Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 21 YASAMA YILI : 2

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

CİLT : 15

 

13 üncü Birleşim

2 . 11 . 1999 Salı

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Muş Milletvekili Mümtaz Yavuz’un, Çeçenistan’daki harekâta ilişkin gündemdışı konuşması

2. – Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Başbakan Bülent Ecevit’in Rusya Federasyonuna yapacağı ziyarete ve Çeçenistan’da meydana gelen olaylara ilişkin gündemdışı konuşması

3. – Manisa Milletvekili Cihan Yazar’ın, Soma Ege Linyitleri İşletmesi Bölge Müdürlüğüne ilişkin gündemdışı konuşması ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu ve 21 arkadaşının, üniversiteye giriş sınavında yapılan değişikliklerin haksızlıklara yol açtığı iddialarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/90)

2. – Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu ve 20 arkadaşının, üniversitelerdeki başörtüsü yasağı uygulaması ve bu uygulamanın yarattığı sorunların araştırılarak çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/91)

3. – FP Grubu adına FP Grup Başkanvekili ve Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Çeçenistan ve Kuzey Kafkasya’ya yönelik izlenen dış politika konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/6)

C) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi ve Bulgaristan Parlamentosunun davetine, TBMM Dışişleri Komisyonundan bir heyetin icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/374)

2. – Türkiye-Filipinler, Türkiye-Güney Afrika, Türkiye-Portekiz, Türkiye-Romanya, Türkiye-Singapur, Türkiye-Tacikistan, Türkiye-Tayland, Türkiye- Yunanistan Dostluk Gruplarının kurulmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/375)

3. – KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ertuğrul Hasipoğlu’nun vaki davetine, TBMM’yi temsilen bir parlamento heyetinin icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/376)

4. – Azerbaycan’da yapılacak olan belediye seçimlerine TBMM’yi temsilen bir parlamento heyetinin resmî davete icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/377)

5. – İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları’nın, Esenyurt Adında Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifinin (2/96) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/47)

6. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, 4325 Sayılı Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına DairKanun Teklifinin (2/106) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/48)

IV. – ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. – Gündemdeki bazı kanun tasarılarının yerlerinin değiştirilmesine, 2.11.1999 Salı günkü birleşimde, yarım kalan işlerden sonra, 188 sıra sayılı Askerlik Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Tasarısının görüşülmesine çalışma süresinin uzatılmasına ve sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin DanışmaKurulu önerisi

V. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖNGÖRÜŞMELER

1. – Konya Milletvekili Veysel Candan ve 21 arkadaşının, THY’nin zarar etmesinin nedenlerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/3)

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. – Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî Savunma ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/543) (S. Sayısı : 188)

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, 1995-1998 yılları arasında Nevşehir İli genelinde ören yerleri gelirinin kullanılışına ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı M. İstemihan Talay’ın cevabı (7/731)

2. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Terörle Mücadele Ekiplerinin İstanbul’un bazı semtlerinde baskın yaparak gözaltına alınan kişilere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/515)

3. – Çanakkale Milletvekili Nevfel Şahin’in, trafik tescil ve plaka ile basılı evrakın satışından elde edilen gelirlere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/531)

4. – Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına ait personel lojmanlarının tahsisine ve yakıt ücretlerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Yıldırım Akbulut’un cevabı (7/540)

5. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, resmî kurumlara ait vakıflara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/545)

6. – Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, Balıkesir Gümrük Müdürlüğünün kapatılmasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (7/550)

7. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, devlet protokolüne ve sıralamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in cevabı (7/563)

8. – Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan’ın;

– Diyarbakır’ın Ergani İlçesine bağlı Kömürtaş Köyü yakınlarındaki Ergani Çimento Fabrikasına ait Kalker Ocağının faaliyetinin durdurulmasına rağmen çalışmaların devam ettiği iddiasına,

Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın;

– Yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulamasına,

İlişkin Çevre Bakanından soruları ve Orman Bakanı ve Çevre Bakanı Vekili Nami Çağan’ın cevabı (7/573, 576)

9. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulamasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan’ın cevabı (7/582)

10. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulamasına ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in cevabı (7/583)

11. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulamasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/584)

12. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulamasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik’in cevabı (7/590)

13. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulamasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun cevabı (7/602)

14. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, cep telefonu abonelerinin şikâyetlerini iletebileceği birim olup olmadığına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/617)

15. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, İstanbul İline yapılacak tüp geçit projesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/618)

16. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, TOKİ’nin reklam harcamalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun cevabı (7/636)

17. – Bitlis Milletvekili Yahya Çevik’in, Haydarpaşa-Tatvan arasında yük ve yolcu taşımacılığı yapan Van Gölü Ekspresine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/639)

18. – Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda’nın, Şırnak Havaalanı projesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/640)

19. – Kütahya Milletvekili Ahmet Derin’in, Kütahya Havaalanı inşaatı ihalesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/666)

20. – Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan’ın, İskenderun Demir Çelik Fabrikası GenelMüdürlüğünün taşeron firmalara verdiği işlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/748)

 

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu Saat 15.00'te açılarak iki oturum yaptı.

Sakarya Milletvekili Nevzat Ercan, Ahmet Taner Kışlalı suikastı ve gelişmelerine,

Rize Milletvekili Ahmet Kabil, Diyarbakır-Bingöl-Erzurum-Rize demiryolu ve bu yolu Batum'a bağlayacak olan Trabzon-Batum demiryolunun yapımına ve bu suretle GAP'ın Karadeniz limanlarına bağlanmasına,

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin'in, İstanbul Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası ile Bakırköy Sümerbank Hazır Giyim Fabrikasının kapatılması kararına ilişkin gündemdışı konuşmasına, Devlet Bakanı Yüksel Yalova cevap verdi.

İstanbul Milletvekili Necdet Saruhan'ın, Anayasa Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Anayasa Komisyonunda açık bulunan üyeliğe, DSP Grubunca aday gösterilen Ankara Milletvekili Hüseyin Tayfun İçli seçildi.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:

1 inci sırasında bulunan, Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi (2/91) (S.Sayısı: 123) ile

2 nci sırasında bulunan, Gümrük Kanunu Tasarısının (1/464, 1/248) (S.Sayısı: 86 ve 86'ya Ek),

Yapılan açık oylamalarından sonra kabul edildikleri ve kanunlaştıkları açıklandı.

2 Kasım 1999 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 21.53'te son verildi.

Nejat Arseven

Başkanvekili

Mehmet Elkatmış Melda Bayer Nevşehir Ankara Kâtip Üye Kâtip Üye

 

No. : 17

II. – GELEN KÂĞITLAR

1.11.1999 Pazartesİ

Tasarılar

1. – Askerlik Kanunu, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ve Uzman Erbaş Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/554) (Millî Savunma ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.10.1999)

2. – İzmir Gaz ve Ulaşım Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı (1/555) (İçişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

3. – Türk Ceza Kanununun ve Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun Birer Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/556) (Adalet ve İçişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

4. – Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanun Tasarısı (1/557) (Adalet ve İçişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

5. – Türk Vatandaşlığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı (1/558) (İçişleri komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

6. – Devlet Mezarlığı Dışında Defnedilen Bazı Devlet Büyüklerinin Mezarları Hakkında Kanun Tasarısı (1/559) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Plan ve Bütçe ve İçişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

7. – Uzman Jandarma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/560) (Millî Savunma ve İçişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

8. – Eski Yugoslavya’da İşlenen Bazı Suçların Kovuşturulması Hakkında Kanun Tasarısı (1/561) (Dışişleri ve Adalet komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

9. – Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanunun İki Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/562) (İçişleri komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

10. – Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/563) (İçişleri ve Adalet komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

11. – Devlet İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/564) (Plan ve Bütçe ve İçişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

12. – Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/565) (Millî Savunma ve Plan ve Bütçe ve İçişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

13. – Yardım Toplama Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/566) (Adalet ve Dışişleri ve Plan ve Bütçe ve İçişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

14. – Milletvekili Seçimi Kanunu, Mahallî İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun ile Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/567) (İçişleri ve Anayasa komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

15. – Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/568) (Tarım, Orman ve Köyişleri ve Adalet ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve İçişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

16. – Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/569) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

17. – Kimlik Bildirme Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı (1/570) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

18. – Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Tasarısı (1/571) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

19. – Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa İki Ek Madde Eklenmesine Dair Kanun Tasarısı (1/572) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

20. – Uzman Jandarma Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı (1/573) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

Teklifler

1. – İçel Milletvekilleri Edip Özgenç, Akif Serin ve Turhan Güven’in; 20.5.1933 Tarih ve 2197 Sayılı Kanunun 1. Maddesinde Yer Alan İçel Adının Mersin Olarak Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/332) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.10.1999)

2. – Giresun Milletvekilleri Mustafa Yaman, Burhan Kara, Hasan Akgün, Turhan Alçelik, Rasim Zaimoğlu ve 14 Arkadaşının; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/333) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.10.1999)

3. – Antalya Milletvekili Nesrin Ünal’ın; Bazı Spor Suçlarının Affına İlişkin Kanun Teklifi (2/334) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Adalet komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.10.1999)

4. – Kahramanmaraş Milletvekili Mustafa Kamalak ve 17 Arkadaşının; Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/335) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.10.1999)

5. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın; İcra ve İflas Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/336) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.10.1999)

6. – Bursa Milletvekili Ali Arabacı’nın; İdari Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/337) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

7. – Kocaeli Milletvekili Osman Pepe’nin; Darıca Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/338) (İçişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.10.1999)

8. – Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in; Yükseköğretim Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/339) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.10.1999)

 

No. : 18

2.11.1999 SalI

Raporlar

1. – Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması ile Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/424) (S.Sayısı: 191) (Dağıtma tarihi : 2.11.1999) (GÜNDEME)

2. – Şanlıurfa Milletvekili Zülfikar İzol ve 38 Arkadaşının, Şanlıurfa İlinde Büyükşehir Belediyesi Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/18) (S.Sayısı: 192) (Dağıtma tarihi : 2.11.1999) (GÜNDEME)

3. – Millî Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma komisyonu raporu (1/537) (S.Sayısı: 194) (Dağıtma tarihi : 2.11.1999) (GÜNDEME)

Genel Görüşme Önergesi

1. – FP Grubu adına FP Grup başkanvekili ve Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Çeçenistan ve Kuzey Kafkasya’ya yönelik izlenen dış politika konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 102 ve 103 üncü maddeleri uyarınca bir genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/6) (Başkanlığa geliş tarihi : 1.11.1999)

Meclis Araştırması Önergeleri

1. – Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu ve 21 arkadaşının, üniversiteye giriş sınavında yapılan değişikliklerin haksızlığa yol açtığı iddialarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/90) (Başkanlığa geliş tarihi : 27.10.1999)

2. – Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu ve 20 arkadaşının, üniversitelerdeki başörtüsü yasağı uygulaması ve bu uygulamanın yarattığı sorunların araştırılarak çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/91) (Başkanlığa geliş tarihi : 27.10.1999)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

2 Kasım 1999 Salı

BAŞKAN : Başkanvekili Ali ILIKSOY

KÂTİP ÜYELER : Şadan ŞİMŞEK (Edirne), Tevhit KARAKAYA (Erzincan)

 

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 13 üncü Birleşimini açıyorum; toplantı yetersayımız vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, Çeçenistan’daki harekâtla ilgili olarak Muş Milletvekili Sayın Mümtaz Yavuz’a aittir.

Buyurun Sayın Yavuz.

Süreniz 5 dakika efendim.

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Muş Milletvekili Mümtaz Yavuz’un, Çeçenistan’daki harekâta ilişkin gündemdışı konuşması

MÜMTAZ YAVUZ (Muş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarih boyunca yaptığı katliamlarla dünyaya kendisini kabul ettirmeye çalışan Rusya ile kahraman Çeçenler arasında yaşanan savaş hakkında bazı bilgileri ve görüşlerimi Yüce Heyetinize arz etmek üzere söz almış bulunuyorum.

İki yıl önceki Çeçenistan zaferinden sonra 12 Mayıs 1997 tarihinde imzalanan anlaşmaya göre:

1 - Aradaki ihtilafları gidermek için, güç kullanımından ve karşılıklı tehditten vazgeçilecektir.

2 - Taraflar arasındaki ilişkiler, uluslararası prensiplere ve normlara göre kurulacak; daha sonraki antlaşmalarda, belirtilecek alanlarda da işbirliği yapılacaktır.

Rusya’nın gerçek emeli, anlaşmanın bu açık hükümlerine rağmen, her zaman yaptığı gibi, kendi iç meselelerini unutturmak için, Rus ve dünya kamuoyunu “Vehhabîler, şeriatçılar Dağıstan’ı istila ediyor” diye yanıltıp, kini ve garezi olan Çeçenya’yı işgal etmektir.

Bugün, orada yaşananlar, teröristleri yok etme bahanesiyle, bu minik ülkenin masum insanlarını katletmektir. Ruslar, ellerine geçirdikleri Çeçen erkekleri toplamakta, terörist diyerek bilinmeyen yerlere göndermektedir. Kadınları, çocukları, yaşlıları, konvoy halinde giderken, topa tutarak, bombalayıp yok etmektedir. Bu, bir savaş olmaktan çıkmış, Çeçen halkına yönelik soykırıma dönüşmüştür.

Bombardımandan kaçıp, canını kurtarmaya çalışan mültecilere İnguşya’ya giden bir koridor bırakılmış; mülteciler, bu koridordan vagonlara bindirilerek, Sibirya’ya gönderiliyor, Sibirya’da, her biri bir yere dağıtılarak yok edilmek isteniyor. Dünya ise, oturmuş, bu insanlıkdışı vahşi katliamı seyretmektedir.

Türkiye, insan hakları alanında ciddî çalışmalar yapmakta; bu maksatla, hükümet içinde bir bakanlık, Mecliste ise özel bir komisyon kurmuş bulunmaktadır. Hükümetlerimizin, insan haklarına verdikleri önem ve hassasiyet, Bosna-Hersek ve Kosova katliamları sırasında başarılı ve etkili bir şekilde ortaya konmuştur. Bu defa, çok kuvvetli tarihî bağlarımız bulunan; ayrıca, Türkiye bakımından güvenlik bölgesi oluşturan Çeçenistan’daki soykırıma karşı, sayın hükümetin sessiz ve âdeta duyarsız kalmasının arkasında bizim bilmediğimiz hesaplar mı bulunmaktadır?

Sayın milletvekilleri, bazı gerçekleri hatırlatmakta yarar görüyorum.

1980’lerden önce, Türkiye’deki tüm komünist örgütleri destekleyen kimdi? Türkiye, iki yıl önceki Çeçen-Rus savaşında her şeyiyle Çeçenistan’ı desteklemiyor muydu; şimdi ne değişti? İki yıl önce PKK mı yoktu veya daha mı güçsüzdü? O zaman, Rusya PKK’yı desteklemiyor muydu? PKK’ya kamp yeri ve büro açma hakkı vermemiş miydi?

Şimdi, Sayın Başbakan Rusya’ya gidip anlaşma imzalayacak ve Rusya PKK’yı desteklemeyecek. Buna inanalım mı?! Uluslararası platformda, Rusya’nın kendisine bile faydasının olmadığı bir gerçektir. Rusya’nın dediğiyle hareket eden dünyada tek bir ülke dahi kalmadı. Şimdi Rusya’nın neyinden çekiniyoruz? Çeçenistan’a tankı, topu, uçağı, helikopteriyle saldırarak, masum Çeçen halkını katlediyorlar.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk “yurtta sulh, cihanda sulh” demiş. Şimdi, soruyorum size, susmakla Atamızın sözünü yerine mi getirmiş olacağız? Nerede iki yıl önceki Çeçen dostu olan Türkiye, nerede Bosna-Hersek’teki Türkiye, nerede Kosova Savaşındaki Türkiye? Soruyorum size, Türkiye’ye ne oldu? Bosna-Hersek’tekiler ve Kosova’dakiler kardeşimiz de Çeçenler kardeşimiz değil mi? Bunlar din kardeşimiz de olmasa, mazlum insanlardır. Rusya, sivil, asker, köy, kasaba demeden bu mazlum insanlara bomba yağdırarak, topa tutmaktadır.

Sayın milletvekillerim, inanıyorum, Türk halkı yüreğinde bu acıyı hissediyor. Değişen, sadece ürkek 57 nci Türkiye hükümetidir. Hükümetin bir ortağının lideri, Başbakanlığı döneminde, Türkiye’nin Türk cumhuriyetlerindeki yüksek menfaatlarını hiçe sayıp, Rusya’yla Mavi Akım Projesi diye bir olmayacağı imzaladı. Geçenlerde de sessiz sedasız gittiği Rusya’da, yoksa, kendilerine, Çeçen savaşında sizlerin yanınızdayız mı dedi? Şimdi ise, Sayın Başbakan, gidip, Çeçenler bizi ilgilendirmiyor mu diyecek? Sayın Başbakan, bugüne kadar, ne Türkiye Cumhuriyeti ne de ondan önce Osmanlı Devleti Rusya’ya eyvallah etmemiştir ve de Rusya’dan bir hayır görmemiştir.

BAŞKAN – Sayın Yavuz, 1 dakika ek süre veriyorum; buyurun, toparlayınız.

MÜMTAZ YAVUZ (Devamla) – Teşekkür ediyorum.

Bizim Rusya’yla tarihten gelen Kafkasya meselemiz vardır. Kafkasya Türkiye’nin asıl meselelerinden biridir. Kimsenin gücü Kafkasya meselesini Türkiye’nin meselesi olmaktan çıkarmaya yetmez. Türkiye’nin jeopolitik ve jeostratejik konumuyla, tarihî mirası nedeniyle üstlenmek zorunda olduğu misyon, çok küçük hesap ve menfaatlarla zedelenemez, böyle bir vurdumduymazlığa da izin vermeyeceğiz. Bu konularda hassasiyet içerisinde olduğunu umduğumuz hükümetin ortağı MHP ne oldu? İki yıl önce, Çeçen meselesini en çok destekleyen parti değiller miydi? Hayatları boyunca komünizmle mücadele eden bu Millîyetçi kardeşlerim de mi, şimdi Rusya’yı destekleyecekler; Çerçen kardeşlerini, Rus bombardımanına, toplarına mı teslim edecekler? Bunu, kahraman Çeçenlerin mücadelesini destekleyen tabanlarına nasıl izah edecekler?

Tüm bu acı gerçekler karşısında, ne Türk Milletinin ne Türkiye Büyük Millet Meclisinin duyarsız kalmayacağı açıktır. Türkiye’nin yüksek menfaatları ve gücüne yakışır tarzda politikalar üretmesi için, Parlamentomuzun, konuya gereken hasasiyeti göstereceğine olan inancımı belirtiyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yavuz.

Gündemdışı ikinci söz, Sayın Başbakanın Rusya Federasyonuna yapacağı ziyaret ve Çeçenistan’da meydana gelen olaylarla ilgili olarak, Sıvas Milletvekili Sayın Abdüllatif Şener’e aittir.

Buyurun Sayın Şener. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika efendim.

2. – Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Başbakan Bülent Ecevit’in Rusya Federasyonuna yapacağı ziyarete ve Çeçenistan’da meydana gelen olaylara ilişkin gündemdışı konuşması

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ruslar, yüzlerce tank ve ağır silahları, AKKA Antlaşmasına aykırı olarak, Çeçenistan’ın başkenti Grozni ve Gudermes önlerine yığmış, havadan ve karadan, sivil yerleşim yerlerine bomba yağdırmaktadır; kadınları, çocukları ve yaşlıları katletmektedir. Çeçenistan’da bir soykırım yaşanmaktadır, korkunç bir katliam yaşanmaktadır.

Çeçenlerin nüfusu 1 milyondur, Rusya Federasyonunun nüfusu 150 milyondur; yani, Çeçenlerin 150 katıdır. Çeçenistan, 17 000 kilometrekaredir, Rusya Federasyonu 17 000 000 kilometrekaredir; yani, Çeçenistan’ın 1 000 katıdır; silah ve ekonomik güç bakımından ise, onbinlerce kat fazladır.

Çeçenistan ve Kuzey Kafkasya’da, son ikiyüz yıldır, insanlık tarihinin en büyük soykırımı yaşanmaktadır. Yaşanan bu soykırım, Hitler’in Yahudilere uyguladığı soykırımdan daha korkunçtur; ama, bu soykırım için, maalesef bir Nürmberg mahkemesi kurulamamıştır.

19 uncu Yüzyıl boyunca, başta bütün Çeçenistan olmak üzere, Kuzey Kafkasya kan gölüne dönmüştür. Topraklarında özgürce yaşamak isteyen bu kahraman insanlar, çocuk, kadın demeden katledilmiş, topraklarından sürülmüşlerdir. Bu, öylesine bir soykırımdır ki, Karadeniz kıyısındaki Soçi’nin gerçek sahipleri olan Ubıhlar, topyekûn katliama ve sürgüne tabi tutulmuşlardır; Türkiye’de sadece birkaç yüz kişi yaşamaktadır ve yeryüzünde Ubıhca konuşan kimse kalmamıştır.

Marx ve Engels, 19 uncu Yüzyıldaki Kafkasya’da yaşanan savaşları “özgürlük kahramanlıkları” olarak dile getirmiştir. 19 uncu Yüzyıl boyunca Kuzey Kafkasya’da yaşanan katliamlar ve kahramanlıklar, Yuryeviç Lermontov’un, Puşkin’in, Tolstoy’un, Alexandre Dumas’nın, Barbara Cartland’ın en güzel, en edebî eserlerine konu olmuştur.

1944 yılında Ekim Devriminin yıldönümü kutlamalarında, tüm halkın köy meydanlarında toplandığı bir sırada, onbinlerce Rus askeri tarafından kuşatılan tüm Çeçen-İnguş ve Karaçay-Malkarlar, Sibirya ve Kazakistan’a sürgün edilmişlerdir. Bu sürgünde 500 000 kişi hayatını kaybetmiştir, topraklarına Ruslar yerleştirilmiştir. Çeçen-İnguş ve Karaçay-Malkarlar, 13 yıl sonra 1957’de sürgünden dönerken, Sibirya’da kaybettikleri yakınlarının kemiklerini bile Çeçenistan’a taşımışlardır. Cahar Dudayev ise 1 yaşında annesinin kucağında gittiği Sibirya’dan 14 yaşında dönebilmiştir.

En son, Ruslar, yüzlerce tank, hava ve kara bombardımanlarıyla 11 Aralık 1994 günü Çeçenistan’a saldırmışlardır. İki yıl süren savaşta onbinlerce Rus askeri ölmüş, büyük bir mağlubiyetle Çeçenistan’ı Çeçenlere bırakıp gitmişlerdir.

31 Ağustos 1996 günü Alexander Lebed ve Aslan Meshedov, 12 Mayıs 1997 günü Boris Yeltsin ve Aslan Meshedov arasında anlaşma imzalanmıştır. Taraflar, karşılıklı, güç kullanmaktan vazgeçeceklerdir ve bu anlaşmaya göre, 2000 yılının sonuna kadar uluslararası prensiplere göre ilişki kuracaklardır; ama, Ruslar, 1994-1996 yenilgisine karşılık vermek hesabıyla tüm bu anlaşmaları ihlal etmişlerdir, yoğun bir propagandaya girişmişlerdir; Çeçenlerin ismini bile duymadığı Vehhabîlik, ne olduğunu bilmedikleri köktendincilik propagandaları yapmışlardır, bu propaganda tutmayınca terör yaygaraları yapmışlardır; Rus istihbaratının yaptığı bombalama olaylarını, hiçbir fail bulunamamasına rağmen, Çeçenlere ait hadiseler olarak dünya kamuoyuna takdim etmişlerdir. Herkesin bildiği bir gerçek varsa, o da Çeçenistan yönetimi hiçbir zaman terör hadiselerine bulaşmamıştır; ama, Rusya Federasyonunun yaptığı katliamlar, tam anlamıyla bir devlet terörüdür.

İki aydır, Rus Ordusu, sıcak çatışmalardan uzak durmaya çalışmaktadır; çünkü, 1994 yılında yaşadığı Grozni sendromunu bir daha yaşamak istememektedir ve de Grozni ve Gudermes kıyılarında tanklarla ve uçaklarla havadan yaptığı bombardımanlarla sivil yerleşim bölgelerini bombalamaktadır; çocukları, kadınları, yaşlıları, binlerce kişiyi Rus bombardımanı altında hayatını kaybediyor olarak görmekteyiz. Mülteci konvoyları sürekli olarak bombalanmaktadır ve açıkçası, son ikiyüz yıldır yaşanan soykırım, yine, bugünlerde, Çeçenistan’da yaşanmaktadır. Sovyet Rusya’nın yapmış olduğu soykırımlara ilave olarak, Rusya Federasyonunun da Kuzey Kafkaslarda, Çeçenistan’da, Dağıstan’da uyguladığı bu soykırım hadisesi bütün vahşetiyle devam etmektedir ve bir taraftan da o bölgeden nüfus tehcirine devam etmektedirler.

BAŞKAN – Sayın Şener, 1 dakika süre veriyorum; lütfen, toparlayınız...

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – İşte, bu ortamda, bütün uluslararası hukuk kurallarına aykırı davranışlar ve katliamlar, soykırım ortadayken, bu durumda Sayın Başbakan Ecevit’in Rusya Federasyonuna yapacağı ziyareti bir talihsizlik olarak görmekteyiz. Buradan, Sayın Başbakana, DSP yetkililerine, Millîyetçi Hareket Partisi yetkililerine ve Anavatan Partisi yetkililerine açıkça ifade ediyorum, bütün bakanlara da açıkça çağrıda bulunuyorum; bu ortamda, bu katliam devam ederken, Sayın Başbakan, Rusya Federasyonunu ziyarete gidemez. Bu gezisini iptal etmelidir. (FP ve DYP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Bu ziyaret, doğrudan doğruya Kuzey Kafkaslardaki katliama ve soykırıma onay vermek demektir; bu, Türkiye’nin yapacağı iş değildir; Türk Halkının da razı geleceği bir davranış değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Onun için, bu gezinin en kısa zamanda iptal edildiğinin Sayın Başbakan tarafından açıklanmasını bekliyoruz ve Çeçenistan’daki soykırımla ilgili iki kaseti, sayın hükümet yetkililerine teslim etmek istiyorum, kararlarını tekrar gözden geçirsinler diye; ama, Bakanlar Kurulunun bulunduğu sıralarda maalesef hükümeti temsil edecek kimseyi göremiyoruz. Ancak, şu an karşımızda bir Sayın Bakan bulunuyor. Sayın Bakana bu kasetleri veriyorum ve de Sayın Başbakana iletilmesini, kararlarını yeniden gözden geçirmelerini talep ediyor ve saygılar sanuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Şener.

Hükümet adına gündemdışı konuşmalara yanıt verecek Sayın Bakan?.. Yok.

Gündemdışı üçüncü söz, Soma Linyit İşletmeleri konusunda söz isteyen Manisa Milletvekili Sayın Cihan Yazar’a aittir.

Buyurun Sayın Yazar. (DSP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

3. – Manisa Milletvekili Cihan Yazar’ın, Soma Ege Linyitleri İşletmesi Bölge Müdürlüğüne ilişkin gündemdışı konuşması ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı

M. CİHAN YAZAR (Manisa) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizlere ilçem Soma’daki Ege Linyitleri İşletmesi Bölge Müdürlüğü hakkında bilgi vermek üzere söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Ege Linyitleri İşletmesinin ilk kuruluşu 1939 yılıdır. 28 Temmuz 1978 yılında, bağlı olduğu Garp Linyitleri İşletmesinden ayrılarak müessese müdürlüğüne dönüşmüştür. Türkiye ekonomisinin candamarı olan Ege Linyitleri İşletmesinde şu an, 4 038 işçi, 129 mühendis, 239 memur ve 27 tekniker görev yapmaktadır; Ortadoğu’nun en büyük tamir ve onarım atölyesi olan çinge atölyelerini bünyesinde bulundurmaktadır.

Yine, ülkemizin candamarlarından biri olan 1 034 megavat gücündeki Soma Termik Santralına, yılda 7 870 000 ton, yani günde 21 561 ton kömür vererek enerji üretiminde büyük pay sahibidir.

İşte, bu büyük kuruluş, şimdi açıklayacağım nedenlerden dolayı çok zor günler geçirmektedir. Geçen hafta açık ocak çinge atölyeleri ve yeraltı işçi ve mühendisleriyle yüz yüze yaptığım görüşmeler, beni, son derece tedirgin etmiştir. Yıllardır, büyük özveriyle karaelması, ülke ekonomisi için, canı pahasına yeraltından çıkaran işçim üzgün, mühendisim üzgün.

1992-1993 yıllarında Şırnak’ta hain PKK militanları tarafından yakılan 14 adet Komatsu kamyonu orijinalinden ayırt edilemeyecek şekilde tekrar hizmete sokan çinge atölye işçilerinin üzerine sanki ölü toprağı serilmiş. Belediye başkanlığı yaptığım dönemlerde yüzleri gülen, çalışmaktan mutluluk duyan, ülke ekonomisine katkı için canını feda eden işçim, mühendisim, şimdi, umutsuz, suskun.

1995 yılına kadar müessese müdürlüğü olarak görev yapan kuruluşumuz, 1995 yılında, Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğünün gerekçesiz ve keyfî tutumuyla bölge müdürlüğüne dönüştürülerek en büyük darbeyi almıştır.

Ege Linyitleri İşletmesinin toplam kömür rezervi 626 694 000 tondur. Bu rezervin 223 000 000 tonu açık işletme, 403 000 000 tonu ise yeraltı işletmesiyle alınması gerekli rezervdir.

Açık işletmeyle üretimin yeraltına oranla kolay ve daha düşük maliyetli olması nedeniyle, toplam üretimin yüzde 96’sı bu yolla yapılmaktadır. Halbuki yanabilir kükürt oranı yüzde 1’den düşük ve kalori değeri çok yüksek olan kaliteli kömür yeraltındadır. Bu kömürün yeraltından çıkarılması için 42 000 000 ton rezervli ve 2,5 milyon ton/yıl kapasiteli Işıklar Yeraltı Projesi, Devlet Planlama Teşkilatından geçirilmiş ve uygulamaya konulmuştur; ancak, bu proje, gerekçesiz ve bölge müdürlüğünün görüşü bile alınmadan Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğünce durdurulmuştur. Şu anda, yeraltı ocaklarımız, istihsal edilen kömürün yalnızca yüzde 4’ünü çıkarmaktadır.

1986 yılında Ege Linyitleri İşletmesince 30 150 000 dolar yatırım yapılmıştır. 1986 yılından 1999 yılına kadar ise -yani, onüç yılda- sadece 43 738 000 dolar yatırım yapılmıştır. 1990 yılından itibaren Ege Linyitleri İşletmesine alınan işçi sayısı, on yılda sadece 228’dir.

Kömür satış politikalarının yanlışlığı, Başbakanlığımızın tüm valilere gönderdiği yerli kömür kullanım talimatına gerekli titizliğin gösterilmemesi, ithal kömür fiyatının düşük olması ve rekabet gücümüzün azalması, Ege Linyitlerinin zor günler geçirmesine neden olmaktadır. Durum böyle devam ederse, 2010 yılında işletmemiz, 1 034 megavat gücündeki termik santralımıza kömür veremeyecek duruma düşecektir.

Şu an, Soma linyit kömürü kükürt oranının yüzde 1’in altında olması ve kalori derecesinin çok yüksek bulunmasına rağmen, ithal kömürle rekabet edebilecek piyasa bulamamaktadır. Ege Linyitleri İşletmesi Bölge Müdürlüğü, büyük ölçüde akaryakıt sıkıntısı çekmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Cihan Bey.

M. CİHAN YAZAR (Devamla) – Teşekkür ederim Başkanım.

Sonuç olarak, Ege Linyit İşletmesi Bölge Müdürlüğünün en kısa zamanda müessese müdürlüğüne dönüştürülmesi; derhal yeraltı işletmelerine yönelik çalışmaların başlatılması, Işıklar yeraltı ocağının tekrar faaliyete sokulması; Eynez yeraltı ocağının açık işletmeye dönüştürülmesinde vazgeçilmesi, mekanize üretime devam edilmesi, Eynez yeraltı ocağının ikinci mekanize ayağının kurulması çalışmalarına hemen başlanması; 1998 yılında 5 462 olan ve şu an 4 662’ye düşen eleman sayısının derhal takviye edilmesi; açık işletmeye devam edilmesi, ancak, ekonomik ömrünü doldurmuş makine parkının en kısa zamanda yenilenmesinin sağlanması; ithal kömür satışının asgariye indirilmesi için gerekli önlemlerin alınması ve kömür satış politikasının yeniden gözden geçirilmesi.

Sayın Bakanımızdan, bu isteklerimizin yerine getirilmesini, halkım, Ege Linyit İşletmelerinin fedakâr işçi, mühendis ve çalışanları adına istirham ederim.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yazar.

Konuşmaya yanıt verecek Sayın Bakan?.. Hazır.

Buyurun Sayın Bakanım.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; gündemdışı konuşmalarıyla sektöre katkıda bulunan kıymetli arkadaşımıza, Cihan Yazar Beye, bizlere bazı konuları dile getirme imkânı verdiği için teşekkür ediyorum.

Tabiî, Cihan Bey, gerçekten, bölgesiyle ve konularıyla çok ilgili bir arkadaşımız; Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı olduğumdan bu yana, talepleri ve tespitleri konusunda, bütün arkadaşlara davrandığım gibi, titiz davranmak amacı içerisinde hareket ettim. Tabiî, burada dile getirdiği hususlar, özellikle kömür sektöründe ciddî tartışılan bir konu. Yani, yeraltındaki kömürü mü çıkaracağız, açık işletmelerle mi kömür elde edeceğiz? Bunların arasındaki fark nedir? Elde ettiğimiz kömürü nasıl rekabet ettireceğiz?

Burada dile getirilen konulara, genel müdürlüğümüzün ve Bakanlığımızın görüşlerini sıralayarak kısaca cevap vermek istiyorum. Söz konusu işletmemiz, bölge müdürlüğüne dönüştürüldükten sonra, eskiye oranla çok daha fazla üretim ve kârlılık yaratmış; bu idarî yapılanmanın çalışanlar üzerinde de herhangi bir olumsuz etkisi olmamıştır. Bakanlık olarak bizim tespitimiz böyledir.

Yine, ayrıca, 1988’de 4,6 milyon ton olan üretim, 31 milyar lira zararda olan müessese, 1995 yılında bölge müdürlüğüne dönüştürüldükten sonra, 1998 yılı itibariyle 10,8 milyon ton üretim sağlamış, 16 trilyon da kâr gerçekleştirmiştir. Bölge müdürlüğüne, eski statüsüne oranla 4-5 misli fazla yetki tanınmış ve yine, Cihan Beyin tespitlerinin aksine, merkezî yetkiler bölgeye fazlasıyla devredilmiştir. Cihan Beyle başbaşa konuşsak herhalde daha iyi olacaktı; ama, bilmiyorum...

Ayrıca, Başbakanlığa kadar uzanan merkezî kararlara bağlı olarak, parasal yetkiler yönünden büyük harcamaları gerektiren ihale işlemleri, ithal muameleleri, üretilen ürünle ilgili pazarlama ve fiyat belirleme çalışmaları gibi çalışmaların büyük ölçüde genel müdürlüğe bağımlı yürütülme zorunluluğu olduğundan, bölge müdürlüğünün müessese müdürlüğüne dönüştürülmesinde hiçbir fayda mülahaza edilmemektedir diye düşünüyoruz.

Yeraltı işletmeciliğine dönük olarak bölgede yapılan faaliyetleri değerlendirirsek; biz bir değişiklik yapmadık, aynen bu faaliyetlere devam ediyoruz, daha da geliştirme arzusunda olduğumuz için, yeni imalatları da sağlama çabamızı sürdürüyoruz.

Bölge üretiminin yaklaşık yüzde 6’sı yeraltı işletmelerinden karşılanmakta, üretim maliyeti ise 41 000 000 Türk Lirasına baliğ olmaktadır.

Eynez yeraltı işletmesinde modern teknoloji uygulanarak, mekanize bir ayak teşkil edilmiştir. Bu uygulamada dahi yüzde 45 rezerv zayiatı söz konusu olduğu gibi, maliyet, açıkocak maliyetinin 3 katından da fazlaya mal olmaktadır.

Bölgede yeraltı işletmeciliğinde herhangi bir ihmal ya da ileriye dönük bir program eksikliği söz konusu olmayıp, kurumun üretim maliyetinin yüksek olması nedeniyle, ana statüsünde belirtildiği üzere, basiretli tüccar gibi hareket edilerek, yeraltından kömür çıkarma işi yap-işlet modeli benzeri bir ihaleyle, yatırımı yükleniciye ait olmak üzere, yılda 2 000 000 ton kömür istihsal taahhüdüyle, 20 yıl süreli üretim işi özel sektöre verilmiştir.

Yeraltı işletme yöntemiyle alınabilecek rezervlerin ekonomik maliyet göz önüne alınarak teknolojilerinin elverdiği ölçüde açık işletmeye dönüştürme çalışmalarına da devam edilmektedir.

Açık işletme çalışmasına ağırlık vermekle; düşük maliyette kömür elde etme imkânı ve yüksek kâr, aynı zaman dilimi içinde daha fazla üretim, çok az zayiatla kömür elde etme imkânı, daha temiz kömür elde etme sonucu zenginleştirme tesis adedi ve boyutlarının küçülmesi ve bu yöndeki gider kaleminin azalması, dekopaj işleminin bir kısmı müteahhitler tarafından yapılacağından ek yatırıma ihtiyaç göstermemesi gibi avantajlarla elde edilmektedir.

Yeraltı işletmeciliğinde rezerv zayiatının büyük olması nedeniyle millî servetin bir kısmı heba olmaktadır. Nitekim, 1940 yılından 1995 yılına kadar çalışan Merkez-Mumya Küveti yeraltı ocağıyla, Önen-Eynez yeraltı ocağının işletme zayiatı ikinci bir maliyetle, açık işletme yöntemi kullanılarak ekonomiye kazandırılmaktadır.

TKİ, üretimini, gerek kamu ve gerek özel sektör ve yabancı sermayeninin katılımıyla, ülke ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde, zamanında, yeterli, güvenli ve ekonomik olarak sağlamak üzere her türlü yatırımını zamanında yapmakta, istihdam ihtiyacı doğduğunda eleman alımı yönüne gidilmektedir. Nitekim, 1999 yılında, 20 teknik, 85 işçi olmak üzere, 105 personel alımı için Başbakanlıktan gerekli müsaade alınmıştır.

İthal kömür ve petrokok fiyatlarının düşmesi bölge satışlarını olumsuz yönde etkilemiştir. Halen, sanayiye, üç ay vade farkı alınmadan altı aya kadar kredili kömür satışı uygulaması; ısınma sektörüne satılan kömürde ise, bir ay vade farkı alınmadan peşin fiyatına yıl sonuna kadar kampanyalı kömür satışı devam etmektedir. Ayrıca, piyasa standart kalitesinde kömür arz edilebilmesi için, kömür yıkama ve zenginleştirme tesisleri yap-işlet modeliyle çalıştırılmaktadır. Tabiî, bunlar, bizim, Bakanlık olarak yaptığımız, inanarak sürdürdüğümüz uygulamanın örnekleri.

Sözlerimin başında da belirttiğim şekilde, Sayın Yazar’ın tespitlerine, Sayın Yazar’ın değerlendirmelerine her zaman aynı önemi vererek konuşmamı sürdürüyorum; ancak, bu konuşmada dile getirilen hususlarla ilgili de güncel değerlendirmeleri tekrar yaptıracağımı belirtmek istiyorum; ama, özellikle sektöre olan yakınlığımız... Geçtiğimiz gün, Türkiye Madenciler Derneği Başkanı İsmet Kasapoğlu’nun da belirttiği gibi, şimdiye kadar Enerji Bakanlığında, gerek üst yönetiminde gerek Bakanlık olarak yaklaşımlarımızda sektörün hep yanında olduk, destekçisi olduk; bundan sonra da böyle çalışmaya devam edeceğimi belirtir, sizleri saygıyla selamlarım.

Teşekkür ederim. (ANAP, DSP, MHP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Bakanım.

Meclis araştırma önergeleri vardır; okutuyorum :

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.– Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu ve 21 arkadaşının, üniversiteye giriş sınavında yapılan değişikliklerin haksızlıklara yol açtığı iddialarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/90)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Üniversite giriş sisteminde bu sene yapılan değişiklik nedeniyle binlerce üniversite adayı gencimiz hak kaybına uğramıştır. Ne yazık ki, milletçe elim bir deprem felaketi yaşadığımızdan, yeni sistem mağduru gençlerimizin feryatları, yetkililerce duyulmamış görülmektedir.

Yeni sınav sistemi sonuçlarının hatalı yönlerinin tesbiti; yeniden gözden geçirilmesi ve bundan sonra da haksızlıklara yol açmamasını sağlamak amacıyla, Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince bir araştırma önergesi hazırlamış bulunuyoruz.

Gereğini arz eder, saygılarımızı sunarız. 25.10.1999

1 - Ömer Vehbi Hatipoğlu (Diyarbakır)

2 - Ali Sezal (Kahramanmaraş)

3 - Abdullah Veli Seyda (Şırnak)

4 - Mustafa Baş (İstanbul)

5 - Osman Aslan (Diyarbakır)

6 - Lütfi Yalman (Konya)

7 - Osman Yumakoğulları (İstanbul)

8 - Sabahattin Yıldız (Muş)

9 - İsmail Kahraman (istanbul)

10 - Hüsamettin Korkutata (Bingöl)

11 - Abdüllatif Şener (Sıvas)

12 - Sacit Günbey (Diyarbakır)

13 - Seyyit Haşim Haşimi (Diyarbakır)

14 - Mehmet Ergün Dağcıoğlu (Tokat)

15 - Musa Uzunkaya (Samsun)

16 - Nurettin Aktaş (Gaziantep)

17 - Fethullah Erbaş (Van)

18 - Lütfi Doğan (Gümüşhane)

19 - Ali Güner (Iğdır)

20 - Zeki Ünal (Karaman)

21 - Mehmet Fuat Fırat (İstanbul)

22 - Hüseyin Arı (Konya)

Gerekçe :

Bilindiği üzere, üniversiteye giriş sisteminde bu sene köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu yeni sistemin getirdiği temel ilkeler şöyle sıralanabilir :

1 - Öğrencinin diploma notunun ÖSS puanına etkisi

2 - Mezun olduğu okulun ÖSS’deki başarı oranının ÖSS puanına etkisi

3 - Okuldan mezun olunan alan ile seçilen üniversitenin birbirine uyumu

4 - Meslek lisesi mezunlarının yüksekokul ya da alan öğretmenliği dışında tercihte bulunamaması.

Bu sınav sistemi nedeniyle özellikle doğu ve güneydoğu bölgemizde ve diğer bölgelerimizde ÖSS başarısı düşük olan okulların öğrencileri sınavda çok iyi sonuç almış bile olsalar, puanları düştü. Türkiye genelinde standart bir eğitim ve eğitimde fırsat eşitliği olmadığından iyi liselerde okuyamamış başarılı öğrencilere böylece haksızlık yapılmış oldu. Örneğin, Siirt Meslek Lisesi mezunu bir öğrenciye, okulu nedeniyle 9 puan verilirken, batıda iyi bir liseden mezun olan öğrenciye 40-50 puan verildi. Bu durumda zaten iyi bir eğitim alan ve şanslı sayılan anadolu lisesi mezunları, ağırlıklı okul başarı puanları sayesinde sınavda hak ettiklerinden daha iyi yerlere girdiler. Pek çok yüksek puanlı öğrenci de okul başarısının düşüklüğü nedeniyle perişan oldu.

Diploma notlarına göre değerlendirilen ortaöğretim başarı puanı da diğer bir haksızlık nedeniydi. Yeni sistemde ortaöğretim başarı puanına verilen önem yüzünden, okullarında şişirme not alanlar avantajlı duruma geldi. Okullarda parayla not satıldığı söylentileri yayıldı. ÖSS sınavında en iyi matematiği yapanlar değil, okulda şişirme not alanlar mühendis oldu.

Lisedeki alanları dışında tercih yapan öğrenciler de büyük haksızlığa uğradılar. Kendi alanlarında bir branş tercih ettiklerinde 0,5 katsayısıyla çarpılan puanları, alan dışı bir tercih durumunda 0,2 katsayısıyla çarpıldı. Üstelik, bu konu yeterince iyi anlatılamadığından pek çok hata yapıldı. Bu hatalar nedeniyle bazı öğrenciler açıkta kaldı.

Yeni sistemdeki en büyük hata ise, şüphesiz, imam-hatip ve meslek lisesi çıkışlıların iki yıllık önlisans programları ve alan öğretmenliği dışında tercih yapamamalarıydı. Bu nedenle, pek çok imam-hatipli öğrenci, ÖSS’de çok iyi puanlar almalarına rağmen açıkta kaldı. Örneğin, okulundan çok iyi bir dereceyle mezun olan bir öğrenci, yabancı dilden sınava girdi ve 100 İngilizce sorusunun tamamını doğru cevapladığı halde açıkta kaldı; çünkü, imam-hatip lisesi mezunuydu ve ilahiyat fakültesi dışında hiçbir yere giremezdi.

Yine, pek çok meslekî ve teknik lise mezunu, ÖSS’de iyi puan almalarına rağmen açıkta kaldı. Bu yıl ÖSS’ye 567 000 meslekî ve teknik okul mezunu girdi. Hemen hepsi de mühendis olmak istiyorlardı; ama, sadece 389’u bu hayaline kavuşabildi; oysa, adaletli ve hakkaniyete uygun bir sistem olsaydı binlercesi mühendis olabilirdi.

Sonuç itibariyle, meslekî ve teknik liselerin tamamının lisans programlarına öğrenci yerleştirme oranları düştü. Bu durum nedeniyle meslekî ve teknik liseler kapanma noktasına gelebilir.

Bu sistem, kazanamayanları olduğu kadar kazananları da mutlu etmedi. Vatandaşlar nezdinde YÖK ve ÖSYM’ye olan güven sarsıldı. En vahimi, bu sene bu sistem nedeniyle mağdur olan binlerce öğrencinin yıkılan hayalleri ve kararan istikbalidir.

Sonuç olarak, üniversiteye giriş sistemi yeniden gözden geçirilmeli, adalete ve hakkaniyete uygun, kimseyi mağdur etmeyecek yeni bir düzenlemeye gidilmelidir. Bu yapılmadığı sürece milletin ÖSYM, YÖK ve dolayısıyla devlete olan güveni sarsılacaktır. Ayrıca yarınlarımızın güvencesi olan gençlerin bir tanesinin dahi istikbalini karartmaya kimsenin hakkı yoktur. Gelecek sene üniversite sınavına girecek olan gençlerimizin de aynı akıbete uğramamaları için bir an önce gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

İşte bu amaçla araştırma önergesi hazırlanmış olup, değerli üyelerin takdir ve tasviplerine arz edilmektedir.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, önerge bilgilerinize sunulmuş olup, gündemdeki yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması hususundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Diğer önergeyi okutuyorum :

2. – Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu ve 20 arkadaşının, üniversitelerdeki başörtüsü yasağı uygulaması ve bu uygulamanın yarattığı sorunların araştırılarak çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/91)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

1998-1999 öğretim yılında üniversitelerimizde uygulanmaya başlanan başörtüsü kullanma yasağı 40-50 bin civarında öğrencimizin muhtelif şekillerde mağduriyetine yol açmıştır.

Başörtülü olması nedeniyle okuldan atılan veya okula alınmayan öğrenciler ve aileleri çok ciddî ekonomik, psikolojik ve sosyal problemlerle karşı karşıya bulunmaktadırlar. Söz konusu sorun ve problemlerin tespiti, öğrenci ve velilerin bu sorun nedeniyle maruz kaldıkları rahatsızlıkların araştırılması ve bunlara acilen çözümler bulunması amacıyla, Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince bir araştırma önergesi hazırlamış bulunuyoruz.

Gereğini arz eder, saygılarımızı sunarız. 25.10.1999

1- Ömer Vehpi Hatipoğlu (Diyarbakır)

2- Osman Aslan (Diyarbakır)

3- Sacit Günbey (Diyarbakır)

4- Seyyit Haşim Haşimi (Diyarbakır)

5- M. Ergün Dağcıoğlu (Tokat)

6- Musa Uzunkaya (Samsun)

7- Nurettin Aktaş (Gaziantep)

8- Fethullah Erbaş (Van)

9- Hüsamettin Korkutata (Bingöl)

10- Lütfi Yalman (Konya)

11- Ali Güner (Iğdır)

12- Zeki Ünal (Karaman)

13- Ali Sezal (Kahramanmaraş)

14- Sabahattin Yıldız (Muş)

15- Abdullah Veli Seyda (Şırnak)

16- Mehmet Fuat Fırat (İstanbul)

17- Ahmet Nurettin Aydın (Siirt)

18- Hüseyin Arı (Konya)

19- Şeref Malkoç (Trabzon)

20- Turhan Alçelik (Giresun)

21- Abdüllatif Şener (Sıvas)

Gerekçe :

1998-1999 öğretim yılında YÖK’ün ve üniversitelerin yayımladığı muhtelif yönetmeliklerle bütün üniversitelerimizde başörtüsü takma yasağı uygulanır hale gelmiştir.

2547 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesiyle üniversitelerde yürürlükteki yasalara aykırı olmamak şartıyla kılık kıyafet serbest bırakıldığından, bu yasağın yasal dayanığı bulunmamaktadır.

Buna rağmen, geçtiğimiz öğretim yılında pek çok başörtülü üniversite öğrencisi bu keyfî uygulamalar nedeniyle okula alınmayarak ve çeşitli cezalara maruz bırakılarak dönem kaybetmek durumunda kalmıştır.

Türkiye genelinde yaklaşık 40-50 bin öğrenci hakkında soruşturma başlatılmış; çoğu hakkında disiplin cezaları verilmiştir. Bu işlemlerle ilgili olarak idarî yargıda 4 561 dava açılmıştır.

Yasak mağduru öğrenciler ve aileleri ekonomik, psikolojik ve sosyal açıdan pek çok problem ve rahatsızlıklar içindedirler.

Yaklaşık 50 bin öğrenci velisi çocuklarının karşılaştıkları bu problemlerden dolayı ne yapacağını bilememektedir. Öğrenciler ise çok daha ağır ruhsal sorunlarla karşı karşıya bulunmaktadırlar. Bir taraftan, kendi inançları, kimlikleri, kişiliklerini yansıtan başörtüsünü her yasağa rağmen çıkarmamakla uğraşırken; diğer yandan, idarecilerin baskıcı tutumlarıyla kararan gelecekleri hakkında düşünmekte ve bunlar da bazı psikolojik rahatsızlıklara neden olmaktadır.

Söz konusu öğrenciler ve velileri ekonomik açıdan da büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Öğrencilerin çoğu okula alınmadıklarından devamsızlık nedeniyle dönem uzatmaktadırlar. Dönem uzatmadan dolayı bursları kesilmekte, devlet yurtlarında barınma hakları kaybolmaktadır. Aileler ise zaten zor şartlarda çocuklarının maddî ihtiyaçlarını karşılamakta, hatta bazıları karşılayamamaktadır. Bir de dönem uzatma, sene uzatma nedenleriyle problemleri katlanmaktadır.

Başörtüsü nedeniyle okula alınmayan öğrenciler toplum içinde başarısız olarak görülmektedir. Bu öğrenciler okula neden alınmadıklarını topluma izah edememektedirler. Çevrenin ve toplumun bu baskısı, en az öğrenciler kadar aileleri de zor duruma düşürmektedir.

Yasak mağduru gençlerimizin bu kayıplarının tespiti ve acilen bunların önüne geçilmesi gerekmektedir. Bilim ve eğitimle uğraşması gereken bu beyinler, keyfî uygulamalarla boğuşmak ve bunlara katlanmak zorunda kalmaktadırlar.

Sonuç olarak uygulanan yasağın kanunî bir dayanağı olmadığı, olmadığı gibi, Anayasamızda yer alan kanun önünde eşitlik (m. 10), din ve vicdan özgürlüğü (m. 24), eğitim-öğretim hakkı (m. 42) ilkelerine ve demokratik toplumun gereklerine de aykırıdır.

Bu gerçekler karşısında, yasak mağduru gençlerimizin bu kayıplarının tespiti ve acilen bunların önüne geçilmesi gerekmektedir.

İşte bu amaçla araştırma önergesi hazırlanmış olup, değerli üyelerin takdir ve tasviplerine arz edilmektedir.

BAŞKAN – Önerge bilgilerinize sunulmuş olup, gündemdeki yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması hususundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Bir genel görüşme önergesi vardır; okutuyorum :

3. – FP Grubu adına FP Grup Başkanvekili ve Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Çeçenistan ve Kuzey Kafkasya’ya yönelik izlenen dış politika konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/6)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Rusya’nın Çeçenistan’a karşı havadan ve karadan başlattığı askerî operasyon tüm şiddetiyle devam ederken, Rus uçaklarının sivil yerleşim bölgelerine yönelik bombardımanı sonucu çok sayıda masum insan hayatını kaybetmiştir. 21 inci Yüzyıla girerken, uluslararası hukuk normları ve insan hakları evrensel ilkelerine aykırı olarak Rusya’nın uyguladığı bu insanlık dışı soykırım harekâtına dünyanın etkili ülkelerinden bir tepki gelmediği gibi Türkiye de, bu insanlık dıramı karşısında sessiz ve tepkisiz kalmayı tercih etmektedir.

Kuzey Kafkasya’daki tüm gelişmeler Türkiye’yi yakından ilgilendirmektedir. Türkiye’nin, bu bölgede yaşanan sivil katliamına ilgisiz kalması düşünülemez. Bu bölgede yaşayan insanlarla Türkiye arasında, tarihî, kültürel ve dinî bağlar vardır. Bunun da ötesinde akrabalık bağları vardır. Özellikle geçen yüzyılda meydana gelen Rus saldırıları sonucunda yüzbinlerle ifade edilen Kuzey Kafkasyalı, Osmanlı ülkesine göç etmiştir. Bu insanlar, Kurtuluş Savaşında hayatlarını ortaya koyarak, bu büyük milletin ayrılmaz bir parçası haline gelmişlerdir. Halkımızın büyük bir bölümünün akrabalık bağının olduğu insanların yaşadığı bu bölgede yaşanan gelişmelere Türkiye ilgisiz kalamaz.

Aynı zamanda, bu bölge, Türkiye açısından stratejik bir öneme de sahiptir. Türkiye’nin Ortaasya Türk cumhuriyetlerine açılan kapısı burasıdır. Karadeniz kıyısındaki Abhazya’dan başlayıp Dağıstan ile Hazar Denizine ulaşarak Ortaasya’ya uzanmaktadır. Ayrıca, bu bölge, Rusya’ya karşı bir güvenli bölge oluşturmaktadır.

Tüm bu gelişmelere rağmen, Türkiye’nin sessiz kalmasını izah ve kabul etmek mümkün değildir. Çeçenistan’da ve tüm Kuzey Kafkasya’da ikiyüz yıldır insan hakları ihlalleri yapılmaktadır. Hâlâ hava saldırılarıyla, yaşlı, çocuk demeden binlerce masum insan katledilmektedir. Bölge insanlarına yönelik soykırım devam etmektedir. Bu olaylar, bölgede uluslararası hukukun çiğnendiğini, Paris Şartına ve AGİK ilkelerine aykırı hareket edildiğini göstermektedir. Olaylar karşısında, Türkiye’ye düşen, sessiz kalmak değil; uluslararası kuruluşları harekete geçirmek, konuyu dünya gündemine taşımaktır. Oysa, Türkiye, yaşanan bu insanlık dramı karşısında sessizliğini korumaya devam etmekle kalmayıp, Başbakan Bülent Ecevit, 4 Kasımda resmî bir ziyaret için Rusya’ya gitmeye hazırlanmaktadır. Kafkasya’da Çeçenlere karşı büyük bir soykırımı yaşanırken, Sayın Ecevit’in Rusya’ya gitmesi ve üst düzeyde resmî temaslarda bulunması, zımnen bu katliamın onaylanması anlamına gelecektir.

Tüm bu gelişmeler ışığında, Kafkasya’ya yönelik Türk dış politikasının yeniden gözden geçirilmesini sağlamak ve alınması gerekli önlemleri tespit etmek amacıyla, Anayasanın 98, İçtüzüğün 102 ve 103’üncü maddeleri uyarınca bir genel görüşme açılmasını arz ederiz.

Abdüllatif Şener FP Grup Başkanvekili

BAŞKAN – Önerge, bilgilerinize sunulmuş olup, gündemdeki yerini alacak ve genel görüşme açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 4 adet tezkeresi vardır; okutup, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım :

C) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi ve Bulgaristan Parlamentosunun davetine, TBMM Dışişleri Komisyonundan bir heyetin icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/374)

1 Kasım 1999

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ve Bulgaristan Parlamentosu tarafından 25–26 Kasım 1999 tarihleri arasında Sofya’da ortaklaşa düzenlenen Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktının Uygulanmasına Parlamenter Katkı konulu konferansa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu üyelerinden oluşan bir parlamento heyeti davet edilmektedir.

Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış ilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

Yıldırım Akbulut

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

BAŞKAN – Tezkereyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İkinci tezkereyi okutuyorum :

2. – Türkiye-Filipinler, Türkiye-Güney Afrika, Türkiye-Portekiz, Türkiye-Romanya, Türkiye-Singapur, Türkiye-Tacikistan, Türkiye-Tayland, Türkiye-Yunanistan Dostluk Gruplarının kurulmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/375)

1 Kasım 1999

Türkiye Büyük Milet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 11–12 Ekim 1999 tarih ve 19 sayılı Kararı ile, Türkiye ile aşağıda belirtilen ülkeler arasında parlamentolararası dostluk gruplarının kurulması uygun görülmüştür.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca, anılan dostluk gruplarının kurulması, Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

Yıldırım Akbulut Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

Türkiye-Filipinler

Türkiye-Güney Afrika

Türkiye-Portekiz

Türkiye-Romanya

Türkiye-Singapur

Türkiye-Tacikistan

Türkiye-Tayland

Türkiye-Yunanistan

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Tezkere kabul edilmiştir.

Diğer tezkereyi okutuyorum :

3. – KKTC Cumhuriyet Meclis Başkanı Ertuğrul Hasipoğlu’nun vaki davetine, TBMM’yi temsilen bir parlamento heyetinin icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/376)

2 Kasım 1999

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Ertuğrul Hasipoğlu’ndan alınan yazıda, KKTC’nin 16 ncı Kuruluş Kutlamaları çerçevesinde parlamentoda yapılacak açık gündemli toplantıya Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir Parlamento heyeti davet edilmektedir.

Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dışişlerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

Yıldırım Akbulut Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

BAŞKAN – Tezkereyi kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer tezkereyi okutuyorum :

4. – Azerbaycan’da yapılacak olan belediye seçimlerine TBMM’yi temsilen bir parlamento heyetinin resmî davete icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/377)

2 Kasım 1999

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Azerbaycan Meclis Başkanı, gönderdiği mektupta, Azerbaycan’da 12 Aralık 1999 tarihinde yapılacak belediye seçimleri münasebetiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden oluşan bir parlamento heyetini Azerbaycan’a davet etmektedir.

Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

Yıldırım Akbulut Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

BAŞKAN – Tezkereyi kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Danışma Kurulunun önerileri vardır; önce, okutup işleme alacağım; sonra, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım :

IV. – ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. – Gündemdeki bazı kanun tasarılarının yerlerinin değiştirilmesine, 2.11.1999 Salı günkü birleşimde, yarım kalan işlerden sonra, 188 sıra sayılı Askerlik Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Tasarısının görüşülmesine, çalışma süresinin uzatılmasına ve sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin DanışmaKurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No: 23 Tarihi : 1.11.1999

Danışma Kurulunca, aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.

Yıldırım Akbulut Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

Aydın Tümen İsmail Köse DSP Grubu Başkanvekili MHP Grubu Başkanvekili Abdüllatif Şener Murat Başesgioğlu

FP Grubu Başkanvekili ANAP Grubu Başkanvekili

Turhan Güven DYP Grubu Başkanvekili

Öneriler :

1.– Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 105 inci sırasında yer alan 188 sıra sayılı Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısının, bu kısmın 1 inci sırasına; 95 inci sırasında yer alan 172 sıra sayılı Spor Toto Teşkilat Müdürlüğünün İstihdam Fazlası Personelinin Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Kadrolarına Atanmalarının Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının, 2 nci sırasına; 54 üncü sırasında yer alan 120 sıra sayılı kanun tasarısının, 3 üncü sırasına; 94 üncü sırasında yer alan 171 sıra sayılı kanun tasarısının, 4 üncü sırasına; 64 üncü sırasında yer alan 131 sıra sayılı kanun tasarısının, 5 inci sırasına; 38 inci sırasında yer alan 99 sıra sayılı kanun tasarısının, 6 ncı sırasına; 108 inci sırasında yer alan 184 sıra sayılı kanun tasarısının, 7 nci sırasına; 60 ıncı sırasında yer alan 127 sıra sayılı kanun tasarısının, 8 inci sırasına; 99 uncu sırasında yer alan 176 sıra sayılı kanun tasarısının, 9 uncu sırasına; 63 üncü sırasında yer alan 130 sıra sayılı kanun tasarısının, 10 uncu sırasına; 62 nci sırasında yer alan 128 sıra sayılı kanun tasarısının, 11 inci sırasına; 65 inci sırasında yer alan 132 sıra sayılı kanun tasarısının, 12 nci sırasına; 66 ncı sırasında yer alan 133 sıra sayılı kanun tasarısının, 13 üncü sırasına; 72 nci sırasında yer alan 129 sıra sayılı kanun tasarısının, 14 üncü sırasına; 74 üncü sırasında yer alan 144 sıra sayılı kanun tasarısının, 15 inci sırasına; 79 uncu sırasında yer alan 145 sıra sayılı kanun tasarısının, 16 ncı sırasına; 80 inci sırasında yer alan 147 sıra sayılı kanun tasarısının, 17 nci sırasına; 82 nci sırasında yer alan 146 sıra sayılı kanun tasarısının, 18 inci sırasına; 83 üncü sırasında yer alan 148 sıra sayılı kanun tasarısının, 19 uncu sırasına; 32 nci sırasında yer alan 91 sıra sayılı kanun tasarısının, 20 nci sırasına; 46 ncı sırasında yer alan 106 sıra sayılı kanun tasarısının, 21 inci sırasına; 49 uncu sırasında yer alan 107 sıra sayılı kanun tasarısının, 22 nci sırasına; 53 üncü sırasında yer alan 119 sıra sayılı kanun tasarısının, 23 üncü sırasına; 57 nci sırasında yer alan 122 sıra sayılı kanun tasarısının, 24 üncü sırasına ve 55 inci sırasında yer alan 121 sıra sayılı kanun tasarısının, 25 inci sırasına alınması önerilmiştir.

2.– 2.11.1999 Salı günkü birleşimde gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmının 1 inci sırasında yer alan Türk Hava Yollarının zarar etmesinin nedenlerine ilişkin (10/3) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşmelerinin tamamlanmasından sonra kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi; gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 1 inci sırasında yer alan 188 sıra sayılı Askerlik Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması; 2.11.1999 Salı günü sözlü soruların görüşülmemesi önerilmiştir.

3.- Genel Kurulun, 3.11.1999 Çarşamba günü, çalışmalarını 15.00-19.00 saatleri arasında sürdürmesi ve birleşimin başında sözlü soruların görüşülmesi önerilmiştir.

BAŞKAN – Danışma Kurulu önerisinin lehinde veya aleyhinde söz isteği?.. Yok.

Danışma Kurulu önerisini geldiği şekliyle oylarınıza sunacağım.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Tek tek okutup oylayın, usulüne uygun olsun Sayın Başkan.

BAŞKAN – Peki efendim. Ayrı ayrı okutup oylayacağım.

Buyurun.

Öneriler :

1.- Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 105 inci sırasında yer alan 188 sıra sayılı Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısının, bu kısmın 1 inci sırasına; 95 inci sırasında yer alan 172 sıra sayılı Spor Toto Teşkilat Müdürlüğünün İstihdam Fazlası Personelinin Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Kadrolarına Atanmalarının Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının, 2 nci sırasına; 54 üncü sırasında yer alan 120 sıra sayılı kanun tasarısının, 3 üncü sırasına; 94 üncü sırasında yer alan 171 sıra sayılı kanun tasarısının, 4 üncü sırasına; 64 üncü sırasında yer alan 131 sıra sayılı kanun tasarısının, 5 inci sırasına; 38 inci sırasında yer alan 99 sıra sayılı kanun tasarısının, 6 ncı sırasına; 108 inci sırasında yer alan 184 sıra sayılı kanun tasarısının, 7 nci sırasına; 60 ıncı sırasında yer alan 127 sıra sayılı kanun tasarısının, 8 inci sırasına; 99 uncu sırasında yer alan 176 sıra sayılı kanun tasarısının, 9 uncu sırasına; 63 üncü sırasında yer alan 130 sıra sayılı kanun tasarısının, 10 uncu sırasına; 62 nci sırasında yer alan 128 sıra sayılı kanun tasarısının, 11 inci sırasına; 65 inci sırasında yer alan 132 sıra sayılı kanun tasarısının, 12 nci sırasına; 66 ncı sırasında yer alan 133 sıra sayılı kanun tasarısının, 13 nci sırasına; 72 nci sırasında yer alan 129 sıra sayılı kanun tasarısının, 14 ncü sırasına; 74 üncü sırasında yer alan 144 sıra sayılı kanun tasarısının, 15 nci sırasına; 79 uncu sırasında yer alan 145 sıra sayılı kanun tasarısının, 16 ncı sırasına; 80 inci sırasında yer alan 147 sıra sayılı kanun tasarısının, 17 nci sırasına; 82 nci sırasında yer alan 146 sıra sayılı kanun tasarısının, 18 inci sırasına; 83 üncü sırasında yer alan 148 sıra sayılı kanun tasarısının, 19 uncu sırasına; 32 nci sırasında yer alan 91 sıra sayılı kanun tasarısının, 20 nci sırasına; 46 ncı sırasında yer alan 106 sıra sayılı kanun tasarısının, 21 inci sırasına; 49 uncu sırasında yer alan 107 sıra sayılı kanun tasarısının, 22 nci sırasına; 53 üncü sırasında yer alan 119 sıra sayılı kanun tasarısının, 23 üncü sırasına; 57 nci sırasında yer alan 122 sıra sayılı kanun tasarısının, 24 üncü sırasına ve 55 inci sırasında yer alan 121 sıra sayılı kanun tasarısının, 25 inci sırasına alınması önerilmiştir.

BAŞKAN – Birinci öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İkinci öneriyi okutuyorum :

2.– 2.11.1999 Salı günkü birleşimde gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmının 1 inci sırasında yer alan Türk Hava Yollarının Zarar Etmesinin Nedenlerine İlişkin (10/3) esas numaralı Meclis araştırma önergesinin görüşmelerinin tamamlanmasından sonra kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi; gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 1 inci sırasında yer alan 188 sıra sayılı Askerlik Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması; 2.11.1999 Salı günü sözlü soruların görüşülmemesi önerilmiştir.

BAŞKAN – Danışma Kurulunun ikinci önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Üçüncü öneriyi okutuyorum :

3.– Genel Kurulun, 3.11.1999 Çarşamba günü, çalışmalarını, 15.00-19.00 saatleri arasında sürdürmesi ve birleşimin başında sözlü soruların görüşülmesi önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Öneri kabul edilmiştir.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, Sayın Kâtip Üye “sözlü soruların görüşülmesi” diye bir ifade kullandı, bunun “görüşülmemesi” olması gerekmez mi?

BAŞKAN – Hayır; Danışma Kurulunun önerisi “Genel Kurulun, 3.11.1999 Çarşamba günü, çalışmalarını 15.00-19.00 saatleri arasında sürdürmesi ve birleşimin başında sözlü soruların görüşülmesi önerilmiştir” şeklindedir.

İçtüzüğün 37 nci maddesine göre verilmiş, 2 adet, doğrudan gündeme alınma önergesi vardır; ayrı ayrı okutup, işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

Birinci önergeyi okutuyorum :

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)

5. – İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları’nın, Esenyurt Adında Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifinin (2/96) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/47)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(2/96) esas nolu kanun teklifimiz, havale edildiği Plan ve Bütçe Komisyonunda bugüne kadar görüşülememiştir.

İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Osman Yumakoğulları İstanbul

BAŞKAN – Önergenin lehinde, önerge sahibi söz istemektedir; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika efendim.

OSMAN YUMAKOĞULLARI (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstanbul İli Esenyurt Beldesinde ilçe kurulması hakkında verdiğimiz kanun teklifinin doğrudan gündeme alınması için, teklif sahibi olarak, söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, (2/96) esas numaralı ve Esenyurt Beldemizin ilçe olmasıyla ilgili verdiğimiz kanun teklifi, ilgili komisyonlarda bugüne kadar görüşülememiştir. Bu nedenle, İçtüzüğün 37 nci maddesi gereğince, kanun teklifimizin doğrudan Genel Kurul gündemine alınması için huzurunuzdayım.

Değerli milletvekilleri, İstanbul Büyükçekmece İlçemiz sınırları içerisinde bulunan Esenyurt Beldemizin nüfusu 100 000’i aşmış 103 830 rakamına ulaşmıştır. Nüfus artışı ve gecekondulaşma nedeniyle, bir de çarpık kentleşmeyle, vatandaşlarımıza, kamu hizmetleri yeterince verilememektedir.

Esenyurt Beldemizin sınırları içerisinde, Esenyurt Sanayi Bölgesi ve birçok büyük yapı kooperatifi de bulunmaktadır. İşte, hızla artan gecekondulaşma, modern uydukentlerden oluşan yerleşim yerleri, trilyonları aşan ciroları ve sanayisiyle Esenyurt, belde olması sebebiyle istenilen hizmetleri verememektedir.

Nüfusu 100 000’i aştığı halde, beldenin asayişi, hâlâ bir tek jandarma karakolu tarafından sağlanmaktadır.

Sayın milletvekilleri, yine, sağlık ve adliye hizmetleri, belde merkezine kilometrelerce uzaklıkta verilmektedir.

Kanun teklifimize bütün partilerin sıcak bakacağı kanaatindeyim. Keza, Esenyurt’un ilçe olmasıyla, kamu hizmetlerinin, halkımızın ayağına götürülmesinde, hem yaygın hem etkin hem de verimli olması sağlanacaktır. Merkezî idare, bütün birimlerini Esenyurt’ta teşkil edeceğinden, özellikle asayiş ve adlî konularda vatandaşlarımızın mağduriyeti giderilmiş olacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; çağdaş toplumlarda olduğu gibi, inşallah, bu yasama yılında, mahalli idareler reformu çıkarılarak, yerinden yönetim ilkesi doğrultusunda hızlı, verimli, yaygın kamu hizmeti verilmiş olacaktır.

Bu temennilerimle, Esenyurt Beldesinin ilçe olması noktasında atılacak ilk adım için hepinizin desteğini bekler, Yüce Meclise saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Yumakoğulları.

Hükümet ve Komisyonun söz isteği?..Yok.

Milletvekili arkadaşlarımdan birine söz vereceğim. Bana gelen başvuruda, İstanbul Milletvekili Sayın Aydın Ayaydın söz isteminde bulunmuşlardır.

Buyurun Sayın Ayaydın, süreniz 5 dakika efendim.

AYDIN A.AYAYDIN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstanbul Milletvekili Sayın Osman Yumakoğulları’nın, Esenyurt’un ilçe yapılması konusunda vermiş olduğu önergeye, şahsım adına katılmak istediğimi belirtmek üzere söz almış bulunmaktayım.

Gerçekden, Esenyurt Beldesi, İstanbul Büyükçekmece İlçesine bağlı, nüfusu hızla büyüyen, nüfus artışı sürekli olarak artan bir trend gösteren bir beldemizdir. Bu beldeye, ilçe olmamasından ötürü, birçok kamu hizmeti aksayarak gelmektedir.

Ayrıca, Esenyurt beldesine bağlı Esenkent ve Boğazkent bölümleri de önümüzdeki yıldan itibaren faaliyete geçecektir. Burada, halen, bitmiş olan yaklaşık 24 000 adet konut bulunmakta; bu 24 000 konutun da faaliyete geçmesiyle birlikte, Esenyurt’un nüfusunun 150 000’in üzerine çıkacağı bir gerçektir.

Bu bakımdan, Esenyurt beldesinin ilçe olması halinde, Esenyurt beldesinde oturan insanların sorunlarının çözümü konusunda kamu desteği de sağlanacağından, Esenyurt’un ilçe olması konusunu desteklediğimi, bu vesileyle, Yüce Meclise saygılarımla arz ediyorum. (ANAP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ayaydın.

Birinci doğrudan gündeme alınma önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge, kabul edilmemiştir.

İkinci önergeyi okutuyorum :

6. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, 4325 Sayılı Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına DairKanun Teklifinin (2/106) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/48)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

4325 sayılı Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifimi 24.6.1999 tarihinde Başkanlığınıza verdim. Ancak, aradan 45 gün geçmesine rağmen, kanun teklifim ilgili komisyonda görüşülmemiştir.

Meclis İçtüzüğünün 37 nci maddesi gereğince, kanun teklifimin, doğrudan Meclis Genel Kurul gündemine alınması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla. 13.10.1999

Tevhit Karakaya Erzincan

BAŞKAN – Önerge sahibi sıfatıyla Sayın Tevhit Karakaya. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır; buyurun.

TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin saygıdeğer üyeleri; 4325 Sayılı Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifimin, İçtüzüğün 37 nci maddesi uyarınca, doğrudan Meclis gündemine alınması talebimle ilgili olarak huzurundayım. Bu vesilleyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkanımın, saygıdeğer milletvekillerimizin ve kamuoyumuzun hatırlayacağı gibi, 20 nci Dönemde Meclisimizin büyük bir ittifakla kabul ettiği 4325 sayılı Yasayla, bölgenin ekonomik ve sosyal yönden kalkınmasını sağlamak adına büyük bir adım atılmıştı. Bu yasayla, kanunda belirtilen 22 ilimize, müteşebbislerimizin yatırım yapmalarını özendirmek amacıyla bazı teşvikler veriliyor ve vergi indirimleri sağlanıyordu. İlgili yasa, kanunun yürürlüğe girdiği tarihte olağanüstü hal bölgesi ve mücavir alanlar dahil iller ile Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca belirlenen fert başına gayri safî yurtiçi hâsıla miktarı 1 500 dolar veya daha az, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının belirlediği sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi eksi 0,5 ve daha düşük bulunan illerden Bakanlar Kurulunun tespit ettiği illerimizi kapsamıştı.

Bildiğiniz gibi, devletin var oluş nedenlerinden birisi de, hiç kuşkusuz, bölgeler ve yerleşim alanları arasındaki sosyoekonomik gelişme farklarını mümkün olduğu ölçekte azaltarak, bölgelerin ve yerleşim alanlarının dengeli bir biçimde gelişmesini sağlamak, dolayısıyla, yurttaşlar arasındaki refah seviyesini dengede tutmak, insan kaynaklarının gelişmesine yönelik sosyal programlar hazırlamaktır.

Halbuki, Anadolu’nun geri kalmışlık zincirini kırmak için, aynı kaderi paylaşan, sosyal ve fizikî olarak birbirlerinden farklı olmayan, geri kalmışlığı, acıyı, çileyi, göçü, binbir türlü sıkıntıyı beraberce göğüsleyen; işsizlik, göç ve terör gibi nedenlerle yeterince gelişmemiş, Erzincan, Elazığ, Sıvas, Tokat, Giresun, Sinop, Çankırı, Bartın, Aksaray ve benzeri illerimiz gayri safî yurtiçi hâsıla miktarları 1 300 ilâ 1 700 dolar, sosyoekonomik gelişmişlik oranı eksi 0,3 ilâ 0,5 arasında ve kalkınmada öncelikli yöreler içinde olmalarına rağmen, bugün, bu illerimiz, maalesef, kapsam dışı bırakılmış idi.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; gelir dağılımındaki adaletsizlik, sosyal patlamaların temel sebepleridir. Bu konu, devletin aşması gereken sosyal bir problemdir. O halde, yoksullukla mücadelede temel alınması gereken şey, illere sağlanacak bu teşviklerin desteklenmesidir.

Huzurlarınıza sunduğum bu kanun teklifimle, iller arasındaki çifte standart farklılığını ortadan kaldırarak, sosyal ve fizikî dengeyi sağlamayı amaçlamaktayım.

20 nci Dönem Meclisimizin son döneminde, kamuoyumuzun arz ve talepleri doğrultusunda, 56 ncı Cumhuriyet Hükümetimizin gündeme getirdiği, bütün parti genel başkanlarımızın tasvip edip, grupların genel kabulü ve iştirakiyle Yüce Meclisimizin görüşmelerine başladığı; ancak, seçimler nedeniyle kadük olan kanun teklifimizi bugün yenilemiş ve 21 inci Dönem Meclisimizin gündemine yeniden getirmiş bulunuyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Karakaya, 1 dakika süre veriyorum.

TEVHİT KARAKAYA (Devamla) – Takdirlerinize arz ettiğim bu kanun teklifimin, bu dönemdeki parti genel başkanlarımızın, sayın grup başkanvekilerimizin ve siz sayın milletvekillerimizin her vesileyle dile getirdikleri iller arasındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması yönündeki dileklerinin gerçekleştirilmesi açısından da iyi bir fırsat olduğu kanaatindeyim.

Sayın Başkan, Yüce Meclisimizin kıymetli üyeleri; aynı bölgede yaşayan, aynı sıkıntıları paylaşan iller arasındaki farklı uygulamaya son verecek ve Anayasanın eşitlik ilkesini gerçekleştirecek, insanımızın batıya göç etmesini önleyecek, kendine güvenini sağlayacak ve geri kalmışlık kompleksinden kurtarılmasına vesile olacak bu teklifimin, Meclis gündemine alınmasına ve bilahara yasalaşmasına, yukarıda adı geçen illerimizin halkları adına Yüce Heyetimizin katkılarını bekliyor, saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Karakaya.

Hükümet ve Komisyonun söz isteği?..Yok.

Milletvekili sıfatıyla, Sıvas Milletvekili Sayın Abdüllatif Şener; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır Sayın Şener.

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Erzincan Milletvekili Sayın Tevhit Karakaya’nın OHAL Teşvik Yasasında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasıyla ilgili önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, teşvikler, ekonomik olarak yatırımları cazip hale getirmeyi amaçlamaktadır. Devletin, sağlamış olduğu vergi teşvikleriyle, SSK indirimleriyle, diğer teşviklerle, belli dallardaki, belli alanlardaki yatırımları özendirmesi, ülkedeki yatırım hacmini artırması beklenmektedir.

Zaman zaman, bu teşvik düzenlemeleri bölgesel olarak yapılmaktadır. Nitekim, geçen yasama döneminde, OHAL Teşvik Yasası adı altında Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir kanun geçmiştir. Bu Kanunda belirlenen kıstaslara göre teşvikten yararlanan iller arasında bazı adaletsizlikler ve haksızlıklar ortaya çıkmıştır. Bu teşvik yasasıyla birlikte, daha batıda bazı iller, vergi ve sigorta teşviklerinden, indirimlerinden yararlanırken, daha doğuda olan bazı iller teşvik kapsamı dışında tutulmuştur. Bu düzenleniş biçimiyle ve bu uygulama biçimiyle, doğrudan doğruya bazı illerin kendi potansiyelleriyle yapacakları yatırımlar dahi engellenmiştir.

Burada bir yanlışlık vardır, bu yanlışlığın da düzeltilmesi gerekmektedir. Örneğin, kendi seçim bölgem olan Sıvas, OHAL Teşvik Yasası kapsamı dışına alınmıştır, bu teşvik kapsamı içerisinde mütalaa edilmemiştir. Bunun neticesinde, bir yıl içerisinde, Sıvas’a yatırım yapma düşüncesinde olan, vaktiyle müracaatını yapan, organize sanayi bölgesinde yerini almış olan 107 yatırımcı, yatırım yapmaktan vazgeçmiştir. Aynı şey, Erzincan için de, aynı şey, Elazığ için de söylenebilir. Dolayısıyla, bir teşvik yasası, eğer, bölgesel olarak düzenlenmişse, bu düzenlemenin hakkaniyete uygun olması gerekmektedir, bazı illerdeki yatırımları caydırıcı nitelikte olmaması gerekmektedir.

Böyle bir ortamda ve böyle bir uygulama zemininde, ister istemez devletin her kademesinde de bu OHAL Teşvik Yasasının değiştirilmesiyle ilgili konu gündeme gelmektedir ve bunun değiştirilmesi gerekmektedir. Önümüzde çok fazla süre olduğu kanaatinde de değilim. Eğer, daha önceki dönem Meclisten geçen OHAL Teşvik Yasası bir an önce düzeltilmezse, şu anda kapsam dışında bulunan bazı iller de bu teşvikin kapsamına alınmazsa, teşvik kapsamı dışındaki illerde yatırım yapmak imkânsız hale gelecektir, yatırımlar caydırılmış olacaktır. Dolayısıyla, zaten işsizliğin, göçün son haddine çıktığı Sıvas, Erzincan gibi illerde işsizlik daha da korkunç boyutlarda artacaktır ve neticede, bu bölgeden büyük kentlere yoğun göçler olacaktır.

Büyük kentlerimizin en önemli sorunlarının başında, göç hadisesi, göçle, şehirlerin nüfusunun hızla artması gelmektedir. OHAL Teşvik Yasasındaki haksızlıklar, adaletsizlikler sebebiyle büyük şehirlerin bir göç akımına uğramış olması da, ülkedeki gelişme ve nüfus dağılımının dengeli gelişmesi bakımından faydalı değildir, zararlıdır.

O bakımdan, ben, değerli milletvekilimizin bu önergesine katılıyorum. Geçekten, OHAL Teşvik Yasası değiştirilmelidir. Aslında, değişiklikle ilgili aktiviteyi, ilk girişimi, hükümetten, iktidar partilerinden beklemekteyiz; fakat, şu ana kadar iktidar partilerinin bu konuya eğilmediklerini görüyoruz. Bunun da ötesinde, Plan ve Bütçe Komisyonunda OHAL Teşvik Yasasının değiştirilmesiyle ilgili çok sayıda kanun teklifi vardır; benim vermiş olduğum kanun teklifi de vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Şener, 1 dakika içerisinde toparlayınız.

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Bunun dışında da, diğer milletvekillerimizin vermiş olduğu pek çok kanun teklifi vardır; maalesef, komisyonlar görevini yapmamaktadır. Bu kanun tekliflerimiz İçtüzükte öngörülen sürede komsiyonlarda gündeme alınmamakta, görüşmeler yapılmamakta ve konu bekletilmektedir.

Biz, ilgili komisyondaki iktidar partisi üyelerine sesleniyoruz; bu kanun tekliflerinin, hükümetin de görüşü alınmak suretiyle, bir an önce gündeme getirilmesinde ve aksaklıkların düzeltilmesinde fayda vardır.

Bu duygular içerisinde, Erzincan milletvekilimizin önergesini desteklediğimi tekrar ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz.

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) – Sayın Başkanım, Sayın Grup Başkanvekili arkadaşıma katılıyorum; değerli arkadaşımızı destekliyorum. Aynı konuda -4325 sayılı Yasa konusunda- benim vilayetim Giresun da büyük bir yara almıştır. Bu yasanın mutlaka düzeltilmesinde fayda vardır. Sayın iktidar partilerinin milletvekillerinden, bu yasaya özellikle önem vermelerini bir daha istirham ediyoruz; 4325 sayılı Yasayı yeniden ele almakta fayda var.

BAŞKAN – Efendim, o da, kendi ilinin ismini zikretmek gibi bir görevi, herhalde, milletvekili olarak hak bildi, yaptı. Neyse...

TURHAN ALÇELİK (Giresun) – Sayın Başkanım, bir hususu arz edebilir miyim.

Efendim, bu konuda, seçimden önceki hükümet döneminde, gerek iktidar gerekse muhalefet, anlaşarak, konuyu, Meclisimizin gündemine getirdiler.

BAŞKAN – Efendim, o bizim sorunumuz değil; o, hükümetin sorunu. Sayın Alçelik, lütfen; konuyu istismar etmeyelim.

TURHAN ALÇELİK (Giresun) – Dolayısıyla, buradaki arkadaşlarımızın da bu mutabakata uymalarını hassaten istirham ediyorum.

BAŞKAN – Erzincan Milletvekili Sayın Tevhit Karakaya’nın doğrudan gündeme alınma önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Sayın milletvekilleri, biraz önce aldığımız karar uyarınca, sözlü soruları görüşmüyoruz ve gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmına geçiyoruz.

V. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE

MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖNGÖRÜŞMELER

1.– Konya Milletvekili Veysel Candan ve 21 arkadaşının, THY’nın zarar etmesinin nedenlerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/3)

BAŞKAN – 1 inci sırada yer alan, Konya Milletvekili Veysel Candan ve 21 arkadaşının, Türk Hava Yollarının zarar etmesinin nedenlerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesinin öngörüşmesine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Hükümet hazır mı efendim?.. Hazır değil.

Hükümet, 6.7.1999 tarihli 29 uncu Birleşimde de temsil edilmediğinden, görüşmelere devam ediyoruz.

Geçen birleşimde, Millîyetçi Hareket Partisi ve Fazilet Partisi Grupları adına konuşmalar tamamlanmıştı.

Şimdi, söz sırası, Doğru Yol Partisi Grubu adına Batman Milletvekili Burhan İsen’de.

Buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA BURHAN İSEN (Batman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Hava Yollarının kötü yönetilmesi nedeniyle zarara uğratıldığı, uçak kiralamaları ve satın alınmaları nedeniyle ciddî kayıplara yol açıldığı, gelir kaybına yol açan mevzuat dışı alımlar ve harcamalar nedeniyle kurumun faaliyetlerinin Meclis tarafından, Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 üncü maddeleri gereğince araştırılması amacıyla, Konya Milletvekili Veysel Candan ve arkadaşları tarafından verilen önerge üzerine, Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum.

Öncelikle, ülkemizin en önemli kuruluşlarından olan Türk Hava Yollarının durumuna gözatmanın yararlı olacağına inanıyorum.

Türkiye’de, sivil havacılık faliyetleri, 20 nci Yüzyılın başlarında yabancı havayolları tarafından başlatılmıştır. Türk Hava Yollarının 1933 yılında kurulmasıyla, kısa mesafeli ve sınırlı bir şekilde sürdürülebilen yerli havacılık faaliyetleri, zamanla, büyük aşamalar kaydetmiştir. 1983 yılında çıkarılan 2920 sayılı Sivil Havacılık Kanunu, birçok yerli havayolu şirketinin kurulmasına imkân sağlamıştır. Bu özel havayolları, hâlâ, Türk hava taşımacılığında önemli yer tutmaktadır.

Ülkemize, yılda, yaklaşık 20 milyon uluslararası yolcu taşınmaktadır. Geçmiş yıllarda, bu yolcuların sadece yüzde 40’ı Türk Hava Yolları ve diğer yerli özel havayolları tarafından taşınmakta iken, günümüzde, bu oran, yüzde 60’lara yükselmiştir. 1998 verilerine göre, 11 milyon yolcuyla, Türk Hava Yolları, Avrupa’daki en büyük ilk 10 uluslararası havayolu içinde yer alırken, dünyanın en büyük 50 havayolu içerisinde 38 incidir.

Yaklaşık, ortalama yüzde 60 doluluk oranıyla uçan Türk Hava Yollarının yıllık cirosu 1,5 milyon dolar civarındadır.

1998 yılı bilançosuna göre 5,4 trilyon zarar eden Türk Hava Yolları, 1999 yılıyla ilgili altı aylık bilançosunda 1 000 122 000 000 Türk Lirası zarar açıklamıştır. Ancak, uçak alımlarında sağlanan 25 trilyon liralık iskontonun olağanüstü gelir ve kâr olarak gelir tablosunda yer verilmesine karşın 1,2 trilyon liralık zarar oluşmuştur. Faaliyet zararı ise, 22 trilyon liradır. Bu ölçüde zarar eden ve alımları hakkında ciddî iddialar olan böyle bir kurumun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ele alınarak araştırılması, doğrudur ve gereklidir.

Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, Türk Hava Yollarının bilançolarının gelir ve gider hesaplarının gerçeği yansıtmadığını söylemektedir. Satın Alma Başkanlığı tarafından çıkarılan bir yönetmelik kapsamında, önem, özellik ve ivedilik durumu gerekçe gösterilerek, birtakım satın almalar yapılmıştır. Bu satın almaları, Yüksek Denetleme Kurulu, ciddî şekilde eleştirmektedir.

Türk Hava Yolları uçaklarının kiralanması amacıyla, karapara aklama merkezi, vergi cenneti olan Cayman Adalarında Truva Aviation adlı bir şirket kurulmuştur. Bu şirketi, Türk Hava Yolları personeli kuruyor. Bu şirketin alış ve satışlarının, girdi ve çıktılarının bilinmesi gerekir. Bu tür şirketler, genelde bazı komisyonların, rüşvetlerin verilmesinde aracı olarak kullanılabilmektedir. Türk Hava Yolları, ne amaçla bu şirketi kurmuştur; Türk maliyesinden vergi mi kaçıracak, yoksa komisyon ödemesinde mi kullanacaktır? Ciddî ülkelere uçak satış ve kiralamalarında, Boeing Şirketi, böyle bir yöntem uygulamamaktadır. Kurulan şirketten uçaklar on yıllığına kiralanıyor. Böylece, Türk Hava Yolları, Boeing’e bağlı hale getirilmiş oluyor. Kiralanan uçakların alındığı gibi iadesi söz konusudur. Böyle teslim edilmediğinde ise, 15 000 dolar ceza ödeme zorunluluğu vardır. Piyasa şartlarında, aynı tarihte, bu tür uçaklar için aylık kira 240 000 dolarken, Türk Hava Yollarının 433 000 dolar aylık kira bedeli üzerinden kiralama yaptığı söylenmektedir. Buna göre, Türk Hava Yolları, uçak başına 193 000 dolar fazla para ödemiştir. Tabiî ki, neden fazla ödediğinin sorulması gerekmektedir. 55 inci hükümetin atanmasının yapılmasından hemen sonra, henüz güvenoyu almadan, ilk icraat olarak, Türk Hava Yolları yönetimi değiştirilmiş, yerine, o zamanki Başbakanın yakın akrabasının da içinde bulunduğu yeni yönetim kurulu atanmıştır. Yeni yönetim de, hemen ilk icraat olarak, Boeing 737-800 modeli uçak alımı konusunda karar almıştır.

Ayrıca uçak alımı için Eximbank kredisi kullanılmış, Amerika Birleşik Devletlerinden alınan kredi nedeniyle Boeing 737-800 tipleri seçilmiştir. Dolayısıyla, bu kredinin temininde açığa kavuşturulması gereken iddiaların ve sıkıntıların olduğu, buna bağlı olarak da uçakların normal fiyatının üzerinden alındığı söz konusudur.

49 adet yolçu uçağı alımında imza aşamasında yüzde 52 olan off-set miktarının yüzde 15,3’e indirildiği, halbuki Airbus firmasının yüzde 58 off-set’i kabul ettiği ileri sürülmektedir.

Boeing 737 uçakları, diğer seçenek olan Airbus 320 uçaklarına göre daha fazla yakıt yakmakta, ayrıca sair işletme giderleri de aynı oranda fazladır. Boeing uçaklarından bir tanesi teknik arıza nedeniyle Adana’da düşmüş; yine, Mısır Hava Yollarının bir Boeing uçağı da Amerika Birleşik Devletlerinde geçtiğimiz günlerde okyanus üzerinde kaybolmuştur.

Boeing Firmasının seçiminde şaibe ve usulsüzlük iddiaları mevcuttur.

Bir diğer iddia da, Qualifier Grubuyla yapılan işbirliği anlaşmasında, Özelleştirme İdaresinin devredışı bırakılması ve itiraza rağmen bu gruba önemli tutarda ödeme yapılarak, kurumun zarara uğratılmasıdır. Qualifier, Swissair’in öncülüğünde kurulmuş bir gruptur. Burada yer alan Avusturya Hava Yolları geçtiğimiz aylarda bu ortaklıktan ayrılmıştır. Bu oluşuma katılım aşamasında da yanlışlıklar yapıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda sayılan gerekçelerin ışığı altında, bu Meclis araştırması önergesini destekliyoruz. Önergenin kabulüyle bu iddialar Meclisce araştırılacak ve kurumun gelecekteki faaliyetleri açısından daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulması olanağı doğacaktır.

Teşekkür eder, saygılar sunarım. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz Sayın İsen.

Tabiî, muhalefet partileri bu kadar kısa konuşmayla olayı özetlediğine göre, iktidara mensup milletvekili arkadaşlarımız da aynı hassasiyeti gösterirler sanıyorum!

Demokratik Sol Parti Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Erdoğan Toprak; buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakika efendim.

DSP GRUBU ADINA ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) – Tamam Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, sayın üyeler; Sayın Veysel Candan ve 21 arkadaşının vermiş olduğu Türk Hava Yolları hakkında araştırma önergesiyle ilgili, Demokratik Sol Parti Grubunun görüşlerini açıklamak üzere huzurunuza gelmiş bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlarım.

Araştırma önergeleri vermek, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin en doğal hakkıdır; ama, bu hak öyle kullanılmalı ki, bu haktaki iddialar, hem bu Parlamento tarafından araştırılabilmeli hem de Türkiye Büyük Millet Meclisinin 35 üyesiyle denetlediği KİT kurumu olan Türk Hava Yollarıyla ilgili iddiaların boyutlarının bu komisyonu aşmış olması gereklidir; ama, önergeye baktığımızda, iddiaların altyapısının pek de sağlam olmadığını, kulaktan dolma birkaç sözle araştırma önergesi verilmiş olduğunu görüyoruz.

Sayın Başkan, değerli üyeler; 20 nci Dönemde, siyasî amaçlı birçok önerge bu Parlamentoya verilmiş ve bu Parlamentoda 180 milletvekili komisyonlarda görev almıştır. Parlamentoda bulunan her 3 milletvekilinden biri, komisyonlarda, siyasî üstünlük sağlamak üzere görev aldığından dolayı, ülkemizin bunca sorununun bulunduğu bir dönemde Parlamentoya katkı yapamamış, yasa çıkaramamış, gerekli önerileri verememiştir.

Bu konuya nereden geliyorum; Sayın Candan’ın verdiği bu önergeyi incelediğimizde -iddia ettiği konulara tek tek değinerek geçmek istiyorum- 9 tane ana nokta sıralamış Sayın Candan; birincisini okuyarak değinmek istiyorum.

Birincisinde diyorlar ki; Türk Hava Yollarına zaman içerisinde alınan ve kiralanan uçaklar konusunda, Boeing Firması lehine, diğer firmalar aleyhine (Aırbus, M Donnel Douglas) taraf tutmuşlar ve Airbus ve M Donnel Douglas devredışı bırakılmıştır.

Bir şirketin genel müdürü, bu konuda “ben bu uçakları alıyorum” diyemez. Birincisi, önce, uzman kişilerden oluşan bir komisyon kurulur, bu komisyon öncelikleri belirler, şirketin büyüme hızını belirler, menzilini belirler, ihtiyaç olup olmadığını belirler ve bunu yönetim kuruluna sunar. Bu komisyon, Özelleştirme İdaresinden izin alır, Devlet Planlamaya gider, Hazineye gider, ondan sonra da alımına karar verilir. Alınması kararlaştırılan uçak sayısı 49 adet değil, 52 adettir, dikkatinizi çekerim.

Peki, buna karar veren kim; hükümet. Peki, o hükümette kim var; Sayın Veysel Candan’ın içinde bulunduğu Refah Partisi dönemi ve Sayın Erbakan’ın dönemidir. Yani, bu önergeyi veren arkadaşımız “ben tarafsız davranıyorum” diyor ve buna da saygı duyuyorum! Bu izni veren, Refah Partisinin iktidarda olduğu, Sayın Erbakan’ın da Başbakan olduğu bir döneme rastlıyor.

Bu önergede sayı 52’dir; yeni yönetim, bunu fazla bulmuş, daha rantabl olsun diye 49’a düşürmüştür. Bu noktada, kendisinin Başbakanı olan kişiyi suçlamıştır. Ben, o konuda kendisine katılmıyorum, onun yerine, ben o dönemin Başbakanını savunmak zorunda kalıyorum. Evet, o dönemde bu uçaklar gerekliydi ve alınmıştır. Bu alımlar da kesin sipariş değildir; kesin sipariş 26 tane, geçici sipariş de 22 tanedir.

Sayın Candan, ikinci kısımda da şunu söylüyor: “1990’lı yıllarda Boeing Firmasının B737-400 tipi uçaklarından sipariş veren tanınmış birçok uluslararası havayolu şirketi -özetle okuyorum- 144 tanesinin siparişini iptal ederken, Türk Hava Yolları ayda 433 000 dolardan 30 uçak kiralamıştır. Bu kiralamayla ilgili “aynı dönemde, özel hava yolları, B737-400 uçaklarından 35 yolcu daha fazla alan Airbus 320 uçaklarını ayda 240 000 dolar ücretle kiralamıştır” deniliyor. Bu durumda, kurum, 69 480 000 dolar zarara uğratılmıştır.

Bu önergede belirtilen rakam doğru değildir. Bu uçaklardan, ülkemizde değil de, dünyada, 9 000 tane uçak uçmaktadır. Burada 433 000 dolara da kiralanmamış, 303 000 dolara kiralanmıştır. 240 000 doları nereden çıkardığını da anlayabilmiş değilim. Yine, burada, kulaktan dolma ve kurumdan emekli olmuş bir kişinin vermiş olduğu bilgilerle, bir kurum zedeleniyor.

“Airbus’ta 35 tane koltuk kapasitesi fazla” deniyor. Koltuk konusunda da Sayın Candan, yanılmış. 10 koltuk fazladır.

Üçüncü noktasında da 49 adet yolcu uçağı alım projesi kapsamında, teknik değerlendirmelerde, Airbus tipi uçakların üstünlüklerine rağmen, Boeing firmasının 737-800 tipi uçağının seçilmesiyle, kurum zarara uğratılmış...

Sayın Başkan, değerli üyeler; dünyada, Boeing uçaklarının pazar payı yüzde 60, Airbus’ın yüzde 20’lerdedir. Bunlar da teknoloji olarak birbirine çok yakın uçaklardır. Dünyanın birçok hava yolları da kendi iç durumlarına göre bu uçakları seçerler. Dünyada bu konuda uzman kişiler, Boeing mi çok daha iyi, Airbus mı çok daha iyi; teknik olarak bir üstünlük sağlamadıkları için bir iddiada bulunamamışlardır. Bu konuda, Parlamentomuz içerisinden böyle bir iddiada bulunulması beni mutlu etti. Eğer, bilgi eksiği varsa ve bu, sırf bir iddiaysa, bu da beni üzmüştür.

Bu noktayla ilgili söylenecek çok şey vardır. Boeing firması, verilen siparişi iki yıl içerisinde Türk Hava Yollarına teslim edeceğini garanti etmiş; ama, Airbus firması, Türk Hava Yollarının siparişlerine olumlu cevap vermemiştir. Bu noktada, kendi ihtiyacı olan uçağı almak da Türk Hava Yollarının en doğal hakkıdır.

Bir başka nokta da, uçak şirketlerinin, yetişmiş elemanlarla ilgili, siparişlerde tanıyacağı öncelikler vardır. Eğer, Türk Hava Yollarının elinde yetişmiş Boeing elemanı varsa, Airbus gibi bir şirketin uçağını almak gibi bir öncelik hakkı verilmesini beklemek de doğru değildir.

Bugün, pazar paylarıyla ilgili baktığınızda, dünya havacılığında Boeing ile Airbus’ın kıyaslaması; yüzde 66,2 Boeing, yüzde 14,9 Airbus’tır. Tüm dünyayı ele aldığınızda da bu rakam çok fazla değişmemiştir. Onun için, bu noktada Türk Hava Yolları yetkililerini suçlamak, bence acımasızlık olur.

Yine, Sayın Candan’ın dördüncü sorusu off-setle ilgilidir. 49 yolcu uçağı alımının imza aşamasında, Airbus’ın yüzde 52 off-set alımı garantisi, Boeing’in ise yüzde 15,3 off-set alımı; yani, parça ve diğer mamullerin Türkiye’den alımının garantisinin verildiğidir. Bu konu da doğru değildir, yanılgı vardır. Airbus’ın verdiği off-set alımı yüzde 52 garanti taşımamaktadır. Garantisi olmayan, TAI tarafından yerine getiremeyeceğimiz bir siparişin yüzde 52’sini, böyle, kulaktan dolma kabul edersek, gerçeği yansıtmamış oluruz. Boeing’in bu konuda yüzde 15,3 off-set garantisi vardır. Bu da TAI tarafından yerine getirilmiş, Türkiye, bu konuda kârlı çıkmıştır. Yani, bu noktada da iddiaların altyapısının olmadığını görüyoruz.

Beşinci noktada da şuna değiniyorlar: “Efendim, Boeing 737 uçakları, Airbus 320 uçaklarından yüzde 20-28 oranında daha fazla yakıt yakmakta... Teknik arıza sebebiyle Adana’da bu uçaklardan biri düşmüştür” diyorlar. Bir uçağın teknik olarak tek yakıt noktasında ele alınması, yine doğru değildir. Ekonomistler ve finansmancılar çok iyi bilirler, uçaklara bağlanan para çok önemlidir. Eğer, bağlanan para, sizin o yakıt kısmını karşılıyorsa, konaklama kısmında sizi kârlı noktaya getiriyorsa, burada, sırf yüzde 20 yakıtı ele alıp, efendim, Airbus yüzde 20 daha az yakıyor, Boeing fazla yakıyor demeniz, doğru bir yaklaşım değildir.

Adana uçağıyla ilgili söylenecek çok şey var; ama, sanıyorum bu oturumda zamanımız yetmez. Orada hayatını yitiren Türk Hava Yolları mensuplarına, uçuş elemanlarına Allah’tan rahmet diliyorum. Türk sivil havacılığı ve Amerikan sivil havacılığı, bu noktada -uçağın kuyruk kısmındaki arıza deniliyordu, öyle iddia ediliyordu- iddianın doğru olmadığını söylemişlerdir.

Bir başka nokta ise, uçakların kiralanmasıyla ilgili. “uçakların kiralanması neden on yıl yapılıyor? Bu, daha az olup, kurum daha da kârlı olabilirdi” deniliyor. Bunları da özet geçmek zorundayım. Türk Hava Yolları, bu noktada, gerçekten doğru bir sözleşme yapmıştır. Sayın Candan’ın verdiği önergede, ne yazık ki, iddia tam doğru değil; on yıllık değil, altı yıllık kesin sipariş garantisi verilmiş, altı yıllık kiralama garantisi verilmiş ve dört yıl da marj alınmıştır; yani, Türk Hava Yolları yetkilileri, isterlerse bunu on yıla çıkarabilirler, istemezlerse on yıla çıkarmazlar. Burada da, Türk Hava Yolları, gerçekten -yöneticilerini kutluyorum- çok doğru bir yaklaşım sergilemiştir.

Efendim, teslimatta -eğer bakımını yapmadan verirlerse- 15 000 dolar gibi bir ödeme deniliyor. Evet, bu doğrudur, dünya sivil havacılığında vardır; uçaklar, iade edilirken, bakımı yapılarak verilir. Zaten, bu uçakların, uçuş yaptıkları için sürekli bakımı yapılır. “Ben iade ediyorum, bakımını da yapmıyorum” diye bir lüksü yoktur; bunları sürekli denetleyen bir birim vardır, bakımlar, periyodik olarak yapılır.

Sayın Candan’ın iddia ettiği bir başka nokta şu: “1995, 1996, 1997 yıllarına ait bilançoların gerçeği yansıtmadığı, batık alacakların arttığı, uçak kiralama ve satın almalarda rüşvet iddiaları, malzeme ve parça... -diye devam ediyor- ...yapıldığı Yüksek Denetleme Kurulu raporlarında teslim edilmiştir.”

Değerli arkadaşlarım, evet, Türk Hava Yollarının, bu konuyla ilgili, bazı ülkelerden alacakları vardır. Sayın Candan’ın belirtmiş olduğu noktalar, Yüksek Denetleme Kurulunun raporlarında vardır. Sayın Candan’la, bir dönem, KİT Komisyonu üyeliğini paylaşmaktan da çok mutlu olduğumu, çok dikkatli bir arkadaşımız olduğunu belirtmek istiyorum; ama, burada, sanıyorum, dikkatinden kaçan bir nokta var ki, bu, çok önemli; geçen dönem, 20 nci Dönemde, Türk Hava Yollarının bu hesapları komisyonda ibra edilmiştir; Sayın Candan da bu komisyonun bir üyesidir. Türk Hava Yolları, bu konuda hassas ve titiz davranmıştır. Bu seneki KİT alt komisyonunun toplantısını geçen gün arkadaşlarımızla beraber yaptık ve Türk Hava Yolları yöneticilerinin başarılı çalışmalarını orada da gördük. Alacakların büyük bir kısmı da tahsil olmuştur. Bunun da müjdesini kendilerine verebilirim. Bu iddia da otomatikman gündemden düşmüştür.

Bir başka not da, Türk Hava Yollarında bu menfi gelişmeler devam ederken, Swissair ve Özelleştirme İdaresi kapsamında olan kurumun, Qualiflyer, yani, uçuş grubuyla ilgili iddiasıdır. Neden uçuş grubuna girdiler?..Değerli arkadaşlarım, bu da bizim en hassas noktamızdır. Bu konuda, Parlamento adına, Parlamentonun KİT Komisyonu adına o kurumda inceleme yapan Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurumu vardır; bu kurum o noktayı belirtmiştir. Evet, Qualiflyer olayı hassas bir noktadır. Dünyada birçok havayolu birleşmiş, bir kartel oluşturmuşlardır. Bunların örneklerini verebilirim. Örneğin “Star Alliance” denilen, dünya devlerinin oluşturduğu Lufthansa, Air Canada, United Airlines, SAS, THAİ, Ansett Australia, New Zealand gibi bir grup vardır; “One World” denilen, British Airways, American, Canadian Airlines, Qantas gibi bir grup var; bir de KLM ve Alitalia, Continental gibi bir grup vardır. Böyle bir grup vardır; Türk Hava Yolları da Qualiflyer grubunda yer almıştır. Bu, bir seçimdir; bu seçim doğru mudur, değil midir; bu, tartışılır. Özelleştirme İdaresinden izin alınmış mıdır; evet, Özelleştirme İdaresinin bilgisi dahilindedir. Bilgisi dahilinde olmasından dolayı da, Özelleştirme İdaresi, bu noktaya dikkat çekmiştir. Yüksek Denetleme’yi tekrar kutluyorum; Yüksek Denetleme, Parlamentomuz adına inceleme yapan KİT Komisyonuna bu noktayı temenni olarak getirmiş; KİT Komisyonu da bu noktayı Türk Hava Yolları yetkililerine söylemiş; Türk Hava Yolları yetkilileri de bu konunun tekrar gözden geçirileceğini söylemiştir; çünkü, Qualiflyer olayında Türk Hava Yollarının en büyük eksiği, Amerika ve Uzakdoğu seferlerindeki uçuş noktalarıdır. Biz de bunları kendilerine söyledik; ama, Qualiflyer’da bulunan uçak şirketlerinin uçuş noktalarının ağırlığı Avrupa Kıtasını içermektedir. Oysaki, bizim Türk Hava Yolları yetkililerinin uçuş noktasındaki eksiği Uzakdoğu olduğuna göre, bu noktanın gözden geçirilmesinin gerekli olduğuna inanıyoruz. Bu noktada, Türk Hava Yolları yetkilileri bize sıcak yaklaşmış, bu konuyu gündemlerinden ağır ağır çıkarma noktasına gelmiş, bizim temennimiz doğrultusunda tekrar bu noktanın gözden geçirileceğini söylemişlerdir. Yani, Qualiflyer olayı da, bizce kapanmış bir olaydır. Sayın Candan’ın belirtmiş olduğu bu iddia da gündemden düşmüştür.

En son iddia -ki, benim çok önem verdiğim ve Sayın Candan ve arkadaşlarının da önem verdiğine inandığım bir noktadır. Türk Hava Yollarının, sağlıklı yönetilmediği için, iç ve dış hatlarda doluluk oranının yüzde 50-60 arasında olup, hem iç hem de dış hatlarda olmak üzere devamlı zarar ettirilmekte olduğudur.

Değerli arkadaşlarım, Türk Hava Yollarının iç hatlarda ve dış hatlardaki doluluk oranı yüzde 50-60 değil, iç hatlarda yüzde 73, dış hatlarda da yüzde 68’dir. Bu, dünya havacılık ortalamasına göre uygun bir rakamdır. Bir uçak şirketinin sürekli dolu gidip, dolu gelmesini beklemek, acımasızlık olur. Kaldı ki, Türk Hava Yolları, ülkemizde çok önemli bir görevi yapmaktadır. Gönül isterdi ki, Türkiye’de, hem iç hatlarda hem dış hatlarda rekabet şansı yüksek, hem Türkiye pazarında hem Avrupa pazarında hâkim olmuş bir özel havayolu şirketi çıksın ve bu havayolu şirketi, bizim olağanüstü hal bölgemizdeki kamu personelini yüzde 50 indirimli taşıyarak kamu görevi yapsın; hem para kazansın hem de bu ülkenin bayrağını taşısın.

Türk Hava Yolları konusunda, biz, Demokratik Sol Parti Grubu olarak çok hassasız. Bu firmayla ilgili, bu şirketimizle ilgili doğabilecek eksiklere sizden fazla karşı çıkacağımızı bilmenizi isteriz.

Biz, şunun bilincindeyiz ki, ülkemizin bayrağını yurt dışında birinci öncelikle dalgalandıran, temsil eden iki tane kurumumuz vardır; biri büyükelçilikler, diğeri de göklerde Türk Hava Yollarıdır. Bu noktayla ilgili kimseye taviz vermeyiz; eksiğini gördüğümüz anda da eksiği dile getiririz; ama, Türk Hava Yollarına, bugün, iç pazarda bir kamu görevi yaptıracaksınız; dış pazarda da onurlu bir şekilde sizi temsil edecek...Onurlu diyorum; altını çiziyorum; Avrupa’nın gelişmiş 10 havayolundan bir tanesi; dünyanın ve Avrupa’nın kalite ve servis olarak gelişmiş 7 nci büyük havayolu şirketi. Onun için, biz, bu kurumla ilgili yöneticilerimizin görüşlerini veya enerjisini içe döndürüp araştırma önergelerine verirsek, bu kurumun rekabet şansı ortadan kalkar. Burada da hassas olmalıyız. Dünya pazarlarında bizi temsil eden, rekabet şansı olan havayollarını burada eleştirmenin; eğer, bu eleştriler kulaktan dolma belli iddiaları taşıyorsa, doğru olmadığı kanısındayım.

Eğer, öyle diyorsanız, Türk Hava Yolları kâr etmiştir, zarar etmemiştir. Bilançoları vardır; 1998 bilançolarında Türk Hava Yollarının kârı bellidir. Kârın daha mı artırılmasını istiyorsunuz; o zaman yapılacak bir şey vardır; Türk Hava Yollarının olağanüstü hal bölgesine yaptığı taşımalardaki yüzde 50 indirimi kaldırın veya Türk Hava Yollarının olağanüstü hal bölgesine yaptığı taşımalardaki yüzde 50 indirimi Hazine tarafından karşılayın. Doğrusu da budur. Eğer, siz, bir şirketin hisse senetlerini borsaya açarsanız ve o şirkete de kamu görevi yaptırırsanız, bu, ticarî açıdan doğru değildir. Türk Hava Yolları böyle bir şey yapmıştır; olağanüstü hal bölgesine yaptığı taşımalardaki yüzde 50 indirimle bir kamu görevi yapmaktadır. Bundan dolayı Türk Hava Yollarına saygı duyuyoruz. Bu görevi yaptığı halde kâr etmesi de bizim için onur verici bir durumdur.

Sayın Başkan, değerli üyeler; Türk Hava Yollarıyla ilgili söylenecek çok şey vardır; ama, son olarak, konuşmamda, Türk Hava Yollarıyla ilgili uçak alımları konusunda, Sayın Erbakan ve hükümetinin yapmış olduğu alımları -Sayın Candan’a rağmen- desteklediğimizi belirtmek istiyorum. Alımlardaki bazı rakamların düşürülmesi, revize edilmesini de saygıyla karşılıyorum.

Türk Hava Yolları önergesiyle ilgili Demokratik Sol Parti Grubu olarak ret oyu vereceğimizi belirtiyor; tüm Parlamentonun de bu doğrultuda hareket etmesini diliyor; hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (DSP, MHP, ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Toprak.

Gruplar adına son konuşma, Anavatan Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Emre Kocaoğlu’nda.

Buyurun Sayın Kocaoğlu.(ANAP sıralarından alkışlar)

ANAP GRUBU ADINA A.EMRE KOCAOĞLU (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Hava Yolları hakkında Meclis araştırması yapılmasına ilişkin önerge üzerinde, Anavatan Partisinin görüşlerini açıklamak üzere huzurunuzdayım; şahsım ve Anatavan Partisi adına Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Her şeyden önce, bu önergeyi veren değerli milletvekillerine teşekkür etmeliyiz; çünkü, bu önerge, Türk Hava Yolları gibi ülkemiz ve ekonomimiz için çok önemli bir kurumun görüşülmesine vesile olmuştur.

Araştırma önergesini ve gerekçesini dikkatle ve tekrar tekrar okudum; ama, itiraf etmeliyim ki, zaman zaman, acaba, önerge başka bir kurum için düşünüldü de Türk Hava Yolları yanlışlıkla mı adres gösterildi diye tereddüte düştüm; çünkü, önergede ve gerekçede öngörülen hususlar ve atfedilen kusurlar, Türk Hava Yolları için asla varit değildir; çünkü, Türk Hava Yolları, özellikle son yıllardaki başarılı performansıyla, bahsedilen kusurlarla suçlanmayı hak etmemiştir. Hatta, eğer, Yüce Meclisin ilgisi Türk Hava Yollarına yönelecekse, bizim yapmamız gereken, bu başarılı millî kurumu eleştirmek değil, tam tersine, takdir etmek ve alkışlamak olmalıdır.

Türk Hava Yollarının adı, eskisi gibi, yabancı havalimanlarında tehir ve arızayla eşanlamlı şekilde tezyif edilmiyor artık; tam tersine, dakiklik ve kaliteye örnek gösteriliyor. Dünya kalite sıralamasında 7 nci seçildi bizim Türk Hava Yollarımız.

Benim yaşımdakiler, Türk Hava Yolları uçaklarının Londra’da Heathrow alanına sokulmayıp Gatwick alanına atıldığı günleri acıyla hatırlar; ama, şimdi, aynı Türk Hava Yolları uçakları, Londra’da, Cenevre’de, New York’ta yabancı yolcuların bile ısrarla tercih ettiği en dakik ve en rahat uçaklar haline gelmiştir.

Bütün havayollarının alliance, yani, uçuş işbirliği yapmak için can attığı gururlu Swissair, bu işbirliği için Türk Hava Yollarını tercih ediyor, hatta peşinden koşuyor.

Sözü gelmişken değerli milletvekilleri, önergede yanlışlıkla “ortaklık” diye bahsedilen “Qualiflyer” konusu hakkında bazı gerçekleri anlatmalıyım. Bu operasyon, ticarî anlamda bir ortaklık değildir, sivil havacılıkta son derece yaygın olan bir işbirliği modelidir. Teknik adıyla alliance, yani ittifaktır. Bu suretle, Zürih’ten, Viyana’dan, Brüksel’den Türkiye’ye gelmek için bu ülkelerin millî havayolları olan Swissair’a, Austrain’a, Sabena’ya başvuran yolculara, hiçbir ayırım yapılmadan, Türk Hava Yolları bileti satılmaktadır.

Bu İttifak içinde yer alan havayolu şirketlerinin malî durumunun bozukluğu iddiaları ise şaşırtıcıdır. Uluslararası havacılık kayıtlarına baktım, internetteki kaynakları taradım, Qualiflyer ittifakı içinde Türk Hava Yollarıyla birlikte yer alan diğer şirketlerin hiçbirinin malî sıkıntı içinde olduğuna dair bir bilgi bulamadım; tam tersine, hepsinin itibarlı ve güçlü şirketler olduğunu gördüm.

Ayrıca, Qualiflyer ittifakıyla, Türk Hava Yollarının zarar görmesi şöyle dursun, tam tersine kârı artmıştır. Teknik hesaplara göre, Türk Hava Yollarının bu ittifaktan yıllık kazancı 50 milyon dolara yakındır. Yani, bu ittifak, bir eleştiri konusu olarak takdim edilmek şöyle dursun, olsa olsa Türk Hava Yollarının ve Türkiye’nin çıkarına bir işlem olduğu için, yönetimi kutlamaya bir vesile teşkil eder.

Ayrıca, değerli milletvekilleri, Qualiflyer ittifakı, Özelleştirme İdaresi ve diğer kamu otoritelerinin mutlak bilgisi ve izni dahilinde gerçekleşmiştir; bunun aksine olan iddialar da asla varit değildir.

Değerli milletvekilleri, önergede, Türk Hava Yollarının zarar ettiğinden söz ediliyor. Doğrusu bu iddiayı anlamak da zordur; çünkü, Türk Hava Yolları, şimdiki yönetimi döneminde sürekli kâr etmektedir. Son iki yılın kâr rakamlarına bakınız: 1997’de 2,8 trilyon lira, 1998’de 5,5 trilyon lira. Ancak, 1999’da kârın, 1998 düzeyinde veya biraz aşağısında kalması beklenmelidir; çünkü, Mısır’da terör, Rusya’da ekonomik kriz, İtalya ile siyasî sürtüşme, Türkiye’deki bölücü terörün yurt dışındaki abartılı propagandası, Kosova savaşı, Marmara depremi gibi peş peşe gelen hadiseler, Türkiye’de, turizmin her alanı gibi, Türk Hava Yollarını da olumsuz yönde etkilemiştir; ama, turizmin diğer alanları kâr etmek şöyle dursun, fena halde zarar etmekteyken, Türk Hava Yolları, sadece, geçen yılki kârını sürdürmektedir ve Türk Hava Yolları, büyük ihtimalle, bütün bu olumsuzluklara rağmen, 1999 yılını da kârla kapatacaktır.

Türk Hava Yollarının, bu kârı, diğer şirketlerde görülmeyen bazı zarurî indirimlere rağmen sağladığını da dikkate almalıyız. Mesela, güneydoğumuzda bölücü teröre karşı vatanımızın bütünlüğü ve milletimizin birliği için mücadele eden askerlerimize, elbette afişe fiyatın çok altında bir fiyat uygulanmaktadır. Karayolunun güvensizliği nedeniyle, bölgeye uçakla gidip gelen askerlerimizin sayısının yüksek olduğu düşünülürse, Türk Hava Yollarının bu millî davaya yaptığı malî katkının da ne kadar büyük olduğu ortaya çıkar. Yani, Türk Hava Yolları, bu gibi büyük fedakârlıklara rağmen her yıl kâr etmeyi başarmaktadır.

Değerli milletvekilleri, Türk Hava Yollarının kârlılığını gösteren rakamları şirketin bilançolarından aldım. Kim bu bilançolara baksa, aynı gerçeği görebilir. Gerçi, önergede, bazı bilançoların gerçeğe uymadığından bahsedilmektedir; ama, yine aynı önergede, bu iddia için verilen tarihler, şimdiki yönetimden ve şimdiki hükümetten çok öncesine aittir. O tarihlerde hükümette bulunan partilerin hiçbirisi, şimdiki koalisyon partileri, iktidar partileri değildir, başka partilerdir. Bahsedilen iddiaların yöneleceği adresler için bu önergeyi vermeye hiç lüzum yoktu; iddia sahiplerinin çevrelerine bakmaları yeterliydi.

Önergede, Türk Hava Yolları yönetiminin, Yüksek Denetleme Kurulu tarafından eleştirildiği belirtilmiştir. Evet, böyle bir eleştiri vardır; ama, bu da, eski yönetimlere ve eski hükümetlere ait bir hadisedir. Bu sorun, 55 inci hükümet zamanında, yani Mesut Yılmaz Hükümeti zamanında halledilmiştir ve şirket, o zamandan beri, yani 56 ncı ve 57 nci hükümetler döneminde de aynı basiret ve ciddiyetle yönetilmektedir.

Yüksek Denetleme Kurulunun eski hükümetlere ve eski yönetimlere yönelik olarak yaptığı ikazlar, yeni yönetimce mutlak surette dikkate alınmış, eski hatalar düzeltilmiştir. Nitekim, eski hükümetler; yani, 55 inci hükümetten önceki hükümetler zamanında Yüksek Denetleme Kurulunca yapılan ikazlar, 55 inci hükümetten bu yana uygulanan doğru yönetim sayesinde, artık tekrarlanmamaktadır.

Önergede ve gerekçede bahsedilen en önemli konu, aslında, iddialardaki en vahim yanlışı teşkil eden uçak alımı meselesidir.

Bilindiği gibi, Türk Hava Yolları, hızla gelişmesi sonucunda artan uçak ihtiyacını karşılamak üzere, eski yönetimler ve eski hükümetler zamanında uluslararası bir ihale açmıştır. Bu ihalede, sonuçta Airbus ve Boeing firmaları finala kalmıştır ve nihaî karar Boeing lehine verilmiştir, eski hükümetler zamanında. Yeni yönetim işbaşına geldiğinde, kamuoyundaki bazı insafsız söylentiler nedeniyle ihaleyi tekrarlamıştır. Yeni ihalenin de her aşamasında, şirketin geleneksel ve sağlam usullerine uyulmuştur; yani, karar, yönetim kurulunca veya genel müdürce alınmamıştır; ihale, teknik alt komiteden, özel alım kurulundan, Devlet Planlama Teşkilatından, Özelleştirme İdaresi Başkanlığından, Hazineden, Yüksek Planlama Kurulundan geçmiş ve sonuçta, tekrar Boeing aklarında karar kılınmıştır. Ancak, bu sefer yapılan sıkı pazarlıklar ve bazı modifikasyonlar sonucunda, ihale, 74 000 000 dolar daha ucuza bağlanmıştır. Bu sonucun da, herhalde eleştirilmesi değil, takdir ve tebrik edilmesi gerekir.

Yeni yönetimin, Boeing’le daha önceden yapılan anlaşmayı gözden geçirerek aldığı bu başarılı sonuç, diğer aday şirket olan Airbus’ın verdiği fiyattan, beş yılda 250 000 000 dolar daha ucuzdur; üstelik Airbus, ilk iki yıl hiç uçak veremeyecekti, Boeing ise uçakları çok daha önceden teslim etmeye başlamıştır. İhale o kadar şeffaf ve adil olmuştur ki, kaybeden Airbus firması daha sonra en küçük bir itirazda bulunmamış, tam tersine, Türk Hava Yolları yönetimine gelip teşekkür etmiştir.

Değerli milletvekilleri, bu konuda yeni yönetimi kutlarken, eski yönetimi asla eleştirmeyi düşünmüyorum. Şüphesiz, onlar da günün şartları içinde en iyisini yapmaya çalışmışlar ve yapmışlardır. Yeni yönetimin aldığı iyi sonuçta, eski yönetimlerin başlattığı gayretlerin de payı vardır. Bu sebeple, az önce arz ettiğim teşekkür, aslında -eski, yeni- bütün Türk Hava Yolları yönetimlerine aittir.

Türk Hava Yollarının uçak filosunun belli bir uçak şirketine bağımlı olduğu iddiası da doğru değildir. Bunu görmek için uzun boylu bir incelemeye gerek yoktur. Her uçuşta, koltuğumuzun önünde bulduğumuz THY dergisi Skylife’daki filo bilgisine bakmamız yeterlidir.

Türk Hava Yolları filosu, esas itibariyle, iki büyük şirket olan, yani meşhur ihalede finale kalan Airbus ve Boeing arasında çok dengeli olarak paylaştırılmıştır. Şu anda, 20 Airbus, 29 da Boeing uçağı vardır. Airbus uçakları daha büyük olduğu için -koltuk sayısı açısından- iki şirket arasında paylaşım yarı yarıyadır. Kaldı ki, belirli rotalar ve alanlar için, filoda, bir üçüncü şirket olan British Aerospace’in de 13 uçağı vardır.

Türk Hava Yollarındaki uçakların bir kısmının mülkiyeti satın alınmış, bir kısmı da leasing yoluyla kiralanmıştır. Bu iki model de, filo içinde dengelidir. Bu ikili yöntem, sadece Türk Hava Yollarının değil, bütün büyük şirketlerin uyguladığı bir modeldir; çünkü, uçakların hepsini kiralamak, uçak sahibi olmayan bir şirket izlenimiyle zaaf yaratır; hepsini satın almak ise, bilançoda borç yükünü yükseltip, şirketin malî yapısını bozar. Türk Hava Yollarının özelleştirilmesini özlediğimiz bir dönemde, sırf satın almayı tercih edip bilançoda borç hanesini gereksiz olarak yükseltmenin, hiç de sağlıklı bir yol olmayacağı açıktır. Bu sebeple, filodaki uçakların bir kısmının satın alınmayıp leasing yoluyla kiralanması, sadece ticarî bir basiretin sonucudur ve yadırganmaması gerekir.

Değerli milletvekilleri, geçen pazar günü Hürriyet Gazetesinin kokpit sayfasında, havacılık uzmanı Yazar Uğur Cebeci ilginç bilgiler yayımladı. Yazardan öğrendiğimize göre, Türk Hava Yolları, ciro itibariyle dünyanın 41 inci havayolu şirketi. Dünyanın 60 küsur ülkesinin 150’den fazla şirketinin yarıştığı uluslararası kulvarda bizim Türk Hava Yollarımız 41 inci olmuş. Her yıl daha fazla çetinleşen sert rekabet ortamında, sadece bu başarı bile Türk Hava Yollarının kutlanması için yeterli sebeptir; ama, başarının devamı da var; Türk Hava Yolları ciro itibariyle 41 inci; ama, kilometre başına yolcudan elde edilen kazanç itibariyle 11 inci; yani, kârlılıkta, ciro sıralamasının çok üstünde bir performans elde etmiş. Demek ki, Türk Hava Yolları başarılıdır ve yönetimi eleştirmek yerine, tekrar tekrar kutlamamız lazımdır.

Aynı yazıda, dünyanın birçok büyük şirketinin Asya krizi nedeniyle sıkıntı çektiği, mesela, meşhur British Airways’in, 1999 yılını, muhtemelen zararla kapatacağı da belirtilmektedir.

Bu yazının başlığında yer alan şu cümleleri, millî bir gururu paylaşmamız için, huzurunuzda tekrar etmek istiyorum. Değerli yazar şöyle diyor: “Türk Hava Yollarının yıldızı gittikçe parlıyor. Beş yıl içinde Avrupa’da 6 ncı sıraya yerleşecek.”

Zorlu bir uluslararası yarışta, bizim, Türk Hava Yollarımızın başarısını takdir etmemiz ve bunun doğal icabı olarak başarılı Türk Hava Yolları yöneticilerini desteklememiz, herhalde, en sağlıklı yol olacaktır.

Değerli milletvekilleri, bayrağımızı, dünya göklerinde şerefle taşıyan, dünya havaalanlarında Türk sivil havacılığının başarısını tescil eden Türk Hava Yolları yöneticilerinin takdirine vesile sağlayan bu önergeye tekrar teşekkür ediyorum. Türk Hava Yolları yönetimine, üstelik sadece bu yönetime değil, çorbada tuzu bulunan bütün eski yönetimlere de teşekkür borçluyuz; hepsi samimiyetle ve iyi niyetle çalışmışlardır. Türk Hava Yollarını, Türkiye’nin bir uluslararası gururu haline getirmede hepsinin payı vardır; Allah, hepsinden razı olsun. Yüce Meclisin, bu değerli millî kurumu ve yöneticilerini yıpratmak yerine, takdir ve teşvik edeceğine inanıyorum.

Önergeyi veren değerli milletvekillerimizin, artık araştırma ihtiyacını duymayacaklarını, Türk Hava Yollarını yıpratabilecek ve başarılı yöneticilerini rencide edebilecek bir işleme oy vermeyeceklerini umuyorum. Önerge, Meclis araştırması için verilmiştir; ama, geliniz, değerli milletvekilleri, biz hakkaniyetli davranalım ve bunu bir Meclis teşekkürüne çevirelim.

Son olarak, üç gün önce Kahire’ye gitmek üzere New York’tan kalktıktan az sonra Okyanus’a çakılan Mısır uçağı kazası nedeniyle, dost Mısır’a ve Mısır Hava Yollarına geçmiş olsun diyor ve başsağlığı diliyorum. Bu elim kazada vefat eden 119 yolcuya Allah’tan rahmet diliyorum. Allah, Türk Hava Yollarımızı da, dünyanın bütün havayolu şirketlerini de her türlü kazadan, beladan korusun duasıyla sözlerimi bitiriyorum.

Yüce Heyetinize, şahsım ve Anavatan Partisi adına, içten saygılarımı tekrarlıyorum.

Teşekkür ederim. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kocaoğlu.

Gruplar adına konuşmalar tamamlanmıştır.

Şimdi, önerge sahibi sıfatıyla Sayın Veysel Candan konuşacaktır.

Buyurun Sayın Candan. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır.

VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; konuşmama başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biz, bu araştırma önergesini verirken birtakım incelemeler yaptık ve birtakım da belgeler alarak geldik; ancak, konuşmacılara baktım, bu araştırma önergesini parti meselesi haline getirdiler. Tabiî, bu çok yanlış. Benim buradaki amacım -birtakım ciddî iddialar var, biraz sonra belgeleriyle de koyacağım ve söyleyeceğim- kurumun önünü açmak, iyileşmesini sağlamaktır.

Şimdi, her şeyden evvel arkadaşım “kulaktan dolma” diyor. Şu elimdeki rapor -1996 yılı- Türk Hava Yollarına aittir, Yüksek Denetleme Kurulu hazırlamıştır. Raporun bir bölümünde şöyle deniyor: “1994,1995, 1996 yılı bilanço ve gelir tablosu gerçeği yansıtmamaktadır. Gelir ve giderlerde hayalî birtakım bütçeler yapılarak kâr gösterilmiştir.” Bunu ben söylemiyorum.

Arkadaşım diyor ki: “Siz bunu ibra ettiniz...” KİT Komisyonu 35 kişidir; orada bulunan 13 kişidir; 7 kişi bunu ibra etmiştir; yani, 1 fazla oyla ibra edilmiştir.

Yine, arkadaşım diyor ki: “Erbakan döneminde alındı.” İyi ya, Erbakan dönemini inceleyelim. Yani, benim kendi dönemim niye incelenmesin? Ne demek incelenmeyecek?! Öyle şey olur mu?!

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Bravo!

VEYSEL CANDAN (Devamla) – “Çok hassasız” diyor. Doğru; hassassanız, gelin, araştırma önergesine “evet“ diyelim hassasiyetimizi gösterelim; saklanmanın, üstünü örtmenin mantığı nedir.

Şimdi, burada hukukî bir tahlil yaptı arkadaşım, benim yazdığım maddeleri bir bir saydı; onlara güya kendine göre cevap vermeye çalıştı. Hiçbirisi doğru değil. Ben buradan samimiyetle söylüyorum, bütün arkadaşlarımın vicdanına sesleniyorum; burada yolsuzluk vardır, burada usulsüzlük vardır.

Değerli arkadaşlar, ben araştırma önergemde dört konu üzerinde durdum. Birincisi, bu raporun üzerinde durdum ve “bu bilançoların gerçek olması lazım” dedim. Siz bu rapora oy vermezseniz, bu bilançolar bundan sonra hep gerçeği yansıtmayacak anlamına gelir. Neden; çünkü, bürokratlar diyecek ki: “Bu, komisyonda incelendi, milletvekilleri buna lüzum görmedi, o zaman bunlar gerçeği yansıtmadan da olabilir.” İşte, rapor bu.

İkincisi, değerli arkadaşlar, bakınız, bir yönetmelik hazırlanıyor “33 üncü madde” deniliyor -bunu, Kurum, kendisi hazırlıyor- ve buna bağlı olarak deniliyor ki: “Önem, özellik ve ivedilik.” Bu üç şartı koymuş; bütün alımlarını rekabetsiz yapıyor. “Bunun önemi var, bunun acelesi var, bu ivedidir” diyor, alımları yanlış yapıyorlar, fazla ödeme yapıyorlar. Bunu kim söylüyor; ben söylemiyorum, bu raporu yazanlar söylüyor. Yani, bunu, niye DSP, MHP, ANAP, Fazilet işi yapıyorsunuz?! Ben, burada bir şeylerden bahsediyorum ve bu hava yollarını dört yıl bizzatihi inceledim.

Üçüncü olarak, değerli arkadaşlar, bakınız, bundan bir süre önce -ben, size, burada ifade ettim- uçak kiralaması yapılıyor. Hiç duydunuz mu, Cayman Adaları?.. Küba’nın güneyinde üç tane adacık. Burada 28 000 kişi yaşıyor; İngiliz sömürgesidir. Türk Hava Yollarından iki bayan personel, burada, bir uydurma şirket, naylon şirket kuruyorlar. Bunu kim söylüyor; belgeler söylüyor. Bakınız, bayanların adını da söylüyorum: Genel Müdür Yardımcısı İlnur Sevda Ezgü. “Belge yok” diyor; işte belge, söylüyorum. İkinci isim: Hukuk Müşavirliğinden Avukat Berrak Aşçı. Başbakanlık Teftiş Kurulu bunu inceliyor; diyor ki: “Bunları görevden alın; bunların görevini değiştirin, burada usulsüzlük var.” “Peki, nedir usulsüzlük” diye sordukları zaman diyor ki: “Efendim, 240 000 doların gerçek payı yok.” 240 000 dolar, o günkü şartlarda, serbest piyasada kiralanan uçak fiyatıdır arkadaşlar. O gün, (A) firması 240 000 dolara kiralarken, Türk Hava Yolları 433 000 dolara kiralamış. Ben, bunu söylüyorum. Bunun partiyle ne ilgisi var?! Bir bürokrat yanlış yaptıysa, bunun hesabını versin. Hassas olmak, bu rakamlar üzerinde durmaya bağlıdır.

Değerli arkadaşlar, bakınız, bu Cayman Adaları enteresan bir yer. Vergi cenneti olarak bilinen Cayman Adaları, dünyadaki ülkelerin paravan şirketlerini kurdukları yer olarak biliniyor. Bir kurum, uçak kiralamak için naylon şirket kuruyor, iki görevlisini, bilmem, dünyanın öbür ucuna gönderiyor, onlar, yani o iki hanım kiralıyor uçakları ve o iki hanım da, Türk Hava Yollarına uçak kiralıyor. Koskocaman Türkiye Cumhuriyeti Devletinin böyle naylon şirketlere ihtiyacı mı var? Bu hanımların aldıkları paralar nerede? İşte, ben, bunu soruyorum .

Değerli arkadaşlar, bir diğer önemli konu üzerinde duruyorum. Bakın, bundan bir süre önce canlı televizyon yayınında, şimdi yakalanan Erol Evcil, diyor ki -öyle şayia falan deyip geçiştiremezsiniz; araştırmanın ne zararı var, bütün partilerden oluşacak komisyonla araştıracağız; bunun ne zararı var; kime ne zararı var- bizatihi benim yanımda -Erol Evcil söylüyor; tutuklandı; çağırın, komisyonda dinleyelim diyorum ben- uçak alımlarıyla ilgili 50-55 milyon dolar İsviçre bankasına yatırıldı. Kuralım komisyonu soralım diyorum; bunun neresinde kötülük var?! Diyor ki: “Onu, benim yanımda bir bakan ve ilgili birtakım yetkililer aralarında paylaştılar. Ben bu olaya bizatihi şahidim.” Canlı yayın burada işte. Canlı şahidi var. Bunun neresinde kötülük var da, efendim bu konular şayiadır, efendim bu konular gazete kupürüdür!.. Arkadaş da biraz önce bir sürü gazete kupüründen okudu notlarını. Ben, inanmadığım bir şeyi çıkıp burada konuşmak durumunda değilim.

Değerli arkadaşlar, ben, bu konunun üzerinde dururken, dört ana husus üzerinde durdum. Bir tanesi, bu raporların sağlığı yansıtmadığı iddiasından hareketle; bir diğeri, bu 33 üncü maddeyi şu anda Türk Hava Yolları değiştirmek mecburiyetinde kaldı, komisyonda uzun konuşmalardan sonra mecbur kaldılar, bu ivedilik, özellik, önem meseleleri dolayısıyla rekabetsiz alımı kaldırdılar; ama, o zamana kadar milyar dolar zarar edildi arkadaşlar. Bunun hesabını biri vermesi lazım.

Türk Hava Yollarını masaya yatırmak -neticeyi söylüyorum- hazırlanacak raporla kuruma yön vermek, usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarını açığa çıkarmak, görevini ihmal ve kötüye kullanan varsa hesap sormak; Meclisin görevi bu değil mi arkadaşlar? Yani, hepimiz partiliyiz; ama, ondan önce vicdanlarımız var. Devletin parasını harcıyoruz arkadaşlar. (FP sıralarından alkışlar) Millet malına sahip çıkmak ve diğer kurumlara da örnek olmak istiyoruz. Bu kiralamadakini söyledim, hesapları söyledim.

Değerli arkadaşlar, bakın, uçaklar satın alınırken, 1997 birim fiyatı itibariyle 1 339 000 000 dolar; bankadan aldığım rakamı okuyorum kardeşim. Ödenen para bu. ABD Eximbank kredisi kullanılıyor. Kredi kullanılır iken yüzde 10 komisyon alındığı ve Erol Evcil’in açıkladığı rakam bunun altında yatıyor. Ben bunun açıklanmasını istiyorum. Sorarım size, hangi milletvekili arkadaşım... Mademki birisi tutuklanmıştır, komisyon kurulup da, neden bunlar sorulmasın?! Ama, burada, bir partinin genel başkanının bacanağı, bir partinin genel başkanının avukatı devreye girerse, tabiî, burada yanlış olacaktır işte. (FP sıralarından alkışlar)

Zamanın başbakanı açıklamıştı “ben, bacanağıma güveniyorum. Benim en güvendiğim avukatım” diyordu. İşte onların yönetimi bunlar. Ben, burada işi zorla siyasî platforma dökmeyelim dedim. Amacım şudur: Komisyonu kuralım. Bu belgeleri, bir kere ortaya koyalım. Komisyon beni de dinlesin, ben de belgeleri ortaya koyayım. Erol Evcil’i de çağıralım, sen, bunu, canlı yayında bugün teyit ettin... Özel ulusal bir televizyondan bantı da getirebileceğimizi söylediler. Oradaki ifadeleri, biraz önce, aynen, net sizlere aktardım değerli arkadaşlar.

Şimdi, burada, efendim, Türk Hava Yolları güneydoğuya çok iyi sefer yapıyor, Türkiye, dünyada altıncı, yedinci sıraya geldi... Keşke birinci sıraya gelsin, istemeyen kim. Bu ne biçim mantık yani?! Böyle şey olur mu?! Ama, siz, Güney Afrika’daki devletlere göre Türkiye’yi sıralarsanız, tabiî birinciye gelir. Neye göre sıralanmış? Hangi ölçüye göre sıralanmış?

Bakın, size, çok enteresan bir metin okuyacağım arkadaşlar. Yönetim Kurulu bir karar alıyor... Siz buna razı mısınız? Razıysanız söyleyin lütfen. Yönetim Kurulunun 10 numaralı kararına göre, Genel Müdür görevli olarak yurtdışına çıktığı zaman, hanımı ve çocukları beraberinde gittikleri zaman, otel, ulaşım ve bütün masraflarını Türk Hava Yolları karşılamaktadır. Buna razı mısınız arkadaşlar, söyler misiniz? Türk Hava Yollarının yönetiminde çalışan bir sürü genel müdür, üst düzey yetkili, onların hanımları, onların çocukları var. Onlar bedava seyahat edecekler ve bir yönetim kurulu kararıyla bunu yapacaklar. Hatta, ben o zaman itiraz etmiştim “siz ölünce, vârisleriniz de uçsun daha iyi olur; bu işi bir kere yapmışken sağlıklı yapın” demiştim.

Değerli arkadaşlar, şimdi, netice itibariyle, şunu samimiyetle söylüyorum... Özellikle DSP’li arkadaşımla KİT Komisyonunda beraber çalıştık. Bir hafta önce de alt komisyon toplantısı vardı, orada sayın genel müdür beni de aradı. Bir sürü raporlar...

BAŞKAN – Sayın Candan, size 1 dakika süre veriyorum.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Tamam, bitiriyorum.

Oraya bir sürü raporlar getirdiler, onları da okudum, onların altından da bir şey çıkmadı. Bu benim söylediğim konuların araştırılması...

Bir konuyu daha söyleyeyim. Uçaklar için bak ne diyorlar: Boeing’den başka uçağa geçersek, pilotlar eğitimde sıkıntı çekermiş. Bu, mazeret olur mu? Bir diğeri de diyor ki: “Teslim tarihleri biraz uzadı, biz de ortaklığa giriyoruz, o itibarla da bu uygun değil”

Değerli arkadaşlarım, cümlemi tamamlarken, netice olarak, bu bir vicdan meselesidir. Ben siyasî parti olarak konuya bakmıyorum. Değerli arkadaşlarımın vicdanına hitap ediyorum. Şu söylediğim konular noktasında bir araştırma komisyonu kurulması için oy vereceğinizi düşünüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Candan.

Araştırma önergesi üzerindeki öngörüşmeler tamamlanmıştır.

Meclis araştırması açılıp açılmaması hususunu oylarınıza sunuyorum: Meclis araştırması açılmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Meclis araştırması açılması kabul edilmemiştir. (FP sıralarından alkışlar [!] )

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” Kısmına geçiyoruz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. – Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî Savunma ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/543) (S.Sayısı : 188) (1)

BAŞKAN – Biraz önce alınan karar uyarınca, bu kısmın 1 inci sırasına alınan, Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî Savunma ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.

Komisyon?.. Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Raporun okunmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Raporun okunması kabul edilmemiştir.

Tasarının tümü üzerinde söz isteği?..

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Doğru Yol Partisi Grubu adına, Şırnak Milletvekili Sait Değer konuşacak.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Millîyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Adana Milletvekilimiz Metanet Çulhaoğlu konuşacak.

MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) – Demokratik Sol Parti Grubu adına, Manisa Milletvekili Hasan Gülay konuşacak.

BEYHAN ASLAN (Denizli) – Anavatan Partisi Grubu adına, Eskişehir Milletvekili İbrahim Yaşar Dedelek konuşacak.

BAŞKAN – Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Sait Değer; buyurun.

DYP GRUBU ADINA M. SAİT DEĞER (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Savunma Bakanlığınca hazırlanan, Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; Grubum ve şahsım adına, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Ayrıca, binlerce gencimizi ilgilendiren görüşmekte olduğumuz bu konuyu televizyonları başında izleyen değerli vatandaşlarımıza da sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Ülkemizin ne kadar zor bir dönemden geçtiğini, iç ve dışborç faizlerinin giderek ödenmeyecek duruma geldiğini hepimiz biliyoruz. Bütçe, bu yılın ilk sekiz aylık döneminde 6 721 700 000 000 000 açık vermiştir; vergi gelirlerindeki artış hızı da yavaşlamıştır. Ekonomik durum bu haldeyken, ülkemizde yaşanan ve binlerce insanın ölümüne yol açan yüzyılın deprem felaketi de bu sıkıntıların artmasına ve büyük miktarda malî kaynağa ihtiyaç duyulmasına neden olmuştur.

Bizler bu zorluklar içerisindeyken, 17 Ağustosta Marmara Bölgesinde meydana gelen deprem felaketinden dolayı ülkemizin uğradığı zarara katkıda bulunmak amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri, büyük bir duyarlılık göstererek, bedelli askerlik yasa tasarısının hazırlanmasına yardımcı olmuştur. Ülkemizin göğüslemek zorunda olduğu bu zor durum için, Türk Silahlı Kuvvetleri de, gerekli çaba ve özveriyi göstermiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerine bu katkılarından dolayı, depremzede vatandaşlarımız adına, milletimin adına minnet ve şükranlarımı sunarım.

Günümüzde barış dönemi yaşanmasına rağmen, birçok devlet, çekirdekte dahi olsa, askerî gücünü hazır bulundurmaktadır. Özellikle soğuk savaş sonrası dönemde, Türkiye’nin güvenliğini

(1) 188 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

etkileyen tehdit ve riskler geçmiştekinden oldukça farklıdır. Bu nedenle, G-8’lerin, yani, Amerika, Kanada, Japonya, Fransa, Almanya, İtalya, Rusya ve İngiltere’nin çalışmalarını da takip ederek, bu konuda hazır olmamız için gerekli politikaları mutlaka oluşturmalıyız.

Bu bağlamda, Türkiye, istikrarsız bir bölgenin tam merkezinde bulunmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye’nin millî güvenlik politikası, bölgemizdeki gerginliğin azaltılmasına yardım etmek, ihtilafları önlemek, demokrasi ve hukuka saygıyı teşvik ederek, barışçı ve istikrarlı bir güvenlik ortamını yaratmaktır.

Bu düşünceler doğrultusunda, Türkiye’nin millî güvenlik hedefleri şunlardır: Güçlü bir savunma kabiliyetini elde bulundurarak millî güvenliği pekiştirmek; Ekonomiyi güçlendirerek ülke içindeki barışı teşvik etmek; Türkiye ve çevresinde, demokrasi, insan hakları ve serbest pazar ekonomisine dayalı bir ortam yaratarak, istikrarı ve barışı güvence altına almak.

Bu hedeflere ulaşmak için, savunma politikamızın dayandığı temel esaslar şunlardır: Caydırıcılık, ihtilafları önleme, ortak savunma ve millî çıkarları korumak. Bu amaçlar doğrultusunda, silah altında 700 000 civarında asker bulunduran, dünyanın sayıca en kalabalık ordularından birine sahibiz. Askerliğin zorunlu olduğu nadir Avrupa ülkelerinden biriyiz. Askere alma teşkilatımızın geçmişine baktığımızda, geçmişi çok eski çağlara dayanan askere alma teşkilatı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, daimî ordunun teşkilinden sonra, İkinci Abdülhamid zamanında, 25 Kasım 1886 tarihinde yayınlanan fermanla, kolordularda Ahzı Asker-i Riyaset kalemi, tümenlerde Âzi Asker kalemi, tüm imparatorluk sınırları dahilinde yurda dağılmış olan askerlik şubeleri şeklinde ilk defa kurulmuştur.

Ulu Önder Atatürk, Kurtuluş Savaşını, yurt sathına yayılmış olan, faaliyet gösteren, aynı askere alma teşkilatıyla başlatmış ve yürütmüştür. Türk İstiklal Harbinin zaferle sona ermesini müteakip, 1927 yılında çıkarılan 1111 sayılı Askerlik Kanunuyla, bugünkü ASAL Teşkilatının temeli atılmıştır. Silahlı Kuvvetlerin, Bakanlar Kurulunca kararlaştırılacak savunma politikası çerçevesinde, Genelkurmay Başkanlığı tarafından tespit olunacak ilke, öncelik ana programlarına göre, barışta, savaşta askere alma hizmetlerini yürütmektir.

Üzerinde, şerefle, gururla ve özgürce yaşadığımız bu topraklar, şehitlerimiz ve gazilerimizin, bayrağımızın ebediyete kadar semalarda dalgalanması için verdikleri mücadeleyle bize armağan edilmiştir. Tarihimiz, ordularımızın elde ettiği üstün askerî başarılarla, gazi ve kahramanlık destanlarıyla doludur. Türk askeri, daima, vatanını canından aziz bilmiştir; milletimizi güçlü ve büyük yapan budur; bu sayededir ki, asırlar boyu özgür ve bağımsız yaşayan milletimiz, bu yaşayış tarzından hiçbir zaman taviz vermemiş ve kendisine yöneltilen tecavüzlere, kanı, canı pahasına mukavemet etmiş, asil varlığını, bağımsızlığından taviz vermeden, gelecek nesillere taşımıştır.

Askerlik görevi, her Türk gencinin yerine getirmekle yükümlü olduğu kutsal bir görevdir. Dünyanın hiçbir ülkesinde gençler, vatanî göreve davul- zurnayla gönderilemez. Askerlik dönemlerinde, evlerde, otobüs garajlarında, hiçbir ülkede bizdeki gibi bir coşku yaşanmaz. Bir yandan, anaların, eşlerin gözlerinde gözyaşı vardır; bir yanda da mutluluk. Ayrılık ile vatanî görev sorumluluğu bir potada eritilir; ayrılığa katlanılır; askerliğin bitimi de ayrı bir mutluluktur. Türk Halkı, Mehmetçikle gurur duyar; çünkü, her hanede birkaç Mehmetçik vardır.

Ülkeyi savunmayı öğrenmek; bağımsızlığı koruyabilmenin altyapısını hazırlamak; Ulu Önder Atatürk’ün “ Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkelerini geçerli kılmak da bir sanattır. Her Türk gencinin vatanî görevini tam olarak yerine getirmesini hepimiz arzu ediyoruz; ancak, meydana gelen deprem felaketinin zararlarına bir ölçüde katkıda bulunmak amacıyla ve bir defaya mahsus olmak üzere, bedeli karşılığında askerlik ödevini yerine getirme imkânı sağlanmıştır.

Değerli arkadaşlar, bu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi içinden gelen bir tekliftir. Yakın geçmişte bizzat tanık olduğumuz olaylarda da gördüğümüz gibi, halkımız Türk Silahlı Kuvvetleriyle gurur duymaktadır. Bu teklifle Türk Silahlı Kuvvetleri büyük bir fedakârlık göstermiştir. Hazırlanan tasarıya göre, 17 Ağustos 1999 tarihinde Marmara Bölgesinde meydana gelen deprem felaketinde uğranılan ağır kayıpların ve bu afet nedeniyle doğan zararların giderilmesine katkıda bulunmak amacıyla, 1 Ocak 1973 tarihinden önce doğan ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanununa tabi yükümlülerden her ne sebeple olursa olsun henüz fiilî askerlik hizmetine başlamamış olanlara, bir defaya mahsus olmak üzere, bedelli askerlik uygulanması öngörülmektedir. 27 yaş ve yukarasının 15 000 DM veya karşılığı Türk Lirası, 40 yaş ve yukarısının 20 000 DM veya karşılığı Türk Lirası ödemeleri gerekmektedir. Bu uygulama kapsamında yatırılacak paraların, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasında açılacak özel bir hesaba aktarılması hükmüne yer verilmiştir. Bu hesaba yatırılan paraların amacına uygun olarak kullanılması konusunda kamuoyunun hassasiyet gösterdiği, bu nedenle, sağlanan gelirlerle yapılan harcamaların, düzenli aralıklarla kamuoyunun bilgisine sunulmasının yararlı olacağı kanaatindeyim.

Hükümet, sadece bu bedelli askerlikle toplanacak paralara değil, diğer deprem yardımlarına da sıkı denetim ve şeffaflık getirmelidir.

Bu yasayı, adil bir biçimde ve toplum vicdanını rahatsız etmeden çıkarmalıyız. Ayrıca, ordunun programını bozmamak ve planlarını zaafa uğratmamak gerekmektedir.

Genelkurmay Başkanımızın, bu öneriyi getirirken, iyiniyetli hareket ettiğinden hiç kimsenin kuşkusu yoktur; amaç bellidir; amaç, deprem felaketinin yol açtığı büyük maddî zararın bir ölçüde telafi edilebilmesi için 1 milyar markın üstüne çıkacağı tahmin edilen bir kaynağın bu yaraların sarılması için kullanılmasıdır.

Bu uygulamanın, temel insan hakları, anayasal eşitlik ve vatandaşlık hakkını göstererek, hukukun üstünlüğü ilkesi ve Türk hukukunun pozitif kazanımları ışığında bireysel ve toplumsal adalet ölçülerine uygun ve kamu vicdanını rahatsız etmeyecek bir biçimde gerçekleşmesi gerekmektedir.

Terörle mücadelede şehitlik mertebesine uğurladığımız veya birer gazi olarak bağrımıza bastığımız 100 000’i aşkın asker evlatlarımızın, mağrur, onurlu ve gözü yaşlı anne ve babaları ile bizatihi ruh ve varlıkları, bedelli askerlik uygulamasından rahatsızlık duymamalıdır. Bedelli askerlik, onların yüksek kabulüyle değer ölçülerine oturtulurken, askerliğini tam ve zamanında yapanları da incitmemelidir.

Bedelli askerlik yapabileceklerin 200 000 kişiyi bulması bekleniyordu, oysa, şimdiye kadar kayıt yaptıranların sayısı 72 000’le sınırlı kaldı. Başvuruları beklenen düzeye ulaştırmak için, haktan yararlanacakların 1 Ocak 1973 doğumlular olarak tespit edilmiş olan yaşı biraz daha indirerek çerçeveyi genişletmenin yararlı olacağı kanaatindeyim. Önbaşvuruda bulunanların bundan yararlanmaları durumunda, 1,2 ilâ 1,4 milyar Alman Markı, yani bunun karşılığı trilyonlarca lira gelir elde edilecektir.

Ayrıca, bedelli askerlikten yararlanma imkânını geniş halk kitlelelerine yaymak için, beş eşit taksitle taksitlendirmeye mutlaka gidilmelidir. Böylelikle imkânları kısıtlı geniş halk kitlelerinin bundan istifade etmeleri sağlanmış olacaktır.

Bedelli askerlik için ödenmesi düşünülen paranın döviz olması göz önüne alınırsa, taksitlendirmede herhangi bir kayıp olmayacaktır ve böylece orta gelirli aileler de bundan yararlanabilecektir.

Ayrıca, polislerin askerliklerini yapmadan mesleğe başlamaları uygulamasına 1995 yılında son verilmesine rağmen, askerliğini yapmamış 14 000 polis bulunmaktadır. Bu imkânı daha uygun hale getirebilirsek, bu durumda olan polislerimiz de bu uygulamadan istifade edeceklerdir.

Günümüz şartlarını göz önüne alırsak, bu uygulamanın, amacından uzaklaştırmayacak şekilde, uygun ödeme koşulları içermesi daha geniş bir kesimin yararlanmasını sağlayacaktır.

Değerli milletvekilleri, Silahlı Kuvvetlerimizin, deprem için malî kaynak yaratma çabası yanında, deprem sırasındaki gayretlerini de unutmamalıyız. Silahlı Kuvvetlerimiz, bütün imkânlarını insanüstü bir gayretle ortaya koymuştur; yaralıların taşınmasından verilen sağlık hizmetlerine, yiyecek dağıtımından kampların teşekkülüne ve enkazdan yaralıların çıkarılmasına kadar deprem yaralarının sarılmasında görev almıştır. Ancak, deprem felaketinin üzerinden uzunca bir zaman geçmesine rağmen, ortaya çıkan zararların telafisi için ciddî bir finansman modeli maalesef bulunamamıştır. Yaşanan bu felaket karşısında alınan tedbirler yetersizdir. Her gün televizyonlarda, deprem bölgesindeki halkımızın ne kadar mağdur durumda olduğunu üzülerek seyretmekteyiz.

21 inci Dönem olarak bizler, bu yasayı, toplumun vicdanını zedelemeden en doğru şekilde süratle çıkarmalıyız. Biz Doğru Yol Partisi olarak, ülkemizin yararına olacak her konuda gereken destek ve çabayı göstermeyi kendimize görev addediyoruz.

Konuşmama son verirken, deprem felaketinden dolayı mağdur olan halkımızın yaralarının bir an önce sarılması için destek veren Türk Silahlı Kuvvetlerimize şükranlarımı sunar, yasanın hayırlı olmasını temenni eder, saygılarımı sunarım. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Değer.

Millîyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Adana Milletvekili Sayın Metanet Çulhaoğlu; buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakikadır.

MHP GRUBU ADINA MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde Millîyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlarken, şahsım ve Grubum adına Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde bugüne kadar 9 ayrı bedelli askerlik yasası çıkarılmış; bunlardan 1 incisi 21.6.1927 tarihinde, 9 uncusu ise 21.5.1992 tarihinde 3802 sayılı Kanun olarak bu Meclisten çıkmıştır. Bugün görüştüğümüz kanun tasarısı, Yüce Heyetinizin kabul etmesi halinde, 10 uncu bedelli askerlik yasası olarak çıkmış olacak. Bugün gelen tasarının geliş nedeni yönünden diğerlerinden farkı, 17 Ağustos 1999 tarihinde Marmara Bölgesinde meydana gelen deprem felaketinde uğranılan ağır kayıpların ve bu afet nedeniyle doğan zararların giderilmesine Türk Silahlı Kuvvetlerince de katkıda bulunulması amacıyla hazırlanmış olmasıdır. Huzurunuza getirilen tasarı için, başta Sayın Genelkurmay Başkanı ve Sayın Millî Savunma Bakanı olmak üzere, 57 nci hükümet ve Türk Silahlı Kuvvetlerine şükranlarımızı sunarız.

Tasarıyla, 1 Ocak 1973 tarihinden önce doğan yükümlülerden her ne sebeple olursa olsun henüz fiilî askerlik hizmetine başlamamış olanların, bir defaya mahsus olmak üzere, 15 000 Alman Markı veya karşılığı bedel ödeyerek askerlik hizmetlerini yerine getirmeleri öngörülmekte; diğer taraftan, askerlik yükümlülüklerini uzun süre yerine getirmeyen ve emsalî doğumlular çağ dışına çıkmış olanların da, 20 bin Alman Markı veya karşılığı bedel ödeyerek ve temel eğitim yapmaksızın yükümlülüklerini yerine getirmelerine imkân sağlanmaktadır.

Kamuoyunda bedelli askerlik için öngörülen yaş sınırının daha genç doğumluları da kapsayacak şekilde genişletilmesi hususunda yoğun talep vardı; ancak, bedelli askerlik uygulaması için yaş sınırı, Millî Savunma Komisyonunda, Plan ve Bütçe Komisyonunda enine boyuna tartışıldı ve Silahlı Kuvvetlerin insangücü planlarındaki ihtiyaçları dikkate alınarak, 1 Ocak 1973 tarihi tespit edildi.

İstatistiksel bilgilere göre, her yıl, yeni askerlik çağına giren genç doğumluların, ortalama olarak ancak yüzde 58’i silah altına alınabilmekte, takriben yüzde 42’lik bir bölümü ise, çeşitli sebeplerle sonraki yıllara sarkmaktadır. Bu nedenle, Türk Silahlı Kuvvetlerinin her yıl için ihtiyaç duyduğu erbaş ve erlerin nerede ise yarısına yakın, önemli bir kısmı, askerliği muhtelif nedenlerle önceki yıllarda ertelenmiş olup ertelenme sebepleri sona eren yaşlı doğumlulardan karşılanmaktadır. Bu nedenle, 1 Ocak 1973 tarihi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin tahammül edebileceği fedakârlık sınırının en uç noktası olarak kabul edildi.

Tasarının halen silah altında bulunanları kapsamaması ise, geçmişte bu nitelikte yürürlüğe konulan yasalarla paralellik arz etmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin küçük rütbeli subay ihtiyacının önemli bir bölümü yedek subaylarla karşılanmaktadır. Özellikle, pratisyen ve uzman tabip, diş hekimi, veteriner ve eczacı gibi sağlık sınıfı yedek subaylar ise, askerlik hizmetleri sırasında, sivil hayattaki meslek ve branşlarına uygun görevlerde istihdam edilmektedir ve bu hekimlerimizin büyük çoğunluğu, şu anda, doğu ve güneydoğu illerimizde operasyon yapan timlerle birliktedir. Halen silah altında bulunanları kapsama almak, 3 540 tabibin 2 374’ünün hemen terhisi anlamına gelmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde takım komutanı olarak istihdam edilen diğer sınıf yedek subayların ise büyük çoğunluğu komando olup, operasyonlarda görevlidir. Bunların bir bölümünün bedel ödeyerek terhis edilmeleri, kalanlar için telafisi mümkün olmayan bir motivasyon eksikliği doğuracaktır. Yedek subaylar için geçerli olan bu hususlar, aynen, silah altındaki erbaş ve erler için de geçerlidir.

Öte yandan, halen askerlik yapmamış olan 13 000 civarındaki polis memurundan yaklaşık 9000’i, bedelli askerlik imkânından yararlanabilmektedir. Bu miktarın da yaklaşık tamamı, bedelli askerlik yapmak için ön müracaatta bulunmuştur. Uygulama kapsamına girmeyen yaklaşık 5 000 polis memurumuz, yıllara sâri olacak şekilde, Emniyet Genel Müdürlüğünün istekleri doğrultusunda silah altına alınacağı gibi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarının karşılanması ve İçişleri Bakanlığının talebi halinde -öğretmenlere olduğu gibi- askerlik mükellefiyetlerini kendi kurumlarında yerine getirmeleri gibi bir alternatif de doğabilecektir ve Emniyet Teşkilatı da personel açısından zafiyete uğramayacaktır.

Polis memuru yükümlülerin yaş sınırına bağlı olmaksızın kanun kapsamına alınması, diğer meslek gruplarının benzer taleplerini beraberinde getirecektir. Bu taleplerin kabul edilmemesi ise, hoşnutsuzluk yaratacak, eşitlik ve genellik ilkesine aykırı olacaktır.

Diğer taraftan, daha önce, 3358 ve 3802 sayılı Kanunlarla uygulaması yapılan bedelli askerlikten elde edilen gelirin münhasıran Savunma Sanayii Destekleme Fonuna yatırılmasına karşın, bu yasa kapsamında elde edilen gelirin tamamının deprem felaketinin kayıplarının giderilmesi için kullanılması, Türk Silahlı Kuvvetlerinin her zamanki fedakârlığının bir göstergesidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken, ülkemizin ve diğer ülkelerin bizim yaşadığımız felaketle bir daha karşı karşıya kalmamalarını ve çıkacak yasanın hayırlı olmasını dilerim. Ayrıca, bu deprem felaketinin acısını yürüklerinde hisseden, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımıza sabır ve metanet diler, ölenleri rahmetle bir kez daha anar, 57 nci hükümetin hızlı ve kararlı bir şekilde yaraları saracağına olan inancımızı belirtir, Yüce Türk Milletine ve Yüce Heyetinize saygılar sunarım. (MHP, DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Çulhaoğlu. Tam iktidar partisi milletvekillerinin konuşması gibiydi; kutluyoruz.

Demokratik Sol Parti Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Hasan Gülay.

Sayın Gülay’ın da, Sayın Çulhaoğlu gibi süreye uyacağına inanıyoruz.

MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, iradeyi ipotek altına alıyorsunuz.

DSP GRUBU ADINA HASAN GÜLAY (Manisa) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; kısa adıyla, Bedelli Askerlik Kanun Tasarısı üzerinde DSP Grubu adına söz aldım. Sözlerime başlamadan önce, Grubum adına, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Yine, sözlerime başlamadan önce, Yüce Meclisimizin ve Yüce Meclisin şahsında tüm ulusumuzun Cumhuriyet Bayramını yürekten kutluyorum.

Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısı, 17 Ağustos deprem felaketinden sonra ülkemizin içine düştüğü psikolojik ve ekonomik krizin yaralarını hafifletmek için, Genelkurmay Başkanlığının önerisi, Millî Savunma Bakanlığının teklifi üzerine, 57 nci cumhuriyet hükümetinin uygun bulmasıyla Yüce Meclisin huzuruna gelmiş bulunmaktadır. Bu sebeple, öneriyi sunan Genelkurmay Başkanlığına, bu öneriyi Bakanlar Kuruluna getiren Millî Savunma Bakanına ve bunu, kanun tasarısı halinde komisyonlara ve Yüce Meclise getiren cumhuriyet hükümetine teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısında belirtilen bedelli askerlik, bir defaya mahsus uygulanacaktır; ikinci bir defa da uygulanmayacaktır. Bu sebeple, bedelli askerlik, bir hak değildir, hak olarak da görülmemelidir.

Yine, hepimizin de bildiği gibi, askerlik çağına gelmiş gençlerimiz de takdir ederler ki, askerlik hizmeti parayla ölçülemeyecek kadar büyük, kutsal bir görevdir. Bu tasarı, 17 Ağustos tarihinde ülkemizde meydana gelen büyük deprem felaketinden sonra, gerek deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın acılarını bir nebze hafifletmek ve yine, bu bölgeye yapılacak ekonomik yapılanmaya katkıda bulunmak için hazırlanmış bir kanun tasarısıdır; geçici bir kanun tasarısıdır ve herkesin de bunu böyle bilmesi gerekir.

Yukarıda belirttiğim sebeplerle, bu kanun tasarısının siyasal amaçlarla kullanılmaması da gerekir; Yüce Meclisin tüm değerli parti gruplarının da bunu yapmayacaklarından eminiz.

Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısı Millî Savunma Komisyonunda görüşülürken benim bir önerim olmuştu. O da, halen Silahlı Kuvvetlerimizde vatani görevini yapan, doğum yeri veya sevk yeri deprem bölgesi olan askerlerimizin erken terhis edilmesi yönünde bir teklif idi. Bu önerim, gerek Genelkurmay Başkanlığımızca, gerekse Millî Savunma Bakanlığımız tarafından olumlu görülmüştür. Bu sebeple, gerek Genelkurmay Başkanlığına, gerekse Sayın Millî Savunma Bakanına teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bu tasarıdan, 1 Ocak 1973 tarihinden önce doğanlar ile fiilî askerlik hizmetini çeşitli sebeplerle yapamayanlar faydalanacaktır. Esas amaç, Türk Silahlı Kuvvetlerinde asker sayısı bakımından boşluk yaratmamaktır. Bu sebeple, bu kanun tasarısından faydalanamayan gençlerimizin ve onların değerli ailelerinin üzülmemesi gerekir; çünkü, Türk Silahlı Kuvvetlerimizi her zaman hem sayı, hem moral, hem de ekonomik potansiyel olarak hazır tutmak, hepimizin de görevidir.

Değerli milletvekilleri, Bedelli Askerlik Kanun Tasarısını görüştüğümüz şu sırada, tüm vatandaşlarımız, hem bizleri seyretmekte hem de can kulağıyla dinlemektedir. Onun için, bu kanun tasarısını bir an önce yasalaştırıp yürürlüğe girmesini sağlamak, hepimizin tek görevidir. Yüce Meclisin tüm değerli üyelerinin de aynı düşüncede olduğundan eminiz.

Değerli milletvekilleri, hepinizin bilmesini istediğim bir konuyu bilgilerinize sunmak istiyorum. Dünyada böyle büyük depreme maruz kalmış diğer ülkelerde, o ülkenin silahlı kuvvetleri, bizim Silahlı Kuvvetlerimiz gibi bir öneri getirmemişlerdir. Bu da, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, ülke savunmasında olduğu gibi, insanî ve ekonomik konularda da halkımızla, ülkemizle ne kadar bütünleştiğinin bir göstergesidir. (DSP sıralarından alkışlar)

Sözlerime son verirken, Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısının tüm ulusumuza, gençlerimize ve Silahlı Kuvvetlerimize hayırlı olması dileklerimle, DSP Grubu adına, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Gülay’a, biz de içten teşekkür ediyoruz; hakikaten, süreyi en ekonomik şekilde kullandı.

Anavatan Partisi Grubu adına, Eskişehir Milletvekili Sayın İbrahim Yaşar Dedelek. (ANAP sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Dedelek.

ANAP GRUBU ADINA İBRAHİM YAŞAR DEDELEK (Eskişehir) – Sayın Başkanım, Yüce Meclisimizin değerli üyeleri; Millî Savunma Bakanlığınca hazırlanarak, Bakanlar Kurulunca 4.10.1999 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısıyla ilgili görüşlerimi Yüce Meclise arz etmek üzere huzurunuza geldim. Hepinize, en derin saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, tasarının genel gerekçesine baktığımızda “17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen deprem felaketinde uğranılan ağır kayıpların ve bu afet nedeniyle doğan zararların giderilmesine katkıda bulunmak amacıyla, 1 Ocak 1973 tarihinden önce doğan yükümlülerden her ne sebeple olursa olsun henüz fiilî askerlik hizmetine başlamamış olanların, bir defaya mahsus olmak üzere, bedel ödeyerek askerlik hizmetlerini yerine getirmeleri öngörülmektedir. Aynı amaçla tasarıda, askerlik yükümlülüklerini uzun süre yerine getirmeyen ve emsali doğumlular çağ dışına çıkmış olanların da yükümlülüklerini fazla bedel ödeyerek ve temel eğitim yapmaksızın yerine getirmelerine imkân tanınmaktadır. Bu kapsamda elde edilen gelirin tamamının deprem felaketinin kayıplarının giderilmesi için kullanılması amaçlanmaktadır” deniliyor.

Gerçekten de, 17 Ağustos 1999 tarihinde Marmara Bölgemizde vuku bulan ve geniş bir coğrafyada büyük çapta mal ve can kaybına yol açan, 20 bine yakın insanımızın ölümüne, 100 bin civarında binanın yıkılmasına veya oturulmaz hale gelmesine neden olan bu büyük depremden sonra, şiddeti ve büyüklüğü itibariyle yüzyılın afeti sayılabilecek nitelikteki bu küçük kıyametten sonra, mutlak surette, yaraların sarılması için büyük bir kaynağa ihtiyacımız olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır.

Bu bölge, Türkiye’yi ekonomik anlamda ayakta tutan bir bölgedir; hizmet sektörünün, sanayiin, turizmin geliştiği, yoğunluk arz eden bir bölgedir. Ancak, deprem afeti sonucu, bölgeden diğer illere hızlı bir göç başlamıştır. Başta Adapazarı olmak üzere, tüm illerde, insanlarımız, korkuyla ve yaralarının sarılması geciktikçe buradan ayrılacaklar ve bu bölge felce uğrayacaktır. Acilen, bölgede, insanımızın dağılmasını önleyecek önlemler alınmalıdır. İşte, Türk Silahlı Kuvvetleri, bu nedenle, Bedelli Askerlik Yasasından elde edeceği bu kaynağı tamamen deprem bölgesine ve Maliye Bakanlığına devrederek, böylece depreme büyük bir katkıda bulunacaktır. Onun için, ben, Silahlı Kuvvetlere ve Millî Savunma Bakanlığımıza, bu konuda, şükranlarımı iletmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bir söz vardır: “Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.” Bu deprem sonrasında, televizyonlarımızda, dışarıdan çok büyük yardımların geldiği, âdeta oluk gibi dolduğu, taştığı ifade edildi. Bunların hepsi yanlış. Hepsi hepsi 70-80 trilyon civarında bir para girdi; ama, milyarlarca dolarlık hasarın olduğu, can ve mal kaybının olduğu -hele can kaybının parayla da ödenemeyeceği malum- bu depremden sonra, geride kalanların ve depremzedelerin yaralarının sarılması, işyeri göçenlerin kendilerine kredi verilmesi için, evi çökenlerin yerine ev verilmesi için büyük kaynağa ihtiyaç vardır. Gerçekten de, bu, lafla, sözle olacak bir husus değildir; çünkü, dışarıdan gelen yardımların ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu noktada hükümetin sıkıntıları vardır, kaynak ihtiyacı vardır; problemler büyüktür. Halkımız, bu noktada, haklı şekilde sesini yükseltmektedir; çünkü, ateş düştüğü yeri yakar.

Burada, kapsamı genişletelim mi, dar mı kalsın gibi tartışmaların da hiçbir manası yoktur. Bu konuda hiçbirimiz askerî uzman değiliz. Çok haklı bir şekilde, bu kapsamı en güzel şekilde tutacak ve sınırlı ölçüde gelir temin edecek bir tarzda, Millî Savunma Bakanlığı kanalıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu önerisi gelmiştir. Burada, gördüğüm kadarıyla, değerli gruplarımızın temsilcileri, sözcüleri de aynı düşünceyle hareket ediyorlar. Bu noktada da, bu birlik ve beraberlik içerisinde bu yasaya, Anavatan Partisi olarak destek verdiğimizi ifade ediyor; bu yasanın, kaynak temin eden bu yasanın hayırlı olmasını ben de temenni ediyorum.

Sevgili Başkanım, Hasan Beyin rekorunu da, böylece, kısa konuşarak kırdığımı zannediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Dedelek’e de teşekkür ediyoruz. Gerçekten, iktidar partileri ekonomik konuştular.

Fazilet Partisi Grubu adına, Konya Milletvekili Sayın Hüseyin Arı. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA HÜSEYİN ARI (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamuoyunda “bedelli askerlik” olarak da adlandırılan, Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; şahsım ve Grubum adına Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Söz konusu tasarı, maksadı itibariyle malî ağırlıklı olduğundan, Millî Savunma Komisyonu tali komisyon, Plan ve Bütçe Komisyonu ise esas komisyon olarak bu tasarı üzerindeki müzakerelerini yürütmüşlerdir.

Değerli milletvekilleri, şairin ifade ettiği gibi “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”

Bir toplumun hür ve bağımsız bir millet olarak dünya yüzünde varlığını sürdürebilmesinin en öncelikli ve temel koşulu, sınırları belirli bir toprak parçasının elde bulundurulmasıdır. Bizim, vatan ve yurt olarak bildiğimiz bu Anadolu topraklarını elde bulundurmamız hiç de kolay olmamıştır. Bin yıldan beri, bu topraklar üzerinde, ecdadımız, yüzbinlerce şehit vererek bu güzel yurdumuzu bizlere emanet etmiştir. Öyleyse, vatan ve yurt savunmasının bizim inancımıza göre bedeli, şehit kanıdır. Yani, canımız ve kanımızla elde ettiğimiz bu vatan toprakları, son derece kutsaldır. Onun içindir ki, yurt savunmasının da bedeli, başka hiçbir şeyle değerlendirilerek ölçü kabul edilemez. 1111 sayılı Askerlik Kanununun 1 inci maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her erkek askerlik yapmaya mecburdur” denilmektedir.

Değerli milletvekilleri, yurt savunmasının ve dolayısıyla askerlik yükümlülüğünün önemini belirttikten sonra, böyle hassas bir konu üzerinde kanun değişikliğine niçin gerek duyulmuştur...Yurt savunmasında, bugünün harplerinde, artık, cephe kavramı çok değişmiştir. Günümüz savaş teknolojisindeki hızlı gelişme, harp silah ve araçlarının sınır ve mesafe tanımayan gücünü ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle, uzun menzilli füze ve diğer silahlarla, cephedeki askerden daha çok, yurdun derinliklerindeki siviller zayiat vermekte; ayrıca, ekonomik hedeflere yapılan saldırılarla da, yine cephe gerisinde, şehirler ve fabrikalar ağır hasar görmektedirler. Acı gerçekler böyle olunca, artık, günümüz harpleri, topyekûn harp olarak değerlendirilmekte ve devletler de hazırlıklarını buna göre yapmaktadırlar. Cephe gerisindeki ağır hasara en çarpıcı ve acı misal olarak, İkinci Dünya Harbi sonrası, başta Almanya olmak üzere tüm Batı Avrupa ülkelerinin durumu; günümüzde ise, Afganistan ve halen, bugünlerde devam etmekte olan Rusya’nın Çeçenistan’a saldırısı neticesinde cephe gerisindeki tüm Çeçen sivil halkının verdiği ağır zayiat, meskûn mahallerdeki bu acı manzarada ürperti veren bir insanlık dramı, gözler önündedir.

Değerli milletvekilleri, işte, günümüz harplerinin bu ağır ve acı tablosu bilindiği için -Allah korusun- her an, muhtemel bir harbe de milletçe, topyekûn hazır olmalıyız. Bu görev için, öncelikle Anayasamızın 117 nci maddesinde de “millî güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı Bakanlar Kurulu sorumludur” denilmektedir. Bu durumda, millî güç unsurlarımızdan olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin aslî görevi, yurt savunmasıdır. Bunun için, barıştan itibaren tüm teşkilatlanmasını, eğitimini ve harbe hazırlığını, profesyonelce, buna göre yapar ve harp planlarını, bu maksada göre, önceden dizayn eder; ama, bu yeterli değildir.

Topyekûn harbe hazırlık için, başta hükümetin tüm bakanlıkları ve bunlara bağlı devletin tüm kurumları, seferberlik ve harbe hazırlık kanunları gereğince, en başta Türk Silahlı Kuvvetlerine kesintisiz bir lojistik ve personel desteği sağlamak, ayrıca, cephe gerisindeki hasar ve zayiatı da asgari seviyede tutmak maksadıyla, koordineli seferî planlarını Türk Silahlı Kuvvetlerinin planlarını destekleyecek tarzda planlarlar, müşterek yaparlar. Stoklarını, her bakanlık, bu konuda, muhafaza etmekle yükümlüdür. Ayrıca, her vatandaş, tüzelkişi ve özel kuruluşlar da bu çerçevede Millî Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu gereğince, topyekûn harbe, barıştan itibaren hükümetin gözetiminde hazırlıklar yaparlar.

Değerli arkadaşlarım, bu değerlendirmeler çerçevesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, aslî görevi olan yurt savunması için, barıştan itibaren, bu hayatî ve ülkemizin bekası için çok büyük önem arz eden görevin bilinciyle, seferberlik ve savaş hali ile, Millî Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun kendisini ilgilendiren yükümlülükleri gereğince seferî planlarını tüm ayrıntılarıyla yapar ve hatta, gerekli gördükçe, birebir tatbikatlarla da bu hazırlıklarını pekiştirir; tüm bu hazırlıklarını yaparken de, siyasî güç olan hükümet ve onun bakanlıklarıyla da yakın koordinede bulunur.

Değerli arkadaşlarım, bildiğiniz gibi, 17 Ağustos 1999 tarihinde, ülkemiz, Marmara’da, sekiz büyük merkezde aynı şiddette bir depreme maruz kaldı. Bunun neticesi, 30 000’in üzerinde insanımızı kaybettik, bir o kadar da insanımız yaralandı; ayrıca, 100 000’e varan vatandaşımız evsiz kaldı. Buna ilaveten, Gölcük’te, Deniz Kuvvetlerinin Donanma Komutanlığı Karargâhı ile Tersanesi de ağır hasar görerek, subay, assubay ve erlerimizi kaybettik. Ben, burada, kaybettiğimiz vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, kalanlarına sabırlar diliyor, milletimizin başı sağ olsun diyorum.

Görüldüğü gibi, uzmanlarca da asrın depremi olarak değerlendirilen bu depremde, Mehmetçik ve onun değerli komutanları, her zaman olduğu gibi, yine, tüm imkânlarını seferber ederek, hem kendi yaralarını sararken, diğer yönden de, bölge halkının imdadına koşmuştur. Başta da belirttiğim gibi, bu büyük depremde meydana gelen ağır kayıp ve hasar, topyekûn harplerde, cephe gerisinde meydana gelebilecek zayiat ve hasardan kat be kat fazla kayba neden olmuştur.

Böyle bir durumda, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin komuta kademesi, durumdan vazife çıkararak bir proje geliştirmiş, sırf deprem yaralarının bir an evvel sarılarak acıların paylaşılmasında bir katkı sağlamak gayesiyle bedelli askerlik tasarısını getirmiş ve Millî Savunma Bakanlığıyla da koordine sağlayarak, değerli komisyonlarımızın katkılarıyla da, bu tasarı, Yüce Heyetinizin huzuruna bu şekliyle getirilmiştir.

Değerli milletvekilleri, Seferberlik Kanunu ile Millî Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun içerdiği tüm koşulların, düşman hariç, bu büyük deprem felaketiyle kat kat fazlası, bu Marmara Bölgesinde husule gelmiştir. Bugüne kadar, tüm milletçe, hayır kurumları ve vakıflarca, âdeta seferber olduk. Milletimiz, millet olmasının gereklerini bu olayda fazlasıyla göstermiştir. Ne var ki, gerek hükümet ve gerekse devletin kurumları olarak, seferberlik ve savaş hali planlarımızın ne kadar da koordineden yoksun ve hazırlıksız olduğumuz bütün çıplaklığıyla görülmüştür. Onun içindir ki, bu büyük felaketten, fert fert, hükümetler ve devletin tüm kurumları -Allah bir daha göstermesin- ders alarak, muhtemel felaketlere her an hazırlıklı olmalıyız.

Değerli arkadaşlarım, getirilen tasarı, her iki komisyonda da enine boyuna tartışıldı. Geçmişte de çeşitli gerekçelerle bu tür uygulamalar yapılmış ve halen de yurt dışında çalışanlar için uygulanmaktadır. Bundan elde edilen gelir de, Savunma Sanayii Fonu gibi, millî harp sanayiimize katkı sağlamaktadır.

Kamuoyunu çok yakından ilgilendiren bu tasarıda, şikâyetler ve istekler, daha çok iki konuda yoğunlaşmaktadır. Bunlardan birincisi, yaş sınırının genişletilmesi; ikincisi ise, halen silah altındakileri de kapsaması tarzındadır. Komisyonlarda bu yönde de değişiklik önergeleri verilmiştir; ama, ne var ki, başlangıçta belirttiğimiz gibi, yurt savunması gibi bedeli hiçbir şeyle karşılanamayan bir kutsal görevde, en ufak dahi olsa, bir zafiyet yaratır düşüncesiyle, bu değişiklik önergeleri kabul görmemiştir.

Bu projeyi hazırlayan Genelkurmay ve Millî Savunma Bakanlığı uzmanlarının tüm ihtimalleri değerlendirdikleri ve bu koşullar altında bunun dışına taşılmasıyla da beklenen amacın dışına çıkılabileceği değerlendirilmektedir.

Bu tasarıya göre, bedel olan 15 000 markın ödenme tarzı ve taksitlendirme konusu hükümetimize bırakılmıştır. Bunun için, bu konuda hükümetimizin, halkımızın bu ağır ekonomik koşullardaki sıkıntılarını da göz önünde bulundurarak, ödemede kolaylık sağlamasını temenni ediyoruz.

Dolayısıyla, bu kanun tasarısının ülkemize hayırlar getirmesini diliyoruz. Fazilet Partisi olarak da kanun tasarısını desteklediğimizi belirtiyor; hepinize saygı ve selamlarımı sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Arı.

Şahsı adına, Gaziantep Milletvekili Sayın Bedri İncetahtacı; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

188 sıra sayılı kanun tasarısının geneli üzerinde, şahsım adına söz almış bulunmaktayım.

Vatan müdafaasının sadece düşman karşısında silahla mücadele etmekle sınırlı olmadığını, aynı zamanda, daha birçok şekliyle memlekete hizmet edilebileceğini gösteren bu çalışmadan dolayı, başta Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisi Millî Savunma Komisyonu üyelerine, sözlerimin başında teşekkür ederek konuşmama başlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, aslında bu, reform niteliğinde bir yasa tasarısıdır; çünkü, Türkiye’de, çok uzun bir zamandan beri bedelli askerlik konusunda herhangi bir çalışma yapılmamıştı. Bedelli askerlik, hepinizin bildiği gibi, bir bedel ödeyerek bu vatanî vazifeden muaf olmayı gerektirmektedir; ancak, reform niteliğinde herhangi bir yasa çıkarılacağı zaman, bütün dünyada olduğu gibi, her şeyden evvel, bu yasayla ilgili bir bilimsel analiz raporunun hazırlanmış olması gerekirdi. Dünyanın neresine giderseniz gidin, reform niteliğinde herhangi bir yasa çıkarılacağı zaman, bu yasa neleri etkiler, hangi müesseseleri etkiler, hangi şahıslar ne ölçüde etkilenir, bu konunun detaylarıyla ortaya konulması gerekir; bilahara, bu bilimsel analiz raporu hükümete tevdi edilir, hükümet de, kanunu bu analiz raporuna göre hazırlardı. Her şeyden evvel böyle bir eksiklikle karşı karşıya kaldığımızı bilerek sözlerime başlamak istiyorum.

Bakınız, böyle bir analiz raporu olmadığı için, hemen ilk bakışta ne gibi eksiklikler gördüğümüzü ortaya koyabiliriz. Öncelikle 200 000 müracaatın yapılacağı tahmin ediliyordu; müracaat 70 000 veya 80 000 ile sınırlı kaldı ve hatta, zannediyorum 70 000-80 000 kişi de, hakkım zayi olmasın diye, ileride vazgeçebilirim düşüncesini de içerisinde saklayarak müracaat etmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla, önceden, masa başında yapılan hesap tutmamış oldu; 200 000 kişi hesaplanıyordu, 70 000 kişiyle sınırlı kaldı.

Şimdi, bizim Fazilet Partisi olarak ve benim, şahsım adına konuştuğum için şahsım adına önerim, burada yapılacak şey, bu yaş sınırını 1974’e çekmek olmalıdır. 1974’e çektiğimiz zaman ne olacaktır; her şeyden evvel, askerî birliklerimizde zannedilen, tahmin edilen bazı raporların da ortaya koyduğu gibi, bir istihdam sıkıntısı doğmayacaktır. Bugün, böyle bir sıkıntının doğmayacağı iddia edilmektedir; ama, risk vardır. Fakat, 1974 yaş sınırına getirildiği zaman, böyle bir risk tamamıyla ortadan kalkmış olacaktır.

Değerli milletvekilleri, bu bedelli askerlikle ilgili yasa tasarısındaki hedef nedir: Deprem bölgesindeki sıkıntıları izale etmek, oradaki vatandaşlarımıza yardım etmektir. Eğer, 1974 yaş sınırı esas alınırsa, 1 milyar dolarlık bir gelirin gelmesi söz konusu olacaktır. Ortalama 1 konut, 10 000 dolara mal olmaktadır. Şu anda, Türkiye’de, deprem bölgesinde, 140 000 konut açığı vardır. Öyleyse, 1 milyar dolarlık bir gelir elde edildiği zaman, çok büyük bir oranda konut açığının kapatılması söz konusu olacaktır.

Değerli milletvekilleri, bu noktada, bir hususa daha değinmek istiyorum. Hükümetimiz, bundan iki ay evvel, çok büyük bir yanlışlığı yapmaya yeltendi, sonra vazgeçti. Neydi bu yanlışlık: Deprem vergisi yasası adı altında bir yasa çıkarmaya gayret etti ve bir anda, baktık ki, bütün Türkiye’deki insanlar, deprem bölgesine yapmış oldukları yardımlarda bir tereddüt geçirdiler “yahu, biz, gönlümüzden yardım yapıyoruz, fedakârlık yapıyoruz; ben memurum, maaşımın bir kısmını veriyorum; işçiyim, bır kısmını veriyorum; esnafım, bir kısmını veriyorum...” Böyle bir yardımlaşma varken, bir vergi getirilmek istenildi; bu, bir anda, yardımları durdurdu. Şimdi, üzülerek duyuyorum -inşallah yanılıyorum- hükümetimiz, sırf deprem bölgesiyle ilgili yeni bir vergi yasası hazırlığı içerisinde. Bu çok büyük bir yanlışlıktır; bu, rantabl sonuçlar doğurmayacak bir çalışmadır. Bunun yerine, biraz evvel arz ettiğim 1974 yaş sınırı esas alınırsa, ilaveten 650 trilyon liralık bir gelirin daha bütçemize girmesi ve özel hesapta tutularak deprem bölgesine kullanılması söz konusu olacaktır. Böylelikle, hem vatandaşlarımız yeni bir vergiyle ezilmemiş olacak hem de, bedelli askerlik yoluyla, arzu edilen açık kapatılmış olacaktır.

Değerli milletvekilleri, bu 1974 yaş sınırının getireceği ikinci bir avantaj daha vardır; bununla, üniversiteyi bitirenlerin de –sadece lise ve ilköğretim mezunları değil– bedelli askerlik imkânından yararlanmaları söz konusu olacaktır.

Bir hususu daha burada müsaadenizle belirtmek istiyorum: Türkiye, gerçekten, ekonomik denge açısından çok büyük uçurumların yaşandığı bir coğrafyadır, bir ülkedir. Dolayısıyla, Türkiye’nin her yerinde aynı taksitlendirmeye doğru bir karar alınırsa; yani, İstanbul’da da, Ankara’da da, Hakkâri’de de insanlardan aynı miktarda para almaya şu anda bir şey söyleyemiyorum adaletsizlik olmasın diye; ama, hiç olmazsa, taksitlendirme açısından, bölgeler arasındaki ekonomik farklılık göz önünde bulundurularak bir düzenlemeye gidilirse ve taksitlendirme konusunda da mümkün olan tolerans gösterilirse, sanıyorum “ben askere gittim; ama, param olmadığı için gittim; bak, şu adam askere gitmedi; ama, babasının serveti olduğu için askere gitmedi” gibi, duyduğumuz zaman hepimizi üzecek birtakım sözleri duymaktan da kurtulmuş olacağız.

Değerli milletvekilleri, bu konuda sorumlu olan, Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Elbette, bu yasanın altyapısını Türk Silahlı Kuvvetleri hazırlamıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, kendi ihtiyaçlarını ve ülkenin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak bize bir rapor sunmuştur; ama, bu çalışmanın başarılı olup olmamasından birinci derecede sorumlu olacak merci, Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Bu açıdan, bu tasarının 1 inci maddesi görüşülmeye başlanırken, Fazilet Partisi Grubu olarak, bu konuları düzeltecek bir önergemiz olacaktır. Ben, bütün siyasî partilerdeki arkadaşlarımızdan, bu önergelerin üzerinde düşünerek, mümkünse destek vererek, doğması muhtemel olan aksaklıkları düzeltme konusunda yardımcı olmalarını rica ediyorum.

Son bir şey daha söylemek istiyorum. Türkiye, millî bir devlettir ve biz, bedelli askerlikle ilgili bir çalışma yapıyoruz. Sebebi ne olursa olsun, Türkiye’deki enflasyon rakamları ne kadar yüksek olursa olsun, ben, bu bedelin mark bazında alınmasını içime sindiremedim değerli milletvekilleri. Ben, temenni ederdim ki, paranın değeri ne kadar düşük olursa olsun, bu iki üç ay içerisinde ne kadar değer kaybederse etsin, mademki millî bir devlette yaşıyoruz, bunun karşılığını Türk Lirası olarak belirlememiz gerekirdi. Bu, en azından, Türkiye Büyük Millet Meclisinin mehabetine uygun olacak bir davranış biçimi olacaktı; ama, bilmiyorum, bundan sonra kanunun görüşülmesi sırasında bu yanlışlık düzeltilebilir mi...

Ben, bu önerileri Kurulunuza arz etmek için söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim efendim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın İncetahtacı.

Şahısları adına başka söz isteği?.. Yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum :

ASKERLİK KANUNUNA BİR GEÇİCİ MADDE EKLENMESİ

HAKKINDA KANUN TASARISI

MADDE 1. – 21.6.1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Geçici Madde 37. – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte her ne sebeple olursa olsun henüz fiili askerlik hizmetine başlamamış, 1 Ocak 1973 tarihinden önce doğan ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanununa tabi yükümlüler, istekleri halinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde askerlik şubelerine başvurmaları, 15 000 Alman Markı veya ödeme tarihindeki karşılığı konvertibl yabancı ülke parasını ya da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası parayı ödemeleri ve Genelkurmay Başkanlığınca belirlenecek birlik ve kurumlarda temel askerlik eğitimlerini yapmaları şartıyla askerlik hizmetlerini yerine getirmiş sayılırlar.

Bu madde kapsamında bulunan ve 31 Aralık 1999 tarihinde kırk yaşını tamamlamış olanlardan istekliler, 20 000 Alman Markı veya karşılığı birinci fıkrada belirtilen yabancı ülke ya da Türk Lirası parayı ödemeleri halinde temel askerlik eğitimine tabi tutulmazlar.

Bu uygulama kapsamında yatırılacak paralar Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü adına T.C. Ziraat Bankasında açılacak özel hesaba yatırılır. Bu hesapta toplanan miktarları genel bütçeye özel gelir ve karşılığı da ilgili kurum bütçelerine aktarılmak üzere Maliye Bakanlığı bütçesinde açılacak özel bir tertibe ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödeneklerden yılı içinde kullanılamayan miktarlar, ertesi yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydedilir.

Bu tertipte oluşan ödenek Maliye Bakanı tarafından belirlenecek usul ve esaslar dahilinde, 17 Ağustos 1999 tarihinde vuku bulan deprem dolayısıyla genel hayata etkili afete maruz kalan bölgede yer alan illerdeki hasar ve zararların giderilmesi için gereken her türlü harcamanın finansmanında kullanılır.

Bedelin ödenme usul ve esasları ile uygulamaya ilişkin diğer hususlar, Bakanlar Kurulu kararı ile düzenlenir.

Bu madde hükümlerinden yararlanan yükümlüler hakkında adlî takibat yapılmaz.”

BAŞKAN – 1 inci maddeyle ilgili olarak, Fazilet Partisi Grubu adına Konya Milletvekili Sayın Veysel Candan. (FP sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Candan.

FP GRUBU ADINA VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan 188 sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesi hakkında, Fazilet Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum; Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Kanunun tasarısının amacı, deprem bölgesine katkıda bulunmak. Ümit ederiz ki, daha önce olduğu gibi, işçi ve memur maaşlarının ödenmesinde bu paralar kullanılmaz. Metni okuduğumuz zaman, yetki, Maliye Bakanlığına verilmektedir. Bu paranın kullanılma usul ve esasları da, yine Bakanlıkça belirlenecektir. O açıdan, hükümet ortakları arasında da, inşallah, bir sıkıntıya, yanlış açıklamalara meydan vermez.

Burada yapılacak işlem nedir; vatandaşı üzmeden bedel almak, yani adaletli ücret. 15 000 Deutsche Mark ve 20 000 Deutsche Mark. Evvela aradaşımın da ifade ettiği gibi, bu paranın neden yabancı para olduğunu anlamak mümkün değil. Eğer siz bu milletin parasına güvenmiyorsanız, nasıl hükümet ediyorsunuz?! Şimdi, burada eksiklik var; evvela bunu bir tashih etmemiz lazım. “Efendim, 15 000 mark yazarız, isteyen Türk parası olarak gününde öder.” Onu normal kur farkına göre alacağınıza, orada burada Deutsche Markı, doları telaffuz edeceğinize, aynı miktarı, değişik şekilde Türk parası olarak da telaffuz edebilirsiniz. Kanun metnine bu rakamların girmesi, kanaatimce, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve bu hükümete bir hakarettir.

Efendim, şimdi, asgarî ücretle çalışanlar, sabit gelirliler için ne düşünülmektedir? Onlar için de -bedelsizlere de- birtakım indirimler yapın.

Her kanun teklifi geldiği zaman, askerliği paraya çevirirken “son bir defa daha bunu yapıyoruz” diyorsunuz; ancak, bütçesi 46 katrilyon olan bir hükümet, 14 katrilyonu açık, 21 katrilyonu faize giden bir hükümet, toplanan verginin yüzde 90’ını faize ödeyen bir hükümet... Değil bu 70 bin insanı paralı asker yapın, siz 65 milyon insanı paralı yapsanız yine bir şey yapamazsınız. Hükümette şu bütçe içerisinde memura yüzde 25 zam, israf diz boyu, yolsuzluklara devam... Yolsuzluk araştırmaları veriliyor, belgeler ortaya koyuyoruz; hükümet politikasıdır, ortaklık bozulmasın! Ortaklık bozulmayınca da, işte her gün, her altı ayda bir, iki senede bir askerliği de paraya çevirmek mecburiyetinde kalıyoruz.

Bütün gençleri paralı askerlik yapar hale getirsek, peki bu hükümete para yeter mi; kanaatimce yetmez.

Şimdi, deprem vergisi, yeni vergi kanunları ve zamları... Bu hükümetin üç tane özelliği var: Bir tanesi, vergi çıkarmak, mevcut vergileri çeşitlendirmek, dünyada hiçbir hükümetin aklına gelmediği kadar vergi çeşidi koymak ve eğer o çeşitler yetmiyorsa vergileri yenilemek, çoğaltmak; onlar da yetmiyorsa, başta petrol, zam yapmak. Yani, bu sizin yaptığınız, hükümetin yaptığı, basit, mahalle bakkalı hesabı kadar bir hesaptır.

Şimdi, burada önerilerimizi ifade etmek istiyorum:

Evvela, bu tarihi bir uzatın; çünkü, Genelkurmay 200 000 asker diyor, siz 70 000’de kalmışsınız; demek ki, uzatmaya ihtiyaç var. Madem paraya ihtiyacınız var, onun için söylüyorum. Gerçi verilen paralar da faize gidecek ama...

İki: Bedeli düşürün; dar imkânlı olan insanları da bu tasarının kapsamı içine alın.

Şimdi, konuşmacılar burada çıkıyor, belirli çevrelere teşekkür ediyorlar. Birisi bir kanun getirdiyse, ona ayrıca teşekkür etmek görevimiz değil; o, kurumun kendi vazifesidir; yani, sizin hükümet olma sebebiniz, kanun çıkarmaktır. Yani, ben, Maliye Bakanına teşekkür ederim, o da Savunma Bakanına teşekkür eder, o da Başbakana teşekkür eder; benim literatürümde buna, basbayağı yağcılık denir.

Şimdi, evvela, bir kanun çıkarılırken, eşitlik ilkesi aranmalıdır. Bir tarafı memnun ederken, diğer tarafı üzmemelisiniz. İşin siyaset tarafı da budur, hakkaniyet tarafı da budur, ekonomik tarafı da budur. Bir araştırma görevlisi düşünün; bir devlet memuru, bir bilim adamı, bir asistan. Siz, o insana 250 milyon lira aylık veriyorsunuz; o insan, peki buradan nasıl istifade edecek? 15 000 -sizin ifadenizle- Deutsche Markı, yahut yaşı biraz ilerlediyse 20 000 Deutsche Markı nereden bulacak?

Şimdi, demin de ifade ettiğim gibi, bedelli askerliğe başvuru sıkıntısı, 130 000 açığımız var. Eğer 130 000 rakamını da ilave edip 200 000’e doldurmak için, yaş sınırında oynamak mecburiyeti kendiliğinden ortaya çıkıyor. Ayrıca, 15-20 bin Deutsche Mark mutlaka düşürülmelidir; ama, tekrar ifade ediyorum, birtakım endişelerimiz var, her ne kadar hesap açılıyor ise de, Maliye Bakanlığı yetkili kılınıyor ise de, paraların başka yerlerde kullanılması noktasında endişelerimiz var. Bunu, Hazineden sorumlu Devlet Bakanımız Recep Önal çok iyi bilir, Sayın ANAP Genel Başkan Yardımcımız çok iyi bilir ve en son diyorlar ki “gereği buydu, ne yapalım, tabiî ki ödeyeceğiz.” IMF’den gelen 500 milyon dolardan bahsediyorum.

Şimdi, aynı şartlarda devletin parası, burada Maliye Bakanlığının ayrı hesabı, Hazinenin ayrı hesabı mı olur; bir kalemde bunu oraya aktarırsın; ama, Adapazarı’nda da, insanların yattığı çadırın altından su geçer, su!

Şimdi, değerli arkadaşlar, bölgede 144 000 konut açığı var, okuduğum raporlarda öyle yazıyor. 1 milyar dolar_ Esnafça, tüccarca bir hesap yapalım: 1 milyar dolar, her konut 10 000 dolardan_ Tabiî, böyle yolsuzluğu olmayanı söylüyorum, içinde hırsızlığı olmayanı söylüyorum, milletvekili olup da, ihaleye girenleri söylemiyoruz, onlar hesap dışı. 1 milyar dolar, her konutu 10 000 dolardan hesap ediyorsak, bu parayla 100 000 konut yapma imkânımız var.

O halde, bizim, bu kanun çıktıktan bir süre sonra, hükümeten şunu soracağımızı unutmayınız: Bu, 1 milyar dolara 100 000 konut yapılacaktı, 1 tane eksik yaparsanız_ Asgarî, dolar bazında milletten para aldığınıza göre, dolar bazında da harcadığınıza göre, 100 000 konut yapmak mecburiyetindesiniz.

Bir konu daha var, çok önemli. Ümit ederiz ki, bu 1 milyar doları aldıktan sonra, bu millete yardımı azaltan deprem vergisini de tekrar getirmezsiniz. Basından duyuyoruz, deprem vergisi, deprem vergisi_ Artık vergiler çoğaldı; yarın deprem vergisi, ondan sonra rüzgâr vergisi, ondan sonra toprak bastı vergisi_ Hükümetin özelliği bu.

Şimdi, evvela, tarihi bir değiştirelim, daha sonra süreyi uzatalım_

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Yeter kardeşim, askerlikle ilgili... Deprem bölgesine yardım yapılacak, lütfen_

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Gelince burada söylersin Sayın Başkan, oturduğun yerden müdahale etme. Sen kötü örnek olursun milletvekillerine, Grup Başkanvekilisin, müdahale etme.

Şimdi, evvela TL’ye çevirelim; parayı bir TL’ye çevirelim, paramızın bir usulünü, erkânını koruyalım. Böyle şey olur mu! Yani, şimdi, ABD’de, gittiğiniz Avrupa ülkelerinde demezler mi adama!.. siz hiç duydunuz mu, Amerika’da, onların bir kanunu çıkarken TL’ye göre ödensin! Böyle şey olur mu! Böyle usulsüzlük olur mu!

Şimdi, bir diğer önemli husus; size, bir hesap yapmak istiyorum. Öğretime başlama yaşı 7, artı 8 yıl ilköğretim, artı 3 yıl ortaöğretim, artı 6 yıl üniversite; yaş 24... Normal şartlarda, ilkokula 7 yaşında başlayıp hiç sene kaybetmeyen insan 24 yaşında olur; 1999 yılından 24 yılı çıkarırsanız 1975 yılı karşımıza çıkar. Yani, şunu söylüyorum: Kanunun yürürlük tarihi değiştirilmelidir. Burada, birçok bilimadamımız var, doçentler var, öğretim görevlileri var; onları da bunun içerisine alalım. Öyle ki, alırsınız da, hükümetsiniz, belki size oy verirler; onun için söylüyorum!..

Şimdi, bir nokta daha var. Bizim bürokratlar, sıcak odalarda, kaloriferli odalarda veya serinleticili odalarda bu kanunları hazırlıyorlar ve komisyonlardaki arkadaşlar da, ellerinde çantalar, koşarak gelip koşarak gidiyorlar; milletvekilleri de, kapıdan çıkarken “el kaldırdığımız bu kanun neydi” diye birbirlerine soruyorlar; ben, bunun farkındayım.

Bakın, burada, şunu söylüyorum: Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızdan bu kanundan yararlanmak isteyenlere, yüzde 50 indirim yapılabilir. Çadır yapamadınız, ev veremediniz; hiç olmazsa, burada indirim yapın, adamlara bir yardımınız olsun. Ayrıca, şu anda askerlik yapan, terhis süresine 6 ay kalan insanlara da -madem sineğin kanadından yağ çıkarıyorsunuz- uygulayın bunu; 6 aylık miktarı hesaplayın, 6 ay erken terhis edin, parasını ödemiş olsun.

Değerli arkadaşlar, şu anda, hükümet, çoğunluğuna göre, bildiğini okuyor. Biz ne dersek diyelim, siz bildiğinizi okuyorsunuz; muhalefeti dikkate almıyorsunuz; ama, size bir şey söyleyeyim. Dışarı çıkınca, millete öyle söylemiyorsunuz “ne yapalım, ortaktık kardeşim, hükümeti mi bozalım...” Af Kanununda öyle, Vergi Kanununda öyle, hepsinde öyle yapıyorsunuz.

BAŞKAN – Sayın Candan, 1 dakika ilave süre veriyorum; toparlayınız.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Burada ne söylüyorsanız, meydanlara çıkınca, millete de aynı şeyi söyleyin. Öyle, ikili yok...

YUSUF KIRKPINAR (İzmir) – Sizden mi öğreneceğiz ne söyleyeceğimizi...

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Efendim, söyleyenlere diyeceğimiz yok. Siz öyle söylüyorsanız, mesele yok...

YUSUF KIRKPINAR (İzmir) – Biz ne söyleyeceğimizi biliyoruz.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – O zaman, bir endişeniz var; hiç endişe etmenize lüzum yok.

YUSUF KIRKPINAR (İzmir) – Hiç endişemiz falan yok.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar...

BAŞKAN – Sayın Candan, ilave sürenizi verdim. Lütfen, toparlayınız.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Tamam.

Bu hükümetin pürmelâlini göstermesi açısından çok enteresan; geçen gün bir rapor okudum; raporda ne diyor biliyor musunuz: “Hazinenin ve Maliye Bakanlığının iç ve dışborç toplamlarıyla ilgili verdiği bilgileri Sayıştay inceledi ve doğru bulmadı, usulsüzlük var, bu raporlar bozuk, gidin hesabınızı düzeltin...” Yani, sizin Hazineniz bozuk, Hazineniz; işte onu söylüyorum.

Şimdi, eğer hesabını bilmeyen hükümetin... 65 milyonun hepsine bedelli askerlik çıkarın, toplayın milletin vergisini alın bitsin. Ben, hiç olmazsa, diyorum ki, şu önerileri bir kere daha tezekkür edin lütfen, inceleyin, belki içinden bir şey çıkar, beğendiğiniz bir konu olur. Böyle, hükümet etme çoğunluğa dayalı olduğu zaman, bunun adına da demokrasi denilmez.

Hepinize saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Candan.

Doğru Yol Partisi Grubu adına, Giresun Milletvekili Sayın Rasim Zaimoğlu; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum; bu konuda, Doğru Yol Partisinin ve şahsımın görüşlerini ifade edeceğim; hepinize en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, Türk Ordusu, Türk Milletinin her zaman gururu olmuştur, bundan sonra da hep gururu olacaktır; bundan hiç kimsenin kuşkusu yoktur. Türk Milleti için, Türk savunması tarih boyunca hep önemli olmuştur. Kutsal sayılan askerlik görevi, Türk Ordusunu hep güçlü kılmıştır. Şanlı Türk Ordusunun geçmişi, parlak zaferlerle doludur.

Yeni milleniuma girdiğimiz bir çağda, teknolojik gelişmeler, tüm sektörlerde olduğu gibi, Türk Ordusunu da yüksek teknoloji kullanmaya zorlamaktadır. 2000’li yılların Türk Ordusu, yüksek bilgi ve teknoloji kullanan, konusunda uzmanlaşmış önemli bir dünya gücü olmaya namzettir.

Bunun yanında, 17 Ağustosta Marmara Bölgesinde yaşanan deprem felaketi, Türk ekonomisinde ve Türk Milletinde ağır zararlara yol açmıştır. Depremzedelerin mağduriyetinin önlenmesi konusunda, başta devletimizin bütün organları, kurumları olmak üzere herkese büyük görevler düşmüştür; Silahlı Kuvvetlerimizin bu konudaki duyarlılığını alkışlıyoruz.

Bedelli askerlikten sağlanacak olan gelir, sadece deprem felaketi zararların giderilmesinde kullanılmalıdır diye işaret ediyoruz. Yurt dışından gelen yardımların memur maaşı ödemelerinde kullanıldığının, sayın bakanlarca ve yetkililerce açıklanması, tarafımızı ve milletimizi son derece kaygıya sevk etmiştir. Toplumun elem içinde kıvrandığ şu günlerde, hükümet, gerek açıklamalarında gerek konuya ilişkin ihalelerde sorumlu ve duyarlı davranmak zorundadır.

Sayın milletvekilleri, burada önemli öneriler getirmek istiyoruz. Bu konuyla, baştan beri çok sıcak temasım oldu. Size, edindiğim intibaları anlatsam, faksları getirsem -samimiyetle ifade ediyorum- inanın, burada, bu konuda bana hepiniz katılıcaksınız. Verdiğimiz bir önerge var, biraz sonra burada oylanacak, inşallah olumlu sonuç çıkar. Burada -arkadaşlarım da ifade ettiler- bir tarih konulmuştur, bedelli askerliğin 1973 doğumluları ve daha öncesini kapsaması konusunda. Burada benim edindiğim ve kamuoyundan aldığım bütün intibalar, eşitsizliğin olduğu yönündedir. Bu eşitsizliği nasıl giderebiliriz; ben düşündüm, bütün arkadaşlarıma da danıştım, bütün yetkililerle de görüştüm -aldığımız neticeler zaten ortadadır; 200 000 civarında başvuru beklenirken, şu anda 70 000 civarında bir başvuru vardır- burada eşitsizliği ortadan kaldırmak için, askerlik çağına gelmiş bütün yükümlüleri bu kapsam içine almakta fayda vardır diye düşünüyorum. Yani, askerlik çağına gelmiş herkesin bu kapsamdan istifade etmesi gerekir. Çünkü, 70 000 civarında müracaat olmuş, zaten sayıyı bulamamışız, bu sayede 200 000 müracaata ulaşırız diye ümit ediyorum.

Bakın, bu şekilde ne olacaktır: Bu şekilde kapsam dışında kalanların da haksızlığa uğradıkları hissine kapılmalarının kuvvetle muhtemel olduğu açıktır. Zira, halktan gelen talepler de bu doğrultudadır.

Ayrıca, kapsamın geniş tutulması, daha fazla kaynak yaratılmasını gündeme getirecektir. Dolayısıyla, 200 000 kişinin ödeyeceği bedel, yaklaşık 4 milyon mark, yani 2 milyar dolar olacaktır. 2 milyar dolarla -bir konutun maliyetini 10 bin dolar saydığınızda- tam 200 000 konut bir anda yapılabilecektir. Bu, çok büyük bir kaynaktır ve böyle bir durumda arkadaşlarıma ve Yüce Heyete tavsiyem, bu konunun, verdiğimiz önerge doğrultusunda gündeme alınmasıdır.

Bu yaratılacak kaynağın yüzde 15’nin, 18 ay askere gitme icabında olan insanlara verilmesi, yani 3 bin markının 18 ay askere gideceklere ödenmesi de büyük bir eşitlik getirecektir. Yani “benim babamın parası yok, 18 ay askerlik yapıyorum” diyenler de, 3 bin mark iade alacaklardır. Bu, büyük bir eşitlik ortaya koyacaktır.

Ayrıca, deprem bölgelerinde askerlik çağı gelmiş mağdur vatandaşlarımıza yüzde 51 indirim sağlanması, yine çok makul ve eşitlik ilkesine çok uygun bir durumdur.

Yine, taksitlendirmede döviz bazında yapılacak taksitler, büyük bir eşitlik getirecektir ve halen askerlik görevini yapanların, isterlerse bu kapsama dahil olmalarında büyük fayda vardır.

Ben biliyorum, tabiî, Silahlı Kuvvetlerimiz bu konuyu çok ince detaylarıyla incelemiştir, derinlemesine araştırmıştır; ancak, bu durum, toplum vicdanını rahatlatacak ve bu haktan yararlanamayanlara büyük bir motivasyon sağlayacaktır.

Yine, bedelli askerlik uygulaması sürekli hale getirilerek, bir profesyonel askerliğin -artık milenyuma geldiğimiz bu günlerde- gündeme getirilmesinde şahsen yarar görmekteyim; çünkü, dünyada büyük bir teknolojiyle gelişen silahlar gündeme geldiğinde, artık, Türk Ordusu, şanına yakışır şekilde bunu gündeme almalı, aynı zamanda -işsizlik nedeniyle- 7,5 milyon işsizimizin olduğu Türkiye’de yeni bir iş sahası yaratılacağı da gözardı edilmemelidir.

Ben, bu duygu ve düşüncelerle biraz sonra gündeme gelecek önergemizin Yüce Heyetin değerli üyeleri tarafından önemle dikkate alınacağını ümit ediyor, hepinize en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Zaimoğlu.

Başka söz isteği?.. Yok.

Maddeyle ilgili görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyle ilgili üç önerge vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılık sırasına göre oylatacağım. Okutacağım son önerge en aykırı önergedir.

Birinci önergeyi okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 188 sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesinin geçici madde 37 ile başlayan kısmındaki “1 Ocak 1973” tarihinin “31 Aralık 1974“ olarak değiştirilmesi ve maddenin bu şekliyle kabulünü arz ve teklif ederiz.

Veysel Candan Mehmet Bedri İncetahtacı İlyas Arslan Konya Gaziantep Yozgat Nurettin Aktaş Turhan Alçelik Mehmet Batuk Gaziantep Giresun Kocaeli Maliki Ejder Arvas Van

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 188 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 1 inci maddesi ile 1111 sayılı Askerlik Kanununa eklenen geçici 37 nci maddenin birinci fıkrasında yer alan “... 1 Ocak 1973 tarihinden önce doğan” ibaresinin “...1 Ocak 1974 tarihinden önce doğan” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Sadri Yıldırım Mustafa Örs Ramazan Gül Eskişehir Burdur Isparta

Sebahattin Karakelle Oğuz Tezmen Erzincan Bursa

BAŞKAN – Üçüncü önerge en aykırı önergedir; okutup, işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Genel Kurulda görüşülmekte olan Askerlik Kanununa bir geçici madde eklenmesi hakkındaki kanun tasarısının 1 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Rasim Zaimoğlu Mehmet Selim Ensarioğlu Necati Yöndar Giresun Diyarbakır Bingöl Nurettin Atik Sebahattin Karakelle Hakkı Töre Diyarbakır Erzincan Hakkâri Ali Rıza Septioğlu Sevgi Esen Yıldırım Ulupınar Elazığ Kayseri İzmir İbrahim Konukoğlu Mehmet Halit Dağlı Mehmet Baysarı Gaziantep Adana Antalya

Madde 1.- 21.6.1927 tarihli 1111 sayılı Askerlik Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

‘Geçici Madde 37.- Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte her ne sebeple olursa olsun henüz fiilî askerlik hizmetine başlamamış, askerlik çağına gelmiş 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanununa tabi yükümlüler, istekleri halinde yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde askerlik şubelerine başvurmaları, 20 000 Alman Markı veya ödeme tarihindeki karşılık konvertibl yabancı ülke parasını ya da T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası parayı ödemeleri ve Genelkurmay Başkanlığınca belirlenecek birlik ve kurumlarda temel askerlik eğitimini yapmaları şartıyla askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar.

Bu madde kapsamında bulunan ve 31 Aralık 1999 tarihinde kırk yaşını tamamlamış olanlardan istekliler bahsedilen miktardaki parayı ödemeleri durumunda temel askerlik eğitimine tabi tutulmazlar.

Bu uygulama kapsamında yatırılacak paralar Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü adına T.C. Ziraat Bankasında açılacak özel hesaba yatırılır. Bu hesapta toplanan genel bütçeye özel gelir ve karşılığı da ilgili kurum bütçelerine aktarılmak üzere Maliye Bakanlığı bütçesinde açılacak özel bir tertibe ödenek kaydetmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir. Bu ödeneklerden yıl içinde kullanılmayan miktarlar, ertesi yıl devren gelir ve ödenek kaydedilir.

Bu tertipte oluşan ödenek, Maliye Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslar dahilinde, yüzde 15 oranında bu yasadan yararlanmayıp bedelsiz olarak silah altında ilgili kanunlar dahilinde fiilî olarak askerlik hizmetini yerine getiren yükümlülere eşit olarak dağıtılır. Kalan yüzde 85’lik kısım ise 17 Ağustos 1999 tarihinde vuku bulan deprem dolayısıyla genel hayata etkili, afete maruz kalan bölgede yer alan illerdeki hasar ve zararların giderilmesi için gereken her türlü harcamaların finansmanında kullanılır.

Bedelin ödeme usul ve esasları ile uygulamaya ilişkin diğer hususlar Bakanlar Kurulu Kararıyla düzenlenir.

BAŞKAN – Sayın komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MİLLî SAVUNMA BAKANI SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU (Kayseri) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Önerge sahipleri, gerekçeyi mi okuyalım, yoksa birinci imza sahibi mi konuşacak?

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: 17 Ağustos 1999 günü yaşanan deprem felaketi ağır can ve mal kaybına sebep olmuştur. Açılan bu zararın giderilmesi ve ilgili vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesine katkıda bulunmak maksadıyla, askerlik çağına gelip de, her ne sebeple olursa olsun henüz fiilî askerlik hizmetine başlamamış olanların bir defaya mahsus olarak bedel ödeyerek askerlik hizmetini yerine getirmeleri öngörülmektedir.

BAŞKAN – Komisyonun ve hükümetin katılmadığı ve biraz önce gerekçesini dinlediğimiz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 188 sıra sayılı Kanun Tasarısının 1 inci maddesinin geçici madde 37 ile başlayan kısmındaki “1 Ocak 1973” tarihinin “31 Aralık 1974” olarak değiştirilmesi ve maddenin bu şekliyle kabulünü arz ve teklif ederiz.

Veysel Candan

(Konya)

ve arkadaşları

BAŞKAN – Sayın komisyon katılıyor mu önergeye?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MİLLî SAVUNMA BAKANI SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Komisyon ve hükümet önergeye katılmıyor; önerge sahipleri adına, Kocaeli Milletvekili Sayın Mehmet Batuk; buyurun efendim.

Süreniz 5 dakika.

MEHMET BATUK (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; görüşmekte olduğumuz 188 sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesinin değiştirilmesiyle ilgili önergemiz hakkında söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bedelli askerlik konusu kamuoyunda tartışılmaya başlandığında “1 Ocak 1973 doğumlular” ifadesi kullanılmıştır. “1973 yılı” tabirinin kullanılmış olması, kamuoyunda, bu yıl içerisinde doğmuş olanların da bedelli askerlikten yararlanabileceği kanaatini doğurmuştur. Kamuoyunun bu beklentisini karşılamak herhalde uygun bir davranış olur. Özellikle deprem bölgesindeki yaralarımızı sarmak amacıyla düşünülmüş olan bu uygulamanın, elbette deprem bölgesindeki yaralar dikkate alındığında, biraz daha imkân sağlaması düşünülmelidir. Şu anda, beklenilen oranda başvuru yapılmadığı gözlenmektedir. 200 000 başvurunun yapılabileceği konuşulurken, 65-70 000 civarında başvurunun olduğu gözönünde tutulursa, bizim önergemizde ifade ettiğimiz iki yıllık bir uzatmanın; yani, 31 Ocak 1974 tarihi itibariyle doğumlu olanların da bundan yararlanabilmesi hususundaki teklifimiz, zannediyorum, askeriyenin ihtiyaçları açısından büyük bir kayıp oluşturmayacaktır; çünkü, beklenilen oranda bir başvuru yapılmamış; yani, bu çağ döneminde bulunan 200 000 insanın bedel ödemeden gidip askerlik yapacağını beyan etmiş olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir.

Bu itibarla değerli arkadaşlar, bu husus, deprem bölgesindeki yaralarımızı -burada, tekrar başka vesilelerle konuşuyoruz- sarmakta kullanılabilecek bir kaynak olarak düşünüldüğüne göre, mutlaka, Meclisimizin, bu katkıyı deprem bölgesine sağlamasının ve vatandaşlarımızda meydana gelen beklentinin karşılanmasının, elbette, uygun olacağı kanaatindeyiz.

Değerli arkadaşlar, önergemizle ilgili söz almışken, kanun tasarımızın genel gerekçesi olarak ifade edilen deprem bölgesindeki yaraları sarma gayemizin şu noktadan da bir kez daha ele alınmasında yarar var: Deprem bölgemizde büyük yıkıntılarımız var. Deprem bölgesindeki askerlik mükellefiyeti çağına gelmiş insanlarımızın birçoğunun, belki evi yıkıldı, belki akrabalarını kaybettiler; şimdi onların bu bedelli askerlikten yararlanma imkânları çok daha aza indi. Yüce Meclisimiz uygun görürse, deprem bölgesinde, depremden direkt zarar gören vatandaşlarımızın bedelli askerlikten yararlanma şartlarının, diğer bölgelerdeki vatandaşlarımıza göre yüzde 50 bir indirime tabi tutulması, zannediyorum, hakkaniyete aykırı olmaz.

Değerli arkadaşlar, elbette, bu tasarı yasalaştığında, bu bedellerin talep edilmesi hususunda makul taksitlendirme yapılması da yerinde olur. Herhalde, kimse, cebinde bu kadar parayla -15 000 markla, 20 000 markla-bugünü beklemiyor. Makul bir taksitlendirme, bu tahsilatların ve bedelli askerliğin fiilen gerçekleşmesinin zorunlu şartı gibi görülmektedir. Bu hususun da üzerinde ciddî olarak düşünmek gerekmektedir kanaatindeyim.

Böylece, belki, hükümetimizin kimi zaman gündeme getirdiği, komisyondan geçen; ama, Genel Kurula inmeyen deprem vergisi çıkarma lüzumu da ortadan kalkar. Piyasa zaten durgun, ekonomik sıkıntı had safhaya varmıştır, yeni bütçenin getirdiği mükellefiyetler çok daha zorlayıcıdır. Bir de deprem vergisiyle halkımızın karşısına gidersek, bunun, Meclisimiz için de, hükümet için de, herhalde, uygun bir davranış olmayacağı kanaatindeyim.

Değerli arkadaşlar, önergemizde teklif ettiğimiz 31 Aralık 1974 doğumluların bedelli askerlik imkânından yararlanabilmesi hususu, zannediyorum, hepinizin de makul göreceği bir husustur. Önergemize destek olmanızı bekliyorum. Vatandaşlarımızda yoğun şekilde beklenti haline gelen 1973 doğumluların...

BAŞKAN – Sayın Batuk, toparlar mısınız?..

MEHMET BATUK (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Yoğun beklenti haline gelen 1973 doğumluların yanına 1974 doğumluların da eklenmesi şeklinde bunu çıkarmamızın daha uygun olacağı kanaatindeyim.

Hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Batuk.

Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı, gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Üçüncü ve son önergeyi okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 188 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 1 inci maddesiyle, 1111 sayılı Askerlik Kanununa eklenen geçici 37 nci maddenin 1 inci fıkrasında yer alan “1 Ocak 1973 tarihinden önce doğan” ibaresinin “1 Ocak 1974 tarihinden önce doğan” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mustafa Örs (Burdur) ve arkadaşları

BAŞKAN – Önergeye komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkan, katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Örs, gerekçeyi mi okuyalım?

MUSTAFA ÖRS (Burdur) – Gerekçeyi okuyalım.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum :

Gerekçe :

Ulusca yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin özverisiyle hazırlanan kanun tasarısının bu şekilde değiştirilmesiyle, söz konusu hesapta daha fazla parasal varlık toplanacaktır. Kanunun yürürlüğe girmesini takip eden altı ay içerisinde yapılacak başvurular nedeniyle, Türk Silahlı Kuvvetleri de ihtiyacı olan kaynak planlamasını yapabilecektir.

BAŞKAN – Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı, gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 1 inci madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum :

Yürürlük

MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Maddeyle ilgili söz isteği?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2 nci madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum :

Yürütme

MADDE 3.– Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Maddeyle ilgili söz isteği?.. Yok.

Değişiklik önergesi yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 3 üncü madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açık oylamanın, elektronik oylama cihazıyla yapılması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama, elektronik cihazla yapılacaktır.

Sayın milletvekilleri, oylama için 5 dakikalık süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini; buna rağmen sisteme giremeyen üye varsa, oy pusulalarını Başkanlığımıza göndermelerini; vekaleten oy kullanacak sayın bakan var ise, hangi bakana vekaleten oy kullandığını, oyunun rengini ve imzasını taşıyan pusulayı Başkanlığımıza göndermelerini rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısının, yapılan açık oylamasının sonucunu açıklıyorum:

Katılan üye : 223

Kabul : 217

Ret : 2

Çekimser : 3

Mükerrer : 1

Bu sonuca göre, tasarı kabul edilmiş ve yasalaşmıştır.

Şimdi, tasarının yasalaşması nedeniyle, Sayın Millî Savunma Bakanımızın bir teşekkür konuşması vardır.

Buyurun Sayın Bakanım. (MHP ve DSP sıralarından alkışlar)

MİLLî SAVUNMA BAKANI SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; kamuoyunda kısaca “bedelli askerlik” adıyla yer almış bulunan 1111 sayılı Askerlik Kanununa bir geçici madde eklenmesiyle ilgili olarak Bakanlığımızın hazırladığı ve Bakanlar Kurulunun huzurlarınıza getirmiş bulunduğu tasarının kabul edilmesi münasebetiyle, huzurlarınıza, şükranlarımı sunmak üzere çıkmış bulunuyorum; hepinize teşekkür ediyorum.

Ülkemizin, önemli ve millî hassasiyeti gerektiren konularında bütün siyasî partilerimiz ve onların mensuplarının bir ve beraber oluşunu görmüş olmaktan dolayı da mutluluğumu ifade ediyorum. Tabiî, bir konu üzerinde eleştiriler, görüş farklılıkları ve mütalaalar elbette olacaktır. Bu da göstermiştir ki, askerlik ve deprem felaketi konusu gibi millî hassasiyetimizin yoğunlaştığı bir dönemde bunlarla ilgili eleştirilerin üstüne çıkabilmek ve esasını kabul etmek gibi bir görüş içerisinde olan arkadaşlarıma; millet iradesinin tecellisini temsil eden milletvekili arkadaşlarıma şükranlarımı tekrar teyiden arz etmek istiyorum.

Bu vesileyle, bazı tereddütleri, açıklanması gereken hususları da müsaade ederseniz bilgilerinize sunmak istiyorum.

Bir kere, biz, 200 000 kişi başvuracak, bundan yararlanacak demedik. Benim şahsen Bakan olarak, hazırlık çalışmaları sırasında ifade ettiğim rakam 40 000-50 000’dir. Bu 200 000 rakamı, göçler sebebiyle, mükerrer kayıtlar sebebiyle ve sağlıksız nüfus kayıtları sebebiyle belirlenmiş gibi gösterilen, ama resmî teyidi olmayan rakamlardır. Bizim yaptığımız anket mahiyetindeki tespit çalışmaları sırasında bu rakamın 145 000 civarında olduğu kesine yakın doğrudur. Bunlardan 73 500’ü başvurmuş bulunmaktadır. Tasarının yasalaşması ve yürürlüğe girmesinden itibaren altı aylık geçecek süre içerisindeki başvurularla bunun 90 000 ilâ 100 000’e çıkacağı doğrudur.

İkinci husus, buradan hâsıl olacak meblağın doğrudan deprem harcamalarına, yani 17 Ağustos 1999’da maruz kalmış buluduğumuz büyük afetin yaralarının sarılmasına ve maddî kayıpların telafisine münhasıran harcanacak olmasıdır. Eğer, öyle bir tedbir getirilmemiş olsaydı, yine, daha evvel kabul edilmiş bulunan yasalarımız gereği, dövizli askerlik ve bundan evvelki uygulamaları yapılmış bedelli askerlik uygulamalarından elde edilecek gelirlerin yatırıldığı yer olmak itibariyle Savunma Sanayii Destekleme Fonuna gidecekti.

Sizlerin bilgisine sunmak istediğim üçüncü husus, Maliye Bakanlığı nezdinde ve Ziraat Bankasında açılmış bulunan bu hesabın, başka herhangi bir suretle harcanmasının mümkün olmayacağına dair hüküm getirilmiş olmasıdır. Bu paranın, politika manasında, şu veya bu şekilde kullanılacağı şeklindeki yorumlara katılmak mümkün değildir. Kabul ettiğiniz kanun metni bu kadar açıktır kanaatindeyim.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin kaynak ihtiyacı, gelecekteki gücü, uzmanlık isteyen er sayısı, subay sayısı dikkate alınarak bu rakamlar hesaplanmış, huzurlarınıza getirilmiştir ve istisnaî bir uygulamadır; sadece deprem felaketiyle ilgili gelir arayışları sırasında katkıda bulunmak ihtiyacıyla ortaya çıkmış bir durumdur. Böyle olunca, bunu genişletmek, tahammül edilebilir bir noksanlığın altına Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücünü indirmek veya belirli noktada tutmak gibi bir hassas hesaplama sonucunda bulunmuş bir rakamdır. Yoksa, bir sistem değişikliği gibi düşünülerek, bütün Silahlı Kuvvetlere alınacak asker kaynağında, böyle bir bedelli askerliği getirmek gibi bir konu gündemimizin dışında kalmıştır.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, döviz, mark karşılığı askerlik, eleştiri konusu oldu. Günlük hayatımızda döviz, dolar, mark, millî gelir ve fert başına millî gelir gündemimizin zaten temel ibareleri, terimleri olarak geçiyor. Daha evvel yine yasalaşmış bulunan dövizli askerlikte de “mark” deyimi var. Yine, 54 üncü hükümet döneminde uygulaması yapılmış bulunan dışarıdan 50 bin mark gönderilmek suretiyle bedelsiz ithalat konusunda da geçmiş hükümetlerin bu şekilde uygulaması olduğunu düşünüyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)

Ancak, ekonomik yapımız, istikrar bulduğu, ekonomimizdeki rahatsızlıkların giderildiği, enflasyonist tesir ve baskılardan uzaklaşmış bir yapıya kavuştuğu takdirde, inşallah, Türk Lirasını, bizim de özlediğimiz Türk Lirası haline getirdiğimizin görüleceğini ve bunlara hiç ihtiyaç kalmayacağını düşünüyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)

Enflasyonist baskıyı azaltmak için, mutlaka mark olarak yatırılacak demediğimiz de metinde açıkça yazılıdır. Mark veya o tarihteki karşılığı Türk parası yatırılacak gibi de bir düşüncemiz vardır.

Deprem konusunda yardımcı olunması mahiyetinde düşünülmüş bulunan bu yasanın, bütün deprem felaketindeki yaraların sarılmasına yetmesi gibi bir amaçla ortaya çıkılmadığı da açıktır. Ne kadar yardımcı olabilirsek o kadar yardımcı olalım diye düşünülmüştür. Tahminlerimiz odur ki -demin verdiğim rakamlar inşallah doğrulandığı takdirde- 1 milyar dolarlık bir katkıyla deprem felaketinin yaralarına çare bulunacaktır.

Bir de şunu açıklamak istiyorum: Neden 1 Ocak deniyor da, aralık ayı denmiyor, temmuz ayı denmiyor? Askerlik Kanunumuz askerlik çağının başlangıcını ocak ayı olarak aldığı ve 40 yaşının bitirilmesinden sonraki ocak ayının da, askerlik çağına çıkışı esas aldığı için, düşünülerek gündeme getirilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, bir dördüncü konu da, yasa yürürlüğe girdikten sonra, uygulama usul ve esasları ile bedelin nasıl ödeneceğinin, yine, verdiğiniz yetkiye dayalı olarak Bakanlar Kurulunca belirleneceği hususudur; ama, zaten, biz, kamuoyuna, tasarı yasalaştığı takdirde, Bakanlar Kurulunca taksitlendirme imkânının getirileceğini -bir hükümet üyesi olarak- söz vermiş durumdayız; ama, bunun sayısı ve ödeme aralıkları, ayrıca, Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenecektir diye düşünüyorum.

Hepinize, gösterdiğiniz hassasiyet ve ilgi dolayısıyla, bu vesileyle, tekrar, teşekkürlerimi sunuyor, milletimiz için, askerlerimiz için ve askerliklerini yapacaklar için hayırlı, uğurlu olmasını gönülden diliyorum.

Teşekkür eder, saygılar sunarım Sayın Başkan. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Bakanım.

Sayın milletvekilleri, süremiz tamamlanmıştır.

Sözlü sorular ile kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 3 Kasım 1999 Çarşamba günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati : 19.02

 

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, 1995-1998 yılları arasında Nevşehir İli genelinde ören yerleri gelirinin kullanılışına ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı M. İstemihan Talay’ın cevabı (7/371)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Kültür Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygı ile arz ederim.

Mehmet Elkatmış Nevşehir

Malumunuz olduğu üzere ören yerlerine giriş paralıdır. Bundan takriben bir yıl evveline kadar ören yerlerinden elde edilen gelirin belli bir bölümü, gelirin elde edildiği il özel idaresine aktarılmak suretiyle o ilde kullanılmaktaydı. Ancak sonradan bu gelirlerin tamamı Bakanlığınız uhdesine alınarak, valilerin harcama yetkisi kaldırılmıştır. Demokrasinin temel unsurlarından birisi de yerinden yönetimdir. Bu nedenle de günümüzde devletin küçültülmesi merkezi otoritenin bir kısım yetkilerinin yerel yönetimlere devredilmesi ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gündemdedir. Ören- yerleri gelirlerinin tamamının ise Bakanlığınıza devredilmesi bu ilkelere ve anlayışa aykırıdır. Bu sebeple;

Sorular

1. 19995-1996-1997 ve 1998 yıllarında Nevşehir genelinde ören yerleri geliri ne kadardır?

2. Bu yıllara ait ören yerleri gelirlerinden ne kadarı Nevşehir Valiliği tarafından kullanılmıştır?

3. Bu gelirler niçin Bakanlık uhdesine alınmıştır?

4. Ören yerleri gelirlerini tekrar valilik emrine vermeyi düşünüyor musunuz? Şayet düşünüyorsanız, gerekçesi nedir?

T.C. Kültür Bakanlığı 20.8.1999 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı: B.16.0.APK.0.12.00.01.940-387

Konu: Yazılı Soru Önergesi

İlgi: TBMM Başkanlığı KAN.KAR.MÜD.’nün 9 Ağustos 1999 günü ve A.01.00.GNS.0.10. 00.02.1474 sayılı yazısı.

Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış’ın “Nevşehir İlinde, Anıtlar ve Röleve Müdürlüğünün kurulup kurulmayacağına ilişkin” 7/370-1335 esas nolu ve “1995-1998 yılları arasında Nevşehir İli genelinde ören yerleri gelirinin kullanılışına ilişkin” 7/371-1336 esas nolu yazılı soru önergelerinin cevapları ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. İstemihan Talay Kültür Bakanı

Cevap: 7/370-1335 esas nolu yazılı soru önergesi:

Nevşehir İlinde Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü kurulmasıyla ilgili çalışmalar sürdürülmektedir.

Cevap 1: 7/371-1336 esas nolu yazılı soru önergesi:

1995 yılı geliri : 56 065 051 000.-TL.

1996 yılı geliri : 135 306 000 000.-TL.

1997 yılı geliri : 257 995 750 000.-TL.

1998 yılı geliri : 155 483 036 000.-TL.

Toplam : 604 849 837 000.-TL.dir.

Cevap 2-3: Yukarıda belirtilen ören yerleri gelirlerinin bir kısmıyla 1995 yılında 104, 1996 yılında 128, 1997 yılında 167, 1998 yılında da 170 personel çalıştırılmış olup, bu personelin ücretleri ödenmiş ve geri kalan miktarları da Valilikçe Kültür Hizmetleri dışında Özel İdarenin hizmet amaçları için kullanılmıştır.

Bakanlığımız ile Nevşehir Valiliği arasında yapılan protokol çerçevesinde verilen ödeneklerin yalnızca ören yerleri giderlerinde kullanılması planlanmış olup, başka hizmetlerde kullanılmaması için bu gelirler Bakanlık uhdesinde alınmıştır.

Cevap 4: Bu konuyla ilgili çalışmalar devam etmekte olup, tamamlanınca konunun çözümüne çalışılacaktır.

2. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Terörle Mücadele Ekiplerinin İstanbul’un bazı semtlerinde baskın yaparak gözaltına alınan kişilere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/515)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

2.9.1999 Zeki Ünal Karaman

Sorularım şunlardır:

1. 22 Ağustos 1999 tarihinde Nail Bozlak’a ait İstanbul-Pendik Güzelyalı Mahallesi İnönü Caddesindeki dairede “Dini eğitim veriliyor, kuşkusuyla eve baskın yapıldığı,

2. Eyüp’te zikir yapan ve tesbih çeken 35 kişinin gözaltına alındığı ve Terörle Mücadele Ekiplerinin “kıpırdayanı vururuz” diye tehdit ettikleri ve korkan çocukların ağladıkları,

3. Susurluk’ta depremzedeler için Kur’an okunan evlerin basıldığı ve çok kişinin gözaltına alındığı iddiaları doğru mudur?

4. Doğru değilse, Basında çıkan bu haberler tekzip edilmiş midir?

T.C. İçişleri Bakanlığı 26.10.1999 Emniyet Genel Müdürlüğü Sayı: B.05.1.EGM.0.12.01.01-239871

Konu: Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: TBMM Başkanlığının 7.10.1999 gün ve A.01.GNS.0.10. 00.02-7/515-1749/4654 sayılı yazısı.

Karaman Milletvekili Zeki Ünal tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

1. 24.6.1999 günü İstanbul İli Pendik ilçesi Güzelyalı Mahallesi İnönü Caddesi No: 37’de ikâmet eden Nail Bozlak’ın; belirtilen apartmanın üst katında çoğunluğu Almanya’da bulunan ailelerin çocuklarına izinsiz ve yatılı olarak, bir bayan öğretici nezaretinde dini eğitim verdirdiği, çocukların dışarı ile temasının önlendiği duyumunun alınması üzerine;

Güvenlik birimlerimizce sözkonusu yerde arama yapmak amacıyla, Pendik Cumhuriyet Başsavcılığından bir deyafa mahsus olmak üzere (CMUK’un 97 nci maddesine göre gündüz yapılması kuralıyla) arama izni alındığı,

5.7.1999 günü saat 17.00’de arama yapılmak üzere gidildiğinde evde kimsenin olmadığının anlaşılması üzerine durumun nöbetçi savcıya anlatıldığı, savcıdan, bahse konu adresin takip edilerek şahsın ikâmetine dönüş tarihinde arama yapılması talimatının alındığı,

22.8.1999 günü saat 15.00 sıralarında sözkonusu eve gidilerek gerekli aramanın yapıldığı suç ve suç unsuruna rastlanılmadığı, konu ile ilgili olarak şahsın ifadesinin alınmasının ardından tanzim edilen tahkikat evrakları ile birlikte mevcutlu olarak Pendik Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilen tahkikat evrakları ile birlikte mevcutlu olarak Pendik Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildiği, sözkonusu Başsavcılığının 1999/Hz.8617 sayısına kayden de serbest bırakıldığı anlaşılmıştır.

2. Metris Cezaevinde tutuklu bulunan yasadışı İBDA-C “İslami Büyük Doğu Akıncılar-Cephesi” örgüt lideri Salih İzzet Erdiş’in 27.8.1999 günü saat 9.00’da Devlet Güvenlik Mahkemesinde duruşmasının olduğu, ancak adı geçenin DGM’leri protesto etmek maksadıyla duruşmaya katılmak istemediğini, örgüt mensuplarınında destek vermek için Metris Cezaevi ile DGM önünde protesto ve provakatif eylemler yapmak amacıyla, Eyüp ilçesinde Kaşgarlı Camii önünde toplandıkları, toplanan bu grup içerisinde aranan şahısların bulunduğu yönünde istihbari bilgiler alınması üzerine emniyet birimlerimizce yapılan operasyonlar sonucu; (29) şahıs (4) adet pompalı tüfek, (200) adet 12 mm çaplı fişek, (8) adet komando av bıçağı, (2) adet tüfeklere ait şarjör, (7) adet sırt çantası ile çok sayıda örgütsel doküman, dergi ve kitaplarla birlikte yakalanarak gözaltına alınmışlardır.

Yakalanan tüm sanıkların haklarında düzenlenen tahkikat evraklarıyla birlikte 3.9.1999 günü DGM Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildikleri ve DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 1999/1945 sayı ile 3 nolu DGM Başkanlığının Sorgu 99/58 sayısına kayden bu şahıslardan (6)’sının tutuklanarak Metris Cezaevine teslim edildiği anlaşılmıştır.

3. Güvenlik birimlerimizce, Balıkesir İli Susurluk İlçesi, Aziziye Köyünde 18.8.1999 gününden itibaren akşamları 8-10 araçla 50 kadar kişinin bir evde toplanarak dini konuşma yaptıkları ihbarının alınması üzerine durum Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilerek gerekli iznin alınmasından sonra, 26.8.1999 günü saat 23.30 sıralarında evde arama yapılarak (68) kişinin gözaltına alındığı,

Yapılan aramada (17) adet ajanda, (1) adet diz üstü bilgisayar, (38) adet Risale-i Nur Külliyatına ait kitaplar, (15) adet sohbet kaseti ve (1) adet dini kitap ele geçirildiği,

Gözaltına alınan şahıslardan (13)’ünün çıkarıldıkları adli mercilerce ilk etapta tutuklanıp bilahare serbest bırakıldıkları anlaşılmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan İçişleri Bakanı

3. – Çanakkale Milletvekili Nevfel Şahin’in, trafik tescil ve plaka ile basılı evrakın satışından elde edilen gelirlere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/531)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın delaletlerinizle İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu, saygılarımla bilgilerinize arz ederim.

16.9.1999 Nevfel Şahin Çanakkale

2918 sayılı Trafik Kanunu’nun 131 inci maddesi ile Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonuna (TŞOF) Trafik tescil ve plaka ile basılı evrakın satışı konusunda görev verilmiştir. TŞOF 13.5.1964 tarihinden beri 35 yıldır başarı ile götürmekte olduğu bu hizmet yolu ile bir kamu hizmeti ifa etme yanında üyeleri arasında dayanışmayı ve birçok sosyal görev ve ihtiyacı sağlamaktadır.

Ayrıca basılı kâğıtlar ile plakaların satış fiyatları İçişleri ve Bayındırlık Bakanlıkları tarafından belirlenmekte ve TŞOF bu satıştan sağladığı net gelirin %60’ını yine İçişleri Bakanlığının emrinde olan Trafik Hizmetlerini Geliştirme Fonu’na aktarmaktadır. Geri kalan % 40’ı 660 odası ile birlikle TŞOF’na kalmaktadır. Ek olarak yasal zorunluluk olmamasına rağmen İçişleri Bakanlığı ile yapılan protokol nedeni ile Polis Teşkilâtını Güçlendirme Vakfı’na aktarılmıştır. 1995-1998 yılları arasında Vakfa aktarılan para 2,050 trilyon TL’na ulaşmıştır.

Hal böyle iken; 1 Ağustos 1999 tarihli Hürriyet Gazetesinde çıkan “İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan 13 trilyon TL’lık operasyon yaptı” başlıklı haber ile 1,5 milyon (TŞOF üyesi) Şoför ve Esnafımız rencide edilmiştir.

Sorular:

1. 4.8.1999 tarihli Hürriyet Gazetesi haberinde verilen 13 trilyon TL’lık belge satışı doğru mudur? Doğru ise bu rakamın alt kalemlerinin dağılımı nasıldır ve hangi süreyi kapsamaktadır?
2. Haberin doğruluğu varsayımı altında her türlü kamu hizmetinin özelleştirmeye ve devleti küçültmeye çalışılan bir ortamda özelleştirilmiş bir hizmetin yeniden kamu alanına çekmek girişiminin anlamı nedir?

3. TŞOF kendi payına düşen % 40 pay ile birçok kamusal ve sosyal hizmeti (Ambulans ve Kurtarıcı vb.) yerine getirirken % 60 pay alan Trafik Hizmetlerini Geliştirme Fonu (THGF) kendi payını nasıl değerlendirmektedir? Ek olarak THGF ile TŞOF kullandıkları kendi payları için bir verimlilik analizi yapılmış mıdır?

4. TŞOF; Odalarına ait 200 Ambulans ve 100 civarındaki Kurtarıcı ile gerek halkımızın gerek şoför esnafımızın yardımına koşarken böyle önemli bir görevi başarılı bir şekilde yerine getirmek ve bu hizmetlere devam etmek izin gerek duyacağı finans kaynağı, neden kesilmek istenmektedir? Böyle bir durumda bu önemli hizmet kim tarafından ve nasıl yerine getirilecektir?

5. TŞOF; gerek protokol gereği Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfına ve gerekse THGF’na kanunen yapması gereken ödemelerde bugüne kadar vaki bir gecikme olmuş mudur?

6. Eğer gazetelere yansıyan bu haber veya niyet doğru ise; TŞOF’nun mahrum kalacağı gelir nasıl, hangi vasıta ile ve hangi amaçla kullanılacaktır?

7. Son 5 (Beş) yılda evrak satışı ile TŞOF, THGF aldığı paylar ve TŞOF’nun Polis Teşkilâtını Güçlendirme Vakfına ödediği para ne kadardır?

8. TŞOF yasa ile verilen bu görevin geri alınması yine yasa ile olması gerekeceğinden;

a. Yasa hazırlık çalışmaları hangi aşamaya gelmiştir?

b. TŞOF bağlı 660 oda ve mensuplarını çok rahatsız eden bu gelişmeler olurken halkımızı aydınlatacak, bilgilendirecek ve rahatlatacak açıklamalar Bakanlık tarafından neden yapılmamaktadır?

T.C. İçişleri Bakanlığı 26.10.1999 Emniyet Genel Müdürlüğü Sayı: B.05.1.EGM.0.12.01.01-239872

Konu: Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: TBMM Başkanlığının 7.10.1999 gün ve A.01.GNS.0.10. 00.02-7/531-1825/4936 sayılı yazısı.

Çanakkale Milletvekili Nevfel Şahin tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

1. Bakanlığımca motorlu araç tescil ve motorlu araç trafik belgelerinin dağıtımıyla ilgili düzenlemeler yapılmıştır.

2. Tescil işlemleri trafik tescil kuruluşlarında yapılmaktadır. Ancak bu işlemlerde kullanılan belgelerin bir kısmı tescil kuruluşlarında, bir kısmı da şoför odalarında hizmete sunulmaktadır. Hizmetin bir bölümünün tescil kuruluşlarında bir bölümünün de başka kuruluşlarda verilmesi kırtasiyeciliği artırmakta ve de karmaşaya yol açmaktadır. Bununla birlikte Federasyona bağlı olarak görev yürüten il ve ilçelerdeki Şoförler ve Otomobilciler Odalarından hiç birinin, basılı kağıt ve plakaların satışıyla ile ilgili belirlenen fiyatları uygulamadığı, bunun yerine her yerde farklı ve kamu oyunda büyük tepki toplayan fiyatlar üzerinden plaka ve kağıt satışı yaptığı, bu uygulamayla her yıl trilyonlarla ifade edilecek meblağlar haksız bir şekilde vatandaşlardan alınarak Federasyona aktarıldığının tespitinden sonra Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından 1999/71620 sayıyla Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu anlaşılmış olup, söz konusu hizmetlerin tescil kuruluşlarında verilmesinin vatandaşlarımız için yararlı ve ayrıca tescil işlemlerinin bütünlüğünün sağlanması açısından da gerekli olduğu düşünülmektedir.

3. Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu 1993 yılından itibaren her yıl çıkartılan bütçe Kanunları ile bütçe kapsamına alınan bir fondur. Fon faaliyetleri ise genel bütçeden tahsis edilen sınırlı bütçe ödenekleri ile yürütülmeye çalışılmaktadır.

Günümüze kadar fon kaynaklarıyla, trafik denetim hizmetlerinin modernisazyonu ve güçlendirilmesi için, çeşitli araç ve gereçler alınmış, vatandaşlarımızın trafikle ilgili eğitimi için, çok sayıda trafik konulu eğitici film, radyo programı, afiş, broşür, senaryo ve kompozisyon yarışmaları yaptırılmış, onlara kitap, yüzbinlerce afiş ve broşür bastırılmış, örnek sürücü davranışlarının tespit edilerek diğer sürücülere benimsetilmesi ve özendirilmesi amacıyla (Çeşitli il ve ilçelerden trafik komisyonları tarafından seçilerek önerilen) sürücüler ödüllendirilmiş,

Bunlara ilaveten 180 adet mahalli idarenin trafikle ilgili (Kavşak Sinyalizasyonu, Çocuk Trafik Eğitim Parkı yapımı, Yatay ve Düşey İşaretleme gibi) projeleri finanse edilmiştir.

4. Önergede belirtilen hizmetler, meri mevzuatla yetkili ve sorumlu kılınmış İçişleri ve Sağlık Bakanlıkları tarafından yürütülmektedir.

5. Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun (TŞOF) Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonuna kanunen yapması gereken ödemelerde bugüne kadar herhangi bir gecikme olmamıştır. Ancak, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Kontrolörlerinin de Federasyonu teftişi sonucu; Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonuna aktarılması gereken % 60 pay hesabında, üyelere yardım gibi indirim konusu olmaması gereken gider kalemlerinin, Federasyon tarafından masraf gösterilmesi suretiyle, 1994-1998 yılları itibariyle Fon Payının 1 068 053 392 000 TL. eksik gönderildiği belirlenmiş olup, yasal işlem süreci başlatıldığı, konunun yargıya intikal için tüm delillerin toplanmasının beklendiği anlaşılmıştır.

6. Hazırlanan Kanun Tasarısı ile; basılı kağıt ve plakaların denetim altında satışından elde edilecek gelirler, ülkemizdeki sürücülerin sadece % 11’inin üyesi olduğu federasyon ile bu federasyona bağlı odalar yerine, toplumun bütün kesimlerine hizmet eden Türk Polis Teşkilâtının modernizasyonuna, güçlendirilmesine ve trafik güvenliğine önemli katkılar sağlayan Türk Polis Teşkilâtını Güçlendirme Vakfına aktarılacak, böylece trafikle ilgili hizmetlerden elde edilen gelirler yine trafik hizmetlerinde kullanılarak kamunun istifadesine sunulmuş olacaktır.

7. TŞOF’nun son beş yılda Türk Polis Teşkilâtını Güçlendirme Genel Müdürlüğüne ödediği meblağ 2 048 995 000 000TL.dır.

8. Bakanlığımca vatandaşlarımızı rahatlatacak ve bilgilendirecek açıklamalar kamuoyuna sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan İçişleri Bakanı

4. – Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına ait personel lojmanlarının tahsisine ve yakıt ücretlerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Yıldırım Akbulut’un cevabı (7/540)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başkanlığınız tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.

Nurettin Aktaş Gaziantep

Sorular:

1. TBMM Başkanlığına ait; İlker, Atakent, Saraçoğlu ve TBMM Kampusü içinde kaç adet lojman vardır?

2. İlker, Atakent, Saraçoğlu, TBMM Kampusü içindeki lojmanlardan şu anda kaçı kullanılmaktadır? Oturan personelin;

a) Adları nedir?

b) Meclis’te kaç yıldır çalışmaktadırlar?

c) Hangi görevleri yapmaktadırlar?

d) Kaç yıldır lojmanda oturmaktadırlar?

e) Tahsis süresi bittiği halde halen lojmanlarda oturanlar kimlerdir?

3. TBMM İlker Personel Lojmanlarında oturanlar Meclis personellerinin en mağdurları olmalarına rağmen yeni dönemde yakıt paralarının kendileri tarafında ödeneceği söylenirken; Atakent, Saraçoğlu ve TBMM Kampusü içinde oturanlar Meclis’te en fazla ücreti almalarına rağmen, yakıt parası ödemeden lojmanda oturacakları söylenmektedir. Doğru mudur? Doğru ise bu adil bir uygulama olur mu?

4. Meclis’te lojmanda oturmak için personel sırada beklerken, özellikle TBMM İlker Personel Lojmanlarında birçok dairenin senelerce boş tutulmasının sebebi nedir?

5. Meclis’te kadrosu olmayıp da, geçici görevle çalışanlara lojman verildiği halde yıllarca yardımcı hizmetler kadrosunda olan personele niçin lojman verilmemektedir?

T.C.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı

Genel Sekreterliği 1.11.1999

Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı

KAN.KAR.MD. Sayı: A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/540-1858/5080

Sayın Nurettin Aktaş, Gaziantep Milletvekili

İlgi: 23.9.1999 tarihli yazılı soru önergeniz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına ait personel lojmanlarının tahsisine ve yakıt ücretlerine ilişkin ilgi önergenizde yeralan sorularınız aşağıda cevaplandırılmıştır.

Bilgilerinizi rica ederim.

Saygılarımla.

Yıldırım Akbulut Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

Cevap (1,2). TBMM Personel lojmanlarının genel durumunu gösteren listeler ilişikte sunulmuştur.

Cevap 3. 10.1.1998 tarih ve 23226 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 234 sıra sayılı Maliye Bakanlığı Millî Emlâk Genel Tebliğinin yakıt giderleri bölümünde “Kamu Konutlarının yakıtının konutlarda oturanlar tarafından tedariki ve bedellerinin konutlarda oturanlarca karşılanması esastır.

Ancak doğalgazla ısıtılan kamu konutlarında yakıtın tedarikinde bir güçlük sözkonusu olmadığından (Devlet Mahalleleri, hizmet binası ile aynı kazandan ısıtılan konutlar hariç) bu konutların yakıt giderleri kesinlikle idarelerce karşılanmayacak ve oturanlarca karşılanmaya devam edilecektir” hükmü yer aldığından kira uygulaması buna göre yapılmaktadır.

Cevap 4. Seçimlerden sonra lojmanlardaki boş olan dairelerin badana ve boyası yapılmış olup, 22 konut, 14.10.1999 tarihinde puanlama sırası dikkate alınarak hak sahiplerine dağıtılmıştır.

Cevap 5. Geçici görevli personele tahsis edilen lojman bulunmamaktadır.

Personel lojmanlarının dağıtımı Başkanlığımız Konut Yönetmeliğinde yeralan I.II.III ve IV sayılı cetvellerdeki personel sırasına göre yapılmaktadır.

Bu cetvellerden IV sayılı cetvel Genel İdare Hizmetleri Sınıfındaki memurlarımızla ilgilidir. Kendilerine puanlama sırasına göre sıra tahsisli lojman tahsis edilmekte ve beş yıl oturduktan sonra konutu boşaltmaktadırlar. Bu statüdeki personelin tamamı beşer yıl konuttan yararlandıktan sonra, Yardımcı hizmetler sınıfındaki personelimize de lojman tahsisi yapılabilecektir.

TBMM Lojmanlarının Genel Durum Çizelgesidir.

Yeri Konut Sayısı Dolu Boş

Dikmen İlker Mahallesi 220 195 25

TBMM Kampusü 59 58 1

Atakent 3. Devlet Mahallesi 30 29 1

Namık Kemal Mahallesi 10 9 1

Genel Toplam 319 291 28

 

TBMM Lojmanlarında Oturan Personelin İsim Listesidir

TBMM Kampusü

S. No Adı ve Soyadı (2/a) Unvanı (2/c) (2/d) Konutta Oturma Süresi

1 Hayati Şener Gen. Sek. Yrd. 15 Yıl

2 Cengiz Köksal Gen. Sek. Yrd. 1 Ay

3 Orhan Dülgerler Başkan Başmüşaviri 15 Yıl

4 Fahri Köprülü Başkan Müşaviri 15 Yıl

5 Şener Özdemir ” ” 15 Yıl

6 Ünal Yener ” ” 7 Yıl 4 Ay

7 Mehmet Erdoğan ” ” 2 Yıl 2 Ay

8 B. Sıtkı Yalçın ” ” 15 Yıl

9 Mehmet Kın ” ” 7 Ay

10 Ahmet Tuğrul Daire Başkanı 2 Ay

11 Necati Değirmencioğlu ” ” 9 Yıl 11 Ay

12 Mehmet Dünşen Tarım Bak.lığına Tayin 5 Yıl

13 Şuayip Doğanç Emniyet Müdürü 3 Yıl 3 Ay

14 İbrahim Araç Müdür 3 Yıl

15 Tuna Okanakul ” 15 Yıl

16 A. Rıza Cihan ” 15 Yıl

17 Arif Bigeç ” 10 Yıl 11 Ay

18 Ünal Irgaş ” 7 Yıl 4 Ay

19 Hüseyin Yener ” 3 Yıl

20 Cehti Kozok ” 15 Yıl

21 Sedat Burnaz ” 15 Yıl

22 Adem Yılmaz ” 12 Yıl 7 Ay

23 Şenol Çiftçioğlu ” 15 Yıl

24 Recai Çırpan Şube Müdürü 11 Ay

25 Solmaz Özduygu ” ” 15 Yıl

S. No Adı ve Soyadı (2/a) Unvanı (2/c) (2/d) Konutta Oturma Süresi

26 Haluk Birdir Şube Müdürü 15 Yıl

27 Erdoğan Cici ” ” 15 Yıl

28 Çetin Atalay Müdür Yardımcısı 7 Yıl 4 Ay

29 Cevat Oral ” ” 7 Yıl 4 Ay

30 Hüseyin Ünlü ” ” 15 Yıl

31 Gündüz Dinçer ” ” 3 Yıl

32 İsmet Baydur ” ” 7 Yıl 4 Ay

33 Zeki Aydınlık ” ” 7 Yıl 4 Ay

34 Turgut Bilen ” ” 2 Yıl 2 Ay

35 Bekir Yıldız ” ” 7 Yıl 8 Ay

36 Hayrettin Uslu ” ” 7 Yıl 10 Ay

37 Kemal Şensoy ” ” 17 Yıl

38 Ethem Demir ” ” 5 Yıl 11 Ay

39 Nezaket Sokullu ” ” 12 Yıl 2 Ay

40 Bahtiyar Güver Satınalma Kom. Bşk. 15 Yıl

41 F. Vasfi Ulusoy Başhekim 10 Ay

42 Ali Çandar Sivil Savunma Uzmanı 7 Yıl 3 Ay

43 Sabri Bahadır Mal Saymanı 4 Yıl 3 Ay

44 Hayrettin Özbay Müşavir 3 Yıl 2 Ay

45 Ahmet Korkmaz Makine Mühendisi 2 Yıl 1 Ay

46 Şakir Kaynakoğlu Şef 15 Yıl

47 Anıl Kandaz Uzman 3 Yıl 2 Ay

48 Zehra Fişenk Memur 2 Yıl 8 Ay

49 Şule Kalemköy ” 4 Yıl 10 Ay

50 Nazlı Ayan ” 2 Yıl 9 Ay

51 Nurcan Şen ” 3 Yıl 4 Ay

52 Ahmet Tipi Kameraman 2 Yıl 8 Ay

53 Şükrü Aslan Şoför 10 Yıl 1 Ay

54 Salih Atalan ” 10 Yıl

55 Mehmet Tatlı ” 10 Yıl

56 Suna Samur Sekreter 2 Yıl 2 Ay

57 Yusuf Akçay Hizmetli 7 Yıl

58 Mehmet Toptaş ” 4 Yıl 9 Ay

59 Boş

Atakent 3. Devlet Mahallesi

S. No Adı ve Soyadı (2/a) Unvanı (2/c) (2/d) Konutta Oturma Süresi

1 Muzaffer Birben Başkan Müşaviri 12 Yıl 6 Ay

2 Emine Tunalı 1. Hukuk Müşaviri 6 Yıl 11 Ay

3 Kemal Kaya Daire Başkanı -

4 Alpaslan Erbil Müşavir 5 Yıl 11 Ay

5 Gökçen Duru ” 1 Yıl 3 Ay

6 Mehmet Yalvaç Müdür 7 Yıl 4 Ay

7 Aydın Işıksal ” 12 Yıl 4 Ay

8 Faruk Nazlıer Müdür Yardımcısı 12 Yıl 8 Ay

9 Turgut Açıkbaş ” ” 7 Yıl 6 Ay

10 Yener Topaloğlu ” ” 7 Yıl 6 Ay

11 T. Şaban Özmen ” ” 7 Yıl 3 Ay

12 Hamdi Dağkıran ” ” 12 Yıl 6 Ay

13 Meliha Bayrak ” ” 1 Yıl 1 Ay

14 Nurhayat Yaşar Uzman 2 Yıl 7 Ay

15 Kemal Karakoçak Bilgi İşlem Birim Amiri 5 Yıl 6 Ay

16 Korkuthan Özorhon Diş Tabibi 3 Yıl 3 Ay

17 Recai Çelikbaş Memur 3 Yıl 3 Ay

18 Mevlüt Şahin ” 2 Yıl 10 Ay

19 Özcan Karakuş ” 2 Yıl

20 Meral Erdoğan ” 1 Yıl 3 Ay

21 Nuray Erman ” 1 Yıl 11 Ay

22 Saadet Öztürk ” 2 Yıl 10 Ay

23 Meral Özbay ” 4 Yıl 3 Ay

24 Beşir Uyanık ” 1 Yıl 1 Ay

25 Tülin Özgen ” 1 Yıl 9 Ay

26 Nuran Aras ” 1 Ay

27 Yılmaz Macar Teknisyen 2 Yıl

28 Ertan Uğur Ofsetçi 3 Yıl

29 Mehmet Görpeli Yangın Söndürme Eri 2 Yıl 1 Ay

30 Boş -

 

 

 

Namık Kemal Mahallesi

S. No Adı ve Soyadı (2/a) Unvanı (2/c) (2/d) Konutta Oturma Süresi

1 Mehmet Ünal Müdür 3 Yıl 3 Ay

2 Nazmi Akdora Emekli Ksm 1999 Tahliye

3 S. Ünal Erkol ” Ksm 1999 Tahliye

4 Necmi Demir Makine Mühendisi 3 Yıl 2 Ay

5 Hıdır Yürekli Stenograf 4 Yıl 2 Ay

6 Ümit İnan Teknisyen 2 Yıl 11 Ay

7 Cemalettin Kılcı ” 2 Yıl 10 Ay

8 Reşit Sarıkaya Garson 1 Yıl 9 Ay

9 Osman Depedibi Şoför 4 Yıl 9 Ay

10 Boş Gen. Sek. Mak. Tahsisli -

Dikmen İlker Mahallesi Personel Lojmanları

S. No Adı ve Soyadı (2/a) Unvanı (2/c) (2/d) Konutta Oturma Süresi

1 Sema Öndür Müdür Yardımcısı 7 Yıl 4 Ay

2 İbrahim Birler ” ” 7 Yıl 4 Ay

3 Cengiz Doğan ” ” 7 Yıl 4 Ay

4 Sadık Taşdemir Şef 7 Yıl 4 Ay

5 Sabit Demirtunç Müşavir 4 Yıl 3 Ay

6 Kemal Şentürk ” 7 Yıl 4 Ay

7 Yalçın Akkaya Makine Mühendisi 3 Yıl 11 Ay

8 Ethem Dinç Şef 3 Yıl 11 Ay

9 İrfan Neziroğlu Uzman 1 Yıl 9 Ay

10 Ayhan Kurttekin Elektronik Mühendisi 7 Ay

11 Mustafa Opan Makine Mühendisi 2 Yıl 10 Ay

12 Mustafa Arı Memur 11 Ay

13 Halit Akarsu ” 4 Yıl 2 Ay

14 İsmail Bağrıyanık Teknisyen 2 Yıl 2 Ay

15 Yılmaz Büyüktanır Çayocakçı ve Garson 4 Yıl 3 Ay

16 Mustafa Fındık Telefon Operatörü 3 Yıl 5 Ay

17 Rahmi Kavaklı Pastacı 4 Yıl 9 Ay

18 Hakan Kaya Çayocakçı ve Garson 3 Yıl 11 Ay

19 Metin Uğur ” ” 3 Yıl 4 Ay

20 Canan Tokman Memur 1 Yıl 2 Ay

21 Atilla Süel ” 3 Yıl 11 Ay

22 Emin Batman Şoför 2 Yıl 1 Ay

S. No Adı ve Soyadı (2/a) Unvanı (2/c) (2/d) Konutta Oturma Süresi

23 İbrahim Coşar Çayocakçı ve Garson 3 Yıl 3 Ay

24 Harun Gürbüz Terzi 2 Yıl 4 Ay

25 Mustafa Yalçınkaya Ciltçi 3 Yıl 10 Ay

26 Abdulkadir Özkan Çayocakçı ve Garson 3 Yıl 3 Ay

27 Muharrem Kılıçoğlu Ciltçi 3 Yıl

28 Ahmet Altunel Teknisyen 3 Yıl 11 Ay

29 Servet Öztürk ” 3 Yıl 1 Ay

30 Bünyamin Tokyay Tertipçi 3 Yıl 4 Ay

31 İsmail Yoldaş Memur 5 Yıl 6 Ay

32 Mücahit Demir ” 5 Yıl 2 Ay

33 Ahmet Onay Çayocakçı ve Garson 4 Yıl 3 Ay

34 A. Kadir Varol ” ” 3 Yıl 3 Ay

35 Nazır Kamış ” ” 3 Yıl 1 Ay

36 P. Dilek Erim Memur 4 Yıl 1 Ay

37 Salih Akgün ” 2 Yıl 8 Ay

38 Ramazan Salvan Çayocakçı ve Garson 2 Yıl 2 Ay

39 Mustafa Bıyık Memur 4 Yıl 3 Ay

40 İdris Doğan ” 7 Yıl 3 Ay

41 Filiz Büyükokutan Mühendis 1 Yıl 1 Ay

42 Enver Kavaklı Çayocakçı ve Garson 2 Yıl 3 Ay

43 Hasan Arslan ” ” 3 Yıl

44 Mehmet Bayrak ” ” 2 Yıl 8 Ay

45 Muammer Yılmaz ” ” 2 Yıl 10 Ay

46 Ramazan Durucan ” ” 10 Ay

47 Hüseyin Gökmen Memur 3 Yıl 3 Ay

48 Ümit Akkaya Sekreter 2 Yıl 1 Ay

49 Alaattin Günel Memur 1 Yıl 1 Ay

50 Muammer Ömer Çayocakçı ve Garson 2 Yıl 2 Ay

51 B. Kemal Zeynel Memur 2 Yıl 2 Ay

52 Meryem Doğan ” 2 Yıl 1 Ay

53 Nülifer Güngörlü Sekreter 2 Yıl 1 Ay

54 Dilek Çağlayan Diyetisyen 2 Yıl

55 M. Emin Bağcı Teknisyen 1 Yıl

56 Filiz Değirmencioğlu Sekreter 1 Yıl 10 Ay

57 İbrahim Bideci Memur 3 Yıl 1 Ay

58 Nazan Doğan ” 2 Yıl

S. No Adı ve Soyadı (2/a) Unvanı (2/c) (2/d) Konutta Oturma Süresi

59 Leyla Aydoğan Memur 2 Yıl 1 Ay

60 Nurten Tekel ” 1 Yıl 1 Ay

61 Kemal Aydın Şoför 7 Yıl 3 Ay

62 Latife Büyükyıldız Memur 3 Yıl

63 Mustafa Şahin Yan. Sön. Eri 3 Yıl 3 Ay

64 Ahmet Çetin Çayocakçı ve Garson 2 Yıl 1 Ay

65 Bahar Sarıoğlu Memur 2 Yıl 2 Ay

66 Sultan Erkoç Sekreter 2 Yıl 2 Ay

67 Mine Şentürk ” 2 Yıl

68 Birsen Dağlı Aşçı 3 Yıl

69 Hüveyda Tektemur Telefon Operatörü 2 Yıl

70 Nejla Generaloğlu Memur 2 Yıl 2 Ay

71 Muhammet Sarı Yan. Sön. Eri 2 Yıl 10 Ay

72 Yüksel Tekin Memur 2 Yıl 4 Ay

73 A. Rıza Demir Garson 2 Yıl 2 Ay

74 Resul Özer Şoför 6 Yıl 3 Ay

75 Ercan Öztürk ” 6 Yıl 2 Ay

76 Recep Genç ” 2 Yıl 10 Ay

77 Mustafa Ekizceli ” 7 Yıl 2 Ay

78 Ali Keser Kaportacı 2 Yıl 10 Ay

79 Kadir Karagülmez Teknisyen 2 Yıl 2 Ay

80 Mithat Yılmaz Çayocakçı ve Garson 2 Yıl

81 Hüseyin Arslan ” ” 2 Yıl 10 Ay

82 Orhan Sapmaz ” ” 2 Yıl 8 Ay

83 Sema Yıldırım Memur 1 Yıl 11 Ay

84 Veli Süer ” 2 Yıl 10 Ay

85 Aydın Deniz Cilacı 1 Yıl 1 Ay

86 Yunus Kıymaz Memur 2 Yıl 9 Ay

87 A. İhsan Akbulut ” 3 Yıl 1 Ay

88 Nejla Türk Sekreter 1 Yıl 10 Ay

89 Oya Demirkaya ” 2 Yıl

90 Ekrem Bayındır Şoför 2 Yıl 9 Ay

91 İhsan Kaymak Memur 1 Yıl

92 Eşref Ağca Yan. Sön. Eri 2 Yıl

93 Adem Akdemir Çayocakçı ve Garson 2 Yıl 1 Ay

94 Mirza Aktürk Teknisyen 1 Yıl 7 Ay

S. No Adı ve Soyadı (2/a) Unvanı (2/c) (2/d) Konutta Oturma Süresi

95 Ali Albayrak Şoför 5 Yıl 10 Ay

96 Mehmet Altınkaynak Memur 7 Yıl 2 Ay

97 Süleyman Argün Çayocakçı ve Garson 2 Yıl 2 Ay

98 Harun Arpacı Şoför 2 Yıl

99 Ayşe Arpaçukuru Sekreter 1 Yıl 9 Ay

100 Nami Aslan Teknisyen 2 Yıl 2 Ay

101 Hayrettin Atak Hizmetli 7 Yıl 11 Ay

102 Ali Ateş Ofsetçi 1 Yıl 11 Ay

103 Hidayet Aydın Teknisyen 2 Yıl 4 Ay

104 Oktay Aydın ” 1 Yıl 11 Ay

105 Sermin Karakuş Sekreter 1 Yıl 7 Ay

106 Bahattin Aydoğdu Şoför 1 Yıl

107 Hüseyin Ayvaz Memur 1 Yıl 1 Ay

108 Hayrettin Barbaros ” 2 Yıl

109 Nuriye Bardakçıoğlu Sekreter 1 Yıl 4 Ay

110 Dursun Bolat Ciltci 2 Yıl 2 Ay

111 Mustafa Boncukçu Musahhih 2 Yıl

112 Celil Can Hizmetli 7 Yıl 11 Ay

113 Haydar Can Tesisatçı 2 Yıl 4 Ay

114 Vehbi Can Telefon Operatörü 2 Yıl

115 Nilgün Bozkurt ” ” 1 Yıl 10 Ay

116 Mustafa Çalışkan Teknisyen 2 Yıl 8 Ay

117 Aydın Çevik ” 2 Yıl 1 Ay

118 Mustafa Çevik Cilacı 2 Yıl

119 Şerif Çöpürgensli Marangoz 2 Yıl 5 Ay

120 Sami Çiftçi Teknisyen 2 Yıl

121 Ekrem Çuhadar Teknisyen 2 Yıl 2 Ay

122 Orhan Demirez Şoför 2 Yıl

123 Gülizar Yıldız Sekreter 2 Yıl 1 Ay

124 İbrahim Demirtop Hizmetli 7 Yıl 11 Ay

125 Gülsüm Doğru Sekreter 1 Yıl 11 Ay

126 Dursun Dönertaş Tesisatçı 2 Yıl

127 Gülcan Yalçın Sekreter 2 Yıl

128 Abdülkadir Ertürk Memur 2 Yıl

129 Şerafettin Evren Teknisyen 7 Yıl 11 Ay

130 Mustafa Evrenkaya Garson 10 Ay

S. No Adı ve Soyadı (2/a) Unvanı (2/c) (2/d) Konutta Oturma Süresi

131 Melahat Gökdeniz Sekreter 1 Yıl 10 Ay

132 Kurtuluş Güler Çayocakçı ve Garson 2 Yıl

133 Haydar Gürsoy Teknisyen 2 Yıl 2 Ay

134 Neşe Hacısalihoğlu Uzman 2 Yıl 10 Ay

135 Güngör İnce Teknisyen 7 Yıl 11 Ay

136 M. Ali Karaahmet Memur 3 Yıl

137 Şeref Karabulut Şoför 2 Yıl 9 Ay

138 Kemal Karaca Teknisyen 2 Yıl

139 Cemal Karadağ Şoför 2 Yıl

140 Hüseyin Karatepe Yan. Sön. Eri 2 Yıl

141 Mehmet Kartal Usta 2 Yıl 2 Ay

142 Muharrem Kaygusuz Teknisyen 2 Yıl

143 Satılmış Kayhan Çayocakçı 2 Yıl

144 Ayşe Keskin Sekreter 1 Yıl 10 Ay

145 Gülsen Aydemir ” 2 Yıl 1 Ay

146 Mürsel Kırtepe Usta 1 Yıl 1 Ay

147 Güller Koç Memur 1 Yıl 11 Ay

148 İsmail Koç Şoför 1 Yıl 3 Ay

149 Aysel Dizdar Sekreter 1 Yıl 11 Ay

150 Ali Kök Berber 2 Yıl

151 Murat Kuşhan Teknisyen 1 Yıl 10 Ay

152 İsmail Mazi Şoför 2 Yıl

153 Tülin Aydemir Memiş Sekreter 1 Yıl 9 Ay

154 Muazzez Şahin ” 2 Yıl

155 Doğan Özçelik Şoför 2 Yıl 2 Ay

156 Mustafa Özer Garson 2 Yıl

157 Doğan Paşalı Yan. Sön. Eri 2 Yıl

158 Bülent Pehlivanoğlu Teknisyen 1 Yıl 10 Ay

159 Şenol Poyraz Memur 2 Yıl

160 Vedat Saygıner Şoför 2 Yıl 3 Ay

161 Süleyman Sayılgan Hizmetli 7 Yıl 11 Ay

162 Şükrü Sözen Teknisyen 7 Yıl 11 Ay

163 Hasan Tok Şoför 2 Yıl

164 Tarık Toker Memur 3 Yıl

165 Münevver Karaman Sekreter 1 Yıl 10 Ay

166 Feriha Tuncay ” 1 Yıl 10 Ay

S. No Adı ve Soyadı (2/a) Unvanı (2/c) (2/d) Konutta Oturma Süresi

167 Ziya Tuncer Şoför 3 Yıl

168 Mehmet Uzunlu Marangoz 2 Yıl 2 Ay

169 Sevil Erkeskin Telefon Operatörü 1 Yıl 3 Ay

170 Ö. Faruk Yarımkaya Yan. Sön. Eri 2 Yıl

171 Mehmet Yazgan Şoför 4 Yıl 11 Ay

172 Sultan Mirza Sekreter 2 Yıl

173 İlyas Yılmaz Şoför 2 Yıl

174 Teoman Yiğin Garson 2 Yıl

175 Hasan Hüseyin Er Memur 1 Yıl 11 Ay

176 H. İbrahim Adalı Şoför 7 Yıl

177 Semra Sağdıç Memur 2 Yıl 3 Ay

178 Gül Yosunkaya ” 7 Yıl 3 Ay

179 Gürsel Deli Şoför 2 Yıl 4 Ay

180 Sabahattin Yalman ” 3 Yıl

181 Ferruh Seven Memur 2 Yıl

182 Ali Kızılpınar Şoför 3 Yıl

183 Rahmi Emeksiz Memur 4 Yıl 3 Ay

184 Yaşar Yeşilkuşak ” 2 Yıl 8 Ay

185 Rıfat Baran Şoför 3 Yıl 3 Ay

186 Hakan Aksoy Teknisyen 1 Yıl 10 Ay

187 Figen Şimşek Stenograf 1 Yıl 11 Ay

188 Necati Günal Şoför 3 Yıl 1 Ay

189 Feriha Kankoç Memur 2 Yıl

190 Mesude Günay ” 1 Yıl 7 Ay

191 Engin Özel Hemşire 1 Yıl

192 Şafak Eray Memur 8 Ay

193 Ayhan Boyraz Şoför 1 Ay

194 Büro

2/e Tahsis Süresi Bittiği Halde Konutta Oturanların Listesi

1. İsmail Yoldaş

2. Ercan Öztürk

3. Ziya Tuncer

4. Şerafettin Evren

5. — Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, resmî kurumlara ait vakıflara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/545)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularıma Başbakan Sayın Bülent Ecevit’in yazılı olarak cevap vermesini delaletlerinize arz ederim.

Musa Uzunkaya Samsun

1. Devletin resmî kurumlarına ait kaç vakıf mevcuttur? (Askerî vakıflar dahil) İsimleri ve yöneticileri kimlerdir?

2. Bu vakıfların gelir kaynakları arasında hizmetleri karşılığı zorunluğu bağış almaları öngörülmekte midir? Zorunlu bağış gelirlerinin yıllık toplamı ne kadardır?

3. Sözkonusu vakıflara ait lojmanlarda ücretli yada ücretsiz kalmakta olan vakıf yöneticileri var mıdır? Varsa kimlerdir?

4. Kurum bünyesinde faaliyet gösteren bu vakıflar emekli personeline Emekli Sandığı veya SSK emeklilik maaşı dışında bir maaş ödüyor mu? Ödüyorsa hangi vakıf, kime, ne kadar ödeme yapmaktadır?

5. Maaş ödeniyorsa emekli olduktan sonra verilen bu para bir hizmetin bedeli mi, yoksa sadece emekli maaşıyla geçinmekte zorluk çeken personele yardım olsun diye midir?

6. Özellikle Merkez Bankası mensuplarının emekli olduktan sonra bu kuruluşa ait bir vakıftan emekli maaşlarının üç katına varan ek bir maaş aldıkları iddiaları doğru mudur?

7. Vakıf anlayışının bu denli istismar edilerek sosyal dengeleri bozucu uygulamalarına müsaade etmeye devam edecek misiniz?

T.C. Devlet Bakanlığı 27.10.1999 Sayı : B.02.0.006/01-1132

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) 7.10.1999 tarih ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/545-1897/5208 sayılı yazınız.

b) Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 14.10.1999 tarih, B.02.0.KKG.-0.12/106-69-32/5037 sayılı yazısı.

Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği, Sayın Başbakanımızın da tarafımdan cevaplandırılmasını istediği 7/545-1897 esas sayılı soru önergesine ilişkin cevap ektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. Yüksel Yalova Devlet Bakanı

Devletin Resmî Kurumlarına Ait Vakıflar Hakkında Bilgi Notu

Soru 1. Devletin resmî kurumlarına ait kaç vakıf mevcuttur? (Askerî vakıflar dahil) isimleri ve yöneticileri kimlerdir?

Cevap 1. Devletin resmî kurumlarına ait 117 adet vakıf bulunmaktadır. Bu vakıfların isimleri ve yöneticileri (EK-1)’de belirtilmiştir.

Soru 2. Bu vakıfların gelir kaynakları arasında hizmetleri karşılığı zorunlu bağış almaları öngörülmekte midir? Zorunlu bağış gelirlerinin yıllık toplamı ne kadardır?

Cevap 2. Başbakanlığın 26.10.1998 tarihli ve 1998/28 sayılı genelgesine göre; Kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde kurulan vakıfların, kamu kurum ve kuruluşlarının verdiği hizmetlerle ilgili olarak bağış ve yardım alamayacağı tüm kamu kurum ve kuruluşlarına duyurulmuştur.

Soru 3. Sözkonusu vakıflara ait lojmanlarda ücretli yada ücretsiz kalmakta olan vakıf yöneticileri var mıdır? Varsa kimlerdir?

Cevap 3. Vakıflara ait taşınır veya taşınmaz mal varlığının sevk ve idaresi, vakfın yöneticileri tarafından, vakıf senedinde belirtilen usûl ve esaslar doğrultusunda yapılmaktadır. Vakıfların bu konuda Vakıflar Genel Müdürlüğüne bilgi verme zorunluluğu olmadığından, kayıtlarımızda vakıflara ait lojmanlarda kimlerin, nasıl ve ne şekilde kaldıkları hakkında bir bilgi bulunmamaktadır.

Soru 4. Kurum bünyesinde faaliyet gösteren bu vakıflar emekli personeline Emekli Sandığı veya SSK emeklilik maaşı dışında bir maaş ödüyor mu? Ödüyorsa hangi vakıf, kime, ne kadar ödeme yapmaktadır?

Cevap 4. Vakıflar, kuruluş senetlerinde yeralan hükümler çerçevesinde faaliyette bulunurlar. Kuruluş senetlerinde, üyelerinden emekli olanlara maaş verilmesi öngörülmüş ise, bu kişilere vakıf tarafından maaş verilmesinde mevzuat açısından bir sakınca bulunmamaktadır.

Soru 5. Maaş ödeniyorsa emekli olduktan sonra verilen bu para bir hizmetin bedeli mi, yoksa sadece emekli maaşıyla geçinmekte zorluk çeken personele yardım olsun diye midir?

Cevap 5. Vakıflar, kuruluş senetlerinde belirtilen hükümler doğrultusunda hareket ettiklerinden, yardımların kimlere, nasıl ve ne şekilde verileceği senetlerinde belirtilmiştir.

Soru 6. Özellikle Merkez Bankası mensuplarının emekli olduktan sonra bu kuruluşa ait bir vakıftan emekli maaşlarının üç katına varan ek bir maaş aldıkları iddiaları doğru mudur?

Cevap 6. Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre kurulan, özel hukuk hükümlerine tabi, ayrı ayrı tüzel kişiliği olan vakıflar; kendi kuruluş senetlerinde yeralan hükümler çerçevesinde faaliyette bulunduklarından, emekli olanlara verilecek yardımların miktarı da senetlerinde gösterilmiştir.

Soru 7. Vakıf anlayışının bu denli istismar edilerek sosyal dengeleri bozucu uygulamalarına müsaade etmeye devam edecek misiniz?

Cevap 7. Yeni Vakıflar, kurucuları tarafından amaç ve faaliyetleri belirtilmek suretiyle hazırlanan senetlerinin noterlerce tasdikini müteakip, bağımsız mahkemelerce kurulmaktadır. Dolayısıyla, herhangi bir vakfın kuruluşunda Vakıflar Genel Müdürlüğünün herhangi bir hukukî ve idarî tasarrufu yoktur. Bu vakıfların; ayrı, bağımsız ve tüzel kişiliğe sahip olmaları nedeniyle, Vakıflar Genel Müdürlüğünün bunlar üzerinde yönetim yetkisi olmayıp, sadece vakıf senetlerine göre uygunluk denetim yetkisi bulunmaktadır.

Kamu Kurum ve Kuruluşları Bünyesinde Kurulan Vakıfların Adları ve Yöneticileri

Vakfın Adı Vakfın Yöneticisi

• Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri

Biriktirme ve Yardım V. İsmail Sağlar

• Tarım Kredi Kooperatifleri Memurları Emekli Sandığı V. Sadir Durmaz

• T. Demir Çelik ve Çelik İşletmeleri Mensupları Yar. San. V. Recep Çayır

• Türk Polis Teşkilâtını Güçlendirme V. Doç. Dr. Turan Genç

• Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü V. Ünal Korukçu

• Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü Mensupları Yardım V. M. Nedim Yılmaz

• Adalet Teşkilâtını Güçlendirme V. İhsan Erbaş

• Sağlık ve Sosyal Yardım V. Dr. Süreyya Adanalı

• Millî Piyango İdaresi Mensupları Yardım V. Murtaza Çakır

• Başbakanlık Mensupları Yardımlaşma ve Dayanışma V. Osman Nuri Filiz

• Bağ-Kur Personeli Yardımlaşma V. Erhan Mengi

• Maliye Hesap Uzmanları V. Mehmet Ökten

• RTÜK Personeli Sosyal Yardımlaşma V. Cengiz Karakaşoğlu

• DHMİ Genel Müdürlüğü Mensupları Yardım V. H. Yaşar Şener

• TCDD Çalışanları ve Emeklileri Sosyal Yardımlaşma V. Nurettin Girginer

• Ankara Enstitüsü V. Timur Erkman

• Yargıtay Hizmetlerini Güçlendirme V. Mehmet Uygun

• Danıştay Hizmetlerini Güçlendirme V. Erol Çırakman

• DLH İnşaatı Genel Müdürlüğü Personeli Sos.

Yard. ve Day. V. Selahattin Bayrak

• BOTAŞ Mensupları Sos. Güv. ve Yard. San. V. Hüseyin Kılavuz

• T. Çimento ve Toprak San. TAŞ Men. Yard. ve Sos. Güv. V. M. Murat Müftüoğlu

• Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Mens. Day. V. Yılmaz Babül

• Sağlık Bakanlığı Mensupları Sos. Yar. ve Day. V. Ali Osman Güler

• THY A.O. Personeli Sos. Yar. V. Muammer Küçükkınalı

• İş ve İşçi Bulma Kurumu Mens. Yard. Eğit. ve Emeklilik V. Seyit Sarp

• Karayolları V. Dinçer Yiğit

• Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Mensupları Sos. Yar.

Eğit. ve Emek. V. Şinasi Bayraktar

• Nüfus Hizmetlerini Güçlendirme V. İsmail Günindi

• Orman Genel Müdürlüğü Men. Yard. V. Arif Saraçoğlu

• DSİ V. H. Doğan Altınbilek

• T. Orman Muhafaza Memurları Kalkınma ve Dayanışma V. Yaşar Özcan

Vakfın Adı Vakfın Yöneticisi

• Gençlik Spor V. Feyzullah Zeren

• MKE Kurumu Mensupları Yardımlaşma V. Feramuz Altun

• Başbakanlık MİT Personeli Sos. Güv. ve Day. V. Cengiz Metin

• DMO Personeli Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma V. Musa Pişkin

• T.C. Emekli Sandığı Mensupları Sos. Güv. ve Yar. V. Mehmet Oymagil

• İskenderun Demir Çelik İşletmeleri Mens.

Biriktirme ve Yard. V. Kâzım Yeşil

• SHÇEK Gen. Müd. Şeyh Zayed Çocuk Koruma V. İ. Bülent İlik

• Köy Hizmetleri Mensupları Emeklilik ve Sos. Yard. V. Erbay Ergin

• Gümrükler Muhafaza Teşkilâtını Güç. Men. Day. V. Şahin Sezer

• Millî Eğitim Bakanlığı Kadıköy Sağlık Eğitim Merkezi V. Enver Durmaz

• PTT V. Hüseyin Balcı

• T. Taşkömürü Kurumu Personeli Sağ. Eğit. ve Yar. V. Ali Yalavaç

• Kırıkkale İli Tarım Teşkilâtını Güç. ve Hiz. Yayma V. Yasin Taş

• İzmir Millî Kütüphane V. Ömer Yiğitbaşı

• Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Bağlı Kuruluşları Men. Eğit.

Sos. Day. ve Yard. V. S. Regent Zencirci

• Türkiye Petrolleri A.O. Personeli V. C. Mete Karancak

• Devlet Tiyatroları V. M. Bozkurt Kuruç

• TCDD’yi Geliştirme ve TCDD Personeli Day. ve Yar. V. Murat Bostan

• Çaykur Sosyal Dayanışma ve Kültür V. Ekrem Yılmaz

• Çorum Tarım İl Müdürlüğü Tarımsal Hiz. Geliş. ve Des. V. Zülküf Yıldırımoğlu

• Amasya Tarım İl Müdürlüğü Hizmet. Dest. ve Geliş. V. Fahrettin Polat

• Tekel Çalışanları Dayanışma V. Mehmet Akbay

• Toprak Mahsulleri Ofisi Mensupları Sosyal Yardım V. M. Adnan Maraşlı

• Devlet Tiyatro Opera ve Bale Çalışanları Yardım V. Tamer Levent

• T. Demir Çelik İşletmeleri Mens. Sağ. Eğt. ve Sos. Yard. V. B. Cengiz Kunduz

• Et ve Balık Kurumu Mens. Sosyal Yardım V. Ahmet Akyüz

• Adalet Mensupları Dayanışma V. Mükerrem Malatyalı

• TRT Kurumu Personeli Sağlık ve

Sosyal Yardım (RATELVAK) V. Olcay Tuncay Başalan

• Yük. Öğr. Kredi ve Yurt. Kur. Men. Sağ. Eğit. ve

ve Sos. Yar. V. Yıldıray Gürler

• Azot Sanayii T.A.Ş. Personeli Yardımlaşma V. Esat Kırsaç

• TEK V. Hamit Özkan

• Petrol Ofisi Mensupları Sosyal Güvenlik V. Ali Akçın

Vakfın Adı Vakfın Yöneticisi

• E.İ.E.İ. Sağlık ve Sosyal Yardım V. Turgut Özgen

• Orman Bakanlığı Personelinin Çocuklarını Okutma V. Nevşat Özer

• PTT İşçileri Sos. Yar. V. Cengiz Teke

• Özel İdare ve Personeli V. Veysel Kıymazaslan

• İçişleri Bakanlığı Mensuplarının Eşleri Eğitim Kül. ve Day. V. Ayşe Pakir

• Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Yar. V. İbrahim Uslu

• Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilâtını Güçlendirme V. N. Ömer Yıldız

• Devlet Meteoroloji İşleri Gen. Müd. Mens.

Sos. Yard. ve Day. V. Mehmet Çağlar

• Sosyal Sigortalar Kurumu Per. Yar. V. Kemal Kılıçdaroğlu

• Dışişleri Bakanlığı Men. Sos. Güv. ve Yard. V. Sevinç Dalyanoğlu

• TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi V. Org. Himi Özkök

• Arsa Ofisi Gen. Müd. Men. Sos. Yard. Eğt. ve Emeklilik V. Hikmet Saçılık

• Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Mensupları V. T. Fikret Baran

• Orman Genel Müdürlüğü Personelini Güçlendirme V. Hasan Basri Canlı

• Darülaceze V. İzzet Cahit Özden

• Kepez ve Antalya Havalisi Elekt. Sant. T.A.Ş. Per. Emek.

ve Tas. San. V. Hulusi Akşit

• Aydın İli Millî Eğitim Görevlileri Sosyal Yardımlaşma ve

Dayanışma V. Önder Sabancı

• Tarımsal Mekanizasyon Eği. Mer. Muh. Per.

Sos. Yar. ve Emek. V. Fethi Ayık

• TZDK Yardımlaşma V. Orhan Arslan

T.C. SEKA Mem. Sağ. Eğit. ve Yar. V. Şahin Erol

• İGSAŞ Men. Sos. Yar. San. V. Bahri Bilgin

• Çevre Eğitim Sağlık Sosyal Yardımlaşma V. İmren Aykut

• Türkiye Diyanet V. M. Nuri Yılmaz

• Millî Eğitim V. Cemil Çetin

• Yurt-Kur Sos. Yard. Day. Güç. ve Gel. V. Halim Küçük

• Adana Özel İdare Personeli V. Aynur Parlakyıldız

• T.B.M.M. V. Orhan Dülgerler

• Vakıflar Genel Müdürlüğü Personeli Sos. Yar. ve Day. V. Ahmet Kartal

• Balıkesir Özel İdare Personeli V. Servet Ecemiş

• Türkiye Kömür İşletmeleri Çalışanları Sos. Day. V. Rıfat Dağdelen

• Millî Parklar ve Av-Yaban Hay. Gen. Müd. Teş. Güç. V. Muzaffer Gültekin

• Gümrük V. Savaş Özdoğan

Vakfın Adı Vakfın Yöneticisi

• Ormancılar Yardımlaşma V. Hasan Turan

• Kartal V. Korg. Cumhur Asparuk

• T.C. Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Gen. Müd.

Per. Sos. Yar. Day. V. Kaya Dorsan

• T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Men. Sos.

Güv. ve Eğt. Yard. V. Ali Bilir

• T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Men. Sos.

Güv. ve Eğt. Yard. V. Mustafa Akpınar

• TRT Çocuk ve Gençlik V. Yücel Yener

• T. Emlak Bankası A.Ş. Munzam Sos. Güv. ve Yardım V. Erdin Arı

• T. Emlak Bankası A.Ş. Mensupları Emekli ve Yardım Sandığı V. Ferhan Eren

• T. Emlak Bankası A.Ş. Personeli Emekli ve Yardım Sandığı V. Erdin Arı

• T. Kredi Bankası A.Ş. Memur ve Müstahdemleri Sos. Sig. ve

Yardım San. V. Ünal Korukçu

• T.C. Merkez Bankası Mens. Sos. Güv. ve Yard. Sand. V. HalilRuhi Haseski

• T.C. Ziraat Bankası Personeli V. Erdoğan Varol

• Ziraat Bankası İstanbul Personeli Eğitim ve Kültür V. Mehmet Akkoç

• T. Vakıflar Bankası Mem. ve Hiz. Emekli ve

Sağlık Yardım San. V. Altan Koçer

• T.C. Ziraat Bankası Personeli V. Erdoğan Varol

• T. Sıaî Kalkınma Bankası Memur ve Müst. Yardım ve Emekli V. Ülkü Kişmir

• T. Halk Bankası Personeli Yardımlaşma V. Osman Nuri Ertuğ

• T.C. Merkez Bankası Mens. Sos. Yard. Sandığı V. Sami Kurtoğlu

• İller Bankası Mensupları Sos. Yar. ve Emeklilik V. Orhan Ozan

• Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Personeli Yard. ve

Ek Sos. Güv. V. Bekir Timurboğa

• Vakıfbank Personeli Özel Sosyal Güv. Hiz. V. İrfan Erciyas

• Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve

Değerlendirme V. S. Tevfik Ketencioğlu

6. – Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, Balıkesir Gümrük Müdürlüğünün kapatılmasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (7/550)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

İlyas Yılmazyıldız Balıkesir

Sorular :

1. Balıkesir Gümrük Müdürlüğü, Devlet Planlama Teşkilâtı ve Devlet Personel Başkanlığının görüşleri alınarak bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığı isteği üzerine 17 Eylül 1999 tarih ve 23819 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile kapatılmış bulunmaktadır. 57 nci Hükümetin Gümrük Müsteşarlığından sorumlu bakanı olarak Balıkesir İli ekonomisinin gelişmesine büyük darbe vuran bu alınmış olan yanlış Bakanlar Kurulu kararını iptal etmeyi düşünüyor musunuz? Bu alınan yanlış kararın düzeltilmesi Bakanlığınızca yeniden Bakanlar Kuruluna getirilecek midir?

2. Balıkesir Gümrük Müdürlüğünün kapatılma gerekçeleri nelerdir? Ülke genelinde gümrüklerin bilgisayar otomasyon sistemine geçemediği ortada iken Balıkesir Gümrük Müdürlüğünün bilgisayar otomasyon sistemine geçmemiş olması kapatılmasına gerekçe gösterilebilir mi?

3. 55., 56. ve 57 nci Hükümetlerce uygulanan yanlış ekonomi politikaları sonucunda ortaya çıkan ekonomik krizin faturası sanayici ve tüccarlarımıza çıkarılmaktadır. Yıl sonuna kadar ihracat -ithalat ve şu an kullanmakta oldukları fiktif depoların işlemlerini Balıkesir Gümrük Müdürlüğünden yapma düşüncesinde olan ilimiz sanayici ve tüccarlarının yaşayacağı sıkıntılar bu ani kapatma kararı onaylanırken dikkate alınmış mıdır?

4. Balıkesir Gümrük Müdürlüğünden, 1996 yılında 11 448 209 dolar ihracat ve 23 958 235 dolar ithalat, 1997 yılında 19 000 602 dolar ihracat ve 24 103 715 dolar ithalat, 1998 yılında 16 551 470 dolar ihracat ve 18 417 701 dolar ithalat işlemleri gerçekleştirilmiştir. DYP iktidarında yapımına başlanan ve bitirilme aşamasına gelen Balıkesir Organize Sanayi Bölgesinin faaliyete geçmesi ile Balıkesir Gümrük Müdürlüğünün işlem hacmi de artacaktır. Balıkesir Organize Sanayi Bölgesinde Gümrük Müdürlüğüne tahsisli parselde antrepo ve binalarının yapımı bile planlanmış iken böyle bir ani kapatma kararının alınması doğru mudur?

5. 57 nci Hükümetin Bakanlar Kurulu tarafından alınan bu karar sonrası gümrük işlemlerini Bursa ve İzmir’de takip edecek olan Balıkesir Organize Sanayi Bölgemize yatırım yapacak müteşebbislerin azalacağı ve buna bağlı olarak Organize Sanayi Bölgesinin gelişmesini engelleyeceği gözönüne alınmış mıdır?

T.C. Devlet Bakanlığı 28.10.1999 Sayı : B.02.0.003/2.00-0727

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 11.10.1999 tarih ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/550-1926/5282 sayılı yazınız.

Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız tarafından Başkanlığınıza verilen 7/550-1926 sayılı Balıkesir Gümrük Müdürlüğünün kapatılmasına ilişkin yazılı soru önergesi tetkik edilmiştir.

Gümrük İdarelerinin Modernizasyonu projesi kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda; iş hacminin vasat bulunması ve yörenin ihtiyacını karşılayabilecek 1 inci sınıf Bandırma Gümrük Müdürlüğü 17.9.1999 tarih ve 23819 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile kapatılmıştır.

Ancak, kapatılan gümrük idarelerinin bulunduğu yerleşim merkezlerinde sınırlı da olsa gümrük hizmetine ihtiyaç duyulması halinde, ne gibi bir işlem yapılacağı 24.9.1999 tarihli, 99/22 sayılı genelgemiz ile belirtilmiştir.

Buna göre; Balıkesir İlinden yapılacak ihracat işlemleri için 1 gün önceden yazılı olarak (faks dahil) talep sahibi ya da bulunduğu yer mülkî idare amirliği, bağlı olduğu ihracatçı birlikleri, ticaret ve/veya sanayi odaları gibi kişi veya kurumlar tarafından ilgili başmüdürlüğe müracaat edilmesi halinde, başmüdürlükçe en yakın gümrük idaresinden yeterli sayıda personel tefrik edilerek, gümrük işlemleri bu mobil ekipler marifetiyle hiçbir gecikmeye mahal vermeksizin yürütülebilecektir.

Gereği için bilgilerinize arz ederim.

Mehmet Keçeciler Devlet Bakanı

7. — Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, devlet protokolüne ve sıralamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in cevabı (7/563)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 29.9.1999 Zeki Ünal Karaman

Halen uygulanan devlet protokolünde kimler vardır ve sıralaması nasıldır?

T.C. Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü 26.10.1999 Sayı : 106.106.PRGM/PRGY-1002-465

Konu : Soru önergesi hk.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 11.10.1999 tarih ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/563-1941/5301 sayılı yazıları.

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın Sayın Başbakanımıza devlet protokolü hakkında tevcih etmiş bulunduğu yazılı soru önergesi konu itibariyle Bakanlığımızın çalışma alanına girdiği cihetle tarafımızdan cevap verilmesi Sayın Başbakanımızca tensip buyurulmuştur.

Güncelleştirilmiş devlet protokolü listesi ilişikte takdim kılınmaktadır.

Takdir buyurulacağı üzere, düzenlenen her etkinliğe tüm bu zevat davet edilememekte, tören veya davetin türüne göre bir seçim yapılması durumunda kalınmaktadır.

Saygılarımla arzederim.

İsmail Cem Dışişleri Bakanı

Sayın Cumhurbaşkanı Tarafından Uygun Bulunan Başkent Protokol Listesi

1. TBMMBaşkanı

2. Başbakan

3. Genelkurmay Başkanı

4. Ana Muhalefet Partisi Başkanı

5. Eski Cumhurbaşkanları

6. Anayasa Mahkemesi Başkanı

7. Yargıtay Birinci Başkanı

8. Danıştay Başkanı

9. Bakanlar Kurulu Üyeleri

10. Kuvvet Komutanları

11. Orgeneraller ve Oramiraller

12. YÖK Başkanı

13. TBMMBaşkan Vekilleri

14. TBMM’de Grubu Bulunan Siyasî Partilerin Genel Başkanları

15. TBMM Kâtip Üyeleri ve İdarî Amirleri

16. TBMM’de Temsil Edilen Siyasî Partilerin Genel Başkanları

17. TBMMSiyasî Partiler Grup Başkanları ve Başkanvekilleri

18. TBMM’de Grubu Bulunan Siyasî Partilerin Genel Başkan Yardımcıları

19. TBMM’de Grubu Bulunan Siyasî Partilerin Genel Sekreterleri

20. TBMMÜyeleri

21. Sayıştay Başkanı

22. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı

23. Danıştay Başsavcısı

24. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili

25. Uyuşmazlık Mahkemesi Üyeleri

26. Anayasa Mahkemesi Üyeleri

27. Yargıtay Birinci Başkanvekilleri

28. Danıştay Başkanvekilleri

29. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili

30. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili

31. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı

32. Yüksek Hakem Kurulu Başkanı

33. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri

34. Başbakanlık Müsteşarı

35. Devlet Denetleme Kurulu Başkanı

36. Ankara Valisi

37. Yüksek Öğretim Kurulu Üyeleri

38. Ankara’daki Üniversitelerin Rektörleri

39. Ankara Garnizon Komutanı

40. Ankara Belediye Başkanı

41. Korgeneraller/Koramiraller

42. Bakanlık Müsteşarları, Başbakanlığa ve Bakanlıklara Bağlı Müsteşarlar

43. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Başkanı

44. Radyo Televizyon Yüksek Kurulu Başkanı

45. Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı

46. Merkez Bankası Başkanı

47. Rekabet Kurulu Başkanı

48. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanı

49. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı

50. TBMM Genel Sekreteri

51. Diyanet İşleri Başkanı

52. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcıları

53. Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı

54. Tümgeneraller/Tümamiraller

55. Başbakanlık ve Bakanlıklar Müsteşar Yardımcıları

56. Yargıtay Daire Başkanları ve Üyeler

57. Danıştay Daire Başkanları ve Üyeler

58. Sayıştay Daire Başkanları ve Üyeler

59. Devlet Personel Başkanı

60. Atom Enerjisi Kurumu Başkanı

61. TÜBİTAK Başkanı

62. Ankara’daki Üniversitelerin Rektör Yardımcıları

63. Yüksek Seçim Kurulu Üyeleri

64. Merkezde Görevli Türk Büyükelçileri

65. Merkezde Görevli Valiler

66. Devlet Denetleme Kurulu Üyeleri

67. Tuğgeneraller/Tuğamiraller

68. Yüksek Denetleme Kurulu Üyeleri

69. YÖK Genel Sekreteri

70. Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanı

71. Basın Yayın Genel Müdürü

72. Anadolu Ajansı Genel Müdürü

73. TRTGenel Müdürü

74. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü

75. Vakıflar Genel Müdürü

76. Tapu ve Kadastro Genel Müdürü

77. Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Genel Müdürü

78. Başbakanlık ve Bakanlıklar Genel Müdürleri

79. Ankara’daki Fakültelerin Dekanları, Yardımcıları

80. Ankara’daki Kamu Kur. Nit. Meslek Kuruluşları Başkanları

81. Sivil ve Askerî Dernek Başkanları

Necdet Seçkinöz Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri

8. — DiyarbakırMilletvekili Osman Aslan’ın;

- Diyarbakır’ın Ergani İlçesine bağlı Kömürtaş Köyü yakınlarındaki Ergani Çimento Fabrikasına ait Kalker Ocağının faaliyetinin durdurulmasına rağmen çalışmaların devam ettiği iddiasına,

Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın;

- Yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulanmasına,

İlişkin Çevre Bakanından soruları ve Orman Bakanı ve Çevre Bakanı Vekili Nami Çağan’ın cevabı (7/573, 576)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun yazılı olarak Sn. Çevre Bakanı tarafından cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.

Osman Aslan Diyarbakır

Diyarbakır’ın Ergani İlçesine bağlı Kömürtaş Köyü yakınlarındaki Ergani Çimento Fabrikasına ait Kalker Ocağının çevreye büyük zararlar vermesi ve tehlike saçmasının Diyarbakır Çevre Müdürlüğünün denetim raporları ile tespit edilmesi üzerine, Bakanlığınızın 18.6.1999 tarih ve 4855 sayılı yazıları ve Valilik Olur’ları ile ÇED Yönetmeliğinin 28 inci maddesi hükmü gereği ocağın faaliyetlerinin durdurulmasına rağmen, fabrikanın yasaklara aldırmadan, inadına ocaktan kalker çıkarmaya devam ettiği iddia edilmektedir.

Her yönüyle çevreyi katleden; yasak dinlemez, kural tanımaz mezkûr fabrika ve yönetimine karşı Bakanlığınızca ne gibi önlemler ve müeyyideler düşünülmektedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Çevre Bakanı Fevzi Aytekin tarafından yazılı olarak cevaplandırılmak üzere aşağıdaki sorularımı arzediyorum. 4.10.1999 Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında sorumlu ve/veya koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili bakanlık olarak :

1. Hukukî ve kurumsal düzenlemeler itibariyle plan dönemi hedeflerini gerçekleştirebildiniz mi?

2. Plan Döneminde gerçekleşmeyen ve/veya gerçekleşemeyecek hukukî projeleriniz nelerdir? Projelerin gerçekleşmeme sebebi nedir?

3. Sorumlu bakanlık olarak koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlardan yeterli servis alabildiniz mi?

4. Yedinci beş yıllık plan döneminden sekizinci beş yıllık dönemine kalacak en önemli projeleriniz nelerdir?

5. Sekizinci beş yıllık plan dönemi çalışmalarınız hangi safhadadır?

T.C. Çevre Bakanlığı Araştırma, Planlama veKoordinasyon Kurulu Başkanlığı 1.11.1999 Sayı : B.19.0.APK.0.20.00.01/0012/1073-9419

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 18.10.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-2194 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınız eki Diyarbakır Milletvekili Sayın Osman Aslan ile Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’a ait yazılı soru önergeleri cevaplandırılarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arzederim.

Prof. Dr. Nami Çağan Orman Bakanı ve Çevre Bakanı V.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın 7/576
Esas Numaralı Soru Önergesinin Cevabı

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında sorumlu ve/veya koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili bakanlık olarak;

Soru 1. Hukukî ve kurumsal düzenlemeler itibariyle Plan Dönemi hedeflerini gerçekleştirebildiniz mi?

Cevap 1. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı “Çevre ile İlgili Kurumsal Düzenlemeler” başlığı altında, Anayasanın 43, 44, 46, 63 ve 125 inci maddelerinden başlayarak 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2872 sayılı Çevre Kanunu, 6831 sayılı Orman Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununu kapsayan bir dizi düzenlemeyi öngörmüştür. Sözkonusu düzenlemeler, 1996 yılından itibaren yıllık programlarda sektörel bazda değerlendirilmiştir. 1999 yılı programında “Çevre ile ilgili kurumsal düzenlemeler” başlığı altında yeralan ve Bakanlığımızın sorumlu kuruluş olarak belirlendiği düzenlemelerle ilgili bilgiler aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

Hukukî ve Kurumsal Düzenlemeler Açıklamalar

2872 sayılı Çevre Kanununda değişiklik Tasarı hazırlandı ve TBMM’ne sevk edilmiştir.

yapılması Halen ilgili Komisyonlarda görüşülmeye devam edilmektedir.

Hava Kalitesinin Korunması Yönetme- Revizyon çalışmaları sürdürülmektedir.

liğinin revize edilmesi

Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinin Revizyon çalışmaları sürdürülmektedir.

revize edilmesi

Gürültü Kontrol Yönetmeliğinin revize Revizyon çalışmaları sürdürülmektedir.

edilmesi

Çevre Kirliliğini Önleme Fonu Yönetme- Yönetmelik değişikliği hazırlanmış ve uygun

liğinin revize edilmesi görüş için Maliye Bakanlığına iletilmiştir.

Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı (UÇEP) UÇEP hazırlanmış ve DPT ile Bakanlığımız

arasında 8.5.1998 tarihinde imzalanan bir proto-

kol ile resmîleşmiştir. UÇEP uygulamaları koor-

dineli olarak devam etmektedir.

Diğer yandan Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliğinin maddelerine ilişkin bazı değişiklikler gerçekleştirilmiştir.

Tehlikeli Atıkların Kontrolü ve Tıbbî Atıkların Kontrolü Yönetmeliklerinin bazı maddelerinde değişiklik yapılmıştır.

Toprak Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinin hazırlanması için ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri doğrultusunda değerlendirme çalışmaları yapılmaktadır.

Bu düzenlemelerin yanısıra Bakanlığımız Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısını hazırlayarak TBMM’ne sevk etmiştir. Acil Müdahele Kanun Tasarısı üzerinde çalışmalar sürdürülmektedir. Ayrıca, Uluslararası sözleşmelerden “Biyolojik Çeşitlilik ve Çölleşme ile Mücadele” Sözleşmesine ülkemizin taraf olması sağlanmıştır.

Soru 2. Plan döneminde gerçekleşmeyen ve/veya gerçekleşemeyecek hukukî projeleriniz nelerdir? Projelerin gerçekleşmeme sebebi nedir?

Cevap 2. Yedinci Beş Yıllık Plan ile “Kalkınma sürecinde kirlenmenin kaçınılmaz olduğunu öngören ve bu kirliliği arıtmaya çalışan pasif yaklaşımlar yerine alınacak önlemlerle kirlenmenin önüne geçme stratejilerine öncelik verilmesi” ilkesi getirilmiştir. Bu ilke doğrudan kirliliği kaynağında önleyen, temiz üretim teknik ve teknolojileri ile ilişkilidir. Dolayısıyla bu ilkenin gerçekleştirilebilmesi için çevre mevzuatının arıtım esaslı değil, üretim aşamasında hammadde ile enerjinin verimli kullanılmasını sağlayan, az atık oluşturan, atıkların yeniden işlenmesi ve kullanımına olanak tanıyacak biçimde düzenlemenin yapılabilmesi için ülkede kullanılan üretim teknik ve teknolojisi ile temiz teknoloji seçeneklerinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu ise planda yeralan “Üretim ve proses metodları ve teknoloji konusunda kapasitenin geliştirilmesine olanak verecek düzenlemelerin yapılması” ve “Çevresel risk değerlendirme ve yönetimini geliştirmek, çevre dostu teknolojileri benimsemek ve kullanmak için başta etkin işleyen bir çevre yönetim sistemi kurulması olmak üzere gerekli önlemlerin alınması” ilkesi doğrultusunda gerekli çalışmalar tamamlanamadığından mümkün” olamamıştır.

Yedinci Beş Yıllık planda hedeflenmekle beraber şu ana kadar Çevre Kanunu Değişiklik Tasarısı ile Çevre Bakanlığının kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının kanunlaşması gerçekleşemediğinden, dolayısıyla gerek denetim, gerekse çevre yönetimi açısından ilgili bakanlık ve yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarının yeniden düzenlenmemiş olması nedeniyle mevzuattaki boşluk ve karmaşanın giderilmesi mümkün olamamıştır. Dolayısıyla planda yeralan etkili çevre denetim sisteminin kurulması ve bu konuda yetki ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşların gerekli teknik donanım, tesis ve nitelikli personel ihtiyaçlarının karşılanması ve kirlilikle mücadele konusunda etkinlik sağlanması amacına ulaşılamamıştır.

Bölgesel olarak planlanması ve işletilmesi gereken tehlikeli atıkların bölgesel yönetim planlarına ilişkin projeler Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Döneminde tasarruf tedbirleri nedeniyle yatırım programına alınamamıştır. Diğer yandan, yürürlükteki mevzuat ile oluşan görevlerdeki belirsizliğin yanısıra, yüksek yatırım ve işletme maliyeti nedeniyle gerek belediyeler, gerekse özel sektör bu konuya gereken ilgiyi göstermemektedir.

Soru 3. Sorumlu bakanlık olarak koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlardan yeterli servis alabildiniz mi?

Cevap 3. İlgili kuruluşlarla konu bazında yapılan çalışmalarda işbirliği ve eşgüdüm sağlanmasında zaman zaman güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Özellikle kuruluşlar arası yetki karmaşası böyle bir darboğazın oluşmasına neden olmaktadır.

Soru 4. Yedinci Beş Yıllık Plan Döneminden Sekizinci Beş Yıllık Dönemine kalacak en önemli projeleriniz nelerdir?

Cevap 4. Çevre Denetim Sisteminin Oluşturulması ve Etkin Uygulamanın Sağlanması,

- UÇEP’in uygulamaya aktarılması,

- Çevre Yönetim Sisteminin geliştirilmesi ve etkinliğinin artırılması (Çevresel Kurumsallaşmanın Sağlanması),

- Ulusal Çevre Veri Tabanı Sisteminin Oluşturulması,

Çalışmaları Sekizinci Beş Yıllık Plan kapsamında yapılacaktır.

Soru 5. Sekizinci Beş Yıllık Plan Dönemi çalışmalarınız hangi safhadadır?

Cevap 5. Sekizinci Beş Yıllık Plan Çalışmaları Devlet Planlama Teşkilâtı tarafından başlatılmıştır. Bakanlığımızca Devlet Planlama Teşkilâtınca belirlenen Özel İhtisas Komisyonlarında görevlendirilecek uzman personelin adları bildirilmiştir. Özel İhtisas Komisyonlarınca yürütülecek hazırlık dönemi çalışmalarına Bakanlığımızca aktif katılım hazırlık dönemi çalışmalarına Bakanlığımızca aktif katılım ve katkı sağlanacaktır.

Diyarbakır Milletvekili Sayın Osman Aslan’ın 7/573
Esas Numaralı Soru Önergesinin Cevabı

Soru : Diyarbakır’ın Ergani İlçesine bağlı Kömürtaş Köyü yakınlarında Ergani Çimento Fabrikasına ait Kalker Ocağının çevreye büyük zarar vermesi ve tehlike saçmasının, Diyarbakır Çevre Müdürlüğünün denetim raporları ile tespit edilmesi üzerine, Bakanlığınızın, 18.6.1999 tarih ve 4855 sayılı yazıları ve Valilik Olur’ları ile ÇEDYönetmeliğinin 28 inci maddesi hükmü gereği ocağın faaliyetinin durdurulmasına rağmen, fabrikanın yasaklara aldırmadan, inadına ocaktan kalker çıkarmaya devam ettiği iddia edilmektedir.

Her yönüyle çevreyi katleden; yasak dinlemez, kural tanımaz mezkür fabrika ve yönetimine karşı Bakanlığınızca ne gibi önlemler ve müeyyideler düşünülmektedir?

Cevap : Ergani Çimento Sanayi A.Ş.’ye ait kalker ocağı, taş ocağı ruhsatına tabi iken Bakanlar Kurulu Kararı ile maden kanunu kapsamına alınmış olması nedeniyle ÇED Yönetmeliği EK-II Listesinde değerlendirilmiştir. Bakanlığımızın bu yaklaşımı sonucunda Ergani Çimento Sanayi A.Ş. tarafından Bakanlığımız aleyhine dava açılmıştır. Dava süreci henüz sonuçlanmamıştır.

9. — Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulamasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan’ın cevabı (7/582)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Çalışma veSosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmak üzere aşağıdaki sorularımı arzediyorum. 4.10.1999 Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında sorumlu ve/veya koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgii bakanlık olarak :

1. Hukukî ve kurumsal düzenlemeler itibariyle plan dönemi hedeflerini gerçekleştirebildiniz mi?

2. Plan döneminde gerçekleşmeyen ve/veya gerçekleşemeyecek hukukî projeleriniz nelerdir? Projelerin gerçekleşmeme sebebi nedir?

3. Sorumlu bakanlık olarak koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlardan yeterli servis alabildiniz mi?

4. Yedinci Beş Yıllık Plan Döneminden Sekizinci Beş Yıllık Dönemine kalacak en önemli projeleriniz nelerdir?

5. Sekizinci Beş Yıllık Plan Dönemi çalışmalarınız hangi safhadadır?

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Güvenlik Kuruluşları Genel Müdürlüğü 27.10.1999 Sayı : B.13.0.SGK.0.13.00.01/6627.025650

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 18.10.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/582-1964/5376 sayılı yazınız.

Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır tarafından hazırlanan “Yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulanmasına ilişkin” 7/582 Esas No.lu yazılı soru önergesi Bakanlığımca incelenmiştir.

Bilindiği üzere Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1996-2000 yılları arasını kapsamaktadır. Hükümetimiz 18 Nisan 1999 seçimleri ile işbaşına gelmiş ve 7 nci Beş Yıllık Kalkınma Planı bünyesindeki hedeflere ulaşmak için gereken düzenlemeleri yapmaya büyük bir özveri ile başlamıştır. Nitekim reform niteliğinde sayılacak ilk çalışma 4447 sayılı kanunla gerçekleştirilmiştir. Reform ile ilgili diğer çalışmalar devam etmekte olup, ilgili kanun taslakları yakın zamanda Bakanlar Kuruluna sunulacaktır.

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında Bakanlığımızı ilgilendiren hususlardaki hukukî ve kurumsal düzemlemeler ile Hükümetimiz tarafından yapılan çalışmalar aşağıda açıklanmıştır.

1. Sosyal Güvenlik ile İlgili Düzenlemeler

A) Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında Yeralan Sosyal Güvenlikle İlgili Hukukî ve Kurumsal Düzenlemeler

Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur’un içinde bulunduğu finansman sıkıntısını giderecek yasa tasarılarının yasalaşması, norm ve standart birliğine geçilmesini kolaylaştırmak için sosyal sigorta, sosyal yardım ve sosyal hizmetlerin temel esaslarını ve kurumlarını belirleyen sosyal güvenlik yasası çıkarılacağı esasa bağlanmıştır.

Planda Sosyal Sigortalar Kurumunun içinde bulunduğu finansman darboğazından kurtarılması ve Kurumun çağdaş anlamda yeniden yapılandırılması ile daha özerk bir hale gelmesi için hazırlanan yasa tasarısıyla emeklilik yaşının ve prim ödeme gün sayısının kademeli olarak arttırılması ve isteğe bağlı sigorta, topluluk sigortası, sosyal güvenlik destek primi ile ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanların malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası prim oranlarının yükseltilmesi, farklı tarihlerde emekli olanlar arasındaki gelir dengesizliğini gidermek ve emekli aylıklarında iyileşme sağlamak üzere Bakanlar Kurulunun tespit edeceği tarihte kademeli olarak emekli aylıklarının hesaplanmasında, tek gösterge kademeli olarak emekli aylıklarının hesaplanmasında, tek gösterge sistemine geçilmesi için düzenlemeler yapılacağı esasa bağlanmıştır.

Bağ-Kur’da ise aktif sigortalıların primlerini zamanında ödememelerinden ve sigorta yardımlarının devamlı artmasından kaynaklanan finansman darboğazının aşılabilmesi için köy ve mahalle muhtarlarının primlerinin il özel idarelerince kesilmesi, yardım zammının taban aylığa dönüştürülmesi, sosyal güvenlik destek primi uygulamasının getirilmesi, Kurumda uygulanan otomatik basamak yükseltme sınırının 6 dan 13 e çıkarılması, tarım sigortaları temsilcisinin Bağ-Kur yönetim kuruluna katılması, istihkak ödemeleri ile teminat iadeleri ve kredi işlemlerinde, esnaf ve sanatkâr ve bağımsız çalışanların Bağ-Kur’a üye olmaları ve prim borçlarının bulunmaması şartının aranmasına ilişkin yasal düzenlemeler yapılacağı belirtilmiştir.

Yine aynı bölümde genel sağlık sigortası, işsizlik sigortası, aile yardımları sigortası kanunları ve hizmeti verecek kurumlarla ilgili yasal düzenlemeler yapılacağı, sosyal güvenlik kurumlarının sağlık hizmetlerini Genel SağlıkSigortası Kurumuna devredene kadar geçecek sürede sağlık hizmetini satın almalarına ilişkin yasal düzenlemelerin yapılacağı öngörülmüştür. Öngörülen düzenlemelere ilişkin zamanlamanın aşağıdaki şekilde olduğu Yedinci Beş YıllıkKalkınma Planında gösterilmiştir.

1995 yılında sosyal sigorta giderlerini azaltacak, gelirleri arttıracak düzenlemeler ile devletin finansman dengesi kuruluncaya kadar fiili açıkları kapatmasını sağlayacak düzenlemeler gerçekleştirileceği, sistemin kendini finanse eder hale gelebilmesi için sigorta programlarından yararlanma koşullarının yeniden belirleneceği, emeklilik yaşı, sosyal güvenlik kurumlarının aktüeryal dengeleri, sosyal, ekonomik ve nüfus yapımıza ilişkin özellikler dikkate alınarak belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

1996 yılında ise sosyal güvenlik temel yasası ile işsizlik sigortası ve aile yardımlarına ilişkin düzenlemelerin mevcut mevzuat ve kurumlar dikkate alınarak gerçekleştirileceği,

1997, 1998, 1999 yıllarında Sosyal Güvenlik Temel yasası çerçevesinde mevzuat uyumlaştırma çalışmalarının tamamlanacağı,

2000 yılından sonra yeniden yapılanma çalışmaları tamamlanarak sosyal güvenlik kurumlarının kaynak israfını önleyecek şekilde tek çatı altında hizmet vermeye başlayacakları esasa bağlanmıştır.

B) Konu İle İlgili OlarakHükümetimizce Yapılan Düzenlemeler

Bakanlığımız tarafından yedinci beş yıllık kalkınma planı çerçevesinde 1995 yılından bu yana çalışmalar yapılmasına karşın 1999 yılına kadar bu çalışmaların hiçbiri kanunlaşma olanağı bulamamıştır. Bakanlığımız tarafından 18 Nisan 1999 seçimlerini müteakiben konular ile ilgili olarak hızlı bir çalışmaya girilmiş ve belirtilen beş yıllık kalkınma planındaki hedefler yerine getirilecek şekilde çalışmalar bitirilmiştir. Bu çalışmaların bir kısmı 4447 sayılı kanunla yasallaşmıştır. Bir kısmının ise tasarıları çok yakın zamanda Bakanlar Kuruluna ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sevkedilecektir. Planda yeralan ve kanunlaşan hedefler ile hazırlığı sürmekte olan hedefler aşağıda gösterilmiştir.

1. 4447 Sayılı Kanunla Getirilen Hukukî ve Kurumsal Düzenlemeler

1. Emeklilik yaşı yükseltilmiştir. Emeklilik yaşı yeni işe başlayanlarda kadınlar için 58, erkekler için 60 olarak öngörülmüştür. Halen sigortalı olanların hakları korunmuş ve kademeli bir geçiş öngörülmüştür. Bu şekilde kurumların finansman dengeleri yeniden kurulmaya çalışılmış ve ileride telafisi mümkün olmayan finansman açıkları ile karşı karşıya kalmaları ve bütçe üzerinde baskı oluşturmaları önlenmiş ve çağdaş sosyal güvenlik sistemine uygun bir düzenleme getirilmiştir.

2. İşsizlik Sigortası çıkarılmıştır. Son elli yıldır tartışma konusu olan ve bir türlü çıkarılamayan işsizlik sigortası çıkarılmış, böylece çalışanlar işsiz kalma tehlikesine karşı güvence altına alınmıştır.

3. Kayıt dışı istihdamla mücadele için çeşitli hükümler getirilmiştir.

4. İşyerlerinin ve sigortalıların, sigortalı çalıştırılmaya başlanılmadan önce Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmesi esası getirilmiş, diğer yandan sigortalılara emeklilik aylığı bağlanmasında son beş/on yıllık ücretlerinin ortalamasının alınması yerine bütün sigortalılık süresi ortalamasının alınması esası getirilmiştir. Bu suretle kişilerin emekliliklerine son beş/on yıl kala yüksek ücret bildirmeleri değil, bütün hayatları boyunca aldıkları gerçek ücretlerinin Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmesi sağlanarak ücret yönünden kayıt dışı işçilik kayıt altına alınmaya çalışılmıştır. Diğer yandan Kuruma eksik gün bildiren işverenlerin bu durumu belgelendirmeleri istenmiş, belgelendiremeyenlerin bildirdikleri gün sayısının aylık otuz güne tamamlanması yönünde kanuna fıkra eklenerek gün yönünden kayıt dışı çalışma önüne geçilmeye çalışılmıştır. Yine denetim güçlendirilmiş, sigortalıya kendini Kuruma bildirme yükümlülüğü getirilerek kişi yönünden de kayıt dışı çalışma önlemeye çalışılmıştır.

5. Sosyal güvenlik destek pirimi oranı % 24’den % 30’a yükseltilmiştir. Sosyal yardım zammı dondurulmuş ve pirim karşılığı olmayan bu ödemenin sosyal güvenlik kurumlarına yük olması engellenmiştir.

6. Emekli aylıklarının hesaplanmasında katsayı gösterge sistemi kaldırılarak yerine enflasyon (TÜFE) ve G.S.M.H. büyüme oranlarına göre güncelleştirilmiş prime esas aylık yıllık kazançlar esas alınmıştır.

2. Yapılmakta Olan Düzenlemeler

Halen Bakanlığımızda yürütülen çalışmalarla, sağlık hizmetlerinin etkin sunumu, sosyal güvenlik kuruluşları arasında norm ve standart birliğinin sağlanması, sosyal yardım ve hizmetin tek elden yürütülmesi konusunda çalışmalara devam edilmektedir.

Bağ-Kur’da köy ve mahalle muhtarlarının primlerinin il özel idaresi tarafından kesilerek Bağ-Kur’a yatırılması hususunda ilgili kanun çalışması İçişleri Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Tüm bu çalışmalarla düzenlemelerin bir reform niteliğinde olduğu söylenebilir.

II. Çalışma Hayatını İlgilendiren Düzenlemeler

A) Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında Belirtilen Hukukî ve Kurumsal Düzenlemeler

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma planında çalışma hayatı ile ilgili olarak kısmî zamanlı ve diğer standart dışı çalışma türlerinin düzenlenebilmesi için, 1475 sayılı İş Kanunu ile ilgili diğer mevzuatlarda düzenleme yapılacağı, İş ve İşçi Bulma Kurumunun yeniden düzenlenerek aktif işgücü piyasası önlemlerinin hayata geçirilmesinde ve işsizlik sigortasının yönetilmesinde çağdaş koşullara uygun ve etkili bir işlev ve yapıya kavuşmasını sağlamak amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş olan İş-Kur Kanununun çıkarılacağı, işsizlik sigortası kanununun çıkarılacağı, iş güvencesi kanununun çıkarılacağı, Sendikalar, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunlarının gözden geçirilerek, Kamu Görevlileri Sendikaları, Toplu İş Sözleşmesi ve Grev ve Lokavt Kanunlarının çıkarılacağı belirtilmiştir. Kamu yönetimi reformu çerçevesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının reorganizasyonunun gerçekleştirileceği, kamu istihdamındaki karmaşayı sona erdirecek mevzuat çalışmaları yapılacağına işaret edilmiştir.

B) 4447 Sayılı Kanunla Getirilen Düzenlemeler

4447 Sayılı Kanunla İşsizlik Sigortası Kanunu çıkarılmış ve işsiz kalanlara gelir güvencesi temin edecek ve böyle bir gelir olmadan işsiz kalma tehlikesinden kaynaklanan sorunları giderecek iş gücü piyasasının daha etkin bir hale kavuşmasını sağlayacak sistem getirilmiştir.

Plan döneminde tüm projeler gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Hükümetimiz iş başına geleli beş aylık bir süre olmasına karşın sosyal güvenlik reformu yapılmıştır. Diğer projeler ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.

Plan döneminde yapılan çalışmalarda koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlardan yeterli servis alınmıştır. Yapılan çalışmalarda Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, D.P.T. Sermaye Piyasası Kurulu bağlı kuruluşlarımız SSK, Bağ-Kur, İş ve İşçi Bulma Kurumu ve diğer kuruluşlar ile işbirliği içerisinde çalışılmıştır.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planına kadar bütün projelerin bitirilmesine çalışılacaktır.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ile ilgili çalışmalarımız devam etmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Yaşar Okuyan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

10. — Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulamasına ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in cevabı (7/583)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp tarafından yazılı olarak cevaplandırılmak üzere aşağıdaki sorularımı arzediyorum. 4.10.1999 Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında sorumlu ve/veya koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili bakanlık olarak :

1. Hukukî ve kurumsal düzenlemeler itibariyle Plan Dönemi hedeflerini gerçekleştirebildiniz mi?

2. Plan Döneminde gerçekleşmeyen ve/veya gerçekleşemeyecek hukukî projeleriniz nelerdir? Projelerin gerçekleşmeme sebebi nedir?

3. Sorumlu bakanlık olarak koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlardan yeterli servis alabildiniz mi?

4. Yedinci Beş Yıllık Plan Döneminden Sekizinci Beş Yıllık Dönemine kalacak en önemli projeleriniz nelerdir?

5. Sekizinci Beş Yıllık Plan Dönemi çalışmalarınız hangi safhadadır?

T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 1.11.1999 Sayı : KDD.SÖ.1.01/2596

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM’nin 18.10.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/583-1965/5377 sayılı yazıları.

İlgide kayıtlı yazı ekinde, Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’a ait, 7/583-1965 esas no.lu yazılı soru önergesine ilişkin, Bakanlığımız görüşleri ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp Tarım ve Köyişleri Bakanı

Esas No :7/583-1965

Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, yazılı soru önergesinde yeralan, bakanlığımızla ilgili sorular ve bunlara ait cevaplar aşağıda belirtilmiştir.

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında sorumlu ve/veya koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili bakanlık olarak :

Soru 1-2. Hukukî ve kurumsal düzenlemeler itibariyle plan dönemi hedeflerini gerçekleştirebildiniz mi? Plan döneminde gerçekleşmeyen ve/veya gerçekleşemeyecek hukukî projeleriniz nelerdir? Projelerin gerçekleşmeme sebebi nedir?

Cevap 1-2. Bakanlığımız Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde sorumlu ve/veya koordinasyon ve işbirliği bakımından görevlendirilmiş olduğu hukukî ve kurumsal düzenlemeler ile ilgili hedeflerini gerçekleştirebilmek için gerekli tüm çalışmaları yapmış olup, diğer çalışmalar halen devam etmektedir. Bu plan döneminde önemli projelerimizden birisi olan ve gerçekleştirilen 4342 Sayılı Mera Kanunu 28.2.1998 tarihli ve 23272 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ayrıca Mera Fonu Yönetmeliği de 21.7.1998 tarihli 23419 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

Diğer taraftan, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında yeralan diğer projelerimizin ise son durumları aşağıda belirtilmiş olup, bu projelerin plan döneminde gerçekleşebilmeleri için gerekli çalışmalar devam etmektedir. Ancak bazılarının gerçekleşebilmeleri, T.B.M.M.’nin ilgili komisyonlarında görüşülmelerine bağlıdır.

- Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair 560 Sayılı K.H.K.’nin Yasalaşması : T.B.M.M. ve Başbakanlığın yetkisi dahilinde olup, Başbakanlık tarafından gerekli prosedür başlatıldıktan ve T.B.M.M. Komisyonlarında konunun gündeme alınmasından sonra bakanlığımızca gerekli katkılar sağlanacaktır.

- Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Yeniden Organize Edilmesi : Bakanlığımızın Kuruluş ve Görevleri hakkında 441 sayılı K.H.K.’nin yasalaşması da T.B.M.M. ve Başbakanlığın yetkisi dahilinde olup, bu aşamada bakanlığımızca yapılacak herhangi bir işlem bulunmamaktadır. Bakanlığımızın yeniden yapılanması ile ilgili görüş ve önerilerimiz, K.H.K.’nin T.B.M.M.’nin ilgili komisyonlarında görüşülmesi aşamasında ortaya konulacaktır.

- Tarımda Yeniden Yapılanma Kurulunun Oluşturulması : Bu konuda Bakanlığımızca hazırlanmış olan “Tarımsal Garanti ve Yönverme Fonu kanun tasarısı ile bu fonun kullanılması ve tarımda yeniden yapılanma konusunda karar oluşturacak “Tarımda Yeniden Yapılanma, Garanti ve Yönverme Kurulu” tesisi için hazırlanan tasarı, diğer bakanlıklarla mutabakat sağlanamadığından, yeni bir tasarı hazırlanmasına karar verilmiş olup, bu konudaki çalışmalar devam etmektedir.

- Bitki Türlerinin Korunması Hakkında UPOV Sözleşmesine Türkiye’nin Katılımının Sağlanması : Bu konuda “Yeni bitki çeşitlerine ait ıslahçı haklarının korunmasına ilişkin kanun taslağının son şekli verilerek Bakanlar Kuruluna sunulmuştur.

Soru 3. Sorumlu bakanlık olarak koordinasyon ve işbirliği bakamından ilgili kuruluşlardan yeterli servis alabildiniz mi?

Cevap 3. Koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlarla müşterek çalışmalar yapılmış olup, servis alınmıştır.

Soru 4. Yedinci Beş Yıllık Plan Döneminden Sekizinci Beş Yıllık Dönemine kalacak en önemli projeleriniz nelerdir?

Cevap 4. Türk tarım politikasının Topluluk tarım politikasına uyumunun muhtemel etkileri ve alınması gerekli tedbirlerin belirlenmesine yönelik çalışmalara devam edilmesi : Türk tarım politikasının AT’nin Ortak Tarım Politikasına uyumunu sağlamak üzere tarımsal alt yapı eksiklerimizi gidermek amacıyla “Tarım Kanunu Tasarısı” hazırlanarak AB’den sorumlu Devlet Bakanlığına intikal ettirilmiştir.

- Türk tarım mevzuatının AT tarım mevuzatına yaklaştırılmasına yönelik çalışmalara devam edilmesi : Strateji çerçevesinde AB’nin screening A listesinde yeralan tarımla ilgili bütün mevzuatı incelenerek mukabil Türk mevzuatı tespit edilmiş olup, çalışmalar devam etmektedir.

- Üretici Birliklerinin kurulması için mevzuatın hazırlanması : Plan döneminde bu projenin hazırlanması görevi bakanlığımıza verilmiştir. Bu çerçevede, ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Üretici Birlikleri Kanun Tasarısı ve Tarım Birlikleri Yasa Tasarısı şeklinde Başbakanlığa intikal etmiştir. Ancak, bazı kuruluşların karşı görüşleri sonucunda, sözkonusu tasarı bakanlığımıza iade edilmiştir. Tarımsal Üretici Birliklerinin oluşturulması ve geliştirilmesi amacıyla, 17.2.1999 tarihinde hükümetimiz ile FAO arasında “Tarımsal Üretici Birliklerinin Geliştirilmesine Yardım” konusundaki projenin müştereken yürütülmesi konusunda anlaşma imzalanmıştır. Proje ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.

Soru 5. Sekizinci Beş Yıllık Plan Dönemi çalışmalarınız hangi safhadadır?

Cevap 5. Sekizinci Beş Yıllık Plan dönemi ile ilgili ihtisas komisyonlarında çalışacak personel tefriki yapılmış olup, çalışmalar devam etmektedir.

11. — Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulamasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/584)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmak üzere aşağıdaki sorularımı arz ediyorum. 4.10.1999

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında sorumlu ve/veya koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili Bakanlık olarak :

1. Hukukî ve kurumsal düzenlemeler itibariyle plan dönemi hedeflerini gerçekleştirebildiniz mi?

2. Plan döneminde gerçekleşmeyen ve/veya gerçekleşemeyecek hukukî projeleriniz nelerdir? Projelerin gerçekleşmeme sebebi nedir?

3. Sorumlu Bakanlık olarak koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlardan yeterli servis alabildiniz mi?

4. Yedinci Beş Yıllık Plan Döneminden Sekizinci Beş Yıllık Dönemine kalacak en önemli projeleriniz nelerdir?

5. Sekizinci Beş Yıllık Plan Dönemi çalışmalarınız hangi safhadadır?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 28.10.1999 Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21./EA/1425-677

Konu : Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 18.10.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-2193 sayılı yazınız.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın 7/584-1966 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı hazırlanarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz Ulaştırma Bakanı

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın 7/584-1966 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında sorumlu ve/veya koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili Bakanlık olarak :

1. Hukukî ve kurumsal düzenlemeler itibariyle plan dönemi hedeflerini gerçekleştirebildiniz mi?

2. Plan döneminde gerçekleşmeyen ve/veya gerçekleşemeyecek hukukî projleriniz nelerdir? Projelerin gerçekleşmeme sebebi nedir?

3. Sorumlu Bakanlık olarak koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlardan yeterli servis alabildiniz mi?

4. Yedinci Beş Yıllık Plan Döneminden Sekizinci Beş Yıllık Dönemine kalacak en önemli projleriniz nelerdir?

5. Sekizinci Beş Yıllık Plan Dönemi çalışmalarınız hangi safhadadır?

Cevap :

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında, Ulaştırma Bakanlığının sorumluluğunda olan hukukî ve kurumsal düzenlemeler kapsamında yürütülen faaliyetlere ilişkin gelişmeleri gösteren tablolar ekte verilmiştir.

12. — Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulamasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik’in cevabı (7/590)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Devlet Bakanı M. Ali İrtemçelik tarafından yazılı olarak cevaplandırılmak üzere aşağıdaki sorularımı arz ediyorum. 4.10.1999

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında sorumlu ve/veya koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili Bakanlık olarak :

1. Hukukî ve kurumsal düzenlemeler itibariyle plan dönemi hedeflerini gerçekleştirebildiniz mi?

2. Plan döneminde gerçekleşmeyen ve/veya gerçekleşemeyecek hukukî projeleriniz nelerdir? Projelerin gerçekleşmeme sebebi nedir?

3. Sorumlu Bakanlık olarak koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlardan yeterli servis alabildiniz mi?

4. Yedinci Beş Yıllık Plan Döneminden Sekizinci Beş Yıllık Dönemine kalacak en önemli projeleriniz nelerdir?

5. Sekizinci Beş Yıllık Plan Dönemi çalışmalarınız hangi safhadadır?

T.C. Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü 28.10.1999 Sayı : B.02.1.BYE-0-65-00-02/543

Konu : VII. ve VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planlarının

Uygulanmasına İlişkin Önerge

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterliği Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığının 18.10.1999 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/590-1972/5384 sayıları yazıları.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Başkanlığınıza verdiği yazılı soru önergesi ile ilgili olarak, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında Bakanlığımıza bağlı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüne ilişkin bir husus yeralmamıştır.

Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığının VIII.Beş Yıllık Kalkınma Planı hazırlık çalışmalarında, Özel İhtisas Komisyonları teşkil edilmiş, kurumun faaliyetleri ile ilgili olarak 80 inci maddede yeralan; “Haberleşme, İletişim, Tele-İletişim Altyapısı ve İşletmeciliğinin Türkiye’nin Gelişme ve Tanıtım Stratejilerinde Kullanılması” ile 81 inci Maddede sözkonusu “Bilişim Teknolojileri ve Hizmetlerinin Türkiye’nin Gelişme ve Tanıtım Stratejilerinde Kullanılması (Bilişim Teknolojileri, Yazılım, Türkçe Yazılım, İnternet, Bilgi Sağlama ve Erişimi, Tanıtım, Kütüphanecilik)” konularında, ekte bir taslağı sunulan çalışmalar başlatılmıştır.

Saygılarımla arz ederim.

Mehmet Ali İrtemçelik Devlet Bakanı

T.C.

Başbakanlık

Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü

VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planının 80 inci ve 81 inci

Maddelerine İlişkin İhtisas Komisyonlarımızın

Ön Çalışma Paketi :

1. Teknolojik gelişimi takip edebilmek, hızlı ve etkili bir biçimde kullanabilmek amacıyla Kurumumuzun bilgisayar donanımının ve halihazırda kullanılan PC’lerin geliştirilmesi.

a) Bu amaçla öngörülen mimarî çerçevede yeni donanımların alınması,

b) Yurtdışı teşkilâtlarının donanımlarının geliştirilmesi,

c) Kurum işlerini daha etkin kılmak için gerekli yazılımların geliştirilmesi ya da satın alınması,

d) Kurum içi personel eğitilmesi.

2. Deprem bölgesindeki yerel basının teknolojik olarak desteklenmesi için çalışma başlatılması.

3. Bilişim teknolojileri ve hizmetlerinin Türkiye’nin Gelişme ve Tanıtım Stratejilerinde kullanılması amacıyla :

a) Kurumun WEB sitesinin görsel ve içerik olarak genişletilmesi ve geliştirilmesi. Bu amaçla kurumca yayınlanan yayınların WEB sitesine aktarılması ve görsel arşivin elektronik ortama geçirilerek kullanılması,

b) Halihazırda Türkiye’nin tanıtımı için hizmet veren WEB siteleri ile etkileşim halinde olup, bu sitelerin ve kurumların faaliyetlerinden kullanıcıların haberdar edilmesi, WEB sitemiz aracılığıyla duyurulması,

c) Kurumumuz kütüphanesinin derleme materyalinin bilgisayar ortamına aktarılması için gerekli donanım ve yazılım çalışmalarının yapılması. Böylece, kullanıcıların kurum arşivinden faydalanmasının sağlanması.

4. Kurumun hizmetlerinden daha etkin faydalanılmasını sağlamak ve online iletişimi etkinleştirmek amacıyla bir e-mail listesi oluşturulması.

5. Fotoğraf arşivinin elektronik ortama geçirilmesi.

13. — Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, yedinci ve sekizinci beş yıllık kalkınma planlarının uygulanmasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun cevabı(7/602)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmak üzere aşağıdaki sorularımı arz ediyorum. 4.10.1999

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında sorumlu ve/veya koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili Bakanlık olarak :

1. Hukukî ve kurumsal düzenlemeler itibariyle plan dönemi hedeflerini gerçekleştirebildiniz mi?

2. Plan döneminde gerçekleşmeyen ve/veya gerçekleşemeyecek hukukî projeleriniz nelerdir? Projelerin gerçekleşmeme sebebi nedir?

3. Sorumlu Bakanlık olarak koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlardan yeterli servis alabildiniz mi?

4. Yedinci Beş Yıllık Plan Döneminden Sekizinci Beş Yıllık Dönemine kalacak en önemli projeleriniz nelerdir?

5. Sekizinci Beş Yıllık Plan Dönemi çalışmalarınız hangi safhadadır?

T.C. Devlet Bakanlığı 28.10.1999 Sayı : B.02.0.008/01152

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 18.10.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/602-1984/5397 sayılı yazınız.

İlgi yazınıza istinaden Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın Yedinci ve Sekizinci 5 Yıllık Kalkınma Planlarının uygulanması konusundaki yazılı soru önergesine ilişkin olarak bağlı kuruluşlarımız Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü ile ilgili kuruluşumuz T. Emlak Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğünden gelen bilgiler çerçevesinde hazırlanan cevaplar ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadi Somuncuoğlu Devlet Bakanı

T.C. Başbakanlık Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü 26.10.1999 APK Şube Müdürlüğü Sayı : B.02.1.AOG.0.65.652/5831

Konu : Soru önergesi hk.

Devlet Bakanlığına

(Sayın Sadi Somuncuoğlu)

İlgi : 18.10.1999 gün ve KAN.KAR.MD:A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/602-1984/5398 sayılı yazınız.

Bursa Milletvekili Sn. Ertuğrul Yalçınbayır’ın soru önergesinde bahsi geçen VII. ve VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planlarının uygulamasına ilişkin; Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne VII. Beş Yıllık Kalkınma Planının metropollerle ilgili düzenleme bölümünde görev verilmiş ve Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü konut ile ilgilendirilmiştir.

Belediyeler ile Mülkî İdareler arasında yeterli ölçüde eşgüdümün sağlanamaması, gerekli ve etkin denetimin yapılamaması sonuncu kamu arazilerinin işgal edilmiş olduğu, plansız kentleşmelerin meydana geldiği vurgulanarak başta kamu arazileri kullanılmak üzere alt yapısı hazır, planlı arsa üretileceği ve toplu konut uygulamaları ile konut açığının giderilmesine çalışılacağı, bu uygulama ile aynı zamanda kamuya gelir sağlanacağı belirtilmiştir.

Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce VII. Beş Yıllık Plan döneminde hazineden devir ve kamulaştırma yoluyla 6734 hektar arazi/arsa edilmiştir. Edinilen arazi/arsalardan 5219 hektarı ihtiyaç sahibi kurum ve kuruluşlar, şahıslar ile sanayi kooperatiflerine satılmış olup, bu dönem içerisinde 111 000 birim konut, 9 000 birim sanayi arsası üretilmiştir.

Önergede bahse konu sorularla ilgili olarak;

1. Hukukî ve kurumsal düzenlemeler itibariyle plan dönemi hedeflerini gerçekleştirebildiniz mi?

Plan döneminde hukukî ve kurumsal düzenlemeler konusunda plan hedefleri gerçekleştirelememiştir.

2. Plan döneminde gerçekleşmeyen ve/veya gerçekleşmeyecek hukukî projeleriniz nelerdir? Projelerin gerçekleşmeme sebebi nedir?

a) Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün 3 trilyon lira olan sermayesinin tamamı ödenmiştir. 1999 Malî Yılı Bütçe Kanununun 69’uncu maddesinin (d) bendiyle, döner sermaye miktarı 1999 yılında 20 trilyon lira olarak belirlenmiştir. Ofisin amaçları doğrultusunda hizmet edebilmesi, ucuz arsa üretimine yönelik yeterli stok arazi bulundurması için bu sermayenin 100 trilyon liraya çıkartılması ve Millî Emlak Genel Müdürlüğünden arazi devri sağlanmalıdır.

b) Arsa spekülasyonunun önlenmesi, planlı arsa üretimi sağlanarak çarpık kentleşmelerin önüne geçilmesi ve hazine arazilerinin gerektiği gibi değerlendirilebilmesi için Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce hazırlanan projelerle ilgili imar planları zamanında onaylanmamaktadır. Bu problemin giderilmesi için Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne belediye sınırı içinde veya dışında yaptığı projelerle sınırlı olmak üzere plan onama yetkisi verilmelidir.

c) Ucuz arsa üretme görevi bulunan Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü, genellikle çalışmalarının kaynağını teşkil eden araziyi Millî Emlak Genel Müdürlüğünden piyasa değeri üzerinden satın almaktadır. Yapılan masraflar, zorunlu olarak ödenen vergi ve harçlar maliyete eklendiğinde üretimi gerçekleştirilen arsa maliyetleri, piyasa değerinin üzerine çıkmaktadır. Dolayısıyla ucuz arsa üretimi amacının dışına çıkılmakta ve gerektiği gibi arsa satışı gerçekleştirilememektedir. Ödenen zorunlu vergi ve harçlar yeniden ele alınarak Genel Müdürlüğün amaçları doğrultusunda faaliyet göstermesi sağlanmalıdır.

Hukukî projelerin gerçekleşmeme nedeni TBMM gündeminde bulunan 1164 Sayılı Arsa Ofisi Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi ile ilgili Kanun teklifinin Mecliste görüşülememesidir.

3. Sorumlu Bakanlık olarak koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlardan yeterli servis alabildiniz mi?

Belediyeler, Mülkî İdareler, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Müdürlükleri ile zaman zaman görüşmeler yapılmış ve çoğu zaman netice alınamamıştır.

4. VII. Beş Yıllık Plan Döneminden VIII. Beş Yıllık Plan Dönemine kalacak en önemli projeleriniz nelerdir?

A) Proje adı : Ankara-Polatlı-Temelli

Başlama tarihi : Mart/1995

Mülkiyeti : Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü

Yüzölçümü : 1 720 000 m2

Plan kullanımı : Konut 2 900 adet

: Ticaret merkezi 3 adet

: Eğitim 9 adet

: Sağlık 3 adet

B) Proje adı : Ankara-Gölbaşı-Kızılcaşar

Başlama tarihi : Mart/1996

Mülkiyeti : Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü

Yüzölçümü : 23 736 m2

Plan kullanımı : Sosyal tesis 3 adet

: Eğitim 3 adet

: Resmî kurum 1 adet

C) Proje adı : İstanbul-Gaziosmanpaşa-Taşoluk

Başlama tarihi : Temmuz/1998

Mülkiyeti : Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü

Yüzölçümü : 1 350 024 m2

Plan kullanımı : Konut, eğitim, yeşil alan, ticaret merkezi, sağlık, sanayi, resmî kurum, spor ve dinî tesis alanı.

D) Proje adı : İstanbul-K. Çekmece-İkitelli

Başlama tarihi : Ekim/1994

Mülkiyeti : Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü

Yüzölçümü : 1 499 800 m2

Plan kullanımı : Konut 13 000 adet

: Sosyal tesis alanları

E) Proje adı : Ankara-Polatlı-Malıköy

Başlama tarihi : Ağustos/1995

Mülkiyeti : Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü

Yüzölçümü : 4 096 750 m2

Plan kullanımı : Sanayi, depolama, sağlık, eğitim, idarî tesis, kentsel servis alanı,

park, ağaçlandırılacak alan.

F) Proje adı : Ankara-Bala-Beynam

Başlama tarihi : Ekim/1996

Mülkiyeti : Hazine, mera, tescil harici alan, özel şahıs

Yüzölçümü : Hazine 56 830 m2, mera 122 500 m2, tescil harici alan 7 632 779 m2 şahıs 2 458 028 m2, olmak üzere toplam 10 070 137 m2.

Plan kullanımı : Plansız

G) Proje adı : Ankara-Kazan-Sarayköy

Başlama tarihi : Eylül/1997

Mülkiyeti : Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü

Yüzölçümü : 1 606 454 14 m2

Plan kullanımı : Sanayi, depolama.

H) Proje adı : Kocaeli-Gebze-Şekerpınar

Başlama tarihi : Mart/1996

Mülkiyeti : Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü, Hazine, Botaş, tescil harici alan, şahıs.

Yüzölçümü : 763 000 m2

Plan kullanımı : Konut 1 655 adet

Sosyal donatı

I)  Proje adı : İzmir-Seferihisar-Düzce

Başlama tarihi : Aralık/1997

Mülkiyeti : Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü

Yüzölçümü : 310 800 m2

Plan kullanımı : Plansız-konut

İ)  Proje adı : Antalya-Merkez-Kömürcüler

Başlama tarihi : Ocak/1996

Mülkiyeti : Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü, Hazine

Yüzölçümü : 1 148 631 09 m2

Plan kullanımı : Gelişme konut alanı

5. VIII. Beş Yıllık Plan Dönemi çalışmalarınız hangi safhadadır?

a) Yerel Yönetimler (Kentleşme, Türkiye’de şehircilik ve meseleleri, mimarlık, kent kültürünün oluşumu, yönetim ve ölçek düzenlemeleri, imar planları, yerel yönetim yatırımlarında finansman seçenekleri),

b) Konut,

c) Harita, tapu kadastro, coğrafî bilgi sistemleri, uzaktan algılama sistemleri (arazi ve arsa politikaları, arazi toplulaştırması, arazi kullanımı).

Konularında görev verilmiş olup çalışmalara başlanmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Avni Caner Ercan Alaftar APK. Şb Md. Arsa Ofisi Genel Müdür V.

T.C.

Emlak Bankası Genel Müdürlük 26.10.1999 Sayı : Emlak Bankası-19/45518

Konu : Soru önergesi

T.C. Devlet Bakanlığı

(Sayın Sadi Somuncuoğlu)

İlgi : 21.10.1999 tarih ve B.02.0.008/01104 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınız ve eki Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterliği Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığının 18.10.1999 gün ve KAN.KAR.MD:A .01 .0. GNS .0. 10.-00.02-7/602-1984/5397 sayılı yazısı gereğince, Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın yazılı soru önergesi ile ilgili bilgiler ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederiz.

Bekir Gürkan Özgün Kaplan Yıldız Genel Müdür Yardımcısı Yönetim Kurulu Başkanı GenelMüdür

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın yazılı soru önergesi ile ilgili bilgiler aşağıda arz edilmiştir.

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında, bankamızın sorumlu kuruluş olarak yeraldığı herhangi bir hukukî ve kurumsal düzenleme bulunmamaktadır.

Plan döneminde gerçekleştirilmesi öngörülen “Bölgesel Gelişme ve Fizikî Planlama” adlı proje ile ilgili olarak;

– 2.6.1996 tarih ve 22654 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1996 Yılı Yatırım Programında “Sermaye piyasasına yeni finansal araçların girişinin sağlanması ve yapı tasarruf sandığı mevzuatının oluşturulması.”,

– 9.11.1996 tarih ve 22812 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1997 Yılı Programı ile 7.11.1997 tarih ve 23163 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1998 Yılı Programında “Konut arz ve talebine yeterli kaynak sağlamak üzere rekabetçi piyasa koşulları içinde yeni finans imkânları ve kurumları geliştirilecek, yapı tasarruf sandığı sistemi uygulamalarına batı standartları ölçeğinde geçilebilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması.”

Şeklinde yeralan hukukî ve kurumsal düzenlemeler ile ilgili “Sorumlu Kuruluşlar”, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı olarak belirlenmiş, bankamız ile birlikte Maliye Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ve Türkiye Bankalar Birliğinin “Koordinasyon ve İşbirliği Bakımından İlgili Kuruluşlar” olacağı öngörülmüştür.

Bankamıza konu ile ilgili olarak işbirliği ve koordinasyon için herhangi bir talepte bulunulmadığından, sorumlu kuruluşlar tarafından bir çalışma yapılıp yapılmadığı ya da yapıldı ise hangi aşamada bulunduğu tarafımızca bilinmemektedir.

Ayrıca, 15.11.1998 tarih ve 23524 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1999 Yılı Programında, anılan proje kapsamında yeralan “Konut arz ve talebine yeterli kaynak sağlamak üzere sermaye piyasası içinde faaliyet gösterecek ve yapılacak düzenlemelerle çıkarılacak kıymetli kâğıt karşılığı temin edilecek fonlardan uzun vadeli konut kredisi açabilecek kurumların oluşturulması için gerekli çalışmalar yapılacaktır.” şeklindeki benzer hukukî ve kurumsal düzenleme için sorumlu kuruluşlar yine Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı olarak belirlenmiş, ancak bankamız koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluş olmaktan çıkarılarak, ilgili kuruluşların Maliye Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ve Türkiye Bankalar Birliği olacağı öngörülmüştür.

Bunların dışında, bankamız bünyesinde batı ülkelerinde uygulanan yapı tasarruf sandıklarına benzer bir yapı tasarruf sisteminin uygulanması yönündeki çalışmalar sürdürülmektedir.

T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı 26.10.1999 Sayı : 06313/1279-5005

Devlet Bakanlığına

İlgi : 21.10.1999 tarih ve B.02.0.0008/01104 sayılı yazınız.

İdaremizden Yedinci ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planlarına ilişkin ilgi yazınız ekindeki soru önergesi kapsamında talep edilen bilgiler ekte sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. Kâmil Uğurlu Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanı

EK

Soru 1 :

Hukukî ve kurumsal düzenlemeler itibariyle plan dönemi hedeflerini gerçekleştirebildiniz mi?

Cevap 1 :

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında; “konut sektörü için hızlı nüfus artışının sürdüğü kentsel yerleşmelerde gereksinimi karşılayacak sayıda ruhsatlı konut üretiminin gerçekleştirilmesi, orta ve alt gelir gruplarının ödeyebilecekleri koşullarda konut edinmelerinin sağlanması ve konut üretiminde yapı ve çevre kalitesinin artırılması, sağlıklı, güvenli ve nitelikli konut ve çevrelerinin oluşturulması hedefleri” belirlenmiştir. İdaremiz bu doğrultuda;

– Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde, konut kooperatifleri ve sosyal yardımlaşma kurumları aracılığıyla üretilen konutların finansmanına katkıda bulunmaya devam etmiştir. Bu kapsamda konutun gerek altyapı, gerek üst yapı maliyetleri içinde finansman katkısının artırılmasına ilişkin çalışmalar yapılmıştır.

14.6.1997 ve 17.1.1998 tarihlerinde Toplu Konut Kredisi Uygulama Yönetmeliği değiştirilerek, daha önce en fazla 100 m2 büyüklüğündeki konutlar için kullandırılan krediler, 101-150 m2’lik konutlar için de kullandırılmaya başlanmıştır. Yine yayımlanan Tebliğler ile kredi miktarları yaklaşık % 300 artırılarak kredinin toplam maliyet içindeki payı % 20’den % 60’lara kadar yükseltilmiştir. Ayrıca, daha önce kredi açılması için gerekli inşaat seviyesi % 40 iken bu seviye 100 m2’den küçük konutlar için % 15’e kadar düşürülmüştür. Bu düzenlemelere göre 1997 yılında konut başına 553 000 000 TL olan kredi miktarı, 80 m2’lik konutlar için 2 125 000 000 TL’ye, 100 m2’lik konutlar için 1 875 000 000 TL’ye, 101-150 m2’lik konutlar için 1 250 000 000 TL’ye yükseltilmiştir. Ada için altyapı ve çevre düzenlemesi için 1997 yılında konut başına 30 000 000 TL olarak açılan krediler de 100 000 000 TL’ye yükseltilmiştir.

Bu çerçevede, sözkonusu plan döneminde, kredi miktarlarının artırılması ve yeni kredi başvurularının kabulüne ilişkin tebliğler ile 110 525 adet konuta kredi açılmış ve inşaatları devam eden 119 406 adet konutun inşaatı tamamlanmıştır.

– İdaremiz tarafından yürürlüğe konulan “Belediye Arsaları Üzerinde Toplu Konut ve Kentsel Çevre Üretimi ve Kredilendirilmesine Dair Yönetmelik” uyarınca belediyeler aracılığıyla yürütülen konut projelerinin proje yönetimi, teknik hizmetler, inşaat kontrollüğü hizmetleri ve konut kredileri ile desteklenmesine devam edilmiştir. Bu uygulama içinde, 1996-09/1999 dönemi itibariyle toplam 15 belediyeye ait 18 adet proje Yatırım Uygunluk Belgesi alarak konut kredisi almaya hak kazanmış, 13 774 adet konut kredi uygunluk belgesi almış, 5 571 adet konutun inşaatı tamamlanmıştır.

– 17.8.1999 tarihinde meydana gelen Marmara Depreminden etkilenen İstanbul, Kocaeli, Sakarya,Bolu, Yalova ve Bursa illerinde Toplu Konut Fonundan açılacak kredilere ilişkin 99/1 sayılı Tebliğ, 22.9.1999 tarih ve 23824 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu tebliğ ile sözkonusu illerde kredi kullandıran bankalarca hasarsız veya az hasarlı olduğu tespit edilen, Toplu Konut Fonundan daha önce kredi açılmış, inşaatları devam etmekte olan projelere açılan kredilerin artırılması ile bu illerde fondan daha önce kredi açılmamış projelere kredi açılmasına ilişkin esas ve usuller düzenlenmiştir.

– Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Plan Döneminde, konutu olmayan orta ve alt gelir gruplarının ödeme güçlerine uygun, aile büyüklüklerine göre tasarlanmış konut üretimine idaremiz tarafından devam edilmiştir. Bu çerçevede Şanlıurfa’da 474 adet konut ve 1998 yılındaki II. Konut Hamlesi kapsamında üretimine başlanılan 8 604 adet konut olmak üzere toplam 9 078 adet konut satışa sunulmuş olup, bunlardan 8 955 adedinin satışı gerçekleştirilmiştir.

Sonuç olarak, Toplu Konut Kanunu uyarınca ülkemizdeki ruhsatlı konut sunumunun artırılmasına yönelik olarak 1996-1999 plan döneminde idaremizce toplam 133 254 adet konuta kredi açılmış ve inşaatları devam eden 125 451 adet konutun inşaatı tamamlanmıştır.

– Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Plan Dönemi hedefleri çerçevesinde idaremiz, piyasada konut sahibi olamayan dar gelirli nüfus için kiralık konut sunumunu gerçekleştirecek kâr amacı gütmeyen kooperatif birliklerinin faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla altyapılı ucuz arsa teminini sağlamak üzere çalışmalarını sürdürmüştür. Bu kapsamda, 2.12.1998 tarihinde OYAK (Ordu Yardımlaşma Kurumu Genel Müdürlüğü) ile 9.12.1998 tarihinde TÜRKKONUT (Türkiye S. S. Yapı Kooperatifleri Merkez Birliği) ve TÜRKKENT’e (Türkiye Kent Kooperatifleri Merkez Birliği) Ankara-Eryaman Toplu Konut alanında arsa tahsisi yapılmıştır. Tahsisi gerçekleştirilen arsalar üzerinde yapılacak toplu konut projelerinin denetim yetkisi Toplu Konut İdaresinindir.

– Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Plan Dönemi hedeflerinden olan alt gelir gruplarına konut sunumuna ilişkin olarak ülkemizin en az gelişmiş, yoğun iç göçün olduğu ve hızlı büyüyen kentlerinden idareye de ait arsaların mevcut olduğu Adana, Şanlıurfa, Gaziantep ve Diyarbakır’da mevcut piyasa koşulları içinde konut sahibi olamayan ve en düşük % 40’lık alt gelir grubunu oluşturan kitlenin konut ihtiyacını, gerekli sosyal donatılarıyla birlikte karşılamayı hedefleyen 10 000 konutluk Güneydoğu Anadolu Bölgesi Alt Gelir Grubu Konut Projesinin uygulamaya geçirilebilmesi için, Eylül 1994’te idaremiz ve Dünya Bankası misyonu arasında görüşmeler başlatılmıştır. Projenin toplam maliyetinin yaklaşık 107 000 000 000 ABD Doları tutarında olduğu tahmin edilmiş olup, bunun 50 000 000 ABD Dolarlık bir dış kredi desteği ile gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Bu çervede proje için uygulama ve yatırım bileşenleri belirlenmiş, projenin kısa zamanda uygulamaya konulabilmesi için piyasa araştırması ve sosyal yapı değerlendirmelerine yönelik gerekli ön çalışmaların yürütülmesinde kullanılmak üzere, 79 500 000 Japon Yeni, banka tarafından hibe olarak sağlanmıştır. Bu doğrultuda, Dünya Bankasının yapılmasını öngördüğü krediye esas araştırmalar tamamlanmış ve alınan sonuçlar banka tarafından onaylanmıştır. Projenin Dünya Bankasının yeni dönem yatırım programına dahil edilerek kredi görüşmelerine başlanabilmesi için Hazine Müsteşarlığının Dünya Bankasından talepte bulunması gerekmektedir. Bu nedenle, proje ile ilgili nihaî kararın verilmesi amacıyla, ilgili kuruluşlar arasında kredi görüşmelerinin organize edilmesi için Devlet Bakanlığı makamı aracılığıyla Hazine Müsteşarlığına talepte bulunulmuştur. Ancak, Hazine Müsteşarlığından henüz bir yanıt alınamamıştır.

– Uygulanmakta olan mevcut finansman ve kredilendirme modellerinin çeşitlendirilmesi amacıyla, Toplu Konut Tasarruf Sistemi Modeli geliştirilmiştir. Bu çerçevede hazırlanan Toplu Konut Tasarruf Sistemi ve Konut Kredileri Yönetmeliği 11.7.1995 tarih ve 22340 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Bu Yönetmelik, 2.3.1994 tarih ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanununun 3 üncü Maddesi ile aynı Kanuna 9.4.1990 ve 412 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen Ek 1 inci ve Toplu Konut Fonunun Kullanım Şekline İlişkin Tüzüğün değişik 13 üncü Maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Oluşturulan bu yeni model ile, bir yandan konut maliyetinin kredi dışında kalan bölümünün yurttaşlar tarafından öz kaynak olarak biriktirilmesinin sağlanması, diğer yandan da birikim tutarı kadar kredinin verilmesinin güvence altına alınması hedeflenmiştir. Sistemle ilgili uygulamaya geçilmesinden önce, sisteme yeterli talebin oluşup oluşmayacağı, sisteme güven, sistemle ilgili gerekli altyapının sağlanması (bankacılık işlemleri, vs.), ile ilgili TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Bilişim Teknolojileri Araştırma Enstitüsü ile bir sözleşme imzalanmış, uygulamanın başlatılabilmesi ve sistemde yeralan parametrelerin sağlıklı bir şekilde saptanması için bir araştırma projesi hazırlanmıştır. Sistemin uygulamaya konması ve istikrarlı bir şekilde işleyebilmesi için başlangıç kaynağına ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak, halihazırda idaremizin içinde bulunduğu finansman darboğazı nedeniyle uygulamaya geçilememektedir.

– İdaremiz, 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu ve buna ilişkin mevzuatın verdiği yetkiye dayanarak üniversiteler ve araştırma kurumları aracılığı ile konut ve konut çevresi ile ilgili olarak bilimsel/teknik konularda araştırmalar yaptırmaktadır. Bu araştırmalar özellikle ülkemizde konut sektörünün bugünkü durumunu (mekânsal nitelikler, finansman sistemleri, uygulamalardaki yapı teknikleri, politikalar, vb.) değerlendirmek ve sektörün işleyişini geliştirmek üzere hazırlanan iş tanımları doğrultusunda yapılmaktadır. Bugüne kadar bu içerikte 51 adet araştırma projesi tamamlanarak, 37 adet araştırma ve geliştirme dizisi kitap olarak bastırılmıştır. Ayrıca, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi Alt Gelir Grubu Konut Projesi”nin ön çalışmaları için sağlanan Japon hibesi finansmanı ile, Türk Sosyal Bilimler Derneği aracılığı ile ülkemizdeki mevcut yapılanma içindeki politikalar irdenelerek “Konut Politakası Geliştirme Çalışması” yaptırılmış ve bir rapor halinde düzenlenmesi sağlanmıştır.

– 22.3.1999’da Devlet İstatistik Enstitüsü ile yapılan sözleşme ile, ülkemizde yoğun göç alan bölgeleri de dikkate alarak, toplu konut uygulayıcılarının geliştirecekleri konut politikaları ile doğru kararlar vermelerini sağlamak üzere ülkemizdeki mevcut konut stokunu ortaya koyacak (tescil dışı dahil) bir “Konut Envanteri” çalışması başlatılmıştır.Bu çalışma ile, konut ve yerleşim sorunlarına ilişkin eski bilgiler yenilenerek Türkiye’de mevcut konut stokuna ilişkin niteliksel ve sayısal bilgiler derlenmiş olacaktır. Ayrıca, bu çalışma içinde Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Merkezi (HABITAT) ve Dünya Bankası tarafından çeşitli ülkelerin konut sektörlerinin işleyişini karşılaştırmak amacıyla hazırlanan “Konut Göstergeleri Programı”nda yeralan konut sektörüne ilişkin temel göstergelerin Türkiye için de elde edilmesi sağlanacaktır. Çalışmanın Mart 2000’de tamamlanması öngörülmüştür.

– 3-14 Haziran 1996 tarihlerinde İstanbul’da yapılan yüzyılın son ve en kapsamlı Birleşmiş Milletler Konferansı niteliğindeki Habitat II için ev sahibi ve katılımcı ülke olarak yürütülecek hazırlık ve uygulama çalışmalarının yerine getirilmesi, bu konuda gereken finansal kaynakların temini ile harcamaların gerçekleştirilmesi görevi Başbakanlık tarafından Haziran 1994’te Toplu Konut İdaresine verilmiştir. Katılımcı ülke olarak, Konferansa sunulması gereken Ulusal Rapor ve Eylem Planının hazırlığı için, kamu kuruluşlarının yanısıra toplumun çeşitli kesimlerini temsil eden sivil toplum örgütlerinin yaygın katılımı ile bir Ulusal Komite oluşturulmuştur. Buna paralel olarak, üyeleri akademik ve bilimsel çevrelerden seçilen bir Danışma Kurulu oluşturulmuştur. Bu kurul, Ulusal Komitenin sekreteryası olarak görev yapmış, hazırlanan Ulusal Rapor, Ulusal Komite ve Hükümet tarafından onaylanmış ve Konferansa sunulmuştur.

171 ülkeden yaklaşık 20 000 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen Konferansın resmî programında “herkese yeterli konut” ve “kentleşen dünyada sürdürülebilir insan yerleşimleri” temalarını işleyen iki belge, “İnsan Yerleşimleri İçin İstanbul Deklarasyonu” ve “Habitat Gündemi” müzakere edilerek kabul edilmiştir. Resmî program dahilinde ve buna paralel olarak düzenlenen çok sayıdaki etkinlikte, parlamenterler, yerel yönetim temsilcileri, özel sektör, sivil toplum örgütleri gibi çeşitli ortaklar kendi aralarında ve birlikte Konferansın temalarını irdeleme ve resmî ve sivil kesimler arasında etkileşim sağlama olanağına sahip olmuşlardır.

Habitat II’nin yararlı olabilmesi için, ilkelerin küresel, bölgesel ve yerel ölçeklerde izlenmesi ve uygulanması gereklidir. Bu genel kabulden yola çıkarak, özellikle ilgili tüm kamu kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve özel sektörle ortaklıklar dahilinde yürütülen çalışmaların mevcutta gelinen aşamalarının hazırlanıp derlenmesine yönelik çalışmalar idaremiz koordinasyonunda sürdürülmektedir. Bununla birlikte, uluslararası ölçekte Birleşmiş Milletler ile sözkonusu ilkeleri içeren bir proje hazırlığına başlanmıştır.

Ayrıca, “Habitat II İzleme Programı” kapsamında, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı uzmanlarıyla temaslar sürdürülmekte olup, Habitat II Konferansı ilkelerinden olan “herkese yeterli konut” ilkesi doğrultusunda ilgili kamu kurumlarının katılımıyla yapılacak bir toplantı için hazırlıklara başlanmıştır. Bu toplantıda, özellikle Türkiye koşullarında alt gelir grubu için üretilecek konutlara ulaşmak üzere ilk basamak olarak kabul edilen arsa geliştirme politikaları ile, bu süreci hızlandıracak ve piyasadaki arzı artırarak fiyatların düşmesini sağlayacak yöntemler üzerinde durulması planlanmıştır.

Soru 2 :

Plan döneminde gerçekleşmeyen ve/veya gerçekleşemeyecek hukukî projeleriniz nelerdir? Projelerin gerçekleşmeme sebebi nedir?

Cevap 2 :

– 11.7.1995 tarih ve 22340 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Toplu Konut Tasarruf Sistemi ve Konut Kredileri Yönetmeliğinin uygulamaya konması ve istikrarlı bir şekilde işleyebilmesi için başlangıç kaynağına ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak, halihazırda idaremizin içinde bulunduğu finansman darboğazı nedeniyle uygulamaya geçilememektedir.

– 10 000 konutluk Güneydoğu Anadolu Bölgesi Alt Gelir Grubu Konut Projesinin uygulanabilmesi için, proje finansmanında kullanılması planlanan dış kredinin efektif hale getirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla projenin Dünya Bankasının yeni dönem yatırım programına dahil edilerek kredi görüşmelerine başlanabilmesi için Hazine Müsteşarlığının projeyi onaylaması ve Dünya Bankasından kredi için talepte bulunması gerekmektedir.

Soru 3 :

Sorumlu Bakanlık olarak koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlardan yeterli servis alabildiniz mi?

Cevap 3 :

Sorumlu Bakanlık olarak koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluşlarla uyumlu bir biçimde çalışılmaktadır.

Soru 4 :

Yedinci Beş Yıllık Plan Döneminden Sekizinci Beş Yıllık Plan Dönemine kalan en önemli projeleriniz nelerdir?

Cevap 4 :

Sekizinci Beş Yıllık Plan Döneminde, idarenin konut piyasasında politika üreten ve sektörün gelişmesine katkıda bulunabilecek bir rol üstlenmesi anlamında;

– Konut üretiminde maliyet faktörü içinde yeralan arsa maliyetini düşürücü tedbirler alınacak ve altyapılı arsa stokunun artırılmasına hız verilecektir.

– İdare mülkiyetinde bulunan arsa stoku içerisinde yeralan İstanbul-Halkalı 4 üncü etap, Eskişehir 2 nci etap uygulamaları için uluslararası finans kuruluşlarından kaynak imkânları sağlanarak dar ve orta gelirli kesimin konut ihtiyacına yönelik projelere başlanacaktır.

– Altyapılı arsa stokunun artırılması ve konut sektörüne tahsisinde, Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları (GYO) aracılığı ile sektörün finansman ihtiyacının bir kısmı kurumsal bir yapı çerçevesinde karşılanacaktır.

– Konut Edindirme Yardımı (KEY) hesaplarının GYO kapsamında tasfiye edilmesine çalışılacaktır.

Soru 5 :

Sekizinci Beş Yıllık Plan Dönemi çalışmalarınız hangi safhadadır?

Cevap 5 :

Başbakanlığın 1999/7 sayılı genelgesi uyarınca, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında oluşturulacak Özel İhtisas Komisyonlarında görevlendirilecek personel isim ve unvanları, DPT Müsteşarlığına 8.9.1999 tarih ve 4175 sayı ile bildirilmiştir. İdare bünyesinde görevlendirilen personel aşağıda belirtilen konu başlıkları ile ilgili olarak hazırlık çalışmalarını sürdürmektedir :

– Konut

– İnşaat, müteahhitlik, mühendislik ve müşavirlik hizmetleri

– Dış kredi, dış yardımlar, teknik yardımlar

– Yerel yönetimler

– İçmesuyu, kanalizasyon, arıtma sistemleri, katı atık denetimleri

– Çevre

– Nüfus, demografi yapısı, göç

– Bölgesel gelişme stratejileri, il gelişme stratejileri

– Bilişim teknolojileri ve hizmetlerinin Türkiye’nin gelişme ve tanıtım stratejilerinde kullanılması.

14. — İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, cep telefonu abonelerinin şikâyetlerini iletebileceği birim olup olmadığına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/617)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Bülent Akarcalı İstanbul

Cep telefonu aboneleri, senede iki şirkete yüzlerce trilyon ödeyen vatandaşlarımızdır. Buna karşılık şikâyetlerinin incelenmesinde, uğradıkları haksızlıkların giderilmesinde gazetelerimizin Tüketici Köşeleri dışında başvurabildikleri yerler yoktur.

1. Bakanlığınızda bu insanlarımızın şikâyetlerini yöneltebileceği birimler nerelerdir?

2. Bu birimlerdeki kişiler kimlerdir? Ad-soyad, unvanı; telefon ve faks numaraları nelerdir?

3. Cep telefonu sektörüne tam olarak tekel kurmuş bu iki cep telefonu şirketini Bakanlığınız nasıl denetlemektedir?

4. Fiilen ne gibi denetim yapılmıştır?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 28.10.1999 Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21./EA/1422-692

Konu : İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın

yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 18.10.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-2202 sayılı yazınız.

İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akacalı’nın 7/617-2009 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı hazırlanarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz Ulaştırma Bakanı

İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın 7/617-2009 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

Cep telefonu aboneleri, senedede iki şirkete yüzlerce trilyon ödeyen vatandaşlarımızdır. Buna karşılık şikâyetlerinin incelenmesinde, uğradıkları haksızlıkların giderilmesinde gazetelerimizin Tüketici Köşeleri dışında başvurabildikleri yerler yoktur.

1. Bakanlığınızda bu insanlarımızın şikâyetlerini yöneltebileceği birimler nerelerdir?

2. Bu birimlerdeki kişiler kimlerdir? Ad-soyad, unvanı; telefon ve faks numaraları nelerdir?

3. Cep telefonu sektörüne tam olarak tekel kurmuş bu iki cep telefonu şirketini Bakanlığınız nasıl denetlemektedir?

4. Fiilen ne gibi denetim yapılmıştır?

Cevap :

GSM mobil telefon abonelerinin işletmeci firmalarla ilgili şikâyetlerini yöneltebilecekleri birim Bakanlığımız Haberleşme Genel Müdürlüğüdür.

Haberleşme Genel Müdürlüğünde, GSM abonelerinin şikâyetlerini iletebilecekleri üst düzey yöneticilerin adı, soyadı ve unvanları ile telefon ve faks numaraları aşağıdadır :

Adı-Soyadı Unvanı Telefon ve Faks No.

Hayrettin Soytaş GenelMüdür 212 80 88 212 17 75 (Faks)

HasanTekeli Genel Müdür Yrd. 212 68 78 “

Kemal Uğur Daire Başkanı 212 58 73 “

Gül Ünsal Daire Başkanı 212 14 33 “

Müzeyyen Güneşer Daire Başkanı 212 44 91 “

27.4.1998 tarihinde imzalanan imtiyaz sözleşmesi sonucu ülkemizde faaliyet gösteren her iki GSM operatörünün tüm faaliyetleri Bakanlığımız Haberleşme Genel Müdürlüğünce hazırlanan denetleme yönergesi gereğince denetlenmektedir.Bugüne kadar yapılan denetlemelerde sözleşmeye aykırılık tespit edilmemiştir.

15. — İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, İstanbul İline yapılacak tüp geçit projesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/618)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arzederim.

Bülent Akarcalı İstanbul

İstanbul’a yapılacak tüp geçit ile ilgili olarak;

1. Bu konuda İstanbul milletvekillerine bilgi vermeyi düşünür müsünüz?

2. Projeyi kamuoyunda ne zaman tartışacaksınız?

3. Özelleştirme esas iken, bu proje neden dış borçla yapılmakta ve yap-işlet modeli tercih edilmemektedir?

4. Yap-işlet modeline sırt dönüp, devleti 2,5 ABD $ milyar borçlandırmak ne derece doğrudur?

5. Projede kara taşıt geçişi neden yoktur?

6. Projeye kara taşıt geçişinin eklenip böylece boğaza 3 üncü köprü için para vermekten kurtulmamız daha doğru değil midir?

7. Proje için uluslararası ihaleye çıkılacak mı?

8. Çıkılmayacaksa, rekabet nasıl sağlanacaktır?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 28.10.1999 Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21./EA/1426-669

Konu : İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 18.10.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-2202 sayılı yazınız.

İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın 7/618-2010 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı hazırlanarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz Ulaştırma Bakanı

İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın 7/618-2010 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Soru :

İstanbul’a yapılacak tüp geçit ile ilgili olarak;

1. Bu konuda İstanbul milletvekillerine bilgi vermeyi düşünür müsünüz?

2. Projeyi kamuoyunda ne zaman tartışacaksınız?

3. Özelleştirme esas iken, bu proje neden dış borçla yapılmakta ve yap-işlet modeli tercih edilmemektedir?

4. Yap-işlet modeline sırt dönüp, devleti 2,5 ABD $ milyar borçlandırmak ne derece doğrudur?

5. Projede kara taşıt geçişi neden yoktur?

6. Projeye kara taşıt geçişinin eklenip böylece boğaza 3 üncü köprü için para vermekten kurtulmamız daha doğru değil midir?

7. Proje için uluslararası ihaleye çıkılacak mı?

8. Çıkılmayacaksa, rekabet nasıl sağlanacaktır?

Cevap :

Demiryolu boğaz tüp tüneli ve Gebze-Halkalı Banliyö hattının yüzeysel metroya dönüştürülmesi projesi, İstanbul milletvekilleri ile birlikte kararlaştırılacak tarih ve mekânda bilgilerine sunulacaktır.

İstanbul boğaz tüp geçişi projesi, 1995 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinde düzenlenen 3 üncü Ulaşım Kongresinde, Bilimsel Kuruluşlar, Meslek Odaları ve Yerel Yönetimler ile ilgili Bakanlıkların yetkili temsilcilerinin katılımıyla tüm yönleriyle tartışılmış ve İstanbul için bugüne kadar amacına uygun tek proje olduğu kararlaştırılarak kamuoyuna bir bildiri ile duyurulmuştur.

1997’de İstanbul’da yapılan bir basın toplantısında, proje tüm İstanbullulara ve basına takdim edilmiştir.

1999 seçimleri öncesinde Büyükşehir Belediyesince düzenlenen panelde de, proje anlatılmış, bu panele diğer İstanbul milletvekilleri ile birlikte şahsınız da davet edilmiş, ancak yoğun programınız nedeniyle katılamayacağınızı belirten başarı telgrafınız alınmıştır. Yine seçimden önce Arnavutköy’de proje takdim edilmiş, bu takdime bütün İstanbul milletvekili adaylarının yanısıra belediye başkan adayları da davet edilmiştir. Son olarak İstanbul Valiliğince düzenlenen panelde proje tekrar takdim edilmiştir.

– Proje, Yatırım Programında Yap-İşlet-Devret Modeli ile yeralmakta iken, yapılan detay çalışmalar sonucu aşağıdaki sakıncalar görülmüş ve Yap-İşlet-Devret Modelinden vazgeçilmiştir.

TCDD’ye ait arazi ve tesisler ile üzerindeki depolar, bakım atölyeleri, triyaj garları, istasyonlar ve elektrifikasyon tesisleri hem yüzeysel metro, hem de anahat trenleri için kullanılacaktır. Özellikle yol, köprüler, katener ve sinyal sistemlerinin bakım sorumluluğunda iki ayrı işletmenin var olması seyrüsefer emniyetini tehlikeye sokabilecektir. İnşaatın işletme altında yapılma zorunluluğu olduğundan, inşaat süresince işletmeci kuruluş ile çeşitli ihtilaflar ortaya çıkabilecektir. Aynı hat ve tesislerin ortak kullanılacağı bir projeye özel sektör ilgi göstermeyecektir.

Ayrıca, 1,6 milyar ABD Doları tutarındaki böylesine büyük bir projeye finansman temin edilmesinin güç olacağı yapılan çalışmalar sonucu anlaşıldığından, kredili olarak gerçekleştirilmesi uygun bulunmuştur. Ancak işletmenin özelleştirilmesi mümkün olabilecektir.

– Boğaz Tüp Geçişi Projesinin gerçekleşmesi ile yaratılacak kapasite sonucunda mevcut iki boğaz köprüsünün yükü azalacak ve yeni bir karayolu köprüsü yatırımına ihtiyaç kalmayacaktır.

– Projeye kara taşıt geçişi eklenmeyişinin sebepleri şu şekilde tespit edilmiştir.

– Bakanlığımızca hazırlanan proje ile, boğaz öngörünüm alanlarında köprüler, viyadükler ve batıp çıkan tünellerle İstanbul’un tarihî doğal yapısı ve yeşil alanları tahrip edilmeyecektir. Çalışmalar, Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulunun önerileri doğrultusunda yürütülmüştür.

– Projede otomobil kullanımını teşvik edici değil, planlanan otoparklar ve toplu taşımda sağlanacak hızlı, ucuz ve güvenli erişebilirlik ile caydırıcı rol oynayarak raylı sistemin kullanımı cazip hale getirilecek, böylece kent merkezinde ve köprülerdeki otomobil baskısı azalacak ve İstanbul özlenen trafik akışına kavuşacaktır.

– Karayolu geçişi ile otomobil trafiği, bugün tıkanmış olan her iki yakadaki ana noktalarla günlük ilave 120 bin araç yükü getirerek, kent merkezinin tamamen boğulmasın sebep olacaktır. Keza bugün her iki boğaz köprüsünde zirve saatlerde ortaya çıkan ve onlarca kilometre uzayan kuyrukların, kentin ana arterlerine ve sokaklarına uzaması kaçınılmaz olacaktır.

– Projeye kara taşıt geçişi eklenmesi, sadece yollardaki trafiği tamamen hareketsiz hale getirmekle kalmayacak, merkezdeki otopark talebini ve park yeri bulma sorunlarını da artıracak ve çözümlerin daha zor ve pahalı olmasına yol açacaktır.

– Kent merkezinde tıkanan trafikle birlikte toplu taşım araçlarının (otobüslerin) hızları daha da düşecek ve toplu taşım işletmeciliğinin verimliliği ortadan kalkacaktır.

– Dünyada kent merkezlerine otomobille giriş yasaklanır ve yüksek düzeyde ücretlendirilirken, İstanbul’da kent merkezine otomobille girişi destekleyecek bir yatırım yapılmış olacaktır.

– Merkezde yığılacak otomobiller nedeniyle, artacak araç sayısı ve buna bağlı oluşacak tıkanıklık, kent merkezinde hava kirliliğinin daha da artmasına yol açacaktır. Halbuki hazırlanmış olan projenin gerçekleşmesi ile, yılda 270 bin ton sadece karbondioksit gazında azalma olacaktır.

– Yaklaşık 2 000 m’lik karayolu tüp tünelinin havalandırılmasının maliyeti çok yüksek olacağı gibi, boğazın iki yakasında yeralacak havalandırma binalarından çıkacak kirli hava, boğaz üzerine bir bulut halinde çökecektir.

– Çelik olarak projelendirilen tüp tünel, karayolu da geçmesi durumunda zorunlu olarak betonarmeye dönüşecek ve sistemin deprem dayanıklılığı azalacaktır.

Yukarıdaki hususlar dikkate alınarak projeye kara taşıt geçişi eklenmemiştir.

– Boğaz Tüp Geçişi Projesinin mühendislik ve müşavirlik ihalesi önseçimi için 11.10.1999 tarihinde ilâna çıkılmıştır. Yapım ihalesi için de 2000 yılı sonunda uluslararası ihaleye çıkılması planlanmaktadır. İlân yolu ile duyurulacak bu ihaleler, OECF(Japon Denizaşırı Ekonomik İşbirliği Fonu) ile imzalanan kredi anlaşması çerçevesinde rekabete açık yürütülecektir.

16. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, TOKİ’nin reklam harcamalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun cevabı (7/636)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Sadi Somuncuoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

6.10.1999 Zeki Ünal Karaman

1. TOKİ 1998’de reklam için kaç lira harcadı, hangi firmalara reklam verdi?

2. Bu firmalar açık eksiltmeye göre mi seçildi? Yoksa TOKİ istediklerine mi reklam verdi?

T.C. Devlet Bakanlığı 28.10.1999 Sayı : B.02.0.008/01153

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı

Genel Sekreterliği

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı)

İlgi : 18.10.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/636-2063/5528 sayılı yazınız.

İlgi yazınızla talep edilen Toplu Konut İdaresi Başkanlığının 1998 yılı reklam/tanıtım harcamalarının dökümü ekte gönderilmektedir. (Tablo : 1)

İlişikteki Tablo’da görüldüğü üzere, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının reklam ve tanıtım hizmetleri Basın İlân Kurumu, Pen Ajans ve Invesco Firması aracılığıyla ile yapılmıştır.

Basın İlân Kurumu aracılığı ile yapılan harcamalar; II. Toplu Konut Hamlesi kapsamında yazılı basında verilen ilânları içermektedir. Diğer iki firma ile ilgili tanıtım harcamalarına ait ihaleler de şu şekilde yapılmıştır:

Invesco Firması aracılığı ile yapılan harcamalarda istenilen satış rakamlarına ulaşılamaması üzerine Samsun, Kars projeleri için ilave reklam/tanıtım harcaması yapılmıştır.

A) Invesco Firması aracılığı ile yapılan tanıtım harcamaları:

Samsun-Kurupelit’te başlatılan 32’si villa ve 936’sı apartman dairesi olmak üzere 968 konutun, ihtiyaç olmayan bir bölgede yapılmasından dolayı satılamaması üzerine adı geçen firmaya, yönetmeliklere tümüyle aykırı bir şekilde Toplu Konut İdaresi Başkanlığının müşavir firması olarak çalıştığı Invesco Ltd. Şti. eliyle, ihaleye çıkmadan aldığı teklifler içinde en uygun gördüğü Eğlence Turizm ve Otelcilik A.Ş.’ye toplam 123 000 USD+KDV bedeli ile ihale edildiği anlaşıldığından, söz konusu yapılan ihale daha sonra Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu tarafından incelenmiş ve 15.1.1999 tarihinde hazırlanan ön inceleme raporunda (Ek : 1) ihalenin, yönetmeliklere tamamen aykırı olduğu, Başbakanlık tasarruf tedbirlerine uyulmadığı gibi ciddi hataların bulunması üzerine 27.4.1999 tarihinde Başbakanlık Makamına müracaat edilmiş, aynı tarihli Başbakanlık Olur’u ile de Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca oluşturulan müfettişler heyeti konunun incelenmesi, gerekirse soruşturulması amacıyla görevlendirilmiş ve incelemesi devam etmektedir.

Basın İlân Kurumu ve Invesco Firması aracılığı ile yapılan tanıtım/reklam hizmetleri için yaklaşık 500 milyar TL. harcama yapılmıştır. Geriye kalan 1 trilyon TL.’lik reklam/tanıtım hizmetleri Pen Ajans tarafından yapılmıştır.

B) Pen Ajans Firması aracılığı ile yapılan tanıtım harcamaları :

İdarece 1998 yılında II. Toplu Konut Hamlesi kapsamında yoğun bir reklam ve tanıtım çalışmasının yapılmasına karar verilmiştir. Bu amaçla reklam/tanıtım hizmetlerinin verimli ve daha etkin yürütülmesi için profesyonel bir reklam ajansı ile çalışılmasına 2.10.1997 tarih ve 150 sayılı Başkan Olur’una istinaden, Reklam/Tanıtım Seçim Komisyonu oluşturularak başlanmıştır. (Ek : 2)

Söz konusu komisyonun firma seçim çalışmalarına ilişkin aşamalar aşağıda sıralanmıştır.

1. 2 Ekim 1997 tarih ve 028 sayılı komisyon kararında; seçim yapılabilmesi amacıyla, Reklamcılar Derneğine Üye Ajansların 1996 yılı cirolarını gösteren listenin, anılan dernekten temin edilmesine ve söz konusu listede cirolarına göre ilk 15 sırada bulunan reklam ajanslarına, davet mektubu gönderilmesine karar verilmesi (Ek : 3),

2. 10 Ekim 1997 tarih, saat 18:00 itibariyle, İdareye, Güzel Sanatlar/Bates, Cenajans/Grey, Lowe Adam, Pars/McCann-Ericsson, Manajans/Thompson, Pen Ajans/DMB&B, Moran Ogilvy&Mather, RPM/Radar CDP Europe ve Markom/Leo Burnet tarafından 9 adet tanıtım dosyası gönderilmiştir. Komisyonca yapılan değerlendirme sonucunda seçimi gerçekleştirmek üzere, Pars/McCann-Ericsson, Manajans/Thompson, Pen Ajans/DMB&B, RPM/Radar CDP Europe olmak üzere 4 reklam ajansı ile çalışmalara devam edilerek detaylı tanıtım için adı geçen ajansların Toplu Konut İdaresi Başkanlığına davet edilmelerine karar verilmesi (Ek : 4),

3. 23 Ekim 1997 tarih ve 037 sayılı Komisyon Kararı ile de; Tanıtım/Reklam Ajansı Seçim Komisyonunun, İhale Komisyonu olarak görevlendirilmesine, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı İhale Yönetmeliğinin 43/F maddesine göre işin pazarlıkla yaptırılmasına, daha önce adı geçen komisyon tarafından 21.10.1997 tarih ve 035 sayılı karar ile tespit edilen dört firmanın 6-7 Kasım 1997 tarihlerinde belirtilen saatlerde görüşme/pazarlığa davet edilmesine karar verilmesi (Ek : 5),

4. 7 Kasım 1997 tarihinde toplanan Reklam Ajansı Seçim İhalesi Komisyonunun 040 sayılı kararında ise; davet edilen 4 firmadan üçünün ihaleye katıldığı, tanıtım ve reklam çalışmaları için satın alınan medya bedellerinin net tutarı üzerinde Pen Ajans/DMB&B’nin % 9 Ajans Komisyonu, Pars/McCann-Ericsson ile Manajans/Thompson firmalarının ise % 10 Ajans Komisyonu teklifini yazılı olarak verdikleri ve Pen Ajans/DMB&B’nin, İdarenin Tanıtım ve Reklam Hizmetlerini yürütmek üzere seçilmesine karar verilmesi (Ek : 6),

Yukarıda sıralanan dört aşamadan sonra Pen Ajans/DMB&B, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının tanıtım ve reklam hizmetlerini yürütmek üzere seçilmiş ve yaptığı hizmet karşılığında toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından adı geçen firmaya 1 065 953 058 120 TL. ödenmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadi Somuncuoğlu Devlet Bakanı

Ek 1) BYDK ön inceleme raporu

Ek 2) 2.10.1997 tarih ve 150 sayılı Başkan Olur’u

Ek 3) 2.10.1997 tarih ve 08 sayılı Komisyon Kararı

Ek 4) 21.10.1997 tarih ve 035 sayılı Komisyon Kararı

Ek 5) 23.10.1997 tarih ve 037 sayılı Komisyon Kararı

Ek 6) 7.11.1997 tarih ve 040 sayılı Komisyon Kararı

Tablo 1) 1998 yılı reklam/tanıtım harcamaları

Tablo 1

1998 Yılı Toplu Konut Fonu İlân - Reklam - Tanıtım Harcamaları

Proje Harcama

İstanbul Halkalı 3. Etap Uygulaması 601 201 047 317

1) Basın İlân Kurumu 154 608 281 840

2) Penajans 446 592 765 477

Ankara Eryaman 5. Etap Uygulaması 549 414 018 827

1) Basın İlân Kurumu 144 364 766 420

2) Penajans 405 049 252 407

Urfa Toplu Konut Uygulaması 67 282 863 084

1) Basın İlân Kurumu 10 471 668 899

2) Penajans 56 741 594 185

3) Diğer 69 600 000

Samsun-Kurupelit 1. Etap Uygulaması 315 531 947 799

1) Basın İlân Kurumu 132 252 460 680

2) Penajans 134 768 262 119

3) Invesco 48 231 225 000

4) Diğer 280 000 000

Kars Toplu Konut 1. Etap Uygulaması 31 527 200 491

1) Basın İlân Kurumu 8 559 156 559

2) Penajans 22 801 183 932

3) Diğer 166 860 000

Tüm Projeler 1 564 957 077 518

Ek : 1

Hizmete Özel

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca Samsun-Kurupelit Konutlarının

Pazarlanması ve Yöre Halkına Tanıtımı Amacıyla Yapılan Promosyon Çalışması ve

Bu Kapsamda Yapılan Harcamalarda Ortaya Çıkan Mevzuata Aykırı

Uygulamalar Hakkında Özel İnceleme Raporu

15.1.1999

Başkanlığa,

Grubumuzca denetlenmekte olan Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca Samsun-Kurupelit Konutlarının pazarlanması ve yöre halkına tanıtımı amacıyla yapılan promosyon çalışması ve bu kapsamda yapılan harcamalarda ortaya çıkan mevzuata aykırı uygulamalar hakkında; Üyeler Kurulunun 30.12.1998 tarih ve 61 sayılı Kararı gereği düzenlenen Özel İnceleme Raporu ilişikte sunulmuştur.

Fahri Özbaki Üye III. Grup Başkanı

İçindekiler

Sayfa No

I - Konu 1

II- İnceleme 1

III - Değerlendirme 7

IV - Sonuç 9

V - Ekler 11

I - Konu :

Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca Samsun-Kurupelit’te inşasına başlanılan 968 adet konutun pazarlanması ve yöre halkına tanıtımı amacıyla yapılan harcamalar sırasında ortaya çıkan mevzuata aykırı uygulamalar hakkında Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Üyeler Kurulunun 30.12.1998 tarih ve 61 sayılı Kararı ile özel inceleme raporu düzenlenmesi kabul edilmiş ve söz konusu Karar uyarınca işbu rapor tanzim edilmiştir.

II - İncelemeler :

1998 yılı içerisinde Ocak-Şubat 1998 ve Mayıs-Eylül 1998 dönemlerinde iki kez olmak üzere Penajans/DMB&B firmasınca gerçekleştirilen ve 1,3 trilyon liraya (KDV hariç) mal olan 8 938 adet yeni konutun (Samsun-Kurupelit konutları dahil) tanıtım ve satışı için gerçekleştirilen II. Toplu Konut Hamlesi Tanıtım Kampanyasının, Samsun-Kurupelit’te yapımına başlanılan 968 adet konutun satışında yeterince etkili olamaması üzerine, 30.9.1998 tarihinde söz konusu konutlara ilişkin olarak bir promosyon çalışması daha başlatılmıştır.

İdare ve Emlakbank yetkililerince 15.07.1998 tarihinde yapılan bir toplantıda; “İlk kez bir toplu konut uygulamasının idare tarafından Mayıs 1998 tarihi itibariyle gerçekleştirildiği Samsun ilinde, 968 konutluk bir inşaat uygulaması için, Haziran 1998 tarihi itibariyle % 25 peşin ve 120 ay vade koşulu ile satışa çıkılmış olmasına rağmen 15 Temmuz 1998 tarihine kadar sadece 41 adet başvuru alındığı ve bu nedenle de ödeme koşullarının yeniden değerlendirilmesi; Finansman Daire Başkanlığınca hazırlanan Samsun-Pelitköy Konut Satışları Hazırlık Çalışması Raporu (Ek : 1) ve T. Emlak Bankası Teknik Heyet Raporuna da dayanılarak (Ek : 2) ve Eylül 1998 tarihi itibariyle yeni bir satış kampanyası düzenlenmesi gerektiği” kararlaştırılmış ve toplantıda alınan kararlar bir tutanak ile tespit edilmiştir. (Ek : 3)

Sözkonusu tutanakta bu yeni kampanya kapsamında, talebi artırmak üzere;

“– Yerel radyo, TV ve gazeteler aracılığı ile etkili bir tanıtımın yapılması,

– Kurupelit inşaat alanı üzerinde - kampanya süresince - maket ve projelerin tanıtımının yapılması amacıyla bir tanıtım ofisinin kurulması,

Uygulama alanının 19 Mayıs Üniversitesine yakınlığı dolayısıyla özellikle Üniversite mensuplarına yönelik ayrı bir duyuru yapılması, gerekirse toplu satışlarda indirim imkanının sağlanması,

- Projenin tanıtımını sağlamak amacıyla inşaat alanı üzerinde piknik vs. aktivitelerin düzenlenmesi,

Satış ve ödeme koşullarında birtakım kolaylıklar sağlanması yararlı olacaktır” görüşlerine yer verilmiştir.

18.09.1998 tarihinde idare ve idarenin bölgedeki müşavir firması Invesco Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilileri ile Samsun-Kurupelit Toplu Konut Projesi sorunları konusunda yapılan toplantıda alınan kararlar da bir tutanağa (Ek : 4) bağlanmıştır.

Toplantı tutanağının 6. maddesinde aynen; “Samsun-Kurupelit ve Kars Toplu Konut Alanlarındaki konutlarımızın yöre şartlarında bölge insanlarının alım güçlerini aştığı ve tanıtımın yeterince gerçekleşmemesi nedenleriyle konut satışları çok yavaş ilerlediğinden bölgedeki müşavir firmamızın Finansman Daire Başkanlığımız ile temasa geçerek aşağıdaki konularda;

a) Satış fiyatlarının yeniden değerlendirilerek ödeme koşullarının ve vade farklarının yeniden belirlenmesi ve bir komisyon kararına bağlanması,

b) Tanıtıma ilişkin olarak yazılı ve görsel basınla temasa geçilmesi, Samsun halkının kolay ulaşabileceği uygun bir yerde “showroom” kurularak uygulanan projenin daha iyi tanıtımının sağlanabilmesi,

c) Müşavirin hazırlayacağı rapor ve teklif doğrultusunda önerileri yerinde incelemek üzere Başkanlık makamının görevlendireceği bir heyetin bölgede incelemelerde bulunarak bir rapor düzenlemek üzere görevlendirilmesi,

Yukarıdaki 6/a, b, c maddelerindeki konularla ilgili müşavir firma Invesco Tic. Ltd. Şti. tarafından ayrıntılı bir rapor hazırlanması ve (b) maddesine ilişkin bir teklif düzenlenerek idare tarafından değerlendirilmek üzere ivedilikle teslim edilmesinin istenilmesi kabul edilmiştir” denilmiştir.

18.9.1998 tarihinde Samsun-Kurupelit Toplu Konut Projesi sorunları ile ilgili olarak yapılan bu toplantının karara bağlanan 6 ncı maddesi çerçevesinde, adı geçen konutların tanıtımı ve satışlarının promosyonu hakkında, müşavir firma Invesco Tic. Ltd. Şti.’nin 25.9.1998 tarihinde idareye; yazılı ve görsel basınla temasa geçme konusunda ve Samsun halkının kolay ulaşabileceği uygun bir mahalde “showroom” düzenlenmesine ilişkin rapor ve teklif dosyasını sunduğu (Ek : 5) ve alınan teklifler içerisinde en uygun görülen teklifin Eğlence Turizm ve Otel İşletmeciliği A.Ş. tarafından verilen teklif olduğunun belirtildiği görülmüştür.

18.9.1998 tarihli toplantı tutanağının 6/c maddesi uyarınca da idare tarafından görevlendirilen bir heyet, 25.9.1998 tarihinde Samsun’a giderek incelemelerde bulunmuş ve firma tarafından tespit edilen yerin uygun olduğu görüşüne varmıştır. (Ek : 6)

Finansman Daire Başkanlığının Başkanlık Makamına muhatap 30.9.1998 tarih ve 342-B sayılı yazısında (Ek : 7) ise, “Müşavir firmanın idareye sunmuş olduğu rapor doğrultusunda;

1. Satış fiyatlarının yeniden değerlendirilmesi yapılarak konuya ilişkin komisyon kararının tanzim edilmesi,

2. Satışı gerçekleşmeyen konutların ivedilikle yeni bir tanıtım kampanyası ile ilgili müşavir ve teknik heyetin uygun görüş vermiş oldukları raporlar doğrultusunda Cumhuriyetin 75 inci Yılı etkinlikleri ile bütünleştirilerek müşavir firmanın kontrolünde 28.10.1998 tarihinden itibaren başlatılması,

3. Müşavir firmanın yapmış olduğu teklif araştırmasındaki görüşü doğrultusunda alınan teklifler içerisinde en uygun teklif olan Eğlence Turizm ve Otel İşletmeciliği A.Ş.’ye, 20 Ekim 1998’e kadar 61 500 USD+KDV ve 20 Aralık 1998’e kadar da 61 500 USD+KDV olmak üzere toplam 123 000 USD+KDV ödenmesi ve buna ilaveten; 20 Ocak 1998 tarihinden itibaren başlamak üzere 5 ay müddetle aylık 8 500 USD+KDV kira bedeli karşılığı, anılan hizmet alımının yaptırılması (Bu süreyi idare gerekli gördüğü takdirde firma teklif önerisindeki gibi 12 aya uzatabilir),

4. Firmaya hizmet bedeli, ödemenin yapıldığı tarihteki T.C. Merkez Bankası efektif döviz satış kuru üzerinden TL. olarak yapılması ve hizmetin ivediliği nedeniyle işin kontrol ve denetimini yapan müşavir firma Invesco Tic. Ltd. Şti. eliyle 30 000 000 000 lira avans ödemesi yapılması,

5. Yukarıda yer alan 2, 3 ve 4 üncü maddelerde belirlenen işlemlerin denetim ve yönetiminin Samsun-Kurupelit Toplu Konut Projesi Müşaviri Invesco Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılması, ayrıca bu hizmete karşılık yapılacak ödemelerin de müşavir firma eliyle yaptırılması” hususları yer almış olup, başkan tarafından onaylanmıştır.

19.10.1998 tarihli Bakan Oluru’nun (Ek : 8) ise; idarenin mülkiyetinde bulunan ve 25.5.1998 tarihinde satışa sunulan ancak, satış işlemi gerçekleştirilemeyen Samsun Kurupelit, Kars ve Şanlıurfa’daki konutların peşin ödeme halinde % 30, iki eşit taksitte ödemede % 25 ve dört eşit taksitte ödeme durumunda da % 20 oranlarında indirim yapılmasına ilişkin olarak alındığı anlaşılmıştır.

Müşavir firma ile yüklenici (Eğlence Turizm ve Otel İşletmeciliği A.Ş.) arasında 30.9.1998 tarihinde bir protokol düzenlenmiştir. (Ek : 9)

– Protokolün, TOKİ adına hareket eden müşavir firma (Invesco Ltd. Şti.) ile yüklenici firma (Eğlence Turizm ve Otelcilik A.Ş.) arasında yapıldığı ancak, TOKİ ile müşavir firma arasında da Invesco Ltd. Ştd.’ne yetki veren ve tarafların yükümlülüklerini belirten, cezai vb. hükümleri içeren herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı, Invesco Şti.’nin idarenin bölgedeki müşavir firması olması sıfatıyla hareket ettiği anlaşılmıştır.

– Başka bir ifadeyle, müşavir firma Invesco Ltd. Şti.’nin böyle bir promosyon çalışmasında Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) adına hareket edebilmesi için taraflar arasında bir sözleşme yapılması gerekirken herhangi bir sözleşme mevcut olmadığı gibi; idare ile müşavir firma arasında 15.4.1998 tarihinde imzalanan “müşavirlik sözleşmesi”nin de (Ek : 10) promosyon faaliyetleri gibi bir hususu içermediği görülmüştür.

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi tarafından uygulanan ihale yönetmeliği 13.5.1985 tarih ve 18753 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile paralellik arz eden, Toplu Konut İhale Yönetmeliğinde İhale usulleri sırasıyla;

a) Kapalı teklif usulü,

b) Fiyat veya teklif isteme usulü,

c) Açık teklif usulü,

d) Pazarlık usulü,

e) Yarışma usulü,

olarak belirlenmiştir.

İhale Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinde; ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması temel bir hüküm olarak belirtilmiştir.

Ayrıca, yönetmeliğin pazarlık usulüyle yapılacak işleri düzenleyen 43/f maddesinde özellikleri nedeniyle belli isteklilere yaptırılmasında yarar görülen hizmetler düzenlenmiş, 36 ncı maddeden son paragrafında belirtilen teknik yeterlilik ve güçleri bilinen en az üç firmaya yazılı davetiye çıkarmak suretiyle teklif istenebileceği hüküm altına alınmıştır.

Tanıtım ve buna bağlı iş ve hizmetlerin İhale Yönetmeliğinde yer alan söz konusu hükümler çerçevesinde bizzat İdare tarafından ihaleye çıkılmak suretiyle yapılması gerekirken; yönetmeliğin tamamen dışında kalınarak ihale yöntemlerinin hiçbiri kullanılmadan, işin doğrudan Samsun Bölgesindeki inşaatların proje ve kontrollük hizmetlerinden sorumlu müşavir firmaya verilmesi mevcut yasal düzenlemeye uygun düşmemektedir. İşin ihaleye çıkılmadan, duyuru yapılmadan verilmesi nedeniyle de rekabetin sağlanamadığı anlaşılmaktadır.

– Müşavir firma ile yüklenici firma (Eğlence Turizm ve Otel İşletmeciliği A.Ş.) arasında 30.9.1998 tarihinde imzalanan “Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Samsun-Pelitköy Konutları Tanıtım ve Pazarlama Hizmetleri Protokolünün” 2.1. maddesinde; Otel Vidinli’nin giriş katında bulunan halihazırda bar-restoran olarak hizmet veren mekanın işveren temsilcisinin (Invesco Ltd. Şti.) uygun gördüğü şekilde yer, duvar tavanı ile ışıklandırma sisteminin yeniden düzenlenerek en geç 22.10.1998 tarihinde boş olarak teslim edileceği belirtilmiştir.

Invesco Ltd. Şti.’nin 29.9.1998 tarih ve SK294 sayılı (Ek : 11) yazısında; “proje ve konutların tanıtılması amacıyla ve satılmayan konutların pazarlanması programı çerçevesinde Cumhuriyetin 75 inci Yılı kutlamaları da gözönüne alınarak, bir promosyon programı hazırlandığı, gerekli çalışmaların zamanında uygulanabilmesi açısından ivedilikle 5,0 milyar lira tutarında avansın ödenmesi” talep edilmiştir. 1.10.1998 tarih ve 346 sayılı Başkanlık Oluru’na (Ek : 12) istinaden 2.10.1998 tarihinde 5,0 milyar lira tutarında avans ödemesinde bulunulmuştur.

– Otel Vidinli’nin giriş katında 110 m2’lik alan kiralanmış ve dekorasyon çalışmaları tamamlanmıştır. Bu çalışmalar ve sözü edilen işyerinin kira bedellerinin avanslarının ödenebilmesi için taşeron firmalara ödenmek üzere 25,0 milyar lira tutarında avansın ödenmesi ise Invesco tarafından idareye yazılan 19.10.1998 tarih ve 98-SK374 sayılı yazıda (Ek : 13) talep edilmiştir. 20.10.1998 tarih ve İMİ/363 sayılı Başkanlık Oluru’na (Ek : 14) istinaden bu talep yerine getirilmiştir. 5,0 milyar lira avans ile birlikte ödenen avans tutarı 30,0 milyar lira olmuştur. (Ek : 15)

Protokolün 2.2 ila 2.10 uncu maddeleri arasında ise;

– Tanıtım ve pazarlama amaçlı adı geçen mekanın açılışında işveren (TOKİ) tarafından belirlenecek olan davetlilere kokteyl verileceği,

– Açılış kokteylinin akabinde aynı akşam işverence belirlenecek tanıtım ve pazarlama görevini yürütecek iki (2) elemanın tüm masraflarının, vergi vb. dahil yüklenici tarafından karşılanacağı,

– Otel Vidinli’de işveren tarafından uygun görülen (1) kişilik odanın tam pansiyon esasına göre işverene tahsis edileceği,

– Tanıtım ve pazarlama için ses düzeni ile mücehhez 15 kişilik bir minibüsün, Cumartesi ve Pazar dahil, hergün şoförü ile birlikte işverenin hizmetinde bulundurulacağı,

– Tanıtım ve pazarlama bürosunu ziyaret edecek olanlara sözleşme süresince çay, kahve, meşrubat ve kuru pasta ikram edileceği,

– Tanıtım ve Pazarlama Bürosunun Cumhuriyet Caddesine bakan cephesine işverence uygun görülecek ebatta bir tabela asılacağı ve spotla aydınlatılacağı,

– Cumhuriyetin 75 inci Yıl kutlamaları için de kokteyl davetiyelerinin basımı ve dağıtımı, 5 000 adet 75 inci Yıl+TOKİ logolu anahtarlık ile 500 adet 75 inci Yıl+TOKİ rozetlerinin ve TV tanıtım programı için gerekli organizasyonların (TV reklamları hariç) yapılacağı,

– Her türlü ısıtma, aydınlık ve temizlik hizmetleri giderlerinin yüklenici tarafından karşılanacağı,

belirtilmiştir.

– Yukarıdaki açıklamalardan; “showroom” olarak kullanılmak üzere Otel Vidinli’nin giriş katında 110 m2’lik bir alanın kiralanması, davetlilere kokteyl ve yemek verilmesi, sürekli olarak bir aracın şoförü ile birlikte işverenin hizmetinde tutulması ve yine sözleşme süresi boyunca bir odanın tam pansiyon esasına göre işverene tahsisi, Cumhuriyetin 75 inci Yıl kutlamaları için kokteyl davetiyelerinin basımı ve dağıtımı, 5 000 adet 75 inci Yıl+TOKİ logolu anahtarlık ile 500 adet 75 inci Yıl+TOKİ rozetlerinin yapılması gibi harcamaların, 1998/24 sayılı Başbakanlık Tasarruf Genelgesine aykırı olduğu görülmektedir.

Nitekim 29.7.1998 tarih ve 98/24 sayılı Kamu Harcamalarındaki Tasarruf Tedbirlerine İlişkin Başbakanlık Genelgesinin;

– 5 inci maddesinde, “Kamu kurum ve kuruluşlarınca hiçbir surette hizmet binası, lojman, memur evi, kamp, kreş, eğitim, dinlenme ve benzeri sosyal tesis (bunlarla ilgili arsa ve arazi) satın alınmayacak, kamulaştırılmayacak, kiralanmayacak ve yeni inşaat yapılmayacaktır”,

– 8 inci maddesinde, “Kamu kurum ve kuruluşlarının temsil, tören, toplantı (Ulusal ve Uluslararası Konferans, seminer vb.) ve ağırlama ile ilgili zorunlu harcamaları ilgili veya bağlı bulunulan Bakan’ın teklifi ve Başbakanlığın izni ile yapılacaktır. Bu tür uluslararası toplantılar, açılış, konferans, seminer, yıldönümü ve benzeri kutlamalar ve etkinliklere ilişkin faaliyetler nedeniyle gezi, kokteyl, yemek vb. davetler düzenlenmeyecek, hediye ve diğer adlar altında ödeme yapılmayacaktır”,

– 11 inci maddesinde, “Bütün kamu kurum ve kuruluşları (kamu bankaları dahil) tanıtım veya diğer maksatlarla planladıkları her türlü reklam ve tanıtım harcaması için (spor faaliyetleri dahil), konu proje safhasında iken ve proje maliyetini de belirtmek kaydıyla Başbakanlıktan izin alacaklardır”,

– 14 üncü maddesinde, “...Her ne suretle olursa olsun Başbakanlık iznine tabi hususlarda izin alınmadan harcama yapılmayacaktır. Harcama yapıldıktan sonra yapılan başvurular değerlendirmeye alınmayacak ve ilgililer hakkında gerekli yasal işlem yapılacaktır”

hükümlerine yer verilmiştir.

– Ayrıca, sözleşme süresi boyunca sürekli olarak bir kişilik odanın tam pansiyon esasına göre işverene (TOKİ) tahsisinin yapılan protokolün amacı ile hangi yönlerden ilişkilendirildiği anlaşılamamıştır.

– Sözleşmeye konulan ve konut satışlarını etkilemesi söz konusu olmayan oda tahsisi, 5 000 adet anahtarlık ve 500 adet rozet yapımı gibi harcamaların proje maliyetini gereksiz yere yükselttiği anlaşılmaktadır.

– 2.10 uncu maddede yer alan (TV reklamları hariç) ibaresi ise 30.11.1998 tarihinde yapılan Ek Protokol ile (TV reklamları dahil) şeklinde değiştirilmiştir. (Ek : 16)

Yapılan incelemelerde, Ödemelerin Protokolde öngörülen tarihten önce yapıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim, 20 Ekim 1998’e kadar 61 500 USD+KDV ve 20 Aralık 1998’e kadar da yine 61 500 USD+KDV karşılığı TL ödenecek iken, 2.10.1998 tarihinde 5 milyar lira ve 21.10.1998 tarihinde de 25 milyar lira olmak üzere toplam 30 milyar lira avans ödenmiştir. 7.11.1998 tarihli fatura (Ek : 17) tutarı ise (KDV dahil) 40,2 milyar lira olup, avans mahsubu yapılarak 10,2 milyar lira daha ödenmiş ve dolayısıyla 20 Aralık 1998 tarihine kadar ödenecek olan 123 000 USD+KDV tutarının hemen hemen tamamının 40 gün önceden ödendiği görülmüştür.

Başkanlık Oluru’nu içeren, 30.9.1998 tarih ve FDB/342 sayılı yazının (Ek : 7) 3 üncü maddesinde, 20 Ocak 1998 tarihinden itibaren 5 ay süreyle aylık 8 500 USD+KDV ödeneceği belirtilirken Protokolde bu süre 12 ay olarak yer almıştır. Ancak, söz konusu Protokolün bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin olarak 30.11.1998 tarihinde imzalanan Ek Protokolde (Ek : 16) bu süre (5 ay olarak) değiştirilerek aradaki çelişkinin giderilmesi amaçlanmıştır. Ek protokol ile protokolün 2.12. maddesi; “20 Ocak 1999 tarihinden başlamak üzere 5 aylık kira tutarı olan 48 875 USD (8 500 USDx5+KDV), alınacak teminat mektubu karşılığı peşin ödenecektir” ve protokolün süresine ilişkin 2.13 üncü maddesi de “Protokolün 28.10.1998-20.6.1999 tarihleri arasında geçerli olacağı” şeklinde değiştirilmiştir.

Ek Protokol gereği alınan 23.12.1998 tarih ve 10850 no.lu teminat mektubu (Ek : 18) karşılığı, yüklenici firmaya 24.12.1998 tarih ve FDB/449 sayılı Başkanlık Oluru’na (Ek : 19) istinaden 15,2 milyar lira (48 875 USD) peşin olarak ödenmiştir. (Ek : 20)

Yapılan protokol değişikliği ile hem KDV dahil toplam 68 425 USD tutarında bir harcamadan sarfı-nazar edilmiş ve hem de bu konudaki Başkanlık Oluru ile Protokol arasında mutabakat sağlanmaya çalışılmıştır. Ancak, 5 aylık kira tutarının peşin olarak ödenmesi, finansman sıkıntısı içerisindeki idarenin, basiretli bir tutum sergilemediğini göstermektedir.

Diğer taraftan, “Samsun’da Cumhuriyetin 75 inci Yıl kutlamalarına katılmak ve II nci Konut Hamlesi çerçevesinde yürütülen Samsun Kurupelit konutlarının tanıtımı ile ilgili düzenlemelerde yardımcı olmak üzere ekli listedeki personelin yol dahil 3 gün Samsun’da görevlendirilmeleri” şeklindeki 27.10.1998 tarih ve 1687 sayılı Başkanlık Oluru’na (Ek : 21, 21/a) istinaden 50 civarında personelin Samsun’a giderek kutlamalara ve bahse konu Tanıtım ve Pazarlama Bürosunun açılışına katıldıkları anlaşılmıştır.

Öte yandan, kampanya öncesinde satılan konut sayısı 39 adet iken, promosyon çalışmalarının başlamasından sonra, satılan konut sayısı Kasım 1998 itibariyle (2 aylık bir sürede) 101 adet artarak, 140 adede ulaşmıştır.

III - Değerlendirme

Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca Samsun-Kurupelit’te inşa edilmekte olan 968 adet konutun pazarlanması ve yöre halkına tanıtımı amacıyla başlatılan promosyon çalışması işinin; en uygun fiyatın belirlenmesi açısından rekabetin sağlanarak ihale ile verilmesi gerekirken Toplu Konut İdaresi Başkanlığı İhale Yönetmeliğinde sayılan ihale yöntemlerinden herhangi birinin kullanılmadığı görülmüştür.

– İhale Yönetmeliğine göre, yönetmelikte usullere göre ihalenin bizzat idare tarafından yapılması ve sonuçlandırılması gerekmektedir.

Oysa, söz konusu olayda iş; ihale konusu yapılmaksızın tanıtım işleriyle ilgilenmesi (sözleşmeye göre) mümkün olmayan müşavir firma Invesco Ltd. Şti.’ne verilmiş, firmanın topladığı teklifler idare tarafından onaylanmış ve uygun görülen Eğlence Turizm ve Otel İşletmeciliği A.Ş. ile müşavir firmanın yaptığı protokol idare tarafından kabul görmüştür.

Yapılan uygulamaya İhale Yönetmeliğinde cevaz veren bir hüküm yer almamakta olup, yönetmeliğe tümüyle aykırı olduğu anlaşılmaktadır.

Dolayısıyla, idarenin kendisinin yapması gereken bir ihaleyi, yetkisiz durumdaki müşavir firmaya yaptırması ve yukarıda daha önce izah edildiği gibi bu firmanın ihaleye çıkmadan yaptığı araştırmalar ve aldığı teklifler içerisinde en uygun gördüğü teklife itibar edilerek, idare adına yüklenici firma ile protokol imzalanması usulsüz olarak değerlendirilmektedir.

– Protokolün, TOKİ adına hareket eden müşavir firma (Invesco Ltd. Şti.) ile yüklenici firma (Eğlence Turizm ve Otelcilik A.Ş.) arasında yapıldığı ancak, TOKİ ile müşavir firma arasında da Invesco Ltd. Şti.’ne yetki veren ve tarafların yükümlülüklerini belirten, cezai vb. hükümleri içeren herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı Invesco Şti.’nin idarenin bölgedeki firması olması sıfatıyla hareket ettiği anlaşılmıştır.

– Başka bir ifadeyle, Invesco Ltd. Şti.’nin böyle bir promosyon çalışmasında Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) adına hareket edebilmesi için taraflar arasında bir sözleşme yapılması gerekirken herhangi bir sözleşme mevcut olmadığı gibi; idare ile müşavir firma arasında 15.4.1998 tarihinde imzalanan “müşavirlik sözleşmesi”nin de (Ek : 10) promosyon faaliyetleri gibi bir hususu içermediği görülmüştür.

Söz konusu Yönetmelikte yer alan harcamaların bir bölümünün, 29.7.1998 tarih ve 98/24 sayılı Kamu Harcamalarındaki Tasarruf Tedbirlerine İlişkin Başbakanlık Genelgesi hükümlere aykırı olduğu tespit edilmiştir. Nitekim, yukarıda daha önce açıklandığı üzere, müşavir firma Invesco Ltd. Şti. ile yüklenici firma Eğlence Turizm ve Otel İşletmeciliği A.Ş. arasında 30.9.1998 tarihinde imzalanan (30.11.1998 tarihli Ek Protokol ile değişik) protokolün;

– 2.1. maddesine göre “showroom” olarak kullanılmak üzere, Otel Vidinli’de 110 m2’lik bir alanın kiralanması hususu, söz konusu genelgenin 5 inci maddesine,

– Açılış kokteyli ve akşam yemeği verilmesi, tanıtım bürosunu ziyaret edeceklere ikramda bulunulmasına ilişkin olan 2.2., 2.3. ve 2.7 nci maddeleri genelgenin 8 inci maddesine

aykırı harcamaları içermektedir.

Diğer taraftan, anılan Tasarruf Genelgesinin Reklam ve Tanıtım Giderleri başlıklı 11 inci maddesinde sözü edilen; “... her türlü reklam ve tanıtım harcaması için konu proje safhasında iken Başbakanlıktan izin alınması gerektiği” hükmüne riayet edilmemiş, dolayısıyla izinsiz harcama yapılmıştır. Yine bahse konu genelgenin 14 üncü maddesi de; “Başbakanlık” iznine tabi hususlarda izin alınmadan harcama yapılamayacağı, aksi takdirde ilgililer hakkında yasal işlem yapılacağı” hükmünü amirdir.

Bakan Oluru’nu içeren 19.10.1998 tarih ve FDB-026 sayılı yazıda (Ek : 8) sadece yeni satış modelinin duyurulması için Basın İlan Kurumu aracılığı ile yerel görsel ve yazılı reklam verileceği belirtilmiş olup; anılan protokoldeki harcamalara ise yer verilmemiştir. Diğer taraftan Bakan Oluru’nun, protokolün 30.9.1998 tarihinde imzalanmasından 19 gün sonra alındığı da gözönüne alındığında, protokol ile Bakan Oluru arasında doğrudan bir ilişki olmadığı anlaşılmaktadır.

Ayrıca, ödemeler protokolde öngörülen tarihten önce yapılmıştır. 20 Ekim 1998’e kadar 61 500 USD+KDV ve 20 Aralık 1998’e kadar da yine 61 500 USD+KDV’de karşılığı TL ödenecek iken, 2.10.1998 tarihinde 5 milyar lira ve 21.10.1998 tarihinde de 25,0 milyar lira olmak üzere toplam 30,0 milyar lira avans ödemesinde bulunulmuştur. KDV dahil 40,2 milyar lira tutarındaki 7.11.1998 tarihli fatura üzerine, 30,0 milyar lira tutarındaki avansa mahsuben 10,2 milyar lira daha ödenmiştir. Sonuç itibariyle, 20 Aralık 1998 tarihine kadar ödenecek olan 123 000 USD+KDV tutarının hemen hemen tamamının 40 gün önceden ödendiği görülmüştür. Diğer taraftan, 30.11.1998 tarihinde imzalanan Ek Protokol ile 5 aylık kiranın (sözleşme süresi ve dolayısıyla kira süresi 7 ay kısaltılmış olmakla birlikte) peşin olarak ödenmiş olması, finansman sıkıntısı içerisindeki idarenin, basiretli bir tutum sergilemediği kanaatini güçlendirmektedir.

IV - Sonuç

Samsun-Kurupelit konutlarının tanıtım ve satışı için yaptırılan promosyon çalışması ve bu kapsamda idarenin bölgedeki müşavir firması Invesco İnşaat Yatırım ve Danışmanlık Tic. Ltd. Şti. ile yüklenici Eğlence Turizm ve Otel İşletmeciliği A.Ş. arasında yapılan 30.9.1998 tarihli protokol gereği yapılan harcamalar ile ilgili olarak;

– Toplu Konut İdaresi Başkanlığı İhale Yönetmeliğinin 3 üncü maddesi, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanmasının esas olduğu hükmüne amirken ve en uygun fiyatın belirlenmesi açısından rekabetin sağlanarak ihale ile işin verilmesi gerekirken; söz konusu yönetmelikte sayılan yöntemlerden herhangi birinin kullanılmadan, işin ihalesiz olarak doğrudan, yetkisiz konumdaki Samsun bölgesindeki inşaatların kontrol ve müşavirlik hizmetlerini yürütmek ile görevli Invesco İnşaat Yatırım ve Danışmanlık Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesi,

– İdarenin kendisinin yapması gereken bir ihaleyi, yetkisiz durumdaki müşavir firmaya yaptırması ve bu firmanın ihaleye çıkmadan yaptığı araştırmalar ve aldığı teklifler içerisinde en uygun gördüğü teklife itibar edilerek, idare adına yüklenici firma ile protokol imzalanması,

– 29.7.1998 tarih 98/24 sayılı Başbakanlık Tasarruf Genelgesinin Reklam ve Tanıtım Giderleri başlıklı 11 inci maddesinde sözü edilen; “...her türlü reklam ve tanıtım harcaması için konu proje safhasında iken Başbakanlıktan izin alınması gerektiği” hükmüne riayet edilmemesi nedeniyle izinsiz harcama yapılmış olması ve 14 üncü madde hükmüne göre de; Başbakanlık iznine tabi hususlarda izin alınmadan harcama yapılamayacağı, aksi takdirde ilgililer hakkında yasal işlem yapılacağının belirtilmiş olması,

– Protokolde yer alan bir kısım harcamaların 98/24 sayılı genelgenin gayrimenkul edinilmesi kiralanmasına ilişkin 5 inci maddesi, temsil ağırlama ve tören giderlerine ilişkin 8 inci maddesi ile reklam ve tanıtım giderlerini düzenleyen 11 inci maddesine aykırı olması,

– Ödemelerin, söz konusu protokolde yer alan süreden önce yapılması,

– Sözleşme süresi boyunca bir kişilik odanın sürekli olarak, tam pansiyon esasına göre işverenin hizmetine sunulması gibi, konut satışlarını etkilemekten ziyade, proje maliyetini gereksiz yere artıran harcamaların yer alması,

hususlarının, Başbakanlık Teftiş Kurulunca soruşturulması gerekmektedir.

Bu rapor 10 sayfa ve 21 ekten oluşmuştur.

20.10.1999 Haydar Gezmiş Genel Sekreter

T.C. Ek : 2 Başbakanlık 1.10.1997 Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Sayı : 063/1273/150

Konu : Reklam/Tanıtım Ajansı Seçim Komisyonu kurulması hakkında

Başkanlık Makamına

İdaremizin reklam/tanıtım hizmetlerinin verimli ve daha etkin yürütülmesi için profesyonel bir reklam ajansıyla çalışılması ihtiyacı duyulmuştur. Bu bağlamda, seçim yapılabilmesi amacıyla aşağıda isimleri bulunan Başkan ve Üyelerden oluşan Reklam/Tanıtım Ajansı Seçim Komisyonunun oluşturulmasını Olur’larınıza arz ederim.

Komisyon Başkanı : İsmail Akyol Başkan Yardımcısı

Üye : M. Namık Sinanoğlu Başkan Yardımcısı

Üye : Yıldız Tokman Başkan Yardımcısı

Üye : Eren Yıldırım Daire Başkanı

Üye : Sibel Telatar I. Hukuk Müşaviri

Üye : Sevgi Özer Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri

Raportör : Neslihan Eroğlu Uzman (İMİ Başkan Yardımcılığı)

Sevgi Özer Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri

Uygun görüşle takdim.

İsmail Akyol Mehmet Kemal Ünsal Başkan Yardımcısı Başkan

Olur

2.10.1997

T.C. Ek : 3 Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı 2.10.1997 Karar No. : 028

Komisyon Kararı

İdaremizin reklam ve tanıtım hizmetlerini yürütmek amacıyla bir reklam ajansı seçimini gerçekleştirmek üzere Başkanlık Makamını 2.10.1997 tarih ve İ.M.İ-150 sayılı Olur’ları ile oluşturulan Komisyonumuzca;

1. Seçim yapılabilmesi amacıyla, Reklamcılar Derneğine Üye Ajansların 1996 yılı cirolarını gösteren listenin, anılan dernekten temin edilmesine,

2. Söz konusu listede cirolarına göre ilk onbeş sırada bulunan reklam ajanslarına, geniş kapsamlı tanıtım dosyalarını 10 Ekim 1997, Cuma günü mesai saati bitimine kadar idaremize ulaştırmaları amacıyla, bir mektup gönderilmesine,

Makamın onayı alınmak kaydıyla karar verilmiştir.

Raportör : Neslihan Eroğlu

İsmail Akyol Yıldız Tokman M. Namık Sinanoğlu Komisyon Başkanı Üye Üye Başkan Yardımcısı Başkan Yardımcısı Başkan Yardımcısı

Sibel Telatar Eren Yıldırım Sevgi Özer Üye Üye Üye I. Hukuk Müşaviri Daire Başkanı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri

Mehmet Kemal Ünsal Başkan

Olur 2.10.1997

T.C. Ek : 4 Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı 21.10.1997 Karar No. : 035

Komisyon Kararı

İdaremizin reklam ve tanıtım hizmetlerini yürütecek reklam ajansının seçimini gerçekleştirmek üzere 2.10.1997 tarih ve İ.Mİ.-150 sayılı Başkanlık Olur’u ile oluşturulan Komisyonumuzun, 2.10.1997 tarih ve 028 sayılı kararı uyarınca, Reklamcılar Derneğine Üye Ajansların 1996 yılı cirolarına göre ilk onbeş sırada bulunan reklam ajanslarına gönderilen bir mektupla, geniş kapsamlı tanıtım dosyalarını idaremize ulaştırmaları istenmiştir.

Mektubumuz uyarınca, 10.10.1997 tarih, saat : 18.00 itibariyle, idaremize, Güzel Sanatlar/Bates, Cenajans/Grey, Lowe Adam, Pars/McCann-Ericsson, Manajans/Thompson, Penajans/DMB&B, Moran Ogilvy&Mather, RPM/Radar CDP Europe ve Markom/Leo Burnet tarafından dokuz adet tanıtım dosyası gönderilmiştir.

Söz konusu dosyaları incelemek, değerlendirmek ve bir ön eleme yapmak üzere, komisyonumuz, 15.10.1997’de saat : 10.00’da toplanmıştır. Dosyalardan elde edilen veriler ve komisyonumuzca belirlenen kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirme sonucunda, seçimi gerçekleştirmek üzere, Pars/McCann-Erickson, Manajans/Thomson, Penajans/DMB&B, RPM/Radar CDP Europe olmak üzere dört reklam ajansı ile çalışmalara devam edilerek, detaylı tanıtım için adı geçen ajansların idaremize davet edilmelerine ve aralarından en uygun olanının seçilmesine,

Makamın onayı alınmak kaydıyla karar verilmiştir.

Raportör : Neslihan Eroğlu

İsmail Akyol Yıldız Tokman M. Namık Sinanoğlu Komisyon Başkanı Üye Üye Başkan Yardımcısı Başkan Yardımcısı Başkan Yardımcısı

Sibel Telatar Eren Yıldırım Sevgi Özer Üye Üye Üye I. Hukuk Müşaviri Daire Başkanı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri

Mehmet Kemal Ünsal Başkan

Olur 21.10.1997

T.C. Ek : 5 Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı 23.10.1997 Karar No. : İ.M.İ./037

Komisyon Kararı

2 Ekim 1997 tarih ve 063/1273/150 sayılı Başkanlık Olur’u ile oluşturulan, 2 Ekim 1997 tarihinde ilk toplantısını yaparak 28 sayılı kararla Reklamcılar Derneğine üye ajansların 1996 cirolarına göre düzenlenmiş listesinin temin edilmesini ve ilk onbeş sırada bulunan firmaların tanıtım dosyalarının 10 Ekim 1997 günü mesai bitimine kadar idaremize iletmelerinin istenmesini karara bağlayan Tanıtım/Reklam Ajansı Seçim Komisyonunun, İhale Komisyonu olarak görevlendirilmesine; idaremiz İhale Yönetmeliğinin 43/F maddesine göre işin pazarlıkla yaptırılmasına, daha önce adı geçen komisyon tarafından 21 Ekim 1997 tarih ve 35 sayılı kararla tespit edilen firmanın aşağıda verilen tarih ve saatlerde görüşme/pazarlığa davet edilmesine;

Pars/McCann-Erickson 6.11.1997 10:00

Manajans/Thompson 6.11.1997 14:30

Penajans/DMB&B 7.11.1997 10:00

RPM/Radar cdp Europe 7.11.1997 14:30

Makamın onayı alınmak kaydıyla karar verilmiştir.

Raportör : Neslihan Eroğlu

İsmail Akyol Yıldız Tokman M. Namık Sinanoğlu Komisyon Başkanı Üye Üye Başkan Yardımcısı Başkan Yardımcısı Başkan Yardımcısı

Sibel Telatar Eren Yıldırım Sevgi Özer Üye Üye Üye I. Hukuk Müşaviri Daire Başkanı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri

Mehmet Kemal Ünsal Başkan

Olur 23.10.1997

Ek :

Ek 1 : 2 Ekim 1997 tarih, 063/1273/150 sayılı Başkanlık Olur’u

Ek 2 : 2 Ekim 1997 tarih, 028 sayılı Komisyon Kararı

Ek 3 : 7797, 7798, 7799, 7800, 7801, 7802, 7803, 7804, 7805, 7806, 7929 numaralı dokuz adet tanıtım doyası

Ek 4 : 21 Ekim 1997 tarih, 035 sayılı Komisyon Kararı

T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Karar Tarihi : 7.11.1997 Karar No. : İ.M.İ./040

Reklam Ajansı Seçim İhalesi

Komisyon Kararı

İlgi : a) 2.10.1997 tarih ve 063/1273/150 sayılı Başkanlık Olur’u

b) 2.10.1997 tarih ve 128 sayılı Komisyon Kararı

c) 21.10.1997 tarih ve 035 sayılı Komisyon Kararı

d) 23.10.1997 tarih ve 037 sayılı Komisyon Kararı

Başkanlık Makamının ilgi (a)’da kayıtlı Olur’ları ile yapılması onaylanan ve ilgi (d)’de kayıtlı Komisyon Kararı ile oluşturulan Komisyonumuz, görüşme ve pazarlık yapmak üzere davet edilen firmalar ile görüşme yapmak üzere 6 Kasım 1997 saat : 10.00 ve 14.30, 7 Kasım 1997 saat : 10.00 ve 14.30’da toplanmıştır.

6 Kasım 1997 tarih saat : 10.00’da, Pars/McCann-Erickson, saat : 14.30’da Manajans/Thompson, 7 Kasım 1997 saat : 10.00’da Penajans/DMB&B ile görüşmeler yapılmış, saat : 14.30’da RPM/Radar CDP Europe İdaremizde hazır bulunmadığından görüşme sağlanamamıştır.

Komisyonumuzca, ihale işlem dosyası incelenerek ihale hazırlığının aşağıda özetlendiği şekilde ve noksansız olarak yapıldığı tespit edilmiştir.

Onay belgesinin tarih-no’su :

– 2.10.1997 tarih ve 063/1273/150 sayılı Başkanlık Olur’u

– 23.10.1997 tarih ve 037 sayılı Komisyon Kararı

İhalede uygulanan usul :

– İdare İhale Yönetmeliğinin 43/F maddesi

Duyurunun ne şekilde ve hangi tarihlerde yapıldığı :

– Davet usulü, 23 Ekim 1997

İhale edilen işin niteliği :

– Tanıtım/Reklam Ajansı Seçimi

İhale edilen işin tahmin edilen bedeli :

——

İhaleye katılan sayısı :

4 (Dört), RPM/Radar CDP Europe teklif vermemiştir.

İhaleye katılan ve görüşme yapılan üç adet firmadan yazılı teklifler alınmıştır. Alınan yazılı tekliflerde, Pars/McCann-Erickson, İdaremizin gerçekleştireceği tanıtım ve reklam çalışmaları için satın alınan medya bedellerinin net tutarı üzerinden % 10 ajans komisyonu, Manajans/Thompson % 10 ajans komisyonu, Penajans/DMB&B net tutarlar üzerinden % 9 ajans komisyonu ile çalışabileceklerini belirtmişlerdir.

Yukarıda isimleri sayılan ajanslarla yapılan görüşmeler ve yukarıda belirtilen teklifleri çerçevesindeki değerlendirmeler sonucunda Komisyonumuzca, Penajans/DMB&B’nin idaremiz tanıtım ve reklam hizmetlerini yürütmek üzere seçilmesine Başkanlık Makamının onayına sunulmak üzere karar verilmiştir.

Raportör : Neslihan Eroğlu

Ekler :

Ek-1 : 2.10.1997 tarih ve 063/1273/150 sayılı Başkanlık Olur’u

Ek-2 : 23.10.1997 tarih ve 037 sayılı Komisyon Kararı

Ek-3 : Teklifler

İsmail Akyol Yıldız Tokman M. Namık Sinanoğlu Komisyon Başkanı Üye Üye Başkan Yardımcısı Başkan Yardımcısı Başkan Yardımcısı

Sibel Telatar Eren Yıldırım Sevgi Özer Üye Üye Üye I. Hukuk Müşaviri Daire Başkanı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri

Mehmet Kemal Ünsal Başkan

Olur 7.11.1997

Pars/McCann-Ericsson

Reklamcılık Anonim Şirketi

Sayın Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı

Reklam Tanıtım Komisyonu Başkanlığına

Sayın kurumunuzla gerçekleştirmek arzusunda olduğumuz reklam çalışmaları için satın alınan medya bedellerinin net tutarı üzerinden % 10 ajans komisyonu teklif etmekteyiz. Hatırlayacağınız gibi bu rakam önceki yıllardaki çalışmalarımız esnasında uyguladığımız orandır. Ancak reklam bütçesinin öngörülenden yüksek olması halinde söz konusu komisyon miktarını yeniden görüşebileceğimizi de ayrıca belirtmek isterim.

Sayın kurumunuzla çalışma isteğimizi bir kere daha yinelerken, saygılar sunarım.

Yavuz Özçelik

Penajans/DMB&B

7.11.1997

Sayın T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı

Ankara

Türk reklam sektörünün önde gelen temsilcilerinden olan ajansımız, 1984 yılından bu yana özel ve resmî birçok büyük kuruluşumuza başarılı hizmet vermiştir. Günümüzde de resmî sektörle olan çalışmlarımızı gözönüne alarak Sayın Kuruluşunuzun reklam, tanıtım ve halkla ilişkiler çalışmalarını yürütmek üzere ajansımız görevlendirildiği takdirde, net fiyatlar üzerine % 9 (yüzde dokuz) ajans hizmet payı ile çalışabileceğimizi ve bu görev bize verildiği takdirde bundan büyük bir mutluluk ve gurur duyacağımızı arz ederiz.

Saygılarımızla.

Ayşegül Dora Yönetim Kurulu Başkanı

Manajans/Thompson

Manajans/Thompson Reklam İşleri A.Ş.

Büyükdere Caddesi 191, Levent 80509 İstanbul

Tel : (212) 279 29 00 (16 hat) Faks : (212) 269 20 85

(312) 266 77 30

7.11.1997

T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığına

İdarenizin ihtiyaç duyduğu tanıtım hizmetini ajansımız % 10 ajans komisyonuyla sunmayı önermektedir.

Bu öneriyle ilgili idarenizin görüşlerini aldıktan sonra verilecek hizmetlerin kapsamı ve diğer ayrıntılar bir kontrat taslağı şeklinde bilginize sunulacaktır.

Saygılarımızla.

17. – Bitlis Milletvekili Yahya Çevik’in, Haydarpaşa-Tatvan arasında yük ve yolcu taşımacılığı yapan Van Gölü Ekspresine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/639)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

9.7.1999

Aracılığınızla, aşağıdaki sorumun, Sayın Ulaştırma Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Yahya Çevik Bitlis

Haydarpaşa-Tatvan arasında yük ve yolcu taşımacılığı yapan Vangölü Ekspresiyle, son zamanlarda, güvenlik gerekçesiyle, Elazığ’dan sonra, sadece yük taşımacılığı yapılmakta olup, yolcu taşımacılığı yapılmamaktadır.

Soru : Bölgedeki güvenlik birimleri tarafından da bölge güvenliğinin sağlanmış olduğu teyit edilmiş olmasına rağmen, bu durum devam etmektedir. Elazığ’dan sonra da yolcu taşımacılığını tekrar başlatarak, bölgedeki vatandaşlarımızın mağduriyetlerini gidermeyi düşünüyor musunuz?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı 28.10.1999 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21./EA/1421-693

Konu : Bitlis Milletvekili Sayın Yahya Çevik’in soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 25.10.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-2317 sayılı yazınız.

Bitlis Milletvekili Sayın Yahya Çevik’in 6/46-807 esas numarasıyla sözlü soru iken 7/639 esas numarasıyla yazılı soruya çevrilen önergesinin cevabı hazırlanarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz Ulaştırma Bakanı

7/639 Esas Numarasıyla Yazılı Soruya Çevrilen

Bitlis Milletvekili Sayın Yahya Çevik’in 6/46-807 Sayılı

Sözlü Soru Önergesi ve Cevabı

Soru :

Haydarpaşa-Tatvan arasında yük ve yolcu taşımacılığı yapan Vangölü Ekspresiyle, son zamanlarda, güvenlik gerekçesiyle, Elazığ’dan sonra, sadece yük taşımacılığı yapılmakta olup, yolcu taşımacılığı yapılmamaktadır.

Bölgedeki güvenlik birimleri tarafından da bölge güvenliğinin sağlanmış olduğu teyit edilmiş olmasına rağmen, bu durum devam etmektedir. Elazığ’dan sonra da yolcu taşımacılığını tekrar başlatarak, bölgedeki vatandaşlarımızın mağduriyetlerini gidermeyi düşünüyor musunuz?

Cevap :

Elazığ-Tatvan ve İran bağlantılı yocu tren seferleri 30.7.1993 tarihinden itibaren güvenlik nedeniyle durdurulduğu malumunuzdur.

Gerek yöre halkının ülkemiz içindeki ulaşımına hizmet etmek ve gerekse uluslararası boyutta Türkiye-İran arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak, böylelikle ekonomik ve ticarî faaliyetlerin gelişmesine katkıda bulunmak, ayrıca İran ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin Avrupa’ya ulaşımını temin etmek amacıyla Tahran bağlantılı olarak Van-Tebriz yolcu tren seferlerinin yeniden başlatılabilmesi için bugüne kadar birçok girişimde bulunulmuştur.

Bütün girişimlere rağmen güvenlik nedeniyle bu hatta yolcu taşımacılığı yapılması için tren seferlerine başlanamamıştır.

Ancak konu, bölgesel güvenilirliğin ispatı noktasında ülkemiz imajına olumlu katkısı nedeniyle iç ve dış politika açısından; ayrıca uluslararası ulaştırma politika ve koridorlarındaki büyük önemine inandığımız bu hatta yeniden yolcu taşımacılığına başlanması yönünde başlatılmış bulunan çalışmalarımız devam etmektedir.

18. – Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda’nın, Şırnak Hava alanı projesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/640)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı, Sayın Enis Öksüz tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Abdullah Veli Seyda Şırnak

Sorular :

1. Şırnak Havaalanı projelendirme çalışmaları tamamlanmış mıdır?

2. İhalesi için gerekli kaynak temini ve ihale işlemi hangi aşamadadır?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı 28.10.1999 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21./EA/1423-688

Konu : Şırnak Milletvekili Sayın Abdullah Veli Seyda’nın soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 25.10.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-2317 sayılı yazınız.

Şırnak Milletvekili Sayın Abdullah Veli Seyda’nın 6/49-810 esas numarasıyla sözlü soru iken 7/640 esas numarasıyla yazılı soruya çevrilen önergesinin cevabı hazırlanarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz Ulaştırma Bakanı

7/640 Esas Numarasıyla Yazılı Soruya Çevrilen

Şırnak Milletvekili Sayın Abdullah Veli Seyda’nın 6/49-810 Sayılı

Sözlü Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

1. Şırnak Havaalanı projelendirme çalışmaları tamamlanmış mıdır?

2. İhalesi için gerekli kaynak temini ve ihale işlemi hangi aşamadadır?

Cevap :

Şırnak ve yöresinin hava ulaşım ihtiyacının karşılanması amacıyla, Cizre-İdil arasında 2575x30 m. pist, 125x18 m. taksirut, 80x50 m. aprondan oluşan hava alanı uçuş üniteleri projeleri, kamulaştırması Valilikçe yapılan arazide uygulanmak üzere 9.4.1997 tarihinde Şırnak Valiliğine gönderilmiştir.

Şırnak Hava alanı Bakanlığımız DLH İnşaatı Genel Müdürlüğünün 1999 Yılı Yatırım Programı Ulaştırma-Havayolu Sektöründe ödeneği topluca verilen “Stol Hava Alanları Projesi” kapsamında 1 milyon TL. izbedel ile yer almakta olup, Valilikçe yaptırılan Çed ve Fizibilite etüdleri Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığında değerlendirme aşamasındadır.

Ayrıca, Bakanlığımız DLH İnşaatı Genel Müdürlüğü 1999 Yılı Yatırım Programına “Şırnak Hava Alanı İnşaatı” adı altında ve 3,6 trilyon TL. proje bedeli ile teklif edilmiş ancak DPT’ce uygun görülmemiştir.

19. – Kütahya Milletvekili Ahmet Derin’in, Kütahya Havaalanı inşaatı ihalesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/666)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Sayın Ulaştırma Bakanı Prof. Dr. Enis Öksüz tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasının teminini saygılarımla arz ederim.

Ahmet Derin Kütahya

Yer tespiti yapılan Kütahya Havaalanının inşaat ihalesi ne zaman yapılabilecektir?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı 28.10.1999 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21./EA/1424-683

Konu : Kütahya Milletvekili Sayın Ahmet Derin’in soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 25.10.1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/666-1014/2906 sayılı yazınız.

Kütahya Milletvekili Sayın Ahmet Derin’in 6/98-1014 esas numarasıyla sözlü soru iken 7/666 esas numarasıyla yazılı soruya çevrilen önergesinin cevabı hazırlanarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz Ulaştırma Bakanı

7/666 Esas Numarasıyla Yazılı Soruya Çevrilen

Kütahya Milletvekili Sayın Ahmet Derin’in 6/98-1014 Sayılı

Sözlü Soru Önergesi ve Cevabı

Soru :

Yer tespiti yapılan Kütahya Havaalanının inşaat ihalesi ne zaman yapılabilecektir?

Cevap :

Kütahya İli ve çevresinin hava ulaşım ihtiyacının karşılanması amacıyla 2625x30 m. pist, 125x18 m. taksirut, 80x50 m. apron olmak üzere RJ-100 tipi uçakların operasyonuna elverişli havaalanı için Kütahya-Eskişehir karayolunun doğusunda, il merkezine 18 km. mesafede Kırkıllı Köyü yakınlarındaki arazide ön etüd çalışmaları yapılmıştır.

Bakanlığımız DLH İnşaatı Genel Müdürlüğünce hazırlanan proje ve keşifler Valiliğe gönderilmiş olup, söz konusu havaalanın ihalesi Kütahya Valiliğince yapılacaktır.

1997 yılında “Stol Hava Alanları İnşaatı” projesi kapsamında bugüne kadar 10 milyar TL. ödenek Valilik emrine gönderilmiştir.

Ayrıca, Bakanlığımız DLH İnşaatı Genel Müdürlüğünce yaptırılan Hava Ulaşım Genel Etüdü neticesinde Kütahya Hava Alanı, 3 üncü grup “Trafiği Çok Düşük Bölgesel Hava Alanı” kapsamında yer almaktadır.

20. – Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan’ın, İskenderun Demir Çelik Fabrikası Genel Müdürlüğünün taşeron firmalara verdiği işlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/748)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Konu : İçtüzük 96 ncı maddesi gereğince DevletBakanı Sayın Yüksel Yalova tarafından cevaplandırılmasını istediğim sözlü soru önergesidir.

29.9.1999 Namık Kemal Atahan Hatay

İskenderun Demirçelik Fabrikası Genel Müdürlüğünde taşeron firmalara verilen işlerin sayısı nedir? Bu işi doğrudan genel müdürlüğün yapması gerekir iken, taşeron firmalara verilmesinin nedeni nedir? İşçi haklarının düzenli ödenip ödenmediği işverence kontrol ediliyor mu? Bununla ilgili taşeron şirketlerden yeterli teminat alınıyor mu? Sözlü soru önergesi olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

T.C. Devlet Bakanlığı 26.10.1999 Sayı : B.02.0.006/01-1104

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 7 Ekim 1999 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-6/177-1906/5262 sayılı yazınız.

Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan’ın tarafımdan cevaplandırılması tevcih edilen 6/177-1906/5262 esas sayılı sözlü soru önergesi incelenmiştir.

İskenderun Demir Çelik A.Ş. Genel Müdürlüğünde işgücünün azalması sebebiyle ihtiyaç duyulan bazı iş ve hizmetler ihale yolu ile müteahhit firmalar vasıtasıyla yaptırılmaktadır.

1.10.1999 tarihi itibariyle toplam 46 ayrı ihale kapsamında müteahhit firmalar tarafından
4 772 işçi istihdam edilmektedi
r.

İsdemir’de halihazır işçi norm kadro adedi 11 119 iken 8.10.1999 tarihi itibariyle çalışan kadrolu işçi mevcudu 5 652’dir. İsdemir’de çalışmakta olan işçilerin kıdem ortalaması 20 yıl olup, işçilerin büyük bir çoğunluğu emekliliğini haketmiş durumdadır. Emeklilik sebebiyle kadrolu işçi mevcudu sürekli azalmaktadır. Yıllar itibariyle kadrolu işçi mevcudu aşağıdaki tabloda verilmektedir.

İsdemir Kadrolu İşçi Mevcudu

(Yıl Sonu Değerleri)

Yıl Kadrolu İşçi Mevcudu

1995 8 122

1996 7 429

1997 6 825

1998 6 119

1999 (8.10.1999 tarihi itibariyle) 5 652

Şirketin 2 Mart 1998 tarihinde özelleştirme kapsam ve programına alınmasıyla birlikte personelin emeklilik talepleri yoğunluk kazanmıştır. İsdemir halen norm kadroya göre 11 119 – 5 652 = 5 467 kişi eksik kadrolu işçi mevcudu ile çalışmaktadır. Kadrolu işçilerden emeklilik ve sair nedenlerle ayrılanların sebep olduğu işgücü açığı, üretimin devamlılığını sağlamak ve bakım onarım programlarını aksatmadan yürütmek amacıyla müteahhit firmalardan ihale yoluyla iş ve hizmet temin edilerek karşılanmaya çalışılmaktadır.

Müteahhit firmalar tarafından istihdam edilen işçilerin ücret, SSK primi, tasarrufu teşvik kesintisi gibi her türlü özlük hakları ve alacakları işçiler adına İsdemir tarafından çok titiz bir şekilde takip edilmektedir. Müteahhit firma ile İsdemir arasında akdedilen sözleşmelerde çalışan işçilerin hak ve menfaatlerini koruyucu her türlü önlem alınmıştır. Hakedişlerde işçi alacaklarına ve işçinin özlük haklarına ilişkin hususlar tek tek kontrol edilmekte, sözleşmenin ilgili maddelerine göre gereğini yerine getirmeyen müteahhitlere hakedişleri ödenmemekte veya şayet ödenmeyen işçi alacağı var ise re’sen İsdemir tarafından işçi alacağı ödendikten sonra hakedişin bakiyesi müteahhit firmaya ödenmektedir.

Müteahhit firmalardan ihale bedelinin % 10’u oranında kesin teminat alınmaktadır. Fiyat artışlarında ise yine artan oranda teminat istenmektedir. Müteahhit firma işçi alacakları, SSK primi ve sair hususlarda yasalardan ve sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmedikçe alınan kesin teminat iade edilmemektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. Yüksel Yalova Devlet Bakanı

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.