DÖNEM : 20 CİLT : 60 YASAMA YILI : 3

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

126 ncı Birleşim

22 . 7 . 1998 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Erzurum Milletvekili Ömer Özyılmaz’ın, Erzurum’da meydana gelen terör olaylarına ilişkin gündemdışı konuşması

2. – Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Uzakdoğu ülkelerindeki krizin Türk tekstiline olumsuz etkilerine ilişkin gündemdışı konuşması

3. – Samsun Milletvekili Ayhan Gürel’in, Samsun’da yapımı devam eden Çarşamba Havaalanına kargo tesislerinin ilavesiyle ilgili gündemdışı konuşması ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in cevabı

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Balıkesir Milletvekili Önder Kırlı’nın (9/16) esas numaralı Meclis soruşturması komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/367)

2. – Artvin Milletvekili Metin Arifaoğlu’nun (9/17) esas numaralı Meclis soruşturması komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/368)

3. – Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül’ün (9/18) esas numaralı Meclis soruşturması komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/369)

IV. – GÜVEN OYLAMASI

1. – Başbakan A. Mesut Yılmaz hakkında gensorunun Genel Kurulun 20.7.1998 tarihli 124 üncü birleşimde yapılan görüşmeleri sırasında verilen güvensizlik önergesinin oylanması (11/17)

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. – Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

2. – Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/669) (S. Sayısı : 338)

3. – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 arkadaşının aynı mahiyetteki kanun teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı : 553)

4. – Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu Raporu (1/689) (S. Sayısı : 631)

5. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626)

VI. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. – Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Samsun Milletvekili Biltekin Özdemir’in, konuşmasında, içinde bulunduğu 54 üncü Hükümet dönemiyle ilgili yanlış anlamalara neden olabilecek beyanda bulunduğu iddiasıyla konuşması

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, bir holdingin Denizbank’a olan borçlarının ertelendiği iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in yazılı cevabı (7/5456)

2. – Giresun Milletvekili Turhan Alçelik’in, özelleştirilen Süt Endüstrisi Kurumu A.Ş. Giresun Süt ve Mamulleri İşletmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in yazılı cevabı (7/5463)

3. – Erzincan Milletvekili Mustafa Kul’un, orman suçlarına verilen cezalara ve kiraya verilen orman arazilerine ilişkin sorusu ve Orman Bakanı Ersin Taranoğlu’nun yazılı cevabı (7/5577)

4. – Hatay Milletvekili Mehmet Sılay’ın, Boğazlardan geçen Malta Bandıralı Nataşa-1 adlı geminin taşıdığı yüke ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Burhan Kara’nın yazılı cevabı (7/5633)

5. – Erzincan Milletvekili Mustafa Kul’un, orman köylülerinin sorunlarına ilişkin sorusu ve Orman Bakanı Ersin Taranoğlu’nun yazılı cevabı (7/5635)

6. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Mardin - Dargeçit - Temelli Köyü güzergâhında meydana gelen kazada ölen kişinin ailesinin mağduriyetine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/5645)

7. – Balıkesir Milletvekili Ahmet Bilgiç’in, Manisa Vali Muavininin bazı beyanlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/5654)

8. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün;

– Bayburt-Aydıntepe İlçesinin çöp aracı ihtiyacına,

Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın;

– Özel Çevre Koruma Kurumunca Ankara-Gölbaşı İlçesiyle ilgili olarak yapılan çalışmalara,

İlişkin soruları ve Çevre Bakanı İmren Aykut’un yazılı cevabı (7/5671, 5676)

9. – İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş’ın, Muğla Gökova Termik Santraliyle mahkeme kararının ne zaman uygulanacağına ilişkin sorusu ve Çevre Bakanı İmren Aykut’un yazılı cevabı (7/5680)

10. – Hatay Milletvekili Süleyman Metin Kalkan’ın, Hatay-Hassa Belediyesi çalışanlarının maaşlarına Emekli Sandığınca haciz konulduğu iddiasına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/5704)

11. – Adana Milletvekili Yakup Budak’ın, Adana’da meydana gelen deprem felaketinde evleri zarar görenlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Refaiddin Şahin’in yazılı cevabı (7/5809)

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 14.00’te açılarak üç oturum yaptı.

Amasya Milletvekili Haydar Oymak’ın, Amasya Şeker Fabrikası ve pancar üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşmasına, Sanayi ve Ticaret Bakanı E. Yalım Erez,

Bingöl Milletvekili Hüsamettin Korkutata’nın, olağanüstü hal bölgesi, kalkınmada öncelikli yöreler ve mücavir illerle ilgili teşvik tedbirlerine ilişkin gündemdışı konuşmasına da, Devlet Bakanı Salih Yıldırım,

Cevap verdiler.

Erzurum Milletvekili İsmail Köse, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde meydana gelen terör olaylarına ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gidecek olan:

Başbakan A. Mesut Yılmaz’a, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit’in,

Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’e, Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın,

Vekâlet etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Bazı milletvekillerinin, belirtilen sebep ve sürelerle izinli sayılmasına,

Kayseri Milletvekili Ayvaz Gökdemir’e, ödenek ve yolluğunun verilmesine,

Afyon Milletvekili Kubilay Uygun’un, hastalığı nedeniyle toplam 40 gün izinli sayılmasının uygun görülmemiş olduğuna,

İlişkin Başkanlık tezkereleri kabul edildi.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1 inci sırasında bulunan 132,

2 nci sırasında bulunan 232,

4 üncü sırasında bulunan 553,

5 inci sırasında bulunan 631,

6 ncı sırasında bulunan 626,

Sıra sayılı kanun tasarıları ve tekliflerinin görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından,

3 üncü sırasında bulunan ve Hükümetçe komisyona geri alınan 338 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmeleri de, komisyon raporu gelmediğinden,

Ertelendi;

7 nci sırasında bulunan 540,

8 inci sırasında bulunan 541,

13 üncü sırasında bulunan 568,

14 üncü sırasında bulunan 569,

15 inci sırasında bulunan 610,

16 ncı sırasında bulunan 613,

17 nci sırasında bulunan 616,

20 nci sırasında bulunan 623,

Sıra sayılı, Isparta Milletvekili Ömer Bilgin’e,

9 uncu sırasında bulunan 544,

19 uncu sırasında bulunan 619,

Sıra sayılı, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’a,

10 uncu sırasında bulunan 545 sıra sayılı, Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Aykurt’a,

11 inci sırasında bulunan, 546 sıra sayılı, Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu’na,

12 nci sırasında bulunan, 547 sıra sayılı, Van Milletvekili Mustafa Bayram’a,

18 inci sırasında bulunan, 618 sıra sayılı, Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar’a,

İlişkin Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon raporları kabul edilerek,

21 inci sırasında bulunan 426’ya 1 inci Ek,

22 nci sırasında bulunan 427’ye 1 inci Ek,

23 üncü sırasında bulunan 448’e 1 inci Ek,

24 üncü sırasında bulunan 482’ye 1 inci Ek,

25 inci sırasında bulunan 483’e 1 inci Ek,

26 ncı sırasında bulunan 484’e 1 inci Ek,

27 nci sırasında bulunan 518’e 1 inci Ek,

28 inci sırasında bulunan 527’ye 1 inci Ek,

30 uncu sırasında bulunan 594’e 1 inci Ek,

31 inci sırasında bulunan 597’ye 1 inci Ek,

32 nci sırasında bulunan 609’a 1 inci Ek,

33 üncü sırasında bulunan 612’ye 1 inci Ek,

34 üncü sırasında bulunan 614’e 1 inci Ek,

Sıra sayılı, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’a,

29 uncu sırasında bulunan, 559’a 1 inci Ek sıra sayılı, Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt’e,

İlişkin Anayasa ve Adalet Komisyonlarından Kurulu Karma Komisyonun, kovuşturmanın, milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine dair raporu reddedilerek,

Yasama dokunulmazlıklarının kaldırılması kabul edildi.

Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleriyle sırasıyla görüşmek için, 22 Temmuz 1998 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere, birleşime 19.08’de son verildi.

Uluç Gürkan

Başkanvekili

Hüseyin Yıldız Ünal Yaşar

Mardin Gaziantep

Kâtip Üye Kâtip Üye

No : 183

II. – GELEN KAĞITLAR

22 . 7 . 1998 ÇARŞAMBA

Rapor

1. – Bazı Kanunlardaki Cezaların İdarî Para Cezasına Dönüştürülmesine Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili Seyfi Oktay’ın, Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (1/645, 2/140) (S. Sayısı: 716) (Dağıtma Tarihi: 22.7.1998) (GÜNDEME)

Yazılı Soru Önergeleri

1. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Ankara-Haymana’ya bağlı bazı köylerde yaşanan dolu afetine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5916) (Başkanlığa geliş tarihi:20.7.1998)

2. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Çankaya Belediye Başkanı hakkındaki bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5917) (Başkanlığa geliş tarihi:20.7.1998)

3. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Çankaya Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezine ve Ahlatlıbel Tesislerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5918) (Başkanlığa geliş tarihi:20.7.1998)

4. – İçel Milletvekili D.Fikri Sağlar’ın, taksi şoförlerinin can güvenliğine ve Mersin’de evinin önünden kaçırılan bir şahsa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5919) (Başkanlığa geliş tarihi:20.7.1998)

5. – Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt’un, A.B.D’de tedavi gören bazı milletvekillerinin kendilerine düşen katkı payını ödemedikleri iddiasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5920) (Başkanlığa geliş tarihi:20.7.1998)

6. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, İlahiyat Fakültesi ve Arap Dili ve Edebiyatı mezunlarının öğretmen olarak atanmalarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5921) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.7.1998)

7. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, sekiz yıllık kesintisiz eğitim için toplanan katkı paylarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5922) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.7.1998)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 14.00

22 Temmuz 1998 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Uluç GÜRKAN

KÂTİP ÜYELER : Hüseyin YILDIZ (Mardin), Ünal YAŞAR (Gaziantep)

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 126 ncı Birleşimini açıyorum.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Erzurum Milletvekili Ömer Özyılmaz’ın, Erzurum’da meydana gelen terör olaylarına ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN – Gündemdışı ilk söz, Erzurum'da meydana gelen terör olayları konusunda, Erzurum Milletvekili Sayın Ömer Özyılmaz'ın.

Buyurun Sayın Özyılmaz.

ÖMER ÖZYILMAZ (Erzurum) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bir süre önce Erzurumumuzda meydana gelmiş olan bir terör hadisesi dolayısıyla gündemdışı söz almış bulunuyorum; başta Sayın Başkana ve Yüce Meclisimize saygılarımı sunuyorum.

Bilindiği gibi, yaklaşık bir aydan beri terör olaylarında bir canlanma, bir ilerleme görülmektedir. Son bir ay içerisinde, Amasya, Tokat, Giresun, Sıvas, Hakkâri, Bingöl ve dadaşlar diyarı Erzurumumuzda birçok olay meydana gelmiştir. Bu hain saldırılarda, pekçok yurttaşımız, maalesef, şehit olmuştur ve nihayet, en son iki üç gün önce de, Sıvas yakınlarında bir grup terörist, yoldan geçen araçları durdurup, yine, terör eylemlerine girişmişler, bu arada, Erzurumumuzun gözbebeği bir seyahat acentesi olan Esadaş firmasına vaki saldırıda da, yine, üzgün olaylar meydana gelmiştir.

Ben, bugün, Erzurumumuzun Aşkale İlçesine bağlı Tokça Köyünde, bir süre önce meydana gelen olayla ilgili olarak, değerli Hükümet yetkililerinin dikkatini oraya çekmek için söz almış bulunuyorum. Bilindiği gibi, 13 Temmuz 1998 Pazartesi günü saat 19.00 sularında, Aşkale'nin yaklaşık 35 kilometre güneyinde, bir dağ köyü olan Tokça Köyünde hain bir saldırı meydana gelmiş ve muhtar Hanefi Polat, kardeşleri Ali Haydar Polat, Osman Polat, amcasının oğlu Zafer Polat, amcasının kızı Nevin Polat olmak üzere, aynı aileden beş kişi şehit olmuşlardı. Ben, onların hepsine, Cenabı Hak'tan rahmet diliyor ve yakınlarına, tekrar, başsağlığı diliyorum.

Bu olayın ve son zamanlarda gelişen bu terör olaylarının, bizi ve özellikle de Hükümeti, bir defa daha çok ciddî bir şekilde düşünceye sevk etmesi lazım. Önce, şunu söyleyeyim; geçtiğimiz hafta çarşamba günü bu saatlerde, bahsedilen köyde köylülerle beraberdim. Köylülerimizin olaya bakışı, olayı yorumlayışı çok ilginçtir; oraya, Doğru Yol Partisi Erzurum Milletvekili Zeki Ertugay arkadaşımla gitmiştim. Köylülerin olaya bakışı şu: "Milletimizin inancını, irtica adıyla adlandırdılar; onu, birinci tehdit olarak sundular, asıl terörü, anarşiyi, daha arkalara ittiler. Bundan dolayı da, terör ve anarşi, bu ortamda sıyrıldı ve şu anda, milletimizin başına bela oldu" diyorlar. Gerçekten de, bunun, iyice düşünülmesi ve köylümüzün olaya bakışının iyi tahlil edilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Değerli milletvekilleri, bendeniz, yaklaşık bir haftadır, olayla ilgili olarak, Erzurum Valisi ve Aşkale Kaymakamıyla görüşüyorum. Neler yapılabileceği hususunda, sağolsunlar, oradaki yöneticiler ellerinden geleni yapmaktadırlar; fakat, Hükümet olarak olaya el atılması gerektiği bir gerçektir. Bu çerçevede, şu işlerin yapılması lazım: Birincisi, bölgeye, yeniden jandarma karakolu kurulmalıdır; ikinci olarak, telefonların bakım ve onarımına daha çok dikkat edilmelidir. Olay vuku bulduğu anda, telefon açmak istemişler, köyün telefonları kesikmiş, ondan dolayı da, iki üç saat kimseye haber verememişler. Olay, akşam 7.00'de olmuş, Aşkale'ye, ancak saat 10.00'da haber verebilmişler.

Köy yolları yapılmalıdır.

Öldürülen 5 kişinin 30 civarında mağdur ve yetimi vardır. Devletin, onlara el uzatması gerekir. Onlar, askerlik yaptılar, vergi verdiler; devlet olarak, onları korumak bizim görevimizdir. Onu yapamayınca, o mağdurların, elbette, ellerinden tutmak ve onları mağdur halden kurtarmak mecburiyetindeyiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen, toparlayalım...

ÖMER ÖZYILMAZ (Devamla) – Bir diğer önemli husus, öldürülen Ali Haydar Polat'ın oğlunun askerliği yaklaşıyor. Onun askerliğinin tecil edilerek, ona, bir iki yıl iş verilmesi lazım; çünkü, 30 civarında mağdur ve yetimin bakımı lazım.

Yine, öldürülen Hanefi Polat'ın Bağ-Kur'dan emeklilik işlemleri devam ediyor; işlemlerin tamamlanarak, eşine, bu emeklilik aylığının bağlanması şarttır.

Değerli arkadaşlar, devlet olarak, bakmakla, korumakla, güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğumuz herkesin korunması gerekir; ama, görevimizi yapamadığımız zaman da, karşılığında yapmamız gereken yardım ve desteğin, muhakkak, oraya bir an önce ulaştırılması gerekir.

Bu hususta, değerli Hükümet yetkililerinin dikkatini konuya çekiyor ve hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özyılmaz.

Gündemdışı konuşmayı Hükümet adına yanıtlamak üzere, şimdilik bir talep yok.

2. – Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Uzakdoğu ülkelerindeki krizin Türk tekstiline olumsuz etkilerine ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN – Gündemdışı ikinci söz, Uzakdoğu ülkelerindeki krizin Türk tekstiline olumsuz etkileri konusunda, Bursa Milletvekili Sayın Turhan Tayan'ın.

Buyurun Sayın Tayan.

TURHAN TAYAN (Bursa) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ekonomideki bozukluğun genel olarak tüm sektörlerdeki olumsuz etkileri, bilinen ve yaşanan bir gerçektir. Hükümetin yanlış karar ve uygulamaları piyasayı görülmemiş bir durgunluğa itmiştir. Bu durgunluk, günümüzde, özellikle, tekstil sanayiinde krize dönüşmüştür. Tekstildeki krizde, şüphe yok ki, plansız ve hesapsız yapılan yatırımların, sağlıksız bankacılık yapı ve uygulamalarının ve Laleli piyasasında Hükümetin gözleri önünde cereyan eden çöküşün etkisi vardır. Ancak, özellikle, Bursa'da yaşanan tekstil krizi, Uzakdoğu'nun ve özellikle, Güney Kore'nin içine girdiği bunalımdan ve de kolektivist bir politika izleyen Çin'in tutum ve uygulamalarından ötürü her ölçekteki firmayı olumsuz etkiler hale gelmiş ve artık müzminleşmiştir.

1997 yılı rakamlarına göre, Bursa, tüm Türkiye gayri safî millî hâsılasının ve ihracatının yaklaşık yüzde 8,5'ini gerçekleştirirken, bu potansiyelin önde gelen sektörü olan tekstilimiz, maalesef, gelişme bir yana, önceki yılları arar hale gelmiştir.

Uzakdoğu'dan, kendi yaşadıkları kriz dahil, hangi sebeple olursa olsun, inanılmaz dampingli fiyatlarla Türkiye'ye sokulan mal, çeşit ve miktar itibariyle de, her geçen gün artmaktadır. Bu olayı fırsat bilip istismar eden ve yok pahasına alarak bu tür malların piyasalarımızı istila etmesine neden olan bilinçli bilinçsiz ithalatçılar sorumlu olmakla birlikte, asıl sorumluluk, Hükümetin ve kamu kurumlarınındır. Hükümet, bu konuda büyük bir aymazlık, sorumsuzluk ve acz içindedir. Bürokrasi ise, kendi hazırladığı mevzuatın karmaşası içinden çıkamamakta, antidamping uygulamalarına, mevzuat hazretleriyle set çekmektedir.

Ortada, üretim maliyetleriyle açıklanması mümkün olmayan ölümcül bir haksız rekabet vardır. Birincil sektör olan tekstilin ardından diğer sektörlere de sirayet edecek olan bu hastalık önlenemezse, ülkenin bütününün aynı gemide olduğunun fark edilmesinde çok geç kalınmış olacaktır.

Öte yandan, tekstil sanayiinde toplusözleşme dönemine girilmiştir. Sanayici feryat ederken, işçi sendikaları telaş içinde, faturanın yüzbinlerce işçiye çıkarılacağı günü beklemektedir.

Bu şartlarda:

1 - Gümrüklere bir çekidüzen verilmeli, ihtisas gümrükleri dahil haklı ve mücbir sebep gösterilen durumlar dışında supalan uygulaması kaldırılmalı, düşük fatura beyanı önlenmeli ve hatta bu konuda gerek ithalatçıya gerekse idareye en ağır cezalar konulmalıdır.

2 - Liberal ekonomik kural ve işleyişlerle açıklanması mümkün olmayan veya krizden ötürü ve sunî olarak maliyet altı fiyat uygulayan Çin ve Güney Kore gibi ülkelerin üretici ve ithalatçılarına karşı Türkiye'nin de kendi üretici ve ithalatçılarını kendi usulleriyle acilen teşvik etmesi gerekmektedir.

3 - İthalatı zorlaştırıcı uygulamalara gidilmelidir.

4 - Damping yapanlara anlayacağı lisanla cevap verilmelidir. Özellikle, bu yılın başında elma ihracatının önlenmesiyle ilgili karar alan ve de elmanın depolarda çürüdüğü ve bittiği bir dönemde, haziran ayında, elma ihracat destekleme kararnamesi çıkaran, bu ince zekâyı, bu marifeti gösteren Bakanlıktan ve Hükümetten, aynı konulardaki sıkıntıların giderilmesinde de göstermesini istemek, bu zekâyı, bu uygulamayı beklemek hakkımızdır sanıyorum.

Hükümeti ve ilgili birimleri tekstildeki bu ağır kriz karşısında önlem almaya davet ediyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tayan.

Gündemdışı konuşmayı yanıtlamak üzere, Hükümet adına, şimdilik bir talep yok.

3. – Samsun Milletvekili Ayhan Gürel’in, Samsun’da yapımı devam eden Çarşamba Havaalanına kargo tesislerinin ilavesiyle ilgili gündemdışı konuşması ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in cevabı

BAŞKAN - Gündemdışı üçüncü söz, Samsun'da yapımı devam eden Çarşamba Havaalanına kargo tesislerinin ilavesi konusunda, Samsun Milletvekili Sayın Ayhan Gürel'in. (DSP sıralarından alkışlar)

AYHAN GÜREL (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; seçim bölgem Samsun İlinde yapımı devam eden Samsun Çarşamba Havaalanına kargo tesisleri yaptırılması amacıyla gündemdışı söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Samsun Valiliğinden, tüm milletvekillerine, aynı zamanda bilgi olması açısından DLH Genel Müdürlüğüne, Ulaştırma Bakanlığına ve Başbakanlığa gönderilmiş olan yazıyla ilgili olarak gündemdışı söz aldım. Yazının içeriği hakkında, Genel Kurula bilgi sunmak istiyorum.

18.5.1998 tarihinde, Sayın Başbakanımız Mesut Yılmaz'ın Samsun'a yapmış olduğu ziyarette, havaalanı incelemelerinde kendisine verilen brifingde, havaalanına, aynı şekilde kargo tesisleri yaptırılması istenmiştir. Maliyeti, 32 300 371 ABD Doları dış kredili olacak şekilde, ihalesi, anahtar teslimi olmak şartıyla 28.8.1996'da yapılmış ve sözleşmeye göre, 28.8.1999 tarihinde teslimi planlanmıştır.

Yalnız, şu anda, süratli bir şekilde, yapımı cereyan eden havaalanının 1998 yılı sonu itibariyle hizmete açılacağı ifade edilmektedir.

Karadenizin merkezi olan Samsun İlimizin, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz Bölgelerine hitap eden coğrafî konumu nedeniyle, karayolu, denizyolu ve hava ulaşımındaki bu noksanlığın giderilmesi için havaalanının faaliyete geçmesi zorunlu hale gelmiş bulunmaktadır.

Diğer yandan, Samsun ilimizde, tarım potansiyeli yüksek olan Bafra ve Çarşamba Ovalarımız bulunmaktadır. Bu ovalarda, şu anda devam etmekte olan drenaj ve sulama projelerinin yapımı neticesinde, 300 bin hektarlık bir arazi sulu tarıma açılacaktır; bununla birlikte senede iki üç kez ürün alma durumu söz konusu olacaktır. Bu ürün artması neticesinde meydana gelen ürünün ise, yine, kargo taşımacılığıyla iç ve dış piyasalara, pazarlara sevki mümkün olabilecektir.

Diğer taraftan, ilimiz, deniz sahiline sahip olması nedeniyle, önemli derecede, deniz ürünleri potansiyeline de sahiptir. Bu havaalanı yoluyla, deniz ürünlerinin iç ve dış piyasalara süratli bir şekilde pazarlanması sağlanmış olacaktır.

Karadenize kıyısı olan ülkeler arasında yapılan bir anlaşmayla Karadeniz Ekonomik İşbirliği oluşturulmuştur. Samsun İlimizin ticaret merkezi olabilmesi, bu anlaşmalara bağlıdır. Bu anlaşmalarla hava kargo taşımacılığını üstlendiğimizde, havalimanıyla bunu gerçekleştirdiğimizde istediğimiz neticeyi de almış olacağız.

Yukarıda açıklamış olduğum nedenlerden dolayı Samsun - Çarşamba Havaalanına kargo tesislerini bir an önce kurma zorunluluğu hâsıl olmuştur. Bu nedenlerle, -sonuç olarak şunu söylemek istiyorum- gelişim projesinde yer almış olmasına karşın, anahtar teslimi iş kapsamında yer almayan kargo tesislerinin, bir an önce anahtar teslimi iş kapsamı içerisine alınmasını, şayet, mümkün olmaması durumunda, yeni bir iş olarak acilen ve zaman geçirmeksizin bunun ihalesinin yapılmasını Sayın Bakanımdan ve Başbakanımdan istirham ediyorum, rica ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Gürel, lütfen toparlayalım.

AYHAN GÜREL (Devamla) – Şu anda, bu haliyle yapılmış olan Çarşamba Havaalanı yalnız yolcu taşımacılığına hizmet verecektir. Kaldı ki, yukarıda açıklamış olduğum hususlardan dolayı Çarşamba ve Bafra Ovalarındaki tarım ürünlerinin artışı, aynı zamanda deniz kenarında olan Samsun ilimizde, deniz ürünleri potansiyelinin fazlalığı nedeniyle ve bu deniz ürünlerinin de iç ve dış piyasalara sevki söz konusu olduğundan ve aciliyet kesp ettiğinden, bir an önce havaalanına kargo tesislerinin de ilave edilerek yapılması artık zorunlu hale gelmiştir.

Şayet Samsun - Çarşamba Havaalanı bu haliyle hizmete sokulacak olursa, o zaman, noksan, eksik bir işletmeye sahip olacağız.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Gürel.

Gündemdışı konuşmayı yanıtlamak üzere, Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir; buyurun efendim.

ULAŞTIRMA BAKANI NECDET MENZİR (İstanbul) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Samsun Milletvekili Sayın Ayhan Gürel'in, Samsun-Çarşamba Havaalanıyla ilgili yapmış olduğu gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere huzurlarınızda bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Mevcut Samsun Havaalanının gelişememesi nedeniyle, Samsun ve yöresinin hava ulaşımını karşılamak amacıyla yapımı planlanan havaalanı, 1.3.1994 tarihinde 55 milyon Amerikan Doları keşif bedeli üzerinden ihaleye çıkılmış ve 32,3 milyon ABD Doları karşılığında, anahtar teslimi olarak ve dış kredili esaslar çerçevesinde ihale edilmiş; ancak, yer teslimi 28.8.1996 tarihinde yapılabilmiştir.

İç ve dış hatlara hizmet vermek üzere yapımı devam eden havaalanında, 3 000x45 metre pist, 220x120 metre apron, 265x24 metre bağlantı taksirüt yolu, 2 milyon yolcu/yıl kapasiteli, 12 250 metrekare terminal binası, diğer destek binaları ve tüm elektrik, elektronik sistemleri bulunmaktadır.

İnşaat çalışmaları hızla devam etmektedir. Yılbaşından sonra, önce tarafımdan, daha sonra da Başbakan Sayın Mesut Yılmaz ile birlikte, havaalanında, bizatihi yerinde gerekli incelemeler yapılmış, firma yetkililerinden, teknik elemanlardan ve kamu görevlilerinden gerekli bilgiler alınmış, 1999 yılında tamamlanması planlanan bu havaalanının, 1999 yılı başlarında bitirilmesi için gerekli direktifler verilmiştir.

Ayrıca, havaalanının bağlantı yollarının kurulmasında, TİGEM arazisinden geçilmesini gerektiren kamulaştırma işlemleri sürüncemede kalmış, bu işlemlerin de süratle çözülmesi konusunda Tarım Bakanlığımızla yapılan temaslarda sonuca varılmış, böylece kamulaştırma işlemi de bitirilmiş bulunmaktadır.

Samsun-Çarşamba Havaalanının yapılan ihalesi içerisinde, az evvel burada ifade edilen soğuk hava deposu ve hangarlar bulunmamaktadır; ancak, az evvel ifade ettiğim, yerinde yaptığımız incelemeler neticesinde, bu soğuk hava depolarının ve hangarların ilavesinin gerektiği konusunda fikir birliğine varılmış, yapılan çalışmalar neticesinde, 1999 yılı yatırım programına bunlar da teklif edilmiş bulunmaktadır.

Samsun yöresinin büyük bir ihtiyacını karşılayacak olan bu havaalanının süratle tamamlanması ve kargo ve soğuk hava deposu binalarının yapılması konusunda dikkatli ve titiz bir takip yapılmakta ve incelemeler sürdürülmektedir. Konu, Devlet Planlama Teşkilatınca da yakinen takip edilmektedir. Bütün Samsun milletvekili arkadaşlarımız, büyük bir heyecan ve iştiyakla bölgelerine yapılan bu yatırımı takip ediyorlar ve bu takipleri neticesinde de havaalanı süresinden önce bitecektir.

Ben, bu vesileyle Yüce Meclise saygılarımı sunmadan önce, az evvel Erzurum ile ilgili burada yapılan gündemdışı konuşmada, telefonların çalışmadığı konusuna da bir açıklık getirerek sözlerimi bağlamak istiyorum.

Konu, bana da intikal ettiği zaman, Türk Telekom yetkililerini devreye sokmak suretiyle yaptırdığım araştırmada, telefonların, bizim aradığımız esnada çalıştığı anlaşılmıştır. Olay anında neden çalışmadığı soruşturma konusu yapılmıştır ve incelenmektedir.

Türkiye, geniş bir coğrafyaya sahiptir; bütün bölgelerimizde, elimizdeki imkânlar çerçevesinde Telekomun imkânları çerçevesinde iletişim hizmetlerini götürmeye çalışıyoruz. Yeni bir ihaleyi tamamladık; kablosuz telefon sistemi denilen bu sistem, özellikle terör bölgelerinde telefon kablolarının kesilmemesi açısından, yapılan plan çerçevesinde, eylül ayı içerisinde döşenmeye başlanacaktır.

Ben, bu vesileyle, Hakkın rahmetine kavuşan ve bu olayda şehit düşen kardeşlerimizi bir kere daha rahmet ve minnetle anıyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum, Yüce Heyetinizi en derin saygılarla selamlıyorum.

Sağ olunuz, var olunuz. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Menzir.

Sayın milletvekilleri, gündeme geçmeden önce, bir hususu hatırlatmak istiyorum; birden çok arkadaşımızın Genel Kurul salonuna girerken cep telefonunu açık unuttuğunu gözlüyorum; arkadaşlarımız bu durumdan rahatsız oluyorlar. Arkadaşlarımızın zor durumda kalmamaları için, cep telefonlarının kapatılmasını özellikle rica ediyorum.

Komisyonlardan istifa önergeleri vardır; okutuyorum:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Balıkesir Milletvekili Önder Kırlı’nın (9/16) esas numaralı Meclis soruşturması komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/367)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Üyesi bulunduğum (9/16) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu üyeliğinden istifa ediyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim. 21.7.1998 İ. Önder Kırlı Balıkesir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

2. – Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu’nun (9/17) esas numaralı Meclis soruşturması komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/368)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Üyesi bulunduğum (9/17) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu üyeliğinden istifa ediyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim. 21.7.1998 Metin Arifağaoğlu Artvin

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

3. – Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül’ün (9/18) esas numaralı Meclis soruşturması komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/369)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Üyesi bulunduğum (9/18) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu üyeliğinden istifa ediyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim. 21.7.1998 Bekir Yurdagül Kocaeli

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Güven Oylaması" kısmına geçiyoruz.

Başbakan Mesut Yılmaz hakkındaki (11/17) esas numaralı gensorunun 20.7.1998 günlü 124 üncü Birleşimde yapılan görüşmeleri sırasında verilen güvensizlik önergesinin oylamasını yapacağız.

IV. – GÜVEN OYLAMASI

1. – Başbakan A. Mesut Yılmaz hakkında gensorunun Genel Kurulun 20.7.1998 tarihli 124 üncü birleşiminde yapılan görüşmeleri sırasında verilen güvensizlik önergesinin oylanması (11/17)

BAŞKAN – Oylama işlemine geçmeden önce, dinleyicilerle ilgili İçtüzük maddesini okuyorum: "Dinleyiciler, birleşimin devamı süresince kendilerine ayrılan yerlerde sükûnet içinde oturmak zorundadırlar.

Dinleyiciler, görüşmelerde, kabul veya ret yönünde söz, alkış yahut herhangi bir hareketle kendi düşüncelerini ortaya koyamazlar.

Bu yasağa uymayanlar, o yerin düzenini korumakla görevli olanlar tarafından hemen dışarı çıkarılırlar."

Dinleyicilerin, bu okuduğum kurala riayet etmelerini rica ediyorum.

Şimdi, sayın üyelerin kullanacakları oyların anlamını açıklıyorum: Kabul oyu, güvensizlik anlamını; ret oyu güven anlamını taşıyacaktır.

Anayasanın 99 uncu maddesinin beşinci fıkrasına göre, Bakanlar Kurulunun veya bir bakanın düşürülebilmesi için, üye tam sayısının salt çoğunluğunun -yani, 276 veya daha fazla- kabul oyu gereklidir. Yanı sıra, Anayasanın anılan hükmü, oylamada, yalnız güvensizlik oylarının sayılmasını öngörmektedir.

Anayasada öngörülen bu nitelikli çoğunluğun mevcudiyetini tespit edebilmek için, güvensizlik önergesi açık oya sunulacaktır. Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açık oylamanın, adı okunan sayın milletvekilinin, kürsüye konulacak oy kutusuna oy pusulasını atması suretiyle yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler... Açık oylamanın, adı okunan sayın milletvekilinin, kürsüye konulacak oy kutusuna oy pusulasını atması suretiyle yapılması kabul edilmiştir.

Güvensizlik önergesinin açık oylamasına başlıyoruz. Sayın milletvekilleri, oylama işlemiyle ilgili açıklamayı, lütfen, sükûnetle dinleyelim.

Adı okunan sayın milletvekili, Başkanlığın sol tarafına konulacak isim listesine ismini işaretletip oyunu atacaktır.

Genel başkanlar salona geldikleri zaman, oyunu, adı okunmadan kullanabileceklerdir.

(Oyların toplanmasına başlandı)

BAŞKAN – Sayın Mustafa Taşar, mazeretiniz var; buyurun efendim.

Sayın Taşar, aynı zamanda, Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen adına da vekâleten oy kullanıyor.

Sayın milletvekilleri, Sayın Aydın Menderes'in oyunu, oy kutusunu kendisine göndererek aldırıyorum; bilgilerinize sunarım.

Sayın Hüsamettin Özkan, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Sayın Bülent Ecevit yerine de vekâleten oy kullanıyor.

Son mazeret bildirimlerini alıyorum: Sayın Ali Er, Sayın Nevfel Şahin, hastalığı nedeniyle Sayın Hikmet Sami Türk; buyurun.

Efendim, lütfen, mazeret göndermeyin, son olduğunu söyledim. Lütfen, istirham ediyorum...

Sayın milletvekilleri, isimleri, Sayın Divan Üyesinin oturarak okumasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Adana İlinden oylamaya devam ediyoruz.

(Oyların toplanmasına devam edildi)

BAŞKAN – Oyunu kullanmayan sayın milletvekili var mı? Yok.

Oy verme işlemi bitmiştir; kupalar kaldırılsın.

(Oyların ayırımı yapıldı)

BAŞKAN – Başbakan Mesut Yılmaz hakkında verilen (11/17) esas numaralı gensorunun görüşmeleri sırasında verilen güvensizlik önergesinin açık oylamasının sonucunu arz ediyorum: 443 sayın milletvekili oy kullanmış, 230 kabul oyu verilmiştir.

Bu sonuca göre, Anayasanın 99 uncu maddesinin beşinci fıkrasında öngörülen salt çoğunluk bulunamamıştır; bu nedenle, Başbakan Mesut Yılmaz hakkındaki güvensizlik istemi reddedilmiştir.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, yarım kalan işlerden başlıyoruz.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. – Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifinin ikinci müzakeresine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Müzakere ertelenmiştir.

2. – Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma önergesi (2/669) (S. Sayısı : 338)

BAŞKAN – 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin maddeleri, üzerindeki önergelerle birlikte, İçtüzüğün 88 inci maddesine göre Komisyona geri verilmişti.

Komisyon, raporunu henüz vermediğinden, teklifin müzakeresini erteliyoruz.

3. – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 arkadaşının aynı mahiyetteki kanun teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı : 553)

BAŞKAN – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısının müzakeresine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Müzakere ertelenmiştir.

4. – Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu raporu (1/689) (S. Sayısı : 631)

BAŞKAN – Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısının müzakeresine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Müzakere ertelenmiştir.

5. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (1)

BAŞKAN – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun müzakeresine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, müzakerelere başlamadan önce bir şey arz edebilir miyim efendim?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kapusuz.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Teşekkür ediyorum.

Efendim, kamuoyunun da zatıâlinizin de başından beri bildiğiniz ve takip ettiğiniz gibi, verilmiş olan gensorunun görüşülmesi kabul edilmişti, daha sonra müzakeresi yapıldı, bugün de oylaması yapıldı. Her ne kadar, yasadaki çoğunluk elde edilmemiş olsa bile, kabul 230, ret 212'dir; dolayısıyla, kabul edenlerin, bu Hükümetin düşmesini isteyenlerin rakamı 230'a ulaşmıştır. Acaba, Sayın Başbakan ve Hükümet, istifa etmeyi düşünüyorlar mı efendim?

Teşekkür ediyorum.

(1) — 626 S. Sayılı Basmayazı 17.6.1998 tarihli 103 üncü Birleşim tutanağına eklidir.

BAŞKAN – Sayın Kapusuz, böyle bir usulümüz yoktur.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, bu, tamamen yanlış bir beyandır. Yasa bellidir, alınan oylar da bellidir. Bu oy sonucuna göre gensoru reddolunmuştur; bu konuda herhangi bir şekilde tartışma yapılamaz.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, bu, bir etik meselesidir.

BAŞKAN – Sayın Kapusuz, Anayasa gayet açık. Buradaki işlemi Anayasa uyarınca yaptık ve gensorunun reddedilmiş olduğunu ilan ettik.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Etik olarak söylüyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Bunun dışındaki matematiksel işlemler, Genel Kurul salonunda değil, gerekirse, dışarıda tartışılabilecek konulardır.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Zabıtlara geçmesi bakımından belirttim. Sayın Başkan.

BAŞKAN – Geçen birleşimde tasarının 82 nci maddesi kabul edilmişti.

Şimdi, 83 üncü maddeyi okutacağım; ancak, biliyorsunuz, Vergi Kanunu Tasarısının maddeleri çok uzun, onun için, Sayın Divan Üyesi arkadaşımızın oturarak okumasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

83 üncü maddeyi okutuyorum :

ONBEŞİNCİ BÖLÜM

178 VE 190 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE

YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

MADDE 83. – 13.12.1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, 34 üncü maddesinin birinci fıkrası, Ek 8 inci maddesinin ikinci fıkrası ve Ek 9 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve anılan Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (3) sayılı Cetvel ise bu Kanuna ekli (1) sayılı listede belirtildiği şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“Bakanlık taşra teşkilatı, Defterdarlıklardan oluşur. Bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (3) sayılı Cetvelde belirtilen bölgelerde Gelirler Bölge Müdürlükleri kurulabilir. Yeni kurulacak iller ayrıldıkları ilin kapsamında olduğu Bölge Müdürlüğü merkezine bağlanır.”

“Bölge Müdürlüklerinde, Gelirler Bölge Müdürünün yönetimi altında denetim, planlama ve uygulama, istihbarat ve bilgi işlem, rapor izleme ve değerlendirme faaliyetleri ile eğitim ve destek hizmetlerinin yürütülmesi için yeteri kadar gelirler bölge müdür yardımcısı görevlendirilir.”

“Gelirler bölge müdürü ve yardımcıları

Ek Madde 9. - Gelirler Bölge Müdürü; bölge müdür yardımcıları vasıtasıyla bölgesindeki bilgi işlem hizmetlerinin belirlenen ilkelere uygun olarak yürütülmesini, istihbarat ve istatistik bilgilerinin toplanıp değerlendirilmesini ve ilgili birimlere aktarılmasını, emrindeki vergi denetmenlerinin denetim çalışmalarının planlanmasını ve bölge müdürlüğünün eğitim hizmetlerini sağlamakla görevlidir. Gelirler Bölge Müdür Yardımcıları, Bölge Müdürlüğünün işbirliği ve koordinasyon içinde çalışması ve verilen görevlerin yerine getirilmesinde Gelirler Bölge Müdürüne yardımcı olurlar.

Gelirler Bölge Müdürleri, Gelirler Genel Müdürlüğü daire başkanları, vergi inceleme yetkisini haiz Bakanlık merkez denetim elemanlığı görevinde en az on yıl bulunmuş olanlar ile en az iki yıl vergi dairesi başkanlığı yapmış olanlar; gelirler bölge müdür yardımcıları ise vergi inceleme yetkisini haiz Bakanlık merkez denetim elemanlığı görevinde en az sekiz yıl bulunmuş olanlar ile Devlet memuriyetinde en az onbeş yıl bulunmuş olan Gelirler Genel Müdürlüğü şube müdürleri, bilgi işlem merkezi müdürleri, vergi dairesi müdürleri, vergi müdürleri, gelir müdürleri ve takdir komisyonu başkanları arasından atanırlar.”

BAŞKAN – Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Algan Hacaloğlu; buyurun.

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, vazgeçtim.

BAŞKAN – Konuşmuyorsunuz.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Yakup Budak; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA YAKUP BUDAK (Adana) – Sayın Başkan, değerli üyeler; sözlerime başlarken, Grubum ve şahsım adına hepinize saygılar sunuyorum.

Malumunuz olduğu üzere, haftalardır, vergi yasalarında değişiklik yapan yasa tasarısını Meclisimizde görüşüyoruz. Bu tartışmalardan da görüyoruz ki, gerçekten, ülkemizin geleceğini, ülkemizdeki üreticiler ile tüketicileri ve Hazinemizin gelirlerinin en büyük bölümünü sağlayan vergi mükelleflerini ilgilendiren bir kanun tasarısı, Meclisimizde haftalardır tartışılıyor; fakat, bu tartışmalar yapılırken görüyoruz ki, üzerinde mutabakat sağlanması, partilerarası bir uyum sağlanması gereken maddelerin ve tasarının, bu şekilde çıkarılması, büyük sakıncaları da beraberinde getirecektir. Benim üzerinde konuştuğum 83 üncü madde de bu maddelerden biridir.

Hükümet, bir reform hükümeti olduğunu, vergi yasalarında da bir reform yapmak istediğini ve böyle bir tasarıyı da Meclisin huzuruna getirdiğini müteaddit defalar ifade etmiştir. Böyle olmasına rağmen -sözde, bir reform yapılıyor- Hükümetin Plan ve Bütçe Komisyonuna göndermiş olduğu tasarıda, benim üzerinde konuştuğum 83 üncü madde ve sonrası yoktur. Nasıl bir reform ki, Hükümet, Plan ve Bütçe Komisyonuna gönderiyor; ama, böyle bir teklifte bulunmuyor, Plan ve Bütçe Komisyonunda, birtakım etkilerle, birtakım rüzgârlarla, hem de Maliyenin, Maliye teşkilatının onbinlerce personeli ilgilendiren bir noktada, yeniden yapılandırılmasını gerektiren bir noktada, Plan ve Bütçe Komisyonundaki birtakım etkilerle, bu düzenleme geçirilmek istenmektedir. Bu da gösteriyor ki, Plan ve Bütçe Komisyonu ile Hükümet, bu Vergi Yasa Tasarısı üzerinde fikir birliği içerisinde değildir. En azından, olgunlaşmamış birtakım fikirlerle, birtakım değişiklik teklifleriyle Meclisin huzuruna gelmişlerdir.

Dolayısıyla, bu Vergi Yasa Tasarısı, bir reform niteliği taşımıyor. Sadace, Hükümetin, günü gün etmek, haftaları, ayları ve yılları bu şekilde geçirmek amacından kaynaklanmaktadır.

Şu hususu hemen ifade etmek istiyorum: Elbette, devlet hayatında, dünyanın geldiği noktada, teknolojinin ilerlediği bir noktada, Türkiye'nin geldiği noktada birtakım yapısal değişikliklerin yapılması zorunludur, gereklidir. Elbette, sadece Maliyede değil, devletin bütün kurumlarında, devletin bütün birimlerinde birtakım yasal değişikliklerin yapılması, teşkilatlanmada birtakım değişikliklerin yapılması da zorunludur, elzemdir; ama, bu, yeniden yapılanma olayını ele alırken, elbette ki, önce, devletin tanımından, devlet ile vatandaş arasındaki ilişkiden, Maliyenin yeniden tanımlanması noktasından hareket etmek ve Maliye ile mükellefleri arasındaki ilişkilerin tekrar düzenlenmesi üzerinde de durmak gerekmektedir.

Şimdi, bu yapılanmayı ve değişimi, geldiğimiz süreç zorunlu kılmaktadır diyoruz. Bununla ne yapılmak isteniyor; bir değişiklik yapılıyor, Maliye teşkilatının taşra teşkilatında gelirler bölge müdürlükleri kuruluyor. Bu zamana kadar, bu görevi ifa eden defterdarlıklar ve defterdarlıkların içerisinde alt birimler vardı. Bu birimler de, bu zamana kadar, görevlerini, büyük bir sorumluluk anlayışı içerisinde yerine getiriyorlardı. Bugünkü Hükümet, bürokrasiyi azaltacağını, kırtasiyeciliği azaltacağını, devleti küçülteceğini ve bunun için de birtakım tedbirler alacağını, gerek Hükümet programında gerekse değişik yerlerde defalarca ifade etmiştir.

Şimdi ise, devlet küçültülmüyor, bürokrasi azaltılmıyor; aksine, yapılan bu değişiklikle bürokrasi fazlalaştırılıyor, kırtasiyecilik fazlalaştırılıyor; vatandaşın devlete ve devletin taşradaki birimlerine olan bakışı iyi tahlil edilmeden birtakım düzenlemeler yapılıyor. Bu düzenleme de, maalesef, taşradaki insanımızın kafasını karıştıracak, her şeyden önce de, Maliye teşkilatında çalışan amirlerin ve memurların hepsini tedirgin edecek bir mahiyet arz etmektedir. Maalesef, yapılan değişikliklerle, onbinlerce kadro iptal ediliyor, onbinlerce kadro ihdas ediliyor. Dolayısıyla da eskiden birtakım haklar kazanmış olan, belirli statülerde olan memurların yeni düzenlemede durumlarının ne olacağı, hangi konumlara geleceği, maalesef, açık değildir, büyük bir muğlaklık içerisindedir.

REFİK ARAS (İstanbul) – Maliye Bakanlığı bu kötülüğü niye yapıyor acaba?!

BAŞKAN – Sayın Aras, lütfen hatibe müdahale etmeyin.

YAKUP BUDAK (Devamla) – Onun cevabını Sayın Maliye Bakanımız verecektir.

Şimdi, bu değişiklikler yapılıyor ama; maalesef, bu Hükümetin sicili bu noktada temiz değil. Bu zamana kadar, binlerce, onbinlerce memur, lüzumsuz yere, sunî birtakım iddialarla, çok değişik yerlere sürülmüşlerdir, görevlerinden olmuşlardır. Ben, Maliye Bakanımızın böyle düşündüğünü ifade etmek istemiyorum; ama, bu değişikliğin altında, bunu düşünmememiz için, başka hiçbir sebep olmadığı kanaatini taşıyorum. Neden; çünkü, bu Hükümetin personel ataması noktasında sicili bozuk... Hükümetin sicili bozuk! Onbinlerce kadroyu iptal edeceksiniz, onbinlerce kadro ihdas edeceksiniz; bu kadar personelin, tekrar, birtakım haklarını, hukukunu nasıl koruyacaksınız? Hangi kriterlere göre yeni makamlara, yeni yerlere atamalar yapacaksınız? Elbette, bunların da, bu Mecliste konuşulması gerekiyor.

Bu zamana kadar yapılan konuşmalarda -her ne kadar, iktidara mensup partiler konuşmayı unuttularsa da- arkadaşlarımız sık sık buraya çıkıyorlar, muhalefet partilerinin, özellikle de Fazilet Partimizin, bu kanun tasarısının çıkmaması için engelleme yaptığını ifade ediyorlar. Elbette, arkadaşların bu görüşlerine, bu düşüncelerine saygı duyarız. İktidarlar birtakım teklifler getireceklerdir, muhalefet partileri de işlerine geleni takdir edecek, işlerine gelmeyeni tekdir edecek ve işlerine gelmeyenlerin çıkmaması için elinden geleni bütün gayreti sarf edecektir. Biz, hiçbir zaman, güzel şeylerin, iyi şeylerin, vatandaşımızın hayrına olan şeylerin, ülkemizin geleceğiyle ilgili konulardaki güzel şeylerin engellenmesi yoluna gitmedik; ama, bu Hükümetin, bir bakıma, millet iradesinin önünde bir engel olduğunu iktidar partilerine mensup arkadaşlarımızın kendileri unutuyor ve muhalefet partilerindeki arkadaşlarımızın engelleme yaptığını ifade ediyorlar.

Muhterem arkadaşlar, Maliye Bakanlığının yeniden yapılandırılması söz konusudu. Yeni bir maliye sınıfı ortaya çıkarılmaya çalışılıyor, Maliyenin içerisinde ikilik meydana getirilmeye çalışılıyor. Dolayısıyla da, bazı arkadaşlarımız "bu teklifi değiştiriyoruz" diyorlar; ama niyet ortaya çıkmıştır. Bir şeyin şüyuu vukuundan da beterdir, niyet ortaya çıkmıştır ve bu düşünülmektedir. Bu zamana kadar da düşünülüyordu. Özellikle, 83 üncü maddenin Mecliste görüşülmesi hemen hemen geçen haftadan beri ertelenmektedir; bu engellemeyi de biz yapmıyoruz. Eğer, 83 üncü madde geçen hafta görüşülecekken görüşülememiş, bu zamana kadar gelmişse, bu engellemeyi de muhalefet partisi yapmamıştır, iktidarın kendi içerisindeki tutarsızlığından dolayı bu maddenin görüşülmesi bir hafta engellenmiştir. Dolayısıyla da, arkadaşlarımızın, bu noktada düzeltme yapıyoruz demelerini saygıyla karşılıyoruz, tebrik ediyoruz; ama, yapılan düzenlemede hiçbir şey yok; maalesef, yine, Maliye teşkilatı içerisine ikiliği sokuyorsunuz, birtakım insanlara, birtakım çıkarlar sağlamanın yolunu ve yöntemini araştırıyorsunuz. Yoksa, yapılan değişiklikle ilgili verilen önergeleri de okuduk ama orada, ciddî değişiklikleri de göremedik.

Muhterem arkadaşlar, devlet işlerinin görülmesinde, elbette, vatandaş ile devletin karşı karşıya olduğu noktalar, birimler, kurumların başında Maliye gelmektedir. Neden Maliye geliyor; çünkü, Maliye, devletin gelirlerini toplamakla, vatandaşın ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında ödemeler yapmakla vatandaşla karşı karşıyadır. Yapılan bu düzenleme, bu karşılaşmayı azaltacağı yerde, kırtasiyeciliği azaltacağı yerde, kurumların birbirleriyle olan ilişkilerini azaltacağı yerde, maalesef, çoğaltmaktadır.

Burada ne yapılmak isteniliyor; vatandaş ile devlet niye karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor; aynı kurumun içerisindeki birimlerin birbiriyle münasebetleri, işleri daha iyiye götürmeleri noktasında geliştirilmesi lazım gelirken niye uzaklaşılıyor, niye ara açılıyor? İşte, çağdaş yönetim anlayışlarında, bu değerlendirmelerin, bu ilişkilerin; yani, vatandaş ile devlet arasındaki ilişkilerin tekrar ele alınması, üzerinde durulması, düşünülmesi, tartışılması, geniş bir mutabakatla da bu düzenlemelerin, bu değişikliklerin yapılması lazım geliyor.

Halbuki, bu yasa tasarısı getirilirken, gerek Komisyonda görüşülürken gerek Mecliste görüşülürken, bir an önce bu yasa tasarısını çıkaralım, zamanı dolduralım zihniyeti hâkim olmuştur.

Gelişigüzel yapılacak olan bu düzenlemeler, maalesef, Maliyemizin, vergi mükellefimizin sorunlarını çözecek yerde, sorunlarını azaltacak yerde çoğaltmaktadır, sorunların üzerini örtmektedir, büyüterek geriye atmaktadır. Dolayısıyla, yapılan düzenleme, hiçbir işe yaramayacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Budak, lütfen toparlayalım.

YAKUP BUDAK (Devamla) – Yapılacak düzenlemelerin, devlet ile vatandaşı kucaklaştıracak, kaynaştıracak bir anlayışla yapılması gerektiğini ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Budak.

Gruplar adına başka söz talebi var mı efendim? Yok.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, yerimden bir hususu açıklamak üzere söz istiyorum...

BAŞKAN – Buyurun.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, Genel Kurulumun huzurunda, değerli milletvekili arkadaşımın değindiği bir iki noktayı, bir cümleyle cevaplandırmak gereğini duydum .

Bilindiği üzere, kanunlar bir prosedür içerisinde kabul edilir. Hükümetler tasarı getirirler, milletvekillerimiz teklif getirirler. Bunlar, komisyonda, oturulur, eksiğiyle gediğiyle görüşülür, kimisi değiştirilir, eksikleri varsa yeni maddeler ilave edilir, son şekli de Genel Kurulumuzda verilir ve böylece kanun olma niteliğine kavuşturulur.

Bu nedenle, arkadaşımızın, bu tasarıda da izlenmiş olan bu prosedürü bilmediğini düşünmem mümkün değildir; negatif bir algılama ve yaklaşım içerisinde değerlendirdiğini düşünüyorum ve bunu aydınlatma gereğini duyuyorum. Bunu bilgilerinize sunuyorum.

Bu çerçevede, bu düzenlemeler, tasarının diğer tüm maddelerini işler hale getirecek yeni mekanizmalara ve düzenlemelere kavuşturulmak için sunulmuştur. Yoksa, arkadaşımızın ileri sürdüğü hususların, ifade ettiği hususların hiçbiri varit değildir. Onu arz etmek isterim.

BAŞKAN – Şahsı adına, Sayın Emin Kul?..

EMİN KUL (İstanbul) – Konuşmayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Konuşmuyorsunuz.

Sayın Çetin Bilgir?..

ÇETİN BİLGİR (Kars) – Vazgeçtim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Konuşmuyorsunuz.

Sayın Hadi Dilekçi, buyurun.

M. HADİ DİLEKÇİ (Kastamonu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 83 üncü madde üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; maddenin hayırlı olmasını diliyorum.

Sayın Budak "Fazilet Partisi olarak engelleme yapmıyoruz" dediler; ancak, şimdi sayıyorum, burada 20 Fazilet Partili arkadaşım var, biraz sonra -öyle tahmin ediyorum- yoklama isteyecekler, bir engelleme yapacaklar...

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Siz de yerinizde bulunun; ne konuşuyorsunuz!

M. HADİ DİLEKÇİ (Devamla) – "Karar yetersayısı" diyecekler, bir engellemeye gidecekler (FP sıralarından "siz, önce, iktidar sıralarına bakın" sesleri) önerge verecekler, tüm Fazilet Partili milletvekillerinin isimlerini bize ezberlettirecekler...

BAŞKAN – Sayın Dilekçi, lütfen madde üzerinde konuşun. Bir Grubun ileriki davranışları üzerine yorum yapmamamız gerekir.

M. HADİ DİLEKÇİ (Devamla) – Hayırlı olsun diyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın İsmail Özgün?..

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Konuşmayacağım efendim.

BAŞKAN – Konuşmuyorsunuz.

Sayın Abdullah Örnek?.. Yok.

Sayın Ertan Yülek?.. Yok.

Sayın Saffet Benli?.. Yok.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Sayın milletvekilleri, madde üzerinde verilmiş 27 önerge vardır; geliş sırasına göre 16'sını okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 83 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki "Gelirler Bölge Müdürü" ibaresinden önce gelmek üzere "20 adet" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk

Samsun Kocaeli Ordu

Mustafa İlimen Abdulbaki Gökçel

Edirne İçel

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 83 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki "kurulabilir" ibaresinin "kurulur" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk

Samsun Kocaeli Ordu

Mustafa İlimen Abdulbaki Gökçel

Edirne İçel

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 83 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"Madde 83.– 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 8 inci maddesinin ikinci fıkrası ve Ek 9 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bölge Müdürlüklerinde, Gelirler Bölge Müdürünün yönetimi altında denetim, planlama ve uygulama, istihbarat ve bilgi işlem, rapor izleme ve değerlendirme faaliyetleri ile eğitim ve destek hizmetlerinin yürütülmesi için yeteri kadar Gelirler Bölge Müdür Yardımcısı görevlendirilir.”

“Gelirler bölge müdürü ve yardımcıları

Ek Madde 9. - Gelirler Bölge Müdürü; bölge müdür yardımcıları vasıtasıyla bölgesindeki bilgi işlem hizmetlerinin belirlenen ilkelere uygun olarak yürütülmesini, istihbarat ve istatistik bilgilerinin toplanıp değerlendirilmesini ve ilgili birimlere aktarılmasını, emrindeki vergi denetmenlerinin denetim çalışmalarının planlanmasını ve bölge müdürlüğünün eğitim hizmetlerini sağlamakla görevlidir. Gelirler Bölge Müdür Yardımcıları, Bölge Müdürlüğünün işbirliği ve koordinasyon içinde çalışması ve verilen görevlerin yerine getirilmesinde Gelirler Bölge Müdürüne yardımcı olurlar.

Gelirler Bölge Müdürleri, Gelirler Genel Müdürlüğü daire başkanları, vergi inceleme yetkisini haiz Bakanlık merkez denetim elemanlığı görevinde en az on yıl bulunmuş olanlar ile en az iki yıl vergi dairesi başkanlığı yapmış olanlar; Gelirler Bölge Müdür Yardımcıları ise vergi inceleme yetkisini haiz Bakanlık merkez denetim elemanlığı görevinde en az sekiz yıl bulunmuş olanlar ile Devlet memuriyetinde en az onbeş yıl bulunmuş olan Gelirler Genel Müdürlüğü şube müdürleri, bilgi işlem merkezi müdürleri, vergi dairesi müdürleri, vergi müdürleri, gelir müdürleri ve takdir komisyonu başkanları arasından atanırlar.”

Metin Bostancıoğlu Ali Ilıksoy Ahmet Piriştina

Sinop Gaziantep İzmir

Mehmet Yaşar Ünal Mehmet Büyükyılmaz

Uşak Adana

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 83 üncü maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "yeteri kadar" ibaresinin "ihtiyaç durumuna göre" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk

Samsun Kocaeli Ordu

Abdulbaki Gökçel Mustafa İlimen

İçel Edirne

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 83 üncü maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamenin ek 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Gelirler Bölge Müdürü" ifadesinin "Maliye Gelirler Bölge Müdürü" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk

Samsun Kocaeli Ordu

Abdulbaki Gökçel Mustafa İlimen

İçel Edirne

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 83 üncü maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Gelirler Bölge Müdürü" ifadesinin "Maliye Bakanlığı Gelirler Bölge Müdürü" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk

Samsun Kocaeli Ordu

Mustafa İlimen Abdulbaki Gökçel

Edirne İçel

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 83 üncü maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "yeteri kadar" ibaresinin "5 adet" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk

Samsun Kocaeli Ordu

Abdulbaki Gökçel Mustafa İlimen

İçel Edirne

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 83 üncü maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan "vergi denetmenlerinin denetim çalışmalarının planlanmasının" ibaresinin "vergi denetmenlerinin denetim ve inceleme çalışmalarının planlanmasının" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk

Samsun Kocaeli Ordu

Mustafa İlimen Abdulbaki Gökçel

Edirne İçel

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 83 üncü maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan "eğitim hizmetlerini" ibaresinin "eğitim ve diğer hizmetlerini" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk

Samsun Kocaeli Ordu

Mustafa İlimen Abdulbaki Gökçel

Edirne İçel

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 83 üncü maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesinin başlığının "Maliye Bölge Müdürü ve yardımcıları" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk

Samsun Kocaeli Ordu

Mustafa İlimen Abdulbaki Gökçel

Edirne İçel

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 83 üncü maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan "toplanıp değerlendirilmesini ve" ibaresinin "toplanıp değerlendirilmesini ve sonuçlarının" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk

Samsun Kocaeli Ordu

Mustafa İlimen Abdulbaki Gökçel

Edirne İçel

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 83 üncü maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Bakanlık merkez denetim elemanlığı görevinde en az on yıl" ibaresinin "Bakanlık merkez denetim elemanlığı görevinde en az sekiz yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık Fevzi Aytekin

Samsun Kocaeli Tekirdağ

Mahmut Erdir İhsan Çabuk

Eskişehir Ordu

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 83 üncü maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Bakanlık merkez denetim elemanlığı görevinde en az sekiz yıl" ibaresinin "Bakanlık merkez denetim elemanlığı görevinde en az beş yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık Fevzi Aytekin

Samsun Kocaeli Tekirdağ

Mahmut Erdir İhsan Çabuk

Eskişehir Ordu

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 83 üncü maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, ek 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Devlet memuriyetinde en az onbeş yıl" ibaresinin "Devlet memuriyetinde en az onbir yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık Fevzi Aytekin

Samsun Kocaeli Tekirdağ

Mahmut Erdir İhsan Çabuk

Eskişehir Ordu

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 83 üncü maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, ek 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Bakanlık merkez denetim elemanlığı" ibaresinin "Bakanlık denetim elemanlığı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık Fevzi Aytekin

Samsun Kocaeli Tekirdağ

Mahmut Erdir İhsan Çabuk

Eskişehir Ordu

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının 83 üncü maddesinin son cümlesinde yer alan (1) sayılı Cetvelde yer alan Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü bölge müdürlüklerinin merkezleri ve kapsadığı illere ve Samsun İlinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ilavenin yapılmasını arz ve teklif ederiz.

Mahmut Işık Musa Demirci Abdüllatif Şener

Sıvas Sıvas Sıvas

Tahsin Irmak Temel Karamollaoğlu Muhsin Yazıcıoğlu

Sıvas Sıvas Sıvas

"Bölge müdürlüğü merkezi Sıvas, kapsadığı iller Sıvas, Erzincan ve Tokat İllerinden oluşacak yeni bir bölgenin ihdası ile Erzurum bölgesinden Erzincan İlinin, Kayseri bölgesinden Sıvas İlinin ve Samsun bölgesinden de Tokat İlinin çıkarılması."

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, aykırılık işlemine başlıyoruz.

En aykırı önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 83 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu (Sinop) ve arkadaşları

"MADDE 83.– 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, Ek 8 inci maddesinin ikinci fıkrası ve Ek 9 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bölge Müdürlüklerinde, Gelirler Bölge Müdürünün yönetimi altında denetim, planlama ve uygulama, istihbarat ve bilgi işlem, rapor izleme ve değerlendirme faaliyetleri ile eğitim ve destek hizmetlerinin yürütülmesi için yeteri kadar Gelirler Bölge Müdür Yardımcısı görevlendirilir.”

“Gelirler bölge müdürü ve yardımcıları

Ek Madde 9. - Gelirler Bölge Müdürü; bölge müdür yardımcıları vasıtasıyla bölgesindeki bilgi işlem hizmetlerinin belirlenen ilkelere uygun olarak yürütülmesini, istihbarat ve istatistik bilgilerinin toplanıp değerlendirilmesini ve ilgili birimlere aktarılmasını, emrindeki vergi denetmenlerinin denetim çalışmalarının planlanmasını ve bölge müdürlüğünün eğitim hizmetlerini sağlamakla görevlidir. Gelirler Bölge Müdür Yardımcıları, Bölge Müdürlüğünün işbirliği ve koordinasyon içinde çalışması ve verilen görevlerin yerine getirilmesinde Gelirler Bölge Müdürüne yardımcı olurlar.

Gelirler Bölge Müdürleri, Gelirler Genel Müdürlüğü daire başkanları, vergi inceleme yetkisini haiz Bakanlık merkez denetim elemanlığı görevinde en az on yıl bulunmuş olanlar ile en az iki yıl vergi dairesi başkanlığı yapmış olanlar; Gelirler Bölge Müdür Yardımcıları ise vergi inceleme yetkisini haiz Bakanlık merkez denetim elemanlığı görevinde en az sekiz yıl bulunmuş olanlar ile Devlet memuriyetinde en az onbeş yıl bulunmuş olan Gelirler Genel Müdürlüğü şube müdürleri, bilgiişlem merkezi müdürleri, vergi dairesi müdürleri, vergi müdürleri, gelir müdürleri ve takdir komisyonu başkanları arasından atanırlar.”

BAŞKAN – Sayın Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, gelirler bölge müdürlüğünün bu tasarıyla getirilen düzenlemelerin etkin bir biçimde hayata geçirilmesini ve özellikle vergi denetim ve yönetiminin taşrada müessir bir biçimde ve ihtisas anlayışı içerisinde yürütülmesini teminen, gerek görevlendirileceklerin gerek görev türünün yeniden belirlenmesini içeren bu önergeye katılıyoruz, uygun görüşle Genel Kurulumuzun takdirlerine sunuyoruz.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN – Karar yetersayısını arayacağım efendim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur.

Birleşime, 16.15'te yeniden toplanmak üzere, ara veriyorum.

Kapanma Saati : 16.08

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 16.21

BAŞKAN : Başkanvekili Uluç GÜRKAN

KÂTİP ÜYELER : Hüseyin YILDIZ (Mardin), Ünal YAŞAR (Gaziantep)

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 126 ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

83 üncü madde üzerindeki, Sayın Metin Bostancıoğlu ve arkadaşlarının önergesine Komisyon uygun görüş bildirmiş, Hükümet katılmıştı; önergenin oylamasında karar yetersayısı bulamamıştık.

Vergi tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

5. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (Devam)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet yerinde.

Şimdi, önergeyi yeniden oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler_ Kabul etmeyenler_ Önerge kabul edilmiştir; karar yetersayısı vardır.

Sayın milletvekilleri, Sayın İhsan Çabuk, madde üzerinde verdikleri önergelerdeki imzalarını geri aldı; 14 önergeyi işlemden kaldırıyorum.

Sayın Mahmut Işık ve diğer milletvekili arkadaşlarımızın önergesini ise, kabul edilen önerge doğrultusunda işleme koyamıyorum.

Maddeyi, bu nedenle, kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler_Kabul etmeyenler_ Madde kabul edilmiştir.

84 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 84. – 13.12.1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde ilave edilmiştir.

“Maliye hizmetleri sınıfı

Ek Madde 26. – 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinde sayılan hizmet sınıflarına ilave olarak ve anılan Kanun kapsamında dikkate alınmak üzere “Maliye Hizmetleri Sınıfı” tesis edilmiştir. Bu sınıf, Maliye Bakanlığı merkez, taşra ve döner sermaye teşkilatı kadrolarında olup meslekle ilgili lisans düzeyinde yükseköğrenimi bulunanlar ile meslek yüksek okullarından mezun olanlardan; bu Kanunda tanımlanan Maliye memurluğuna sınavla alınanları, Hazine Avukatlarını, mesleğe özel yönetmelikleri uyarınca yarışma sınavı ile girenleri ve atamaları müşterek kararname ile yapılanları kapsar.

Ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı Cetvelin Maliye Bakanlığına ait ilgili bölümlerinden çıkarılmış; ekli (3) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı Cetvelin ilgili bölümlerine eklenmiştir.

Maliye Hizmetleri sınıfı kapsamındaki personel bu Kanun uyarınca yapılan sınıf değişikliğinden önceki hizmet sınıflarına göre; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 43 üncü maddesinin (B) bendi hükümleri ve anılan Kanuna ekli I ve II sayılı Cetvellerde belirtilen ek göstergelerden ve sözkonusu Kanunun “Zam ve Tazminatlar” başlıklı Ek Maddesi kapsamındaki zam ve tazminatlardan yararlanmaya devam ederler. Yeni ihdas edilen birinci derece işletme Bölge Müdürü kadrosuna atananlar Genel Müdürlük Daire Başkanı için belirlenmiş olan ek gösterge ve makam tazminatı; birinci derece Gelirler Bölge Müdür Yardımcısı ve birinci derece İşletme Bölge Müdür Yardımcısı kadrolarına atananlar ise Defterdar Yardımcısı için belirlenmiş ek göstergeden yararlanırlar.

Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 43 üncü maddesinin uzman çalıştırılmasına ilişkin hükümlerine göre Maliye Bakanlığının taşra teşkilatında Muhasebe Uzmanı çalıştırılabilir. Bunlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesi “Ortak Hükümler” bölümünün (A) bendinin 11 inci fıkrasında belirtilen bir derece yükselmesinden ve anılan Kanunda Gelir Uzmanları için belirlenmiş ek gösterge, zam ve tazminatlardan yararlanırlar. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Ek 26 ncı maddesi ve anılan Kanuna ekli IV sayılı Makam Tazminatı Cetvelinin 8 inci sırasına göre makam tazminatı ödenmesinde; 15.04.1997 tarihinden önce belirtilen sırada sayılan görevlere ilişkin denetim birimlerine girmiş bulunanlar ile daha önce bu görevlere atanmış olup sözkonusu tarihten önce emekli olanlardan en az üç yıl süreli yükseköğretim mezunu olanlar sadece eğitim seviyesi açısından dört yıl süreli yükseköğretim mezunu kabul edilir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli (II) Sayılı Cetvelin “4- Başbakanlık ve Bakanlıklarda” bölümünde yer alan “Bilgi İşlem Merkezi Müdürü (Maliye Bakanlığı – Bölgede)” ibaresi “Bilgi İşlem Merkezi Müdürü (Maliye Bakanlığı)" olarak değiştirilmiş ve anılan bölümden “Vergi İstihbarat Müdürü (Maliye Bakanlığı)” ibaresi çıkarılmıştır.

13.11.1996 tarih ve 4208 sayılı Kanunun geçici ikinci maddesinde yer alan “en geç altı ay” ibaresi “31.12.1998 tarihine kadar” şeklinde uygulanır. Anılan Kanunun uygulanması sırasında karşılaştıkları şüpheli işlemleri bildirmekle yükümlü olanlar, bu bildirimleri nedeniyle sorumlu tutulamazlar. Hizmetlerinden yararlanmak üzere Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığınca görevlendirilen konusunda uzman personele sözkonusu Kanunun 14 üncü maddesi ikinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen göstergeleri aşmamak üzere verdikleri hizmet karşılığında aynı usul ve esaslara göre ödemede bulunulabilir.”

BAŞKAN – Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Algan Hacaloğlu...

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, izin verirseniz, maddeyle ilgili konuşmalar başlamadan önce bir açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun; istediğiniz zaman konuşabilirsiniz.

Sayın Hacaloğlu, biliyorsunuz, Hükümet istediği zaman konuşabilir...

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Efendim, söz hakkımı Sayın Bakana bırakıyorum.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Hacaloğlu'na da teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bir ayı geçkin bir süredir üzerinde çalıştığımız vergi yasa tasarısının son kısmına gelmiş bulunuyoruz. Bu son bölüm, değişik şekillerde eleştirilere uğradı. Değişik şekillerde eleştirilere uğrarken de, burada, idareyle ve personelle ilgili düzenlemelerin yapılmaması, bunların başka bir yasal düzenlemeyle Meclisin gündemine gelmesi gerektiği de dile getirildi.

Bu tür savların, bir noktaya kadar haklılık payı vardır, doğrudur da; ancak, değerli milletvekilleri, eğer, bu kapsamda bir vergi düzenlemesi yapıyorsanız ve bu vergi düzenlemesiyle de, idarenin şimdiye kadar üstlendiği işlevlerin ötesinde, onlara, kat kat daha fazla işlevler veriyorsanız, bunu uygulayacak idareyi de yeniden düzenlemeniz, buna göre düzenlemeler yapmanız, idareyi bunların altından kalkabilecek bir konuma getirmeniz bir zorunluluktur. Bu zorunluluğu, biz, bu yasanın arkasına eklediğimiz bu maddelerle yerine getirmeye çalıştık.

Bu vergi düzenlemeleriyle ne yapılıyor. Değerli milletvekilleri, bu vergi düzenlemeleriyle yapılan en önemli değişikliklerden bir tanesi de, şimdiye kadar vergi dairesinde oturup da, her sene hayat standardı esasına göre kendiliğinden artan matrahlarla beyanname bekleyen vergi memuru yerine, mükellefini ve vergisel olayları izleyen, vergiyi doğuran olayları yakından takip eden, bunun için sistem oluşturan, buna göre de mükelleflerini bilgilendiren ve vergilendiren –bunun altını özellikle çiziyorum- vergi idaresi tipine geçiyoruz. Demek ki, bununla, vergi dairesinde gerçek anlamda bir reform gerçekleştiriyoruz; artık, sırtüstü yatıp da beyanname beklemek yerine, vergilendirme yapacak bilgili vergi memuru...

Bunu nasıl sağlarsınız? Dünyada bunun örneği, bunun şekli, maliyeyle ilgili, vergiyle ilgili çalışan insanların bir kariyer mensubu olarak yetiştirilmeleri ve adlandırılmalarıyla mümkün olmuştur. Bu nasıl olur; belirli eğitimden geçmiş olan insanları, sınavla alırsınız, eğitimlerini verirsiniz, eğitimin sonunda yeniden bir sınavdan geçirmek suretiyle mesleğe atarsınız. İşte, maliye memurluğunun, meslek memurluğunun esası budur; kariyeri de budur, kariyeri de oradan başlar. Oradan, sonra, bütün kademelerin hepsine sınavla yükselir; memur olarak gelir, şef olmak için sınava girer, müdür yardımcısı olmak için sınava girer, müdür olmak için sınava girer; her birinin ayrı ayrı sınavı vardır.

Değerli milletvekilleri, işte, bizim, sistem değişikliği içeren bu vergi kanunlarımızı uygulayacak maliye memurunu da bunun içerisinde tanımlamamız gerekiyordu ve biz, burada, bu tanımlamayı yaptık. Malîye hizmetleri sınıfı diye yaptığımız, getirdiğimiz düzenleme bundan ibaretti. Ancak, bunu, her fırsatta, burada ifade ediyorum. Biz, koalisyon ve aynı zamanda da bir azınlık hükümetiyiz. İstediğimiz her şeyi, içimizden geçen her şeyi, doğruluğuna bütün gönlümüzle inansak bile, gerçekleştirme olanağına sahip değiliz. Eğer, bu kapsamda bir değişiklik yaptıktan sonra, personelle ilgili, idareyle ilgili bu düzenlemeleri yapmadığınız zaman, bu yasanın başarı şansını göremiyorsanız, bunları getirirsiniz, bu düzenlemeleri yapmak zorunda kalırız. Ancak, bu, bunların mutlaka uygulanmayacağı anlamına gelmez; ama, 2000 yılından sonra kuracağınız idarenin temellerini bugünden atmazsanız, adımlarını bugünden atmaz, ilkelerini bugünden belirlemezseniz, gelecekte yapacağınız pek fazla bir şey olmayabilir; en azından, çok büyük ölçüde zaman kaybedersiniz.

Biz, vergi dairesinin bu işlevini yerine getirecek olan memurlar için de bir eğitim sistemi getirmek zorundayız. Şimdiye kadar rahattık; sizler çok yakından biliyorsunuz. Ben, bu Parlamentoda vergi memuruyla ve vergi denetim elemanlarıyla karşılaşmamış insan olduğunu zannetmiyorum. İnsanlarımızın büyük bir kısmı, büyük bir açlık duymalarına karşın, eğitilmek istemelerine karşın, eğitim olanaklarını bulamamakta vergi dairesinde; çünkü, bunlara bu olanakları sunacak kurumlarımız yok. Hizmetiçi eğitim kurumu olarak kurduğumuz ve haftalık veya onbeşer günlük eğitimlerle sağlamaya çalıştığımız düzey, işte, ulaşabildiğimiz bu düzey; daha fazlası değil. O zaman, demek ki, bu maliye memurlarını eğitecek bir kurumu da beraber getirmek zorundayız. Bu kurum kuruluyor diye hemen yarın bütün ihtiyacımızı karşılayacak değil; ama, en azından 2000-2005 yılına gelindiğinde, Türkiye'nin, belirli eğitimleri almış, üstelik, hem teorik hem pratik eğitimlerini almış maliye memurlarına, vergi memurlarına da ihtiyacı var. İşte, bu amaçla, bunun ötesinde "Maliye Eğitim Akademisi" diye bir düzenleme getirdik. Bu, tam anlamıyla bir hizmetiçi eğitim kurumudur; ancak, bunu, normal hizmetiçi eğitim kurumlarının ötesinde, hem teorik hem de pratik eğitim veren ve üstelik, buradan çıkan insanların belirli bir kariyere ulaştığını ortaya koyabilmek için de "Hizmetiçi Eğitim Akademisi" olarak adlandırdık. Burada, üniversitelerden getirdiğimiz eğitmenlerle, onların nezaretinde, pratikten gelen insanlarla teorik eğitim, artı, her gördüğü teorik eğitimin arkasından vergi dairesine gönderip pratik eğitim verdirmeyi amaçladık. İşte, bu düzenleme, bunun arkasından gelen düzenleme de o idi.

Değerli milletvekilleri, size iki tane rakam okumak istiyorum: İstanbul'da, tahsilat tutarı 361 trilyon lira olan bir vergi dairesinin tek sorumlusu ve yöneticisi durumunda olan vergi dairesi müdürüne, şu anda, 139 milyon lira para veriyorum ben. Maliye Bakanlığında, İstanbul'da 361 trilyon lira tahsilatı olan vergi dairesi müdürünün ücreti, 139 milyon liradır. Bunu bilmenizde büyük yarar var.

Aynı şekilde, trilyonlarca liralık vergi denetimlerinin altına imza atan veya o kişilerle bire bir temasta bulunan insanlara, müfettişlere, hesap uzmanlarına, vergi denetmenlerine verdiğimiz para, yeni giren bir maliye müfettişi için, 146 milyon lira.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Karayolları Genel Müdürüne ne kadar veriyorsunuz Sayın Bakan?

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla) – İşte, şu koşullar altında, biz, bu vergi kanunlarını uygulamak üzere yola çıkmış bulunuyoruz.

Sistemin işleyişi açısından, üniversiteyi yeni bitirmiş, maliye memuru olmuş, vergi memuru olmuş bir elemanımıza verdiğimiz para da, şu anda, 59 milyon lira.

FİKRET KARABEKMEZ (Malatya) – Karayolları Genel Müdürü ne kadar alıyor? Çok mu alıyor?

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla) – Bu koşullar altında, biz, bir vergi uygulamasına gidiyoruz. Biz, sizlerin huzuruna, bununla ilgili bazı düzenlemeler getirdik.

Karayolları Genel Müdürü daha az alıyor, şunlar daha az alıyor olayları karşısında, zaten, söylenecek pek fazla sav yok. Bunların hepsi, temel olarak, düzenlenmesi gereken konulardır. Bunların hepsinin birlikte yapılması en doğru mantıktır, yapılması da gerekir; ancak, bu devlette bazı öncelikler olduğunu da kabul etmemiz gerekir.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Önce teknik personele...

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla) – Bunları, vergi memurlarına sağladığınız olanaklarla bu vergi kanunlarını uygulamazsanız, teknik personele de, diğer personele de verebilecek pek fazla para toplayamazsınız. Ancak, bu savların tamamen de yabana atılacak savlar olmadığını biz kabul ettik ve bu düzenlemelerin, şu Parlamento yapısı içerisinde, Hükümetimizin de içerisinde bulunduğu konumu da dikkate alarak, şu aşamada düzenlenmemesi gerektiğine karar verdik. Arkadaşlarımızın bazı önergeleri var, önerileri var; bunlar, bu çerçeve içerisinde görüldü. Zannediyorum, maliye memurlarına, en azından, kalkıp da ilave herhangi bir düzenleme yapmaksızın, eğitim ihtiyaçlarını ve gelecekteki düzenlemelerini göz önünde bulundurarak... Çünkü, bu düzenlemeler, maliye memuruna, bugün itibariyle, milyonlarca ilave bir şey getirmiyordu. Getirmediğini, Parlamentoda konuyla ilgilenen herkese teker teker kanıtladım; ancak, gelecekle ilgili bir sınıf oluşturulması konusundaki bu engellemeleri ve engellemeden sonraki alkışları da, tamamen, Türk Ulusunun takdirine bırakıyorum elbette ki.

Buradaki düzenleme, doğru bir düzenlemeydi, yanlış olduğu için geri çekilmiyor. Malî idare, er geç bu düzenlemeleri yapacak, bu düzenlemelere kavuşacaktır; aksi takdirde, çağdaş bir vergi sistemi kurmak mümkün değildir. Sadece kanunla bunu kuramazsınız, idareyle de bunu kurmak zorundasınız. Ancak, dediğim gibi, şu andaki koşullar içerisinde, burada yapacak pek fazla bir şeyimiz yok. Hükümetin konumu gereği olarak, malî hizmetler sınıfıyla ilgili düzenlemelerimizi, bunlarla ilgili düzenlemelerimizi, arkadaşlarımızın önerisi üzerine geri çekmek zorunda kalıyoruz veya konumunda kalıyoruz.

Onun dışındaki düzenlemelerimiz, tamamen teknik düzenlemelerimiz. İlave herhangi bir kadro ihdası, kesin olarak, geçen düzenlemede de söz konusu olmadı. Bazı arkadaşlarımız, özellikle, ek maddeleri okumuş olsalardı, otomatik iptal ve ihdasların çalıştığını görürlerdi. Yani, malî hizmetler sınıfına atanacak her personelin, arkasından, genel idare hizmetlerinde işgal etmiş olduğu kadronun otomatik olarak iptal edildiğini, yasanın içerisine yazmıştık; dolayısıyla, o çerçeve içerisinde, bir tek bile ilave kadro koymuyorduk. Yalnız, bunun içerisinde, vergi denetmenleri için, maliye müfettişleri için, hesap uzmanları için, gelirler kontrolörleri için, bizim, ilave kadrolara ihtiyacımız vardı, onları belirtmiştik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Bakan, konuşmanızı toparlayın lütfen.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan.

Zaten, bunlar, hepinizin bildiği gibi, sınavla girilen kadrolardır, yeterlikle yükselinen kadrolardır. Alıp yetiştirebileceğimiz insan sayısı, yılda, en fazla, belki 50'dir, belki 100'dür; ama, bunlar, bu çerçevede, bu listeye ilave edilmiştir. Sırf onu çıkarmamak için, ilave bir şeyler koyduk.

Düzenlemeler bundan ibarettir. Yapılan bu yeni revizyondan sonra da, zannediyorum, bu konuda eleştirilecek pek fazla bir nokta kalmamaktadır.

Bu konuları açıklama gereğini duydum.

Teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın Hacaloğlu, konuşacak mısınız?

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Konuşmayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Sait Açba. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA SAİT AÇBA (Afyon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının 84 üncü maddesi üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının 84 üncü maddesiyle, 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye "Ek Madde 26" ilave edilmektedir. Bu maddeyle maliye hizmetleri sınıfı ihdas edilmekte ve maliye hizmetleri sınıfı, kapsam olarak, bir taraftan Maliye Bakanlığı merkez teşkilatında, diğer taraftan taşra teşkilatında ve döner sermaye teşkilatı kadrolarında olup, meslekle ilgili lisans düzeyinde yükseköğrenimi bulunanlar ile meslek yüksekokullarından mezun olanlardan, bu Kanunda belirtilen maliye memurluğuna sınavla alınanları, müşterek kararnameyle atananları, özel yönetmelik gereği mesleğe yarışma sınavıyla girenleri ve Hazine avukatlarını da kapsam içerisine almaktadır.

Yine, taşra bünyesinde de, bir taraftan bilgiişlem merkezi, diğer taraftan istihbarat ve denetim hizmetlerinin etkin bir şekilde sürdürülmesi amacıyla gelirler bölge müdürlükleri ve vergi dairelerinin işyükünün azaltılması ve iş akışında sürat ve etkinliğin sağlanması amacıyla yeni vergi daireleri ve vergi daire başkanlıkları kurulması ve yine, taşra teşkilatında da muhasebe uzmanı çalıştırılmasıyla ilgili düzenlemeler yer almaktadır. Bu arada, en son arz ettiğim düzenlemelerin, zaten, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde 1998 yılı programı içerisinde yer alan düzenlemeler olduğunu da belirtmek isterim.

Tasarının bu maddesiyle maliye hizmetleri sınıfı oluşturulmaktadır. Tabiî, maliye hizmetlerine, hizmetin özelliğine bakıldığında, genel idare hizmetlerinden çok farklı olarak, maliye hizmetlerinin bir klasifikasyona tabi tutulma zorunluluğu vardır. Dolayısıyla, maliye hizmetleri sınıfı ihdasının, aslında, yerinde bir düzenleme olduğunu da açık ve net bir şekilde belirtmek isterim.

Tabiî, maliye hizmetleri sınıfı ihdas edilirken dikkate alınması gereken hususun ne olduğunu da, bu arada, arz etmek gerekiyor. Bir defa, Türk kamu yönetiminde, yıllardan beri, kamu yönetiminin yeniden yapılanmasıyla ilgili çeşitli siyasî partilerin -hemen hemen hepsinin- söylemleri var ve bu çerçevede, kamu personel rejimiyle ilgili düzenlemelerin yapılması zarureti var. Gerçekten, Türk kamu personel rejimine bakıldığında, yıllardır çıkarılan kanunlarla ve kanun hükmündeki kararnamelerle bu sistemin tamamıyla dejenere olduğunu açıkça görmekteyiz. Yani, burada, biz, maliye hizmetleri sınıfına karşı değiliz, ihdasının uygun olacağını düşünüyoruz; ama, bu ihdası, Türk kamu yönetimi bütünlüğü içerisinde, bir kamu personel rejimi içerisinde, yeniden bir yapılanma projesi içerisinde gerçekleştirmenin daha yararlı olacağını düşünmekteyiz. Tabiî, böyle bir sınıf ihdas edilirken, şüphesiz, sınıf ihdasına paralel olarak, diğer taraftan özlük haklarıyla ilgili düzenlemeler de kaçınılmaz olmaktadır. Nitekim, 86 ncı maddeye baktığımızda -ilgili madde geldiğinde, daha fazla, geniş bir değerlendirme yapmak mümkün olabilecektir- orada, özlük haklarıyla ilgili yeni düzenlemelerin söz konusu olduğu görülecektir. Tabiî, özlük haklarıyla ilgili bu düzenlemelerin, gerçekten, kamu kesimi ücret rejimindeki dejenerasyonu biraz daha artırmaya yönelik olduğunu da açıkça belirtmek gerekmektedir.

Şüphesiz, maliye hizmetlerinin etkin olarak yapılması açısından, verginin etkin olarak toplanması açısından, bugün, maliye personelinin almış olduğu ücretlerin yeterli olduğunu söylememiz hiçbir zaman için mümkün değildir. Sayın Bakanın, biraz önce, trilyonları teslim etmiş olduğumuz vergi dairesi müdürleriyle ilgili arz etmiş olduğu maaş ve ücretlere bakıldığında, gerçekten, bu çerçevede, maliye hizmetlerinin veya vergi toplama hizmetlerinin etkin olması, hiçbir zaman mümkün olmayacaktır. Ancak, bu düzenlemenin, 86 ncı maddenin uygulamaya girmesi durumunda, gerçekten, kamu personeli ücret rejiminde, kamu personeli arasında ve diğer kurumlar arasında ciddî anlamda uçurumlar ortaya çıkarabileceği gibi bir sonuç da ortaya çıkabilecektir. Bunun için, kamu personeli ücret rejiminde, tüm kamu personeli dikkate alınmak suretiyle, pek çok kanun ve kanun hükmündeki kararnamenin ayıklanması suretiyle ciddî anlamda bir reformun yapılması ve bu reform çerçevesinde de, gerçekten, Maliye Bakanlığının ihtiyacı olan personelle ilgili yeterli düzenlemelerin yapılması daha doğru olacaktır diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Açba.

Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Mehmet Sağlam; buyurun efendim.

DYP GRUBU ADINA MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan vergi kanunu tasarısının özellikle 84 üncü maddesiyle 85 ve 86 ncı maddeleri, yeni bir düzenleme getiriyor; bununla ilgili, Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere huzurunuzdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İlkönce -daha evvel de bir vesileyle Yüce Meclise arz etmiştim- bu kanun tasarısının başlığında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda bir değişiklik yapılacağına dair bir hüküm yok. Esasen, buradan hareketle, 84 üncü madde, 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ek madde ilave edilmesi şeklinde getirilmiş. Şimdi, İçtüzüğün "kanun hükmünde kararnamelerle ilgili genel görüşme yapılır, ilave görüşme yapılamaz" hükmünü bile bir tarafa bırakırsak, en azından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun yeni bir sınıf ihdasına dair olan hükümleri, o kanunun çok önemli, temel maddeleri arasındadır. Yani, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, kamu görevlilerini, gördükleri eğitim ve yaptıkları iş esas alınmak suretiyle, iki temel kıstasla, genel idare hizmetleri sınıfı, sağlık hizmetleri sınıfı gibi bazı sınıflara ayırmıştır.

Şimdi "maliye hizmetleri sınıfı" diye bir sınıf ihdas ediyorsunuz. Bunun içerisinde, diyelim ki, Maliyedeki bir müsteşar -diğer bir bakanlığın müsteşarından ne farkı var ki, genel idare hizmetleri sınıfından alacaksınız, maliye hizmetleri sınıfına geçireceksiniz- yahut Maliyedeki bir genel müdür... Bunlar, bütün bakanlıklar için "genel idare hizmetleri sınıfı" olarak tahsis edilmiş, sınıflandırılmış.

Eğer, gerçekten, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda ciddî bir değişiklik yapmayı düşünüyorsanız ve yeni sınıflar ihdas etmeyi düşünüyorsanız, oturursunuz, 657'yle ilgili bir çalışma yaparsınız ve bir yeni sınıf ihdasının gerekçeleriyle beraber, bu Yüce Meclisi ikna edersiniz ve bu geçer; ama, adını, başlığına bile koymadığınız vergi tasarısı içerisine böyle bir şeyi sokuşturmak, en azından, ne bugünkü mevcut İçtüzüğün hükümleriyle bağdaşıyor ne de bir kanun yapma tekniğiyle bağdaşıyor.

Şimdi, ilave olarak, ayrıca şunu da söyleyeyim: Bu hüküm, vergi reformu olarak bilinen kanun tasarısına, Bakanlar Kurulunca kararlaştırılmış şekliyle girmiyor. Alt komisyonda 81 inci madde olarak kabul edilen bu maddenin Plan ve Bütçe Komisyonunda aynı şekilde kabul edilmesi beklenirken, adı geçen komisyon, yapılan itiraza rağmen, gece, saat 02.30 sularında yapmış olduğu beşinci oturumunda, verilen önergelerle, Maliye Bakanlığı personeline ayrıcalıklar getiren yeni şeyler koyuyor.

Bakınız, Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen 84 üncü maddeye göre, "657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinde sayılan hizmet sınıflarına ilave olarak 'Maliye Hizmetleri Sınıfı' tesis edilmiştir" deniyor. 86 ncı maddenin (a) fıkrasıyla da, bu sınıfa dahil memurlara, diğer özlük hakları yanında, en yüksek devlet memuru aylığının (ekgösterge dahil) brüt tutarının yüzde 200'üne kadar, müfettiş, uzman ve denetim elemanlarına, Vergi Usul Kanununun 131 inci maddesi gereğince, yüzde 300'üne kadar maliye hizmetleri tazminatı ödenmesi" ve aynı maddenin (b) fıkrasıyla da, söz konusu personele, en yüksek devlet memuru aylığının (ekgösterge dahil) brüt tutarının yüzde 100'üne kadar ek tazminat ödenmesi hususlarında Maliye Bakanına yetki verilmesi hükme bağlanıyor.

Burada, basit bir karşılaştırma yapalım, Başbakanlık Müsteşarı, bugün, net 319 milyon lira civarında para alıyor; bu tasarı yasalaştığında, Maliye Bakanlığı Müsteşarı, bu maddeyle, 486 milyon lira net para alacak; burada, Başbakanlık Müsteşarından 160 milyon lira civarında fazla alacağı gözüküyor.

Maliye Bakanlığındaki bir genel müdürün maaşı, başka bir bakanlıktaki genel müdürün maaşıyla mukayese edildiği takdirde, diyelim ki, Maliye Bakanlığındaki bir genel müdürün bugünkü 253 milyon 753 bin lira olan maaşı 376 milyon liraya çıkıyor. Maliye Bakanlığındaki bir daire başkanının maaşı, neredeyse, diğer bir bakanlıktaki bir genel müdürün maaşından bile fazla duruma getiriliyor.

Biz, Maliye Bakanlığındaki personelin daha fazla para almasına karşı değiliz; ama, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu çerçevesinde ücret rejiminde bir denge kurulmuş ve bu denge muhafaza edilerek, bu arkadaşlarımıza, tatmin edici ücretler verilebilir.

Bakınız, bildiğim kadarıyla, yine, bu Hükümetin, Devlet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk'ün koordinatörlüğünde, hazırladığı bir memurlar kanun tasarısı var; bir de, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin malî, sosyal hak ve yardımlarına ilişkin kanun tasarısı var. İşte, bununla ilgili düzenlemelerde, bakanlıkların veya görevlilerin birtakım özellikleri, nitelikleri dikkate alınmak suretiyle, temel düzenlemeler yapılabilir; ama, bir vergi kanununda adını bile koymadan, bu tip düzenlemelerin yapılması, bizce doğru değildir.

Bakın, gerekçede deniliyor ki: "Maliye Bakanlığının görev ve yetkileri ile devlet içindeki önemi dikkate alınarak..." Şimdi, peki, 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanuna bakın. Başbakanlığın, devlet içindeki önemi, Maliyeden daha mı az?! 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesine bakın. Bunların adalet işleri daha mı az önemli?! 3152 sayılı İçişleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanununa bakın. Onlar da, herhalde, kendilerine göre, devletin içgüvenliği bakımından önem taşıyorlar. 2 nci maddesiyle, Türkiye Cumhuriyetinin, yabancı devletlerle, uluslararası ilişkilerini düzenleyen 4009 sayılı Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanuna bakın. Bunun önemi daha mı az?! Yani "devletin çeşitli fonksiyonlarından biri, şu kadar önemlidir; öyleyse, buna şunları getirelim" yerine, bu denge, bütünü dikkate alınarak sağlanmalıdır ve -Sayın Bakan haklı- tatmin edici ücretler getirilmelidir; ama, kodifiye ediş şekli yanlış, getiriliş biçimi yanlış. Bunlar, tasarıya, alt komisyonlarda, saat 02.00'lerde, 03.00'lerde eklenmemeli ve devletin diğer uzuvlarının da genel düzenleme içerisinde dikkate alınması suretiyle yapılmalıdır.

Şimdi, 84 üncü maddeyle, Maliye Bakanlığına, yaklaşık, 63 bin kadro ihdası öngörülüyor. Şimdi, değerli arkadaşlarım, 63 bin kadro da öngörülebilir, 163 bin kadro da; ama, devletin usullerine bakarsanız, 190 sayılı Genel Kadro Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri var. Bunlara niçin riayet edilmemiş? Bu kadrolar, 55 inci Hükümetin Bakanlar Kurulunda görüşülmeden, neden, önergelerle Plan ve Bütçe Komisyonundan geçiriliyor? Adı da, kanun tasarısı.

Sağlık Bakanlığının 35 bin, Adalet Bakanlığının 15 bin, Emniyet Genel Müdürlüğünün 36 bin kadrosu, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye uygun şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisine intikal ediyor. Maliye Bakanlığının 63 bin kadrosunun da, Genel Kurula, aynı usulle -bu kadroların Meclise getirilişine dair kanun hükmünde kararnamedeki geleneklere, uygulamalara sadık bir biçimde, teamüllere uygun bir biçimde- getirilmesi gerekir; ama, böyle yapılmamıştır.

Bu tasarı kanunlaştığı takdirde, bunu, bir vergi reformu yerine, Maliye Bakanlığı personelini ihya reformu şeklinde tavsif etmek mümkündür. Devletin diğer memurları, kamu görevlileri de, durumlarına göre, bu ihyadan nasiplerini almalıdır. Dediğim gibi, Hükümetimizin personelden sorumlu devlet bakanlığının hazırladığı ve tüm personeli içine alan iki kanun tasarısı mevcut iken, böyle bir ilavenin yapılmasını, gerçekten, doğru bulmuyoruz.

Sayın Bakanın -o konularla ilgili- geri çekme konusundaki görüşüne katılıyoruz. 85 inci maddede, ayrıca, bu akademi konusuyla ilgili görüşlerimizi dile getireceğiz.

Hizmetiçi eğitimin önemini müdrikiz. Hizmetiçi eğitim, her meslekte insanların kendilerini yenilemesi için, gerçekten, çok önemlidir, yapılması gereken bir olaydır; ama, hizmetiçi eğitim merkezleri, hizmetiçi eğitim başkanlığı, bütün bakanlıkların uyguladığı bir yöntemdir. Akademi yöntemi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Sağlam, toparlayınız.

MEHMET SAĞLAM (Devamla) – Akademi kurma meselesi, Yükseköğretim Kanunu ve Anayasanın 131 ve 132 nci maddeleri muvacehesinde, yanlış bir yoldur. "Hizmetiçi eğitim merkezi başkanlığı" şeklinde bir eğitim merkezi kurulabilir ve yine, Sayın Bakanın isabetle üzerinde durduğu gibi, hizmetiçi eğitim, istenilen düzeyde yapılabilir. Üniversiteler Kanununun 38 inci maddesi, istedikleri üniversiteden, istedikleri düzeydeki akademik personelin istedikleri sürece Bakanlıkta istihdamına ve gerçekten, çağdaş bir hizmetiçi eğitim yapmalarına imkân verecek düzeydedir.

Dolayısıyla, tasarının da bu şekilde düzeltilmesinde, 86 ncı madde ile 84 üncü maddenin tasarıdan çıkarılmasında büyük yarar olduğunu Doğru Yol Partisi Grubu adına bildiriyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Sağlam.

Şahsı adına, Sayın Emin Kul...

EMİN KUL (İstanbul) – Vazgeçtim.

BAŞKAN – Sayın Çetin Bilgir; buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

ÇETİN BİLGİR (Kars) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu maddenin geri çekilme gerekçelerini ve bunun yerine getirilmek istenen öneriyi de Sayın Bakandan dinledik.

Verilen önerge hakkında az buçuk bir bilgim olduğu için, ona dair bazı şeyler söyleyeceğim. Bildiğimiz kadarıyla, maliye memurluğu sınıfı kalktı. Burada, zannediyorum, yeni önergeyle, aynı zamanda, denetim elemanlarının sayısı çoğaltılıyor. Bakanımızın açıklamaları doğrultusunda anladığımız şekilde, bütün genel müdürlüklerdeki uzmanlara yeterlik sınavı getiriliyor. Bu arada, uzman çalıştırılabilmesi için düzenlemeler yapılıyor. Eskiden, sadece merkezde uzmanlar vardı; ama, sanıyorum, dışarıda çalıştırılabilmeleri için de düzenlemeler yapılıyor. Aynı şekilde, yine, denetmenler için de, sanıyorum, yeterlik aranacak.

Uygun bir düzenlemedir; hayırlı olsun diyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Hadi Dilekçi?..Yok.

Sayın İsmail Özgün; buyurun.

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz çeşitli vergi kanunlarında değişikliği öngören 626 sıra sayılı kanun tasarısının 84 üncü maddesi üzerinde kişisel olarak söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, 84 üncü madde -Plan ve Bütçe Komisyonundan Meclisin huzuruna gelmiş olan şekliyle ifade edecek olursak- Maliye teşkilatı içerisinde "maliye hizmetleri sınıfı" diye yeni bir sınıfın ihdasını içermekteydi. Tabiî, Maliye teşkilatımızın çok büyük görevleri vardır. Şimdi burada, geçici maddeleriyle beraber, aşağı yukarı 100 maddenin üzerinde maddesi olan bir kanun tasarısını görüşüyoruz ve çok kapsamlı, birçok kanunda değişikliği öngören bir kanunun buradan çıkmasına, çok az sayıda madde kaldı. Dolayısıyla, bu kadar kapsamlı değişiklikleri uygulayacak olan, bunları takip edecek olan, denetleyecek olan Maliye teşkilatımızın da, elbette, bugün noktadan, hem eğitim seviyesi olarak hem de görevleri ve fonksiyonları itibariyle, çok daha ileri noktalarda olması gerekir; ancak, tabiî, bu sınıf buraya ihdas edilirken, Maliye teşkilatının tümü göz önünde tutularak yapılmamış, sadece, Maliye teşkilatında şeflik makamının üzerindeki makamlar dikkate alınmak suretiyle, "daha alt seviyelerde imtihana tabi tutulmak ve sicillerinde herhangi bir bozukluk olmamak kaydıyla" diye birtakım düzenlemeler yapılmış; ama, Sayın Bakanın, biraz önce burada ifade ettiklerinden anlıyoruz ki, maliye hizmetleri sınıfından vazgeçilecek, bir önergeyle, bu, kanun metninden çıkarılmış olacaktır.

Gerçi, 84 üncü madeden çıkarılıp, daha sonra görüşeceğimiz 86 ncı maddeye bir geçici madde olarak ilavesi öngörülecek olan bir husus var; ben, ona değinmek istiyorum. 84 üncü madde, 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kararnameye maliye hizmetleri sınıfının ilave edilmesi için getirilen bir düzenleme olmakla beraber, bu maddeyle hiç ilişkisi olmadığı ve kanun yazım tekniğine de uymadığı halde, bu maddenin son fıkrasıyla 4208 sayılı Kanunda bir değişiklik yapılmaya çalışılmış. O son fıkrada ne deniliyor: "13.11.1996 tarih ve 4208 sayılı Kanunun geçici ikinci maddesinde yer alan 'en geç altı ay' ibaresi '31.12.1998 tarihine kadar' şeklinde uygulanır..." Burada, 4208 sayılı Kanundaki altı aylık süre haliyle bitmiş ve bunu, 31.12.1998 tarihine uzatmaya yönelik bir değişiklik yapılmak isteniyor. Tabiî, bu, maliye hizmetleri sınıfıyla hiç alakası olmayan ve kanun tekniğine de çok aykırı bir konudur. Burada 4208 sayılı Kanunun içeriği de söylenmiyor, sadece bir süre uzatımı yapılmaya çalışılıyor. Tabiî -bizim buradaki endişemiz- herhalde, Hükümet, bu teşkilata, kurula, geçici görevle getirilen vergi denetmenlerinin asıl uzman alımını sağlamaya yönelik bir düzenleme yapmaya çalışıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Özgün toparlayalım efendim.

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Şimdi, bu madde değiştirildiğine, geri çekildiğine göre, bu, 86 ncı maddede bir geçici madde olarak önümüze gelecek; bunu orada da tartışacağız. Bu, fevkalade önemli bir konudur ve bu kurulla ilgili olarak Refahyol döneminden beri ne yapılmıştır, bu dönemde ne yapılmıştır, şimdi getirilen bu düzenlemeyle ne yapılamaya çalışılmaktadır, bunu 86 ncı maddede görüşeceğiz.

Ben, hepinize saygılarımı, hürmetlerimi sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özgün.

Madde üzerinde 24 adet değişiklik önergesi vardır; bu değişiklik önergelerinin 16'sını, Anayasaya aykırılık önergleriyle birlikte geliş sırasına göre okutarak işleme koyacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 84 üncü maddesinde yer alan "Maliye Hizmetleri Sınıfı" başlıklı ek madde 26'nın metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

Ertan Yülek Bedri İncetahtacı Mehmet Emin Aydınbaş

Adana Gaziantep İçel

İsmail Özgün İsmail Yılmaz Yakup Budak

Balıkesir İzmir Adana

Ahmet Doğan Osman Hazer Celal Esin

Adıyaman Afyon Ağrı

Cemalettin Lafçı Rıza Ulucak Muhammet Polat

Amasya Ankara Aydın

Alaattin Sever Aydın Suat Pamukçu Abdulhaluk Mutlu

Batman Bayburt Bitlis

Mustafa Yünlüoğlu İsmail Coşar Zülfikar Gazi

Bolu Çankırı Çorum

Ramazan Yenidede Ömer Naimi Barım Tevhit Karakaya

Denizli Elazığ Erzincan

Lütfü Esengün Sıtkı Cengil Ahmet Çelik

Erzurum Adana Adıyaman

Sıddık Altay Murtaza Özkanlı Ömer Faruk Ekinci

Ağrı Aksaray Ankara

Musa Okçu Zeki Ergezen Feti Görür

Batman Bitlis Bolu

Altan Karapaşaoğlu Ömer Vehbi Hatipoğlu Ahmet Cemil Tunç

Bursa Diyarbakır Elazığ

Aslan Polat Şinasi Yavuz Nurettin Aktaş

Erzurum Erzurum Gaziantep

Lütfi Doğan Mehmet Sılay Azmi Ateş

Gümüşhane Hatay İstanbul

Mehmet Fuat Fırat Hüseyin Kansu Osman Yumakoğulları

İstanbul İstanbul İstanbul

Hasan Dikici Fethi Acar Salih Kapusuz

Kahramanmaraş Kastamonu Kayseri

Mikail Korkmaz Mustafa Kemal Ateş Osman Pepe

Kırıkkale Kilis Kocaeli

Veysel Candan Hanifi Demirkol Kahraman Emmioğlu

Konya Eskişehir Gaziantep

Turhan Alçelik Süleyman Metin Kalkan Mustafa Köylü

Giresun Hatay Isparta

Saffet Benli Ekrem Erdem İsmail Kahraman

İçel İstanbul İstanbul

Bahri Zengin Abdullah Özbey Zeki Karabayır

İstanbul Karaman Kars

Memduh Büyükkılıç Kemal Albayrak Cafer Güneş

Kayseri Kırıkkale Kırşehir

Hüseyin Arı Hasan Hüseyin Öz Metin Perli

Konya Konya Kütahya

Yaşar Canbay Nedim İlci Hüseyin Olgun Akın

Malatya Muş Ordu

Nezir Aydın Ahmet Demircan Musa Uzunkaya

Sakarya Samsun Samsun

Ahmet Nurettin Aydın Zülfükar İzol Abdulkadir Öncel

Siirt Şanlıurfa Şanlıurfa

Kemalettin Göktaş İsmail İlhan Sungur Şaban Şevli

Trabzon Trabzon Van

Kâzım Arslan Teoman Rıza Güneri Mustafa Ünaldı

Yozgat Konya Konya

Ahmet Derin Fikret Karabekmez Sabahattin Yıldız

Kütahya Malatya Muş

Salih Katırcıoğlu Latif Öztek Ahmet Karavar

Niğde Samsun Şanlıurfa

Abdullah Arslan Bekir Sobacı Maliki Ejder Arvas

Tokat Tokat Van

Fethullah Erbaş Abdullah Örnek

Van Yozgat

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu, 3505 sayılı Kanun, Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun, Belediye Gelirleri Kanunu ile 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 84 üncü maddesiyle getirilen ek 26 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının "yeni ihdas edilen birinci derece İşletme Bölge Müdürü kadrosuna atananlar" cümlesinin başına aşağıdaki ibarelerin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

"Birinci derece kadrolu Bütçe Dairesi Başkanı ile..."

İsmail Özgün Saffet Benli Cevat Ayhan

Balıkesir İçel Sakarya

Nezir Aydın Mehmet Emin Aydınbaş İ. Ertan Yülek

Sakarya İçel Adana

Ahmet Doğan Osman Hazer Rıza Ulucak

Adıyaman Afyon Ankara

Alaattin Sever Aydın Suat Pamukçu Mustafa Yünlüoğlu

Batman Bayburt Bolu

İsmail Çoşar Zülfikar Gazi Ömer Naimi Barım

Çankırı Çorum Elazığ

Lütfü Esengün Ömer Özyılmaz Sıtkı Cengil

Erzurum Erzurum Adana

Ahmet Çelik Sait Açba Ziyattin Tokar

Adıyaman Afyon Ağrı

Murtaza Özkanlı Ömer Faruk Ekinci Ömer Vehbi Hatipoğlu

Aksaray Ankara Diyarbakır

Aslan Polat Şinasi Yavuz Nurettin Aktaş

Erzurum Erzurum Gaziantep

Bedri İncetahtacı Mehmet Emin Aydınbaş Mehmet Fuat Fırat

Gaziantep İçel İstanbul

Ali Oğuz Hasan Dikici Ahmet Dökülmez

İstanbul Kahramanmaraş Kahramanmaraş

Salih Kapusuz Mikail Korkmaz Mustafa Kemal Ateş

Kayseri Kırıkkale Kilis

Osman Pepe Kahraman Emmioğlu Saffet Benli

Kocaeli Gaziantep İçel

Ekrem Erdem Abdullah Özbey Cafer Güneş

İstanbul Karaman Kırşehir

Hüseyin Arı Hasan Hüseyin Öz Metin Perli

Konya Konya Kütahya

Yaşar Canbay Nedim İlci Hüseyin Olgun Akın

Malatya Muş Ordu

Nezir Aydın Ahmet Demircan Şaban Şevli

Sakarya Samsun Van

Mustafa Ünaldı Sabahattin Yıldız Mustafa Hasan Öz

Konya Muş Ordu

Latif Öztek Abdullah Arslan Maliki Ejder Arvas

Samsun Tokat Van

Fethullah Erbaş İlyas Arslan Abdullah Örnek

Van Yozgat Yozgat

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 84 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu Ali Ilıksoy Ahmet Piriştina

Sinop Gaziantep İzmir

Mehmet Yaşar Ünal Mehmet Büyükyılmaz

Uşak Adana

MADDE 84.– Bu Kanuna ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı Cetvelin Maliye Bakanlığına ait ilgili bölümlerinden çıkarılmış, ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı Cetvelin ilgili bölümlerine eklenmiş ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 43 üncü maddesinin (b) bendi ile (c) bendinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"b) 1. Bakanlık merkez teşkilatında, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü ve bağlı birimlerinde Devlet Bütçe Uzmanı, Muhasebat Genel Müdürlüğünde Devlet Muhasebe Uzmanı, Gelirler Genel Müdürlüğünde Devlet Gelir Uzmanı, Milli Emlak Genel Müdürlüğünde Devlet Malları Uzmanı, Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığında Maliye Uzmanı çalıştırılabilir. Bu uzmanlara, diğer görevlerinin yanısıra bağlı oldukları başkanlık ve genel müdürlüklerin görev alanına giren konularda ilgili kuruluşlar nezdinde araştırma, inceleme (vergi incelemesi hariç) ve analiz yaptırılabilir.

2. Bakanlık taşra teşkilatında Gelir Uzmanı, Muhasebe Uzmanı ve Milli Emlak Uzmanı çalıştırılabilir.

3- Bunlar en az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından (taşra teşkilatında çalıştırılacak olanlarda en az iki yıllık yükseköğretim kurumlarından) mezun olanlar arasından yapılacak özel yarışma sınavı sonunda mesleğe uzman yardımcısı olarak alınırlar ve en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak şartıyla Bakanlık merkezinde açılacak yeterlik sınavına girme hakkını kazanırlar. Yeterlik sınavında başarılı olanlar kadrolarına uygun uzman unvanını alırlar. Uzmanların mesleğe giriş ve yeterlik sınavları ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.

4- Muhasebat Genel Müdürlüğü, Gelirler Genel Müdürlüğü, Millî Emlak Genel Müdürlüğü ile Maliye Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı uzman kadrolarında (APK uzmanı dahil) en az üç yıldır görev yapmakta olanlar, olumsuz sicil almamış olmaları ve yukarıda belirtilen yönetmeliklerin meslekle ilgili şartlarını (yaş şartı hariç) taşımaları kaydıyla söz konusu yönetmelik esaslarına göre Devlet Muhasebe Uzmanlığı, Devlet Gelir Uzmanlığı, Devlet Malları Uzmanlığı veya Maliye Uzmanlığı için yapılacak yeterlik sınavına alınırlar ve başarılı olmaları halinde anılan kadrolara atanırlar.

5- Yaş şartı hariç, ilgili yönetmeliklerindeki şartları taşıyan Bakanlık personelinden yapılacak özel sınavı kazananlardan Maliye Eğitim Akademisinde yapılacak uzanlık eğitiminde başarılı olanlar, Gelir Uzmanı, Muhasebe Uzmanı veya Millî Emlak Uzmanı kadrolarına atanabilirler. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir. "

"Bunlar en az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar arasından yapılacak sınav sonucunda mesleğe denetmen yardımcısı olarak alınırlar ve en az üç yıl çalıştıktan sonra bu süredeki çalışmaları olumlu bulunanlar Bakanlıkça açılacak yeterlik sınavında başarılı olmak şartıyla ilgili bulundukları denetmen kadrolarına atanırlar. Denetmenler yer değiştirme suretiyle atamaya tabidir ve Denetmenlerin mesleğe giriş ve yeterlik sınavları ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir. "

(1) SAYILI LİSTE)

İPTAL EDİLEN KADROLAR

KURUMU : MALİYE BAKANLIĞI

TEŞKİLATI : TAŞRA

Serbest Tutulan

Unvanı Sınıfı Kadro adedi Kadro adedi Toplam

1. DERECE

Vergi İstihbaratı Müdürü GİH 12 12

Bilgi İşlem Merkezi Müdürü GİH 6 6

Serbest Tutulan

Unvanı Sınıfı Kadro adedi Kadro adedi Toplam

Eğitim Merkezi Müdürü GİH 5 5

Vergi İstihbarat Müdür Yardımcısı GİH 4 4

Bilgi İşlem Merkezi Müdür Yardımcısı GİH 10 10

TOPLAM 37 37

2. DERECE

Bilgi İşlem Merkezi Müdürü GİH 10 10

Eğitim Merkezi Müdürü GİH 7 7

Vergi İstihbarat Müdür Yardımcısı GİH 8 8

Bilgi İşlem Merkezi Müdür Yardımcısı GİH 4 4

TOPLAM 29 29

3. DERECE

Eğitim Merkezi Müdürü GİH 4 4

TOPLAM 4 4

GENEL TOPLAM 70 70

(2) SAYILI LİSTE)

İHDAS EDİLEN KADROLAR

KURUMU : MALİYE BAKANLIĞI

TEŞKİLATI : MERKEZ

Serbest Tutulan

Unvanı Sınıfı Kadro adedi Kadro adedi Toplam

1. Derece

Maliye Eğitim Akademisi Başkanı GİH 1 1

Maliye Eğitim Akademisi Başkan Yardımcısı GİH 2 2

Maliye Başmüfettişi GİH 25 25

Baş Hesap Uzmanı GİH 50 50

Gelirler Başkontrolörü GİH 100 100

TOPLAM GİH 178 178

2. Derece

Maliye Başmüfettişi GİH 25 25

Baş Hesap Uzmanı GİH 50 50

Gelirler Başkontrolörü GİH 100 100

TOPLAM 175 175

Serbest Tutulan

Unvanı Sınıfı Kadro adedi Kadro adedi Toplam

3. Derece

Maliye Müfettişi GİH 5 5

Hesap Uzmanı GİH 10 10

Gelirler Kontrolörü GİH 20 20

TOPLAM 35 35

4. Derece

Maliye Müfettişi GİH 10 10

Hesap Uzmanı GİH 20 20

Gelirler Kontrolörü GİH 40 40

TOPLAM 70 60

5. Derece

Maliye Müfettişi GİH 10 10

Hesap Uzmanı GİH 20 20

Gelirler Kontrolörü GİH 40 40

TOPLAM 70 70

6. Derece

Maliye Müfettişi GİH 10 10

Hesap Uzmanı GİH 20 20

Gelirler Kontrolörü GİH 40 40

TOPLAM 70 70

7. Derece

Maliye Müfettişi GİH 15 15

Hesap Uzmanı GİH 30 30

Gelirler Kontrolörü GİH 60 60

TOPLAM 105 105

8. Derece

Maliye Müfettiş Yardımcısı GİH 75 75

Hesap Uzman Yardımcısı GİH 150 150

Stajyer Gelirler Kontrolörü GİH 300 300

TOPLAM 525 525

9. Derece

Maliye Müfettiş Yardımcısı GİH 75 75

Hesap Uzman Yardımcısı GİH 150 150

Stajyer Gelirler Kontrolörü GİH 300 300

TOPLAM 525 525

GENEL TOPLAM 1753 1753

(2) SAYILI LİSTE)

İHDAS EDİLEN KADROLAR

KURUMU : MALİYE BAKANLIĞI

TEŞKİLATI : TAŞRA

Serbest Tutulan

Unvanı Sınıfı Kadro adedi Kadro adedi Toplam

1. Derece

Gelirler Bölge Müdür Yard. GİH 40 40

TOPLAM 40 40

2. Derece

Gelirler Bölge Müdür Yard. GİH 20 20

TOPLAM 20 20

8. Derece

Vergi Denetmeni GİH 1 000 1 000

Muhasebe Uzmanı GİH 400 400

Gelir Uzmanı GİH 2000 2000

Vergi İstihbarat Uzmanı GİH 300 300

Millî Emlak Uzmanı GİH 300 300

TOPLAM 4 000 4 000

9. Derece

Vergi Denetmen Yardımcısı GİH 2 500 2 500

Gelir Uzman Yardımcısı GİH 2 000 2 000

Vergi İstihbarat Uzman Yardımcısı GİH 700 700

Millî Emlak Uzman Yardımcısı GİH 440 440

Muhasebe Uzman Yardımcısı GİH 300 300

TOPLAM 5 940 5 940

GENEL TOPLAM 10 000 10 000

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 84 üncü maddesinin ek 26 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Maliye hizmetleri sınıfı" ibaresinin "Maliye vergi hizmetleri sınıfı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık Mahmut Erdir

Samsun Kocaeli Eskişehir

Fevzi Aytekin İhsan Çabuk

Tekirdağ Ordu

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 84 üncü maddesinin ek 26 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki "yüksekokul mezunları" ibaresine "lise mezunu" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık Mahmut Erdir

Samsun Kocaeli Eskişehir

Fevzi Aytekin İhsan Çabuk

Tekirdağ Ordu

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 84 üncü maddesiyle 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ilave edilen ek 26 ncı maddenin üçüncü fıkrasına "hizmet ihtiyacı ve iş hacmi dikkate alınarak gerekli görülen mal müdürlüklerine birer adet Millî Emlak Müdür Yardımcısı ve Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı kadrosu tahsis edilebilir. Bu kadrolara atananlar, Mal Müdürüne bağlı olarak görevleriyle ilgili servisleri yönetirler" hükmünün ilave edilmesini arz ve teklif ederiz.

Halil Çalık Yalçın Gürtan İhsan Çabuk

Kocaeli Samsun Ordu

Abdulbaki Gökçel Kâzım Üstüner Metin Bostancıoğlu

İçel Burdur Sinop

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 84 üncü maddesinin ek 26 ncı maddesinin üçüncü fıkrasındaki "yeni ihdas edilen birinci derece Bölge Müdürü kadrosuna atananların ekgösterge ve makam tazminatı"nın "Defterdar Yardımcıları için belirlenmiş olan ekgöstergenin birbuçuk katı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk

Samsun Kocaeli Ordu

Mustafa İlimen Abdulbaki Gökçel

Edirne İçel

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 84 üncü maddesinin ek 26 ncı maddesinin üçüncü fıkrasındaki "yeni ihdas edilen birinci derece Bölge Müdürü kadrosuna atananların ekgösterge ve makam tazminatı"nın Defterdar Yardımcıları için belirlenmiş olan ekgöstergenin Defterdar kadar belirlenmiş olan ekgösterge" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk

Samsun Kocaeli Ordu

Mustafa İlimen Abdulbaki Gökçel

Edirne İçel

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 84 üncü maddesinin ek 26 ncı maddesinin dördüncü fıkrasındaki "taşra teşkilatındaki muhasebe uzmanlarının ekgösterge ve tazminatları"nın "Gelir Uzmanları için belirlenen ekgösterge ve tazminattan daha az" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık Mustafa İlimen

Samsun Kocaeli Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan

İçel Muğla

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 84 üncü maddesinin ek 26 ncı maddesinin dördüncü fıkrasındaki "taşra teşkilatındaki Muhasebe Uzmanlarının ekgösterge ve tazminatları"nın "Gelir Uzmanları için belirlenen ekgösterge ve tazminattan daha fazla" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık Mustafa İlimen

Samsun Kocaeli Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan

İçel Muğla

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 84 üncü maddesinin ek 26 ncı maddesinin dördüncü fıkrasındaki "15.4.1997" tarihinin" "15.4.1998" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık Mustafa İlimen

Samsun Kocaeli Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan

İçel Muğla

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 84 üncü maddesinin ek 26 ncı maddesinin dördüncü fıkrasındaki çıkarılan "Vergi İstihbarat Müdürü" ibaresinin tekrar eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık Mustafa İlimen

Samsun Kocaeli Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan

İçel Muğla

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 84 üncü maddesinin ek 26 ncı maddesinin beşinci fıkrasında yer alan "altı ay" ibaresinin "oniki ay" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan İhsan Çabuk Mustafa İlimen

Samsun Ordu Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan

İçel Muğla

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 84 üncü maddesinin ek 26 ncı maddesinin beşinci fıkrasında yer alan "altı ay" ibaresinin “en az üç” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan İhsan Çabuk Mustafa İlimen

Samsun Ordu Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan

İçel Muğla

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 84 üncü maddesinin ek 26 ncı maddesinin beşinci fıkrasında yer alan son fıkranın çıkarılması gerektiğini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan İhsan Çabuk Mustafa İlimen

Samsun Ordu Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan

İçel Muğla

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 84 üncü maddesine ek 26 ncı maddesinin beşinci fıkrasında yer alan "aşmamak" ibaresinin çıkarılması gerektiğini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan İhsan Çabuk Mustafa İlimen

Samsun Ordu Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan

İçel Muğla

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi, en aykırı önerge olan Anayasaya aykırılık önergesini okutuyorum. Önergeyi okuttuktan sonra yeniden okutmadan, oylamaya geçeceğiz:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu, 3505 Sayılı Kanun, Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun, Belediye Gelirleri Kanunu ile 178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye bir ek madde eklenmesine ilişkin 84 üncü maddesi, Anayasamızın 10 uncu ve 123 üncü maddeleriyle, 657 sayılı Kanunun öngördüğü liyakat ve kariyer sistemine, devlet memurlarının sınıflanmasında gözetilmiş olan temel gerekçelere ve ilkelere aykırı olduğundan tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Mehmet Sağlam Turhan Güven Nevzat Ercan

Kahramanmaraş İçel Sakarya

Hayri Kozakçıoğlu Ümran Akkan

İstanbul Edirne

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Sayın Mustafa Ünaldı ve arkadaşlarının da aynı şekilde Anayasaya aykırılık önergeleri vardır; iki önergeyi birlikte işleme koyuyorum.

Sayın Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, makamınıza sunulmuş olan ve birer örneği de buraya, komisyonumuza getirilmiş bulunan önergeler tetkik edildiğinde ve Hükümetle yaptığımız istişarede, Genel Kurulumuza sunulmuş olan bu maddenin, esas itibariyle, Anayasaya aykırı bir yönü bulunmamakla beraber, Hükümetçe üzerinde çalışılan daha geniş nitelikli diğer düzenlemeler meyanında değerlendirilmesi mülahaza edildiğinden, önergelerle bu maddenin değiştirilmesi önerildiğinden, maddenin önergelerle getirilen şekli üzerinde görüşlerimizi bildirmek üzere, keyfiyete arz ediyoruz efendim.

BAŞKAN – Peki...

Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, bu şekilde getirilen bir düzenleme Anayasaya aykırı değildir. Anayasanın 128 inci maddesi, memurların nitelikleri, hakları, yükümlülükleri, aylık ödenekleri ve diğer özlük haklarının kanunla düzenlenmesi hükmü karşısında, bunun, mutlaka belirli bir kanunla yapılacağı anlamı çıkarılmamaktadır; bu tür düzenlemelerin herhangi bir kanunla yapılması hükmünü amirdir. Nitekim, Anayasa Mahkemesi de 1.2.1990 tarihli ve 1990/2 sayılı kararında, bu meyanda, yani, sadece bu tür düzenlemelerin kanunla yapılması gerektiği konusunda, yoksa, mutlaka personel kanunlarıyla yapılması gerektiği konusunda bir zorunluluk olmadığını açık bir şekilde dile getirmiştir. Bu nedenle, bu tür bir düzenleme Anayasaya aykırı değildir. Ancak, biraz önce de belirtildiği gibi, biraz sonra okunacak önergelerle -çünkü, daha önceden önergeler bize iletildiği için bu konuda bir mutabakat sağlandı- madde metni büyük ölçüde değiştirilmektedir; bu nedenle de, Anayasaya aykırılık önergesine katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Katılmıyorsunuz.

Önerge sahiplerinden Sayın Mehmet Sağlam?.. Yok.

Sayın Ünaldı, gerekçenizi mi okuyalım?

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Müsaade ederseniz, konuşmak istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Sayın Başkan, değerli üyeler; görüştüğümüz maddenin Anayasaya aykırı olduğu iddiasında bulunduk. Bir diğer gruptan arkadaşımızın da aynı kanaatle önerge vermiş olması, aslında, bizim görüşümüzü dektekliyor ve kuvvetlendiriyor. Sayın Komisyon Başkanının değişiklik olacağını ifade etmesi, bizim iddiamızı ortadan kaldırmıyor. Değişiklik, bundan sonra yapılacak bir işlemdir; halen yürürlüğe konulmuş, üzerinde konuşulmuş ve kabullenilmiş bir şey değildir.

Bizim, Anayasaya aykırılık iddiamız şuradan kaynaklanıyor: Bu Mecliste bulunduğumuz süre içerisinde ve Plan ve Bütçe Komisyonundaki bütün tartışmalarımızda herkes tarafından beyan edilen bir husus vardır; bu, Yedinci Beş Yıllık Plana da girmiştir. Devlet personel reformunun yapılması ihtiyacı ortadadır; buna rağmen bütün hükümetler, plana aykırı olarak, düşüncelerimize aykırı olarak, görüşlerimize aykırı olarak, değişiklikleri böyle peyderpey getirmekte, devlet personel rejimini daha da içinden çıkılamaz bir hale dönüştürmektedirler. Bundan dolayı, böyle peyderpey getirilen ve gittikçe de bozulan personel rejimini, aslında, tek elden ele almak ve yeniden düzenlemek ihtiyacı apaçık ortadadır; Anayasa da bunu amirdir. Bundan dolayı, bu önergemizde, böyle bir uygulamanın, böyle bir hüküm getirmenin yanlış olduğu kanaatini vurgulamak istedik ve bu maddenin bu şekilde düzenlenmesinin yanlış olduğunu söylüyorum.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ünaldı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Aykırılık sırasına göre diğer önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 84 üncü maddesinde yer alan "maliye hizmetleri sınıfı" başlıklı ek madde 26'nın metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

Ertan Yülek

(Adana)

ve arkadaşları

BAŞKAN – Sayın Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Yülek, buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

İ. ERTAN YÜLEK (Adana) – Sayın Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım; çerçeve 84 üncü maddenin ek 26 ncı maddesiyle alakalı olarak arkadaşlarımla vermiş olduğumuz önerge hakkında konuşmak üzere söz almış bulunuyorum.

Esasında, önergemizin gereği, büyük ölçüde, Sayın Hükümet ve Sayın Komisyon Başkanımız tarafından da biraz evvel beyan edildi. Bu maddede öngörülen maliye hizmetleri sınıfı kaldırılıyor; dolayısıyla, bizim bu önergemizin ne kadar haklı olduğunu, burada, hep beraber görüyoruz. Esasında, maliye hizmetleri sınıfı ihdas edilmesi hususu, mikro bazda bakıldığı takdirde belki kabul edilebilir; ancak, bütün kamuyu alakadar eden bir personel rejimi var. Bu personel rejimi dikkate alınmadan böyle bir düzenlemenin doğru olmadığını beyan ediyoruz. Eğer, bu, Plan ve Bütçe Komisyonunda gerçekten müzakere edilseydi, zannediyorum ki, buraya gelmeyecek, tasarı metninde de yer almayacaktı; çünkü, bu madde, Bakanlar Kurulunda görüşülmemiş. Bakanlar Kurulunda görüşülseydi de, yine, ben eminim ki bu madde gelmeyecekti; çünkü, eğer, bu Hükümet bunu gerçekten istiyorsa, ben, size aynı Hükümetin bakanlarının altında imzasının olduğu bir kararnameden bahsedeceğim. Bu, 1998 yılı program kararnamesidir; neşir tarihi 7.11.1997'dir; Resmî Gazete sayısı 23 163'tür. Bakın, burada, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının ücret rejiminin tek ve ortak bir kanunla düzenlenmesi öngörülüyor. Demek ki, o kararnamede, şu andaki Bakanlar Kurulunun bütün üyelerinin -Bakanlar Kurulu değişmediğine göre- imzası bulunmaktadır. O bakımdan, benim beyanımın, eğer, Bakanlar Kurulunda bu görüşülseydi bu tasarının bu maddesi buraya gelmeyecekti dememin altında bu yatıyor.

İkinci olarak şu hususu belirteyim: Bundan evvel, müteaddit defalar, hemen her hükümet döneminde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun artık ihtiyaca cevap vermediği belirtiliyor ve bu hususta, zannediyorum, birçok hükümet çalışma yapmıştı. Bu konuda, en azından benim bildiğim iki önemli çalışma vardır; bunlardan birisi, Refahyol döneminde Sayın Lütfü Esengün'ün bakanlığı zamanında -ki Devlet Personel Başkanlığı o arkadaşımıza bağlıydı- yapılan ciddî bir çalışma; ikincisi de, Sayın Hikmet Sami Türk'ün hazırlattığı -Bakanlar Kuruluna geldi gelmedi, bilmiyorum- memurlarla ilgili kanun tasarısı ile memurlar ve diğer kamu görevlilerinin malî ve sosyal hak ve yardımlarına ilişkin kanun tasarısıdır ve bunlar halen görüşülmeyi beklemektedir. Dolayısıyla, böyle tasarılar beklerken, bu gibi çalışmalar beklerken, buraya, malî hizmetler sınıfını öngören bir mikro düzenlemenin ihtiyaca cevap vermeyeceği hepimizin malumudur, hepimizce kabul edilmesi lazım gelen bir husustur. Nitekim "yanlış hesap Bağdat'tan döner" derler, yanlış hesap Bağdat'tan değil, Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundan döndü ve bu sınıfın iptali hususunda bir karar alındı.

Bu sınıf olabilir mi; eğer, genel düzenleme içerisinde buna bir yer veriliyorsa elbette olabilir; ancak, bizim üzerinde durduğumuz nokta, bunun böyle, mikro olarak ele alınması ve devlet memurları arasında birtakım ayrıcalıklar yapacağı için -sadece devlet memurları arasında değil, Maliye Bakanlığı memurları arasında bile birtakım ayrıcalıklar yapacağı için- biz, bu maddenin metinden çıkarılmasını talep etmiştik; fakat, buna rağmen, Hükümet ve Komisyon buna iştirak etmediler; ancak, buna benzer bir düzenleme yine başka bir önergeyle olduğu için, zannediyorum orada kabul edilecektir.

Hepinize saygılar sunuyor ve teşekkür ediyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Sayın Yalçın Gürtan ve Sayın İhsan Çabuk 13 önergeden imzalarını geri çektiler, onları işleme koyamıyorum, kalan 2 önergenin işlemine devam ediyorum.

Şimdi okuyacağımız önergedeki ekli listeleri biraz önce okuduğumuz için, ekli listeleri yeniden okumayacağız.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 84 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu

(Sinop)

ve arkadaşları

Madde 84. - Bu kanuna ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelin Maliye Bakanlığına ait ilgili bölümlerinden çıkarılmış, ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelin ilgili bölümlerine eklenmiş ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 43 üncü maddesinin (b) bendi ile (c) bendinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"b) 1- Bakanlık merkez teşkilatında, Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğü ve bağlı birimlerinde Devlet Bütçe Uzmanı, Muhasebat Genel Müdürlüğünde Devlet Muhasebe Uzmanı, Gelirler Genel Müdürlüğünde Devlet Gelir Uzmanı, Millî Emlak Genel Müdürlüğünde Devlet Malları Uzmanı, Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığında Maliye Uzmanı çalıştırılabilir. Bu uzmanlara, diğer görevlerinin yanı sıra bağlı oldukları başkanlık ve genel müdürlüklerin görev alanına giren konularda ilgili kuruluşlar nezdinde araştırma, inceleme (Vergi incelemesi hariç) ve analiz yaptırılabilir.

2- Bakanlık taşra teşkilatında Gelir Uzmanı, Muhasebe Uzmanı ve Millî Emlak Uzmanı çalıştırılabilir.

3- Bunlar en az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından (taşra teşkilatında çalıştırılacak olanlar da en az iki yıllık yükseköğretim kurumlarından) mezun olanlar arasından yapılacak özel yarışma sınavı sonunda mesleğe uzman yardımcısı olarak alınırlar ve en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak şartıyla Bakanlık merkezinde açılacak yeterlik sınavına girme hakkını kazanırlar. Yeterlik sınavında başarılı olanlar kadrolarına uygun uzman unvanını alırlar. Uzmanların mesleğe giriş ve yeterlik sınavları ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.

4- Muhasebat Genel Müdürlüğü, Gelirler Genel Müdürlüğü, Millî Emlak Genel Müdürlüğü ile Maliye Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı "uzman" kadrolarında (APK Uzmanı dahil) en az üç yıldır görev yapmakta olanlar, olumsuz sicil almamış olmaları ve yukarıda belirtilen yönetmeliklerin meslekle ilgili şartlarını (yaş şartı hariç) taşımaları kaydıyla söz konusu yönetmelik esaslarına göre, Devlet Muhasebe Uzmanlığı, Devlet Gelir Uzmanlığı, Devlet Malları Uzmanlığı ve Maliye Uzmanlığı için yapılacak yeterlik sınavına alınırlar ve başarılı olmaları halinde anılan kadrolara atanırlar.

5-Yaş şartı hariç, ilgili yönetmelerindeki şartları taşıyan Bakanlık personelinden yapılacak özel sınavı kazananlardan Maliye Eğitim Akademisinde yapılacak uzmanlık eğitiminde başarılı olanlar, Gelir Uzmanı, Muhasebe Uzmanı veya Millî Emlak Uzmanı kadrolarına atanabilirler. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir.

Bunlar en az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar arasından yapılacak sınav sonucunda mesleğe denetmen yardımcısı olarak alınırlar ve en az üç yıl çalıştıktan sonra, bu süredeki çalışmaları olumlu bulunanlar Bakanlıkça açılacak yeterlik sınavında başarılı olmak şartıyla ilgili bulundukları denetmen kadrolarına atanırlar. Denetmenler yer değiştirme suretiyle atamaya tabidir ve Denetmenlerin mesleğe giriş ve yeterlik sınavları ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.

BAŞKAN – Sayın Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Uygun görüşle, Genel Kurulun takdirlerine sunuyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önergeye, Komisyon uygun görüş vurguladı, Hükümet katılıyor.

Önergeyi ekli listeleriyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bu durumda, İsmail Özgün ve arkadaşlarının önergesini işleme koyma olanağımız kalmadı.

Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

85 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 85. - 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde ilave edilmiş ve bu Kanuna ekli (4) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek sözkonusu liste anılan Kanun Hükmünde Kararnameye (4) sayılı Cetvel olarak eklenmiştir.

“Maliye Eğitim Akademisi Başkanlığı ve maliye memurluğu

Ek Madde 27. – Maliye Bakanlığında yardımcı hizmet birimi olarak “Maliye Eğitim Akademisi Başkanlığı” kurulmuştur. Maliye Eğitim Akademisi Başkanlığının görevleri; Bakanlık personelinin çağdaş yönetim teknikleri ve mali mevzuat konularında bilgilerini arttırmak, modern kamu yönetiminin gereklerine uygun, yenilikçi ve gelişmeye açık birer yönetici olarak yetiştirilmelerini sağlamak, hizmet içi eğitim faaliyetlerini yürütmek, kurs, panel, konferans ve seminerler düzenlemek, mali idarenin geliştirilmesi konularında araştırma, inceleme ve anketler yapmak, bunları yayımlamak ve önerilerde bulunmak, kamu maliyesi ve ekonomi yönetimi alanındaki gelişmeleri, uygulamaları ve yayımları izlemek ve Bakan tarafından verilecek diğer görevleri yapmaktır. Maliye Eğitim Akademisi Başkanı müşterek kararname, Başkan Yardımcıları ise Bakan onayı ile atanırlar. Bunlar sırasıyla, Bakanlıktaki Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcıları için ilgili mevzuatında öngörülen tüm haklardan aynen yararlanırlar. Akademik kadrolarda istihdam edilecek öğretim elemanları Maliye Bakanı tarafından atanır. Bunların statüleri, aylık ve özlük haklarında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu hükümleri uygulanır. Bakanlığın görev alanına ilişkin olarak Akademinin eğitim ve öğretim programlarında yer alan dersleri vermek amacıyla öğretim elemanı kadrolarına atanacak Bakanlık personelinde, Bakanlık kadrolarında en az onbeş yıl çalışmış ve bu süre içinde Genel Müdür Yardımcısı, eşiti veya daha üst düzey görevde bulunmuş olma şartları aranır. Bunlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 43 üncü maddesi (B) bendinin üçüncü paragrafı hükmü kapsamında sayılırlar. Akademide ücret karşılığı ders vermek üzere akademik kadroya bağlı olmaksızın görevlendirilen Bakanlık personeline 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa göre sınav ve haftada yirmi saati geçmemek üzere okutmanlar kadar ders ücreti ödenir.

Maliye Eğitim Akademisinde uzmanlık ve denetmenlik yetiştirme programı düzenlenebilir. Bu programa alınacak Bakanlık personeli ile Bakanlık personeli olmayanların; maliye, iktisat, kamu yönetimi, işletme, hukuk, uluslararası ilişkiler, çalışma ekonomisi, iş idaresi dallarında en az dört yıl süreli öğretim veren yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca onaylanmış yerli ve yabancı yükseköğretim kurumlarının birinden mezun veya yukarıda belirtilen dallarda yüksek lisans veya doktora öğrenimi yapmış olmaları, uzmanlık ve denetmenliklerin özel yönetmeliklerinde yer alan diğer şartları taşımaları ve Bakanlık tarafından yapılacak eleme ve diğer sınavlarda başarılı olmaları şarttır. Bu şartları taşıyanlardan Bakanlık personeli olmayanlar Maliye Hizmetleri sınıfı kapsamına dahil “Memur” unvanlı kadrolara aday olarak atanırlar. Uzmanlık ve denetmenlik programına alınanların yetiştirilmeleri, çalıştırılmaları, eğitimde başarılı sayılmaları, hangi hallerde başarısız sayılacakları ile uzman ve denetmen yardımcılığı kadrolarına naklen geçirilmeleri, memuriyet ve mesleki adaylıklarının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Bunların uzman veya denetmen yardımcılığına geçirilmeden önceki eğitim süreleri uzman veya denetmen yardımcılığı kadro unvanında geçmiş sayılır.

Maliye Eğitim Akademisinde eğitime tabi tutulacak personel eğitim süresince aylıklı izinli sayılır ve kadrolarına ilişkin her türlü haklardan yararlanmaya devam ederler. Bunlara geçici veya sürekli görev yolluğu ödenmez. Katıldıkları eğitimi başarıyla tamamlayanlar görmüş oldukları eğitim süresinin iki katı süre geçmeden Bakanlar Kurulu Kararı veya müşterek kararname ile yapılacak atamalar hariç olmak üzere Maliye Bakanlığı dışında bir kamu kurum veya kuruluşunda görev alamayacakları gibi naklen geçiş talebinde de bulunamazlar. Maliye Akademisinde eğitim ve öğretime tabi tutulacakların seçilme esas ve usulleri, eğitim ve öğretim programları, bu programların süresi ile bunlara ilişkin takvimin hazırlanması, eğitim ve öğretime ilişkin ölçme, değerlendirme, sınav esas ve usulleri, disiplin ve sicil işlemleri, eğitime alınanların aylıklı izinli sayılmaları ile yukarıdaki hükümlerin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar yönetmeliklerle düzenlenir.

Bakanlığın merkez, taşra ve döner sermaye teşkilatlarında Maliye Hizmetleri sınıfına dahil “Memur, Yoklama Memuru, Veznedar, İcra Memuru, Tahsildar, Çözümleyici, Programcı, Programcı Yardımcısı, Bilgisayar İşletmeni, Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni” kadrolarına atanan memurlar Maliye Memuru unvanını haizdir. Maliye Memuru olabilmek ve bu kadrolara atanabilmek için genel hükümler dışında, Bakanlık Atama ve Görevde Yükselme Yönetmeliğinde belirtilen meslekle ilgili yükseköğretimi bitirmiş olmak, otuz yaşından gün almamış olmak ve Bakanlık tarafından açılacak Maliye Memurluğu sınavında başarılı olmak şartları aranır. Maliye Memurluğu sınavını kazananlar, kadro imkanları ölçüsünde ve başarı sırasına göre hizmet gereği de dikkate alınarak yukarıda belirtilen kadrolara aday Maliye Memuru olarak atanırlar. Bunlar, bir yıl süreyle teorik ve uygulamalı eğitime tabi tutulurlar. Bunlara geçici veya sürekli görev yolluğu ödenmez. Bir yıllık eğitim sırasında veya sonunda başarılı olamayanlar, olumlu sicil alamayanlar, hal ve hareketleri memuriyetle bağdaşmayanlar ile devamsızlıkları tespit edilenlerin Aday Maliye Memurluğu ile ilişikleri kesilir. Aday Maliye Memurlarından eğitim süresi sonunda başarılı olanlar ve olumlu sicil alanların adaylıkları kaldırılır ve bulundukları kadrolara asaleten atanırlar. Bu maddede belirtilen şartları yerine getirdikten sonra aday maliye memurluğu kadrolarına naklen atananların eski kadroları adaylık süresince saklı tutulur ve bunların Maliye memurluğu unvanını haiz kadrolara asaleten atanmadan aday maliye memurluğu ile ilişiklerinin kesilmesi halinde, memuriyetten çıkarılmalarını gerektirir bir hali bulunmaması kaydıyla eski kadrolarına yeniden atamaları yapılır. Bu fıkra hükümlerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Oya Araslı; buyurun efendim.

CHP GRUBU ADINA OYA ARASLI (İçel) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı tasarının 85 inci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum ve sizleri, Partim ve kendi adıma selamlıyorum.

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı tasarının 85 inci maddesiyle 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 nci maddede, bir maliye eğitim akademisi başkanlığı kurulmaktadır, bununla ilgili düzenlemeler yapılmaktadır.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak, hizmet içi eğitimin bakanlıklarımızın bütünü için gerekli olduğuna inanıyoruz; hele Maliye Bakanlığı bünyesinde, hele bir vergi reformunun hazırlandığı dönemde bu gereğin daha da belirgin bir nitelik kazandığını düşünüyoruz. Ne var ki, bu yasa tasarısıyla düzenlenen maliye hizmet içi eğitim akademisinin yapısına ilişkin hükümleri incelediğimizde, Anayasayla bazı hususlarda uyum arz etmediğini görmüş bulunuyoruz.

Maliye akademisi nasıl bir kurum olarak oluşturulmuştur; gerçekten bir hizmet içi eğitim kurumu mudur yoksa bir yükseköğretim kurumu mudur? Görev tanımına ve karakterine baktığımız zaman, bunun bir hizmet içi eğitim kurumu olarak görev yapacağı konusundaki izlenimler güç kazanmaktadır; ama, maliye eğitim akademisinde görev yapacak olan öğretim elemanlarının statüleri, yetkileri, görevleri ve özlük haklarıyla ilgili hususlar açısından, 2547 sayılı ve 2914 sayılı kanunlarla bağlantılarının kurulmuş olduğu gerçeği göz önünde tutulduğu zaman da, bunun bir yükseköğretim kurumu karakteri taşıdığı gerçeği ortaya çıkmaktadır.

Değerli milletvekilleri, Anayasamızın 130 uncu maddesinde, yükseköğretim kurumlarının hangi nitelikleri taşıması gerektiği çok açık bir biçimde gösterilmiştir.

Maliye akademisine baktığımız zaman, Anayasanın 130 uncu maddesinde belirtilen bir yükseköğretim kurumunda bulunması gereken nitelikleri taşımadığı görülmektedir. Bu, kendine özgü bir kuruluştur. Anayasamızın 132 nci maddesi, kendine özgü yükseköğretim kurumları kurulmasını, ancak Türk Silahlı Kuvvetlerine ve emniyet teşkilatına bir yetki olarak vermiştir. Anayasamızın 132 nci maddesine göre, ancak Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumları, Anayasanın 130 uncu maddesindeki hükümlere bağlı olmaksızın kurulabilir. Bu açıdan, kurulan Maliye akademisi, Anayasanın 130 uncu maddesine aykırı bir görünüm taşımaktadır.

Diğer taraftan, Maliye akademisinde görev alacak öğretim elemanlarının statülerine baktığımız zaman, bu elemanların, statüleri ve özlük hakları açısından, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa ve 2914 sayılı Yükseköğrenim Personel Kanununa tabi olacaklarının bildirildiği görülmektedir.

Şimdi, düşününüz, öyle bir yükseköğretim kurumu ki, profesörlük kadrolarına atamaları bakan yapıyor; ama, bu yükseköğretim kurumu, Anayasanın 130 uncu maddesinin aradığı özerklikten yoksun. Böyle bir yapılanmanın, Anayasanın 130 uncu maddesinin yanı sıra, öğretim elemanlarının yetkileri ve tabi olacakları statü açısından, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir görünümü de ortaya çıkaracağını düşünmekteyiz.

Tekrarlıyorum; amacımız, bir hizmetiçi eğitim kurumunu engellemek değildir. Bunun gerekli ve zorunlu olduğu durumda Hükümetle hemfikiriz; ancak, böyle bir öğretim kurumu, bir hizmetiçi eğitim kurumu oluşturulacaksa, bunun, Anayasayla uyumlu bir statü içerisinde ortaya konulmasının da çok gerekli olduğuna inanıyoruz.

Tabiî ki, bu maddeyle ilgili, hukuka başka birtakım aykırılıklar, bizim açımızdan yanlış tercihler olduğunu da düşünmekteyiz; ama, bu maddeyle ilgili en önemli sakıncanın, bu maliye akademisinin oluşturulması statüsü olduğunda görüşlerimiz toplanmakta. Bu konuda, Sayın Bakana ve Hükümete, bu tasarıyı hazırlamaları nedeniyle uyarıda bulunmayı bir görev bilmekteyiz.

Çok teşekkür ederim; saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Araslı.

Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Mehmet Sağlam; buyurun efendim.

DYP GRUBU ADINA MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının 85 inci maddesiyle ilgili olarak, Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere huzurunuzdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Daha önce de huzurunuzu işgal ettiğim zaman arz etmiştim; 85 inci madde, bir maliye akademisinin kurulmasını öngörüyor. Geçmişte de, bazı bakanlıklarda buna benzer bazı teşebbüsler oldu; her seferinde, Anayasanın yükseköğretimi düzenleyen maddeleri muvacehesinde, bu tip uygulamaların, Anayasanın öngördüğü anlayışa aykırı olduğunu dile getirmeye çalıştık. Anayasanın öngördüğü anlayışa göre, Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatı dışında üniversite veya yüksekokul statüsündeki her türlü eğitim ve öğretim, yükseköğrenim sayılmakta ve bunun için de, 1981 yılında kabul edilen 2547 sayılı Kanun ve 2914 sayılı Kanun, ülkede, yükseköğrenimle ilgili akademik personelin özlük haklarını ve teşkilatlanmayı düzenlemektedir.

Tasarının 85 inci maddesi bir maliye akademisi öngörüyor. Kuruluşuna ve amaçlarına göz attığınızda, bunun, doğrudan doğruya hizmetiçi eğitime yönelik bir kuruluş olduğunu görüyorsunuz. Değerli milletvekilleri, o zaman, bunun adını da doğru koymakta yarar var. Birçok bakanlıkta hizmetiçi eğitim faaliyetini sürdüren kuruluş var, genellikle hizmetiçi eğitim daireleri var.

Sayın Maliye Bakanımızın, Türkiye'de hizmetiçi eğitimin ihmal edildiği, amacına uygun bir biçimde düzenlenmediği ve personelin hizmetiçi eğitimini istenen düzeyde yapmadığı konusundaki görüşüne katılıyorum. Yalnız, bunu yapmanın, yani daha iyi hizmetiçi eğitim yaptırmanın yolu, adı üzerinde, fonksiyonu belirleyecek biçimde bir hizmetiçi eğitim merkezi kurmaktır.

Bildiğim kadarıyla, Maliye Bakanlığının, hizmetiçi eğitim faaliyetini, bir yardımcı birim olan Personel Genel Müdürlüğü bugün için yürütmektedir. Eğer ihtiyaç duyuluyorsa, konu incelenebilir, bir hizmetiçi eğitim merkezi kurulabilir; bunun yararına da inanıyoruz. Bir hizmetiçi eğitim merkezi başkanlığı kurulur, bunun için kadro istenir ve bütün dünyanın yaptığı gibi, personelin, kendi alanında, hem mesleğe girişten itibaren daha iyi yetişmesini sağlayacak hem de meslekte bulunanların, meslekteki yeni gelişimlerde kendilerini yenilemelerini sağlayacak çalışmaları yapar.

Şimdi, Anayasanın ruhuna uygun olarak, şu anda, bizde akademi sıfatını taşıyan iki kuruluş vardır ; birisi Anayasanın 132 nci maddesinde de belirtildiği gibi, Silahlı Kuvvetler Akademisi, diğeri ise Polis Akademisidir. İşte, biraz önce de arz ettim, Anayasa, zaten, bu iki kuruluşu yükseköğretim kurumlarıyla ilgili düzenlemeler bakımından, dışarıda bırakmıştır, serbest bırakmıştır; bunlar da bu düzenlemeleri yapmışlardır. Şimdi, Maliye Bakanlığının hizmetiçi eğitim maksadıyla bir akademi kurması, hizmetiçi eğitimin maksadını aşar. Başka ülkelerde bu isimlerle kurulmuş olabilir; ama, hatırlarsanız, 1981'de Yüksek Öğretim Kanunu çıkmadan önce, Türkiye'de akademi adı altında yükseköğretim kuruluşları vardı. Dolayısıyla, o zaman, Türkiye'de akademi kelimesinin, iktisadî ve ticarî ilimler akademisiyle başlayan, sonra mühendislik ve mimarlık akademilerine kadar giden bir geçmişi oldu. Dolayısıyla "akademi" kelimesi, Türkiye'de yükseköğretimi çağrıştıran bir yapıdır, bir kavramdır. Dolayısıyla, bunun, hizmetiçi eğitim merkezi yaptıran kuruluşlarla karıştırılmaması gerekir. Başka ülkelerde o isim altında kuruluyor olabilir; ama, bizim anayasal düzenimizde akademi dediğiniz zaman, daha çok, geçmişte bir yükseköğretim kurumu grubunun adı idi. Sonra yükseköğretim kurumlarına belli bir düzeyde, en azından, bir standart uygulama getirmek üzere çıkarılan 2547 sayılı Kanunla, bu unvan veya bu kavram kullanılmaz oldu. İleride başka yükseköğretim kurumları bünyesinde başka isimler altında akademiler kurulabilir; ama, bir bakanlık bünyesinde -esasen Sayın Bakanımız geri çekeceklerini bildirdiler ama- profesör ve doçent kadroları da ihdas edilmek suretiyle bir akademi kurulması, akademik personelin tayininde Bakanlığa yetki verilmesi, doğrudan doğruya, 2914 sayılı akademik personelin özlük haklarını düzenleyen yasayla, yine, akademik personelin tayinleriyle ilgili Anayasa hükmüyle ve 2547 sayılı Yasa hükmüyle, bugünkü akademik personel yasasıyla bağdaşmaz. Anayasamızda idarenin bütünlüğü alınmıştır; yükseköğretim kurumları ayrı düzenlenmiş, idare ayrı düzenlenmiş, yargı ayrı düzenlenmiştir. Bunları birbirine karıştırmamakta büyük yarar var.

Hizmetiçi eğitim merkezinin yararına inanıyoruz. Maliye Bakanımızın bu konudaki hassasiyetini de gerçekten anlıyoruz; ama, "hizmetiçi eğitim merkezi" şeklinde kurulmasında ve "akademi başkanlığı, akademi" sıfatları yerine de, "hizmetiçi eğitim merkezi başkanlığı, yardımcılığı" vesaire gibi bir düzen getirilmesinde sayısız yararlar olduğunu düşünüyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ayrı ayrı bölümlerde mütalaa ettiği, ayrı ayrı yasalarla düzenlenmesini gerektirdiği bir konuda, bizim bir bakanlığımızın "akademi" şeklindeki organizasyonunun, yarardan çok, zarar getireceğine inanıyoruz.

Ayrıca, zaten 3046 sayılı Teşkilat Kanununda da, bu görevler, Personel Genel Müdürlüğünden alınmadıkça, bir görev çakışması da söz konusu olacaktır. O görev; yani, hizmetiçi eğitim görevi, ayrı bir düzenlemeyle Personel Genel Müdürlüğünden alınmalı. Bunun için, bir hizmetiçi eğitim merkezi kurulacaksa, ona bu görevler verilmek suretiyle, Personel Genel Müdürlüğünden de alınarak, 3046 sayılı Teşkilat Yasasındaki aykırılık da bu şekilde düzeltilmiş olacaktır.

Dolayısıyla, ümit ediyoruz ki, bu madde, ya bir hizmetiçi eğitim merkezi şekline dönüştürülecek ya da tasarıdan çıkarılıp dediğimiz şekilde, yeni bir düzenleme getirilecektir. Bu şekilde, hizmetiçi eğitimin maksadına da, Maliye Bakanlığı Teşkilat Kanununa da, Anayasamıza da ve 2547 sayılı Kanuna da, akademik personelin özlük haklarını düzenleyen 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa da daha uygun bir düzenleme getirmiş oluruz.

Saygıyla sunuyorum efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Fazilet Partisi Grubu adına Sayın Ertan Yülek; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA İ. ERTAN YÜLEK (Adana) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

85 inci maddede "maliye eğitim akademisi başkanlığı ve maliye memurluğu" adı altında düzenlenen ek madde 27 üzerinde söylenecek hemen hemen her şey söylendi. Hem akademisyen olan, üniversiteden gelen bir arkadaşımız, Cumhuriyet Halk Partisi sözcüsü, burada, gerekli hususu tam manasıyla belirttiler. Aynı şekilde, yine, akademisyen olan ve YÖK Başkanlığı yapmış olan bir arkadaşımız da, bu maddenin mahzurunu belirttiler. Esasında, iki arkadaşımız da maddenin mahzurunu değil, maddedeki ismin mahzurunu belirttiler. Yoksa, Maliye Bakanlığında böyle bir eğitimin yapılmasına hiç kimse karşı değildir; esasında, yapılması da lazımdı.

Bakın, ben, size birkaç misal vereyim; pratik olarak söyleyeceğim, akademik kısma girmeyeceğim: Karayolları Genel Müdürlüğünde çalışan mühendis arkadaşlar veya onunla irtibatı olan kimseler var ise bileceklerdir; Karayollarına giren bir mühendis -benim neslim- en az altı ay, çok sıkı bir karayolu eğitiminden geçer; orada, bir dozerin veya herhangi bir makinenin neresine, nasıl bakılacağını, nasıl çalışacağını bile öğrenir.

Bakın, ikinci bir misal daha vereyim: Devlet Demir Yollarında çalışan arkadaşlar veya irtibatı olan arkadaşlar bilirler; Devlet Demir Yollarına yüksek mühendis olarak girmiş -benim neslimdeki veya daha sonraki- arkadaşlarımız, bir yıla yakın, sıkı bir eğitim yaparlar; bunun, üç ayı da ateşçiliktir; yani, kömür atarlar ve sık sık gider gelirler.

Dolayısıyla, herhangi bir akademi olmadan, bir yerde, o mesleğin, o bakanlığın, o kuruluşun istemiş olduğu bütün bilgiler, hizmetiçi eğitiminde verilebilir; bunun için de bir akademiye gerek yoktur. Akademi, maddede hem yazılış şekliyle hem de isim tedai ettiği şekliyle, bir yükseköğretim kurumu; hatta -Türkiye'de yanlış anlaşılmıştır- yükseköğretim kurumunun da üzerinde, şeref payesi verilen bir kurumdur. Yani, Türkiye'de, geçmişte -biliyoruz, geleceğim tekrar- bir, iktisadî ticarî ilimler akademisi vardı, bunun yanlışlığı anlaşıldı ve kaldırıldı.

Şimdi Türkiye'de, iki üç tane akademi vardır; bunlardan birisi, Anayasanın 132 nci maddesine göre eğitim ve güvenlik hizmetlerinin olduğu -hepimizin bildiği- Polis Akademisidir, diğeri harp akademileridir; biri de, taa eskiden, Osmanlıdan beri gelen Gülhane Askerî Tıp Akademisidir. Modern anlamda bir akademi daha var; o da, Türkiye Bilimler Akademisidir. Türkiye Bilimler Akademisi, eğitim ve öğretim vermez; sadece, bütün dünyada olduğu gibi, mesleğinde temayüz etmiş ve dünya çapında fevkalade bir gelişim göstermiş bilim adamını ödüllendirmek için ona "Bilimler Akademisi Üyesi" unvanı verilir.

Şimdi arkadaşlar, bakıyorum, bunun hiçbir itirazı yok; yani, iki kere iki dört eder gibi, bu gerçektir, bu doğrudur. Ha, bir doğru daha var; o doğru da, Sayın Maliye Bakanımızın, Maliye Bakanlığı içerisinde, kanunların normal olarak yürütülebilmesi için kaliteli insanlara ihtiyacı vardır. Üniversiteden mezun olan bir kimse veyahut da liseden mezun olup da, bu bakanlıkta görev alan bir kimse, bu bakanlığın ihtiyacı olan bilgilerle mücehhez olmayabilir, bu da normaldir. Hiçbirimiz -mühendislik dahil- bir üniversiteden mezun olduktan sonra, bir Karayollarının istediği müktesebata sahip değiliz; ama, gidip orada öğreniyoruz. Ben, 1964 yılında Sümerbankta yüksek mühendis olarak göreve başladığım zaman, tekstil konusunu az biliyordum, belki yönetimi de az biliyordum; ama, Sümerbankın hizmetiçi eğitimleriyle, stajlarıyla, yurtiçi ve yurtdışı birtakım kurslarıyla, ben, bu mesleği, öğrenebildiğim kadar öğrendim ve zannediyorum ki, belli bir seviyeye de gelebildim; pratik anlamda söylüyorum. Sadece ben değil, benim gibi Sümerbank'ta çalışan yüzlerce, binlerce insan da aynı eğitimi aldı; ama, bu eğitimi alırken orada bir akademi yoktu, hâlâ da yok. Ben, bunu ifade etmeye çalışıyorum.

Arkadaşlar, geliniz -çok söz söylemeye de lüzum yok gibi görüyorum- bu maddeyi tasarıdan çıkaralım. Bu maddenin yerine, personel genel müdürlüğü içerisindeki birimi kuvvetlendirsinler, istedikleri kadar kuvvetlendirsinler. Bakanlık içerisindeki bu birim, hizmetiçi eğitimleri yapsın, sertifikaları versin; hangi kurs varsa. Bir kurs değil ki, belki de yüzlerce kurs açılacak; yani, vergi memurları için ayrı, uzmanlar için ayrı kurslar olacak.

Ben, size şunu söyleyeyim; bugün bütün dünyada genel müdürler dahi eğitime tabi tutuluyor. Amerika'da General Motors'un Genel Müdürü de, Chrcysler'in Genel Müdürü de, falanın genel müdürü de Harvard'ın bir haftalık kursuna gidiyor ve oradan müstefit oluyor, istifade ediyor. Ben, böyle bir şeyin, elbette, yararına inanıyorum. Yani, buradaki müsteşarı da dahil, genel müdürleri de dahil bazı yurtiçi ve yurtdışı eğitimlere tabi tutulsun ve mükemmel insan olsunlar. Çünkü, artık, bugün milletlerarası yarış, milletlerarasındaki rekabet, beyin gücüne dayanan, bilgili, görgülü, iyi iş yapan, kaliteli insanların mücadelesi şeklinde yürüyor. Biz, Maliye Bakanlığımızın bu gibi bilgilerden mücehhez olmamasını, elbette, üzüntüyle karşılarız; bu bilgileri alsınlar; hatta, bakın, ben ilave bir boyut getiriyorum, yurtdışına gitsinler, bunda hiç mesele yoktur; ancak, akademi unvanını verdiğiniz takdirde ve buraya 75 kişilik bir akademi kadrosu da kurduğunuz takdirde ne olur biliyor musunuz arkadaşlar; tek tip insan yetiştirirsiniz; çünkü, onlar üniversitede tıpkı bir memur olurlar, profesörleri memur olur ve memur gibi çalışırlar. Halbuki, üniversitlerde hocalar var, maliye enstitüleri var, maliye yüksekokulları var, yurtdışında bu konuda birçok müteahhıs uzmanlar var, o uzmanlar getirilir, bir aylık, üç aylık, altı aylık seminerlerle, kurslarla, hizmetiçi eğitimle, istenilen her şey verilir. Buna "akademi" demenizin iki bakımdan mahzuru var:

Birincisi; Anayasanın 132 nci maddesine göre, sadece Emniyet Teşkilatında akademi var. Maddeyi okuyorum: "Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumları özel kanunlarının hükümlerine tabidir" diyor. "Yükseköğretim kurumları" başlıklı 130 uncu maddede, yükseköğretimin nasıl düzenleneceği ve oralarda görev yapanların özlük haklarının neler olacağı düzenlenmiş.

Ben, muhalif-muvafık bütün arkadaşlardan rica ediyorum; bu maddeyi, bu şekliyle buradan geçirmeyelim. "Hizmetiçi eğitim merkezi" diyebiliriz; Sayın YÖK eski Başkanımız belirttiler; normaldir, öyle demezseniz, kötü örnek olur. Bakın, size bir örnek vereyim; bu madde Bakanlar Kurulunda görüşülmedi. Geçen hafta, Plan ve Bütçe Komisyonunda, Mahallî İdareler Kanun Tasarısını görüştük; orada birkaç arkadaşımız önerge verdiler ve dediler ki "'mahallî hizmetler enstitüsü adında bir enstitü kuralım." Ayrıca, özlük haklarıyla ilgili bazı haklar verilmesi konusunda bir önerge daha geldi. Buna benzer bir konuşma yapıldıktan sonra, Sayın Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanımızın ve diğer arkadaşlarımızın iştirakiyle, bu önerge geri çekildi. Eğer, siz, o önergeyi geri çekip, bu tasarıyı kanunlaştırırsanız, o zaman, bundan sonra geleceklere çok kötü bir yol açmış olursunuz; yarın Tarım ve Köyişleri Bakanlığı gelir, tarım ve köyişleri hizmet akademisi adında bir akademi kurar; Adalet Bakanlığı gelir, Adalet Bakanlığı akademisi adında bir akademi kurar ve doğrudur da; bu ne kadar doğruysa, onlar da o kadar doğru olur.

Onun için, sizden rica ediyorum; bu meselede hiçbir şahsî mülahaza ve parti mülahazası yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Yülek, lütfen toparlayalım.

İ. ERTAN YÜLEK (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Sadece, genel düzeni bozmama, kötüye örnek olmama ve yeni birtakım mesele örnek olmama bakımından, geliniz, bu maddeyi hep beraber reddedelim ve iyi bir netice almış olalım. Eğer, bunu yapmazsanız -ben, tek tek arkadaşlarımın gözlerine bakıyorum, hemen hemen hepsi, beni tasvip ediyorlar- falan parti bunu getirdi diye kabul ederseniz, zannediyorum ki, iyi bir karar olmaz ve bu karar, kötü örneklere vesile olur. Gelin, bunu, hep beraber değiştirelim diyorum ve saygılar sunuyorum efendim. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yülek.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, izin verir misiniz?

BAŞKAN – Gruplar adına bir konuşma daha var, onu da dinlemek ister misiniz Sayın Bakan?

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Gayet tabiî, Sayın Başkan.

BAŞKAN - Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına Sayın Mahmut Yılbaş...

MAHMUT YILBAŞ (Van) – Sayın Bakan, maddeyi geri alacaklarını açıklayacaksa, ben konuşmayayım; yoksa, konuşmak istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Bakan, Sayın Yılbaş "Sayın Bakan, geri alacaksa konuşmayayım" diyor.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Hayır efendim, geri alacak falan değiliz; madde üzerinde konuşacağım.

MEHMET ALİ YAVUZ (Konya) – Sayın Bakan inatçıdır, geri almaz!

BAŞKAN - Buyurun, Sayın Yılbaş.

DTP GRUBU ADINA MAHMUT YILBAŞ (Van) – Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; görüşülmekte olan tasarının 85 inci maddesi üzerinde Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına söz aldım; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Arkadaşlarımın da malumu olduğu üzere, uzun zamandır, bu tasarı üzerinde, Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına konuşma yapılmamaktaydı. Üzerinde durabileceğimiz birtakım eksiklikler, yorgunluk içerisinde bulunan Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmalarını biraz daha geciktirmemek için, tarafımızdan -imtina edilmek suretiyle- katkıda bulunma gibi bir tutum içerisinde olduk; ancak, üzerinde durulmakta olan bu 85 inci madde de ketumiyete, imtinaya imkân bırakmayacak hükümler ihtiva ettiği için, Grubumun da düşüncelerini Yüce Meclise arzda bir mecburiyet duyduk.

Değerli arkadaşlarım, önceki grup sözcüleri de konunun üzerinde durdular; ama, belki, bizimki üslup farkı gösterir; onun için, tekrarında yarar görmekteyiz. Yükseköğretim, Anayasamıza göre bir bütünlük arz ediyor ve sadece, 130 uncu maddenin ikinci fıkrasıyla, vakıf üniversitelerinin kurulabileceği ve yine, devlet gözetiminde olmak kaydıyla da eğitim verebileceği kayda bağlanıyor. Anayasamızın 132 inci maddesinde ise -tadat edilen- özel kanunlarına tabi iki tane eğitim müessesesinden bahsediliyor ve bir fıkra halinde bahsedildikten sonra da kesip atılıyor. 132 inci maddenin amacı nedir, ne değildir; bunu, bakmakla çıkarmak mümkün değil; ama, anlıyorum ki, Anayasanın çıktığı tarihte kanun yapıcı, yükseköğretim dışında, özel kanuna tabi iki kurumun eğitim verebileceği düşüncesini ortaya koyuyor.

Şimdi, buradan gelerek, bu 85 inci maddeyle getirilmek istenenlere baktığımızda görüyoruz ki -hem ben mizaç olarak hem de parti grubum olarak yuvarlak ifadeler ortaya koymaktan şiddetle kaçınıyoruz- bir kere, 85 inci maddeyle getirilen bir hizmetiçi eğitim değildir. Bunu, burada, böyle ifade etmeyi, sadece, grupların kendi aralarında, belki, son rauntta bir anlaşma zemini bulabilir miyiz nezaketinden kaynaklandığı şeklinde yorumluyorum.

Bundan bir hayli zaman önce, bu kanun tasarısı görüşülmeye başlanıldığında, yine, bu kürsüden, şöyle bir ifadede bulunmuştum : "Gerçekten enteresan bir tasarıdır. İleriki tarihlerde, maliye eğitimi veren üniversitelerde değinilecektir" ve deve midir, kuş mudur, vergi yasası mıdır, reformu mudurun üzerinde durarak "çok entresan hükümler taşıyor, inşallah o gün de geldiğinde bu maddeler üzerinde dururuz" demiştim. Bu konuşma, dinleyenler tarafından içeriği dikkate alınmak suretiyle ilgililerin olumlu tepkisiyle karşılandı; hem Maliye Bakanlığı içerisinden hem de eğitim kurumlarımızdan, bizlere -ki diğer gruplara da mutlaka gelmiştir- tepkilerini ortaya koydular; yanımızda dosya olarak duruyor.

Değerli arkadaşlarım, ayrıca, Sayın Bakanın mensubu olduğu grubun yöneticileri de "fazla üzerinde durmayınız" -ki ortağı olduğumuz koalisyonun patron partisi de aynı şeyi ifade ettiler- (Gülüşmeler) Evet, patron partisi... Küçük partiyi "küçük" olarak ifade ederse, karşılığında ben ancak "patron partisi" derim ona. O partinin yöneticileri de buraya geldiler, kendi aralarında...

REFİK ARAS (İstanbul) – O, gerekçe değil efendim.

MAHMUT YILBAŞ (Devamla) – Bir şey mi söylediniz efendim?..

BAŞKAN – Sayın Yılbaş, lütfen devam edin.

MAHMUT YILBAŞ (Devamla) – Eğer bir şey söylediyseniz karşılığını vermeye hazırım ben; var mı?..

Dediler ki "bu maddeler görüşülürken anlaşacağız, siz üzülmeyiniz." Çünkü, bizim memur maaşları konusunda gösterdiğimiz ısrarda, kendi aramızdaki görüşmelerde "-kendi" derken, Parti Grubum içerisinde değil, diğer ortaklarla görüşmemizde- kendilerine ifadem şu oldu : "Siz, hem diyorsunuz ki 'memur maaşlarına yapılabilecek en küçük bir zam, aynen aritmetik, hatta bazı zamanlarda geometrik olarak enflasyona etki eder' Bu, ne haldir ki, siz bir tasarı getiriyorsunuz, o tasarıda maliye mensuplarına yüzde 100'den 200 lere kadar varan -Sayın Maliye Bakanının emriyle, onun onayıyla- zam... Bu parayı nereden bulacaksınız?" (FP sıralarından alkışlar)

Ayrıca, şu anda maliye mensubu olarak 26 bin küsur kadro var; siz, bunu 96 bin kadroya çıkarıyorsunuz ve ek 66 bin kadro. Yine, Sayın Maliye Bakanımızdan, haberci vasıtasıyla...

YILDIRIM AKTÜRK (Uşak) – Yok öyle bir şey...

MAHMUT YILBAŞ (Devamla) – Yoksa, gelir, burada "yok" dersiniz, ona göre ifade ederiz.

Efendim, tasarının ekindeki kadrolara bakınız, kaç tane kadro olduğunu görürsünüz.

İfade edilen şu oldu: " Tasarının bütününü okumuyorlar, eğer okurlarsa, böyle bir şey olmadığı görülür." Buraya çıkan, tasarının bütününü okumaz olur mu...

Bugün, belki, bir ek maddeyle, kullanılışını yine Maliye Bakanlığının yetkisine bırakacağız, Maliye Bakanı da, köprüden geçtikten sonra, buradan kanunu geçirdikten sonra yetkisini kullanacak.

Değerli arkadaşlarım, bu, bal gibi, 132 nci maddede ifadesini bulan özel bir eğitim kurumudur, hiç kendimizi aldatmayalım.

İki, Sayın Bakanlık, bu kanun tasarısını hazırlayanlar, eğer böyle bir düşüncede değillerse, bu ek listede yazılan nedir; niye 4 tane... 10 tane profesör, 10 tane doçent, öğretim görevlisi?..

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Onlar kaldırıldı...

MAHMUT YILBAŞ (Devamla) – Bu istek, bu niyet nereden kaynaklanıyor?!

Değerli arkadaşlarım, bundan sonra yapılmak istenilen şudur: Yol açılıyor, yükseköğretim parçalanıyor. Her kamu birimi...

Efendim, elinizi böyle yapmayın; bu böyle.

Eğer, Maliye Bakanlığı, kendi düşüncesi etrafında kamu yöneticisi yaratacaksa, bunun, genel olarak ülke yönetimine getirdiği sıkıntıları ifade etmekte zaman zaman zorlanıyoruz, bu 132 nci maddede olanlardan dolayı. Bundan sonra, İçişleri Bakanlığı, mahallî idareler yasasıyla beraber onu getirecektir, diğerleri de getirecektir. Devlet kadrolarını, temel eğitim almış olanların akademik eğitimleri çerçevesinde, devlet bürokrasisini değişik anlayan birtakım gruplarla doldurmuş olacağız.

Bugün, kimse, herhangi bir devlet kuruluşuna "niçin bakanlığınızın ihtiyacı doğrultusunda hizmetiçi eğitim veriyorsunuz" diye bir karşı koyuş içerisinde değildir. Her bakanlığın bu tür çalışması vardır. Eğer, Maliye Bakanlığı, kendi teşkilatını buna yeterli görmüyorsa, hizmetiçi eğitimini düzenleyebilecek; ona içerik, ona kalite, ona nitelik kazandırabilecek, hem de sadece Sayın Bakanın arzuları, istekleri, direktifleri doğrultusunda ve sadece onun onayıyla, bir yönetmelikle bunu gündeme getirebilir. Bu konuyu bir tasarı halinde getirmenin ve bunu geçirebilmek için, Parlamento içerisinde, hiç de hoş olmayacak birtakım ilişkiler içerisine girip, bizleri sonuna kadar, bu maddeye kadar oyalamanın da bir anlamı yoktur.

Efendim, grup başkanları kendi aralarında neler görüştüler... Gelsin grup başkanlarından birisi "böyle bir görüşme olmamıştır" desin, Sayın Başkanım da bana izin verirse, onun olup olmadığını burada ifade ederim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Yılbaş, 1 dakika içerisinde toparlayalım.

MAHMUT YILBAŞ (Devamla) – Koalisyonu teşkil eden ortakların Parlamentodaki yöneticilerinin ortak bir önerisiyle bunun geri çekileceği ümidini vermişlerdi; biz, Demokrat Türkiye Partisi olarak, onun beklentisi içerisindeydik. Onun için, bu olmadığı takdirde, Demokrat Türkiye Partisi Grubu, bu maddenin aleyhine oy kullanacaktır.

Saygılarımı sunuyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Sayın Emin Kul?..

EMİN KUL (İstanbul) – Vazgeçtim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Çetin Bilgir?..

ÇETİN BİLGİR (Kars) – Konuşmayacağım efendim.

BAŞKAN – Sayın Hadi Dilekçi?..

M. HADİ DİLEKÇİ (Kastamonu) – Konuşmayacağım efendim.

BAŞKAN – Sayın İsmail Özgün?.. Yok.

Sayın Cevat Ayhan?..

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Konuşmayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Saffet Benli?.. Yok.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, söz talebim olmuştu.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maliyecilik bir meslektir, vergicilik de bir meslektir. O nedenle, normal üniversite eğitimini bitirmiş, hatta, lisansüstü eğitimini bile yapmış olan insanların, bir makbuz kesmek için veya bir vergiyle ilgili tahakkuk yapabilmek için, mutlaka, belirli bir eğitimden geçirilmeleri gerekir. Her vergiyle ilgili düzenleme de kendi içerisinde başlı başına bir olaydır. Mükelleflerin aydınlatılması, şu anda, toplumumuzun en fazla şikâyetçi olduğu konulardan birisidir. Bize gelen insanlar konuşmasını bilmiyorlar; bize gelen insanlar, sorduğumuz soruların yanıtını veremiyorlar. O nedenle de sınav kazanılıp, alelusul, el yordamıyla geçirilmiş bir eğitimden sonra, vergi gibi önemli bir konuda, çalışanlarımızla yurttaşlarımızı karşı karşıya getirmemek, malî idarenin temel görevlerinden bir tanesidir. Malî hizmetler sınıfı onun için gerekliydi, onun için, bu tasarının içerisine konulmuştu ve bu, çok açık olarak, he türlü platformda, toplantılarda da ifade edilmiş, oralarda da gündeme getirilmişti.

Sayın Yılbaş, belki bilmezler; ama, buradan, 9 ay önce çıkmış olan bir kanunda, Maliye Bakanlığının personeliyle ilgili bir düzenlemede, benzer bir düzenlemenin olduğunu; dolayısıyla, buradaki maddenin başka bir yasada düzenlenmiş olan bir konunun ikamesinden başka bir şey olmadığını, belki, kendilerine ifade etmemişimdir; ama, şu Parlamentoda bulunan herkese de ifade etmişimdir.

Biliyorsunuz, burada, hiçbir maddeyi, kesin olarak kapkaç şeklinde geçirmemeyi, elimizden gelen veya yapabildiğimiz her türlü açıklamayı yapmayı kendimize görev edindik.

Maliye Bakanlığının, Adalet Bakanlığının, İçişleri Bakanlığının, hatta diğer bakanlıkların da bu tür hizmetiçi eğitim kurumlarına ne kadar ihtiyacı olduğunu burada anlatmaya gerek yok. Bizim, buna ihtiyacımız var. Böyle bir kuruma, Maliye Bakanlığının ihtiyacı var değerli arkadaşlar. Maliye Bakanlığı, vergi memuru, maliye memuru gibi eğiterek, dışarıya çıkaracağı insanlara bu eğitimi vermek zorundadır, vermek yükümlülüğündedir.

Peki, bunu nasıl yaparız? Diğer çağdaş ülkeler nasılsa -daha önce konuşan bütün konuşmacı arkadaşlarımızın da çok haklı olarak belirttiği gibi- bizim de bunu böyle yapmamız lazım. Üniversite mezunu olan insanları almak veya hizmet içinden insanları almak; bunlara, hem teorik hem de pratik eğitimlerini vermek; yani, Vergi Usul Kanununu veya Kurumlar Vergisi Kanununu teorik olarak, profesörler, doçentler, bu konuda uzman kişiler aracılığıyla öğrettikten sonra, bunun uygulamasını da bizzat yaptırmak, sonra ikinci konuya geçmek, bütün bunları bitirdikten sonra da, kendilerine, tamam, vergicilik eğitimini gördün, sen, artık vergicilik eğitimini görmüş bir vergici sayılabilirsin diyerek hizmete koşmak, bizim temel isteğimizdir. Yapmaya çalıştığımız olay budur.

Bunu yapmadığımız zaman ne olur? Maliye Bakanlığı, şu çıkaracağınız yasayla veya bundan önce çıkarılmış olan yasalarla kendisine verilmiş işlevleri yerine getiremez, şimdi, gerçek anlamıyla yerine getiremediği gibi. Elbette ki, bu şekilde eğitim kurumlarından mezun olanlar, birkaç yıl içerisinde Türkiye'nin gereksinimini karşılayacak değiller; çok uzun bir süreç içerisinde bu gereksinim karşılanmış olacak.

Değerli milletvekilleri, biz, Anayasanın öngördüğü anlamda bir akademi kurmuyoruz. Bunu, zaten yasa tasarısıyla ilgili önerinin veya tasarı maddesinin birinci fıkrasını okur okumaz hemen görürsünüz. Zaten, biraz önce Sayın Sağlam da belirtti. Bu, bir hizmetiçi eğitim birimidir. Akademi, belirli bir eğitim verdikten sonra diploma veren ve o diploması belirli kurumlar tarafından veya bütün Türkiye'de kabul edilen bir kurumdur. Biz, böyle bir diploma vermeyi öneriyor muyuz? Hayır. Biz, sadece, albenisi olan bir kelime seçerek, dışarıdan profesörlerin, doçentlerin gelip de eğitim verdikleri bir kurum yaratmaya çalışıyoruz. Bu kurumu yaratırken, yıllardan beri kullandığımız isimlerden herhangi birisini kullandığımız zaman, ne çekicilik sağlayacağız ne yenilik getirmiş olacağız... Bütün olay bu... "Maliye Eğitim Akademisi" demişiz. Kelime anlamında veya sözcük anlamında, vereceğimiz bilgilerin tamamını kapsadığı için akademi deyimini kullanmışız. Yoksa, anayasal anlamında buradan mezun ettiğimiz insanlara birer diploma vermeyeceğiz.

Burada, öğretim elemanı, profesör veya doçent görevlendirilmesi konusunda da, benim kesin olarak, ne anayasal açıdan ne de düzenleme açısından bir sıkıntım var. Ancak, arkadaşlarımız, bu kadroların burada ihdas edilmesinin, en azından daha önceki deneyimlerine dayanarak çalıştırılmasının zor olacağını söylediler; kabul ettim ve arkadaşlarımızın çekme önergesine katıldım. Ancak, şu anda, 38 inci madde uyarınca, Maliye Bakanlığında veya diğer kamu kurumlarında üniversitelerden gelip çalışacak olan insanlara bu kapıyı açık tutuyoruz, tutmak da istiyoruz. Bizim buna ihtiyacımız var, böyle bir kuruma ihtiyacımız var. Bu kurumda verilecek olan eğitimlere hiç kimsenin de itirazı yok. Kuruma ihtiyaç olduğuna göre, böyle bir düzeni kurmadan veya sistemi kurmadan yapacağımız bir düzenlemeyle bu işlerin altından kalkamayacağımıza göre, bu konudaki düzenlemeyi şimdiden yapmak zorundayız.

O nedenle, olayı kelime anlamında değil müessese anlamında almak, Anayasadaki ifadesini de, kesin olarak bizim şurada yaptığımız tanımlamayla karşılaştırdığımızda asla ve asla Anayasaya aykırı bir konumla karşı karşıya kalmadığımızı kabul etmemiz halinde, Maliye Bakanlığının, şu yasanın uygulanması açısından ihtiyaç duyduğu yetişmiş personeli yetiştirmesi için bu kuruma ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bu kuruma ihtiyacımızın olduğunu zaten herkes kabul ediyor, kimse itiraz etmedi. Ancak, gelip de bir tek kelimeye takılmanın manası yok; çünkü, o kelimeyi, o anlamda zaten kullanmıyoruz. Anayasa, akademiyi tam anlamıyla tanımlamış da bu anlam başka şekilde kullanılamaz diye bir sınırlaması olmamış ki...

Biz, burada, diploma verecek, lisansüstü eğitim verecek bir öğretim kurumu kurmuyoruz efendim. Bu kanun böyle bir kurum getirmiyor, getirmediği için de, anayasal anlamda bir akademiden bahsetmiyoruz burada; bir eğitim kurumundan bahsediyoruz, bir hizmetiçi eğitim kurumundan bahsediyoruz.

Durumun bu şekilde anlaşılmasını özellikle istirham eder, hepinize saygılar sunarım. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

MAHMUT YILBAŞ (Van) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Yılbaş, son söz milletvekilinin; bu hakkı mı kullanmak istiyorsunuz?

MAHMUT YILBAŞ (Van) – Hayır efendim.

Sayın Bakan, konuşmasında, adımı söyleyerek "bilgisi yoktur" dedi. Eğer "bilgisi yoktur" tabirini zatıâliniz bir sataşma olarak telakki ederlerse, Sayın Bakana bir çift sözüm olacak efendim; ama "hayır, bir sataşma değildir" derseniz, geri döner, yerime otururum.

BAŞKAN – Efendim, bilginiz olduğunu beyan ediyorsunuz.

MAHMUT YILBAŞ (Van) – "Bilgisi yoktur" dedi; ben de Sayın Bakana cevap vermek durumunda kaldım.

BAŞKAN – Şu an, yerinizden, bilginiz olduğunu ifade etmeniz yeterli mi, yoksa, mutlaka kürsüden mi ifade etmek istiyorsunuz?

MAHMUT YILBAŞ (Van) – Efendim, Sayın Bakan kadar bilgiç olmadığımı burada ifade edeceğim. Ayrıca, getirilen bu düzenlemenin, biraz evvel ifade ettiğim gibi, bir hizmetiçi eğitim olmadığını, her ne kadar, birinci fıkrada bu ifade ediliyorsa da, müteakip fıkralar da dikkatle okunduğunda "eğitim" ile beraber "öğretim" kelimesinin yan yana kullanıldığını ifade etmek istiyorum.

Ayrıca, yine, ikinci fıkrada ifade edilen şu: "2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu hükümleri uygulanır." Sayın Bakan, lütfen, bu mikrofondan Yüce Meclise hitap ederken, karşısındakileri anlamaz bir tavır içerisinde olmasın. Mahmut Yılbaş, okuduğunu anlıyor ve çok iyi anlıyor; bu konuda Sayın Bakana muhalefeti devam edecektir. Getirdikleri, istediklerinin çok üzerinde hususlardır efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Pakdemirli, son sözü siz mi kullanmak istiyorsunuz?

EKREM PAKDEMİRLİ (Manisa) – Evet.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, son söz milletvekilinindir.

Sayın Ekrem Pakdemirli, buyurun.

EKREM PAKDEMİRLİ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu maddeyle, eğer, Maliye Bakanlığının personelinin eğitim düzeyi ve malî mevzuattaki bilgisinin yükseltilmesi isteniyorsa, doğrudur; ama, doğru olmayan, Anayasaya göre, bir yüksek eğitim kurumunun, öğretim kurumunun, sadece üniversitelerarası kurul ve üniversiteler kanununa bağlı olarak kurulması gereğidir. Eğer, bir akademi kurulabilseydi, ben, Maliye Bakanıyken onu hemen yapardım, hem tek partiydik hem de bu ihtiyacı hisseden bir eğitimci olarak; ama, ben bir eğitimci olarak, bakanlıkların yüksek eğitim kurumu kuramayacağını biliyorum. Şimdi, bu ihtiyaç var; ihtiyacı gayet güzel tespit etmiş değerli arkadaşımız. Burada, bir akademik unvan yerine, bir akademik kurul yerine "Hizmetiçi Eğitim Başkanlığı" -başkanlık, caziptir, çekicidir ya, ille çekici olması isteniliyorsa- veya "Hizmetiçi Eğitim Dairesi" deriz. Buraya insanlarımızı getiririz, eğitim merkezleri kurarız; ama, birinci derecede eğitimi üniversiteden alacak, Maliye Bakanlığından değil.

Şimdi, şöyle bir paralellik var; Maliye Bakanlığına bağlı maliye meslek liseleri var; oradaki sıkıntımızı da biliyoruz; çünkü, normal olarak, bir taraftan Maliyeye bir taraftan da Millî Eğitime bağlı. Şimdi, burada da, aynı ikilemi doğuracağız; onun yerine, hizmetiçi başkanlık diyelim; daha zengin bir cümle varsa, daha güzel gösteren bir cümle varsa onu kullanalım. Birinci derecede üniversite eğitiminden sonra bu eğitimleri burada yapalım; ama, Maliye Bakanlığına bağlı bir kurum, bir diploma verememeli. Sayın Yılbaş'ın dediği gibi, bazı cümlelerde bu da verilebilir anlamı çıkıyor; böyle muğlak kalmasın, daha basite, nete indirelim.

Saygılar sunuyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Pakdemirli.

Madde üzerinde, biri Anayasaya aykırılık iddiasını içeren önerge olmak üzere toplam 20 önerge vardır. Madde, 4 fıkra olduğu için, 16 önergeyi artı Anayasaya aykırılık önergesini okutup işleme koyacağız.

Çalışma süremizin bitimine kadar önergeleri geliş sırasına göre okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

626 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 85 inci maddesinin "Maliye eğitim akademisi başkanlığı ve maliye memurluğu" başlıklı ek madde 27'nin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

Ertan Yülek İsmail Özgün İsmail Yılmaz Adana Balıkesir İzmir

Osman Hazer Sıtkı Cengil Yakup Budak Afyon Adana Adana

Ahmet Doğan Celal Esin Mehmet Altınsoy Adıyaman Ağrı Aksaray

Rıza Ulucak Alaattin Sever Aydın Suat Pamukçu Ankara Batman Bayburt

Hüsamettin Korkutata Mustafa Yünlüoğlu İsmail Coşar Bingöl Bolu Çankırı

Zülfikar Gazi Ömer Naimi Barım Tevhit Karakaya Çorum Elazığ Erzincan

Lütfü Esengün Ömer Özyılmaz Ahmet Çelik Erzurum Erzurum Adıyaman

Sıddık Altay Ziyattin Tokar Murtaza Özkanlı Ağrı Ağrı Aksaray

Ömer Faruk Ekinci Musa Okçu Feti Görür Ankara Batman Bolu

Altan Karapaşaoğlu Mehmet Aykaç Sacit Günbey Bursa Çorum Diyarbakır

Ömer Vehbi Hatipoğlu Abdulilah Fırat Aslan Polat Diyarbakır Erzurum Erzurum

Şinasi Yavuz Nurettin Aktaş Bedri İncetahtacı Erzurum Gaziantep Gaziantep

Mehmet Sılay Mehmet Emin Aydınbaş Azmi Ateş Hatay İçel İstanbul

Mehmet Fuat Fırat Hüseyin Kansu Ali Oğuz İstanbul İstanbul İstanbul

Osman Yumakoğulları Hasan Dikici Ahmet Dökülmez İstanbul Kahramanmaraş Kahramanmaraş

Zeki Ünal Salih Kapusuz Mikail Korkmaz Karaman Kayseri Kırıkkale

Mustafa Kemal Ateş Osman Pepe Hanifi Demirkol Kilis Kocaeli Eskişehir

Kahraman Emmioğlu Turhan Alçelik Süleyman Metin Kalkan Gaziantep Giresun Hatay

Mustafa Köylü Saffet Benli Ekrem Erdem Isparta İçel İstanbul

Avni Doğan Abdullah Özbey Zeki Karabayır Kahramanmaraş Karaman Kars

Memduh Büyükkılıç Kemal Albayrak Cafer Güneş Kayseri Kırıkkale Kırşehir

Hüseyin Arı Veysel Candan Abdullah Gencer Konya Konya Konya

Hasan Hüseyin Öz Lütfi Yalman Metin Perli

Konya Konya Kütahya

Yaşar Canbay Nedim İlci Hüseyin Olgun Akın Malatya Muş Ordu

Nezir Aydın Ahmet Demircan Ahmet Nurettin Aydın Sakarya Samsun Siirt

Abdulkadir Öncel Ahmet Feyzi İnceöz Kemalettin Göktaş Şanlıurfa Tokat Trabzon

İsmail İlhan Sungur Şaban Şevli Necmettin Aydın Trabzon Van Zonguldak

Remzi Çetin Teoman Rıza Güneri Mustafa Ünaldı Konya Konya Konya

Ahmet Derin Fikret Karabekmez Sabahattin Yıldız Kütahya Malatya Muş

Salih Katırcıoğlu Mustafa Hasan Öz Latif Öztek Niğde Ordu Samsun

Musa Demirci Sıvas

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - İmzalarımızı geri çekiyoruz...

BAŞKAN – Efendim, 140 tane imza var; hangisini sayayım?

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Hepsini geri çekiyoruz...

BAŞKAN – Bir dakika efendim...

Siz okumaya devam edin.

Abdullah Arslan Bekir Sobacı Şeref Malkoç Tokat Tokat Trabzon

Maliki Ejder Arvas Fethullah Erbaş İlyas Arslan Van Van Yozgat

Abdullah Örnek Yozgat

ABDÜLKADİR AKSU (Diyarbakır) – Sayın Başkan, önergemizdeki imzaları geri çektik...

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, zaten, imzalar bitmek üzereydi; yani, şimdi, kim çekiyor, kim çekmiyor, kimin imzası var?..

MUHAMMET POLAT (Aydın) – Hepsini çekiyoruz...

BAŞKAN – Efendim, önerge okundu bitti zaten... Yani, zaman kazandırmıyorsunuz, zaman kaybettiriyorsunuz.

Diğer önergeyi okutuyorum...

ABDÜLKADİR AKSU (Diyarbakır) – Geri çektik!..

BAŞKAN – Çekmeyenler var efendim.

MUHAMMET POLAT (Aydın) – Kim çekmiyor efendim?..

BAŞKAN – Karşı tarafın önergesi var efendim; yani, siz, diğer arkadaşların önergelerini de mi geri çekiyorsunuz?!.

Buyurun okuyun.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 85 inci maddesinin ek madde 27'de yer alan "Maliye Bakanlığında yardımcı hizmet birimi olarak Maliye Eğitim Akademisi Başkanlığı kurmuştur" ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

Ertan Yülek Bedri İncetahtacı Mehmet Emin Aydınbaş Adana Gaziantep İçel

İsmail Özgün İsmail Yılmaz Balıkesir İzmir

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen... imzada...

Yani, bakın, bir problem var. Şimdi, ben, kimin imzasını çektiğini bu kadar çok imzadan tespit etmeye kalkarsam, okunmasından daha çok zaman kaybettireceksiniz.

ZÜLFİKAR GAZİ (Çorum) – Çekmeyeni tespit et Sayın Başkan.

BAŞKAN – Peki efendim, tespit ediyorum.

MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Sayın Başkanım, bu jesti her zaman bulamazsınız; bu jestimizi değerlendirin.

BAŞKAN – Bir dakika efendim...

Bakın, burada, yüz imzayı okuduk, yüz imzayı her seferinde okuduk. İmzalarını geri çekenler, lütfen, beyan etsin, ben de, buradan çıkarayım.

MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Mikail Korkmaz, daha çok zaman kaybedeceksiniz.

Ben, sizi, uyarıyorum; zaman kazandırmıyorsunuz, zamana karşı, daha büyük yanlış yapıyorsunuz. (FP sıralarından "Tamam tamam..." sesleri)

Devam edin efendim.

Yakup Budak Celal Esin Mehmet Altınsoy Adana Ağrı Aksaray

Cemalettin Lafçı Rıza Ulucak Muhammet Polat Amasya Ankara Aydın

Suat Pamukçu Hüsamettin Korkutata Mustafa Yünlüoğlu Bayburt Bingöl Bolu

İsmail Coşar Zülfikar Gazi Ömer Naimi Barım Çankırı Çorum Elazığ

Tevhit Karakaya Lütfü Esengün Ömer Özyılmaz Erzincan Erzurum Erzurum

Sıtkı Cengil Ahmet Çelik Mehmet Sıddık Altay Adana Adıyaman Ağrı

Ziyattin Tokar Ömer Faruk Ekinci Musa Okçu Ağrı Ankara Batman

Feti Görür Altan Karapaşaoğlu Mehmet Aykaç Bolu Bursa Çorum

Sacit Günbey Ömer Vehbi Hatipoğlu Abdulilah Fırat Diyarbakır Diyarbakır Erzurum

Aslan Polat Şinasi Yavuz Mehmet Sılay Erzurum Erzurum Hatay

Azmi Ateş Mehmet Fuat Fırat Hüseyin Kansu İstanbul İstanbul İstanbul

Ali Oğuz Osman Yumakoğulları Zeki Ünal İstanbul İstanbul Karaman

Mikail Korkmaz Mustafa Kemal Ateş Osman Pepe Kırıkkale Kilis Kocaeli

Hanifi Demirkol Kahraman Emmioğlu Turhan Alçelik Eskişehir Gaziantep Giresun

Süleyman Metin Kalkan Mustafa Köylü Avni Doğan Hatay Isparta Kahramanmaraş

Abdullah Özbey Zeki Karabayır Memduh Büyükkılıç Karaman Kars Kayseri

Kemal Albayrak Cafer Güneş Hüseyin Arı Kırıkkale Kırşehir Konya

Veysel Candan Lütfi Yalman Metin Perli Konya Konya Kütahya

Yaşar Canbay Nezir Aydın Musa Uzunkaya Malatya Sakarya Samsun

Ahmet Nurettin Aydın Zülfükar İzol Abdulkadir Öncel Siirt Şanlıurfa Şanlıurfa

Ahmet Feyzi İnceöz Kemalettin Göktaş İsmail İlhan Sungur Tokat Trabzon Trabzon

Şaban Şevli Remzi Çetin Teoman Rıza Güneri Van Konya Konya

Ahmet Derin Fikret Karabekmez Sabahattin Yıldız Kütahya Malatya Muş

Salih Katırcıoğlu Mustafa Hasan Öz Latif Öztek Niğde Ordu Samsun

Musa Demirci Abdullah Arslan Bekir Sobacı Sıvas Tokat Tokat

Şeref Malkoç Maliki Ejder Arvas Fethullah Erbaş

Trabzon Van Van

Abdullah Örnek Yozgat

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bu arada şunu vurgulayayım, -herhangi bir kasıt değil- örneğin Sayın Bakan, 5 imza kalmadı mı diye sorsa, bir tespit yapmadan benim verebilecek bir yanıtım var mı?

MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Sayın Bakan öyle bir şey söylemesin.

BAŞKAN – Herhangi bir milletvekili "5 imza da mı kalmadı" derse, ne yanıt verebilirim ben burada?

MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) – Atarken düşünselerdi Sayın Başkan.

MAHMUT IŞIK (Sıvas) – Fazla imzanın zararı oldu.

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 85 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu Ahmet Piriştina Mustafa Güven Karahan Sinop İzmir Balıkesir

Fevzi Aytekin İhsan Çabuk Tekirdağ Ordu

Madde 85.- 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde ilave edilmiştir.

"Maliye eğitim akademisi başkanlığı ve maliye memurlarının yetiştirilmeleri

Ek Madde 26. - Maliye Bakanlığında yardımcı hizmet birimi olarak "Maliye Eğitim Akademisi Başkanlığı" kurulmuştur. Maliye Eğitim Akademisi Başkanlığının görevleri; Bakanlık personelinin çağdaş yönetim teknikleri ve malî mevzuat konularında bilgilerini artırmak, modern kamu yönetiminin gereklerine uygun, yenilikçi ve gelişmeye açık birer yönetici olarak yetiştirilmelerini sağlamak, hizmetiçi eğitim faaliyetlerini yürütmek, kurs, panel, konferans ve seminerler düzenlemek, malî idarenin değiştirilmesi konularında araştırma, inceleme ve anketler yapmak, bunları yayımlamak ve önerilerde bulunmak, kamu maliyesi ve ekonomi yönetimi alanındaki gelişmeleri, uygulamaları ve yayımları izlemek ve Bakan tarafından verilecek diğer revleri yapmaktır.

Uzmanlık ve denetmenlik yarışma sınavını kazananlar ile yükselme sınavlarında başarılı olan personelin eğitimi, Maliye Eğitim Akademisinde düzenlenecek olan özel programlarla yapılır. Eğitim programları ölçme değerlendirme sınavı ve diğer hususlara ilişkin esas ve usuller yönetmeliklerle düzenlenir.

Maliye Eğitim Akademisi Başkanı, müşterek kararname, Başkan Yardımcıları ise Bakan onayı ile atanırlar. Bunlar sırasıyla, Bakanlıktaki Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcıları için ilgili mevzuatında öngörülen tüm haklardan aynen yararlanırlar. Maliye Eğitim Akademisi Başkanlığında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 38 inci maddesi hükümlerine göre veya ders yüklerini tamamlayıp tamamlamadığına bakılmaksızın 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 11 inci maddesi dikkate alınarak ders ücreti karşılığı öğretim elemanı çalıştırılabilir. Akademide ücret karşılığı meslekî ders vermek için akademik kadroya bağlı olmaksızın görevlendirilen Bakanlık personeline 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa göre, ayda 20 saati geçmemek üzere, okutmanlar kadar ders ücreti ile sınav ücreti ödenir.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Sayın Başkan, önergenin okunması sırasında bir iki hata yapıldı, müsaade ederseniz düzeltelim.

BAŞKAN – Önerge sahibi olarak "okuma yanlışı var" diyorsunuz.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Evet efendim.

İkinci paragrafın üçüncü satırında "düzenlenecek özel programlarla yapılır" derken, önergeyi okuyan Sayın Kâtip Üye "düzenlenecek olan özel programlarla yapılır" şeklinde okudu. Yukarıda da "Bakanlık" ifadesini "Başkanlık" diye okudu; düzeltiyoruz efendim.

BAŞKAN – Efendim, tutanaklarda metin esas.

Diğer önergeyi okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 85 inci maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 nci maddenin başlığının "Maliye akademisi başkanlığı ve maliye memurluğu" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

Yalçın Gürtan İhsan Çabuk Mustafa İlimen Samsun Ordu Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan İçel Muğla

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 85 inci maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 nci maddenin birinci fıkrasında yer alan "Bakanlık kadrolarında en az onbeş yıl" ibaresinin "Bakanlık kadrolarında en az on yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan İhsan Çabuk Mustafa İlimen

Samsun Ordu Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan İçel Muğla

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 85 inci maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 nci maddenin ikinci fıkrasında yer alan "kurumlarınca onaylanmış yerli ve yabancı" ibaresinden "yabancı" ibaresinin çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan İhsan Çabuk Mustafa İlimen Samsun Ordu Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan İçel Muğla

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, çalışmalarımıza, saat 20.00'de kaldığımız yerden devam etmek üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati : 19.02

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 20.00

BAŞKAN : Başkanvekili Uluç GÜRKAN

KÂTİP ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Hüseyin YILDIZ (Mardin)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 126 ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

V. — KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

5. — Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (Devam)

BAŞKAN – Hükümet ve Komisyon yerlerini aldılar.

Vergi Tasarısının 85 inci maddesi üzerindeki değişiklik önergelerini okutuyordum.

Önergeleri geliş sırasına göre okutmaya devam ediyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 85 inci maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 inci maddenin ikinci fıkrasında yer alan "Maliye eğitim akademisinde" ibaresinin "Maliye akademisinde" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan İhsan Çabuk Mustafa İlimen

Samsun Ordu Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan

İçel Muğla

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 85 inci maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 nci maddenin ikinci fıkrasında yer alan "en az dört yıl" ibaresinin "en az iki yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan İhsan Çabuk Mustafa İlimen Samsun Ordu Edirne

Abdulbaki Gökçel Fikret Uzunhasan İçel Muğla

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 85 inci maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 inci maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "naklen geçiş talebinde de bulunamazlar" ibaresinin "naklen geçiş talebinde de bulunabilirler" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk Samsun Kocaeli Ordu

Mahmut Erdir Emin Karaa Eskişehir Kütahya

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 85 inci maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 nci maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "sürekli görev yolluğu ödenmez" ibaresinin "sürekli görev yolluğu ödenir" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk Samsun Kocaeli Ordu

Mahmut Erdir Emin Karaa Eskişehir Kütahya

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 85 inci maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 nci maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "eğitim süresinin iki katı süre" ibaresinin "eğitim süresinin üç katı süre" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk Samsun Kocaeli Ordu

Mahmut Erdir Emin Karaa Eskişehir Kütahya

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 85 inci maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 nci maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "eğitime alınanların aylıklı izinli sayılır" ibaresinin "eğitime alınanların aylıklı izinli sayılmaz" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk Samsun Kocaeli Ordu

Mahmut Erdir Emin Karaa Eskişehir Kütahya

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 85 inci maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 nci maddenin dördüncü fıkrasında yer alan "bunlara geçici veya sürekli görev yolluğu ödenmez" ibaresinin "bunlara geçici veya sürekli görev yolluğu ödenir" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk Samsun Kocaeli Ordu

Emin Karaa Mahmut Erdir Kütahya Eskişehir

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 85 inci maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 nci maddenin dördüncü fıkrasında yer alan "bir yıl süreyle" ibaresinin "iki yıl süreyle" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk Samsun Kocaeli Ordu

Emin Karaa Mahmut Erdir Kütahya Eskişehir

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 85 inci maddesiyle değiştirilen 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 27 nci maddenin dördüncü fıkrasında yer alan "bir yıl süreyle" ibaresinin "altı ay süreyle" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yalçın Gürtan Halil Çalık İhsan Çabuk Samsun Kocaeli Ordu

Emin Karaa Mahmut Erdir Kütahya Eskişehir

BAŞKAN –Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının geçici 85 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu Halil Cin İ. Ertan Yülek Sinop İçel Adana

Mehmet Sağlam Ülkü Güney Kahramanmaraş Bayburt

Madde 85.- 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde ilave edilmiştir.

Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanlığı ve Maliye memurlarının yetiştirilmeleri.

Ek Madde 26.- Maliye Bakanlığında yardımcı hizmet birimi olarak Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanlığı kurulmuştur. Maliye Yüksek Eğitim Merkezi, yönetim teknikleri ve malî mevzuat konularında bilgilerini artırmak, modern kamu yönetiminin gereklerine uygun yenilikçi ve gelişmeye açık birer yönetici olarak yetiştirilmelerini sağlamak, hizmetiçi eğitim faaliyetlerini yürütmek, kurs, panel, konferans ve seminerler düzenlemek, malî idarenin geliştirilmesi konularında araştırma, inceleme ve anketler yapmak, bunları yayımlamak ve önerilerde bulunmak, kamu maliyesi ve ekonomi yönetimi alanlarındaki gelişmeleri, uygulamaları ve yayımları izlemek ve bakan tarafından verilecek diğer görevleri yapmaktır.

Uzmanlık ve denetmenlik yarışma sınavını kazananlar ile yükselme sınavlarında başarılı olan personelin eğitimi Maliye Yüksek Eğitim Merkezinde düzenlenecek özel programlarla yapılır. Eğitim programları, ölçme değerlendirme sınav ve diğer hususlara ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir.

Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanı müşterek kararname, başkan yardımcıları ise bakan onayıyla atanır. Bunlar, sırasıyla, Bakanlıktaki genel müdür ve genel müdür yardımcıları için ilgili mevzuatında öngörülen tüm haklardan aynen yararlanırlar.

Maliye Eğitim Merkezi Başkanlığında, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 38 inci maddesi hükümlerine göre veya ders yüklerini tamamlayıp tamamlamadıklarına bakılmaksızın, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 11 inci maddesi dikkate alınarak ders ücreti karşılığı öğretim elemanları çalıştırılabilir. Ücret karşılığı meslekî ders vermek için görevlendirilen Bakanlık personeline, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa göre ayda 20 saati geçmemek üzere okutmanlar kadar ders ücreti ile sınav ücreti ödenir.

BAŞKAN – Sayın Mustafa Ünaldı ve arkadaşlarının, 2 tane Anayasaya aykırılık önergesi var; geliş sırasına göre, birisini okutup, birleştirerek işleme koyacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı çerçeve 85 inci maddedeki ek madde 27'de yer alan hükümler, Anayasaya aykırı olduğundan maddeden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

Mustafa Ünaldı Yakup Budak Celal Esin Konya Adana Ağrı

Cemalettin Lafçı Rıza Ulucak Muhammet Polat Amasya Ankara Aydın

Suat Pamukçu Mustafa Yünlüoğlu Zülfikar Gazi Bayburt Bolu Çorum

Ömer Naimi Barım Tevhit Karakaya Ahmet Çelik Elazığ Erzincan Adıyaman

Sıddık Altay Ziyattin Tokar Ömer Faruk Ekinci Ağrı Ağrı Ankara

İsmail Özgün Musa Okçu Altan Karapaşaoğlu Balıkesir Batman Bursa

Mehmet Aykaç Ömer Vehbi Hatipoğlu Aslan Polat Çorum Diyarbakır Erzurum

Şinasi Yavuz Bedri İncetahtacı Azmi Ateş Erzurum Gaziantep İstanbul

Mehmet Fuat Fırat Osman Yumakoğulları Mustafa Kemal Ateş İstanbul istanbul Kilis

Osman Pepe Hanifi Demirkol Kahraman Emmioğlu Kocaeli Eskişehir Gaziantep

Saffet Benli Zeki Karabayır Memduh Büyükkılıç İçel Kars Kayseri

Kemal Albayrak Hüseyin Arı Veysel Candan Kırıkkale Konya Konya

Metin Perli Yaşar Canbay Hüseyin Olgun Akın Kütahya Malatya Ordu

Nezir Aydın Zülfükar İzol Ahmet Feyzi İnceöz Sakarya Şanlıurfa Tokat

İsmail İlhan Sungur Remzi Çetin Ahmet Derin Trabzon Konya Kütahya

Fikret Karabekmez Salih Katırcıoğlu Sabahattin Yıldız Malatya Niğde Muş

Latif Öztek Musa Demirci Bekir Sobacı Samsun Sıvas Tokat

Maliki Ejder Arvas İlyas Arslan Abdullah Örnek Van Yozgat Yozgat

BAŞKAN – Bu önergeyi, Sayın Mustafa Ünaldı ve arkadaşlarının Anayasaya aykırılık içeren diğer önergesiyle birleştirerek işleme koyuyorum.

Sayın Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, düzenleme Anayasaya aykırı olmamakla beraber, bir başka önergeyle maddeye yeni bir içerik kazandırıldığı için, katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Ünaldı, gerekçenizi mi okuyalım?

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Evet efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Maliye eğitim akademisinin, kurulması, Anayasanın 131 inci, 132 nci ve 166 ncı maddelerinin amir hükümlerine aykırıdır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Şimdi, madde üzerindeki önergeleri, aykırılık derecesine göre okutup işleme koyacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 85 inci maddesinin "Maliye eğitim akademisi başkanlığı ve maliye memurluğu" başlıklı Ek madde 27'nin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Ertan Yülek (Adana) ve arkadaşları

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Sayın Başkan, bundan daha aykırı önerge var; maddenin başlığını değiştiriyor.

BAŞKAN – Efendim, maddenin tümüyle çıkmasını isteyen önerge, en aykırı önergedir.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Tümü değil "başlıklı" diyor.

İ. ERTAN YÜLEK (Adana) – Sayın Başkan, burada, biz, bilhassa, akademi konusu üzerinde ısrarla durmuştuk. Benim de imzamın bulunduğu son verilen bir önergeyle "akademi" ibaresi çıkmış ve yerine "eğitim merkezi" ibaresi gelmiş ve böylelikle muhtevası da değişmiştir; dolayısıyla, bu önergeyi geri çekiyoruz.

BAŞKAN – Peki efendim.

Önerge, sahiplerine iade edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 85 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu (Sinop) ve arkadaşları

MADDE 85.- 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde ilave edilmiştir.

Maliye yüksek eğitim merkezi başkanlığı ve maliye memurlarının yetiştirilmeleri.

Ek Madde 26. - Maliye Bakanlığında yardımcı hizmet birimi olarak "Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanlığı" kurulmuştur. Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanlığının görevleri; Bakanlık personelinin, çağdaş yönetim teknikleri ve malî mevzuat konularında bilgilerini artırmak, modern kamu yönetiminin gereklerine uygun, yenilikçi ve gelişmeye açık birer yönetici olarak yetişmelerini sağlamak, hizmet içi eğitim faaliyetlerini yürütmek, kurs, panel, konferans ve seminerler düzenlemek, malî idarenin geliştirilmesi konularında araştırma, inceleme ve anketler yapmak, bunları yayımlamak ve önerilerde bulunmak, kamu maliyesi ve ekonomi yönetimi alanındaki gelişmeleri, uygulamaları ve yayımları izlemek ve Bakan tarafından verilecek diğer görevleri yapmaktır.

Uzmanlık ve denetmenlik yarışma sınavını kazananlar ile yükselme sınavlarında başarılı olan personelin eğitimi Maliye Yüksek Eğitim Merkezinde düzenlenecek özel programlarla yapılır. Eğitim programları, ölçme, değerlendirme, sınav ve diğer hususlara ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir.

Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanı müşterek kararname, başkan yardımcıları ise Bakan onayıyla atanırlar. Bunlar, sırasıyla, Bakanlıktaki genel müdür ve genel müdür yardımcıları için, ilgili mevzuatında öngörülen tüm haklardan aynen yararlanırlar.

Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanlığında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 38 inci maddesi hükümlerine göre veya ders yüklerini tamamlayıp tamamlamadığına bakılmaksızın, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 11 inci maddesi dikkate alınarak, ders ücreti karşılığı öğretim elemanı çalıştırılabilir. Ücret karşılığı meslekî ders vermek için görevlendirilen Başkanlık personeline, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa göre ayda 20 saati geçmemek üzere, okutmanlar kadar ders ücreti ile sınav ücreti ödenir.

BAŞKAN – Sayın Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, bu metin, başlığıyla, muhtevasıyla amacı daha iyi tanımladığı için, uygun görüşle, Genel Kurulun tensiplerine sunuyoruz. Yalnız, Genel Kurulumuzun kabul ettiği bir önceki maddedeki kadroların unvanlarında da bu önergeye paralel düzenlemeler yapılması konusunda Yüksek Başkanlığınızın redaksiyon yetkisi ihtiyacı vardır; onu da takdirlerinize ve tensiplerinize arz ederim.

BAŞKAN – Sağ olun.

Hükümetin görüşünü alalım?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Bu önergenin kabul edilmesi nedeniyle, diğer önergeleri işleme koyma olanağım kalmamıştır.

Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusunda, oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

86 ncı maddeyi okutuyorum :

MADDE 86. - 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Mali hükümler

Ek Madde 28. - Maliye Bakanı;

a) Bakanlığın merkez, taşra ve döner sermaye teşkilatlarında Maliye Hizmetleri sınıfına dahil kadrolarda bulunan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlara, en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarının % 200 ' üne kadar Maliye Hizmetleri Tazminatı olarak ek ödeme yaptırmaya ;

b) Bakanlığın merkez, taşra ve döner sermaye teşkilatları (bağlı kuruluşlar dahil) kadrolarında olup Maliye Hizmetleri sınıfı kapsamı dışında kalan diğer personele (sözleşmeli ve akademik personel dahil); en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarının % 100 ' üne kadar Ek Tazminat olarak ödeme yaptırmaya;

Yetkilidir.

Görev yapılan birim, işin özelliği ve yoğunluğu, görev mahalli, görevin önem ve güçlüğü, personelin hizmet sınıfı, kadro unvanı, derecesi ve atanma biçimi gibi kriterlere göre yapılacak Maliye Hizmetleri ve Ek Tazminat ödemelerinin nisbetleri ve ödemeye ilişkin diğer usul ve esaslar Maliye Bakanı tarafından tespit edilir. Ayrıca, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 135 inci maddesindeki yetkiyi haiz denetim elemanları için; (a) bendinde yer alan tavan puan dikkate alınmaksızın, azami 100 puanı geçmemek suretiyle ek puan tespit etmeye ve bu ödemeleri; birim, unvan, hizmet yeri, teftiş, denetim ve inceleme mahalli, yapılan işin özelliği, personel sayısı sınırlaması ve benzeri kıstaslar çerçevesinde, gerektiğinde dönem veya gün hesabıyla ödetmek suretiyle belirlemeye ve uygulatmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Yukarıda belirtilen tazminatlara hak kazanmada ve bunların ödenmesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun aylıklara ilişkin hükümleri uygulanır ve bu tazminatlardan damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesinti yapılmaz. Sözkonusu ödemeler ilgili birimlerin bütçelerinden karşılanır. Ek ödeme öngörülen kadro unvanlarına vekalet edenlere uygulanacak tazminatların belirlenmesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Zam ve Tazminatlar" başlıklı Ek Maddesi uyarınca çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararında yer alan esaslar uygulanır. Bakanlık kadrolarında bulunan döner sermaye saymanlık personeline mevcut kümler çerçevesinde döner sermayelerden her ne ad altında olursa olsun yapılacak ek ödemeler ilgisine göre Maliye Hizmetleri Tazminatı veya Ek Tazminat ödemeleri ile kıyaslanarak bunlardan sadece net tutarı yüksek olanı ödenir. Mesleğe özel yönetmelikleri uyarınca yarışma sınavı sonucu girenler ile müşterek kararnameyle ataması yapılanlar hariç olmak üzere; Maliye Hizmetleri veya Ek Tazminat ödemesi öngörülen kadrolara diğer kamu kurum ve kuruluşlarından naklen atanan personel, atanma tarihlerinden itibaren bir yıl geçmeden yukarıda belirtilen tazminatlardan yararlanamaz. Maliye Hizmetleri veya Ek Tazminatı alanlardan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri çerçevesinde; haklarında görevden uzaklaştırma tedbiri uygulanan personele bu tedbirin kaldırıldığı tarihe kadar (görevden uzaklaştırma tedbirinin kaldırılması halinde bu dönem için geriye doğru bu tazminat ödenmez.), olumsuz sicil alanlara üç ay süreyle, anılan Kanunun 125 inci maddesine göre cezalandırılan ve cezası kesinleşmiş bulunanlardan; uyarma cezası alanlara bir ay, kınama cezası alanlara üç ay, aylıktan kesme cezası alanlara altı ay süreyle, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanlara kademe ilerlemesinin durdurulması süresince bu tazminatlar ödenmez. Ayrıca; sağlık kurulu raporu üzerine verilen hastalık izinleri, kanser, verem ve akıl hastalıkları gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığa yakalananların kullandıkları hastalık izinleri ve hastalıkları sebebiyle resmi yataklı tedavi kurumlarında yatarak tedavi görülen tedavi süreleri hariç olmak üzere bir takvim yılı içinde kullanılan hastalık izin süreleri toplamının yedi günü aşması halinde, aşan sürelere isabet eden bu tazminatlar % 25 eksik ödenir.”

BAŞKAN – Efendim, Sayın Komisyonun öncelikli söz talebi var; buyurun.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, bu düzenlemeler, bundan önceki maddelerle bağlantılı düzenlemelerdi. Bundan önceki maddelerde, Genel Kurulumuz, maddelerin muhtevalarını, tümüyle, yeniden düzenlemiştir. Bu itibarla, bu maddenin, kanaatimizce görüşülmesine, tartışılmasına ve işlem görmesine mahal kalmamıştır.

Gereğini takdirlerinize arz ederim efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Algan Hacaloğlu; buyurun.

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Konuşmayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu konuşmuyor.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Sait Açba...

İ. ERTAN YÜLEK (Adana) – Sayın Başkan, Komisyon Başkanının da belirttiği gibi...

BAŞKAN – Efendim, grupların yazılı taleplerini sormak zorundayım.

Sizin var mı?..

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkanın açıklamasından sonra, Doğru Yol Partisi olarak konuşma talebimiz yok.

BAŞKAN – Gruplardan başka söz talebi?.. Yok.

Şahsı adına Sayın Emin Kul?.. Yok.

Sayın Çetin Bilgir?.. Yok.

Sayın Hadi Dilekçi?.. Yok.

Sayın İsmail Özgün?.. Yok.

Sayın Cevat Ayhan?.. Yok.

Sayın Abdullah Örnek?.. Yok.

Sayın Ertan Yülek?.. Yok.

Sayın Saffet Benli?.. Yok.

Madde üzerindeki müzakereler tamamlanmıştır.

Sayın milletvekilleri, madde üzerinde 26 önerge vardı; 25'i, sahiplerince geri alındı, bir önerge var, onu okutup, işleme koyacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 86 ncı maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu Ali Ilıksoy Ahmet Piriştina

Sinop Gaziantep İzmir

Mehmet Yaşar Ünal Mehmet Büyükyılmaz

Uşak Adana

BAŞKAN – Komisyonun görüşünü daha önce almıştık; uygun görüşle, Genel Kurulun takdirine arz ediyorlar.

Hükümetin görüşünü alalım?

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Uygulama olanağı kalmadığından, biz de katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir; bu şekilde, 86 ncı madde, metinden çıkarılmıştır.

Geçici madde 1'i okutuyorum:

Geçici Madde 1 - 1/1/1998 tarihinden önceki vergilendirme dönemleri için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin ibare değişikliğinden önceki hükmü geçerlidir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre uygulanan kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezalarından; vadesi 1/1/1998 tarihinden önce olup, bu tarih itibariyle ödenmemiş olanlar ile 1/1/1998 tarihinden sonra kesinleştiği halde ödenmeyenlere, vade tarihinden ödendikleri tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammı uygulanır.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Algan Hacaloğlu.

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Vazgeçtim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Konuşmuyorsunuz.

Fazilet Partisi Grubu adına Sayın Nezir Aydın.

Buyurun Sayın Aydın. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA NEZİR AYDIN (Sakarya) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı tasarının geçici madde 1 üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, geçici madde 1 ile 1.1.1998 tarihinden önceki vergilendirme dönemleri için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin ibare değişikliğinden önceki hükmü uygulanacağını amir. Bir diğer nokta, 1.1.1998 tarihine kadar ödenmemiş olan kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezalarından 1.1.1998'den sonra kesinleştiği halde ödenmeyenlere vade tarihiyle ödendikleri tarih arasında geçen süre için ise, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammı uygulanacağını amir.

Değerli milletvekilleri, yaklaşık birbuçuk aydır bu tasarıyı görüşüyoruz; tasarının ilk maddelerinden birinde söz almıştım ve demiştim ki, burada enflasyonun düşmesi, ekonominin düzlüğe çıkması, tamamen, adı "reform" diye nitelendirilen bu tasarıya bağlı. Deniliyordu ki, eğer, bu tasarı Meclisten çıkmazsa, bunun sorumlusu muhalefet partileridir; enflasyonun düşmemesinin sorumlusu da muhalefet partileridir.

Şimdi, birkaç geçici maddeden sonra tasarının yürütme ve yürürlük maddelerine geleceğiz ve tasarının müzakerelerini bitirmiş olacağız. Bu tasarı buradan çıkacağına göre, demek ki, memleketteki enflasyon meselesi ve diğer meseleler hallolacak!

Tabiî, bu görüşmeler sırasında bu kürsüden sorduğumuz birçok soruya cevap almış değiliz. Vatandaşın merak ettiği, buradan toplanacak olan 4,5 katrilyonluk meblağın nerelere harcanağıyla ilgili hiçbir izahat, hiçbir bilgi yok.

Bu, enflasyonu nasıl önleyecek? Çünkü, görüşmelerde şunu müşahade ettik ki, kesinlikle, verginin tabana yayılacağı, hatta ondan da önemlisi, Kurumlar Vergisinin genel vergiler içerisindeki oranının yüzde 9'dan yukarılara nasıl çıkarılacağı hakkında en ufak bir izahat almış değiliz; ama, sadece alacağız. Ne alacağız; Gelir Vergisi olarak veya değişik vergiler olarak, vatandaştan 4,5 katrilyon daha para toplayacağız. Hani, halk arasında kullanılan bir ifade vardır, derler ki "sen alma ağacının altında mı büyüdün?" Burada, şunu ifade etmek lazım ki, 55 inci Hükümet alma ağacının altında büyümedi; ama, herhalde, alma ağacının altında kuruldu ve orada oturmaya devam ediyor. Sadece alacaksınız; vermeye geldi mi, yok!..

Yine, halk arasında çok söylenilen bir hikâye vardır. Birisi ölmüş, mezar taşına şöyle yazmışlar "hayatında hep çarptı, hep topladı; çıkarmayı bilmezdi, bölmeyi ise vârisleri yaptı!” Acaba, sizin arkanızdan ne diyecekler "hep aldı, aldı, belirli yerlere verdi, halka vermedi." Şimdi gülüyorsunuz; ama, zannediyorum, ağlanacak halinize gülüyorsunuz.

Siz, 55 inci Hükümet olarak, almakta çok mahirsiniz; 4,5 katrilyon da buradan alacaksınız; ama, bir şey var ki, şu anda, ülkemizde en düşük gelir seviyesine sahip olan insanların evinde, mutfağında veya değişik yerlerde kullandığı tüpgazın fiyatı her saat değişiyor; yanlış mı? Fiyatları serbest bıraktınız. Akaryakıt fiyatlarını serbest bırakmak ne demektir; istenildiği gibi, istenildiği an, karar olmadan, şu olmadan, bu olmadan, istediğiniz kadar zam!.. Her dakika, her saat akaryakıtta fiyatlar değişiyor; her gece değişiyor. Şimdi, bunun yanında, vatandaşın evinde çeşitli ihtiyaçlarında ve aydınlatmada kullandığı elektriğin de fiyatları serbest. Türkiye'de, aynı eve veya aynı yere peşpeşe gelen iki elektrik faturasının aynı fiyattan, aynı kilovat fiyatından geldiği sayenizde vaki midir; değil; çünkü, fiyatları belirleyen serbest piyasa, istenildiği kadar zam yapılacak.

Telefonlar da aynı şekilde, o da serbest; istenildiği kadar zam yapılabiliyor. Peki, durumu, geliri, yaşam düzeyi hiç dikkate alınmadan, her vatandaşın, her aile reisinin, her insanın cebinden çıkacak olan faturaları tahsil ederken böyle davranıyorsunuz da, onlara bir şey verirken neden bonkör davranmıyorsunuz, hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Memur için "yüzde 20 zam, yarım puan fazla vermem" dediniz, niye vermezsiniz; çünkü "IMF öyle istedi, biz IMF'ye söz verdik, sözümüzden dönmeyiz" dediniz; ama, siz, seçimlerden önce, bu millete çok söz verdiniz; yani, sizin için Türk Milletine verilen söz, IMF'ye verilen söz kadar değerli değil mi?

Memur bağırıyor sokaklarda, diyor ki: "Hükümet, al zammı, başına çal!" Öyle değil mi? Peki, siz ne yapıyorsunuz; hemen bir af lafı ortaya atıyorsunuz, o af lafıyla gündemi değiştiriyorsunuz. Zavallı ücretlinin, memurun sokaklarda bağırışması, feryadını yükseltmesi, derdini anlatamaması, tabiri caizse gündemin ikinci planına düşüyor, hatta arada kaybolup gidiyor. Tabiî, sizi, memurlar, işçiler, çiftçiler velhasıl halk iradesi buraya getirmediği için, onlara taahhütünüz yok; onların ıstırapları, dertleri de sizi ilgilendirmiyor. Sizi ne ilgilendiriyor? Sizi, birileri çıkıyor "efendim, ekonomi iyiye gidiyor, 55 inci Hükümet iyi işler yapıyor" diyor, tamam... Sizler de ne yapıyorsunuz; onları memnun etmenin telaşı içerisine giriyorsunuz.

Onun için, burada, şunu ifade etmek istiyorum: Lütfen, halka verdiğiniz sözlere eğilin, halkı, esnafı, işçiyi, memuru memnun edin; aksi takdirde, bu millet, bir gün gelecek, söyleyip de yerine getirmediklerinizin, söyleyip de yapmadıklarınızın, yaptığınız işlerde millete danışmadığınızın, sormadığınızın, onların dert ve çilelerini, onların fikirlerini hiç kale almadığınızın hesabını, mutlaka, size soracaktır. Millet unutmadı; her seferinde "isyan etmeyen memurun insanlığından şüphe ederim" diyenler nerede şimdi" diye soruyor bu millet.

Değerli milletvekilleri, seçim meydanlarına, bir gün, elbet çıkacaksınız, demokrasinin gereği budur; halka gideceğiz, halka soracağız ve size de, en güzel cevabı halk verecek.

Değerli milletvekilleri, geçmişi kötülemekle, burada, yasayı savunmamakla veya Sayın Bakanın "bunlar teknik düzenlemelerdir" demeleriyle bu mesele çözülmez.

Ben, bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyor, inşallah, kanunun hayırlı taraflarının hayırlı olmasını temenni ediyorum. (FP, ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Aydın.

Grupları adına başka konuşma talebi yok.

Şahsı adına, Sayın İsmail Özgün...

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Konuşmayacağım.

BAŞKAN – Sayın Cevat Ayhan...

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Konuşmayacağım.

BAŞKAN – Sayın Saffet Benli?.. Yok.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Madde üzerinde verilmiş 8 önerge vardı; 7'si sahipleri tarafından geri alındı.

Kalan önergeyi okutup işleme koyuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının geçici 1 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında geçen "1.1.1998" ibaresinin "1.1.1999" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu Erdoğan Toprak Tamer Kanber Sinop İstanbul Balıkesir

Hikmet Aydın Ahmet Piriştina

İstanbul İzmir

BAŞKAN – Komisyonun görüşünü alalım...

Evet, Komisyon tefekkür ediyor efendim!

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Önergeler arasında bir yanlışlık olmasın diye Hükümetle istişare ettik Sayın Başkan.

Önergeyi, uygun görüşle Genel Kurulun tensiplerine sunuyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükümetin görüşünü Genel Kurula duyuralım.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Uygun görüyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet uygun görüş beyan ediyorlar.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Geçici madde 2'yi okutuyorum.

Geçici Madde 2 – Bu Kanunun yayımı tarihinden önce, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun bu Kanunla değişmeden önceki hükümlerine göre beyanda bulunan mükellefler dilerlerse, Emlak Vergisi Kanununun bu Kanunla değişik hükümlerine göre genel beyan dönemini izleyen iki ay içinde de yeniden beyanda bulunabilirler.

Ancak, 1998 yılı genel beyan döneminde; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun bu Kanunla değişik hükümlerine göre beyan edilecek matrah üzerinden tarh edilecek vergi, anılan Kanunun bu Kanunla değişmeden önceki hükümlerine göre hesaplanacak vergiden düşük olamaz. Düşük olması halinde fark vergi cezasız olarak idarece tarh edilir.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Algan Hacaloğlu.

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Konuşmayacağım efendim.

BAŞKAN – Konuşmaktan imtina ediyorlar.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Ali Oğuz; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; müzakere konusu ettiğimiz kanunun 86 ncı maddesinin geçici 2 nci maddesi üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum, sizleri hürmet ve muhabbetle selamlıyorum efendim.

Değerli arkadaşlarım, şu ana kadar, özellikle 82 nci maddeden itibaren devam eden maddeler, eski alışkanlıklar gibi, ki, özellikle sigorta poliçelerinin arkalarına derc edilmiş karınca duası gibi yazıları ve şartları okur, hatta okumaz, onları aynı şartlarla kabul eder geçerdi ilgililer, bu maddelerde de bu gözümüze çarpıyor ve dikkatimizi buna teksif ediyoruz; küçücük yazılarla yazılmış, muhtevasında yüzlerce hüküm bulunan ve yüzlerce maddeyi tebdil eden, tadil eden ve ona ilaveler ve ağır şartlar getiren veya bir kısmını da hafifleten maddeler müzakere edip geçtik.

Burada da, Emlak Vergisiyle ilgili bir hükmün tadilini görüyoruz. Özellikle, verilmiş beyanlardan sonra, o dönemin geçmiş olması sebebiyle, belli bir süre içerisinde (iki aylık süresi içinde) yeniden bir beyan esası getiriliyor ve tarh edilen verginin eski takdirinin, takdim edilen vergiden daha fazla olması halinde, o farkın alınmayacağı; ancak, ona eşit olması halinde, o noksanın bir ceza tahsili gibi tahsil edilebileceği hükmü getirilmiş bulunuyor.

Buradaki kolaylığın, sadece, belediyelerde vergi zayiatına, özellikle Emlak Vergisi zayiatına sebebiyet vermemek, onu düşük tutmamak ve belediye gelirlerinde bir noksana sebebiyet vermemek kaygısından doğduğu açıkça anlaşılıyor; ama, şunu ifade ediyorum ki, müracaatta bir haklı taraf var da, o haklı taraf sebebiyle veya haklı yönleriyle o takdirin daha az olması iktiza ediyorsa, bunu, ille de daha evvel vaki müracaat üzerinden tahsil etmenin, onu da bir vergi cezası gibi tahsil etme yoluna gitmenin uygun olacağını kabul edemiyorum; ancak, şunu ifade ediyorum ki, getirilen kolaylıklar, mükellef lehine bir hafifletmeyi gerektiriyorsa, onu da kabul etmek iktiza eder. Tabiî ki, bu, bir teknik konu; ama, şunu ifade ediyorum ki, her fırsatta önümüze gelen bu maddeler ve bu hümler, vatandaşın aleyhine olarak takdir edilmiş bulunuyor. Belki petrolle ilgisi olmayanı, elektrikte, sabredip "ne yapalım, çaresizlik içerisinde katlanacağız" diyenleri hoşgörürüz.

Önümde bir cep telefonu faturası var; 1,5 milyonluk liralık görüşme yapmışsınız size 8 milyon liralık fatura gönderiliyor! Özellikle ilglilerin kulakları çınlasın; 1,5 milyon liralık bir hizmetin yanında, 8 milyonluk bir fatura tanzim edilmiş olmasının, bir bakıma, vatandaşı soyma manasına geldiği de açıktır. Biz, ondan vazgeçtik, onu zaten imkânı olanlar kullanıyor; ama, bu milletin yoksulunu, ekmek parası kaygısına düşmüş, hele hele 20 milyon işsizimizin durumunu nazara alarak, bir hafifletme ve kolaylık getirmek gerekirken, her geçen gün, her fırsatta vatandaşımızın omzuna ağır yükler yüklemenin isabetli olmadığını ifade ediyorum.

Benden önce konuşan arkadaşımın acı acı feryatları da ortaya koyuyor ki, bu millet, bugün, içinde bulunduğu şartlar itibariyle sıkıntıdadır ve her geçen gün "daha iyi günler gelecek, önümüzdeki dönem, inşallah, enflasyon yüzde 50'ye inecek, ondan sonra tek haneli sayılara inecek" şeklindeki tesellileriniz kimseyi tatmin etmiyor. Hele hele, özellikle memurun sokakta dövülmesi, emeklinin sokakta hırpalanması, işçinin sokakta hırpalanması size hayırlı bir akıbet getirmeyecektir.

Bakın, özellikle seçim konusunda endişeleriniz var, bir türlü ittifak edemiyorsunuz. Aslında, seçimden korktuğunuz için, bu seçim sandığını ortaya getirmek bir hayli zor oluyor; ama, korkunun ecele bir faydası yoktur, nasıl olsa bir gün önünüze gelecektir ve o zaman da, inşallah, ben inanıyorum ki, bu yaptığınız zulmün karşılığını halk sizden soracaktır.

Bu vesileyle hürmetlerimi arz ediyorum efendim. (FP sıralarından alkışlar, DSP sıralarından alkışlar [!])

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Oğuz.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Şahsı adına Sayın İsmail Özgün?..

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Konuşmayacağım efendim.

BAŞKAN – Sayın Cevat Ayhan, buyurun efendim.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; kanun tasarısının sonuna geldik, bitmek üzere; hayırlı olsun. Ben, kısaca, bir iki hususu dikkatinize arz etmek için söz aldım.

Bu geçici madde 2, Emlak Vergisi beyannameleriyle ilgilidir. Emlak Vergisi beyannamelerini verenler var. Sürenin iki defa uzatılmasına rağmen, çok daha önceden, belediyelere, ilgili yerlere, beyannamelerini vermiş olanlar var. Bu tasarının getirdiği düzenlemede de iki aylık eksüre veriliyor. Bu iki aylık eksüreyi, bu mükelleflerin tamamının kullanması, kendi menfaatlarına, lehlerinedir; zira, beş yıl kullanmadan önce, emlakını, gayrimenkulünü satanların beyan ettiği değer, her yıl yeniden değerlemeye göre, sattığı yıla taşınacak; yani, diyelim ki, kişinin iki yıl önce aldığı, iki yıllık bir gayrimenkulü var ve 1998'de de bir bedel beyan etti -bu bedeller, genellikle, reel bedellerin onda 1'idir, düşüktür; vergi yüksek, bedeller düşük; zaten, bu tasarıda bunu tahsil için düzenleme yapıldı- ne olacak; eğer, beyannameyi yenilemezse, bunları beş yıldan önce satmaya kalkarsa... Diyelim ki, iki sene önce almış, aldıktan iki sene sonra; Yani dördüncü sene sattı bu yıl verdiği bedel, önümüzdeki iki yıl için, yeniden değerleme katsayısıyla tahsil edilecek; 1 milyar gösterdiyse, yüzde 50-yüzde 50 yeniden değerleme katsayısı geldiyse 1,5 olacak, 2 milyar 250 milyon lira olacak; satış bedeli de 10 milyar liraysa, aradaki 7,5 milyar lira için vergi ödemek durumunda kalacak.

Bunu, şunun için arz ediyorum: Maliye Bakanlığımızın değerli mensuplarınca, ilgili yerler ikaz edilerek, bu kanun tasarısının çıktığı tarihte beyanname vermiş olan mükelleflerin, mutlaka, birer mektupla ikaz edilmesi ve yeniden beyanname vermeye davet edilmesi ve bu arz ettiğim hususun da mükelleflere açık seçik duyurulmasında fayda var. Aksi takdirde, ileride çok büyük şikâyetlere ve sıkıntılara sebep olur. Bunu arz edeyim dedim.

Hayırlı olmasını diler; hürmetlerimi arz ederim. (FP, ANAP, DYP, DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ayhan.

Sayın Saffet Benli?.. Yok.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Madde üzerinde verilmiş 8 önerge vardı; 7'si sahiplerince geri alındı, son önergeyi okutup, işleme koyacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının geçici 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu Ali Ilıksoy Ahmet Piriştina

Sinop Gaziantep İzmir

Mehmet Yaşar Ünal Mehmet Büyükyılmaz

Uşak Adana

"Geçici Madde 2- 1998 yılı genel beyan dönemi 30 Eylül 1998 tarihinde sona erer. Bu kanunun yayımı tarihinden önce 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun bu kanunla değişmeden önceki hükümlerine göre beyanda bulunan mükellefler, dilerlerse Emlak Vergisi Kanununun bu kanunla değişik hükümlerine göre beyanda bulunabilirler. Beyanını yenileyen mükellefler hakkında, Emlak Vergisi Kanununun, bu kanunla değişik hükümlerine göre tarhiyat yapılır; ancak, bu suretle 1998 yılı içinde tarh edilecek vergi, asgarî değerler üzerinden, aynı kanunun bu kanunla değişmeden önceki hükümlerine göre hesaplanacak vergiden düşük olamaz. Düşük olması halinde ortaya çıkan vergi farkı idarece tarh olunur."

Bu hüküm, aynı süre içerisinde yeni beyanname verecek mükellefler hakkında da uygulanır.

BAŞKAN – Komisyonun görüşünü alalım.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, Genel Kurulumuzda görüşmelerin beklenilenden biraz daha fazla zaman almasını dikkate alan işbu önerge, uygun görüşle Genel Kurulumuzun tensiplerine sunulur.

BAŞKAN – Hükümetin görüşü?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükümetin katıldığı, Komisyonun uygun görüş belirttiği önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Maddeyi kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oyluyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Geçici madde 3'ü okutuyorum :

Geçici Madde 3 - 2982 sayılı Kanun hükümlerine göre, 31.12.1997 tarihine kadar vergi, resim ve harç istisna ve muaflıklarından yararlananlardan, söz konusu Kanunun 8 inci maddesinde yazılı şartlara uymayan kişi veya kurumlardan anılan maddeye göre alınması gereken vergi, resim ve harçlar alınmaz ve bunlar adına ceza kesilmez.

BAŞKAN – Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisinin görüşleri için Sayın Algan Hacaloğlu, konuşmaktan imtina ediyor.

Fazilet Partisinin görüşlerini açıklamak üzere, Sayın Mehmet Bedri İncetahtacı; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının 86 ncı maddesinin, geçici 3 üncü maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri; geçici 3 üncü madde, 2982 sayılı Kanun hükümlerine göre, 31.12.1997 tarihine kadar vergi, resim ve harç istisna ve muaflıklarından yararlananlardan, söz konusu Kanunun 8 inci maddesinde yazılı şartlara uymayan kişi veya kurumlardan anılan maddeye göre alınması gereken vergi, resim ve harçları almıyor ve bunlar adına ceza kesmiyor.

Değerli milletvekilleri, zahirinde mükellefin lehinde olan bu maddenin, tatbikinde de mükellefin lehinde olması tabiîdir. Ancak, tasarının bütününe baktığımız zaman, tasarının ruhuna baktığımız zaman, tasarının temel dinamiklerine baktığımız zaman ve tasarının ilham aldığı referanslarına baktığımız zaman, bu maddenin, mükellefin lehine olan diğer birçok maddede olduğu gibi, uygulamada, mükellefin lehine sonuçlar getireceğine inanmamız mümkün olmamaktadır.

İşte, bizim, Fazilet Partisi Grubu olarak, tasarının görüşülmeye başlandığı ilk günden beri, tasarıya bu şekilde muhalefet etmemizin başında bu gelmektedir. Peki, bunun sebebi nedir diye soracak olursanız, tek cümleyle şunu söylemek mümkündür ki, sizin, siyasette ve elbette bu malî konularda tercih yönünüzün hangi tarafa müteveccih olduğunu bilmemizden kaynaklanmaktadır. Tercihlerinizi bildiğimiz için, dünkü tatbikatınıza baktığımız için, bugün içerisinde yaşadığımız günlerde, malî konulardaki tatbikatınıza baktığımız için, bu yasanın uygulanmasında da aynı tercihlerde bulunacağınızı düşünüyor ve bundan dolayı kaygılanıyoruz.

Muhalefet yapmamızın, elbette, yasanın özüyle ilgili birtakım unsurları vardır; ama, asıl mesele, sizin bu yasayı uygulamakta takip edeceğiniz tercihle alakalıdır. Bakınız, bunu daha net bir şekilde anlatmak için, bundan iki ay evvel çıkardığımız Hal Yasasından örnekler vermek istiyorum; konu, bununla çok alakalıdır; çünkü o da, zahirde, tüketicinin lehinde olan bir yasaydı. Şu anda iki ay geçti. Ben, onbeş günden beri, Türkiye'deki sebze ve meyve fiyatlarının ne olduğunu incelemeye gayret ettim.

Değerli milletvekilleri, çıkan sonuç itibariyle, sebze ve meyve fiyatlarında yukarıya doğru bir tırmanma var. Acaba neden böyledir? Halbuki, bu yasa, zahirinde baktığımızda, bu topluma ucuz meyve ve sebze yedirmek için çıkarılmıştı. Demin söyledim sebebini, tercihle alakalıdır; çünkü -öncelikle söylemek istiyorum- o yasanın tatbikatında hedef, tüketici değildir; hedef, devletin gelirlerinin elde edilmesidir ve bu, birinci sıraya çıkarılmıştır. Yani "önce insan mı, devlet mi" sorusuna, bu Hükümet "hayır, önce devlet" demektedir. İşte, sizinle ayrıldığımız temel nokta da budur. Biz "önce insan ; önce vatandaş; önce birey ve ona hizmet eden devlet" demekteyiz. (FP sıralarından alkışlar) Tabiî, bununla ilgili yapılması gereken bir takım-mükellef lehine- şeyler yapılmamıştır.

Müstahsilin hallerde karşılaşacağı hukukî ve -altını çizerek söylüyorum- ahlakî sistemle ilgili birtakım düzenler oluşturulmamıştır. İyi niyetli, dürüst kabzımalları tenzih ederek söylüyorum; ama, birtakım insanların hallerde tekel oluşturmasına engel olacak düzenlemeler yapılmamıştır. Dolayısıyla, bugün, bu durumda alınan komisyonların yüksek olmasına imkân tanınmıştır.

Değerli milletvekilleri, yasa tasarısının sonuna doğru geliyoruz; elbette, bu yasa, netice itibariyle, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çıkardığı bir yasadır. Bir ayı geçen zaman içerisinde, bu tutanaklara geçen her konuşma, tarihin önünde bizim şahitlerimiz olacaktır.

Tekrar altını çizerek söylüyorum; bizim bu yasa tasarısına muhalefet etmemizin asıl sebebi, sizin tercihinizdeki -şu anda içinde yaşadığımız Türkiye'nin şartlarına göre- bize göre ters olan anlayışınızdan kaynaklanmaktadır.

Sayın milletvekillerimiz, bizi, yasa tasarısını engellemekle suçladılar. Biz, burada, utanarak veya bir suçluluk psikolojisi içerisinde "hayır, biz böyle bir şey yapmadık" demiyoruz, göğsümüzü gere gere, alnımız açık bir şekilde "evet, biz bu yasa tasarısına muhalefet ettik; çünkü, bu yasanın aslında ve uygulamasında milletimizin lehine olmayan birçok unsur vardır" diyoruz ve bunu da, bir muhalefet partisi üyesi olarak, şerefle, onurla söylüyoruz. (FP sıralarından alkışlar)

Ben, daha fazla vaktinizi almak istemiyorum. Yasanın, her türlü eksiğine rağmen, milletimizin, memleketimizin lehine olarak tatbik edilmesini temenni ediyor; Meclise de saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın İncetahtacı.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Şahsı adına Sayın İsmail Özgün?..

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Vazgeçtim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Cevat Ayhan?..

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Konuşmayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Saffet Benli?.. Konuşmuyor.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Madde üzerinde 4 önerge vardı; hepsi, sahiplerince geri çekildi.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Geçici madde 4'ü okutuyorum:

“Geçici Madde 4 – a) Bu Kanunun yayımlandığı tarihte, Maliye Bakanlığı merkez, taşra ve döner sermaye teşkilatlarında Genel İdare Hizmetleri sınıfına dahil “Memur, Yoklama Memuru, Veznedar, İcra Memuru, Tahsildar, Çözümleyici, Programcı, Programcı Yardımcısı, Bilgisayar İşletmeni, Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni” dışında kalan ve Maliye Hizmetleri Sınıfı kapsamına alınan kadrolarda halen çalışmakta olanlar veya bunlardan aylıksız izinli bulunanlar herhangi bir şart aranmadan ve başka bir işleme gerek kalmaksızın Maliye Hizmetleri sınıfına dahil aynı unvan ve dereceli kadrolara atanmış sayılırlar. Ancak, ilgili Kanun hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığına kadrolarıyla devredilmiş ve devredilecek saymanlık, döner sermaye veya fon saymanlarının Maliye Hizmetleri sınıfındaki “Sayman” kadrosuna atanmış sayılabilmeleri veya atanmaları için Maliye Bakanlığı Atama ve Görevde Yükselme Yönetmeliği uyarınca sözkonusu kadro unvanıyla ilgili sınavlarda başarılı sayılmış olmaları şarttır. Maliye Bakanlığı merkez, taşra ve döner sermaye teşkilatlarında Yardımcı Hizmetler sınıfı dışındaki kadrolarda görev yapan personelden asgari lise ve dengi okul mezunu olanlar, son üç yılda olumsuz sicil veya disiplin cezası almamış olmaları kaydıyla yaş şartı aranmaksızın Maliye Bakanlığınca belirlenecek esas ve usuller çerçevesinde 31.12. 2000 tarihine kadar bir yılda ikiden fazla olmamak üzere her bir kadro unvanı için yapılacak sınavlar sonucunda başarılı olmaları halinde, Maliye Hizmetleri sınıfına dahil aynı unvanlı kadrolara atanırlar.

190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı Cetvelin Maliye Bakanlığı bölümünde yer alan Genel İdare Hizmetleri sınıfına dahil “Memur, Yoklama Memuru, Veznedar, İcra Memuru, Tahsildar, Çözümleyici, Programcı, Programcı Yardımcısı, Bilgisayar İşletmeni, Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni, Sayman” unvanlı kadrolardan bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren her ne suretle olursa olsun boşalan kadrolara intibak veya derece yükselmesi hariç açıktan, kurum içinden veya diğer kurumlardan atama yapılmaz. Maliye Bakanlığına devredilecek saymanlık, döner sermaye ve fon saymanlıklarına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.

Yukarıdaki hükümlere göre sınıfları değiştirilen personel, ihdas edilen kadroların genel hükümlere göre dağılım ve vize işlemlerinin tamamlanması beklenmeden yeni sınıf ve kadro unvanlarına ait her türlü mali, sosyal ve diğer haklardan yararlanırlar. Ayrıca, sözkonusu kadro unvan ve derecelerden bağlanmış olan emekli, adi malüllük ve vazife malüllüğü ile dul ve yetim aylıkları hakkında da bu Kanunla yapılan sınıf değişikliği başkaca bir işleme gerek kalmaksızın dikkate alınır.

b) Maliye Hizmetleri sınıfına atanmış sayılan veya atanan personele, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Zam ve Tazminatlar” başlıklı Ek Maddesi uyarınca 19.01.1998 tarih ve 98/10548 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde önceki sınıf, kadro ve dereceleri itibariyle ödenmekte olan zam ve tazminatlar, yeni bir düzenleme yapılmaksızın mevcut esas, usul ve oranlara göre ödenmeye devam olunur. Yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, ihdas edilen birinci derece İşletme Bölge Müdürleri Daire Başkanları için, Gelirler Bölge Müdür Yardımcıları ile İşletme Bölge Müdür yardımcıları ise görev yaptıkları illerin Defterdar yardımcıları için anılan Bakanlar Kurulu Kararında tespit edilen zam ve tazminatlardan yararlanırlar.

c) Bu Kanunun yayımlandığı tarihte, Muhasebat Genel Müdürlüğü, Gelirler Genel Müdürlüğü, Milli Emlak Genel Müdürlüğü ile Maliye Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı “Uzman” kadrolarında (A.P.K. Uzmanı dahil) en az üç yıldır görev yapmakta olanlar, olumsuz sicil almamış olmaları ve 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 43 üncü maddesinin (b) bendinde belirtilen yönetmeliklerin meslekle ilgili şartlarını (yaş şartı hariç) taşımaları kaydıyla; bir defaya mahsus olmak üzere, çalışmakta oldukları birimler tarafından sözkonusu yönetmelik esaslarına göre Devlet Muhasebe Uzmanlığı, Devlet Gelir Uzmanlığı, Devlet Malları Uzmanlığı veya Maliye Uzmanlığı için yapılacak ilk yeterlik sınavına alınırlar ve başarılı olmaları halinde anılan kadrolara atanırlar.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, öncelikle, yerimden bir hususu açıklamak istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, Genel Kurulumuzun 83 ile 85 inci maddelerde yaptığı değişikliği dikkate alarak, bu maddenin, tümüyle, yeniden düzenlenmesi ihtiyacı vardır. Bu amacı sağlamak üzere, Başkanlığınıza ve bize de intikal eden bir önerge gelmiştir. Bu itibarla, maddenin bu biçimiyle değil, önerge üzerinden değerlendirilmesi, önceki maddelerle uyumu açısından zorunluluk taşımaktadır.

Arz ederim efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özdemir.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Algan Hacaloğlu?..

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Konuşmuyorum.

BAŞKAN – Konuşmuyorsunuz.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın İsmail Özgün; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 86 ncı maddesine bağlı geçici 4 üncü maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, daha önce görüştüğümüz 84 üncü maddede, Maliye hizmet sınıfının kaldırılmış olmasıyla, tabiî, bu geçici 4 üncü maddedeki hükümler de kalkmış olmaktadır; 84 üncü maddeye atıfta bulunan bu hükümlerin de bir anlamı kalmamış olmaktadır. Şimdi, Hükümet tarafı, tabiî, bu geçici 4 üncü maddeyi, yeni hükümler ihtiva eden bir önergeyle değiştirecektir.

Ben, gelen değişiklik önergesinin sadece (b) fıkrasına değinmek istiyorum. Önergede (a), (b), (c) olmak üzere, üç fıkradan oluşan bir geçici 4 üncü madde teklif edilmektedir. (b) fıkrasında "13.11.1996 tarihli ve 4208 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi hükmü, 31.12.1998 tarihine kadar uygulanır" denilmektedir.

4208 sayılı Kanun, hepinizin bildiği üzere, Refahyol İktidarı döneminde bu Meclisten çıkarılmış ve Malî Suçları Araştırma Kurulu adı altında da, bu kanuna uygun bir şekilde bir kurul oluşturulmuştu. 19 Kasım 1996 tarihinde, karaparanın aklanmasının önlenmesine dair olan 4208 sayılı bu Kanunun muhteviyatına uygun şekilde, Malî Suçları Araştırma Kuruluna, 1 başkan, 3 başkan yardımcısı atanarak, kurula, fiilî çalışma mahalli, o dönemdeki iktidar tarafından temin edilmiş ve 60 adet değişik boş kadrodan 33 adedine atama yapılarak, kurul, çalışmalarına, o tarihte başlamıştı.

Yine, Refahyol döneminde, kurul bütçesi oluşturulmuş ve çalışma yerlerinin tefrişi sağlanarak, söz konusu kanunla belirtilen yönetmelik çalışmaları hızla yapılmış ve iki yönetmelik, Koordinasyon Kurulundan geçirilerek, 2.7.1997 tarihinde, Bakanlar Kurulu kararı şeklinde yürürlüğe girmişti.

Kanunda belirtilen süre içerisinde, yani altı aylık süre içerisinde yapılan sınavla 11 adet malî suçları araştırma uzmanı atanmış ve bu uzmanlar, özellikle Susurluk konusu gibi çok önemli bir hususta da, kurul tarafından incelemelere, o tarihte başlamıştı.

Kimlik tespiti, devamlı bilgi verme ve şüpheli işlemler konusundaki yönetmeliklerin uygulanmasına ilişkin tebliğler ile Malî Suçları Araştırma Kurulunun çalışmasına ve malî suçları araştırma uzmanlarının çalışma usullerine ilişkin yönetmelik taslakları da o dönemde hazırlanmıştı.

Hükümet değişikliğinden sonra; yani, 55 inci Hükümet işbaşına geldikten sonra Maliye Bakanlığı tarafından yapılan ilk icraatlardan birisi, kurulun başındaki başkan, 3 başkan yardımcısı ve 6 malî suçları araştırma uzmanının görevden alınarak, başka görevlere verilmesi olmuştur.

Yönetmelik uyarınca, karaparanın izlenmesini büyük ölçüde kolaylaştıracak ve bu konuda, en can alıcı önlem olan, 5 milyar liraya kadar yapılan nakit işlemlerinin kurula bildirilmesi zorunluluğu, yine, büyük sermaye çevrelerinin ve malum çevrelerin -bize göre- baskısıyla, önce üç ay ertelenmiş, sonra da tamamen yürürlükten kaldırılmıştır.

Kurul uzmanlığı için, hizmette en az beş yılını dolduran denetmenler arasından yapılan sınavla, 9 malî suçları araştırma uzmanı alındığı halde, belirli bir tecrübe kazanan bu uzmanlardan 6'sını görevden alan ve diğerlerini de çalıştırmayan yeni yönetim, uzman yokluğu gerekçesiyle, 1'i İstanbul, 4'ü Ankara grubundan olmak üzere 5 vergi denetmenini -Hükümete veya Hükümetin siyasî anlayışına yakın olarak gördüğü kişileri- kurula getirmiş ve bunlara ek olarak da, yine, Ankara grubundan 10 adet vergi denetmeninin daha geçici görevle getirilmesi konusunda Bakan onayını almıştır.

Görevlerin yürütülmesinde uluslararası işbirliğinin zorunlu olduğu kurulda, mevcut aslî kadroda bulunan uzmanların yabancı dillerinin geliştirilmesi için eğitim kurslarına gönderilmesi gerekirken, bunun tam aksine, kurul elemanı olmayan, kurula geçici görevli olarak getirilen vergi denetmeni ve memurlar, bedeli devlet bütçesinden ödenmek üzere, yabancı dil eğitim kurslarına gönderilmişlerdir. Yabancı dil bilen uzmanlar dururken, hiç dil bilmeyen ve geçici görevle gelenlerin yurtdışına gönderilmesi için onay alınmıştır.

Karaparayla, yani uyuşturucu ve benzeri kaçakçılıkla ilgili, bu dönemde, gözler görülür hiçbir çalışma ve inceleme yapılmamış; ancak, yine, geçtiğimiz bu dönemde, ne yazık ki, Dost Sigorta Şirketi gibi, birtakım şirketlerle uğraşılmıştır.

Kurulun, acilen eleman ihtiyacından dolayı, geçici görevle 5 yeni vergi denetmeninin kurula getirilmesine karşılık, kurulca yapılan sınav sonucu atanan asıl uzmanlardan 6 adedi, atama yönetmeliğine aykırı olduğu halde, yeni yönetimce, sudan bahanelerle, malî suçları araştırma uzmanlığı görevlerinden alınıp, başka yerlere atanmışlardır.

Şimdi, hal böyleyken, burada, bir önergeyle, şimdi "bu altı aylık süreyi 31.12.1998 tarihine kadar uzatacağız" diyorsunuz. Bunun anlamı nedir; bu tarihe kadar, biraz önce bahsettiğimiz, geçici görevle Malî Suçları Araştırma Kuruluna alınan bu personeli, buraya, aslî personel olarak almak gibi bir niyetle, herhalde bu düzenlemeyi buraya getirmiş bulunuyorsunuz.

Bizim, bu düzenlemeden, bu düzenlemenin bu şekilde gelmesinden anladığımız, kurula geçici görevle getirilen vergi denetmenlerinin asıl uzman olarak alımını sağlamak için, bu, uzatılmak istenmektedir; çünkü, burada, 4208 sayılı Kanun nedir, geçici 2 nci maddesi neyi ihtiva etmektedir, bunlardan hiç bahsedilmemekte; sadece, süre şuraya kadar uzatılmış denilmektedir. Böylece de, içerik gizli tutulmak suretiyle, burada, Yüce Meclisin iradesini yanıltmak gibi bir durum da söz konusu olmaktadır.

Değerli arkadaşlar, bu geçici maddelerle birlikte, bundan sonra, "yürürlük" ve "yürütme" maddesi görüşülerek, bu kapsamlı vergi tasarısı görüşmeleri nihayete ermiş olacak; ama, şunu bütün açıklığıyla ifade etmemiz gerekir ki, başından bu tarafa yapılmış olan bu düzenlemeler, elbette, içerisinde vergi mevzuatımıza girmesi gereken, yapılması gereken birtakım düzenlemeleri taşımakla beraber, ana felsefe olarak, ana düşünce olarak, merkeziyetçi, korkutucu, ürkütücü, zorlayıcı birtakım hükümleri içermiştir.

Bütün dünyada, modern vergi sistemlerinde, esas itibariyle olması gereken, gelir dağılımındaki adaletsizliklerin düzeltilmesi, kişiler ve gelir unsurları bakımından, gelir grupları açısından, gelir adaletinin daha düzenli hale getirilmesi yönündeki düzenlemelerin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen toparlayalım.

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan.

Bütün bunlar olduğu halde, maalesef, kapsamlı diyebileceğimiz bu tasarıda, ne yazık ki, beklenen, özlenen hükümler yer almamış, burada görüşülememiş; geçmiş yıllarda kaldırılmış olan birtakım yasakçı, dayatmacı, merkeziyetçi hükümler, getirilip, bu tasarının içerisine konulmuştur. Keşke, dünyanın çağdaş ülkelerinin gittiği istikamette gidebileceğimiz bir vergi tasarısını burada çıkarmış olsaydık.

Ben, bütün eksikliklerine rağmen, bu vergi tasarısının, mükelleflerimize, milletimize ve memleketimize hayırlı olmasını, en azından, vergi idarecileri bakımından en iyi şekilde uygulanmasını temenni ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özgün.

Grupları adına başka söz talebi?.. Yok.

Sayın Özgün, şahsınız adına da bir söz talebiniz var; kullanmayacaksınız herhalde?..

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Cevat Ayhan?.. Konuşmuyorsunuz.

Sayın Saffet Benli?.. Konuşmuyorsunuz.

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Sayın Başkan, dalaletinizle, Sayın Bakana bir soru sormak istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özgün.

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Sayın Başkanım, biraz önce bahsettiğim bu kurul uzmanlarından 3 ünün ismine tahsis edilen lojmanlar, Haziran 1997'de hâlâ boş tutulmaktadır. Bu lojmanlardan 1 adedinin de Bakanın şoförüne tahsis edildiği duyumunu aldım. Bu, doğru mudur?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, böyle bir olaydan haberim yok, arkadaşlarım da haberlerinin olmadığını söylüyorlar. Araştırıp, kendisine yanıt veririz.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Madde üzerinde 10 önerge vardı, 7'si imza sahiplerince geri çekildi; 3 önergeyi geliş sırasına göre okutup, işleme koyacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı tasarının geçici 4 üncü maddesinin (c) fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Maliki Ejder Arvas Muhammet Polat İsmail Özgün Van Aydın Balıkesir

Ahmet Derin Kâzım Arslan Kütahya Yozgat

Değişiklik metni:

(c) Bu kanunun yayımlandığı tarihte Muhasebat Genel Müdürlüğü, Gelirler Genel Müdürlüğü, Millî Emlak Genel Müdürlüğünün uzman kadrolarında görevli olanlar ile Maliye Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığının APK uzmanı ve araştırmacı kadrolarında -ücretsiz izinliler dahil- görev yapanlar, olumsuz sicil almamış olmaları kaydıyla ve 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 43 üncü maddesinin (b) bendinde belirtilen unvanlara ilişkin yönetmelikteki koşul ve sürelere tabi tutulmaksızın, bir defaya mahsus olmak üzere, devlet muhasebe uzmanlığı, devlet gelir uzmanlığı, devlet malları uzmanlığı ve Maliye Bakanlığı kadrolarına atanırlar.

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu, Belediye Gelirleri Kanunu ile 3505 Sayılı Kanun, Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 86 ncı maddesiyle, 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek madde 28'in geçici 4 üncü maddesinin (a) bendinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İsmail Özgün Balıkesir

Değişiklik metni:

Geçici Madde 4. – a) Bu kanunun yayımlandığı tarihte Maliye Bakanlığı merkez, taşra ve döner sermaye teşkilatlarında halen çalışmakta olan tüm personel, müktesep hak olarak herhangi bir şart aranmadan ve başka bir işleme gerek kalmaksızın, Maliye hizmetleri sınıfına dahil aynı unvan ve dereceli kadrolara atanmış sayılırlar.

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum; yalnız, sayın milletvekilleri, bu önerge, aynı zamanda en aykırı önergedir; onun için, aykırılık nedeniyle yeniden okutmadan işleme koyacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının geçici 4 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu Ali Ilıksoy Ahmet Piriştina Sinop Gaziantep İzmir

Mehmet Yaşar Ünal Mehmet Büyükyılmaz Uşak Adana

Geçici Madde 4. - a) Halen denetmen ve denetmen yardımcılığı kadrolarında görev yapmakta olanlar, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl içerisinde açılacak olan yeterlik sınavına katılabilirler. Denetmen yardımcılığı kadrolarında görev yapanlara, yeterlik sınavına girmeleri için en az bir yıl süre verilir.

b) 13.11.1996 tarihli ve 4208 sayılı Kanunun geçici maddesi hükmü, 31.12.1998 tarihine kadar uygulanır.

c) İlgili mevzuatında düzenleme yapılıncaya kadar, muhasebe uzmanları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda gelir uzmanları için belirlenmiş ek gösterge, zam ve tazminatlardan yararlanırlar.

BAŞKAN – Komisyonun görüşünü alalım...

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun)–Genel Kurulun, uygun görüşüne, tensiplerine sunuyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükümetin görüşünü alalım...

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Katılıyorsunuz.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Bu önerge kabul edildiği için, diğer iki önergeyi işleme koyma olanağım kalmamıştır.

Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, geçici madde ilavesi yolunda dört önerge vardır, bunları geliş sırasına göre okutup oylarınıza sunacağım.

LATİF ÖZTEK (Samsun) – Komisyonun çoğunluğu var mı?

BAŞKAN – Geçici madde efendim...

Sayın milletvekilleri, ilk önergeyi okutmadan önce şunu ifade edeyim:

Ben de, geçici madde dahi olsa, yeni madde ilavesi biçiminde Komisyonun salt çoğunluğunu aramak gerektiği düşüncesindeyim; ancak, bugüne kadar, bütün uygulamalarımız -onu inceledik- geçici maddelerde normal önerge işlemi yapılması doğrultusunda olmuş. Dilerim, bütün Meclis başkanvekilleri bir araya gelir, bu konuda net bir karar alabiliriz.

Evet, ilk önergeyi okutup, oylarınıza sunacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan çeşitli vergi kanunlarında değişikliği öngören 626 sıra sayılı kanun tasarısına aşağıdaki geçici 5 inci maddenin eklenmesi.

İsmail Özgün Cıtkı Cengil Muhammet Polat Balıkesir Adana Aydın

Suat Pamukçu Kâzım Arslan Fikret Karabekmez Bayburt Yozgat Malatya

Aslan Polat İ. Ertan Yülek Erzurum Adana

Geçici Madde 5 – Maliye Bakanlığı, her yılın ağustos ayını malî tatil olarak ilan etmeye, malî tatilin kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

BAŞKAN – Komisyonun görüşünü alalım.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, bu konunun çok ayrıntıları ve uygulamada sıkıntıları olabilir. Üzerinde düzenlemeler yapılmadan, çalışmalar yapılmadan, böyle, genel bir düzenleme yapılması, o uygulamada beklenmeyen sorunları getireceği için, katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükümetin görüşünü alalım...

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, biz de, geçici nitelikte bir uygulama olarak görmediğimizden dolayı katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Özgün, gerekçenizi mi okuyalım?

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Söz istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 626 sıra sayılı kanun tasarısının 86 ncı maddesine bir geçici madde eklenmesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabiî, gönül arzu ederdi ki, bunu, geçici madde olarak değil de, daimî bir madde olarak teklif edebilseydik. Bunu geçici madde olarak teklif etmemizin sebebi, geçici madde olarak teklif edildiği zaman, burada görüşülme imkânı var. Bunu, diğer maddelerle ilgili olarak vermiş olsaydık, Komisyon "katılmıyoruz" diyecek ve konuşamayacaktık.

BAŞKAN – Yine konuşma hakkınız vardı.

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Şimdi, Sayın Komisyon Başkanı "bu konuda, çok geniş kapsamlı düzenlemeler yapılması icap eder; uygulamada, belki bir karışıklık olabilir" dediler. Doğrudur, bunu, biz, zaten, geçici olarak buraya teklif ediyoruz; Bakanlıktaki ilgililer, bu konuda bu çalışmaları yaparlar, önümüzde uzun bir süre var. Zaten, bunun nasıl uygulanacağının usul ve esaslarının Bakanlık tarafından belirlenmesini teklif ediyoruz. O bakımdan, şimdi, bakınız, eğer, burada, bir malî tatil yapılması, hakikaten, Bakanlığın da arzusuysa, bunu, şimdilik bir geçici maddeyle; ama, eğer verimli olursa, ondan sonra da, daha düzenli ve daimî bir şekle getirmek suretiyle, bu konu çözülmelidir. Nasıl adlî tatil yapılıyorsa, Maliye çalışanları da, bu işi yapan serbest meslek erbabımız, serbest muhasebecilerimiz ve malî müşavirlerimizin de tatil yapmaya hakları olmalıdır, onların da, yılın belli bir zamanı içerisinde, böyle bir tatil yapma imkânına sahip olmaları gerekir. Bu düşünceyle bu teklif verilmiştir.

Yüce Meclisin takdirlerine sunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Geçici madde eklenmesiyle ilgili önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı yasa tasarısına, geçici madde 4'ten sonra gelmek üzere aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu Ali Ilıksoy Ahmet Piriştina

Sinop Gaziantep İzmir

Mehmet Büyükyılmaz Mehmet Yaşar Ünal

Adana Uşak

"Geçici Madde 5. – a) Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 156 ncı maddesinde tanımı yapılan ve 1.1.1998 tarihi itibariyle faaliyette bulunan işyerlerinde 1.6.1998 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları son dört aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayısına ilave olarak, bu Kanunun yayımını izleyen beşinci ayın sonuna kadar işe aldıkları ve fiilen çalıştırdıkları işçilerden sendika üyesi olanların ücretlerinden, bu suretle, işe başlanılan aydan itibaren 36 ay süreyle kesilen ve beyan edilerek tahakkuk ettirilen Gelir ve Damga Vergileri beyanname verme süresini izleyen ikinci yılın aynı döneminde ödenir.

b) (a) fıkrasındaki esaslar dahilinde işe alınan işçiler için işe başlanılan aydan itibaren 12 ay süreyle 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 72 ve 73 üncü maddeleri uyarınca prime esas kazançları üzerinden tahakkuk ettirilecek primlerin işveren hissesinin yarısı Hazinece karşılanır. Ödeme usul ve esasları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığınca müştereken belirlenir.

c) (a) fıkrasındaki esaslar dahilinde işe alınan işçiler için 9.3.1998 tarihli ve 3417 sayılı Kanun hükümleri üç yıl süreyle uygulanmaz.

d) Diğer kanunlarda işçi sayısına bağlı olarak işverene getirilen yükümlülüklerin (a) fıkrasındaki esaslar dahilinde işe alınan işçiler nedeniyle doğması halinde bu yükümlülükler 12.4.1991 tarih ve 3713 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi ve 25.8.1971 tarih ve 1475 sayılı Kanunun değişik 25 inci maddesinin (a) fıkrası uyarınca getirilen yükümlülükler hariç üç yıl süreyle uygulanmaz.

BAŞKAN – Komisyonun görüşünü alalım.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, bu önergenin ilk paragrafının (a) bendindeki "ikinci ayın" biçimindeki ibarenin "beşinci ayın" şeklinde olması gerekiyor. Bu düzenleme yetkisi zatıâlinizde olmak üzere, uygun görüşle, Genel Kurulumuzun tensiplerine sunuyoruz.

BAŞKAN – Sayın önerge sahiplerinin uygun görüşünü almadan böyle bir değişiklik yapamam.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Evet efendim, doğrudur, bu yanlışlığın düzeltilmesi lazım.

BAŞKAN – Önergede, verilişinde, maddî hata var diyorsunuz ve düzeltilmesini istiyorsunuz.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Evet, efendim.

ÖNDER SAV (Ankara) – Önerge adı altında yeni maddeler görüşülüyor; Genel Kurulda kimse konuşma yapamıyor.

BAŞKAN – Hükümetin görüşünü alalım.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, bu, geçmiş maddelerle ilgili; ancak, daha önceden dikkate alınmamakla beraber, geçici bir süre uygulanmak suretiyle, kayıtdışı işçilerin, belirli bir süre içerisinde kayıt altına alınmasını teşvik etmek üzere getirilen bir düzenlemedir.

O nedenle, daha önceden; yani, en son verilen bildirgelerinde yer almayan; ancak, fiilen oralarda çalışan, yıllardan beri kaçak işçi olarak adlandırdığımız bu kişilerin kayıt altına alınmasıyla ilgili olarak getirilen bu teşvik, özellikle kayıtsız işçiliğin kayıt altına alınması, kayıtdışı ekonominin denetim altına alınması açısından olumlu olarak mütalaa edilmektedir; bu nedenle, Hükümet olarak katılıyoruz.

BAŞKAN – Geçici madde önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Geçici madde önerisi kabul edilmiştir.

3 üncü geçici madde önerisini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının geçici 4 üncü maddesinden sonra gelmek üzere, aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu Ali Ilıksoy Ahmet Piriştina

Sinop Gaziantep İzmir

Mehmet Yaşar Ünal Mehmet Büyükyılmaz

Uşak Adana

"Geçici Madde 6.- 29.7.1970 tarihli ve 1318 sayılı Finansman Kanununa 3418 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle eklenen geçici 2 nci maddenin birinci fıkrasında geçen "10 yıl" ibaresi "15 yıl" olarak değiştirilmiştir."

BAŞKAN – Komisyonun görüşünü alalım.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Bu madde numaralarının sıralanması konusu, Yüksek Başkanlığınızın redaksiyon yetkisi içerisinde olmak üzere, uygun görüşle, Genel Kurulun tensiplerine sunuyorum.

BAŞKAN – Zaten "geçici madde 6" olarak okuttuk, öyle bir gereksinim yok.

Hükümetin görüşünü alalım.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, buradaki "10 yıl" ibaresinin 15 yıla çıkarılmasının anlamı şudur: Bildiğiniz gibi, şu anda, Parlamentoda, Plan ve Bütçe Komisyonunda bekleyen bir yasa tasarımız daha var; o da, Özel Tüketim Vergisi. Özel Tüketim Vergisiyle, Ek Taşıt Alım Vergisi, Ek Katma Değer Vergisi vesaire gibi vergilerin hepsi toplanmakta, tek bir vergi haline getirilmektedir. O nedenle, bu düzenlemede, Ek Taşıt Alım Vergisinin süresinin daha önceden bitmiş olması nedeniyle, o yasada düzenlendiği için, burada, ayrıca bir düzenleme yapılmamıştır. Ancak, şimdi, Bütçe Kanununa konulmuş olan bu hükmün, burada, ilgili yasasına konulmak suretiyle beş yıl daha uygulanması, Özel Tüketim Vergisi geldiği zaman da onunla beraber kaldırılması amaçlanmaktadır. Bir boşluğu doldurmaktadır. O nedenle, katılıyoruz efendim.

BAŞKAN - Evet, geçici madde önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Geçici madde önerisi kabul edilmiştir.

Son geçici madde önerisini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısına geçici 4 üncü maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu Ahmet Piriştina Metin Öney Sinop İzmir İzmir

Ahmet Kabil Selahattin Beyribey Rize Kars

Geçici Madde 7.- 1.1.1999-31.12.2008 tarihleri arasında, Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde sayılan serbest meslek faaliyetlerinden elde edilen hâsılatın, aynı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin birinci ve ikinci gelir dilimleri toplamını aşan kısmı için 18 inci maddedeki istisna uygulanmaz.

Bu istisnanın Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.

ÖNDER SAV(Ankara) – Sayın Başkan, yerimden, tutumunuzla ilgili olarak, usulî bir konuyu ifade etmek istiyorum.

BAŞKAN - İşlemi bitireyim, ondan sonra.

Komisyonun görüşünü alalım.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, bu düzenlemeyle, serbest meslek kazançlarında öngörülen istisna, kanunun genel hükümlerine ve düzenlemelerine paralel olarak, belli bir limiti aşması kaydıyla uygulanabilir niteliğe kavuşturulmaktadır.

Bu düzenlemeyle, önümüzdeki yılbaşından itibaren, miktarı 7 milyar lirayı geçen telif kazançlarında, 7 milyar liralık kısmın istisnadan yararlandırılması öngörülmektedir. Uygun görüşle, Genel Kurulun tensiplerine sunuyoruz.

BAŞKAN – Hükümetin görüşünü alalım.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Geçici madde önerisi kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, Sayın Metin Bostancıoğlu, Sayın Ali Ilıksoy, Sayın Yalçın Gürtan, Sayın Halil Çalık ve Sayın Güven Karahan'ın, benim "4 geçici madde önerisi vardır; bunları, geliş sırasına göre okutup işleme koyacağım" dememden, beyanımdan sonra, bir geçici madde önerisi daha geldi. Bunu, 5 inci olduğu ve işlem başladığı için, maalesef, işleme koyamayacağım.

Sayın Sav, buyurun efendim.

ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Başkan, bu geçici maddelerle ilgili yaptığınız uygulamanın...

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Sayın Sav'ı duymakta güçlük çekiyorum; lütfen, sükûneti temin edelim.

ÖNDER SAV (Ankara) – ... geleceğe emsal teşkil etmemesi açısından, tutanaklara geçmesi için, yerimden, bir hukukî çarpıklığa işaret etmek istiyorum. Bu usul, eğer, önümüzdeki uygulamalarda da önümüze getirilecek olursa, geçici madde adı altında, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, hiçbir şekilde görüşülmesine olanak bulunmaksızın, fevkalade yanlış, hukukî bakımdan çarpık hükümleri ifade eden kimi maddelerin, burada "kabul edenler... etmeyenler..." şeklinde, müzakeresiz geçmesi yolu açılır. Bu bakımdan, bu uygulamanız usule aykırıdır. Bu bir önerge değildir; bu, yeni madde ilavesidir. Yeni madde ilave edilirken de, elbette ki, Yüce Meclisteki parlamenterlerin, bu konudaki düşüncelerini söylemeleri doğal haklarıdır; buna olanak tanınmalıdır.

İçeriğini tartışmıyorum; ama, içeriğinde de, gerçekten, adı geçici olmasına rağmen, kalıcı birtakım hukukî düzenlemeler vardır. O bakımdan da, geçici madde adına yakışmayacak içerik hükümleri bulunmaktadır. Bunları tespit ettiğimizi belirtmek istedim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Sav, maddelerin oylamasına geçmeden önce, ben de, bu görüşte olduğumu beyan etmiştim; ancak, bugüne kadarki bütün uygulamaları da, bugün, kürsüye çıkıp bir kalemde silme hak ve yetkisini kendimde görmedim. Onun için, bütün Meclis Başkanvekillerinin bir araya gelip, bu konuda da, geçici madde adı altındaki düzenlemeler konusunda da yeni madde anlamına gelip gelmediği yolunda, bir içerik kontrolü konusunda bir görüş birliğine varmalarının dileğim olduğunu ben de beyan ettim. Sizi haksız görmüyorum; ama, bugüne kadarki Meclisin yerleşmiş bütün geleneklerini de, ben, tek başıma kendi anlayışımla yıkma hakkını ve haddini kendimde görmedim. (DSP sıralarından alkışlar)

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun Sayın İncetahtacı.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Sayın Başkan, sizin Başkanlıktaki uygulamalarınızı saygıyla hep takdir ederiz. Siz, bugüne kadar, doğru bildiğiniz bir uygulamayı, diğer Başkanvekilleri uygulamasa bile, tatbik etmişsinizdir, bundan dolayı size saygımız her zaman olmuştur; burada da aynısını beklerdik.

BAŞKAN – Sayın İncetahtacı, bir istisna olduğu takdirde doğru bildiğimi hep uyguladım; ama bugüne kadar istisnasız, Meclisin benim izleyebildiğim bütün geçmişinde herkesin yaptığı bir uygulamayı buraya oturduğum için bir kalemde silme hakkını kendimde görmüyorum.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Yanlış, emsal olmaz.

BAŞKAN – Ama, farklı uygulamalar varsa, bu farklı uygulamalar içinde doğru bildiğimi uyguladım, farklı uygulamalar içinde doğru seçeneği uyguladım; ama, istisnasız tekdüze yapılmış bir uygulamayı da kendi kendime değiştirme hakkını kendimde görmedim. Bütün Meclis Başkanvekillerinin bir araya gelip, bir ortak uygulama bulmaları dileğini ifade ettim.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Bedük, son olsun lütfen bu konuda.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, geçici madde 5 ve geçici madde 5/a dahil olmak üzere her iki geçici madde de aslında ana madde olması sebebiyle Başkanlık olarak dikkate alınmaması gerektiği kanaatini taşıyoruz. Sizin hassasiyetinize inanıyoruz. Geçmiş uygulamalar sebebiyle bunu olumlu karşıladığınızı değerlendiriyoruz; ama her iki madde de ana madde olduğu için -geçici değil bu, uygulama bakımından da geçici değil- geçici madde olarak değil, ana madde olarak, ek madde şeklinde getirilmesi daha uygun olacaktır.

Takdirlerinize sunuyorum, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bedük.

Yani, bu konudaki sıkıntımızı, bir uygulamanın istismarını ben de dile getirmiş oldum. Dilerim, bundan sonra, bir ortak anlayışla çözeceğiz.

Sayın milletvekilleri, Sayın Ahmet Alkan, Sayın Ünal Yaşar, Sayın Esat Bütün, Sayın Mete Bülgün ve Sayın Ali Talip Özdemir'in, bir ek madde ilavesi yönünde önerileri vardır. 441 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye bir ek madde eklenmesini öneriyorlar; ancak, şu an görüştüğümüz yasa tasarısı bununla ilgili değildir; onun için, işleme koyamıyorum.

87 nci maddeyi 86 ncı madde olarak okutuyorum:

Yürürlük

MADDE 86. – Bu Kanunun;

a) 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 34, 35, 37, 40, 52, 53, 70, 83, 84, 85 ve 86 ncı maddeleri, 54 üncü maddesi ile Gelir Vergisi Kanununa eklenen Geçici 52 nci madde hükmü, 62 nci maddesi ile Katma Değer Vergisi Kanununa eklenen geçici 15 inci madde hükmü ve 81 inci maddesinin (A) fıkrasının 7-16 numaralı bentleri, (B) fıkrasının 1 ve 3 numaralı bentleri, (E) fıkrasının 1 numaralı bendi ve (J) fıkrası, 82 nci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi, 3 numaralı fıkrasının (a), (n) ve (t) bentleri ile 4 numaralı fıkrasının (c) bendi ve bu kanunun geçici 4 üncü maddesi 1/1/1998 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

b) 6 ncı maddesi 31/12/1998 tarihinde,

c) 2, 26, 30, 31, 32, 33, 36, 50 ve 79 uncu maddeleri ile 81 inci maddesinin; (A) fıkrasının 3, 4 ve 5 numaralı bentleri, ( C ) fıkrasının 2, 5, 8, 10 -12 numaralı bentleri, (D) fıkrasının 2 numaralı bendi ve (F), (L) fıkraları ile 82 nci maddesinin; 1 numaralı fıkrasının (b) bendi, 3 numaralı fıkrasının (c), (h), (i), (k), (l), (m), (o), (p) ve (u) bentleri, 4 numaralı fıkrasının (b) ve (d) bentleri, 5 numaralı fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (f) bentleri, 7 numaralı fıkrası 1.1.1999 tarihinde,

d) 59, 60, 61, 63, 71 ve 72 nci maddeleri ile 73 üncü maddesi ile değişik Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 16 ncı maddesinin son fıkrası, 62 ncı maddesi ile Katma Değer Vergisi Kanununa eklenen geçici 14 ve geçici 16 ncı maddeler, 48 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 6 numaralı bendine eklenen (c) alt bendi, 81 inci maddesinin (G) fıkrası ve 82 nci maddesinin 5 numaralı fıkrasının (e) bendi bu Kanunun yayımını izleyen aybaşında,

e) 27, 38, 39, 44, 45 ve 57 nci maddeleri ile 48 inci maddesinin Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 6 numaralı bendinin (b) alt bendini değiştiren hükmü, 81 inci maddesinin (D) fıkrasının 6 numaralı bendi 1998 yılı gelirlerine de uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

f) 47 ve 51 inci maddeler ile 82 nci maddesinin 4 numaralı fıkrasının (f) bendi 1/1/1999 tarihinden itibaren verilen beyannameler için uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

g) 81 inci maddesinin (C) fıkrasının 6 numaralı bendi, 1/1/1999 tarihinden sonra elde edilen kar paylarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

h) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,

Yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Madde üzerinde konuşmak üzere, CHP Grubu adına Sayın Algan Hacaloğlu; buyurun efendim.

CHP GRUBU ADINA ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yürürlük maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunu görüşlerini dile getirmek üzere söz almış bulunuyorum; hepinize saygılar sunuyorum.

Sayın milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz vergi tasarısı, 24 Ocak 1998 tarihinde Hükümet tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuldu. Yaklaşık olarak mart ayının sonlarında -yanılmıyorsam- Plan ve Bütçe Komisyonunda ele alındı; iki ayı aşkın bir süre orada tartışıldı ve 17 Haziran 1998'de Türkiye Büyük Meclisi Genel Kuruluna geldi.

17 Haziran'dan 9 gün sonra, 26 Haziran 1998'de, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, bir Bakanının ve Merkez Bankası Başkanının imzasıyla, IMF'ye, bildirge niteliği taşıyan bir mektup sundu. Bu mektubun kapsamındaki bazı taahhütlerden üçü, o mektubun verilmesinden aylarca evvel Mecliste, Meclisin komisyonlarında görüşülmeye başlanan yasa tasarısının içeriğindeki, özündeki bazı hususları değiştirmeye yönelikti; yani, Hükümet, bir taraftan, memurlara, yurttaşlarımıza ve Türkiye Büyük Millet Meclisine -yani, size- sunmuş olduğu tasarıda belirlediği çerçeveyi -yani, size vermiş olduğu sözü- bir tarafa bıraktı ve IMF'ye vermiş olduğu sözden dönmemek için o "vermiş olduğum sözden dönmem" diyen Sayın Başbakanın kararlı tavrı içinde, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinin komisyonlarında görüşülen, tartışılan, kabul edilen bazı hususları, sonra, orada değiştirildiği için, bir anlamda, IMF'nin icazetinde bir değişiklik olarak önümüze sundu.

Burada, yürürlük maddesinde, bu söylediğimle doğrudan ilgili bir husus var. Nedir o; vergi oranlarının belirlenmesi çerçevesinde, bilindiği gibi bir indirim yapıldı. En alt gelir gruplarına 10 puanlık indirim yapıldı, en üst gelir gruplarına 15 puanlık indirim yapıldı; yani, eşitliği olmayan bir indirim, zenginleri kayıran bir indirim, yüksek gelir gruplarını kayıran bir indirim; ama, bir indirim yapıldı. 10 puan, 15 puan; yani, en altta 10 puan, en üstte 15 puan ve yüzde 55'ten 40'a indi...

REFİK ARAS (İstanbul) – Yüzde 27,5 eder o...

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Efendim, lütfen... Kürsü burada...

Yüzde 55'ten 40'a indirildi en zenginler için ve yüzde 25'ten 15'e indirildi en fakirler için. Geçiş dönemi olarak da, 1998 yılı içerisinde, tasarı, Hükümetin sözü, memurlara verdiği söz, işçilere verdiği söz, 25 puan olan en alt vergi oranının, bu yıl yüzde 20'ye ineceği idi ve bunu da, yılbaşından itibaren yürürlüğe koyacağı hususu idi. Bunu, biz, Plan ve Bütçe Komisyonunda böyle kabul ettik, böyle tartıştık, buraya öyle geldi; fakat, sonra, aynen "ben, IMF'ye söz verdiğim için yüzde 20'den fazla memura zam vermem" diyen Sayın Başbakanın, o IMF karşısındaki kararlılığını burada izledik, gördük. Şimdi, burada, Hükümetin bir değişiklik yapması gerekiyor; çünkü, geçici 52 nci maddede yaptığımız düzenleme, buradaki maddeye uymuyor. Buradaki maddede ne diyor: "Bu indirim, 1998 yılında, memura, işçiye vermekte olduğumuz vergi indirimi 1 Ocak 1998'de başlar." Ama, Hükümetin desteğini arkasına almış olan veyahut da Hükümeti desteklemekte olan partilerin oylarıyla, burada, bu tarih, bilindiği gibi -bizim itirazlarımıza rağmen- 1 Temmuz 1998 olarak değiştirildi.

Değerli arkadaşlarım, memur, işçi bunu hak etmiyor; yani, bu ertelemeyi, enflasyonla mücadele için yaptık diyorsanız, o zaman toplumun farklı katmanları üzerindeki vergi yükünü daha adil hale getirmek de sizin görevinizdir. Bu yasa tasarısında, ne yazık ki, öyle bir adalet anlayışı yoktur. Bu yasa tasarısı, memura, işçiye hiçbir şey getirmemiştir. O getirilmiş gibi gözüken şeyler de, göreli olarak diğer kesimlere sağlanmış bulunan kolaylıklar nedeniyle silinip gitmiştir.

ASLAN POLAT (Erzurum) – O zaman oy vermeyin, tasarıyı reddedelim.

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Efendim, Cumhuriyet Halk Partisinin, Faziletin tavsiyelerine hiç ihtiyacı yok.

Bu arada bir şey yaptınız...

MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Yüzde 22 oy aldı.

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Onu, sandıkta bir daha görürsünüz!..

Sayın Bakan, getirdiğimiz bir öneriye, ısrarla karşı çıkmakta idi. Bu öneriyi, Alt komisyonda, Plan ve Bütçe Komisyonunda ve burada da yaptık... Ne idi o; emekçiler, ücretliler için ayrı tarife düzenleyelim...

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Emekçiler için desteğinizi bu Hükümetten çekin.

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Yani, ücrete tabi olanlar bir tarifede vergilendirilsin, ücret dışında olanlar diğer bir tarifede vergilendirilsin... Kıyamet koptu "hayır, olmaz, karışıklık getirir..." Peki, ne oldu sonunda; Hükümet -üç gün evvel- bu indirimi, memurlara, işçilere, yılbaşından itibaren uygulatmamak için, kalktı, bizim, talep ettiğimiz farklı tarife uygulamasını kendisi getirdi. Şimdi, fiilen iki ayrı tarife uygulanıyor. Peki, biz getirince "hayır" diyordunuz da, şimdi niye yaptınız? Madem uygulaması karmaşıktı, uygulanamıyordu; Cumhuriyet Halk Partisi, bunu, emeğe yönelik bir düzenleme olarak getirirken, siz, vergi mevzuatı açısından uygulanmaz görüyordunuz da, şimdi niye yaptınız?

Sadece ücretliler için getirmiş olduğunuz düzenlemeyle, bu vergi indirimini şimdi, niye, 1 Temmuzdan itibaren başlatıyorsunuz? Demek ki, yapılabiliyormuş, demek ki, uygulanabiliyormuş; önemli olan, rasyoneli, doğruyu yakalamak; ama, doğruyu, doğru şeyler için yakalamak önemli. Doğru yöntemlerle ve uzlaşarak yakalamak önemli. Burada, doğrunun bir parçasını yakaladılar. Doğrunun bütününü bıraktılar ve parçayla, detayla uğraştılar.

DEVLET BAKANI MUSTAFA YILMAZ (Gaziantep) – Haydi, hayırlı olsun de, hayırlı olsun de.

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, yürürlük maddesi çerçevesinde, bu tespiti, gerçekten, üzülerek yapmaktayım. Ben, IMF karşısında, Meclisin eziklik içerisinde olmasını, Meclise verilen sözlerin yerine...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen toparlayalım Sayın Hacaloğlu.

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – ...Getirilmemiş olmasını bir milletvekili olarak, gerçekten, üzüntüyle karşıladığımı ifade ediyorum; umuyorum ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi, bundan dersini alır ve bundan sonra hükümetler, imza atarlarken, Mecliste söylediklerini, millete verdikleri sözleri, özellikle işçilere, memurlara vaatlerini dikkate alırlar.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP, DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Hacaloğlu.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Aslan Polat; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA ASLAN POLAT (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 626 sıra sayılı vergi kanun tasarısının 87 nci, yürürlük, maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.

Müzakereleri, yaklaşık altı hafta süren bu vergi kanun tasarısının, artık, yürürlük maddesine gelmiş bulunuyoruz. Hükümet tasarısı, normal seyrine göre, bugün Meclisin onayından geçerek kanunlaşmış olacaktır.

Geriye dönüp baktığımızda, 65 milyon vatandaşı bire bir ilgilendiren, tüm halkı öyle veya böyle etkileyen, tüm siyasî partilerin, sendikaların, sivil kuruluşların, oda ve esnaf derneklerinin asgarî müşterekte birleşmeleriyle ve bir konsensüs sağlamalarıyla çıkarılması gereken vergi kanun tasarısında, bu yol takip edilmiş midir diye incelediğimizde, bunun hiç de böyle olmadığı görülecektir.

Yeniden düzenlenen 84, 85 ve geri çekilen 86 ncı maddeler incelendiğinde görülecektir ki, bu kadar dengeleri bozan, kendi personelini ilgilendirince, devletin malî hiyerarşisini alt üst eden bir tasarıyı hazırlamaktan ve Meclisin huzuruna getirmekten çekinmeyen Maliye Bakanlığı, vergi denetiminde de adalete ne kadar uyacağı hususunda haklı endişeleri taşımamıza vesile olmuştur.

Yine, 1998 yılına ait uygulanacağı belirtilen ve mevcut duruma göre indirilen gelir oranları, tasarı metninde yılbaşından itibaren uygulanacağı belirtilmesine rağmen, IMF ile yapılan ve bırakın muhalefeti, koalisyon ortaklarının bile haberi olmadığı -basına yansıyan haberlerden anlaşılan- anlaşmadaki "Hükümet, programlanan gelir düzeyini etkileyecek geriye yönelik hiçbir vergi oranı indirimini kabul etmeyecek" hükmü gereğince, Plan ve Bütçe Komisyonu ve Meclise sunulan tasarı hiçe sayılmış ve Gelir Vergisi oranları 1 Ocak değil, 1 Temmuz olarak uygulamaya konulmuştur.

Bizim, Hükümete tavsiyemiz, lütfen, bir daha, IMF ile olur, ortaklarınızla olur, önceden kesin anlaşmadığı hükümleri komisyon ve Meclisin onayına getirmesin. Aksi halde, tasarı halinde getirdiğiniz ve üzerinde günlerce tartıştığımız metinlerin IMF veya başka odaklarca yok sayılması sonucu, o güç odaklarının görüşleri doğrultusunda, o metinlerde yaptığınız değişiklikler yüzünden, halkımız da, sizi, seçimlerde yok sayacaktır.

Tasarının tümüne bakarsak, topladığı verginin yüzde 87'sini iç ve dış borç faizlerine ödeyen Hükümet, bu faizleri ödediği ve sayıları 120 bini geçmeyen, esas faiz ödediklerinin sayısının ise 4-5 bini geçmediği, bilinen rant çevrelerine yaptığı ödemelerden memuruna, sosyal yardım kuruluşlarına ve bilhassa yatırımlara para kalmayınca, yeni vergi kaynakları araştırmaya girmiş, kazandıkları gelirle yaşayıp yaşayamadıklarına bakmadan, küçük çiftçiden, götürü esnafa kadar herkesi bir dizi yeni vergi kapsamına almıştır.

Maliye Bakanlığı, çeşitli vesilelerle, yüzde 50 vergi kaçağı olduğunu, bu tasarıyla bu kaçağını önemli ölçüde kapatacaklarını açıklamıştır; dolayısıyla, kendi tahminlerince, bu görüşülen tasarı kanunlaştığı takdirde, halktan, bugünkü fiyatlarla, 4-4,5 katrilyon lira daha fazla vergi almanın kanunî dayanaklarını bulmuş olacaklardır.

Türkiye'de gelir mükellefi sayısının seçmen sayısına oranının çok az olduğu; örneğin, 1991 yılında 8/32, yani, yüzde 25 olan oranın Amerika Birleşik Devletlerinde yüzde 62 olduğu; yine, toplanan vergi gelirinin gayri safî millî hâsılaya oranının da yüzde 18 civarında olduğu, aynı oranın OECD ülkelerinde yaklaşık yüzde 30 oranında olduğu belirtilerek, sürekli olarak, toplanan vergilerin nereye harcandığı değil de, daha fazla vergi alınması konu edilmektedir.

Fakat, bu kesimin gözardı ettiği bir konu var ki, o da, OECD ülkelerinde fert başına düşen millî gelir ortalama 25-30 bin dolar civarındayken, bu miktar, ülkemizde, 2 888 dolar, Erzurum'da 1 348, Ağrı'da 667 dolardır. Bir misal verecek olursak, OECD ülkelerinde bir şahsın elinde ortalama 25-30 ekmek var ise, bu miktar, Türkiye'de 2,8 ekmek, Erzurum'da 1,3 ekmek, Ağrı'da 0,6, yani, neredeyse yarım ekmek vardır. Elinde 25-30 ekmek olan şahıstan 3, 5, hatta 10 ekmek istenince rahatça verebilir; çünkü, bir ölçüde, ihtiyaç fazlasıdır; fakat, elinde 1, hatta, yarım ekmek olan şahıstan, o doymadığı ekmeği istemek için, ancak 28 Şubat iradesinin hâkim olduğu bir hükümetin olması gerekir.

Kanun maddelerine baktığımızda, tasarının 24 ve 25 inci maddeleri, bu tasarının üzerinde en çok tartışılan maddeleri olmuştur ve olacaktır. Bu maddelerle, Gelir Vergisi Kanununun 1 inci ve 2 nci maddeleri değiştirilmiştir. 1 inci maddede gelirin tanımlamasında "tasarruf veya harcama konusu olan her türlü kazanç ve iratların safî tutarıdır" denilmekte ve 2 nci maddeye yedinci bent olarak "kaynağı ne olursa olsun diğer her türlü kazanç ve iratlar" ibaresi eklenmektedir. Bundan sonra, yıl içinde meydana gelen takriben 3,5 milyardan fazla gelir artışını faturalı izah edemeyen her vatandaşın, Hükümetle, başı problemden kurtulamayacaktır.

Yirmi yıldan fazla yüksek enflasyonda yaşayan ve enflasyon muhasebesine imkân tanımayan ülkemizde, yine veraset yoluyla kendisine bir miras kalan vatandaş, tapu kaydı ile reel değer arasındaki farkın büyüklüğü oranında, mirasını satıp tasarrufa yönelince, bu madde kapsamına girecektir.

Gelişmiş ülkelerin büyük çoğunluğunda, vergi yasaları açık ve nettir. Yasaların yorumunda kıyas metodu kullanılmaz. Yasada, verginin konusu açık ve seçik belirtilmiştir. Danıştaya götürdüğü davaların büyük bölümünü kaybeden, sorun üreten, sorun çözmeyen bir vergi denetimine tabi ülkemizde 28 Şubat hukukunun hâlâ en geçerli hukuk olduğu günümüzde, bu maddenin, vergi kanunlarının 312 nci maddesi olacağından hiç kuşkumuz yoktur. Yine, halkımız çok iyi bilmektedir ki, yoruma müsait maddeler, zenginler ve rant çevreleri için kurtarıcı, Anadolu halkı için ise mahkûmiyet maddeleridir.

Tasarının 30 uncu maddesiyle, yatırım indirimi oranının -genel olarak yüzde 40, organize sanayi bölgeleri ve kalkınmada öncelikli yörelerde yüzde 100 iken- 250 milyon dolar karşılığı Türk Lirasını aşan sınaî yatırımlarda yüzde 200 olarak uygulanacağı hükmünün getirilişi, bu Hükümetin net tercihini ortaya koymaktadır. Asgarî ücreti vergidışı bırakmayan, götürü esnaftan küçük çiftçiye kadar herkese kazandığıyla yaşıyor mu yaşayamıyor mu diye bakmayan elinde ne görürse hemen ondan vergi almaya kalkan Hükümetin, 250 milyon dolar ve daha fazla yatırım yapandan, amortisman, artı, yüzde 200 teşvikle, âdeta vergi almaya kıyamaması ve ona sanal bir vergi cenneti yaratması, her türlü izahtan varestedir.

34 üncü maddeyle, çiftçilere o yıl kâr edip etmediğine bakılmadan, ekim alanları eğer 35 inci maddedeki sınırları aşıyorsa, stopaj vergisine tabi tutulacakları hükmü getirilmektedir.

Bir holding -trilyonlarca liralık sabit mal değeri olsa da- o yıl zarar ettiğini beyan ettiği an, vergiye tabi olmuyor; ama, bir çiftçi -o yıl kurak olmuş olmamış, bu Hükümetçe hiç önemli değil- bu maddeler hükmünce stopaj vergisini ödeyecektir.

Bu tasarının 61 inci maddesiyle "yılı içerisinde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan vergi iade olunur" hükmü getirilmektedir. İşte, bu madde, basının, bu kanun tasarısının çıkması için Hükümeti var gücüyle desteklemesinin de ana maddesidir. 25 Aralık 1995 tarihli Maliye Bakanlığı tebliğiyle, promosyon dağıtan gazetelere, promosyonları için alışta ödedikleri yüzde 15 ile yüzde 23 arası KDV'nin gazete satışıyla yüzde 1 olarak ettikleri tahsilattan artakalan kısmını gider olarak yazma imkânı getirilmişti. Bu Hükümet ise, gazetelere diyor ki; Siz promosyonlarınızı KDV'siz halka dağıtın; ayrıca, zahmet edip, gider falan yazıp da üzülmeyin; ben, alış ile satış arasındaki yüzde 14 ile yüzde 22 arasındaki farkı, yalnız bir miktarı aşan holding medyasına nakit olarak ödeyeceğim. Dolayısıyla, Anadolu'da bir esnaf, tabak, çanak veya beyaz eşyayı KDV ilavesiyle satarken, gazeteler, aynı ürünleri KDV'siz, yüzde 14 ile yüzde 22 arasında hem ucuz hem de müthiş dağıtım ağlarıyla yurdun en ücra köşesine kadar satacak; neticede, tüm Anadolu'da, esnafı çökerteceklerdir.

Refahyol Hükümeti, esnafı bu haksız rekabetten korumak için promosyon yasağı getirmişti. Bu Hükümet ise, yasağın delinmesine seyirci olmakla kalmamış ayrıca, KDV farkını nakit olarak ödeyerek, basın holdinglerine karşı vazifesini eksiksiz yerine getirmiş olmaktadır.

65 inci maddeyle bina vergi oranları binde 2'ye düşürülmüş; fakat, dört yıl boyunca sabit olan matrahlar her yıl yeniden değerlendirme oranlarında artırılacağı hükmü getirilmiş, emlakların mutlaka reel değerlerinde tapuya kaydına özel önem verilmiş; fakat, en önemlisi, maddenin alt kısmına, indirilen bu emlak vergisi oranlarının Bakanlar Kurulunca istenince 3 katına kadar artırılabileceği hükmü getirilmiştir. Yani, şimdilik, indirilen Emlak Vergisi oranlarının gerçek değerleri tapuya intikal ettikten sonra, 3 katına kadar artırılabilmesine açık kapı bırakılmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Evet, toparlıyoruz.

ASLAN POLAT (Devamla) – Bitiriyorum. Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Netice olarak, İstanbul Ticaret Odası destekli anketlere göre, her 100 hanenin 65'inin borçla yaşadığı, fert başına gayri safî millî hâsılamızın 2 888 dolar, Doğu Anadolu Bölgesinde 650 ile 1 350 dolar arasında olduğu ülkemizde Hükümet, halkından, kazanmış kazanamamış, bakmadan vergi istemekte, topladığının yüzde 87'sini iç ve dışborç faizi olarak bir mutlu azınlığa dağıtmakta, vergisini zamanında ödeyemeyenlere, niçin ödeyemediğine bakmadan hapis ve gecikme cezası getirmekte, memuruna, yüzde 90 enflasyon olan günümüzde "yüzde 20'den yarım puan fazla vermem" deyip, asgarî ücrete bir yılda ancak yüzde 30 zam yapıp, fakat, rant çevrelerinden borçlanınca, mesela, 17 Martta borçlanıp 17 Haziranda ödeyeceği 92 günlük paraya, bu 3 ayda yüzde 12 enflasyon olmasına mukabil tam yüzde 130 faizle bir çırpıda 51 trilyon lira karşılık öderken, bütçesinde yatırımlara ancak yüzde 7 yer ayırıp...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Polat, teşekkür ediyorum.

ASLAN POLAT (Devamla) – Peki.

Cumhuriyet Halk Partisinin desteklediği ve bir sosyal demokrat partinin hazırladığı bu vergi tasarısı hayırlı olsun.

Sağ olun. (FP sıralarından alkışlar)

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN – Grupların daha konuşma talepleri var; bu aşamada mı söz istiyorsunuz efendim? Kürsüden mi?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Evet Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, Genel Kurulumuzun sayın üyeleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Vergi kanunu tasarısı üzerindeki çalışmalarımızın üzerinden uzun bir süre geçmiş ve yaklaşık 30 maddelik görüşmeler sırasında söz almamak suretiyle çalışmaların hızlandırılmasına, Komisyon olarak, yardımcı olmaya çalışmışızdır. Ancak, bu dönem içerisinde, özellikle sayın son konuşmacı arkadaşımız da dahil olmak üzere, gerçekleri yansıtmayan ve bu arada Vergi Kanunu düzenlemeleriyle getirilen, ülkemiz geleceğini çok doğru yönde, temelli surette, olumlu biçimde etkileyecek düzenlemelere, hiç de reva görülmeyen biçimde değerlendirmeler getirilmiştir. Bir başka konuşmacı arkadaşımız da, bu düzenlemeleri getiren 55 inci Cumhuriyet Hükümetini ve onun esas sürükleyicisi olan Anavatan Partisini, bir "patron partisi" olarak değerlendirerek, belki de, haksızlıkların en büyüğünü yapmıştır.

Sayın milletvekilleri, bu düzenlemeyle, cumhuriyet döneminde ilk defa, çalışmadan sağlanan gelirlerin kayıtdışı tutulması suretiyle edinilen malî gücün vergilendirilmesini, kapsamlı bir biçimde, ciddî bir biçimde düzenleyen ve yine, ekonomideki rekabeti sağlayacak, haksız rekabeti giderecek biçimde düzenlemeler içeren bir kanun manzumesiyle karşı karşıyayız.

Sayın milletvekilleri, devlet idaresine talip olanların, evvela, devletin görev, yetki ve kaynak bölüşümünü iyi yapmaları gerekir. Bu Hükümet, bunu yapmış ve bu konuyla ilgili düzenlemeleri Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilerek, mahallî idareler ile merkezî idareler arasındaki yapılaşmayı, kaynak, görev ve yetki bölüşümünü sağlayan köklü düzenlemeleri Genel Kurulumuza sunmuştur.

Bu Hükümet, devlet idaresinde çok önemli bir yeri olan eğitim sorununu da temelinden ele almış ve bir düzenleme içerisinde yürürlüğe koymak suretiyle, Türkiye'nin geleceğini ve kaderini müspet biçimde etkileme şansını ülkemiz yönetimine kavuşturmuştur.

Bu Hükümet, sağlık reformuyla ilgili çalışmalarını tamamlamış ve düzenlemeleri, Büyük Millet Meclisine sunmuştur.

Bu Hükümet, Türkiye ekonomisinin, doğru dengeleri içerisinde sağlıklı bir biçimde büyümesini sağlayıcı her türlü önlemi almış ve bu konuda, uluslararası camiada da, giderek kredibilitesi, güvenilirliği artan ülkeler sıralamasında yerini yükseltici sonuçlar elde etmiştir.

Değerli arkadaşlarım, buna ilaveten, hükümetler, yönetimler, ne kadar doğru ve isabetli kaynak bulabilirlerse, ülkeyi, ancak o zaman doğru yönetebilirler. Bu anlayış, bu Hükümetin de niteliklerinden biridir. Kabul ediniz ki, bundan önceki dönemde, bundan önceki Hükümet, hayalî birtakım kaynak politikalarıyla, Türkiye'de, gelir yaratmadan, reel gelir yaratmadan, sürekli, kalıcı bir malî gücü vergilendiren sisteme girmeden, oturduğu yerden, masadan kaynak yaratmaya kalkışmış ve bunun acılarını da, herkes, hâlâ çeker durumda kalmıştır.

Bu itibarla, bu tasarıyla, bütün bu arz ettiğim hususların sağlıklı bir biçimde finansmanı ve Türkiye'nin, gelecekte, ekonomik dengelerinin yerli yerine oturması, enflasyonun önlenmesi, makul düzeylere çekilmesi ve orta ve alt gelir gruplarının korunması hedeflenmiştir.

Hükümeti bu aşamada da olsa tebrik ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özdemir.

VI. — SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. — Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Samsun Milletvekili Biltekin Özdemir'in, konuşmasında, içinde bulunduğu 54 üncü Hükümet dönemiyle ilgili yanlış anlamalara neden olabilecek beyanda bulunduğu iddiasıyla konuşması

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkanım, Sayın Özdemir, kabinesinde bulunduğum 54 üncü Hükümetin hazırlamış olduğu program üzerinde olumsuz görüşler beyan ettiler; kaynak paketiyle ilgili olarak "hayalî kaynak paketleri" ifadesini kullandılar. Bu, gerçekleri yansıtmamaktadır.

Müsaade ederseniz, söz istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Şener. (FP sıralarından alkışlar)

MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Hayalî olsaydı memura bu kadar zam vermezdi 54 üncü Hükümet.

BAŞKAN – Sayın Şener, lütfen çok kısa...

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Özdemir, biraz önce yapmış olduğu konuşmada, 54 üncü Hükümetin icraatları aleyhinde ve 55 inci Hükümetin lehinde birtakım ifadelerde bulundular. Bir iktidar partisi mensubunun, kendi iktidarı lehine birtakım argümanlar ileri sürmesini doğal karşılamak gerekir; elbette, kendi Hükümeti hakkında, yeri geldiğinde, bütün olumsuzlukları hakkında lehte ifadelerde bulunabilecektir; ancak, sahibinin methiyle hiçbir iktidarın mesafe alamayacağı da bilinen bir gerçektir. Bugün, Türkiye'de, memur enflasyona ezdirilmiştir, köylü enflasyona ezdirilmiştir, emekliler enflasyona ezdirilmiştir ve piyasada müthiş bir durgunluk vardır; âdeta, esnaf, kapısına kilit vurmuştur. Ekonominin bundan daha olumsuz tablolar sergilediği hiçbir dönemi, son yıllarda görebilmek mümkün değildir. Eğer, bu başarıysa, elbette, 55 inci Hükümetin başarısıdır.

54 üncü Hükümet işbaşına geldiğinde, en önemli sorun, kamu gelirlerinin kamu giderlerini finanse edememesi, borçlanma vadelerinin 3 aya kadar düşmesi, borçlanma faizlerinin de yüzde 140'a çıkmış olmasıydı. 54 üncü Hükümet, bu olumsuz ekonomik tabloyu iyileştirmek amacıyla başlatmış olduğu program çerçevesinde, kamu kesiminde, devlet borçlanmalarında faiz oranlarını, 1997 Şubatı itibariyle, yüzde 83'e kadar düşürmüştür. Bu, 54 üncü Hükümetin kaynak programındaki başarısını göstermektedir. Havuz sistemiyle ve diğer kaynak programlarıyla kamu kesiminin borçlanma ihtiyacı azaltılmıştır, borçlanma faizleri aşağıya doğru düşürülmüştür. Faiz oranlarının şubat ayında yüzde 83'e kadar düşmüş olması, 54 üncü Cumhuriyet Hükümetinin kaynak programındaki başarısını ifade etmektedir. Bu başarı sebebiyledir ki, 54 üncü Hükümet döneminde, memurun reel ücreti artırılmıştır, emeklinin reel geliri artırılmıştır, Bağ-Kurlunun reel geliri artırılmıştır, çiftçinin reel geliri artırılmıştır; piyasada bir genişleme meydana gelmiş, esnaf ve sanayici halinden memnun olmuştur. İşte, iki hükümet arasındaki fark budur.

Bilgilerinize arz ediyorum. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şener.

V. — KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

5. — Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (Devam)

BAŞKAN – Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Aykon Doğan; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA ABDULLAH AYKON DOĞAN (Isparta) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; bu kürsüyü çok işgal etmek istemiyorum. Genel Kurulumuz, kırk gündür uzun bir maraton yaptı. Yürürlük maddesinden sonra yürütme maddesini de kabul ettikten sonra, bu tasarı, yasalaşarak uygulamaya girecek. Dikkatlerinizi yürürlük maddesine çekmek istiyorum ve bu maddenin sadece bir cümlesini okuyorum : Bu Kanunun, falan falan maddelerinin falan falan bentlerinin falan falan cümleleri, 7 numaralı bendi, falan fıkrası, falan tarihinde yürürlüğe girer.

Buradan şu noktaya varmak istiyorum. 87 maddelik bir tasarı, aşağı yukarı bütün vergi kanunlarında değişiklik yapan bir tasarı ve yürürlük maddesindeki uzunluk ve karmaşa, bu tasarının, kanunlaştığında, uygulamadaki zorluğunun bir ifadesi.

Aslında, temenni ederdik ki "Bu Kanun, yayımını takip eden aybaşında -veya iki ay sonra veyahut yayımlandığı yılı takip eden yılbaşında- yürürlüğe girer" gibi bir basit hükümle bu düzenlemeler yapılsın.

SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Basit bir kanun değil bu.

ABDULLAH AYKON DOĞAN (Devamla) – Bu niye oldu; çünkü, çok kanunu içerdi. Bu kanunlardan vazgeçebilir miydik; kanım odur ki, pek çok maddeden ve bazı kanunlardaki düzenlemelerden vazgeçebilirdik; ama, hepsini düzenleyelim, hepsini yapalım kaygısı bu tasarının bu şekilde düzenlenmesi sonucunu doğurdu. Dileğim odur ki, bu tasarı kanunlaşıp yayımlandıktan sonra, inşallah, bütün mükelleflerde kolay uygulanabilsin.

Bu tasarının görüşmeleri sırasında, Doğru Yol Partisi Grubu olarak, her madde üzerinde söz aldık; her madde üzerindeki görüşlerimiz, genellikle, teknik mahiyette oldu. Buna önem verdik; çünkü, vergi kanunu tasarısı üzerindeki tasarrufun yasama görevi olduğu bilinci içindeydik. Değerli arkadaşlarım, vergiyi koyma hakkı, vergiyi kaldırma hakkı Yüce Meclisindir. Doğru Yol Partisi Grubu olarak, bütün maddelerde, bütün hükümlerde, bütün tartışmalarda bu düşünce çerçevesinde hareket ettik ve bu tasarının kolay, mükemmel, nötr ve tarafsız olması konusunda hassasiyet gösterdik. Doğru Yol Partisi Grubu adına söz alan bütün konuşmacılar, tasarının, özellikle, teknik yönleri ve geneli üzerindeki açıklamalarını dile getirdiler, tasarının hükümlerini kişiselleştirmekten kaçındılar; çünkü, vergi, kişisel bir olay değil, toplumsal bir olaydır. Bu hususa da dikkat ettiğimiz kanaatindeyim.

Bu tasarının, Plan ve Bütçe Komisyonu ile Genel Kurulda çok fazla değişikliğe uğradığı kanaatini taşıyoruz. Keşke, vergi kanunu tasarısı gibi çok önemli bir tasarı, Hükümet nezdinde tartışılsa ve çok küçük değişikliklerle Parlamentomuzdan geçebilseydi. Doğru Yol Partisi olarak, bu yasa tasarısı, Parlamentoya geldikten sonra önerge vermemeye dikkat ettik. Tasarı görüşülmeden önce, bütün maddelerle ilgili önergelerimizi Meclis Başkanlığına verdik. Niçin; çünkü, önergelerle, ne düşündüğümüz, Hükümet tarafından incelenebilsin, Genel Kurul tarafından incelenebilisin istedik, buna da dikkat ettik. Doğru Yol Partisi Grubu olarak, Genel Kuruldaki görüşmelerde, bir saat sonrası için, hatta, bir gün sonrası için önerge vermekten kaçındık; ama, üzülerek ifade ediyorum ki, Plan ve Bütçe Komisyonundaki değişiklikler, özellikle alt komisyondaki değişiklikler bu Parlamentoda en çok tartışılan konu olmuştur. Hükümetin getirdiği maddelerde büyük tartışma yok. Genel Kurulumuz, Plan ve Bütçe Komisyonunun alt komisyonunda yaptığı değişiklikler üzerinde çok ihtilafa düşmüştür ve bu değişiklikleri, hangi partinin, hangi üyenin de getirdiği meçhuldür. Keşke, belli olsaydı! Keşke, alt komisyona gitmeseydi! Keşke, bu yasa, Plan ve Bütçe Komisyonunca çok değişikliğe uğramasaydı ve biz de, şu Genel Kurulda -işte, biraz önce gördünüz- bugünden yarına birtakım önergelerle, bu yasaya bu kadar müdahale etmeseydik!

Burada, özellikle kamuoyunu aydınlatma bakımından, bu yasanın üç hususuna dikkatinizi çekmek istiyorum.

Kurumlar Vergisi, Kurumlar Vergisinin uygulaması 2000 yılıdır değerli arkadaşlarım; çünkü, Kurumlar Vergisi, beyana dayanır. Kurumlar Vergisinde yapılan düzenleme, tarife indirimidir ve tarife indirimi de, bu yürürlük maddesine göre, 1999 gelirlerine uygulanacaktır. Sonuç, 2000 yılı.

Gelir Vergisi. Gelir Vergisinde, ücretlerle ilgili hükümler temmuzda uygulanacak; ama, yıllık beyanname veren esnaf, serbest meslek erbabı, ticaret erbabı, sair kazanç sahipleriyle ilgili hükümler ise, 1999 yılında elde edilen kazançlara uygulanacak ve bu kazançlar da, 2000 yılında beyan edileceği için, 2000 yılına ulaşacaktır.

Bu niye böyle olmuştur; Hükümet, bu yasayı -açış konuşmasında da ifade ettiğim gibi- Parlamentoya getirmekte gecikmiştir. Keşke, bu yasa 1997'nin sonunda çıkıp 31.12.1997'de yürürlüğe girseydi; Hükümet de, bu tasarının meyvelerini 1998 yılında toplayabilseydi!

Emlak Vergisi : Değerli arkadaşlarım, dikkatinizi çekmek istiyorum. Biraz önce kabul ettiğimiz önergeyle, Emlak Vergisinin uygulamasını,1998 yılında değil, 1999 yılına erteledik. Buna gerek var mıydı; bana göre gerek yoktu. Niye; 1998 yılında, Emlak Vergisi olarak, 12 milyon insandan alacağınız para 30 trilyondur; 3 bin vergi dairesiyle bunu tahsil edeceksiniz ve otuz bini, kırk bini aşkın, belediyelerin vergi dairelerinde çalışan insanlarla tahsil edeceksiniz. Bu 30 trilyonluk gelirin, bu personelin ücretlerini dahi karşılamadığını takdirlerinize sunmak istiyorum.

Peki, ne olacaktır: İki ay sonra, bu kanun çıktıktan sonra, beyannameyi götürecek vatandaş, bakacak; vergi dairesi diyecek ki: "İdarece tarhiyata gidiyorum, asgarî beyanın altında beyan ettin "veyahut" beyanını asgarî beyanın altında beyan edemezsin." Bunun anlamı şu: Ben, vergi oranlarını indirmiyorum. Yani, bu kadar teferruata girilmemesi lazımdı. Ne olurdu 30 trilyon alacağımıza 20 trilyon alsaydık? Yani, 10 trilyon, 12 milyon beyanname veren bir kitleyi ilgilendiren... Yüce Meclis, burada, teknik teferruata giren bu gibi düzenlemelere girdi.

Bir hususu, çok müspet bir nokta olarak kaydetmek istiyorum : Emlak Vergisinde, bu Parlamentodaki bütün grupların bir araya gelerek, asgarî beyan esasını tekrar yasaya koymaları ve bunu gerçekleştirmeleri, Yüce Meclis bakımından çok önemli bir husustur. Bu, Genel Kurulun yaptığı, bu tasarı üzerindeki en önemli tasarruftur.

Diğer bir tasarruf şudur: Gayrimenkul satımlarından elde edilecek gelirlerin vergilendirilmesinde, köy beyan defterine kaydedilen arazilerin satışlarında, Yüce Meclis -Hükümet tasarısına karşın- şunu demiştir: Ben, arazi alım-satımında spekülasyonu düşünmüyorum; belli bir süre, konut alım-satımında spekülasyonu düşünmüyorum. Bunlar, gerçekten, Yüce Meclisin önemli katkılarıdır; bütün grupların ittifakıyla bu hususlar olmuştur.

Ayrıca, idarî hükümlerde de, yine, gruplar, belli bir noktada anlaşabilmişlerdir. Bu da, Yüce Parlamentomuz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Doğan, toparlayalım lütfen.

ABDULLAH AYKON DOĞAN (Devamla) – Sayın Başkan, toparlıyorum.

Bu tasarının, olumlu tarafları var, sıkıntılı tarafları var; ancak, Sayın Biltekin Özdemir'in bir cümlesi var, bu cümleyle sözümü bağlıyorum "bu tasarıyla, kazanılmadan elde edilen, emek sarf edilmeden, yani, çalışmadan elde edilen kazançları vergilendirdik" diyor. Değerli arkadaşlarım, bir ekonomide, hiç kimsenin -emeklilik hariç- çalışmadan bir gelir elde etmemesi lazımdır. Bunu vergilendirmek maharet değildir. Esas olan, ekonomik sistemi öyle kuracaksınız ki, herkes, alın terinin karşılığını elde edecektir.

Bunu da belirttikten sonra, bu tasarının hayırlı olmasını diliyorum; Yüce Meclisi, saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Özdemir, Komisyonun konuşma hakkı bir defadır.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Cevap değil, Sayın Aykon Doğan'a, bir konuyu hatırlatacaktım.

BAŞKAN – Sayın Özdemir, onu, özel olarak aydınlatın.

Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Lutfullah Kayalar; buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar)

ANAP GRUBU ADINA LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; biraz önce, grupları adına konuşan değerli sözcülerin de ifade ettikleri gibi, Meclisimiz, belki de, tarihinde, kesintisiz, en uzun, bir kanun tasarısı üzerindeki görüşmelerini tamamlamak üzeredir ve Türkiye için hayırlı olmasını dilediğimiz vergi kanunlarında yapılan bu kapsamlı değişiklik, biraz sonra, inanıyorum ki, Yüce Meclisimizin değerli üyelerinin katkılarıyla kanunlaşacaktır. Ancak, henüz kanunlaşmadan önce, bu kanun tasarısının 6 ncı maddesiyle ilgili bir hususu, tekrar, Yüce Meclisin dikkatlerine arz etmek istemekteyim.

Bilindiği gibi, tasarının 6 ncı maddesiyle, 213 sayılı Kanunun 279 uncu maddesi yeniden düzenlenmiş bulunmaktadır. Gerçekten, bu tasarının her maddesi önemlidir; ama, bence, bu tasarı içerisinde 6 ncı maddenin, uygulamada ileriye yönelik olarak fevkalade neticeleri ortaya çıkacaktır. Bu maddeyle, çok önemli düzenlemeler yapılmıştır. Bu maddeyle, yani, Meclisimizin kabul ettiği 6 ncı maddeyle yapılan düzenlemede, daha önceden alınmış kamu kâğıtlarına, geçmişe yönelik olarak bir vergilendirme getirilmektedir. Bu konu üzerinde, acaba, özellikle bu yürürlük maddesinde yeniden bir düzenleme yapılabilir mi şeklinde bir görüşü, Yüce Meclise arz etmek istedim; çünkü, esasında, daha önceden alınmış olan kamu kâğıtlarına, geçmişe dönük olarak bir vergilendirme getirilmiştir, yorumu vardır; yani, bu maddenin anlaşılması konusunda bir sıkıntı vardır. Şayet bu yorum doğruysa, yani, daha önceden alınmış kamu kâğıtlarıyla ilgili olarak geçmişe yönelik bir vergilendirme getirildiği şeklindeki yorum doğruysa, yapılan bu düzenleme veya bu yorum, verginin ve özellikle de hukukun genel prensiplerinden olan geçmişe şamil olmama prensibine uyar mı; bu, doğru mudur sorusu akla gelmektedir.

Bir başka olay, ekonominin kendi dengeleri içerisinde bu kâğıtları almış olan vatandaşların veya birtakım kurumların, ileride böyle bir kanunun çıkacağını hesap etmeleri mümkün değildir. Böyle bir kanunun çıkacağını bilemedikleri için, kendi dengeleri içerisinde de bu kâğıtlarla ilgili bir maliyet hesabı yapılmıştır. Şimdi, sonradan böyle bir kanun çıkarılıp, eğer bunun geçmişe şamil olduğu yorumuna katılıyorsak, geçmişe şamil olduğunu kabul ediyorsak, acaba bu, bir anlamda devlet geleneklerine ve bir anlamda yürürlükteki mevzuata uygun mudur sorusu da, ayrıca akla gelmektedir. Dolayısıyla, devlete olan güveni, mevzuata ve kanunlara olan güveni de sağlayabilme açısından, tasarının 6 ncı maddesine münhasır olmak üzere, bu yürürlük maddesiyle ilgili olarak, acaba yeni bir düzenleme yapılabilir mi; bunu, Yüce Meclisimizin ve değerli gruplarımızın takdirine bir kez daha sunmak ve arz etmek istedim.

Şu ana kadar değerli sözcülerin de ifade ettikleri gibi, fevkalade kapsamlı olan, fevkalade önemli olan bu tasarı, Meclisimizdeki bütün siyasî partilerimizin -iktidarıyla muhalefetiyle- çok olumlu katkılarıyla ortaya çıkmıştır. Bu, Meclisimizin güzel bir başarı örneğidir. Özellikle, Meclise karşı bir anlamda bazı saldırıların olduğu dönemde, bu şekildeki bir çalışma da fevkalade güzel bir cevap olmuştur kanısını taşımaktayım; ama, inanıyorum ki, bu tasarının en önemli maddelerinden birisi olan 6 ncı madde üzerinde biraz önce arz etmeye çalıştığım sakıncaları, yürürlük maddesinden faydalanarak giderebilecek yeni bir düzenlemeye gidebilirsek, bu, bu tasarının daha iyi bir şekilde çıkmasını sağlayacaktır; bu kanaatimi de bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Çıkacak olan bu kanuna bütün Meclisimiz ve bütün gruplarımız sahip çıkacaktır. Burada yapılan konuşmalara herhangi bir cevap anlamında değil; ama, bir durumu tespit etme anlamında da bir cümleyle sözlerime son vermek istiyorum.

Değerli sözcülerden birisi, şu ana kadar yapılan birtakım uygulamalarda IMF'ye bu Hükümetin mahkûm olduğu şeklinde bir ifadeyi serdettiler. Bunun bir anlamda doğru olduğunu kabul etsek bile, acaba, şu hakkı teslim etmemiz gerekmiyor mu : 1983'ten sonra 1991'e kadar görev yapan Anavatan Partisi hükümetleri döneminde, daha önceden IMF kapılarına düşmüş olan Türkiye, IMF kapılarından kurtulmuş ve IMF ile olan hesabını ve dosyasını kapatmıştı, IMF kapılarından çıkmıştı. 1991'den sonra eğer Türkiye yeniden IMF kapılarına düşürülmüşse, bunu iyi bilmemiz lazım. Eğer bugün, IMF'ye bu Hükümet mahkûm oluyor derken bir tespitte bulunuyorsak, bu tespitin ne kadar doğru olduğunu ve vicdana sığdını da bir kez daha düşünmek mecburiyetimiz vardır.

Ben, biraz önce arz etmeye çalıştığım 6 ncı maddeyle ilgili hususların yeniden gözden geçirileceğine olan inancımı tekrar arz ediyor, çıkacak olan bu kanunun hayırlı ve uğurlu olmasını, yüce milletimize hayırlara ve uğurlara vesile olmasını niyaz ediyor ve Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kayalar.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Şahsı adına, Sayın Emin Kul?..

EMİN KUL (İstanbul) – Konuşmayacağım.

BAŞKAN – Sayın Hadi Dilekçi?.. Yok.

Sayın Çetin Bilgir?..

ÇETİN BİLGİR (Kars) – Konuşmayacağım.

BAŞKAN – Sayın Veysel Candan?..

VEYSEL CANDAN (Konya) – Konuşmayacağım.

BAŞKAN – Sayın Cevat Ayhan, buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

ŞADAN TUZCU (İstanbul) – Cevat Bey, kısa olsun.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; sizi sıkmak için gelmedim. Ben, tabiatım icabı, lüzumsuz da konuşmam; faydalı olacak şeyi söylerim.

Bu tasarıda mühim hatalar teselsül etmektedir, onları burada zikredip, düzeltilebilecek bir noktayı da dikkatlerinize arz edeceğim.

Benden önce konuşan değerli eski bakanımızın da temas ettiği noktalar var, benim söyleyeceğim şunlardır: Bu tasarıda, yatırım indiriminde haksızlık yapılmaktadır, KOBİ'lere haksızlık yapılmaktadır, onu bilahara arz edeceğim; ama, özellikle söylemek istediğim, burada düzeltilebilecek olan bir husus var. Nedir o; çerçeve 54 üncü maddedeki geçici madde 50'de, yatırım indiriminin getirdiği lehte hükümlerden, 1 Ocak 1999'dan önce, yani 1996'da, 1997'de, 1998 yılı içinde yatırım teşvik belgesi almış olan firmalar faydalanamıyorlar. Nedir burada bariz olan fark; yeni getirilen hükme göre, ek madde 1'de -Gelir Vergisi Kanununda- 1999'da, 2000'de yatırım yapacaksanız, önceki yılın bilançosundan yatırım için fon ayırıyorsunuz. Diyelim ki, 1 Ocak 1999 tarihinden sonra teşvik belgesi aldıysanız, 2000 yılında yapacağınız 5 trilyon liralık yatırım harcaması için bilançonuzda matrah müsait ise, 5 trilyonu ayırıyorsunuz, vergi matrahından düşüyorsunuz, vergisini ödemiyorsunuz ve faizsiz kredi olarak kullanıyorsunuz. Kim bu haktan faydalanıyor; 1 Ocak 1999'dan sonra teşvik belgesi alanlar. Bu, çerçeve 54 üncü maddenin geçici 50 nci maddesine göre böyle.

Şimdi, bir yatırımcı, 1 Ocak 1999 tarihinden önce 1998, 1997, 1996 yıllarında yatırım teşvik belgesi almış; trilyonlarca, yüzlerce milyarlık yatırım yapmış; daha trilyonlarca, yüzlerce milyarlık yatırım yapacak, ona bu imkânı vermeyeceksiniz; ama, onun rakibine, 1 Ocak 1999 tarihinden sonra, dört sayfalık yatırım teşvik belgesini aldı diye, faizsiz, trilyonlarca liralık parayı fon olarak ayırma imkânını vereceksiniz. Bu, haksızlıktır; bunun düzeltilmesi lazım. Yürürlük maddesinde bu düzeltilebilir.

Bu düzeltmeye -ifade ediyorum- Komisyon Başkanımız taraftardır. Ben, grup başkanvekili arkadaşlarımıza da ifade ettim; Anavatanlı, bu işten anlayan arkadaşlara da ifade ettim; bunun, burada düzeltilmesi lazım.

Sayın Bakan, buna rıza göstermemekte ve 1.1.1998'e geri çekmektedir; ama, 1998 yılından önce yatırıma başlamış firmalar var, binlerce yatırım var; onlar ne olacak; bunların hepsi, gelip kapınıza dayanacak. Bu konu, Anayasa Mahkemesine gidecek, eşitsizlikten, rekabeti bozduğundan, iptal edilecek ve bu, bir haksızlık olacak. Bunu düzeltmek için firmalar ne yapacaklar; ek madde 5'e göre yeniden şirket kuracaklar; mevcut şirketlerinin yatırım indiriminden faydalandığı kısımları cezalı olarak ödeyecekler ve o yapılmış yatırımları yeni şirkete devredecekler. Ek madde 5'in (a) ve (b) bentlerine bakarsanız, bunu düzenliyor. Böylece, binlerce yeni şirketin fuzulen kurulmasına, birsürü yatırımcının fuzulen para ödemesine sebep olunacak. Bu, zulümdür, haksızlıktır.

Sayın Bakan ifade etti, çekindiği nokta şu: "Efendim, ben bunu değiştirirsem, birilerini himaye ediyor diye görünürüm." Hayır, burada himaye yoktur. Eğer KOÇ'un yapacağı yatırımı kastediyorsa, KOÇ, zaten yatırım yapmadı, aldığı teşvik belgesini atar çöpe; gider, 1 Ocaktan sonra müracaat eder, yine faydalanır bundan; ama, fiilen kazmayı vurmuş, bina yapmış, makine almış, harcama yapmış olan firmalar, burada zarara uğrayacaklar; bunun düzeltilmesi lazım. Teşvik tarihinde de, kanunlarda da bu hep böyledir. Kanunların lehte olan hükümlerinden vatandaşlar, kurumlar faydalanırlar; bütün teşvik tarihinde, daima, usul böyledir. İşte, Yıldırım bey burada, Ekrem bey burada, Ertan bey burada, sorun; yani, biz burada, Ahmet, Mehmet için konuşmuyoruz. Anayasa Mahkemesine gidecek ve binlerce firmayı zulme, haksızlığa maruz bırakacak ve israfa sebep olacak; yeni, naylon şirketler kuracak, ona devredecek, bir sürü formaliteye girecek... Üzerinde tekrar düşünmekte fayda var. Bundan, Bakanımıza da bir leke gelmez; geliyorsa, önce bana gelsin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Ayhan, lütfen, toparlayalım.

CEVAT AYHAN (Devamla) – Bitiriyorum, teşekkür ederim.

Açık seçik bir meseleyi önünüze koyuyorum; yani, hatanın neresinden dönülse fayda vardır. Tabiî, bu kanun tasarısının Genel Kurulda müzakeresinde, zaman zaman siyasî tansiyon yükseldi; burada, şunu söyledik bunu söyledik; ama, makul düşünmeye mecburuz. Kanunlar, bizden sonra da uygulanacak, gelecek hükümetler döneminde de uygulanacak ve 65 milyonun hizmetine girecektir; doğruyu yapmak, hatadan dönmek de fazilettir.

Ben, bunu dikkatinize arz edeyim dedim; hepinizi hürmetle selamlıyorum. (FP, ANAP, DYP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ayhan.

Sayın Ertan Yülek...

İ. ERTAN YÜLEK (Adana) – Konuşmayacağım.

BAŞKAN – Sayın Saffet Benli...

SAFFET BENLİ (İçel) – Konuşmayacağım.

BAŞKAN – Madde üzerindeki müzakereler tamamlanmıştır.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, konuyla ilgili olarak Sayın Ayhan'la konuşmamız sırasında, biz, yatırım indirimiyle ilgili uygulamanın, geçmişe dönük olarak herhangi bir kişiye, herhangi bir gruba çıkar sağlamadığını kanıtlamak için, bu maddenin yürürlük tarihini göstermiştik. Bu konuda, bu kürsüden, defalarca konuşma yapıldı. Her defasında biz dedik ki, yatırım indirimiyle ilgili uygulamalar, endeksleme, 1.1.1999 tarihinden sonra yapılacak yatırımlara uygulanacaktır. Bu tartışma, bu Mecliste çok fazla yapıldı. Eleştirilmesi aşamasında, geçmişteki yatırımların veya mevcutlardan birisine avantaj sağlandığı iddialarına karşı sürekli olarak dile getirilen konu bu idi. Doğal olanı, endekslemeyle ilgili uygulamalarda da eğer yatırım indirimiyle ilgili uygulama, teşvik belgesi 1998 yılı içerisinde alınmışsa, 1998, 1999 ve devam eden yıllarda da yapılacaktır zaten, bu uygulama vardır. Ancak, daha eski yıllara veya daha geçmiş yıllara gidilmesi bu açıdan bazı sakıncalar yaratacaktır, olay tamamen Meclisin takdirindedir, herkesin önünde yapılan bir tartışmadır. Hangi suçlamanın hangi nitelikte yapılıp da, daha sonradan, bu suçlamalar yanlış olmuş, şeklindeki ifadelere katılıyorsanız, biz de Hükümet olarak katılırız. Ancak, bir taraftan çok ağır olarak suçlayıp, arkasından "daha önceki suçlamalarımız yanlış olmuş, buradaki uygulama konusundaki eleştirilerimiz yanlış" derlerse, sizler de katılırsanız, ben bunu Meclisin takdirine bırakırım. Ancak, onun ötesinde hem suçlayıp hem de arkasından "bu konuda düzenleme yapın" denilmesi karşısında, Hükümet olarak katılma buna olanağımız yoktur değerli milletvekilleri.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Madde üzerinde 5 önerge vardır, geliş sırasına göre 4 ünü okutup, işleme koyacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmekte bulunduğumuz 626 sıra sayılı kanun tasarısının 87 nci maddesinin (c) bendindeki 50 nci maddenin (c) bendinden çıkarılarak aynı maddenin (a) bendine alınmasını arz ve teklif ederiz.

İsmail Özgün Cevat Ayhan Ertan Yülek Balıkesir Sakarya Adana

Altan Karapaşaoğlu Hüseyin Olgun Akın Zülfikar Gazi Bursa Ordu Çorum

Hasan Hüseyin Öz Yaşar Canbay Fikret Karabekmez Konya Malatya Malatya

Yakup Budak Adana

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının 87 nci maddesinin (c) bendinde yer alan "5 numaralı fıkranın (a), (b), (c), (d) ve (f) bentleri" ibaresinin bu bentten çıkarılarak aşağıdaki (ı) bendi olarak düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.

"ı) 82 nci maddenin 5 numaralı fıkrasına (a), (b), (c), (d) ve (f) bentleri 1.1.2000 tarihinde,"

Yalçın Gürtan İhsan Çabuk Fikret Uzunhasan

Samsun Ordu Muğla

Güven Karahan Halil Çalık

Balıkesir Kocaeli

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının 87 nci maddesinin (c) bendinde yer alan "5 numaralı fıkranın (a), (b), (c), (d) ve (f) bentleri" ibaresinin bu bentten çıkarılarak aşağıdaki (ı) bendi olarak düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.

"ı) 82 nci maddenin 5 numaralı fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (f) bentleri 1.1.2001 tarihinde"

Yalçın Gürtan İhsan Çabuk Fikret Uzunhasan Samsun Ordu Muğla

Güven Karahan Halil Çalık Balıkesir Kocaeli

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi okuyacağımız son önerge, aynı zamanda en aykırı önergedir; dolayısıyla, okunduktan sonra, aykırılık gerekçesiyle hemen işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 87 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Metin Bostancıoğlu Ali Ilıksoy Tamer Kanber Sinop Gaziantep Balıkesir

Mehmet Yaşar Ünal Mustafa Karslıoğlu Uşak Bolu

Yürürlük

Madde 87.– Bu Kanunun,

a) 34 ve 35 inci maddeleri, 62 nci maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanununa eklenen geçici 15 inci madde, 81 inci maddenin (C) fıkrasının 3 ve 4 numaralı bentleri, 82 nci maddenin 3 numaralı fıkrasının (a) ve (n) bentleri ile 6 numaralı fıkrasının Emlak Vergisi Kanununun 10 ve 20 nci maddelerine ilişkin hükümleri 1.1.1998 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

b) 6 ncı maddesi 31.12.1998 tarihinde,

c) 2, 9, 10, 11, 14, 15, 17, 18, 22, 24, 25, 26, 30, 31, 32, 33, 36, 37, 40, 41, 42, 43, 46, 49, 50, 52, 53, 55, 56, 61, 76 ve 79 uncu maddeleri, 12 nci maddesiyle Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesine eklenen 8 ve 10 numaralı bentler, 20 nci maddesiyle Vergi Usul Kanununa eklenen geçici 21 ve 22 nci maddeler, 39 uncu maddesinin Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının 5 numaralı bendini değiştiren hükmü, 48 inci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 6 numaralı bendine eklenen (c) alt bendi, 62 nci maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanununa eklenen geçici 16 ncı madde, 70 inci maddesiyle değişik Emlak Vergisi Kanununun 32 nci maddesinin cezaya ilişkin hükmü, 81 inci maddenin (A) fıkrasının 1, 2, 3, 4, 5, 7, 8 10, 11, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 26 ve 27 numaralı bentleri, (B) fıkrasının 1 ve 3 numaralı bentleri, (C) fıkrasının 1, 2, 5, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 15, 16, 17 numaralı bentleri, (D) fıkrasının 3, 4, 5, 6 numaralı bentleri, (E) fıkrasının 1 numaralı bendi,(F), (J) ve (L) fıkraları, (M) fıkrasının 1 numaralı bendi, (N) fıkrasının 2 numaralı bendi ve (O) fıkrası, 82 nci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (b) bendi, 2 numaralı fıkrasında yer alan 6183 sayılı Kanunun 38 inci maddesine ilişkin hükmü, 3 numaralı fıkrasının (c), (d), (h), (i), (k), (l), (m), (o), (p), (r), (s), (t), (u) ve (v) bentleri, 4 numaralı fıkrasının (b), (c), (d), (g) ve (h) bentleri, 5 numaralı fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentleri, 6 numaralı fıkrasının Emlak Vergisi Kanununun 35 inci maddesine ilişkin hükmü, 7 numaralı fıkrası 1.1.1999 tarihinde,

d) 57 nci maddesi, 39 uncu maddesinin Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının 4 numaralı bendini değiştiren hükmü, 48 inci maddesinin Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının 6 numaralı bendinin (b) alt bendini değiştiren hükmü, 1999 hesap dönemi kurum kazançlarından başlamak üzere, 1.1.1999 tarihinde,

e) 59, 60, 63, 71, 72, 78 inci maddeleri, 62 nci maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanununa eklenen geçici 14 üncü maddesi, 73 üncü maddesiyle değişik Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 16 ncı maddesinin son fıkrası hükmü, 81 inci maddesinin (E) fıkrasının 3 ve 4 numaralı bentleri, (G) fıkrası ve 82 nci maddenin 5 numaralı fıkrasının (e) bendi bu Kanunun yayımını izleyen aybaşında,

f) 27, 38, 44 ve 45 inci maddeleri, 1998 yılı gelirlerine de uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

g) 47 ve 51 inci maddeleri, 1.1.1999 tarihinden itibaren verilen beyannameler için uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

h) 81 inci maddesinin (C) fıkrasının 6 numaralı bendi, 1.1.2000 tarihinden sonra elde edilen kâr paylarına uygulanmak üzere, yayımı tarihinde,

i) 81 inci maddenin (D) fıkrasının 2 numaralı bendi, 1.1.2000 tarihinde,

j) 16 ncı maddesi 1.1.2003 tarihinde,

k) 18 inci maddesi, uzlaşma kapsamına giren cezalarla ilgili hükümleri 31.12.1998 tarihinden sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin tarhiyatlardan başlatılmak üzere 1.1.1999 tarihinde,

l) 30 uncu maddesiyle değiştirilen Gelir Vergisi Kanununun ek 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmü 1.1.1998 tarihinden itibaren alınan yatırım teşvik belgeleri kapsamında yapılan yatırım harcamaları için geçerli olmak üzere, yayımı tarihinde,

m) 48 inci maddesinin Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 8, 9 ve 14 numaralı bentlerini değiştiren hükmü, vadesiz hesaplara ödenecek faiz ve kâr paylarıyla, bu kanunun yayımı tarihinden itibaren açılan veya vadesi bu tarihten sonra yenilenen hesaplara ve menkul kıymetlerin geri alım veya satım taahhüdü ile bu kanunun yayımı tarihinden itibaren, iktisap veya elden çıkarılması işlemleri dolayısıyla, bu tarihten sonra sağlanan menfaatlara uygulanmak üzere, yayımı tarihinde,

n) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,

Yürürlüğe girer."

BAŞKAN – Komisyonun görüşünü alalım.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Uygun görüşle, Genel Kurulumuzun onaylarına sunuyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükümetin görüşünü alalım.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, yasa görüşmelerinin gecikmesi nedeniyle, bazı maddelerinin 1.1.1998 tarihinde... Bunlar tamamen lehe olan, özellikle küçük çiftçilerin, 1998 yılında, daha önce artırılamayan hadler nedeniyle mağdur olmaması için getirilen hükümlerdir. Bu grupta olanlar 1.1.1998 tarihinde; genel olarak, hükümlerinin büyük bir kısmı 1.1.1999 tarihinde; ancak, yılı içerisinde belirli düzenlemeler yapılması gerekenler, yayımı tarihinde; bazıları da yayımını izleyen aybaşı şeklinde düzenlenmiştir.

Neredeyse yılın yedinci ayını bitirecek konumda olmamız, bu kadar karmaşık şekilde ifade edilen, bu kadar ayrıntılı düzenleme yapmamıza neden olmuştur. Aksi takdirde, Sayın Doğan'ın belirttiği gibi, çok kısa bir yürürlük maddesiyle bunu geçiştirmek mümkün olurdu; ancak, bu zorunlu hale gelmiştir.

O nedenle, katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükümetin, yasa görüşmelerinin gecikmesi nedeniyle katıldığı ve Komisyonun uygun görüş belirttiği önergeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Diğer, 3 önergeyi, kabul edilen bu önerge doğrultusunda işleme koyma olanağım kalmamıştır.

Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Basılı metindeki 88 inci son maddeyi, 87 nci madde olarak okutuyorum :

Yürütme

MADDE 87 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Algan Hacaloğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar, DSP sıralarından alkışlar [!])

CHP GRUBU ADINA ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yürütme maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum; Cumhuriyet Halk Partisi adına hepinize saygılarımı sunuyorum.

Bazı arkadaşlarımın tepki koyduğunu görmekteyim. Dört aydır, alt komisyon, Komisyon ve Mecliste Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, bu yasayla iç içeyiz.

AYHAN GÜREL (Samsun) – Tasarıyı, tasarıyı!..

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, bütün dikkatimiz ve özenimizle, bu yasayı iyileştirmek için çaba içerisinde olduk. Bu yasayı, şu anda geldiği noktada, içime sindirmekte çok zorluk çektiğimi belirtmek istiyorum.

Doğaldır, siyasette, siz, erk noktasında değilseniz, sizin dünya görüşünüzün öngördüğü düzenlemelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisinden aynen geçmesini bekleme hakkınız yoktur; ancak, siyaset sabırdır, siyaset uzlaşmadır, diyalogtur.

Cumhuriyet Halk Partisi, bu Hükümetin kuruluşuna destek verdi ve bu desteğini, her kademede defaatle dile getirdi. Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı ile Hükümetin Başbakanı defaatle bir araya geldiler ve bazı konularda mutabık kaldılar. Mutabakatlar siyasette önemlidir. Eğer mutabakatların gereği yapılmamaya başlanırsa, eğer verilen sözlerin gereği yerine getirilmemeye başlanırsa, orada güvensizlik doğar, orada giderek istikrarsızlık oluşmaya başlar, orada kamplaşma oluşmaya başlar.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, bu yasa tasarısına olumlu oy vereceğimizi ilk günden ifade etmiştik. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, dünya görüşümüzün gereği olarak, sosyal demokrat bir parti olarak, bu yasa tasarısının temel eksikliği olan, emekçilere, çalışanlara, memurlara yönelik yetersiz düzenlemeleri daha ileri bir aşamaya taşıma arzusunu dile getirdik. O nedenle, bu yasa tasarısının özünde, diğer kesimlere yönelik olarak açılmış olan olanakların, bir ölçüde emekçi kesimlere de sağlanabilmesi için üç temel öneri getirdik.

Bunlardan biri, ücretliler ile ücretdışı olanlar için ayrı vergi tarifeleri getirilmesiydi; bu, reddedildi. Bunu bir başka şekilde, bir başka amaçla Hükümet getirdi; ama, ne zamana kadar; yıl sonuna kadar.

İkinci temel önerimiz, emekçiler, çalışanlar için öngördüğümüz farklı tarife içinde altgelir gruplarının vergi oranlarının en altta olanlar için yüzde 3'lere, genelinde memurlara yüzde 10 düzeylerine kadar çekilmesi idi; yani, Türkiye'de az kazananın az, çok kazananın çok vergi vermesini gerçekten uygulamaya dönüştürecek bir yaklaşımdı. Buna yönelik önerilerimizden birkaçı, bu Yüce Meclis çatısı altında Hükümeti destekleyen partilerin oylarıyla reddedildi; ama, bir başka önerimiz vardı; özünde, sonuçları itibariyle, şimdi belirttiğim öneri kadar önemli de değildi; fakat, Sayın Mesut Yılmaz, Sayın Baykal'a söz vermişti; bir araya gelmişler, kabul etmişlerdi. Neydi bu...

YAVUZ KÖYMEN (Giresun) – Sayın Başkan, ne üzerine konuşuyor, ne üzerine?..

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Neydi bu; sağlık ve eğitim giderlerinin ücretliler için, aylık bazda, vergi matrahından düşülmesini -tabiatıyla, bunun limiti, aylık gelirleriyle sınırlı olarak- ücretdışı kesim için ise, sağlık ve eğitim giderlerinin yüzde 30'unun yıllık bazda vergi matrahından düşülmesini öngören iki ayrı önergeyi, bu yasa tasarısının iki ayrı noktasında sizlere sunduk. Bunlar bizim Partimizi ilgilendiren önergeler değildi; bunlar Türkiye'nin milyonlarca insanının en temel iki hakkı olan, yani eğitim ve sağlık haklarının kallanılmasında bir nebze yurttaşlarımızı rahatlatabilmek amacıyla verilmiş önergelerdi. Tabiatıyla, sosyal devlet, yurttaşlarına sağlık ve eğitim hizmetlerini eksiksiz vermekle mükelleftir; ama, ne yazık ki, 1980'li yıllardan günümüze değin çökertilmekte olan sosyal devletin geldiği nokta itibariyle, böyle bir düzenleme, Türkiye'de, insanlarımızın önemli bir bölümüne nefes aldırma fırsatını verecekti. Ortada, verilen söz vardı; ama, ne yazık ki biz, bu sözü, Hükümete dinletemedik. Hükümet adına burada temsil eden makam katılmadı, komisyon katılmadı ve buradaki irade reddetti. Sonra, bunu, değişik bir geçici maddeyle bir daha getirdik. Biraz evvel, burada, Hükümetin birkaç geçici maddesi kabul edildi; ama, ne yazık ki, bizim bu konuda getirdiğimiz geçici maddeler de reddedildi.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Sen de ret oyu ver.

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, vergi, parlamentonun özüdür; vergi, refahın paylaşımının aracıdır. Bizim de amacımız, doğal olarak, birçok olumlu düzenlemeleri de içermekte olan, buna karşın, ülkemizde, eşitliğin sağlanması, enflasyonun kontrol altına alınması, tekelleşmenin azaltılması, rekabet koşullarının geliştirilmesi konusunda duyarsız olan -altını çiziyorum, zamanım yok, maddelere inmeyeceğim- bu vergi yasa tasarısının olumlu tarafları olduğunu da bildiğimiz için ve biz iktidarda olmadığımız için, yani, bu, bir sosyal demokrat iktidarın yasa tasarısı olmadığı için, başta verdiğimiz sözün gereğini yerine getireceğiz; ama, inanıyorum ki, özellikle DSP milletvekili arkadaşlarımın, şu söylediklerimden alacakları bir ders olması gerekir.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Ders, oyla olur.

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Eğer, biz, bu ülkede, emeğin...

MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Emek kim, siz kim!

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – ...çalışanların, ezilenlerin, sosyal devletin, sosyal demokrasinin gelişmesini destekliyorsak, bazı yerlerde, farklı partilerde de olsak, buluşmamız gerekir. Ne yazık ki, bunu burada sağlayamadık.

Ben, bu yasa tasarısının, bu haliyle dahi olsa, hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Veysel Candan...

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Konuşmayacak Sayın Başkan.

BAŞKAN – Konuşmuyorsunuz...

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Sayın Başkan, ben söz istiyorum.

BAŞKAN – Efendim, grup başkanvekiliniz konuşulmayacağını beyan ediyor.

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, Sayın Ayhan konuşacak.

BAŞKAN – Fazilet Partisi Grubu adına Sayın Cevat Ayhan; buyurun. (FP sıralarından alkışlar, DSP sıralarından gürültüler)

Sayın milletvekilleri, grup başkanvekilleri işaret buyurdular; benim yapacağım bir şey yok.

Sayın Ayhan buyurun.

FP GRUBU ADINA CEVAT AYHAN (Sakarya) – Biz, birbuçuk aydan beri, burada, sizinle beraber çalışıyoruz. Bu son konuşmaları da sabırla dinleyeceğinize inanıyorum. Meclis, arkadaşlarımız ve kanun tasarısı için hep faydalı olan şeyleri söylemeye çalışıyoruz. Yüzünüzü ekşitseniz de konuşacağım, tebessüm ve rahatlıkla karşılasanız da konuşacağım; bu benim hakkımdır, hakkımı kullanacağım. (DSP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen müdahale etmeyin.

CEVAT AYHAN (Devamla) – Biraz önce yürürlük maddesindeki konuşmama, muhterem Bakanımız, verdiği cevapta "kanunun başından beri çok ağır tenkitlere maruz kaldık, birilerine bir menfaat sağlıyormuşuz iddiası ortaya konuldu" dedi. Biz böyle bir iddiada bulunmadık; ama, bu kanun tasarısında da yanlış olan şeyleri söyledik. Biraz önceki konuşmamda da bunu söyledim ve düzeltilmesi gerekir dedim. Heyeti umumiyede katılanları da gördüm; ama, düzeltmek mümkün olmadı. Biz, bu kanun tasarısında yanlış olan şeyleri hep söyleyeceğiz, bundan sonra da söyleyeceğiz, seçmene de söyleyeceğiz.

Yatırım için 250 milyon dolar sınırı getirirseniz, bu haksızlıktır, rekabeti bozar. Siz kapasite koyabilirsiniz, maddelerde de arz ettik biz bunu. Biraz önceki konuşmamda arz ettiğim hususu, ben, 50 nci maddenin müzakeresinde de arz ettim; dikkate alınmadı. Asıl, Hükümeti ve kanunu çıkaranları -biz, bu tasarıya karşıyız; aleyhte, oyumun renginde de ifade edeceğim- zan altında bırakacak olan, 250 milyon dolarlık yatırımdır.

Niye, izah edeyim: Benim otomobil fabrikam var, sizin falan fabrikanız var. Siz, dersiniz ki, 200 bin kapasiteye, 1 milyon buzdolabı kapasitesine -beyaz eşyaya- çıkarsanız, size, yüzde 200 teşvik vereceğim. Ne demek: O zaman, benimki 600 bin kapasiteliyse, 1 milyona çıkarmak için, ek 50 milyon, 100 milyon dolar yatırım yaparım, o kapasiteyi tuttururum veya ihracat şartını koyarsınız, onu sağlarım, o teşvikten faydalanırım.

Ama, teşviklerde para şartı konulmaz; geçmiş teşviklere bakın, hep, kapasite şartı vardır. Mesela, Anavatan Partisi Hükümetleri zamanında konulmuş otomotiv sanayiiyle ilgili teşviklere bakın, orada "100 bin otomobil imal etmek üzere" der. Öbürünün 30 bin kapasitesi varsa, 70 bin ilave kapasitesi için 150 milyon dolar yatırım yapar, 50 milyon dolar yatırım yapar, o optimal hedefe yaklaşır, onu tutturur veya sayı olarak ihracat şartı koyarsınız, o ihracatı sağlayacak kalite ve kapasiteyi sağlayacak yatırımı yapar. Sıfırdan başlayacak olan 300 milyon dolarlık yatırım yapar, mevcut tesisini 100 milyon dolarla o kapasiteye getirir. Adil olan budur, doğrusu budur; ama, maalesef, çok değerli Maliye erkânı, bu teşviklerle ilgili olan hükümleri yanlış yazdı. Biz, burada, bunları ifade etmek istedik. Böyle yazarsanız, zan altında kalırsınız; ama, benim teklif ettiğimde, değerli Maliye Bakanımız "siz, çok tenkit ettiniz, şimdi, nasıl bunu geri alırız” dedi. Biz, geri almıyoruz, tenkitlerimizi aynen söylüyoruz.

Burada yapılan yanlışlık şu: 1996, 1997 ve 1998'de, Türkiye'nin şurasında burasında, şu veya bu kapasitede, binlerce teşvik belgesi almış yatırımcı var; bunların hepsine diyorsunuz ki: Arkadaş, sen, bu kanunun getirdiği, müteakip yılda yapacağın yatırım için fon ayıramazsın; 1.1.1999'da teşvik belgesi alırsa, istediği kadar -matrahı müsaitse, yatırımı müsaitse- parayı, trilyonları faizsiz olarak bir yıl kullanacak; ama, sen kullanamazsın. İşte, burada eşitsizlik var, haksızlık var. Biz, bunu söyledik değerli arkadaşlar.

Konuştuğumuz maddede ne deniliyor: "Bu kanunu Bakanlar Kurulu yürütür." Bir hükümet, bir kanunun özüne, uygulamasına böyle yaklaşırsa, o zaman bu kanunu bu Bakanlar Kurulu yürütemez, seçimden sonra gelecek olan hükümet de bunu değiştirir. Ahmet'in, Mehmet'in meselesi değil bu; hak, adalet meselesidir. Onun için, bu dengeyi bozma hakkımız yok diye ifade ettim. Bu düzeltmeyi yaparsanız -yine de müsaittir, yapabilirsiniz, tekriri müzakereyle dönülür, düzeltilir- doğru yapmış olursunuz; yapmazsanız, haksızlık olur diye arz ediyorum.

Teşekkür ederim, hepinizi hürmetle selamlarım. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ayhan.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Şahsı adına Sayın Emin Kul?.. Yok.

Sayın Çetin Bilgir?.. Yok.

Sayın Hadi Dilekçi?.. Yok.

Sayın İsmail Özgün?.. Yok.

Sayın Cevat Ayhan?.. Yok.

Sayın Saffet Benli?.. Yok.

Sayın Ersönmez Yarbay?.. Burada.

Buyurun.

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizden özür dileyerek, gecenin bu geç saatinde beş dakikanızı almak istiyorum.

rütme maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu madde üzerinde özellikle söz aldım; çünkü, bu kanunu Bakanlar Kurulu yürütür. Bakanlar Kurulundan da Maliye Bakanı yürütür; Maliye Bakanı da memurlarıyla yürütür. Ancak, bu Hükümetin bir şanssızlığı var; maalesef, Bakanlar Kurulu, memurlara, yüzde 90 enflasyon olduğu halde, sadece yüzde 20 zam yaptığı için, Bakanlar Kurulu ile memurların arası barışık değildir. O sebeple, Hükümet, ilk önce, bu kanunu uygulamak için memurlarla bir an önce barışmalıdır ve yüzde 90 enflasyonun olduğu bir ortamda yüzde 20'lik bir zamla memurları aldatmaya da kalkmamalıdır. Memurlar, bugün sokaklarda yalınayak yürüyorlar, türlü türlü eylemler ortaya koyuyorlar; onun için, bu kanunun başarılı bir şekilde uygulanması için memurlarla Hükümetin barışması gerekiyor. Bu, ön şarttır.

Diğer bir konu, tabiî, özellikle Maliye Bakanlığını ilgilendiren bir konu var. Maliye Bakanı da Maliye personeliyle barışık değildir. Çünkü, geçen sefer ben burada konuşurken, Maliye Bakanımız, personelle ilgili konuları dile getirdiğim zaman "yalan söylüyorsunuz" diye bir ifadede bulunmuştu. Zabıtları aldım, kendisine de yakıştıramadım; çünkü "yalan söylüyorsunuz" diye bir cevap olmaz. Bir konuşma yapıldığı zaman, bir milletvekili konuştuğu zaman, ona "yalan söylüyorsun" diye cevap verilmez; çıkılır, hangisi yalansa, kamuoyu önünde açıklanır, izah edilir, biz de doğrusunu öğrenmiş oluruz. O sebeple, bu ifadeyi kendisine yakıştıramadığımı ifade etmek istiyorum.

Maliye Bakanı, her şeyden önce bütün kurumu kucaklamalıdır. Bütün kurumu kucaklamadığı müddetçe Maliye Bakanı başarılı olamaz. Maliye Bakanlığında kurum milliyetçiliği yapılıyor. Belki, Maliye Bakanının geldiği kurumdan dolayı bu böyle; ama, bu kurum milliyetçiliğinden vazgeçilmeli, Maliye Bakanlığı personeli arasında eşit davranılmalıdır.

Bir diğer konu... Efendim, Refahyol döneminde çok personel kıyımı oldu deniliyor idi. Bakın, kararnameler burada. Birincisi, Refahyol Hükümetinin kararnameleri, 17 değişiklik olmuş; ikincisi de 55 inci Hükümetin, Sayın Bakanın kararnameleri, burada da tam 81 tayin olmuş. Yani, ben, geçen sefer, beş kat memur kıyımı oldu dedim, Sayın Bakan "yalan söylüyorsun" dedi. İşte kendisi burada ve kararnameler de burada... Teker teker baştan sona her şey değiştirilmiş.

Yine, Malî Suçları Araştırma Kurulu... Bakın, geçen sefer de söyledim; burada isimleri de var; isterse isimleri kendisine takdim ederim. Malî Suçları Araştırma Kurulunun hizmetçileri bile değiştirilmiş. Diğerlerini bir tarafa bırakalım, uzmanları, başkanı, şunu bunu bir tarafa bırakalım, hizmetçileri bile değiştirilmiş, veri hazırlama uzmanları değiştirilmiş.

Ayrıca, tabiî, bu Malî Suçları Araştırma Komisyonu üzerinde özellikle duruyorum. Gelen hükümet, Cumhuriyet Hükümetidir, herkesi kucaklamak zorundadır. 54 üncü Hükümet zamanında 17 tayin yapılmış, 17'si de görevden alınmış; ama, yetmemiş, Anavatan Partisinin tayin ettiği 80 bürokrat da -burada eski Maliye Bakanları da var- görevden alınmış. Dolayısıyla, bu kanunun başarılı bir şekilde uygulanması için, bir defa, Maliye Bakanımızın, her şeyden önce, kurum milliyetçiliğinden vazgeçmesi, malî personel arasında adaletli davranması ve memurlarla, maliyecilerle mutlaka barışması gerekiyor; artık, bu işte böyle hizmetçilerle falan uğraşılmaması gerektiğini de, hep beraber 2000'li yıllara girerken öğrenmemiz gerekiyor.

Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısı, tabiî, mutlaka önümüzdeki günlerde, zaman içerisinde aksayan maddelerinin değiştirilmesi için, Meclise yine gelecektir. Ancak, bu haliyle de, yine de milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor ve hepinize hayırlı geceler diliyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Madde üzerinde bir önerge vardı; sahipleri tarafından geri çekildi.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir; ancak, tasarının tümünün açık oylamasına geçmeden önce, İçtüzüğümüzün 86 ncı maddesine göre, bir lehte, bir aleyhte olmak üzere son sözleri vereceğim.

Lehte söz talebinde bulunan sayın milletvekilleri; Sayın Emin Kul ve Sayın Bedri İncetahtacı.

Aleyhte söz talebinde bulunan sayın milletvekilleri; Sayın Cevat Ayhan ve Sayın Lütfü Esengün.

Sayın Emin Kul, lehte söz talebi için; buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar)

EMİN KUL (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 626 sıra sayılı kanun tasarısının tümü üzerindeki kişisel görüşlerimi, 17 Haziran 1998 günü, 103 üncü Birleşimin Dördüncü Oturumunda arz etmiştim.

Tasarının tümünün oylamasına geçmeden önce, oyumun rengine esas olacak görüşlerimi arz etmeden sizleri saygıyla selamlıyorum.

Gelir ve Kurumlar Vergisi dahil, çok köklü ve ciddî bir değişime, aradan yaklaşık otuz yıl geçtikten sonra bugün ulaşıyoruz. 12 vergi yasası üzerinde bir paket halinde Yüce Meclise sunulan tasarının, Genel Kuruldaki müzakerelerine, 17 Haziran 1998 Çarşamba günü, 103 üncü Birleşimde başlanıldı, bugün 126 ncı Birleşimi yapıyoruz; 23 birleşim ve 36 gün boyunca çalışarak, 87 madde ve 7 geçici maddeyle birlikte, bugün, yine bir çarşamba günü, tasarının müzakerelerini bitirmiş olduk; hayırlı olmasını diliyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; müzakeresini tamamladığımız bu tasarı, ülkemizin bu alandaki birikimi ve yaşadığımız tarih kesitindeki şartlar ve sorunlar gözlemlenerek düzenlenmiş olmasına rağmen, yürürlükteki mevcut kurallara bakıldığında, reform niteliğinde bir tasarıdır. Tasarının müzakeresi sırasında, ülkemizin gerçekleri ve şartları dikkate alınmaksızın, özünde geçersiz eleştiriler yöneltildiği gibi, çoğu zaman siyasî çıkar hesaplarıyla tutarsız, tasarıda hedeflenenin aksine yorumlarla haksız eleştiriler yapıldı ve maalesef, salt engellemeye yönelik birkısım imzalar mükerrer, 150 imzalı yüzlerce önerge, sayısız yoklama ve karar yetersayısı talepleriyle, İçtüzüğün verdiği hakların asıl amacı dışında kullanılması tutumları sergilendi.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Son söz olarak bu söylenmez!

EMİN KUL (Devamla) – Bunları yaşadık; fakat, hep birlikte, dirençle aştık ve son olarak, bunları, yürürlük maddesi üzerinde dahi gördük ve tespit ettik.

Ayrıca, neler söylenmedi ki; mevcuda övgüler yağdırıldı, tasarının dengelerini altüst edecek teklifler sıralandı, vergi kavramının kalkınmış ülkelerdeki değişen boyutları, ayakları ülkemiz zeminine basmayan bilgiç bir felsefî edayla seslendirildi, nice akıllar satıldı. Dillendirdikleri teorilerini, sözde tekliflerini, yıllarca iktidarda oldukları halde pratiğe geçiremeyenlerin, yani, bilerek geçirmeyenlerin, firaklı tiratlarını dinledik. Bildiklerini yapamayanlar, sadece, buradan eleştiri yaptılar.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Memurlar ne yapıyorlar?!.

EMİN KUL (Devamla) – Hele, bunların "gelin, sadece yüzde 6 vergi alalım" diyen göz yaşartan çağrılarına bile, ibretle şahit olduk ve baktık ki bunları kimler söylüyor; vergi tabanını genişletmeyenler, kayıtdışı ekonomiye yol verenler, vergi mevzuatını, iktisaden güçlüler için bir istisnalar ve muafiyetler mevzuatına dönüştürenler, vergi yoluyla dahi ücretli kesimlerin reel gelirlerinde düşme sağlayanlar, vergi dilimlerini ve oranlarını azaltmayanlar, kazanılmamış gelirden dahi vergi alanlar, vergi kaçıranları affedenler ve nihayet, işin içinden çıkamayınca, vergi tekniğine kesinlikle aykırı olan Ekonomik Denge Vergisi, Net Aktif Vergisi, Ek Gayrimenkul Vergisi, Ek Gelir ve Kurumlar Vergisi, Ek Motorlu Taşıt Vergisi, Ek Harçlar ve Damga Vergisi, Akaryakıt Tüketim Vergisi salanlar ve buna rağmen ekonomiyi çökertenler, dövize endeksli tasarrufu teşvik kesintilerinin itfasında kur oynamasıyla işçi ve memurun 100 trilyon lirasını buharlaştıranlar, hayali kaynak ninnilerini seslendirenler ve her konuda birlikte ortaklık edenler bunları söylüyorlar.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Ayıp!.. Ayıp!.. Yazıklar olsun!..

EMİN KUL (Devamla) – İbretle izledik, sabırla dinledik ve seyrettik; görülüyor ki, eleştiriler, çoğunlukla, aslında günah çıkarmak için yapılmıştır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, üretimi aşamasında toplumsal ve ekonomik ilişkilere göre adaletsiz bölüşülen kaynakların, gelirlerin, devletin müdahalesiyle yeniden bölüştürülmesinde çeşitli araçları devreye sokmak, özellikle ülkemiz için kaçınılmazdır. Bugün, üretim aşamasında oluşan dengesiz ve adaletsiz bir yapının doğurduğu tabloda, devlet, vergiyi de ıslah edici bir araç olarak devreye sokmak zorunluluğundadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Kul, lütfen toparlayalım.

EMİN KUL (Devamla) – Toparlıyorum.

Bunun dışındaki görüşler, özellikle ülkemiz için, sadece, ideolojik fantezi ve özenti saplantısından ibarettir. Bugün akıl satanlar, yıllarca iktidar oldukları dönemde ülkemiz için bu teorik fantezilerini gerçekleştirmiş olsalardı, sözümüz yoktu.

Karşı karşıya olduğumuz basit gerçek şudur: Faktör gelir gruplarından, tarım dışı maaş ve ücretlilerin toplam gelirden aldıkları pay yüzde 24 civarındayken, bunların gelirden alınan vergilere katkısı yüzde 52 seviyesindedir. En düşük vergi oranıyla en yüksek vergi oranı arasındaki fark 2,2 katında düşüktür; üstelik, Gelir ve Kurumlar Vergisi ödeyen 10 milyon mükelleften yılda 3,7 katrilyon vergi alınırken, sadece bu yıl için içborcun faizi 5,8 trilyona ulaşmıştır; yani, vergi adaletsizdir, tabanı yetersizdir, dardır, kaçak vardır ve kamu harcamalarının önemli bir kısmı ...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Kul, teşekkür ediyorum.

EMİN KUL (Devamla) – Vatandaş da devlet de bu tablodan şikâyetçidir. İşte, bu tasarı, bu tabloyu belli ölçüde değiştirmek üzere düzenlenmiş bir tasarıdır.

BAŞKAN – Sayın Kul, teşekkür ediyorum.

EMİN KUL (Devamla) – Tasarının, ülkemize, ulusumuza hayırlar ve uğurlar getirmesini yürekten diler, sizleri saygıyla selamlar, gösterdiğiniz sabır için teşekkür ederim. (ANAP sıralarından alkışlar)

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bedük.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu mukaddes çatısı altında bulunan bütün milletvekillerimiz, milleti temsil etme hasleti içerisinde şu kürsüde milletin sesini dile getirmek suretiyle birkısım meselelerde görüşlerini ifade etmişlerdir. Oysa, biraz evvelki değerlendirmeyi, doğrusu, bu çatı altında bulunan milletvekillerine yakıştıramıyorum. Çünkü, bizler, burada kendi görüşlerimizi hem de fevkalade olumlu bir şekilde ve teknik bazda dile getirdik ve bu suretle de bir konsensus yaratıldı ve bu saate kadar da son derece güzel bir hava vardı; ama, ne yazık ki, yapılan değerlendirme, geldiğimiz noktayı, maalesef, lekelemiş oldu.

Eğer buna bakılırsa, bahsettiği kanunlar, fonlar ve diğerleri hep onlar zamanında gelmişti. Dolayısıyla, kendileri zamanında gelmiş birkısım kanunları getirip de, şu anda, sözcü olarak çıkan arkadaşımızın bu şekilde konuşmasını doğru bulmuyorum.

Takdirlerinize sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bedük, Sayın konuşmacı, herhangi bir yerin sözcüsü olarak değil, son söz hakkını şahsı olarak kullanan bir arkadaşımız; onu da ben vurgulamak istiyorum.

EMİN KUL (İstanbul) – Sayın Başkan, tasarı üzerindeki konuşmaların yüzde 90'ı engellemeye yönelikti. Bazı kurumlardan bahsedilmesi...

BAŞKAN – Sayın Kul, rica ediyorum...

Aleyhte, son söz, Sayın Cevat Ayhan; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; bu vergi kanunu tasarısı üzerinde, aleyhte, oyumun rengini belirtmek üzere söz almış bulunuyorum. İlk konuşmamda da geneli üzerinde arz etmiştim, burada, bu 3-4 dakika içinde de niye aleyhte olduğumu ifade edeceğim.

Bu kanun tasarısıyla, vatandaştan 4,5 katrilyon ilave vergi alınacaktır; kimden alınacak, kimden alınmayacak, uygulandığı zaman göreceğiz. Bu kanunda...

SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Rantiyeden...

CEVAT AYHAN (Devamla) – Rantiyeden mi alınacak, kimden alınacak, uygulama başladığında görürüz; nereden ses geliyorsa, oradan alındığını göreceğiz.

Bu tasarı, küçük ve orta ölçekli işletmelere, KOBİ'lere haksızlık yapmaktadır. Bu tasarı, belli firmayı hedef alarak, 250 milyon dolarlık imtiyazlı bir teşvik getirmiştir. Bu tasarı, mevcut yatırım teşvik belgesi sahibi yatırımcılara zulmeden bir uygulama getirmektedir. Bu tasarı, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu ve Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddelerinde yapılan değişikliklerle, Rahmetli Özal'ın, 1985 yılında millet okul, yurt, cami, sağlık tesisi, spor tesisi yapsın diye, buralara yardım için getirdiği imkânları, vakıflara yardım için getirdiği imkânları kaldırmaktadır. Yani, Özal'ın ANAP'ının 1985'te getirdiklerini, Mesut Yılmaz'ın ANAP'ı 1998'de kaldırmaktadır... (FP sıralarından alkışlar)

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Hepsi var...

CEVAT AYHAN (Devamla) – İşte, Özal ANAP'ı ile Mesut Yılmaz ANAP'ının fotoğrafları budur; seçimde bunun hükmünü vatandaş verecek.

Bu tasarı, esnafa üç ayda bir bilanço çıkarma mecburiyeti getiriyor; esnaf kan ağlıyor, kepenkler kapanıyor, siftahsız kapanıyor dükkânlar; memur kan ağlıyor, yalın ayak sokaklara düşmüş; emekli kan ağlıyor; köylü kan ağlıyor; enflasyon yüzde 90'ın üzerinde; memura verdiğiniz...

MEHMET ALİ BİLİCİ (Adana) – 200 bin lira zam verdiniz...

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Biz, yüzde 50 zam verdik; sorun, bütün memurlara sorun; Refahyol'dan mı memnunsunuz, Anasol-D'den mi; sizin fotoğrafınızı gösterirler size. (FP sıralarından alkışlar) Çiftçiye sorun, emekliye sorun...

AYHAN GÜREL (Samsun) – Niye bıraktınız?!.

CEVAT AYHAN (Devamla) – Enflasyon yüzde 90'ın üzerinde, çiftçiye yüzde 60 veriyorsunuz. Neymiş efendim : Biz, IMF'ye söz verdik..." İşte, IMF'ye yazdığınız mektup önümüzde! Efendim, hedef enflasyona göre bir taban fiyat vereceğiz, hedef enflasyona göre memura zam vereceğiz..."

Ben hatırlıyorum; bütün Anavatan iktidarlarında "enflasyon bu sene yüzde 30 olacak; ona göre zam" denildi; ama, enflasyon sene sonunda yüzde 50. Açın, hükümet programlarındaki hedeflerle neticelere bakın; hep bu aldatmacadır, hep garibanın sırtına binmektir, patronların yanında olmaktır.

Niye; bakın şimdi: 1998 bütçesi hazırlanırken hesapladım, 5,9 katrilyon faize gidecek, günde 16 trilyon 400 milyar lira. Güneşin doğuşundan batışına her gün 16 trilyon faize gidiyordu; şimdi ocak- haziran dönemini hesapladım, Anasol-D Hükümeti günde 22 trilyon lira faize para ödüyor; günde 22 trilyon, rantiyeye, faizcilere!..

Sayın Bakan buradan "ne 22 trilyonu, 27 trilyon"dedi. Demek ki, son mayıs, haziranda gelinen rakamlar daha da yüksek; benimki 6 aylık ortalama. İşte, sizin marifetiniz bu.

4,5 katrilyon vergi alacaksınız. Ne yapacaksınız bu vergiyi; faizcilere biraz daha fazla ödeyeceksiniz...

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Yatırım yapacağız.

CEVAT AYHAN (Devamla) – Bakın, 1999'un bütçesini IMF'ye yazmışsınız "1999'da faiz olarak 9 katrilyon 255 trilyon lira ödeyeceğiz"diyorsunuz. Daha 6 ay önceden faizcilere "bakın, biz sizin yeminizi artırıyoruz" diyorsunuz.

Onun için, bu kanunla, sizin elinize 4,5 katrilyon vermenin millete hayrı yok; çünkü, siz, müsrif bir anlayışla milletin kaynaklarını kurutuyorsunuz, iliklerini kurutuyorsunuz. Onun için, karşı çıktık; bu haksızlıkları dile getirmek için de, oyumun rengi meyanında bunları arz ettim.

Hepinizi hürmetle selamlarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ayhan.

Sayın milletvekilleri, açık oylamanın şekli hakkındaki Genel Kurulun kararını almadan önce, 85 inci maddede kabul edilen önerge nedeniyle, 84 üncü maddenin ekli listesinde yapılması gereken değişikliği, bu değişiklikle birlikte yaptığımızı vurgulamak için bilgilerinize sunuyorum. 84 üncü maddenin 2 sayılı listesinde ihdas edilen kadrolarda birinci derece unvanlarında "malî eğitim akademisi başkanı" unvanı "maliye yüksek eğitim merkezi başkanı" olarak değişecektir. "Maliye eğitim akademisi başkan yardımcısı" unvanıysa "maliye yüksek eğitim merkezi başkan yardımcısı" olarak değişecektir; bütününün oylamasını, bu düzeltmeyle 84 üncü maddenin ekli listesinde yapacağız.

Bu arada, Komisyonun, tasarının başlığıyla ilgili bir ifadesi olacak; onu alalım efendim.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, buyurduğunuz hususlara ilave olarak, kanunun başlığını oluşturan kanunlar arasına, 1318 sayılı Kanun ile 4208 sayılı Kanunun da ilave edilmek suretiyle tanzimi hususunu takdir ve tensiplerinize arz ederim.

BAŞKAN – Tasarının bütününün oylamasında, bu açıklamalar dikkate alınmış oluyor.

Şimdi, açık oylamanın, kupaların sıralar arasında dolaştırılması suretiyle yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kupalar, sıralar arasında dolaştırılsın.

(Oylar toplandı)

BAŞKAN – Oyunu kullanmayan sayın milletvekili var mı?.. Yok.

Kupalar kaldırılsın efendim.

(Oyların ayırımına başlandı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, sayım yapılırken, arkadaşlarımız, oldukça ilginç bazı istatistikî bilgiler getirdiler, onları sizlerle paylaşmak istiyorum: Biraz önce de ifade edildi, 17 Haziran 1998 günü 103 üncü Birleşimde başladık, bugün 22 Temmuz 1998; tam 36 gün süreyle, Meclisimiz bu tasarıyla ilgili olarak çalışmalarını sürdürmüştür. Bugün 126 ncı Birleşim, aradan 36 gün ve 24 birleşim geçmiş. Bu 24 birleşimin 22'sinde vergi yasa tasarısı üzerinde çalışmışız. Kabaca, 160 saatlik bir mesai harcanmış; bu, yaklaşık 7 tam günlük, bir haftalık ful mesai anlamına geliyor.

Yoklama sayısını tespit ettiremedik; ama, 1 462 önerge verilmiş; 570 önergeyi işleme koymuşuz ve 44 önerge kabul edilmiş.

Geçmişe dönük olarak böyle bir çalışmanın olup olmadığını bilmiyorum; ama, birkaç konuda, galiba, bu tasarı, bir rekorun ifadesi oldu.

Bir özelliği daha özellikle vurgulamak istiyorum: Seçim tartışmalarının yapıldığı bir sürede, herhalde, dünyada vergi yasası çıkaran ilk Parlamentoyuz. (DSP sıralarından alkışlar)

ALİ ILIKSOY (Gaziantep) – Ne kadar korkusuz bir Hükümet olduğumuzu anlasınlar.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair 626 sıra sayılı Kanun Tasarısının açıkoylamasının sonucunu veriyorum :

Kullanılan oy sayısı : 285

Kabul : 215

Ret : 65

Mükerrer : 3

Geçersiz : 2

Böylece, tasarı kanunlaşmıştır; hayırlı olmasını diliyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

Sayın Bakan, bir söz talebiniz var; yalnız, çalışma süremizin bitmesine 20 dakika var, kısa bir konuşma deniliyor; ama, 160 saatten sonra ihtiyacınız varsa, çalışma süresinin uzatılmasını oya sunayım.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – İhtiyaç yok Sayın Başkanım.

BAŞKAN – "İhtiyaç yok" diyorsunuz.

Peki, buyurun.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, sözlerime, öncelikle, şahsınızda Başkanlık Divanına şükranlarımızı sunarak başlamak istiyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yaptığınız çok kapsamlı ve sabırlı çalışmalar sonucunda millete mal ederek, enflasyonla mücadelede ve ülkenin sağlıklı bir ekonomiye kavuşmasında büyük katkıları olacağına gönülden inandığımız adil ve hakkaniyetli bir vergi sistemine yönelik, vergi tasarısının görüşmelerini tamamlayarak, kabul edilmesini sağladınız.

Ben yasa üzerinde herhangi bir şey söyleyecek değilim; çünkü, değerlendirmeleri sizler yaptınız. Bizler de, yasanın, yasalaşma süreci tamamlandıktan sonra, il il dolaşarak, halkımıza, yasayla kendilerine ne getirildiğinin, ülkeye neler sağlandığının ayrıntılı açıklamalarını yapacağız.

Ben, burada, Hükümetimiz ve şahsım adına teşekkür ve şükranlarımızı sunmak için söz aldım. Öncelikle, Türk Ulusuna şükranlarımızı sunmak istiyoruz; çünkü, onların şevki, desteği ve ilgisi olmasaydı, biz bu çalışma gücünü kendimizde bulamayabilirdik.

İkinci olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tüm üyelerine, özellikle Plan ve Bütçe Komisyonunun Sayın Başkan ve üyelerine, siz değerli milletvekillerine şükranlarımızı sunuyoruz. Bu kapsamdaki bir tasarıyı, usanmadan, gece gündüz demeden, her zaman doğruyu ve iyiyi dile getirerek tartıştınız, katkılarda bulundunuz. Bu katkılarınızdan ötürü, iktidar -muhalefet ayırımı yapmaksızın tüm milletvekillerine Hükümetimiz adına şükranlarımı sunuyorum.

Bu arada, görüşmeler sırasında, aşırı baskı nedeniyle olsa gerek, bazen bazı arkadaşlarımıza karşı, haklı ya da haksız sesimizi yükselttik; onlardan da huzurunuzda özür diliyoruz.

Son teşekkürümüz ise, değerli Meclis çalışanlarına. Gece gündüz demeden bizimle birlikte, hiç yüksünmeden çalıştılar, çok önemli destek sağladılar; onlara da huzurunuzda teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Değerli milletvekilleri, bu yasa, ülkeye ve millete hayırlı olsun. Teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Olağanüstü halin uzatılması ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin Arnavutluk'a gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkereleriyle, alınan karar gereğince kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 23 Temmuz 1998 Perşembe günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati : 23.44

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLAR

1. – Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, bir holdingin Denizbank’a olan borçlarının ertelendiği iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in yazılı cevabı (7/5456)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını, aracılığınızla arz eder, saygılar sunarım. 11.6.1998

Feti Görür Bolu

11 Haziran 1998 Perşembe günü Hürriyet Gazetesinin 11 inci sayfasında “Zorlu’nun Denizbank Borcu Erteleniyor” başlıklı haberde;

Özelleştirme İdaresinin “Değeri en az 150 milyon dolar olan yeni bir bankayı satın almak için başvuran bir grubun, 29 milyon dolarlık borcunu ödememesi, iyi niyetle bağdaşmaz.” görüşü doğrultusunda Özelleştirme İdaresi teknisyenlerinin bu ertelemeye sıcak bakmadıkları halde sizin erteleme için talimat verdiğiniz doğru mudur?

29 Mayıs 1998 tarihinde faizleriyle birlikte Denizbank’ın 29 milyon dolar kalan borcunu ödemesi gerekirken, size uygun koşullarla erteleme talebinde bulundukları doğru mudur? Acaba yoksa Zorlu Holding kayırılıyor mu? Hazine Müsteşarlığının uğrayacağı zararı kim ödeyecektir?

T.C. Devlet Bakanlığı 21.7.1998 Sayı : B.02.0.003(16)1858

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) TBMM Başkanlığının 23.6.1998 tarih ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/5456-13620/32251 sayılı yazısı.

b) Başbakanlığın 30.6.1998 tarih ve B.02.0.KKG.0.12/106-810-4/3702 sayılı yazısı.

Bolu Milletvekili Feti Görür’ün Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği ve tarafımdan cevaplandırılması tensip edilen 7/5456-13620 esas no.lu yazılı soru önergesine ilişkin cevap ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Güneş Taner Devlet Bakanı

Bolu Milletvekili Feti Görür’ün 7/5456-13620 Esas No.lu

Yazılı Soru Önergesine İlişkin Cevap :

Soru : 11 Haziran 1998 Perşembe günü Hürriyet Gazetesinin 11 inci sayfasında “Zorlu’nun Denizbank Borcu Erteleniyor” başlıklı haberde;

Özelleştirme İdaresinin “Değeri en az 150 milyon dolar olan yeni bir bankayı satın almak için başvuran bir grubun, 29 milyon dolarlık borcunu ödememesi, iyi niyetle bağdaşamaz.” görüşü doğrultusunda Özelleştirme İdaresi teknisyenlerinin bu ertelemeye sıcak bakmadıkları halde sizin erteleme için talimat verdiğiniz doğru mudur?

29 Mayıs 1998 tarihinde faizleriyle birlikte Denizbank’ın 29 milyon dolar kalan borcunu ödemesi gerekirken, size uygun koşullarla erteleme talebinde bulundukları doğru mudur? Acaba yoksa Zorlu Holding kayırılıyor mu? Hazine Müsteşarlığının uğrayacağı zararı kim ödeyecektir?

Cevap : Denizbank A.Ş. alıcısı olan Zorlu Holding ile İdare arasında herhangi bir erteleme anlaşması söz konusu olmamıştır. Alıcı 29.5.1998 tarihinde ödemesi gereken son taksit borcunu gecikmeli olarak 16.6.1998 tarihinde % 10 faiz ve gecikme faizi ilavesi ile toplam 29 568 000 ABD Doları olarak ödenmiş olup, satış bedelinden kaynaklanan borcu kalmamıştır.

2. – Giresun Milletvekili Turhan Alçelik’in, özelleştirilen Süt Endüstrisi Kurumu A.Ş. Giresun Süt ve Mamulleri İşletmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in yazılı cevabı (7/5463)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın A. Mesut Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğinin yapılmasını arz ederim.

Saygılarımla. 11.6.1998

Dr. Turhan Alçelik Giresun

Soru 1. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 25.6.1997 günü ihalesi yapılan ve 6.12.1998 tarih ve 97/52 no.lu karar ile Hayri Bakıcı ve Ortak Girişimcilerine satılan Süt Endüstrisi Kurumu A.Ş. Giresun Süt ve Mamulleri İşletmesinin ÖYK kararının yayınlanmasından itibaren satış sözleşmesinin imzalanması ve ihale bedelinin en az yarısının peşin ödenmesi gerektiği halde neden bu işlemler geciktirilmiştir?

Soru 2. İhaleyi alan şahısların talebine istinaden Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından sözleşme tarihi ertelenmiş midir, ertelendi ise hangi gerekçe ile ertelenmiştir?

Soru 3. Özelleştirme ihalesinin yapıldığı tarihte işletmenin satış bedeli olan 170 025 000 000 TL.’nin karşılığı 1 200 000 ABD Doları civarında iken bu gün ise yaklaşık 650 000 ABD Doları civarındadır. Bu geciktirme yoluyla Devletimiz dolayısıyla milletimiz zarara uğratılmış olmuyor mu, bu zarar kimler tarafından telafi edilecektir?

Soru 4. İhaleyi alanların daha sözleşmeyi imzalamadan ve peşinatı yatırmadan ekli belgeden de anlaşılacağı üzere hisselere bölünerek bu işletmeyi ve arazisini başka bir kişiye devretme hakkı var mıdır, eğer varsa böyle bir devir işlemi kimlere ve nasıl yapılmıştır?

Soru 5. Devletimizin zararının önlenebilmesi için bu ihaleyi iptal ederek yeniden bir ihale düzenlemeyi düşünüyor musunuz?

GİRESUN VAKFI Giresun, Kalkınma, Eğitim Kültür, Spor ve Tanıtma Vakfı

Sayın Turhan Alçelik İstanbul, 5.5.1998

Ülkemizin en fazla göç veren illerinden biri olan memleketimiz Giresun’un kalkınması için, işadamı hemşehrilerimizin güçlerini birleştirerek yatırım yapmalarına olanak sağlamak ve Giresun Holding’i hayata geçirmek amacıyla gösterdiğimiz çabalar meyvelerini vermeye başlamıştır. Vakfımızın öncülüğünde, Saymanımız Hayri Bakırcı ile Girişimciler Grubunun (11 kişi) tüm hemşehrilerimizi temsilen katıldığı Giresun Süt Fabrikasının özelleştirilmesiyle ilgili ihale 170 milyara (1,2 milyon dolar) bu grupta kalmıştır. Konunun hemşehrilerimize duyurulabilmesi ve geniş çaplı bir organizasyon yapılabilmesi için tarafımdan, Özelleştirme İdaresine ödeme süresinin uzatılması talebinde bulunulmuş ve talep kabul edilerek süre 1.6.1998 tarihine kadar uzatılmıştır.

Değerli işadamı hemşehrilerimizin katılımıyla vakfımızın yeni binasında yapılan üç ayrı toplantıda alınan ortaklaşa kararlar aşağıdadır:

1. Süt Fabrikasının değeri 200 milyar TL. olarak kabul edilmiş ve beheri 500 milyon TL. olan 400 hisseye bölünmüştür.

2. İhale kazanıldığında değeri 1,2 milyon dolar (bugün 300 milyar lira) olan fabrikanın dolar bazında bugünkü değeri 650 000 USD’ye inmiş ve aradan geçen süre içinde gayrimenkul % 80 değer kazanmıştır.

3. Süt Fabrikası hisseleri talep toplama yöntemiyle, başvuruda bulunan hemşehrilerimize satılacaktır.

4. Giresun Süt Fabrikasına ortak olmak ve hisse almak isteyen hemşehrilerimizin almak istedikleri her hisse için 500 milyon TL.’yi 20 Mayıs Çarşamba akşamına kadar aşağıdaki banka hesap numarasına yatırmaları ve makbuzunu ibraz etmeleri gerekmektedir.

Hayri Bakırcı ve Ortak Girişimciler Grubu Hesabı

Türkiye İş Bankası, Gayrettepe Şubesi

Hesap No : 445483

Gün, Giresun’a hizmet için birlik günüdür. Gün, güçlerimizi birleştirip büyük yatırımlar ve atılımlar yapma günüdür. Sizin ve Giresun’u seven Değerli Hemşehrilerimin, bu önemli ve kârlı yatırıma ortak olarak katılmanızı içtenlikle bekliyor, çabalarımızın ülkemiz ve Giresun için hayırlı olmasını diliyorum.

Sevgi ve saygılarımla,

İbrahim Özdemir Genel Başkan

T.C. Devlet Bakanlığı 21.7.1998 Sayı : B.02.0.003(16) 909

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) TBMM Başkanlığının 23.6.1998 tarih ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/5463-13630/32262 sayılı yazısı.

b) Başbakanlığın 30.6.1998 tarih ve B.02.0.KKG.0.12-106-810-11/3701 sayılı yazısı.

Giresun Milletvekili Turhan Çelik’in Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği ve tarafımdan cevaplandırılması tensip edilen 7/5463-13630 esas no.lu yazılı soru önergesine ilişkin cevap ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Güneş Taner Devlet Bakanı

Giresun Milletvekili Sayın Turhan Alçelik tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına tevcih edilen, 7/5463-13630 esas sayılı soru önergesinde yer alan sorular ve verilen cevaplar aşağıdadır.

Soru 1. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 25.6.1997 günü ihalesi yapılan ve 6.12.1997 tarih ve 97/52 no.lu karar ile Hayri Bakıcı ve Ortak Girişimcilerine satılan Süt Endüstrisi Kurumu A.Ş. Giresun Süt ve Mamulleri İşletmesinin ÖYK kararının yayınlanmasından itibaren satış sözleşmesinin imzalanması ve ihale bedelinin en az yarısının peşin ödenmesi gerektiği halde neden bu işlemler geciktirilmiştir?

Cevap 1. Süt Endüstrisi A.Ş.’ye ait Giresun Süt ve Mamulleri İşletmesi satış sözleşmesinin imzalanma süresi, Özelleştirme Yüksek Kurulunun 23.2.1998 tarih ve 98/17 sayılı kararı ile 6.6.1998 tarihine kadar uzatılmıştır.

Soru 2. İhaleyi alan şahısların talebine istinaden Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından özelleştirme tarihi ertelenmiş midir, ertelendi ise hangi gerekçe ile ertelenmiştir?

Cevap 2. Giresun Süt ve Mamulleri İşletmesinin satış sözleşmesinin imzalanma süresi 98/17 sayılı ÖYK kararı ile 4046 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin “e” bendinde yer alan mülkiyetin yaygınlığı ilkesi dikkate alınarak ertelenmiştir.

Soru 3. Özelleştirme ihalesinin yapıldığı tarihte işletmenin satış bedeli olan 170 025 000 000 TL.’nin karşılığı 1 200 000 ABD Doları civarındadır. Bu geciktirme yoluyla Devletimiz dolayısıyla milletimiz zarara uğratılmış olmuyor mu, bu zarar kimler tarafından telafi edilecektir?

Cevap 3. İhale Türk Lirası üzerinden yapıldığı ve satış kararı TL. olarak verildiği için, işletme satış bedeli TL. olarak tahsil edilmiştir.

Soru 4. İhaleyi alanların daha sözleşmeyi imzalamadan ve peşinatı yatırmadan ekli belgeden de anlaşılacağı üzere hisselere bölünerek bu işletmeyi ve arazisini başka bir kişiye devretme hakkı var mıdır, eğer varsa böyle bir devir işlemi kimlere ve nasıl yapılmıştır?

Cevap 4. İhaleyi alan Ortak Girişim Grubu olduğu için daha sonra ortak alınabilmektedir.

Soru 5. Devletimizin zararının önlenebilmesi için bu ihaleyi iptal ederek yeniden bir ihale düzenlemeyi düşünüyor musunuz?

Cevap 5. İhalenin iptal edilmesi söz konusu olmayıp, alıcı ile satış sözleşmesi imzalanmıştır.

3. – Erzincan Milletvekili Mustafa Kul’un, orman suçlarına verilen cezalara ve kiraya verilen orman arazilerine ilişkin sorusu ve Orman Bakanı Ersin Taranoğlu’nun yazılı cevabı (7/5577)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Orman Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

Mustafa Kul Erzincan

Doğal dengenin sürekliliğinde rol oynayan ve yenilenebilir biyolojik varlık olan ormanlar, tükenmeyen bir dinanizme sahip olup, tüm canlılar ve ekolojik denge için hayati önem taşımaktadır.

Ülkemizde, ormancılık mevzuatına baktığımızda çok büyük ihmalkârlıklar, talan ve vurdumduymazlıkla karşılaşırız. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, ekonomik-sosyal yapının tamamen toprağa dayalı olması sonucunda ormanlardan yararlanmak kişisel bir hak olarak görülmüş, bu dönemden Cumhuriyet Dönemine kadar getirilen çeşitli düzenlemeler savaşların da etkisiyle uygulanamamış, geriye oldukça tahrip olmuş ormanlar kalmıştır.

Ormanlarımızın hem ekonomik hem de ekolojik hatta stratejik önemini içeren kalıcı ve etkili bir mevzuat sorunu hâlâ aşılamamıştır. Ormanlarımız, kısa vadeli politikalarla, siyasal ve yönetsel müdahalelerle sürekli zarar görmektedir. Bazı kesimler kısa dönemli ekonomik yarar hesapları yaparken biz ve onlar ve gelecek nesiller uzun vade geleceğimizi yok etmekteyiz.

1. Ormancılık bilim ve tekniğine uygun hizmet götürülecek ormanlık sahaların ve mülkiyetinin tespitini yapacak Orman Kadastro Komisyonu çalışmaları düzenli aralıklarla yapılıyor mu?

2. Orman suçlarına uygulanan, cezalar dengeli ve sistematik bir şekilde belirlenebiliyor mu yoksa bu cezalar sürekli affa mı uğruyor?

3. Orman suçlarına karşı verilen cezalar yeterince caydırıcı mı, değilse ne tür önlemler almayı düşünüyorsunuz?

4. Orman içi ve civarında yaşayan köylülerin sosyo-ekonomik yönden kalkınmaları için ne tür tedbirler aldınız, bu tedbirler ve varsa teşvikler adil bir şekilde dağıtılıyor mu?

5. Orman Kanunu veya yürürlükte bulunan diğer mevzuatta “Orman” tanımı net bir şekilde yapılmış mıdır, eğer yapılmadıysa bu durum suistimallere neden olmuyor mu?

6. Göç ve nüfus artışları sonucunda ormanlarımızın bazılarının yerleşim alanı haline gelmesine karşı bir önlem almayı düşünüyor musunuz?

7. Daha önce kadastro yapılmış yerlerde, herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalan ormanların kadastrosu yapılmış mıdır?

8. Orman kadastrosu komisyonları kararlarının, valilik onayı ile yürürlüğe girmesi kadastro dosyalarının uzun süre beklemesi ve işlemlerin uzamasına neden olmaz mı?

9. Devlet ormanlarında izin ve irtifak adı altında verilen 49 ve 99 yıllık süreler Devlet ormanlarının mülkiyetinin dolaylı olarak devri anlamına gelmez mi?

10. 49 ve 99 yıllığına mülkiyeti devredilen bu ormanlarda bilim ve teknik çalışmalar yapılabilir mi?

11. Özel ağaçlandırmalar ile özel orman kurulmasının teşvik edilmesi orman sevgisinin halka verilmesi hedeflenirken gene Bakanlığınız tarafından bazı ihalelerde yeterince özenli ve dikkatli davranılmaması bir çelişki değil midir?

12. Bugüne kadar Bakanlığınız tarafından kiraya verilen çeşitli ormanlık alanların denetimi yeterince yapılıyor mu?

13. Bu ülke toprakları üzerinde yaşayanların, gelecek nesillerin ve hatta Dünya üzerinde yaşayan insanların ve diğer canlıların ormanlar üzerinde hakkı olduğunu kabul ediyor musunuz, eğer ediyorsanız ormanların korunması ve yenilenmesi konusunda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

14. Bakanlığınızın yaptığı ihale sözleşmelerini, ormanlar üzerinde hak sahibi olması gereken vatandaşların görmesi gerekmez mi?

15. Bakanlığınız tarafından ihaleyle kiralama işlemi bir çeşit özelleştirme değil midir?

16. Bakanlığınızın yaptığı bu tür kiralama işlemleri Anayasaya uygun mudur?

17. İhaleyle kiralanan ormanlık alanlar acaba belli çevrelerdeki insanlara mı veriliyor?

T.C. Orman Bakanlığı 22.7.1998 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Koordinasyon ve Mevzuat Dairesi Başkanlığı Sayı : KM.1.SOR./607-2178

Konu : Sayın Mustafa Kul’un yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı)

İlgi : TBMM’nin 6.7.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/5577-13884/32711 sayılı yazısı.

İlgi yazı ekinde alınan Erzincan Milletvekili Sayın Mustafa Kul’un “Orman suçlarına verilen cezalara ve kiraya verilen orman arazilerine ilişkin yazılı soru önergesi” Bakanlığımızca incelenmiş olup, cevabı yazımız ilişikte gönderilmektedir.

Arz ederim.

Ersin Taranoğlu Orman Bakanı

Erzincan Milletvekili Sayın Mustafa Kul’un

7/5577 Esas No.lu Yazılı Soru Önergesi Hakkında

Orman Bakanlığının Cevabı

1. Ormanlarımızın Kadastrosu 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında Orman Kadastro Komisyonlarımızca her yıl planlanan hedefler doğrultusunda yürütülmektedir. 1997 yılı sonu itibariyle ülkemizin ormanlık alanlarının % 69.7’sinin kadastrosu bitirilmiştir.

2. Orman köylerinde gerekli ve yeterli iş alanlarının olmaması ormanlarımızın büyük çoğunluğu üzerinde sosyal baskı oluşturmakta olup, bu sosyal baskıda ormanların tahrip olmasına neden olmaktadır.

Ülkemizde köylülerimizin yerleşimleri evvelden beri planlanamadığı için orman köylerine diğer sektörlerinde yeterli iş sağlaması mümkün olamamaktadır. Orman köylerinde oturan bütün nüfusa ormanlardan iş sağlanması düşünülemez. Eğer bir sosyal baskı var ise bu baskının, Milletimizin ormanı benimsemesi ve ona sahip olduğunun bilincine varması ile kaldırılacağı bir gerçektir. İşte bizim gayemizde bu olguyu Millete vermektir.

Orman suçlarına uygulanan cezalar dengeli ve sistematik şekilde belirlenmektedir. Devlet Ormanlarının korunması ve geliştirilmesi Anayasa ile teminat altına alınmış olup, 169 uncu madde gereğince Orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.

3. 8.7.1995 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4114 sayılı Orman Kanununda ve Türk Ceza Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 6831 sayılı Orman Kanununun 76 ncı maddesinde, 83 üncü maddenin birinci fıkrasında, 105 inci maddenin birinci fıkrasında ve 110 uncu maddesinde değişiklik yapılarak cezalar ağırlaştırılmış, caydırıcı nitelik kazandırılmıştır.

Ayrıca cezai hükümlere ilişkin diğer maddeler yönünden de kanun tasarısı hazırlanmıştır.

4. Orman içi ve civarında yaşayan köylülerin sosyo-ekonomik yönden kalkındırılmaları için; fenni arıcılık, süt sığırcılığı, süt koyunculuğu, besi sığırcılığı, besi kuzuculuğu, besi ve yumurta tavukçuluğu, kürk hayvancılığı, halıcılık, motorlu bez dokumacılığı, ipek halıcılığı, toprak işleme, motorlu kesim aletleri, ipek böcekçiliği, seracılık, bağcılık, meyvecilik, narenciyecilik, gülcülük, zeytincilik, yayla bağcılığı, kıyı balıkçılığı, zeytin salamura, muz tesisi, çilekçilik, tarla sebzeciliği, kültür mantarcılığı ve tatlı su balıkçılığı (Alabalıkçılık) gibi konularda ekonomik amaçlı krediler verilmektedir.

Bu kredilerle iş sahibi olan ve ekonomik olarak güçlenen köylülerin ormanlar üzerindeki baskıları azalmaktadır.

Meşe kök sisteminin yeterli bulunduğu sahalarda enerji ormanı tesisi çalışmaları yapılarak civar orman köylerin bir bölümünde yaşayan vatandaşlarımızın yakacak odun ihtiyaçlarının teminine yardımcı olunmaya çalışılmaktadır.

Ülkemizin yaklaşık % 26’sı ormanlarla kaplıdır. Bu ormanların ancak % 40’ı faydalanılabilir ormanlardır. Bu miktar dünya ortalamasının altında kalmaktadır. Bu nedenle orman köylülerinin kalkındırılmasında, sadece Orman Bakanlığının gayretlerinin yeterli olacağı düşünülemez.

Bakanlığımız, ormanların devamlılığı ile sürdürülebilir ormancılık politikasını sağlayabilmek için ormanların sahibinin Millet olduğu prensibine bağlı kalarak; 6831 sayılı Orman Kanununun 30 uncu maddesinde yapılacak değişiklik taslağını hazırlayarak orman köylüsünün ürettiğini pazarlayıp satmasıyla daha fazla gelire sahip olması, halen yürürlükteki 30 uncu madde hükümlerine dayanılarak hazırlanan ve 5.7.1998 tarihinde yürürlüğe giren “Orman Ürünlerinin Tahsisli Satışları Hakkında Esaslar” ile köylülere ve köy tüzelkişiliklerine, ormanlardan mevcut planlara göre çıkarılacak dikili ağaçlar tahsis fiyatı ile satılarak köylünün gelirinin daha fazla artırılması, köy tüzelkişiliğinin ise daha aktif hale getirilmesi.

Yürürlükteki Orman Kanununun 34 üncü maddesinin değişiklik taslağında kooperatiflerin tesis sahibi olma şartının kaldırılması ve kooperatiflerin kanunî haklarının satış fiyatlarında yapılan indirim ile orman köylerini kalkındırma kooperatiflerinin gelirlerinin artırılması,

Yine yürürlükteki Orman Kanununun 40 ıncı maddesinin değişiklik taslağında orman köylülerine ve tüzelkişiliklerine verilecek iş kolları artırılarak köy tüzelkişiliklerinin gelirlerinin artırılıp daha aktif hale getirilmesi için çalışmalar yapılmaktadır.

Bakanlığımızca yapılan ihalelerde, işgücü ile yapılacak ağaçlandırma çalışmalarında çalışan işçilerin o bölgedeki orman köylülerinden olmasına özen gösterilmekte ve makine gücü ile yapılan ağaçlandırma çalışmalarında ise dikim ve bakım çalışmaları orman köylülerine yaptırılarak gelir elde etmeleri sağlanmaktadır.

Ayrıca, ağaçlandırma sahalarının köy tüzelkişilikleri tarafından korunması uygulaması başlatılmıştır.

5. Halen yürürlükte bulunan 6831 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası ormanı “tabiî olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaçcık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır.” biçiminde tanımlamıştır.

6831 sayılı Orman Kanununun yürürlüğe girmesine değin Orman Kanunlarında “Orman Mahsulü verme” tanımı diğer bir unsur olarak belirlendiği halde 6831 sayılı Kanunda bu unsur nazara alınmamış, herhangi bir orman mahsulü vermeyen ağaç ve ağaçcık toplulukları dahi orman sayılmıştır. Böylece ormanı tanımlayan maddenin kapsamı daha da genişletilmiştir.

6831 sayılı yasanın diğer kanunlardan farklı olarak ikinci bir özelliği daha vardır. O da orman sayılmayan yerlerin daha açık ve daha ayrıntılı olarak saptanmış olmasıdır.

1 inci maddenin birinci fıkrasında orman genel olarak tarif edildikten sonra onbir adet bent ile orman sayılmayan yerler etraflı bir biçimde tespit edilerek birinci fıkradaki genel kurala açıklık getirilmiştir.

Görüldüğü üzere orman tanımı içerisinde iki husus yer almaktadır. Birincisi gerek tabiî olarak yetişen gerekse insan emeği ile yetiştirilen ağaç ve ağaçcık toplulukları, ikincisi bu toplulukların bulunduğu yerdir. Böylece ağaç ve ağaçcık topluluklarının bulunduğu yer orman sayılarak tanımlama olduğunca geniş yapılmıştır. Sadece dikili ağaç ve ağaçcık topluluklarının bulunduğu yer değil, kesilmiş, köklenmiş, yanmış, herhangi bir şekilde üzerindeki ağaç ve bitki örtüsü yok edilmiş yerlerin dahi orman olduğu belirtilmiştir.

6. Bilindiği üzere, köylerden şehirlere göçün hızla artması ve hızlı nüfus artışı ülkemiz ormanları üzerindeki baskıları yoğunlaştırmış ve teşkilâtımızca sürdürülen ormanları muhafaza etme çalışmalarını güçleştirmiştir.

Son yıllarda, özellikle büyük şehirlerin çevresinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarına yol, su, elektrik, telefon, cami, sağlık ocağı gibi hizmet götürülmesi bu alanlardaki kaçak yapılaşmayı ve ormanların işgalini artırmıştır.

Büyük şehirlerin bitişiğindeki ormanlık alanların işgalinin ve kaçak yapılaşmanın önlenmesi orman halk ilişkilerinin bozulmaması, tabiatın korunması yasalara saygılı vatandaşların maddî ve manevî yönden mağduriyetlerinin önlenmesi bakımından bahse konu yerler için İçişleri Bakanlığı ve Türk Telekom A.Ş. Genel Müdürlüğü ile işbirliği yapılmaktadır.

Ormana karşı kanunsuz müdahalelerin yoğun olduğu yüksek değer ifade eden alanların etrafı beton kazıklı tel ihataya alınmaktadır.

Hizmet-iş protokolü yürürlüğe konularak o yöre halkının menfaatlenmesi ve ormanın korunmasında katkıları sağlanmıştır.

Uydu-fotoğraf-yersel yöntem kombinasyonu çalışmaları devam etmekte olup, büyük şehirlerimizin çevreside ormana yapılan kanunsuzluklara karşı anında müdahale yapılması sağlanmaktadır.

7. Daha önce Orman Kadastrosu yapılmış yerlerde herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalan ormanların kadastrosu yapılamamaktadır. Bu şekilde yapılacak bir orman kadastrosu 2 nci Kadastro niteliğinde olacağından yerleşmiş Yargıtay kararlarına göre yok hükmündedir. Ancak Bakanlığımızca bu gibi ormanlık alanlara rastlanıldığında Millî Emlak Genel Müdürlüğünden tahsisi istenmekte, bilahare orman kadastrosu yapılmaktadır.

8. Orman Kadastro dosyalarının Valilik onayına sunulması mevcut 6831 sayılı Yasanın 10 uncu maddesi gereğidir.

Devlet Ormanlarında verilen izin irtifak hakkı 6831 sayılı Kanunun bir ayrıcalığı olup, kamu yararı gözetilerek verilmekte ve hiçbir şekilde mülkiyet devri söz konusu edilmemektedir.

10, 11, 12, 14, 15, 16, 17-49 ve 99 yıl olarak verilen izinlerde mülkiyet devri söz konusu değildir. Bu tür izinler özellikle ormansız açık alanlarda verilmekte, bu tür yerlerde mutlak koruma ve izin amacı doğrultusunda kullanma söz konusu olduğundan bilimsel ve teknik çalışmayı gerektirmektedir.

Orman sınırları içindeki açıklıklarla, bozuk orman alanlarında, Hazine arazilerinde, gerçek ve tüzelkişilerin mülkiyet ve tasarrufundaki alanlarda orman sahasını ve ağaç servetini çoğaltmak, toprak, su, bitki arasındaki dengeyi kurmak ve çevre değerlerini geliştirmek amacıyla kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzelkişiler tarafından yapılacak özel ağaçlandırmalar Bakanlığımızca teşvik edilmektedir. Bu amaçla özel ağaçlandırma yapmak isteyenlere Ağaçlandırma Fon Yönetmeliği çerçevesinde Ağaçlandırma Fonundan kredi verilmektedir.

Ağaçlandırma ve erozyon kontrolu ihaleleri çalışmalarının yapılacağı bölgedeki Başmühendislikler tarafından 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve Fonlar İhale Yönetmeliği çerçevesinde özenle ve titizlikle yapılmakta olup, yapılan bu ihalelerle ilgili olarak bugüne kadar Bakanlığımıza herhangi bir şikayet ulaşmamıştır.

Özel ağaçlandırma izinleri, yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu uygun görülen talep sahiplerinin tamamına verilebilmekte olup, ihale ile verilmesi söz konusu olmamaktadır.

Mevzuatımız gereği izin verilen ormanlık alanlar ve izinin amacı doğrultusunda kullanıp kullanılmadığı alınan taahhütname hükümleri doğrultusunda her aşamada kontrol edilmektedir.

13. Yüzyıllar boyunca süregelen doğal kaynakların tahribi sonucu doğanın dengesi bozulmakta ve çevre sorunları çığ gibi büyümektedir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda hızlı nüfus artışı ve yoğun sanayileşme sonucu tahribe maruz kalan tüm doğal kaynaklar “Dünya Değerleri” olarak kabul edilmektedir. Bu konuda siyasî sınırlar etkisini kaybetmekte ve çevre sorunları ulusal nitelikten çıkıp uluslararası nitelik kazanmaktadır.

Doğal kaynaklarımızın bir parçası olan ormanlarımızın korunması yurtiçine yayılmış 27 Orman Bölge Müdürlüğü, 245 adet Orman İşletme Müdürlüğü, 1328 orman işletme şefliğinde görevli teknik elemanlar idaresindeki orman muhafaza memurları ile birlikte sürdürülmektedir.

Ülkemizin akciğerleri olan millî servetimiz ormanlarımızın korunmasında, kanunsuz müdahalelere karşı, orman böcek ve hastalıklarıyla mücadelelerde ve orman yangınlarına karşı en kötü hava şartlarında mesai takip etmeden gece gündüz çalışarak canları pahasına ormanlarının korunmasında ve geliştirilmesinde mücadele eden orman mühendisi ve orman muhafaza memurlarından son 12 yılda 225 kişi şehit olmuştur.

Ormanların yenilenmesi; orman amenajman planlarının öngördüğü doğrultuda, koru ormanlarında tabiî ve sunî gençleştirme yöntemleri ile, baltalık ve bozuk baltalık vasfındaki ormanlarda enerji ormanı yenilemesi ve enerji ormanı tesisi yöntemleri ile, bozuk orman sahalarında ise rehabilitasyon çalışmaları ile sağlanmaktadır.

4. – Hatay Milletvekili Mehmet Sılay’ın, Boğazlardan geçen Malta Bandıralı Nataşa-1 adlı geminin taşıdığı yüke ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Burhan Kara’nın yazılı cevabı (7/5633)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Burhan Kara tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu saygılarımla arz ederim.

Dr. Mehmet Sılay Hatay

1. Malta Bandıralı Nataşa 1 adlı gemi zorunlu olmasına rağmen Türk makamlarına sadece traktör yükü olduğunu bildirip yedi adet füze rampasını beyan etmediği halde niçin bir işleme tabi olmadan salıverilmiştir. Beyan etme zorunluluğu var mıdır? Varsa bunun işlevi nedir?

2. Bakanlığınızın konuyu medya organlarından öğrendiği yönünde haberler yayınlandı ve bu bakanlığınız tarafından yalanlanmadı. Fakat Devlet Bakanı Sayın Serdaroğlu ise gerekli her yere Millî Savunma Bakanlığı da dahil olmak üzere Valilikle birlikte haber verildiğini beyan etti. Hükümet üyeleri arasındaki bu tutarsızlığın sebebi nedir?

3. Gemi durdurulduktan sonra yükün incelenmesi için askerî yetkililer çağrılmış mıdır? Böyle bir inceleme yapılmadıysa bunun sebebi nedir? Böyle bir durumda ülke güvenliği söz konusu değil midir? İnceleme yapılmadan geminin bırakılmasının mantıklı bir açıklaması var mıdır? Nedir?

4. Bu gemide bulunan füze rampaları kime, hangi ülkeye aittir? Mısır Büyükelçiliği bu yükün kendilerine ait olmadığını açıklamıştır. Bu yükün kime ait olduğuna ilişkin herhangi bir araştırma yapılmış mıdır? Başbakan ve hükümet üyeleri neye dayanarak, ne güvenceyle gemiyi bırakmıştır?

5. Bu olay bir geminin S 300 füzelerini (şu ana kadar geçmediyse tabi) boğazlarımızdan rahatça geçirebileceğini göstermekte midir?

6. Bu olay boğazlarımızın bizim kontolümüzde olmadığını göstermemekte midir? Boğazlarımız kimin kontrolündedir ve ne zaman bizim kontrolümüze geçecektir? Bakanlığınızın veya diğer bakanlıkların bu konuyla ilgili olarak herhangi çalışması var mıdır? Varsa bu çalışmalar nedir?

7. Bakanlığınızın ve hükümetinizin S 300 füzeleri konusundaki tutumunda bir değişiklik olacak mıdır?

T.C. Devlet Bakanlığı 22.7.1998 Sayı : B.02.0.016/00669

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 6.7.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-32703 sayılı yazınız.

Hatay Milletvekili Sayın Dr. Mehmet Sılay tarafından verilen ve yazılı olarak cevaplamam istenen, 7/5633-13876 Esas No’lu soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Dr. Burhan Kara Devlet Bakanı

Cevap 1. Malta Bandıralı Natasha 1 isimli gemiye, 1994 yılında yürürlüğe giren “Boğazlar ve Marmara Bölgesi Deniz Trafik Düzeni Hakkında Tüzük” ve Montrö Sözleşmesi hükümlerinde yer alan beyanlarla ilgili bölümlere göre işlem yapılmıştır.

Cevap 2. 5 Eylül 1997 tarihli, Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan S-300 füzeleri ile ilgili yük taşıyan gemilerle ilgili Görev Eşgüdüm Yönergesinde, konu ile ilgili kurum/kuruluşlar belirtilmiştir. Hükümetimiz, her durumda olaylara hakim olup, Natasha-1 gemisi ile ilgili olarak da, söz konusu yönerge gereğince, ilgili kurum/kuruluşlarla gerekli koordinasyonu sağlamıştır.

Cevap 3. 5 Eylül 1997 tarihli Dışişleri Bakanlığı Yönergesine uygun olarak, söz konusu gemide gerekli inceleme ve denetlemeler yapılmıştır.

Cevap 4. Ülkemizin 1936 Montreux Sözleşmesi ile yabancı ticaret gemilerinin Türk Boğazlarından geçişi ile ilgili olarak akdi yükümlülükleri çerçevesinde, Natasha-1 isimli geminin beyan ettiği şekilde İskenderiye Limanına intikali için, Çanakkale Boğazından geçişinin sağlanması yönündeki Dışişleri Bakanlığının 15.6.1998 tarih ve DHGY/II-1305-3672 sayılı, Çanakkale Valiliğine yazdığı talimatın, Liman Başkanlığımıza intikalinden sonra, söz konusu geminin kalkışı sağlanmıştır.

Cevap 5. Boğazlar Tüzüğünün uygulanmasında önemli idarî fonksiyonları olan müsteşarlığımız Trafik Kontrol İstasyonlarına söz konusu Tüzüğün 7 nci maddesi uyarınca verilen SP-1 ve SP-2 uyarınca seyir, can, mal ve çevre güvenliğini tehdit eden ve şüpheli tavır hal ve tavır içerisinde bulunan gemiler için ise ilgili kurum/kuruluşlarla koordinasyonla gerekli işlemler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapılacaktır.

Cevap 6. Türkiye’nin ve Karadeniz ülkelerinin güvenliğinin sağlanması, Montreux Sözleşmesinin amaçları arasında olup, İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizindeki Deniz Trafik Düzeni Hakkındaki Tüzük Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki tam egemenliği teyid edilmiş ve güvenlik endişeleri de karşılanmıştır.

Sonuç olarak; Türk Boğazları Türkiye’nin tam egemenliği ve kontrolünde olup, bundan sonra da böyle kalacaktır.

Cevap 7. Hükümetimizin S-300 füzeleri ile ilgili tutumunda bir değişiklik olmayacaktır. Bu bir dış politika meselesidir. Ancak, hangi bayrağa tabi olursa olsun, Natasha-1 gemisi gibi yanlış beyanda bulunan ve S-300 füzeleri ile ilgili yük taşıyan gemilere Dışişleri Bakanlığınca yayınlanan 5 Eylül 1997 tarihli Görev Eşgüdüm Yönergesi uyarınca hareket edilmesi uygun olacaktır.

5. – Erzincan Milletvekili Mustafa Kul’un, orman köylülerinin sorunlarına ilikşin sorusu ve Orman Bakanı Ersin Taranoğlu’nun yazılı cevabı (7/5635)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Orman Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

Mustafa Kul Erzincan

Dünya üzerinde insanların büyük bir kısmı, zaman içerisinde doğanın bir parçası olduğunu unutmuş, geliştirdiği teknolojiler aracılığıyla, doğayla sürekli bir savaş içerisinde olmuştur. Ekonomi kaynaklı ideolojiler de bu eğilimi pekiştirmiş ve yaşam biçimlerini, geçim kaynaklarını, ekonomilerini doğayla barışık olarak biçimlendiren toplumlar üzerinde, birer baskı unsuru haline gelmişlerdir. Bu anlayış, insanlığı beton duvarların içine hapsetmiş, toprağı ancak saksıda görecek noktaya getirmiştir. Çocuklarımız, canlılığın temel göstergelerini, dengeyi, doğal süreci, güzellikleri hissedemeden, ayakları toprağa basamadan büyümekte, beton kültürün ruhsuzluğunu içselleştirmektedir.

Doğal kaynaklarımız içerisinde çok önemli bir yere sahip olan ormanlarımız konusunda, hepimize çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Anayasamıza göre ormanlar Devletindir. Ormanlarla ilgili konularda yetki Orman Bakanlığında olduğu için bu Bakanlığın çalışmalarını sürekli izlemek zorundayız. Çünkü ekolojik sisteme zarar verecek her türlü karar ve davranış geleceğimizin yok olması anlamına gelmektedir.

1. Ülkemizde yaklaşık olarak 18 000 civarında bulunan orman köylerinde yaşayan insanların karşılaştıkları sosyo-ekonomik sorunlar karşısında Orman Bakanlığı ne tür çalışmalar yapmaktadır?

2. Orman köylerinde gerekli ve yeterli iş alanlarının olmaması, ormanlarımızın büyük çoğunluğu üzerinde sosyal baskı oluşturuyor mu? Bu sosyal baskı ormanların tahrip olmasına neden olmakta mıdır?

3. Orman köylüleri için eğitim çalışmaları yapılıyor mu?

4. Orman köylerinin kalkındırılmasını sağlayacak projeler, köylünün istek ve alışkanlıkları, yörenin yerel şartları dikkate alınarak mı geliştiriliyor?

5. Her türlü orman ürünü satışından, orman ürünü ithalatından Orman Köylüleri Kalkınma Fonuna pay ayrılıyor mu?

6. Orköy Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilâtı yeterli sayıda uzman kadro istihdam ediyor mu?

7. Orman arazi kadastrosu tamamlanıp köylünün mülkiyet sorunu çözümlenmiş midir?

8. Orman içi su kaynaklarından öncelikle orman köyleri yararlanabiliyorlar mı?

9. Arıcılık, doğal ve kültür mantarları üretimi, el sanatları gibi konularda orman köylüleri yeterince eğitiliyor mu?

10. Orman içinde yetişen ve ekonomik değeri yüksek olan yabani meyvelerin kültüre alınarak üretilmesi için çalışmalar yapılıyor mu?

11. Ahşap kullanımını azaltıcı konut tiplerini teşvik etmek için köylüye konut kredisi veriliyor mu?

12. Orman köylülerinin odun tüketimini azaltmak için ne tür çalışmalar yapılmaktadır?

13. Orköy kredileri tüm orman köylerine eşit ve adil dağıtılıyor mu? 1977 yılı içerisinde Orköy kredilerinden hangi İle ne kadar kredi tahsisi yapılmıştır? 1988 yılında hangi İl’e ne kadar kredi gönderilmesi öngörülmektedir?

14. Erozyon kontrolü konusunda yeterli çalışma yapılıyor mu?

15. Ormanların korunması, genişletilmesi ve geliştirilmesi, orman köylüsünün ekonomik problemlerinin çözümlenmesiyle doğru orantılı mıdır?

16. Orman köylüsünün durumun iyileştirici ekonomik ve sosyal yardımların yapılabilmesi için, il ve ilçe bazında kalkınma planları yapılıyor mu?

T.C. Orman Bakanlığı 22.7.1998 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Koordinasyon ve Mevzuat Dairesi Başkanlığı Sayı : KM.1.SOR./608-2177

Konu : Sayın Mustafa Kul’un yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı)

İlgi : TBMM’nin 6.7.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/5635-13984/32846 sayılı yazısı.

İlgi yazı ekinde alınan Erzincan Milletvekili Sayın Mustafa Kul’un “Orman köylülerinin sorunlarına ilişkin yazılı soru önergesi” Bakanlığımızca incelenmiş olup, cevabı yazımız ilişikte gönderilmektedir.

Arz ederim.

Ersin Taranoğlu Orman Bakanı

Erzincan Milletvekili Sayın Mustafa Kul’un

7/5577 Esas No.lu Yazılı Soru Önergesi Hakkında

Orman Bakanlığının Cevabı

1, 2. Ülkemizde 19 062 orman köyünde 8 788 039 insan yaşamaktadır. Bakanlığımız bu insanların sosyo-ekonomik sorunlarının köklü olarak çözümlenmesine yardımcı olmak üzere, sosyal ve ekonomik amaçlı krediler uygulamaktadır. Bu krediler köylülere birim üniteden en yüksek verimi almayı öğretmeye ve onların kalkınmalarına katkıda bulunmaya yöneliktir. Ancak bu çalışmalar “Orman Köylüleri Kalkınma Fonu” imkânlarıyla orantılı olarak yapılabilmektedir.

Damörtülüğü ısıtma-pişirme araçları ve biyogaz tesisi konularında verilen krediler sosyal amaçlı olup, fenni arıcılık, süt sığırcılığı, süt koyunculuğu, besi sığırcılığı, besi kuzuculuğu, besi ve yumurta tavukçuluğu, kürk hayvancılığı, halıcılık, motorlu bez dokumacılığı, ipek halıcılığı, toprak işleme, motorlu kesim aletleri, ipek böcekçiliği, seracılık, bağcılık, meyvecilik, narenciyecilik, gülcülük, zeytincilik, yayla bağcılığı, kıyı balıkçılığı, zeytin salamura, muz tesisi, çilekçilik, tarla sebzeciliği, kültür mantarcılığı ve tatlı su balıkçılığı (alabalıkçılık) gibi konularda ekonomik amaçlı krediler verilmektedir.

Bu kredilerle iş sahibi olan ve ekonomik olarak güçlenen köylülerin ormanlar üzerindeki baskıları azalmaktadır.

Meşe kök sisteminin yeterli bulunduğu sahalarda enerji ormanı tesisi çalışmaları yapılarak civar orman köylerin bir bölümünde yaşayan vatandaşlarımızın yakacak odun ihtiyaçlarının teminine yardımcı olunmaya çalışılmaktadır.

Ülkemizin yaklaşık % 26’sı ormanlarla kaplıdır. Bu ormanların ancak % 40’ı faydalanılabilir ormanlardır. Bu miktar dünya ortalamasının altında kalmaktadır. Bu nedenle orman köylülerinin kalkındırılmasında, sadece Orman Bakanlığının gayretlerinin yeterli olacağı düşünülemez.

Bakanlığımız, ormanların devamlılığı ile sürdürülebilir ormancılık politikasını sağlayabilmek için ormanların sahibinin Millet olduğu prensibine bağlı kalarak; 6831 sayılı Orman Kanununun 30 uncu maddesinde yapılacak değişiklik taslağını hazırlayarak orman köylüsünün ürettiğini pazarlayıp satmasıyla daha fazla gelire sahip olması, halen yürürlükteki 30 uncu madde hükümlerine dayanılarak hazırlanan ve 5.7.1998 tarihinde yürürlüğe giren “Orman Ürünlerinin Tahsisli Satışlar Hakkında Esaslar” ile köylülere ve köy tüzel kişiliklerine, ormanlardan mevcut planlara göre çıkarılacak dikili ağaçlar tahsis fiyatı ile satılarak köylünün gelirinin daha fazla artırılması, köy tüzel kişiliğinin ise daha aktif hale getirilmesi,

Yürürlükteki Orman Kanununun 34 üncü maddesinin değişiklik taslağında kooperatiflerin tesis sahibi olma şartının kaldırılması ve kooperatiflerin kanunî haklarının satış fiyatlarında yapılan indirim ile orman köylerini kalkındırma kooperatiflerinin gelirlerinin artırılması,

Yine yürürlükteki Orman Kanununun 40 ıncı maddesinin değişiklik taslağında orman köylülerine ve tüzel kişiliklerine verilecek iş kolları artırılarak köy tüzel kişiliklerinin gelirlerinin artırılıp daha aktif hale getirilmesi için çalışmalar yapılmaktadır.

Bakanlığımızca yapılan ihalelerde, işgücü ile yapılacak ağaçlandırma çalışmalarında çalışan işçilerin o bölgedeki orman köylülerinden olmasına özen gösterilmekte ve makine gücü ile yapılan ağaçlandırma çalışmalarında ise dikim ve bakım çalışmaları orman köylülerine yaptırılarak gelir elde etmeleri sağlanmaktadır.

Ayrıca, ağaçlandırma sahalarının köy tüzel kişilikleri tarafından korunması uygulaması başlatılmıştır.

3, 9. Bakanlığımızca kültür mantarcılığı konusunda orman köylülerine eğitim verilmektedir. Ayrıca, arıcılık ve el sanatları konularında Tarım İl Müdürlükleri ile Halk Eğitim Müdürlüklerince eğitim yapılmaktadır.

4. Köylülerin kalkınmalarına yönelik projeler, köylülerin eğilimleri doğrultusunda hazırlanan ilçe kalkınma planları çerçevesinde bölgesel olarak düzenlenen tip projeler ile yapılmaktadır. Yani, köylülerin eğilimleri bu projelerin türlerinin belirlenmesinde birinci faktördür.

5. 6831 sayılı Orman Kanununun 31, 32, 33 ve 35 inci maddeleri gereğince yapılan satışlar ile Devlet Orman işletmelerince Devlet kereste fabrikalarına satılan tomruklar hariç olmak üzere her türlü orman emvali satışlarından Orman Köylüleri Kalkınma Fonuna pay ayrılmaktadır.

6. Orköy Genel Müdürlüğü teşkilâtı mevcut elemanları ile en iyi bir şekilde hizmet verme gayreti içinde olup, eleman takviyesi yapılacaktır.

7. Orman köylüsünün mülkiyet sorunlarının yalnızca Orman Kadastrosunun yapılması ile çözümlenmesi mümkün değildir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü taşra birimlerince de arazi kadastrosu çalışmalarının yapılması gerekmektedir.

8. Orman içi su kaynaklarından yararlanabilme yönünden mevcut mevzuatta orman köylülerinin bir önceliği yoktur. Orman içi su kaynaklarından öncelikle su tahsis belgesi olan özel ve tüzel kişilere izin verilmektedir.

10. Orman içinde yetişip ekonomik değeri yüksek olan yabani meyvelerin kültüre alınması ve üretilmesiyle ilgili olarak Bakanlığımızca çeşitli çalışmalar yapılmaktadır.

Orman içinde yetişen ve ekonomik değeri yüksek olan yabani meyvelerin tabiî ve sunî gençleştirme çalışmalarında muhafazaları yönünde tedbir alınmaktadır. Ayrıca ağaçlandırma sahalarında ceviz ve kestane türünün tesisi ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır.

Endüstriyel ağaçlandırmaya uygun olmayan sahalarda asli ağaç türünün altında, ikinci tür olarak; Defne, Güveyotları, Kekik, Gebere, Adaçayı, Kuşburnu ve benzeri tıbbi ve aromatik bitkilerle, süs ve boya bitkisi türleriyle özel ağaçlandırma yapılabilmekte ve talep edilmesi halinde kredi de verilebilmektedir.

Ayrıca, vatandaşlarımızın aşılı ceviz fidanı talepleri karşılanmaktadır. Menengiç üzerine Antepfıstığı aşılanması çalışmaları sürdürülmektedir.

11. Bu güne kadar köylüye damörtülüğü dışında konut yapımı veya alımı ile ilgili kredi verilmemiştir.

12. Odun tüketimini azaltmak üzere kuzineli soba ve damörtülüğü kredileri ile madenî tezgahlar verilmektedir.

13. Orman içi ve bitişiğinde yaşayan köylülerin sosyo-ekonomik yönden kalkınmalarına katkıda bulunmak üzere Bakanlığımızca 1997 yılında köylünün istekleri doğrultusunda yapılan program gereği fenni arıcılık, seracılık, kafes ve havuz balıkçılığı, ipek böcekçiliği, halıcılık, kürk hayvancılığı, bağcılık, zeytin salamura, meyvecilik ve kültür mantarcılığı konularında kredi çalışmaları yapılmış olup bununla ilgili olarak düzenlenen cetvel ektedir. (Ek - 2)

1998 yılında programlanan kredi uygulamaları devam etmektedir. Genel Bütçeden Orman Köylüleri Kalkınma Fonuna verilen ödenek yeterli olmadığından 1997 yılında kredi verilemeyen ve Havza Geliştirme Projesi gibi özel proje uygulanan yörelere bütçe imkânları oranında kredi verilmektedir. Program ile ilgili cetvel ektedir. (Ek - 3)

14. Yurdumuzun % 45.9’u 1 000 - 2 000 metre yükseklikte kısaca dağlık, % 62,5’u % 15 meyilden daha meyilli, engebeli bir yapıya sahip olması, çok değişik iklim farklılıkları göstermesi, kolay ayrışabilen ana kayası ile dünyanın erozyona karşı en hassas bölgeleri içerisinde yer almaktadır.

Nitekim; bugüne kadar süregelen yanlış arazi kullanımı, aşırı ve bilinçsiz hayvan otlatması ve ormanların insafsızca tahrip edilmesi sonucu binlerce yıldır çeşitli uygarlıkları barındırmış olan ülkemiz topraklarının % 86’sı çeşitli şiddette erozyona maruzdur.

Erozyonun düşmanı ormanlar ve bitki örtüsüdür. Ancak, % 26’sı ormanlar ile, % 35’lik bölümü ise steplerle kaplıdır.

Ülkemizin bugün 20,7 milyon hektar orman sahası bulunmaktadır. Bunun 10,5 milyon hektarı endüstriyel ağaçlandırma sahası, 3 milyon hektarı erozyon tedbiri alınması gereken sahalar, 1,1 milyon hektarı mera sahası, 2,3 milyon hektarı da muhafaza karakterli sahalardır.

Bu durumda; Bakanlığımızın ağaçlandırma ve erozyon kontrolu çalışması yapması gereken 6,8 milyon hektar saha bulunmaktadır. Ayrıca, ülkemizdeki erozyon probleminin bulunduğu sahaların ancak % 10’luk bölümü Bakanlığımızın sorumluluğundaki sahalar olup, % 90’lık bölümü ise tarım ve mera alanlarıdır.

1937 yılından 1997 yılı sonuna kadar, Bakanlığımızca 2,3 milyon hektar ağaçlandırma çalışması ile 340 bin hektar erozyon kontrolu çalışması yapılmıştır.

Bakanlığımızca 1998 yılında 37 bin hektar ağaçlandırma ile 40 bin hektar erozyon kontrolu çalışmasının yapılması planlanmıştır.

15. Ormanların korunması, genişletilmesi, geliştirilmesi ve işletilmesinin orman köylülerinin ekonomik problemleri ile doğru orantılı olduğu kanaatindeyiz. Bu sebeple 6831 sayılı Orman Kanununun (Ek - 3) üncü maddesinin (h) fıkrası ile Orman Köylüleri Kalkınma Fonu 1974 yılında kurulmuştur.

Ülkemiz gelişmekte olan bir ülkedir. Nüfusumuzun büyük bir kısmı geçimini ormancılık faaliyetlerinden sağlamaktadır. Vatandaşlarımızın ekonomik problemlerinin çözümü halinde elbetteki ormana olan baskıları azalacaktır.

16. Orman köylülerine sosyal ve ekonomik kredi yardımları ilçe kalkınma planlarına dayalı olarak köylünün eğilimleri de dikkate alınmak suretiyle hazırlanan yıllık çalışma programlarına göre yapılmaktadır. Bu güne kadar 715 ilçenin “Orman Köyleri İlçe Kalkınma Planı” yapılmıştır.

6. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Mardin - Dargeçit - Temelli Köyü güzergâhında meydana gelen kazada ölen kişinin ailesinin mağduriyetine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/5645)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delalet etmenizi saygılarımla arz ederim. 23.6.1998

Hüseyin Yıldız Mardin

Sorular :

1. 15.12.1997 tarihinde Mardin İli, Dargeçit İlçesine bağlı Temelli Köyünden Dargeçit’e yolcu taşıyan minibüsün yola döşenen mayına çarpması sonucu minibüste bulunan Mahmut Korkmaz ve 11 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

2. Bu elim olay sonucu hayatını kaybeden Mahmut Korkmaz’ın eşi ve çocukları hem maddî hem de manevî olarak çok zor durumda kalmışlar; bu nedenle 15.1.1998 tarihinde Bakanlığınıza başvurarak tazminat talebinde bulunmuşlardır. Şu ana kadar Bakanlığınızın herhangi bir cevabi yazısı ve işlemi olmuş mudur?

3. Gerek Anayasamıza göre gerek yargısal içtihatlara göre gerekse Hukuk Devleti ilkelerine göre böyle bir durumda Devletin sorumluluğu söz konusu değil midir? Devleti temsilen Bakanlığınızın, zor durumda olan bu ailelerin maddî ve manevî zararlarını karşılaması gerekmez mi? Bu konuda bir teşebbüste bulunulacak mıdır?

4. Bakanlığınızın bu konuya ilgisizliği söz konusu ise bu durum sosyal hukuk devleti ilkesi ve sorumlu devlet anlayışla bağdaşıyor mu?

T.C. İçişleri Bakanlığı 22.7.1998 İller İdaresi Genel Müdürlüğü Sayı : B050İLİ0070001./303.2/4584

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 6.7.1998 tarih ve A.01.0.GNS.010.00.02.14276-7/5645-14000 sayılı yazısı.

Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulup ilgi yazı ekinde Bakanlığımıza intikal ettirilen yazılı soru önergesi üzerine Mardin Valiliğine yaptırılan inceleme sonucunda;

15 Aralık 1997 tarihinde Hüseyin Aslan yönetimindeki 47 M 3059 plakalı minibüsün Dargeçit İlçesine bağlı Temelli Köyünden Dargeçit’e yolcu taşırken, bölücü terör örgütü mensuplarınca yola döşenen mayına basması sonucu meydana gelen olayda, hayatını kaybeden vatandaşlarımızdan Mahmut Korkmaz’ın eşi Hatice Korkmaz ile diğer ailelere verilmek üzere Olağanüstü Hal Bölge Valiliğince gönderilen 1 000 000 000 TL.nın aileler arasında eşit olarak dağıtıldığı ve yine her aileye gıda yardımının yapıldığı, olayda parçalanan minibüsün tazmini ile ölenlerin yakınlarına ve yaralananlara dağıtılmak üzere Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan 11,5 milyarın istendiği anlaşılmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanı

7. – Balıkesir Milletvekili Ahmet Bilgiç’in, Manisa Vali Muavininin bazı beyanlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/5654)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın delaletinizle İçişleri Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim. 25.6.1998

Ahmet Bilgiç Balıkesir

Halen Manisa İli Vali Muavinliği görevinde bulunan Ali Muhsin Nakiboğlu, Balıkesir İli Edremit Kaymakamlığı yaptığı dönemde hal, tavır ve icraatlarında bir kaymakamda olması gereken basiret ve ağırbaşlılığı gösterememiş ve yetersiz kalmıştır. Edremit İlçemizin kalkınması ve tanıtımı için gece-gündüz çalışması umulurken bu gayreti Edremit halkından esirgemiştir. Bununla da yetinmeyen Kaymakam A. M. Nakiboğlu makam aracını özel işlerinde de kullanmayı alışkanlık edinmiş olup, özel bir geziden dönüşte aracı kendi kullanırken trafik kazası yapmıştır. Kaza neticesinde Devlet malını zarara uğratmış olması nedeni ile soruşturma açılmış mıdır? Makam aracına vermiş olduğu zarar kendisine ödettirilmiş midir? Trafik kazalarında emniyet birimleri tarafından kaza raporu tutulup, alkol muayenesi yapılmış mıdır? Yoksa bunların hiçbiri yapılmayıp konu örtbas mı, edilmiştir?

Vali muavini olduktan sonra da hızını alamayan Kaymakam A. M. Nakiboğlu Edremit İlçesinde bir çok saygın şahsiyete dil uzatmıştır. Son olarak Balıkesir ziyaretinde, Yeni Balıkesir Gazetesine verdiği Bayram Mesajı (13 Nisan 1998 tarihli nüsha) aynen aşağıda verilmiştir.

“Ahmet Bilgiç’in milletvekili olması Edremit ve Körfez için tam bir talihsizliktir. Bu benim bayram mesajım. Aynen yazabilirsiniz.”

Bir gaflet içinde ne dediğini bilemeyen Ali Muhsin Nakiboğlu’na geçmiş olsun derken, şahsıma, Körfez halkına ve bana oy vererek güvenlerini belirten Edremit’lilere hakaret etmesi sebebi ile soruşturma açılmış mıdır(?), açılması düşünülmekte midir?

T.C. İçişleri Bakanlığı 22.7.1998 Personel Genel Müdürlüğü Sayı : B.050PGM0710001-Ş/15638

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 6.7.1998 tarih ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.02-14176 sayılı yazınız.

Balıkesir Milletvekili Sayın Ahmet Bilgiç’in tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılmasını istediği soru önergesine (7/5654) ait cevaplar aşağıya çıkarılmıştır.

Arz ederim.

Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanı

Balıkesir - Edremit İlçesi eski Kaymakamı ve halen Manisa Vali Yardımcısı olarak görev yapmakta olan A. Muhsin Nakipoğlu’nun Edremit Kaymakamlığı yaptığı dönemde özel bir geziden dönerken makam aracı ile şehir dışında kaza yaptığı, aracın büyük hasar gördüğü ve bu hususta tahkikat açılmadığı iddialarının incelenmesi için Bakanlık Makamından alınan 25.10.1996 tarih ve 16867 sayılı onayımızla mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir.

Mülkiye Başmüfettişi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 27.12.1996 tarih ve 5/41 sayılı disiplin raporunda; “...adı geçen Kaymakamın Devlete ait resmî aracın korunması ve kullanılmasında kusurlu davranması ve gereken önemi göstermemesi nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/B maddesinin (a) fıkrası uyarınca kınama cezası ile tecziye edilmesi gerektiği” kanaat ve sonucuna varıldığının belirtilmesi üzerine Bakanlık Makamının 4.4.1997 tarih ve 4268 sayılı onayı ile Edremit Kaymakamı A. Muhsin Nakipoğlu “Kınama” cezası ile tecziye edilmiştir.

Ayrıca Taşıt Kanununa muhalefet ve maddî hasarlı trafik kazasına sebebiyet vermekten mülkiye müfettişi tarafından düzenlenen 26.12.1996 tarih ve 5/40 sayılı rapora göre adı geçen Kaymakam hakkında genel hükümlere göre işlem yapılmak üzere Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.

8. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün;

– Bayburt - Aydıntepe İlçesinin çöp aracı ihtiyacına,

Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın;

– Özel Çevre Koruma Kurumunca Ankara - Gölbaşı İlçesiyle ilgili olarak yapılan çalışmalara

İlişkin soruları ve Çevre Bakanı İmren Aykut’un yazılı cevabı (7/5671, 5676)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Çevre Bakanı İmren Aykut tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saffet Arıkan Bedük Ankara

Bayburt-Aydıntepe İlçesinin 1991 yılı sayımlarına göre 6 100 nüfusu bulunmaktadır. Belediyenin çevre temizliği hizmetlerinin eksiksiz verebilmesi için ihtiyacı olan çöp aracını 1998 yılında tahsis etmeyi düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Çevre Bakanı İmren Aykut tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Ersönmez Yarbay Ankara

Sorular:

Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Gölbaşı İlçesi için bugüne kadar hangi çalışmaları yapmıştır? Gölbaşı Koruma Bölgesinin planları ne zaman tamamlanacaktır?

T.C. Çevre Bakanlığı 17.7.1998 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.19.APK.0.20.00.01/0012-856-5789

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Genel Sekreterliğine

İlgi : 6.7.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-14262 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınız eki Ankara Milletvekili Sayın Saffet Arıkan Bedük ile Sayın Ersönmez Yarbay’a ait yazılı soru önergeleri cevaplandırılarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. İmren Aykut Çevre Bakanı

Ankara Milletvekili Sayın Saffet Arıkan Bedük’ün 7/5671 Esas Numaralı soru önergesinin cevabı

Soru : Bayburt-Aydıntepe İlçesinin 1991 yılı sayımlarına göre 6 100 nüfusu bulunmaktadır. Belediyenin çevre temizliği hizmetlerinin eksiksiz verebilmesi için ihtiyacı olan çöp aracını 1998 yılında tahsis etmeyi düşünüyor musunuz?

Cevap : Bayburt - Aydıntepe Belediye Başkanlığına Bakanlığımız Çevre Kirliliğini Önleme Fonundan, 21.4.1995 tarihinde itfaiye alımı için 990 000 000 TL., 19.1.1996 tarihinde çöp kamyonu alımında kullanılmak üzere 1 000 000 000 TL. nakit yardımında bulunulmuş, ancak Belediye Başkanlığı 19.1.1996 tarihinde yapılan 1 000 000 000 TL. nakit yardımını çöp kamyonu alımında değil kanalizasyon projesinde kullanmıştır.

Belediye Başkanlığının çöp kamyonu talebi 1998 yılı fon bütçe imkânları dahilinde değerlendirilmek üzere kayıtlarımıza alınmıştır.

Ankara Milletvekili Sayın Ersönmez Yarbay’ın 7/5676 Esas Numaralı
Soru Önergesinin Cevabı

Soru : Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Gölbaşı İlçesi için bugüne kadar hangi çalışmaları yapmıştır? Gölbaşı Koruma Bölgesinin planları ne zaman tamamlanacaktır?

Cevap : 22.10.1990 tarih ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 21.11.1990 tarihinde Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen Gölbaşı sınırları içerisinde kalan Mogan ve Eymir Göllerinin iyileştirilmesine ilişkin çalışmalar aşağıda özetlenmiştir.

1. Planlama Çalışmaları : Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesinin 1/25 000 ölçekli çevre düzeni nazım imar planı, 31.6.1992 tarihinde onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Ayrıca, gelişme alanlarına ait 1/5000 ölçekli nazım imar planları hazırlanarak onaylanmış ve bu planlara göre 1/1000 ölçekli uygulama planları da bölge bölge çalışılarak büyük bir kısmı tamamlanmıştır. Plan kararlarında gölün yakın çevresinde Konya yolu ile Haymana yolu arasında kalan kesimde sadece günübirlik tesis yapılabilmesine imkân tanınmış ve kısıtlı bir yapılaşma oranı getirilmiştir. Halihazırda bu bölgenin bir an önce Ankara halkının kullanımına imkân sağlayacak bir hale getirilmesi için 1/1000 ölçekli rekreasyon alanı uygulama imar planı çalışması sürdürülmektedir. Bu planlarda gölü besleyen akiferlerin yeşil alanlara terk edilerek korunması ve kamu eline geçmesi sağlanmaktadır. Aynı zamanda, kuşların da bulunduğu araziler, sazlık - bataklık alan olarak tariflenmiş ve yapı yasağı getirilmiştir. Bu sayede gölün beslenmesi ve sürdürülebilirliği plan tekniği ile sağlanmış bulunmaktadır.

2. Atatürk Sahil Parkı Uygulama Çalışmaları : Gölbaşı Belediyesince projesi hazırlanan park düzenlenmesinin ihale yoluyla uygulama çalışmalarına başlanılmıştır. Ayrıca Mogan Gölü kıyı bandı kentsel tasarım ve peyzaj düzenlemesinin 2 nci etap proje çalışmaları da Gölbaşı Belediyesi ile birlikte halen devam etmektedir.

3. Sukesen Deresi Taşkın Projesi : Mogan Gölünü besleyen en büyük derelerden bir olan Sukesen Deresi üzerinde ıslah amacıyla çift taraflı duvar inşaa edilerek, üzerinde 5 adet geçit yapılmış ve inşaat 1997 yılında tamamlanmıştır.

4. Hidrometeoroloji Projesi : Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü ile yapılan protokol çerçevesinde Mogan Gölünü besleyen akarsuların izlenmesi ve havzanın su potansiyelinin belirlenmesi için 1998 yılından itibaren çalışmalara başlanmıştır. Proje 3 yıl devam edecektir. Bu çalışma kapsamında gölün havzası içerisinde yer alan sulama göletlerinin de göle olan etkileri hakkında bilgi sahibi olunacaktır.

5. Mogan Gölü Dip Çamuru Projesi : Özel Çevre Koruma Kurumu ile Hacettepe Üniversitesi Uluslararası Karst Su Kaynakları Araştırma ve Uygulama Merkezi (UKAM) arasında yapılan sözleşme gereğince, 19.1.1998 - 1.5.1998 tarihleri arasında yürütülen fizibilite çalışması sonucunda, gölün tabanında yer alan çamurun temizlenmesinin teknik ve ekonomik koşulları ortaya konulmuş olup bu çalışma sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda çamurun temizlenmesine ilişkin proje çalışmaları halen devam etmektedir. Gerekli finansman sağlandığında temizleme çalışmalarına başlanacaktır.

6. Sulak Alan Havuz Sistemi Projesi : Mogan Gölünü besleyen derelerin göle getirdiği kirliliğin önlenmesi için, akarsuların göle ulaştığı alanlarda setler oluşturarak, burada azot-fosfor kirliliği başta olmak üzere diğer kirletici etkenlerin göle ulaşmasını engellemeye yönelik bir uygulama projesi olup, bu proje üzerinde halen çalışmalar devam etmektedir.

7. Katı Atık (Çöp) Transfer İstasyonları Projesi : Gölbaşı çevresinde üretilen çöplerin belirli istasyonlarda toplanıp, Ankara Büyükşehir Belediyesince Sincan Çadırtepe’de yapımı devam eden katı atık depolama tesisine gönderilmesi hususunda yapılan çalışmalar devam etmektedir.

9. – İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş’ın, Muğla Gökova Termik Santraliyle mahkeme kararının ne zaman uygulanacağına ilişkin sorusu ve Çevre Bakanı İmren Aykut’un yazılı cevabı (7/5680)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda yer alan sorularımın Çevre Bakanı tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Ercan Karakaş İstanbul

Bilindiği gibi Danıştay Muğla’daki Gökova termik santrallarının çalıştırılamayacağına ilişkin idare mahkemesinin kararını onaylamış bulunuyor.

Sorular :

1. Danıştay kararının gereğini ne zaman yerine getireceksiniz?

2. Mevzuata aykırı olarak inşa edilen ve doğal çevreye büyük zarar vereceği anlaşılan Gökova termik santralinin binalarını nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz?

3. Danıştay kararı Yatağan ve Yeniköy’deki termik santralleri de kapsadığına göre bu santrallerin çalışmalarını ne zaman durduracaksınız?

T.C. Çevre Bakanlığı 22.7.1998 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.19.APK.0.20.00.01/0012/872-5908

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı

Genel Sekreterliğine

İlgi : 6.7.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-714071/32988 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınız eki İstanbul Milletvekili Sayın Ercan Karakaş’a ait yazılı soru önergesi cevaplandırılarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. İmren Aykut Çevre Bakanı

İstanbul Milletvekili Sayın Ercan Karakaş’ın yazılı soru önergesinin cevabı

Bilindiği gibi Danıştay Muğla’daki Gökova termik santrallarının çalıştırılmayacağına ilişkin idare mahkemesinin kararını onaylamış bulunuyor.

Soru 1. Danıştay kararının gereğini ne zaman yerine getireceksiniz?

Soru 2. Mevzuata aykırı olarak inşa edilen ve doğal çevreye büyük zarar vereceği anlaşılan Gökova termik santralinin binalarını nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz?

Soru 3. Danıştay kararı Yatağan ve Yeniköy’deki termik santralleri de kapsadığına göre bu santrallerin çalışmalarını ne zaman durduracaksınız?

Cevap 1. Termik Santraller 2 Kasım 1986 tarih ve 19269 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğinin 10 uncu maddesine göre emisyon izni alması gereken tesisler arasında yer almaktadır. Bu kapsamda, adı geçen Yönetmelikte belirtilen esas ve standartların termik santrallarda sağlanması halinde, emisyon izni verilmektedir. Kemerköy Termik Santralının emisyon izni mevcut değildir.

Söz konusu Yönetmeliğin 10 uncu maddesine göre; termik santrallara emisyon izni verme yetkisi, Sağlık Bakanlığı ile Büyükşehir Belediyelerine (Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde) aittir. Çevre Bakanlığı emisyon izni verme aşamasında, yetkili mercie görüş bildirmekle yükümlüdür. Bu kapsamda; Kemerköy Termik Santrallarında alınması gereken çevresel tedbirlerle ilgili Bakanlık görüşlerimiz müteaddit defa yetkili ve ilgili kuruluşlara bildirilmiştir. Özellikle santralın bacalarından çıkan kükürtdioksit emisyonu, söz konusu yönetmelik ile getirilen emisyon sınır değerini sağlamamaktadır. Emisyon sınır değerinin sağlanması için Baca Gazı Arıtma tesislerinin kurulması gerekmektedir.

Türkiye Elektrik Üretim - İletim A.Ş. (TEAŞ) Genel Müdürlüğünden Bakanlığımıza intikal eden 21 Nisan 1998 tarih ve 000438 sayılı yazıda; Kemerköy Termik Santralında kükürtdioksit emisyonunu kontrol altına alacak Baca Gazı Desülfürizasyon (BGD) Tesisinin 2 Kasım 1997 tarihinde temelinin atıldığı belirtilmektedir.

Ancak termik santralların bugüne kadar BGD tesislerinin kurulup, işletmeye alınmaması nedeniyle sorunların sürdüğü görülmektedir.

Gökova - Kemerköy Termik Santralının faaliyetlerinin durdurulması ve santrala tesis izni, emisyon izni, işletme izni verilmemesi için Avukat B. Kemal Yücel ve 13 avukat arkadaşı tarafından Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Muğla Valiliği ve Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdürlüğü aleyhine Aydın İdare Mahkemesinde E. 1993/781 sayı ile dava açılmıştır.

Mahkeme 30.12.1996 gün ve E. 1993/781, K. 1996/1922 sayılı kararı ile, “davacıların Kemerköy Termik Santralının faaliyetlerinin durdurulması yolunda yaptıkları başvuruların reddine ilişkin davalı idare işlemlerinin iptaline (yani faaliyetin durdurulmasına) diğer kısmının (Tesis izni, emisyon izni, işletme izni) reddine” karar vermiştir.

Söz konusu karara karşı temyiz başvurumuz üzerine Danıştay 6 ncı Dairesi 3.6.1998 gün ve E. 1997/2919 K. 1998/2928 sayılı kararıyla mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir.

Bunun üzerine 14 Temmuz 1998 tarih ve 5669 sayılı yazımızla Gökova - Kemerköy Termik Santralinin yargı kararları doğrultusunda ve vatandaşların konuya olan duyarlılıklarının da değerlendirilerek faaliyetinin durdurulması, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı ile TEAŞ Genel Müdürlüğünden istenmiştir.

Cevap 2. Termik santral binalarının nasıl kullanılacağı hususu ilgili kamu kurumunca tespit edilecek bir konudur. Ancak çevre kirliliğine yol açan bir durum ortaya çıkarsa Çevre Kanununun ilgili hükümleri çerçevesinde gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak Bakanlığımızın görevidir.

Cevap 3. Gökova Termik Santralı davası ile ilgili safahat Yatağan ve Yeniköy’deki termik santralinde de aynıdır.

10. – Hatay Milletvekili Süleyman Metin Kalkan’ın, Hatay-Hassa Belediyesi çalışanlarının maaşlarına Emekli Sandığınca haciz konulduğu iddiasına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/5704)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Zekeriya Temizel tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

S. Metin Kalkan Hatay

Hatay - Hassa Belediyesinde çalışmakta olan işçi ve memurlar Bakanlığınızdan gerekli ödenek ve yardım gönderilmediğinden ve diğer gelirlerine Emekli Sandığı haciz koyduğundan dolayı maaşlarını alamamaktadırlar.

1. Enflasyonun % 95 civarında olduğu ülkemizde normal maaşlarıyla bile zor geçinen işçi ve memurların 6 aydan beri maaş alamamalarını uygun görüyor musunuz? Görmüyorsanız borç batağına saplanmış belediye çalışanlarına nasıl bir katkınız olacak?

2. Belediye çalışanlarına yalnız maaşların ödenmesi şartıyla para göndermez misiniz?

3. Her halukarda Belediye çalışanlarının maaşları ödenmeden belediye gelirlerine haciz kararı önlenemez mi?

4. Bu doğrultuda Emekli Sandığının Hassa Belediyesine koyduğu haciz kararı kaldırılamaz mı?

T.C. Maliye Bakanlığı 22.7.1998 Personel Genel Müdürlüğü Sayı : B.07.0.PER.0.29/1-22-275

Konu : Süleyman Metin Kalkan’ın soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterliği

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığına)

İlgi : 9.7.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-14356 sayılı yazınız.

Hatay - Hassa Belediyesi çalışanlarının maaşlarına T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce haciz konulduğu iddiasına dair, tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Hatay Milletvekili Sayın Süleyman Metin Kalkan tarafından sorulan ve ilgi yazıda belirtilen sorulara ilişkin cevabım ekte sunulmuştur.

Bilgilerini arz ederim.

Zekeriya Temizel Maliye Bakanı

Hatay Milletvekili Sayın Süleyman Metin Kalkan

Tarafından Sorulan Sorulara İlişkin Cevap

Soru önergesinde bahsi geçen Hatay-Hassa Belediye Başkanlığının kesenek ve kurum karşılığı olmak üzere T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne 1995 yılı için 886 233 000 TL. ana para ile % 20 gecikme zammı 177 246 600 TL., 1996 yılı için 1 844 227 000 TL. ana para ile % 20 gecikme zammı 368 845 400 TL. olmak üzere toplam 3 276 552 000 TL. borcu bulunmaktadır.

Anılan meblağ çeşitli tarihlerde istenilmiş ise de; bugüne kadar tahsili mümkün olmamıştır.

5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 3284 sayılı Kanunla değişik 17 nci maddesi “Kurumlar 14 üncü maddede yazılı sandık gelirlerinden,

a) (a, b, c, ç, d) fıkralarında yazılı kesenek ve karşılıkları, aylık ücret veya tahsilatın tediyesi gününü takip eden günden başlamak üzere 7 gün içinde sandığa veya sandık adına postaya veya bankaya yatırmaya mecburdurlar.

“...Sandık Gelirlerini Tahakkuk ettirmeyen, yukarıda yazılı süreler içinde kesmeyen veya göndermeyen Kurumların ve Tediye Merkezlerinin Tahakkuk ve Ödemeyle ilgili Memurları ile Sorumlu Muhasiplerinden bu paralar % 10 fazlasıyla, ...Kurumların Bütçelerindeki ödeneğin yetmemesi veya ödenek mevcut olduğu halde Mahallinde ödeme emri gönderilmemesi dolayısıyla Sandık Gelirlerinin zamanında gönderilmemesi halinde bu paralar % 20 gecikme zammıyla birlikte ilgili Kurumdan Sandığın talebi üzerine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanuna göre Mahallî Teşkilâtınca tahsil olunur.” hükmü gereğince 3 276 552 000 TL.’nin tahsili Hassa Vergi Dairesi Müdürlüğünden istenmiştir.

Bu durumda malî sıkıntıları nedeniyle personelin kesenek ve kurum karşılıklarını ödeyemeyen Belediye Başkanlıklarının Sandığa müracaatları halinde Yönetim Kurulunun 28.11.1990 tarih ve 1699 sayılı kararı gereğince bu borçlarını taksitlendirmek suretiyle ödeme imkânı sağlanmaktadır.

Ancak Hassa Belediye Başkanlığı bu borçlarını taksitlendirmek suretiyle ödeme hususunda bugüne kadar Vergi Dairesine ve Sandığa talepte bulunmamıştır.

Söz konusu Belediye Başkanlığı borçlarını taksitle ödeme talebinde bulunduğu takdirde, Sandık Yönetim Kurulu kararına göre taksitlendirme kolaylığı sağlanacaktır.

11. – Adana Milletvekili Yakup Budak’ın, Adana’da meydana gelen deprem felaketinde evleri zarar görenlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Refaiddin Şahin’in yazılı cevabı (7/5809)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Refaiddin Şahin tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim. 6.7.1998

Yakup Budak Adana

27 Haziran 1998 Cumartesi günü Adana Merkez ve Ceyhan ağırlıklı 6.3 şiddetinde meydana gelen depremde büyük can ve mal kayıpları olmuştur. Bütün milletimizi acıya boğan deprem felaketinde 145 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 1 000’in üzerinde vatandaşımız da yaralanmıştır. Ayrıca 1 000 ev tamamen yıkılmış, 3 658 evde büyük hasar, 7 147 evde kısmi hasar ve yaklaşık 26 000 ev ve işyerinde hasar tespit edilmiştir. Hastane, okul, köprü, cami gibi birçok kamu binasında da hasar büyüktür.

Özelde Adanalıları, genelde tüm milletimizi yasa boğan deprem felaketinin acılarının hafifletilmesi, ortadan kaldırılması Hükümetin göstereceği duyarlılıkla mümkündür.

1. Depremde evleri yıkılan ve hasar görenlere konut edindirmek için hangi çalışmalar yapılmaktadır?

2. Toplu konut olarak kaç ev yapmayı hedefliyorsunuz? Evlerin yapımına ne zaman başlanacaktır?

3. Yapılan evleri hangi usul ve şartlarla vatandaşımıza ne zaman teslim etmeyi planlıyorsunuz?

T.C. Devlet Bakanlığı 21.7.1998 Sayı : B.02.0.015/S-986

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 13.7.1998 tarih ve KAN.KAR.MD. A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/5809-14317/33367 sayılı yazınız.

Adana Milletvekili Yakup Budak’ın, Adana’da meydana gelen deprem felaketinde evleri zarar görenlere ilişkin 7/5809-14317 sayılı yazılı soru önergesi cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Refaiddin Şahin Devlet Bakanı

Adana Milletvekili Yakup Budak’ın 7/5809-14317 sayılı yazılı soru önergesi cevabı

Depremde evleri yıkılan ve zarar görenlere konut edindirmek için Toplu Konut İdaresinin görevlendirildiği hususunda bir duyum alınmış olmakla birlikte bu konuda tarafımıza henüz bir yazı intikal etmemiştir.

Ancak, Toplu Konut İdaresi, önemi ve ivediliği nedeniyle, konuya ilişkin çalışmaları başlatmış bulunmaktadır.

1. Afetzedelere konut edindirmek için Adana Yüreğir’de mülkiyeti Toplu Konut İdaresine ait 74.8 hektar genişliğindeki alanın kullanılması düşünülmektedir. Bunun yanında Adana’da tespit çalışmalarını sürdüren teknik ekibimizin oluşturacağı rapor doğrultusunda, alternatif konut alanı olarak gecekondu önleme bölgesinin de kullanılması mümkün olabilecektir.

Ceyhan’da afetzedelere toplu konut uygulamasına yer temini için araştırmalar sürdürülmektedir.

2. Adana’da Yüreğir’de Dünya Bankası kredisi desteğiyle 4 000 konut, Ceyhan’da kendi finansman olanaklarımızla 1 000 konut olmak üzere, toplam 5 000 konutun inşası programlanmıştır.

Adana Yüreğir’deki arsa uygulamaya hazır olup avan projeleri revize edilme aşamasındadır. Bulunacak alternatif alanda konutların en fazla 4 katlı bloklarda, 65-85 m2 inşaat alanı salon + 2 odalı daireler şeklinde inşa edilmesi düşünülmektedir. Teknik altyapı ve sosyal donatıları ile birlikte inşa edilecek konutların yapımına ilişkin ihaleler en kısa zamanda gerçekleştirilmek üzere çalışmalar başlatılmıştır.

3. Dünya Bankası kredisi desteğinde inşa edilecek konutlarla ilgili talep araştırmasında pilot uygulama olarak inşa edilen 24 adet dubleks konut, 2 yıl süreli Afet Projesi kapsamında kullanılmak üzere, Adana Valiliğine tahsis edilmiş bulunmaktadır.

Üretilecek 5 000 konutun afetzede vatandaşlarımıza teslimini çabuklaştırmak için hızlı inşaat sağlayan yapı teknolojilerinin kullanılması yoluna gidilecektir. Kredilendirmede azami vadeler kullanılarak ödeme kolaylıkları sağlanacak, afetzedelerin mağduriyetini gidermek üzere her türlü önlem alınacaktır.

Esas No : 11/17

Başbakan A. Mesut Yılmaz hakkında verilen güvensizlik önergesi (11/17) için kullanılan oyların sonucu:

Anayasanın 99 uncu maddesinde öngörülen salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle; reddedilmiştir.

Üye Sayısı : 550

Kabul edenler : 230

Reddedenler : 0

Çekinserler : 0

Mükerrer Oylar : 0

Geçersiz Oylar : 0

Oya Katılmayanlar :

Açık Üyelikler : 9

(Kabul Edenler)

ADANA

Yakup Budak

Sıtkı Cengil

İ. Cevher Cevheri

M. Halit Dağlı

Veli Andaç Durak

İbrahim Ertan Yülek

ADIYAMAN

Mahmut Nedim Bilgiç

Ahmet Çelik

Ahmet Doğan

AFYON

Sait Açba

İsmet Attila

Osman Hazer

Kubilay Uygun

AĞRI

M. Sıddık Altay

Cemil Erhan

M. Ziyattin Tokar

AKSARAY

Mehmet Altınsoy

Nevzat Köse

Murtaza Özkanlı

Sadi Somuncuoğlu

AMASYA

Ahmet İyimaya

Cemalettin Lafçı

ANKARA

Saffet Arıkan Bedük

Ahmet Bilge

Gökhan Çapoğlu

Cemil Çiçek

Mehmet Ekici

Ünal Erkan

Mehmet Gölhan

Rıza Ulucak

Ersönmez Yarbay

ANTALYA

Osman Berberoğlu

Hayri Doğan

ARDAHAN

Saffet Kaya

ARTVİN

Hasan Ekinci

AYDIN

Ali Rıza Gönül

Nahit Menteşe

Muhammet Polat

BALIKESİR

Abdülbaki Ataç

Ahmet Bilgiç

İsmail Özgün

İlyas Yılmazyıldız

BARTIN

Köksal Toptan

BATMAN

Alaattin Sever Aydın

Musa Okçu

Faris Özdemir

BAYBURT

Suat Pamukçu

BİLECİK

Şerif Çim

BİNGÖL

Kâzım Ataoğlu

Hüsamettin Korkutata

BİTLİS

Zeki Ergezen

Abdulhaluk Mutlu

BOLU

Feti Görür

Necmi Hoşver

Mustafa Yünlüoğlu

BURDUR

Mustafa Çiloğlu

BURSA

Mehmet Altan Karapaşaoğlu

Turhan Tayan

ÇANAKKALE

Nevfel Şahin

ÇANKIRI

İsmail Coşar

Ahmet Uyanık

ÇORUM

Bekir Aksoy

Mehmet Aykaç

Hasan Çağlayan

Zülfikar Gazi

Yasin Hatiboğlu

DENİZLİ

M. Kemal Aykurt

DİYARBAKIR

Abdülkadir Aksu

Sacit Günbey

Ömer Vehbi Hatipoğlu

Yakup Hatipoğlu

Salih Sümer

EDİRNE

Ümran Akkan

ELAZIĞ

Mehmet Ağar

Ömer Naimi Barım

Cihan Paçacı

Ahmet Cemil Tunç

ERZİNCAN

Tevhit Karakaya

Naci Terzi

ERZURUM

Zeki Ertugay

Lütfü Esengün

Abdulilah Fırat

İsmail Köse

Ömer Özyılmaz

Aslan Polat

Şinasi Yavuz

ESKİŞEHİR

Hanifi Demirkol

GAZİANTEP

Nurettin Aktaş

Kahraman Emmioğlu

Mehmet Bedri İncetahtacı

GİRESUN

Turhan Alçelik

Ergun Özdemir

GÜMÜŞHANE

Lütfi Doğan

HATAY

Abdulkadir Akgöl

Süleyman Metin Kalkan

Mehmet Sılay

ISPARTA

Ömer Bilgin

A. Aykon Doğan

Mustafa Köylü

Halil Yıldız

İÇEL

Fevzi Arıcı

Mehmet Emin Aydınbaş

Saffet Benli

Turhan Güven

Ayfer Yılmaz

İSTANBUL

Meral Akşener

Tayyar Altıkulaç

Azmi Ateş

Mustafa Baş

Ali Coşkun

Gürcan Dağdaş

Süleyman Arif Emre

Ekrem Erdem

Metin Işık

İsmail Kahraman

Hüseyin Kansu

Hayri Kozakçıoğlu

Aydın Menderes

Ali Oğuz

Mehmet Ali Şahin

Osman Yumakoğulları

Bahri Zengin

Namık Kemal Zeybek

İZMİR

Ufuk Söylemez

Sabri Tekir

İsmail Yılmaz

KAHRAMANMARAŞ

Hasan Dikici

Avni Doğan

Ahmet Dökülmez

Mustafa Kamalak

Mehmet Sağlam

KARABÜK

Hayrettin Dilekcan

KARAMAN

Zeki Ünal

KARS

Sabri Güner

Zeki Karabayır

KASTAMONU

Fethi Acar

Nurhan Tekinel

Haluk Yıldız

KAYSERİ

Memduh Büyükkılıç

Osman Çilsal

Abdullah Gül

Nurettin Kaldırımcı

Salih Kapusuz

Recep Kırış

KIRIKKALE

Kemal Albayrak

Hacı Filiz

Mikail Korkmaz

KIRKLARELİ

A. Sezal Özbek

KIRŞEHİR

Cafer Güneş

KİLİS

Mustafa Kemal Ateş

KOCAELİ

Necati Çelik

İsmail Kalkandelen

Osman Pepe

Bekir Yurdagül

KONYA

Hüseyin Arı

Veysel Candan

Remzi Çetin

Mehmet Necati Çetinkaya

Abdullah Gencer

Teoman Rıza Güneri

Hasan Hüseyin Öz

Mustafa Ünaldı

Lütfi Yalman

Mehmet Ali Yavuz

KÜTAHYA

Ahmet Derin

İsmail Karakuyu

Metin Perli

MALATYA

Oğuzhan Asiltürk

Yaşar Canbay

Fikret Karabekmez

M. Recai Kutan

MANİSA

Rıza Akçalı

Bülent Arınç

MARDİN

Fehim Adak

Mahmut Duyan

Hüseyin Yıldız

MUĞLA

İrfettin Akar

Mustafa Dedeoğlu

MUŞ

Necmettin Dede

Nedim İlci

Sabahattin Yıldız

NEVŞEHİR

Mehmet Elkatmış

Ahmet Esat Kıratlıoğlu

NİĞDE

Doğan Baran

Mehmet Salih Katırcıoğlu

Ergun Özkan

ORDU

Hüseyin Olgun Akın

Mustafa Hasan Öz

SAKARYA

Nezir Aydın

Cevat Ayhan

Nevzat Ercan

Ertuğrul Eryılmaz

SAMSUN

Ahmet Demircan

Nafiz Kurt

Latif Öztek

Musa Uzunkaya

SİİRT

Ahmet Nurettin Aydın

SİNOP

Kadir Bozkurt

SIVAS

Musa Demirci

Tahsin Irmak

Temel Karamollaoğlu

Abdüllatif Şener

Nevzat Yanmaz

ŞANLIURFA

Sedat Edip Bucak

Necmettin Cevheri

Zülfükâr İzol

Ahmet Karavar

Abdulkadir Öncel

M. Fevzi Şıhanlıoğlu

ŞIRNAK

Mehmet Tatar

TOKAT

Abdullah Arslan

Ali Şevki Erek

Ahmet Feyzi İnceöz

Bekir Sobacı

TRABZON

Yusuf Bahadır

Kemalettin Göktaş

Şeref Malkoç

İsmail İlhanSungur

UŞAK

Hasan Karakaya

VAN

Maliki Ejder Arvas

Mustafa Bayram

Fethullah Erbaş

Şaban Şevli

YALOVA

Cevdet Aydın

YOZGAT

İlyas Arslan

Kâzım Arslan

Yusuf Bacanlı

Abdullah Örnek

ZONGULDAK

Necmettin Aydın

Ömer Barutçu

(Açık Üyelikler)

ANKARA 2

BURSA 1

KIRŞEHİR 1

KOCAELİ 1

KONYA 1

MANİSA 1

RİZE 1

ŞANLIURFA 1

9

S. Sayısı : 626

Esas No : 1/4

626 sıra sayılı Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılmasıyla İlgili Kanun Tasarısına verilen oyların sonucu :

Kanunlaşmıştır

Üye Sayısı : 550

Kullanılan Oylar : 285

Kabul edenler : 215

Reddedenler : 65

Çekinserler : 0

Mükerrer Oylar : 3

Geçersiz Oylar : 2

Oya Katılmayanlar : 260

Açık Üyelikler : 9

(Kabul Edenler)

ADANA

Uğur Aksöz

İmren Aykut

İbrahim Yavuz Bildik

M. Ali Bilici

Mehmet Büyükyılmaz

İ. Cevher Cevheri

Veli Andaç Durak

Tuncay Karaytuğ

Mustafa Küpeli

Arif Sezer

ADIYAMAN

Mahmut Bozkurt

Celal Topkan

AFYON

H. İbrahim Özsoy

Yaman Törüner

Nuri Yabuz

AĞRI

Yaşar Eryılmaz

AMASYA

Aslan Ali Hatipoğlu

Haydar Oymak

ANKARA

İlhan Aküzüm

Nejat Arseven

Gökhan Çapoğlu

Agah Oktay Güner

İrfan Köksalan

Mehmet Sağdıç

Önder Sav

Yücel Seçkiner

İlker Tuncay

Aydın Tümen

Hikmet Uluğbay

ANTALYA

İbrahim Gürdal

Bekir Kumbul

Yusuf Öztop

ARDAHAN

İsmet Atalay

ARTVİN

Metin Arifağaoğlu

Süleyman Hatinoğlu

AYDIN

Cengiz Altınkaya

M. Fatih Atay

Yüksel Yalova

BALIKESİR

Safa Giray

Tamer Kanber

Mustafa Güven Karahan

İ. Önder Kırlı

Hüsnü Sıvalıoğlu

BARTIN

Zeki Çakan

Cafer TufanYazıcıoğlu

BATMAN

Ataullah Hamidi

BAYBURT

Ülkü Güney

BİTLİS

Edip Safder Gaydalı

BOLU

Avni Akyol

Abbas İnceayan

Mustafa Karslıoğlu

BURDUR

Yusuf Ekinci

Kâzım Üstüner

BURSA

Yüksel Aksu

Ali Rahmi Beyreli

İlhan Kesici

Hayati Korkmaz

Cemal Külahlı

Feridun Pehlivan

Ertuğrul Yalçınbayır

ÇANAKKALE

Mustafa Cumhur Ersümer

Ahmet Küçük

A. Hamdi Üçpınarlar

ÇANKIRI

Mete Bülgün

DENİZLİ

Hilmi Develi

Hasan Korkmazcan

Haluk Müftüler

DİYARBAKIR

Muzaffer Arslan

Ferit Bora

EDİRNE

Evren Bulut

Mustafa İlimen

ERZİNCAN

Mustafa Kul

Mustafa Yıldız

ERZURUM

İsmail Köse

ESKİŞEHİR

Necati Albay

Mustafa Balcılar

Demir Berberoğlu

İbrahim Yaşar Dedelek

Mahmut Erdir

GAZİANTEP

Mehmet Batallı

Ali Ilıksoy

Mustafa R. Taşar

Ünal Yaşar

Mustafa Yılmaz

GİRESUN

Burhan Kara

Yavuz Köymen

GÜMÜŞHANE

Mahmut Oltan Sungurlu

HAKKÂRİ

Naim Geylani

Mustafa Zeydan

HATAY

Ali Günay

Levent Mıstıkoğlu

Atila Sav

Ali Uyar

IĞDIR

Adil Aşırım

Şamil Ayrım

ISPARTA

Erkan Mumcu

İÇEL

Oya Araslı

Abdulbaki Gökçel

D. Fikri Sağlar

Mustafa İstemihan Talay

İSTANBUL

Ziya Aktaş

Tayyar Altıkulaç

Ahat Andican

Refik Aras

Mehmet Aydın

Nami Çağan

H. Hüsnü Doğan

Halit Dumankaya

Hasan Tekin Enerem

Algan Hacaloğlu

Yılmaz Karakoyunlu

Ahmet Güryüz Ketenci

Osman Kılıç

Mehmet Tahir Köse

Emin Kul

Necdet Menzir

Mehmet Moğultay

Yusuf Namoğlu

Ali Talip Özdemir

Yusuf Pamuk

Ahmet Tan

Bülent Hasan Tanla

Zekeriya Temizel

Erdoğan Toprak

Şadan Tuzcu

Bahattin Yücel

İZMİR

Ali Rıza Bodur

Işın Çelebi

Hasan Denizkurdu

İ. Kaya Erdem

Sabri Ergül

Şükrü Sina Gürel

Aydın Güven Gürkan

Atilla Mutman

Metin Öney

Ahmet Piriştina

Işılay Saygın

Suha Tanık

Hakan Tartan

Zerrin Yeniceli

KAHRAMANMARAŞ

Esat Bütün

Ali Şahin

KARABÜK

Erol Karan

KARAMAN

Fikret Ünlü

KARS

Y. Selahattin Beyribey

Çetin Bilgir

KASTAMONU

Murat Başesgioğlu

Hadi Dilekçi

KAYSERİ

İsmail Cem

İbrahim Yılmaz

KIRIKKALE

Recep Mızrak

KIRKLARELİ

Cemal Özbilen

Necdet Tekin

KIRŞEHİR

Ömer Demir

KOCAELİ

Bülent Atasayan

Halil Çalık

Bekir Yurdagül

KONYA

Ahmet Alkan

Nezir Büyükcengiz

Ali Günaydın

KÜTAHYA

Emin Karaa

Mehmet Korkmaz

MALATYA

Miraç Akdoğan

Metin Emiroğlu

Ayhan Fırat

MANİSA

Abdullah Akarsu

Tevfik Diker

Hasan Gülay

Sümer Oral

Ekrem Pakdemirli

Cihan Yazar

MARDİN

Muzaffer Arıkan

Süleyman Çelebi

Ömer Ertaş

MUĞLA

Lale Aytaman

Fikret Uzunhasan

MUŞ

Erkan Kemaloğlu

NEVŞEHİR

AbdulkadirBaş

NİĞDE

Akın Gönen

ORDU

İhsan Çabuk

Nabi Poyraz

Refaiddin Şahin

Şükrü Yürür

RİZE

Hüseyin Avni Kabaoğlu

Ahmet Kabil

SAKARYA

Teoman Akgür

Ahmet Neidim

Ersin Taranoğlu

SAMSUN

İrfan Demiralp

Ayhan Gürel

Yalçın Gürtan

Biltekin Özdemir

Adem Yıldız

SİİRT

Nizamettin Sevgili

SİNOP

Metin Bostancıoğlu

SIVAS

Mahmut Işık

ŞANLIURFA

Necmettin Cevheri

Eyyüp Cenap Gülpınar

ŞIRNAK

Mehmet Salih Yıldırım

TEKİRDAĞ

Fevzi Aytekin

Bayram Fırat Dayanıklı

Enis Sülün

TOKAT

Metin Gürdere

Şahin Ulusoy

TRABZON

İbrahim Çebi

Hikmet Sami Türk

UŞAK

Yıldırım Aktürk

Mehmet Yaşar Ünal

VAN

Şerif Bedirhanoğlu

YALOVA

Yaşar okuyan

YOZGAT

Lutfullah Kayalar

ZONGULDAK

Veysel Atasoy

Tahsin Boray Baycık

Hasan Gemici

Osman Mümtaz Soysal

(Reddedenler)

ADANA

Yakup Budak

İbrahim Ertan Yülek

AFYON

İsmet Attila

Osman Hazer

AĞRI

Cemil Erhan

ANKARA

Rıza Ulucak

Ersönmez Yarbay

AYDIN

Muhammet Polat

BALIKESİR

İsmail Özgün

BAYBURT

Suat Pamukçu

BOLU

Feti Görür

Mustafa Yünlüoğlu

ÇANKIRI

İsmail Coşar

ÇORUM

Zülfikar Gazi

DİYARBAKIR

Ömer Vehbi Hatipoğlu

ERZURUM

Ömer Özyılmaz

Aslan Polat

GAZİANTEP

Kahraman Emmioğlu

Mehmet Bedri İncetahtacı

GİRESUN

Turhan Alçelik

İÇEL

Mehmet Emin Aydınbaş

Saffet Benli

Turhan Güven

İSTANBUL

Metin Işık

Mehmet Ali Şahin

İZMİR

İsmail Yılmaz

KARABÜK

Hayrettin Dilekcan

KARAMAN

Zeki Ünal

KARS

Sabri Güner

Zeki Karabayır

KIRIKKALE

Hacı Filiz

Mikail Korkmaz

KIRŞEHİR

Cafer Güneş

KOCAELİ

Necati Çelik

Osman Pepe

KONYA

Veysel Candan

Remzi Çetin

Abdullah Gencer

Teoman Rıza Güneri

Hasan Hüseyin Öz

Lütfi Yalman

Mehmet Ali Yavuz

KÜTAHYA

Ahmet Derin

Metin Perli

MALATYA

Yaşar Canbay

Fikret Karabekmez

MARDİN

Hüseyin Yıldız

MUŞ

Sabahattin Yıldız

NEVŞEHİR

Mehmet Elkatmış

NİĞDE

Ergun Özkan

ORDU

Hüseyin Olgun Akın

SAKARYA

Nezir Aydın

Cevat Ayhan

Nevzat Ercan

Ertuğrul Eryılmaz

SAMSUN

Ahmet Demircan

Nafiz Kurt

Latif Öztek

Musa Uzunkaya

SİİRT

Ahmet Nurettin Aydın

SIVAS

Temel Karamollaoğlu

Abdüllatif Şener

TRABZON

İsmail İlhan Sungur

YALOVA

Cevdet Aydın

ZONGULDAK

Necmettin Aydın

(Mükerrer Oylar)

 

 

 

 

İZMİR

Şükrü Sina Gürel (KABUL)

Atilla Mutman (KABUL)

TRABZON

Hikmet Sami Türk (KABUL)

 

 

 

 

(Geçersiz Oylar)

ADANA

M. Halit Dağlı (Kabul Farklı Oylar)

M. Halit Dağlı (Red Farklı Oylar)

(Oya Katılmayanlar)

ADANA

Cevdet Akçalı

Sıtkı Cengil

Erol Çevikçe

Orhan Kavuncu

ADIYAMAN

Mahmut Nedim Bilgiç

Ahmet Çelik

Ahmet Doğan

AFYON

Sait Açba

Kubilay Uygun

AĞRI

M. Sıddık Altay

Celal Esin

M. Ziyattin Tokar

AKSARAY

Mehmet Altınsoy

Nevzat Köse

Murtaza Özkanlı

Sadi Somuncuoğlu

AMASYA

Ahmet İyimaya

Cemalettin Lafçı

ANKARA

Yılmaz Ateş

Saffet Arıkan Bedük

Ahmet Bilge

Cemil Çiçek

Ali Dinçer

Mehmet Ekici

Ömer Faruk Ekinci

Eşref Erdem

Mehmet Gölhan

Halis Uluç Gürkan (Bşk. V.)

Şaban Karataş

M. Seyfi Oktay

ANTALYA

Deniz Baykal

Osman Berberoğlu

Arif Ahmet Denizolgun

Hayri Doğan

Emre Gönensay

Sami Küçükbaşkan

Metin Şahin

ARDAHAN

Saffet Kaya

ARTVİN

Hasan Ekinci

AYDIN

Ali Rıza Gönül

NahitMenteşe

Sema Pişkinsüt

İsmet Sezgin (B.)

BALIKESİR

Abdülbaki Ataç

Ahmet Bilgiç

İlyas Yılmazyıldız

BARTIN

Köksal Toptan

BATMAN

Alaattin Sever Aydın

Musa Okçu

Faris Özdemir

BİLECİK

Şerif Çim

Bahattin Şeker

BİNGÖL

Kâzım Ataoğlu

Hüsamettin Korkutata

Mahmut Sönmez

BİTLİS

Zeki Ergezen

Kamran İnan

Abdulhaluk Mutlu

BOLU

Necmi Hoşver

BURDUR

Mustafa Çiloğlu

BURSA

Cavit Çağlar

Mehmet Altan Karapaşaoğlu

Ali Osman Sönmez

Yahya Şimşek

Turhan Tayan

İbrahim Yazıcı

ÇANAKKALE

Hikmet Aydın

Nevfel Şahin

ÇANKIRI

Ahmet Uyanık

ÇORUM

Bekir Aksoy

Mehmet Aykaç

Hasan Çağlayan

Yasin Hatiboğlu (Bşk. V.)

Ali Haydar Şahin

DENİZLİ

M. Kemal Aykurt

Mehmet Gözlükaya

Adnan Keskin

Ramazan Yenidede

DİYARBAKIR

Abdülkadir Aksu

M. Salim Ensarioğlu

Sacit Günbey

Seyyit Haşim Haşimi

Yakup Hatipoğlu

Sebgetullah Seydaoğlu

SalihSümer

EDİRNE

Ümran Akkan

Erdal Kesebir

ELAZIĞ

Mehmet Ağar

Ömer Naimi Barım

Hasan Belhan

Cihan Paçacı

Ahmet Cemil Tunç

ERZİNCAN

Tevhit Karakaya

Naci Terzi

ERZURUM

Zeki Ertugay

Lütfü Esengün

Abdulilah Fırat

Necati Güllülü

Şinasi Yavuz

ESKİŞEHİR

Hanifi Demirkol

GAZİANTEP

Nurettin Aktaş

Hikmet Çetin (Başkan)

GİRESUN

Ergun Özdemir

Rasim Zaimoğlu

GÜMÜŞHANE

Lütfi Doğan

HATAY

Abdulkadir Akgöl

Fuat Çay

Süleyman Metin Kalkan

Nihad Matkap

Mehmet Sılay

Hüseyin Yayla

ISPARTA

Ömer Bilgin

A. Aykon Doğan

Mustafa Köylü

Halil Yıldız

İÇEL

Fevzi Arıcı

Halil Cin

Ali Er

Ayfer Yılmaz

Rüştü Kâzım Yücelen (B.)

İSTANBUL

Bülent Akarcalı

Meral Akşener

Yıldırım Aktuna

Sedat Aloğlu

Azmi Ateş

Mustafa Baş

Mukadder Başeğmez

Ali Coşkun

Tansu Çiller

Gürcan Dağdaş

Bülent Ecevit (B.)

Süleyman Arif Emre

Ekrem Erdem

Mehmet Fuat Fırat

İsmail Kahraman

Cefi Jozef Kamhi

Hüseyin Kansu

Ercan Karakaş

M. Cavit Kavak (B.)

Hayri Kozakçıoğlu

Göksal Küçükali

Aydın Menderes

Ali Oğuz

Mehmet Altan Öymen

Korkut Özal

H. Hüsamettin Özkan (B.)

Mehmet Cevdet Selvi

Mehmet Sevigen

Güneş Taner (B.)

Ali Topuz

Osman Yumakoğulları

Bahri Zengin

Namık Kemal Zeybek

İZMİR

Veli Aksoy

Turhan Arınç

Şekibe Gencay Gürün

Birgen Keleş

Mehmet Köstepen

Rüşdü Saracoglu

Rıfat Serdaroğlu (B.)

Ufuk Söylemez

Sabri Tekir

KAHRAMANMARAŞ

Hasan Dikici

Ali Doğan

Avni Doğan

Ahmet Dökülmez

Mustafa Kamalak

Mehmet Sağlam

KARABÜK

Şinasi Altıner

KARAMAN

Abdullah Özbey

KASTAMONU

Fethi Acar

Nurhan Tekinel

Haluk Yıldız

KAYSERİ

Memduh Büyükkılıç

Osman Çilsal

Ayvaz Gökdemir

Abdullah Gül

Nurettin Kaldırımcı

SalihKapusuz

Recep Kırış

KIRIKKALE

Kemal Albayrak

KIRKLARELİ

İrfan Gürpınar

A. Sezal Özbek

KİLİS

Mustafa Kemal Ateş

Doğan Güreş

KOCAELİ

İsmail Kalkandelen

Onur Kumbaracıbaşı

Hayrettin Uzun

KONYA

Hüseyin Arı

Abdullah Turan Bilge

Mehmet Necati Çetinkaya

Mehmet Keçeciler

Mustafa Ünaldı

KÜTAHYA

Mustafa Kalemli

İsmail Karakuyu

MALATYA

Oğuzhan Asiltürk

M. Recai Kutan

MANİSA

Rıza Akçalı

Bülent Arınç

Ayseli Göksoy

Erdoğan Yetenç

MARDİN

Fehim Adak

Mahmut Duyan (İ. A.)

MUĞLA

İrfettin Akar

Zeki Çakıroğlu

Mustafa Dedeoğlu

Enis Yalım Erez (B.)

MUŞ

Necmettin Dede

Nedim İlci

NEVŞEHİR

Ahmet Esat Kıratlıoğlu

NİĞDE

Doğan Baran

Mehmet Salih Katırcıoğlu

ORDU

Mustafa Bahri Kibar

Müjdat Koç

Mustafa Hasan Öz

RİZE

Ahmet Mesut Yılmaz (Başbakan)

SAMSUN

Cemal Alişan

Murat Karayalçın

SİİRT

Memet Emin Aydın

SİNOP

Kadir Bozkurt

Yaşar Topçu (B.)

SIVAS

Musa Demirci

Tahsin Irmak

Nevzat Yanmaz

Muhsin Yazıcıoğlu

ŞANLIURFA

Sedat Edip Bucak

Seyit Eyyüpoğlu

Zülfükar İzol

Ahmet Karavar

Abdulkadir Öncel

M. Fevzi Şıhanlıoğlu

ŞIRNAK

Bayar Ökten

Mehmet Tatar

TEKİRDAĞ

Nihan İlgün

Hasan Peker

TOKAT

Abdullah Arslan

Hanefi Çelik

Ali Şevki Erek

Ahmet Feyzi İnceöz

Bekir Sobacı

TRABZON

Eyüp Aşık (B.)

Yusuf Bahadır

Ali Kemal Başaran

Kemalettin Göktaş (İ. A.)

Şeref Malkoç

TUNCELİ

Kamer Genç (Bşk. V.)

Orhan Veli Yıldırım

UŞAK

Hasan Karakaya

VAN

Maliki Ejder Arvas

Mustafa Bayram

Fethullah Erbaş

Şaban Şevli

Mahmut Yılbaş

YOZGAT

İlyas Arslan

Kâzım Arslan

Yusuf Bacanlı

Abdullah Örnek

İsmail Durak Ünlü

ZONGULDAK

Ömer Barutçu

(Açık Üyelikler)

ANKARA 2

BURSA 1

KIRŞEHİR 1

KOCAELİ 1

KONYA 1

MANİSA 1

RİZE 1

ŞANLIURFA 1

9

 

BİRLEŞİM 126'NIN SONU