşüldüğü sırada Grubum adına yaptığım konuşmada belirttiğim gibi, tasarruf mevduatı sigorta kapsamı, Avrupa Birliği ülkelerinde 20 000 eurodur; yani, mevduatların tamamının garanti edilmesi yerine, Avrupa Topluluğu ülkelerindeki uygulamaya paralellik sağlanması yerinde olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada bir hususun üzerinde durmakta fayda vardır. 4389 sayılı Bankalar Kanununda, kamuoyunda off-shore tabir edilen kıyı bankacılığına ilişkin uygulamalar konusunda düzenleme yapılmamış ve kurulun yetkisine bırakılmıştır. Bugün, offshore bankacılık yapan bankaların, tasarruf sahiplerine, vergi, fon gibi avantajları değerlendirerek verdikleri yüksek faizler ve topladıkları mevduatları tasarruf mevduatı sigorta kapsamında bulunmadığı için, tasarruf sahipleri mağdur olmaktadır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen bankaların bu tür işlemleri neticesinde topladıkları mevduatlarının da tasarrufçuya iadesi için girişimlerin yapılması, kıyı bankacılığına ilişkin mevzuatın da bir an önce düzenlenmesi gerekecektir.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen bu bankalar iflas etmemiş, sadece, ortaklık hakları, yönetim ve denetimleri ile hisse senetleri fona devredilmiştir; yani, Hazineye bir malî külfet getirmemiştir. Bankalar, zaman içinde rehabilite edilerek tekrar satılacaktır.

Bankalar, normal faaliyetlerine devam etmektedir. Rehabilitasyon çerçevesinde, söz konusu bankaların üst yönetimleri değiştirilmiştir. Bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devrinin tüm kesimlerce olumlu karşılanması, alınan kararların yerinde olduğunu göstermektedir. Bu 5 bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devrine ilave olarak, bu önlemler çerçevesinde Birleşik Yatırım Bankasının bankacılık yapma yetkisi iptal edilerek kapatılmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5 bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devralınmasından sonra, önerge sahiplerinin "rehabilitasyon maliyetlerinin vergilerle karşılanmayacağını söylemek, sadece bir aldatmacadan ibarettir" iddiasını incelemek ve kamuoyunu bilgilendirmek gerekecektir.

4389 sayılı Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrası Fonun kaynaklarını saymıştır. Fonun kaynaklarından kısaca bahsetmekte fayda vardır. Bu kaynaklar, sigorta primlerinden; zamanaşımına uğrayan mevduat, emanet ve alacaklardan; kuruluş izni verilen bankaların asgarî sermayesinin yüzde 10'u tutarında Fona yatıracakları sisteme giriş payından, hisse devirlerinden, devralınan hisselerin yüzde 1'i oranında Fona yatırılacak tutarlardan, bu kanuna aykırılık dolayısıyla hükmolunacak adlî ve idarî para cezalarının yüzde 50'sinden, Fon mevcudunun gelirleri ile sair gelirden olacaktır. Ayrıca, olağanüstü hallerde, Hazine Müsteşarlığından izin alınmak kaydıyla borçlanılabilmektedir.

Buradan da anlaşılacağı üzere, 15 inci maddenin birinci fıkrasında tanımlanan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, kamu tüzelkişiliğini haiz gelirleri ve kaynakları ile giderler ve ödemelerini yapmaktadır. Olağanüstü durumlarda izin almak kaydıyla, borçlanma yapmak durumundadır.

Yine, 15 inci maddenin 5/a ve b fıkralarında, Fon mevcudunun ihtiyacı karşılamaması durumunda, bankalardan, ileride doğacak prim yükümlülüklerine mahsuben bir önceki yılda ödedikleri sigorta primi toplamı kadar avans alınabileceği; bankalardan alınan avansın ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalması halinde, bakiye kısım için, Kurulun talebi üzerine, Merkez Bankasınca Fona avans verileceği hükme bağlanmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüldüğü gibi, Fona genel bütçeden bir pay aktarılmamakta; ödemeler, yukarıda sayılan kaynaklardan karşılanmaktadır. Avans olarak alınan borçlanmalar bile faizleriyle geri ödenmektedir. Bu kaynaklar da, sistem içerisindeki bankalardan elde edilmiştir. Hükümetlerin aldığı kararlar ve bunları uygulamaktaki kararlılığı, hükümetlerin başarı ve başarısızlığını ortaya çıkarır, alınan kararların mevzuatlarla uyumu sağlanır ve uygulamaya konulur.

3182 sayılı eski Bankalar Kanununda değişiklik yapan 538 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasa Mahkemesince birçok maddesinin iptal edilmesinden sonra, 1999 yılında, 4389 sayılı yeni Kanunun kabulüne kadar, sektör, bir nevi, mevzuat olmadan, yetki karmaşasıyla yönetilmiştir. 55 inci ve 56 ncı cumhuriyet hükümetleri zamanında tasarısı hazırlanan ve 57 nci Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından öncelikli yasalar arasına alınarak, ekonomik sistemin vazgeçilmez kurumları olan bankalar ve finans kesimine ilişkin yasa, 4389 sayılı Bankalar Kanunu, 18.6.1999 tarihinde Yüce Meclisimiz tarafından kabul edilmiştir. 4389 sayılı Kanunun birkısım maddelerinde de 17.12.1999 tarih, 4491 sayılı Kanunla değişiklikler yapılarak, bankacılık ve finans kesimi, kanununa kavuşmuştur. Önerge sahiplerinin iddia ettiği gibi, 57 nci hükümetin ilk günden itibaren aldığı kararlar ve izlediği politikalar sonucu halkımız yoksulluğa mahkûm edilmemiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1999 yılından önce yüksek enflasyon ve yüksek faizle iç içe yaşayan halkımız, 1999 yılı başında yüzde 100'lerde olan faizlerin yıl sonunda yüzde 50'lere ve 40'lara, gecelik faizlerin yüzde 30'lara ve 20'lere çekilmesiyle bir nebze rahatlamıştır. Yıllardır üretim yapmayan, elindeki nakdini faizle değerlendiren sanayici, tüccar ve serbest meslek erbabı ile elindeki fonlarla sadece devletin ihraç ettiği yüksek faizli bono ve tahvilleri alarak kâr eden banka ve finans sektörü, ilk kez bu dönemde, devletin ihraç ettiği düşük faizli ve uzun vadeli borçlanmayla, artık, kâr etmek istiyorsa, devlete para satarak bunu yapamayacaklarını anlamış olmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önerge sahibi sayın milletvekillerinin mensup olduğu Fazilet Partisinin de iktidarda iken söylemiş bulundukları, ama, bir türlü başaramadıkları rantiyecilerin gelir kaynakları olan faizin düşürülmesi, ekonominin bir gereği, yatırım ve üretim yapacakların vazgeçemeyeceği bir enstrüman olarak kabul edilmiş, maliyetlerin indirilebilmesi için 57 nci hükümetin almış olduğu ve tüm çevrelerden kabul gören kararların etkisiyle faizler düşürülmüştür.

Bilindiği gibi, banka kurmaya, özellikle banka sahiplerinin geçmişi ve mal varlıklarıyla ilgili yabancı ülkelerde çok sıkı bir araştırma yapılıp ondan sonra izin verilmektedir. 4389 sayılı Yasanın 7 nci maddesinin ikinci fıkrasıyla, ülkemizde de banka kuracaklarda aranan şartlar belirlenmiştir. Geçmişte ise, eski 3182 sayılı Bankalar Kanununun 5 inci maddesi gereğince kuruluş izni verilmekte ve aranılan şartlar yine bu maddede belirtilmişti; ancak, mevzuatın nedense sıhhatli uygulanamadığı görülmüştür. Eski Bankalar Kanununun 64 üncü maddesi uyarınca, sahibi bulunduğu Interbank gözetim altındayken, bu bankanın sahibi, Etibankın özelleştirme ihalesine girerek pay almıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Özdemir, lütfen tamamlayın efendim...

HAYRETTİN ÖZDEMİR (Devamla) – Sümerbankın satışı şaibelidir. Görüşünüşte, işadamı Hayyam Garipoğlu tarafından satın alındığı halde, bu bankanın, aslında, Nesim Malki tarafından aldırtıldığı konusunda yaygın iddialar vardır.

Özelleştirme İdaresi bürokratlarının özelleştirilen kurumlarda görev almaları da son derece sakıncalıdır. Bir kamu görevlisinin ayrıldığı kuruma karşı görev alma yasağı, kamu personel rejiminin temeli olmalıdır. Nitekim, bu konuda, 2.10.1981 tarihli 2531 numaralı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun yürürlükte bulunmaktadır. Bu Kanunun 2 nci maddesi "kamu görevlileri, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içerisinde hizmetinde bulundukları kurum ve kuruluşlarına karşı görev alamayacaklar" hükmünü içermektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilindiği gibi, gensoru, hükümetin topluca ya da tek tek bakanların siyasal sorumluluğuna yol açan bir denetim aracı olarak muhalefet etmenin bir gereğidir; ancak, açıkladığım nedenlerden dolayı, mesnetsiz ve gerçekdışı iddialarla verilen gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmaması konusundaki oylamada, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak ret oyu kullanacağımızı bildirir; şahsım ve Grubum adına, Yüce Heyetinize saygılar sunarım. (MHP, DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özdemir.

Demokratik Sol Parti Grubu adına, Aydın Milletvekili Sayın Ertuğrul Kumcuoğlu; buyurun efendim. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 20 dakika.

DSP GRUBU ADINA ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Aydın) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Fazilet Partisi Grubu adına, değerli üç arkadaşımız tarafından, son bankalar operasyonuyla ilgili olarak, Başbakan Sayın Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulunun tüm üyeleri hakkında gensoru açılmasına dair verilmiş olan önerge üzerinde, Demokratik Sol Parti Grubunun görüşlerini belirtmek üzere söz almış bulunuyorum; hepinizi, şahsım ve Demokratik Sol Parti Grubu adına saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli önerge sahiplerinin önergesini dikkatle okudum. Kendileri, hükümeti, tam 5 temel noktada suçluyorlar. Şimdi, müsaade ederseniz, teker teker, bu savlar nelerdir ve hangi ölçüde gerçekçi hangi ölçüde tutarlı hangi ölçüde haklıdırlar tartışmak istiyorum.

İlk olarak, önergede deniliyor ki "izlemiş olduğu yanlış politikalar ve almış olduğu yanlış kararlar yüzünden Türk ekonomisi tahrip olmaktadır." Kimin izlemiş olduğu; 57 nci Ecevit Hükümetinin izlemiş olduğu politikalar yüzünden ekonomi tahrip olmaktadır.

Değerli milletvekilleri, 57 nci hükümetin görevi devraldığı günlerde, ülke ekonomisinin genel durumu, başlangıçtan bu yana, hem yerli hem yabancı herkes tarafından yeterli açıklıkta bilinmekteydi. Türk ekonomisinin yıllardır içinde çırpındığı açmazdan kurtarılıp, selamete çıkarılabilmesi için alınması gereken önlemler, hükümetin, bu amaçlara ulaşmak için kurulduğu günden bu yana olan kararlı tutumu, dur durak bilmeyen, sürekli yoğun ve yorucu çalışmaları; üçlü koalisyonun her konuda olduğu gibi, ekonomik kurtuluş mücadelesi konusunda da gösterdiği umulmadık olağanüstü uyum; Türkiye Büyük Millet Meclisinin, zaman zaman, muhalefet gruplarının da yardımlarıyla bu iyi niyetli ve içten çabalara verdiği anlamlı destek ve bütün bunların alınan olumlu sonuçları, yurt içinde ve yurt dışında, dost olsun olmasın, herkes tarafından yakından izlenmekte ve değerlendirilmektedir. Bazen, önce ihtiyatla; ama, sonuçta, her seferinde büyük bir şevk ve hayranlıkla onaylanmakta, tasdik edilmekte, takdir edilmektedir; manen ve maddeten desteklenmektedir.

Bu bakımdan, ben, bu önergeyi, en azından zamanlama itibariyle önerge sahipleri açısından talihsiz bir girişim olarak değerlendirmekten kendimi alıkoyamıyorum. Aslında, Fazilet Partisi adına, bugün, bu kürsüden yapılan 30 dakikalık konuşmanın en önemli cümlesi Sayın Ali Coşkun tarafından ifade edilmiştir. Sayın Ali Coşkun "demek ki, bir memlekette güçlü bir hükümet oluyorsa, faiz hadlerini düşürebilmektedir" demiştir. Kendisinin bu doğru ifadesini, şükranla karşılıyorum. Peki, bu memlekette bu milletin yirmi senedir şikâyetçi olduğu, yakındığı, ıstırap çektiği enflasyonu aşağıya indirmek amacıyla faiz hadlerini bu denli aşağıya çekmeye muvaffak olmuş, bu denli güçlü bir hükümeti devirmek için gensoru önergesi vermek de ne oluyor?! (DSP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, şöyle bir hatırlayalım, bir düşünelim. Önerge sahibi Fazilet Partisinin ve Fazilet Partili değerli arkadaşlarımızın temsil ettiği ekonomik görüşün ve anlayışın temel yakınması ne idi bu memlekette; genelde faizin, özelde yüksek faizin yanlış olduğu, zararlı olduğu, ekonomi açısından kötü olduğu iddiası değil miydi?! Bu memlekette, linguistik açısından yanlış olsa bile, kısa zamanda son derece popüler olan "rantiyeci" deyimi kimin icadıydı?! Bugün, 18 Ocak 2000 yılındayız ve faiz hadleri, yıllık enflasyon nispetinin altında. Yani, Fazilet Partili arkadaşlarımın yıllardır değil, on yıllardır ütopyasını kurdukları bir sonuç, bugün itibariyle sağlanmış durumdadır. (DSP sıralarından alkışlar)

ALİ COŞKUN (İstanbul) – Bravo!

ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Nerede sağlanmış?!

ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Devamla) – Enflasyonun temel ateşi olan faiz hadleri, gerçekten olması gereken yere çekilmiştir. O zaman, yanlış olan hangi ekonomik politikalardır? Biz, hangi ekonomik politikalardan şikâyetçi oluyoruz?

Ha, biz, 20 günlük bir tatilden sonra buraya yeni geldik. Uzun süre, seçmen şikâyetleri, seçmen istekleri dinledik; geldik, masalarımızın üzerinde yığınla tebrik telgrafı bulduk, bunaldık, yorulduk; belki, bu çelişkiyi gözden kaçırabiliriz; ama, kendi seçmeninize ne diyeceksiniz? Biz, yıllardır savunmasını yaptığımız bir ideali gerçekleştirdiği diye bu hükümeti devirmek istiyoruz mu diyeceksiniz?! (DSP sıralarından alkışlar)

Şimdi, sırasıyla bakalım: Önergenin ikinci iddiası ne; önergenin ikinci iddiası şu: Son bankalar operasyonuna yol açan sorun, münhasıran, bu hükümetin izlediği politikaların bir sonucudur. Ben, önerge sahibi arkadaşlarımın bu metnin altına inanarak imza attıklarına şahsen inanamıyorum.

Bugün, Türkiye'de yapılmakta olan iş, yapılmış olan iş, sadece, 5 bankaya el konulması ve bunların rehabilitasyonu çabası değildir; bugün, Türkiye'de yapılmakta olan, yapılmak istenen ve bu amaçla çok ciddî, çok ağır siyasî risklerin alındığı olay, Türk ekonomisinin rehabilitasyonu kavgasıdır, Türk ekonomisinin rehabilitasyonu mücadelesidir ve bankalar sektörünün rehabilitasyonu ve bu çerçevede 5 bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna aktarılması, bu büyük, kapsamlı porgramın sadece bir parçasıdır. Onun için "efendim, bu sorunun sebepleri çok eskilere dayanır deseniz de müşkül durumdasınız; yok efendim, biz bu sonucu son yedi ayda sağladık deseniz de müşkül durumdasınız" tezi haklı değildir. Türk bankacılık sistemi, 1980'lere kadar negatif faiz üzerine oturmuş ve yaşamış olmanın sıkıntılarını yirmi senedir çekmektedir ve bunu, Fazilet Partisi içindeki değerli ekonomist arkadaşlarımız dahil, ekonomiden anlayan hemen herkes yakından bilmektedir.

Ben, dönüp, Hazineden sorumlu Sayın Devlet Bakanımıza sorsam ve desem ki "54 üncü hükümet görevi 55 inci hükümete devrederken, kaç banka, o zamanki Bankalar Kanununun 64 üncü maddesi kapsamındaydı?" Cevabı "hiçbir banka" olmayacaktır; çünkü, o tarihte de, Türkiye'de, 64 üncü madde kapsamında bankalar vardı. Ne demektir bu; bu bankalar belli bir rehabilitasyon programı altındadır demektir. O zaman, bu mesele bu kadar basitti de niye bir yıllık iktidarınız döneminde çözülüvermedi? Çözülemez, çözülmüş olsaydı, zaten bugünlere gelmezdik ve bu hükümet, bu ekonomiyi 21 inci Asra ve üçüncü milenyuma hazırlamak için, bu denli ağır bir tempoda, bu denli ağır siyasî riskler alarak, bu denli yoğun bir çaba ve arayış içinde olmazdı. Lütfen, insaflı olalım ve Sezar'ın hakkını Sezar'a verelim. (DSP sıralarından alkışlar)

ALİ COŞKUN (İstanbul) – Altı ay niye beklediler Sayın Kumcuoğlu?

ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Devamla) – Kaldı ki, 1994 bunalımı da sadece 3 bankanın çöküşüyle bitmemiş, kapanmamıştı. 1994 olayının, malî sektörde hatırlı sayıda yaralı aslan bırakarak tarihteki yerini aldığını hepimiz biliyoruz. İşte, bugün bu çabalar, bu yaralı aslanların bazılarını hastaneye kaldırarak, bazılarını evinde ve yerinde rehabilite ederek, Türk malî sistemini 21 inci Asra hazırlama çabasıdır, iddiasıdır, gayretidir.

Son operasyon kapsamındaki bankalar, ya kısmen olumsuz konjonktürden ya kısmen yanlış politikalardan ya kısmen beceriksiz yönetimlerden ya da kısmen kötü niyetli banka sahiplerinden kaynaklanan sebeplerle bu duruma düşmüşlerdir; ama, her halükârda, hiçbiri son yedi ayın politikaları sonucu bu hale düşmüş değillerdir.

Bu noktadan sonra, bu faktörlerden hangilerinin, hangi ölçüde etkin olduğunu, fon yönetiminin çalışmaları ve yargı kararları belirleyecektir; ancak bu noktada, benim, şahsen, politikacı olarak, vicdanımı rahatlatan husus, operasyondan hemen önce çıkarılan 4491 sayılı Kanunla gerçek sorumluların, yani bankaların bu hale düşürülmesinde rolü, sorumluluğu ve payı olan gerçek sorumluların saptanması ve yanlışlarının bedellerinin bizzat kendilerine ödettirilmesi için gerekli hukukî zeminin hazırlanmış olmasıdır. İşte, sizin "geç kalınmış" dediğiniz nokta budur; bu hazırlık yapılmadan, bu hukukî zemin hazırlanmadan, bu operasyon yapılamazdı. (DSP sıralarından alkışlar)

Şimdi, önergede yer alan üçüncü nokta şudur: "bu sorunun basit bazı müdahalelerle aşılması olanaklıydı; bu yapılmadı" deniliyor. Ben, bu tez üzerinde fazla konuşmak istemiyorum; bunun, sadece, önergeyi süslemek için konulmuş bir tez, bir cümle olduğunu kabul ediyorum; çünkü, son yedi aydır verdiğimiz mücadele, gayret, savaş Türk ekonomisinin rehabilitasyonu için, dolayısıyla, Türk ekonomisinin önemli bir bölümünü teşkil eden finans kesiminin rehabilitesi için ve dolayısıyla, yine bu çerçevede yer alan 5 bankanın toparlanması için alınması gereken hiçbir kararın, sanıldığı kadar basit ve sade olmadığını göstermektedir. Sadece bir hususa dikkatinizi çekmekte yarar görüyorum. Biz, bu sene, 2 tane Bankalar Kanunu çıkardık; birinin numarası 4389, birinin de 4491'dir. Arada tam 100 kanun numarası geçiyor ve biz, bunları, sizlerin de desteğiyle son yedi ay içerisinde başardık, becerdik. Bu iş, bu kadar basitti de, niye, bir iki kanunla halloluvermedi?! Bir de dönüp baktığımız vakit, önümüzde dağlar gibi yayılmış kanun önerilerinin olduğunu görüyoruz. Daha işin başlangıcındayız; eğer, bu tempoda çalışmaya devam etmezsek, eğer birbirimize samimiyetle destek olmazsak, biz, çağdaşlaşma trenini kaçırırız değerli milletvekili arkadaşlarım ve bunun vebalinden kurtulamayız ve bunu da de hiçbir zaman, hiçbir şekilde, hiçbir kimseye anlatamayız.

Önlem almada geç kalındı da deniliyor burada. Hayır değerli arkadaşlarım, önlem almada geç kalınmadı. Neden geç kalınmadı? Biliyorsunuz, 57 nci hükümetin bizim huzurumuza getirdiği kanunlardan hemen hemen birincisi bankalar kanun tasarısı idi. Niye? Çünkü, Bankalar Kanununda yapılacak bir değişiklikle, bugünkü operasyonlar için gerekli hukukî altyapı hazırlanmak isteniyordu ve bu kanunu, biz, hakikaten, sizin şiddetli itirazlarınıza rağmen, zaman zaman ve yer yer haklı ve doğru müdahalelerinize rağmen, alelacele çıkardık. Sonra, bankaların içinde bulunduğu durum, Türk bankacılık sektörünün içinde bulunduğu durum, kanunla üst üste çakıştırıldığında, olayın zannedildiğinden daha önemli, daha vahim olduğu görüldü ve bu kadar olumsuz sonuçlara yol açan insanların gerçekten hesap verebilmeleri için biraz daha iddialı düzenlemeler yapalım denildi ve sizin söz konusu ettiğiniz o gecikme, bu iyi niyetli arayıştan, çabadan kaynaklandı.

Beşinci iddia da "söz konusu operasyonun maliyeti Tasarruf Mevduatını Koruma Fonundan değil, halkın cebinden karşılanacaktır" şeklindedir.

Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; burada bilmemiz gereken bir husus var, devlet 5 bankayı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamına almakla, yeni hiçbir zarar ve maliyet yaratmamıştır. Eğer, herhangi bir zarar, herhangi bir fatura oluşmuşsa, bu, bu tarihten önce zaten oluşmuştur. Hükümetin bu kararı, bu kararlılığı, bundan sonra doğabilecek zararları ve maliyetleri önlemek içindir.

Şimdi, bundan bir ay önce bu 5 bankaya el koymasaydınız ne olacaktı? Bugünkü hızlı faiz düşüşü karşısında bu bankaların ayakta kalması mümkün müydü; değildi; çökeceklerdi. O zaman ne olacaktı; vatandaş kapınıza dayanacaktı "verin meduatımı" diye. Vatandaşın mevduatını yüzde 100 garanti etmiş misiniz; etmişsiniz. Verecek misiniz parasını; vereceksiniz. İşte maliyet o zaman doğacaktı. 10 000'e yakın insan işsiz kalacak mıydı bankalar çöktü diye; kalacaktı. Bunlar, kapınıza gelip "bize iş verin" diyecekler miydi; diyeceklerdi. İşte o zaman ortaya bir maliyet çıkacaktı. Bunlar, hem kıdem tazminatlarını isteyeceklerdi hem de iş isteyeceklerdi. Dolayısıyla, bu bankaların Sigorta Fonuna devredilmesi suretiyle yeni maliyet getirilmemiş, aksine, belli maliyetler önlenmiş, göğüslenmiştir. Lütfen bu hususa da dikkat edelim.

Şimdi, bir de, burada, bu konu, 5 bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devri olarak takdim ediliyor. Hadise ondan ibaret değil. O operasyon çok daha fazla kapsamlıydı, bunu hepimiz biliyoruz. O günkü Resmî Gazetede, söz konusu kararla birlikte başka bir karar da çıktı. Bu kararla, politikacıların, siyasî mülahazalarla ve popülist yaklaşımlarla, anılan kamu bankalarının -özellikle Ziraat Bankası ve Halk Bankasının- malî bünyelerinin zayıflamalarına meydan vermeleri önlenmişti. Biliyorsunuz, özel bir kararname çıkarıldı, karar çıktı ve Ziraat Bankası ve Halk Bankasına, tavizli kredilerle ilgili özel düzenlemeler getirdi. Bu çerçevede, sadece özel bankalarda patronların bankalarını kendi ticarî çıkarları için istismar etmeleri önlenmiş olmadı, aynı zamanda, kamu bankalarında da politikacıların kamu bankalarını politik maksatlarla istismar etmelerinin önüne de geçilmiş oldu.

Ayrıca, yine, aynı düzenlemeler kapsamında, eşzamanlı olarak, tüm bankalara, sermaye yeterliliği standardı rasyosu ile yabancı para net genel pozisyon standart rasyosunu, konsolide esasa göre hesaplama zorunluluğu getiren tebliğler yayımlandı ve bankaların ayıracakları karşılıklara ilişkin de düzenlemeler yapıldı. Yani, bunlar, büyük bir paketin parçalarıydı. Sadece bu paketin bir kısmını alıp, bunu gensoru önergesi haline getirmek ve diğer hususlarını gözden kaçırmaya çalışmak, bence, haklı bir tavır olmuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Kumcuoğlu, lütfen tamamlayın efendim; süreniz tamamlandı.

Buyurun.

ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bu 20 dakika içerisinde izah etmek gayretini gösterdiğim mülahazalar ışığında, Demokratik Sol Parti olarak, bizim, bu önergeye olumlu oy vermemiz mümkün değildir.

Sayın Başkan, biliyorsunuz, son günlerde bu kürsüden yapılan konuşmaları bir şiirle bitirmek moda haline geldi. Ben de, yüksek müsamahanızla bu modaya uymak istiyorum ve Kanunî Sultan Süleyman'a izafe edilen bir dizeyi günümüze uyarlayarak okumak ve konuşmamı bitirmek istiyorum. O da şu:

Olmaya cihanda fazilet,

Bir nebze insaf gibi.

Sayın Başkan, teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kumcuoğlu.

Doğru Yol Partisi Grubu adına, Bursa Milletvekili Sayın Oğuz Tezmen; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA OĞUZ TEZMEN (Bursa) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Fazilet Partisi Grubunun vermiş olduğu gensoru önergesi üzerinde Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum.

Fazilet Partisinin vermiş olduğu gensoru önergesi, hükümetin, yanlış politikalar sonucunda, 5 bankaya el konulmasıyla sonuçlanan bir sürece yol açması dolayısıyla kamuya zarar verdiği gerekçesiyle verilmiş bir önergedir. Bu nedenle, hükümet politikalarının mutlak surette gözden geçirilmesi lazım. Böyle bir gensoru önergesi görüşülürken, üç yıldır Türkiye'yi yöneten Anasol-D ve Anasol-M Hükümetlerinin ekonomi politikalarının gözden geçirilmesi lazım. Bunu gözden geçirmeden yapılacak değerlendirme, sadece bir noktadaki değerlendirme, bizi fevkalade yanlış sonuçlara götürür.

1997 yılının ortalarında Refahyol Hükümeti düştükten sonra, operasyonlarla düşürüldükten sonra, hepiniz hatırlarsanız, Anasol-D Hükümeti oluşturuldu. Bu hükümet, ekonominin çok ciddî beyinleri, çok parlak beyinleri olduğunu ileri sürerek, ilk iş olarak, ekonomiyi, biz, düzlüğe çıkaracağız diye yola çıktı. Hatırlarsınız, o dönemlerde, birtakım olağanüstü yetkilere sahip müsteşarlar gündeme geldi, büyük, parlak, ekonomiden sorumlu bakanlar gündeme geldi ve 1997 yılı sonlarında çok ciddî kamu zamları yapıldı ve "artık, 1998 yılı içerisinde, biz, bir staff-monitoring anlaşması imzaladık" ya da "bu konuda IMF'yle bir mutabakata vardık; dolayısıyla, biz, IMF'yle yapılacak bir anlaşmaya gitmiyoruz, biz, bu işi, IMF'yle stand-by anlaşması imzalamadan götüreceğiz" denildi. Bunlar, hepimizin gözleri önünde oldu.

Türkiye'de, 1998 yılında, kamu kuruluşlarının zamları büyük ölçüde baskı altına alındı, ekonomiye ilişkin olarak birbiri ardı sıra önmeler alıyoruz denildi. Arkasından, bu hükümet gitti. Ekonomiyle ilgili olarak 1998 yılı sonuçlarına bakıyorsunuz, devralınan ekonomik sonuçlarla 1998 yılı sonuçlarında ortaya çıkan tablo fevkalade iç karartıcı.

Denildi ki: "Seçim dönemi... Seçim olacak, bundan sonra yeni hükümet oluşturulacak ve bu yeni hükümetin de ilk işi enflasyonu önlemek." Aynı sözler gündeme getirildi, aynı terminoloji dile getirildi; ama, ne oldu; daha önce şiddetle itiraz edilen, IMF'yle stand-by anlaşması imzalanmak durumunda kalındı ve IMF'yle imzalanan bu stand-by anlaşması da, neredeyse, Türkiye'nin zaferi olarak ilan edildi. Yani, düşünün ki, üç sene hükümeti yönetiyorsunuz, üç sene ekonomiyi elinizde tutuyorsunuz, ondan sonra "biz, bu gemiyi karaya oturttuk, IMF gelsin, kurtarsın" diyorsunuz ve buna da "aman, ne büyük iş yaptık, Türkiye artık düzlüğe çıktı, IMF ekonomiye el koydu, bundan sonra işler gayet iyi gidecek" diyorsunuz ve bu da, kamuoyunda, bazı kesimler tarafından büyük alkışlarla karşılanıyor.

O zaman, şunu sormazlar mı: Madem, siz, ekonomiyi yönetmekte bu kadar iddialıydınız da, niçin, 1997 yılında aldığınız zaman IMF'yle stand-by anlaşması imzalamak noktasına gelmediniz? Ama, Türkiye, aslında, o dönemde, IMF'yle anlaşma imzalanacak noktada değildi, stand-by anlaşmasına gidecek vahamette bir ekonomik kriz içinde değildi; çünkü, bu hükümet, Türk ekonomisinde, faizlerin aşağı gittiği, ekonominin yüzde 7,7 büyüdüğü bir süreci devralmıştı . (DYP sıralarından alkışlar) Üç yıllık icraatının sonucunda, Türkiye, stand-by anlaşması imzalamak zorunda kalıyor ve bu da büyük başarı olarak ilan ediliyor. Ondan sonra da diyoruz ki: "Biz, bu bankalara el koyduk; koymasaydık, daha vahim sonuçlar ortaya çıkacaktı." Canım, bu vahim sonuçlar daha önce de vardı da, niçin daha önce bu tedbirleri almadınız?

Peki, şunu sormak lazım: Anasol-D Hükümeti, 3 tane bankaya el koyduğu zaman, İnterbank, Bankespres, Türkbank’a el koyduğu zaman yetkisi mi yoktu? Hükümetin, Bankalar Kanununa dayanacak herhangi bir yetkisi mi yoktu ki, el koydunuz? Biraz önce DSP Grubu adına konuşan Sayın Kumcuoğlu dedi ki, biz, bunu beklemeseydik, bu iş daha ileri noktaya gelecekti, kanunu beklemek zorundaydık. Doğrudur, kanunla ilave yetkiler alınmıştır; ama, beklenmeyi gerektirmezdi. Beklenmesini mazeret olarak ileri sürmek, fevkalade yanlıştır; çünkü, dünya âlem biliyordu ki, en azından 3 tane bankaya hükümet el koyacaktı; üç aydır, dört aydır, Türkiye’de, bütün kulislerde, bankaların isimlerini bile, tek tek herkes biliyordu, bunları dile getiriyordu.

Şimdi, siz, o bankanın sahibi olsanız ve bankanıza el konacağı cümle âlem tarafından dile getiriliyorsa, siz tedbirinizi almaz mısınız?! Hükümet Bankalar Kanununu çıkaracak, bu Bankalar Kanunu Tasarısıyla yeni yetkiler alacak diye cümle âlemin bildiği bir süreç sırasında, siz bankanıza el konacağını bilen bir banka patronu olsanız, gerekli tedbiri almaz mısınız?! Alırsınız... İçini boşaltırsınız... Yarın sizin üzerinizdeki mal varlığınıza dönük bir işlem yapılacağını bilirseniz, mal varlığınızı aktarmak üzere, başkasının üzerine kaydırmak üzere, gerekli tedbirleri alırsınız. Nitekim, bunların yapıldığı ciddî şekilde dile getiriliyor.

Bunun sonucunda, sadece son el konan 5 bankayla, kamunun üzerine yaklaşık 8 milyar dolarlık bir ek yük yüklüyorsunuz. Bütçeden ödenmiyor... Bu maliyeti Türk ekonomisi ödüyor. Bütçe ödemiyor; ama, Merkez Bankasındaki fon ödüyor. Peki, Merkez Bankasındaki bu fona kimler katkıda bulunuyor?.. Merkez Bankasındaki bu fona katkıda bulunanların yüzde 40’ı kamu bankaları. Peki, kamu bankalarının parası, kamu parası değil mi?.. Bakın, yüzde 40’ına kamu bankalarının katkıda bulunduğu bir süreç içinde, bunun kamuya yükü yoktur demek, gerçekten, fevkalade sıkıntı yaratıcı bir olaydır. Ondan sonra, 1,1 milyar dolarlık kaynağı olan bu fona 8 milyar dolarlık bir riski yüklemek, bunun ilave sonuçlar, ilave maliyetler getireceğini açıkça ortaya koymaz mı?! İnsanların üzerine, Türk ekonomisi üzerine 8 milyar dolarlık bir yükün yüklenmesi, kamunun herhangi bir riski almadığını mı ifade eder? Bunlar, fevkalade yanıltıcı sonuçlardır.

Aynı şekilde -hepiniz hatırlarsınız- Bankalar Kanunu görüşülürken, bu söz konusu bankalardan birisine el konulacağını herkes bilirken, düşünürken, banka, her gün, çocuğun cebindeki 100 dolara, 100 marka, 50 marka biz hesap açıyoruz diye cümle âlemin parasını toplamaya devam ediyordu ve devam eden bu süreç içinde, Türk Devleti, Türk Merkez Bankası, Türk Hazinesi, herhangi bir tedbir alma gereğini duymamıştır. Düşünün ki, çok yoğun kampanya yapılıyor, çok ciddî paralar harcanıyor bu kampanyayla ilgili olarak; çoluğun çocuğun kumbarasındaki paralara el konuluyor, getir, ben senin 50 dolarına da 100 markına da faiz veriyorum deniliyor... Her akşam, her kanalda, hepimiz, yüzlerce kere bunu seyrettik. Peki, ne oldu, niçin tedbir alınmadı bu dönemde? Bunu sormak bu Meclisin hakkı değil mi? Bunu soracaksınız, ondan sonra da "biz, geniş bir programın uzantısı olarak bunlara el koyuyoruz" diyeceksiniz. Kimse demiyor ki, Türkiye'de enflasyon aşağı inmesin, Türkiye'nin dengelerinde sıkıntılar giderilmesin... Buna kimse itiraz etmiyor.

Türkiye'nin, yapılması gereken işleri vardır. Bu Meclis, doğru işlere destek de veriyor ve oylarıyla da destekliyor doğru kanunları; ama, siz, bir programı uygulayacağız derken, kamuya önemli yükleri yüklerseniz, hata yaparsanız, yanlış yaparsanız, bu Meclis tabiî ki bunun hesabını soracak sizlerden. Ben bu programı uygulamak zorundayım diye yanlış yapma lüksüne sahip değilsiniz; çünkü, Türkiye, çok hassas dengeler içerisinden geçiyor; Türk ekonomisi, Türkiye'de yaşayan insanlar çok ciddî sıkıntılar çekiyor. Türkiye'de çalışan insanlar, çiftçisi, esnafı, çok büyük maliyetlerle karşı karşıyalar, ayakta durma, hayatta kalma mücadelesi veriliyor. Ekonomide çok ciddî daralma yaşanıyor. 5,5 küçülen bir ekonomide, 5,7 küçülen bir ihracat sürecini yaşıyor bu ülke. İşsiz sayısı yüzde 20'leri aşmış bu ülkede. Böyle bir noktada, asgarî ücreti, 80 milyon gibi, yaşanması mümkün olmayan bir seviyede belirliyoruz bu programın gereği olarak ve diyorsunuz ki, buna kimse ses çıkarmasın, eleştirmesin...

Türkiye'de tahkim kanunları çıktı, bu Meclis müspet destek verdi; ama, Türkiye'de tahkimi çıkarırken, içine birtakım şeyler sıkıştırarak, çok ciddî riskleri Türk ekonomisine tekrar yüklemeye ve hukuku ihlal ederek bir şeyler yapılmaya kalkışıldığı zaman buna nasıl karşı çıktıysak, yanlış politikalara da bizim karşı çıkmamız doğrudur, gereklidir; bu, millete karşı bizim verdiğimiz sözdür. Biz, tabiî ki yanlışa yanlış diyeceğiz! (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

Şimdi, bakıyorsunuz, Türkiye'de, bir taraftan serbest piyasa ekonomisinden ciddî ölçüde bahsediliyor; Türkiye'de serbest piyasa ekonomisinin önemi, faziletleri her gün dile getiriliyor; ama, hükümet politikalarına baktığınız zaman -zaten, politikalara değil, rakamlara baktığınız zaman- şu kuşku da herkesin kafasında yer etmeye başlamıştır: Şimdi, Türkiye'de bu bankalara el konulmadan önce -bakın, size bir iki rakam vereceğim- kamu bankalarının aktif toplamlarındaki büyüme yüzde 93 -Eylül 1999 olarak söylüyorum- özel bankaların ise yüzde 86'dır. Türkiye'de, biz, kamuyu küçültelim derken, acaba, 1980 öncesi politikalara dönüp, kamuyu büyültecek, serbest rekabete göre belirlenmesi gereken ücretlerin, fiyatların, yine kamu kontrolüne alınması sürecine mi giriyoruz?..

Doları, siz endeksleyeceksiniz, belli rakamlarla sabitleştireceksiniz; kiraları, tekrar -1980 öncesi dönemde olduğu gibi- kanunla düzenleyeceksiniz, belli limitler getireceksiniz; toplusözleşmelere müdahale edilecek, yüzde 25'in üzerine çıkmayacak; "beklenen enflasyon" diye bir enflasyon belirleyeceksiniz ve herkesin o enflasyon hedefine kendini ayarlamasını bir şekilde empoze edeceksiniz... Ondan sonra, Türkiye'de serbest piyasa ekonomisinin işleyişinden, Türkiye'de serbest piyasa mekanizmalarının sağlığından, herkesi kuşkuya düşürürsünüz. Belki, bazı sıkıntıların ortaya çıktığı durumlarda, zaman zaman, müdahaleci tedbirlerin kısa süreli uygulanması doğru olabilir; ama, bakıyorsunuz, getirilen bu yaklaşımlar, aslında, daha kalıcı politikalara doğru yönlendirmeye başlıyor.

Döviz kurunun sabitlenmesi, kiraların belirlenmesi, ücretlerin sabitlenmesi, aslında, bir serbest piyasadan çok, güdümlü ekonomi politikasını yansıtıyor. Gerçekten, bunun altını çizmek istiyoruz; çünkü, Türkiye, serbest piyasa mantığının oluşması için çok ciddî bedeller ödedi; dönüp dolaşıp tekrar bu bedelleri ödetiyoruz. İnşallah, bunlar, kalıcı tedbirler olarak karşımıza çıkmaz; çünkü, gerçekten, bu alanda sapma, Türkiye'ye çok ağır maliyetler getirebilir.

Şimdi, yine bir sözcü, 1994 krizinden bahsederek "bu iş, yani bankaların rehabilitasyonu, aslında, 1994 yılında çıkan krizin etkisi sonucunda uzun süre kaldı, böyle gelişti; ama, ne yapalım, artık, biz, mecbur kaldık el koyma noktasına" dedi.

Aslında, 1994'te, ekonomide, 1989 ve 1990'lı yıllardaki aşırı kur değerlemesinin sonucunda bazı sıkıntılar olduğu doğrudur; ama, 5 Nisan kararlarıyla, Türk ekonomisi, tekrar büyüme sürecine girmiştir; Türk ekonomisi, büyüme sürecinin yanında, enflasyonu da makul hadlere çekme becerisini göstermiştir. Türkiye, o dönemdeki kur politikalarının sonucunda, çok ciddî bir ihracat sıçraması yaşamıştır ve o sayede, Türkiye, o dönemde, gümrük birliğine girmiş ve gümrük birliğinde herhangi bir ciddî sıkıntıyla karşılaşmadan, ekonomisini büyütme imkânını bulmuştur.

O arada, yedi sene, sekiz sene önceki tedbirlere, hâlâ, mazeret olarak sığınıp, yanlışları savunmamak lazım. Türkiye'deki iktidarlar, Türkiye'deki hükümetler, mazeret üretme yeri değildir. Türkiye'deki hükümetlerin gereği, çare üretmektir; doğru politikaları, doğru şekilde, doğru zamanda ve yerine getirerek uygulamak zorundadırlar.

Şimdi, aynı şekilde, Türkiye'de, bankacılık sektörünün bazı sıkıntıları olduğu doğrudur. Bazı avantajları da vardır Türkiye'de bankacılık sektörünün. 81 tane banka olan Türkiye'de, 160 000 kişi bankacılık sektöründe çalışıyor. Türkiye'de, Türk bankacılığı, aslında, teknolojiye çok ciddî yatırım yapmıştır; Türk bankacılığı, dünyanın en ileri sistemlerini Türkiye'ye getirmiştir ve çok başarılı bir şekilde de uygulamaktadır; ancak, Türkiye'de, bankacılık sisteminin en büyük zaaflarından birisi de kaynak yetersizliğidir; özkaynak yetersizliği ve özkaynak yetersizliğinin ortaya çıkardığı ciddî sorunlardır ve grup içi kredi kullanımları, gerçekten de, Türkiye'nin sıkıntılı alanlarından birisidir. Türk bankacılığının, bu kıt kaynakla yaşamasının ortaya çıkardığı çok ciddî sorunlar ortadayken -hepiniz hatırlarsınız- bundan önceki hükümet, 1998 yılı içerisinde 6 tane banka kurma izni verdi ve bunlar küçük sermayeli gruplara verildi ve bunlardan herhangi bir bedel de alınmadı.

Bakın, altını çizerek söylüyorum; 1994, 1995, 1996 yıllarında, Denizbank ve Anadolu Bankasının sadece isim hakları için 70'er milyon dolar alınmıştır Türkiye'de; ama, dönüp bakıyorsunuz, 6 tane banka iznini, bilabedel, yandaş gruplara, ahbap-çavuş ilişkisi içerisinde, bu insanlara, bu kuruluşlara peşkeş çekiyorsunuz, 5 kuruş da kamuya bir para almıyorsunuz ve ondan sonra da deniyor ki, Türkiye'de bankalar, bankacılık sektörü sıkıntıda... Canım, bunların banka alıp işletme gücü olduğu kim tarafından incelenmiş, denetlenmiş?! O zaman şu soru gündeme geliyor: Seçim öncesinde 6 tane banka kurma izni verdiğinizde, acaba, o izni alan kişiler, seçimde, bu izni verenlere ciddî, ne ölçüde destek vermişlerdir, bunun bedelini ödememişler midir?.. Bu, insanların kafasındaki sorudur. Gerçekten, çok önemli bir sorudur hem de. Kimse kimseye, 70 milyon dolar eden bir bankayı bilabedel vermesi durumunda, bunun karşılıksız kalacağını beklemez. İnsanlar, bunu sorarlar, "sen ne yaptın, bunun karşılığında sen ne aldın?" derler insana. Bunların sorulması, bu Meclisin görevidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Tezmen, lütfen tamamlayın efendim.

Buyurun.

OĞUZ TEZMEN (Devamla) – Şimdi, kısaca, bizim, bu gensoruyu niçin destekleyeceğimizi dile getirmek istiyorum.

Bankalara el konma olayında, bizce, ciddî hatalar yapılmıştır. Bir kere, Hazine ve Merkez Bankası, denetimde ve gözetimde gerekli etkinliği gösterememişlerdir. Örnek de verdim; bunlardan birisi, bir bankaya el konacağı gündemdeyken, herkes tarafından bilinirken, bu banka reklam yapmaya devam etmiştir; bu bankalara el konulacağı söylentileri üç dört aydır dünya âleme yayılmışken, bunlara seyirci kalınmıştır. Bu, ciddî hatalardan bir tanesidir.

Bir diğer konu da, Bankalar Kanunu çıkarılıp, bankacılık üst kurulu kurulması gerekirken, bu konuda kanunî yükümlülük de varken, bu kurul da, zamanında kurulup etkin biçimde faaliyete geçirilmemiştir. Faaliyete geçirilseydi, belki, bu kurul, objektif olarak, bu sektörü çok daha önce rehabilite etmeye başlayabilirdi ya da tedbir alınması gerekiyorsa, çok daha acil olarak tedbir alabilirdi. Türkiye'de altı aylık bir zaman kaçırılmıştır ve bu altı aylık gecikme, Türk ekonomisine 8 milyar dolara yakın maliyet yüklemiştir ve bu 8 milyar dolar, Türkiye'nin, deprem nedeniyle aldığı tüm borçların üzerindedir ve bunu, Türkiye ekonomisine ödetmek durumuyla karşı karşıya kalınmıştır. Herhalde, bu depremin yaralarını sarmak için gelen kaynaklar, korkarım ki, 1,1 milyar dolarlık kaynağı olan fona destek olarak kullanılabilecektir ve bunun sonucunda da, gerçekten, insanlar, ciddî sıkıntılarla karşı karşıya kalabileceklerdir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Tezmen, lütfen tamamlayın efendim.

OĞUZ TEZMEN (Devamla) – Tamamlıyorum efendim.

Tabiî, daha da önemlisi, aslında, iki yıldır uygulanan ekonomik politikalar sonucunda, Türk ekonomisi, çok ciddî bir şekilde bankalar krizi içerisine sürüklenmiştir. Bunda belki kötü niyetli patronların rolü olabilir; ama, işi sadece kötü niyetli patronlara bağlamak mümkün değildir; çünkü, Türk ekonomisi iki üç yıldır kötü yönetilmiştir. Bu kötü yönetimin faturasını bu millete ödetmeye de kimsenin hakkı yoktur. O nedenle, gensoru önergesini destekleyeceğimizi ifade ediyorum.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Tezmen.

Anavatan Partisi Grubu adına, İzmir Milletvekili Sayın Işın Çelebi; buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar)

ANAP GRUBU ADINA IŞIN ÇELEBİ (İzmir) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bugün, Meclisin, tatilden sonraki ilk oturumunu yapıyoruz. Bu nedenle, hepinizin ve Türk Halkının geçmiş Ramazan Bayramını kutlarım; yeni yılın, yeni yüzyılın ve yeni binyılın ülkemize hayırlı olmasını, başarı ve mutluluk getirmesini dilerim.

Özellikle, bu gensoru tartışması nedeniyle, 21 inci Yüzyılda, artık, beyin gücünün, sorun çözme kabiliyetlerinin önplana çıktığını, bilginin önemli olduğunu ve ezbercilik değil, yaratıcılığın ve bilgi kullanımının çok değerli hale geldiğini de belirtmek isterim.

Bu gensoruyu tartışırken burada yapılan konuşmaları dikkatle izledim. Siyaset yapmanın değil, gerçekleri kendimize göre değerlendirmenin değil, doğruları ortaya koymanın, gelecek açısınan yararlı olduğunu düşünüyorum; çünkü, bankacılık ve finans sektörü, tümüyle, son derece duyarlı, son derece ciddî yaklaşılması gereken ve son derece dikkat gösterilmesi gereken çok temel sektörlerden biri. Gensorunun "ekonomiyi tahrip ettiniz, piyasaları ve malî sektörü tahrip ettiniz" içeriği ve iddiası üzerine oturtulduğu belirtildi; yani, yanlış politikaların halkı ezdiği, ekonomiyi ciddî sorunlarla karşı karşıya bıraktığı iddiasının, bu gensorunun odak noktası olduğu vurgulandı.

Burada, hem bu noktadan hareketle hem de bankacılık sektörünün gerektirdiği ciddiyet ve duyarlılıkla konuya yaklaşmamız gerekiyor. Gördüğüm kadarıyla, gensorudaki iddiaları, -biraz sonra bakacağız- doğru mu, yoksa doğru değil mi, test etmemiz lazım.

Bu hükümetin en önemli hedefi enflasyonu düşürmek. 1997 Temmuzundan sonra hükümet olan tüm partiler, Türkiye'de, artık, yüzde 90'lardaki enflasyonla Türkiye'nin gelir dağılımının çok daha bozulduğunu, halkın son derece büyük gelir kaybettiğini görerek, enflasyonu düşürmeden Türkiye'nin sorunlarının çözülmeyeceği konusunda mutabakat sağlamışlardır ve enflasyonun yüksek olması, başta bankacılık sektörü olmak üzere, son derece, güven ve istikrar ortamını yok etmekte ve Türkiye'de, siyasî ahlakın da bozulmasına neden olan ciddî darboğazlara ve kokuşmuşluğa neden olmaktadır. Bu nedenle, enflasyonu düşürmenin ve enflasyonu aşağıya çekmenin, hükümetin temel politikası olması konusunda Türkiye'de de geniş bir uzlaşma vardır.

"Tasarruf Sigorta Mevduat Fonunun kaynaklarının birtakım insanlara peşkeş çekilmesi, vurgun yapılması" gibi sözcüklerin burada belirtilmesi de, Tasarruf Sigorta Mevduat Fonunun kaynaklarının nereden geldiğini, nasıl kullanıldığını ve ne amaçla oluşturulduğunu da iyi değerlendirmemizi gerekli kılmaktadır.

Bugün, Tasarruf Sigorta Mevduat Fonu, bankaların mevduat oranlarına göre prim yatırmalarından oluşmaktadır ve 4 tane kamu bankasının, mevduatların yüzde 40'ını topladığını ve 4 kamu bankasının prim miktarının yüzde 40'ını ödediğini, 4 büyük özel bankanın, yüzde 30'unu ve yabancı bankalarla beraber diğer bankaların, yüzde 28 gibi bir mevduatı topladıklarını ve primi ödediklerini belirtmek isterim. Bugün sözünü ettiğimiz tartışmalı bankaların toplam mevduat içindeki payı yüzde 2'dir ve Fonun kaynakları yetmediği zaman, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu borçlanmakta ve bir sonraki dönemde topladığı primlerle bu borçları tasfiye etmektedir; yani, bu halka yük getirmemektedir ve halkın vergilerinden de karşılanması söz konusu değildir.

Bankacılık sektörü, kendi işlemlerini sigorta etmek, güven ve istikrar sağlamak açısından, bu anlamda bir prim sistemini ve sigorta sistemini oluşturmuştur. Bunun da temel amacı, bankacılık sektöründeki ciddiyeti, güveni sağlamak ve bu çerçevede tasarrufların ekonomiden kaçmasına mâni olmak ve bir istikrar ortamını temin etmektir. O nedenle, burada iddia edildiği gibi, halkı sıkıntıya sokan, halkın kaynaklarını bir başka insanlara aktaran bir tavır, karar ve politikadan söz etmek çok zordur.

Dünyada bu tür sistemler birçok ülkede uygulanmaktadır. Ancak, bu sınırsız Mevduat Sigortası Fonu uygulamasında tartışılması gereken temel bir nokta vardır; burada, sınırsız Mevduat Sigortası uygulaması ciddî sorundur ve bu sınırsız uygulamanın -Avrupa Birliğinde 20 000 ECU gibi bir miktardır- zaman içinde, kademeli olarak sınırlandırılmasında da yarar vardır.

Acaba, neden, sınırsız bir sigorta uygulaması Türkiye'de başlatılmıştır? Değerli arkadaşlarım, burada polemik yapmak için söylemiyorum; ama, biraz sonra rakamları da vereceğim. 1994 ve sonrasında, ekonomide, her konuda işin çivisi çıkmıştır ve bankacılıkta da işin çivisi çıkmıştır. Bu çivinin çıkması, sorunların geometrik dizi gibi büyümesine yol açmıştır.

Şimdi, ne demek istiyorsun, neden çivi çıktı, nasıl çıktı diye sorabilirsiniz. 3 banka, 94 Nisanında, Mayısında batmıştır ve bu batan bankaların sorunları bugün de sürmektedir. Hâlâ, yaklaşık 2 000 kişinin alacağı söz konusudur, 6 000 kişinin parası ödenmiştir, 2 000 kişinin alacağı söz konusudur. Bu 3 banka iflas masasına gitmiştir ve sınırsız mevduat güvencesi getirilmiştir, problemin temel kaynaklarından biri buradadır. Eğer, bu hata yapılmamış olsaydı, bugün bu darboğazlar oluşmayacaktı, şimdi bunu izah edeceğim.

Sınırsız mevduat güvencesi, Türkiye'de yüksek faiz yarışını başlatmıştır. Değerli arkadaşlarım, burada dikkatinizi çekmek isterim, yüksek faiz yarışının başlaması, sınırsız mevduat güvencesiyle paralel oluşmuştur; çünkü, risk ortadan kalkmıştır, devlet garantisiyle, her türlü mevduatı toplama imkânı ortaya çıkmıştır; bankalararası kalite ve piyasa şartları yok edilmiştir ve bu durumda ne olmuştur; rantiyecilere büyük ekmek, rantiyecilere büyük kaynak aktarılmıştır, reel faizler inanılmaz yükselmiştir.

Suçlu kimdir, bu sorumsuzluğun ve hesapsızlığın bu denli artmasının, bu rantiyelere bu kadar kaynak aktarmanın suçlusu kimdir? 1994'te, 1995'de, 1996'da reel faiz oranları ne olmuştur, bir bakalım isterseniz.

Bakın, 1990'da, 1991'de içborçlanma reel faiz oranları sıfıra yakındır, negatiftir, 1994'de yüzde 27,5, yani, bu, enflasyonu arındırdıktan sonra 100 lira yatıranın cebine 27 lirayı açıktan ödemeye başlamıştır Türkiye. 1996'da daha yükselmiştir, yüzde 32... Türkiye Cumhuriyetinin en yüksek reel faiz ödendiği dönemi 1996 yılıdır.

Değerli arkadaşlarım, gensoruyu veren arkadaşlara bu rakamı bir daha söylemek istiyorum: Türkiye Cumhuriyeti tarihinde reel faizin en yüksek olduğu dönem, mevduatların, bu sınırsız sigorta kapsamına alınmasıyla başlayan faiz yarışında, 1994'te yüzde 27, 1996'da yüzde 32 olmuştur. Rantiyeye büyük kaynak aktarılması 1996'dadır. 1997'de bu oran yüzde 24'e düşürülmüş, 1998'de yüzde 28 olmuştur ve bu enflasyonu düşürme programıyla, bugün, faizler, yüzde 130'lardan yüzde 36'ya gerilemiştir ve reel faiz sıfıra yakındır.

Şimdi, bu hükümet mi başarılı, yoksa, 1996'da reel faizi yüzde 32 ödeyen, yüzde 27 ödeyen hükümetler mi başarılı? Gensoruyu geçmişe mi vermemiz lazım, bugüne mi vermemiz lazım? Bu soruları kamu vicdanına havale ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu kadarla bitmedi. Burada suçluları ve yanlışları doğru teşhis etmemiz lazım. Banka devir izinlerini size tek tek okuyacağım: Yurtbank 18 Temmuz 1994'te devredilmiş, Sümerbank 20 Ekim 1995'te Özelleştirme İdaresinden alınmış, İnterbank -dikkatinizi çekiyorum- 16 Şubat 1996'da, Bankekspres 23 Mart 1997'de ve Türk Ticaret Bankasının Mevduat Sigortası Fonuna alınış tarihi 26 Mayıs 1997.

Değerli arkadaşlarım, bugünkü problemlerin kaynağı geçmişte denilirken, işte bu gerekçelere dayanılarak söyleniyor. İsterseniz, bir daha okuyayım: Yurtbank 18 Temmuz 1994'te... Eğer, o devir yapılmamış olsaydı, ahbap çavuş ilişkisi o dönemde yapılmamış olsaydı, bugün bu problem yoktu.

AHMET KABİL (Rize) – Hükümet kim?

IŞIN ÇELEBİ (Devamla) – Kim 18 Temmuz 1994'te Yurtbanka devir yaptıran? Sümerbank, 20 Ekim 1995... Eğer, Özelleştirme İdaresinden o devir yapılmamış olsaydı, bugün birçok problem olmayacaktı. İnterbank, 16 Şubat 1996... Ahbap çavuş ilişkisinden bahsediyorsunuz!.. Bankekspres, 23 Mart 1997...

Değerli arkadaşlar, Türk Ticaret Bankasının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna alınış tarihi 26 Mayıs 1997.

Şimdi, doğru oturup, doğru konuşalım. Eğer, suçlu arıyorsak ve gensoru verilmesi veya soruşturma açmamız gereken varsa, geçmişteki hükümetler bütün sorumsuzluğu yapacaklar, işin çivisi çıkacak; ondan sonra, burada, gensoru verdiklerinde meseleyi örtbas edeceklerini söylüyorlar. Hayır, 21 inci Yüzyıl, açık ve şeffaf bir dönemin başladığı önemli bir yüzyıl; artık, bilgiye yer var, ezberciliğe, polemiklere yer yok.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Siz de inanmıyorsunuz. Altı sene geçti; siz de inanmıyorsunuz!..

IŞIN ÇELEBİ (Devamla) – Şimdi, mevduat içinde payı yüzde 2 olan bu bankalara, sınırsız mevduat güvencesi getireceksiniz, keyfinize göre ve yakınınıza devirler yapacaksınız, sonra, problemler olacak, yüksek faiz yarışını özellikle teşvik edeceksiniz, yüksek reel faiz ödemesinin en yükseğini 1996 yılında yapacaksınız ve Anayasa Mahkemesi iptal ettikten sonra, gerekli tedbirleri almayıp, hukukî altyapıyı gidermeyeceksiniz ve ondan sonra, hükümet hakkında, hukukî altyapıyı giderdiği için, Haziran 1999 ve Aralık 1999'da iki kademeli bankacılık yasasını çıkararak hukukî boşluğu doldurduğu için, hakkında gensoru vereceksiniz.

Şimdi, bir yanda, hukukî boşluğu doldurmayan bir hükümetler dizisi, bir yanda, hükümet olarak hukukî altyapıyı, eksikliği gideren, boşluğu dolduran bir hükümet.

Değerli arkadaşlarım, bu kadarla da bitmedi. 1995 yılında, Hazineden sorumlu bakan arkadaşımız 1 bankadan 3 tane tabela bankası çıkardı ve satış yaptı. Bugün problemi olan bankalar arasında, acaba, bunlar var mı, yok mu bilemiyorum; ama, bütün dünyada, bankalar birleşirken rekabet güçleri artırılırken, bunlar arasındaki işbirliği teşvik edilirken, Türkiye'de, 1 bankadan 3 tane tabela bankası çıkarıldı. Böyle bir anlayışla bu finans sektörü kuvvetli olabilir mi? Bunun hesabını kim verecek şimdi? Bu problemi kim çözecek? Şimdi, bunları tartışmayacağız; ama, neyi tartışacağız?! Hükümete gensoru veriliyor...

Değerli arkadaşlar, bu hükümet ne yapıyor; enflasyonu yüzde 90'dan almış, yüzde 50'ye indirmiş, şimdi de yüzde 20'ye indirmenin mücadelesini yapıyor, programını yapıyor.

NEVZAT ERCAN (Sakarya) – Enflasyon yüzde 70, yapmayın!..

IŞIN ÇELEBİ (Devamla) – Yani, yüzde 90 enflasyon demek, karanlık demek, her tarafın zifirî karanlık olması demek. O zaman, zifirî karanlıkta herkese çeşitli imkânlar çıkıyor; ama, ortalık aydınlanmaya başlayınca yanlışlar da ortaya çıkıyor; bilançolardaki yanlışlar, haksızlıklar, yalan, dolan ortaya çıkıyor ve bankacılık sektöründeki yanlışlar da böylece ortaya çıkıyor.

Değerli arkadaşlar, bu 5 bankanın ve geçen yıl da 3 bankanın, Tasarruf Mevduat Fonuna alınması sonucu, tasarruf kaçışının önlendiğini görüyoruz. 1994 krizinde batırılan bankalar sonunda ciddî bir mevduat çıkışı ve likidite krizi ortaya çıkmıştır. Yabancı bankalar Türkiye'ye risk primini yükseltmişlerdir, "spret" dediğimiz; ama, 1998 ve 1999'daki bu işlemler, Türkiye'de bir panik havasına yol açmamıştır, yasal takipler süratle başlamıştır, tasarruf kaçışına mani olmuştur, fonlardan çekilme olmamış ve ekonomik hayat devam etmiştir. Faizin yüzde 130'lardan yüzde 36'ya inmesi bunun bir göstergesidir. Bugünkü ihaleler yüzde 36'lık faizle sonuçlanmıştır. 22 Aralıkta 5 bankada operasyon yapıyorsunuz ve faizlerin yüzde 36'ya inmesi de finans sektöründeki bu dengenin oluştuğunu gösteriyor.

1994 yılında -biraz önce söylediğim gibi- batan 3 bankadan sonra, Türkiye'de, bu sınırsız mevduat sigorta kapsamının mutlaka, kademeli olarak, bu çıkan yasaya paralel bir şekilde düzenlemesi ihtiyacı kaçınılmazdır.

1996'da Türkiye'de enflasyonun toptan eşya fiyatlarında yüzde 85'e ve tüketici fiyatlarında yüzde 80'e çıktığı çok açıktır. Türkiye'de enflasyonun, 1994'te yüzde 150, 1996'da yüzde 85, tüketici fiyatlarında yüzde 80 olduğu resmî belgelerde yazmaktadır. Böyle bir ortamda bankacılık sektörü zaten rahat çalışamaz. Bu hükümetin, bu anlamda, enflasyonu düşürmeyi birinci hedef alması şaşırtıcı değildir.

Burada vurgulanması gereken en önemli noktalardan birisi şudur: 1997 Temmuzu sonrasında yüzde 20 enflasyon düşüşü neyi sağlayacaktır Türkiye'de; gelir dağılımının düzenlenmesinin ve haksız kazançları önlemenin yolunu açacaktır. Enflasyonun yüksekliği ise, haksız kazançlara yol açmaktadır ve halkın iyice fakirleşmesine, gelir dağılımın bozulmasına yol açmaktadır. Enflasyonun düşmesini istemek, bu gensorunun odak noktasına getirdiği bütün iddiaların geçersizliğini ortaya koymaktadır. Hukuk altyapısını tamamlamak, bu gensorunun önerdiği iddiaların hepsinin çürümesine neden olmaktadır. Çünkü, hukuk altyapısı oluşturularak, denetim ve otorite mekanizması bağımsız biçimde devreye sokulmaktadır.

Değerli arkadaşlar, burada iddialarda bulunuldu, denildi ki: "İçleri boşaltılırken, ciddî geç kalınmalar oldu." Bu bankalar, 1'le 3 yıl arasında -geçmiş kanunun 64 üncü, mevcut kanunun 14 üncü maddesine göre- denetim altında ve gözetim altında olan bankalardı. Onun için, geç olan bir şey yok. Hazinenin çeşitli defalar rehabilitasyona ve yeniden yapılanmaya dönük önerilerine karşı, ortakları yeterince tedbir almadıkları ve gerekli tedbirleri zamanında yerine getirmedikleri için sorunlar büyümüştür. Bunlar, denetimden uzak bankalar değildir ve mevcut ortaklar, yönetimde bu gerekli düzenlemeleri yapmadıkları için, sermaye artırımlarında bulunmadıkları için, kanunun 14 üncü maddesine ve 15 inci maddesine göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna alınmak zorunda kalınmıştır; yani, ortakların yapamadığı işi, artıramadıkları sermayeyi Fondan temin ederek, bu bankaları sisteme kazandırmak mantığından hareket edilmiştir.

Değerli arkadaşlar, burada, ortakların yapamadığı bir işi, Fon yaparsa, o eski ortakların, o bankanın yönetiminde devam etmesi mümkün müdür? O nedenle, yönetimleri değişmiştir.

Şimdi, burada, tasfiye kararıyla beraber, 1994 yılında ortaya çıkan sonuçları da, batan bankaların iflas masasında karşılaştıkları problemleri de biliyoruz. Buradaki uygulama, 94'teki kötü sonuçları dikkate alınarak yapılan ve bu bankaları yeniden ekonomiye kazandırmaya dönük bir uygulamadır.

Burada "yetki kullanımında gecikme var" denilmektedir...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çelebi, mikrofonunuzu açıyorum, lütfen tamamlayın efendim.

Buyurun Sayın Çelebi.

IŞIN ÇELEBİ (Devamla) – Üst Kurul atanmadı; ama, Üst Kurulun atanmaması demek, yetkilerin kullanılmaması anlamına gelemez. Yetkiler, Hazine tarafından, Merkez Bankası ve ilgili bakan tarafından kullanılmaktadır; çünkü, yasa, yeni getirilen ortak hükümlerle ayrıca şahsî sorumlulukları, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonundan yapılan ödemeleri ortaklara şahsen rücu etme hakkını ve ceza gibi yeni araçları kanuna koyarak, önemli yetkiler alınmıştır. Bu yetkileri kullanma hakkı da Hazinenin ve ilgili bakanın takdirine ve eline bırakılmıştır.

Bu nedenle, gensoruda öne sürülen iddialar ve "vaktinde tedbir almadınız" sözleri doğru değildir. Vaktinde bu bankalar gözetim altına alınmıştır; ama yeterli hukukî altyapı oluşturulmadığı için, özellikle istismara dönük, ortakların istismarına dönük işlemlerine cezaî yükümlülükler bu kanunda getirildiği için; ikincisi, piyasalar Temmuz 1999'dan sonra ve ülkenin şartları uygun olmadığı için, bu uygulama, Aralık 1999'da yapılmıştır.

Değerli arkadaşlar, bütün bu şartlar çerçevesinde, gensorunun haksız olduğunu, yanlış olduğunu; tam tersi, hükümetin uygulamalarında doğru ve tutarlı olduğunu, gerekli çalışmaları yaptığını ve bu nedenle de, gensorunun gereksizliğinden hareketle, gensoruya "hayır" oyu vereceğimizi belirtir, hepinize saygılar sunarım. (ANAP, DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çelebi.

Hükümet adına, Devlet Bakanı Sayın Recep Önal.

Buyurun Sayın Bakan. (DSP sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI RECEP ÖNAL (Bursa) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulumuzun üyeleri hakkında verilmiş olan bir gensoru açılmasına ilişkin önergenin gündeme alınıp alınmamasının görüşülmesi nedeniyle, 57 nci cumhuriyet hükümeti adına, söz almış bulunuyorum; hepinizi, şahsım ve hükümetim adına, en derin saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu önergede ileri sürülen iddialara geçmeden önce, konuyla ilgili olarak, Yüce Meclisimizi ve kamuoyunu bilgilendirmek istiyorum.

Gensoru açılması isteminin tümüyle politik kaygılardan kaynaklandığını düşündüğümü, öncelikle belirtmeliyim; ancak, bunu yaparken, Bankalar Kanununda düzenlenen banka sırrının gözetilmesi hükmüne özenle uymak zorunda olduğumu belirtmek istiyorum. Yapılan yanlışların, haksızlıkların, kabahatlerin örtülmesi ya da gözden kaçırılması için "banka sırrı" kavramının arkasına sığınmak, saklanmak gibi bir amacım, bir niyetim kesinlikle yoktur.

Öncelikle, hükümetimizce uygulanmış olan, 5 bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesiyle ilgili operasyonun amaçlarını, nedenlerini, gerekçelerini, dayanaklarını, kriterlerini, zamanlamasını, maliyetini ve uygulama sonuçları ile operasyon sonrası neler yapılacağını açıklamak istiyorum.

Bildiğiniz üzere, hükümetimiz, kurulduğu günden bu yana ekonomide kronik enflasyonun yok edilmesini hedefleyen yapısal bir değişim ve dönüşüm politikasını amaçlamıştır. Bu politikanın özü, enflasyonun nedeni olan, ekonomide verimsizliğe ve kamu açıklarına yol açan tüm etkenleri ortadan kaldırarak, halkımızın yaşam düzeyini yükseltmektir.

Finans piyasalarında da, verimsizlik ve bankaların fon aktarma maliyetlerindeki yükseklik gibi ekonomik istikrarsızlığa yol açan unsurların ortadan kaldırılması gereklidir. Bu nedenle, banka kesiminin yeniden yapılandırılması ve disiplin altına alınması, bankaların malî yapılarının güçlendirilmesi, sistemdeki sağlıksız gelişme eğilimlerinin önlenmesi, bankaların faaliyetlerine ilişkin düzenlemelerin uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi ve denetimin siyasetten arındırılarak etkinliğinin artırılması amaçlanmıştır. Bunlar yapıldığında, paralarını bankalara yatıran geniş halk kitlelerinin hak ve yararları güvence altına alınmış olacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sürekli enflasyon nedeniyle bankalarımızın özkaynak yetersizliği içinde bulundukları, aktiflerinin genelde bağlı değerlere ve masraf-zarar kalemlerine dönüştüğü ve bu sorunların yıllardır birikerek ağırlaştığı görülmüştür. Bankacılığın temel işlevi olan kaliteli hizmet sunumu ve risk yönetimi unutulmuştur.

Bankalardan finans bulmakta zorlanan reel sektörün, bir bankaya sahip olarak bu amacını gerçekleştirme özlemi giderek yaygınlaşmıştır. Bu özlemin bir sonucu olarak, bankalarımızın sık sık el değiştirdiğini görüyoruz. 1994-1999 yılları arasında 4 bankada ikişer kez, 12 bankada ise birer kez olmak üzere toplam 16 bankada yirmi defa hâkim ortak değişikliği olmuştur.

Bankalarımız, yüksek maliyetlerle topladıkları kaynakları, sürekli kamu açıkları nedeniyle borç bağımlısı haline gelmiş olan, Hazineye borç veren bir komisyoncu durumuna gelmişlerdir. Hazinenin yüksek faizleri karşısında, malî piyasalardan fon toplama rekabeti, alabildiğine geniş ve çarpıcı reklam kampanyalarıyla desteklenmiş ve sistem uçurumun kenarına getirilmiştir.

Bu nedenle, biraz önce değindiğim temel amaçlara ulaşılması açısından, malî yapılarındaki zayıflık had safhaya ulaşmış olan bankalarla ilgili önlemlerin süratle uygulamaya konulması bir zorunluluk haline gelmiştir.

Burada, özel-kamu ayırımı yapmaksızın, tüm banka sistemimiz gözden geçirilmiştir. Hükümetimizce uygulamaya konulan dezenflasyon ve yeniden yapılanma programımızın kamu bankalarıyla ilgili bölümü, bu bankalarımızın özerkleştirilerek, profesyonel yönetim altında, kendi amaçları doğrultusunda özelleştirilmeye hazırlanmalarına odaklanmıştır.

Bir yandan bu çalışma yürütülürken, öte yandan da, bu bankalarımızın sağlıklı bir malî yapıya kavuşturulabilmeleri için, gerekli önlemlerin alınmasına başlanmıştır.

Bu çerçevede, kamu bankalarının, öncelikle amaç dışı kaynak kullanımı engellenmiştir. Bunlara verilecek kamusal görevlerden doğacak görev zararlarının genel bütçeden anında ödenmesi ve birikmiş görev zararları stokunun ise, önce gelir getiren ve daha sonra da nakit olarak ödenecek olan kamu menkul kıymetlerine çevrilerek, belirli bir vade içinde tümüyle tasfiye edilmesi kararlaştırılmıştır.

Kamu bankalarına bu disiplin getirilirken, özel kesim bankalarımıza da, batı standartlarına uygun bir piyasa disiplini getirilmesi amacıyla çalışmalar yürütülmüştür.

Bankacılık alanında piyasa disiplininin yerleştirilmesi, hem mevduat sahiplerinin hem de bankanın diğer alacaklılarının haklarının korunabilmesi için gerekli yönetsel önlemler hızla alınmıştır.

Gerçekleştirilen bu önlemler sırasında, sermaye yeterliliği, kredi karşılıkları, döviz pozisyon ve konsolide malî tablolar sayılabilir.

Banka sistemimiz, Avrupa Birliği standartlarını taşıyan yeni yasal ve yönetsel, kriterler çerçevesinde değerlendirilmiştir. Yönetim yetersizliği, ortak istismarı ve grup istismarı nedeniyle solvabilitesini yitirmiş bankalarla, bu istismar olmasa bile var olan güçsüz malî yapısı ve ortaklarının malî gücü bakımından yaşamını sürdürme olanağı görülmeyen bankalar objektif esaslar çerçevesinde belirlenerek, bunlar için yeni yasada öngörülen işlemler kararlılıkla uygulanmıştır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 5 bankayla ilgili olarak yapılan operasyon, 4491 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesi ile geçici 2 nci maddesine dayanılarak, Bakanlar Kurulunun aldığı 21 Aralık 1999 tarihli karar uyarınca gerçekleştirilmiştir.

Yürürlükteki Bankalar Kanunu, likiditeye ve sermaye yeterliliğine ilişkin düzenlemelere uymayan, zararı özkaynaklarını aşan ve malî yapısı, verilen talimatlara karşın, mevcut ortakları ve yönetimi tarafından düzeltilemeyen ya da bu durum olsun veya olmasın, kaynakları ortakları tarafından istismar edilen bir bankanın, ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin Fona intikal edeceğini hüküm altına almıştır. Kanuna göre, bankanın malî yapısının, bizzat mevcut ortaklar tarafından düzeltilemediğinin ve zararın, özkaynakları aşarak, emin bir şekilde çalışmasının tehlikeye düştüğü belirlendiğinde, hisselerinin mülkiyeti Fona intikal edecektir.

Tüm bankalarımız, bu hükümler çerçevesinde ve malî yapılarına ilişkin olarak yapılan tespitlere göre objektif biçimde gruplandırılmış, malî yapıları bu duruma uyan 5 banka hakkında, herhangi bir ayrım yapılmadan, ilgili mevzuatın öngördüğü işlemler uygulamaya konulmuş ve bunların mülkiyeti Fona devredilmiştir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; operasyona konu 5 banka hakkındaki karar, hukuka tümüyle uygun olup, objektif kriterlere dayanmaktadır. Kamu otoritesi, bu bankaların tümünde, mevcut yasal çerçeve içerisinde gereken tespitleri yapmıştır. Bu bankalara uygun süreler de verilerek, gereken önlemlerin alınması yönünde pek çok uyarıda bulunulmuştur. Bu belirlemelere göre, söz konusu 5 bankanın 4'ünün hâkim ortakları tarafından istismar edildiği, 5'inde de zararın önemli boyutlara ulaştığı görülmüştür. Bu bankalarda, verilen talimatların ve alınması istenen önlemlerin gereği yeterince yerine getirilemediği ve malî bünyelerinin, mevcut ortaklık yapısı ve yönetimleriyle güçlendirilemeyecek derecede zayıflamış olduğu belirlenmiştir.

Operasyona konu olan, yani mülkiyeti Fona devredilen bankalardan, malî bünyelerindeki sorunların niteliğine göre, sermayelerinin artırılması, kredilendirmede bankacılık ilke ve kurallarına uyulması, risk yoğunlaşmasının önlenmesi, sorunlu kredilerin tasfiye edilmesi ya da bunlara yeterli karşılık ayrılması, hâkim sermayedarlara kredi kullandırılmaması, kullandırılmış olanların teminata bağlanması ve bir plan dahilinde tahsil edilerek makul düzeylere çekilmesi istenmiştir.

Fiduciary, yani, yurt dışına transfer ettikleri fona dayanılarak, yurt içindeki firmaların finansmanı işlemlerine son verilmesi istenmiştir.

Duran değerlere yatırım yapılmaması ve var olanların elden çıkarılması, yeni şube açılmaması, açık pozisyon ve sermaye yeterliliğiyle ilgili düzenlemelere uyulması, gelir ve giderlerinin gerçek durumuyla gösterilmesi, çeşitli defalar istenilmiş olmasına karşın, bu talimatlar ilgili bankalar tarafından gereği gibi yerine getirilmemiştir. Bunlardan bazılarında yapılan tespitler çerçevesinde, operasyon öncesi, Türk Ceza Kanunu ve Bankalar Kanunu hükümlerine aykırılıklar dolayısıyla, suç duyurularında bulunulmuştur.

Bu bankaların malî yapılarındaki sorunların giderilmesine yönelik olarak, ayrıca, mevduat munzam karşılıkları serbest bırakılmış, 3'ünün -yani, Egebank, Yurtbank ve Sümerbankın- yönetim kurullarına Hazineyi temsilen birer üye atanmış, bir kısmında risklerin teminatlandırılması sağlanmıştır; ancak, bütün bu önlemlere karşın, bu bankaların malî yapılarındaki sorunlar çözülememiştir.

Operasyon kararının alınmasında kullanılan ve elde edilebilen en son rakamlar itibariyle, bu bankalara ilişkin bazı göstergeleri dikkatinize sunmak istiyorum: Bu 5 bankanın toplam zararı 1,6 katrilyon liradır; özkaynakları 185 trilyon liradır; sigortaya tabi mevduatları 2,7 katrilyon liradır. Hâkim hissedarları tarafından dolanlı yollarla kullanılan kaynakların tutarı Egebankta 186 trilyon lira, Esbankta 189 trilyon lira, Yurtbankta 321 trilyon lira, Sümerbankta 61 trilyon liradır.

Yasaların olanak verdiği ölçüde açıklayabileceğim bilgileri kısaca özetlemeye çalıştım. Dikkatinizi çekmiş olacağı üzere, bu bankaların hepsinde, zarar, özkaynaklarının çok üzerinde olup, bu bankalar özkaynaklarını tümüyle kaybetmişlerdir. Bankaların malî bünyeleri, ortaklarının ödeme gücüyle düzeltilemez derecede zayıflamıştır. Buna ek olarak, banka kaynaklarının, dolanlı yollarla ve bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde banka ortakları tarafından kullanıldığı belirlenmiştir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülkemizdeki bankacılık sektörünün rehabilitasyonu için sağlam bir hukukî altyapının oluşturulması ve çeşitli yönetim hataları sonucu zarara uğratılan bankaların yöneticileri ve sahipleri hakkında kişisel sorumluluk kuralının uygulanması gerekliydi. Sistemin öteden beri gereksinimi de buydu.

Bilindiği gibi, 57 nci hükümet, ülkemizin yıllardır beklediği yapısal reformları ve yasal düzenlemeleri peş peşe gerçekleştirmektedir. Bu çerçevede, geçtiğimiz aralık ayında, Bankalar Kanununda ek düzenleme yapılarak, kişisel sorumluluk ilkesi getirilmiştir. Ayrıca, banka kaynaklarını istismar eden ya da bankasının malî yapısını düzeltme gücü bulunmayan ortakların bankayla ortaklık bağının kesilerek mülkiyetinin Fona devri, Fondan, ancak bundan sonra gerekli desteğin verilmesinin hakkaniyete daha uygun olduğu düşünüldüğünden, Bankalar Kanununda bu yönde de değişiklik gerçekleştirilmiştir. Fonun sahipliğine geçen bankaların rehabilitasyonu için alınabilecek önlemlerin de yasada daha ayrıntılı düzenlenmesi ve yetkinin Fona verilmesi yönünde de değişiklik yapılmasının uygun olacağı kanaatindeyiz. Fon tarafından devralınacak bankalara uygulanacak önlemler bu kanunla ayrıntılı olarak düzenlenmiş, olası sorunların ve haksızlıkların önlenmesi öngörülmüştür.

Bu arada boş durulmamış, 4389 sayılı Kanun ile bu kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin 4491 sayılı Kanun arasında geçen süreç içerisinde malî yapısında problem bulunan bankalarda denetimler yoğunlaştırılmış ve bankaların malî durumlarının izlenmesinde yeni bulgulara rastlanmıştır. Hükümetimiz tarafından ciddî ve uygulanabilir bir ekonomik program açıklanmış, bu programın başarısı için her türlü yurtiçi ve yurtdışı destek sağlanmış; ayrıca, yapılan dikkatli açıklamalarla, kamuoyu bu operasyona hazırlanmıştır.

Nitekim iyi planlanan tüm bu önlemlerimiz sonucunda, söz konusu bankaların Fona devredilmesiyle sektörde herhangi bir panik yaşanmamış ve mevduat çıkışı da beklenen düzeyin çok altında gerçekleşmiştir. Piyasaların beklenenin de üzerinde olumlu sinyaller vermesi, alınan kararın hukuken, teknik olarak ve zamanlaması itibariyle doğru olduğunu göstermektedir.

Mevduat Sigorta Fonu, bağımsız T.C. Merkez Bankası bünyesi içindedir. Fonun kaynakları, bankaların tasarruf mevduatları üzerinden alınan yıllık yüzde 1 oranındaki primlerden oluşmaktadır.

Bu Fonun, vatandaşımızın ödediği vergilerle ve devletin bütçesiyle bir ilişkisi bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle, Fona devletçe kaynak aktarılmamaktadır. Sistemin kuruluşunda bir sigorta anlayışı esas olduğundan, bu Fondan kamu kaynaklarının kullandırılması söz konusu değildir.

Merkez Bankası, Fonun ileride oluşacak gelirlerinden tahsil edilmek kaydıyla, gerektiğinde Fona avans verebilme olanağına da sahiptir. Bu avans çok kez nakden verilmemekte, destek operasyonlarında, Fon tarafından satın alınan Hazine iç borçlanma senetleri kullanılmaktadır.

Malî yapısı güçsüz bankalara Fondan sağlanan finansman desteği, sermaye katkısı ya da mevduat biçiminde olmaktadır. Bu destekten amaç, banka sahiplerinin kurtarılması değil, bu durumdaki bankaların malî bünyelerini sağlamlaştırıp tekrar sisteme kazandırmaktır. Bu nedenle, malî yapısı zayıf bankalara yeni yasaya göre Fondan yardım yapılabilmesi için, eski uygulamalardan farklı olarak, bu bankaların hisselerinin mülkiyetinin Fona geçmesi zorunludur. Bu nedenle, Fonun, sadece, operasyon öncesi Fonda bulunan 3 bankaya daha önce yapmış olduğu finansman desteği nedeniyle alacağı bulunmaktadır.

Şu anda Fonda bulunan Türk Ticaret Bankası, İnterbank ve Bankekspres için yapılmış olan finansman katkısı tutarı, 384,2 trilyon lira mevduat, 221,4 trilyon lira da sermaye biçiminde olmak üzere, toplam 605,6 trilyon liradır.

Bu nedenle, Mevduat Sigorta Fonunun, son operasyon öncesinde, sadece 1,1 milyar dolar karşılığı kullanılabilir kaynağı bulunuyordu. Fondan, söz konusu 5 bankaya, sermaye payı karşılığı olarak, Merkez Bankası tarafından derhal 131 trilyon lira ve daha sonra da mevduat biçiminde 210 trilyon lira olmak üzere, toplam 341 trilyon lira tutarında taze kaynak aktarılmıştır. Bu bankalarımız, diğer normal fon gereksinmelerini, öteki sağlıklı bankalarımız gibi, bankalararası para piyasalarından sağlamakta ve oluşan fon fazlalarını da aynı piyasalarda değerlendirmeye devam etmektedirler.

Ayrıca, ülkemizdeki malî sektörün rehabilitasyonu için, Dünya Bankasından 2000 yılında 1 milyar dolar, 2001 yılında da yine 1 milyar dolar olmak üzere, toplam 2 milyar dolar uzun vadeli, düşük faizli kredi alınması çalışmaları sürdürülmektedir. Bu kaynağın ilk bölümünün işlemleri son aşamasında olup, 750 milyon dolarlık kredi, ilkbahar aylarında yurdumuza getirilecektir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; söz konusu operasyon sonucunda, gerek yurtiçi gerekse yurtdışı piyasalar tarafından gösterilen olumlu tepkilerin yanı sıra, ülkemiz bankacılık kesimine olan güven de artmıştır. Hisseleri Fona devredilen bankalar tasfiyeye sokulmamış, yani, kapatılmamıştır. Bunların, sadece, ortaklık ve yönetim ilişkileri yeniden düzenlenmiştir. Diğer bir deyişle, bunların, banka olarak tüzelkişilikleri ile tüm hak ve borç ehliyetleri kesintisiz sürmektedir. Yasal olmak kaydıyla, bu bankaların tüm borçları ödenecek ve diğer yükümlülükleri yerine getirilmeye devam edilecektir.

Tekrar, dikkatinizi bir noktaya çekmek istiyorum. Bu bankalarımızdaki tasarruf mevduatının tümü devletimizin güvencesi altındadır. Bu hesaplar vadesinde ödenebilir, yenilenebilir, yeni hesaplar açılabilir. Bu bankalarımızın, yasal olmak koşuluyla, kredi ilişkileri, bankacılık hizmetleri ve tüm yurtiçi ve yurtdışı işlem ve ilişkilerinde hiçbir kesinti ve kısıntı söz konusu değildir.

Tekrar dikkatinize sunmak istiyorum. Hükümetimizce uygulanmış olan bu operasyon tamamlanmıştır; yenisi ya da yinelenmesi söz konusu değildir. Bu konuda kamuoyunda spekülasyonların sürdürülmeye çalışılması, finans kesimimizi ve genel ekonomiyi sıkıntıya sokabilir. Ülkemiz çıkarına olmayan bu tür davranışları doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.

Bu çerçevede, bundan sonra, diğer banka sahipleri de bankalarının fonlarını istismar etme cesaretini gösteremeyeceklerdir. Daha önce aldıkları borçlarını, bankalarına, kamu gözetiminde düzenli bir biçimde ödeyecekler, yeterli sermayeyi koyacaklardır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım, tamamlayın, mikrofonunuzu açıyorum.

DEVLET BAKANI RECEP ÖNAL (Devamla) – Gerekli sermayeyi koyacak gücü olmayanlar, yeni sermayedarlarla ortak olmak ya da öteki bankalarla birleşmek zorunda kalacaklardır. Bundan sonra, tüm bankalar daha etkin bir biçimde denetlenecek ve denetim ve gözetim otoritesinin almalarını istediği önlemler, yerinde ve zamanında alınacaktır; yani, herkes, oyunu kurallarına göre oynayacak ve hiç kimse kuraldışı bir işlem yapamayacaktır. Sistemde gereken disiplin sağlanmıştır. Bu disiplin ve düzenden kesinlikle ödün verilmeyecektir.

Bakanlar Kurulumuzca alınmış bulunan karar doğrultusunda, sahiplikleri ve yönetimleri Fona devredilen bankaların yönetim ve denetim kurulu üyeleri değiştirilmiş ve bu bankalarımızın, yeni yönetimleriyle, normal çalışma sürdürmeleri sağlanmıştır.

Bu çerçevede, uygulamayla görevlendirilmiş olan Bakanlığımca, Merkez Bankası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna, Bankalar Kanunuyla kendisine verilen tüm yetkilerin ilgili mevzuat çerçevesinde ödünsüz kullanılması ve tüm görevlerin eksiksiz ve zamanında yerine getirilmesi talimatı verilmiştir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; verilmiş olan gensoru önergesinin 57 nci cumhuriyet hükümetine yönelik temel iddiası şudur: Hükümetimiz, bazı bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine neden olacak düzeyde malî sektörde yıkıma yol açmıştır. İddia, aynen budur. Yani, hükümetimiz, bu bankaların Fona devredilmesine yol açan politikaları izlemiş, bizim yanlış politika tercihlerimiz sonucunda Türkiye'de finansal kesim yıkıma uğramış ve bu nedenle de bazı bankalarımız batmıştır.

Önerge sahiplerinin sürekli tekrarladıkları "yanlış politikalar", "yanlış ekonomik tercihler" ve "yanlış kararlar ve uygulamalar" biçimindeki yuvarlak ifadelerle neyin kastedildiğini anlamak olanaklı değildir.

İçborç faiz oranları, iç borçlanmanın başladığı 1985 yılından bu yana ilk defa yüzde 40'ların altına düşürülmüştür. Bu faiz politikamız mı yanlıştır?! Enflasyonu kalıcı olarak indirme tercihimiz, bu arada büyümeyi de hedeflememiz mi yanlıştır?! Uluslararası piyasalarda kredi notu bizden yüksek olan ülkelerden daha ucuza borçlanabilmemizi sağlayan uygulamalarımız mı yanlıştır?! Aşırı reel faizleri vergilendiren, kamu gelirlerini üretken kesime en az zarar verecek şekilde artıran önlemlerimiz mi yanlıştır?! Doğruluğumuz, dürüstlüğümüz, partizanlık yapmamamız, kimsenin cesaret edemeyeceği kadar şeffaflığımız mı, kararlılığımız mı, özgüvenimiz mi yanlıştır?! (DSP sıralarından alkışlar)

Geçen yılın son günlerinde bana gönderdiği mektupta "bankacılık sektöründe almakta olduğunuz önlemler gerçekten çok çarpıcı, çok etkilendim" diyerek Türkiye'ye verilen kredilerin daha da artırılabileceğini belirten Dünya Bankası Başkanı "sektörde bir bahar temizliği yapılıyor, finansal kesim güçleniyor" diyen borsa uzmanları "yeniden yapılanma ve reform programı umut verici bir şekilde başladı" diyen IMF yetkilileri "bu önlemler alınmaya devam edilirse Türkiye'nin kredi notu yükselir" diyen uluslararası derecelendirme kuruluşları, programa tam desteklerini açıklayan işadamları, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler... Bütün bu kişi ve kurumların yanlış değerlendirmeler içinde olduğunu düşünemeyiz.

Bazı bankaların Fona devredilmesine neden olacak düzeyde malî sektörde yıkıma yol açan, bizim hükümetimiz değil, sistemin yıllardır bir uyuşturucu bağımlısı gibi, bir arbitraj bağımlısı haline gelmesine yol açan politikaların savunucuları ve uygulayıcılarıdır. Hükümetimiz, 1980'lerde başlayıp 1994'te yıkıma dönüşen global krizin de etkisiyle giderek zayıflamış ve son darbeyi de deprem felaketinden yemiş olan malî ve reel sektörümüzü yeniden ayağa kaldırmaya, canlandırmaya ve güçlendirmeye çalışmaktadır.

Yıllardır biriktirilen, üzerine gidilemeyen, yığılan, ağırlaşan sorunları, başkalarının yaptığı gibi görmezden gelmek yerine, devlet ciddiyetiyle, taşın altına elini koyarak değil, taşı kucaklayarak, riski tümüyle üstlenerek ortadan kaldırmaya uğraşıyoruz.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, 5 dakikayı geçti.

BAŞKAN – Sayın Bakan, lütfen, tamamlar mısınız efendim; süremizi biraz fazla aştık.

DEVLET BAKANI RECEP ÖNAL (Devamla) – Bunu yaparken de, hiçbir ayırım gözetmeden, tüm vatandaşlarımızı koruyup kollayarak, kimseyi kayırmaksızın, hukuk kurallarına, meşruluğa ve şeffaflığa gereken özeni gösteriyoruz.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; malî piyasalar ve özellikle bankacılık alanında peş peşe getirdiğimiz yasal ve yönetsel düzenlemeler, sorunlu 5 bankayla ilgili olarak aldığımız doğru kararlar ve uygulamaya başladığımız tutarlı ekonomik politikalar, Türkiye'nin sorunlarını çözmekteki azim ve kararlılığımızın göstergeleridir. Bu kararlılığımız ve uygulamalarımızın başarısı, güveninizle artarak sürecektir.

Her alanda uyguladığı tutarlı ve kararlı politikalarla, dünya ekonomisine yön veren G-20'ler arasına girerek, Avrupa Birliğine aday kabul edilerek, güzel ülkemize ve halkımıza hak ettiği saygınlığı yeniden kazandıran hükümetimiz hakkında verilmiş olan gensoru önergesinin tümüyle haksız ve mesnetsiz olduğunu belirtir; sözlerime burada son verirken, hepinize en derin saygılarımı sunarım. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Değerli milletvekilleri, Başbakan Sayın Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında verilen (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı hususunu oylarınıza sunacağım; ancak, bir açık oylama talebi vardır.

Talepte bulunan sayın milletvekillerinin salonda bulunup bulunmadıklarını tespit edeceğim.

Talebi okutuyorum ve sayın milletvekillerinin de, burada bulunup bulunmadıklarını yüksek sesle ifade etmelerini rica ediyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan gensoruyla alakalı oylamanın açık oylama şeklinde yapılmasını arz ve talep ederiz. 18.1.2000

BAŞKAN – Şimdi, sayın imza sahiplerini arayacağım.

Ali Güner?.. Burada.

Musa Uzunkaya?.. Burada.

Tevhit Karakaya?.. Burada.

Mustafa Geçer?.. Burada.

Ramazan Toprak?.. Burada.

Özkan Öksüz?.. Burada.

Nevzat Yalçıntaş? Burada.

Akif Gülle? Burada.

Fakrettin Kukaracı? Burada.

Hüseyin Arı?.. Burada.

Eyüp Fatsa? Burada.

Bekir Sobacı?.. Burada.

İlyas Arslan?.. Burada.

Mahfuz Güler?.. Burada.

Rıza Ulucak?.. Burada.

Fethullah Erbaş?.. Burada.

Süleyman Arif Emre?.. Burada.

Latif Öztek?.. Burada.

Abdullah Gül?.. Burada.

Nazlı Ilıcak?.. Burada.

Mehmet Özyol?.. Burada.

İsmail Alptekin?.. Burada.

Yaşar Canbay?.. Burada.

Zülfükar izol?.. Burada.

Değerli milletvekilleri, açık oylamanın hangi şekilde yapılacağı hususunda Genel Kurulun kararını arayacağım.

Açık oylalamanın elektronik cihazla yapılması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama elektronik cihazla yapılacaktır ve oylama için 3 dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin gündeme alınması hususunda yapılan açık oylamanın sonucunu açıklıyorum:

Katılan milletvekili sayısı : 456

Kabul : 148

Ret : 306

Çekimser : 1

Mükerrer oy : 1

Bu sonuca göre, gensoru önergesinin gündeme alınması kabul edilmemiştir. (Alkışlar)

Sözlü sorular ile kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 19 Ocak 2000 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum ve hepinize hayırlı akşamlar diliyorum.

Kapanma Saati : 19.53

 

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz’un, 17 Ağustos depreminden etkilenen belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/901)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını delaletlerinizle arz ederim.

Salih Kapusuz

Kayseri

Sorular :

1. 17 Ağustos depreminden etkilenen belediyelere ne kadar yardım yapıldı? Yapılan yardımların miktarı hangi kriterlere göre belirlendi?

2. Hasar tespit çalışmaları kimlere yaptırılmıştır? Hasar tespiti yapan kişiler hangi kurul tarafından hangi yöntemle görevlendirilmiştir? Bu kişilere, maddî sebeplerden ötürü, hasar tespiti yaparken konutları az hasarlı veya hiç hasarsız göstermeleri hususunda bir baskı yapılmış mıdır?

3. Deprem bölgesinde görüntüyü bozuyor diye çadırlar toplanmış mıdır?

4. Düzce depreminden sonra insanlar prefabrik evlere hemen yerleştirildiler, madem bu evler hazırdı, deprem olmadan önce yerleştirilmeleri için ne yapılması gerekiyordu?

5. Bugüne kadar deprem bölgesinde hangi bakanlıklar hangi tür ve ne kadar ihale yapmıştır? Bu ihaleler hangi usullerle yapılmıştır? Acaba basına yansıdığı gibi siyasî rant paylaşımı usullerine göre mi yapılıyor?

6. Yalova’da yaşanan rant paylaşımı olayında sadece ihalenin iptali ile yetinildi mi? Olaya sebebiyet verenler hakkında neler yapıldı?

7. Devlet olarak 17 Ağustos’dan bu tarafa deprem bölgesinde neden prefabrik okullar yapılmadı? Yapılması düşünülüyor mu?

T.C.

İçişleri Bakanlığı 12.1.2000

Sivil Savunma Genel Müdürlüğü

Sayı : B050SSG0060004-1007/16

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 1.12.1999 gün ve KAN.KAR.MD.A.01.-0.GNS.0.10.00.02-7/901-2721/6851 sayılı yazısı.

b) Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 9.12.1999 gün ve B.02.0.KKG.0.-12/106-108-2/6105 sayılı yazısı.

Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz’un Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği ilgi (a) yazı ekinde gönderilen yazılı soru önergesinin, Sayın Başbakanımız tarafından benim cevaplandırmam istendiği ilgi (b) yazı ile bildirildiğinden, soru önergesi ile ilgili cevaplarım aşağıdadır.

1. Bakanlığım Mahallî İdareler Genel Müdürlüğünden alınan bilgilere göre; yardımlar, Valiliklerin hasar tespit durumuna göre bildirdikleri sıralamalar ile belediyelerin talepleri doğrultusunda yapılmıştır. Fon Yönetmeliğindeki nüfus ve miktarla ilgili sıralamalar da sadece deprem bölgesi için 9.9.1999 tarih ve 23811 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelik değişikliği ile kaldırılmıştır.

Mahallî İdareler Fonundan deprem bölgesindeki belediyelere araç alımı ve zarar gören altyapı tesisleri için gönderilen yardımlar liste halinde (Ek-1) de gönderilmiştir.

2. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Kriz Yönetim Merkezinden alınan bilgilere göre;

Depremden zarar gören konutların hasar tespitlerinin Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğünce yaptırıldığı, Bakanlıklarına bağlı bütün birimlerdeki inşaat mühendislerinin deprem bölgesinde görev yaptığı;

10 Kasım 1999 günü Düzce’de yapılan prefabrike konutların kura ile belirlenen hak sahiplerine teslimi aşamasında 12 Kasım 1999 Düzce depreminin meydana geldiği, deprem gecesi mağdur depremzedeler tarafından bu konutların kullanıldığı bildirilmiştir.

3. Deprem bölgesinde görüntü bozuluyor diye çadırlar toplanmamıştır.

4. Millî EğitimBakanlığından deprem bölgesindeki okullarla ilgili alınan 11.1.2000 tarih ve 80 sayılı yazı (Ek-2)’dedir.

Bilgi ve gereğini arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

 

 

T.C.

Millî Eğitim Bakanlığı 11.1.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.08.0.APK.0.03.05.00-03/80

Konu : Soru önergesi

İçişleri Bakanlığına

İlgi : a) TBMM Başkanlığının 1.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/901-2721/6851 sayılı yazısı.

b) İçişleri Bakanlığının 14.12.1999 tarih ve B050SSG0060004-1007-99/489 sayılı yazısı.

Kayseri Milletvekili Sayın Salih Kapusuz’un deprem olan illerimizdeki uygulamalara ilişkin Sayın Başbakanımıza yönelttiği ve kendileri adına tarafınızdan cevaplandırılması istenilen ilgi (b) yazı eki soru önergesi incelenmiştir.

Deprem olan illerimizdeki ilköğretim kurumlarının, deprem hasarı nedeniyle ihtiyaç duyulan yapım ve onarımlarında kullanılmak üzere 222 sayılı Kanun gereği toplam 4 550 000 000 000 TL. ödenek il özel idarelerine aktarılmış ve harcamaya valilikler yetkili kılınmıştır.

Ayrıca Bakanlığımıza bağlı ilköğretim kurumları dışındaki 121 okulun onarımı maksadıyla da 1 887 988 000 000 TL. ödenek tahsisi yapılarak birim bazında ihale talimatı verilmiştir.

Diğer taraftan deprem olan illerimizdeki geçici iskân alanlarında 61 prefabrik okulun yapımı sürdürülmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Metin Bostancıoğlu

Millî Eğitim Bakanı

2. – Adana Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlu’nun, Adana İl Millî Eğitim Müdür Vekilinin yaptığı bir uygulamaya ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/916)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Millî Eğitim Bakanlığı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin beynidir. Çünkü, gelecekte bu memleketi yönetecek nesilleri yetiştirmek Millî Eğitim Bakanlığı uhdesindedir. Yapılacak en ufak bir yanlış geleceğimizi karanlığa itecektir. Bugün Millî Eğitim sisteminin isimsiz kahramanı öğretmenlerimiz ne yazık ki incitilmektedir. Bugüne kadar bizlere gelen şikâyetleri de dikkate alarak aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Metin Bostancıoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

18.11.1999

Dt. M. Metanet Çulhaoğlu

Adana

Sorular :

1. 3.10.1999 tarihinde yapılan yönetici seçme sınavına katılmak için müracaat eden Adana-Seyhan Cebesoy İlköğretim Okulu Öğretmeni Aykut Veli Yıldız’ın Adana İl Millî Eğitim Müdür Vekili Veli Cuma imzası ile 14.9.1999 tarih ve 35151 sayılı resmî yazısıyla giriş kartı geçersiz sayılarak sınava alınmadığı halde, Ölçme ve Değerlendirme Daire Başkanı Selim Mutlu imzalı 9601000517 aday nolu sonuç belgesi nasıl gönderildi?

2. 13.12.1996 tarih ve 410.1/545 sayılı raporda; idarî yönden “İdarecilik görevinin üzerinden alınarak başka bir okula öğretmen olarak atanmasının uygun olacağı” ilköğretim müfettişlerince teklifini gerekçe gösteren İl Millî Eğitim Müdür Vekili Veli Cuma’nın Adana 1 inci İdare Mahkemesinin adı geçen öğretmen A. Veli Yıldız’ın 1998/843 karar ve 1997/439 esas numara ile almış olduğu kararı hiçe sayarak ve keyfî davranarak öğretmenin mağduriyetine sebep olan Veli Cuma hakkında herhangi bir işlem yapacak mısınız?

T.C.

Millî Eğitim Bakanlığı 4.1.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.08.0.APK.0.03.05.00-03/10

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 1.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/916-2751/6974 sayılı yazısı.

Adana Milletvekili Sayın Mehmet Metanet Çulhaoğlu’nun “Adana İl Millî Eğitim Müdür Vekilinin yaptığı bir uygulamaya ilişkin” yazılı soru önergesi incelenmiştir.

1. Başvuruları 23 Ağustos - 8 Eylül 1999 tarihleri arasında alınan “Yönetici Seçme Sınavı”, 10 Ekim 1999 tarihinde yapılmıştır.

Başvurular, Bakanlığımızca bilgisayar ortamına aktarılmış adayların bina ve salon yerleri belirlenerek yönetmelik gereği sınavdan 15 gün önce illerde ilan edilmiştir.

Adana İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından Aykut Veli Yıldız’ın başvuru formu; 5.10.1999 tarih ve 38437 sayılı yazıyla Bakanlığımıza ulaştırılmış, Bakanlığımız Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünce de adayın mağdur olmaması için yedek sınav evrakı düzenlenerek Valiliğe gönderilmiştir.

Aynı ilde sınava katılanlardan Baransel Bektur, yedek cevap kâğıdı kullanmış ve cevap kâğıdına 96001000617 aday numarasının 8 inci rakamı olan 6 rakamı yerine 5 rakamı kodlanmıştır. Bu yanlış kotlama neticesinde sınava girmeyen ve başvuru bilgileri sınavdan önce bilgisayar ortamına aktarılan Aykut Veli Yıldız’ın aday numarası ile çakışmıştır. Böylece Baransel Bektur’un aday numarası Aykut Veli Yıldız’ın aday numarası gibi işlem görerek sınav sonuç belgesi gönderilmiştir.

Daha sonra yapılan incelemede, sınava giren Baransel Bektur’un kodlama hatası yaptığı anlaşılmış ve gerekli düzeltmeler yapılarak 17.11.1999 tarih ve 8304 sayılı yazıyla Adana Valiliğine bildirilmiştir.

2. Yapılan inceleme neticesinde, Adana 1 inci İdare Mahkemesinin Aykut Veli Yıldız hakkındaki 1998/843 numaralı kararı, ilgilinin, yöneticilik görevinin üzerinden alınmasının iptaline yönelik olmayıp, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının iptali ile ilgili olduğu anlaşılmıştır.

Dolayısıyla ilgili hakkında yapılan soruşturma sonucu getirilen idarî teklif doğrultusunda işlem yapılmasında yasal bir sakınca görmeyen Millî Eğitim Müdür Vekili Veli Cuma hakkında herhangi bir işlem yapılması söz konusu değildir.

Bilgilerinize arz ederim.

Metin Bostancıoğlu

Millî Eğitim Bakanı

3. – Amasya Milletvekili Akif Gülle’nin, TSK’da görevli sivil memurların özlük haklarına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (7/927)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Akif Gülle

Amasya

Sorular :

1. 926 sayılı TSK’nın Personel Kanununun Ek-17 nci maddesine eklenen fıkra ile Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil GüvenlikKomutanlığı merkez karargâhlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak Genel İdare Hizmetleri Sınıfına ait kadrolarda görevli memurlara özel hizmet tazminatı ödenebilir hükmü getirilmiştir. Aynı durumda TSK’nın merkez dışında yani taşrada aynı görevi yapan memuru bu haktan mahrum bırakılmış olmuyor mu?

2. Mağdur edilen veya merkez-taşra arasında ayrıma neden olan bu uygulama neticesinde TSK’nın merkez dışında görev yapan idarî personelinin durumlarının iyileştirilmesi ve Özel Hizmet Tazminatının TSK’da görevli sivil memurların tamamının yararlandırılması için bir çalışmanız var mıdır?

3. TSK’da çalışan sivil memurların ekonomik ve sosyal durumlarının iyileştirilmesi için hangi çalışmaları yapmaktasınız?

T.C.

Millî Savunma Bakanlığı 29.12.1999

Kan. Kar. : 1999/7040-GK

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 9 Aralık 1999 tarihli ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/927-2846/7203 sayılı yazısı.

Amasya Milletvekili Akif Gülle tarafından verilen ve İlgi Ekinde gönderilerek Millî Savunma Bakanı tarafından cevaplandırılması istenilen, “TSK’da görevli sivil memurların özlük haklarına ilişkin” 7/927 sayılı Yazılı Soru Önergesinin cevabı Ek’te gönderilmiştir.

Arz ederim.

Sabahattin Çakmakoğlu

Millî Savunma Bakanı

Amasya Milletvekili Akif Gülle Tarafından Verilen 7/927 Sayılı Yazılı Soru Önergesinin Cevabı

1. 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun Ek-17 nci maddesi uyarınca, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı merkez karargâhlarında görev yapan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlara, en yüksek devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarının % 35’ine kadar ek özel hizmet tazminatı ödenmektedir.

2. Anılan tazminatın, Türk Silâhlı Kuvvetlerinde merkez karargâhlar dışında görev yapan memurlara da ödenebilmesi amacıyla Bakanlığımız tarafından yapılan çalışmalar, Maliye Bakanlığınca, “Kamu çalışanlarının içinde bulunduğu ücret ve maaş durumu dikkate alınarak, bütçe imkânlarının elverdiği bir zamanda, bütün çalışanları tatmin edebilecek, dengeli ve adil bir düzenleme yapılması daha uygun olacaktır.” gerekçesi ile olumlu mütalâa edilmediğinden Kanun Tasarısı haline getirilememiştir.

Aynı konuda, Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner tarafından verilen ve TBMM, Millî SavunmaKomisyonunca 7.10.1999 tarihinde kabul edilen Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunun gündeminde bulunmaktadır.

3. Türk Silâhlı Kuvvetlerinde görevli sivil personel için, “Sivil Memur Misafirhanesi” ve “Kreş” kurulması çalışmaları sürdürülmektedir.

Bilgilerinize sunarım.

Sabahattin Çakmakoğlu

Millî Savunma Bakanı

4. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, TŞOF’na ait sosyal tesislere ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/930)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

24.11.1999

Kemal Albayrak

Kırıkkale

1. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde TŞOF olarak açılan ve Derviş Günday olarak levhası yazılı sosyal tesisler (benzinlik, otel, restaurant) kim tarafından hangi usulle yapılmaktadır? Bu tesisler kim tarafından çalıştırılmaktadır?

2. Bu yerlerin kazancından şoför esnafına kâr payı veriliyor mu?

3. Bu tesisler mülkiyet olarak kime aittir?

T.C.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 14.1.2000

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Sayı : B.14.0.BHİ.01-12

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 9.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/930-2858/3068 sayılı yazınız.

Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, “TŞOF’na ait sosyal tesislere” ilişkin olarak tarafımdan cevaplandırılmasını istediği (7/930) esas nolu yazılı soru önergesiyle ilgili cevabımız ekte takdim edilmiştir.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Ahmet Kenan Tanrıkulu

Sanayi ve Ticaret Bakanı

Kırıkkale Milletvekili Sayın Kemal Albayrak’ın Yazılı Sorularına İlişkin Cevabımız

507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanununa tabi oda ve üst kuruluşlarının yalnızca kuruluş, işleyiş ve denetimleri Bakanlığımız görev ve yetkileri arasındadır. Bu itibarla soru önergesinde bahsi geçen akaryakıt ve dinlenme tesislerinin yapımı, işleyişi ve kazancından şoför esnafına kâr verilip verilmediği hususları anılan Kanunun 81 inci maddesi gereğince kamu tüzel kişiliğine sahip TŞOF’un yetkisinde bulunmaktadır.

Cevap 1. Soru önergesinde bahsedilen Akaryakıt ve Dinlenme Tesisleri 507 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin verdiği görev çerçevesinde Federasyon Yönetim Kurulu tarafından kendi görev ve sorumlulukları dahilinde yaptırılmaktadır.

Yaptırılmış bulunan tesisler TŞOF Şoförler ve Otomobilciler Nakliyeciler İnşaat Akaryakıt Konaklama Tesisleri İşletmeciliği Eğitim ve Turizm Ticaret ve Sanayi A.Ş. tarafından işletilmektedir. Bu şirketin sermayesinin tamamı TŞOF ile TŞOF’a bağlı 12 meslek odasına aittir.

Cevap 2. Şirket ortağı olan meslek odalarına, henüz kâr dağıtımı yapılamamıştır, şoför esnafı bu tesislerden fiyat tarifesinin 1/5’i oranında bir ücret ödeyerek yararlanmaktadır.

Cevap 3. Tesislerin mülkiyeti Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonuna aittir. Federasyon, Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun 111 inci maddesi gereğince Bakanlığımız teftiş ve denetimine tabidir.

5. – Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz’un, 57 nci Hükümet döneminde yapılan atamalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’in cevabı (7/942)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

TBMM İçtüzüğünün 96 ncı maddesi uyarınca aşağıdaki sorularımın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Salih Kapusuz

Kayseri

Sorular :

1. 57 nci Cumhuriyet Hükümeti tarafından kurulduğu günden bu yana, kamu kurum ve kuruluşlarına, kamu iktisadî teşekküllerine, birliklere; müsteşar ve müsteşar yardımcısı, yönetim kurulu başkanı ve üyesi, genel müdür ve yardımcısı, daire başkanı ve müşavir olarak ne kadar atama yapılmıştır? Atananların isimleri ve atama tarihleri nedir?

2. 18 Nisan seçimlerinden önce durdurulan atama ve nakiller, bugüne kadar neden açılmamıştır? Atama ve nakillerin halen kapalı bulunmasına rağmen, merkezde ve taşrada yüzlerce atama ve nakil neye göre yapılmaktadır?

3. Üst düzey memurların nakil ve atamaları yapılırken, daha alt düzey memurların nakil ve atama isteklerinin, atama ve nakillerin kapalı olduğu gerekçesi ile geri çevrilmesi eşitlik ilkesine aykırı değil midir?

T.C.

Devlet Bakanlığı 14.1.2000

Sayı : B.02.0.007/025

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) TBMM Başkanlığının 9.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/942-2875/7283 sayılı yazısı.

b) Başbakanlığın 15.12.1999 tarih ve B.02.0.KKG.0.12/106-119-17/6255 sayılı yazısı.

Kayseri Milletvekili Sayın Salih Kapusuz, tarafından Sayın Başbakanımıza tevcih edilen, Sayın Başbakanımızın da kendileri adına Bakanlığım koordinatörlüğünde cevaplandırılmasını istediği 7/942-2875 esas no’lu yazılı soru önergesi cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel

Devlet Bakanı

T.C.

Başbakanlık 5.1.2000

Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü

Sayı : B.02.0.PPG.0.12-106/0220

Devlet Bakanlığına

İlgi : 17.2.1999 tarih ve B.02.0.007/1705 sayılı yazınız.

Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz tarafından, TBMM Başkanlığına gönderilen ve ilgi yazınız ekinde alınan 26.11.1999 tarihli soru önergesinde belirtilen hususlarla ilgili olarak;

1. 57 nci Hükümet döneminde toplam (331) adet üst düzey yönetici ataması yapılmıştır.

2. 13.1.1999 tarihinde yayımlanan 1999/9 sayılı genelge, tüm kamu kurum ve kuruluşlarındaki açıktan atama, nakil, unvan değişikliği vs. gibi personel hareketlerinin belli bir düzen içinde ve Başbakanlığın eşgüdümünde yapılmasını sağlamaya yöneliktir. Kurumların zorunlu sebeplere dayanan açıktan atama, nakil, unvan değişikliği gibi talepleri Başbakanlıkça değerlendirilmekte ve gerekli izin verilmektedir.

Bilgilerini ve gereğini rica ederim.

Ahmet Şağar

Başbakan a.

Müsteşar

T.C.

Devlet Bakanlığı 13.1.2000

Sayı : B.02.0.006/01-70

Devlet Bakanlığına

(Sayın Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel)

İlgi : a) 17.12.1999 tarih ve B.02.0.007/1705 sayılı yazınız.

Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına tevcih edilen 7/942-2875 esas sayılı soru önergesine verilecek cevaba ilişkin, Bakanlığıma bağlı ve ilgili kuruluşların cevap yazıları ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. Yüksel Yalova

Devlet Bakanı

 

 

NOT : BU BÖLÜMÜN TABLOLARI AYNEN FİLME ALINMIŞTIR.

 

 

C-1. 57 nci Cumhuriyet Hükümeti Döneminde Vakıflar Genel Müdürlüğündeki Genel Müdür, Vakıflar Meclisi Üyesi, Genel Müdür Yardımcısı ve Daire Başkanlarına ait atamalar aşağıda olduğu gibidir:

Adı Soyadı : Unvanı : Atanma Tarihi :

Dr. Nurettin Yardımcı Genel Müdür 2.7.1999

Özger Aygar Vakıf Meclis Üyesi 27.7.1999

Lütfü Keçelioğlu Vakıf Meclis Üyesi 27.7.1999

Bünyamin Günal Vakıf Meclis Üyesi 27.7.1999

Nimet Berkok Genel Müdür Yardımcısı 27.7.1999

Alaaddin Kayıhan Genel Müdür Yardımcısı 27.7.1999

Şener Can Genel Müdür Yardımcısı 27.7.1999

Erdoğan Çamlıyurt Genel Müdür Yardımcısı 27.7.1999

Ali Veziroğlu Daire Başkanı 18.11.1999

Birsel Özcan Daire Başkanı 1.11.1999

Cevap 2. Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünün 13.1.1999 gün ve 1999/9 sayılı genelgesine göre Başbakanlıktan izin alınmak suretiyle hizmetin verimli ve sürekli bir şekilde yürütülmesini teminen zorunlu hallerde atama yapılmaktadır.

Cevap 3. 2 nci maddede belirtilen Genelge ve ilgili mevzuat çerçevesinde alt düzey memurlarında atanma ve nakilleri hizmetin aksamaması nazarı dikkate alınarak yapılmaktadır.

Genel Müdürlük Tarih : 28.12.1999

İnsan Kaynakları Sayı : 20519

Grup Yönetmeliği

Devlet Bakanı

(Sayın Yüksel Yalova)

İlgi : 20.12.1999 tarih ve B.02.0.006(01)1635 sayılı talimatlarınız,

Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz’un Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verdiği yazılı soru önergesinde belirtilen Kamu Kurum ve Kuruluşları bünyesinde Bankamız yer almamaktadır.

Malumları olduğu üzere, Bankamız 6219 sayılı özel kanunla kurulmuştur. Kuruluş Kanununumuz ve Ana Sözleşmemizde belirtilen esaslar ve yetkiler çerçevesinde kurum idarî ihtiyaçlarımız dikkate alınarak personel atama ve nakilleri yapılmaktadır.

Bu nedenle; İlgi Önergede belirtilen sorulara cevap verilememektedir.

Bilgilerinize arz ederiz.

Saygılarımızla.

Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.

Genel Müdürlüğü

Altan Koçer Mustafa D. Akın

Genel Müdür Genel Müdür Yrd.

T.C.

Türkiye Radyo-Televizyon Kurum 23.12.1999

Genel Müdürlüğü

Ankara

Sayı : B.02.2.TRT.0.61.00.00/2100

Konu : Önerge cevabı.

Devlet Bakanlığına

(Sayın Yüksel Yalova)

İlgi : 20.12.1999 tarih ve B.02.0.006(01)1635 sayılı yazınız.

İlgi yazı ekinde gönderilen ve Kayseri Milletvekili Sayın Salih Kapusuz’un, Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği ve Devlet Bakanı Sayın Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel tarafından cevaplandırılması tensip olunan 7/942-2875 sayılı yazılı soru önergesi ile ilgili Kurumumuz cevabı aşağıda sunulmuştur.

1. 57 nci Cumhuriyet Hükümetinin kurulduğu günden bugüne kadar, Kurumumuzda, Başbakanlıktan alınan müsaade ile Daire Başkanı olarak 3 kişinin ataması yapılmıştır. Atananların isimleri ve atama tarihleri aşağıdaki gibidir.

– Alım İkmal Dairesi Başkanlığına:

Mehmet Orhan Özkan,

Atama Tarihi : 17.8.1999

– Muhasebe ve Malî İşler Dairesi Başkanlığına :

Ali Gör,

Atama Tarihi : 17.8.1999

– Teknik Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığına :

Metin Budakoğlu,

Atama Tarihi : 23.8.1999

2-3. Başbakanlığın 13.1.1999 tarih ve 1999/9 sayılı Genelgesi uyarınca, her türlü atama Kurumumuzda durdurulmuştur. Ancak, Kurumumuzun gördüğü hizmet gereği ivedi ve zorunlu hallerde, Başbakanlıktan alınan izin çerçevesinde hizmetin aksamamasını teminen merkez ve taşrada atama yapılmaktadır.

Arz ederim.

Yücel Yener

TRT Genel Müdürü

6. – İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz’ün, ÖSYM sınavında yapılan değişiklikten sonra meslek liselerine olan talebin ne ölçüde değiştiğine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/944)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı Sayın Metin Bostancıoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını delaletlerinize arz ederim.

Prof. Dr. İrfan Gündüz

İstanbul

Sorular :

ÖSYM Sınavındaki son değişiklikten sonra meslek liselerine olan talep ne ölçüde değişmiştir? Millî Eğitim Bakanlığınca bu çerçevede yapılan bir çalışma var mıdır? Sonuçları nelerdir?

T.C.

Millî Eğitim Bakanlığı 4.1.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.08.0.APK.0.03.05.00-03/17

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 14.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/944-2877/7285 sayılı yazısı.

İstanbul Milletvekili Sayın İrfan Gündüz’ün “ÖSYM sınavında yapılan değişiklikten sonra meslek liselerine olan talebin ne ölçüde değiştiğine ilişkin” yazılı soru önergesi incelenmiştir.

Yapılan inceleme neticesinde; meslekî ve teknik liselere 1998-1999 öğretim yılında 304 939, 1999-2000 öğretim yılında da 277 657 yeni kayıt olduğu anlaşılmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Metin Bostancıoğlu

Millî Eğitim Bakanı

7. – Balıkesir Milletvekili Tamer Kanber’in, Edremit’e zeytinyağı borsası kurulup kurulmayacağına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/946)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

13.10.1999

Tamer Kanber

Balıkesir

1. Edremit Belediye Başkanının sizi kaynak göstererek Edremit’e zeytinyağı borsası kurulacağı yönünde basına yansıtılan haber doğru mudur?

2. Bölgede en fazla zeytin ağacına, en yüksek zeytinyağı rekoltesine, bu iş için gerekli donanım ve altyapıya sahip bulunan Burhaniye İlçesi yerine niçin Edremit düşünülmüştür?

3. Kamu savurganlığının ve organizasyon bozukluğunun bir örneği olacak olan bu karara varılırken ciddî bir araştırma yapılarak teknik odakların ve uzman kişi ve kuruluşların görüşü alınmış mıdır?

4. Bu kararın alınmasında sizin Edremitli olmanızın ve Edremit Belediye Başkanı ile aynı partiden olmanızın etkisi olmuş mudur?

5. Borsanın kurulacağı yer konusunda yeniden bir değerlendirme yapmayı uygun görür müsünüz?

T.C.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 12.1.2000

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Sayı : B.14.0.BHİ.01/9

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) 1.11.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-6/196-2154/5772 sayılı yazınız.

b) 9.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/946-3059 sayılı yazınız.

Balıkesir Milletvekili Tamer Kanber’in, “Edremit’e zeytinyağı borsası kurulup kurulmayacağına” ilişkin olarak tarafımdan cevaplandırılmasını istediği (6/196) esas nolu sözlü soru önergesi TBMM İçtüzüğünün 98 inci maddesi uyarınca üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından dolayı ilgi (b) de kayıtlı yazınızla yazılı soru önergesine çevrilmiş olup, sözkonusu önergeyle ilgili cevabımız ekte takdim edilmiştir.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

A. Kenan Tanrıkulu

Sanayi ve Ticaret Bakanı

Balıkesir Milletvekili Sayın Tamer Kanber’in Sözlü Sorularına İlişkin Cevaplarımız

Cevap 1. Ticaret Borsaları 5590 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde; “Kanunda yazılı esaslar dairesinde borsaya dahil maddelerin alım satım fiyatlarının tespit ve ilanı işleriyle meşgul olmak üzere kurulan tüzel kişiliği haiz kamu kurumları” olarak tarif edilmiş olup, aynı Kanunun 33 üncü maddesinde de ticaret borsalarının ticarî ihtiyaçlarının lüzumlu kıldığı yerlerde Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca kurulacağı hükme bağlanmıştır.

Balıkesir Valiliğinden (Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü) alınan 17.9.1999 tarihli ve 6792 sayılı yazı ve ekleri de Edremit İlçesinde ticaret borsası kurulması talep edilmektedir.

Sözkonusu başvurunun incelenmesinden 9.9.1995 tarihli ve 22399 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsalarının Kurulmasına ve Çalışma Alanlarının Genişletilmesine İlişkin Başvuru Esasları Tebliği”ne uygun olarak yapıldığı anlaşılmıştır.

Bu nedenle, 5590 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi hükmüne göre Edremit İlçesinde ticaret borsası kurulması, Bakanlığımız İç Ticaret Genel Müdürlüğünce uygun görülmüş ve bu konuda Bakanlık Olur’u düzenlenmiştir.

Bakanlığımızda, “Ürün İhtisas Borsaları”nın faaliyete geçirilmesi yönündeki teknik ve hukukî alt yapı çalışmaları, Dünya Bankasının desteği ile devam etmektedir. Ayrıca, henüz hiçbir ürün için ihtisas borsası kurulmasına izin verilmemiştir. Ancak, körfez bölgesi zeytinyağı üretim miktarı itibariyle bir zeytinyağı borsası kurulmasına müsait görülmektedir. Kuruluş yerinin seçiminde ise, ilçe nüfusu ve tacir sayısı gibi unsurlar, en az zeytin ağacı sayısı kadar önem taşımaktadır. Bu nedenle, işlem miktarına bakılarak ileride zeytinyağı borsası olarak tescil edilmesi hedeflenen Edremit Ticaret Borsasının şanslı bir konumda bulunduğu anlaşılmaktadır.

Zeytinyağı işlem miktarının izlenmesi sonucunda, Edremit Ticaret Borsasının “Zeytinyağı İhtisas Borsası” olarak tescili değerlendirilebilecektir.

Cevap 2. Yukarıda da belirtildiği gibi, birkaç il ya da ilçeyi kapsayan üretim alanlarında üretilen ürüne dayalı Ürün İhtisas Borsalarının kurulmasında, nüfusun ve ticaretin yoğunluğu ile tacir sayısı önemle dikkate alınacaktır.

Cevap 3. Bakanlığımız, 3143 sayılı Kanun ile üstlendiği görevleri en iyi şekilde yerine getirmek amacıyla uzmanlaşmış bir kadroya sahiptir. Bu kadronun, bir ürün ihtisas borsasının nerede kurulmasının yararlı olacağını belirlemekte güçlük çekmeyeceği düşünülmektedir.

Cevap 4. Bir yerde Ürün İhtisas Borsası kurulması için verilecek karar, o yerin tamamen ekonomik, ticarî ve alt yapı yeterliliğine dayanmalıdır.

Bir Sanayi ve Ticaret Bakanının, Belediye Başkanı kendi partisinden olan ilçelere sırf bu yüzden Ürün İhtisas Borsası kuracağını düşünmek yerine, kuruluş yeri ile ilgili görüş ve iddianın doğruluğunun objektif olarak ortaya konulması, bu amaçla gerekli çalışmalarda bulunulması bölge ve ülkeye daha yararlı bir davranış olarak değerlendirilmektedir.

Kaldı ki Bakanlığımız Türkiye’nin sanayi alt yapısının oluşmasında ve sanayinin gelişmesinde önemli fonksiyonlar icra eden küçük sanayi siteleri ve organize sanayi bölgeleri konusunda hemşehrilik anlayışı ile izah etmekte güçlük çekilebilecek ilkeli ve objektif bir hizmet anlayışına sahiptir. Türkiye genelinde son altı ayda gerçekleştirdiğimiz uygulamalar ve tamamladığımız yatırımları bu açıdan ele almak ve dikkatle değerlendirmek kanaatimizce daha uygun olacaktır. Bakanlığımız gerek borsaların kurulmasında ve gerekse sanayi alt yapısının hazırlanmasında yöresel verileri dikkatle değerlendiren, sınaî ve ticarî profil araştırmalarına dayandıran bir yaklaşımı benimsemiştir.

Cevap 5. Zeytinyağı Borsasının kuruluş aşamasına gelinmesi sürecinde, yer tespiti ile ilgili kriterlerde meydana gelmiş olabilecek değişiklikler, olağan olarak yeni bir değerlendirmeyi zorunlu kılabilecektir.

8. – Giresun Milletvekili Hasan Akgün’ün, fındık stoklarına ve alımlarına ilişkin sorusu ve Sanayi ve TicaretBakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/950)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi Bakanımız Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu, tarafından sözlü olarak cevap verilmesini arz ediyorum.

Saygılarımla.

12.10.1999

Hasan Akgün

Giresun

DSP-MHP-ANAP Koalisyon Protokolünde 10 uncu sayfada “Destekleme kapsamındaki tarım ürünlerinin fiyatlarının belirlenmesinde dünya fiyatları, maliyetler ve beklenen enflasyon temel alınacaktır. Stoka üretim kesinlikle yapılmayacak” diye yazmaktadır.

Sayın Bakanım hem protokolde “stoka ürün alınmayacak” diyoruz. Şu anda 120 bin ton fındık aldınız. Sorarım size bu fındıktan 110 trilyon üreticiye borcunuz var.

1. Aldığınız bu fındık, stok değil midir?

2. Bu stoktan fındık satabilecek misiniz?

3. Bu fındığın parasını ne zaman ödeyeceksiniz?

T.C.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 17.1.2000

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Sayı : B14.0.BHİ01-19

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) 26.10.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-6/204-2178/5853 sayılı yazınız.

b) 9.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/950-3059 sayılı yazınız.

Giresun Milletvekili Hasan Akgün’ün, “Fındık stoklarına ve alımlarına” ilişkin olarak tarafımdan cevaplandırılmasını istediği (6/204) esas nolu sözlü soru önergesi TBMM İçtüzüğünün 98 inci maddesi uyarınca üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından dolayı ilgi (b) de kayıtlı yazınızla yazılı soru önergesine çevrilmiş olup, sözkonusu önergeyle ilgili cevabımız ekte takdim edilmiştir.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Ahmet Kenan Tanrıkulu

Sanayi ve TicaretBakanı

Giresun Milletvekili Sayın Hasan Akgün’ün yazılı soru önergesine ilişkin cevabımız

Ülkemiz fındık üretiminin talebin üzerinde olması fındık stoklarının oluşmasına neden olmaktadır. Talep fazlası üretimin giderilmesi için 2844 sayılı Fındık Üretiminin Planlanması ve Dikim Alanlarının Belirlenmesi Hakkında Kanun 16.6.1983 tarihinde kabul edilmiştir. Fındık üretimine izin verilecek alanları idarî sınırları 3.2.1993 tarihinde yayımlanan 93/3985 sayılı “Fındık Alanlarının Tespitine Dair Kararname” ile belirlenmiştir. 23.12.1994 tarih 94/6519 sayılı isteğe bağlı fındık sökümü yapılacak alanları belirleyen Bakanlar Kurulu Kararı ile fındık üretimine izin verilen bölgeler dışında kurulu fındık bahçelerinin sahipleri tarafından sökülmesi karşılığında tazminat ödenmesi hedeflenmiştir. Sözkonusu mevzuatla ilgili olarak yapılacak işlemler konusunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı görevli ve yetkili kılınmıştır. Ancak bütçe imkânlarının kısıtlı olması nedeniyle bugüne kadar gelişme sağlanamamıştır.

Birliklerin devlet adına alım yaptığı 1994 öncesi dönemde Fiskobirlik bir anlamda Devlet adına fazla ürünü stoklama görevi yürütmekte, oluşan zarar devlet destekleme zararı olarak işlem görmekteydi. 1994 yılından başlayarak tarım satış kooperatiflerinin alım yaptığı ürünler ve bu arada fındıkta Devlet Destekleme Alımı yapılmamaktadır. Bu yıldan itibaren Fiskobirlik alımlarını Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) kaynaklarından sağlanan kredilerle gerçekleştirmektedir. Üreticinin eline geçen gelirin korunması ve ihracatta fiyat düşmelerinin önlenmesine yönelik politikalar sonucunda arz fazlası ürün Fiskobirliğin elinde kalmakta, dolayısıyla Fiskobirlik piyasayı düzenleme görevini yüklenmiş olmaktadır.

Fiskobirlikçe talebi aşar miktarda, dolayısıyla fiyat çöküntüsü yaratacak şekilde piyasaya fındık sürülmemesine özen gösterilmektedir. Fiskobirlik, piyasa koşulları uygun olduğu takdirde stoklarındaki fındığı satarak değerlendirebilecektir.

Fiskobirliğin öz kaynaklarının yetersiz olması nedeniyle ürün bedelleri birliğe tahsis edilen DFİF kaynaklı kredilerle ödenmektedir. Hazineden Birliğe kaynak aktarıldığında bekletilmeksizin ürün bedellerinin ödenmesinde kullanılmaktadır. Fiskobirlik, 6.1.2000 tarihi itibariyle 1999 yılı ürünü 142 256 ton kabuklu fındık almıştır. Aynı tarih itibariyle Fiskobirliğe 58,5 trilyon TL. DFİF kaynaklı kredi tahsis edilmiş olup, bunun tamamı ürün bedellerinin ödenmesinde kullanılmıştır. Ayrıca fındık bedellerinin bir an önce ödenebilmesi için çalışmalar Bakanlığımız ile Hazine Müsteşarlığı arasında koordineli olarak sürdürülmekte; kaynak yaratılması için azamî gayret gösterilmektedir.

Meydana gelen deprem felaketi nedeniyle Batı Karadeniz Bölgesinde Fiskobirliğe ürün teslim eden ortakların ürün bedellerinin ödenmesinde depremden zarar gören ortaklara öncelik tanınmaktadır. Deprem bölgesindeki üreticilere teslimat sırasına göre ürün bedelinin tamamı, doğu bölgesinde ise teslim edilen ürünün 500 kg.’a kadar olan bedeli ödenmektedir. Batı Karadeniz bölgesinde depremden en fazla etkilenen Sakarya ve Bolu bölgesindeki kooperatiflerde 26 Eylül tarihine kadar, Zonguldak bölgesinde ise 20 Eylül tarihine kadar alınan ürünün bedeli tamamen ödenmiştir. Doğu Karadeniz Bölgesinde ise teslimat miktarının ilk 500 kg. bedelinin ödenmesi şeklinde 19-20 Eylül tarihlerine kadar ürün teslim edenlere ilk ödemeler yapılmıştır. Yine bu bölgede 2 Eylül tarihine kadar alınan ürün bedelinin tamamı ödenmiştir.

Maliye Bakanlığınca Hazine kanalıyla Fiskobirliğe tahsis edilen 3,5 trilyon liralık DFİF kaynaklı kredinin dağıtımına Ocak ayının ikinci haftasında başlanmıştır.

9. – Kocaeli Milletvekili Osman Pepe’nin, İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında bir işlem yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/953)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

25.11.1999

Osman Pepe

Kocaeli

İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı M. Sefa Sirmen’in belediyeye ait yatırım projelerini fahiş fiyatlarla ihale ettiği hususunda Başbakanlığa yaptığım 17.1.1997 tarihli şikayet başvurusu doğrultusunda, Bakanlığınız tarafından ilgili hakkında soruşturma yapıldığı, 6.7.1998 tarih ve 80555 sayılı yazınızdan anlaşılmıştır. Diğer yandan Başbakanlık Teftiş Kurulunun yapmış olduğu 13.8.1999 tarih ve 095/1037 sayılı soruşturma raporu ile de gereği yapılmak üzere Bakanlığınıza gönderildiği, ilgi rapordan anlaşılmıştır. Bu nedenle:

– Büyükşehir Belediye Başkanı M. Sefa Sirmen hakkında herhangi bir işlem yapıldı mı? Yapılmadı ise gerekçesi nedir?

T.C.

İçişleri Bakanlığı 4.1.2000

Mahallî İdareler Genel Müdürlüğü

Sayı : B.05.0.MAH.0.65.00.002/80015

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 9.12.1999 tarihli ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-3073-7/953-2580/7216 sayılı sayısı.

İlgi yazı ekinde alınan ve tarafımdan cevaplandırılması istenilen Kocaeli Milletvekili Sayın Osman Pepe’nin “İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında bir işlem yapılıp yapılmadığına” ilişkin yazılı soru önergesine cevap teşkil edecek bilgiler aşağıya çıkarılmıştır.

Başbakanlık Teftiş Kurulundan Bakanlığıma intikal eden 13.8.1999 tarihli ve B.02.0.TKB.094/1037 sayılı yazısı eki 25.5.1999 tarihli ve 25/99-5 sayılı soruşturma raporuna göre,

İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı M. Sefa Sirmen ve diğer görevlilerin haklarında;

– İzmit Doğalgaz Dağıtım Projesi ihalesinde 4 firmadan 16.6.1993 tarihinde teklif istenildiği, ancak henüz teklifler gönderilmeden ve tekliflerin cevabı alınmadan 10.6.1993 tarihinde değerlendirme tutanağı düzenlenmesi ve buna ilişkin Yönetim Kurulu Kararı alınması suretiyle işin SAEI-SOFREGAZ konsorsiyumuna verilmesinin uygun görüldüğü ve 25.6.1993 tarihinde anılan konsorsiyum ile ön anlaşma ve niyet mektubunun imzalandığı, ITALGAZ’ın 14.7.1993 gün ve BRITISH GAS’ın 30.7.1993 tarihinde cevabi yazılarının dikkate alınmadığı, özellikle BRITISH GAS’ın bütün işin yapımı için yaklaşık 34 300 000 dolar proje bedeli öngördüğü ve bu işin % 67’sini kendi öz kaynakları ile karşılayabileceği, kalan % 33’ün ise İZGAZ A.Ş.’ne sağlanacak Hazine garantili kredi ile karşılanabileceğinin teklif edilmesine rağmen bu teklif dikkate alınmadan anılan konsorsiyuma VİNSAN A.Ş.’nin de katılımı ile 30.6.1994 tarihinde SAEI-SOFREGAZ-VİNSAN konsorsiyumu ile İZGAZ A.Ş. arasında uygulama sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşme ile işin pahalıya verildiğinin belirlendiği, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığının incelemeleri sırasında görülen fiktif ve haksız ödemeler de dikkate alındığında İzmit Doğalgaz Dağıtım Projesi işinin pahalıya verilmek suretiyle İZGAZ A.Ş.’nin zararına yol açıldığı,

– Uygulama sözleşmesi hakediş raporları ve diğer ödeme belgeleri ile yükleniciye, net 128 201 434 30 FF’nın haksız yere ödenerek zarara neden olunduğu tespit edildiğinden, bu ödemelere ilişkin hakediş raporlarını imzalayan veya ödeme belgelerini uygun bulan ve ödeme belgelerine ilişkin ödeme talimatlarını vererek, görevlerini yapmamak suretiyle zararın oluşmasına ve devamına neden olduklarının,

– İzmit doğalgaz tesislerinin 31.12.1994 tarihli hizmet sözleşmesi ile işletim hakkının imtiyaz hukukuna aykırı bir şekilde düzenlenen sözleşmenin Danıştay incelemesinden geçirilmeden ve işletim hakkı için hiçbir bedel alınmadan DOGAS A.Ş.’ne verildiği, şirkete işletme için bir bedel ödenmediği, vergiler dahil tüm giderlerinin belediyece karşılanması sonucunda İZGAZ A.Ş.’nin gelir kaybına ve zararına neden olunduğu,

Bu itibarla tespit edilen zararların öncelikle yüklenici konsorsiyumdan talep edilmesi, zararların konsorsiyumdan tahsilinin mümkün olmaması durumunda oluşacak zararların zaman aşımı süreleri geçirilmeden sorumlularına sorumlulukları nispetinde tazmin ettirilmesinin mümkün olduğu,

belirtilmektedir.

Konunun soruşturulması için Mülkiye müfettişi görevlendirilmiş olup, soruşturmanın sonucuna göre yasal gereği yapılacaktır.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

10. – İstanbul Milletvekili Mehmet Gül’ün, 1978’de İstanbul Ümraniye ve Adana’da işlenen bazı cinayetlerin faillerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/956)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu delaletlerinize arz ederim.

Mehmet Gül

İstanbul

Soru 1. 18 Mart 1978 tarihinde İstanbul Ümraniye’de hunharca öldürülen Ömer Bayraklar, Cevat Koca, Salih Uluğ, Sinan Koca ve Bahri Bilge ile, 19 Eylül 1979 tarihinde Adana’da aynı evde kalan Müslüm Teke, Yılmaz Kızılay, Davut Korkmaz, Ahmet Güleç, Özcan Doruk ve Mustafa Karaca adlı öğretmenlerin katilleri yakalandı mı? Yakalandı ise bunlar kimlerdir ve hangi örgüt elemanlarıdır? Bu şahıslar hangi mahkemede yargılandı ve Türk Ceza Kanununun hangi maddesine göre cezalandırıldı? 1991 yılında yürürlüğe giren infaz yasasından nasıl faydalandılar?

T.C.

İçişleri Bakanlığı 5.1.2000

Emniyet GenelMüdürlüğü

Sayı : B.05.1.EGM.0.12.01.01-011594

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 9.12.1999 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-3073(7/956)-2892/7352 sayılı yazısı.

İstanbul Milletvekili Mehmet Gül tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

15.3.1978 tarihinde İstanbul İli Ümraniye İlçesi Mustafa Kemal Mahallesinde bir kahvehanede, Ömer Bayraklar, Cevat Koca, Salih Uluğ, Sinan Koca ve Bahri Bilge’nin öldürülmesi olayı ile ilgili olarak, güvenlik görevlilerince yapılan çalışmalar neticesinde eylemin yasadışı silâhlı terör örgütü (TKP/ML-TİKKO)’ne mensup (8) kişi tarafından gerçekleştirildiğinin belirlendiği, bunlardan üçünün yakalanarak tutuklandığı, yasadışı silâhlı örgüte üye olmak ve tasarlayarak adam öldürmek suçundan 1 inci Ordu Komutanlığı 2 Nolu Askerî Mahkemesinin 1980/222 Esas, 1981/426 karar sayıları ile yargılandıkları, olayın firari durumda bulunan diğer (5) örgüt mensubunun aranmasına devam edilmekte olduğu,

18 Eylül 1979 günü Adana İli Yapı Meslek Lisesi Lojmanlarında ikâmet etmekte olan Ahmet Güleç, Davut Korkmaz, Müslüm Teke, Yılmaz Kızılay, Mustafa Karaca ve Özcan Doruk isimli öğretmenlerin öldürülmesi ile ilgili olarak, güvenlik görevlilerince yasadışı silâhlı terör örgütü (THKP/C - Devrimci Yol)’ne mensup; Nedim Soylu, Hasan Tepebaşı, Eyüp Donma ve Erdal Aykaç’ın yakalandığı, yakalanan şahısların çıkarıldıkları Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve İçel illeri Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Nolu Askerî Mahkemesi tarafından yargılandıkları, yargılamalar sonucunda; Nedim Soylu’nun TCK’nın 146/1 maddesi uyarınca idam cezası ile mahkûmiyetine; yaşının nazara alınarak TCK’nın 55/1 maddesi uyarınca idam cezası yerine 20 yıl ağır hapis cezası ile mahkûmiyetine, Eyüp Donma’nın TCK’nın 141/1 maddesi uyarınca (8) yıl ağır hapis cezası ile mahkûmiyetine, Erdal Aykaç’ın TCK’nın 146/1 maddesi uyarınca idam cezası ile mahkûmiyetine karar verildiği,

Bununla birlikte olayda adı geçen Behçet İnlerer’in ise 1980 tarihinde ölmesinden dolayı hakkında yürütülen davanın düştüğü anlaşılmıştır.

Konuya ilişkin daha detaylı bilginin Adalet Bakanlığından alınabileceği değerlendirilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

11. – Adana Milletvekili Ali Gören’in, Adana İl Millî Eğitim Müdürlüğünde yönetici seçme sınavlarına alınmayan bir öğretmene ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/957)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın delaletlerinizle Millî Eğitim Bakanı Sayın Metin Bostancıoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ve talep ederim.

Prof. Dr. Ali Gören

Adana

Adana İl Eğitim Müdürlüğüne bağlı Cebesoy İlköğretim Okulunda görev yapan Öğretmen Aykut Veli Yıldız’ın 7.9.1999 tarihli “Yönetici Seçme Sınavı”na başvuru dilekçesi, Adana İl Millî Eğitim Müdürlüğünün 14.9.1999 tarih ve 35151 sayılı yazısıyla geçersiz sayılmıştır. Yönetici Seçme Sınavına başvurusu kabul edilmeyen Aykut Veli Yıldız’a imtihana girmediği halde MEB Yönetici Seçme Sınavı Sonuç Belgesi gelmiştir.

1. Öğretmen A. Veli Yıldız’ın başvuru dilekçesine Adana İl Millî Eğitim Müdürlüğünün cevabî yazısında “İdarî yönden yapılan soruşturma” nedeniyle olumsuz cevap verildiği belirtiliyor.

Oysa ki;

a) Öğretmen A. Veli Yıldız, S. Çobanoğlu İlköğretim Okulu Müdürlüğü görevinden “İdarî yönden yapılan soruşturma” yoluyla ayrılmamış olup, İl Tayin Kararnamesinde belirtildiği gibi istifasıyla ve kendi talebiyle olmuştur.

b) İlköğretim müfettişlerince yapılan soruşturma sonucu düzenlenen 13.12.1996 tarih ve 410.1/545 sayılı rapora atıf yapılarak olumsuz cevap verildiği belirtiliyor. Halbuki İl Millî Eğitim Müdürlüğü Disiplin Kurulunun 7.3.1997 tarih ve 1997/B kararıyla verilen disiplin cezası Adana 1 inci İdare Mahkemesinin 1997/439 E., 1998/843 K. sayılı kararıyla iptal edilmiştir.

c) Ayrıca 11.9.1999 tarih ve 23813 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan “4455 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde belirtildiği gibi disiplin cezaları bütün sonuçlarıyla affedilmiştir.

Adana İl Millî Eğitim Müdürlüğü, Öğretmen A. Veli Yıldız’ın Yönetici Seçme Sınavı Giriş Kartını hangi geçerli nedenlerden dolayı geçersiz saymıştır?

2. MEB Yönetici Seçme Sınavına başvurusu geçersiz sayılan ve imtihana giremeyen öğretmen A. Veli Yıldız’a 9601000517 aday nosu ile sınav sonuç belgesi gelmiş ve 55 başarı puanı aldığı bildirilmiştir. Bunun gibi Millî Eğitim Bakanlığı, imtihana girmediği halde kaç kişiye sınav sonuç belgesi göndermiştir?

3. Bütün bu eksik inceleme ve yanlış değerlendirme işlemlerini İl Millî Eğitim Müdürlüğü mü yoksa MEB ilgili daire başkanlığı mı yapmıştır?

4. Sorumluları ne zaman görevden alacaksınız?

5. Öğretmen A. Veli Yıldız’ın mağduriyetinin giderilmesi için ne yapacaksınız?

6. Bu ve benzeri olayların sorumluluğunu duyup gereğini yapabilecek misiniz?

T.C.

Millî Eğitim Bakanlığı 4.1.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.08.0.APK.0.03.05.00-03/11

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 9.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/957-2893/7353 sayılı yazısı.

Adana Milletvekili Sayın Ali Gören’in “Adana İl Millî Eğitim Müdürlüğünde yönetici seçme sınavına alınmayan bir öğretmene ilişkin” yazılı soru önergesi incelenmiştir.

1-2-3. Başvuruları 23 Ağustos - 8 Eylül 1999 tarihleri arasında alınan “Yönetici Seçme Sınavı”, 10 Ekim 1999 tarihinde yapılmıştır.

Başvuruları, Bakanlığımızca bilgisayar ortamına aktarılmış adayların bina ve salon yerleri belirlenerek yönetmelik gereği sınavdan 15 gün önce illerde ilân edilmiştir.

Adana İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından Aykut Veli Yıldız’ın başvuru formu; 5.10.1999 tarih ve 38437 sayılı yazısıyla Bakanlığımıza ulaştırılmış, Bakanlığımız Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünce de adayın mağdur olmaması için yedek sınav evrakı düzenlenerek Valiliğe gönderilmiştir.

Aynı ilde sınava katılanlardan Baransel Bektur, yedek cevap kâğıdı kullanmış ve cevap kâğıdına 9601000617 aday numarasının 8 inci rakamı olan 6 rakamı yerine 5 rakamı kotlanmıştır. Bu yanlış kotlama neticesinde sınava girmeyen ve başvuru bilgileri sınavdan önce bilgisayar ortamına aktarılan Aykut Veli Yıldız’ın aday numarası ile çakışmıştır. Böylece Baransel Bektur’un aday numarası Aykut Veli Yıldız’ın aday numarası gibi işlem görerek sınav sonuç belgesi gönderilmiştir.

Daha sonra yapılan incelemede, sınava giren Baransel Bektur’un kotlama hatası yaptığı anlaşılmış ve gerekli düzeltmeler yapılarak 17.11.1999 tarih ve 8304 sayılı yazısıyla Adana Valiliğine bildirilmiştir.

4-5-6. Yapılan inceleme neticesinde, Adana 1 inci İdare Mahkemesinin Aykut Veli Yıldız hakkındaki 1998/843 numaralı kararı, ilgilinin, yöneticilik görevinin üzerinden alınmasının iptaline yönelik olmayıp, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının iptali ile ilgili olduğu anlaşılmıştır.

Dolayısıyla ilgili hakkında yapılan soruşturma sonucu getirilen idarî teklif doğrultusunda işlem yapılmasında yasal bir sakınca görmeyen yöneticiler hakkında herhangi bir işlem yapılması sözkonusu değildir.

Bilgilerinize arz ederim.

Metin Bostancıoğlu

Millî Eğitim Bakanı

12. – Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, Kırıkkale-Sulakyurt’ta verilen besi kredilerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı (7/958)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Recep Önal tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Hacı Filiz

Kırıkkale

Soru : Kırıkkale İli Sulakyurt İlçesindeki Ziraat Bankasından ziraî kredi ve besi kredilerinin 1998-1999 yıllarında kimlere ve hangi oranlarda verilmiştir?

T.C.

Devlet Bakanlığı 5.1.2000

Sayı : B.02.0.004/(16)044

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) 3.1.2000 tarihli ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-2894/7365 sayılı yazınız.

b) 3.1.2000 tarihli ve TZB.0.06.00.00-16/247-3 sayılı yazı.

Kırıkkale İli, Sulakyurt İlçesinde verilen besi kredileri ile ilgili olarak Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz tarafından yöneltilen 7/958 sayılı soru önergesi konusundaki ilgi (a) yazınız üzerine Bakanlığım ilgili kuruluşu T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünden alınan ilgi (b) yazının sureti ilişikte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Recep Önal

Devlet Bakanı

T.C.

Ziraat Bankası 3.1.2000

Genel Müdürlüğü

Sayı : TZB.0.06.00.00-16

Konu : Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’e ait soru önergesi

Devlet Bakanlığına

(Sayın Recep Önal)

İlgi : 10.12.1999 tarihli ve B.02.0.004/(16)3620 sayılı yazınız.

Kırıkkale Milletvekili Sayın Hacı Filiz tarafından verilen soru önergesine ilişkin yazınız incelenmiştir.

Sulakyurt şubemizin Kasım 1999 ayı itibariyle 177,9 milyar lira hayvancılık kredisi 136,3 milyar lira da diğer tarımsal krediler olmak üzere 670 üretici toplam 314,2 milyar lira Tarımsal Kredi alacağı bulunmaktadır.

Kredi kullandırılan üreticilerin isimleri ile kullandırılan kredi miktarları hakkında, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesi 8 inci fıkrası gereğince müşteri sırları kapsamına girmesi nedeniyle bilgi verilmesinin uygun olmayacağı düşünülmektedir.

Bilgileri ve gereğini müsaadelerinize arz ederiz.

B. Çağlar Ünal Osman Tunaboylu

Yönetim Kurulu Üyesi Yönetim Kurulu Başkanı

Genel Müdür Yardımcısı Genel Müdür

13. – Antalya Milletvekili Mehmet Zeki Okudan’ın, yaş sebze ve meyve ihracatı ile ilgili yapılan değişikliklere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Tunca Toskay’ın cevabı (7/970)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Devlet Bakanı Sayın Prof. Dr. Tunca Toskay tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğinin yapılmasını arz ederim.

Dr. Mehmet Zeki Okudan

Antalya

Yaş sebze ve meyve ihracatı ile ilgili yapılan değişiklikler nelerdir?

T.C.

Başbakanlık 30.12.1999

Dış Ticaret Müsteşarlığı

İhracat Genel Müdürlüğü

Sayı :B.02.1.DTM.0.02.01.03-72340

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı

Genel Sekreterliğine

İlgi : 9.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/970-2947/7443 sayılı yazıları.

Antalya Milletvekili Sayın Dr. Mehmet Zeki Okudan’ın Bakanlığıma muhatap yazılı soru önergesine ilişkin cevabî yazı ekte sunulmaktadır.

Bilgilerine arz ederim.

Prof. Dr. Tunca Toskay

Devlet Bakanı

Soru : Yaş sebze ve meyve ihracatı ile ilgili yapılan değişiklikler nelerdir?

Cevap : Ülkemizde tarım ürünlerine yönelik teşvikler, GATT kapsamına alınan tarım ürünlerinin ticaretini uluslararası kurallara bağlayan DTÖ Tarım Anlaşması çerçevesinde sağlanmaktadır. DTÖ Tarım Anlaşmasının ihracat sübvansiyonlarının düzenlendiği V inci Bölüm 8 inci maddesi uyarınca ülkeler, Anlaşma ile uyumlu sübvansiyon sağlama yükümlülüğünü üstlenmişlerdir.

Bu kapsamda; ülkeler taahhüt listelerinde belirttikleri ürünler için ve taahhütte bulundukları meblağlar ile miktarlar çerçevesinde ihracat sübvansiyonları sağlayabilmekte olup, 1995 yılından beri ülkemizde de uluslararası yükümlülükler dikkate alınarak ihracat iadesi uygulanmaktadır. Ülkemiz taahhüt listesi 44 mal grubu ile sınırlı bulunmakta olup, yaş meyve-sebze grubundaki bazı ürünlere de ihracat iadesi verilebilmektedir.

Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi Yardımları; ülkemizin de taraf olduğu 25.2.1995 tarihli ve 22213 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan DTÖ Tarım Anlaşması çerçevesinde, Bakanlar Kurulunun 11.1.1995 tarihli ve 94/6401 sayılı “İhracata Yönelik Devlet Yardımları Kararı”na dayanılarak Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu Kararı olarak uygulanmaktadır.

Dış piyasalarda rekabet imkânının artırılmasını ve iç talep fazlasının ihracata yönlendirilmesini teminen, gerekli görülen ürünlere belirli dönemlerde ihracat iadesi ödenmesi amacıyla Dış Ticaret Müsteşarlığınca hazırlanan Karar Taslakları Para-Kredi ve Koordinasyon Kuruluna sevkedilmektedir.

Bu çerçevede 30.9.1999 tarih ve 99/6 sayılı Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu Kararı ile 1 Ekim 1999 - 31 Mart 2000 döneminde gerçekleştirilecek patates ihracatına 20 $/ton, kuru soğan ihracatına ise 17 $/ton ihracat iadesi sağlanmıştır.

Ayrıca, 1 Aralık 1999 - 31 Mayıs 2000 tarihleri arasında elma ihracatına ihracat iadesi ödenmesine ilişkin olarak hazırlanan Karar Taslağı, 29.11.1999 tarih ve 64383 sayılı yazı ile Para-Kredi ve Koordinasyon Kuruluna sevkedilmiştir.

Yaş meyve-sebze ürünlerinde uluslararası piyasalardaki ve iç piyasadaki gelişmeler dikkatle takip edilmekte olup, gelecek dönemde ise Destekleme Fiyat ve İstikrar Fonu kaynaklarının imkân verdiği ölçüde yaş sebze-meyve ürünlerinin teşviği amaçlanmaktadır.

14. – Van Milletvekili Fethullah Erbaş’ın, İstanbul Narkotik eski Şube Müdürü ve ailesinin can güvenliğine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/973)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını delaletlerinize arz ederim.

Fethullah Erbaş

Van

Sorular :

1. İstanbul Narkotik eski Şube Müdürü Ferruh Tankuş’un can güvenliği nedeni ile koruması var mıdır? Yoksa koruma vermeyi düşünüyor musunuz?

2. Ferruh Tankuş, eşi ve oğlunun öldürülürcesine dövülmesinde Emniyetin herhangi bir kusuru var mıdır? Varsa kusuru olanlar hakkında soruşturma yapmayı düşünüyor musunuz?

3. Bu olayla ilgili olay yerinde hangi inceleme yapılmıştır? Olayın akabinde Polis 155’i arayan ve ihbarda bulunan vatandaşın kimliği tespit edilmiş midir?

4. İhbar mahiyeti olan E-5 Karayolu Anbarlı Kavşağında bir otodan bir bayanın atıldığı ile ilgili hangi işlemler yapılmıştır?

T.C.

İçişleri Bakanlığı 29.12.1999

Emniyet Genel Müdürlüğü

Sayı : B.05.1.EGM.0.12.01.01/290325

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 9.12.1999 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-3080-(7/973)-2950/7446 sayılı yazısı.

Van Milletvekili Fethullah Erbaş tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

1. İstanbul eski Narkotik Şube Müdürü Ferruh Tankuş’un, avukatı vasıtası ile 28.1.1999 tarihinde İstanbul Vilayet Makamına vermiş olduğu dilekçe ile yakın koruma talebinde bulunduğu, bu talebe ilişkin 4.2.1999 tarihinde Koruma Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili maddesine istinaden (1) personel ile yakın koruma altına alındığı, ancak bu korumaya hiçbir şekilde kendisine takibe fırsat vermediği,

28.5.1999 tarihinde toplanan İl Koruma Komisyonunca daha önce Ferruh Tankuş’a verilen yakın koruma hizmetinin kaldırılmasına dair karar alındığı, alınan kararın Merkez Koruma Komisyonuna son kararın verilmesi için gönderildiği, fakat 11.9.1999 tarihinde Başbakan Oluru ile yürürlüğe giren Koruma Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili maddesine göre Kararın yeniden görüşülmesi için İstanbul İl Koruma Komisyonuna gönderildiği, 2.11.1999 tarihinde toplanan İl Koruma Komisyonunca da adı geçen hakkında verilmiş olan Yakın Koruma Kararının kaldırılmasına dair Karar alındığı,

2. 28.11.1999 günü Ferruh Tankuş ailesi ile birlikte araçları ile seyir halinde iken, başka bir aracın çarpması ile meydana gelen hasarı trafik kazası sonucu karşılıklı darp hadisesinin ardından olay yerine intikal eden Emniyet Görevlilerince gerekli kanunî işlemin yapıldığı, her iki tarafında hastaneye sevkleri ile raporları alınarak olayın adlî mercilere intikal ettirildiği,

3. 28.11.1999 günü saat 23.10 sıralarında haber merkezine E-5 Karayolu Haramidere Köprüsü Küçükçekmece istikametinde bir bayanın 34 CSV 52 plakalı otodan atıldığı bildirilmesi üzerine; Emniyet Görevlilerince yapılan incelemede; Ferruh Tankuş’un 34 TH 4495 plakalı oto ile E-5 Karayolu sağ şeridi takiben Küçükçekmece istikametine giderken aynı yönde gitmekte olan Ercan Kesler isimli şahıs idaresindeki 34 CSV 52 plakalı otonun sağ şeritten sol şeride geçerken aracın sol arka kısmına çarpması neticesi, basit maddî hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kaza sonrası davacı sanık Ferruh Tankuş ile davacı sanık Ercan Keslek ve Orhan Keslek otolarından inerek ağız münakaşası ile beraber birbirlerini darp etmeye başladıkları, Ercan Kesler ve Orhan Kesler’in olayın uzamaması için otolarına binerek kaçmak istedikleri sırada Ferruh Tankuş’un eşi Ayşe Tankuş’un kaçmak isteyen bu otonun ön motor kaput kısmına atlayarak aracın sileceklerinden tuttuğu, bir müddet araç üzerinde gittiği ve araç hızlanması sonucu yere düşerek yaralandığı, aynı anda Ferruh Tankuş’unda bahse konu otonun sağ arka camını yumrukla kırmak suretiyle otoyu durdurmak istediği, bir süre sürüklenip düşmesi ile birlikte sağ kolu ve bacaklarından yaralandığı,

Tarafların düzenlenen tahkikat evrakı ile birlikte, 29.11.1999 günü Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildikleri, 1999/Hz.24099 sayıya kayden işlem görüp serbest bırakıldıkları,

4. İhbar mahiyeti olan E-5 karayolu Ambarlı kavşağında bir otodan bir bayanın atılması olayının, yukarıda bahsedilen Ferruh Tankuş’un eşi Ayşe Tankuş’un 34 CSV 52 plakalı otoyu durdurmak isterken oto ön kaputu üzerinden düşmesi hadisesi olduğu anlaşılmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

15. – İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in, İstanbul-Fatih İlçesi Fındıkzade İlköğretim Okul Müdürünün bir öğrenciyi dövdüğü iddialarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/976)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun, Millî Eğitim Bakanı Sayın Metin Bostancıoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim.

Mehmet Ali Şahin

İstanbul

Soru : Basından öğrendiğime göre; İstanbul-Fatih İlçesi Fındıkzade İlköğretim Okulu Müdürü Zeki Ekrem Alpaslan, Umut Tuncer isimli öğrencisini, Adlî Tıp raporuna göre 7 gün iş ve gücünden kalacak şekilde dövmüş ve bu durum diğer öğrenciler ve veliler arasında ciddi bir huzursuzluğa ve okula karşı güvensizliğe sebep olmuştur.

Adı geçen okul müdürü ile ilgili bakanlığınızca bir işlem yapılmış mıdır? Yapılması düşünülmekte midir? Bu olaydan sonra kaç öğrenci başka okullara nakil istemiş veya ayrılmıştır?

T.C.

Millî Eğitim Bakanlığı 4.1.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.08.0.APK.0.03.05.00-03/14

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 9.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/976-2953/7449 sayılı yazısı.

İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Ali Şahin’in İstanbul-Fatih İlçesi Fındıkzade İlköğretim Okulu Müdürü Zeki Ekrem Alpaslan’ın Umut Tuncer isimli öğrenciyi dövdüğü iddiasına ilişkin yazılı soru önergesi incelenmiştir.

Yapılan inceleme neticesinde; sözkonusu okul müdürü hakkında bir öğrenciyi dövdüğü gerekçesiyle yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen fezlekede; adlî yönden lüzum-u muhakemesi, disiplin yönünden ise, fiilin karşılığı maaş kesim cezasını gerektirmekle birlikte 4455 sayılı Disiplin Cezalarının Affı Hakkındaki Kanun kapsamında affedilen disiplin cezasını gerektiren fiil olması nedeniyle bir işleme gerek olmadığı yönünde teklif getirildiği anlaşılmıştır. Okul Müdürü Zeki Ekrem Alpaslan hakkında düzenlenen dosya, adlî yönden getirilen teklif gereği İlçe İdare Kuruluna gönderilmiştir.

Diğer taraftan anılan okula naklen gelen öğrenci olduğu gibi ayrılan öğrenciler de bulunmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Metin Bostancıoğlu

Millî Eğitim Bakanı

16. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale Çelik ve Borusan fabrikalarına ve Kırıkkale MKE Kurumu sosyal tesislerinin özelleştirilip özelleştirilmeyeceğine ilişkin sorusu ve Sanayi ve TicaretBakanı AhmetKenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/980)

Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve TicaretBakanı Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Kemal Albayrak

Kırıkkale

1. Kırıkkale Çelik ve Borusan fabrikalarının kapanacağı doğru mudur? Bu konuda nasıl bir çalışma düşünülüyor?

2. Hükümetin özelleştirme programlarına hız verirken Kırıkkale MKE Kurumu, bünyesinde pastane açmıştır. Düğün salonu işletmektedir. Burada tasarlanan amaç nedir?

3. Kırıkkale MKE Kurumunda sosyal tesislerin özelleştirilmesi düşünülüyor mu?

T.C.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 3.1.2000

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Sayı : B.14.0.BHİ.01-02

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığına

İlgi : 9.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/980-2958/3079 sayılı yazınız.

Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, “Kırıkkale Çelik ve Borusan Fabrikalarına ve Kırıkkale MKE Fabrikalarına ve Kırıkkale MKE Kurumu SosyalTesislerinin özelleştirilip özelleştirilmeyeceğine” ilişkin olarak tarafımdan cevaplandırılmasını istediği (7/980) Esas No.lu yazılı soru önergesiyle ilgili cevabımız ekte takdim edilmiştir.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Ahmet Kenan Tanrıkulu

Sanayi ve Ticaret Bakanı

Kırıkkale Milletvekili Sayın Kemal Albayrak’ın

Yazılı Sorularına İlişkin Cevaplarımız

1. İlgili Kuruluşumuz Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü bağlı ortaklıklarından Çeliksan A.Ş. ve Çelbor A.Ş. tesislerinin modernizasyonu ile ürün çeşitlerini ve kapasitelerini artıracak tevsii çalışmalarına devam edilmekte olup, yurtiçi ve yurtdışı firmalarla yazılı ve şifai görüşmeler devam etmektedir. (Çeliksan A.Ş. için 155 mm 52 kalibre çekili top üretimi, 120 mm tank topu üretimi, 2 000 librelik Bomba Gövdesi Üretimi Projesi, Çelbor A.Ş. için ise üretim kalitesini artıracak önlemlerle pazarlama imkânlarının artırılması gibi)

Bu tesislerin kapatılmasına ilişkin herhangi bir çalışma yapılmamaktadır.

2. Kırıkkale Bölge Müdürlüğü bünyesinde bulunan açık hava düğün salonu, aynı yerde bulunan açık hava sinemasının kapatılmasından sonra 1983 yılında açılmıştır. Düğün salonunun işletilmesiyle, Kurum konutları içinde yapılan düğünlerin, mensupları ve çevreyi rahatsız etmemesi, mensupların bu yöndeki sosyal gereksinimlerinin karşılanması amaçlanmıştır.

Düğün salonu son üç yılda 286 mensup, 15 dışarıdan yapılan talep olmak üzere toplam 301 aileye hizmet vermiştir.

Yine sözkonusu düğün salonu için elektrik, su, bakım-onarım, işçilik ve idare giderleri için toplam 2 977 137 000 TL.’lik harcama yapılırken, aynı dönem içinde toplam 7 627 250 000 TL. gelir elde edilmiş ve toplam 4 650 113 000 TL kâr sağlanmıştır.

3 Temmuz 1997 patlamasından sonra hasar gören ve yeniden onarılan işçi lokali içinde yeni bir düzenleme yapılmıştır.

Yeni düzenlenen mahalde, işçi, memur, teknikerler dinlenme salonları ile eğitim salonu bulunmaktadır. Bu tesislerden sözkonusu personel ve aile mensupları yararlanmaktadır. Hizmete açılan yer ticarî amaca yönelik bir pastane olmayıp, mensupların dinlenmesi için pasta, soğuk ve sıcak içeklerin verildiği, sigara ve alkol içilmeyen bir dinlenme salonudur. Sözkonusu yer, oyun oynanmayan, günlük mahallî gazeteler ile kamu kuruluşları ve diğer bağlı ortaklıkların tanıtım dergilerinin okunmak üzere bulundurulduğu bir bölümdür.

Ayrıca bu alanda, kurum mutfağında hazırlanan sıcak içeceklerle tatlılar ve piyasadan satın alınan pastalar ücreti karşılığı personele sunulmaktadır.

Gerek düğün salonu gerekse dinlenme alanları tamamen Kırıkkale tesislerinde çalışan personelin hizmetine sunulan, sosyal ve kültürel hizmet veren tesislerdir.

3. Kırıkkale’de bulunan tüm tesisler entegre kuruluşlar olup Kırıkkale Bölge Müdürlüğü bu tesislere ve personeline hizmet götürmektedir. Bu nedenle bu tesislerin bu aşamada özelleştirilmesi düşünülmemektedir.

Ancak havuzların misafirhanenin, lokalin ve temizlik işlerinin yürütülmesi yıllık ihalelerde özel firmalara yaptırılmaktadır.

17. — Erzurum Milletvekili Aslan Polat’ın, depremzedeler için hazırlanan prefabrik konut inşaatlarına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın’ın yazılı cevabı (7/981)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Delaletinizle, aşağıdaki sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Koray Aydın tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

AslanPolat

Erzurum

Asrın felaketi olarak kabul edilen 17 Ağustos ve 12 Kasım deprem felaketlerinin yaralarının en kısa zamanda ve en iyi şartlar içerisinde sarılması tüm halkımızın en içten beklentisidir.

Bunun için Bakanlığınızın açtığı prefabrik konut ihalelerinin en kısa zamanda bitirilmesi (Kalıcı konut, geçici konut tartışmasını bir tarafa bırakır isek) kamuoyunda dikkatle izlenmektedir.

Yalnız, gazetelere yansıyan haberlere göre “İşçiler, çevreleri hala çamur içinde olan konut alanlarında müteahhit firma ekipleriyle, Köy Hizmetleri ekiplerinin de çalıştığını” belirtmektedirler.

Sayın Bakanımız açık olarak beklediğimiz cevaplarımız şunlardır;

1. Prefabrik konut inşaatlarının bilhassa alt yapı ve çevre tanzim işlerinde müteahhit firma ekipleri ile beraber Köy Hizmetleri ve diğer kamu dairelerinin ekipleri de çalışmışlar mıdır?

2. Çalışmışlar ise bu beraberlik hangi inşaatlarda olmuştur?

3. Beraber çalışma olmuş ise, kamu ekiplerinin yaptığı işlerin tutarları müteahhit firma hakedişlerine nasıl yansımıştır?

4. Gerekli itinanın gösterildiğine inandığımız prefabrik konut inşaatlarının alt yapı projelerinden bize bilgi için bir takım gönderebilir misiniz?

T.C.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 30.12.1999

Sayı : B.09.0.APK.0.22.00.00.11/1163

Konu : Erzurum Milletvekili Aslan Polat’ın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Genel Sekreterliğinin 9.12.1999 tarih ve KAN.KAR.MD : A.01.0.GNS.0.10.00.02-

7/981-2959/7455 sayılı yazısı.

İlgi yazı ilişiğinde alınan Erzurum Milletvekili Aslan Polat’ın 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihli deprem felaketleri sonrasında, afetzede vatandaşlarımız için yaptırılan prefabrike konut inşaatlarının alt yapı ve çevre düzenleme işleri hakkında Bakanlığımıza yöneltmiş olduğu TBMM 7/981 esas sayılı soru önergesi incelenmiş olup, sorular itibariyle cevaplarımız aşağıda sunulmuştur.

Sorular ve Cevapları

Soru 1. Prefabrik konut inşaatlarının bilhassa altyapı ve çevre tanzim işlerinde müteahhit firma ekipleri ile beraber Köy Hizmetleri ve diğer kamu dairelerinin ekipleri de çalışmışlar mıdır?

Cevap 1. Afetzede vatandaşlarımız için yaptırılan prefabrike konut alanlarının altyapı ve çevre düzenleme işleriyle ilgili olarak 100 adet yerleşim biriminde, vatandaşlarımızın kış girmeden bir an önce barınabilmelerini temin amacıyla, Bakanlığımızın konuyla ilgili kuruluşları başta olmak üzere, (İller Bankası ve Karayolları Genel Müdürlükleri) diğer resmî kuruluşlar birbirleri ile işbirliği içinde bulunmuşlardır.

Soru 2. Çalışmışlar ise bu beraberlik hangi inşaatlarda olmuştur?

Cevap 2. Sözü edilen birliktelik sadece İller Bankası Genel Müdürlüğümüzce ihale edilen Düzce (Bolu) cezaevi yanı prefabrik geçici iskân kanalizasyon inşaatında olmuştur.

Soru 3. Beraber çalışma olmuş ise, kamu ekiplerinin yaptığı işlerin tutarları müteahhit firma hakedişlerine nasıl yansımıştır?

Cevap 3. Düzce Cezaevi yanı prefabrike geçici iskân bölgesinin saha tanzimi çalışmalarının bir kısmında, Köy Hizmetleri Teşkilâtınca iş yapılmış olup, yapılan bu işlerin parasal karşılığı olan 63 900 960 000.- TL. de yüklenici firmanın hakedişinden düşülmüştür. Bu istihkak raporunun bir örneği de ekte gönderilmektedir.

Soru 4. Gerekli itinanın gösterildiğine inandığımız prefabrik konut inşaatlarının altyapı projelerinden bize bilgi için bir takım gönderebilir misiniz?

Cevap 4. Altyapı çalışmaları olarak yalnız kanalizasyon inşaatlarına ait 185 adet paftadan müteşekkil yaklaşık 10 klasör gibi kabarık bir dokümanın gönderilmesi yer ve zaman alacağı için, ancak ısrarla istenilen belirli bir tip projenin olması halinde bunu göndermek mümkün olabilecektir.

Bilgilerinize arz ederim.

Koray Aydın

Bayındırlık ve İskân Bakanı

İller Bankası

7 nci Bölge Müdürlüğü

Düzce (Bolu) Cezaevi Yanı Prefabrik Geçici İskân Kanalizasyon İnşaatı

İstihkak Raporu

No : 3

Yüklenici Adı : Çelikkol İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.

Keşif Bedeli : 175 000 000 000.-TL

İhale Tenzilatı : % 12.05 indirim

İhale Bedeli : 153 912 500 000.-TL

Sözleşme Tarihi : 13.9.1999

İşinBiteceği Tarih : 1.11.1999

İhale Bedelleri İndirim Zam

TL % % Onay Kararlar

Ana Sözleşme 153 912 500 000.- 12.05 .../.../19... Tarih ve ......... Sayılı Onayla

% 30 Fazla İş 46 173 750 000.- 12.05 .../.../19... Tarih ve ......... Sayılı Onayla

1. Ek Sözleş. 65 967 500 000 12.05 28.10.1999 Tarih ve 7991 Sayılı Onayla

2. Ek Sözleş .../.../19... Tarih ve ......... Sayılı Onayla

% 30 Fazla İş .../.../19... Tarih ve ......... Sayılı Onayla

Toplam 266 048 750 000.-

Son Süre Uzatımı : 30.11.1999 Tarihine Kadar 1. Ek Söz.

....../...../..... Tarih ve ......... Sayılı Kararıyla/onayla

İtibar Edilen İşin Bitiş Tarihi : ......./....../1996

Geçici Kabul Tarihi : ......./....../1996

Geçici Kabul İtibar Tarihi : ......./....../1996

Geçici Kabul Onanma Tarihi : ......./....../1996

Rapor No : 3 Toplam TL. Genel Toplam

1.11.1999 Tarihine Kadar Yapılan İnşaat 299 286 808 533

Montaj

Toplam 299 286 808 533

Yüzde 12.05.. Hesabıyla İndirim 36 064 060 428

Toplam 263 222 748 105

11.10.1999 Tarih ve 2 No.lu İstihkak -170 580 248 968

Arta Kalan 92 642 499 137

Motorin Fiyat Farkı 24 961 548 671

Çimento Fiyat Farkı 2 936 758 500

Ulaştırma Hizmetleri Gurubunca Yapılan İşlere

Karşılık Tutulan Bedel (Minka) (-) 63 900 960 000

Toplam 120 308 56 639 846 254

KDV % 15 18 946 8 495 976 846

Toplam 138 621 927 254 65 135 823 254

Gecikme Cezası – –

Ödenecek Miktar 1 254 65 135 823 254

Yalnız Altmışbeş milyar yüzotuz beş milyon sekizyüzyirmi üç bin iki yüz elli dört Liradan Kanuni vergi ve resimlerle teminat kesintisi tutulup kanunen yapılması gereken kesintiler, haciz ve avans gibi hususlarda gözönüne alındıktan sonra kalanın yükleniciye ödenmesi için istihkak raporu (4) nüsha olarak düzenlenmiştir.

8.11.1999 1.11.1999

Kontrol Amiri Kontrol Müh. Genel Koordinatör

Yılmaz Topçu İsmail Bayram Sıtkı Şimşek

İnş. Şb. Md. İnş. Baş. Müh. Genel Koordinatör

Ahmet Demirel

Kanalizasyon Dairesi Başkanı

10.11.1999

Adı Soyadı : 10.11.1999 Bu İstihkak Raporunu Kabul Ettim

Yüklenici

1.11.1999

Adı Soyadı : Veysel Özel

İmza İmza

18. — Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, Kırıkkale’deki MKE fabrikalarına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/982)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve TicaretBakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Hacı Filiz

Kırıkkale

Soru 1. MKE Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı Kırıkkale’deki fabrikalara yatırım ve teknoloji yenilemesi yapılıyor mu? Yapılıyor ise bu çalışmalar ne aşamadadır?

Soru 2. İmalata yönelik proje ve tezgâh alımı var mı?

Soru 3. Çeliksan A.Ş. deki blok haddane, vasıf187

lı atölye ve çelikhane atölyelerinde üretim durdu mu?

Soru 4. 148 işçi diğer fabrikalara neden gönderildi?

Soru 5. MKE’de küçülme önce tabanca üretiminin Karadeniz bölgesine aktarılması ile başladı. Mühimmat fabrikasındaki patlama ile de 500-2000 librelik mühimmat ve ICM mühimmatı Elmadağ’a gönderildi.

Şimdi sıra Çeliksan A.Ş.’de mi?

Soru 6. Devamında Çelbor A.Ş. ve Taba işletmesi aynı senaryo ile karşı karşıya kalacak mıdır?

T.C.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği 3.1.2000

Sayı : B.14.0.BHİ.01-04

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 9.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/982-2960/3079 sayılı yazınız.

Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, “Kırıkkale’deki MKE Fabrikalarına” ilişkin olarak tarafımdan cevaplandırılmasını istediği (7/982) esas no.lu yazılı soru önergesiyle ilgili cevabımız ekte takdim edilmiştir.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Ahmet Kenan Tanrıkulu

Sanayi ve Ticaret Bakanı

Kırıkkale Milletvekili Sayın Hacı Filiz’in Yazılı Sorularına İlişkin Cevaplarımız

1. İlgili Kuruluşumuz Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü Yatırım Programında yeralan Modern Silahlar III Projesinin toplam proje tutarı 635 Milyon $ civarında olup ödeneği toplu olarak verilen bu projenin bünyesinde yeralan 23 adet projeden 12 adedi tamamen, 2 adedi ise kısmen Kırıkkale’de bulunan şirketlerde gerçekleştirilecektir. Bunun dışında Çeliksan A.Ş. bünyesinde ESU Ergitme Tesisi Modernizasyonu ve Pirinçsan A.Ş. bünyesinde Yüksek Pres Hattı Modernizasyonu projeleri yer almaktadır. Kırıkkale’deki tesislerde gerçekleştirilecek modernizasyon yatırım veya yeni yatırım niteliğindeki bu projelerin toplam yatırım tutarı 451,6 Milyon $’dır.

Bu projelerin isimleri ve projelerin son durumuna ilişkin bilgiler ektedir.

2. Projelerin tamamı imalata yöneliktir. Kısmen Kırıkkale’de gerçekleştirilecek 2 projeden AQAP-120 Kalite Güvence Organizasyon Projesi kalite kontrol ve güvenlik için temin edilecek ölçüm cihazları yatırımından oluşmaktadır. İkinci proje Çevre Güvenlik Sistemleri ise çevre güvenliği amaçlı yatırımlardan oluşmaktadır.

3. Çeliksan A.Ş.’deki blok haddehane, vasıflı atölye ve çelikhane atölyelerinde üretim, teknoloji eskiliği, satış maliyetlerinin yüksek olması ve pazar ortamının ve talebin daralması nedeniyle asgari seviyeye inmiş olup, bu birimlerde düşük seviyede olsa da üretim devam etmektedir.

4. 148 işçi diğer fabrikalara henüz gönderilmemiştir. Üretim daralması nedeniyle isteyen işçilerden, Kırıkkale’deki şirketlerde personel ihtiyacı olan yerlere kura ile işçi kaydırılması düşünülmektedir.

5. MKEK’da tabanca üretiminin Karadeniz Bölgesine aktarılmasının amacı, illegal olarak üretilen tabancaların legal olarak ve teknolojik disiplin altında üretimini gerçekleştirmektir. 29 Ocak 1993 tarih ve 21480 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 14 Ocak 1993 tarih ve 93/4000 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve 31 Mart 1993 tarih ve 21538 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bakanlığımızın SGM 93/3-4 sayılı tebliği ile özel olarak desteklenen Doğu Karadeniz Silah Projesi kapsamında, Rize-Ardeşen, Trabzon, Gümüşhane-Kürtün, Giresun, Ordu ve Samsun’daki firmalarca, MKEK’nin teknik ve ticarî sorumluluğu altında yılda asgarî 30 000 ve muhtemelen 40 000 adet 6 değişik tipte tabanca üretilmesi öngörülmüştür.

Bu amaçlar doğrultusunda KOSGEB ve MKEK arasında yapılan protokoller ile KOSGEB’in koordinasyonunda ve MKEK’nin sorumluluğunda, ülkemizde en çok talep edilen 6 değişik model tabancanın Doğu Karadeniz Bölgesinde faaliyet gösteren küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde (KOBİ) üretilmesi hedeflenmiştir.

Mühimmat Fabrikası’ndaki patlama sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri’nin acil ihtiyacı olan 500-2000 librelik mühimmatın karşılanması içinMKE Barutsan A.Ş. bünyesindeki bir atölyeye imla kabiliyeti kazandırılarak TSK’nin bu ihtiyacının giderilmesine çalışılmıştır.

Bu projeler küçülme değil zorunluluklar nedeni ile oluşturulmuştur.

Çeliksan A.Ş. veya herhangi bir biriminin Kırıkkale İlinin dışına çıkartılması düşünülmemektedir.

6. Çelbor A.Ş.’nin kapanması veya herhangi bir yere nakli kesinlikle düşünülmemektedir. Çelbor A.Ş.’nin mevcut kapasite ve ürün çeşidinin artırılması için gerekli olan modernizasyon ve tevsii çalışmaları devam etmekte olup, yurtiçi ve yurtdışı firmalarla yazılı ve şifahi görüşmeler yapılmaktadır.

Mühimmat SAN. A.Ş. bünyesindeki Tapa İşletmesinde ise yeni yatırımlar sözkonusu olup herhangi bir kapatma konusu gündemde değildir.

Mühimmatsan A.Ş.

Proje Adı : 155 mm mühimmat üretimi modernizasyonu

Tutarı : 116,3 Milyon $

Amacı : 60 000 Ad/yıl 155 mm mühimmat üretimi. 1960 yılında kurulan hattın modernize edilerek yeni tip mühimmatların üretilmesi ve kalitenin iyileştirilmesi.

Son Durum : Teklif değerlendirme aşamasındadır.

Proje Adı : 25 mm mühimmat üretimi

Tutarı : 30 Milyon $

Amacı : 170 000 Adet/Yıl 25 mm. Mühimmat üretimi

Son Durum : Teklif değerlendirme çalışmaları tamamlanarak seçilen firma ile Temmuz 1999’da sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmenin yürürlüğe girmesine ilişkin çalışmalar sürdürülmektedir.

Proje Adı : 40 mm otomatik bombaatar (OBA) mühimmatı üretimi

Tutarı : 14.4 Milyon $

Amacı : 115 000 Adet/Yıl 40 mm. OBA mühimmatı üretimi

Son Durum : İhaleye çıkılmak üzere şartname hazırlık çalışmaları sürdürülmektedir.

Proje Adı : Yeni imla tesisi

Tutarı : 101,6 Milyon $

Amacı : Meskûn mahal dışında, Kırıkkale İli Yahşihan İlçesi Bedesten Deresi Mevkiinde yeni bir imla tesisinin kurulması. Bu yatırımın gerçekleşmesiyle Kırıkkale İlinde yenilenen İmla İşletmesi yedek olarak muhafaza edilecektir.

Son Durum : Yeni İmla Tesisi için düşünülen Bedesten Deresi mevkiindeki arazi için kamulaştırma çalışmaları yapılmaktadır.

Çeliksan A.Ş.

Proje Adı : Bomba gövdesi dövme tesisi

Tutarı : 3.4 Milyon $

Amacı : Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın 500 lb ve 2000 lb’lik uçak bombası taleplerinin karşılanması için 500 lb MK82 ve 2000 lb. MK8-4 uçak bombası gövdelerini hammadde borudan dövecek bir tesisin temini amaçlanmıştır.

Son Durum : Dövme Tezgâhının temini için seçilen firma ile Mayıs 1999 tarihinde imzalanan sözleşme avans ödemesi yapılarak Eylül 1999’da yürürlüğe girmiştir. Tezgâh Eylül 2000 başında Türkiye’ye sevk edilecektir. Montaj ve işletmeye alma çalışmaları için öngörülen süre yaklaşık 4 ay’dır.

Proje Adı : 155 mm. 52 kalibre top namlusu ve 120 mm. tank namlusu üretimi

Tutarı : 50 Milyon $

Amacı : 300 Takım/7 Ay 155 mm. Top ve 1000 Adet/10 Yıl 120 mm. Tank topu üretimi

Son Durum : Savunma Sanayii Müsteşarlığınca yürütülmekte olan Tank Modernizasyonu Projesi çerçevesinde yürütülmek üzere 2000 Yılı Yatırım Programına yeni proje olarak konulmuştur.

Hurdasan A.Ş.

Proje Adı : Fek ve Fesih Tesisi

Tutarı : 25 Milyon $

Amacı : Kullanım dışı mühimmatın imha ve değerlendirilmesi.

Son Durum : 2000 Yılı Yatırım Programına yeni proje olarak konulmuştur. Çalışmalara 2000 Yılında başlanılacaktır.

Proje Adı : AZDM Tapası üretimi

Tutarı : 1.8 Milyon $

Amacı : AZDM Tapa Gövdesi ile diğer iki tipi tapa parçalarının üretimi için proje kapsamında CNC Torna ve Freze Tezgâhlarının alınması.

Son Durum : Çıkılan ihalede alınan tekliflerin değerlendirilmesi sonucunda firma seçilmiş ve firma ile pazarlık görüşmeleri yapılmıştır. Şu aşamada firma ile imzalanacak sözleşmenin taslağı hazırlanmaktadır.

Proje Adı : İmla tesisi yenilenmesi

Tutarı : 45,5 Milyon $.

Amacı : İmla İşletmesinde 3 Temmuz 1997 tarihinde meydana gelen patlamada üretim yapılamaz duruma gelen tesisten kalan bazı bina ve birimlerin ilave yatırımlarla işletmeye alınması.

Son Durum : Aralık 1997’de imzalanan sözleşme kapsamında yurtdışından temin edilen ana makine-donanım, yapılan binalara yerleştirilerek montajı yapılmıştır. Aynı zamanda elektrik, su ve buhar ihtiyaçları karşılanmış, yangın algılama ve söndürme tesisleri tamamlanarak, dolum, montaj ve ambalaj tesisi’nin 16 Temmuz 1999 da kabulü yapılarak tesis işletmeye alınmıştır.

Altyapı çalışmaları tümüyle tamamlanmıştır. Kurulacak olan 50 civarındaki atölye, idarî ve sosyal bina ile depoların % 75’i 1999 yılı sonuna kadar tamamlanmış olacaktır. Yurtiçinden temini öngörülen makine-teçhizatın tamamına yakını temin edilmiştir. Yurtdışından sağlanması gereken makine-teçhizatın ise % 70’i siparişe bağlanmıştır.

Nitrosan A.Ş.

Proje Adı : Küresel barut üretimi

Tutarı : 32,1 Milyon $

Amacı : Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyacı olan hafif silah mühimmatında kullanılmak üzere, silindirik baruta göre daha yüksek performans gösteren küresel barutun üretilmesi.

Son Durum : Seçilen firma ile Kasım 1999’da Lisans, Know-How ve Tedarik Sözleşmeleri imzalanmıştır. Sözleşmelerin yürürlüğe girmesine ilişkin çalışmalar sürdürülmektedir.

Silahsan A.Ş.

Proje Adı : Namlu dövme ve işleme tesisi

Tutarı : 4,2 Milyon $

Amacı : Hafif silah (tabanca ve tüfek) namlularının dövülmesi ve işlenmesi.

Son Durum : Teknik ve ekonomik ömürlerini doldurmuş ve ihtiyacı-çeşit, kalite ve kapasite açısından karşılayamayan namlu dövme tezgâhlarının yerine yüksek kapasiteli, gelişmiş bir tezgâhın temini için seçilen firma ile Mart 1998’de sözleşme imzalanmış, Haziran 1998’de % 25 oranında avans ödemesi yapılarak sözleşme yürürlüğe girmiştir. Temmuz 1999 sonu sevkedilen tezgâhın; montajı ve performans testleri yapılarak Eylül 1999 sonunda kabulü yapılmıştır.

Proje Adı : 5.56 mm piyade tüfeği üretimi

Tutarı : 25 Milyon $

Amacı : Silahlı Kuvvetlerimizin 5.56 mm Piyade Tüfeği ihtiyacının; yıllık 20 000 adet tüfek kapasiteli üretim hattı kurularak karşılanması.

Son Durum : Seçilen firma ile Nisan 1998’de lisans, Know-How ve Tedarik Sözleşmesi imzalanmıştır. 30 Ekim 1998 tarihinde % 20 oranında avans ödemesi yapılarak sözleşmeler yürürlüğe girmiştir.

Tedarik anlaşması kapsamında alınacak olan tüm makine ve ilgili T.A.M.(Takım, Aparat, Mastar) sevkedilmiş, montajları yapılmış ve üretime alınmıştır.

– 2000 SKD kilitinin montajı tamamlanmıştır.

– 3000 SKD kilitinin montaj işlemlerinin çoğu tamamlanmıştır.

– Mevcut tezgâhların adaptasyonlarının çoğunluğu tamamlanmış ve parça üretimine başlanmıştır.

– Hammaddenin çoğunluk kısmı sevkedilmiştir.

– Toplam 12 sevkiyatının 10’u gerçekleştirilmiştir.

– 2000 yılının ikinci yarısında hat’tın işletmeye alınması planlanmaktadır.

19. — Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, T.Ş.O.F.’nun sürücü belgelerini yüksek fiyatla satarak haksız kazanç elde ettiği iddiasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/991)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

3.12.1999

Zeki Ünal

Karaman

T.Ş.O.F. 61 bin liralık motorlu taşıt sürücü belgelerini 5 milyon liradan satarak fazladan 50 trilyon lira gelir elde ettiği iddia edilmektedir.

Sorularım şunlardır :

1. Bu iddia doğru mudur?

2. Doğru ise Bakanlık olarak ne gibi işlem yaptınız?

T.C.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği 14.1.2000

Sayı : B.14.0.BHİ.01-13

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 13.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/991-2998/3121 sayılı yazınız.

Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, “T.Ş.O.F.’nun sürücü belgelerini yüksek fiyatla satarak haksız kazanç elde ettiği iddiasına” ilişkin olarak tarafımdan cevaplandırılmasını istediği (7/991) esas no.lu yazılı soru önergesiyle ilgili cevabımız ekte takdim edilmiştir.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Ahmet Kenan Tanrıkulu

Sanayi ve Ticaret Bakanı

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın Yazılı Sorularına İlişkin Cevaplarımız

Cevap 1 : 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 131 inci Maddesinde 19.4.1989 tarihli 3538 sayılı Kanunun 2 nci Maddesiyle yapılan değişiklikler sonucunda “Trafik şube ve bürolarında ve Millî Eğitim Bakanlığınca açılma izni verilmiş motorlu taşıt sürücü kurslarında iş sahipleri ve kursiyerlerce verilmesi ve kullanılması lüzumlu basılı kâğıtların cins ve nevilerinin İçişleri Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca tespit edileceği” hükme bağlanmıştır.

Mezkûr maddenin 2 nci fıkrasında, sözkonusu bu evrakların T.Ş.O.F. tarafından bastırılacağı, satış fiyatlarının ise maliyetleri nazarı itibara alınmak suretiyle İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile T.Ş.O.F. temsilcilerinden oluşan bir komisyonca tespit edileceği ve dağıtımın İçişleri Bakanlığının belirleyeceği esaslara göre federasyonca yapılacağı öngörülmüş, 3 üncü fıkrasında ise bu basılı evrakın satışından sağlanan net gelirin % 60’ının Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonuna tevdi olunacağı, % 40’ının ise federasyona ait olduğu belirtilmiştir.

Satış fiyatlarını belirlemek üzere İçişleri Bakanlığından üç, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile Federasyondan birer temsilcinin katılımı ile teşkil eden komisyonca belirlenen satış fiyatlarının yüksek olduğu iddiasında bulunanların bu yönde alınmış komisyon kararları aleyhine iptal davaları açabilme hakları mevcuttur. Nitekim Danıştay 3 üncü Dairesinde 1.5.1998 tarih 1998/4424 sayılı dilekçeyle açılan davada, Karayolları Trafik Kanunu ile gerek kâğıtların gerekse plaka basımıyla T.Ş.O.F.’un devlet eliyle tekel oluşturmasının Anayasanın 167, 172 ve 173 üncü Maddelerine aykırılık olduğu savıyla Özel Kocaeli MerkezMotorlu Taşıyıcılar Sürücü kursu sahibi Dursun Önal tarafından dava açılmıştır.

Öte yandan İçişleri Bakanlığınca 2918 sayılı Kanunun T.Ş.O.F.’a plaka ve basılı kâğıt ve dağıtımı konusunda tekel yetkisi veren 131 inci Maddenin değiştirilmesine ve bu yetkinin Emniyet Genel Müdürlüğüne verilmesine ilişkin Tasarı Taslağı 3.8.1999 tarihinde İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Yahya Gür’ün Başkanlığında yapılan toplantıda hazırlanmış olup 6.8.1999 tarihli Bakanlar Kurulu Toplantısında bu konu görüşülerek Tasarının TBMM’ne gönderilmesine karar verilmiştir.

Cevap 2 : Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunda Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı Müfettişlerince yapılan müşterek teftiş sonucunda plaka basımına ilişkin olarak Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş olup, Federasyonda Bakanlığımız Müfettişlerince yapılmakta olan teftiş halen devam etmektedir.

20. — Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, faiz gelirlerinin vergilendirilmesine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Sümer Oral’ın cevabı (7/993)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Sümer Oral tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu saygılarımla arz ederim.

4.12.1999

Veysel Candan

Konya

Bilindiği gibi deprem gerekçesiyle ek vergi çıkarılmıştır. Ancak vergi paketi içinde olmayan bazı vergilerin de önergeyle ilave edildiği bilinmektedir. Özellikle faiz gelirleri bu kapsamda düşünüldüğü ifade edilmektedir. Bu kanun çıktıktan sonra Hükümet yetkililerinin açıklamalarında Aralık 1999 itibariyle piyasaya arz edilecek kıymetli kâğıtlardan faiz geliri vergisi alınmayacağı ifade edilmiştir.

Bu sebeple;

1. Tarih verilerek bu açıklamanın gerekçesi nedir? Kamu borçlanma faiz oranlarının yükseleceği mi tahmin edilmektedir?

2. Rant gelirleri IMF’nin istekleri doğrultusunda vergilendirilmesi kararlaştırılmıştır. Bu Kanun içerisinde bu gelirler vergilendirilmiştir. Fakat bazı kurumların kanun çıkmadan önce ellerindeki Hazine bonolarını elden çıkardıkları doğru mudur?

T.C.

Maliye Bakanlığı

Gelirler Genel Müdürlüğü 4.1.2000

Sayı : B.07.0.GEL.0.82/8211-100.00241

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı Kararlar Dairesi Müdürlüğünün 13.12.1999 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/993-3000/7546 sayılı yazısı.

Tarafımdan cevaplandırılmak üzere Konya Milletvekili Sayın Veysel Candan tarafından, ilgi yazı eki 7/993-3000 sayılı yazılı soru önergesinde belirtilen hususlarla ilgili Bakanlığımız cevabı aşağıda açıklanmıştır.

Bilindiği üzere 26.11.1999 tarih ve 4481 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi ile 1.1.2000 tarihinden itibaren uygulanmak üzere, 1.12.1999 tarihinden önce ihraç edilmiş bulunan Devlet iç borçlanma senetlerine (Özel Tertip Devlet Tahvilleri ve Döviz cinsinden tahviller hariç) ödenen faizler üzerinden vadelerine göre % 4 ile % 19 arasında değişen oranlarda faiz vergisi alınması öngörülmüştür.

Diğer taraftan, 1998 yılının ikinci yarısında meydana gelen Rusya krizi ve sonrasında yaşanan olumsuzluklar nedeniyle Hazinenin 1998 yılı sonunda ve 1999 yılı içerisinde ihraç etmiş olduğu Devlet İç Borçlanma Senetlerinin faiz oranları % 140 seviyelerine kadar yükselmiştir. 1999 yılında enflasyon hızında görülen azalma ve 2000 yılı esas alınarak uygulanmaya başlanan istikrar programı dikkate alındığında, 2000 yılı içerisinde daha önceden ihraç edilmiş bulunan Devlet İç Borçlanma Senetlerine çok yüksek reel faizler ödenmesi sözkonusu olacaktır.

Faiz vergisi ile enflasyonu indirme programı sonucunda beklenmedik ölçüde reel gelir sağlayacak kesimlerin, bu gelirlerinin vergilendirilmesi hedeflenmiştir. Dolayısıyla, faiz vergisi 1.12.1999 tarihinden önce çıkarılmış olan Devlet İç Borçlanma Senetleri ile sınırlı tutulmuş ve 1.12.1999 tarihinden sonra ihraç olunacak senetler dolayısıyla elde edilecek faizlere bu verginin uygulanmayacağı yapılan düzenleme ile hüküm altına alınmıştır.

Faiz vergisi, 1.12.1999 tarihinden sonra ihraç edilecek Devlet İç Borçlanma Senetlerine ödenecek faizlere uygulanmayacağından, kamu borçlanma faiz oranlarına da bir etkisi olmayacaktır.

Bazı kurumların Kanun çıkmadan önce ellerindeki senetleri elden çıkardıkları konusunda herhangi bir bilgi veya tespit de Bakanlığımıza ulaşmamıştır.

Bilgi edinilmesini arz ederim.

Sümer Oral

Maliye Bakanı

21. — Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, deprem bölgesindeki prefabrik inşaat ihalesi alan firmalara ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın’ın yazılı cevabı (7/994)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Koray Aydın tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu saygılarımla arz ederim.

Veysel Candan

Konya

1. Deprem bölgelerinde kaç adet prefabrik konut ihale edilmiştir? İhale alan şirketlerin isim ve adresleri nelerdir?

2. 30 Kasım 1999 tarihi itibariyle kaç adet prefabrik konut oturulur durumdadır?

3. Hakkında tutuklama kararı çıkarılan kişilere enkaz ihalesi verildiği doğru mudur?

4. Prefabrik inşaat ihalesi alan Tepe Grubu daha önce yapım bozukluğu nedeniyle ceza aldığı bilinmektedir. Adı geçen firmaya tekrar neden ihale verilmiştir?

T.C.

Bayındırlık veİskân Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı 30.12.1999

Sayı : B.09.0.APK.0.22.00.00.17/1161

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Genel Sekreterliğinin 13.12.1999 gün ve A.0.GNS.0.10.00.02-3122 sayılı yazısı.

İlgi yazı ekinde alınan Konya Milletvekili Veysel Candan’ın 7/994-3001 Esas No.lu Yazılı Soru Önergesi incelenmiş olup, cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Koray Aydın

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Konya Milletvekili Veysel Candan’ın (7/994-3001) Esas No.lu
Yazılı Soru Önergesi’nin Soru ve Cevapları

Sorular :

1. Deprem bölgelerinde kaç adet prefabrik konut ihale edilmiştir. İhale alan şirketlerin isim ve adresleri nelerdir?

2. 30 Kasım 1999 tarihi itibariyle kaç adet prefabrik konut oturulur durumdadır?

3. Hakkında tutuklama kararı çıkarılan kişilere enkaz ihalesi verildiği doğru mudur?

4. Prefabrik inşaat ihalesi alan Tepe Grubu, daha önce yapım bozukluğu nedeniyle ceza aldığı bilinmektedir. Adı geçen firmaya tekrar neden ihale verilmiştir?

Cevaplar :

1. Deprem bölgelerinde Bakanlığımız tarafından, ihale edilen geçici iskân amaçlı prefabrik afet konut sayısı toplam 25 314’tür.

İhale alan şirketlerin isim ve adresleri iller itibariyle ekli listede gönderilmiştir.

2. Bakanlık olarak; Kocaeli : 12 796, Sakarya : 5 958, Yalova : 51 216 ve Bolu da : 1 344 olmak üzere Toplam 25 314 adet prefabrik konutun 30 Kasım 1999 itibariyle alt ve üst yapıları tamamlanarak anahtarları il valiliklerine teslim edilmiştir. Ayrıca özel sektör ve dış ülkelerin yapacakları prefabrike konutlarla birlikte sayı 32 000 olacaktır. Prefabrik konutların tümü vatandaşlarımızın hizmetine oturulabilir durumda sunulmuştur.

3. Bakanlığımızın görevlendirmesi ile Karayolları Genel Müdürlüğümüz tarafından yapılan enkaz kaldırma ihalelerini alan firmalar arasında bugüne kadar tutuklama kararı bulunan kişi olduğuna dair bilgi bulunmamaktadır.

4. Bakanlığımız kayıtlarında Tepe Yapı San. A.Ş. hakkında evvelce cezalı olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu itibarla bahse konu firmanın sözkonusu ihalelere katılmasında herhangi bir sakınca görülmemiştir.

KOCAELİ

Sıra Firmanın Adı

No Adresi Mevkii

1 Gürol Tek. San. ve Tic. Ltd. Şti. +Uyar Yapı End. Kocaeli-Yuvacık

ve Tic. Ltd. Şti. +Ser İnş. ve Tic. Ltd. Şti. Fevzi Çakmak 1 No.lu Alan

Sok. No : 6/15 Ankara 468 60 16

2 Ulu Turz. Teks. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. + Bylbor Kocaeli-Yeniköy (2)

Ankara Cad. No : 106 Ulu İşhanı Kat. 2 Kartal/İstanbul Yuvacık (2) No.lu

0212 635 49 81 Yuvacık (3) No.lu

3 Kalyon Plastik San. ve Tic. AŞ + Kalyon İnş. San. ve Kocaeli-Yuvacık

Tic. A.Ş. Organize San. Bölgesi 1. Cad. No.15 (1 No.lu Alan)

Gaziantep 0342 321 21 00

4 Lambda İnş. Taah. Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti. + Oset Kocaeli-Yuvacık

Mim. Ltd. Şti. (1 No.lu Alan)

Yokuşbaşı Mah. Milas Cad. No. 2/A Bodrum/Muğla

0252 316 83 21

5 Tepe Yapı San. A.Ş. Kocaeli-Körfez

Bilkent Kampüsü 06533 Bilkent/Ankara 1. Bölge

6 Alçe Prefabrik Çelik Yapı ve Eşya San. Tic. Ltd. Şti. Kocaeli-Körfez

7. Cad. 70 inci Sok. No : 6 Öveçler/Ankara 478 46 00 1. Bölge

7 Oraş End. Tes. San. ve Tic. A.Ş. + Butaş İnş. San. ve İzmit 9 No.lu Alan

Tic. Ltd. Şti. Terminal Y. K. Arası

Örnek Sanayi Sitesi 3. Cad. No. 28 Ostim/Ankara 354 76 83

Sıra Firmanın Adı

No Adresi Mevkii

8 Sistemli Proje Müşavirlik İnş. Nak. Tic. Ltd. Şti. +Bengiler İzmit 9 No.lu Alan

İnş. ve Tic. Ltd. Şti. + Aze Yapı End. Teks. Gıda Elk. Terminal Y. K. Arası

Elektronik Eğitim Sağlık ve Turz. Tic. Ltd. Şti.

Birlik Mah. 14 Sok. No : 2 Çankaya/Ankara 442 16 50

9 Selka Çelik Çerçeveli Pref. Yap. San. ve Tic. Ltd. Kocaeli-Gölcük

Şti.+ Ers İnş. San. ve A.Ş. Gözlemetepe

Nergiz Sok. No : 12 Çankaya/Ankara 427 73 33

10 Hamle Ağaç Mam. Tic. San. A.Ş.+ Kanat İnş. Kocaeli-Gölcük

ve Tic. Ltd. Şti. Gözlemetepe

Kınalı Köprü Mevkii Çantaköy ve Silivri/İstanbul

0212 746 54 10

11 Gergef İnş. Ltd. Şti. + Başar Mim. Müh. Dek. Müş. Kocaeli-Bahçecik

Turz. ve İnş. Tic. Ltd. Şti. 4. Bölge

8. Cad. No : 4/2 Öveçler/Ankara 482 01 56 - 481 17 48

12 Ülküsan Çelik Kalıp İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. + Başak Kocaeli

Müh. Müt. Ltd. Şti. 31 A Sok. No : 18 Ostim/ Ankara Derince 1. Bölge

417 82 11 (T.C.K. Arazisi)

13 Dağyapı İnş. Teks. San. ve Tic. Ltd. Şit. Kocaeli-Kullar

Turgutlu Sok. No : 10 G.O.P./Ankara 446 13 39 1. Bölge (Kartonsan Karşısı)

14 Esha İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Turan Güneş Bulvarı Kocaeli-Merkez 8/B Bölge

No : 73/5 Çankaya/Ankara 441 28 72 İzmit (Kandıra Yolu)

15 Opal Prefabrik Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. Şehit Ersan Kocaeli-Köseköy

Cad. 26/3 Çankaya/Ankara 427 64 29

16 İnaş İnş. Yat. San. ve Tic. A.Ş. Akgören Sok. No : 9/1 Kocaeli Gebze İlçesi

Etiler/İstanbul 0216 368 45 29 Çayırova Mah. Hünkâr

Çayırı Mevkii

17 Kavanlar İnş. Turz. Ot. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. İzmit Mrk. Köseköy

Ankara Cad. Kovanlar İşhanı Kat.3 No : 77 Adapazarı Mrk. Çarkışla

Kocaeli/İzmit 331 77 72 Bölgesi Adapazarı Mrk. Taş- kısığı Kışla Böl. Adapazarı Mrk. Sakarya Kışla Böl.

Adapazarı Mrk. Mithatpaşa

Kışlası Böl. Sakarya Arifiye

Fabrika Loj. Böl.Sakarya

Arifiye Fabrika Böl,

İzmit/Gebze

Köseköy/Kocaeli Gölcük,

İzmit Yuvacık Lojm. Böl.

Geçici İskân Konutu

Sıra Firmanın Adı

No Adresi Mevkii

18 Çelikler Turz. ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. Recep Paşa Kocaeli Gölcük Başişkele

Cad. No : 15/3 Taksim/İstanbul 0532 244 95 36 Çuhone-Başişkele Loj. Böl.

19 Köylüoğlu Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti. Atatürk Cad. Kocaeli Karamürsel Bölg.

No : 145/147 Bozüyük/Bilecik

20 Ülküsan + Başak İnş. Bayındır Sok. No : 49/11 Yuvacık Karamürsel/Ereğli

Kızılay/Ankara 417 82 11

YALOVA

Sıra Firmanın Adı

No Adresi Mevkii

1 2001 Yapı Elm. A.Ş. + Özekip İnş. San. ve Tic. Ltd. Yalova 1. ve 2. Bölge

Şti. + Hedef İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. + İlkay Müh. San.

ve Tic. Ltd. Şti. 1719 Sok. No : 22/A Karşıyaka/İzmir

2 Suat Erbil + Akropol İnş. San. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti. Yalova 7. Çınarcık

İhsaniye Mah. Kartallar İş Merkezi Kat 5 Daire 9 8. Çınarcık

Kartallar Sok. Bursa 0224 271 00 72

3 Teknikel Yapı Elm. San. ve Tic. Ltd. Şti. + Kızılkanat Yalova 11. Bölge

İnş. San. ve Tic. A.Ş. İzmir Aydın Asfaltı Yazıbaşı 14. Bölge 3. Çiftlikköy

Mevkii No : 228 Torbalı/İzmir 0232 853 84 00 Yalova 10. Böl.Yalova/9b Böl.

4 Hakan Profil Demir Çekme Oto. Turz. İnş. San. Tic. Ltd. Yalova 13/a

Şti. + Mirbey İnş. Turz. Tic. ve San. Ltd. Şti. Yalova 13/b, Yalova 13/c

Doğanlar Okul Sok. No : 59/69 Bornova/İzmir

5 Ekinciler ve Ort. İnş. ve Tic. Ltd. Şti. Ekinciler Yalova Mrk. 12. Bölge

Cad. No : 1 81630 Kavacık Beykoz/İstanbul

427 11 42

BOLU

Sıra Firmanın Adı

No Adresi Mevkii

1 Nuriş Prefabrik Yapı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. + İspa Bolu-Düzce Öncü

İnş. San. ve Paz. A.Ş. Hurdacılar Sitesi B 11 Blok No : 588 Koleji Karşısı

Yenimahalle/Ankara 479 70 97 - 396 47 72

2 Kavanlar Bolu-Düzce

İnş. Turz. Ot. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. Ankara Cad. Havaalanı 400 Adet Pref.

Kavanlar İşhanı Kat : 3 İzmit 331 77 72 Geçici İskân Kont.

3 Çelikler Turz. ve Gıda San. Tic. Lmd. Şti. Recep Paşa Bolu Düzce Havaalanı

Cad. No : 15/3 Taksim/İstanbul 0532 244 95 36 400 Adet Prefabrik Geçici

İskân Konutu

Sıra Firmanın Adı

No Adresi Mevkii

1 Oryap İnş. Taah. San. ve Tic. A. Şti. Karaman Bolu Merkez Dağkent

Çiftliği Mevkii Mimar Sinan Cad. Barbaros Mah. 2. Bölge

Kozyatağı/İstanbul 0532 231 69 66

5 Simge + Erkan İnşaat 4. Cad. No : 23/7 06550 Bolu Merkez Dağkent

Yıldız/Ankara 1. Bölge 444 Adet Prefabrik

Geçici İskân Konutu.

 

22. — İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, küçüklere sigara satışı yasağına uyulmadığı iddiasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/997)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Bülent Akarcalı

İstanbul

Türkiye’de bakkal, büfe, market gibi yer sahipleri mensup oldukları Meslek Kuruluşları (T. Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu gibi) itibariyle Bakanlığınıza bağlıdır.

4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunun 3 üncü Maddesinin son fıkrası “Onsekiz yaşından küçüklere tütün ve tütün mamulleri satışı yapılamaz” demektedir.

Oysa hiçbir bakkal, büfe ve market bu kurala uymamaktadır. Bu yasanın etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak üzere ne gibi tedbirler alabilirsiniz?

T.C.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği 14.1.2000

Sayı : B.14.0.BHİ.01-16

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 13.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/997-3009/7592 sayılı yazınız.

İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, “Küçüklere sigara satışı yasağına uyulmadığı iddiasına” ilişkin olarak tarafımdan cevaplandırılmasını istediği (7/997) esas no.lu yazılı soru önergesiyle ilgili cevabımız ekte takdim edilmiştir.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Ahmet Kenan Tanrıkulu

Sanayi ve Ticaret Bakanı

İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın Yazılı Sorularına İlişkin Cevabımız

Cevap : 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunun 3 üncü Maddesinin son fıkrası gereğince 18 yaşından küçüklere tütün ve tütün mamullerinin satışı yasaktır.

1177 sayılı Tütün ve Tütün Tekeli Kanunu, 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarî Kanunu, 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunlara dayanılarak çıkarılan 11 Ocak 1998 tarih ve 23227 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Tütün ve Tütün Mamulleri ile Alkol ve Alkollü İçkilerin Perakende Satışı Hakkındaki Yönetmeliğin beşinci maddesi gereğince perakende satıcıların 18 yaşın altındakilere sigara ve alkollü içki satmamaları hüküm altına alınmış olup, aynı yönetmeliğin altıncı maddesinde yönetmelik hükümlerine aykırı hareket eden perakende satıcıların satış belgesi ve/veya bayilik ruhsatının Tekel’ce iptal edileceği belirtilmiştir. Gerek ilgili Kanun ve gerekse yönetmelik hükümlerine aykırı davrananlara uygulanacak müeyyideler ilgili Devlet Bakanlığına bağlı Tekel İdaresinin görevleri arasındadır.

11 Ocak 1998 tarih ve 23227 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan yönetmelik hükümleri uyarınca Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonunca, Federasyonlarına bağlı odalara sözkonusu yönetmeliğin fotokopileri gönderilerek Tekel tabelalarının 6 ay içerisinde geçici 8 inci maddede istenilen esaslara uygun hale getirilmeleri tebliğ edilmiş, yine odalar aracılığıyla üyelerine “18 yaşından küçüklere sigara ve alkollü içki satışı yasaktır” tabelaları dağıtılmıştır.

18 yaşın altındakilere sigara satışının yapılmaması hususunda gerek Tekel gerekse ilgili meslek odalarınca eğitim amaçlı toplantılar yapılmakla birlikte maddî imkânsızlıklar nedeniyle bu hususta daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için 4207 sayılı Kanun ve 1177 sayılı Tütün ve Tütün Tekeli Kanununda değişiklik yapılarak Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonuna fon payı aktarılmalıdır.

Türkiye’de sigara içilmesinin toplumsal bir facia haline gelmesinde özellikle aile ve arkadaş çevresinin çok önemli etkisi vardır. Ailenin, dolayısıyla toplumumuzun kültür seviyesi arttıkça ve davranış biçimleri değiştikçe bu sorun kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Bu nedenle özellikle anne ve babalar ile, okullarda öğretmen ve diğer kamu görevlilerine çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Ailelerin çocuklarını alışverişe göndererek sigara ve içki aldırmaları alışkanlığının değişmesi gerekmektedir. Buna yönelik olarak toplumumuzun sigaraya ilişkin kültür yapısının değişmesinin sağlanması amacıyla özellikle okul çağında Millî Eğitim Bakanlığınca konuya ilişkin ders, kurs, seminer v.b. eğitimler verilmeli, ayrıca televizyon ve diğer medya organlarında sigaranın zararlarına dair programların sayısı artırılarak bunların zorunlu olarak en çok izlenen saatlerde yayımlanması sağlanmalıdır.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 18 inci Maddesi zararlı ve tehlikeli mal ve hizmetlere ilişkin düzenleme getirmektedir. Anılan madde gereğince sigara paketlerinde okunur bir şekilde “Sigara Sağlığa Zararlıdır” ibaresi yer almaktadır.

Ayrıca, yine yukarıda zikredilen 4077 sayılı Kanunun 20 nci Maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca, Bakanlığımızın “Tüketicinin Eğitilmesi” faaliyetleri arasına içki, sigara ve emsali tütün mamullerinin zararlarının anlatılması, bu konuda kamuoyunun bilinçlenmesine katkıda bulunulması da eklenmiş bulunmaktadır.

Yine anılan 4077 sayılı Kanunun 16 ve 17 nci Maddeleri uyarınca ticarî ilan ve reklamlara ilişkin düzenlemeler Rekabet Kurulu değerlendirme kıstasları faaliyet alanı içerisine “Kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri istismar edici reklam ve ilan yapılamaz” hükmü gereği içki, sigara ve emsali tütün mamulleri reklamları da dahil edilerek inceleme konusu yapılacaktır.

18 yaşın altındakilere içki ve sigara satışı yapıldığına ilişkin olarak son zamanlarda şikayetlerin artması nedeniyle tüm bakkal ve bayilerin bu konuda ilgili Kanun ve Yönetmelik hükümleri doğrultusunda hareket etmeleri için Bakanlığımızca Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonuna gerekli tebligat yapılmıştır.

23. — İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz’ün, vakıf üniversitelerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/1001)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Metin Bostancıoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını delaletlerinize arz ederim.

Prof. Dr. İrfan Gündüz

İstanbul

Sorular :

1. Vakıf Üniversitelerine tahsis edilen Kamu ve Hazineye ait menkul ve gayrimenkullerin, arazi ve tesislerin (bina, sosyal tesis, yurt vb) hangi usul ve esaslara göre yapılmıştır? Yasal prosedüre uymayan tahsisler için şimdiye kadar hangi işlemler yapılmıştır?

2. Vakıf Üniversitelerine yapılacak olan devlet yardımları 2547 sayılı Yasa ile düzenlenmiştir. Mezkûr üniversitelere yıllar itibariyle yapılan nakit para yardımının miktarı nedir? Yıllar itibariyle hangi vakıf üniversitelerine ne ölçüde nakit yardım yapılmıştır? Yardımın kriterleri nelerdir? Yardım talebinde bulunan hangi vakıf üniversitelerine, hangi kanunî gerekçelerle olumlu cevap verilmemiştir? Kurulur kurulmaz nakit yardımı alan vakıf üniversiteleri hangileridir? Bu üniversitelere yapılan yardımın miktarı nedir?

3. Vakıf üniversitelerinde ne kadar öğrenci yüksek öğrenim görmektedir? Kamu üniversitelerinde bu oran nedir?

4. Kamu imkânları ile kariyer yapan sonra özel vakıf üniversitelerine geçen bilim adamlarının sayısı nedir?

5. Devlet üniversitelerindeki ücret baremi (ücret/saat) nedir? Özel vakıf üniversitelerinde bu barem ne kadardır?

T.C.

Millî Eğitim Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı 4.1.2000

Sayı : B.08.0.APK.0.03.05.00-03/18

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 13.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1001-3013/7601 sayılı yazısı.

İstanbul Milletvekili Sayın İrfan Gündüz’ün “Vakıf üniversitelerine ilişkin” yazılı soru önergesi incelenmiştir.

1. Vakıflar tarafından kurulmuş olan yükseköğretim kurumlarına menkul ve gayrımenkul tahsisi işlemleri, Millî Eğitim Bakanlığının teklifi üzerine Maliye Bakanlığınca yürütülmektedir.

2. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 3708 sayılı Kanunla Değişik Ek 18 inci maddesinde yeralan, “Vakıflar tarafından kurulmuş yükseköğretim kurumlarının giderlerine katkıda bulunmak amacıyla ilgili yükseköğretim kurumunun müracaatı, Yükseköğretim Kurulunun görüşü ve Millî Eğitim Bakanlığının teklifi üzerine Maliye Bakanlığınca Devlet yardımı yapılabilir” hükmü uyarınca, vakıf üniversitelerine Devlet yardımı yapılmaktadır.

1998-1999 eğitim-öğretim yılında Fatih Üniversitesi Rektörlüğünün Üniversitelerine 1999 malî yılında Devlet yardımı yapılmasına ilişkin teklifi, 2547 sayılı Kanunun Ek 18 inci maddesi ve Vakıf Üniversitelerine Devlet Yardımı Yapılmasının Usul ve Esasları çerçevesinde incelenmiş ve Yükseköğretim Denetleme Kurulunun görüşü üzerine yapılan değerlendirme neticesinde konu Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulunca uygun görülmemiştir.

Diğer taraftan, hiçbir vakıf üniversitesine, kurulur kurulmaz Devlet yardımı yapılamamaktadır. İlgili Kanunda da belirtildiği üzere bir vakıf üniversitesinin Devlet yardımı almak için müracaatta bulunabilmesi için en az iki yıl eğitim-öğretim yapması gerekmektedir.

Yıllar itibariyle vakıf üniversitelerine yapılan Devlet yardımı gösterir tablo ekte sunulmaktadır. (Ek-1)

3. Devlet ve vakıf üniversitelerinde 1998-1999 yılı itibari ile üniversite bazında öğrenci dağılımını gösterir tablo ekte sunulmaktadır. (Ek-2)

4. Devlet üniversitelerinde kariyer yapan, daha sonra emeklilik, istifa ve benzeri sebeplerle üniversitelerden ayrılarak vakıf üniversitelerine geçen bilim adamlarının sayılarına ilişkin istatistik bulunmamaktadır.

5. Devlet üniversitelerinde görevli öğretim elemanlarının almış oldukları ücret baremi (ücret/saat) ekte sunulmaktadır. (Ek-3)

Öte yandan, vakıf üniversiteleri malî yönden özerk olduklarından buralarda görevli öğretim elemanlarının almış oldukları ücretlere ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Metin Bostancıoğlu

Millî Eğitim Bakanı

 

 

SAYFA 359 FİLME ALINACAK

24. — BitlisMilletvekili Zeki Ergezen’in, TŞOF tarafından yapılan plaka satışlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1002)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İçtüzüğün 96 ncı Maddesi uyarınca aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sn. Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Zeki Ergezen

Bitlis

Sorular :

1. Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) tarafından belirlenen basılı plaka fiyatlarının 2000 yılı için 6 milyon liraya çekilmesiyle birlikte bazı konuların açıklığa kavuşturulması ihtiyacı belirlendiği kanaati hasıl olmuştur. 2000 yılında 6 milyon liraya satılacak olan basılı plakalar yaklaşık 1 yıldır neden 9 milyon liradan satılıyordu?

2. 2000 yılında 6 milyon TL. karşılığında satılacak plakaların 1999 yılı boyunca 9 milyon liraya satılması haksız kazanca sebep olduğuna göre 1999 yılı boyunca TŞOF kaç plaka satmış ve bunlardan ne kadar gelir elde etmiştir?

3. Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu ile ilgili olarak kamuoyunda uzun zamandan beri yolsuzluk iddiaları vardı. Sözkonusu yolsuzluk iddialarında adı geçenler hakkında daha önce bir soruşturma açılmış mıdır? Açılmışsa soruşturma hangi safhadadır?

4. Eğer soruşturma açılmamışsa basılı plakaları yüksek fiyatla satarak haksız kazanç elde eden federasyon yetkilileri hakkında soruşturma başlatacak mısınız, bu soruşturmanın boyutu geçmişe yönelik genişletilecek mi?

T.C.

İçişleri Bakanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğü 14.1.2000

Sayı : B.05.1.EGM.0.12.01.01.290324

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMMBaşkanlığının 13.12.1999 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-(7/1002)-3015/7603 sayılı yazısı.

Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen tarafından TBMMBaşkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

1. Basılı kâğıtlarla plakaların, T.Ş.O.F.’nca bastırılarak, maliyetleri nazarı itibare alınmak suretiyle Bakanlığım, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile TŞOF tarafından birlikte tespit edilen bedel karşılığında satıldığı,

Basılı kâğıt ve plakaların halen uygulanmakta olan (9 milyon TL’lik) satış fiyatının 5.1.1998 tarihinden geçerli olmak üzere 25.12.1997 tarihinde düzenlenen protokol ile tespit edildiği, sözkonusu basılı kâğıt ve plakaların 1999 yılı satış fiyatlarının ise değiştirilmediği,

Bakanlığımca basılı kâğıt ve plaka fiyatlarının yeniden tespiti amacıyla 24.9.1999 ile 30.11.1999 tarihleri arasında yapılan çalışmalar sonucunda, maliyetler de dikkate alınıp, satışlardan elde edilen kâr limitleri düşülerek plakaların 2000 yılı satış fiyatının (TŞOF’nun karşı çıkmasına rağmen Bakanlığım ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığının lehte kararlarıyla ve oy çokluğu ile) 6 milyon olarak tespit edildiği,

2. Gerekli bilginin Sanayi ve Ticaret Bakanlığından alınabileceği,

3. Basılı kâğıt ve plakalarla ilgili olarak Ankara Emniyet Müdürlüğünün 9.6.1999 tarih ve 1999/R-198 sayılı yazıları ile; T.Ş.O.F.’un 2918 sayılı Kanunun 131 inci maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 55 ve 176 ncı maddelerinin kendisine tanıdığı yetkiyi tek bir firmaya kullandırtarak tekel yarattığı, hâkim durumu kötüye kullandığı ve taşıt sahiplerinin mağduriyetlerine sebebiyet verildiği iddialarıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, sözkonusu savcılıkça çalışmaların sürdürüldüğü,

Bakanlığım koordinesinde, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Bakanlığım Müfettişlerinin, T.Ş.O.F.’da müştereken yaptıkları teftiş ve incelemeler sonucunda; kamu kurum niteliğinde meslek kuruluşu olan T.Ş.O.F. yetkililerinin; plakalarda değişiklik öngören yönetmelik tasarısı çıkmadan önce tasarı hakkında özel bir şahsı bilgilendirip bazı kişilere haksız kazanç sağlayarak, Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesinde belirtilen görevi kötüye kullanma fiilini işledikleri gerekçesiyle, GenelBaşkan, Genel Başkan Vekilleri, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Genel Sekreter hakkında Bakanlığım ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı Müffettişlerince müştereken hazırlanan 25.10.1999 tarihli inceleme-soruşturma (tevdi) raporu ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu ve her üç Bakanlık Müfettişlerince incelemelerin devam ettirildiği,

Ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 131 inci maddesinde; “Basılı kâğıt ve plakaların satışının federasyona sağladığı net gelirin % 60’ı her yıl şubat ayı sonuna kadar, Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonuna tevdi olunur.” Hükmüne istinaden T.Ş.O.F.’un sözkonusu Fon’a 1994-1998 yılları itibarıyla yatırması gereken payının eksik gönderilmesi konusunun yargıya intikali için Maliye Bakanlığınca işlemlerin sürdürüldüğü,

4. Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonuna ilişkin denetim ve incelemelerin, Bakanlığım, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı Müffetişlerince sürdürüldüğü anlaşılmıştır.

Bilgilerinize arzederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

25. — Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, Antakya’yı çevre illere bağlayan yollara ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın’ın yazılı cevabı (7/1004)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Koray Aydın tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arzederim.

S. Metin Kalkan

Hatay

İlimizin ekonomik, sosyal, turizm bakımından gelişmesine önemli katkı sağlayacak unsurlardan biri ulaşımdır. Tarihi ve coğrafî bakımdan ilimizin ulaşımı ülkemiz ve bölgemiz açısından büyük önem arzetmektedir.

1. Antakya-Yayladağ-Suriye hudut yolu ne aşamadadır? Ne zaman tamamlamayı düşünüyorsunuz?

2. Antakya-Reyhanlı-Cilvegözü yolunun (Demirköprü varyantı) ne aşamadadır? Ne zaman tamamlanması planlanmıştır?

3. Turizm açısından da büyük önem arzeden İskenderun-Arsus (Uluçınar) yolu ne aşamadadır? Ne zaman tamamlanması planlanmıştır?

4. Kaderine terkedilmiş olan Antakya-Altınözü yolu ne zaman yapılması planlanmıştır?

5. Ülkemiz ve bölgemiz için büyük önem taşıyan sözkonusu yollarımızın bir an önce tamamlanması için ek ödenek ayrılması düşünülmekte midir?

T.C.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 30.12.1999

Sayı : B.09.0.APK.0.22.00.00.11/1160

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Genel Sekreterliğinin 13.12.1999 gün ve A.0.GNS.0.10.00.02-3122 sayılı yazısı.

İlgi yazı ekinde alınan Hatay Milletvekili S. Metin Kalkan’ın 7/1004-3017 Esas No.lu Yazılı Soru Önergesi incelenmiş olup, cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Koray Aydın

Bayındırlık veİskân Bakanı

Hatay Milletvekili S. Metin Kalkan’ın (7/1004-3017)
Esas No.lu Yazılı Soru Önergesinin Soru ve Cevapları

Sorular :

İlimizin ekonomik, sosyal, turizm bakımından gelişmesine önemli katkı sağlayacak unsurlardan biri ulaşımdır. Tarihî ve coğrafî bakımdan ilimizin ulaşımı ülkemiz ve bölgemiz açısından büyük önem arzetmektedir.

1. Antakya-Yayladağ-Suriye hudut yolu ne aşamadadır? Ne zaman tamamlamayı düşünüyorsunuz?

2. Antakya-Reyhanlı-Cilvegözü yolunun (Demirköprü varyantı) ne aşamadadır? Ne zaman tamamlanması planlanmıştır?

3. Turizm açısından da büyük önem arzeden İskenderun-Arsuz (Uluçınar) yolu ne aşamadadır? Ne zaman tamamlanması planlanmıştır?

4. Kaderine terkedilmiş olan Antakya-Altınözü yolunun ne zaman yapılması planlanmıştır?

5. Ülkemiz ve bölgemiz için büyük önem taşıyan sözkonusu yollarımızın bir an önce tamamlanması için ek ödenek ayrılması düşünülmekte midir?

Cevaplar :

1. Antakya-Yayladağı-Suriye Hududu yolu 56 km. uzunluğundadır. En kritik kesimi olan km : 13+000-28+000 arası Karayolları Genel Müdürlüğümüzce 1997 yılında ihale edilerek 1998 yılında çalışmalara başlanılmıştır. Ancak, 1998 yılında yeterli ödenek verilemediği için iş 1999 yılına sarilendirilmiş olup, 1999 yılında ödeneği olmadığından herhangi bir çalışma yapılamamış ve işin 2000 yılına sarilendirilmesi öngörülmüştür. İhale konusu 15 km. lik yol inşaatının asfalt seviyesinde tamamlanabilmesi için 1999 yılı fiyatları ile 465 Milyar TL. ödeneğe ihtiyaç olup, gerekli ödeneğin verilebilmesi halinde yılı içerisinde bitirilecektir.

2. Antakya-Reyhanlı-Cilvegözü Ayr. - (Demirköprü varyantı) 1998 yılında ihale edilip çalışmalara başlanılmıştır. 1999 yılında 66 Milyar TL. harcanarak iş 1999 yılına sarilendirilmiştir. Ancak, 1999 yılında herhangi bir ödeneği olmadığından çalışma yapılamamış ve işin 2000 yılına sarilendirilmesi öngörülmüştür. İhale konusu 6 km. lik yol inşaatının asfalt seviyesinde bitirilebilmesi için 1999 yılı fiyatları ile 285 Milyar TL. ödeneğe ihtiyaç olup, gerekli ödeneğin verilmesi halinde yılı içerisinde bitirilebilecektir.

3. İskenderun-Arsuz (Uluçınar) 1998 yılı sonunda ihale edilen 24 km. uzunluğundaki bu projenin kamulaştırma işlemleri bitirilemediği ve yeterli ödeneği olmadığı için 1999 yılında çalışmalara başlanamamıştır. Bu yolun 1999 yılı fiyatları ile maliyeti 1 500 Milyar TL. olup, gerekli ödeneği verilmesi halinde 2001 yılında asfalt seviyesinde tamamlanabilecektir.

4. (Antakya-Yayladağı) Ayr.- Altınözü-Karbeyaz, bu yol 36 km. uzunluğunda olup, 1999 yılı Çalışma Programında 4 Milyar TL. ödenekle yer almaktadır. Yeterli ödenek verilmesi halinde 2000 yılında yolun iyileştirme çalışmalarına başlanabilecektir.

2000 yılında Karayolları Genel Müdürlüğümüzce alınabilecek ek ödeneklerle anılan bu yolların ödeneklerinin artırılmasına çalışılacaktır.

26. — Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, Hatay-Yayladağ Barajı sulama inşaatına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve BaşbakanYardımcısı Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1005)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın Cumhur Ersümer tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arzederim.

S. Metin Kalkan

Hatay

İlimiz Yayladağ bölgesi için büyük önem taşıyan Yayladağ Barajı inşaatı tamamlanmış ve su tutmaya başlanmıştır.

Ancak, 720 hektar arazinin sulanması ve çevresinin içme suyunu karşılayacak kanalların ve altyapının tamamlanması bölgemiz için önem arzetmektedir.

1. Sulama inşaatı ne aşamadadır? Ne zaman tamamlanması planlanmıştır?

2. Bölgesi için hayati önem taşıyan bu projenin bir an önce bitirilmesi için ek ödenek ayrılması düşünülmekte midir?

T.C.

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı 4.1.2000

Sayı : B.15.O.APK.0.23.300-23.00180

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMMBaşkanlığının 13.12.1999 tarih v A.01.0.GNS.0.10.00.02-3123 sayılı yazısı.

Hatay Milletvekili Sayın Metin Kalkan’ın tarafıma tevcih ettiği 7/1005-3018 esas no.lu yazılı soru önergesi TBMM İç Tüzüğünün 99 uncu Maddesi gereği cevaplandırılarak ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve

Başbakan Yardımcısı

Hatay Milletvekili Sayın Metin Kalkan’ın
Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı (7/1005-3018 Esas No.lu)

İlimiz Yayladağ bölgesi için büyük önem taşıyan Yayladağ Barajı inşaatı tamamlanmış ve su tutmaya başlanmıştır.

Ancak, 720 hektar arazinin sulanması ve çevresinin içme suyunu karşılayacak kanalların ve altyapının tamamlanması bölgemiz için önem arzetmektedir.

Sorular 1,2 :

1. Sulama inşaatı ne aşamadadır? Ne zaman tamamlanması planlanmıştır?

2. Bölgesi için hayati önem taşıyan bu projenin bir an önce bitirilmesi için ek ödenek ayrılması düşünülmekte midir?

Cevaplar 1,2 :

Hatay Yayladağ projesi ile projenin su kaynağı olan Yayladağ barajından Yayladağ İlçesi sınırları dahilinde Kureyşi deresinin sağ ve sol sahilinde 644 hektarı cazibe, 75 hektarı da pompajlı olmak üzere toplam 719 hektarlık alanın sulanması ve ilçeye yılda 1,5 milyon m3 içmesuyu temini hedef alınmış olup, 12.2.1993 tarihinde işe başlanılan barajda 1998 yılında su tutulmuştur. Baraj inşaatının tümüyle de 2000 yılında bitirilmesi programlanmıştır.

Yayladağ sulaması inşaatına ise 2.4.1997 tarihinde başlanılmış olup, halen, inşaatı sürdürülen iş de 2 850 m. boyundaki SO iletim kanalının km. 1+800’e kadarki kısmında 240 000 m3 platform kazısı yapılmıştır. Yıllık ödenek ihtiyaçlarının aynen karşılanması durumunda sözkonusu işin mukavelesine göre 20.6.2000 tarihinde ikmali planlanmıştır.

Projeye 1999 yılı için 350 milyar TL. ödenek verilmiş ve bu ödeneğe ilaveten 250 milyar TL. ilave ödenek sağlanması hususunda Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı nezdinde gerekli girişimde bulunulmuş olup, görüş beklenmektedir.

27. — Bursa Milletvekili Faruk Çelik’in, DevletSu İşlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve BaşbakanYardımcısı Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1006)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanı Sayın Cumhur Ersümer tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Faruk Çelik

Bursa

1. Tarım ürünlerinin alımında enflasyon oranı yaklaşık yüzde % 50 hesaplanarak destekleme alımı yapılırken sulama fiyatlarındaki artış oranını neye dayandırıyorsunuz?

2. Devlet Su İşleri meyve bahçelerinin 1998 yılında pompaj sulamasının dönümüne 2 610 000 TL. alırken 1999 yılında hangi birim fiyatları baz alarak 8 230 000 TL. almaktadır?

3. Devlet Su İşleri meyve bahçelerinin 1998 yılında cazibe sulamasının dönümüne 1 015 000 TL. alırken 1999 yılında hangi birim fiyatları baz alarak 3 675 000 TL. almaktadır?

4. Devlet Su İşleri tarım ürünlerine yeterli fiyattan pazar bulamadağı için su borcunu ödeyemeyen kaç çiftçi ile mahkemelik olmuştur? Borcunu ödeyemeyen çiftçilerden tahsilatı nasıl yapmaktadır?

T.C.

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı 4.1.2000

Sayı : B.15.O.APK.0.23.300-22.00081

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 13.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-3123 sayılı yazısı.

Bursa Milletvekili Sayın Faruk Çelik’in tarafıma tevcih ettiği 7/1006-3019 esas no.lu yazılı soru önergesi TBMMİç Tüzüğünün 99 uncu Maddesi gereği cevaplandırılarak ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve

Başbakan Yardımcısı

Bursa Milletvekili Sayın Faruk Çelik’in
Soru Önergesi ve Cevapları (7/1006-3019 Esas No.lu)

Soru 1 : Tarım ürünlerinin alımında enflasyon oranı yaklaşık yüzde % 50 hesaplanarak destekleme alımı yapılırken sulama fiyatlarındaki artış oranını neye dayandırıyorsunuz?

Cevap 1 : DSİ Genel Müdürlüğünce işletilen sulama tesislerine uygulanan işletme ve bakım ücret tarifeleri 6200 sayılı “Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilât ve Vazifeleri Hakkında Kanun” hükümlerine göre hazırlanarak Bakanlar Kuruluna sunulmaktadır. Sözkonusu kanun hükümlerine göre; işletme-bakım ücretlerinin belirlenmesinde, sulama tesislerine bir yıl önce yapılmış olan işletme ve bakım giderleri esas alınmaktadır. İşletme-bakım ücretlerinin faydalananlardan alınabilmesi konusunda sulama tesisleri cazibe ve pompaj olmak üzere iki ana gruba, tesisin gelişme durumu, doğal, sosyal, ekonomik koşullar, bitkilerin su tüketimleri ve üretim değerleri ile çiftçi ödeme gücü dikkate alınarak alt gruplara ayrılmaktadır.

6200 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi, sözkonusu kriterler de dikkate alınarak, belirlenen ücretlerde indirim yapma yetkisini Bakanlar Kuruluna vermiştir.

6200 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenen 1999 Yılı Sulama ve Kurutma Tesisleri, İşletme-Bakım Ücret Tarifeleri 26.4.1999 tarihinde Bakanlar Kurulunca onaylanarak 30.4.1999 tarih ve 23681 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Soru 2,3 :-

Devlet Su İşleri meyve bahçelerinin 1998 yılında pompaj sulamasının dönümüne 2 610 000 TL. alırken 1999 yılında hangi birim fiyatları baz alarak 8 230 000 TL. almaktadır?

- Devlet Su İşleri meyve bahçelerinin 1998 yılında cazibe sulamasının dönümüne 1 015 000 TL. alırken 1999 yılında hangi birim fiyatları baz alarak 3 675 000 TL. almaktadır?

Cevap 2,3 : Sözkonusu işletme-bakım ücretlerinin belirlenmesinde, sulama tesislerinin işletilebilmesi için gerekli olan işletme ve bakım giderleri, tesisin gelişme durumu, doğal, sosyal, ekonomik koşullar, bitkilerin su tüketimleri ve üretim değerleri ile çiftçi ödeme gücü dikkate alınmaktadır.

Soru 4 : Devlet Su İşleri tarım ürünlerine yeterli fiyattan pazar bulamadığı için su borcunu ödeyemeyen kaç çiftçi ile mahkemelik olmuştur? Borcunu ödeyemeyen çiftçilerden tahsilatı nasıl yapmaktadır?

Cevap 4 : Sulama ücretleri, sulamadan yararlanan çiftçilerin ürünlerini paraya dönüştürmeleri genellikle kış ve ilkbahar aylarına kadar uzayabildiğinden, 6200 sayılı Kanunun 32 nci maddesi uyarınca 1 inci taksit 1 Ocak-28 Şubat ve 2 nci taksit 1 Mart-30 Nisan olarak belirlenmiştir. Yine aynı madde uyarınca sulama suyu ücretini zamanında ödeyemeyen çiftçilere sadece bir kereye mahsus olmak üzere % 10 gecikme zammı uygulanmaktadır. Gecikme zammı oranının düşük olması nedeniyle, çiftçilerle mahkemelik olma gibi bir durum sözkonusu değildir.

28. — Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan’ın, İskenderun Demir Çelik Fabrikalarınca açılan ihalelere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/1009)

6.12.1999

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın DevletBakanı Sayın Yüksel Yalova tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda müsaadelerinizi arzederim.

Saygılarımla.

Namık Kemal Atahan

Hatay

İskenderun Demir Çelik Fabrikaları ile ilgili sorduğum soru önergesine verilen 26.10.1999 tarihli cevapta ihtiyaç duyulan bazı iş ve hizmetlerin ihale yolu ile müteahhitlere verildiği bildirilmektedir.

1. İhale şekli nedir? İhale yapılan firmalar hangileridir?

2. Bu tarihe kadar, İDÇ aleyhine açılan davaların sayısı ve dava miktarı ne kadardır?

3. Müteahhitlere yaptırılan işlerin ne olduğu ve işçilere asgarî ücretten mi ödeme yapıldığının bildirilmesi,

4. İleride ödenmesi gereken kıdem tazminatları hesaba alınmakta mıdır?

T.C.

Devlet Bakanlığı 13.1.1999

Sayı : B.02.0.006/01-48

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 13 Aralık 1999 tarih, A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1009-3035/7637 sayılı yazınız.

Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan tarafından tevcih edilen ve tarafımdan cevaplandırılmasını istediği 7/1009-3035 esas sayılı soru önergesine ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 11.1.2000 tarih ve 170 sayılı cevabi yazısı ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. Yüksel Yalova

Devlet Bakanı

T.C.

Başbakanlık

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı 11.1.2000

Sayı : B.02.01.ÖİB.0.65.00.170

Konu : Soru önergesi

DEVLET BAKANLIĞINA

(SayınYüksel Yalova)

İlgi : 14.12.1999 tarih ve 1570 sayılı yazınız.

Hatay Milletvekili Sayın Namık Kemal Atahan tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına tevcih edilen 7/1009-3035 esas sayılı soru önergesinde yeralan sorular ve verilen cevaplar aşağıdadır.

Soru 1. İsdemir’ce ihtiyaç duyulan iş ve hizmetlerin ihale şekli nedir? İhale yapılan firmalar hangileridir?

Cevap 1. Kapalı Teklif Usulü ile ihale yapılmaktadır. Özel nitelikli işlerde davet usulü ile yine Kapalı Teklif Usulü ile ihaleler yapılmaktadır. Ek 1 ve Ek 2’de sunulan ihale şartnamelerinde Teklif Dosyalarının Hazırlanması başlığı altındaki Madde 7’de tekliflerin nasıl hazırlanacağının detayı yer almaktadır.

1999 yılında ihale alan 33 firmanın listesi Ek 3’te sunulmuştur.

2000 yılı için yapılan 33 İş ve Hizmet Alımı ile ilgili ihalenin 31’i ihale şartnamesindeki ihaleye girebilme şartlarına haiz firmalardan kapalı teklif almak suretiyle 2’si ise özelliği itibari ile daha önce İsdemir’de iş yapmış olan firmalardan (tespit edilen firma sayısı 23) davet suretiyle yapılmaktadır.

Soru 2. Bu tarihe kadar İ.D.Ç. aleyhine açılan davaların sayısı ve dava miktarı ne kadardır?

Cevap 2. Bugüne kadar müteahhitlerce çalıştırılan işçiler tarafından kıdem, ihbar, izin ücreti ve iş kazası nedeni ile 132 adet dava açılmış ve bu davaların parasal değeri 14 359 248 944.-TL’dir.

Soru 3. Müteahhitlere yaptırılan işlerin ne olduğu ve işçilere asgarî ücretten mi ödeme yapıldığının bildirilmesi.

Cevap 3. Müteahhitlere ihale yolu ile İsdemir’in işletme, bakım-onarım, yapım, park bahçe temizlik işleri yaptırılmaktadır ve işçilere Ek 4’de yeralan detay listede de görüleceği üzere asgarî ücret olan 93 600 000.- TL ile 361 952 500.-TL arasında 14 kademede ücret verilmektedir.

Soru 4. İleride ödenmesi gereken kıdem tazminatları hesaba alınmakta mıdır?

Cevap 4. 1998 yılından önceki sözleşmelerde iş kanunu gereği bu tazminatları müteahhitlerin ödemesi öngörülmüştür.

1998 yılı sözleşmelerinde ise müteahhitlerce işçiye kıdem tazminatı ile ilgili ödeme yapılmaması halinde İsdemir’ce hakedişten kesilerek işçiye ödenmesi planlanmış uygulamaya başlanılmış; ancak ilgili firmaların mahkemeye müracaatları üzerine henüz gerçekleştirilememiştir.

1999 yılı sözleşmelerinde müteahhitlerce işçiye kıdem tazminatı ile ilgili ödeme yapılmaması halinde tazminatların İsdemir’ce hakedişten kesilerek oluşturulacak hesap ve fonda toplanması yeralmıştır. Henüz fiili uygulamaya başlanmamıştır, 31.12.1999 tarihi itibari ile yapılacak olan son hakedişle birlikte başlanacaktır.

1998-1999 yıllarına ait Hizmet Alımı Suretiyle İşgücü Temini Üretime Dayalı Birim Fiyatlı Bakım Onarım İşletme İşleri Özel Şartnamesinde yeralan kıdem tazminatı ile ilgili bölüm Ek 5’te sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Uğur Bayar

Özelleştirme İdaresi Başkanı

Ek - 1

Hizmet Alımı Suretiyle İşgücü Temini
Kapalı Teklif Usulü ile İhale Şartnamesi

İhalenin Konusu ve Şekli ile Nev’i ve Miktarı :

Madde 1. “...............” İşi, kapalı teklif usulü ile ve istenilen işçilik birim fiyatlarının her biri için gerekli olmak üzere işin tümüne indirim vermek suretiyle ihaleye konulmuştur.

Tahmin Edilen Bedel :

Madde 2. İşin tahmini keşif bedeli (.............TL.) (..............) Liradır.

İhalenin Nerede Hangi Tarih ve Saatte Yapılacağı :

Madde 3. İhale ..../..../199... ....günü saat 14.30’da satınalma toplantı salonunda toplanacak ihale komisyonunca (Satınalma Komisyonu veya Emanet Komisyonu) yapılacaktır. İhale dosyası (Yeterlik Başvuru Dosyası ve Teklif Dosyasını içeren müşterek zarf) en geç ..../..../199... .....günü saat 10.00’a kadar İsdemir A.Ş. Haberleşme ve Arşiv Şefliğine alındı belgesi karşılığında teslim edilecektir. Saat 10.00’dan sonra verilen ihale dosyaları kabul edilmeyecektir.

İhaleye Girebilme Şartları :

Madde 4. İhaleye katılacak gerçek veya tüzel kişi veya kişilerde aşağıdaki şartlar aranır.

İsteklilerin :

A - Kanunî ikâmetgâhı olması,

B - Türkiye’de tebligat için adres göstermesi,

C - Ticaret ve/veya Sanayi Odası belgesi vermesi,

a) Gerçek kişi olması halinde ilgisine göre ticaret, sanayi odası ve esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olduğunu gösterir belge,

b) Tüzel kişi olması halinde tüzel kişiliğin idare merkezinin bulunduğu yer mahkemesinden veya siciline kayıtlı bulunduğu Ticaret ve Sanayi Odasından veya benzeri bir makamdan, ihalenin yapıldığı yıl içinde alınmış, tüzel kişiliğin sicile kayıtlı olduğuna dair belge,

c)Ortak girişim olması halinde ortak girişimi oluşturan gerçek veya tüzel kişilerin her birinin (a) ve (b) deki esaslara göre temin edecekleri belge,

D - İmza sirkülerini vermesi,

a) Gerçek kişi olması halinde noter tasdikli imza sirküleri,

b) Tüzel kişi olması halinde, tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,

c) Ortak girişim olması halinde ortak girişimi oluşturan gerçek kişi ve tüzel kişilerin her birinin (a) ve (b) fıkralarındaki esaslara göre temin edecekleri belge,

E - İstekliler adına vekâleten iştirak ediliyor ise, istekli adına teklifte bulunacak kimselerin vekâletnameleri ile vekâleten iştirak edenin noter tasdikli imza sirküleri vermesi,

F -İhaleye Katılma Belgesi Almaya Hak Kazanması :

İhaleye katılmaya yeterli olup, olmadıklarının tespiti için; örneğe uygun dilekçe ile birlikte örneklerine uygun ve “ihale şartnamesine Ek Özel Şartname” de belirtilen esas ve açıklamalar doğrultusunda;

a) Bayındırlık ve İskân Bakanlığından alınmış (....) grubundan en az bu işin keşif bedeli kadar mütahhitlik karnesini (aslını ibraz etmek suretiyle örneğini),

b) Ticaret ve/veya Sanayi Odası belgesini,

c) İstekli şirket ise, belgelerini,

d) Ortak girişim olması halinde, noter tasdikli ortak girişim beyannamesi ile ortaklarca imzalı ortaklık sözleşmesini,

e) 1992-1996 (5 Yıl) yıllarına ait Gelir veya Kurumlar Vergileri borcu olmadığına dair vergi dairesinden 1998 yılında temin edecekleri belgeyi,

f) Malî durum bildirisi ve belgelerini,

g) Yapı araçları taahhütnamesini,

h) Teknik personel taahhütnamesini,

i) Halen Taahhüdündeki işler bildirisi ve belgelerini,

j) Firmanın faaliyet süresi ile ilgili beyanı ve belgelerini,

k) Son 25 yılda yapmış olduğu benzer işler bildirisini,

l) Değerlendirmeye alınmasını istediği işlerle ilgili beyanı ve bu işlere ait belgeler ile kanıtlayıcı belge (aslını ibraz etmek şartıyla noter tasdikli suretini)

1. Kamu, kurum ve kuruluşlarına taahhüt edilerek;

a) Devam eden işlerde son hakediş raporu ile birlikte kanıtlayıcı belge olarak mukavelenin ilk ve son sayfası,

b) Biten işlerde ise, İş Bitirme Belgesi ile birlikte kanıtlayıcı belge (Son hakediş veya geçici veya kesin kabul tutanağı veya mukavelenin ilk ve son sayfası)

2. Kamu Kurum ve Kuruluşları Dışında Özel Sektöre yapılan işlerde, “Yapı Ruhsatı” ve “Yapı Kullanma İzin Belgesi”

m) İş durumu ve tutumu ile ilgili yazılı beyanı, vermesi (Mütteahhitlik karnesinin değerlendirmeye alınmasını istediği taktirde k ve l fıkralarındaki bilgi ve belgeler aranmaz.)

n) Kullanılmamış nakit kredisi ve teminat mektubu kredisinin ayrı ayrı her ikisinin de keşif bedelinin % 10’undan az olmaması,

G - Bu şartnamenin 6/C maddesinde yazılı miktarda geçici teminat vermesi,

H - Bu şartnamenin 7 nci maddesinde yazılı esaslara göre hazırlayacağı teklifi ve dış zarf içinde bulunması öngörülen diğer belgeleri vermesi,

I - Bu işle ilgili istekli ve vekilinin ..............Müdürlüğünden alacağı yer görme belgesini vermesi,

Gerekir.

17 Mart 1998 tarih ve 23289 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan “1998 yılında girişilecek Yapım İhalelerinde Uygun Bedelin Tercihinde Kullanılacak Kriterler Hakkında Tebliğ”in 3 üncü maddesinde yeralan kriterlerin her birine ayrılan puan miktarları;

a) İnşaatı süresinde bitirme durumu 40 Puan

b) İş deneyimi 60 Puan

c) Teknik personel 0 Puan

d) Ekipman 0 Puan

Toplam 100 Puan

olarak,

alt sınır puanı ise (......) olarak belirlenmiştir.

J - Bu işin değerlendirilmesinde, .......... işleri yapımı benzer iş olarak kabul edilecektir.

İhaleye Katılamayacak Olanlar :

Madde 5. 2886 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde yazılı kimseler doğrudan veya dolaylı olarak ihalelere katılamazlar. Bu yasağı saymayarak ihaleye girenin üzerine ihale yapılmış bulunursa ihale bozularak geçici teminatı, sözleşme yapılmışsa bozularak kesin teminatı gelir kaydolur.

İskenderun Demir ve Çelik A.Ş. Genel Müdürlüğünde çalışanlarla çalışmakta iken bu görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanlar, ayrıldıkları tarihten başlayarak 3 yıl süreyle teşekkülde kendisinin son 2 yıl içerisindeki görev ve faaliyet alanları ile ilgili konularda, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak ayrıldıkları teşekküle karşı görev ve iş alamazlar, taahhüde giremezler, komisyonculuk ve temsilcilik yapamazlar.

Ayrıca, hizmet alımı suretiyle işgücü temini veya üretime dayalı birim fiyatlı bakım ve işletme türünden taahhüt konusu bir işi bulunan müteahhitler bu işe ait ihale bedelinin % 50’sini ikmal etmeden diğer bu tür bir işin ihalesine katılamazlar. Taahhüdünde bu tür işi olmayan veya % 50’sini ikmal eden isteklilerin ihaleye iştiraklerinde, ihale aşamasında birden fazla uygun teklif vermiş olması halinde ilk işin ihalesi verilecek, diğer işlerin ihalesi ikinci uygun teklif veren istekliye verilecektir. Ancak, İsdemir tarafından davet suretiyle yapılan ihaleler için yukarıdaki hükümler uygulanmayacaktır.

İşçilerin işverene sıfatıyla İş Kanunu, Sosyal Sigortalar Kanunu, Vergi Kanunları, Toplu Sözleşme ve çalışma hayatı ile ilgili diğer tüm kanun, tüzük ve yönetmeliklere göre yasal yükümlülükleri usulüne uygun olarak yerine getirmediği İsdemir’ce tespit edilen müteahhitler (Şirket ortakları ve bunların yeni kuracakları şirketler, ortak girişim ve ortak girişimin ortakları dahil) İsdemir’ce yapılacak yapım, üretime dayalı bakım onarım ve işletme işleri ve hizmet alımı ihalelerine, bu durumun idarece tespiti ve ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren 1 (Bir) yıl süre ile katılamazlar.

Teminata İlişkin Esaslar :

Madde 6. A- Geçici veya kesin teminat olarak kabul edilecek değerler aşağıda gösterilmiştir.

a) Tedavüldeki Türk parası,

b) 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 26. ve 27. maddelerine uygun olarak düzenlenmiş süresiz ve limit içi banka teminat mektupları,

c) Devlet tahvilleri, Hazine kefaletini haiz tahviller ve hazine bonoları (nominal değerleri üzerinden)

B - Teminatların teslim yeri :

a) 6 ncı maddenin (A/a) ve (A/c) fıkralarında yazılı para ve tahvilleri teminat olarak vermek isteyenlerin, bunları doğrudan İsdemir A.Ş. Genel Müdürlüğü veznesine yatırarak alındı makbuzunu İhale Komisyonuna ibraz etmeleri zorunludur.

b) 6 ncı maddenin (A/b) fıkrasında yazılı teminat mektupları doğrudan, İhale Komisyonuna verilir.

c) Üzerlerine ihale yapılanların teminat mektupları, ihaleden sonra İsdemir A.Ş. Genel Müdürlüğü Muhasebe Müdürlüğüne teslim edilir, üzerine ihale yapılmayanların teminatları ise hemen geri verilir.

C - Geçici teminat miktarı :

İş’in I. Keşif bedelinin % 4’ü olup, bu işin geçici teminat miktarı (.........) TL’dir.

Madde 7. Teklif dosyaları aşağıdaki belgeleri ihtiva edecek şekilde hazırlanacaktır.

İç zaraf yalnız teklif mektubunu içerecektir.

Teklif mektubu aşağıdaki örneğe uygun olarak hazırlanacaktır. Bunların istekliler tarafından imzalanması ve bu şartname ve eklerinin tamamen okunup kabul edildiğinin belirtilmesi, teklif edilen indirimin rakam ve yazı ile açık olarak yazılması zorunludur. Bunlardan herhangi birine uygun olmayan veya üzerinde kazıntı, silinti veya düzeltme bulunan teklifler red olunarak hiç yapılmamış sayılır.

Teklif Mektubu Örneği :

İhale Komisyonu Başkanlığına,

..../..../199.... gününde ihalesi yapılacak olan (..........) lira keşif bedelli ....... işine ait ihale şartnamesi ve buna bağlı Hizmet Alımı Suretiyle İşgücü Temini Sözleşme Tasarısı, Hizmet Alımı Suretiyle İşgücü Temini Özel Şartnamesi ile Eklerini, bu iş için tespit edilen (İsdemir) işçilik birim fiyat listesini (Ek-5), keşif cetvelini (Ek-1) vesairbütün evrakı okudum ve kabul ettim. İşin yapılacağı yeri ve mahallîn hususiyetini tetkik ve mahiyetine vukuf peyda ettim ve kabul ettim.

Mezkûr işi işçilik birim fiyatları (Özel Şartname Ek-5) esaslarıyla işçilik birim fiyatlarının her birine ayrı ayrı ve tümüne şamil olmak üzere (Rakamla) % ............(Yazıyla) yüzde ..... indirimle,

Toplam olarak .........., TL bedelle,

Yazıyla ............ bedel ile KDV hariç yapmayı kabul ve taahhüt ederim.

(Tarih, Pul ve İmza)

Adı Soyadı : .................................

Kanunî İkâmetgâhı : .................................

: .................................

Not : Teklif mektubu, teklif vermeye yetkili kişi tarafından imzalanmış olmalıdır. Ortak girişim halinde teklif mektupları bütün ortaklar tarafından imzalanacaktır.

İç Zarfın Kapatılması :

Yukarıda belirtilen iç zarfta bulunması gereken belgeler hazırlanıp kanunî miktarda pul yapıştırıldıktan ve her sayfası istekli tarafından imzalandıktan sonra iç zarfa konulacak ve zarf kapatıldıktan sonra zarfın üzerine isteklinin adı, soyadı ve ticarî unvanı ve tebligata esas olarak göstereceği açık adresi yazılacaktır. Zarfın yapıştırılan yeri istekli tarafından imzalanacak veya mühürlenecektir.

B - Dış Zarf :

Dış zarf aşağıdaki belgeleri içerecektir.

a) İç zarf,

b) Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya esnaf ve sanatkârlar sicil kayıt belgeleri,

c) Noter tasdikli imza sirküleri,

d) Noter tasdikli vekâletname (gerekiyorsa),

e) Teminata ait alındı veya banka teminat mektubu,

f) Noter tasdikli ortak girişim beyannamesi ve eki ortaklık sözleşmesi,

g) İhale şartnamesi ve ekleri (İhale şartnamesine ekli bütün evrakın sayfaları, istekli tarafından ayrı ayrı imzalanmış olacaktır.)

h) Yer görme belgesi

Dış zarfın kapatılması :

Yukarıda belirtilen belgeler ve iç zarf ikinci bir zarfa konularak kapatılacaktır. Bu zarfın üzerine isteklinin adı, soyadı veya ticarî unvanı ile açık adresi ve teklifin hangi işe ait olduğu yazılarak kapatılacaktır.

İhale Dosyasının Verilmesi ve Yeterlik Başvuru Dosyasının Açılması;

Madde 8. Yeterlik başvuru dosyası ile ihale teklif dosyası ayrı ayrı zarflara konularak kapatılacak, üzerlerine isteklinin adı soyadı veya ticarî unvanı ile açık adresi ve hangi işe ait olduğu ve teklif dosyasını içeren zarf üzerine “Teklif Dosyası”, yeterlik başvuru dosyasını içeren zarf üzerine “Yeterlik Başvuru Dosyası” yazılacaktır. İçerisinde teklif dosyası ve yeterlik başvuru dosyası bulunan zarflar tek bir zarf içine konarak, üzerine “İhale Komisyon Başkanlığına” ibaresi, isteklinin adı soyadı veya ticarî unvanı ile açık adresi ve hangi işe ait olduğu yazılacaktır.

Teklif ve yeterlik başvuru dosyası zarflarını içeren bu müşterek zarf ....../......./199.... ........ günü saat 10.00’a kadar İsdemir A.Ş. Haberleşme ve Arşiv Şefliğine alındı belgesi karşılığında teslim edilecektir. Saat 10.00’dan sonra verilen zarflar kabul edilmeyecektir.

Teklif Dosyası ve yeterlik başvuru dosyasını içeren müşterek zarflar İhale Komisyonunca aynı gün saat 10.30’da isteklilerin huzurunda açılacak, teklif dosyasını içeren zarflar bilahare açılmak üzere teklif sahipleri önünde mühürlenerek ve bir tutanakla tespit edilerek İhale Komisyonunca muhafaza altına alınacaktır. Birinci etapta yeterlik başvuru dosyasını içeren zarf isteklilerin huzurunda açılacak, sıra numarası verilmiş belgelerin tespiti yapılacak, salonda bulunan istekliler tarafından müteahhitlik karnesi ile değerlendirilmesi beyan edilen işlerin belgelerinin aslı ibraz edilecektir.

İhale dosyaları iadeli taahhütlü olarak da gönderilebilir. Bu takdirde zarfın üzerine İsdemir A.Ş. Genel Müdürlüğü adresi ile hangi işe ait olduğu, isteklinin adı, soyadı veya ticarî unvanı ile açık adresi yazılacaktır. Posta ile gönderilecek tekliflerin ilanda belirtilen saate kadar İsdemir A.Ş. Haberleşme ve Arşiv Şefliğine ulaşması şarttır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.

İsdemir’e verilen teklifler herhangi bir sebeple geri alınamaz.

Saat ayarında; Türkiye Radyo Televizyon (TRT) idaresinin saat ayarı esastır.

Teklif Dosyalarının Açılması :

Madde 9. İkinci etapta muhafaza altına alınan Teklif dosyalarını içeren zarflar İhale Komisyonunca, ...../...../199... .......günü saat 14.30’da isteklilerin veya bunların noter tasdikli vekâletnameyi haiz kanunî temsilcilerinden hazır bulunanların huzurunda açılacaktır. Uygun Bedelin Tercihinde Kullanılacak Kriterler Hakkında Tebliğ Hükümlerine göre yapılacak ihalelerde, teklif dosyalarının açılmasından önce, belge komisyonunca gizli ve mühürlü bir zarf içerisinde İhale Komisyonuna teslim edilmiş bulunan ihaleye katılmaya hak kazanan isteklileri gösterir liste, ihalede hazır bulunan istekliler önünde, İhale Komisyonunca okunup tutanağa geçirilir ve ihaleye katılmaya hak kazanamayanlar teklif dosyaları açılmadan imza karşılığı geri verilerek bu istekliler salondan çıkartılır.

İhaleye katılmaya hak kazanamayan istekliler, kazanamama nedenlerinin açıklanması için İhale Komisyonuna başvuruda bulunamazlar.

Bu isteklilerin, İsdemir A.Ş. Genel Müdürlüğüne yazılı olarak başvuruları halinde kendilerine gerekli açıklama yapılır.

Şartnamelerde yazılı belgeleri ile teminatı usulüne uygun ve tam olmayan isteklilerin teklif mektubunu taşıyan iç zarfları açılmayarak başkaca işleme konulmadan, diğer belgelerle birlikte kendilerine veya vekillerine iade olunur. Bunlar ihaleye katılamazlar.

İdarenin Yetkisi :

Madde 10. 17 Mart 1998 tarih ve 23289 Sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan “1998 Yılında Girişilecek Yapım İhalelerinde Uygun Bedelin Tercihinde Kullanılacak Kriterler Hakkında Tebliğ”in 4 üncü Maddesi olan “Uygun Teklifin Seçimi” aşağıdaki şekilde uygulanacaktır.

Uygun Teklifin Seçimi : Geçerli tekliflerin içinden en yüksek indirim oranını ihtiva eden teklif ihale komisyonunca (Satınalma Komisyonu veya Emanet Komisyonu) haddi layığında görüldüğü takdirde “Uygun Teklif” olarak değerlendirilir.

En yüksek indirim oranı ihale komisyonu tarafından haddi layığında bulunmadığı ve/veya serbest rekabet şartlarının oluşmadığı kanaatine varıldığı takdirde yetkili makamın onayı ile ihaleye katılan firmaların tamamından veya tenzilat sırasına göre 3 firmadan az olmamak kaydıyla bir bölümünden revize teklif istenecektir. Gerekli görüldüğü takdirde revize teklif istenmesine karar verilen firmalardan kapalı zarfla veya açık pazarlıkla, bir veya birden fazla revize teklif istenecektir.

İdare, 2886 sayılı Kanuna tabi olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta, uygun bedeli tespitte ve işi dilediğine vermekte serbesttir. Teklif sahipleri bu sebepten dolayı herhangi bir hak ve tazmiat talebinde bulunamazlar.

İsteklinin Yetkisi :

Madde 11. İstekli, teklif verildikten sonra teklifinden geri dönemez.

Ancak idare ihale gününden itibaren 30 gün içinde isteklinin teklifini red veya kabul ettiğini istekliye tebliğ edilmek üzere PTTidaresine teslim etmediği takdirde istekli sürenin bitiminden itibaren 15 gün içinde düzenlenecek bir noter ihbarnamesini düzenleme tarihinden itibaren 10 gün içinde idareye bildirmek şartıyla taahhüdünden dönebilir.

Zam ve İndirim Teklifleri :

Madde 12. Teklifler verildikten sonra indirim veya zam teklifleri kabul edilmez.

İhalenin Onayı :

Madde 13. İhale Komisyonları tarafından alınan ihale kararları karar tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde ita amirlerince onaylanır veya iptal edilir. İta amirince onaylanan ihale kararı onaylandığı günden itibaren en geç 5 iş günü içinde üzerine ihale yapılana veya vekiline imzası alınmak suretiyle bildirilecek veya iadeli taahhütlü mektupla tebligat adresine postalanacaktır. Mektubun tebliğ tarihinin bilinmemesi veya tebliğin postaya verilmesini takip eden 7 nci günden sonra yapılması veya tebliğin hiç yapılmaması hallerinde mektubun postaya verilmesini takip eden 7 nci günü, kararın istekliye tebliğ tarihi sayılacaktır.

İhale kararının ita amirince iptal edilmesi halinde de durum istekliye aynı şekilde bildirilecektir.

Sözleşme ve Kesin Teminat :

Madde 14. a) Kesin teminat miktarı ihale bedelinin % 10 oranında tespit edilip sözleşmeye kaydolunur.

b) Sözleşme yapılmasını kendisine bildirilmesini izleyen günden itibaren müteahhit 7 gün içinde öngörülen kesin teminat’ı sözleşmeyi imzalamak için idareye vermek zorundadır.

Bu zorunluluklara uyulmadığı takdirde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihale bozulur, geçici teminat gelir kaydedilir.

c) Müteahhidin talebi halinde geçici teminat kesin teminata çevrilerek, kesin teminatın geri kalanı müteahhitin hakedişlerine karşılık verilecek paralardan % 10 alıkonularak tamamlanabilir.

d) Keşfin ve sözleşmenin dışında kalmış, fakat yapılması ihaleden sonra kararlaştırılmış işler için kesin teminat artan iş veya fiyat farkı olarak ödenecek bedel oranında arttırılır. Ayrıca; asgarî ücret fiyat farkı olarak ödenecek bedel içinde ilave kesin teminat alınacaktır.

e) Müteahhitlikçe verilen kesin teminat (c) fıkrasına göre alınanlar hariç teminat olarak kabul edilen diğer değerlerle değiştirilebilir. (c) fıkrasına göre alınan nakit kat’i teminat ise kat’i teminatın geri kalan kısmının tamamının verilmesi halinde diğer değerlerle değiştirilebilir.

Vergi, Resim ve Harçlarla, Sözleşme Giderlerinin Kimin Tarafından Ödeneceği :

Madde 15. İhale ve sözleşmeye taahhüdün tamamının yapılmasına ait bütün vergi, resim ve harçlarla sözleşme giderleri müteahhide aittir. Ancak, ilgili mevzuatı uyarınca hesaplanacak katma değer vergisi idarece müteahhide ödenir. “2464 sayılı Kanun ile bunun değişikliğine dair 2589 sayılı Kanunla ödenecekler dahil her türlü resim, vergi ve harçlar ile 506 sayılı kanun ve bunun değişikliklerine dair olan kanun hükümlerine göre ödenecek primler müteahhide aittir.”

İşe Başlama ve İşi Bitirme Tarihi :

Madde 16. Sözleşmenin imzalanma tarihinden itibaren en geç (5) gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. Müteahhit taahhüdün tümünü ...../...../199 ..... gününe kadar tamamlayıp geçici ve kesin kabule hazır hale getirmeye mecburdur.

Ödeme Yeri ve Şartları :

Madde 17. Hakedişler ve Ödeme :

Sözleşme, şartname ve eklerinde belirttiği şekilde (Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin 39 uncu Maddesine göre) Müteahhit’e ayda bir defa hakediş düzenlenir ve idarece onandıktan sonra tahakkuka bağlanır.

Ancak; son aya ait hakedişin % 50’si hakedişin tanziminden sonra müteahhide ödenecektir. Son aya ait hakedişin kalan (Bloke edilen) % 50 kısmı ise bu işe ait kesin hakediş raporunun düzenlenmesini müteakip bu aya ait işçi ücretlerinin, SSK primlerinin (İdarece SSK İskenderun Sigorta Müdürlüğünden teyidi alınmak kaydıyla), Tasarrufu Teşvik primlerinin, gelir vergisi ve diğer kanunî kesintiler ile ilgili ödemelerin yapıldığına ait belgelerin idareye ibraz edilmesinden sonra müteahhite ödenecektir.

Müteahhit’in Hakedişi İsdemir A.Ş. Genel Müdürlüğü Muhasebe Müdürlüğünce ödenir.

Sözleşme Konusu İşlerin Birim Fiyatlarındaki Değişiklikler Nedeniyle Eğer Ödenecekse Fiyat Farkının Ne Şekilde Ödeneceği :

Madde 18. İhale tarihinden sonra, gerek sözleşme süresi içinde ve gerekse süre uzatımı verilerek uzatılan süre içinde cezalı çalışma süreleri hariç taahhüdün tamamen ifasına kadar SSK primleri oranları, tasarrufu teşvik primleri oranları ve matrahlarda artış ve eksilme olması halinde artış nedeniyle meydana gelen farkları (müteahhitin bu işte çalıştırdığı işçi sayısı ve brüt ücret dikkate alınarak) tamamı (İşçi ve İş veren payı) İsdemir A.Ş.’ce karşılanacaktır. Eksilme nedeniyle meydana gelen farklar (Müteahhitin bu işte çalıştıracağı işçi sayısı ve brüt ücret dikkate alınarak) müteahhitin hakedişinden kesilecektir. Bunlar dışında fiyatların yükselmesi, nakliye ücretlerinin artması gibi sebeple istinat ederek müteahhit, ilave bir ödeme isteğinde bulunmayacaktır. Bu şartlar müteahhitin teklif fiyatı içinde mütalaa edilmiştir. İlgili mevzuatı uyarınca hesaplanacak Katma Değer Vergisi müteahhite idare tarafından ayrıca ödenecektir.

Ancak; Sözleşme süresi içinde (ihale ilan tarihi dahil) olmak üzere asgarî ücretin hükümet tarafından arttırılması halinde, sözleşme ekindeki bu iş için tespit edilen (İsdemir) hizmet temini birim fiyat listesi (Ek-5) belirtilen işçilik hizmet türlerinin her birinin normal işçilik birim fiyatına (TL/Saat) asgarî ücret artış oranı kadar ilave edilecek ve fiyat farkı olarak İsdemir tarafından müteahhite ödenecektir.

Bu sözleşme konusu “Hizmet Alımı Suretiyle İşgücü Temini” işi 88/13181 sayılı kararname hükümlerine tabi değildir.

Taahhüdün Yapılamaması Hali :

Madde 19. Sözleşme yapıldıktan sonra, müteahhit’in, taahhüdünden vazgeçmesi veya taahhüdünü şartname ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi üzerine idarenin en az 10 gün süreli ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi halinde, ayrıca protesto çekmeye, hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve sözleşme fesh edilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.

Gelir kaydedilen kesin teminat müteahhit’in borcuna mahsup edilmez.

Kesin Teminatın Geri Verilmesi :

Madde 20. Taahhüdün sözleşme ve şartname hükümlerine uygun biçimde yerine getirildiği usulüne göre anlaşıldıktan ve müteahhit’in bu işten dolayı idareye herhangi bir borcu olmadığı tespit edildikten sonra, SSKprimleri ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan kanunî vergi kesintileri ve işçilerinin her türlü haklarının (Kıdem tazminatı vb.) ödendiğine dair belgelerin idareye ibrazından sonra Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesi getirmesi halinde kesin teminatın tümü müteahhite geri verilir.

Kesin Hesap :

Madde 21. Sözleşme süresi sonundan itibaren 1 (bir) ay içinde kesin hesaplar idareye teslim edilerek kesin hakediş raporu düzenlenecektir. Kesin hesaplarını zamanında tamamlaması için bu süre içinde de müteahhit veya vekili hesapların yapıldığı yerde bulunmak zorundadır. Müteahhit kesin hesapların çıkarılması için gerekli tüm belge ve bilgileri idareye verecektir. Kesin hesap yapılmadan (sözleşme madde 6 gereğince) müteahhitin son aya ait hakedişinden bloke edilen % 50 kısmı ödenmeyecektir.

Sair Hususlar :

Madde 22. Bu ihale şartnamesinde belirtilmemiş hususlarda ekli sözleşme tasarısı ve eklerindeki hükümler ile “Üretime Dayalı Birim Fiyatlı İşler Özel Şartnamesi” aynen tatbik edilecektir.

İhale Evrakının Listesi :

Madde 23. Bu işin ihale evrakı şunlardan ibarettir;

A - Üretime Dayalı Birim Fiyatlı İş Sözleşme Tasarısı

B - İhale Şartnamesine Ek Özel Şartname

C - Üretime Dayalı Birim Fiyatlı İş Özel Şartnamesi ve Ekleri

D - Keşif Özeti

E - Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi

Müteahhit bu eklere göre iş görmeyi taahhüt etmiştir.

Müteahhit bunlardan başka; “Gürültü Kontrol Yönetmeliği” hükümlerine, 1 Kasım 1988 tarih ve 19976 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan 88/13168 sayılı Kararname eki, “Kamu Kuruluşlarınca Yapılacak İşlerde İşçilerin Çalışma ile İlgili Genel Esaslar”a uymaya mecburdur.

Anlaşmazlıkların Halli :

Madde 24. Bu şartnamenin veya yapılacak sözleşmenin hüküm veya tatbikinden doğabilecek ihtilaflar dörtyol mahkemelerinde çözülecektir.

İhale Şartnamesi Madde Miktarı :

Madde 25. Bu ihale şartnamesi 25 maddeden ibarettir.

Üretime Dayalı Birim Fiyatlı Bakım Onarım ve
İşletme İşleri Kapalı Teklif Usulü İhale Şartnamesi

İhalenin Konusu ve Şekli ile Nev’i ve Miktarı :

Madde 1. “.......................” İşi, kapalı teklif usulü ile ve istenilen işçilik birim fiyatlarının her biri için geçerli olmak üzere işin tümüne indirim vermek suretiyle ihaleye konulmuştur.

Tahmin Edilen Bedel :

Madde 2. İşin tahmini keşif bedeli (......... TL.) (...............) Liradır.

İhalenin Nerede, Hangi Tarih ve Saatte Yapılacağı :

Madde 3. İhale ...../...../199.... ........günü saat 14.30’da satınalma toplantı salonunda toplanacak ihale komisyonunca (Satınalma Komisyonu veya Emanet Komisyonu) yapılacaktır. İhale dosyası (Yeterlik başvuru dosyası ve teklif dosyasını içeren müştürek zarf) en geç ...../...../199.... ......... günü saat 10.00’a kadar İsdemir A.Ş. Haberleşme ve Arşiv Şefliğine alındı belgesi karşılığında teslim edilecektir. Saat 10.00’dan sonra verilen teklifler kabul edilmeyecektir.

İhaleye Girebilme Şartları :

Madde 4. İhaleye katılacak gerçek veya tüzel kişi veya kişilerde aşağıdaki şartlar aranır.

İsteklilerin :

A - Kanunî ikâmetgâhı olması,

B - Türkiye’de tebligat için adres göstermesi,

C - Ticaret ve/veya Sanayi Odası belgesi vermesi,

a) Gerçek kişi olması halinde ilgisine göre ticaret, sanayi odası ve esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olduğunu gösterir belge,

b)Tüzel kişi olması halinde tüzel kişiliğin idare merkezinin bulunduğu yer mahkemesinden veya siciline kayıtlı bulunduğu Ticaret ve Sanayi Odasından veya benzeri bir makamdan, ihalenin yapıldığı yıl içinde alınmış, tüzel kişiliğin sicile kayıtlı olduğuna dair belge,

c) Ortak girişim olması halinde ortak girişimi oluşturan gerçek veya tüzel kişilerin her birinin (a) ve (b) deki esaslara göre temin edecekleri belge,

D - İmza sirkülerini vermesi,

a) Gerçek kişi olması halinde noter tasdikli imza sirküleri,

b)Tüzel kişi olması halinde, tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri,

c) Ortak girişim olması halinde ortak girişimi oluşturan gerçek kişi ve tüzel kişilerin her birinin (a) ve (b) fıkralarındaki esaslara göre temin edecekleri belge,

E - İstekliler adına vekâleten iştirak ediliyor ise, istekli adına teklifte bulunacak kimselerin vekâletnameleri ile vekâleten iştirak edenin noter tasdikli imza sirküleri vermesi,

F - İhaleye katılma belgesi almaya hak kazanması :

İhaleye katılmaya yeterli olup, olmadıklarının tespiti için; örneğe uygun dilekçe ile birlikte örneklerine uygun ve “İhale Şartnamesine Ek Özel Şartname”de belirtilen esas ve açıklamalar doğrultusunda;

a) Bayındırlık ve İskân Bakanlığından alınmış (........) grubundan en az bu işin keşif bedeli kadar müteahhitlik karnesini (aslını ibraz etmek suretiyle örneğini),

b)Ticaret ve/veya Sanayi Odası belgesini,

c) İstekli şirket ise, belgelerini,

d) Ortak girişim olması halinde, noter tasdikli ortak girişim beyannamesi ile ortaklarca imzalı ortaklık sözleşmesini,

e) 1992-1996 (5 Yıl) yıllarına ait Gelir veya Kurumlar Vergileri borcu olmadığına dair vergi dairesinden 1998 yılında temin edecekleri belgeyi,

f) Malî durum bildirisi ve belgelerini,

g) Yapı araçları taahhütnamesini,

h) Teknik personel taahhütnamesini,

i) Halen taahhüdündeki işler bildirisi ve belgelerini,

j) Firmanın faaliyet süresi ile ilgili beyanı ve belgelerini,

k) Son 25 yılda yapmış olduğu benzer işler bildirisini,

l) Değerlendirmeye alınmasını istediği işlerle ilgili beyanı ve bu işlere ait belgeler ile kanıtlayıcı belge (aslını ibraz etmek şartıyla noter tasdikli suretini)

1. Kamu, kurum ve kuruluşlarına taahhüt edilerek;

a) Devam eden işlerde son hakediş raporu ile birlikte kanıtlayıcı belge olarak mukavelenin ilk ve son sayfası,

b) Biten işlerde ise, İş Bitirme Belgesi ile birlikte kanıtlayıcı belge (son hakediş veya geçici veya kesin kabul tutanağı veya mukavelenin ilk ve son sayfası)

2. Kamu Kurum ve Kuruluşları Dışında Özel Sektöre yapılan işlerde, “Yapı Ruhsatı” ve “Yapı Kullanma İzin Belgesi”

m) İş durumu ve tutumu ile ilgili yazılı beyanı, vermesi (müteahhitlik karnesinin değerlendirmeye alınmasını istediği takdirde k ve l fıkralarındaki bilgi ve belgeler aranmaz.)

n) Kullanılmamış nakit kredisi ve teminat mektubu kredisinin ayrı ayrı her ikisinin de keşif bedelinin % 10’undan az olmaması,

G - Bu şartnamenin 6/C maddesinde yazılı miktarda geçici teminat vermesi,

H - Bu şartnamenin 7 nci maddesinde yazılı esaslara göre hazırlayacağı teklifi ve dış zarf içinde bulunması öngörülen diğer belgeleri vermesi,

I - Bu işle ilgili istekli veya vekilinin ............ Müdürlüğünden alacağı yer görme belgesini vermesi,

Gerekir.

17 Mart 1998 tarih ve 23289 sayılı resmî gazetede yayınlanan “1998 yılında girişilecek Yapım İhalelerinde Uygun Bedelin Tercihinde Kullanılacak Kriterler Hakkında Tebliğ”in 3 üncü maddesinde yeralan kriterlerin her birine ayrılan puan miktarları :

a) İnşaatı süresinde bitirme durumu 40 Puan

b) İş deneyimi 60 Puan

c) Teknik personel 0 Puan

d) Ekipman 0 Puan

Toplam 100 Puan

olarak,

Alt sınır puanı ise (.........) olarak belirlenmiştir.

J - Bu işin değerlendirilmesinde, ................ işleri yapımı benzer iş olarak kabul edilecektir.

İhaleye Katılamayacak Olanlar :

Madde 5. 2886 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde yazılı kimseler doğrudan veya dolaylı olarak ihalelere katılamazlar. Bu yasağı saymayarak ihaleye girenin üzerine ihale yapılmış bulunursa ihale bozularak geçici teminatı, sözleşme yapılmışsa kesin teminatı gelir kaydolunur.

İskenderun Demir ve Çelik A.Ş. Genel Müdürlüğünde çalışanlarla çalışmakta iken bu görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanlar, ayrıldıkları tarihten başlayarak 3 yıl süreyle teşekkülde kendisinin son 2 yıl içerisindeki görev ve faaliyet alanları ile ilgili konularda, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak ayrıldıkları teşekküle karşı görev ve iş alamazlar, taahhüde giremezler, komisyonculuk ve temsicilik yapamazlar.

Ayrıca, hizmet alımı suretiyle işgücü temini veya üretime dayalı birim fiyatlı bakım ve işletme türünden taahhüt konusu bir işi bulunan müteahhitler bu işe ait ihale bedelinin % 50’sini ikmal etmeden diğer bu tür bir işin ihalesine katılamazlar. Taahhüdünde bu tür işi olmayan veya % 50’sini ikmal eden isteklilerin ihaleye iştiraklerinde, ihale aşamasında birden fazla uygun teklif vermiş olması halinde ilk işin ihalesi verilecek, diğer işlerin ihalesi ikinci uygun teklif veren istekliye verilecektir. Ancak, İsdemir tarafından davet suretiyle yapılan ihaleler için yukarıdaki hükümler uygulanmayacaktır.

İşçilerin işvereni sıfatıyla İş Kanunu, Sosyal Sigortalar Kanunu, Vergi Kanunları, Toplu Sözleşme ve Çalışma Hayatı ile ilgili diğer tüm kanun, tüzük ve yönetmeliklere göre yasal yükümlülükleri usulüne uygun olarak yerine getirmediği İsdemir’ce tespit edilen müteahhitler (Şirket ortakları ve bunların yeni kuracakları şirketler, ortak girişim ve ortak girişimin ortakları dahil) İsdemir’ce yapılacak Yapım, Üretime Dayalı Bakım Onarım ve İşletme İşleri ve Hizmet Alımı ihalelerine, bu durumun idarece tespiti ve ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren 1 (Bir) yıl süre ile katılamazlar.

Teminata İlişkin Esaslar :

Madde 6. A - Geçici veya kesin teminat olarak kabul edilecek değerler aşağıda gösterilmiştir.

a) Tedavüldeki Türk parası,

b) 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 26. ve 27 nci maddelerine uygun olarak düzenlenmiş süresiz ve limit için banka teminat mektupları,

c) Devlet tahvilleri, hazine kefaletini haiz tahviller ve hazine bonoları (nominal değerleri üzerinden)

B - Teminatların teslim yeri :

a) 6 ncı maddenin (a) ve (c) fıkralarında yazılı para ve tahvilleri teminat olarak vermek isteyenlerin, bunları doğrudan İsdemir A.Ş. Genel Müdürlüğü veznesine yatırarak alındı makbuzunu, ihale teklif dosyası içine koyacaktır.

b) 6 ncı maddenin (A/b) fıkrasında yazılı teminat mektupları ihale teklif dosyası içinde yer alacaktır.

c) Üzerlerine ihale yapılanların teminat mektupları, ihaleden sonra İsdemir A.Ş. Genel Müdürlüğü Muhasebe Müdürlüğüne teslim edilir, üzerine ihale yapılmayanların teminatları ise hemen geri verilir.

C - Geçici teminat miktarı :

İş’in I. Keşif bedelinin % 4’ü olup, bu işin geçici teminat miktarı (...........) TL’dir.

Madde 7. Teklif Dosyaları aşağıdaki belgeleri ihtiva edecek şekilde hazırlanacaktır.

İç zarf yalnız teklif mektubunu içerecektir.

Teklif mektubu aşağıdaki örneğe uygun olarak hazırlanacaktır. Bunların istekliler tarafından imzalanması ve bu şartname ve eklerinin tamamen okunup kabul edildiğinin belirtilmesi, teklif edilen indirimin rakam ve yazı ile açık olarak yazılması zorunludur. Bunlardan herhangi birine uygun olmayan veya üzerinde kazıntı, silinti veya düzeltme bulunan teklifler red olunarak hiç yapılmamış sayılır.

Teklif Mektubu Örneği :

İhale Komisyonu Başkanlığına,

..../...../199..... gününde ihalesi yapılacak olan (..........) lira keşif bedelli ............ işine ait ihale şartnamesi ve buna bağlı sözleşme tasarısı özel şartnamesi ile eklerini, birim fiyat listesini, birim fiyat tariflerini, keşif cetvelini vesair bütün evrakı okudum ve kabul ettim. İşin yapılacağı yeri ve mahallîn hususiyetini tetkik ve mahiyetine vukuf peyda ettim ve kabul ettim.

Mezkûr işi Özel Şartname eki (Ek-1) de belirtilen işçilik türleri ve miktarları gözönünde tutularak Özel Şartname eki (Ek-5)’deki işçilik birim fiyatları esaslarıyla birim fiyatlarının her birine ayrı ayrı ve tümüne şamil olmak üzere (Rakamla) % .............. (Yazıyla) yüzde ............. indirimle,

Toplam olarak ............., TL bedelle,

Yazıyla ............ bedel ile KDV hariç yapmayı kabul ve taahhüt ederim.

(Tarih, Pul ve İmza)

Adı Soyadı : .................................

Kanunî İkâmetgâh : .................................

: .................................

Not : Teklif mektubu, teklif vermeye yetkili kişi tarafından imzalanmış olmalıdır. Ortak girişim halinde teklif mektupları bütün ortaklar tarafından imzalanacaktır.

İç Zarfın Kapatılması :

Yukarıda belirtilen iç zarfta bulunması gereken belgeler hazırlanıp kanunî miktarda pul yapıştırıldıktan ve her sayfası istekli tarafından imzalandıktan sonra iç zarfa konulacak ve zarf kapatıldıktan sonra zarfın üzerine isteklinin adı, soyadı ve ticarî unvanı ve tebligata esas olarak göstereceği açık adresi yazılacaktır. Zarfın yapıştırılan yeri istekli tarafından imzalanacak veya mühürlenecektir.

B - Dış Zarf :

Dış zarf aşağıdaki belgeleri içerecektir.

a) İç zarf,

b) Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya esnaf ve sanatkârlar sicil kayıt belgeleri,

c) Noter tasdikli imza sirküleri,

d) Noter tasdikli vekâletname (gerekiyorsa),

e) Teminata ait alındı veya banka teminat mektubu,

f) Noter tasdikli ortak girişim beyannamesi ve eki ortaklık sözleşmesi,

g) İhale şartnamesi ve ekleri (İhale şartnamesine ekli bütün evrakın sayfaları, istekli tarafından ayrı ayrı imzalanmış olacaktır.)

h) Yer görme belgesi

Dış Zarfın Kapatılması :

Yukarıda belirtilen belgeler ve iç zarf ikinci bir zarfa konularak kapatılacaktır. Bu zarfın üzerine isteklinin adı, soyadı veya ticarî unvanı ile açık adresi ve teklifin hangi işe ait olduğu yazılarak kapatılacaktır.

Teklif Dosyası ve yeterlik başvuru dosyasını içeren müşterek zarflar İhale Komisyonunca aynı gün saat 10.30’da isteklilerin huzurunda açılacak, teklif dosyasını içeren zarflar bilahare açılmak üzere teklif sahipleri önünde mühürlenerek ve bir tutanakla tespit edilerek İhale Komisyonunca muhafaza altına alınacaktır. Birinci etapta yeterlik başvuru dosyasını içeren zarf isteklilerin huzurunda açılacak, sıra numarası verilmiş belgelerin tespiti yapılacak, salonda bulunan istekliler tarafından müteahhitlik karnesi ile değerlendirilmesi beyan edilen işlerin belgelerinin aslı ibraz edilecektir.

İhale dosyaları iadeli taahhütlü olarak da gönderilebilir. Bu takdirde zarfın üzerine İsdemir A.Ş. Genel Müdürlüğü adresi ile hangi işe ait olduğu, isteklinin adı, soyadı veya ticarî unvanı ile açık adresi yazılacaktır. Posta ile gönderilecek tekliflerin ilanda belirtilen saate kadar İsdemir A.Ş. Haberleşme ve Arşiv Şefliğine ulaşması şarttır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.

İsdemir’e verilen teklifler herhangi bir sebeple geri alınamaz.

Saat ayarında; Türkiye Radyo Televizyon (TRT) idaresinin saat ayarı esastır.

Teklif Dosyalarının Açılması :

Madde 9. İkinci etapta muhafaza altına alınan Teklif dosyalarını içeren zarflar İhale Komisyonunca, ...../...../199... .......günü saat 14.30’da isteklilerin veya bunların noter tasdikli vekâletnameyi haiz kanunî temsilcilerinden hazır bulunanların huzurunda açılacaktır. Uygun Bedelin Tercihinde Kullanılacak Kriterler Hakkında Tebliğ Hükümlerine göre yapılacak ihalelerde, teklif dosyalarının açılmasından önce, belge komisyonunca gizli ve mühürlü bir zarf içerisinde İhale Komisyonuna teslim edilmiş bulunan ihaleye katılmaya hak kazanan isteklileri gösterir liste, ihalede hazır bulunan istekliler önünde, İhale Komisyonunca okunup tutanağa geçirilir ve ihaleye katılmaya hak kazanamayanlar teklif dosyaları açılmadan imza karşılığı geri verilerek bu istekliler salondan çıkartılır.

İhaleye katılmaya hak kazanamayan istekliler, kazanamama nedenlerinin açıklanması için İhale Komisyonuna başvuruda bulunamazlar.

Bu isteklilerin, İsdemir A.Ş. Genel Müdürlüğüne yazılı olarak başvuruları halinde kendilerine gerekli açıklama yapılır.

Şartnamelerde yazılı belgeleri ile teminatı usulüne uygun ve tam olmayan isteklilerin teklif mektubunu taşıyan iç zarfları açılmayarak başkaca işleme konulmadan, diğer belgelerle birlikte kendilerine veya vekillerine iade olunur. Bunlar ihaleye katılamazlar.

İdarenin Yetkisi :

Madde 10. 17 Mart 1998 tarih ve 23289 Sayılı Resmî Gazetede yayınlanan “1998 Yılında Girişilecek Yapım İhalelerinde Uygun Bedelin Tercihinde Kullanılacak Kriterler Hakkında Tebliğ”in 4 üncü Maddesi olan “Uygun Teklifin Seçimi” aşağıdaki şekilde uygulanacaktır.

Uygun Teklifin Seçimi : Geçerli tekliflerin içinden en yüksek indirim oranını ihtiva eden teklif ihale komisyonunca (Satınalma Komisyonu veya Emanet Komisyonu) haddi layığında görüldüğü takdirde “Uygun Teklif” olarak değerlendirilir.

En yüksek indirim oranı ihale komisyonu tarafından haddi layığında bulunmadığı ve/veya serbest rekabet şartlarının oluşmadığı kanaatine varıldığı takdirde yetkili makamın onayı ile ihaleye katılan firmaların tamamından veya tenzilat sırasına göre 3 firmadan az olmamak kaydıyla bir bölümünden revize teklif istenecektir. Gerekli görüldüğü takdirde revize teklif istenmesine karar verilen firmalardan kapalı zarfla veya açık pazarlıkla, bir veya birden fazla revize teklif istenecektir.

İdare, 2886 sayılı Kanuna tabi olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta, uygun bedeli tespitte ve işi dilediğine vermekte serbesttir. Teklif sahipleri bu sebepten dolayı herhangi bir hak ve tazmiat talebinde bulunamazlar.

İsteklinin Yetkisi :

Madde 11. İstekli, teklif verildikten sonra teklifinden geri dönemez.

Ancak idare ihale gününden itibaren 30 gün içinde isteklinin teklifini red veya kabul ettiğini istekliye tebliğ edilmek üzere PTTidaresine teslim etmediği takdirde istekli sürenin bitiminden itibaren 15 gün içinde düzenlenecek bir noter ihbarnamesini düzenleme tarihinden itibaren 10 gün içinde idareye bildirmek şartıyla taahhüdünden dönebilir.

Zam ve İndirim Teklifleri :

Madde 12. Teklifler verildikten sonra indirim veya zam teklifleri kabul edilmez.

İhalenin Onayı :

Madde 13. İhale Komisyonları tarafından alınan ihale kararları karar tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde ita amirlerince onaylanır veya iptal edilir. İta amirince onaylanan ihale kararı onaylandığı günden itibaren en geç 5 iş günü içinde üzerine ihale yapılana veya vekiline imzası alınmak suretiyle bildirilecek veya iadeli taahhütlü mektupla tebligat adresine postalanacaktır. Mektubun tebliğ tarihinin bilinmemesi veya tebliğin postaya verilmesini takip eden 7 nci günden sonra yapılması veya tebliğin hiç yapılmaması hallerinde mektubun postaya verilmesini takip eden 7 nci günü, kararın istekliye tebliğ tarihi sayılacaktır.

İhale kararının ita amirince iptal edilmesi halinde de durum istekliye aynı şekilde bildirilecektir.

Sözleşme ve Kesin Teminat :

Madde 14. a) Kesin teminat miktarı ihale bedelinin % 10 oranında tespit edilip sözleşmeye kaydolunur.

b) Sözleşme yapılmasını kendisine bildirilmesini izleyen günden itibaren müteahhit 7 gün içinde öngörülen kesin teminat’ı sözleşmeyi imzalamak için idareye vermek zorundadır.

Bu zorunluluklara uyulmadığı takdirde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihale bozulur, geçici teminat gelir kaydedilir.

c) Müteahhitin talebi halinde geçici teminat kesin teminata çevrilerek, kesin teminatın geri kalanı müteahhitin hakedişlerine karşılık verilecek paralardan % 10 alıkonularak tamamlanabilir.

d) İlave işler ve keşif artışından dolayı hesaplanan miktarın ihale tenzilatına tabi tutarak kalan meblağ üzerinden ilave kesin teminat (% 10 oranında) alınacaktır. Ayrıca; asgarî ücret fiyat farkı olarak ödenecek bedel için de aynı oranda ilave kesin teminat alınacaktır.

c) Müteahhitlikçe verilen kesin teminat (c) fıkrasına göre alınanlar hariç teminat olarak kabul edilen diğer değerlerle değiştirilebilir. (c) fıkrasına göre alınan nakit kat’i teminat ise kat’i teminatın geri kalan kısmının tamamının verilmesi halinde diğer değerlerle değiştirilebilir.

Vergi, Resim ve Harçlarla, Sözleşme Giderlerinin Kimin Tarafından Ödeneceği :

Madde 15. İhale ve sözleşmeye taahhüdün tamamının yapılmasına ait bütün vergi, resim ve harçlarla sözleşme giderleri müteahhide aittir. Ancak, ilgili mevzuatı uyarınca hesaplanacak katma değer vergisi idarece müteahhide ödenir. “2464 sayılı Kanun ile bunun değişikliğine dair 2589 sayılı Kanunla ödenecekler dahil her türlü resim, vergi ve harçlar ile 506 sayılı Kanun ve bunun değişikliklerine dair olan Kanun hükümlerine göre ödenecek primler müteahhide aittir.”

İşe Başlama ve İşi Bitirme Tarihi :

Madde 16. Sözleşmenin imzalanma tarihinden itibaren en geç (5) gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. Müteahhit taahhüdün tümünü ..../..../199.... gününe kadar tamamlayıp geçici ve kesin kabule hazır hale getirmeye mecburdur.

Ödeme Yeri ve Şartları :

Madde 17. – Hakedişler ve ödeme :

Sözleşme, şartname ve eklerinde belirttiği şekilde (Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin 39 uncu Maddesine göre) müteahhite ayda bir defa hakediş düzenlenir ve idarece onandıktan sonra tahakkuka bağlanır.

Ancak; son aya ait hakedişin % 50’si hakedişin tanziminden sonra müteahhite ödenecektir. Son aya ait hakedişin kalan (Bloke edilen) % 50 kısmı ise bu işe ait kesin hakediş raporunun düzenlenmesini müteakip bu aya ait işçi ücretlerinin, SSK primlerinin (İdarece SSK İskenderun Sigorta Müdürlüğünden teyidi alınmak kaydıyla), Tasarrufu Teşvik primlerinin, Gelir Vergisi ve diğer kanunî kesintiler ile ilgili ödemelerin yapıldığına ait belgelerin idareye ibraz edilmesinden sonra müteahhite ödenecektir.

Müteahhitin hakedişi İSDEMİR A.Ş. Genel Müdürlüğü Muhasebe Müdürlüğünce ödenir.

Sözleşme Konusu İşlerin Birim Fiyatlarındaki Değişiklikler Nedeniyle Eğer Ödenecekse Fiyat Farkının Ne Şekilde Ödeneceği :

Madde 18. – İhale tarihinden sonra, gerek sözleşme süresi içinde ve gerekse süre uzatımı verilerek uzatılan süre içinde cezalı çalışma süreleri hariç taahhüdün tamamen ifasına kadar SSK primleri oranları, Tasarrufu Teşvik primleri oranları ve matrahlarda artış ve eksilme olması halinde artış nedeniyle meydana gelen farkları (Müteahhitin sözleşmeye göre bu işte çalıştırılacağı asgari işçi sayısı ve brüt ücret dikkate alınarak) tamamı (İşçi+işveren payı) İSDEMİR A.Ş.’ce karşılanacaktır. Eksilme nedeniyle meydana gelen farklar (Müteahhitin sözleşmeye göre bu işte çalıştıracağı asgarî işçi sayısı ve brüt ücret dikkate alınarak) müteahhitin hakedişinden kesilecektir.

Bunlar dışında fiyatların yükselmesi, nakliye ücretlerinin artması gibi sebeple istinat ederek müteahhit, ilave bir ödeme isteğinde bulunmayacaktır. Bu şartlar müteahhitin teklif fiyatı içinde mütalaa edilmiştir. İlgili mevzuatı uyarınca hesaplanacak Katma Değer Vergisi müteahhite idare tarafından ayrıca ödenecektir.

Ancak; Sözleşme süresi içinde (ihale ilan tarihi dahil) olmak üzere asgari ücretin Hükümet tarafından artırılması halinde, sözleşme ekindeki bu iş için tespit edilen Üretime Dayalı Birim Fiyat Listesindeki iş kalemlerinin her birine asgari ücret artış oranı kadar ilave edilecek ve ihale tenzilatına tabi tutulduktan sonra fiyat farkı olarak İSDEMİR tarafından müteahhite ödenecektir.

Bu sözleşme konusu “Üretime Dayalı Birim Fiyatlı Bakım Onarım ve İşletme” işi 88/13181 sayılı kararname hükümlerine tabi değildir.

Taahhüdün Yapılamaması Hali :

Madde 19. – Sözleşme yapıldıktan sonra, müteahhitin taahhüdünden vazgeçmesi halinde ayrıca protesto çekmeye, hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve sözleşme fesh edilir.

Gelir kaydedilen kesin teminat müteahhitin borcuna mahsup edilmez.

Kesin Teminatın Geri Verilmesi :

Madde 20. – Taahhüdün sözleşme ve şartname hükümlerine uygun biçimde yerine getirildiği usulüne göre anlaşıldıktan ve müteahhitin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcu olmadığı tespit edildikten sonra, SSK primleri ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan kanunî vergi kesintileri ve işçilerinin her türlü haklarının (Kıdem tazminatı vb.) ödendiğine dair belgelerin idareye ibrazından sonra Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesi getirmesi halinde kesin teminatın tümü müteahhite geri verilir.

Kesin Hesap :

Madde 21. – Sözleşme süresi sonundan itibaren 1 (bir) ay içinde kesin hesaplar idareye teslim edilerek kesin hakediş raporu düzenlenecektir. Kesin hesapların zamanında tamamlanması için bu süre içinde de müteahhit veya vekili hesapların yapıldığı yerde bulunmak zorundadır. Müteahhit kesin hesapların çıkarılması için gerekli tüm belge ve bilgileri idareye verecektir. Kesin hesap yapılmadan müteahhitin son aya ait hakedişinden bloke edilen (sözleşme madde 6 gereğince) % 50 kısmı ödenmeyecektir.

Sair Hususlar :

Madde 22. – Bu ihale şartnamesinde belirtilmemiş hususlarda ekli sözleşme tasarısı ve eklerindeki hükümler ile “Hizmet Alımı Suretiyle İşgücü Temini Özel Şartnamesi” aynen tatbik edilecektir.

İhale Evrakının Listesi :

Madde 23. – Bu işin ihale evrakı şunlardan ibarettir;

A) Hizmet Alımı Suretiyle İşgücü Temini Sözleşme Tasarısı

B) İhale Şartnamesine Ek Özel Şartname

C) Hizmet Alımı Suretiyle İşgücü Temini Özel Şartnamesi ve Ekleri (EK-2, EK-3, EK-4, EK-5, EK-6)

D) Keşif Özeti (EK-1)

E) Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi

Müteahhit bu eklere göre iş görmeyi taahhüt etmiştir.

Müteahhit bunlardan başka; “Gürültü Kontrol Yönetmeliği” hükümlerine, 1 Kasım 1988 tarih ve 19976 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan 88/13168 sayılı Kararname eki, “Kamu Kuruluşlarınca Yapılacak İşlerde İşçilerin Çalışma Şartları İle İlgili Genel Esaslar”a uymaya mecburdur.

Anlaşmazlıkların Halli :

Madde 24. – Bu şartnamenin veya yapılacak sözleşmenin hüküm ve tatbikinden doğabilecek ihtilaflar Dörtyol Mahkemelerinde çözülecektir.

İhale Şartnamesi Madde Miktarı :

Madde 25. – Bu ihale şartnamesi 25 maddeden ibarettir.

EK–3

1999 Yılında İhale Alan Firmalar

– Öztürk İnş. Taah. Maden Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. (Pilot) Önka Temizlik İnş. Gıda Tic. Ltd. Şti. (Özel Ortak)

– Umut Yapı Taah. Boru. Orm. ve Akaryakıt Ürn. Madencilik San. ve Tic. A.Ş.

– Santes İnş. Çiç. Akv. ve Tic. Ltd. Şti.

– Tuna İnş. San. A.Ş.

– Haşimi İnş. Taah. İth. İhr. Araç İnş. Malz. Elek. Beyaz Eşya Nak. ve Tic. Ltd. Şti.

– Faysal Ekmen

– Ekinci İnş. Turz. Gıda San. ve Tic. A.Ş.

– Dalkılıç İnş. Müh. ve İnş. Malz. Tic. San. Ltd. Şti.

– C.E.S. Coşkun Müh. ve Tic. Ltd. Şti.

– Paneltes Pano Elek. Tes. ve Müh. Ltd. Şti.

– San. İnş. Tic. Ltd. Şti.

– Türkmen İnş. Taah. Tic ve San. Ltd. Şti.

– Emekçi İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.

– Gentaş Sfero Dök. San. ve Tic. Ltd. Şti.

– Ali Yünsel

– Tem. İnş. Nak. ve Tic. Ltd. Şti.

– İntaş Nak. Taah. İnş. Malz. İth. İhr. San. ve Kömür Tic. Ltd. Şti.

– Dündar Tic. San. ve Ltd. Şti.

– Özimko İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.

– Teryap Ltd. Şti.

– DKY Telekomünikasyon Yapı San. A.Ş.

– Cengiz İnal

– Günmen Ltd. Şti.

– Delkar İnş. Nak. Turz. Tic. San. Ltd. Şti.

– Abdulhalik Ekmen İnş. Müh. Müt.

– Erin Yapı İnş. Taah. İth. İhr. Ltd. Şti.

– Haktok İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti.

– Korkmaz Yapı İnş. Ltd. Şti.

– Türkay Mak. Mont. İnş. Nak. Tah. Beyaz Eşya, Temizlik, Müth. Ltd. Şti.

– Örnekler İnş. Taah. Tic. San. Ltd. Şti.

– Ergüvenoğlu İnş. ve Tic. Ltd. Şti.

– Semtaş Elek. Mak. İnş. Müt. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.

– Fenni İnş. A.Ş.

– Uzunlar İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.

– Pırıl İnş. Tic. Ltd. Şti.

EK–4

1999 Yılına Ait Müteahhit İşçilerin Asgari Aylık Brüt Ücretleri

Sıra 01.01.1999-30.06.1999 01.07.1999-31.12.1999

No. İşçilik Hiz. Türü I. 6 Aylık Dönem İçin II. 6 Aylık Dönem için

1 Vasıfsız işçi 78 075 000.- TL. 93 600 000.- TL.

2 Erbap işçi 84 319 989.- TL. 101 085 820.- TL.

3 II. Sınıf usta 112 426 652.- TL. 134 781 094.- TL.

4 Şoför 119 297 170.- TL. 143 017 716.- TL.

5 I. Sınıf usta 119 297 170.- TL. 143 017 716.- TL.

6 Ahçı yardımcısı 112 426 652.- TL. 134 781 094.- TL.

Sıra 01.01.1999-30.06.1999 01.07.1999-31.12.1999

No. İşçilik Hiz. Türü I. 6 Aylık Dönem İçin II. 6 Aylık Dönem için

7 Aşçı 128 025 850.- TL. 153 481 970.- TL.

8 Refrakter örüm üst 135 809 834.- TL. 162 813 689.- TL.

9 Operatör makinist 135 809 834.- TL. 162 813 689.- TL.

10 Özel mak. ve vinç opr. 191 678 400.- TL. 229 790 925.- TL.

11 Formen 170 982 200.- TL. 204 979 580.- TL.

12 Tekniker 195 840 000.- TL. 234 780 000.- TL.

13 Mühendis 242 352 000.- TL. 290 540 250.- TL.

14 Uzman mühendis 301 920 000.- TL. 361 952 5000.- TL.

(İşçilere yaptırılan fazla mesai, hafta tatili çalışması ve bayram tatili çalışması varsa bu ücretlere ilave edilmektedir.)

Madde 8/g) Kıdem Tazminatı : Müteahhit sözleşme süresi sonunda bu işte çalıştırdığı işçilerinin hakedilen kıdem tazminatını çalışılan her ay için son aya ait brüt ücretlerinin 1/12’si üzerinden ödemek zorundadır. Müteahhit sözleşme süresi sonunda kıdem tazminatı hak kazanan tüm işçilerinden kıdem tazminatlarını aldıklarına dair yazılı belge alacak ve idareye ibraz edecektir.

Bu belgeler idareye ibraz edilmez ise sözleşme süresi sonundan itibaren 1 (bir) ay sonra müteahhitin kesin teminatı kıdem tazminatı tutarı kadar çözülerek, müteahhitten kıdem tazminatı alacağı olan işçilere idare tarafından res’en ödenir.

Müteahhit işçilerine ait kıdem tazminatı, bu işin Birim Fiyatları içerisinde kabul edilmiş olup, idare tarafından kıdem tazminatı adı altında müteahhite ayrıca hiçbir şekilde ödeme yapılmayacaktır. İdare işçiye kıdem tazminatı veya herhangi bir tazminat adı altında bu tür bir ödeme yapmak zorunda kalırsa, yaptığı bu ödemeyi müteahhite rücü edecektir. Şeklinde yer almış olup, kıdem tazminatı taahhüt konusu işin birim fiyatları içerisinde kabul edilmiş olup müteahhitlerden kıdem tazminatı kesinti işlemleri yapılmaktadır. Bazı firmaların bu konuda mahkemeye gitmeleri ve teminat mektuplarına ihtiyati tedbir koydurmaları nedeniyle bu işlemler tamamen sonuçlandırılamamıştır.

1999 yılına ait Hizmet Alımı Suretiyle İşgücü Temini ve Üretime Dayalı Birim Fiyatlı Bakım Onarım ve İşletme İşlerimizin Özel Şartnamelerinde :

Madde 8/g):Kıdem Tazminatı, müteahhit sözleşme süresi içinde veya sonunda bu işte çalıştırdığı ve işyeri ile ilişiği kıdem tazminatının ödenmesini gerektirecek şekilde son bulan ve hizmet yılı itibariyle kıdem tazminatı hakkını kazanan işçilerin İş Yasasına göre ve bu sözleşme dönemine ait çalıştığı süreye göre hesaplanacak kıdem tazminatını işçiye ödemek ve sözkonusu ödemeyi yaptığına dair belgeyi idareye ibraz etmek zorundadır. Bu belgeyi idareye ibraz etmek ise son hakedişin % 50 tutulan bedelinden veya hakediş raporundan kesilir ve işçiye ödenir.

Sözleşme süresi sonunda işyeri ile ilişiği kesilmeyen işçilerin kıdem tazminatına mahsuben işbu sözleşme dönemine ait olmak ve İş Yasasına göre hesaplanacak bedeli ilerde hak edilen işçilere ödenmek ve oluşturulacak hesap veya fonda değerlendirilmek üzere son hakedişin % 50 tutulan bedelinden veya hakediş raporundan kesilir.

Müteahhit işçilerine ait kıdem tazminatı, bu işin Birim Fiyatları içerisinde kabul edilmiş olup, İdare tarafından kıdem tazminatı adı altında müteahhit ayrıca hiçbir şekilde ödeme yapılmayacaktır. İdare işçiye işten ayrılışı ile ilgili herhangi bir ödeme yapmak zorunda kalırsa yaptığı bu ödemeyi müteahhide rücü edecektir. (Kıdem tazminatı hariç) şeklinde yer almış olup kıdem tazminatı taahhüt konusu işin birim fiyatları içerisinde kabul edilmiş olup müteahhitlerin henüz son hakedişleri düzenlenmediği için 1999 yılı için fiili uygulaması yapılmamıştır.

29.—Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan’ın, yazılı soru önergeleriyle ilgili yapılan yazışmaların geciktiği iddiasına ilişkin sorusu ve TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut’un cevabı (7/1010)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Yıldırım Akbulut tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Namık Kemal Atahan

Hatay

Bilindiği üzere yazılı sorularla ilgili olarak, TBMM İçtüzüğünün 99 uncu maddesinde belirtilen süre, önergenin Bakanlığa sevk edildiği tarihten itibaren işlemeye başlamaktadır. (İçtüzük 99/2). O nedenle, soru önergeleriyle ilgili işlemlerin hızlı yapılması gerekmektedir.

Oysa, 17.11.1999 tarihinde İçişleri Bakanlığına yönelttiğim (7/917-2752) Esas No.lu yazılı soru önergesi makamınızda yaklaşık 13 gün bekledikten sonra 1.12.1999’da Bakanlığa gönderilmiştir. Bu gecikmenin sebebi nedir? Özel kaleminizde bu konuda size teknik yardım sağlayan bir görevli yok mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Genel Sekreterliği

Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı 3.1.2000

KAN. KAR. MD.

Sayı :A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1010-3036/7638

Sayın Namık Kemal Atahan

Hatay Milletvekili

İlgi :8.12.1999 tarihli yazılı soru önergeniz.

Yazılı soru önergeleriyle ilgili yapılan yazışmaların geciktiği iddiasına ilişkin ilgi önergenizde yeralan sorularınız aşağıda cevaplandırılmıştır.

Bilgilerinizi rica ederim.

Saygılarımla.

Yıldırım Akbulut

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

Cevap :17.11.1999 tarihli yazılı soru önergeniz, 18.11.1999 tarihinde TBMM Genel Evrak ve Arşiv Müdürlüğüne 6983 sayı ile teslim edilmiştir.

Yazılı soru önergeleri, Başkanlığımızca incelendikten sonra İçtüzüğün 51 inci maddesine göre Gelen Kâğıtlar Listesinde yayımlanmaktadır.Gelen Kâğıtlar, ancak Meclisin toplantı günleri yayımlanabilmekte ve dağıtılabilmektedir. Önergeniz, bu işlemler tamamlandıktan sonra 1.12.1999 tarihinde yöneltildiği bakanlığa gönderilmiştir.

30.—Afyon Milletvekili Halil İbrahim Özsoy’un pancar ekiminde uygulanan kotalara ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun cevabı (7/1013)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını delaletlerinize arz ederim.

Dr. H. İbrahim Özsoy

Afyon

2 seneden beri pancar ekiminde sıkıntılar devam etmektedir.

Kota uygulamaları ve üretim eksikliğinin tahsili gibi konularda ne düşünülmektedir?

T. C.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği 14.1.2000

Sayı :B.14.0.BHİ.01-18

Konu :Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :13.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1013-3045/7653 sayılı yazınız.

Afyon Milletvekili Halil İbrahim Özsoy’un, “Pancar ekiminde uygulanan kotalara” ilişkin olarak tarafımdan cevaplandırılmasını istediği (7/1013) esas nolu yazılı soru önergesiyle ilgili cevabımız ekte takdim edilmiştir.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Ahmet Kenan Tanrıkulu

Sanayi ve Ticaret Bakanı

Afyon Milletvekili Sayın Halil İbrahim Özsoy’un Yazılı Sorularına İlişkin Cevaplarımız

Şeker üretiminde politikamız iç tüketimin yerli üretimle karşılanması şeklindedir. Bunda temel gerekçe, sektörün ülke ekonomisine katkılarının yanısıra dünya şeker fiyatlarının, kamış şekeri fiyatları nedeniyle, ülkemiz fiyatlarına göre düşük olmasıdır. Tarım ve sanayi kesimi ile bu kesimlerle ilişkili sektörlerin canlı tutulması ülke ekonomisi açısından büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle sektör yüksek vergi oranları ile korunmaktadır. İhracat ise düşük dünya fiyatlarına karşı destek gerektirdiğinden avantajlı görülmemektedir.

Ülkemizde pancar üretimi, uzun yıllardan beri fiyat ve destek mekanizmaları ile dengelenmeye çalışılmış, ancak istenilen sonuca ulaşılamamıştır. Bunun neticesinde ülkemiz dönemsel olarak şeker ithalatçısı yada ihracatçısı olma konumundan kurtulamamıştır.

Şeker üretiminde istikrarın sağlanması, pancar üretiminin kontrol altına alınması ile mümkündür. Pancarda uygulanan fiyat ve destek politikalarının üretimin istikrarı için yetersiz kalması, fiyat dışında bazı mekanizmaların da uygulamaya konulmasını gerekli kılmaktadır.

Bu nedenle, şeker üretiminde istikrarın, kendi kendine yeterliliğin ve AB’ye uyumun sağlanmasına yönelik olarak 1998 yılından itibaren “Pancar Üretiminde Kontenjan Uygulaması”na geçilmiştir.

Bu uygulamaya göre; her bir üretici taahhüt ettiği firesi düşürülmüş miktardaki şeker pancarını fabrikasına teslim etmekle yükümlüdür. Fabrika yönetimince oluşturulacak komisyonca tespit edilecek mücbir sebepler dışında üreticilerin teslim edecekleri pancar miktarı taahhütlerinden her yıl Bakanlar Kurulunca belirlenecek % oran (tolerans) kadar fazla veya eksik olabilir. Teslim edilen pancar miktarının toleransın üzerinde olması halinde fazla pancara ortalama fiyatın belirli oranında düşük fiyatlandırılmaktadır. Eksik teslimat yapılması halinde, noksan pancar bedelinin belirli oranında bedelden kesinti yapılmaktadır.

Bu uygulama ile;

* Pancar üretiminin şekerdeki iç talep doğrultusunda arttırılarak şeker üretiminin garanti altına alınması,

* Fabrikaların verimlilik ilkelerine göre optimal kapasite ile çalıştırılması,

* Üreticilerimize düzenli ve haklı gelir sağlanması,

* Desteklerin rasyonel kullanılması,

* Uluslararası taahütlerimiz çerçevesinde öngörülen tarım politikalarına uyum sağlanması,

*İstikrarlı üretimin sağlanması, suretiyle yerli ve yabancı sermayenin sektöre girmesine uygun ortam hazırlanması,

*Şekerde pazar büyümesine uyum sağlanması,

öngörülmektedir.

1999 yılında TŞFAŞ ve Bağlı Ortaklıkları için 15 milyon 700 bin ton pancar üretim kotası belirlenmiş ve dağıtılmış olmasına karşın üretim 13 milyon 200 bin ton olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılı için 12.5 milyon ton pancar üretim kotası tespit edilmiştir.

1998 yılından itibaren uygulanmakta olan “Kontenjan” giderek daralmakta ve üretim miktarı azaltılmaya çalışılmaktadır. Bakanlığımız, uygulama sonuçlarını dikkatle değerlendirerek, 2000 yılı için özellikle hiç kontenjan alamayan mağdurlara ve gelecekte sistemin geneline yönelik iyileştirme çalışmalarına başlamıştır.

31. —Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, üniversite giriş sınavlarında liselere uygulanan farklı taban puanlara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/1015)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Metin Bostancıoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Saffet Arıkan Bedük

Ankara

Sanayimizin temelini oluşturan KOBİ’ler, yeterli devlet desteği sağlanamadığı için çok zor bir dönemden geçmektedir. Bilindiği gibi, KOBİ’ler personel ihtiyacını genellikle meslek liselerinden temin etmektedir.Ancak meslek lisesi öğrencilerine üniversite giriş sınavında yapılan haksız ve adil olmayan uygulamalar nedeniyle meslek liseleri hızla boşalmaktadır.

1. Düz liseyi bitiren öğrenciler ile, Turizm Meslek Lisesi, Ticaret Lisesi vb. lise mezunu öğrencilere üniversite giriş sınavında ne kadar ek ve tabana puan verilmektedir.

2. Üniversite giriş sınavında farklı liselere uygulanan, farklı taban puan sistemini eşitlik ve adalet ilkesiyle bağdaştırabiliyor musunuz?

3. Yanlış uygulamalar sonucunda Meslek Lisesi öğrencileri normal liselere yönelmekte, bunun sonucunda Meslek Liseleri hızla öğrenci kaybetmektedir. Türkiye’nin Meslek Liselerine olan ihtiyacı tamamlanmış ise, önümüzdeki yıllarda KOBİ’lerin ve Türk sanayicisinin ihtiyacı olan kalifiye eleman nereden ve ne şekilde karşılanacaktır?

4. Son yıllarda üniversite giriş sınavında uygulanan farklı liselere farklı taban puan sistemindeki yanlışlığın ve eşitsizliğin giderilmesi için herhangi bir çalışma yapılmakta mıdır? Yoksa bu yanlış sistem ve uygulamalarda ısrar edilecek midir?Uygulanan bu sistem Türkiye’ye ve Türk gençliğine ne gibi yenilikler kazandırmıştır ve kazandıracaktır?

T. C.

Millî Eğitim Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon 4.1.2000

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.08.0.APK.0.03.05.00-03/19

Konu :Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMM Başkanlığının 16.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-3188-7/1015-3101/7716 sayılı yazısı.

Ankara Milletvekili Sayın Saffet Arıkan Bedük’ün “Üniversite giriş sınavlarında liselere uygulanan farklı taban puanlarına ilişkin” yazılı soru önergesi incelenmiştir.

1. Yükseköğretim Kurulu 30.7.1998 tarihinde aldığı kararla, ortaöğretimde okunan alan/kol/bölümlerle aynı alandaki yükseköğretim programları tercih edildiği takdirde, sınav puanlarına eklenecek olan ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarının daha yüksek bir katsayı ile çarpılmasını öngörmüştür. Ortaöğretimde hangi alandan mezun olanların hangi yükseköğretim programlarına girerken ortaöğretim başarı puanlarının daha yüksek bir katsayıyla çarpılacağı, 1999 Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) kılavuzunda yer almıştır. Bu kılavuzda belirtildiği gibi, yükseköğretime girişte, adayların ağırlıklı ortaöğretim başarı puanları, ortaöğretimdeki alanları ile ilgili bir yükseköğretim programına yerleşirken 0,5 diğer alanlardaki yükseköğretim pogramlarına yerleşirken 0,2 katsayısı ile çarpılmıştır. Teknik ve meslek lisesi mezunlarının ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarının kendi alanlarındaki bir yükseköğretim programına yerleşirken ayrıca 0,15 katsayısıyla çarpılması da Yükseköğretim Kurulunun aldığı kararlar arasındadır.

2. Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı uygulaması, öğrencilerin kendi okullarında öğrenci kümeleri içindeki kişisel başarılarını, o okuldaki eğitimin diğer okullara göre kalitesini ve sosyal adalet ile fırsat eşitliğini en iyi dengeleyen sistemdir. Yeni düzenlemede hiç kimseye bir yasak konmamıştır. İsteyen her istediği yükseköğretim programına başvurabilmektedir.

Bu uygulama 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun 6 ve 31 inci maddelerine de uygundur. Sistemden mağdur olduklarını ileri süren çok sayıda aday Danıştay nezdinde dava açmış, alınan kararlarda yapılan uygulamanın hukuka uygun olduğu ifade edilmiştir.

3-4 Yeni sınav sistemi ile meslekî ve teknik lise çıkışlı öğrencilerin yükseköğretime geçişte önlerinin tıkandığı yolundaki sav doğru değildir. Kendi alanlarında yükseköğretime devam eden öğrenciler büyük avantajlara sahiptirler. 1999 yılında meslekî ve teknik lise çıkışlı adayların meslek yüksek okullarına girişlerinde çok önemli bir artış meydana gelmiştir. Ağırlıklı ortaöğretim başarı puanınına ortaöğretimdeki alanla ilgili bir yükseköğretim programına yerleşirken daha yüksek bir katsayı ile çarpılmasının amacı;

a) Öğrencileri lise veya meslek liselerinin ilk yıllarından itibaren kendi yetenek ve ilgilerini göz önünde tutarak daha dikkatli bir alan seçimi için yönlendirmek,

b) Öğrencileri yönlendikleri alandaki öğrenimlerine ağırlık vererek bir alanda daha derinliğine bilgi ve beceri kazanmaya teşvik etmek,

c) Ortaöğretim başarı puanının ağırlığının artması öğrencilerin okullarına daha çok bağlanmalarını, öğrenmeyi ön planda tutarak öğretmenlerinden daha yüksek not almak için çaba göstermelerini sağlamaktır.

Bilgilerinize arz ederim.

Metin Bostancıoğlu

Millî Eğitim Bakanı

32. —Kocaeli Milletvekili Mehmet Batuk’un, deprem bölgesinde telafi eğitiminde görev yapacak öğretmenlere ödenecek ek ücretlere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/1016)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki yazılı sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Metin Bostancıoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını İçtüzüğün 99 uncu maddesi uyarınca arz ederim.

Mehmet Batuk

Kocaeli

Marmara bölgemizde yaşanılan deprem felaketi ve artçı şokları sebebiyle eğitim ve öğretim faaliyetleri aksamıştır. Bakanlığınız 11.11.1999 tarihli genelgesiyle telafi eğitimi yapılmasını emretmektedir. Aynı genelgede bu eğitimin hafta içi, hafta sonu ve tatil günleri yapılabileceği vurgulanmıştır.

Normal eğitim programı dışında telafi eğitiminde görev alacak öğretmenlere ödenecek ücret konusu açıklığa kavuşturulmadığından

1. Bakanlığınız telafi eğitimlerinde görev alacak öğretmenlere hangi ölçüye göre ek ders ücreti ödeyecektir.

2. Telafi eğitim programları normal programın dışında düzenleneceğine göre (hafta sonu veya tatil gününde yapılabileceği genelgede belirtilmiştir.) Gece okutulan ek ders ücreti ödemeyi düşünüyor musunuz?

3. Bölge öğretmenlerinin zaten zor olan çalışma koşullarını hafifletmek için bu teklifimizin gerekli olduğu görüşüne katılıyor musunuz? Katılıyorsanız bu hususta bir çalışma başlattınız mı?

4. Malî yıl sonuna yaklaştığımız bu günlerde öğretemenlerimizin telafi eğitimi ve normal eğitim ek ders ücretlerinin duyuna bırakılmaması hususunda ne gibi çalışma yapmaktasınız?

T. C.

Millî Eğitim Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon 4.1.2000

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.08.0.APK.0.03.05.00-03/12

Konu :Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMM Başkanlığının 16.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-3188-7/1016-3103/7740 sayılı yazısı.

Kocaeli Milletvekili Sayın Mehmet Batuk’un “Deprem bölgesinde telafi eğitimi yapacak öğretmenlere ödenecek ek ücretlere ilişkin” yazılı soru önergesi incelenmiştir.

1. Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esasların 8 inci maddesi a/1 bendinde; ilgili mevzuatına göre, dönem içinde herhangi bir nedenle derslerin yapılmadığı günler için düzenlenen eğitim faaliyetlerinde görevlendirilen yönetici ve öğretmenlere haftada 10 saate kadar ek ders görevi verilebileceği hükme bağlanmıştır.

2. 11.11.1999 tarih ve 15459 sayılı genelge ile deprem bölgesi illerimizdeki okulların geç açılması, bir kısım okullarda öğrencilere yönelik rehabilitasyon çalışmaları yapılması nedeniyle öğretim programlarının uygulanmasında meydana gelen gecikmelerin giderilmesi ve öğrencilerin mağdur olmamaları için bir defaya mahsus olmak üzere telafi programları uygulanacağı valiliklere duyurulmuştur.

Söz konusu telafi eğitim programlarında görevlendirilen öğretmen ve yöneticilere Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esasların 8 inci maddesi çerçevesinde haftada 10 saate kadar ek ders görevi verilmesi ve karşılığında gündüz ücreti üzerinden ek ders ücreti ödenmesi mümkün bulunmaktadır.

3. Bakanlığımızca deprem bölgesinde çalışan öğretmenlere, zor olan çalışma koşularını ekonomik yönden desteklemek suretiyle biraz olsun hafifletmek amacıyla, öğretim yılına hazırlık ödeneği iki katına çıkarılarak 100 milyon lira olarak ödenmesi sağlanmıştır. Ayrıca 10.10.1999 gün ve 23842 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 99/13390 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de 50 milyon lira tazminat ödenmesi öngörülmüştür.

4. Her yıl olduğu gibi Aralık ayı içinde hak edilen ek ders ücretlerinin emanete alınmak suretiyle duyuna kalmadan ödenmesi konusunda kurumlar ve saymanlıklarca gerekli tedbirler alınmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Metin Bostancıoğlu

Millî Eğitim Bakanı

33. —Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, bazı eski senatörlere yemin ettirilmediği halde özlük haklarının verildiği iddiasına ilişkin sorusu ve TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut’un cevabı (7/1017)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Meclis Başkanı Sayın Yıldırım Akbulut tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 9.12.1999

Zeki Ünal

Karaman

Basından öğrendiğim kadarıyla 12 Eylül 1980 öncesi TBMM’inde senatör olarak görev yapmış ve şu anda vefat etmiş olan Beyhan Cenkçi, Ferit Melen, Mehmet Semih Sancar ve halen hayatta olan Cevdet Menteş ve Ümit Haluk Bayülken’in TBMM’inde yemin ettirilmediği halde kendilerine maaşları dahil olmak üzere tüm özlük hakları verildiği iddia edilmektedir.

Sorularım şunlardır :

1. Bu iddia doğru mudur?

2. Bu iddia doğru ise İstanbul Milletvekili Merve Safa Kavakçı (Yıldırım)’ya aynı uygulama yapılacak mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Genel Sekreterliği

Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı 3.1.2000

KAN. KAR. MD.

Sayı :A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1017-3105/7759

Sayın Zeki Ünal

Karaman Milletvekili

İlgi :9.12.1999 tarihli yazılı soru önergeniz.

Bazı eski senatörlere yemin ettirilmediği halde özlük haklarının verildiği iddiasına ilişkin ilgi önergenizde yeralan sorular aşağıda cevaplandırılmıştır.

Bilgilerinizi rica ederim.

Saygılarımla.

Yıldırım Akbulut

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

Cevap :1961 Anayasasının 70, 72 ve 73 üncü maddesine göre, 8 Haziran 1980 tarihinde (6) yıllık görev süreleri sona eren (5) kontenjan üyesinin yerine, o tarihte Cumhurbaşkanı Vekili olarak görev yapan İhsan Sabri Çağlayangil tarafından, 12 Temmuz 1980 tarihinde Mehmet Semih Sancar, Ümit Haluk Bayülken, Beyhan Cenkçi, Cevdet Menteş ve Ferit Melen Cumhuriyet Senatosu Kontenjan Üyeliğine atanmışlardır.

Bu üyeler, gerek atamalarının tatil dönemine rastlaması, gerekse 12 Eylül 1980 tarihindeki fiili durum nedeniyle, Cumhuriyet Senatosu Genel Kurulunun toplanamaması sonucu yemin edememişlerdir.

1980 yılında yürürlükte olan 22.1.1962 tarihli ve 1 Sayılı Kanunun 3 üncü maddesi, “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bu sıfatı iktisap ettikleri aydan itibaren, bu kanunla derpiş olunan ödenek ve yolluklara hak kazanırlar.” hükmünü amirdir. Bu hüküm gereğince, adı geçen üyelere 12 Eylül 1980 tarihine kadar ödenek ve yollukları ödenmiştir.

Türkiye Büyük MilletMeclisi üyeleri; 26.10.1980 tarihli ve 3671 sayılı Kanunun 6 ncı maddesine göre de milletvekili sıfatını iktisap ettikleri aydan itibaren ödenek ve yolluğa hak kazanırlar.

Merve Safa Kavakçı (Yıldırım)’ın, sonradan özlük haklarının verilmemesi, Bakanlar Kurulu Kararı ile Türk vatandaşlığının kaybettirilmesi sonucu yapılan bir işlemdir ve ilgilinin bu kararın iptali hususunda açtığı idarî dava da henüz sonuçlanmamıştır.

34.—Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale-Keskin ve Delice’ye bağlı bazı yerleşim birimlerinin yollarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın cevabı (7/1018)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Kemal Albayrak

Kırıkkale

1. Delice Evliyalı Köyü içme suyu ve arazilerinin sulanabilmesi için sulama kanalları, kanalizasyonların yapımı konusunda herhangi bir çalışmanız var mıdır? Varsa ne zaman tamamlanacaktır?

2. Keskin İlçesi Olunlu Köyü köy yollarının asfaltlanması konusunda herhangi bir çalışmanız var mıdır?

3. Çelebi Kepirli Köyü sulama kanalları yapılacak mıdır?

4. Delice Karaköseli Köyü köy yollarının asfaltlanması konusunda bir çalışma yapılacak mıdır?

T. C.

Devlet Bakanlığı 14.1.2000

Sayı :B.02.0.010/031.5203

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMMBaşkanlığı Genel Sekreterliğinin 16.12.1999 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1018-3107/7761 sayılı yazısı.

Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’a ait soru önergesi incelenmiştir.

Delice Kurtoğlu-Kocabaş-Meşeyayla-Küçükavşar-İmirli-Evliyalı köyleri içme suyu inşaatı fiziki olarak tamamlanmış olmasına rağmen işin kabul aşamasında eksiklikler saptanmış ve bu eksikliklerin giderilemediği ve söz konusu tesis faal hale getirilmediğinden, 1999 yılında inşaatın sözleşmesi fesh edilmiştir.Ancak 2000 yılında idare kendi imkânlarıyla eksiklikleri gidererek tesisi en kısa zamanda çalışır duruma getirecektir.

Sulama suyu konusu ise 1981, 1986, 1987 ve 1988 yıllarında yapılan çeşitli uygulamalarla çözümlenmeye çalışılmıştır.Ayrıca talep üzerine mevcut tesislere alt kanalların uzatılması konusunda da proje hazırlanmış olup önümüzdeki yıllar bütçe olanakları dahilinde uygulanmasına çalışılacaktır.

Kırıkkale Çelebi Kepirli Köyü sulama suyu temini konusunda kayıtlarımızda herhangi bir işlem ve talep bulunmamaktadır. Konu 2000 yılı etüt programına alınarak ihtiyaç ve problemlerin çözümü incelenecektir.

Delice-Evliyalı Köyü 2000 yılı kanalizasyon etüt-proje programına alınacak olup, proje çalışmaları tamamlandıktan sonra bütçe imkânları ölçüsünde yapım programına alınacaktır.

Keskin İlçesi Olunlu köy yolu ile Delice İlçesi Karaköseli köy yollarının asfalt kaplaması bütçe, öncelik ve aciliyet durumuna göre ileriki yıllar yapım programında değerlendirilmesine çalışılacaktır.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz

Devlet Bakanı

35. —Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Talim Terbiye Kurulunca Devlet Konservatuvarı İlköğretim Okulunda okutulacak derslerle ilgili olarak alınan kararlara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun cevabı (7/1021)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Metin Bostancıoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 8.12.1999

Zeki Ünal

Karaman

Millî Eğitim Temel Kanununun 24 üncü maddesine göre “İlköğretim Kurumları 8 yıllık okullardan oluşur. Bu okullarda kesintisiz eğitim yapılır ve bitirenlere ilköğretim diploması verilir” hükmü yer almaktadır.

MEB Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı 23.7.1999 tarihinde YÖK’ün isteği üzerine Devlet Konservatuvarı İlköğretim Okulu, Bale ve Müzik Bölümü için 1999-2000 öğretim yılında uygulanacak haftalık ders çizelgesi hazırlatılmıştır. Programa göre, ilköğretim, 3 üncü sınıfdan başlamak üzere üst sınıflarda kademeli olarak klasik bale eğitimi, ritmik yardımcı, piyano ve solfej teori dersleri, müzik bölümünde ise çalgı ritmik yardımcı ve piyano gibi derseleri kapsamaktadır.

Sorularım şunlardır:

1. Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının almış; olduğu karar Kanun hükmünde midir?

2. Kanun Hükmünde değil ise, yürürlükte olan Millî Eğitim Temel Kanununun 24 üncü maddesine aykırı değil midir?

T. C.

Millî Eğitim Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon 4.1.2000

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.08.0.APK.0.03.05.00-03/13

Konu :Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMM Başkanlığının 16.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-3188-7/1021-3113/7767 sayılı yazısı.

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın “Talim ve Terbiye Kurulunca Devlet Konservatuarı ilköğretim okulunda okutulacak derslerle ilgili olarak alınan karara ilişkin” yazılı soru önergesi incelenmiştir.

1. Bazı üniversitelerin Devlet Konservatuarları bünyesinde açılan ilköğretim kurumları, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun 33 üncü maddesi ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 7/d maddesi uyarınca açılmakta ve faaliyetlerini sürdürmektedir.

1739 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi; “Güzel sanatlar alanlarında özel istidat ve kabiliyetleri beliren çocukları küçük yaşlarından itibaren yetiştirmek üzere ilköğretim ve ortaöğretim seviyesinde ayrı okullar açılabilir veya ayrı yetiştirme tedbirleri alınabilir. Özellikleri dolayısıyla bunların kuruluş, işleyiş ve yetiştirme ile ilgili esasları ayrı bir yönetmelikle düzenlenir”. hükmünü içermektedir.

Söz konusu okullarda sekiz yıllık kesintisiz eğitim yapılmakta, diğer ilköğretim kurumlarında okutulan derslere ilave olarak anılan Kanun maddesi gereği sanat dersleri de verilmektedir. Bu uygulamanın herhangi bir kanuna aykırılığı söz konusu değildir.

2. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, 3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunun 8 inci maddesiyle verilen görevlerini yerine getirmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Metin Bostancıoğlu

Millî Eğitim Bakanı

36.—Erzurum Milletvekili Aslan Polat’ın, İstanbul’da başörtüsü eylemlerine müdahale eden polise ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın yazılı cevabı (7/1027)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Aslan Polat

Erzurum

12.12.1999 günü Türkiye’nin çeşitli illerinde yapılan el ele sivil itaatsizlik eylemi sırasında bazı illerimizin emniyet müdürlüklerince olaylara son derece soğukkanlılık ile yaklaşılırken, başta İstanbul olmak üzere bazı illerde istenmeyen bazı olaylar olmuştur.Başörtüsü, memur eylemleri gibi ülkemizde kamu kesiminin son derece hassas olduğu bu eylemlerde polisin çok dikkatli olması gerekirken, 12.12.1999 günkü eylemde TVkanallarının birçoğunda da bilhassa Kanal 7 ekranlarından net olarak görüldüğü üzere Helsinki zirvesinde Avrupa Topluluğuna girmeye aday ülke kabul edildiğimiz bir günde, Türk-İslam örf ve ananesinde hanımlara saygının bir gelenek olmasına ve Mübarek Ramazan Ayının hoşgörü ortamına hiç yakışmayan bir şekilde elinde telsiziyle sivil bir emniyet görevlisi, oralarda durmakta olan bir hanımı başörtüsü ve saçı ile tutarak çekip, itekleyerek götürdüğünü bük bir acı ve üzüntü ile seyrettik. Şimdi Sayın Bakanımdan cevaplamasını istediğim sorularım şunlardır;

1. Bir hanımı başörtüsünden ve saçından tutarak çekip götüren bu görevli hakkında ne gibi bir işlem yaptınız veya yapacaksınız?

2. Helsinki Zirvesi ile Avrupa Topluluğuna girdiğimizde yine bu tip istenmeyen görüntüler ile karşılaşacak mıyız?

T. C.

İçişleri Bakanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğü 12.1.2000

Sayı :B.05.1.EGM.0.12.01.01-014637

Konu :Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMMBaşkanlığının 27.12.1999 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-(7/1027)-3151/7890 sayılı yazısı.

Erzurum Milletvekili Aslan Polat tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

12.12.1999 günü İstanbul İlinde yapılmak istenen ve herhangi bir tüzelkişiliği olmayan “İnsan Hak ve Özgürlükler Platformu” tarafından organize edilen inanca, düşünceye ve emeğe saygı adlı “El Ele” tutuşmak suretiyle zincir oluşturma eyleminin yasal olmadığı bu kanunsuz eyleme teşebbüs edenlere müsaade edilmeyeceği Valilikçe basın yolu ile halka duyurulmasına rağmen,

12.12.1999 günü saat 12.00 sıralarınada İstanbul İlinin çeşitli semtlerinde eylemi gerçekleştirmek için grupların toplandığı, güvenlik kuvvetlerince ikaz edilmelerine karşın, grupların eyleme geçmeleri üzerine güvenlik kuvvetleri tarafından, topluluğun 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 24 ve 25 inci maddeleri gereğince, gerekli müdahale yapılarak zor kullanmak suretiyle dağıtıldığı ve bazı eylemcilerin gözaltına alındığı, gözaltına alınanların haklarında düzenlenen tahkikat evrakı ile birlikte Cumhuriyet Savcılıklarına sevk edildikleri,

Güvenlik kuvvetlerinin eylemin sona erdirilmesinde yasanın kendisine vermiş olduğu yetkiyi kullandığı, soru önergesine konu olayla ilgili olarak da, herhangi bir şikâyet ve müracaatta bulunulmadığı ve herhangi bir görevli hakkında da işlem yapılmadığı anlaşılmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

37.—Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, Telsim ve Turkcell ile Türk Telekom A.Ş. arasında imzalanan GSM sözleşmesindeki abone sayısı sınırlamasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün yazılı cevabı (7/1028)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Ulaştırma Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu delâletlerinize arz ederim. 13.12.1999

Suat Pamukçu

Bayburt

Sorular :

1. Telsim ve Turkcell’e yapılan GSM sözleşmesi kaç aboneyi kapsamaktadır?

2. Sözleşmede belirlenen abone sayısını aşan kısım için bir hüküm var mıdır?Ve sözleşme fazlası abonelerle ilgili ne gibi yatırım uygulanmaktadır?

3. GSM Sözleşmelerinde belirlenen abone sayısını aşan kısmından dolayı Devletin kaybettiği gelir miktarı ne kadardır?

4. Telsim ve Turkcell’e yapılan GSM ihalelerinde “400’er bin” abone sayısı şartının konduğu ve ihalenin gerçekleşmesinden sonra “400 bin” kaydının Türk Telekom yetkililerince silindiği iddiası doğru mudur?Doğruysa bu ilgili ve yetkililer kimlerdir?

T. C.

Ulaştırma Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon 6.1.2000

Kurulu Başkanlığı

Sayı :B.11.0.APK.0.10.01.21/EA-27-486

Konu :Bayburt Milletvekili Sayın Suat Pamukçu’nun yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :27.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-3345-ÖKM,3021 sayılı yazınız.

Bayburt Milletvekili Sayın Suat Pamukçu’nun 7/1028-3152 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

Bayburt Milletvekili Sayın Suat Pamukçu’nun 7/1028-3152 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

1. Telsim ve Turkcell’e yapılan GSM sözleşmesi kaç aboneyi kapsamaktadır?

2. Sözleşmede belirlenen abone sayısını aşan kısım için bir hüküm var mıdır?Ve sözleşme fazlası abonelerle ilgili ne gibi yatırım uygulanmaktadır?

3. GSMsözleşmelerinde belirlenen abone sayısını aşan kısmından dolayı devletin kaybettiği gelir miktarı ne kadardır?

4. Telsim ve Turkcell’e yapılan GSMihalelerinde “400’er bin” abone sayısı şartının konduğu ve ihalenin gerçekleşmesinden sonra“400 bin” kaydının Türk Telekom yetkililerince silindiği iddiası doğru mudur? Doğruysa bu ilgili ve yetkililer kimlerdir?

Cevaplar :

Turkcell ve Telsim firmaları ile imzalanmış bulunan GSM sözleşmeleri, bir işletmenin kurularak işletilmesi ve işletmeden dolayı gelirin paylaşılması esasına göre yapılmış olup, sözleşmelerde abone sayısını belirleyen veya kısıtlayan herhangi bir müeyyide bulunmamaktadır.

Abone sayısı, işletmecilere tahsis olunan 10 Mhz’lik frekans bandının ekonomik ve verimli bir şekilde kullanımı ile ilgili bir hususu olup, takriben 7 ile 10 milyon aboneye hizmet verebildiği diğer ülkelerde görülmüştür. Lisans devir sözleşmelerinde abone sayısının belirlenmesi veya kısıtlanacak şekilde belirtilmesi hukuk devletinde mümkün değildir. Aboneler kendi hür iradeleri ile istedikleri şebekeyi seçer ve o şebekeye abone olarak kaydolurlar.

1993 yılında PTT Genel Müdürlüğü ile Turkcell ve Telsim firmaları arasında imzalanan gelir paylaşımı sözleşmelerinde firmalara, abone sayısı 400 000’e ulaşıncaya kadar başka bir GSM sözleşmesi yapılmayacağına dair koruma getirilmiştir. Bu sözleşme de, lisans (İmtiyaz) sözleşmesinin imzalanması sonucu yürürlükten kalkmıştır.

38.—Hatay Milletvekili Mustafa Göçer’in;

— DLHİskenderun 9 uncu Bölge Müdürlüğünün kapatılmasına,

— Dörtyol ve Işıklı-Konacık balıkçı barınağı inşaatlarına,

İlişkin soruları ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün yazılı cevabı (7/1035, 7/1036)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularıma Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz’ün yazılı cevap vermesini delâletlerinize arz ederim.

Mustafa Geçer

Hatay

DLH 9. Bölge Müdürlüğü 1962 yılında 29.8.1998 tarihine kadar İskenderun İlçemizde faaliyet gösterirken 29.8.1998 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile faaliyetine son verilerek, bunun yerine merkezi Adana’da bulunan DLH 8. Bölge Müdürlüğü olarak hizmetlerin verilmesi kararlaştırılmıştır.

Bunca zaman geçmesine rağmen 8. DLH Bölge Müdürlüğüne gereken yeterli personel atamaları yapılmadığı gibi 9. DLH Bölge Müdürlüğü çalışanlarının nakilleri de yapılamadığından burada verilmesi gereken hizmetlerin aksamasına neden olmaktadır.

Soru 1. Liman işletmesinde önemli bir yere sahip olan İskenderun İlçemizdeki DLH 9. Bölge Müdürlüğünün faaliyetlerine hangi gerekçe ile son verilmiştir?

Soru 2. Yıllardır İskenderun İlçemizde faaliyet gösteren DLH 9. Bölge Müdürlüğü yeniden faaliyetlerine başlatılamaz mı?

Soru 3. Adana’da bulunan DLH8. Bölge Müdürlüğüne gerekli olan personel atamalarını ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularıma Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz’ün yazılı cevap vermesini delaletlerinize arz ederim.

Mustafa Geçer

Hatay

DLH 9. Bölge Müdürlüğünün denetimi altında ihalesi yapılarak 1994 yılında yapımına başlanıp, 1997 yılında bitirilmesi planlanan Dörtyol Balıkçı barınağı inşaatı ile, yine ihalesi yapılarak 1995 yılında yapımına başlanan ve 1999 yılında bitirilmesi planlanan, Işıklı-Konacık balıkçı barınağı inşaatı Bakanlığınızca gerekli ödeneklerin aktarılmadığından,

Dörtyol Balıkçı Barınağı % 26

Işıklı -Konacık Bal. Barınağı %24

oranında gerçekleştirilebilmiştir.

Soru 1. Yukarıda adı geçen balıkçı barınağı inşaatlarının biran evvel bitirilmesi için gerekli olan ödenekleri ne zaman göndermeyi düşünüyorsunuz?

Soru 2. Yöremiz insanına ve ülkemiz ekonomisine büyük katkı sağlayacağına inandığımız balıkçı barınaklarını ne zaman hizmete açmayı planlıyorsunuz?

T. C.

Ulaştırma Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon 6.1.2000

Kurulu Başkanlığı

Sayı :B.11.0.APK.0.10.01.21/EA-26-487

Konu :Hatay Milletvekili Sayın Mustafa Geçer’in yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :27.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-3345-ÖKM,3021 sayılı yazınız.

Hatay Milletvekili Sayın Mustafa Geçer’in 7/1035-3161 ve 7/1036-3162 sayılı yazılı soru önergelerinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

Hatay Milletvekili Sayın Mustafa Geçer’in 7/1035-3161 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :DLH 9. Bölge Müdürlüğü 1962 yılında 29.8.1998 tarihine kadar İskenderun İlçemizde faaliyet gösterirken 29.8.1998 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile faaliyetine son verilerek, bunun yerine merkezi Adana’da bulunan DLH 8. Bölge Müdürlüğü olarak hizmetlerin verilmesi kararlaştırılmıştır.

Bunca zaman geçmesine rağmen 8. DLH Bölge Müdürlüğüne gereken yeterli personel atamaları yapılmadığı gibi 9. DLH Bölge Müdürlüğü çalışanlarının nakilleride yapılamadığından burada verilmesi gereken hizmetlerin aksamasına neden olmaktadır.

Soru 1. Liman işletmesinde önemli bir yere sahip olan İskenderun İlçemizdeki DLH 9. Bölge Müdürlüğünün faaliyetlerine hangi gerekçe ile son verilmiştir?

Soru 2. Yıllardır İskenderun İlçemizde faaliyet gösteren DLH 9. Bölge Müdürlüğü yeniden faaliyetlerine başlatılamaz mı?

Soru 3. Adana’da bulunan DLH 8. Bölge Müdürlüğüne gerekli olan personel atamalarını ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz?

Cevaplar :

Adana İlimizde DLH 8. Bölge Müdürlüğü olarak kurulmuş bulunan bölge merkezine Adana, İçel, Karaman, Niğde, Hatay ve Osmaniye illeri bağlanmıştır.

Bölge Müdürlüğü merkezine bağlı illerin Adana’ya uzaklıklarının bir denge içerisinde olması ve diğer kuruluşlara ait bölge merkezlerinin de Adana olması nedeniyle; kuruluşlar arasındaki koordinasyon ve işbirliğinde kolaylık sağlanılmakta ve hizmetin verimliliği artmaktadır.

İskenderun’daki eski bölge müdürlüğü, coğrafî konumu nedeniyle bu illere daha uzak mesafede bulunması, kuruluşlar arasındaki koordinasyonun sağlanması açısından zorluklar yaratmaktaydı. İskenderun’daki Bölge Müdürlüğü Adana kaydırılmış olmasın rağmen DLHteşkilâtının İskenderun’daki faaliyetleri muhafaza edilmiş, ayrıca bu teşkilâtın müstakil Makina İkmal Başmühendisliği olarak kurulması yönünde de girişimlerde bulunulmuştur.

İskenderun’daki mevcut teşkilâtın çok büyük bir kısmı “DLH İskenderun Başmühendisliği” adı altında hizmetine devam ettiğinden, hem yöredeki yatırımlar aksamadan yürütülmekte, hem de mevcut personel aynen muhafaza edilmekte olup, personelin mağduriyeti bulunmamaktadır. DLH Adana 8. Bölge Müdürlüğünün ise, bugün itibariyle mevcut personeli yeterli bulunmaktadır.

Değişen ve gelişen şartlara göre, DLHGenel Müdürlüğümüzün Bölge Müdürlükleri Bakanlar Kurulu Kararı ile yeniden teşkil edilmiştir.

Hatay Milletvekili Sayın Mustafa Geçer’in 7/1036-3162 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

DLH 9. Bölge Müdürlüğünün denetimi altında ihalesi yapılarak 1994 yılında yapımına başlanıp, 1997 yılında bitirilmesi planlanan Dörtyol Balıkçı barınağı inşaatı ile, yine ihalesi yapılarak 1995 yılında yapımına başlanan ve 1999 yılında bitirilmesi planlanan, Işıklı-Konacık balıkçı barınağı inşaatı Bakanlığınızca gerekli ödeneklerin aktarılmadığından,

Dörtyol Balıkçı Barınağı % 26

Işıklı -Konacık Bal. Barınağı %24

oranında gerçekleştirilebilmiştir.

Soru 1. Yukarıda adı geçen balıkçı barınağı inşaatlarının biran evvel bitirilmesi için gerekli olan ödenekleri ne zaman göndermeyi düşünüyorsunuz?

Soru 2. Yöremiz insanına ve ülkemiz ekonomisine büyük katkı sağlayacağına inandığımız balıkçı barınaklarını ne zaman hizmete açmayı planlıyorsunuz?

Cevaplar :

Genel bütçe imkânları çerçevesinde ödenek tahsis edilerek inşaatları devam eden, “Dörtyol Balıkçı Barınağı ve Işıklı-Konacık Balıkçı Barınağı” projelerinin 30 Aralık 1999 tarihi itibariyle fizikî gerçekleşmeleri;

—Dörtyol Balıkçı Barınağı Projesinin % 32,

—Işıklı-Konacık Balıkçı Barınağı Projesinin %26’dır.

2000 Yılı Yatırım Programında Dörtyol Balıkçı Barınağı ile Işıklı-Konacık Balıkçı Barınağı projeleri için 120’şer Milyar TL. yıl ödeneği öngörülmüştür.

Genel Bütçe imkânları nispetinde ve 2000 yılı Yatırım Programına göre, “Dörtyol Balıkçı Barınağı” projesinin 2001 yılında, “Işıklı-Konacık Balıkçı Barınağı” projesinin de 2002 yılında tamamlanması hedeflenmektedir.

39.—Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Kıbrıs vatandaşı olup olmadığına ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1037)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

13.12.1999

Zeki Ünal

Karaman

25.5.1999 tarihinde vermiş olduğum Kıbrıs vatandaşı olup olmadığınıza dair yazılı soru önergeme 7 aylık bir süre geçmesine rağmen hâlâ cevap verilmemiştir. Sebebi nedir?

T. C.

İçişleri Bakanlığı

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri 7.1.2000

Genel Müdürlüğü

Sayı :050NÜV0080003.226/9804

Konu :Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 3.1.2000 günlü ve B.02.0.KKG.0.12/106-131/32 sayılı yazıları.

İlgi yazınız ekinde Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği yazılı soru önergesi incelenmiş olup, Sayın Başbakan Bülent Ecevit’in Kıbrıs vatandaşı olduğuna dair herhangi bir belgenin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.

Arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

T. C.

Başbakanlık

Kanunlar ve Kararlar 3.1.2000

Genel Müdürlüğü

Sayı :B.02.0.KKG.0.12/106-131/32

Konu :Soru önergesi hakkında

Sayın Sadettin Tantan İçişleri Bakanı

İlgi :Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 27.12.1999 tarihli ve Kan. Kar. Md. A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1037-3176/7967 sayılı yazısı.

Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği yazılı soru önergesinin sureti ekli olarak gönderilmiştir.

Sayın Başbakanımız bu önergeye kendileri adına sizin koordinatörlüğünüzde cevap verilmesini tensip etmişlerdir.

Önergenin süresi içinde cevaplandırılarak sonucunun bildirilmesini arz ederim.

Ahmet Şağar

Müsteşar

40.—Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, Kırıkkale İli Sulakyurt İlçesi Danacı Köyünün içme suyu sorununa ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın cevabı (7/1040)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Hacı Filiz

Kırıkkale

Soru 1. Kırıkkale İlimize bağlı Sulakyurt İlçesi Danacı Köyünün içme suyu yeterli midir?

Soru 2. Halk Danacı Köyünün içme suyunun yetersiz olduğunu söylüyor. Fakat köy hizmetlerince su ihtiyacı olmadığına dair rapor verilmiş. Bu raporun doğruluk derecesi nedir? Bu raporu kimler hazırlamıştır?

T. C.

Devlet Bakanlığı 12.1.2000

Sayı :B.02.0.010/031.5185

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMM Başkanlığı Genel Sekreterliğinin 27.12.1999 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1040-3182/7976 sayılı yazısı.

Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’e ait soru önergesi incelenmiştir.

Yapılan tetkikler neticesinde Sulakyurt Danacı Köyünün içme suyu sondaj açılarak içme suyu terfili olarak çalıştırıldığı, mevcut sondajın 6 lt/sn verime sahip olduğu ancak köylünün motopompu çalıştıramaması ve işletme giderlerinin yüksek olması nedeni ile tesisin çalıştırılmadığı tespit edilmiştir.

Köylü, köy yakınlarında bulunan cazibeli olarak köy içine kadar gelebilecek membayı köye isale etmek istemiş ancak Alişehli ve Esenpınar köylünün itirazı nedeni ile memba tahsisi alınamamıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz

Devlet Bakanı

41.—Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde işine son verilen mevsimlik işçilere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın cevabı (7/1046)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 17.12.1999

Zeki Ünal

Karaman

Karaman Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde çalışan 203 mevsimlik işçinin işine son verilmiştir.

Sorularım şunlardır :

1. Bu işçiler tekrar işbaşı yapacaklar mıdır?

2. Yapacaklarsa ne zaman?

3. Yapmayacaklarsa bu işçilerin durumunu düzeltecek ne gibi tedbirler alınacaktır?

T. C.

Devlet Bakanlığı 5.1.2000

Sayı :B.02.0.010/031-5166

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMM Başkanlığı Genel Sekreterliğinin 27.12.1999 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1046-3211/8063 sayılı yazısı.

Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın soru önergesi incelenmiştir.

Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün çeşitli birimlerinde çalışan Mevsimlik İşçilerin iş âkitleri 14.12.1999 tarihi itibariyle askıya alınmış olup; 3.1.2000 tarihinde tekrar işbaşı yaptırılarak bütçe imkânları doğrultusunda çalışmalarına devam edeceklerdir.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz

Devlet Bakanı

42.—Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale’ye bağlı İhsangazili Köyünün telefon koduna ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1047)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Kemal Albayrak

Kırıkkale

Aşağı İhsangazili Köyü Yozgat Yerköy İlçesine bağlı iken resmî olarak Kırıkkale’ye bağlanmıştır.Buna rağmen köy halkının telefon görüşmeleri halen eski kod kullanılarak yapıldığından Kırıkkale içi yapılan görüşmeler şehirlerarası olarak fatura edilmekte daha fazla ücret ödenmektedir.

1. Aşağı İhsangazili Köyü telefon kodu Kırıkkale İli koduna ne zaman ayarlanacaktır?

T. C.

Ulaştırma Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon 6.1.2000

Kurulu Başkanlığı

Sayı :B.11.0.APK.0.10.01.21/EA-25-489

Konu :Kırıkkale Milletvekili Sayın Kemal Albayrak’ın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMM Başkanlığının 27.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1047-3212/8064-ÖKM-3023 sayılı yazısı.

Kırıkkale Milletvekili Sayın Kemal Albayrak’ın 7/1047-3212 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

Kırıkkale Milletvekili Sayın Kemal Albayrak’ın 7/1047-3212 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Soru :Aşağı İhsangazili Köyü Yozgat Yerköy İlçesine bağlı iken resmî olarak Kırıkkale’ye bağlanmıştır.Buna rağmen köy halkının telefon görüşmeleri halen eski kod kullanılarak yapıldığından Kırıkkale içi yapılan görüşmeler şehirlerarası olarak fatura edilmekte daha fazla ücret ödenmektedir.

1. Aşağı İhsangazili Köyü telefon kodu Kırıkkale İli koduna ne zaman ayarlanacaktır?

Cevap : Yozgat İli Yerköy İlçesine bağlı iken, 7.9.1999 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Kırıkkale İli Delice İlçesine bağlanan Aşağı İhsangazili Köyü, Yerköy İlçesine bağlı Derebağ Köyü santralinden beslenmektedir.

Kırıkkale İli hudutlarına dahil edilen Aşağı İhsangazili Köyünün Kırıkkale İli Delice İlçesi Çerikli santralinin lokal şebekesine alınması, Türk Telekomünikasyon A. Ş. Genel Müdürlüğünün 2000 yılı yatırım programında yer almaktadır.Aşağı İhsangazili Köyü, Delice İlçesi Çerikli santralinin lokaline alınması ile Kırıkkale İlinin alan kodunu kullanacaktır.

43.—Bursa Milletvekili Ali Arabacı’nın, insan hakları ihlalleriyle ilgili olarak polisler hakkında yapılan şikâyetlere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1049)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda yazılı soruların Anayasanın 98 inci TBMMİçtüzüğünün 96 ncı maddesi uyarınca İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan tarafından yanıtlanmasının sağlanmasını saygıyla dilerim.

17.12.1999

Ali Arabacı

Bursa

Ülkemizde İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığının kurulmasından bu yana, konusu “polisler tarafından işlenen kötü muamele ve işkence ile gözaltında ölüm” olan olaylara ilişkin;

1. Kaç şikâyet yapılmıştır, gerekçeleri nedir?

2. Bu şikâyetler kaç polis memuru hakkında yapılmıştır ve polis memurlarının rütbeleri nedir?

3. Polis memurlarının kaçı hakkında “muhakemenin meni” kararı verilmiştir, “hakkında soruşturma açılmasına izin verilen” polis memurlarının sayısı kaçtır ve bu aşamada kaç soruşturma zaman aşımına uğramıştır?

4. Soruşturma açılmasına izin verilenlerden kaç polis memuru hakkında takipsizlik kararı verilmiştir?

5. Kaç polis memuru hakkında kamu davası, hangi tarihlerde açılmıştır, sevk maddeleri nedir?

6. Bunlardan kaç polis memuru, kaç dosyadan, hangi maddeler uyarınca ceza almıştır?

7. Yargılanan polis memurlarının kaçı, kaç dosyadan beraat etmiştir?

8. Haklarında yargısal işlem yapılan polis memurları hakkında yapılan idarî işlemler ve sonuçları nedir?

9. Soruşturma ve yargılama sürecinde bunlardan terfi eden var mıdır, varsa sayısı nedir?

10. “Yargılamasız gözaltında tutma” olayı yaşanmış mıdır, sayısı nedir, gözaltı süresi ne kadardır?

11. Gözaltına alınan kişilerden kaç kişi gözaltındayken ölmüştür ve ölüm nedenleri nedir?Bu olaylarla ne gibi işlemler yapılmıştır, kamu davası açılmış mıdır?

T. C.

İçişleri Bakanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğü 12.1.2000

Sayı :B.05.1.EGM.0.12.01.01-014636

Konu :Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMMBaşkanlığının 27.12.1999 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-(7/1049)-3220/8074 sayısı yazısı.

Bursa Milletvekili Ali Arabacı tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

1.2.5. 1995 yılı başından günümüze kadar TCK’nun 245 inci maddesi (kötü muamele) dolayısıyla adlî yargı tarafından (2851) personel hakkında işlem yapıldığı, TCK’nun 243 üncü maddesi (işkence) dolayısıyla adlî yargı tarafından (577) personelimiz hakkında işlem yapıldığı, idarî yönden TCK’nun 245 inci maddesi dolayısıyla (4668) personel hakkında, TCK’nun 243 üncü maddesi dolayısıyla (569) personel hakkında işlem yapıldığı,

3. TCK’nun 245 inci maddesi uyarınca; (1095) personel hakkında meni muhakeme, TCK’nun 243 üncü maddesi uyarınca (118) personel hakkında meni muhakeme kararı verildiği,

4. TCK’nun 245 inci maddesi uyarınca, (278) personel hakkında takipsizlik, TCK’nun 243 üncü maddesi uyarınca, (68) personel hakkında takipsizlik kararı verildiği,

6. TCK’nun 245 inci maddesi dolayısıyla (84) personelin, TCK’nun 243 üncü maddesi dolayısıyla da 10 personelin hüküm giydiği,

7. TCK’nun 245 inci maddesince yargılanan personelden (480)’inin, TCK’nun 243 üncü maddesince yargılanan personelden (195)’inin beraat ettiği,

8. TCK’nun 245 inci maddesi dolayısıyla haklarında idarî yönden (3) personelin uyarma cezası, (71) personelin kınama cezası, (111) personelin, aylık kesimi cezası, (218) personelin kısa süreli durdurma, (81) personelin uzun süreli durdurma, (6) personelin meslekten ihraç cezaları ile tecziyelerine karar verildiği, bununla birlikte (453) personelin soruşturmasının devam ettiği, TCK’nun 243 üncü maddesi dolayısıyla idarî yönden (1) personelin uyarma cezası, (3) personelin kınama cezası, (1) personelin aylık kesimi cezası, (3) personelin kısa süreli durdurma cezası ve (4) personelin uzun süreli durdurma cezası ile tecziyesine karar verildiği bununla birlikte (70) personelin soruşturmasının devam ettiği anlaşılmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

44.—İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, yaban keçilerinin korunması için alınan önlemlere ilişkin sorusu ve Orman Bakanı Nami Çağan’ın cevabı (7/1050)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Orman Bakanı Sayın Nami Çağan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Bülent Akarcalı

İstanbul

İlk kez cilalı taş döneminde evcilleştirilen, bugünkü keçilerin atası olan yaban keçileri, varolma savaşını doğal düşmanlarının yanı sıra, “av turizmi” ile de sürdürmeye çalışmaktadır. Yapılan araştırmalarda, yaban keçilerinin sayılarında ciddî azalmalar tespit edilmiş ve kaçak avlanmanın da önlenmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır.

1. Sayıları hızla azalmakta olan yaban keçilerinin korunması için ne gibi önlemler alınmış veya alınacaktır?

2. Av turizminde, avlanması yasak olan ya da sayıları gittikçe azalan hayvanlar için ne gibi kısıtlamalar ve önlemler bulunmaktadır?Bunun takibi nasıl yapılmaktadır?

3. Av turizminin yanısıra, kaçak avlanmayı önlemek için ne gibi tedbirler alınmaktadır?

4. Alınan veya alınacak olan tedbirlerin ne gibi yaptırımları vardır?

T. C.

Orman Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı 14.1.2000

Koordinasyon ve Mevzuat

Dairesi Başkanlığı

Sayı :KM.1.SOR/32-102

Konu :Sayın Bülent Akarcalı’nın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı)

İlgi :TBMM’nin 27.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1050-3230/8122 sayılı yazısı.

İlgi yazı ekinde alınan İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın “Yaban keçilerinin korunması için alınan önlemlere ilişkin yazılı soru önergesi Bakanlığımızca incelenmiş olup, cevabî yazımız ilişikte gönderilmiştir.

Arz ederim.

Prof. Dr. Nami Çağan

Orman Bakanı

İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın 7/1050 Esas No.lu

Yazılı Soru Önergesi Hakkında Orman Bakanlığının Cevabı

1. Yaban keçilerinin doğal şartlarda üremelerini sağlamak amacıyla ekli listede (Ek-2) belirtilen 24 adet yaban hayatı koruma sahası ilan edilmiştir.

Yurdun değişik bölgelerinde yaşamış, ancak çeşitli sebeplerle yok olan yaban keçilerinin tekrar bu bölgelere kazandırılması amacıyla Antalya-Düzlerçamı ve Mersin-Mut’ta iki adet yaban keçisi üretme istasyonu kurulmuştur.

2. Av turizmi tarafından yaptırılan avlanmalara mahallî teşkilâtımızdan eleman katılarak alınan av iznindeki şartlara uyulması denetlenmektedir.

Av turizminde son 5 yılda yaptırılan yaban keçisi avlarında avlanan yaban keçilerinin yıllar itibariyle sayıları ekli listede (Ek-3) belirtilmiştir. Listeden de anlaşılacağı gibi avlanan yaban keçisi sayısı aşırı miktarlarda değildir. Av turizminde yerli avcılara da düşük bedelle izin verilerek kaçak ava gitmeleri önlenmeye çalışılmaktadır.Ayrıca av turizminde ava katılma ücretlerinin yarısı, avlama ücretlerinin de % 10’u avlağın bulunduğu köy tüzelkişiliğine verilerek, bu köylerce sahaların korunması ve köylülerin kaçak ava gitmelerinin önlenmesi amaçlanmaktadır.

3. Kaçak avlanmayı önlemek için geçici saha bekçilerinin yanı sıra koruma ekipleri de yaban keçisi sahalarında görevlendirilmektedir.Ancak, kaçak avcıların 5-6 günlüğüne dağa çıkmaları, çıktıkları yerlerin sarp oluşu gibi nedenlerle bu kişileri yakalama zorluğu olmaktadır.

Yakalanan kişiler için ceza davası açılmasının yanısıra, avladıkları her yaban keçisi için 300 milyon TL. tazminat talep edilmektedir.Ayrıca, avcıların avda kullandıkları silah, av malzemeleri ve avları mahkemece müsadere edilmektedir.

4. Bu yıl av turizmi yapılan sahalardan başlamak üzere, özellikle yaban keçilerinin envanter çalışmaları yapılacaktır. Bunun sonucunda av turizminde avlanabilecek hayvan sayısı ile av turizmine açılacak veya kapatılacak sahalar belirlenecektir.

YABAN HAYATI KORUMA SAHALARI

İli İlçesi Mevkii Kuruluş Yılı Genişliği (Ha)

1. Adana Pozantı Karandil dağ 1982 14 750

2. Antalya İbradı Üzümdere 1979 6 922

3. Antalya Merkez Düzlerçamı 1966 14 000

4. Antalya Manavgat Taşağıl 1982 37 460

5. Antalya Alanya Dimçayı 1974 7 200

6. Antalya Cevizli Gidengelmez Dağ 1988 4 500

7. Antalya Gündoğumuş Geyik Dağ 1993 9 294

8. Bingöl Kığı Şeytandağ 1979 22 600

9. Bitlis Adilcevaz Süphan Dağ 1981 29 400

10. Denizli Çardak Maymun Dağ 1975 6 000

11. Denizli Merkez Honaz Dağ 1976 14 400

12. Erzurum Oltu Oltu 1987 5 400

13. Hatay İskenderun Uluçınar 1986 120 000

14. Kayseri Yahyalı Aladağlar 1978 7 178

15. Mersin Tarsus Hopur-Topaşır 1997 9 014

16. Mersin Çamlıyayla Cehennem Deresi 1969 27 000

17. Mersin Mut Kastel Dağ 1987 1 961

18. Mersin Silifke Hisardağ, Gedikdağ 1995 4 763.5

19. Muğla Marmaris Karadağ 1967 2 684

20. Muğla Yılanlı Eşek Deresi 1989 1 435

21. Muğla Köyceğiz Köyceğiz 1992 26 864

22. Niğde Çamardı Demirkazık 1988 42 686

23. Şırnak Merkez Cudi Dağı 1979 25 400

24. Tunceli Tunceli Yılandağ 1981 11 000

AV TURİZMİNDE SON 5 YILDA YILLAR İTİBARİYLE AVLANAN

YABAN KEÇİSİ SAYISI

1994-95 Av dönemi 46 adet

1995-96 ” ” 50 adet

1996-97 ” ” 31 adet

1997-98 ” ” 17 adet

1998-99 ” ” 14 adet

45. —İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, bakanlık ve ilgili kuruluşlarından istifa edip özel sektöre geçen memurlara ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1051)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Bülent Akarcalı

İstanbul

Bildiğiniz gibi 2531 sayılı Yasa devlet memurlarının görevlerinden ayrıldıktan sonra özel sektörde aynı konumda hemen görev almalarını yasaklar ve aradan asgarî bir sürenin geçmesini emreder.

Cep telefonlarında yeni lisansların verilecek olması, Telekomun özelleştirilmesi gibi milyonlarca dolarlık menfaatlerin söz konusu olduğu son bir yıl içinde çok sayıda memur, Bakanlığınızdan ve Bakanlığınıza ait kuruluşlardan istifa edip özel sektöre geçmiştir.

1. 2531 sayılı Kanuna aykırı davranan bu kişileri tespit edip haklarında takibat yapmayı düşünür müsünüz?

2. Yasaya aykırılığı tespit edilmiş kişilerin, ilgili Devlet kurumlarında iş takibi yapmalarını yasaklatmayı düşünür müsünüz?

T. C.

Ulaştırma Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon 14.1.2000

Kurulu Başkanlığı

Sayı :B.11.0.APK.0.10.01.21/EA-58-1226

Konu :İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 27.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-3356-ÖKM-3022 sayılı yazısı.

İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın 7/1051-3231 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın 7/1051-3231 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

Bildiğiniz gibi 2531 sayılı Yasa devlet memurlarının görevlerinden ayrıldıktan sonra özel sektörde aynı konumda hemen görev almalarını yasaklar ve aradan asgarî bir sürenin geçmesini emreder.

Cep telefonlarında yeni lisansların verilecek olması, TELEKOM’un özelleştirilmesi gibi milyonlarca dolarlık menfaatlerin söz konusu olduğu son bir yıl içinde çok sayıda memur, Bakanlığınızdan ve Bakanlığınıza ait kuruluşlardan istifa edip özel sektöre geçmiştir.

1. 2531 sayılı Kanuna aykırı davranan bu kişileri tespit edip haklarında takibat yapmayı düşünür müsünüz?

2. Yasaya aykırılığı tespit edilmiş kişilerin, ilgili Devlet kurumlarında iş takibi yapmalarını yasaklatmayı düşünür müsünüz?

Cevaplar :

2531 sayılı Kanun, görevden ayrılan personelin ayrıldığı kuruluşa karşı girişeceği işlerde etkinliğini önlemek ve çıkar sağlamasına mani olmak amacını taşımaktadır.

Bakanlığımız ile bağlı ve ilgili kuruluşlarından çeşitli nedenlerle görevlerinden çekilen personelin, nerede işe gireceklerini beyan etmeleri gibi bir zorunluluk bulunmadığından, görevlerinden ayrılıp özel sektörde görev alanlarla ilgili bir bilgi tutulması zaman içinde alınacak istihbarata bağlıdır. Kanuna aykırı olanlar dikkatle değerlendirilecektir.

Sözkonusu kişilerin tespit edilmesi halinde, Bakanlığımız bağlı ve ilgili kuruluşlarında iş takibi yapmalarına müsaade edilmeyecektir.

46.—Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun, İstanbul’da yolu kesilerek kaçırılıp tecavüz edilen bir sanatçıya ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1057)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep ediyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim. 20.12.1999

Mehmet Bekaroğlu

Rize

İnsan Hakları İnceleme

Komisyonu Üyesi

14 Aralık 1999 günü akşamı çalıştığı Yapı Sanatevinden ayrılan sanatçı Şeyda Girgin, Okmeydanı kavşağında yolu kesilerek kaçırılmış, boş bir arsaya götürülmüş, sorguya çekilip bayılıncaya kadar dövüldükten sonra tecavüze uğramıştır.

Kendisine yöneltilen soruların içeriğine bakılırsa bu durum, basit bir tecavüz olayına benzemiyor.

1. Bu olayın soruşturması ne aşamadadır; olayın failleri tespit edildi mi?

2. Olayın siyasî bir yönü var mı? İddia edildiği gibi sanatçı Girgin’in sorgulama biçimi polis sorgulamasına benziyor mu?

3. Okmeydanı gibi işlek bir yerde böyle olayların yaşanması, yeterli güvenlik tedbirlerinin alınmadığı intibaını veriyor. O saatlerde, o bölgede güvenlik sağlayan polis devriyesi yok muydu? Bu devriyeler olayı fark edemediler mi?

4. Avrupa Birliğinin kapısındaki Türkiye’de yaşanan bu ve benzeri insan hakları ihlalleri; cana, mala, namusa, kimliğe ve kişiliğe yönelen bu tip saldırıların önlenmesi için ne gibi tedbirler alınıyor?

T. C.

İçişleri Bakanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğü 12.1.2000

Sayı :B.05.1.EGM.0.12.01.01-014639

Konu :Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMMBaşkanlığının 27.12.1999 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-(7/1057)-3239/8139 sayılı yazısı.

Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu tarafından TBMMBaşkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

1. 15.12.1999 günü saat 04.00 sıralarında güvenlik güçlerine bir bayanın darp sonucu Şişli Etfal Hastanesinde tedavi altında olduğunun bildirilmesi üzerine sözkonusu hastaneye gidilerek yapılan incelemede; mağdurenin önergeye konu olan Şeyda Girgin isimli bayan olduğunun belirlendiği, şahsın ifadesi istendiğinde, ifadesini bilahare vereceği açıklamasının ardından emniyet görevlilerinin hastaneden ayrıldığı, 27.12.1999 günü adı geçenin ifadesinin alındığı, kendisine gösterilen suçlular albümünde herhangi bir teşhiste bulunamadığı,

Şeyda Girgin’in 15.12.1999 tarihinde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde yapılan muayenesinde; şahsın vücudunun değişik bölgelerinde künt travmatik değişimlerin olduğu, genel beden travmasına maruz kaldığı, ancak tecavüze uğradığına dair herhangi bir bulguya rastlanılmadığı şeklinde raporun tanzim edildiği,

Konunun aydınlatılıp, olayın faillerinin yakalanabilmesi için çalışmaların sürdürüldüğü,

2. Olayın herhangi bir siyasî yönünün olmadığı, şahsa yapıldığı söylenen sorgulamanın da polisin sorgulama biçimine benzemediği,

3. Sözkonusu bölgede mevcut imkânlar dahilinde yeterli güvenlik tedbirlerin alındığı anlaşılmıştır.

4. Güvenlik güçlerimiz, eldeki kısıtlı imkânlara rağmen, toplumun huzurunun ve emniyetinin temini için 24 saat aralıksız hizmetini sürdürmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

47.—Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun, Rize İli Pazar İlçesinde meydana gelen deniz kazasıyla ilgili soruşturma açılıp açılmadığına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu’nun cevabı (7/1058)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Ramazan Mirzaoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep etmekteyim.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

20.12.1999

Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu

Rize

Rize İlimizin Pazar İlçesinde 9 Kasım 1999 tarihinde bir deniz kazası meydana gelmiş, olayda 5 kişi kurtarılmış, 3 kişinin cesedi bulunmuş, 4 kişi de kaybolmuştur.Olayla ilgili olarak gerek yerel basında gerekse yakınlarını kaybedenlerin ifadelerinde, yetkililerin ilgisizliğinden ve ihmalinden söz edilmektedir.

Bu nedenle :

1. Olayla ilgili herhangi bir soruşturma açılmış mıdır?Açılmış ise hangi sonuçlar elde edilmiştir?

2. Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmesi Rize Şube Müdürlüğü, olaydan hemen sonra haberdar edilmesine rağmen zamanında müdahale edilmediği, ancak olayın üzerinden 9 saat geçtikten sonra harekete geçtiği iddia edilmiştir. Zamanında müdahale edilmemesinin gerekçeleri nedir?Yetkililer hakkında ne gibi bir işlem yapılmıştır?

3. Rize Sahil Güvenlik Komutanlığı olaydan haberdar edildiği halde konuyla ilgilenmediği ifade edilmektedir. Bu tür olaylar Sahil Güvenlik Komutanlığının ilgi alanına girmemekte midir?İşin gerçeği nedir?

4. Deniz kazasında hayatını kaybedenlerin yakınlarına devlet tarafından herhangi bir yardım yapılmış mıdır?Yapılmamış ise, bu vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesi için Sosyal Hizmetler Fonundan veya başka bir kaynaktan yardım yapılması düşünülmekte midir?

T. C.

Devlet Bakanlığı 11.1.2000

Sayı :B.02.0.00.011/00057

Konu :Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterliği Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığının 27 Aralık 1999 tarih A.01.0.10.00.02-7/1058-3240/8140 sayılı yazıları.

Rize Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu tarafından 9 Kasım 1999 tarihinde Rize İli Pazar İlçesi açıklarında meydana gelen deniz kazasına ilişkin yazılı soru önergesi ile tarafımdan istenilen cevaplar ilişiktedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Ramazan Mirzaoğlu

Devlet Bakanı

7/1058-3240 Sayılı Soru Önergesine İlişkin Cevaplar

Soru 1. Rize İlimizin Pazar İlçesinde 9 Kasım 1999 tarihinde meydana gelen deniz kazası ile ilgili olarak herhangi bir soruşturma açılmış mıdır?Açılmış ise hangi sonuçlar elde edilmiştir?

Cevap 1. Rize İlimizin Pazar İlçesinde 9 Kasım 1999 tarihinde meydana gelen deniz kazası ile yardım ihbarı bakanlığıma bağlı Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait Rize İlinde konuşlandırılmış bulunan Söndüren-II römorkörü tarafından saat 19.05 itibariyle alınmıştır. Römorkör hemen harekete geçmiştir. Ancak 7-8 kuvvetinde esen Gündoğusu ve Poyraz fırtınası nedeniyle Römorkör limandan çıkar çıkmaz batma tehlikesi geçirmiş kaza mahalline doğru yola devam edemeyerek saat 20.10’da geri dönmüştür.

Esasen Rize limanında konuşlandırılmış bulunan Söndüren-II römorkörü sadece yangın söndürme ve deniz kazalarınada kıymetlerin kurtarılması maksatları için dizayn edilmiş, yüksek çekiş gücü ve basınçlı su ya da köpük sıkabilme sistemlerine sahiptir.

Söndüren römorkörlerimiz görevlendirildikleri limanlarda aslî görevleri olan ticarî römorkaj, çeki ve refakat hizmetlerini başarı ile sürdürmektedir.

Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğünün yatırım planında bulunan ve Tüm Türkiye sahillerini kapsayacak şekilde, her türlü hava koşulunda olaylara süratle müdahale edecek SAR (Arama-Kurtarma) botları ve istasyonları ile muhabere istasyonlarının tesisine ilişkin ülkemizin ekonomik şartları göz önüne alınarak DPT ve Hazine Müsteşarlığı tarafından 2 senedir reddedilmekte idi. Benim şahsen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Devlet Bahçeli’ye konunun önemini izah etmem sonucunda ve Başbakan Yardımcımızın talimatları sonucunda bu izinler 1999 yılının Aralık ayında alınmıştır. Genel Müdürlüğümüz derhal 36 adet SARbotu alımı konusunda Türkiye Gemi Sanayii A. Ş. ile protokol imzalanmıştır.

Ülkemizin ileri teknoloji ürünü, her türlü hava koşullarında denizde kalabilen, yüksek sürate sahip ve tahrik sistemleri denizdeki şahıslara zarar vermeyecek ve hiçbir zaman devrilme korkusu yaşanmayacak SARbotlarına kavuşmasıyla can kurtarma ve arama çalışmaları istenilen düzeye gelebilecektir.

Yukarıda açıklamış olduğum nedenlerden dolayı olayla ilgili herhangi bir soruşturma açıklanmamıştır.

Soru 2. Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü, olayla hemen sonra haberdar edilmesine rağmen zamanında müdahale edilmediği, ancak üzerinden 9 saat geçtikten sonra harekete geçildiği iddia edilmiştir. Zamanında müdahale edilmemesinin gerekçeleri nedir?Yetkililer hakkında ne gibi bir işlem yapılmıştır?

Cevap 2. Kazazede gemi ile ilgili yardım ihbarı saat 19.05 itibarı ile Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait Söndüren-II Römorkörü tarafından duyulduktan hemen sonra römorkör saat 19.15 itibarı ile harekete geçmiştir. Ancak 7-8 kuvvetinde esen Gündoğusu ve Poyraz fırtınası nedeniyle Römorkör Limanından çıkar çıkmaz batma tehlikesi geçirmiş kaza mahalline doğru yola devam edemeyerek 20.10’da geri dönmüştür. “Alican Deval” isimli geminin Hopa’dan Samsun’a 1680 ton maden cevheri taşıdığı ve yüklü geminin yüksek dalgalar nedeni ile su alıp battığı düşünülmektedir.Olayla ilgili olarak kazazede gemi tarafından verilen tek tehlike mesajında Türk Radyo’ya sadece geminin adı ve battığı bildirilmiş ancak vaka mahalli belirtilmemiştir.Hopa Limanında bulunan bir diğer gemi tarafından Alican Deval gemisinin saat 20.00’de Rize Limanına ulaşması beklendiği Türk Radyo’ya rapor edildiğinden, kaza yeri yaklaşık Çayeli ikibuçuk mil açığı olarak değerlendirilerek, araştırılmaları bu bölgede yapılması planlanmıştır. “SöndürenII” saat 22.45’de tekrar kaza mahalline doğru Rize Limanından hareket etmiş, fakat 5-6 metre yüksekliğindeki dalga ve ağır denizler nedeniyle tekrar batma tehlikesi geçirerek, Rize Limanına geri dönmüştür. 10.11.1999’da saat 01.05’de hava ve deniz koşullarının denize açılmaya müsait hale geldiği düşünülerek yeniden hareket edilmiş güç deniz koşullarına rağmen saat 03.00’da kaza mahalline ulaşılmıştır. Kaza mahallinde arama-kurtarma çalışmalarına başlanmış havanın aydınlanmaya başlangıcı ile birlikte 4 adet balıkçı motorunun katılması ile 5 kişi sağ olarak kurtarılmıştır. Saat 10.00 civarlarında 3 ceset denizden alınmış, saat 11.45’de su ikmali için limana geri dönülmüş ve daha sonra 14.40’ta aramalara devam edilmiştir. Tüm aramalara rağmen diğer denizcilere ulaşılamamış ve Römorkörümüz havanın kararması üzerine saat 17.50’de limana geri dönmüştür. Batığının tahmini yeri yaklaşık 640 mil derinliğe sahip olan geminin can yelekleri dahi giyilmeden terkedildiği görüldüğünden gemicilerin can kurtarma araçlarını yeterince kullanamadığı değerlendirilmektedir.

Görüldüğü üzere kazazede gemi ile ilgili yardım ihbarının Kıyı Emniyeti Rize Şube Müdürlüğüne ulaşmış olduğu 19.05 saatinden 10 dakika sonra harekete geçilmiş ve arama kurtarma çalışmalarına elimizdeki bütün kısıtlı imkânlarla özverili çalışmalarla katılınmıştır.

Soru 3. Rize Sahil Güvenlik Komutanlığı olaydan haberdar edildiği halde konuyla ilgilenmediği ifade edilmektedir. Bu tür Sahil Güvenlik Komutanlığının ilgi alanına girmemekte midir?İşin gerçeği nedir?

Cevap 3. Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından verilen raporda sözkonusu kaza ile ilgili arama kurtarma çalışmalarına Sahil Güvenlik Komutanlığı Trabzon Grup Komutanlığı Sahil Güvenlik Botlarının katıldığı tarafıma bildirilmiştir.

Soru 4. Deniz kazasında hayatını kaybedenlerin yakınlarına devlet tarafından herhangi bir yardım yapılmış mıdır?Yapılmamış ise, bu mağduriyetlerinin giderilmesi için Sosyal Hizmetler Fonundan veya başka bir kaynaktan yardım yapılması düşünülmekte midir?

Cevap 4. Rize Milletvekili Sayın Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu’nun yukarıdaki sorusu Bakanlığımın ilgi alanına girmemektedir.

48. – Milletvekili Mehmet Bekâroğlu’nun;

– Çaykur Genel Müdürlüğünde partizanca atamalar yapıldığı iddialarına,

– Çaykur Genel Müdürlüğünün reklam ve temsil giderlerine,

– Çaykur Genel Müdürlüğü yetkililerinin sık sık yurtdışı gezilerine katıldığı ve ödenek dışı para aldıkları iddialarına,

– Çaykur Yönetim Kurulu üyelerine,

İlişkin Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen’den soruları ve DevletBakanı ve DevletBakanı Vekili Yüksel Yalova’nın cevabı (7/1059, 1060, 1061, 1062)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Rüştü Kâzım Yücelen tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep etmekteyim.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

20.12.1999

Mehmet Bekâroğlu

Rize

Nejat Ural 1997’nin 7 nci ayından bu yana Çaykur Genel Müdürlüğü görevini yürütmektedir. Göreve başladığı günden bu yana çok sayıda üst düzey yöneticiyi ve fabrika müdürünü görevden aldığı, yerlerine de partizanca atamalar yaptığı, bunun da kurumda çalışanlar arasında huzursuzluğa neden olduğu ve kurumu maddî olarak zarara soktuğu iddia edilmektedir.

Bu nedenle :

1. 1997, 1998 ve 1999 yılları içerisinde, daire başkanı fabrika müdürü ve müdür yardımcısı düzeyinde kaç kişi hangi gerekçelerle görevlerinden alınmıştır?

2 . Görevden alınan yöneticilerden mahkeme kararları olanlar görevlerine iade edilmişler midir? Eğer iade edilmemiş iseler niçin iade edilmemişlerdir?

3. Çaykur Genel Müdürlüğünde halen 5 genel müdür yardımcısı görev yapmaktadır. Genel müdür yardımcıları sayısının Yüksek Denetleme Kurulu tarafından 3’e indirilmesi istenmesine rağmen, bu istek niçin uygulanmaktadır?

4. 1997 yılında, bütün Genel Müdür Yardımcılarının görevlerinden alındığı, bunlardan ikisinin İdare Mahkemesi kararıyla görevlerine iade edildiği, ancak Genel Müdür Nejat Ural’ın iki yıl süreyle bu mahkeme kararını uygulamadığı, iki yıl sonra ilgili genel müdür yardımcıları görevlerine başlamalarının üzerinden bir ay geçmeden tekrar görevlerinden alındığı, yerlerine üçlü kararname ile atama yapılması gerekirken bakan olurları ile eski genel müdür yardımcılarının atandığı iddia edilmektedir. Tüm bunlar hangi gerekçelere dayandırılarak yapılmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Rüştü Kâzım Yücelen tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep etmekteyim.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

20.12.1999

Mehmet Bekâroğlu

Rize

Başbakanlık, Kamu İktisadî Teşekküllerinin reklam vermelerini ve temsil giderleri kaleminden harcama yapmalarını yasaklamıştır. Ancak Çaykur Genel Müdürlüğü bu yasaklamaya uymayarak, büyük rakamlarla reklam vererek ve temsil giderleri kaleminden harcamalar yaparak kurumu milyarlarca lira zarara soktuğu iddia edilmektedir?

Bu nedenle :

1. Çaykur Genel Müdürlüğü 1998 ve 1999 yılı içerisinde reklam ve temsil gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?

2. 1998 ve 1999 yıllarında hangi şirkete, hangi basın ve yayın kuruluşuna ne kadar reklam verilmiştir? Reklam verilen kuruluşlar hangi illerde faaliyet göstermektedirler?

3. Temsil giderleri kaleminden, kime, nerelere, ne zaman, hangi gerekçelerle ne kadar ödeme ve harcama yapılmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Rüştü Kâzım Yücelen tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep etmekteyim.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

17.12.1999

Mehmet Bekâroğlu

Rize

Çaykur Genel Müdürlüğünün ödeme güçlüğü çektiği bir dönemde, Çaykur Genel Müdürlüğü yetkililerinin gereksiz harcamalar yaparak kurumu zarara soktuğu, kuruma herhangi bir getirisi olmadığı halde üst düzey yöneticilerin sık sık yurt dışı gezilerine çıktıkları ve gezilere katılanlara ödenek harici olarak 1000 dolar ödeme yapıldığı iddia edilmektedir.

Bu nedenle :

1. Bu gezilere katılanlara ödenek dışı olarak, 1000 dolar ödendiği iddiası doğru mudur? Eğer doğru ise bu ödenek dışı ödeme kimlere ve ne zaman ödenmiştir? Bundan kimler yararlanmıştır? Bu ödenek dışı ödeme bu kişilere hangi gerekçelerle yapılmıştır?

2. Kurumun yurt dışına gönderdiği yetkililer, Kurumun yurt dışı Pazar payını mı arttırmışlardır? Eğer böyle ise kim, hangi ülkeye, hangi tarihte, ne kadar bağlantı yapılmıştır? Bu bağlantıların hangileri gerçekleşmiştir?

3. Kurumun yurt dışına gönderdiği yetkililer, gittikleri ülkelerde, kurumun teknik olarak yeniden yapılanmasını veya yeni teknik donanımların ilavesiyle kurumu daha verimli hale getirecek çalışmalar mı yapmışlardır? Eğer böyleyse kimler, hangi ülkede, hangi çalışmada bulunmuşlardır? Bu çalışmalar kuruma hangi katkıyı sağlamış, verimini hangi oranda arttırmıştır? Getirilen bu teknik donanımlar nelerdir?

4. Bu geziye kimler, ne zaman ve hangi amaçla katılmışlardır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Rüştü Kâzım Yücelen tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep etmekteyim.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

20.12.1999

Mehmet Bekâroğlu

Rize

Kamu İktisadî Teşekküllerinin hemen hemen hepsinde yönetim kurulu üyelikleri mevcuttur. Bu üyelikler kamuoyu tarafından hükümetteki partilerin “arpalıkları” olarak değerlendirilmekte ve her zaman eleştiri konusu yapılmaktadır. Aynı eleştiri, Rize açısından önemi çok büyük olan adete Rize ile özdeşleşmiş Çaykur için de söz konusudur. Hem yönetim kurulu üyeliklerinin kendisi hem de üyeler ve yaptıkları sürekli tartışma konusu olmaktadır. Bu da kurumun imajının zedelenmesine ortam hazırlamaktadır.

Bu nedenle :

1. Çaykur Yönetim Kurulu üyeleri, kurum açısından hangi işlevi görmektedir. Aslî görevleri ve çalışma şartları nelerdir? Her yönetim kurulu üyesi bu aslî görevine göre mi hareket etmektedir? Yönetim kurulu üyelerinin kuruma katkıları nelerdir? Gerek üretimin ve üretim kalitesinin artmasında, gerek yurt içi ve yurt dışı pazar payının genişlemesinde, gerekse kurumun geleceğe yönelik politikalarında hangi katkıları olmaktadır?

2. Çaykur Yönetim Kurulu Üyeleri seçiminde partizanlık yapıldığı ve ehil olmayanların atandığı iddia edilmektedir, bunun gerçek payı nedir? Yönetim Kurulu üyeleri hangi kriterlere göre seçilmekte ve nasıl denetlenmektedir? Şu anda Yönetim Kurulu üyesi olanların bu görevlerine atanma gerekçeleri nelerdir? Yönetim Kurulu üyeleri kurumdan ne kadar maaş veya ücret almaktadır?

T.C.

Devlet Bakanlığı 13.1.2000

(Sn. Rüştü Kâzım Yücelen)

Sayı : B.02.0.009/72

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı ifadeli 27.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-3358 sayılı yazınız.

Rize Milletvekili Sn. Mehmet Bekâroğlu tarafından verilen 7/1059-3241/8141-7/1060-3242/8142-7/1061-3243/8143-7/1062-3244/8144 sayılı yazılı soru önergelerinin cevapları İç Tüzüğün 99 uncu maddesine istinaden ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Yüksel Yalova

Devlet Bakanı V.

Rize Milletvekili Sayın Prof. Dr. Mehmet Bekâroğlu’nun 20 Aralık 1999 tarih ve

7/1060-3242/8142 kayıt nolu yazılı soru önergesinin cevabıdır.

Cevap 1. Reklam ve tanıtım giderleri olarak;

1998 yılı gideri : 248,9 Milyar TL.

1999 yılı gideri : 376,7 Milyar TL. olarak reklam, tanıtım ve temsil gideri yapılmıştır.

Cevap 2. 1998 ve 1999 yılında yapılan reklam ve tanıtım giderleri ayrılan ödeneğin yaklaşık 1/3 kadar gerçekleşmiştir.

Buna göre;

1998 YILI 1999 YILI

1. Kitap, Dergi, Gazete, TV, vb.

verilen reklam ve mesajlar : 48.5 Milyar TL. 11,3 Milyar TL.

2. Yurt içi ve Yurt dışı fuar giderleri : 5 Milyar TL. 11 Milyar TL.

1998 YILI 1999 YILI

3. Tanıtım ve Bayii Toplantıları : 20 Milyar TL. 5 Milyar TL.

4. Reklam malzeme giderleri

(Broşür, afiş, el ilânı vb) : 5 Milyar TL. 10,5 Milyar TL.

5. Spor Klüplerine verilen reklamlar : 155 MillyarTL. 325 Milyar TL.

TOPLAM : 233,5 Milyar TL. 362,8 Milyar TL.

Cevap 3. Çaykur Genel Müdürlüğü tarafından 1998 ve 1999 yılında temsil giderleri olarak yapılan harcamalar aşağıda çıkarılmıştır.

1998 YILI 1999 YILI

1. Başbakan ve Bakanların ziyaretleri esnasında

verilen yemek bedeli : 7,5 Milyar 3 Milyar

2. Teşekkülün kendi Yöneticilerine kampanya

çalışmaları nedeniyle yapılan toplantılarla

teşekkülü ziyaret eden misafirlere hizmet

gereği olarak verilen yemek bedeli : 7,9 Milyar TL. 10,9 Milyar TL.

TOPLAM : 15,4 Milyar TL. 13,9 Milyar TL.

 

 

 

 

 

NOT : BU BÖLÜMÜN TABLOLARI AYNEN FİLME ALINMIŞTIR.

 

Rize Milletvekili Sn. Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu’nun 20.12.1999 Tarih ve

7/1062-3244-8144 Sayılı Yazılı Soru Önergesine Verilen Cevap

Cevap 1. : 233 Sayılı KHK’nın 9 uncu maddesi, teşebbüs Yönetim Kurulunun görev ve yetkilerini belirlenmiş olup, bu yetkiler dahilinde görevlerini sürdürmektedirler.

Cevap 2. : Teşebbüs Yönetim Kurulu Üyeleri, 233 Sayılı KHK’nin 6 ve 8 inci maddeleriyle 2451 Sayılı Kanuna 4158 Sayılı Kanunla eklenen ek madde gereğince atamaları Müşterek Kararname ile yapılmaktadır.

Yönetim Kurulu Üyelerine, miktarın Yüksek Planlama Kurulunca belirlenen ve halen aylık net miktarı 113 256 000 TL. olan Yönetim Kurulu ücreti ile yine aynı miktar üzerinden yılda iki kez olmak üzere de ek ödeme (İkramiye) ödenmektedir.

49. – Konya Milletvekili Lütfi Yalman’ın, TÜRKSAT kira ve yayın ücretini ödemeyen TV şirketlerine ve borç miktarlarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1063)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Lütfi Yalman

Konya

1. Türksat kira ve yayın ücretini ödemeyerek borçlu durumuna düşen TV şirketleri hangi şirketlerdir? Bu TV şirketlerinin borç miktarları ne kadardır?

2. Borcu olupta borcunu ödemeyen TV şirketlerinden icra takibi başlatılan şirketler hangi şirketlerdir? İcraya konu olan borçları ne kadardır? İcra işlemlerinde hangi aşamaya gelinmiştir?

3. Türktelekom’a borcu olan radyo kuruluşları da var mıdır? Bu kuruluşların boç miktarları ne kadardır? Borçlarının tahsili için ne gibi işlemler yapılmıştır?

T.C.

Ulaştırma Bakanlığı 6.1.2000

Araştırma Planlama ve

Koordinasyon Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21./EA/-24-491

Konu : Konya Milletvekili Sayın Lütfi Yalman’ın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 27.12.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-3356-ÖKM.3022 sayılı yazınız.

Konya Milletvekili Sayın Lütfi Yalman’ın 7/1063-3245 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

Konya Milletvekili Sayın Lütfi Yalman’ın 7/1063-3245

Sayılı Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

1. Türksat kira ve yayın ücretini ödemeyerek borçlu durumuna düşen TV şirketleri hangi şirketlerdir? Bu TV şirketlerinin borç miktarları ne kadardır?

2. Borcu olupta borcunu ödemeyen TV şirketlerinden icra takibi başlatılan şirketler hangi şirketlerdir? İcraya konu olan borçları ne kadardır? İcra işlemlerinde hangi aşamaya gelinmiştir?

3. Türktelekom’a borcu olan radyo kuruluşları da var mıdır? Bu kuruluşların borç miktarları ne kadardır? Borçlarının tahsili için ne gibi işlemler yapılmıştır?

Cevap :

Türksat transponder kira ve yayın ücreti tahakkuk ettirilen TV Şirketlerinden 30.12.1999 tarihi itibariyle borçlu bulunanlara ait tablo ekte verilmiştir.

Tabloda yer alan ücretler aylık olarak tahakkuk ettirilerek tahsil edilmektedir. Yayın ücretleri ise yayının gerçekleşmesini müteakip tahakkuk ettirilerek faturanın düzenlendiği tarihi takip eden 1 aylık sürenin sonu son ödeme günü verilmek suretiyle firmalardan tahsil edilmektedir.

Borçların zamanında ödenmemesi halinde, usulüne göre; döviz üzerinden beher ay ve kesri için % 2, TL üzerinden beher ay ve kesri için % 12 oranında gecikme bedeli tahakkuk ettirilerek tahsil edilmektedir. Buna rağmen borçlarını ödemeyen TV Şirketlerinin kullanmakta oldukları tarnsponderleri, sözleşmelerinde yer alan hükme göre kullanıma kapatılmakta ve sözleşmesi iptal edilerek alacak yasal yoldan tahsil edilmektedir. Ekli tabloda yer alan firmalardan olan alacaklar, vadesi henüz tamamlanmamıştır. Uydu kirası veya naklen yayın ücretini ödemeyen firmaların yayınları zaman zaman durdurulmakta ancak genellikle sözleşmenin feshinden önce ödeme yapıldığından yayın yeniden başlatılmaktadır.

Özel TV Şirketlerinden HBB A.Ş.’nin yargı aşaması tamamlanmış olup icra aşaması sürdürülmektedir. MBI Reklamcılık ve Filmcilik San. ve Tic. A.Ş., HBB TV. (2. dava), Öner Radyo ve Televizyon Yayın A.Ş., Ulusal Basın Ajansı (UBA) Firmaları ise mahkemeye intikal ettirilmiş olup mahkeme aşaması sürdürülmektedir.

Türk Telekomünikasyon A.Ş.’ye borcu olan Radyo Kuruluşu bulunmamaktadır.

TV ŞİRKETLERİNDEN ALACAKLARIMIZ

Firma Adı Hizmetin Nevi 30.12.1999

DTV Haber ve Görsel Yayın A.Ş. Programın Nakli, TV Yayını 178 186 000

AKS TV Reklamcılık ve Film ” 4 013 457 000

Cine 5 Filmcilik ve Yapım A.Ş. ” 7 120 265 000

Anadolu Radyo ve Gör. Hiz. A.Ş. Program Nakli 9 775 494 080

Satel Sabah TV Prodüksiyon A.Ş. Programın Nakli, TV Yayını 3 778 425 000

Huzur Radyo TV A.Ş. Programın Nakli, Up-Link 7 776 108 000

A Yapım Televizyon A.Ş. (NTV) TV Yayını 7 616 411 000

KTV Reklamcılık Yay. (KANAL A) Programın Nakli 20 630 492 250

Best Prodüksiyon Yayıncılık A.Ş. Türksat Kira Ücreti 39 736 962 500

Süper Kanal TV Yayıncılık A.Ş. ” 20 499 021 250

Kanal 6 Rd. TV Yayıncılığı Tic. A.Ş. ” 215 348 700 000

SBHG A.Ş. ” 31 126 377 226

ATV Haber Ajansı ” 210 042 229 350

Eksen Yayıncılık Dağ. Paz. Tic. A.Ş. ” 1 035 800 000

Bays Basın Yayın San. ve Tic. A.Ş. ” 24 342 609 760

Firma Adı Hizmetin Nevi 30.12.1999

Dokuz Yayıncılık Tan. ve Hab. Hiz. Türksat Kira Ücreti 59 392 145 990

Medya Servis Teknik Hizm. ” 88 874 408 490

Yavuz Radyo TV Yayıncılık ” 94 129 929 925

Medya TV Yayıncılığı ” 59 392 145 990

Kent Medya TV Yayın. ” 30 638 498 419

Erya Radyo TV Yayın. ” 111 091 470 000

Teleon Reklamcılık Program Nakli 54 081 132 000

İnter-TV ” 5 120 532 000

Fransız Büyükelçiliği ” 258 622 000

TOPLAM = 1 106 000 423 230

50. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, köşe yazarlarının dolar bazında maaş alıp almadıklarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Sümer Oral’ın cevabı (7/1064)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Kemal Albayrak

Kırıkkale

1. Ülkemizde genel basında köşe yazarları ve yöneticiler dolar bazında maaş alıp, almadıkları, eğer alıyorlarsa ne kadardır, resmiyette gözüken nedir?

2. Bu kişiler açıktan para alıyorlarsa devlete vergi öderken Maliye Bakanlığı bunu nasıl tespit etmektedir?

3. Bu kişiler aldıkları döviz bazındaki ücretlerini net olarak devlete bildirip bildirmediklerinin?

4. Bu kişiler açıktan telif ücreti almaktalarsa bunun miktarı belirtilmekte midir?

T.C.

Maliye Bakanlığı 17.1.2000

Gelirler Genel Müdürlüğü

Sayı : B.07.0.GEL.0.82/8211-101/01619

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı Kararlar Dairesi Müdürlüğünün 3.1.2000 gün ve B.02.0.KKG.0.12/106-126-14/33 sayılı yazısı.

Kırıkkale Milletvekili Sayın Kemal Albayrak’ın Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit’e tevcih ettiği ve Sayın Başbakanımızın da tarafımdan cevaplandırılmasını istediği 7/1064-3247 esas no’lu yazılı soru önergesinde belirtilen hususlara ilişkin cevabımız aşağıda açıklanmıştır.

Türk vergi sistemi esas itibariyle beyan esasına dayanmaktadır. Dolayısıyla, kendilerine vergi yükümlülüğü düşen kişi ve kurumlar bu yükümlülüklerini kanunlarda belirtilen şekillerde yerine getirmek zorundadırlar. Kişi ve kurumların vergisel yükümlülüklerini doğru olarak ve zamanında yerine getirmelerini sağlamaya ve vergisel yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin tespitine yönelik olarak denetim çalışmaları da Bakanlığımızca yürütülmektedir.

Basın kuruluşları ile basında çalışan yönetici ve köşe yazarları da kendi üzerlerine düşen vergisel yükümlülükleri, ilgili kanunlara uygun şekilde yerine getirmeye yükümlüdürler. Yapılan denetimlerde vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmediğinin veya eksik yerine getirildiğinin tespiti halinde, bu kişi ve kurumlar için de ilgili kanunlarda belirtilen müeyyidelerin uygulanacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini arz ederim.

Sümer Oral

Maliye Bakanı

51. – Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç’un, çalınan vakıf eserlerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/1066)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Yüksel Yalova tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını delaletlerinize arz ederim.

Şeref Malkoç

Trabzon

1. Bünyenizde vakıf eserlerinin adeti ve illere göre dağılımı nedir?

2. 1990-1999 yılları arasında Genel Müdürlüğünüz nezdindeki Vakıf eserlerinden ne kadarı çalınmıştır?

Bu çalınmalara ait tahmini değeri nedir? Bu çalınmalara karşı ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Bununla ilgili özel güvenlik birimi kurmayı düşünüyor musunuz?

3. 55-56 ve 57. hükümetler döneminde yapılan atama, yer değiştirme ve görevden çıkarma sayısı nedir?

Bu sayıların görev yeri, atandığı yer ve ünvanlarına göre dağılımı nedir?

4. İstanbul Hırkai Şerif Camii Özel dairesi kubbelerini süsleyen alem ile ilgili bilgileriniz neledir?

T.C.

Devlet Bakanlığı 13.1.1999

Sayı : B.02.0.006/01-49

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 27 Aralık 1999 tarih, A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1066-3249/8149 sayılı yazınız.

Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç tarafından tevcih edilen ve tarafımdan cevaplandırılmasını istediği 7/1066-2349 esas sayılı soru önergesine ilişkin Vakıflar Genel Müdürlüğünün 11.1.2000 tarih ve 2/2000 sayılı cevabi yazısı ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. Yüksel Yalova

Devlet Bakanı

NOT : BU BÖLÜMÜN TABLOLARI AYNEN FİLME ALINMIŞTIR.

 

 

 

 

474-475 Filme alınacak!

 

 

478-488 filme alınacak!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

52. – Konya Milletvekili Teoman Rıza Güneri’nin, Mevlana’yı anma törenlerine devlet erkânının katılmamasının nedenine ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı M. İstemihan Talay’ın cevabı (7/1069)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın delaletlerinizle Kültür Bakanı Sayın İstemihan Talay tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

T. Rıza Güneri

Konya

Sorular :

Büyük mutasavvıf, şair, bilgin ve düşünür Hazreti Mevlana’nın 726 ncı Vuslat Yılı münasebetiyle tertip edilen Anma Törenlerine -bu hususla direk alakası olmayan ve aynı zamanda bölge milletvekili olan bir Devlet Bakanının dışında – Kültür Bakanı olarak zât-ı âliniz, Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan dahil devlet üst düzey yetkililerinden hiçbir şahsın tören programına iştirak etmemesi, hem Konya’daki vatandaşlarımızı, hem de yurt içi ve yurt dışından programa katılan davetlileri derinden üzmüştür.

Bu çerçevede;

1. İnsanlığın barışa, huzura, hoşgörüye, sevgiye doğru yöneldiği bir dönemde, bu unsurların sembolü haline gelmiş Hz. Mevlana’yı anma törenlerine zât-ı âliniz, Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan dahil olmak üzere üst düzey devlet erkânından neden katılım olmamıştır? Basına da sık sık yansıyan bazı üst düzey devlet erkânının katıldığı nişan-düğün türü programları göz önüne alır isek, Mevlana’yı anma törenlerinin devlet katında o programlar kadar değeri yok mudur?

2. 1960’tan beri mutad olarak yapılagelen ve uluslararası olması yönüyle ülkemizin tanıtımı ve imajı açısından büyük öneme sahip olan böyle bir programa, bütün dünya “Gel” çağrısına uyarak Konya’ya koşarken, devlet düzeyinde herhangi bir katılımın olmaması, bu konuya verilen ehemmiyetin zayıflığından mı kaynaklanmaktadır? Ya da bu hususa olan yaklaşımda, devlet düzeyinde birtakım değişiklikler mi sözkonusu olmuştur?

3. Hoşgörüye ve birbirimizi anlamaya en fazla ihtiyaç hissettiğimiz şu günlerde tüm dünyanın yoğun ilgisine mazhar olan; her ırktan, her inançtan, her kesimden insanı kucaklayan ve kardeşliğin, sevginin, birlik ve beraberliğin mesajlarını yüzyıllar öncesinden veren bir şahsiyetle anlam kazanmış, ülkemizi bu hususiyetleriyle tüm dünyaya olumlu imajlarla tanıtan bu programa katılmamanızı gerektirecek hangi programınız olmuştur? Kültür Bakanı olarak, özellikle kültürel açıdan ülkemiz için böylesine büyük önem taşıyan bir programa katılmamanıza yol açan gerekçeler nelerdir?

T.C.

Kültür Bakanlığı 17.1.2000

Araştırma ve Planlama ve

Koordinasyon Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.16.0.APK.0.12.00.00.01.940-14

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığı KAN.KAR.MÜD.’nün 3 Ocak 2000 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-8202 sayılı yazısı.

Konya Milletvekili Sayın Teoman Rıza Güneri’nin “Mevlana’yı Anma Törenlerine Devlet erkanının katılmamasının nedenine ilişkin” 7/1069-3275 esas no’lu yazılı soru önergesinin cevabı hazırlanarak ekte sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

M. İstemihan Talay

Kültür Bakanı

Cevap : Sayın Teoman Güneri’nin yöneltmiş olduğu bu sorunun benzeri bir soru Bakanlığımız Bütçesinin 25.12.1999 tarihinde Genel Kurul’da görüşülmesi esnasında, Amasya Milletvekili Sayın Akif Gülle tarafından da gündeme getirilmiş bu konudaki açıklamam Genel Kurul tutanaklarına geçmiştir.

Mevlana Hazretleri Türk Milletinin olduğu kadar bütün insanlık aleminin de saygı duyduğu bir büyük ve ulu insanımızdır.

Düşünceleriyle, dünya görüşüyle, Allah sevgisi ve inancıyla asırlardır insanlığa doğruyu ve güzel olanı öğütlemekte ve göstermektedir. Onun kapısı herkese açıktır ve kim olursa olsun herkesin ona kavuşmasını istemektedir.

Bu soru önergesiyle, O’na ilgisizmiş gibi bir tavır içinde olmamızın ima edilmesini bile şahsımıza değil ama Mevlana’nın büyüklüğüne aykırı bir değerlendirme olarak düşünürüm. Çünkü O büyüklüğü hakikatı karşısında hangi Kültür Bakanı veya hangi kişi Mevlana’ya ilgisiz olmak gibi bir tavır içinde olabilir ki?

Hiç kimsenin savunmasına ve kimsenin kimseye Mevlana’nın yüceliğini hatırlatmasına gerek olmayacak kadar Mevlana bir gerçektir ve yücedir.

Daha önceki törenlerde bulunduğum da dikkate alınırsa bu konunun yüce bir insanın kişiliğinde TBMM de bir siyaset sömürüsü olarak kullanılmasının doğru olmadığını düşünüyorum.

Bilindiği üzere Hz. Mevlana’yı Anma Törenleri her yıl Konya Valiliğince düzenlenmektedir. Törenlerle ilgili protokol ve programlar adı geçen Valilikçe yapılmakta, bu törenlere Bakanlığımız sadece sanatsal ve maddî açıdan destek vermektedir.

10-17 Aralık tarihleri arasında kutlanan Hz. Mevlana’yı Anma Törenlerine kurulduğundan bu yana Bakanlığımıza bağlı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu ve İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu sanatçıları iştirak etmiştir. Özellikle son iki yıldır bu etkinliğe Bakanlığımız Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu ve İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğunun detaylı ve kapsamlı çalışmalarıyla katılınmıştır.

Bunun yanısıra Karaman Valiliğine Hz. Mevlana “Vuslat Yıldönümü” etkinliklerindeki giderler için 22.11.1999 tarihinde 1 000 000 000 TL. , Konya Valiliğine Büyük İslâm mütefekkir ve mutasavvıfı Hz. Mevlana’nın 726 ncı Vuslat Yıldönümü Anma Törenleri için 26.11.1999 tarihinde 5 000 000 000 TL., Ankara- (TÜRKSOY) Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimine, Türkmen yazar Oraz Yağmur’un ortak Türk Tarihi ve Kültürünün tanıtılmasına yönelik, Atatürk, Mevlana, Karacaoğlan Sevgisi temalarını işleyen kitaplarının Türkiye Türkçesine çevrilerek bastırılmasındaki giderler için de 6.12.1999 tarihinde 2 750 000 000 TL. yardım yapılmıştır.

Bakanlığımız Yayımlar Dairesi Başkanlığınca da 1997 yılında; Mevlana Celalettin-i Rumi (İngilizce), Minyatürlerle Mevlana ve Mevlevilik, Divan-ı Kebir 5 inci Cilt (İngilizce), Divan-ı Kebir 6 ncı Cilt (İngilizce), 1998 yılında; Gönüller Işığı Mevlana (Şiir), Divan-ı Kebir 7 nci Cilt (İngilizce), Divan-ı Kebir 8 inci Cilt (İngilizce), 1999 yılında; Divan-ı Kebir 9 uncu Cilt (İngilizce), yayımlanmıştır.

Gelecek yıl inşallah bu törenlerde bulunmak dileğiyle.

53. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, bir petrol firmasının atıklarını Dicle Nehrine boşalttığı iddialarına ilişkin sorusu ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (7/1080)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre Bakanı Sayın Fevzi Aytekin tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

BülentAkarcalı

İstanbul

Perenco adlı petrol şirketi Diyarbakır civarında ham petrol atıklarını Dicle Nehrine atarak çok ciddi bir kirlilik yaratmıştır.

1. Bu kirlilikten Bakanlığınızın haberi var mıdır?

2. Varsa ne gibi tedbir alınmıştır ve Perenco şirketine ne gibi müeyyide uygulanmıştır?

3. Yoksa ne yapmayı düşünmektesiniz?

4. Olayı kamuoyuna duyuran Diyarbakırlı gazeteci Şeyhmus Çakan’dan bu konuda daha ayrıntılı bilgi almayı düşünür müsünüz?

T.C.

Çevre Bakanlığı 18.1.2000

Çevre Kirliliğini Önleme ve

Kontrol Genel Müdürlüğü

Sayı : B.19.0.ÇKÖ.0.01.00.01/155-510

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı)

İlgi : 3.1.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1080-3318/8318 sayılı yazınız.

İlgi yazınızda İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’ya ait yazılı soru önergesi incelenmiş olup, önergede yeralan sorularla ilgili olarak Bakanlığımızca yürütülen çalışmalar aşağıda yeralmaktadır.

Soru : Perenco adlı petrol şirketi Diyarbakır civarında ham petrol atıklarını Dicle Nehrine atarak çok ciddi bir kirlilik yaratmıştır.

1 : Bu kirlilikten Bakanlığınızın haberi var mıdır?

Cevap 1 : Diyarbakır İli Merkez İlçesi Şahaban Köyü civarında Dicle Nehri kıyısında 3.8.1999 tarihinden itibaren bir petrol sızıntısı başlamış olup, petrol atıklarının Dicle Nehrine verilmesi gibi bir duruma denetimlerimiz esnasında rastlanmamıştır. Başlayan bu petrol sızıntısından meydana gelen kirliliğin önlenmesi için 6.8.1999 tarihinden itibaren Diyarbakır İl Çevre Müdürlüğü başkanlığında DSİ X uncu Bölge Müdürlüğü, MTA Bölge Müdürlüğü ve Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü teknik personellerinden oluşturulan komisyon tarafından olay ilk haber alındığı günden itibaren sürekli izlenerek gerekli tedbirler alınmıştır.

Ayrıca, ihtiyaç duyulabilecek yeni tedbirlerin uygulanması sağlanmakta ve kirlilikten etkilenmesi muhtemel yeraltı ve yerüstü su kaynaklarından periyodik olarak numuneler alınarak analizleri yaptırılmaktadır.

Soru 2 : Varsa ne gibi tedbir alınmıştır ve Perenco şirketine ne gibi müeyyide uygulanmıştır?

3. Yoksa ne yapmayı düşünmektesiniz?

Cevap 2-3 : Olayın duyulmasını müteakip Diyarbakır Valiliğince oluşturulan komisyon ilk etapta sızan ham petrolün nehir suyuna karışmasını önleyecek ve çevreye zarar vermeden toplanarak bertaraf edilmesine yönelik tedbirlerin alınmasını sağlamıştır.

Ham petrol sızıntı kaynağının tespiti yönünde Perenco Firması, TPAO ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce çalışmalar yapılmış olup kesin bir sonuca ulaşılamamıştır. Ancak bölgenin Perenco Firması ruhsat sahası içinde olması sebebiyle, sızıntı kaynağının belirlenmesine yönelik çalışmalar bu firma tarafından sürdürülmektedir.

Bölgede meydana gelen kirlilik ile ilgili olarka Petrol İşleri Genel Müdürlüğünden ham petrol sızıntısının Dicle Nehrine olan etkisinin bir an önce belirlenmesi amacıyla, Firmanın yapmakta olduğu test sonuçlarından bağımsız olarak gerekli numunelerin alınarak hidrokarbon analizinin yapılması ve bu kirliliğin giderilmesi için acil önlemlerin alınması istenmiştir.

Perenco Firması yetkilileri petrol sızıntı kaynağının tespit edilmesi için geniş kapsamlı çalışmalar yaptıklarını sızan petrolün çevreye zarar vermesini önleyecek tedbirleri her geçen gün geliştirerek uyguladıklarını ayrıca bu konularda idarece istencek yeni çalışmaları ve ilâve tedbirleri eksiksiz yerine getireceklerini taahhüt etmiştir.

Bununla birlikte, kirliliğin devam etmesi ve gerekli kirlilik giderici önlemlerin etkin bir şekilde alınmaması durumunda 2872 sayılı Çevre Kanunu çerçevesinde gerekli yasal işlemlerin yapılması hususunda Diyarbakır Valiliğine talimat verilmiştir.

Konu ile ilgili olarak Bakanlığımız teknik elemanları da bölgede yerinde incelemelerde bulunmuştur. Bu çerçevede 24.9.1999 tarihinde Bakanlığımız koordinatörlüğünde Sağlık Bakanlığı, DSİ Genel Müdürlüğü, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, DSİ X uncu Bölge Müdürlüğü, Diyarbakır İl Çevre Müdürlüğü, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, ODTÜ PAL Enstitüsü’nün katılımı ile bir toplantı yapılmıştır.

Toplantıda konu ile ilgili olarak bugüne kadar yapılan çalışmalar değerlendirilmiş olup yapılan tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda kirlenmenin önlenmesi ve giderilmesi hususunda kararlar alınmış ve gereğinin yapılması için ilgili kurum, kuruluş ve işletmelere bildirilmiştir.

Soru 4 : Olayı kamuoyuna duyuran Diyarbakırlı gazeteci Şeyhmus Çakan’dan bu konuda daha ayrıntılı bilgi almayı düşünür müsünüz?

Cevap 4 : Konu yukarıda da belirtildiği gibi İl Müdürlüğümüz koordinatörlüğünde oluşturulan komisyonca takip edilmekte ve yapılan çalışmalar ve alınan bilgiler bu komisyon tarafından diğer ilgili mercilere bildirilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Fevzi Aytekin

Çevre Bakanı

54. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, LPG kullanan taksilere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1085)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

BülentAkarcalı

İstanbul

Taksi tarifeleri benzin fiyatlarına göre belirlenip artırılmaktadır. Ancak çok sayıda taksi benzine göre yüzde 75 daha ucuz LPG kullanmaktadır.

1. Buna göre LPG kullanan taksiler üzerine özel bir işaret koyarak bu taksilerin daha ucuz tarife kullanarak vatandaşların çıkarının korunmasını sağlamayı düşünür müsünüz?

T.C.

İçişleri Bakanlığı 13.1.2000

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü

Sayı : B.05.0.MAH.0.65.00.002/80041

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 3.1.2000 tarihli ve KAN KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1085-3323/8323 sayılı yazısı.

İlgi yazı ekinde alınan ve tarafımdan cevaplandırılması istenilen İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın “LPG kullanan taksilerin ücret tarifelerine” ilişkin yazılı soru önergesi incelenmiştir.

Söz konusu önergede, çok sayıda taksi tarafından kullanılan LPG’nin benzine göre % 75 daha ucuz olduğundan bahisle, taksi ücret tarifelerinin buna göre ayarlanarak vatandaşın çıkarının korunmasının düşünülüp düşünülmediği sorulmaktadır.

Bilindiği üzere, geçimini otomobilcilik, kamyonculuk ve şoförlükle temin eden kimseleri de kapsamında bulunduran 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununun Ücret tarifelerinin tespit şekli başlıklı 125 inci maddesi, “Bu Kanuna tabi esnaf ve sanatkârlarca üretilen mal ve hizmetlerin ücret tarifeleri, bağlık bulundukları derneklerce hazırlanır ve mensubu oldukları Birlik Başkanları Meclisince onandıktan sonra yürürlüğe girer. Başkanlar Meclis gerekli gördüğünde bu yetkisini birlik yönetim kuruluna devredebilir.

Belediyeler ve/veya o yerin en büyük mülkî amiri tespit edilen bu tarifeleri uygun bulmadıkları takdirde esnaf teşekkülü ile anlaşmaya varamazlarsa 15 gün içinde o yerin mülkî amirinin görevlendireceği sanayi ve ticaret müdürünün başkanlığında, ticaret ve sanayi odasından bir temsilci ile esnaf dernekleri birliği başkanından teşekkül edecek bir komisyona itiraz edebilirler.

Komisyon kararına karşı ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde ticarî davaları görmeye yetkili mahkeme nezdinde itirazda bulunabilirler. Bu mahkemenin kararları kesindir.

Ücret tarifelerinin düzenleme usul ve esasları Konfederasyonunca çıkarılacak ve Bakanlıkça onaylanacak bir yönetmelikle tayin ve tespit olunur.” hükmünü taşımaktadır.

Görüldüğü gibi, taksi ücret tarifeleri taksici esnafının bağlı bulunduğu derneklerce düzenlenmekte, tespit edilen tarifeyi uygun bulmayan belediye veya mülkî idare amiri ise bu tarifelere itiraz edebilmekte olup, Bakanlığımın bu konuda herhangi bir görev ve yetkisi bulunmamaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

55. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, Hatay’ın İskenderun İlçesinde gözlem altında iken emniyet güçlerince işkence yaptığı iddia edilen şahıslara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1089)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

S. Metin Kalkan

Hatay

6 ve 8 Mart 1999 tarihlerinde Hatay İli İskenderun İlçesinde meydana gelen gözetim altına alma hadiseleriyle ilgili olarak basında işkence iddiaları ortaya atıldı. Ayrıca İskenderun Devlet Hastanesinin işkence görmemiştir raporları ile, Türk Tabipler Birliğinin yorum raporu arasında çelişkiler söz konusudur. Bir insana suçu ne olursa olsun, işkence yapılması kabul edilemez. Bir şahsa işkence yapılması sadece o şahsı değil ailesini de cezalandırmak anlamına gelir. İşkence, sadece şahsa değil, topluma ve insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.

Bu nedenle;

1. İskenderun İlçemizde, 6 Mart 1999 tarihinde göz altına alınan Nezime Ceren Selmanoğlu ile 8 Mart 1999 tarihinde göz altına alınan Fatma Deniz Polattaş’a gözetim altında kaldıkları süre içerisinde işkence yapıldığı iddia edilmektedir. Bu iddialara yönelik ne tür işlem yapılmıştır?

2. İlgili şahıslara işkence yapılmış ise sorumlular tespit edilip haklarında ne tür bir işlem yapılmıştır?

T.C.

İçişleri Bakanlığı 12.1.2000

Emniyet Genel Müdürlüğü

Sayı : B.05.1.EGM.0.12.01.01/014638

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 3.1.2000 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-(7/1089)-3328/8326 sayılı yazısı.

Hatay Milletvekili S. Metin Kalkan tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

1. 6-8 Mart 1999 tarihlerinde PKK terör örgütüne yönelik Hatay İli İskenderun İlçesinde yapılan operasyonlarda içlerinde soru önergesinde belirtilen Nezime Ceren Selmanoğlu ve Fatma Deniz Polattaş’ın da bulunduğu, (8) kişinin PKK terör örgütüne mensup olmak suçlarından dolayı yakalanıp düzenlenen tahkikat evrakıyla 12.3.1999 tarihinde İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildikleri, Savcılıkça çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanarak Adana Devlet Güvenlik Mahkemesine gönderildikleri, bu mahkemece haklarında toplam (30) yıl mahkûmiyet kararı verildiği,

Sanıkların yakalanmalarına müteakip, sorguları devam ederken ve Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmelerinde üç kez ayrı ayrı Emniyet görevlilerince Devlet Hastanesine ve Kadın Doğum Hastanesine götürüldükleri bu kurumlarca darp ve cebir izi ile cinsel taciz bulgularına rastlanılmadığı,

Bununla birlikte sanıkların tutuklanmalarından (15) gün sonra İskenderun Cezaevinde bulundukları esnada sanık avukatlarının talebi üzerine, Devlet Hastanesince 6.4.1999 tarihinde yapılan muayeneleri sonucu yine herhangi bir darp ve cebir izinin olmadığı ve cinsel taciz bulgularına rastlanılmadığı şeklinde rapor verildiği,

2. Suçlanan görevlilere ilişkin İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığınca görevsizlik kararı verildiği, başvurunun raporlarla birlikte İlçe Kaymakamlığına gönderildiği, soruşturmaya halen İlçe İdare Kurulunda devam edildiği anlaşılmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

56. – Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, ticarî hava taşıma yönetmeliğinde yapılan değişikliğe ve bir günlük gazetede yer alan haberdeki iddialara ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1090)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların saygıdeğer Ulaştırma Bakanımız Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılması talep olunur.

Saygılarımla

25.12.1999

Ahmet İyimaya

Amasya

Sorular :

1. Ticarî Hava Taşıma Yönetmeliğinde yapılan ve 15.7.1999 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan değişikliğe yol açan genel ve somut ihtiyaç nedir?

2. Aynı değişikliğin süratle yürürlükten kaldırılmasının, “idarenin kanuniliği”, “kuralların sürekliliği” ve benzeri “hukukî standartlar” karşısında açıklayacak objektif düşünceyi “gün ışığında yürütme” ilkesi uyarınca cevabınızda belirtir misiniz?

3. Değiştirilme tarihi ile değişikliğin yürürlükten kaldırıldığı tarih arasında, değişiklik hükmü uyarınca lehlerine ruhsat ve benzeri tasarrufların tesis olunduğu kişi ve kuruluşların adları ile değişiklik öncesi yönetmelik hükümlerine uygun düşmeyen noksanları nelerdir?

4. Hürriyet Gazetesinin 25.12.1999 günlü nüshasında, Sn. Oktay Ekşi’nin sütununda yer alan saygıdeğer devlet adamımızın bir yeğeni ile ilgili bakanlık işleminin yazıda anlatılan biçimiyle doğruluk derecesi nedir?

T.C.

Ulaştırma Bakanlığı 17.1.2000

Araştırma, Planlama ve

Koordinasyon Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21/EA/-70-1473

Konu : Amasya Milletvekili Sayın Ahmet İyimaya’nın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 3.1.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1090-3329/8328 sayılı yazısı.

Amasya Milletvekili Sayın Ahmet İyimaya’nın 7/1090-3329 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

Amasya Milletvekili Sayın Ahmet İyimaya’nın 7/1090-3329

Sayılı Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

1. Ticarî Hava Taşıma Yönetmeliğinde yapılan ve 15.7.1999 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan değişikliğe yol açan genel ve somut ihtiyaç nedir?

2. Aynı değişikliğin süratle yürürlükten kaldırılmasının, “idarenin kanuniliği”, “kuralların sürekliliği” ve benzeri “hukukî standartlar” karşısında açıklayacak objektif düşünceyi “gün ışığında yürütme” ilkesi uyarınca cevabınızda belirtir misiniz?

3. Değiştirilme tarihi ile değişikliğin yürürlükten kaldırıldığı tarih arasında, değişiklik hükmü uyarınca lehlerine ruhsat ve benzeri tasarrufların tesis olunduğu kişi ve kuruluşların adları ile değişiklik öncesi yönetmelik hükümlerine uygun düşmeyen noksanları nelerdir?

4. Hürriyet Gazetesinin 25.12.1999 günlü nüshasında, Sn. Oktay Ekşi’nin sütununda yeralan saygıdeğer devlet adamımızın bir yeğeni ile ilgili bakanlık işleminin yazıda anlatılan biçimiyle doğruluk derecesi nedir?

Cevap :

Dünyada yaşanan ekonomik krizin ülkemiz hava taşıyıcılarını ve turizmi etkilemesi nedeniyle Turizm Bakanlığında 8-9 Haziran 1999 tarihinde yapılan toplantıda, hava taşıyıcılarının desteklenmesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca, Ticarî Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliğinin bazı maddelerinin 2920 sayılı Kanuna ve ülkemizin taraf olduğu 11.8.1997 tarihli ve 97/9808 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanmış bulunan Türkiye’nin Avrupa Topluluğunun Havacılık Otoriteleri Birliğine (JAA) üyeliğine ilişkin “Ortak Havacılık Kurallarının Geliştirilmesi, Kabulü ve Uygulanması” konusundaki anlaşmaya uyum sağlanması bakımından, Sivil Havacılık Yönetmeliğinin bazı maddelerinin değiştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur.

15 Temmuz 1999 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan bir yönetmelik değişikliği ile koltuk kapasitesi 50 (dahil) koltuktan fazla uçaklarla iç ve dış hatlarda tarifesiz seferler yapacak işletmelerin filolarında bulundurulması gereken uçak sayısı üçten bire indirilmiştir.

Ancak, yönetmelik değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonra yapmış olduğum araştırma sonunda, hava taşıma pazarında haksız rekabete ve bazı haksızlıklara neden olmaması için, yönetmeliğin uçak şartını belirleyen maddesinin yeniden eski haline getirilmesi sağlanmıştır. Ayrıca bu değişikliğe meydan veren bürokratlar hakkında da soruşturma açılmıştır.

Belirtilen tarihler arasında söz konusu değişiklik hükmü uyarınca lehlerine ruhsat ve benzeri tasarrufların tesis olunduğu kişi ve kuruluşlar bulunmamaktadır.

57. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Aile Araştırma Kurumu Başkanlığınca yürütülen bazı çalışmalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin cevabı (7/1103)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı ile ilgili olarak Devlet Bakanı Sayın Hasan Gemici tarafından yazılı cevaplandırılmak üzere aşağıdaki sorularımı arz ederim.

29.12.1999

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Sorular :

1. “Uyuşturucu Madde Kullanımı ve Bağımlılığı ile Mücadele Kanun Tasarı Taslağı” ile ilgili olarak Maliye Bakanlığından bugüne kadar görüş alınamamasının sebebi ve Tasarının malî boyutu hakkında düşünceleriniz nedir?

2. Bakanlar Kurulu kararı ile oluşturulan “Uyuşturucu Kullanımı ile Mücadele Takip ve Yönlendirme Üst ve Alt Kurulları”nın kuruluşundan bugüne kadar yaptığı hizmetler nelerdir?

3. “Akraba Evliliğinin Kültürel Nedenleri” konulu araştırma bir rapora bağlanmış mıdır? Raporun amaç, kapsam, sonuç ve öneriler bölümlerinin özetini açıklar mısınız?

4. Aile şurası ne zaman yapılacaktır? Hazırlık çalışmaları hangi aşamadadır?

5. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı tarafından oluşturulan hangi ihtisas komisyonlarında kimler çalışmalara katılmaktadır?

T.C.

Başbakanlık 18.1.2000

Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı

Sayı : B.02.0.AAK.061.120-08-0014

Konu :Yazılı soru önergesine cevap

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 5.1.2000 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1103-3382/8417 sayılı yazınız.

İlgi yazı ekinde yer alan soru önergesinde cevaplandırılması istenilen konulara ilişkin açıklamalar aşağıda maddeler halinde belirtilmiştir.

Cevap 1. Uyuşturucu Kullanımı ile Mücadele, Takip ve Yönlendirme Alt Kurulunca hazırlanan ve Üst Kurulun 21.10.1998 tarihli 3 üncü toplantısında kabul edilen “Madde Kötüye Kullanımı ve Bağımlılığı ile Mücadele Kanun Tasarısı Taslağı” hakkındaki Maliye Bakanlığı görüşleri, muhtelif tarihlerde yazılan te’kit yazılarımıza rağmen alınamamıştır. Yapılan şifahi görüşmelerde Aile Araştırma Kurumu Başkanlığının yasal durumu sebep olarak gösterilmiştir.

Öte yandan, Kurumun Teşkilât Yasa Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülme aşamasındadır. Teşkilât Yasasının görüşülmesi esnasında, Madde Kötüye Kullanımı ve Bağımlılığı ile Mücadele Kanun Tasarısı Taslağında ön görülen hükümlerin, önerge vermek suretiyle Aile Araştırma Kurumu Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Yasasının içine dahil edilmesi düşünülmektedir.

Anılan Yasa Tasarısının malî boyutuna gelince, Alt ve Üst Kurul ile Bilimsel Danışma Komisyonu üyelerine ödenecek huzur hakkı ile uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımı konusunda yapılacak mücadelede alınması gereken önlemler için gerekli olan maddî kaynağın belirtilmesi ve bu konuda Maliye Bakanlığının görüşlerinin alınması zorunludur.

Cevap 2. Millî Güvenlik Kurulunun 26.4.1996 tarih ve 393 sayılı kararı ile uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin kullanımı ve bağımlığı ile mücadele faaliyetleri ve alınacak tedbirlerde koordinasyonu sağlamak üzere, “Uyuşturucu Kullanımı ile Mücadele Takip ve Yönlendirme Üst ve Alt Kurulları”nın oluşturulması için Bakanlar Kuruluna tavsiyede bulunulmuştur.

Bakanlar Kurulunun 25.7.1997 tarih ve 97/9700 sayılı kararı ile söz konusu Kurulların oluşturulması kabul edilmiş ve ilgili Bakanlıklar görevlendirilmişlerdir. Millî Güvenlik Kurulunun anılan kararında Üst Kurulun Başkanlığını Aile ve Kadından Sorumlu Devlet Bakanının, Alt Kurulun Başkanlığını ise Aile Araştırma Kurumu Başkanının yürütmesi öngörülmüştür.

Bu bağlamda, yılda üç kez toplanması gereken üst kurul bugüne kadar 4 kez, ayda bir toplanması gereken alt kurul ise 33 kez toplanmıştır.

Üst kurul, 21 Ekim 1998 tarihli 3 üncü toplantısında; Madde Kötüye Kullanımı ve Bağımlılığı ile Mücadele Kanun Tasarısı, uyuşturucu madde kullanımı ile mücadele, takip ve yönlendirmeyi sağlamak maksadıyla hazırlanan Ulusal Politika ve Stratejiler Belgesi ile Eğiticilerin Eğitimi Projesi onaylanmıştır.

Yukarıda adıgeçen ulusal politika ve stratejiler belgesine dayanarak bugüne kadar başlamış, tamamlanmış ve devam eden çalışmalar şunlardır :

– Öncelikle kurumlararası eşgüdüm sağlanmıştır. Alt Kurula bilimsel konularda danışma hizmetinde bulunmak amacıyla bir Bilimsel Danışma Komitesi kurulmuş ve bu komite Alt Kurulun gündemine bağlı olarak gelişen hizmetleri üstlenmiş ya da yönlendirmiştir. Buna örnek, Eğiticilerin Eğitimi Projesi kapsamında Millî Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde yapılan uygulamalardır.

– Bilimsel Danışma Komitesi tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa gerçekleştirilmesi planlanan “Madde Bağımlılığı Gençlik Profili Araştırma Projesi” kaynak sağlandığında 2000 yılında gerçekleştirilebilecektir.

– Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile temasa geçilerek Ulusal Politika ve Stratejiler Belgesinde benimsenen ilkeler doğrultusunda faaliyet gösterilmesi hususunda Alt Kurul tarafından bir öneri paketi sunulmuştur.

– Yazılı ve görsel basında yer alan haber, yorum ve eğitim materyalleri ile hazırlanan afiş, broşür ve kitapçıklarda, sahnelenecek oyun vb. etkinliklerde yer alan bilgilerin doğruluğu ve ilgili mesajın nasıl iletileceği konusunda belli ilke ve uygulamalar Alt Kurul bünyesinde oluşturulmuştur.

– Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Ankara İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından rehber öğretmenlere yönelik olarak düzenlenen eğiticilerin eğitimi konferansı, bilimsel danışma komitesi üyelerince alt kurulun bilgisi dahilinde gerçekleştirilmiştir.

– Öte yandan, yukarıda sözü edilen eğitim çalışması benzeri ve ülke genelinde olmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğünün temel eğitimini tamamlamış yaklaşık 100 narkotik elemanını eğiticilerin eğitimi uygulama programına almak üzere Alt Kurulca kararlaştırılan program Ocak 2000 tarihinde gerçekleştirilecektir.

Yukarıda özetlendiği üzere Alt Kurul, kendi içinde işbirliğini kolaylaştıran bir görev bölümü yaparak faaliyetlerini bugüne kadar aksatmadan sürdürmüştür. Alt Kurul üyeleri konuyla ilgili hassasiyet ve ugyulama ilkelerinden çıkardıkları görev bilinci ile çalışmışlardır.

Cevap 3. “Akraba Evliliğinin Kültürel Nedenleri” konulu araştırmanın bibliyografya taraması, danışmanla görüşmeler, anket sorularının hazırlanması, anket uygulaması, teorik kısmın oluşturulması aşamaları tamamlanmıştır. Yapılan ankette elde edilen verilerin bir kısmı SPSS istatistik programında değerlendirilmek üzere yüklenmiş ve geri kalanı da yüklenmektedir.

Cevap 4. Aile Şurasının toplanması için, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülme aşamasında olan Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Yasa Tasarısının bir karara bağlanarak, kurumun hukukî meşruiyetine ilişkin sorunun ortadan kalkması gerekmektedir. Sorunun aşılması, diğer bir tabirle Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Teşkilâtı ve Görevleri Hakkındaki Yasanın yürürlüğe girmesini müteakiben birtakım yönetmeliklerin hazırlanması gerekmektedir. Bunlardan biri de kuşkusuz aile şûrası ile ilgili yönetmelik olacaktır. Bu yönetmeliğin yayımı doğrultusunda her iki yılda bir yapılması mutad hale gelen aile şurası için gerekli hazırlıklara başlanacaktır.

Cevap 5. Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı tarafından oluşturulan VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonlarında aşağıda adı yazılı personel belirtilen konularda katılmışlardır.

a) Hayat Boyu Eğitim İhtisas Komisyonu :

Nihat İldeş Akdoğan

b) Aile ve Çocuk İhtisas Komisyonu :

Nihat İldeş Akdoğan - İdris Deniz

c) Sosyal Hizmetler ve Yardımlar İhtisas Komisyonu :

Erdal Bozkurt - Lütfiye Karaduman - Nesrin Afşar - Yavuz Moran

d) Nüfus, Demografi Yapısı ve Göç

Ferruh Solak - Fatma Özdoğan

Bilgilerinize arz ederim.

Hasan Gemici

Devlet Bakanı

 

 

 

NOT : ÇEVİRİSİ YAPILAMAYAN TABLOLAR AYNEN FİLME ALINMIŞTIR.

 

 

BİRLEŞİM 48’İN SONU

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.