Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

 DÖNEM : 20                                        CİLT : 71                                    YASAMA YILI : 4

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

56 ncı Birleşim

17. 3. 1999 Çarşamba

 

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

  I. — GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. — GELEN KÂĞITLAR

III. — BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) ÇEŞİTLİ İŞLER

1. — (9/33), (9/34), (9/39), (9/40, 41) ve (9/43) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonlarının toplanacakları gün, yer ve saate ilişkin Başkanlık duyurusu

IV. — ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. —Gündemdeki sıralamanın yeniden yapılmasına, Genel Kurulun çalışma gün ve saatleriyle görüşülecek konulara; Salı ve Çarşamba günleri sözlü soruların görüşülmemesine; gensoru görüşmesinin gün ve süresiyle, gensorunun gündeme alınması halinde görüşmesinin 20.3.1999 Cumartesi günü yapılmasına ilişkin FP Grubu önerisi

V. — GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖNGÖRÜŞMELER

1. — Kars Milletvekili Y. Selahattin Beyribey ve 30 arkadaşının, Türkiye Büyük Millet Meclisinin olağanüstü toplantıya çağrılmasını sivil darbe girişimi olarak nitelendirdikleri ve demokratikleşme çabalarını engelleyici tutum sergiledikleri iddiasıyla Başbakan Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/22)

VI. — KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. — Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)


I. — GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel kurulu saat 14.00’te açılarak iki oturum yaptı.

Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam’ın, küçük ve orta boy işletmelerin sorunları ile alınması gerekli önlemlere ilişkin gündemdışı konuşmasına, DevletBakanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Uluğbay,

İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in, son günlerde tırmanan terör olaylarına ilişkin gündemdışı konuşmasına, İçişleri Bakanı Cahit Bayar,

Cevap verdiler.

Uşak Milletvekili Yıldırım Aktürk, kamu görevlilerinin beyan ve tutumlarına ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.

Monako ve Fransa’ya gidecek olan Ulaştırma Bakanı Hasan Basri Aktan’a, İçişleri Bakanı Cahit Bayar’ın,

Çek Cumhuriyetine gidecek olan Dışişleri Bakanı İsmail Cem’e, Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’in,

Filipinler’e gidecek olan :

Millî Savunma Bakanı Hikmet Sami Türk’e, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Uluğbay’ın,

Sanayi ve Ticaret Bakanı Metin Şahin’e, Kültür Bakanı M. İstemihan Talay’ın,

Turizm Bakanı Ahmet Tan’a, Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin,

Amerika BirleşikDevletlerine gidecek olan :

Millî Savunma Bakanı Hikmet Sami Türk’e, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Uluğbay’ın,

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Uluğbay’a, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hasan Hüsamettin Özkan’ın,

Almanya’ya gidecek olan Turizm Bakanı Ahmet Tan’a, Kültür Bakanı M. İstemihan Talay’ın,

İtalya’ya gidecek olan :

Orman Bakanı Arif Sezer’e, Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in,

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mahmut Erdir’e, Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın,

Tunus’a gidecek olan Millî Savunma Bakanı Hikmet Sami Türk’e, Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun,

Türkmenistan Cumhuriyetine gidecek olan Enerji ve Tabii KaynaklarBakanı A. Ziya Aktaş’a, Maliye Bakanı Nami Çağan’ın,

Bahreyn’e gidecek olan Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’e, Devlet Bakanı Fikret Ünlü’nün,

Romanya’ya gidecek olan :

Sanayi ve Ticaret Bakanı Metin Şahin’e, DevletBakanı Aydın Tümen’in,

TurizmBakanı Ahmet Tan’a, Kültür Bakanı M. İstemihan Talay’ın,

İspanya’ya gidecek olan Sanayi ve Ticaret Bakanı Metin Şahin’e, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mahmut Erdir’in,

Özbekistan Cumhuriyetine gidecek olan :

Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’e, Devlet Bakanı Fikret Ünlü’nün,

DevletBakanı Aydın Tümen’e, DevletBakanı Mustafa Yılmaz’ın,

İsrail’e gidecek olan Kültür Bakanı M. İstemihan Talay’a, Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun,

Mali Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Hasan Gemici’ye, DevletBakanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Uluğbay’ın,

Vekâlet etmelerinin uygun görülmüş olduğuna;

Filipinler, Bangladeş Halk Cumhuriyeti ve Özbekistan Cumhuriyetine gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Hikmet Çetin’in,

Romanya’ya gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Vekili Hasan Korkmazcan’ın,

Vekâlet edeceğine,

İstifa eden ve istifası kabul edilen Zekeriya Temizel’den boşalan Maliye Bakanlığına, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın,

Maliye Bakanlığına atanan Nami Çağan’dan boşalan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, İzmir Milletvekili Hakan Tartan’ın,

Atandıklarına;

İlişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya ve 21 arkadaşının, Samsun ve Sinop İllerinde yaşanan göç olayının ve işsizlik sorununun araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/311) Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergenin gündemdeki yerini alacağı ve öngörüşmesinin, sırasında yapılacağı açıklandı.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmının :

1 inci sırasında bulunan (6/906),

3 üncü sırasında bulunan (6/909),

4 üncü sırasında bulunan (6/911),

5 inci sırasında bulunan (6/912),

Esas numaralı sözlü soruların, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadıklarından, yazılı soruya çevrildikleri ve gümdemden çıkarıldıkları bildirildi; (6/906) esas numaralı soru sahibi görüşlerini açıkladı.

6 ncı sırasında bulunan (6/916),

7 nci sırasında bulunan (6/917),

8 inci sırasında bulunan (6/918),

9 uncu sırasında bulunan (6/919),

10 uncu sırasında bulunan (6/921),

11 inci sırasında bulunan (6/922),

13 üncü sırasında bulunan (6/924),

15 inci sırasında bulunan (6/928),

Esas numaralı sözlü sorular, ilgili bakanlar Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, ertelendi;

2 nci sırasında bulunan, (6/907) esas numaralı sözlü soruya, Maliye Bakanı Nami Çağan,

12 nci sırasında bulunan (6/923),

14 üncü sırasında bulunan (6/925),

Esas numaralı sözlü sorulara, Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz,

Cevap verdiler;

16 ncı sırasında bulunan (6/929),

17 nci sırasında bulunan (6/930),

18 inci sırasında bulunan (6/931),

19 uncu sırasında bulunan (6/932),

20 nci sırasında bulunan (6/933),

21 inci sırasında bulunan (6/934),

22 nci sırasında bulunan (6/935),

23 üncü sırasında bulunan (6/936),

Esas numaralı sözlü sorulara, Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz cevap verdi; soru sahibi de cevaplara karşı görüşlerini açıkladı.

Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker’in milletvekilliğinden istifa önergesi okundu; yapılan oylama sonucunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin düşmesi hususu kabul edilmedi.

Gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmının :

1 inci sırasında bulunan ve daha önce hükümet yetkilileri hazır bulunmadığından görüşmeleri bir defa ertelenenen, İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya ve 12 arkadaşının TRT ile ilgili usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarını araştırmak amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesinin (10/26) yapılan öngörüşmelerinden sonra, kabul edildiği açıklandı;

Kurulacak komisyonun :

13 üyeden teşekkül etmesi,

Çalışma süresinin, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimi tarihinden itibaren 3 ay olması,

Gerektiğinde Ankara dışında da çalışması,

Kabul edildi.

17 Mart 1999 Çarşamba günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 18.34’te son verildi.

 

                                                              Yasin Hatiboğlu                                                                                                 Başkanvekili

                      Hüseyin Yıldız                                                              Ali Günaydın                                         Mardin                    Konya                                     Kâtip Üye                               Kâtip Üye

 

 

 

 

                                                                                                                        No. : 70

II. — GELEN KÂĞITLAR

17 . 3 . 1999 ÇARŞAMBA

Gensoru Önergesi

1. — Kars Milletvekili Y. Selahattin Beyribey ve 30 arkadaşının, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin olağanüstü toplantıya çağırılmasını sivil darbe girişimi olarak nitelendirdikleri ve demokratikleşme çabalarını engelleyici tutum sergiledikleri iddiasıyla Başbakan Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında Anayasanın 99 uncu ve İçtüzüğün 106 ncı maddeleri uyarınca bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/22) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.3.1999) (Dağıtma tarihi : 17.3.1999)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

17 Mart 1999 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Hüseyin YILDIZ (Mardin)

 

BAŞKAN – Çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ediyor, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 56 ncı Birleşimini açıyorum.

Sayın milletvekilleri, müşahede olunduğu üzere toplantı yetersayımız vardır; çalışmalara başlıyoruz.

Gündemimizin yüklü olması hasebiyle, gündemdışı söz talebinde bulunmuş olan çok değerli milletvekillerine söz veremedim. Bu çok önemli konuları, muhterem heyetinize arz etme imkânını bulamadığım için üzgünüm.

Şimdi, gündemin "Sunuşlar" bölümüne geçiyoruz.

III. — BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) ÇEŞİTLİ İŞLER

1. — (9/33), (9/34), (9/39), (9/40, 41) ve (9/43) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonlarının toplanacakları gün, yer ve saate ilişkin Başkanlık duyurusu

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, İzmit Körfez Geçiş Projesi ihalesinde devletin zarara uğratılmasına göz yumarak görevini kötüye kullandığı iddiasıyla eski Başbakan Sayın A. Mesut Yılmaz hakkında kurulan (9/33) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu, bugüne kadar görev bölümü yapamamıştır.

Bu komisyona seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 18 Mart 1999 Perşembe günü, saat 11.00'de, Ana Bina, Birinci Bodrum, Genel Evrak karşısı, 475 numaralı Meclis Soruşturması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.

Bir başka duyuru var, okuyorum:

Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğünce 1996 yılında özürlülerin memurluğa alınması için açılan sınavda, mevzuata aykırı ve usulsüz işlemler yapılmasına göz yumarak, görevini ihmal ettiği ve kötüye kullandığı iddiasıyla, Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Sayın Mustafa Kul hakkında kurulan (9/34) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu da, bugüne kadar görev bölümü yapamamıştır.

Bu komisyona seçilmiş bulunan sayın üyelerin 18 Mart 1999 Perşembe günü saat 11.00'de Halkla İlişkiler Binası B Blok Alt Zemin 6 ncı Banko karşısındaki Meclis Soruşturması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.

Bir başka duyuru daha var, okuyorum:

İzmit Körfez Geçiş Projesi ihalesinde, ihale usul ve esaslarını ihlal ederek, rekabet ortamının oluşmasını önlediği, firma seçiminde yanlı davranarak devleti zarara uğratmak suretiyle görevini kötüye kullandığı iddiasıyla, Bayındırlık ve İskân eski Bakanı Sayın Yaşar Topçu hakkında kurulan (9/39) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu, bugüne kadar görev bölümü  yapamamıştır.

Bu komisyona seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 18 Mart 1999 Perşembe günü saat 12.00'de, Ana Bina 1 inci Bodrum Genel Evrak karşısı 475 numaralı Meclis Soruşturması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.

Bir başka duyuru daha var, okuyorum:

Yasadışı örgütlerle ve mensuplarıyla birlikte hareket ettikleri, örgüt mensuplarının işledikleri suçların ortaya çıkarılmasını engelledikleri ve suçluları himaye ettikleri, devlet ihalelerinde çetelerle işbirliği yaptıkları, Hükümetin çeteler ve mafyayla mücadelede izlediği politikanın başarıya ulaşmasını engelleyerek görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla eski Başbakan Sayın A. Mesut Yılmaz, Devlet eski Bakanı Sayın Eyüp Aşık ve Bayındırlık ve İskân eski Bakanı Sayın Yaşar Topçu haklarında kurulan (9/40,41) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu görev bölümünü yapamamıştır.

Bu Komisyona seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 18 Mart 1999 Perşembe günü saat 13.00'te Ana Bina 1 inci Bodrum Genel Evrak karşısı 475 No'lu Meclis Soruşturması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.

Bir başka duyuru daha var, okutuyorum:

Telsim ve Turkcell firmalarıyla imzalanan sözleşmelere ve 4046 Numaralı Özelleştirme Kanunu hükümlerine aykırı davranmak suretiyle devleti gelir kaybına uğratarak, görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla eski Başbakan Sayın A. Mesut Yılmaz ve Ulaştırma eski Bakanı Sayın Necdet Menzir haklarında kurulan (9/42) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunda görev bölümü yapılamamıştır.

Bu Komisyona seçilmiş bulunan sayın üyelerin 18 Mart 1999 Perşembe günü saat 12.00'de Halkla İlişkiler Binası B Blok Alt Zemin 6 ncı Banko karşısındaki Meclis Soruşturması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.

Bir başka ve son duyuru var, okutuyorum:

Türk Ticaret Bankasının satışı ihalesiyle ilgili olarak ortaya atılan yolsuzluk iddiaları konusunda gerekli tedbirleri almayarak görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla Devlet eski Bakanı Sayın Güneş Taner ve eski Başbakan Sayın A. Mesut Yılmaz haklarında kurulan (9/43) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu da görev bölümü yapamamıştır.

Bu komisyona seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 18 Mart 1999 Perşembe günü saat 13.00'te Halkla İlişkiler Binası B Blok Alt Zemin 6 ncı Banko karşısındaki Meclis Soruşturması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.

Meclis soruşturması komisyonlarının toplantı gün ve saatleri, ayrıca ilan tahtalarına da asılmıştır.

Sayın milletvekilleri, Fazilet Partisi Grubunun, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş grup önerisi vardır; şimdi, okutuyorum:

IV. — ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. — Gündemdeki sıralamanın yeniden yapılmasına, Genel Kurulun çalışma gün ve saatleriyle görüşülecek konulara; Salı ve Çarşamba günleri sözlü soruların görüşülmemesine; gensoru görüşmesinin gün ve süresiyle, gensorunun gündeme alınması halinde görüşmesinin 20.3.1999 Cumartesi günü yapılmasına ilişkin FP Grubu önerisi

                                                                                                                     17.3.1999

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 17.3.1999 Çarşamba günü yaptığı toplantıda siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                           Salih Kapusuz                                                      FP Grup Başkanvekili

Öneri:

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle, Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 67 nci sırasında yer alan 274 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 6 ncı sırasına, 14 üncü sırasında yer alan 634 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci sırasına, 238 inci sırasında yer alan 657 sıra sayılı kanun teklifinin 8 inci sırasına alınması; Genel Kurulun cuma, cumartesi, pazar ve pazartesi günlerinde de 15.00-19.00 saatleri arasında çalışması ve bugünlerde de kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi; salı günlerinde denetim konularının görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi, salı ve çarşamba günlerinde sözlü soruların görüşülmemesi; verilmiş olan gensorunun gündeme alınıp alınmaması hususunun bugün görüşülmesi, görüşmeler tamamlanıncaya kadar çalışma süresinin uzatılması ve gensorunun gündeme alınması halinde, gensoru görüşmelerinin 20.3.1999 Cumartesi günü yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneriyi arz ve ifade ettik.

Öneri hakkında söz talebi yoksa, öneriyi oylayacağım.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Var, Sayın Başkan!..

BAŞKAN – Soruyorum Sayın Güven, sormayayım mı?

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Gözlükaya, aleyhte mi, lehte mi söz istiyorsunuz efendim, onu bari lütfediniz.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Aleyhte Sayın Başkan.

BAŞKAN – Aleyhte, Sayın Gözlükaya.

Başka söz talebi var mı efendim?

Bakınız, her tarafa soruyorum.

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, zatı âliniz lehte mi, aleyhte mi?..

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Lehinde Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Şener, lehinde söz istiyorlar.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, aleyhinde söz istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Güney, aleyhte söz istediler.

ALİ GÜNAY (Hatay) – Söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Günay?..

ALİ GÜNAY (Hatay) – Sayın Başkan, ben de aleyhinde diyeceğim ama...

BAŞKAN – Efendim, ne diyecekseniz onu söyleyin. (FP sıralarından "lehinde konuşsun" sesleri)

ALİ GÜNAY (Hatay) – Lehinde, Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yalnız, Sayın Günay, biliyorsunuz "ben, her ne kadar lehte diyeceğim ama" dediniz; lütfen, kürsüde lehte konuşaksanız söz alın, yoksa, lehte bir başka arkadaşımız konuşsun.

Sayın milletvekilleri, Başkanlığın şu tavrını anlayacağınızı zannediyorum: Ben, bu söz taleplerinde, arkadaşlarımızın lehte mi, aleyhte mi konuşacağını az çok tahmin ediyorum; ama, o yetmiyor, zabıtlara geçmesi açısından sormam lazım. Beni yanlış anlamayınız.

Sayın Gözlükaya, buyurunuz efendim.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimin başında, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Danışma Kurulumuz bugün toplandı. Fazilet Partisi Sayın Grup Başkanvekilinin teklifleri oldu. Bu tekliflerde, Pişmanlık Yasasında,, Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinde ve Siyasî Partiler Yasasında bazı değişikliklerle ilgili öneri getirdiler. Ayrıca, henüz elinize geçtiğini sanmadığım gensoru önergesinin bugün görüşülmesiyle ilgili teklifte bulundular. Bu teklif üç grup tarafından kabul edilmedi ve huzurunuza grup önerisi olarak geldi.

Şimdi, bu grup önerisiyle getirilmek istenilen nedir; biraz önce adlarını zikrettiğim yasaların ve gensorunun bugün görüşülmesi. Görünen bu; ama, hepiniz biliyorsunuz ki, bu Meclis toplantısı bir genel görüşme bahanesiyle yapılmıştı. Biraz sonra anlatacağım şekilde, görüşmeler yapıldı ve neticeye ulaşıldı. Şimdi, eğer bugün buradaysak, usulen verilmiş bir genel görüşmeyi görüşmüşsek, bunun altında yatan gerçek şu: Bazılarına göre -gerekçelerinde haklıdırlar, değildirler; onu tartışmıyorum- seçimlerin ertelenmesi, bundan istifade etmeyi düşünen bazılarının da, çıkmasını istedikleri, geç kalarak çıkmasını istedikleri bazı yasaların çıkarılmasıdır. Bir nevi pazarlık konusu edilerek, bu Meclis, seçime girdiği halde toplanmıştır. Bunu, Yüce Meclisin ve kamuoyunun takdirine arz ediyorum. Çok küçük pazarlıklar olmuştur, Meclisin itibarını sarsan pazarlıklar yapılmıştır.

Değerli arkadaşlarım, sekiz ay önce, bu Genel Kurul, 488 oyla seçimlere karar vermiştir. Genel ve mahallî genel seçimlerin birlikte yapılması hakkında da bu kararda açıklık vardır. Bunun üzerine, Yüksek Seçim Kurulu olmak üzere, siyasî partiler ve birtakım kuruluşlar, kurumlar ve şahıslar, seçim hazırlıklarına başlamışlardır. Bununla ilgili olarak, trilyonlara varan, sadece devletin yaptığı masraflar olmuştur. Bu iki seçimin birlikte yapılmasını savunanlar "bu seçimler ayrı ayrı yapılmasın, beraber yapılsın; Türkiye'nin ekonomisinde birtakım sıkıntılar var; çifte masraf olmasın" diyorlardı. Bu gerekçelerle bu seçim kararına varıldı; bu masraflar yapıldı. Memur olanlar istifa etti; yani, Türkiye'de herkes seçim ortamına girdi, konsantre oldu. Şimdi ne oldu; biraz önce bahanesini söylediğim Meclisin açılmasıyla Türkiye'de her şey altüst oldu. Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de ekonomi altüst oldu mu; oldu. Ne oldu; IMF yetkilileri, Türkiye'ye yapmayı düşündükleri yardımı ertelediler.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Kimin sayesinde oldu bu bozulmalar?!

MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) – İkincisi, borsa altüst oldu. Sosyal hayatımızda çok büyük değişiklikler oldu. Bunların üstünde ve en önemlisi, en üzücüsü de, terörün hızlanması oldu, terörün şehre inmesi oldu. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye'de, her gün, hepimizi üzen, Türk insanını üzen ve Türkiye'nin dünyada itibarını kaybettiren güvensizlik ortamı yaratan terör olayları meydana gelmekte; onlarca insanımız ölmekte. Şimdi, biz, bir an önce seçim yaparak Türkiye'yi bu kaostan, bu kargaşadan kurtaracak yerde, bugün, maalesef, birbirimize düşmüş ve bazılarının arzularını yerine getirme savaşı içindeyiz. Türkiye'nin, bir an önce, bu kararsızlıktan, belirsizlikten ve istikrarsızlıktan kurtarılması lazımdır.

Değerli arkadaşlarım, bunun için yapılacak tek şey, kararlaştırdığımız şekilde, seçimlerin 18 Nisanda yapılmasıdır ve ondan sonra gelecek Meclisin, Türkiye için alınması gereken birtakım radikal tedbirleri alması, çıkarılması gereken yasaları çıkarması gerekmektedir.

Değerli arkadaşlarım, enteresan oldu; terörle ilgili ve Apo'nun yakalanmasından sonra doğan durumlarla ilgili olarak bir genel görüşme açılması gerekçesiyle bir önerge verildi; ama, ne hazindir ki, bu önergeyi verenlerin oyları da dahil olmak üzere, maalesef, bu önerge reddedildi; yani, bu genel görüşme önergesinin bahane olduğu artık su yüzüne çıktı. Arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisini, bugün içinde bulunduğumuz şartlarda bu kadar gayri samimî olduğunu ve ciddî olmadığını kendilerinin dahi kabul ettiği birtakım önerilerle işgal etmememiz lazımdır. Bunu, açık ve net olarak söylüyoruz.

Bu arada, bu görüşmeler sırasında Sayın Başkanımızın yanlış tutumları oldu, İçtüzüğe aykırı tutumları oldu. Burada zabıtlar değiştirildi. Maalesef zabıtlara ilaveler yapıldı ve neticede, grupların hiçbirisinin haberinin olmadığı önergeler görüşüldü. Bu önergeler kabul edildi, usulsüz olarak kabul edildi. Halbuki, bu önergelerin görüşülmesinden önce, Sayın Başkan, saat 19.00 olmak üzereyken "her ihtimale karşı, süre yetmeyebilir, üzerinde durduğumuz olağanüstü toplantı sebebi olan genel görüşmenin gündeme alınmasıyla ilgili işlemleri bitirelim; o bakımdan, süreyi uzatıyorum" diye oylama yaptılar ve süre uzatıldı ve neticede, genel görüşmeyle ilgili işlemler tamamlandı. Yani, bize göre, hukuken artık Meclis olağanüstü toplanma amacına ulaşmıştır ve kapanmıştır. Bunun şu veya bu şekilde tartışılması yanlıştır.

Şimdi, Meclis hukuken kapanmış olduğuna göre, bu tarihten, bu saatten itibaren, bu görüşmeden sonra yapılacak bütün tasarrufların Anayasa ve İçtüzük hükümlerine göre yok sayılması lazımdır; gerek önergelerin görüşülmesi gerekse bugün görüşülmesi talep edilen yasaların görüşülmesi usüle aykırıdır, Anayasa Mahkemesince iptal edilebilecek bir yasa konumuna girmişlerdir. Bu bakımdan, öneride adı geçen yasaların görüşülmemesi gerekmektedir; çünkü, tekrar ediyorum, Meclis, cumartesi günü saat 19.00'dan itibaren görevini yapmıştır, olağanüstü konu kapanmıştır, Meclis bugün tatildedir. Yeniden bir önergeyle Meclisin açılması talebi gündeme getirilmelidir. Bu yapılmadığına göre, bugün bu yasaları da, bu gensoruyu da görüşmek mümkün değildir.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Niye girdin içeriye Sayın Gözlükaya?!.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bu gruplar, 488 üyenin mensup olduğu gruplar, bu üyeler, seçim kararı verilmeden önce bu yasalarla ilgili değişiklikler, gündemde olduğu halde, maalesef, görüşmemişlerdir. Elimde bir not var; aralık ayı başından itibaren 16 Şubat 1999 tarihleri arasında 25 birleşim yapılmış; ancak 7 tanesinde görüşme yapılabilmiş, 18 tanesinde de yeterli çoğunluk olmadığı için Meclis toplanamamıştır.

Şimdi, bu tasarıların görüşülmesini isteyen gruplarımız veya milletvekillerimiz, o gün bu Meclisi niye çalıştırmadılar? O gün hep söylenen şu değil miydi: "Gelin seçime gidelim; başka çare yoktur. Türkiye'yi bir an önce seçime sokalım, yeni hükümet gelsin, yeni Meclis gelsin ve gerekeni yapsın." Bunları diyen biz değil miyiz? Şimdi ne oldu da, bu Meclisi ve görüşmediğimiz tasarıları bugün görüşelim diye söylüyoruz.

Bakın, Doğru Yol Partisi olarak açıkça şunu söylüyoruz: Bu tasarıları seçimden sonra oturalım, bütün gruplarca görüşelim ve sağlıklı bir neticeye varalım; yoksa, bugünkü görüşmeler bize göre yoktur, Anayasaya aykırıdır, Anayasa Mahkemesine gidecektir. Bu bakımdan, bugün görüşülmesinde yanlışlıklar vardır.

BAŞKAN – Sayın Gözlükaya, size 2 dakika süre verdim efendim.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, gensoruya gelince; bu gensorunun bugün görüşülmesi olayını anlamak mümkün değildir. Biz grupta bu gensorunun bize dağıtılış saatini tespit ettik; 14.45... Ben, burada oturan milletvekillerine bu gensoru önergesinin dağıtıldığını sanmıyorum; yani, bu gruplara ancak 14.45'te geliyor ise, milletvekillerine gitmesi mümkün değil, hâlâ dağıtılıyordur; şimdi, bu bir. (DYP sıralarından alkışlar)

AHMET İYİMAYA (Amasya) – Üç gün geçecek...

MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) – Şimdi, değerli arkadaşlarım...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Gözlükaya, 2 dakika süre vermiştim. Size, toparlayasınız diye, 1 dakika daha vereyim efendim.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) – Şimdi, Anayasanın 99 uncu maddesinin gerekçesi var, detayları herkes biliyor, o gensorunun görüşülme prosedürünü artık bilmeyen kalmadı, ilk on gün içinde görüşülür, üç gün içinde dağıtılır... Daha üç gün de dolmamıştır; ama, dağıtılmış gibi görünmektedir. Bir de, Anayasanın 99 uncu maddesinin gerekçesinde, gensoru dağıtıldığı tarihten itibaren on gün sonra görüşülür gibi bir ibare vardır.

Değerli arkadaşlarım, bu aceleye gerek yoktur. Usulsüz, bu kadar sıkıştırmalarla Meclisin normal işleyen geleneklerini bertaraf ederek saatlere sığdırmak, dakikaları düşünerek bu gibi işlemlerin içine girmek yanlıştır. Bu bakımdan Sayın Başkan, değerli üyeler; bu gensoru önergesi bugün görüşülemez; ama, yarın getirirseniz onda itirazımız olmaz; ama, bugün görüşülmesi, milletvekillerine dağıtılmaması sebebiyle, Anayasaya ve İçtüzüğe konulan o süreler, milletvekilleri okusunlar -bir hükümet düşürüyorsunuz- düşünsünler ve vicdanlarına danışarak bir karara varsınlar amacıyla verilmiştir. Bu bakımdan bu gensoru görüşülmez.

Ben, Sayın Fazilet Partisi tarafından verilen bu grup önerisini biraz önce arz ettiğim sebeplerle kabul etmediğimizi ifade ediyor; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DYP, ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Gözlükaya, teşekkür ediyorum. 

Sayın Ülkü Güney, buyurunuz efendim.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; Fazilet Partisi Grubunun, bugün, Danışma Kuruluna getirmiş olduğu önerisi üzerinde söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evvela, Fazilet Partisi Grubunun getirmiş olduğu öneriye bir bakalım. Fazilet Partisi Grubu bu getirmiş olduğu öneriyle iki şey istemektedir; bunlardan bir tanesinde, çalışma günlerinin uzatılmasını, cuma, cumartesi, pazar, pazartesi günleri de Yüce Meclisin çalışmasını öngörmektedir. İkinci talep nedir; ikinci talep de, gündemin 67 nci sırasında olan pişmanlık yasa tasarısının 6 ncı sıraya, 14 üncü sırasında olan 312 nci maddeyle ilgili kanun tasarısının 7 nci sıraya ve 238 inci sırada olan Siyasi Partiler Yasasında yapılacak değişiklikle ilgili kanun teklifinin 8 inci sıraya alınmasını öngörmektedir. Yani, bu değerli grup, bizden, hafta sonu 4 gün daha, yani, cuma, cumartesi, pazar, pazartesi çalışmamızı, bir de, bu saymış olduğum kanun tasarı ve tekliflerinin bir an önce, öncelikle görüşülmesini talep etmektedir. Şimdi, istenen budur.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Doğru_

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Değerli milletvekilleri, 31 Temmuzda seçim kararı alan, Erken Seçim Kanunu çıkaran 486 milletvekilinin iradesiyle seçime gidiyoruz. 18 Nisanda seçimler yapılacak. 18 Nisana, aşağı yukarı dört hafta kalmışken, Yüce Mecliste bu çalışmanın sağlanabileceğine, hafta sonu bu intensif, yoğun çalışmanın sağlanabileceğine ve bu yasaların çıkabileceğine inanan, ciddî bir arkadaşımız var mı?

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) – Biraz sonra göreceğiz.

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Ben açıkça ifade ediyorum, bu öneriyi getiren arkadaşlarımız da, bunun, maddeten mümkün olmadığını biliyorlar. Bu, aynen genel görüşme açılması istemi gibi, sadece ve sadece Yüce Meclisi oyalamak ve bazı kesimlere -açıklamak da istemiyorum- bazı şahıslara mesaj vermekten öteye bir şey değildir.

Geliniz, artık seçim kararı ve Erken Seçim Kanunu çıkmış olan bu Meclisi bu tür yapay önergelerle, davranışlarla oyalamayalım. Yapılacak işlem, seçimin yapılması için, Meclisin çalışmalarını süratle durdurması ve milletvekillerimizin seçim bölgelerine gitmesidir.

Değerli milletvekilleri, İçtüzük, Anayasa, yönetmeliklerle hepimize kâğıt üzerinde verilmiş haklar vardır. Biz, bu hakları, her zaman buraya getirip tartışabiliriz. Bu böyle oldu diye, ille bunu yapmak gibi bir yanlışa düşebiliriz; ama, bakınız, cumartesi günü, bu Mecliste bir hak suiistimal edildi; bir hakkın suiistimalini birlikte yaşadık. Buraya, terörle ilgili bir genel görüşme önergesi getirildi; bu önergeyi getiren arkadaşlarımız, önergeyi reddettiler. Yüce Milletimiz bunu gördü. O zaman, seçim bölgelerinde dönüp bize sormayacaklar mı, niye getirdiniz, niye reddettiniz, niçin toplandınız, amacınız neydi?..

Şimdi, arkadaşlar, olmayacak işleri burada tartışmayalım, zaman kaybetmeyelim. Şu anda, ülkede, seçime gitme startı verildiğinden beri, bürokrasi iyi çalışmamaktadır; artık, günlük işler yapılmaktadır. Türkiye'de, bugün, ekonomi, bu siyasî istikrarsızlık nedeniyle iyiye gitmemektedir; bütün parametreler aleyhte gözükmektedir.

Şimdi, hal böyle iken, biz, hâlâ, bu belirsizliği, bu kararsızlığı daha ne kadar sürdürebiliriz, bunu daha ne kadar uzatabiliriz. Bu kanunları nasıl çıkaracaksınız; soruyorum... Yarım kalan kanunlar, onlar görüşülecek, ondan sonra bu kanunlar çıkacak. Bu kanunların çoğu, biraz evvel Sayın Gözlükaya'nın dediği gibi, bu son bir birbuçuk yıl içerisinde muhtelif vesilelerle Danışma Kuruluna, görüşmek için getirilmiş kanunlardır. Bunlar, o gün reddedildi de, Türkiye'nin demokratikleşmesi, sadece 312'nin görüşülmesiyle, şu dört hafta içine mi sığdırıldı?!

Değerli arkadaşlarım, gerçeği görmemiz lazım. Yapılacak işlem, demin de ifade ettiğim gibi, doğrudan doğruya, bugün yapmış olduğumuz bu çalışmaları noktalamak ve seçime gitmektir.

Efendim, gensoru... Gensoru verilmiştir, verildi gensoru... Gensorunun prosedürü belli. Anayasanın 99 uncu maddesi açık; üç gün içerisinde rapor yazılıyor, dağıtılıyor. Rapor dağıtılmamış...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Dağıtıldı, dağıtıldı... Bizde var...

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Rapor dağıtılmamış, neyi konuşacağız?!

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Var, var...

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Yani, rapor dağıtılmamış, sayın milletvekilleri raporu okumamışlar, herhangi bir bilgileri yok. "Biz, raporu 14.45'te dağıttık, alın da, hemen okuyun. Okuyun da hemen, çıkın gelin, burada konuşalım..." Yani, bu, olacak iş değil.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Güney, şu, dağıtılmış gensoru metnidir.

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Ben daha okumadım.

Ona göre, diğer arkadaşlarıma, Yüce Meclise soruyorum; hani, böyle, bir büyük aceleye gerek var mı? Bunu yapmanın bir anlamı var mı? Bekleyelim süresini, üç gün dolsun. Ondan sonra, görüşmenin prosedürü Anayasanın 99 uncu maddesinde yazılı, bunu yapalım.

Muhterem arkadaşlarım, burada birbirimizi kandırmayalım. Meclisin çalıştırılmak istenmesinin amacını bütün milletvekilleri bildiği gibi, Yüce Milletimiz de biliyor. Amaç, burada, gensoru değil. Amaç, burada, demokratikleşmek için birtakım kanunları çıkarmak değil. Burada amacın ne olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Amaç, burada, bazı şahıslar için bir af yasası çıkarmak, bu arada da, muhtelif nedenlerle listelere giremeyen bazı değerli arkadaşların tepkileriyle bunu birleştirerek bir noktaya gitmektir. İşin esası budur, özü de budur; ama, bundan hareket etmekle, bana göre bir yere varamayız; bu bir yanlıştır, yanlışın üzerine doğruyu oturtamayız; yanlışın üzerine ne kadar doğruları getirirseniz getirin o yanlış tevali eder. Bu nedenle, bu öneriye Anavatan Partisi Grubu olarak katılmamız mümkün değildir. Ben, Yüce Meclisteki değerli milletvekili arkadaşlarımızın katılacağını ummuyorum. Seçime dört hafta kala, cumartesi, pazar, pazartesi günleri bu Meclisin toplanacağını hiçbir şekilde düşünemiyorum. Geliniz bu kararınızdan vazgeçiniz, hep birlikte Meclisi kapatma kararı alalım, 18 Nisanda yapılacak seçimlerin sonucu ne olursa olsun ona saygı duyalım.

Bu duygularla, hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Güney teşekkür ediyorum.

Önerinin lehinde olmak üzere, Sayın Günay; buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

ALİ GÜNAY (Hatay) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Meclis çalışırken saygınlığına yaraşır bir şekilde çalışmalı, bu hususta, hepimiz, üstümüze düşen özeni göstermek zorunda kendimizi hissetmeliyiz.

Öneride belirtildiği gibi, salı, çarşamba, perşembe günleri dışında tatil günlerinde de Meclisin çalışması önerisine olumlu yaklaşacak olursak, karşımıza çıkacak görüntü, korkarım ki, Meclisin saygınlığına uygun düşmeyecek bir görüntü olacaktır; bundan kaçınmak hepimizin görevi olsa gerek. Meclisin tatile girdiği 16 Şubat 1999 öncesinde, Meclisi çalıştırma hususunda çabalar gösterilirken, toplantı yetersayısını bulamadığımızı unutmamamız lazım. Toplantı yetersayısını bulamadığımız gibi, çoğu zaman karar yetersayısını  bulamadığımızı da hatırlamada yarar var.

Seçimlere çok az bir zaman kala, Meclisi, cuma, cumartesi, pazar ve pazartesi günleri de çalıştırmaya kalkıştığımız zaman, hiçbir milletvekili arkadaşımızın, özellikle aday olanların seçim bölgelerine gitmelerine olanak sağlamamış oluruz. Acaba, bu arkadaşlarımızı burada tutabilecek miyiz? Büyük bir ihtimalle burada tutamayacağız. Meclis açılacak ve açıldığı gibi de toplantı yetersayısı bulunamayacağı için kapanacak. Bu görüntü de, takdir edersiniz ki, hiç hoş bir görüntü vermeyecek ve Meclisin saygınlığına yaraşmayan bir durum sergilenmiş olacaktır. Bu durumu takdirlerinize arz ediyorum.

Refah Partisi Grubunun...

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Fazilet... Fazilet...

ALİ GÜNAY (Devamla) – Fazilet Partisi Grubunun -düzeltiyorum- ileri sürmüş olduğu önerilerden bir diğeri de, üç yasa tasarı ve teklifinin öncelikli olarak görüşülmesi. Bunlar pişmanlık yasası olarak bilinen Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanuna Bir Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi, Türk Ceza Kanununun Bazı Maddeleri ile Terörle Mücadele Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Siyasî Partiler Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi. 

Değerli arkadaşlar, bu kanun tasarı ve tekliflerini öncelikli olarak görüşebilmemiz için, bunların, memleket yararı açısından acil bir durum arz etmesi gerekir. Acaba, durum böyle mi;  hiç de öyle değil; çünkü, bu terör belası, karşımıza çıkan yeni bir konu değil. Türkiye, yirmi yıla yakın bir süreden beri, bir terör olayıyla karşı karşıya ve yirmi yıla yakın bir süreden beri bu hususla gerekli mücadeleyi yapmaktadır.

Pişmanlık yasa tasarısı yeni mi geldi Genel Kurula; hayır, değerli arkadaşlar. Pişmanlık Yasası diye tabir ettiğimiz yasa tasarısı, Refahyol zamanında, 54 üncü hükümet zamanında ve Mart 1997'de Adalet Komisyonunda görüşülmüş, nisanın başlarında da Genel Kurula indirilmiştir. Eğer, hayatî bir önemi olsaydı, acil bir durumu olsaydı iki yılı aşkın bir zamandan beri Genel Kurul gündeminde niye bekletilsin idi.

Diğer kanun tasarısına baktığımız zaman, genelde, burada, Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinde bir değişiklik yapılması ve bu yasadan hüküm giyen bazı insanlarımızın veya hüküm giyebilecek durumda olan bazı insanlarımızın bu ceza mahkûmiyetlerinden affedilmelerini veya bu tür bir ceza almalarından kendilerini kurtarmayı amaçlamaktadır. Böyle bir düzenlemeye, böyle bir önceliğe gitmenin de, takdir edersiniz ki, memleketin yararlarıyla bağdaşır bir durumu yoktur ve Meclisin saygınlığına saygınlık kazandıracak bir hareket tarzı da değildir.

Siyasî Partiler Yasasında değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifinin de acil bir durumu yoktur. Biz özellikle terörü düşünecek olursak, özellikle terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizin arasında gazi olan, şehit olan insanlarımızın ve ailelerinin ekonomik durumlarını düzenleyecek iki maddeli, üç maddeli bazı kanun tasarılarının öncelikle görüşülmesini sağlamamız, bunu istememiz gerekirdi.

Nitekim, biz iktidar kanadı olarak, Meclisin tatile girmesinden önce, 10 Şubat 1999 tarihinde Danışma Kurulunu toplantıya çağırdığımız zaman, memleketin yararları açısından uygun bulduğumuz ve Meclisimizin o kanun tasarılarını görüşmesi durumunda birsürü insanımıza yarar sağlayacağından hiç şüphemiz olmayan bankalar kanunu tasarısının görüşülüp yasalaşmasını sağlayabilirdik. Keza, şehit ve gazilerimiz ile ailelerinin ekonomik durumlarını iyileştirecek olan tasarıların görüşülmesini sağlayabilirdik, onda bir yarar görülebilirdi; ancak, maalesef, o yasa tasarıları görüşülememiş ve toplantı yetersayısını güç bela bulduğumuz bir günde, karar yetersayısının aranmasının istenmesi üzerine de, maalesef, bu yasa tasarılarını görüşememiş ve Meclisimiz tatile girmişti.

Şimdi, verilen gensoru önergesine baktığımız zaman, bu gensoru olayının konusunun düzenlendiği Anayasamızın 99 uncu maddesine ve İçtüzüğün ilgili maddesine baktığımız zaman, İçtüzüğü ve Anayasayı ihlal etmeyecek, usul açısından, usule uyabileceğimiz bir hareket tarzını benimsememiz, yanılgıya düşmememiz hepimizin görevi ve hepimizden beklenen bir hareket tarzı olmalı.

Şimdi, bilineceği üzere, gensoru önergesinin verilmesinden itibaren, o verildiği günü takip eden üç gün içerisinde bu gensoru önergesinin bastırılıp üyelere dağıtılması lazım. Gensoru önergesi ne zaman verildi; 15 Mart 1999 tarihinde verildi. Bu tarihi takip eden üç gün 16, 17 ve 18 inci günler olmalı; bu gensoru önergesi, bugün 17 Martta bastırıldı ve biraz önce değerli arkadaşlarımıza dağıtılmış ki, birsürü değerli arkadaşımızın eline henüz bu varmamıştır. Bu gensoru önergesinin bastırılıp dağıtılmasından sonra ve dağıtılmasından itibaren on günlük süre içerisinde öngörüşmesinin yapılması lazım. Benim şahsî kanaatime göre, bu on günlük süre, dağıtım tarihi bugün olduğuna göre, en erken bir tarihle yarından itibaren başlaması lazım. Ancak, arkadaşlarımız bugün olarak değerlendiriyor olabilirler; bu kadar acele edilmesini, ben, anlamakta güçlük çekiyorum.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Seçimler var ya, seçimler!..

ALİ GÜNAY (Devamla) – On günlük bir süre içerisinde belirlenmesi mümkün iken, bunun, bugünden sonra görüşülmesi, öyle sanıyorum ki, gensoruyu yeterli şekilde okuyup anlayabilme ve değerlendirmeyi yapabilme imkânını arkadaşlarımıza vermemiz açısından daha doğru bir hareket olacak.

Verilen önergenin bir maddesinde de, gündeme gensorunun alınmasının kabul edilmesi halinde, bu görüşmelerin 20 Mart 1999 Cumartesi günü yapılması önerilmiştir. Oysaki, Anayasamızın 99 uncu maddesine göre, gündeme alınmasının kabul edilmesi durumunda, ancak ondan sonra görüşülebilecek tarihin belirlenmesi lazım. Henüz öngörüşmeler yapılmamış, gündeme alınıp alınmaması kararlaştırılmamışken, bu usulî ve Anayasa hatası yapılarak gündem günü belirtilip, görüşme gönünün şimdiden belirlenmesinde de isabet olmadığı inancındayım.

Bütün bu hatalara düşülmemesi açısından, bütün önerilerin sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi ve ona göre oylama yapılması gerektiğini düşünüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Günay, yaptığınız bu lehte(!) konuşmadan dolayı teşekkür ediyorum.

Sayın Abdüllatif Şener, buyurunuz efendim. (FP sıralarından alkışlar)

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Fazilet Partisinin grup önerisini görüşüyoruz. Değerli arkadaşlarımız farklı yorumlar yapmışlardır; ancak, grup önerisi dikkatli bir şekilde incelendiği takdirde, Fazilet Partisinin ne istediği ne istemediği açıkça bellidir.

Bu grup önerimizde, önce, şu anda mademki Meclis çalışıyor ve çalıştığı süre içerisinde de Meclis gündemindeki bazı konuları görüşecektir, tartışacaktır, sonuca bağlayacaktır; o halde, önümüzde de seçimler bulunduğuna göre, Meclis, gündemindeki konuları bir an önce tamamlamalıdır; bu istenilmiştir; bu bakımdan, Meclis Genel Kurulunun çalışma gün ve saatlerinin ayarlanmasıyla ilgili bir talep huzurunuza getirilmiştir. Bazı değerli arkadaşlarımız, "bu acele niye; bu kadar acele ediyorsunuz, gensoru görüşmelerini mümkün olduğunca, İçtüzüğe uymak kaydıyla, erkene çekiyorsunuz" diyorlar. Gerek DSP sözcüsü gerek Doğru Yol Partisi sözcüsü bunu ifade ettiler; ancak, önümüzde seçimler olduğuna göre, İçtüzükte, Anayasada belirtilen süreleri, mümkün olduğunca, erken bir takvim içerisinde tamamlamak, seçim çalışmalarına sağlıklı bir şekilde geçebilmek açısından faydalıdır. Onun için, burada, bazı konuların görüşülme günleriyle ilgili eleştiriler, aslında eleştirilmemesi gereken, aslında onaylanması gereken noktalardır.

İkinci talebimiz, bazı kanun tasarı ve tekliflerinin Meclis gündeminin ön sıralarına alınmasıyla ilgilidir. Bu kanun tasarı ve teklifleri açıktır; demokratikleşmeyle ilgili, temel insan hak ve hürriyetleri üzerindeki baskıları kaldırmayla ilgili kanun tasarı ve teklifleridir. Bu tasarı ve tekliflerin altında, Anavatan Partili, Demokratik Sol Partili bakanların, milletvekillerinin de imzaları vardır.

Bu tasarı ve teklifler, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilgili komisyonlarında görüşülmüştür; bu komisyonlarda bütün siyasî partilerin uzlaşmasıyla, anlaşmasıyla ve ittifakıyla Genel Kurula indirilmiştir. Dolayısıyla, demokratikleşmeye yönelik, temel insan hak ve hürriyetleri üzerindeki baskıları kaldırmaya yönelik bu kanun tasarı ve tekliflerinin Meclisin çalıştığı şu günlerde Genel Kurulda görüşülmemesini istemek, daha önceki taleplerle, beklentilerle, daha önceki eğilimlerle önemli bir çelişki teşkil eder. Madem bütün grupların talebi, isteği budur ve madem bugün Meclis çalışmaktadır; o halde, Meclisin çalıştığı bu günlerde bu kanun tasarı ve tekliflerini birlikte geçirebiliriz.

Bu tasarı ve tekliflerin Genel Kurulda görüşülmesi, seçimlerin ertelenmesini gerektirmez. 312 ile ilgili, Siyasî Partiler Kanunuyla ilgili talebimiz var; görüşelim ve yasalaşsın diyoruz. Ben hemen şunu ifade etmek istiyorum: Bu kanun tasarı ve teklifleri, eğer gruplar arasında uzlaşma, anlaşma sağlanırsa, bir iki günlük mesai içerisinde Genel Kuruldan geçirilir ve bundan sonra da, sayın milletvekilleri seçim bölgelerine gidebilirler; hatta, şu grup önerisinin görüşüldüğü süre içerisinde dahi, 312 nci maddenin uzlaşmayla Meclisten geçmesi mümkündür. Buna rağmen, iktidar partisi ve iktidara destek olan partiler, maalesef, Meclisi tıkamak suretiyle -iktidarın görevi Meclisi işletmek ve çalıştırmak olduğu halde- büyük bir halk kesiminin beklediği ve hepimizin arzu etmesi gereken demokratikleşmeyle ilgili yasaları engellemektedir.

Şimdi, üçüncü talebimizde Meclis gündeminde bir gensoru var. Bu gensorunun bir an önce görüşülmesi lazım. Biz diyoruz ki: Bu gensorunun açılıp açılmamasıyla ilgili görüşmeleri bugün yapalım ve bir an önce süreç işlesin, Meclis gündemindeki konular tamamlansın. Bunların üçü de İçtüzüğe uygundur, Anayasadaki sürelere uygundur ve Genel Kurulun da tasvip etmesi, onaylaması gereken noktalardır. Sadece Meclisi tıkamak, burada hiçbir çalışma yapılmamasını sağlamaya yönelik olarak engellemeye çalışmak iktidara da yakışmaz, bir iktidar anlayışına da yakışmaz. (FP sıralarından alkışlar) Biz diyoruz ki: İktidarıyla muhalefetiyle bütün siyasî partiler olarak, bütün milletvekilleri olarak Meclisin gündemindeki şu konuları tamamlayalım ve Meclisteki çalışmaları tamamlayalım.

Burada, bazı arkadaşlarımız, bu önerilerin, seçimleri ertelemeye yönelik bir girişim olduğu şeklinde yorumlara -aslında bulunmayan, özünde bulunmayan- sapmışlardır.

İRFETTİN AKAR (Muğla) – Seçimler ne olacak?

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Biz, Fazilet Partisi olarak defalarca ifade ettik. Biz diyoruz ki: Seçimler 18 Nisanda yapılacaktır; hem 18 Nisanda seçimler yapılsın hem de temel insan hak ve hürriyetleri üzerindeki baskıları, gelin, Mecliste birlikte çıkaralım, kaldıralım. Bundan daha doğal bir istek ve bir talep olamaz. Bu, aslında, bütün Meclisin katılımıyla sağlanması gereken bir husustur; ama, maalesef, Sayın Başbakan, bugün, Grupta yapmış olduğu konuşmada, seçimlerden umudu olmayanların seçimleri engellemeye çalıştığı şeklinde ifadelerde bulunmuştur. Biz, Fazilet Partisi olarak, 18 Nisanda seçimlere varız, seçimlere gideceğiz, seçimleri engellemeye yönelik bir tavrımız yoktur.

YÜCEL SEÇKİNER (Ankara) – Söz mü, söz mü?..

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Demokratikleşmeyle ilgili tasarıların, tekliflerin Meclisten geçmesini istiyoruz. (FP sıralarından alkışlar) Ancak, seçimlerden umudu olmayanları burada açıklamak istiyorum: 18 Nisan seçimlerinden umudu olmayanlar karşımda oturuyorlar. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Anavatan Partisinin, Demokratik Sol Partinin, 55 inci ve 56 ncı hükümetlerin destekçisi olan partilerin seçimlerden hiçbir umudu olamaz. Devletin resmî raporlarına göre, memuru perişan ettiniz, ezdiniz, reel ücretlerini azalttınız...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sen onu bırak. Seçimlerde onun değerini halk verir?!

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – ... Emeklilerin reel ücretlerini azalttınız, yoksullaştırdınız; işçilerin reel ücretlerini azalttınız, yoksullaştırdınız; esnafa kepenk kapattırdınız, işyerlerini kapattırdınız... (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sen lafı bırak...

İRFETTİN AKAR (Muğla) – Seçimler ne olacak seçimler?..

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – ... Pancar üreticisini mahvettiniz, hububat üreticisini mahvettiniz, tütün üreticisini mahvettiniz, pamuk üreticisini mahvettiniz, hayvancılığı batırdınız. Topyekûn, çalışanları, üretenleri mahvettiniz, perişan ettiniz, yoksulluğa terk ettiniz; rantiyecileri beslediniz, zenginleştirdiniz. (DSP sıralarından "Seçimlere gel seçimlere!" sesleri) Bu halinizle, ne Demokratik Sol Partinin ne de Anavatan Partisinin seçimlere gidebilecek hiçbir takatı ve gücü yoktur. (FP sıralarından alkışlar)

M. HADİ DİLEKÇİ (Kastamonu) – Hodri meydan, seçimlere...

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Bakın, Sayın Başbakan "Fazilet Partisi ikili oynuyor" cümlesini, talihsiz bir şekilde ifade etmiştir. (DSP sıralarından "Doğru" sesleri)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Üçlü oynuyor, üçlü...

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Kimin, nasıl ikili oynadığı, bugün, burada bile hemen anlaşılmıştır. Demokratik Sol Parti sözcüsü Sayın Ali Günay "önergenin lehinde konuşmak istiyorum" demiştir, çıkmıştır bu kürsüye, aleyhinde konuşmuştur. Eğer, ikili oynamaktan bahsediyorsanız, bundan daha güzel ikili oynamak olmaz. (FP sıralarından alkışlar)

Eğer, ikili oynamaktan bahsediyorsanız, hem "demokratım" diyeceksiniz, isminizde "demokratik" kelimesi bulunacak, daha sonra "demokrasiyle ilgili, temel insan hak ve hürriyetleriyle ilgili iki kanun tasarı ve teklifi bir günde şu Genel Kurulda görüşülsün, kapatalım" denilince, "hayır, ben demokratikleşmeye karşıyım, kendi imzam bulunan kanun tasarı ve tekliflerini Mecliste görüştürmüyorum" diyeceksiniz... (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) İşte, ikili oynamak diye buna denir.

M. HADİ DİLEKÇİ (Kastamonu) – Vatandaş verecek hakkını...

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Sayın Ecevit, 1987'de, yine bir grup milletvekili seçim öncesinde Meclisi olağanüstü toplamak istediği zaman, o dönemdeki Meclis Başkanı Necmettin Karaduman Meclisi toplamamıştı ve o zaman, Sayın Ecevit demişti ki: "Bu bir sivil darbedir." Şimdi, bir grup milletvekili Meclisi topluyor; bu sefer de diyor ki: "Bu, bir sivil darbedir." İkili oynamak budur. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) 1987'de başka, 1999'da başka...

Ve 1995'te, yine seçim öncesinde, bakıyoruz, bir grup milletvekili Meclisi toplamak istiyor; Meclisin toplanması için Meclis sıralarında oturan milletvekillerine bakıyoruz, o günkü Demokratik Sol Partili milletvekilleri var, Sayın Genel Başkanları var...

MEHMET EMİN AYDINBAŞ (İçel) – Uluç Gürkan var, Uluç Gürkan...

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – ...ama, bugün, bir bakıyoruz ki, aynı parti "Meclis niçin olağanüstü toplandı seçim öncesi" diyor. İşte, ikili oynamak budur. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Biz, Fazilet Partisi olarak, açık, net tavır sergiliyoruz. İkili oynayanlar, ikili oyun kavramını telaffuz edenlerdir.

NECATİ ALBAY (Eskişehir) – Acele seçim isteyen siz değil misiniz?

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Biz, açıkça, 18 Nisanda seçimlerin yapılmasını istiyoruz; hem 18 Nisanda seçimler hem de temel hak ve hürriyetler üzerindeki baskıların kaldırılması, demokratikleşmeyle ilgili kanun tasarı ve tekliflerinin bu Meclisten geçirilmesini istiyoruz; ama...

İRFETTİN AKAR (Muğla) – Küskünleri ne yapacağız, küskünleri?!.

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – ...İktidarın Meclisi çalıştırması gerekirken, bir de bakıyoruz ki, İktidar kanadı -Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmeler başladı- toplam 210 adet kanun hükmünde kararnameyi Komisyon gündemine getiriyor, Genel Kurul gündeminin ön sıralarına çekip, Genel Kurul gündemini tıkamak için, Genel Kurul çalışmalarını engellemek için...

M. HADİ DİLEKÇİ (Kastamonu) – Ne güzel çalışıyor Komisyon...

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, 1972'den beri bekleyen 210 adet kanun hükmünde kararnameyi, şu arada Meclis çalışmasın, Mecliste faydalı hiçbir şey çıkmasın diye Meclis gündemine getirmek, İktidar ciddiyetiyle bağdaşmaz. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

A. TURAN BİLGE (Konya) – Faydalı bir şey söylemiyorsunuz ki...

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Meclis, ülke gündeminde bulunan, siyasetin gündeminde olan önemli konuları görüşmelidir, gerekli olan, ifade ettiğim kanun tasarı ve tekliflerini görüşmelidir. Bunlar, seçime giderken ülkenin ihtiyaçlarıdır, Türkiye'nin ihtiyaçlarıdır. Bunları, kısa bir sürede, bu hafta içerisinde görüşebiliriz ve ondan sonra, herkes, seçim bölgelerine gidebilir.

Bu bakımdan, açıkça, İktidarın, Meclisi tıkamasını yanlış bulduğumuzu ifade etmek istiyoruz, iktidar ciddiyetiyle bağdaşmayan bir tutum içerisinde bulunduğunu ifade etmek istiyoruz ve Meclisin çalışmalarının şu sıralarda gerekli olmadığını ifade eden arkadaşlarımıza da katılmıyoruz.

Bakın, İngiltere'de seçim kararı, seçim takviminden üç hafta önce alınır.

BAŞKAN – Sayın Şener, son sözlerinizi ifade buyurur musunuz; size ilave süre vermiştim efendim; sözünüzü kesmeyeyim.

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Dolayısıyla, önümüzde bir ayı aşkın bir süre vardır seçimlere. Şu günlerde Meclis gündemindeki bu konuları görüşür, karara bağlayabiliriz; vaktimiz vardır ve çalışılmasını arzu ettiğimiz kanun tasarı ve teklifleri de günlerimizi alacak konular değildir; sadece, saatlerimizi alacak konulardır.

Bütün siyasî partileri, demokratikleşme ve insan hakları konularında uzlaşmaya, bir araya gelmeye, elbirliğiyle bu tasarıları Meclisten geçirmeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Şener, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, önerinin müzakeresi tamamlanmıştır, oylamaya geçeceğim.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, oylamadan evvel bazı hususları arz etmek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun efendim. 

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkanım, Anayasanın 99 uncu maddesi gayet açık. Burada, gün tespitini, görüşmeler bittikten sonraya bırakmıştır üçüncü fıkra.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Hayır... Hayır...

TURHAN GÜVEN (İçel) – "Gündeme alma kararıyla birlikte, gensorunun görüşülme günü de belli edilir" diyor. Oysa, Fazilet Partisi Grup Başkanvekili Sayın Kapusuz'un verdiği öneride, bakınız, 20.3.1999 Cumartesi günü yapılması öneriliyor. Bu mümkün değildir; bu, Anayasanın 99 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına aykırıdır.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Hayır... Hayır...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Bu nedenle, müsaade ederseniz, önerideki bu üç satırın oylamadan çıkarılmasını talep ediyoruz. Gerekirse, bunları düzelterek oylayalım efendim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, Sayın Turhan Güven'i ve Genel Kurulu, Anayasanın 99 uncu maddesiyle ilgili şu paragrafı okumaya davet ediyorum ve bir kez de okumak istiyorum: "Gensoru önergesi, verilişinden sonraki üç gün içinde bastırılarak üyelere dağıtılır." Bastırılıp, dağıtılmıştır. "Dağıtılmasından itibaren..." (ANAP, DYP ve DSP sıralarından "Dağıtmadınız" sesleri)

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Hayır, dağıtılmadı...

BAŞKAN – Efendim, müsaade buyurun.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Müsaade buyurun efendim.

M. HADİ DİLEKÇİ (Kastamonu) – Hani nerede?.. Dağıtmadınız...

BAŞKAN – Efendim, müsaade buyurun, ne söylediğini takip edemiyorum.

Buyurun efendim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – "...dağıtılmasından itibaren..." Lütfen, dikkat buyurun efendim. "...dağıtılmasından itibaren on gün içinde gündeme alınıp alınmayacağı görüşülür." Bu talep de Anayasaya uygundur, görüşülebilir.

Bir başka husus daha var: "Gündeme alma kararıyla birlikte, gensorunun görüşülmesi takvime bağlanır" deniliyor. Bu da, iki tam gün geçtikten sonrasına -ilk konulan engel olduğu için- cumartesi gününe tam uymaktadır; hiçbir yasal, anayasal ve İçtüzük noktasında ihlal söz konusu değildir.

Arz eder, teşekkür ederim Sayın Başkanım.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bize gensoru dağıtılmadı Başkanlık Divanı Üyesi olmamıza rağmen.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Anayasaya aykırılık söz konusu.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Efendim, herkes konuştu.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Güney'i de dinleyeyim, oylamaya geçeceğim efendim.

Buyurun.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, ben burada da ifade ettim; zatıâlinizin, raporun dağıtılmadığını, üyelerimizin eline geçmediğini bildiğinizi zannediyorum ve bu inançla, bugün bunun kesinlikle görüşülmesinin mümkün olmadığını ifade ediyorum.

Arz ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Tabiî, sayın üyelerin herhangi birisine ulaşmış ulaşmamış onu bilemem. (ANAP ve DYP sıralarından gürültüler)

Efendim, lütfen...

Başkanlık, dağıttığını tespit ediyor, bunu ifade ediyorsa o dağıtılmıştır.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Hayır... Hayır... Dağıtılmadı...

BAŞKAN – Efendim, oylamaya geçiyorum.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Hayır, öyle şey olmaz!

TURHAN GÜVEN (İçel) – Oylayamazsınız...

BAŞKAN – Oylama işaretle yapılacaktır...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Yapamazsın!..

BAŞKAN – ...her köşede teknik sorumlu arkadaşımız olacak.

Elektronik cihaza girememiş bir arkadaşımız olur ise, lütfen, teknik elemandan yardım talebinde bulunsun. Neden; çünkü, teknik elemanın getirmediği oy pusulasını geçerli saymayacağız; öteden beri uygulamamız bu istikamettedir.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, dinler misiniz...

BAŞKAN – Ben dinledim efendim. (ANAP ve DYP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)

Oylama için 10 dakika süre tanıyorum; teknik elemanlardan yararlanabilmek için.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Anayasaya aykırı hareket ediyorsunuz.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Sayın Başkan, Anayasaya aykırı işlem yapıyorsunuz.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Yanlış yapıyorsunuz.

BAŞKAN – Evet, oylama işlemine başlayacağım.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Anayasaya aykırı işlem yapıyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Kabul edenler, kabul oyu; kabul etmeyenler ret oyu; çekimser olanlar, çekimser işaretini işaretleyebilirler.

Lütfen, cihaza girememiş arkadaşımız teknik elemandan yardım istesin. Her köşede aşağı yukarı 6-7 arkadaşımız yardım edecektir. Kavasların getireceği oy pusulasını işleme koymayacağım. Teknik elemanın getireceği...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Geçen gün İçtüzüğü mahvettiniz, bugün de Anayasayı mahvediyorsunuz.

BAŞKAN – Sayın Özkan, Sayın Hükümetten vekâleten oy gelecek mi?

BAŞBAKAN YARDIMCISI VE DEVLET BAKANI HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN (İstanbul) – Gelecek efendim...

BAŞKAN – Onların sayılarını alalım, 25'e tamamlayacağız...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, Anayasayı ihlal ediyorsunuz...

İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Sayın Başkan, neyi oyladığınızı bilmiyoruz... Bizim elimize de geçmedi... Neyi oyladığınızı bilmiyoruz...

BAŞKAN – Efendim, ifade edeyim; Sayın Gürdal, oylama...

Efendim, affedersiniz, affedersiniz... Öneriyi bir kere daha okutayım.

Efendim, oylama işleminden önce, öneriyi bir kere daha okutuyorum...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, neyi oyluyoruz?

BAŞKAN – Efendim, grup önerisini okutuyorum:

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, gensoru dağıtılmadı... Anayasayı ihlal ediyorsunuz...

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Sayın Başkan, ayrı ayrı oylayın...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, üç satırı çıkaralım; Anayasayı ihlal ediyorsunuz...

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben Başkanlık Divanı Üyesiyim, bize gensoru dağıtılmadı; Anayasayı ihlal ediyorsunuz...

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Tutumunuz hakkında söz istiyorum.

Usule aykırı işlem yapıyorsunuz.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Usule aykırı davranıyorsunuz; Anayasaya aykırı hareket ediyorsunuz.

BAŞKAN – Öneriyi okutuyorum:

Öneri :

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 67 nci sırasında yer alan 274 sıra sayılı kanun tasarısının, bu kısmın 6 ncı sırasına; 14 üncü sırasında yer alan 634 sıra sayılı kanun tasarısının, 7 nci sırasına; 238 inci sırasında yer alan 657 sıra sayılı kanun teklifinin, 8 inci sırasına alınması. Genel Kurulun cuma, cumartesi, pazar ve pazartesi günlerinde de 15.00-19.00 saatleri arasında çalışması ve bu günlerde de kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi; salı günlerinde denetim konularının görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi, salı ve çarşamba günlerinde sözlü soruların görüşülmemesi. Verilmiş olan gensorunun gündeme alınıp alınmaması hususunun bugün görüşülmesi, görüşmeler tamamlanıncaya kadar çalışma süresinin uzatılması ve gensorunun gündeme alınması halinde gensoru görüşmelerinin 20.3.1999 Cumartesi günü yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Evet, Sayın Gürdal'a teşekkür ediyorum.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Sayın Başkan, gensoruyu görüşemezsiniz; gensorunun görüşülme günü için Anayasaya tabisiniz; tutumunuz Anayasaya aykırıdır...

BAŞKAN – Efendim, oylamaya geçiyorum... (ANAP, DYP ve DSP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, lütfen... Sayın Başkan, yapamazsınız... Sayın Başkan, oylayamazsınız.

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) – Gensoru bizlere dağıtılmadı. Keyfî davranıyorsunuz Sayın Başkan, keyfî...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Yanlış ve taraflı yönetiyorsunuz; size bu yakışmıyor.

BAŞKAN – Oylarınızı kullanın. 10 dakikalık süre başlamıştır.

(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)

TURHAN GÜVEN (İçel) – Anayasaya aykırı davranışlar içindesiniz. Sizi Anayasaya davet etmek bizim hakkımız.

BAŞKAN – Oylamaya geçtim efendim. (Gürültüler)

İRFETTİN AKAR (Muğla) – Böyle şey olmaz!..

BAŞKAN – Efendim, oylamaya geçtim. Yapacağım hiçbir şey yok; oylamaya geçtim efendim; 10 dakika...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Tutumunuz yanlış...

BAŞKAN – Efendim, cihaza giremeyenler, teknik yardım talebinde bulunsunlar. Süremiz işliyor.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sizi Anayasaya uymaya davet ediyorum.

BAŞKAN – Efendim, oylamaya geçtim; yapacağım hiçbir şey yok.

İRFETTİN AKAR (Muğla) – Böyle şey olmaz!..

BAŞKAN – Yapacağım hiçbir şey yok; oylamaya geçtim efendim.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Şu anda oylamanın nasıl yapılacağını anlatıyorsunuz; oylamaya geçmediniz. Sizi bir kere daha Anayasaya uymaya davet ediyorum.

BAŞKAN – Efendim, bakın, Anayasa burada; uyuyorum Anayasaya.

İRFETTİN AKAR (Muğla) – Siz talimatları böyle mi aldınız?!

BAŞKAN – Efendim, oylamaya geçtim.

Efendim, 10 dakika içerisinde oyunu kullanmayan sayın üyenin oyunu geçerli saymamız, almamız, sayıma tabi tutmamız mümkün değildir. Rahat kullanılsın diye 5 dakikayı 10 dakikaya çıkardım, 10 dakikalık süre verdim. Cihaza giremeyen arkadaşlarımız, teknik elemanlardan rahat yararlansın diye 10 dakikalık süre tanınmıştır. Lütfen, cihaza giremeyen arkadaşımız teknik elemanlardan yardım alsın; teknik cihaz devreye girmiyorsa, teknik elemana vereceği pusulayı göndersin. Kavasların getireceği pusulayı dikkate almayacağım.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Oylamaya geçmeden bir kere daha sizi Anayasaya uymaya davet ediyorum.

TAHSİN IRMAK (Sıvas) – Başkanım, neyi oylayacağız?!. Dağıtılmadı bize...

BAŞKAN – Öneriyi oyluyoruz Sayın Irmak. Irmak, gözünü seveyim... Öneriyi oyluyoruz. Al sana öneriyi vereyim; bunu oyluyoruz.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Anayasayı ihlal suçu işliyorsunuz.

(Oylamaya devam edildi)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, süremiz bitmiş, oy verme işlemi tamamlanmıştır efendim.

Bundan sonra oy pusulası getirmeyiniz, almıyorum.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, lütfen, pusula sahiplerini okumanızı rica ediyorum.

BAŞKAN – Okuyacağım. Dün de okuduk efendim...

Sayın Demiralp?.. Burada.

Sayın Lütfi Doğan?.. Burada. Rengini yazmış oyunun.

Sayın Osman Yumakoğulları?.. Burada.

Sayın Hüseyin Yıldız?.. Burada.

Sayın Cemil Çiçek?.. Burada.

Sayın Mehmet Altınsoy?.. Burada.

Sayın Fırat?.. Burada.

Sayın Yazıcı?.. Burada.

Sayın Barutçu?.. Burada.

Sayın Güreş?.. Burada.

Sayın İnan?.. Burada.

Sayın Kemaloğlu?.. Burada.

Sayın Gemici?.. Vekâleten...

Efendim, kim kullandı vekâleten?..

MİLLî EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Bakanlardan biri...

BAŞKAN – Sayın Karahan kullanmış, kendisi burada.

Sayın Sami Türk?..

SANAYİ VE TİCARET BAKANI METİN ŞAHİN (Antalya) – Yerine ben kullandım.

BAŞKAN – Hikmet Beyin yerine siz kullandınız vekâleten; var orada.

MALİYE BAKANI NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Evet.

BAŞKAN – Sayın Yılmaz, Ali Ilıksoy adına mı kullandınız efendim?

DEVLET BAKANI MUSTAFA YILMAZ (Gaziantep) – Evet.

BAŞKAN – Sayın Talay...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – İstemihan Talay adına Sayın Nami Çağan kullandı.

BAŞKAN – Sayın Nami Çağan kullandılar, öyle görünüyor.

Sayın Aydın Tümen adına, Sayın Ziya Aktaş kullandı, öyle görünüyor.

Sayın Fikret Ünlü, Sayın Cem adına kullandınız.

Sayın milletvekilleri, yapılan oylama sonunda gensorunun gündeme alınması hususu kabul edilmiştir.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Grup önerisi, grup...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Kaça kaç?..

BAŞKAN – Efendim, bizim işaretle oylamamızda âdet değildir ve tüzük de müsait değildir ona.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Sayın Başkan, kafanızı gensoruya takmışsınız.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, gensorunun gündeme alınıp alınmaması konusunu oyladık. Şimdi, o hususu müzakerenize açacağım; ancak...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Hangi hususu Başkan?

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Çalışma saatleri de var.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, öneri kabul edilmedi mi efendim.

BAŞKAN – Saat 16.45'te toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

 

Kapanma Saati : 16.25

 


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 16.48

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Hüseyin YILDIZ (Mardin)

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 56 ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Sayın milletvekilleri, oturumu kapatırken, yani, birleşime ara verirken yanlış bir beyanda bulunduğumu zabıtlardan tespit ettim.

HACI FİLİZ (Kırıkkale) – Yapılan yanlış olduğu için yanlış beyanda bulunuyorsunuz Sayın Başkan.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Hatadan dönmek fazilettir.

BAŞKAN – Efendim, ne yapalım, ısrar mı edelim hatada! Zabıtları getirttim, inceledim; yanlış bir beyanda bulunmuşum, onu düzeltiyorum; yapmayın yani...

O zaman, şimdi düzeltiyorum: Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince, gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına geçiyoruz; çünkü, Fazilet Partisi Grubunun verdiği grup önerisi müzakere edilmiş ve kabul edilmiştir. Bu önerinin kabulü, bizi özel gündeme götürmektedir.

V. — GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE
MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖNGÖRÜŞMELER

1. — Kars Milletvekili Y. Selahattin Beyribey ve 30 arkadaşının, Türkiye Büyük Millet Meclisinin olağanüstü toplantıya çağırılmasını sivil darbe girişimi olarak nitelendirdikleri ve demokratikleşme çabalarını engelleyici tutum sergiledikleri iddiasıyla Başbakan Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/22)

BAŞKAN – Şimdi, bu kısımda yer alan, Kars Milletvekili Sayın Selahattin Beyribey ve 30 arkadaşının, Türkiye Büyük Millet Meclisinin olağanüstü toplantıya çağrılmasını sivil darbe girişimi olarak nitelendirdikleri ve demokratikleşme çabalarını engelleyici tutum sergiledikleri iddiasıyla, Başbakan Sayın Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında 11/22 esas numaralı gensoru önergesinin gündeme alınıp alınamayacağı hususundaki görüşmelere başlıyoruz.

Sayın Hükümet hazır mı?... Hükümet hazır değil.

Sayın milletvekilleri, gündemimiz, özel gündemdir; Hükümet hazır değildir. İçtüzüğün 62 nci maddesi ise, hazır ve buradadır; buna göre -ben, sadece bilgileri tazelemek açısından... Hiçbir sayın üyenin buna ihtiyacı yok; ama- her görüşmenin başından sonuna kadar Hükümet temsil edilir yahut da bir temsilcisi bulunur. Bu kimseler, bu görüşmenin başında hazır değillerse, o konudaki görüşme, bir defalık, gelecek birleşime bırakılır.

Bu suretle, gensorunun gündeme alınıp alınmaması hususundaki görüşmeyi, Hükümet hazır olmadığına göre, bugün müzakere etme imkânımız yok; özel gündem olduğu için, yarın müzakere edeceğiz.

Buyurun Sayın Kapusuz.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, her şeyden önce "Gensoruda usul" diye, İçtüzüğün 106 ncı maddesi açıktır. Uzun uzun anlatıldıktan sonra "gensoru görüşmeleri Anayasanın 99 uncu maddesi hükümlerine göre yapılır" deniliyor. Özel bir usul ihdas etmiş, Anayasaya da atıfta bulunmuş, Anayasa da böyle bir hüküm ihtiva etmiyor efendim. Siz, usul müzakeresi açmayacak gibi bir yola giriyorsunuz; ben, bunu, zabıtlara geçirmek istiyorum; bu, birincisi.

İkinci olarak; azınlığın azınlığı konumundaki Hükümet buharlaşıp uçmuşsa, bu gensoruda daha fazla nelerin söylenilmesine ihtiyaç var, bilmiyorum. Böyle bir uygulama, ilk defa... Kanaatim odur ki, benim bulunduğum dönemde ve öncesinde böyle bir uygulama hiç yaşanmamıştır. Zaten, başından beri, böyle olan, bu şekilde kurulmuş olan bir Hükümetin şu anda da böyle bir eylem yapmış olması, herhalde kendisine münhasır, özel bir pozisyondur.

Arz eder, teşekkür ederim.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun Sayın Güney.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Gensorunun bugün buraya getiriliş şekli, acele, kurallara uymadan, bir öneriyle bugün buraya getirilişinin sonucudur bu. Aslında, orada yapılan yanlışa dikkat çekmek lazım. Yoksa, Hükümetin bulunmaması için, buyurduğunuz 62 nci madde açıktır, burada yapılacak bir şey yoktur.

Ben de burada şunu söylüyorum; getirilecek, gensoru olsun, grup önerilerinin de, mutlaka, İçtüzüğe uygun olarak buraya getirilip oylanması ve görüşülmesi gerekir.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Biz de, Başkanlık da başka türlü bir uygulamaya girmiyor zaten.

Sayın milletvekilleri, buna göre, gensorunun gündeme alınıp alınmaması hususunu bundan sonraki birleşimde görüşeceğimize göre, şimdi, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Oylama Anayasaya aykırı olarak yapılmıştır, oylama Anayasaya ve İçtüzüğe aykırıdır.

BAŞKAN – Önce, yarım kalan işlerden başlıyoruz.

 TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Biraz evvel ifade buyurdunuz "özel gündem haline dönüşmüştür" dediniz. Özel gündem tespitini yaptığınıza göre, o da bittiğine göre, şu anda başka bir kanun tasarı ve teklifinin görüşülmesinin mümkün olmadığını takdire bırakıyorum.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Doğru, özel gündemdir.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Özel gündemdir bu, özel gündem haline siz dönüştürdünüz.

BAŞKAN – Bir dakika... Sayın Güven, özür diliyorum; ama, sanki böyle kavga ediyormuş gibi ifadede bulunmanıza gerek yok.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Hayır, hayır... Benim üslubum böyle; bağışlayın.

BAŞKAN – Usuletle ve suhuletle... Doğrudur, haklı olabilirsiniz, bir istişare edelim; öyleyse, biz öyle yaparız.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Tamam efendim.

BAŞKAN – Efendim, bir dakikanızı rica edeyim...

Efendim, şimdi, bizim gensoruyla ilgili konumuz, çalışma saatleri ve çalışma günleriyle ilgili kararlarımız özel gündemimizi oluşturuyor. Diyelim ki, o karar alınmasaydı ne yapacaktık; bugünkü görüşmemiz olan kanun tasarı ve tekliflerini görüşecektik; çünkü, soruları görüşme imkânını, zaten daha önceden aldığımız bir kararla kaldırmışız.

Dolayısıyla, biz, şimdi, kanun tasarı ve tekliflerini görüşmeye devam ediyoruz.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Ama, karar aldık efendim, özel gündemi tespit ettik.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Değil efendim... Değil efendim...

BAŞKAN  – Önce yarım kalan işlerden başlıyoruz.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan...Sayın Başkan...

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Sayın Başkan, hiç dinlemiyorsunuz...

BAŞKAN - 2 nci sırada yer alan, Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, sizi yanıltıyorlar; gönlüm sizin yanılmanızdan yana değil.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, niye acele ediyorsunuz?

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, gönlüm sizin yanılmanıza razı değil.

Şimdi soruyorum, müsaade eder misiniz...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, bir grup başkanvekili konuşmak istediği zaman niye dinlemiyorsunuz?

TURHAN GÜVEN (İçel) – Özel gündemin tespitini ben yapmadım, Genel Kurulumuz takdirini bu yönde kullandı; ama, bir özel gündem tespitinden sonra, eğer özel gündem bitmişse, birleşim kapatılır Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, ben, arkadaşlarımla istişare etmek üzere bir 15 dakika ara vereceğim.

Saat 17.15'te yeniden toplanmak...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, Hükümet içeride efendim; Hükümet burada!

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Hayır efendim...

BAŞKAN - Sayın Kapusuz, yapmayın; rica ederim...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Hayır efendim, Hükümet salonda.

BAŞKAN – İstişareler maksadıyla saat 17.15'te toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

 

Kapanma Saati : 16.52

 


ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 17.15

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Hüseyin YILDIZ (Mardin)

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 56 ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Hatırlanacağı üzere, özel gündemdeki konunun görüşülmesine imkân bulunamadığı için, o konunun bundan sonraki birleşimde görüşüleceğini ifade edip, genel gündemdeki konuları görüşeceğiz diye söze başladığım sırada, bazı çok değerli üye arkadaşlarımız itiraz ettiler; dediler ki: "O konu görüşülmeden başka bir konuya geçilemez." Bir tezekkür edelim diye, grup başkanvekili arkadaşlarımla, bürokrat arkadaşlarımla meseleyi istişare ettik. Zaten, bendenizin kanaati, benim yaptığım işlemin doğruluğu istikametindeydi. Nitekim, İçtüzüğün 50 nci maddesi, bu konuya da zaten sarahat getirmiş. Orada "Bu konular, özel gündemde Başkanlık sunuşundan sonra yer alır. Özel gündem maddelerinden sonra, genel hükümler gereğince tespit olunmuş gündem maddelerine yer verilir" deniyor.

Şimdi, özel gündemdeki konuyu görüşme, Başkanlığın inisiyatifinin dışında gerçekleşmediğine göre, genel gündemdeki konulara geçeceğiz.

Buna göre, yarım kalan işlerden başlıyoruz.

VI. — KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER

1. — Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi GenelBaşkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232) (1)

BAŞKAN – Kütahya Milletvekili Sayın Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Sayın Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Sayın Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Sayın Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu raporunun ikinci müzakeresine başlıyoruz.

Sayın Komisyon?.. Hazır.

Sayın Hükümet daha önce de aranmıştı; temsil edilse de edilmese de mesele değişmiyor.

Efendim, Hükümet, ocak ayının 27'sinde 46 ncı Birleşimde temsil edilmediğinden, görüşmelere, komisyonun varlığıyla devam ediyoruz.

Sayın milletvekilleri, malumlarınız olduğu üzere, Anayasa değişiklik teklifinin ikinci müzakerelerinde, tekliflerin tümü üzerinde görüşme yapılmamakta ve maddeler üzerinde de görüşme açılmamaktadır. Bu nedenle, ikinci görüşmede sadece maddeler üzerinde verilmiş değişiklik önergeleri görüşülecek; önerge yoksa, maddeler okutulup, ayrı ayrı gizli oya sunulacaktır. Maddelerin oylamasından sonra da teklifin tümü gizli oya sunulacaktır.

Şimdi, teklifin 1 inci maddesini okutuyorum:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi

MADDE 1. – 7.11.1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü maddesi, kenar başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

4. – Yasama sorumsuzluğu ve yasama dokunulmazlığı

Madde 83. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, aynı birleşimdeki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan hiçbir şekilde sorumlu tutulamazlar. İçtüzük gereğince verilecek disiplin cezaları saklıdır.

Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Bir milletvekili hakkında seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, milletvekilliğinin sona ermesine bırakılır. Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır. Dokunulmazlık süresince dava ve ceza zamanaşımı işlemez.

Şu kadar ki, ağır cezayı gerektiren cürümlerde suçüstü hali ile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma cürümlerinden dolayı bir milletvekilinin sorguya çekilmesi ve yargılanması için Meclisin kararı aranmaz. Bu hallerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır. Ancak bu hallerde de suç işlediği ileri sürülen milletvekili, ağır cezayı gerektiren cürümlerde suçüstü hali veya Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz ve tutuklanamaz.

Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.

Milletvekilleri hakkındaki ceza davaları Yargıtayda görülür. Bu davalarla ilgili hazırlık soruşturmasının yürütülmesi, kamu davasının açılması, hükmün temyizi ve diğer yargılama esasları kanunla düzenlenir.

BAŞKAN – Efendim, biliyorsunuz, arz ve ifade ettiğim gibi, madde üzerinde müzakere açamıyoruz; ancak, verilmiş üç önerge vardır; önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra, ayrı ayrı işleme koyacağım.

Geliş sırasına göre okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifinin çerçeve 1 inci maddesine bağlı 83 üncü maddenin üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 24.11.1997

 

        Recep Kırış                             Mehmet Ekici                             Orhan Kavuncu                                   Kayseri   Ankara    Adana

        Hanefi Çelik                            Nevzat Yanmaz                         İsmail Durak Ünlü                                 Tokat      Sıvas        Yozgat

                                                       Hasan Çağlayan                                                                                                       Çorum

"Şu kadar ki, ölüm cezasını gerektiren cürümlerle adam öldürme, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, emniyeti suiistimal, dolanlı iflas, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma cürümlerinden dolayı, bir milletvekilinin sorguya çekilmesi ve yargılanması için Meclisin kararı aranmaz. Bu hallerde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, durumu, hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır; ancak, bu hallerde de suç işlediği ileri sürülen milletvekili, kendisiyle ilgili Meclisin dokunulmazlığını kaldırma kararı olmadıkça tutulamaz, tutuklanamaz. Adam öldürme cürmünde suçüstü hali, bu hükmün dışındadır."

BAŞKAN – Efendim, ikinci önergeyi arz ve takdim ediyoruz:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmekte olduğumuz 232 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifinin 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesinin;

"...Ancak, bu hallerde de suç işlediği ileri sürülen milletvekili, adam öldürme cürümlerinde suçüstü hali veya Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz ve tutuklanamaz" şeklinde,

Son fıkrasının da,

"Milletvekilleri hakkındaki ceza davaları Yargıtayda görülür. Bu davalarla ilgili hazırlık soruşturmasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından yürütülmesi, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kamu davasının açılması, suçüstü haliyle hüküm temyizi ve diğer yargılama esasları kanunla düzenlenir" şeklinde,

değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

        Hasan Korkmazcan                      Nejat Arseven                       Ahmet İyimaya                                    Denizli    Ankara    Amasya

        Metin Bostancıoğlu                          Atilâ Sav                           Metin Emiroğlu                                    Sinop       Hatay      Malatya

            Turhan Güven                            Seyfi Oktay                             Metin Işık                                        İçel          Ankara    İstanbul

 

BAŞKAN – Bir başka önergemiz daha var; üçüncü önerge; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifinin çerçeve 1 inci maddesinde "madde 83" olarak teklif edilen bölümün üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

              Recep Kırış                        Nevzat Yanmaz                         Hanefi Çelik                                        Kayseri   Sıvas        Tokat

"Şu kadar ki, adam öldürme cürümlerinde suçüstü hali ile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, emniyeti suiistimal, dolanlı iflas, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma cürümlerinden dolayı bir milletvekilinin sorguya çekilmesi ve yargılanması için Meclisin kararı aranmaz. Bu hallerde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır; ancak, bu hallerde de suç işlediği ileri sürülen milletvekili, adam öldürme cürümlerinde suçüstü hali veya Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz ve tutuklanamaz."

BAŞKAN – Efendim, önergeleri, aykırılık derecesine göre, arkadaşımız tekrar okuyacak ve Sayın Komisyona görüşünü soracağım.

Kayseri Milletvekili Recep Kırış ve Arkadaşlarının Önergesi:

"Şu kadar ki, adam öldürme cürümlerinde suçüstü hali ile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, emniyeti suiistimal, dolanlı iflas, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma cürümlerinden dolayı bir milletvekilinin sorguya çekilmesi ve yargılanması için Meclisin kararı aranmaz. Bu hallerde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır; ancak, bu hallerde de suç işlediği ileri sürülen milletvekili, adam öldürme cürümlerinde suçüstü hali veya Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz ve tutuklanamaz."

BAŞKAN – Efendim, Sayın Komisyon ne buyurur?..

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI ATİLÂ SAV (Hatay) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılmadı.

Önerge sahibi görüşünü ifade etmek üzere söz istedi.

Buyurun Sayın Kırış.

RECEP KIRIŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; milletvekilliği dokunulmazlığının sınırlandırılması konusu, daha önce ülkemizin gündemine gelmiş ve bu konu, bir ara, çok yoğun şekilde tartışılmıştı; ama, daha önce, Mecliste, bu konuyla ilgili yapılan ilk oylamada sonuç alınamamış; daha sonra, bu görüşmeler, bir şekilde, gündemdeki ağırlığını, yoğunluğunu kaybetmişti; ama, şimdi, bugün, burada, bu konuyu tekrar ele almış oluyoruz.

Değerli arkadaşlar, biz, Büyük Birlik Partisi olarak, milletvekilliği dokunulmazlığının sınırlandırılmasına karşı değiliz; yani, eğer, bir milletvekili, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, emniyeti suiistimal, dolanlı iflas, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma gibi birtakım cürümlerden dolayı ciddî iddialarla suçlanıyorsa, bunun hakkında dava açılmasın, milletvekilliği dokunulmazlığı sebebiyle, bu iş dönem sonuna bırakılsın diyemeyiz; çünkü, hakikaten, Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarı fevkalade önemlidir, milletvekillerinin itibarı fevkalade önemlidir; ama, üzülerek ifade etmek zorundayız ki, belli bir zamandan bu yana, Meclisin itibarı fevkalade zedelenmiş, birtakım çevreler, bilerek veya bilmeyerek bunda etkili olmuşlardır. Herhalde, Meclis, gerçekten, yüce, saygın bir makam olduğunu göstermek durumundadır. Burası, Türkiye'nin, en önemli, en yüce makamıdır ve muhakkak ki, burada, gerçekten, milletin oylarıyla seçilmiş çok değerli insanlar bulunmaktadır. Bu insanlar içinde, insan olduğu için suç işleyen kimseler olabilir, her kurumda suç işleyen insanlar olabilir. Türkiye'de yüzbinlerce öğretmenimiz var. Diyelim ki, bir öğretmen, öğretmenlik mesleğine asla yakışmayan bir iş yaptı diye, bütün öğretmenleri suçlamaya kimin hakkı olabilir ya da bir hâkim, meslek onuruna yakışmayan bir yanlışlık yapmışsa, bundan dolayı bütün hukuk camiasını suçlamaya, bütün yargı camiasını suçlamaya kimin hakkı olabilir ya da bir asker ya da bir polis ya da bir başka meslek mensubu için aynı şeyleri söyleyebiliriz.

Dolayısıyla, biz, elbette ki, milletvekilleri olarak da "burada bulunan milletvekilleri, asla ve kata hiçbir suç işlemezler, bunlar asla hiçbir hata yapmazlar, her türlü suçtan masundurlar" gibi bir iddia içinde bulunamayız. Ortada, bir milletvekiliyle ilgili son derece ciddî iddialar varsa, o zaman, elbette ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu iddiaları örten, bu iddiaları kapatan, bu iddialara âdeta sünger çeken veya bütün bu iddialar ortadayken, âdeta, suçları ve suçluları himaye eden bir makam gibi olamaz. Böyle bir şey, fevkalade yanlış olur. Böyle bir imaja, mutlaka mani olmamız lazımdır ve bunda bütün arkadaşlarımızın hassasiyet gösterdiklerine kaniim; ama, bu türlü, şöyle veya böyle, ciddî suçlamaya muhatap üç beş insan varsa, onlar yüzünden de, koskoca bir Meclisi ve şu kadar şerefli insanı suçlamaya hiç kimsenin hakkı olmaması lazım gelir.

Burada, üzerinde duracağımız nokta şu: Bizim söylemiş olduğumuz husus, milletvekilliği dokunulmazlığı sınırlandırılırken, aslında, mevcut 83 üncü maddenin bugünkü halinde de var olan ve bazı arkadaşlarımızın "ama, zaten bugünkü halinde de var" diyerek bizim teklifimize itiraz ettikleri bir husus var. Şimdi, orada "ağır cezayı gerektiren cürümlerde suçüstü hali" diye bir ifade geçiyor; "ağır cezayı gerektiren cürümlerde suçüstü hali."

Değerli arkadaşlar, Türk Ceza Kanununu bilen değerli hukukçu arkadaşlarımız bilmektedirler ki, Türk Ceza Kanununa göre ağır cezayı gerektiren cürümler son derece geniş olarak ele alınmıştır. Mesela, hükümetin manevî şahsiyetini tahkir ve tezyif etmek ağır cezayı gerektiren cürümlerdendir, Cumhurbaşkanına hakaret etmek ağır cezayı gerektiren cürümlerdendir, halkı alenen suç işlemeye tahrik etmek ağır cezayı gerektiren cürümlerdendir. Dolayısıyla, bir siyasînin kendi siyasî kanaati gereği bir yerde yapmış olduğu bir konuşma, pekala, orada biraz kendi yetkisini aşan veya bir siyasî partinin görüşlerine biraz angaje olmuş bir savcı tarafından, pekâlâ ağır cezalık bir davranış olarak telakki edilip, kendi yetkilerini de aşarak, ona karşı bir yanlış muamele yapılabilir. Bugüne kadar bunların olmaması, bundan sonra olmayacağı anlamına gelmez.

Onun için, biz diyoruz ki, eğer bir milletvekiliyle ilgili hırsızlık, rüşvet, irtikâp vesaireyle ilgili iddialar varsa, Meclis kararına gerek olmadan, bırakalım serbestçe dava açılabilsin; dolayısıyla o gitsin, mahkemede ifadesini versin, dava yürüsün, dokunulmazlık zırhı onu koruyan bir mekanizma olmaktan çıksın; ama, herhangi bir milletvekilinin tutuklanması, tutuklanabilmesi iki şarta bağlı olsun: Birincisi, ya Meclis kararı olsun... Yani, diyelim ki -burada belirtiliyor zaten- bir milletvekiliyle ilgili çok ciddî iddialar gündeme gelmiş, dava açılmış, davanın neticesinde hüküm verme noktasına gelinmiş ve netice itibariyle, Türkiye Büyük Millet Meclisine, bu milletvekilinin mutlaka dokunulmazlığının kaldırılması gerekir diye yazı elbette ki gelecek. Onun neticesinde de, Meclis, elbette ki, oturur, ortada son derece somut deliller varsa, o milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Efendim, Sayın Kırış, ben, size baştan fazla bir süre vermiştim. Lütfen toparlar mısınız...

RECEP KIRIŞ (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Konu biraz ciddî bir konu, önemli bir konu. Lütfederseniz bağlayayım efendim.

BAŞKAN – Lütfen...

RECEP KIRIŞ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, biz, bir milletvekilinin tutuklanması şu iki şartla mümkün olsun diyoruz: Birincisi ya Meclis kararı olsun; yani, Meclis, netice itibariyle, o milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırsın, onun neticesinde milletvekili tutuklanabilsin ya da adam öldürme cürmünde suçüstü hali olursa... Yani, burada "ağır cezayı gerektiren cürümlerde" diye geçen ifadeyi, biz "adam öldürme cürmünde suçüstü hali" olarak daha sınırlı hale getirmiş oluyoruz. Nitekim, 24 Anayasasında da, bu, aynen böyle geçiyor; yani, bu, bizim yeni ortaya koyduğumuz, yeni bulduğumuz bir ifade değil; daha önceki anayasalarımızda da buna göre düzenlemeler var. Dolayısıyla, biz, bir milletvekilinin tutuklanmasını zorlaştırıyoruz; ama, dava açılmasıyla ilgili ciddî iddialar varsa, ona da Meclis hiçbir şekilde engel olmasın diyoruz; onu kolaylaştırıyoruz. Bizim önergemizin esası budur. Bu hassasiyeti göstermemizin sebebi de, belli bir dönemden bu yana, maalesef, Türkiye'de yargı ne kadar bağımsız, ne kadar sağlıklı işliyor, bu konudaki tereddütlerdir.

Türkiye'de, değerli arkadaşlar, siyaset hür olmalı, düşünceyi ifade hürriyeti en sağlıklı bir şekilde var olmalı. Hiç kimse düşüncelerini ifade etmesinden dolayı, gerçekten, zor durumda olmamalı; ama, görüyoruz ki, Türkiye'de bir Apo yakalandı; binlerce insanın katili -kendisini buradan bir kere daha lanetliyor ve PKK teröründe hayatlarını kaybedenleri rahmetle anıyoruz- ama, kendisiyle ilgili idam cezası olsun mu olmasın mı diye tartışılıyor; ama, öbür taraftan, birtakım siyasîyle ilgili idam cezaları istenebiliyor; yani, netice itibariyle, bunun falan yahut filan hakkında olması, bir şahıs, şu şahıs, bu şahıs önemli değil. Burada anlatmak istediğim husus şu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Kırış...

RECEP KIRIŞ (Devamla) – Bağlıyorum Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, biz, en geniş anlamda düşünceyi serbestçe ifade hürriyeti var olsun, Türk Ceza Kanunundaki ağır cezayı gerektiren cürümler geniş olduğu için, orada ağır cezayı gerektiren cürümlerde "suçüstü hali" ifadesi yerine "adam öldürme cezası esnasında suçüstü hali" olarak onu değiştirelim; bir, o takdirde milletvekili tutuklanabilsin; bir de Meclis kararı olduğu takdirde tutuklanabilsin. Değilse, herhangi bir milletvekili bir yerde yaptığı konuşmadan dolayı, hükümetin manevî şahsiyetini tahkir, tezyif etti veya işte bu görüşleri sebebiyle şöyle şöyle oldu diyerek hakkında birtakım gereksiz işlemler yapılmasın istiyoruz. Milletvekilliğini, bu manada korumak ve milletvekilinin dokunulmazlığını, bu manada, düşünce hürriyeti anlamında mutlaka teminat altına almak lazım gelir.

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Kırış, teşekkür ediyorum.

Önergeye Sayın Komisyon katılmadı; önerge sahibi görüşlerini arz ve ifade etti.

Önergeyi oylarınıza sunacağım. Oylama süresini 5...

KAMER GENÇ (Tunceli) – İşarî oylama Sayın Başkan; eğer kabul edilirse gizli oylamaya geçeceğiz.

BAŞKAN – Kim sayacak Sayın Genç onu; nasıl sayacağız?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayalım yani..

BAŞKAN – Nasıl sayacağız Sayın Genç... Uyguladığınız bir şey... Efendim, rica ediyorum... Oylama yapacağım efendim.

Efendim, oylamayı başlatıyorum; süre 5 dakikadır.

Süre bitiminden sonra oy pusulaları alınmayacak.

Buyurunuz... Kabul, ret, çekimser...

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Oylama için verilen süre bitmiştir.

Önerge reddedilmiştir.

İkinci önergeyi işleme koyuyorum:

Kayseri Milletvekili Recep Kırış ve Arkadaşlarının Önergesi:

"Şu kadar ki, ölüm cezasını gerektiren cürümlerle, adam öldürme, zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, emniyeti suiistimal, dolanlı iflas, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma cürümlerinden dolayı bir milletvekilinin sorguya çekilmesi ve yargılanması için Meclisin kararı aranmaz. Bu hallerde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, durumu, hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır. Ancak bu hallerde de suç işlediği ileri sürülen milletvekili, kendisiyle ilgili Meclisin dokunulmazlığını kaldırma kararı olmadıkça tutulamaz ve tutuklanamaz. Adam öldürme cürümünde suçüstü hali bu hükmün dışındadır."

BAŞKAN – Sayın Başkan, Komisyon ne buyurur?

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI ATİLÂ SAV (Hatay) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Komisyon katılmadı.

Sayın Ekici, önerge sahibi olarak konuşacak mısınız, gerekçesini mi okuyalım?

MEHMET EKİCİ (Ankara) – Konuşacağım efendim.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

MEHMET EKİCİ (Ankara) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; günümüzde Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri kadar çok saldırıya uğrayan ve Türkiye Büyük Millet Meclisinden daha az kendini savunan bir kurum tanımıyorum. Meclisimiz, gerek medyanın gerek baskı gruplarının gerekse pek çok kişinin husumetine muhatap bir Meclis haline gelmiş ve getirilmiştir.

Bu noktada, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin, yasama görevlerini yerine getirirken, yasama haklarını kullanırken saldırıya açık bir hale getirilmeleri, yasama görevlerinin sıhhati bakımından son derece sakıncalı bir durumdur. Bu nedenle, önergemizin kabulünü arz ediyorum.

BAŞKAN – Çok teşekkür ediyorum Sayın Ekici.

Sayın milletvekilleri, önergeye Sayın Komisyon katılmadı; önerge sahibi görüşlerini arz ve ifade etti.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum.

Süreyi başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması gibi, kamuoyunda fevkalade hassasiyet gösteren bir konunun müzakeresini ve oylamasını yapıyoruz.

Şu anda, salonda 330 milletvekilinin olmadığı görülüyor. Eğer, bu devam ederse, reddedilmesi gibi bir tehlikeyle karşıya karşıya kalınacak ve dolayısıyla, bir yıl süreyle, bizim, hepimizin, ısrarla üzerinde durduğu milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik bir anayasa değişikliği tekrar gündeme gelemeyecek, görüşülemeyecektir. O sebeple, bu fırsatı değerlendirebilmek için, böyle bir fırsatı kaçırmamak için, kamuoyunda Meclis üzerinde tekrar muaheze edici bir tutum, sözleri ve lafları duymamak için, 330 milletvekili eğer yoksa, Komisyonumuzdan hassaten rica ediyoruz, bu konuda gerekli duyarlılığı göstersinler; aksi halde, bir yıl süreyle görüşememe gibi ve Anayasa değişikliğini gündeme getirememe gibi bir tehlikenin vebali altında kalmış oluruz.

Arz ediyorum.

BAŞKAN – Belki, o gerekçeye ilave olarak, zaten bir gizli oylama yapılacaktır; gizli oylama için uzun bir süreye de ihtiyaç vardır.

Sayın Bedük, şu önergeyi de bitirelim. Yani, biraz yürüyelim; önergeler bitsin, grup başkanvekilleri istişare edersiniz Komisyon Başkanımızla. Hepimiz, birlikte, bir şey yapılsın istiyoruz. Hayhay... Başkanlık açısından hiçbir engel yoktur.

Oylama süremizin bitimine 45 saniyemiz var; onu tamamlayalım, üçüncü önergeyi de tamamlayalım. Böylece, hiç olmazsa, önergeler faslı bitmiş olur.

(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)

BAŞKAN – Oylama işlemi tamamlanmıştır; oy pusulası almıyoruz bu andan sonra.

Bu önerge de reddedilmiştir.

Üçüncü önergeyi okutup işleme tabi tutacağım.

Buyurun.

Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan ve Arkadaşlarının Önergesi:

Kanun teklifinin 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesinin "ancak bu hallerde de suç işlediği ileri sürülen milletvekili, adam öldürme cürümünde suçüstü hali veya Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz ve tutuklanamaz" şeklinde; son fıkrasının da "milletvekilleri hakkında ceza davaları Yargıtayda görülür. Bu davalarla ilgili hazırlık soruşturmasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından yürütülmesi, Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu tarafından kamu davasının açılması, suçüstü haliyle hüküm temyizi ve diğer yargılama esasları kanunla düzenlenir" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

BAŞKAN – Sayın Komisyon ne buyurur?

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI ATİLÂ SAV (Hatay) – Sayın Başkanım, bu önerge, uyum yasaları komisyonunca hazırlanmış ve Anayasa Komisyonunca da benimsenmiştir. Uyum yasaları, ilk oylamadan sonra yetersayıda oy almayınca anayasa değişikliği önerisi, o toplantıda, o görüşmeler sırasında, değerli arkadaşlarımızın belirttikleri önerileri, eleştirileri dikkate alarak yeni bir metin hazırlamış ve kaygı uyandıran bölümleri giderici bir düzenleme yapmıştır. Özellikle, milletvekilleri hakkında dava açılmasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianame hazırlaması, hazırlık soruşturması yapmasından sonra, davanın açılması için de Yargıtay 1. Başkanlık Kurulunun kararı gerektiği ve davanın da Yargıtayda görülmesi gerektiği yolunda düzenlemeyle açıklık getirilmiştir.

Ayrıca, ağır cezalı cürümlerde suçüstü hali yerine, adam öldürme suçlarında suçüstü hali de o şekilde değiştirilerek bu suretle, bazı değerli arkadaşlarımızdaki, acaba, milletvekilleri hakkında dokunulmazlık çok korumasız hale mi getiriliyor gibi kaygıları önlediğimizi sanıyorum.

Mecliste grubu bulunan dört partimizin, ayrıca o tarihte grubu bulunan Demokrat Türkiye Partisinin temsilcileri, uyum yasaları komisyonunda görüşmelere katılmışlardı ve oybirliğiyle çıkmıştı. Konuyu, daha sonra Anayasa Komisyonunda da görüştük ve Genel Kuruldaki müzakere sırasında bu önergenin kabul edilmesi yolunda, görüş açıklanması konusunda Başkanlığa yetki verildi. Onun için bu önergeyi benimsediğimizi ve katıldığımızı arz ediyorum efendim.

BAŞKAN – Efendim, biliyorsunuz, komisyonun anametninde değişikliği hedef alan bir önergedir. Zannediyorum, Sayın Başkan, takdire bırakıyorum demeye getiriyor yahut uygun görüş ifade ediyor; "katılıyorum" demiyor, diyebilmesi için Komisyon ekseriyetinin...

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI ATİLÂ SAV ( Hatay) – Katılıyorum; çünkü, Komisyon çoğunluğunun...

BAŞKAN – Komisyon çoğunluğunu görelim efendim.

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI ATİLÂ SAV (Hatay) – Burada değil efendim, Komisyonda toplantıda, arz ettim, karar aldık, yazılı karar da tutanağa geçti. Bu itibarla, Yüce Kurula, Komisyonumuzun görüşünün bu olduğunu arz ediyorum.

BAŞKAN – Efendim, Başkanlık olarak, uygulamaları da dikkate alarak arz ve ifade ediyorum: Sayın Komisyon Başkanımız "uygun mütalaa ediyorum" diyor; katılma imkânı yoktur. Katılmadan söz edebilmesi için Komisyon çoğunluğunun burada hazır olması ve bu değişikliğe katıldığını ifade etmesi gerekir.

Şimdi, takdir elbette Yüce...

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NEJAT ARSEVEN (Ankara) – Önergede imzam var, söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Katılmıyorum demediği için uygun görüş bildiriyor.

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NEJAT ARSEVEN (Ankara) – Ama siz, mevcut sayı olmadığı için, beyanın bir katılma olmadığını ifade ettiniz.

BAŞKAN – Efendim, takdire bırakıyor; ama, Sayın Başkan, buna bu kadar ifademden sonra "katılmıyorum" derse, size söz vereceğim; ama "katılmıyorum" diyemiyor. Tüzükte de hüküm açık "katılmadığı ahvalde..."

Efendim, bu önergeyi de oylarınıza sunacağım.

Sayın milletvekilleri, oylama süresi, 5 dakika olarak, başlamıştır. Önergeyi dinlediniz; Komisyon uygun görüş ifade etti, takdire bıraktı; biz de takdire sunuyoruz.

Buyurun.

(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, ben tekrar söz alma ihtiyacını duyuyorum.

Eğer toplantıda gerçekten 330 milletvekili yoksa, sayın milletvekillerinin bazı suçlardan dolayı dokunulmazlığının kaldırılmasını öngören bu anayasa değişikliğinin reddi tehlikesi karşısında, hem kamuoyunun duyarlığı hem de bütün arkadaşlarımızın gerekli hassasiyeti göstermelerini diliyorum.

BAŞKAN – Efendim, gruplarla bir istişare edin; benim söylediğim o. Komisyonla iştişare ettiniz, bir de gruplarla istişare edin; komisyon değil, gruplar bağlıyor bizi. Gruplar ne buyurur bakalım; gruplarla iştişare ediniz efendim.

(Otomatik cihazla oylamaya devam edildi)

BAŞKAN – Oylama işlemi tamamlanmıştır.

Sayın milletvekilleri, yapılan işarî oylamada önerge kabul edilmiştir; ancak, nitelikli sayı aradığımız için, ayrıca gizli oylanması gerektiği için, gizli oylama faslına geçeceğiz. Ancak, buraya teşkilat kurulacak, yani kabinlerin kurulması falan lazım gelecek. Onun için, ara vermek zorundayım.

Şimdi, buraya, teşkilatın kurulması, gizli oylama yapılabilecek olan sistemin kurulabilmesi, sonra, gizli oylamada 500 sayın üyenin sırayla gelip buradan pulları alması, vermesi çok uzun zamana ihtiyaç gösterecektir diye düşünüyor Başkanlık. Eğer, Yüksek Heyetiniz de, çok sarahaten değilse bile, ufacık bir işareten izin verirlerse, şöyle bir kapanışı birlikte kıraat etmek istiyorum:

Sayın Başbakan Bülent Ecevit ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkındaki gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmeleri yapmak ve kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 18 Mart 1999 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati : 18.09

 

BİRLEŞİM 56’NIN SONU

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.