Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 20 CİLT : 65 YASAMA YILI : 4

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

15 inci Birleşim

5. 11 . 1998 Perşembe

 

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

  I. — GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. — GELEN KÂĞITLAR

III. — BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. —Adana Milletvekili Mehmet Halit Dağlı’nın, Adana kırsalındaki sekiz yıllık zorunlu eğitim ve taşımalı eğitim uygulamalarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın cevabı

2. —Edirne Milletvekili Mustafa İlimen’in, Edirne İlinde aşırı yağışların neden olduğu ürün kayıpları ve çeltik üreticilerinin sorunları ile alınması gerekli önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı

3.—Samsun Milletvekili AyhanGürel’in, yapımı devam eden Samsun-Çarşamba Havaalanına kargo tesislerinin de yapılmasına ilişkin gündemdışı konuşması ve Ulaştırma Bakanı Arif Ahmet Denizolgun’un cevabı

B) TEZKERELERVEÖNERGELER

1.—Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriyetine gidecek olan Başbakan A. Mesut Yılmaz’a, dönüşüne kadar, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Ecevit’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1766)

2.—Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’e, dönüşüne kadar, Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1767)

3.—Almanya’ya gidecek olan Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’e, dönüşüne kadar, Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1768)

4.—Macaristan’a gidecek olan Devlet Bakanı Yücel Seçkiner’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1769)

5.—ÇekCumhuriyeti Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanının vaki davetine icabet edecek olan Parlamento heyetinde yer alacak olan milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1770)

6. —Romanya Parlamentosu üyelerinden oluşan bir futbol takımının ülkemize davet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1771)

7.—Adalet Komisyonu Başkanlığının, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (S. Sayısı :56) geri çekildiğine ilişkin tezkeresi (3/1772)

8.—TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu üyelerinden oluşan Parlamento heyetinin Özbekistan’a resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1773)

9.—Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir Parlamento heyetinin Litvanya Parlamento Başkanının davetine icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1774)

IV. —KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.—Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

2.—Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/669) (S. Sayısı :388)

3. —Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 Arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 Arkadaşının,İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 Arkadaşının Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 Arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı :553)

4. — Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/217) (S. Sayısı : 132)

5. —Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Giresun Milletvekili Turhan Alçelik ve 5 Arkadaşının, Erzincan Milletvekilleri Tevhit Karakaya ile Naci Terzi’nin, Erzurum Milletvekili İsmail Köse ile Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu’nun, Elazığ Milletvekili M.Cihan Paçacı’nın, Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Bayburt Milletvekili Ülkü Güney, Demokratik Sol Parti Grup Başkanvekili Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve Şırnak Milletvekili M. Salih Yıldırım’ın, Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Bolu Milletvekili Necmi Hoşver’in, Kastamonu Milletvekili Nurhan Tekinel ile Haluk Yıldız’ın, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır’ın, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ali Topuz ve 7 Arkadaşının, Aksaray Milletvekili Nevzat Köse’nin, Elazığ Milletvekilleri AhmetCemil Tunç, Ömer Naimi Barım ve Hasan Belhan’ın, Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Kastamonu Milletvekilleri Hadi Dilekçi ile Fethi Acar’ın, Zonguldak Milletvekili Ömer Barutçu’nun, Tokat Milletvekili Ali Şevki Erek ve 3 Arkadaşının, Sakarya Milletvekili Ertuğrul Eryılmaz’ın, Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan’ın, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Samsun Milletvekili Nafiz Kurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Niğde Milletvekili Akın Gönen’in, Niğde Milletvekili Doğan Baran’ın, Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz ve 4 Arkadaşının, Samsun Milletvekili Latif Öztek ve 2 Arkadaşının, Kütahya Milletvekili İsmail Karakuyu’nun, Çorum Milletvekili Yasin Hatiboğlu’nun, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya ve 17 Arkadaşının, Kilis Milletvekili Mustafa Kemal Ateş ve 13 Arkadaşının, Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, ve Çankırı Milletvekili İsmail Coşar’ın; Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/1038, 2/1044, 2/1046, 2/1054, 2/1056, 2/1077, 2/1081, 2/1082, 2/1083, 2/1084, 2/1085, 2/1086, 2/1087, 2/1091, 2/1092, 2/1093, 2/1094, 2/1097, 2/1099, 2/1100, 2/1101, 2/1102, 2/1103, 2/1105, 2/1106, 2/1108, 2/1109, 2/1117, 2/1127, 2/1130, 2/1146, 2/1147, 2/1165, 2/1168) (S. Sayısı :663)

V.—SORULAR VE CEVAPLAR

A)YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. —Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Körfez Savaşının Türk ekonomisine yaptığı etkilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in yazılı cevabı (7/6036)

2.—Kayseri Milletvekili Osman Çilsal’ın;

—TMO’nun Kayseri-Pınarbaşı bölgesinde yaptığı alımlara,

Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan’ın;

—Çam balı üreticilerinin sorunlarına,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın yazılı cevabı (7/6245, 6247)

3. —Adana Milletvekili İ. Cevher Cevheri’nin, Adana Tarım İl Müdürlüğünde çalışan mevsimlik işçilerle ilgili sınav sonuçlarına ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın yazılı cevabı (7/6269)

4.—Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu’nun, Taşkent, Almatı, Bakü ve Aşkabat gemilerinin yapımına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Burhan Kara’nın yazılı cevabı (7/6279)

GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMMGenel Kurulu saat 15.00’te açılarak iki oturum yaptı.

Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş’ın, 7 Ağustos 1998 tarihinde meydana gelen sel felaketi sonrası, Hükümetin, Trabzon İli Beşköy beldesi için ne yaptığını ve ne yapacağını açıklaması gerektiğine ilişkin gündemdışı konuşmasına, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu,

Ağrı Milletvekili Mehmet Sıddık Altay’ın, sağlık sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşmasına, Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy,

Ardahan Milletvekili Saffet Kaya’nın, Ardahan İli organize sanayi sitesine, havalimanına, Kuranehri Projesinde yer alan barajlara ve Kars-Çıldır-Tiflis demiryolu projesine ilişkin gündemdışı konuşmasına, Ulaştırma Bakanı Arif Ahmet Denizolgun,

Cevap verdiler.

İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 53 arkadaşının, 55 inci Hükümet döneminde yapılan özelleştirme ihalelerine mafya ve çetelerin karıştığı iddialarını araştırmak amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/298) Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergenin gündemdeki yerini alacağı ve öngörüşmesinin, sırasında yapılacağı açıklandı.

Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının 272 nci sırasında yer alan 747 sıra sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin bu kısmın 5 inci sırasına alınmasına ilişkin DSP Grubu önerisi kabul edildi.

Anayasa Komisyonunda boş bulunan ve DYP Grubuna düşen bir üyeliğe, Grubunca aday gösterilen, Bartın Milletvekili Köksal Toptan,

Adalet Komisyonunda boş bulunan üyeliklere; FPGrubunca aday gösterilen Ankara Milletvekili Rıza Ulucak, DYP Grubunca aday gösterilen, Denizli Milletvekili M. Kemal Aykurt,

Millî Savunma Komisyonunda boş bulunan ve DYPGrubuna düşen bir üyeliğe, Grubunca aday gösterilen Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu,

İçişleri Komisyonunda boş bulunan ve DYP Grubuna düşen bir üyeliğe, Grubunca aday gösterilen, Hakkâri Milletvekili Mustafa Zeydan,

Dışişleri Komisyonunda boş bulunan ve DYP Grubuna düşen bir üyeliğe, Grubunca aday gösterilen, İzmir Milletvekili Ufuk Söylemez,

Millî Eğitim,Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda boş bulunan ve DYP Grubuna düşen bir üyeliğe, Grubunca aday gösterilen,İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş,

Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda boş bulunan ve DYP Grubuna düşen bir üyeliğe, Grubunca aday gösterilen, Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu,

Çevre Komisyonunda boş bulunan ve DYP Grubuna düşen bir üyeliğe, Grubunca aday gösterilen, Bursa Milletvekili İbrahim Yazıcı,

Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda boş bulunan ve DYP Grubuna düşen bir üyeliğe, Grubunca aday gösterilen, Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz,

Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda boş bulunan ve DYP Grubuna düşen bir üyeliğe,Grubunca aday gösterilen, Yalova Milletvekili Cevdet Aydın,

Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda boş bulunan ve DYP Grubuna düşen bir üyeliğe, Grubunca aday gösterilen, Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül,

(9/16) esas numaralı Meclis Soruşturma Komisyonunda boş bulunan ve CHP Grubuna düşen bir üyeliğe, CHP Grubunca 3 kat olarak gösterilen adaylar arasından Balıkesir Milletvekili İsmet Önder Kırlı,

(9/17) esas numaralı Meclis Soruşturma Komisyonunda boş bulunan ve CHP Grubuna düşen bir üyeliğe, CHP Grubunca 3 kat olarak gösterilen adaylar arasından Bursa Milletvekili Yahya Şimşek,

(9/18) esas numaralı Meclis Soruşturma Komisyonunda boş bulunan ve CHP Grubuna düşen bir üyeliğe, CHP Grubunca 3 kat olarak gösterilen adaylar arasından Manisa Milletvekili Erdoğan Yetenç,

(9/19) esas numaralı Meclis Soruşturma Komisyonunda boş bulunan ve CHP Grubuna düşen bir üyeliğe, CHP Grubunca 3 kat olarak gösterilen adaylar arasından Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz,

(9/24) esas numaralı Meclis Soruşturma Komisyonunda boş bulunan üyeliklere; ANAPGrubunca 3 kat olarak gösterilen adaylar arasından İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya, CHP Grubunca 3 kat olarak gösterilen adaylar arasından Aydın Milletvekili Fatih Atay,

(10/24, 57) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine gruplarınca aday gösterilen milletvekilleri,

Seçildiler.

Başkanlıkça, (10/24, 57) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yapmak üzere toplanacağı gün, saat ve yere ilişkin duyuruda bulunuldu.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının :

1 inci sırasında bulunan 132,

2 nci sırasında bulunan 232,

4 üncü sırasında bulunan 553,

Sıra sayılı kanun tasarıları ve tekliflerinin görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından,

3 üncü sırada bulunan ve Hükümetçe Komisyona geri alınan 338 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmeleri de, komisyon raporu gelmediğinden,

Ertelendi.

5 inci sırasında bulunan, Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (2/376, 2/1113) (S. Sayısı :747) yapılan görüşmelerden sonra kabul edildiği ve kanunlaştığı açıklandı.

Grupların mutabakatıyla, 5Kasım 1998 Perşembe günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 19.45’te son verildi.

Kamer Genç

Başkanvekili

Abdulhaluk Mutlu Levent Mıstıkoğlu

Bitlis Hatay

Kâtip Üye Kâtip Üye

 

II. —GELEN KÂĞITLAR

5.11.1998 PERŞEMBE No. :18

Tasarılar

1, — Türkiye Cumhuriyeti ve Küba Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşma ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/838) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.11.1998)

2. — Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı (1/839) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.11.1998)

3. — Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/840) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :2.11.1998)

Teklifler

1. — Denizli Milletvekili Mehmet Gözlükaya’nın; Pansiyon İşletmeleri ve Türkiye Pansiyon İşletmecileri Birliği Kanun Teklifi (2/1307) (Adalet ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.10.1998)

2. — Kayseri Milletvekili Recep Kırış ve 5 Arkadaşının; Devlet Memurları Kanununa Ek Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/1308) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 27.10.1998)

3. — Kayseri Milletvekili Recep Kırış ve 5 Arkadaşının; Devlet Memurları Kanununa Ek Geçici Maddeler Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/1309) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 27.10.1998)

4.— Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 15 Arkadaşının; Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1310) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.11.1998)

5. — Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1311) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.11.1998)

Tezkereler

1. — Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1764) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.11.1998)

2. — Hatay Milletvekili Abdulkadir Akgöl’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1765) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.11.1998)

 

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

5 Kasım 1998 Perşembe

BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ

KÂTİP ÜYELER : Abdulhaluk MUTLU (Bitlis), Levent MISTIKOĞLU (Hatay)

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 15 inci Birleşimini açıyorum.

Sayın milletvekilleri, çalışmalarımıza başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşımıza gündemdışı söz vereceğim.

HASAN GÜLAY (Manisa) – Sayın Başkan, yoklama yapmayacak mısınız?

BAŞKAN – Efendim, gerektiği zaman yoklama yaparız. Evvela, bu gündemdışı konuşmaları tamamlayalım, ondan sonra...

III. — BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. —Adana Milletvekili Mehmet Halit Dağlı’nın, Adana kırsalındaki sekiz yıllık zorunlu eğitim ve taşımalı eğitim uygulamalarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın cevabı

BAŞKAN – Birinci gündemdışı söz, Adana kırsalındaki sekiz yıllık zorunlu eğitim ve taşımalı eğitim uygulamaları konusunda, Adana Milletvekili Sayın Halit Dağlı'ya verilmiştir.

Buyurun Sayın Dağlı.

Konuşma süreniz 5 dakika.

MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Adana İlimizdeki, özellikle kırsal kesimdeki sekiz yıllık kesintisiz eğitim ve taşımalı eğitim uygulamalarıyla ilgili gündemdışı söz almış bulunuyorum. Öncelikle, bana bu imkânı veren Sayın Başkana teşekkür ediyor, bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, milletimize, eğitimde büyük bir reform olarak takdim edilen sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim uygulaması, maalesef, Adanamızda, özellikle Adana'nın kırsalında tam bir fiyasko olarak önümüzde durmaktadır. Deprem sonrası yıkılan okulların yerine yenisi yapılmadığı gibi, onarılması gereken okullar da onarılmadığı için, Adana il merkezinde bile sınıf mevcutları 90 kişiyi geçmiştir. Yine, Adana il merkezindeki birkısım okullara partizan bir anlayışla öğretmen yığılması yapılırken, il merkezinin kenar semtlerinde ve kırsal alandaki ilçelerimizde vekil öğretmenlerle dersler doldurulmaya çalışılmaktadır. Bu uygulamalardan dolayıdır ki, Feke, Saimbeyli, Tufanbeyli, Aladağ, Karaisalı ve Pozantı İlçelerimizdeki 100'den fazla köy okulu, birbuçuk aylık bir gecikmeyle, ancak vekil öğretmenlerle öğretime başlayabilmişlerdir.

Değerli milletvekilleri, taşımalı eğitim uygulaması da tam bir fiyasko. Kırsal ilçelerimizde, bir köy merkez olarak seçilmiş, taşımalı eğitim uygulaması yapılıyor; bir veya daha fazla köyün öğrencileri bu köye taşınıyor; ancak, okulda bir tek sınıf öğretmeni var. O öğretmen, hem müdür hem müdür muavini hem de -branş dahil- bütün derslere o giriyor. Bu mu sizin sekiz yıllık, övündüğünüz eğitim uygulaması?! Üstelik, öğretmen eksiklikleri tamamlansa bile yol yok. Şimdi bile, bazı köylerimizde ulaşım zor şartlarda sağlanıyor. Kışın o çocukların taşınması mümkün değil.

Kısaca, kırsalda bulunan ilçelerimizin de durumuna dikkatinizi çekmek istiyorum. Aladağ İlçemizi örnek alırsak, ilçe merkezinde bir matematik ve bir Türkçe öğretmeninden başka hiç branş öğretmeni yok. Yine, taşıma merkezi olan Köker ve Sofulu Köylerimizde de hiç branş öğretmeni yok. Ayrıca, taşıma merkezlerinde öğle yemeği verilmediği için, çocuklar çok perişan vaziyetteler. Yine, taşıma araçları, yönergenin tam aksine, kapasitenin çok üstünde öğrenci taşımaktadır. Burada, vaktim kısıtlı olduğu için, fazla detaya girmek istemiyorum. Karaisalı, Pozantı, Saimbeyli, Feke, Tufanbeyli ve Kozan'ın birkısım köylerinde de sıkıntılar aynıdır. Kırsal ilçelerimizin tamamında, şehir merkezleri dışında, taşıma yapılan köy okullarının hiçbirinde branş öğretmeni yoktur.

Kısaca, Adana Millî Eğitimde, taşımalı eğitim için planlanan yaklaşık 6 600 öğrencinin aşağı yukarı yarısı ikinci devre öğrencisi olup, bunların büyük bir çoğunluğu branş öğretmeninden yoksun, sınıf öğretmenleri nezaretinde eğitim-öğretim görürken; bir kısmı da, taşıma araçları ve öğle yemeği probleminden dolayı okula devam edememektedirler.

Yine, halen, Adana İlinde, 389 derslikte, toplam 17 800 öğrenciyle birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılmaktadır. Bu da gösteriyor ki, eskiden kırsal alanın öğrencileri için cehalet sınırı beş yıl iken, şimdi, bu Hükümetin uygulamalarıyla sekiz yıla çıkarılmıştır. Doğrusu, bu, Hükümet için büyük bir başarıdır.

Değerli milletvekilleri, Anayasamızın 42 nci maddesi "kimse, eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz" diyor. Kırsalda yaşayan vatandaşlarımızın çocukları, bu anayasal haklarından ve en tabiî insan hakkı olan eğitim ve öğretim hakkından mahrum bırakılmaktadırlar.

Millet olarak, 75 inci yılını coşkuyla kutladığımız cumhuriyetimize böyle bir eğitim yakışıyor mu? Hükümet bu konuda hangi çözümleri düşünüyor? Madem öğretmen gönderemiyorsunuz, kırsal alana yatılı bölge okulları yapmayı düşünüyor musunuz?.. Kırsalda yaşayan vatandaşlarımız bu soruların cevaplarını bekliyor.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hakkını, hak sahibine teslim etmek lazım. Bu Hükümet, eğitim konusunda başarılı değil; ama, il millî eğitim müdürü değiştirme konusunda ve partizanlıkta son derece başarılı. (DYP sıralarından alkışlar) Onaltı ayda, Adana İlinde, tam 6 millî eğitim müdürü değişmiş. Bir müdürün görev süresi, aşağı yukarı ikibuçuk üç ay. Bu müdür de, görevde bulunduğu sürede, kadroyla oynamak ve yandaş memnun etmekten öte de başka hiçbir görev yapmamış; bir de, kırsalda bulunan öğretmenleri Adana merkeze doldurmuş.

Sayın milletvekilleri, bu Hükümet, ya bu yanlışlardan dönüp öğretmen ihtiyacını karşılayacak ya da milletimiz -18 Nisana çok az bir süre kaldı- bu Hükümetten sandıkta hesap soracaktır.

Yüce Meclise saygılar sunarım. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Dağlı.

Gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere, Millî Eğitim Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Bakan. (DSP ve DTP sıralarından alkışlar)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli üyeler; Adana Milletvekilimiz Sayın Halit Dağlı'ya, eğitime ve Adana'ya ilişkin sorunları dile getirdiği için teşekkür ederek sözlerime başlıyorum. Her şeyden evvel, Adana'yla ilgili bazı bilgileri verdikten sonra, diğer tamamlayıcı bilgileri de Yüce Meclisin dikkatlerine sunacağım.

Öncelikle, Adana'da yaşanan talihsiz deprem, birçok meskenle birlikte çok sayıda ilköğretim okulumuzun da diğer okulların da hasar görmesine neden olmuştur. Onarılamayacak derecede hasar gören okulların yerine yenilerinin yapılması yatırım programlarına alınmış ve diğerlerinin de -ki, 43 okuldur- onarımları gerçekleştirilmiştir. Bitme aşamasına gelen; ancak, yıl ödeneğiyle tamamlanması olanaksız okulların hizmete alınabilmesi için, bütçe ödeneklerinin dışında, Bakanlığın emrindeki ekkaynaklardan 457 milyar liranın üzerinde para gönderilmiştir. Ayrıca, 4306 sayılı Sekiz Yıllık Eğitim Yasası çerçevesinde sağlanan kaynaklardan, yapımı devam eden ilköğretim kurumları için 250 milyar; ekderslik, kat ilavesi ve onarımlar için de 1 trilyon 450 milyar lira gönderilmesi planlanmış; bu paralardan, bugüne değin, 250 milyar liralık ödeneğin 185 milyar liradan fazlası, 1,5 trilyona yaklaşan ödeneğin de 1,1 trilyon lirası gönderilmiştir. Bunlar şu tarih itibariyle gönderilmiş olan paralar ve yapılan işlerin karşılığı olarak ödenen paralar.

Ayrıca, Adana'da, 1997-1998 ders yılında 4 438 öğrenciye taşımalı eğitim yoluyla öğretim olanağı sağlanmışken, içinde bulunduğumuz yılda, özellikle depremin de yarattığı sorunların da eklenmesi nedeniyle 7 545 öğrenci taşımalı sistemden yararlandırılmıştır. Bu iş için, yani sadece taşıma giderleri için bu yıl harcanacak para 400 milyar liradır. Türkiye genelinde 30 trilyon liranın üzerinde bir taşımalı eğitim giderimiz söz konusu olacaktır.

Sayın milletvekilimizin değindiği gibi, 4306 sayılı Kanundan sağlanan gelirlerle, Kozan'da 480 öğrenci kapasiteli bir YİBO yapılmaktadır. Şu anda ihalesi devam etmektedir; teklifler alınıyor. Daha ayrıntılı bilgi vereceğim, nerelerde olduğunu söyleyeceğim; Ceyhan'da 480 kapasiteli 1 okulun, Seyhan'da 3'ü 960 öğrenci kapasiteli, 1'i de 720 öğrenci kapasiteli olmak üzere 4 okulun ihalesi yapılmaktadır. Yüreğir'de her biri 960 öğrenci kapasiteli 3 ilköğretim okulu yaptırılmaktadır. İhalesi yapılmış; teklifleri alınmıştır; şu anda komisyonda değerlendirilmektedir, önümüzdeki beş on gün içinde de karara bağlanacaktır.

Geçen sefer yaptığımız 114 okulun ihalesi ile -ki, onların inşaatlarına başlanılmıştır- şu aşamada ihalesini yapmakta olduğumuz diğer 206 okulun teslim ediliş tarihleri 15 Temmuz 1999 olarak belirlenmiştir. O günde teslim edilmediği takdirde, o andan itibaren çok ağır para cezaları devreye girmeye başlayacaktır.

1997-1998 ders yılında 5 inci sınıftan 35 290 öğrenci mezun olmuş iken, bu yıl 6 ncı sınıfa kaydedilen öğrenci sayısı, 3 858 fazlasıyla; yani, bitirenden fazla olarak 39 148 olmuştur. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Geçen yıl, Sekiz Yıllık Zorunlu Eğitim Yasası çerçevesinde, zorunlu olarak, 5'i bitirenler, 6 ncı sınıfa kaydolmamıştı; bu sene zorunluluk vardı. 5 inci sınıfı bitirip 6'ya otomatik kaydolan çocuklara ek olarak, geçen sene kaydını yaptırmayan çocuklardan da 4 000'e yakını, bu yıl okullara gelmiştir. Bu, sadece Adana boyutuyla değil, Türkiye genelinde geçen sene kaydını yaptırmamış çocukların, bu sene dönüp kaydını yaptırması hepimizin sevinmesi gereken bir olgudur; zira, çocuklarımıza sunulan imkânlara, çocuklarımız yanıt veriyor, aileler yanıt veriyor.

Bu bağlamda, Adana'da vukua gelen deprem ve yurdumuzun çeşitli yörelerinde meydana gelen doğal afetler nedeniyle, Bakanlık olarak, şu anda, bir başka proje üzerinde çalışıyoruz. Bu projede ulaşmak istediğimiz şey şu: Deprem gibi afetlerden sonra yeni binanın inşa edilmesi, hasar görenin onarılıp hizmete alınması, zaman zaman birkaç ayı alabiliyor veya bir yılı bulabiliyor. Bu gibi durumlarda, öğretimin aksamaması için, Millî Eğitim Bakanlığı, baraka tarzında, bu gibi doğal afetler anında kullanabilmek için, hazır, onbeş günde, bir ayda kurulabilecek okullar için de bir tedarik programı için temaslarını yürütüyor. Bu çerçevede oluşturacağımız modelle -Allah saklasın- ülkemiz yeni felaketlerle karşılaştığı vakit, mevcut okulların bakım ve onarımlarının ve yenilerinin inşaının çocuklarımızın eğitiminde sıkıntı yaratmaması için, derhal, bu tür okullar, bir ay çerçevesinde yerinde monte edilip, eğitim kesintisiz devam ederken, diğer binalarda güvenli olarak onarımın veya yeni inşaatın yapılması, o bittiğinde de, bu barakaların sökülüp, depolarda muhafaza edilmek suretiyle -Allah saklasın- yine bir felaket olduğu takdirde oraya gönderilmesi için, şu anda Bakanlıkta çalışmalar devam etmektedir. Bu da, felaketlerden ders alıp, o sorunları ne şekilde çözebileceğimize yönelik yeni bir proje üretilmesidir.

Buna ek olarak, taşımalı sistemde öğle yemekleri muntazam veriliyor. Eğer -değerli milletvekilimiz, sabırsızlanmayın- bana somut olarak "şu okulda, şurada, burada şu nitelikte aksama vardır" derseniz, ben yarın soruşturma açtıracağım oraya yönelik olarak. Bakın, bu kadar da net konuşuyorum. Çünkü, niye?.. Halkımızın vergi paralarıyla biz bu hizmeti görüyoruz; eğer, bazı yerlerde kötü davranan insanlar varsa, onun hesabını sormak sizin de, benim de görevim. (DSP sıralarından alkışlar)

MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) – Ben size bildiririm; hayhay.

MİLLî EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Biraz evvel söylediğim, ihalesi yapılmakta olan okulların nerelerde olduğunu, mahalle ve köy itibariyle de söyleyeyim: Seyhan Kireçocağı'nda her biri 960 öğrencilik 3 okulun, yine Seyhan Kurttepe'de 960 öğrencilik 1 okulun ihalesi yapılmaktadır. Buralarda son derece yoğunluk var; Adana Milletvekili olarak gayet iyi bilirsiniz. Ona ek olarak, Kozan'da 480 öğrencilik yatılı ilköğretim bölge okulunun ihalesi yapılmaktadır; şu anda işlemleri devam ediyor. Ona ek olarak, Ceyhan Cumhuriyet Mahallesinde, Adana Yüreğir İncirlik'te, birincisi 720, ikincisi 960 öğrenci kapasiteli; ona ek olarak, yine, Yüreğir Sofulu'da 960 öğrencili, Yüreğir Cumhuriyet Fevzi Çakmak Mahallesinde 960 öğrencili olmak üzere, şu anda 206 okulun ihalesinde değerlendirilen bu okullar vardır. Dediğim gibi, bunların ihalesi de 15 Temmuzda teslim alınacak şekildedir.

Buna ek olarak, öğretmen sıkıntımız konusunda da şu bilgiyi vereyim: Geçen yılın 30 Eylülü ile bu yılın 19 Martı arasında Adana'da -emekliler çıktıktan sonra- öğretmen sayısındaki net artış 1 546'dır. Bu yıl, eylül ayında yapılan atamalarda da 387 öğretmen olmak üzere, 1 933 öğretmen gönderilmiştir. Bu, mevcutlara ilavedir. Buna rağmen, öğretmen ihtiyacımızın devam ettiğini kabul ediyorum. Neden; çünkü, baştan söylediğimiz gibi, Sekiz Yıllık İlköğretim Yasasıyla birlikte 190 bin öğretmen alma ihtiyacımız var ki, 30 kişilik sınıflarda çocuklarımızı okutabilelim. O nedenle, o hedefe varıncaya değin, siz, öğretmen noksanından şikâyet edeceksiniz, biz de, Bakanlık olarak, bu öğretmenleri alma çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Geçen yıldan bugüne değin 60 bin öğretmen alınmıştır. Şu anda, 18 bin öğretmen için yaptığımız ilana 5 bine yakın öğretmen başvurmuştur. Bu, gazetelerde "azaldı" diye haber oldu. Azalma diye bir şey yok; ekim ayındaki mezunların sayısına göre verilen ilandır ve burada da, öğretmen alırken özen gösterdiğimiz boyut, öğretmen olarak yetiştirilmiş olan insanları almaktır. Yoksa, bu sorunu çözmek çok kolay; ilan edersiniz "her meslekten, ne olursanız olun, gelin, öğretmen olacaksınız" dersiniz ve bu açığı bir günde kapatırsınız; ama, bu, çocuklarımıza nitelikli eğitim vermek mi olur, Türk eğitimine hizmet mi olur, o konuda, benim kafamda çok büyük bir soru işareti var.

MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) – Vekil öğretmenle idare ediliyor...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – O nedenle, öğretmenlerin yetiştirilmesi konusunda yapmakta olduğumuz şudur: Türkiye'deki nüfus gelişmelerine göre, 2020 yılına kadar öğretmen ihtiyacı planlanmıştır. O çerçevede, 5'er yıllık hedeflerle, YÖK ve üniversitelerle mutabık kalınmıştır. Bu yıldan itibaren, eğitim, fen ve edebiyat fakültelerinin öğrenci kapasiteleri buna göre artırılmıştır.

Şimdi, bugünkü çektiğimiz sıkıntılar, geçmişte benzeri bir planlamanın sağlıklı yapılmaması nedeniyle, belirli alanda fazla öğretmen yetişirken, belirli alanda yeteri kadar öğretmenin yetişmemesidir. Tipik örneğini vereyim; hâlâ, Fransızca, Almanca'da öğrenci yetiştiriliyor, buna mukabil, talep yok; Bakanlığın bünyesinde derse girmeyen 8 bin öğretmen var. İşte, bütün bunların düzeltilmesi için gereken önlemler alınmakta.

Son olarak da üzerinde durmak istediğim konu, Adana Millî Eğitim Müdürlüğündeki değişiklikler. Değerli arkadaşım, Adana Millî Eğitim Müdürü, ben göreve geldiğimde, çeşitli suiistimallere bulaştığından dolayı soruşturma açıldığı için görevinden alınmıştır. Şu anda, hakkında dört soruşturma yapılmıştır ve bu soruşturmalardan dolayı görevinden alınmıştır.

MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) – 6'sı da mı?..

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Bakın, yargı kararıyla iade edilmiştir; ondan sonra, biz, ikinci defa aldığımız vakit, yargı, yürütmeyi durdurma kararı vermemiştir; çünkü, önüne koyduğumuz dosyalarla, öyle bir kişinin o görevde devam etmesine imkân yoktu. Daha sonraki görevlendirdiğimiz arkadaş görevinde başarılı olmadığı için görevine son verdim ve yerine yeni bir atama yaptım.

Bu nedenle, bütün bunlarda, eğer, ben, partizanca davranmış olsaydım, görevinde başarılı olmuş veya olmamış diye düşünmeyip, o insanları orada bırakırdım.

Millî Eğitimdeki temel hedefimiz, hepimizin çocuklarına en nitelikli hizmeti verecek insana sahip çıkmaktır; yoksa, yolsuzluğa, şuna buna bulaşmış insanlara sahip çıkmak değildir. O nedenle, tahmin ediyorum, siz de, bunlardan dolayı, benimle mutabıksınızdır.

MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) – Elbette.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Millî Eğitimin atamalardaki amacı, tamamen, ülkemizin yarını olan çocuklara en nitelikli eğitimi verecek vasıftaki insanları atayıp, onlara sahip çıkmaktır. Onun dışında, herhangi bir şekilde usulsüzlüğe bulaşmış insanlar varsa, onlara, yasaların verdiği yaptırımlar, gereken incelemeler yapıldıktan sonra, gayet doğal olarak, uygulanacaktır.

Bana bunları açıklama fırsatını verdiğiniz için teşekkür ediyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (DSP, ANAP ve DTP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Gündemdışı konuşma cevaplandırılmıştır.

2. —Edirne Milletvekili Mustafa İlimen’in, Edirne İlinde aşırı yağışların neden olduğu ürün kayıpları ve çeltik üreticilerinin sorunları ile alınması gerekli önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı

BAŞKAN – İkinci gündemdışı söz, Edirne İlinde yağışlardan dolayı meydana gelen zarar ve çeltik üreticisinin sorunlarıyla ilgili söz isteyen Edirne Milletvekili Sayın Mustafa İlimen'e verilmiştir. (DSP sıralarından alkışlar)

Buyurun efendim.

Süreniz 5 dakikadır.

MUSTAFA İLİMEN (Edirne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Edirne İlimizde aşırı yağışların neden olduğu ürün kayıpları ve çeltik üreticisinin sorunlarıyla ilgili söz aldım; bu vesileyle, sizleri, saygıyla selamlıyorum. Bana bu fırsatı tanıdığı için, Sayın Başkanıma, Edirne çiftçileri adına da ayrıca teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle, dünkü Meclis çalışmalarımızda 5 milyon çiftçi ailesinin sağlık hizmetinden faydalanabilmesiyle ilgili yasayı çıkararak çiftçilerimiz için çok yararlı bir hizmeti yapmış olduğumuzu belirtmek isterim; çünkü, bu, onlar için, gerçekten çok önemli bir mağduriyetti.

Bu kürsüden, bu yıl, belki de en çok konuşulan olay, tabiî afetler oldu. Bir kez daha, tabiî afetlerden zarar gören tüm halkımıza geçmiş olsun diyorum.

Yaklaşık onbeş gün aralıklı olarak devam eden yağışlar, Edirne İlimiz ve ilçelerinde, ekili alanlarda büyük kayıplar meydana getirmiştir. Özellikle Meriç, Uzunköprü, İpsala ve Keşan ilçelerinde, ayçiçeği ve çeltik ekili arazilerin su altında kalması nedeniyle, üreticilerimiz büyük ölçüde mağdur olmuştur. Kesin zarar tespitleri, alan ve miktar olarak henüz yapılamamıştır; ancak, 25 bin dönüm çeltik, 10 bin dönüm ayçiçeği ekili alanın zarar gördüğü tahmin edilmektedir.

Batı Karadeniz başta olmak üzere ülkemizin diğer bölgelerinde de doğal afetlerden zarar gören çiftçilerimizin mağduriyetleri, 55 inci Hükümetimizin aldığı önlemler sayesinde, büyük ölçüde giderilmiştir. Kesin zarar tespitlerinden sonra, zarara uğrayan Edirne çiftçimizin de mağdur edilmeyeceğine inanarak, konuyu bir kez daha hatırlatmak isterim. Bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi, çiftçi borçlarımızın, üç yıllığına, bir yılı faizsiz ve iki yılı yarı faizli olarak ertelenmesi ve yeni kredi verilmesi, çiftçilerimizin talebidir. Daha önceki afet bölgelerimizde de bu uygulanmıştı.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde üretilen çeltiğin; yani, kabuklu pirincin yüzde 50'si Edirne ve yöresinde, bilhassa Meriç ve Ergene Havzalarında üretilmektedir; bu nedenle, çeltik ürünü, bölgemiz için çok önemlidir. Bugünlerde, üreticimiz iki yönüyle mağdurdur. Birincisi ve önemlisi, ürünün, az önce belirttiğim gibi, yağıştan zarar görmesi; ikincisi ise, Toprak Mahsulleri Ofisinin alım ve ödemeleriyle ilgilidir.

Çeltik, çok zor koşullarda yetişen, maliyeti yüksek bir üründür. Çiftçi, buğday ve ayçiçeği hasadından kazandığını tamamen bu ürün için harcar. Öncelikle -her ne kadar, muhalefet sözcüleri tarafından, değişik ürünlerde açıklanan tabanfiyat ve ödemeler konusunda yakınmalar olsa da- ben, bu dönemde, çiftçilerimizin, ödemelerin söz verilen süre içinde yapılmış olmasından memnuniyet duyduklarını da ayrıca belirtmek isterim.

Ayçiçeğinde alım sonrası altı ay ödeme yapılmadığı, buğdayda ofis kapılarının çiftçiye kapandığı ve dört taksitle para ödendiği günleri ben çok iyi hatırlıyorum. Bazı aksaklıkların yaşanması normaldir. Bu konudaki yapıcı eleştiriler, elbette dikkate alınacaktır.

Türkiye'de pirinç üretimi tüketime cevap verecek düzeyde değildir. Dışarıdan pirinç ithal edilerek bu açık kapatılmaya çalışılmaktadır. Bu ithalatın, pirinçte olduğu gibi, diğer ürünlerde de hasat zamanı yapılması veya gerekli miktarda fon kurulmaması, üreticinin, devletin gösterdiği alım yerlerine; yani, ofis ve birliklere yığılmasına neden olmaktadır. Bu ise, alımlarda ve ödemelerde geciklemelere sebebiyet vermektedir. Çeltikte yaşanan olay da budur.

Bugün, sanayici ve tüccar alım yapmamakta ya da düşük fiyat vermektedir. Tabanfiyatı 150-165 lira olan çeltiğin alımı 100-120 bin lira olarak piyasada gerçekleşmektedir. Bu durumda üretici de doğal olarak Toprak Mahsulleri Ofisini tercih ettiğinden, yığılmalar, yirmi güne varan kuyruklar çiftçimizi zor durumda bırakmaktadır. İki ya da üç gün sonra depolar da tamamen dolduğunda alımların kesilmesi halinde üreticimiz çok zor durumda kalacaktır. Ben, Toprak Mahsulleri Ofisinin buna çözüm bulacağına inanıyorum.

Ödemeler konusundaki aksaklık ise şöyledir: Üreticiye olan borç, yaklaşık 3-4 trilyon lira arasındadır; ama, gecikme, bir aylıktır. Az gibi görünebilir; ancak, ödemenin ve alımın hızlanması piyasayı harekete geçirecektir; aksi durumda, mağduriyet çok büyüktür. Zaten, aşırı yağışlar ürünün randımanını düşürmüş, bu da, ofisin çeltik fiyatlarını düşük tutması sonucunu doğurmuştur. Açıklanan fiyattan alım yapılmıyor; bir de parası ödenmezse, üreticinin emeği boşa çıkmış olacaktır.

Ben, 55 inci Hükümetin tabanfiyatta gösterdiği hassasiyeti tekrarlayarak çeltik üreticisini mağdur etmeyeceğine inanıyorum. Alım ve ödemelerdeki aksaklıkların giderileceğine inanarak, bir kez daha, yağışlardan zarar gören çiftçilerimizin afet kapsamında değerlendirilerek mağdur edilmeyeceğini umuyorum. Yine, dün çıkardığımız, çiftçilerimize sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkı getiren yasanın hayırlı olması dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın İlimen.

NİHAN İLGÜN (Tekirdağ) – Sayın İlimen, çok doğru konuştunuz; kuyrukları dile getirdiğiniz için tebrik ederim, ödemeleri dile getirdiğiniz için tebrik ederim.

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Gündemdışı konuşmaya cevap vermek istiyorum Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Bakan, gündemdışı konuşmaya siz mi cevap vereceksiniz?

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Evet Sayın Başkan.

BAŞKAN – Peki.

Gündemdışı konuşmaya, Turizm Bakanı cevap vereceklerdir.

Buyurun efendim.

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Edirne Milletvekili Sayın Mustafa İlimen'in, Edirne İlinde yağışlardan dolayı meydana gelen zarar ve çeltik üreticilerinin sorunları hakkındaki gündemdışı konuşmasına cevap vermek üzere söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.

Edirne İlimizde, Bakanlığımıza intikal eden 30 Temmuz 1998 tarih ve 7 nlu ve 16 Ağustos 1998 tarih ve 8 nolu İl İhtiyaç Komisyonu kararlarında, 626 ton çeltik tohumluğu talep edilmiş olup, borç tecil talepleri bulunmamaktadır. Bakanlığımıza intikal eden 20 Ağustos 1998 tarih ve 8 nolu İl İhtiyaç Komisyonu kararında, İpsala İlçesinde sel afetinden; 6 Temmuz 1998 tarih ve 3 nolu İl İhtiyaç Komisyonu kararında, Merkez İlçeye bağlı 9 köyde nehir taşmasından; 6 Temmuz 1998 tarih ve 4 nolu İl İhtiyaç Komisyonu kararında, Merkez, Meriç, İpsala, Uzunköprü İlçelerinde nehir taşmasından, toplam 40 233 dekar çeltik alanının yüzde 40'ın üzerinde zarar gördüğü tespit edilmiş olup, zarar gören çiftçilerin ziraî kredi kuruluşlarına olan mevcut kredi borçlarının, ilk yıl anapara ve faiz ödemesiz, müteakip iki yılda dört eşit taksitle ödenmek üzere üç yıl süreyle ertelenmesi ve düşük faizli yatırım kredisi almaları için Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği ve Trakya Birlik Genel Müdürlüğüne intikal ettirilmiştir. Bakanlığımıza Edirne İlinden intikal eden 5 Ekim 1998 tarih ve 2 nolu İl İhtiyaç Komisyonu kararında, Merkez ve Durağan İlçelerinde çeltik yanıklığı hastalığından zarar gören çiftçiler için, 10 ton rivet çeşidi çeltik tohumu ile ziraî kredi kuruluşlarına olan borçlarının ertelenmesi talep edilmiştir; ancak, 5254 sayılı Kanunda, hastalık, afet kapsamında değerlendirilmediği için, talep, yerine getirilememiş, ancak 2090 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi için, komisyon kararı, Edirne İlimize iletilmiştir. Edirne Valiliğince, Bakanlığımıza 4 Kasım 1998 tarihinde intikal ettirilin afet ihbarında, Uzunköprü, Meriç ve İpsala İlçelerinde, son günlerde yağan yoğun yağışlar neticesi, 28 810 dekarı çeltik alanı olmak üzere, toplam 34 340 dekar ekili alanın su altında kaldığı bildirilmiştir. Hasar tespit çalışmalarına, sular çekildikten sonra başlanacaktır. Her yıl olduğu gibi, 1998 yılında da, çeşitli tabiî afetlerden zarar gören çiftçilerimiz için talep edilecek çeltik tohumlarının tahsisi, 1999 yılında, il ihtiyaç komisyonları kararlarına bakılarak yapılacaktır.

Değerli milletvekilleri, 1998 yılında çeltik fiyatları 15 Eylül tarihinde açıklanmış; alımlarda, Toprak Mahsulleri Ofisi görevlendirilmiştir. Alım fiyatlarımız, 1997 yılına göre yüzde 65 ilâ yüzde 72,2 oranında artırılarak, uzun dane çeltik 165 bin Türk Lirası/kilogram, orta dane çeltik 155 bin Türk Lirası/kilogram ve kısa dane çeltik 140 bin Türk Lirası/kilogram olmuş ve bu fiyatlar, üretici tarafından, memnuniyetle karşılanmıştır.

Toprak Mahsulleri Ofisinin çiftçiye verdiği hizmet ve verilen yüksek fiyat nedeniyle, üretici, tüccar yerine, Toprak Mahsulleri Ofisini tercih etmiş ve 5 Kasım günü itibariyle, alım miktarı, geçen yıla göre yüzde 85 artarak 47 bin tona çıkmıştır; benzer artış, Trakya yöremizde de söz konusudur. Zira, geçen yıl 5 Kasım itibariyle 7 726 ton olan çeltik alımı, bu yıl aynı tarih itibariyle yüzde 127 oranında artarak 17 600 tona çıkmıştır. 1997 yılında 113 bin ton olan çeltik üretimi, 1998 yılında da aynı düzeyde olmuştur; ancak, Toprak Mahsulleri Ofisinin Edirne İlimizdeki çeltik alım miktarı geçen yıla göre yüzde 159 oranında artarak, 5 400 tona çıkmıştır; bu ilimizde günlük 300 ton civarında çeltik alımı devam etmektedir.

Diğer taraftan, aşırı yağışlardan dolayı randıman düşüklüğü sorunu olan bölgemizde, randıman alt limitleri yüzde 50'den yüzde 40'a çekilerek üretici korunmuştur. Ayrıca, yabancı madde limiti yüzde 5'ten yüzde 10'a çıkarılarak üretici rahatlatılmıştır. Bunlara ilaveten, 14 Eylül 1998 tarihi itibariyle, Toprak Mahsulleri Ofisinin bölgelerine verdiği talimatla, uygulamada olan, kalitesiz çeltiklerde kilogram karşılığı 1 000 Türk Lirası olan indirim, 22 Ekim 1998 tarihinden itibaren 750 Türk Lirasına indirilmiş, böylece üreticinin kilo başına 2 500 ilâ 3 000 Türk Lirası daha yüksek fiyat alması sağlanmıştır.

Edirne İlimizde, bugünkü tarih itibariyle, üreticimize 781 milyar Türk Lirası ödeme yapılmıştır. Bugünkü tarih itibariyle, ülke genelinde çeltik alımı için toplam 6,3 trilyon Türk Lirası ödenmiştir.

Saygılar sunarım. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Gündemdışı konuşma cevaplandırılmıştır.

3.—Samsun Milletvekili AyhanGürel’in, yapımı devam eden Samsun-Çarşamba Havaalanına kargo tesislerinin de yapılmasına ilişkin gündemdışı konuşması ve Ulaştırma Bakanı Arif Ahmet Denizolgun’un cevabı

BAŞKAN – Üçüncü gündemdışı konuşma, Samsun Çarşamba havaalanına kargo tesislerinin de yapılması hususunda, Samsun Milletvekili Sayın Ayhan Gürel'e verilmiştir.

Buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır.

AYHAN GÜREL (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; seçim bölgem Samsun İlinde yapımı devam eden Samsun-Çarşamba Havaalanı inşaatında kargo tesislerinin de yaptırılması hususunda Genel Kurula bilgi vermek üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum ve Sayın Başkana da, konuşma fırsatı vermesinden dolayı teşekkür ediyorum.

NAFİZ KURT (Samsun) – Sayın Gürel, iki ay önce de konuşmuştun, ne oldu? Onu bir daha tekrarla; iki ay önce de konuştuğunu söyle.

AYHAN GÜREL (Devamla) – Değerli milletvekilleri, gerçekten, 22 Temmuz 1998 tarihinde aynı konuda yine gündemdışı konuşma yaparak bu sorunu Genel Kurula getirmiştim. Zamanın Ulaştırma Bakanı Sayın Menzir, bana bu hususta cevap vermişti; az sonra, o cevabı tutanaklardan Genel Kurulun bilgisine sunacağım.

Şu anda Samsun İlimizde neşredilen yerel bir gazeteden, kargo tesislerinin program dışında kaldığını öğrendim. Halk Gazetesinin manşeti aynen şu şekilde: "Kargoyu Unuttular."

Günlük yazı yazan Hayati Kaynar'ın yazısından -zamanım kısıtlı olduğu için- bazı alıntıları size sunmak istiyorum. "Evet, şehrimiz için hayatî önem taşıyan kargo binalarının yapımı yılan hikâyesine döndü.

Geçtiğimiz günlerde havaalanında incelemelerde bulunan Ulaştırma Bakanı Ahmet Denizolgun '1999 yılında kargo binaları bitirilecektir' diye müjde verdi. Şimdi ise, Devlet Planlama Teşkilatının 1999 yılı yatırım programında kargo binalarının bulunmadığını görüyoruz."

Değerli arkadaşlarım, Samsun, Orta Karadeniz'de bölgenin merkezi ve en büyük ilidir. Kaldı ki, bu havaalanının bugüne kadar yaptırılması gerekirdi. Geçmiş tüm siyasal iktidarlar, maalesef, burada üzerlerine düşen görevi yerine getirmemişlerdir.

Neden kargo gereklidir; bir kere, uluslararası havaalanı yapıyorsunuz, girişimde bulunmuşsunuz; ama, yapılan havaalanı, yalnızca yolcu taşımaya yönelik. Bugün, Samsun İlimizde, Bafra ve Çarşamba Ovaları, gerçekten, tarımsal üretim potansiyeli açısından verimli ovalardır. Kaldı ki, şu anda drenaj ve sulama tesislerinin de açılması neticesinde, 300 bin hektarlık bir arazi sulutarıma açılacak ve böylece yılda 2-3 kez ürün alınacaktır. Bu ürünlerin, ancak havayolu kargo taşımacılığıyla iç ve dış tüketim merkezlerine ulaştırılması durumu söz konusu olabilecektir. Yine, Samsun İlimizin sahilde olması ve önemli derecede su ürünleri potansiyeli bulunması nedeniyle, elde edilen su ürünlerinin de iç ve dış piyasalara ulaştırılması, ancak havayolu kargo taşımacılığıyla mümkün olabilecektir. Kaldı ki, şu anda Karadenize kıyısı olan ülkeler arasında imzalanmış bulunan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Antlaşması çerçevesinde, Samsun İlimizin ticarî merkez haline gelebilmesi için sadece coğrafî avantajı yeterli değildir; bu meyanda, kargo tesisleriyle de desteklenmesi gerekmektedir.

Az önce belirtmiştim; gündemdışı yapmış olduğum konuşmama, zamanın Ulaştırma Bakanı Sayın Menzir, aynen, şu cevabı vermiştir; tutanaklardan okuyorum: "Mevcut Samsun Havaalanı, gelişmemesi nedeniyle Samsun ve yöresinin hava ulaşımı ihtiyacını karşılamak amacıyla yapımı planlanan havaalanı, 1.3.1994 tarihinde 55 milyon ABD Doları keşif bedeli üzerinden ihaleye çıkarılmış, 32 300 271 ABD Doları karşılığında anahtar teslimi olarak dışkredili esaslar çerçevesinde ihale edilmiş, ancak, yer teslimi 28.8.1996 tarihinde yapılabilmiştir.

İç ve dış hatlara hizmet vermek üzere yapımı devam eden havaalanında 3000X45 metre pist, 220X120 metre apron, 265X24 metre bağlantı taksirut yolu, 2 milyon yolcu/yıl kapasiteli 12 250 metrekare terminal binası, diğer destek binaları, tüm elektrik-elektronik sistemler bulunmaktadır.

İnşaat çalışmaları hızla devam etmektedir. Yılbaşından sonra Başbakan Sayın Ahmet Mesut Yılmaz'la birlikte havaalanında bizatihi yerinde gerekli incelemeler yapılmış, firma yetkililerinden, teknik elemanlardan ve kamu görevlilerinden gerekli bilgiler alınmış, 1999 yılında tamamlanması planlanan havaalanının 1999 yılı başlarında bitirilmesi için gerekli direktif verilmiştir..."

Arkadaşlar, önemli olan şurası: "Samsun-Çarşamba Havaalanının yapılan ihalesi içerisinde, az evvel burada ifade ettiğim gibi, soğuk hava deposu ve hangarlar bulunmamaktadır." Ki, işte, kargo tesisleri... "Ancak, az evvel ifade ettiğim gibi, yerinde yaptığımız incelemeler neticesinde, bu soğuk hava depolarının ve hangarların ilavesinin gerektiği konusunda fikir birliğine varılmış, yapılan çalışmalar neticesinde 1999 yılı yatırım programına bunlar da teklif edilmiştir. Samsun yöresinin büyük bir ihtiyacını karşılayacak olan bu havaalanının süratle tamamlanması, kargo ve soğuk hava binalarının yapılması konusunda dikkatli ve titiz bir takiple incelemeler sürdürülmektedir..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Efendim süreniz bitti, size fazladan 1 dakika süre de verdim.

AYHAN GÜREL (Devamla) – Sayın Başkan, yani bir iki...

BAŞKAN – Yeter artık; zaten, kargo tesislerini dile getirmeyecek miydiniz; bunu çok fazla süslemeye de gerek yok, mektup yerini buldu, değil mi yani...

AYHAN GÜREL (Devamla) – Efendim bitiriyordum zaten.

BAŞKAN – Neyse, peki, size 1 dakika daha süre verelim.

AYHAN GÜREL (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, önemli olan şurası: "Konu, Devlet Planlama teşkilatında da yakinen takip edilmektedir."

Şu anda Plan ve Pütçe Komisyonunda tasarı görüşmeleri devam ediyor. Maalesef, az önce belirtmiş olduğum gibi, kargo tesisleri planlamanın dışında bırakılmıştır. Ben, bu yanlışlığın Plan ve Bütçe Komisyonunda düzeltileceğine inanıyorum.

Üzüldüğüm nokta şu: Şu anda Bakanımızın da burada bulunup cevap vermesi, bizi aydınlatması yerinde olurdu.

Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum.(DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Gürel.

Sayın Bakan, cevap mı vereceksiniz?

ULAŞTIRMA BAKANI ARİF AHMET DENİZOLGUN (Antalya) – Evet.

BAŞKAN – Buyurun.

AYHAN GÜREL (Samsun) – Ben, Sayın Bakanı görmedim...

ULAŞTIRMA BAKANI ARİF AHMET DENİZOLGUN (Antalya) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sayın Milletvekili arkadaşıma teşekkür ediyorum. Kendileri, burada, Samsun Havaalanıyla ilgili birtakım bilgiler verdiler; hatta, teker teker, pist uzunluğundan apron uzunluğuna kadar, bağlantı taksirutlarına kadar bilgi verdiler.

Verdikleri bilgiler, kâğıt üzerindeki bilgiler, doğru. Ancak, özellikle, öncelikle benim şahsıma yönelik söylemiş olduğu... İki hafta kadar önce, buradaki havaalanını denetlemek üzere gittik. Yine, arkadaşımın belirttiği gibi, bitmesi planlanan bu havaalanının, aslında, planlanmış resmî süresi 1999 yılının kasım ayında doluyor. İki hafta önce bölgeye gittik. Gerekli çalışmaları yapıyoruz, yaptık. Öncelikle, bu havaalanımızı iki hafta içerisinde hizmete vereceğimizi söyleyeceğim, değerli arkadaşım, belki şaşıracak, belki yadırgayacak; ama, bu ay içerisinde -20'sinden sonra- hizmete veriyoruz. Dediğim gibi, bu havaalanını, bir yıl önceden, en güzel şartlarda, her türlü teknik imkânlar sağlanmış vaziyette hizmete veriyoruz. Değerli arkadaşım da orada bulunacaklar.

Tabiî, bu arada, benden önceki Değerli Bakan arkadaşımın yapmış olduğu değerli çalışmalarla ilgili birkaç konuyu gündeme getirdiler; söylemiş olduğu sözleri, kendi ağzından söylediniz. Ben, kendi açımdan söylemem gerekenleri söyleyeceğim.

Dediğim gibi, kargo binası ve kargo apronu ihale edilirken, buradaki bu programda yokmuş, 1996 yılında bu programa alınmamış. Yine, teknik bilgiler verdiler. Şu andaki mevcut havaalanı 1958 yılında açılmış ve Ulaştırma Bakanlığımızın Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünce işletilen bu havaalanımız, bugünün ihtiyaçlarına cevap veremeyeceği için, Samsun'un ihtiyaçlarına cevap veremeyeceği için -onun için aciliyet kazandığını- çok acil bir şekilde bitirmeyi planladık ve bitiriyoruz.

Bu arada, dediğim gibi, kargo binası ve kargo apronu inşaatının 1999 yılı yatırım programına dahil edilmesi için, benim Samsun'da açıklamış olduğum konu, Devlet Planlama Teşkilatına müracaatımızın yapıldığıdır; ki, bu müracaat, tarafımızdan yapılmıştır. Tabiî ki, Devlet Planlama Teşkilatının da, ayrı bir bakanlığa, ayrı bir birime bağlı olması dolayısıyla, biz gerekli başvuruyu yaptık. Bunun da gerekli olduğunu benden önceki değerli bakan arkadaşım da izah etmişler, ben de bir kere daha bunun gerekli olduğu konusunda sizlere, aynı fikirde, aynı görüşte olduğumu tekrar etmek istiyorum.

Dolayısıyla, bu önümüzdeki 1999 yılı yatırım programında teklif ettik ve bunu gerçekleştirme konusunda biz Devlet Planlama Teşkilatından söz de aldık. Sayın arkadaşımla aynı partiden olan milletvekili arkadaşlarım da Plan ve Bütçe Komisyonunda görevlidir -biz de bu konunun takipçisiyiz- kendileri de eğer takip ederlerse, bu konu en kısa sürede gündeme gelir ve neticelenir.

Dediğim gibi, master planında buna ait rezerv alanı ilk günden beri ayrılmıştır; biz de, bu alanı, bu konuda kullanılmak üzere projelendirdik. Bunun sebebi de şudur; ilk etapta, buradaki havaalanı çok büyük ihtiyaca cevap vereceği ve sadece yolcu taşımacılığı hedeflendiği için, bu kargo sisteminin kurulması, anahtar teslimi için bünyesine alınmamış olmasından kaynaklanıyor. Tabiî, ihtiyaçlar devamlı artıyor; 300 bin yolcu/yıl kapasiteli bir havaalanı,nda daha önce 1 668 metrekarelik terminal binası hizmet verirken, bu yapmış olduğumuz 12 200 metrekarelik terminal binasıyla -hakikaten Türkiye'nin diğer bölgelerine de örnek olabilecek, belki de, ülkenin en modern terminal binalarından bir tanesini buraya inşa ediyoruz- yolcu/yıl kapasitesi de 3 milyon yolcu/yıla çıkarılmıştır. Yani, hem apron binası hem yolcu kapasitesi hem de terminal binası 10 misli artırılmıştır; ama, önümüzdeki yıllarda -zaten şu anda bunu kullanmaya başladığımızdan itibaren- kargo ihtiyacı ciddî bir şekilde gündeme gelecek. Zaten, Devlet Planlama Teşkilatının da, bu konuda karşı çıkması söz konusu değil. Sadece Samsun Havaalanını değil, biz, bu yıl içerisinde -söz verdiğimiz gibi- aşağı yukarı 10 havaalanını da hizmete vermiş olacağız. Bu ayın 15'inde, Kayseri'deki Havalimanımızı hizmete açıyoruz. Yine, aynı gün, Nevşehir Havaalanımızı hizmete açıyoruz. Yine, belli bir süre içerisinde, Zonguldak Havaalanımızı hizmete açacağız. Dediğim gibi, göreve geldikten kısa bir süre sonra Çorlu Havaalanını hizmete açmıştık. Yine, Antalya-Gazipaşa Havaalanı çalışmaları son hızla devam etmektedir.

Biz, Devlet Hava Meydanları İşletmesi olarak, Ulaştırma Bakanlığı olarak, ülkenin ihtiyaçlarını biliyoruz. Özellikle bazı bölgelerde kapasitenin çok yoğun bir şekilde kullanılmasından dolayı, gerekli çalışmaları çok ciddî şekilde takip ediyoruz. Önümüzdeki iki ay içerisinde 4 veya 5 havaalanını da hizmete açmanın hazırlıklarını yapıyoruz.

Tabiî ki, sayın milletvekilinin bu konuda duyarlı olması, bizi de çok sevindirmiştir. Bu konudaki çalışmaları, yine, beraberce, önümüzdeki günlerde Plan ve Bütçe Komisyonu çalışmaları sırasında gündeme getireceğiz; ama, Samsun'a da böyle bir eser kazandırmanın... Yani, bir süre önce 300 bin kişiye hizmet veren bu havalimanını 3 milyon kişiye hizmet verecek şekilde yeniden düzenleyerek, apronuyla, taksirutuyla, çeşitli altyapılarıyla ve özellikle en son sistem cihazlarla donatılacak terminal binasıyla birlikte hizmete sunmanın gururunu hep birlikte yaşayacağız.

Ben, bu konuları bir kere daha hatırlatmış oldum.

Teşekkür ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Gündemdışı konuşma cevaplandırılmıştır.

Böylece, gündemdışı konuşmalar ve cevapları bitmiştir.

Cumhurbaşkanlığı tezkereleri vardır; okutuyorum:

B) TEZKERELERVEÖNERGELER

1.—Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriyetine gidecek olan Başbakan A. Mesut Yılmaz’a, dönüşüne kadar, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Ecevit’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1766)

2 Kasım 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 3 Kasım 1998 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gidecek olan Başbakan Mesut Yılmaz'ın dönüşüne kadar; Başbakanlığa, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

2.—Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’e, dönüşüne kadar, Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1767)

2 Kasım 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 3 Kasım 1998 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel'in dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

3.—Almanya’ya gidecek olan Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’e, dönüşüne kadar, Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1768)

2 Kasım 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

4 Kasım 1998 tarihinde Almanya'ya gidecek olan Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in dönüşüne kadar; Maliye Bakanlığına, Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

4.—Macaristan’a gidecek olan Devlet Bakanı Yücel Seçkiner’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1769)

2 Kasım 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 4 Kasım 1998 tarihinde Macaristan'a gidecek olan Devlet Bakanı Yücel Seçkiner'in dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Metin Gürdere'nin vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının tezkereleri vardır; okutuyorum:

5.—ÇekCumhuriyeti Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanının vaki davetine icabet edecek olan Parlamento heyetinde yer alacak olan milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1770)

4 Kasım 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Çek Cumhuriyeti Parlamentosu Dişişleri Komisyonu Başkanı Dr. Lubomir Zaoralek'in vaki davetine istinaden, Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen beş kişilik bir Parlamento Heyetinin 16-19 Kasım 1998 tarihleri arasında söz konusu davete icabet etmesi hususu, Genel Kurulun 27.10.1998 tarih ve 12 nci Birleşiminde kabul edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca, heyeti oluşturmak üzere siyasî parti gruplarının bildirmiş olduğu isimler, adı geçen Kanunun 2 nci maddesi uyarınca Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

Cemal Külahlı (Bursa)

Osman Çilsal (Kayseri)

Ercan Karakaş (İstanbul)

Sabri Tekir (İzmir)

Mehmet Teoman Akgür (Sakarya)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

6. —Romanya Parlamentosu üyelerinden oluşan bir futbol takımının ülkemize davet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1771)

5 Kasım 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 2 Kasım 1998 tarih ve 96 sayılı Kararıyla Romanya Parlamentosu üyelerinden oluşan bir futbol takımının ülkemizi ziyareti kararlaştırılmıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Adalet Komisyonu Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutuyorum:

7.—Adalet Komisyonu Başkanlığının, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (S. Sayısı :56) geri çekildiğine ilişkin tezkeresi (3/1772)

5.11.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Komisyonumuzun 27.6.1996 tarihli raporuyla Genel Kurula sunulan ve halen Genel Kurulun gündeminde bulunan 56 sıra sayılı, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının, İçtüzüğün 88 inci maddesine göre bir kez daha görüşülmek üzere geri çekilmesine Komisyonumuzca karar verilmiştir.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

Emin Karaa

Kütahya

Adalet Komisyonu Başkanı

BAŞKAN – Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 83 üncü sırasında bulunan kanun tasarısı, İçtüzüğün 88 inci maddesine göre komisyona geri verilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının iki adet tezkeresi vardır; okutup, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım:

8.—TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu üyelerinden oluşan Parlamento heyetinin Özbekistan ve Türkmenistan’a resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1773)

5.11.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 16.5.1996 tarih ve 13 sayılı Başkanlık Divanı kararına göre; TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulunca Türk kültür varlıklarının araştırılması, incelenmesi, yaşatılması ve tanıtılması amacıyla, TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu üyelerinden oluşan bir Parlamento Hheyetinin Özbekistan ve Türkmenistan'a resmî bir ziyaret yapması öngörülmektedir.

Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

9.—Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir Parlamento heyetinin Litvanya Parlamento Başkanının davetine icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1774)

5.11.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Litvanya Parlamentosunun 18 Eylül 1998 tarihli yazısında, Litvanya Parlamento Başkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir Parlamento heyetini Litvanya'ya davet etmektedir.

Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Yasanın 6 ncı maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum:

Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, yarım kalan işlerden başlıyoruz.

IV. —KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.—Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifinin ikinci müzakeresine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

2.—Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/669) (S. Sayısı :338)

BAŞKAN – 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin maddeleri, önergelerle birlikte, geçen birleşimde, İçtüzüğün 88 inci maddesine göre Komisyona geri verilmişti. Komisyon, raporunu henüz vermediğinden, teklifin müzakeresini erteliyoruz.

3. —Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 Arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 Arkadaşının,İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 Arkadaşının Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 Arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı :553)

BAŞKAN – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısının müzakeresine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

4. — Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/217) (S. Sayısı : 132)

BAŞKAN – Emniyet Teşkilatı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının müzakeresine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

5. —Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Giresun Milletvekili Turhan Alçelik ve 5 Arkadaşının, Erzincan Milletvekilleri Tevhit Karakaya ile Naci Terzi’nin, Erzurum Milletvekili İsmail Köse ile Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu’nun, Elazığ Milletvekili M.Cihan Paçacı’nın, Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Bayburt Milletvekili Ülkü Güney, Demokratik Sol Parti Grup Başkanvekili Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve Şırnak Milletvekili M. Salih Yıldırım’ın, Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Bolu Milletvekili Necmi Hoşver’in, Kastamonu Milletvekili Nurhan Tekinel ile Haluk Yıldız’ın, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır’ın, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ali Topuz ve 7 Arkadaşının, Aksaray Milletvekili Nevzat Köse’nin, Elazığ Milletvekilleri AhmetCemil Tunç, Ömer Naimi Barım ve Hasan Belhan’ın, Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Kastamonu Milletvekilleri Hadi Dilekçi ile Fethi Acar’ın, Zonguldak Milletvekili Ömer Barutçu’nun, Tokat Milletvekili Ali Şevki Erek ve 3 Arkadaşının, Sakarya Milletvekili Ertuğrul Eryılmaz’ın, Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan’ın, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Samsun Milletvekili Nafiz Kurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Niğde Milletvekili Akın Gönen’in, Niğde Milletvekili Doğan Baran’ın, Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz ve 4 Arkadaşının, Samsun Milletvekili Latif Öztek ve 2 Arkadaşının, Kütahya Milletvekili İsmail Karakuyu’nun, Çorum Milletvekili Yasin Hatiboğlu’nun, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya ve 17 Arkadaşının, Kilis Milletvekili Mustafa Kemal Ateş ve 13 Arkadaşının, Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, ve Çankırı Milletvekili İsmail Coşar’ın; Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/1038, 2/1044, 2/1046, 2/1054, 2/1056, 2/1077, 2/1081, 2/1082, 2/1083, 2/1084, 2/1085, 2/1086, 2/1087, 2/1091, 2/1092, 2/1093, 2/1094, 2/1097, 2/1099, 2/1100, 2/1101, 2/1102, 2/1103, 2/1105, 2/1106, 2/1108, 2/1109, 2/1117, 2/1127, 2/1130, 2/1146, 2/1147, 2/1165, 2/1168) (S. Sayısı :663) (1)

BAŞKAN – Giresun Milletvekili Ergun Özdemir'in, Giresun Milletvekili Turhan Alçelik ve 5 Arkadaşının, Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya ile Naci Terzi'nin, Erzurum Milletvekili İsmail Köse ile Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu'nun, Elazığ Milletvekili M. Cihan Paçacı'nın, Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Bayburt Milletvekili Ülkü Güney, Demokratik Sol Parti Grup Başkanvekili Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve Şırnak Milletvekili M. Salih Yıldırım'ın, Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir'in, Bolu Milletvekili Necmi Hoşver'in, Kastamonu Milletvekilleri Nurhan Tekinel ile Haluk Yıldız'ın, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır'ın, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ali Topuz ve 7 Arkadaşının, Aksaray Milletvekili Nevzat Köse'nin, Elazığ Milletvekilleri Ahmet Cemil Tunç, Ömer Naimi Barım ve Hasan Belhan'ın, Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Kastamonu Milletvekilleri Hadi Dilekçi ile Fethi Acar'ın, Zonguldak Milletvekili Ömer Barutçu'nun, Tokat Milletvekili Ali Şevki Erek ve 3 Arkadaşının, Sakarya Milletvekili Ertuğrul Eryılmaz'ın, Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan'ın, Erzincan Milletvekili Naci Terzi'nin, Samsun Milletvekili Nafiz Kurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir'in, Niğde Milletvekili Akın Gönen'in, Niğde Milletvekili Doğan Baran'ın, Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz ve 4 Arkadaşının, Samsun Milletvekili Latif Öztek ve 2 Arkadaşının, Kütahya Milletvekili İsmail Karakuyu'nun, Çorum Milletvekili Yasin Hatiboğlu'nun, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya ve 17 Arkadaşının, Kilis Milletvekili Mustafa Kemal Ateş ve 13 Arkadaşının, Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük'ün ve Çankırı Milletvekili İsmail Coşar'ın; Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.

Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım...

KATİP ÜYE ABDULHALUK MUTLU (Bitlis) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum.

BAŞKAN – Arkadaşımız karar yetersayısının aranılmasını istiyor.

NACİ TERZİ (Erzincan) – Olmaz Sayın Başkan!

BAŞKAN – İster efendim; ne demek?! O da bir milletvekilidir; niye istemesin ki!..

Raporun okunmasını kabul edenler...

TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) – Geri aldılar efendim...

BAŞKAN – Rica ediyorum efendim... Bir dakika...

TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) – Bu şekilde Meclisi idare edemezsiniz!

BAŞKAN – Efendim, Divan üyesi de milletvekilidir; karar yetersayısının aranılmasını da ister, yoklama yapılmasını da ister.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, pek anlayamadım efendim.

BAŞKAN – Efendim, şimdi, raporun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunarken karar yetersayısının aranması istendi.

AHMET CEMİL TUNÇ (Elazığ) – Geri al kardeşim.

DEVLET BAKANI BURHAN KARA (Giresun) – Sayın Başkan, isteyen yok.

BAŞKAN – Raporun okunup okunmaması hususunun oylamasını işarî oyla yapacağım ve karar yetersayısını arayacağım.

Raporun okunmasını kabul edenler "kabul" diyecekler, reddedenler "ret" diyecekler.

5 dakikalık süre verdim, süreyi başlatıyorum efendim.

Buyurun.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Oy kullanma süresi bitmiştir.

YAVUZ KÖYMEN (Giresun) – Kullanamadık ama Sayın Başkan.

BAŞKAN – Neyse, karar yetersayısı var.

Raporun okunması kabul edilmemiştir.

Teklifin tümü üzerinde söz isteyen arkadaşlar isimlerini yazdırsınlar efendim.

Teklifin tümü üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına Sayın Saffet Arıkan Bedük söz istemişlerdir.

Şahısları adına, Sayın Hasan Çağlayan, Sayın Turhan Alçelik, Sayın Mustafa Yıldız, Sayın Aslan Polat, Sayın Ayhan Fırat, Sayın Ali Şevki Erek, Sayın İsmail Özgün, Sayın Emin Karaa, Sayın Mustafa Kul, Sayın Naci Terzi, Sayın Celal Topkan ve Sayın Mahmut Yılbaş söz istemişlerdir.

İlk söz, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Saffet Arıkan Bedük'ün.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, Grubumuz adına Sayın Ergun Özdemir konuşacaklar.

BAŞKAN – Peki efendim.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, ANAP Grubu adına Sayın Yavuz Köymen konuşacaklar efendim.

BAŞKAN – Anlaşıldı efendim.

Buyurun Sayın Özdemir.

Süreniz 20 dakikadır.

DYP GRUBU ADINA ERGUN ÖZDEMİR (Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin tümü üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi şahsım ve Grubum adına saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 21 Ocak 1998 tarihinde kabul edilen ve halk arasında "süper teşvik" adı verilen 4325 sayılı Kanunla, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Tunceli, Van, Adıyaman, Ağrı, Ardahan, Bayburt, Erzurum, Gümüşhane, Iğdır, Kars, Ordu, Şanlıurfa ve Yozgat İlleri olmak üzere, 22 ilimiz olağanüstü teşvik kapsamına alınmıştır. Hükümet tasarısı olarak Meclise gelen ve Yüce Heyetinizce kabul edilen bu kanunla, öncelikle bu 22 ilimizde yeni işe başlayan Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri, 10 veya daha fazla işçi çalıştırmaları şartıyla, 5 yıl Gelir ve Kurumlar Vergisi vermeyeceklerdir; yani, 31.12.2002 tarihine kadar Gelir ve Kurumlar Vergisinden muaf olacaklardır. Bu tarihten itibaren 31.12.2007 tarihine kadar bir 5 yıl daha, çalıştırdıkları işçi sayısına göre, Gelir Vergisinden yüzde 40 ile yüzde 60 arasında muaf olacaklardır; yani, 10 işçi çalıştıranlar yüzde 40, 51 ve daha fazla işçi çalıştıranlar ise yüzde 60 oranında Gelir ve Kurumlar Vergisi vermeyeceklerdir. Yine, teşvik kapsamına alınan bu illerimizde, 5 yıl süreyle, sigorta priminin işveren payının tamamı Hazinece karşılanacaktır. Yani, 10 işçi çalıştıran bir işyeri, bugünkü rakamlarla, asgari ücret üzerinden yılda 1 milyar 700 milyon Türk Lirası ödemeyecek; yine, 1 000 işçi çalıştıran bir işyeri 170 milyar lira ödemeyecektir. Aynı şekilde, teşvik kapsamına alınan bu illerimizde, çalışanlardan kesilen Gelir ve Damga Vergileri 2 yıl sonra ödenecektir.

Değerli milletvekilleri, ana hatlarıyla saydığım bu teşvikler karşısında, özellikle birbiriyle komşu olan illerden teşvik dışında kalanlar, küçülmeye, hatta sonunda, olağanüstü teşvik verilen illere bağlı birer ilçe durumuna gelmeye mahkûmdurlar. Konu çok uygun olduğu için, ilim olan Giresun'u örnek vermek istiyorum. Bakınız, Giresun'un komşu ili olan Ordu İlimiz, bu kanunla teşvik kapsamına alınmıştır. Komşu ilimiz olan Ordu'nun teşvik kapsamına alınması, şüphesiz, bizleri de sevindirmiştir; ama, bu kanun kapsamına alınmayan Giresun ile bu kanun kapsamına alınan Ordu İli arasındaki uzaklık 40 kilometre, arabayla 15 dakika; hatta, Piraziz İlçemiz ile Ordu İli arasındaki mesafe 10 adımdır.

Bu nedenle, kanunun hazırlanış amacı hem terörün ekonomik etkilerini gidermek hem de yeni yatırım sahaları açmak, buradaki insanlarımızın iş ve istihdam imkânlarını artırmak iken ve yine, gelir dağılımının iyileştirilmesini ve diğer bölgelere olan göçün önlenmesini sağlamak iken, aksine, bu kanunla, Giresun İlinde, göçün önlenmesi bir yana, göç artarak devam etmiştir, onbir aydır devam etmiştir. Yeni yatırım sahaları açılmadığı gibi, hâlâ çalışmakta olan esnaf ve sanayicilerimiz de, işyerlerini tasfiye ederek, bu kanunun getirdiği teşviklerden faydalanmak amacıyla, Ordu İli hudutlarına yatırımlarını taşımaya başlamışlardır ve bu şekilde, her geçen gün, Giresunlu daha fakirleşmiştir. Bu uygulamalar neticesinde, Giresun İlinin Ordu'ya bağlı bir ilçe haline dönüşeceği de çok açık ve nettir.

Değerli milletvekilleri, işte saydığım tüm bu nedenlerle, ben de ilimin süper teşvik kapsamına alınması için bir kanun teklifi verdim. Benim gibi birçok milletvekili arkadaşım da, illerinin süper teşvik kapsamına alınması için yasa teklifleri verdiler. Bu teklifler, maalesef, Plan ve Bütçe Komisyonunda, İktidar Partisine mensup milletvekillerince tamamı değiştirilerek Yüce Heyetinizin önüne getirilmiştir.

Değerli milletvekilleri, bakınız, benim vermiş olduğum yasa teklifi burada. Diyorum ki: "Madde 1- 21.1.1998 tarih ve 4325 sayılı Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 2 nci maddesine '...Bakanlar Kurulunca tespit edilecek illeri' ibaresinden sonra 've Giresun İlini...' ibaresi eklenmiştir. "

Değerli arkadaşlarım, yani, şunu yapmak istiyorum: Bu kanun geçtikten sonra, daha aradan onbeş gün geçmeden bir kanun teklifi veriyoruz ve diyoruz ki, Giresun da birinci derecede öncelikli il olsun, Giresun da süper teşvik kapsamına alınsın.

Peki, bu teklife rağmen, bunlar ne yapıyorlar değerli milletvekilleri -şimdi, Plan ve Bütçe Komisyonundan önünüze geldi- mevcut 22 ile ilave olarak 27 ilimizi daha teşvik kapsamına alıyorlar; ama, nasıl alıyorlar; illerimizi gruplara bölerek, sınıflara ayırarak teşvik kapsamına alıyorlar.

Bakınız, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca belirlenen, fert başına yurtiçi gayri safî millî hâsıla miktarı 2 000 Amerikan Dolarının altında olan Bartın, Giresun, Aksaray, Çankırı, Sıvas, Erzincan, Tokat, Sinop, Karabük, Kahramanmaraş, Kırşehir, Malatya İllerimiz, getirilen bu teklifle, teşvik açısından ikinci sınıf iller arasına alınıyor; bu 12 ilimizi, ikinci sınıf il haline getiriyorlar. Bu teklifle, daha önce süper teşvik verilen 22 ilimize verilen teşviklerin çok daha azı, saydığımız bu illere veriliyor. Nasıl mı değerli milletvekilleri; bakınız, şöyle:

Birinci grupta yer alan illerde, 31.12.2002 yılına kadar yeni kurulan 10 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerleri, Gelir ve Kurumlar Vergisinden muaftırlar demiştim. Bu tarihi müteakiben de, 31.12.2007 yılına kadar, çalıştırdıkları işçi sayısına göre, yüzde 40 ilâ yüzde 60 vergi indiriminden faydalanacaklar. Daha önce faaliyette olan işletmeler de, çalışanlarını 10 işçiye tamamlamaları şartıyla, 31.12.2007 yılına kadar yüzde 40 ilâ yüzde 60 vergi indiriminden faydalanacaklar.

Değerli milletvekilleri, ikinci sınıf illerde ise, yeni kurulacak işletmeler, 31.12.2002 yılına kadar yüzde 40 ilâ yüzde 60 vergi indiriminden faydalanacaklar. Yine misal vermek istiyorum. Yani, burada, işletme açan, sanayi kuran, işyeri açan 5 yıl müddetle vergi vermeyecek; ama, diğerleri, yüzde 40 ilâ yüzde 60 vergi indiriminden faydalanacak. Daha önceden faaliyette olan işletmeler ise, 31.10.1997 tarihinden önce vermiş oldukları en son dört aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayısının yüzde 10'undan az olmamak üzere, fiilen ve sürekli olarak asgari ilave 10 işçi istihdam edilmesi kaydıyla yüzde 40 vergi indiriminden yararlanabilecekler.

Yine, değerli dostlarım, birinci sınıf illerde çalışanlardan kesilen Gelir ve Damga Vergileri iki yıl sonra -biraz sönce de söylemiştim- ikinci sınıf illerde ise bir yıl sonra ödenecektir. Yine, Plan ve Bütçe Komisyonundan gelen teklife göre, birinci sınıf illerde, 5 yıl süreyle, işveren sigorta priminin tamamı, ikinci sınıf illerde ise yüzde 70'i Hazinece karşılacaktır. Niye yatırım yapsın ki işveren Giresun'a gelip de, bu şekilde bu kanun teklifi bu Yüce Meclisten geçerse; on adım ötedeki Ordu'ya yapacaktır. Birinci sınıf illerde tasarrufu teşvik kesintisi ve işveren katkısı yok, ikinci sınıf illerde ise var. Niye Giresun'a gelsin, komşu ile yatırım yapmak dururken bitişik ile yapsın.

Değerli milletvekilleri, bu teklifle, daha önce süper teşviklerle 22 ilimize verilen teşviklerin -söylediğim gibi- çok daha azı, saydığımız bu 12 ilimize veriliyor. 12 ilimiz ve bu arada benim ilim olan Giresun ve Giresunlunun ağzına bir parmak bal çalınmak isteniyor ve böylece, önümüzdeki seçimlerde, bu 12 il gibi, Giresun ve Giresunluyu aldatacaklarını zannediyorlar; halbuki, halkımız bir daha aldanmak ve aldatılmak istemiyor değerli milletvekilleri.

Giresun için durum böyle de, birbiriyle komşu olan tüm Karadeniz illerinde durum farklı mı? Bakınız, elimde, Devlet Planlama Teşkilatının 1997 verileri var. Şimdi, Karadeniz illerine ve Türkiye'deki illere buradan bir bakmak istiyorum. İller itibariyle, kişi başına gayri safî yurtiçi millî hâsılada, 2 355 dolarla Giresun 35 inci -80 vilayetin içinde; 97 verilerine göre- Samsun 36 ncı, Rize 41 inci, Amasya 43 üncü, Trabzon 45 inci, Sinop 48 inci, Tokat 50 nci, Ordu 61 inci, Gümüşhane 65 inci, Bartın 67 nci, Bayburt 72 nci; ne farkımız var ki? Ordu'ya vereceksiniz, 35 inci sıradaki Giresun'a vermeyeceksiniz, bitişiğindeki Sinop'a vermeyeceksiniz, Tokat'a, Sıvas'a vermeyeceksiniz; tabiatıyla, olmaz.

Değerli milletvekilleri, Karadenizde durum böyle de, İç Anadoluda, doğuda, Güneydoğu Anadolu'da durum farklı mı; bu illeri nasıl sınıflara ayırırsınız?!

Değerli milletvekileri, yine, getirdikleri bu teklifle, Amasya, Trabzon, Niğde, Kastamonu, Elazığ, Samsun, Çorum, Kilis, Rize, Artvin, Nevşehir, Zonguldak, Karaman, Kırıkkale, Osmaniye İllerimiz de süper teşvik açısından üçüncü sınıf il yapılıyor. Saydığım bu 15 ilimize birinci ve ikinci sınıf saydıkları illere verdikleri teşviklerin çok daha azını vererek üçüncü sınıf il olmalarını uygun görüyorlar. Bakınız, ne yapıyorlar; biraz önce söylediğim gibi, birinci grupta yer alan illerde 5 yıl müddetle 10 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerleri Gelir ve Kurumlar Vergisinden muaflar, ikinci sınıftakiler yüzde 40 ilâ yüzde 60 muaflar, üçüncü sınıftaki iller ise yüzde 40 muaflar, yüzde 60, yüzde 80 muaflar.

Yine, birinci grup illerde çalışanlardan kesilen Gelir ve Damga Vergileri iki yıl sonra, üçüncü grup illerde ise yüzde 50'si bir yıl sonra ödenecek. Birinci grup illerde 5 yıl süreyle işveren sigorta priminin tamamı, ikinci grup illerde yüzde 70'i, üçüncü sınıf illerde ise yüzde 40'ı Hazinece karşılanacaktır. Yan yana iki komşu vilayetin birini birinci, birini ikinci, birini üçüncü sınıf yapacaksınız; ondan sonra, millete diyeceksiniz ki "tamam, sizi süper teşviğe aldık." Birinci sınıf il dururken, niye gelip ikinci sınıf ile yatırım yapar, niye gelip üçüncü sınıf ile yatırım yapar?! Bu yasa teklifi, Plan ve Bütçe Komisyonundan gelen şekliyle, milleti kandırmaktır, aldatmaktır değerli milletvekilleri.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) – Muş ile Osmaniye'yi aynı kefeye mi koyuyorsunuz?

ERGUN ÖZDEMİR (Devamla) – Kaldı ki, bu 49 ilimizin dışında kalan 31 ilimize ise hiçbir teşvik verilmeyerek, sınıflandırmada, âdeta, dördüncü sınıf il muamelesi yapılıyor.

Netice olarak, değerli milletvekilleri, bu kanun teklifiyle, 27 ilimiz ve bu illerimizin halkı aldatılmaya, bu mesele seçim malzemesi yapılmaya çalışılmaktadır; hele, seçim kararı alındıktan sonraki bugünlerde... Bir senedir neredeydi? Ama, unutulmasın ki, bu noktadan sonra, 27 ilimizi ikinci ve üçüncü sınıf il yaparak bu illerimizin insanlarını kandıramayacaklardır. Yasa teklifini bu şekilde Meclis gündemine getiren iktidar mensupları, başta bu 27 ilimiz olmak üzere, tüm Türkiye'den gerekli cevabı seçim sandıklarında alacaklardır.

Değerli milletvekilleri, tüm bu tablo karşısında aklımıza şu soru geliyor: Peki, yapılması gereken nedir?

Değerli milletvekilleri, kanaatimizce, yapılması gereken, ya gayri safî yurtiçi hâsıla miktarı Türkiye ortalamasının altında olan illerin tümünü 4325 sayılı Kanun kapsamına almaktır -Türkiye ortalaması gayri safî millî hâsıla açısından 2 888 dolardır. Bu, benim verdiğim bir rakam değil, Devlet Planlama Teşkilatının rakamı. Yani, 2 888 doların altında olan iller, zaten, Türkiye'nin fakir illeri demektir. 2 888 doların altında olan bu illerin gruplara bölünmeden 4325 sayılı Kanun kapsamına alınması çok daha adilane olur kanaatindeyiz- ya da, bu yapılmıyorsa, yine Devlet Planlama Teşkilatının yayınlamış olduğu iller itibariyle sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında eksi, sıfırın altında olan iller, 4325 sayılı Kanun kapsamına alınmalıdır. Zaten, 4325 sayılı Kanun kapsamına eksi, 0,5'in altındakileri almışlar. Gerekçe neydi ki?!. Bu gerekçeyi anlamak mümkün değil. Doğrusu, sıfırın altındakileri almaktır; Türkiye ortalamasının altındakileri almaktır.

Bakınız değerli milletvekilleri, eğer, sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre eksi, sıfırın altındaki illeri alırsanız, bir adaleti sağlamış olursunuz veya iller itibariyle kişi başına düşen gayri safî millî hâsıla açısından Türkiye ortalamasının altında olan, 2 888 doların altındaki illeri süper teşvik kapsamı içerisine alırsanız; ama sınıflara bölmeden, ama birinci, ikinci sınıf demeden, üçüncü sınıf demeden, ama milleti kandırmaya çalışmadan, doğrudan doğruya birinci sınıf iller içerisine alırsanız, o takdirde, milleti bir parça ikna edebilirsiniz; doğrusunu, hakikate yakın olanı ancak yapmış olursunuz kanaatindeyim.

Değerli milletvekilleri, kaldı ki, bu konuda, yani, illerin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında eksi, sıfırın altındaki illerin alınması için bütün grup başkanvekillerinin müştereken imzaladığını duyduğum, öğrendiğim bir önerge var. Bu bakımdan, bu önergenin desteklenmesini Yüce Meclisten arz ve talep ediyorum.

Değerli milletvekilleri, tüm bu anlattıklarıma rağmen, eğer illeri yine de sınıflara ayıracaklarsa, yine de gruplara böleceklerse, benim ilim olan Giresun, kesin suretle birinci sınıf illerin arasında olmalıdır; aksi ise, biraz önce de söylediğim gibi, Giresun ve Giresunluyu aldatmaktan başka bir şey değildir.

Değerli milletvekilleri, eğer bütün grup başkanvekillerinin müştereken imzaladıkları önerge kabul görmezse -ki, kabul göreceğine inanıyorum- bu konuda milletvekili arkadaşlarımla bir değişiklik önergesi verdik. Bu önergemize göre de, 5 ilimizi daha -Bartın, Giresun, Aksaray, Çankırı, Sinop İllerini de- birinci sınıf iller arasına almış oluruz; eğer, diğerlerini, Yüce Meclis, takdirinizle kabul etmezse... Bu nedenle, şahsım adına, önergemizin kabulünü Yüce Heyetinize arz ediyorum.

Değerli milletvekilleri, kaldı ki, Plan ve Bütçe Komisyonundan çıkan ve illeri gruplara, sınıflara ayıran bu teklifin, bu şekliyle Yüce Heyetinizce kabul göreceğine de inanmıyorum ve bu duygu ve düşünceler içerisinde, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ergun Özdemir.

ERGUN ÖZDEMİR (Devamla) – Ben teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Şimdi, Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Yavuz Köymen. (ANAP sıralarından alkışlar)

Buyurun efendim.

Süreniz 20 dakikadır.

ANAP GRUBU ADINA YAVUZ KÖYMEN (Giresun) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Anavatan Partisi Grubu adına, teşvik kanununda değişiklik yapılmasıyla ilgili kanun teklifi üzerinde, görüşlerimizi arz etmek üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu teşvik kanunu -bildiğiniz gibi- daha önce detaylı şekilde görüşülmüş, belli bir karara da varılmıştı; ancak, bir haksızlık yapılmıştı. Bu haksızlık, bugün, inşallah, Yüce Heyetinizin oylarıyla düzeltilecek.

4325 sayılı, olağanüstü hal bölgesinde uygulanacak bu kanunun getirdiklerini hatırlamakta fayda vardır diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlarım, 4325 sayılı teşvik kanunu, öncelikle, dört önemli teşviği bölgeye taşımaktadır. Bunlardan biri, o bölgede -eğer mevcut ise- hazine arazisi veya hazine arsasının yatırımcıya bedava tahsisi konusu; ikinci getirdiği, vergi indirimi konusu; üçüncü getirdiği önemli teşvik, sosyal sigortalara tabi işyerinde çalışacakların, sosyal sigortalar işveren payının Hazine tarafından karşılanması; bir başka teşvik ise, girişimcinin, yatırımcının yapacağı yatırım neticesinde, o bölgede yüzde 50 ucuz elektrik imkânı sağlanmasıydı.

Değerli arkadaşlarım, hatırlayacaksınız, önceki olağanüstü hal bölgesinde uygulanan kanunun ana kuralını iki önemli done ortaya koyuyordu. Bunlardan bir tanesi, fert başına düşen millî gelir; diğeri ise, o bölgenin, özellikle, içerisinde bulunduğu sosyoekonomik tablonun değerlendirilmesiydi.

Değerli arkadaşlarım, bu kanunun tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna getirilmesi konusunda büyük gayretler gösterdik; çünkü, gerçekten, gerek sosyoekonomik tablo konusunda gerekse millî gelir konusunda büyük bir haksızlık yapılmıştı; çünkü, bu donelerin gerçekleri tam olarak yansıtmamasından dolayı bazı haksızlıklar gündeme gelmişti. Netice itibariyle, bugün geldiğimiz noktada, inşallah, değerli milletvekili arkadaşlarımızın oylarıyla bu haksızlık giderilecektir.

Ben, konunun detayına çok daha fazla girmek istemiyorum, değerli arkadaşlarım zaten konuyu biliyor. Biraz önce, Doğru Yol Partisi Grubu adına konuşma yapan Sayın Özdemir'in ifadelerini dinlediğim zaman şaşırıp kaldım. Sayın Özdemir, bu Hükümetin, Giresun İlini Ordu'nun ilçesi yapacak bir tavır ve tutum içerisinde olduğunu ifade etti. Şimdi, ona soruyorum: Doğru Yol Partisi döneminde, bundan önceki hükümetleri döneminde, Giresun'un kalkınmada öncelikli yöre yapılması için onbinlerce imza topladı; netice ne oldu? Tekrar, açıkça ifade etmesini de arzu ederdim; bu Hükümete, bizim bütün gayretlerimize rağmen elde edemediğimiz büyük bir imkânı, Karadeniz Bölgesine -özellikle, Giresun'la ilgili konuştuğu için- Giresun'a vermesinden dolayı teşekkür etmesi gerekirdi. Kalkınmada öncelikli yöre kapsamına alınmak için uzun çalışmalar yapmış olmalarına, gayretler göstermiş olmalarına rağmen netice alamamışlardır. Kurulur kurulmaz bu Hükümetin en önemli icraatlarından biri, Karadeniz Bölgesinde Giresun'u da kalkınmada öncelikli yöre statüsüne almış olmasıdır. Bundan dolayı, Hükümetimize huzurunuzda teşekkür ediyorum. Bu haksızlığın giderilmesi için gösterilmiş olan gayretlerden dolayı, Hükümetimize ve bu kanun teklifinin, bugün, burada görüşülmesinde emeği geçen diğer gruplara da huzurunuzda teşekkür ediyorum. Bu kanun teklifinin realiteye geçmesiyle birlikte yöremizde çok önemli gelişmeler olacaktır. Bu haksızlığın giderilmiş olmasından dolayı gayret gösterenlere teşekkür ediyor; bu vesileyle, hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Köymen.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Abdüllatif Şener; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Şener, konuşma süresiniz 20 dakikadır.

FP GRUBU ADINA ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 663 sıra sayılı kanun teklifleri, bazı illerdeki yatırımlara vergi ve sigorta teşvikleri sağlamayı amaçlamaktadır. Bu teşviklerle, yatırımcıların bu illerde işyeri, fabrika kurmalarını özendirmek amaçlanmaktadır. Bölgesel olarak görece geri kalmış söz konusu illerimizde özel sektörün yatırım yapması özendirilmekte; böylece, şu amaçlar güdülmektedir:

Bu illerde özel sektör yeni yatırımlar yapacaktır. İstihdam artırılacak; yani, işsizlikle mücadele edilmiş olacaktır. Bu kanun tekliflerinin -içinde bizim de yapmış olduğumuz kanun teklifi var- temel amacı, temel çerçevesi budur.

Bu yasa tekliflerini genel çerçevede bazı açılardan da değerlendirmek gerekmektedir. Her şeyden önce, özel sektör yatırımlarını artırmaya yönelik teşvikler vardır burada. "Devlet gelsin, fabrika kursun, ülke kalkınsın, bölge kalkınsın" mantığı, anlayışı yok; bunun yerine "özel sektörü teşvik edelim, yatırım yapsın ve o bölgedeki, o ildeki istihdam kapasitesi artırılsın" anlayışı vardır. Gelişmenin dinamiği özel sektör olarak görülmüştür. Özel yatırımcıların özendirilmesi sağlanmaya çalışılmaktadır.

Ayrıca, teklifler ülke genelinde özel yatırımları özendirmemektedir. Sadece bazı illerde özel sektör yatırımlarını özendirmektedir "eğer, fabrikanı İstanbul'da, İzmit'te değil de, bu kanun kapsamındaki illerde kurarsan, sana, şu, şu avantajları sağlarım" denilmektedir. Böylece, geri kalmış bölgelerde yatırım yapmak daha kârlı hale getirilmektedir. Bu bölgelerde yeni yeni işyerleri demek, o illerdeki insanların kendi memleketlerinde iş bulması demektir, ülkeiçi göçle mücadele demektir. İnsanların ilini terk etmeden iş sahibi olması demek, anası, babası, kardeşleri, akrabaları ve dostlarıyla birlikte hayatına devam etmesi demektir; geri kalmış bölgelerdeki geri kalmışlıkla mücadele demektir; hatta, gelir dağılımındaki adaletsizlikle mücadele demektir. Dolayısıyla, kişi başına geliri veya sosyoekonomik kalkınmışlık düzeyi daha düşük illerde refah artırmaya yönelik bir niyeti bünyesinde taşımaktadır.

Ülke düzeyinde bölgesel gelir dağılımında adaletsizlikler olduğu da herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, sosyal patlamaların temel sebebidir, devletin aşması gereken temel sosyal bir problemdir. O halde, yoksullukla mücadelede temel alınması gereken illerde yapılması gereken bu teşvikler, elbette ki desteklenmesi gereken bir husustur. Kanun teklifleri, bu sorunun da aşılmasına katkı sağlama varsayımları içermektedir. İstanbul'un sorunlarını, Sıvas'ta, Erzincan'da çözmek veya bu kanun tekliflerinin kapsamı içerisinde bulunan bölgelerde çözmek, bölgesel kalkınma girişimlerinin bir temel sonucudur.

Millî gelir göstergeleri ne kadar yüksek olursa olsun, bugün, büyük kentlerimiz, sorunlar yumağı haline gelmiştir. Anadolu, işsizliğin baskısı altındadır. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, İçel gibi illerimiz yoğun göç almaktadır, bu kentlerimiz nüfus patlaması yapmaktadır. Aşırı nüfus, gecekondu ve trafik başta olmak üzere, bir yığın sosyal, ekonomik ve kentsel sorunları da yaşamaya sebep olmaktadır. 10 milyonluk İstanbul'da, bütün diğer illerden göç etmiş çok sayıda insan yaşamaktadır. Bu bakımdan, bölge kalkınma programları ve az gelişmiş bölgelerde yatırımların teşviki Türkiye'de yıllardır uygulanmaktadır. 1960'lı yıllardan beri kalkınma planları yapılmaktadır, bu planlara bağlı olarak da bölgesel teşvikler uygulanmaktadır. Bu, Türkiye'ye özgü bir olay da değildir, dünyada pek çok ülkede bölgesel teşviklere rastlanmaktadır; İtalya, Türkiye'de en fazla incelenmiş bir örnektir.

Peki, bölgesel kalkınma nasıl sağlanacaktır; bu sorunun cevabı önemli. Üzerinde görüşmelerimizi sürdürdüğümüz kanun teklifleri, yalnızca fiskal ve parafiskal teşvikler sağlıyor. Yani, incelemekte olduğumuz, görüşmekte olduğumuz teşvikler, sadece belli bölgelerde yapılan özel yatırımlara vergi indirimleri sağlıyor, sigorta primlerinde indirimler sağlıyor; sadece vergi ve sigorta primleriyle ilgili bir teşvik anlamı taşıyor.

Plan ve Bütçe Komisyonunun kabul ettiği metin esas alınırsa, kişi başına gayri safî yurtiçi hâsıla tutarı 2 bin doların altında olan illerde yatırım yapan girişimciler, belli şartlarda, daha az vergi ödeyecekler ve daha az sigorta primi ödeyeceklerdir. Yani, örneğin, tekstil alanında 100 milyon dolarlık yatırım yapacak bir işadamına "bu yatırımı İstanbul'da değil de, kapsamdaki illerde yaparsan, senden, beş yıl süreyle, daha az vergi ve daha az sigorta primi alacağım" denilmektedir. İlgili girişimci hesabını yapıyor; bu 100 milyon dolarlık sermayenin kârlılık oranı İstanbul'da mı daha fazladır, Sıvas'ta mı, Erzincan'da mı, yoksa diğer az gelişmiş bölgelerde mi fazladır, diyor.

Sermayenin kârlılık oranını belirleyen tek faktör de vergi ve sigorta primleri değildir, işin içinde başka faktörler vardır; hammadde fiyatları, kalifiye işgücü, hammadde ve pazarlara yakınlık, ulaşım maliyetleri, ihracat imkânları bu kârlılık oranını etkileyen faktörler arasındadır. Eğer, daha az vergi ve sigorta primi geri kalmış bölgelerde sermayenin kârlılık oranının daha yüksek olmasını sağlayabiliyorsa, bu fabrikayı, ilgili şahıs, İstanbul'da değil, teşvik edilen bu bölgelerde kuracaktır. İşte, bu noktada, doktrinde vergi teşvik tedbirleri sürekli tartışılmıştır, hatta, yalnızca teşvik edilmeselerdi bile, yapılacak yatırımlara avantaj sağladığı konusunda da yaygın kanaatler vardır, etkili olmadığı konusunda yaygın kanaatler vardır. Bu bakımdan, bu yasanın başka teşviklerle de desteklenmesi gerekir; yoksa, sadece psikolojik bir etkisi olduğu söylenebilir. Eğer, yatırımlar, bu teşviklerle hedef alınan illere kaydırılamıyorsa, deminden beri söylediğim faydalar gerçekleşemez. Özellikle de, eğer, teşvikler yanlış, eksik, yetersiz verilirse, faydası olacağını söyleyebilmek mümkün değildir.

Her şeyden önce, teşviklerin sağlandığı illerin isabetli olarak seçilmesi gerekmektedir. Eğer, illerin seçiminde hata yapılırsa, bölgesel sorunları çözmemiz imkânsızdır. Nitekim, 23 Ocak 1998 günü Resmî Gazetede yayımlanan Olağanüstü Hal Teşvik Kanunu, il seçiminde yanlışlıklar sebebiyle bölgesel sorunlara çözüm getirmemiştir, bölgesel yeni sorunlar oluşturmuştur. Önceki kanun, sadece olağanüstü hal ilan edilen illeri kapsamamış, daha geniş bir çerçevede düzenlenmiştir. Bu bakımdan, daha önceki kanunla sağlanan teşvik kapsamının, bu yeni kanun teklifleriyle genişletilmesinde büyük fayda vardır.

Ancak, biz, Fazilet Partisi Grubu olarak şunu da hemen belirtmek istiyoruz: Bu çıkarılmakta olan kanun teklifleri, daha önce çıkarılan -23 Ocak 1998 tarihli- kanunla önceden teşvik kapsamına alınan illere teşvik yapılmasını engellememektedir, o illere gelecek yatırımları da engelleyici bir niteliği yoktur; o kanunu nasıl desteklemişsek, bu kanun teklileriyle de yeni bazı iller teşvik kapsamı altına alınmaktadır; bu illere de teşviklerin yaygınlaştırılmasını tasvip etmekteyiz, onaylamaktayız ve Meclisten geçmesini talep etmekteyiz.

Plan ve Bütçe Komisyonunun kabul etmiş olduğu metinde "kişi başına gayri safî yurtiçi hâsıla 1 500 dolar ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi eksi 0,5 ve daha düşük iller" diye bir ölçü getirilmiştir. Önceki kanunda, bu ölçülerin doğru hesaplandığının da garantisi yoktur. Böyle bir ölçünün "geri kalmış yöreler" kavramını açıklamakta yetersiz kaldığı, bütün iller bazında verilecek örneklerle anlaşılabilir. Örnek olarak Sıvas'ı alırsak; kişi başına gayri safî yurtiçi hâsıla 1 615 dolardır, önceki kanun kapsamı dışındadır; ama, 17 ilçesi vardır; bunlardan, yalnız -bazı kamu kuruluşları sebebiyle- Merkez, Altınyayla, Divriği, Kangal İlçeleri 1 500 doların üzerindedir ve buralardaki hâsıla, İlde kullanılmamaktadır; diğer illere akmaktadır; diğerleri 1 500 doların altındadır. Belirttiğim gibi, Doğanşar 500 doların altında; Gemerek 700 doların altındadır; Gölova, Akıncılar, Hafik 800 dolar; Şarkışla, Yıldızeli, Koyulhisar, Suşehri ise 1 000 dolar civarındadır. Dolayasıyla, olayı, ilçeler bazında da incelediğimizde, daha önceki kanunun çerçevesinin değiştirilmesi ve yenilenmesi gerektiği kanaati ortaya çıkmaktadır; çünkü, bir ilçede yatırımı teşvik edip, millî geliri daha düşük olan, yanındaki bir başka ilçede teşvik edilmemesi, doğru bir davranışı, doğru bir teşvik mantığını ve anlayışını yansıtmamaktadır.

Sıvas, dışarıya en fazla göç veren illerdendir. Türkiye'nin kilometrekare başına nüfus yoğunluğu 80 kişi iken, Türkiye ortalamasında Sıvas'ta 24 kişidir; 28 500 kilometrekare de yüzölçümü vardır ve yoğun göç yaşanmaktadır. Bunu, yeni kanun teklifleriyle kapsam içerisine alınacak diğer iller açısından da tek tek örneklendirmek ve vermek mümkündür. Dolayısıyla, bu yeni belirlenen kapsamın bazı düzeltmelerle yasalaşmasının faydalı olduğu görüşünde ve kanaatindeyiz.

Görüştüğümüz kanun teklifleri sorunu kısmen gidermeye yönelmektedir, il kapsamı genişletilmektedir; ancak, teşvik alan iller üçe ayrılmaktadır: Daha önce çıkan kanun kapsamındaki iller, 2 000 doların altındaki iller ve diğer kalkınmada öncelikli iller diye bir üçlü farklılaştırma, Komisyondan Genel Kurula gelen kanun teklifinde mevcuttur. Bu farklılaştırmaların da isabetli yapılmadığı kanaatindeyiz. Bu sebepten dolayı, daha anlamlı, daha kabul edilebilir bir çerçevenin çizilebilmesi için önergelerimiz mevcuttur. Bu önergelerin Genel Kurulda kabul edileceğini ve çerçevenin daha anlamlı bir hale geleceğini umuyor ve hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şener.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Hilmi Develi; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakika.

CHP GRUBU ADINA HİLMİ DEVELİ (Denizli) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; sizleri, Partim ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde ve geri kalmış illerde, nüfusumuzun yaklaşık üçte 2'si yaşamaktadır. Bölgelerimizin bir kısmı kendine özgü ve bir bölümü ise, tarihsel, kültürel nedenlere dayanan ve o ölçekte sorunları olan bölgelerdir ve kişi başına düşen ortalama gelir 1 000 doların altındadır. Bu bölge ve yöreler de, özellikle, ülkemizin en yoksul yerleridir. Bölge dahilinde, yatırım eksikliği, eğitim imkânlarının yetersizliği, altyapı, sosyal değişime uyum, göç gibi, istihdam konuları önplana çıkmaktadır.

Devletin var oluş nedenlerinden birisi, hiç kuşkusuz, bölgeler ve yerleşim alanları arasındaki sosyoekonomik gelişme farklarını mümkün olduğu ölçekte azaltarak, bölgelerin ve yerleşim alanlarının dengeli bir biçimde gelişmesini sağlamak, dolayısıyla, yurttaşlar arasındaki refah seviyesini dengede tutmak, insan kaynaklarının geliştirilmesine yönelik sosyal programlar hazırlamaktır.

Bir taraftan, 1984 yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da başlayan ve ülkemizin gündemine oturan bölücü terör eylemlerinin etkisiz hale getirilmesi, diğer taraftan, bu bölgedeki günahsız insanların korunması amacıyla bugüne kadar asker ve güvenlik güçlerinin gösterdiği çabalar başarılı olmuştur. Bölgede uygulanan olağanüstü hal bölge uygulaması ise, birçok eleştiriyi de beraberinde getirmiştir; uygulamanın içinde olan bazı illerimizi de sosyoekonomik açıdan büyük ölçekte sıkıntıya sokmuştur. Zaman zaman yaşanan bu olumsuzlukların sonuçları, büyük kentlere büyük göçleri yaşatmaktadır. Göçler sonucu, bölge halkı, büyük güçlüklerle elde ettiği mal, mülk ve iş açısından gerçekten sıkıntıya düşmüştür. Bölge illerindeki yatırımlar büyük oranda durmuş, mevcut yatırımlar tahribe uğramış, bütün bunların sonucu işsizlik alabildiğine artmış, bu bölgede yaklaşık 2 bin okul kapatılma noktasında kalmıştır. Hükümetlerin, bu bölgenin ve geri kalmış illerin gelişmesine yönelik sosyal, ekonomik iyileştirme paketlerinin büyük bir kısmı, ya hayata geçirilememiş ya da altyapı eksikliğinden, doğru politikalar yürütülmemesinden uygulanamamıştır. Teknik programlar ile sosyal programlar arasındaki kaçınılmaz ilişki, maalesef, gözden kaçırılmıştır.

Bütün bu olanların sonucu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden -biraz önce söylemeye çalıştığım gibi- büyük göçler yaşanmış, hatta gelişmekte olan illerde de bu göçler hızla artma noktasına gelmiştir. Ülkemizin sosyal ve ekonomik yapısındaki değişmeleri meydana getirecek bu göçler, gerçekten, yapılan bütün planlamaları altüst etmiştir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; devletin, sadece teşvik mekanizmasıyla bu bölgeyi kalkındıramayacağı, yatırımcı için önemli olan altyapı, nitelikli işgücü ve pazarlama sorununun çözülmesi gerektiği bir gerçektir. Bölgelerdeki pazar değerleri yeterince iyi kullanılamamaktadır. Üretilen ürün, pazar yetersizliği, pazar eksikliği ve ulaşım eksikliği gibi nedenlerle, bölgenin özdeğerinden çıkmasına rağmen satılamamaktadır. Devlet, pazar konusunda ve altyapı konusunda girişimciye destek olmak zorundadır. Tarımsal faaliyetlerin çeşitlendirilmesi ve bu konuda getirilen üretim teknolojilerinin geliştirilmesi, makineli tarımın giderek gelişmesi, üretimde verimi artırıcı tarımsal girdilerin kullanılması, pazara açık ekonomiye geçişin özendirilmesi, kapalı bir ekonomi ve geleneksel toplumdan daha çağdaş bir topluma ilerlenmesi gerekmektedir.

Bu bölgede, özellikle, kapsamlı ve sosyal ekonomi kalkınma planının hemen uygulanması, ülkemiz açısından yaşamsal bir önem taşımaktadır.

Doğu ve güneydoğu ile kalkınmakta olan illerimizle ilgili bu beklenti, gerçekten, insanın yaşam kavgasını verecek boyutlara gelmesi, sosyal boyutlu planların da artık hızla hayata geçirilmesine bağlıdır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; gerek doğu ve güneydoğu gerekse gelişmekte olan illerimizle ilgili bu sorunların artık beklemeye zamanı ve tahammülü kalmamıştır. Eksik, yanlış, hatalı, yetersiz önlem ve uygulamalar sonucu çözümün başka seçeneklerde aranması, çözümün çözümsüzlükle düğümlenmesi bizi bugünlere getirmiştir. Bölgede ve geri kalmış illerde sanayi işletmelerine, küçük ve orta boy işletmelere özel koşullarda teşvik ve kredi imkânı sağlanacağı konusundaki açıklamalar umut vericidir; ancak, bu işin hızlandırılarak, geçmişteki yanlışlardan ders alınarak yapılması gerçekten yararlı ve doğru çözüm olacaktır.

Bu bölgelerimizde ve özellikle geri kalmış illerimizde, hükümetlerce daha önce yapılan vaatler gibi bu girişimin de sonuçsuz kalmaması gerekmektedir. Hükümet, bu konuda gerekli önlemleri alarak verdiği sözleri tutmalıdır. Girişimcilik konusunda yapılacak çalışmalar, yeni yatırım alanları açma, mevcut istihdam olanaklarını artırma, bölge ve gelişmekte olan illerimizin sosyal değişime ayak uydurması konularına katkıda bulunacaktır. Bu yörelerin gelişimi için, gerçekten kritik bir rol oynayan yetişmiş insangücü ihtiyacının giderilmesi için mutlaka önlemler alınmalı, alınacak önlemler kesinlikle uygulanmalıdır.

Bu kanunun asıl amacı, olağanüstü hal bölgesine ve kalkınmada öncelikli yörelere vergi teşvikleri uygulamak ve yatırımlara arsa ve arazi temin etmek suretiyle, insanların yatırım ve istihdam olanaklarını artırmaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; çıkarılmak istenen yasa teklifinin -özellikle, grupların anlaştığı noktaya kadar- Devlet Planlama Teşkilatı Müşteşarlığınca belirlenen sosyoekonomik gelişmişlik düzeyinin eksi 0,5 ve daha altındaki illeri kapsaması söz konunusuydu. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak, Plan ve Bütçe Komisyonunda, bunun yanlış olacağını söyledik; hatta, Devlet Planlama Teşkilatının bu göstergelerinde 80 ile göre değil 76 ile göre dağılım yapıldığını, oysa, bunun 80 il bazında alınmasının daha doğru, daha kalıcı bir yaklaşım olacağını söyledik; ama, gelinen noktada, özellikle, grupların anlaştığı metinde, bu bizim söylediğimiz bağlamda mutabakat sağlanması, hiç olmazsa, sorunun bu anlamda çözümüne bir katkı sağlayacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 1982 Anayasasının "Planlama" başlıklı 166 ncı maddesinde, ekonomik, kültürel ve sosyal kalkınmayı sağlamanın, özellikle, sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu bir biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamanın, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmanın, devletin temel görevi olduğu belirtilmiştir; ancak, ülkemizde, sanayi ve tarımın yurt genelinde uyumlu ve dengeli bir şekilde dağılmamış olması, başta terör olmak üzere, çeşitli ekonomik ve sosyal sorunun kaynağını oluşturmaktadır. Bugüne kadar çeşitli hükümetlerce uygulanan politikalar sonucunda, bu Anayasa hükmünün uygulanmadığı görülmüş, çeşitli yasalarla bu eşitlik sağlanmaya çalışılmıştır.

Gerek 4325 sayılı Yasayla gerekse bu kanun teklifindeki ek maddeyle getirilen, özünde, olağanüstü hal bölgesinde bulunan iller ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi düşük olan yöreler ile ülkenin diğer bölgelerindeki gelişmişlik farkını ortadan kaldırarak, bu fırsat eşitliğinin yaratılmasını sağlamaktır. Görülen odur ki, yasanın temel çıkış noktası ile bugün gelinen nokta arasında gerçekten ilginçlikler vardır. Gerek Anasol-D Hükümetinin politika uygulamaları gerekse yürürlüğe giren 4325 sayılı Yasanın sonucunda, Doğu, Güneydoğu Anadolu ve geri kalmış illerimizde ciddî anlamda bir yatırım gerçekleşememiştir. Gerek Hükümet kanadından Devlet Bakanı Sayın Salih Yıldırım'ın gerekse doğu ve güneydoğulu işadamlarının açıklamaları, beklenen bu yatırımların gerçekleşmediğini ve bu söylediklerimizi doğrular noktadadır.

4325 sayılı Yasanın çıkma aşamasında -bu tasarıyla ilgili verilen çeşitli önergelerde görüleceği gibi- her ilin milletvekili, doğal olarak, kendi illerinin de bu yasa kapsamına alınması için çeşitli önergeler vermişlerdir. Özünde, bu, yanlış bir girişim değildir. Yalnız, yasa öyle hale getirilmiştir ki, şehirler arasında çatışmalara, küskünlüklere neden olacak boyutlara ulaşmıştır. Örneğin, Ordu İli ile Giresun İli arasındaki küskünlükler sonucunda, Giresun İlinin Ordu İline göre daha dezavantajlı duruma düşmesine neden olabilecek bir yasa niteliğine dönüşmüştür.

Bütün bu olanların önlenmesi, doğru bir politikayla en iyi ve en doğrunun yapılabilmesi için, kalkınmada öncelikli yörelerin tespitinin il bazında değil, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ilçe bazında olması gerekmektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, doğu ve güneydoğunun kalkınmasında ve geri kalmış illerde gerçek anlamda uygulanabilir politikaların, bölgesel kalkınma planını gerçekleştirerek, yasayla kurulmuş, yerinden yönetim esasına dayanan kurumsal bir yapıyla mümkün olabileceğini söylüyoruz. Çıkarılan teşvik ve tebliğlerin Ankara merkezli uygulaması, bugüne kadar başarılı olamamıştır. Bölgesel, ekonomik ve sosyal kalkınma planı, öncelikle bölge halkında umut yaratacak, sonra elde edilecek başarılarla oluşacak güven ve işbirliği ortamı sayesinde, terörle mücadele ve işsizliğin çözümüne en büyük katkıyı sağlayacaktır.

Bölgesel kalkınma planlarının etkin, tutarlı ve eşgüdümlü olarak uygulanmasını sağlamak amacıyla, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ekonomik kalkınma kurumu türü kurumlar oluşturulmalıdır. Uzun vadeli bölgesel kalkınma planları ve yıllık programlar çerçevesinde bölgede hızla kalkınmayı sağlayabilmek amacıyla, gerekli tarım, hayvancılık, ulaşım, iletişim, turizm, inşaat, altyapı gibi kamu hizmetlerinin sosyokültürel ve teknolojik çalışmalarının yapılması, bu çalışmaların yönlendirilerek koordine edilmesi ve uygulanabilirliğinin sağlanması gerekmektedir.

Uzun dönemde, bölge insanının kendilerinin kuracakları işletmeler, bölgenin gelişimine, bölgenin girişimcilik potansiyelinin yine kendi içinde değerlendirilmesine ve batıya göçün azaltılmasına katkıda bulunacaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bölgede kalkınmanın, gerçekçi ekonomik modellerin uygulanmasıyla mümkün olabileceğini ısrarla vurgulamak istiyoruz. Bu kalkınma modellerindeki kurumların hedeflerini kısaca sıralamak gerekirse: İhtiyaç duyulan altyapı projelerini, teşvik edilecek yatırım alanlarını ve yatırım projeleriyle özel girişimin, teknoloji, finansman ve pazar olanaklarını geliştirmek; işgücü eğitimi gibi konularda sağlanacak destek ve hizmetleri bir bütünsellik içinde ele alarak saptamak; yabancı girişimci ve yatırımcıları bölgeye yönlendirerek, gerçekten, o yörenin girişimcileriyle buluşturma noktasında bulunmak; düzenli bir sanayileşmeyi gerçekleştirmek amacıyla organize sanayi bölgeleri, küçük sanayi siteleri, iş merkezleri oluşturmak, bunları yatırımcılara satmak veya kiralamak; geri kalmış yörelerde ekonomik ve sosyal atılımı başlatmak amacıyla insanları üretime yöneltecek, gelirlerini artıracak, yaşam düzeylerini yükseltecek, eğitim, sağlık ve konut ihtiyaçlarını karşılayan çağdaş bir altyapıdan yararlanımı sağlayacak kırsal ve kentsel gelişmeye yönelik projeleri desteklemek gibi hedeflere sahip olmalıdır.

Bunun dışında, bu kurumlar, çok geniş idarî ve malî yetkilerle donatılmalı, yerinden yönetim ilkesine göre çalışılmalıdır.

Bu kurumlar, özel idareler, belediyeler, sendikalar, sanayi ve ticaret, esnaf ve meslek odalarıyla birlikte, işbirliği ve eşgüdüm içinde hizmet görmelidir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak, yukarıda özetlemeye çalıştığım anlayışın, çok yönlü strateji çerçevesinde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile geri kalmış illerimizde yaşanmakta olan sorunların topyekûn çözümüne, işsizliğin ve terörün bitirilmesine, sosyoekonomik gelişmenin sağlanmasına, bölgesel yörelerde yaşanan insan hakları uygulamasına ve sosyal barışın sağlanmasına öncülük etmeyi, sosyal demokrat kimliğin ertelenemez bir temel sorumluluk alanı olarak görmektedir. Bu getirilen teklifin, bu biçimiyle de olsa, ülkemize ve uygulanması gereken illerimiz kapsamında olumlu bir anlayış getireceği inancıyla, Grubum ve şahsım adına sizleri saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Develi.

Şimdi, Sayın Komisyon ve Hükümete soruyorum: Burada gruplarla anlaşılarak yeni önergeler veriliyor; ben, bu önergeleri işleme koymam... Bakın, sıkıntı çekiyorum; Hükümet ya da Komisyon geri çeksin bu metni, yeniden anlaşarak, getirsin...

MEMDUH BÜYÜKKILIÇ (Kayseri) – Bravo!..

BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum; bizi getirip de... Mademki, böyle yeni yeni metinler getiriyorsunuz, o zaman, müzakere konusu edilen bu teklif üzerinde... Demek ki tamamen değiştiriyorsunuz; o zaman, Hükümet veya Komisyon bunu geri çeksin, biz de zamanımızı boşuna...

HACI FİLİZ (Kırıkkale) – Geri çeksinler...

DEVLET BAKANI BURHAN KARA (Giresun) – Böyle bir usul var mı Başkan!..

BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum; yani, şimdi, burada dört tane, beş tane grup başkanvekili anlaşarak yeni önergeler verirken -ben İçtüzüğe bağlıyım, bakın, onu söyleyeyim size- koymam işleme...

NACİ TERZİ (Erzincan) – Koyma...

BAŞKAN – Onun için, lütfen, Komisyon veya Hükümet bunları geri çeksin... Sonra, konu önemli bir konu; yani, Sayın Maliye Bakanı da buradayken bu konu görüşülürse, daha iyi olur.

Sayın Bakan, konuyu siz de bilirsiniz; ama, bu tekliflerin amacı nedir; işte Tunceli, Hakkâri, Gümüşhane, Van gibi Olağanüstü Hal Bölgesinde hiç yatırım olmayan illeri, Hükümet veyahut da Meclisimiz bir kanun çıkarmış, yatırım cazibe merkezi haline getirmiştir... Şimdi, siz, bunu bütün Türkiye'ye teşmil ettikten sonra, kim gider buralarda yatırım yapar arkadaşlar!..

NACİ TERZİ (Erzincan) – Tunceli'nin, Erzincan'dan ne farkı var Sayın Başkan!

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Erzincan da geri kalmış, Malatya da geri kalmış...

DEVLET BAKANI BURHAN KARA (Giresun) – Sayın Başkan, onun yorumu size düşmez!..

BAŞKAN – Efendim; ama, hayır, yani; ben bunu da söylüyorum.

Şimdi, Sayın Komisyon ve Hükümete soruyorum...

Sayın Bakan siz, bu konuda burada konuşmak isterseniz...

Hükümete söz vereyim.

Sayın Bakan, oradan konuşabilirsiniz veya buyurun kürsüden konuşun.

ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat ) – Sayın Başkan, bir şey söyleyebilir miyim?

BAŞKAN – Buyurun.

ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat ) – Sayın Başkan, 4325 sayılı Kanunda, genel olarak 1995'te ve 1996'da KOBİ'lerle ilgili çıkan ve Türkiye'nin genelini gözeten bir uygulamaya ters düşen büyük aykırılıklar vardı. Bu kanunun, hak, adalet üzere olması ve özellikle, bugün fevkalade müşkül durumda bulunan küçük ve orta boy işletmelerin ayakta kalabilmelerini sağlamak için Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan 20'yi geçkin arkadaşımız -bendeniz de dahil- illerimiz hakkında yasa teklifi vermiştik. Bu tekliflerimiz, Plan ve Bütçe Komisyonunda uzun şekilde müzakere edildi, bir şekle bağlandı; bundan evvel temmuzda ve yeni yasama döneminde beş defa yüce huzura geldi, değerli komisyonumuzun iştirak etmemesiyle bugüne kadar süreç uzadı; bugün son noktaya geldi.

Önümüzde bütçe müzakereleri başlayacak; Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma günü, 8 tamgün; arkasından, seçim gelecek; bütün Anadolu, küçük ve orta boy işletmeleri, biraz evvel verilen önerge ve tekliflerin bugünkü durumu itibariyle muhtelif basamakları ve kademeleri de göz önüne alarak bu yasa tekliflerimizi bekliyor. Eğer, Hükümet ve değerli komisyonumuz, bu yasa tekliflerini geri çekerse, çok açıklıkla söylüyorum -ki, çok iyi, iyinin düşmanıdır- belirli bir seviyede çıkması, aşağı yukarı bütün gruplarca kararlaştırılmış bulunan bu yasa tekliflerinin çıkmasını imkânsız hale getirecektir.

BAŞKAN – Tamam, peki efendim, Hükümete söz vereyim; teşekkür ederim.

ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat) – Değerli Başkanım, bu söylediklerimizin nazarı itibara alınmasını, zatıâlinize, Komisyonumuza ve Hükümetimize arz ediyorum.

BAŞKAN – Hükümet bir konuşsun da...

Buyurun Sayın Bakanım.

MİLLî EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Sayın Başkan, şimdi izleyebildiğim kadarıyla, bir, önce verilmiş önergeler var, daha sonra da eklenen önergeler var. O nedenle, görüşmelerin seyredeceği konuda bir fikir beyan edebilmem için, acaba, bir yarım saat ara verebilir miyiz. (ANAP ve DSP sıralarından "Doğrudur" sesleri)

BAŞKAN – Olur efendim.

Yalnız, bakın, ben şunu söyleyeyim: Ben, yeni madde ilavesine ilişkin önergeleri işleme koymayacağım.

AHMET CEMİL TUNÇ (Elazığ) – Sayın Başkan...

NACİ TERZİ (Erzincan) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Bir dakika efendim...

Şimdi Sayın Erek diyor ki, tamam, komisyonlarda bu müzakere edilmiş. Peki, komisyonlarda son halini almışsa, bakın, işte dört grup başkanvekili arkadaşımız yeni metinler getiriyor. Yani, eğer, bu iş, buradaki Komisyonda sağlıklı müzakere edilmişse, o zaman, dört grup başkanvekili arkadaşımız, maddeleri, teklifi veya tasarıyı yeniden değiştirecek şekilde, niye yeni metinler getiriyorlar? Peki, o zaman, Sayın Bakan...

AHMET CEMİL TUNÇ (Elazığ) – Sayın Başkan, şu anda grupların üzerinde anlaşmış olduğu önergenin mahiyetinin aynısı bir önerge zaten var. Eğer, bütün gruplar uygun görürlerse, şu anda üzerinde anlaşılan önergeyle aynı mahiyette önerge var zaten.

BAŞKAN – Hayır efendim... Konu, anlaşıp anlaşmama meselesi değil, biz, İçtüzüğe bağlıyız; İçtüzüğe aykırı önergeyi işleme koymam.

AHMET CEMİL TUNÇ (Elazığ) – Efendim, zaten var... Daha önce, dört ay önce verilmiş, aynı mahiyette önerge var.

BAŞKAN – Canım, sizin verdiğiniz önerge İçtüzüğe nerede uygun ki yani... Gruplara, ben ona aykırı demedim ki... Aynı önerge varsa, o da aykırıdır.

Sayın Bakan, ne kadar süre ara verelim?

MİLLî EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – 1 saat...

DEVLET BAKANI BURHAN KARA (Giresun) – Yarım saat ara verin Sayın Başkan.

BAŞKAN – 1 saat ara istiyorsunuz; peki efendim.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Ara verin Sayın Başkan...

NACİ TERZİ (Elazığ) – Ara vermeyin Sayın Başkan.

ÖMER NAİMİ BARIM (Elazığ) – Ara verme, devam et...

TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Efendim...

TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) – Sayın Başkanım, bu kanun teklifi, üçüncü defadır Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülüyor. Defaaten, aynı şartlarda sıkıntılar oldu ve bu kanun teklifinin, adı geçen iller nezdinde kapsaması imkânı olmadı.

UĞUR AKSÖZ (Adana) – Bu tartışmalar bitmez, yarım saat ara verin...

BAŞKAN – Efendim, zaten, Sayın Hükümet de ayrıldı.

Şimdi, birleşime 1 saat ara veriyorum.

Kapanma Saati : 17.08

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 18.10

BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ

KÂTİP ÜYELER : Abdulhaluk MUTLU (Bitlis), Levent MISTIKOĞLU (Hatay)

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 15 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Sayın milletvekilleri, çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

IV. —KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

5. —Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Giresun Milletvekili Turhan Alçelik ve 5 Arkadaşının, Erzincan Milletvekilleri Tevhit Karakaya ile Naci Terzi’nin, Erzurum Milletvekili İsmail Köse ile Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu’nun, Elazığ Milletvekili M.Cihan Paçacı’nın, Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Bayburt Milletvekili Ülkü Güney, Demokratik Sol Parti Grup Başkanvekili Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve Şırnak Milletvekili M. Salih Yıldırım’ın, Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Bolu Milletvekili Necmi Hoşver’in, Kastamonu Milletvekili Nurhan Tekinel ile Haluk Yıldız’ın, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır’ın, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ali Topuz ve 7 Arkadaşının, Aksaray Milletvekili Nevzat Köse’nin, Elazığ Milletvekilleri AhmetCemil Tunç, Ömer Naimi Barım ve Hasan Belhan’ın, Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Kastamonu Milletvekilleri Hadi Dilekçi ile Fethi Acar’ın, Zonguldak Milletvekili Ömer Barutçu’nun, Tokat Milletvekili Ali Şevki Erek ve 3 Arkadaşının, Sakarya Milletvekili Ertuğrul Eryılmaz’ın, Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan’ın, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Samsun Milletvekili Nafiz Kurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Niğde Milletvekili Akın Gönen’in, Niğde Milletvekili Doğan Baran’ın, Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz ve 4 Arkadaşının, Samsun Milletvekili Latif Öztek ve 2 Arkadaşının, Kütahya Milletvekili İsmail Karakuyu’nun, Çorum Milletvekili Yasin Hatiboğlu’nun, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya ve 17 Arkadaşının, Kilis Milletvekili Mustafa Kemal Ateş ve 13 Arkadaşının, Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, ve Çankırı Milletvekili İsmail Coşar’ın; Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/1038, 2/1044, 2/1046, 2/1054, 2/1056, 2/1077, 2/1081, 2/1082, 2/1083, 2/1084, 2/1085, 2/1086, 2/1087, 2/1091, 2/1092, 2/1093, 2/1094, 2/1097, 2/1099, 2/1100, 2/1101, 2/1102, 2/1103, 2/1105, 2/1106, 2/1108, 2/1109, 2/1117, 2/1127, 2/1130, 2/1146, 2/1147, 2/1165, 2/1168) (S. Sayısı :663) (Devam)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.

663 sıra sayılı Yasa Teklifi üzerindeki müzakerelere devam ediyoruz.

Daha önce Sayın Bakan, önergeler nedeniyle bir saat ara verilmesini teklif etmişti. Sayın Bakan, şimdi, bir açıklama yapmak için söz istiyor, kendilerine, Hükümet adına söz veriyorum.

Buyurun Sayın Bakan, süreniz 20 dakika efendim.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli üyeler; görüşmekte olduğumuz teklifler konusundaki sağlıklı değerlendirmeleri yapabilmemiz için, ben, bugüne gelişimizi ve bu tekliflerin içerdiği esas 4325 sayılı Yasayı niye çıkardık; bu yasayla neyi hedeflemiştik; onlar üzerinde kısaca hafızalarımızı tazelemek istiyorum:

Hatırlayacağınız üzere, olağanüstü hal bölgesinde, devletimiz ve güvenlik güçlerimiz, terörle mücadelede başarılı bir noktaya gelmiş ve terör önlenmiştir. Bu durumda, haklı olarak, hepimiz, terörün bittiği yerde, oradaki ekonomik yatırımların canlandırılabilmesi için, artık, devletimizin imkânlarının olağanüstü hal bölgesindeki illere taşınarak, ekonomik farklılığın ortadan kaldırılması için müştereken mutabakata vardık ve bu anlayışla 4325 sayılı Yasayı çıkardık ve olağanüstü hale dahil 11 ili esas aldık ve buna ek olarak da Bakanlar Kuruluna verilen yetkiyle 11 il daha bu kapsamda değerlendirilebilir mutabakatına vardık. Buradaki temel hedefimiz, tamamen bölgede yeniden istihdamın yaratılması, bölge ekonomisinin canlanması ve insanlarımıza iş imkânlarının getirilebilmesiydi.

Bu şekilde yaptığımız çalışmalar sonucunda -hepinizin de hatırlayacağı üzere- uygulamaya girdiğimiz vakit karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi şu oldu: Aldığımız önlemler sadece yeni başlayacak yatırımları ilgilendiriyordu; ancak, bölgede, daha önce, cesaretle, kararlılıkla gidip, yatırım yapmış vatandaşlarımız vardı. Onların karşılaştığı ekonomik dezavantajı ortadan kaldırabilmek için, yine kanunda verilen yetki çerçevesinde, halen bu boyutta olan ve daha önceden yatırım yapmış olanlara belirli kolaylıkları getiren ilave bir düzenleme yaptık ve böylece, bölge içerisindeki dengesizliği ortadan kaldıran bir düzenlemeyi getirdik.

Şimdi, tabiatıyla, bu uygulamadan sonra, bugün müzakeresine başladığımız teklifler, 22 ile özel olarak düşündüğümüzü, o bölgenin ekonomisini canlandırmaya yönelik kapsamı çok daha genişleten ve yaklaşık 52 ile çıkaran bir boyuta ulaştırmaktadır. Tabiatıyla, böyle olduğu vakit, bu, ülkemizin imkânları çerçevesinde bölgede yapılacak yatırımları da olumsuz yönde etkileyecektir. Neden; çünkü, diğer koyacağımız illerin göreceli olarak ekonomik avantajlarının oluşması. Neden; mesafeden, yani, taşıma giderlerinin daha düşük olmasından veya işgücü niteliğindeki farklılıklardan dolayı bölgeye yönelik yatırımların, başlangıçta 4325 sayılı Yasayı çıkarırken düşündüğümüzle aynı oranda gitmemesine yol açabiliriz. İşte bu bakımdan, bütün bunlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, başlangıçta 4325 sayılı Yasayla şekillendirdiğimiz boyutu, çok daha ötelere götüren bir kapsama getirmektedir. Aynı zamanda, bu kapsamı genişlettiğimiz vakit, nasıl, 11 artı 11 ilimizde mevcut yeni yatırımlara uygulayacağımız kuralları, halen faaliyette bulunan kuruluşlara da uygulama zorunluluğunda kaldıysak göreceli olarak daha düşük oranlarda; bunun benzerini yeni kapsama dahil edilecek illerde de yaşama durumuna gelebiliriz.

İşte, bu nedenle, biraz evvel, müzakerelere ara vermeden önce, ulaştığımız boyutta, aşağı yukarı 52 ile varan ve hatta onu da zorlayan yeni yeni önergelerle, 4325 sayılı Yasanın bölgeye götüreceği istihdam olanaklarını, ekonomik olanakları ciddî şekilde olumsuz etkileme ihtimali belirmiştir. İşte, bütün bu hususların Yüce Meclisce değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.

Bunun yanında, bir hususun daha altını çizmek istiyorum: Hatırlayacağınız üzere, ülkemiz genelinde ekonomik yatırımların teşviki için vergi yasasında yaptığımız düzenlemeler var. Hatırlayacağınız üzere, tüm vergilerde ciddî, olumlu etki yaratacak boyutta vergi indirimi yapılmıştır. Buna ek olarak, hayat standardı gibi bir uygulama ortadan kaldırılmak suretiyle, küçük girişimci ve esnafı rahatlatacak önlemler alınmıştır. Hatta diğer önlemleri, vergi yasasıyla gelenleri ifade etmiyorum değerli vakitlerinizi almamak için. Dolayısıyla, vergi yasasını çıkarıp da, tüm Türkiye genelinde son derece olumlu bir yatırım atmosferi yarattığımız bir ortamda, 4325'in de getirdiği, sadece, kritik 22 ilimizin istenilen boyutta hepimizin, yani, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bünyesinde bulunan tüm siyasî partilerin gönlünde yattığı şekilde bu getirilen imkânlardan yararlanabilmesini yoğun ve kısa sürede gerçekleştirebilmemiz bakımından, bütün bunları zannediyorum, Yüce Heyetiniz nazarı itibara almak durumundadır.

O nedenle, önergelerin bu kadar yoğunlaştığı bir boyutta, zannediyorum, grupların meseleyi tekrar tezekkür etmelerinde ve konuyu daha sağlıklı müzakereleri sürdürebileceğimiz bir ortama götürmelerinde sayısız faydalar olduğunu takdirlerinize sunuyor, saygılar sunuyorum. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Şahsı adına Sayın Hasan Çağlayan?.. Yok.

Sayın Turhan Alçelik?.. Burada.

Buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Alçelik, süreniz 10 dakika efendim.

TURHAN ALÇELİK (Giresun) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 21 Ocak 1998 tarihinde çıkan 4325 sayılı Teşvik Kanunu ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifleriyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu kanun çıkarken, olağanüstü hal bölgesindeki ve kalkınmada öncelikli yörelerdeki illerimize birtakım ek imkânlar sağlamak suretiyle, hem o bölgelerimizin gelişmesini sağlamak hem de işsizliğe bir çözüm bulmak, yani, istihdam yaratmak amacı güdülmüştür. Dolayısıyla, fakir olan yörelerimize bir katkı amacıyla bu kanun çıkarılmıştır; ancak, kanun çıkarılırken yapılan görüşmelerde -hatırlanacağı üzere- kalkınmada öncelikli yörelerin tamamındaki illerimizde bu kanun kapsamına girme arzusu doğmuştur; bundan daha tabiî bir arzu, istek olamazdı.

Öyle ki, on yıllık görev süremin nerede ise tamamı Doğu ve Güneydoğu illerinde geçti, daha sonra Batıda görev yaptım. İlk görev yerim de, Sayın Başkanımızın memleketi olan Tunceli'dir. 1983-1986 yıllarında Tunceli'de görev yaptım; Şanlıurfa'da, Sıvas'ta, Gaziantep'te görevlerde bulundum. Buradan samimî bir ifadede bulunmak istiyorum; bundan 15 yıl önce Tunceli'deki imkânlar neyse, Nazımiye'deki, Mazgirt'teki, Pülümür'deki, Ovacık'taki sıkıntılar neyse; temsilcisi olarak bulunduğum Karadeniz'de, sahil şeridinden 2 kilometre içeriye girdiğiniz zaman da aynı şartlarla, hatta daha kötü şartlarla karşılaşıyorsunuz. O kadar ki, sahilden 2 kilometre içeriye girdiğiniz zaman, bazı yerlere ancak traktörle ulaşabiliyorsunuz. Köy yollarımızın neredeyse yüzde 95'i, 98'i, yerine göre yüzde 99'u asfaltsız.

Dolayısıyla, aynı sıkıntılar Karadeniz Bölgesi için de geçerli. O kadar ki, yapılan son nüfus sayımında, Karadeniz şeridinin tamamında, nüfus, neredeyse yüzde 10'a yakın azaldı, milletvekili sayıları düştü. Öyleyse, Karadeniz'deki illerimiz de, kalkınmada öncelikli yörelerin tamamıyla beraber, bu haklardan istifade etmek istiyor.

Bir hususu arz etmek istiyorum; şu anda kanun kapsamında 22 il var. Bu 22 ilden sadece 11'i, benim bölgemden, benim ilimden daha fakir. Diğer 11 il, gayrî sâfi yurtiçi hâsıla açısından daha iyi durumda. Öyleyse, Giresun başta olmak üzere, tüm Karadeniz Bölgesi illerimizi ve kalkınmada öncelikli yörelerimizi de, değişik kademelerle, bu haklardan istifa ettirmekten daha tabiî bir şey olamaz.

Bir misal olsun diye arz etmek istiyorum: 21 Ocakta çıkarılan bu kanun kapsamına giren tek Karadeniz ilimiz Ordu'dur. Biz, bundan dolayı mutluluk duyuyoruz; ancak, Ordu İlinin gayri safî yurtiçi hâsılası 1 340 dolar iken, bu rakam Giresun İlimizde, maalesef, 1 218 dolar; yani, Karadeniz'in en fakir ili bu kanun kapsamına giremiyor. Burada yapacağımız çalışmalar, işte bu haksıklıkların giderilmesinde, zannediyorum, bir katkı olacak, bir vesile olacak. Bu bakımdan, tüm geri kalmış yörelerimiz açısından, bu kanun teklifinin desteklenmesinin son derece faydalı olacağına inanıyoruz.

Tabiî, burada, bir hususu belirtmekte fayda var: Devlet Planlama Teşkilatı ve Devlet İstatistik Enstitüsünün hazırlıklarındaki yanlışın, mutlaka düzeltilmesi lazım. Öyle ki, 8 milyon fındık üreticisini ilgilendiren tüm paralar Fiskobirlik Genel Müdürlüğü vasıtasıyla aktarıldığı için, bu paraların ancak yüzde 10'u Giresun'da kaldığı halde, tüm para Giresun'un geliri gibi gözüküyor. Bu, diğer iller için de, bu sıkıntıyı yaşayan iller için de geçerli. Öyleyse, DPT'nin ve Devlet İstatistik Enstitüsünün, bu konudaki hesaplama hatalarını da veya bu konudaki düzenlemeleri de düzeltmesinde fayda olur kanaatindeyim.

Değerli arkadaşlar, görüşülen bu kanun teklifi, tekrar ifade etmek istiyorum ki, fakir olan illerimize birer katkıdan ibaret. Bu katkıyı, Meclisimizin sağlayacağı inancıyla, hepinize saygılar sunuyor ve teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Alçelik.

Şahsı adına, Sayın Mustafa Yıldız.

ALİ TOPUZ (İstanbul) – Tümü üzerinde benim bir talebim var.

BAŞKAN – Efendim, ikinci konuşma sırası Sayın Yıldız'ın.

MUSTAFA YILDIZ (Erzincan) – Sayın Başkan, söz hakkımı Ali Topuz'a devrediyorum.

BAŞKAN – Peki.

Sayın Topuz, o zaman, söz hakkı sizin; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika Sayın Topuz.

ALİ TOPUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle değiştirilmesi istenen yasa -biraz evvel Sayın Bakanımızın da ifade ettiği gibi- Hükümet tarafından ilk getirildiği biçimiyle, 11 ilimizi kapsamaktaydı. Komisyondaki müzakereler sırasında, Genel Kurulda ortaya çıkan tartışmalar da dikkate alınarak, tekrar, komisyonda değerlendirilerek 22 ilimizi kapsayacak hale getirilmişti. Ancak, ortaya çıkan bu durum, çok ciddî tartışmaları beraberinde getirmiştir; çünkü, kanunun esas dayanağını teşkil eden illeri belirleme yöntemi için kullanılan kriterler, hem adaletli değildi hem gerçekçi değildi. Kullanılan kriterlerden bir tanesi, gayri safî millî hâsılanın fert başına düşen miktarıyla ilgili olarak illeri değerlendirmekten kaynaklanıyordu. Biraz evvel de ifade edildiği gibi, vatandaşın gelişmesine ve kalkınmasına doğrudan hiçbir katkısı olmayan birkısım kamu kurumlarının veya malları başka yerlerde değerlendirilen birkısım özel sektör girişimlerinin ekonomik değerleri de o ilin ekonomik üretiminin içinde değerlendiriliyor ve nüfusa bölündüğü zaman, örneğin Kocaeli, fert başına 8 900 dolar civarında bir millî gelirle birinci sıraya geliyordu. Teknik olarak da bunun yanlış olduğu sonradan anlaşıldı. O nedenle, buna dayalı bir belirlemenin yanlış olacağı, artık, kimsenin itiraz edemeyeceği bir açıklık kazanmıştır.

İkinci konu, Devlet Planma Teşkilatının her yıl yapmakta olduğu gelişmişlik derecesini belirleyen araştırma ve ona dayalı sıralamadır. Bunun, gerçeklere daha uygun bir baz olduğu, teknik olarak da herkes tarafından kabul edilen bir noktaya geldiğidir. Ama, söz konusu olan şey, acaba bu gelişmişlik derecesine bakarak hangi noktadan daha az aşağı gelişmişlik durumunda olan illeri bu kapsama alalım, ayırım çizgisi hangi düzeyde olsun; tartışma burada başladı.

Yürürlükte olan yasada bu, -0,5 ve daha aşağıda olan gelişmişlik düzeylerini içeriyordu. Peki, bunun gerekçesi ne idi, -0,5 neyi ifade ediyor, -0.5 böyle bir ayırım yapmak için haklı bir çizgi midir? Tartışılırken görüldü ki, bu bir haklı çizgi değil; çünkü bu araştırma, gelişmekte olan illeri, hiç gelişmeyen illeri veya geriye giden illeri belirten bir araştırma. Eğer, siz, ülkede topyekûn bir kalkınma, Anayasanın eşitlik ilkesine dayalı bir kalkınma öngörüyorsanız, o zaman şuraya kadar geriye giden illeri kalkındırma sorumluluğumuz yoktur, şundan sonra geriye giden illeri kalkındıralım diye kendinize göre sübjektif bir değerlendirme yapamazsınız. Hakkaniyete aykırı olur, adalete uymaz, Anayasaya uymaz. O nedenle, gruplar arasında, beş grubun temsilcileri arasında bu konuda bir mutabakat hâsıl oldu bugün; tekrar konuşularak, bunu başka bir yere taşıma imkânı da yoktur.

Şimdi, efendim, böyle bir mutabakat 52 tane ile genişletti bu işi, o halde bundan vazgeçelim, bunu diyemezsiniz; çünkü, siz, devletin kasasından, Hazinesinden birkısım imkânları alalım, şu kadar imkânımız var, bunu şu kadar yere dağıtalım demiyorsunuz. Öyle olsa, daha çoğuna dağıttığımız için daha az gidecek her ile, bunun bir faydası olmaz diyebilirdiniz. Konu o değil; konu, özellikle büyük ağırlığıyla, yeni girişimleri teşvik etmeye dönük ve bundan sonra oluşacak gelirlere dönük bir düzenleme.

Peki, bu Mecliste, Ford Fabrikası Türkiye'de otomobil üretecek, bütün dünyaya satacak, ihracatı teşvik edecek, istihdam yaratacak, o halde, buna yüzde 200 oranında teşvik verelim, vergi indirimi verelim, yatırımın iki katı kadar kazanıncaya kadar hiç vergi vermesin derken, hangi gerekçeyi ileri sürüyordunuz; diyordunuz ki; istihdam alanı açacağız, yeni imkânlar yaratacağız, biz, cebimizde var olan şeyden bir şey vermiyoruz. Ee, bunu getiren teklifin arkasındaki mantığı bu olaya döndürecek olursak, bu beş grubun mutabık kaldığı teklife karşı koymak için, insanın yüreğinin sızlaması gerekir, vicdanının sızlaması gerekir.

Siz, aynı ekonomik gelişmişlik düzeyinde olan illerden birini, ikisini ayırıp, ötekilere verelim, bunlara vermeyelim dediğiniz zaman, ortaya çıkacak çelişkiyi nasıl çözeceksiniz, vicdanınıza nasıl sığdıracaksınız bunu?!

Bu düzenleme, gerçi, 52 ili kapsayacak bir genişliğe taşınmak istenmektedir; ama, aslında, 22 ile ilave, onu 39'a taşıyan 17 il ilavesi, 39 il bu işin ağırlığını taşımaktadır. Bu 39 il, halen, kanunun öngördüğü teşviklerin tamamını alabilecek biçimde düzenlenmiştir; ama, bunun dışında kalan illeri de, gelişmişlik düzeyine paralel olarak 13 ili de bu kapsam içine alarak, yapılan teşviklerin süresini daha kısa tutarak, teşviğin oranlarını daha düşük kullanarak, böylece, bölgeler arasındaki dengesizliği gidermeye dönük, adaletli bir sonuca ulaşmak amaçlanmıştır.

Şimdi, eğer Yüce Meclis isterse, elbette ki birleşime ara verilir, daha başka bir gün bu konuşulabilir, bunlar mümkündür; ama, şunu ifade etmek istiyorum ki, bunu geriye bırakmanın kazandıracağı hiçbir şey yoktur. Korkarım, bunu geriye bıraktığınız takdirde, bu konuda komisyondan çıkıp Genel Kurulun gündemine gelmiş olan teklifi bile buradan çıkarmamak gibi bir tehlikeyle karşı karşıya kalırız. Her şeyden önce, bu gecikmeyi sağlayan veya bu gecikmeye neden olan siyasî partiler, bu gecikmenin veya bu olumsuzluğun sorumluluğu altından kolay kolay kalkamazlar. O nedenle, çalışmalarımıza devam etmeliyiz. 5 parti grubunun mutabık kaldığı bir konuyu, sonradan bir parti grubumuzun mutabakattan çekilme ihtiyacını duymuş olması nedeniyle, bu mutabakatı gözardı etmemeliyiz. Meclisimizde buna benzer mutabakatlar çok ender olarak ortaya çıkmaktadır. Bu Meclis, böyle bir fırsatı değerlendirmelidir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP, ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Topuz.

Sayın milletvekilleri, teklifin tümü üzerindeki müzakereler bitmiştir.

Maddelerine geçilmesi hususunu oylarınıza sunacağım; yalnız, bir arkadaşımız karar yetersayısının aranmasını istemiştir; oylama sırasında karar yetersayısı olup olmadığını arayacağım.

TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) – Kim istedi?!

BAŞKAN – Efendim, bir arkadaşımız bu konuda bize pusula göndermiştir.

Aldığımız karar gereğince oylama 5 dakikalık süre içerisinde yapılacaktır.

Oylamayı başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Oy kullanma süresi bitmiştir.

Karar yetersayısı yoktur; birleşime 10 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati : 18.37

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 18.50

BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ

KÂTİP ÜYELER : Abdulhaluk MUTLU (Bitlis), Levent MISTIKOĞLU(Hatay)

 

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 15 inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Çalışmalarımıza devam ediyoruz.

IV. —KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

5. —Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Giresun Milletvekili Turhan Alçelik ve 5 Arkadaşının, Erzincan Milletvekilleri Tevhit Karakaya ile Naci Terzi’nin, Erzurum Milletvekili İsmail Köse ile Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu’nun, Elazığ Milletvekili M.Cihan Paçacı’nın, Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Bayburt Milletvekili Ülkü Güney, Demokratik Sol Parti Grup Başkanvekili Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve Şırnak Milletvekili M. Salih Yıldırım’ın, Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Bolu Milletvekili Necmi Hoşver’in, Kastamonu Milletvekili Nurhan Tekinel ile Haluk Yıldız’ın, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır’ın, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ali Topuz ve 7 Arkadaşının, Aksaray Milletvekili Nevzat Köse’nin, Elazığ Milletvekilleri AhmetCemil Tunç, Ömer Naimi Barım ve Hasan Belhan’ın, Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Kastamonu Milletvekilleri Hadi Dilekçi ile Fethi Acar’ın, Zonguldak Milletvekili Ömer Barutçu’nun, Tokat Milletvekili Ali Şevki Erek ve 3 Arkadaşının, Sakarya Milletvekili Ertuğrul Eryılmaz’ın, Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan’ın, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Samsun Milletvekili Nafiz Kurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Niğde Milletvekili Akın Gönen’in, Niğde Milletvekili Doğan Baran’ın, Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz ve 4 Arkadaşının, Samsun Milletvekili Latif Öztek ve 2 Arkadaşının, Kütahya Milletvekili İsmail Karakuyu’nun, Çorum Milletvekili Yasin Hatiboğlu’nun, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya ve 17 Arkadaşının, Kilis Milletvekili Mustafa Kemal Ateş ve 13 Arkadaşının, Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, ve Çankırı Milletvekili İsmail Coşar’ın; Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/1038, 2/1044, 2/1046, 2/1054, 2/1056, 2/1077, 2/1081, 2/1082, 2/1083, 2/1084, 2/1085, 2/1086, 2/1087, 2/1091, 2/1092, 2/1093, 2/1094, 2/1097, 2/1099, 2/1100, 2/1101, 2/1102, 2/1103, 2/1105, 2/1106, 2/1108, 2/1109, 2/1117, 2/1127, 2/1130, 2/1146, 2/1147, 2/1165, 2/1168) (S. Sayısı :663) (Devam)

BAŞKAN – 663 sıra sayılı yasa teklifinin tümü üzerindeki müzakereler tamamlanmıştı. Maddelere geçilmesi sırasında yapılan oylamada karar yetersayısı aranması istenmiş ve yapılan oylamada karar yetersayısı bulunamadığından, Birleşime 10 dakika ara vermiştim.

Şimdi, yeniden elektronik cihazla oylama yapacağım ve karar yetersayısını arayacağım.

Oylama süresi 5 dakikadır.

Oylamaya başlıyoruz:

(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)

BAŞKAN – Oylama sırasında vekâleten oy kullanmak isteyen Sayın Bakanlar varsa, kimin yerine oy kullanacaklarını belirtsinler.

Demin de belirtmiştim, 36 Sayın Bakanımız var; yalnız, Sayın Eyüp Aşık'ın yerine atama yapıldı mı yapılmadı mı bilmiyorum. Anasayanın 113 üncü maddesinin son fıkrasına göre, 15 gün içinde doldurma zorunluluğu var; ama, bizim, Meclis olarak daha bir haberimiz yok, bir ay geçti...

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Sayın Başkan, devlet bakanları için öyle bir şey yok.

BAŞKAN – Olur mu?! Aç, Anayasayı oku; boşalan bir bakanlık 15 günden fazla boş tutulamaz deniliyor.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Devlet bakanları için öyle bir konu yok. (ANAP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Olur mu canım...

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Devlet bakanları için yok.

BAŞKAN – Hayır...

Şimdi, Tekel kim tarafından idare ediliyor, biz, milletvekilleri olarak bilmek zorundayız.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Anayasayı öğren. Devlet bakanları için yok.

BAŞKAN – Tekel kime bağlı onu öğrenmek istiyoruz; Devlet Bakanlığı boş.

TURHAN GÜVEN (İçel) – 36 oy saymıyorsunuz değil mi bakanları?

BAŞKAN – Tabiî, vekâleten oy kullanmak üzere pusula gönderenler... Burada şu anda 5 tane bakan var. Ben ona dikkat ederim, merak etmeyin.

(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, oy kullanma süresi bitmiştir.

Karar yetersayısı yeniden bulunamamıştır.

YAVUZ KÖYMEN (Giresun) – Sayın Başkan, ben oy kullanamadım efendim.

BAŞKAN – Gerçi, siz de kullansanız fark etmiyor; çok fark var.

Zaten, bundan önceki uygulamalarımızda, oy kullanma süresi içerisinde oyunu kullanma imkânı bulamayan sayın milletvekillerinin Divana haber vermesi lazım demiştik. Süre geçtikten sonraki haber vermeleri muteber kabul etmiyoruz.

İsterseniz, oylama sonuçlanıncaya kadar çalışma süresini uzatalım. Başkanlık Divanı olarak bundan önce aldığımız karar, karar yetersayısı bulunamadığı hallerde, üç defa karar yetersayısının aranması ve üçüncü defa karar yetersayısı bulunamazsa birleşimin kapatılması şeklindedir. Uygun görürseniz bu metodu yine uygulayalım.

TURHAN GÜVEN (İçel) – 5 dakika ara verelim efendim.

BAŞKAN – Evet, 5 dakika ara verelim. Ondan sonra oylama sonucunun bitimine kadar çalışma süresinin uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Birleşime, 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati : 18.56

 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 19.02

BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ

KÂTİP ÜYELER : Abdulhaluk MUTLU (Bitlis), Levent MISTIKOĞLU (Hatay)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 15 inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Sayın milletvekilleri, çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

IV. —KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

5. —Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Giresun Milletvekili Turhan Alçelik ve 5 Arkadaşının, Erzincan Milletvekilleri Tevhit Karakaya ile Naci Terzi’nin, Erzurum Milletvekili İsmail Köse ile Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu’nun, Elazığ Milletvekili M.Cihan Paçacı’nın, Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Bayburt Milletvekili Ülkü Güney, Demokratik Sol Parti Grup Başkanvekili Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve Şırnak Milletvekili M. Salih Yıldırım’ın, Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Bolu Milletvekili Necmi Hoşver’in, Kastamonu Milletvekili Nurhan Tekinel ile Haluk Yıldız’ın, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır’ın, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ali Topuz ve 7 Arkadaşının, Aksaray Milletvekili Nevzat Köse’nin, Elazığ Milletvekilleri AhmetCemil Tunç, Ömer Naimi Barım ve Hasan Belhan’ın, Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Kastamonu Milletvekilleri Hadi Dilekçi ile Fethi Acar’ın, Zonguldak Milletvekili Ömer Barutçu’nun, Tokat Milletvekili Ali Şevki Erek ve 3 Arkadaşının, Sakarya Milletvekili Ertuğrul Eryılmaz’ın, Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan’ın, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Samsun Milletvekili Nafiz Kurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Niğde Milletvekili Akın Gönen’in, Niğde Milletvekili Doğan Baran’ın, Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz ve 4 Arkadaşının, Samsun Milletvekili Latif Öztek ve 2 Arkadaşının, Kütahya Milletvekili İsmail Karakuyu’nun, Çorum Milletvekili Yasin Hatiboğlu’nun, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya ve 17 Arkadaşının, Kilis Milletvekili Mustafa Kemal Ateş ve 13 Arkadaşının, Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, ve Çankırı Milletvekili İsmail Coşar’ın; Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/1038, 2/1044, 2/1046, 2/1054, 2/1056, 2/1077, 2/1081, 2/1082, 2/1083, 2/1084, 2/1085, 2/1086, 2/1087, 2/1091, 2/1092, 2/1093, 2/1094, 2/1097, 2/1099, 2/1100, 2/1101, 2/1102, 2/1103, 2/1105, 2/1106, 2/1108, 2/1109, 2/1117, 2/1127, 2/1130, 2/1146, 2/1147, 2/1165, 2/1168) (S. Sayısı :663) (Devam)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.

Görüşülmekte olan 663 sıra sayılı yasa teklifinin tümü üzerindeki müzakereler tamamlanmıştı. Yasa teklifinin maddelerine geçilmesi için iki defa yapılan oylamada karar yetersayısı bulunamamıştı.

Şimdi, yeniden oylama yapacağım ve karar yetersayısını arayacağım.

TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) – Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını isteyen arkadaşımız burada mı?

BAŞKAN – Arkadaşımızın burada kâğıdı var efendim.

AHMET İYİMAYA (Amasya) – Açıklama zorunluluğunuz yok efendim.

BAŞKAN – 5 dakikalık oylama süresini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Evet, oy kullanma süresi bitti ve yapılan bu oylamada da karar yetersayısı bulunamadı.

ERGUN ÖZDEMİR (Giresun) – Sayın Başkan, ben oyumu kullandım ve kabul yönünde kullandım.

BAŞKAN – Tabiî, tabiî, Sayın Özdemir, kullandınız efendim.

Efendim, daha önce aldığımız karar gereğince gece çalışmamız var. Yalnız, şu andaki karar yetersayısına baktığımızda katılım çok az.

Sayın Grup Başkanvekilleri, saat 20.00'de yine toplantıya devam edelim mi?

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Saat 20.00'de toplanalım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, bazı arkadaşlar, Başkanlık Divanı olarak bizim bu kanunun çıkmasını engelleme gibi bir niyetimizin olduğunu söylediler, biraz ihsas ediyorlar. Biz istiyoruz ki, Genel Kurul toplansın ve sabahlara kadar çalışalım. Bizim yapacağımız bir şey yok; karar yetersayısının aranması istendi, biz onu uygulamak zorundayız. Başkan olarak bağlı bir yetki içindeyiz.

MEHMET ALİ BİLİCİ (Adana) – Sayın Başkan, çalışalım.

YAVUZ KÖYMEN (Giresun) – Evet, evet Sayın Başkan.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Saat 20.00'de toplansak bile karar yetersayısının bulunamayacağı anlaşılıyor Sayın Başkan.

BAŞKAN – Evet, grupların isteklerini anlıyorum. Saat 20.00'de tekrar toplansak bile karar yetersayısının bulunamayacağı anlaşılmaktadır. Daha önce, Sayın Meclis Başkanıyla, Başkanvekilleri olarak yaptığımız bir toplantıda "eğer, yapılan üç oturumda karar yetersayısı bulunamazsa, birleşim kapatılır" diye bir karar almıştık. Böyle bir uygulamamız da var.

Bu itibarla, alınan karar gereğince, İçişleri eski Bakanı Mehmet Ağar ile Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu haklarındaki Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergeleri ve diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 10 Kasım 1998 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati : 19.10

 

V.—SORULAR VE CEVAPLAR

A)YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. —Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Körfez Savaşının Türk ekonomisine yaptığı etkilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in yazılı cevabı (7/6036)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 31.7.1998

Zeki Ünal

Karaman

1. Körfez savaşı nedeniyle 1990’dan bugüne kadar Türkiye’nin ekonomik kayıpları ne kadar olmuştur?

2. Körfez savaşında; ABD ve diğer Avrupa devletlerinin yanında yer alan Türkiye’ye bu jestinden dolayı herhangi bir ayni veya nakdî yardım yapılmış mıdır?

T.C.

Başbakanlık

Hazine Müsteşarlığı 2.11.1998

Sayı :B.02.1.HMO.0.DEİ.02.00/3000-72792

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :8.10.1998 tarih ve KAN. KAR. MD. A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/6036-14824-34297 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınızda belirtilen Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın Sayın Başbakanımıza yöneltmiş olduğu yazılı soru önergesine ilişkin olarak hazırlanan cevabi not ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinize ve gereğini müsaadelerinize saygılarımla arz ederim.

Güneş Taner

Devlet Bakanı

Körfez Krizinden Kaynaklanan Ekonomik Kayıplarımız

1990 Ağustos ayında Irak’ın Kuveyt’i işgaliyle patlak veren Körfez Krizi ve bunun sonrasında 1991 yılında Irak’a karşı uygulanmaya başlayan Birleşmiş Milletler ambargosu nedeniyle, Türkiye’nin uğradığı çok yönlü ekonomik kayıpların tespitini yapmak üzere, Dışişleri Bakanlığı koordinasyonunda ve Başbakanlık,Ulaştırma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ve Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ) yetkililerinin de katılımıyla yapılan toplantılar çerçevesinde 1996 yılı sonu itibariyle kayıplarımızı gösteren bir tablo oluşturulmuştur. Bir örneği ekte yer alan sözkonusu tablonun incelenmesinden, 1996 yılı itibariyle Körfez krizi sonucunda toplam zararımızın 28.8 milyar $ olarak hesaplandığı görülmektedir.

—İthalat ve İhracat Üzerine Etkileri :Körfez krizi sonrası Irak’ın Türkiye’nin dış ticaretindeki payı hızla düşmüş, ticarî ilişkiler geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde ve daha sonra sınır ticareti kapsamında belli bir büyüklüğe ulaşmıştır. Resmî kayıtlarda görünen ihracat rakamlarımız Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde izinle yapılan ihracat ve petrol karşılığı ihracat ile gıda tıbbî teçhizat gibi insanî nitelikteki ihracat kalemleridir.

—Sınır Ticareti :Güneydoğu Anadolu bölgemizde asayişin tesisi ile beraber Birleşmiş Milletler ambargosunun gevşetilmesi ile ticarî aktivite hız kazanmıştır. Özellikle Irak ile yapılan sınır ticareti hacim olarak büyümüş, ancak resmî kayıtlara yansıtılamamıştır.

— Boru Hattı Gelirleri ve Etkisi :Geçtiğimiz yıllarda boru hattı nedeniyle belirlenen kayıp yıllık 400 milyon ABDDoları olarak tespit edilmiştir.

—Turizm Gelirlerine Etkisi :1990 ve 1991 yıllarında turizm sektöründeki gelir kaybı sırasıyla 700 ve 1 700 milyon ABD Doları olarak gerçekleşmiştir.Aynı yıllarda turizmden elde edilen gelire bakıldığında bu değerlerin 3 225 milyon ABD doları ve 2 654 milyon ABDDoları olduğu görülmektedir.

—İşçi Gelirlerine Etkisi :1990 yılında 3 325 milyon ABDDoları olan işçi gelirleri 1991 yılında 2 901 milyon ABDDolarına düşmüştür. Görüldüğü üzere dışarıdaki ülkelerden ülkemize yapılan bu transferlerde krizin etkisi büyük olmuştur. Zira o dönemde Irak ve Kuveyt’te çok sayıda işçi çalışmakta idi.

Sağlanan Hibe ve Krediler

Körfez Krizi çerçevesinde, sağlanan hibe ve kredilere ilişkin olarak hazırlanan tablodan, 1990-1992 yıllarını kapsayan dönemde ülkemizce sağlanan hibeler toplamının yaklaşık 2.8 milyar $ olduğu, 1990-1991 dönemi itibariyle sağlanan krediler toplamının ise yaklaşık 862 milyon $ olduğu görülmektedir.

Hibelerin yıllar itibariyle bazı ülkelere göre dağılımına bakıldığında, yaklaşık olarak Kuveyt’ten 1990 yılında 300 milyon $, 1991 yılında 600 milyon $ ve 1992 yılında 300 milyon $nakit yardım sağlandığı; Suudi Arabistan’dan 1990 yılında yaklaşık 47.8 milyon $’lık nakit ve 39.3 milyon $’lık ham petrol, 1991 yılında yaklaşık 1 milyar $’lık ham petrol sağlandığı gözlenmektedir.Almanya’dan ise 1990 yılında 75 milyon $, 1991 yılında 85.3 milyon $’lık nakit hibe geliri elde edilmiştir. ABD’den de 1991 yılında toplam 249 milyon $’lık nakit yardım sağlanmıştır.

Kredilerin yıllar itibariyle bazı ülkelere göre dağılımına bakıldığında ise, Japonya’dan 1990 yılında yaklaşık 218 milyon $, 1991 yılında 387.8 milyon $, Fransa’dan 1991 yılında 25.6 milyon $, Avrupa Topluluğu Komisyonu tarafından da 230.6 milyon $ kredi sağlandığı görülmektedir.

KÖRFEZ KRİZİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİNE ETKİLERİ

(Milyon $) 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 Toplam

Taşımacılık Sektörü 580 1,120 750 690 650 650 650 5,090

A)BOTAŞ (Boru Hattı) 160 400 400 400 400 400 400 2,560

B) Taşımacılık&Haberleşme 420 720 350 290 250 250 250 2,655

II. Turizm 700 1,700 900 600 300 300 300 4,800

III. İhracat 822 965 965 1,067 1,307 1,605 1,600 8,331

IV. İthalat 860 60 — — — — — 920

V. Mühendislik Hizmetleri 420 200 200 200 200 200 200 1,620

VI. Bankacılık Sektörü 870 — — — — — — 70

VII. Merkez Bankası 70 2,370 30 30 — — — 2,500

VIII. Bölgesel Ticarî Kayıplar 250 600 400 350 200 150 150 2,100

IX. Mülteciler 100 — — – — — — 100

X. Askerî Harcamalar 330 — 100 — — 200 100 730

TOPLAM 4,202 7,015 3,345 2,937, 2,657 3,105 3,000 26,261

XI. Üretim Kayıpları — 2,500 — — — — — 2,500

(Büyüme hızında düşüş)

TOPLAM 4,202 9,515 3,345 2,937 2,657 3,105 3,000 28,761

2. —Kayseri Milletvekili Osman Çilsal’ın;

—TMO’nun Kayseri-Pınarbaşı bölgesinde yaptığı alımlara,

Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan’ın;

—Çam Balı üreticilerinin sorunlarına,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın yazılı cevabı (7/6245, 6247)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mustafa Taşar tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Osman Çilsal

Kayseri

Sorular :

1. Toprak Mahsulleri Ofisi; 1 Eylül 1998 tarihinden itibaren Kayseri Pınarbaşı bölgesinde ne kadar alım yapmıştır?

2. Bu alımlara ne kadar para ödenmiştir?

3. Parası ödenmedi ise ne zaman ödenmesi düşünülmektedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mustafa Taşar tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla. 7.10.1998

Fikret Uzunhasan

Muğla

Bilindiği gibi İlimiz Muğla’da ve Ege bölgesinin büyük bir bölümünde orman içi ve orman yanı köylerimizin önemli geçim kaynağı, çam balı üretimidir. Ancak 1998 yılı Temmuz-Ağustos aylarında hava ısısı, mevsim normallerinin çok üzerinde gerçekleştiğinden, çam ağaçlarında bulunan ve bal üretimine sebebiyet veren parazitler öldürmüştür. Bundan dolayı çam balı üreticileri perişan durumdadırlar. Ziraat Bankasından bu iş için aldıkları kredileri ödemeleri mümkün olmadığı gibi, önümüzde 1999 yılı üretim sezonu içinde yeni kredilere ihtiyaçları bulunmaktadır.

Sorular :

1. Çam balı üreticilerinin üretim için halihazır aldıkları kredilerin ertelenmesini veya geri ödemede herhangi bir kolaylık düşünmekte misiniz?

2. 1999 üretim sezonu için mağdur durumdaki çam balı üreticilerine yeni krediler vermeyi düşünmekte misiniz?

T.C.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı

Araştırma Planlama ve Koordinasyon 5.11.1998

Kurulu Başkanlığı

Sayı :KDD.S.Ö.1.01/2916

Konu :Yazılı Soru Önergesi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMM Başkanlığı Genel Sekreterliğinin 19.10.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02. 15579 sayılı yazısı.

İlgi yazı ekinde Bakanlığımıza intikal eden ve Kayseri Milletvekili Sayın Osman Çilsal ile Muğla Milletvekili Sayın Fikret Uzunhasan’a ait olan yazılı soru önergeleri ile ilgili bilgiler, ilişikte gönderilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Taşar

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Muğla Milletvekili Sayın Fikret Uzunhasan’ın 7.10.1998 Tarih ve 7/6247-15412 Sayılı Yazılı Soru Önergesi İle İlgili Bilgiler :

Soru :Muğla İlinde 1998-Temmuz ve Ağustos aylarında hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, çam balı üretimini olumsuz yönde etkileyerek üreticileri perişan etmiştir.Üreticilerin banka kredilerini ödemeleri mümkün değildir. Çam balı üreticilerinin banka kredilerinin geri ödenmesinde, ertelemeyi veya herhangi bir kolaylığı düşünmekte misiniz?

Cevap :Bu konuda Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünden aldığımız bilgilere göre; bankanın Marmaris Şubesinden kredi alan 195 üretici, çam balı üretiminin düşük olduğu gerekçesiyle kredilerin ertelenmesi için, Marmaris Kaymakamlığına başvuruda bulunmuşlardır. Kredilerin ertelenmesi yönünde benzer bir başvuru da, şifahî olarak bankanın Ula Şubesine yapılmıştır. Bu gelişmeler üzerine Marmaris’te Kaymakamın başkanlığında, bankanın Marmaris Şubesi Müdürünün de katıldığı bir toplantı düzenlenmiş ve toplantıda İlçe Hasar Tespit Komisyonunun çalışmaya başlamasına karar verilmiştir.

Hasar tespiti ile ilgili çalışmaların tamamlanıp, taleplerin Ziraat Bankası Genel Müdürlüğüne intikal etmesinden sonra, 1998/10833 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında ve bankanın bu konudaki mevzuat esasları çerçevesinde, tarımsal işletmeleri ve ürünleri en az %40 oranında hasar gören çiftçilerin Ziraat Bankasına olan borçları ertelenebilecektir.Ayrıca üreticiler, ertelenen kredi miktarı kadar yeni kredi talebinde bulunabileceklerdir.

Benzer şekilde, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürlüğünden aldığımız bilgilere göre de; birliğe bağlı kooperatiflerden arıcılık konusunda kredi alan üreticilerin, yukarıda adı geçen Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde, hasarlarıyla ilgili tespit çalışmalarının yapılması durumunda, aldıkları kredilerin ertelenmesi ve birliğin bu konudaki mevzuat esasları dahilinde, yeni kredi taleplerinin karşılanması mümkün olabilecektir.

Kayseri Milletvekili Sayın Osman Çilsal’ın Bila Tarih ve 7/6245-15409 Sayılı Yazılı Soru Önergesi ile İlgili Bilgiler :

Soru 1. Toprak Mahsulleri Ofisi, Kayseri Pınarbaşı Bölgesinde 1 Eylül 1998 tarihinden itibaren ne kadar alım yapmıştır?

Cevap 1. Toprak Mahsulleri Ofisi, Pınarbaşı Yöresinde faaliyet gösteren Pınarbaşı Şube Müdürlüğü, Sarıoğlan Ajansı ve Beserek Ekip Şefliği vasıtasıyla 1 Eylül 1998 -26 Ekim 1998 tarihleri arasında, 7 824 ton buğday, 3 260 ton arpa ve 836 ton çavdar olmak üzere, toplam 11 920 ton hububat alımı yapmıştır.

Soru 2. Bu alımlara ne kadar para ödenmiştir?

Cevap 2. Bu dönemde, Pınarbaşı ve bağlı işyerlerinde yapılan alımlar için, toplam 976 milyar 351 milyon 176 bin TL. ödemede bulunulmuştur.

Soru 3. Parası ödenmeyen alımlar için, ne zaman ödeme yapılması düşünülmektedir?

Cevap 3. Hububat alımlarından doğan borçların ödenmesi için, Pınarbaşı Şube Müdürlüğüne en son 22.10.1998 tarihinde, 159 milyar 569 milyon TL. tutarında havale gönderilmiştir. Kalan borçların da, çiftçilerimize Kasım-1998 ayı içinde ödenmesine çalışılacaktır.

3. —Adana Milletvekili İ. Cevher Cevheri’nin, Adana Tarım İl Müdürlüğünde çalışan mevsimlik işçilerle ilgili sınav sonuçlarına ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın yazılı cevabı (7/6269)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mustafa Taşar tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygı ile arz ederim. 13.10.1998

İbrahim Cevher Cevheri

Adana

Bilindiği üzere, başta Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü olmak üzere, çeşitli resmi kurumlarda çalışan mevsimlik işçilerden, Millî Eğitim Bakanlığı Sınavlar Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan sınavı kazananlar, Millî Eğitim, Sağlık ve Spor İl Müdürlüklerinde kadrolu olarak göreve başlatılmışlardır.

Adana Tarım İl Müdürlüğünde çalışan 126 mevsimlik işçi de bu sınava katılmış, ancak 9 tanesinin listelerde ismi çıkmış, 7’si ise göreve başlatılmıştır. Diğer 119 mevsimlik işçinin kazanıp kazanmadığı dahi ilan edilmemiştir.

Şartları taşıdığı için herkes gibi sınava kabul edilen bu mevsimlik işçilerle ilgili sınav sonuçları neden bugüne kadar açıklanmamıştır?

Bu mevsimlik işçilerden kadrolu bir işe sahip olma fırsatı hangi gerekçeyle esirgenmektedir?

Bu işçilerinize Bakanlığınız bünyesinde kadro verilecek midir?

T.C.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı

Araştırma Planlama ve Koordinasyon 5.11.1998

Kurulu Başkanlığı

Sayı :KDD.S.Ö.1.01/2915

Konu :Yazılı Soru Önergesi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :20.10.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/6269-15466/35990 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınız ekinde, Adana Milletvekili İbrahim Cevher Cevheri’ye ait yazılı soru önergesine ilişkin Bakanlığımız görüşleri ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Taşar

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Adana Milletvekili İbrahim Cevher Cevheri’nin yazılı soru önergesinde yer alan Bakanlığımızla ilgili sorular ve bunlara ait cevaplar aşağıda belirtilmiştir.

Soru :Bilindiği üzere, başta Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü olmak üzere, çeşitli resmi kurumlarda çalışan mevsimlik işçilerden, Millî Eğitim Bakanlığı Sınavlar Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan sınavı kazananlar, Millî Eğitim, Sağlık ve Spor İl Müdürlüklerinde kadrolu olarak göreve başlatılmışlardır.

Adana Tarım İl Müdürlüğünde çalışan 126 mevsimlik işçi de bu sınava katılmış, ancak 9 tanesinin listelerde ismi çıkmış, 7’si ise göreve başlatılmıştır. Diğer 119 mevsimlik işçinin kazanıp kazanmadığı dahi ilan edilmemiştir.

Şartları taşıdığı için herkes gibi sınava kabul edilen bu mevsimlik işçilerle ilgili sınav sonuçları neden bugüne kadar açıklanmamıştır?

Bu mevsimlik işçilerden kadrolu bir işe sahip olmak fırsatı hangi gerekçeyle esirgenmektedir?

Bu işçilerimize Bakanlığınız bünyesinde kadro verilecek midir?

Cevap :4.4.1998 Tarih ve 4359 Sayılı Kanun ve bu Kanuna dayalı olarak yayınlanan Maliye Bakanlığı Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğünün 17.4.1998 Tarih ve 5502 Sayılı Uygulama Talimatının;

Maddesinde Müracaatların Değerlendirilmesi başlıklı 4 üncü maddesinde;

“4359 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde de ifadesini bulduğu üzere, kamu kurumu ve kuruluşlarında 1997 yılında çalışmış olup, yukarıda belirtilen şartları taşıyan geçici işçilerin diğer kamu kurum ve kuruluşlarının boş yardımcı hizmetler sınıfındaki kadrolara nakledilmelerindeki amaç söz konusu işçilerin hizmetlerine ihtiyaç duyulmaması; bu suretle ihtiyaç fazlası olanların ihtiyaç olan kurumlarda çalışmalarının düzenlenerek rasyonel personel istihdamının sağlanmasıdır.

Bu itibarla kurumların, yazılı olarak müracaat edenlerin hizmetine ihtiyaç duyup duymadıklarını objektif bir şekilde belirlemeleri gerekmektedir. Bu husus anılan kanun uyarınca atanmış personelden boşalan geçici, işçi pozisyonlarının hiçbir işleme kalmaksızın ilgili kurumların 1998 yılı geçici işçi vizesinden düşülmesini ve iptal edilmesini zorunlu kıldığından kurumlar açısından ayrıca büyük önem taşımaktadır.

Bu belirlemenin müracaat edilen birim tarafından veya bu birimin görüşü alınmak suretiyle merkez tarafından yapılması konusunda ilgili Bakanlık veya Genel Müdürlükler belirtilen sürelerde aksamaya sebebiyet vermeyecek şekilde gerekli tedbirleri almakla serbest bulunmaktadır.

Yapılacak başvuruların değerlendirilmesi sonucunda hizmetine ihtiyaç duyulanlar ile şartlara haiz olmayanların taleplerinin kabul edilmediği başvuru sahiplerine elden veya posta yoluyla tebliğ edilecektir.” denilmektedir.

Ayrıca; Sınavı Şekli, Müracaat Yeri ve Tarihi, başlıklı 5 inci maddesinde;

“Bu itibarla müracaat edenlerden kurumlarınca yapılan değerlendirme sonucunda hizmetine ihtiyaç duyulmayanlar ayrı bir listeye bağlanarak ekli formata uygun olarak alınmış sınav başvuru formları ile birlikte en geç 15 Mayıs 1998 tarihi mesai saati bitiminde Millî Eğitim Bakanlığında olacak şekilde kurum merkezleri vasıtasıyla topluca gönderilecektir.” denilmiştir.

Hal böyle iken Adana İlindeki kuruluşlarımızdan toplam 126 mevsimlik işçinin müracaatı, yukarıda belirtilen talimata aykırı hareket edilerek, Bakanlığımız Personel Genel Müdürlüğüne intikal ettirilmeden Millî Eğitim Bakanlığı Sınavlar Daire Başkanlığına gönderilmiştir.

Bakanlığımızdan habersiz yapılan bu işlem hakkında Millî Eğitim Bakanlığı Sınavlar Daire Başkanlığınca 12.6.1998 tarih ve 222 sayılı yazıları ile söz konusu işçilerin sınava girmelerine Kanun gereği muvafakat edip etmediğimiz sorulmuştur.

17.6.1998 tarih ve 974 sayılı yazımız ile, Bakanlığımız mevsimlik işçi kadrolarının yeterli olmayışı ve ayrıca bu kanundan yararlanarak atanacak olan personelden boşalacak vizeli kadroların iptal edilecek olması sebebiyle, işçi eliyle yürütülen işlerimizde aksamalar meydana geleceğinden Bakanlığımızdan habersiz bu sınava müracaat edenlerin hiçbirine muvafakat etmediğimiz bildirilmiştir.

Buna rağmen, Millî Eğitim Bakanlığı, bu yazıyı dikkate almayarak, Kanun ve Uygulama Talimatına aykırı olarak, Adana İlinden müracaat eden toplam 126 mevsimlik işçiden (Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde çalışan) 7’sinin sınavı kazandığı ve atamasının yapıldığı öğrenilmiştir.

Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı Sınavlar Daire Başkanlığından 1.9.1998 gün ve 27640 sayılı yazımız ile bu konuda acele bilgi istenmiştir.Millî Eğitim Bakanlığı Sınavlar Daire Başkanlığının 9.9.1998 tarih ve 3715 sayılı yazılarında yapılan işlemin hata olduğu kabul edilerek, 17.6.1998 tarih 974 sayılı yazımız doğrultusunda bundan sonra işlem yapılacağı bildirilmiştir.

Geriye kalan 119 mevsimlik işçinin sınav sonuçları hakkında Bakanlığımızın bilgisi bulunmamaktadır.

Bakanlığımız teşkilâtında çalışan mevsimlik işçilerin sınava girip kazanmaları ve atamalarının yapılması halinde, zaten yetersiz olan mevsimlik işçi kadrolarımızın iptal edilmesi söz konusu olacağı için, geride kalan mevsimlik işçilerin işsiz kalmasına sebebiyet vereceğinden ve halen mevsimlik işçi eli ile yürütülen hizmetlerde aksamaların meydana geleceği düşünülerek, bu sınava müracaat etmelerine muvafakat edilmemiştir.

Bakanlığımız kuruluşlarında çalışan mevsimlik işçilerimizin daimi kadroya atamalarının yapılabilmesi için Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü alınarak, 13.5.1998 tarih ve 14085 sayılı yazımız ile Maliye Bakanlığından 1 750 adet boş kadroya açıktan atama müsaadesi istenmiştir.Maliye Bakanlığınca gerekli müsaade verildiğinde mevsimlik işçilerimizin kadroya geçirilmeleri sağlanacaktır.

4. —Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu’nun, Taşkent, Almatı, Bakü ve Aşkabat gemilerinin yapımına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Burhan Kara’nın yazılı cevabı (7/6279)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Denizcilikten Sorumlu Devlet Bakanı tarafından yazılı cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Doç. Dr. Kahraman Emmioğlu

Gaziantep

Sorular :

1. Taşkent ve Almatı gemileri Bakü ve Aşkabat gemilerinin durumu hakkında bilgi (imalatı ne durumda, şimdiye kadar kaç dolar harcama yapıldı, kaç senedir imalat tezgahındadırlar?) Neden imalat süresi uzamıştır, bu gemiler şimdi satılmak istense muhtemel fiyatları nedir?

2. 6 aylık zararının 3 trilyon olduğunu gazete haberi olarak duymuş bulunuyoruz. Bu soru önergesine yazılı olarak cevap verdiğiniz tarih itibariyle zararınız nedir? Bu zararın sebepleri nelerdir?Zararı önlemek için ne gibi tedbirlere tevessül ettiniz ve edeceksiniz?Zararı yok edebileceğinizi ümit ediyor musunuz? Bunun için ne gibi şartların teminini istiyorsunuz?

T.C.

Devlet Bakanlığı 5.11.1998

Sayı :B.02.0.016/00947

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :26.10.1998 gün ve Kan. Kar. Md. A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/6279-15489/36020 sayılı yazınız.

Öncelikle, ilgi yazı ile Gaziantep Milletvekili Sayın Kahraman Emmioğlu’nun tevdi ettiği Yazılı Soru Önergesine konu olan kurumların Bakanlığıma bağlı olmadığını belirtmek isterim.

Ancak konuyu Denizcilik Sektörünün bir bütün olduğu inancıyla ele alıp ilgili kurumlardan alınan bilgiler doğrultusunda hazırlanarak ekte sunulan Yazılı Soru Önergesi cevaplarını bilgilerinize arz ederim.

Dr. Burhan Kara

Devlet Bakanı

Türkiye Gemi Sanayi A.Ş. ve DenizNakliyat T.A.Ş.’den alınan bilgilere göre;

1) 75 000 DWT’luk M/S Almatı ve M/S Taşkent Gemileri

Sözleşmeleri 1986 yılında yapılmış olup Almatı gemisi imalatlarına Ocak 1991, Taşkent gemisi imalatlarına Ekim 1992’de başlanmıştır. 1991 yılından itibaren gemi sahibi Deniz Nakliyat T.A.Ş. ödemeleri durdurduğu için inşaat tersane imkânları ile gecikmeli olarak devam etmiştir. Nisan 1998’de yeni bir tamamlama sözleşmesi imzalanmış olup;

A) M/S Almatı gemisi inşaatı tamamlanmıştır. Rıhtımda sistem tecrübeleri devam etmekte olup Kasım 1998 ikinci yarısında seyir tecrübeleri de yapılarak Deniz Nakliyat T.A.Ş.’ne teslim edilecektir.

B)M/S Taşkent gemisi inşaatı % 52 oranında tamamlanmış olup donatımı devam etmektedir. 1999 yılı üçüncü çeyreğinde teslimi planlanmıştır.

Bu gemilerin beherinin hali hazır piyasa fiyatları takriben 26 Milyon USD mertebesindedir.

M/S Bakü, M/S Aşkabat gemileri (18 000 DWT)

Sözleşmeleri 1988 yılında yapılmış olup, Bakü gemisi imalatlarına Temmuz 1989 Aşkabat gemisi imalatlarına Kasım 1989 tarihlerinde başlanmış olup 1991 yılından itibaren gemi sahibi Deniz Nakliyat T.A.Ş. ödemeleri durdurduğu için inşaatları tersane imkânları ile gecikmeli olarak devam etmiştir. Nisan 1998’de yeni bir tamamlama sözleşmesi imzalanmış ve;

A)M/S Bakü gemisinin inşaatı % 65 oranında tamamlanmış olup tersane rıhtımında donatımı devam etmektedir. 1999 yılı son çeyreğinde teslimi planlanmıştır.

B)M/SAşkabat gemisinin inşaatı %55 oranında tamamlanmış olup tersane rıhtımında donatımı devam etmektedir. 1999 yılı sonunda teslimi planlanmıştır.

Bu gemilerin herbirinin halihazır piyasa fiyatları takriben 22 Milyon USD mertebesindedir.

2. Deniz Nakliyat T.A.Ş.’nin 6 aylık zararı belirli amaçlara hizmet etmeyi ilke edinmiş bir gazete ve onun köşe yazarının belirttiği şekilde 3 trilyona yakın bir rakam değildir.

Bu haberler Şirketin özelleştirme ihalesinin son aşamasında ve şirketin değerini düşürmek gayesi ile hilafı hakikat olarak ve düzenli şekilde kamuoyu oluşturarak şirketin gerçek değerinin çok altında bir fiyatla satışına hizmet gayesine matuf haberler olduğu düşünülmektedir. Özellikle belli bir köşe yazarının hiçbir ekonomik bilgi ve belgeye dayalı olmayan asılsız yazıları; dünya üzerinde 45 yıllık onurlu bir maziye ve itibara sahip olan ve ülkemizin ihraç ve ithal yüklerinin büyük bölümü ile ülkemiz deniz ticaretinde taşıma navlunlarında seçtiği gerçekçi navlun uygulamaları ile üstlenmiş olduğu denge sağlayıcı görevinin belirli yerlere vermiş olduğu rahatsızlığın tezahüründen başka bir şey değildir.

Özellikle 1996 senesi ikinci yarısından itibaren dünyanın çeşitli ülkelerinde başlayan ekonomik krizler Dünya Deniz Ticaretine de büyük menfî etkiler getirmiş ve özellikle Asya Krizinin başlangıcı ile birlikte Uzakdoğu ithalat ve ihracatının azalması neticesi taşıma navlunlarında büyük düşüşler başlamıştır.

Öyle ki; Deniz Taşımacılığında piyasanın göstergesi olarak kabul edilen BİFEXendexi 1996 senesinin ortalarında 3 000’li rakamlar seviyesinde seyrederken bu rakam özellikle 1998 senesinde yaşanan global kriz nedeni ile 800’lü rakamlara kadar düşmüştür.

Dünya ekonomilerinde yaşanan son yüzyılın en büyük krizleri nedeni ile birçok armatörün iş yapamaz hale geldiği ve çoğunun gemilerini laid-up yaptığı bir ortamda Deniz Nakliyatı T.A.Ş. tüm gemilerin hiç boş bekletmeksizin çalıştırmış geçmiş senelerde hiç girilmemiş olan Erdemir-İşdemir-Tügsaş gibi ülkemizin dev kuruluşlarının taşıma ihalelerine girerek bu ihaleleri en uygun şartlarla kazanarak realize etmiş ve hatta zaman zamanda diğer Türk Armatörlerine de yük temin etmiştir.

Bu derece menfî gelişmelere rağmen şirketin tüm gemileri mevcut en iyi şartlarla çalıştırılmış ve 1998 senesi 6 aylık bilânçosundan da görüleceği üzere 3 trilyon değil 1 864 268 928 247 TL. (1 Trilyon Sekizyüzaltmışdörtmilyar ikiyüzaltmışsekizmilyon dokuzyüzyirmisekizbin ikiyüzkırkyedi)zarar etmiştir.

Ancak, bilançonun incelenmesi halinde ise şirketin ticarî faaliyetlerinden yani yapılan bağlantıların sonuçlarında 172 683 086 002 TL. (Yüzyetmişikimilyar altıyüzseksenüçmilyon seksenaltıbin iki) kâr elde etmiştir. Dolayısı ile şirket gemileri bu derece menfî ortamda dahi en iyi şartlarla çalıştırılmamıştır.

Ancak, bilançoda görünen zararın nedeni şirketin geçmiş dönemlerden kalmış olan çok büyük bir borç yükü ile karşı karşıya olması ve de inşaa halindeki gemilerin yatırım borçlarından kaynaklanmaktadır. Şirket 6 aylık faaliyetlerinin 1998 senesi ilk 3 aylık sonuçları ile karşılaştırılması halinde ise ilk 3 ayda 1 201 037 993 999 TL. (Birtrilyon ikiyüzbirmilyar otuzyedimilyon dokuzyüz doksanüçbin dokuzyüzdoksandokuz) olan zararın ikinci üç ayda daha düşük seyir izlediği görülmektedir ki; şirket taşıma faaliyetlerinin genellikle çok daha yüksek seviyelerde olduğu 2. Altı aylık periodla bu trendin daha aşağıda olacağı tahmin edilmektedir.

Bu zararın ortadan kaldırılabilmesi için öncelikle geçmiş dönemlerden devredilerek gelen borç yükünün ortadan kaldırılması gerekmektedir. Mevcut piyasa şartlarında, yapılan en iyimser tahminlerle 1999 senesi sonlarından itibaren müsbet gelişmeler beklenmekte olup, bu süre içerisinde şirketin kendi gelirleri ile hem faaliyetlerini devam ettirip hem de mevcut borçları ödemesinde zorluk çekileceği aşikârdır.

Ancak, mevcut borç yükünün ortadan kalkması halinde şirketin gelirleri ile giderlerini karşılayabilecek durumda olduğu da bir gerçektir.

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.