DÖNEM : 20 CİLT : 58 YASAMA YILI : 3

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

120 nci Birleşim

13 . 7 . 1998 Pazartesi

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – YOKLAMALAR

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Konya Milletvekili Mehmet Ali Yavuz’un, Konya Ovası Göksu Mavi Tünel Sulama Projesi uygulamasında ortaya çıkan sorunlara ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in cevabı

2. – Kütahya Milletvekili Metin Perli’nin, Cumhuriyetin 75 inci yılında Kütahya’nın Dumlupınar İlçesinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması

3. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Petrol Ofisi A.Ş.’nin özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in cevabı

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Arnavutluk’a gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e, dönüşüne kadar, TBMM Başkanı HikmetÇetin’in vekâlet edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1602)

2. – Bulgaristan’a gidecek olan Başbakan A.Mesut Yılmaz’a, dönüşüne kadar, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı BülentEcevit’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1603)

3. – Bulgaristan’a gidecek olan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’e, dönüşüne kadar, Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1604)

4. – Fransa’ya gidecek olan Devlet Bakanı Eyüp Aşık’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Burhan Kara’nın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1605)

5. – Bulgaristan’a gidecek olan Devlet Bakanı IşınÇelebi’ye, dönüşüne kadar, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1606)

6. – Bulgaristan’a gidecek olan Başbakan Yardımcısı ve Millî Savunma Bakanı İsmet Sezgin’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Mehmet Batallı’nın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1607)

7. – İstirahatli bulunan Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen’e, Anayasanın 113 üncü maddesine göre, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1608)

8. – Zonguldak Milletvekili ÖmerBarutçu’nun (9/9) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/363)

9. – İçelMilletvekili SaffetBenli’nin (6/1050) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/364)

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal ve 21 arkadaşının, su kaynaklarının daha etkin bir şekilde kullanılabilmesi ve komşu ülkelerle yaşanan su sorunlarına çözüm bulunması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/279)

V. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. – Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’ün, Devlet Bakanı Güneş Taner’in 54 üncü Hükümet dönemiyle ilgili yanlış anlamalara neden olabilecek beyanda bulunduğu iddiasıyla konuşması

2. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün’ün, İstanbul Milletvekili HalitDumankaya’nın 54 üncü Hükümetin icraatlarıyla ilgili yersiz suçlamalarda bulunduğu ve Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak, Şubat ve Mart 1998 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/21) (S.Sayısı : 709)

2. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Nisan, Mayıs ve Haziran 1998 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/22) (S.Sayısı : 710)

3. – Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

4. – Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma önergesi (2/669) (S. Sayısı : 338)

5. – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 arkadaşının aynı mahiyetteki kanun teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı : 553)

6. – Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu raporu (1/689) (S. Sayısı : 631)

7. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626)

VII. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1. – (9/19) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

VIII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş’ın, PTT’de çalışan teknisyenlerin bazı sorunlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Ulaştırma Bakanı NecdetMenzir’in yazılı cevabı (7/5285)

2. – Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu’nun, Gaziantep’e yapılacak yatırımlar için ayrılan ödeneğe ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in yazılı cevabı (7/5393)

3. – ErzincanMilletvekili Tevhit Karakaya’nın, ErzincanSSKHastanesinin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın yazılı cevabı (7/5421)

4. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Başbakanlık Devlet Arşivinin muhafaza ve yönetimi projesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Yücel Seçkiner’in yazılı cevabı (7/5449)

5. – Erzurum Milletvekili Abdulilah Fırat’ın, Hınıs-Başköy barajı projesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in, yazılı cevabı (7/5464)

6. – TrabzonMilletvekili İsmail İlhan Sungur’un, Emekli Sandığına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/5493)

7. – Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım’ın, Elazığ İlindeki bazı sulama projelerinin durumuna ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in yazılı cevabı (7/5497)

8. – KaramanMilletvekili Zeki Ünal’ın, bir barajın ihalesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in yazılı cevabı (7/5512)

9. – KaramanMilletvekili Zeki Ünal’ın, olağanüstü hal bölgesinde görev yapan askerlerin ulaşım sorununa ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/5516)

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 14.00’te açılarak iki oturum yaptı.

Millî Savunma Komisyonu Başkanlığının, Şanlıurfa Milletvekili Eyyüp Cenap Gülpınar’ın Komisyon Sözcülüğüne seçildiğine ilişkin tezkeresi,

Adana Milletvekili İ.Ertan Yülek ve 49 arkadaşının, Adana ve çevresinde meydana gelen depremin verdiği zararların tespiti ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/278),

Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in Anayasa Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilikin önergesi,

Genel Kurulun bilgisine sunuldu;

Meclis araştırması önergesinin gündemdeki yerini alacağı ve öngörüşmesinin, sırasında yapılacağı açıklandı.

Anayasa Komisyonunda açık bulunan ve FP Grubuna düşen bir üyeliğe, Grubunca aday gösterilen, İstanbul Milletvekili Süleyman Arif Emre seçildi.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının :

2 nci sırasında bulunan 232,

4 üncü sırasında bulunan 553,

5 inci sırasında bulunan 631,

Sıra sayılı kanun tasarıları ve tekliflerinin görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından,

3 üncü sırasında bulunan ve Hükümetçe Komisyona geri alınan 338 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmeleri de Komisyon raporu gelmediğinden,

Ertelendi;

6 ncı sırasında bulunan, Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu TaşıtlarVergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu, 3505 Sayılı Kanun, Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun, Belediye Gelirleri Kanunu ile 178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve 190 Sayılı GenelKadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) görüşmelerine devam olunarak, 65 inci maddesine kadar kabul edildi.

Genel kurulun 10.7.1998 Cuma günü 14.00-19.00 ve 20.00-24.00 saatleri arasında yapılacak çalışmalarının yapılmamasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.

Alınan karar gereğince, 13 Temmuz 1998 Pazartesi günü saat 14.00’te toplanmak üzere, birleşime 20.26’da son verildi.

Hasan Korkmazcan

Başkanvekili

Ahmet Derin Mehmet Korkmaz

Kütahya Kütahya

Kâtip Üye Kâtip Üye

Ünal Yaşar

Gaziantep

Kâtip Üye

No : 175

II. – GELEN KAĞITLAR

10 . 7 . 1998 CUMA

Teklifler

1. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, İmar Kanunu, Gecekondu Kanunu, Kıyı Kanunu, Boğaziçi Kanunu, Millî Parklar Kanunu, Çevre Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve Turizmi Teşvik Kanununa Bazı Maddeler Eklenmesi ve Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1230) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Çevre ve Tarım Orman ve Köyişleri ve Adalet komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 1.7.1998)

2. – Zonguldak Milletvekili Mümtaz Soysal, Tahsin Boray Baycık, Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu ve Karabük Milletvekili Erol Karan’ın; Türkiye Taşkömürü Kurumu Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi (2/1231) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Adalet ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 1.7.1998)

3. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın; 3958 Sayılı Gözlükçülük Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına DairKanun Teklifi (2/1232) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 7.6.1998)

4. – Denizli Milletvekili Mehmet Gözlükaya’nın, Denizli İli Tavas İlçesine Bağlı Büyükkonak Kasabasının Adının Nikfer Olarak Değiştirilmesine DairKanun Teklifi (2/1233) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 7.7.1998)

Rapor

1. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna DairKanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/777) (S. Sayısı : 713) (Dağıtma tarihi : 10.7.1998) (GÜNDEME)

No : 176

13 . 7 . 1998 PAZARTESİ

Teklifler

1. – İstanbul Milletvekili Cevdet Selvi ve 28 Arkadaşının; Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair 9.3.1988 Tarih ve 3417 Sayılı Kanunun Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1234) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 7.7.1998)

2. – Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş ve 10 Arkadaşının; Güzel Sanatlarda Fevkalade İstidat Gösteren Çocukların Devlet Tarafından Yetiştirilmesi Hakkında Kanunun l. Maddesinin Değiştirilmesi ve Bir Yeni Madde Eklenmesi İle İlgili Kanun Teklifi (2/1235) (Plan ve Bütçe ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

Sözlü Soru Önergeleri

1. – Afyon Milletvekili Osman Hazer’in, genel nüfus sayımı kesin sonuçlarına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Batallı) sözlü soru önergesi (6/1148) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

2. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, başörtülü öğrencilerin parasız yatılı ve burslu sınavlara alınmadığı iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1149) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

3. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, ekonomideki durgunluğa ve hal yasasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1150) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

4. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, akaryakıt fiyatlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1151) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

Yazılı Soru Önergeleri

1. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, köylerin idari, hukuki ve mali sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5816) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

2. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, görevden alınan bürokratlara ve bazı icraatlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5817) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

3. – İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş’ın, İstanbul Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı hakkındaki bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5818) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

4. – Adana Milletvekili Yakup Budak’ın, Adana’da meydana gelen deprem felaketinde zarar gören çiftçilerin Ziraat Bankasına olan borçlarına ilişkin Devlet Bakanından (Güneş Taner) yazılı soru önergesi (7/5819) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

5. – Adana Milletvekili Yakup Budak’ın, Adana’da meydana gelen deprem felaketinde zarar gören çiftçilerin borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5820) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

6. – Adana Milletvekili Yakup Budak’ın, Adana’da bulaşıcı hastalıklara karşı alınan tedbirlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5821) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

7. – Adana Milletvekili Yakup Budak’ın, Adana’da meydana gelen depremden zarar gören vergi mükelleflerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5822) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

8. – Adana Milletvekili Yakup Budak’ın, Adana’nın afet bölgesi olarak ilan edilip edilmeyeceğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5823) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

9. – Adana Milletvekili Yakup Budak’ın, Adana-Aladağ İlçesi Eğner Köprüsü’ne ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/5824) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

10. – Antalya Milletvekili Osman Berberoğlu’nun, Kepez Elektrik A.Ş’ye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5825) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

11. – Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, Balıkesir’de köy okullarının kaç merkezde toplandığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5826) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.7.1998)

12. – Afyon Milletvekili İsmet Attila’nın, Afyon’a yapılan sağlık yatırımlarına ve ihalelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5827) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

13. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, orman köylerinin sayısına ve kalkındırılması için alınacak tedbirlere ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5828) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

14. – Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Tanıtma Fonu’ndan yapılan harcamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5829) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

15. – Trabzon Milletvekili İsmail İlhan Sungur’un, orman teşkilatında görev yapan bekçilerin maaşlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5830) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

16. – Erzincan Milletvekili Mustafa Kul’un, T.D.İ’ye ait feribot ve gemilerin blok satışına ilişkin Devlet Bakanından (Burhan Kara) yazılı soru önergesi (7/5831) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

17. – İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş’ın, Hakkari-Şemdinli-Ormancık Köyünde koruculuk yapan 13 şahsın öldürüldüğü iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5832) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

18. – İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş’ın, İzmit Körfez Geçişi ihalesine ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/5833) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

19. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, bakanlıkça yapılan yardımlara ilişkin Çevre Bakanından yazılı soru önergesi (7/5834) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

20. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, Demokrasi ve Barış Partisinin OHAL Bölgesindeki gezilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5835) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

21. – Ankara Milletvekili Ali Dinçer’in, Ankara Atatürk Kültür Merkezi alanı projesine ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/5836) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

22. – Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’in, sekiz yıllık kesintisiz eğitim için toplanan paraya ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5837) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

23. – Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’in, kılık-kıyafet genelgesine uymayan personele ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5838) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

24. – Adıyaman Milletvekili Celal Topkan’ın, TEDAŞ’ta açılan iş ihalelerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5839) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

25. – Adıyaman Milletvekili Celal Topkan’ın, TEAŞ Genel Müdürlüğü Sağlık Müdürü hakkındaki bazı iddialara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5840) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

26. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Ankara-Adana arasındaki karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/5841) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

27. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Ürgüp-Topuzdağı güzergahından geçen yolun durumuna ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/5842) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

28. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir-Kayseri devlet yolu üzerindeki bazı kavşaklara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/5843) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

29. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, DGM’deki asker üyelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5844) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

30. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, silahlı kuvvetler tarafından yapılan suç duyurularına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5845) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

31. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir-Kozaklı İlçesi Doyduk Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5846) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

32. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir-Kayseri arasında yapılacak barajlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5847) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

33. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir Devlet Hastanesi inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5848) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

34. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, SSK’da bazı personelin yasadışı örgütlerle ilişkisi olduğu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5849) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

35. – Giresun Milletvekili Turhan Alçelik’in, Giresun Limanı tevzi çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5850) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

36. – Hatay Milletvekili Mehmet Sılay’ın, Koruma ve Kontrol Genel Müdürü hakkındaki bazı iddialara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5851) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

Meclis Araştırması Önergesi

1. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal ve 21 arkadaşının, su kaynaklarının daha etkin bir şekilde kullanılabilmesi ve komşu ülkelerle yaşanan su sorunlarının çözüm yollarının araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi. (10/279) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.7.1998)

Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri

1. – Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Eskişehir’de kurulan İonialılar Derneği’ne ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5291)

2. – Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır’ın, Avni Aker Stadı iyileştirme çalışmalarına ilişkin Devlet Bakanından (Yücel Seçkiner) yazılı soru önergesi (7/5292)

3. – Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır’ın, bir futbolcunun transferiyle ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi. (7/5293)

4. – Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, Balıkesir İl, İlçe ve belde belediyelerine yapılan mali yardımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5294)

5. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Türk Ticaret Bankası’nın sermaye artırımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5295)

6. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, emeklilerin maaşlarına yapılan zamlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5344)

7. – Balıkesir Milletvekili İ.Önder Kırlı’nın, hakkında soruşturma emri verilmeyen kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5365)

8. – Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş’ın, Maliye Bakanlığınca bazı belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5366)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 14.00

13 Temmuz 1998 Pazartesi

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Ünal YAŞAR (Gaziantep), Haluk YILDIZ (Kastamonu)

BAŞKAN – Çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ederek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120 nci Birleşimini açıyorum.

III. – YOKLAMA

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır; Genel Kurul salonunda hazır bulunan sayın milletvekillerinin yüksek sesle işaret buyurmalarını rica ediyorum.

(Yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır; çalışmalara başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, gündemdışı söz talepleri vardır; bu talepleri yerine getireceğim.

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Konya Milletvekili Mehmet Ali Yavuz’un, Konya Ovası Göksu Mavi Tünel Sulama Projesi uygulamasında ortaya çıkan sorunlara ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in cevabı

BAŞKAN – Konya ve İç Anadolu sorunlarıyla ilgili olarak görüş ifade etmek üzere gündemdışı söz talebinde bulunan Konya Milletvekili Sayın Mehmet Ali Yavuz; buyurun efendim.

Süreniz 5 dakikadır.

MEHMET ALİ YAVUZ (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Konya Ovaları Sulama Projelerinin, yani KOP'un en önemli halkası sayılan Göksu Mavi Tüneli Projesinin bugüne kadar ihalesinin sonuçlanmaması nedeniyle söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Konya Ovaları Sulama Projeleri, kısa adıyla KOP, ülkemizin can damarı projelerindendir; GAP'tan sonra, Türkiye'nin, önemli ikinci büyük sulama projesidir.

Konya Ovasının sulanmasına, II. Abdülhamit devrinde, Sadrazam Avlonyalı Ferit Paşanın öncülüğünde başlanmıştır. 1907 yılında, Anadolu-Osmanlı Şirketine 19 500 Fransız Frangına, Osmanlı parasına göre de, 850 000 Osmanlı altınına, yüzde 4 indirimle ihale edilmiştir. 55 bin hektar alandan, 35 bin hektar alanın sulanması bitirilmiş, Birinci Dünya Savaşının çıkması nedeniyle, 20 bin hektar alanın sadece drenaj kanalları yapılabilmiştir.

Bu ilk sulama projesi kapsamında, Beyşehir Gölünün suları, 120 kilometrelik BSA adı verilen kanalla Konya Ovasına akıtılmış ve ilk planda 35 bin hektar alanın sulaması yapılmıştır.

Bu, ülkemizin ilk sulama projesidir. Cumhuriyet hükümetleri döneminde de birçok baraj, gölet ve sulama kooperatifleri aracılığıyla, yeraltı suyundan da istifade edilerek, sulama şebekeleri yapılmıştır.

Konya Ovasının büyüklüğü göz önüne alındığında, sulanabilir 1 milyon 704 bin hektar alandan, su kaynaklarının az olması nedeniyle, 537 620 hektar alanın sulanması düşünülmüş ve bugüne kadar da 222 845 hektar alanın sulaması bitirilmiş, yeni sahaların sulanması için çalışmalar devam etmektedir.

DSİ tarafından sürekli yapılan etüt ve proje çalışmaları sonucunda, yeni su kaynakları tespit edilmiş, bunlardan Beyşehir-Derebucak Barajı, Suğla Depolaması, Gembos Derivasyonu, BSA kanalı yenilenmesi gibi önemli projeler, Doğru Yol Partisinin Hükümette bulunduğu dönemlerde yatırım programlarına aldırılarak, bu projelerin ihaleleri yapılmış ve inşaatları da devam etmektedir.

Bu bağlamda, Akdeniz'e boşa akıp giden Göksu nehrinin Konya Ovasına akıtılması gündeme gelmiş, 1994 yılı bütçe görüşmelerinde, Plan ve Bütçe Komisyonunda, tarafımdan verilmiş önergeyle, Konya-Hadim-Bağbaşı Barajı, Göksu Mavi Tüneli HES Projesi yatırım programına alınmış ve gerekli çalışmalar başlamıştır.

Göksu Mavi Tüneli, 17 kilometre uzunluğunda olup, Türkiye'nin, Urfa tünellerinden sonra, ikinci büyük sulama tünelidir; yaklaşım tünelleriyle birlikte 21 830 metrelik bir projedir. Bu, Konya İlinde inşa edilecek olan Taşkent, Afşar, Bozkır, Hadim-Bağbaşı barajlarında depolanacak, yaklaşık 450 milyon metreküplük suyu, Konya Ovasının sulanmasına akıtacak bir tüneldir. Böylece, Konya ovasında sulanamayan 100 bin hektarlık kıraç topraklar sulanacak, ülke ekonomisine, yılda 50 milyon dolarlık katkı sağlayacaktır. Ayrıca, 4 milyon dolar da enerji geliri temin edecektir. İki üç yılda kendini amorti edecek, Konya halkının özlemle beklediği bu dev proje, ülke ekonomisi için son derece yararlı ve fizibl bir projedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Göksu Mavi Tünel Projesinin, DPT'den ve Hazineden gerekli izinleri, bundan önceki hükümetler döneminde alınmıştır.

Bu proje, ilk defa 22.2.1996 tarihinde ihale ilanına çıkarılmış, 53 üncü Hükümetin kuruluş günlerine rastladığı için, bütün ihalelerin durdurulmasıyla bu ihale de durdurulmuştur. İkinci defa, 19.4.1996 tarihinde ihaleye çıkarılmış ve ihaleye bir gün kala, o günün Enerji Bakanı tarafından ihalesi durdurulmuştur.

Tekrar, bürokratik yazışmalarına devam edilerek, üçüncü defa ihaleye çıkarılması için DPT'den ve Hazineden kredili ihale izni alınarak, üçüncü kez, davet usulüyle 27.6.1997 günü Resmî Gazetede ilana çıkarılarak 25.7.1997 gününe kadar firmaların dosya vermeleri istenmişti.

55 inci Hükümetin kurulmasıyla ihale durdurulmuş ve 15.8.1997 tarihli Resmî Gazete ilanıyla, firmaların 3.10.1997 tarihine kadar dosya vermeleri istenmişti.

Göksu Mavi Tünel ihalesinin keşif tutarı da yaklaşık 48 trilyon TL'dir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen, toparlayın efendim.

MEHMET ALİ YAVUZ (Devamla) – Tamam efendim.

Bu projenin, yüzde 49,59'luk indirimle, Ünal Akpınar firmasında kaldığı öğrenilmişti. ikinci ve üçüncü firmalar da buna yakın indirim yapmışlardı.

Kısaca, 2 Mart 1998 tarihinden beri, bu projenin ihalesinin tasdiki yapılamamıştır; acaba sebebi nedir?

Başbakan Sayın Mesut Yılmaz'dan, iki defa, ihalenin sonucunun ne olduğunu yazılı soru önergemle sormama rağmen, cevap alamadım.

Konya Ovasının kaderi olan bu projenin ihalesi neden sonuçlanmıyor? Konya çiftçisi, esnafı, tüccarı, sanayicisi, dört gözle bu projeyi bekliyor. Davet usulü ihale yapıldığına göre, birinci gelen firmanın şartları uymuyorsa, ikinci ve üçüncü firmalara verilebilir. Hiçbirinin şartı uymuyorsa, bugüne kadar niye beklenildi? Yeniden ihale yapılamaz mıydı? 3 Ekim 1997 tarihinden beri incelemede olan dosyalar, bugüne kadar neden sonuçlanmadı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ALİ YAVUZ (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Rica ediyorum.

Y. FEVZİ ARICI (İçel) – Sayın Başkan, çok önemli bir konu; lütfedin.

BAŞKAN – Sayın Arıcı...

MEHMET ALİ YAVUZ (Devamla) – Yörenin bir milletvekili olarak, üzüntülerimi belirtiyorum.

Yarın, bizim hükümetlerin ihale safhasına getirdiği bu projenin temelini şaşaayla atacaksınız. Yeter ki, iş yapın ve projenin temelini bir an önce atmak için, öncelikle ihalenin tasdikini veya ihalenin yenilenmesini yaparak, bu güzelim projeyi fazla geciktirmeyin.

Bu duygularla Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Yavuz, teşekkür ediyorum.

Devlet Bakanı Sayın Güneş Taner, gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere söz talebinde bulunmuşlardır.

Sayın Bakan, buyurun.

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Mavi Tünel İnşaat Projesi, bütün Konyalılar için olduğu gibi, bu Hükümet için de önem arz eden projelerden bir tanesidir. Proje, kredi getirmek koşuluyla ihale edildiği için, ihale yapıldıktan sonra, açılan dosyalarda, şirketin kredi getirmesi için bir süre beklenmiştir. Daha sonra, şirket krediyi getirmiş, getirilen kredinin koşulları Hazine tarafından incelenmiş ve maalesef, uygun bulunmamıştır. Uygun bulunmayışının sebebi, kredi koşullarının, süre, vade ve faizlerinin, Türkiye'nin almış olduğu kredilerden çok daha farklı, çok daha maliyetli olmasıdır. Bu, firmaya bildirilmiş, finansmanı getirecek olan kuruluşlarla görüşme yapılmaya çalışılmış; fakat, bir neticeye bağlanmamıştır.

Bu şartlar altında, Hazine, 19.3.1998 gün ve 13222 sayılı yazıyla, kredi teklifinin kabul edilebilir olmadığını firmaya bildirmiştir.

Takdir edersiniz ki, yapılan bir ihalenin bir an evvel sonuçlanması, hem yöre halkı tarafından hem de Hükümet tarafından arzu edilen bir durumdur. Kredi koşullarının ilk etapta müspet bulunmamasını fırsat bilip, krediyi iptal edip, tekrar krediyi ihaleye açmak, şüphesiz, kullanılabilecek olan yöntemlerden bir tanesidir; fakat, bu yöntemin çok zaman alacağı ve bu zaman içerisinde de projenin gecikeceği düşünülerek, teklif getiren firmaya eksüre verilmiş ve bu süre içerisinde bu işi yapması koşuluyla, kendisinden cevap beklenilmektedir. Firma, bu işi yapamayacağını bildirdiği takdirde, şüphesiz, gereken yapılacak, ihale iptal edilecek, başkasına verilerek, mutlaka ve mutlaka bu projenin bitirilmesi sağlanacaktır.

Hükümetler, birbirini takip ederler. Devlet anlayışı, memleket için yapılması gereken her işin, hiçbir siyasî çıkar ve beklenti olmaksızın yapılmasını gerektirmektedir. Bu Hükümetin de, geçmişte yapmış olduğu icraata, bir sene içerisindeki icraata yakından bakarsanız, hiçbir şekilde siyasî ayırım yapmadan, siyasî parti farkı gözetmeksizin, elindeki bütün imkânları kullandığını görürsünüz. Nitekim -bu konuda eğer kafalarda, zihinlerde sual varsa diye söylemek istiyorum- bundan bir hafta evvel, İstanbul Belediyesinin almak istediği kredili otobüslere, Ankara Belediyesinin raylı sistem için ithal etmek istediği yine kredili yedek parçalara, Hükümet izin vermiştir. O açıdan, bu meselenin de en kısa zamanda çözüleceğini ümit ediyoruz.

Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Gündemdışı konuşma cevaplandırılmıştır.

2. – Kütahya Milletvekili Metin Perli’nin, Cumhuriyetin 75 inci yılında Kütahya’nın Dumlupınar İlçesinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN – Gündemdışı ikinci söz, Kütahya milletvekili Sayın Perli'nin.

Buyurun Sayın Perli. (RP sıralarından alkışlar)

METİN PERLİ (Kütahya) – Sayın Başkan, Yüce Parlamentomuzun değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken, cumhuriyetimizin 75 inci yılında, Kütahyamızın Dumlupınar İlçesinin bu bazda beklentilerini sizlere anlatma fırsatı veren Değerli Başkanımızı ve bu sözleri dinleme fırsatı bulan değerli milletvekili arkadaşlarımı saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, cumhuriyet deyince, cumhuriyetin 75 inci yılına yaklaştığımız bugünlerde, Dumlupınar'ı anmamak, Dumlupınar'ı hatırlamamak mümkün değil. Elbette ki, Dumlupınar, cumhuriyetimizin temelinde büyük bir yer taşır, büyük bir mahlas taşır. Zira, Dumlupınar, Büyük Atatürk'ün "ilk hedefiniz Akdeniz'dir" komutunu verdiği meydan olarak, göğüs göğüse harbin yapıldığı ve gencecik kızların, yağız delikanlıların, canlarını, bu vatan için, bu memleket için feda ettiği, şühedanın (şehitlerimizin) yattığı yer, gözyaşları döktüğü yer.

Elbette ki, cumhuriyetin 75 inci yılını kutlarken, cumhuriyetin temelinde yer alan Dumlupınar'daki şehitleri görmemek mümkün değil ve onu hissetmemek mümkün değil. Herkes bir gerçeği bilmelidir ki, cumhuriyetin temelinde ne şampanyalı kokteyller ne de balolar vardır; cumhuriyetin temelinde şehitlerin gözyaşları vardır; yiğit delikanlıların, yağız Anadolu gençlerinin canları vardır, onların kefensiz yatışları vardır. (FP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, yetmişbeş yıl evvel canlarını verenlerin bulunduğu Dumlupınar’ın, Dumlupınar şehitliğinin, cumhuriyetin 75 inci yılını anarken, bugün, maalesef, üzülerek ifade edeyim ki, ulaşılacak yolu yok.

55 inci Hükümetin Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanı Kütahya'ya geldiler. Kütahya'ya gelişlerinde, Kütahya halkı, Bayındırlık ve İskân Bakanımızı, gerçekten büyük bir çoşkuyla karşıladılar. Ertesi gün, bu, gazetelere yansıdı ve elimde şu an sizlere gösterdiğim gazetede "55 inci Cumhuriyet Hükümetinin Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu, Başbakan gibi karşılandı" ifadesi yer aldı; "biz, siyaseti dürüst yapıyoruz" cümlesi gazetelerde manşet oldu. Dolayısıyla, Sayın Bakanımızın, Kütahya'nın o yollarını gördükten sonra, Dumlupınar'ın yollarını gördükten sonra, Kütahya-Balıkesir yolunu gördükten sonra Kütahyalıların haline acıyarak "gerçekten ihmal edilmiş, buraya yatırım yapmak lazım, bu yolları yapmak lazım" diye ifade ettiği tarihî konuşmaları var, tarihî vaatleri var. Bu tarihî vaatler, tarihe de geçti gazetelere geçti; ancak, aradan bir yıl geçmesine rağmen, Sayın Bakanımız, maalesef, bu sözlerini unutmuş, bu sözlerini sanki söylememiş gibi, Kütahyamız, maalesef, karayolları bakımından fevkalade üzücü bir durumdadır.

Cumhuriyetin 75 inci yılını kutlayacağımız şu günlerde, Kütahya olarak, bizim 55 inci Hükümetten beklentimiz şudur: Geliniz, 75 yıldır sahip çıkmadığımız, cumhuriyetin kuruluşunda büyük emeği geçen Dumlupınarlıları sevindirelim; geliniz, Hükümet olarak, 75 inci yıl kutlamalarıyla ilgili ayırdığımız ödeneklerden, Kütahya-Dumlupınar-Altıntaş yolunun ihalesini yaparak, bu yolun temelini atalım ve bu insanları da hiç değilse cumhuriyetin 75 inci yılında sevindirelim; şehitleri sevindirelim, o insanların beklentilerini karşılayalım. Eğer, biz, bu halkın beklentilerine cevap veremezsek, bu şühedanın beklentilerine cevap veremezsek, bu 75 inci yıl kutlamaları hiçbir mana taşımaz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafınan kapatıldı)

METİN PERLİ (Devamla) – Belki, büyük tören alanlarında bunları kutlayabiliriz; ancak, bölgede, şehitlerin yattığı yerde, eğer cumhuriyete sahip olan insanlar, cumhuriyetin manasını anlayan insanlar, bundan bir şey görmezlerse, bundan faydalanamazlarsa, bundan bir imkân sağlanamazsa, o zaman bizim yapacağımız kutlamaların, cumhuriyetin hiçbir manası olmaz.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli 55 inci Hükümetin saygıdeğer bakanları; bu konuya duyarlılık gösteriniz. Bu kutlamalar vesilesiyle, Dumlupınar-Altıntaş yolunun, bir an önce, ödenek ayırıp ihalesini yaparak, hiç değilse 30 Ağustos gelmeden, temelini atıp, yapımına başlayalım.

Değerli kardeşlerim, Kütahyamızın, mutlaka, karayolları bakımından alaka görmesi lazım. Kütahyamızın, Bursa ile maalesef -yakın, batıda bir il, doğuda değil- ulaşımı yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Perli, lütfen son cümlenizi söyler misiniz efendim.

METİN PERLİ (Devamla) – Bizim, mutlaka, Kütahya'dan Balıkesir'e ulaşmamız lazım, Kütahya'dan Balıkesir'e rahatça gitmemiz lazım. Aksi takdirde, biz, yetmişbeş yıldır olduğu gibi, Bursa'dan dolaşarak Balıkesir'e ulaşmak istemiyoruz. Bir an önce bu yolun bitirilmesini istiyoruz. Bir an önce bu yolun yapılmasını istiyoruz. Şehitlerimizin ihmal edilmemesini istiyoruz. Yollarımızın yapılmasını istiyoruz. Buna duyarlı olacak Hükümete, saygılarımla teşekkür ediyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Perli, teşekkür ediyorum.

Sayın Perli, konuşmanızda "yollar yapılmazsa, cumhuriyetin anlamı olmaz" diye bir ifadede bulundunuz. Zannediyorum, “Yollarımız yapılmazsa, cumhuriyetin anlamı anlaşılmamış olur” demek istiyorsunuz.

METİN PERLİ (Kütahya) – Evet, o manada söyledim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Cevap var mı efendim...

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sayın Yaşar Topçu'yu, ilk defa öven bir konuşma yaptılar, teşekkür ederiz.

3. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Petrol Ofisi A.Ş.’nin özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in cevabı

BAŞKAN – Üçüncü sırada söz talebinde bulunan, Petrol Ofisi A.Ş'nin özelleştirilmesiyle ilgili olarak, değerli Veysel Candan; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Candan, süreniz 5 dakikadır.

VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; gündemde olan ve Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından, son kararla satışı yapılan Petrol Ofisiyle ilgili bilgi arz etmek üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Petrol Ofisi, şu anda, 1 milyar 160 milyon dolara satılmıştır. TL bazında değeri 308 trilyondur. Bedelin yüzde 50'si, yani, 500 milyon doları peşin, yüzde 25'i bir yıl, yüzde 25'i iki yıl vadelidir. Alan firma, dış kredi kullanmaktadır. Rekabet Kurulu, konuyu incelemektedir. Hükümet ve muhalefet, ihalede taraf olma durumundadır. Amacım, ilgilileri uyarmak, yapılan hatayı tashih etmek.

Önce, Petrol Ofisiyle ilgili çok kısa bilgi arz etmek istiyorum. Evvela, bu satışta kanunî prosedür eksiklikleri vardır, belirsizlikler vardır, gizlilik vardır, altyapı eksiklikleri vardır. Özetle, yapılan yanlışları da burada ifade etmeye çalışacağım. Petrol Ofisi, 1940'lı yıllarda kurulmuş olup, petrol ürünleri alım satımı pazarlamaktadır. Yüzde 93, 3'ü kamuya aittir, yüzde 6,7'sinin İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında satışı yapılmıştır. Yüzde 51'i blok satışla yapılacaktır. Çalışan adedi 6 binin üzerindedir. 6 300 bayi vardır. Madeni yağ fabrikaları vardır. Yıllık 170 bin ton kapasiteyle çalışılmaktadır. Birçok gayrimenkulleri vardır. 1996 yılı kârı 20 trilyon, 1997 yılı kârı 42 trilyondur. Askerî NATO tesisleri ikmal birliklerine hizmet vermektedir. TÜPRAŞ üretiminin yüzde 40'ını satmaktadır. 1997'de Türk Silahlı Kuvvetlerine 2 milyon ton akaryakıt vermiştir. Azerbaycan'da madenî yağ fabrikası vardır. Petrol Ofisi, TÜPRAŞ, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı ve BOTAŞ ile birlikte bir halka oluşturmaktadır. Akaryakıtta en kârlı dağıtım işi Pertol Ofisin yaptığı iştir.

Bu özelleştirmede yapılan yanlışlar:

Fiyat tespiti sağlıklı yapılmamıştır. Gayrimenkuller iz bedelle, 1 Türk Lirası bedelle yazılmıştır. İstanbul'da, denize sıfır, Balta Limanı Sosyal Tesisleri 1 Türk Lirası bedelle yazılmıştır. Ayrıca, Kızılay'daki sosyal tesisler, yine, 1 Türk Lirası bedelle yazılmıştır.

Önce, tespit edilen fiyat, kamuoyuna 650-700 milyon dolar olarak belirtilmiş; ihalede çıkan rakam da, böylece, çok yüksek gösterilmeye çalışılmıştır.

Rekabet Kuruluna zamanında bilgi verilmemiştir. Pazartesi günü yapılacak satış için, cuma günü, saat 16.30'da Rekabet Kuruluna yazı yazılmıştır. Şu anda da, Rekabet Kurulu neticeyi incelemektedir.

Altyapı tam hazırlanmamıştır.

İşçi ve memurların problemleri ortadadır. Eğer, buradaki memurları devletin diğer kurumlarına aktarmak durumundaysak, yapılan, devleti küçültmek değil, aksine, devlete zarar vermektir. Şu anda, sözleşmeli çalışan personel yargıya müracaat etmiştir.

Ayrıca, askerî NATO tesisleriyle ilgili bakım, Petrol Ofisinde bir daire başkanlığı tarafından yapılıyordu. Bunun, şu anda, Millî Savunma Bakanlığı Müsteşarına bağlanacağı söylenmekte ise de, kanunu, mevzuatı ve yönetmeliği yoktur.

4046 sayılı Özelleştirme Kanununun bazı maddeleri gözardı edilmiştir. Şeffaf ihaleden bahsedilirken, ancak, satışın son bölümü şeffaf hale getirilmiştir. Halbuki, burada, dağıtımda yabancı sermaye tekeli oluşmaktadır.

Anayasanın 127 nci maddesi ihlal edilmiştir. Para, kredi, sermaye, mal, hizmet tekeli konusunda da Anayasaya aykırılık mevcuttur.

Ekonomik açıdan, POAŞ satılmak suretiyle, TÜPRAŞ, BOTAŞ ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının değeri düşürülmüştür.

Avrupa ülkelerine baktığımız zaman, ortalama, dağıtım şirketi sayısı 4'tür; ama, Türkiye'de, bu dağıtım şirketinin de yabancı sermayeye verilmesi suretiyle, bu sayı 15'e ulaşmış durumdadır.

Karadenizde, doğu ve güneydoğuda çok küçük bayiler vardır; bunlarla ilgili sorunlar olacak ve o bölgelerde de birtakım sıkıntılar, bayiler bazında kendiliğinden oluşacaktır.

Ülkemiz petrol ürünlerinde dışa bağımlıdır. Üretilen petrolün tüketime oranı, ancak yüzde 13'tür. Şu anda, Türkiye'de, Fransız, ABD ve İngiliz dağıtım şirketleri yetki sahibidir. Petrol Ofisi, 1996'da 22 trilyon kâr ederken, 1998'de 40 trilyon kâr beklenmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Bitiriyorum efendim.

Özetle söylemek gerekirse, Petrol Ofisi, sekiz on yıllık kârı karşılığı satılmıştır. İhale pazarlığının bitiminde, ihaleyi alan grubun Sayın Baykal'la, ikinci sırada olanların da Başbakanla görüşmeleri suretiyle, ihaleye siyasî suiistimal karışmış durumdadır. "Acaba, ne yapılabilir" sorusuna cevap olarak, öncelikle, özerk bir yapıya kavuşturulur, daha fazla kârlı hale getirilir, borsada halka kota edilebilirdi veya ülkemizde yüksek teknolojiye sahip bir rafineri yapma şartıyla satılabilirdi; ama, görüyoruz ki, Hükümetin, IMF'ye verdiği niyet mektubunda, 1998'de 2 milyar dolar, 1999'da 3 milyar dolar, özelleştirmeden dışborç ödeme taahhüdü olduğundan, şöyle veya böyle satmak durumundayız.

Komisyonda genelde karşılaştığımız cevaplar şöyle oluyor, efendim, bizim yaptığımız işlerde hiçbir usul eksikliği yoktur, her şey usulüne uygun yapılmıştır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Candan, efendim, bu ikinci uzatma; buyurun.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Hemen bitiriyorum efendim.

Biraz sonra, Sayın Bakan çıkıp buradan cevap verecek ise, verecekleri cevap içerisinde "efendim, yapılan bu işlerde hiçbir usulsüzlük yoktur, hepsi mevzuata uygundur, ihaleyi alan firma da gelir Başbakanla görüşür, bu gayet tabiîdir" diyebilir; ama, biz, hiç böyle olduğunu görmüyoruz. Cep telefonlarıyla ilgili satış lisans sözleşmesinde olduğu gibi, tüm özelleştirmelerin altında da devlet zararı mevcuttur, burada da mevcuttur.

Sayın Bakanın, bu iş için neden Rekabet Kuruluna zamanında yazıyı yazmadığını, neden iz bedelle bu fiyatların tespit edildiğini, 650 milyon dolar dışarıya tüyo edilip de bugünkü satışın çok yüksek rakamlarda gösterilmeye çalışıldığını buradan cevaplandırmasını diliyor; hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Candan teşekkür ediyorum.

Cevap vermek üzere, Devlet Bakanı Sayın Taner; buyurun.

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; eğer, şeffaflıkla satış yapıldığı zaman da bütün bunlar söylenebiliyorsa, demek ki, Türk siyasetinde, çamur atın izi kalsın prensibi, maalesef, halen sürdürülmeye çalışılmaktadır.

Bizleri, Meclisteki sayın milletvekilleri dışında, televizyonlar vasıtasıyla vatandaşlar da izliyorlar. Şimdi, öyle bir izlenim yaratılıyor ki, sanki, Petrol Ofisinin tümü satılmış... Petrol Ofisinin hisselerinin yüzde 51'i, herkesin görebileceği şekilde, şeffaflık içerisinde ve bir açık artırmayla satılmıştır. Öyle, söylendiği gibi, kimseye tüyo müyo verilmemiştir; rakamları ortadadır, aktifleri bellidir, pasifleri bellidir, borcu bellidir, yaptığı iş bellidir, piyasa payı bellidir. Bütün bu şartlar içerisinde, her şirkette olduğu gibi, şirketin piyasa değeri aşağı yukarı belirlendikten sonra, bu değerin üzerine açık artırmayla ihale yapılmış ve ihalede, üç şirket, hisselerin yüzde 51'i için, tahmin edilen 700 milyon doların çok üstünde bir kıymet vererek, bu işi almaya talip olmuşlardır.

Sorulacak olan sual, madem, bu rakamlar tahminen 700 milyon dolar civarındaydı, peki, bu şirketler neden bu kadar parayı verdiler? Akıllara gelen ve herkes tarafından sorulması icap eden sual de budur. Şimdi, müsaade ederseniz, işte, o sualin cevabını burada sizlere vermeye çalışalım. O sualin cevabı şudur. Devletin, yıllar içerisinde, sanayide ve ticarette bulunması, devletin, bazı işlemleri özel sektör çabukluğunda, özel sektörün hasaplama, özel sektörün rekabet koşulları içerisinde yapmasını engellemiştir. Maalesef, devletin kendi şirketlerindeki ataleti devletin idaresinde olduğu gibi olmuş ve elimizdeki bu şirketler, çok daha büyük atılımlar yapması gerekirken, ellerinde böyle imkânlar varken, bunları yapamamışlardır. O nedenle yapamamışlardır, bu nedenle yapamamışlardır; ama, Türkiye'de, bugün değil, bu Hükümet döneminde değil, bundan yaklaşık on sene evvel, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri, özelleştirme yaparak, devleti sanayiden, ticaretten çekerek, devleti idare fonksiyonunda bırakma kararını almışlardır. Geçen bu süre içerisindeki bütün cumhuriyet hükümetleri, zaman içerisindeki imkânları kullanarak, teker teker, bu özelleştirmede, her biri kendi imkânları ve o günün konjonktürü içerisinde çalışmış ve bugünkü noktaya gelinmiştir.

Bugün gelinin nokta nedir diye sorduğunuz zaman; Petrol Ofisini misal alırsak, Petrol Ofisinin hisselerinin yüzde 51'inin satılması, buradan alınan kaynakların Türkiye'de altyapı yatırımlarını desteklemesi, devletin içborçlarının ortadan kaldırılması ve devletin ekonomisinin sağlam temellere oturtulması için, sadece Türkiye için uygulanan, düşünülen değil, tüm dünyada uygulanan bir metot olarak Türkiye'de devam etmektedir. Farklı olarak, mesela, Almanya'da özelleştirme yapılırken, Treuhand'da, şirket yöneticileri doğrudan doğruya pazarlıkla şirketleri sattıkları gibi, sattıkları şirket için ilave kredi, ilave teşvik imkânları vermişlerdir. Allah korusun, Türkiye'de o metodu uygulamaya kalksaydık, bugün televizyonlarda yapılan bir satış için bunu söyleyen arkadaşlarımız, öyle bir idarenin yapacağı satışlarda kim bilir neler söylerlerdi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söylenilen nedir; piyasada yüzde 40 hissesi olan Petrol Ofisinin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin akaryakıt ihtiyacına, satıldıktan sonra, yani yüzde 51 hissesi satıldıktan sonra, cevap veremeyeceği iddiasıdır. Oysa, burada haksızlık edilmektedir. Bu konuyla ilgili, aylar evvel, gazetelerde boy boy reklamlar verilerek, bu iddialara cevap verilmiş ve bunun böyle olmadığı söylenmiş; daha sonra, bu Mecliste, yine bunun gibi bir sözlü soruda, ben, geldim, bu işin böyle olmayacağını o zaman da ifade ettim, müsaade ederseniz bir kere daha ifade edeyim.

Bakınız, fiziken, Petrol Ofisi bünyesinden ayrılmasının mümkün olmadığı iddia edilen ve askerî ihtiyaçların karşılanması için Petrol Ofisi bünyesinde oluşturulan ANT (Askerî NATO Teşkilatı) Daire Başkanlığının Millî Savunma Bakanlığıyla yaptığı çalışmalar sonucunda sağlanan mutabakat çerçevesinde, Bakanlık tarafından hazırlanan kanun taslağı Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilmiştir.

VEYSEL CANDAN (Konya) – Çıkmış mıdır; çıkmamıştır... Sevk edilmiştir, çıkmamıştır...

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Yüce Meclisin çalışmaları içerisinde, sevk edilen bu tasarının, herhalde, çıkacağını tahmin ediyorsunuz.

Bu tasarıyla, ANT (Askerî NATO Teşkilatı) Petrol Ofisi bünyesinden ayrılacak, Millî Savunma Bakanlığı bünyesine ve kontrolüne geçecektir.

Şimdi, siz diyorsunuz ki "tasarı sevk edilmiş, çıkmamış." Peki, tasarı çıkmamış da, özelleştirme biter bitmez, Petrol Ofisinin, birdenbire, kendi sınırları içerisinde, askerî mahiyetle sattığı petrolü -şerefli Türk Ordusunun, sınırları beklediği yerde- Türk Ordusuna satmayacağını mı zannediyorsunuz?!. Yani, böyle bir iddiada bulunulabilir mi? Bu düzenlenene kadar eski sistem yürürlükte kalacak tabiî. Yani, böyle bir şeyi düşünmek, böyle bir şeyi hayal etmek, böyle bir şeyi iddia etmek fevkalade yanlış olur.

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Sayın Bakan, buna benzer yaşanmış olaylar var tarihte.

VEYSEL CANDAN (Konya) – Yaşanmış olay var.

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Şimdi, efendim, tarihte yapılan yanlışlar, şüphesiz...

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Osmanlı Bankası para basmamış Osmanlı'ya.

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Efendim, Osmanlı dönemine dönüp de, cumhuriyet dönemi ile Osmanlı döneminde yapılan yanlışları burada tartışmaya kalkarsak...

VEYSEL CANDAN (Konya) – Körfez krizi var...

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Bizim vazifemiz tarihle uğraşmak değil...

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Tarihten ders alın!..

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Hükümetler olarak bizim vazifemiz, bugünün sorunlarına çözüm getirmek ve icraatları bu şekilde yapmaktır. Onun için, siz merak etmeyiniz efendim...

Silahlı Kuvvetlerin paraya ihtiyacı olup da -Hükümet olarak- sizin kapınıza geldiklerinde -siz hatırlarsınız- kendilerine para vermediğiniz zaman ile bugün arasında ne kadar büyük fark olduğunu, herhalde, siz takdir edersiniz.

ÖMER FARUK EKİNCİ (Ankara) – Ayıp!.. Ayıp!..

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Dolayısıyla, eğer tarihten ders alınması gerekiyorsa, tarihte bu gibi yanlışlığı yapanlar bu gibi yanlışın hesabını verirler; başkalarının da kendileri gibi aynı yanlışlığı yapacağını tahmin etmeleri doğru olmaz. Eğer, bir gün iktidar olursanız, bu gibi sorunlarda, geçmişte yaptığınız yanlışları sizin de tekerrür ettirmemenizi tavsiye ederim.

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Bu ayıbı yapmanız için söylemedim ben o sözleri. Bu ayıptan vazgeçin...

BAŞKAN – Sayın Ünaldı...

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Efendim, “yabancı sermaye tekeli oluşacaktır..." Nasıl, yabancı sermaye tekeli oluşturulacaktır; ihale belli olmuş, ihale televizyonlarda yapılmış. İhalede, birinci, ikinci, üçüncü sırayı alan şirketlerin hepsinin Türk şirketleri olduğunu gördüğünüz halde, kalkıp da, sırf "bu öyledir, vatandaş böyle sansın" diye, eğer buradan bu lafı söylerseniz, yanlış olur.

"Rekabet Kuruluna gidilmemiş..." Peki, Rekabet Kuruluna gidilmiş; şu anda, Rekabet Kuruluna müracaat edilmiş ve Rekabet Kurulunun görüşü beklenmektedir.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Ne zaman gidilmiş?!

VEYSEL CANDAN (Konya) – Satıldıktan sonra mı gidilmiş?!

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Rekabet Kurulunun görüşü alındıktan sonra, Özelleştirme Yüksek Kurulu toplanacak, durumu değerlendirecek ve burada kazanan şirketi belli edecektir. Yani, siz, bir sıralama yapılmıştır, en yüksek çıkana kayıtsız ve şartsız verilecektir zannediyorsanız eğer, yanlış yapıyorsunuz. İhale yapılmıştır, fiyatlar alınmıştır; o fiyatlarla beraber, şirketlerin neler yapacağı, bundan sonra Petrol Ofisini nasıl geliştireceği, bu sistem içerisinde nereden nereye götüreceği detaylı olarak sorulmuştur. Bunlar incelenecektir ve Yüksek Kurul, bununla ilgili kararı verecektir, ondan sonra, hep beraber bunun neticesini göreceğiz.

Efendim, “bayilerde sorun olacak" diye iddia ediliyor. Bayilerde neden sorun olacak? Şu anda, piyasanın yüzde 40'ına sahip olan bir yeri satın alan kuruluşun, bayilerden vazgeçip de piyasa payını aşağıya düşüreceğini mi zannediyorsunuz?! Tam tersine, daha fazla atak yaparak, bayilere daha fazla destek vererek piyasa payını daha da fazla artıracaktır ve bu şekilde, demin sizin söylediğinizin tam tersi olarak, eğer, bugün, piyasada Petrol Ofisinden başka yabancı şirketlerin de bu gibi dağıtım şirketleri varsa, özel sektörün, kuvvetli bir bünye içerisinde, o şirketlerle, eşitlik şartı içerisinde serbestçe yarışıp, piyasalarını büyütmek, daha fazla işlem yapmak, daha fazla kâr kazanmak, kazandığı kârın yarısını, devletin ortak olması vasıtasıyla devlete bırakmak, diğer kalan kısmından da, haklı olarak vergi vermek isteyeceklerdir. Peki, buradaki yanlış nerededir, Allah rızası için söyler misiniz...

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu Hükümet, şeffaflığa özen göstererek, her türlü yanlışa karşı icraat yapmak için huzurlarınıza gelmiştir ve bu maksatla güvenoyu almıştır.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Enflasyon ne olacak Sayın Bakan?..

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Bu konuda, gerek televizyonlardan gerek basından izlediğiniz gibi, Türkiye, her geçen gün daha iyiye gidecek, her geçen gün, Türkiye ve Türk insanı için, daha iyi, daha kuvvetli bir gün olacaktır.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Yüzde 20 ile mi?..

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Enflasyon meselesine gelince...

Bakın, onu, sizin sormaya hiç hakkınız var mı Allah için; yani, buradan laf atıyorsunuz. 1997 bütçesinde, hani meşhur denk bütçeniz vardı ya, o meşhur denk bütçenizin içerisinde, temmuz ayında memura sıfır zam koyup da, bizim gelip, o zor şartlarda, yüzde 35 zam verdiğimiz bir ortamda, kalkıp bugün "yüzde 20 mi" diye sizin sormaya hakkınız var mı?.. (ANAP sıralarından alkışlar, FP sıralarından gürültüler) Hem yapmayacaksınız, hem hesabı kitabı yanlış yapacaksınız, ondan sonra, çıkanlara diyeceksiniz ki "ne yapıyorsunuz?"

TAHSİN IRMAK (Sıvas) – Memurlar çıplak ayakla yürüyorlar.

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Bakın ben size söyleyeyim: Siz hiç merak etmeyin, Türkiye, bir sene evvelinden daha iyidir; her konuda daha iyidir. (FP sıralarından "doğrudur!" sesleri)

MÜSTAFA ÜNALDI (Konya) – Memurlar da dinliyor, halk da dinliyor...

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Herkes dinliyor, herkes daha iyi...

Önümüzdeki aylarda, her ay, -altını çizerek söylüyorum- enflasyonun düştüğünü göreceksiniz ve Allah'ın izniyle, biz, bu enflasyon belasından kurtulacağız.

MUSTAFA ÜNALDI (Konya)– İnşallah!..

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Yüce Meclisin, bu konuda, Hükümete destek verdiğini biliyoruz ve bunun için, çok da teşekkür ediyoruz.

TAHSİN IRMAK (Sıvas) – Kendiniz de inanmıyorsunuz söylediklerinize...

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Hükümet, bu konuda çok kuvvetli destek almaktadır, şükranlarımızı arz ediyoruz.

TAHSİN IRMAK (Sıvas) – Kimden destek alıyor Sayın Bakan?

DEVLET BAKANI GÜNEŞ TANER (Devamla) – Yalnız, bazı kimseler, enflasyon düşmesin, rekabet olmasın da, buradan birileri malı götürsün diye direnmekte, bunun için âdeta yalvarıp yakarmaktadır; onların istekleri boşa çıkacaktır.

Yüce Meclise saygılar sunarım. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ederim.

VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyrun efendim.

VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, Sayın Bakanımızı dikkatle dinledim ve çok üzüldüm. Kendisi, ne Petrol Ofisini tanıyor ne de Petrol Ofisinin özelleştirilmesi hakkında bir bilgi sahibi; en ufak bir bilgisi yoktur. Eğer, ekonomiyi de böyle biliyorsa ülkeyi nereye getirdiği bellidir. Elimdeki bilgiler, devletin resmî arşivlerindendir; anlattığı ve verdiği bilgilerin hepsi gerçekdışıdır ve hilafı hakikattir.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Candan.

Sayın milletvekilleri, gündemdışı konuşma cevaplandırılmıştır.

V. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. – Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’ün, Devlet Bakanı Güneş Taner’in 54 üncü Hükümet dönemiyle ilgili yanlış anlamalara neden olabilecek beyanda bulunduğu iddiasıyla konuşması

BAŞKAN – Sayın Gül, bir pusulanız var; bu konuda, yerinizden bir açıklama yapar mısınız efendim.

ABDULLAH GÜL (Kayseri) – Tabiî efendim.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, konuşurken aslında özelleştirmeyle ilgili bir konuya cevap veriyorlardı; hiç gereği yokken, 54 üncü Hükümet için çok yanlış bir tespitte bulundular "Türk Silahlı Kuvvetleri 54 üncü Hükümetin kapısına geldiğinde onu geri çevirdiniz" dediler. Bu mevzuyu, müsaade ederseniz kürsüden açıklamak istiyorum. Ben, bildiğiniz gibi, 54 üncü Hükümetin bir Üyesiydim ve Sözcüsüydüm. Sadece bu konuya değinmek üzere söz istiyorum

BAŞKAN – Efendim, buyurun.

Sayın Gül, yalnız, sataşmaya, incitmeye mahal bırakmadan, lütfen 2 dakikada 2 cümleyle...

ABDULLAH GÜL (Kayseri) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşımız Güneş Taner Bey, burada, özelleştirmeyle ilgili bir konuya kendi açılarından açıklık getirirken, hiç gereği olmadan bir mevzuya girdiler "54 üncü Hükümetin kapısına Türk Silahlı Kuvvetleri geldiğinde, para istediğinde, ona hiç vermediniz" dediler. Şimdi, bu, doğru olmayan bir tespitti; tahmin ediyorum ki, kendileri de bunu söylediklerine üzülmüşlerdir; çünkü, bir söz atma arasında bunu zikrettiler.

Aslında olay şudur: 54 üncü Hükümet, bildiğiniz gibi, bütçesi yapılırken, Türk Silahlı Kuvvetlerinin talebini hiçbir hükümetin karşılamadığı şekilde karşılamıştır. (DSP sıralarından "Vay be!.." sesleri)

Doğrudur; “vay be” demeyin.

BAŞKAN – Efendim, siz kendi beyanınıza bakın Sayın Gül.

ABDULLAH GÜL (Devamla) – Yüzde 100 talep ettiklerinde, bütçe yapılırken, bunun yüzde 98'i karşılanmıştır ve bunu da, Türk Silahlı Kuvvetleri, her yerde ve özellikle de bizlerle karşı karşıya oldukları bütün toplantılarda bizlere -müteşekkir olduklarını- söylemişlerdir; rakamlar Sayın Bakanın elindedir.

Bir mevzu vardır, tahmin edersem, Sayın Bakan, zihninde o olduğu için o cümleyi kullandılar. Bildiğiniz gibi, Türkiye, bizce, kasıtlı bir şekilde istikrarsızlık içerisine sokulunca, bazı insanlar, üstüne düşmeyen beyanlar vermeye başladılar ve kurumları siyasallaştırdılar. Bunlardan birisi -o zaman da ilk defa Türkiye'de rastlandı- Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir mensubu o zaman "Hükümet bize para vermiyor" dedi. Halbuki, ondan bir iki gün önce bir helikopter kazası olmuştu, çok kıymetli bazı subaylarımızı kaybetmiştik ve bizim tahminimiz, sanki ondan uzaklaştırmakla ilgiliydi bu açıklamalar ve bildiğiniz gibi -siz, paranızı harcarken, zaman zaman çeşitli kaynaklardan kaynak kaydırmalarda bulunursunuz, kalemler arasında kaydırmalarda bulunursunuz- bunu söylediklerinde, eğer rakamı yanlış hatırlamıyorsam 60 trilyon harcamaya hazır paraları vardı. Dolayısıyla, o çok yanlıştı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden şimdiye kadar öyle bir hata yapılmamıştı. Çünkü, siz de söylediniz, bu ülke yememiştir, içmemiştir kendi silahlı kuvvetlerine parasını vermiştir; tarihte hep böyle olmuştur, bizim Hükümetimizde de böyle olmuştur, başka hükümetler zamanında da böyle olmuştur. O açıklama çok yanlış bir açıklamaydı. Bunu sizin ciddiye alıp, burada söylemeniz bizi üzdü; çünkü, Türk Silahlı Kuvvetleri 54 üncü Hükümetten aldığı parayı hiçbir hükümetten almamıştır; bu bir.

İkincisi, tabiî, ona da girmeye gerek yoktu -enflasyonla ilgili- herkes biliyor -bunu bizim söylememize hiç gerek yok- bizi dinleyen memur da biliyor, bizi dinleyen işçi de biliyor; 54 üncü Hükümet işçisine ve memuruna ne kadar verdi, şimdiki Hükümet ne kadar verdi ve ne kadar verecek; o zamanki enflasyon da belliydi, bugünkü enflasyon da belli.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Gül, saygınızı sunar mısınız efendim.

ABDULLAH GÜL (Devamla) – Hay hay efendim.

Dolayısıyla, biz, yüzde sıfır zam falan vermedik, yüzde 130 verdik ve reel artış sağladık; Türkiye'de bozulan gelir dağılımını belki ilk defa düzeltme gayreti içerisinde olduk.

Saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Gül, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, gündemdışı konuşmalar tamamlanmıştır.

Cumhurbaşkanlığı tezkereleri vardır; yalnız, benim, Genel Kuruldan bir istirhamım var: Bundan sonraki çalışmalarımız uzun metrajlı yazılarla devam edecek; Divan Üyesi arkadaşımızın oturduğu yerden okuması hususunun kabulünü oylarınıza rica ediyorum...

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum.

BAŞKAN – Dikkate alacağım efendim.

HALİL ÇALIK (Kocaeli) – Oylamaya geçtikten sonra karar yetersayısının aranılmasını istediler.

BAŞKAN – Kabul edenler...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Ayakta okusun, efendim...

MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) – Ayakta okusun, oylamaya gerek yok.

BAŞKAN – Efendim, dikkate alacağım, müsaade buyurun.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Oylamaya gerek yok efendim, ayakta okusun.

HALİL ÇALIK (Kocaeli) – Böyle bir oylamaya gerek yok, ayakta okusun.

BAŞKAN – Efendim, ben, oya sundum; siz, müsaade buyurun...

Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı vardır; oturarak okunması hususu kabul edilmiştir.

Cumhurbaşkanlığının tezkereleri vardır; sırasıyla okutuyorum:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Arnavutluk’a gidecek olan Cumhurbaşkanı SüleymanDemirel’e, dönüşüne kadar, TBMMBaşkanı Hikmet Çetin’in vekâlet edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1602)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Arnavutluk Cumhurbaşkanı Recep Meidani'nin davetlisi olarak 14-15 Temmuz 1998 tarihlerinde Arnavutluk'a resmî bir ziyarette bulunacağımdan, dönüşüme kadar Cumhurbaşkanlığına, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 106 ncı maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Hikmet Çetin vekâlet edecektir.

Bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka tezkereyi okutuyorum:

2. – Bulgaristan’a gidecek olan Başbakan A. MesutYılmaz’a, dönüşüne kadar, Başbakan Yardımcısı ve DevletBakanı BülentEcevit’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1603)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 11 Temmuz 1998 tarihinde Bulgaristan'a gidecek olan Başbakan Mesut Yılmaz'ın dönüşüne kadar; Başbakanlığa, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka tezkere vardır; okutuyorum:

3. – Bulgaristan’a gidecek olan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’e, dönüşüne kadar, Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1604)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 11 Temmuz 1998 tarihinde Bulgaristan'a gidecek olan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in dönüşüne kadar; Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına, Turizm Bakanı İbrahim Gürdal'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka tezkere var; okutuyorum:

4. – Fransa’ya gidecek olan Devlet Bakanı Eyüp Aşık’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı BurhanKara’nın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1605)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 11 Temmuz 1998 tarihinde Fransa'ya gidecek olan Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Burhan Kara'nın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka tezkere var; okutuyorum:

5. – Bulgaristan’a gidecek olan Devlet Bakanı IşınÇelebi’ye, dönüşüne kadar, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1606)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 11 Temmuz 1998 tarihinde Bulgaristan'a gidecek olan Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu'nun vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka tezkere var; okutuyorum:

6. – Bulgaristan’a gidecek olan Başbakan Yardımcısı ve Millî Savunma Bakanı İsmet Sezgin’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Mehmet Batallı’nın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1607)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 11 Temmuz 1998 tarihinde Bulgaristan'a gidecek olan Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmet Sezgin'in dönüşüne kadar; Millî Savunma Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığına, Devlet Bakanı Mehmet Batallı'nın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka tezkere daha var; okutuyorum:

7. – İstirahatli bulunan Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen’e, Anayasanın 113 üncü maddesine göre, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1608)

7 Temmuz 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Rahatsızlığı sebebiyle istirahatlı bulunan Devlet Bakanı R. Kâzım Yücelen'in göreve başlamasına kadar; Devlet Bakanlığına, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar'ın, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 113 üncü maddesine göre vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonunun 2 adet raporu vardır; ayrı ayrı okutup, bilgilerinize arz edeceğim.

VI.– KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak,Şubat ve Mart 1998 Ayları Hesabına Ait Türkiye BüyükMillet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu raporu (5/21) (S. Sayısı : 709) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Lira_______

Ocak 1998 ayı başında mevcut para: 511 824 875 000

Ocak, Şubat, Mart 1998 aylarında

Ziraat Bankasının aldığı para: 9 554 897 147 000

Toplam 10 066 722 022 000

Ocak, Şubat, Mart 1998 aylarında

Ziraat Bankasının harcadığı para 10 044 208 123 000

Nisan 1998 başında bankada mevcut para 22 513 899 000

Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak, Şubat, Mart 1998 aylarına ait hesapları incelendi;

Ocak 1998'de Ziraat Bankasındaki 511 824 875 000 TL mevcudu ile Ocak, Şubat, Mart 1998 aylarında Hazineden 9 554 897 147 000 TL alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 10 066 122 022 000 Türk Lirası olduğu, mevcuttan sarf olunan 10 044 208 123 000 Türk Lirasının tenzil edildikten sonra Nisan 1998 başında kasa mevcudunun 22 513 899 000 Türk Lirasından ibaret olduğu, Saymanlıktaki defterlerle sarf evrakının birbirine uygun bulunduğu görülmüştür.

Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur.

Mehmet Moğultay

İstanbul

Komisyon Başkanı ve üyeler

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka rapor vardır; okutuyorum:

2. – Türkiye BüyükMillet Meclisi Saymanlığının Nisan, Mayıs ve Haziran 1998 Ayları Hesabına Ait Türkiye BüyükMilletMeclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu raporu (5/22) (S. Sayısı : 710) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Lira____________

Nisan 1998 ayı başında mevcut para : 22 513 899 000

Nisan, Mayıs, Haziran 1998 aylarında

Ziraat Bankasının aldığı para : 9 540 935 430 000

Toplam : 9 563 449 329 000

Nisan, Mayıs, Haziran 1998 aylarında

Ziraat Bankasının harcadığı para : 9 198 191 639 000

Temmuz 1998 başında bankada mevcut para : 365 257 690 000

Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Nisan, Mayıs, Haziran 1998 aylarına hesapları incelendi:

Nisan 1998'de Ziraat Bankasındaki 22 513 899 000 Türk Lirası mevcudu ile Nisan, Mayıs, Haziran 1998 aylarında Hazineden 9 540 935 430 000 Türk Lirası alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 9 563 449 329 000 Türk Lirası olduğu, mevcuttan sarf olunan 9 198 191 639 000 Türk Lirası tenzil edildikten sonra, Temmuz 1998 başında kasa mevcudunun 365 257 690 000 Türk Lirasından ibaret olduğu, Saymanlıktaki defterler ile sarf evrakının birbirine uygun bulunduğu görülmüştür.

Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur.

Mehmet Moğultay

İstanbul

Komisyon Başkanı ve üyeler

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir Meclis araştırması önergesi vardır; okutuyorum :

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal ve 21 arkadaşının, su kaynaklarının daha etkin bir şeklide kullanılabilmesi ve komşu ülkelerle yaşanan su sorunlarına çözüm bulunması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/279)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemiz, yeraltı ve yerüstü su kaynakları itibariyle zengin denilebilecek bir ülke olmasına rağmen bu kaynaklardan yeterince istifade edilebildiğini söylemek mümkün değildir. Ayrıca, ülkemizdeki bazı akarsularımızın, suyu kıt komşu ülkelerden geçmiş olması, zaman zaman önemli sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu bakımdan, gerek komşu ülkelerle olan sorunlara köklü çözüm bulmak gerekse mevcut yeraltı ve yerüstü su kaynaklarımızın daha etkin bir şekilde kullanımını sağlamak amacıyla, Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 104 üncü maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.

Saygılarımızla. 8.7.1998

1- Zeki Ünal (Karaman)

2- Kahraman Emmioğlu (Gaziantep)

3- Aslan Polat (Erzurum)

4- Ömer Naimi Barım (Elazığ)

5- Fikret Karabekmez (Malatya)

6- Yaşar Canbay (Malatya)

7- Cafer Güneş (Kırşehir)

8- Ömer Faruk Ekinci (Ankara)

9- Şaban Şevli (Van)

10- Şinasi Yavuz (Erzurum)

11- Ali Oğuz (İstanbul)

12- Ömer Özyılmaz (Erzurum)

13- Ramazan Yenidede (Denizli)

14- Zeki Karabayır (Kars)

15- Necati Çelik (Kocaeli)

16- Saffet Benli (İçel)

17- Hayrettin Dilekcan (Karabük)

18- Veysel Candan (Konya)

19- Murtaza Özkanlı (Aksaray)

20- İsmail Kahraman (İstanbul)

21- Mehmet Aykaç (Çorum)

22- Fethullah Erbaş (Van)

Gerekçe:

Bilindiği gibi, ülkemizin ekonomisi tarıma dayalıdır. Nüfusumuzun yaklaşık yarısı tarım sektöründe istihdam edilmektedir. Bu sektör, yılda yaklaşık yüzde 2 artan nüfusla 63 milyon insanın karnını doyurduğu gibi, gelişme çabası içinde olan sanayie de hammadde sağlamak gibi önemli bir görevi üstlenmiş bulunmaktadır.

İhracatımızın direkt ve dolaylı olarak yaklaşık yüzde 60'ını karşılayan bu sektörümüzün ana girdilerinden olan sulama suyunun yeterince tarımın hizmetine verildiğini söylemek mümkün değildir.

Şu anda, 28 milyon hektar araziden 12,5 milyon hektarı ekonomik olarak sulanabilecek durumdadır. Bugünkü teknik imkânlarla ekonomik olarak sulanabilir arazi miktarı 8,5 milyon hektardır. Bunun, yaklaşık 4,5 milyon hektarı sulanabilmektedir.

Halbuki, halihazırda, 98 milyar metreküp/yılı yerüstü, 12 milyar metreküp/yılı da yeraltı suyu olmak üzere, toplam 110 milyar metreküp/yıl su potansiyelimiz mevcuttur. Bugüne kadar yapılan tesislerle, potansiyel su kaynağından 25 milyar metreküp/yıl yerüstü 5,4 milyar metreküp/yıl yeraltı suyu olmak üzere, yaklaşık 30 milyar metreküp/yıl, yani, yüzde 27'si tüketilmektedir. Geri kalan 80 metreküp/yıl, yani, yüzde 73'ü kullanılamamaktadır.

Bu cümleden olarak, 1998 yılı içerisinde bitirilmesi düşünülen, 120 milyon dolara mal olacak olan, 250 bin metreküpü ham su, 250 bin metreküpü arıtılmış su olmak üzere, günlük 500 bin metreküp kullanılabilir kapasiteli Manavgat Projesinin, ülke menfaatlarına en uygun ve kârlı bir şekilde değerlendirilmesi önem kazanmaktadır.

Bu kaynakların süratle tarıma kazandırılması ve hizmete sunulması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

GAP, bu çalışmaların bir bölümünü oluşturmaktadır; ancak, GAP'ın omurgasını teşkil eden ve üzerlerinde 22 baraj ve 19 hidroelektrik santralı inşaatının öngörüldüğü Fırat ve Dicle Nehirleri, Irak ve Suriye'den de geçtiği için, zaman zaman ülkeler arasında anlaşmazlığa sebep olmaktadır. Ortadoğu'daki çıkarlarının devamını, Ortadoğu'daki halkı Müslüman olan ülkelerin ihtilaflarına bağlayan bazı ülkeler, özellikle Türkiye'yi İslam dünyasından tecrit etmek için, sinsi politikalar izlemekte, kendilerinin hiçbir rolü yokmuşcasına, terör bahanesiyle, bu ülkeleri birbirlerine düşürmek istemekte ve bu yüzden, su ihtilaflarını körüklemektedirler.

Hiçbir dış güce gerek kalmadan, bu üç ülke bir araya gelerek çözüm üretebilirler. Nitekim, 1998’de yapılan bir protokole göre, Türkiye, Suriye'ye, yılda ortalama 500 metreküp/saniye su bırakmayı taahhüt etmiştir. O günkü şartlarda neye göre tespit edildiği belli olmayan bu su, mevsim şartlarına göre değişiklik gösterdiği için, yine de, ihtilafa kesin bir çözüm getirmiş değildir. Çözüm getirilmediği takdirde, Suriye'nin de Fırat'a karşı Asi'yi kullanması söz konusudur. Nitekim, Suriye'nin, Amik Ovasının 1 milyon 193 bin dekarlık bereketli topraklarını sudan mahrum etmek için Asi Nehri üzerine bir baraj yapmak eğilimde olduğu belirtilmektedir.

Irak ve Suriye'nin ortak istekleri, suyun tahsisi değil taksimidir. Bir orta yol bulunarak, soruna sürekli bir çözüm getirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

20 nci Yüzyılın ekonomik, siyasî ve askerî alandaki en büyük belirleyici faktörü petrol olmuştur. Ancak, politik gözlemcilerin ve bilim adamlarının kanaatine göre, 21 inci Yüzyılın en önemli stratejik maddesi su olacaktır. Bu yüzden, suyun bir savaş nedeni olabileceği, yine, aynı çevrelerce ifade edilmektedir.

Bugün, önemsiz veya ayrıntı gibi görünen bazı konuların, yarın, gerek ülkemiz için gerek ülkeler arasındaki ilişkileri etkileyen, siyasî dengeleri altüst eden önemli bir sorun olmayacağını kimse bilemez.

Onun için, şimdiden, ciddî ve kapsamlı bazı çalışmalar yaparak, gerekli tedbirlerin alınması dilek ve temennisiyle, bu araştırma önergesini takdim etmiş bulunuyoruz.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırasında yapılacaktır.

Değerli milletvekilleri, komisyondan istifa tezkeresi vardır, okutuyorum:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)

8. – Zonguldak Milletvekili Ömer Barutçu’nun (9/19) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/363)

10.07.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(9/19) esas numaralı Soruşturma Komisyonu üyeliğinden, diğer komisyonlardaki çalışmam nedeniyle katılma imkânım tahditli olacağından istifa ediyorum.

Saygılarımla.

Ömer Barutçu

Zonguldak

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sözlü soru önergesinin geri alınmasına dair bir tezkere vardır, okutuyorum:

9. – İçel Milletvekili SaffetBenli’nin (6/1050) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/364)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 141 inci sırasında yer alan (6/1050) esas numaralı soru önergeme verilen yazılı cevap üzerine, soru önergemizi geri alıyorum.

Gereğini arz ederim.

Saffet Benli

İçel

BAŞKAN – Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

VII. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1. – (9/19) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN – Karadeniz sahil yolunun devamı olan yolların ihalesinde usulsüzlük yaparak devleti zarara uğrattığı iddiasıyla, Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu hakkında kurulan (9/19) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunda boş bulunan ve Doğru Yol Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için seçim yapacağız.

Doğru Yol Partisinin, 1 üyelik için 3 kat olarak gösterdiği adayların adlarını okutuyorum:

Ertuğrul Eryılmaz (Sakarya)

Nafiz Kurt (Samsun)

Sabri Güner (Kars)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, mevzuat ve uygulamamız gereği, seçilecek 1 üyenin 3 katı isim bildirildi; 1 üyeyi kurayla belirleyeceğim: Kars Milletvekili Sayın Sabri Güner...

Böylece, (9/19) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunda boş bulunan üyelik için, Kars Milletvekili Sayın Sabri Güner seçilmiştir; hayırlı olsun.

Seçim işlemi bu suretle tamamlanmış oldu.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, yarım kalan işlerden başlayacağız.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. – Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifinin ikinci müzakeresine başlayacağız.

Komisyon?.. Hazır değil.

Müzakeresi ertelenmiştir.

4. – Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma önergesi (2/669) (S. Sayısı : 338)

BAŞKAN – 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin maddeleri, üzerindeki önergelerle birlikte, İçtüzüğün 88 inci maddesine göre Komisyona geri verilmişti.

Komisyon raporunu henüz vermediğinden, bahse konu teklifin müzakeresini erteliyoruz.

5. – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 arkadaşının aynı mahiyetteki kanun teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı : 553)

BAŞKAN – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısının müzakeresine başlayacağız.

Komisyon?.. Hazır değil.

Müzakeresi ertelenmiştir.

6. – Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu raporu (1/689) (S. Sayısı : 631)

BAŞKAN – Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısının müzakeresine başlayacağız.

Komisyon?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

7. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (1)

BAŞKAN – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile benzer mahiyetteki kanun tekliflerinin müzakeresine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Komisyon hazır mı? Hazır.

Sayın Hükümet?.. Hazır.

Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.

Sayın milletvekilleri, geçen birleşimde, tasarının 64 üncü maddesi kabul edilmişti; şimdi, tasarının Yedinci Bölümüne geçmeden önce, tasarıya 65 inci madde olarak yeni bir madde eklenmesine dair bir önerge vardır; tasarının 65 inci maddesini okutmadan önce, bu önergeyle ilgili işlemi ikmal etmemiz gerekmektedir. Önerge, görüşmekte olduğumuz tasarı metninde yer almayan bir maddenin eklenmesiyle ilgili olduğundan, öncelikle, Komisyonun salt çoğunluğunun salonda mevcut olup olmadığını aramak durumundayız.

Sayın Komisyon, salt çoğunluğunuz var mı efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, çoğunluğumuz bulunmamaktadır.

BAŞKAN – Komisyonun çoğunluğu bulunmadığından, önergeyi işleme koyma imkânımız yoktur.

Tabiî, önergenin kimlere ait olduğunu ifade edelim de... Yeni bir maddenin ilave edilmesiyle ilgili bu önerge, İçel Milletvekili Sayın Saffet Benli, Çankırı Milletvekili Sayın İsmail Coşar, Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan, Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal, Trabzon Milletvekili Sayın İsmail İlhan Sungur'a ait bir önergedir.

Komisyonun çoğunluğu olmadığı için...

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, önergenin mahiyetini de Genel Kurula okursanız....

BAŞKAN – Efendim, işleme koymayacağımız bir önergeyi okutmanın...

REFİK ARAS (İstanbul) – Nasıl olsa, İşleme konulmayacak; niye okutsun?

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Neden korkuyorsunuz?..

BAŞKAN – Efendim, müsaade buyurun da, bu işi biz yapalım.

65 inci maddeyi okutuyorum :

MADDE 65 – 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 8- Bina vergisinin oranı binde ikidir. Meskenlerde bu oran binde bir olarak uygulanır. Bakanlar Kurulu bu oranları, yarısına kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya yetkilidir.

Bakanlar Kurulu, Türkiye sınırları içinde tek meskeni olup bu meskenlerinde bizzat oturanlardan, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıklardan ibaret bulunanların veya bunlardan kendileri üzerine kayıtlı meskeni olmayanların anılan kurumlardan aylık almayan ve herhangi bir geliri de bulunmayan eşlerinin aynı nitelikteki meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin bizzat oturmaları şartıyla tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır. Muayyen zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz.

Yeni inşa edilen bina veya binaların vergisi, arsasının (veya arsa payının) vergisinden az olamaz.”

BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz taleplerini rica ediyorum. Kişisel söz taleplerine geçince, gruplara söz verme imkânımız olmaz; bu uyarıyı bir kere daha yapmış olayım.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Mustafa Yıldız'ı davet ediyorum; buyurun.(CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA MUSTAFA YILDIZ (Erzincan) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan çeşitli vergi yasalarında düzenleme öngören yasa tasarısının 65 inci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum. Konuşmama başlamadan önce, Grubum ve şahsım adına Yüce Meclise saygılar sunuyorum.

Sayın milletvekilleri, maddenin ikinci fıkrasında "Bakanlar Kurulu, Türkiye sınırları içinde tek meskeni olup bu meskenlerinde bizzat oturanlardan, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıklardan ibaret bulunanların veya bunlardan kendileri üzerine kayıtlı meskeni olmayanların anılan kurumlardan aylık almayan ve herhangi bir geliri de bulunmayan eşlerinin aynı nitelikteki meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin bizzat oturmaları şartıyla tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır. Muayyen zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz" denilmektedir.

Şimdi, bu maddenin ikinci fıkrasını üç bölüm halinde değerlendirdiğimizde, karşımıza şu sonuç çıkmaktadır:

Birincisi; Türkiye sınırları içinde tek meskeni olup, geliri, münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıklardan ibaret olanların, bu meskenine ait vergi oranlarının sıfıra indirilmesidir.

İkincisi; çalışmayan eşlerine ait aynı koşulları taşıyan meskenlerin vergi oranlarının, yine sıfıra kadar indirilmesidir; ki, bu her iki koşul da, yerinde ve özellikle olumlu bir yaklaşımdır.

Ancak, üçüncü bölümü toplumca benimsemek durumunda değiliz. Şöyle ki: Sosyal devlet olma anlayışı esas alındığında ve ülkenin bir bölgesinde devam etmekte olan terör nedeniyle, bulundukları il ve ilçelerini terk ederek, batıdaki il merkezlerine, metropollere göç eden aileler, herhalde, zevk için veya isteyerek bu göç kervanına katılmamaktadırlar.

Ekim 1997'de yapılan nüfus tespiti sonuçlarına baktığımızda -istemeyerek- batıya ne kadar göçün olduğunu ve göç oranının ne olduğunu kesinlikle tümümüz öğrenmiş olacağız; bunlar, hem görsel yayında hem de yazılı basında aylarca karşımıza çıkmıştır.

Batıdaki illere istemeyerek göç eden aileler, terk edip geride bıraktıkları konutlarını ya boş bırakmaktalar ya da o yörede bulunan yakınlarına vermekteler veya bir üçüncü koşul olarak kiraya vermektedirler; buna karşın, gitmiş oldukları batı illerimizde de, kendileri kirada oturmaktadırlar. İl ve ilçelerini istemeyerek terk ederek göç eden bu ailelerin kendi meskenlerinde bizzat oturmaları zaten mümkün değil; dolayısıyla, bu madde metninden yararlanamayacaklardır.

Öte yandan, ulusumuzun şehit ve gazilerinin dul ve yetimlerine ne derece saygılı olduğumuz, ancak şu anda görüşmekte olduğumuz yasa tasarısı ve benzeri yasa tasarılarıyla kendilerine getirdiğimiz yarar ve destekten anlaşılmaktadır. Bu nedenle, kendilerine saygı duyduğumuz gazi ve şehitlerimizin geride bıraktıklarıyla, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizden, elinde olmayarak, iradelerinin dışında batıya göç edenlerin, geride bırakmış oldukları bu konutlarının içinde bizzat oturma şartının kaldırılması, özellikle şu anda, toplumumuzun bir beklentisidir; dolayısıyla, Hükümetimizin bu konudaki yaklaşımını talep ediyoruz.

Madde metninde bulunan “bu meskenlerinde bizzat oturmaları” kaydı çıkarılmalıdır. Buna ilaveten, şehit ve gazilerimizin geride bıraktıkları dul ve yetimlerinin ve gazilerimizin fiilen içinde oturdukları tek meskenleri için değerlendirilmesi ve uygulanması yerinde olacaktır; bu konuda bir önerge vermiş bulunuyoruz, önergemizin, Yüce Meclisin onayından geçmesi halinde, şöyle düşünüyorum ki, toplumun şu anda kanayan yaralarını, Yüce Meclis olarak kısmen de olsa sarmış olacağız.

Tümünüze saygı ve sevgiler sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Yıldız, teşekkür ediyorum.

Gruplar adına başka söz talebi var mı efendim?

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Doğru Yol Partisi Grubu adına, Çankırı Milletvekili Sayın Ahmet Uyanık konuşacaktır efendim.

BAŞKAN – Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Uyanık; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA AHMET UYANIK (Çankırı) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesi üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Kanun tasarısının 65 inci maddesi, tasarının yedinci bölümünde yer alan Emlak Vergisiyle ilgili değişikliklere yer vermiştir. Bu çerçevede, 65 inci maddeyle, Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesindeki bina vergisi oranlarında değişiklik yapılmakta ve vergi oranları, işyerleri için binde 5'ten binde 2'ye, konutlar için ise binde 4'ten binde 1'e indirilmektedir.

Vergi oranlarının indirilmesi olumlu bir gelişme olmakla birlikte, Bakanlar Kuruluna, bu oranları yarısına kadar indirme veya 3 katına kadar artırma yetkisi verilmektedir.

Bakanlar Kuruluna tanınan bu yetkiyle, vergi oranlarının hangi ölçülere göre 3 katına kadar artırılabileceği belli değildir. Anlaşılan, bu yetki, vergi oranlarının, Türkiye genelinde seyyanen 3 katına kadar artırılması yönünde olmaktadır; yani, Bakanlar Kurulu, hiçbir kritere bakmaksızın, ülkenin her yerindeki binaların vergi oranlarını, bir çırpıda, 3 katına kadar artırabilecektir. Böyle bir esneklik, vergi adaletiyle bağdaşmaz.

Ülkemizde, coğrafî, sosyal ve ekonomik yönden farklılık gösteren yöreler vardır ve bu yöreler itibariyle, binaların değerleri, bina sahiplerinin gelirleri, oturanların farklı seviyeleri ve birçok etken değişik gelişmeler göstermektedir. Bu bakımdan, Bakanlar Kurulunun, vergi oranlarını artırırken, büyükşehir belediyeleri, küçükşehir belediyeleri, özellikle, belde belediyeleri, kalkınmada öncelikli yöreler, turistik yerler gibi kriterleri göz önünde bulundurarak, farklı oranlarda artırım yapması gerekmektedir ve Grubumuzun bu konudaki görüşü, biraz önce bahsettiğim hususların bu 65 inci madde içerisinde genişletilerek yer alması yönündedir. Vergi oranlarının artırılmasıyla ilgili yetkinin herhangi bir esasa bağlı olmaksızın verilmesinin, hakkaniyete uygun olmayacağı kanaatinde olduğumuzu da ifade etmek isterim.

Yine, Bakanlar Kurulu, icabında, vergi oranını artırmak isterse, büyükşehirlerdeki, kalkınmada öncelikli yörelerdeki, turistik yerlerdeki binalar ile bina sayısı veya vergi değerlerine göre farklı oranlarda artış yapabilmelidir ve buna bir esneklik de getirilmelidir. Konu, biraz önce bahsetmiş olduğumuz hususlarla ilgili olarak değerlendirilirse, bu büyükşehirlerdeki, kalkınmada öncelikli yörelerdeki, turistik yerlerdeki binalar ile bina sayısı veya vergi değerlerine göre farklı oranlarda artış yapabilme kabiliyeti, mutlaka verilmelidir; böyle bir yetki kullanımı daha adil olur diye düşünmekteyiz.

Tek bir evi olup da, o evinde oturanların Emlak Vergisinde indirim yapılması hususunda, öteden beri, Bakanlar Kurulumuza yetki tanınmıştır. Bu yetki, Emlak Vergisi Kanununun mükerrer 8 inci maddesinde yer almaktayken, bu defa, tasarıyla, bu maddeye aktarılmaktadır ve buna mukabil, mükerrer 8 inci madde de yürürlükten kaldırılmaktadır. Ayrıca, madde düzenlenmesinde, Bakanlar Kuruluna, Türkiye sınırları içinde tek meskeni olup da, bizzat bunda oturan ve gelirleri, münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıklardan ibaret bulunanların veya bunlardan kendileri üzerine kayıtlı meskeni olmayanların, anılan kurumlardan aylık almayan ve herhangi bir geliri de bulunmayan eşlerinin aynı nitelikteki meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetki verilmektedir. Buna göre, 3239 sayılı Kanunla getirilen mükerrer ek 8 inci madde hükmü uzun süredir uygulana gelmektedir. Bu maddenin yeni şekliyle düzenlenmesi yerinde olmakla birlikte, toplumumuzda yaşanan sosyal ve ekonomik değişimler, kapsamın genişletilmesinin gerektiği kanaatinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan ve tek meskeninde bizzat oturan, tek işyeri olan özürlüler ile gelirinin sadece asgarî ücret düzeyinde olduğunu belgeleyen tüm vatandaşlarımızın bu madde kapsamına alınmamasının yerinde olacağı kanaatinde olduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Zira, tasarının 46 ncı maddesinin müzakeresinde Yüce Meclisimiz geniş bir uzlaşmayla özürlü yurttaşlarımıza özel vergi indirimi hükmünü madde kapsamına almıştır. Dileğimiz, bu madde üzerinde de belirtilen uzlaşmanın sağlanmasıdır.. İfade edilen doğrultuda madde kapsamının genişletilmesiyle doğacak gelir kaybı, birinci fıkrada yer alan oranların birden fazla konut ve işyerleri için farklı uygulanmasıyla telafi edilebileceği kanaatinde olduğumuzu belirtiyor; bu vesileyle, Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (DYP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Uyanık, teşekkür ediyorum.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Candan : buyurun.(FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; konuşmama başlamadan önce, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Biraz önce, Fazilet Partili milletvekili arkadaşlarımız tarafından verilen bir önergeyle, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinden önce gelmek ve 4 üncü maddeye eklenmek üzere bir bent ilavesi talebinde bulunulmuştu; ama, maalesef, Komisyonun çoğunluğu olmadığı için görüşmeye alınamamıştı. Oradaki talebimiz -kanunun duyulması bakımından faydalı olacağı inancındayım- şuydu: Devletten muhtaç aylığı alanlar için, emlak vergilerinin kaldırılmasıydı. Maalesef, Hükümet ve Komisyon merhametsiz davrandı ve böylece, bu madde de eklenmemiş oldu.

Görüşmekte olduğumuz 626 sıra sayılı kanun tasarısının Yedinci Bölümü, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunundaki değişiklikleri içermektedir. Yedinci Bölüm 65 inci maddeden 70 inci maddeye kadar devam etmekte ve 6 maddeden oluşmaktadır. Bu 6 maddeyi genel anlamıyla incelediğimiz zaman ortaya çıkan manzara şudur:

1– Emlak vergilerinin oranları yüksek olduğu için, herkes Emlak Vergisi beyannamesi vermemektedir. Dolayısıyla, oranlar düşürüldüğü zaman, herkesin Emlak Vergisi beyannamesi vermesi sağlanmış olacaktır.

2– Asgarî beyan usulü kaldırılarak, rayiç beyan usulü getirilmektedir; yani, günün şartlarına göre, emlak vergileri yeniden değerlendirilecektir.

3– Beyanname verme ve tahakkuk süreleri yıl içine alınmaktadır. Bilindiği gibi, daha önce, tespit edilen ve tahakkuk eden rakamlar, daha sonraki yıllarda -4 yıl boyunca- her yıl için taksitler halinde ödenmekteydi.

Bu 3 temel esasa baktığımız zaman, mükellef, asgarî ortalamada, mevcut -bugünkü- ödediği vergi değerini hesapladığımız zaman, "asgarî" diyorum, 10 kat fazla Emlak Vergisi ödeyecektir.

Konuyu, mükellefler ve belediyeler açısından bir değerlendirmeye tabi tuttuğumuzda, indirim gibi görünen kısmın arkasındaki rayiç bedel tespiti, çok önemli bir unsurdur. Ayrıca, her yıl değerlendirerek yeniden vergilendirmek, ikinci önemli husustur. Çok önemli ve mahzurlu gördüğümüz, Meclisin de yetkisine giren bir diğer husus, Bakanlar Kuruluna 1/2 oranına kadar indirme, 3 katına kadar artırma yetkisinin verilmesidir. Eğer, 1/2 oranına, yani yarısına kadar indirme yetkisi veriyorsanız, yarısına kadar da artırma yetkisi verin. 3 katına kadar artırılması yetkisini vermek demek, emlak vergilerinin, en kısa zamanda, yeni bir Bakanlar Kurulu kararıyla 3 kat artırılacağı anlamına gelir ki, bu da, kanaatimce maddenin olumsuz tarafıdır.

Şimdi, özellikle, birinci konu olarak ifade etmek istediğim, rayiç bedel tespitlerinde ihtilaflar çıkacağıdır. Enflasyon oranına göre belediye gelirleri korunmuş olmakla birlikte, burada, önümüzdeki üç yıl içerisinde bir gayrimenkul sahibi olan insanın, bir yıl gibi bir zaman içerisinde, mevcut ödediği verginin on katını ödemesinin çok yüksek bir bedel olduğu kanaatindeyim.

Daha önce, beyan esasına dayalı tespitler şöyler yapılıyordu: Belediye başkanlığında mal müdürü, ticaret odası temsilcisi ve muhtarın oluşturduğu bir ekip, bir heyet, arazilerin, arsaların ve Bayındırlık’tan gelen birim fiyatlarına göre binaların fiyatlarını tespit ediyordu. Tespit edilen bu fiyatlar belediyede asılıyor, bu fiyatlar, belirli bir itiraz süresi içinde tekrar değerlendiriliyor ve bunların, il defterdarlıklarına bildirilmek suretiyle belediyelerde tahakkukları kesiliyor ve bu tahakkuklar, gelecek yıldan itibaren ödenmeye başlanıyordu. Burada, Hükümet, bunu, çok öne almakla birlikte; yani, bu uygulamanın, birtakım gelirlerin tespiti, bu gelirlerin yüksek olması ve belediyeye kaynak aktarılması bakımından olumlu yönleri olmakla birlikte, birtakım ihtilaflara ve itirazlara sebep olması noktasından da fevkalade mahzurlu yönleri vardır.

Şimdi, böylece, Emlak Vergisi Kanunundaki değişikliklerle ilgili Yedinci Bölüm hakkındaki genel görüşlerimi ifade ettikten sonra, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci; yani, mevcut tasarıdaki 65 inci madde ne getiriyor, ne götürüyor; ona bakmak istiyorum.

Şimdi, ben, eski ve yeni maddeleri mukayese etmek suretiyle, maddeyi daha kolay anlaşılır hale getirmek istiyorum. Mevcut yasada bina vergisi oranı binde 5 iken, tasarıda binde 2; mevcut yasada meskenlerde binde 4 iken, tasarıda binde 1'dir. Mevcut yasaya göre, meskeninde bizzat oturan ve sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıklarının dışında başka geliri olmayan kişilerin ödedikleri vergiler, Bakanlar Kurulu kararıyla yüzde 50'ye indirilebilirken, bizim verdiğimiz ek madde teklifinde "devletten muhtaç yardımı alan insanların bir tek konutu varsa, Emlak Vergisi ödemez" diyorduk. Gayet tabiî, buna yok demenin, bunu yok farz etmenin veya bunu, muhalefetten geldi anlayışıyla reddetmenin mantığını anlamak mümkün değil. Siz, bir insana, muhtaç yardımı vereceksiniz; fakat, verdiğiniz parayı da, ay sonunda, tekrar, Emlak Vergisi olarak elinden alacaksınız... O zaman, bu yardımı yapmayın.

Şimdi, madde ne getiriyor: Kişinin tek meskeni var ve bizzat oturuyor; sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan başka geliri de yok veya kendinin meskeni yok -burada, eşi de ilave edilmiş, aslında, olumlu bir adımdır- başka geliri de bulunmayan eşlerinin aynı nitelikteki meskenlerine ait vergi oranlarını, Bakanlar Kurulu sıfıra kadar indirilebiliyor. Bu maddeyle, binaların ve meskenlerin Emlak Vergisi oranları indirilmekle birlikte -ki, olumlu bir adımdır- sadece tek geliri olan insanların bir meskeni için indirim de, aslında, Bakanlar Kurulunun merhametine bırakılıyor. Mademki Bakanlar Kurulu yapacak bunu; gelin, Meclis yapsın. Diyelim ki, bunu, bu Meclis indirdi; cümleyi geçmiş zaman kullanalım; yarınki tarihten itibaren de, malullük aylığı alan biri varsa, tek evi olan biri varsa, böylece, yararlanmış olsun. Yani, bunu, siyasî istismar olarak kullanmayalım; böyle bir kanunu toplum lehine çıkardığımızı, bütün siyasî partiler olarak, kamu nezdinde takdim edelim. Yani, ben, burada, siyaseti değil, toplumu düşünme durumundayım.

Şimdi, bu maddeyle ilgili olarak, verginin olumlu ve olumsuz yanlarını ifade edeceğim. Bir kere, olumlu tarafı vergi oranlarının indirilmesi. Şimdi, ben bunları anlatırken, Hükümete bakıyorum, tebessüm ediyorlar; yani "bak, olumlu konuşuyor" falan diye; bu, gayet doğal; ama, biraz sonra söyleceklerimi de, akıl süzgeçinden geçirdikten sonra, olumlu karşılamanız lazım.

Şimdi, vergi limitlerinin aşağıya çekilmesi iyidir; bir konutu olan ve sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanlar için iyidir; maluller için, menfidir. Olumsuz yönü de, Bakanlar Kuruluna, çok fazla (üç katına kadar) artırma yetkisi vermesidir. Kanaatimce, o zaman, bu kanun, kanun olmuyor, Bakanlar Kuruluna bir yetki devri oluyor. O zaman da, kanaatimce, bu Meclis, ciddî bir kanun çıkarmış olmuyor.

Netice itibariyle, özetle, 65 inci maddede, bina ve meskenlerdeki Emlak Vergisi oranı indirilirken, tercihte ve tahakkukta yapılacak -diğer maddelerde de görüleceği üzere- enflasyon oranında, belediye gelirlerini artırmayı olumlu buluyorum. Ümit ederiz ki, belediyeler, bu Emlak Vergisiyle artırdıkları miktarları değerli yerlerde kullanırlar, toplumsal yerlerde kullanırlar; yani, bazı belediyelerin yaptığı gibi, 3 milyara, 5 milyara, iki türkü, iki şarkı söyleyen insanlara aktarmazlar...

Değerli arkadaşlarım, Emlak Vergileri dolayısıyla belediyelerle muhatap olan şahısların birçoklarıyla da yakından karşılaşma imkânımız oldu. Bazı mükellefler, Emlak Vergisini ödemek için belediyeye gelecek dolmuş parasını bile bazen bulamaz. Yani, bu kanun tasarısını ortaya koyarken çok dikkatli hareket etmek, vatandaşımızın ödeme kabiliyetini çok iyi tespit etmek lazım. Tasarıda indirim gibi görünen maddelerde -çok net ifade ediyorum; en kısa zamanda; yani, -altı ay içerisinde- yaptığım hesaplarda, mevcuda göre 8 - 10 misli artış olacak. Yani, bir kanun tasarısı getirilirken, konuya tamamen siyasî bakıp, tamamen belediyeye gelir getirmek değil, belirli bir seviyenin, geri ödemede nasıl bir tutum içinde olacağı veya gücünün ne olacağına da iyi dikkat etmek lazım gelir diye düşünüyorum.

Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum efendim. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Candan, teşekkür ediyorum.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebinde bulunan arkadaşlarımı okuyorum: Sayın Ziyattin Tokar, Sayın Emin Kul, Sayın Çetin Bilgir, Sayın Hadi Dilekçi, Sayın İsmail Özgün, Sayın Cevat Ayhan, Sayın Abdullah Örnek, Sayın Musa Uzunkaya.

Kişisel görüşlerinizi ifade etmek üzere, Sayın Tokar; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

M.ZİYATTİN TOKAR (Ağrı) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 626 sayılı çeşitli vergi kanunlarında değişiklik yapan vergi tasarısının 65 inci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Söz konusu maddeyle, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesi değiştirilmektedir. Bilindiği gibi, Emlak Vergisi matrahı beyana göre yapılıp, şu anda, alım-satım işlemlerinde matrah çok düşük bir seviyede gösterilmekte ve belediyelerimiz, gerçek değer üzerinden değil de, beyan üzerinden, çok düşük bir tutarda vergi almaktadırlar.

Burada, mevcut kanunda, binalarda binde 5 ve meskenlerde binde 4 olan oran, bina vergisinde binde 2'ye düşürülmekte, meskenlerde ise binde 1'e düşürülmektedir; ancak, biz, arzu ediyoruz ki, bu uygulamada gerçek matrah temin edilebilsin ve vergi mükellefleri, gerçek değer üzerinden vergilerini verebilsinler.

Burada, bir başka olay da, sivil toplum örgütlerinin, derneklerin ve vakıfların elinde bulunan binaların vergi oranlarının, Bakanlar Kurulu kararıyla sıfıra düşürülmesi gerektiğidir; çünkü, sivil toplum kuruluşlarına ülkemizin ihtiyacı vardır ve bu kuruluşlar, eğer bir mülk edinmişlerse, bunların vergiden muaf tutulması yerinde olacaktır.

Aynı şekilde, ülkemizin çeşitli bölgeleri veya büyük şehirlerin çeşitli mahalleleri kıymetlidir ve orada oturanlar, vergilerini yüksek meblağ üzerinden verebilirler; ama, doğu, güneydoğu düşünüldüğünde, orada oturanlar göz önüne alındığında -belki, büyük şehirlerin bir mahallesindeki bir binanın değeriyle, siz, doğuda veya güneydoğuda bir mahalle satın alabilirsiniz- oradaki insanları koruyabilmek için, vergi matrahının, bilhassa doğu ve güneydoğuya münhasıran bir teşvik kapsamı dahiline alınıp, düşürülmesinde yarar vardır.

Ben de, benden önceki konuşan arkadaşlar gibi, şehit dul ve yetim aylığı alan, muhtaç ve malullük aylığı alan kişilerin kendilerine ait oturdukları meskenlerin vergi oranlarının tamamen sıfırlanmasının uygun olacağını düşünüyorum. Ayrıca, bu konuda, göç veren yerlerde, göçün durdurulması amacıyla, bir çalışmanın yapılmasının da faydalı olacağı kanaatini taşıyorum.

Bilindiği gibi, Emlak Vergisini toplayan kurum, belediyelerdir; ama, siz, eğer, belediyelerin toplayacağı verginin miktarını, nispetini Bakanlar Kurulu kararıyla tespit ederseniz; bu, hakkaniyet ölçüsü dahilinde olmaz. Bu yetkilerin yerel yönetimlere verilmesinde fayda olacaktır. Bakanlar Kurulunun, bu yetkisini, yakında önümüze gelecek olan mahallî idareler yasa tasarısıyla, yerel yönetimlere, mahallî idarelere devretmesi yerinde olacaktır. Ayrıca, ülkemizin çeşitli yerlerindeki millî hâsılaya bakarak, düşük millî hâsılası olan yerlerde vergi nispetlerinin düşük tutulması, o bölge insanına biraz daha güvence getirecektir.

Bu düşüncelerimi Yüce Heyetinize arz ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Tokar, teşekkür ediyorum efendim.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) –Sayın Başkan, izin verirseniz, Hükümet adına konuşmak istiyorum...

BAŞKAN – Hükümet adına, Sayın Maliye Bakanı; buyurun efendim.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; toplumumuzun çok geniş bir kesimini, yaklaşık 14 milyon insanımızı ilgilendiren Emlak Vergisiyle ilgili düzenlemeler konusunda bazı açıklamaların yapılmasını zorunlu bulduğumuz için söz almış bulunuyoruz.

Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor: Bu düzenlemelerle ne yapılıyor, şu andaki uygulama ne, getirilen düzenlemelerden sonra uygulama ne olacak; Emlak Vergisi yükümlülerinin kazancı ne olacak veya yararlanacakları yeni avantajlar ne olacak?..

Şu andaki uygulamanın en göze çarpan unsuru, Emlak Vergisi oranlarının yüksek olması. Emlak Vergisi oranlarının yüksekliği ne şekilde telafi ediliyor; Emlak Vergisi matrahlarının düşük beyan edilmesiyle telafi ediliyor. Hatta, hukukumuzda, çok net bir şekilde, çok daha yüksek değerlerle alınıp satıldığını bile bile, belediyeler tarafından, ilgili komisyonlar tarafından takdir edilmiş olan asgarî beyan değerleri esas alınmak suretiyle, onun üzerinden, konutlarda binde 4, işyerlerinde binde 5 Emlak Vergisi alınıyor. Doğal olarak, hemen etrafımızda bulunan evlerin hepsinin bedellerinin 10 milyar dolayında olduğunu, hepimiz, aşağı yukarı tahmin edebiliyoruz; ancak, Emlak Vergisi değerine baktığımızda, bunların 2,5-3 milyar dolayında olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, 3 milyarlık bir matraha binde 4 oranı uygulanmak suretiyle bulunan vergi, elbette ki, 10 milyar liraya binde 4 oranının uygulanmasıyla bulunacak vergiyle kıyaslanmayacak kadar farklı olacaktır. Dolayısıyla, ödeme gücü açısından da çok büyük sorunlar meydana çıkacaktır. 10 milyar lira değeri olan bir gayrimenkulün, şu andaki oranların uygulanması suretiyle bulunacak vergisi, aşağı yukarı 40 milyon dolayında olacaktır -ki, bu bir ağır vergidir- ancak, yapılan işlemlerin 10 milyar üzerinden yapıldığını da varsayarsanız, çok büyük ölçüde, bu r işlemlerin kayıt dışında kaldığını göreceksiniz. Olayın çözümü, Emlak Vergisi oranlarının düşürülmesi suretiyle, gerçek Emlak Vergisi değerleri üzerinden işlem yapılmasını sağlamaktır.

Değerli milletvekilleri, işte, bu sorunu aşmak için, Emlak Vergisi oranları -şu anda yürürlükte olan binde 4, binde 5, binde 3 ve binde 6'lık oranlar- meskenlerde ve arazide binde 1'e, işyerlerinde binde 2'ye, arsalarda da binde 3'e çekilmek suretiyle ödenilebilecek bir konuma getirilmektedir; ancak, ilgililerine de, artık, gerçek matrahlarını beyan etme olanağı getirilmektedir.

Gerçek matrahları beyan etmenin avantajı ne olacak; daha önceden kabul ettiğiniz Gelir Vergisi Kanununun 82 nci maddesi uyarınca, eğer gayrimenkullerini satarlarsa, bunların satış bedellerini -ki, 5 yıl istisna, 5 yıl içerisinde satılırsa, herhangi bir şekilde vergi alınmıyor; ama, hemen ertesi yıl satarlarsa- buradan bir Gelir Vergisi matrahı doğmaması için, maliyet bedeli olarak beyan etme olanağını getiriyorsunuz. Dolayısıyla, sistem, kendi içerisinde sağlıklı kurulmuş oluyor.

Ancak, burada, hemen akla gelen soru, Emlak Vergisi oranlarının düşürülmesine karşın, kişilerin Emlak Vergisi beyannamelerini yükseltmeden aynı değerler üzerinden vermesi... Bu sakınca her zaman vardır. O nedenle de, bu sakıncayı ortadan kaldırmak için, bir geçici maddeyle (geçici 2 nci madde) belediyelere, mevcut sistem yürürlükte kalsaydı, şu anda, emlak sahipleri ya da gayrimenkul sahipleri ne kadar vergi ödeyecek idiyseler, 1998 yılında, beyan edilen matrahlar üzerinden ödenecek vergi; yani, yüzde 1 ve yüzde 2 oranları uygulanmak suretiyle ödenecek vergi -sadece 1998 yılında uygulanacak- ondan daha aşağı olamayacak. Bununla, belediyelerin, çok büyük ölçüde -1998 yılında uygulamanın ilk yılı olması ve işlemin iyi bilinmemesi nedeniyle- bir kayba uğramasını önlemiş oluyoruz.

Özetlemek gerekirse, Emlak Vergisi oranlarını konutlarda yüzde 1'e indiriyoruz; ancak, sadece 1998 yılında, beyan edilen matrahların düşük olması veya yeteri kadar yüksek olmaması nedeniyle, belediyelerin gelir kaybını önlemek için de, geçici bir maddeyle “1998 yılı içerisinde ödenecek vergi, bundan daha aşağı olamayacak” diyoruz.

Değerli milletvekilleri, bu, önemli bir değişiklik; ancak, bundan sonra ne olacak; bundan sonraki yıllarda, bu sene beyan edilmiş olan değerler yeniden değerleme oranında endekslenerek gideceği için, 1999 yılından itibaren de binde 1'lik oranlar uygulanacak.

Burada, Emlak Vergisinin, düzenlemelerimizde çok net anlaşılmadığı için, bir önergeyle daha açıklık getirdiğimiz bir uygulaması var. Peki, değerler aşırı düşük olursa, o zaman ne olacak olayı var. Onu, şu andaki Emlak Vergisi değerlerini, asgarî beyan değeri olarak yine muhafaza etmek suretiyle koruyoruz; yani, Emlak Vergisi değerleri, belediyeler tarafından her dört yılda bir takdir edilecek değerlerden hiçbir şekilde aşağı olmayacak; ancak, onun üzerindekileri, ilgilileri, gayrimenkul sahipleri kendileri beyan edecekler ve beyan ettikleri değerler üzerinden yüzde 1 ödeyecekler.

Dolayısıyla, bu uygulama sayesinde, özellikle geçiş döneminden sonra, artık, gayrimenkullerle ilgili olarak gerçek değerlerin beyan edilebileceğini, gerçek değerler üzerinden de vergi ödenmek suretiyle -ki, artık, vergi oranı binde 1'e inmiş vaziyette- 10 milyar liralık bir gayrimenkulde, şu anda olduğu gibi 40 milyon lira değil, sadece 10 milyon lira -iki taksitte ödenmesi halinde de, demek ki, 5'er milyon liralık iki taksit halinde- Emlak Vergisi ödenmesi olanağı getirilmekte; gerçek rakamlar ile vergi rakamları, vergi matrahı birbiriyle eşitlenmekte; böylece, kayıtdışılık konusunda, vergi oranlarının yüksekliği nedeniyle yaratmış olduğumuz bu olumsuzluk ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, buradan, özellikle, bizi izleyen halkımıza şu mesajı çok açık olarak vermemiz gerekiyor: "Şimdi, durduk yere, Emlak Vergisi değerlerinin üzerinde ben niye beyan edeyim" olayının bir mantığı daha var; çünkü, bundan sonra, artık, gerçek işlemlerin yapılmasını istiyoruz.

"Peki, gerçek matrahı, satın alındığı anda asgarî değerinin üzerinde olmakla birlikte, daha aşağıda bir matrah beyan ederse ne olur" sorusu akla geliyor.

Değerli milletvekilleri, bununla ilgili olarak, aslında, gayrimenkul sahibinin yararını gözeterek -artık, binde 1'e indikten sonra, matrahını düşük göstermesi, lehine bir olay değil; satarsa, matrahının oluşması açısından önemli bir unsur çünkü o- şöyle bir uygulama getiriliyor buradaki düzenlemeyle: Eğer, herhangi bir kişinin satın aldığı gayrimenkulün bedelinin, Emlak Vergisi beyannamesindeki bedelin daha üzerinde olduğu maddî delillere dayanılarak kanıtlanırsa; örneğin, ben bir gayrimenkul aldım, parasını olduğu gibi bankadan veya çekle ödedim; onunla ilgili olarak ödediğim çek, benim verdiğim beyannamenin -örneğin- 5 milyar lira üzerinde çıktı; bununla ilgili olarak, belediyelere, ikmalen tarhiyat yapma olanağı tanıyoruz; ancak, bunun cezasız yapılmasını öneriyoruz. Yani, demek ki, beyan edilen miktarlar asgarî değerden az olmamak üzere beyan edilecek; ancak, maddî delillere dayanarak bu miktarın daha fazla olduğunun kanıtlanması halinde, belediyeler, ilgili kişiler hakkında, ikmalen, cezasız olarak Emlak Vergisi tarhiyatlarını yapacaklar. Böylece, uygulama, asgarî değerin nihaî vergi değeri olarak alınması yerine, gerçek rayiç bedelin kavranması yöntemine kavuşmuş oluyor. Gerçek rayiç bedeli alıyoruz, oranları düşük; aradaki farklar da, özellikle uygulamanın yeniliği vesaire gibi hususları da göz önünde bulundurmak suretiyle, cezasız olarak, cezasız tarhiyat şeklinde gerçekleştirilmiş olacak. Böylece de, vergi oranlarının yüksekliğinden kaynaklanan, kayıtdışı ekonominin en önemli unsurlarından olan gayrimenkullerin alım-satımlarında gerçek değerlerin kavranmasına olanak tanınmış olacak.

Bu açıklamaları yapma gereğini duydum; teşekkür eder, saygılar sunarım.

(DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ederim.

Sayın Kul?..

EMİN KUL (İstanbul) – Teşekkür ederim; Sayın Bakan çok güzel bir açıklama yaptı.

BAŞKAN – Sayın Kul'a teşekkür ediyorum.

Sayın Bilgir?..

ÇETİN BİLGİR (Kars) – Vazgeçtim.

BAŞKAN – Sayın Dilekçi, kişisel görüşlerinizi ifade etmek üzere, buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

M. HADİ DİLEKÇİ (Kastamonu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı vergi tasarısının 65 inci maddesi üzerindeki şahsî görüşlerimi bildirmek üzere huzurunuza gelmiş bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Mevcut hükümlere göre, bina vergisi, asgarî beyan değerinden az olmamak üzere, beyan edilen matrah üzerinden, işyeri olarak kullanılan binalarda binde 5, mesken olarak kullanılan binalarda binde 4 olarak alınmaktadır. Tek meskeni olup, sosyal güvenlik kurumlarından emekli maaşı alanlardan ise, bina vergisi, binde 2 oranında alınmaktadır.

Belirtilen bu oranların yüksek olması, mükelleflerin, sahip oldukları binalara ilişkin değerleri olduğundan daha düşük göstermelerine neden olmaktadır. Binaların gerçek değerleriyle beyan edilmesini sağlamak amacıyla, işyeri olarak kullanılan binalara ilişkin binde 5 olan vergi oranı binde 2'ye, mesken olarak kullanılan binalara ilişkin binde 4 olan vergi oranı ise binde 1'e indirilmektedir. Ayrıca, bu oranların yarısına kadar indirilmesi veya üç katına kadar artırılması hususunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir.

Diğer taraftan, oturdukları ev kendi üzerine kayıtlı olmayıp eşinin üzerine kayıtlı olan emekli vatandaşlarımızın eşlerinin de indirimli bina vergisi uygulamasından yararlanmasına yönelik yapılan düzenleme, olumlu bir düzenleme olarak görülmektedir.

Maddenin, ulusumuza hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Dilekçi, teşekkür ederim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, Sayın Bakana suallerimiz olacak efendim.

BAŞKAN – Sayın Kapusuz, zatıâliniz bizzat mı soracaksınız?

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Evet efendim, ben de sormak istiyorum.

BAŞKAN – Soru soracak arkadaşlarımı tespit edelim...

Sayın Kapusuz soru soracaklar.

Başka soru soracak arkadaşımız var mı?

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Ben de soru sormak istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Özgün, sorularınız da özgün olacak değil mi..

Başka soru soracak arkadaşımız?.. Yok.

Bundan sonra soru talebi kaydetmeyeceğim.

Sayın Kapusuz, buyurun.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, delaletinizle Sayın Bakandan şu hususu öğrenmek istiyorum: Biraz önceki yapmış olduğu açıklamalara ilave olarak, geçici maddeyle getirilmiş olan, belediyelerin, geçiş dönemi için bir yıllık asgarî rayiç bedel tespitlerine yapacağı katkıya ilave olarak, düşünelim ki, bir apartmanın bir dairesinde, şahsın biri, rayiç bedel olarak (A) fiyatını, bir başka daire (B) fiyatını vermişse, buradaki denklik nasıl temin edilecek? Çünkü, insanlar, piyasada malını satmıyor ki fiyatını öğrenebilsin; bu, kullandığı dairedir, mülkiyeti altında bulunan dairelerdir, gayrimenkuldür, arazidir veyahut da arsadır; bunlarla ilgili olarak bu farklılıklar nasıl önlenecek? Şimdiye kadar bildiğimiz uygulamada, asgarî bir rayiç bedel vardı, o standardın altına kimse inemiyordu; ama, onun üzerinde, malının değerini farklı beyan etmek herkes için uygundu; olabiliyordu; fakat, şimdi, böyle, açık bir ortamda, acaba, farklı uygulananlar nasıl bir muameleye tabi tutulabilecek? Burada, denk, bir orta nokta nasıl bulunacak? Vatandaşlar arasında haksızlık meydana gelmeyecek mi? Sayın Bakan, vatandaşlar açısından çok istifham yaratan, endişe meydana getiren bu konuyla ilgili olarak, kendi haline bıkakılmış bir rayiç bedel anlayışının dışında müşahhas bir uygulamanın mutlaka bu yasaya girmesini uygun buluyorlar mı?

Arz eder; teşekkür ederim.

BAŞKAN – Ben teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, tüm sualleri alıp sonra mı cevaplarsınız, yoksa, herbirini ayrı ayrı mı?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – İzin verirseniz, teker teker yanıtlayayım; sonra, sorular karışıyor efendim.

BAŞKAN – Buyurun.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Kapusuz'un sorusunu, aslında, biraz önce yanıtladım. Bizim düzenlememizde bu olay muğlak kalmış, o nedenle, biraz sonra verilecek önergeyle bu konu daha net bir şekilde açıklığa kavuşturulacak dedik. Asgarî rayiç bedel veya asgarî beyan değeri denilen olay şu anda yürürlükten kaldırılmıyor.Yani, yine, dört yılda bir, belediyeler, kendi belediye sınırlarında bulunan gayrimenkullerle ilgili olarak bir bedel takdiri yapacaklar, bunları ilan edecekler; diyecekler ki, buralarda beyan edilen miktarlar bunun altında olamaz, bunun üstünde beyan edebilirsiniz. Yine bu yapılacak; her dört yılda bir beyan edilecek. Demek ki, her halükârda bir bazımız var; ancak, kişiler, bu bazla bağlı değil. Aynı apartmanın içerisinde -şimdi de söz konusudur- birileri sadece bu rayiç bedelle bağlı kalır, birileri de almış olduğu bedeli bire bir beyan eder. Dolayısıyla, aynı apartmanın içerisinde farklı değerler görürsünüz. Önemli olan, asgarî bedelin altında herhangi bir beyanda bulunulmaması. Demek ki, bunu koruyoruz, asgarî bedelimiz var. Onun üstünde, insanların özgürlüğü var; istediği matrahı, benim apartmanımın, benim gayrimenkulümün değeri budur diye beyan edebilirler. Bunun üzerinden de, aynen şimdi belirlediğimiz gibi, binde 1 oranında vergi öderler. Bu binde 1'ler, şu anda rayiç bedele binde 4'lerin uygulanması suretiyle elde edilecek vergiden daha fazla olabilir; onu, Emlak Vergisi olarak ödeyecekler. Yani, eğer, bu şekilde beyan edilen değerler rayiç bedelin üzerinde ise, belediyelerin, bu geçiş döneminde avantajı olacak. Bunu, çok somut olarak bazı belediyelerde de görüyoruz. Örneğin, (X) belediyesi gerçekten rayiç bedelleri takdir etmiş, ancak (Y) belediyesi çok düşük bedel takdir etmiş. Dolayısıyla, belediyelerin takdir etmiş olduğu o değerler, onların asgarî bedelleridir. İlgili kişiler de, her halükârda, bu bedellerini takdir edecekler. Ancak, 1998 yılı içerisinde, eğer bu yasa yürürlüğe girmeseydi, benim ödeyeceğim vergi ne kadar olacaksa, bu yasanın yürürlüğe girmesi nedeniyle ondan daha az bir vergi ödemeyeceğim. Bu, bir yıllık bir geçiş dönemi uygulaması ve belediyelerin gelirlerini garanti etmeye yönelik bir uygulama.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Bakanım, şu anda yürürlükteki kanunda da, biraz önce izah ettiğiniz husus geçerliydi. O bir yıldan sonrası için, yine o asgarî rayiç bedel olacak mı olmayacak mı?

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sürekli devam edecek; üstelik, her dört yılda bir beyanname de verilecek.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Peki, o zaman bu getirilen husus ne oluyor efendim?

BAŞKAN – Sayın Kapusuz, bu soruların Başkanlık aracılığıyla sorulacağını çok iyi bilen bir arkadaşımızsınız.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, getirilen değişiklik, burada, vergi oranlarının binde 4'ten binde 1'e indirilmesi. Şu anda bile, belediyeler gerçek rayici belirleseler, binde 4 oranı yüksektir. Belediyeler de önümüzdeki yıl belirlemelerinde, zaten, binde 1 ödenmek suretiyle, gerçek matrahı yakalamaya çalışacaklar. Yalnız, biz, 82 nci maddede bir değişiklik yaptık -çok önemli bir olay- o da, bu şekilde beyan edilen matrahlar, bu apartman dairelerinin beş yıldan önce satılması halinde, bunların maliyet bedelini oluşturacak. O nedenle, herkes, kendi hesabını yapacak "ben, bunu şu kadara satabilirim, o nedenle, şunun üzerinden binde 1 vergi ödemek suretiyle maliyetimi şu andaki rayiç bedelle paralel hale getireyim" diyecek. Yani, burada, oranları düşürmenin dışında, Emlak Vergisinde çok köklü bir değişiklik yapıyoruz falan demiyoruz; ancak, belirli bir sürecin sonunda, rayiç bedeller, gerçek anlamdaki değerlere kavuşmuş olacak; bunu sağlamaya çalışıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın Özgün, buyurun efendim, sorunuzu alalım.

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Sayın Başkan, delaletinizle, Sayın Bakana bir soru sormak istiyorum.

Esasında, sorduğum soru, biraz önceki soruya benzer nitelikte. Asgarî beyan esası devam edecektir. Şimdi, 20 daireli bir apartmanı düşünelim; 19'u asgarî beyan üzerinden beyannamesini verdi, 1'i de beyannamesini asgarî beyanın çok üzerinde bir rakamla verdi. Bu bir kişinin beyanı, rayiç bedel olarak kabul edilip, maddî delil olarak kabul edilip, diğerlerine ilave tarhiyat yapılacak mıdır?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şu uygulamamızda, herhangi bir satışın maddî delil olarak kabul edilip, diğerlerine de aynı işlemin yapılacağı şeklinde bir düzenleme kesinlikle yok, olamaz da zaten; sistemin mantığına aykırı. Dolayısıyla, ilk beyan döneminde herkes ya belediyeler tarafından belirlenmiş bedeli esas almak suretiyle onun üzerinde bir beyanda bulunacak ya da kendisinin takdir etmiş olduğu değeri beyan edecek. Ancak, arada herhangi bir gayrimenkul, o 20 dairelik apartmanda bir gayrimenkul satıldı, tek başına satıldı. Bununla ilgili olarak da, yeni alan 10 milyar lira beyanda bulundu. Biz, maddî delillere dayanarak, örneğin, banka hesaplarından veya başka kayıtlarımızdan onun 10 milyar lira değil de, 20 milyar lira olduğunu kanıtladığımız anda, işte, ona sadece ikmalen tarhiyat yapacağız; ama, onu baz alarak, diğer apartmanlara herhangi bir tarhiyat kesin olarak bu düzenlemede söz konusu olmayacaktır.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sorular cevaplandırılmıştır.

Madde üzerindeki müzakereler tamamlandı; ancak, maddeyle ilgili 16 önerge vardır; geliş sırasına göre, madde üç fıkra olduğu için, 12 önergeyi okutacağım, sonra, ayrı ayrı işleme tabi tutacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan çeşitli vergi kanunlarında değişikliği öngören 626 sıra sayılı yasa tasarısının 65 inci maddesiyle düzenlenen 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğini arz ederiz.

Algan Hacaloğlu Celal Topkan Yusuf Öztop

İstanbul Adıyaman Antalya

Değişiklik metni:

"Madde 8 – Bina vergisinin oranı binde 3'tür. Meskenlerde bu oran binde 1 olarak uygulanır. Bakanlar Kurulu bu oranları, üç katına kadar artırmaya yetkilidir.

Türkiye sınırları içinde tek meskeni olanlardan;

i- Gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıklardan ibaret bulunanların,

ii- Veya bunlardan kendileri üzerine kayıtlı meskeni olmayanların anılan kurumlardan aylık almayan veya herhangi bir geliri de bulunmayan eşlerinin,

iii- Veya meskenleri brüt 100 metrekareden küçük olanların meskenleri bina vergisinden muaftır.

Yeni inşa edilen bina veya binaların vergisi, arsasının (veya arsa payının) vergisinden az olamaz."

BAŞKAN – Diğer önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 65 inci maddesine bağlı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederim.

Veysel Candan

Konya

"Bina vergisi oranı binde 2'dir. Meskenlerde bu oran binde 1 olarak uygulanır."

Yakup Budak İbrahim Ertan Yülek Ahmet Doğan

Adana Adana Adıyaman

Osman Hazer Celal Esin Cemalettin Lafçı

Afyon Ağrı Amasya

Rıza Ulucak Muhammet Polat Alaattin Sever Aydın

Ankara Aydın Batman

Suat Pamukçu Hüsamettin Korkutata Abdulhaluk Mutlu

Bayburt Bingöl Bitlis

Mustafa Yünlüoğlu İsmail Coşar Zülfikar Gazi

Bolu Çankırı Çorum

Ramazan Yenidede Ömer Naimi Barım Tevhit Karakaya

Denizli Elazığ Erzincan

Lütfü Esengün Sıtkı Cengil Ahmet Çelik

Erzurum Adana Adıyaman

Sıddık Altay Murtaza Özkanlı Ömer Faruk Ekinci

Ağrı Aksaray Ankara

Musa Okçu Zeki Ergezen Feti Görür

Batman Bitlis Bolu

Altan Karapaşaoğlu Ömer Vehbi Hatipoğlu Ahmet Cemil Tunç

Bursa Diyarbakır Elazığ

Aslan Polat Şinasi Yavuz Nurettin Aktaş

Erzurum Erzurum Gaziantep

Bedri incetahtacı Mehmet Sılay Emin Aydınbaş

Gaziantep Hatay İçel

Azmi Ateş Mehmet Fuat Fırat Hüseyin Kansu

İstanbul İstanbul İstanbul

Osman Yumakoğulları Hasan Dikici Zeki Ünal

İstanbul Kahramanmaraş Karaman

Fethi Acar Salih Kapusuz Mikail Korkmaz

Kastamonu Kayseri Kırıkkale

Musta Kemal Ateş Osman Pepe Hanifi Demirkol

Kilis Kocaeli Eskişehir

Kahraman Emmioğlu Turhan Alçelik Metin Kalkan

Gaziantep Giresun Hatay

Mustafa Köylü Saffet Benli Mustafa Baş

Isparta İçel İstanbul

İsmail Kahraman Bahri Zengin İsmail Yılmaz

İstanbul İstanbul İzmir

Avni Doğan Abdullah Özbey Zeki Karabayır

Kahramanmaraş Karaman Kars

Kemal Albayrak Cafer Güneş Hüseyin Arı

Kırıkkale Kırşehir Konya

Hasan Hüseyin Öz Metin Perli Yaşar Canbay

Konya Kütahya Malatya

Hüseyin Olgun Akın Nezir Aydın Ahmet Demircan

Ordu Sakarya Samsun

Musa Uzunkaya Ahmet Nurettin Aydın Temel Karamollaoğlu

Samsun Siirt Sıvas

Zülfükar İzol Abdulkadir Öncel Ahmet Feyzi İnceöz

Şanlıurfa Şanlıurfa Tokat

İsmail İlhan Sungur Şaban Şevli Kâzım Arslan

Trabzon Van Yozgat

Rıza Güneri Mustafa Ünaldı Ahmet Derin

Konya Konya Kütahya

Fikret Karabekmez Sabahattin Yıldız Salih Katırcıoğlu

Malatya Muş Niğde

Latif Öztek Ahmet Karavar Abdullah Arslan

Samsun Şanlıurfa Tokat

Maliki Ejder Arvas Fethullah Erbaş Abdullah Örnek

Van Van Yozgat

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 65 inci maddesine bağlı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederim. 17.6.1998

Veysel Candan

Konya

"Türkiye sınırları içinde tek meskeni olan, gelirleri sadece emekli maaşlarından ibaret olan mükellefler, bina vergisinden muaf tutulurlar."

Yakup Budak İbrahim Ertan Yülek Ahmet Doğan

Adana Adana Adıyaman

Osman Hazer Celal Esin Cemalettin Lafçı

Afyon Ağrı Amasya

Rıza Ulucak Muhammet Polat Alaattin Sever Aydın

Ankara Aydın Batman

Suat Pamukçu Abdulhaluk Mutlu Mustafa Yünlüoğlu

Bayburt Bitlis Bolu

İsmail Coşar Zülfikar Gazi Ramazan Yenidede

Çankırı Çorum Denizli

Ömer Naimi Barım Tevhit Karakaya Lütfü Esengün

Elazığ Erzincan Erzurum

Sıtkı Cengil Ahmet Çelik Sıddık Altay

Adana Adıyaman Ağrı

Murtaza Özkanlı Ömer Faruk Ekinci Musa Okçu

Aksaray Ankara Batman

Zeki Ergezen Feti Görür Altan Karapaşaoğlu

Bitlis Bolu Bursa

Ömer Vehbi Hatipoğlu Ahmet Cemil Tunç Aslan Polat

Diyarbakır Elazığ Erzurum

Şinasi Yavuz Nurettin Aktaş Bedri İncetahtacı

Erzurum Gaziantep Gaziantep

Mehmet Sılay Emin Aydınbaş Azmi Ateş

Hatay İçel İstanbul

Mehmet Fuat Fırat Osman Yumakoğulları Hasan Dikici

İstanbul İstanbul Kahramanmaraş

Fethi Acar Salih Kapusuz Mikail Korkmaz

Kastamonu Kayseri Kırıkkale

Mustafa Kemal Ateş Osman Pepe Hanifi Demirkol

Kilis Kocaeli Eskişehir

Kahraman Emmioğlu Turhan Alçelik Süleyman Metin Kalkan

Gaziantep Giresun Hatay

Mustafa Köylü Saffet Benli Mustafa Baş

Isparta İçel İstanbul

Ekrem Erdem İsmail Kahraman Bahri Zengin

İstanbul İstanbul İstanbul

Avni Doğan Abdullah Özbey Zeki Karabayır

Kahramanmaraş Karaman Kars

Memduh Büyükkılıç Kemal Albayrak Cafer Güneş

Kayseri Kırıkkale Kırşehir

Hüseyin Arı Hasan Hüseyin Öz Metin Perli

Konya Konya Kütahya

Yaşar Canbay Hüseyin Olgun Akın Nezir Aydın

Malatya Ordu Sakarya

Ahmet Demircan Musa Uzunkaya Ahmet Nurettin Aydın

Samsun Samsun Siirt

Zülfükar İzol Abdulkadir Öncel Ahmet Feyzi İnceöz

Şanlıurfa Şanlıurfa Tokat

İsmail İlhan Sungur Şaban Şevli Kâzım Arslan

Trabzon Van Yozgat

Rıza Güneri Mustafa Ünaldı Ahmet Derin

Konya Konya Kütahya

Fikret Karabekmez Sabahattin Yıldız Cevat Ayhan

Malatya Muş Sakarya

Latif Öztek Ahmet Karavar Abdullah Arslan

Samsun Şanlıurfa Tokat

Bekir Sobacı Maliki Ejder Arvas Fethullah Erbaş

Tokat Van Van

Abdullah Örnek

Yozgat

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının 65 inci maddesine bağlı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederim. 17.6.1998

Veysel Candan

Konya

"Türkiye sınırları içinde tek meskeni olan ve hiçbir geliri olmayan dul, yetim ve şehit aileleri bina vergisinden muaf tutulurlar."

Yakup Budak İbrahim Ertan Yülek Ahmet Doğan

Adana Adana Adıyaman

Osman Hazer Celal Esin Cemalettin Lafçı

Afyon Ağrı Amasya

Rıza Ulucak Muhammet Polat Alaattin Sever Aydın

Ankara Aydın Batman

Suat Pamukçu Hüsamettin Korkutata Abdulhaluk Mutlu

Bayburt Bingöl Bitlis

Mustafa Yünlüoğlu İsmail Coşar Zülfikar Gazi

Bolu Çankırı Çorum

Ramazan Yenidede Ömer Naimi Barım Tevhit Karakaya

Denizli Elazığ Erzincan

Lütfü Esengün Sıtkı Cengil Ahmet Çelik

Erzurum Adana Adıyaman

Sıddık Altay Murtaza Özkanlı Ömer Faruk Ekinci

Ağrı Aksaray Ankara

İsmail Özgün Musa Okçu Zeki Ergezen

Balıkesir Batman Bitlis

Feti Görür Altan Karapaşaoğlu Ömer Vehbi Hatipoğlu

Bolu Bursa Diyarbakır

Ahmet Cemil Tunç Naci Terzi Aslan Polat

Elazığ Erzincan Erzurum

Şinasi Yavuz Nurettin Aktaş Mehmet Sılay

Erzurum Gaziantep Hatay

Emin Aydınbaş Azmi Ateş Mehmet Fuat Fırat İçel İstanbul İstanbul

Hüseyin Kansu Osman Yumakoğulları Hasan Dikici

İstanbul İstanbul Kahramanmaraş

Ahmet Dökülmez Zeki Ünal Fethi Acar

Kahramanmaraş Karaman Kastamonu

Salih Kapusuz Mikail Korkmaz Mustafa Kemal Ateş

Kayseri Kırıkkale Kilis

Osman Pepe Hanifi Demirkol Kahraman Emmioğlu

Kocaeli Eskişehir Gaziantep

Turhan Alçelik Metin Kalkan Saffet Benli

Giresun Hatay İçel

Mustafa Baş Ekrem Erdem İsmail Kahraman

İstanbul İstanbul İstanbul

Bahri Zengin İsmail Yılmaz Abdullah Özbey

İstanbul İzmir Karaman

Zeki Karabayır Memduh Büyükkılıç Kemal Albayrak

Kars Kayseri Kırıkkale

Cafer Güneş Hüseyin Arı Hasan Hüseyin Öz

Kırşehir Konya Konya

Metin Perli Yaşar Canbay Nedim İlci

Kütahya Malatya Muş

Hüseyin Olgun Akın Nezir Aydın Ahmet Demircan

Ordu Sakarya Samsun

Musa Uzunkaya Ahmet Nurettin Aydın Temel Karamollaoğlu

Samsun Siirt Sıvas

Zülfükar İzol Abdulkadir Öncel Ahmet Feyzi İnceöz

Şanlıurfa Şanlıurfa Tokat

Kemalettin Göktaş İsmail İlhan Sungur Şaban Şevli

Trabzon Trabzon Van

Kâzım Arslan Rıza Güneri Mustafa Ünaldı

Yozgat Konya Konya

Ahmet Derin Sabahattin Yıldız Salih Katırcıoğlu

Kütahya Muş Niğde

Latif Öztek Ahmet Karavar Abdullah Arslan

Samsun Şanlıurfa Tokat

Maliki Ejder Arvas Fethullah Erbaş Abdullah Örnek

Van Van Yozgat

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesi ile değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "binde 2'dir" ibaresinin "binde 4'tür' şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Fevzi Aytekin İhsan Çabuk Adil Aşırım

Tekirdağ Ordu Iğdır

Mustafa İlimen Necati Albay

Edirne Eskişehir

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesi ile değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "binde 2'dir" ibaresinin "binde 3'tür' şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Fevzi Aytekin İhsan Çabuk Adil Aşırım

Tekirdağ Ordu Iğdır

Mustafa İlimen Necati Albay

Edirne Eskişehir

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının 65 inci maddesi ile düzenlenen 1319 sayılı Yasanın 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mustafa Yıldız Ali Şahin Algan Hacaloğlu

Erzincan Kahramanmaraş İstanbul

Bekir Yurdagül Nihat Matkap

Kocaeli Hatay

“Madde 8, ikinci fıkra:

Bakanlar Kurulu, Türkiye sınırları içinde tek meskeni olup, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıklardan ibaret bulunanların veya bunlardan kendileri üzerine kayıtlı meskeni olmayanların anılan kurumlardan aylık almayan ve herhangi bir geliri de bulunmayan eşlerinin aynı nitelikteki meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım ile şehitlerin dul ve yetimlerine ve gazilere ait tek meskenler hakkında da uygulanır. Muayyen zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinde yer alan "eşlerinin" ifadesinin "eşlerinin ve çocuklarının" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk Adil Aşırım Mustafa İlimen

Ordu Iğdır Edirne

Fevzi Aytekin Necati Albay

Tekirdağ Eskişehir

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasının tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk Adil Aşırım Necati Albay

Ordu Iğdır Eskişehir

Fevzi Aytekin Ahmet Kabil

Tekirdağ Rize

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk Adil Aşırım Necati Albay

Ordu Iğdır Eskişehir

Fevzi Aytekin Ahmet Kabil

Tekirdağ Rize

“Yeni inşa edilen işyeri binalarının vergisi, arsasının (veya arsa payının) vergisinden az olamaz.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk Adil Aşırım Necati Albay

Ordu Iğdır Eskişehir

Fevzi Aytekin Ahmet Kabil

Tekirdağ Rize

"Yeni inşa edilen binaların vergisi, arsa (veya arazilerinin) vergisinden az olamaz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan parantez içi hükmün fıkra kapsamından çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk Adil Aşırım Necati Albay

Ordu Iğdır Eskişehir

Fevzi Aytekin Ahmet Kabil

Tekirdağ Rize

BAŞKAN – Önergeleri, aykırılık derecesine göre işleme tabi tutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan çeşitli vergi kanunlarında değişikliği öngören 626 sıra sayılı yasa tasarısının 65 inci maddesiyle düzenlenen 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğini arz ederiz.

Algan Hacaloğlu

(İstanbul)

ve arkadaşları

Değişiklik metni :

“Madde 8 – Bina vergisinin oranı binde 3'tür. Meskenlerde bu oran binde 1 olarak uygulanır. Bakanlar Kurulu bu oranları, üç katına kadar artırmaya yetkilidir.

Türkiye sınırları içinde tek meskeni olanlardan;

i – Gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıklardan ibaret bulunanların,

ii – Veya bunlardan kendileri üzerine kayıtlı meskeni olmayanların anılan kurumlardan aylık almayan veya herhangi bir gelirde bulunmayan eşlerinin,

iii – Veya meskenleri brüt 100 metrekareden küçük olanların meskenleri bina vergisinden muaftır.

Yeni inşa edilen bina veya binaların vergisi, arsasının (veya arsa payının) vergisinden az olamaz.”

BAŞKAN – Sayın Komisyon önergeye ne buyuruyor efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN YAYLA ((Hatay) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu?..

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun.

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Emlak Vergisiyle ilgili vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle bir iki tespit yapmak istiyorum: Türkiye'de, konut temel sorun. Herkesin, bir konut sahibi olma hakkı vardır ve devlet, yurttaşlarına, bu konuda, bugüne değin yeterince el uzatamamıştır. Tek konut sahibi olmak bir lüks değildir. İnsanların bir konuta sahip olmasını bir ayrıcalık olarak görmemek lazım. Hele Türkiye'de, ülkenin tüm kentlerinde, yurttaşlarımızın önemli bölümünün tek konuta sahip olabilmelerinin dahi, onlar için yaşamda hemen hemen tek güvence olduğunu görmemiz gerekiyor.

İkinci nokta; bina vergisi, belediyelerin gelir kaynaklarından biridir, pahalı tahsil edilen gelir kaynaklarından biridir. Belediyeler, bina vergisinin tahsilatından, yeterince otomasyon sağlayamadıkları için, çok da memnun değillerdir. Ancak, giderek artan kentleşme sürecinde, özellikle ticarî nitelikli binalar üzerinden, belediyelerin belirli oranlarda gelir elde edebilmelerini doğal karşılamak gerekir. Aksi halde, şu anda genelde binde 5 olan; konutlarda binde 4 olan ve tek konutlar için binde 2'ye indirilmiş olan oranlar çerçevesinde bulunan bina vergisini, yeni uygulama ile genel olarak binde 2'ye, konutlarda binde 1'e indiren uygulamanın, belediyeler için belirli ölçüde bir gelir kaybını da beraberinde getireceğini görmemiz gerekiyor. O nedenle biz, önergemizde, konut niteliğinde olmayan yapılarda, bina vergisinin binde 2 değil, binde 3 olmasını salık veriyoruz.

Dilerim, Sayın Bakan, hiç olmazsa, takdimimizi dinlerlerse -önerge okunurken izleyememişlerdi- belki yeniden değerlendirme fırsatını bulurlar.

Şimdi, tek konutun bir lüks olmadığını belirttim; ama, Sayın Bakan, burada bir başka şey söyledi. Sayın Bakan, 10 milyar lira değerinde olan bir konuta, mevcut oran içinde binde 4 vergi uygularsanız 40 milyon lira eder, o da çoktur dedi. Hayır, Sayın Bakan, 10 milyar lira değerindeki bir konuttan 40 milyon lira vergi çok değildir. Türkiye'nin, Türkiye insanının belirli düzeyde vergi vermeye alışması gerekiyor; ancak, kimden alacağımızı iyi bilmemiz gerekir. Bu vergi yasası çerçevesinde, biz, almamız gerekenlerden değil, almamamız gerekenlerden vergi almayı yeğlemekteyiz. O nedenle, getirmiş olduğumuz önergeyle, her kim olursa olsun, hangi nitelikte olursa olsun, 100 metrekareden küçük tek konutu olanların bina vergisinden muaf tutulmasını öngörüyoruz. Bunun dışında, aynen, tasarıda olduğu gibi, emekli konumunda olanların veyahut onların yakınlarının da, büyüklüğü ne olursa olsun, tek konut sahibi olmaları kaydıyla vergiden muaf tutulmaları öngörülüyor.

Bu çerçevede, ben, Sayın Bakanın, Hükümetin, önergemize katılacağı dileğiyle, takdirlerinize sunuyorum.

Saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu, teşekkür ediyorum.

Efendim, önergeye...

MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Bir oya sunayım Sayın Korkmaz...

MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Sayın Başkan, ne olur ne olmaz...

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Ne olur ne olmaz Sayın Başkan, biz tedbirimizi alalım da...

BAŞKAN – Efendim, şimdi, bu talebi dikkate alacağım hakkında bir garanti yok.

Sayın milletvekilleri, önergeye Sayın Hükümet katılmadı, Sayın Komisyon katılmadı, önerge sahibi gerekçesini arz ve ifade buyurdu.

Önergeyi oylarınıza sunup, karar yetersayısı bulunup bulunmadığını dikkate alacağım: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Efendim, karar yetersayısı yoktur.

Saat 17.05'te toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.56

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 17.05

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Ünal Yaşar (Gaziantep), Haluk Yıldız (Kastamonu)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120 nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Sayın milletvekilleri, önergenin oylanması sırasında karar yetersayısı bulunamadığından, birleşime 10 dakika ara vermiştim.

Çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

7. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (Devam)

BAŞKAN – Hükümet ve Komisyon yerlerini aldılar.

Önergeyi oylarınıza arz edeceğim ve karar yetersayısını arayacağım.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir; karar yetersayısı vardır.

Bir diğer önerge vardır; okutup, işleme tabi tutacağım :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 65 inci maddesine bağlı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

Veysel Candan

(Konya)

ve arkadaşları

“Bina Vergisi oranı binde 2'dir. Meskenlerde bu oran binde 1 olarak uygulanır.”

BAŞKAN – Sayın Komisyon ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet bu önergeye katılmamaktadır.

Önerge sahiplerinden Sayın Candan veya arkadaşları?.. Yok.

Önergenin gerekçesini okutuyorum:

Gerekçe:

Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlar Kuruluna bu oranları artırma ve eksiltme yetkisi verilmiştir. Yanlış uygulamalara sebep olmamak için bu yetki verilmemelidir.

BAŞKAN – Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet önergeye katılmadı; önergenin gerekçesi ifade olundu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Bir başka önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "binde 2'dir" ibaresinin "binde 4'tür" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Fevzi Aytekin

(Tekirdağ)

ve arkadaşları

BAŞKAN – Sayın Komisyon ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

FEVZİ AYTEKİN (Tekirdağ) – Sayın Başkan, her iki önergedeki imzamı geri çekiyorum.

BAŞKAN – İmzanızı geri çekiyorsunuz.

Sayın Aytekin'e ait önergelerin ikisini işlemden kaldırıyoruz.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 65 inci maddesine bağlı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederim. 17.6.1998

Veysel Candan

(Konya)

ve arkadaşları

“Türkiye sınırları içinde tek meskeni olan, gelirleri sadece emekli maaşlarından ibaret olan mükellefler bina vergisinden muaf tutulurlar.”

BAŞKAN – Sayın Komisyon ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Sayın Başkan, önerge üzerinde konuşmak istiyorum.

BAŞKAN – Önergenin gerekçesini arz ve ifade etmek üzere, Sayın Cevat Ayhan, buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; 626 sıra sayılı kanun tasarısının 65 inci maddesiyle ilgili önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum.

Bu önerge vesilesiyle, bu kanunun uygulamasında karşılaşılacak sıkıntılar bakımından iki mühim hususu dile getirmek istiyorum. Dört yılda bir Emlak Vergisi beyannamesi verme imkânı var ve bu kanun çıktıktan sonra da, ek geçici 2 nci maddeye göre, beyannamelerini daha önce vermiş olanların 1998 yılında tashih imkânı var. Ancak, dört yılda bir beyanname vereceksiniz ve beyanname konusu gayrimenkulün dördüncü yılın sonunda satışı halinde, ilk verdiğiniz beyanname değeri, Vergi Usul Kanununa göre, yeniden değerlendirme katsayısıyla, dördüncü yıla değer olarak taşınacak.

Bugün genellikle gördüğümüz hal şudur : Ankara'da 20 yıllık, 30 yıllık, 40 yıllık daireler var -bu, diğer illerde de var- ve aileler, bu dairelerin mutfağını, banyosunu, birçok yerini -yeni malzemeler var, kaliteli malzemeler var, ihtiyaca daha uygun teçhizat ve malzeme var- tadil ediyorlar ve bunlara da epey yüklü para harcıyorlar. Sizin bunları maliyete koyma imkânınız yok ise -ki, yok olduğu kanaati var bende- o zaman, bunları satarken, haksız olarak, yüklü bir vergi ödeme durumunda kalacaksınız. İktisap tarihinden sonra beş yıl geçerse, bu sattığınız dairenin bedelini gelir olarak beyan ediyorsunuz; beyanname veriyorsunuz, vergisini ödeyeceksiniz. Maliyeti, yeniden değerlemeyle taşıdınız...

Ankara'nın Yenimahalle, Dikmen semtinde -ki, yeni inşa edilen bölgedir- veya eski semti Cebeci'de -bütün illerde var bu mesele- 20 yıl önce, 30 yıl önce yapılmış daireniz var, sattınız. Beyannameyi vermişsiniz; ama, arada tadilat yapmışsınız. Beyannameye göre ve yeniden değerlendirmeyle dairenin değeri 3 milyar. Halbuki, sizin yaptığınız birkaç milyar ilave var. İfade ettiğim bu rakam mübalağalı değil. İnşaatçı arkadaşlar bilirler; bugün, binalarda, inşaatlarda, kaba inşaat, inşaatın yüzde 30'udur, yüzde 40'ıdır. Eğer, ince işlerde biraz temiz malzeme kullanıyorsanız, inşaatın yüzde 60'ı, yüzde 70'i de ince iştir. Yani, bugün, 2 milyara da daire var, 20 milyara da daire var; ikisi de 100 metrekaredir veya 120 metrekaredir. Bu aradaki 10-15 milyarlık büyük fark, kullanılan kapı kollarından, aydınlatmasından, teçhizatından, telefonundan, tesisatından, vesaireden meydana gelmektedir. İnşaatçı arkadaşlar yakından bilirler bunu.

Şimdi, sizin bunu maliyete ilave etme imkânınız olmazsa, yarın, satışlarda, Maliyenin önüne çok ihtilaflar gelecek, çok isyanlar gelecek, çok şikâyetler gelecek. Ben, bu madde geçmeden, nasıl tashih edilebilir diye, bunu burada hatırlatmak istiyorum.

İkinci mühim bir mesele olarak istimlak meselesi var. Bugün, devlet, altyapı yatırımlarında özellikle -üstyapı yatırımlarında da, zaman zaman- istimlaklere gider; bilhassa, barajlarda, yollarda, büyük ölçüde istimlake gider. İstimlak bedellerinin takdiri, çoğu zaman isabetli de olmaz, keyfi olur ve "haydi, düşük takdir edelim de, paramız bu kadar; nasıl olsa ihtilafa gidecek, tezyidi bedele dava açacak, orada artırır" diyerek bunu yapanlar da var; ama, orada da artırmalar adaletli olmaz; 10 misli, 20 misli artırılan yerler var; hâkimine bağlı, mahkemesine bağlı, avukatına bağlı... Bu işin ince bir sanat olduğunu da bilen biliyor ve burada, devlet mağdur oluyor, devlete, kamuya, haksızlık yapılıyor. Biz bu vergi kanununu düzenlerken, bunu da çözebilmiş olmamız gerekirdi; ama, herhalde, Anayasa Mahkemesinden kaynaklanan, Anayasadan kaynaklanan birtakım sebeplerle bunu da burada çözemiyoruz.

Ben, bu iki hususu dikkatlerinize arz edeyim dedim.

Teşekkür ederim, hürmetlerimi arz ederim. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Ayhan, teşekkür ediyorum.

III. – YOKLAMA

(FP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, toplantı yetersayısı yoktur; yoklama yapılmasını talep ediyoruz.

BAŞKAN – Efendim, önergeye, Sayın Hükümet ve Sayın Komisyon katılmadı.

Önerge sahibi, gerekçesini arz ve ifade etti.

Oylamaya geçeceğimiz sırada, yeterli sayıda milletvekili arkadaşım bulundukları yerden ayağa kalkarak yoklama yapılmasını talep ettiler.

Evvela, yoklama talebinde bulunan arkadaşları tespit edeceğim :

Sayın Esengün?.. Burada.

Sayın Köylü?.. Burada.

Sayın Yalman?.. Burada.

Sayın Candan?.. Burada.

Sayın Arvas?.. Burada.

Sayın Korkmaz?.. Burada.

Sayın Erbaş?.. Burada.

Sayın İncetahtacı?.. Burada.

Sayın Örnek?.. Burada.

Sayın Yavuz?.. Burada.

Sayın Görür?.. Burada.

Sayın Ünaldı?.. Burada.

Sayın Karapaşaoğlu?.. Burada.

Sayın Yünlüoğlu?.. Burada.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Zaten 20'nin üzerinde arkadaşımız var burada.

BAŞKAN – Sayın Oğuz?.. Burada.

Sayın Arslan?.. Burada.

Sayın Öz?.. Burada.

Sayın Ünal?.. Burada.

Sayın Esin?.. Burada.

Sayın Fırat?.. Burada.

Evet, 20 sayın arkadaşımız burada. Ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır.

Yoklama talep eden arkadaşlarım, illerinin sırası gelinceye kadar, lütfen, salondan ayrılmasınlar.

Genel Kurul salonunda hazır bulunan sayın arkadaşlarımızın yüksek sesle işaret buyurmalarını rica ediyorum.

(Yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır.

AYHAN GÜREL (Samsun) – Zaten vardı.

BAŞKAN – Efendim, gayet tabiî; biz, mevcut olanı tespit etmek durumundayız; yani, olmayan bir çoğunluğu ben sağlıyor değilim ki. Müsaade buyurun da biz yürütelim; yani... Gruplara tavsiye ediyorum, bundan sonra, Meclis Başkanvekilliği adaylığının önünü biraz daha açın, herkes aday olsun; iyi olur!..

Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

7. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (Devam)

BAŞKAN – Sayın Candan ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında kalmıştık.

Komisyon ve Hükümet önergeye katılmadılar; önerge sahibi gerekçesini ifade etti.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Bir başka önerge var; arz ve takdim ediyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının 65 inci maddesinin, bağlı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederim. 17.6.1998

Veysel Candan

(Konya)

ve arkadaşları

“Türkiye sınırları içinde tek meskeni olan ve hiçbir geliri olmayan dul, yetim ve şehit aileleri bina vergisinden muaf tutulurlar.”

BAŞKAN – Sayın Komisyon ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Efendim, önergeye Komisyon ve Hükümet katılmadılar.

Sayın Candan?..

VEYSEL CANDAN (Konya) – Gerekçesi okunsun efendim.

BAŞKAN – Önerge sahibi gerekçenin okunmasını talep etti; buyurun okuyun efendim.

Gerekçe:

Hiçbir geliri olmayan, bir evi olan bir aile ve canını bu vatan için veren şehidin ailesinin bina vergisinden muaf tutulmak suretiyle rahatlamaları amaçlanmıştır.

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Karar yetersayısının aranmasını istiyorum.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Ne karar yetersayısı yahu! Ayıptır yahu! Şimdi yoklama yapıldı.

BAŞKAN – Önergeye Sayın Hükümet ve Sayın Komisyon katılmadı, gerekçe okundu; önergeyi oylarınıza sunacağım; karar yetersayısı uyarısı var, dikkate alacağım. (DSP sıralarından "Yeni yoklama yapıldı" sesleri, gürültüler)

SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Ayıptır yahu!

BAŞKAN – Önergeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Efendim, karar yetersayısı vardır ve önerge kabul edilmemiştir.

Bir başka önerge var, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının 65 inci maddesiyle düzenlenen 1319 sayılı Yasanın 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mustafa Yıldız

(Erzincan)

ve arkadaşları

“Madde 8.-

İkinci fıkra:

Bakanlar Kurulu, Türkiye sınırları içinde tek meskeni olup gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıklardan ibaret bulunanların veya bunlardan kendileri üzerine kayıtlı meskeni olmayanların anılan kurumlardan aylık almayan ve herhangi bir geliri de bulunmayan eşlerinin aynı nitelikteki meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisseyle sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım ile şehitlerin dul ve yetimlerine ve gazilere ait tek meskenleri hakkında da uygulanır. Muayyen zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz.”

BAŞKAN – Sayın Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkanım, uygun görüşle takdire sunuyoruz.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, bu önerge, şehitlerin dul ve yetimlerine ve gazilere ait tek meskenlere, ayrıca emeklilerin tek evlerine ait Emlak Vergilerinin sıfıra kadar indirilmesi konusunda yasa tekniğine en uygun düzenlemedir; o nedenle, Hükümet olarak katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Efendim, önergeyi Sayın Komisyon takdire bıraktı, Sayın Hükümet katıldığını ifade etti.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Sayın İhsan Çabuk ve arkadaşlarının bir önergesi var; ancak, bundan önce kabul ettiğimiz önergeyle, Genel Kurulun iradesi tebeyyün etmiştir; bu sebeple, bu önergeye işlem yapmamız mümkün değildir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasının tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk (Ordu) ve arkadaşları.

BAŞKAN – Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmadı.

Sayın Çabuk?..

İHSAN ÇABUK (Ordu) – Önergedeki imzalarımızı geri çekiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge işlemden kaldırılmıştır.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk

(Ordu)

ve arkadaşları.

"Yeni inşa edilen işyeri binalarının vergisi, arsasının veya arsa payının vergisinden az olamaz."

İHSAN ÇABUK (Ordu) – Sayın Başkan, bu önergedeki imzalarımızı da geri çekiyoruz.

BAŞKAN – Efendim, bu önerge dahi, imza çekilmek suretiyle, yeterli imza bulunamadığından işlemden kaldırılmıştır.

İHSAN ÇABUK (Ordu) – Sayın Başkan, geri kalan bütün önergelerdeki imzalarımızı geri çekiyoruz.

BAŞKAN – Efendim, Sayın Çabuk ve arkadaşlarının 3 önergesi daha, imzalarını çektikleri için, işlemden kaldırılmıştır.

Önergelerle ilgili işlemler tamamlanmıştır; ancak, bir değişiklik önergesi kabul edilmişti; dolayısıyla, maddeyi, kabul edilen önerge istikametindeki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, önergeyle yapılan değişiklik istikametinde kabul edilmiştir.

66 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 66. – 1319 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır."

BAŞKAN – Maddeyle ilgili Doğru Yol Partisi ve Fazilet Partisi Gruplarının söz talebi var. Sayın Zeki Ünal, Sayın Emin Kul, Sayın Çetin Bilgir, Sayın Hadi Dilekçi, Sayın İsmail Özgün, Sayın Cevat Ayhan, Sayın Musa Uzunkaya, Sayın Saffet Benli de kişisel söz talebinde bulunmuşlardır.

Şimdi, Doğru Yol Partisi Grubunun sözcüsü Sayın Irmak'ı kürsüye davet ediyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

Buyurun.

DYP GRUBU ADINA TAHSİN IRMAK (Sıvas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizin de bildiği üzere, Türkiye'de vergi sorunlarımız vardır. Vergide eşitlik yoktur, vergide adalet yoktur, vergi mekanizmaları işlememekte ve işletilememektedir.

Şu an görüşülmekte olan vergi kanunlarında değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı incelendiğinde, tasarının, Türkiye'nin acil çözüm bekleyen vergi sorunlarına çözüm getireceğini söylemek çok güçtür; aksine, tedirginlik ve karmaşa yaratacağı kuşkusundayız. Bazı sorunlara çözüm getirilse bile, ne yazık ki, bunlar da kağıt üzerinde kalacak teorik çözümlerdir. Biraz sonra daha detaylı ifade edeceğim gibi, getirilmesi düşünülen hükümlerin uygulanabilirliğini sağlayacak mekanizma yoktur. Maliye Bakanlığı, personel ve yapı olarak bu hükümlere uygun değildir. Bu yüzden, vergi sorunlarına kısmî çözüm getiren birkaç hüküm de çözüm olmayacak, göz boyamaktan ibaret olacaktır.

Vergi hukukunda temel nokta, en önemli unsur vergide adalettir, vergide adaletin sağlanmasıdır. Bu, vergide temel noktadır, en önemli unsurdur. Toplumsal birliğin ve barışın temeli olduğu için, siz, vergide adaleti sağlayamazsanız, toplum huzurunu da sağlayamazsınız. Bu tasarıyla, uygulamalarda huzursuzluk yaratılacağı kanaatindeyiz.

Türkiye'de, yüzde 100 enflasyon altında ezilen ücretliler, toplam Gelir Vergisinin yüzde 52'sini ödemektedirler; ama, tasarıda, ücretlilerin vergi yükünü hafifletecek düzenlemelere yer verilememiştir. Siz, yüzde 100 enflasyon altında memuru ezeceksiniz, onlara yüzde 20'lik, komik, utanç verici bir zam vermeyi düşüneceksiniz, toplam Gelir Vergisinin yüzde 52'sini ödeyen bu insanların vergi yükünü hafifletecek hükümlere tasarıda yer vermeyeceksiniz; sonra da kalkıp, tasarıyla vergi reformu yapıyorum diye bahsedeceksiniz.

Buna örnek olarak, Kurumlar Vergisi oranında 10 puan indirim yapıyorsunuz, memur ve işçilerin Gelir Vergisi oranında da 5 puan indirim yapıyorsunuz; yani, buradan da anlaşılacağı gibi, vergide reform yaptığınız, kimin yararına reform yaptığınız açıkça görülmektedir. Bu insanlar bizim insanlarımız değil mi, bizim vatandaşlarımız değil mi; siz, bu Mecliste kimi temsil ediyorsunuz, kimin için varsınız; ama, doğru, sizi iktidara getirenlerin temsilcisisiniz, birtakım güç odaklarının temsilcisisiniz. Ücretli enflasyon altında eziliyormuş, vergi yükü ağırmış, sizin umurunuzda mı? Nasıl olsa, siz ve temsil ettiğiniz insanlar rahat ve huzurlu. Sizin ücretlileri ne kadar düşündüğünüz, vereceğiniz üç kuruştan belli.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin vergi konusunda en önemli sorunlarından biri de, gerçek gelir yerine hayat standardı, götürü usul, geçici vergi gibi yöntemlerle tahmini gelir üzerinden vergi alınmasıdır; yani, bir insan, aslında 10 milyon Türk Lirası kazanıyor; ama, o insan için 5 milyon Türk Liralık bir standart bir standart koymuşsunuz, o standart üzerinden vergi alıyorsunuz. Dolayısıyla, diğer 5 milyon vergilendirilmemektedir.

Tasarı, konuyla ilgili kısmî çözümler öngörmekte ve basit de olsa, belge sistemine geçilmektedir. Götürü usul, hayat standardı gibi vergi modellerini var eden unsur, kontrol mekanizmasının yetersizliğidir. Diyelim ki, belge sistemine geçildi; soruyorum: Kontrolü nasıl sağlayacaksınız? Mekanizmayı nasıl işleteceksiniz? Maliye Bakanlığı, personel olarak bu denetimi gerçekleştirebilecek mi? Yapı olarak buna müsait midir? Benim, konuyla ilgili olarak görüştüğüm Maliye bürokratlarının hepsi, bu sorulara "hayır" cevabını vermiş, bu konuda çok büyük eksiklikler olduğunu ve birçok pürüzün ortaya çıkabileceğini söylemişlerdir. Eğer siz, altyapıyı gerçekleştirmeden, hüküm koymuş olmak için hüküm koyarsanız, göz boyamaya kalkarsınız; reform diye getirdiğiniz bu tasarı, vergi sorunlarına bir yenisini eklemekten başka bir işe yaramaz.

Sayın milletvekilleri, tasarının 66 ncı maddesiyle yapılan değişiklik, Emlak Vergisi matrahının, genel beyan dönemini izleyen yıllarda, yeniden değerlendirme, yani, enflasyon oranına endekslenerek artırılması şeklindedir. Bu husus, vergi sisteminin genel prensiplerinden biri olarak, zaten öteden beri uygulanmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarı, mevcut sorunlara çözüm getirmediği gibi, birçok noktada, yeni sorunları beraberinde getirecektir. Bu yüzden, tasarının ciddî anlamda tekrar gözden geçirilmesi gereği vardır.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Irmak, teşekkür ediyorum.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Veysel Candan; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının yedinci bölümü emlak vergilerini yakından ilgilendirmektedir; 66 ncı maddesi de 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasını ilgilendirmektedir.

Sayın Bakanın burada ifade ettikleri bir hususun altını çizmek istiyorum. Burada ifade buyurdular "aslında, Emlak Vergisi Kanununda ciddî bir değişiklik yoktur; ancak, bazı vergi limitleri indirilmektedir" demektedirler. Tabiî, buna katılmak hiç mümkün değil. Bu kanun tasarısı, aslında, vergi mükellefini kontrol altına almak, daha ileri kademelerde de, servet beyanıyla ilgili, mükellef ile hükümet arasında, vergi arasında bağ kurmak esasına dayanmaktadır.

Şimdi bir örnek vermek istiyorum. Aslında, vergi limitlerini indirdiğimiz zaman, 10 milyarlık bir gayrimenkulde, meskende, mevcut sisteme göre 40 milyon vergi alınmaktadır; ancak, yeni sistemde indirim sonucu 10 milyona inmektedir; bu 10 milyon lirayı 66 ncı maddeye göre endekslediğimiz zaman birinci yılda 20, ikinci yılda 40, üçüncü yılda 60 milyona varmaktadır.

Netice itibariyle, burada, vergi dilimlerinde indirimden bahsetmek mümkün değildir. Belki, olsa olsa, Sayın Bakanın da ifade ettikleri gibi, gerçek manada rayiç bedelde gayrimenkulleri tespit etmek ve bu tespitlerde, satılan gayrimenkullerle, banka kayıtları ile vergi dairesi kayıtlarını mukayese etmek ve dolayısıyla vergi kaçağını da kontrol altına almayı esas kılmaktır. İşin anlaşılır şekliyle söylemek gerekirse, bunu böyle ifade etmek lazım.

Peki, bu örneklemenin faydası veya bu örneğin zararı nedir? Şöyle bir örnek vermek gerekirse; kişi, değerli bir evde oturmaktadır; ama, kazancı yoktur, rayiç bedel üzerinden o eve ciddî bir emlak vergisi tahakkuk etmiştir. Boğazda, babasından kalan 40 milyar liralık bir evde oturmaktadır. Siz, onun vergisini enflasyon oranında endekslediğiniz zaman, birkaç yıl içerisinde, hemen, ödenmeyecek bir vergi dilimi haline gelmektedir. 66 ncı maddeyle yapılan bu değişiklikte, meydana gelen değer tadilatı veya beyan döneminde değer artışları vergiye matrah esas alınmaktadır; yani, eskiden bildirilen beyannamelerde matrahlar dört yıla yayılır ve bu sabit vergilendirmede her yıl içerisinde tahakkuklar ve ödemeler yapılırdı. Şimdiyse, yıllık enflasyon oranında veya satışlarda meydana gelen değer artışları da vergilendirilmek suretiyle, yeniden Emlak Vergisi beyanı getirilmektedir. Bu düzenlemeyle, böylece, daha önceki düzenlemeye göre ciddî farklılık "Genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden nedenlerin doğması halinde..." ifadesi; yani, satışı; yani, yeni fiyatlarla piyasa şartlarına göre rayiç bedelin artması demektir.

Şimdi, bu 66 ncı maddeyle diğer maddeleri de bütünleştirdiğimiz zaman, burada yapılmak istenen veya genel anlamda getirilmek istenen esas şudur: Her ne kadar, Sayın Bakanın da ifade ettiği gibi, bu limitler yüksektir, bundan dolayı da gerçek usulde hiç kimse gayrimenkulünün bedelini bildirememektedir; yani, burada, bedel tespitlerinin de düşük olduğunu ifade ettiler; bu, doğrudur. Dolayısıyla, rayiç bedel tespitine geçilmelidir ve her yıl da yeni değerlendirmeye tabi tutulmalıdır ve Bakanlar Kurulu da bunu istediği zaman yarısına kadar indirebilmeli, istediği zaman üç katına kadar artırabilmelidir. Bunun mantığını da anlamak mümkün değil; eğer, Bakanlar Kurulu, bir kanunda ifade edilen bir değeri, bir ölçüyü yarıya kadar indirebiliyorsa, yarıya kadar artırabilmelidir; üç kat artırmanın da mantığını anlamak mümkün değildir. Konuşmamın birinci bölümünde de ifade ettiğim gibi, o zaman, bu, bir kanun olmaktan ziyade, Türkiye Büyük Millet Meclisinin üç kata kadar artırma yetkisini Bakanlar Kuruluna devretme anlamını taşır. Kaldı ki, bu şekliyle bir ifade, bu Emlak Vergilerinin, ileride, en kısa zamanda yarıya kadar indirme değil, belki de üç katına kadar artırmayı da ortaya getirecektir.

Ayrıca, gayrimenkullerin bedel tespitlerinde, Bayındırlık Bakanlığı birim fiyatlarına, ticaret odası temsilcileri, ilgili semtin muhtarları ve belediye başkanlarından oluşan fiyat tespit komitelerinin bildirmiş olduğu fiyatlara da zaman zaman itirazlar olacak; yani, özetle söylemek gerekirse, belediyelerle emlak vergisi mükellefleri arasında çok sık rastlanan ihtilaflar vukua gelecektir.

İşte, aslında, Emlak Vergisi için, bu tasarıda beş altı maddeyle getirilen düzenleme, Sayın Bakanının da ifade ettiği gibi, ciddî bir değişiklik getirmemektedir; ancak, belirli limitleri, oranları indirmek suretiyle, rayiç bedel getirmekte ve böylece, vergi mükellefinin banka kayıtlarını, defter kayıtlarını, gayrimenkul kayıtlarını; başka bir ifadeyle, emlak alım satımında meydana gelebilecek para arzını veya para hareketlerini kontrol etme esasına dayanmaktadır.

Aslında, mademki böyle bir tasarı getirildi; hiç olmazsa, içinde, biraz önce kabul edilen -kısmen de olsa bizim önergemize de çok yakın olan- ve şehitlerin dul ve yetimlerine yönelik bir katkının bulunmasını; Genel Kurulun böyle bir yönde irade ifade etmelerini de fevkalade olumlu bulduğumu ifade etmek istiyorum. Ancak, Emlak Vergisinin bu tasarıdaki beş altı maddeyle çözülebilecek bir vergi olmadığını da ifade ediyorum. Toplumda asgarî -Sayın Bakanın da ifade ettiği gibi- 14 milyon insanı yakından ilgilendirir. Aslında, bu kanun tasarısının hazırlanmasında, belediyeler, ticaret odaları, Maliye Bakanlığımız ve Bayındırlık Bakanlığımızın üst düzey bürokratlarının, Türkiye şartlarını iyi tetkik ederek, daha kapsamlı -sadece mal beyanı esasına veya servet beyanı esasına veya birtakım tartışmalara yol açacak şekilde değil- daha sağlıklı bir tasarının ortaya gelmesini ümit ediyorduk.

Mevcut şartlar içerisinde, belki de bazı maddelerle, bazı fıkra ilaveleriyle bu tasarı da daha iyi hale gelebilir düşüncesindeyim. Verdiğimiz önergeler bu istikamette olup; amacımız, tasarıyı engellemek değil, daha sağlıklı ve toplumun gelir kaynaklarına orantılı bir Emlak Vergisi tasarısının çıkması dileğiyle, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum efendim. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Candan, teşekkür ediyorum.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebinde bulunanlardan Sayın Zeki Ünal, şahsî görüşlerinizi ifade etmek üzere, buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

ZEKİ ÜNAL (Karaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı vergi yasa tasarısının 66 ncı maddesi üzerinde şahsî görüşlerimi arz etmek üzere, söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 1319 sayılı Emlak Vergisi Yasasının değişiklik tasarısından önceki fıkrası şöyle idi: "Yapılan bu tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda, Bina Vergisi her Bütçe yılının birinci ayından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır." Yürürlükteki bu fıkra şu şekilde değiştirilmekte ve "genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır" denilmektedir.

Anlaşıldığına göre, fıkra "bina vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır" şeklinde değiştirilmektedir. Esas itibariyle, 29 uncu maddenin üçüncü paragrafına atıf yapılmakta ve yine, bu tasarının 69 uncu maddesiyle 29 uncu maddesinin üçüncü paragrafı değiştirilmektedir. Dolayısıyla, 66 ncı maddedeki "bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi" ibaresinin anlamı şudur: Tasarıdan önceki şekliyle Emlak Vergisi beyannamesi dört senede bir defa verilmekteydi. Verildiği yıl 1 milyar lira olan matrah, dört yıl içinde enflasyona rağmen değişmiyor ve her yıl vergi, 1 milyar lira matrah üzerinden hesaplanıyordu. Bu değişiklikle, Emlak Vergisi beyannamesi yine dört yılda bir defa verilecek; ancak, vergi hesaplanırken, 1 milyar lira matrah, her yıl Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılacaktır. Diyelim ki, yeniden değerleme oranı yüzde 80 olsun. Bu durumda, ikinci yıl matrah 1 milyar 800 milyon lira olacak ve böylece, matrah, her yıl enflasyon oranında -yani, yeniden değerleme oranında- artırılacaktır. Ancak, bu uygulamayla şöyle bir sonuç ortaya çıkacaktır: Emlak Vergisini toplayarak kullanan belediyelerin gelirlerinin azalmaması açısından olumlu olmakla beraber, mükellefler açısından pek de olumlu olmayacaktır.

Yeniden değerleme, şüphesiz resmî enflasyon rakamları dikkate alınarak yapılacaktır. Bugün, herkes tarafından bilinmektedir ki, halkın fiilen yaşadığı enflasyon ile resmî enflasyon arasında önemli farklar vardır. Bu açıdan bakıldığında, mükellefler mağdur olacaklardır. Ancak, bu tasarının 65 inci maddesinde, Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesi değiştirilerek, önceden binde 5 olan bina vergisi binde 2'ye, binde 4 olan mesken vergisi binde 1'e indirilmek suretiyle, matrahtaki artış, vergi oranı azaltılarak telafi edilmeye çalışılmaktadır; ama, bunun yeterli olduğunu sanmıyorum. 65 inci ve 66 ncı maddeler birlikte düşünüldüğünde, değişen ekonomik konjonktüre göre bir düzenleme yapıldığı söylenebilir; ancak, tasarının büsbütün malullükten kurtulduğunu ifade etmek de mümkün değildir. Yine de, uygulamanın mükellefleri mağdur etmeyecek şekilde yapılmasını temenni ediyor; bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Ünal, teşekkür ediyorum.

Sayın Kul?..

EMİN KUL (İstanbul) – Vazgeçtim efendim.

BAŞKAN – Sayın Çetin Bilgir?.. Yok.

Sayın Dilekçi, buyurun.

M. HADİ DİLEKÇİ (Kastamonu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı vergi kanunu tasarısının 66 ncı maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; hepinizi, saygıyla selamlıyorum.

Bu madde, bina vergisinin tarh ve tahakkukuna ait bir maddedir. Yapılan düzenlemeye göre, genel beyan dönemini takip eden yıllarda veya değişik nedenlerle verilen beyannamelerde, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, her yıl endekslenmiş matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, takvim yılının başından itibaren tahakkuk etmiş sayılacaktır. Mükellefler, tahakkuk eden bu vergiyi ödeyeceklerdir.

Maddeye olumlu bakıyor, ulusumuza hayırlı olsun diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Dilekçi, teşekkür ediyorum.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyle ilgili verilmiş 5 önerge vardır; madde, tek fıkradan ibaret olduğu için, 4 önergeyi geliş sırasına göre okutup, işleme koyacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 66 ncı maddesine bağlı Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.

17.6.1998

Veysel Candan Yakup Budak İ. Ertan Yülek

Konya Adana Adana

Ahmet Doğan Osman Hazer Celal Esin

Adıyaman Afyon Ağrı

Cemalettin Lafçı Rıza Ulucak Muhammet Polat

Amasya Ankara Aydın

Alaattin Sever Aydın Suat Pamukçu Hüsamettin Korkutata

Batman Bayburt Bingöl

Abdulhaluk Mutlu Mustafa Yünlüoğlu İsmail Coşar

Bitlis Bolu Çankırı

Zülfikar Gazi Ramazan Yenidede Tevhit Karakaya

Çorum Denizli Erzincan

Lütfü Esengün Sıtkı Cengil Ahmet Çelik

Erzurum Adana Adıyaman

Sıddık Altay Murtaza Özkanlı Ömer Faruk Ekinci

Ağrı Aksaray Ankara

İsmail Özgün Musa Okçu Zeki Ergezen

Balıkesir Batman Bitlis

Feti Görür Altan Karapaşaoğlu Ömer Vehbi Hatipoğlu

Bolu Bursa Diyarbakır

Ahmet Cemil Tunç Aslan Polat Şinasi Yavuz

Elazığ Erzurum Erzurum

Nurettin Aktaş Bedri İncetahtacı Mehmet Sılay

Gaziantep Gaziantep Hatay

Emin Aydınbaş Azmi Ateş Mehmet Fuat Fırat

İçel İstanbul İstanbul

Hüseyin Kansu Osman Yumakoğulları Hasan Dikici

İstanbul İstanbul Kahramanmaraş

Ahmet Dökülmez Zeki Ünal Fethi Acar

Kahramanmaraş Karaman Kastamonu

Salih Kapusuz Mikail Korkmaz Mustafa Kemal Ateş

Kayseri Kırıkkale Kilis

Osman Pepe Hanifi Demirkol Kahraman Emmioğlu

Kocaeli Eskişehir Gaziantep

Turhan Alçelik Metin Kalkan Mustafa Köylü

Giresun Hatay Isparta

Saffet Benli Mustafa Baş Ekrem Erdem

İçel İstanbul İstanbul

İsmail Kahraman Bahri Zengin İsmail Yılmaz

İstanbul İstanbul İzmir

Abdullah Özbey Zeki Karabayır Memduh Büyükkılıç

Karaman Kars Kayseri

Nurettin Kaldırımcı Kemal Albayrak Cafer Güneş

Kayseri Kırıkkale Kırşehir

Hüseyin Arı Hasan Hüseyin Öz Metin Perli

Konya Konya Kütahya

Yaşar Canbay Nedim İlci Hüseyin Olgun Akın

Malatya Muş Ordu

Nezir Aydın Ahmet Demircan Musa Uzunkaya

Sakarya Samsun Samsun

Ahmet Nurettin Aydın Temel Karamollaoğlu Zülfükar İzol

Siirt Sıvas Şanlıurfa

Abdulkadir Öncel Ahmet Feyzi İnceöz Kemalettin Göktaş

Şanlıurfa Tokat Trabzon

İsmail İlhan Sungur Şaban Şevli Rıza Güneri

Trabzon Van Konya

Mustafa Ünaldı Ahmet Derin Sabahattin Yıldız

Konya Kütahya Muş

Salih Katırcıoğlu Latif Öztek Ahmet Karavar

Niğde Samsun Şanlıurfa

Abdullah Arslan Maliki Ejder Arvas Fethullah Erbaş

Tokat Van Van

Abdullah Örnek

Yozgat

"Genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, iki yıl için tahakkuk etmiş sayılır." Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 66 ncı maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk Adil Aşırım Fevzi Aytekin

Ordu Iğdır Tekirdağ

Mustafa İlimen Avni Kabaoğlu

Edirne Rize

“Bu Kanunun 29 uncu maddesine göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, her yıl ilk taksit ayının başından itibaren tahakkuk etmiş sayılır.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 66 ncı maddesiyle değiştirilmekte olan Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk Adil Aşırım Fevzi Aytekin

Ordu Iğdır Tekirdağ

Mustafa İlimen Avni Kabaoğlu

Edirne Rize

"Genel beyan dönemini takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, her takvim yılının başından itibaren tahakkuk etmiş sayılır."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 66 ncı maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk Adil Aşırım Fevzi Aytekin

Ordu Iğdır Tekirdağ

Mustafa İlimen Avni Kabaoğlu

Edirne Rize

"Bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır."

BAŞKAN – Şimdi, önergeleri aykırılık derecelerine okutup, işleme tabi tutacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 66 ncı maddesine bağlı Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz. 17.6.1998

Veysel Candan

(Konya)

ve arkadaşları

“Genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, iki yıl için tahakkuk etmiş sayılır.”

BAŞKAN – Sayın Komisyon bu önergeye ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkanım, görüşümüzü beyan etmeden önce, Genel Kurulumuzun izniyle, tarafınızca, fıkranın başlangıcında "genel beyan dönemini" diye ifade ediliyor, buradaki "dönemini" yerine "dönemi" şeklinde bir düzeltme yapılabilir mi, takdir sizin ve önergeye katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet önergeye katılmadılar.

Önerge sahipleri?..

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bu değişiklikle, iki yılda bir vergi oranları artırılarak, geçim sıkıntısı içerisindeki vatandaşların biraz olsun rahatlamaları amaçlanmıştır.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN – Önergeye Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet katılmadı; gerekçe ifade olundu; önergeyi oylarınıza sunup, karar yetersayısını arayacağım.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur.

Sayın grup başkanvekilleri, ara verip tekrar mı toplanalım; yoksa, ara mı verelim?

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Saat 20.00'ye kadar ara verelim.

BAŞKAN – Saat 20.00'de toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.30

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 17.05

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Ünal Yaşar (Gaziantep), Haluk Yıldız (Kastamonu)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120 nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Sayın milletvekilleri, önergenin oylanması sırasında karar yetersayısı bulunamadığından, birleşime 10 dakika ara vermiştim.

Çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

7. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (Devam)

BAŞKAN – Hükümet ve Komisyon yerlerini aldılar.

Önergeyi oylarınıza arz edeceğim ve karar yetersayısını arayacağım.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir; karar yetersayısı vardır.

Bir diğer önerge vardır; okutup, işleme tabi tutacağım :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 65 inci maddesine bağlı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

Veysel Candan

(Konya)

ve arkadaşları

“Bina Vergisi oranı binde 2'dir. Meskenlerde bu oran binde 1 olarak uygulanır.”

BAŞKAN – Sayın Komisyon ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet bu önergeye katılmamaktadır.

Önerge sahiplerinden Sayın Candan veya arkadaşları?.. Yok.

Önergenin gerekçesini okutuyorum:

Gerekçe:

Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlar Kuruluna bu oranları artırma ve eksiltme yetkisi verilmiştir. Yanlış uygulamalara sebep olmamak için bu yetki verilmemelidir.

BAŞKAN – Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet önergeye katılmadı; önergenin gerekçesi ifade olundu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Bir başka önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "binde 2'dir" ibaresinin "binde 4'tür" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Fevzi Aytekin

(Tekirdağ)

ve arkadaşları

BAŞKAN – Sayın Komisyon ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

FEVZİ AYTEKİN (Tekirdağ) – Sayın Başkan, her iki önergedeki imzamı geri çekiyorum.

BAŞKAN – İmzanızı geri çekiyorsunuz.

Sayın Aytekin'e ait önergelerin ikisini işlemden kaldırıyoruz.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 65 inci maddesine bağlı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederim. 17.6.1998

Veysel Candan

(Konya)

ve arkadaşları

“Türkiye sınırları içinde tek meskeni olan, gelirleri sadece emekli maaşlarından ibaret olan mükellefler bina vergisinden muaf tutulurlar.”

BAŞKAN – Sayın Komisyon ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Sayın Başkan, önerge üzerinde konuşmak istiyorum.

BAŞKAN – Önergenin gerekçesini arz ve ifade etmek üzere, Sayın Cevat Ayhan, buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; 626 sıra sayılı kanun tasarısının 65 inci maddesiyle ilgili önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum.

Bu önerge vesilesiyle, bu kanunun uygulamasında karşılaşılacak sıkıntılar bakımından iki mühim hususu dile getirmek istiyorum. Dört yılda bir Emlak Vergisi beyannamesi verme imkânı var ve bu kanun çıktıktan sonra da, ek geçici 2 nci maddeye göre, beyannamelerini daha önce vermiş olanların 1998 yılında tashih imkânı var. Ancak, dört yılda bir beyanname vereceksiniz ve beyanname konusu gayrimenkulün dördüncü yılın sonunda satışı halinde, ilk verdiğiniz beyanname değeri, Vergi Usul Kanununa göre, yeniden değerlendirme katsayısıyla, dördüncü yıla değer olarak taşınacak.

Bugün genellikle gördüğümüz hal şudur : Ankara'da 20 yıllık, 30 yıllık, 40 yıllık daireler var -bu, diğer illerde de var- ve aileler, bu dairelerin mutfağını, banyosunu, birçok yerini -yeni malzemeler var, kaliteli malzemeler var, ihtiyaca daha uygun teçhizat ve malzeme var- tadil ediyorlar ve bunlara da epey yüklü para harcıyorlar. Sizin bunları maliyete koyma imkânınız yok ise -ki, yok olduğu kanaati var bende- o zaman, bunları satarken, haksız olarak, yüklü bir vergi ödeme durumunda kalacaksınız. İktisap tarihinden sonra beş yıl geçerse, bu sattığınız dairenin bedelini gelir olarak beyan ediyorsunuz; beyanname veriyorsunuz, vergisini ödeyeceksiniz. Maliyeti, yeniden değerlemeyle taşıdınız...

Ankara'nın Yenimahalle, Dikmen semtinde -ki, yeni inşa edilen bölgedir- veya eski semti Cebeci'de -bütün illerde var bu mesele- 20 yıl önce, 30 yıl önce yapılmış daireniz var, sattınız. Beyannameyi vermişsiniz; ama, arada tadilat yapmışsınız. Beyannameye göre ve yeniden değerlendirmeyle dairenin değeri 3 milyar. Halbuki, sizin yaptığınız birkaç milyar ilave var. İfade ettiğim bu rakam mübalağalı değil. İnşaatçı arkadaşlar bilirler; bugün, binalarda, inşaatlarda, kaba inşaat, inşaatın yüzde 30'udur, yüzde 40'ıdır. Eğer, ince işlerde biraz temiz malzeme kullanıyorsanız, inşaatın yüzde 60'ı, yüzde 70'i de ince iştir. Yani, bugün, 2 milyara da daire var, 20 milyara da daire var; ikisi de 100 metrekaredir veya 120 metrekaredir. Bu aradaki 10-15 milyarlık büyük fark, kullanılan kapı kollarından, aydınlatmasından, teçhizatından, telefonundan, tesisatından, vesaireden meydana gelmektedir. İnşaatçı arkadaşlar yakından bilirler bunu.

Şimdi, sizin bunu maliyete ilave etme imkânınız olmazsa, yarın, satışlarda, Maliyenin önüne çok ihtilaflar gelecek, çok isyanlar gelecek, çok şikâyetler gelecek. Ben, bu madde geçmeden, nasıl tashih edilebilir diye, bunu burada hatırlatmak istiyorum.

İkinci mühim bir mesele olarak istimlak meselesi var. Bugün, devlet, altyapı yatırımlarında özellikle -üstyapı yatırımlarında da, zaman zaman- istimlaklere gider; bilhassa, barajlarda, yollarda, büyük ölçüde istimlake gider. İstimlak bedellerinin takdiri, çoğu zaman isabetli de olmaz, keyfi olur ve "haydi, düşük takdir edelim de, paramız bu kadar; nasıl olsa ihtilafa gidecek, tezyidi bedele dava açacak, orada artırır" diyerek bunu yapanlar da var; ama, orada da artırmalar adaletli olmaz; 10 misli, 20 misli artırılan yerler var; hâkimine bağlı, mahkemesine bağlı, avukatına bağlı... Bu işin ince bir sanat olduğunu da bilen biliyor ve burada, devlet mağdur oluyor, devlete, kamuya, haksızlık yapılıyor. Biz bu vergi kanununu düzenlerken, bunu da çözebilmiş olmamız gerekirdi; ama, herhalde, Anayasa Mahkemesinden kaynaklanan, Anayasadan kaynaklanan birtakım sebeplerle bunu da burada çözemiyoruz.

Ben, bu iki hususu dikkatlerinize arz edeyim dedim.

Teşekkür ederim, hürmetlerimi arz ederim. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Ayhan, teşekkür ediyorum.

III. – YOKLAMA

(FP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, toplantı yetersayısı yoktur; yoklama yapılmasını talep ediyoruz.

BAŞKAN – Efendim, önergeye, Sayın Hükümet ve Sayın Komisyon katılmadı.

Önerge sahibi, gerekçesini arz ve ifade etti.

Oylamaya geçeceğimiz sırada, yeterli sayıda milletvekili arkadaşım bulundukları yerden ayağa kalkarak yoklama yapılmasını talep ettiler.

Evvela, yoklama talebinde bulunan arkadaşları tespit edeceğim :

Sayın Esengün?.. Burada.

Sayın Köylü?.. Burada.

Sayın Yalman?.. Burada.

Sayın Candan?.. Burada.

Sayın Arvas?.. Burada.

Sayın Korkmaz?.. Burada.

Sayın Erbaş?.. Burada.

Sayın İncetahtacı?.. Burada.

Sayın Örnek?.. Burada.

Sayın Yavuz?.. Burada.

Sayın Görür?.. Burada.

Sayın Ünaldı?.. Burada.

Sayın Karapaşaoğlu?.. Burada.

Sayın Yünlüoğlu?.. Burada.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Zaten 20'nin üzerinde arkadaşımız var burada.

BAŞKAN – Sayın Oğuz?.. Burada.

Sayın Arslan?.. Burada.

Sayın Öz?.. Burada.

Sayın Ünal?.. Burada.

Sayın Esin?.. Burada.

Sayın Fırat?.. Burada.

Evet, 20 sayın arkadaşımız burada. Ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır.

Yoklama talep eden arkadaşlarım, illerinin sırası gelinceye kadar, lütfen, salondan ayrılmasınlar.

Genel Kurul salonunda hazır bulunan sayın arkadaşlarımızın yüksek sesle işaret buyurmalarını rica ediyorum.

(Yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır.

AYHAN GÜREL (Samsun) – Zaten vardı.

BAŞKAN – Efendim, gayet tabiî; biz, mevcut olanı tespit etmek durumundayız; yani, olmayan bir çoğunluğu ben sağlıyor değilim ki. Müsaade buyurun da biz yürütelim; yani... Gruplara tavsiye ediyorum, bundan sonra, Meclis Başkanvekilliği adaylığının önünü biraz daha açın, herkes aday olsun; iyi olur!..

Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

7. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (Devam)

BAŞKAN – Sayın Candan ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında kalmıştık.

Komisyon ve Hükümet önergeye katılmadılar; önerge sahibi gerekçesini ifade etti.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Bir başka önerge var; arz ve takdim ediyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının 65 inci maddesinin, bağlı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederim. 17.6.1998

Veysel Candan

(Konya)

ve arkadaşları

“Türkiye sınırları içinde tek meskeni olan ve hiçbir geliri olmayan dul, yetim ve şehit aileleri bina vergisinden muaf tutulurlar.”

BAŞKAN – Sayın Komisyon ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Efendim, önergeye Komisyon ve Hükümet katılmadılar.

Sayın Candan?..

VEYSEL CANDAN (Konya) – Gerekçesi okunsun efendim.

BAŞKAN – Önerge sahibi gerekçenin okunmasını talep etti; buyurun okuyun efendim.

Gerekçe:

Hiçbir geliri olmayan, bir evi olan bir aile ve canını bu vatan için veren şehidin ailesinin bina vergisinden muaf tutulmak suretiyle rahatlamaları amaçlanmıştır.

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Karar yetersayısının aranmasını istiyorum.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Ne karar yetersayısı yahu! Ayıptır yahu! Şimdi yoklama yapıldı.

BAŞKAN – Önergeye Sayın Hükümet ve Sayın Komisyon katılmadı, gerekçe okundu; önergeyi oylarınıza sunacağım; karar yetersayısı uyarısı var, dikkate alacağım. (DSP sıralarından "Yeni yoklama yapıldı" sesleri, gürültüler)

SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Ayıptır yahu!

BAŞKAN – Önergeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Efendim, karar yetersayısı vardır ve önerge kabul edilmemiştir.

Bir başka önerge var, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının 65 inci maddesiyle düzenlenen 1319 sayılı Yasanın 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mustafa Yıldız

(Erzincan)

ve arkadaşları

“Madde 8.-

İkinci fıkra:

Bakanlar Kurulu, Türkiye sınırları içinde tek meskeni olup gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıklardan ibaret bulunanların veya bunlardan kendileri üzerine kayıtlı meskeni olmayanların anılan kurumlardan aylık almayan ve herhangi bir geliri de bulunmayan eşlerinin aynı nitelikteki meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisseyle sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım ile şehitlerin dul ve yetimlerine ve gazilere ait tek meskenleri hakkında da uygulanır. Muayyen zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz.”

BAŞKAN – Sayın Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkanım, uygun görüşle takdire sunuyoruz.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, bu önerge, şehitlerin dul ve yetimlerine ve gazilere ait tek meskenlere, ayrıca emeklilerin tek evlerine ait Emlak Vergilerinin sıfıra kadar indirilmesi konusunda yasa tekniğine en uygun düzenlemedir; o nedenle, Hükümet olarak katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Efendim, önergeyi Sayın Komisyon takdire bıraktı, Sayın Hükümet katıldığını ifade etti.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Sayın İhsan Çabuk ve arkadaşlarının bir önergesi var; ancak, bundan önce kabul ettiğimiz önergeyle, Genel Kurulun iradesi tebeyyün etmiştir; bu sebeple, bu önergeye işlem yapmamız mümkün değildir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasının tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk (Ordu) ve arkadaşları.

BAŞKAN – Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmadı.

Sayın Çabuk?..

İHSAN ÇABUK (Ordu) – Önergedeki imzalarımızı geri çekiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge işlemden kaldırılmıştır.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 65 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk

(Ordu)

ve arkadaşları.

"Yeni inşa edilen işyeri binalarının vergisi, arsasının veya arsa payının vergisinden az olamaz."

İHSAN ÇABUK (Ordu) – Sayın Başkan, bu önergedeki imzalarımızı da geri çekiyoruz.

BAŞKAN – Efendim, bu önerge dahi, imza çekilmek suretiyle, yeterli imza bulunamadığından işlemden kaldırılmıştır.

İHSAN ÇABUK (Ordu) – Sayın Başkan, geri kalan bütün önergelerdeki imzalarımızı geri çekiyoruz.

BAŞKAN – Efendim, Sayın Çabuk ve arkadaşlarının 3 önergesi daha, imzalarını çektikleri için, işlemden kaldırılmıştır.

Önergelerle ilgili işlemler tamamlanmıştır; ancak, bir değişiklik önergesi kabul edilmişti; dolayısıyla, maddeyi, kabul edilen önerge istikametindeki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, önergeyle yapılan değişiklik istikametinde kabul edilmiştir.

66 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 66. – 1319 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır."

BAŞKAN – Maddeyle ilgili Doğru Yol Partisi ve Fazilet Partisi Gruplarının söz talebi var. Sayın Zeki Ünal, Sayın Emin Kul, Sayın Çetin Bilgir, Sayın Hadi Dilekçi, Sayın İsmail Özgün, Sayın Cevat Ayhan, Sayın Musa Uzunkaya, Sayın Saffet Benli de kişisel söz talebinde bulunmuşlardır.

Şimdi, Doğru Yol Partisi Grubunun sözcüsü Sayın Irmak'ı kürsüye davet ediyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

Buyurun.

DYP GRUBU ADINA TAHSİN IRMAK (Sıvas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizin de bildiği üzere, Türkiye'de vergi sorunlarımız vardır. Vergide eşitlik yoktur, vergide adalet yoktur, vergi mekanizmaları işlememekte ve işletilememektedir.

Şu an görüşülmekte olan vergi kanunlarında değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı incelendiğinde, tasarının, Türkiye'nin acil çözüm bekleyen vergi sorunlarına çözüm getireceğini söylemek çok güçtür; aksine, tedirginlik ve karmaşa yaratacağı kuşkusundayız. Bazı sorunlara çözüm getirilse bile, ne yazık ki, bunlar da kağıt üzerinde kalacak teorik çözümlerdir. Biraz sonra daha detaylı ifade edeceğim gibi, getirilmesi düşünülen hükümlerin uygulanabilirliğini sağlayacak mekanizma yoktur. Maliye Bakanlığı, personel ve yapı olarak bu hükümlere uygun değildir. Bu yüzden, vergi sorunlarına kısmî çözüm getiren birkaç hüküm de çözüm olmayacak, göz boyamaktan ibaret olacaktır.

Vergi hukukunda temel nokta, en önemli unsur vergide adalettir, vergide adaletin sağlanmasıdır. Bu, vergide temel noktadır, en önemli unsurdur. Toplumsal birliğin ve barışın temeli olduğu için, siz, vergide adaleti sağlayamazsanız, toplum huzurunu da sağlayamazsınız. Bu tasarıyla, uygulamalarda huzursuzluk yaratılacağı kanaatindeyiz.

Türkiye'de, yüzde 100 enflasyon altında ezilen ücretliler, toplam Gelir Vergisinin yüzde 52'sini ödemektedirler; ama, tasarıda, ücretlilerin vergi yükünü hafifletecek düzenlemelere yer verilememiştir. Siz, yüzde 100 enflasyon altında memuru ezeceksiniz, onlara yüzde 20'lik, komik, utanç verici bir zam vermeyi düşüneceksiniz, toplam Gelir Vergisinin yüzde 52'sini ödeyen bu insanların vergi yükünü hafifletecek hükümlere tasarıda yer vermeyeceksiniz; sonra da kalkıp, tasarıyla vergi reformu yapıyorum diye bahsedeceksiniz.

Buna örnek olarak, Kurumlar Vergisi oranında 10 puan indirim yapıyorsunuz, memur ve işçilerin Gelir Vergisi oranında da 5 puan indirim yapıyorsunuz; yani, buradan da anlaşılacağı gibi, vergide reform yaptığınız, kimin yararına reform yaptığınız açıkça görülmektedir. Bu insanlar bizim insanlarımız değil mi, bizim vatandaşlarımız değil mi; siz, bu Mecliste kimi temsil ediyorsunuz, kimin için varsınız; ama, doğru, sizi iktidara getirenlerin temsilcisisiniz, birtakım güç odaklarının temsilcisisiniz. Ücretli enflasyon altında eziliyormuş, vergi yükü ağırmış, sizin umurunuzda mı? Nasıl olsa, siz ve temsil ettiğiniz insanlar rahat ve huzurlu. Sizin ücretlileri ne kadar düşündüğünüz, vereceğiniz üç kuruştan belli.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin vergi konusunda en önemli sorunlarından biri de, gerçek gelir yerine hayat standardı, götürü usul, geçici vergi gibi yöntemlerle tahmini gelir üzerinden vergi alınmasıdır; yani, bir insan, aslında 10 milyon Türk Lirası kazanıyor; ama, o insan için 5 milyon Türk Liralık bir standart bir standart koymuşsunuz, o standart üzerinden vergi alıyorsunuz. Dolayısıyla, diğer 5 milyon vergilendirilmemektedir.

Tasarı, konuyla ilgili kısmî çözümler öngörmekte ve basit de olsa, belge sistemine geçilmektedir. Götürü usul, hayat standardı gibi vergi modellerini var eden unsur, kontrol mekanizmasının yetersizliğidir. Diyelim ki, belge sistemine geçildi; soruyorum: Kontrolü nasıl sağlayacaksınız? Mekanizmayı nasıl işleteceksiniz? Maliye Bakanlığı, personel olarak bu denetimi gerçekleştirebilecek mi? Yapı olarak buna müsait midir? Benim, konuyla ilgili olarak görüştüğüm Maliye bürokratlarının hepsi, bu sorulara "hayır" cevabını vermiş, bu konuda çok büyük eksiklikler olduğunu ve birçok pürüzün ortaya çıkabileceğini söylemişlerdir. Eğer siz, altyapıyı gerçekleştirmeden, hüküm koymuş olmak için hüküm koyarsanız, göz boyamaya kalkarsınız; reform diye getirdiğiniz bu tasarı, vergi sorunlarına bir yenisini eklemekten başka bir işe yaramaz.

Sayın milletvekilleri, tasarının 66 ncı maddesiyle yapılan değişiklik, Emlak Vergisi matrahının, genel beyan dönemini izleyen yıllarda, yeniden değerlendirme, yani, enflasyon oranına endekslenerek artırılması şeklindedir. Bu husus, vergi sisteminin genel prensiplerinden biri olarak, zaten öteden beri uygulanmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarı, mevcut sorunlara çözüm getirmediği gibi, birçok noktada, yeni sorunları beraberinde getirecektir. Bu yüzden, tasarının ciddî anlamda tekrar gözden geçirilmesi gereği vardır.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Irmak, teşekkür ediyorum.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Veysel Candan; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının yedinci bölümü emlak vergilerini yakından ilgilendirmektedir; 66 ncı maddesi de 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasını ilgilendirmektedir.

Sayın Bakanın burada ifade ettikleri bir hususun altını çizmek istiyorum. Burada ifade buyurdular "aslında, Emlak Vergisi Kanununda ciddî bir değişiklik yoktur; ancak, bazı vergi limitleri indirilmektedir" demektedirler. Tabiî, buna katılmak hiç mümkün değil. Bu kanun tasarısı, aslında, vergi mükellefini kontrol altına almak, daha ileri kademelerde de, servet beyanıyla ilgili, mükellef ile hükümet arasında, vergi arasında bağ kurmak esasına dayanmaktadır.

Şimdi bir örnek vermek istiyorum. Aslında, vergi limitlerini indirdiğimiz zaman, 10 milyarlık bir gayrimenkulde, meskende, mevcut sisteme göre 40 milyon vergi alınmaktadır; ancak, yeni sistemde indirim sonucu 10 milyona inmektedir; bu 10 milyon lirayı 66 ncı maddeye göre endekslediğimiz zaman birinci yılda 20, ikinci yılda 40, üçüncü yılda 60 milyona varmaktadır.

Netice itibariyle, burada, vergi dilimlerinde indirimden bahsetmek mümkün değildir. Belki, olsa olsa, Sayın Bakanın da ifade ettikleri gibi, gerçek manada rayiç bedelde gayrimenkulleri tespit etmek ve bu tespitlerde, satılan gayrimenkullerle, banka kayıtları ile vergi dairesi kayıtlarını mukayese etmek ve dolayısıyla vergi kaçağını da kontrol altına almayı esas kılmaktır. İşin anlaşılır şekliyle söylemek gerekirse, bunu böyle ifade etmek lazım.

Peki, bu örneklemenin faydası veya bu örneğin zararı nedir? Şöyle bir örnek vermek gerekirse; kişi, değerli bir evde oturmaktadır; ama, kazancı yoktur, rayiç bedel üzerinden o eve ciddî bir emlak vergisi tahakkuk etmiştir. Boğazda, babasından kalan 40 milyar liralık bir evde oturmaktadır. Siz, onun vergisini enflasyon oranında endekslediğiniz zaman, birkaç yıl içerisinde, hemen, ödenmeyecek bir vergi dilimi haline gelmektedir. 66 ncı maddeyle yapılan bu değişiklikte, meydana gelen değer tadilatı veya beyan döneminde değer artışları vergiye matrah esas alınmaktadır; yani, eskiden bildirilen beyannamelerde matrahlar dört yıla yayılır ve bu sabit vergilendirmede her yıl içerisinde tahakkuklar ve ödemeler yapılırdı. Şimdiyse, yıllık enflasyon oranında veya satışlarda meydana gelen değer artışları da vergilendirilmek suretiyle, yeniden Emlak Vergisi beyanı getirilmektedir. Bu düzenlemeyle, böylece, daha önceki düzenlemeye göre ciddî farklılık "Genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden nedenlerin doğması halinde..." ifadesi; yani, satışı; yani, yeni fiyatlarla piyasa şartlarına göre rayiç bedelin artması demektir.

Şimdi, bu 66 ncı maddeyle diğer maddeleri de bütünleştirdiğimiz zaman, burada yapılmak istenen veya genel anlamda getirilmek istenen esas şudur: Her ne kadar, Sayın Bakanın da ifade ettiği gibi, bu limitler yüksektir, bundan dolayı da gerçek usulde hiç kimse gayrimenkulünün bedelini bildirememektedir; yani, burada, bedel tespitlerinin de düşük olduğunu ifade ettiler; bu, doğrudur. Dolayısıyla, rayiç bedel tespitine geçilmelidir ve her yıl da yeni değerlendirmeye tabi tutulmalıdır ve Bakanlar Kurulu da bunu istediği zaman yarısına kadar indirebilmeli, istediği zaman üç katına kadar artırabilmelidir. Bunun mantığını da anlamak mümkün değil; eğer, Bakanlar Kurulu, bir kanunda ifade edilen bir değeri, bir ölçüyü yarıya kadar indirebiliyorsa, yarıya kadar artırabilmelidir; üç kat artırmanın da mantığını anlamak mümkün değildir. Konuşmamın birinci bölümünde de ifade ettiğim gibi, o zaman, bu, bir kanun olmaktan ziyade, Türkiye Büyük Millet Meclisinin üç kata kadar artırma yetkisini Bakanlar Kuruluna devretme anlamını taşır. Kaldı ki, bu şekliyle bir ifade, bu Emlak Vergilerinin, ileride, en kısa zamanda yarıya kadar indirme değil, belki de üç katına kadar artırmayı da ortaya getirecektir.

Ayrıca, gayrimenkullerin bedel tespitlerinde, Bayındırlık Bakanlığı birim fiyatlarına, ticaret odası temsilcileri, ilgili semtin muhtarları ve belediye başkanlarından oluşan fiyat tespit komitelerinin bildirmiş olduğu fiyatlara da zaman zaman itirazlar olacak; yani, özetle söylemek gerekirse, belediyelerle emlak vergisi mükellefleri arasında çok sık rastlanan ihtilaflar vukua gelecektir.

İşte, aslında, Emlak Vergisi için, bu tasarıda beş altı maddeyle getirilen düzenleme, Sayın Bakanının da ifade ettiği gibi, ciddî bir değişiklik getirmemektedir; ancak, belirli limitleri, oranları indirmek suretiyle, rayiç bedel getirmekte ve böylece, vergi mükellefinin banka kayıtlarını, defter kayıtlarını, gayrimenkul kayıtlarını; başka bir ifadeyle, emlak alım satımında meydana gelebilecek para arzını veya para hareketlerini kontrol etme esasına dayanmaktadır.

Aslında, mademki böyle bir tasarı getirildi; hiç olmazsa, içinde, biraz önce kabul edilen -kısmen de olsa bizim önergemize de çok yakın olan- ve şehitlerin dul ve yetimlerine yönelik bir katkının bulunmasını; Genel Kurulun böyle bir yönde irade ifade etmelerini de fevkalade olumlu bulduğumu ifade etmek istiyorum. Ancak, Emlak Vergisinin bu tasarıdaki beş altı maddeyle çözülebilecek bir vergi olmadığını da ifade ediyorum. Toplumda asgarî -Sayın Bakanın da ifade ettiği gibi- 14 milyon insanı yakından ilgilendirir. Aslında, bu kanun tasarısının hazırlanmasında, belediyeler, ticaret odaları, Maliye Bakanlığımız ve Bayındırlık Bakanlığımızın üst düzey bürokratlarının, Türkiye şartlarını iyi tetkik ederek, daha kapsamlı -sadece mal beyanı esasına veya servet beyanı esasına veya birtakım tartışmalara yol açacak şekilde değil- daha sağlıklı bir tasarının ortaya gelmesini ümit ediyorduk.

Mevcut şartlar içerisinde, belki de bazı maddelerle, bazı fıkra ilaveleriyle bu tasarı da daha iyi hale gelebilir düşüncesindeyim. Verdiğimiz önergeler bu istikamette olup; amacımız, tasarıyı engellemek değil, daha sağlıklı ve toplumun gelir kaynaklarına orantılı bir Emlak Vergisi tasarısının çıkması dileğiyle, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum efendim. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Candan, teşekkür ediyorum.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebinde bulunanlardan Sayın Zeki Ünal, şahsî görüşlerinizi ifade etmek üzere, buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

ZEKİ ÜNAL (Karaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı vergi yasa tasarısının 66 ncı maddesi üzerinde şahsî görüşlerimi arz etmek üzere, söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 1319 sayılı Emlak Vergisi Yasasının değişiklik tasarısından önceki fıkrası şöyle idi: "Yapılan bu tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda, Bina Vergisi her Bütçe yılının birinci ayından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır." Yürürlükteki bu fıkra şu şekilde değiştirilmekte ve "genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır" denilmektedir.

Anlaşıldığına göre, fıkra "bina vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır" şeklinde değiştirilmektedir. Esas itibariyle, 29 uncu maddenin üçüncü paragrafına atıf yapılmakta ve yine, bu tasarının 69 uncu maddesiyle 29 uncu maddesinin üçüncü paragrafı değiştirilmektedir. Dolayısıyla, 66 ncı maddedeki "bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi" ibaresinin anlamı şudur: Tasarıdan önceki şekliyle Emlak Vergisi beyannamesi dört senede bir defa verilmekteydi. Verildiği yıl 1 milyar lira olan matrah, dört yıl içinde enflasyona rağmen değişmiyor ve her yıl vergi, 1 milyar lira matrah üzerinden hesaplanıyordu. Bu değişiklikle, Emlak Vergisi beyannamesi yine dört yılda bir defa verilecek; ancak, vergi hesaplanırken, 1 milyar lira matrah, her yıl Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılacaktır. Diyelim ki, yeniden değerleme oranı yüzde 80 olsun. Bu durumda, ikinci yıl matrah 1 milyar 800 milyon lira olacak ve böylece, matrah, her yıl enflasyon oranında -yani, yeniden değerleme oranında- artırılacaktır. Ancak, bu uygulamayla şöyle bir sonuç ortaya çıkacaktır: Emlak Vergisini toplayarak kullanan belediyelerin gelirlerinin azalmaması açısından olumlu olmakla beraber, mükellefler açısından pek de olumlu olmayacaktır.

Yeniden değerleme, şüphesiz resmî enflasyon rakamları dikkate alınarak yapılacaktır. Bugün, herkes tarafından bilinmektedir ki, halkın fiilen yaşadığı enflasyon ile resmî enflasyon arasında önemli farklar vardır. Bu açıdan bakıldığında, mükellefler mağdur olacaklardır. Ancak, bu tasarının 65 inci maddesinde, Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesi değiştirilerek, önceden binde 5 olan bina vergisi binde 2'ye, binde 4 olan mesken vergisi binde 1'e indirilmek suretiyle, matrahtaki artış, vergi oranı azaltılarak telafi edilmeye çalışılmaktadır; ama, bunun yeterli olduğunu sanmıyorum. 65 inci ve 66 ncı maddeler birlikte düşünüldüğünde, değişen ekonomik konjonktüre göre bir düzenleme yapıldığı söylenebilir; ancak, tasarının büsbütün malullükten kurtulduğunu ifade etmek de mümkün değildir. Yine de, uygulamanın mükellefleri mağdur etmeyecek şekilde yapılmasını temenni ediyor; bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Ünal, teşekkür ediyorum.

Sayın Kul?..

EMİN KUL (İstanbul) – Vazgeçtim efendim.

BAŞKAN – Sayın Çetin Bilgir?.. Yok.

Sayın Dilekçi, buyurun.

M. HADİ DİLEKÇİ (Kastamonu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı vergi kanunu tasarısının 66 ncı maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; hepinizi, saygıyla selamlıyorum.

Bu madde, bina vergisinin tarh ve tahakkukuna ait bir maddedir. Yapılan düzenlemeye göre, genel beyan dönemini takip eden yıllarda veya değişik nedenlerle verilen beyannamelerde, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, her yıl endekslenmiş matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, takvim yılının başından itibaren tahakkuk etmiş sayılacaktır. Mükellefler, tahakkuk eden bu vergiyi ödeyeceklerdir.

Maddeye olumlu bakıyor, ulusumuza hayırlı olsun diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Dilekçi, teşekkür ediyorum.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyle ilgili verilmiş 5 önerge vardır; madde, tek fıkradan ibaret olduğu için, 4 önergeyi geliş sırasına göre okutup, işleme koyacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 66 ncı maddesine bağlı Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.

17.6.1998

Veysel Candan Yakup Budak İ. Ertan Yülek

Konya Adana Adana

Ahmet Doğan Osman Hazer Celal Esin

Adıyaman Afyon Ağrı

Cemalettin Lafçı Rıza Ulucak Muhammet Polat

Amasya Ankara Aydın

Alaattin Sever Aydın Suat Pamukçu Hüsamettin Korkutata

Batman Bayburt Bingöl

Abdulhaluk Mutlu Mustafa Yünlüoğlu İsmail Coşar

Bitlis Bolu Çankırı

Zülfikar Gazi Ramazan Yenidede Tevhit Karakaya

Çorum Denizli Erzincan

Lütfü Esengün Sıtkı Cengil Ahmet Çelik

Erzurum Adana Adıyaman

Sıddık Altay Murtaza Özkanlı Ömer Faruk Ekinci

Ağrı Aksaray Ankara

İsmail Özgün Musa Okçu Zeki Ergezen

Balıkesir Batman Bitlis

Feti Görür Altan Karapaşaoğlu Ömer Vehbi Hatipoğlu

Bolu Bursa Diyarbakır

Ahmet Cemil Tunç Aslan Polat Şinasi Yavuz

Elazığ Erzurum Erzurum

Nurettin Aktaş Bedri İncetahtacı Mehmet Sılay

Gaziantep Gaziantep Hatay

Emin Aydınbaş Azmi Ateş Mehmet Fuat Fırat

İçel İstanbul İstanbul

Hüseyin Kansu Osman Yumakoğulları Hasan Dikici

İstanbul İstanbul Kahramanmaraş

Ahmet Dökülmez Zeki Ünal Fethi Acar

Kahramanmaraş Karaman Kastamonu

Salih Kapusuz Mikail Korkmaz Mustafa Kemal Ateş

Kayseri Kırıkkale Kilis

Osman Pepe Hanifi Demirkol Kahraman Emmioğlu

Kocaeli Eskişehir Gaziantep

Turhan Alçelik Metin Kalkan Mustafa Köylü

Giresun Hatay Isparta

Saffet Benli Mustafa Baş Ekrem Erdem

İçel İstanbul İstanbul

İsmail Kahraman Bahri Zengin İsmail Yılmaz

İstanbul İstanbul İzmir

Abdullah Özbey Zeki Karabayır Memduh Büyükkılıç

Karaman Kars Kayseri

Nurettin Kaldırımcı Kemal Albayrak Cafer Güneş

Kayseri Kırıkkale Kırşehir

Hüseyin Arı Hasan Hüseyin Öz Metin Perli

Konya Konya Kütahya

Yaşar Canbay Nedim İlci Hüseyin Olgun Akın

Malatya Muş Ordu

Nezir Aydın Ahmet Demircan Musa Uzunkaya

Sakarya Samsun Samsun

Ahmet Nurettin Aydın Temel Karamollaoğlu Zülfükar İzol

Siirt Sıvas Şanlıurfa

Abdulkadir Öncel Ahmet Feyzi İnceöz Kemalettin Göktaş

Şanlıurfa Tokat Trabzon

İsmail İlhan Sungur Şaban Şevli Rıza Güneri

Trabzon Van Konya

Mustafa Ünaldı Ahmet Derin Sabahattin Yıldız

Konya Kütahya Muş

Salih Katırcıoğlu Latif Öztek Ahmet Karavar

Niğde Samsun Şanlıurfa

Abdullah Arslan Maliki Ejder Arvas Fethullah Erbaş

Tokat Van Van

Abdullah Örnek

Yozgat

"Genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, iki yıl için tahakkuk etmiş sayılır." Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 66 ncı maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk Adil Aşırım Fevzi Aytekin

Ordu Iğdır Tekirdağ

Mustafa İlimen Avni Kabaoğlu

Edirne Rize

“Bu Kanunun 29 uncu maddesine göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, her yıl ilk taksit ayının başından itibaren tahakkuk etmiş sayılır.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 66 ncı maddesiyle değiştirilmekte olan Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk Adil Aşırım Fevzi Aytekin

Ordu Iğdır Tekirdağ

Mustafa İlimen Avni Kabaoğlu

Edirne Rize

"Genel beyan dönemini takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, her takvim yılının başından itibaren tahakkuk etmiş sayılır."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 66 ncı maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İhsan Çabuk Adil Aşırım Fevzi Aytekin

Ordu Iğdır Tekirdağ

Mustafa İlimen Avni Kabaoğlu

Edirne Rize

"Bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır."

BAŞKAN – Şimdi, önergeleri aykırılık derecelerine okutup, işleme tabi tutacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 66 ncı maddesine bağlı Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz. 17.6.1998

Veysel Candan

(Konya)

ve arkadaşları

“Genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan bina vergisi, iki yıl için tahakkuk etmiş sayılır.”

BAŞKAN – Sayın Komisyon bu önergeye ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkanım, görüşümüzü beyan etmeden önce, Genel Kurulumuzun izniyle, tarafınızca, fıkranın başlangıcında "genel beyan dönemini" diye ifade ediliyor, buradaki "dönemini" yerine "dönemi" şeklinde bir düzeltme yapılabilir mi, takdir sizin ve önergeye katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet önergeye katılmadılar.

Önerge sahipleri?..

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bu değişiklikle, iki yılda bir vergi oranları artırılarak, geçim sıkıntısı içerisindeki vatandaşların biraz olsun rahatlamaları amaçlanmıştır.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN – Önergeye Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet katılmadı; gerekçe ifade olundu; önergeyi oylarınıza sunup, karar yetersayısını arayacağım.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur.

Sayın grup başkanvekilleri, ara verip tekrar mı toplanalım; yoksa, ara mı verelim?

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Saat 20.00'ye kadar ara verelim.

BAŞKAN – Saat 20.00'de toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.30

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 20.00

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Levent MISTIKOĞLU (Hatay), Haluk YILDIZ (Kastamonu)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120 nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Çalışmalara kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

7. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (Devam)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.

66 ncı maddenin müzakeresini müteakip önergelerin işlemini yaptık ve bir oylama esnasında karar yetersayısını bulamağımız için ara verdik.

Şimdi, Sayın Candan ve arkadaşlarının önergesini tekrar oylayıp, karar yetersayısını arayacağım.

Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamış, gerekçe ifade olunmuştu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı yoktur.

Toparlanasınız diye, saat 20.20'de toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati: 20.07

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 20.20

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Haluk YILDIZ (Kastamonu)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120 nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

7. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (Devam)

BAŞKAN – Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet yerlerini aldılar.

66 ncı maddeyle ilgili olarak verilmiş bulunan Sayın Veysel Candan ve arkadaşlarının değişiklik önergesini oylayacağım.

Komisyon ve Hükümet önergeye katılmamıştı, önergenin gerekçesi arz ve ifade olunmuştu.

Önergeyi oylarınıza arz edeceğim ve karar yetersayısını arayacağım

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir; karar yetersayısı vardır.

Bir başka önerge vardır; okutuyorum:

Ordu Milletvekili İhsan Çabuk ve Arkadaşlarının Önergesi

Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"Bu Kanunun..."

İHSAN ÇABUK (Ordu) – Sayın Başkan, bu ve bundan sonraki önergelerde imzamı geri çekiyorum.

BAŞKAN – Sayın İhsan Çabuk, önergelerdeki imzalarını çabuk biçimde geri çektiler ve önergelerde yeterli imza kalmadığından, önergeler işlemden kaldırıldı.

Şimdi, müzakeresi tamamlanan 66 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

67 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 67. – 1319 sayılı Kanunun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 18. – Arazi vergisinin oranı binde birdir. Arsalarda bu oran binde üç olarak uygulanır. Bakanlar Kurulu bu oranları, yarısına kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya yetkilidir.”

BAŞKAN – Madde üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına Sayın Mustafa Çiloğlu söz istemişlerdir.

Kişisel söz talebinde bulunanlar: Sayın Mehmet Emin Aydınbaş, Sayın Emin Kul, Sayın Çetin Bilgir, Sayın Hadi Dilekçi, Sayın İsmail Özgün, Sayın Cevat Ayhan, Sayın Saffet Benli.

Gruplar adına ve kişisel söz talebi olan arkadaşlarımız lütfen Başkanlığa müracaat etsinler.

Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Mustafa Çiloğlu'nu kürsüye davet ediyorum.

Buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA MUSTAFA ÇİLOĞLU (Burdur) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan vergi kanun tasarısının 67 nci maddesi üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini belirtmek üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının bu maddesiyle, Emlak Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan arsa ve arazilere ait vergi oranları değiştirilmektedir. Halen arazi vergisinde oran binde 3 iken binde 1'e; arsalarda ise vergi oranı binde 6'dan binde 3'e indirilmektedir. Emlak Vergisinde rayiç bedel esasına tam olarak geçilmesi hedeflendiğine göre, vergi oranlarının indirilmesi, zaten, gerekli hale gelmektedir. Ancak, bir yandan vergi oranları indirilirken, diğer yandan da Bakanlar Kuruluna vergi oranlarını 3 katına kadar artırma yetkisi verilmektedir. Ayrıca, Bakanlar Kurulunun vergi oranlarında artış yapması halinde, hangi normları esas alacağı da tasarıda belli edilmemiştir.

Bilindiği gibi, Türkiye'de, yöreler itibariyle arsa ve arazi değerleri farklı bir trent izlemektedir. Bazı yörelerde çok yüksek değer artışları meydana geldiği halde, bazı yörelerde ise artış daha az olmakta, hatta, değer kaybı bile olabilmektedir. Bu bakımdan, Bakanlar Kurulunca, oran artışı birtakım kriterlere göre yapılmalıdır. Mesela, büyükşehir belediyeleri, kalkınmada öncelikli yöreler, turizm merkezleri, kıyı kuşağı, arazinin kıraç, taban veya sulak arazi olması gibi özellikler dikkate alınarak, oran artışı ve farklılaştırma getirilmelidir.

Bundan evvel mevcut hükümlere göre, arsa ve arazi vergilerinde, arsalarda oran binde 6 iken, arazilerde binde 3'tü; ancak, bu tasarıyla, bu oranlar yarıya düşürüldü; arsalarda binde 6 olan vergi oranı binde 3'e, arazilerde binde 3 olan oran da binde 1'e indirildi.

Doğru Yol Partisi olarak, yapılan bu değişikliği olumlu karşılamaktayız; ancak, bu değişikliklerde, Bakanlar Kuruluna, bu oranları 3 katına kadar artırabilme yetkisinin verilmesi, vatandaşları, vergi oranlarını, eski değerlere yükseltilebileceği endişesine sevk etmektedir. Bunun da dikkate alınmasını, önemle, hassaten belirtmek istiyorum. Bakanlar Kuruluna verilen bu artış yetkisinin vatandaş aleyhine kullanılabileceği endişesi, tabanda huzursuzluk yaratmaktadır; zira, tasarıyla, bu vergi oranları, araziler için binde 1, arsalar için binde 3 olarak belirtilirken, Bakanlar Kurulu kararıyla, araziler için binde 1 olan vergi oranı binde 3'e, arsalar için binde 3 olan vergi oranı da binde 9'a kadar çıkabilecektir. Bu durumda ise, vergi oranları, halen uygulanmakta olan vergi oranlarını dahi aşabilir. Vergi oranlarının Bakanlar Kurulu eliyle her an artırılabileceği endişesi de, mükellefleri, eskiden olduğu gibi düşük beyanda bulunmaya sevk edebilecektir.

BAŞKAN – Sayın Çiloğlu, ben, sürenizi durduruyorum.

MUSTAFA ÇİLOĞLU (Devamla) – Durdurmanıza gerek yok Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, ben durduruyorum.

Sayın milletvekilleri, bakın, bir değerli arkadaşlarımız, Grubu adına görüşlerini ifade ediyor...

Buyurun efendim.

MUSTAFA ÇİLOĞLU (Devamla) – Vatandaşlarımızın, Bakanlar Kurulunca 3 katına kadar artış yapılacağı endişesi izale edilecek olursa, bu maddeyi olumlu karşılıyoruz.

Maddenin hayırlı olmasını diliyor, şahsım ve partim adına, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Çiloğlu, teşekkür ediyorum.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Veysel Candan.

Buyurun Sayın Candan. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı çeşitli vergi kanunlarında değişiklik yapan tasarı üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

67 nci madde, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 18 inci maddesini değiştirmektedir. Halen yürürlükte olan kanunda, arazi vergi oranları binde 3'tür; tasarıyla binde 1'e indirilmektedir; arsalarda bu oran binde 6'dan binde 3'e indirilmektedir. Bakanlar Kurulu, bu oranları, yarıya indirmeye veya 3 katına kadar artırmaya yetkili kılınmaktadır.

Burada, aslında, Emlak Vergisinde asgarî beyan usulü terk ediliyor. Rayiç bedel tespitinde, vatandaşlar tereddüte ve belirsizliğe itilmektedir. Bu durumlarda, beyanların idare tarafından takdiri, vergi ihtilaflarını beraberinde getirecektir. Mevcut duruma göre, Emlak Vergisi, mükelleflerce beyan edilen rayiç bedel üzerinden hesaplanmakta, bu değer, Maliye ve Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, bina metrekare, arsa birim fiyatları, asgarî beyan değerini oluşturmaktadır. Halbuki, şimdi, rayiç bedel üzerinden tespitler yapıldığı zaman, bu oranları indirmenin hiçbir özelliği olmayacak, mükellef tarafından ödenen rakamlar da artacaktır.

Görüşmeye başladığımız bu Vergi Kanunu Tasarısı, toplamda, ekonomistlerin ifade ettiği rakamlara göre 4 katrilyonluk bir vergi gelirini öngörmektedir. Aslında, Hükümetin IMF'ye vermiş olduğu niyet mektubu da bunu öngörmektedir.

Değerli arkadaşlarım, vergi gelirleriyle borç ödeyen ülke iflah olmaz. Enflasyonun yüzde 50'nin altına indirilmesi inandırıcı değildir. Eğer bir ülke vergi gelirleri kadar faiz ödüyorsa, o ülkede enflasyonun düşmesi beklenemez. IMF raporunda, 1997 için toplanması öngörülen vergi miktarı 9 katrilyon 355 trilyondur. Hükümetin üç vergi tasarısı içinde talebi 10 katrilyondur.

Bu Hükümetin izlediği yanlış politikalar sonucu, ekonominin lokomotifi konumunda olan turizm, inşaat, tekstil ve otomotiv sektöründe durgunluk dönemi başlamıştır. Bugünkü durum, ülke kaynaklarının hovardaca harcanmasından kaynaklanmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, bir hafta önce meydana gelen deprem nedeniyle, Adana’ya Başbakan, özel uçağıyla; Cumhurbaşkanı, özel uçağıyla; İçişleri Bakanı, özel uçağıyla; Bayındırlık Bakanı başka bir uçakla gittiler. Dünyada ne görülmüşü ne de yazılmışı var...

Hükümetin memura öngördüğü zammın, millî gelirdeki payı yüzde 1'dir. Yapılacak zammın enflasyon üzerinde ciddî ve köklü bir etkisi olamaz; ancak, IMF'ye verilen söz haricinde!..

Çalışan kesim, belli bir yaşam standardının zarurî ihtiyaçlarını harcama durumundadır. IMF'den 3 milyar dolar kredi bekleyen Hükümet, memura yüzde 20 zammın üstüne çıkmamakta ısrarlıdır.

Hükümetin uyguladığı bu yöntemlerle enflasyonun düşmeyeceğini herkes biliyor. Parasal bazı oyunlarla düşürülen enflasyon köpüğü, alınan enflasyondur. Özü durmakta; enflasyon düşmüş sayılmaz.

Bu vergi tasarısıyla, ürken sermaye yurt dışına girmekte; ancak, faiz geliri için Merkez Bankasına gelen para da yüzde 40 döviz bazında para olarak gitmektedir.

Tasarruf yatırımları açığı acilen önlenmeli. Tasarruf açıkları kapatılınca kamu açıkları da kapanacaktır.

Asker-politikacı münasebetleri, enflasyonu etkilemektedir. Asker, ya kışlasına dönecek, yine de kışlasına dönecektir.

İrtica paranoyası gibi, "vergi toplanmıyor, herkes vergi kaçırıyor" yaklaşımıyla, icat edilen suni gündemlerle trilyonluk kaçaklar oluyor.

Değerli arkadaşlarım, belki bugünkü Hükümetin en büyük şansızlığı, talihsizliği, Sayın Yılmaz gibi, sabah söylediğini, öğleden sonra tavzih etme durumunda olan bir Başbakana... (ANAP sıralarından "Ayıp, ayıp!.." sesleri)

AHMET NEİDİM (Sakarya) – Tasarıyla, maddeyle ne alakası var?

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Dinle, dinle... Sabah attığı imzaya öğleden sonra sahip çıkmıyor.

...belki de, ekonomiden hiç anlamayan Sayın Taner ve Çelebi gibi, iki Bakanın olmasıdır.

Sabahleyin, burada, Petrol Ofisinin özelleştirilmesini konuştuk. Sayın Taner, çıktı, burada öyle konuşmalar yaptı ki, ne Petrol Ofisini tanıyor ne Petrol Ofisinin gayrimenkullerini tanıyor ne mevcut parasını tanıyor ne de Türkiye şartlarını tanıyor. Eğer, dediğiniz gibi olsaydı, ülkenin içinde bulunduğu şartlar bugün böyle olmazdı. (ANAP sıralarından gürültüler)

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Türkiye'yi çok tanıyor gibi!..

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Bağırmayın... Söz hakkı doğan, gelir burada konuşur.

Bakın, Sayın Yılmaz ne söylüyor: "IMF ile stand-by yapabiliriz." "Yeni lira yok." Sayın Taner ne diyor: "Stand-by yapmayız" "IMF gölge etmesin" "Yeni lira nisanda" Şimdi, çelişkilere bakın!

ANAP'ın içinde değerli bürokrat arkadaşlarım, benim açıkladığım, söylediğim bu şeyleri çok iyi biliyorlar. "Enflasyon yüzde 15'e inecek." "Enflasyon için istifa etmem." "Yüzde 50'ye inmezse istifa ederim." İşte, kendi söylediklerini söyledim; aldım, basından getirdim...

Peki, Çelebi ne diyor: "Enflasyon yüzde 60'a inecek" "IMF'yle anlaşabiliriz" "IMF'yi ciddî bulmuyorum" "IMF'yle anlaşmak şart"

Peki, siz, bu cümleleri söyleyen, bu açıklamaları yapan milletvekillerine, bakanlara, bu Başbakana, “yetersiz” değil de ne diyeceksiniz?.. Ben, başka ne söyleyecektim?..

REFİK ARAS (İstanbul) – O senin kanaatin...

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Şimdi, bu açıklamalar, Bremen mızıkacılarını hatırlatıyor; aşağıdakiyle, yukarıdaki ayrı ayrı telden çalıyor.

Değerli arkadaşlar, bakın, Başbakanlığa bağlı DPT'nin, en son on gün önce yayımlanan bir raporundan özet takdim edeceğim. Bu kurum...

ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Konuya gel...

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Konuya geldik. Anladıysanız gerekeni söyledim işte.

67 nci maddeye göre, arazilerde indirim var; söyledik onu işte, anlamışsınızdır zannediyorum.

Şimdi, bakın, DPT geçen ayki raporunda ne diyor: "Geçen yıl yüzde 79,3 olan kapasite kullanım oranı yüzde 77,7'ye inmiştir. OECD üyesi olmayan...

AHMET NEİDİM (Sakarya) – Bunun maddeyle ne ilgisi var?

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Maddeyle ne ilgisi olduğunu biraz sonra söyleyeceğim, sabret...

ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Konuya gel, konuya...

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Geleceğim, geleceğim... Acele etme, acele etme...

Deminki maddeyle ilgili müspet şeyler söylerken, gayet iyi dinliyor, gülüyordunuz, şimdi de dinleyin bakalım.

REFİK ARAS (İstanbul) – Kötü bir şey mi yani?

BAŞKAN – Sayın Candan, rica ediyorum, maddeyle ilgili konuşun ve son cümlenizi söyleyin.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Tamam.

“OECD üyesi olmayan Asya ülkelerine yapılan ihracat yüzde 40'a geriledi; ihracatta artış hızı yüzde 2,3; ithalatta, artış hızı yüzde 5,4...”

YUSUF PAMUK (İstanbul) – Maddeyle ne alakası var?

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Maddeye gel, maddeye!..

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Ya! Sizin emlakınız mı var, araziniz mi var kardeşim, niye maddeye geleceğim? Tamam geliyorum işte.

BAŞKAN – Sayın Candan...

VEYSEL CANDAN (Devamla) – “Dışticaret açığı...”

BAŞKAN – Sayın Candan...

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Efendim.

BAŞKAN – Ben, size bir şey söylüyorum, böyle elinizin tersiyle "durun" der gibi... Rica ediyorum... Rica ediyorum... Konuya gelin lütfen.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Tamam Sayın Başkan.

Bakın, dışticaret açığı yüzde 9,5 artarak 6,5 milyar dolara yükselmiş. İç borçlanma vadesi 929 günden 237'ye inmiş, içborç faiz oranları yüzde 97,4'ten yüzde 6,2...

AHMET NEİDİM (Sakarya) – Bunun maddeyle ne alakası var?

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Maddeye gel, maddeye!

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Şimdi, maddeye geliyorum arkadaşlar, telaşa gerek yok.

BAŞKAN – Maşallah!.. Süphanallah!..

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Hiç telaş etmeyin, maddeye geldim şimdi.

Siz, bu kafayla, bu mantıkla, emlak vergilerini yarıya indirseniz, Sayın Bakanın dediği gibi, enflasyon oranında artırsanız, rayiç bedel üzerinden tatbikat yapıp, 50 milyarlık yeri 100 milyar gösterseniz, trilyonlarla da vergi toplasınız, aylık yüzde 15'lerle fazi ödeyen devlet iflah olmaz. Madde bu işte... Nereden geldiğini anladık şimdi.

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Madde o, aferin!..

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Ben, şunu söylemeye çalışıyorum: Bir ara dönem geçiriyoruz. Hükümet içinde...

AHMET NEİDİM (Sakarya) – Ne alakası var maddeyle?

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Dinle... Dinle...

Siz söylemediniz mi memura "biz, sizi enflasyonun altında ezdirmeyeceğiz" demediniz mi?! Şimdi, biz mi öğrettik? Bu, irtica mı? Ayağı çıplak, zincirle bağlı insanları, Kızılay Meydanına biz mi gönderiyoruz? Onlar "bu para yetmiyor, para verin" diyor.

Siz, 20 trilyonluk SEKA arazisini, gizli Başbakanlık kararıyla, vereceğinize, bu memurlara gerekeni verseydiniz de, o insanlar orada yürümeseydi... Yanlış mı söylüyoruz?.. Yanlış mı söylüyoruz?..

AHMET NEİDİM (Sakarya) – Belediye Başkanına söyle!..

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Belediye başkanı, Bakanlar Kuruluna katılmaz, Bakanlar Kurulunda imza da atmaz. Konuyu saptırma. Bakanından öğrendiğin gibi yapma. İşi açık ve net söyle burada. Milletten gizli Bakanlar Kurulu kararı, savunma sanayiiyle ilgili olur, gizli bir ekonomik kararla ilgili olur; yayımlanmayan Bakanlar Kurulu kararı olmaz. SEKA'ya vereceğiniz arsayla ilgili olarak böyle bir uygulama yapacaksınız...

AHMET NEİDİM (Sakarya) – Belediye Başkanına söyle!..

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Maddeye gel, maddeye!..

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Maddeye geldik; maddeye geldiğimi anlamadınız mı?..

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Candan, süreniz bitti efendim.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Bitiriyorum; bir cümle efendim...

BAŞKAN – Bir cümlenizi bitirin lütfen.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, hepinizin görüşüne ve düşüncesine saygı duyuyorum. (ANAP sıralarından gürültüler)

Bir dinleyin... Bir dinleyin...

Hiçbirinize de bir ithamda bulunmak istemiyorum.

REFİK ARAS (İstanbul) – Daha ne söyleyeceksin?!.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – İnsanlar yanlış yapar, Hükümet de yanlış yapar; fazilet, yanlıştan dönmektir. Ben, sizin faziletli insanlar olduğunuzu biliyorum; yanlıştan döneceğinize inanıyorum.

Saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Candan, teşekkür ediyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Hacaloğlu, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini belirtmek üzere söz aldım; hepinize saygılarımı sunuyorum.

Ülkemizde, servet birikiminin en yaygın olduğu alanlardan biri kent rantlarıdır. Türkiye'de, kentlerde oluşan rantların yeterince vergilendirilmediği, yeterince kamu yararı alanına aktarılamadığı bilinmektedir. Kent rantları, genellikle, arazilerin arsaya dönüşmesi ve arsalar üzerinde, imar planları üzerinde olan değişiklikler çerçevesinde, kentleşmenin diğer dinamiklerinin de katkısıyla ortaya çıkan değer artışlarıdır.

Araziden veya arsadan vergi alınmasının temel nedeni, arsa ve arazide, servetin bir türünü oluşturan gayrimenkullerde ortaya çıkan değer artışının, bir anlamda, basit bir yöntemle vergilendirilmesi anlayışıdır. Yasalarımıza yansıyan böyle bir vergilendirme anlayışı vardır.

NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, ses düzeninde bozukluk var...

BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu, 1 dakikanızı rica edeyim.

Ses düzeniyle ilgili arkadaşlar bir baksınlar.

Ses duyulmuyor mu? (ANAP sıralarından "duyuluyor" sesleri)

Buyurun efendim.

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Ülkemizde, yeterince vergilendirilmediğini ifade ettiğimiz kent rantları alanında yaygın bir arsa mafyasının oluşması; büyük kentlerde, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük yerleşim merkezlerinde, arazilerin, belirli şahıs veya çıkar grupları için bloke edilmesi, kapatılması, spekülatif kazanç alanı haline dönüştürülmesi, ne yazık ki, uzun yıllardır, cumhuriyet döneminin hemen hemen tüm dönemlerini kapsayan bir süreçte, önü alınamamış bir olgudur.

Vergi sistemiyle -hem oranlarıyla hem de denetimiyle- bir taraftan, kent rantlarının makul ölçülerde vergilendirilmesi, diğer taraftan, özellikle, ülkemiz koşullarında, bazı Uzakdoğu Asya ülkelerinde olduğu gibi, yaygın olan arazi mafyasının önünün alınması ve kentin sayılı arazilerinin, belediyelerin etkinliğinde, donatılı arsalara dönüştürülüp, son derece ciddî boyutta olan konut sorununun çözümü için, uygun, ehven koşullarda topluma tahsis edilmesi hedef alınmalıdır.

Önümüze getirilmiş olan tasarıyla, arazi vergisi binde 3'ten binde 1'e, arsalarda ise binde 6'dan binde 3'e indirilmektedir. Bunlar makuldür; ama, bir şartla, lütfen, Maliye Bakanlığı, bundan sonra, belediyelerle işbirliği içinde, daha yakın denetim yapsın ve hem mafyanın hem de kent rantlarıyla vurgun vuranların önüne geçsin.

Saygılar sunuyorum. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu, teşekkür ediyorum.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebinde bulunan Sayın Aslan Polat, söz sırasını Sayın Saffet Benli'ye devretti. 67 nci maddeyle ilgili olarak şahsî görüşlerini ifade etmek üzere, Sayın Saffet Benli; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

SAFFET BENLİ (İçel) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı bazı vergi kanunlarında değişiklik yapan kanun tasarısının 67 nci maddesiyle değiştirilen 1319 sayılı Emlâk Vergisi Kanununun 18 inci maddesi üzerinde kişisel olarak söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, bundan önceki 65 inci maddede, bina vergisinin nispeti binde 2 olarak belirtilmişti. Meskenlerde bu nispet binde 4 olarak uygulanıyordu. Bu değişiklikle, bina vergisi nispeti binde 2, meskenlerde binde 1 olarak uygulanması kabul edildi ve Bakanlar Kuruluna, bu oranları, yarısına kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya yetki verildi; bazı istisnaları da beraberinde getirdi.

Bu duruma göre, bina vergisi, işyeri, fabrika, depo vesaire gibi yerlere bu oranlarda uygulanacak, meskenlerde bu oran binde 1 olacaktır.

Başka türlü bir değişiklik gelmediğine göre, inşaatların basit, kâgir, betonarme, lüks inşaat vesaire olmasında, inşaatın maliyet hesaplamaları da dikkate alınacaktır. Bundan evvel olduğu gibi, bundan sonra uygulamalarda amortisman bedelleri dikkate alınacaktır.

Genel beyan dönemi, verginin tarh ve tahakkuku konusunda da değişiklik yapıldı; ancak, şimdi 1319 sayılı Emlâk Vergisi Kanununun 19 uncu maddesi, arazi ve arsa oranları üzerinde bir değişiklik getiriyor. "Arazi vergisinin oranı binde 1'dir, arsalarda bu oran binde 3 olarak uygulanır Bakanlar Kurulu, bu oranları, yarısına kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya yetkilidir” deniliyor.

Bundan önceki mevcut uygulamada, oranlar, arazide binde 3, arsada binde 6 olarak uygulanıyordu. Bakanlar Kurulunun, üç katına kadar artırmasına şüpheyle baktığımı belirtmek istiyorum. Araziler için, kıraç ve sulak arazi olması ve istisna durumlarının aynen korunması yönünden maddeyi olumlu görüyorum.

Bundan sonra gelen maddeyle, her sene beyan değerinin, yeniden değerleme oranıyla artırılacak olmasının da, ileride birtakım sıkıntılar doğuracağını belirtiyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Benli, teşekkür ediyorum.

Sayın Kul, söz sıranızı Sayın Dumankaya'ya devretmişsiniz.

EMİN KUL (İstanbul) – Evet, Sayın Başkan.

Sayın Dumankaya; buyurun.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri, bizleri televizyonları başında izleyen aziz vatandaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tam onaltı haftadır, bu vergi reformunu görüşüyoruz.

CEMAL KÜLAHLI (Bursa) – Altı hafta oldu...

NİHAT MATKAP (Hatay) – Onaltı hafta olmadı Sayın Dumankaya.

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Bir de komisyonda görüşüldü; siz onu unuttunuz.

Şu anda, acımasız bir şekilde, Fazilet Partisi -Refah Partisi, sistem aynı- bu kanunu engelliyor. Bakınız, yoklama yapıldı, Meclis açıldı; bir madde görüşülürken, yine, 20 arkadaşımız ayağa kalktı ve tekrar yoklama yapıldı; yani, İçtüzüğü istismar ederek...

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Ne istismarı?!.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Maddeyle ilgili konuş...

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bu Vergi Yasa Tasarısını engellemeniz, Türkiye'nin önünü kapatmanız demektir.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Yanlış...

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Onbir ay iktidarda kaldınız; buraya, bu büyüklükte, bu evsafta bir kanun tasarısı getirmediniz. Doğrudur; buraya, bu büyüklükte getirdiğiniz bir kanun vardır; İsrail ile yaptığınız anlaşmadır... Yine, bir kanun getirdiniz buraya; altın stokçularını affeden kanunu getirdiniz. Yine bir kanun getirdiniz buraya, neydi o kanun; parası olup sigortasını ödemeyenlere af getirdiniz; yani, pansuman tedbirler getirdiniz.

Eğer siz, bu kanun tasarısını engellememiş olsaydınız, bugün, yerel yönetimlerle ilgili kanun tasarısı gelecekti, o da görüşülmüş olacaktı; bugün, adalet reformuyla ilgili 28 tane kanun tasarısı da bu zaman içerisinde görüşülmüş olacaktı.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Ne zaman görüşülecekti?!

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Şimdi, burada, bir kıskançlık içerisindesiniz; nedir bu kıskançlık?

Tekraren söylüyorum, diyorum ki, ya sizin yandaşlarınız vergi kaçakçısı olur veyahut da...

MEMDUH BÜYÜKKILIÇ (Kayseri) – Aynada kendini mi görüyorsun?!

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – ...11 ay iktidarda kaldığınız halde böyle bir kanun getirmediğiniz için eziklik içerisindesiniz.

Şimdi, buraya çıkan Sayın Candan arkadaşım -ben ona belgeyi de verdim- yolsuzluktan bahsetti, kartel medyasına verilen paralardan bahsetti. ((FP sıralarından "Doğru" sesleri)

Doğru diyorsunuz; ama, şimdi, mahcup olacaksınız.

Bu bedelsiz otomobil ithalatı var ya, 3 milyon 750 bin dolar -biraz sonra belgesini getirip okuyacağım ben size- Başbakanın talimatıyla, yandaş iki televizyona verildi; Sayın Candan’a gitti, onda vardır bunun belgesi, ben de biraz sonra getireceğim.

Yine, Sayın Candan, Adana'da, Adanalı vatandaşlarımızın uğradığı felaketten bahsetti; bir yakınınız felakete uğrasa, arabasını kapan herkes yardıma gider; eh, Başbakan burada otursa mıydı, oraya gitmese miydi; Bayındırlık Bakanı burada dursa mıydı, oraya gitmese miydi?

Peki, şimdi burada yoktur; ama, beni söylemek zorunda bıraktınız; acaba, yılbaşında, Sayın Erbakan Hocamız, eski lideriniz, çoluğunu çocuğunu alıp, Antalya'ya, Arabistan'a, diğer yerlere, devletin uçağıyla giderken daha mi iyi idi?!.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Sizin Başbakanınız gitmedi mi?

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bunları bırakın, yapılanları takdir edin. Bu kanun tasarısının buraya getirilmesini, bir azınlık Hükümetinin bilgisine, cesaretine...

VEYSEL CANDAN (Konya) – Beceriksizliğine!..

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – ...kararlılığına bağlayın. Bundan, siz de istifade edin; bundan, Türkiye istifa edecektir.

Yüce Heyeti saygıyla selamlıyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Dumankaya, siz, 67 nci maddeyi mi konuştunuz efendim?!

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Hiçbiri konuşmuyor ki onu...

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın konuşmacı... (Gürültüler)

BAŞKAN – Bakın, beyler, gerçekten, bütün grupların zaman zaman hassasiyet içerisine girdikleri bir ortamda çalışma yapıyoruz.

ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Bayanlar da var burada...

BAŞKAN – Başkalarını bilmiyorum; ama, inanıyorumki, benim de hedefim, önümüze gelen gündemi, bir an önce, süratle ve faydalı olacak biçimde ikmal etmektir; buna, herkesin katkıda bulunması lazım.

Buyurun efendim, bir talebiniz mi var.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, biraz evvelki sayın konuşmacı...

LALE AYTAMAN (Muğla) – Sayın Başkan, biraz evvel, Meclisimize...

MAHMUT BOZKURT (Adıyaman) – Sayın Başkan, bakar mısınız...

BAŞKAN – Ben, bir arkadaşımızın talebini alıyorum Sayın Aytaman.

LALE AYTAMAN (Muğla) – Bana baktınız da...

MAHMUT BOZKURT (Adıyaman) – Bayanlar da var Mecliste...

BAŞKAN – Efendim, burada, herkes birer sayın üye...

ALİ ILIKSOY (Gaziantep) – Beyler ve bayanlar demeniz lazım...

BAŞKAN – Sayın Esengün, izin verir misiniz, Sayın Hanımefendinin talebini alayım.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Buyursunlar Sayın Başkan.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Esengün.

Buyurun efendim.

LALE AYTAMAN (Muğla) – Sayın Başkan, özür dilerim, önce bana baktınız da, zannettim ki, sıra bana gelmişti.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

LALE AYTAMAN (Muğla) – Sayın Başkanım, biraz evvel, Yüce Meclise hitap ederken, belki bir dalgınlıkla olacak "beyler" diye hitap etmiştiniz. Halbuki, burada bayanlar da vardır. (ANAP ve DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Efendim düzelteyim... "Baylar ve bayanlar" diye düzeltsem; o da, kullanılan bir tabir değil. "Sayın üyeler" diyeyim, doğrusu budur.

Evet... Sayın üyeler...

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan...

BAŞKAN –Teşekkür ediyorum.

Hanımefendi üyelere saygımızı, özellikle izhar etmeye çalıştığımızı biliyorsunuz.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, bize sıra gelecek mi?

İ. ERTAN YÜLEK (Adana) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Nereden geliyor o ses?

İ. ERTAN YÜLEK (Adana) – “Hanımefendi” demek yasaktır efendim.

BAŞKAN – Sayın Yülek, bir talebiniz olacaksa, lütfen, Başkanlığı da dikkate alarak, ayağa kalkarak beyanda bulunun efendim.

Sayın Esengün; buyurun.

V. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

2. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün’ün, İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın 54 üncü Hükümetin icraatlarıyla ilgili yersiz suçlamalarda bulunduğu ve Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkanım, biraz evvelki, konuşmacı, benim de üyesi bulunduğum 54 üncü Hükümete atfen, o Hükümetin icraatları arasında olmayan, o Hükümeti suçlayıcı, mesela, altın stokçularını affettiğini iddia eden birtakım yersiz suçlamalarda bulundu ve ilaveten, Parti Grubumuzu da, bu tasarının görüşülmesinde engelleme yapmakla, haksızlıkla, İçtüzüğe aykırı hareket etmekle suçladı; müsaade ederseniz...

BAŞKAN – En azından, Fazilet Partisini, Refah Partisinin devamı gibi gösterme beyanı da vardı; ben tespit ettim.

Yeni bir sataşmaya fırsat vermeden; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Esengün, siz, çok kısa sürede, çok şey ifade edebilen bir arkadaşımızsınız; o nedenle, lütfen, 2 dakikada toparlayınız.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Muhterem arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Dumankaya'nın sözlerine cevap vermeye, belki gerek görmezdim, cevap verilmeye de değmezdi; ama, haksızlık, gerçekdışı sözler ve yalan, belli bir seviyeye çıkınca, susmak da vebal olur; onun için, cevap vermek için söz aldım. Sayın Başkana, bana söz verdiği için teşekkür ediyorum.

Bizim onbir aylık, oniki aylık icraatımız, 54 üncü Hükümetin icraatı, milletimizin yüzünü güldüren, başımızı dik tutan ve hiçbir şekilde tenkidi dahi mümkün olmayan bir icraattı. (ANAP sıralarından "vay, vay" sesleri)

REFİK ARAS (İstanbul) – O muhakkak!..

LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Şimdi, bunu ölçmek istiyorsanız, gelin, beraberce, esnafın yanına, memurun, emeklinin, köylünün yanına gidelim, Anadolu'ya açılalım. Siz, kendi dar çerçevenizde, dünyadan habersizmiş gibi davranıyorsunuz; aslında olandan bitenden sizin de haberiniz var. 54 üncü Hükümetin, halkımızın dualarını nasıl aldığını siz de biliyorsunuz!.. (ANAP sıralarından "Ooo" sesleri, gürültüler) Hele hele, şu günlerde, memurların, emeklilerin sizin hakkınızda ne düşündüğünü, ne söylediğini de pekâla biliyorsunuz! (FP sıralarından alkışlar) Hele, o yüzde 20 zam çıkarsa, herhalde sonunuz felaket olur! Onun için gelin, şu yüzde 40 zamma razı olun, hiç olmazsa, belki, halinizi düzeltirsiniz; bu, birincisi.

ABDULKADİR BAŞ (Nevşehir) – Sataşmaya mı cevap veriyorsun?!..

LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – İkincisi; biz burada muhalefet görevimizi yapıyoruz. İçtüzüğe aykırı bir hareketimiz olmadı. Burada önergesinden imzasını çeken arkadaşlarımızı nasıl makul karşılayabiliyorsak, yeterli çoğunluk olmadığı zaman toplantı yetersayısı, dolayısıyla yoklama istemek bizim hakkımızdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Esengün, lütfen, son cümlenizi...

LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Karar yetersayısı olmadığı zaman karar yetersayısının aranılması yönündeki talebimiz de, yine, İçtüzükten doğan en doğal hakkımızdır.

Eğer siz, bu Meclisi bu şekilde engellediğimiz iddiasındaysanız; Kamu Çalışanları Sendikası Kanun Tasarısını bu Mecliste 15 gün boyunca saat 24.00'lere kadar niye müzakere ettirdiniz; bu, bir.

Polislerin askerliğiyle ilgili kanun teklifi burada günlerce görüşüldü sonra geri çekildi; iki.

Daha buna benzer...

MUHAMMET POLAT (Aydın) – RTÜK Yasası...

LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – RTÜK Yasasıyla şu Meclisin önünü üç ay tıkadınız; üç ay... Sizin ayıplarınız saymakla bitmez. (FP sıralarından alkışlar)

Biz, burada, İçtüzükten doğan haklarımızı kullanıyoruz. Eğer, karşınızda muhalefet istemiyorsanız, korkarım bir gün de birisi kalkar sizi istemez, Meclisi istemez. Onun için, muhalefete tahammül etmeyi öğrenin. Şu Mecliste iktidar grubu ne kadar değerliyse, ne kadar kıymetliyse, muhalefet de o kadar değerli ve kıymetlidir...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Esengün, lütfen...

LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Sayın Başkanım, hemen bitiriyorum.

İktidar ne kadar kuvvetliyse, muhalefet de, demokrasinin ve Meclisin o kadar ayrılmaz bir parçasıdır. Buna tahammül etmeyi öğreneceksiniz, öğrenmezseniz, biz, size öğreteceğiz. (FP sıralarından alkışlar)

Hepinize saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Esengün, teşekkür ediyorum.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Biraz önce konuşan Sayın eski Bakan -tabiî, bu sözleri bir eski bakana yakıştıramadım- şahsıma "yalan söylüyorsun" dedi; bu birincisi.

İkincisi; 54 üncü Hükümetin Türkiye'yi nereye getirdiğini cümle âlem biliyor, kendisi de biliyor; dolayısıyla, burada ne kadar methetse, bir faydası yoktur.

BAŞKAN – Peki, teşekkür ediyorum Sayın Dumankaya.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Sayın Başkan, söz istiyorum; bana "yalan söylüyorsun" dedi.

BAŞKAN – Söyleyeceğinizi söylediniz Sayın Dumankaya.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – O zaman, bu sözü, aynen, kendisine iade ediyorum.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

7. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (Devam)

BAŞKAN – 67 nci maddeyle ilgili müzakereler tamamlanmıştır.

Benim arkadaşlarımdan ricam; şu maddeleri bir an önce götürelim... Rica ediyorum...

67 nci maddeyle ilgili 6 önerge verilmiş, 1 tanesini geri çektiler, 5 önerge kaldı; bunlardan 4'ünü işleme koyma imkânımız var.

Geliş sırasına göre önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 67 nci maddesine bağlı, Emlak Vergisi Kanununun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Arz ederiz.

"Madde 18– Arazi vergisinin oranı binde 1'dir. Arsalarda bu oran binde 2 olarak uygulanır."

Veysel Candan Yakup Budak Ertan Yülek

Konya Adana Adana

Ahmet Doğan Cemalettin Lafçı Rıza Ulucak

Adıyaman Amasya Ankara

Suat Pamukçu Mustafa Yünlüoğlu Zülfikar Gazi

Bayburt Bolu Çorum

Ömer Naimi Barım Tevhit Karakaya Lütfü Esengün

Elazığ Erzincan Erzurum

Sıtkı Cengil Ahmet Çelik Murtaza Özkanlı

Adana Adıyaman Aksaray

Ömer Faruk Ekinci Musa Okçu Feti Görür

Ankara Batman Bolu

Altan Karapaşaoğlu Ömer Vehbi Hatipoğlu Ahmet Cemil Tunç

Bursa Diyarbakır Elazığ

Aslan Polat Şinasi Yavuz Bedri İncetahtacı

Erzurum Erzurum Gaziantep

Mehmet Sılay Azmi Ateş Mehmet Fuat Fırat

Hatay İstanbul İstanbul

Osman Yumakoğulları Ahmet Dökülmez Zeki Ünal

İstanbul Kahramanmaraş Karaman

Fethi Acar Mikail Korkmaz Mustafa Kemal Ateş

Kastamonu Kırıkkale Kilis

Hanifi Demirkol Turhan Alçelik Metin Kalkan

Eskişehir Giresun Hatay

Ekrem Erdem İsmail Kahraman Bahri Zengin

İstanbul İstanbul İstanbul

Abdullah Özbey Memduh Büyükkılıç Kemal Albayrak

Karaman Kayseri Kırıkkale

Cafer Güneş Hüseyin Arı Abdullah Gencer

Kırşehir Konya Konya

Hasan Hüseyin Öz Metin Perli Nedim İlci

Konya Kütahya Muş

Hüseyin Olgun Akın Ahmet Demircan Zülfükar İzol

Ordu Samsun Şanlıurfa

Feyzi İnceöz İlhan Sungur Şaban Şevli

Tokat Trabzon Van

Kâzım Arslan Rıza Güneri Mustafa Ünaldı

Yozgat Konya Konya

Ahmet Derin Fikret Karabekmez Salih Katırcıoğlu

Kütahya Malatya Niğde

Latif Öztek Ahmet Karavar Bekir Sobacı

Samsun Şanlıurfa Tokat

Fethullah Erbaş Abdullah Örnek

Van Yozgat

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 67 nci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan "binde 1" ibaresinin "binde 2" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erdoğan Toprak Yalçın Gürtan Cihan Yazar

İstanbul Samsun Manisa

Bülent Akarcalı Güven Karahan

İstanbul Balıkesir

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 67 nci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan "binde 3" ibaresinin "binde 4" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erdoğan Toprak Yalçın Gürtan Cihan Yazar

İstanbul Samsun Manisa

Bülent Akarcalı Güven Karahan

İstanbul Balıkesir

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 67 nci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan "yarısına kadar" ibaresinin "sıfıra kadar" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erdoğan Toprak Yalçın Gürtan Cihan Yazar

İstanbul Samsun Manisa

Bülent Akarcalı Güven Karahan

İstanbul Balıkesir

BAŞKAN – Önergelerin geliş sırasına göre okunması ikmal edildi; şimdi, aykırılık derecesine göre işlem yapacağız:

Konya Milletvekili Veysel Candan ve arkadaşlarının önergesi:

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 67 nci maddesine bağlı Emlak Vergisi Kanununun 18 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

"Madde 18.- Arazi vergisinin oranı binde 1'dir. Arsalarda bu oran binde 2 olarak uygulanır."

BAŞKAN – Sayın Komisyon ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önergeye Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet katılmadı.

Sayın Candan?..

VEYSEL CANDAN (Konya) – Gerekçesi okusun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Arsa vergisi oranları binde 2'ye indirilmek suretiyle, gerçek değer üzerinden beyan edilmesi teşvik edilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeye Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet katılmadı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi işleme koyuyorum.

MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) – Sayın Başkan, diğer 3 önergedeki imzalarımı geri çekiyorum.

BAŞKAN – Efendim, birinci önergeden sonraki 3 önergede imzası bulunan Sayın Karahan'ın imzasını geri çekmesi suretiyle, önergelerde yeterli imza kalmamış ve önergeler işlemden kaldırılmıştır.

67 nci maddeyi, bu haliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, okunduğu şekliyle kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, 68 inci maddeyi okutup, işleme tabi tutacağım:

MADDE 68 - 1319 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır."

BAŞKAN – Gruplar adına söz talebi var mı efendim?

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Feti Görür.

Sayın Görür, buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

Gruplar adına başka söz talebi varsa, lütfen gönderin efendim.

FP GRUBU ADINA FETİ GÖRÜR (Bolu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Grubum adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı Vergi Yasası tasarısının 68 inci maddesiyle, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası değiştirilmektedir. Bu değişikliğe göre "Genel beyan dönemi veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır" denilmektedir. Bu madde, beyan dönemi veya vergi döneminin tadil edildiği sebeplerden sonraki tahakkuku düzenleyen bir maddedir. Bu madde düzenlemesinde, araziler üzerinde meydana gelen değişikliklerle, vergi değerinde tadilat meydana gelmektedir.

Bir arazinin üzerine bina yapılması veya o arazinin arsaya dönüşümü, onun vergi değerinin ve vergi döneminin tadil sebebidir. Yine, bir arsanın parselasyonuda, zannedersem, aynı durumdadır. Ayrıca, mücavir alan dışındaki arsa ve arazilerin mücavir alan içine alınması, yine, aynı şekilde, vergi değerini ve vergi dönemini tadil eden sebepler arasındadır.

Böyle bir durumun vukuunda, getirilen düzenlemeyle, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrası esaslarına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her takvim yılının başından itibaren, o yıl için tahakkuk eder.

Genel beyan dönemi dört yıldır. Bu dönem sonuna kadar, her yıl, yeniden değerleme esaslarına göre matrahlar artırılır. Arazi ve arsaların vergi değeri rayiç bedellerdir. Rayiç bedelleri tespit edilirken, bölgelerin tabiî, iktisadî ve bölgesel şartları göz önüne alınır, piyasa bedeli, maliyet bedeli, kira bedeli ve yıllık istihsal bedeli gibi kriterlere uyulur.

Mücavir alanlar dışında kalan köylerde, arsa ve araziler vergiden muaftır; ancak, beyanname verilmek zorundadır.

Emlak Vergisinde yapılan değişikliklerle, arsalara uygulanan binde 6 oranı binde 3'e, arazilere uygulanan binde 3 oranı binde 1'e, binalara; yani, işyerlerine uygulanan oran binde 5'ten binde 2'ye, meskenlerde binde 4 olarak uygulanan oran binde 1'e düşürülüyor. Ayrıca, Bakanlar Kuruluna, bu vergi oranlarını yarıya kadar indirme veya 3 katına kadar da artırma yetkisi veriliyor.

Burada dikkatimizi çeken iki husus mevcuttur: Bunlardan bir tanesi, Bakanlar Kurulu, bu yetkiyi talep ederken hangi amacı gütmektedir? Mükellefleri tedirgin eden hususların başında gelen konu budur. Burada, zannedersem, birinci husus, biz vergi oranlarını düşürdük; mükellefe cazip gelsin, kaçakçılık önlensin, vergi oranlarının yüksek olduğundan dolayı beyannamesini vermeyen, vergisini vermeyen vatandaşımız, mükellefimiz kalmasın gibi bir amaç -Sayın Bakan tarafından da, kürsüden açıklandı- gayet mantıkî, doğru bir amaçtır; ama, neden "bu oranları yarıya kadar indirmeye veya 3 katına kadar artırmaya..." gibi, muğlak bir ifade yer almaktadır. İleride, sadece Bakanlar Kurulunun yetkisine bırakılmış bir keyfîlik söz konusudur; bu talep neden gündeme gelmiştir? Herhalde, yapılan hesaplamalara yeteri kadar güvenilememektedir. Yani, gerektiğinde, bu yapılan hesaplamalardan istenilen sonuç alınamazsa, bu oranları Bakanlar Kurulu istediği zaman yükseltebilsin, bu oranlarla istediği şekilde oynayabilsin gibi bir mantık, bir keyfîlik söz konusudur, bu da, vatandaş tarafından en fazla ürkütücü olarak görülen bir hükümdür; dolayısıyla, tenkit edilmesi gereken hususlardan bir tanesidir.

Yine, bu vergi tasarısıyla getirilen bir düzenlemeyle de, vergi oranları düşürülmüştür; ancak, çerçeve 86 ncı maddenin geçici 2 nci maddesiyle “yeni vergi yasasına göre verilecek olan emlak vergilerinin miktarları, eski yasaya göre verilmesi gereken miktarların altında olamaz” gibi bir düzenleme getirilmiştir. Bu, 1998 yılı için getirilen bir düzenlemedir.

Emlak vergileri, günümüzde belediyeleri doğrudan doğruya ilgilendiren ve onların gelirlerini etkileyen ve belediyelerin en büyük gelir kalemlerinden bir tanesidir.

Yaptığımız araştırmalarda, bu vergi tasarısının görüşülmesinin genel beyan döneminden sonraya kalması neticesinde, vatandaşlarda doğan tereddütten dolayı, şu ana kadar beyanname verme oranı yüzde 30'lar civarında kalmıştır. Beyannamesini veren vatandaşların da kafasında "yeni yasada vergi oranları düşürüldüğüne göre, acaba yasa çıkmadan mı beyanname verseydim daha az vergi öderdim, yoksa yasa yürürlüğe girdikten sonra mı beyanname verseydim daha az vergi öderdim" gibi endişeler vardır.

Tabiî ki, çerçeve 86 ncı maddeyle getirilen geçici 2 nci maddeyle yapılan düzenlemeden, vatandaşların büyük ölçüde haberinin olması da mümkün değil. Vatandaş, belediye emlak servislerine, yeni vergi yasa tasarısı yürürlüğe girdiği zaman binde 5 olan, binde 4 olan oranlar, binde 3'e, binde 2'ye, binde 1'e düşürüldüğünde, bizim, ödemiş olduğumuz vergilerden dolayı belediyelerden bir alacağımız doğacak mı; bir mahsup yapılacak mı veyahut da ne gibi bir uygulama yapılacak; bizden sonra vergi ödeyenler daha mı az vergi ödeyecek gibi çeşitli sorular sormaktadır.

Geçici 2 nci maddeylede ilgili olarak vergi oranlarının düşürülmesi sonucunda vatandaşın ödemesi gerekecek olan vergi oranı ile belediyelerin kasasına girecek olan gelirlerin miktarları üzerine yaptığımız araştırmalarda, bu vergi tasarıyla, belediyelerin gelirlerinde bir artış olmasının söz konusu olmadığı; yine, aynı şekilde, vatandaşlar tarafından da daha düşük miktarda bir verginin ödenmesinin söz konusu olmadığını görüyoruz.

Bunu söylerken, Sayın Bakan, bunu nereden çıkardınız der gibi bakıyor. Ben, hemen, kendisine şunu söylemek istiyorum. Bu vergi tasarısı gündeme geldiğinde, en azından, Sayın Bakanımızın, çıkıp, milletimize ve Yüce Meclisimize bazı rakamlarla açıklamalarda bulunması lazımdı.

Bu getirilen vergi tasarısı, hiç kuşkusuz ki, vatandaştan daha fazla vergi almaya yönelik bir tasarıdır ve bu tasarı kamuoyuna sunulurken, ana gayesi bütçe açıklarının ve bunun yanında iç borçların bütçeye getirmiş olduğu yüklerden yola çıkılarak ortaya konulmuştur; ama, bu tasarı yürürlüğe girdikten sonra, bir yıl içerisinde, bütçe içerisindeki vergi gelirlerine ne miktarda artış sağlayacağı; bütçe gelirlerini, vergi gelirlerini hangi miktarlarda etkileyeceği bugüne kadar açıklanmamıştır. İşte, bundan dolayıdır ki, vatandaşın, mükellefin psikolojisi gayet normaldir. Her çıkan vergi yasasıyla, vatandaşın sofrasından bir lokma daha fazla alınması mantığı, vatandaşın belleğinde olan mantıktır. Bunların, mutlaka açıklanması lazımdır.

Yine, hemen, şunu belirtelim: Şu ana kadar, eski oranlara göre beyannamesini veren mükellef, vergisini yeni oranlara göre vermiş olsaydı, emlaklarda tespit edilen metrekare maliyet fiyatlarında; yani, matrahlarda bir değişiklik olacak mı, olmayacak mı; bunlar da açıklanmamıştır. Bundan dolayı, bu tasarı, maalesef, net bir tasarı değildir, vatandaşa ne getirecektir, ne götürecektir veya belediyelerin kasasına Emlak Vergisiyle ne kadar para girecekti, bunlar bilinmemektedir.

Millî gelirin yüzde 24'ünü alan ücretli kesim, şu ana kadar vergi gelirlerinin yüzde 51'ini ödemektedir; yine, onlar için bir umut yoktur. Bu düzenlemeyle, onların yarasına bir merhem sürülmeyeceği kanaatindeyim. Sayın Bakandan da, bu konuların açıklanmasını talep ediyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Görür, teşekkür ediyorum.

Gruplar adına başka söz talebi yok.

Kişisel söz talebinde bulunan arkadaşlarımı okuyorum: Sayın Aslan Polat, Sayın Emin Kul, Sayın Çetin Bilgir, Sayın Hadi Dilekçi, Sayın İsmail Özgün, Sayın Cevat Ayhan, Sayın Saffet Benli, Sayın Osman Hazer.

Sayın Aslan Polat'la Sayın Osman Hazer yer değiştirmişlerdir.

Şahsî görüşlerini ifade etmek üzere, Sayın Hazer; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

OSMAN HAZER (Afyon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 626 sıra sayılı Vergi Usul Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 68 inci maddesi üzerinde, şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, 68 inci maddeyle, 1319 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası şu şekilde değiştirilmiştir: "Genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır."

Sayın milletvekilleri, arazi vergisinin hesaplanması ve tahakkuk etmesiyle ilgili olarak 1319 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde "Arazi Vergisi ilgili belediye tarafından mükellefin beyanı üzerine yıllık olarak tarh ve tahakkuk ettirilir. Şu kadar ki, bir il veya ilçe hududu içerisinde birden fazla belediye olması halinde belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan araziye ait Arazi Vergisini tarha yetkili olacak belediye ilgili valiler tarafından belirlenir" denilmektedir.

Maddenin bu kısmına kadar bir değişiklik söz konusu değildir, burada aşağıdaki ikinci fıkra, yani "yapılan bu tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda Arazi Vergisi, her bütçe yılının birinci dahil ayından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır" ifadesi, "Genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır" şeklinde değiştirilmektedir.

Sayın milletvekilleri, arazi ve arsa vergisi için verilen beyanname dört yılda bir verilmektedir. Bu düzenlemeden önce beyannameyle belirlenen miktar, dört yıl boyunca sabit olarak ödeniyordu; yani, mükellefler, beyannamede belirlenen miktar kadar vergiyi dört yıl boyunca sabit olarak yatırıyorlardı. Bu düzenlemeyle birlikte, arazi ve arsa için beyannamede belirtilen miktar, takip eden yıllarda Maliye Bakanlığınca tespit edilecek oran dahilinde artırılmaktadır. Mükellefler, beyannameyi takip eden yıllarda, Maliye Bakanlığının belirlediği bu artışa göre ödeme yapacaklardır. Köylerde, arazi ve arsa vergiye tabi değildir. Vergi oranları düşürülmüş olup, yükseltmek ve düşürmek Bakanlar Kuruluna bağlanmıştır.

Bir gerçeği ortaya koymak lazım. Bu vergi yasası ile bugüne kadar kimlerden vergi toplandıysa, yine aynı kimselerden vergi toplanacak, vergi yükü yine aynı kimselere yüklenecektir.

Bu duygularla Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Hazer, teşekkür ediyorum.

Sayın Kul?..

EMİN KUL (İstanbul) – Vazgeçtim efendim.

Şahsî görüşlerinizi ifade etmek üzere, Sayın Bilgir; buyurun efendim.

ÇETİN BİLGİR (Kars) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; vergi yasalarında değişiklik öngören yasa tasarısının 68 inci maddesindeki değişikliğe dair kişisel olarak söz almış bulunuyorum, hepinize saygılar sunuyorum.

Bu madde, arazi vergisinin tarh ve tahukkukuna ait bir maddedir. Yapılan düzenlemeye göre, genel beyan dönemini takip eden veya değişiklik nedeniyle verilen beyannamelerde, mükellefiyetin başlangıç yılını takin eden yıllarda, her yıl endekslenmiş matrah üzerinden hesaplanan arazi vergisi takvim yılı başından itibaren tahakkuk etmiş sayılacak, mükellefler tahakkuk eden bu vergiyi ödeyeceklerdir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN –Sayın Bilgir, teşekkür ediyorum efendim.

Maddeyle ilgili müzakereler tamamlanmıştır.

Efendim, madde tek fıkralıdır ve 5 önergemiz var; önergelerin işlemine geçmeden önce, 10 dakika ara vermek durumundayım... (DSP sıralarından "haydaa" sesleri)

Sayın milletvekilleri, bu işin "haydası" falan yok, ara veriyorum efendim.

Saat 21.40'ta toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati: 21.28

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 21.40

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Ali GÜNAYDIN, (Konya), Haluk YILDIZ (Kastamonu)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120 nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

Çalışmalara kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

7. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayaın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (Devam)

BAŞKAN – Sayın Komisyon ve Hükümet hazır.

68 inci maddenin müzakereleri tamamlanmış, önergelerine sıra gelmişti.

Şimdi, tek fıkralı olan bu maddeyle ilgili 5 önerge vardır; geliş sırasına göre ilk 4 üncü okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı tasarının 68 inci maddesiyle değiştirilen 1319 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ilgili fıkrasında yer alan "tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır" ibaresinin "devam eden beş yıl için tahakkuk etmiştir" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Feti Görür Mustafa Yünlüoğlu Mustafa Ünaldı

Bolu Bolu Konya

Ekrem Erdem M. Salih Katırcıoğlu Yakup Budak

İstanbul Niğde Adana

İ. Ertan Yülek Ahmet Doğan Cemalettin Lafçı

Adana Adıyaman Amasya

Rıza Ulucak Muhammet Polat Alaattin Sever Aydın

Ankara Aydın Batman

İsmail Coşar Zülfikar Gazi Ramazan Yenidede

Çankırı Çorum Denizli

Ömer Naimi Barım Tevhit Karakaya Lütfü Esengün

Elazığ Erzincan Erzurum

Sıtkı Cengil Ahmet Çelik Mehmet Sıddık Altay

Adana Adıyaman Ağrı

Ömer Faruk Ekinci Musa Okçu Mehmet Altan Karapaşaoğlu

Ankara Batman Bursa

Ömer Vehbi Hatipoğlu Ahmet Cemil Tunç Aslan Polat

Diyarbakır Elazığ Erzurum

Şinasi Yavuz Nurettin Aktaş Mehmet Emin Aydınbaş

Erzurum Gaziantep İçel

Hüseyin Kansu Osman Yumakoğulları Hasan Dikici

İstanbul İstanbul Kahramanmaraş

Zeki Ünal Salih Kapusuz Mustafa Kemal Ateş

Karaman Kayseri Kilis

Osman Pepe Hanifi Demirkol Kahraman Emmioğlu

Kocaeli Eskişehir Gaziantep

Mustafa Köylü Saffet Benli İsmail Kahraman

Isparta İçel İstanbul

İsmail Yılmaz Abdullah Özbey Zeki Karabayır

İzmir Karaman Kars

Memduh Büyükkılıç Kemal Albayrak Cafer Güneş

Kayseri Kırıkkale Kırşehir

Hüseyin Arı Hasan Hüseyin Öz Metin Perli

Konya Konya Kütahya

Hüseyin Olgun Akın Musa Uzunkaya Zülfükar İzol

Ordu Samsun Şanlıurfa

İsmail İlhan Sungur Şaban Şevli T. Rıza Güneri

Trabzon Van Konya

Ahmet Derin Sabahattin Yıldız Latif Öztek

Kütahya Muş Samsun

Ahmet Karavar Abdullah Arslan Bekir Sobacı

Şanlıurfa Tokat Tokat

Maliki Ejder Arvas Fethullah Erbaş Abdullah Örnek

Van Van Yozgat

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 68 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erdoğan Toprak Yalçın Gürtan M. Cihan Yazar

İstanbul Samsun Manisa

Fevzi Aytekin Mustafa İlimen

Tekirdağ Edirne

Bu kanunun 29 uncu maddesine göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her yıl, ilk taksit ayının başından itibaren tahakkuk etmiş sayılır.

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 68 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "maddesinin üçüncü fıkrasına" ifadesinin "maddesine" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erdoğan Toprak Yalçın Gürtan M. Cihan Yazar

İstanbul Samsun Manisa

Fevzi Aytekin Mustafa İlimen

Tekirdağ Edirne

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 68 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erdoğan Toprak Yalçın Gürtan M. Cihan Yazar

İstanbul Samsun Manisa

Fevzi Aytekin Mustafa İlimen

Tekirdağ Edirne

“Bu kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır.”

BAŞKAN – Önergeleri aykırılık derecelerine göre tekrar okutup, işleme koyacağım.

En aykırı önergeyi okutuyorum:

İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak ve Arkadaşlarının Önergesi:

Emlak Vergisi Kanununun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"Bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her takvim yılının başında itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır."

BAŞKAN – Sayın Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkanım, katılmıyoruz; yalnız, izninizle, 66 ncı maddede yapılan redaksiyonun benzerini burada da talep ediyoruz. "Genel beyan dönemini" ifadesi "genel beyan dönemi" şeklinde tashih edilirse, yararlı olacağını düşünüyoruz ve önergeye katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Yani, bir redaksiyonla düzelir mi demek isteniliyor efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Evet efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Efendim, Sayın Komisyon, bu değişiklik talebinin bir redaksiyonla da düzelebileceğini ifade ettiği için, önergeye katılmıyorlar; yani, bir değişikliğe ihtiyaç yoktur diyorlar; Hükümet önergeye katılmıyor.

Önerge sahipleri?..

M. CİHAN YAZAR (Manisa) – Önergedeki imzamı çekiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Peki; Sayın Yazar imzasını çektiği için, yeterli kadar imza kalmadığından, önerge işlemden kaldırıldı.

M. CİHAN YAZAR (Manisa) – Diğer iki önergeden de imzamı çekiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Yazar, ikinci ve üçüncü önergeden de imzasını çektiği ve yeterli imza kalmadığı için, diğer iki önerge de işlemden kaldırılmıştır.

Dördüncü ve son önergeyi okutuyorum:

Bolu Milletvekili Feti Görür ve Arkadaşlarının Önergesi:

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı tasarının 68 inci maddesiyle değiştirilen 1319 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "tespit edilen matrah üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her takvim yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır" ibaresinin "devam eden beş yıl için tahakkuk etmiştir" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

BAŞKAN – Efendim, Sayın Komisyon ne buyurur?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet önergeye katılmıyorlar.

Önergesinin gerekçesini arz ve ifade etmek üzere, önerge sahibi Sayın Görür, söz istiyorlar. Buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FETİ GÖRÜR (Bolu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Emlak Vergisinin ilgili tarafları; bir, mükellefler; ikincisi, belediyeler. Tabiî ki, getirilen düzenlemeyle, belediyeler, gelirlerinde ne kadar artış olacağı konusunda hesaplar yapmakta; vatandaş da, getirilen vergi düzenlemesinde vergi oranlarının düşürülmesiyle, acaba daha mı az vergi yükü altında olacağım, daha mı az vergi ödeyeceğim, onun merakı içerisinde.

Şimdi, yapılan düzenlemeye baktığımızda, bu seneki matrahlarda, lüks bir meskenin metrekare maliyeti 3,5 milyon lira civarında; yani, ortalama 100 metrekarelik bir dairenin matrahı 3,5 milyar lira civarında. Eski vergi oranlarıyla hesap yaptığımızda, bu dairenin vergisi 14 milyon Türk Lirası; yeni vergi oranlarında -binde 4 olan vergi oranı binde 1'e indiği için- aynı mükellef 14 milyon lira yerine 3,5 milyon lira ödemek durumunda. Tabiî ki, ilk bakıldığında, belediyelerimizin, Emlak Vergisi hususunda büyük kayıpları olduğunu görüyoruz; ancak, bu tasarıyla getirilen düzenlemeyle, çerçeve 86 ncı maddeye bağlı geçici 2 nci maddede "yeni yasayla ödeyeceği vergi miktarı, eski yasaya göre ödenmesi gereken vergi miktarından daha düşük olamaz" ibaresi getirilmiş. Şimdi, tabiî ki, düşünüyorsunuz, mademki, ödenecek olan vergi, miktar olarak aynı, belediyenin tahsil edeceği, vatandaşın ödeyeceği miktar aynı, burada neyin amaçlandığı, maalesef, bilinememektedir.

Şimdi, hafızalarınızı yoklarsanız, 1991 seçimleri öncesi, şu anki Cumhurbaşkanımız Sayın Demirel, Trakya'da aynen şöyle demişti Trakyalılara: "Sizden ayçiçeğini kaça alıyorlar?" Vatandaşlar sesleniyor: "40 liraya alıyorlar." Benim ilçem Düzce'ye geldiğinde, halka, "ayçiçek yağını kaça satıyorlar" diye sormuş ve "benim çırak sizi mahvetmiş" dediğinde, vatandaş da, "200 liraya alıyoruz" diye seslenmişti. Biz orada düşündük... Ayçiçeğini daha pahalıya alacaksınız, ayçiçek yağını daha ucuza satacaksınız. Dedik ki o zaman, Sayın Demirel, acaba Trakyalıları mı yanılttı, bizi mi yanılttı... Seçim neticelerinde gördük ki, hem Trakyalılar yanıldı hem biz yanıldık.

Şimdi, bu tasarıyla, vatandaş, hakikaten, neyin getirilmek istendiğini net olarak anlamış değil. Bunlara bazı örnekler vermek, güncel olarak yaşadığımız örnekleri de göstermek mümkün. En taze örnek, en güzel örnek, memur maaşlarında yaşanan krizdir. Yedinci ayda memuruna zam vereceğini bilen Hükümetin, günler öncesi bunu hesaplamış olması gerekirken, maalesef, memleketimizde, bugün, hem memurlar arasında hem de Hükümet arasında bir memur maaş zammı krizi yaşanmakta.

Yine, çok yakın zamanda hallerle ilgili bir yasa çıktı ve bu Haller Yasasıyla, bütün sebze ve meyvenin halden geçeceği ve bu şekilde ucuzluk meydana geleceği söylenmişti; ama, bakın, bugünkü gazetelerden aynen okuyorum. Bugünkü Türkiye Gazetesinde diyor ki: "Zonguldak'ın Devrek İlçesinde halka ucuz mal satmak isteyen Devrek esnafı, belediye tarafından engellenerek, kendilerine ceza yazılıyor. Pazar yerine, günlük sergi açarak halka ucuz meyve ve sebze satan esnafa Devrek Belediyesi ekipleri tarafından günlük para cezası yazılıyor." Esnaf dediği de, köylerinden 10 kilo biber toplayan, 10 bağ marul toplayıp bir çitin içerisinde getirip halk ucuz satmak isteyen vatandaştır. Eğer, düzenlenen bu yasa tasarılarında, Emlak Vergisi Kanunuyla ilgili değişiklikler de aynı şekilde olacaksa, bunun yeniden bir güzel düşünülmesi ve bu konunun enine boyuna tartışılması ve ondan sonra bir karara varılması lazım diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Görür, teşekkür ediyorum.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) – Üreticiden o belge istenmiyor.

BAŞKAN – Efendim, önergeye, Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet katılmadı.

Önerge sahibi gerekçesini ifade buyurdu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Başka önergemiz kalmadı.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkanım, affedersiniz...

BAŞKAN – Buyurun.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ METİN ŞAHİN (Antalya) – 66 ncı maddede ifade ettiğimiz redaksiyonun bu maddede de uygulanması şekliyle, oylama sırasında karar alınabilirse, yararlı olur diye bir kez daha hatırlatma ihtiyacı duydum.

Teşekkür ederim efendim.

BAŞKAN – Sayın Başkan, 66 ncı maddede olduğu gibi, yani, birinci cümlenin üçüncü kelimesinin, oradaki tamlama işaretini, yani, "genel beyan dönemini" yerine, "genel beyan dönemi" olarak nasıl düzeltilmiş, tavzih edilmişse; bendeniz, yine, 68 inci maddede geçen "genel beyan dönemini" ifadesini, "genel beyan dönemi" olarak düzelterek, tavzih ederek maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, müzakere edildiği ve tavzih edildiği biçimde kabul edilmiştir.

69 uncu maddeyi okutuyorum:

MADDE 69 - 1319 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

"Genel beyan dönemini veya vergi değerini tadil eden sebeplerin mevcudiyeti halinde, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda emlak vergisi matrahı, her yıl, bir önceki yıl matrahının Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle bulunur. Ek süreye rağmen beyanname verilmemesi halinde, 32 nci maddeye göre belirlenen matrahlar hakkında da, ilgili bulunduğu yılı takip eden yıllarda aynı işlem yapılır. Bu fıkranın uygulanması ile ilgili usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, madde üzerinde; Fazilet Partisi Grubu adına Sayın İsmail Özgün; şahsî görüşlerini ifade etmek üzere de, Sayın Aslan Polat, Sayın Emin Kul, Sayın Çetin Bilgir, Sayın İsmail Özgün, Sayın Cevat Ayhan, Sayın Saffet Benli söz istemişlerdir.

Şimdi, Fazilet Partisi Grubunun görüşlerini ifade etmek üzere, Sayın İsmail Özgün; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan, çeşitli vergi kanunlarında değişikliği öngören 626 sıra sayılı kanun tasarısının 69 uncu maddesi üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, biraz önceki madde konuşulurken, Sayın Dumankaya, çıktı, burada "efendim, siz, bu kanun tasarısını engelliyorsunuz; siz, bu kanun tasarısını engelleyerek Türkiye'nin önünü tıkıyorsunuz" gibi birtakım beyanlarda bulundu.

Şunu, hemen, bütün açıklığıyla ifade edeyim ki, biz, bu kanun tasarısını engellemiyoruz. Biz, bu kanun tasarısının yanlışlıklarını ve eksikliklerini söylüyoruz. Eğer, biz, bu kanun tasarısını engellemek gibi bir niyete sahip olsaydık, bütün maddeler ve geçici maddeler üzerinde, bütün önergeleri verir ve müzakereleri tıkardık; ama, görüyorsunuz ki, biz, eksik olan yerlerde, ciddî olarak yanlış bulduğumuz yerlerde önergelerimizi verdik. Ciddî olmayan önergeleri, "naylon önerge" diye tabir ettiğimiz önergeleri, maalesef, iktidar grupları veriyor. Bizim verdiğimiz önergeler, yerinde önergelerdir, ciddî önergelerdir.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Yapmayın!..

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – İktidarın da bunları dikkate almasını, değerlendirmesini arzu ederdik; ama, öyle bir anlayışı görmüyoruz maalesef.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – 135 imzalı bir önerge olur mu?!

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Sayın Dumankaya, siz, bu kanun tasarısının gerekçesini tam okumamışsınız. Bu tasarının bir tek gerekçesi var -özet olarak söyleyeyim- bu tasarıyla, İktidar, 4,5 katrilyon para toplamak istiyor; bunun özeti budur. İşte "bu 4,5 katrilyonu ne edip ne edip alacağız, uçandan da alacağız, kaçandan da alacağız" anlayışıyla önümüze bu getirilmiştir.

REFİK ARAS (İstanbul) – Hayır...

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Peki, 4,5 katrilyonu alacaksınız da ne yapacaksınız? Milletin hayrına bir hizmet mi yapılacak?

REFİK ARAS (İstanbul) – İçborçları sıfırlayacağız.

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Şimdi, vatandaş "bu toplanan paralar, yine israfa mı gidecek, yolsuzluğa mı gidecek" diye soruyor. Ben de soruyorum, bu 4,5-5 katrilyonu toplamayı hedeflediniz, velev ki, topladığınızı farz edelim; daha çok yolsuzluk mu yapılacak, daha çok israf mı yapılacak bu Türkiye'de?! (ANAP ve DSP sıralarından gürültüler) Bunun anlamı budur.

Değerli arkadaşlar, şimdi, bakınız, bundan ikibuçuk ay evvel, Balıkesir İlinin Gömeç ve Ayvalık İlçelerinde, biz, bir sel hadisesi yaşadık. Aradan ikibuçuk üç ay geçti; o sel hadisesinde insanların evleri -elliye yakın ev- yıkıldı, ekili ve ekili olmayan birçok arazi, çamur ve balçık altında kaldı. Yetkililer, ziraatçının borçları, Tarım Kredi'ye olan borçları affedilecek, ertelenecek; yıkılan evler tekrar imar edilecek, yapılacak diye taahhütlerde bulundular; aradan üç ay geçmiş olmasına rağmen, hâlâ, bu konuda hiçbir ciddî çalışma yok. Köprüler yıkıldı, köylerin beş altı tane köprüsü yıkıldı -özellikle, ismini vereyim- merkeze yakın Kepsut İlçemizin Hotaşlar Köyünün köprüsü yıkıldı; yapılacağı taahhüt edildi; ama, ciddî bir çalışma yok. Şimdi, bunu niye söylüyorum; bunun gibi, Türkiyemizin dört bir tarafında, imar bekleyen, yatırım bekleyen, yapılması gereken hizmetler var. Bu paralar keşke toplansa da, o hizmetlere aktarılsa; ama, biz, senenin ilk dört ayında topladığımız vergi gelirlerimizin yüzde 95'ini faize ödedik ve bütçemizin de yarıya yakın kısmı faize gitmektedir. Ben, şimdiden söyleyeyim, bu toplayacağınız 4,5-5 katrilyon parayı da, götürüp, yine -devlete borç veren, devlete borç vericiler diye bir grup orta yere çıktı- o devlete borç vericilere faiz olarak vereceksiniz ve yine yatırımlar yapılmayacak, yine Balıkesirli, Kütahya'ya gitmek için Bursa'dan dolaşacak, Dursunbey-Kütahya arasındaki yol yine yapılmayacak.

YALÇIN GÜRTAN (Samsun) – Afete uğrayanlara nereden para verilecek?

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Susurluk-Balıkesir yolu, yıllardan beri ölüm yolu haline geldi, o yol yine yapılmayacak; ama, bu paralar, birtakım çevrelere faiz olarak ödenecek. Vatandaş işte bunu soruyor.

AGÂH OKTAY GÜNER(Ankara) – Bir yıl iktidarda kaldınız!..

REFİK ARAS (İstanbul) – Siz niye yapmadınız?

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Vatandaş "biz, bu paraları devletimize verelim; ama, bu paralar nereye harcanacak, nasıl harcanacak; bize, sağlık hizmeti, yol hizmeti, imar hizmeti olarak mı gelecek; yoksa, yine, lükse, israfa mı gidecek" diye haklı olarak soruyor.

Ben de şimdi buradan soruyorum.

İşte, Sayın Dumankaya o gerekçeyi iyi okusaydı, çıkıp burada o lafları söylemezdi.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Gider bütçesi ne demek; sen bilmiyor musun bunu?

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Zaten bunu getirmeden evvel harcamaya ilişkin kanun tasarısını buraya getirmek gerekirdi ve insanları, bu paraların nereye harcanacağına ikna etmek gerekirdi; o zaman bu paraları daha rahat toplamış olurdunuz.

REFİK ARAS (İstanbul) – Bütçede görüşülecek.

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, maddede yapılan düzenlemeyle "Genel beyan dönemini izleyen yıllarda veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, Emlak Vergisi matrahı, her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak" denilmektedir. Emlak Vergisi, artırılmış bu matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk edecektir.

Yine, aynı maddenin devamında, yeni mükellefiyet veya vergi değerini tadil eden diğer sebepler dolayısıyla verilecek olan Emlak Vergisi beyanlarında, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, yukarıda olduğu gibi, yeniden değerleme oranında artırılarak, dikkate alınacağı ifade edilmektedir. Yani, burada "yeni mükellefiyet veya vergi değerini tadil eden sebepler" denildiği zaman, o vergi değerini tadil eden sebepler ne olabilir diye baktığımız zaman, yeni bina inşa edilmesi, yani, binaya yeni bir bina ilave edilmesi, binaların yanması, yıkılması, tamamen veya kısmen harap olması, asansör, kalorifer tesisatının kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması durumlarında, bu uygulama, yeniden değerleme oranında yapılacak. Bir de, ifade ettiğim gibi, Emlak Vergisi genel beyan dönemini izleyen yıllarda veya vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde, bu mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda vergi matrahı, her yıl, yeniden değerleme oranında artırılmış olacaktır. Burada bir husus daha var; eksüreye rağmen, beyannamenin verilmemesi halinde, belediyelere resen yapılacak tarhiyatlar hakkında birinci ve ikinci bentlerde ifade ettiğimiz işlemler yapılacaktır.

Değerli arkadaşlar, böylece, bu vergi tasarısının Emlak Vergisiyle ilgili olan bölümleri de görüşülerek, 70 inci maddeyle, tamamlanmış olacak; bundan sonraki bölümlerde, daha ziyade, Veraset ve İntikal Vergisi, Motorlu Taşıtlar Vergisi, Damga Vergisi, Belediye Gelirleri ve Harçlar Kanunlarında yapılmak istenen değişiklikleri görüşeceğiz; ama, bu tasarının ağırlıklı olan, can alıcı noktaları, bugüne kadar görüşülmüştür, karara bağlanmıştır. İki cümleyle özetlemek gerekirse, bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalarla ne yazık ki, esnaf ve sanatkârımızı, çiftçimizi çok büyük yüklerin altına sokmuş olduk. Özellikle, cezalarla ilgili olan 11 ve 14 üncü maddeler arasındaki hükümlerle cezaları ağırlaştırdık ve cezalara gecikme faizi uygulaması burada çıkarılmış oldu. Cezalar, uzlaşma kapsamı dışarısına çıkarıldı; uzlaşmanın kapsamı daraltılmış oldu. Vakıflarla, hayır kurumlarıyla ilgili yapılacak olan bağış ve ödemelere de stopaj getirilmek suretiyle yanlış bulduğumuz konular burada çıkarılmış oldu; ama, şuna inanıyoruz ki, yapılan bu yanlışlıkları halkımız en iyi şekilde değerlendirecektir.

Hepinize saygılarımı arz ediyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Özgün, teşekkür ediyorum.

Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini ifade etmek üzere Sayın Doğan Baran; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA DOĞAN BARAN (Niğde) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Grubum adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı Kanun Tasarısının 69 uncu maddesiyle Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinde önemli bir değişiklik yapılmakta ve vergi matrahının endekslenmesi hükmü getirilmektedir.

Bilindiği gibi, Emlak Vergisi beyannamesi dört yılda bir verilmekte ve dört yıl, aynı tutarda vergi ödenmektedir. Tabiatıyla, vergi, bu süre zarfında enflasyondan dolayı aşınmaktadır; ancak, Emlak Vergisi matrahının enflasyon oranında her yıl artırılarak daha fazla vergi alınması yoluna gidilmesi, ilk bakışta doğru gibi gözükse de, Türkiye'nin her yerindeki bina ve arsalar için genelleme yapılması son derece sakıncalıdır.

Zira, ülkemizde öyle yerler vardır ki, yıldan yıla binaların değeri, artacağına, aksine, azalmaktadır. Gelişmişlik düzeyinin ilden ile, ilçeden ilçeye, belediyeden belediyeye farklı olduğu ve bölgelerarası büyük farklılıkların bulunduğu ülkemizde, gayrimenkullerin her yerde aynı değerde arttığını varsayarak endeksleme yapmak, pek de adil olmamaktadır. Düşününüz ki, öyle yerler vardır ki, emlakin vergi değeri, enflasyon oranından daha fazla artarken, bazı yerlerde ise, aksine, binaların değeri, yıldan yıla artacağına azalmaktadır. Mesela, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun ve kalkınmada öncelikli yörelerin bazı yerlerinde durum böyledir. Dolayısıyla, Türkiye'nin her yeri için, Emlak Vergisi matrahını her yıl aynı oranda; yani, enflasyon oranında artırmak, her mükellef yönünden adil bir sonuç vermeyecektir. Bazı mükelleflerin emlakinin değeri enflasyon oranında artmadığı halde vergisi bu oranda artacak; bazılarının ise, mülkünün değeri daha yüksek oranda artmasına rağmen, vergisi, ancak, enflasyon oranında artmış olacaktır. İşte, bu gibi durumlarda vergi adaletinin bozulduğunu dikkate alarak, icabında, bu artışın da yörelere göre farklılaştırılmasına imkân verecek tarzda düzenlemeler yapmak daha doğru olacaktır.

Bu maddede düzenlenen enflasyon olayı, enflasyonun doğurduğu bir ihtiyaçtır; ancak, esas olan, enflasyonun düşürülmesidir. Grup olarak, bu gibi düzenlemeler yerine, ekonomik istikrarın sağlanmasını öneriyor; saygılar sunuyorum. (DYP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Baran, teşekkür ediyorum efendim.

Gruplar adına başka söz talebi var mı efendim? Yok.

Şahısları adına söz talep eden Sayın Polat; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

ASLAN POLAT (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının Emlak Vergisi Kanununda değişiklik yapan 69 uncu maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.

Görüşülmekte olan madde, eskiden dört yılda bir verilen ve dört yıl boyunca sabit kalan Emlak Vergisi matrahının, her yıl için bir önceki yılın matrahının Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılmasıyla bulunacağını belirtmektedir. Ayrıca "Ek süreye rağmen beyanname verilmemesi halinde, 32 nci maddeye göre belirlenen matrahlar hakkında da, ilgili bulunduğu yılı takip eden yıllarda aynı işlem yapılır" denilmektedir.

Dolayısıyla, önceleri dört yıl boyuncu sabit kalan Emlak Vergisi matrahı, bu maddeyle, her yıl yeniden değerlendirilerek artırılmaktadır. 65 inci maddeyle binde 5'ten binde 2'ye indirilen ve 2,5 kat azaltıldığı sanılan Emlak Vergisi, aslında, sabit fiyatlarla ve şu günkü gibi yüzde 80 enflasyonun sürmesi halinde şöyle olmaktadır: Birinci yıl 2,5 birim olan vergi, 1'e inmekte; ikinci yıl 1,8 olmakta; üçüncü yıl 3,24 olarak alınmakta; dördüncü yıl ise 5,83 olarak ödenmektedir. Birinci ve ikinci yıl sabit fiyatlarla azalan vergi miktarı, üçüncü yıl 1,3; dördüncü yıl 2,3 kat artmaktadır. Dolayısıyla, birinci ve dördüncü yılları karşılaştırırsak, birinci yıl azalan vergi matrahı, dördüncü yıl aynı oranda artmakta; fakat, asıl incelik, emlak bedellerinin tapuya reel rayiç üzerinden tespite zorlanmasıyla, mükellefler, bugün için reel değere göre düşük gösterdikleri miktar ile reel değer arasındaki oran kadar, sabit fiyatlarla, fazla vergi vereceklerdir. Yani, eşinden miras kalan evin kira geliriyle geçimini sürdüren bir dul hanımın gayrimenkulünün bugün için tapu değeri, reel değerinin üç veya dörtte 1'i kadar düşük görünüyor ise, bu vergi kanunu ile ödeyeceği Emlak Vergisi, sabit fiyatlarla, 3 veya 4 kat artacaktır; fakat, benim, asıl üzerinde duracağım konu, halktan vergi toplamak için hiçbir açık kapı bırakmayan Hükümetin, bu kanunun bazı maddeleriyle rant ve medya kesimine aşırı hoşgörülü ve cömert davranışıdır.

Mesela, 61 inci madde, üzerinde en çok tartışılacak ve ödenen müthiş diyet sebebiyle, bu tasarıya oy verenleri yıllarca manevî sorumluluk altında bırakacak bir maddedir. Kanun metninin "...yılı içerisinde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan vergi iade olunur" şeklindeki hükmüyle, hükümetlerce, halkın ucuz mesken sahibi olmaları için konutlarda, ucuz beslenmesi için gıda maddelerinde, haber kaynaklarına en ucuz şekilde ulaşması için gazete, kitap ve dergilerde KDV oranının azaltılması ve bu sektörlerde alış ile satış arasındaki KDV farkının iade edilmesi prensip olarak doğrudur; fakat;

1– "Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan vergi iade olunur" denmekle, yalnız büyük kuruluşları, holdingleşen medyayı bu iadeden yararlandırıp, kendi yağıyla kavrulan, daha ziyade mütedeyyin Anadolu insanına ulaşan basın kuruluşlarını bu iadeden yararlandırmamayı, siz hangi evrensel hukuk düşüncesiyle açıklayabilirsiniz?

2– Bu kanunun en önemli maddesi, promosyon dağıtan gazete kuruluşlarına getirdiği o müthiş diyet borcudur.

Şöyle ki: Medya kuruluşları, dağıttıkları promosyonları alırken yüzde 15-23 arasında KDV ödüyorlar; gazeteyle okuyucuya dağıtırken yüzde 1 KDV alıyorlar; aradaki farkı, önceleri gider olarak yazıyorlardı, şimdi ise, nakit iade olarak geri alacaklardır ve yalnız tespit edilecek sınırı aşan holdingleşen medya grubu bu iadeyi alabilecektir.

Burada, Sayın Maliye Bakanının, bu madde görüşülürken söylediği "arada çok fark yok; çünkü, medya kuruluşları reklam gelirlerinden aldıkları yüzde 15 ile bu farkı kapatıyorlar" beyanına, basından büyük itiraz var; yani "Maliye Bakanlığının 50 numaralı tebliğiyle, sadece ana ürünün KDV'sini; yani, yüzde 1'in promosyona ödenen KDV'den mahsup edileceğini öngördüğünü" söylemekteler ve yayınladıkları tebliğin basın bölümüyle ilgili örneğinde de bu durum açıkça görülmektedir.

Şimdi, Hükümetin şu sorularımıza net ve açık cevap vermesini beklemekteyiz:

1– Refahyol Hükümetince, gazetelerin yalnız habercilik yapmaları istenmiş; dolayısıyla, promosyon dağıtımı yasaklanmışken, bu maddeyle promosyona yeşil ışık yakıp, promosyon dağıtan medya holdinglerine trilyonlarca KDV iadesi vermek, hangi sosyal hukuk devletinin gereğidir?

2– Gazeteler promosyona kanunî bir zorunluluktan değil de, sırf kendilerince ve meri kanun hükümlerini zorlayarak giriştiklerine ve çanak çömlek dağıtımıyla bir kültür hizmeti değil, ticaret yaptıklarına göre, bu ürünlerini de KDV oranınca ucuz satmak suretiyle, Anadolu'nun her köşesinde haksız rekabet yapmış olmuyorlar mı?

Tüm Anadolu'yu bir gezin; gazeteler, büyük dağıtım ağlarıyla yurdun her noktasına ulaştıkları için, milyonlara varan sürümleri ve KDV oranınca ilave ucuz mal dağıtımlarıyla, Anadolu esnafını, bilhassa, beyaz eşya satıcılarını ve züccaciyecileri bitirdiler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Sayın Polat, bu madde hakkında da bir şeyler söyle!..

ASLAN POLAT (Devamla) – Başta, hep oydu; dinleseydiniz!..

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – 69 uncu madde hakkında da birşeyler söyle!..

ASLAN POLAT (Devamla) – Çok anlattım da, dinlememişsiniz; işinize gelmedi!..

REFİK ARAS (İstanbul) – Yeter artık!..

BAŞKAN – Sayın Polat...

ASLAN POLAT (Devamla) – Bu haksızlıkla, siz, KDV farkının gider olarak yazılmayıp nakten iade imkânıyla, eski uygulamaya göre de yüzde 56 fazla net kazanç imkânı getirmiş olmadınız mı?

3- Esasında, gazetelere tanınan KDV indirimi, sırf, halkın haber kaynaklarına en ucuz ve yaygın biçimde ulaşmasını sağlamak, doğru haber alabilmelerini temin için getirilmiş bir uygulamadır; yoksa, gazetelerle birlikte dağıttıkları promosyonlara da KDV indirimi uygulayarak, onların Anadolu'da esnafla haksız rekabete girişmelerine temin için değildir. Gazeteler, esasında, promosyon adı altında bal gibi ticaret yapmaktadırlar; promosyonlu gazetelerin, promosyonsuz gazetelere göre pahalı satılması da, bu ticaretin açık belgesidir. O halde, günlük nafakasını çıkaramayan esnafı, sattıkları eşyada KDV'ye tabi tutup, promosyon dağıtan gazeteleri bu KDV'den muaf tutarak onlara karşı haksız rekabet imkânı vermeyi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Efendim, lüften... Sayın Heyeti selamlayın ve inin.

ASLAN POLAT (Devamla) –Peki Başkanım, bir dakika içerisinde bitiriyorum.

Anadolu'da siftahsız kepenk kapatan küçük esnafı, önce, götürü vergiden basit usule, oradan da üç dört yıl içerisinde deftere tabi tutma yollarını arayıp, sattığı her ürünü KDV'li satmasını isteyip, onu KDV'siz mal satan holdingleşen medyanın karşısında ezip, bitirmeyi hangi evrensel hukuk yaklaşımıyla izah edebiliyorsunuz?

Netice olarak, esnafı, medya holdingleri karşısında KDV indirimi ve promosyona göz yumarak ezdiriyorsunuz. Memura, emekliye yüzde 20'den fazla zam vermeyip, reel yüzde 90,6 enflasyona göre değil, bir ütopya olan, geleceği varsayılan enflasyona göre zam verip, ezerken...

REFİK ARAS (İstanbul) – İnsaf et, insaf!..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, bu maddelerin görüşülmesi sırasında bunların doğru olmadığı konuşuldu.

BAŞKAN – Sayın Bakan, talebinizi alacağım.

ASLAN POLAT (Devamla) – Cevap verirsiniz...

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Dönüp dönüp aynı konuları konuşmanın gereği yok.

BAŞKAN – Sayın Bakan, hatip var kürsüde.

ASLAN POLAT (Devamla) – ...mesela, 17.6.1998 tarihinde bir yıl vadeli bonoları niye şu an yüzde 90,6, yıl sonu yüzde 50, gelecek haziran sonu yüzde 35 olarak varsaydığınız o masal olan enflasyon ortalamanız yüzde 58'e göre değil de, yüzde 99 faizle öngördüğünüzü anlatırsanız...

BAŞKAN – Sayın Polat...

ASLAN POLAT (Devamla) – Saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Polat, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, buyurun efendim, bir beyanınız mı vardı?

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Bu konuların görüşüldüğü maddelerde, bunların bu şekilde olmadığı, yürürlükteki mevzuatın, 50 numaralı tebliğin ne içerdiği, kimin zamanında çıkarıldığı, bütün bunlar ayrıntılarıyla anlatıldı.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Bir daha anlat...

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Defalarca ve defalarca, Emlak Vergisinin görüşülmesi sırasında, gerçek olmayan beyanların tekrarının maddenin görüşülmesiyle bağdaşmadığını düşünüyorum.

BAŞKAN – Efendim, ben mikrofonu açayım, siz istirahat buyurun, arzu ederseniz oturduğunuz yerden beyanda bulunun...

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Gerek yok.

BAŞKAN – Ama, ihtiyaç duymuyorsanız, zaten mesele yok.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Mikrofonunuz açık, buyurun Sayın Komisyon Başkanı.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonunda üye olarak bu tasarının olgunlaşmasında katkısı bulunan ve tabiî ki, bazı görüşleri Komisyonumuzca da kabul edilmeyen arkadaşımızın, burada müsamahanızı istismar ederek, maddeyle doğrudan hiç bağlantısı olmayan ve...

ASLAN POLAT (Erzurum) – Cevap verin o zaman...

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – ...gerçekleri de yansıtmayan beyanlarda bulunmuş olmasını, Komisyonun ilgilisi ve Başkanı olarak üzüntüyle karşıladığımı dikkatlerinize ve değerlendirmelerinize saygılarımla arz ederim.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Sayın Başkanım, halk, beni de dinledi, Sayın Başkanı da dinledi; kimin haklı olduğuna halk karar versin.

BAŞKAN - Sayın Polat, siz görüşlerinizi ifade ettiniz; Sayın Komisyonun her zaman söz talep hakkı var efendim.

Teşekkür ediyorum efendim.

CAFER GÜNEŞ (Kırşehir) – Sayın Başkan, bunun istismar neresinde... 5 dakikalık kişisel söz hakkını kullandı arkadaşımız.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Hangi 5 dakika efendim, 10 dakika oldu.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Ne 10 dakikası!..

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Ayıp ediyorsunuz, Sayın Başkanın iyi niyetini istismar ediyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Kul?.. Yok.

Sayın Bilgir; buyurun.

ÇETİN BİLGİR (Kars) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; vergi yasalarındaki değişikliklere ilişkin tasarının 69 uncu maddesi üzerinde söz aldım; hepinize saygılar sunuyorum.

Mevcut uygulamaya göre, mükellefler, genel beyan döneminde veya değişiklik nedeniyle verdikleri beyannameler üzerinden hesaplanan vergileri dört yıl süreyle aynen ödemektedirler. Bu durum, enflasyon nedeniyle, belediyelerin gelir kaybına uğraması sonucunu doğurmaktadır.

Bunu önlemek için yapılan bu düzenlemeyle, genel beyan döneminde veya değişiklik nedeniyle verilen beyannamelerle, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, bina ve arazi vergisi matrahlarının her yıl yeniden değerleme oranında artırılması sağlanmaktadır. Buna göre, vergi, yeniden değerleme oranında artırılmış vergi matrahı üzerinden hesaplanacaktır. Bu suretle, enflasyonun Emlak Vergisi üzerindeki olumsuz etkisi giderilmektedir.

Bunun doğru bir düzenleme olduğu kanaatindeyim; saygılarımı sunuyorum. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bilgir, teşekkür ediyorum.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, madde metninde, daha evvelce yapılan düzenlemelere paralel olarak, maddenin hemen girişindeki "genel beyan dönemini" ibaresinin "genel beyan dönemi" olarak düzeltilmesini tasviplerinize arz ederim.

BAŞKAN – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. Oylama esnasında, zannediyorum, bunu ifade etmek suretiyle, o biçimiyle oylayacağım.

Madde üzerindeki müzakereler tamamlandı.

Madde bir fıkradır, maddeyle ilgili 5 önergemiz var, 5 önergeden ilk 4 önerge sahibi yazılı talepte bulunarak, önergelerdeki imzalarını geri aldığını ifade etti. Bu suretle, 4 önergeyi işlemden kaldırıyorum. Sayın Yalçın Gürtan imzasını geri çektiği için...

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, önerge okunmadan imza geri çekilir mi?

BAŞKAN – "Ben imzamı geri alıyorum" diyor.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – O zaman, bizim önergeler okunsun.

BAŞKAN – Okuyacağız efendim, onu okuyacağız. Müsaade buyurun...

Zaten, verilmiş 5 önerge var Sayın Esengün, 4 önergenin sahipleri imzalarını geri çektiklerini söylüyorlar, geride kalan 1 önerge var, onu okutacağım.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Önergeler önce işleme konulur, okunduktan sonra imzalarını çekerler.

BAŞKAN - Sayın Esengün, önergesini her zaman çekebilir. Tabiî arkasında 10 tane önerge daha olsaydı, o önergelerle doldururduk; ama, yok, 1 önerge var, onu işleme koyacağım.

Buyurun, önergeyi okuyun efendim:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı tasarının 69 uncu maddesiyle değiştirilen 1319 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle bulunur" ibaresinin "aynı yıl sonunda tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle bulunur" şeklinde değiştirilmesini saygıyla arz ve teklif ederiz.

Feti Görür Mustafa Yünlüoğlu Mustafa Ünaldı

Bolu Bolu Konya

Ekrem Erdem Salih Katırcıoğlu Yakup Budak

İstanbul Niğde Adana

İbrahim Ertan Yülek Ahmet Doğan Cemalettin Lafçı

Adana Adıyaman Amasya

Rıza Ulucak Abdulhaluk Mutlu İsmail Coşar

Ankara Bitlis Çankırı

Ramazan Yenidede Ömer Naimi Barım Sıtkı Cengil

Denizli Elazığ Adana

Ahmet Çelik Ömer Faruk Ekinci Musa Okçu

Adıyaman Ankara Batman

İsmail Özgün Altan Karapaşaoğlu Ömer Vehbi Hatipoğlu

Balıkesir Bursa Diyarbakır

Aslan Polat Şinasi Yavuz Nurettin Aktaş

Erzurum Erzurum Gaziantep

Emin Aydınbaş Azmi Ateş Hüseyin Kansu

İçel İstanbul İstanbul

Osman Yumakoğulları Ahmet Dökülmez Salih Kapusuz

İstanbul Kahramanmaraş Kayseri

Mustafa Kemal Ateş Hanifi Demirkol Kahraman Emmioğlu

Kilis Eskişehir Gaziantep

Zeki Karabayır Abdullah Özbey Memduh Büyükkılıç

Kars Karaman Kayseri

Cafer Güneş Kemal Albayrak Hasan Hüseyin Öz

Kırşehir Kırıkkale Konya

Hüseyin Olgun Akın Ahmet Demircan Musa Uzunkaya

Ordu Samsun Samsun

Abdulkadir Öncel İlhan Sungur Şaban Şevli

Şanlıurfa Trabzon Van

Kâzım Arslan Rıza Güneri Ahmet Derin

Yozgat Konya Kütahya

Latif Öztek Abdullah Arslan Bekir Sobacı

Samsun Tokat Tokat

Maliki Ejder Arvas Abdullah Örnek

Van Yozgat

BAŞKAN – Sayın Komisyon, ne buyuruyorsunuz?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, Komisyon ve Hükümet önergeye katılmadı.

Önerge sahibi Sayın Görür, görüş mü ifade edeceksiniz?

FETİ GÖRÜR (Bolu) – Evet efendim.

BAŞKAN – Gerekçenizi arz ve ifade etmek üzere, kürsüye buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FETİ GÖRÜR (Bolu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan tasarının, özellikle, Emlak Vergisiyle ilgili hükümlerinin genel beyan döneminden sonraya kalması, belediyelerin büyük kayıplarına sebep olmuştur. Zira, beyan döneminde, vatandaşlar tarafından beyannamelerin verilerek vergilerin ödenmesi suretiyle, belediyeler, elde edecekleri gelirleri ilgili hizmet alanlarında kullanırlar; beyannamelerin genel beyan döneminden sonraya kalması, belediyelerin, özellikle, yapmış oldukları hizmet programlarının aksaması yönünden büyük bir eksikliğe sebep olmuştur.

Günümüz şartlarında, belediyelerin kıt imkânlarla çalıştığı ve özellikle yatırımlarının birçoğunun finansmanını İller Bankası kaynaklı kredilerden temin ettiği ve bu kredilere aylık yüzde 12, yüzde 15'lere varan -yılda yüzde 180'lere varan- faiz ödediği bugünkü şartlar içerisinde, Emlak Vergisi Kanunuyla ilgili bu 6 maddenin, bu tasarının tümüyle Meclise sevk edilmesi yerine, daha önceden, ayrı bir paket olarak Genel Kurula indirilmesi, belediyeler açısından olsun, mükellefler açısından olsun, doğacak olan kargaşanın önüne geçilmesi açısından olsun, zannederim, çok faydalı olurdu. Maalesef, tasarının tümüyle beraber Emlak Vergisinin de Meclise getirilmesi ve görüşmelerinin genel beyan döneminden sonraya kalması neticesinde, vatandaşların birkısmı, korkudan, beyannamelerini vermek zorunda kalmışlardır; ancak, bu gecikmeler, vermiş oldukları beyannameler neticesinde vergilerini eski oranlar üzerinden ödeyen vatandaşlar arasında, belediyelerden alacaklı mı kaldıkları, yoksa bunların daha sonra kendilerine mahsup mu edileceği veya iade mi edileceği yönünde bir hayli kuşkulara sebep olmuştur. Yine aynı şekilde, zamanında yapılması gereken Emlak Vergisi tahsilatlarının zamanından sonraya kalması, gecikmesi de, belediyelerimiz açısından çok büyük gelir kayıplarına neden olmuştur.

Bu tasarı, zannediyorum, bağımsız olarak, 6 maddelik bir tasarı olarak daha önce görüşülmüş olsaydı, daha faydalı olurdu. Bu yöndeki düşünce mi beyan ediyor; hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Görür, teşekkür ediyorum efendim.

III. – YOKLAMA

(FP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Sayın Başkan, yoklama istiyoruz. (ANAP ve DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar [!], FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Efendim, sayar mısınız?.. 21.

İsimleri aldınız mı?.. Efendim, sırayla isimleri alalım. Sayın Güneş...

Tamam mı?

Efendim, arkadaşlarımızı yoklayacağım.

Sayın Mustafa Köylü?.. Burada.

Sayın Cafer Güneş?.. Burada,

Sayın Mustafa Hasan Öz?.. Burada.

Sayın Mustafa Kemal Ateş?.. Burada.

Sayın Mehmet Bedri İncetahtacı?.. Burada.

Sayın Mehmet Ali Şahin?.. Burada.

Sayın Yakup Budak?.. Burada.

Sayın Feti Görür?.. Burada.

Sayın Bekir Sobacı?.. Burada.

Sayın Memduh Büyükkılıç?.. Burada.

Sayın Tevhit Karakaya?.. Burada.

Sayın Salih Katırcıoğlu?.. Burada.

Sayın Fethullah Erbaş?.. Burada.

Sayın Osman Hazer?.. Burada.

Sayın İsmail Özgün?.. Burada.

Sayın Metin Perli?.. Burada.

Sayın Aslan Polat?.. Burada.

Sayın Cevat Ayhan?.. Burada.

Sayın Lütfi Yalman?.. (ANAP ve DSP sıralarından "Yok... Düştü, düştü" sesleri)

Efendim, bir dakika... Yoksa, eksikse düşürürüz.

REFİK ARAS (İstanbul) – Hemen ilave eder, doldurursunuz.

BAŞKAN – Efendim, ilave etmeye lüzum yok. Rica ediyorum... Burada, 22 arkadaş karşıda oturuyor. Rica ediyorum...

BEKİR SOBACI (Tokat) – Sayın Başkan, ayağa kalktık.

BAŞKAN – Sayın Lütfü Esengün?.. (ANAP ve DSP sıralarından "Yok... Yok... Yoklama düştü" sesleri, gürültüler)

Efendim, müsaade buyurun...

Efendim, yoklama isteyen arkadaşlarımız burada; isimleri yanlış yazılmış olabilir... (ANAP ve DSP sıralarından "Olmaz, olmaz" sesleri, gürültüler)

REFİK ARAS (İstanbul) – Ayıp!.. Ayıp!..

BAŞKAN – Efendim... (Gürültüler)

REFİK ARAS (İstanbul) – Sayın Başkan, orada yazılı olan isimler yok.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Ayıptır be!.. Bunlar diyet, diyet...

REFİK ARAS (İstanbul) – Orada yazılan isimler yok işte!..

BAŞKAN – Sayın Milletvekilleri...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, arkadaşlar sizden yazılı istemde bulundular kendileri burada yok.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Hayır... Hayır... Yazılı değil efendim.

BAŞKAN – Yazılı değil efendim, yazılı değil. Arkadaşlarımız tespit etti.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Ayağa kalkanlar ile orada ifade edilenler aynı değil.

BAŞKAN – Efendim, yazılı değil, arkadaşlar yazmışlar.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Çok rica ediyorum efendim...

BAŞKAN – Sayın Güney, bu yazılı talep değil; arkadaşlar yanlış yazmışlar. 20 arkadaşımız burada.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Yazılı istemedik.

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Hangi arkadaşlar?

BAŞKAN – Kardeşim, bunu doğru dürüst alıyorsanız alın...

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Onlar kendileri yazdı. Memurları suçlamayın, ayıp oluyor.

BAŞKAN – Efendim, listenizi yapın, gönderin. (ANAP ve DSP sıralarından gürültüler; "Daha demin yaptılar" sesleri)

REFİK ARAS (İstanbul) – Ayıp be, ayıp!

BAŞKAN – İsimlerinizi tekrar söyleyin efendim. (ANAP ve DSP sıralarından gürültüler)

İsminizi bilmiyor musunuz Sayın Güneş.

Yazın efendim; Sayın Cafer Güneş, Sayın Mustafa Köylü, Sayın İsmail Özgün... (ANAP ve DSP sıralarından gürültüler)

Rica ediyorum... Yapmayın...

REFİK ARAS (İstanbul) – Oyuncağa çevirdiniz... Yakışıyor mu!.. Ayıp!.. Ayıp!..

BAŞKAN – Sayın Aslan Polat, Sayın Osman Hazer, Sayın Mehmet Ali Şahin, Sayın Azmi Ateş, Sayın Mustafa Hasan Öz, Sayın Bedri İncetahtacı...

ALİ RIZA BODUR (İzmir) – Yahu, bir yoklama istemesini bile öğrenemediniz daha.

BAŞKAN – Sayın Yakup Budak, Sayın Bekir Sobacı...

REFİK ARAS (İstanbul) – Esprisi bozuldu. Yeniden yapıyorsunuz. Haksızlık bu.

BAŞKAN – Sayın Memduh Büyükkılıç, Sayın Tevhit Karakaya, Sayın Salih Katırcıoğlu, Sayın Metin Perli, Sayın Cevat Ayhan, Sayın Nezir Aydın, Sayın Yünlüoğlu, Sayın Feti Görür, Sayın Fethullah Erbaş... (DSP sıralarından "Başlayalım, başlayalım" sesleri)

AHMET NEİDİM (Sakarya) – Sayın Abdulkadir Aksu(!)

BAŞKAN – Bu çalışmaların rahat götürülmesine hiç katkıda bulunmuyorsunuz; bunu ifade edeyim. (DSP ve ANAP sıralarından gürültüler)

Sayın Cafer Güneş?.. Burada.

Sayın Mustafa Köylü?.. Burada.

Sayın İsmail Özgün?.. Burada.

Sayın Aslan Polat?.. Burada.

Sayın Mehmet Ali Şahin?.. Burada.

Sayın Osman Hazer?.. Burada.

Sayın Bedri İncetahtacı?.. Burada.

Sayın Yakup Budak?.. Burada.

Sayın Bekir Sobacı?.. Burada.

Sayın Memduh Büyükkılıç?.. Burada.

Sayın Tevhit Karakaya?.. Burada.

Sayın Salih Katırcıoğlu?.. Burada.

Sayın Metin Perli?.. Burada.

Sayın Cevat Ayhan?.. Burada.

Sayın Nezir Aydın?.. Burada.

Sayın Mustafa Yünlüoğlu?.. Burada.

Sayın Feti Görür?.. Burada.

Sayın Fethullah Erbaş?.. Burada.

20 arkadaşımız hazır.

Ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır. (ANAP sıralarından alkışlar[!])

Arkadaşlar, bir ricada bulunayım: Pusula göndermek suretiyle yoklamaya iştirak eden arkadaşım, lütfen salonu terk etmesin.

HALİL ÇALIK (Kocaeli) – Onlar da terk etmesinler.

BAŞKAN – Onlar da gitmiyor zaten efendim. Bölgesi okununcaya kadar kimse salonu terk etmiyor.

HALİL ÇALIK (Kocaeli) – Sonradan gitmesinler.

BAŞKAN – Onların isimlerini okuyorum, görüyorum efendim.

REFİK ARAS (İstanbul) – Yoklama sonuna kadar beklesinler.

BAŞKAN – Lütfen, uyarımı dikkate alın.

Yoklamaya başlıyoruz.

(Yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır; çalışmalara kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

7. – Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Konya Milletvekili Ahmet Alkan’ın, İstanbul Milletvekili Emin Kul’un, Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 30 arkadaşının, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, İstanbul Milletvekili Mustafa Baş ve 30 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 33 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan ve 30 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 40 arkadaşının, Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Adana Milletvekili Arif Sezer’in, Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın, Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 6 arkadaşının, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş, Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Metin Işık, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve 6 arkadaşının, benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/708, 2/72, 2/73, 2/75, 2/129, 2/154, 2/166, 2/182, 2/191, 2/194, 2/221, 2/270, 2/287, 2/293, 2/323, 2/369, 2/420, 2/459, 2/493, 2/884, 2/959, 2/960, 2/1015, 2/1019, 2/1070) (S. Sayısı : 626) (Devam)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Sayın Görür ve arkadaşlarının önergesine Komisyon ve Hükümet katılmamıştı; gerekçe ifade olunmuştu.

Şimdi, bu önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Sayın milletvekilleri, 69 uncu maddeyi oylarınıza sunacağım; ancak, şu tavzihle birlikte sunacağım:

Maddenin birinci cümlesindeki "genel beyan dönemini" ifadesini "genel beyan dönemi" olarak tavzih ediyor; bu vuzuha ulaştırılmış şekliyle maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, bu tavzihle birlikte kabul edilmiştir.

70 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 70 - 1319 sayılı Kanunun 32 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 32 – Ek süreye rağmen beyanname verilmez ise vergi, Vergi Usul Kanununun 72 nci maddesine göre kurulan takdir komisyonu marifetiyle takdir edilen rayiç değer üzerinden re’sen tarh edilir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığınca İçişleri Bakanlığının görüşü de alınarak hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.”

BAŞKAN – Doğru Yol Partisi Grubu adına, 70 inci maddeyle ilgili Grup görüşlerini ifade etmek üzere, Sayın Aykon Doğan; buyurun.

DYP GRUBU ADINA ABDULLAH AYKON DOĞAN (Isparta) – Değerli milletvekilleri, gecenin geç saatinde, çok zamanınızı almak istemiyorum.

Sizlere, Emlak Vergisinde bazı istatistikî rakamları arz etmek istiyorum. Türkiye'de, beyan edilen 18 milyon emlak var; gerçekten, çok geniş tabanlı bir vergi. Bir şahsın birden fazla mülkü olduğunu düşünürsek, mükellef adedinin daha az olması doğaldır; nitekim de öyledir. Türkiye'de, köy beyan defterlerine kaydettiren, vergi dairelerine beyanda bulunan emlak sahibi vatandaş sayısı da 12 milyondur. Peki, 12 milyon insanın, 18 milyon bina, arsa ve arazi beyanında bulunduğu 1997 yılında ne kadar vergi geliri elde edilmiştir; Maliye Bakanlığının rakamlarına göre elde edilen gelir, 18,5 trilyondur; yani, beyanname başına 1,5 milyon, her mülk başına da 1 milyon lira vergi ödenmektedir. Emlak Vergisi budur; ancak, şunu da buradan belirtmek istiyorum: Bu verdiğim rakamlar çerçevesinde, beyan edilen Emlak Vergisine ilişkin beyannameleri de bir vergi beyannamesi olarak telakki etmemek gerekir; nitekim, vatandaşın yaklaşımı da budur; çünkü, Türkiye'de, tapusu olsun olmasın, zilyet olarak bir mülk sahiplenilsin insanlarımız, Emlak Vergisi beyannamesi konusunda hassastırlar; çünkü, genel tahririn, kadastronun geçmediği ülkemizde, şehirlerin varoşlarında gecekondu yapmış vatandaş, Emlak Vergisi beyannamesi vererek, bir mülk üzerindeki zilyetliğin ve mülkiyet hakkının ispatını yapmaktadır.

Bu itibarla, şu anda tartıştığımız Emlak Vergisi beyannamesi, vatandaşın sahiplik belgesidir. Meseleye bu açıdan baktığımızda, Emlak Vergisinin, belediyelere gelir getirdiği gibi bir iddiayla da ortaya çıkmamak gerekir. Bütün ülkeler, Emlak Vergisi gibi çok geniş tabanlı bir servet vergisini, vatandaş açısından bir vatandaşlık belgesi olduğu cihetle muhafaza etmektedirler. Emlak Vergisi beyannamesini veren vatandaş, beyan ettiği emlakin ister tapu sahibi olsun, ister zilyedi olsun, ister mülkiyet sahibi olsun, bununla, o emlakin sahibi olduğunu, devlete ve üçüncü şahıslara karşı ispatlamaktadır; Emlak Vergisinin mahiyeti budur. Bu itibarla, Emlak Vergisinin oranları indirilebilir, yükseltilebilir; yükseltilirse, beklenen bir hâsılattan daha çok, verilen beyannamenin mahiyeti ve beyannameyi veren kişiye sağladığı vatandaşlık hakkı önemlidir. Yani, sanki vatandaşlarımız mülklerini devlete karşı bu beyannameyle ispat etmekte ve üçüncü şahıslara karşı da "ben buranın malikiyim" diyebilmektedirler. Türkiye'de, meseleye bu açıdan baktığımız zaman, mesele bir vergi tartışmasından çıkar; meseleye de gerçekten böyle yaklaşmak lazımdır.

Şimdi, burada Emlak Vergisi oranları düşürülmektedir -bu, isabetli bir yaklaşımdır- endeksleme de getirilmektedir; ama, görüyorsunuz ki, aşağı yukarı saat 14.00'ten bu yana 8 maddeyi tartışıyoruz; bunu bir maddeyle de yapabilirdik; derdik ki, işte oranlar indirilmiştir, Bakanlar Kuruluna da şu yetki verilmiştir, bir madde; bir de endeksleme, iki.

Tabiî, ben burada, Sayın Maliye Bakanının konuşmasında kabul ettiği bir konuya değinmek istiyorum: Emlak Vergisinde çeşitli sistemler denendi -yani, buna salt bir vergi olarak yaklaşmamak da lazım- nedir bu sistem; bir genel tahrir vardır; devlet, vatandaşın emlakine bizzat tahrirle gidiyor, yerinde değer biçiyordu; bu sistem bir süre denendi. 1971'de, bir takdir usulü getirildi. Takdir usulünde, rayiç bedeli vatandaş beyan ediyor; ama, bir de, devlet, onun üzerine gidiyor "senin beyan ettiğin değeri doğru bulmuyorum"diyor.

Değerli arkadaşlarım, gerek Emlak Vergisinin gerek gayrimenkul kıymet artış vergisinin uygulandığı yılları düşünün; yani, Finansman Kanununda gelen sistemi bir düşünün; devlet, belli bir ölçüyü peşin koymuyor, vatandaşın beyanını takdir komisyonları marifetiyle değerleme yoluna gittiği zaman; 1971'den 1980 yılına geldiğimiz zaman, Türkiye'de sadece Emlak Vergisi bazında, vatandaşın 4 milyon ihtilafı vardı.

Memnuniyetle ifade ediyorum ki, bu tasarıyla getirilen sistem de aşağı yukarı buydu; ama, Sayın Bakan dedi ki: "Biz bu sistemi tasarıyla getirdik; ama, şimdi vereceğimiz bir önergeyle -ki, madde üzerinde bir önerge verilmesi lazımdır- bu sistemi yine değiştireceğiz ve vatandaşın beyanından sonra takdir komisyonu yerine, bugünkü sistemde olduğu gibi, devlet, rayiç bedellerini peşinen takdir edip vatandaşın önüne koyacak vatandaş da ona göre beyan edecek.” Doğrusu bu. Yoksa, eğer yine 1971 Finansman Kanununda gelen sisteme gidersek, korkarım ki, gene 1980'lere geldiğimiz gibi, devlet ile vatandaş arasında, emlak üzerinden alınan vergilerin takdir edilmesi dolayısıyla milyonlarca ihtilaf doğacaktır.

Onun için, özetle belirtmek istediğim husus şudur: Devlet, emlakin değerini takdir edecekse, beyandan önce takdir etsin ve vatandaşın önüne koysun; ister tek tek takdir etsin, ister parsel parsel takdir etsin; bugünkü sistem itibariyle ister mahalle mahalle takdir etsin; çünkü, doğrusu budur; Türkiye'de denenmiş, denemelerle ispat edilmiş, doğrusu budur. Bugünkü sistemden vazgeçeceksiniz, vatandaşın önüne bir değer koymadan, vatandaşa diyeceksiniz ki: "Beyan et bakalım." Ne beyan edeceksiniz?! Vatandaş, alım-satımdı, rayiç bedeldi... Satmayacaktır adam... Yani, her mülkün çevresinde de mutlaka bir alım-satım olsa dahi, vatandaşın bunu öğrenmesi mümkün değildir. Bu itibarla, bugünkü sistemde, arsanın metrekaresini devlet takdir ediyor; binanın ise, binanın sınıfına göre -lüksse, betonarmeyse, yığmaysa- metrekare birim fiyatını yine devlet takdir ediyor ve bugünkü asgarî beyan sistemine geliyoruz.

Sayın milletvekilleri, burada özetle söylemek istediğim şudur: Bugünkü sistemde asgarî beyan sisteminin muhafaza edilmesi, esas itibariyle...

EMİN KUL (İstanbul) – Duruyor, kaldırılmıyor...

ABDULLAH AYKON DOĞAN (Devamla) – Kaldırıyorsunuz canım... Düzelteceksiniz; biz de onu anlatıyoruz.

Bugünkü tasarıda getirilen sistemin düzeltilmesinde isabet vardır ve benim burada söylemek istediğim de, mutlaka bunun düzeltilmesi gerektiğidir ve biz muhalefet olarak, bu madde üzerinde bu yönde değişiklik yapan bir önerge geldiği takdirde, bunu destekleyeceğimizi belirtmek istiyorum; çünkü, yapılan bir yanlıştan dönülmesinde yarar vardır.

İşte, 1997 yılı itibariyle 18,5 triyonluk bir hâsılat sağlanmış. Her beyanname başına 1,5 milyon liralık bir hâsılatı olan bir vergi üzerinden ihtilaf çıkarmanın da anlamı yoktur. Bizim görevimiz, devlet ile vatandaş arasındaki ihtilafları asgarîye indirmektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDULLAH AYKON DOĞAN (Devamla) – Bahsettim; Emlak Vergisini, belediyelere gelir getiren bir vergi olarak telakki etmiyoruz; sadece, bu verginin beyannamesiyle, vatandaşın vatandaşlık duygularını tatmin ediyoruz; ona "işte, bu benim mülkümdür" diyebileceği bir beyannameyi doldurma imkânını veriyoruz.

Meseleye bu açıdan yaklaşılmasının doğru olacağını bir defa daha tekrar ediyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum; teşekkür ediyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Doğan, teşekkür ediyorum.

Fazilet Partisi Grubunun görüşlerini ifade etmek üzere, Sayın Abdüllatif Şener; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 626 sıra sayılı çeşitli vergi kanunlarında değişiklik yapan bu tasarının 65 ve 70 inci maddeleri arasındaki maddeler, Emlak Vergisi Kanununa ilişkindir; bu 6 maddede, mevcut yürürlükte bulunan Emlak Vergisi Kanununun değişik maddelerinde değişiklik yapılmaktadır.

Üzerinde görüşlerimizi beyan ettiğimiz 70 inci madde ise, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 32 nci maddesinde değişiklik yapmaktadır; burada yapılan değişiklik, eksüreye rağmen beyanname vermeyen mükelleflerin vergilerinin hangi usulle tarh edileceğiyle ilgilidir.

Bilindiği gibi, verginin tarhı, Vergi Usul Kanununun 20 nci maddesinde tanımlanmıştır; buna göre, vergi alacağını miktar itibariyle tespit eden idarî muameleye tarh denilmektedir. Bu maddede, eksüreye rağmen mükellefler, eğer beyanname vermezlerse, bu takdirde vergilerinin nasıl tarh edileceği, yani ilgili mükellefin vergi borcunun miktar itibariyle, nasıl tespit edileceğiyle ilgili bir düzenleme söz konusudur.

Daha önceki metinde, yani, şu an yürürlükte bulunan Emlak Vergisi Kanununun 32 nci maddesinde, böyle bir duruma düşen mükellefin vergisinin idarece tarh edileceği belirtilmiştir; bu değişiklikte ise, idarece tarhın yerine verginin resen tarh edileceği belirlenmiştir. İdarece tarh, bilindiği gibi, Vergi Usul Kanununun mükerrer 30 uncu maddesinde düzenlenmiştir; buradaki ifadeye göre, ikmalen ve resen verginin tarh edilmesinin mümkün olmadığı hallerde, mükelleflerin, verginin tarhı için, vergi kanunlarıyla muayyen zamanlarda müracaat etmeleri sebebiyle zamanında tarh edilemeyen vergilerin kanunen belli olan matrahlar üzerinden idarece hesaplanmasını ifade etmektedir. O halde, mevcut, yürürlükteki kanunda bulunan idarece tarh usulü, bu değişiklikle yerini, resen vergi tarhına bırakmış bulunmaktadır.

Bu değişiklik, aslında, Emlak Vergisi Kanunuyla ilgili daha önceki 5 maddeyle yapılan değişikliklerin bir devamı niteliğindedir. Daha önceki maddelerde yapılan değişikliklerle Emlak Vergisi oranları değiştirilmiştir; gerek bina vergisi oranları değiştirilmiştir gerekse arazi vergisi oranları değiştirilmiştir; ancak, bu değişikliklerle birlikte, diğer taraftan verginin matrahını oluşturan değerin de rayiç değer düzeyine çıkarılabilmesi için 69 uncu maddede yeniden düzenleme yapılmıştır. Dolayısıyla, daha önceki Emlak Vergisi Kanunu uygulamasında matrahların belli olması sebebiyle idarece tarh söz konusu olurken, artık, yeni düzenlemeler sonucunda, özellikle her yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranında matrahların artırılma esasının getirilmesi, idarece tarh yerine, vaktinde, zamanında beyannamesini vermeyen, kanunun gösterdiği eksüre içerisinde de beyannamesini vermeyen mükelleflerin vergilerinin resen tarh edilmesi zaruretini ortaya çıkarmıştır. Yapılan değişliklerle ortaya çıkan bu zaruret, 70 inci madde düzenlemesiyle de burada esasa bağlanmış bulunmaktadır.

Aslına bakarsanız, Emlak Vergisiyle ilgili bu değişiklik tarzı, Maliye Bakanlığı bünyesinde öteden beri tartışılan ve değiştirilmesi arzulanan bir husus idi. Çünkü, mükellefler, dört yılda bir beyannamelerini vermekte ve zamanla matrahlar erimekte, değerler erimekte, fakat, belli oranlar üzerinden, o eriyen, rayiç değeri düşen bedeller üzerinden hesaplanan vergiler, zamanla anlamını yitirmektedir. Böylesine anlamsızlaşan bir Emlak Vergisi uygulamasına devam etmek yerine, matrahların rayiç bedel düzeyinde tutulabilmesi, buna bağlı olarak da oranların gerekirse düşürülmesi zarureti, Maliye Bakanlığı bünyesinde öteden beri tartışılan ve bu yönde değişiklik yapılması zaruretinin kabul edildiği bir husustu.

Bu tasarıda da bu değişiklik yapılmıştır ve önümüzdeki maddelerde göreceğimiz gibi, tapu harçlarıyla ilgili değişiklik de, buradaki Emlak Vergisiyle ilgili düzenlemeleri destekler niteliktedir. Bu konuyla ilgili olarak Bakanlığımız döneminde hazırlanan bir taslak kamuoyuna sunulmuştu ve bu konuda da bir panel hazırlanmıştı; bu panelde de konu ayrıntılı bir şekilde tartışılmıştı. Şu anda görüştüğümüz, üzerinde görüşlerimizi beyan ettiğimiz değişiklikler de, aşağı yukarı, anafikir itibariyle, o gün tartıştığımız taslak paralelindedir bazı küçük ayrıntılar ve farklılıklar bulunmasına rağmen.

Bu değişiklik, açıkça anlaşıldığı gibi, bir zaruretten ve yıllardır Emlak Vergisi konusundaki uygulamaların ortaya çıkardığı zaruretlerden kaynaklanan bir husustur.

Emlak Vergisi, aslına bakarsanız, biraz önce Sayın Doğan'ın da belirttiği gibi, geniş bir tabanı olmasına rağmen, geniş bir mükellef kitlesini ilgilendirmesine rağmen, servet vergileri arasında yer alan bir vergidir ve diğer servet vergileri gibi toplam vergiler içerisindeki payı pek yüksek bir düzeyde seyretmemektedir.

Öteden beri, Emlak Vergisinin mahallî idarelerce mi tahsil edilmesi, yoksa merkezî idareye ait bir gelir mi sayılması konusunda da tartışmalar sürmüştür; bizim vergi uygulamalarımızda da dönemden döneme farklı tahsil birimleri ortaya çıkmıştır; ancak, 1980'li yıllardan sonra bilindiği gibi, Emlak Vergisi, Türkiye'de mahallî idareler tarafından, daha doğrusu belediyeler tarafından tahsil edilen bir vergi olarak, vergi mevzuatı içerisinde yerini almıştır. Ancak, Emlak Vergisi, belediyeler tarafından tahsil edilen bir vergi olmakla birlikte, bugün belediye gelirleri içerisindeki payı itibariyle de anlamını kaybetmiş bulunmaktadır; hatta pek çok yerde tahsil masraflarının tahsil edilen vergi düzeyinde bulunmamasından şikâyet eden belediye başkanlarına bile rastlamak mümkündür.

Bu bakımdan, bu tasarının 65 ile 70 inci maddeleri arasındaki düzenlemeler, bir anlamda, yıllardır denenen ve ortaya çıkan sorunların tasfiyesi, düzeltilmesi, daha makul, daha mantıklı, daha tutarlı, en azından mahallî idareler, yani belediyeler açısından anlamlı olabilmesine yönelik değişiklikler arasındadır.

Bu bakımdan, bir teknik ayrıntı, bir teknik düzenleme olarak gördüğümüz bu 70 inci maddenin de olumlu sayılabilecek bir madde olduğunu belirtiyor ve hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Şener, teşekkür ediyorum efendim.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebinde bulunan arkadaşlarımı takdim ediyorum: Sayın Nezir Aydın, Sayın Emin Kul, Sayın Çetin Bilgir, Sayın Hadi Dilekçi, Sayın İsmail Özgün, Sayın Cevat Ayhan, Sayın Saffet Benli, Sayın Aslan Polat.

Sayın Nezir Aydın, buyurun.

NEZİR AYDIN (Sakarya) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı tasarının 70 inci maddesi üzerinde, şahsım adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz maddeyle, Emlak Vergisi Kanununda değişiklik yapılmaktadır. 65 inci maddeden beri görüştüğümüz bu konu, bu maddeyle tamamlanmaktadır. Burada, ek süre verilmesine rağmen, beyannamesini vermeyenlerin durumu hakkında bilgi verilmektedir ve kurulacak komisyon tarafından, Vergi Usul Kanununun 72 nci maddesi gereği, resen tarh yapılacaktır.

Burada, benden önceki konuşmacılar madde üzerinde görüşlerini beyan ettiler, maddenin herhangi bir zararlı tarafı yok. Tabiî ki, olması gereken şeylerden bir tanesi.

Ben burada, şahsım adına şunu ifade etmek için söz almış bulunuyorum; zaman zaman, bu kürsüye, çok az da olsa iktidar mensubu milletvekili arkadaşlar geliyorlar; bizim burada yasal hakkımızı kullanmamızı, Mecliste görüşülen bir tasarı üzerindeki görüşlerimizi, sanki, kıskançlık, hazımsızlık veya çekememezlik şeklinde -buna benzer daha birçok şeyler ilave ederek- burada ifade ediyorlar. Ben, bunun üzerine, şahsım adına söz aldım ve bu konudaki fikirlerimi beyan edeceğim.

Değerli milletvekilleri, gecenin bu saatinde, belki olayı tam anlatamayacağım; ama, temsilde hata olmaz sözüne sığınarak bir olay nakledeceğim.

Padişahlık devrinde bu tip şeyler olduğu söylenir. Padişahın kafası bozulmuş, başvezirin boynunun vurulmasını emretmiş. Başvezirin boynunu vurmuşlar...

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Maddeyle ilgili!..

NEZİR AYDIN (Devamla) – Siz çok madde üzerinde konuştunuz, ben de konuşacağım, şimdi maddeye geleceğim, bu da maddeyle ilgili olduğu için söylüyorum.

Başvezirin boynu vurulmadan önce de, başvezir, kendisinden sonra gelecek olan başvezire verilmek üzere 3 tane zarf bırakmış. Vasiyet etmiş, demiş ki: "Gelen arkadaş, sıkıştığı zaman birinci zarfı açsın -devlet işi, kolay değil tabiî- daha çok sıkışırsa ikinci zarfı açsın, daha çok sıkışırsa da üçüncü zarfı açsın."

Tabiî, adam gitmiş ve bir başkası, başvezir olarak gelmiş. Zaman geçmiş, bir hayli başı sıkışmış ve birinci zarfı açmış. Bakıyor ki, birinci zarfta aynen şöyle yazıyor...

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – İçinden madde çıkmış!

NEZİR AYDIN (Devamla) – "Başın sıkıştığı zaman devamlı vaatte bulun." Aynı, 55 inci Hükümet gibi, memuru ezdirmeyeceğiz, ücretliyi ezdirmeyeceğiz, çiftçiyi ezdirmeyeceğiz, işçiyi ezdirmeyeceğiz, Susurluk'u çözeceğiz, yolsuzlukları önleyeceğiz, ceyiz, ceyiz, ceyiz...Bir sürü vaat. Birinci zarfta o vardı.

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – İkinci zarfı aç!

NEZİR AYDIN (Devamla) – Tabiî "gene sıkışırsan ikinci zarfı aç" demişti ya; başvezir, ikinci zarfı açmış. İkinci zarfta diyor ki: "Geçmişi kötüle, devamlı geçmişi kötüle." Şimdi, herhalde, siz, ikinci zarfı açtınız; çünkü, buraya çıkan her arkadaş, devamlı 54 üncü Hükümeti kötülüyor.

Sayın milletvekilleri, 53 üncü Hükümetin mi, 54 üncü Hükümetin mi yoksa 55 inci Hükümetin mi daha başarılı olduğunu sandıkta göreceğiz. Bunu, ne sizin sözleriniz ne bizim sözlerimiz değiştiremez; bunun kararını halk verecek.

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Artık maddeye gel!

NEZİR AYDIN (Devamla) – Şimdi, maddeye geliyorum.

Eskiyi kötülemek de netice vermiyor, belki, belli bir süre oyalanıyorlar. Yine, başın sıkışırsa, üçüncü zarfı aç demişti ya, onun için üçüncü zarfı açıyor başvezir. Orada da şu yazıyor: "Hemen üç tane zarf hazırla, artık sonun gelmiştir; çünkü, bu durum, ancak, senin 3 tane zarf hazırlama zamanındır." Şimdi, herhalde, siz bu noktadasınız.

Değerli milletvekilleri, ben, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olmadığım için, Emlak Vergisiyle ilgili 65 ile 70 arasındaki (70 dahil) şu 6 madde, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülürken, acaba, neler konuşulmuş diye Komisyon tutanaklarına baktım. Bir baktım ki, orada, sadece Sayın Hacaloğlu bir iki defa söz almış, birkaç cümle söylemiş. Onun dışında, madde okunuyor "Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir" deniliyor; yine, madde okunuyor "Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Madde kabul edilmiştir" denilerek geçiliyor. Neden; çünkü orada Fazilet Partili arkadaşlarımız yoktu. Niye yoktu; çünkü, gecenin 01.00'inden sonra, bu kanun tasarısını bitireceğiz denilmiş. Her şeyin bir usulü var. Arkadaşlarımız medenî tepkilerini ortaya koymuşlar, orayı terk etmişler; ama, bunu, arkadaşlar anlayamamışlar; ondan sonra, hazır onlar yokken, bütün maddeleri, sabah 5'e kadar geçirivermişler.

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Bekleseydiniz!..

NEZİR AYDIN (Devamla) – Şimdi, burada da aynısını mı istiyorsunuz acaba?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NEZİR AYDIN (Devamla) – Yani, burada da, hiç maddeler üzerinde görüşülmesin, konuşulmasın!..

YAŞAR OKUYAN (Yalova) - Maddeye gel...

BAŞKAN – Sayın Aydın...

NEZİR AYDIN (Devamla) – O şekilde geçsin, gitsin!..

BAŞKAN – Sayın Aydın, son cümlenizi söyler misiniz.

NEZİR AYDIN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Son cümlemi söylüyorum; o da şudur: Daha önce de söyledim, bütün maddelerin arkasında, bu Emlak Vergisiyle ilgili değişikliklerde de, Sayın Bakanın ifadesiyle, teknik düzenlemeler var. Kimsenin anlamadan, yani...

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Bak, siz anlamışsınız!..

NEZİR AYDIN (Devamla) – Biz anladık; çünkü, sizin felsefenizi iyi biliyoruz.

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – O zaman mesele yok.

NEZİR AYDIN (Devamla) – Sizin felsefeniz, sizin meseleniz -daha önce de söyledim- tavuğu veya kazı asgarî gürültüyle yolup, azamî tüy elde etme meselesi. Onun için, hepsinde teknik, görünmeyen şeyler var.

Bu maddede de ne var: Bakın -maddeyle ilgili söylüyorum- Emlak Vergisi oranları düşüyor. Oranlar düşüyor; ama, her sene, enflasyon oranında ilave geliyor. İşte, o zaman, bakalım enflasyon kaçmış göreceğiz. Öyle, enflasyon şuymuş buymuş demekle olmuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NEZİR AYDIN (Devamla) – Sayın Başkan, teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Aydın, teşekkür ediyorum.

Sayın Kul?..

EMİN KUL (İstanbul) – Vazgeçtim.

BAŞKAN – Sayın Bilgir?..

ÇETİN BİLGİR (Kars) – Vazgeçtim.

BAŞKAN – Sayın Hadi Dilekçi, buyurun.

M. HADİ DİLEKÇİ (Kastamonu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 626 sıra sayılı vergi tasarısının 70 inci maddesi üzerinde, şahsım adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu maddeyle, Emlak Vergisi Kanununun 32 nci maddesi yeniden düzenlemektedir. Bu düzenlemeye göre, eksüreye rağmen, bina, arsa ve arazi beyannamesi vermeyen mükelleflerin Emlak Vergilerinin takdir komisyonlarınca takdir edilen rayiç bedel üzerinden resen tarh edilmesi esası getirilmektedir. Bu çerçevede, eksüreye rağmen beyanname vermeyen mükelleflerin vergileri, resen takdir esasına dayalı olarak belediyelerce tarh olunacaktır. Buna ilişkin usul ve asaslar, çıkarılacak bir yönetmelikle belirtilecektir.

Maddeye olumlu bakıyor, ulusumuza hayırlı olsun diyor; hepinize saygılar sunuyorum. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Dilekçi, teşekkür ediyorum.

Madde üzerindeki müzakereler tamamlanmıştır.

Şimdi, müzakere ettiğimiz madde, malum olduğu üzere iki fıkradan ibarettir. Verilmiş dokuz önerge var idi, bu dokuz önergenin üç tanesinden Sayın Gürtan imzasını geri çekmek suretiyle bu önergelerin işleme tabi tutulması imkânı kalmamıştır, önergeleri işlemden kaldırılmıştır. Üç önergeden de Sayın Güven Karahan imzasını çekti, böylece yeterli imza bulunmadığı için, bu üç önerge de işlemden kaldırılmış oldu.

Zaten tamamı dokuzdu, geriye kalan üç önergeyi sırasıyla okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 626 sıra sayılı tasarının 70 inci maddesiyle değiştirilen 1319 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca, İçişleri Bakanlığının görüşü alınarak hazırlanacak yönetmelikle belirlenir" yerine "bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikle belirlenir" şeklinde değiştirilmesini saygılarımızla arz ederiz.

Feti Görür Mustafa Yünlüoğlu Mustafa Ünaldı

Bolu Bolu Konya

Ekrem Erdem Salih Katırcıoğlu Yakup Budak

İstanbul Niğde Adana

İbrahim Ertan Yülek Ahmet Doğan Osman Hazer

Adana Adıyaman Afyon

Celal Esin Rıza Ulucak Muhammet Polat

Ağrı Ankara Aydın

Abdulhaluk Mutlu İsmail Coşar Ramazan Yenidede

Bitlis Çankırı Denizli

Ömer Naimi Barım Tevhit Karakaya Lütfü Esengün

Elazığ Erzincan Erzurum

Sıtkı Cengil Ömer Faruk Ekinci Zeki Ergezen

Adana Ankara Bitlis

Ömer Vehbi Hatipoğlu Şinasi Yavuz Nurettin Aktaş

Diyarbakır Erzurum Gaziantep

Emin Aydınbaş Osman Yumakoğulları Salih Kapusuz

İçel İstanbul Kayseri

Mustafa Kemal Ateş Hanifi Demirkol Kahraman Emmioğlu

Kilis Eskişehir Gaziantep

İsmail Kahraman Zeki Karabayır Cafer Güneş

İstanbul Kars Kırşehir

Hüseyin Arı Hasan Hüseyin Öz Ahmet Demircan

Konya Konya Samsun

Musa Uzunkaya Zülfükâr İzol İsmail İlhan Sungur

Samsun Şanlıurfa Trabzon

Kâzım Arslan Rıza Güneri Ahmet Derin

Yozgat Konya Kütahya

Latif Öztek Abdullah Arslan Maliki Ejder Arvas

Samsun Tokat Van

Fethullah Erbaş Abdullah Örnek

Van Yozgat

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 70 nci maddesiyle değiştirilmekte olan 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 32 nci maddesinin, matlabıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Güven Karahan Fevzi Aytekin Halil Çalık

Balıkesir Tekirdağ Kocaeli

Teoman Akgür Mahmut Erdir

Sakarya Eskişehir

Beyanname verilmemesi veya düşük beyanda bulunulması halinde yapılacak işler:

“Madde 32.-

Eksüreye rağmen beyanname verilmemesi halinde, vergi bu kanun hükümlerine göre idarece tarh edilir. Şu kadar ki; gayrimenkulün maddî delillere göre tespit edilen değerinin beyan edilmesi gereken asgarî değerden fazla olması halinde, bu değer üzerinden ikmalen vergi tarh olunur. Beyannamesini eksüreye rağmen vermeyen mükellefler adına, vergi ziyaı cezası kesilir. Mükellefin beyanının maddî delillere göre tespit edilen rayiç bedelden düşük olması halinde, rayiç bedel ile tahriyata esas değer arasındaki fark üzerinden ceza uygulanmaksızın, ikmalen tarh olunur.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 70 inci maddesiyle değiştirilen Emlak Vergisi Kanununun 32 nci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erdoğan Toprak Yalçın Gürtan Cihan Yazar

İstanbul Samsun Manisa

Mustafa Karslıoğlu Halil Çalık

Bolu Kocaeli

“Eksüreye rağmen beyanname verilmez ise, vergi, Vergi Usul Kanununun 72 nci maddesine göre kurulan takdir komisyonu marifetiyle takdir edilen vergi değeri üzerinden idarece tarh olunur.”

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi sıra, önergelerin aykırılık durumuna göre işleme konulmasına geldi.

Buyurun efendim.

Balıkesir Milletvekili Mustafa Güven Karahan ve Arkadaşlarının Önergesi:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kanun tasarısının 70 nci maddesiyle değiştirilmekte olan 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 32 nci maddesinin matlabı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Beyanname verilmemesi veya düşük beyanda bulunulması halinde yapılacak işlem:

“Madde 32.- Eksüreye rağmen, beyanname verilmemesi halinde, vergi, bu kanun hükümlerine göre idarece tarh edilir. Şu kadar ki, gayrimenkulün maddî delillere göre tespit edilen değerinin beyan edilmesi gereken asgarî değerden fazla olması halinde, bu değer üzerinden ikmalen vergi tarh olunur.

Beyannamesini, eksüreye rağmen, vermeyen mükellefler adına vergi ziyaı cezası kesilir.

Mükellefin beyanının maddî delillere göre tespit edilen rayiç bedelden düşük olması halinde, rayiç bedelle tarhiyata esas değer arasındaki fark üzerinden ceza uygulanmaksızın ikmalen vergi tarh olunur.

BAŞKAN – Sayın Komisyon bu önergeye ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan, uygun görüşle Genel Kurulun takdirlerine sunuyoruz.

BAŞKAN – Sayın Hükümet ne buyurur efendim?

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Komisyon takdire tevdi eyledi, Sayın Hükümet katıldı.

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Karar yetersayısının aranmasını istiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Şimdi, önergeyi oylarınıza sunuyorum...

ASLAN POLAT (Erzurum) – Karar yetersayısının aranmasını istiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Arayacağım efendim, duydum Sayın Polat.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı vardır; önerge kabul edilmiştir.

YALÇIN GÜRTAN (Samsun) – Sayın Başkan, bundan sonraki önergelerdeki imzamı geri çekiyorum.

BAŞKAN – Zaten, bir şey ifade edecektim efendim.

Sayın Toprak ve arkadaşlarının imzasını taşıyan önerge ile Sayın Görür ve arkadaşlarının imzasını taşıyan önergenin işleme konulmasının bir anlamı kalmamıştır; çünkü, kısmen değiştirilmesi istenen maddenin tamamı, biraz önce kabul edilen önergeyle değiştirilmiştir; dolayısıyla, bu önergelerin işleme konulmasının pratik bir neticesi kalmamıştır, imkânı da yok zaten; onun için, işlemden kaldırıyorum.

Sayın milletvekilleri, biraz önce kabul buyurulan önerge istikametinde 70 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, değiştirilen biçimiyle kabul edilmiştir.

71 inci maddeyi okutuyorum:

SEKİZİNCİ BÖLÜM

VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNU

İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER

MADDE 71 – 8/6/1959 tarihli ve 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Veraset tarikiyle veya sair suretle ivazsız bir tarzda mal iktisap edenler, iktisap ettikleri malları, Spor-Toto Teşkilatı ile yarışma ve çekilişi düzenleyen gerçek ve tüzel kişiler ikramiye kazananların ikramiyelerinden kesilen vergileri, bir beyanname ile bildirmeye mecburdurlar.

Şu kadar ki, bu Kanunun 3 üncü maddesinde yazılı şahıslar ile 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde yazılı şahıslar, bu bentte yazılı iktisapları, 16 ncı maddesinin son fıkrasına göre kazandıkları ikramiyeler üzerinden vergi tevkifatı yapılanlar ise bu ikramiyeleri için beyanname vermezler.”

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 71 inci maddeyi okutturduk; ama, bir başka husus var; Sayın Yılbaş ve arkadaşlarının yeni bir 71 inci madde teklifi var.

Sayın Komisyona sormam gerekiyor; Sayın Komisyon, yetersayınız var mı efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Çoğunluğumuz bulunmamaktadır Sayın Başkan.

BAŞKAN – O takdirde, bu önergeyi, yeni bir madde ihdas eden önergeyi işleme koymam mümkün olmamıştır.

Şimdi, okuttuğumuz 71 inci maddeyle ilgili olmak üzere müzakere açıyorum.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Abdüllatif Şener; buyurun efendim.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Sayın Başkan, madde bitene kadar, oylaması bitene kadar uzatabilir miyiz?

BAŞKAN – Teşekkür ederim. Evvela, Grubunuza bir sorun, sonra konuşalım. (DSP sıralarından "Grup burada" sesleri)

İzin verin efendim... Bir dakikanızı rica edeyim...

Sayın milletvekilleri, hatibin sözünü kesmemek için, şayet 10 dakikayı geçecekse sayın hatibin... (ANAP ve DSP sıralarından "madde bitene kadar" sesleri)

Efendim, olur mu öyle şey?! Her şeyin bir usulü var efendim.

Sayın Abdüllatif Şener'in konuşmasının bitimine kadar, şayet süre taşarsa, süre uzatımını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmedi efendim.

Konuşmanızı, saat 24.00'e kadar, lütfen bitirin.

Zaten 10 dakikalık süreniz var.

Buyurun efendim.

FP GRUBU ADINA ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 626 sıra sayılı çeşitli vergi kanunlarında değişiklik yapan tasarının 71 inci maddesine gelmiş bulunuyoruz. 71, 72, 73, 74 ve 75 inci maddeler, Veraset ve İntikal Vergisi Kanununda değişiklik yapan maddelerdir. Bilindiği gibi, Anayasamızın 73 üncü maddesine göre vergiler, kamu giderlerinin karşılığı olmak üzere, herkesten ödeme gücüne göre alınan değerlerdir; yani, vatandaşlardan "vergi" adı altında bir yükümlülüğe katlanmaları istenirken, bu katlandıkları yükümlülükle kamu giderlerinin, kamu hizmetlerinin finanse edilmesi amaçlanmaktadır. Ancak, Anayasanın 73 üncü maddesinde, özellikle vergilerin ödeme gücüne göre alınması gerektiği zarureti vurgulanmış bulunmaktadır. Ödeme gücünün göstergesi olarak da, günümüzde, gelir, servet ve harcamalar esas alınmaktadır. Eğer bir şahsın geliri varsa, gerçek veya tüzelkişinin geliri varsa, bu gelir, ödeme gücünün göstergesi kabul edilmekte ve gelir üzerinden vergi alınmaktadır veya eğer bir şahıs harcama yapabiliyorsa, bu harcama kabiliyeti de ödeme gücünün bir göstergesi kabul edilmekte, harcamaları üzerinden vergiler alınmaktadır. Yine, aynı şekilde gelir ve harcama dışında, eğer, şahısların serveti varsa, mal varlığı varsa, bu da aynı şekilde Anayasadaki ödeme gücünün bir göstergesi, ifadesi sayılmakta ve bunun üzerinden de vergi alınmaktadır.

Veraset ve İntikal Vergisi de servet vergileri arasında sayılmaktadır. Ancak, vergi gelirleri tahsilatına bakıldığında, Veraset ve İntikal Vergisinin vergi gelirleri payı içerisinde fazla önemli olmadığı görülür. Yani, Veraset ve İntikal Vergisi, kamu harcamalarının finansmanında önemli bir gelir kaynağı olarak kabul edilememektedir, görülememektedir. Bugün, herhangi bir yıl itibariyle, 1997 veya 1998 yılı itibariyle de Veraset ve İntikal Vergisinin, vergi gelirleri içerisindeki payına baktığımızda, gerçekten çok düşük bir oranı ifade ettiğini, yüzde 1'lik bir payı bile göstermediğini görmek, tespit etmek mümkündür.

Ancak, vergiler, sadece, kamu harcamalarının finansman kaynağı olarak da değerlendirilmemelidir; çünkü, vergilerin iki farklı fonksiyonu vardır. Bu iki farklı fonksiyondan biri fiskal fonksiyondur, yani kamu harcamalarının kaynağı olma fonksiyonudur; ama, diğer bir önemli fonksiyonu da vardır ki, buna da ekstra fiskal fonksiyon denmektedir. Yani, devlete gelir temin etme amacı dışında, vergiler aynı zamanda sosyal ve ekonomik hedefleri gerçekleştirmede bir araç olarak da kullanılabilir. Gelir dağılımını düzenlemede bir araç olarak kullanılabilir veya sosyal fayda sağlamada bir amaç olarak kullanılabilir.

Veraset ve İntikal Vergisi de böylesine fiskal önemi fazla olmadığı için, vergi gelirleri içerisindeki payı yüksek olmadığı için, daha çok ekstra fiskal fonksiyonları itibariyle, gelir dağılımına etkisi itibariyle üzerinde teorik olarak düşünülmüş, teorik olarak çok tartışmalara konu olmuş bir vergidir. Dolayısıyla, burada, 71 inci maddedeki düzenlemenin çok büyük bir fiskal sonucu olduğunu düşünmek doğru değil, sadece uygulamada ortaya çıkan bazı sorunlar dikkate alınmak suretiyle bir düzenleme yapılmıştır.

71 inci maddeyle yarışma ve çekilişlerde ikramiye kazananlara yapılan ödemelerden tevkifat yapılması esası getirilmiştir ve bu düzenlemeye paralel olarak, aynı zamanda, gerçek ve tüzelkişilerce düzenlenen yarışma ve çekilişlerden aynî ve nakdî olarak ikramiye kazananlardan beyanname alma işlemine son verilmektedir; böylece, bir taraftan vergi dairesi beyannamelerin getirdiği iş yükünden, mükellefler de beyanname verme külfetinden kurtarılmak istenmiştir.

Bu bakımdan, 71 inci maddeyi, bu tasarı içerisinde çok büyük önem atfedilecek bir madde olarak değerlendirmemek, sadece fiilî durum itibariyle yaşanan bazı ihtiyaçları giderme amacına yönelik olarak getirilmiş bir madde olarak kabul etmek gerektiğini ifade eder, hepinize saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Şener, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremiz tamamlanmıştır.

Bu suretle, alınan karar gereğince, Turizm Bakanı Sayın İbrahim Gürdal hakkındaki Meclis soruşturması önergesini, Başbakan Sayın Mesut Yılmaz hakkındaki gensoru önergesini, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul salonunun yenilenmesiyle ilgili olarak ileri sürülen yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporunu ve kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 14 Temmuz 1998 Salı günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 23.58

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş’ın, PTT’de çalışan teknisyenlerin bazı sorunlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/5285)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın delaletlerinizle Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini arzederim.

Kemalettin Göktaş Trabzon

1. Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde özellikle PTT’de çalışan 15 bin’e yakın teknisyenlerin sorunları sizlere ulaşmış mıdır?

2. Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı bünyesindeki meslek lisesi mezunlarının Açık Öğretim yoluyla 2 yıllık ön lisans eğitimi almalarının sağlanmasına; Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesindeki İmam-Hatip Lisesi mezunları için ön lisans programı hazırlanmasının son aşamasına gelinmiş olmasına rağmen Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde çalışan Endüstri Meslek ve Teknik Lise çıkışlı teknisyenler için neden 2 yıllık ön lisans eğitim programı düzenlenmemiştir?

3. PTT Teknisyenleri üç yıl boyunca büyük mücadeleler verip PTT Genel Müdürlüğü, Ulaştırma Bakanlığı, Açık Öğretim Fakültesi ve Cumhurbaşkanlığı Makamından olumlu görüşler almalarına rağmen YÖK’ten olumsuz görüş almalarının nedeni nedir?

4. Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde çalışan teknisyenlerin 2 yıllık ön lisans eğitimi sorunlarını ne zaman çözmeyi düşünüyorsunuz?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı 8.7.1998 Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı: B.11.0.APK.0.10.01.21/EA-1000-11896

Konu: Trabzon Milletvekili Sayın Kemalettin Göktaş’ın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: a) TBMM Başkanlığının 8.6.1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/5285-13252/31607 sayılı yazısı.

b) Başbakanlığın 18.6.1998 gün ve B.02.0.KKG/106-799/3394 sayılı yazısı.

Trabzon Milletvekili Sayın Kemalettin Göktaş’ın Sayın Başbakanımıza yönelttiği 7/5285-13252 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Necdet Menzir Ulaştırma Bakanı

Trabzon Milletvekili Sayın Kemalettin Göktaş’ın 7/5285-13252 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular:

1. Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde özellikle PTT’de çalışan 15 bin’e yakın teknisyenlerin sorunları sizlere ulaşmış mıdır?

2. Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı bünyesindeki meslek lisesi mezunlarının Açık Öğretim yoluyla 2 yıllık ön lisans eğitimi almalarının sağlanmasına; Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesindeki İmam-Hatip Lisesi mezunları için ön lisans programı hazırlanmasının son aşamasına gelinmiş olmasına rağmen Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde çalışan Endüstri Meslek ve Teknik Lise çıkışlı teknisyenler için neden 2 yıllık ön lisans eğitim programı düzenlenmemiştir?

3. PTT Teknisyenleri üç yıl boyunca büyük mücadeleler verip PTT Genel Müdürlüğü, Ulaştırma Bakanlığı, Açık Öğretim Fakültesi ve Cumhurbaşkanlığı Makamından olumlu görüşler almalarına rağmen YÖK’ten olumsuz görüş almalarının nedeni nedir?

4. Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde çalışan teknisyenlerin 2 yıllık ön lisans eğitimi sorunlarını ne zaman çözmeyi düşünüyorsunuz?

Cevap:

Türk Telekom’un merkez ve taşra teşkilâtında görevli 10 bini aşkın Endüstri Meslek veya Teknik Lise çıkışlı Teknisyen unvanlı personelin önlisans eğitimi görmeleri ve bu eğitimlerinin Açıköğretim (Ekstern) şeklinde olması konusundaki istekleri uygun bulunarak konu 1994 yılında Yüksek Öğrenim Kurumuna (YÖK) intikal ettirilmiş ancak olumsuz cevap alınmıştır.

Konu daha sonra tekrar gündeme getirilmiş, eğitimin nasıl verileceği konusunda eğitimi verecek olan Eskişehir Anadolu Üniversitesi yetkilileri ve Teknisyenler Derneği yöneticileri ile görüşülerek mutabakata varıldıktan sonra tekrar bu konuda YÖK’e başvurulmuştur. Ancak YÖK’ün 26.10.1996 tarihli cevabıyla konu olumsuz karşılanmıştır.

Alınan bu olumsuz cevaplara rağmen PTT Teknisyenler Derneğinin Türk Telekom, Bakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığı Makamının yardımlarını talep etmeleri üzerine YÖK nezdinde tekrar girişimde bulunulmuş ancak 31.12.1997 gün ve 26714 sayılı cevapta 19.1.1996 tarihli YÖK Yürütme Kurulu Toplantısı sonucuna göre teklifin tekrar uygun görülmediği bildirilmiştir.

YÖK’ca uygun görülmeyip başlatılamayan ön lisans eğitimi hususunda Bakanlığımızca yapılabilecek başkaca bir işlem bulunmamaktadır.

2. – Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu’nun, Gaziantep’e yapılacak yatırımlar için ayrılan ödeneğe ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in yazılı cevabı (7/5393)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Doç. Dr. Kahraman Emmioğlu Gaziantep

Sorular:

1. Bakanlık olarak 1998 yılında Gaziantep’te hangi yatırımları plânladınız, plânladıklarınızdan hangilerini gerçekleştirdiniz?

2. Gaziantep ili için 1999’da yapmak istediğiniz yatırımlar nelerdir?

3. Yatırımlar için ayrılan ödenek tutarları ne kadardır?

T.C. Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı 10.7.1998 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı: B.15.O.APK.0.23.300-1055/11557

Konu: Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: 12.6.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/5393-13444/31910 sayılı yazınız.

Gaziantep Milletvekili Sayın Doç. Dr. Kahraman Emmioğlu’nun tarafıma tevcih etmiş olduğu 7/5393-13444 esas nolu yazılı soru önergesine ilişkin bilgiler ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı

Gaziantep Milletvekili Sayın Doç. Dr. Kahraman Emmioğlu’nun Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı (7/5393-13444 esas nolu)

Sorular 1, 2, 3:

1. Bakanlık olarak 1998 yılında Gaziantep’te hangi yatırımları plânladınız, plânladıklarınızdan hangilerini gerçekleştirdiniz?

2. Gaziantep ili için 1999’da yapmak istediğiniz yatırımlar nelerdir?

3. Yatırımlar için ayrılan ödenek tutarları ne kadardır?

Cevaplar 1, 2, 3:

Bakanlığıma bağlı Genel Müdürlüklerin Gaziantep ilinde 1998 yılında plânladıkları yatırımlar, gerçekleşme oranları, 1999 yılında yapmak istedikleri yatırımlar ve bu işler için ayrılan ödenek tutarları Genel Müdürlüklere göre aşağıda verilmiştir.

Enerji İşleri Genel Müdürlüğü:

Birecik Barajı ve HES Projesi:

Gaziantep İlinde, Şanlıurfa İli sınırları içerisini de kapsayan Fırat Nehri üzerinde Yap-İşlet-Devret Modeli ile gerçekleştirilmekte olan Birecik barajı ve HES’in (6x112 MW=672 MW) inşaatına 1996 yılının Nisan ayında başlanmış ve Nisan 1998 itibariyle inşaat çalışmalarının %50’si tamamlanmıştır.Yılda 2460 milyon kWh elektrik enerjisi üretecek olan bu santral 2262 milyon DM’a mal olacaktır.

İş programında öngörülen inşaat süresi 5,5 yıl olup, inşaatın tamamlanma tarihinin 4 ay öne çekilmesi için çalışmalar sürdürülmektedir. Tesislerin 2001 yılında işletmeye geçmesi plânlanmaktadır.

DSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ:

I. – BÜYÜK SU İŞLERİ:

Orta Ceyhan Menzelet II. Merhale Projesi:

DSİGenel Müdürlüğünce tarım ve enerji sektörlerinden birlikte yürütülmekte olan ve Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay illerini kapsayan proje kapsamında Kahramanmaraş ilinde Ceyhan nehri üzerinde inşa edilecek olan Klavuzlu barajında depolanacak 74 milyon m3 su ve 54 MW kurulu güçteki santralla yılda ortalama 100 milyon kilovatsaat enerji üretilmesi ve üç ilde toplam 96 963 hektarlık alanın sulanması hedef alınmış olup, 12.8.1993 tarihinde ihale edilen ve inşaatı sürdürülen Klavuzlu barajı ve HES inşaatının mukavelesine göre 2000 yılında ikmali programlanmıştır. 9368 hektarlık Klavuzlu sulaması 1 inci kısım inşaatı da 23.1.1998 tarihinde 9 239 trilyon TL’ye ihale edilmiştir. Diğer sulama inşaatları bütçe imkânlarına bağlı olarak ileriki yıllarda ele alınacaktır.

Söz konusu projeye 1998 yılı için tarım sektöründen 330 milyar TL (200 milyar TL bütçeden 130 milyar TL de özelleştirmeden) enerji sektöründen de 5,2 trilyon TL (1,5 trilyon TL bütçeden, 3,7 trilyon TL de özelleştirmeden) ödenek ayrılmıştır.

GAP (Kayacık):

Proje kapsamında Gaziantep-Oğuzeli ilçesi Kayacık köyü yakınlarındaki Aynifar deresi üzerinde yapılacak olan Kayacık barajında depolanacak 116,8 milyon m3 su ile Sacır suyu üzerinde yapılması planlanan Doğanpınar barajında depolanacak 197,5 milyon m3 sudan toplam 30 315 hektarlık alanın sulanması hedef alınmıştır. Kayacık barajının derivasyon tüneli 1990 yılında tamamlanmış olup, gövde inşaatı 26.5.1993 tarihinde ihale edilmiştir. Mukavelesine göre de 1999 yılında ikmali programlanmıştır. Kayacık sulaması inşaatı da 17.12.1996 tarihinde ihale edilmiş olup, 2000 yılında bitirilmesi öngörülmüştür. Doğanpınar barajı 1998 yılı ihale programındadır.

Projeye 1998 yılı için 1,4 trilyon TL ödenek (800 milyar TL bütçeden, 600 milyar TL’de özelleştirmeden) ayrılmıştır. Bu ödeneğe ilaveten projeye 3,2 trilyon TL ek ödenek sağlanması hususunda DSİ Genel Müdürlüğünce 16.6.1998 tarih ve B.15.1.DSİ.0.65.02.00.33/3 632 sayılı yazı ile Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı nezdinde gerekli girişimde bulunulmuştur.

GAP (Belkıs-Nizip Pompaj Sulaması):

Proje ile Birecik barajından pompajla 11 925 hektarlık alanın sulanması sağlanacak olup, Belkıs-Nizip pompaj sulaması işi 29.9.1995 tarihinde ihale edilmiştir. İnşaatı sürdürülen işin mukavelesine göre 2000 yılında ikmali programlanmıştır.

Projeye 1998 yılı için 1,3 trilyon TL, ödenek (1 trilyon TL bütçeden, 300 milyar TL’de özelleştirmeden) tefrik edilmiştir. Bu ödeneğe ilaveten projeye 350 milyar TL ek ödenek sağlanmıştır. 650 milyar TL’lik ilave ödenekte Yüksek Planlama Kurulunda onaydadır.

GAP (Sınır Fırat) (Karkamış Barajı ve HES):

Şanlıurfa ve Gaziantep illeri sınırları dahilinde yer alan ve Avusturya+Almanya+Fransa bankalar konsorsiyumunca kredi sağlanan proje kapsamındaki Karkamış barajında depolanacak 157 milyon m3 su ile 189 MW kurulu güçteki santral vasıtasıyla yılda 652 milyon kilovatsaat enerji üretilmesi plânlanmış olup, Karkamış barajı ve HES inşaatına 31.5.1996 tarihinde başlanılmıştır. I. Aşama derivasyon seddesi yapılarak santral ve dolusavakta kazı işlerinin % 57’si, beton işlerininde % 67’si tamamlanmıştır. Dolusavakta kapak montajına başlanılmıştır. Mukavelesine göre 2000 yılında ikmali programlanmıştır.

Projeye 1998 yılı için 5 trilyon TL ödenek tefrik edilmiştir.

GAP (Gaziantep Acil İçmesuyu):

Gaziantep iline 47,3 milyon m3 içme-kullanma ve endüstrisuyu sağlanmış olup, acil içme suyu projesi ile de yılda ortalama 94,6 milyon m3 içme-kullanma ve endüstri suyu temin edilmesi plânlanmıştır. Proje kapsamındaki işlerden 1991 yılında ihalesi yapılan ve mukavelesine göre 1999 yılında ikmali programlanan Çataltepe-Kartalkaya terfi hattı inşaatına ayrılabilen yıllık ödenekler nispetinde ve iş programlarına uygun olarak devam edilmektedir.

47,3 milyon m3 içme-kullanma ve endüstri suyu temin edecek olan Gaziantep içme-kullanma ve endüstri suyu temini 3 üncü kısım inşaatı da 28.3.1996 tarihinde ihale edilmiş olup, 2000 yılında ikmali plânlanmıştır.

II. – KÜÇÜK SU İŞLERİ:

1998 yılı yatırım programında Gaziantep iline ait küçük su işleri faaliyetleri kapsamında yürütülen toplam 1,517 trilyon keşif bedelli 14 adet taşkın koruma, toplam 75 milyar TL keşif bedelli 1 adet taşkın ve rusubat kontrolu, toplam 450 milyar TL keşif bedelli 1 adet yerüstüsuyu sulaması ile toplam 1,158 trilyon TL keşif bedelli 1 adet gölet inşaatı yer almaktadır.

GAP (Ballıkaya):

Proje kapsamında Gaziantep-Nurdağ ilçesi yakınlarında İçerisu deresi üzerinde yapılması plânlanan Ballıkaya barajında depolanacak 29,6 milyon m3 sudan Sağlık ovasında 1 123 hektarlık alanın sulanması öngörülmüş olup, proje 1999 yılı yatırım programı tasarı tekliflerimiz arasında değerlendirilecektir.

Ayrıca Genel Müdürlüğün 1998 yılı yatırım programında ve 1999 yılı yatırım programı tasarı teklifleri arasında yer alan Gaziantep ilindeki yatırımlarına ilişkin bilgiler ekteki tablo 1’de sunulmuştur.

TEAŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ:

TEAŞ Genel Müdürlüğünün 1998 yılı yatırım programında, Gaziantep ilinde yer alan 4 adet proje için 440 milyar TL ayrılmıştır.

“Gaziantep 380 TM’ne Ototrafo ilavesi” projesinin tesisi devam etmekte olup, % 45 gerçekleşme sağlanmıştır.

“Gaziantep IV TM” projesinin tesisi tamamlanmıştır.

“Birecik-Gaziantep EİH” ve “Gaziantep TM’de fider” projeleri ile ilgili ihale hazırlık çalışmaları sürdürülmektedir.

Ekteki tablo 2’de projelere ait detaylı bilgi verilmiştir.

1999 yılı yatırım programı çalışmaları henüz başladığından Gaziantep ili için 1999 yılında gerçekleştirilecek yatırımlar kesinlik kazanmamıştır.

TEDAŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ:

Genel Müdürlüğün sorumluluk alanına giren Şehir Şebekeleri grubunda 1 025 010 milyon TL lik, Köy Şebekeleri grubunda 245 500 milyon TL lik Kırsal Dağıtım Tesisleri grubunda 190 000 milyon TL lik ve diğer gruplarda da 8 800 milyon TL olmak üzere 1998 yılında toplam 1 469 310 milyon TL yatırım yapılması plânlanmış olup, 1998 yılı Mayıs ayı sonu itibari ile yapılan geçici harcama ise 223 515 milyon TL dir.

Genel Müdürlüğün 1999 yılı tasarı yatırım programı ise Temmuz ayı içerisinde belirlenecektir.

TPAO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ:

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın Gaziantep ilindeki yatırımları ise, ekli tablo 3’de görüldüğü gibi 1998 yılı için Gaziantep ili ile ilgili 625 565 milyon TL dış olmak üzere toplam 1 207 414 milyon TL yatırım ödeneği bulunmaktadır. 1998 yılında Mayıs sonu itibariyle, Gaziantep civarındaki Yananköy-4 ve Yananköy-5 kuyuları için yapılan Sondaj Öncesi Arama, Sondaj ve Kuyu Tamamlama Hizmetleri masrafları olarak toplam 71 029 milyon TL harcama yapılmıştır.

Ortaklığın 1999 yılı içerisinde de Sondaj Öncesi Arama Yatırımları ve Kuyu Tamamlama Hizmetlerinin yanısıra Ortak şirketlerle arama yatırımları çerçevesinde Gaziantep civarında % 51 TPAO, % 49 MND (Çek Cumhuriyeti) hisseli 5 adet toplam 11 300 m arama kuyusu açacak olup söz konusu yatırımlar için 206 055 milyon TL dış olmak üzere toplam 314 684 milyon TL yatırım yapmayı plânlamaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

3. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan SSK Hastanesinin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın yazılı cevabı (7/5421)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Prof. Dr. Nami Çağan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygıyla arz ederim.

13.2.1998 Tevhit Karakaya Erzincan

13 Mart 1992 depreminden sonra Dünya Bankasından temin edilen kredilerle SSK Erzincan Hastanesi en yeni teknolojiyle donatılmıştır.

Bu hastanemiz ne yazık ki teknolojik donanımına rağmen, özellikle sağlık elemanı yetersizliği nedeniyle istenilen seviyede bir hizmet verememektedir.

1. Erzincan SSK Hastanesinin idarî, teknik ve sağlık personeli açısından ihtiyacı ne zaman giderilecektir?

2. Erzincan SSK Hastanesi Fizik-Tedavi ünitesinin hizmete girmesi yönünde Bakanlığınız nezdinde taleplerimiz olmuştur. Bu hastanemize fizik tedavi ünitesinin kurulması çalışmaları hangi aşamadadır? Fizik Tedavi ünitesi ne zaman hizmete girecektir?

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 13.7.1998 Sosyal Güvenlik Kuruluşları Genel Müdürlüğü Sayı: B.13.0.SGK.0.13.00.01/4570-019608

Konu: Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: 15.6.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/5421-11052/27860 sayılı yazınız.

Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya tarafından hazırlanan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 98 inci maddesi uyarınca (7/5421) esas numarası ile yazılı soruya çevrilen “Sosyal Sigortalar Kurumu Erzincan Hastanesinin personel ihtiyacı ve Hastanede Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ünitesi kurulmasına ilişkin” soru önergesi, 4792 sayılı Kuruluş Kanunu gereğince idarî ve malî bakımdan özerk bulunan Sosyal Sigortalar Kurumuna incelettirilmiş olup, alınan cevabî yazıda;

13 Mart 1992 tarihinde Erzincan İlimizde meydana gelen depremde onarılamayacak derecede hasar gören Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesinin, Dünya Bankasından sağlanan kredi ile 100 yataklı olarak yeniden inşa edildiği ve 24 Ağustos 1996 tarihinde faaliyete geçirildiği,

Hastanede halen, 17 doktor, 2 eczacı, 39 hemşire ve 13 sağlık teknisyeni olmak üzere diğer personel ile birlikte toplam 193 kişinin görev yaptığı,

Mevcut kadrolara göre bir şef, bir memur ve bir ambar memuruna gereksinim bulunduğu,

Erzincan Hastanesinde halen bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının görev yaptığı, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ünitesi kurulması çalışmalarının sürdürüldüğü, bu ünitenin faaliyete geçirilebilmesi için gerekli olan tıbbi donanımın alınmasına ilişkin işlemlerin ihale aşamasında olduğu,

bildirilmiştir.

Diğer taraftan, sağlık tesislerimizde, standartlara göre olması gereken kadro sayısının belirlenmesi amacıyla yapılan araştırmalar sonucu Erzincan Hastanesinin 137 ek kadroya gereksinimi bulunduğu saptanmıştır. Bakanlığımızca hazırlanarak Başbakanlığa sunulan Sosyal Sigortalar Kurumu Kadro Yasa Tasarısında ihdası öngörülen 16 900 ek kadro arasında bu kadrolara da yer verilmiştir. Gereksinim duyulan kadrolar arasında uzman ve pratisyen hekim ile eczacı, diş tabibi, hemşire, ebe, sağlık teknisyeni ve idarî personel kardoları bulunmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Nami Çağan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

4. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Başbakanlık Devlet Arşivinin muhafaza ve yönetimi projesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Yücel Seçkiner’in yazılı cevabı (7/5449)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Başbakan’a yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular:

Başbakanlık Devlet Arşivinin Muhafaza ve Yönetimi Projesi ile ilgili olarak:

1. Projenin amacı ve kapsamı doğrultusunda yapılan işler nelerdir?

2. Osmanlı Arşivlerinin Muhafaza ve Yönetimi kapsamında yapılan işler nelerdir?

Türk Tarih Kurumu’nun proje ile ilgisi nedir, kurumla bir protokol yapılmışsa protokol esasları nelerdir?

3. Osmanlı Arşivinde kaç belge bulunmaktadır? Bu belgelerden kaçı dijital ortama aktarılacaktır?Tüm belgelerin muhafazası ne zaman tamamlanacaktır?

4. Belgelerin mikrofilm veya başka bir teknikle muhafasazının maliyeti ve belgelerin kullanılan tekniklere göre ömrü nedir? Şu anda belgelerin muhafazası için hangi teknoloji hangi kıstaslarla tercih edilmiştir?

5. Konu hakkında Milliyet Gazetesi yazarlarından Şeref Oğuz’un 7.1.1998, 9.1.1998, 10.1.1998, 9.3.1998 günlü yazıları ile Hürriyet Gazetesinin 10 Mayıs 1998 günlü 16 ncı sayfasında “Tarihin Arka Odası” köşesindeki Osmanlı arşivlerini üste 1 trilyon verip işte böyle batıracağız başlıklı yazılardaki iddialara bugüne kadar cevap verilmiş midir?

T.C. Devlet Bakanlığı 8.7.1998 Sayı: B.02.0.005/00458

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 17.6.1998 tarih ve KAN. KAR. MD. A01. 0.GNS.0.10.00.02-7/5449-13598/32225 sayılı yazısı.

Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği ve tarafımdan cevaplandırılması tensip edilen 7/5449-13598 esas nolu yazılı soru önergesine verilen cevap ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Yücel Seçkiner Devlet Bakanı

T.C. Başbakanlık Müsteşarlığı 29.6.1998 Sayı: B.02.0.MÜS.0.13.00.00/250

Devlet Bakanlığına

(Sn. Yücel Seçkiner)

İlgi: 22.6.1998 tarih ve B.02.005/06433 sayılı yazınız.

İlgi yazı ile Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın sayın Başbakanımıza tevcih ettiği ve tarafınızdan cevaplandırılmasını istediği soru önergesine ilişkin cevap yazısı ekte bilgilerinize sunulmuştur.

Saygılarımla arz ederim.

Dr. Füsun Koroğlu Müsteşar Yardımcısı

Soru 1. Başbakanlık Devlet Arşivinin muhafaza ve yönetimi projesinin amacı ve kapsamı doğrultusunda yapılan işler nelerdir?

Cevap 1. Bilindiği üzere Arşivler devlet ve milletlerin bilgi hazinesidir. Buna bağlı Osmanlı Arşivleri de Osmanlı İmparatorluğunun 600 yıllık tarihinin hazinesi olup, bu imparatorluktan sonra kurulan 43 devletin de tarihi geçmişini içermektedir.

Gerek Osmanlı Arşivlerinde gerekse Cumhuriyet Arşivlerinde Devletimiz açısından Ermeni mezaliminden Menemen olayına, tapu tahrir belgelerinden İstiklâl Mahkemesi kararlarına kadar ciddi anlamda önemi haiz bir dizi belge mevcuttur.

Osmanlı Tatar Belgelerinin de Amerika’da satıldığı, yani bu tarihi hazinenin bir bölümünün ne zaman olduğu bilinmemekle birlikte yurtdışına kaçırıldığı ayrıca tespit edilmiştir.

Diğer taraftan herhangi bir araştırmacı veya belgelerin tasnifinde görevli personel tarihi eser niteliğindeki ve bozulmaya müsait bu belgelerin orjinali ile çalışabildiği gibi fotokopileri de çekilerek kendilerine verilmektedir. Bu yolla Osmanlı Arşivlerinden ayda ortalama 35 bin belge fotokopisi çekilmektedir. Böylece son derece hassas olan bu belgelerin elden ele dolaşması tahribatın süresini hızlandırmaktadır.

Başbakanlık Müsteşarlığının amacı ise bu belgelerin soğuk ışıklı tarayıcılarla bilgisayar ortamına aktarılması, altı ayrı depoda duran orjinal belgelerin muhafaza edilerek koruma altına alınmasını sağlamaktır.

Soru 2. Osmanlı Arşivlerinin muhafaza ve yönetimi kapsamında yapılan işler nelerdir. Türk Tarih Kurumunun proje ile ilgisi nedir? Kurumla bir protokol yapılmışsa protokol esasları nelerdir?

Cevap 2. Arşivin biran önce kurtarılması için soğuk ışıklı belgeye zarar vermeyecek “fluoresent lamp” türünden yeni ve özel tarayıcılarla belgelerin bilgisayar ortamına aktarılması, tasnifi yapılan belgelerin kataloglarının da internet aracılığı ile araştırmacılara sunulması plânlanmıştır.

Arşivlerde tarihi eser niteliğinin yanı sıra gizlilik taşıyan önemli belgeler de mevcuttur. Türk Tarih Kurumu Başkanı sayın Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu daha önce Arşivlerde Genel Müdür Yardımcılığı yapmış son derece deneyimli bir bürokrattır. Kendileri bu projenin koordinatörü olarak düşünülmüştür. Diğer taraftan Türk Tarih Kurumu gerek kuruluş amacı, gerek kamu kurumu olması nedeniyle yukarıda sayılan işleri en iyi şekilde yürütebilecek bir kurumdur. Bu nedenle projenin kendilerine yaptırılması düşünülmüştür. Zaten mevcut Genel Müdürlük Osmanlı Arşivlerindeki 468 personeline rağmen belgelerin 15 yılda sadece yüzde 10’unu tasnif edebilmiştir. Aynı hızla giderse ek fotoğrafta görüldüğü gibi süprülen belge enkazlarından başka birşey elimizde kalmayacaktır.

Kurumla yapılacak protokol çerçevesinde yaklaşık 350 milyar TL’lik yazılım-donanım alınarak, sayfa başına 116 bin TL’lik maliyetle belgeler bilgisayar ortamına alınacaktır.

Soru 3. Osmanlı Arşivinde kaç belge bulunmaktadır. Bu belgelerden kaçı dijital ortama aktarılacaktır. Tüm belgelerin muhafazası ne zaman tamamlanacaktır?

Cevap 3. Bu belgeler yaklaşık 150 milyon adet civarındadır. Halen depolarda son derece de sağlıksız bina ve şartlarda muhafaza edilmekte olup % 70’i nem ve sıcaktan tahrip olmuştur. Eğer korunmaya alınmazlarsa bir kaç yıl sonra da tamamıyla kullanılamaz hale dönüşecektir.

Proje 3 vardiya 200 ek sözleşmeli personel ile 8 ay süre devam edecektir. Bu 8 aylık süre sonunda mevcut personel eğitilmiş olacak ve eğer bilgisayar işlemleri bitirilememiş ise bu personel çalışmaları aynı şekilde devam ettirecektir. Ayrıca internetten sağlanacak gelirle de Osmanlı Arşivleri kendi kendini finanse edecek bir müessese haline dönüşecektir.

Soru 4. Belgelerin mikro film veya başka bir teknikle muhafazasının maliyeti ve belgelerin kullanılan tekniklere göre ömrü nedir? Şu anda belgelerin muhafazası için hangi teknoloji hangi kıstaslara tercih edilmiştir.?

Cevap 4. Belgelerin mikro filmle muhafazası da düşünülebilir. Ancak bu yolla ne katalog hazırlanması, ne de kaybolan belgelerin tespit edilmesi mümkün görülmemektedir. Üstelik mikro film 1980’lerin geri kalmış teknolojisidir. Bilgisayar çağının süratle ilerlediği bu dönemde bir köşe yazarının önce ille mikro film diye diretmesi, daha sonra da kendisine “Niye geri kalmış bir teknolojiyi diretiyorsunuz.” sorusu yöneltildiğinde “CD’ler eskidi, DVD’ler daha on teknoloji” şeklinde cevap vermesi ve kompakt disklerin silindiğini örnek göstererek Arşivlerin yok olacağından bahsetmesi son derece ilginçtir. Çünkü biz Arşivleri bilgisayar ortamına geçirirken herhalde en az 3-4 kopya yapmayı mutlaka düşünmüşüzdür. Ayrıca Arşivleri kopyaladıktan sonra imha etmek gibi bir niyetimiz yoktur. Belgeler ışık ve nemden uzak özel dosyalarda ve kasa dairesinden daha emin yerlerde muhafaza edilecektir. Şu anda 6 ayrı depoda ve Dolmabahçe Sarayının arşiv belgelerinden daha berbat bir durumdadır.

Soru 5. Konu hakkında Milliyet Gazetesi yazarlarından Şeref Oğuz’un 7.1.1998, 9.1.1998, 10.1.1998, 9.3.1998 günlü yazıları ile Hürriyet Gazetesinin 10 Mayıs 1998 günlü 16 ncı sayfasında Tarihin Arka Odası köşesindeki “Osmanlı Arşivlerini Üstte Bir Trilyon Verip Böyle Batıracağız” başlıklı yazılarındaki iddialarına bugüne kadar cevap verilmiş midir?

Cevap 5. Konu hakkındaki yazılar başlangıçta tekzip edilmiş ama daha sonra gerçek amacından saptığı anlaşıldığı için cevap verilmeye değer görülmemiştir.

5. – Erzurum Milletvekili Abdulilah Fırat’ın, Hınıs-Başköy barajı projesine ilişkin sorusu ve Erenji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in yazılı cevabı (7/5464)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim.

11.6.1998 Abdulilah Fırat Erzurum

Soru: 1996 yılı yatırım programında yer alan Hınıs-Başköy barajı için bu güne kadar hiçbir şey yapılmamıştır. Bölge için önemine ve bölgenin mahrumiyetine rağmen öncelikli olması gereken bu yatırım için neden ödenek ayrılmamaktadır?

T.C. Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı 10.7.1998 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı: B.15.O.APK.0.23.300-1051/11553

Konu: Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: TBMM Başkanlığının 23.6.1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-13894 sayılı yazısı.

Erzurum Milletvekili Sayın Abdulilah Fırat’ın tarafıma tevcih ettiği 7/5464-13631 esas nolu yazılı soru önergesi TBMM İçtüzüğünün 99 uncu maddesi gereği cevaplandırılarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı

Erzurum Milletvekili Sayın Abdulilah Fırat’ın Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı (7/5464-13631)

Soru: 1996 yılı yatırım programında yer alan Hınıs-Başköy Barajı için bu güne kadar hiçbir şey yapılmamıştır. Bölge için önemine ve bölgenin mahrumiyetine rağmen öncelikli olması gereken bu yatırım için neden ödenek ayrılmamaktadır?

Cevap: 1995 yılında TBMM Plân-Bütçe Komisyonunda verilen önerge ile DSİ Genel Müdürlüğü Yatırım Programına alınan Hınıs I. Merhale Projesi kapsamında Hınıs-Başköy deresi üzerinde inşa edilecek olan, temelden 101 m. talvegden 95 m. yükseklikteki Başköy Barajında, depolanacak 179 milyon m3 su ile 19 312 hektarlık alanın sulanması öngörülmüş olup, baraj inşaatı 16.12.1997 tarihinde 2 958 trilyon TL’ye ihale edilmiştir.

15.4.1998 tarihinde de işe başlanılan Başköy Barajında yüklenici firma tarafından arazi çalışmalarının büyük bir bölümü yapılmıştır. Proje çalışmalarına da devam edilmektedir.

Söz konusu projeye 1998 yılı için 20 milyar TL bütçeden, 10 milyar TL’de özelleştirmeden olmak üzere toplam 30 milyar TL ödenek temin edilmiştir.

6. – Trabzon Milletvekili İsmail İlhan Sungur’un, Emekli Sandığına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/5493)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Zekeriya Temizel tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

Prof. Dr. İ. İlhan Sungur Trabzon

Emekli Sandığının aralarında tatil köyleri, oteller, işhanlarının bulunduğu 2000 adet taşınmazı olduğu bilinmektedir. Söz konusu taşınmazların bugünkü fiatlarla değeri yaklaşık bir milyar dolar (260 trilyon) civarındadır. Sandığın trilyonluk gayrimenkullerden elde ettiği kira geliri, ancak taşınmazların onarımına harcanan parayı karşılayabilmektedir. Halbuki sandık milyonlarca kamu çalışanından topladığı primlerle bu gayrimenkulleri satın almaktadır.

1. Devletten her yıl trilyonlarca liralık destek alan Emekli Sandığı, trilyonlarca liralık gayrimenkulleri niçin gerçek değerleri üzerinden kiraya vermemektedir?

2. Emlâk değeri yüksek olan bu taşınmazların bir kısmının gerçek değerleri üzerinden satılıp, kurumda yapısal düzenlemelere gidilerek sandığın hazineye dolayısıyla bütçeye olan maliyeti azaltılmaz mı?

T.C. Maliye Bakanlığı 10.7.1998 Personel Genel Müdürlüğü Sayı: B.07.0.PER.0.29/1-22-257-029937

Konu: İ. İlhan Sungur’un soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterliği

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığına)

İlgi: 23.6.1998 tarih ve 13895 sayılı yazınız.

Mülkiyeti T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne ait gayrimenkullerin düşük bedelle kiraya verildiği hakkında tarafımdan yazılı olarak cevaplandırmak üzere Trabzon Milletvekili İ. İlhan Sungur tarafından sorulan ve ilgi yazıda belirtilen sorulara ilişkin cevabım ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Zekeriya Temizel Maliye Bakanı

Trabzon Milletvekili Sayın İ. İlhan Sungur Tarafından Sorulan T.C. Emekli Sandığı Gayrimenkullerine İlişkin Cevap

Mülkiyeti T.C. Emekli Sandığına ait İstanbul Hilton Oteli dahil 7 adet Otel, 2 adet Tatil Köyü, Akar tesisleri olarak Ankara’da 3 işhanı, 3 bina, İstanbul’da 3 işhanı, Eskişehir ve Bursa (eski) otogarları ile muhtelif yörelerde bulunan 10 adet arsası bulunmaktadır. (Bazıları Sit alanında ve korumaya tabidir.)

İşletmelerden 1997 yılı sonu itibariyle elde edilen gelirler aşağıda gösterilmiştir.

İŞLETMELER GELİRLER (TL)

OTELLER 3 386 000 000 000. –

TATİL KÖYLERİ 100 700 000 000. –

İŞHANLARI 294 000 000 000. –

OTOGAR VE OTOPARK 75 500 000 000. –

DİĞER BİNALAR + 261 600 000 000. –

4 117 800 000 000. –

Akar gelirlerinin artırılması için 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanuna bir geçici madde eklenmesine dair hazırlanan Kanun Taslağı, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminde olup, yasalaşması beklenmektedir.

Sandığın gayrimenkullerin satışına ilişkin 5.2.1997 gün ve 4227 sayılı Yasa üzerine öncelikle işhanlarının bağımsız bölümler haline getirilmesi çalışmaları başlatılmış, diğer taraftan da satışı gerekli görülen gayrimenkullerin (Otel, Tatil Köyleri, İşhanları, Otogarlar, Arsalar vs.) ekspertiz değerlerinin tespiti yaptırılmıştır.

Ancak, Anayasa Mahkemesince, satışa ilişkin usul ve esasların Bakanlar Kurulu Kararıyla değil, yasa ile tespitinin gerektiği gerekçesiyle, yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi nedeniyle satış işlemleri durdurulmuştur.

4227 sayılı Kanunun ilgili maddesinin yeniden kanunlaşması halinde işlemlere devam edilecektir.

7. – Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım’ın, Elazığ İlindeki bazı sulama projelerinin durumuna ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in yazılı cevabı (7/5497)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın Cumhur Ersümer tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

12.6.1998 Ömer Naimi Barım Elazığ

1. Elazığ Kuzova Pompaj Sulama Projesi için 1 inci pompadan 1085 ve 1100 m kotlarında 21.109 ha sulaması düşünülen inşaat çalışmaları hangi aşamadadır? Sulama projesi ne zaman bitirilecektir? Sulama fiilen hangi yıl başlayacaktır?

2. 1100-1200 m kotları arasında kalan Yukarı Çöteli Pompaj Sulama alanı 7220 ha’lık sulama proje çalışması bitirilmiş midir? Bu proje ne zaman inşaat programına alınacaktır? Alınmış ise proje hangi aşamadadır?

3. Uluova-Eyüpbağları (Aybağı) Pompaj Sulaması su ihtiyacını karşılamıyor. Bu projenin sonu sayılan Hoşköy’ü (Kıraç) tarafından gölden su alınarak şebekenin desteklenmesi ve Uluova’nın tamamının rahat sulanabilmesi için ikinci bir pompa istasyonu (Hoşköy’ü veya Kıraç Köyü önünde) yapmayı düşünüyor musunuz? Sedeftepe projesi olarak adlandırılan bu proje çalışmaları ne durumdadır?

4. Elazığ’a 10-12 km mesafedeki Serince Projesi çalışmaları ne durumdadır? Keban gölünden pompajla sulanması düşünülen Serince, Beşoluk ve Erbil köylerine ait 1050 ha arazinin sulanması için bu projenin Kuzova projesi kapsamında yapılmasını düşünüyor musunuz?

5. Elazığ Serince sulama projesini müstakilen yapmayı düşünüyorsanız çalışmalar hangi aşamadadır? İhale safhasına ne zaman gelecektir?

6. Elazığ DSİ 9 uncu Bölge Müdürlüğünün 1996-1997 yılları kesin proje kademesinde olan Kanatlı, Hatunköy ve Baltaşı projeleri ne durumdadır? Bu projeler ne zaman ihale edilecektir?

T.C. Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı 10.7.1998 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı: B.15.O.APK.0.23.300-1050/11552

Konu: Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: TBMM Başkanlığının 23.6.1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-13894 sayılı yazınız.

Elazığ Milletvekili Sayın Ömer Naimi Barım’ın tarafıma tevcih ettiği 7/5497 esas nolu yazılı soru önergesi TBMM İçtüzüğünün 99 uncu maddesi gereği hazırlanarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı

Elazığ Milletvekili Sayın Ömer Naimi Barım’ın Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı (7/5497-13686)

Soru:

Elazığ Kuzova Pompaj Sulama Projesi için 1 inci pompadan 1085 ve 1100 m kotlarında 21 109 ha sulaması düşünülen inşaat çalışmaları hangi aşamadadır? Sulama projesi ne zaman bitirilecektir? Sulama fiilen hangi yıl başlayacaktır?

Cevap 1:

DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen ve su kaynağı Keban Barajı olan 21 909 hektarlık Kuzova Pompaj Sulaması Projesi kapsamındaki sulama tesislerinden 4 783 hektarlık Kuzova Pompaj Sulaması 1 inci Kısım inşaatı (Ziyaret pompa istasyonu) 1993 yılında ihale edilmiş olup, inşaatı sürdürülen söz konusu işin yıllık ödenek ihtiyaçlarının aynen karşılanması halinde 2000 yılında ikmali programlanmıştır.

Kesin proje çalışmaları tamamlanan 4 894 hektarlık Kuzova Pompaj Sulaması 2 nci Kısım inşaatı (Menşeli pompa istasyonu) işinin de 1998 yılında ihalesi plânlanmış olup, Bütçe Kanununun 10 uncu maddesinin (a) bendine göre işin ihale edilebilmesi için 1998 yılı ödeneğinin toplam keşif bedelinin % 10’undan az olmaması gerektiğinden yeterli ödeneğin sağlanmasını müteakip ihalesi yapılabilecektir.

Soru 2:

1100-1200 m. kotları arasında kalan Yukarı Çöteli Pompaj Sulama alanı 7220 ha’lık sulama proje çalışması bitirilmiş midir? Bu proje ne zaman inşaat programına alınacaktır? Alınmış ise proje hangi aşamadadır?

Cevap 2:

1100-1200 kotları arasında kalan 7220 hektarlık arazinin sulanması konusu Kuzova Pompaj Sulaması Projenin plânlama raporu kapsamında incelenmiş ancak, günümüz koşullarında ekonomik bulunmamıştır. Önümüzdeki yıllarda değişen şartlar dikkate alınarak yeniden incelenebilecektir.

Soru 3:

Uluova - Eyüpbağları (Aybağı) Pompaj Sulaması su ihtiyacını karşılamıyor. Bu projenin sonu sayılan Hoşköy’ü (Kıraç) tarafından gölden su alınarak şebekenin desteklenmesi ve Uluova’nın tamamının rahat sulanabilmesi için ikinci bir pompa istasyonu (Hoşköy’ü veya Kıraç Köy’ü önünde) yapmayı düşünüyor musunuz? Sedeftepe projesi olarak adlandırılan bu proje çalışmaları ne durumdadır?

Cevap 3:

Su kaynağı Keban Barajı ve Hazar Gölü olan Uluova Eyüpbağları pompaj sulaması 1987 yılında işletmeye açılmış olup, 9 537 hektarlık alanda sulamaya geçilmiştir. Söz konusu işde sulama oranı işletmeye açıldığı yıldan bu yana % 35 ile % 54 arasında değişmektedir. Bu değişiklik ilkbahar yağışlarının yeterli olduğu yıllarda hububatın sulanmaması ile ilgilidir. Ayrıca, şebekenin % 25’inde sulu tarım yapılmamaktadır. Son beş yıllık değerlendirmelere göre de sulama alanına bitkilerin su ihtiyacından daha fazla suyun verildiği görülmektedir. Sulama randımanı % 30 civarındadır.

Sedeftepe Projesi Elazığ Uluova projesi kapsamında bulunan YASsulaması kuyularının bir kısmı Elazığ ilinin uzun vadeli su ihtiyacının karşılanmasında kullanılacağından bu kuyulardan sulanması plânlanan araziler, Elazığ Uluova Projesi ana kanalının son kısımlarında bulunan alanlar ile sulama ihtiyacı bulunan toplam 10 338 hektarlık alanın sulanması amacıyla geliştirilmiş olup, plânlama çalışmaları tamamlanan söz konusu proje kat’i proje çalışmalarının ikmalini müteakip bütçe imkânlarına bağlı olarak önümüzdeki yıllar yatırım programlarına teklif edilebilecektir.

Soru 4:

Elazığ’a 10-12 km mesafedeki Serince Projesi çalışmaları ne durumdadır? Keban gölünden pompajla sulanması düşünülen Serinci, Beşoluk ve Erbil köylerine ait 1050 ha arazinin sulanması için bu projenin Kuzova projesi kapsamında yapılmasını düşünüyor musunuz?

Soru 5:

Elazığ Serince sulama projesini müstakilen yapmayı düşünüyorsanız çalışmalar hangi aşamadadır? İhale safhasına ne zaman gelecektir?

Cevap 4, 5:

Kuzova Pompaj Sulaması Projesi kapsamında olmayıp müstakil bir proje olan Serince Projesi ile Elazığ il merkezinin 20 km. kuzeyinde Serince ve civarındaki bir kısım köylere ait 1 400 hektarlık alanın Keban Baraj gölünden pompajla iki kademeli olarak sulanması öngörülmüştür. Projenin plânlama çalışmalarına devam etmekte olup, 1998 yılında ikmali programlanan bu çalışmaların bitirilmesini müteakip projenin kat’i proje çalışmalarına geçilecek ve proje teknik ve ekonomik yönden yapılabilir bulunduğu takdirde bütçe imkânlarına bağlı olarak ileriki yıllar yatırım programlarına teklif edilebilecektir.

Soru 6: Elazığ DSİ 9 uncu Bölge Müdürlüğünün 1996-1997 yılları kesin proje kademesinde olan Kanatlı, Hatunköy ve Baltayı projeleri ne durumdadır? Bu projeler ne zaman ihale edilecektir?

Cevap 6:

Elazığ - Kanatlı Projesi DSİ Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilerek önceki yıllarda işletmeye açılmış olan Palu - Kovancılar Projesinin 3 üncü kademesi olarak geliştirilmiş olup, proje kapsamındaki Gevla Çayı üzerinde yapılması plânlanan Kanatlı Barajında depolanacak 44.3 milyon m3 su ile Demirci ve Kuşçu Ovalarında 4 911 hektarlık alanın sulanması hedef alınmıştır. DSİ Genel Müdürlüğünün 1998 yılı yatırım programına tarım sektöründen 1 milyar TL. ödenekle yeni proje olarak alınan söz konusu projeye başlanılabilmesi Devlet Plânlama Teşkilâtı Müsteşarlığının iznine ve yeterli finansmanın sağlanmasına bağlı bulunmaktadır.

Elazığ-Baltaşı Projesi kapsamında Palu ilçesinin güneyinde Caro Çayı üzerinde yapılması öngörülen Hamzabey Barajında depolanacak 55,5 milyon m3 sudan Baltaşı Ovasında 4 367 hektarlık alanın sulanması planlanmış olup projenin kat’i proje çalışmaları sürdürülmektedir.

Elazığ - Hatunköy Projesi kapsamında Behramaz Çayı üzerinde yapılması planlanan Hatunköy Barajında depolanacak 72 milyon m3 su ile de Behramaz Ovasındaki 3 554 hektarlık alanın sulanması sağlanacak olup, projenin kesin proje çalışmaları tamamlanmıştır.

Her iki proje de DSİ Genel Müdürlüğünün 1998 yılı yatırım programına teklif edilmiş ancak alınmamıştır. Söz konusu projeler 1999 yılı yatırım programına yeni proje teklif edilebilmesi halinde dikkate alınabilecektir.

8. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, bir barajın ihalesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in yazılı cevabı (7/5512)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın M. Cumhur Ersümer tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

15.6.1998 Zeki Ünal Karaman

13 Haziran 1998 tarihli Âkit Gazetesinde ANAP Milletvekili Ali Talip Özdemir’in kayınpederinin sahibi olduğu ifade edilen Özaltın Firmasına davet usulüyle bir baraj inşaatının, 1 Ocak 1998 tarihinde % 15 tenzilatla 20 trilyon liralık bir ihaleyle verildiği iddia edilmektedir.

Sorularım şunlardır:

1. Bu iddialar doğru mudur?

2. Doğru ise ihale edilen barajın adı nedir? Yatırım programına ne zaman alınmıştır?

3. % 15 tenzilatla işi aldığı söylenen Özaltın Firmasının dışında davet edilen firmalar var mıdır? İsimleri nelerdir?

T.C. Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı 10.7.1998 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı: B.15.O.APK.0.23.300-1056/11558

Konu: Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: TBMM Başkanlığının 23.6.1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-13894 sayılı yazınız.

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın tarafıma tevcih ettiği 7/5512-13717 esas nolu yazılı soru önergesine ilişkin bilgiler hazırlanarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

(7/5512-13717 esas nolu)

Sorular: 1, 2, 3:

13 Haziran 1998 tarihli Âkit Gazetesinden ANAP Milletvekili Ali Talip Özdemir’in kayınpederinin sahibi olduğu ifade edilen Özaltın Firmasına davet usulüyle bir baraj inşaatının, 1 Ocak 1998 tarihinde % 15 tenzilatla 20 trilyon liralık bir ihaleyle verildiği iddia edilmektedir.

Sorularım şunlardır:

1. Bu iddialar doğru mudur?

2. Doğru ise ihale edilen barajın adı nedir? Yatırım programına ne zaman alınmıştır?

3. % 15 tenzilatla işi aldığı söylenen Özaltın Firmasının dışında davet edilen firmalar var mıdır? İsimleri nelerdir?

Cevaplar 1, 2, 3:

Soru önergesinde konu edilen 20 trilyon keşif bedelli Kığı Barajı ve HES inşaatı işinin ihalesi DSİ Genel Müdürlüğünce 19.1.1998 tarihinde “Belli İstekliler Arasında Kapalı Teklif” usulü ile ve birim fiyatların her biri için geçerli olmak üzere işin tümüne indirim vermek suretiyle yapılmış ve iş % 15,11 indirim oranı ile Özaltın İnş. Tic. ve San. A.Ş.’ne ihale edilmiştir.

Kığı Barajı ve HES inşaatı işi 30.10.1997 gün ve 97/119 sayılı Yüksek Plânlama Kurulu Kararı ile DSİ Genel Müdürlüğünün 1997 Malî Yılı Yatırım Programı Enerji Sektörü Kığı Barajı ve HES Projesi kapsamına dahil edilmiştir.

Kığı Barajı ve HES İnşaatı işinin ihalesine davet edilen 25 firmanın unvanları aşağıdadır.

FİRMALAR:

1. AGE İnş. ve Tic. Ltd. Şti.

2. AS-KA İnş. A.Ş.

3. AYDINER İnş. A.Ş.

4. EREN İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.

5. GÖÇAY İnş. Taah. ve Tic. A.Ş.

6. GÜRİŞ İnş. ve Müh. A.Ş.

7. İÇKALE İnş. Ltd. Şti.

8. İÇTAŞ İnş. San. ve Tic. A.Ş.

9. İSMAİL ÇELİK İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.

10. KİSKA Komandit Şti.

11. KOÇOĞLU İnş. San. ve Tic. A.Ş.

12. KOLİN İnş. İma. ve Tic. A.Ş.

13. LİMAK İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.

14. NUROL İnş. ve Tic. A.Ş.

15. ORTEK İnş. San. ve Tic. ve San. A.Ş.

16. ÖZALTIN İnş. Tic. ve San. A.Ş.

17. ÖZKAR İnş. San. ve Tic. A.Ş.

18. PEKER İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.

19. RUTO Taah. ve İnş. Ltd. Şti.

20. TİSAN İnş. ve San. A.Ş.

21. ÜNAL İnş. ve Tic. Ltd. Şti.

22. YET Yapı End. ve Tic. Ltd. Şti.

23. YÜCELEN İnş. ve Tic. A.Ş.

24. YÜKSEL İnş. A.Ş.

25. ZİYA ÇARMIKLI Mües. İnş. ve Tur. A.Ş.

9. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, olağanüstü hal bölgesinde görev yapan askerlerin ulaşım sorununa ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/5516)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

12.6.1998 Zeki Ünal Karaman

Olağanüstü hal bölgesinde askerlik ve görev yapan subay, astsubay, er ve erat, nakil, izin veya terhis sebebiyle bölgelerinden ayrılarak memleketlerine yahut görev yerlerine gitmek istediklerinde güvenlik nedeniyle, birlikleri tarafından uçakla gönderilmektedirler. Ancak 4 ay önceden bilet almak isteyenler bile uçak seferlerinin yetersiz kalması nedeniyle bilet alamadıklarını ifade etmektedirler. Hakkâri-Çukurca’da askerlik yapan Karamanlı er Abdullah Aksoy’un izinli olarak 7 Ağustos’ta Van’dan Ankara’ya gelmek istediği halde bilet bulamaması bunun somut bir örneğidir.

Sorularım şunlardır:

1. Sorunun çözümü için ek seferler konulamaz mı?

2. Özel hava yolları şirketleriyle anlaşarak bu sorun çözülemez mi?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 6.7.1998 Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21/EA/-990-11799

Konu : Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 23.6.1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-13889 sayılı yazınız.

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın 7/5516-13721 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Necdet Menzir Ulaştırma Bakanı

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın 7/5516-13721 Sayılı
Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Soru

Olağanüstü hal bölgesinde askerlik ve görev yapan subay, astsubay, er ve erat, nakil, izin veya terhis sebebiyle bölgelerinden ayrılarak memleketlerine yahut görev yerlerine gitmek istediklerinde güvenlik nedeniyle, birlikleri tarafından uçakla gönderilmektedirler. Ancak 4 ay önceden bilet almak isteyenler bile uçak seferlerinin yetersiz kalması nedeniyle bilet alamadıklarını ifade etmektedirler. Hakkâri-Çukurca’da askerlik yapan Karamanlı er Abdullah Aksoy’un izinli olarak 7 Ağustos’ta Van’dan Ankara’ya gelmek istediği halde bilet bulamaması bunun somut bir örneğidir.

Sorularım şunlardır :

1. Sorumun çözümü için ek seferler konulamaz mı?

2. Özel hava yolları şirketleriyle anlaşarak bu sorun çözülemez mi?

Cevap

1. Bakanlar Kurulunun 22.8.1990 gün ve 90/822 Sayılı Kararı ile özelleştirilmesine karar verilerek Başbakanlığa (Özelleştirme İdaresi Başkanlığı) bağlanan THY A.O.’nın şu andaki mevcut filo yapısı ve programlanmış Yaz Programı çerçevesinde bu hatta ek seferlerin yapılması mümkün görülmemektedir.

Ancak, sezon ve dönemler de dikkate alındığında talebin olduğu yerlere ilave seferler koymak için çaba sarfedilmektedir.

Şu anda THY, Ankara-Van-Ankara arasında karşılıklı olarak günde iki sefer yapmaktadır.

2. Özel Havayolu Şirketleri, iç hat uçuşlarında Bakanlığımızca desteklenmesine rağmen THY’de olduğu gibi filo imkânlarının yanısıra, ticarî menfaatler de dikkate alınarak hat bazında analizler yapılmakta ve seferler ona göre icra edilmektedir.

Yerli Havayolu taşıyıcılarımızın talep ettiği hatlar Bakanlığımızca değerlendirilmiş ve onaylanmıştır.

Özel Havayolu Taşıma Şirketlerinden İstanbul Hava Yolları, İstanbul-Van-İstanbul arasında karşılıklı olarak haftanın 1. 3. ve 5 inci günlerinde seferler düzenlemektedirler.

BİRLEŞİM 120’NİN SONU