DÖNEM : 21 CİLT : 4 YASAMA YILI : 1

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

25 inci Birleşim

28 . 6 . 1999 Pazartesi

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I.— GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. — GELEN KÂĞITLAR

III. — KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. — 1999 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarıları ile 1997 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler ve Kuruluşlar Kesinhesap Kanunu Tasarıları (1/1; 1/2; 1/3, 3/122; 1/4, 3/123) (S. Sayısı : 3, 4, 8, 9)

A) KÜLTÜR BAKANLIĞI

1. —Kültür Bakanlığı 1999 Malî Yılı Bütçesi

2. — Kültür Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

B) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI

1. — Millî Eğitim Bakanlığı 1999 Malî Yılı Bütçesi

2. — Millî Eğitim Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

I. —YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU (YÖK)

1. —Yüksek Öğretim Kurulu 1999 Malî Yılı Bütçesi

2. —Yüksek Öğretim Kurulu 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

II. —ÜNİVERSİTELER

1. —Ankara Üniversitesi

a) Ankara Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Ankara Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

2. — Orta Doğu Teknik Üniversitesi

a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yıl Bütçesi

b) Orta Doğu Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

3. —Hacettepe Üniversitesi

a) Hacettepe Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Hacettepe Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

4. — Gazi Üniversitesi

a) Gazi Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b)Gazi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

5. — İstanbul Üniversitesi

a) İstanbul Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) İstanbul Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

6. — İstanbul Teknik Üniversitesi

a) İstanbul Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) İstanbul Teknik Üniversitesi 1997Malî Yılı Kesinhesabı

7. — Boğaziçi Üniversitesi

a) Boğaziçi Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Boğaziçi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

8. —Marmara Üniversitesi

a) Marmara Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b)Marmara Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

9. — Yıldız Teknik Üniversitesi

a)Yıldız Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b)Yıldız Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

10. —Mimar Sinan Üniversitesi

a)Mimar Sinan Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b)Mimar Sinan Üniversitesi 1997 Malî Yılı Bütçesi

11. — Ege Üniversitesi

a) Ege Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Ege Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

12. — Dokuz Eylül Üniversitesi

a)Dokuz Eylül Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Dokuz Eylül Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

13. — Trakya Üniversitesi

a)Trakya Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Trakya Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

14. — Uludağ Üniversitesi

a) Uludağ Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b)Uludağ Üniversitesi 1997 Malî Kesinhesabı

15. — Anadolu Üniversitesi

a) Anadolu Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Anadolu Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

16. — Selçuk Üniversitesi

a) Selçuk Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Selçuk Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

17. — Akdeniz Üniversitesi

a) Akdeniz Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Akdeniz Ünivesitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

18. — Erciyes Üniversitesi

a) Erciyes Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Erciyes Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

19. — Cumhuriyet Üniversitesi

a) Cumhuriyet Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b)Cumhuriyet Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

20. — Çukurova Üniversitesi

a) Çukurova Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Çukurova Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

21. — 19 Mayıs Üniversitesi

a) 19 Mayıs Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) 19 Mayıs Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

22. — Karadeniz Teknik Üniversitesi

a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

23. — Atatürk Üniversitesi

a) Atatürk Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Atatürk Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

24. — İnönü Üniversitesi

a) İnönü Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) İnönü Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

25. — Fırat Üniversitesi

a) Fırat Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Fırat Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

26. — Dicle Üniversitesi

a) Dicle Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Dicle Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

27. —Yüzüncü Yıl Üniversitesi

a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

28. —Gaziantep Üniversitesi

a) Gaziantep Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Gaziantep Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

29. —İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

30. — Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü

a) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

31. — Harran Üniversitesi

a) Harran Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Harran Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

32. — Süleyman Demirel Üniversitesi

a) Süleyman Demirel Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Süleyman Demirel Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

33. — Adnan Menderes Üniversitesi

a) Adnan Menderes Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Adnan Menderes Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

34. — Zonguldak Karaelmas Üniversitesi

a) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

35. — Mersin Üniversitesi

a) Mersin Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Mersin Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

36. —Pamukkale Üniversitesi

a) Pamukkale Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Pamukkale Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

37. — Balıkesir Üniversitesi

a) Balıkesir Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Balıkesir Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

38. —Kocaeli Üniversitesi

a) Kocaeli Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Kocaeli Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

39. — Sakarya Üniversitesi

a) Sakarya Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Sakarya Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

40. — Celâl Bayar Üniversitesi

a) Celâl Bayar Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Celâl Bayar Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

41. — Abant İzzet Baysal Üniversitesi

a) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

42. — Mustafa Kemal Üniversitesi

a) Mustafa Kemal Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Mustafa Kemal Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

43. — Afyon Kocatepe Üniversitesi

a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

44. — Kafkas Üniversitesi

a) Kafkas Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Kafkas Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

45. —Çanakkale 18 Mart Üniversitesi

a) Çanakkale Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Çanakkale Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

46. — Niğde Üniversitesi

a) Niğde Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Niğde Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

47. — Dumlupınar Üniversitesi

a) Dumlupınar Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Dumlupınar Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

48. — Gaziosmanpaşa Üniversitesi

a) Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

49. —Muğla Üniversitesi

a) Muğla Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Muğla Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

50. — Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

a) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

51. — Kırıkkale Üniversitesi

a) Kırıkale Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Kırıkkale Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

52. — Osman Gazi Üniversitesi

a) Osman Gazi Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Osman Gazi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

53. — Galatasaray Üniversitesi

a) Galatasaray Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Galatasaray Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

C) MALİYE BAKANLIĞI

1. —Maliye Bakanlığı 1999 Malî Yılı Bütçesi

2. — Maliye Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

D) GELİR BÜTÇESİ

2. — 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1) (S. Sayısı : 3)

3. — 1997 Malî Yılı Genel Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkinSayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1997 Malî Yılı Kesinhesap Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (3/122, 1/3) (S. Sayısı : 8)

4. — Katma Bütçeli İdareler 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/2) (S. Sayısı : 4)

5. —1997 MalîYılı Katma Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1997 Malî Yılı Katma Bütçeli İdareler Kesinhesap Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (3/123, 1/4) (S. Sayısı : 9)

IV. — ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. — 1 Temmuz 1999 Perşembe günü tatile girmesi gereken Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma süresinin ikinci bir karara kadar uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi

V. — SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. — Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu’nun, Giresun İli Şebinkarahisar İlçesinde yer kayması sonucu evleri zarar görenlerin iskânına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın’ın yazılı cevabı (7/26)

2. — Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, tavukçuluk sektöründe yaşanan ekonomik krizle ilgili alınacak tedbirlere ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in yazılı cevabı (7/43)

3. — Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın;

– Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin ertelenip ertelenmeyeceğine,

– Bursa İli Keles İlçesine bağlı bazı köylerdeki çiftçilerin sorunlarına,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in yazılı cevabı (7/47, 49)

4. —Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanının futbolda çetelerin olduğu iddiasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Fikret Ünlü’nün yazılı cevabı (7/52)

 

I. — GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 10.00’da açılarak dört oturum yaptı.

Birinci, İkinci ve Üçüncü Oturum

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Geçici Başkanlığının, Komisyonun, başkan, başkanvekili (2), sözcü ve kâtip üye seçimini tamamladığına,

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığının, istifa nedeniyle boşalmış bulunan kâtip üyeliğine Karabük Milletvekili Mustafa Eren’in seçildiğine,

İlişkin tezkereleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

1999 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdarelerBütçe Kanunu Tasarıları ile 1997 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler ve Kuruluşlar Kesinhesap Kanunu Tasarılarının (1/1; 1/2; 1/3, 3/122; 1/4, 3/123) (S. Sayıları : 3, 4, 8, 9) görüşmelerine devam olunarak;

İçişleri Bakanlığı,

Emniyet Genel Müdürlüğü,

Jandarma Genel Komutanlığı,

Sahil Güvenlik Komutanlığı,

Ulaştırma Bakanlığı,

Telsiz Genel Müdürlüğü,

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı,

Karayolları Genel Müdürlüğü,

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı,

Petrol İşleri Genel Müdürlüğü,

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü,

1999 malî yılı bütçeleri ile 1997 malî yılı kesinhesapları kabul edildi;

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı,

Tarım Reformu Genel Müdürlüğü,

Sağlık Bakanlığı,

Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü,

1999 malî yılı bütçeleri üzerinde bir müddet görüşüldü.

Konya Milletvekili Veysel Candan, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in, konuşmasında, şahsına,

DYPGrup Başkanvekili Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük, Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in, konuşmasında, Gruplarına,

Sataşması nedeniyle birer konuşma yaptılar.

Mehmet Vecdi Gönül Başkanvekili

Vedat Çınaroğlu Mehmet Elkatmış Samsun Nevşehir Kâtip Üye Kâtip Üye

Dördüncü Oturum

1999 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarıları ile 1997 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler ve Kuruluşlar Kesinhesap Kanunu Tasarılarının (1/1; 1/2; 1/3, 3/122; 1/4, 3/123) (S. Sayıları : 3, 4, 8, 9) görüşmelerine devam olunarak;

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı,

Tarım Reformu Genel Müdürlüğü,

Sağlık Bakanlığı,

Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü,

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,

Turizm Bakanlığı,

1999 malî yılı bütçeleri ile 1997 malî yılı kesinhesapları kabul edildi.

Erzurum Milletvekili Zeki Ertugay, Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in, konuşmasında, ileri sürmüş olduğu görüşlerden farklı görüşleri kendisine atfetmesi nedeniyle,

Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük, Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı Yaşar Okuyan’ın, konuşmasında, partisinin ileri sürmüş olduğu görüşlerden farklı görüşleri kendilerine atfetmesi nedeniyle,

Birer açıklamada bulundular.

2-18 Haziran 1998 tarihleri arasında Cenevre’de yapılan 86 ncı Uluslararası Çalışma Konferansında kabul edilen “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde (KOBİ) İstihdam Yaratılmasının Teşviki İçin Genel Şartlar” hakkındaki 189 sayılı Tavsiye Kararı ve “Çalışmaya İlişkin Temel Haklar ve İlkeler” başlıklı ILO bildirgesiyle ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından bütçe müzakereleri sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi sunulacağına ilişkin Başbakanlık tezkeresi okundu; Uluslararası Çalışma Teşkilâtı Anayasası gereğince, tezkere eki üzerinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan tarafından Genel Kurula bilgi verildi.

28 Haziran 1999 Pazartesi günü saat 10.00’da toplanmak üzere birleşime 01.56’da son verildi.

Murat Sökmenoğlu Başkanvekili

Şadan Şimşek Tevhit Karakaya Edirne Erzincan Kâtip Üye Kâtip Üye

No. : 19

II. — GELEN KÂĞITLAR

28 . 6 . 1999 PAZARTESİ

Sözlü Soru Önergeleri

1. — Şanlıurfa Milletvekili Zülfikâr İzol’un, Şanlıurfa Şehir Stadyumu inşaatına ve şehrin kapalı spor salonu ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından (Fikret Ünlü) sözlü soru önergesi (6/8) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

2. — Şanlıurfa Milletvekili Zülfikâr İzol’un, Şanlıurfa İlinin devlet hastanesinin ne zaman bitirileceğine ve bu ilde bir tropikal hastalıklar hastanesi yapılmasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/9) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

3. — Şanlıurfa Milletvekili Zülfikâr İzol’un, Şanlıurfa’ya bağlı köy ve ilçelerin içme suyu ile yol ihtiyaçlarına ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) sözlü soru önergesi (6/10) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

4. — Şanlıurfa Milletvekili Zülfikâr İzol’un, Şanlıurfa İlinin kültür sarayı ihtiyacına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/11) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

5. — Şanlıurfa Milletvekili Zülfikâr İzol’un, SSK GAP Bölge Hastanesi ihalesinin ne zaman yapılacağına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/12) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

6. — Şanlıurfa Milletvekili Zülfikâr İzol’un, Şanlıurfa Havaalanı inşaatına ve ihale aşamasında olan iki demiryolu projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/13) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

7. — Şanlıurfa Milletvekili Zülfikâr İzol’un, Şanlıurfa İlindeki bazı karayolu projelerinin ne zaman bitirileceğine ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından sözlü soru önergesi (6/14) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

8. — Şanlıurfa Milletvekili Zülfikâr İzol’un, Şanlıurfa Merkez içme suyu projesinin ve Baziki, Yaylak, Hilvan, Akçakale ile Harran Ovası sulama projelerinin ihalelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/15) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

9. — Şanlıurfa Milletvekili Zülfikâr İzol’un, Şanlıurfa İkinci Organize Sanayi Bölgesi projesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/16) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

Yazılı Soru Önergeleri

1. — Şanlıurfa Milletvekili Zülfikâr İzol’un, Şanlıurfa İlindeki belediyelere ve İl Özel İdaresine yapılan yardımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/98) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

2. — İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, TEAŞ Genel Müdürlüğü Yatağan Termik Santrali lojman inşaatlarının yıkılmasına neden olan yetkilililer hakkındaki işlemlere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/99) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

3. — İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, TEAŞ Genel Müdürlüğü Yatağan Termik Santrali lojman inşaatını yapan firmaya ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/100) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

4. — İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın “Midnight Ekspress” filminin senaristine ve oyuncusuna tazminat davası açılıp açılmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/101) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

5. — İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın “Midnight Ekspress” filminin video kasetini dünyaya promosyon olarak dağıtan bir firmaya karşı tedbir alınıp alınmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/102) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

6. — Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun yaş çay fiyatlarına ek zam yapılıp yapılmayacağına ve çay üretimi yapan özel sektörün sorunlarına ilişkin Devlet Bakanından (Rüştü Kazım Yücelen) yazılı soru önergesi (7/103) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.6.1999)

7. — İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın “Midnight Ekspress” filminin kadınlar hapishanesinde geçen yeni versiyonunun ABD’ deki sinemalarda gösterime girdiği haberinin doğru olup olmadığına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/104) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.6.1999)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati :10.00

28 Haziran 1999 Pazartesi

BAŞKAN : Başkanvekili Ali ILIKSOY

KÂTİP ÜYELER : Hüseyin ÇELİK (Van), Mehmet AY (Gaziantep)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 25 inci Birleşimini açıyorum.

Sayın milletvekilleri, 1999 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçe Kanunu Tasarıları ile 1997 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçe Kesinhesap Kanunu Tasarıları üzerindeki görüşmelere devam edeceğiz.

Program uyarınca, bugün, iki tur görüşme yapacağız. Ayrıca, bütçe ve kesinhesap kanunu tasarılarının maddelerini oylayacağız.

III. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER

1. — 1999 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarıları ile 1997 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler ve Kuruluşlar Kesinhesap Kanunu Tasarıları (1/1; 1/2; 1/3, 3/122; 1/4, 3/123) (S.Sayıları : 3, 4, 8, 9) (1)

A) KÜLTÜR BAKANLIĞI

1. — Kültür Bakanlığı 1999 Malî Yılı Bütçesi

2. — Kültür Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

B) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI

1. — Millî Eğitim Bakanlığı 1999 Malî Yılı Bütçesi

2. — Millî Eğitim Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

I. — YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU (YÖK)

1. — Yüksek Öğretim Kurulu 1999 Malî Yılı Bütçesi

2. — Yüksek Öğretim Kurulu 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

II. — ÜNİVERSİTELER

1. — Ankara Ünversitesi

a) Ankara Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Ankara Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

2. — Orta Doğu Teknik Üniversitesi

a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yıl Bütçesi

b) Orta Doğu Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

3. — Hacettepe Üniversitesi

a) Hacettepe Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Hacettepe Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

4. — Gazi Üniversitesi

a) Gazi Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Gazi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

5. — İstanbul Üniversitesi

a) İstanbul Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) İstanbul Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

6. — İstanbul Teknik Üniversitesi

a) İstanbul Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) İstanbul Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

7. — Boğaziçi Üniversitesi

a) Boğaziçi Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Boğaziçi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

8. — Marmara Üniversitesi

a) Marmara Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Marmara Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

9. — Yıldız Teknik Üniversitesi

a) Yıldız Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Yıldız Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

10. — Mimar Sinan Üniversitesi

a) Mimar Sinan Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Mimar Sinan Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

11. — Ege Üniversitesi

a) Ege Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Ege Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

12. — Dokuz Eylül Üniversitesi

a) Dokuz Eylül Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Dokuz Eylül Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

13. — Trakya Üniversitesi

a) Trakya Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Trakya Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

14. — Uludağ Üniversitesi

a) Uludağ Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Uludağ Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

15. — Anadolu Üniversitesi

a) Anadolu Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Anadolu Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

16. — Selçuk Üniversitesi

a) Selçuk Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Selçuk Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

17. — Akdeniz Üniversitesi

a) Akdeniz Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Akdeniz Ünivesitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

18. — Erciyes Üniversitesi

a) Erciyes Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Erciyes Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

19. — Cumhuriyet Üniversitesi

a) Cumhuriyet Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Cumhuriyet Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

20. — Çukurova Üniversitesi

a) Çukurova Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Çukurova Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

21. — 19 Mayıs Üniversitesi

a) 19 Mayıs Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) 19 Mayıs Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

22. — Karadeniz Teknik Üniversitesi

a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

23. — Atatürk Üniversitesi

a) Atatürk Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Atatürk Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

24. — İnönü Üniversitesi

a) İnönü Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) İnönü Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

25. — Fırat Üniversitesi

a) Fırat Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Fırat Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

26. — Dicle Üniversitesi

a) Dicle Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Dicle Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

27. — Yüzüncü Yıl Üniversitesi

a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

28. — Gaziantep Üniversitesi

a) Gaziantep Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Gaziantep Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

29. — İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) İzmir Yüksekokulu Teknoloji Enstitüsü 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

30. — Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü

a) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

31. — Harran Üniversitesi

a) Harran Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Harran Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

32. — Süleyman Demirel Üniversitesi

a) Süleyman Demirel Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Süleyman Demirel Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

33. — Adnan Menderes Üniversitesi

a) Adnan Menderes Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Adnan Menderes Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

34. — Zonguldak Karaelmas Üniversitesi

a) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

35. — Mersin Üniversitesi

a) Mersin Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Mersin Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

36. — Pamukkale Üniversitesi

a) Pamukkale Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Pamukkale Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

37. — Balıkesir Üniversitesi

a) Balıkesir Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Balıkesir Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

38. — Kocaeli Üniversitesi

a) Kocaeli Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Kocaeli Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

39. — Sakarya Üniversitesi

a) Sakarya Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Sakarya Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

40. — Celâl Bayar Üniversitesi

a) Celâl Bayar Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Celâl Bayar Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

41. — Abant İzzet Baysal Üniversitesi

a) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

42. — Mustafa Kemal Üniversitesi

a) Mustafa Kemal Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Mustafa Kemal Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

43. — Afyon Kocatepe Üniversitesi

a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

44. — Kafkas Ünivesitesi

a) Kafkas Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) KafkasÜniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

45. — Çanakkale 18 Mart Üniversitesi

a) Çanakkale Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Çanakkale Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

46. — Niğde Üniversitesi

a) Niğde Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Niğde Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

47. — Dumlupınar Üniversitesi

a) Dumlupınar Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Dumlupınar Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

48. — Gaziosmanpaşa Üniversitesi

a) Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

49. — Muğla Üniversitesi

a) Muğla Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Muğla Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

50. — Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

a) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

51. — Kırıkkale Üniversitesi

a) Kırıkale Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Kırıkkale Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

52. — Osman Gazi Üniversitesi

a) Osman Gazi Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Osman Gazi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

53. — Galatasaray Üniversitesi

a) Galatasaray Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Galatasaray Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN – Onüçüncü tur görüşmelere başlıyoruz. Onüçüncü turda, Kültür Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ile üniversitelerin bütçeleri yer almaktadır.

Komisyon?.. Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

Sayın milletvekilleri, soru sormak isteyen milletvekili arkadaşlarımızın, kısa, gerekçesiz ve kişisel görüş ileri sürmeksizin, kişilik ve özel yaşama ilişkin konuları içermeyecek şekilde hazırladıkları sorularını, onüçüncü turla ilgili gruplar adına yapılacak konuşmalar tamamlanıncaya kadar, sol tarafımda oturan Kâtip Üye Sayın Mehmet Ay'a, bizzat, kendilerinin teslim etmelerini önemle rica ediyorum. Gruplar adına yapılacak konuşmalardan sonra gelecek soruların işleme konulmayacağını bilgilerinize arz ediyorum.

Onüçüncü turda, grupları ve şahısları adına söz alan üyelerin isimlerini okuyorum:

Gruplar:Doğru Yol Partisi Grubu adına, Erzurum Milletvekili Sayın Ayvaz Gökdemir, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mehmet Sağlam; Fazilet Partisi Grubu adına, Rize Milletvekili Sayın Mehmet Bekaroğlu, Amasya Milletvekili Akif Gülle; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış, Bitlis Milletvekili İbrahim Halil Oral; ANAP Grubu adına, Denizli Milletvekili Beyhan Aslan, Bolu Milletvekili Avni Akyol; Demokratik Sol Parti Grubu adına, İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, İzmir Milletvekili Güler Aslan, Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi.

Şahıslar: Lehinde, Konya Milletvekili Remzi Çetin, Amasya Milletvekili Akif Gülle, Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu, İstanbul Milletvekili Bozkurt Yaşar Öztürk; aleyhinde, Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan, Van Milletvekili Hüseyin Çelik.

Ayvaz Bey yok mu?..

TURHAN GÜVEN (İçel) – Rahatsız Sayın Başkan, gelemedi...

BAŞKAN – Sayın Mehmet Sağlam?.. Yok.

Sayın Güven, turlar döndükten sonra söz veremiyoruz.

Fazilet Partisi Grubu adına, Rize Milletvekili Sayın Mehmet Bekaroğlu, buyurun efendim.

Konuşma süreniz 10 dakika; sürenin bitimine 1 dakika kala ikaz edeceğim.

FP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU (Rize) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı bütçeleri üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben, daha çok, üniversitelerle ilgili konuşacağım. Üniversiteler, temelde, bilgi üreten ve yayan müesseselerdir. İlk Türk üniversitesi olan Darülfünunu Osmanden bu yana, Türk üniversitelerinin temel amacı da bu şekilde tespit edilmiştir.

Osmanlı, düşmana yenilmişti ve bu yenilginin sebebini arıyordu. Osmanlı idarecileri ve entelektüelleri, kısa bir süre sonra, bu yenilginin sebebinin, düşmanın elinde bulunan bilim ve teknoloji olduğunu kavrar ve bilim ve teknoloji üretmek üzere, fen evleri, bilim üretecek üniversiteler kurarlar; ancak, dönemin şartları içinde bu kolay olmaz. Daha işin başlangıcında, bilgi üretme esprisine uygun olarak, bilimsel ve yönetsel özerklik dikkate alınmıştır. Osmanlıda üniversiteyi düzenlemek için çıkarılan tüm kararnamelerde, bilimsel, idarî ve malî özerklik gözetilmiştir. Ancak, birçok Osmanlı müessesesinde olduğu gibi, üniversitede de, Türk modernleşmesinin önemli bir sıkıntısı söz konusuydu; o da şu; yukarıdan, saraydan başlayan Türk modernleşmesi, her şeyi yukarıdan düzenliyor ve acele ediyordu. Ancak, bilgi ve teknolojinin üretilmesi ve toplumun rasyonel bir şekilde düzenlenmesi, emir komutayla ve bir anda yapılacak işlerden değildi.

Cumhuriyet döneminde de, yukarıdan, işler bir anda olsun diye, değişik zamanlarda üniversiteye müdahale edilmiştir; ama, her müdahalede de, üniversitelerin temel amacının bilgi üretme ve yayma olduğuna dikkat edilmiştir. Bu vesileyle, 1924'te ve 1933'te, cumhuriyet döneminde, üniversiteye müdahale edilmiştir.

1933'te üniversite reformu, özerkliğin, üniversitede yeteneksiz ve bilgisiz muallimleri koruduğunu; ayrıca, üniversitenin, cumhuriyetin ilkelerini, gençliğe ve topluma yayamadığı gerekçesiyle yeniden düzenlenmesini amaçlıyor. Bu amaçla, üniversite, 1933'te yeniden düzenlenir ve tekrar Maarif Vekâletine bağlanır. 1933'ten sonra üniversitede, bilgi üretme açısından kısmî bir düzelme olur. Bu da, daha çok, Hitler Almanyasından kaçan hocaların Türk üniversitelerine gelmesiyle mümkün olmuştur; ancak, taşıma suyla değirmen dönmeyeceğinden bu durum kısa sürede geçmiştir.

Cumhuriyet döneminde, üniversitede, özellikle özerklik konusunda değişik zamanlarda gel-gitler yaşanmış, 1946'da özerklik, 1973'te kısıtlanması şeklinde müdahaleler olmuştur ve 1980'e gelinmiştir. On yıllık demokrasi tecrübesinden sonra 1960'ta kurucu ve koruyucu irade, rejimin henüz güvenlikte olmadığını düşünerek, seçilmiş Meclis ve onun tayin ettiği hükümetin dışında kurum ve kurulların tesis edilmesini öngörür. İşte, bu petoriyen bir sistemin başlangıcıdır ve bu sistem, 1982 Anayasasıyla perçinleşir. İşte, (YÖK) Yükseköğretim Kurulu, bu çerçeveden düşünülen bir kuruldur.

12 Eylül idaresinin, 6 Kasım 1981'de Anayasadan önce çıkarmış olduğu 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, üniversitelerin yönetimini, hükümetlerin dışında oluşturulan bir kurula, Yükseköğretim Kuruluna devreder. Anayasanın 130 uncu maddesinde, aslında, üniversitelere Osmanlıdan beri yüklenen görev yüklenmektedir. Bilimsel araştırma ve öğretim; yani, bilgi üretimi ve bilginin yayılması. Aynı madde, üniversitelerin bilimsel özerkliğe sahip olduğunu söylüyor. Anayasanın 130 uncu maddesinin dördüncü paragrafında şöyle denilmektedir: "Üniversiteler ile öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe her türlü bilimsel araştırma ve yayında bulunabilirler. Ancak, bu yetki, devletin varlığı ve bağımsızlığı ve milletin ve ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği aleyhinde faaliyette bulunma serbestliği veremez."

Burada şaşılacak olan, devletin varlığı ve bağımsızlığı, milletin ve ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliğinin gözetilmesi ve korunmaya çalışılması isteği değildir. Burada sorun, kurucu ve koruyucu iradenin, bilimsel araştırma ve yayının bile, devletin varlığı ve bağımsızlığı, milletin ve ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği için tehlike olabileceği endişesidir. Bu şekilde, kurucu irade (establishment) "hayatta en hakikî mürşit ilimdir" sözünden bile korktuğunu açıkça ortaya koymaktadır.

1982 Anayasası ve 2547 sayılı Kanun, bu şekilde, düşünsel olarak, bilimsel özerkliği sakatlamaktadır; ancak, bununla da yetinmemektedir. Bilimsel faaliyetleri yönlendirme görevini YÖK'e vererek, bilim adamlarının serbestçe bilimsel faaliyette bulunmalarını yeniden kısıtlamaktadır. Bununla da yetinmemektedir; idarî ve malî açıdan önemli müdahaleler getirerek, bilim adamını bir daha kayıt altına almaktadır. Atamalar, yükseltmeler, görevden almalar, görevlendirmeler, para aktarmalar... Bu şekilde, üniversitede sadece bilim üretme, bilim yayma endişesiyle hareket eden değil de, üstlerine, amirlerine, dekanlarına, rektörlerine hoş görünmeyi, aslında, bir şekilde, tembelliği teşvik eden bir sistem getirilmiştir. Nitekim, üniversitede bu sistem, aynı zamanda tembelliği getirmemiş, gaddarlığı da getirmiştir. Bugün üniversitede cadı avına çıkan öğretim üyelerine bakın, bilimsel dosyalarını inceleyin, gerçekten, bunların bilim üretmediklerini göreceksiniz.

Öte yandan, 1982 Anayasası ve 2547 sayılı Kanun, üniversiteleri, temel görevleri olan bilim üretme ve yayma konusunda kayıtlara aldıktan sonra, onlara başka bir görev de verir; o da, belli bir insan tipi yetiştirmektir. Gerçekten, 2547 sayılı Kanunun amaç ve ilkelerini düzenleyen 4 üncü ve 5 inci maddeleri çok sayıda şıktan ibarettir; bunların, sadece bir tanesi üniversitede bilim üretilmesiyle ilgilidir; diğerleri, nasıl bir gençlik yetiştirileceğini, kilosundan, neredeyse, saç şekline kadar tarif etmektedir.

Üniversitelerin bilimsel özerkliğini zedeleyen, idarî ve malî özerkliğini tamamen kaldıran 1982 Anayasası ve 2547 sayılı Kanun, önceki düzenlemelerden farklı olarak, üniversiteleri, siyasî irade olan hükümetin dışında oluşturulan bir üstkurula -YÖK'e- bağlıyor. 24 kişiden oluşan Yüksek Öğretim Kurulunun sadece 7 üyesi hükümet tarafından önerilmekte ve Cumhurbaşkanı tarafından atanmaktadır. Şimdi, ben, burada üniversitelerin hükümetler tarafından idare edilmesi gerektiğini sölemiyorum; ancak eğer, üniversitelerin bütçesi devlet tarafından karşılanıyorsa, idarî ve malî yapısına müdahale edilebilir deniliyorsa, o zaman, devlet bütçesini yapan ve bu bütçeden sorumlu olan siyasî irade, üniversitelerin idaresinde de söz sahibi olması gerekir.

Görülüyor ki, üniversiteler değil ama, Yükseköğretim Kurulu gerçekten özerktir; ona kimse karışmamaktadır, ona kimse hesap sormamaktadır.

Aslında, burada, YÖK Başkanının özerk olduğunu söylemek gerekir; çünkü, son zamanlarda yapılan bir düzenlemeyle, Yükseköğretim Kurulu da devredışı bırakılmış, YÖK Başkanı tarafından tespit edilen Yürütme Kurulu, üniversiteleri ve Yükseköğretim Kurulunu idare etmeye başlamıştır. Daha doğrusu, Yürütme Kurulu aracılığıyla Yükseköğretim Kurulu Başkanı bu işi yürütmektedir. Görüldüğü gibi, YÖK adında bir dükalık oluşturulmuştur.

Netice olarak, devletin varlığı ve bağımsızlığı, milletin ve ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği ancak bilgi üretilmesi ve yayılmasıyla mümkün olabilir.

Bilgi üretmek, ancak, üniversite ortamında mümkündür; üniversite ortamı ise, bilgi üretecek insanların herhangi bir baskı altında olmamasıyla tesis edilebilir. Kurulduğundan bu yana, Türk üniversitelerinde, üniversite ortamının tesis edildiğini söylemek çok zordur.

Bu durum, aslında, Türk modernleşmesinin temel sorunlardan bir tanesidir. Atatürk'ün, gerçek yol göstericinin bilim olduğunu söylemesine rağmen, sonradan gelenler, üniversitede bile, bilimin yol göstericiliğine tahammül edememektedirler.

Bugün bütçesini tartıştığımız Yükseköğretim Kurulu, bir üniversite sorunu olmaktan çok, demokrasi sorunudur. YÖK, üniversiteleri, bilgi üretilen ve yayan kurumlar haline getirilmesi için değil, her şeye rağmen, bilgiyle temasta olan bilim adamlarının kontrol altına alınması için kurulmuştur; çünkü, pretoryen yapı, bilgiden korkmaktadır.

Bu nedenle, üniversitelerin, bilgi üreten ve yayan müesseseler haline getirilmesi, Türkiye'deki cumhuriyet rejiminin pretoryen yapısından kurtarılıp, gerçekten demokrasinin tesis edilmesiyle mümkündür. Aksi takdirde, üniversiteler, şeklî modernleşmenin araçları olmanın ötesine geçemezler; çağdaş muadilleri gibi, hiçbir zaman bilgi üreten ve yayan kurumlar haline gelemezler.

YÖK, üniversiteleri KİT olmaktan kurtaramamıştır. Gerçekten bugün üniversiteler, KİT haline gelmiştir. Bugün, 40 yaşında profesör olan bir kişi, hiçbir bilgi üretmeden, üniversiteye katkı sağlamadan, 67 yaşına kadar üniversitede kalmaktadır. Bu durumu düzeltecek hiçbir şey yapamamıştır YÖK. Bugün, üniversitelerde hiçbir şey üretilmemektedir. Gerçekten, milletin bütçesini götüren kurumlar olarak gözükmektedir, KİT'ler olarak gözükmektedir. Bu nedenle, üniversitelerde yapılacak değişiklikleri, yapılacak müdahaleleri şu iki cümleyle özetleyebiliriz: Bir defa, Yükseköğretim Kurulu tamamen ortadan kaldırılmalıdır. Bu şekilde, 20 trilyonluk bütçe, başka üniversitelere aktarılabilir. Belki, 20-30 uzmanın çalışacağı bir koodirnasyon kurulu mümkün olabilir. Üniversitede, mutlaka rekabet tesis edilmelidir. Üniversitenin ürettiği şey bilgidir; yani, bilimdir ve diplomadır. Bilgi ve diplomanın kalitesinin ölçüleriyse bellidir. Uluslararası kimlikli dergilerde yayın yapabiliyorsanız...

BAŞKAN – Sayın Bekaroğlu, arkadaşınızın süresini 1 dakika aştınız; bilginize sunulur.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) – Teşekkür ediyorum.

Bu vesileyle, hepinize yeniden saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Amasya Milletvekili Sayın Akif Gülle; buyurun.

Akif Bey, süreniz 8 dakika 38 saniye; ancak, size 2 dakika eksüre vereceğim; çünkü, her grupta, her kişiye 1'er dakika eksüre veriyoruz; bilginize sunulur.

FP GRUBU ADINA AKİF GÜLLE (Amasya) – Teşekkür ederim; sağ olun Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim ve kültür camiamızın değerli bürokratları, mensupları; hepinizi en içten duygularla selamlıyorum. Bugün, burada, çok önemli iki bakanlığımızın bütçesini görüşüyoruz. Birisi, can damarımız, hayat iksirimiz; diğeri, ümidimiz ve geleceğimiz.

Değerli arkadaşlar, bizim, gerek kültür hayatımız ve gerekse eğitim tarihimiz, onur ve kıvanç kaynağımızdır. Yunusumuzun sözleri, bugün için UNESCO duvarlarını süslemektedir. Ahmet Yeseviler, Hacı Bayram Veliler, Hacı Bektaş Veliler, kavrulmuş gönülleri, bugün, serinleten havalarını hâlâ devam ettirmektedirler. Hazreti Mevlânâ, Konya'dan, bütün insanlığa "ne olursan ol, yine de gel" diye, hâlâ haykırmaktadır.

Türk Milletinin, tarih boyunca hür ve bağımsız yaşama özelliği, alınan eğitim ve yaşanan kültürün sayesindedir. Karahanlılar, Selçuklu ve Osmanlıların bir döneminde, medreseler, eğitim tarihinin iftihar kaynaklarıdır. Yine, Osmanlıda Enderun, üst yönetici yetiştiren müstesna eğitim kurumlarıdır. 1773'te başlayan eğitimde yenilik hareketleri, Tanzimatla beraber Batı tipi okulların eğitim camiamıza girmesine yol açmıştır.

Unutmayalım ki, Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşımızın devam ettiği bir dönemde, 15 Temmuz 1921 tarihinde, Maarif Şûrasını toplamıştır. Yetmişbeş yıllık cumhuriyet dönemimizde müteaddit defalar eğitim şûraları yapılmış, sistem arayışları devam etmiş, reform gayretleri sürmüş, zaman zaman da güzel şeyler yapılmış; ama, arzu edilen noktaya, maalesef, bir türlü gelinememiştir.

Değerli milletvekilleri, ifade etmeye çalıştığımız tarihî birikimimiz ve çabamıza rağmen, çocuklarımıza, layık oldukları eğitimi verememenin mahcubiyetini hep beraber yaşıyoruz. Özgür düşünebilen, kendi kendini ifade eden, evrensel değerlerle barışık, millî ve manevî değerlerini tüm benliğiyle yaşamaya istekli, bir meslek edinmiş, bu mesleğin teknik donanımına sahip, girişimci, cesur, paylaşımcı, sevgi dolu, onurlu ve erdemli nesiller hayalimiz henüz gerçekleşmiş değil. Geçmiş tecrübelerimiz, çektiğimiz sıkıntılar hepimizi bu konuda daha sorumlu davranmaya itiyor.

Değerli arkadaşlar, millî kültür ve millî eğitim politikalarını bir hükümet meselesi olarak görmememiz gerekiyor. Bu politikalar belirlenirken ve uygulanırken, 62 milyon insanımızın ve tarihî sorumluluğumuzun bize yüklediği misyonumuzun göz önünde bulundurulması gerekiyor. İnsanımızın ümitlerinin, hayallerinin, gönül bağlarının, mukaddes değerlerinin ve beklentilerinin iyi hesap edilmesi gerekiyor. Üzülerek belirtelim ki, son dönem hükümetleri bu konuda hiç de iyi sınav veremiyor. Türkiye'de, kesintisiz 8 yıllık eğitime geçiliyor, devrin Başbakanı bir ilçeye gidiyor "size 8 yıllık müjdesi getirdim" diyor; diğer taraftan, eğitim 8 yıl mutlaka olsun; ama, ben çocuğumu istediğim okulda okutmak istiyorum diyenleri yarasa ilan ediyor. Bir büyük ilimizin millî eğitim müdürü çıkıyor, kendi meslektaşlarına karşı, gerekirse kurtuluş savaşı başlatabileceğini söylüyor; bu, Türkiye'de gazetelerde yer alıyor.

Halka kapatılmadığı söylenen okulların dersaneleri boşalıyor, öğretmen kıyımları devam ediyor, okullarda huzur ortadan kalkıyor, moraller çöküyor; yani, arzu edilen gerçekleşiyor. Ancak, bu arada, bu okullara gönül verenlerin ahı göklere yükseliyor.

Bu muhteşem reformdan, tüm meslek liseleri paylarını alıyor, üniversiteye giden yolları kapatılıyor, kazanılmaş hakları, yanlış ve haksız bir yöntemle gasp ediliyor. Tabiî ki, çıraklık okulları için de beklenen gerçekleşiyor.

Bu anlayış, eğitim camiasının tümünü kapsıyor; binlerce öğretmen, yönetici, öğrenci ve veli kendi Bakanlığıyla mahkemelik hale geliyor. Bir öğretmen sendikamızın verilerine göre, bu sayı 20 binlerin üzerine çıkıyor.

Birçok yönetici görevden alınıyor, yöneticiler, Türkiye'nin en batısından doğusuna sürülüyor, aileler parçalanıyor; tabiî ki, yerleri, birileriyle mutlaka dolduruluyor. Operasyon tamamlanıyor ve yeni Yönetici Atama Yönetmeliği uygulamaya konuluyor. Bu defa, eşdeğer görev uygulamasıyla, merkez teşkilatı rahatsız ve tedirgin ediliyor. Ülkenin eğitimde ufku daralıyor; ama, dayatmacı model, yoluna devam ediyor.

Değerli arkadaşlar, benzeri uygulamalar Kültür Bakanlığında da devam ediyor. Bilindiği gibi, geçtiğimiz yıl cumhuriyetimizin 75 inci yılını kutladık, bu sene cumhuriyetimizin temelini teşkil eden Osmanlının 700 üncü yılını kutluyoruz. 54 üncü hükümet döneminde -devrin sayın bakanı da aramızdadır- 700 üncü yıl kutlamaları için komisyonlar kuruluyor; bu döneme ait hatıra pullarının basılması düşünülüyor, roman, tiyatro ve benzeri alanlarda yarışmalar açılmasına karar veriliyor. Osmanlı coğrafyası üzerinde bugün kurulu bulunan 28 ülkede, mutlaka bir etkinlik yapılması planlanıyor ve Osmanlıya başkentlik yapmış, ülkemizin içindeki şehirlerimizde ve bu merkezlerimizde de, tekrar birtakım programların yapılması dününülüyor; ama, bugüne geliyoruz, bunların hiçbirini göremiyoruz. Üstüne üstlük, bunlar yapılmazken, üzülerek belirtelim ki, kütüphanelerimizde, yayınevlerimizde, Kültür Bakanlığımızın yayınevlerinde bunları ifade eden eserlerle karşılaşamaz iken, bugünlerde, Kültür Bakanlığımızın yayınevlerini süsleyen eserler, bizim ufkumuzu daraltıyor, moralimizi bozuyor ve bizi üzüntüye sevk ediyor.

Şimdi, sizlere, müsaadenizle, Kültür Bakanlığımızın eserleri arasından yeni çıkmış, tam da Osmanlının 700 üncü yılında çıkmış bir eserin "Sunu" başlıklı önsözünden bir bölüm okumak istiyorum. "Anadolu'ya sonradan gelen uluslara baktığımızda, bunların çoğunun, bir uygarlığın taşıyıcısı olmaktan çok, yıkıcı, yok edici olduklarını görürüz. Özellikle, Ortaçağda, gerek doğudan ve gerek batıdan gelen bütün akımlar yıkıcı olmuşlardır. İslamlar, Moğollar, Haçlılar, Türkler bulduklarını yıkıp, yok etmişlerdir. Bunlar arasında Selçuklular, kendi alanlarında ilk yerleşici, yapıcı niteliği taşırlar. Onların ardından gelenlerin hepsi yıkıcı olmuştur." Bu satırlar, Kültür Bakanlığının eserleri arasında çıkan bir yayının önsözüne aittir. (MHP sıralarından alkışlar)

Bir diğer bölüm önsözde şu şekilde devam ediyor: "7 nci Yüzyıl köleci, tüccar, talancı Arap toplum değerlerinin, Tanrı sözü olduğunu öne sürerek, çağımızı çözmeye kalkışırsanız, bunlarla, sadece, düğüm üstüne düğüm atmış, problemleri artırmış olursunuz."

BAŞKAN – Sayın Gülle, 2 dakika eksüre ilave ettim; lüften, süreye uyalım.

AKİF GÜLLE (Devamla) – Yeni mi ilave ettiniz Sayın Başkan?

BAŞKAN – Evet, yeni ilave ettim.

AKİF GÜLLE (Devamla) – Teşekkür ederim.

Buradaki "Tanrı" sözü, Arap toplumunun değerleri olarak ifade edilen "Tanrı" sözü, bu şekliyle, son zamanlarda ortaya çıkan raporlarla da, Sayın Bakan, uyum arz ediyor.

Değerli arkadaşlar, dileyelim bu çarpıklıklar ve yanlışlıklar bir an önce bitsin; kökü mazide olan; ama, hep ümitle geleceğe bakan bu aziz millet layık olduğu yönetimlere kavuşsun; tarihiyle gurur duyan; ama, geçmişe takılıp kalmayan, yaşadığı çağı okuyan yönetimler, yöneticiler ve anlayışlar ülkemizde hâkim olsun.

Değerli milletvekilleri, bu noktada Sayın Millî Eğitim Bakanımıza bazı somut önerilerimi, vaktimin elverdiği ölçüde, ifade etmek istiyorum:

Eğitimimize kapsamlı düzenlemeler yapan kanunların hemen hepsi olağanüstü dönemlerde çıkarılmış ve önemli değişikliklere uğramıştır. Ayrıca, yapılan değişiklikler sebebiyle, söz konusu kanunların sistematikleri bozulmuştur. Eğitim sistemimizin bir bütün olarak ele alınıp yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Gelişmiş ülkelerde devletin eğitimdeki rolü değişmekte ve bu konuda katılımcı yapılar oluşmaktadır; Türkiye bu gelişmelerden uzakta kalamaz. Bu sebeple, eğitimde devletin, ailenin, bireyin, meslek kuruluşlarının ve gönüllü kuruluşların rolü, çağdaş eğitimler doğrultusunda yeniden tanımlanmalıdır.

Millî Eğitim Bakanlığı Merkez Teşkilatı, aslî görevini ihmal ederek, yardımcı ve destek hizmetleri önplana çıkaran, kendisiyle barışık olmayan, yeniliklere kapalı, yetkileri tekelinde toplayan; ancak, bunları da kullanamayan, hantal, etkisiz ve verimsiz bir yapıya bürünmüştür. Bakanlık, kendi görevini yapmadığı gibi, başkalarının yapmasına da engel olmaktadır. Bu sebeple, Millî Eğitim Bakanlığı, çağdaş yönetim anlayışına göre, yeniden yapılandırılmalıdır.

Türkçe ve matematik dersleri mihver alınarak ilköğretim müfredatı geliştirilmeli, seçmeli dersler artırılmalıdır.

Hepinize teşekkür ediyor, bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum. (FP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Gülle.

Sayın milletvekilleri, soru işlemi için, biraz önce ifade ettim, sol tarafımda oturan Sayın Mehmet Ay'a, herkes, sırası mukabilinde sorularını teslim edecektir. Herhangi bir kura çekme işlemi yoktur; sorular, geliş sırasına göre sorulacaktır. Bu hususu bilgilerinize sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, biliyorsunuz, gruplar adına yapılacak konuşmaların sırası daha önceden belirlenmişti; ancak, önemli bir grubumuzun, önemli iki bakanlık bütçesiyle ilgili görüşlerinden yoksun kalmayı hiçbirimiz istemeyiz. Emsal olmaması koşuluyla, şimdi, Doğru Yol Partisi Grubu adına Sayın Ayvaz Gökdemir'i kürsüye davet ediyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

Süreyi eşit mi paylaşıyorsunuz Sayın Gökdemir?

AYVAZ GÖKDEMİR (Erzurum) – Evet.

BAŞKAN – Süreniz 10 dakika.

DYP GRUBU ADINA AYVAZ GÖKDEMİR (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi şahsım ve Doğru Yol Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyor, Kültür Bakanlığı bütçemizin hayırlı hizmetlere vesile olmasını diliyorum.

Sayın milletvekilleri, günümüz Türkçesinde "kültür" kelimesi 7 ayrı manada kullanılmaktadır. Bugün, hizmetleriyle müzakeremize konu olan Bakanlığın hizmet alanı açısından, işimize yarar, anlayışımıza temel teşkil edecek 2 tarif var. Bunlardan birincisi; bir topluma, topluluğa, millete has bilgi, inanç, düşünce, ahlak, davranış, örf ve âdetlerle sanat eserlerinin bütününe kültür denilmektedir.

Bir başka ifadeyle, bir milletin hayatı, insanı, varlığı anlama, kavrama, yorumlama tarzıyla, bunun çeşitli şekillerde ifade edilmiş, ortaya konulmuş tezahürlerinden ibaret olan maddî ve manevî değerler toplamına kültür denilmektedir. Türk kültürü, Çin kültürü, Fransız kültürü veya işçi kültürü, çiftçi kültürü, bölge kültürü, halk kültürü gibi ibarelerde kelimeyi bu anlamda kullanırız. Kültür Bakanlıkları veya -adı başka da olsa- kültür hizmetlerini üstlenmiş kurumlar da, bütün devletlerde bu anlamdaki kültürün hizmetinde olan kurumlardır.

Kültürün diğer bir manası ise, insanlığın, tarih öncesinden süzülüp gelen değerlerle birlikte ortaya koyduğu bütün maddî ve manevî -kısmen manevî- değerlerle bunları icat, ibda; yani, beşerî anlamda yaratma tarzları ve sonraki nesillere aktarmada kullanılan alet, vasıta ve müesseseleri ifade eder.

Bu manayı ifade etmek için "sivilizasyon" kelimesinin Türkçedeki karşılığı olarak "medeniyet" kelimesi kullanılmıştır. Son zamanlarda "uygarlık" da denilmektedir. Kültür ve medeniyet iç içe iki kavramdır. Bu sebeple, bu iki kelime, bazen birbirinin yerine de kullanılır.

Nitekim, bazı yeni Türk devletlerinde, bizim "Kültür Bakanlığı" dediğimiz kuruluşa "Medeniyet Nazırlığı" denilmektedir ki, bu kullanışta "medeniyet" kelimesi, tamı tamına bizdeki "kültür" kelimesinin karşılığıdır.

Kültür ve medeniyet arasında bir millete, bir topluma mahsus olmak veya bütün insanlıkça, en azından, insanlığın büyük bölümü tarafından paylaşılıyor olmak farkı vardır. Eğer, insanlık bir tek topluluktan ibaret olsaydı, bu iki kelimeden birine lüzum kalmayacaktır; çünkü, "Türk kültürü" demekle "Türk medeniyeti" demek arasında bir fark yoktur; ama, mesela, "Batı medeniyeti" dediğimiz zaman, bunun içine pekçok millî kültür daireleri girmektedir. "Batı medeniyeti" dediğimiz âlemin, yekpare bir bütün olmadığını, benzerlikleri, müştereklikleri yanında benzemezlikleri, ayrılıkları olduğunu da derhal görebiliyoruz.

Bu sebeple, milletlerarasında müşterek olan, kolayca yayılabilen değerlere medeniyet, bir millete mahsus olan, tabiatları gereği kolay kolay yayılma istidadında olmayan değerlere de kültür denilmektedir.

Şüphesiz, bütün kültürler birbirlerinden etkilenirler. Bir kültürden başka bir kültüre unsurlar, terkipler, kurumlar geçebilir. Eğer, palolojik bir durum yoksa, kültür, kendine has orijinalliğini, kendine mahsusluğunu, istiklâl ve hürriyetini muhafaza eder.

Bu itibarla, bu anlamda "kültür" demekle "millî kültür" demek arasında fark yoktur.

Bizim, kültür anlayışımız, millî kültür kavramında temellenir. Sosyal ilimlerin hiçbir şüphe ve tereddüte yer bırakmayacak kesinlikte teyit ettiği nihai gerçek de budur.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; beşeriyet, birbirine benzer ve benzemez taraflarıyla rengarenk bir çiçek demeti gibidir. Yaradan, insanın kemalini ve üstünlüğünü, farklılık ve çeşitlilikte görmüştür. Bu hikmetinin bir tezahür ve tecellisi olarak, kültür yaratıcı olmak, kültür meydana getirmek, sadece insana mahsustur. Üstün akıl, irade, iman, aşk, ahlak, gülme, konuşma, alet yapma ve kullanma gibi özellikler sadece insanda mevcuttur. Kültür ve medeniyet dediğimiz insan etkinlikleri de, insanın bu özelliklerinin eseridir. Hiçbir hayvan topluluğunda kültür ve kültürden kaynaklanan farklılıklar yoktur. Evet, Yaradan, insanlığı, bir kültürler tayfı halinde temaşayı münasip ve güzel bulmuştur. Onun için de, insanlık, zaman ve mekân içindeki manzarasıyla, muhteşem bir tayf halindedir.

İnsanlar, arz üzerinde, millet denilen topluluklar halinde yaşarlar. Her fert, dünyaya, bir milletin mensubu olarak gelir, hayatını bir milletin mensubu olarak yaşar ve tamamlar. Her şahsiyet, esas itibariyle, bir millî kültür muhitinde teşekkül eder. Tam manasıyla, ancak, o muhitte mesut ve bahtiyar olabilir. Bu sebeple de insanlar, bazı sebep ve zaruretlerden dolayı maddî mekânlarından kopabilirler; fakat, millî kültürlerinden kopamazlar. Millî kültür insanla birlikte taşınır. İnsan, hangi mekânda olursa olsun, doğup şekillendiği millî kültürün manevî vasatında yaşamaya devam eder. Millî kültürden kopma, ancak, yeni millî kültüre adapte olmakla mümkündür ki, o da, kimlik değişmesi demektir. Milliyet tabiri de, sosyolojik manada, millî kültürü ve onun yaratıcısı ve taşıyıcı olan insan topluluğunu ifade eder. Millî kültür, milletin şahsiyetidir. Bu sebeple, şahsiyetini korumak, geliştirmek ve gerçekleştirmek, bir ferdin ne kadar tabiî ve vazgeçilmez hakkı ve vazifesi ise, millî kültürle temellenen ve şekillenen milliyetini korumak ve geliştirmek de, hem fert hem de millet için o kadar tabiî ve vazgeçilmez bir haktır, bir vazifedir. Millî kültür bunalımına düşmüş bir millette, ferdî şahsiyetler de bunalımda demektir. Ferdin bir topluma mensubiyet hissinde görünen belirsizlik, kültür karışıklığı demek olan kozmopolitliktir ki, bu da, psikososyal bir hastalıktır.

Globalleşen dünyada gelişmiş kitle iletişim araçları, kesif ve kitlevi insan münasebetleri muvacehesinde millî kültürü korumak, ve yüceltmek, ferdi ve toplumu kimlik ve kişilik bunalımından korumak devletin en mühim görevlerinden biridir.

Bir serbest rekabet asrındayız. Bu asırda en büyük rekabet, millî kültürler arasında cereyan edecektir. Reel hayatta, cihan vatanımızdan, insanlık da milletimizden ibarettir; fert olarak varlık çerçevemiz budur. Ne yapacaksak, ne olacaksak bu çerçeve içinde yapmak ve olmak durumundayız. Yahya Kemal "cihan vatandan ibarettir itikadımca" derken bunu ifade eder.

"Dünya vatanım, insanlık milletim" sözü gerçek hayatta karşılığı olmayan bir slogandır. Millet sevgisi olmadan, milliyet şuuru olmadan, millî kültür şahsiyeti teşekkül etmeden, doğru bir insan idrakine erişebilmek mümkün değildir. Buyurun dünyayı görelim dediğiniz zaman, karşınıza birtakım sınırlar; yani vatanlar; buyurun insanlığı görelim dediğiniz zaman da, karşınıza pek çok kavimler, milletler; yani, millî kültür toplulukları çıkacaktır.

Nihayetinde, elbette insan insandır ve köke indiğiniz zaman da, bütün insanlar birbirinin kardeşidir. Belli bir derinlikte ve yükseklikte farklar silinir ve insanın müşterek ve mücerret ruh kumaşı bulunur. Kişinin kendi vatan ve milletini sevmesi, şahsiyetini, kendi millî kültürü içinde yoğurup yapması, onun bütün insanlık için hayırhah olmasına, barış, huzur, saadet ve refah dilemesine de asla engel teşkil etmez.

Bir millet, insanlık alemine ancak millî kültürüyle katılabilir ve katkı sağlayabilir. Her millî kültür içindeki bütün unsurların oluşturduğu organik bir bütündür; yani kültürün bütünü unsurlarının ve parçalarının bütününden farklı ve daha büyük bir sentezdir. Bu sentezin içinde her türlü insanî ihtiyaçların cevabı olan sayısız unsurlar, bu unsurların meydana getirdiği kültür terkipleri, kültür kompleksleri yer alır.

BAŞKAN – Sayın Gökdemir, son 1 dakikanız kaldı.

AYVAZ GÖKDEMİR (Devamla) – Bunlar, sürekli bir şekilde birbiriyle irtibat ve etkileşim halindedir. Her ülkede, önce o ülkedeki büyük çoğunluğun, hatta hemen hemen herkesin katıldığı bir millî kültür vardır. Bunun altında, daha dar kapsamlı özel kültürler yer alır ki, bunlar, meslek kültürleri, sınıf kültürleri, alt kültürler, mahallî kültürler, bölge kültürleri diye isimlendirilirler. Buna çok kültürlülük veya çoğulcu kültür değil, kültürün bir özelliği olarak, "birlik içinde çokluk" denilir; heyeti umumiyesiyle birdir, müfredatına girdiğiniz zaman bir çoğalma, bir renklenme ve farklılaşma olur. Tıpkı, millet şahsiyetinden ferdî şahsiyetlere, mizaçlara geçildiği zamanki farklılık gibi.

BAŞKAN – Sayın Gökdemir, 1 dakika süre ilave ediyorum; lütfen toparlayınız.

AYVAZ GÖKDEMİR (Devamla) – Teşekkür ederim.

Bölge kültürleri üzerindeki sivriltme, yüceltme, asla, millî kültürün bütünlüğünü parçalayıcı bir seviyeye gelmemelidir.

Değerli arkadaşlar, Türk Milleti, tarihi boyunca açık bir toplum olarak yaşamıştır. Yeryüzünde Türk kültürünün temasa gelmediği hiçbir kültür yoktur. Buna rağmen, ayakta kalmayı başarmıştır. Bugün, Viyana'dan, Bosna'dan, Çin'e, Moğolistan'a kadar yaşayan muhteşem bir kültür vardır ve bugünkü Türkiye, Mostar Köprüsünden Orhun Abidelerine kadar bütün tarihî hatıralarını ve kardeşlerini kucaklamış bir devletin adıdır.

Bu şuur içinde, bizim Kültür Bakanlığımızın hizmet alanı da bu kadar genişlemiş sayılabilir. Kültür Bakanlığımıza, her defasında, keşke yeterli bütçeyi verebilsek.

Kısıtlı da olsa, bugünkü bütçenin hayırlara vesile olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, müsamahanız için teşekkür ediyorum; sağ olun.

BAŞKAN – Biz de teşekkür ediyoruz Sayın Gökdemir.

Doğru Yol Partisi Grubu adına ikinci konuşmacı, Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika efendim.

DYP GRUBU ADINA MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına görüşlerimi açıklamak üzere huzurunuzdayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Eğitim, dünyada hep güncel kalmıştır, hep tartışılmıştır, hep münakaşa konusu olmuştur; çünkü, eğitim önemli bir konudur. Bütün önemli konularda olduğu gibi, eğitimin güncel olması tartışması da doğaldır; ancak, dünyada önemli olduğu kadar, Türkiye'de, özellikle nüfusumuzun yüzde 40'ının 25 yaşın altında olduğunu düşünürseniz, bunların bilgi ve beceriyle, çağın eğitimiyle donatılmasının ülke için ne kadar önemli olduğunu, ama donatılmamasının da, çağın eğitimini almamasının da, ülke için ne kadar büyük bir handikap olduğunu anlamakta güçlük çekmeyiz.

Değerli milletvekilleri, Türkiye, genç bir nüfusa sahip ve eğitim ve öğretim önemli. Neden önemli; anaokulundan üniversiteye kadar, bütün aşamalarında, hem sayı itibariyle dünyayı yakalamak zorundayız hem kalite itibariyle dünyayı yakalamak zorundayız. Anaokulundan yükseköğretime, bugünkü sayılara bakarsanız; yani, çağ nüfusunun eğitimine bakarsanız; anaokulunda, daha, bizim 1996'da yüzde 6'da devraldığımız, 1997'de yüzde 50 artışla yüzde 9'lara, yüzde 10'lara çıkardığımız rakamlarda devam ediyoruz. Ortaöğretimde, hâlâ, okulun ve öğretmenin odak olduğu bir sistemden, bilgiye ulaşma yollarından henüz mahrumuz. Ezberciliğe dayanan, hâlâ lisedeki bilgileri üniversiteye giriş için sınavla ölçülen, öğretmenlerin ölçmediği bir sınavla ölçülen bir sistem içerisinde gidiyoruz. Yükseköğretimde ise, ekonomik ve sosyal kalkınması bizden çok daha geri olan ülkelerin, çok daha gerisinde, ancak örgün eğitimde çağ nüfusunun yüzde 16'larını yakalamış durumdayız.

Dünyada, yükseköğretimde, çağ nüfusunun asgarî yüzde 30'unu eğitemeyen kalkınmış ülke yoktur. Türkiye, maalesef, bugün, örgün eğitimde ancak yüzde 16'lardadır.

Peki, bu kadar önemli bir konuda, bu kadar önem verilmesi gereken bir konuda, bütçemizde ne yapılmış; bakıyorum, 2 katrilyon 130 trilyon 309 milyar 500 milyon Türk Lirası verilmiş Millî Eğitim Bakanlığına. Bunun, sadece 341 milyar lirası yatırımlara ayrılmış; neredeyse onbeş, onaltıda 1'i. Esasen, Sayın Bakanımız, Bütçe Komisyonundaki konuşmasında, aynen şöyle diyor: "Bu ödenekle, eğitimde belirlediğimiz hedeflerin gerçekleştirilmesine olanak olmadığını itiraf etmek mecburiyetindeyim."

Değerli milletvekilleri, bu, 57 nci hükümetin, milî eğitimdeki hedeflerine ulaşma gibi bir hedefi, bir amacı olmadığının acı bir itirafıdır. Sayın Bakanı açıksözlülüğünden dolayı kutluyorum; ama, 57 nci hükümeti de bu açık boşvermişliğinden dolayı, kınanmaya değer buluyorum.

Değerli milletvekilleri, 1997 Ağustosundan bu yana, iki yıllık bir sürede, sekiz yıllık zorunlu eğitim uygulamasıyla ve bağışlarla birlikte 341 trilyonu bulan para toplanmıştır. Bu paranın harcanmasının hikâyesi, büyük bir beceriksizliğin hikâyesidir.

Sayın Bakan -yani, paranın toplanılmaya başladığı 1997 Ağustosundan bu yana ve her ay 10-15 trilyon toplanılmasına rağmen, ancak, iki yıl sonra- 17 Temmuzda 114'ü, 1 Ağustosta 151'i ve 1 Eylülde 72'si olmak üzere 342 okulu tamamlayacaklarını söylüyor. Bunların tamamlanmasından memnun oluruz; ama, Türk özel sektörünün dört, beş, altı ay gibi süreler içerisinde anahtar teslimi okul yapmaya muktedir olduğunu düşünürseniz, iki yılın birbuçuk yılı kaybedilmiştir. Sadece, bir yıl, Millî Eğitim Bakanlığı, Türk ihale sistemini düzeltme gibi, kendisinin üzerine vazife olmayan işlerle meşgul olmuş; arkasından, işte, iki yılın tamamlanmasından sonra -ki, tekrar ediyorum, bu iki yılda; altı ayda bir yapılsa, 4 katıyla bu okullar yapılabilirdi- ancak ihalesini tamamlayıp, ağustosta, eylülde okul yapımını beklemektedir. Temenni ederim ki, bu okullar yapılsın; ama, sayın milletvekilleri, daha şimdiden, müteahhitlerin, bu okulların yapımında süre uzatımları istediğini de haber alıyoruz.

Demek ki, trilyonları toplamakta... Sekiz Yıllık Zorunlu Eğitim Kanununun getirdiği baskılarla milletten toplanan 341 trilyon, maalesef, okul yapımına transfer edilememiştir. Burada, beceriksizlik vardır; ama, Millî Eğitim Bakanlığının çok becerikli olduğu bir alan, millî eğitim yöneticilerinin ve öğretmenlerin kıyımında yaşanmıştır.

Türkiye'de, 80 il millî eğitim müdürünün tamamı, belki birkaç tanesi hariç yüzde 90'ı, millî eğitim müdür yardımcılarının üçte 2'si, ilçe millî eğitim müdürlerinin, aynı şekilde üçte 2'si ve yüzlerce okul müdürü, maalesef, görevinden alınmıştır. Bunların rakamlarını ortaya koyan çeşitli öğretmen sendikalarının temsilcilerinin rakamlarına bakarsanız, çok açık bir şekilde görürsünüz.

İşte burada büyük bir beceri sergileyen Millî Eğitim Bakanlığı, teftiş mekanizmasında da, millî eğitimdeki rehber müfettişlik kavramını ajan müfettişliğe dönüştürmüştür. İstediği insanlar hakkında imzasız ihbarları yasadışı olarak devreye koymuş ve soruşturmaları bir türlü sonuçlandırmayarak "hakkınızda soruşturma var" diye, idarecileri görevlerinden almıştır. Binlerce okul müdürü, orada on yıl, onbeş yıl okul müdürlüğü yapanlar "senin okulun ilköğretim okuluna dönüştü; öyleyse, yeniden sınav yapıp seni müdür yapacağız" gibi garip bir uygulamaya tabi tutulmaya çalışılmış; o zamanki eleştirilerimiz ve Danıştayın ilgili genelgeyi iptaliyle, bu kanundışı, akıldışı, pedagojidışı uygulamaya son verilmiştir. Son bir yönetmelikle, sekiz yıl görevde bulundukları yerde, müdürlere ve yardımcılarına; yani, idarecilere "siz burada fazla kaldınız, rotasyona tabi tutacağız" demiştir. Halbuki, rotasyon, iki yıllık öğretmenler için uygulanan apayrı bir olaydır. Bu da, ayrı bir kıyımın sinyalini vermektedir.

İlköğretim için yatırımlar sürerken, ortaöğretim de kendi haline terk edilmiştir. Meslekî ve teknik eğitim şûrası toplayarak, meslekî ve teknik eğitime önem verdiğini ileri süren Millî Eğitim Bakanlığı, meslekî ve teknik ortaöğretimden mezun olan çocukların üniversitedeki bazı avantajlarını ve üniversiteye girişteki avantajlarını YÖK'ün değiştirmesiyle, meslekî teknik ortaokul ve özellikle liselerine iyi öğrencilerin gelmesi bıçak gibi kesilmiştir. Birçok milletvekili arkadaşımızı, bu okul müdürlerinin; yani, meslekî teknik okul müdürlerinin ziyaretle,ne kadar feryat içerisinde olduklarını belirlediklerini hepimiz biliyoruz.

Önümüzdeki bir iki yıl içerisinde, zorunlu eğitimden mezun olanlar için okul yapımı konusunda hiçbir tedbir ve uygulama getirilmemiştir; halbuki, öğrenci sayısındaki artıştan dolayı zorunlu eğitimindeki kayıt fazlalığı, bu okullardan mezun olanların önümüzdeki bir iki yılda fazlalaşacağı, dolayısıyla ortaöğretimdeki okul ihtiyacının daha da ileriye gideceği açıktır. Bu konuda bir an evvel tedbir alınmalıdır.

Bir gecede değiştirilen üniversiteye giriş sistemi, binlerce gencin kazanılmış haklarını gasp etmiştir; ne önceden bir uyarı yapılmış ne de yeni sisteme bir intibak süresi tanınmıştır. Tam anlamıyla, yüzbinlerce genç beyne, bir dayatma örneği verilmiştir. Ayrıca, akılalmaz bir lakaytlıkla "basit bir zabıta olayı" diye nitelendirilen sınav soru kitapçıklarının çalınması olayı...

BAŞKAN – Sayın Sağlam, son 1 dakikanız.

MEHMET SAĞLAM (Devamla) – Teşekkür ederim.

... binlerce öğrencinin psikolojik durumunu, üniversite sınavı girişinde çektikleri sancıları gayet basite indirgeyen bir hadise olarak tarihe geçmiştir.

Şimdi, öğretmen konusuna, vekil öğretmenle çözüm bulmaya çalışan zihniyet, hâlâ, öğretmen konusunu, vekil öğretmenle çözeceğini zannetmektedir. Halbuki, bugün, eğitim fakültesi mezunu gençler bile, bir yıldan beri, hükümet krizleri ve seçim dolayısıyla tayinlerini beklemektedirler. Bu çocukların, bir de devlet memuriyeti sınavıyla karşı karşıya bırakılmaları, öğretmen ihtiyacını iyice sıkıntı haline getirmektedir.

BAŞKAN – Sayın Sağlam, 1 dakika ilave süre veriyorum.

MEHMET SAĞLAM (Devamla) – Çok teşekkür ederim.

Yükseköğretime gelince sayın milletvekilleri, Yüksek Öğretim Kurulu, yükseköğretimin Anadolu'ya yayılmasında, oraya öğretim üyesi sağlanmasında ve en azından üniversiteyi açık tutmada, kuruluşundan beri olumlu görevler yapmıştır; ancak, son zamanlardaki eleştiriler, haklı sebeplere dayanmaktadır. Bunlardan birisi: Bir defa, YÖK, son zamanlarda, üniversiteler üzerinde baskısını giderek artırmakta, her çıkardığı yönetmelikte, üniversiteler aleyhine, kendi yetkilerini genişletme lehine, üniversitelere baskı yapma yönünde yönetmelikler çıkarmaktadır. Bunlardan birisi, üniversitelerin, bugün kendi asistanlarını bile alamaz durumda olmalarıdır. İkincisi, kurulan 15 kişilik iki kurulun 12 kişisini doğrudan doğruya YÖK Başkanının atamasıyla olmuştur. Oluşturulan bilimsel millî komiteleri göreve gelmeden üç ay sonra görevden alınmış, bunları üniversiteler seçmelerine rağmen, YÖK Başkanı bunu kendi seçer hale getirmiştir. Üniversitelerdeki rektörler istifa ettirilmiştir. Kanundışı olarak istifa ettirilen rektörlerin seçimleri altı ay ertelenmiş, yerlerine vekil rektörler gönderilmiştir...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Sağlam.

MEHMET SAĞLAM (Devamla) – Efendim, ben teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Karaman Milletvekili Sayın Hasan Çalış... (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika; buyurun.

MHP GRUBU ADINA HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, televizyonları başında bizleri izleyen kıymetli seyircilerim; hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Kültür Bakanlığı bütçesi nedeniyle, Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum.

Toplumların genel bir hayat tarzı olan kültür, toplumdan topluma değişiklik gösterir ve milletleri birbirinden ayıran en önemli unsurdur. Kültür kavramı içerisinde, toplumların gelenekleri, görenekleri, töreleri, inançları, araç ve eşyaları yanında, sanat, dil, estetik, hukuk, sosyal kurumlar gibi değerler mütalaa edilebilir. Yararlanabilen toplumlar için, kültür, önemli bir mirastır ve nesilden nesile mutlaka aktarılması, toplumun yeni ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde gelişmesine hizmet edilmesi gerekir; ancak, burada dikkat etmemiz gereken önemli bir husus var; bilimde ve teknolojide ileri ülkeler, ihtiyacımız olan bilim ve teknolojiyi, milliyeti olmayan bilim ve teknolojiyi bizlere vermekte ne kadar cimri iseler, kendi kültürlerini âdeta enjekte etme gayreti içindeler; çünkü, 21 nici Yüzyılda, artık, milletler mücadelesi, ekonomik ve kültürel alana kaymıştır. Bu nedenle, hükümetlerle, kültür bakanlarıyla değişmeyen, yüzyılları değerlendiren, gelecek yüzyıllara hitap eden, kalıcı, millî, kültür politikalarımız olmalıdır diyoruz.

Türk millî kültür politikasının esasları şu hususları kapsamalıdır: Türk kültürü, devletin temel ve aslî politikası olarak değerlendirmelidir. Türk kültürü, tahlil ve tetkik edilmelidir. Türk kültürü, muhafaza edilmelidir. Türk kültürü, nesilden nesile en mükemmel şekilde aktarılmalıdır. Türk kültürü, tanıtılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, kültürde evrenselliğe, millî unsurlarla ulaşabiliriz. Aydınlarımızı, dilimizin tarihin her döneminde yazılmış eserlerini anlayacak şekilde yetiştirmemiz lazım. Aydınlarımızı, kültürümüzü benimsemiş şekilde yetiştirmemiz gerekir. Aydınlarımızın, halkımızın kendisi gibi, kültürünü, inançlarını yaşaması gerekir. Halk ile aydın ve nesiller arasında kültür kopukluğu, kültür çatışması olmaması gerekir.

Dilimizdeki yozlaşmayı önleyici tedbirler alınmalıdır. Dille ilgili çalışmalar yapılırken, yaşayan dil esas alınmalı ve dil bilimine ters davranışlar içine girilmemelidir. Bu noktada, özellikle yabancı dille eğitim yapan okullarımızda çocuklarımızın, aşağılık duygusu içerisinde, kendi dilini, kendi kültürünü, kendi milletini hor görür durumda yetişmemesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu, her Türk vatandaşının vicdan borcudur. (MHP sıralarından alkışlar)

Türk dilinin, anadil olarak dünyada konuşulan en büyük üçüncü dil olduğu; dünyanın en köklü, en zengin kültürüne hizmet ettiği unutulmamalıdır. Bu noktada, birkaç noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum :

Turizm, önemli gelir kaynaklarımızdan birisidir. Turisti en iyi şekilde ağırlamak, en iyi diyaloğu kurmak, tekrar tekrar kendisinin ve dostlarının ülkemize gelmesini sağlamak, iyi işletmeciliğin gereğidir; ancak, bu sektörde çalışan gençlerimiz açısından ve turizm yöresindeki genç nesillerimiz açısından, kültürel tedbirler alınmadığı için, önemli bir kültürel yozlaşma sebebi olmaktadır.

Ayrıca, Batı Avrupa'da ve dünyanın muhtelif ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızın özellikle ikinci nesli, kültür bunalımı içerisindedir. Yaşadıkları ülkede yabancı muamelesi görüyorlar. Ülkemize geliyorlar, uyum sağlayamıyorlar. Bu konudaki tedbirler artırılmalıdır.

Dünyanın değişik coğrafyalarında yaşayan büyük Türk Milletinin evlatlarına, değişik değişik alfabelerle, değişik asimilasyon sistemleri uygulanmıştır. Bugün, bunlardan, halen esaret altında olanlar veya bağımsızlığına kavuşmuş olanlar vardır. Dostluk, kardeşlik, iyi komşuluk ilişkilerine bağlı kalmak kaydıyla, bu kardeşlerimiz arasında kültür birliğini, alfabe birliğini ve millî birliğimizi sağlayıcı tedbirler bir an önce alınmalıdır.

Değerli arkadaşlarım, bu amaçla, Türk dünyası kültür merkezleri kurulmalı, dış ülkelerde kültür merkezleri açılmalı, Türk kültürünün el kitabı hazırlanmalı, tarihin başlangıcından bu güne maddî ve manevî anlamda kültür varlıklarımız araştırılmalı, arşiv çalışmaları yapılmalı, unutulmaya yüz tutmuş köy veya şehir hayatımızla ilgili kültür varlıklarımız yeniden tahlil ve tetkik edilmelidir. Osmanlının veya Selçuklunun yaşadığı diyarlarda, dünyanın pek çok çeşitli köşelerinde yurt içinde ve yurt dışındaki bizim milletimizin mührü olan kültür varlıklarımızı yaşatıcı ve yarınlara götürücü tedbirler alınmalıdır. Bu noktada, Osmanlının 700 üncü kuruluş yıldönümü programları yapılırken, Osmanlının ihtişamına yakışır, Şeyh Edebali Hazretlerinin, Osman Gazi Hazretlerinin kemiklerini sızlatmayacak mükemmel bir kutlama programının yapılması Grubumuzun ve şahsımızın en önemli arzularından birisidir.

Değerli milletvekilleri, bu arada, kendi seçim bölgem olan Karaman'la ilgili bir isteğimi de belirterek sözlerimi bitirmek istiyorum. Karaman, günümüzün tarımda ve sanayide parlayan bir yıldızıdır. Tarihin her döneminde önemli bir kültür merkezi olmaya devam etmiştir; Yunus Emrelerin, Karamanoğlu Mehmet Beylerin, Tapduk Emrelerin, Karacaoğlanların, Kâzım Karabekir Paşaların, Bekir Sıtkı Erdoğan Beylerin diyarıdır. Bu diyarın hakkı olan üniversite bir türlü kurulamamıştır. Bunun bir an önce kurulması gerekmektedir. Kurulacak bu üniversite aracılığıyla dilimize, kültürümüze, sanayimize, tarımımıza önemli katkılar olacağını düşünüyoruz. Her yıl Karamanımızda dil bayramı ve Yunus Emre'yi anma şenlikleri yapıyoruz.

Bu bağlamda, kuracağımız üniversitenin mevcut Yunus Emre Kampusü şehrin en güzel yerindedir.

BAŞKAN – Sayın Çalış, son 1 dakikanız...

HASAN ÇALIŞ (Devamla) – Tamam efendim.

Halen 4 yüksekokul, 1 fakülte mevcut olup 4 500 öğrenciye eğitim verilmektedir. Hayırsever işadamlarımızca yapılmış fen-edebiyat fakültesinin yüzde 60'ı tamamlanmıştır. Eğer bu Meclis ve görevliler tarafından formaliteler tamamlanırsa, Karamanlı işadamlarının görevlerini yapacağına inanıyorum. Bu bağlamda, Kültür Bakanlığı bütçemizin hayırlı hizmetlere vesile olmasını diliyor; hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çalış.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Bitlis Milletvekili Sayın İbrahim Halil Oral; buyurun efendim.

Konuşma süreniz 10 dakika.

İBRAHİM HALİL ORAL (Bitlis) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, görüşlerimi dile getirmek üzere huzurunuzdayım. Hepinizi, Grubum ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime, üzerinde herkesin ittifak edeceğine inandığım bir görüşle başlamak istiyorum. Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmışlığın en etkili aracı hiç şüphesiz eğitimdir. Cumhuriyetimiz açısından demokrasinin sağlıklı olabilmesi de iyi bir eğitimle sağlabilir; çünkü, demokrasi eğitimi almamış toplumlarda demokrasi ruhunun filizlenerek güçlenmesi imkânsızdır. İyi yapılanarak problemlerini asgariye indirmiş bir eğitim sistemi, milletlerin kalkınmasında en önemli itici güç olduğu gibi, kendi kendine güvenli, sağlıklı, huzurlu ve mutlu, yarınlarına emin adımlarla yürüyen insanların oluşturacağı bağımsız, çağdaş, hoşgörülü, güvenilir ve mutlu bir toplumun da ilk şartıdır. Bu açıdan bakıldığında millî eğitim hizmetleri, milletimiz için hayatî bir önem taşımaktadır. Bu önemi, cumhuriyetimizin kurucusu Başöğretmen Atatürk, çok net bir üslupla "en mühim ve feyizli vazifelerimiz, millî eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin hakikî kurtuluşu, ancak bu suretle olur" diyerek, dile getirmiştir.

21 inci Yüzyıl Türk insanının ve Türk gençlerinin sahip olması gereken vasıflar ve bu vasıflara sahip olmak için, gençlerin hangi tür bir eğitim sisteminden geçmesi gerektiğinin üzerinde durulması kaçınılmaz olmaktadır. Ekonomik ve kültürel yönden güçlü toplumlar, sosyal ve kültürel değerlerini diğer ülkelere empoze etmektedirler. Bu durum da, az gelişmiş ülkelerde kimlik bunalımına yol açmaktadır. Kimliksiz ve benliksiz bir nesille 21 inci Yüzyılı yakalamak, asla mümkün değildir. Onun için, bizim, taklit etmeyen, düşünen, yorum yapan, üreten, geleceğe ümitle bakan ve yeni çağlar açabilecek bir gençliğe ve bir nesle ihtiyacımız vardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, yetiştirilmesi hedeflenen bu gençliğin şu vasıflara sahip olmasını hedeflemekteyiz: Millî, manevî ve ahlakî değerlere bağlı, vatan ve millet kavramını iyi özümlemiş, Türkçeyi seven ve doğru olarak kullanabilen, bilgi toplumunun gereklerine cevap verecek nitelikleri taşıyan, gerektiğinde yardımlaşmayı ve yarışmayı bilen, demokrasiyi milletin huzuru ve menfaatlarının korunması için savunan ve gelişmesine katkıda bulunan, Türk Milletinin menfaatlarını kendi menfaatlarının üzerinde tutan, Türk ve akraba topluluklarını tanıyan, onlara saygı ve sevgi besleyen ve işbirliği yapabilen, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü zedeleyecek düşünce ve görüşleri tanıyan ve bunlarla mücadele edebilecek şuura sahip bulunan, Türk toplumunda ailenin yerini ve önemini kavrayan, çevrenin ve ekolojik dengenin insan hayatındaki önemini bilen ve koruyan, din bilgisi ve kültürü almış, İslamı ve yüce kitabımız Kur'anı anlamış ve kavramış olan ve dinin istismarına da karşı uyanık bulunan, başka din ve kültürden insanlarla diyalog kurabilen, bu insanlarla beraber yaşayabilen ve işbirliği yapabilen, komşuluk hak ve ödevlerini bilen ve uygulayan. Özlenen bu hedeflere ulaşabilmek için, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, biz, bilgi çağında, dünyanın kabul ettiği toplam kalite yönetimi ilkelerinin millî eğitim hizmetine sunulmasını da teklif etmekteyiz .

Değerli milletvekilleri, Türk eğitim sistemiyle ilgili tespit edilmiş meselelerin üstesinden gelmek için yeni bir yapılanmaya ve 21 inci Yüzyıl Türkiyesinin ve Türk dünyasının istek ve ihtiyaçları doğrultusunda yeniden düzenlenmesine mutlak olarak ihtiyaç vardır. Türk eğitim sistemini millî bir modele kavuşturmak, bütün siyasî partilerin ortak hedefi olmalıdır. Eğitim ve öğretimde, iktidarlara göre, bakanlara göre anlayışından süratle kurtularak, politize olması önlenmelidir; siyasetüstü, partilerüstü ve kalıcı olması sağlanmalıdır. Bu görüş, sözde değil, aksiyona ve fiiliyata dönüşmelidir.

Eğitim sistemimizde rehberlik ve yönlendirmeye mutlak surette ağırlık verilmelidir. Ondokuz yıllık eğitim yöneticisi olarak samimî kanaatlerim şudur ki; hangi meslek disiplinini ele alırsak alalım, yönlendirmenin bugünkü şekliyle uygulanması meslek seçimlerini yapmakta sağlıklı bir sonuç oluşturmamaktadır. Yönlendirmeye, ideolojik yaklaşımlardan uzak, en üstün varlık olarak yaratılan insanın, çocuğun kabiliyetlerinin, ilgi ve yeteneklerinin ortaya çıkmasının sağlanması için ilköğretimin dördüncü sınıfından itibaren başlanmalı ve her türlü mesleğe yönelik seçmeli derslere ağırlık verilmelidir.

Seçmeli derslerin tespitinde, milletimizin ahlakî değerleri, ihtiyaç ve özlemleri göz önüne alınarak, teknolojik gelişmeler ve teknik ara insan gücü düşünülerek yönlendirme yapılmalıdır.

15 yaşından sonra, bir yabancı dil eğitimi, bale, şan ve tiyatro eğitimi gibi, bir imam-hatiplik için hafızlık eğitimi sağlamak da çok güç ve zordur. Bu nedenle, yönlendirme konusu, gerçek uzmanları tarafından yeniden ele alınıp değerlendirilmelidir. Sekiz yıllık zorunlu eğitim de, yönlendirme konusuna çözüm bulacağı kanatiyle, 21 inci Yüzyıla girdiğimiz bu ortamda, fizikî altyapı, personel ve teknolojik donanımıyla süratle tamamlanarak oniki yıla çıkarılmalıdır.

Türk Milleti, hiçbir medenî milletin kültür ve eğitiminde geride kalmayacak kadar büyük ve yüce bir millettir. Meslekî ve tekniköğretim, ülke şartlarına uygun hale getirilerek iş hayatıyla ilişkilendirilmelidir. Herkese, bu çerçevede, istekli ve yetenekli olduğu alanda meslek kazanma ortamı hazırlanmalıdır.

Hükümetimizin programında yer alan ve takdirle her Türk vatandaşının destek ve övgüsüne mazhar olan "Türkçenin zenginleştirilmesi, doğru kullanılması ve yabancı sözcüklere karşı korunması için gereken önlemler alınmalıdır" görüşü, şüphesiz, yüreklerimize su serpmiştir. 57 nci hükümeti, bu tedbirinden dolayı, Milliyetçi Hareket Partisi olarak kutluyoruz; çünkü, bugün, Türk Dili can çekişmektedir; Türk Dilinde nesillerarası bağlar âdeta kopmuştur. Ülkemizde, okumuş aydınlarımız bile, millî kültürümüzün ürünü olan kendi öz klasiklerimizi okuyup anlamaktan aciz hale gelmiştir. Türk millî eğitimini idare edenler, yıllardır yanlış dil eğitimi politikasıyla, Atatürk'ün eşsiz eseri Nutuk'u bile anlamaktan ve okumaktan aciz ve uzak nesiller yetiştirdiler. Öyleyse, hükümet programında yer alan güzel Türkçemizle ilgili düşüncelere, kitap yazımı ve programlı altyapı çalışmalarıyla hayatiyet kazandırılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, öncelikle şunu söylemeliyiz ki, yabancı dille eğitime hayır; ama, çağdaş yöntemlerle yabancı dil eğitimine, öğretimine evet. (Alkışlar) Türk çocuğu, eğitimini, tarihini, kültürünü, kendi anadiliyle öğrenmelidir. Bu vesileyle, Türkçe, bilim dili olmaz diyen bir aydın mantığının Yüksek Öğretim Kurulunu nasıl yöneteceği ve Türk Dilinin meselelerini nasıl çözeceği de manidardır. (MHP ve ANAP sıralarından alkışlar )

BAŞKAN – Sayın Oral, son 1 dakikanız...

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Sayın Başkanım, bir önceki arkadaşımız eksüre kullanmadı.

BAŞKAN – İsterse, kullanabilir tabiî.

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) – Cehalete prim çıkarılarak cahillerin eline terk edilen din eğitiminin yerine, doğru din eğitimi verecek tek kurumun okullarımız olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, din eğitimi ve öğretimine önem verilmelidir. Yüce dinimiz siyaset malzemesi olmaktan kurtarılmalıdır. Bunun için eğitim ve öğretimin her kademesinde, isteyen herkese dinî bilginin verilmesi ve dinin doğru öğretilmesi sağlanmalıdır. Bu, Türk millî eğitimi için, Türk Milleti için millî bir görevdir.

Kur'an-ı Kerimin seçmeli dersler arasında yer alması için, bütün peşin hüküm ve mülahazalardan uzak, objektif çalışmalar yapılmalıdır. (MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Size, 1 dakika ilave süre veriyorum.

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

İmam-hatip liseleri, öğretmen, program, kitap ve öğretim yöntemleri açısından günün şartlarına uygun hale getirilerek, siyasî arenada malzeme olmaktan kurtarılıp, yüce dinimizin doğru öğretilip, doğru öğrenildiği kurumlar olma hüviyetine kavuşturulmalıdır.

Hükümet programında, takdire şayan olarak gördüğümüz din ihtiyacının, takviyeli olarak Diyanet İşleri Başkanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığının birlikte organizesiyle, yaz ayları süresince Kur'an-ı Kerim kurslarının protokole alınmasını bir başlangıç olarak önemli görmekteyiz. Tatil dönemine girdiğimiz bu günlerde, Kur'an-ı Kerim kurslarının açılmasına hız verilerek, hemen hayatiyet kazandırılmalıdır.

"İnsan, bilmediği şeyin düşmanıdır" sözünden hareketle şunu söylemek istiyorum: Cehalet, kin, düşmanlık ve ayırımcılık, bilgisizlikten ve yanlış din öğretiminden; sevgi, saygı, hoşgörü, tolerans ve diyalog ve birliktelik şuuru ise doğru din eğitiminden gelmektedir.

Dünyada, paylaşıldıkça küçülmeyen, aksine, büyüyüp, çoğalan yalnız iki hazine vardır; bunlar, bilgi ve sevgidir. Bilginin de sevginin de amacı, kavganın, çatışmanın, düşmanlığın, kinin ve nefretin yok olması...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) – Sayın Başkanım, 1 dakika daha süre verebilir misiniz.

BAŞKAN – Hayır efendim, teşekkür ediyorum; sürelere riayet etmenizi özellikle istiyorum.

İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) – Ben, bu vesileyle saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Anavatan Partisi Grubu adına, Denizli Milletvekili Sayın Beyhan Aslan; buyurun.

Süreniz 10 dakika efendim.

ANAP GRUBU ADINA BEYHAN ASLAN (Denizli) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Anavatan Partisi Grubu adına, Kültür Bakanlığı bütçesi üzerindeki görüşlerimi arz etmek üzere huzurunuzdayım. Yüce Meclisin saygıdeğer milletvekillerini ve Kültür Bakanlığımızın değerli mensuplarını saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tarihin en kıdemli ve en asil milleti, Türk Milletinin tarihî derinliklerinden süzülüp gelen, kutsal değerlerimizin ifadesi demek olan millî kültürümüze sahip çıkmak, yüceltip yaymak, nesilden nesile intikalini sağlamak gibi sorumlu ve onurlu bir görevin sahibi, sadece Kültür Bakanlığı mensupları değildir. Bu vatanın toprağına basan, havasını teneffüs eden, Türk Milletine mensubiyet şuuru taşıyan her Türk aydınının görevidir.

Millî kültürün önemini, Mustafa Kemal Atatürk, Onuncu Yıl Nutkunda "cumhuriyetimizin temeli, yüksek Türk kültürü ve Türk kahramanlığıdır" ifadesiyle vurgulamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 63 üncü maddesi, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması, 64 üncü maddesi de sanatın ve sanatçının korunması konusundaki önemi vurgulamış ve bu konuda yasal düzenlemeler yapılmasını emir buyurmuştur.

Millî kültür, bir yaşama iradesi, milletin varoluş gerekçesidir. Toplulukları millet yapan, dinamiktir. Nasıl ki, dadaş, seğmen, zeybek, uşak, kışlada toplanıp da adına "Mehmet" diyoruz; biz de, bütün Anadolu'daki alt kültürleri, mahallî kültürleri içine alan ve onları kucaklayan kültüre Türk kültürü diyoruz. Bizim kültürümüzün tek adı vardır; o da Türk kültürüdür.

Bizim kültürümüzün üç önemli ayağını hiç unutmayalım: Tarihimizden ve mana dünyamızdan gelen değerler, engin birikimler; coğrafyamızın zenginlikleri; kültürümüzün evrensel kültüre açık bir yapıda oluşu, kültür alışverişinde bulunma imkânımızın olmasıdır.

Bazı entelektüel gevezeliklerle Türk kültürünü yozlaştırmaya ve onu hırpalamaya da kimsenin hakkı yoktur. İfade ediyorum, kültürümüzün adı tektir ve o da Türk kültürüdür. (MHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, 1983'ten sonra teknolojiyle tanıştık. İnsanlarımız çok kanallı renkli televizyonlarla, uydularla, bilgisayarlarla ve internetle tanıştı. Yeni dünya düzeni, globalleşen dünya ve gelişen iletişim teknolojisi karşısında, kültürümüzü duvarların arkasına saklama imkânımız olmadığı gibi, diğer ulusların kültürleriyle karşı karşıya kalmamız gerçeği karşısında da kültürümüz adına endişeye gerek yoktur. Çünkü, kültürümüzü diğer kültürler karşısında korumanın yolu, millî kültürle mücehhez nesiller yetiştirmektir, kültürümüzdeki erozyonu ve yozlaşmayı önleyici tedbirleri almaktır.

Kültür istilasının kalkanı ve panzehiri, küreselleşmekle birlikte, yükselen değer milliyetçiliktir. Küreselleşme, milliyetçiliğin alternatifi değil, onu güçlendiren bir unsurdur. Milletini sevmek, diğer milletlere düşman olmayı, onların kültürleriyle kavga etmeyi gerektirmez. Diğer kültürlerden alacağımızın yanında, bizim onlara vereceğimiz çok zengin kültür değerleri vardır. Çağdaş kültürlerin hiçbirinde, dünyayı güldüren; ama, güldürürken de düşündüren Nasrettin Hoca'yı, Karagöz'ü, Hacivat'ı göremezsiniz; gönül tarlasında Elif'ini arayan âşıkların piri Karacaoğlan'ı, yiğitliğin sembolü Köroğlu'nu bulamazsınız; gökyüzünü minare minare, kubbe kubbe süsleyen Mimar Sinan'a rastlayamazsınız ve mana dünyasının derinliklerinde aşkı, sevgiyi ve gönlü terennüm eden Itriyi, Dede Efendi'yi, Hacı Arif Bey'i bulamazsınız. Saygı ve sevginin doruğa ulaştığı, bayramlardaki zevki bulamazsınız. İftar sofrasında top sesi bekleyen çocukların neşesini, oruç açmanın ulviyetini ve torununu cuma namazına götüren dedenin heyecanını hiçbir millette göremezsiniz. Millî bayramlarda, ordusu geçerken heyecandan titreyen ve ağlayan halkı bir başka ülkede bulamazsınız. İşte, hiç endişe etmeyelim, bizim kültürümüz dimdik ayaktadır. İnternet de olsa, televizyonlar da olsa, teknolojinin tüm ileşitim imkânları da olsa, bizim kültürümüz, bu güçlü değerlerle dimdik ayaktadır. Bu ulu kültürü hangi kültür istilası, hangi kültür emperyalizmi yıkabilir, şaşarım.

Saygıdeğer milletvekilleri, Kültür Bakanlığımızın birçok konusu vardır. Birçok konuda yeni düzenlemelere ihtiyaç vardır. Kültür ve tabiat varlıklarımızın korunması konusunda, insan, esas alınmalıdır; merkez, insan olmalıdır. Korumacılık, ne zulüm aracı olmalı ne de yağmacılığa fırsat vermelidir. Kanun tanımayanlar, istedikleri gibi at oynatıp, tabiat ve kültür varlıklarımıza saldırırken, hukuka saygılı vatandaşlarımız, tarlasını sürememekte, evine çivi çakamamaktadır. Bu konu üzerinde durulması gerektiğini ve yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Doğal ve tarihî SİT alanları, ciddiyetle yapılan bir araştırma sonucunda belirlenmemiştir. Doğanın tahribi endişesi ve telaşıyla ezbere alanlar yaratılmış. Bu konuyu çözmek zorundayız. Alanlar, haritalar üzerinden değil, bizzat, ilgililerin inceleme ve araştırmaları sonunda yeniden düzenlenmelidir.

Bir örnek arz edeceğim: Denizli -Merkez- Kutluca Köyü Ören Mahallesi SİT alanı olarak tespit edilmiş. Burası bir köy; okul yapılıyor, cami yapılıyor, Köy Hizmetleri su deposu yapıyor ve devletin erkanı gelip, törenle açıyor; ama, sonunda Kültür Bakanlığı şikâyet ediyor, niye okul yaptın, niye cami yaptın, niye su deposu yaptın diye, köy muhtarı ağır cezada yargılanıyor, 1 yıl hapis cezası alıyor ve mahkeme bilirkişi incelemesi yapıyor, burada hiçbir tarihî varlığın olmadığını tespit ediyor; ama, ne yazık ki "orası SİT alanı" iddiasıyla köylüye zulüm çektiriliyor. İşte, bu konular düzenlenmelidir diyorum ve ya bu köyü kaldıralım ya da bu zulme son verelim diyorum.

Değerli milletvekilleri, kültürümüzü öğrenmenin, kültürlü olmanın, kültürümüzü yüceltmenin ve yaymanın yolu, okumaktan geçer. Ne var ki, çok az okuyan bir toplumuz. Okuma standartlarımız açısından İran'la yarışıyoruz. Yaşamayanı yaşamak, görülmeyeni görmek, ufukta yolculuk demek olan okumayı teşvik edici tedbirleri ve teşvikleri almak zorundayız.

Sanatın her çeşidinin desteklenmesi, sanatçının yüceltilmesi, yeni kabiliyetlere destek ve teşvik sağlanması, Bakanlığın rutin görevidir. Türk sinema dünyasının talep ettiği ve Belediye Gelirleri Kanununda eğlence vergisi olarak ifade edilen, sinema biletlerinden kesilen yüzde 10 belediye vergisinin sinema fonuna aktarılması hususundaki yasal değişikliği, Mecliste, biz, Anavatan Partisi Grubu olarak bekliyoruz.

Fikrî haklar konusunda gerekli çalışmalar yapılmalı, üretken sanatçılar korsan saldırganlara karşı korunmalıdır.

BAŞKAN – Sayın Aslan, son 1 dakikanız.

BEYHAN ASLAN (Devamla) – Bu konuda denetim mekanizması güçlendirilmeli, cezalar artırılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, opera ve balede yerli hikâyelerimiz gündeme getirilmelidir.

Türk Cumhuriyetleriyle kültürel ilişkilere ağırlık verilmelidir.

Değerli milletvekilleri, Kurtuluş Savaşı öncesi Kuvayı Milliye ruhunu ateşleyen, üyelerinin bir büyük bölümünü Çanakkale Savaşında şehit veren, Mustafa Kemal Atatürk'ün en hamasî nutuklarını icra ettiği, Türk kültürünün devleri İsmail Gaspıralı, Yusuf Akçura, Mehmet Emin Yurdakul, Halide Edip Adıvar, Hamdullah Suphi ve Mahmut Esat Bozkurt'un ocağı Türk Ocağı Binası asıl sahibine verilmelidir. (MHP sıralarından alkışlar) Kamu yararına çalışan bir dernek olan Türk Ocağının devri, hakkaniyet gereğidir. 12 Eylül sonrası Hazinenin el koyduğu bütün siyasî partilerin, sendikaların binaları geri verilmiştir, ne yazık ki, bu bina kalmıştır.

BAŞKAN – Sayın Aslan, size, 1 dakika ilave süre veriyorum.

BEYHAN ASLAN (Devamla) – Bu binayı yine Kültür Bakanlığı kullansın, yapısı itibariyle, Kültür Bakanlığının kullanması doğaldır; isterse, uzun vadeli bir kira sözleşmesi yapılsın; ama, hukukun üstünlüğünün hâkim olduğu bir ülkede, mutlaka ve mutlaka bu bina geri verilmelidir.

Değerli milletvekilleri, çağdaş devletin millî kültür politikasının hedefi, ulusal birliği sağlamaktır, sevgiyi, hoşgörüyü hâkim kılmaktır. 21 inci Yüzyıla girerken, sevgi ve hoşgörünün, demokrasi ve uzlaşma kültürünün hâkim olmasını diliyorum ve Kültür Bakanlığı bütçemizin, bu kıt imkânlara rağmen, hayırlı olmasını diliyorum.

Kültür Bakanlığımıza arz etmeye çalışacağım öneriler vardı; ama, ne yazık ki, zaman, buna mâni oldu. Bir başka zamanda, inşallah, Kültür Bakanlığımıza bu önerilerimizi takdim edeceğim.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (ANAP, MHP, FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

ANAP Grubu adına, Sayın Avni Akyol; buyurun. (ANAP sıralarından alşıklar)

Süreniz 10 dakika efendim.

ANAP GRUBU ADINA AVNİ AKYOL (Bolu) –Sayın Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım; Anavatan Partisi Grubu adına, Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK ve üniversitelerimizin 1999 yılı bütçeleri üzerindeki görüş ve düşüncelerimizin, tümünü değil, en önemlilerinin bir kısmını dahi 10 dakikalık bir zaman dilimi içerisinde arz edememenin sıkıntısıyla, sadece, çok önemli gördüğümüz ana sorun ve çok önde gördüğümüz birkaç pratik sorunla ilgili görüş, düşünce, eleştiri ve önerilerimizi arz etmek için huzurunuza çıkmış bulunuyorum. Bu vesileyle, Sayın Başkan size ve kişiliğinizde Yüce Meclisimizin manevî varlığına, değerli milletvekili arkadaşlarıma, Millî Eğitim Bakanımız Sayın Bostancıoğlu'na ve Kültür Bakanımız Sayın Talay'a, eski bakanlığını yaptığım, üstlendiğim, bakanlık olarak, çalışma arkadaşlarına, Sayın Bakanımızın şahsında, halkın dilinde en cefakâr; ama, bizim dilimizde en fedakâr olan, geçim sıkıntısı içinde, ne halde olduğu belli öğretmen arkadaşlarıma, yöneticilere, öğretim üyelerine, öğrencilere, büyük millî eğitim ailesinin hademesinden velisine kadar tümüne, bu vesileyle, en içten duygularımla sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Millî Eğitim ile Kültür Bakanlığı bütçelerinin bir araya getirilmiş, gelebilmiş olmasından duyduğum mutluluğu bir ara cümlesiyle arz etmek istiyorum; çünkü, eğitimin evrensel kabul görmüş üç fonksiyonundan biri, sosyal fonksiyonudur. Sosyal fonksiyon, her şeyden önce, partiden, hükümetten, yerellikten, gelenekten, hepsinden önce millî kültürü aşılamakla mümkündür; millî kültür sahibi olmak, özbenliğe, özgüvene kavuşmak, farklılığı ortaya koymak, millî ve manevî benliğini yaşamak, ancak böyle olur. Konumuz değil, zamanımız dar; ama, sonra gelir ekonomik fonksiyon. Ekonomistler, onu, hep, kalite olarak, nicelik olarak telaffuz ederler; ama, ondan sonra gelir, hiç temas edilmeyen politik fonksiyon; devletine ve milletine bağlı ve sadık vatandaşlar yetiştirmek; önder niteliklileri, olanları, Endurun sisteminde olduğu gibi, seçmek ve eğitmek.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu ara girişinden sonra, Plan ve Bütçe Komisyonu ile Genel Kurulda, bizden önce de Fazilet Partisi, Doğru Yol Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi grupları adına yapılan konuşmalarda, sistem, uygulamalar, kurumsal işleyiş, kurumsal ve kişisel ilişkiler, sorunların çözümü, hatta hatta komisyonda yolsuzluklar dahil, millî eğitim sisteminin bütün kurumları ve kuruluşları üzerinde söylenmedik bir şey kalmamış gibidir. Bunun için, bir kısmına aynen katıldığımız bu konulara değinmeyeceğim, girmeyeceğim. Üzerinde ağırlıkla duracağımız ana sorunla ilgili olarak araştırma, değerlendirme ve çıkacak sonuçlara göre, okul öncesinden üniversitelerimizin sonuna kadar temel ilkeler ve öncelikler olarak sorgulanmasını zorunlu gördüğümüz bu konular üzerinde, Bakanımız Sayın Bostancıoğlu'nun büyük bir titizlikle duracaklarına inanıyorum.

Sayın milletvekilleri, bugün, Türkiye'de, bu kadar ciddî olaylar ve sorunlar varken, ortaya çıkarılırken, daha nelerin çıkabileceği korkusu, kuşkusuyla, milletimiz, olanları kaygıyla, tedirginlikle izliyor, seyrediyorken, hatta, ibretle ve nefretle karşılıyorken, bizim, neden ve niçin eğitim sistemini ve uygulamalarını sorgulama, araştırma, değerlendirme, yönlendirme istediğimiz düşünülebilir; biraz garip de gelebilir, biraz farklı yaklaşım gibi de görülebilir; fakat, onbeş yıl, bütçeleri izlemiş, bakan ve milletvekili olarak içinde bulunmuş bir arkadaşınız olarak bütçe uygulamalarının sonuçlarını da görmüş, çok şeyin değişmediğini de görmüş, aynı şeyleri yapanların aynı sonuçları alacakları gerçeğine de inanmış bir kişi olarak, ben, huzurunuzda, olayların temeline ilişkin görüşlerimi arz etmeye çalışacağım; olabildiği kadar, zaman dolduğunda bırakmak kaydıyla...

Bütün olanların ve olayların temelinde, bize göre, eğitimsizlik -öğretim demiyorum- sevgisizlik, sorumsuzluk, ciddîyetsizlik, tedbirsizlik, bilgi, erdem ve karakter eğitiminden yetersizlik yatmaktadır. Bunlardan kaynaklanarak, idareimaslahatçı -çok iyi yapıyoruz- bana neci, eyyamcı ve ehvenişerci politikacılığı egemen kılmamızdır. Atatürk, Atatürk, Atatürk... Dememiş miydi ki Atatürk: "Ehvenişer, şerlerin en kötüsüdür" diye. Bunlar kitaplarda. Biz devam ediyoruz!

Bunlar, eğitimsiz öğretim yapmanın, öğretimi de ezberci uygulamalarla yürütmenin acı sonuçlarıdır. Bu uygulamalara, bir de, çocuk ve gençlere kötü örnek, kötü model olan büyük geçinenlerin, olumsuz ve bozucu, kötü, yıkıcı ve yozlaştırıcı davranışları eklenince, ortaya, bugünkü tablo, bugünkü kaos, bugünkü açık ya da gizli ilişkiler yumağı çıkmaktadır.

Sadece bilgiyle eğitim yapılabilmesinin mümkün olmadığı bütün dünyanın ortak kabulüdür, görüşüdür. Çünkü, bilgi, her şeyden önce öğretimle kazandırılır. Öğretim, bilgilenmedir; eğitim, bilinçlendirme ve biçimlendirmedir. Dağ kadar fark. Bu bakımdan, Sayın Bakanımızın, 2000'e altı ay kala, sorgulama, araştırma, değerlendirme çalışmasını ve araştırmasını süratle yapmalarını; bunu, doktor ile hastanın aynı kişi ve kişiler olmaması temel ilkesine dayalı olarak, bütün bilim çevreleriyle ve eğitimle ilgili bütün kurum ve kuruluşlarla en üst düzeyde gerçekleştirmesini, bunu başlatılmasını istirham ediyorum, rica ediyorum, tavsiye ediyorum.

Yönlendirici ve düşündürücü bazı özlü görüşleri bu vesileyle sizlerle paylaşmak istiyorum. Plâto'nun sözünü bilirsiniz: "Eğitim diye anılmayı hak eden tek eğitim, erdem eğitimidir." Hiç yapmadığımız... Nerede; kitaplarda, dinlerde, bilgelerin dilinde.

Sidney'in çok ilginç görüşü: "Her bilgi, bizi erdemli davranmaya götürmelidir." Koşacaksınız bilginin üstüne. Hangi bilgiye?.. Yedi çeşit bilgi var; hangisine?..

Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig'inde -çok ilginç- bakınız ne diyor: "Allah insanı yarattı, seçerek yükseltti, ona, erdem -herşeyden önce erdem diyor- bilgi, akıl ve anlayış verdi." Nerede?..

Roosevelt'in şu görüşü tam bizim halimizi yansıtıyor, sanki bizim için söylenmiş gibidir: "Her bir insanı zekâ yönünden eğitip de ahlak yönünden eğitmiyorsanız, toplumun başına yalnızca birer bela yetiştiriyorsunuz demektir." Belalar bundan işte; nerede arıyorsunuz?..

İyi model olması gereken büyükler için de...

BAŞKAN – Sayın Akyol, son 1 dakikanız.

AVNİ AKYOL (Devamla) – Şununla bitireyim; Montesquieu nefis... Bakın, Montesquieu, sanki bu zaman için arz etmiş, ifade etmiş; affedersiniz, büyükler için, bizler için a'dan z'ye, tepeden aşağıya kadar... Görmüş, bizi düşünmüş, ifade etmiş: "Milletin genç unsurları bozuk olmaz; onlar, ancak, yetişkinler bozulduğunda bozulurlar." (DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

Suçlu kim?..

BAŞKAN – Size, 1 dakika ilave süre veriyorum.

AVNİ AKYOL (Devamla) – Teşekkür ederim.

Suçlu kim; suçlu, kanuna göre, şüphesiz, Millî Eğitim Bakanlığı; 56 ncı madde; bakanları atayanlar, bakanları çalıştırmayanlar, devlet adına sorumlu olan bakana, bakanlığa karışanlar ve artı, 1924 yılında çıkarılan 430 sayılı Öğretimde Birlik Kanunu, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ve Anayasa. Kimdir devlet adına en yetkili tek otorite; Millî Eğitim Bakanlığı.

O taktirde, YÖK'ten itibaren yeniden bir düzenlemenin gerektirdiği çalışmalar... Her yıl yazılır programlarda, her yıl konuşulur buralarda; ama, bir adım atılmaz. Allahaşkınıza, biraz, bilime, ahlaka, erdeme ve hakka saygı.

Saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Akyol.

Demokratik Sol Parti Grubu adına, üç konuşmacı vardır; birinci konuşmacı Sayın Süleyman Yağız'ın süresi 10 dakika, diğer konuşmacıların ise 5'er dakikadır.

Buyurun Sayın Yağız. (DSP sıralarından alkışlar)

DSP GRUBU ADINA SÜLEYMAN YAĞIZ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür Bakanlığımızın bütçesi üzerinde, Demokratik Sol Parti Grubu adına değerlendirmelerimi sunmak için huzurlarınızda bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce, hepinize ve bizleri televizyonları başında izleyen tüm yurttaşlarımıza saygılarımı sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, sözlükler kültürü şöyle tanımlıyor: "Bir topluluğun duyuş ve düşünüş birliğini oluşturan gelenek halindeki her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının tümü." Bu tanımı, şöyle özetleyebiliriz: Kültür, bir toplumun değerler toplamıdır. Kültür, bir değerler toplamıdır; ama, kuşkusuz ki, bu değerler birbirinin tıpatıp aynı değildir; bu değerlerin, benzeşen yanları da vardır, ayrışan yanları da. Burada önemli olan, benzeşen ve ayrışan değerleri bir arada tutabilmeyi başarmaktır; bu değerleri çatıştırmamaktır.

Ulusumuz, bir mozaik yapı oluşturmaktadır. Dolayısıyla, insanlarımızın farklı alt kültürlerinin olması, son derece doğaldır; doğal olmayan ise, bu alt kültürleri zıtlaşma noktasına getirmektir. İşte, burada, Kültür Bakanlığına, çok önemli görevler düşmektedir. Kültür Bakanlığı, bu farklı kültürlere yaklaşımında her zaman uzlaşmacı olmak zorundadır.

Demokratik Sol Partinin uhdesinde bulunan Kültür Bakanlığımızın, son derece uzlaşmacı bir tutum içinde hareket ettiğini, memnuniyetle müşahede etmekteyiz. Bu vesileyle, Kültür Bakanımız Sayın İstemihan Talay'ın birkaç cümlesini artarmak istiyorum: "Kültürel faaliyetlerin, toplumda bölünme ve parçalanmalara yol açmaması ve birleştirici ve bütünleştirici bir rol oynaması, ancak, uygulanan hükümet politikasının tek yanlı, tek hedefli ve tek boyutlu olmadığı konusunda, değişik toplum kesimlerinde, bir uzlaşmanın ve kabulün sağlanmasıyla mümkündür; çünkü, toplumdaki kültür ilişkileri ve kültür sorunları, çok hassas, çok nazik ve çok dikkat isteyen özellikler taşır. Bu sorumluluğun bilincinde olan hükümetlerin, bu kadar duyarlı bir alanı, kültürel istismar yoluyla, kesinlikle siyasal amaçlar için kullanmaması gerekmektedir."

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sadece kültürel alanda değil, hemen her alanda, her zamankinden çok daha fazla uzlaşmacı olmamız gerektiği bir süreci yaşıyoruz. Kültürel alanın önemi, kültürün öteki alanlarda sağlanacak uzlaşmalara da kaynaklık etmesidir. Başka bir ifadeyle, kültürel alanda gereken uzlaşmayı sağlayamazsak, öteki alanlardaki uzlaşmaları gerçekleştiremeyiz. Kaldı ki, bir toplumun bütün unsurları, kültürel değerleri üzerinde yapılanır. Bu kültürel değerler arasında, halk kültürünün çok özel bir yeri vardır; çünkü, halk kültürü, bir ulusun kaynağını oluşturmaktadır. Bütün kültürler, halk kültüründen esinlenerek yapılandırılır. Çağdaş sanatların ulusa benimsetilmesinde de, halk kültürünün aracılık görevi vardır. Çağdaş sanatlar, halk kültürünün normlarıyla uyumlaştırılarak sunulduğunda, daha etkili olur. Böylece, çağdaş sanatların benimsetilip yaygınlaştırılması da, daha kolay sağlanmış olur.

Halk kültürü açısından çok zengin bir ulusuz. Dünyada eşine ender rastlanan bir kültür çeşitliliğine sahibiz. Kültürel zenginlik ve çeşitliliklerimiz içinde, Alevî-Bektaşî kültürünün önemini özellikle vurgulamak istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepimiz biliyoruz ki, Alevî-Bektaşî kültürünün çok köklü bir geleneği vardır. Yüzyıllar öncesinden günümüze dek uzanan bu kültür, dönemlerinin tarihi niteliğindedir. Elimizde, bugün, hiçbir tarih kitabı bulunmasa dahi, Alevî-Bektaşî kültürünün verilerine bakarak, geçmişimize ilişkin birçok olayı kavrayabilmemiz mümkündür. Bu nedenle, Alevî-Bektaşî kültürü, kültürel değerlerimizin içinde çok önemli bir yere sahiptir. Alevî-Bektaşî kültürünün dinamiklerini oluşturan halk erenleri, halk ozanları, bilge kişilerdir. Bunlar, insanlarımıza, her zaman rehber ve önder olmuşlardır. Bunların rehberliği ve önderliği günümüze dek süregelmiştir. Halk erenleri, halk ozanları her zaman aydınlatıcı olmuşlardır ve her aydınlık fikrin savunuculuğunu yapmışlardır. Alevî-Bektaşî kültürü, bu özelliğini günümüzde de sürdürmüş ve laik, demokratik cumhuriyetin en sağlam güvencelerinden birini oluşturmuştur. Kültür Bakanlığımız, Alevî-Bektaşî kültürüne katkı açısından takdirle anımsanacak hizmetlere imza atmıştır.

Kültür Bakanlığımız, Anadolu'yu Türkleştiren, Ortaasya'dan getirdiğimiz kültür birikimlerini Avrupa içlerine kadar taşıyarak toplumsal hoşgörünün yaratılmasına kaynaklık eden Alevî-Bektaşî kültürünün daha içerikli tanıtımının sağlanması için yapılan bilimsel araştırmalara gereken her desteği vermiştir. Bu amaçla, Kültür Bakanlığımız, Gazi Üniversitesiyle işbirliği yaparak, bilimsel araştırmaların kitap halinde yayımlanmasını sağlamıştır. Kültür Bakanlığımız, ayrıca, yine, Alevî-Bektaşî kültürünün daha ayrıntılı bir içerikte tanıtımını temin etmek için Ortaasya'dan Anadolu'ya uzanacak büyük bir belgeselin hazırlıklarını başlatmıştır. Demokratik Sol Parti olarak, bu bilimsel araştırmaların ve söz konusu belgeselin, Alevî-Sünnî kardeşliğinin daha sağlam temeller üzerinde pekişmesinde çok büyük katkıda bulunacağına inanıyoruz. Bu bilimsel araştırmalar ve belgesel, Alevî–Bektaşi kültürünün her türlü istismardan arındırılmasına da katkı sağlayacaktır. Bu araştırmalar ve belgesel, Alevî-Bektaşî kardeşlerimize yönelik iftiraların etkisizleştirilmesinde de çok etkili olacaktır. Alevî-Bektaşî kardeşlerimize yönelik iftiraları bir cümleyle geçiştirmek istemiyorum; çünkü, bu iftiralar, Alevî-Bektaşî kardeşlerimizi, çok haklı olarak, çok üzmektedir. Kaldı ki, Alevî-Bektaşî kültürüne yakından vakıf olan bir Sünnî yurttaş olarak, bu iftiralar, beni de, en az, Alevî-Bektaşî yurttaşlarımız kadar üzmektedir.

Değerli milletvekilleri, 21 inci Yüzyıla yaklaştığımız şu süreçte, bu iftiralara artık kesin olarak son vermek zorundayız. Eğer, bu iftiralara son verebilirsek, o zaman, dinsel, tarikatsal, mezhepsel ve meşrepsel her türlü ayırımcılığa da son vermiş oluruz.

Alevîlik-Bektaşîlik ya da Kızılbaşlık denildiği zaman, artık, kimsenin aklına sapık düşünüşler gelmemelidir. Bunu, en çok, kendilerini türban edebiyatına hapsedenlerin bilmesi gerekmektedir. Ayrı...

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Yok öyle bir şey kardeşim!..

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Yok öyle bir şey!.. Yok öyle bir şey!.. Bu memlekette Sünnîler de var; 5 dakika da onları konuş... Bölücülük yapamazsın!..

AGÂH OKTAY GÜNER (Balıkesir) – ...haksızlık yapmayın burada!..

BAŞKAN – Bir dakika, sayın milletvekilleri; lütfen...

SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Ben bölücülük yapmıyorum sevgili kardeşim...

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Bölücülüğün âlâsını yapıyorsun.

BÜLENT ARINÇ (Manisa) — Niye laf atıyorsun canım; sen kendi konuşmanı yap.

SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Bölücülük yaptığınızı bütün dünya biliyor...

VEYSEL CANDAN (Konya) — Kim dedi onu?!

HALİL ÇALIK (Kocaeli) – Siz, devam edin...

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen...

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Bir mezhebi öne çıkarmak zorunda değilsin; aklını başına al!..

SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Dokundu mu... Dokundu mu... "Sapık düşünüş" ifadesini kullanan sizler değil misiniz!..

BAŞKAN – Dinleyin efendim...

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Orada sapıklık yapıyorsun işte!..

SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Ben, burada Alevî-Sünnî kardeşliğinin pekişmesi için elimden gelen katkıyı yapmaya çalışıyorum...

BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Niye laf atıyorsun öyleyse!..

SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Herhalde, bunu hazmedemiyorsunuz, içinize sindiremiyorsunuz!.. (DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Bir kelime de Sünnîlerden bahset...

SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, Alevî-Bektaş kardeşlerimiz, Hacı Bektaş-ı Veli'nin "eline, diline, beline sahip ol" söylemini kendilerine ilke edinen yurttaşlarımızdır...

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Sen diline sahip ol, diline...

SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Bu insanlarımızı "mum söndü yapıyorlar" gibi iftiralara muhatap etmek, dünyanın en büyük haksızlığıdır. (DSP sıralarından alkışlar) Demokratik Sol Parti olarak, Kültür Bakanlığımızın Alevî-Bektaşî kültürünün tanıtımı ve yaygınlaştırılmasına yönelik hizmetlerini sürdürmesini diliyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür Bakanlığımız, çağdaş sanatların yaygınlaştırılması yolunda da çok önemli çalışmalar yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir. Cumhuriyetimizin, Osmanlı'nın tarihî mirasçısı olduğu görüşünden hareketle, Osmanlı kültür mirasının günümüze ışık tutacak kültürel değerlerini tanıtmak ve gelecek kuşaklara aktarmak da, Kültür Bakanlığımızın önde gelen amaçlarından biri olmuştur.

Kültür Bakanlığımız, cumhuriyetimizin 75 inci yılı ile Osmanlı İmparatorluğunun 700 üncü yılı kutlamalarına, iki dönemin bağdaşan ve uzlaşan kültür değerlerini ortaya çıkarma anlayışıyla yaklaşmıştır. Kültür Bakanlığımız, Osmanlı Devletinin kuruluşunun 700 üncü yılı kutlamaları çerçevesinde, birçok prestij eserin basımını da gerçekleştirmiştir. Kültür Bakanlığımızın hizmetlerini bu kısa konuşmamın içinde bütünüyle sıralamam, doğaldır ki, mümkün değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Yağız, size ilave olarak 1 dakika süre veriyorum.

SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ancak, ilave etmem gerekir ki, Kültür Bakanlığımızın daha büyük hizmetlere imza atabilmesi için, kültüre yapılan ve yapılacak her girişime, hem maddî hem de manevî açıdan her zaman destek vermemiz gerektiğini izninizle anımsatmak istiyorum; çünkü, bir toplumu yücelten değerlerin en başlarında kültür yer almaktadır. Bir toplum, kültürel değerleriyle şekillenir. Kültürel değerler, toplumsal uzlaşmanın, barışın ve hoşgörünün anahtarıdır. Kültürel değerler, toplumun aynasıdır. Kültürel değerler, toplumun rehberidir. Kültürel değerler, geçmişle günümüz arasındaki köprüdür; bu köprü, hepimizindir; bu köprüyü sağlam tutmak zorundayız.

Kültür Bakanlığımızın bütçesinin ülkemiz ve ulusumuz için hayırlı olmasını diliyor ve Kültür Bakanımız Sayın İstemihan Talay'ı başarılı çalışmalarından ötürü kutluyorum.

Ulusumuza ve Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum. Ancak...

Sürem var mı Sayın Başkan?

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Yağız; süreniz sona erdi.

SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Peki, teşekkür ediyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Demokratik Sol Parti Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Güler Aslan. (DSP sıralarından alkışla)

Sayın Aslan, süreniz 5 dakikadır; buyurun.

DSP GRUBU ADINA GÜLER ASLAN (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı ve üniversiteler hakkında Demokratik Sol Parti Grubu adına görüşlerimizi açıklamak üzere söz almış bulunuyorum; bu nedenle, Grubum ve şahsım adına Yüce Heyetinizi, irfan ordusunun fedakâr öğretmenlerini ve aziz vatandaşlarımı içtenlikle, sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Öğretmenliğe uzun yıllar vermiş birisi olarak, şehit düşmüş veya vefatla aramızdan ayrılmış öğretmenlerimizi minnet ve rahmetle anıyor, manevî huzurlarında saygıyla eğiliyorum. Sözlerime geçmeden önce, 57 nci hükümetimize, Sayın Başbakanımıza başarılar diliyorum, bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hükümetimiz, eğitime ve gençliğe yatırımı, ülkemizin geleceğine yapılan en önemli yatırım olarak kabul etmektedir. Üniversiteye giriş sınavlarının tek kademeye indirilmesi ve sekiz yıllık eğitim, Demokratik Sol Partinin iktidarda olduğu dönemde gerçekleşmiştir.

Hepimiz biliyoruz ki, insanı insan yapan eğitimdir. Eğitim, insana ve topluma kendini yenilemeyi öğretmektedir. Sürekli ve başarılı değişim isteyen eğitimin temel unsuru olan öğretmen de, sürekli kendini yenilemek zorundadır. Bu nedenle, öğretmenlerimizin insanca yaşama olanaklarına sahip olmalarını sağlamalı ve onlara sahip çıkmalıyız; çünkü, hepimiz onların eserleriyiz.

Ulu Önder Atatürk'ün Türk gençliğine emanet ettiği Türkiye Cumhuriyetinin üniversiteleri, bilgi üreten ve bilgiyi etkin bir biçimde kullanabilen gençlerden oluşan çağdaş bir toplum yaratmada çok önemli görev üstlenmişlerdir. Genç Türkiye Cumhuriyetinin genç üniversitelerine, böyle ortamlar ve olanaklar yaraşır. Şüphesiz ki, bu ortamlarda yetişen pırıl pırıl gençler, demokratik ve laik cumhuriyetin gönüllü ve ateşli koruyucusu, savunucusu olacaklardır. Demokratik ve laik cumhuriyetin gelişmesinde ve korunmasında, üniversitelere büyük görevler düşmektedir. Ancak, bu çeşitli görevler arasında benim için en önemlisi, Türkçemizin en düzgün şekilde kullanılmasıdır. Dünya üzerinde konuşulan tüm dillerin içinde, sadece bizim dilimiz yazıldığı gibi okunan, okunduğu gibi yazılan dildir. Bize düşen görev, yabancı sözcükleri dilimizin dışına çıkararak, temiz ve düzgün Türkçemizin kullanılmasını sağlamaktır. Özellikle, sivil toplum örgütleri ve öğretim kurumlarının birlikte çalışması sonucu, yabancı sözcüklerin Türkçe karşılığıyla değiştirilerek, bu kuruluşların etki edici olanaklarla ödüllendirilmesine gidilmelidir.

1773 yılında kurulan, Mühendishanei Bahrîi Hümayun'la başlayan Türk yükseköğretimi, 1923-1924 öğretim yılından, 1998-1999 eğitim yılına kadar geçen cumhuriyet döneminde, üniversite sayısını 1'den 72'ye, öğrenci sayısını 2 914'ten 1 471 768'e, öğretim elemanı sayısını 307'den 61 677'ye yükseltmiştir. Türkiye, bu süre zarfında, öğrenci sayısını 505, öğretim elemanı sayısını ise 200 kat artırmıştır ve yükseköğretim, İstanbul'dan, Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar yayılmıştır. Ülkemizde, halen 70'i faal olmak üzere, 72 üniversite bulunmaktadır; bunlardan 19'u vakıf üniversitesidir. Bu üniversitelerimizde hizmet vermekte olan öğretim elemanlarının yüzde 42'si kadındır. Bu da, cumhuriyetimizin ülkemize kazandırdığı en büyük güçlerden birisidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çağın teknolojik gelişmelerine uyum sağlayabilmek, ileri teknolojilerle tanışabilmek, bilgisayar kullanabilmek ve en az bir yabancı dili konuşabilme ve yazabilme yeteneğine sahip olan bir bilgi toplumu yetiştirmek en büyük hedefimiz olmalıdır. Eğitimin her aşamasında olduğu gibi, yükseköğretimdeki hedefimiz, beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı gelişmiş bir kişiliğe, karaktere, özgür ve bilimsel düşünce gücüne sahip, kendi millî değerlerini benimsemiş, toplumun temel değerlerini özümsemiş, sorumluluk sahibi, geleceğini paylaşabilen, insanlarla sağlıklı iletişim kurabilen, sevgi, saygı, hoşgörü sahibi kişiler yetiştirebilmektir.

Ülkemiz üniversitelerinin çeşitli sorunları vardır ve inanıyoruz ki, burada bu sorunları tartışmamıza zamanımız yetmeyecektir; ancak, bazıları şunlardır : Büyük boyutlara varan kaynak ve ödenek yetersizliği. Üniversitelerarası yarışı özendirmeyen, yöneticilere yeterli yetki tanımayan, yürütmeyi dar kalıplara sokan, merkeziyetçi, katı bir Yükseköğretim Yasasının mevcudiyeti. Üniversitelerde sık sık çıkarılan af yasası vesaire. Dış etkilerin öğretim kalitesine yaptığı olumsuzluk. Üniversitelerimizde bölüm başkanı, dekan, rektör düzeyinde, o üniversitenin koşullarında bulunabilecek en iyi yöneticiyi göreve getirebilecek bir mekanizmanın günümüze kadar gerçekleşememesi.

Bu sorunları ortadan kaldırmak için birkaç çözüm üretebiliriz; bazıları şunlardır: Öğrenci başına öngörülen harcamanın bir bölümünün öğrenciden öğretim ücreti olarak alınması yetkisinin üniversitelere bırakılması. Başarılı öğrencilere, başarıları devam ettikçe, her yıl düşük faizle kredi ya da karşılıksız burs verilmesi.

BAŞKAN – Sayın Aslan, size 1 dakika ilave süre veriyorum; lütfen tamamlayın.

GÜLER ASLAN (Devamla) – Çok mersi, teşekkür ederim.

Tüm üniversitelerimizi aynı kalıba sokan merkeziyetçi bir yasa yerine, yöneticilere yetki tanıyan ve üniversitelerimizi, çağdaş üniversitelerin hareket serbestliğine kavuşturabilecek bir yükseköğretim çerçeve yasasının çıkarılması yararlı olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; baktığını gören, gördüğünü algılayan, algıladığını ilişkilendirebilen ve yeni düşünceler üreten, meslekî beceriye sahip gençliğe ihtiyaç vardır. Çağın en gelişmiş teknolojisi bugün yeniyken, yarın eski olabilmekte ve yerini daha iyiye bırakmaktadır. Günümüzde bilgi çağını amansızca yaşamaktayız. Ülkeler, daha çok bilgi ve işlerliği olan modern teknoloji üretme yarışını sürdürmektedirler. Bu yarışı önde sürdürebilen ülkeler, varlığını kabul ettirebilmekte, varlığını kabul ettiremeyenler ise, diğerlerinin uyduları olmaktan kendilerini kurtaramamaktadırlar. Biz, bu yarışı, üniversitelerdeki eğitimle yakalarız.

Son olarak, Atatürk'ün "fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür" kuşaklar yetiştirme buyruğu, bugün dünden daha önemli bir görev olarak üniversitelerin önünde durmaktadır sözleriyle konuşmamı bitirmek istiyorum.

Beni dinlediğinizden dolayı, Yüce Heyete, tüm izleyicilere selam ve sevgilerimi sunuyorum. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Aslan.

Demokratik Sol Parti Grubu adına, Denizli Milletvekili Sayın Hasan Erçelebi; buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

DSP GRUBU ADINA HASAN ERÇELEBİ (Denizli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu ve üniversitelerimizin 1999 yılı bütçesi üzerinde, Demokratik Sol Parti Grubu adına söz almış buluyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Eğitim, yurttaşlarımız için bir hak, bir gereksinim olduğu kadar, geleceğe yönelik en kârlı yatırımdır. Devletimiz için de, yurttaşlarımızın eğitimine yapılan yatırımlar, Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma hedefi için gereklidir. Bugün, dünyada halkını eğitmeden kalkınan hiçbir ülke yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti, 55 inci hükümet zamanında, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasalaştırdığı sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim yasasıyla eğitimde önemli bir reformu gerçekleştirerek, dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında yer almaya adım atmıştır.

Sekiz yıllık zorunlu eğitim için gerekli harcamaların bir kısmını karşılamaya yönelik olarak çıkarılan 4306 sayılı Yasa kapsamında bugüne kadar 341 trilyon lira para toplanmıştır. Bu paranın büyük bir kısmı okul yapımına harcanmıştır; ancak, 64 trilyon lirası, şu ana kadar Millî Eğitim Bakanlığına intikal ettirilmemiştir. Bu paranın, doğrudan Bakanlık hesabına yatırılması için gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır.

Eğitimimize büyük ekonomik katkıda bulunan ve süresi 2001 yılında bitecek olan 4306 sayılı Yasanın kapsamına meslekî teknik ortaöğretim ve yükseköğretim de katılarak, süresi 2005 yılına kadar uzatılmalıdır. Türkiye'nin kalkınması için sanayileşmesi gerekir. Bunun için, ortaöğretim sisteminde ağırlığın meslekî teknik eğitime verilmesi gerekir. Onun için, meslekî teknik ortaöğretime yönelen dargelirli ailelerin çocukları için, yatılılık olanakları sağlanmalıdır.

Türkiye'nin, 21 inci Yüzyılın başında, ülke gereksinimlerini gözönünde tutarak, esaslı bir insangücü planlaması yapması ve ortaöğretimi ile yükseköğretimini buna göre yeniden düzenlemesi gerekmektedir. Ülkenin gereksinim duyduğu alanlarda nitelikli ara insangücü ve üst düzeyde insangücü yetiştirilmelidir. Yarısı imam yarısı doktor, yarısı muhasebeci yarısı mühendis, yarısı ziraat mühendisi yarısı öğretmen yetiştirmekten vazgeçilerek, ortaöğretim sistemine dayalı, ülke gereksinimleri gözönünde tutularak, insan yetiştirmeliyiz. Böylece, hem ekonomik hem de yetişmiş insangücü kaynaklarının israfına son verilmiş olacaktır.

Bu arada, yapılacak eğitim hamlesinin başarıya ulaştırılması için, öğretmenlerimizin ücretlerinin ayrı bir kategoride iyileştirilmesi gerekir. Ekonomik sorunlardan arındırılmamış bir öğretmen, derste verimli olamaz. Ekonomik darboğazın en çok yaşandığı eğitim kademelerinin başında, kuşkusuz, yükseköğretim gelmektedir. Her yıl öğrenci sayısı itibariyle büyüyen, bütçe olanakları itibariyle küçülen bir özelliğe sahip olan yükseköğretim sistemimizin, gerek yasal gerekse bütçe olanakları açısından yeniden düzenlenmeye ihtiyacı vardır. Yükseköğretimde en önemli sorun, öğretim elemanı sorunudur. Bir öğretim elemanı başına 40 öğrenci düşmektedir. Bir profesörün aylık maaşı devlet üniversitelerinde 900 dolar iken, vakıf üniversitelerinde 2 000 ile 4 000 dolar arasında değişmektedir. Araştırma görevlisi bulmakta zorluk çekilmektedir. Ayrıca, yurt dışında yetiştirilmeye çalışılan araştırma görevlilerinin devletimize aylık maliyeti 2 500 dolardır. Bu açıdan baktığımızda, Türkiye'de herhangi bir üniversitede profesör olmaktansa, yurt dışında Türkiye adına mastır ya da doktora öğrencisi olmak daha kârlı, daha yararlı görünmektedir. Üniversitelerimizdeki öğretim üyesi piramidi yıkılmıştır; doçent sayısı olabildiğince azalmıştır; çünkü, yardımcı doçentlerin önünde büyük bir yabancı dil barajı vardır; aynı engel, doktorasını Türkiye'de yapan araştırma görevlileri için de vardır.

BAŞKAN – Sayın Erçelebi, 1 dakika eksüre verdim, lütfen toparlayın.

HASAN ERÇELEBİ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, özellikle vurgulamak istediğim önemli bir konu ise, üniversitelerimizde akademisyenliğin çekirdeğini oluşturan araştırma görevlilerini ilgilendiren içinden çıkılmaz yönetsel kargaşadır. Bu problemin çözülmesi için, Grubumuz ve şahsım konunun takipçisi olacaktır.

Değerli milletvekilleri, yükseköğretimde öğrenim gören gençlerimizin en önemli sorunu yurt, kredi ve burs sorunudur. Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünün yurtlarında yer bulamayan ve aylık 10 milyon lira gibi çok yetersiz olan öğrenci kredileriyle geçinemeyen gençlerimiz, Türkiye Cumhuriyetiyle pek barışık olmayan örgütlerin yurtlarında barınmak zorunda kalmaktadır; bunun önüne geçilmelidir. Türkiye Cumhuriyetine ve Anayasamıza bağlı, Atatürkçü gençler yetiştirmek için, yükseköğretimdeki bütün öğrencilere, Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı yurtlarda yetecek kadar yatak kapasitesi sağlanmalı, krediler, öğrencilerimizi başkalarına muhtaç etmeyecek düzeyde olmalıdır.

Hepinizi saygılarımla selamlarım. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Erçelebi.

Gruplar adına konuşmalar sona ermiştir. Şu andan itibaren gelecek sorular işleme konulmayacaktır.

Hükümetin söz istemi vardır.

Süreleri eşit mi paylaşıyorsunuz?

KÜLTÜR BAKANI M.İSTEMİHAN TALAY (İçel) – Evet, Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Talay, süreniz 10 dakika; umarım, 10 dakikaya çok şey sığdırırsınız, bu yetenekte olduğunuzu biliyoruz.

Buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

KÜLTÜR BAKANI M. İSTEMİHAN TALAY (İçel) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri, şahsım ve Kültür Bakanlığı adına saygılarımla selamlıyorum.

Kültür Bakanlığının görevleri dikkate alındığı zaman, ülkemiz kültür ve sanatının yaşatılması ve tanıtılması açısından olduğu kadar, toplumumuzun barış, huzur, güven ve dayanışma ortamı içerisinde ilerlemesi açısından da son derece büyük önem taşıdığı ortaya çıkmaktadır. Toplumun bütün kurumları ve kesimleriyle yakından ilgili olan ve doğası gereği hassas ilişkileri öngören bu faaliyetlerin, çok dikkatli bir şekilde sürdürülmesi şarttır. Bu amaçla, Kültür Bakanlığının, partizan ve baskıcı olmayan, hoşgörülü; ama, ulusal birlikten, Atatürk ilkelerinden, laiklikten, millî ve manevî değerlerden ve çağdaşlıktan ödün vermeyen bir anlayışla yönetilmesi zorunluluğu vardır. 55 inci ve 56 ncı cumhuriyet hükümetlerinde bu ilkelere sadık kalınmaya özen gösterilmiştir, 57 nci cumhuriyet hükümeti döneminde de aynı özen gösterilecektir.

Bu hassasiyetle ilgili olarak, Sayın Akif Gülle'nin verdiği örneklere bir açıklama getirmek istiyorum. Yaklaşık iki yıla ulaşan Kültür Bakanlığı dönemimizde -altı ayı bütçesiz olarak geçmiştir- 319 tane eser yayımlanmıştır. Bu eserler yayınlanırken, kültür danışma kurullarının kararları alınmaktadır. Bu danışma kurullarında 6 profesör, 6 araştırmacı yazar ve halk bilimi uzmanları yer almaktadır. Bu belirttiğiniz kitapla ilgili olarak, yazar İsmail Özmen'in düşüncelerini, görüşlerini ben de hissettim ve yazar, bana verdiği açıklamada, özellikle Anadolu'ya yönelik olarak Cengiz ve Timur istilalarının bu anlamı taşıdığını ifade etmiştir; ama, bu uyarılarınızı da, ben, teşekkürle karşılıyorum. Kitabı, tekrar danışma kuruluna göndererek, yeniden, bu noktada incelenmelerini isteyeceğim. (Alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, Osmanlıyla ilgili olarak bazı bilgiler vermek istiyorum ve bu isimleri okuduğum zaman, sanıyorum siz de mutlu olacaksınız; çünkü, şu ana kadar oluşturduğumuz koleksiyon, hakikaten, son derecede -sayı olarak da, nitelik olarak da- fazla özellikler taşımaktadır.

Örnek olarak bastırdığımız kitapları açıklıyorum: Osmanlı Mimarisi, Süleymanname, Tarih-i Hind-i Garbi, Kıyafet-ül İnsaniye Fi Şemaili'l Osmaniye, Minyatür ve Gravürlerle Osmanlı İmparatorluğu, Türk Ev Geleneği ve Safranbolu (İngilizce ve Türkçe olarak yayınlanmıştır), Mimar Sinan ve Eserleri (İngilizce olarak yayınlanmıştır), Osmanlı Eğitim Sisteminden Cumhuriyete, Padişah Portreleri.

Bu yıl içinde, şu anda baskıda bulunan kitapları size sunuyorum: Osmanlı Devletinin 700. Yılında Türk Dış Politikası, Lale Devrinin Ünlü Sanatçısı Levni (Türkçe ve İngilizce), Türkiye'de Yaygın Tarikat Giyimi Tarihi, Osmanlılarda Yemek Kültürü (Türkçe ve İngilizce), Çeşmeler (Türkçe ve İngilizce), Osmanlının İlk Başkenti Bursa (Türkçe ve İngilizce), Osmanlının İkinci Başkenti Edirne (Türkçe ve İngilizce), Osmanlının Son Başkenti İstanbul (Türkçe ve İngilizce), Osmanlı Devleti Tarihi (Siyasî Tarih), Osmanlı Devleti Tarihi (Medeniyet Tarihi), Osmanlı Kara ve Deniz Kuvvetleri, Mohaç Esiri Bartholamasus Geoegeviç ve Türklerle İlgili Yazıları, Minyatürlerle Mevlana ve Mevlevilik, Minyatürlerle Gemiler, Minyatürlerle Anadolu'dan Efsaneler, İstanbul Lalesi, Osmanlı Çadır Sanatı, Hindistan'da Gelişen Türk Edebiyatı, İşgal Yıllarında İstanbul'un Sosyal Durumu. Bunlar, sayı olarak 29'a ulaşıyor; içlerinde, Yavuz Sulan Selim'in tiyatrosu da olmak kaydıyla. Ayrıca, bunları da ifade edeyim : 16. Yüzyıl Osmanlı Devletinde Cülus ve Cenaze Törenleri, Belgelerle Çırağan Sarayı, Yıldız Sarayında Müzik, Osmanlı Kadın Giysisi, Kilis'teki Osmanlı Devri Mimarî Eserler, Ortaçağdan Osmanlı Dönemi Sonuna Kadar Artvin'deki Mimarî Eserler, Işığın Niteli ve Görmenin Oluşumu (Takiyüddin Hazretleriyle ilgili), Erken Dönem Osmanlı Medreseleri, Tunuslu Hayreddin Paşa, Kosova'da Osmanlı Mimarî Eserleri, İznik Çinileri ve Gülbenkyan Koleksiyonu, Peçevî Tarihi, Tacü't-Tevarih, Tarih–i Cihan Guşa, Tarih-i Gılmani, Hamdullah Hamdi Divanı, Eşrefoğlu Rumî, Hayatı-Eserleri ve Divanından Seçmeler, VI. Sultan Murad'ın Revan ve Tebriz Ruznamesi.

Bütün bunlar, gerçekten, çok değerli bir koleksiyona bu yıl içinde sahip olacağımızı ifade etmektedir.

Sayın milletvekilleri, Kültür Bakanlığı, tüm kurumlarıyla, 1998 ve 1999 yılında, yurt içinde ve yurt dışında çok faal bir dönem yaşamıştır. 1998 yılı, 75 inci yıl etkinlikleri çerçevesinde, Atatürk sevgisinin, laik, demokrat ve çağdaş cumhuriyet ilkelerinin toplumumuzda yeniden değerlendirildiği bir bilinçlenme yılı olmuştur. Kültür Bakanlığı, bu kutlamalarda, en etkin görevleri yerine getirmiştir. 1999 yılında da, Türk tarihinin çok önemli bir dönemi olan Osmanlı İmparatorluğunun 700 üncü yıldönümü kutlamaları, yurtiçi ve yurtdışı sergilerle, konferans ve sempozyumlarla, prestij yayınlarla, konser ve sanatsal faaliyetlerle devam ettirilmektedir. Bu çalışmalar, ulusumuzun tarihî derinliğini daha bilinçli olarak kavraması fırsatını da yaratmaktadır.

İki yıllık çalışma dönemimizde, Türk kültürünün kaynağını teşkil eden Ortaasya cumhuriyetleriyle, Osmanlı İmparatorluğu döneminde birlikte yaşadığımız çevre ülkelerle ve Mısır, Cezayir gibi İslam ülkeleriyle yakın kültürel ve sanatsal ilişkiler kurulmuş ve geliştirilmiştir. Söz konusu ülkelere sanatçılarımızın, Devlet Tiyatrolarımızın, dernek ve vakıf temsilcilerinin, bilim adamlarının ziyaretleri desteklenmiştir. Aynı şekilde, Devlet Tiyatrolarımız ile Azerbaycan Tiyatrosu arasında güçlü bir işbirliği oluşturulmuştur. Azerbaycan Tiyatrosu, Türkiye'ye gelerek dört ilimizde temsiller vermiştir. Bu ülkelerin kitap yayın çalışmaları da, öncelikli olarak, Bakanlığımızca desteklenmiştir.

Aynı şekilde, Türkiye'ye büyük bir sevgi bağıyla bağlı, Afrika ilişkilerimizde kilit bir ülke konumundaki Cezayir'in önemli kentlerinde Türk sanat müziği toplu konserleri verilmiş, Cezayirli öğrencilerin Türkiye'ye daveti sağlanmış; böylece, kültür ve sanat ilişkileri canlandırılmıştır.

BAŞKAN – Sayın Bakan, son 1 dakikanız; ilave 1 dakika süre vereceğim.

KÜLTÜR BAKANI M. İSTEMİHAN TALAY (Devamla) – Sayın milletvekilleri, bütün bu çalışmaları özetleyecek şekilde, Bakanlığımız, kültür ve tarihsel varlıklarımıza bakarken, elbette, Türk ve İslam kültür ürünlerimizin bizimle özdeş karakterini kabul ederek, ama, Anadolu'nun tüm medeniyetlerinin günümüze kadar yaşayan varlıklarını da bunlardan ayırmadan ve dışlamadan, onların da bizim olduğu bilinci içinde hareket etmiş; onarım, projelendirme ve sahiplenme konularında her zaman bu anlayışı ön planda tutmuştur.

Bundan sonraki çalışmalarımızda da aynı ilkeler kesinlikle ve özenle sürdürülecektir.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Biz de size teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.

Buyurun Sayın Bakan.

Süreniz 10 dakika.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Sayın Başkan, bütün parlamentolarda kürsüye çıkılır; ancak, bizim Parlamentomuzda kürsüye iniliyor. O nedenle, kürsüye inmemek için oradan dolaştım. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sürenizi başlatıyorum.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yeni bir yüzyıla giriyoruz. Bu yüzyılın adını koydular; bilgi çağı, bilgi yüzyılı.

Bilgi çağına girerken, eğitimde, haberleşmede ve teknolojide hızlı değişimler oluyor. Bu hızlı değişimler, kendiliğinden, bütün toplumları, eğitimin içeriği ve amaçlarını yeniden düşünmeye sevk ediyor. Bugün, bu Parlamentoda konuşan bütün milletvekillerinin, eğitimde arayışları, istekleri, tamamen, işte bu yenileşmeyle ilgilidir. Katkılarından dolayı teşekkür ediyorum, gerekli katkılarını mutlaka değerlendireceğimizin bilinmesini istiyorum; çünkü, biliyorum ki, Türk millî eğitiminin amacı, bütün Türk parlamenterlerinin amacıdır.

Türk millî eğitimi, Atatürk'ün bize manevî mirası olan bilgi ve aklın aydınlattığı yolda, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olan cumhuriyetimize karşı sorumluluk duygusu olan bireyler yetiştirmektir. Bunun aksini düşünenin var olduğunu zannetmiyorum. O halde, neyi arıyoruz; daha iyi eğitimi arıyoruz. Bu fikirlerin hepsine katılıyorum. Bu nedenledir ki, Türk millî eğitiminde yeni bir yapılanmanın zamanının geldiğini sizlerle birlikte kabul ediyorum ve bu yapılanmanın, benim bakanlığıma rastgelmesini de Ulu Yaradan'dan diliyorum.

Sayın milletvekilleri, bilgi, haberleşme ve hizmet sektörüne dayalı hızlı değişim, eğitimin içeriğinin ve amaçlarının gözden geçirilmesini ortaya çıkardı demiştim. Bunu yaparken, bir kişinin veya birkaç kişinin Türk millî eğitimini düzenlemeye kalkmasının da yanlış olduğunu söylemek gerekir. O halde, ne yapmak gerekir; çok sesliliğe, demokrasiye önem vermemiz gerekir.

Bakan olduğum ilk günden beri hep şunu söylüyorum: Türk millî eğitiminin planlamasını yaparken, yalnız başımıza, hükümet olarak ve bakan olarak, bakanlık olarak biz değil, sivil toplum örgütlerinden, başta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu, işçi sendikaları, işveren sendikaları, memur sendikaları, olmak üzere bu konuya gönül vermiş vakıflar, dernekler, özürlüler, Özürlüler İdaresi, Türk millî eğitimini hep birlikte planlamalıyız. Hatta, dört gündür bulunduğum ve dün akşam yurda döndüğüm Budapeşte'de, Avrupa Ülkeleri Millî Eğitim Bakanları Toplantısında alınan şu önemli kararların da bilinmesini isterim:

Sayın milletvekilleri, artık, eğitim ile ekonomi hayatının yeni bir işbirliğine ihtiyaç vardır. Üretime yönelik olmayan, sadece diplomayı, üniversite kapılarına yığılmayı temin eden bir eğitim sistemi, Türkiye'nin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmasını sağlayamaz. O halde, eğitimimizi "üretim içinde, üretim için eğitim" şekline getirmeliyiz. Kalkınmanın temeline de eğitimi koymak zorundayız; ama, bu eğitim, üretim için üretim içinde eğitim olmalıdır, yaratıcı eğitim olmalıdır, verimli eğitim olmalıdır. Bütün çalışmalarımızın bu şekilde olduğunun bilinmesini isterim.

En kısa zamanda da, biraz önce saydığım sivil toplum örgütleriyle birlikte, uluslararası kuruluşlar olan ILO ve UNESCO ile bir araya gelecek ve bu planlamayı yapacağız. Bu planlamaları yaparken de, sizlerin katkılarınızın önplanda dikkate alınacağını bilmenizi isterim.

Başta Sayın Avni Akyol olmak üzere, bütün milletvekillerimize, konuşmacılarımıza teşekkür ediyorum; ancak, haksız birtakım söylenenlere de, izninizle, sürem nispetinde cevap vermek istiyorum.

Sevgili milletvekilleri, bugüne kadar toplanan yaklaşık 361 trilyon lira, Türk Milletinin eğitime verdiği önemle ilgilidir. Türk Milleti, eğitime önem veriyor; anneler babalar, çocuklarının eğitimine önem veriyorlar. Bunun için, bu 361 trilyon lira toplandı.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Zorla toplandı.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Devamla) – Eğer eğitim pahalıdır diyorsanız, o zaman, cehaleti seçme hakkınız var; ama, kanunla getirilmiş olan bu eğitime, binlerce insan, gönüllü okul yaptırmakla, derslik yaptırmakla, parayla katkıda bulunuyorlar.

Sayın milletvekilleri, yine, kanun gereği, 97/1 numaralı tebliğde öngörüldüğü şekilde, bu gelen paraların nereye, nasıl harcandığı, Mart 1998, Kasım 1998 ve Mayıs 1999'da, Maliye Bakanlığı müfettişleri ile Millî Eğitim Bakanlığı müfetttişlerinin müştereken denetimlerine tabi tutulmuş; bu raporlar, bütün basına, kamuoyuna dağıtılmıştır. O nedenle, herkes şunu bilmelidir ki, en iyisini, en doğrusunu, en güzelini yapmaya çalışıyoruz ve yapılan incelemelerde de, her üç denetimde de, uygulamaların, harcamaların usul ve esaslara uygun olduğu saptanmıştır.

Sekiz yıllık zorunlu eğitim, Türk millî eğitiminde bir yeni temeldir. Şimdi, vereceğim rakamlar, ne kadar haklı olduğumu gösteriyor.

Sayın milletvekilleri, 1998-1999 öğretim yılında 6 ncı sınıfa kaydolan öğrenci sayısının bir önceki yıla göre oranı şöyledir: Şehirlerde, kız öğrenci sayısındaki artış yüzde 30'dur. Köyde, kırsal alanda kız öğrencilerimizin 6 ncı sınıfa kayıt oranı yüzde 161,7'dir; yüzde 162'dir. (DSP sıralarından alkışlar)

Kızlarımızı, çocuklarımızı cahil bırakmamak için, eğitimden beklediğmiz hedeflere ulaşabilmemiz için sekiz yıllık zorunlu eğitimin en iyi şekilde uygulandığını kıvançla söylemek istiyorum.

MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) – Okullardan uzaklaşıyor çocuklar.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Devamla) – Ona da söyleyeceklerimiz var efendim. Sabırlı olunuz.

Erkek çocuklarımız ise, şehirlerde yüzde 9,5; kırsal alanda, köylerde yüzde 61,9'dur.

Sayın milletvekilleri, kırsal alanda öğrenci artışı yüzde 95'tir.

Öğrenci sayısı ne kadar arttı, onu da söyleyeyim. 1997-1998 öğretim yılında, 5 inci sınıf öğrenci sayısı toplam 1 milyon 212 bin iken, 1998-1999 öğretim yılında 1 milyon 312 bin oldu. Sadece 6 ncı sınıf ile 5 inci sınıf arasındaki fark ise, 99 713'tür.

Türkiye'de, sık sık yanlış kullanılan bir söz var; 6 yaşın üzerindeki nüfusumuzun öğrenim süresi ne kadardır diye.

Sayın milletvekilleri, bu süre, 1980 yılında, kadında 2,6, erkekte 4,2 iken, ortalaması 3,4 idi. 1990 yılında, kadında 3,7, erkekte 5,1, toplamda 4,4'tür. 1996 yılı, bu ortalama rakam yüzde 5'e ulaşmıştır. 2000 yılında hedefimiz ise 5,8'dir. Bu paralarla neler yapıldı?

Sayın milletvekilleri, 1961 ile 30 Haziran 1997 tarihine kadar otuzaltıbuçuk yıl içerisinde, yatılı ilköğretim bölge okulumuzun sayısı 143 iken, bugün, bu sayı 214'e ulaşmıştır. Diliyorum ki, gelecek öğretim yılına, biten inşaatlarla, 77 yeni yatılı ilköğretim bölge okulu daha açılacaktır.

Pansiyonlu ilköğretim okulumuz, o söylediğim otuzaltıbuçuk yıl içerisinde 27 iken, 30 Haziran 1997'den bugüne kadar 98'e ulaşmıştır. 34 yeni pansiyon daha açmaktayız.

Çıraklık eğitim merkezlerinde, efendim, yeni uygulamayla öğrenci sayıları azalıyor deniliyor. Sayın milletvekilleri, çok daha geriye gitmeden, 1994-1995'i baz alarak, izin verirseniz, çıraklık eğitim merkezi sayısı ve burada eğitim görenlerin sayısını da arz etmek istiyorum.

Merkez sayısı, 1994-1995'te 304 iken, 1995-1996'da 313'e, 1996-1997'de 312'ye, 1997-1998'de 320'ye ve bugün 325'e ulaşmıştır.

AKİF GÜLLE (Amasya) – Ankara'daki okullarımızdan belli Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Devamla) – Çıraklık eğitim merkezi sayımız azalmamıştır.

AKİF GÜLLE (Amasya) – Sayıları azaldı.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Devamla) – Öğrenci sayısını da vereyim efendim.

BAŞKAN – Sayın Bostancıoğlu, Sayın Talay'ın kullanmadığı 1 dakikayı da ilave etmek suretiyle, 2 dakika eksüre veriyorum.

MİLLî EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Devamla) – Teşekkür ederim.

1994 - 1995 yılında, bu sayı 199 083 iken, bugün 267 074'tür sayın milletvekili. Hiç kimsenin, öğrenci sayımız azaldı, okul sayımız azaldı, derslik sayımız azaldı demeye hakkı yok. (DSP sıralarından alkışlar) Daha söyleyeceğim çok şey var; her fırsatta da söylerim.

Bir de, haksız bir eleştiriye, bu kürsüden, bütün milletin duyması için cevap vermek istiyorum. Sayın milletvekilleri, gururla söyleyeceğim bir şey var. Ben hukukçuyum. Yöneticilik görevimi, hukuk kurallarına, Anayasaya, kanun, tüzük ve yönetmeliklere uyarak yapıyorum; atamalarda da buna dikkat ediyorum. Beni tenkit edecek bir kişinin, Bakanlığımı tenkit edecek bir kişinin, bu hususları dikkate alması gerekir ya da sonucuna katlanacaktır.

M. ZEKİ ÇELİK (Ankara) – Neyin sonucuna katlanacağız; izah eder misiniz?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Devamla) – Şimdi cevap vereceğim efendim.

Sayın milletvekilleri, 30 bin tayin yapıldığı söyleniyor. 1998 yılı içerisinde, 41 565 öğretmenin görev yeri değiştirilmiştir; bunun 30 458'i isteğe bağlı olarak, 10 093'ü zorunlu hizmet yükümlülüğü nedeniyle, 1 214'ü adlî ve idarî soruşturmalar ve diğer nedenlere bağlı olarak yapılan değişikliklerdir. Bakanlığımız sırasında, 76 ncı maddeyi kullanarak veya herhangi bir sebeple hiçbir atama yapılmamıştır. (DSP sıralarından alkışlar) Atamalar, sadece ve sadece yargı kararını uygulamaya dayalıdır. Bakanlığa geldiğim ilk günden beri "hukuk devleti, hukuka saygılı devlettir, yargı kararını uygulayacaktır" deyip ilk hafta içerisinde uygulattım. (FP sıralarından gürültüler) Yargı kararlarını uygulamak suretiyle 5 il müdürü, 23 müdür yardımcısı, 24 şube müdürü, 45 ilçe müdürü, 42 de ilçe şube müdürü değişmiştir.

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – 30 bin öğretmen devleti mahkemeye vermiş; daha ne konuşuyorsunuz Sayın Bakan?!. (DSP sıralarından gürültüler)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Devamla) – Efendim, o sayılar da var burada; yalnız, şunun bilinmesini isterim: memur olmadıkları halde memur statüsünde gösterilmek suretiyle, bir ilin bütün belediyelerinden -hatta belediyelerde çalışmayan- 1394 kişi, millî eğitim kadrosuna geçmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Devamla) – Bundan dolayı, yargıda davalar devam etmektedir.

Ayrıca, üniversitede...

MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş) – Evet, Sayın Başkan, süre bitti zannediyorum.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Devamla) – ... üniversitede...

BAŞKAN – Sayın Bostancıoğlu, süre tamamlandı; teşekkür ediyoruz.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Devamla) – ... üniversitede uygulanmakta olan.

MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş) – Evet, süreniz bitti, süreniz... Usule uygunsa, süreniz bitti. Hadi bakalım... (DSP sıralarından gürültüler)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Devamla) – Saygılarımı sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) – Okulların içi boşaldı, okullar kapanıyor. Kendi ilçemde, mevcudu 800 olan okulum 200' e düştü, 200'e...

BAŞKAN – Sayın Bostancıoğlu, teşekkür ediyoruz.

Şahısları adına, lehinde olmak üzere, Konya Milletvekili Sayın Remzi Çetin. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika.

REMZİ ÇETİN (Konya) – Muhterem Başkan, muhterem milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlar, görüşmekte olduğumuz bütçenin milletimize iyilikler getirmesini temenni ederim.

Konuştuğumuz dil gibi, toplumun bütün unsurları tarafından ortaklaşa üretilen bir değer olan kültür, kültür ve sanat hayatı, toplumun ve onu oluşturan fertlerin inisiyatifiyle şekillenir; kültür ve sanat faaliyetleri de, toplumun tercihleriyle belirlenir. İletişim teknolojindeki hızlı gelişme, dolayısıyla globalleşen dünya, medya, turizm, hızlı kentleşme -ki, nüfusun yüzde 65'i kentlerde yaşıyor; 2005 yılında, bu oranın yüzde 85'e çıkacağı bekleniyor- kültürel etkileşim dolayısıyla, sürekli bir kültürel değişim sağlanıyor.

Bütün bu gelişmeler, kültürel çatışmayı da beraberinde getiriyor. Aslında, kültürlerin kaynaşması, kültürel zenginliği de beraberinde getirir. Binlerce yıllık Anadolu tarihi bunun en güzel örneğidir. Ancak, her toplum, kendi kültürel dinamiklerini koruyarak, onlara dayanak yaparak gelişmesini sürdürür. Yerel kültür, evrensel bir etki alanına, kültür ve sanatın özgürlük ortamında gelişmesiyle kavuşur. Günümüzde, müzik, sinema, tiyatro eserleri, kısa sürede yaygınlaşarak evrensel kültür içinde yerini almaktadır.

Kültür ve sanat tamamen sivil bir alandır. Bu nedenle, sivil toplum örgütleri, vakıflar, gönüllü kuruluşların desteklenmesiyle kültürümüz güçlenecektir, yabancı kültürler karşısında varlığını koruyacaktır. Özellikle, belediyelerin kültür üretimine katkıları, kültür hayatının canlanmasında büyük rol oynamıştır. Bu katkılar, bütün kültür camiası tarafından ilgiyle izlenmiştir.

Kültür hayatımızın, yabancı film ve müziklerin etkisi altında olduğunu unutmamak lazım. Uluslararası pazar kabiliyeti taşıyan diziler ve filmler üretmek gerekir. Türk filmlerinin Ortaasya, Rusya, Balkanlar ve Ortadoğu ülkelerinde oldukça ilgi gördüğü göz önünde tutularak, bu büyük pazara yönelik, kaliteli, öz kültürümüzü yansıtan, seviyeli film ve dizilerin desteklenmesi gerekir. Kültürel işbirliğine dayalı ortak yapımlar, aynı destek kapsamı içinde değerlendirilmelidir. Taraf olunan her türlü bölgesel ve uluslararası nitelikte oluşumlar, sadece dışpolitika ve ekonomiyle sınırlı tutulmayarak toplumların kültürel diyaloğu da göz önüne alınmalıdır.

Kültürel politikaların, yerli, ama, çağdaş, kendi kimliğini özgün biçimde ortaya koyan, iç dinamiklerini esas tutan bir anlayışla belirlenmesi ve şu çalışmaların yapılması gerekir :

Kültürümüzün dayandığı temel değerler ve eserler, bilimsel ve çağdaş çalışmalarla yeni kuşakların, kültür ve sanat çevrelerinin istifadesine sunulmalıdır.

Kültür ve sanat çalışmalarının her türlü yönlendirmeden, dayatmadan, baskıdan uzak, özgür bir ortam içerisinde gerçekleştirilmesi için, gerekli yapısal düzenlemeler yapılmalıdır.

Kültür ve sanat çalışmaları, vergi politikalarıyla desteklenmelidir.

Yurt çapında çok amaçlı kültür merkezleri kurulup desteklenmeli; başta okul bina ve eklentileri olmak üzere, uygun mekânlar, koordinasyon içinde değerlendirilmelidir.

Sinemalarda yabancı filmler lehine oluşturulan tekel kırılmalı, Türk filmlerinin gösterimi için zorunluluk getirilmelidir.

Kardeşlerimizin yaşadığı Türk cumhuriyetleriyle işbirliği yapılmalıdır.

Vatandaşlarımızın yoğun oldukları Avrupa ülkeleri ile tarihî ve kültürel bağlarımız olan ülkelerde kültür merkezleri kurulmalıdır.

Millî kültürümüzün klasikleri niteliğindeki temel eserlerin yayını için yayınevleri desteklenmelidir. Bu konuda sivil toplum örgütleri, vakıflar, dernekler, gönüllü kuruluşlar ve girişimciler desteklenmelidir.

Birer kültür iletişim aracı olan televizyon ve radyolarda, kültür ağırlıklı programlara yayın zorunluluğu getirilmelidir.

Dilimizin yabancı kelime istilasından korunması ve yanlış telaffuzunu ve kullanımını engellemek için, özellikle radyo ve televizyonlardan geniş toplum kesimlerine hitap eden spikerlerin eğitimine özel önem verilmelidir. Dilde yapılan tahribatı engellememiz gerekmektedir.

Bu cümleden olarak, YÖK Başkanı Sayın Kemal Gürüz'ün bir vesileyle serdetttiği; ama, henüz bugüne kadar tekzip etmemiş olduğu, Türk Dilinin bilim dili olamayacağı yönündeki değerlendirmesini de esefle karşıladığımızı bu vesileyle ifade etmek istiyorum. (FP ve MHP sıralarından alkışlar)

Osmanlı Devletinin kuruluşunun 700 üncü yılı, ehemmiyeti nispetinde kutlanılmalı; bununla ilgili yeterli ödenek ayrılmalı; bilim adamları ve çok değerli tarihçilerimize çeşitli etkinliklerle, açıkoturumlarla ve özellikle televizyonda ve basında anlatma fırsatı verilmeli.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kökü maziye uzanan köklü bir devlettir. Bütün kurumlarımız bu kökten gelmektedir. Televizyonlarımız, günlük dedikoduları, çamur atmaları, ülkeye hiçbir şey kazandırmayacak, aksine topyekûn tedirgin edici, toplumu geren programlardan fırsat buldukça, biraz da millî kimliğimizi, millî kültürümüzü, geçmişimizi, tarihimizi bize öğretecek, millî şuuru geliştirecek programlar yapsalar daha iyi olur. Bütün kanalları tek tek açtığımız zaman kavga, gerginlik, sataşma, seviyesiz programlar, yüzlerce kez gösterilmiş üçüncü sınıf filmler, programlarda argo ve kaba tabirler, müziğimizi katleden seviyesiz müzikler... Değerli sanatçılarımızı, müzik adamlarımızı, şairlerimizi, edebiyatçılarımızı, bilim adamlarımızı, tiyatrocularımızı, tarihçilerimizi, araştırmacı yazarlarımızı neredeyse hiç göremez olduk.

Bu cümleden olarak tavsiye bazında: Tarihî eserlerin korunması; SİT alanlarındaki tarihî dokunun korunması; yok olmaya başlayan elsanatlarının -hat, tezhip, bakırcılık canlandırılması ve teşviki; tarihiyle barışık ve tarihimizi merak eden, millî kültürümüzü benimseyen gençleri yetiştirmek; işyeri, mağaza isimleriyle markaların isimleri... Caddede giderken, kendimizi, sanki Avrupa'nın bir şehrinde, yabancı bir memleketteymiş gibi hissediyoruz. Kültürümüze yön veren insanların, Mevlânâ, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli, Nasrettin Hoca, Yunus Emre gibi değerlerimizin genç nesillere tanıtılması.

İfade özgürlüğüne sığınıp, kültürümüzün temel unsuru olan İslama, Peygamberimize, temel değerlerimize hakaret etmeye kimsenin hakkı olmadığını da, bu vesileyle, açıkça ifade etmek istiyorum. (FP sıralarından alkışlar)

Son zamanlarda basında yer alan, Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere devletimizin bütün kesimleri tarafından kınanan bu seviyesiz, insan haysiyetiyle bağdaşmayan, bütün evrensel kriterlere aykırı raporu kaleme alan ve yayınlayanları da şiddetle protesto ediyorum. (FP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, 1998-1999 öğretim yılı sona erdi. Bu vesileyle, eğitim ordumuzun fedakâr ve çilekeş öğretmenlerine teşekkür ediyorum ve terör kurbanı olarak hayatlarını kaybetmiş olan bütün öğretmen şehitlerimizi de rahmetle anıyorum ve öğrencilerimize de iyi tatil dileklerimi ifade etmek istiyorum.

Önümüzdeki öğretim yılı, 2000'li yılların başlangıcı olacak. Dünya, 2000'li yıllara, sorunsuz, birçok meselesini halletmiş, yeni bir bin yıla heyecanlı ve coşkulu girmeye hazırlanırken, bizler, siyasî istikrarsızlık, yüksek enflasyon, yüksek faizler, işsizlik, yüksek iç ve dış borçlanma, sosyal güvenlik krizi, demokratikleşmede darboğaz, rant ekonomisi, ekonomik kriz, sağlık sorunları, en önemlisi de eğitim çıkmazı, eğitimdeki açmaz, problemler, öğrencilerin gelecek kaygısı, YÖK'ün olumsuz uygulamaları, üniversitelerin içinde bulunduğu önemli problemlerle gireceğiz.

Rakamlara baktığımız zaman, şu anda okul sayımızın 65 000 civarında -bizim temin ettiğimiz rakamlara göre 64 934- öğrenci sayımızın yaklaşık 15 milyon, öğretmen sayımızın da 500 000 civarında olduğunu görüyoruz. Türkiye'deki yabancı okul sayısı 92, Türk özel okul sayımız 1 589 olmak üzere, toplam 1 681 özel okulumuzun olduğunu görüyoruz. Bütün kursların, sürücü kurslarının, yabancı dil kurslarının da içinde bulunduğu özel okul sayısı ise, 5 687'ye erişmektedir. Buralarda ise, 1 milyon civarında öğrencimiz eğitim öğretim görmektedir ve bu özel okullarda eğitim faaliyetlerinde bulunan öğretmen sayımızın da 50 bin civarında olduğunu görüyoruz.

Yükseköğretim rakamları ise şöyledir : Yükseköğretim kurumlarındaki öğrenci sayısı 1 milyon 300 bin civarında -açıköğretimde okuyan öğrencilerimizle birlikteki rakamdır bu-buna paralel olarak öğretim üyesi sayımız; profesör 7 170, doçent 3 827, yardımcı doçent 6 917, öğretim görevlisi, okutman ve araştırma görevlisiyle beraber 53 243 rakamına erişmektedir. Yükseköğretim Kredi ve Yurtlar Kurumunun yurt sayısı 154 adet, yatak kapasitesi ise 157 bin adettir ki, bunun ne kadar yetersiz olduğu hepimiz tarafından görülmektedir. Öğrenim kredisinden istifade eden öğrenci sayısı 135 bin, harç kredisinden istifade eden öğrenci sayısı 142 bin. Ar–ge harcamaları binde 4,5 olup, kişi başına Ar-ge harcaması 27,4 dolar civarındadır.

BAŞKAN – Sayın Çetin, ilave 1 dakika süre veriyorum.

REMZİ ÇETİN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel öğrenci problemlerini şu başlıklar altında sıralayabiliriz:

Kalabalık sınıflarda, uygun olmayan sınıf şartlarında yeterli eğitim yapılamamaktadır.

Disiplinsizlik, yanlış davranışlar artmaktadır.

Ortaöğretim kurumlarında çeteleşme, madde bağımlılığı, bıçaklama, yaralama, hatta öldürme hadiseleri yaşanmaktadır.

Üniversite önlerindeki yığılma nedeniyle, gençlerimiz geleceğe umutla bakamamaktadır.

Zamanımın çok daralması nedeniyle bir hususu son olarak arz etmek istiyorum; o da -Sayın Bakanımızın ve Büyük Millet Meclisinin dikkatlerine arz ediyorum- üniversite giriş sınavlarında alınan puanların değerlendirilmesi konusu. Burada özellikle meslek liselerine çok ciddî bir haksızlık yapılmaktadır; çünkü, meslek liselerinden mezun olanların belirlenmiş olan alanların dışında bir fakülteyi seçmeleri halinde, ortaöğretim başarı puanları 0,15'le çarpılarak, verilecek olan ekpuandan mahrum olunmakta ve ayrıca üniversite puanları da 0,5 yerine 0,2 katsayısıyla çarpılmaktadır. Bu da, bu okullarımızda ciddî bir haksızlık meydana getirmekte; çünkü, öğrenci, ailesi ve içinde bulunduğu şartlar nedeniyle, özellikle belki de kendisinin iradesi dışında seçmiş olduğu meslek liselerinden mezun olmak suretiyle, gitmek istediği branşlara gidememektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Çetin.

REMZİ ÇETİN (Devamla) – Son bir misa verip bırakacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hayır, teşekkür ediyorum. Süreniz doldu. İlave sürenizi kullandınız efendim. Hayır teşekkür ediyorum.

REMZİ ÇETİN (Devamla) – Ve dolayısıyla bu çocukların...

BAŞKAN – Sayın Çetin... Sayın Çetin... (FP sıralarından "Saygı sunsun" sesleri)

REMZİ ÇETİN (Devamla) – Saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Şu ana kadar, bakanlar dahil, hiç kimseye tolerans tanımadım, tanımayacağım. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Aleyhte konuşmak üzere, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Avni Doğan, buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır.

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı bütçeleri üzerinde şahsım adına konuşmak üzere söz almış bulunuyorum; sözlerime, hepinizi saygıyla selamlayarak başlıyorum.

Herkesin kabul ettiği bir gerçek var; bu gerçek, insanoğlunun, insanın, kültür üreten bir varlık olduğu gerçeğidir. İnsanoğlu, kültür üretir ve ürettiği bu kültürün içerisinde yaşar. İnsan geliştikçe, kültür gelişir; kültür geliştikçe, insan gelişir. Bütün eğitim kurumlarının, sosyal kurumların, siyasal kurumların, hatta devlet dediğimiz vazgeçilmez büyük organizasyonun temel görevi, bu gelişimin önünü açmaktır.

Kültür, tarihten günümüze taşıdığımız birikimlerin, maddî manevî birikimlerin tümüdür. Daha net bir tarif ararsak, kültür, bizim hayat şeklimizdir. Bizim hayat şeklimizin renkleri, nüansları, bizim millî kültürümüzü oluşturur. Başka milletlerin kültürel renkleriyle benzeşmemiz ise, ortak paydalarımızı oluşturur. Bizim görevimiz, devletlerin görevi, hem millî kültürlerin renklerini hem de diğer milletlerle olan ortak paydalarımızı geliştirmektir. Türk Milleti, bunun bilincindedir, bunu yapacaktır. Milletimiz, zengin bir kültüre sahiptir; varlığının devamının bu zengin kültürü koruyup geliştirmekle doğru orantılı olduğunu bilir. Zaten, kültür dediğimiz şey, milletlerin kendi tarihî gelişimi hususunda sahip olduğu şuurdur. Bu millet, Türk Milleti, kuşkusuz bu şuura sahiptir; ancak, bu ülkede, bugünlerde, bu şuuru zedeleyecek birçok şey olmaktadır. Bir YÖK Başkanı çıkıp "Türk dili, bilim dili değildir, bilim dili olamaz" demektedir. Şimdi, bu adamın bu milletin diliyle ne hesabı var; ben bunu anlamakta güçlük çekiyorum; yoksa, hesabı, bu milletin diliyle mi bu milletin kendisiyle mi? (FP, MHP ve DYP sıralarından alkışlar) Yani, bir memlekette taşlar bağlı diye bu kadar serbest olunamaz; açık ve net söylüyorum.

Kültür Bakanımızı Plan ve Bütçe Komisyonunda izledik, teşekkür ediyoruz. Özellikle, biraz önce İsmail Özmen'in bu kitabı konusundaki açıklamalarından dolayı ayrıca teşekkür ediyoruz; ama, tatmin olmuş değiliz. Bir ülkenin kendi bakanlığında yayımlanan bir kitapta, o ülkeye, Türk Milletine hakaret edilemez. Türk Milleti ve Türk Milletinin mensup olduğu Müslümanlık "talancı, yıkıcı, bölücü" diye itham edilemez. Bunu yapmak kimsenin haddine değildir, kimse, Kutadgu Bilig'e "cami hocası nasihatnamesi" deme hakkına sahip değildir. (FP, DYP ve ANAP sıralarından alkışlar) Bu konuyu şiddetle telin ediyorum, Hükümeti uyarıyorum, Hükümetin bakanlarını uyarıyorum, Yüce Meclisi uyarıyorum, devletin savcılarını uyarıyorum. Bütün davalar bir kesime karşı açılmamalıdır. Ne demek, "Ortaçağda gerek doğudan gerek batıdan gelen Türkler, İslamlar, medeniyeti yıkmışlardır" ne demek bu?! Ne demek "7 nci Yüzyıl köleci, talancı Arap toplumunun birtakım görüşlerini Tanrı kelamı kabul etmek" diye, Türk Milletini itham etmek, ne demek?! Yani, Kur'anı ayetleri atmak moda mı oldu bu memlekette?! (FP ve MHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, değerli kardeşlerim; Türk kültürüne, Alevî, Bektaşî kardeşlerimizin hizmetini biliyoruz, onu inkâr etmiyoruz; onlar bizim birinci sınıf vatandaşlarımızdır, biz neysek onlar da odur; ama, sorunları, bir mezhebi öne çıkarıp bir mezhebi arkaya iterek çözmek mümkün değildir, bunu net ve açık olarak söylüyorum. Sayın DSP milletvekili, Alevî, Bektaşî vatandaşlarımıza yapılan birtakım hakaretlerden bahsetti. Kim ki, bu ülkede Alevî, Bektaşî vatandaşlara hakaret ediyor, onlar şerefsizdir, onları nefretle kınıyorum; ama, kim ki, o vatandaşların mezhebini bir oy için kürsülerde, alanlarda istismar ediyorsa, onları da nefretle, şiddetle kınıyoruz! (FP, DYP ve MHP sıralarından alkışlar) Hani, bu ülke laik bir ülkeydi?!. Bu kürsüde mezhepten, meşrepten söz edilmez. Eğer bu ülkenin kültürünü, Alevî kültürü, Sünnî kültürü, Şafî kültürü, Kürt kültürü, Laz kültürü diye ayırıma tabi tutacak olursak, bu ülkenin üniter yapısı bozulur. Bu, geçmişte yapıldı; işte, PKK başımıza bela oldu; bundan şiddetle sakınmak lazım. Bu ülkenin kültürünün adı, Türk millî kültürüdür. (FP, DYP ve MHP sıralarından alkışlar) Bu kültürü, Alevîsi-Sünnîsi, Türkü-Kürdü, Çerkezi-Lazı, hep birlikte, alınteriyle, göznuruyla, alanlarda, cephelerde oluşturmuştur. Böyle bir çırpıda, kalkıp, Alevî kültürüdür, Bektaşî kültürüdür, Sünnî kültürüdür diye ayırıma tabi tutmak da kimsenin haddine değildir. Şimdi, ben açık ve net söylüyorum; bu tür şeyler bu memlekette ilk defa olmadı, bunu daha önce deneyenler de oldu, bu millet, üstesinden geldi, bunun da üstesinden gelecektir.

Bakın, Kızılaya çıkın, bütün dükkân isimleri yabancı; bununla uğraşın, bunları Türkçeleştirmeye çalışın, Türk sinemasıyla uğraşın. Şimdi, kalkıp "bilim dili değildir" diyene kadar, bununla uğraşın, şunları Türkçeleştirmeye çalışın bakayım... (FP ve MHP sıralarından alkışlar)

Dünyada, okullarında yabancı dille eğitim gösterilen tek bir ülke var. Bakın, kimse yanlış anlamasın; bu ülkenin çocukları yabancı dil öğrenecektir; ama, yabancı dil öğretmek ile yabancı dille eğitim vermek ayrı şeydir. Sayın Milli Eğitim Bakanı bunu düzeltmek zorunda, bunu düzeltmek durumunda; çünkü, bunun başka bir örneği yok dünyada. Bakın, Türk cumhuriyetleriyle kültürel ilişkilerimiz sıfıra inme noktasında.

MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) – Sayenizde...

AVNİ DOĞAN (Devamla) – Sizin sayenizde... Sizin sayenizde... Bugünkü Time Gazetesinde yayımlanan bir yazıda "Türkiye iki yıldır hasta adam rolünü oynadı" deniliyor. Sizin sayenizde... (FP sıralarından alkışlar)

Türk cumhuriyetleri bizim için önemlidir. Onlarla tarihî bağlarımız vardır, dil bağlarımız vardır, aynı rüyaları görüyoruz; onlarla kültürel ilişkileri geliştirmek zorundayız. Birisi çıktı, bir eren çıktı, oralara okullar götürdü; ama, bugün linç ediliyor. İSKİ'yi, soyan o değildi, İLKSAN'ı soyan o değildi, bankaların içini boşaltan o değildi; Atlantik'ten Çin Seddine kadar Türk okulları götürmüştü, İstiklal Marşını götürmüştü, Türk dilini götürmüştü; Türkçeyi götürmüştü, şimdi linç ediliyor. (FP ve MHP sıralarından alkışlar)

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Ve Atatürk'ü götürmüştü...

AVNİ DOĞAN (Devamla) – Ve Atatürk'ü götürmüştü, evet. Türkistan'daki bir okulda, Özbekistan'daki bir sınıfta duvara asılı Atatürk resmi, o ülkenin çekik gözlü çocuklarıyla göz göze onun sayesinde bakıyordu; şimdi linç ediliyor; niye susuyoruz?!. (FP ve MHP sıralarından alkışlar)

Sayın Millî Eğitim Bakanı siyasî sürgün yapmamaktan söz etti. MHP sıralarında, 56 ncı hükümet zamanında fikrinden dolayı sürgün edilmiş, görevden alınmış milletvekilleri var bugün, şahsen tanıyorum. Şimdi inkârın lüzumu yok; 30 bin öğretmen, Türkiye'de devleti mahkemeye vermiş durumda.

Niye oluyor bunlar; birileri devleti ele geçirecekmiş. Bakın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, lâik, demokratik bir devlettir ve hepimizindir. Öyle "falan, devleti ele geçirecek, filan devleti ele geçirecek" telaşı benim aklıma şunu getirir: Galiba bu ülkede birileri devleti ele geçirmiş, başkasına vermek istemiyor. (FP, MHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Eğer, birileri devleti ele geçirmiş de, başkasına vermek istemiyorsa -sana söylüyorum- bunun gereğini bu millet yapar. Artık şu ülkeyi germeyelim. Açık söylüyorum, artık şu ülkeyi germeyelim. vatandaşlarımızı öne çıkarırken, başörtülülere vurmayalım...

(Mikrofon otamatik cihaz tarafından kapatıldı)

AVNİ DOĞAN (Devamla) – Bir başka mezhebe vurmayalım; çünkü, başörtüsü, türban değilse...

MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) – Başörtdüsü değil, türban o...

AVNİ DOĞAN (Devamla) – Başörtüsü, türban, neyse...

HALİL ÇALIK (Kocaeli) – Ne alakası var bunların?!

MELDA BAYER (Ankara) – Türban başka, o başka, ne alakası var?

BAŞKAN – Sayın Doğan, size 1 dakika ilave süre veriyorum.

AVNİ DOĞAN (Devamla) – Sadece, bu ülkenin bir kesiminin kullandığı bir giysi değildir, Rusya'dan da gelmedi buraya; Ecevit'ten önce vardı, benden önce vardı, sizden önce vardı, bu topraklarda bin yıldır var; onu bu topraklardan çıkaramazsınız, çıkaramayacaksınız! (FP ve MHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, sözlerime son verirken şunu belirtmek istiyorum : Türkiye'nin üniter bütünlüğü üzerine, Türkiye'nin kültürel bütünlüğü üzerine, Türkiye'nin millî, manevî bütünlüğü üzerine çalışma yapmamızı bekliyor bu millet bizden. Öyle bir kültürü, şu kültür bu kültür diye, Türkiye'yi kültürel haritalara bölmek, kimsenin hakkı değildir, kimsenin de haddine değildir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP, MHP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Doğan.

Sayın milletvekilleri, onüçüncü turdaki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi sorulara geçiyoruz:

Bilindiği gibi, soru cevap işlemleri, Genel Kurulun 16.6.1999 tarihli 16 ncı Birleşiminde alınan karar uyarınca 20 dakikayla sınırlandırılmıştır. Bu turla ilgili sorular, yöneltildikleri bakanlara göre, Kâtip Üye arkadaşlarımız tarafından sıra numarası verilmek suretiyle kabul görmüştür.

Şimdi, soruları, bu sıralara göre, yöneltildikleri sayın bakanlara göre dönüşümlü olarak işleme koymak üzere, okutacağım; ancak, sayın üyeler burada değilse soruları işleme koymayacağım.

İlk soru, Hakkâri Milletvekili Sayın Evliya Parlak'a ait.

Sayın Parlak?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının görüşülmesi programı gereğince; onüçüncü turda ele alınacak bulunan Kültür Bakanlığı bütçesinin görüşülmesi sırasında aşağıdaki sorumun ilgili bakana sorulmasını takdirlerinize arz ederim.

Evliya Parlak Hakkâri

Soru: Hakkâri İlinde 1998 yılı ağustos ayında bir vatandaşın inşaat temelinden çıkarılan ve çok eski tarihî eser olduğu söylenen 18-20 parça taş heykelle ilgili işlemlerin ne safhada olduğu ve bu heykellerin Hakkâri İlinde sergilenmesi düşünülmekte midir?

Saygılarımla.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım.

KÜLTÜR BAKANI M. İSTEMİHAN TALAY (İçel) – Sayın Başkan, bu değerli eserler, şu anda Hakkâri İlindeki Taş Medresede koruma altında bulunmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğünden, Meydan Medresesinin müze olarak kullanılmak üzere Bakanlığımıza tahsisi istenilmiştir. Bu tahsis yapıldıktan sonra burada bir müze açılacak ve bu tarihî eserler de orada korunacak ve o müzenin bir parçası haline gelecektir.

BAŞKAN – İkinci soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından cevaplandırılmasını arz ederim.

Mümtaz Yavuz Muş

Soru: Fırat Üniversitesine bağlı olarak 1998 yılında kurulan Muş Eğitim Fakültesi için, 1999 yılı bütçesinde, cari harcamalar için dahi ödenek kalemi ayrılmamıştır. Şu ana kadar tabelasından başka bir faaliyeti bulunmayan bu fakülteye ne zaman ödenek ayrılarak eğitime açılacaktır?

BAŞKAN – Sayın Mümtaz Yavuz burada mı? Burada.

Buyurun Sayın Bakanım.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Fırat Üniversitesine bağlı Muş Eğitim Fakültesinin eğitim öğretime başlayabilmesi için gerekli şartların sağlanması, bu üniversitemiz tarafından çalışmalar yapılarak gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Çalışmalar tamalandığında, eğitim öğretim faaliyeti başlayacak ve ihtiyaç duyulan ödenek, Maliye Bakanlığı yedek ödenek faslından tahsis edilecektir; altyapı çalışmaları devam ediyor.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Soru sırası, Konya Milletvekili Ali Gebeş'in.

Ali Gebeş?.. Burada.

Soruyu okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Sayın Başkanım, aracılığınızla Kültür Bakanımıza aşağıdaki sorumun iletilmesini arz ederim.

Ali Gebeş Konya

Büyük mütefekkir Mevlana törenleri, spor salonlarında pota altında kutlanmaktadır. Konya kültür sarayı inşaatı çok yavaş ilerlemektedir. 1999 yılında ayrılan ödenek ve eködenek vermeyi düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım.

KÜLTÜR BAKANI M. İSTEMİHAN TALAY (İçel) – Sayın Başkan, 1998 yılında bütçe ödeneği revizyonla yeterli hale getirilerek, söz konusu kültür merkezinin ikmal ihalesi gerçekleştirilmiştir; ancak, bütçe olanakları yetersizdir. Bu yıl içinde Yüksek Planlama Kurulundan bir eködenek talebimiz olacaktır; uygun görüldüğü takdirde, o zaman inşaat hız kazanacaktır.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Soru Sırası, Van Milletvekili Hüseyin Çelik'in.

Sayın Hüseyin Çelik?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın delaletinizle Sayın Millî Eğitim Bakanına sorulmasını arz ederim.

Hüseyin Çelik Van

Sorular :

1. Sayın Bakanım, ülkemizde kaç tane meslek yüksekokulu vardır? Bunların açılması gerçekten ihtiyaçtan mı kaynaklanıyor? Bu meslek yüksekokullarındaki öğretim elemanlarının yüzde kaçı doktoralı öğretim elemanlarıdır?

2. Türkiye'deki üniversitelerin dünya bilimine katkısı nedir? Nicelikle birlikte üniversitelerimizin nitelik olarak da istenen gelişmeyi gösterdiğini söyleyebilir misiniz?

3. YÖK'ün dayatmacı, antidemokratik, bilimden çok bürokrasiyi önplanda tutan yapısının devamından yana mısınız?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Üniversitelerimize bağlı 386 meslek yüksekokulu vardır. Meslek yüksekokullarına kayıtlı öğrenci sayısı 1998-1999 eğitim öğretim yılında 202 723'tür. Meslek yüksekokullarından 1997-1998 eğitim öğretim yılında 48 669 öğrenci mezun olmuştur. Meslek yüksekokulları, ülkenin ihtiyaç duyduğu nitelikli ara elemanların yetiştirilmesinde önem arz etmektedir.

Meslek yüksekokullarında görevli öğretim üyeleri dağılımı ise şöyledir: 47 profesör, 30 doçent, 240 yardımcı doçent, 3 098 diğer öğretim elemanı olmak üzere, toplam 3 415 öğretim elemanı vardır.

Konuşmamda da belirttiğim gibi, Türkiye'de, ekonomi hayatıyla birlikte, eğitimi, genel eğitimden meslekî teknik eğitime yönlendirme, kaydırma durumundayız. Bu nedenle, hükümet programında da olduğu şekilde, eğitimi, yüzde 35 genel eğitim, yüzde 65 meslekî ve teknik eğitim olarak yapılandırma çalışmalarımız devam etmektedir. 16 ncı Millî Eğitim Şûrasında da bu yönlü kararlar oybirliğiyle alınmıştır.

Meslek yüksekokullarının sayısını mutlaka artırmak zorundayız. Ayrıca, meslek liselerinden meslek yüksekokullarına geçişin de sınavsız olmasını gerçekleştirdiğimizde, Türkiye'nin nitelikli işgücüne kavuşması bakımından çok önemli kararları uygulamış olacağız.

Diğer soruya cevap veriyorum: Üniversitelerimizde görevli öğretim elemanlarının yurtdışı yayım sayısı 1980 yılında 380 iken, 1998 yılında 4 410 olmuştur. Bu konuda ülkemiz, dünya sıralamasında 1980 yılında 41 inci sıradayken, 1998'de 25 inci sıraya yükselmiştir. Dünyada bilgi çağına girdiğimiz bu günlerde ülkeler arasındaki yarış, aslında üniversiteler arasındaki yarıştır.

Üçüncü soruya da cevabım şudur: Üniversitemizde bilime önem verilmektedir, bilim önde gelmektedir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Bozkurt Yaşar Öztürk?.. Burada.

Sayın Kültür Bakanına yönelik üçüncü soruyu okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kültür Bakanımızın cevaplaması için aşağıdaki sorumu soruyorum.

Arz ederim.

Bozkurt Yaşar Öztürk İstanbul

Soru :

İstanbul'da bazı alanlar sit alanı ilan edilerek Bakanlığınıza bağlandı.

Sit alanlarında yapılanma ve yağmalama devam etmektedir, bilhassa güzel Boğazımızda bariz görülmektedir. Tedbir olarak ne düşünüyorsunuz?

Saygılarımla.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım.

KÜLTÜR BAKANI M. İSTEMİHAN TALAY (İçel) – Bildiğiniz gibi, sadece sit alanları üzerinde değil, hazine alanları üzerinde ve hatta şahısların kendi arazileri üzerinde, onların rızası dışında, kaçak yapılaşmalar devam etmektedir. Bu yapılaşmalar, her şeyden evvel bir hakkın gaspıdır ve bunun arkasında, gerçekten çok büyük organizasyonlar ve çok büyük çıkar gruplarının bulunduğu bir gerçektir. Bunların denetimi, her şeyden evvel, yerel yönetimler ve valilikler tarafından yapılagelmektedir; çünkü, koruma kurullarının, doğrudan doğruya bu yapılaşmaları önlemek veya engellemek gibi bir gücü veya imkânı mevcut değildir. Açıklanan, sit alanı olarak belirlenen bu yerlerdeki yapılaşmaların denetimi, öncelikle yerel yönetimler tarafından yapılmalıdır ve yapılmaktadır. Ancak, şu bir gerçek ki, koruma amaçlı imar planları, bu alanlar için belediyeler tarafından gerçekleştirilmemiştir ve uzun yıllardan beri de bu konuda bir çalışma yoktur. 18.6.1999 tarihinde, yeni seçilen belediye başkanları ile 8 ilin valisinin katıldığı bir toplantıda, öncelikle sit alanları üzerinde yapılaşmaları planlamak ve koordine etmek açısından, bir koruma amaçlı imar planı düzenine geçilmesi konusunda görüş birliğine varılmıştır ve bu konudaki çalışmalar bundan sonra Bakanlığımız tarafından da yakından denetlenecektir.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin sonuna yaklaşıyoruz; ancak, burada bulunan gerek Millî Eğitim Bakanlığı gerekse Kültür Bakanlığı personelinin daha fazla alıkoyulmaması için, soruların tamamlanmasını müteakip Kültür Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı bütçe ve kesin hesap kanunu tasarılarının oylanmasına kadar sürenin uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Millî Eğitim Bakanına yönelik üçüncü soru, Ordu Milletvekili Sayın Eyüp Fatsa'ya ait.

Sayın Eyüp Fatsa?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Delaletinizle aşağıdaki soruların Millî Eğitim Bakanı Sayın Metin Bostancıoğlu tarafından cevaplandırılmasını istiyorum.

Arz ederim.

Eyüp Fatsa Ordu

1. Kalkınmada öncelikli yörelerdeki üniversite elemanlarına ödenen tazminat, neden, Ordu İlimiz de kalkınmada öncelikli iller kapsamında olduğu halde, Ordu İlinde bulunan fakülte ve yüksekokullardaki görevlilere bu tazminat ödenmemektedir? Ne zaman ödenmeye başlanacaktır?

2. Yıllardır Orduluların özlemi haline gelen Ordu üniversitesinin açılışı ne zaman gerçekleşecektir?

3. Yurt dışında yaşayan yüzbinlerce eğitim çağındaki çocuklarımız güzel Türkçemizi öğrenme noktasında ciddî sıkıntılarla karşı karşıyadır. Acil tedbirler alınmazsa, yurt dışında yaşayan çocuklarımız, Türkiye'deki kardeşlerimizle tercüman aracılığıyla konuşmak mecburiyetinde kalacaklardır. Bu sıkıntıların giderilmesi için yurt dışında verilen Türkçe eğitim de yetersiz kalmaktadır. Hangi ilave tedbirleri almayı düşünüyorsunuz?

4. Yurt dışındaki eğitim ve öğretim hizmetlerinde, bulundukları ülkelerde yükseköğrenimini tamamlamış, formasyon sahibi gençlerimizden faydalanmayı düşünüyor musunuz?

5. Yurtdışı eğitim hizmetlerini ne kadar kadroyla yürütüyorsunuz? İlave kadro düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Yurt dışında yaşayan eğitim çağındaki çocuklarımızın güzel Türkçemizi öğrenebilmeleri bakımından, ders kitapları yanında, program bazında acil önlemler için çalışmalar devam etmektedir. Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü kanalıyla kitaplar ulaştırılmıştır. Bu bağlamda, Türkçe, sosyal bilgiler, din kültürü ve ahlak bilgisi ders kitapları hazırlanmaktadır.

Yurtdışı eğitim hizmetleri 20 eğitim müşaviri ile 28 eğitim ataşesi tarafından yürütülmektedir.

Malî konularda ise, Maliye Bakanlığı çalışma yapmaktadır; oradan aldığımız bilgilerle yazılı olarak cevap vermeyi düşünüyorum.

"Yurtdışında eğitim ve öğretim hizmetlerinde bulundukları ülkelerde yükseköğrenimini tamamlamış formasyon sahibi gençlerimizden faydalanmayı düşünüyor musunuz" sorusuna da yazılı cevap vereceğim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Konya Milletvekili Sayın Hüseyin Arı?.. Burada.

Soruyu okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun delaletinizle Sayın Kültür Bakanı tarafından cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

Hüseyin Arı Konya

Soru : Konya mevlana kültür merkezi yıllardır sürüncemede; kültür turizmi için son derece önem arz eden bu merkezin yapımı ne zaman gerçekleşecektir?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

KÜLTÜR BAKANI M. İSTEMİHAN TALAY (İçel) – Sayın Ali Gebeş'e verdiğim cevapla aynıdır.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

İstanbul Milletvekili Sayın Erol Al?.. Yok.

Gümüşhane Milletvekili Sayın Bedri Yaşar?.. Burada.

Soruyu okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Metin Bostancıoğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını rica ediyorum.

Bedri Yaşar Gümüşhane

Uzun süredir görev idareci-okul müdürü, yakın tarihte sık sık görevlerinden alınıp tenzili rütbeyle başka birimlerde görevlendirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Görevlerinden alınan; ama, bölge idare mahkemeleri kararıyla tekrar görevlerine iade edilen bürokratlar görevlerine başlatılıyor mu?

Gümüşhane Üniversitesi konusunda bir hazırlık var mı? Bu konuda yaptığımız başvurular konusunda ne düşünüyorsunuz?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MİLLî EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – 1.7.1997 tarihinden bu yana soruşturma sonucu okul müdürlüğünden alınıp öğretmenliğe atananların sayısı 340'tır. Toplam okul sayımız ise 44 121'dir.

Soruşturma sonucu, fiilleri sübut bulan ve mevzuata göre yöneticilik görevi alınması gerekenler hakkında işlem yapılmaktadır. İdarî yargıdan, yürütmenin durdurulması veya iptal kararı Bakanlığımıza tebliğ edildiği andan itibaren bu yargı kararlarına uyulmakta ve işlem yapılmaktadır.

Gümüşhane üniversitesi konusunda bir hazırlık henüz yoktur. Ülke çapında, Anayasamız, üniversitelerin, ülke sathına, dengeli bir şekilde yayılması emrini vermiştir. Bu doğrultuda, üniversitelerimizin sayısı, cumhuriyetin kuruluşunda 1 iken, bugün 72'dir. Anayasanın emri doğrultusunda, üniversitelerin ülke sathına yayılması çalışmaları vardır; ancak, şu anda, şu veya bu ile üniversite açılması konusunda bir çalışmamız yok. Objektif kurallara dayalı çalışmalar, kriter tespit çalışmaları devam etmektedir.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Kahramanmaraş Milletvekili Edip Özbaş?.. Buradalar.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Kültür Bakanı Sayın İstemihan Talay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasında aracılığınızı saygılarımla arz ederim.

Edip Özbaş Kahramanmaraş

1. Hükümet programında da yer alan, Türkçemizin zenginleştirilerek, Türk dilinin korunması hususundaki düşüncelerinize karşı, halen, bilhassa büyük şehirlerimizde, işyeri, ticarethane tanıtım ve afişlerinde Türkçe olmayan ve Türk kültürüyle ilişkisi bulunmayan kelime ve ibareler bulumaktadır. Bu, hoş olmayan durumu düzeltmeyi düşünüyor musunuz? Tedbirleriniz nelerdir?

2. Kahramanmaraş kültür sitesinin yapımı ne zaman bitirilecektir? Bu dönemde ayrılan ödenek miktarı ne kadardır?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

KÜLTÜR BAKANI M. İSTEMİHAN TALAY (İçel) – Sayın Başkan, Türk dilinin zenginleştirilerek korunması konusu, Hükümet programına girmiştir. Değerli milletvekillerimiz de bu konuda hassasiyetlerini ortaya koymuşlardır. Zaten, öteden beri bu konuda bir çalışma yürütülmekte; ancak, bunun bir hükümet politikası olarak, çeşitli bakanlıklar arasında bir eşgüdümle yürütülmesi aşaması, önümüzdeki günlerde başlatılacaktır.

İkinci soruya vereceğim cevap, Kahramanmaraş Kültür Merkezi, fizikî olarak yüzde 65 oranında tamamlanmıştır. Bu yıl bütçeden sağlayacağımız ödeneklerle inşaatına devam edilecektir.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.

Millî Eğitim Bakanına yönelik 6 ncı soru, Mehmet Metanet Çulhaoğlu'nun.

Buradalar.

Soruyu okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Metin Bostancıoğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Mehmet Metanet Çulhaoğlu Adana

1. İlköğretim okullarının ikinci kademesinde görev yapan branş öğretmenlerinin denetimi, ilköğretim müfettişleri tarafından yapılmaktadır. Statü olarak bu denetim doğru mu? Denetim konusunda bir değişiklik düşünüyor musunuz?

2. "8 yıllık zorunlu eğitime katkı" adı altında toplanan paraların bugüne kadar toplamı ne kadardır? Bu paralardan ne kadarı, eğitime (okul, ekderslik, araç ve gereç olarak) dönmüştur.

3. Yaşanan deprem felaketinden sonra birçok okulun yıkıldığı ve 400 dersliğe ihtiyacı olan Adana İlimize bu yıl ne kadar yatırım yapılacaktır?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Sayın Çulhaoğlu, ilköğretim, 8 yıl süreli ve kesintisizdir. İlköğretimde kademe yoktur. İlköğretim müfettişleri içerisinde çok sayıda branş öğretmeni vardır, çeşitli branşlardan öğretmenler vardır. İlköğretimde denetim konusunda bir değişikliğe gerek görmüyoruz.

Katkı payıyla ilgili genel açıklamayı konuşmamda yapmıştım; ancak, nerelere, ne kadar dağıtıldığını ise, şimdi, bilginize sunuyorum:

Katkı payı olarak bugüne kadar 366 trilyon 510 milyar 509 milyon Türk Lirası sağlanmıştır. Bu paradan, ilköğretim kurumları yapımı için 233 trilyon 567 milyar lira; taşımalı eğitim için 39 trilyon 745 milyar lira; kamulaştırma için 14 trilyon 135 milyar lira; donatım için 11 trilyon 835 milyar lira kullanılmıştır.

Hazinede 40 trilyon 72 milyar Türk Lirası beklemektedir; ayrıca, ödenek kaydedebilmek üzere 25 trilyon 273 milyar 266 milyon Türk Lirası da beklemektedir. Katkı payı, tamamen, eğitim amaçlı olarak kullanılmıştır ve kullanılmaktadır.

Adana'da yaşanan talihsiz deprem sonrası 79 derslik tamamlanarak hizmete açılmıştır. Bu yıl da, 4 trilyon 293 milyar Türk Lirası tutarında 43 derslik, her biri 300'er öğrencilik 9 pansiyonun yapılması planlanmıştır.

Ayrıca, ihaleleri merkezden yapılan, çeşitli kapasitede 11 ilköğretim okulu, bu ders yılı başında hizmete açılacaktır.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Bakanım.

Soru-cevap işlemi tamamlanmıştır. Başkanlığımıza ulaştırılan soruları, ilgili bakanlara ileteceğiz; yazılı olarak yanıt verip vermeme hakkı onlara aittir.

Teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, şimdi, sırasıyla, onüçüncü turda yer alan bütçelerin bölümlerine geçilmesi hususunu ve bölümlerini oylarınıza sunacağım.

Kültür Bakanlığı...

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Sayın Başkan, açık oylama talebimiz var.

BAŞKAN – Açık oylama talebi, 20 kişinin başvurusuyla olur. Şu anda öyle bir talep yok...

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – 15 kişinin...

BAŞKAN – Yazılı olmak koşuluyla; o talep geçerli değildir.

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Geçerlidir beyefendi.

Sayın Başkan, 143 üncü maddeye göre, 15 kişinin talebiyle...

BAŞKAN – Efendim, süre geçti; ben okuyorum...

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Efendim...

BAŞKAN – "Onüçüncü turda yer alan bütçelerin bölümlerine geçilmesi hususunu ve bölümlerini oylarınıza sunacağım" dedikten sonra, kalkmadınız...

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Evet, biz ayağa kalkıyoruz; 15 kişi...

BAŞKAN – Kalkmadınız efendim... 10 kişi yok...

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Yazılı veriyoruz beyefendi...

BAŞKAN – Kültür Bakanlığı 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... (FP sıralarından gürültüler)

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Sunamazsınız beyefendi...

BAŞKAN – Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Açık oylama yapacaksınız Sayın Başkan... Açık oylama yapacaksınız; 143 üncü maddeyi okuyunuz...

BAŞKAN – Okuyorum Sayın İsmail Kahraman.

"Bu husustaki önergelerin, oylamaya geçilmeden önce -dikkatle dinleyiniz- Başkanlığa verilmiş olması gereklidir."

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Oylamaya geçmeden, eğer bir takrir olduğu ifade ediliyorsa, onu...

BAŞKAN – Evet, dinleyiniz Sayın Kahraman, dinleyiniz lütfen; Başkanlığın görüşünü dinleyiniz. Elinizde İçtüzük vardır; 143 üncü maddenin ikinci bölümü şöyledir:

"Bu husustaki önergelerin, oylamaya geçilmeden önce Başkanlığa verilmiş olması gereklidir."

Verilmiş olması, yazılı olmasını gerektirir. Böyle bir talebiniz yoktur; o nedenle, işleme koymuyorum. (DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Verilmiş olduğunu... Siz oylama yapmadan söylüyoruz...

BAŞKAN – Bölümleri okutuyorum:

A ) KÜLTÜR BAKANLIĞI

1.– Kültür Bakanlığı 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 7 061 786 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler...

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN – Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Program kodu 111'i okutuyorum :

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

111 Kültür Sanat Hizmetleri 68 847 714 000 000

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN– Evet; karar yetersayısını arayacağız.

Oylamayı elektronik cihazla yapacağız.

5 dakikalık süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yetersayısına ulaşılamamıştır.

O nedenle, saat 14.00'te görüşmelere kaldığımız yerden devam etmek üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati : 13.15

 

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 14.00

BAŞKAN : Başkanvekili Ali ILIKSOY

KÂTİP ÜYELER : Mehmet AY (Gaziantep), Hüseyin ÇELİK (Van)

 

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 25 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Görüşmelere, kaldığımız yerden devam edeceğiz.

III. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMiSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

l.- 1999 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarıları ile 1997 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler ve Kuruluşlar Kesinhesap Kanunu Tasarıları (1/1; 1/2; 1/3, 3/122; 1/4, 3/123) (S.Sayıları: 3, 4, 8, 9) (Devam)

A) KÜLTÜR BAKANLIĞI (Devam)

1. – Kültür Bakanlığı 1999 Malî Yılı Bütçesi

2. – Kültür Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

B) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI (Devam)

1. – Millî Eğitim Bakanlığı 1999 Malî Yılı Bütçesi

2. – Millî Eğitim Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

I. – YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU (YÖK)

1. – Yüksek Öğretim Kurulu 1999 Malî Yılı Bütçesi

2. – Yüksek Öğretim Kurulu 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

II. – ÜNİVERSİTELER (Devam)

1. – Ankara Üniversitesi

a) Ankara Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Ankara Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

2. – Orta Doğu Teknik Üniversitesi

a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

3. – Hacettepe Üniversitesi

a) Hacettepe Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Hacettepe Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

4. – Gazi Üniversitesi

a) Gazi Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Gazi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

5. – İstanbul Üniversitesi

a) İstanbul Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) İstanbul Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

6. – İstanbul Teknik Üniversitesi

a) İstanbul Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) İstanbul Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

7. – Boğaziçi Üniversitesi

a) Boğaziçi Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Boğaziçi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

8. – Marmara Üniversitesi

a) Marmara Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Marmara Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

9. – Yıldız Teknik Üniversitesi

a) Yıldız Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Yıldız Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

10. – Mimar Sinan Üniversitesi

a) Mimar Sinan Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Mimar Sinan Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

11. – Ege Üniversitesi

a) Ege Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Ege Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

12. – Dokuz Eylül Üniversitesi

a) Dokuz Eylül Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Dokuz Eylül Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

13. – Trakya Üniversitesi

a) Trakya Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Trakya Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

14. – Uludağ Üniversitesi

a) Uludağ Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Uludağ Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

15. – Anadolu Üniversitesi

a) Anadolu Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Anadolu Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

16. – Selçuk Üniversitesi

a) Selçuk Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Selçuk Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

17. – Akdeniz Üniversitesi

a) Akdeniz Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Akdeniz Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

18. – Erciyes Üniversitesi

a) Erciyes Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Erciyes Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

19. – Cumhuriyet Üniversitesi

a) Cumhuriyet Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Cumhuriyet Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

20. – Çukurova Üniversitesi

a) Çukurova Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Çukurova Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

21. – 19 Mayıs Üniversitesi

a) 19 Mayıs Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) 19 Mayıs Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

22. – Karadeniz Teknik Üniversitesi

a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

23. – Atatürk Üniversitesi

a) Atatürk Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Atatürk Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

24. – İnönü Üniversitesi

a) İnönü Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) İnönü Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

25. – Fırat Üniversitesi

a) Fırat Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Fırat Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

26. – Dicle Üniversitesi

a) Dicle Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Dicle Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

27. – Yüzüncü Yıl Üniversitesi

a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

28. – Gaziantep Üniversitesi

a) Gaziantep Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Gaziantep Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

29. – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

30. – Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü

a) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

31. – Harran Üniversitesi

a) Harran Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Harran Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

32. – Süleyman Demirel Üniversitesi

a) Süleyman Demirel Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Süleyman Demirel Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

33. – Adnan Menderes Üniversitesi

a) Adnan Menderes Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Adnan Menderes Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

34. – Zonguldak Karaelmas Üniversitesi

a) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

35. – Mersin Üniversitesi

a) Mersin Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Mersin Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

36. – Pamukkale Üniversitesi

a) Pamukkale Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Pamukkale Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

37. – Balıkesir Üniversitesi

a) Balıkesir Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Balıkesir Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

38. – Kocaeli Üniversitesi

a) Kocaeli Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Kocaeli Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

39. – Sakarya Üniversitesi

a) Sakarya Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Sakarya Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

40. – Celâl Bayar Üniversitesi

a) Celâl Bayar Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Celâl Bayar Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

41. – Abant İzzet Baysal Üniversitesi

a) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

42. – Mustafa Kemal Üniversitesi

a) Mustafa Kemal Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Mustafa Kemal Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

43. – Afyon Kocatepe Üniversitesi

a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

44. – Kafkas Üniversitesi

a) Kafkas Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Kafkas Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

45. – Çanakkale 18 Mart Üniversitesi

a) Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

46. – Niğde Üniversitesi

a) Niğde Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Niğde Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

47. – Dumlupınar Üniversitesi

a) Dumlupınar Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Dumlupınar Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

48. – Gaziosmanpaşa Üniversitesi

a) Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

49. – Muğla Üniversitesi

a) Muğla Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Muğla Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

50. – Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

a) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

51. – Kırıkkale Üniversitesi

a) Kırıkkale Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Kırıkkale Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

52. – Osman Gazi Üniversitesi

a) Osman Gazi Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Osman Gazi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

53. – Galatasaray Üniversitesi

a) Galatasaray Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

b) Galatasaray Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN – İlk oturumda, 13 üncü turda yer alan Kültür Bakanlığının 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerinden 111 oylanırken karar yetersayısı aranılması istenmişti.

Yapılan oylamada karar yetersayısına ulaşılamadığı için, şimdi, 111 inci bölümü yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısı arayacağım.

Oylamayı elektronik cihazla yapacağız.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı vardır; Kültür Bakanlığı bütçesinin 111 inci bölümü kabul edilmiştir.

Diğer bölümü okutuyorum:

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

900 Hizmet Programlarına Dağıtılamayan Transferler 1 945 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 77 854 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kültür Bakanlığı 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

2.– Kültür Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Kültür Bakanlığı 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Kültür Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 31 274 634 786 000

- Toplam Harcama : 29 416 504 424 000

- İptal Edilen Ödenek : 1 938 793 332 000

- Ödenek Dışı Harcama : 80 662 970 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 61 400 757 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kültür Bakanlığı 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Millî Eğitim Bakanlığının 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunacağım.

Bu arada, tabiî, oylamaya geçmeden önce, Sayın Bedri İncetahtacı, Sayın Hüseyin Arı, Sayın Rıza Ulucak, Sayın Mehmet Bekaroğlu, Sayın Akif Gülle, Sayın Zeki Çelik, Sayın Ahmet Karavar, Sayın Osman Yumakoğulları, Sayın Eyüp Fatsa, Sayın Ramazan Toprak, Sayın Mehmet Göksu, Sayın Sait Açba, Sayın Yakup Budak, Sayın Yaşar Canbay, Sayın Abdüllatif Şener ve Sayın Musa Uzunkaya, görüşülmekte olan Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK ve üniversitelere ait bütçelerin oylamasının, İçtüzüğün 143 üncü maddesine göre, açık oylamayla yapılmasını istemişlerdir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümünü değil, bölümlerine geçilmesini oyluyoruz. Kaldı ki, 20 imzayı da havi değildir; havi olsa bile, İçtüzüğün 81 inci maddesinin ikinci bölümü de "Anayasa değişiklikleri hariç, kanunun tümünün veya maddelerinin oylanması, yirmi üye tarafından açık oy istenmemişse, işaretle olur" hükmünü havidir. Bu nedenle, önergeyi işleme koyma şansımız yoktur.

Şimdi, 1999 Malî Yılı Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, okuma işlemi uzun bir süreyi kapsayacaktır; bu nedenle, kâtip üye arkadaşımızın oturarak okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir

Bölümleri okutuyorum:

B) MİLLî EĞİTİM BAKANLIĞI

1.– Millî Eğitim Bakanlığı 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 203 855 910 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Okul Öncesi ve İlköğretim Hizmetlerinin Gerçekleştirilmesi ve

Geliştirilmesi 1 020 203 845 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

112 Genel, Meslekî ve Teknik Ortaöğretimin Gerçekleştirilmesi ve

Geliştirilmesi 521 905 393 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

113 Çıraklık ve Yaygın Eğitim 52 606 011 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

114 Yükseköğretim, Yurtdışı Eğitim Öğretim ve Dış İlişkiler 17 862 343 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

115 Okuliçi Beden Eğitimi, Spor ve İzcilik 1 987 498 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

888 4306 Sayılı Kanun Gereğince Elde Edilen Gelirlerle

Yürütülen İlköğretim Hizmetleri 272 000 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

900 Hizmet Programlarına Dağıtılamayan Transferler 7 952 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 33 435 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 2 131 808 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Millî Eğitim Bakanlığı 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

2.– Millî Eğitim Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Millî Eğitim Bakanlığı 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Millî Eğitim Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 701 641 614 214 000

- Toplam Harcama : 680 610 327 096 000

- İptal Edilen Ödenek : 17 627 512 585 000

- Ödenek Dışı Harcama : 3 846 121 748 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 7 249 896 281 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 227 000 000 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Millî Eğitim Bakanlığı 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir.

Yüksek Öğretim Kurulu 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

I.– YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU (YÖK)

1. – Yüksek Öğretim Kurulu 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

111 Yüksek Öğretim Kurulu 17 104 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 400 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 17 504 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 3 980 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 17 500 520 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 17 504 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Yüksek Öğretim Kurulu 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

2.– Yüksek Öğretim Kurulu 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Yüksek Öğretim Kurulu 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamını okutuyorum:

Yüksek Öğretim Kurulu 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 498 684 702 000

- Toplam Harcama : 1 999 407 383 000

- İptal Edilen Ödenek : 499 277 319 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 23 571 602 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 2 436 850 000 000

- Tahsilat : 1 480 428 900 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Yüksek Öğretim Kurulu 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Ankara Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

II.– ÜNİVERSİTELER

1.– Ankara Üniversitesi

a) Ankara Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 12 950 897 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 25 379 603 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 38 331 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 99 989 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 38 231 510 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 38 331 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Ankara Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Ankara Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Ankara Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Ankara Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – CETVELİ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 16 776 082 672 000

- Toplam Harcama : 16 456 486 397 000

- İptal Edilen Ödenek : 290 632 154 000

- Ödenek Dışı Harcama : 12 081 667 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 41 045 788 000 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – CETVELİ

L i r a

- Tahmin : 11 174 350 000 000

- Tahsilat : 16 045 250 916 000

(B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Ankara Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Hayırlı olsun.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

2.– Orta Doğu Teknik Üniversitesi

a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 10 932 050 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 9 416 400 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 4 000 000 000

BAŞKAN- Kabul edenler... Etmeyenler...Kabul edilmiştir.

T O P L A M 20 352 450 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 184 979 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 20 167 470 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 20 352 450 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 9 063 842 207 000

- Toplam Harcama : 9 012 590 545 000

- İptal Edilen Ödenek : 54 705 463 000

- Ödenek Dışı Harcama : 4 923 255 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 1 069 454 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 15 406 200 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul Edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 5 818 950 000 000

- Yılı Tahsilatı : 9 131 098 967 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı uğurlu olsun.

Hacettepe Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

3.– Hacettepe Üniversitesi

a) Hacettepe Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 16 519 792 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 21 362 458 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Giderleri 163 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 38 045 250 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 108 498 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 37 935 252 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 38 045 250 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Hacettepe Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Hacettepe Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Hacettepe Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Hacettepe Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 17 983 802 718 000

- Toplam Harcama : 17 244 796 421 000

- İptal Edilen Ödenek : 729 680 096 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 9 326 201 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 240 504 756 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

Bütçe Tahmini : 11 588 000 000 000

Yılı Tahsilatı : 16 988 083 334 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Hacettepe Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı olsun.

Gazi Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

4.– Gazi Üniversitesi

a) Gazi Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 9 667 650 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 19 021 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 193 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 28 882 150 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 10 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 131 988 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 28 750 152 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 28 882 150 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gazi Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Gazi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Gazi Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Gazi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 12 828 953 959 000

- Toplam Harcama : 12 191 965 267 000

- İptal Edilen Ödenek : 569 393 830 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 67 594 862 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 45 627 556 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 8 199 800 000 000

- Tahsilat : 12 425 642 287 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gazi Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, Gazi Üniversitesinin 1999 malî yılı bütçesi ile 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

İstanbul Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

5.– İstanbul Üniversitesi

a) İstanbul Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 14 550 900 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 37 032 600 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 10 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 51 593 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 2 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 204 996 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 51 388 502 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 51 593 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İstanbul Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) İstanbul Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– İstanbul Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

İstanbul Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 23 950 959 786 000

- Toplam Harcama : 22 399 772 751 000

- İptal Edilen Ödenek : 1 422 247 510 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 128 939 525 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 15 174 000 000 000

- Yılı Tahsilatı : 22 493 288 294 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İstanbul Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, İstanbul Üniversitesinin 1999 malî yılı bütçesi ile 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederim.

İstanbul Teknik Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

6.– İstanbul Teknik Üniversitesi

a) İstanbul Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 8 408 810 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 10 277 390 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 5 000 000 000

BAŞKAN- Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 18 691 200 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 100 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 99 898 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 18 591 202 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 18 691 200 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İstanbul Teknik Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) İstanbul Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– İstanbul Teknik Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

İstanbul Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 8 770 754 861 000

- Toplam Harcama : 8 579 432 114 000

- İptal Edilen Ödenek : 191 322 747 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 5 725 600 000 000

- Yılı Tahsilatı : 7 544 019 183 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İstanbul Teknik Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, İstanbul Teknik Üniversitesinin 1999 malî yılı bütçesi ile 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederim.

Boğaziçi Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

7.– Boğaziçi Üniversitesi

a) Boğaziçi Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 6 162 930 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 3 861 620 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 101 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 10 125 550 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 64 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 10 060 552 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 10 125 550 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Boğaziçi Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Boğaziçi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Boğaziçi Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

 

Boğaziçi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 4 381 004 375 000

- Toplam Harcama : 4 239 700 436 000

- İptal Edilen Ödenek : 141 303 939 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 3 091 000 000 000

- Yılı Tahsilatı : 4 551 722 062 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Boğaziçi Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, Boğaziçi Üniversitesinin 1999 malî yılı bütçesi ile 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederim.

Marmara Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

8.– Marmara Üniversitesi

a) Marmara Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 6 586 162 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 12 338 408 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 3 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 18 927 570 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 6 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 79 992 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 18 847 572 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 18 927 570 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Marmara Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Marmara Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Marmara Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Marmara Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 8 668 704 878 000

- Toplam Harcama : 8 536 323 691 000

- İptal Edilen Ödenek : 124 771 881 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 7 609 306 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 5 666 650 000 000

- Yılı Tahsilatı : 8 703 933 553 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Marmara Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Yıldız Teknik Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

9.– Yıldız Teknik Üniversitesi

a) Yıldız Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 475 610 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 4 652 520 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 8 128 130 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 5 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 66 993 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 8 061 132 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 8 128 130 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Yıldız Teknik Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Yıldız Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Yıldız Teknik Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Yıldız Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 3 498 430 914 000

- Toplam Harcama : 3 359 987 096 000

- İptal Edilen Ödenek : 82 053 614 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 56 390 204 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 2 255 600 000 000

- Yılı Tahsilatı : 3 449 365 687 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Yıldız Teknik Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Mimar Sinan Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

10.– Mimar Sinan Üniversitesi

a) Mimar Sinan Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 2 355 100 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 779 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 134 600 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 33 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 100 602 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 134 600 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Mimar Sinan Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Mimar Sinan Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Mimar Sinan Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamını okutuyorum:

Mimar Sinan Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 087 285 792 000

- Toplam Harcama : 2 040 903 292 000

- İptal Edilen Ödenek : 48 326 972 000

- Ödenek Dışı Harcama : 3 167 423 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 1 222 951 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 1 423 600 000 000

- Yılı Tahsilatı : 2 165 105 439 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Mimar Sinan Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Ege Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

11.– Ege Üniversitesi

a) Ege Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 9 844 350 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 18 637 350 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 50 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler...Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 28 531 700 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 4 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 95 250 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 28 431 950 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

G E N E L T O P L A M 28 531 700 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Ege Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Ege Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Ege Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

Ege Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 12 343 869 182 000

- Toplam Harcama : 11 783 207 308 000

- İptal Edilen Ödenek : 559 956 642 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 705 232 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 8 248 700 000 000

- Yılı Tahsilatı : 11 729 713 082 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Ege Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı olsun.

Dokuz Eylül Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

12.– Dokuz Eylül Üniversitesi

a) Dokuz Eylül Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 8 925 200 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 13 334 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 101 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

G E N E L T O P L A M 22 360 700 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 94 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 22 265 702 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

G E N E L T O P L A M 22 360 700 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Dokuz Eylül Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Dokuz Eylül Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Dokuz Eylül Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

 

 

 

Dokuz Eylül Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 9 994 110 254 000

- Toplam Harcama : 9 404 818 395 000

- İptal Edilen Ödenek : 529 640 464 000

- Ödenek Dışı Harcama : 94 686 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 59 746 081 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 8 036 000 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B - C E T V E L İ

L i r a

– Bütçe Tahmini : 6 130 900 000 000

– Yılı Tahsilatı : 9 620 156 438 000

BAŞKAN- (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Dokuz Eylül Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Trakya Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

13.– Trakya Üniversitesi

a) Trakya Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 5 318 980 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 5 793 700 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 50 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

G E N E L T O P L A M 11 162 680 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 54 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 11 107 682 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

G E N E L T O P L A M 11 162 680 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Trakya Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Trakya Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Trakya Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Trakya Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 5 196 925 036 000

- Toplam Harcama : 5 042 978 490 000

- İptal Edilen Ödenek : 144 667 566 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 9 278 980 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 3 542 050 000 000

- Yılı Tahsilatı : 4 963 650 219 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Trakya Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Uludağ Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

14.– Uludağ Üniversitesi

a) Uludağ Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 6 527 175 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 8 934 675 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 15 461 850 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 44 997 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 15 416 852 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 15 461 850 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Uludağ Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Uludağ Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN – Uludağ Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

 

 

 

Uludağ Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 7 492 648 654 000

- Toplam Harcama : 7 026 508 585 000

- İptal Edilen Ödenek : 289 795 634 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 176 344 435 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 188 035 000 000

BAŞKAN – (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 4 922 700 000 000

- Yılı Tahsilatı : 7 342 727 029 000

BAŞKAN – (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Uludağ Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Anadolu Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

15.– Anadolu Üniversitesi

a) Anadolu Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 6 160 850 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 8 063 900 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 100 000 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 14 324 750 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 15 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 138 975 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 14 185 760 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 14 324 750 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Anadolu Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

Anadolu Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

b) Anadolu Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 7 815 067 931 000

- Toplam Harcama : 7 594 970 308 000

- İptal Edilen Ödenek : 219 682 812 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 414 811 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 93 708 875 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 4 015 300 000 000

- Yılı Tahsilatı : 7 930 479 838 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Anadolu Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Hayırlı olsun.

Selçuk Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

16.– Selçuk Üniversitesi

a) Selçuk Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 6 924 800 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 10 185 600 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000

BAŞKAN- Kabul edenler...Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 17 111 400 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 720 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 92 270 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 17 018 410 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 17 111 400 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Selçuk Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Selçuk Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN – Selçuk Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Selçuk Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 7 705 286 771 000

- Toplam Harcama : 7 526 245 258 000

- İptal Edilen Ödenek : 131 517 951 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 47 523 562 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 5 104 600 000 000

- Yılı Tahsilatı : 7 317 557 316 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Selçuk Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Akdeniz Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

17.– Akdeniz Üniversitesi

a) Akdeniz Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 6 211 295 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 5 309 335 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 20 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 11 540 630 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 5 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 72 993 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 11 467 632 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 11 540 630 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Akdeniz Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Akdeniz Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Akdeniz Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Akdeniz Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 5 323 310 111 000

- Toplam Harcama : 4 942 191 737 000

- İptal Edilen Ödenek : 374 447 850 000

- Ödenek Dışı Harcama : 200 000 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 6 870 524 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 3 631 100 000 000

- Yılı Tahsilatı : 5 124 225 310 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Akdeniz Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, Akdeniz Üniversitesinin 1999 malî yılı bütçesi ile 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederim.

Erciyes Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

18.– Erciyes Üniversitesi

a) Erciyes Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 5 426 265 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 6 949 415 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 50 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 12 425 680 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 900 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 108 999 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 12 315 781 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 12 425 680 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Erciyes Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Erciyes Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Erciyes Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Erciyes Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 5 811 379 194 000

- Toplam Harcama : 4 858 907 401 000

- İptal Edilen Ödenek : 890 555 060 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 61 916 733 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 664 887 147 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 3 985 350 000 000

- Yılı Tahsilatı : 5 792 952 915 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Erciyes Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Cumhuriyet Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

19.– Cumhuriyet Üniversitesi

a) Cumhuriyet Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 5 060 088 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 5 441 542 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 10 502 630 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 2 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 59 995 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 10 442 633 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 10 502 630 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Cumhuriyet Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Cumhuriyet Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Cumhuriyet Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Cumhuriyet Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 4 969 992 704 000

- Toplam Harcama : 4 817 660 327 000

- İptal Edilen Ödenek : 100 637 796 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 51 694 581 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 3 374 700 000 000

- Yılı Tahsilatı : 4 589 088 807 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Cumhuriyet Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Çukurova Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

20.– Çukurova Üniversitesi

a) Çukurova Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 11 164 240 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 9 398 400 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 100 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 20 662 640 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

rü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 5 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 69 993 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 20 592 642 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 20 662 640 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Çukurova Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Çukurova Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Çukurova Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Çukurova Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 8 620 881 149 000

- Toplam Harcama : 8 250 579 045 000

- İptal Edilen Ödenek : 315 010 860 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 55 291 244 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 22 437 204 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 5 935 400 000 000

- Yılı Tahsilatı : 8 350 579 546 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Çukurova Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

19 Mayıs Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

21.– 19 Mayıs Üniversitesi

a) 19 Mayıs Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 6 040 940 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 7 206 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri ile Gerçekleştirilen Hizmetler 1 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 13 248 440 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 49 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 13 198 442 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 13 248 440 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

19 Mayıs Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) 19 Mayıs Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– 19 Mayıs Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

19 Mayıs Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 6 323 180 132 000

- Toplam Harcama : 5 632 264 434 000

- İptal Edilen Ödenek : 595 498 656 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 95 417 042 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 269 777 379 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 4 169 000 000 000

- Yılı Tahsilatı : 5 811 544 012 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

19 Mayıs Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Karadeniz Teknik Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

22.– Karadeniz Teknik Üniversitesi

a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 7 160 482 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 8 266 848 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 15 427 330 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 109 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 15 317 332 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 15 427 330 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Karadeniz Teknik Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Karadeniz Teknik Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

Karadeniz Teknik Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 6 730 249 714 000

- Toplam Harcama : 6 511 210 201 000

- İptal Edilen Ödenek : 159 911 460 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 59 128 053 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 34 462 956 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 4 902 600 000 000

- Yılı Tahsilatı : 6 387 971 493 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Karadeniz Teknik Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Atatürk Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

23.– Atatürk Üniversitesi

a) Atatürk Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 11 830 830 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 14 100 545 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

990 Özel İdarelere İlişkin Hizmetler -

BAŞKAN- Kabul Edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 25 931 375 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 4 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 99 994 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 25 831 377 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 25 931 375 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Atatürk Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Atatürk Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Atatürk Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

Atatürk Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 10 405 157 421 000

- Toplam Harcama : 9 341 056 313 000

- İptal Edilen Ödenek : 990 881 031 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 73 220 077 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 574 690 738 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 7 695 900 000 000

- Yılı Tahsilatı : 10 104 342 368 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Atatürk Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

İnönü Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

24.– İnönü Üniversitesi

a) İnönü Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 6 325 180 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 4 593 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 51 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 10 969 180 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 50 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 39 948 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 10 929 182 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 10 969 180 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İnönü Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) İnönü Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– İnönü Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

İnönü Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 4 937 932 682 000

- Toplam Harcama : 4 805 346 007 000

- İptal Edilen Ödenek : 102 635 613 000

- Ödenek Dışı Harcama : 143 145 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 30 094 207 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 3 406 350 000 000

- Yılı Tahsilatı : 5 054 317 473 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İnönü Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Fırat Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

25.– Fırat Üniversitesi

a) Fırat Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 6 555 480 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 6 274 200 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 100 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 12 929 680 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 99 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 12 829 682 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 12 929 680 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Fırat Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Fırat Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Fırat Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

Fırat Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 5 465 806 650 000

- Toplam Harcama : 5 170 152 805 000

- İptal Edilen Ödenek : 270 113 243 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 25 540 602 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 3 855 500 000 000

- Yılı Tahsilatı : 5 154 182 242 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Fırat Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Dicle Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

26.– Dicle Üniversitesi

a) Dicle Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 6 280 520 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 7 327 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000

BAŞKAN- Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 13 609 020 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 68 998 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 13 539 022 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

GENEL T O P L A M 13 609 020 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Dicle Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Dicle Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Dicle Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

Dicle Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 6 032 335 174 000

- Toplam Harcama : 5 625 464 045 000

- İptal Edilen Ödenek : 376 485 783 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden : 30 385 346 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe tahmini : 4 329 050 000 000

- Yılı tahsilatı : 5 429 624 956 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Dicle Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

27.– Yüzüncü Yıl Üniversitesi

a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 5 568 680 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 6 290 700 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

GENEL T O P L A M 11 860 380 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 39 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 11 820 382 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 11 860 380 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 4 770 859 373 000

- Toplam Harcama : 4 537 895 491 000

- İptal Edilen Ödenek : 222 632 747 000

- Ödenek Dışı Harcama : 1 238 715 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 11 569 850 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe tahmini : 3 462 800 000 000

- Yılı tahsilatı : 4 499 050 703 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Gaziantep Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

28.– Gaziantep Üniversitesi

a) Gaziantep Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 4 575 470 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 799 740 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 10 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 7 385 210 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 240 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 89 740 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 7 295 230 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 7 385 210 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gaziantep Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Gaziantep Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Gaziantep Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

Gaziantep Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 3 137 586 896 000

- Toplam Harcama : 2 916 766 283 000

- İptal Edilen Ödenek : 220 820 613 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 64 963 454 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 2 276 500 000 000

- Tahsilat : 3 119 112 355 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gaziantep Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı uğurlu olsun.

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

29.– İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 740 800 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 47 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 100 000 000 000

T O P L A M 3 888 300 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 57 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 3 830 302 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 3 888 300 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

 

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 1 574 584 182 000

- Toplam Harcama : 1 424 512 022 000

- İptal Edilen Ödenek : 150 072 160 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 975 400 000 000

- Tahsilat : 1 266 659 876 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

30.– Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü

a) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 2 988 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 712 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 3 700 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 49 497 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 3 651 002 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 3 700 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 1 578 788 729 000

- Toplam Harcama : 1 417 621 788 000

- İptal Edilen Ödenek : 160 547 333 000

- Ödenek Dışı Harcama : 25 000 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 644 608 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 79 619 942 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 1 061 200 000 000

- Yılı Tahsilatı : 1 467 342 282 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Harran Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

31.– Harran Üniversitesi

a) Harran Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 4 200 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 774 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 6 975 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 6 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 39 992 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 6 935 002 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 6 975 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Harran Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Harran Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Harran Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Harran Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 687 400 431 000

- Toplam Harcama : 2 598 277 320 000

- İptal Edilen Ödenek : 83 624 703 000

- Ödenek Dışı Harcama : 111 297 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 5 609 705 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 945 700 000 000

- Tahsilat : 2 424 159 542 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Harran Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabı bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Süleyman Demirel Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

32.– Süleyman Demirel Üniversitesi

a) Süleyman Demirel Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 4 731 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 5 202 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 100 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 10 033 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 33 989 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 9 999 010 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 10 033 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Süleyman Demirel Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Süleyman Demirel Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Süleyman Demirel Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Süleyman Demirel Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 4 456 570 916 000

- Toplam Harcama : 4 288 737 956 000

- İptal Edilen Ödenek : 107 076 386 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 60 756 574 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 2 731 000 000 000

- Tahsilat : 4 239 239 870 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Süleyman Demirel Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Adnan Menderes Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

33.– Adnan Menderes Üniversitesi

a) Adnan Menderes Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 2 927 900 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 276 100 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 11 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 215 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 42 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 172 002 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 215 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Adnan Menderes Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Adnan Menderes Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Adnan Menderes Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Adnan Menderes Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 502 576 442 000

- Toplam Harcama : 2 377 120 159 000

- İptal Edilen Ödenek : 125 059 577 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 396 706 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 604 800 000 000

- Tahsilat : 2 382 262 109 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Adnan Menderes Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

34.– Zonguldak Karaelmas Üniversitesi

a) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 499 272 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 923 728 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 424 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 10 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 33 470 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 390 520 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 424 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 308 283 094 000

- Toplam Harcama : 2 162 918 357 000

- İptal Edilen Ödenek : 145 364 737 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 825 300 000 000

- Tahsilat : 2 439 125 233 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Mersin Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

35.– Mersin Üniversitesi

a) Mersin Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 672 310 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 557 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 6 230 310 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 34 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 6 195 312 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 6 230 310 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Mersin Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Mersin Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Mersin Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

Mersin Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 402 970 287 000

- Toplam Harcama : 2 234 989 170 000

- İptal Edilen Ödenek : 166 112 866 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 1 868 251 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 690 900 000 000

- Tahsilat : 2 382 668 917 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Mersin Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Pamukkale Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

36.– Pamukkale Üniversitesi

a) Pamukkale Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 901 970 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 3 249 030 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 7 152 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 30 497 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 7 121 502 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 7 152 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Pamukkale Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Pamukkale Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Pamukkale Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Pamukkale Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 3 155 183 328 000

- Toplam Harcama : 3 051 453 227 000

- İptal Edilen Ödenek : 44 551 332 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 59 178 769 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 815 000 000 000

- Tahsilat : 2 768 618 803 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Pamukkale Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Balıkesir Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

37.– Balıkesir Üniversitesi

a) Balıkesir Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 2 717 122 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 072 878 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 4 790 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 100 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 43 598 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 4 746 302 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 4 790 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Balıkesir Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Balıkesir Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Balıkesir Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Balıkesir Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 088 256 332 000

- Toplam Harcama : 1 996 833 590 000

- İptal Edilen Ödenek : 52 977 051 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 38 445 691 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 399 500 000 000

- Tahsilat : 2 066 258 120 000

BAŞKAN– (B) cetvelini Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Balıkesir Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Kocaeli Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

38.– Kocaeli Üniversitesi

a) Kocaeli Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 4 200 600 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 4 407 400 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 8 609 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 45 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 8 563 002 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 8 609 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kocaeli Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Kocaeli Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Kocaeli Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Kocaeli Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 3 663 477 148 000

- Toplam Harcama : 3 426 289 564 000

- İptal Edilen Ödenek : 167 195 102 000

- Ödenek Dışı Harcama : 145 000 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 69 992 627 000 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 39 363 074 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 2 303 500 000 000

- Tahsilat : 3 431 570 494 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kocaeli Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Sakarya Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

39.– Sakarya Üniversitesi

a) Sakarya Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 601 641 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 3 117 359 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 6 719 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 17 793 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 6 701 206 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 6 719 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sakarya Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Sakarya Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Sakarya Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Sakarya Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 3 058 729 900 000

- Toplam Harcama : 2 996 744 290 000

- İptal edilen Ödenek : 45 406 175 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 16 579 435 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad ve Dış

Proje Kredilerinden Ertesi yıla

devreden 23 174 336 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 743 500 000 000

- Tahsilat : 2 898 198 888 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sakarya Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Celal Bayar Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

40.– Celal Bayar Üniversitesi

a) Celal Bayar Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 681 450 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 3 440 550 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 7 122 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 10 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 41 980 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 7 080 010 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 7 122 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Celal Bayar Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Celâl Bayar Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Celâl Bayar Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Celâl Bayar Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 3 412 588 899 000

- Toplam Harcama : 3 286 170 483 000

- İptal Edilen Ödenek : 108 839 005 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 17 579 411 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 2 021 700 000 000

- Tahsilat : 3 311 267 132 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Celâl Bayar Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

41.– Abant İzzet Baysal Üniversitesi

a) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 585 700 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 264 300 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 850 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 30 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 819 002 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 850 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 580 582 712 000

- Toplam Harcama : 2 469 450 984 000

- İptal Edilen Ödenek : 101 734 424 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 9 397 304 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 683 750 000 000

- Tahsilat : 2 677 444 549 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Mustafa Kemal Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

42.– Mustafa Kemal Üniversitesi

a) Mustafa Kemal Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 108 431 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 965 569 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 074 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü Aç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 106 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 4 967 002 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 074 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Mustafa Kemal Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Mustafa Kemal Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Mustafa Kemal Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Mustafa Kemal Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 1 971 235 671 000

- Toplam Harcama : 1 838 615 125 000

- İptal Edilen Ödenek : 116 476 894 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 16 143 652 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 473 400 000 000

- Tahsilat : 1 996 840 328 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Mustafa Kemal Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir.

Afyon Kocatepe Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

43.– Afyon Kocatepe Üniversitesi

a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 2 746 600 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 798 900 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 545 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 76 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 468 502 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 545 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Afyon Kocatepe Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Afyon Kocatepe Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Afyon Kocatepe Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 233 619 952 000

- Toplam Harcama : 2 116 556 083 000

- İptal Edilen Ödenek : 74 957 032 000

- Ödenek Dışı Harcama : 10 256 939 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 52 363 776 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 506 000 000 000

- Tahsilat : 2 144 277 790 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Afyon Kocatepe Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Kafkas Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

44.– Kafkas Üniversitesi

a) Kafkas Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 2 733 810 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 333 550 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 4 067 360 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 2 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 59 996 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 4 007 362 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 4 067 360 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kafkas Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Kafkas Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Kafkas Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Kafkas Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 1 540 384 219 000

- Toplam Harcama : 1 462 392 596 000

- İptal Edilen Ödenek : 77 991 623 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 102 900 000 000

- Tahsilat : 1 510 385 902 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kafkas Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir.

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

45.– Çanakkale 18 Mart Üniversitesi

a) Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 2 672 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 850 300 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 4 522 300 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 10 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 28 984 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 4 493 306 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 4 522 300 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 120 094 653 000

- Toplam Harcama : 1 875 229 171 000

- İptal Edilen Ödenek : 231 331 092 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 13 534 390 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 216 950 000 000

- Tahsilat : 1 801 039 336 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Niğde Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

46.– Niğde Üniversitesi

a) Niğde Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 083 350 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 556 650 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 640 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 10 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 44 988 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 097 401 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 640 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Niğde Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Niğde Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Niğde Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Niğde Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 212 509 205 000

- Toplam Harcama : 2 107 865 086 000

- İptal Edilen Ödenek : 63 798 713 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 40 845 406 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 402 700 000 000

- Tahsilat : 2 252 890 428 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Niğde Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Dumlupınar Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

47.– Dumlupınar Üniversitesi

a) Dumlupınar Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 2 975 450 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 095 050 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 070 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 5 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 35 989 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 034 506 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 070 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Dumlupınar Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Dumlupınar Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Dumlupınar Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Dumlupınar Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 442 644 400 000

- Toplam Harcama : 2 169 938 396 000

- İptal Edilen Ödenek : 103 323 341 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 169 382 663 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 512 500 000 000

- Tahsilat : 2 304 487 103 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Dumlıpınar Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

48.– Gaziosmanpaşa Üniversitesi

a) Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 166 625 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 064 375 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 231 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 38 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 192 002 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 231 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 127 499 632 000

- Toplam Harcama : 1 984 871 659 000

- İptal Edilen Ödenek : 122 116 376 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 20 511 597 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Tahmin : 1 624 700 000 000

- Tahsilat : 2 219 252 899 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Muğla Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

49.– Muğla Üniversitesi

a) Muğla Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 214 166 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 583 834 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 4 798 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 53 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 4 744 002 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

G E N E L T O P L A M 4 798 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Muğla Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Muğla Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Muğla Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Muğla Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 1 766 689 605 000

- Toplam Harcama : 1 701 113 339 000

- İptal Edilen Ödenek : 48 517 608 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 17 058 658 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 1 300 200 000 000

- Yılı Tahsilatı : 1 749 769 811 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Muğla Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

50.– Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

a) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 426 925 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 421 075 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Proje Kredileri 1 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 849 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 57 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 791 002 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

G E N E L T O P L A M 5 849 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 257 036 354 000

- Toplam Harcama : 2 140 720 476 000

- İptal Edilen Ödenek : 111 079 100 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 5 236 778 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 1 481 100 000 000

- Yılı Tahsilatı : 2 144 769 264 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Kırıkkale Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

51.– Kırıkkale Üniversitesi

a) Kırıkkale Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 3 569 515 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 047 085 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000

BAŞKAN- Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

G E N E L T O P L A M 5 617 600 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 55 597 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 562 002 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

G E N E L T O P L A M 5 617 600 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kırıkkale Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Kırıkkale Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Kırıkkale Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Kırıkkale Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 2 384 014 540 000

- Toplam Harcama : 2 265 992 529 000

- İptal Edilen Ödenek : 110 687 237 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 7 334 774 000 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 1 895 150 000 000

- Yılı Tahsilatı : 2 340 549 869 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kırıkkale Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Osman Gazi Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

52.– Osman Gazi Üniversitesi

a) Osman Gazi Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 4 450 900 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 5 773 100 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 10 225 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 1 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 32 997 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 10 192 002 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

G E N E L T O P L A M 10 225 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Osman Gazi Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Osman Gazi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN – Osman Gazi Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Osman Gazi Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 4 400 467 199 000

- Toplam Harcama : 4 098 585 544 000

- İptal Edilen Ödenek : 299 168 084 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 2 713 571 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 185 441 044 000

BAŞKAN – (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 3 276 100 000 000

- Yılı Tahsilatı : 4 293 477 223 000

BAŞKAN – (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Osman Gazi Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Galatasaray Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

53.– Galatasaray Üniversitesi

a) Galatasaray Üniversitesi 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 658 540 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 731 230 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 2 389 770 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelini okutuyorum:

B – C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 40 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 7 856 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 381 874 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 2 389 770 000 000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Galatasaray Üniversitesi 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

b) Galatasaray Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN – Galatasaray Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Galatasaray Üniversitesi 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 1 054 458 786 000

- Toplam Harcama : 951 679 862 000

- İptal Edilen Ödenek : 102 778 924 000

- 1050 S.K.83 üncü Mad.ve

Dış Proje Kredilerinden Ertesi

Yıla Devreden : 64 807 621 000

BAŞKAN– (A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

B – C E T V E L İ

L i r a

- Bütçe Tahmini : 564 000 000 000

- Yılı Tahsilatı : 783 998 392 000

BAŞKAN– (B) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Galatasaray Üniversitesi 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, böylece, Kültür Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu ve üniversitelerin 1999 malî yılı bütçeleri ile 1997 malî yılı kesinhesapları kabul edilmiştir.

Hayırlı olmalarını temenni ederim.

Sayın milletvekilleri, onüçüncü tur görüşmeler tamamlanmıştır.

Saat 17.00'de toplanmak üzere, birleşime 20 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.40

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 17.00

BAŞKAN : Başkanvekili Ali ILIKSOY

KÂTİP ÜYELER : Hüseyin ÇELİK (Van), Mehmet AY (Gaziantep)

 

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 25 inci Birleşimin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Görüşmelere kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Önceki oturumda onüçüncü tur görüşmeleri tamamlanmıştı.

Şimdi, ondördüncü tur görüşmelere başlıyoruz.

III. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

I.– 1999 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarıları ile 1997 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler ve Kuruluşlar Kesinhesap Kanunu Tasarıları (1/1; 1/2; 1/3, 3/122; 1/4, 3/123) (S. Sayıları : 3,4,8,9) (Devam)

C) MALİYE BAKANLIĞI

1. – Maliye Bakanlığı 1999 Malî Yılı Bütçesi

2. – Maliye Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

D) GELİR BÜTÇESİ

2. – 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1) (S. Sayısı: 3)

3. – 1997 Malî Yılı Genel Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1997 Malî Yılı Kesinhesap Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (3/122, 1/3) (S. Sayısı: 8)

4. – Katma Bütçeli İdareler 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/2) (S. Sayısı: 4)

5. – 1997 Malî Yılı Katma Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1997 Malî Yılı Katma Bütçeli İdareler Kesinhesap Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (3/123, 1/4) (S. Sayısı: 9)

BAŞKAN – Ondördüncü turda, Maliye Bakanlığı bütçesi ile gelir bütçesi yer almaktadır.

Komisyon?.. Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

Sayın milletvekilleri, ondördüncü turla ilgili soru sormak isteyen milletvekillerinin, kısa, gerekçesiz ve kişisel görüş ileri sürmeksizin, kişilik ve özel yaşama ilişkin konuları içermeyecek şekilde hazırlayacakları sorularını, gruplar adına konuşmalar bitinceye kadar, yazılı olarak, Başkanlık Divanımızın sol tarafında yer alan kâtip üye arkadaşımıza bizzat vermelerini rica ediyorum. Sorular, geliş sırasına göre işleme alınacaktır; soru sorma sıralaması, ilk sorunun gelişinden itibaren başlayacaktır ve bütün sorular numaralı hale gelecektir. Gruplar adına yapılacak konuşmalar tamamlandıktan sonra soru kabul edilmeyecektir.

Şimdi, gelir bütçesiyle ilgili 2 nci maddeyi okutuyorum:

Gelir Bütçesi

Madde 2– Genel Bütçenin gelirleri bağlı (B) işaretli cetvelde gösterildiği üzere 17 950 000 000 000 000 lira olarak tahmin edilmiştir.

BAŞKAN – Grupları ve şahısları adına söz alan üyelerin isimlerini okuyorum:

Gruplar: Fazilet Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün, Sakarya Milletvekili Nezir Aydın; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Bursa Milletvekili Orhan Şen, Ankara Milletvekili Hayrettin Özdemir; Anavatan Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, Manisa Milletvekili Ekrem Pakdemirli; Demokratik Sol Parti Grubu adına, Sakarya Milletvekili Ramis Savaş, Kırklareli Milletvekili Necdet Tekin; Doğru Yol Partisi Grubu adına, Afyon Milletvekili İsmet Attila, Bingöl Milletvekili Necati Yöndar.

Şahıslar: Lehinde, Giresun Milletvekili Turhan Alçelik, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün; aleyhinde, Aksaray Milletvekili Murat Akın, Erzurum Milletvekili Aslan Polat.

Şimdi, Fazilet Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Özgün; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Özgün, süreniz 10 dakika.

FP GRUBU ADINA İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde Fazilet Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, Muhterem Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, bilindiği üzere, bütçeler hükümetlerin aynasıdır. Bütçelere baktığımız zaman, hükümetlerin ne yapmak istediğini, neyi yapmak istemediğini, oradan görmemiz mümkündür. Bir yıllık dönemde kamu hizmetlerine yönelik harcamalara ayrılan ödenekler ile bu harcamaların gelir kaynaklarını yine bu bütçelerden görmemiz mümkündür. Yani, bütçeler, kimden alıp, kime vereceğini ifade eden kaynaklardır, kanunî belgelerdir.

Bu itibarla, bütçelerin enflasyonla ve gelir dağılımıyla da ilgisi vardır. Bunların kontrol altına alınması, daha iyi noktalara getirilmesi hususunda bütçelerden istifade edilmektedir; ancak, 1999 yılı bütçesine baktığımızda, ne yazık ki, ne enflasyonla mücadeleye yönelik ne de gelir dağılımını düzeltmeye yönelik birtakım özellikleri, hususiyetleri bu bütçede görmemiz mümkün değildir. Aksine, bu bütçenin, büyük ölçüde, rantiyeye kaynak aktarma, faiz ödeme ve dar ve sabit gelirli insanları ezme bütçesi olduğunu görüyoruz.

Değerli arkadaşlar, bu bütçede memur ve emeklilere hiçbir şey yok. Bu bütçede çiftçilerimize bir şey yok. Bu bütçede esnaf ve sanatkârımıza bir şey verildiği görülmüyor. Bu bütçede bu dargelirli kesimlere bir şey verilmediğine göre, peki, kime ne var? Bu sorunun cevabını aramaya kalktığımızda, görüyoruz ki, devletin sırtından para kazanan, devlete yüksek faizle, kısa vadelerle borç veren bir grup türemiştir son yıllarda. Bu bütçede de yine bu gruba, bu yüksek faiz ve kısa vadeyle tatlı kârlar aktarmak amaçlanmaktadır; bütçede bu vardır. İşte, Türkiye'nin de zaten temel sorunu buradadır değerli kardeşlerim. Bir tarafta kamu finansman açığı giderek büyüyor, devlet borcunu borçla ödeme noktasına geliyor, öbür tarafta yüksek faizle devlete borç vermek için türemiş bir grup borç vericiler var.

Değerli arkadaşlar, Türkiye bu sorunu mutlaka çözmek zorundadır. Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu bütün temel sorunların başını bu sorun teşkil etmektedir. Eğer kamu maliyesi sorununu Türkiye halledemezse, diğer birçok sorunlarını da halletmesi mümkün görünmemektedir. Bugün için kamu maliyesinin haline baktığımız zaman, aynen, tefecinin eline düşmüş bir tüccarı andırıyor. Çoluk çocuk, genç ihtiyar hepimiz, 65 milyon insan, çalışıyoruz çabalıyoruz, vergi ödüyoruz, ama, sonuçta, verdiğimiz vergiler, bir de bakıyoruz ki, borcun faizini bile ödeyemiyor.

55 ve 56 ncı hükümetler döneminde borçlar çığ gibi büyümüştür. Bakınız, 55 inci hükümet işbaşına geldiğinde 28 milyar dolardan içborçları devraldı; mayıs ayı sonu itibariyle baktığımızda, içborçlarımız 40 milyar doları aşmış bulunmaktadır. Bu ne demek; birbuçuk iki yıl içerisinde içborçlarımıza 55 ve 56 ncı hükümetler döneminde 10 milyar dolar ilave yapılmış demektir; bu, korkunç bir şeydir. Basında izliyoruz; artık, her ay, içborçlarımıza, neredeyse, 1 milyar dolar ilave geldiği ifade ediliyor.

Değerli kardeşlerim, şimdi bunu, sayın bakanlar da burada -işin garip tarafı- ifade ediyorlar; daha düne kadar ekonomiden sorumlu olmuş, bu işlerden sorumlu olmuş sayın bakanlar da bu acı itirafları buradan dile getiriyorlar. Kimsenin hayatından memnun olmadığını, işsizlik olduğunu, piyasaların durduğunu, esnaf ve sanatkârın hayatından bezmiş olduğunu, işçi ve memur emeklilerinin umutsuzluk içerisinde olduğunu, yatırımların durduğunu, Hazinenin çok yüksek faizlerle borçlandığını, daha geçen gün burada, ekonomiden sorumlu eski bakanımız ifade ettiler. Peki, ben soruyorum; bunların sorumlusu kimdir, neden bu işler buraya gelmiştir? Bize, siz sorumlusunuz diyorsanız; hayır, biz, 54 üncü hükümet döneminde, yüzde 8,8 olan kamu kesimi borçlanma gereğini yüzde 7,6'ya düşürmüşüz, memur ve emeklilerimize bir yıl içerisinde yüzde 100 maaş artışı yapmışız, tarım ürünlerine de her zaman enflasyonun üzerinde bir taban fiyat vermişiz, hayvancılığı desteklemişiz, KOBİ'leri desteklemişiz ve iş hayatına canlılık getirmişiz.

Peki, ben şimdi soruyorum; iki yıldan beri işbaşında olanlar ne yaptı? Her şey ortada, memurlar bugünlerde sokaklarda hak arıyorlar. Geçtiğimiz iki yıl içerisinde, memur ve emeklilerimiz, ne yazık ki, enflasyona ezdirilmiştir. Çiftçinin hali de yürekler acısıdır. Daha geçtiğimiz gün verdiğiniz buğday taban fiyatı, çiftçimizi maalesef perişan etmiştir. Zaten kuraklık yüzünden çiftçimiz bir darbe almıştı, bu verilen taban fiyat da çiftçimize ikinci bir darbe olmuştur.

Değerli kardeşlerim, bakınız, esnaf ve sanatkârlarımızı bırakınız, orta boy işletmelerimiz de artık bugün kepenklerini kapatır noktaya gelmiş bulunmaktadırlar. İşte biz bunu soruyoruz; bugüne kadar, iki yıldan beri, bu dar ve sabit gelirli insanlar için ne yaptınız?

Bizim bölgemizde, Balıkesir İlimizde tarım ve hayvancılık oldukça yaygındır, nüfusun yarıya yakın kısmı geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır; ama, ne yazık ki, geçtiğimiz sezon, zeytin üreticileri zeytini dalında bıraktılar, toplamadılar. Neden; toplasalar zarar ediyorlar, toplamamak daha kârlı göründü ve zeytin üreticileri, maalesef, zeytinini dalında bıraktı ve o günlerde verileceği söylenen kilodaki 40 sent prim de, aradan altı ay geçti, hâlâ ödenmiyor; acaba, bu bütçeyle o primler ödenecek mi diye, doğrusu ben de merak ediyorum.

Değerli milletvekilleri, yine aynı şekilde, geçtiğimiz sezon içerisinde, pancar üreticileri hakikaten büyük mağduriyet yaşamışlardır. Pancar ekim alanları daraltılmıştır; pancar ekicileri, bir alternatif diye domates ekmeye kalkışmışlardır; ama, önceki sene fabrikaya 25 000 liraya verdikleri domatesi geçtiğimiz sene 15 000 liraya verememişlerdir.

Yine, pamuk üreticilerimiz fevkalade büyük sıkıntı çekmişlerdir; 200 000 liraya vereceklerini ümit ettikleri pamuğu 100 000 liraya verememişler ve tarlalarını, bahçelerini, traktörlerini satmak durumunda kalmışlardır.

Yine, aynı şekilde, hayvancılıkla geçinen insanlarımız -burada bir vesileyle ifade etmiştim- bugün 110 000 liraya ürettikleri sütü, hâlâ, 90 000 liraya satmaya devam etmektedirler.

Değerli arkadaşlarımız, tabiî, bunun yanında, esnaf ve sanatkârlarımız büyük sıkıntı çekiyorlar. Geçtiğimiz iki yıl içerisinde, esnaf ve sanatkarlarımız, özellikle memur, işçi ve çiftçi kesimindeki alım gücünün düşmesinden dolayı işyerlerini kapatmak durumunda kalmışlardır. Balıkesir İlimizde, bir yıl içerisinde, aşağı yukarı 1 000 tane işyerimiz kepenk kapatmak durumunda kalmıştır.

BAŞKAN – Sayın Özgün, size 1 dakika ilave süre veriyorum.

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli kardeşlerim, işte, bu dar ve sabit gelirli insanlarımız için bu bütçede hiçbir şeyin olmadığı görülmektedir.

Tabiî, bir de, geçen yıl buradan geçirdiğimiz vergi kanunları piyasaları vurmuştur; özellikle geçici vergi ve malî milat konusu, gerçekten, piyasaları büyük sıkıntıya sokmuştur. Geçici verginin mutlaka düzeltilmesi lazım; sürenin üç ay yerine en azından altı aya çıkarılması lazım, oranın düşürülmesi lazım. Malî milat konusunda da, yine geriye dönük bir matrah yükseltme imkânı verilerek -bu, neticede, belki bir helallık vergisi olarak düşünülebilir; bunu daha önce de arz etmiştik- bu konu tekrar gündeme alınmalıdır. Yine, enflasyon muhasebesi getirilmelidir. Hepsinden önemlisi, harcama reformu getirilmelidir. Vergi mükelleflerimiz, bugün, verdikleri vergilerin nereye harcandığı konusunda çok büyük şüpheler içerisindedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Bu bakımdan, harcama reformu getirilerek, harcamaların belirli bir disiplin altına alınmasını diliyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bütçenin hayırlı olmasını diliyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Özgün.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sakarya Milletvekili Sayın Nezir Aydın. (FPsıralarından alkışlar)

Sayın Aydın, süreniz 10 dakika.

FP GRUBU ADINA NEZİR AYDIN (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maliye Bakanlığı gelir bütçesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; sözlerime başlarken, Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Şu ana kadar, bütçe müzakerelerinde, bakanlıkların gider kalemlerini görüştük; bugün, Maliye Bakanlığının gelir ve giderlerini konuşuyoruz.

1999 yılı gelir bütçesi, 14 katrilyon 535 trilyonu vergi geliri olmak üzere, 18 katrilyon 50 trilyon olarak tahmin edilmiştir. Gelir bütçesini oluşturan gelir kalemleri veya diğer ifadeyle vergi kalemleri, yaklaşık 24 kalem; ancak, bunların tamamı üzerinde durmaya zamanımız yok; bazılarının üzerinde birkaç cümleyle durmak istiyorum:

Kalemlerin içerisinde bir tanesi, Kurumlar Vergisi tahminî tahsilatı 1 katrilyon 160 trilyon olarak tespit edilmiştir ki, bu, tüm gelirler içerisinde yüzde 7,98 olmaktadır. Şimdi, hepinizin bildiği bir şeyi tekrar ediyorum: Kurumlar Vergisini kimler öder; ticarî, sınaî kuruluşlar, bankalar, holdingler, devlet ihalelerini alan müteahhitler; yani, diğer bir ifadeyle, yatı katı, kotrası, uçağı, özel helikopteri vesairesi olan kimseler. Diğer bir ifadeyle, ekonominin yüzde 80'ini elinde tutanların ödediği verginin adı Kurumlar Vergisidir. Ancak, geçmiş yıl bütçesine baktığımızda, geçen yıl yüzde 9 olan bu oran, bu sene, nedense, yüzde 7,98'e düşmüştür; yani, ekonominin can damarlarını elinde tutanların ödediği vergi azalmaya devam etmektedir.

Gelir Vergisi 4 katrilyon 670 trilyon, yüzde 32,13 oranında; bunu kimler ödüyor; memurlar, işçiler, çiftçiler, küçük esnaf, serbest meslek erbabı.

Dahilde alınan KDV ile Akaryakıt Tüketim Vergisi ise 4 katrilyon 829 trilyon, oranıysa yüzde 33,22. Şimdi, bu KDV ve Akaryakıt Tüketim Vergisi, bildiğiniz gibi, hükümetlerin, hükümranlık hakkına, hükmetme hakkına dayanarak saldıkları vergilerdir. Ne yazık ki, Türkiye'de ödenen Kurumlar Vergisi, bu dolaylı vergilerin ancak beşte 1'i kadardır. KDV'yi herkes mecburen ödüyor. Özellikle, bordro mahkûmu dediğimiz insanlar, maaşını alırken, Gelir Vergisini kaynağında, anında ödüyor; bir de aldığı parayı harcarken ödüyor; Akaryakıt Tüketim Vergisi olarak ödüyor, KDV olarak ödüyor, ödüyor, ödüyor... Ama, beri tarafta, Kurumlar Vergisi ödeyenler genelde ne yapıyorlar; ödedikleri Akaryakıt Tüketim Vergisini masraflarına yazarak vergiden düşebiliyorlar.

18 katrilyon 50 trilyon olan tahminî gelirlerin tamamının tahsil edildiğini varsayalım. Geçen seneki bütçe görüşmelerinde söylemiştik, yine de söylüyoruz; maalesef, ülkemizin ekonomik dengeleri, vergi tahsilatını güçleştirmekte; hükümetler, hele son zamanlarda, hedefleri yakalayamamaktadırlar; ama, biz, tamamının tahsil edildiğini varsayalım; şöyle bir nebze... Gerçi, günlerdir görüşüyoruz, bu paranın nerelere gittiğini biliyoruz; ama, ben, malumu ilam babında bir iki noktaya temas etmek istiyorum. Bu gelirler içinden 10 katrilyon 300 trilyon, borç faizlerine ayrılmıştır. İsabetli olduğunu varsayalım; yani, 10 katrilyon borç faizinin de aşmayacağını düşünelim- ki, her zaman, bu, yüzde 20-30 aşmaktadır, bu sene de aşacaktır; ama, aşmadığını varsayalım- bu demektir ki, her işgünü ödenecek faiz 41 trilyon 200 milyar liradır. İşgünü olarak söylüyorum; Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin, 1999 yılında her işgünü ödeyeceği faiz 41 trilyon 200 milyar liradır. Bir işgününü 8 saat olarak düşünürseniz, her saat ödeyeceği faiz 5 trilyon 150 milyar liradır. Bunu, dakikaya, saniyeye bölmeye gerek yok, zamanımız da yok.

Maliye Bakanlığı ve Hazine ödeneklerini bir kenara bıraktığımızda -çünkü, Hazinenin içerisinde zaten bu faizler ve diğer şeyler var- geriye 7 katrilyon 991 trilyon kalmaktadır. Tüm gelirlerden bu rakam nereye kalıyor; 1999 yılında, sağlık, eğitim, enerji, sanayi, yatırım, savunma, emniyet harcamalarının tamamı bu rakam içerisinden harcanacaktır. Dolayısıyla, ödenecek faiz kadar değildir bu rakam; birkaç holding ve şahsa ödenecek faizlerden çok daha azdır ve ömrü olan sene sonunda görecektir; bu azlık, daha da azalacaktır.

Olaya açıklık getirilmesi bakımından bir diğer noktaya temas etmek istiyorum: 1 günlük faizin 5 trilyon 200 milyar lira olduğunu söyledim. Bütçeye bakıyoruz -günlerdir görüşüyoruz burada- Sağlık Bakanlığına ayrılan para, maalesef, 16 günlük faiz karşılığıdır, Bayındırlık ve İskân Bakanlığına ayrılan para 2,5 günlük faiz karşılığıdır, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ayrılan para, değerli arkadaşlar, maalesef, yarım günlük faiz değildir, 0,44'tür bunun tam oranı; yarım günlük bile para ayrılamamıştır; Kültür Bakanlığına 1,89 günlük faiz karşılığı ayrılabilmiş, 2 günlük değil.

Burada -soru olarak sormuştum; ancak, zaman yetmediği için cevaplandırılamadı- Kültür Bakanımıza sormuştum: Sakaryamızın, uzun yıllardır bekleyen bir kültür sitesi var; âdeta, devletin, maalesef -söylemek istemiyorum ama- Sakarya'daki yüzkarası olmuş bir binası; bekleyip duruyor. Bu sene ne yapacak?.. Bakın arkadaşlar, şunu ifade ediyorum: Eğer benim Sakarya'daki kültür siteme 1 dakikalık faiz olan 85 milyar ayrılabilse, kültür sitemiz bitecektir; 1 dakikalık faiz ayrılabilse kültür sitesine, bitecektir.

Adalet Bakanlığına 6 günlük faiz karşılığı para ayrılabilmiştir; Millî Savunma Bakanlığına 61 günlük faiz karşılığı, Millî Eğitim Bakanlığına 52 günlük... Diğer kurum ve kuruluşlarımızı saymıyorum zaman yokluğu nedeniyle; çünkü, onlar, zaten, saatlik ve dakikalık faiz karşılıklarıyla 1999'u çıkarmaya çalışacaklar.

Şimdi, Sayın Maliye Bakanına soruyorum: Günlerdir "maaşımız yetmiyor; vereceğiniz yüzde 10'luk, yüzde 15'lik, yüzde 20'lik maaşzammı, bizimle alay etmektir" deyip, sokaklarda hak arayan, zaman zaman da coplanan memurlarımıza, eğer, istedikleri yüzde 30, yüzde 40, yüzde 50 artışı verirseniz; yüzde 50 verdiğinizi varsayalım; lütfen, biraz sonra geleceğiniz bu kürsüden söyleyin, yüzde 50 verdiğiniz zaman -rakamlar ortadadır- kaç günlük faiz karşılığıdır memurun istediği?.. (FP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bu rakamları, tenkit için söylemiyorum; bir tespiti burada yapmak mecburiyetindeyiz. Hükümetlerin görevi nedir; içinde bulunduğumuz bu faiz sarmalından ülkeyi kurtarmak; işsizliğe, fukaralığa, yolsuzluğa, çete ve mafyacılığa, devlet iş ve ihalelerine fesat karıştıranlara karşı mücadele etmektir veya Sayın Başbakanın ifadesiyle, onlara haddini bildirmektir. Ancak, 56 ncı ve 57 nci cumhuriyet hükümetinin Başbakanı, hak arayan memurlara haddini bildiriyor; zamanında ürün bedelini alamayan çiftçilere haddini bildiriyor. Efendim, yok böyle bir şey, diyemezsiniz; geçen cuma günü Adapazarı'ndaydım; 1998 fındık ürünü parasını hâlâ alamayan çiftçilerle konuştum; isteyenlere, adres, yer, isim verebilirim.

Esnaf siftah etmeden dükkân kapatıyor; birçoğu da, az önce İsmail kardeşimin söylediği gibi, dükkânını tamamen kapatıyor; yani, onlara da hadleri bildiriliyor.

Sayın milletvekilleri, üniversite kapılarında öğrencilere hadleri bildiriliyor; fakültelerde öğretim üyelerine hadleri bildiriliyor.

Vergilerin mutlaka yaygınlaştırılması ve çoğalması gerekmektedir; peki, bu nasıl olacaktır?..

BAŞKAN – Sayın Aydın, size 1 dakika ilave süre veriyorum.

NEZİR AYDIN (Devamla) – Çıkarılan Hal Yasasıyla, sebze ve meyve üreticisi, malını hale gönderince, neredeyse borçlu çıkıyor. Sözde vergi reformuyla ekonomi felç edildi; esnafın tabiriyle, piyasada yaprak kımıldamıyor. Anadolu’nun, çalışkan, üretken müteşebbis insanları, irticacı sermaye sahibi diye, gece yarısı evlerinden toplattırılıyor. Sosyal dengeleri bozacak diye, Avrupa'daki Türk insanının yurda para göndermesi engelleniyor. Sanayinin en büyük ortağı, faiz. Sanayide, tarımda, hizmet sektöründe kalitenin nasıl artırılacağı belli değil. Ama, faiz ödemeleri hiç aksatılmıyor, kuruşu kuruşuna ve günü gününe ödeniyor.

Sayın milletvekilleri, sürem bitiyor; bütçeyi özetleyelim. Geçen gün gazetelerimizden birinde -okumuşsunuzdur- şöyle deniyordu: "Türk, övün çalış, batık bankaları kurtar."

Son olarak, eğri ağaçtan doğru gölge çıkmayacağını söylüyor ve hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aydın.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Bursa Milletvekili Sayın Orhan Şen. (MHP sıralarından alkışlar)

Buyurun.

MHP GRUBU ADINA ORHAN ŞEN (Bursa) – Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; Maliye Bakanlığı bütçesiyle ilgili, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Konuşmama başlamadan önce Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmamda sizlere, yıllardan beri uygulanan çarpık ekonomik politikalar sonucu âdeta ekonomik soykırıma maruz bırakılan kamu görevlileri, memur emeklileri, işçi emeklileri, Bağ-Kur emeklileri ile dul ve yetimlerin ve gazilerimizin içinde bulundukları hiç de iç açıcı olmayan ekonomik durumlarından bahsetmek istiyorum.

Kamu görevlileri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin zorunlu ve vazgeçilmez hizmetlerini, ülkemizin her yerinde, hatta en ücra köşelerinde dahi canları pahasına yürütmeye çalışmaktadırlar. Hiç kimse inkâr edemez ki, bu ülkede, güvenlikten savunmaya, enerjiden altyapıya, sağlıktan eğitime, tarımdan ormana, haberleşmeden büro hizmetlerine, ekonomiden teknolojiye kadar aklınıza gelebilecek bütün kamu hizmetleri, kamu görevlileri tarafından yürütülmektedir. İşte bu kadar önemli görevleri üstlenmiş, dolayısıyla devletimizin olmazsa olmaz unsuru haline gelmiş kamu görevlilerimize yansıyacak her türlü olumsuzluğun, şu ya da bu şekilde, bu insanlarımızın yerine getirdikleri kamu görevlerine de yansıyacağı kuşkusuzdur.

Bugün ülkemizde yaklaşık 2 milyon kamu görevlisi çalışmaktadır. 2 milyon kamu görevlisinin yanında, 1 350 000 memur emeklisi, 2 700 000 işçi emeklisi, 1 100 000 de Bağ-Kur emeklisi vardır; yani, kamu görevlisi ve emeklilerimizin toplamı, yaklaşık 7 150 000 kişi civarındadır. Peki, toplam 7 150 000 kişiyi oluşturan memur ve emeklilerimizin içinde bulundukları ekonomik durum nedir: Bugün, müsteşarından müstahdemine kadar tüm kamu görevlilerinin ortalama maaşı 110 000 000 lira civarında olup, 87 448 000 lira alan memurlarımız, 95 632 000 lira aylıkla geçinmeye çalışan memur emeklilerimiz, 70 046 000 lira aylıkla yaşama mücadelesi veren işçi emeklilerimiz, aldıkları 37 585 000 lira aylıkla geçinme mucizesi gerçekleştiren Bağ-Kur emeklilerimiz bulunmaktadır.

Gıda harcamalarının 103 000 000 lira, asgarî geçinme standardının ise 312 000 000 lira olduğu günümüzde, yaklaşık 350 000 kamu görevlisi, Bağ-Kur emeklilerimizin tamamı, işçi emeklilerimizin yüzde 80'i, memur emeklilerimizin yüzde 25'i ve dul ve yetimlerimizin tamamı, açlık sınırının altındaki ücretlerle yaşamaya çalışmaktadırlar.

Yukarıda arz etmeye çalıştığım rakamlara baktığımızda, çok acı bir gerçek ortaya çıkmaktadır ki, bu acı gerçek, memurlarımızın, emeklilerimizin dul ve yetimlerimizin yıllardan beri uygulanan ekonomik soykırım politikaları neticesinde açlık ve yoksulluğun girdabına itildikleridir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; memurlar, emekliler ve dul ve yetimler bu içler acısı hale bir anda gelmemişlerdir. Bu içler acısı tabloda, yıllardan beri ülkemizi idare eden tüm iktidarların, az ya da çok, ama mutlaka payları vardır. Yıllardan beri ülkemizde, hemen bütün iktidarların ileri sürdükleri bir tez vardır; o tez de "memur ve emeklilere yüksek oranda zam verirsek, enflasyonu azdırırız" tezidir. Dolayısıyla, hemen hemen bütün iktidarlar, enflasyonun tek müsebbibi, memur ve emekli maaşlarıymış gibi düşünerek, memur ve emekli maaşlarında önemli ölçüde hasis davranmışlardır.

Halbuki, memur ve emekli maaşlarına az zam yapıldığı, hatta, 217 bin lira gibi, çok komik, sıfır zamların yapıldığı dönemlerde bile, enflasyon arzu edilen rakamlara düşürülememiş, aksine, üç haneli rakamlara fırlamıştır. Dolayısıyla, memur ve emekli maaşlarındaki artışların, enflasyonun tek sebebi olmadığı açıkça ortaya çıkmıştır.

27 Mart 1999 tarihinde yapılan kamu toplu iş sözleşmeleri neticesinde, kamuda çalışanlar arasında önemli ölçüde maaş farklılıkları çıkmıştır.

Burada hemen şunun altını çizerek açıkça ifade edelim ki, 27 Mart 1999 tarihinde yapılan kamu toplu iş sözleşmeleriyle, kamu işçilerine verilen ücretler, işçilerimizin hak ettiği insanca yaşamaları için gereken ücretlerdir; ancak, takdir edersiniz ki, aynı işi yapan iki çalışandan birisinin aldığı ücretin, diğerinin maaşının üç katını geçtiği bir işyerinde, verimli ve başarılı bir çalışma beklemek beyhude olacaktır.

Denilebilir ki, bu, bir kaynak meselesidir; bu, bir bütçe meselesidir; bütçemizde gittikçe kangrenleşen faiz yükü vardır; bütçemiz, borçlanma ve faiz açmazı içindedir. Bütün bunlar, doğrudur. Elbette bu iş, bir bütçe meselesidir, bir kaynak meselesidir; ancak, tüm bu olumsuzluklarda, kamu görevlilerimizin, emeklilerimizin, dul ve yetimlerimizin ne suçu ne de vebali vardır.

O halde, bu olumsuz tablonun faturasını kamu görevlilerine, emeklilerimize, dul ve yetimlerimize çıkarmak, hatta, onları, günah keçisi olarak görmek yanlış olur diye düşünmekteyiz.

57 nci hükümet, büyük iddialarla işbaşına gelmiş, ülkemizin ihtiyacı olan sosyal reformları gerçekleştirmeyi hedeflemiş bir hükümetimizdir.

Nitekim, güvenoyu alınmasının üzerinden çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen, bir anayasa değişikliği gerçekleştirilmiş, birkaç tane de yasa çıkarılmıştır.

Hükümetimizin gerçekleştirmeyi hedeflediği bütün reformları yürütecek olanlar, kamu görevlileridir. Karnı aç, yarın endişesi taşıyan, ekonomik ve sosyal sıkıntılar içinde bunalan kamu görevlileriyle bu reformları yürütmek mümkün değildir. Hükümetimiz başarılı olmak istiyorsa, bu gerçeği gözardı etmemelidir. Unutmayalım ki, ekonomik sıkıntılar içinde kıvranan emniyet görevlilerimizin güvenliğimizi sağlamalarını, maliye memurlarımızdan vergi kaçaklarını takip etmelerini, mühendislerimizden teknoloji üretmelerini, sağlık görevlilerimizden sağlık hizmetlerini yerine getirmelerini, eğitim çalışanlarından da bilgili bir nesil yetiştirmelerini bekleyemeyiz.

Bugün, ülkemizde, kamu görevlileri, emeklileri ve dul ve yetimlerinin ekonomik sıkıntı içerisinde olmaları, esnafımızın ve köylümüzün de ekonomik sıkıntı içine girmesine sebebiyet vermektedir. Piyasalarda görülen ekonomik durgunluğun bir sebebi de, memur ve emeklilerimizin alım güçlerinin en alt seviyeye inmiş olmasıdır. Önceden, evine, ayda 2 kilo et giren memur ve emeklinin, bugün, evine, ayda 250 gram et giriyorsa, memur ve emekliler bakkalın ve manavın önünden geçemiyorlarsa, bu durumdan etkilenen kesim, sadece memur ve emeklilerimiz değil, aynı zamanda tüm esnafımızdır.

Dikkat ederseniz, her yıl ocak ve temmuz aylarında, ülke gündemine memur ve emekli maaş artışı tartışmaları girmektedir; yüzde şu kadar mı artış olsun, yüzde bu kadar mı artış olsun tartışmaları yapılmaktadır. Yarım puan fazla zam yapılıp yapılmayacağı tartışmaları, ülke gündemini günlerce işgal etmektedir.

Halbuki, 1995 yılında yapılan anayasa değişikliği neticesinde, Anayasamızın 53 üncü maddesinde yapılan değişikliğe uygun olarak gerekli uyum yasası bugüne kadar çıkarılmış olsaydı, hiç olmazsa, bugün, memur maaş artışını burada tartışmayacak, memurlarımızın yetkili konfederasyonu ile hükümetimiz, memurların hem ekonomik meselelerini hem de diğer sıkıntılarını müzakere yapmak suretiyle çözebilecekti. Ancak, maaselef, bu imkân memurlarımızdan esirgenmiş, bir önceki dönemde, malumlarınız olduğu sebeplerden dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna gelen Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı -uyum yasası- maalesef, kanunlaştırılamamıştır.

21 inci Yüzyılın eşiğine geldiğimiz bugünlerde, ülkemizde, kamu görevlilerinin, hâlâ, örgütlenme ve haklarını arama gibi, uluslararası sözleşmelerde ve Anayasamızda yer alan haklarını kullanamamalarını bir ayıp olarak düşünüyor ve görüyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, 57 nci Cumhuriyet Hükümetinden talebimiz, 21 inci Yüzyılın eşiğine geldiğimiz bugünlerde, 21 inci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinin, artık, bu ayıba bir an önce dur diyerek, Kamu Görevlileri Sendikaları Yasa Tasarısını bir an önce Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirip kanunlaştırması ve sayıları 7,5 milyonu bulan aile bireyleriyle birlikte 30 milyon kişiye hitap eden memur, memur emeklisi, işçi emeklisi, Bağ-Kur emeklisi ile dul ve yetimlerinin ve gazilerimizin yıllardan beri devam eden ve adeta bir sosyal dram haline gelen maaşlarıyla ilgili artışın, bütçe imkânlarını sonuna kadar zorlayarak, çıkılabilecek en yüksek noktaya kadar yükseltilerek bu kesimlerimizin hayat seviyelerinin insanca yaşayabilecekleri bir düzeye getirilmesi konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesidir. Bu bir insanî görev olmanın gereği olduğu gibi, sosyal ve hukuk devleti olmanın da gereğidir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP, DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz, sağ olun.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Hayrettin Özdemir; buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

MHP GRUBU ADINA HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1999 yılı gelir bütçesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu münasebetle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununda, bütçe, devlet daire ve kurumlarının yıllık gelir ve gider tahminlerini gösteren ve bunların uygulanmasına, yürütülmesine izin veren bir kanundur şeklinde tanımlanmıştır.

1999 yılı konsolide bütçesi, 1998 yılına nazaran yüzde 60 oranında artarak, 27 katrilyon 266 trilyon Türk Lirası olarak bağlanmıştır. Gider kalemleri içerisinde faiz giderleri ve sosyal güvenlik kuruluşlarına yapılan yardımı içeren transfer harcamaları 13 katrilyon 810 trilyon Türk Lirasıyla yüzde 58 oranında bir paya sahiptir. Bütçenin yüzde 25,6'sı personel harcamalarına, yüzde 6'lık bir kısmı da yatırım harcamalarına aittir.

Görüldüğü üzere, bütçe, âdeta, bir masraf, faiz ve maaş bütçesi haline gelmiştir. Devlet, çok büyük fedakârlıkla topladığı gelirlerinin yarısını içborç faiz ödemelerine ayırmaktadır.

1999 yılında konsolide bütçe gelirlerinde yüzde 54,5 oranında bir artış hedeflenmektedir. Bütçe gelirlerindeki en yüksek artış, yüzde 90 ile Akaryakıt Tüketim Vergisinde, yüzde 80 ile Taşıt Alım ve Motorlu Taşıtlar Vergisinde, yüzde 70 ile Katma Değer Vergisinde beklenmektedir.

Bilindiği gibi, ülkemiz ekonomisi bir durgunluk içerisindedir. Maliye Bakanlığı tarafından 1999 yılının ilk dört ayına ilişkin olarak açıklanan vergi tahsilat rakamlarına göre, vergi gelirlerinde reel olarak bir azalma söz konusudur.

Müsaade ederseniz gelir bütçesi içerisinde dikkatimi çeken bir iki hususa değinmek istiyorum:

1– Gayri safî millî hâsıladan yüzde 24 oranında pay alan ücretli kesimi, Gelir Vergisinin yüzde 52'sini ödemektedir. Görüldüğü gibi, ücretliler, millî gelirden aldıkları payın iki katından fazlasını Gelir Vergisi olarak üzerlerinde taşımaktadır.

2– Akaryakıt Tüketim Vergisinin toplam tutarı, beyanname veren Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinden beklenen vergi tahsilatından fazladır. Vasıtalı bir vergi türü olan bu verginin toplam vergi gelirleri içindeki payının yüksekliği, vergi adaleti ilkesinden vazgeçildiğini göstermektedir.

3– Konsolide bütçe, yaklaşık 10 katrilyon açık verecektir. Konsolide bütçe gelirleri ve giderleri arasında oluşan bütçe açığı, ekonominin bütününü etkilemektedir. Devletin, kamu harcamalarını içborçlanmaya başvurarak finanse etmeye çalışması, faiz oranlarını artırmaktadır. Faiz oranlarının artması, üretim ekonomisinin daralması ve yatırımlara aktarılacak fonların rant ekonomisi içinde değerlendirilmesi sonucuna varmaktadır. Faiz oranlarının artması, müteşebbislerin kredi kullanma maliyetlerini önemli ölçüde artırmaktadır. Uzun dönemde ise, gelecek nesillerin vergi yükünün artması sorununu gündeme getirecektir. Kamu harcamalarının içborçlanmayla finanse edilmeye çalışılması, kamu ekonomisini, âdeta, fasit bir daire içerisine sokmuştur. Devlet, kendisine borç veren kesimlerden yeni borç alabilmek için, daha yüksek faiz ile yeniden daha çok borçlanmak durumunda kalmaktadır. Böylelikle, ülkemizin yatırımlara girmesi gereken kaynakları, bir avuç rantiyeci kesime aktarılmaktadır. Bu fasit daireden kurtulmanın yolu, vergi reformundan; ama, gerçek manada bir vergi reformundan geçmektedir.

Bugün, herkes biliyor ki, vergi konusu, bu ülkenin en önemli meselelerinden birisidir. Vergi sistemine, vergi gelirlerine bakarak, bir ülkede istikrar var mı, gelir dağılımında adalet var mı, ülkenin servet dağılımı nasıldır; bunların hepsini görebiliriz. Vergi konusu, kamuoyunda sürekli konuşulmaktadır. Vergi kanunlarıyla ilgili değişiklik talepleri gündemdedir. Bizim arzumuz odur ki, kayıtdışı ekonomiyi ortadan kaldıracak, vergi dışı kalan bütün sektörleri vergilendirecek, ekonomideki gelişmeleri kavrayacak, vergi tekniğine ve hukuka uygun bir vergi reformunu, bu Yüce Meclis çatısı altında bulunan siz değerli milletvekillerinin katkılarıyla hep birlikte gerçekleştirelim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her yıl yapılan bütçe müzakerelerinde, bizler vergi kanunlarını, bütçedeki açıkları nasıl kapatacağımızı tartışmaktayız. Vergi kanunlarında, geçmiş yıllarda olduğu gibi, birkaç maddede değişiklik yapma yerine, vergi sistemimizi bütünüyle ele alarak, bütün vergi kanunlarımızı anlaşılır, basit bir dille yeniden yazmalıyız.

Ülkemizde kamu finansmanı açısından dikkati çeken bir diğer önemli gelişme de, sayıları hızla artan bütçe dışı fonlardır. Oluşturulan fonlar ve kurulan vakıflar aracılığıyla, Parlamento onayı olmaksızın denetim dışında harcamalar yapılmaktadır. Bütçe dışında fon oluşturmak düşüncesi, her ne kadar bazı haklı gerekçelere dayansa da, bu tür eğilim, bütçenin temel prensiplerine aykırıdır. Bu fonlar yoluyla bugün, âdeta, bütçe dışı kamu sektörü yaratılmıştır; fonlar keyfî harcama yapmanın önemli politik aracı olmuştur. Kısacası, fonlar bütçe disiplinini bozmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamuoyunda vergi reformu olarak adlandırılan 4369 sayılı kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılan müzakerelerini hatırlayınız. Bu kanunla, vergi tabanının genişletileceği, kayıtdışı ekonominin kayıt içine alınacağı, vergi sisteminin açık, anlaşılır, basit bir hale getirileceği, vergi mükellefi olup vergisini ödeyenlere yeni yükler getirilmeyeceği, hiç vergi ödemeyen kesimlerden vergi alınacağı, dönemin Maliye Bakanı tarafından beyan edilmişti.

Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, vergisini düzenli ödeyen mükelleflere saygı duyuyoruz, bütün gücümüzle de bu mükelleflerimizin yanında olacağız; ama, vergi dairesine bir asgari ücretlinin maaşından kesildiği kadar vergi beyan edip, beş yıldızlı otellerin lüks salonlarında dillere destan düğün yapanların, yılın önemli bir kısmını yurt dışında geçirenlerin, devleti soymayı büyük bir marifet sayan kimselerin de gerçek manada vergilerini ödemelerinin gereğine inanıyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)

Türkiye'de bir vergi potansiyeli var; bu potansiyeli en iyi maliyeciler, üniversite hocaları, maliye uygulamacıları bilir. Türkiye'de çok ciddî manada vergi potansiyelinin olduğunu, bizler de etrafımıza baktığımızda, hemen fark ederiz. Her gün bir yenisi dikilen lüks binaların, çok lüks araba sahiplerinin, çok miktarda paralarını kolayca harcayanların, gerçek manada vergilerini verdiklerine ben inanmıyorum. Sadece, devletine bağlı, vergi ödemeyi bir görev sayanlar değil, bu ülkede lüks içinde yaşayanların da vergilendirilmesini canı gönülden arzu ediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son yıllarda vergi yasalarında yapılan değişikliklerin sayısı çok fazladır. Dünyanın her tarafında bilinen; ama, ülkemizde bir türlü anlaşılmayan veya anlatılmayan bir gerçek vardır; o da, sadece vergi yasaları çıkarmakla vergi artışı sağlanamayacağı gerçeğidir. Vergiyi toplama olayının özünde, önce sağlıklı örgütlenme, sonra da insan unsuru yatar. Bunlar, betonarme bir inşaattaki demir ve çimento gibidir; bu iki unsur ihmal edilirse binanın ayakta kalması mümkün değildir. Sadece vergi yasalarında yapılan değişikliklerle vergi gelirlerinde artış sağlansaydı, devletin hazinesi bugün ağzına kadar dolu olurdu.

Bugünkü yapısı itibariyle, gelir idareleri, vergi yasaları gereği alınması gereken vergileri tam olarak tahsil edememektedir, mükelleflerin beyan ettikleri ve ödedikleri vergilerle iktifa etmektedir. Gelir idaresi, kanunlarla getirilen vergi yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediğini denetleme görevini tam ve noksansız olarak yerine getirmeyi başaramamıştır.

Bu nedenlerle, gelir idaresi, Hazineyi de içine alacak şekilde ayrı bir bakanlık olarak yeniden örgütlenmelidir. Vergi bilincinin geliştirilmesi amacıyla, vergi verenlere, ödediği vergilerin nerede harcandığı konusunda bilgi verilmelidir. Mükelleflerin her türlü giderlerini kabul etme anlayışı getirilmelidir.

BAŞKAN – Sayın Özdemir, 1 dakika daha süre veriyorum.

HAYRETTİN ÖZDEMİR (Devamla) – Ekonomi, hamiline yazılı sistemden kurtarılıp, nama yazılı hale getirilmelidir. Ücretliler için en az geçim indirimi sistemi kabul edilmelidir. Yeterli ve etkin bir vergi denetimi gerçekleştirilmelidir. Maliye Bakanlığının merkez denetim elemanları olan Maliye müfettişleri, hesap uzmanları, gelirler kontrolörleri tek çatı altında birleştirilmelidir. Küçük; fakat, etkili vergi dairesi açılmalı, vergi dairelerinin tam otomasyona geçmeleri en kısa zamanda sağlanmalıdır. Menkul kıymetlerin alım satımından, işlem üzerinden, düşük oranlı nihaî vergi alınmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye büyük bir ülke, kaynakları bol olan bir ülke. Bu ülkenin sorunları ne kadar zor olursa olsun, bu ülkede yaşayan, Parlamentoda yer alan bizler el ele verirsek, başta vergi gelirleri olmak üzere, kronik hale gelen bütün meseleleri, elbirliğiyle çözeriz. Hepimiz, mutlaka, bu ülkede, daha güzel şartlarda yaşamak istiyoruz. Öyleyse, bu meseleleri umutsuzluğa kapılmadan çözelim.

Bu duygu ve düşüncelerle, 1999 yılı bütçesinin, ülkemize hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurula saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz.

ANAP Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Aydın Ayaydın; buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika efendim.

ANAP GRUBU ADINA AYDIN AYAYDIN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde, Anavatan Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Maliye Bakanlığı bütçesiyle ilgili olarak, bu kadar kısa sürede, ayrıntılı bir değerlendirme yapılmasının zorluğunu takdir edersiniz; ancak, çok önemli gördüğüm bazı hususların altını çizerken, gelir bütçesiyle ilgili olarak da, bir başka arkadaşım konuşacağından, o konuya fazla değinmeyeceğim.

Değineceğim ilk husus, maliye-hazine fonksiyonlarının, aslında, birbirinden ayrılmaz özelliğine rağmen, ülkemizde, ayrı kuruluşlarda yapılandırılmış olmasının sakıncalı olduğu noktasıdır. Bu konuda, teoride, tüm maliyeciler bir maliye hazinesi kavramından bahsederler ve aralarında, bir görüş ayrılığı yoktur; ama, maalesef, bizdeki uygulamada bu ayrım oluşturulmuştur.

Maliye hazinesinin, gelir, ödenek ve nakit planlaması unsurlarından oluştuğu ve bunlar arasında, bir siyasî sorumluluk birliği olması gerektiği halde, bizde, hem gelir hem ödenek hem de nakit planlaması, Maliye ile Hazine arasında hiçbir ilkeye bağlı olmadan bölüşülmüştür.

İşte, bugün, daha üzerinden altı ay geçmeden, bütçenin, gelir ve ödeneklerinde, bu kadar büyük değişiklikler yaparak, 5,5 katrilyon lira olarak hedeflenen geçici bütçe açığının 9,2 katrilyon liraya revize edilmesinin temelinde, bu örgütlenme yapısındaki bozukluk vardır. Bu olumsuzluk, sadece, bütçenin hazırlanışında değil, uygulanışında da sorunlar yaratmaktadır; bu konuya, bu kadar kısa değinerek geçmek istiyorum.

İkinci husus, kamu bütçesinin yapısıyla ilgilidir. Artık, Maliye Bakanlığı bütçe yapma fonksiyonunu yitirmiş, Hazineden ve diğer kuruluşlardan gelen talepleri toplayan bir merkez haline gelmiştir. Bunun bir başka sonucu da, Maliye bütçesinde yer alan yedek ödeneğin giderek büyümesi ve şeffaflığını kaybetmiş olmasıdır. Bütün bunların yanında, geniş bir gelir, gider, millî emlak ve bütçe teşkilatlanmasına sahip Maliye Bakanlığının kendi içindeki yapılanması da, tamire ve düzeltmeye muhtaç hale gelmiştir. Neredeyse 100 000 personeli bulunan bu Bakanlığın yatay ve dikey hizmet ilişkilerinin teşkilatlanmasının da yeniden ele alınarak, daha etkin ve hızlı hale getirilmesi ihtiyacı zorunluluk arz etmektedir. Vatandaşın devletinden beklediği en önemli davranışlardan birisinin de, taleplerinin ve işlerinin, oyalanmadan, bir an önce, karara bağlanması olduğu unutulmamalıdır.

Bir diğer husus, en azından gümrük idarelerinin, tekrar, Maliye bünyesine alınması ihtiyacıdır. Bu tercih denenmiş ve aslında başarılı olmuştur. Bugün, gümrük idaresinin hemen hemen tamamı bunu arzu etmekte olup, böyle bir uygulamanın daha yararlı olacağı düşünülmektedir.

Maliye bütçesinde değineceğim bir başka nokta ise, bu Bakanlık personelinin ihmal edilmiş olmasıdır. Tüm kamu personelinin dengeleri içinde, yeni bir personel kanununa kavuşturulması gerektiği açıktır; fakat, bu çerçevede, devlet için taşıdığı özel önem ve kullandığı akçalı yetkiler dikkate alınınca, bu Bakanlığın kilit noktalarına ve bilhassa denetim kurullarına mutlaka yeni yaklaşımlar gereği vardır. Bugün, maliye müfettişlerinin, hesap uzmanlarının ve diğer maliye denetim elemanlarının eski talep ve ilgiyi görmemelerini çok ciddî bir şekilde değerlendirme gereği ortaya çıkmaktadır.

Yüksek karakterli, eğitimi yüksek, imkânları tatminkâr, vatandaşına hizmet sunarken güleryüzlü ve vatandaşına güvenen bir maliye; ülkemizin ekonomik ve malî sorunlarının çözümünde de kuşku yok -geçmişinde olduğu gibi- çok büyük katkı sağlayacaktır.

Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde düşüncelerimi aktarırken, Vergi Yasasının uygulanmasında yarattığı sorunları dile getirmekten kendimi alamıyorum.

Gerçekten, bugün, Vergi Yasasının uygulanmasından dolayı ekonomide büyük bir tıkanıklık meydana gelmiştir. İş âleminde, hiç siftah yapmadan dükkânını kapatan esnaf ve tüccarlarımız vardır. Peşin Verginin mutlaka gözden geçirilmesi gerekmektedir. Üçer aylık mizanlar halinde değil, altışar aylık mizan ve yıl sonu bilançosuna göre vergi tahsil edilmeli ve bunun da oranları mutlaka aşağıya çekilmelidir. Herkes biliyor ki, bütün sektörlerde altı ilâ sekiz ay vadeli satışlar yapılmaktadır. Sattığınız malın parasını henüz tahsil etmeden bunun vergisini ödemek.. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama görülmemiştir. Bu bakımdan, Peşin Vergi mutlaka gözden geçirilmeli ve gerçekten ekonomiyi tekrar eski canlılığına kavuşturmak gerekmektedir.

İkinci bir nokta, faiz ve repo gelirlerinden yıl sonunda beyanname ile değil, mutlaka kaynağından stopaj yoluyla vergi alınmalıdır. Tüm gelirlerin elbette vergilendirilmesi gerekmektedir; ama, bunu yıl sonundaki beyanname ile değil... Faiz ve repo gelirlerinin stopaj yoluyla vergilendirilmesinin daha yararlı olacağı kanısını taşımaktayım.

Emlak Vergisi, geçen yılki uygulamada çok yüksek değerlerle bildirildi ve dolayısıyla, bu yıl, Emlak Vergisini ödeyemeyen insanlarımız çoğunluktadır. Yıl sonuna kadar tekrar bir süre uzatımı verilmeli ve herkes, emlakinin değerini yeniden belirleme imkânına kavuşmalıdır.

Malî milat uygulaması, elbette, Türk ekonomisi için, karaparanın önlenmesi açısından son derece önemli; ancak, zamanlama açısından son derece isabetsizdir. İyiniyetle çıkarılmış olmasına rağmen, ülkenin bugünkü ekonomik koşulları karşısında, malî milat tekrar gözden geçirilmeli, en azından, bir veya iki yıl ertelenmelidir.

Malî milat ertelenmediği sürece, ülke kaynaklarında olan, Türk ekonomisinin çarkında bulunan yaklaşık 70 milyar dolar Türk parası, bugün Türkiye ekonomisinin kaynaklarından çıkmış, yurt dışındaki bankalarda, liborda değerlendirilmektedir. Oysa, liborla yatırılan bu parayı, Türkiye'deki işadamlarımız, Türk hazinesi ve Türk bankaları, libor artı 15'le tekrar Türkiye'ye getirmek istemekte, bunu dahi, libor artı 15'le getirmelerine imkân bulunmamaktadır. Bir kısmı da, yastık altına gitmiştir.

Bu nedenle, malî milat uygulanması, son derece iyiniyetle olmasına rağmen, en az bir veya iki yıl ertelenmelidir. Bu ertelendiği takdirde, bugün, Türk ekonomisinin ihtiyaç duyduğu dış finansman açığı, bu yolla çok rahatlıkla kapanmış olacaktır.

Nereden buldun yasası, yine, bugün, özellikle gayrimenkul piyasasında ve otomotiv sektöründe çok büyük durgunluğa neden olmuştur. Hiç kimse otomobil alamıyor, gayrimenkul alamıyor. Ben bunu aldığımda, bana "bunu nereden getirdin diye soracaklar" diye, bu piyasa, maalesef, ölü noktasına itilmiştir.

Maliye Bakanlığımızın, bu konuda, kesinlikle, son derece hızlı bir şekilde, vergi yasasının meydana getirdiği bu sorunları ortadan kaldıracak yeni bir düzenleme yapmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Sayın Bakanımızın ekonomideki ve siyasetteki tecrübelerine güveniyoruz. Sayın Bakanımızın, bu konuda, mutlaka, iyi bir çalışma yapıp, halkın beklemiş olduğu bu düzenlemeyi süratle meydana getireceğine inanmaktayız.

Bir de, son zamanlarda, özellikle ocak ve temmuz aylarında ve halen yaşadığımız bu ortamda, kamu çalışanlarının, memurların ve emeklilerimizin, gerçekten büyük bir ekonomik sıkıntı içerisinde olduğunu hepimiz bilmekteyiz ve bunu her vesileyle gündeme getirmekteyiz. Gerçekten, memurlarımız ve emeklilerimiz büyük sıkıntı içerisindedirler. Bunlara uygulanacak maaş artış oranı, mümkün olan en üst seviyede yapılmalıdır, kesinlikle enflasyona ezdirilmemelidir ve memurlarımız ve işçilerimiz mutlu edilmelidir. Mutlu olan kamu çalışanlarından da elbette daha iyi verim sağlanacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle, Maliye Bakanlığı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

ANAP Grubu adına ikinci konuşmacı, Manisa Milletvekili Sayın Ekrem Pakdemirli; buyurun.

Süreniz 10 dakikadır efendim.

ANAP GRUBU ADINA EKREM PAKDEMİRLİ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen perşembe gününden beri kamu kurumlarının 1999 yılı içerisinde yapabilecekleri harcamaların üst limitlerini görüştük. Şimdi de, bu harcamaları karşılayacak gelir bütçesini görüşüyoruz.

Âdet olmuş; gelir bütçelerinde genel bir konuşma yapılır ve bunun alt bölümleri üzerinde tartışma olmaz. Harcama yetkilerini kesin rakamlarla ifade edebilirken, gelir rakamları tamamen tahminidir. Takdir edersiniz, tahmin, birtakım kabuller manzumesine sıkıca bağlıdır.

Geçmiş yıllara baktığımızda, gelir bütçesindeki vergi gelirleri tahminlerinin çok isabetli olduğu, hatta birçok yıl rakamların aşıldığını görüyoruz. 1999 yılı için geçen yıl hazırladığımız bütçede, gelirlere 18 katrilyon 130 trilyon TL koymuştuk. Hedef bu olmasına karşın, bu yılın beş aylık uygulamasından, bu hedefin 100 trilyon kadar altında kalınacağı anlaşılmaktadır.

Yine, bu yılın geçen beş ayına baktığımızda; gelir bütçesinin önemli kalemlerinden Gelir ve Kurumlar Vergisi tahsilatları, öngörülenden fazla; ama, ekonominin daralması dolayısıyla dahildeki ve ithalde alınan Katma Değer Vergileri hedefin oldukça altına düşmüştür. Akaryakıt Tüketim Vergisinde öngörülen artış hedefinin yarısına ulaşılmış olması,toplam vergi gelirlerinin artışı hedefinin revize edilmesini gerektirmiştir. Akaryakıt ithalindeki yanlışlığı düzeltmemiz halinde, yaklaşık 1 katrilyon Türk Lirası vergi kaybı önlenecektir.

Sınır ticareti yoluyla sadece o bölgenin civarına hitap edecek ithalat İzmir'de, Ankara'da, Konya'da ne arıyor?

Özelleştirme gelirleri ve fonlardan olan beklenti 1 katrilyon 900 trilyon olarak öngörülmektedir. Kanaatimce, iyimserlik sonucu yazılmış bir rakamdır.

Gelir bütçesi, bütçe varsayımları tarafından büyük çapta etkilenir. Siz, büyümeyi, enflasyonu ve çıkarılan vergi kanunlarının etkilerini doğru tahmin ederseniz, doğru bir gelir bütçesi yapmanız mümkündür; ancak, siyasî kararı intizar eden, vergidışı normal gelirler, özel gelirler ve fonlar vardır.

Yıllardır, özelleştirmeden beklenen gelirler, hedefleri altında kalmıştır. Bunun nedenlerini, Özelleştirme İdaresinin tutumu ve ona yön veren siyasî iradede aramak gerekir. Uzun bir müddet, halkın çoğunluğu, özelleştirmenin topluma yarar getirmeyeceği kanaatine sahipti. Bu kanaat artık değişmiştir. Özelleştirme dolayısıyla, hiçbir partinin, hükümeti, Danıştayda dava edeceğini zannetmiyorum.

Bütçenin yapılmasında kullanılan temel varsayımlar şöyle: Enflasyon yüzde 35, ekonomik büyüme yüzde 3, yıllık ortalama kur 374 000 lira. Bu kabullerde de önemli sapmalar olacağını söylemek kehanet olmayacaktır. Enflasyonun yüzde 35'te kalması, ilk üç ayda daralan ekonomiyi yüzde 3 gibi büyüyen ekonomiye geçirmek zordur. 1 Temmuz itibariyle, döviz 425 bin TL olacaktır. Bu tarihteki kur, ortamala kura çok yakındır. Aradaki sapma yüzde 13'tür. Bu hedefleri gerçekçi rakamlarla değiştirmek şarttır; ancak, Devlet Planlama Teşkilatı bu rakamları henüz açıklamamıştır.

Tabiî ki, bu varsayımlarda hata yaparsanız veya gerçekçi davranmaz iseniz, hem gelir bütçeniz hem de gider bütçeniz hedeften sapar. Bu sapma ne kadar küçük kalırsa, o kadar başarılı bir bütçe yapmış olursunuz.

Genel gözlemim, her yıl yaptığımız bütçe, gayri safî millî hâsıladan aldığı payını artırmaktadır. Bu, devlet mekanizmasının hantallaşması ve ekonomideki devletleşme oranının artması demektir; bütçe açığının 9,1 katrilyon lirada kalması bir mucize olacaktır, personel ödeneği yeterli olmayacaktır, diğer cariler büyüyecektir.

Değerli arkadaşlar, bu noktaya nasıl gelindi sorusunu sorup, adil cevaplarını bulduktan sonra, ders alıp yolumuza devam etmeliyiz. 1991 yılında, iç ve dışborçlara ödediğimiz faiz, gayri safî millî hâsılanın sadece yüzde 3,8'i idi. Bugün, bu oran yüzde 14'e çıkmıştır. 1991 yılında, sosyal güvenlik şemsiyesinde delik yok iken; yani, bütçeden bir aktarma yapılmaz iken, bugün, bütçeden aktarılan pay, gayri safî millî hâsılanın yüzde 3'ü, bütçenin yüzde 12'si civarındadır. Bir başka deyişle, toplam faiz ödemeleri, 1991 yılındaki oranda kalsa ve sosyal güvenlik şemsiyesi açık vermeseydi, bugün, bütçe açığından değil fazlalığından bahsediyor olacaktık.

1987-1991 döneminde, gelir bütçesinin gayri safî millî hâsıladan aldığı pay ortalama yüzde 14 idi, 1992-1996 yıllarının ortalaması ise yüzde 20,8'dir, 1998'de yüzde 21,6 olmuştur, 1999 bütçesinde de bu yönde müspet bir gelişme olmuyor ve oran yüzde 22,9'a çıkıyor. Bu, sağlıklı bir gidiş istikameti değildir.

Halktan toplanan vergilerin çok büyük kısmını borçların faizine veriyorsanız, bütçenizi ekonominin yönlendirmesinde bir araç olarak kullanamazsınız. Bugünkü durum maalesef böyledir ve faiz borçlarıyla personel maaşlarını gelir bütçesiyle karşılamak mümkün değildir.

Tabiatıyla, denk bütçe yapamadığımız için, harcama bütçemiz gelir bütçesinden büyük oluyor; açığı da iç piyasalardan borçlanarak kapatıyoruz. Bu açık kartopu şeklinde büyüyor ve çok değil, üç yıl sonra, faizlere verilecek ödenek gelir bütçesini geçecektir. Bu yıl harcanacak her 3 liranın 1 lirasının, borç olarak alınacak para olduğu unutulmamalıdır.

O halde, mevcut durum böyle sürüp gidemez. Öncelikle, gelir bütçesinin vergi gelirlerini, oranlarını artırarak değil tabanı büyüterek çoğaltmamız lazım. Bunun için, vergi dairelerinin otomasyon projelerine ağırlık vermeliyiz. Vergi toplayanlarda meslekiçi eğitime ağırlık vermeliyiz; ayrıca, bunların ücretlerini daha tatminkâr bir duruma sokmalıyız. ANAP döneminde, vergi dairelerinde çalışanlara, fondan, maaşlarının belli bir oranında ödeme yapılırdı; bu uygulamaya tekrar dönülmesi gerekir diye düşünüyorum.

Gelir bütcesini büyütürken harcama kalemlerini azaltmak, bütçeye ilave yük getirmemek gerekir. Öncelikle, ödenekdışı harcamanın yapılmaması ve otomatik ödenek yazma imkânlarını çok daraltmamız gerekir.

Öğretmen kadroları ve bazı önemli görevlerin kadroları hariç yeni personel yerine, kamu kurumlarından ve mahallî idarelerden personel kaydırıp açıkları kapatmalıyız.

Kamudaki şoför ve koruma saltanatına son vermeli; makam araçlarına yenilerini ilave yerine, bunları azaltmalıyız.

Sosyal güvenlik şemsiyesini bu hale getirenleri unutmamalıyız. 1992 yılında bozulan dengeler üç yıl evvel tamir edilseydi, bugün, 62 yaşı değil, 55 - 60 yaşlarını konuşuyor olacaktık.

Özelleştirmede de, borsada satış yolu değerlendirilmelidir. Büyük araştırma paraları ödeyerek kurumun nasıl özelleştirileceğini tespit yerine, İdare, borsaya kâğıt sürmeye ağırlık vermelidir.

Vergi Kanununun aksaklıkları belli olmuştur. Sistemin gereği olan düzenlemelere, bir an önce yönelmek gerekir. Vergi Kanununun bazı maddelerinin zamansız yürürlüğe girdiği hepimizin malumudur. Doğruyu doğru zamanda yapmak önemlidir siyaseten; yoksa "doğruları biz yaptık; ama, zamansız oldu" denilince, işte, toplumda bir problem yaşanıyor ve bu -bir talihsizlik tabiî- global krizle çakışınca, bugünkü daralma meydana geliyor. Daralmanın en güzel göstergesi, dahildeki Katma Değer Vergisi tahsilatıdır. Bu tahsilat geriliyorsa, hemen, bir yerde bir alarm zilinin çalması ve ilgili tedbirin alınması gerekir diye düşünüyorum.

Kanaatimce, IMF'yle süratle anlaşarak, temin edilecek dış kaynakla, içborçların büyük bir kısmını ödeyip, Hazinenin bankalara olan bağımlılığını asgariye indirmemiz lazımdır. Hazine, kaynağını, artık bankalara müracaat etmeden temin edebilirse, o zaman, bankalarda biriken fonları özel sektör de alır, diğer kurumlar da alır ve bir sunî faiz yüksekliği çıkmaz. Sunî faizden kastım, reel faizin çok yüksek oluşudur; eğer Hazine bankalardan elini çekecek olursa, buna müsaade vermemiş oluruz.

Eğer böyle bir yolu seçmiyorsak, yani, dış kaynakla Hazinenin içborçlarını ortadan kaldırmıyorsak, Hazineden alacaklılar bazında bir konsolidasyona gitmek şarttır; aksi halde, gelecek sene çok daha kötü bir manzarayla karşılaşacağımızı söylemek bir kehanet değildir. Ümit ediyorum ki, burada bütün konuşulanları Maliye Bakanlığı dikkate alır.

BAŞKAN – Sayın Pakdemirli, 1 dakika ilave süre veriyorum; buyurun.

EKREM PAKDEMİRLİ (Devamla) – İster muhalefet olsun ister iktidar olsun, konuşanların konuşmalarındaki gerçeği yansıtan kısımları alarak, daha reel ve daha az gerçeğe dayanmayan rakamlarla ortaya çıkarız.

Şimdi, siyasî istikrarsızlıkla geçen sekiz yılı hemen hemen heba ettik diye düşünüyorum. 1991 yılının enflasyon rakamını bir yakalayabilsek, o yılın Körfez krizine rağmen ekonomik büyümesini bu yıl bir tutabilsek, o yılın işsizlik oranını bir elde edebilsek, bir de fon açığı olmayan güvenlik şemsiyesine kavuşabilsek diyorum...

Bu temennilerle, bütçemizin, insanımıza ve ülkemize hayırlı olması temennisiyle, hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP, DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Demokratik Sol Parti Grubu adına, Sakarya Milletvekili Ramis Savaş... (DSP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika Sayın Savaş.

DSP GRUBU ADINA Ş. RAMİS SAVAŞ (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maliye Bakanlığı bütçesiyle ilgili konuşmama başlarken, şahsım ve Demokratik Sol Parti Grubu adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bundan bir birbuçuk yıl öncesinde, önce Uzakdoğu'da başlayan, daha sonra Rusya'yı da içine alan ekonomik krizin uluslararası sermayeyi tedirgin ettiği, bu tedirginlik sonucunda, yabancı sermayenin, riskli gördüğü gelişmekte olan ülke piyasalarından çıkıp güvenli gördüğü piyasalara yöneldiği bir ortamı teneffüs etmeye başlamıştık. Dünya ekonomisinin bu farklı gündemine rağmen, ülkemizde, gündem, farklı boyutlarda gelişiyordu. Siyasî istikrarsızlığın yaklaşık bir yıl önce alınan erken seçim kararıyla aşılmaya çalışıldığı, sonucundan istikrar umulduğu bir dönemi izleyen ikinci altı aya yaklaşırken, hükümetlerin ekonomik ve sosyal politikalarını yansıtma aracı olan bütçe üzerindeki görüşmeleri, sıkıştırılmış bir gündemle bitirmeye, tamamlamaya çalışıyoruz.

Sayın Başkan, sayın üyeler; bütçesini görüştüğümüz Maliye Bakanlığına gelince; 1984 yılına kadar tüm iç ve dış dengelere dayalı olarak maliye, para, bankacılık, kambiyo ve finansman politikalarının tek elden belirleyicisi ve uygulayıcısı konumunda olan bu Bakanlık, 178 sayılı kanun hükmünde kararnameyle yapılan düzenlemeler sonucunda bu işlevlerini yerine getiremez hale gelmiştir. Maliye Bakanlığının, maliye politikalarının hazırlanması ve uygulanmasıyla ilgili görevlerinin budanması, başka bir ifadeyle, kamuya ait gelir, gider, ödenek, harcama ve nakit hareketlerinin bir elden ve koordinasyon içinde sürdürülememesinin olumsuz sonuçları, artık, hiç kimsenin içine sindiremediği büyük bütçe açıkları ortaya koymaktadır.

Bu arada, Milliyetçi Hareket Partisinden arkadaşımın gelir idaresinin ayrı bir bakanlık içinde örgütlenmesi yolundaki görüşüne katılmadığımı belirtmek istiyorum. Gelirin nasıl zahmetli toplandığını bilmeyen, harcama yaparken tutumlu olamaz; ancak, Maliye Bakanlığı içindeki denetim gruplarının bir araya getirilmesi görüşüne aynen katıldığımı belirtmek istiyorum.

Yıllarca uygulanan, borçlanmaya dayanan kamu finansman politikalarının, ülke ekonomisini nerelere getirdiği hemen herkes tarafından belirtiliyor; ancak, kamu malî yönetimindeki çarpık, dual yapılaşmanın bu konudaki rolü üzerinde nedense hiç durulmuyor. Bu çarpık yapılaşmanın ve koordinasyonsuzluğun, zaman zaman kamu kesiminin ihtiyacının üzerinde borçlanma ihalelerinin yapılmasına neden olduğu konusu da hiç tartışılmıyor. Bugün, devletin aşırı borçlanma talebinin yaratmış olduğu zafiyetle yüzde 50 civarında enflasyonun yaşandığı bir ülkede, kamu kayıtlarına ait borçlanma faizlerinin yüzde 120 civarında gerçekleşmesi, sadece ve sadece risk faktörüyle açıklanamaz.

Evet, bugün, konsolide bütçe açıkları için Merkez Bankası kaynakları Hazine tarafından kullanılmamaktadır; ancak, başka türlü işleyen bir saadet zinciri de yıllardır sürüp gidiyor. Bu saadet zincirini biz yaratmadık. Örneğin, hafta içinde, salı günü, Merkez Bankası diğer bankaları fonluyor; bankalar, yüzde 75-80 oranındaki maliyetlerle elde ettikleri bu fonları, bir de bakıyorsunuz, hafta sonunda, perşembe, cuma günü, açılan Hazine ihalesinde yüzde 110, yüzde 120 faizle Hazineye borç vermek suretiyle değerlendiriyorlar. Bir sonraki, bir sonraki Hazine borçlanma ihalesinde de yine aynı manzarayı görüyoruz.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye, bu saadet zincirini kırmak zorundadır. Kısa dönemde, bütçe içindeki faiz yükünü azaltmaya yönelik tedbirleri almak zorundayız. Borç kompozisyonunu vadeleri açısından değiştirecek yöntemler ile borçlanma maliyetini düşürücü ve kamu borçlanması sonucu ortaya çıkan nemayı doğrudan halkla paylaşmaya yönelik yöntemleri araştırmalıyız.

Bu çerçevede, ülkenin en ücra köşelerinde bulunan Maliye Bakanlığının yaygın saymanlık ağını da kullanarak, kamu borçlanma kâğıtlarının satışını, aracısız olarak, doğrudan halkımıza yapabiliriz diye düşünüyorum.

Mevcut durumdan çıkışın harcama ve gelir yönünden reçeteleri belli, arkadaşlarımız burada dile getiriyorlar; ancak, öncelikle harcama reformunu, idarî yapılanmadaki aksaklıkları da önleyecek şekilde gerçekleştirmek zorundayız. Şeffaf, denetlenebilir kamu harcama ve finansman yapısını oluşturmak zorundayız. Bu amaçla, Taşıt Kanunu, Devlet İhale Kanunu, Kamulaştırma Kanunu ve benzeri kanunlarda gerekli değişiklikleri bir an evvel yapmamız gerekiyor.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bunun dışında, standart norm kadro ve unvanları tanımlayarak, kamu istihdam politikasının temel prensiplerini ve devlet personel rejimini yeniden düzenlemeliyiz. Maliye Bakanlığının görevlerinden birisi de, Devlet Personel Başkanlığıyla birlikte kamunun personel politikasına yön vermektir. Kamu personel rejiminin, özellikle malî hakları düzenleyen hükümlerinin basit ve dengeli bir yapıya kavuşturulması gerekmekte olup, toplusözleşme yapma imkânı olmaması nedeniyle, memurun, mühendisin veya bir şube müdürünün emrinde çalışandan daha az maaş alması ayıbına son vermeliyiz.

Kamu harcamalarını, verimli, gereksinim duyulan alanlara yönelterek, sadece kayıt ve belge üzerinde yapılan dar kapsamlı harcama denetim kalıbından çıkarak, uygunluk ve yerindelik denetimine geçmeliyiz. Dahası, bütçenin hazırlanması, yasalaşması, uygulanması ve denetimi sürecinde, Plan ve Bütçe Komisyonu ile Türkiye Büyük Millet Meclisini daha etkin kılacak yöntemleri, Anayasada ve Meclis İçtüzüğünde yapılması gereken değişiklik olasılıklarını da dikkate alarak, gerçekleştirmek zorundayız.

Bütçe kanunlarının içeriğiyle ilgili olarak da birkaç cümle söylemek istiyorum. Bütçe kanunu maddelerine ödenek aktarmaları konusunda geniş yetkiler koyarken, nedense, prensip koymaktan yıllardır kaçınıyoruz. Örneğin, Maliye Bakanlığı bütçesi de dahil olmak üzere birçok bakanlığın bütçesinde, il özel idareleri ve belediyelere yapılacak yardımlara ilişkin ödenekler yer almaktadır. Bu ödeneklerin dağıtımını yasama organınca belirlenecek objektif kriterlere bağlamadığımız takdirde, özellikle, sayıları 3 500'e varan belediye başkanlarını, Meclis ve bakanlık koridorlarında sıkça görmeye devam edeceğiz. Bütçe kanunuyla konulmayan prensipler, daha sonra, kamuyu kilitlemekten başkaca hiçbir işe yaramayan tasarruf genelgelerine havale edilmektedir.

Bu arada, şunu da belirteyim ki; on onbeş gün kadar önce seçim bölgemden arayan bir vatandaşımız "TBMM 08" plakalı binek otonun Adapazarı sokaklarında neden gezdiğini sormuştur. Zannederim, düğüne gidilmiş. Hangi tasarruf genelgesiyle bu tür kullanımları engelleyebildik ve engelleyebileceğiz?!

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hatırlatmak istediğim son husus ise, devletin gelir politikasıyla ilgilidir. Aslolan, dağınık olmayan, etkin, işlevsel hale getirilmiş kamu harcamalarının, sağlam ve reel gelir kaynaklarıyla finanse edilmesidir. Bu amacı gerçekleştirmek üzere çıkarılmış bulunan vergi reform yasasına saldırmak, günümüzün yükselen değeri haline gelmiştir. (DSP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Savaş, size 1 dakika eksüre veriyorum.

Ş.RAMİS SAVAŞ (Devamla) – Kriz çığırtkanlığı havasında, olayların gerçek nedeni farklı boyutlarda anlatılmak isteniyor. Vergi kayıp ve kaçağını önlemeyi, kayıtdışı ekonomiyi kontrol altına almayı hedefleyen, sade vatandaşın cebindeki üç kuruş parayı asla ve asla karapara olarak tanımlamayan ve böyle bir iddia ve amaç da taşımayan bu yasaya saldırmak gerçekten büyük haksızlıktır. Bu kanuna yapılan eleştirilerin ana hedefi, gelirin tanımı ve bununla bağlantılı olarak malî milat kavramıyla ilgilidir; ancak, iddia ediyorum ki, bu ülkedeki halkın yüzde 95'inin malî milatla ilgili bir sorunu yoktur. Küçük esnafımızın, köylümüzün, işçimizin ve yapılacak zam oranını bekleyen memurlarımızın malî milatla ilgili bir sorunu yoktur. Kendi ifadelerine göre ülkeden 100 milyar doları kaçırdıklarını söyleyenler, lütfen, kimliklerini önlerine koysunlar.

Hepinize, saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Savaş.

İkinci konuşmacı, Kırklareli Milletvekili Sayın Necdet Tekin; Buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakika.

DSP GRUBU ADINA NECDET TEKİN (Kırklareli) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 1999 yılı gelir bütçesi üzerinde Demokratik Sol Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi, en derin saygılarımla selamlarım.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; son beş gündür, 1999 yılının son altı ayı için -aslında tümünü görüşmekle beraber- devletimizin bütün kurumlarının ne kadar ve nasıl bir harcama yapacağını; yani, bütçelerini görüşüyoruz ve bunları da birer birer kabul ediyoruz. Şu anda da, bu harcamaları karşılayacak olan devletin gelir bütçesini görüşmekteyiz.

Gelir bütçesi denildiğinde, çok kısa olarak, bir yıl içinde beklenen vergi gelirleri, vergidışı normal gelirler, özel gelirler ve fonlardan oluşan bir sepetten bahsediyoruz. Bu gelir sepetini oluşturan vergi geliri kalemleri, başta Gelir Vergisi olmak üzere, yaklaşık 70 kalemden ibarettir. Bu gelir kalemleri üzerinde yapılan projeksiyonlarla, devletin gelirlerini oldukça sağlıklı bir yapıda tahmin etmek mümkündür. Ancak, gelir bütçesinin bu tahmini, normal koşullarda, yani, yabancıların starus parabus dedikleri koşullarda, yani, diğer koşulların aynı kaldığı ve çok az değiştiği ortamlarda son derece sağlıklı olarak tahmin edilebilir.

Dışdünyada oluşan ekonomik değişmeler, krizler, kriz uzantıları, iç ekonomide ise ekonomik büyüme ve enflasyondan, gelirin oluşumu, dolayısıyla gelir vergisinin miktarı ve oluşumu son derece yakından ilgilidir. Buna, ülkedeki siyasî istikrarsızlık, başka bir deyişle, bulanıklık da eklenirse, gelir bütçesini tahmin etmek, ne yazık ki, son derece zorlaşır; yapılan tahminlerin gerçekleşmesi de, maalesef, mümkün olmaz. İşte, 1999 yılı bütçesi, gelir açısından yukarıda saydığım bütün negatifliklerden nasibini almış bir bütçedir.

Önümüzdeki gelir bütçesini irdelemeden önce, son bir yıl içinde ülkemizdeki ekonomik iklime bir göz atmakta da yarar vardır:

1- 1999 yılı bütçesi, çok ender bir bütçedir ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, İstiklal Savaşı sırasında böyle iki kez görüşmeler olmuştur. Bu 1999 yılı bütçesi, Plan ve Bütçe Komisyonunda iki kez görüşülen çok ender bir bütçedir; yarısı geçici bütçeyle idare edilmiş, yarısı da daha sonra görüşülüyor.

2- 1999 yılı bütçesinin yarısının bu şekilde geçici bütçeyle görüşülmüş olması, özellikle, geçtiğimiz altı ayda, gelir açısından son derece tedirginlikler yaratmıştır.

3- Ülkemiz, yaklaşık bir yıldır -hepimiz biliyoruz- seçim atmosferinde yaşamaktadır ve dolayısıyla, siyasal istikrar yeterince tesis edilememiştir.

4- Dünya ekonomileri -daha önceki konuşmacılar söyledi- 1997'den itibaren, özellikle, önce Pasifik'te, daha sonra bir ara Güney Amerika'da, daha sonra da Rusya'da, son derece daralmalara neden olacak sıkıntılara girmiştir. Dolayısıyla, Türkiye de böyle bir sıkıntıdan nasibini almış, hem gelir daralmış hem de gelirden elde edilen vergi gelirleri daralmak zorunda kalmıştır.

5- 1998'de çıkarılmış olup; ama, henüz bazı maddeleri dahi uygulamaya konulamamış olan Vergi Yasasına karşı -ne yazık ki burada da bu sürüyor- gerek kamuoyunda gerek basında gerekse şu anda yapılan pek çok konuşmalarda, haklı haksız birçok eleştirilerin yöneltilmiş olması ve bu eleştirilerde, olayların gerçek neden ve boyutuna girilmeden, vergi reform yasasının hedef alınması, yani vergi reform yasasının anafikrinin çarpıtılması da, maalesef, Gelir Vergisinin azalmasında en büyük neden olmaktadır. (DSP sıralarından alkışlar) Korkarım ki, ikinci yarı yılda da, bu tür spekülasyonist hareketler, yani ucuz politikalar, Gelir Vergisini azaltabilir; en büyük korkum odur.

Şimdi, bütün bu faktörlerin ışığında bakıldığında, Gelir Vergisinin, yani gelirlerin istenen düzeyde olmasını beklemek, son derece yanlış bir olaydır; zaten, bu beklenenler de olmamıştır ve azalmıştır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; vergi, maliye politikasının en önemli araçlarından biridir. Devlet giderlerinin vergilerle karşılanması iyi ve gerekli bir olgu iken, vergi istemek ve almak, her zaman, sevimli bir olay olamamıştır. İstediğiniz kadar iyi bir vergi sistemi, vergi yasası çıkarın, istediğiniz kadar iyi bir vergi sistemi oturtmaya çalışın, bazen ekonomik konjonktürler -ki, yukarıda saydım- bazen uygulamacıların tavrı vergi almayı uygulanması kolay olmayan bir olgu haline getirmektedir.

Vergi toplamayı zorlaştıran bir diğer etmen de, toplanan kaynakların devletçe kullanım şeklinin, yerinde kullanılmadığı psikolojisinin halkta yaygınlaştırılmasıdır. Hiç kimsenin bu psikolojiyi yıkmaya hakkı yoktur. Biraz önce konuşan arkadaşım Sakarya'dan bir örnek verdi, bunlara kimsenin hakkı yoktur; bu, küçüktür ama, hakkı yoktur en azından. Onun için, vergi alırken üzerinde durulması gereken unsurlardan en önemlisi, toplanan vergilerin sarf edildiği yerler konusunda halkın inandırıcı bir şekilde etkilenmesi lazımdır; aksi halde, ne topladığınız vergiyi helal eder ne de toplamaya uğraştığınız vergiyi bir daha vermemek için gerekli yolları denemiş olur.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; devletler, hangi alanlara ne tutarda gider yapacaklarını ve bu giderleri hangi kaynaklarla finanse edeceklerini bütçe kanunlarında gösterirler. Kamu hesaplarının bültenlerini kısaca incelediğiniz zaman, vergi gelirlerinin bütçe gelirlerini karşılama oranının giderek düşmüş olduğunu görürsünüz; ancak, vergi gelirlerinin bu düşmesi, verginin maliye politikası aracı olarak kullanımından uzaklaşıldığında sıkça görülür. Eğer, vergi, maliye politikası aracı olarak kullanılmak yerine, para politikası uygulamalarını kolaylaştırıcı bir teşvik aracı olarak görüldüğü sürece -ki, 1983'ten sonra maalesef bu yola gidilmiştir- o zaman, ne tür vergi sistemi getirirseniz getiriniz, üretmeden paradan para kazanma zincirine kendinizi kaptırırsınız; sonuçta da, bırakınız anaparayı, bunun faizlerini dahi ödeyemeyecek duruma düşersiniz.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; mikro düzeyde, çok detaya inmeden, 1999 yılı konsolide bütçe gelirlerinin birkaç kalemi üzerinde durmak istiyorum: Hem 1997'de hem 1998'de maalesef, hem de 1999'da, Gelir Vergisi diye adlandırdığımız Gelir ve Kurumlar Vergisi yüzde 27, bu hiç değişmez mi, 26 olmaz mı, 24 olmaz mı?!. Başka bir kaleme baktım, alınan KDV'nin toplamı -üç yıla baktım- yüzde 33; bu hiç değişmez mi?!. Bu KDV'den alınanı bir de değişik tahmin edin, 30 tahmin edin, 27 tahmin edin. Yüzde 12 de petrolden alınan vergi var. Devletin beyannameli mükellefler dışından aldığı vergi, tahmini yüzde 80 civarındadır; yani, bu "vergi verme, salma ver" demektir. İşte, bunu değiştirmek için, geçen yıl gecemizi gündüzümüze kattığımız Vergi Yasası da, artık, kayıt sisteminden uzaklaş, malî miladı es geç ve onun dışındakileri de çöz at... O halde, bu yapının değişmesini...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Tekin, 1 dakika süre veriyorum.

NECDET TEKİN (Devamla) – Ekonomiyi kayda almadan sapmaların artırıldığını görmek, bizleri maalesef, son derece üzüyor.

Sevgili arkadaşlarım, son olarak söylemek istediğim şey, bu vergi kompozisyonuna, yani salma gibi, kazanandan kazanmayandan,herkesten al; petrolden al, içteki KDV'den al, dıştaki KDV'den al... Zaten, petrolden alınan yüzde 12'lik vergi, bütün beyannameli vergilerin; yani, burada konuştuğumuz beyanname verenlerin verdiği vergilerin toplamından biraz fazla. O halde, biz neyi konuşacağız ki?!. Onun için, bu kompozisyona dikkat etmemiz gerekir. Vergi sepetindeki bu dağılım, hem çağdaş hem de sosyal adalete uygun değildir. Bunların düzeltilmesi için bir fırsatımız vardır; bu fırsatı ucuz politikalarla kaybetmeyelim diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Tekin.

Doğru Yol Partisi Grubu adına, Afyon Milletvekili Sayın İsmet Attila; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır.

DYP GRUBU ADINA İSMET ATTİLA (Afyon) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi, şahsım ve Doğru Yol Partisi Grubu adına saygıyla selamlarım.

Sayın Maliye Bakanımız, bütçe sunuş konuşmasında, ülkenin ne duruma getirildiğini ortaya koymuştur. Sayın Maliye Bakanı, özetle, bakın neler söyledi, hep birlikte gözden geçirelim: “Borçlanma esasına dayanan bu finansman modeli, kamu kesimini ve devlet bütçesini de, bir çıkmazın içine sürüklemektedir. Bütçe giderlerinin en önemli kalemini borç faizleri teşkil etmektedir. Faiz ödemeleri, bugün bütçenin taşıyamayacağı bir düzeye erişmiş ve âdeta bütçeyi kilitlemiştir. Bütçe politikası, bu özelliğini büyük ölçüde kaybetmiştir. Vergi gelirlerinin, bütçe gelirlerine oranının giderek küçüldüğü, bütçe uygulamalarında izlenen en çarpıcı gelişmedir. Bütçe açıklarını makul düzeyde tutma imkânı ortadan kalkmıştır. Bütçe hizmetleri, borçla karşılanmaya başlanmış, faizini ödemek için yeniden borçlanma mecburiyeti ortaya çıkmıştır. Ayrıca, anaparayı ödemek için de, yine borç alıyoruz.” İşte, burada, ekonomik gücümüzün yok edildiğinin en açık ve belirgin belgesini, Sayın Bakanımız ortaya koymuştur. Devletin içinde bulunduğu acıklı tabloyu açıkyüreklilikle, Türkiye Büyük Millet Meclisine getirdiği için, Sayın Maliye Bakanı Sümer Oral Beye teşekkürlerimi sunuyorum.

İddialı vergi reformuna rağmen bugün ülkede vergi toplayamıyoruz. Harcamalarımız ise çok büyük ölçüde kontrolden çıkmış. İşte, bugün vergi toplayamıyorsak, kazanç, gelir yoksa, bunun tabiî sonucu olarak da, vergiden bahsetmek ve sağlam kaynak olan vergilerle bu ülkenin hizmetlerini görmek mümkün değildir.

Bu kürsülerde, bir önceki hükümet tarafından getirilmiş olan ve reform diye sunulan vergi reformunun nelere mal olduğunu, bugün, ekonomik krizin sebeplerinden olduğunu görmeyenler de olsa, serbest piyasa ekonomisi kuralları içerisinde, bunu hepimiz yaşayarak görüyoruz. O gün, bir yıl evvel, Doğru Yol Partisi olarak, bu Vergi Kanununun nelere mal olacağını ifade ettik. Ne yazık ki, milletvekillerimize, parti disiplini çerçevesinde söz geçiremedik, bizi dinlemediler. Daha doğrusu, biz açıkyüreklilikle, özellikle, Maliye Bakanlığı yapmış bir kişi olarak, milletvekillerimize bu Kanunun nelere mal olacağı konusunda düşüncelerimizi söyledik ve ne yazık ki, üzülerek ifade ediyorum, bir sene sonra, ne söylemişsek -Meclisin zabıtlarında bulunmaktadır- onu ülke yaşıyor. Keşke, bizim söylediklerimiz doğru olmasaydı da, biz mahçup olsaydık.

Nitekim, malî milat uygulaması konusunda 30 Eylül 1998 tarihinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına bir basın toplantısı yaptım. O basın toplantısında şunları söyledim: "Bugün 30 Eylül 1998 kara Çarşambadır. Bugün malî kara milattır. Devleti, milletiyle kavga ettirecek günün başlangıcıdır" dedim. Üzülerek söylüyorum ki, doğru çıktı. (DYP ve FP sıralarından alkışlar) Sonra devam ettik, dedik ki "Bu Vergi Kanunu ile bir tarafta aşırı sol zihniyet hükümleri, diğer tarafta, halkın parasını belirli kesimlere peşkeş çeken zihniyet hükümlerine yer verilmiştir. Gizli servet beyanı ve servet vergisi getirilmiştir. Serbest piyasa ekonomisine darbe indirilmiştir. Ekonomide güven ve istikrar sarsılmıştır. Vergi reformu diye diye ekonomi, ülke batağa sürüklenmiştir. Kanunu çıkaranlar, milletimiz için kurdukları tuzakları bildikleri halde, "anlatamadık" özrünün altına sığınmaya kalkışmışlardır.

Bir taraftan toplum ve sermaye tedirgin edilmiş; diğer taraftan da, karaparaya ve kayıtdışı gelire, kapsamlı ve örtülü af getirilmiştir. Önce borsa mahvedilmiş, sonra kurtarılmaya çalışılmıştır. Borsayı hasta edenler, yeni reçete yazma, taviz verme yoluna gitmişlerdir; olan, küçük yatırımcıya olmuştur. Beyan eden de etmeyen de yanacaktır.

Yalanlar ve tuzaklar getirilmiştir. Varlık Vergisi hortlatılmıştır. Kazansın, kazanmasın, herkesten vergi alınacaktır. DYP'nin, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması prensibi ortadan kaldırılmıştır. Üniter vergi sistemi bozulmuştur. Peşin vergi ağırlaştırılmıştır. Ekonominin kayda alınması, küçük esnaf ve sanatkârın kayda alınmasına dönüşmüştür.

Çifçilerimizin devlet teşviklerinden faydalanması şartı ağırlaştırılmıştır. Buna karşılık, indirimli vergi oranları uygulaması ertelenmiştir. Ücretliler bir kez daha mağdur edilmiştir. Netice itibariyle, o gün söylediğimiz, bu Vergi Kanunuyla, devlet, milletiyle kavga eder hale getirilmiştir.

Evet, burada memnuniyetle müşahede ediyoruz ki, Anavatan Partisinin değerli sözcüleri, bizim bir yıl evvel söylediğimiz noktaya gelmişler ve bu ekonomik krizin sebebinin bu Vergi Kanunu olduğu ortaya çıkmıştır. Hiç kimse, kimseden vergi alınmasın demiyor, vergi alınsın; adaletli alınsın, kazanandan alınsın. Dolayısıyla, “kayıtdışı ekonomiyi kayda alıyoruz” sözleriyle, maalesef, kayıtdışı ekonomi, kayıtdışına, bu kanunla bir defa daha zorlanmıştır.

Şimdi, devleti, milletiyle barıştırmak için, bu hükümete bir görev düşüyor. O da nedir; bu Vergi Kanunu tekrar gözden geçirilsin, gelirin tarifi gözden geçirilsin, malî milat kaldırılsın, peşin vergi uygulaması gözden geçirilsin, faiz gelirleri, kaynağında vergilendirilsin, Emlak Vergisindeki tuzağa, aldatmaya son verilsin; serbest piyasa ekonomisinin gerçek temsilcilerinin dert ve şikâyetlerine, tavsiyelerine uyulsun, önem verilsin; hükümetimiz, serbest piyasa ekonomisinin temsilcilerini, gerçek iş aleminin temsilcilerini, serbest piyasa ekonosini uygulamak suretiyle bu ülkenin kalkınmasına damgasını vuran irili ufaklı bütün iş alemimizin temsilcilerini dinlemek suretiyle buna bir çözüm getirsin. Bu kanun değişikliğini, Meclis tatile girmeden bekliyoruz; Doğru Yol Partisi olarak bekliyoruz ve buna bütün grup olarak destek vereceğiz.

Ekonomik krize sebep olan Vergi Kanununun ülke gerçeklerine uymayan bu hükümlerinin gözden geçirilmesi her geçen gün önemini artırmaktadır. Zaman kaybı, ülkenin kaybıdır, kan kaybıdır. Vergi Kanunu Tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında söylediklerimiz -tekrar ifade ediyorum- ortaya çıktı; o gün neler söylemişsek hepsi doğru çıktı; bundan dolayı da üzgünüz. Bugün, olanlar oldu...

Şimdi, niçin yavaş hareket ediliyor? Vergi gelirlerinin durumu ortada. Sebep; Vergi Kanunudur. Bütçe ortadadır, ülkenin, zaman kaybına tahammülü yoktur. Bu kanun değişikliğini getirin, Grup olarak destekleyeceğiz; vergi toplamanın yolu da budur.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Attila.

Doğru Yol Partisi Grubu adına, ikinci konuşmacı Sayın Necati Yöndar.

Buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA NECATİ YÖNDAR (Bingöl) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının gelir bütçesi üzerinde, Grubum adına görüşlerimi sunmak üzere söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, şahsım ve Grubum adına hepinize en içten saygılarımı sunuyorum.

1999 malî yılının yarısı geçmiştir. Yapılan bütçe, yarısı gerçekleşmiş bir bütçedir. Dolayısıyla, bütçede yer alan bütün tahminler çok gerçekçi olmalıdır; ancak, ne yazık ki, tartışdığımız bütçe, ilk dört aylık verilere göre revize edilmiş olmasına karşın, beklentilerin doğru belirlenmediği görülmektedir.

Ülkemizin ihtiyacı olan verimli, adil, yaygın bir vergi sistemiyle, sağlıklı kamu geliri ihdas edilmesi gerekir. Kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınması, vergi oranlarının makul bir seviyeye indirilerek vergiye karşı direncin azaltılması, sermaye ve stokların enflasyona karşı korunması, her türlü harcamanın, matrah tespitinde gider olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yukarıda arz edilen sistem beklenirken, 55 inci hükümet "vergi reformu" dedikleri 4369 sayılı Yasayla çeşitli vergi kanunlarında değişiklikler yaparak, vergi sistemimizde tam bir tahribat yaratmıştır. Malî milat denilen olayın zamanlaması ise tam bir facia davetiyesi olmuştur.

Dünya, bir global ekonomik kriz yaşarken, sıkı ekonomik ilişkiler içerisinde olduğumuz ülkelerle beraber biz de bu krizin içerisindeyken ve dünya ülkelerinin hükümetleri, girişimcileri için çözümler üretirken, bizim hükümetimiz, gerek "malî milat" gerekse "nereden buldun" gibi, ucube uygulamalarla girişimciliği tedirgin ederek, âdeta krize kucak açmıştır. Bu reform, 55 inci hükümete özgü bir icraat olarak ekonomi tarihimize geçmiştir. Umarım, 57 nci hükümet de 55 inci hükümetin hatalarına düşmeyecektir.

Ülkede birçok firma, kapısına kilit vurdu. Özellikle lokomotif durumundaki bazı sektörler -tekstil gibi, demir çelik gibi, inşaat sektörü gibi- derin bir bunalım yaşamaktadırlar, âdeta yaprak kımıldamıyor. Firmalar, krizden kurtulmak için, kaynak yaratma ve mevcut kaynakları sisteme aktarmayı istiyorlar; ancak, karşılarında bir engel var; nereden buldun uygulaması.

Firma ortakları, şahsî mal varlıklarını, babadan kalma mülklerini satarak şirketlerine aktarmaya, krizden çıkmaya çalışıyorlar; ancak, karşılarında yine engel var, bu satışlardan elde edilecek paraların yarısını vergi olarak ödeyecekler. Sahip oldukları şahsî servetlerini, paralarını sisteme sokamıyorlar; çünkü "nereden buldun" denilerek, yarısı vergi olarak alınacaktır. "Ak çarşamba" diye adlandırılan 30 Eylül 1998 günü, iyiniyetli, dürüst vatandaş için, maalesef, kara çarşamba olmuştur.

Aynı yasayla, 1989 yılından beri uygulanmakta olan bir geçici vergi vardı; 12 eşit taksit halinde alınıyordu. Cari vergileme dönemi gelirine mahsup edilmek üzere geçici vergi 12 eşit taksit halinde alınırken, yine bu yasayla, geçici vergi de değiştirilerek, cari yılın her üç aylık kazancı üzerinden alınmaya başlanmıştır. Ekonomik krizin yoğun bir şekilde yaşandığı ve yüzde 70'lerden aşağı inmeyen enflasyon, yüzde 120'lerde seyreden kredi faizleri karşısında, reel sektörde yer alan firmalar ayakta kalabilme mücadelesi verirken, üç aylık geçici vergi uygulamasıyla, bir kez daha finansman yükünün altında kalmışlardır. Devlet, böyle bir kriz döneminde, sanayicilerin ve işadamlarının krizi atlatmasına yardım etmelidir.

Geçici verginin kaldırılması gerekmektedir. Zaten, ilk üç aylık geçici vergi uygulamasında, hükümetimiz, 500 trilyon vergi geliri beklerken, bu beklentiye karşın, yeni uygulama çerçevesinde, 15 Mayıs 1999'da verilen beyannamelerle, Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinden alınan geçici vergi toplamı 256 trilyon olmuştur; yani, yüzde 50 bir azalma.

Aslında, vergilerle ilgili olarak ne kadar yanlış şeyler yaptıklarını İktidar da bilmektedir. Bu nedenle de, vergi kanunlarındaki yanlışlıkları düzelteceklerini beyan etmektedirler; demin, Anavatan Partisi Grubu adına konuşan sayın konuşmacılar da bunu belirtmişlerdir.

Bu işleri, işi bilenler yapmalıdır, bildiğini sananlar değil. Partimizin, geçici vergi uygulamasının, 1 Temmuz 1999 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılması için kanun teklifi bulunmaktadır. Bu teklifin, ekonomimizin istikrarı için, ülke menfaatı için, sağduyulu arkadaşlarca destekleneceğini umuyorum.

Bir diğer yanlışlık: Küçük esnaf üzerine büyük bir yük getirilmiş ve götürü usul yerine, basit usul adı altında gerçek usulde vergilendirmeye geçilmiştir. Vergi gelirlerinde bir artış da sağlamayacak olan bu düzenleme, küçük esnafa, küçümsenmeyecek derecede kırtasiye külfeti getirmiştir. Özellikle küçük yerleşim birimlerinde, basit usule tabi mükellefler, kendileri KDV hesaplaması yapıp, beyanname doldurabilecek durumda değildirler. Meslek örgütü olmayan yerlerde bu mükelleflerin vergisel işlemlerini yaptırabilmeleri,vergiden çok, muhasebe ücretini ödemeye yol açmaktadır.

Vergi kanunlarında, 4369 sayılı Kanunla çok geniş kapsamlı değişiklikler yapılmasına karşın, maalesef, enflasyon muhasebesi getirilmemiştir. Kısmî uygulamayla enflasyonun etkisi gideriliyor görüntüsü verilmektedir; ancak, kayıtdışı ekonominin kaynağı olan enflasyon, düşmediği gibi, enflasyon muhasebesi de kabul edilmemektedir. Enflasyondan kaynaklanan fiktif değer artışları üzerinden Gelir ve Kurumlar Vergisi alınmaktadır; oysa, kazanç, fiktiftir; yani, reel olarak yoktur. Dolayısıyla, enflasyondan kaynaklanan fiktif değer artışı üzerinden alınan Gelir Vergisi değil, Servet Vergisi niteliğinde bir vergidir. Enflasyon vergisi ödeyen, dolayısıyla, stokları üzerinden vergi ödeyen firmanın özsermayesi gittikçe erir, ayakta duramaz. Enflasyon gelirlerinin vergilendirilmesi, mükellefte, refleks olarak, vergiden kaçırma isteği doğurmaktadır. Enflasyon muhasebesi kabul edilmeli, mükellefe bu konuda tercih hakkı tanınmalıdır.

55 inci hükümet, dilek ve temennide bulunur gibi Vergi Kanunu çıkarmıştır. Varsayımlara dayalı, ekonomik mantığı bulunmayan, sadece o anda akla gelenin dışında bir araştırma yapılmadan, yapılan araştırmalara dayalı önerileri de "her şeyi ben bilirim" zihniyetiyle gözardı edilen bir anlayışla kanun yapılmıştır. Vergi reformu diye destek aramaya çalışılan 4369 sayılı Kanunla, vergi kanunlarının uyumu tamamen bozulmuştur. Vergiyi tabana yayıp, daha çok vergi almak için yapılan düzenlemeler, ne yazık ki, vergi gelirlerini azaltmıştır. Oysa, kendilerinin dışındaki ilgililer, vergi gelirlerinin azalacağını biliyorlardı. Kendilerinin, bilenden öğrenmek yerine, her şeyi yaşayarak öğrenmek tutkularından dolayı, bugün yaptıkları bütçe revize edilmektedir.

4369 sayılı Kanunla ütopik bir eser yaratılmak istenmiştir. İşin ilginç noktası, aslında, Maliyenin teknisyenleri de ne yapacaklarını şaşırmış olarak, iktidarın isteği doğrultusunda tasarı hazırlamışlardır; yaptıklarını da anlamadan ve benimsemeden yapmışlardır. Şimdi de, bırakınız vatandaşı, yine, Maliyenin teknisyenleri dahi işin içinden çıkamaz bir duruma gelmişlerdir.

Yirmibir yıllık bir maliyeci olarak, burada, kanunun eksiklerini, fazlalıklarını, yanlışlarını saymanın, sınırlı bir zaman içerisinde mümkün olmadığını belirtmek istiyorum. Ne yaptığını bilmeden yaratılan bu eser, memlekette kriz yaratmıştır; dolayısıyla, atılan taş, ürkütülen kurbağaya değmemiştir. Olayları temelinden kavrayarak köklü çözümler üretmedikçe, bu millet, daha, çok malî milat ve benzeri uygulamalarla karşı karşıya kalacaktır.

Şimdi, mükellefler soruyorlar: "30 Eylüle kadar oluşan bazı gelirlerimizi bloke ettik. Diyelim ki, Maliye sözünde durdu ve bunlarla ilgili geriye dönük işlem yapmadı. Ancak, ne ekonomi ne enflasyon ne de faizde, piyasanın işleyiş kuralları değişmedi. Bundan sonra ortaya çıkan benzeri hâsılatları, geliri ne yapacağız?" Mükellefler bu durumda son derece haklıdırlar. Zira, ayakta kalabilmek, ticarî faaliyete devam edebilmek, gerek enflasyonun varlığına ve buna ilişkin muhasebe sisteminin olmaması ve gerekse diğer ekonomik etkenler nedeniyle kayıtdışına itilmektedir.

Belirtilen bütün bu nedenlerle, ülkemizdeki krizi aşmanın ve vergi gelirlerini artırmanın yolu, 4369 sayılı Kanunla getirilen malî milat "nereden buldun" ilkesinin kaldırılmasıdır.

Biliyorsunuz, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 1 inci maddesi değiştirilmiştir. Eskiden, her türlü gelirler, safî kazanç ve iratlar Gelir Vergisine tabiydi; ama, şimdi, öyle demiyorlar, şimdi diyorlar ki, her türlü harcama ve tasarruflar Gelir Vergisine tabidir.

BAŞKAN – Sayın Yöndar, 1 dakika ilave süre veriyorum.

NECATİ YÖNDAR (Devamla) – Teşekkür ediyorum.

Üç ayrı geçici vergi uygulamasının kaldırılması, ayrıca bazı menkul sermaye iratlarının ve değer artış kazançlarının vergilenmesine ilişkin düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesiyle, enflasyon muhasebesi ve vergi sistemi uygulanmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakınız, hepimiz vergiyi konuşuyoruz; memlekettte, herkes, birbuçuk yıldır vergiyi yoğun şekilde konuşuyor. Ancak, konuşulmayan, gözardı edilen ve tartışılan yasalar kadar önemli bir başka husus var; çok klasik, hep söylenen, herkesin de doğruluğuna inandığı bir ifade vardır; kanunlar ne kadar mükemmel olursa olsun, doğru ve adil olarak uygulanmaz ise beklenen sonuçlar alınamaz. 4369 sayılı Yasada yer alan ve "malî hizmetler sınıfı" tesisi ile Maliye çalışanları için birtakım iyileştirilmeleri öngören maddeler, sırf siyasî birtakım polemikler yüzünden geri çekilmiş, yasalaşmamıştır. Böylece, vergi idaresinde çalışanlar küstürülmüş, yönetim ve denetim kadrolarında yoğun istifalar yaşanmış ve hâlâ yaşanmaktadır.

Her alanda Avrupa standartlarını yakalama iddiasında olan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yöndar.

NECATİ YÖNDAR (Devamla) – Teşekkür ederim... 1 dakika süre verir misiniz efendim.

BAŞKAN – Ben 1dakika ilave ettim.

NECATİ YÖNDAR (Devamla) – Hayır, teşekkür etmek ve saygılar sunmak için... (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Hayır efendim, 1 dakika ilave edemiyorum. Bütün arkadaşlarda aynı mesafeyi koruyoruz.

Grupları adına konuşmalar sona ermiştir.

Şahısları adına, lehinde olmak üzere, Sayın Turhan Alçelik. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır.

Buyurun.

TURHAN ALÇELİK (Giresun) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; 1999 yılı Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde, şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bütçeler, hükümetlerin karnesidir. Bu sözü, lehte aldım, bir zaruretten dolayı; ancak, daha da kötüsü olabileceği endişesiyle bu ifadeyi kullanıyorum. Biraz sonra ifade edeceklerimden, bunun böyle olduğunu hep beraber göreceğiz. O bakımdan, şu anda, elbirliğiyle ülkemizin sıkıntılarını çözebilme konusunda, bu görüşmelerin, bu anlamla değerlendirilmesini ümit ederek bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanın konuşmasında ifade ettiği şekliyle, iç borcumuz 40 milyar dolar -tekrar hatırlatıyorum, 40 milyar dolar- dış borçlarımız 100 milyar dolar. Peki, bütçemiz ne kadar; bütçemiz 27,3 katrilyon. Bu rakamın 9,3 katrilyonu açık; yani, reel bütçe 18 katrilyon. Şimdi, bu rakamları karşılaştırmanızı rica ediyorum sizlerden. İçborcumuz 40 milyar dolar; yani, ne demek; 16 katrilyonun üzerinde iç borcumuz var. Bütçe ne kadardı reel anlamda; 18 katrilyon. Yani, iç borcumuza denk bir bütçe; bir yerde, bütçemiz yok gibi bir şey.

Bir başka hususu arz ediyorum sizlere: Dış borcumuz ne kadardı; 100 milyar dolar. Bu ne ifade ediyor; 40 katrilyonun üzerinde bir rakam.

Değerli arkadaşlar, bu rakamları hayal edelim lütfen, iyi değerlendirelim. İç borcumuza, biz, döviz bazında yüzde 40'a yakın reel faiz ödüyoruz, yüzde 30'la 40 arası. Bakın, iki yıl sonra, bu 40 milyar dolar, eğer böyle giderse, hiç başka bir borç alınmasa 70 milyar dolara çıkar; bu, bunu ifade ediyor. Peki, dış borcumuz nedir; 100 milyar dolar. Ona da, her yıl yüzde 10 reel faiz ödediğimizi varsayın, 120 milyar dolara çıkacak bir dışborç...

Ortalama rakam ifade edeceğim; bir, birbuçuk yıl içerisinde, ülkemizin iç ve dışborç toplamı 200 milyar dolar. Değerli arkadaşlar, dikkatinizi çekiyorum, 200 milyar dolar borç... Peki, ülkemizin gayri safî yurtiçi hâsılası ne kadar; o da 200 milyar dolar. Arkadaşlarım, bu, şunu ifade ediyor: Ülkemizin borçları, tüm millî hâsılamıza denk hale geliyor. Bunun anlamı, ekonomi dilinde -bilmiyorum, ekonomist değilim ama- herhalde iflastan başka bir şey değil...

Elbirliğiyle, ülkemizi bu iflastan kurtarmak mecburiyetimiz var. Yarın, memurumuzun, işçimizin, emeklimizin, şurada oturan kardeşlerimizin maaşını ödeyemeyecek bir devleti, herhalde hiçbirimiz arzu etmeyiz. Öyleyse, gelin, elbirliğiyle bu sıkıntıları çözelim.

Bu ülkede yaşayan ve şu anda rantla geçinen bir avuç azınlığa buradan sesleniyorum: Bu ülke bir gemi ise, bu geminin kaptan köşkünde oturanla güvertede oturan arasında bir fark olmaz gemi batınca. Öyleyse, bu sıkıntıyı elbirliğiyle çözmemiz lazım. Rant ekonomisinin ülkeyi getirdiği nokta bu. Lütfen, rant ekonomisinden vazgeçilsin, buna bir tedbir alınsın ve elbirliğiyle üretime dayalı ekonomiye geçelim. Ancak, bu bütçe, maalesef, bu görüntü içerisinde değil. 10 katrilyona yakın bir faiz ödemesi, ranta giden para bunun göstergesi. Eğer, bu yapılamıyorsa, biz bunu yaparız arkadaşlar. Bakın, nasıl yapılacağını size arz edeyim:

Bursa'nın meşhur kestanelikleriyle ilgili hikâye anlatılır- bizim tarihimizde meşhurdur ve Bursalılar bunu çok iyi bilir- bir vatandaşımız "hele şu padişahlık, sultanlık yetkisi bende olsa neler yapmazdım ki" der. Padişah "ne yapabilirsin ki" deyince "çok şey" der. Padişah "peki, ne kadar" diye sorduğundan "şu başınızdaki fesi havaya atıp yere düşünceye kadar" der. Padişah "peki, sana yetkiyi verdim" der ve başındaki fesi havaya atar, fes yere düşmeden o zat der ki: "Bursa kestanelikleri vakıf." İşte icraat!

Şimdi, buradan şunu ifade ediyorum:

Değerli arkadaşlar, emeklimize, memurumuza, işçimize yüzde 20'ler mertebesinde bir ücret artışından söz ediliyor; küçük esnafımıza, çok küçük miktarlardaki kredilerden söz ediliyor; bunları mutlaka artırmamız lazım. Memurumuzu, işçimizi,en az, yüzde 50-60 düzeyinde ödüllendirmemiz lazım; o, bunların hakkı. Peki, bu nasıl olacak? Çok basit; rantiyeye giden bu paranın on günlüğünü buraya aktarın, bakın, bu, en kolay bir şekilde çözülmüş olacak. Çünkü, ülkemizde her gün 35 trilyon liraya yakın para, rantiyeye gidiyor.

1998 bütçe görüşmelerini hatırlayan arkadaşlarım var; yüzde 20'lik ilave bir artışı, o zaman, CHP, bu sıralarda otururken, kabul ettiği halde, oylama sırasında rıza göstermemişti; o zaman artış yüzde 30'da kalmıştı. CHP'nin, bu ilave artışı yapmamasının sonucu ortada... Nerede şu anda CHP; bu Meclisin dışında.

Değerli arkadaşlar, özellikle, MHP'li kardeşlerime buradan sesleniyorum; çünkü, DSP ve ANAP'lı arkadaşlarımız o zaman da bu kararın içerisindeydi; CHP bunu onaylamıştı. Şimdi, aynı konumdasınız; ama, büyük ortak olarak, hükümetin içinde olarak. Lütfen... Lütfen... Sabit gelirlimizi, çalışanımızı mağdur etmeyelim; en az yüzde 50'yle destekleyelim onları. Biz, bütçenin...

CAHİT TEKELİOĞLU (İçel) – Biraz önce "iflas etti" dediğiniz bir bütçeden nasıl yüzde 50 vereceksiniz?!.

BAŞKAN – Sayın milletvekili, lütfen, müdahale etmeyiniz.

TURHAN ALÇELİK (Devamla) – Bakın, biraz önce kaynağını söyledim; herhalde, değerli kardeşim, kaynağı fark edemedi...

HACI FİLİZ (Kırıkkale) – Dışarıdan geliyor!..

TURHAN ALÇELİK (Devamla) – Tabiî, dışarıdan geliyor...

Rantiyeye giden paranın on günlüğü buna kâfidir arkadaşlar; on gün; fazla değil...

CAHİT TEKELİOĞLU (İçel) – Denk bütçeleri çok gördük...

TURHAN ALÇELİK (Devamla) – Çok değerli kardeşlerim, bütün olumsuzluklarına, bütün sıkıntılarına rağmen, bu ülke hepimizin; biz, bu ülkenin sıkıntılarını, ileride yaşayacağı muhtemel problemleri buradan hatırlatmakla görevliyiz; sizleri uyarmakla görevliyiz. Yapabileceğiniz her türlü olumlu adıma destek vereceğimizi ifade ediyoruz; ama, bu desteğin karşılığı, 65 milyon insanımıza yapacağınız katkıdan geçiyor. O katkının verileceğini ümit ediyor ve o katkıyı destekleyeceğimizi buradan ilan ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (FP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Alçelik.

Hükümetin söz istemi var; buyurun, Sayın Sümer Oral.

Sayın Bakanım, süreniz 20 dakikadır.

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maliye Bakanlığı, merkez birimleri yanında, 2 005 taşra ve 26 yurtdışı birimleri ve bu birimlerde çalışan 71 191 personel ile 1 adet bağlı ve 1 adet ilgili kuruluşuyla, çok farklı yasalarla kendisine yüklenen görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır. Görevimiz, maliye politikalarının hazırlanmasına yardımcı olmak, bu politikaların uygulanması, uygulamanın takibi ve denetlenmesidir.

Bu çerçevede, Bakanlığımızın en başta gelen görevi; devlet bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve devlet gelirlerini tahsil etmek ve gelir politikasını uygulamak, devlete ait malları yönetmek, devlet hesaplarını tutmak, saymanlık hizmetlerini yürütmek ve devletin hukuk danışmanlığını yapmak, karapara aklanmasıyla ilgili araştırma ve incelemeleri yerine getirmektir. Kısaca, bu şekilde özetlemek mümkündür.

Maliye Bakanlığı, bazı arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi, temel yasası 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamedir ve bu kararnameye dayalı, teşkilat ve görevlere sahiptir. Teşkilat yapısı ve görevlerinin önemli bir bölümü, 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede düzenlenen Maliye Bakanlığı, ülke ekonomisinin içinde bulunduğu konjonktürün doğal bir sonucu olarak, malî politika uygulamalarına büyük ağırlık vermektedir. Bugün, ekonomimizin sorunu kamu maliyesidir, onun finansmanında yaşanan ciddî sorunlardır.

Bir yandan, gelir idaresinin etkinliğini ve vergi sistemimizin verimliliğini artırmak, diğer yandan, kamu harcamalarında önceliklerin tespiti ve her kuruşun yerli yerine gitmesini sağlayacak tedbirler, Bakanlığımızın öncelikleri olacaktır. Rasyonel bir harcama politikası izlenecektir. Maliye Bakanlığı, bu görevlerini yerine getirirken, her türlü yetkiye sahiptir.

Bakanlık olarak üzerinde önemle durduğumuz konulardan biri, devlet emvalinin verimli bir tarzda değerlendirilmesidir. Devlete gerekli olmayan gayrimenkullerin elden çıkarılmasını, kalanların ise verimli biçimde değerlendirilmesini, devleti rasyonel bir yapıya kavuşturma zincirinin gerekli bir halkası olarak görüyoruz. Devletin varlıklarının sağlıklı bir envanteri çıkarılarak, yukarıda arz ettiğim çalışmalara sürat kazandırılacaktır.

Üzerinde hassasiyetle durulması icap eden bir diğer konu da, vatandaş-idare ihtilaflarının azaltılmasıdır. Bu tür anlaşmazlıkların çok uzun süre alması ve vatandaşın mağduriyeti, devletin halletmesi gereken önemli konulardan biridir. Bu cümleden olarak, Bakanlığımız Başhukuk ve Muhakemat Genel Müdürlüğü, yeni bir yaklaşımla, bu tür davaları süratle sonuçlandırma çalışmalarına hız verecektir.

Hazine davalarının çokluğu ve bir kısmının kaybedilmesindeki en önemli etken, devlet dairelerinin yaptıkları hatalı işlemlerdir. Mevcut davaların mümkün olduğunca kabul, feragat, sulh gibi hukukî yöntemlerle azaltılmasıdır. İhtilaflar, istikrar kazanmış bulunan yargı kararları doğrultusunda halledilerek dava konusu olmalarının önlenmesi yönünde hareket edilecektir. Bu davaların azalmasını vatandaş-devlet ilişkilerinde fevkalade önemli buluyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamu malî yönetiminde saydamlık, doğruluk, kalite ve sürat temel ilkemiz olacaktır. Bakanlığımızca yürütülen “SAY 2000” adı verilen otomasyon projesi ile 1 656 saymanlığın tamamının bir yıl gibi kısa bir süre içerisinde otomasyona geçirilmesi, devletin muhasebe bilgilerinin günlük olarak izlenebilmesi, tüm memurların personel ve maaş bilgilerinin merkezî bir veri tabanında tutulması ve memur maaşlarının merkezde hesaplanabilmesi, böylelikle temel hizmet ilkelerimiz doğrultusunda güncel sorunlara süratle çözümler sunulması önemli hedeflerimizden biridir. Bu projenin hayata geçmesiyle 1 656 saymanlık, merkeze bir bilgisayar ağıyla bağlanacaktır; her akşam itibariyle, devlet, gelirini, giderini, borcunu, alacağını ve nakdini görebilecektir. Bugün, ancak, bunu, yirmi güne yakın bir süre içerisinde Ankara'da toplama imkânı var, bu sistemin yürürlüğe girmesiyle bütün bunlar günü gününe takip edilecek ve günü gününe internete nakledilecektir. Bunu, devletin, hesaplarını bilmesi ve borçlanma politikası bakımından fevkalade önemli kabul ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; karapara aklama suçu ve bu suçla mücadele konusu 1996 yılı sonunda kabul edilen 4208 sayılı Kanunla düzenlenmiştir. İkibuçuk yıllık uygulama, karapara ile mücadelede genel stratejimiz, örgütlenmemiz ve çalışma usullerimizle yeni bir yaklaşımla ele almamız gereken noktaları bize göstermiştir. Bu yöndeki gayretlerimizle, uluslararası çapta karapara mücadelesinin dünya normlarındaki güçlü bir üyesi olmayı hedefliyoruz.

Sayın Başkan, Maliye Bakanlığı bütçesine baktığımız zaman, 5 katrilyon 974 trilyon; aşağı yukarı 6 katrilyona yakın bir büyüklükle karşılaşırız. Esasında, bu ödenek büyüklüğünün Maliye Bakanlığının kendisiyle ilgili olmadığını birçok arkadaşımız da bilmektedir. Bu 6 katrilyona yakın bütçe ödeneğinin, ancak yüzde 3,1'i civarındaki bir büyüklük Maliye Bakanlığına aittir, kendi faaliyetleri için kullanır; diğer kısmı başka bakanlıklara veya katma bütçeli idarelere aktarılacak, yapı itibariyle de, transfer mahiyetinde olan transfer ödeneklerinden oluşmaktadır. Yani, bu bakanlığın bütçesine bakarak, bunu "aman, ne kadar büyük ödeneği var, ne yapıyor bununla" deme gibi bir soruya açıklık getirmek için ifade ettim.

1999 Yılı bütçesinin gelirleri, birçok arkadaşımın da ifade ettiği gibi 18 katrilyon lira civarındadır. 14 katrilyon 200 trilyon lirası vergi gelirlerinden, diğer bölümüyse vergi dışı ve özel gelirler ile katma bütçe gelirlerinden oluşmaktadır.

Sunuş konuşmamda da ifade ettiğim üzere, bugüne kadar olan gelişmeler dikkate alınarak yapılan tahminlere göre, içinde bulunduğumuz ekonomik konjonktür ve vergi kanunu tarife cetveli indirimi nedeniyle, vergi gelirlerinin tasarıda öngörülenin bir miktar altında gerçekleşmesi beklenmektedir.

Kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınması, kayıtdışı ekonominin küçültülmesi, kayıtdışı ekonominin vergi sistemi içerisine alınması çalışmalarına kararlılıkla devam edilecektir.

Vergi kimlik numarası uygulamasının daha fazla ekonomik işleme yaygınlaştırılmasına dönük çalışmalara büyük hız verilecektir. Vergilemede öncelikli amacımız; verginin tabana yayılması ve kayıtdışı çalışan, vergi vermeyen grupların vergi kapsamına alınmasıdır.

Vergi olayına, sadece, fiskal açıdan bakmıyoruz. Verginin ekonomik ve sosyal boyutunu fiskal boyutu kadar önemsiyoruz. Vergi sisteminin sağlıklı ve etkin işlemesinin en önemli şartı, güçlü bir vergi idaresidir. Kanunlar çok mükemmel olsa bile, altyapısı, uygulama gücü, insan kaynakları itibariyle kuvvetli bir vergi idaresi olmadığı sürece, vergi sisteminin başarılı çalışması sınırlı olacaktır. Bu kapsamda, çeşitli projeler hayata geçirilmiş, önemli bölümü de halen devam etmektedir.

Vergi idaresini mükellefiyetle birlikte tam otomasyona geçirecek VEDOP Projesi adı altındaki uygulama, 1999 yılında daha süratli bir şekilde devam ettirilecektir. Bu proje kapsamında halen tam otomasyona geçirilmiş vergi dairesi sayısı 51 olup, bu yıl 135; 2000 yılı mart ayında da 153 vergi dairesi tam otomasyona geçirilmiş olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vaktin kısıtlı olmasını da gözönüne alarak ve gerek sunuş konuşmasında yaptığım açıklamaları da dikkate alarak, bu konularda sizleri daha fazla meşgul etmek istemiyorum.

Değerli arkadaşlarım, kıymetli gruplar adına konuşmuş olan değerli arkadaşlarımız gerçekten, fevkalade fikirleri ortaya getirdiler. Takriben 11 arkadaşımız konuştu ve hepsi de, vergi yapımızın ve Maliye Bakanlığımızın daha olumlu bir görev anlayışı içerisine girmesi ve daha etkili bir politika izlemesine dönük görüşlerini ifade ettiler. Hiç kuşkunuz olmasın ki, bütün bu görüş ve düşünceler bütçe uygulamamızda dikkate alınacaktır ve bizim için fevkalade yararlı olacaktır.

Bu konuşmalarda beni memnun eden bir önemli konu da şu oldu: Muhalefet partilerine mensup arkadaşlarımızın da katılımıyla, meseleleri ileriye dönük, geçmişle değil, geçmiş meseleleri tartışma değil;ama, geçmişten de ders alarak, ileriye doğru neyin daha iyi yapılabileceği konusunda görüşler ifade ettiler.

1999 bütçesini gürüşüyoruz; onun Maliye Bakanlığı bölümünü görüşüyoruz. 20 nci Asrın son bütçesini görüşüyoruz. 21 inci Asra girerken, bütçe müzakerelerinde bu üslubun benimsenmiş olmasını büyük bir mutlulukla karşılıyorum; çünkü, millet bizden bunu bekliyor; geçmişi tartışmayı değil, ileriye dönük daha randımanlı çalışmak, daha rasyonel ve refah seviyesi artan bir Türkiye, gelir adaleti sağlamış bir Türkiye. Bu amaca yönelik olarak, iktidara ve muhalefete mensup bütün arkadaşlarımızın, bu anlayışla eleştirileri dile getirmiş olmaları, gerçekten, ülkemiz bakımından fevkalade mutlu bir olaydır.

Sayın Başkan, izniniz olursa, arkadaşlarımızın değindiği konulara kısa kısa cevap vermek istiyorum:

Sayın Özgün "bütçenin borçla finansmanı mutlaka çözülmelidir" dedi. Zaten bütün uğraşı o; malî yönetimin, ekonomi yönetiminin temel meselesi o. Borç meselesinde de; bütçelerdeki finansman aracı olarak borçlanmanın payını aşağıya çekmediğimiz zaman, gerçekten, birçok sorunumuz halledilmemiş oluyor ve malî sorunlar, ekonomik sorunları beraberinde getiriyor; ülke, gerçek dinamizmine kavuşamıyor. Bütün amacımız bu; ama, bu, çözülemeyecek bir sorun değildir. Bu hükümetin en büyük görevi ve en büyük kararlılığı budur. Önümüzdeki günlerde bunların yavaş yavaş düzeldiğini inşallah göreceğiz. Vatandaşımız da bunların hergün yavaş yavaş çözüldüğünü görecektir; o kararlılık içerisinde çalışıyoruz.

Sayın Nezir Aydın, 1999 yılı vergi gelirlerindeki azalış ve artışları değerlendirler. Zaten, bütçe bir yerde tahmindir; özellikle, vergi boyutuyla tahmindir. Bazı bakanlık bütçelerini faizle mukayese ettiler. Faizler bu boyuta gelince, bu mukayeseler de kaçınılmaz oluyor; ama, bazı bakanlıkların bütçe büyüklüklerini günlük faizlerle mukayese etmek bazen yanıltıcı da olur. "Memur maaşlarını ikinci altı ayda ne kadar artıracaklar, ne kadar faize tekabül etti" dediler. Önümüzdeki günlerde, faizin bütçede yavaş yavaş azaldığını gördüğümüzde, bunu sağladığımızda, bu mukayeseleri de, sanıyorum, yavaş yavaş terk ederiz.

Sayın Osman Şen arkadaşım "faiz yükü altındadır" dediler. Bu, aşağı yukarı bütün arkadaşların söylediği bir konuydu. Memur ve emeklilerin durumu esnafı da ilgilendiriyor. Gayet tabiî, ekonominin içerisinde yer alan kesimlerin birbirini etkilemesi kaçınılmazdır.

Sayın Hayati Özdemir arkadaşımız "10 katrilyon açık vermektedir" dediler; açık 9 katrilyon civarındadır. Bütün gayretimizle bunu daha küçük hale getirebilmek ve faizdışı bütçe dengesini de gayri safi millî hâsılamızın 1,5-2 düzeyine getirmek gayret ve tedbirleri eksiksiz olarak uygulanacaktır.

"Vergi gereklidir; ama, düzgün bir düzenleme yapmak lazım gelir" dediler ve vergi reformundan bahsettiler. Geçen yıl kanunlaşan vergi düzenlemelerinin temel amacı, kayıtdışı ekonomiyi küçültmekti. Esasen, bu amaç, vergi dairelerinin devamlı amacı olmuştur. Arkadaşlarımızın, bu kanunlarla, düzenlemelerle ilgili çeşitli değerlendirmeleri olmuştur. Gayet tabiî, olumlu nitelikteki görüşlerin hepsinin aynı istikamette olması mümkün değil; farklı görüşler olacaktır. Biz, birkaç defa bunu ifade ettik; Maliye Bakanlığı olarak bu tür görüşleri değerlendiriyoruz. Bunların haklı olanları vardır, haklı olmayanları vardır; haklılığın da muhtelif dozajı ve derecesi vardır. Bütün bunlar gözden geçirilmektedir, Türkiye'nin konjonktürü dikkate alınmaktadır. Vergi kanunlarında -temel esprisinde, temel anlayışında değişiklik yapılmamak, sapma olmamak kaydıyla- bazı değişikliklerin yapılacağını, hükümet olarak ifade ettik. Bu tür değerlendirme çalışmalarımız da devam ediyor. Bu çalışmalar, sonra, Bakanlar Kurulunda ele alınacaktır, muhtemelen, Ekonomik ve Sosyal Konseyde de ele alınacaktır. Türkiye'ye uygun, ekonomik konjonktüre uygun bazı değişiklikler yapılabilir. Bunları yapmış olmanın, yapılmış olan kanunlardan, hedefinden sapmış anlamına da gelmemesi lazım. Mükemmeliyeti, daha iyiyi ve ekonomiye daha uygunu hangisiyse onu arıyoruz; hepimiz, o bilinç içerisindeyiz.

Değerli arkadaşım Sayın Ayaydın, Maliye-Hazine ayırımını söyledi. Gerçekten, benim de katıldığım bir husustur ve Maliye Bakanlığından yetişen, kamudaki bütün hizmeti Maliye Bakanlığında geçen bir arkadaşınız olarak şu tespitim de vardır: Kamu açıklarının, kamu borçlanma gereğinin “PSPR” dediğimiz, müessesenin tarihine bir baktığımız zaman, şu gözlem ortaya çıkar; gerçekten, Maliye ile Hazinenin ayrılmasından itibaren yavaş yavaş kamu borçlanma gereği büyümüştür. Esasında Hazine birliğinin, ödenek birliğinin, gelir birliğinin bir arada olması lazım. O günün şartlarında, bu, uygun bir ayırım olarak düşünülebilir, onu hiçbir şekilde söylemiyorum; ama, bugün, bu meseleye, yeniden bir bakmak lazım; çünkü, gelirleri toplayan, bütçeyi yapan idare ayrı, harcamayı yapan ayrı; yani, kasayla karar merciinin birbirinden ayrı olması gibi. Bütün bunlara rağmen, bir uyum içerisinde, bir ahenk içerisinde bunları götürmeye çalışıyoruz. Bu hükümette özellikle, ekonomi yönetiminde ve malî yönetimde tam bir uyum olduğunu samimi olarak ifade etmek isterim. Bu, mutlaka sonuçlarını da verecektir. En azından o umudu samimi olarak taşıyorum.

Maliye, kendisine intikal eden işleri süratlendirmelidir denilmişti. O gayret içerisinde bulunuyoruz.

BAŞKAN - Son 1 dakikanız kaldı Sayın Bakanım.

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (Devamla) – Peki efendim.

Maliye personelinin ücret yönünden takviye edilmesini ifade ettiler. Buna, fevkalade teşekkür ediyorum. İnşallah, o konuda da, diğer kamu personeliyle birlikte, biraz daha iyileştirme ve standardını artırma gayreti içerisinde olacağız.

Sayın Pakdemirli, faiz ve sosyal güvenlik giderlerinin büyüdüğünü, gelir idaresi fonu uygulamaları hakkında görüşlerini ifade ettiler. Bunların hepsini, başta da söylediğimiz gibi, bütçe uygulamalarında bahsedeceğim.

Değerli arkadaşımız, Maliye Bakanlığından yetişmiş Ramiz Savaş arkadaşımızın söyledikleri de, bizim, mutlaka dikkate alacağımız konular, bir maliyeci üslubuyla ve kendisinden beklediğimiz değerlendirmelerdi.

Necdet Tekin arkadaşımızın, gelir bütçesi...

BAŞKAN – Size ilave 1 dakika süre verdim Sayın Bakanım.

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (Devamla) – Sayın Başkan, bitiriyorum.

Sayın İsmet Attila, vergi yapısı üzerinde ve vergi düzenlemeleri üzerinde durdular, onlar hakkındaki görüşümüzü biraz evvel arz ettim.

Sayın Başkan, cümlelerimi şöyle bitirmek isterim. 1999 yılının kalan yarısında da disiplinli bir bütçe uygulamasını sürdüreceğiz. Hem kendi hem diğer kuruluş bütçelerinde öncelikler doğru tespit edilecek, her kuruş mutlaka yerli yerine sarf edilecektir. Vatandaşımızın dişini tırnağına takarak ödediği vergilerin her kuruşu mutlaka yerli yerine gidecektir, bunun takipçisi olacağız. Yüce Meclisin kabul ettiği hedefleri gerçekleştirme azmi ve gayreti içinde olacağız.

Sayın Başkan, size ve değerli milletvekili arkadaşlarıma saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bakanım.

Aleyhinde olmak üzere, şahsı adına, Aksaray Milletvekili Sayın Murat Akın. (DYP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır.

Buyurun.

MURAT AKIN (Aksaray) – Sayın Başkan, değerli üyeler; Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde aleyhte söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Maliye Bakanlığı bütçesi denilince, ilk hatıra gelen, vergiler. Bilindiği üzere, vergiler, tarih boyunca kamu harcamalarının finansmanında en önemli ve sağlam gelir kaynağı olma özelliğini günümüzde de korumaktadır.

Kamu hizmetlerinin ifa edilebilmesi için gerekli finansmanı sağlamak, vergi sisteminin temel fonksiyonu olmakla birlikte, tasarrufların ve sermaye birikiminin artırılması yönüyle, ekonomik büyümenin teşviki, vergi sisteminin yüklendiği diğer bir fonksiyondur.

Ayrıca, vergi sistemi, gelir dağılımında adil hale getirilmeli, kişiler ve gelir unsurları bakımından tarafsız olmalı, devletin ihtiyacı olan geliri düzenli olarak sağlamalı, gelir dağılımının düzelmesine katkı sağlamalı, kişiler ve gelir unsurları bakımından tarafsız olmalı, ekonomide yol açtığı verimsizlik asgarîde kalmalı, toplam tasarrufları ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi teşvik etmeli, yönetilebilir ve basit olmalı, ödeme gücü ilkesini dikkate almalı ve vergi toplama maliyetini asgarîye indirmelidir.

Şimdi "malî reform" olarak isimlendirilen, bir kısmı 1998 yılının son çeyreğinde ve bir kısmı da 1999 yılının ilk başlarında çıkan ve meriyete giren, yürürlüğe giren 4369 sayılı Kanunla getirilen yeni düzenlemelerden bahsetmek istiyorum.

Bilindiği üzere, başta Vergi Usul Kanunu olmak üzere 15'e yakın kanunda, 87 maddeye sıkıştırılan yeni hükümler, yeni düzenlemeler getirilmiştir. Düzenlemelerin maksadı, biraz önce de ifade ettiğimiz gibi, vergiden beklenilen birçok fonksiyonları ifa etmek ve kamu açıklarını asgarî noktaya indirmek suretiyle, kalkınmayı, büyümeyi sağlamaktır.

Maalesef, ekonomide beklenen ve amaçlanan katkıyı, söz konusu kanunla getirilen değişiklikler sağlamadığı gibi, bugünlerde de, ekonomik durgunluk ve istikrarsızlığın sebebi sayılmaktadır.

Geriye dönüp şöyle bir baktığımız zaman; bunun birinci nedeninin, Gelir Vergisi Kanununun 1 inci, 2 nci ve 80 inci maddeleri ile aynı kanuna eklenen geçici 46 ncı, 47 nci ve 48 inci maddelerinden kaynaklandığı açıkça görülmektedir.

Bilindiği üzere, Gelir Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, gelirin tarifi yapılmaktadır. Daha önce, gelir, bir yıl içerisinde elde edilen safî irat, kazanç olarak tarif edilmiş iken, yapılan değişiklikle, tasarruf ve harcamalar da gelir olarak sayılmıştır. İşte, bu da, kamuoyunda sık sık konuşulan "nereden buldun yasası" şeklinde algılanmış ve neticede, yatırıma kanalize edilen birçok kaynağın, belki de kayıtdışı olan bu kaynağın, tekrar gayri resmî olarak yatırımlardan çekilmek suretiyle, ekonomide nakit sıkıntısı, daralma ve işsizliğin yaşanmasına neden olmuştur.

Yine -eski kanunda bu konuda bir hüküm yoktu- yapılan bir değişiklik de "kaynağına bakılmaksızın, diğer her türlü kazanç ve iratlar" denilmiştir ki, bu, biraz önce de ifade ettiğim gibi, piyasada alabildiğine tedirginlik yaratmış ve bu kanun değişikliğiyle beklenen 40 milyar dolar civarındaki bir gelir, 4 milyar dolar olarak gerçekleşmiş; ayrıca, 70 milyar dolar civarında da bir paranın yurt dışına çıkmasına sebep olmuştur.

Şimdi, Maliye Bakanlığının çıkarmış olduğu Kamu Hesapları Bülteninden rakamlar vereceğim. Biraz önce arkadaşlarımız, vergi kanunlarındaki değişiklikler yeteri kadar anlatılmadığından dolayı başarı sağlanamadığını ifade ettiler. Halbuki, Maliye bürokrasisi, bunu, çok iyi izah etmekte; ayrıca, yeni çıkan değişiklikler için, kamuda, çeşitli meslek kuruluşlarında seminerler ve açıklayıcı bilgiler vermektedir; yani, bürokrasiden kaynaklanan bir zafiyet söz konusu değildir.

Şimdi, 1998 yılına bakıyoruz: 1998 yılında tahakkuk eden gelir 6 katrilyon 447 trilyon lira -aşağı yukarı 6,5 katrilyon lira- tahsilat 4 katrilyon lira; yani, 2 katrilyon 300 trilyon lira bir tahsilat noksanlığı var.

Aynı şekilde, vergi kanunları çıktıktan sonra bakıyoruz; tahakkuk 9 katrilyon 576 trilyon lira tahsilat 6 katrilyon lira. Dolayısıyla, tahsilatta 3 katrilyona yakın noksanlık var. Hani, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda yapılan değişiklikle, tahsilatın tahakkuka eş olacağı, sürüncemede olacak kamu alacağının kalmayacağı ifade ediliyordu. Görüldüğü üzere, ilk senenin, yani 1999’un -ocak, şubat, mart, nisan, mayıs dahil- 5 ayı içerisindeki tahakkuk 9,5 katrilyon lira, tahsilat ise 6 katrilyon 142 trilyon lira. Dolayısıyla, 3 katrilyon 400 trilyona yakın kamu alacağı, vergi alacağı tahsil edilememiştir.

Yine, giderlere bakıyoruz: 1998 yılında, ilk 5 ay içerisinde 5,5 katrilyon lira gider yapılmış; 1999 yılında, aynı 5 ay içerisinde 10 katrilyon lira gider yapılmış. Demek ki, giderler 5 katrilyon lira daha artmış.

Şimdi, aynı beş ay içerisinde, 1998 yılında bütçedeki açık 1 katrilyon 470 trilyon lira iken, 1999 yılında 4 katrilyon 13 trilyon lira civarındadır. Bu Vergi Kanununda yapılan düzenlemeler bu kadar verimli, güzeldi de, bu neticeler, neden, bu şekilde artarak ve aleyhte tahakkuk etti?..

Sayın Başkan, değerli üyeler; mevcut tasarrufun harcanmasını bir gelir unsuru olarak kabul etmek mümkün değildir; ancak, tasarruf, modern ülkelerde, kalkınmış ülkelerde teşvik edilir ve yatırımlara kanalize edilir. Hele harcamanın gelir sayılması hiç doğru değildir. Harcama, zaten, ekonomiye ilave talep, dolayısıyla, arzı tahrik eden bir unsurdur.

Tasarruf ve harcamanın vergilendirilmesi, insanlarımız arasında "nereden buldun yasası" şeklinde yorumlandı; bilahara da, yetkili ağızlar tarafından, belirli sürede, tasarrufların ve kayıtdışı varlıkların bildirilmemesi halinde yüklü cezaların geleceği beyan edilerek halkımız korkutuldu; hatta, bu ifadeler, daha da ileri gidilerek malî milat ifade edildi. Bu ifadeyle, söz konusu kanunun geçici 46, 47, 48 ve 49 uncu maddeleriyle birçok şeyin düzeleceğini bekleyenler, maalesef, umduklarını bulamadıkları gibi -her şeyi demeyelim, ama- birçok şey eskiden de kötü oldu.

BAŞKAN – Sayın Akın, size 1 dakika ilave süre veriyorum.

MURAT AKIN (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk vergi tarihinde gerçekten önemli sayılacak bazı değişiklikler yapılmış; ancak, 4 veya 5 maddede belirtilen değişiklikler, bir nevi, kalkan servet incelemesini getirmesi sebebiyle, kayıtdışı ekonominin kayda alınması, vergi tabanının genişletilmesi, vergi adaletinin sağlanması, vergide basitliğin gerçekleştirilmesi sağlanamamıştır. Bu ilkeler doğrultusunda 87 maddeye sığan 15 vergi kanunundaki değişiklikler, bir nevi olumsuz intiba bırakmıştır. Unutulmaması ve özellikle altı çizilmesi gereken husus, bu düzenlemelerin, ekonomiyi daraltıcı veya kısıtlayıcı etki yapmasıdır. Özet olarak, düzenlemeler, bilhassa mükellefi yorgun ve ekonomiyi durgun hale getirmiştir.

Şimdi, Osmanlı'nın kurucusu Osman Gazi'nin vergi konusundaki bir bildirisini, hükmünü, çok hızlı bir şekilde okumak istiyorum. Sayın Maliye Müsteşarı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Akın.

MURAT AKIN (Devamla) – Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 14 üncü turdaki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, sorular bölümüne geçiyoruz.

Başkanlığımıza ulaşan 5 adet soru vardır; soru sahiplerini arayıp, soruları okutacağım.

Sayın Nazire Karakuş?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Sümer Oral tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla

Nazire Karakuş İstanbul

1- Vergi mevzuatımızın daha basit, anlaşılabilir biçimde sadeleştirilmesi ile Gelir ve Kurumlar Vergisi mevzuatının tek kazanç vergisi haline getirilmesi için bir çalışmanız var mı? Yok ise, böyle bir çalışma düşünülüyor mu?

2- Vergi daireleri, donanım açısından teknolojik yapıya kavuşturuldu; ancak, büyük bir iş yoğunluğuyla çalışan ve trilyonluk davalara bakan hazine avukatlarının çalışma ortamlarının teknolojik yapıya kavuşturulması ve maddî koşullarının düzeltilmesi için bir çalışmanız var mı? Yok ise, bir çalışma yapılması düşünülüyor mu?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Sayın Başkan, tabiî, vergide basitlik ilkesi son derece önemli bir hedeftir; ancak, basitliği ve sadeliği de bir ölçüde gerçekleştirebilirsiniz. Bugün, Gelir ve Kurumlar Vergisini bir tek vergi altında birleştirme imkânı, sanıyorum mümkün değil; çünkü, her ikisinin mükellefi farklıdır ve niteliklerinde büyük bir fark vardır. Ayrıca, bizim Anayasamızda da, ödeme gücü prensibi vardır. Onun için, bir yere kadar götürme imkânı var. Vergi idaresi veya kanun vazıı, vergi düzenlemelerinde değişiklik yaparken, vergide basitliği hep esas almıştır, bir yere kadar götürmüştür; ama, bugün de, Türk vergi sisteminde, basitlik yönünde yapılabilecek önemli gelişmeler vardır. Nitekim, Türkiye malî yönetiminin gündeminde olan özel tüketim vergisi de, vergide basitliği sağlayacak ve aynı nitelikte olabilecek birden fazla vergiyi bir tek isim altında birleştirecek. İleride yapılabilecek vergi düzenlemelerinde -değerli milletvekili arkadaşımızın önerisini de dikkate alarak- bir miktar daha, vergi tarh, tahakkuk, tarhiyat ve tahsilinde sadelik sağlamaya çalışalım; ama, esasen, ana ilke de budur.

Şimdi, vergi idaresinde, vergi dairelerimizde teknoloji, gerçekten, belli bir noktaya, bir seviyeye geldi; ama, bu da yeterli değil. Biraz evvel yaptığım konuşmada da dile getirdim; vergi idarelerini ne kadar güçlendirirseniz, vergi sisteminin randımanını o kadar artırırsınız. Yoksa, vergi idarelerini belli bir güce kavuşturmadığımız zaman, istediğimiz kadar kanun çıkaralım, o kanunları tam uygulayamayız. O bakımdan, vergi idarelerine verilen önem, vergi gelirlerini artırmayla birlikte düşünülmesi lazım; ama, Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü de bizim çok önem verdiğimiz bir ünitedir. Nitekim, konuşmamda üç beş konu üzerinde dururken, bunlardan bir tanesi Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğüydü. Onların donanımlarının da daha çağdaş bir seviyeye gelmesi için gayret içerisinde olacağımı ifade etmek isterim.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

2 nci soru, Sakarya Milletvekili Nezir Aydın'ın.

Sayın Aydın?.. Buradalar.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Delaletinizle, aşağıdaki sorularımın Sayın Maliye Bakanı tarafından cevaplandırılmasını isiyorum.

Saygılarımla.

Sorular:

1. 4208 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinde yapılan değişiklikle açılan sınava, madde hükmüne göre, Bakanlık bünyesinde en az 5 yıl denetmenlik ve uzmanlık hizmet süresi olanların girmesi gerekirken, bu kanunî zorunluluk sınav ilanında da yer aldığı halde, hizmet süresi tutmayan şahıslar da bu sınava sokularak kazandırılıp, göreve başlatılmışlar mıdır?

2. Kamuoyunda vurgulandığı üzere, uyuşturucu tacirleri, tarihî eser, silah, organ ve doku ticareti yapan mafyalar, terör örgütlerinin finansörleri, vurguncular bu kanunsuz faaliyetlerini devam ettirirken, bu yasadışı oluşumlara karşı, Malî Suçları Araştırma Kurulunun hiçbir varlık göstermediği yönündeki iddialar doğru mudur?

3. Terör örgütü elebaşlarından Şemdin Sakık ve Abdullah Öcalan'ın yargılanmaları sırasında, örgütün uyuşturucu ticareti, finans kaynakları ve finansörlerinin isimleri sanıklar tarafından açıklanmasına rağmen, Malî Suçları Araştırma Kurulu Başkanının bu yönde herhangi bir inceleme başlatmadığı doğru mudur?

4. Malî Suçları Araştırma Kurulu Başkanı, Anadolu sermaye birikimini oluşturan ve çoğunluğu yurt dışında bulunan işçilerin kazançlarıyla ilgili döviz hareketlerinin gözlem altına alınıp birçoğunun dondurulduğu, böylece, ülkemize döviz girişinin azaldığı yönündeki iddia ve yorumlar doğru mudur?

Nezir Aydın Sakarya

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Sayın Başkan, suallerin birincisinde bahsedilen sınavda 6 kişi sınavı kazanmıştır ve kazanan kişiler de kanunun öngördüğü şartları taşımaktadır; zaten, taşımaması halinde göreve başlaması mümkün olamaz.

Sayın Başkan, eğer, izniniz olursa, arkadaşlarımız da makul karşılarlarsa, diğer maddeleri yazılı olarak cevaplandırayım; çünkü, bir tetkike ihtiyaç hissettim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

3 üncü soru Ali Işıklar’a aittir.

Sayın Ali Işıklar?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Sayın Maliye Bakanımızdan, ikinci altı aylık memur ücret artışlarına bütçe sunuş kitapçığındaki 100 personel kaleminde yüzde 78 artış öngörülmektedir. Memur alımı ve emekli olanların sayısı aynı durumdadır. Birinci altı aylık için yüzde 30 verildi. İkinci altı aylık için yüzde 48 gözükmektedir. Bu artışın verilip verilmeyeceğinin sorulmasını arz ederim.

Ali Işıklar Ankara

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım.

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Sayın Başkan, memurlarımıza bu yılın ikinci altı ayında sağlanacak artış ile bütçe ödenekleri arasında mutlaka bir ilişki vardır; ama, bu, mutlak bir ilişki, bütçedeki bugünkü rakamlarla mutlak bir ilişki şeklinde değildir. Memur maaşlarını tespit ederken, ödenekler kadar, belki de ondan daha fazla, bütçe harcama büyüklükleri ve kamu borçlanma gereği dikkate alınmaktadır. Değerli arkadaşlarımızın ödenekler üzerinden yapacağı hesap ile zam oranı arasında bir ilişki kurmaları, fevkalade yanıltıcı olabilir. Bu konuda, devlet memurlarına yapılacak artışta; enflasyon oranı, memurlarımızın içinde bulunduğu durum ve bütçe imkânları hep birlikte dikkate alınacaktır. Şüphesiz ki, devlet memurlarının içinde bulunduğu durumu hepimiz biliyoruz; onların satın alma güçlerini daha fazla artırmak ve durumlarını daha iyi hale getirmek hepimizin müşterek arzusudur; ama, bir de bütçe imkânları var. Bunlar içerisinde hassas nokta bulunmaya çalışılacaktır. Bu konudaki yetki de tamamen Bakanlar Kuruluna aittir. Önümüzdeki günlerde, Bakanlar Kurulu, bu konuyu, biraz evvel söylediğim unsurları dikkate alarak tezekkür edecek ve kararını verecektir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

4 üncü soru İsmail Özgün'e aittir.

Sayın İsmail Özgün?.. Burada.

Sorusunu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, delaletinizle, Sayın Maliye Bakanı tarafından cevaplandırılmasını saygıyla arz ederim.

İsmail Özgün Balıkesir

Sorular:

1 - Malî tatil konusunda ne düşünüyorsunuz?

2 - Balıkesir maliye sarayıyla ilgili bir çalışma var mıdır?

3 - Emekli olan Balıkesir Defterdarının yerine ne zaman tayin yapılacaktır?

4 - Şubat 1997 tarihinde Maliye Bakanlığı bünyesinde faaliyete geçirilen Malî Suçları Araştırma Kurulunun ilk temelini oluşturan toplam 35 personelden 24'ünün görevden alındığı doğru mudur? Görevden alınanlar arasında Şırnak'ta şehit düşen bir polis memurunun eşi olan ve 2 çocuğuna bakmakla yükümlü bulunan Nilgün Gaser var mıdır?

5 - Malî Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığına, zamanın Maliye Bakanı Zekeriya Temizel tarafından getirilen Kurul Başkanının yaptığı kıyımın ardından, Kurul mevzuatında yaptığı değişiklikle, Kurulun çalışma ve mücadele yöntemlerini yok ettiği yönünde basında çıkan haberler doğru mudur?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Sayın Başkan, malî tatil konusunda henüz bir kararımız yoktur.

Balıkesir maliye binası için, Gelir İdaresi Fonundan kaynak temin edilerek yapılması konusunda çalışmalar sürmektedir ve arkadaşlarımın bana ifade ettiğine göre, 1999 yılı programına da alınmaktadır. Dolayısıyla, Balıkesirimize güzel bir maliye binası yapılması bizim de arzumuzdur.

Bunun dışında, arkadaşımın diğer sualleri var. Bunların bir kısmını, özellikle malî suçlarla ilgili bölümünü, ben, bizzat tetkik edip, ona göre, dosyaya bakarak cevap vermek istiyorum. Arkadaşlarımdan şu anda alacağım bilgiyle cevaplandırma yerine, dosyasına bizzat bakarak cevaplandırmayı tercih ediyorum.

Balıkesir'in Defterdarlığı, gerçekten, vekâleten yürütülmektedir. Önümüzdeki on onbeş gün içerisinde sadece Balıkesir'in değil, Türkiye'deki, diğer boş olan defterdarlıklarımızın hepsi doldurulacaktır; çünkü, gerek defterdarlıklarda gerek vergi idarelerinde noksan kadroların süratle tamamlanması ve böylece, malî idareye daha fazla etkinlik kazandırılmasını düşünüyoruz. Dolayısıyla, Balıkesir Defterdarı da önemüzdeki on onbeş gün içinde belli olacaktır.

Sayın Başkan, diğerlerini yazılı cevaplandıracağım.

Teşekkür diyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

5 inci soru, İstanbul Milletvekili Mehmet Pak'a attir.

Sayın Mehmet Pak?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Sayın Maliye Bakanına sorulmasını istediğim sorumu arz ediyorum.

200 000 TL ev kirası, 498 000 TL çocuk yardımı, 200 000 TL yolluk vermeye devam etmeyi ya da kaldırmayı veya uygun hale getirmeyi düşünüyor musunuz?

Mehmet Pak İstanbul

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Sayın Başkan, değerli arkadaşımızın da ifade ettiği gibi, lojman tazminatı, çocuk zammı ve yollukların -burada belirtilen rakamların- yeterli olduğunu, herhalde, savunmamı, hiçbir arkadaşım beklemez. Gerçekten, bunlar, fevkalade yetersiz büyüklükler; ama, bütçe imkânlarının sınırlı olmasından dolayı bu rakamlar muhafaza edilebilmiştir.

Biz de geçenlerde, bunu, kendi arkadaşlarımızla ele aldık. Bir kere daha değerlendireceğiz; ne yapılabilir ne yapılamaz; onu mutlaka bir gözden geçirmemiz gerekiyor. O değerlendirmeden sonra, arkadaşımıza, bu konuda, daha sağlıklı bilgi verme imkânına da kavuşacağız.

Çok teşekkür ederim efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Soru işlemi tamamlanmıştır.

Maliye Bakanlığı 1999 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümleri okutuyorum:

C) MALİYE BAKANLIĞI

1.– Maliye Bakanlığı 1999 Malî Yılı Bütçesi

A – C E T V E L İ

Program

Kodu A ç ı k l a m a L i r a

101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 49 705 690 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

111 Devlet Bütçesinin Düzenlenmesi, Uygulanması ve Denetimi 4 581 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

112 Devlet Gelirlerine İlişkin Hizmetler 82 399 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

113 Devlet Muhasebe Hizmetleri 28 280 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

114 Devlet Mallarına İlişkin Hizmetler 12 517 310 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

116 Devlet Hukuk Danışmanlığı ve Muhakemat Hizmetleri 4 073 500 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

119 Devlet Taşınır Mallarının Tasfiye Hizmetleri 247 500 000 000

BAŞKAN- Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

910 Kurumlara Katılma Payları ve Sermaye Teşkilleri -

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

920 İktisadî Transferler ve Yardımlar 85 000 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

930 Malî Transferler 3 778 170 782 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

940 Sosyal Transferler 1 022 152 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

950 Borç Ödemeleri 907 000 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

999 Dış Proje Kredileri 187 000 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

T O P L A M 5 974 314 282 000 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Maliye Bakanlığı 1999 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.

2.– Maliye Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

BAŞKAN– Maliye Bakanlığı 1997 malî yılı kesinhesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

Maliye Bakanlığı 1997 Malî Yılı Kesinhesabı

A – C E T V E L İ

L i r a

- Genel Ödenek Toplamı : 1 678 928 840 791 000

- Toplam Harcama : 1 616 308 447 180 000

- İptal Edilen Ödenek : 86 212 621 819 000

- Ödenek Dışı Harcama : 25 825 973 284 000

- 1050 S.K.55 inci Mad.ve Özel

Kanunlar Ger.Ertesi Yıla

Devreden Ödenek : 2 233 745 076 000

BAŞKAN– Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Maliye Bakanlığı 1997 malî yılı kesinhesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Maliye Bakanlığı 1999 malî yılı bütçesi ile 1997 malî yılı kesinhesabı kabul edilmiştir; hayırlı olmalarını temenni ediyoruz.

D) GELİR BÜTÇESİ

2. – 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1) (S. Sayısı: 3)

BAŞKAN – 1999 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Kanunu Tasarıları ile 1997 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Kesinhesap Kanunu Tasarılarının 1 inci maddeleri kapsamına giren bakanlık ve kuruluşların bütçeleri ve kesinhesapları ile gelir bütçesiyle ilgili 2 nci maddenin görüşmeleri tamamlanmış bulunmaktadır.

Şimdi, 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının gider bütçesiyle ilgili 1 inci maddesini tekrar okutuyorum:

1999 MALÎ YILI BÜTÇE KANUNU TASARISI

BİRİNCİ KISIM

Genel Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Gider, Gelir ve Denge

Gider Bütçesi

MADDE 1. – Genel Bütçeye giren dairelerin harcamaları için bağlı (A) işaretli cetvelde gösterildiği üzere (27 186 600 000 000 000) liralık ödenek verilmiştir.

BAŞKAN – 1 inci maddeyi daha evvel kabul edilmiş bulunan cetvellerle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler_ Etmeyenler_ Kabul edilmiştir.

Gelir bütçesine ilişkin 2 nci maddeyi tekrar okutuyorum:

Gelir Bütçesi

MADDE 2. – Genel Bütçenin gelirleri bağlı (B) işaretli cetvelde gösterildiği üzere (17 950 000 000 000 000) lira olarak tahmin edilmiştir.

BAŞKAN – 2 nci maddeye bağlı cetvelin bölümlerini okutup, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

(B) cetvelini okutuyorum:

( Genel Bütçenin Gelirleri )

B - C E T V E L İ

Gelir

Türü A ç ı k l a m a L i r a

1 Vergi Gelirleri 14 200 000 000 000 000

BAŞKAN- Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 Vergi Dışı Normal Gelirler 1 850 000 000 000 000

BAŞKAN- Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 Özel Gelirler ve Fonlar 1 900 000 000 000 000

BAŞKAN- Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

G E N E L T O P L A M 17 950 000 000 000 000

BAŞKAN- Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi kabul edilen ekli cetveliyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutup, saat 21.00' de toplanmak üzere, birleşime ara vereceğim.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

Denge

MADDE 3. – Ödenekler toplamı ile tahmin edilen gelirler arasındaki fark net borçlanma hasılatı ile karşılanacaktır.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, saat 21.00'de toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati: 20.00

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 21.00

BAŞKAN : Başkanvekili Nejat ARSEVEN

KÂTİP ÜYELER : Burhan ORHAN (Bursa), Melda BAYER (Ankara)

 

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 25 inci Birleşimin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Bütçe görüşmelerine geçmeden önce, Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutup oylarınıza sunacağım.

Öneriyi okutuyorum efendim:

IV. – ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. – 1 Temmuz 1999 Perşembe günü tatile girmesi gerek Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma süresinin ikinci bir karara kadar uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No:10 Tarihi:28.6.1999

Anayasanın 93 üncü ve İçtüzüğün 5 inci maddesine göre 1 Temmuz 1999 Perşembe günü tatile girmesi gereken Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma süresinin ikinci bir karara kadar uzatılmasının Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.

Yıldırım Akbulut

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

Fikret Uzunhasan Ömer İzgi

DSP Grubu Başkanvekili MHP Grubu Başkanvekili

Abdüllatif Şener Murat Başesgioğlu

FP Grubu Başkanvekili ANAP Grubu Başkanvekili

Nevzat Ercan

DYP Grubu Başkanvekili

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Şimdi, bütçe görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

III. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMiSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

l. - 1999 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarıları ile 1997 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler ve Kuruluşlar Kesinhesap Kanunu Tasarıları (1/1; 1/2; 1/3, 3/122; 1/4, 3/123) (S.Sayıları : 3, 4, 8, 9) (Devam)

D) GELİR BÜTÇESİ (Devam)

2. – 1999 Malî Yılı Bütçe Kanuna Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1) (S. Sayısı : 3) (Devam)

3. – 1997 Malî Yılı Genel Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1997 Malî Yılı Kesinhesap Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (3/122, 1/3) (S. Sayısı : 8) (Devam)

4. – Katma Bütçeli İdareler 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/2) (S. Sayısı : 4) (Devam)

5. – 1997 Malî Yılı Katma Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1997 Malî Yılı Katma Bütçeli İdareler Kesinhesap Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (3/123, 1/4) (S. Sayısı : 9) (Devam)

BAŞKAN – Daha önceki oturumda, 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının gider bütçesiyle ilgili 3 üncü maddesi okunmuştu.

3 üncü madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Afyon Milletvekili Sayın Sait Açba konuşacaktır.

Buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Açba, konuşma süreniz 10 dakikadır efendim.

FP GRUBU ADINA SAİT AÇBA (Afyon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe tasarısının 3 üncü maddesi üzerinde, Fazilet Partisi adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

3 üncü madde de hemen hemen en önemli madde; açık maddesi, denge maddesi, bir bakıma bütçedeki dengesizliklerle ilgili madde. Dolayısıyla, bu maddeyle ilgili değerlendirmeler yaparken, öncelikle kamu açıklarından bahsetmek gerekiyor. Türkiye’deki kamu açıklarına baktığımızda, maalesef, uzun yıllardır Türkiye kamu açığı yaşıyor. Kamu açıkları içinde, tabiî bütçe açıklarının önemli bir yeri var. Uzun yıllar kamu açıklarının finansmanında uygulanan yöntemler, maalesef, olması gereken yöntemler değil. Uzun yıllar, daha çok Merkez Bankası avanslarına başvurmak suretiyle bütçe açıklarının giderildiğini görüyoruz. Tabiî, bunun sonucu da enflasyon olarak karşımıza çıkıyor. 1984’ten itibaren bütçe açıklarının finansmanında birinci öncelik iç borçlanmaya veriliyor. İkinci öncelik diğer yöntemlere veriliyor. Merkez Bankası avansları bir müddet de devam ediyor; ancak, son yıllarda Merkez Bankası avansları terk ediliyor; ama, 1984’ten itibaren iç borçlanmalarda hâkim olan unsur, enflasyonist ortamda çok yüksek faiz oranlarıyla borçlanmadır. Çok yüksek faiz oranlarıyla borçlanmaların, bütçe açıklarının ve kamu finansman açıklarının daha da artması yönünde sonuçları var. Yine, enflasyonun artması yönünde de yüksek faizli borçlanmaların oldukça olumsuz sonuçları var.

Bugün, Türkiye’nin en önemli problemi nedir denildiğinde, karşımıza bir faiz problemi, bütçe açığı problemi çıkıyor. Bir bakıma, Türkiye’de, şu anda bütçeyi kilitleyen en önemli problem, çok büyük miktarlara ulaşan faiz ve çok yüksek oranlardaki bütçe açığı; Türkiye’nin bu meseleyi acilen çözmesi lazım. Yeni hükümetin, gerçekten, borçlanma enstrümanlarının dışında daha sağlam gelir kaynaklarına başvurmak suretiyle bu meseleyi çözmesi, kamu kesimi borçlanma gereğini azaltması gerekiyor; acil tedbirlere ihtiyaç var.

Bütçe açıklarına baktığımızda: Türkiye’de, 1995 yılında bütçe açıklarının gayri safî millî hâsılaya oranı yüzde 4 civarında; ama, 1998’e gelindiğinde yüzde 7,1’e yükselmiş; 1999’da da yüzde 12 civarında; 1998-1999 arasında 5 puanlık bir artış var.

Yine, faizlere baktığımızda: Faizlerin 1995’te gayri safî millî hâsılaya oranı 7,3; bu, 1997’de 7,7’ye yükseliyor; 1998’de 11,7; 1999’da da, şu anda öngörülen faiz giderleri çerçevesinde yüzde 13 olarak görünüyor; tabiî, bu yıl sonunda, yüzde 13,5’lik rakamın daha da yükselme ihtimali oldukça fazla.

Şimdi, Türkiye’nin önünde gerçekten büyük bir bütçe açığı var. Şu anda, hükümetin revize etmiş olduğu rakamlar çerçevesinde 9,3 katrilyon civarında bir açık. Yine, 10,2 katrilyon civarında da bir faiz ödemesi var karşımızda. Gerçekten, bu açık ve faiz konusunda, daha önce, Kasım 1998’de, 55 inci hükümetin bütçe hazırlığı sırasında karşımıza çıkardığı rakamlara baktığımızda, açık olarak öngörülen ilk rakamın 5,5 katrilyon, faiz ödemesi olarak öngörülen rakamın da -Kasım 1998 itibariyle- 8,9 katrilyon olduğunu görüyoruz; ama, araya seçim giriyor, maalesef, seçimden önce, 55 inci hükümetin, Türkiye’deki bütçe açıklarını hemen hemen yarı yarıya, faiz ödemelerinin de hemen hemen dörte 1’ini hatta üçte 1’ini, seçim öncesi gizlemiş olduğunu görüyoruz; çünkü, Haziran 1999’da karşımıza çıkarılan rakamlar bütçe açıklarının 2’ye katlanmış şekli, aşağı yukarı 9,3 katrilyon civarında şu anda öngörülen rakam; ama, yıl sonunda, bu rakamın daha ileri boyutlarda oluşma ihtimali var. Yani, seçim öncesi verilen rakamlar yanıltıcı. Seçim sonrası -şu anda- revize edilmiş rakamlar da, bize, pek gerçekçi gelmiyor. Gerçekçi gelmemesinin nedenleriyle ilgili bazı hususları arz etmek istiyorum.

1998 yılında Türkiye’nin bütçe açığı 3,7 katrilyon lira olmuş. Türkiye, yine aynı yılda 6,1 katrilyon lira faiz ödemiş ve 1998 yılı bütçe açığının yüzde 65 daha fazlası bir faiz ödemesi söz konusu. 55 inci hükümet, Kasım 1998’de önümüze bütçeyi getirdiğinde, 5,5 katrilyon lira açık öngörmüştü ve bunun karşılığında yüzde 8,9 katrilyon lira faiz ödemesi öngörmüştü; yani, Kasım 1998’de bütçe açığının yüzde 62 daha fazlası miktarında bir faiz teklifiyle önümüze gelmişti; ama, şu anda, Haziran 1999 itibariyle, revize edilen rakamlar çerçevesinde hükümet “ben, 9,3 katrilyon civarında bütçe açığı veriyorum ve bunun yüzde 11 fazlası miktarında faiz ödemesiyle bu işi bitireceğim” diyor. Burada, bu rakamlar gerçekten pek inandırıcı rakamlar olarak görünmüyor; yani, 9,3 katrilyon lira bütçe açığınız var ve bunun yüzde 11 fazlası faiz ödemesiyle bu işi bitireceksiniz; bu mümkün değil.

1998 yılının borçlanma şartlarına baktığımızda -belki daha önce Asya krizinin etkisi var, Rusya krizinin etkisi var, seçimin etkisi var- 1998 borçlanma şartlarında, aşağı yukarı ortalama borçlanma faizleri, iç borçlanma faizleri yüzde 117 civarında gerçekleşmiş ve aşağı yukarı süre de, ortalama vade de 226 gün civarında gerçekleşmiş. Eğer, bu sene bütçe açığının yüzde 11 daha fazlası, faiz ödemesiyle; yani, 10,2 katrilyon lirayla işi bitireceğim şeklinde bir iddiayla ortaya çıkılıyorsa, bu iddia gerçekçi değil. Bu iddianın gerçekçi olabilmesi için, 1999’daki içborçlanma şartlarının 1998’deki içborçlanma şartlarından çok daha cazip olması lazım, aşağı yukarı beşte 1 oranında çok daha olumlu bir ortamın ortaya çıkması lazım.

Şu anda sayın Hükümetin elinde altı aylık gerçekleşmiş içborçlanmayla ilgili rakamlar var. Dolayısıyla, bu içborçlanmayla ilgili rakamlardan hareketle, rahatlıkla ikinci altı ayla ilgili tahminlerini gerçeğe yakın bir miktarda yapma imkânı da var; dolayısıyla, Hükümetin öngörmüş olduğu inandırıcı olmayan bu bütçe açığı karşısındaki faiz ödemesinin yine gözden geçirilmesine ihtiyaç var. Öyle zannediyorum, Sayın Bakanımız, Genel Kurulda, Hükümetin şu anda gerçekleşmiş altı aylık rakamlarını ortaya koyacaktır. Bu altı aylık rakamlardaki ortalama vadeden hareketle, faiz oranından hareketle, yine vadeden hareketle geleceğe dönük bir projeksiyon çizmek suretiyle, ortaya koymuş oldukları bu bütçedeki faiz ödemeleriyle ilgili bizi ikna edeceğini düşünüyorum ve bu rakamları açıklamasını, Sayın Bakanımızdan, talep ediyorum.

Tabiî, Türkiye, gerçekten, içborçlanma açısından stok olarak da çok büyük bir stoka ulaşmış durumda; aşağı yukarı bizim önümüze, Kasım 1998’de, Eylül sonu itibariyle içborç stoku olarak 9,9 katrilyon lira getirilmişti; ama, her geçen ay, aşağı yukarı, Türkiye’nin içborç stokunun 1 katrilyon lira civarında artmış olduğunu, hemen hemen mayıs ayı sonu itibariyle ulaşılmış olan rakamın da 16 katrilyon lira olduğunu görüyoruz.

1999 yılında, şüphesiz, ilk altı ay içinde borçlanma şartları 1998’e göre biraz daha elverişli olmuştur; ama, biraz önce ifade ettiğim gibi, bütçe açığının yüzde 11 fazlası faiz ödemeyi gerektirecek kadar cazip hale gelmemiştir. Hatta en son borçlanmalara baktığımızda, içborçlanmadaki faiz oranları, aşağı yukarı yüzde 111’ler civarındadır. Dolayısıyla, yılın ikinci yarısında içborçlanma ihtiyacı çok daha yüksek boyutlarda olduğu için uluslararası alanda Türkiye fon ihraç eden veya fon sevk eden...

BAŞKAN – Sayın Açba, süreniz bitmek üzere efendim.

SAİT AÇBA (Devamla) – Teşekkür ederim.

Uluslararası piyasalardan, Türkiye’ye, fon ihraç eden yabancı yatırımlar da önemli ölçüde Türkiye’den fonlarını çektiği için, dolayısıyla, Türkiye’de, kamu kesiminin borçlanması, piyasaları oldukça daha yüksek seviyelerde sıkıştıracağı için, böyle bir ortamda borçlanma faizlerinin yüzde 100’lerin altına düşme ihtimali yoktur. Borçlanma faizlerinin, bileşik faizin yüzde 100’ün altına düşme ihtimalinin olmadığı, yine, borçlanma vadesinin de geçmişten çok daha cazip hale gelmediği bir ortamda da, böyle bir bütçe açığı çerçevesinde, böyle faiz ödemesiyle işin sonuçlandırılması pek mümkün görülmüyor; ben, Sayın Bakanımızın, bu konuda bizleri aydınlatacağını düşünüyorum.

Bütçenin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Açba.

Madde üzerinde gruplar adına başka söz?.. Yok.

Şahısları adına, Erzurum Milletvekili Aslan Polat?..

ASLAN POLAT (Erzurum) – Vazgeçtim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan?..

Buyurun Sayın Ayhan.

Konuşma süreniz 5 dakikadır efendim.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; bütçe kanunu tasarısının 3 üncü maddesinde şahsım adına söz aldım.

Bu madde bu tasarının en mühim maddesidir. Ne deniliyor maddede “Ödenekler toplamı ile tahmin edilen gelirler arasındaki fark net borçlanma hâsılatıyla karşılanacaktır.” İleride 31 ve 32 nci maddelerde de göreceğiz, hükümetin borçlanma, borç ödeme politikaları bütçe kanununun dışına çıkarılmıştır; burada da onu sağlayan bir madde konulmuş. Bir bütçe düşünün ki, o bütçenin ne kadar borçlanacağı belli değil, ne kadar borç ödeyeceği belli değil. Şimdi, değerli Maliye Bakanımız, tabiî, ne kadar borçlanacağımız belli, bütçe açığı olarak onu söylüyoruz diyecekler; ama, ben bakıyorum, ne kadar borçlanılacağına dair bir kayıt getirmediğimiz için herhangi bir yerde, bu bütçe açık tahminleri devamlı açık verir, büyük farklarla önümüze gelir. Nitekim, 1998’in kasım ayında konuştuğumuzda 5,5 katrilyon olan bütçe açığı, şimdi 10 katrilyon mertebesinde; bunun da kâfi gelmeyeceği kanaatindeyim.

Bakın, 31 Aralık 1998’de içborç stoku 11 katrilyon 600 trilyon liradır. Bunu eğer yüzde 100 faizle bir yıl taşısanız sırtınızda, 11,6 katrilyon ödemeniz lazım; ki, 1999’da da faizlerin yüzde 100’ün üzerinde seyrettiğini görüyoruz. Nitekim, 1998’in ikinci altı ayında da yüzde 130, yüzde 140, yüzde 150 mertebesinde borçlanma faizleri olmuştu. Bunların ödemeleri de 1999’dadır. Bunlar dikkate alındığında, bütçe açığı olarak düşünülen 10 katrilyon mertebesindeki açığın kâfi gelmeyeceği meydandadır.

Aslında bizim şunu görmemiz lazım: Bu içborç stoklarını nasıl eriteceğiz? Bakın, önümde hazinenin bilgileri var, mayıs ayı sonu itibariyle içborç stoku 16 katrilyon liraya ulaşmış ve mayıs ayında ödenen içborç anapara taksitleri 6 katrilyon 685 trilyon lira. Ocak, şubat, mart, nisan aylarına baktığımız zaman, her ay anapara ödemeleri, 1,3; 1,5; 1; 1,4 mertebesindeyken, mayıs ayında birden bire 6 katrilyon 685 trilyon lira içborç anapara ödemesi yapmışız. Zaten, Sayın Başbakan da burada bir konuşmasında “beş ayda, 1999’da, 30 milyar dolar içborç anapara ödemesi yaptık” demişlerdi ki, elimdeki bu rakamlar da onu teyit ediyor. Ocak, şubat, mart, nisan aylarında 15 milyar dolar ödemişiz; sadece mayıs ayında da 15 milyar dolar içborç anapara taksidi ödemişiz; toplam 30 milyar dolar ödemişiz. Görüyorsunuz ki, bu rakamlar artık kontrolden çıkmış.

BAŞKAN – Sayın Ayhan, 1 dakika süreniz kaldı efendim.

CEVAT AYHAN (Devamla) – Teşekkür ederim.

Onun için, Meclisin duruma el koyması lazım. Gelen bütçelerde, ne kadar borçlanılacak, bunları ortaya koyması lazım hükümetlerin. Değerli Maliye Bakanı için söylemiyorum, kendileri yeni başladılar; inşallah, bu görevi en iyi şekilde yapacaklarına inanıyorum. Gerçi, biz, her maliye bakanı için bu umudu taşıyoruz; ama, rakamlar da bunu göstermiyor.

1986’da Hazinenin Maliyeden ayrılması büyük bir felaket olmuştur. Bugün gelinen bu borç batağının temelinde de bu vardır. Birileri serbestçe harcıyor. Maliye nereden para bulacak? Bulamayınca, git, piyasadan yüzde 140 faizle istediğin kadar borçlan. İşte, 1999 Mayıs ayı itibariyle Maliyenin rakamları: 6 katrilyon gelir var, 4 katrilyon faiz. Vatandaş 100 lira vergi ödemiş, bunun 70 lirası faize gitmiş; bu millet niye vergi ödesin yani. Eğer, bu para tefecilere gidecekse, ben bu vergiyi ödemem şahsen. Bunun üzerinde bir daha düşünmek lazım.

Teşekkür ederim. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Madde üzerinde önerge de bulunmamaktadır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum efendim:

İKİNCİ BÖLÜM

Malî Politikaya İlişkin Hükümler

Bütçe politikası ve malî kontrol

MADDE 4. – Maliye Bakanı, tutarlı, dengeli ve etkili bir bütçe politikası yürütmek, belirlenen makro ekonomik hedefler çerçevesinde istikrarı temin etmek ve malî kontrol sağlamak amacıyla;

a) Kamu istihdam politikasının belirlenmesine ve uygulanmasına yön vermeye,

b) Harcamalarda azamî tasarruf sağlayıcı düzenlemeleri tespit etmeye,

c) Giderlerle ilgili ödeneklerin dağıtım ve kullanımını belli esaslara bağlamaya,

d) Gelir ve giderlere ilişkin kanun, yönetmelik ve kararnamelerle belirlenmiş konularda uygulamaları düzenlemek üzere standartları tespit etmeye ve sınırlamalar koymaya,

e) Yukarıda belirtilen hususlarda tüm kamu kurum ve kuruluşları için uyulması zorunlu düzenlemeleri yapmaya ve tedbirleri almaya,

Yetkilidir.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün konuşacaklardır.

Buyurun Sayın Özgün. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Özgün, süreniz 10 dakikadır.

FP GRUBU ADINA İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının “Bütçe politikası ve malî kontrol” başlığı altındaki 4 üncü maddesi üzerinde, Fazilet Partisinin görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuya girmeden önce, Maliye Bakanlığı bütçesi görüşüldükten sonra, Sayın Bakana arz etmiş olduğum sorulardan, özellikle Balıkesir İliyle ilgili, maliye sarayı konusunda ve defterdarın atanması konusunda Maliye Bakanımızdan sevindirici cevaplar aldık; o bakımdan, kendisine teşekkür ediyorum. Malî tatil konusunda da henüz bir düşüncelerinin olmadığını söylediler; ancak, ben, bu vesileyle kendilerine hatırlatmak istiyorum; malî tatil konusu, gerçekten, hem vergi dairelerimiz açısından, malî idaremiz açısından hem de bu işi vergi daireleriyle müştereken yapan serbest muhasebeciler ve malî müşavirler açısından önem arz etmektedir. Bu kadar işlerin yoğunluğu arasında, bu serbest çalışan malî müşavir ve muhasebecilerimizin de, az da olsa bir tatil yapma talepleri vardır, bunu, inşallah, dikkate alacaklarını ümit ediyorum. Esasen, geçen sene burada vergi kanunları görüşülürken, önergeyle, bu konuda da düzenleme yapılmasını talep etmiştik; ama, gerçekleşememişti.

Değerli milletvekilleri, bu bütçe politikası ve malî kontrol konusu, gerçekten, bütçe kanun tasarısının en önemli konularından birisidir. Burada, Maliye Bakanı, tutarlı, dengeli ve etkili bir bütçe politikasını yürütmek, belirlenen makro hedeflere ulaşmak, o çerçevede istikrarı temin etmek ve malî kontrolü sağlamak amacıyla kendisine birtakım yetkiler talep ediyor. O yetkiler nelerdir: Kamu istihdam politikasının belirlenmesine ve uygulanmasına yön vermeye, harcamalarda azamî tasarruf sağlayıcı düzenlemeleri tespit etmeye, giderlerle ilgili ödeneklerin dağıtım ve kullanımını belirli esaslara bağlamaya, gelir ve giderlere ilişkin kanun, yönetmelik ve kararnamelerle belirlenmiş konularda uygulamaları düzenlemek üzere standartları tespit etmeye ve sınır koymaya, yukarıda belirtilen hususlardaki tüm kamu kurum ve kuruluşları için uyulması zorunlu olan düzenlemeleri yapmaya, tedbir almaya burada yetki verilecektir. Tabiî, hazırlanan bütçenin tutarlı ve dengeli olabilmesi için, verilen bu hukukî yetki, diğer şartlar hazır olmadığı takdirde, hiçbir zaman bir anlam ifade etmeyecektir.

Bütçenin tutarlı olabilmesi için bütçe hedeflerinin doğru hesaplanması, bu hedeflere ulaşabilmek için esasların doğru seçilmesi ve kaynakların sağlam olması lazım gelir. Tabiî, bununla da kalmaz, bütçe hedefleri üzerinde, bütçe üzerinde çeşitli sosyal grupların da ciddî anlamda bir mutabakatının olması icap eder.

Peki, 1999 bütçesi üzerinde bunlar var mıdır diye kendi kendimize sorduğumuz zaman; yani, bütçe hedefleri doğru hesaplanmış mıdır, hedeflerin tutturulması için hangi esaslar orta yere konulmuştur, beklenen gelir temin edilebilecek midir, bütçe güven vermekte midir, çeşitli sosyal gruplar bütçeden ne beklemektedirler, beklediklerini bulabilecekler midir?

Hiç şüphe yok ki, bu sorulara makul ve olumlu cevapları, maalesef, şu anda veremiyoruz; verebilsek, bu bütçenin, hakikaten, ciddî, samimî ve güvenilir olduğunu söylememiz mümkün olacak. Ama, görüyoruz ki, daha bütçe buradan çıkmadan, kanunlaşmadan, bazı sosyal kesimlerin bütçeden ümidi kesilmiştir, ümidi yoktur. Memurlar, günlerden beri, sokaklarda, meydanlarda hak arama çabası içerisindedirler, kendilerine insanca yaşama hakkının verilmesini, onu temin edecek ücretin verilmesini istemektedirler. Yapılan hesaplamalara göre de, benim yaptığım hesaba göre, eğer, memurlara yüzde 60’ın altında zam verildiği takdirde, memurlar ve emekliler, geçen iki yıldan devletten alacaklı duruma geçeceklerdir.

Değerli arkadaşlar, burada iktidara mensup milletvekili arkadaşlarımız da bütçe üzerinde konuşurken dikkatimi çekti, hakikaten, bütçeyi savunma gayreti içerisinde olmadılar; Türkiye’nin gerçeklerini, içinde bulunduğumuz gerçekleri ifade ettiler. Gerçekten de, bu bütçenin savunulacak bir tarafı yok; çünkü, neredeyse yarısına yakın kısmını faiz olarak ödemek durumundayız; bu da, yılların önümüze getirdiği bir fatura. Diğer taraftan, yatırımlara bir şey ayrılmıyor; yüzde 5 civarında bir yatırım ödeneği var. Topluyoruz, çalışıyoruz, son yıllarda türemiş olan, devlete borç veren ve devletin sırtından yüksek oranlarda faizle gelir elde eden bir grup borç vericiye, hep beraber, bütün millet olarak çalışıyoruz. İşte, gerçek bu ve burada, konuşmalar da, onu orta yere koydu.

Değerli milletvekilleri, gerçekten de, bu bütçe, Türkiye şartlarına uygun değildir. 1999 yılının ilk beş aylık dönemine ait bütçe gerçekleşmelerine baktığımız zaman, bütçe açığının rekor düzeylere ulaştığını görüyoruz. Tasarıda, 5,5 katrilyon olarak tahmin edilen bütçe açığının 10 katrilyon olması, şimdiden mukadder gibi görülüyor; çünkü, ilk beş aydaki bütçe açığı 4 katrilyon civarında.

Yine, aynı şekilde, tasarıda 8,9 katrilyon olarak öngörülen faiz giderlerinin de en az 1,5-2 katrilyon daha fazla bunun üzerinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Buna mukabil, vergi gelirleri ilk beş ay itibariyle düşmüş durumda; 4,8 katrilyon... Bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 48’lik bir artış söz konusu ki, enflasyonun çok altında.

Tabiî, burada, lafı şuraya getirmemiz mümkün. Biz, geçen yıl buradan vergi kanunu düzenlemelerini geçirdik; ama, bir de bakıyoruz ki, vergi gelirleri artacak diye beklerken, vergi gelirleri düşüyor.

MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) – 2000’de artar...

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Evet... İnşallah, dediğiniz gibi olur; ama, bu anlayışla gidildiği takdirde, 2000 değil, 2001’de de, 2002’de de artmaz...

Geçen sene vergi kanunları burada görüşülürken, ben, çok samimî olarak düşüncelerimi arz etmiştim, demiştim ki: “Bu vergi düzenlemeleriyle, önümüzde bazı konularda sıkıntılar yaşayacağız; bilhassa, geçici vergi konusunun altından kalkamayız; ne piyasa şartları buna uygun ne de bu işi yapan muhasebeci arkadaşlarımız bu işin altından kalkamazlar.” Hakikaten de, bir yerde patlak verdi. Şimdi, bu nokta üzerinde değişiklik yapılması lazım; ya eskiye dönülmesi lazım ya da en azından üç aylık sürelerin altı aya çıkarılması ve vergi oranlarının 10-15 gibi aşağıya çekilmesi lazım; çünkü, bu geçici vergi uygulaması birtakım haksızlıklara da sebebiyet verdi; özellikle, vadeli satışlarda mükellefleri mağdur etti; parasını kasasına daha getirmeden, sekiz ay sonra, bir yıl sonra parası kasasına gelecek; ama, vergisini şimdiden ödemek mecburiyetinde kaldı.

Malî milat konusu da aynı şekilde... Bu malî milat konusu burada düzenlenirken, ben önerge vermiştim. Demiştim ki, Sayın Bakan, eğer bundan netice almak istiyorsanız, biz, esasen buna karşı değiliz; ama, bunun altyapısını iyi kurmanız lazım. Bakınız, bir helalleşelim. Yani, bir beyaz sayfa açmak istiyorsak, mükelleflerle yeni bir başlangıca, yeni bir yola çıkıyorsak, o zaman mükelleflere diyelim ki, geçmişi kapatıyoruz, işte bize şu kadar...

BAŞKAN – Sayın Özgün, süreniz bitmek üzere efendim.

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) ...helallik vergisi verin, geçmişe yönelik olarak defter affı getirelim ve bu işi burada bitirelim, yeniden bir temiz sayfa açalım demiştik; ama, olmadı, şimdi aynı şey tekrar önümüze gelmiş bulunuyor.

Tabiî, bunun yanında, harcama kanununun çıkarılması lazım. En önemli konulardan birisi bu. Vergi mükellefleri gönül rahatlığıyla vergilerini ödeyemiyorlar. Toplanan vergilerin, birtakım kesimlere transfer edildiği kanaati içerisindeler. Mükelleflerimizi, vatandaşlarımızı rahatlatmamız lazım diyorum.

Hepinize saygılarımı, hürmetlerimi sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

Sayın milletvekilleri, malumlarınız olduğu üzere, bütçe ve kesinhesap kanunu tasarılarının bütün maddelerini, Yüce Heyetinizce kabul edilmiş olan program gereğince, bugün görüşüp sonuçlandıracağız. Söz konusu 4 tasarının maddeleri toplamı 104’tür. Halen görüşülüp kabul edilmiş madde sayısı ise 3’tür; yani, görüşmemiz gereken 101 madde daha bulunmaktadır. Bu nedenle, gerek grupları gerekse şahısları adına söz alacak sayın üyelerin, konuşma sürelerine bağlı kalmalarını önemle rica ediyorum. Konuşma süresi biten sayın hatiplere, açıkladığım nedenlerle eksüre veremeyeceğimi belirtiyor, göstereceğinizi umduğum anlayış için de teşekkürlerimi sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, grupları adına ikinci söz talebi, Milliyetçi Hareket Partisi Niğde Milletvekili Mükerrem Levent’e aittir.

Buyurun efendim.

Sayın Levent, süreniz 10 dakikadır efendim.

MHP GRUBU ADINA MÜKERREM LEVENT (Niğde) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ihracata yönelik devlet yardımlarının 1999 yılı ödenekleri artırılmalıdır.

İhracata yönelik devlet yardımları kapsamında, 1995 yılından bu yana firmalara toplam 48,5 trilyon destek sağlanmış olup, 1999 yılı için, Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından 77 trilyonluk bir ödenek talebinde bulunulmuştur; ancak, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının bütçe çalışmaları sırasında söz konusu ödenek, toplam 70 trilyon lira olarak kesinleştirilmiştir.

Öte yandan, bu amaçla ayrılmış bulunan 70 trilyon liralık ödenek, Maliye Bakanlığının, bütçe görüşmeleri esnasında, Plan ve Bütçe Komisyonuna verdiği bir önerge üzerine, tüm ödeneklerden yüzde 1’lik kesintiye gidilmesi nedeniyle, 69,5 trilyona düşmüştür. Bu ödeneğin de 33 trilyonluk kısmı bugüne kadar kullanılmış olup, geriye 36,5 trilyonluk bir ödenek kalmaktadır. Halen bekleyen ödemelerle birlikte, söz konusu ödeneğin yeterli olmasının mümkün olamayacağını düşünmekteyim. Bu nedenle, ödemelerin zamanında yapılabilmesi amacıyla, destekleme ve fiyat istikrar fonuna tahsis edilen 70 trilyon Türk Liraya ilave olarak, kur farkları, deniz taşımacılığı ve sanayi ürünlerine ihracat desteklerinde alınan ödenekten karşılanması sebebiyle, 37 trilyonluk bir tahsisata gidilmesinin uygun olacağı görüşündeyim.

Sayın milletvekilleri, 1998 yılı Bütçe Kanununun 64 üncü maddesinde yer alan “Genel bütçeli daireler ve katma bütçeli idareler ile kamu iktisadî teşebbüslerine ait yurtdışı teşkilatlarını yeniden düzenlemeye veya kaldırmaya, sürekli kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarını iptal etmeye ve halen yurtdışında sürekli görevli bulunan personelin görev sürelerini kısaltmaya, değişik kurumlara ait birimleri aynı çalışma mekânlarında toplamaya, ihtiyaç fazlası taşınır veya taşınmaz malların tasfiye edilmesi esas ve usullerini belirlemeye Dışişleri ve Maliye Bakanlarının müşterek teklifi üzerine Başbakan yetkilidir” hükmüne istinaden, Başbakanlığın, 17.7.1998 tarihli 4117 sayılı ve 18.11.1998 tarihli olurlarıyla, bilahara, tamim ettirilen 13.4.1999 tarih 99/12770 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Dış Ticaret Müşteşarlığına bağlı ticaret müşavirlikleri ve ticaret ataşeliklerinden 16’sı kapatılmış ve yurtdışı kadrolarının 32’si iptal edilmiştir. Söz konusu olurlar ve Bakanlar Kurulu kararıyla kapatılan 16 merkez şunlardır: Tiran, Nis, Rabat, Oslo, Zagreb, Bişkek, Vilnius, Üsküp, Karaşi, Belgrad, Duşanbe, Münih, Lizbon, Trablus, Abu Dabi ve Berlin’dir. 1998 Malî Yılı Bütçe Kanununun 64 üncü maddesi çerçevesinde tasarruf sağlanması amacıyla gerçekleştirilen söz konusu işlemin gerçekçi bir politika olmadığı, özellikle ticaret müşavirliklerinin azaltılmasıyla ciddî bir tasarruf sağlanamadığı aşikârdır. 64 üncü maddeyle yapılan işlemlerde, ülkemiz dışticaretinin hedef ve önceliklerinin değerlendirilemediği, kardeş Türk cumhuriyetleri, Ortadoğu, Afrika ve Balkan ülkeleri, Kuzey Afrika, Kuzey Avrupa ve Amerika Kıtası gibi bölgelere yönelik dışticaretimizde, ülkemizin bu bölgelerdeki tarihî sorumlulukları ile ekonomik ve siyasî menfaatlarının dikkate alınmadığı görülmektedir. Bu düzenleme, Türkiye’nin, gelişme yolundaki ülkeler pazarlarından çekildiği izleniminin doğmasına sebep olmuştur. Esasen, Bütçe Kanununa konulan bu maddelerle hükümete yetki verilmesi, Anayasaya aykırıdır. Ayrıca, kadrolar, ancak kanunla ihdas ve iptal edilir. Bu şekilde düzenlemeler, kanun koyucunun, yani, Yüce Meclisin iradesine müdahale niteliğini taşır.

Sayın milletvekilleri, globalleşen dünyada, ekonomik ve ticarî ilişkilerin, siyasî ilişkilerin önünde yer aldığı, hatta, siyasî ilişkilerin oluşmasında temel unsur olduğu tartışılamayacak bir gerçektir. Bu bağlamda, ülkemizin en dinamik ve girişimci sektörü olan dışticaretin desteklenmesi amacıyla, ticaret müşavirliklerinin artırılması ve her merkezde en az iki üç ticaret müşaviri veya ataşesinin görev yapacağı bir yapının oluşturulması gerekirken “bir mühür bir müdür” mantığıyla, birkaç merkez dışında, her merkezde bir ataşenin görevlendirildiği bir yapı oluşturulmuştur. Bu yapının, 2005 yılında, ihracatını 60-70 milyar dolara çıkarmak ve dünya ticaretinde belli bir yer edinmek isteyen ülkemiz için olumsuz sonuçlar ortaya çıkaracağı aşikârdır.

Son zamanlarda, ülkemizin ürünlerini satmak ve ihracatımıza katkıda bulunmak amacıyla yurt dışına giden işadamlarımız, burada, kendilerine yardım edecek, piyasa araştırması yapacak, gerekli bağlantıları kurabilecek bir muhatap bulamamaktadırlar. Konuyla ilgili olarak, ticaret ve sanayi odalarımız ile çeşitli meslek odaları ve derneklerimizde benzer sıkıntılar olduğu, gayet açık bir şekilde, ilgililerce bilinmektedir. Bu hususlar gözönüne alındığında, ülkemiz için, tasarruftan çok ihracat hedeflerini kısıtlayan, dünya piyasalarında rekabet gücünü zayıflatan bir düzenleme yapılmasının nedeni de anlaşılamamaktadır.

Esasen, ticaret müşavirlikleriyle ilgili olarak yapılan tasarruflar 1993 yılından sonra ortaya çıkmış, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı olarak 1984 ve 1993 yılları arasında ticaret ve ekonomi müşavirliklerinin sayısı 71, kadro sayısı 247 iken, 1993 yılında ticaret ve ekonomik müşavirliklerinin sayısı 85’e çıkarılmıştır. Ancak, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının iki ayrı müsteşarlık olarak ayrılması sonucu da, Dış Ticaret Müsteşarlığına 74 merkez için sadece 115 kadro verilmiştir. Oysa, 1984 ve 1994 yılları arasında, on yıllık dönem içinde, ihracatımızın gelişme trendi ve ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranının, Dış Ticaret Müsteşarlığının yurtdışı teşkilatının yaygınlaştırılması ve kadro sayısının artırılmasında faydalı olduğu açıkça görülmektedir. O kadar ki, yüzde 95’i küçük ve orta ölçekli işletmelerden müteşekkil olan Türkiye ihracatçılarının eli, kolu, gözü, kulağı konumunda olan ticaret müşavirliklerinin kademeli olarak güçsüzleştirilmesi, çalışamaz hale getirilmesi, pek çok müşavirliğin boş bırakılması, sekreter daktilo verilmemesi -nitekim, bugün için gelinen noktada, ticaret müşavirliklerinin sayısı 62’ye, kadro sayısı 83’e düşürülmüştür- özellikle, dünyayla birleşmeye, globalleşmeye gidiyoruz gibi iddiaları olan ülkemize ne yarar getireceği de şüphelidir.

Aslında, ihracatımızın düşme trendine girdiği ve yüzde 10’luk bir gerilemenin yaşandığı bu dönemde, dışticaretimizin ve dolayısıyla ekonomimizin daha vahim sonuçlarla karşılaşmamasını teminen, ticaret müşavirlikleri ve ataşelikleri kadrolarının düşürülmesi yerine de, daha çok artırılması ve imkânlarının geliştirilmesi gerçeği ortadadır.

Yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde, başta misyon şefi ve sayın büyükelçimizin taleplerine istinaden, Dışişleri Bakanlığımızın ve ayrıca, ticaret ve sanayi odalarımızın çeşitli meslek odaları ve dernekleri ile ihracatçılarımızın ve işadamlarımızın, ticaret müşavirliklerimizin kadrolarının artırılması yönünde yoğun talepleri de gözönüne alınarak, müsteşarlığın yurtdışındaki kadroların artırılması ile öncelikle, kapatılan 16 merkezin açılması, ekonomik, tarihî ve siyasî önemleri de dikkate alınarak yeniden gözden geçirilmelidir.

Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Levent.

Şahsı adına, Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır efendim.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; daha önceki konuşmamda demiştim ki: 1999 Mayıs ayı itibariyle, beş ayda, devletin bütün gelirleri 6 katrilyon, faiz giderleri 4 katrilyon 300 trilyon lira; yani, vatandaştan 100 lira toplamışız, bunun 70 lirasını faize ödemişiz. Vatandaş, bu sistemi görünce “ben tefeciye para ödemek için mi vergi ödüyorum” diye vergi ödemekten geri durur; bu düzeni değiştirmek lazım.

Bakın, bu düzene nasıl gelmişiz; şimdi burada, size söyleyeyim: Elimde, DPT’nin, 1950-1998 yılları arasına ilişkin “Ekonomik ve Sosyal Göstergeler” adlı kitabı var. Değerli arkadaşlar, borç, anapara ve faiz ödemelerinin vergi gelirlerine oranı, 1975’te yüzde 11,7; yani, toplanan vergilerin –Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, KDV vesaire- yüzde 11,7’si borç taksitine, anaparasına ve faize gidiyor. Devam edeyim; 1977’de yüzde 14,5; 1981’de yüzde 21; 1985’te yüzde 58 olmuş, 1987’de yüzde 84; 1989’da yüzde 85 -devam ediyor; maalesef, geldiği rakamlar- 1993’te yüzde 123; 1994’te yüzde 150 -yani, toplanan vergilerin 1,5 katı, faiz ve anapara taksitlerine gidiyor- 1996’da yüzde 209; bizim hükümetimiz -54 üncü hükümet- zamanında yüzde 121’e düşürmüşüz -hiç mühim değil, bizim ne yaptığımız, onun ne yaptığı- ve 1998’de de yüzde 157. Şimdi yıl 1999; herhalde, yüzde 200’ün üzerinde, yüzde 300 mertebesinde çıkacaktır. Yani, Türkiye’nin önündeki mesele budur. Bunu halledecek bir politikayı, Maliyenin ortaya koyması lazım. Maliyenin bunu yapabilmesi için de, söylüyorum, Hazinenin götürülüp Maliyeye teslim edilmesi lazım ve önümüze bütçe geldiği zaman da -1999 bütçesi için bunu çok tartışacağız komisyonda da burada da- arkadaş sen bu borçları nasıl eriteceksin, bunun bana nakit akımını getir diye Hazinenin, Maliyenin yakasına yapışacağız; yani, üç senede mi beş senede mi, iki senede mi, özelleştirerek mi, neyi satacaksın, ne yapacaksın, Türkiye’yi bu borç batağından kurtaracaksın” diye bu hesabı soracağız.

Daha yılın beşinci ayının sonundayız içborç stoku 16 katrilyon 700 trilyon lira -600 küsur trilyon liraya ulaşmış- ki, yılsonu itibariyle, bu, rahatlıkla 25 katrilyon liraya ulaşacak ve 1999’dan sonra, 2000 yılında, biz, toplayacağımız bütün vergilerle, faizleri ve anaparayı ödeyemeyeceğiz. Zaten ödeyemiyoruz, burada da belli; faizlerini ödeyemeyeceğiz. Yani, Değerli Maliye Bakanımız “bütçe faize kilitlendi” dedi; evet, bütçe faize kilitlendi. Bunu açacak yolu, yordamı bulmamız lazım. Tekrar söylüyorum: Hazineyi götürüp Maliyeye teslim etmek lazım. Parayı ben toplayacağım, biri harcayacak, keyfî harcayacak, ısraf edecek, sağa sola harcayacak, ondan sonra da, Türkiye bu borç batağının içine düşecek. Bu millet bunu taşımaya mecbur değildir. Bu milletin beklediği çok hizmetler var; çok altyapı ihtiyaçları var; üretimde, tarımda ihtiyaçları var, işte, memur maaşlarında ihtiyaç var, emeklilik hizmetlerinde ihtiyaç var. Bunların hepsi ihtiyaçtır. Milletin ödediği vergileri milletin hizmetine sarf edecek bir düzenin kurulması için, Türkiye’nin, bu borç batağından çıkması lazım.

Teşekkür ederim, hürmetlerimi arz ederim. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ayhan.

MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) – Bıkmadınız mı devamlı aynı şeyleri söylemekten.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Evet, devamlı aynı şeyi söyleyeceğiz ki, iyi anlayasınız.

Teşekkür ederim.

MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) – Sizin anlamanız...

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Siz iktidarsınız...

BAŞKAN – Madde üzerinde başka söz talebi bulunmamaktadır.

Maddeyle ilgili önerge de yoktur.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum :

Ayrıntılı harcama programları ve ödenekleri kullanımı

MADDE 5. – a) Bütçe kanunlarına ekli (A) işaretli cetvellerdeki ödenekler, Maliye Bakanlığınca belirlenecek ilkeler ve serbest bırakma oranları dahilinde kullanılır.

Kamu kurum ve kuruluşlarının malî yıl içinde gerçekleştirecekleri hizmet ve faaliyetler için bütçelerinde yer alan ödeneklerin kullanımının önceden planlanabilmesi amacıyla ödenek kullanımının ayrıntılı bir harcama programına bağlanması Maliye Bakanlığı tarafından istenebilir.

Maliye Bakanı tarafından ödenek kullanımının ayrıntılı harcama programına bağlanmasının uygun görülmesi halinde, belirlenen serbest bırakma oranları üzerinde ve bu harcama programı dışında harcama yapılamaz.

İdareler bütçelerinde yer alan ödenekleri belirlenecek ilkeler, serbest bırakma oranları ve ayrıntılı harcama programları dahilinde, Kalkınma Planı ve Yıllık Programda öngörülen hedefleri ve hizmet önceliklerini gözönünde bulundurarak, tasarruf anlayışı içinde kullanmakla yükümlüdürler.

b) Bütçelerin yatırım ve transfer tertiplerinden yardım alan bağımsız bütçeli kuruluşlar ile sosyal güvenlik kuruluşları, hizmetleri ile ilgili aylık harcama programlarını vize edilmek üzere en geç 15 Temmuz 1999 tarihine kadar Maliye Bakanlığına gönderirler. Bu programlar Maliye Bakanlığınca vize edilmeden bütçenin yatırım ve transfer tertibindeki ödenekler kullanılamaz.

Kuruluşlar aylık uygulama sonuçlarını her ay Maliye Bakanlığına bildirirler.

Maliye Bakanlığı, yapılan yardımın amacı doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını aylık harcama programını gözönünde bulundurarak kontrol eder.

c) Bütçe Kanununa ekli (A) işaretli cetveldeki ödeneklerin; (1) ve (3) ödenek türü altında yer alan personel giderleri ödenekleri; Hazine Müsteşarlığı bütçesinde yer alan iç, kısa vadeli avans ve dışborç faizleri ile bunların genel giderlerine ilişkin ödenekler, Bağ-Kur ve SSK’na yardım ödenekleri; Maliye Bakanlığı bütçesinin 930-08-3-351-900, 930-08-3-353-900, 930-08-3-356-900 tertiplerindeki ödenekler, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne transfer olunan ödenekler; Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığının diğer cari ödenekleri ile hazine yardımı almayan katma bütçeli idarelerin ödenekleri hariç olmak üzere, diğer cari ve yatırım tertiplerindeki ödeneklerin % 5’i, diğer ödeneklerin % 1’i iptal edilmiştir.

Bu iptal ile ilgili bütçe işlemlerini gerçekleştirmeye ve bu işlemler sonucu doğacak hazine yardımı fazlalarını iptal etmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Fazilet Partisi Grubu adına, Erzurum Milletvekili Aslan Polat; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır efendim.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Sayın Başkan, şahsım adına da söz istemiştim; ikisini beraber kullanabilir miyim.

BAŞKAN – Buyurun, nasıl arzu ederseniz.

FP GRUBU ADINA ASLAN POLAT (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.

1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 5 inci maddesinde, ayrıntılı harcama programları ve ödeneklerin kullanımının esasları belirtilmekte ve bu konuda, (a) fıkrasında “Bütçe Kanunlarına ekli (A) işaretli cetvellerdeki ödenekler, Maliye Bakanlığınca belirlenecek ilkeler ve serbest bırakma oranları dahilinde kullanılır” denilmekte, (b) fıkrasında “bütçelerin yatırım ve transfer tertiplerinden yardım alan bağımsız bütçeli kuruluşlar ile sosyal güvenlik kuruluşları, hizmetleri ile ilgili aylık harcama programlarını vize edilmek üzere en geç 15 Temmuz 1999 tarihine kadar Maliye Bakanlığına gönderirler. Bu programlar Maliye Bakanlığınca vize edilmeden bütçenin yatırım ve transfer tertibindeki ödenekler kullanılamaz” denilmekte, (c) fıkrasında, bu bütçeyle, herhalde yatırımlara gereğinden fazla ödenek ayrıldığı için mi bilinmez, Millî Savunma Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü vesaire hariç, diğer cari ve yatırım tertiplerindeki ödeneklerin yüzde 5’i, diğer ödeneklerin yüzde 1’inin iptal edildiğinden bahsedilmektedir.

Yine, bu Bütçe Kanununun 8 inci madddesinin “Gerektiğinde kullanılabilecek ödenekler” bölümünde, hangi yatırımların ne şekilde hızlandırılabileceği, 10 uncu maddesinde de, yatırım harcamalarının esasları ve yıllık programlara ek yatırım cetvellerinde yer alan projeler dışında herhangi bir projeye yatırım harcaması yapılamayacağı, bu projelerde yer alan işlere başlanabilmesi için 1999 yılı yatırım ödeneğinin proje bedelinin yüzde 10’dan az olamayacağı belirtilmektedir.

Maliye Bakanı Sayın Sümer Oral, bütçeyi Meclise “bütçeler, devletin ekonomiden aldığı kaynakları nasıl kullanacağını belirleyen, bu kullanımı bir plan, program ve disipline bağlayan belgelerdir” diye takdim etmektedir. Bu takdime bağlı olarak ödenek kullanımının önceden planlanması doğrudur; fakat, vize için 15 Temmuza kadar Maliye Bakanlığına yollanan ve “vize edilmeden bütçenin yatırım ve transfer tertibindeki ödenekler kullanılamaz” hükmünün açık ifadesi, bu yıl ülkemizde, özellikle de Doğu Anadolu’da yatırım yapılmayacaktır demektir. Çünkü, Doğu Anado’lu gibi iklim şartlarının yatırım yapmaya elverişli olmadığı yerlerde, fiilî inşaat mevsimi 31 Ekimde sona erer. Bu takvime göre, sizin vizenizden sonra bu bölgelerde yatırım için ancak üç buçuk aylık bir süre kalacağından, bu da, bu yıl, hem bütçenizdeki yatırım ödeneklerinin azlığı hem de süre kıtlığı sebebiyle fiilen yatırımların durması anlamına gelecektir. Zaten, ülkemizde, şu an, yatırım diye bir şey yoktur; çünkü, Anasol-D hükümetlerinin getirdiği 1998 yılı bütçesinde 1 katrilyonluk yatırıma ilave olarak 400 trilyon TL’lik özelleştirme gelirlerinden gelecek yatırım faslı vardı. Bu fasıldan ödenek geleceğine güvenen daireler, 1998 yılında yatırımlara devam etmişler; fakat, özelleştirmeden geleceği belirtilen ödenekler gelmeyince, yatırımcı kuruluşlar müteahhit firmalara borçlanmışlar, bu yılki geçici bütçeyle kendilerine verilen ödenekleri borçlarına vermişlerdir. Neticede, sizlerin de bildiği gibi, şu an, ülkemizdeki şantiyeler, Karacaahmet Mezarlığı gibi sessiz ve sakin bir bekleyiş içerisindedirler.

5 inci maddenin insanı esas şaşırtan kısmıysa, (c) fıkrasıyla bazı yatırımlar dışında kalan diğer carî ve yatırım tertiplerindeki ödeneklerin yüzde 5’inin iptal edilmesidir. Bu bütçeyle yatırımları artık konsolide bütçenin yüzde 5’ine düşüren hükümetin, bununla da yetinmeyip, bu yatırımlardan dahi yüzde 5 kesmeye kalkmasının izahını, inanın, hiçbir şekilde yapamıyoruz.

Peki, bu hükümetin son revizyonla bütçenin yüzde 5’ine düşürdüğü yatırım miktarları, önceki bütçelerde ne kadardı?

1975’ten 1986’ya kadar, yatırımlar, konsolide bütçenin yüzde 19,8’i ile yüzde 22,9’u arasında değişirken, 1986’da yüzde 19,9’a, 1987’de yüzde 15,6’ya, 1991’de yüzde 9’a, 1993’te yüzde 7,5’e, 1995’te yüzde 5,4’e düşmüş, 1996’da yüzde 6’ya, 1997’de tekrar yüzde 7,5’e çıkmış, 1998’de tekrar yüzde 6,8’e düşmüş ve 1999 revize programında da yüzde 5,1 olarak belirtilmiştir.

Buradan da görülmektedir ki, 1975’ten 1986’ya kadar, genel olarak bütçenin yüzde 20’lerinde seyreden yatırımlar, bu tarihten sonra hızla düşmeye başlıyor. 1994 ve 1995’te yüzde 5,4’e kadar düşen yatırımlar, 1996 ve 1997’de Refahyol iktidarlarıyla, takriben yüzde 50 artarak 5,4’ten yüzde 7,5’e çıkmış; fakat, Refahyolun, ödenekleri bir yıl dahi rant ekonomisinden reel ekonomiye yöneltmesine dayanamayan çevrelerin türlü çeşitli oyunlarıyla yıkılmasıyla, 1998’de tekrar yüzde 6,8’e, 1999’da da yüzde 5,1’e; yani, iki yılda, tekrar yüzde 32 civarında azalarak, eski haline, yüzde 5,1’e düşmüş bulunuyordu.

Peki, yatırımlardan kaçan bu paralar nereye gidiyor diyorsak; tekrar bütçe rakamlarına baktığımızda, bu paraların faizlere gittiği çok net olarak görülmektedir.

1975 yılından 1980 yılına kadar bütçe ödeneklerinin faize giden payı yalnızca yüzde 2,2 ile yüzde 3 arasında değişirken, 24 Ocak kararlarıyla faiz giderleri bütçe içerisinde sıçrama yapmaya başlamış ve 1981 yılında yüzde 5’le başlayan faiz ödemeleri, 1986’da yüzde 16,3’e, 1992’de yüzde 18,2’ye, 1993’te yüzde 24’e, 1994’te yüzde 33,2’ye, 1996’da yüzde 38’e çıkmış; fakat, 1997’de tekrar yüzde 28,5’e düşmüş, 1998’de tekrar yüzde 39,9’a çıkmış ve 1999 revize bütçesiyle de yüzde 37,8 olarak kalmıştır.

Buradan da görülmektedir ki, 1996’da yüzde 38’e çıkan faiz ödemeleri, Refahyol İktidarıyla yüzde 28,5’e düşmüş; yani, 10 puan, takriben dörtte 1 miktarında azalmış; fakat, Refahyol İktidarından sonra, tekrar yüzde 38’lere çıkmıştır.

Bütçe içerisindeki faizlerden yüzde 25 tasarrufun önemini anlamak istersek, şu hesap, bize, işin boyutunu gösterir: Bu yıl bu bütçede daha fazla artmaz ise, borç faizlerine 10 katrilyon 300 trilyon lira ayrılmış durumdadır. Bunun dörtte 1’i, takriben 2,5 katrilyon yapar. Bu miktar da, bu yıl, bütçeyle yatırımlara ayrılan 1,4 katrilyonun yüzde 78 fazlası eder. Siz, ne kadar Ayşeler ile Fatmaları televizyonlarda ağlatırsanız ağlatın, ne kadar -artık, on yıllık mı, yirmi yıllık mı olduğu bilinmez- bantları, kasetleri bulup getirirseniz getirin, artık, bu gerçekleri gözlerden gizleyemezsiniz.

Peki, Plan ve Bütçe Komisyonundaki konuşmalarında, bu yatırımlardan sayın bakanlar memnun muydu; bizzat bu bütçeyi hazırlayanlar, bildikleri Türkiye gerçeklerine rağmen, ne ummuş, ne bulmuşlardı; bir de buna bakalım derim.

Tarım Bakanı, Türkiye Hayvancılığını Geliştirme Projesi için 1999 yılında kaynak ihtiyaçlarının 75 trilyon TL olduğunu; ancak, bu amaç için Hazine Müsteşarlığı bütçesine konan meblağın, yalnızca, 10 trilyon TL olduğunu, ekonomiye yılda 250 trilyon TL kazandıracak bu projeyle 50 bin kişiye iş imkânı hazırlanacağını belirterek, hiç olmazsa, 30 trilyon TL ödenek istemiş; fakat, Plan ve Bütçe Komisyonunda hükümet kanadı, bu maddede, bizim tüm itirazlarımıza rağmen kabul ettikleri 930, 08, 3, 356, 900 kalemine verdikleri toplam 360 trilyon TL ödenekten Tarım ve Köyişleri Bakanlığına 1,5 trilyon lirayı layık görmüşlerdir.

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde, Sayın Ersümer, aynen şöyle konuşuyordu: “Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün tüm sektörlerinde 1999 yılı için ayrılan ödenekler yetersiz olmakla beraber, en büyük darboğaz tarım sektöründe yaşanmaktadır. Tarım sektörüne 1999 yılı için 1 katrilyon 285 trilyon TL ödenek talebine karşılık, bu ödenek isteğinin yüzde 12’sine tekabül eden 154 trilyon TL ödenek ayrılmıştır.” Yine, ayrıca “Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün tarım, enerji ve içmesuyu amaçlı tesislerin kamulaştırılması için 1999 yılında 110 trilyon TL ödenek talep edilmiş; ancak, bütçeden 23 trilyon TL ödenek ayrılmıştır” demiş ve eklemiş “mutlaka eködeneğe ihtiyacımız var.” Yukarıda adı geçen eködenekten Devlet Su İşlerine ayrılan ise, yalnızca, 3 trilyon TL olmuştur.

Yatırımcı bakanlık bütçeleri içerisinde en dikkat çekeni Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü bütçesi görüşmelerinde yaşanmış; Sayın Bakan, bütün gerçekçiliğiyle, 1992 yılında Bakanlık bütçesinin yüzde 15’inin yatırıma, yüzde 85’inin carî hizmetlere; 1996 yılında Bakanlık bütçesinin yüzde 32’sinin yatırıma, yüzde 62’sinin carî hizmetlere ayrıldığını; 1997’de -yani, Refahyol İktidarında- ise, yatırımların yüzde 47’ye çıktığını, carî hizmetlerin yüzde 53’e düştüğünü belirtmiştir. 1998 yılında, Anasol İktidarıyla, tekrar, yatırımlar yüzde 47den yüzde 35’e düşmüş; carî hizmetler ise, yüzde 65’e çıkmıştır. 1999 yılında, Anasol-M hükümetiyle, tekrar, yatırımlar yüzde 33’e düşmüş; carî hizmetler ise, yüzde 67’lerde kalmıştır.

Tüm örnekler, Refahyol iktidarında yatırımların arttığını; fakat, gitmesiyle, tekrar, yatırımların düştüğünü göstermektedir.

Yine, Sayın Bakanın belirttiği gibi, 1998 yılında Köy Hizmetlerinin yatırım bütçesi, yani, yatırım ödeneği, 87 trilyon TL idi; 1999 yılında ise -1998 ile aynı miktardadır- yine, 87 trilyon TL’dir. En düşük enflasyon rakamı olan TEFE’nin bir yıllık enflasyonu dahi yüzde 55’lerde seyrederken, Köy Hizmetleri yatırım bütçesinde hiçbir artış yapılmamasının takdirini sizlere bırakıyorum. Halbuki, bakanlık, 1999 yılı için 402 trilyon TL ödenek teklifinde bulunmuştur. Daha acı olanı şudur: 1998 yılı program çalışmaları için 16 trilyon TL akaryakıt ödeneği kullanılmıştı; 1999 yılında ayrılan akaryakıt ödeneği ise -çok dikkat edin- 7,9 trilyona düşmüştür. Sadece bu yılın başından bugüne kadar akaryakıta yüzde 60’ın üzerinde zam gelmişken, Köy Hizmetlerinde 1998 yılında 16 trilyon TL olan akaryakıt ödeneğinin, 1999 yılında akaryakıta gelen bu kadar abartı zamlara rağmen, tam yarı yarıya azaltılması, bu yıl Köy Hizmetlerinde makineler çalışmayacak demektir. O zaman, köy yolları kışın kardan nasıl temizlenecek, taşımalı eğitim nasıl yapılacak; sizler hiç köy hizmeti yapmayacak mısınız?

Yine, 1998 yılında 11 trilyon TL makine, teçhizat ve yedekparça ödeneği kullanılmasına rağmen, 1999 yılı için, yine aynen, 11,9 trilyon TL ayrılmıştır. Ülkemizde sanki enflasyon sıfırdır.

Peki, bu hükümetin, Köy Hizmetleri bütçesinde isteklere bu kadar kayıtsız kalmasının sebebinedir; ülkemizde Köy Hizmetlerinde yapılacak her şey yapılmış da, istekler mi neticelenmiş?! Bu konuda, sadece şu örnekleri vermek istersek, her şey belli olur:

1 Ocak 1999 itibariyle, ülkemizde 319 000 kilometre köy yolu ağı vardır. Bunun 229 000 kilometresi öncelikli köy yoludur. Tüm yollarımızın 70 000 kilometresi asfalt ve beton kaplamalı yol, 43 000 kilometresi de hâlâ ham yoldur. Birinci derecede öncelikli köy yollarının 210 000 kilometresinin asfalt olması planlanmakta olup, asfalt olmayan 140 000 kilometre köy yolunda -asfalt için- bu yıl yapımı öngörülen miktar ise sadece 2 000 kilometredir. Yani, bu hızla gidersek, asfalt olmayan 140 000 kilometre köy yolunun ancak 70 yılda asfalt işini bitirebiliriz. Yine 21 inci Yüzyıla girerken ülkemizde bir tek köyün -o da İspir’in Yıldıztepe Köyüdür- hâlâ hiçbir yolu -ham yol da dahil- yoktur. Fakat, hükümet bunun da çaresini bulmuşa benziyor; köy yolları için ödenek ayıracağına, çocuklara koro halinde “orada bir köy var uzakta, gitsek de gitmesek de o köy bizim köyümüzdür” diye söyletip, avutmaya çalışıyor; ama, çocuklar mı avunuyor, kendisi mi; onu da Allah bilir.

Tam bir facia olan Köy Hizmetleri bütçesi için, bizlerin Plan ve Bütçe Komisyonunda tüm ısrarlarımıza rağmen, bu maddede hükümet mensuplarınca önerilip kabul edilen 930-08-3-356-900 tertibindeki ödeneğe, Köy Hizmetleri için sadece 9 trilyon lira ödenek verilmiştir.

Peki, Köy Hizmetleri böyle de Karayolları nasıl; bir de ona bakalım. 1998 yılında, Karayolları Genel Müdürlüğüne, 103 trilyon TL yatırım ödeneği, 3 trilyon lira kamulaştırma, 48 trilyon lira da bütçe dışı kaynak olmak üzere, 154 trilyon TL ödenek -yatırım için- ayrılmıştı. 1999 yılında, Karayolları Genel Müdürlüğüne, yatırım için, yine 154 trilyon lira ödenek ayrılmış, enflasyon sıfır zannedilmiştir.

Burada, tüm saygımızla, hükümete ve onun birinci partisi DSP’ye söylemek isterim ki, barış güvercininiz yine havalarda uçsun da sizin ayağınız lütfen yere değsin, artık gerçekleri görün. (FP sıralarından alkışlar) Bir şey, yok demekle yok olmaz; enflasyonu bütçe yatırım programlarında sıfırlamakla enflasyon yok olmaz; fakat, siz, bu gidişle halkın gözünde yok olursunuz.

Yine, bu maddede kabul edilen önergeyle Karayolları Genel Müdürlüğüne 8 trilyon lira ödenek ayrılmıştır. Karayolları yatırım bütçesi konuşulurken şunu da belirtmeden geçemeyeceğiz : Her ne kadar 10 uncu maddeyle, yüzde 10 ödeneği olmayan yatırımlara başlanmasın kuralıyla yatırımlar disipline edilmek istenmişse de, Karayolları, 1998 yılında, otoyollarda dışarıdan Hazine garantili kredi bulacağız diye, kredi maliyetine bakılmadan sürekli ihale yoluna gidilmiş ve gerek Karayollarında gerekse Enerji Bakanlığında yapılan yatırımlar için yeterli ve gerekli kredi bulunamayınca, bu sefer, yatırım ödenekleri, libor artı 15-20’lerle ancak bulunabilir bir hale gelmiş, neticede, ülkemizde, bir durgun yatırımlar haline dönmüştür. 1998 yılında, karayolları ihaleleri için, Türkiye Büyük Millet Meclisine verilen gensoruda ve tümünde, Sayın Bayındırlık Bakanı için düşürülecek çoğunluğu yakalayamayan; fakat, yine de, tümünde, menfi oyların güvenoylarından fazla olmasının altında yatan sebep, milletvekillerinin bu ihaleler konusunda ikna olmamalarıdır.

Şu an, kamudaki proje stoku sayısı 5 556 olup, bunların toplamı 130 milyar dolar etmektedir. 1999 yılında, yatırımlara, 1,4 katrilyon lira -bütçedeki ortalama döviz kuru 374 000 liradan- 3,75 milyar dolar ayrıldığında...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Polat.

ASLAN POLAT (Devamla) – Genel Kurula saygılar sunuyorum.(FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Grubu ve şahsı adına konuşan Sayın Polat’a teşekkür ediyorum.

Şahsı adına, Cevat Ayhan...

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Konuşmayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Madde üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum efendim:

Kamu kuruluşlarının gelir ve giderlerinin izlenmesi

MADDE 6. – Devletin tüm gelir ve giderleri ile borç ve malî imkânlarının tespiti, takibi ve denetiminin yapılabilmesi amacıyla; genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idareler, döner sermayeli kuruluşlar, fonlar ve fonlara tasarruf eden kuruluşlar, bütçenin transfer tertibinden yardım alan kuruluşlar, belediyeler, belediyelere bağlı kuruluşlar, özel idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri ile diğer kamu kurum ve kuruluşları, gelir ve gider tahminlerini, malî tabloları, birbirleriyle olan borç ve alacak durumlarını, personele ilişkin her türlü bilgi ve belgeleri Maliye Bakanlığınca belirlenecek esas ve süreler dahilinde vermek zorundadırlar.

Maliye Bakanı, madde kapsamına giren kurum ve kuruluşlardan, her türlü malî işlemleri ile ilgili bilgi, belge ve hesap durumlarını almaya; bu belge ve hesap durumları ile borçlanma ve borç ödeme imkânları üzerinde inceleme yaptırmaya, programlarına uygun harcama yapmayan, bilgi, belge ve hesap durumlarını ibraz etmeyen idare, kurum ve kuruluşların bütçe ödenekleri ile ilgili gerekli önlemleri almaya, bu maksatla gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşlardan alınan önlemlerin uygulanmasını istemeye yetkilidir.

BAŞKAN – Fazilet Partisi Grubu adına, Konya Milletvekili Sayın Veysel Candan; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır.

FP GRUBU ADINA VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; konuşmama başlarken, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının II. Bölüm 6 ncı maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu madde, kamu kuruluşlarının gelir ve giderlerinin izlenmesi, imkânlarının tespiti, denetimi amacıyla, bütçenin transfer tertibinden yardım almış olan kuruluşlar, belediyeler ve bağlı kuruluşları ile özel idareler ve KİT’leri içine almaktadır ve Maliye Bakanının talebi doğrultusunda da bunlar bilgi verme mecburiyetindedir.

1999 yılı itibariyle -ben, belediyeler konusunu gündeme almaya çalışacağım- 35 trilyon para aktarılmıştır. Zor durumda bulunan belediyelere yardım yapılması amacıyla aktarılan bu paranın -talebimiz şudur- adil dağıtımı, ilgili belediyelere nüfusları oranında ve ihtiyaca göre dağıtılmasıdır. Daha önce yapılan uygulamalar, maalesef, hükümeti oluşturan partilerin kendi belediye başkanları istikametinde bu dağıtımları yaptığı şeklindedir.

Bu bakımdan, bir bölgede, her ne kadar bir partiden belediye başkanı seçilmiş bile olsa, o bölgede, her partiye oy vermiş olan insanlar olacağından, bu paranın, 35 trilyon liranın adil, doğru, dürüst ve ihtiyaç sahibi belediyelere verilmesinin doğru olacağı kanaatindeyim.

Aynı şekilde, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile Çevre Bakanlığından yapılacak yardımların da aynı doğrultuda olmasında fayda vardır.

Değerli arkadaşlar, aslında, mahallî idareler kanunu tasarısı geçen dönemde Meclis gündemine getirilmiş idi, maalesef uygulamaya konulamadı. Aslında bu hükümetin, mahallî idareler kanunu tasarısını tekrar gündeme getirmesi ve yerinden yönetim dediğimiz uygulamanın bir an önce başlatılması, birçok yatırımların da çok ucuz fiyatla hayata geçirilmesine yardımcı olacaktır.

Bilindiği gibi, belediyelere 1983 yılında imarla ilgili bazı yeni imkânlar sağlanmış olmasına rağmen, devletin bütün gelirlerinden belediyeler binde 8,5 oranında para alırken, bu oranlar zaman içinde azalmıştır; ayrıca, Ekonomik Denge Vergisi, Net Artış Vergisi, Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi, Akaryakıt Tüketim Vergisinden alınan paylar da kesilmiştir.

Yine, ayrıca, 6183 sayılı Kanunla, belediye malları, devlet malları statüsünden çıkarılmıştır ve borçlu olan belediyelerde, belediye malları aynen haczedilmiştir. Yine, belediyelerin borçlarından dolayı, İller Bankasındaki vergi gelir hisseleri de haczedilmiştir.

Yine, belediyelerin hizmetleri Sayıştay tarafından denetlendiği halde, yatırımlarına vize getirilmiştir. Bu da, gecikmelere sebep olmaktadır.

Yine, belediyelerin şirket kurmaları Bakanlar Kurulu kararına bağlı olduğundan, belediyelerin daha rahat hareket etmeleri önlenmiştir.

Bu konuşmaya esas olmak üzere, belediyelerimizin içinde bulunduğu şartları ortaya koyma noktasında, üç belediyeden faksla bilgi aldım. Şimdi, bir büyükşehir belediyemizde, 1 473 personel var ve -aynen, 1999 malî bütçesinde, hükümetin açığı olduğu gibi, belediyelerimiz de büyük bir sıkıntı içindedir- bakınız, ocak ayında 214 milyar olan geliri, şubatta 179, martta 144, nisanda 142, mayısta 136 milyara düşmüş; düşme oranı yüzde 36’dır; yani, belediyelerimizde, yüzde 36’ya varan bir küçülme var. Aynı belediyenin İller Bankası kesintisi 77 milyar, vergi dairelerine olan borcu, her ay yüzde 15 faiz uygulamak kaydıyla 319 milyar, piyasa borçları ve SSK’ya da toplam 1 trilyon borcu var. Şimdi, böyle bir belediyenin de, yatırım yapması, maalesef, çok zordur.

Yine, bir ilçe belediyesinden aldığım rakamları ifade edeceğim. Bu belediyemizin 34 000 civarında nüfusu var, 248 kişi çalıştırmaktadır; şubat ayında 36 milyar alan belediyemiz -mayıs ayına geldiğimiz zaman - Martta 30, Nisanda 24 ve Mayısta 23 milyar almış. Bunda da, aynı şekilde, gelirinde yüzde 40’a varan bir azalma vardır; Emekli Sandığına borcu vardır, SSK’ya borcu vardır ve bu suretle, belediyelerin, hangi siyasî partiye mensup olursa olsun, hemen hemen, yatırım yapma şansı yoktur.

Değerli arkadaşlar, belediyeler üzerinde siyasî baskılar mevcuttur. Bir kere, sık sık belediye başkanlarıyla ilgili olarak lüzumu muhakeme kararı verilmektedir, imzasız dilekçeler işleme konulmaktadır, bazen de geçici olarak görevden uzaklaştırmalar olmaktadır. Aynı konular müteaddit defalar incelenmek suretiyle, belediye başkanları psikolojik baskı altında tutulmaktadır. Bazen de -geçen dönemlerde olduğu gibi- DGM’lerce acilen gözaltılar, birtakım provokatif olaylar gündeme gelmektedir; İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerindeki gözaltılarda olduğu. Bu konularda maalesef, çifte standart uygulanmaktadır; mesela, hepimizin bildiği ANAP’lı Şişli Belediye eski Başkanı, devletten valizlerle götürdüğü paralarla Paris’te yaşamaktadır; ama, hizmet eden belediyeler ise, müteaddit defalar psikolojik baskı altında tutulmaktadır. Tabiî, ANAP’lıların kızmasına gerek yok; demek ki, her siyasî partide değişik bozukluklar olabiliyor.

Efendim, aynı şekilde, maalesef, belediyeler üzerinde ilgili bakanlıkların da birtakım baskıları var. Geçen dönemde yaşadık; Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Topçu -bir holdinge arsa vermek pahasına- Sarıyer Belediyesi hudutları içerisinden aldığı bir yeri, maalesef 9 personeli olan bir belde belediyesine, milyonlarca kilometrekarelik arsanın imarını teslim etmek suretiyle büyük bir holdinge arka çıkmıştı. Tabiî, bu da hafızalardan silinmedi.

Ben, bu noktada, aslında, İller Bankası ile belediye münasebetleri üzerinde durmak istiyorum. Değerli arkadaşlar, bilindiği gibi, İller Bankası, kalkınma ve yatırım bankası statüsündedir ve Bayındırlık ve İskân Bakanlığı bünyesinde faaliyet göstermektidir. Bu banka, belediyelerimizin altyapı ihtiyacını karşılamakta; belediyelerin talepleri doğrultusunda, imar, harita, içmesuyu gibi hizmetleri yapmaktadır. Bunun yanında, vergi gelir payları da İller Bankası kanalıyla kanalize edilmektedir.

Şimdi, burada, esas üzerinde durmak istediğim konu şudur: Bu banka, belediyelere hizmet vermesine rağmen, belediye başkanlarından hiç temsilci yoktur; yani, burası, tamamen siyasî iradeye yöneliktir. Mesela, şimdi buradan, bir belediye başkanını hemen aramış olsak, belediye başkanının ilk söyleyeceği söz, İller Bankasından, millî gelirden, yani vergiden toplanan paylardan alacağı gelirin tamamen kesilmekte olduğudur.

Faraza, misal, 3 milyar geliri olan bir belediyenin, İller Bankasına bir projeden borcu varsa, tamamı kesilmekte, o belediyede çalışanlar, ne işçisi ne memuru ne de belediye başkanı ücret alabilmektedir. Aslında, bu kesintilerin, biraz daha adil, biraz daha hakkaniyet ölçülerine uygun olması lazım gelir diye düşünüyorum.

Ayrıca, mademki, İller Bankası, belediyelerimize hizmet vermektedir, kuruluş kanununda birtakım değişiklikler yapmak suretiyle, belediye başkanlarını ve belediyecileri burada yönetime dahil etmek, daha akıllıca, daha doğru işlem olur. Ayrıca, İller Bankası güçlendirilmelidir diye düşünüyorum.

Mutlaka, bu değişiklikler içerisinde Belediyeler Fonunun genel bütçeden çıkarılması gerekmektedir. Ayrıca, fonun belediye yatırımlarına aktarılması gerekmektedir. Bildiğimiz kadarıyla, bu hükümet, güneydoğuda yaptığı birtakım yatırımları, mevcut belediyelerden kesmek suretiyle, güneydoğuya göndermektedir. Bu, şu anlama gelir: Mevcut belediyelerin ellerindeki imkânlarla yatırım yapmaları, maalesef, çok zorlaşmaktadır. Ayrıca, zaman zaman, burada, belediyelerin ödeneğinin diğer fonlara da aktarıldığını görmekteyiz.

Kısaca söylemek gerekirse, İller Bankası, zaman zaman, siyasî iradenin emrinde, siyasî taraf olarak, ilgili partilerin belediyelerine hizmet vermektedir. Ancak, o partilere rey veren, o bölgede yaşayan insanlara da haksızlık yapılmış olmaktadır.

Temenni ediyoruz ki, Sayın Maliye Bakanımızın, bu İller Bankasındaki kesintilere müdahale ederek, meydana gelen bu kesintilerde sıfır TL’lik bir kesimi dahi kabullenmemesi lazım; çünkü, hiç olmazsa, o bölgedeki belediye personellerinin aylıklarının ödenmesi lazım.

Çok önemli bir diğer konu da, geçen dönem Plan ve Bütçe Komisyonunda, İçişleri Komisyonunda görüşülen Mahallî İdareler Yasa Tasarısının, arzu edilen seviyede olmamasına rağmen, partiler arasında konsensüs oluştuğu için, bir an önce çıkarılarak uygulamaya konulmasında fayda var diye düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Candan.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Şahsı adına, Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Vazgeçiyorum efendim.

BAŞKAN – Peki.

Madde üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Kamu haznedarlığının yürütülmesi

MADDE 7. – Genel bütçeli daireler, katma bütçeli idareler, özel bütçeli kuruluşlar, döner sermayeler, fonlar, bütçenin yatırım ve transfer tertibinden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları (kamu iktisadî teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmeleri, özelleştirme kapsamına veya programına alınmış kuruluşlar, kamu bankaları, belediyeler, özel kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kefalet ve yardımlaşma sandıkları hariç); kendi bütçeleri veya tasarrufları altında bulunan bütün kaynaklarını T.C. Merkez Bankası veya muhabiri olan T.C. Ziraat Bankası nezdinde kendi adlarına açtıracakları Türk Lirası cinsinden ve vadesiz hesaplarda toplarlar.

Bu kurumlar tahakkuk etmiş tüm ödemelerini bu hesaplardan yaparlar.

İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri ile saymanlar yukarıda bahsi geçen hükümlerin yerine getirilmesinden bizzat sorumludurlar.

Bu maddenin uygulanması ile ilgili esas ve usulleri belirlemeye, kaynaklar ve kurumlar itibariyle istisnalar getirmeye, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan ve Maliye Bakanının müşterek teklifi üzerine Başbakan yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Tokat Milletvekili Sayın Bekir Sobacı; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır.

FP GRUBU ADINA BEKİR SOBACI (Tokat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının, kamu haznedarlığının yürütülmesini düzenleyen 7 nci maddesi üzerinde, Fazilet Partisinin görüşlerini aktarmak üzere söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Elbette, devlet, kaydı olan kuruluştur. Hesabını bilmeyen, kârını zararını bilmeyen devlet kısa zamanda çöker. Bu noktada, oturup, çok iyi düşünmemiz gerektiğine, 20 nci Dönemde kurulan içborç ve dışborçlarla ilgili Meclis araştırması komisyonunun üyesi olarak bürokratlarımızı ve yetkilileri dinlediğim zaman daha iyi inandım. Oraya gelen bürokratların verdiği bilgilerden de, maalesef, 1997 yılına kadar, Türkiye’de, alacağını vereceğini, içborcunu dışborcunu bilmeyen, veri tabanını oluşturmamış bir devlet çıktı karşımıza. Bunu, bütün partilerden komisyon üyesi olan arkadaşlarımız da gördü.

700 yıl yaşamış Osmanlı İmparatorluğunun -700 üncü kuruluş yıldönümünü kutluyoruz- Malatya Sancağının A köyündeki ahmet ağanın şu vergiden niye muaf olduğuna dair sicilleri hâlâ arşivlerimizdedir; bakın, o günkü şartlarda, Anadolu’da bir köydeki insanın vergi muafiyetini siciline geçirebilmiştir. İşte bunun için, devlet, kaydı olan kuruluştur diyorum.

Bunlar, geç kalınmış düzenlemelerdir. Atasözü olmuş bir söz var “bade harab-ül Basra” diye; Basra harap olduktan sonra, belediyeler -geçmişte- Tokyo’da tahvil satıp Londra borsalarında batırdıktan sonra, böyle bir kontrol sistemini getirmekte geç kalmışızdır.

Refahyol döneminde uygulanan havuz sisteminde 700 trilyon lira toplanmıştı o yıllarda, o para, bugün, en az 3 katrilyon liradır ve biliyoruz ki, Hazine, borçlanırken, tahvil çıkarırken, ihale yaparken... İki günlük para ihtiyacı için -Ziraat Bankası hükümet tarafından baskılandığında- Hazine ile Ziraat Bankası, aynı gün piyasalara çıkıp borçlanmışlardır; devlet, en az yüzde 15 yüksek faizle borçlanmak zorunda kalmıştır. İşte burada, aslında bu kuruluşları ikiye ayırıyoruz; bir bölümü, hesabı, muhabir banka olarak Ziraat Bankasına veya Merkez Bankasına vadesiz yatırır diyoruz, bir diğer bölümü de vadeli hesap açar diyoruz.

O komisyonda Sayıştay raporlarını dikkatle incelediğimizde, inanılmayacak ölçüde, Türkiye’de, devletin, kamunun ne kadar sahipsiz olduğunu gördük. (A) KİT’inin genel müdürü, KİT’in parasını yüzde 80’le yatırmış özel bankaya, para lazım olduğu zaman da, yüzde 200 ile yüzde 250 ile para kullanmış, bundan üç beş sene önceki dönemlerde. Ondan sonra da Hazine garantisi geliyor, Hazine tekeffül ediyor, Hazine oturup özel bankayla pazarlık yapıyor KİT adına; 50 milyar, 100 milyar alınan para, olmuş 2 trilyon; böylece, Türkiye’de korkunç bir kaynak transferi yaparak, devleti kazıklattırarak, soydurarak, bu yolu kullanarak, kamu kuruluşu yetkilileri, maalesef, ülkeyi bu noktaya getirdiler.

Değerli arkadaşlar, burada deniliyor ki, belediyeler vadeli hesaba yatırabilir... Bu, belediyelerle dalga geçmektir. Şurada 550 milletvekili arkadaş var; hanginizin seçim bölgesindeki belediyenin vadeli hesaba yatıracak parası vardır, sorarım size. Maaşları ödeyemeyen belediyeler, üç aylık, beş aylık maaşı ödememiş belediyeler kapılarımızı aşındırıyor. Onun için, bir an önce, toplanan vergilerden belediyelere, mahallî idarelere payı artıran mahallî idareler kanununu çıkarmakta zaruret vardır, en hayırlı çalışmalardan biri bu olacaktır.

Ayrıca, o komisyondaki Sayıştay raporlarına baktığımızda, 35 milyon dolara, Anadolu’nun bir il belediyesi, yabancı bir şirketi çağırıyor, bir entegre tesis kurduruyor, ondan sonra geliyor bir firma, ben bu tesisi sana 10 milyon dolara anahtar teslimi kurarım diyor. Böyle başıbozuk ve denetimsiz dönemlerin sonucunda, bugün, Türkiye bu sarmala girmiştir arkadaşlar. Onun için, arkadaşlarımızı dinlediğimizde, bütçede, malî yıllar içerisinde, yılı içerisinde, Hazine garantili dış borçlanma ve kredilerde belli limitler getirildi; ama, yine diyorum, her şey harap olduktan sonra düşünülmüştür.

Şimdi, bu noktada, devletin hazinesinin hesaplarının kontrol edilmesi noktasında çok ciddî tedbirlerin acilen alınmasında da zaruret var. İşte burada, belki asıl maksatta, bugün devletten 10 milyar dolardan fazla -4 katrilyondan fazla- görev zararı alacağı olan Ziraat Bankasını herhalde fonlamak amacı yatıyor.

Şunu ifade etmek istiyorum: Burada, vadeli vadesiz değil, hepsini vadesiz yapalım, aynı Refahyol döneminde olduğu gibi; biriken parayı, yetkili bilsin, yürütme bilsin, Hazine bilsin ve yarın bir ihaleye çıktığı zaman da, oradaki parayı caydırıcı bir unsur olarak kullansın. İhaleye girenler bilsinler ki, o havuz sisteminde devletin -diyelim ki- 1 katrilyon parası vardır.

Biz o komisyonda da sorduk yetkililere, kaç banka geliyor ihalelerinize diye; 7 banka... İhale değil, bir odaya geçip, 7 tane holding bankasının diktesi söz konusudur; faiz şu olacak, vadesi bu olacak deyip, dikte edip, devleti istedikleri gibi yönlendirmişlerdir ve bugün, maalesef, 40 milyar dolara dayanan içborç alacaklıları, ülkenin başbakanını tayin etme cüretini kendilerinde bulabilmektedirler. (FP sıralarından alkışlar)

Şimdi, ben, 105 milyar dolar bize borç vermiş yabancı devletleri, kuruluşları hiç yadırgamıyorum. “Benim borcumu öde de kardeşim, ne yaparsan yap” diyor; ama, 40 milyar doları vermiş zalimler, o lobiler, Türkiye’de siyaseti belirlemeye kalkıyorlar. Ülkeyi bu sarmaldan kurtarmak zorundayız.

Değerli arkadaşlar, onun için, gerekirse hepimiz, devlet, sistem, partiler, kamu, bütün toplum kesimleri, bir tashih dönemini yaşamalıyız; bir düzeltme dönemine, Türkiye, acilen girmek zorundadır. İşte bu noktada, belediyelerimizin şu andaki ezikliği ve çaresizliğine çare bulma konusunda hükümetimize biz güveniyoruz.

Benden önce konuşan arkadaşımızın ifadelerini tekrarlamak istemiyorum. Şu anda, maalesef, bu faiz batağında, 1999 bütçesinde 1,5 katrilyonluk yatırım var; 1,4 katrilyon... 1997’de Refahyolun bütçesindeki yatırım 1,5 katrilyondu. Siz, iki sene önceki rakamlarla ancak yatırım yapabiliyorsunuz bugün 1999 Türkiyesinde. Enflasyonun yüzdesini vurduğunuz zaman, aslında Türkiye’de bir şey yapılmıyor; geri gidiyor. Geri gittiğinin en büyük işareti de, bugün, sektörlerde küçülmenin -ihracatta, turizmde, imalat sanayiinde küçülmenin- delili zaten ispat ediyor, rakamlar ispat ediyor. Dış Ticaret Müsteşarlığının açıkladığı resmî rakamlar bunu da doğruluyor.

Değerli arkadaşlar, işte bu noktada, ben, hükümetimizin iyi niyetli olduğuna inanmak istiyorum; ama, burada yine diyorum, devlet, hesabını tek hesapta toplasın, sıcak parayı, günlük parayı kullansın; ama, tefecinin de kapısına dayanmasın. Bu, sonuçta bütün bir ülkeye kazandıracaktır, hükümete de kazandıracaktır, hepimize de kazandıracaktır diyorum.

Saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Sobacı.

Şahsı adına, Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan...

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Vazgeçtim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Gerektiğinde kullanılabilecek ödenekler

MADDE 8. – Maliye Bakanlığı bütçesinde yer alan ve gerektiğinde kullanılabilecek ödeneklere ilişkin hükümler aşağıda gösterilmiştir.

a) Personel Giderleri Ödeneği :

Malî yılın ilk 6 aylık döneminde kullanılan ödeme emirlerine dayanılarak yapılan hesaplamalar sonucunda, bütçelerine konulan ödeneklerin yetmeyeceği anlaşıldığı taktirde; ilgili mevzuatının gerektirdiği harcamalar için 100- Personel Giderleri ile ilgili tertiplere, Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-351-900) tertibindeki ödenekten aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.

b) Yatırımları Hızlandırma Ödeneği :

Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-353-900) tertibindeki ödenekten, 1999 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar hükümlerine uyularak, 1999 Yılı Yatırım Programının uygulama durumuna göre gerektiğinde öncelikli sektörlerde yer alan yatırımların hızlandırılması veya yılı içinde gelişen şartlara göre öncelikli sektör ve alt sektörlerde yer alan ve programa yeni alınması gereken projelere ödenek tahsisi veya ödeneklerinin artırılmasında kullanılmak üzere söz konusu projelere ilişkin mevcut veya yeniden açılacak tertiplere ve Hazine Müsteşarlığı bütçesinin kamu iktisadî teşebbüsleri ile ilgili faaliyetlerine aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.

c) Kur Farklarını Karşılama Ödeneği :

Yurt dışında kuruluşu olan genel bütçeye dahil dairelerin (3) ödenek türünde olup, 610, 620 ve 710 ayrıntı kodlarına gider kaydedilecekler hariç, (1) ve (3) ödenek türü altındaki tertiplerde yer alan ve yurt dışındaki kuruluşlar için döviz olarak kullanılması gereken ödenekleriyle, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin uluslararası kuruluşlara yapacakları ödemelere dönük ödeneklerin yabancı para karşılıklarını sabit tutmak ve 31 Aralık 1998 tarihindeki kurlar ile transfer anındaki kurlar arasındaki farkı karşılamak amacıyla Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-352-900) tertibindeki ödenekten ilgili kuruluşların hizmet programlarında mevcut ilgili tertiplere aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.

d) Yedek Ödenek:

Maliye Bakanı;

1. Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-356-900) tertibindeki ödenekten, bütçelerin Maliye Bakanlığınca belirlenecek veya yeniden açılacak tertiplerine aktarma yapmaya,

2. Hizmetin gerektirdiği hallerde Hazine Müsteşarlığı bütçesinin 910, 920 ve 940 kod numaralı programlarından, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi ile yedek ödenek tertibine aktarma yapmaya,

Yetkilidir.

e) İhbar ve Kıdem Tazminatını Karşılama Ödeneği :

Genel bütçeli daireler ile katma bütçeli idareler ve bütçelerin transfer tertibinden yardım alan kuruluşlarda işçi statüsünde çalışan personel için kuruluş bütçelerinde yer alan ödeneğin yetersiz kalması halinde eksik kalan ödeneği Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-369-900)tertibinde yer alan ödenekten kuruluş bütçelerindeki mevcut veya yeniden açılacak tertiplere aktarma yapmak sureti ile karşılamaya Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde, şahsı adına, Erzurum Milletvekili Aslan Polat; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 5 dakika.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yatırımların hızlandırılmasının bahsedildiği bu madde üzerinde şahsım adına görüşlerimi açıklamaya devam edeceğim.

Şu an kamudaki proje stoku sayısı 5 556 adet olup, bunların toplamı 130 milyar dolar etmektedir. 1999 yılı bütçesiyle yatırımlara 1,4 katrilyon TL -ortalama döviz kurunu da 374 000 TL kabul edersek- 3 milyar 75 milyon dolar ayrıldığından; yani, hiçbir yatırım yapmasak dahi, bu hızla gidersek mevcut yatırımları bitirmek için 35 yıl gerekecektir. Yine kamudaki mevcut yatırımlardan 141 adetinin 1978 ve öncesine ait olduğu ve bunların bitirilmesi için dahi 20 milyar dolar gerektiğini de ayrıca belirtmek isterim.

Gerek Anasol-D ve gerekse Anasol-M hükümetleri, halktan topladıkları vergilerle, işçi ve memur aylıkları ile yatırımlara gelince son derece isteksiz, rantiyeye gelince olabildiğince bonkördür. Misal mi; Sayın Mesut Yılmaz’ın “memurlara yarım puan dahi fazla vermem” sözünü hatırlayalım ve daha bir hafta önce, Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen 1999 yılı bütçesine komisyonda eklenen 3 katrilyon 616 trilyon TL ödenek içerisinde, iç ve dışfaiz ödemelerine 1 katrilyon 410 trilyon TL verilirken, yatırımları, bütçede 1 katrilyon 410 trilyondan 1 katrilyon 411 trilyona çıkararak, yani, faize 1 katrilyon 410 trilyon liralık eködenek ayırırken, lütfedip, yatırımlar için yalnızca 1 trilyon TL ayırmasıyla da belli etmiştir.

Netice olarak şunları söylemek isterim: Eğer biz. Devlet Planlama Teşkilatında yaptığımız projeler rafta kalmasın, hayata geçsin istiyorsak; yani, TC 2007-15 projesiyle 2007 yılında dünya sistemine en çok etki yapan ilk 15 ülke arasında yer almak -ki, bu hedef sadece fert başına düşen millî gelir anlamında değil, kümülatif boyutta, bilimde, kültürde, ekonomide vesaire, ilk 15’te olmayı kapsamakta- bundan daha ciddî olanı ise, TC 2017-9 modeliyle ki, 2017 yılında Türkiyemizi dünya sistemine en çok etki yapan ilk 9 ülke arasında görmek istiyorsak ve bunları da raflarda dursun diye değil hayata geçirmek için yapıyorsak, bu bütçe ödeneklerinin yüzde 5’ini yatırıma, yüzde 40’ını faize yatırmakla olmaz. Gelişmeye, ilme, tekniğe önem veren ülkelerin ar–ge harcamalarının gayri safî yurtiçi hâsılaya oranı Japonya’da yüzde 2,98, İsrail’de yüzde 3,10 olurken, ülkemizde bu, yalnız binde 33’lerde seyrederken olmaz. Okumak isteyen kızlarımızın kafalarının içine değil de dışına bakıp ağızlarını kapatarak okullardan atmakla olmaz. Bilim yuvaları olan üniversitelere girerken güler yüzle, sevgiyle karşılanacak iken 1930-1940’ların Avrupa’daki Nazi zulmünü hatırlatan tecrit odaları benzeri ikna odalarından geçirmekle olmaz. Ülkemizin gerek yurt içinde gerek yurt dışında gurur kaynağı olan ve tüm bilim olimpiyatlarında ülkemize birincilik kazandıran okulları, nereden temin edildiği belli olmayan kasetlerle karalamakla olmaz. Devletin tavsiye ettiği okul kitaplarında olan bir şiiri okudu diye, milyonların sevgilisi Recep Tayyip Erdoğan’ı hapse atmakla olmaz.

Son sözümüz şudur, artık, deniz bitmiş kara görünmüştür. Bu yatırımlarla bir yere gidemezsiniz. İstediğiniz kadar kaset arayın, istediğiniz kadar kaset bulun, kaset bulamazsanız taş plaklarda irtica izleri arayın halkı daha fazla avutamazsınız.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Şahsı adına, ikinci söz talebi Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan’ın.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Vazgeçiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

DPT etüt ve proje ödenekleri

MADDE 9. – Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Bütçesinin;

a) (111-01-2-001-300)tertibindeki ödenekten bir kısmını Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca gerekli görülen hallerde harcama ilkelerine uygun çalışmaların yaptırılması amacıyla, bütçelerin ilgili tertibine aktarmaya ve bununla ilgili diğer işleri yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı aynı amaçlarla il özel idarelerine, iktisadî devlet teşekküllerine ve diğer kamu teşebbüslerine yaptıracağı hizmetlerin bedellerini peşin ödeyebilir.

b) (111-01-3-301-900) tertibinde yer alan ödeneği, kalkınmada öncelikli yörelere ilişkin program ve projeleri desteklemek amacıyla, bütçelerin ilgili harcama kalemlerine aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Aynı amaçlarla diğer kamu kuruluşlarına yapılacak ödemeler de bu tertipten karşılanır.

BAŞKAN – Madde üzerinde, şahısları adına, Erzurum Milletvekili Aslan Polat_

ASLAN POLAT (Erzurum) – Vazgeçtim.

BAŞKAN – Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan_

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Ayhan grup adına konuşacaklar.

BAŞKAN – FP Grubu adına, buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; bütçe kanunu tasarısının 9 uncu maddesinde, Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Bu madde, DPT etüt ve proje ödenekleriyle ilgili ve bunların düzenlenmesi hakkındaki hususları düzenlemektedir. Bu maddede “kalkınmada öncelikli yörelere ilişkin program ve projeleri desteklemek amacıyla, bütçelerin ilgili harcama kalemlerine aktarmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir” denilerek, Maliye Bakanlığı yetkilendirilmiştir. Benim bu maddede söylemek istediğim husus şudur: DPT’nin, bu etüt ve proje ödenekleriyle, yurtiçinde birtakım projeleri desteklediğini biliyoruz; üniversitelerdeki araştırmaları ve yine, birtakım kamu kuruluşlarındaki araştırmaları desteklediğini biliyoruz. Bu araştırmalara ayrılan kaynakların artırılması, araştırma ve geliştirme (ar-ge) çalışmalarının desteklenmesi, Türkiye’de teknolojinin gelişmesi bakımından ön araştırma masraflarına katılamayan özel sektöre de destek olmak bakımından fevkalade mühimdir.

Bu maddeyle ilgili asıl arz etmek istediğim husus, DPT’nin, elindeki bu etüt ve proje ödeneklerini, aynı zamanda, bizim sanayimizin ve müteahhitlik hizmetlerimizin -tesis kurma, dizayn, proje hizmetlerinin- yurtdışına açılmasıyla ilgili sahada da kullanmasıdır.

Geçmişte, DPT, 1980’li yıllarda, bir ara, Afrika ülkelerinde, birtakım projelere destek vermek babında, bu kaynakları kullanmıştı; şimdi ne kadar kullanıyor bilemiyorum; ama, ifade etmek istediğim husus şudur: Asya’da, Afrika’da, bilhassa Ortadoğu’da, kendi bölgemizde, Kafkasya’da, Balkanlar’da -bizim çalışabileceğimiz bölgelerde- Doğu Avrupa’da, sanayimizin, mühendisliğimizin, müteahhitliğimizin gidebileceği ülkelerde, önceden proje finansman desteği verilmesi, bizim bu kuruluşlarımızın, o pazarlara gitmesine, oralarda hizmet etmesine imkân hazırlar. Nitekim, gelişmiş ülkeler, Amerika, İngiltere, Japonya, Almanya gibi ülkeler, hibe olarak, birtakım projeleri finanse etmekte, Türkiye’de de bu tip projelere katılmaktadırlar ve tabiî, bu finansman, nihayet, birkaç yüzbin dolardır veya çok büyük, çok ciddî projelerde, milyon dolar -1 milyon, 2 milyon- mertebesindedir; ama, çoğu 50 000, 100 000, 200 000 dolar mertebesinde hibe şeklinde desteklerdir. O projenin finanse edilerek hazırlanması, bizim mühendislik şirketlerimiz, o projelere sokularak, arkasından da müteahhitlerimize tesis kuracak, proses satacak, teknoloji satacak olan, makine ve teçhizat satacak olan firmalarımıza saha açmaktadır, pazar açmaktadır. DPT’nin bu etüt ve proje ödeneklerini, bu istikamette kullanması, pazar bakımından yeni ufuklar arayan, ihracat bakımından zorluklar çeken Türkiye’nin ihracatını artırması, 28, 29 milyar dolar mertebesinde olan ihracatımızın 50’ye, 100’e doğru tırmanması bu şekilde olur. Ayrıca, bu tip projelerin alınması, bu tip projelerin icra edilmesi o ülkelere aynı zamanda arkasından malzeme satımını getirir. Sadece makine teçhizat değil, teknoloji değil malzeme satımını getirir ve arkasından vasıflı işgücünün de o pazarlarda hizmet etmesini sağlar.

Ben, bu madde sebebiyle bunu ifade edeyim dedim. Bilhassa, DPT’den sorumlu olan değerli Bakan arkadaşımızın, Devlet Planlama Teşkilatını bu hedeflere doğru, bu ödenekleri kullanacak şekilde sevk ve idare etmesinde fayda gördüğümü arz eder; hepinizi hürmetle selamlarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ayhan.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Yatırım harcamaları

MADDE 10. – a) Yıllık programlara ek yatırım cetvellerinde yer alan projeler dışında herhangi bir projeye yatırım harcaması yapılamaz. Bu cetvellerde yer alan projeler ile ödeneği toplu olarak verilmiş projeler kapsamındaki yıllara sari işlere (finansmanı kısmen veya tamamen dış proje kredileri ile sağlanan projeler hariç) 1999 yılında başlanabilmesi için, proje veya işin 1999 yılı yatırım ödeneği, toplam keşif bedelinin (keşif bedeli tespitinin zorunlu olmadığı hallerde revize proje bedelinin) % 10’undan az olamaz. Bu oranın altında kalan proje ve işler için gerektiğinde projeler “1999 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar” hükümlerine uyulmak ve öncelikle kurumların yatırım ödenekleri içinde kalmak suretiyle revize edilir.

Silahlı Kuvvetler Bütçesinin programlarında (1) ödenek türü içinde yer alan savunma sektörü, altyapı, inşa, iskân ve tesisleriyle, NATO altyapı yatırımlarının gerektirdiği inşa ve tesisler ve bunlara ilişkin kamulaştırmalar ile stratejik hedef planı içinde yer alan alım ve hizmetler Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının vizesine bağlı olmayıp, yıllık programlara ek yatırım çizelgelerinde yer almaz.

b) Genel ve katma bütçeli kuruluşların yatırım programında ödenekleri toplu olarak verilmiş yıllık projelerinden makine-teçhizat, büyük onarım, idame-yenileme ve tamamlama projelerinin detay programları ile alt harcama kalemleri itibariyle tadat edilen ve edilmeyen toplulaştırılmış projelerinin alt harcama kalemleriyle ilgili işlemlerde “1999 yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar” hükümleri uygulanır.

c)Yıllık Yatırım Programına ek yatırım cetvellerinde yer alan projelerden ilgili Bakanın onayı ile il özel idarelerince valinin yetki ve sorumluluğunda gerçekleştirilmesi uygun görülenlerin bedelleri, münhasıran proje ile ilgili harcamalarda kullanılmak üzere hizmetin ait olduğu il özel idaresine ödenir. Mahallî hizmet niteliği taşıyan işler, bu fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde program ve proje safhasında da valilerin yetki ve sorumluluğuna devredilebilir.

Bu şekilde yürütülecek projelerin, etüd, keşif ve kontrollük hizmetleri ilgili bakanlık ve genel müdürlüğün il teşkilatlarınca; ihale veya emanet suretiyle yaptırılması ve bedellerinin ödenmesi il özel idarelerince valinin onayı ile gerçekleştirilir.

d)Yıllık programa ek yatırım cetvellerinde yıl içinde yapılması zorunlu değişiklikler için “1999 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar”da yer alan usullere uyulur.

BAŞKAN – Madde üzerinde, şahsı adına, Erzurum Milletvekili Aslan Polat...

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Fazilet Partisi Grubu adına ben konuşacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Fazilet Partisi Grubu adına Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar [!])

Süreniz 10 dakikadır.

FP GRUBU ADINA CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; bütçe kanun tasarısının 10 uncu maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Bu madde, yatırım harcamalarını düzenleyen bir maddedir. Yatırım projelerine, programa alınması için ödenek şartları getirilmekte ve birtakım usuller ihdas edilmektedir. Benim burada ifade etmek istediğim husus, hemen hemen bütün hükümetlerin dikkat ettiği, çok proje yerine az proje ve yatırımların kısa sürede bitirilmesi istikametindeki kararlılıklarına rağmen, maalesef, her hükümet döneminde de, yatırım programına ödeneksiz, çok az ödenekle işler alınmakta ve bunlar ihale edilmektedir. Bugün, on yıl, yirmi yıl, yirmi beş yıl devam eden altyapı yatırımları vardır, 1975’ te ihale edilmiş, halen bitmeyen yol inşaatları vardır. Bu hatalar devamlı yapılmaktadır. Tabiî, kaynakların fevkalade kötü kullanılmasıdır. Nitekim, Bayındırlık ve İskân Bakanı arkadaşımız, dün burada konuşurken, önceki hükümet zamanında yapılan ihaleler sebebiyle ve ödenek imkânsızlığı sebebiyle, 1999 yılında hiçbir ihale yapamayacağını bizzat ifade etmişlerdi. DPT’nin, bu disiplini bozmaması fevkalade mühimdir, ödeneksiz yatırımlara girilmemesi mühimdir.

Burada ifade etmek istediğim bir diğer husus da, kamu kuruluşları -belediyeler de bunların içinde olmak üzere- Hazine garantisini de alarak, genellikle dışarıdan kredi getirmekte ve fevkalade pahalı projelere girmektedirler.

Hükümette olduğumuz dönemde bendeniz, gerek DPT’ye gerek Hazineye iki defa yazı yazmıştım. Bu tip yurt dışından kredili finanse edilecek olan kamu yatırımlarında, eksper kuruluşları olan kamu kuruluşlarının mutlaka görüşü alınması lazım; yani, bir belediye, içmesuyu veya arıtmayla ilgili veya benzeri bir altyapı yatırımına giriyorsa, uzman kuruluş burada İller Bankasıdır. Projenin maliyetleri bakımından, boyutları bakımından mutlaka görüş almakta fayda olur ve bunu disiplin haline getirmek lazım; zira -diğer kamu kuruluşları için de bunu söylüyorum- buna riayet edilmediği takdirde bire 2, bire 3, bire 4 misli yüksek maliyetlerle, Hazine garantisiyle, projeler uygulamaya girilmekte ve projelerin bünyesine, aslında, projenin maksadına uygun olmayan çok çeşitli başka hususlar getirilip, koyulmakta ve kamu kaynakları da bu şekilde kötü kullanılmaktadır. Bunu burada belirtme durumundayım; zira, bu kaynaklar milletin kaynaklarıdır. Zaten, yatırıma ayrılacak kaynağımız da yok. Bu kaynakları çok iyi kullanmak, Türkiye’nin altyapı ihtiyaçlarını bir an evvel tamamlayabilmek için dikkat edilmesi gereken hususlardan biridir.

Yine, yatırımların kısa sürede bitirilebilmesi için projesi olmayan yatırımların ihalesine izin verilmemesi gerekir; ama, maalesef, bunun da hiç dikkat edilmeden yapıldığını görüyoruz, tatbikat projeleri hazırlanmamış olan kamu yatırımları ileride maliyet bakımından problemler çıkarmakta, müteahhitlerle birçok ihtilaflara sebep olmakta, ayrıca yüksek maliyetlerle de rekabet eşitliğini bozmaktadır. Bunların dikkate alınması, bütçe uygulamalarında da dikkate alınması, Maliye Bakanlığının ve DPT’nin dikkat edeceği hususlardır diye arz ettim.

Teşekkür eder, hepinizi hürmetle selamlarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ayhan.

Madde üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

4046 sayılı Kanun hükümleri dışındaki özelleştirme gelirleri

MADDE 11.— 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununa 3.5.1995 tarihli ve 4107 sayılı Kanunla eklenen Ek 19 uncu madde uyarınca Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinin hisselerinin satışından elde edilen gelirler ve lisans ücretleri ile 3096 sayılı Kanun kapsamındaki tabiî kaynakların ve tesislerin işletme haklarının devirlerinden elde edilen gelirlerin tamamı genel bütçeye gelir kaydedilir.

BAŞKAN – Şahsı adına, Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Vazgeçtim efendim.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Katma bütçeli idarelere hazine yardımı

MADDE 12. – a) Katma bütçeli idarelerin bütçelerini denkleştirmek amacıyla Maliye Bakanlığı bütçesinin hazine yardımı (Yükseköğretim kurumlarının cari hizmet maliyetlerine yapılacak Devlet katkısı dahil) tertiplerine ödenek ve karşılığı ilgili katma bütçenin (B) cetveline gelir yazılan miktarlardan, bu amaca göre fazla olduğu tespit edilen kısımlar, malî yıl sonunda Hazine Müsteşarlığı ile mutabakat kurulması suretiyle ilgili idarelere ödenmeyerek Maliye Bakanlığınca iptal edilir.

Ayrıca, Vakıflar Genel Müdürlüğü dışındaki katma bütçeli idarelerin malî yıl sonuna kadar Maliye Bakanlığınca tespit olunacak bütçe fazlaları genel bütçeye gelir yazılır.

b)Hazine yardımı alan katma bütçeli idarelerin bütçelerinde, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 48 inci maddesinin (C)ve (D)bendleri ile 59 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, yılı içinde gerçekleştirilecek ödenek artışları, Maliye Bakanlığınca hazine yardımı ile ilişkilendirilerek yapılabilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde şahsı adına, Sayın Cevat Ayhan.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Vazgeçtim efendim.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi olmadığına göre, maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Resmî taşıtlar

MADDE 13. – Genel bütçeye dahil daireler ve katmabütçeli idareler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların, yıl içinde her ne şekilde olursa olsun edinecekleri taşıtların cinsi, adedi ve hangi hizmette kullanılacağı “T” işaretli cetvelde gösterilmiştir. Bu cetvelde gösterilenler dışında taşıt edinilemez.

237 sayılı Taşıt Kanununa ekli (1) sayılı cetvelde belirtilenlerin (Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı hariç) emir ve zatlarına verilenler, (2) sayılı cetvelin 1 ve 2 nci sırasında yer alanlar, güvenlik önlemli (zırhlı) araçlar ve koruma altına alınanlarla ilgili yönetmelik hükümlerine göre tahsis olunan araçlar dışında her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli binek ve station-wagon cinsi taşıt edinilemez.

Yerli muhteva oranı %40’ın altında olan taşıtlar yabancı menşeli sayılır.

BAŞKAN – Madde üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına, Bursa Milletvekili Sayın Altan Karapaşaoğlu; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır efendim.

FP GRUBU ADINA MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz yasanın 13 üncü maddesiyle ilgili olarak, Grubum adına söz almış bulunuyorum.

Konu, genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların, yıl içinde her ne şekilde olursa olsun alacakları vasıtalarla ilgili bir yasa maddesi. Bu yasa maddesinde, özelliği düşünülerek birtakım mevkiler, birtakım makamlar bu madde dışında tutulmuş; doğrudur. Ancak, her ne şekilde olursa olsun, binek ve station-wagon tipi taşıtların tamamen yerli olması düşünülmüş ve bu yerli muhteva oranı da yüzde 40 olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda tasarlanmış. Plan ve Bütçe Komisyonunda büyük bir ittifakla bunun yüzde 40 olması istikametinde bir beraberlik olmuştu. Ben, şimdi, size buradan, Türkiye’de imal edilen otomobillerin içerisinde bulunan yerli imalat oranını şöyle sırayla gruplar halinde söylemek istiyorum.

Bakınız, burada Fiat cinsi otomobillerin yerli muhteva oranı genellikle yüzde 60’ların üzerindedir; bu, tutuyor. Renault grubu otomobillerin yerli muhteva oranı da yine yüzde 50’nin üzerindedir; bu da tutuyor. Ama, burada, Honda, Toyota, Hyundai tipi otomobiller üç dört puan farkla bu muhteva oranının altında kalıyor. Şimdi, bu oranları yüzde 40’ın üzerine çıkarma eğilimi var, böyle görüyoruz, bize gelen bilgilere göre. Eğer bunu yüzde 50’lere çıkarırsak, serbest rekabet şartlarını zorlayacağız; ama, burada ortak bir rakam var. Ortak rakam nedir; yüzde 44’tür;yüzde 10 artırılabilir; yani, yüzde 40, yüzde 44 olarak artırılabilir; ama, bunun üzerine çıktığınız zaman, serbest rekabet şartlarını zorlarsınız, piyasada sadece iki firmaya bu şansı tanımış olursunuz, birtakım sıkıntıları da davet etmiş olursunuz. Bu noktada, arkadaşlarımızın dikkatli davranması gerekiyor kanaatini taşıyorum; birinci konu bu.

İkinci konu, efendim, biliyorsunuz, ülkemizde, IMF, şu anda birtakım çalışmalar yapıyor, hükümete, harcama noktasında, birtakım önerilerde bulunuyor ve tasarruf tedbirlerinden bahsediliyor; ama, aldığımız bilgilere göre de, çeşitli kurum ve kuruluşlara 4 134 adet yeni otomobil alınacak. Belki, bunların içerisinde çok zarurî olanları vardır, mutlaka alınması gerekenler vardır; ama, bunun 4 134 adet olmasında bir sıkıntımız var. Bu sıkıntı nereden geliyor: “T” cetvelini incelediğiniz zaman, içerisinde, mesela “350 milyon liradan fazla olmamak kaydıyla bisiklet” deniliyor. Şimdi, arkadaşlar, 350 milyon lira bisiklet dediğiniz zaman; nedir, ne işe yarayacak; bunu vatandaşa izah etmemiz, onları ikna etmemiz mümkün değildir. Dolayısıyla, bu madde içeriğindeki taşıt alımlarının, mutlaka ve mutlaka, teker teker, gerekçelerinin izah edilmesi lazım; aksi takdirde, biz, kamuoyuna da -inanın, samimî olarak söylüyorum- hesap vermekte zorluk çekeriz.

Bunların yanında, birtakım şeyler de alınacak; mesela, kurtköpekleri alınacak. Bunları makul buluyorum, lazımdır. Niçin lazımdır; bunlar, mayın aramak için lazımdır, eroin aramak için lazımdır, polis köpeği olarak kullanılmak üzere lazımdır; ama, değerli arkadaşlar -ben Gemlikli olduğum için biliyorum- Gemlik’te askerî bir hara var. Bu askerî haranın özellikle yaptığı iş, bu tip köpekleri yetiştirmek noktasındadır; veteriner fakültesiyle işbirliği içerisindedirler. Bunun bu yönden tedariki noktasına gidilirse, öyle zannediyorum ki, daha ekonomik olacaktır, daha tasarruflu olacaktır.

Değerli arkadaşlar, tabiî, kamuya, bu, hemen yansıdı, basında hemen yer aldı; konu başlıklarında “hani kemer sıkacaktık” deniliyor; fakat, dikkat ederseniz, alınacak vasıtalar içerisinde binek otomobillerin ekseriyeti var, ağırlığı var. Şimdi, diyeceksiniz ki: “Efendim, almayalım mı, yerli üretimimizi desteklemeyelim mi?” Evet alalım, evet destekleyelim; ama, henüz, daha, her alacağımız otomobilin bünyesinde yüzde 60 oranında dışarıya döviz verdiğimiz malumdur.

Şimdi, uygun görülürse Sayın Hükümete bizim teklifimiz şudur: Binek otomobilleriyle ilgili olarak yapılacak olan harcama, biraz daha tasarruflu hale getirilebilir. Nasıl getirilebilir; zarurî olan kuruluşlar, kiralama yöntemiyle binek ihtiyaçlarını karşılayabilirler. Şu çok dar imkânların olduğu bir dönemde, memurumuza para veremediğimiz bir dönemde, işçimize, köylümüze para veremediğimiz bir dönemde, bu tip tasarruflara dikkat etmemiz gerekiyor; ama, zırhlı araçlar gereklidir, doğrudur; anarşinin yoğun olduğu bazı bölgelerde askerlerimizi taşımak için, insanlarımızı taşımak için zırhlı araçlara ihtiyaç vardır, alınabilir.

Bizim, özetle söylemek istediğimiz şu: Kamunun karşısına çıktığımız zaman, biz bunu böyle yaptık dediğimizde, kendimizi savunabilmeliyiz. Daha doğrusunu isterseniz, devletin parasını, devletin imkânlarını çarçur etmediğimizi izah edebilmeliyiz. Dolayısıyla, bütçenin her kaleminde, her harcama safhasında bu konulara dikkati teksif edersek, öyle zannediyorum ki, bugün, artık, bir borç ödeme, faiz ödeme bütçesi durumuna gelmiş olan bu bütçelerden birkaç sene sonra, bir şeyler yapabilme, bazı yatırımlar yapabilme, insanımızı destekleyebilme fırsatı buluruz.

Biz, insanımızın devlet tarafından desteklenmesini kınamıyoruz. Neden kınamıyoruz? Ben, çok basit bir örnek vermek istiyorum; hepiniz biliyorsunuz belki, 1950’li yıllarda, Alman Cumhurbaşkanı Adenauer, bir yılbaşı gecesi televizyona çıkıyor, diyor ki: “Ey Alman Halkı, biliyorsunuz çok sıkıntı içerisindeyiz, imkânlarımız dardır. Ancak, biz, size, yarın sabah, aile başına 250’şer mark dağıtacağız; ama, sizden ricamız, size vereceğimiz bu markları lütfen yastık altına koymayın, hemen çoluğunuzu çocuğunuzu alın, gidin, alışveriş yapın, hem onları sevindirin hem de piyasamıza hiç olmazsa mehmaemken bir canlılık kazandırın.”

Şimdi, ben, bu kıssayı anlatmak suretiyle şunu demek istiyorum: Değerli arkadaşlar, memurlara verelim, işçilere verelim. Ne kadar verirsek, onlar piyasaya dönecektir, piyasaya canlılık getirecektir; ama, bu tip harcamalarda şuna dikkat edelim: Bu yaptığımız harcamanın ne kadarı yurtdışına gidecek, ne kadarıyla, ben, bir başka ülkenin işçiliğini destekleyeceğim; bu hesapları yapmak suretiyle, harcamalarımızı denetim altına almamız gerekir diyorum. Şu anda, devletimizin 140 082 adet vasıtaya sahip olduğunu Devlet İstatistik Enstitüsünden aldığım rakamlarla söylüyorum. Bütün Türkiye’de iş makinesi yekûnu 9 285’tir.

Değerli arkadaşlar, vasıtaya bu kadar para harcayacaksak, bütçemiz buna el veriyorsa, bu imkânımız varsa, lütfen, iş makinesi alalım, köylerimizin yollarını yapalım, birtakım karayollarını yapalım, imar faaliyetlerinde kullanalım; dolayısıyla, kamunun karşısına çıktığımız zaman da hesap vermemiz kolay olsun, vicdanlarımız rahat olsun diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (FP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Karapaşaoğlu.

Madde üzerinde, şahsı adına, Sayın Cevat Ayhan; buyurun efendim.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Sayın Başkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz istiyorum.

BAŞKAN – Özür dilerim Sayın Ayhan.

Buyurun Sayın Köse. (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika efendim.

MHP GRUBU ADINA İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Sayın Başkan, Sayın milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bütçelerin müzakere edildiği bir esnada, özellikle sanayimizi alakadar eden ve günlerden bu yana, burada, neden tarımdan sanayie geçemiyoruz, niçin sanayide sıkıntılar vardır, otomotiv sanayii neden sıkıntıya girmiştir konularını görüştük. Türkiye’ye hangi şartlarda yabancı sermayenin gelmesi gerekiyor, bunun altyapısını oluşturmamız gerekir düşüncesinden hareketle, önümüzdeki günlerde Anayasamızın 155 inci maddesinin değişikliğini inşallah gündeme getirmek suretiyle, tahkim yasasını getireceğiz. Dolayısıyla, uluslararası sanayiin, yatırımların ülkemize gelmesi konusundaki altyapıyı ve onun hukuk şartlarını ortaya çıkarmak için yapılan çalışmalara rağmen, şimdi, Türkiye’de teşekkül etmiş olan rekabet müessesesini ortadan kaldırmak için bir önergeyle karşı karşıya kaldık. Üzülerek ifade ediyorum, Milliyetçi Hareket Partisinin ilkesinde olmayan ve ekonomimizi, sanayimizi alakadar eden böyle bir durumda, Sanayi Bakanlığına sormadan ve şu anda elimizde bulunan listenin belki 5-10 misli daha, hangi otomotiv sanayiini alakadar edeceğini bilmediğimiz, hangi firmaları, kimleri alakadar ettiğini bilmediğimiz böyle bir emrivakiyle karşı karşıya kaldık.

Şimdi, ortaklıkta, bir defa, önce ilkelere riayet etmemiz gerekiyor; özellikle, bunu, önergeyi veren milletvekillerinin mensup olduğu partilere söylemek istiyorum. (MHP ve FP sıralarından alkışlar) Bizim ilkemizde, koalisyon ortağı milletvekillerimizin veya gruplarımızın, tartışarak, uzlaşarak önergelerin verilmesi esastır. Burada tecrübeli olan tüm milletvekillerimiz ve gruplarımız da bilirler ki, koalisyonun altında yatan esas, güvendir. Uzlaşmayla kurulmuş olan bu müesseseyi tahrip etmeye de kimsenin hakkı yoktur. Öyleyse, Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki...

Şimdi, bir firmada çalışan bir profesör, burada bir veya birkaç milletvekiline mektup yazıyor: “Bunun yüzde 60’a çıkarılmasını sağlayın...” Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi, kendi düşüncesiyle, kendi bilgisiyle ve Türkiye’nin meselelerini kendi ortaya çıkarmak durumundadır. Buradaki tüm milletvekillerimiz, o bilgide, o kapasitede, o liyakattedir. Öyleyse, Türkiye Büyük Millet Meclisinin üzerinde hiçbir güç olmadığına göre, Türkiye Büyük Millet Meclisini de hiçbir güç yönlendireme, özellikle sermaye yönlendiremez. (MHP ve FP sıralarından alkışlar)

Milliyetçi Hareket Partisi, sermayeye karşı değildir, özelleştirmeden yanadır. Devletin elinde 300 000 tane araba var. Bu 300 000 vasıtanın özelleştirilmesini istiyoruz; yani, özelleştirdiğiniz takdirde -hesap yaparsanız- vasıtanın şoförü, parçası ve kullandığınız vasıtadan çok daha kârlı noktaya gelecektir devlet.

Şu anda, 300 000’in üzerinde konut var; bunların özelleştirilmesini istiyoruz. Siz, tutuyorsunuz, bir taraftan “özelleştirme yapacağız” diyorsunuz, “devleti küçültelim, sermayeyi vatandaşa intikal ettirelim” diyorsunuz; bir taraftan da getiriyorsunuz, rekabeti önlemek için, önümüze, gecenin muayyen bir saatinde emrivaki bir korsan önerge koyuyorsunuz. Buna kesinlikle karşıyız.

İki; önergede, milletvekili arkadaşlarımızın, hangi ilden olursa olsun, saygı duyarım; ancak, özellikle Bursa milletvekillerinin imzasının olması daha fazla dikkatimizi çekiyor.

Şimdi, çeşitli yerlerde yabancı sermayeyle geldi, fabrikalar kurdular ve bize izah edilen düşünce ve bilgilere göre, işte, devletin ilgilisi, yetkilisi ya da sermayenin ortaklığıyla, şu anda, özellikle Ankara Edirne arasında yabancı sermayeyle kurulmuş ve birçoğu da Japon otomotiv sanayiinin ortaklığıyla kurulmuş fabrikalar var; bu listelerde yok onlar; yarın, sabah, bunlara cevap veremezsiniz. Niçin birileri korunuyor, niçin birileri burada dışlanıyor, bunun hesabını bu Meclis veremez.

Onun için, diyorum ki, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, yapılan her müspetin yanındayız, millî sanayinin yanındayız, yerli sanayinin yanındayız; ancak, bu şekildeki davranışın yanında değiliz. (MHP sıralarından alkışlar)

Bizim, düşüncemiz şudur: Burada 5 grup vardır. 5 grubun tüm milletvekilleri, tüm gruplar, bu ülkenin kalkınması için, bu ülkenin menfaatı için gelmişlerdir. Herkes bu memleketin menfaatı için konuşuyor. Gecenin bu saatinde burada kimse keyfi için durmuyor. Bakın, sabaha kadar, konuşma almış milletvekillerimiz, konuşuyor; konuşma almış milletvekillerimiz, konuşmaya devam ediyorlar. Konuşma yapmayız; transit, buradan “kabul edenler... Etmeyenler... Kabul” der, çıkar gider istirahat ederiz... Yok böyle bir şey. İnceleyeceğiz, tartışacağız, konuşacağız; ama, sonunda, olayın millî tarafına bakacağız. Eğer millîlik yönü ağır basmıyorsa, bunu kabul etmemiz mümkün değildir.

Şu şartlarda, bu meselenin, rekabeti önleyici şartlar taşıdığını, ilkelerimize aykırı olduğunu ve bir yerde “millî” kelimesi de istismar edilmek suretiyle “yerli” mefhumu kullanılmak suretiyle değişik şartlar altında bir önerge hazırlanmıştır. Bu önergeye, Milliyetçi Hareket Partisi olarak katılmamız mümkün değildir. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına bu önergeye ret oyu kullanacağız.

Saygılar sunuyorum, teşekkür ederim. (MHP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Köse.

Şahsı adına, Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan.

Buyurun Sayın Ayhan.

Süreniz 5 dakikadır efendim.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; 13 üncü madde üzerinde şahsım adına söz aldım.

Ben, değişik bir hususu dikkatinize arz etmek istiyorum.

Bize dağıtılan kanun tasarısının sonunda, 3481 inci sayfada, 30 Haziran 1998 itibariyle kamunun sahip olduğu taşıtların sayısı var. Bakın, orada 35 493 tane binek arabası var. Bunun 20 948’i makam arabası, 9 480’i steyşın vagon (station wagon) -o da binek arabasıdır- ve 5 065’i de arazili binek arabasıdır. 35 493 binek arabası var, 11 580 minibüs var, 11 432 pikap var, 4 635 otobüs ve 11 100 de kamyon var. Türkiye’de 80 000 kamu taşıtı var. Tabiî, bunların bazıları zarurîdir, olmazsa olmaz kamu taşıtları da var; ama, birçoğu da lüzumsuzdur.

Birincisi; makam arabalarının sayılarını süratle azaltmak lazım; yani, genel müdür, müsteşar dışındakilerin makam arabalarını kaldırmak lazım. Bundan yirmi sene önce, genel müdür muavinlerinin makam arabası yoktu; ama, şimdi, daire başkanı seviyesinde, şube müdürü seviyesinde, daha alt makamlarda dahi özel arabaların servis yaptığını görüyoruz.

Kamu yönetiminde şunu da getirelim: Herkesin arabası var, şehiriçi bir yere gidecekse kendi arabasını kullansın. Bu, gelişmiş ülkelerde de hep böyledir, diğer ülkelerde de böyledir. Makam arabası saltanatı, binek arabası saltanatı Türkiye’de olduğu gibi hiçbir yerde yok ve o kadar zengin ülke olmalarına rağmen, fert başına düşen millî gelirleri 30 000 dolar olmasına rağmen, bu saltanat onlarda yok.

Şoför yerine, kamu arabası varsa yine, ki olabilir; mesela, DSİ’de, Karayollarında, diğer kamu kuruluşlarında, arazide kontrolördür, birtakım hizmetler yapar; pikaba atlasın, kamu arabasına atlasın, mühendis kendisi kullansın, teknisyen kendisi kullansın, sürveyan kendisi kullansın; yani, arabalara şoför vermeyelim, bunu kaldıralım, buna lüzum yok.

Asıl söylemek istediğim de kiralama yoluna gidelim. Türkiye’de, 1980’den sonra, kamu yönetiminde kiralık taşıtlar hizmet görüyor; belediyelerde, PTT’de, KİT’lerde, diğer kuruluşlarda hepsinde görüyoruz bunları; bunu yaygınlaştıralım ve bu 80 000 aracı aşağıya doğru çekelim; ama, maalesef, bu bütçede de 4 000 civarında yeni araç ihtiyacı önümüze gelmiş durumdadır. Yani, bir taraftan -daha önce söyledim, belki, sizi de bıktırıyoruz ama- faize bu kadar parası giden, 16 katrilyon içborcu olan bir ülke, bu saltanatı taşıyamaz. Evet, Değerli Maliye Bakanımız, Taşıt Kanununu değiştirecek tasarıyı getirsin, değiştirelim ve bu saltanatı kaldıralım.

Teşekkür ederim. (FP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ayhan.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

AHMET ARKAN (Kocaeli) – Sayın Başkan...

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bir soru sormak istiyorum; genel bütçeli idarelerin...

BAŞKAN – Bir dakika efendim.

Buyurun Sayın Arkan.

AHMET ARKAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, önerge hakkında şahsî konuşma talebim var...

BAŞKAN – Efendim, daha önergeyi okutmadım; bir dakikanızı rica ediyorum.

AHMET ARKAN (Kocaeli) – Affedersiniz.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Genel bütçeli idarelerin 30.6.1998 tarihi itibariyle taşıt sayıları diye 347 nci sayfada her kurumun taşıtları gösterilmiş, Cumhurbaşkanının taşıtları gösterilmemiş. Neden; onu öğrenmek istiyorum. (Gülüşmeler)

Yani, Cumhurbaşkanı çıktığı zaman, bir bakıyorsunuz 50 taşıtla çıkıyor; onu da bir öğrenelim efendim.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım.

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Sayın Başkan, eğer izin verirseniz, Sayın Genç’in sorduğu suali öğrenip, yazılı olarak bildirelim.

Sadece Cumhurbaşkanlığının değil, Sayıştayın araçları da yok.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayıştay ilgilendirmiyor; ama, Cumhurbaşkanı beni ilgilendiriyor.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Madde üzerinde bir önerge vardır; okutuyorum efendim:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

1999 yılı Genel Bütçe Kanunu Tasarısının 13 üncü maddesinin son fıkrasındaki “yüzde 40” oranının “yüzde 50” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Ali Rahmi Beyreli Hayati Korkmaz Ahmet Arkan

Bursa Bursa Kocaeli

Recep Önal Tarık Cengiz Ergün Bayrak

Bursa Samsun Artvin

Orhan Ocak Zeki Eker Eyüp Doğanlar

Bursa Muş Niğde

Ali Arabacı

Bursa

Gerekçe:

Dünya uygulamasında bir aracın yerli ürün olarak tanımlanması ve kabul edilebilmesi için, yerli muhteva oranı bu maddede belirtilen yüzde 40’lık oranın üzerindedir. Bu oran, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelerin uygulamalarında şu anda talep ettiğimiz yüzde 50 oranın üzerindedir.

Bu maddeyle hedeflenen amaç, yerli sanayinin, özellikle KOBİ’lerin korunması ve kollanmasıdır. Bu tercihin uluslararası standartlara uydurulması için değişiklik istenmektedir. Türkiye’de faaliyet gösteren otomotiv fabrikalarında bu oran yüzde 60’a yakındır. (FP sıralarından “Gerekçe okunmayacak” sesleri) Dolayısıyla, ilgili fabrikalar süratle bu oranı yakalayabilecek konumdadır. Bu nedenle, değişiklik önerisi herhangi bir haksız rekabet ortamı da yaratmayacaktır.

Bu tarifle, ayrıca taşıt araçlarının ekonomik ömürleri boyunca, yurt dışına gidecek döviz miktarı da önemli ölçüde azalacaktır.

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Sayın Başkan, yanlış; gerekçe okunmayacak, Komisyona sorulacak.

BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükümet?..

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum:

AHMET ARKAN (Kocaeli) – Önerge üzerinde söz istiyorum.

BAŞKAN – Efendim, Anayasanın 162 nci maddesine göre, size söz verme imkânım yoktur. Tatmin olmadıysanız, niye vermediğimi okuyabilirim.

AHMET ARKAN (Kocaeli) – Özür dilerim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Oylarınıza sunuyorum: Önergeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. (MHP, FP ve DYP sıralarından alkışlar; DSP sıralarından alkışlar[!])

Mevcut haliyle maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Hastane ve tedavi ücretleri

MADDE 14. – a) Devlet memurları, diğer kamu görevlileri ve bunların emekli, dul ve yetimlerinin (Bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri dahil) genel ve katma bütçeli daire ve idareler ile, döner sermayeli kuruluşlara ait tedavi kurumlarında yapılan tedavilerine ilişkin ücretler, Sağlık Bakanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca tespit edilecek miktar ve esaslar çerçevesinde ödenir.

b) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 86 ncı maddesi kapsamına girmekle birlikte isteğe bağlı hastalık sigortasına tabi olanların tedavi giderleri devlet memuru olan eşlerinin kurumlarınca karşılanmaz.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına Sayın Ali Oğuz; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır Sayın Oğuz.

FP GRUBU ADINA ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; 14 üncü madde üzerinde, Grubum adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle Grubum ve şahsım adına Yüce Heyetinizi hürmetle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, biraz önce müzakere edilip reddedilen önerge münasebetiyle hassasiyetinden dolayı Yüce Meclisi ve bu hassasiyeti gösteren ve bu konuda gayret eden arkadaşlarımı tebrik ediyorum.

14 üncü maddeye kadar geçen maddelerde, mümkün olduğu kadar tasarrufa riayet ederek bütçeye bir şeyler kazandırma gayretini gördük. Bunun yanında da, bütçeye bazı imkânların kazandırılması meyanında, tasarrufa riayet ederek, bütçe imânlarının biraz daha düzeltilmesi hususundaki gayretlere de şahit olduk.

Bunun yanında, söz alan arkadaşlarımızın çoğu, özellikle, faiz giderlerinin bütçeye büyük bir yük getirdiğini ifade ettiler; bundan da, bazı arkadaşlarımız “aynı şeyleri tekrar ediyorsunuz” diye şikâyet ettiler. Bunda bir haklılık payı görmüyorum. Gönlümüz istiyor ki, mademki, bütçenin neredeyse yüzde 50’sine yakınını transfer harcamaları ve faiz giderleri teşkil ediyor, ne yapıp yapıp, bütçemizin bu yükünü kaldırma hususundaki tedbirleri burada, hükümet temsilcisinin ve hükümeti teşkil eden partilerin sözcülerinin, söz aldıkça, bunu izah etsinler, bu konuda bizi ikna etsinler, hiç olmazsa, bize ferahlık versinler. Bütçenin, bir müddet sonra, bu faiz yükünden, faiz sarmalından kurtulması hususundaki tedbirleri ve tavsiyeleriyle bizi ferahlandırmaları gerekirken, bu faiz konusuna hiç dokunulmadığını görüyoruz ve bundan da üzüntü duyuyoruz.

Hastalık belli, tedavisi de belli; ama, buna hiç yanaşmadığımız hususu bizi dilhun etmektedir, müteessir etmektedir. Gönlümüz istiyor ki, buna riayet edilsin.

Müzakere konusu olan şu 14 üncü maddede dahi, hastane ve tedavi ücretleriyle dahi, bütçenin yükünün biraz hafifletilmesi hususunda bir gayret sarf edildiği ve buna bir kolaylık veya bir hafiflik getirildiği hususunu tespit ediyoruz. Bu maddede “Devlet memurları ve diğer kamu görevlileri ve bunların emekli, dul ve yetimlerinin (bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri dahil) genel ve katma bütçeli daire ve idarelerle döner sermayeli kuruluşlara ait tedavi kurumlarında yapılan tedavilerine ilişkin ücretler - bu hususta bile bir tasarruf gayreti içerisindeyiz; hiç olmazsa, lüks tedavi veya pahalı tedaviden kaçınmak hususunda bir gayret sarf edildiğini görüyoruz - “Sağlık Bakanlığının görüşü üzerine, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek miktar ve esaslar çerçevesinde ödenir” diye bir tahdit getirilmiş olduğunu görüyoruz ki, bunu, tabiî ki, tasvip etmek ve teyit etmek lazım ve isabetine inandığım içindir ki, tekrar ettim.

“506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 86 ncı maddesi kapsamına girmekle birlikte, isteğe bağlı hastalık sigortalarına tabi olanların tedavi giderleri devlet memurları olan eşlerinin kurumlarınca karşılanmaz” hükmüyle, yine, bir tasarruf tedbiri de getirilerek, bütçeye bir hususta; hastanede tedavi konusunda dahi, hastane ve tedavi ücretlerinde dahi birşeyler kazandırma ve tasarrufa riayet etme hususunda bir gayreti görüyoruz. Bundan dolayı da, bunun isabetine inanıyorum.

Bu konuyu dile getirmek üzere huzurunuza geldim; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi hürmetle selamlıyorum efendim. (FP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Oğuz.

Şahsı adına, Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan...

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Konuşmayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Konuşmuyorsunuz.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum efendim.

Buyurun:

Dernek ve benzerî kuruluşlara yapılacak yardımlar ile vakıf ve derneklerin denetimi

MADDE 15. – a) Genel ve katma bütçeli kuruluşlar bütçelerindeki “Dernek,Birlik, Kurum, Kuruluş, Sandık, Vakıf ve Benzeri Teşekküllere Yapılacak Ödemeler” faaliyetinde yer alan ödeneklerden yapacakları yardımlarda; anılan kurumların bütçeden alacakları yardımlarla gerçekleştirecekleri hizmet ve faaliyetlerini gösteren plan ve iş programlarını istemek, bunlar üzerinde gerekli incelemeyi yapmak, plan ile iş programlarının gerçekleştirme durumlarını izlemekle yükümlüdürler. Yardımlar yukarıdaki incelemelere bağlı olarak gerektiğinde taksitler halinde yapılabilir.

Harcamaların yukarıdaki esaslar doğrultusunda amacına uygun olarak yapılıp yapılmadığını incelemeye, yapılacak yardımların yönlendirilmesine ilişkin yeni ilkeleri tespite Maliye Bakanı yetkilidir.

b) Kamu kurum ve kuruluşlarına üstlendikleri görevleri yerine getirmede maddî katkı sağlayan (personele yardım sağlayanlar dahil) vakıf ve dernekler, mevcut mevzuatları çerçevesinde tabi oldukları denetimin yanı sıra bağlı veya ilgili kurum ve kuruluşlarca da denetlenir.

Maliye Bakanlığı, gerekli gördüğünde bu vakıf ve dernekleri denetler, malî tablolarını ve bilançolarını inceler.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına Konya Milletvekili Veysel Candan; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Candan, konuşma süreniz 10 dakikadır.

FP GRUBU ADINA VEYSEL CANDAN (Konya) –  Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Fazilet Partisi Grubu adına 15 inci madde üzerinde söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

15 inci madde, Maliye Bakanlığı ve Hazine tarafından vakıf, dernek ve üniversitelere yapılan yardımların denetimini yine Maliye Bakanlığına vermektedir. 1999 yılı itibariyle, aktarılan bu transfer rakamı 17,5 trilyon liradır. Yüksek Öğretim Kurulu bütçesinin Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeleri sırasında, Hazine yardımının, ilgili üniversitelere, üniversitelerin öğrenci sayısı ve büyüklüklerine göre taksim edildiğini düşünüyoruz; ümit ediyoruz ki, bu, böyledir.

Değerli arkadaşlar, bu vesileyle, üniversitelerimizle ilgili bazı sorunları da dile getirmek istiyorum. Üniversitelerimizde eğitim öğretim sıkıntıda, öğrenci sıkıntıda, öğretim görevlileri de sıkıntıda. Özellikle, üniversitelerimizde okuyan kız öğrencilerimizle ilgili başörtüsü konusunun, mutlaka, Türkiye Büyük Millet Meclisi zemininde çözülmesi; hem de kısa zamanda çözülmesi gerektiğine inanıyorum. Başörtüsü, insan hakları, din ve vicdan hürriyetinin bir gereğidir. Şu veya bu partinin sorunu değildir; toplumun, insanımızın, genelin sorunudur. Değerli arkadaşlar, bu noktada, üniversitelerimizde yapılan uygulamaları da tasvip etmek mümkün değildir.

Şimdi, elimde, özel vakıf üniversitelerine verilen yardımla ilgili 1997 yılı rakamları var. Başkent Özel Vakıf Üniversitesine 157 milyar 915 milyon -ben, küsuratları söylemiyorum- yardımın tavanı bu; Hazine yardımı 337 milyar 750 milyon; tavanı aşan yardım 179 milyar. Ben, Sayın Bakanın, neden bu tavanı aştığını, aşmasındaki gerekçesini öğrenmek istiyorum.

Bilkent Üniversitesine 1,3 milyar, Koç Üniversitesine 121 milyar toplam ödenmiş 1997 yılı itibariyle; 1998 yılı rakamları yoktur.

Şimdi, şu sorular akla gelmektedir: Paralar karşılığında, madde 15’te ifade edildiği üzere, plan ve program istendi mi? Yardım tavanı niçin aşıldı? Neden üç vakıf üniversitesi; daha fazlasına verilmedi? Üniversitelerden, özellikle Bilkent Üniversitesi ile İstanbul Üniversitesi arasında, matbuat işlerindeki birtakım iddialar da, maalesef ,kamuoyunda rahatsızlık yaratmaktadır.

Ayrıca, üniversitelerimize bu kadar yatırım yaptığımıza göre, üniversitelerimizin, sanayinin gelişmesinde faktörü nedir ve sanayiciye ne gibi yardımı olmaktadır; bunlar da, aslında, cevaplanması gereken sorular arasındadır.

Şimdi, üniversite uygulamalarıyla ilgili, öğrencilerin sıkıntısını başörtüsüyle ifade ettikten sonra, maalesef, son yıllarda, üniversitelerimizde, neden dünya çapında bir matematikçinin, neden dünya çapında bir fizikçinin veya kimyacının çıkmadığını insan üzülerek gözlüyor; ama, üniversitelerimizin, artık bilim yapmaktan ziyade, birtakım kafa, yıkama, beyin yıkama operasyonlarında veya kılık kıyafetle, sakalla bıyıkla uğraştıklarını, maalesef, üzülerek görmekteyiz. Bu, yalnız öğrenciler üzerinde değil, üniversitedeki öğretim üyeleri üzerinde de etkisini göstermektedir ve İstanbul Üniversitesinde, değerli birçok bilim adamının üniversiteden ayrıldıklarını görmekteyiz. Hatırlanacağı üzere, bilineceği üzere, üniversitede, ancak bilim adamlarıyla bilim yapılabilir. Bakınız, en son listede, Hukuk Fakültesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çetin Özek, Bülent Tanör -hep, bunlar, anabilim dalı başkanı- Cemal Baki Akal, Murat Orbay, Şefik Dursun, Mesut Parlak, Tahsin Yeşildere ve 20’nin üzerinde profesör İstanbul Üniversitesinden ayrılmışlardır.

Değerli arkadaşlar, YÖK, ayrıca, başlı başına kanunları çiğneyen bir konum içerisindedir. Aslında, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşülürken de, YÖK’le ilgili birtakım görüşlerimizi ifade etme imkânı bulmak istiyorduk. Bugün, Yüksek Öğretim Kurulu, kanunun kendine vermediği hakkı kullanıyor, kamu görevinden ve meslekten çıkarılan öğretim üyelerinin unvanlarını ömür boyunca ellerinden alma gibi iptidaî bir uygulama içerisinde bir yönetmelik yayımlamıştır; yani, üniversiteden şu veya bu sebeple ayrılan bir öğretim görevlisi, sivil hayatında 30 yıl bilime hizmet eden bir profesörün, profesörlük unvanını artık kullanmayı elinden alma gibi bir yanlışın içindedir; ama, memlekette hâkimler vardır, yargı vardır; Danıştay 8 inci Dairesi yürütmeyi durduruyor, YÖK itiraz ediyor, Genel Kurul tekrar yürütmeyi durduruyor ve karar aşamasında.

Ben, burada, üniversitelerin, Sayın Kemal Gürüz’ün babasının çiftliği olmadığını hatırlatmak istiyorum; eğer, kanun varsa herkes için vardır, doğru dürüst iş yapmasını talep ediyorum. (FP ve MHP sıralarından alkışlar) Biraz önce MHP Grubu Başkanvekili arkadaşımızın da ifade ettiği gibi, araba alımına hassasiyet gösteren Meclisimizin, üniversitelerimize daha fazla hassasiyet göstereceğine, geleceğimizin teminatı olan gençlerimize kıymet vermemiz gerektiğine inanıyorum.

Değerli arkadaşlar, şimdi, bu Gürüz’un marifetleri başlığı altında birkaç şey ifade etmek istiyorum. Yani, köyde bir çobana bile 10 tane koyunu teslim ederler, akşam 10 koyunu geri isterler; ama, bakıyorsunuz, adam, yılda bir defa yapılan bir imtihanın soru kitapçığını muhafaza etmekten bile aciz. Bu, eğer, Batı dünyasında, hani, senfoni dinlenen çağdaş dünyada olsaydı, bu insanlar mutlaka o gün görevden alınırdı.

Şimdi, ikinci defa basım yaptırılıyor -dikkat edin- ve bastırılan firma METEKSAN; demin devletten 1,3 trilyon, ücretsiz, karşılıksız para alan üniversiteye bastırılıyor ve ödenen para 8 trilyondur. Ben bu konuyu araştırdım, acaba, üniversitenin, YÖK’ün böyle bir matbaası yok mu diye. Benimle konuşan matbaa yetkilisi, ismini vermeden şu ifadeyi verdi: “Matbaamız en son teknolojik donanıma sahip olup, 1,5 milyon kitapçığı 15 gün içerisinde basabilir.” Kaldı ki, METEKSAN’a 25 günde bastırıldı ve 8 trilyon ödendi.

Şimdi, arkadaşlar, Gürüz denilen bu Beyefendiden kim hesap soracak? (FP sıralarından alkışlar) Şimdi, meydanlarda nutuk atmak kolay; ama, herhalde hesap sormak biraz zor oluyor.

Değerli arkadaşlar, şimdi, ikinci perdede, yolsuzlukta, yabancı bilimsel yayınlara abone olunuyor. Bunun için Esco ve İmformotica adlı firmalara 1,5 milyon dolar ödeniyor. Bu ödenenler karşılığında yayınlar YÖK’e ulaşmıyor ve bugüne kadar da bu araştırma üzerinde durulmuyor; yani, üniversite, almadan ödeme yapıyor. Bunu kim söylüyor; bunu, Sayıştayca incelenen müfettiş raporları söylüyor. Raporlar sumenaltında bekletiliyor.

Değerli arkadaşlar, yine, 28 üniversite için malzeme alımında kullanılmak üzere 66 milyon sterlinlik kredi alınıyor. Ödemesi yapılan bu kredi karşılığı birkısım malzemeler, uzun zaman geçmiş olmasına rağmen halen üniversitelere gelmiyor, birkısmının alımında da piyasa şartlarından beş, on kat fazla fiyat tespit ediliyor.

Değerli arkadaşlar, üçüncü olarak, üniversitelerimizde bilimsel araştırmalar durmuş. Yapılan planlamada, 2000 yılında, 7 000 uzman yetişmesi gerekirken ancak 3 000 uzmanın yetiştiği tespit edilmektedir. Bu da, üniversitelerimizin, defileyle uğraştığını, bilim yerine, ilim yerine, irfan yerine başka işle uğraştıklarını göstermektedir. O bakımdan, ben, yürekli bir hükümetin, yürekli bir cumhurbaşkanının, bu Kemal Gürüz’ü bir hesaba çekmesini, attığı imzayı, bir imzayla geri almasını talep ediyorum. İnşallah, bu konuşmamızı Cumhurbaşkanı da izliyordur.

Değerli arkadaşlar, yolsuzluk ve usulsüzlükte, birtakım faaliyetlerinde başarılı olan Sayın Gürüz’ün personel uygulamalarıyla ilgili, Eğitim-Sen Genel Başkanının bir cümlesini burada size ifade edeceğim: “Yapılan baskıcı tutum, akademik personelin verimsizleşmesine ya da görevlerini bırakmalarına neden olmaktadır. Bu baskılar nedeniyle, YÖK Başkanı görevden alınarak, yargı önüne çıkarılmalıdır.” Buna, öyle zannediyorum ki, hepimiz iştirak ediyoruz.

Bakın, değerli arkadaşlar, bunu söyleyen profesörlerden birinin ismi, -siyasî kanaatleri kendilerine aittir- Prof. Dr. Toktamış Ateş; yani, demek ki, ben, burada, siyasî konuşma yapmıyorum. Bu YÖK’ün bir ele alınması lazım ve gerekirse, YÖK Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlanmalıdır diyorum.

Hepinize saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Candan.

Şahsı adına, madde üzerinde, Erzurum Milletvekili Aslan Polat.

ASLAN POLAT(Erzurum) – Konuşmayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Tokat Milletvekili Bekir Sobacı; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, ben de şahsım adına söz istiyorum.

BAŞKAN – İsimler yazılı; eğer hakkını kullanmayan olursa...

Sayın Sobacı, süreniz 5 dakikadır; buyurun.

BEKİR SOBACI (Tokat) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinize saygılar sunuyorum.

Genel bütçe ve katma bütçeli kuruluşların dernek, vakıf ve benzeri kuruluşlara yapacağı yardımları düzenleyen madde üzerinde şahsî görüşlerimi açıklamak istiyorum.

21 inci Yüzyıl, sivil toplumun egemen olduğu bir yüzyıl olacak. 21 inci Dönem Parlamentomuzun da, inşallah, Türkiye’yi, sivil toplumların aydınlattığı bir toplum ve devlet haline getirme noktasında etkin olmasını temenni ediyorum.

Türkiye, maalesef, çok şanssız bir süreçten geçiyor son üç yılda. Devlet, laik bir devlettir ve görevi, kültürü zenginleştirmek, inancı zenginleştirmek ve toplumu zenginleştirmek olmalıdır.

Bugün, Amerika’nın, NCO denilen sivil kuruluşlarının, Kuzey Irak’ta yaptığı görev, devletin yaptığı görevden daha etkin olmuştur; ama, biz, bundan ibret alıp, kendi sivil kuruluşlarımızı güçlendireceğimize, IHH gibi uluslararası yardım kuruluşlarının temsilcilerini Türkiye’de 15 gün gözaltında tuttuk; Kızılay’ın ve devletin yapamadığını yapan bu kuruluşları sorguya çektik. Evet, Türkiye bir çelişkiler ülkesi. Bu noktada şunu ifade etmek istiyorum: Siyasî partiler, temsil açısından, elbette, bütün toplum kesimlerini temsil eder. İşte, bu noktada din istismarından bahsetmek, mezhepçilikten bahsetmek bu Parlamentoya ve Türkiye’ye yakışmaz; bunlar bizim zenginliklerimizdir.

Şimdi, Türkiye’de üç yıldır yaşanan süreçte geldiğimiz noktada, birtakım raporlar açıklanıyor, ondan sonra geri adım atılıyor; hiç manası yok bunun; isterse, o rapor yazılmamış olsun; ama, Türkiye’de de facto (fiilî durum), inançtan kaynaklanan yaşama biçimlerinin baskı altına alındığıdır, buna kimse itiraz edemez, yaşıyoruz bunu.

Bir Yahudi düşünür “Tevrat bize 2 000 yıl portatif vatanlık yaptı” diyor. Evet, bir vatana sahip olmanın bir anlamı yok, eğer, toplumu parçalarsanız, kültürleri parçalar ve çatıştırırsanız elinizdeki vatan gider; ama, bir Yahudi topluluğu dünyada 2 000 yıl Tevrat’a sarılarak sonunda devletini kurmuştur. Biz ne yapıyoruz bugün; buralarda, maalesef, bugün de oldu, birbirimizi bu şekilde itham etmekten vazgeçeceğiz.

Ben, altmış yıldır, Alevî kültüre mensup insanlarla ticaret yapan bir ailenin çocuğuyum. Bağlandıkları zaman tam bağlanan ve saf yapılarıyla ülkemizin zenginliğidir. Elbette, tarihsel süreç içerisinde baskı altında kaldılar, Safevi ve Osmanlı çatışmasında; ama, baskının ve yasaklamanın olduğu yerde yanlış tanıma vardır ve maalesef, bu kesim üzerine, en üst düzeydeki arkadaşlarımız tarafından bile yanlış açıklamalar yapılmıştır; buna bir son vermek zorundayız. Aslında, Türkiye’de, sistem de kasıtlı kullandı resmî ideolojiyi. Alevîliğin kökünde Caferi anlayışı, Şiî anlayışı var ve bu, statükoya, zulme karşı çıkan bir anlayıştır; ama, gelin, görün, Türkiye’de bu kesim statükonun bekçisi haline getirilmiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yok kardeşim, statükocu değiliz.

BEKİR SOBACI (Devamla) – Burada üzülerek ifade etmek istiyorum; siyasî plasiyerlerin, bu kesim üzerinden ellerini çekmesi lazım, siyasete alet etmememiz lazım.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sen, daha, Alevîyi anlamamışsın...

Sayın Başkan, maddeyle ne ilgisi var? Bunları biz söylesek susturursunuz.

BEKİR SOBACI (Devamla) – Değerli arkadaşlar, işte bu noktada, Türkiye’de yaşadığımız şansızlığın belirtisi olarak şunu ifade etmek istiyorum; Türkiye’de hâkim ideoloji, ideolojik tabu ve dogmaları, toplumun on asırda oluşan kutsalları yerine ikame etme gibi bir gayrete düşmüştür ve bu da toplumda çatışma ve gerginliğe yol açmaktadır. Türkiye, maalesef, anlayış olarak, konjonktürel tedbir, düzenleme ve söylemleri tabu haline getirip...

BAŞKAN – Sayın Sobacı, bir dakika...

Bütçe Kanununu görüşüyoruz. Lütfen, madde üzerinde konuşun, çok rica ediyorum.

BEKİR SOBACI (Devamla) – Ben çok yapıcı konuştuğumu düşünüyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Konuşmanız yapıcı olabilir de, konuyla ilgili değil.

BEKİR SOBACI (Devamla) – Elbette... Yani, bir konunun küllinden bahsederken cüzünden de bahsedilir diye düşünüyorum Sayın Başkanım.

İşte, bu noktada; yani, ideolojik tabu ve dogmaları, kutsalları yerine ikame etme gibi bir gayretin ülkeye zarar verdiğini düşünüyorum. Bundan da vazgeçmek zorundayız.

Bir örnekle açıklamak istiyorum ve sözlerimi tamamlayacağım; Türkiye’de Şeb-i Aruzu, Mevlâna törenlerini devlet töreni haline getirdik, çok güzel bir şey; Hacı Bektaşı Velî’yi anma törenlerini devlet töreni yaptık, çok güzel; Yunus Emre’yi anıyoruz, Osmanlının 700 üncü kuruluşunu anıyoruz. Bunlar aynı güftenin değişik besteleridir arkadaşlar. Bunlardan da endişe duymaya hiç gerek yok; ama, bunları kutlarken, öbür tarafta Tekke ve Zaviyeler Kanunu karşımızda duruyor. Bu çelişkiden Türkiye kurtulmalıdır diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Şahsı adına, Konya Milletvekili Veysel Candan?..

VEYSEL CANDAN (Konya) – Konuşmayacağım.

BAŞKAN – Kocaeli Milletvekili Ahmet Arkan, buyurun efendim.

Süreniz 5 dakikadır.

AHMET ARKAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ekonomik özgürlüğü olmayan ülkelerin bağımsızlık iddiası boş bir iddiadır. Ekonomik özgürlüğün göstergelerinden birisi de, dışticaret dengeleridir. Döviz kazandırıcı hizmetlerden daha önemli olan bir gerçek vardır; o da, kazanılan dövizlerin israf edilmemesi, doğru kullanılmasıdır.

Taşıt araçlarının, gerek ekonomik ömürlerinde, gerek ülke bütçemize etkilerinde bazı hususları, sizlere ifade etme ihtiyacını duydum. Bir taşıt aracının ilk alım maliyeti 1 ise, ekonomik ömrü boyunca o araçla ilgili giderler, bu araçların karekterlerine göre 5 ilâ 8 katlık bir rakam ortaya koyar; yani, ilk alım maliyetlerinin, ekonomik ömür boyunca 6 ilâ 8 kat bir maliyet taşıdığını bu sektörün içinde olanlar bilir.

Zira, otuzbeş yıllık otomotiv sanayicisiyim, Otomotiv Yan Sanayi Derneğinin onbir yıl başkanlığını, onsekiz yıl yönetim kurulu üyeliğini yaptım. Milletvekili seçilmeden önce de Otomotiv Sektör Kurul Başkanıydım.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, arkadaşımız İktidar partisi milletvekili. Bunun, bu olayla ne ilgisi vardır?.. Siz, ikaz etmezseniz, herkes, burada, istediği gibi konuşur; lütfen, ikaz edin efendim.

AHMET ARKAN (Devamla) – Sayın Kamer Genç, izah ediyorum, bütçe üzerinde konuşuyorum, rakamlar söylüyorum efendim.

Bir taşıt aracının yerli sayılabilmesi için, dünyanın çeşitli ülkelerinde, çeşitli tarifleri vardır. Amerika’da bu yüzde 75’tir, Avrupa ülkelerinde yüzde 70’tir; uygulama budur. Kâğıt üzerinde farklı şey görülebilir; ancak, bu dar zamanda, tüm bunların, ülkemiz gerçeğinde, yüzde 40 olarak sayılmasının yarattığı tablodan çok minik bir kesit vereceğim :

Değerli milletvekilleri, 1997 yılında, Türkiye, 50 milyar dolara yaklaşan ithalatının içinde, otomotiv sektörüyle ilgili, gerek komple araca, gerek yedek parçaya, rakam itibariyle 5,5 milyar dolar döviz ödemiştir. İhracatı ise 1,5 milyar dolardır.

Aynı dönemde, yüzde 56 yüzde 58 gibi görünen ihracatın, ithalatı karşılama oranına baktığımız zaman, oradaki zafiyetten daha büyük bir zafiyeti siz, bu sektörde görürsünüz; yüzde 33’lerdedir.

Değerli milletvekilleri, dünyada sanayiini korumayan hiçbir ülke yoktur. Ancak, sanayii korumak, piyasa ekonomisini disiplin içinde uygulamakla mümkündür. Benim, birkaç madde önce verdiğim önergenin, tümüyle sanayici kimliğimle verilmiş olduğunu; ve ekonominin yangın içinde olduğu bir Türkiye’de, tümü yan sanayi olarak KOBİ olan otomotiv yan sanayicilerinin bir moral alması için bu önergeyi getirdiğimi bilmenizi isterim.

Değerli arkadaşlarım, niye bu önergeyi verdim, onun, ikinci bir nedeni vardı; günlerdir izlediğimiz, katıldığımız bu çalışmalarda, tüm siyasî partiler, her konuşmada, her vesileyle KOBİ’leri desteklediklerini ifade ettiler. Belki de, o sanayici damarımı kabartan, kendim de, KOBİ sahibi bir sanayici olarak, beni bu önergeyi vermeye iten ana neden bu idi. Tabiî, takdir Yüce Meclisindir. Hele hele, bugün, bunun, Türkiye’nin bir bütünlük ve bir uzlaşma içinde siyasî istikrara ihtiyaç duyduğu bir dönemde, bir siyasî spekülasyon malzemesi olmasını, tüm KOBİ’ler kaybolsa da gönlüm arzu etmez. (DSP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, burada bir şeyin daha altını çizerek sözlerimi bitirmek istiyorum. Lütfen, şu Meclis çatısı altında muhalefet iktidar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Arkan.

AHMET ARKAN (Devamla) – Ben teşekkür ederim efendim. (DSP sıralarından alkışar)

BAŞKAN – Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Bütçe Uygulamasına İlişkin Hükümler

Bölüm düzeni ve deyimler

MADDE 16. – Gider cetvelinin bölümleri, program bütçe uygulamasında programlar şeklinde düzenlenir. Programlar altprogramlara, altprogramlar da hizmetlerin veya harcamaların niteliğine uygun ödenek türlerine göre faaliyet veya projelere ayrılır. Her faaliyet veya proje gerekli sayıda harcama kaleminden oluşur.

1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile diğer kanunlarda ve bu Kanunda yer alan;

a) “Fasıl ve bölüm” deyimleri bütçe sınıflandırmasında, “Program”ı,

b) “Kesim” deyimi “Altprogram”ı,

c) “Madde” deyimi, harcama kalemlerini de kapsayacak şekilde “Faaliyet” veya “proje”yi,

d)“Tertip” deyimi, hizmet veya harcamanın yapılacağı program, altprogram, ödenek türü, faaliyet-proje ve harcama kalemi bileşimini,

e) “Harcama kalemi” deyimi, (A) işaretli cetvelde yer alan ödeneklerin 100, 200...900 düzeyindeki ayrımını,

f) “Ayrıntı kodu” deyimi, harcama kaleminde yer alan ödenekler esas alınarak tahakkuk ettirilecek giderlerin (R) işaretli cetvelde belirtildiği üzere Devlet Muhasebesi kayıtlarında gösterileceği alt ayırımı (bu ayrıma Kesinhesap Kanunu tasarılarında da yer verilir.)

g) Borç ödemeleri yönünden “ilgili hizmet tertibi” deyimi, (Personel giderlerine ait harcama kalemlerindeki ödenek bakiyeleri yalnızca personel giderleri borçlarına karşılık gösterilmek şartıyla) hizmet veya harcamanın ait olduğu programı,

İfade eder.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?..

KAMER GENÇ (Tunceli) – Şahsım adına söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Genç.

Süreniz 5 dakika efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bundan önceki bütçe müzakerelerinde, bu gibi maddeler üzerinde pek söz alınmazdı; ama, görüyorum ki, burada, usuldışı tartışmalar açılıyor. Mesela, 15 inci maddede, gelir ve katma bütçeli idarelerden derneklere yapılan yardımların denetlenmesi vardı. Arkadaşlarımız çıktılar, hiç konuyla ilgisi olmayan konuşmalar yaptılar ve Sayın Başkan da, müdahale etmedi.

Aslında, burada çok önemli şeyler vardı; mesela “bir hastane, ihale yapıyor, derneğe, ihaleyi verdiği müteahhitten bağış alıyor; bu, çok var; kaymakamlar alıyor, valiler alıyor ve bunların da, denetimi, maalesef, olmuyor, Maliye Bakanlığı da, bu konuda denetim yapmıyor” diyor.

Ayrıca, başörtüsünden bahsedildi. Ben, daha önceki bir konuşmamda da söyledim; bakın, Anayasa Mahkemesi karar vermiş, diyor ki: “Resmî dairelerde ve öğretim kurumlarında başörtüsünü savunmak, ayrı dinde ve aynı dinde olanlar arasında ayırım yaratır; bu da laikliğe aykırıdır” Anayasa Mahkemesi, Anayasada laiklik ilkesini kaldırmadıkça veya bu Anayasa Mahkemesini kapatmadıktan sonra bunları burada konuşmak fuzulidir. Ama, burada bir cümle beni çok yaraladı, bir arkadaşımız “Alevî toplumu statükonun bekçisidir” dedi... (FP sıralarından gürültüler)

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – “Sistem” dedi, “Alevîler” demedi.

KAMER GENÇ (Devamla) – Arkadaşlar, burada tanımadığımız insanlar hakkında herhangi bir beyanda bulunmayalım. Aslında, siz statükocusunuz; Alevî toplumu çağdaş bir toplumdur. Ben, Alevî-Sünnî ayırımı da yapmak istemiyorum; hepimiz insanız, insanlığımızla övünelim. Birinci derecede, laik Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatandaşlığıyla övünüyorum; ikinci derecede de insan olduğumla övünüyorum. Onun altındaki alt kimlikler önemli değildir. (DSP ve MHP sıralarından alkışlar) Bunları bırakalım arkadaşlar. Burada çıkıp da bir toplumu...

Bakın, geçen gün bu salonda birisi çıkıp diyor ki... Hazreti Peygamberimize ve dinimize laf uzatan bir rapordan bahsedildi. Bazı Fazilet Partili arkadaşlar diyorlar ki: Ordu içindeki Alevî generaller bunları hazırlamış. Bakın değerli milletvekilleri...(FP sıralarından gürültüler)

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Kim diyor onu, ismini ver?

KAMER GENÇ (Devamla) – Hayır, hayır... Ben...

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Kim dedi, ismini ver?

KAMER GENÇ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, isimlerini veririm, şimdi vereceğim.

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – İftira atma, ismini ver.

KAMER GENÇ (Devamla) – Bakın, Kahramanmaraş’ta ve Çorum’da insanlar katledilirken “Alevîler cami yakmış” denildi. Bakın, bu oyunlara gelmeyelim. Hepimiz kardeşiz; bu memlekette barışı sağlayacağız. Lütfen, bu salonda görev yapan insanlar... (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar) Böyle, kendilerinden menkul olmayan, gücü olmayan, bilgisi olmayan, basireti olmayan insanlar, çıkıp da bu memlekette kargaşa yaratmasınlar. Hepimiz bu memleketin onurlu vatandaşlarıyız, kardeşiz, dostuz. (DSP, MHP ve FP sıralarından alkışlar) Bu memleketi dış devletlere karşı savunmak için aramızda barış olacak. Yani, yarın yabancı bir devlete karşı savaşırken, benim yanımdaki arkadaşımın beni arkamdan vuracağı konusunda şüphem olmaması lazım. Şüphemizin olmaması için de birbirimize güvenmemiz lazım. Lütfen, birbirimize güvenelim arkadaşlar. (DSP ve MHP sıralarından alkışlar ) Birbirimizi kötülemeyelim ve burada, çıkıp da basit ve ucuz politika yapmayalım. Dini bırakalım. Din kutsal bir varlıktır. Dinin dışında...

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Siz de bırakın.

KAMER GENÇ (Devamla) – Artık, 21 inci Yüzyıla göre, kafalarımızı biraz geliştirelim. Yani, dinle, bu memleket... (DSP ve MHP sıralarından alkışlar) Din, bir kural koymuş; bu kuralları, her gün burada dile getirmeyelim. Yazıktır bu memleketin Meclisine. Rica ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Bağlı cetveller

MADDE 17. – Bu Kanuna ekli cetveller aşağıda gösterilmiştir :

a) Bu Kanunun 1 inci maddesi ile verilen ödeneğin dağılımı “A” işaretli,

b) Özel hükümlerine göre 1999 Malî Yılında tahsiline devam olunacak Devlet gelirleri “B” işaretli,

c) Devlet gelirlerinin dayandığı temel hükümler “C” işaretli,

d) Kanunlar ve kararnamelerle bağlanmış vatanî hizmet aylıkları “Ç” işaretli,

e) Bütçe kapsamına alınan fonlar “F” işaretli,

f) Gelecek yıllara geçici yüklenmelere girişmeye yetki veren kanunlar “G” işaretli,

g) 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri uyarınca verilecek gündelik ve tazminat miktarları “H”işaretli,

h) Çeşitli kanunlara göre bütçe kanunlarında gösterilmesi gereken parasal sınırlar “İ” işaretli,

i) Ek ders, konferans ve fazla çalışma ücretleri ile diğer ücret ödemelerinin miktarı “K” işaretli,

j) Kurumların mevcut lojman, sosyal tesis, telefon, faks ve kadro sayıları “l” işaretli,

k) 2698 sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Okul Pansiyonları Kanununun 3 üncü maddesi gereğince Millî Eğitim Bakanlığı tarafından idare edilecek okul pansiyonları ile Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık okulları öğrencilerinden alınacak pansiyon ücretleri “M” işaretli,

ı) 3634 sayılı Millî Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu uyarınca; millî müdafaa mükellefiyeti yoluyla alınacak;

1. Hayvanların alım değerleri “O” işaretli,

2. Motorlu taşıtların ortalama alım değerleri ile günlük kira bedelleri “P” işaretli,

m) Harcamalara ilişkin formül “R” işaretli,

n) Kurumların sahip oldukları taşıtlar ve 1999 yılında Taşıt Kanunu uyarınca satın alacakları taşıtların cinsi, adedi, hangi hizmetlerde kullanılacağı ve azamî satın alma bedelleri “T” işaretli,

Cetvellerde gösterilmiştir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Okunan 17 nci maddeyi, cetvelleriyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

18 inci maddeyi okutuyorum:

Yeni tertip, harcama ve gelir kalemleri açılması

MADDE 18. – Maliye Bakanı;

a)İlgili mevzuatına göre, yılı içinde 1999 Yılı Yatırım Programına alınan projeler için (2) ödenek türü altında, hizmetin gerektirdiği hallerde de (3) ödenek türü altında yeni tertipler veya (A) işaretli cetvelin bütünü içinde yeni faaliyet ve harcama kalemleri açmaya,

b) Gerektiğinde (B)işaretli cetvelde yeni bölüm, kesim ve madde kalemleri açmaya,

c) 25.6.1992 tarih ve 3824 sayılı Kanunla kaldırılan vergi ve resimler nedeniyle, Toplu Konut Fonu adına gümrüklerce ithal sırasında tahsil edilecek miktarlardan gelir kaydedilecek oranı tespite ve bu tutarı tahsilatı yapan gümrük saymanlarına (B) cetvelinde açılan tertibe gelir kaydettirmeye ve Toplu Konut Fonuna aktarılacak tutarlar ile gelir kaydedilecek tutarlara ilişkin uygulama ile ilgili usul ve esasları belirlemeye,

Yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Aktarma

MADDE 19. – Maliye Bakanı;

a)Münhasıran “100-Personel giderleri” harcama kalemindeki ödeneklerle ilgili olarak, aynı kuruluş bütçesi içinde programlar arası aktarma yapmaya,

b)Kuruluş bütçelerinin “100-Personel giderleri” harcama kalemindeki ödenekler ile Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-351-900) tertibindeki ödeneklerden gerekli görülen tutarları Maliye Bakanlığı bütçesinde yer alan yedek ödenek tertibine aktarmaya,

c) Hizmeti yaptıracak olan kuruluşun isteği üzerine bütçesinden, malî yıl içinde hizmeti yürütecek olan daire veya idarenin bütçesine, gerektiğinde Hazine yardımı ile ilişkilendirilmek suretiyle ödenek aktarmaya ve bu konuda gerekli işlemleri yapmaya,

d) Millî Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı arasında cari yıl içinde yapılan hizmetlerin bedellerini karşılamak amacı ile varılacak mutabakat üzerine, ilgili bütçelerin program, altprogram, faaliyet ve projeleri arasında karşılıklı aktarma yapmaya,

e) “1999 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar”a uygun olarak yıllık programda yapılacak değişiklikler gereği, değişiklik konusu projelere ait ödenekleri ilgili kuruluşların bütçeleri arasında aktarmaya,

f) Yukarıda (d) bendinde belirtilen bütçelerde yer alan Silahlı Kuvvetlerin tek merkezden yönetilmesi gereken ikmal ve tedarik hizmetleri ile bir programa ait bir hizmetin diğer bir program tarafından yürütülmesi halinde ödeneği ilgili program, altprogram, faaliyet veya projeler arasında karşılıklı olarak aktarmaya,

g) Mevcut üniversitelerden yeni açılacak üniversitelere intikal eden enstitü, fakülte ve yüksekokulların bütçelerinde yer alan ödenekleri, bu enstitü, fakülte ve yüksekokulların bağlandığı üniversite bütçelerine aktarmaya,

h)Kamu kurum ve kuruluşlarının yeniden teşkilatlanması sonucu, bütçe kanunlarının uygulanması ve kesinhesapların hazırlanması ile ilgili olarak gerekli görülen her türlü bütçe işlemlerini ve düzenlemeleri yapmaya,

Yetkilidir.

Malî yıl içinde diğer bir daireye veya idareye aktarılan ödeneklerle ilgili hizmetin yürütülmesinden bütçesine aktarma yapılan daire veya idare görevlidir.

Genel ve katma bütçeli kuruluşların kamulaştırma ve bina satın alımları ile ilgili tertiplerine aktarma yapılamaz. Ancak; liman, hava meydanı, demiryolu, tünel ve köprü projeleri nedeniyle yapılacak kamulaştırmalar ile üniversitelerin eğitim-öğretim projeleri için kuruluş bütçesinde tefrik edilmiş olan toplam kamulaştırma ödeneklerinin %50’sine, diğer kamulaştırma ve satın almalar için de %25’ine kadar olan ödenek eksiklikleri Maliye Bakanlığı bütçesinin yedek ödenek tertibinden karşılanabilir.

İdarelerin kamulaştırma ve bina satın almak amacıyla bütçelerinde yer alan ödenekler kamu iktisadî teşebbüslerinden gayrimenkul satın alınmasında kullanılamaz. Ancak bu hüküm doğrudan eğitim ve öğretime tahsis edilmesi şartıyla Millî Eğitim Bakanlığı ve üniversiteler bakımından uygulanmaz.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Posta giderleri

MADDE 20. – Yargı organlarınca yargılamanın seyri ve sonuçları ile ilgili olarak gerek görülen posta giderleri ve vergi dairelerinin vergi tebliğlerine ilişkin posta giderleri için bütçede öngörülen ödenekler yetmediği takdirde, bu giderlerle ilgili ilave olarak harcanmasına gerek görülecek tutarı ödetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu suretle ortaya çıkacak ödenek farkı gider kesinhesabında ayrıca gösterilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Geçen yıllar borçları

MADDE 21. – Malî yılın sonuna kadar ödenemediği gibi emanet hesabına da alınamayan ve 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 93 üncü maddesine göre zaman aşımına uğramamış bulunan geçen yıllar borçlarına ait ödemeler aşağıdaki ilkelere göre yapılır.

a) Yılları bütçelerinin (1) ödenek türü itibariyle, “100-Personel Giderleri”ne ait harcama kalemlerinden doğan borçlar, “Personel Giderleri Geçen Yıllar Borçları” faaliyetinden ödenir.

b) (a) bendinde yazılı olanlar dışındaki harcama kalemlerinden doğan borçlar, borcun doğduğu tertibin ödenek türü dikkate alınarak;

1. Diğer cari giderlerden doğan borçlar, “Diğer Cari Giderler Geçen Yıllar Borçları”,

2. Yatırım hizmetlerinden doğan borçlar, “Yatırım Giderleri Geçen Yıllar Borçları”,

3. Transfer tertipleri ile ilgili olarak doğan borçlar, “Transfer Giderleri Geçen Yıllar Borçları”,

Faaliyetlerinden ödenir.

Bu faaliyetlerdeki ödeneklerin yetmemesi halinde (100-Personel giderleri dışında kalan) aynı veya diğer hizmet tertiplerindeki ödeneklerden bu faaliyetlere aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

4306 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin uygulanması

MADDE 22. – 16.8.1997 tarih ve 4306 sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesi gereğince bütçede öngörülen gelirlerin gerçekleşen tutarlarını, bu amaçla Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine konulan ödeneklerden kullandırmaya, ödeneğini aşan gelir tahsilatları karşılığında ilgili tertibe ödenek eklemeye yılı içinde harcanmayan ödenekleri, ertesi yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydetmeye, bu hükümler çerçevesinde yapılacak işlemlere ilişkin esas ve usulleri belirlemeye, Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Savunma sanayii destekleme fonu

MADDE 23. – a) Türk Silahlı Kuvvetlerine stratejik hedef planı uyarınca temini gerekli modern silah, araç ve gereçler ile gerçekleştirilecek savunma ve NATO altyapı yatırımları için malî yıl içinde yapılacak harcamalar, 7.11.1985 tarih ve 3238 sayılı Kanunla kurulan Savunma Sanayii Destekleme Fonunun kaynakları, bu amaçla bütçeye konulan ödenekler ve diğer aynî ve nakdî imkânlar birlikte değerlendirilmek suretiyle Savunma Sanayii İcra Komitesince tespit edilecek esaslar dairesinde karşılanır.

b)Millî Savunma ve İçişleri Bakanlığına (Jandarma Genel komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı) bütçe ile tahsis edilen mevcut ödeneklerden yukarıdaki fıkra gereğince tespit edilecek miktarları Savunma Sanayii Destekleme Fonuna ödemeye Millî Savunma ve İçişleri Bakanları yetkilidir.

c) Savunma Sanayii Destekleme Fonundan Hazineye yatırılacak paraları bir yandan bütçeye gelir, diğer yandan Millî Savunma Bakanlığı bütçesinin ilgili tertiplerine ödenek kaydetmeye ve geçen yıllar ödenek bakiyelerini devretmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Tokat Milletvekili Bekir Sobacı; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır.

FP GRUBU ADINA BEKİR SOBACI (Tokat) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Buradaki konuşmalarımızın amacı vakit kaybetmek ya da Plan ve Bütçe Komisyonundan Genel Kurula inen 1999 bütçesini engellemek değildir ve burada yapılan açıklamalarda, ülkemize katkı sağlamak ve doğruyu yakalamak açısındandır. Burada, kalkıp, son rapor furyasında Fazilet Partisini suçlamak, yeni bir iftiradır; başka hiçbir şey değildir. O raporun kaynağının -henüz açıklanmadı- neresi olduğu da belli değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri de zaten bunu reddetmiştir. Açıklama noktasında ihtiyaç hissettim.

Madde 23 “Savunma Sanayii Dektekleme Fonu” adı altında, Millî Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı) bütçeyle tahsis edilen ödeneklerden aktarmayı da öngörüyor. Elbette, bir ülkenin en önemli unsurlarından biri savunma sanayiidir ve 1985 yılında kurulan bu fon, vatandaşlarımızdan ve değişik kaynaklardan kesilen kesintilerle hayırlı hizmetlere, birtakım yatırımlara vesile olmuştur; ama, yeterli midir, değil midir; bu noktada bazı görüşlerimi ifade etmek istiyorum. Elbette, Türk Silahlı Kuvvetlerinin stratejik hedef planı doğrultusunda, Türkiye, 2025 yılına kadar 150 milyar dolarlık savunma sanayii mamulü ve silah alımını deklare etmiştir. Arkadaşlar, bu, çok büyük bir rakamdır. İşte, bunu deklare etmek, 2025 yılına kadar, bu savunma sanayii ve silah alımını açıklamak, Türkiye’ye bir şey kazandırmıyor. Toplum ve devlet olarak, millet olarak bize düşen görev, çağdaş savunma gereçlerini ülkemize kazandırmaktır.

Dünya ülkelerinde, uluslararası camiada bizden çok daha geri seviyelerde olan ülkeler, maalesef, bu konuda bizi geçmiştir. Bir Kuzey Kore, uluslararası, kıtalararası füzelerde, uzun menzilli füzelerde ve nükleer teknolojide bizi geri bıraktı. Sekiz yıllık Irak-İran Savaşında bütün kaynaklarını tüketen İran, devrimden sonra bugün, 1 500-2 000 kilometrelik, 3 000 kilometreye varan birtakım uzun menzilli füze çalışmalarında muvaffak olmuştur; ama, biz, hâlâ 11,7; 12 milimetrelik piyade tüfeği mermisini, maalesef, dışarıda imal ettirmek gibi bir şanssızlığı yaşıyoruz. Geçen aylarda Resmî Gazetede gözüme çarptı; inanın, 12 milimetrelik piyade tüfeği mermisinin imalatını, ihaleyle dışarıda yaptırıyoruz. Bugün, Türkiye, bu noktada, silah alımlarında, yüzde 80 dışarıya bağımlıdır arkadaşlar. İşte, bu şanssızlığı, bu sıkıntıyı, Türkiye aşmak zorundadır ve ben, uluslararası silah kartellerinin, 150 milyar dolarlık bir rakamdan sonra, Türkiye üzerinde daha ciddî lobi çalışmaları ve oyunlara gireceğini düşünüyorum. Burada, yine ifade etmek istiyorum ki, Savunma Sanayii Destekleme Fonunu kurmak marifet değil, birtakım kurumları oluşturmak marifet değil, onları verimli hale getirmektir asıl marifet. Atatürk’ün, cumhuriyetle yaşıt olan Türk Hava Kurumunu kurduğu zaman,maksat ve amaç “istikbal göklerdedir” işareti doğrultusunda Türkiye’de bir havacılık sanayiini, uçak sanayiini geliştirmektir; ama, bugün, Türk Hava Kurumu halkın nazarında nedir; sosyete çocuklarına planör ve paraşüt eğitimi veren bir kurumdur. Ondan sonra, gelsin kurban derilerini zorla bu kuruma verdirme dayatmaları; tutmaz, tutmadı da... Onun için, kurumları yıpratmanın bir anlamı yok. Türkiye’de, vatandaş, gerekirse ceketini satar verir.

Kıbrıs çıkarmasında, biz, bir yanlış haberleşme sonucu bir muhribimizi kaybettik. Bu millet, açılan kampanyada, bugünkü paralarla trilyonları topladı ve ASELSAN gibi çok değerli teknoloji üreten, lisans satan bir kuruluşu ülkemize kazandırdı. Yeter ki, devlet millet kaynaşmasını sağlayalım, çok daha güzel çalışmaları ve meyveleri bu toplum oluşturur. Buna kanaatimizin tam olması lazım, milletimize de güvenmemiz lazım; ama, ödedikleri verginin kendisine hizmet olarak döndüğünü, vatanın savunmasına ana unsur olacak yatırımlara harcandığını gördüğü zaman, canını veren bu millet, parasını da verir arkadaşlar.

İşte, bu noktada, maalesef, Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonu açısından tank ihaleleri yapılıyor; belki, biz, Türkiye’de yapabilirdik ve yapılacağına inanıyorum. Türkiye’de, bugün, yetişmiş insangücü noktasında beyin göçünü önlediğimiz zaman, en iyi silah sistemlerini NASA’da, Amerika’da geliştiren insanlarımız, bizim insanımız, bunu Türkiye’de geliştirmez mi; elbette geliştirir; ama, o imkânları, bu memlekette, kendi ülkemizde sağlamamız lazım. Eğer, siz, Türkiye’de dışarıdan döviz getiren, para getiren kuruluşları yeşil sermaye, kırmızı sermaye diye ayırırsanız, bu ülkeye para gelmez. Kim kaybeder; biz kaybederiz.

Örnek vermek istiyorum; Petlas bugün özelleştirildi, bir holding aldı; Türkiye’de Hava Kuvvetlerine uçak lastiği veriyor. İthal edilen lastiği, döviz kaybını önleyerek, bu kuruluşumuz veriyor; ama, gelin görün, Kombassanın -isim veriyorum- 45 milyon markını, 55 inci hükümet, aylarca, senelere yakın elinde tutmuştur ve o firmaya iade etmemiştir; yazık değil mi?

Bugün, Türkiye’de yap-işlet-devret diyoruz; Türkiye, bir proje stoku ülkesi. Bu hükümetten şunu istirham ediyorum: Bu savunma sanayii dahil entegre projelerde parçalara bölerek bu kuruluşları çağıralım “gelin arkadaşlar, siz, şu projenin şu bölümünü geçekleştirebilir misiniz” diye önüne koyalım ve göreceksiniz, milyarlarca markı, Avrupa’dan Türkiye’ye kazandıracaktır bu kuruluşlar; biz kazanacağız sonuçta.

Değerli arkadaşlar, Türkiye’de kırmızı sermaye yeşil sermaye gibi ayırımlar çok uzun amaçlı bir gayretin ve niyetin eseridir. Bakın, biz, millî mücadelede, Anadolu’da başlayan millî mücadelede maddî desteği, Levanten sermaye değil, Anadolunun gariban insanları sağladı. Allah bir daha bu memlekete bir seferberlik yaşatmasın; ama, tarih çizgisinde, kader çizgisinde ne var bilemeyiz. Onun için, Anadolu’nun kuvvetlenmesi lazım. Anadolu sermayesinden ürken bir kesim var ve bütün bunların da arkasında, işte, bölüşüm kavgasını gizlemek için de irtica yaygaralarından tutun sürekli toplumu gergin halde tutarak soygunu örtmenin çalışmaları yapılıyor.

Bunun arkasında da aslında şu var: Elbette, bir ülkede, Türkiye’de olduğu gibi, dünya ülkelerinde de bir ekip gelir, bir ekol gelir, iddialarla gelir “ülkeyi kalkındıracağız”der, “çağdaşlaştıracağız” der; olmuştur; ama, başarısız olmuştur önemli değil, olabilir. Türkiye’de de, aslında, bugün, ülkemiz uluslararası camiada, insanlık camiasında başımızı öne eğen ekonomik, sosyokültürel ve siyasî bir noktadayız. Sonuçları itibariyle, ülkemizin, bugün bulunduğu çizgiyi iddia sahipleri savunamıyor, savunamaz bir noktaya getirdiler. İşte, bu başarısızlıklarını örtme noktasında da, başarılı olan siyasî partileri ve kadroları kötülemenin ve önünü kesmenin çalışmalarını yapıyorlar; ama, ülkeye de zarar veriyorlar.

İtiraf etmek lazım, başarısızlıklar da itiraf edilir; itiraf, insanı alçatmaz, yüceltir. İtiraf etmeyenler sadece müstekbirler olmuştur, faşist diktatörler olmuştur, itiraftan kaçınmışlardır; ama, onlar da itiraf etmiştir. Firavun Kızıldenizde boğulurken itiraf etti, faşist liderler intihar ederken itiraf ettiler; ama, ülkelerini de yıkıma götürdüler. Onun için, yine diyorum ben; Türkiye, hepimiz için bir görev... Devlet dahil sistem dahil siyasî partiler dahil bir tashih dönemine, bir düzeltme dönemine girmeliyiz diyorum. İşte bu noktada, Savunma Sanayii Destekleme Fonunun daha aktif hale gelmesi ve yetişmiş insan gücümüzü de kullanarak dışa bağımlı olmaktan savunma sanayiinde kurtulmalıyız diye ifade ediyorum ve bu aradada, gönlüm arzu ediyor ki, bütün kuruluşların bu noktada seferber olması lazım.

Bir OYAK -Ordu Yardımlaşma Kurumu- subay ve astsubaylarımızın değerli katkılarıyla oluştu. Şunu temenni ediyorum; keşke, OYAK, savunma sanayiine girseydi, sigortacılıkla uğraşacağına, ciddî yatırımlarda öncülük etseydi. Ordumuzdan emekli olan çok değerli generallerimiz, subaylarımız da o kuruluşların yönetim kurullarında sigortacılıktan çok, gerçekten, ülke savunmasında daha faydalı olacaklar ve verimli kuruluşlar ortaya çıkacaktır diye inanıyorum. Bunun örneği -tekrar etmek istiyorum- ASELSAN’dır.

İşte, bu temennilerle, inşallah, savunma sanayiinin ülkemizde gelişmesini diliyor, milletimizin de bu noktada fedakârlığa hazır olduğunu ifade etmek istiyor, saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Madde üzerinde, şahsı adına, Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Vazgeçiyorum Sayın Başkan.

Şahsı adına, Konya Milletvekili Sayın Hüseyin Arı; buyurun efendim.

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

HÜSEYİN ARI (Konya) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; ben de aynı madde üzerinde şahsım adına konuşmak üzere söz aldım; hepinize, saygılar sunarım.

Değerli arkadaşlarım, bu ülke, bir acı gün geçirmiştir Kıbrıs Harekâtında; âdeta, gururu rencide edilmiş, onuruyla oynanmıştır. Hepiniz hatırlarsınız, Kıbrıs Harekâtı esnasında ve harekât sonrasında Amerika Birleşik Devletlerine bağımlı olan; teçhizat, silah ve donatım yönünden yüzde yüz bağımlı olan ordumuz, o harekâtta, Amerika’nın koyduğu ambargo yüzünden çok güç şartlar altında muharebe etmek zorunda kalmıştı ve bu olay, milletimizi de rencide etmiştir. Buradan derhal ders aldı bu aziz millet ve o dönemde, silahlı kuvvetler güçlendirme vakıfları -kara, hava, deniz bazında- kuruldu. O vakıfları KuvayiMilliye ruhuyla destekledi milletimiz. İşte, bu ilk nüvesi kurulan bu vakıflar, sonradan birleştirilerek, 1985 yılında daha organize hale getirilerek, Savunma Sanayii Destekleme Fonu teşkil edilmiştir. Bu fon sayesinde, hakikaten, dışa bağımlılıktan, bilhassa bu ülkenin savunmasıyla ilgili konularda, ordumuz, daha az bağımlı hale getirilmiştir. Arkadaşımızın da bahsettiği gibi bir ASELSAN kurulmuştur. Sonra, Savaşan Şahin modeliyle uçaklarımız, hava gücümüz güçlendirilmişti.

Değerli arkadaşlarım, bugün, harp sanayii teknolojik yönden çok gelişmiştir ve artık bugünün harp konsepti şudur; atmosfere hâkim olan harbi kazanır. Bu ne demektir; bu, elektronik harptir. Bunun bir örneğini 1991 yılında, 1 inci Körfez Harekâtında yaşadık, gözlerimizle gördük. İşte, Amerika Birleşik Devletleri, yanında İngiltere, Fransa olmak üzere harbin daha ilk iki gününde, elektronik harp sayesinde, Irak ordusunu âdeta felç etmiştir ve Irak birlikleri birbirinden kopuk hale gelmiştir; yani, muhaberesini elektronik harple karıştırarak, daha ilk iki gününde, harbin başlangıcında, Irak ordusu âdeta teslimiyet bazına gelmiştir. Onun için, biz de Savunma Sanayii Destekleme Fonu önderliğinde, ordumuzun önceliklerini bu konsepte göre tespit etmeliyiz. Nitekim, bunu, Genelkurmay Başkanlığımız da, savunma sanayii ile müşterek olarak, Savunma Sanayii İcra Komitesinde, Başbakanın başkanlığında bu öncelikler tespit edilmektedir.

Muhterem arkadaşlarım, bu coğrafya çok güçlü bir ülke ister; yani, bu coğrafyada, güçlü olmayan devlet tutunamaz; çünkü, dünyanın en hassas, sıcak harplerin cereyan ettiği, menfaat alanlarının çatıştığı bir ortamdayız, bir coğrafyadayız; bu coğrafyayı elde bulundurmak için güçlü bir ülke olmamız zorunludur. Güçlü bir ülke, ancak, güçlü ekonomiyle kaimdir; dışa bağımlılıktan kurtulmuş, bağımsız, güçlü bir ekonomi... Ancak, böyle bir ekonominin elinde güçlü ordusu olabilir. Bizim, bu bölgede süper bir orduya ihtiyacımız var. İşte, süper orduyu elde bulundurabilmek için güçlü ekonomiye sahip olmamız gerekir; dışa bağımlı ekonomiyle, güçlü orduya sahip olamayız.

Değerli arkadaşlarım, bu bölgede, güçlü, süper bir ordunun iki yönden faydası var: Birincisi, ülkemizin bekası yönünden; ikincisi de, böyle hassas, karmaşık, menfaat çatışmalarının cereyan ettiği bu bölgede, bölge barışının temini için şarttır böyle bir ordu. Bunun önemine binaen, savunma sanayiîni, hakikaten her yönüyle güçlü tutmamız gerekir. Halkımız, bu fedakârlığa hazırdır; Kıbrıs Harekâtında ordusuna gösterdiği hassasiyeti, aynen, her zaman göstermeye hazırdır; bunu, tarih boyunca da göstermiştir; ordu-millet kaynaşmasının bu bakımdan önemi ortaya çıkmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Arı.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Transferi mümkün olmayan konsolosluk gelirleri

MADDE 24. – Konvertibl olmayan konsolosluk gelirlerinden transferi mümkün olmayan ve 1998 yılı sonu itibariyle kullanılmayan miktarları, Dışişleri Bakanlığı bütçesinde açılacak özel bir tertibe, bu Bakanlığın gerekli gördüğü mal ve hizmet alımlarında kullanılmak üzere, yılı bütçesine ödenek ve gerektiğinde gelir kaydetmeye ve yılı içinde kullanılmayan miktarı gelecek yıla devren ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Yapılacak harcamaların esas ve usulleri Dışişleri Bakanı ve Maliye Bakanınca müştereken tespit edilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Yabancı ülkelere yapılacak hizmet karşılıkları

MADDE 25. – Maliye Bakanı;

a)Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca yabancı ülkelere ve uluslararası kuruluşlara kiraya verilen veya bir hizmetin yerine getirilmesinde kullanılan kara, deniz ve hava taşıtlarından alınan kira veya ücret tutarlarını,

b)Türk Silahlı Kuvvetlerinin öğrenim ve eğitim müesseselerinde okutulan ve eğitim gören yabancı uyruklu subay, astsubay veya erlere yapılan masraflar karşılığında ilgili devletlerce ödenen miktarları,

c)NATO makamlarınca yapılan anlaşma gereğince yedek havaalanlarının bakım ve onarımları için verilecek paraları,

Aynı amaçla kullanılmak üzere bir yandan bütçeye gelir, diğer yandan yukarıda yazılı kuruluş bütçelerinde açılacak özel tertiplere ödenek kaydetmeye ve bu suretle ödenek kaydedilen miktarlardan yılı içinde harcanmayan kısımları ertesi yıla devretmeye yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bir sonraki maddeyi okutuyorum:

Bağış, hibe ve yardımlar

MADDE 26. – a) Yurtiçi ve yurtdışı kaynaklardan hibe olarak malî yıl içinde elde edilecek imkânların Türk lirası karşılıklarını gereğine göre bütçeye gelir veya gelir-ödenek-gider kaydetmeye Hazine Müsteşarlığının teklifi üzerine Maliye Bakanı yetkilidir.

b)Dış kaynaklardan veya uluslararası antlaşmalarla bağış ve kredi yolu ile gelecek her çeşit malzemenin navlun ve dışalımla ilgili vergi ve resimlerinin ödenmesi amacı ile bunların karşılığını, ilgili bütçelerinde mevcut veya yeniden açılacak harcama kalemlerine ödenek kaydetmeye ve gereken işlemleri yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.

c) 1999 Malî yılı içinde Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyaçları için yabancı devletlerden askerî yardım yolu ile veya diğer yollardan fiilen sağlanacak malzeme ve eşya bedellerini, bağlı (B) cetvelinde bu adlarda açılacak tertiplere gelir ve karşılıklarını da bu bütçelerde açılacak özel tertiplere ödenek ve gider kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Eğitim ve öğretim ödenekleri

MADDE 27. – Genel bütçe dışındaki kamu kuruluşlarının bütçelerine, genel bütçeye dahil dairelerce yönetilen her derecedeki yatılı okullarda veya yurt dışında kendi hesaplarına okutturacakları öğrenciler için konulmuş olan ödeneklerden gerekli miktarları, bu Kanunun (B) işaretli cetveline gelir ve bu öğrencilerin her çeşit giderlerini karşılamak üzere, (A) işaretli cetvelinde ilgili kurumun bütçesinde mevcut veya yeniden açılacak tertiplere aktarma yapmaya veya ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Bozkurt Yaşar Öztürk.

BOZKURT YAŞAR ÖZTÜRK (İstanbul) – Vazgeçtim efendim.

BAŞKAN – Şahsı adına, Erzurum Milletvekili Mücahit Himoğlu; buyurun efendim.

Sayın Himoğlu, süreniz 5 dakika efendim.

MÜCAHİT HİMOĞLU (Erzurum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1999 yılı bütçemiz üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce Parlamentonun çatısı altında bulunan sayın milletvekillerini ve televizyonları başında bulunan aziz vatandaşlarımı saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.

Bu kürsüden 1999 yılı bütçesi üzerine çok konuşan değerli hatiplerimiz oldu. Yüce Parlamentoda gerek iktidar gerek muhalefet sözcüleri tarafından yapılan konuşmalardan sonra, Bütçe Kanununun eğitim ve öğretimle ilgili 27 nci maddesi üzerinde görüşlerimi aktarmak için söz almış bulunuyorum.

27 nci maddenin neyi ihtiva ettiğine bir göz atarsak, 27 nci madde eğitim ve öğretim ödenekleri hakkında “genel bütçe dışındaki kamu kuruluşlarının bütçelerine genel bütçeye dahil dairelerce yönetilen her derecedeki yatılı okullarda veya yurt dışında kendi hesaplarına okutturacakları öğrenciler için konulmuş olan ödeneklerden gerekli miktarları, bu Kanunun (B) işaretli cetveline gelir ve bu öğrencilerin her çeşit giderlerini karşılamak üzere, (A) işaretli cetvelinde ilgili kurumun bütçesinde mevcut veya yeniden açılacak tertiplere aktarma yapmaya veya ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.”

Sayın parlamanterler, ilköğretim okullarında çocuklarımızın beslenme saati vardır. Bu beslenme saatlerinde görülen çok zarurî haller vardır. Bunlardan biri şudur : Ekonomik durumu iyi olan öğrencinin getirmiş olduğu beslenme çantasındaki kalori miktarı yüksek beslenmeyle,fakruzaruret içerisinde olan öğrencilerin getirmiş olduğu kuru ekmek ve şeker karşısında, bu durumdaki öğrencinin komplekse girdiği, okuyamadığı ve bu yüzden de okulu terk ettiği ortadadır. Alımgücü zayıf olan velinin, karşıdaki öğrenciye, bu yönde, diğer öğrencinin getirmiş olduğu gıdadan alamadığı zaman, babasına isyan eden, bunu alamadığı için babasına yüklenen; fakat, babası da alamadığı için ezilen insanımız... Bu insanlarımızın karşısında, yükseköğrenimde barınma ve yedirme gibi hizmetlerin bütün yükseköğrenimde karşılanmasına rağmen ve bu hizmetin, yatılı okullarımızdaki yatılı öğrencilere de verilmesine, rağmen, ilköğretim okulunun birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci sınıfındaki beslenmenin devlet tarafından karşılanması Anayasamızın 5 inci, 41 inci ve 42 nci maddelerine binaen gözönünde bulundurulmalıdır.

Bunun için, şunu belirtmekte fayda görüyorum: Anayasamızın 5 inci maddesi çok açıklıkla şunu söylüyor: “İnsanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” Bununla beraber “eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi” başlıklı 42 nci maddede “öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacıyla burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar” deniliyor.

Bu maddeleri ihtiva eden Anayasa hükümleri doğrultusunda, bu öğrencilerimiz de gözönünde bulundurularak, bu öğrencilerimize, kısa süre içerisinde, belki burada arz etmeye çalıştığım bu hususun gözönünde bulundurulup, Türkiye’deki eğitim ve öğretimdeki bu gibi çocuklarımızın da, eşitlik ilkesinde, aynen Anayasanın 10 uncu maddesinde ifade edildiği gibi, “dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayırımı yapmadan, bütün zümre ve sınıfa, imtiyaz tanınamayacak vaziyette değerlendirmeye alınmasını, Yüce Parlamentoya vermiş olduğumuz önerge doğrultusunda sizlerin de desteğinizi bekler, saygılarımı arz ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Himoğlu’na teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, maddeyle ilgili bir önerge vardır.

Sayın Himoğlu ve arkadaşlarının “Bütçe Kanununun 27 nci maddesine, ilkokul çağındaki öğrencilerin beslenme saatlerindeki yiyecek giderlerinin devlet tarafından karşılanması fıkrasının eklenmesini talep ederiz” şeklindeki önergelerini, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “bütçelerin görüşülmesi” başlıklı 162 nci maddesinin son fıkrası gereğince, gider artırıcı bir önergenin işleme konulmaması amir hükmü karşısında, işleme koyamıyorum.

MÜCAHİT HİMOĞLU (Erzurum) – Önergeyi çekiyoruz efendim.

BAŞKAN – Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Özel ödenek ve gelirlerin iptali

MADDE 28. – Bağışlara ilişkin özel ödenek ve özel gelirlerle diğer özel ödenek ve özel gelirlerden;

a)Tahsis amacı gerçekleştirilmiş ödenek artıkları ile tahsis amacının gerçekleştirilmesi bakımından yetersiz olanları,

b) (a) bendinde yazılı olanlar dışında kalıp da (700 000 000) lirayı aşmayan ve iki yıl devrettiği halde harcanmayanları,

İptal ederek gelir kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Kurumların hâsılatından pay

MADDE 29. – Aylık gayrisafi hâsılat tahakkukunu (Katma Değer Vergisi ve Ek Vergi hariç) kapsamak kaydıyla,

– Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin hisselerinin satışından elde edilecek gelir payına mahsup edilmek üzere mal ve hizmet satışları gayri safi hâsılatının (hisse satışı tamamlanana kadar) % 15’i,

– Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen hidroelektrik santralları ile bunlarla bağlantılı tesislerin,Türkiye Elektrik Üretim, İletim Anonim Şirketine (TEAŞ) devrine ilişkin gerekli yasal düzenleme yapılıncaya kadar kullanım ve işletim bedellerine karşılık olmak üzere Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (TEDAŞ) mal ve hizmet satışları (Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi ve TRT payı dahil) gayri safi hâsılatının % 8’i,

– Devlet Hava Meydanları İşletmesi GenelMüdürlüğünün mal ve hizmet satışları gayri safi hâsılatının % 20’si,

– Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TEKEL) mal ve hizmet satışları aylık gayri safi hâsılatının % 10’u,

– Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketinin (BOTAŞ) doğalgaz satışları gayrisafi hâsılatının % 15’i,

– Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğünün (DMO) mal ve hizmet satışları ürün nevileri itibariyle gayri safi hâsılatının % 10’una kadarı,

En geç takip eden ayın 20’sine kadar Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlığına ödenir. Ödenen bu tutarlar bütçeye gelir yazılır.

3984 sayılı Radyo ve Televizyon Kuruluşları ve Yayınları Hakkında Kanun gereğince elde edilen gelirlerden 5 trilyon lirası, genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilmek üzere 31 Temmuz 1999 tarihine kadar Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlığına ödenir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

30 uncu maddeyi okutuyorum:

Fonların ödenek ve gelirleri

MADDE 30. – a) Çeşitli mevzuatla kurulmuş fonların her türlü gelirleri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde Hazine Müsteşarlığı adına açılan müşterek fon hesabına yatırılır. Bu hesaba yatırılan gelirlerden ilgili mevzuatında öngörülen fonlararası pay ve kesintiler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yapılır.

Bütçe kapsamına alınan fonlar bu Kanuna ekli (F) işaretli cetvelde gösterilmiştir. Bunların gelirleri, yapılan kesintilerden sonra kalan tutarlar üzerinden genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir yazılır. Bu fonlar hizmetlerini bütçenin (A) cetveline konulan ödeneklerle yerine getirirler.

Kapsam dışında bırakılan fonların gelirlerinden Maliye Bakanı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın müşterek teklifi ve Başbakanın onayı ile belirlenecek oran ve miktarlarda kesinti yapılarak genel bütçeye gelir kaydedilebilir.

Fonlar, hizmet ve harcamalarını kendi mevzuatlarında yer alan esas ve usullere göre yaparlar.

b) 1. Maliye Bakanı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın müşterek teklifi ve Başbakanın onayı üzerine, kuruluş bütçelerindeki fon ödeneklerini diğer kuruluş bütçelerinin fonlara ilişkin tertiplerine,

2. İlgili Bakanın teklifi üzerine, fonlar tarafından yürütülmek amacıyla kuruluş bütçesinin diğer tertiplerinde yer alan ödenekleri, “77-Fonlara Ait Hizmetler” alt programına,

Aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir.

c) 1. Fonların borçlanma yoluyla elde ettikleri kaynakları gerektiğinde bir yandan bütçenin (B) işaretli cetveline gelir, karşılığında (A) işaretli cetveline ödenek kaydetmeye,

2.Fonlar tarafından hizmetin başka bir kuruluşa gördürülmesi halinde hizmetin karşılığı olan miktarı doğrudan hizmeti yapacak olan kuruluş bütçesine gelir ve ödenek kaydetmeye,

Maliye Bakanı yetkilidir.

d) 1. Maliye Bakanı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın müşterek teklifi ve Başbakanın onayı ile fonların gider hesapları üzerinden aktarma yapılabilir. Aktarılan tutar, kendisine aktarma yapılan fonun gelir hesabı üzerinden müşterek fon hesabına, buradan da tamamı gider hesabına aktarılır.

2. Bütçe kapsamı dışındaki fonlardan kendi mevzuatlarına göre yapılan kesinti ile fonlararası aktarmalardan sonra kalan tutar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından ilgili fonun gider hesabına aktarılır.

BAŞKAN – Okunan ve üzerinde söz talebi olmayan 30 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

31 inci maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ KISIM

Hazine ve Kamu Kuruluşlarına İlişkin Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

DevletBorçları

Devlet borçlarının yönetimi

MADDE 31. – a) Devlet borçlarının yönetimi 9.12.1994 tarihli ve 4059 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca Hazine Müsteşarlığınca yürütülür.

b) Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan, malî yıl içinde ödenecek iç (Devlet Tahvili, Hazine Bonosu) ve dış borç anaparaları ile iç ve dış borçlanma tutarlarını bütçe dışında özel hesaplarda izletmeye, malî yıl zarfında iç ve dış borç anapara geri ödemelerini bütçe ile ilişkilendirmeksizin yapmaya yetkilidir.

Bu hüküm Dış Krediler Kur Farkı Fonu uygulamasından doğan ve fon tarafından karşılanamayan tutarlar ile garantili borçlardan doğan geri ödemelerin ve Yap-İşlet-Devret Modeli çerçevesinde üstlenilen garantilerden doğan yükümlülüklerin tamamı için de uygulanır.

c) Devlet iç ve dış borç faizleri ve genel giderleri bu amaçla bütçeye konulacak ödeneklerle karşılanır.

d) Katma bütçeli idarelerin dış borçları Hazine Müsteşarlığınca bu madde esaslarına göre ödenir.

e) Devlet borçlarının uygulama sonuçları Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlıkça hazırlanarak ilgili yıl kesinhesap cetveli ile birlikte Hazine GenelHesabına dahil edilmek üzere Maliye Bakanlığına gönderilir.

f) Devlet borçlarının yönetimi ve muhasebesi ile ilgili esas ve usuller Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı tarafından birlikte düzenlenir.

BAŞKAN – Okunan 31 inci madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Afyon Milletvekili sayın Sait Açba; buyurun.

Süreniz 10 dakikadır efendim.

FP GRUBU ADINA SAİT AÇBA (Afyon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının 31 inci maddesi üzerinde, grubum adına görüşlerimi ifade ederken, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

31 inci maddede, devlet borçlarının yönetimiyle ilgili bazı hususlar düzenlenmiş bulunmaktadır. Borçlanma, devletin, sadece kamu açıklarını kapatmak,bütçe açıklarını kapatmak üzere başvurduğu bir yöntem değildir. Borçlanma, devletin, bazen, iktisadî hayatı düzene sokmak açısından, iktisadî dalgalanmalara karşı kullandığı bir araçtır aynı zamanda; ama, Türkiye’deki borçlanma politikasına baktığımızda, borç yönetimi politikasına baktığımızda, sadece kamu açıklarının, bütçe açıklarının kapatılmasına yönelik politikaların uygulandığını, bu politikaların da, maalesef, ekonomik şartları daha çok bozan, malî şartları daha çok bozan tarzda birtakım enstrümanlarla kullanıldığını da açıkça görmemiz mümkündür.

Yani, Türkiye’de, yıllardır, iç ve dışborçların yönetimiyle ilgili olarak uygulanan politikaların, maalesef, Türkiye’de bir borç yönetimi çerçevesinde gerçekleşmediği, sadece -kayıtların bile tutulamadığı- alelusul birtakım yöntemlerle bu işlerin yürütüldüğünü görmekteyiz. Gerçekten, bu ülkede borç yönetimi olsaydı, şu anda iç ve dışborçlar açısından 140 milyar dolarlık bir borç kuşatması altında hiçbir zaman için bulunmazdık; âdeta, düyunu umumiye şartlarına benzer şartlar oluşmazdı.

Borç yönetiminin, bu ülkede, gerçekten kurulamadığını, ve kurulamadığıyla ilgili ifadeleri, borç yönetiminden sorumlu olan Hazinenin, bizzat, kendi kitapçıklarında bulmak mümkündür. Hazinenin, en son 1999 bütçesiyle ilgili Plan ve Bütçe Komisyonunda dağıtmış olduğu kitapçıklarda, bir bakıma, borç yönetimi noktasında Hazinenin hangi noktada olduğunu, bu kitapçıklardaki ifadelerden açıkça görmek mümkündür.

Şu ifadeler yer almaktadır: “Genel ve katma bütçeli kuruluşlar kayıtsızdır. Yasal mevzuat yetersizdir. Kurumsal sorumluluklar belirsizdir. Hazine Devlet Borçları Saymanlığının mevcut muhasebe kayıt sistemi yetersizdir. Hazine dışborç veri tabanı sisteminde yer alan dışborç verileri, istatistikî kayıtlardır.”

Yine, Sayıştayın, bir bakıma, bazı yayınlarında da açıkça görüyoruz ki, dışborçların hesabıyla ilgili olarak, yine, kur farklarıyla ilgili hesaplarla ilgili olarak, Hazinenin, bu alandaki hesabını veremediği ve bu nedenle, 1995,1996 ve sonraki yıllarda Sayıştayın yargılamaya gittiği ve genel uygunluk bildirimi vermediğini de açık bir şekilde görebiliyoruz; ki, bu çerçevede, Türkiye’de, borç yönetimi konusunda hangi noktada bulunduğumuzu da, Sayıştayın bu uygulamaları ortaya çıkarıyor.

Gerçekten, bu ülkede, borç yönetimi olsaydı... 1980 yılından beri uygulanmakta olan Dünya Bankası kredileriyle ilgili olarak, şu hususu size aktarmak istiyorum.

Dünya Bankasından, 1980’den beri 3,6 milyar dolar kredi alınmıştır, anapara olarak; ama, geriye, 4,7 milyar dolar, kullanılmış gibi geri ödeme yapılmıştır. Yani, 1,1 milyar dolarlık fazla anapara ödemesi yapılmış olduğunu, bizzat, Sayıştayın hazırlamış olduğu 1997 faaliyet raporundan açıkça görebiliyoruz.

Tabiî, Dünya Bankası kredilerinde uygulanan havuz sistemi var. Bu havuz sisteminden dolayı doğan farklar, bu havuz sisteminden vazgeçilmesiyle birlikte, bu sistemin tek dövizli krediye dönüşmesiyle birlikte, normal şekline, şu anda dönüşmüş olduğunu görüyoruz.

Değerli milletvekilleri, şayet, bu ülkede borç yönetimi olsaydı, ticarî bankalar, devlet borç senetlerinin tek alıcısı olmazdı hiçbir zaman için. İçborç faizleri, gayri safî millî hâsılanın yüzde 13,5’ine kadar ulaşmazdı. Yine, banka sisteminde, banka sisteminin kârlarının yüzde 55’i faaliyetdışı kârlardan oluşmazdı. Sadece devlet kaynaklarından, devlet senetlerinden beslenen çok sayıda küçük bankalar da oluşmazdı bankacılık sistemi içinde. Yine, bugün için, 100 liralık verginin 80 lirası borç faizlerine yöneltilmezdi.

Hazine tarafından temin edilip özel sektöre devredilen krediler var; yine, borç yönetimi noktasında eksikliğin bir sonucu olarak. Hazinenin, dışarıdan birtakım kredileri bulması ve bu kredileri özel sektöre devretmesi uygulaması var; yıllardır yapılan bir uygulama. Bu uygulamada, özel sektöre devir TL üzerinden yapılıyor; ama, kredi şartları neyse, o şartlarda, Hazine, bu, dışarıdan almış olduğu kredileri geri ödüyor ve Hazine, bunun maliyetine katlanıyor. Yani, bir bakıma, özel sektöre peşkeş diyebileceğimiz pek çok uygulamaları da, maalesef, açıkça görebiliyoruz.

Bakınız, 31.12.1997 itibariyle, Hazinenin, devirli kredilerden dolayı, özel sektörden 126 trilyon lira alacağı var. Bu 126 trilyon lira, TL cinsinden alacağı; ama, kredinin gerçek şartlarından dolayı alması gereken rakamların bunun çok üzerinde olduğunu açıkça görmek mümkün. Gerçekten, bu ülkede borç yönetimi olsaydı, garantili borçlar konusunda, hiçbir zaman için bulunduğumuz konumda olmayacaktık.

Bakınız, 1992-1997 yılları arasında Hazinece üstlenilen garantili krediler 3 milyar 245 milyon dolar olup, bunun, sadece 996 milyon doları geri ödenmiştir ve kalan 2 milyar 249 milyon doları ise kalmıştır.

Hazine garantilerinin açtığı yara sonucunda gelinen noktada, artık, Hazinenin en son uygulaması şu olmuştur: Garantili krediler konusunda, garantili krediyi yöneltmiş olduğu kuruluşların performans kriterlerini; yani, onların mevcut borçları geri ödeme performansını ve borç ödeme kabiliyetini, artık, Hazine sormaktadır; ama, yıllarca, bu kuruluşlar, gerçekten, bu borcu geri ödeyebilecek midir, borç ödeme kabiliyetleri var mıdır; bunu araştırmaksızın, sorumsuz bir şekilde borç verildiğini görüyoruz.

Şu anda, borç yönetiminden sorumlu olan bir kuruluş, hepinizin bildiği gibi, aşağı yukarı 13 katrilyon 300 trilyonluk bir bütçeye hitap eden, hemen hemen 10 katrilyon 200 trilyonu da faiz olan bir bütçeye hükmeden Hazine Müsteşarlığı var. Hazine Müsteşarlığının borç yönetimi konusunda büyük bir sorumluluğu var. İçborçlar açısından, dışborçlar açısından, 16 katrilyonluk bir borç stoku, aşağı yukarı 103 milyar dolarlık bir dışborç ve yine, şu andaki mevcut faiz ödemelerini de düşünecek olursak, büyük bir bütçeye hükmeden Hazine Müsteşarlığının, maalesef, bu sorumluluğunun bilincinde olmadığını, huzurlarınızda, üzülerek belirtmek istiyorum.

Bakınız, en son, Plan ve Bütçe Komisyonunda Hazine Müsteşarlığının bütçesi görüşüldüğünde, Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanımızın bütçe sunuş konuşması veya tüm diğer konuşmalarını zabıtlardan açıp bakınız, tek cümleyle, Türkiye’nin en önemli problemi olan iç borçlanmayla ilgili olarak, ne mevcut yılın değerlendirmesi vardır ne de geleceğe dönük projeksiyonlar ve geleceğe dönük olarak borç yönetimi politikasıyla ilgili bir açıklama vardır. Bunu, açınız, bakınız, tüm üyeler, Hazine Müsteşarlığının, bu sorumluluğunun ne kadar dışında olduğunu, bu sorumluluktan uzak olarak çalıştığını, açık bir şekilde, kayıtlardan, bütçe zabıtlarından görmeniz mümkündür.

Türkiye’nin en acil sorunu olan, gerçekten bütçeyi kilitleyen, belki, düyunu umumiye şartlarından ağır olan veyahut o şartlara benzeyen durumdan çıkış için, gerçekten, hükümetin çok ciddî politikalar üretmesi gerekiyor; ama, bu noktada, gerek Plan ve Bütçe Komisyonunda gerekse de Genel Kurulda, hükümetin, bu alanda alacağı tedbirlerle ilgili çok ciddî bir açıklamasına, şu ana kadar, maalesef, rastlamamış bulunuyoruz. Dolayısıyla, hükümet yetkililerinden, iç ve dışborçlar açısından; neler yapacaklar, hangi politikaları izleyecekler, bu konuları şeffaf bir şekilde, hem Genel Kurulun bilgisine hem de kamuoyunun bilgisine arz etmelerini talep ediyoruz.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Açba.

Madde üzerinde şahısları adına söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

İç borçlanma

MADDE 32. – a) Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan malî yıl içinde bu Kanunun “denge” başlıklı maddesinde belirtilen tutar kadar “net iç borç kullanımına”(yıl içinde yapılan borçlanmalardan anapara ödemelerinin düşülmesiyle elde edilecek tutar) yetkilidir. Bu limit en fazla % 15 oranında artırılabilir. Dış borçlanmada anapara ödemesini aşan kısım iç borçlanma limitinden düşülür, altında kalan kısım ise limite eklenir. Daha önce ihraç edilmiş olup vadesinde nakden ödenenler hariç çeşitli kanunlara dayanılarak ihraç olunan özel tertip Devlet iç borçlanma senetleri bu limitin hesaplanmasında dikkate alınmaz.

b) Verilen yetki sınırları içinde ihraç edilecek Devlet iç borçlanma senetleri bir yıl (364 gün) ve daha uzun vadeli Devlet tahvilleri ile vadeleri bir yıldan az olan Hazine bonolarıdır.

c) Çıkarılacak Devlet iç borçlanma senetlerinin çeşitleri, satış yöntemleri ile bunların faiz oranı, ihraç fiyatı, vadeleri, ödeme süresi, basım ve ödemelerine ilişkin her türlü esaslar ve bunlara müteallik diğer şartları belirlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Bu senetlerin basım giderleri ve satışa katılacak bankalara ödenecek komisyon ve banka muameleleri vergileri ile satışa katılan bankaların satış işlemleri dolayısı ile yapacakları her türlü gider, vergi, resim ve harçların Hazinece bankalara geri ödenmesinde ve senetlerin basımında uygulanacak şekil ve esaslar Hazine Müsteşarlığı ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası arasında 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmaksızın akdedilecek malî servis anlaşması ile tespit edilir.

Cari yıl içinde çıkarılacak veya daha önceki yıllarda çıkarılmış Devlet iç borçlanma senetleri, işlemiş faizleri ödenmek suretiyle erken itfaya tabi tutulabilir veya piyasa koşullarından geri alınabilir.

Çıkarılacak tahvil ve bonoların faiz ve anapara ödemeleri ile yukarıda sözü geçen malî servis anlaşmasında yer alacak ödemeler ve bunların dışında kalan diğer konsolide Devlet borçları ile ilgili gider ve işlemler her türlü vergi (Gelir ve Kurumlar Vergisi hariç), resim ve harçtan müstesnadır.

Bu fıkralardaki hükümler daha önceki yıllarda ihraç olunan Devlet tahvili, Hazine bonoları ve diğer konsolide Devlet borçları ile ilgili işlemlerde de geçerlidir.

d) Devlet iç borçlanma senetlerinin dövize endeksli olarak ihracı halinde, anaparadaki kur artışları her faiz ödeme tarihi itibariyle yeniden hesaplanıp, anapara değerine ilave edilerek iç borç kaydı yapılır.

e)Konsolide Bütçenin finansmanı amacıyla nakit karşılığıihraç edilecek Devlet İç Borçlanma senetleri hariç, tüm Devlet İç Borçlanma Senetleri geçmiş valörlü olarak ihraç edilemez. Daha önce ihraç edilmiş özel tertip Devlet iç borçlanma senetlerinin faiz oranları yükseltilemez.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

2974, 3836 ve 1211 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması

MADDE 33. – a) 2974 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşları Borçlarının Tahkimi Hakkında Kanun ile 3836 sayılı Kamu Kurum ve KuruluşlarınınBirbirlerine Olan Borçlarının Tahkimi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması sonucu Hazinece üstlenilerek tahkim olunan borçlar için 1999 yılında yapılacak faiz ve anapara ödemelerinin gerektirdiği tutarda alacaklı kuruluşlara özel tertip Devlet iç borçlanma tahvili vermeye,

b) 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 61 inci maddesi gereğince yeniden değerleme farkından doğan borçlar karşılığında geçmiş yıllarda verilen Devlet iç borçlanma senetleri ile bunların Türkiye CumhuriyetMerkezBankasınca açık piyasa işlemlerinde kullanılması sonucu senetlerin orijinal faizleri ile piyasa faizleri arasında oluşan menkul kıymet zararları karşılığında bankaya verilmiş olan Devlet iç borçlanma senetlerinin 1999 yılında yapılacak faiz ödemelerinin gerektirdiği tutarda özel tertip Devlet iç borçlanma senedi vermeye,

c) Türkiye Cumhuriyet MerkezBankası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 21.4.1994 tarih ve 3985 sayılı Kanunun geçici 9 uncu maddesi uyarınca kısa vadeli avans hesabında biriken tutarların tasfiyesi amacıyla ihraç edilmiş olan Devlet iç borçlanma tahvillerinin 1999 yılında yapılacak faiz ödemelerinin gerektirdiği tutarda özel tertip Devlet iç borçlanma senedi vermeye,

d) Yukarıda sözü edilen faiz ödemelerini “Bütçeden Mahsup Edilecek Ödemeler Hesabı”ndan yaptırmaya, hesabın yılı içinde mahsup edilemeyen artıklarını ertesi yıla devretmeye veya bütçe ile ilişkilendirmeksizin özel hesaplarda izlemeye,

Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan,

e) 1211 sayılı Türkiye CumhuriyetMerkezBankası Kanununun 61 inci maddesi gereğince yeniden değerleme farklarından doğan ve doğacak borçların 1999 yılında yapılacak ödemeleri için özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihraç etmeye ve bu tahvillerin vade, faiz ve sair şartlarını belirlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi ile Başbakan,

Yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Dış borçlanma

MADDE 34. – a)Yabancı ülke, banka ve kurumlarla veya uluslararası kuruluşlarla yapılmış ve yapılacak anlaşmalara göre genel ve katma bütçeli kuruluşlara dış proje kredisi olarak kullandırılan imkânların;

1. Türk Lirası karşılıkları, dış borç kayıtları yapılarak Hazine Müsteşarlığınca Maliye Bakanlığına bildirilir.

2. Döviz üzerinden yurt içinde ve yurt dışında mal, hizmet ve eğitim bedeli olarak yapılan dış proje kredisi kullanımları, ilgili kuruluşlar tarafından dış borç kaydı yapılmak üzere kullanımı takip eden otuz gün içerisinde Hazine Müsteşarlığına gönderilir. Dış borç kaydı yapılan tutarlar Hazine Müsteşarlığınca Maliye Bakanlığına bildirilir.

3. Malzeme ve hizmet bedelleri, taahhüt evrakı ve sözleşme tasarıları ise ilgili kuruluşlar tarafından ayrıca Maliye Bakanlığına bildirilir.

4. Söz konusu miktarları gerektiğinde ilgili kuruluşlara ait bütçelerde açılacak özel tertiplere;

– Ödenek kaydederek,

– Mevcut ödeneklerden aktarma yaparak,

Bütçeleştirmeye, bunlardan yılı içinde harcanmayan miktarları ertesi yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

Daha önceki yıllarda benzer şekilde sağlanan imkânların Türk Lirası karşılıkları ile malzeme ve hizmet bedelleri için de yukarıdaki esaslara göre işlem yapılır.

5. Yukarıda belirtilen hükümlerin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller Hazine Müsteşarlığı ve Maliye Bakanlığı tarafından müştereken tespit edilir.

b) Dış borçlanma imkânları ile satın alınacak malzeme ve hizmetlere ait taahhüt evrakı veya sözleşme tasarıları, Maliye Bakanlığınca 1050 sayılı Kanunun 64 üncü maddesi uyarınca vize edilmeden satın alma işlemi gerçekleştirilemez ve ilgili miktarların dış borç kayıtları yapılamaz.

Ancak, Maliye Bakanlığı gerektiğinde dış borçlanma ile ilgili bütçeleştirme işlemleri yapılmadan önce (ilgili miktarların ödenek, gider ve dış borç kayıtları daha sonra yapılmak üzere) taahhüt evrakı ve sözleşme tasarısını vize etmeye yetkilidir.

c) Dış Devlet borçlarıyla ilgili kredi anlaşmalarının yürürlüğe girmesini sağlayacak kanunî düzenlemelerin tamamlanmasına kadar kredi anlaşmaları gereği peşin ödenmesi gereken komisyon, ücret, garanti ücreti ve benzerî giderler ile gerektiğinde faiz ödemelerini de “Bütçeden Mahsup Edilecek Ödemeler Hesabı”ndan yaptırmaya, hesabın yılı içinde mahsup edilemeyen artıklarını ertesi malî yıla devretmeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.

d) Konsolide dış Devlet borçlarıyla ilgili kredi anlaşmalarında öngörülen bütün ödeme ve işlemler (dış proje kredileri çerçevesinde yapılacak ödemeler dahil) 1999 yılında her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır.

e) Finansmanı Avrupa Birliği, yabancı devlet veya uluslararası kuruluşlarla yapılan anlaşmalara göre sağlanarak gerçekleştirilecek olan işler, anlaşma hükümlerinde özel ihale ve satınalma usullerinin öngörülmesi halinde, özel kanun, kararname veya anlaşma hükümlerine göre yürütülür.

f) Yabancı ülke, banka ve kurumlarla veya uluslararası kuruluşlarla yapılmış veya yapılacak anlaşmalar ile Hazine Müsteşarlığı tarafından sağlanarak devir ve ikraz anlaşmaları yoluyla genel ve katma bütçeli kuruluşlar dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarına dış proje kredisi olarak kullandırılan imkânlar, ilgili kuruluşlar tarafından dış borç kaydı yapılmak üzere kullanımı takip eden otuz gün içinde Hazine Müsteşarlığına gönderilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Dış borçların ikraz, devir ve garanti edilmesi

MADDE 35. – a) Yabancı ülkeler, uluslararası kuruluşlar, yabancı bankalar ve yabancı ülkelerde yerleşik diğer finans kurumlarından her türlü amaçla ve uluslararası sermaye piyasasında kullanılan finansman araçları ile yapılacak borçlanmalarla ilgili temas ve müzakereleri yürütmeye ve bu borçlanmalarla ilgili işlemleri sonuçlandırmaya,

b) Yukarıdaki (a) fıkrasına göre sağlanan finansman imkânlarını, ekonominin çeşitli sektörlerinde gelişmeyi sağlamak amacıyla ve anlaşmalar hükümleri uyarınca kamu ve özel sektör kurumlarına ikraz, devir veya kullandırmaya ve bu kredilerden yapılması gereken geri ödemeleri aynı kuruluşlar için hesaben ikraz veya krediye dönüştürmeye,

c) Yukarıda belirtilen imkânların doğrudan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası veya Türkiye’de yerleşik kurumlar ile Türk Bankaları tarafından sağlanması halinde, bu kredileri kısmen veya tamamen devralmaya, devralınan bu kredileri kısmen veya tamamen kamu kurumlarına ikraz, devir veya kullandırmaya ve bu kredilerden yapılması gereken geri ödemeleri aynı kuruluşlar için hesaben ikraz veya krediye dönüştürmeye, Türkiye’de yerleşik bankaların döviz varlıkları üzerinden borçlanmaya,

d) 1. Yabancı ülkelerin kredi kuruluşları, uluslararası kurumlar veya yabancı ülkelerde yerleşik banka ve kurumlar ile bu finansman işlemlerine katılan Türk Bankaları tarafından kamu kurumlarına (özel hukuk hükümlerine tabi olmakla beraber sermayelerinin %50’sinden fazlası kamuya ait olanlar dahil) ve yatırım bankalarına verilecek kredileri, borçlanacak kuruluşun Hazine garantili mevcut dış borçlarını geri ödeme performansı ve borç ödeme kabiliyeti ile sınırlı kalmak kaydıyla ve anlaşmalarındaki şartlarıyla garanti etmeye,

2. Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşların ihdas ettikleri garanti programları çerçevesinde,

aa) Kamu kuruluşları (özel hukuk hükümlerine tabi olmakla beraber sermayelerinin % 50’sinden fazlası kamuya ait olanlar) ve yatırım bankalarının borçlu sıfatıyla uluslararası piyasalardan temin edecekleri finansman imkânları için,

bb) Yap-İşlet-Devret ve Yap-İşlet modeli çerçevesinde gerçekleştirilecek projelerle ilgili, mevzuatta öngörülen Hazine garantileri ile sınırlı olmak ve şartları Hazine Müsteşarlığınca müzakere edilmek üzere,

Yukarıda anılan uluslararası kuruluşlar tarafından verilen garantiye karşı garanti vermeye,

3. Hazine garantörlüğünde sağlanacak dış borçlar için; garanti verilmeden önce kuruluşlar için performans değerlendirme kriterlerini, garantörlükten doğacak riskin teminat altına alınması usul ve esaslarını, garanti ücreti oranını, garanti verilme aşamasında garantörlük koşullarını ve bu borçlardan Hazine adına doğabilecek yükümlülüklerin geri ödeme koşullarını belirlemeye,

e) Ulusal banka ve kamu kuruluşlarınca yabancı ülkelere açılacak kredilerin geri ödenmesini garanti etmeye, yabancı ülkelerde doğrudan teminat mektubu vermeye yetkili ulusal bankalar lehine garanti vermeye,

f) Türkiye Cumhuriyeti adına Hazine Müsteşarlığı tarafından yabancı ülkeler resmî kuruluşları veya uluslararası kuruluşlardan sağlanan kredilerin teknik yardım ve eğitim amaçları kapsamındaki bölümlerini anlaşma hükümlerine istinaden gerektiğinde özel ve özerk bütçeli kamu kuruluşları ile kamu kuruluşu sayılan kurumlara karşılıksız olarak kullandırmaya,

g)Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu tarafından Bosna-Hersek’de finanse edilecek projeler için bu fona üye diğer ülkelerle birlikte sağlanacak ortak bir garanti çerçevesinde garanti verilmesine,

h)Avrupa Birliği, yabancı ülkeler ve bu ülkelerin banka ve kredi kuruluşları ve uluslararası malî kuruluşlardan ülkemizde faaliyet gösteren Risk Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına risk sermayesi şeklinde köprü krediler, koşullu krediler sağlamaya veya yukarıda belirtilen yabancı ülke ve kuruluşların adı geçen Yatırım Ortaklıklarına doğrudan veya aracı malî kuruluşlar vasıtasıyla risk sermayesi şeklinde katkı sağlamaya yönelik anlaşmalar yapmaya, sağlanan bu imkânların devredilmesine, kullandırılmasına ve geri ödenmesine,

Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.

i)Daha önceki yıllarda yapılan işlemler için de bu esaslar geçerlidir.

j) Yılı içinde belediyeler ve bağlı kuruluşları ile özel statüye sahip kamu hizmeti gören ve sermayelerinin % 50’sinden fazlası belediyeye ait olan iştirakler ve ilgili mevzuat gereği tüzelkişiliği haiz yerel yönetim birlikleri için, uluslararası ticarî bankalardan borçlanmak suretiyle temin edilen dış finansmanla ilgili olarak Hazine garantisi verilecek ve devredilecek dış kredi tutarı beşyüz milyon Amerikan Doları ile sınırlıdır.

Yap-İşlet, Yap-İşlet-Devret çerçevesinde gerçekleştirilecek projelere verilen Hazine garantileri ile Kalkınma ve Yatırım Bankalarının uluslararası kuruluşlardan ve piyasalardan Hazine garantisi altında sağlayacakları dış borçlanma tutarı yukarıda belirlenen sınırlamanın dışında bırakılmıştır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

244 sayılı Kanun kapsamı dışında borçlanma

MADDE 36. – a) Yıllık programlarla belirlenen dış finansman ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 31.5.1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun kapsamı dışında kalan kuruluşlarla kredi anlaşmaları yapmaya ve projelerin yapılabilirlik çalışmalarının dış finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere Dünya Bankası ile üzerinde anlaşılacak şartlarla (10 000 000) Amerikan Dolarına kadar olan borçlanmaların yapılmasına Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.

b) Bu gibi anlaşmalar ve savunma borçlanmalarına ilişkin kredi anlaşmaları bütçe kanunları hükümlerine dayanılarak yapılmış olup, Bakanlar Kurulunca uygun görülen diğer kredi anlaşmaları gibi Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe girer. Bu kararnameler 31.5.1963 tarihli ve 244 sayılı Kanun ve 23.5.1928 tarihli ve 1322 sayılı Kanun hükümlerine tabi değildir.

c) Türkiye Cumhuriyetinin bu madde ile “Dış Borçların İkraz, Devir ve Garanti Edilmesi” başlığını taşıyan maddeleri ve bu madde hükümlerine dayanarak, sırasıyla borçlu veya garantör sıfatı ile taraf olduğu kredi anlaşmalarından doğan borçlarının dünya sermaye piyasalarında mevcut muhtelif finansman araçları vasıtasıyla yönetimi amacıyla anlaşma yapmaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Söz konusu anlaşmalar imzalandıkları tarihte yürürlüğe girer.

d) Daha önceki bütçe yıllarında aktedilmiş benzeri anlaşmalar hakkında da bu madde hükmü uygulanır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Borç verme, hibe ve yardım anlaşmaları

MADDE 37. – a) Avrupa Birliği, yabancı ülkeler, uluslararası kuruluşlar ve yabancı ülke kredi kuruluşlarından sağlanacak hibelerle ilgili temas, müzakere ve anlaşmaları yapmaya ve bu yolla sağlanan finansman imkânlarını kamu ve özel sektör kuruluşlarına kullandırmaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Söz konusu anlaşmalar imzalandıkları tarihte yürürlüğe girer.

Bu kaynaklardan genel bütçeye dahil daireler ve diğer kamu kuruluşlarına sağlanan hibelerin kullanımlarına ilişkin işlemler damga vergisi, resim, harç ve diğer masraflardan muaftır.

b) Yabancı ülke ve kuruluşlara verilecek borçlarla ilgili anlaşmaları yapmaya ve anlaşmaların esas ve şartlarını belirlemeye, verilen borçların ertelenmesine ve yeniden yapılandırılması işlemlerini yapmaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Yabancı ülke ve kuruluşlara verilecek borçlar Hazine Müsteşarlığı bütçesine bu amaçla konulacak ödenekten karşılanır.

Söz konusu anlaşmalar Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe girer.

c) Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı ülke ve kuruluşlara yapılacak hibe ve yardımlar ile ilgili görüşmelerde bulunmaya ve anlaşmalar imzalamaya, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın yetkileri saklı kalmak kaydıyla, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenecek kişi ve kuruluşlar yetkilidir. Yabancı ülkelere verilecek hibe ve yardım karşılıkları Maliye Bakanlığı bütçesine (Ekonomik, Kültürel, Eğitim ve Teknik İşbirliği Başkanlığı hariç) bu amaçla konulacak ödenekten karşılanır.

Söz konusu anlaşmalar Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe girer.

Anlaşmada belirtilen nakdi hibe ve yardımlar bütçeye gider kaydedilerek Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında ilgili ülke adına döviz cinsinden açılacak hesaba aktarılabilir. Ödemeler, anlaşma hükümleri çerçevesinde ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek esaslar dahilinde ilgili hesaptan yapılır.

d)Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. tarafından yabancı ülkelere ve bu ülkelerdeki kuruluşlara açılacak iki yıl veya daha uzun vadeli mal ve/veya hizmet satış sözleşmeleri veya bu tür sözleşmelerle eş değer finansal kiralama işlemleri ile ilgili Resmî Destekli İhracat Kredilerinin esaslarını ve finansal hükümlerini düzenlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesi kapsamında akdedilecek anlaşmalar

MADDE 38. – Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesi kapsamında;

a) Akdedilecek olan ev sahibi ülke anlaşması, anahtar teslimi yapım sözleşmesi, hükümet garantisi anlaşması ve bu proje tahtındaki diğer ilgili belge ve anlaşmalarla sair dokümanların imzalanmasına,

b) (a) fıkrasında belirtilen anlaşmalar ile diğer ilgili belge ve anlaşmalarla sair dokümanlar tahtında Türkiye Cumhuriyeti ve ilgili kamu ve kuruluşları tarafından taahhüt edilen her türlü ödeme, tamamlama, performans ve sair yükümlülüklerin ifasına yönelik olarak ilgili anlaşmalarda öngörülen taraflara garanti verilmesine, bahsekonu taahhütlerin anlaşmalarda öngörüldüğü şekilde gereği gibi, kısmen ya da tamamen yerine getirilmemesi halinde ortaya çıkacak her türlü ödeme yükümlülüğünün Türkiye Cumhuriyeti adına garanti edilmesine,

c) (a) ve (b) fıkralarında belirtilen anlaşmalar ile diğer ilgili belge ve anlaşmalarla sair dokümanları imzalayacak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının tespitine ve yetkilendirilmesine,

Bakanlar Kurulu yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ BÖLÜM

Hazine İşlemleri

Avans işlemleri

MADDE 39. – Genel bütçe ödemelerini zamanında yapabilmek ve ödemelerin tahsilatın göstereceği mevsimlik dalgalanmalardan olumsuz yönde etkilenmesini önlemek, amacıyla 14.1.1970 tarihli ve 1211 sayılı Kanunun 50 nci maddesi esaslarına göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından kısa vadeli avans almaya Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakan yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Çeşitli saymanlıklardaki değerlerin hazineye geçişi

MADDE 40. – Maliye Bakanı, bütün saymanlıkların çeşitli nedenlerle hazine hesapları dışında kalan mal varlıkları ve emanetler de dahil olmak üzere her çeşit paralarını hazine hesaplarına kaydettirmeye, bu hesaplara tasarruf etmeye ve bu amaçla gerekli önlemleri almaya yetkilidir.

1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun tanımladığı bir saymanın yönetim ve sorumluluğunda olmayan kamu fonları hakkında da bu hüküm uygulanır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Geri verilecek paralar

MADDE 41. – 27.6.1963 tarihli ve 261 sayılı Kanun uyarınca, geri verilecek paraların kesin olarak veya avans suretiyle ödenmesinin şekil ve usulleri Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlıkla Maliye Bakanlığı tarafından müştereken tespit olunur.

Yapılacak inceleme sonunda fazla ödendiği tespit olunan veya zamanında mahsup olunmayan tutarlar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre geri alınır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum :

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kamu İktisadî Teşebbüsleri

Kamu iktisadî teşebbüslerinin kârları

MADDE 42. – a) 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kuruluşların, 1998 yılı kârlarından Hazineye isabet eden tutarları;

1. 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen kısıtlamalara tabi olmaksızın, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine bütçeye gelir kaydetmeye,

2. Kuruluşların ödenmemiş sermayelerine veya tahakkuk etmiş görev zararları alacaklarına mahsup edilmek üzere Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine bütçeye gelir, ödenek ve gider kaydetmeye,

b) Birinci fıkra kapsamına giren kuruluşların 1997 ve önceki yıllara ait kâr paylarından Hazineye isabet eden tutarları Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın talebi üzerine bütçenin gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeksizin kuruluşların görev zararları alacakları veya ödenmemiş sermayelerine mahsup etmeye ilişkin işlemleri yapmaya,

Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Kamu ortaklıkları ve iştiraklerinde sermaye değişiklikleri

MADDE 43. – a) Kamu ortaklıkları ve iştiraklerinin yeniden düzenlenmesi tedbirlerini uygulamak, sermaye artırımlarına katılmak, kamu iktisadî teşebbüslerinin yatırım ve finansman programlarının gereklerini yerine getirmek ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini uygulamak amacıyla;

1. Hazinece her türlü sermaye artırımlarına katılınması ve her türlü sermaye paylarının satın alınmasına,

2. Hazinenin ve kamu iktisadî teşebbüslerinin sermaye paylarını diğer kamu iktisadî teşebbüslerine, özelleştirme idaresine veya katma bütçeli idarelere devretmeye veya onlar tarafından devraldırmaya,

3. Kamu iktisadî teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının Hazineye veya çeşitli fonlara olan borçlarını yıllık yatırım ve finansman programlarına uygun olarakHazineden olan alacaklarına veya ödenmemiş sermayelerine mahsup etmeye veya teşebbüslerin borçlarının ödenme zamanı ve şartlarını belirlemeye, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan; bu işlemlerin gerektirdiği tutarları, aynı Müsteşarlığın teklifi üzerine, mahiyetine göre, bütçede açılacak özel tertiplere gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı,

Yetkilidir.

b) Kamu iktisadî teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının 1998 yılı sonu itibariyle; Hazineye fonlara, SosyalSigortalarKurumuna olan vadesi geçmiş borçlarını, Hazineden ve fonlardan olan alacaklarına veya ödenmemiş sermayelerine mahsup etmeye, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan, bu işlemleri aynı Müsteşarlığın teklifi üzerine gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin mahiyetlerine göre ilgili devlet hesaplarına kaydettirmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

c) T.C. Ziraat Bankası ve T. Halk Bankasının çeşitli kanun ve kararnamelerden doğan ve bütçe ödenekleri ile karşılanamayan 31.12.1998 tarihi itibariyle mevcut görev zararlarının % 15’ini geçmeyen kısmının tasfiye edilmesini teminen özel tertip Devlettahvili ihraç edilebilir.Bu tahviller, iç borçlanma ile ilgili maddedeki limit dışında olup; vade, faiz ve diğer şartları ile görev zararı tutarlarının tespitine ilişkin usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine Başbakan tarafından belirlenir.

d) 88/12944 sayılı Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkındaki Kararın değişik 3 üncü maddesinin (d) fıkrasında belirtilen gelirler, ihracatın desteklenmesi kaydıyla T.C. Merkez Bankası tarafından fonun gelir hesabından doğrudan Hazine İç Ödemeler Saymanlığı aracılığı ile T. İhracat Kredi Bankası A.Ş.’ne (EXİMBANK) aktarılır. Aktarılan bu tutarı Hazine Müsteşarlığının teklifi ile EXİMBANK’ın sermayesine sayılmak üzere bütçeye gelir, ödenek ve gider kaydetmeye ve bu fıkra kapsamında uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanı yetkilidir.

e) Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 196 sayılı Kanuna istinaden çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararları uyarınca 31.12.1998 tarihi itibariyle doğmuş destekleme görev zararı alacaklarına karşılık, 31.12.1998 tarihi itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş olan vergi borçları (Katma Değer Vergisi, Eğitim, Gençlik, Spor ve Sağlık Hizmetleri Vergisi, Eğitime Katkı Payı ve Fonlar hariç) ile bu borçlara ilişkin gecikme zam ve gecikme faizleri aynı miktarda terkin edilir. Bu fıkra uyarınca mahsubu yapılacak vergi borçlarına ilişkin gecikme zammı ve gecikme faizleri 31.12.1998 tarihi itibariyle dondurulur.

Sözkonusu görev zararının YüksekDenetleme Kurulu tarafından tespitini müteakiben Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine bu maddenin gerektirdiği terkin ve diğer işlemleri yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Hazine kefaleti

MADDE 44. – a) Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.’nin kredi, sigorta ve garanti faaliyetleri nedeni ile yüklendiği işlemlerden doğabilecek politik riskleri garanti etmeye ve bu risklerden doğabilecek zararları ödemeye,

b)Özelleştirme İdaresince, özelleştirme programı çerçevesinde yapılacak borçlanmalara yetmişbeş trilyon liraya kadar Hazine garantisi vermeye,

Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ KISIM

Kamu Personeline İlişkin Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Özlük Hakları

Katsayılar, yurtdışı aylıklar, ücret, sözleşme ücreti, ek tazminat tavanları

MADDE 45. – a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü maddesi uyarınca, aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı 1.1.1999 - 30.6.1999 döneminde (9975), memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylığı katsayısı 1.1.1999 -30.6.1999 döneminde (63400), olarak uygulanır.

b) Kurumların yurtdışı kuruluşlarına dahil kadrolarında görev alan Devlet memurlarının yurtdışı aylıkları, yeni kurlar ve yeni emsaller tespit edilinceye kadar, 1.3.1999 tarihinden geçerli olmak üzere, 19.4.1999 tarihli ve 99/12791 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ek ve değişikliklerinde yer alan hükümlere göre ödenir.

c) 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (c) bendi uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personelin sözleşme ücret tavanı 1.1.1999 -30.6.1999 döneminde (440 600 000) lira olarak uygulanır.

d) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2.12.1993 tarih ve 3920 sayılı Kanunla değişik 28 inci maddesinin (B) fıkrası uyarınca ödenecek ek tazminatın tavanı (35 000 000) lira olarak uygulanır.

Aynı maddenin (A) fıkrası uyarınca ödenecek ek tazminatın aylık tutarı da erbaş ve erler için; 1.1.1999 -30.6.1999 tarihleri arasındaki sürede (28 000 000) lirayı, 1.7.1999 tarihinden itibaren ise (32 000 000) lirayı geçemez.

e) İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek asgarî ve azamî sınırlar dahilinde belediye başkanlarının aylık ödemeleri, belediye meclislerince kararlaştırılır.

BAŞKAN – Madde üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına, Erzurum Milletvekili Sayın Aslan Polat.

Buyurun Sayın Polat. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır efendim.

FP GRUBU ADINA ASLAN POLAT (Erzurum) – Sayın Başkan, Sayın Bakan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.

Kamu personeline ait özlük haklarını düzenleyen bu 45 inci madde, bugünlerde memurları, emeklileri, kısaca halkın gerçek gündemini teşkil eden maddedir; çünkü, devlet, memur ve emeklisine yeterli bir maaş verince, onlar da bunu esnafa, çiftçiye verecek; dolayısıyla, piyasada bir canlanma olacak. Eğer, iki yıldan beri Anasol-D hükümetlerinin uyguladığı politikayı Anasol-M hükümetleri de aynen uygulayacak ise, işte, o zaman çalışanlar için esmer günler devam edecek demektir.

Sayın Maliye Bakanı bütçe sunuş konuşmasında, çok net olarak “bütçeler, devletin ekonomiden aldığı kaynakları nasıl kullanacağını belirleyen, bu kullanımı bir plan, program ve disipline bağlayan belgelerdir” diyerek, 1999 yılı Anasol-M hükümetinin bütçesini takdim ettiler. İşin ilginç olan yanı, Plan ve Bütçe Komisyonuna takdim edilen bu bütçe, 1998 yılında Anasol-D hükümetinin Plan ve Bütçe Komisyonuna takdim ettiği ve Maliye Bakanlığı bütçesi oylamalarına kadar gelen bütçenin, noktası noktasına, kuruşu kuruşuna aynı bütçeydi. O zaman, herkes gibi biz de MHP’li arkadaşlara soruyoruz : Mademki hükümetlerin, kaynakları nasıl kullanacağını belirleyen plan ve programları, bütçeleriyle belli oluyor; siz de, Anasol-D hükümetinin bütçesini kuruş değiştirmeden, noktasına dokunmadan, Plan ve Bütçe Komisyonuna aynen sunuyorsunuz; o zaman sizin programınız bu bütçe programının neresinde yer alıyor? Yoksa, siz, fikir ve eylem olarak bu bütçe programında yer almıyor musunuz?

Bu bütçe hazırlanırken gerçekçi davranılmamıştır. Şöyle ki: TEFE’nin yıl sonunda yüzde 35’e düşeceği, TEFE’nin yıllık ortalamasının ise yüzde 44 olacağı varsayılmış ve personel giderleri tamamen bu hayalî rakamlara göre belirlenmiştir.

Bu bütçeyle halk o kadar çok yanıltılmıştır ki, saymakla bitmez. Bir kere, enflasyon oranlarıyla yanıltılmaktadır. Memura, emekliye aylık artış verirken “yarım puan bile fazla vermem” diyen hükümet, katsayı oranlarını hesaplamaya sıra gelince, işçi, memur ve emekliye vereceği maaş zammını, toptan alışveriş yapan, yani kamyonla pirinç, şeker, un alan toptancı esnafını ilgilendiren enflasyon oranı, olan toptan eşya fiyatları artışına göre hesaplamak istiyor ve çok açıkça, işçi, memur ve emeklilerle alay ediyor. 1999 yılı mayıs ayı sonu itibariyle 12 aylık ortalama tüketici fiyatları enflasyonu, “düştü” denilmesine rağmen, yüzde 71,3’tür ve sizin vereceğiniz katsayı artışlarında alacağınız baz da bu olmalıdır.

1975’lerden itibaren bütçe içerisindeki personel ödeneklerine bakacak olursak, 1975’te yüzde 38 olan oran 1986’da yüzde 22,5’e kadar geriliyor, 1992’de tekrar yüzde 47,1’e kadar yükseliyor, 1996’da tekrar yüzde 24’lere düşüyor, 1997’de Refah-Yol iktidarıyla yüzde 26’ya çıkıyor, 1998’de tekrar yüzde 23’e düşüyor; 1999 yılında ise yüzde 25’lerde şu an görünüyor. Buradan da görülen, memur aylıklarında 1992’den sonra bariz bir azalma oluyor; 1995-1997 arasında da bir miktar düzelme oluyor, sonra tekrar aynı seviyeye düşüyor.

Şimdi işin özü şudur: 1999 yılında hazırlanan bütçeye göre, şu an bütçede memurlara ancak yüzde 3 ile 4 arası kadar zam yapılacak bir meblağ vardır. Plan ve Bütçe Komisyonunda, hükümetçe memur maaş zamlarında kullanılmak üzere 930-08-3-351-900 kalemine 780 trilyon Türk Lirası ilave yapıldı ki,bu ilave de yüzde 17-18’lik bir artışa tekabül etmektedir. O vakit, görünen, bu hükümetçe memura yapılacak zam oranı yüzde 20 ile 25 arasında kalmaktadır.

Peki, gerçekten, bu bütçeyle memura ancak bu kadar mı zam verilebilir? Bir misal vermek isterim: 28 Şubat 1997’de bono faiz oranları yüzde 85 idi. Yani, Ayşelerle Fatmaların ağladığı, tozun dumana karıştığı an, bono faiz oranları yüzde 85 idi; bugün ise, son 22 Haziran borçlanmasında yüzde 117 oldu, ki, bu yıl ortalama faiz oranları hep yüzde 120’lerde seyretmektedir; aradaki fark 32 puandır. Şu an içborç toplam miktarımız 16 katrilyon civarındadır. Bu 32 puan farkın 16 katrilyon içborç ödemesindeki farkı 5 katrilyon eder. Yine, bu yıl, revize programa göre ödeyeceğimiz faiz toplamı 10,3 katrilyon olarak görülmektedir. Bu faiz miktarını bugünkü gibi yüzde 117’lerde ve reel olarak artı yüzde 60 faizlerden değil de, 28 Şubattaki gibi yüzde 85 bono faiz oranlarıyla ödeseydik, yüzde 30’luk bir faiz farkıyla, ortalama 3 katrilyon Türk Lirası tasarruf yapardık; bu miktar da, şu gün, emeklilere ve memurlara verilecek yüzde 75 fazladan bir zam vermeyle aynı meblağa tekabül ederdi. İşte kaset savaşları arasında toz dumana karışırken, gerçek gündem esas bunlardır.

Bu noktada, iki cumhuriyet hükümetinin memur ve emeklilere verdikleri zam oranlarını karşılaştırarak bir mukayese yapmak istiyorum.

54 üncü Refahyol hükümeti de, 1996 yılında, bugünlerde, haziran ayında iktidara gelmişti ve güvenoyu almıştı ve bu hükümet gibi kendi bütçesini hazırlama imkânı da yok idi. Çünkü, bütçe 1995 yılında yapılmış ve yürürlüğe girmişti. 1996 yılının haziran ayında, memurları ve çalışanları esas ilgilendiren tüketici fiyatlarındaki oniki aylık ortalama enflasyon yüzde 81 idi. 1996’nın başında, o zaman seçim de olacağı için, çalışanlara yüzde 53’lük bir zam verilmişti. Bunun üzerine, Refahyol hükümeti, temmuz maaş artışını, kendisinin de yapmadığı bütçeden, bütün şartları zorlayarak yüzde 50 yapmıştı. Ocak ve temmuz artışı toplam yüzde 129,5 olmuştu -50 artı 53 artı 53’ün yüzde 50’si- dolayısıyla, 12 aylık tüketici enflasyonunun 48,5 puan üzerinde memurlara bir zam verilmişti. Tekrar söylüyorum, o günkü mevcut, 1996 Haziran ayı 12 aylık ortalama tüketici fiyatlarının tam 48,5 puan üzerinde bir zam verilmişti. Bugün, bu hükümet; yani, Anasol-M hükümeti...

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) – Anasol-M hükümeti değil, Milliyetçi Anasol Hükümeti.

ASLAN POLAT (Devamla) – ...kendi bütçesini kendi yaptığı halde, ocak zammı ki, bu hükümetin iki eski ortağı ANAP ve DSP tarafından verilmişti ve yüzde 27,5 idi. Şimdi ise, TV’lere yansıdığı kadar, yüzde 20 zam verilmek isteniyor. O vakit, ANAP, DSP ve MHP’nin verdiği memur maaş katsayı artışı toplam yüzde 53 etmekte ve şu anki 1999 yılı mayıs 12 aylık tüketici enflasyonu olan yüzde 71,3 artışın 18,3 puan altındadır. Yani, çok net söylüyorum; işçi ve memuru, toptancı tüccar yerine koyup, hayalî gelecek toptan eşya fiyatları enflasyonuyla yanıltmayı artık bırakın, memurun ve çalışanların yaşadığı 12 aylık ortalama tüketici enflasyonunu baz alın ve zammınızı da ona göre yapın.

İşte rakamlar ve tekrar söylüyorum: Refahyol döneminde, haziran ayında katsayı artışı yüzde 129,5, eksi enflasyon yüzde 81 ve fark, artı yüzde 48,5. İşte Anasol-M hükümeti...

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) – Milliyetçi Anasol hükümeti.

ASLAN POLAT (Devamla) – Tamam, Milliyetçi Anasol hükümeti. (MHP sıralarından alkışlar)...

Kabul edin veya etmeyin, zammınız yüzde 53 oluyor. Enflasyon yüzde 71,3, enflasyonun 18,3 puan altında kalıyorsunuz. İşte, memuru ve emekliyi enflasyona ezdirmek de budur. İkisi arasındaki fark 66,8 puandır. Bu da, sizin, Refahyol’dan farkınızdır; onun ve sizin, çalışanlara verdiğiniz değerdir.

Ama, siz, biz, Refahyol hükümeti gibi olamayız, işçi ve memuru tutup da rantiyeyi küstüremeyiz diyorsanız, o zaman, çalışanları, artık, daha fazla ezmemek için, bırakın hayalî yıl sonu TEFE ortalamalarını da, ocak artı temmuz zam oranlarınızın, yaşanan 1999 Mayıs ayı 12 aylık tüketici enflasyon değeri olan 71,3 kadar olması için 34,5 artış yapın, buna yüzde 3’lük büyüme hızı oranında refah payını ekleyerek, yüzde 37,5 artışı verin ve hiç olmazsa, onlara yâr olamıyorsanız, köstek de olmayın.

Sözün bu noktasında, İstanbul Teknik Üniversitesinden, 1971 yılında beraber mezun olduğumuz bir arkadaşımızın, Karayolları Bölge Müdürlüğünde çalışan yirmibeş yıllık bir başmühendis arkadaşımın gönderdiği bir ücret çizelgesinden bahsetmek istiyorum. Yirmibeş yıllık bölge müdürünün aldığı net maaş 317 milyon, yirmibeş yıllık başmühendisin aldığı net maaş 211 milyon, yirmialtı yıllık ilkokul mezunu dozer operatörünün aldığı net maaş 360 milyon, yirmi yıllık lise mezunu sürveyanın aldığı net maaş 327 milyondur. Yirmibeş yıllık bir başmühendise, siz 211 milyon lira net maaş öder ve buna da “yüzde 10 mu, yüzde 15 mi zam yapalım” derseniz, ülkeyi işte bu hale getirirsiniz. Burada aslolan, işçinin maaşını azaltmak değil, başmühendise de ona göre maaş artışı vermektir.

Neticede şunu söylemek istiyorum; gecenin bu saatinde daha fazla uzatmak istemiyorum: Siz, hiç olmazsa, işçi ve memura gereken ücretleri veremiyorsanız... (MHP sıralarından gürültüler) Bunu bütün millet de dinliyor, bütün millet de görüyor, iki hükümet arasındaki mukayeseyi yapıyorum. Yanlışım varsa, gelir düzeltirsiniz.

Hepinize saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Polat.

Hükümet bir açıklama mı yapmak istiyor efendim?

Buyurun Sayın Bakan...

MEHMET MAİL BÜYÜKERMAN (Eskişehir) – Sayın Başkan...

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Sayın Başkan, değerli Polat’ın, konuşmalarında....

MEHMET MAİL BÜYÜKERMAN (Eskişehir) – Usul hakkında bir söz söylemek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan...

MEHMET MAİL BÜYÜKERMAN (Eskişehir) – Hayır... Hayır... Bu böyle gitmeyecek Sayın Başkan.

BAŞKAN – Bir dakika... Çok rica ediyorum...

MEHMET MAİL BÜYÜKERMAN (Eskişehir) – Bu vatandaşlar ondört saattir ayakta, buradaki memureler de aynı vaziyette. Biz neyi yakalıyoruz bu vaziyette?!

BAŞKAN – Lütfen beyefendi... Çok rica ederim sayın milletvekili...

MEHMET MAİL BÜYÜKERMAN (Eskişehir) – Bu değişmeyecek... Konuşmayla bir yere varamıyoruz; oylamaya geçelim. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Tamam efendim; peki.

Buyurun Sayın Bakanım.

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Sayın Başkan, Sayın Polat’ın yaptığı konuşmayla ilgili üç rakam vermek istiyorum sadece. 1996 yılında personel giderlerinin gayri safî millî hâsıla içerisindeki payı yüzde 6,5; 1997’de yüzde 7,1 iken; 1998’de yüzde 7,3; yani, gerek 1996’dan gerek 1997’den, 1998’deki personel giderlerinin ağırlığı daha fazla; 1999 yılında da konsolide bütçe ödeneği olarak yüzde 8,7’dir. Dolayısıyla, sanıyorum, Sayın Polat’ın açıkladığı rakamlar ile devletin rakamları arasında Sayın Polat’ın aleyhine bir gelişme var; onu ifade etmek istedim.

Teşekkür ederim Sayın Başkan. (DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Sayın Başkan, benim açıkladığım rakamlar, Plan ve Bütçe Komisyonunda Sayın Bakanın dağıttığı çizelgeden alınmıştır.

BAŞKAN – Şahsı adına Sayın Cevat Ayhan?.. Yok.

Görüşmeler tamamlanmıştır.

Madde üzerinde bir önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 45 inci maddesinin (a) fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.

Saffet Arıkan Bedük Sevgi Esen Turhan Güven

Ankara Kayseri İçel

Sebahattin Karakelle Yener Yıldırım Ufuk Söylemez

Erzincan Ordu İzmir

Mehmet Sağlam Ali Naci Tuncer Hacı Filiz

Kahramanmaraş Trabzon Kırıkkale

Katsayılar, yurtdışı aylıklar, ücret, sözleşme ücreti, ek tazminat tavanları

Madde 45.- a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü maddesi uyarınca, aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ekgösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı 1.7.1999-31.12.1999 döneminde (14 000), memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylığı katsayısı 1.7.1999-31.12.1999 döneminde (95 000), olarak uygulanır.

Bu değişiklik nedeniyle doğacak olan ödenek ihtiyacı Maliye Bakanlığının 930 program, 08 alt program, 3 ödenek tevzii, 356 faaliyet proje, 900 harcama kalem nolu eködeneğin (930-08-3-351-900) nolu personel eködeneğine aktarma yapılarak karşılanacaktır.

Gerekçe:

Bugün dört kişilik bir ailenin, geçinebilmesi için asgarî 300 milyon lira maaş alması gerekmektedir. Memurlarımız, resmî istatistiklerin belirlemiş olduğu yoksulluk sınırının çok altında maaş almaktadırlar. Halen yüzde 100’ler düzeyindeki enflasyon nedeniyle sıkıntı çeken kamu çalışanları ve emeklilerinin aylıklarında, hiç olmazsa, mevcut durumlarını korumak amacıyla, gelecek altı ay için yüzde 50 düzeylerinde artış sağlayacak bir düzenleme kaçınılmazdır. 1999 yılı içinde yapılacak olan özelleştirme kapsamında gerekli ödeneğin ayrılması mümkündür. Önergemizle, alt derecelerdeki memurlara yüzde 50, üst düzey memurlara ise yüzde 25 maaş zammı önerilmiştir.

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, bu bütçenin bütün rakamları Meclisimizce kabul edilmiş, bütün bakanlıkların bölümleri tek tek oylanmış ve kabul edilmiştir.

Şimdi, tekriri müzakereyle bu bölümlere dönerek, yeniden müzakere yapma olanağı olmadığı ve Anayasanın 162 nci maddesine göre, gider artırıcı nitelikte olması nedeniyle, Başkanlık görüşü olarak, önergeyi işleme koymam mümkün değildir; ama, yine de, bu konuda hükümetin ve komisyonun da düşüncelerini alacağım.

Sayın Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Sayın Başkan, söylediğiniz hususlara ilave olarak şu konuyu da ifade etmek isterim. Memur maaşlarının miktarını tespit etmede kullanılan katsayının Bütçe Kanununda yer alması, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü maddesine göredir. 154 üncü madde de, memur aylıklarıyla ilgili katsayının, sadece, birinci altı aylık dönem için tespit edileceğini öngörmüştür.

Madde aynen şöyle söyler: “...taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylık katsayısı, üçer veya altışar aylık dönemler itibariyle uygulanmak üzere Genel Bütçe Kanunu ile tespit olunur. Ancak, malî yılın ikinci yarısında, memleketin ekonomik gelişmesi, genel geçim şartları ve devletin malî imkânları göz önünde bulundurulmak suretiyle, Bakanlar Kurulu bu katsayıları, ikinci yarının tamamı veya üçer aylık dönemler itibariyle uygulanmak üzere, değiştirmeye yetkilidir.” Dolayısıyla, ikinci dönemin maaş artışına uygulanacak katsayının tespiti, Bakanlar Kuruluna aittir. Bu bakımdan, bu kanuna da aykırı bulunmaktadır. Sizin, biraz evvel buyurduğunuz Anayasaya aykırılık ile bu bir araya gelmektedir. Dolayısıyla, önergenin işleme konulması mümkün değildir. Dolayısıyla katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

Biraz önce ifade...

Buyurun efendim.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, bir cümle, müsaade eder misiniz...

Eğer, 1999 malî yılı bütçesi, Sayın Bakanın da ifade buyurdukları gibi, yılbaşından evvel kabul edilmiş olsaydı, elbette, birinci altı ay için katsayı burada gösterilecekti, ikincisinde de Bakanlar Kurulu yetkiliydi; ama, önümüze bütçe daha altıncı ayda geldiğine göre, müsaade ederseniz, bu değişikliğin, o kanun hükmüne rağmen, bence, görüşülmesinde yarar vardır; ama, siz böyle tensip ediyorsunuz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Güven.

Biraz önce de ifade etmiş olduğum gibi, değerli milletvekilleri, önergeyi işleme koymuyorum.

Dolayısıyla, maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum efendim :

İkramiye ödemeleri

MADDE 46. – 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun ile ek ve değişikliklerine göre verilen ve aynı Kanunla belirtilen oran ve tutarlar uygulanmak suretiyle bulunacak ikramiyenin ödenmesine devam olunur. Anılan Kanunun 26.7.1983 tarihli ve 2867 sayılı Kanunla değişik 60 ıncı maddesinin 3 üncü fıkrasında bütçe kanunu ile belirleneceği ifade edilen ikramiye katsayısı olarak 1999 yılında Devlet memurları aylıkları için tespit olunan katsayı uygulanır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

MADDE 47. – Bazı Kamu Personeline Tayın Bedeli Verilmesi Hakkında 22.6.1978 tarihli ve 2155 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ödenecek aylık tayın bedeli, günlük er istihkakının bir aylık tutarı esas alınarak hesaplanır. Ancak bu şekilde ödenecek tayın bedelinin aylık tutarı (1500) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılması sonucu bulunacak miktarı geçemez.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum :

İKİNCİ BÖLÜM

İstihdam Esasları

Kadroların kullanımı

MADDE 48. – a) Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlara, kanunla kurulan fonlara, kefalet sandıklarına, sosyal güvenlik kuruluşlarına, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlara, tahsis edilmiş bulunan serbest memur kadroları ile sürekli işçi kadrolarından boş olanların açıktan atama amacıyla kullanılması ve bu kurumların boş memur kadrolarına 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre açıktan vekil atanması Maliye Bakanlığının iznine tabidir. Açıktan atama izni, personel ödeneğinin yeterli olması şartıyla verilebilir. Ancak, hâkimlik ve savcılık mesleklerinde bulunanlar ile bu meslekten sayılan görevlerde olanlar, yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri ve 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun Ek 1 inci maddesi uyarınca yapılacak atamalar için izin aranmaz.

Kurumlar, açıktan atama, emeklilik, istifa ve nakil gibi sebeplerle serbest kadrolarında meydana gelen değişiklikler ile kadroların dolu ve boş durumunu gösterir cetvelleri mart, haziran, eylül ve aralık aylarının son günü itibariyle doldurarak Maliye Bakanlığına göndermek zorundadırlar.

b)Yukarıda sayılan kurumların boş sürekli işçi kadrolarından Maliye Bakanınca uygun görülenler Başbakanın izniyle iptal edilir.

c) İl özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik ve müesseselere tahsis edilmiş bulunan serbest memur kadroları ile sürekli işçi kadrolarından 31.12.1998 tarihi itibariyle boş olanlar ile bu tarihten sonra boşalacak olanların açıktan atama amacıyla kullanılması İçişleri Bakanlığının iznine tabidir.

d) Genel bütçeli dairelerle katma bütçeli idarelerin döner sermaye ve fon saymanlıklarına ait sayman ve saymanlıklarda görevli her unvandaki memur kadrolarından, Maliye Bakanınca uygun görülenler bu Bakanlığın kadro cetvellerine eklenerek, döner sermaye ve fonların kadrolarından tenkis edilir.

Maliye Bakanlığı kadro cetvellerine eklenen söz konusu kadrolarda istihdam edilen personel, başka bir işleme gerek kalmaksızın bu kadrolara atanmış sayılırlar.

e) (a) fıkrası kapsamında yer alan kurum ve kuruluşlar, personel ödeneği ile kadrolarının önceden temini amacıyla, mevcut teşkilât kanunları uyarınca kuracakları yeni birimler için Maliye Bakanlığının görüşünü alacaklardır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer maddeyi okutuyorum:

Sözleşmeli personel

MADDE 49. – Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeli kuruluşlar, belediyeler, il özel idareleri, kanunla kurulan fonlar, sosyal güvenlik kuruluşları, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlar ile 8.6.1984 tarihli ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan kuruluşlarda sözleşme ile çalıştırılacak personel hakkında 6.6.1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ek ve değişikliklerinin uygulanmasına devam olunur.

Birinci fıkrada sayılan kurum ve kuruluşlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu dışında diğer kanun hükümlerine göre çalıştırdıkları sözleşmeli personelin unvan, sayı ve ücretlerini gösterir cetvelleri ve tip sözleşme örneklerini, 1999 Malî Yılı Ocak ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına vize ettirmek zorundadırlar.

Özel kanunlar uyarınca kadro karşılık gösterilmek suretiyle çalıştırılan sözleşmeli personelin unvan, sayı ve ücretleri vizeye tabi değildir. Ancak kuruluşlar bunlara ait tip sözleşme örneklerini 1999 yılı Ocak ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına vize ettirmek ve bu şekilde çalıştırdıkları sözleşmeli personelin isim, unvan, kadro derecesi ve sözleşme ücretlerini gösterir cetvelleri şubat, ağustos ve aralık ayları itibariyle Maliye Bakanlığına bilgi için göndermek zorundadırlar.

Bütçe yılı içinde ilgili mevzuat hükümlerine dayanılarak istihdam edecekleri yeni sözleşmeli personel (kadro karşılığı çalıştırılan sözleşmeli personel hariç) için kuruluşlarca ayrıca düzenlenecek sayı, unvan, nitelik ve ücretlerini gösterir ek cetvellerin ve farklı hükümler içermesi halinde tip sözleşme örneklerinin Maliye Bakanlığına vize ettirilmesi gereklidir.

Yukarıdaki fıkralara göre vize işlemleri tamamlanmadan sözleşme yapılamaz ve herhangi bir ödemede bulunulamaz.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası ile ek geçici 16 ncı maddesi ve özel kanunları uyarınca 1998 Malî Yılında sözleşme ile çalıştırılanlardan 1999 Malî Yılında görevlerine devam etmeleri ilgili bakanlık veya kuruluşlarca uygun görülenlerin ocak, şubat ve mart aylarına ait sözleşme ücretleri, sözleşme ile çalıştırılmaları konusundaki kanunî işlemleri tamamlanıncaya kadar 1998 Malî Yılında vize edilmiş sözleşmelerine göre, yeni sözleşmeleri esas alınarak gerekli düzeltmeler daha sonra yapılmak üzere, Maliye Bakanlığı vizesi aranmaksızın ödenir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer maddeyi okutuyorum:

İşçilik ödenekleri ve geçici iş pozisyonları

MADDE 50. – a) Genel bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idareler, sürekli işçileri ile otuz iş gününden fazla süre ile çalıştıracakları geçici işçileri, bütçelerinin (55) ve (66) alt programlarında yer alan 100-Personel giderleri harcama kalemindeki ödenekleri aşmayacak sayıda ve süre ile istihdam edebilirler. Sürekli ve geçici işçilere bütçede tertiplenen ödeneği aşacak şekilde fazla çalışma yaptırılamaz. Belirtilen alt programlara hiç bir şekilde ödenek aktarması yapılamaz ve bütçenin başka tertiplerinden işçi ücreti ve fazla çalışma ücreti ödenemez. Ancak, toplu iş sözleşmelerinden doğacak yükümlülükler ile ihbar ve kıdem tazminatları ödemeleri nedeniyle meydana gelecek ödenek eksiklikleri Maliye Bakanlığı bütçesindeki yedek ödenek tertiplerinden karşılanabilir.

Kurumlar, bütçelerinin (66) alt programına tertip edilen ödenek ile sınırlı olmak üzere yıl içinde aylar itibariyle çalıştıracakları geçiçi işçilerin sayılarını, bunların çalıştırılacakları birimlere göre dağılımını (merkez teşkilatında birimler, taşra teşkilatında ise bölge ve il müdürlüğü olarak) gösteren cetvelleri, yapılan hesaplamalarla birlikte Temmuz ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına vize ettirmek zorundadır. Yıl içinde meydana gelen değişiklikler de aynı usul ile vizeye tabidir. Bu vize işlemi yapılmaksızın geçici işçi istihdam edilemez ve ödeme yapılamaz. Memurlar eliyle görülmesi gereken işlerde istihdam edilmek amacıyla işçi alınamaz.

Yukarıdaki hükümlere aykırı uygulamalardan ita amirleri ve tahakkuk memurları ile ödenek üstü harcama yapan saymanlar sorumludur.

b)Genel ve katma bütçeli idarelere bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar ve hizmetlerini genel veya katma bütçelerin transfer tertiplerinden aldıkları ödeneklerle yürüten kuruluşlar ile 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan kuruluşların 1.1.1999 tarihinden itibaren otuz iş gününden fazla süre ile çalıştıracakları geçici işçilere ait geçici iş pozisyonları, ilgili bakanlığın onayı alınmak suretiyle 31.1.1999 tarihine kadar Maliye Bakanlığına vize ettirilir.

c) (a) ve (b) fıkrası kapsamındaki kurum, kuruluş ve fonların kanunla, uluslararası antlaşmalarla veya 1999 Yılı Programı ile kurulması veya genişletilmesi öngörülen birimleri için yapılacak yeni vizeler dışında, 1998 Malî Yılında vize edilmiş toplam adam/ay miktarlarını aşacak şekilde vize yapılamaz. Vize edilmiş bulunan geçici iş pozisyonları Maliye Bakanlığının uygun görüşü ile başka unvanlı geçici iş pozisyonları ile değiştirilebilir veya iptal edilebilir. Maliye Bakanlığınca vize edilen cetvellerin bir örneği, ilgisine göre Sayıştay Başkanlığına veya Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluna gönderilir. Bu vize işlemi yapılmaksızın ödeme yapılamaz.

d)Kamu İktisadî Teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının 1.1.1999 tarihinden itibaren otuz iş gününden fazla süre ile çalıştıracakları geçici işçilere ait geçici iş pozisyonları, ilgili bakanlığın onayı alınmak suretiyle 31.1.1999 tarihine kadar Devlet Personel Başkanlığına vize ettirilir. Vize edilen geçici iş pozisyonları Devlet Personel Başkanlığınca başka unvanlı geçici iş pozisyonları ile değiştirilebilir veya iptal edilebilir. Vize ettirilen cetvellerin bir örneği Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluna gönderilir. Bu vize işlemi yapılmaksızın ödeme yapılamaz.

e)İl özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik ve müesseselerde çalıştırılacak geçici işçilere ait geçici iş pozisyonları her yıl İçişleri Bakanlığına vize ettirilir. Vize edilmiş bulunan geçici iş pozisyonları İçişleri Bakanlığı tarafından başka unvanlı geçiçi iş pozisyonları ile değiştirilebilir veya iptal edilebilir. İçişleri Bakanlığı tarafından vize edilen geçici iş pozisyonlarına ait vize cetvellerinin bir örneği Devlet Personel Başkanlığına gönderilir. Bu vize işlemi yapılmadan geçici işçi çalıştırılamaz ve herhangi bir ödeme yapılamaz.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen sayın üye?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

DÖRDÜNCÜ KISIM

Çeşitli Hükümler

Geçici görevlendirme ve atanılan kadro haklarından faydalanma

MADDE 51. – a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Ek 8 ve Ek 9 uncu, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 38, 40 ve 41 inci maddelerine ve 2919 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği Teşkilat Kanununa göre görevlendirilenler ile güvenlik görevlileri hariç, ilgili mevzuatı uyarınca diğer kurumlarda geçici olarak görevlendirilen ve kadro aylıklarını kendi kurum veya kuruluşlarından alan memurlar veya kamu görevlileri, geçici olarak görev yaptıkları kurum personelinin yararlandığı ve ilgili mevzuatında söz konusu personele de ödenebileceği belirtilen her türlü tazminat, fazla mesai ve diğer ödemelerden yararlanamazlar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen sayın üye?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Teminat olarak kabul edilecek değerler ve taşınmaz malların geçici teminatı

MADDE 52. – a) 29.2.1984 tarihli ve 2983 sayılı Kanun gereğince çıkarılan anapara iadeli gelir ortaklığı senetleri ve diğer menkul kıymetler ile Devlet iç borçlanma tahvilleri ve hazine bonoları,

1. Kamu kurumlarının yapacakları ihale ve sözleşmeler ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin uygulanmasında teminat olarak,

2. Hazinece satılacak millî emlak bedellerinin ödenmesinde nominal değerleri üzerinden ödeme vasıtası olarak,

Kabul edilir.

Tahvil ve bonolar nominal bedele faiz dahil edilerek ihraç edilmiş ise, bu işlemlerde anaparaya tekabül eden satış değerleri esas alınır.

b) Özel Finans Kurumlarının Kurulması, Faaliyetleri ve Tasfiyelerine İlişkin Esas ve Usullere Dair 83/7506 sayılı Karar hükümlerine göre faaliyette bulunan özel finans kurumları tarafından verilen süresiz teminat mektupları kamu kurumlarının yapacakları ihale ve sözleşmeler ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin uygulanmasında teminat olarak kabul edilir. Ancak, bu teminat mektuplarının Maliye Bakanlığınca belirlenen kapsam ve şekle uygun olmaları zorunludur.

c) Hazineye ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin kira ihalelerinde tahmini bedelin % 20’sine kadar geçici teminat alınabilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Petrolden Devlet Hakkı ve Petrol Kanunu gereğince ödenecek kur farkları

MADDE 53. – a) 5.4.1973 tarihli ve 1702 sayılı Kanuna göre petrolden alınacak Devlet hakkı, Bütçenin (B) işaretli cetvelindeki “Petrolden Devlet Hakkı” tertibine gelir kaydolunur.

b) 6326 sayılı Petrol Kanununda gerekli değişiklik yapılıncaya kadar, 1999 yılını geçmemek üzere, bu Kanunun 116 ncı maddesi uyarınca yapılan transferler nedeniyle oluşacak kur farklarının Bütçeye konulacak ödeneklerle Hazinece karşılanmasına devam olunur.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Kişi borçları

MADDE 54. – Saymanlık hesaplarında kayıtlı olup, zarurî veya mücbir sebeplerle takip ve tahsil imkânı kalmayan, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca silinmesi Malî Danışma Kurulu tarafından uygun görülen kişi borçlarından; tutarı 1,5 milyar liraya kadar olanların kayıtlardan çıkarılmasına Maliye Bakanı yetkilidir. Bu miktarı aşan kişi borçlarının terkini Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına bağlıdır.

178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye 543 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen Ek Madde 7 uyarınca, mal ve nakit saymanları ile gelir ve gider memurlarının zimmetlerinin silinmesi konusundaki talepler Malî Danışma Kurulunca incelenerek karara bağlanır ve Maliye Bakanına sunulur. Bu karar çerçevesinde terkin edilen zimmetlerden 1,5 milyar lirayı aşanların terkin listesi bütçe uygulama sonuçları ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine arz edilir.

1969 ve 1988 yılları arasında yurt dışından yapılacak alımlar için 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 83 üncü maddesine dayanılarak açılan kredilerden ve mülga 27.6.1972 tarihli ve 1601 sayılı Kanuna göre verilen ataşe avanslarından mahsubu yapılmamış olanlar ilgilileri adına kişi borçları hesabına alınarak mahsubu yapılır.

Kişi borçları hesabına alınan tutarlardan tahsiline imkân bulunmadığı ilgili Bakanlıkça bildirilenlerin miktarına bakılmaksızın Malî Danışma Kurulunun görüşü alınmak suretiyle terkin edilmesine Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?..

Şahsı adına, Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal; buyurun efendim.

ZEKİ ÜNAL (Karaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 54 üncü maddesi üzerinde görüşlerimi arz etmek üzere söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinize saygılar sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, 54 üncü madde, bilindiği gibi, kişi borçlarıyla ilgilidir ve bu maddenin birinci fıkrasında “... Malî Danışma Kurulu tarafından uygun görülen kişi borçlarından; tutarı 1,5 milyar liraya kadar olanların kayıtlardan çıkarılmasına Maliye Bakanı yetkilidir. Bu miktarı aşan kişi borçlarının terkini Türkiye Büyük Millet Meclisi onayına bağlıdır” denilmektedir; ikinci fıkrasında da “Ek Madde 7 uyarınca, mal ve nakit saymanları ile gelir ve gider memurlarının zimmetlerinin silinmesi konusundaki talepler Malî Danışma Kurulunca incelenerek karara bağlanır ve Maliye Bakanına sunulur. Bu karar çerçevesinde terkin edilen zimmetlerden 1,5 milyar lirayı aşanların terkin listesi, bütçe uygulama sonuçları ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine arz edilir” denilmektedir.

İkinci fıkrada, Malî Danışma Kurulunun yetkisi sınırlanmadığı için, 1,5 milyar lira üzerindeki borçlar için de karar yetkisi varmış gibi bir anlam çıkmaktadır. Halbuki, 1,5 milyar liranın üzerindeki borçların terkiniyle ilgili olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi onayına sunulmaktadır. Buna bir açıklık getirmek lazımdır.

Bunun dışında, birinci fıkranın son cümlesinde, 1,5 milyar lirayı aşan borçların terkiniyle ilgili olarak, yetkili, Türkiye Büyük Millet Meclisi gösterilmektedir ve Meclisin onayına sunulması gerektiği ifade edilmektedir. İkinci fıkranın son cümlesinde ise, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine arz edilmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, tabiî, bilgisine sunulacak bir makam değil; onay makamı olduğuna göre, bu cümleyi “Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulmak üzere bilgisine arz olunur” şeklinde düzeltmek lazımdır; çünkü, Türkiye Büyük Millet Meclisi, bilgilerin sunulduğu yer değil, onay makamıdır.

Bu görüş ve düşüncelerle saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ünal.

Başka söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Devlet hesaplarında yer verilmeyecek ve terkin edilecek tutarlar

MADDE 55. – Devletin mahkemelerce hükme bağlanan para cezaları da dahil olmak üzere her türlü gelir ve giderlerinin, tarh, tahakkuk, tahsil ve tediyesi ile emanetlerin alınıp geri verilmesinde ve Devlet kayıtlarında, kanunlarında ve diğer mevzuatında belirtilmiş tutar ve oranlar değişmemek şartıyla (bin)liranın altındaki tutarlar dikkate alınmaz.

Maliye Bakanı; yukarıda belirtilen hususlarla ilgili olarak doğacak aksaklıkları gidermeye, vergi dairelerinin müfredat ve mutabakat hesapları arasındaki uyumsuzluğun giderilmesi amacıyla denetim raporlarına dayanılarak tespit edilecek kesin farkları terkine yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Saymanlık görev ve sorumluluklarının devri

MADDE 56. – 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ve diğer mevzuatla saymanlara verilen görev ve yetkilerin bir kısmını gerekli görülen hallerde yardımcılarına devrettirmeye, devir ile ilgili esasları belirlemeye Maliye Bakanı yetkilidir. Saymanlar hakkındaki sorumluluk, devredilen işlerle ilgili olarak görev ve yetki verilenler hakkında da uygulanır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Su ve doğalgaz tarife bedelleri

MADDE 57. – Genel ve katma bütçeli idareler ile Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı öğrenci yurtlarının kullandıkları su (atık su dahil) ve doğalgaz için mahallî idareler tarafından belirlenecek tarife bedelleri, konutlar için uygulanan tarifenin en düşük iki dilim bedel ortalamasının % 50 fazlasını aşamaz. Bu kurumlara bağlı her dereceli okullar ile hastane ve tedavi kurumlarında ise % 20 fazlasını aşamaz.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Uluslararası kuruluşlara üyelik

MADDE 58. – a) Genel bütçeli daireler ve katma bütçeli idareler ile kamu iktisadî teşebbüsleri, sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları; uluslararası kuruluşlara üye olabilmek ve kanun, kararname ve uluslararası anlaşmalar gereği halen üyesi bulunulan uluslararası kuruluşlar dışındaki kuruluşlara katılma paylarını ödeyebilmek için, mevzuatın gerektirdiği diğer işlemlerin yanısıra ayrıca bağlı veya ilgili bulunulan Bakanlığın teklifi ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine Dışişleri Bakanlığından önceden izin alırlar.

b)Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıklarının uluslararası anlaşmalar, kanun ve kararnamelerle Türkiye Cumhuriyeti adına üye olduğu uluslararası kuruluşlara ilişkin işlemlerine (katılma payı ödemeleri dahil) bu madde hükmü uygulanmaz.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Vatanî hizmet tertibinden aylık bağlananlar ile 1005 ve 2022 sayılı kanunlar uyarınca aylık bağlananların gösterge rakamları

MADDE 59. – a) Vatanî hizmet tertibinden bağlanmış aylıkların gösterge rakamları 1999 yılında; kendileri için (4000), dul eşleri için (3200), diğer yakınları için (2200),

b) 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun uyarınca aylık ödemelerine esas alınan gösterge rakamı 1999 yılında (650),

c) 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatanî Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun uyarınca aylık ödemelerine esas alınan gösterge rakamı 1999 yılında (4000),

Olarak uygulanır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Kamu kuruluşlarınca işletilen sosyal tesisler

MADDE 60. – Kamu kurum ve kuruluşlarınca işletilen eğitim ve dinlenme tesisi, misafirhane, kreş, spor tesisi ve benzeri sosyal tesislerin giderlerine bütçeden katkıda bulunulmaz.

Bu tür yerlerde, genel ve katma bütçeden, döner sermaye ve fonlardan ücret ödenmek üzere 1999 yılında ilk defa istihdam edilecek yeni personel görevlendirilmez.

Söz konusu tesislerden yararlanacak olanlardan alınacak asgarî bedelleri belirlemeye veya belirlenen tarifeleri tasdik etmeye ve bu yerlerin hesaplarının bir düzen içinde tutulması için kullanılacak defter ve belgeleri tespit etmeye, diğer gerekli düzenlemeleri yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Yurtdışı eğitimi

MADDE 61. – 1999 Malî Yılında ilgili mevzuatları gereğince kamu kurum ve kuruluşlarınca yetiştirilmek maksadıyla lisansüstü (master, doktora) eğitimi için yurtdışına gönderilecek öğrenci, araştırma görevlisi ile kamu görevlileri, sadece Yüksek Öğretim Kurulu tarafından tespit edilen yabancı yükseköğretim kurumlarında eğitim görebilirler. Lisansüstü eğitime ilişkin giderler, fatura ya da benzeri gider belgesinin ancak öğrenim görülen yükseköğretim kurumu tarafından düzenlenmesi koşulu ile ödenir. Bu amaçla gönderileceklerin sayıları, kurum ve kuruluş bütçelerine bu nedenle konulan ödenek miktarını aşmayacak şekilde tespit edilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Yurtdışı teşkilatlarının yeniden düzenlenmesi

MADDE 62. – Genel bütçeli daireler ve katma bütçeli idareler ile kamu iktisadî teşebbüslerine ait yurtdışı teşkilatlarını yeniden düzenlemeye veya kaldırmaya, sürekli kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarını iptal etmeye ve halen yurtdışında sürekli görevli bulunan personelin görev sürelerini kısaltmaya, değişik kurumlara ait birimleri aynı çalışma mekanlarında toplamaya, ihtiyaç fazlası taşınır ve taşınmaz malların tasfiye edilmesi esas ve usullerini belirlemeye Dışişleri ve Maliye Bakanlarının müşterek teklifi üzerine Başbakan yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Geçici hizmet karşılığı yapılacak ödemeler

MADDE 63. – Kurumlar;

a) Arızi nitelikteki işleriyle sınırlı kalmak koşuluyla, yıl içinde bir ayı aşmayan sürelerle hizmet alımı yoluyla çalıştırılan kişilere yapılacak ödemeleri,

b) Kısmi zamanlı hizmet satın alınan kişilere yapılacak ödemeleri,

c) 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanununun 25 inci maddesi gereğince aday, çırak ve işletmelerde meslek eğitimi gören öğrencilere yapılan ödemeleri,

d) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/C maddesi gereğince sayım, propaganda, anket ve benzeri işlerde çalıştırılan geçici personele yapılan ödemeleri,

Bütçelerin (101-02-1-085) “Geçici Hizmet Karşılığı Yapılacak Ödemeler” faaliyetinde gösterilen 300 harcama kaleminden yaparlar. Bu faaliyete bütçelerin başka tertiplerinden ödenek aktarılamaz; ödenek üstü harcama yapılamaz.

Yukarıdaki hükümlere aykırı uygulamalardan ita amirleri, tahakkuk memurları ve saymanlar ile bu kişileri çalıştıranlar sorumludur.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum :

Amme alacağına karşılık kabul edilebilecek gayrimenkuller

MADDE 64. – Özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar dahil 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi iktisadî devlet teşekkülleri, kamu iktisadî kuruluşları, bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları, iştirakleri ile büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri, bunlara ait tüzelkişilerin veya bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzelkişiliğini haiz kuruluşların, Devlete ait olan ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren borçlarına karşılık olarak, mülkiyeti bu idarelere ait olan ve üzerinde herhangi bir takyidat bulunmayan gayrimenkullerinden Maliye Bakanlığınca ihtiyaç duyulanlar, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 13 üncü maddesine göre oluşturulacak komisyon tarafından takdir edilecek değeri üzerinden, borçlu kurumun da uygun görüşü alınarak, bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilişkinlendirilmeksizin Maliye Bakanlığınca satın alınabilir.

Bu idarelerin satın alınan gayrimenkullerinin tapu işlemlerine esas olan ve yukarıda belirtilen şekilde tespit edilen değeri miktarındaki Devlete ait olan ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren borçları terkin edilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum.

Gayrimenkul satışı ve idare gelirleri

MADDE 65. – a) Kamuya ait taşınmaz mallar; küçük sanayi sitesi, organize sanayi bölgesi, organize hayvancılık ve besi bölgesi yapılmak amacıyla kooperatiflerle kamu kuruluşlarına; diplomatik site alanındaki taşınmazlar yabancı komisyonlara bedeli peşin veya taksitle ödenmek üzere pazarlık usulü ile satılabilir. Bu konudaki esas ve usuller Maliye Bakanlığınca belirlenir.

b) 1. İrtifak hakkı verilen özel iskelelerden alınan nispî kira bedellerinin yarısı bütçenin (B) işaretli cetveline gelir, diğer yarısı da özel gelir kaydedilir. Özel gelir kaydedilen miktarın yarısı liman başkanlıkları hizmetlerini geliştirmek üzere Denizcilik Müsteşarlığı bütçesine, yarısı da millî emlak hizmetlerini geliştirmek amacıyla Maliye Bakanlığı bütçesine özel ödenek kaydolunur.

2. Ulaştırma Bakanlığı, Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü tarafından konsolide bütçe dışındaki kurum ve kuruluşlar ile özel ve tüzelkişiler adına yapılacak deniz dibi taramaları, hidrolik merkezde yapılan hidrolik ve bilgisayar modelleri, Araştırma Dairesince yapılacak her türlü deney ve araştırma, proje ve şartname onaylanması için alınacak bedellerin yarısı bütçenin (B) işaretli cetveline gelir, diğer yarısı da özel gelir kaydedilir. Özel gelir kaydedilen miktarın yarısı Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğünce gerçekleştirilecek altyapı tesislerinin onarımları ile ulaştırma hizmetlerini geliştirmek üzere Ulaştırma Bakanlığı bütçesine, diğer yarısı da millî emlak hizmetlerini geliştirmek amacıyla Maliye Bakanlığı bütçesine özel ödenek kaydolunur.

(b) bendinde belirtilen hükümlere göre özel gelir ve ödenek kaydedilen miktarların önceki yıllarda kullanılmayan kısmı cari yıl bütçesine devredilebilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum :

Avrupa parasal birliği

MADDE 66. – 1.1.1999 tarihinden başlamak üzere Avrupa Birliğine üye ve Ekonomik Parasal Birliğe katılacak devletlerin Euro’ya geçmesine bağlı olarak kamu sektörü dış borç ve borç yönetimi anlaşmalarına ilişkin düzenlemeleri yapmaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.

1.1.1999 tarihinden önce ve 1999 yılı içinde ulusal para birimi cinsinden aktedilmiş sözleşmelerde veya hukuki işlemlerde yer alan hükümlerin aynen korunması şartıyla, para birimi, faiz ve komisyon gibi konuların Euro cinsinden yenilenmesi, değiştirilmesi ve bozulmasına ait işlemler 1999 yılında damga vergisinden müstesnadır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum :

Kamu hizmetlerinin fiyatlandırılması

MADDE 67. – Genel bütçeli daireler ile katma bütçeli idarelerin görevlerini yerine getirirken yaptıkları mal ve hizmet teslimlerinden fiyatlandırılabilenler için ilgili kuruluşun teklifi üzerine Maliye Bakanlığınca tarife belirlenebilir.

Fiyatlandırılan mal ve hizmetlerden elde edilen tutarları, genel bütçe veya ilgili katma bütçeli kuruluş bütçelerinin (B) işaretli cetveline özel gelir, karşılığını da ilgili kuruluş bütçesinin (A) işaretli cetvelinde mevcut ya da yeni açılacak tertiplere özel ödenek kaydetmeye, gerektiğinde özel gelir ve özel ödenek kaydı beklenmeksizin söz konusu tutarların % 75’ine kadar harcama yetkisi vermeye, bu ödeneklerin harcanmayan kısmını ertesi yıl bütçesinin ilgili tertiplerine devren gelir ve ödenek kaydetmeye, sözkonusu tutarların tahsil edilmesi, harcanması ve diğer hususlarla ilgili esas ve usulleri belirlemeye, Maliye Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde, şahsı adına, Karaman Milletvekili Zeki Ünal; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Söz süreniz 5 dakikadır.

ZEKİ ÜNAL (Karaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 67 nci maddesi üzerinde görüşlerimi arz etmek üzere söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, saygılar sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, 67 nci maddeyle, genel bütçeli daireler ve katma bütçeli idarelerin görevlerini yerine getirirlerken yaptıkları mal ve hizmet teslimlerinden fiyatlandırılabilenler için tarife belirleme yetkisi, Maliye Bakanlığına verilmektedir. Yine bu şekilde, belirlenen tutarların tahsili, harcanması ve diğer hususlarla ilgili esas ve usulleri belirlemeye, Maliye Bakanlığı yetkili kılınmaktadır.

Bu hüküm, ilgili kanunlara ve Anayasaya aykırıdır; çünkü, söz konusu mal ve hizmetlerin fiyat tarifelerinin nasıl belirleneceği, tahsilat ve ödemelerin hangi usul ve esaslara göre yapılacağı, ilgili kanun ve yönetmeliklerle belirtilmiştir. Örnek vermek gerekirse, Karayolları, Devlet Su İşleri, üniversite gibi katma bütçeli kuruluşlar ile Millî Eğitim, Sağlık, Sanayi, Tarım ve Köy İşleri Bakanlıklarının sundukları mal ve hizmetlerin fiyatlarını, bu bakanlıklar ve kuruluşlar belirler, takip ve tahsil ederler. Maliye Bakanlığına böyle bir yetkinin verilmesi, uygulamada ciddî sıkıntılara yol açacaktır; diğer bakanlık ve kuruluşların yetki ve sorumluluklarına bir nevi müdahale olacaktır; bundan başka, bürokrasiyi ve kırtasiyeyi artıracak, iş akışını yavaşlatacak, hizmetleri aksatacaktır. Onun için, bu maddenin tamamen metinden çıkarılması gerekmektedir.

Arz ederim; saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Madde üzerinde başka söz talebi yok; önerge de bulunmadığına göre maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum :

Vergi, fon ve payların zamanında yatırılması

MADDE 68 . – 233 sayılı Kamu İktisadî Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında bulunan iktisadî devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları, bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri ile özelleştirme kapsamındaki kuruluşların ve döner sermayelerin yöneticileri ve malî işlerinden sorumluları, bu kuruluşların mükellef veya sorumlu sıfatıyla üçüncü kişilerden tahsil ettikleri vergi, fon ve diğer payların tahsil dairelerine zamanında ve tam olarak ödenmesini sağlamak zorundadırlar. Aksine davrananlar bu tutarların ödenmesinden şahsen ve müteselsilen sorumlu tutulurlar.

BAŞKAN – Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

69 uncu maddeyi okutuyorum :

Kısmen veya tamamen uygulanmayacak hükümler

MADDE 69. – a) 1. 7126 sayılı Sivil Müdafaa Kanununun 21.10.1960 tarih ve 107 sayılı Kanunla değişik 37 nci maddesinin (a) bendi,

2. 6831 sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Üç Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair 20.6.1973 tarih ve 1744 sayılı Kanunun Ek 3 üncü maddesinin (d) bendi,

3. 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonuna pay verilmesine ilişkin,

Hükümleri, 1999 Malî Yılında, bu Kanuna bağlı (A) işaretli cetvelin ilgili tertiplerine konulmuş ödenek tutarları düzeyinde uygulanır.

b) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda gerekli değişiklik yapılıncaya kadar bu Kanunun 171 inci maddesinde belirtilen süreler 1999 Malî Yılında saymanlar için yedi gün, sayman mutemetleri için iki gün olarak uygulanır.

c) 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda gerekli değişiklik yapılıncaya kadar Kanunun 25 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 1999 yılı için belirlenecek para cezaları, 1998 yılındaki tutarlarla aynı kalacak şekilde uygulanır.

d) 29.4.1969 tarihli ve 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununun değişik 5 inci maddesinde belirtilen döner sermaye miktarı yirmi trilyon lira olarak uygulanır.

e) 1999 yılı içinde ödenmesi gereken gelir vergisi, kurumlar vergisi ve geçici vergi yönünden bu Kanunun yürürlük tarihinden önce ihraç edilmiş bulunan Devlet borçlanma senetleri ile vadesi bir yıl ve daha uzun olan aynı neviden menkul kıymetler, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 279 uncu maddesinin 4369 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki hükmüne göre değerlenir.

f) 1999 Malî Yılında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

1. 81 inci maddesinin 5 numaralı bendinde yer alan bir yıl süresi üç ay, % 51 oranı % 25,

2. Mükerrer 75 inci maddesinde yer alan vergi alacağı oranı, menkul kıymet yatırım fonları katılma belgeleri kâr payları için 1/5,

Olarak uygulanır.

g) 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (6) sayılı tarifenin, yabancılara verilecek ikamet tezkeresi harçlarına ilişkin hükümleri, Dışişleri Bakanlığınca mütekabiliyet esası gözönünde tutularak belirlenecek ülkelerin uyrukları yönünden 1999 Malî Yılında uygulanmaz.

h) 3.6.1949 tarihli ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa 25.5.1995 tarihli ve 4108 sayılı Kanunla eklenen geçici 23 üncü maddenin (a) fıkrasındaki süre, fıkranın üçüncü paragrafı hariç, diğer hükümleri için 31.12.1999 tarihine kadar uzatılmıştır.

ı) 1. Uluslararası kurumlarca, yabancı ülkelerin kredi kuruluşlarınca ve diğer her türlü dış kaynaklarca kamu kurumlarına, yatırım bankalarına ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına Hazine tarafından garanti edilenler de dahil olmak üzere verilecek krediler ve bu kredilerin sözkonusu kuruluşlara geri ödenmesi dolayısıyla düzenlenecek kâğıtlar için 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu,

2. 9.5.1985 tarihli ve 3202 sayılı Kanunun 45 inci maddesinin birinci bendi,

3. 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunun 35 inci maddesinin son fıkrası,

4. 3.7.1968 tarihli ve 1053 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin 2 nci fıkrası ile aynı Kanunun 3 üncü maddesi

5. Genel Bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idareler bütçelerinden kamu iktisadî teşebbüslerine yapılacak “İktisadî Transferler ve Yardımlar Hakkında” 8.6.1959 tarihli ve 7338 sayılı Kanun hükümleri,

6. 2.2.1981 tarihli ve 2380 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile 27.6.1984 tarih ve 3030 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin (b) bendi hükümleri 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 7 nci fıkrasının (a) ve (b) bentleri için,

7. Muhtelif kanunların bu Kanunun 7 nci maddesine aykırı hükümleri,

8. 4.12.1984 tarihli ve 3096 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin (a) fıkrası,

9. 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununa 3.5.1995 tarihli ve 4107 sayılı Kanunla eklenen Ek 19 uncu madde hükmü,

10. 28.5.1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanunun 11 inci maddesi

11. Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaz mallar, katma bütçeli kuruluşların mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar ile özel mülkiyete konu olup kişiler tarafından Hazineye bağışlanan taşınmaz mallar hakkında, 16.8.1997 tarihli ve 4306 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin (A) fıkrasının 9 numaralı bendi genel ve katma bütçeli kuruluşlar ile bağışta bulunan kişiler yönünden,

1999 Malî Yılında uygulanmaz.

j) 29.5.1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 21 inci maddesinin (I) numaralı bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri uyarınca yerli ve yabancı film göstermelerinden tahsil olunan vergi gelirlerinin % 75’i bu Kanunun yayımını izleyen aybaşından itibaren 3257 sayılı Kanunun 10 uncu maddesine göre oluşturulan “Sinema ve Müzik Sanatını Destekleme Fonu” payı olarak ayrılır. Sözkonusu tutarlar tahsilini takip eden ayın onbeş inci günü akşamına kadar ilgili belediye tarafından adı geçen Fonun Merkez Bankası nezdindeki hesabına yatırılır. Süresinde yatırılmayan fon paylarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.

k) 22.4.1983 tarihli ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununun 66 ncı maddesinin ikinci fıkrasında “elli milyon” olarak yer alan tutar, 1999 Malî Yılında “iki milyar” olarak uygulanır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?..

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Cevat Ayhan konuşacak.

BAŞKAN – Madde üzerinde, önce, Doğru Yol Partisi Grubu adına, İçel Milletvekili Sayın Turhan Güven; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

Sayın Güven, süreniz 10 dakikadır efendim.

DYP GRUBU ADINA TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sabah içerisindeki bu saatlerde huzurunuzu işgal ettiğim için evvela özür diliyorum; ama, bütçe görüşmeleri ciddî bir iştir; bütçede önünüzden, devlet gelir geçer; o bakımdan, bütçe görüşmelerini bir sabırsızlık içerisinde değil de, daha itinayla, daha teenniyle takip etmekte yarar gördüğümü söylemek isterim.

Bakınız, ben, 1974’ten bu tarafa bütün bütçe görüşmelerini takip etmiş bir arkadaşınızım; ilk defa bu kadar sönük bir bütçeye şahit oluyorum. Bu bütçenin bu sönüklüğü içerisinde, belki, altıncı ay içerisinde huzurunuza gelmiş olması, bir geçici bütçenin daha evvel kabul edilmesinden yana bir tavır vardır.

Biraz evvel Doğru Yol Partisinin vermiş olduğu bir önergeyi, İçtüzük ve mevcut kanun çerçevesinde görüşme imkânımız olmamıştır. Doğrudur, burada uykusuz kalıyorsunuz; ama, 10 milyon kişi de yarın ne yapacağını bilememenin kaygısı içerisinde uykusu kaçmış olarak bulunuyor.

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) – Önerge sahipleri yoktu zaten burada.

TURHAN GÜVEN (Devamla) – Önerge sahibi benim efendim, benim...

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) – Sizin imzanız da yoktu önergede.

TURHAN GÜVEN (Devamla) – Var efendim... Var... Var... Zabıtları getirtin bakın.

Ben, Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili olarak değil; İçel Milletvekili olarak bir önerge vermişimdir, dikkat buyurun.

Şimdi, bırakın bunları; ama, mesele şudur: Bu kadar ciddî bir konu içerisinde, arkadaşlarımızın, Parlamentodaki mevcut gelenekleri de aşarak, başka tavırlar içerisinde olmasını kabul etmemiz de mümkün değildir değerli arkadaşlarım. Biz, bugün burada görüşürken, mesela bir arkadaşımız çıktı, biz “Parlamentonun itibarı” diye çırpınırken, burada görevli bir arkadaşımızın kullandığı otomobilin, o ilde ne aradığını sordu. Burada, biliyorsunuz, Komisyon Başkanlarına, Meclis Başkanvekillerine, 532 sayılı Kanunun gereği olarak araba tahsisi yapılır. Taşıt Kanununun, kanunen vermiş olduğu bir hakkı kullanmış olmaktan ötürü, bir arkadaşımızın, biraz da ucuz siyaset uğruna bu şekildeki beyanları maalesef üzücü olmuştur.

Bunun dışında, bakınız, burada bir başka arkadaşımız “bu böyle gitmez” diye Başkanın izin vermemesine rağmen konuşma gayreti içinde olmuştur.

Bütün bunlar gelir geçer; fakat, bunlar zabıtlara da geçiyor. İleride, okuyanlar, bu Parlamentonun neler yaptığını, bir bütçe görüşmesi içinde, 1999 yılı bütçesinin, konsolide bütçenin hangi şartlar altında kabul edildiğini görecekler; o yüzden, dikkat edilmesi lazım.

Peki, bunları kabul ediyorsunuz, ama, şimdi bakın “kısmen veya tamamen uygulanmayacak hükümler” faslına geldiğinizde, gözden kaçan bir şey var; geçen dönem içinde, bu değerli Parlamentonun bir evvelki döneminde, Tüketiciyi Koruma Kanunuyla ilgili bir uygulama önergelerle reddedilmiş idi; ama, bakınız, burada yine gelmiş, bu madde buraya konulmuş; yani, şu meşhur promosyon yasası. Yani, sabahleyin artık gazete alırken süt, süt alırken gazete verildiği bir ülkede yaşıyorsunuz. Bu promosyon yasasındaki cezaların giderek, katlanarak artırılması keyfîyetine karşı, geçen dönemde de buraya bir teklif getirilmiş ve “1998 yılındaki rakamlar uygulanır” şeklindeki bu teklife, bu Parlamento “hayır” demiştir “bunlar artırılarak gitmelidir; çünkü, başka türlü, Türkiye’de bu promosyonun önüne geçmeniz mümkün değildir” demiştir ve reddetmiştir; ama, bakın, bu kanun tasarısı içinde yine yerini almış; yani, bunlara dikkat edilmesi lazım gelmez mi?

Doğru, 14 saat uykusuz kaldınız, 15 saat, 16 saat kalacaksınız; ama, bu kalmanın sonucunda da, bu millete hizmet vermenin zevkini beraber tadalım. O zaman, müsaade ederseniz, biraz sonra herhalde bir önerge var bu konuda, o nedenle biz vermedik, bu önergeyi kabul buyurmanızı arzu ederim. Bu önerge...

CEMAL ENGİNYURT ( Ordu) – İki kişiyle mi?!.

TURHAN GÜVEN (Devamla) – İki kişiyle değil; sizler kabul edeceksiniz. Milletin nef’ine olan bir olayda, bunun, muhalefeti iktidarı olmaz.

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) – Tamam, muhalefet de olsun, beraber çıkaralım.

TURHAN GÜVEN (Devamla) – Haa, bakın, muhalefet bulunmayabilir; ama, iktidarsınız, daha soğukkanlı olun.

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) – Sizi millet seçmedi mi?

TURHAN GÜVEN (Devamla) – Siz, bunu kabul edeceksiniz. Siz, iktidar olmanın soğukkanlılığı, itidali içinde olacaksınız. Siz, o olgunluğu göstereceksiniz; çünkü, bütün iktidarlar böyle olmuştur; iktidarlar, muhalefet gibi davranmaz. Bu bakımdan, değerli arkadaşlarım, biraz sonra verilecek önerge üzerinde, arkadaşlarımız, herhalde -zaten görüşme imkânı yok ama- kendi görüşlerini grup adına bildireceklerdir.

Bu 69 uncu maddenin (c) fıkrasında 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda gerekli değişiklik yapılıncaya kadar, Kanunun 25 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca “1999 yılı için belirli para cezaları, 1998 yılındaki miktarla aynı kalacak şekilde uygulanır” hükmünün önergeyle ortadan kaldırılmasının, zannederim, doğru olacağı düşüncesindeyim.

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Güven.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır Sayın Ayhan.

FP GRUBU ADINA CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; Bütçe Kanunu Tasarısının 69 uncu maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, bu madde, kısmen veya tamemen uygulanmayacak hükümleri ihtiva etmekte, birçok kanunun bu bütçe döneminde uygulanmayacak hükümlerini zikretmektedir. Tabiî, burada hemen dikkati çeken, bazı devamlı kanunlarda da değişiklik yapmış olmasıdır; mesela, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda belediye gelirlerinin bir kısmını bir başka fona aktarmayla ilgili hüküm de vardır. Tabiî, bu bütçe kanununda başka hükümler de var. Bütçe kanunlarının, sadece bütçeyle ilgili olan değişiklikleri getirmesi lazım, devamlılık arz eden kanunlarda değişiklik yapmaması lazım; yaptığı takdirde, Anayasa Mahkemesi de bunu devamlı iptal etmektedir; geçmiş yıllarda, aşağı yukarı son on yılda hep bu yapılmış ve hep de iptal edilmiştir.

Ancak, ben, burada, Sayın Güven’in de üzerinde durduğu, özellikle bu basın ve promosyonla ilgili cezaları donduran, tesirsiz hale getiren 69 uncu maddenin (c) bendiyle ilgili söz almış bulunmaktayım.

Hatırlarsanız, 1995’te 4077 sayılı Kanun çıkmış. Tabiî, kanunun ismi Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve kabul tarihi de 23 Şubat 1995. Bu kanunun muhtelif maddelerinde, tüketicinin aleyhinde işlenen fiillerle ilgili cezalar tanzim edilmiş, hangi hususların yasak olduğu tanzim edilmiş, ifade edilmiş ve 25 inci maddesinde de bu fiilleri işleyenlere verilecek olan cezalar ifade edilmiş.

Bakarsak, mesela, kanunun 4 üncü maddesinin -ayıplı mal ve hizmetler için- yedinci fıkrasında satışa sunulan kullanılmış ayıplı mallar üzerine “özürlüdür” ifadesinin yazılmaması halinde 5 milyon ceza... Bunlar, 1995 rakamlarıyla.

5 inci maddesinde, satıştan kaçınma, teşhir edilen malın satışından imtina etmede ve yine 6/3’te taksitli satışlarda, satıcının, peşin fiyatı, taksitli fiyatı, faiz nispeti, gecikme faizi, ön ödeme, ödeme planı vesaireyle ilgili sözleşmeye bu hususların vaz edilmemesi halinde 5 milyon ceza... Bunlar hep 1995 fiyatları.

7/3’te; yani 7 nci maddenin üçüncü fıkrasında, kampanyalı satışları düzenleyen hükümler var; buna aykırı hareketlerde 5 milyon ceza...

9/1’de, kapıdan satışları düzenliyor; birtakım hükümler getirmiş. Alıcının, kapıdan satışlarda 7 günde malı iade hakkı var, 10 günde de parasını geri alma hakkı var; satıcı, buna aykırı hareket ederse, 5 milyon ceza...

10/1’de, tüketici kredisiyle ilgili düzenlemeler var; cezalar yine 5 milyon...

12/1 ve 2’de, etiket koyma, hizmetlerin tarihi ve fiyatlarının asılması; bunlara uymama halinde cezalar, 5 milyon...

8/2, kapıdan satışlarda cezalar 10 milyon... Garanti belgesi düzenlemesinde, 10 milyon... Bunlara aykırı hareket halinde, verilmemesi halinde yani...

13/2, garanti süresinde malın bedelsiz tamiri, 10 milyon... Diğer cezalar var, 10 milyon...

Asıl, basınla ilgili olana gelirsek, bu, 11 inci maddede tanzim edilmiş; bunun da esası şudur: 11 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrasında diyor ki: “Aykırı hareket edenler...” Nedir, bu 11 inci maddenin fıkraları; 11 inci maddeye bakarsak, promosyonla ilgili yasaklardır bunlar: “Kültürel ürünler dışında hiçbir mal veya hizmetin taahhüdü veya dağıtımı yapılamaz” deniliyor, süreli yayınlarla ilgili bir tahdit bu; bunu düzenlemiş 4077’nin 11 inci maddesi. “Promosyon yasası” diye basında, halk arasında meşhur olan bir hükümdür bu 11 inci madde.

Şimdi, bununla ilgili cezaları vazetmiş burada; buna aykırı hareket ederse, 500 milyon ceza var. Bu, gazeteyse, mahallî gazeteyse, 500 milyon lira; ülke genelinde yayın organıysa, ulusal basın dediğimiz basınsa, 20 katı; yani, 10 milyar lira oluyor bu fiili işlediği takdirde; yani, tabak çanak dağıttığı takdirde. Kanuna aykırı yap; 10 milyar lira cezası var bunun. Bunun ihtar edilmesi halinde, durdurmazsa bunu, her gün için 1 milyar lira ceza var.

Bu paraları, yine, kanun vazıı, 4077’de düzenlemiş. Burada 25 inci maddenin altıncı fıkrasında deniliyor ki: “Yukarıdaki fıkralarda belirtilen para cezaları, suçun aynı yıl içerisinde tekerrürü halinde iki misli olarak uygulanır. Para cezaları, her yıl başında, Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesi hükümleri uyarınca artırılır.” Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine baktığımız zaman, burada da bu husus düzenlenmiş. Ek 2 nci maddede, para cezaları, memur maaş katsayısına bağlanmış. Bu ek 2 nci madde 1988’de çıktığı için, o zaman, memur maaş katsayısı 84’müş; 84 puanın üzerine gelen her 75 puan artış, 1 birim olarak kabul edilmiş; ama, ikinci fıkrada da “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra -yani, ek 2 nci maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra- kabul edilecek kanunlardaki para cezaları için de, müteakip yıllar, Bütçe Kanununda belirlenen katsayı miktarlarında artırma yapıldığı takdirde, birim sayısının tespitinde başlangıç olarak, o kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki Bütçe Kanununda geçerli olan devlet memurları aylık katsayısı esas alınır” deniliyor.

Yani, buradan geldiğimiz nokta şu. Şimdi dönüyoruz 4077’ye. Tüketicinin Korunması Kanunu... 1995’te yıl ortasında memur maaş katsayısı 1 225, 1996 ortası 2 550, 1997 ortası 4 475, 1998’de 7 030 -yıl ortası temmuz maaşlarını söylüyorum- 1999 da, yıl ortası itibariyle 10 000 aşağı yukarı. Burada benim koyduğum rakam 9 000 küsurdur; zannederim, arkadaşların verdiği de öyle. Şimdi buna göre katsayıları hesaplarsak, 1995’teki cezalar, 1996’da ikiyle çarpılıyor, 1997’de 3,65’le çarpılıyor; 1998’de 5,73’le çarpılıyor; 1999’da 8,16’yla çarpılıyor. Peki, 5 milyon liralık bir ceza - etiket koymayan bir insanın cezası - ne oluyor : 1999’da 40 milyon oluyor; yani, 1995’teki 5 milyon, 1999’da 40 milyon oluyor. 500 milyon liralık bir ceza, mahallî bir basın organında promosyon yapılırsa: 1995’teki 500 milyon lira, 1999’da 4 milyar 80 milyon lira oluyor; 8 katsayısını hatırlayın ve ülke genelinde ulusal basın için 10 milyar lira olan -20 katı çünkü, ulusal basında- 1995 cezası, 1999’da da 81 milyar lira oluyor.

Şimdi, Plan ve Bütçe Komisyonunda şöyle bir kâğıt dağıtıldı; bu hesap yanlıştır; onun için, ben oturdum bu hesabı yaptım. Bu hesap yanlıştır; yani, aldatıcı demiyorum; yani, daha ağır bir ithamda bulunmak istemiyorum; ama, komisyon üyelerini de yanılttı; burada da bazı milletvekili arkadaşlarımıza dağıtıldı. Mesela, bir değerli arkadaşımız bana geldi, dedi ki, “yahu, etiket koymazsa, 800 milyon lira ceza ödeyecekmiş.” Yok öyle bir şey; işte, burada, çıkardım; etiket koymayanın cezası 40 milyon liradır.

Şimdi, evet, sürem de bitti; eğer, müsaade ederseniz, benim şahsî söz talebim de var; ikisini beraber kullanacağım; başka söz de almayacağım, bunu izah etmek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

CEVAT AYHAN (Devamla) – Şimdi, değerli arkadaşlar, tüketicinin korunmasıyla ilgili bir kanun çıkarıldı ve bu kanunda da, aslolan, basında promosyonu da men etmek istiyoruz; çünkü, basın sadece kültürel eserler dağıtır diye; ama, 1998’de getirmişiz, yine, bütçeye madde koymuşuz; 1997’deki cezalar aynen uygulanır diye. Şimdi, 1999’da da, 1998’deki cezalar aynen uygulanır diyoruz; yani, 1997’deki cezalar uygulanır. O zaman, bu kanunu niye çıkardı bu Meclis?!. Yani, burada, şimdi, kimseye bir şey söylemek istemiyorum; kimseyi de rencide etmek istemiyorum; ama, basın bu kanunu kasten ihlal ediyor ve Değerli Komisyon Başkanımız da, -eski Sanayi Bakanıdır, burada mı şu anda, bilmiyorum; buradalar- kendileri bize komisyonda ifade ettiler; belki, lütfeder, açıklamada bulunurlar.

Basınla, Bakanlığın bir ihtilafında da, Bakanlık kazandı davayı, yüksek yargıda da kazandı; yani, basının yaptığının yanlış olduğu, yargıyla da tescil edildi. Şimdi, biz, niye bu cezaları donduralım... Basın, çanak çömlekçilik yapmasın, tencere tabak dağıtmasın. 4 milyon esnaf var; bunlar ticaret yapıyor, yani, bunların bunu dağıtmaya hakkı yok. Ayrıca, şimdi, Vergi Kanununda da, 1998’de değişiklik yaptık; hatırlarsanız, KDV’leri nakdî olarak iade hükmünü getirdik. Bol bol bu cezayı işleyecek, bu fiili işleyecek ve bu kanunu da çiğnemeye devam edecek.

Ben, yüksek takdirlerinize arz ediyorum; yani, bu maddenin, (c) bendinin madde metninden çıkarılmasıyla ilgili bir önergemiz de var.Takdirlerinize arz ediyorum.

Hepinizi hürmetle selamlıyorum. (FP, MHP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ayhan.

Madde üzerinde, şahsı adına Sayın Ünal’ın söz talebi vardır; kullanacak mısınız efendim?

ZEKİ ÜNAL (Karaman) – Kullanacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

ZEKİ ÜNAL (Karaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; fazla vaktinizi almak istemiyorum; yalnız, konu biraz önemli olduğu için, bir iki noktaya temas edeceğim.

Bu 69 uncu maddede, kısmen veya tamamen uygulanmayacak hükümler tadat edilmektedir ve bu maddenin i/7 nci fıkrasında “Muhtelif kanunların bu Kanunun 7 nci maddesine aykırı hükümleri” ibaresi yer almaktadır.

Bu kanun tasarısının 7 nci maddesi ise, kamu haznedarlığının yürütülmesiyle ilgili olup, genel, katma ve özel bütçeli kuruluşların döner sermayeler ve fonlar ile özel kanunlarla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, KİT’ler, belediyeler gibi bazı kuruluşlar hariç olmak üzere, bütün kaynaklarını Merkez Bankası ve Ziraat Bankası nezdinde açtıracakları vadesiz hesaplarda toplayacaklarını öngörmektedir. Bu hüküm, birçok kurum ve kuruluşlar açısından, kendi kanunlarına ve Anayasaya aykırı bulunmaktadır. Örnek vermek gerekirse, 1998 yılı Bütçe Kanununun 7 nci ve 71/b maddesinin yedinci bendine de aynı şekilde hükümler konulmuştur; ancak, bu hüküm, 6.8.1997 gün ve 4301 sayılı Adalet Bakanlığına bağlı dönersermayeli Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumunun Kuruluş ve İdaresine İlişkin Kanunun 4 üncü maddesi (h) bendini işlemez hale getirmiştir; çünkü, yasaya göre, işyurtlarının paralarını hangi bankalara yatıracağını belirleme yetkisi İşyurtları Kurumu Yüksek Kuruluna verilmiştir. Bu yüzden, söz konusu madde ve bent, Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir. İptal kararı 19 Mart 1999 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Bu durum dikkate alındığında ı/7 nci fıkranın da tamamen ortadan kaldırılması ve maddenin buna göre tekrar düzenlenmesi gerekmektedir.

Arz ederim.

Teşekkür ederim.(FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum efendim.

Değerli milletvekilleri, madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyle ilgili bir önerge vardır; okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

1999 yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 69 uncu maddesi (c) bendinin madde metninden çıkarılmasını arz ederiz.

Cevat Ayhan Celal Esin Bekir Sobacı

Sakarya Ağrı Tokat

Yakup Budak Mehmet Çiçek Sait Açba

Adana Yozgat Afyon

Zeki Ünal

Karaman

Gerekçe:

Tüketicinin korunması için getirilen ceza hükümlerinin uygulanmasında, cezaların miktar olarak her yıl ayarlanması yerine sabit tutulması cezaların caydırıcı olmasını önler, maksat hâsıl olmaz.

BAŞKAN – Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet ne düşünüyorlar efendim?

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Söz istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Ayhan, biliyorsunuz, bütçe görüşmelerinde, biraz önce ifade etmiştim; arzu ederseniz, bir kere daha edeyim: Anayasamızın 162 nci maddesi hükmü gereğince, söz veremiyorum.

Şimdi, Hükümet ve Komisyon katılmamış olduğuna göre; önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Şimdi, mevcut haliyle maddeyi oylarınıza sunuyorum: Maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer maddeyi okutuyorum:

Yürürlük

MADDE 70. –Bu Kanun 1.1.1999 tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer maddeyi okutuyorum:

Yürütme

MADDE 71. – Bu Kanunun;

a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ile ilgili hükümlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

b) Cumhurbaşkanlığı ile ilgili hükümlerini Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri

c) Sayıştay Başkanlığı ile ilgili hükümlerini Sayıştay Birinci Başkanı

d) Diğer hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Değerli milletvekilleri; böylece, 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının bütün maddeleri kabul edilmiş bulunmaktadır.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir. Açık oylama, yarınki birleşimde son konuşmaları müteakip yapılacaktır.

3. – 1997 Malî Yılı Genel Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1997 Malî Yılı Kesinhesap Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (3/122,1/3) (S.Sayısı : 8)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 1997 Malî Yılı Genel Bütçe Kesinhesap Kanunu Tasarısının 1 inci maddesini tekrar okutup, oylarınıza sunacağım:

1997 MALÎ YILI

KESİNHESAP KANUNU TASARISI

Gider bütçesi

MADDE 1. – Genel bütçeli idarelerin 1997 Malî Yılı giderleri, bağlı (A) işaretli cetvelde gösterildiği üzere, (7 993 610 168 216 000) lira olarak gerçekleşmiştir.

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 1 inci maddeyi daha önce kabul edilen cetvelleriyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi ve bu maddeye bağlı (B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

Gelir bütçesi

MADDE 2. – Genel bütçenin gelirleri, bağlı (B) işaretli cetvelde gösterildiği üzere, (5 726 931 736 223 000) olarak gerçekleşmiştir.

B - C E T V E L İ

Bütçe Tahmini 1997 Yılı Tahsilatı

Lira Lira

GENEL TOPLAM: 6 237 920 926 000 000 5 726 931 736 223 000

BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

(B) cetvelini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi (B) işaretli cetvelle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2 nci madde, (B) işaretli cetvelle birlikte kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

Nazım gelir ve gider

MADDE 3. – (1 166 402 253 468 000) lira nazım gelir tahsil edilmiş ve aynı miktar gider yapılmıştır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum:Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

Denge

MADDE 4. – Birinci maddede yazılı giderler ile ikinci maddede yazılı gelirler arasında (2 266 678 431 993 000) liralık gider fazlası meydana gelmiştir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tamamlayıcı ödenek

MADDE 5. – Bağlı (A) işaretli cetvelin ilgili sütununda kayıtlı (42 425 043 538 000) liralık ödenek üstü gideri karşılamak üzere, aynı tutarda tamamlayıcı ödenek kabul edilmiştir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum :

Devredilen ödenek

MADDE 6. – 1997 Malî Yılı içinde harcanmayan ve özel kanunlarla devrine izin verilen (16 239 759 149 000) liralık özel ödenek, ertesi yıla ödenek kaydedilmek üzere devredilmiştir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

İptal edilen ödenek

MADDE. 7. – Bağlı (A) işaretli cetvelin ilgili sütununda kayıtlı bulunan ve yılı içinde kullanılan ve devredilenler dışında kalan (306 882 203 625 000) liralık ödenek iptal edilmiştir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Devlet borçları

MADDE. 8 – Bağlı Devlet borçları uygulama sonuçları kesinhesap cetvellerinde ayrıntısı gösterildiği üzere, 31.12.1997 tarihi itibariyle (3 490 781 950 616 000) lira orta ve uzun vadeli, (2 712 613 631 998 000) lira kısa vadeli olmak üzere toplam (6 203 395 581 614 000) lira içborç mevcuttur.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Yürürlük

MADDE 9. — Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Yürütme

MADDE 10. — Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir.

Değerli milletvekilleri, 1997 Malî Yılı Genel Bütçe Kesinhesap Kanun Tasarısının bütün maddeleri kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylama, yarınki birleşimde son konuşmalardan sonra yapılacaktır.

Şimdi, Katma Bütçeli İdareler 1999 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının 1 inci maddesini okutup, oylarınıza sunacağım; ancak, maddeyi okutmadan önce, birleşime 10 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati : 02.50

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 03.00

BAŞKAN: Başkanvekili Nejat ARSEVEN

KÂTİP ÜYELER: Burhan ORHAN (Bursa), Melda BAYER(Ankara)

 

BAŞKAN– Değerli milletvekilleri, 25 inci Birleşimin Beşinci Oturumunu açıyorum.

III. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMiSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

l. - 1999 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarıları ile 1997 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler ve Kuruluşlar Kesinhesap Kanunu Tasarıları (1/1; 1/2; 1/3, 3/122; 1/4, 3/123) (S.Sayıları : 3, 4, 8, 9) (Devam)

D) GELİR BÜTÇESİ (Devam)

2. – 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1) (S. Sayısı : 3) (Devam)

3. – 1997 Malî Yılı Genel Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1997 Malî Yılı Kesinhesap Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (3/122, 1/3) (S. Sayısı : 8) (Devam)

4. – Katma Bütçeli İdareler 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/2) (S. Sayısı : 4) (Devam)

5. – 1997 Malî Yılı Katma Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1997 Malî Yılı Katma Bütçeli İdareler Kesinhesap Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (3/123, 1/4) (S. Sayısı : 9) (Devam)

BAŞKAN – Bütçe Kanunu Tasarısı üzerindeki müzakerelerimize devam ediyoruz.

Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

4. – Katma Bütçeli İdareler 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/2) (S. Sayısı : 4)

BAŞKAN – Katma Bütçeli İdareler 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 1 nci maddesini okutuyorum:

Katma Bütçeli İdareler 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı

BİRİNCİ KISIM

Genel Hükümler

Ödenekler, öz gelirler, hazine yardımı

MADDE 1. – a) Katma bütçeli idarelerin 1999 yılında yapacakları hizmetler için (1 889 417 782 000 000) lira ödenek verilmiştir.

b) Katma bütçeli idarelerin 1999 yılı gelirleri (80 000 000 000 000) lirası öz gelir, (1 313 581 482 000 000) lirası Hazine yardımı, (495 836 300 000 000) lirası yükseköğretim kurumlarının cari hizmet giderlerine yapılacak Devlet katkısı olmak üzere toplam (1 889 417 782 000 000) lira olarak tahmin edilmiştir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

1 inci maddeyi, daha evvel kabul edilen cetvellerle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

Bağlı cetveller

MADDE 2. – Katma bütçeli idarelerin,

a) Ödenek dağılımı “A” işaretli,

b) Gelirleri, herbir idarenin bütçesine ekli “B” işaretli,

c) Gelirlerin dayandığı hükümler ekli “C” işaretli,

d) Mevcut lojman, sosyal tesis, telefon, faks ve kadro sayıları “L”işaretli,

e) Harcamalara ilişkin formül ekli “R” işaretli,

f) Sahip oldukları taşıtlar ve 1999 yılında Taşıt Kanunu uyarınca satın alacakları taşıtların cinsi, adedi, hangi hizmetlerde kullanılacağı ve azami satın alma bedelleri “T” işaretli,

Cetvellerde gösterilmiştir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

2 nci maddeyi, Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen cetvelleriyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ KISIM

İdarelere İlişkin Özel Hükümler

Tarım reformu uygulaması ile ilgili davaların takibi

MADDE 3. – Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün toprak ve tarım reformu uygulaması ile ilgili uyuşmazlık ve davaları bu Genel Müdürlük adına gerektiğinde Hazine avukatları tarafından da takip edilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

Özel ödeneklere ilişkin işlemler

MADDE 4. – a) Karayolları, Köy Hizmetleri ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlükleri; Genel ve Katma Bütçeli kuruluşlar hariç diğer kamu kurum ve kuruluşları gerçek ve tüzel kişilerden vaki olacak hizmet taleplerini kendi imkânları nispetinde, yapılacak anlaşmalar esasları dahilinde ve bedeli mukabilinde yerine getirmeye yetkilidirler. Bu amaçla yatırılacak paralar, bir taraftan adı geçen kuruluşlar bütçelerinin (B) işaretli cetveline gelir, diğer taraftan (A) işaretli cetvelde mevcut veya yeniden açılacak tertiplere Maliye Bakanlığınca ödenek kaydolunur. Ayrıca, 11.2.1950 tarihli ve 5539 sayılı Kanunun 1737 sayılı Kanunla değişik 20 nci maddesi gereğince, geçişi ücretli olan yol, köprü ve tünellerden sadece Anadolu Otoyolu (Azaphane Geçişi) ile Aliağa-Çiğli-Cumaovası (İzmir Kent Geçişi) oto ve ekspres yollarından elde edilen her çeşit gelirleri de aynı mahiyetteki yol, köprü ve tünellerin yapım, bakım, onarım ve işletmesinde kullanılmak üzere, Maliye Bakanlığınca bir taraftan Karayolları Genel Müdürlüğü bütçesinin (B) işaretli cetvelinde açılacak özel bir tertibe gelir, diğer taraftan (A) işaretli cetvelde açılacak ilgili tertibe ödenek kaydolunur.

Bu özel tertiplerdeki ödeneklerden önceki yılda harcanmayan kısımları cari yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

İşin gerektirdiği hallerde ve yaptırılacak iş bedelinin saymanlık hesaplarına intikal etmesi halinde gelir ve ödenek kaydı işlemini beklemeksizin “A” işaretli cetvelin ilgili proje ödeneklerinden gerekli harcama yapılabilir.

Yapılan harcama tutarı kadar ödeneği, özel tertipten önceden harcama yapılan tertibe aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir.

b) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 3.7.1968 tarihli ve 1053 sayılı Kanun gereğince yürütülen içme suyu tesisleri ile ilgili olarak kendi usullerine göre borçlandırılan bedeller taksitlerinin ilgili belediyelerce süresinde ödenmemesi halinde, ödenmeyen taksitler, 2.2.1981 tarihli ve 2380 sayılı Kanun uyarınca belediyelere ayrılan paylardan İller Bankasınca kesilerek Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne ödenir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

Karayolları Genel Müdürlüğü yol bakım işleri için gelecek yıla geçici yüklenmelere girişilmesi

MADDE 5. – Karayolları Genel Müdürlüğünce, yol bakım işleri için yılları bütçelerinde yeralan ödeneklerin yarısını geçmemek üzere ilgili Bakan onayıyla gelecek yıla geçici yüklenmelere girişilebilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesi ile ilgili işlemler

MADDE 6. – a) 29.4.1959 tarihli ve 7258 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi gereğince her çeşit spor saha ve tesisleri vücuda getirmek amacı ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesinin (A) işaretli cetvelinde yer alan projelerin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce 21.5.1986 tarihli ve 3289 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılabilecek işler dışında kalanlara ait ödenekleri, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Bütçesine aynı amaçla aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir.

b) Yıllık yatırım programlarına ek yatırım cetvellerinde büyük onarım projeleri arasında yer alan ve Genel Müdürlük onayı ile İl Müdürlüklerince emaneten yaptırılması uygun görülen işlerin karşılıkları Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesinin ilgili yatırım tertibindeki ödenekten il müdürlüklerine yardım yolu ile ödenebilir.

c) Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesine ekli (B) işaretli cetvelin “Futbol Müsabakaları Müşterek Bahis Hasılatından Elde Edilecek Gelir” tertibinde kayıtlı kaynaktan sağlanacak gelir fazlalarını sportif hizmetler ve spor tesislerinin yapım, bakım ve büyük onarımlarında kullanılmak üzere Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesine bir yandan özel gelir, diğer yandan açılacak özel tertibe ödenek kaydetmeye,

Çeşitli kurum ve kuruluşlar ile şahıslar tarafından Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne bağlı spor federasyonları ile dairelere yapılan nakdî yardım ve bağışlarla kendi faaliyet ve hizmetlerinden sağladıkları gelirleri, bu yardım ve geliri sağlayan federasyon ve dairelerin gençlik ve sportif hizmetleri ile mal ve hizmet alımlarında kullanılmak üzere Genel Müdürlük bütçesine bir yandan özel gelir, diğer yandan açılacak özel tertiplere ödenek kaydetmeye,

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün mülkiyetinde bulunan ve spor amaçlı ayrılmış taşınmaz malların; satışından, mülkiyetin gayrî aynî hak tesisinden ve kiralanmasından elde edilen gelirlerini, sportif hizmetler ve spor tesislerinin yapım bakım ve büyük onarım giderlerinde kullanılmak üzere genel müdürlük bütçesine bir yandan özel gelir, diğer yandan açılacak özel tertibe ödenek kaydetmeye,

Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödeneklerden yılı içinde sarf edilemeyen kısmı ertesi yıl bütçesinin ilgili tertiplerine devren gelir ve ödenek kaydolunur.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Olmadığına göre maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Telsiz Genel Müdürlüğü bütçesi ile ilgili işlemler

MADDE 7. – a) 2813 sayılı Telsiz Kanununda yer alan telsiz ve monitör hizmetlerinin yürütülmesini teminen, Telsiz Genel Müdürlüğü bütçesine ekli (B) işaretli cetvelde yer alan “Ücret Gelirleri” tertiplerinde kayıtlı kaynaktan sağlanan gelir fazlalarını, Telsiz Genel Müdürlüğü 1999 Malî Yılı Bütçesinde açılacak özel bir tertibe bir taraftan gelir, diğer taraftan açılacak özel tertiplere ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

Bu ödeneklerin yılı içinde sarf edilemeyen kısmı ertesi yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydolunur.

b) 2813 sayılı Telsiz Kanununda gerekli değişiklik yapılıncaya kadar aynı Kanunun 27 nci maddesinin birinci paragrafında yer alan “on katına” ibaresi “yüz katına” olarak uygulanır.

c) 2813 sayılı Telsiz Kanununda gerekli değişiklik yapılıncaya kadar telsiz ücretleri ve bu ücretlerden doğan gecikme cezalarıyla ilgili olarak Telsiz Genel Müdürlüğünce yapılan yasal takibatla tahsili mümkün olamayacağı belirlenen ve aslı üç milyon beşyüzbin liraya kadar olan telsiz ücretleriyle bunların ferilerinin terkinine Ulaştırma Bakanı yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü bütçesi ile ilgili işlemler

MADDE 8. – Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü Bütçesine ekli (B) işaretli cetvelde yıl içinde meydana gelebilecek gelir fazlalarını bir yandan özel gelir, diğer yandan mevcut veya yeni açılacak özel tertibe ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

Yatırım harcamaları, 1999 Yılı yatırım (+) yatırım Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar hükümlerine göre yatırım programı ile ilişkilendirilir.

Bu ödeneklerin yılı içinde sarf edilemeyen kısmı ertesi yıl bütçesinin ilgili tertibine devren gelir ve ödenek kaydolunur.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Yükseköğretim kurumları ile ilgili hükümler

MADDE 9. – a) Yükseköğretim kurumlarınca önceki yıllarda bastırılan ders kitapları ve teksirlerin satış bedelleri Devlet İstatistik Enstitüsü toptan eşya fiyatları endeksine göre, yükseköğretim kurumları tarafından her yıl yeniden tespit edilir.

b) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine göre özel ödenek kaydolunan miktarlar üniversite adına T.C. Ziraat Bankası şubelerinden birinde açılacak hesaba yatırılır ve harcamalar bu hesaptan yapılır.

c) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine göre kısmı zamanlı olarak çalıştırılacak öğrenciler hakkında, 1475 sayılı İş Kanununun işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili hükümleri ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası ile ilgili hükümleri hariç diğer hükümleri uygulanmaz.

d) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa tabi yükseköğretim kurumlarında kayıtlı yükseköğrenim öğrencilerinin her türlü tedavi giderlerinin karşılanması için, bu kurumların bütçelerinde tertiplenen transfer ödeneklerinin karşılıkları Yükseköğretim Kurulunca tespit edilecek esas ve usuller çerçevesinde kullanılmak üzere kurumlar adına T.C. Ziraat Bankası şubelerinden birinde açılacak hesaba yatırılır.

e) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesi uyarınca; elde edilen gelirlerin özel gelir ve ödenek kaydedilen tutarlarının % 10’una kadar olan kısmı, üniversite yönetim kurulunun tespit edeceği başarılı, gelir düzeyi düşük öğrencilerin burs, kitap ve kırtasiye ile beslenme yardımı ödemelerinde kullanılır.

f) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 58 inci maddesine göre üniversite veya yüksek teknoloji enstitülerinde; ilgili yönetim kurulunun önerisi ve Yükseköğretim Kurulunun onayı ile sadece bir döner sermaye işletmesi kurulabilir. Üniversite veya yüksek teknoloji enstitüleri ile bunlara bağlı birimlerde mevcut döner sermaye işletmeleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde birleştirilerek tek döner sermaye işletmesi haline dönüştürülür.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 58 inci maddesinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik dördüncü fıkrası uyarınca kuruluş veya birimin araç, gereç, araştırma ve diğer ihtiyaçlarına harcanmak üzere döner sermaye gelirlerinden ayrılan en az % 30’luk miktar, bu ihtiyaçların yanı sıra her türlü bakım ve onarım için harcanabilir.

g) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 55 inci maddesine göre yükseköğretim kurumları adına tapuda kayıtlı taşınmazların kiralanması ve işletilmesi suretiyle elde edilecek gelirler ile, Hazine adına kayıtlı olup, yükseköğretim kurumlarına tahsis edilmiş taşınmaz malların üzerinde herhangi bir inşaat yapılmamak ve irtifak hakkı tesisine konu edilmemek şartıyla, eğitim, sağlık ve sosyal amaçlı kiralanması ve işletilmesi suretiyle elde edilecek gelirlerin tamamını ilgili yükseköğretim kurumunun her çeşit cari (personel hariç) ve yatırım harcamalarında kullanılmak üzere bir yandan özel gelir, diğer yandan mevcut veya yeni açılacak tertibe özel ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Yatırım harcamaları, 1999 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar hükümlerine göre Yatırım Programı ile ilişkilendirilir. Bu ödeneklerin yılı içinde harcanmayan kısmı ertesi yılın bütçesine devren gelir ve ödenek kaydolunur.

Hazine adına kayıtlı olup yükseköğretim kurumlarına tahsis edilmiş taşınmaz mallar üzerinde ilgili yükseköğretim kurumlarının teklifi üzerine, öğrenci yurt binası ve müştemilatı yaptırılmak üzere mülkiyetin gayri aynî hak tesis edilebilir.

h) Üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü rektörleri, üniversite veya yüksek teknoloji enstitülerindeki döner sermaye işletmelerinin birinden katkılarına bakılmaksızın 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 58 inci maddesindeki esaslara göre pay alırlar.

ı) Üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerinde iktisat, işletme, hukuk, uluslararası ilişkiler, bilgi teknolojileri ve ileri teknolojiler ile öğretmenlik alanlarında ikinci öğretim kapsamında yürütülecek tezsiz yüksek lisans programlarının açılması, öğrencilerden alınacak öğretim ücretleri, bu programlarda fiilen ders veren öğretim üyelerine ödenecek ek ders ücretleri, aşağıda belirtilen esaslara uyulmak kaydıyla ilgili üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurulunun teklifi üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenir ve bu kararların birer örneği Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından Maliye Bakanlığına gönderilir.

Toplanan öğretim ücretleri ilgili kurumların bütçesine özel ödenek kaydedilir. Kaydolunan özel ödeneğin % 30’undan az olmamak üzere ilgili üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurulunca belirlenecek miktarı araştırma fonuna aktarılır. Geri kalanı ise, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 11 inci maddesi (son fıkrası hariç) ve 3843 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi hükümleri dikkate alınarak, 2914 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin 4 üncü fıkrasında akademik unvanlar itibariyle öngörülen ek ders ücretinin beş katını ve aynı maddede öngörülen sınav ücretinin üç katını geçmemek üzere bu eğitim programında fiilen ders veren öğretim üyelerine ek ders ve sınav ücreti olarak; 3843 sayılı Kanunun 12 nci maddesinde belirtilen esaslara göre de bu program için görevlendirilen idarî personele fazla çalışma ücreti olarak ödenir. Özel ödeneğin yeterli olmadığı gerekçe gösterilerek kurum bütçesi, döner sermaye, araştırma fonu, vakıf, dernek ve sair kaynaklardan ayrıca ders ve sınav ücreti veya herhangi bir ödeme yapılamaz.

Bu bentte yapılan düzenleme dışında kalan hususlar hakkında 19.11.1992 tarihli ve 3843 sayılı Kanun ile 11.10.1983 tarihli ve 2914 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

Gerektiğinde yukarıdaki fıkralarda yer alan hükümler kısmen veya tamamen ileri uzaktan eğitim teknolojileri kullanmak suretiyle ikinci öğretim kapsamında yürütülecek tezsiz yüksek lisans programları için de uygulanabilir.

Öğretim ücretlerinin toplanmasına ve özel ödenek kaydedilmesine ve bu bentte düzenlenen diğer hususlara ilişkin esas ve usuller Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının görüşü alınarak Maliye Bakanlığınca belirlenir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Üniversite ödeneklerinin toplu olarak kullandırılması

MADDE 10. — Maliye Bakanı; Yükseköğretim Kurulunun belirleyeceği üniversitelerin her birinin bütçelerinde yeralan ödenekleri (1), (2) ve (3) ödenek türü itibariyle, gerektiğinde bir program altında toplamaya ve kullandırmaya; bu konu ile ilgili esas ve usulleri tespit etmeye, sınırlamalar getirmeye yetkilidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Öğretim üyesi yetiştirme projesi

MADDE 11. — Öğretim üyesi yetiştirme projesi kapsamında yurt içindeki yükseköğretim kurumlarında lisansüstü eğitim yaptırılacak araştırma görevlileri Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılacak merkezi sınavla seçilirler.

Sınavda başarılı olanlar, yükseköğretim kurumlarının atama izni verilmiş araştırma görevlisi kadrolarına atanırlar ve önceden tespit edilecek yükseköğretim kurumlarında lisansüstü eğitim yapmak üzere 2547 sayılı Kanunun 35 inci maddesine göre görevlendirilirler.

Yükseköğretim Kurulu Bütçesinin 111-01-3-352-900 (Öğretim Üyesi Yetiştirme Projesi) tertibine konan ödenek, cari harcamalarda kullanılmak üzere (personel hariç) bu proje kapsamında lisansüstü eğitim veren yükseköğretim kurumlarının bütçelerine, görevlendirilen öğrencilerin sayıları ve öğrenim alanları dikkate alınarak Yükseköğretim Kurulunun teklifi üzerine Maliye Bakanlığınca aktarılır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?..

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, FP Grubu adına, Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu konuşacaklar.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bekaroğlu. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU (Rize) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biliyorsunuz, önceki dönemlerde çıkarılan bir kanunla Anadolu liseleri budanmıştı; şimdi de, Anadolu üniversiteleri budanmaktadır.

Burada, Adanolu üniversitelerinin öğretim üyesi yetiştirme; yani, asistan alma; yani, araştırma görevlisi alma, master yaptırma, doktora yaptırma yetkisi ellerinden alınmaktadır. Düşünüyor musunuz bir üniversite ki, oranın hocası beraber çalışacağı asistanı seçemiyor, araştırma görevlisini seçemiyor. Düşünüyor musunuz ki, bir üniversite, yükseklisans yaptıramıyor, doktora yaptıramıyor. Böyle bir üniversitenin üniversite olduğunu kim söyleyecek. Böyle bir üniversite, belki yüksekokul olur ya da yükseklise olur.

Değerli milletvekilleri, eğer, bir hocaya, bir öğretim üyesine master yaptırmıyorsa, doktora yaptırmıyorsa araştırma da yapamaz, bilimsel yayın da yapamaz. Türkiye'de bilimin üretilmediğinden söz ettik. Bugün sabah, dün sabah diyelim, burada Millî Eğitim Bakanlığı bütçesini tartıştık ve Türkiye'de bilginin ve teknolojinin üretilemediğinden yakınıldı. Eğer, üniversitelerin elinden yükseklisans ve doktora yaptırma yetkisini alırsanız Türkiye'de üniversite olmaz, Türkiye'de bilgi üretilmez, teknoloji üretilmez.

Değerli milletvekilleri, Yüksek Öğretim Kurumu, zaten bütün yetkileri üniversitenin elinden almıştır; şimdi de asistanını seçme yetkisini elinden almaktadır. Anadolu üniversitelerinin yeni kurulanlarında belki mastır yaptırma, doktora yaptırma zordur. Orada mastır, doktora yaptıracak kadar öğretim üyesi yoktur; ama, öyle üniversiteler var ki, orada mastır ve doktora yaptırabilecek yeterlilikte öğretim üyeleri vardır.

Ben, yirmi sene Anadolu üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptım. 1997 yılında psikiyatri alanında Türkiye'de 40 tane yayın yapıldı. Bunlardan 6 tanesini ben yaptım Karadeniz Teknik Üniversitesinde. Şimdi, bu yapılan değişiklikle, bu getirilen uygulamayla, ben ya da benim arkadaşlarım Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesinde master, doktora yaptıramayacaklar. Yine, Anadolu Üniversitesinde gerçekten ciddî bilimsel araştırma yapan kurumlar var, yerler var, orada öğretim üyesi arkadaşlar var; şimdi, onların elinden master ve doktora yapma, yani bilimsel yayın yaptırma yetkisi alınmaktadır.

Değerli milletvekilleri, son yıllarda ülkemizde gerçekten garip olaylar yaşanmaktadır. Bence, bu olayların temelinde Anadolu'nun, Anadolu insanının yolunun kesilmesi var. Çıkarılan kesintisiz eğitim yasasıyla Anadolu çocuklarının, işte, imam-hatip, anadolu liseleri, meslek okulları gibi okullarda okumaları engellendi. Bu okullar aracılığıyla, bir şekilde, onların da, en azından iktidarın vermiş olduğu nimetlerden faydalanma hakkı ve şansı ellerinden alındı. Şimdi, aynı şekilde, Anadolu üniversitelerinde eğitim yapma imkânı ellerinden alınmaktadır. Bu, gerçekten, iyi niyetle hazırlanmış bir değişiklik değildir.

Değerli milletvekilleri, bence bu maddenin bütünüyle reddedilmesi gerekir. Eğer bu madde bütünüyle reddedilmeyecekse, hiç olmazsa "gelişmekte olan üniversitelerde mastır ve doktor yaptırma imkânları olmayanların, isteğe bağlı bir şekilde, ancak merkezde ya da seçilmiş olan, imkânları olan üniversitelerde mastır ve doktora yaparlar" denilmesi gerekir. Zaten, gelişmekte olan üniversiteler, seçmiş oldukları araştırma görevlilerini gelişmiş olan üniversitelere göndermekte, oralarda mastır ve doktora yaptırmaktadırlar.

Söyleyeceklerim bu kadar; teşekkür ediyorum. (FP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Sayın Başkan, şahsım adına söz istiyorum.

BAŞKAN – Şahsı adına, Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır Sayın Ayhan.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem arkadaşlar; görüştüğümüz katma bütçeli idaler kanunu tasarısının 11 inci maddesi YÖK'le ilgilidir; yükseköğretim kurumlarına asistan yetiştirme, doktora yaptırma, lisans üstü eğitim yaptırmayı düzenleyen bir maddedir. YÖK'le ilgili meseleler Meclisimizde çok tartışılıyor; YÖK'le ilgili getirilen bu meseleye de biraz dikkatli bakmakta fayda var.

Bakın, ÖSYM imtihanlarında YÖK'ün 1999 Haziranında yaptığı uygulama önümüzdeki aylarda tartışılacaktır. Bunlardan bir tanesi; meslek okullarında, endüstri meslek lisesi, sağlık lisesi veya diğer liselerde okuyan öğrenciler, üniversiteye girişlerinde, kendi alanları dışında tercih yaptıkları zaman 15 - 20 puan eksi bir değerlendirmeyle girmektedir ki, eğitimci arkadaşlar iyi bilirler, 1 puan 9 bin öğrenci demektir; 1 puan fark 9 bin kişinin gerisinde veya önünde olmak demektir; bir.

İkincisi: Yine, öğrencinin başarı puanı yanında okulun başarı puanı diye bir yeni unsur ilave etmiştir YÖK. Bunun da manası, Anadolu'nun kasaba ve ilçelerinde, beldelerinde, hatta, illerindeki öğretim imkânları zayıf, laboratuvar imkânları zayıf, eğitim imkânları zayıf liselerden, diyelim ki, 100 çocuk mezun oldu, ÖSYM'ye girdi, 20'si çalışkan 80'i de biraz düşük vasıfta. O 20 çalışkan çocuk, imtihanda, okulu sebebiyle negatif puanla etkilenmektedir. Bu da, Anadolu'dan gelen insanların üniversiteye girişini zorlaştıran faktördür.

Bu getirilen hüküm de aynıdır; yani, merkezî imtihanla almak, Anadolu üniversitelerinin asistan yetiştirme, doktora yaptırma imkânlarını kısıtlamak önümüzdeki dönemde birtakım tartışmaları getirecektir. Bu 11 inci madde üzerinde tekrar durup düşünmekte fayda var. Bırakalım üniversiteler belli standatlarda imtihan yapsınlar, imtihanın esaslarını YÖK vazedecekse vazetsin, imtihanın kalitesi bakımından; ama, her üniversite kendi asistanını kendi seçsin ve alsın. Bu imkânı getirmek lazım.

Teşekkür ederim, hürmetler ederim efendim. (FP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ayhan.

Değerli milletvekilleri, madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Madde ile ilgili bir önerge vardır okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 4 sıra sayılı katma bütçe kanun tasarısının "Öğretim Üyesi Yetiştirme Projesi" adlı 11 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki gibi değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Öğretim üyesi yetiştirme projesi kapsamında yurt içindeki yükseköğretim kurumlarında lisansüstü eğitim yaptırılacak araştırma görevlileri, gelişmekte olan ilgili üniversitelerin istemeleri halinde Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılacak merkezî sınavla seçilirler.

Fikret Uzunhasan İsmail Köse Beyhan Aslan

Muğla Erzurum Denizli

Abdurrahman Küçük Turhan Bilge

Ankara Konya

Gerekçe:

Yurt dışında öğretim üyesi yetiştirmek için yapılan harcamalardan mümkün olan ölçüde tasarruf etmek ve aynı zamanda gelişmekte olan üniversitelerimizin görüş ve isteklerinin de dikkate alınmasını sağlamak amacıyla bu değişiklik önergesi verilmiştir.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan....

BAŞKAN – Buyurun efendim.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, özür dileyerek bir şey hatırlatmak istiyorum.

Anayasamızın 161 inci maddesinin son fıkrasında "Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz" deniliyor.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Ne ilgisi var öğretim üyesinin?..

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Şimdi, yurtdışına veya yurtiçinde başka bir İl’e eğitim maksatlı olarak gönderilecek olan öğretim görevlileriyle ilgili bir maddenin bütçe kanununda yer alması Anayasaya aykırı olur. Her ne kadar harcamalar ifade edilmek suretiyle getirilmek istenmiş ise de, bu, doğrudan doğruya bir kamufledir; çünkü, personel mevzuatı bakımından, personelin yetiştirilmesi bakımından mutlak surette kendi kuruluş kanunlarında yer alması lazım.

Takdirlerinize sunuyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bedük.

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Sayın Başkan, gelişmekte olan üniversite nedir anlayamadım. (Gülüşmeler)

BAŞKAN – Efendim, Komisyon önerge için ne düşünüyor?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkan, çoğunluğumuz olmadığı için takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN – Hükümet?..

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Komisyonun takdire bıraktığı, hükümetin katıldığı önergeyi Yüce Heyetinizin oylarına sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Yapılan bu değişiklikle maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Vakıflar Genel Müdürlüğü Bütçesi ile ilgili işlemler

MADDE 12. — Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesinin (B) işaretli cetvelinde yıl içinde meydana gelebilecek gelir fazlalarını bir yandan özel gelir, diğer yandan mevcut veya yeni açılacak özel tertibe ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

Yatırım harcamaları, 1999 Yılı Yatırım Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar hükümlerine göre yatırım programı ile ilişkilendirilir.

Bu ödeneklerin yılı içinde harcanmayan kısmı ertesi yıl bütçesinin ilgili tertibine devren gelir ve ödenek kaydolunur.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ KISIM

Diğer Hükümler

Genel Bütçe Kanununun uygulanması

MADDE 13. — Bu Kanunda yeralan hükümler saklı kalmak üzere, Genel Bütçe Kanunu hükümleri katma bütçeli idareler hakkında da uygulanır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Yürürlük

MADDE 14. — Bu Kanun 1.1.1999 tarihinde yürürlüğe girer.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Ben, tekrar bir hatırlatma yapma ihtiyacı duyuyorum yürürlük maddesinde.

Müsaade ederseniz yerimden ifade etmeye çalışacağım.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Grup Başkanvekili.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Biraz evvel kabul etmiş olduğumuz üniversitelerle ilgili yetiştirme maddesi Anayasaya aykırılığın dışında, tanzim edildiği şekliyle, gelişmekte olan üniversitelere bir imkân getirmekle birlikte, gelişmiş olan üniversitelerin benzeri personel ihtiyacını hangi şartlarda karşılayacakları ortadan kalktı. Onun için, bütçe kanununun tamamı görüşülmeden, isterseniz sayın hükümet tekrar konuyu bir incelesin; aksi halde gelişmiş olan üniversitelerin önünü kapatmış olacağız.

Takdirlerinize sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bedük.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Yürütme

MADDE 15. — Bu Kanunun;

a) Vakıflar Genel Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Başbakan ve Maliye Bakanı,

b) Yükseköğretim Kurulu ve Üniversiteler ile ilgili hükümlerini Maliye ve Millî Eğitim Bakanları,

c) Karayolları Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Bayındırlık ve İskân Bakanları,

d) Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Sağlık Bakanları,

e) Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Tarım ve Köyişleri Bakanları,

f) Orman Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Orman Bakanları,

g) Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanları,

h) Telsiz Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Ulaştırma Bakanları,

Yürütür.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Değerli milletvekilleri, böylece, Katma Bütçeli İdareler 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının bütün maddeleri kabul edilmiş bulunmaktadır.

Tasarı, açık oylamaya tabidir.

Açık oylama, yarınki birleşimde, son konuşmaları müteakip yapılacaktır.

5. – 1997 Malî Yılı Katma Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1997 Malî Yılı Katma Bütçeli İdareler Kesinhesap Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (3/123, 1/4) (S. Sayısı : 9)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 1997 Malî Yılı Katma Bütçeli İdareler Kesinhesap Kanunu Tasarısının 1 inci maddesini tekrar okutup, oylarınıza sunacağım:

1997 MALÎ YILI KATMA BÜTÇELİ İDARELER KESİNHESAP KANUN TASARISI

Gider bütçesi

MADDE 1. – Katma bütçeli idarelerin 1997 Malî Yılı giderleri, bağlı (A) işaretli cetvelde gösterildiği üzere, (945 839 022 103 000) lira olarak gerçekleşmiştir.

BAŞKAN – 1 inci maddeyi daha önce kabul edilen cetvelleriyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi ve maddeye bağlı "B" cetvelini tekrar okutup, oylarınıza sunacağım:

Gelir bütçesi

MADDE 2. – Katma bütçeli idarelerin gelirleri, bağlı (B)işaretli cetvelde gösterildiği üzere, (917 766 946 749 000) lira olarak gerçekleşmiştir.

B - C E T V E L İ

Tahmin Tahsilat

Lira Lira

GENEL TOPLAM: 632 327 361 000 000 917 766 946 749 000

Mazbut ve Mülhak 12 880 464 000

BAŞKAN- Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi (B) cetveliyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Denge

MADDE 3. – Birinci maddede yazılı giderler ile ikinci maddede yazılı gelirler arasında (28 072 075 354 000) liralık gider fazlası meydana gelmiştir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tamamlayıcı ödenek

MADDE 4. – Bağlı (A) işaretli cetvelin ilgili sütununda kayıtlı (204 872 919 000) liralık ödenek üstü gideri karşılamak üzere, aynı tutarda tamamlayıcı ödenek kabul edilmiştir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Devredilen ödenek

MADDE 5. – 1997 Malî Yılı içinde harcanmayan ve özel kanunlarla devrine izin verilen (7 304 197 121 000) liralık özel ödenek, ertesi yıla ödenek kaydedilmek üzere devredilmiştir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İptal edilen ödenek

MADDE 6. – Bağlı (A) işaretli cetvelin ilgili sütununda kayıtlı bulunan ve yılı içinde kullanılan ve devredilenler dışında kalan (33 303 726 283 000) liralık ödenek iptal edilmiştir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Yürürlük

MADDE 7. — Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Yürütme

MADDE 8. — Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Değerli milletvekilleri, 1997 Malî Yılı Katma Bütçeli İdareler Kesinhesap Kanunu Tasarısının bütün maddeleri kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir. Açık oylama, yarınki birleşimde, son konuşmalardan sonra yapılacaktır.

Bu suretle, bugünkü program tamamlanmıştır.

Bütçenin tümü üzerindeki son konuşmaları ve 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarıları ile 1997 Malî Yılı Kesinhesap Kanunu Tasarılarının açık oylamalarını yapmak için, 29 Haziran 1999 Salı günü; yani, bugün saat 10.00'da toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma saati: 03.36

V. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu’nun, Giresun İli Şebinkarahisar İlçesinde yer kayması sonucu evleri zarar görenlerin iskânına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın’ın yazılı cevabı (7/26)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim.

26.5.1998

Rasim Zaimoğlu Giresun

Giresun İli Şebinkarahisar İlçesi merkez ve köylerindeki yer kayması 1979 yılından beri sürmektedir. Kaymanın olduğu bölgede 13 yerleşim yerinden oluşan mahalle ve köyler bulunmaktadır. Bu 13 mahalle ve köydeki hane sayısı 306’dır. Yer kaymasının hareketliliğinin en çok arttığı yerler Avutmuş, Müftü ve Fatih mahalleleridir. Yer kaymasının tehlikeli boyutları jeolojik etüt raporları, heyet tutanakları, Giresun Valiliği ve Bayındırlık İl Müdürlüğünün raporlarıyla saptanmıştır. Ancak buna rağmen bölgede halen süren ve en tehlikeli afet türü olarak kabul edilen yer kaymasına karşı hiçbir ciddî önlem alınmamıştır. Buna göre;

Sorular :

1. Yer kaymasının olduğu 13 yerleşim biriminin yer bulunarak taşınması yetkililerce öngörülmüş olmasına rağmen bu yerlerin kamulaştırma işlemleri ödenek yokluğu nedeni ile yapılamamıştır. Bu durumda ne zaman ödenek çıkartılıp sözkonusu yerlere afet konutları yapılacaktır?

2. Yer kaymasının olduğu bölgedeki 306 hanede yaşayan vatandaşlarımızın geçici olarak bir başka bölgeye iskânı ne zaman gerçekleştirilecektir?

3. Giresun İli Şebinkarahisar İlçesi sınırları içinde yeralan 13 mahalle, köy ve yerleşim biriminde yer kayması uzmanların raporlarıyla saptandığı, sorumlu olduğunuz hükümetin bakanlıklarına bildirildiği halde neden önlem alınmamıştır?

4. Giresun İlinde son iki yıl içinde can ve mal kayıplarına yol açan doğal afetler yaşandığı halde Giresun İli Doğal Afetler Kararnamesi kapsamına neden alınmamıştır?

5. Giresun Doğal Afetler Kararnamesi kapsamına ne zaman alınacaktır?

T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı 28.6.1999 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.09.0.APK.0.22.00.00.17/395

Konu : Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu’nun yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) TBMM’nin 19.6.1999 gün ve Kan.Kar.Md.A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/26-148/00817 sayılı yazısı.

b) Başbakanlığın 16.6.1999 gün ve B.02.0.KKG.0.12/106-5-1/2580 sayılı yazısı.

Başbakanlığın ilgi (b) yazısı ekinde alınan; Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu’nun Sayın Başbakanımıza yönelttiği, Sayın Başbakanımızın da Bakanlığımızca cevaplandırılmasını tensip ettikleri (7/26-148 Esas Sayılı) Yazılı Soru Önergesi incelenmiş olup, cevaplarımız ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Koray Aydın

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu’nun, (7/26-148) Esas Sayılı yazılı soru önergesi sorular ve cevapları :

Sorular :

Giresun ili Şebinkarahisar ilçesi merkez köylerindeki yer kayması 1979 yılından beri sürmektedir. Kaymanın olduğu bölgede 13 yerleşim yerinden oluşan mahalle ve köyler bulunmaktadır. Bu 13 mahalle ve köydeki hane sayısı 306’dır. Yer kaymasının hareketliliğinin en çok arttığı yerler Avutmuş, Müftü ve Fatih mahalleleridir. Yer kaymasının tehlikeli boyutları Jeolojik etüd raporları, heyet tutanakları, Giresun Valiliği ve Bayındırlık İl Müdürlüğünün raporlarıyla saptanmıştır. Ancak buna rağmen bölgede halen süren ve en tehlikeli afet türü olarak kabul edilen yer kaymasına karşı hiçbir ciddî önlem alınmamıştır. Buna göre;

1. Yer kaymasının olduğu 13 yerleşim biriminin yer bulunarak taşınması yetkililerce öngörülmüş olmasına rağmen bu yerlerin kamulaştırma işlemleri ödenek yokluğu nedeni ile yapılamamıştır. Bu durumda ne zaman ödenek çıkartılıp sözkonusu yerlere afet konutları yapılacaktır?

2. Yer kaymasının olduğu bölgedeki 306 hanede yaşayan vatandaşlarımızın geçici olarak bir başka bölgeye iskânı ne zaman gerçekleştirilecektir?

3. Giresun İli Şebinkarahisar İlçesi sınırları içinde yeralan 13 mahalle, köy ve yerleşim biriminde yer kayması uzmanların raporlarıyla saptandığı, sorumlu olduğunuz hükümetin bakanlıklarına bildirildiği halde neden önlem alınmamıştır?

4. Giresun İlinde son iki yıl içinde can ve mal kayıplarına yol açan doğal afetler yaşandığı halde Giresun İli Doğal Afetler Kararnamesi kapsamına neden alınmamıştır?

5. Giresun Doğal Afetler Kararnamesi kapsamına ne zaman alınacaktır?

Cevaplar :

1. Giresun İli Şebinkarahisar İlçe merkezi ve 8 köyündeki muhtemel su baskını, kaya düşme ve yer kayması afetleri nedeniyle düzenlenen teknik raporlarla 290 konutun nakline karar verilmiştir. Bunlardan 233 aile 7269 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi kabul edilmiş olup, 38 afetzedenin ise hak sahipliği çalışmaları devam etmektedir.

Bunlardan, 2 yerdeki 51 konut 169 584 milyon TL. proje bedeli ve 1 401 milyon ödenek ile 1999 yılı yatırım programında yeralmaktadır.

Geri kalan 220 ailenin durumu ise 1999 yılı etüt proje programında yeralmaktadır. Bütçe imkânları ölçüsünde yatırım programına alınacak ve kamulaştırma işlemi eksik olan yerlerin kamulaştırmaları da tamamlanarak konutların yapımına başlanabilecektir.

2. Yer kaymasının muhtemel olduğu bölgede yaşayan vatandaşlarımızdan bugüne kadar geçici olarak başka bir bölgede iskân edilmek istediklerine dair Bakanlığımıza herhangi bir talep gelmemiştir. Gelmesi halinde değerlendirilecektir.

3. Şebinkarahisar ilçe merkezi ve köylerindeki muhtemel heyelan afeti nedeniyle nakli öngörülen konutlar, bütçe imkânlarına göre yatırım programına alınarak yapılabilecektir.

4. 4123 sayılı Tabiî Afet Nedeniyle Meydana Gelen Hasar ve Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesine Dair Kanunun 6 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasına göre “Tabiî afete maruz kalan yörelerdeki Belediyeler ve Özel İdarelere 2380 sayılı Kanuna ve ilgili yıllar Bütçe Kanunundaki hükümlere göre tahakkuk eden payları, Bakanlar Kurulunca belirlenir” hükmü gereği, Giresun İlindeki Belediyelerin son iki yılda almış oldukları paylar;

– 27 Ocak 1998 tarih ve 23243 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 98/10537 sayılı Kararname ile 1997 yılında meydana gelen afetler nedeniyle; Tirebolu 1.30, Espiye 1.88, Dereli 1.50, Eynesil 1.34, Çanakçı 1.50,

– 18 Şubat 1998 tarih ve 23615 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 99/12375 sayılı kararname ile 1998 yılındaki afetler nedeniyle; Eynesil-Ören 1.87, Görele, Çavuşlar 1.79, Piraziz 1.36,

oranında arttırılmıştır.

5. Tabiî afete maruz kalan yörelerdeki Belediyeler ve İl Özel İdarelere 2380 sayılı Kanuna ve ilgili yıllar bütçe kanunlarındaki hükümlere göre tahakkuk eden payların artırılmasına yönelik uygulamalar 24 Eylül 1998 tarih ve 23473 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan tebliğ uyarınca İller Bankası Genel Müdürlüğünce gerçekleştirilmekte olup, 1.1.1999 tarihinde başlamaktadır. Ancak, Şebinkarahisar İlçesindeki yer kaymaları eski yıllara aittir. Adı geçen Belediyenin 1999 yılında meydana gelen herhangi bir tabiî afeti İller Bankasına intikal etmemiştir. 1999 yılı içerisinde tabiî afetten dolayı zarar gören Giresun İli ve bağlı belediyelerinin İller Bankasına yaptığı müracaatları, sözkonusu tebliğ uyarınca değerlendirilmektedir.

2. – Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, tavukçuluk sektöründe yaşanan ekonomik krizle ilgili alınacak tedbirlere ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’ın yazılı cevabı (7/43)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

İlyas Yılmazyıldız

Balıkesir

Sorular :

1. Tavukçuluk sektöründe, yumurta üreticilerinin bir yılı aşkın süredir yaşadığı ekonomik kriz sonucunda bir çoğu işletmesini kapatmış ve icra takibi felaketini yaşamaktadır. Yeni kurulan 57 nci Hükümetin bakanı olarak alacağınız tedbirler nelerdir?

2. 3 yıl önce DYP Hükümetinde yumurta üreticilerine T.C. Ziraat Bankası tarafından yeni açılan tesislere tarımsal yatırım kredisi verilmekteydi. 55 ve 56 ncı Hükümetler tarafından kesilen tarımsal yatırım kredisini tekrar vermeyi düşünüyor musunuz?

3. Yumurta üreticilerinin içinde bulunduğu krizin en büyük sebeplerinden biri olan yem, yem hammaddesi, civciv, beyaz et ve ürünleri, yumurta canlı piliç gibi girdilere uygulanan % 8 oranındaki KDV’yi % 1’e indirecek misiniz?

4. 55 ve 56 ncı Hükümetler döneminde devletin hayvancılık sektörüne verdiği destekler yok denecek kadar azdır. 57 nci Hükümet olarak tavukçuluk sektörüne destekleme politikalarını değiştirmeyi düşünüyor musunuz? Bu sektöre nakliye desteği verecek misiniz?

5. Tavukçuluk sektöründe üretim maliyetinin % 70’ini yem girdisi oluşturur. Bu da direkt olarak piliç eti ve yumurta fiyatını etkilemektedir. Dışardan ithal edilen soya ve mısırın ülkemizde üretilmesi için teşvik politikanız nedir? İthal edilen yem hammaddelerine uygulanan gümrüğü sıfır gümrük düzeyine düşürecek misiniz?

T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 28.6.1999 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : KDD.SÖ.1.01/1304

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 15.6.1999 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/43-253/1176 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazı ekinde gönderilen Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’a ait yazılı soru önergesine ilişkin Bakanlığımız görüşü ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp Tarım ve Köyişleri Bakanı

Yazılı Soru Önergesi

Önerge sahibi milletvekili : İlyas Yılmazyıldız

Balıkesir Milletvekili

Esas No : 7/43-253

Soru 1. Tavukçuluk sektöründe, yumurta üreticilerinin bir yılı aşkın süredir yaşadığı ekonomik kriz sonucunda bir çoğu işletmesini kapatmış ve icra takibi felaketini yaşamaktadır. Yeni kurulan 57 nci Hükümetin bakanı olarak alacağınız tedbirler nelerdir?

Cevap 1. Yumurta tavukçuluğu sektöründe ihracat olanaklarının Kafkas ve Karadeniz ülkeleri ile sınırlı kalması, giderek kapanması, ülkemizdeki üretimin ihtiyacın üzerinde olması, tüketimin ise sabit kalması nedeniyle bir yılı aşkın süredir devam eden sözkonusu kriz aşılmaya çalışılmaktadır. Bakanlığımız konuyla ilgili olarak 12 Şubat 1999 tarihinde yumurta üreticileri ile bu konuda bir toplantı düzenlemiş, 11 Mart 1999 tarihinde Bakanlığımızca yapılan Tavukçuluk Danışma Kurulu Toplantısında da aynı konu ele alınmıştır. Sözkonusu toplantılar neticesinde tedbir olarak aşağıdaki kararlar alınmıştır.

a) Yumurta tüketiminin artırılması için TV’lerde reklam yapılmasına karar verilmiş bu konuda Başbakanlık Tanıtma Fonuna başvuru yapılmış, 15.6.1999 tarihinde sözkonusu fonca Bakanlığımıza olumsuz cevap verilmiştir.

b) Askerî Kuruluşlarda yumurta tüketimi için girişimde bulunulmaktadır.

c) Yumurta ve yem girdilerinde KDV’nin % 8 yerine % 1’e indirilmesi için Maliye Bakanlığı nezdindeki girişimlerimiz halen devam etmektedir.

d) Her türlü işlenmiş yumurta (yumurta tozu ve salamura yumurta) ithalatının önlenmesi konularında çalışmalarımız sürdürülmektedir.

e) Acil tedbir olarak kendi yemini yapan yumurta tavuğu işletmelerine TMO tarafından düşük faizli, uzun vadeli arpa ve mısır verilmesi sağlanmıştır.

Soru 2. 3 yıl önce DYP Hükümetinde yumurta üreticilerine T.C. Ziraat Bankası tarafından yeni açılan tesislere tarımsal yatırım kredisi verilmekteydi. 55 ve 56 ncı Hükümetler tarafından kesilen tarımsal yatırım kredisini tekrar vermeyi düşünüyor musunuz?

Cevap 2. Yumurta üreticilerine yeni tesis yapmak için verilen yatırım kredilerine, ihtiyacın üzerinde yatırım yapılmış ve tüketimin çok üzerinde yumurta, üretilmekte olduğu gerekçesiyle kredilerin, Başbakanlığa bağlı bir KİT olan T.C. Ziraat Bankası tarafından kesildiği tespit edilmiştir.

Soru 3. Yumurta üreticilerinin içinde bulunduğu krizin en büyük sebeplerinden biri olan yem, yem hammaddesi, civciv, beyaz et ve ürünleri, yumurta, canlı piliç gibi girdilere uygulanan % 8 oranındaki KDV’yi % 1’e indirecek misiniz?

Cevap 3. Yem, yem hammaddeleri, civciv, beyaz et ve ürünleri ile yumurta gibi ürünlere uygulanan KDV oranlarının % 8 yerine % 1’e indirilmesi konusunda yukarıda da belirtildiği gibi Maliye Bakanlığı nezdindeki temaslarımız devam etmektedir.

Soru 4. 55 ve 56 ncı Hükümetler döneminde devletin hayvancılık sektörüne verdiği destekler yok denecek kadar azdır. 57 nci Hükümet olarak tavukçuluk sektörüne destekleme politikalarını değiştirmeyi düşünüyor musunuz? Bu sektöre nakliye desteği verecek misiniz?

Cevap 4. Tavukçuluk sektörüne, ihracat ve iç tüketim konularında Bakanlığımız imkânları ölçüsünde destek olmaya çalışılacaktır. İhracat nakliyelerindeki destek, GATT taahhütleri gereği beyaz et ve yumurtaya ihracat iadesi uygulamaya konulduğu için kaldırılmışıtr. Bu konuda Dış Ticaret Müsteşarlığı GATT anlaşmaları çerçevesinde uygulama yapmaktadır.

Soru 5. Tavukçuluk sektöründe üretim maliyetinin % 70’ini yem girdisi oluşturur. Bu da direkt olarak piliç eti ve yumurta fiyatını etkilemektedir. Dışardan ithal edilen soya ve mısırın ülkemizde üretilmesi için teşvik politikanız nedir? İthal edilen yem hammaddelerine uygulanan gümrüğü sıfır gümrük düzeyine düşürecek misiniz?

Cevap 5. Soya fasulyesinin ülkemizdeki ekim alanının, genişletilmesi için yapılan teşvikler, bu ürünün işleme çeşitlerinin yağ ve küspe ile sınırlı kalması nedeniyle istenen hedeflere ulaşamamaktadır. Mısır ürünü ise ülkemizin iklim, arazi şartlarının uygun olduğu alanlarda üretilmekte olup, Destekleme Taban Fiyatı diğer toprak mahsulleri ile orantılı olarak tespit edilmektedir. İthal edilecek mısıra 0 (sıfır) gümrük uygulandığında üretimi yapılan diğer hububatlarla arasındaki denge bozulacağından ve mısır üreticilerimiz mağdur edileceğinden bu uygulama mümkün görülememektedir.

Her iki ürüne de dünya fiyatları üzerinde taban fiyatı verilerek ekim alanlarının artırılması yönünden teşvik edilmeye çalışılmaktadır.

3. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın;

– Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlemesine Dair Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin ertelenip ertelenmeyeceğine,

– Bursa İli Keles İlçesine bağlı bazı köylerdeki çiftçilerin sorunlarına,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in yazılı cevabı (7/47, 49)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Tarım Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Yönetmeliğin uygulanması 9 Haziran 1999 günü başlayacaktır.

Sektör temsilcileri ve Ticaret Sanayi Odaları -Örneğin Bursa Ticaret ve Sanayi Odası 26.5.1999 gün ve 3141 sayılı yazısıyla- yönetmelikle değişiklik yapılması, değişiklikler yapılıncaya kadar uygulamanın ertelenmesi hususunda ilgili bakanlıklar ve merciler nezdinde girişimlerde bulunmuşlardır.

Yönetmelik değişikliği veya ertelenmesi hususundaki görüşleriniz nelerdir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Tarım Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Türkiye’nin en geri kalmış yörelerinden olan Bursa İli Keles İlçesinde çiftçilik yapan ve çilekten başka geliri olmayan Pınarcık, Dağdibi, Epçeler, Delice, Kozbudaklar gibi köylerde, köylülerden çilek alanların tekelleşmesi sonucu köylünün malı para etmez haldedir.

Yoksulluk içinde bulunan bu yöreler için:

1. Çileğin 1 kg.ının maliyeti 400 000 TL. iken 150 000 TL.’sına fabrikalara satılması hususunda ne gibi tedbirler düşünüyorsunuz?

2. Köylünün Ziraat Bankasına olan Bitkisel ve Yem Kredilerin Ertelenmesi talebine ne diyorsunuz?

3. Tarım ürünlerinin para etmemesi de dikkate alınarak ortakların mülkiyetinde (100 Ailex2 Baş) damızlık süt sığırcılığı projesinin uygulanmasına ne zaman başlanacaktır? Bu konuda köylülerin yaşadıkları sıkıntıları aşmak için ne yapılacaktır?

T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 28.6.1999 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : KDD.SÖ.1.01/1305

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 15.6.1999 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-332 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazı ekinde gönderilen Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’a ait yazılı soru önergelerine ilişkin Bakanlığımız görüşü ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp Tarım ve Köyişleri Bakanı

Yazılı soru önergesi

Önerge sahibi milletvekili : Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa Milletvekili

Esas No. : 7/47-269

Soru : Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Yönetmeliğin uygulanması 9 Haziran 1999 günü başlayacaktır.

Sektör temsilcileri ve Ticaret Sanayi Odaları -Örneğin Bursa Ticaret ve Sanayi Odası 26.5.1999 gün ve 3141 sayılı yazısıyla- yönetmelikle değişiklik yapılması, değişiklikler yapılıncaya kadar uygulamanın ertelenmesi hususunda ilgili bakanlık ve merciler nezdinde girişimlerde ulunmuşlardır.

Yönetmelik değişikliği veya ertelenmesi hususundaki görüşleriniz nelerdir?

Cevap : Bilindiği üzere gıda maddelerinin teknik ve hijyenik şekilde üretilmesi, işlenmesi, muhafazası, depolanması, pazarlanması ve halkın gereği gibi beslenmesini sağlamak, üretici ve tüketici menfaatleri ile halkın sağlığını korumak üzere, gıda maddelerinin üretiminde kullanılan her türlü ham ve yardımcı maddeler, mamul ve yarı mamul gıda maddeleri ile yan ürünlerin özelliklerinin tespit edilmesi, gıda maddelerinin Gıda Kodeksine uygunluğunun Bakanlıkça kontrol ve denetlenmesi, böylece tüketiciye sağlıklı gıdanın arzı, tüketicinin daha iyi bilgilendirilmesi, gıda endüstrisinin geliştirilmesi ve ticaretinin iyileştirilmesi ile ilgili hizmetlere dair esas ve usulleri belirleyen Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Yönetmelik 9 Haziran 1998 tarihinde 23367 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu Yönetmelik gereği gıda maddesi üretimi yapan Kamu, gerçek veya tüzel kişilere ait işyerleri, Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren durum ve çalışmalarını en geç bir yıl içinde Yönetmelikte belirlenen esas ve usullere uydurmak zorundadırlar.

Ancak; Yönetmeliğin uygulamaya geçmesiyle birlikte gıda sicili, tescil ve izin işlemlerinde Yönetmeliğin “İstihdam” ile ilgili hükümlerinden kaynaklanan problemler nedeniyle sıkıntılar yaşanmış ve Yönetmeliğin bu hükmü ihtiyaca yeterli bir şekilde cevap verememiştir.

Bu itibarla gerek Bakanlığımızca tespit edilen ve gerekse Bakanlığımıza sektör ve sektörü temsil eden sivil toplum örgütleri tarafından intikal ettirilen bilgiler değerlendirilerek Yönetmeliğin “İstihdam” ile ilgili bölümü değiştirilmiş ve uygulamaya işlerlik kazandırılarak 9 Haziran 1999 tarihinden itibaren uygulamaya geçirilmiştir.

Bu değişiklikle; küçük, orta ve büyük işletmelerin durumları dikkate alınarak bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre 60 beygir gücün üzerinde olan işletmelere en az 4 yıllık lisans eğitimi almış ziraat, gıda, kimya mühendisleri, kimyagerler, veteriner hekimler, su ürünleri mühendisleri ile biyologlar ile gıda bilimi konusunda en az yüksek lisans yapmış diğer meslek gruplarına mensup kişilerin eğitim dallarına uygun gıda maddeleri üreten işyerlerinde sorumlu yönetici olarak istihdamı zorunlu görülürken, 60 beygir gücünün altında olan işletmeler ile 507 sayılı Kanun gereği Esnaf ve Sanatkârlar Siciline kayıtlı işyerleri ise azami 5 işyeri için tek sorumlu yönetici istihdam edebilecekleri gibi üretimin nevine uygun eğitim görmüş tekniker ve teknisyen seviyesindeki elemanlar da sorumlu yönetici olarak istihdam edilebilecektir.

Bunun dışında sadece üretildiği mekanda satılan gıda maddelerini üreten işyerleri ile mevsimlik gıda maddeleri üreten küçük aile işletmelerinde usta seviyesindeki kişiler sorumlu yönetici olarak görev yapabileceklerdir.

Diğer taraftan; 9 Haziran 1998 tarihinden önce işletmelerde sorumlu yönetici olarak çalışan ve halen bu görevini devam ettiren diğer meslek mensubu kişilerin de sorumlu yönetici olarak atanmaları Bakanlığımız iznine bağlanmıştır. Yönetmelikte yapılan bu değişiklik nedeniyle işletmelere istihdam ile ilgili noksanlıklarının giderilebilmesi bakımından 6 aylık bir süre tanınmıştır.

Yazılı soru önergesi

Önerge sahibi milletvekili : Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa Milletvekili

Esas No : 7/49-271

Türkiye’nin en geri kalmış yörelerinden olan Bursa İli Keles İlçesinde çiftçilik yapan ve çilekten başka geliri olmayan Pınarcık, Dağdibi, Epçeler, Delice, Kozbudaklar gibi köylerde, köylülerden çilek alanların tekelleşmesi sonucu köylünün malı para etmez haldedir.

Yoksulluk içinde bulunan yöreler için:

Soru 1. Çileğin 1 kg.ının maliyeti 400 000 TL. iken 150 000 TL.’sına fabrikalara satılması hususunda ne gibi tedbirler düşünüyorsunuz?

Cevap 1. Erkenci çilek çeşitlerinin üretimine geçilmesi ve ürünün az olduğu dönemlerden istifade edilerek fabrikaya değil piyasaya sürülmesi ile üretici daha fazla gelir sağlayabilir.

Ayrıca çilekte örtüaltı yetiştiriciliğinin bu yörede denenmesine çalışılacaktır.

Soru 2. Köylünün Ziraat Bankasına olan Bitkisel Yem Kredilerinin Ertelenmesi talebine ne diyorsunuz?

Cevap 2. Bilindiği üzere; erteleme, üreticinin zorunlu ve olağanüstü sebeplerle tarımsal işletme veya ürünlerinin hasara uğraması sonucu vadesi gelecek borcunu ödeyemeyeceğinin anlaşılması ve bu durumun belgelenmesi kaydıyla alacağın vadeden itibaren azami 1 yıl sonra tahsilini öngören işlem olup, kuraklık, hastalık veya herhangi bir sebeple tarımsal işletme ve ürünleri en az % 40 oranında hasara uğrayan ve bu hasarı İl veya İlçe Hasar Tespit Komisyonlarınca tespit edilen üreticilerin günü gelmiş borçları 1 yıl süreyle ertelenmektedir.

Ancak, erteleme nedenleri bulunmamakla birlikte makul ve önceden tahmini mümkün olmayan (çalınma, çürüme, yanma, düşük gelir elde edilmesi ve borcunu ödeyecek başka da geliri bulunmaması, ürünün işletme dışına taşınması ve saklanması sırasında yanması veya üreticilerin kişisel sorunlarından dolayı iyi niyetlerine rağmen zorunlu olarak borcunu ödeyememesi gibi) hallerde, o yılki alacak için üreticilere vade tarihinden itibaren 1 yıla kadar ek süre verilebilmesi mümkündür.

Erteleme veya ek süre verme üreticinin talebi üzerine yapılmakta ve ek süre sonunda yürürlükteki faiz oranına, Merkez Bankasından alınamayan destekleme primi oranı eklenmek suretiyle bulunan faiz oranı uygulanmaktadır. Bursa İli, Keles İlçesi üreticilerinin T.C. Ziraat Bankasına intikal etmiş herhangi bir talepleri bulunmamaktadır.

Diğer taraftan; durumları 98/12043 sayılı “Çayır ve Mer’a Hayvancılığı Yapan Çiftçilerin Hayvancılık Kredi Borçlarının Ertelenmesi” hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı ile 99/12637 sayılı “Tabiî Afetlerden Zarar Gören Çiftçilerin Borçlarının Ertelenmesi” hakkındaki Bakanlar Kurulu kararlarına uyan üreticilerin T.C. Ziraat Bankasına olan borçları 1 yıl süre ile faizsiz ertelenebilmektedir.

Soru 3. Tarım ürünlerinin para etmemesi de dikkate alınarak ortakların mülkiyetinde (100 Ailex2 Baş) damızlık süt sığırcılığı projesinin uygulanmasına ne zaman başlanacaktır? Bu konuda köylülerin yaşadıkları sıkıntıları aşmak için ne yapılacaktır?

Cevap 3. Bakanlığımızca Ortakların Mülkiyetinde 200 başlık (50 aile x 4 baş) Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Projesi 1998 yılında hazırlanmış, yatırım programlarına teklif edilmiş fakat DPT’nca yatırım programına alınarak ödenek ayrılmadığı için desteklenememiştir. Gelecek yıllarda DPT’nca yatırım programına alınması halinde desteklenecektir.

4. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Fenerbahçe Spor Kulubü Başkanının futbolda çetelerin olduğu iddiasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Fikret Ünlü’nün yazılı cevabı (7/52)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Spordan Sorumlu Devlet Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Fenerbahçe Spor Kulubü Başkanı Aziz Yıldırım, Fenerbahçe-Kocaelispor maçı sonrası “Futbolda Çeteler Var” açıklamasından sonra Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu tarafından 3 ay hak mahrumiyeti ile cezalandırılmıştır.

Yolsuzluklarla, çetelerle mücadele kararlılığında olan idare, “Futbolda Çeteler Var” iddiası üzerine disiplin koğuşturmasından başka bu iddianın soruşturulması hususunda ne gibi çalışmalar yapmıştır veya yapacaktır?

T.C. Devlet Bakanlığı 28.6.1999 Sayı : B.02.0.0.16/01168

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 15.6.1999 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/52-278/1267 sayılı yazınız.

Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır tarafından yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Bakanlığıma tevcih edilen soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Fikret Ünlü Devlet Bakanı

Devlet Bakanlığı

(Sayın Fikret Ünlü)

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır tarafından verilen soru önergesinin cevabı

3813 sayılı kuruluş yasasıyla özerk bir statüye kavuşmuş bulunan Türkiye Futbol Federasyonu Disiplin Kurulunca, 15.5.1999 tarihinde oynanan Fenerbahçe-Kocaelispor futbol karşılaşması sonrasında; “Futbolda çeteler var” açıklaması yapan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ve Ali Yıldırım’a hak mahrumiyeti cezası verilmiştir.

Bazı kulüp başkan ve yöneticilerinin futbol karşılaşmalarından sonra, özellikle kendi takımlarının yenilgi almaları durumunda, başta hakemler olmak üzere, futbolculara, spor kulüplerine veya spor teşkilâtlarına yönelik, zaman zaman maksadı aşan suçlama ve iddialarda bulundukları kamuoyunca bilinmektedir.

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın açıklaması da, Fenerbahçe’nin Kocaelispor’a yenilmesinin ardından yaşanan üzüntü ortamı içerisinde yapılmış benzer bir değerlendirmedir.

“Futbolda çeteler var” iddiası; sporcular, hakemler, kulüpler, kulüp başkan ve yöneticileri, hatta futbolla ilgili kurum ve kuruluşların hepsine yönelik genel bir suçlamadır. Ancak bu açıklamadan sonra ne Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, ne de herhangi bir kulüp yöneticisi tarafından, çete iddiasını somutlaştıran herhangi bir bilgi veya belge Bakanlığıma intikal ettirilmemiştir.

Bakanlığıma herhangi bir bilginin veya belgenenin gelmesi durumunda gerekli soruşturma, kuşkusuz derhal başlatılacaktır.

Yolsuzluklarla ve çetelerle mücadelede kararlı olan Hükümetimiz, sporda da çete veya çete benzeri, demokratik toplum yapımıza ters düşen oluşumların üzerine gitmekte kararlıdır.

Bilgilerinizi rica ederim.

Fikret Ünlü Devlet Bakanı

Türkiye Büyük MilletMeclisi

GÜNDEMİ

25 İNCİ BİRLEŞİM

28 . 6 . 1999 PAZARTESİ

Saat : 10.00

1

BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

2

ÖZEL GÜNDEMDE YER ALACAK İŞLER

(*)1. – 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1) (S. Sayısı : 3) (Dağıtma tarihi : 23.6.1999)

(*)2. – 1997 Malî Yılı Genel Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1997 Malî Yılı Kesinhesap Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (3/122, 1/3) (S. Sayısı : 8) (Dağıtma tarihi : 23.6.1999)

(*)3. – Katma Bütçeli İdareler 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/2) (S. Sayısı : 4) (Dağıtma tarihi : 23.6.1999)

(*)4. – 1997 Malî Yılı Katma Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1997 Malî Yılı Katma Bütçeli İdareler Kesinhesap Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (3/123, 1/4) (S. Sayısı : 9) (Dağıtma tarihi : 23.6.1999)

(*) Açık oylamaya tabi işleri gösterir.

3

SEÇİM

4

OYLAMASI YAPILACAK İŞLER

5

MECLİS SORUŞTURMASI RAPORLARI

6

GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI

YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER

7

SÖZLÜ SORULAR

8

KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE

KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

BUGÜNKÜ PROGRAM

Öğleden evvel Öğleden sonra Akşam

Saat : 10.00 - 13.00 14.00 - 20.00 21.00 - Program bitimine kadar

XIII. TUR 36 – KÜLTÜR BAKANLIĞI (Bütçe-Kesinhesap)

37 – MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI (Bütçe-Kesinhesap)

a) Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) (Katma)

(Bütçe-Kesinhesap)

b) Üniversiteler (53 adet) (Katma) (Bütçe-Kesinhesap)

(D.Y.P., F.P., M.H.P., ANA. P., D.S.P.)

XIV. TUR 38 – MALİYE BAKANLIĞI (Bütçe-Kesinhesap)

39 – GELİR BÜTÇESİ

(F.P., M.H.P., ANA. P., D.S.P., D.Y.P.)

– 1999 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarıları ile

1997 Malî Yılı Kesinhesap Kanunu Tasarılarının

Oylanmamış Maddelerinin Oylanması

 

TUTANAĞIN SONU