DÖNEM : 20 CİLT : 52 YASAMA YILI : 3

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

92 nci Birleşim

21 . 5 . 1998 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – YOKLAMA

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Adana Milletvekili İ. Ertan Yülek’in, çay ve buğday taban fiyatları ile iç borçlanma faizlerine ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın cevabı

2. – Malatya Milletvekili Ayhan Fırat’ın, Telekom’un özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in cevabı

3. – Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününe ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın cevabı

4. – Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın; Adana Milletvekili İ. ErtanYülek’in, çay ve buğday taban fiyatları ile iç borçlanma faizlerine ve Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününe ilişkin gündemdışı konuşmalarına cevabı

B) ÇEŞİTLİ İŞLER

1. – Genel Kurulu ziyaret eden Gürcistan Meclis Başkanı Zurab Jvania’ya Başkanlıkça “Hoşgeldiniz” denilmesi

C) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Portekiz’e gidecek olan Devlet Bakanı Refaiddin Şahin’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1490)

2. – Portekiz’e gidecek olan Devlet Bakanı Burhan Kara’ya, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1491)

3. – Ukrayna Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı A. Ahat Andican’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Işılay Saygın’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1492)

4. – Ukrayna Cumhuriyetine gidecek olan Dışişleri Bakanı İsmail Cem’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1493)

5. – Ukrayna’ya gidecek olan Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’a, dönüşüne kadar, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1494)

6. – TBMMBaşkanlık Divanınca, Slovakya Parlamento Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemize davet edilmelerinin kararlaştırıldığına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1495)

7. – TBMMBaşkanlık Divanınca, Kanada Parlamentosu Dışişleri ve Uluslararası Ticaret Komisyonu Başkanı Bill Graham’ın ülkemize davet edilmesinin kararlaştırıldığına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1496)

8. – TBMM Başkanlık Divanınca,Vietnam Milli Meclis Başkanvekili Nguyen Phu Thanh ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemize davet edilmelerinin kararlaştırıldığına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1497)

9. – Polonya Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanının vaki davetine icabet edecek olan Parlamento heyetinde yer alacak milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1498)

10. – İsveç Parlamentosu Başkanı Birgitta Dahl’ın TBMM Başkanı Hikmet Çetin’i İsveç’e davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1499)

11. – Norveç Meclis Başkanının TBMM’den bir Parlamento heyetini Norveç’e davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1500)

D) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – İzmir Milletvekili Veli Aksoy ve 26 arkadaşının, bir kooperatife ait olan ve doğal SİT alanı kapsamına alınan arazinin, Hazine arazisi ile değiştirilmesinde yönetmelik hükümlerine aykırı işlemler yapıldığı iddiasını araştırmak ve sorumlularını tespit etmek amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/264)

V. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ

1. – (9/16) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonuna üye seçimi

2. – (9/17) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonuna üye seçimi

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. – Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Parti Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

2. – Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınma önergesi (2/669) (S.Sayısı : 338)

3. – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 arkadaşının, aynı mahiyetteki kanun teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkinKanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı : 553)

4. – Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri Komisyonu raporu (1/217) (S.Sayısı : 132)

5. – Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanu Tasarısı ve Anayasa Komisyonu raporu (1/689) (S.Sayısı : 631)

VII. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. – Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, partisine sataştığı iddiasıyla konuşması

VIII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın, Trafik Yasasındaki “dikkat dağıtıcı yazı ve işaretlerin” kullanılmayacağına ait hükümlerin uygulanmadığı ve bazı polislerin kılık kıyafetlerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4798)

2. – İstanbulMilletvekili Mustafa Baş’ın, İstanbul’da son üç ayda çalınan otomobillere ve alınacak önlemlere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4805)

3. – Ağrı Milletvekili Sıddık Altay’ın, 1997 yılında tedavi amacıyla yurt dışına gönderilen personele ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmet Sezgin’in yazılı cevabı (7/4811)

4. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın;

– Karaman Merkez- Seyithasan Köyünün içmesuyu deposuna,

– Karaman Merkez - Kozlubucak Köyünün içmesuyu şebekesine,

– Karaman Merkez - İslihisar Köyünün sulama pompalarına,

– Karaman Merkez - Ekinözü Köyünün sondaj kuyularına,

– Karaman Merkez - Eminler Köyü ve Yuvatepe Köyünün bazı sorunlarına,

– Karaman Merkez - Karacaören Köyünün içmesuyu sorununu,

– Karaman Merkez - Kızıllarağini Köyünün içme ve sulama suyu sorunlarına,

– Karaman Merkez - Kızılkaya Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman Merkez - Sarıkaya Köyünün içmesuyu motoruna,

– Karaman Merkez - Şıhlı Köyü ile Konya-Bardas Köyü arasındaki yol çalışmalarına,

– Karaman Merkez - Tavşanlı Köyünün içmesuyu ve yol sorununa,

– Karaman Merkez - Yazılı Köyünün giriş ve çıkışlarının asfaltlanmasına,

– Karaman Merkez - Yılangömü Köyünün sulama suyu sorununa,

– Karaman Merkez - Erenkavak Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman Merkez - Göçer Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman Merkez - Gödet Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman Merkez - Göztepe Köyünün arazi toplulaştırılmasına,

– Karaman Merkez - Gülkaya Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman Merkez - İhsaniye Köyünün sulama kanalı sorununa,

– Karaman Merkez - Kurucabel Köyünün sulama kanalı ve köprü ihtiyacına,

– Karaman Merkez - Mesudiye Köyünün su deposuna,

– Karaman Merkez - Narlıdere ve Bucakkışla köylerinin yol ve su sorunlarına,

– Karaman Merkez - Kalaba Köyünün su deposuna,

– Karaman Merkez - Muratdede Köyünün sulama suyu sorununa,

– Karaman Merkez - Paşabağ Köyünün yol sorununa,

– Karaman Merkez - Lale Köyünün bazı sorunlarına,

– Karaman Merkez - Salur Köyünün sulama suyu ve yol sorunlarına,

– Karaman Merkez - Sarıveliler-Göktepe Beldesinin bazı sorunları,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4815, 4816, 4820, 4821, 4822, 4823, 4824, 4825, 4826, 4827, 4828, 4829, 4830, 4831, 4832, 4833, 4834, 4835, 4836, 4837, 4838, 4839, 4840, 4841, 4842, 4843, 4844, 4850)

5. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in;

– Karaman-Sarıveliler - Civler Köyünün içmesuyu deposu ihtiyacına,

– Karaman - Ermenek - Boyalık Köyünün içmesuyu sorunlarına,

– Karaman - Sarıveliler -Civandere Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman - Sarıveliler - Çukurbağ Köyünün bazı sorunlarına,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4854, 4855, 4859, 4860)

6. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in;

– Karaman - Sarıveliler - Daran Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman - Sarıveliler - Dumlugöze Köyünün içmesuyu şebekesine,

– Karaman - Sarıveliler - Koçaşlı Köyünün bazı sorunlarına,

– Karaman - Sarıveliler - Işıklı Köyünün su dağıtım şebekesi sorununa,

– Karaman - Sarıveliler - Günder Köyünün sulama suyu sorununa,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4865, 4866, 4867, 4868, 4869)

7. – Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, SSK hastanelerinde görev yapan sağlık personelinin ücretlerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın yazılı cevabı (7/4873)

8. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, görevden alınan yöneticilere ilişkin sorusu ve DevletBakanı Hasan Gemici’nin yazılı cevabı (7/4882)

9. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in;

– Karaman - Sarıveliler - Ortaköy’ün sulama suyu sorununa,

– Karaman - Sarıveliler - Uğurlu Köyünün içme ve sulama suyu sorunlarına,

– Karaman - Sarıveliler - Esentepe Köyünün içme ve sulama suyu sorunlarına,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4886, 4887, 4888)

10. – Konya Milletvekili HasanHüseyin Öz’ün, yatılı bölge okulları projeleriyle ilgili ihale ve esas usullerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın yazılı cevabı (7/4898)

11. – Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, hakkında soruşturma açılan belediye başkanlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4900)

12. – İçel Milletvekili D. Fikri Sağlar’ın, koruma kurulu üyeliklerine yapılan atamalara ve görevden alınan üyelere ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı Mustafa İstemihan Talay’ın yazılı cevabı (7/4974)

13. – Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül’ün, K.K.K. işyerindeki sendika temsilcilerinin görev yerlerinin değiştirildiği iddialarına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmetSezgin’in yazılı cevabı (7/5002)

 

 

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak üç oturum yaptı.

İzmir Milletvekili Metin Öney’in, Aile Haftasına ilişkin gündemdışı konuşmasına, Devlet Bakanı Işılay Saygın,

Adıyaman Milletvekili Celal Topkan’ın, Hükümetin personel politikasına ilişkin gündemdışı konuşmasına, İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu ve

Aydın Milletvekili Muhammet Polat’ın, son günlerde Türkiye’de meydana gelen tabiî afetler ve pamuk üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşmasına da Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar,

Cevap verdiler.

Bulgaristan, Romanya ve İngiltere’ye gidecek olan Dışişleri Bakanı İsmail Cem’e, Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’in,

Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Burhan Kara’ya, Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın,

Amerika Birleşik Devletleri ve İsviçre’ye gidecek olan Devlet Bakanı Işın Çelebi’ye, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun,

Gürcistan Cumhuriyetine gidecek olan Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’e, Devlet Bakanı Rifat Serdaroğlu’nun,

Lübnan’a gidecek olan Devlet Bakanı Mehmet Batallı’ya, Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmet Sezgin’in,

Japonya’ya gidecek olan Devlet Bakanı Güneş Taner’e, Devlet Bakanı Mehmet Cavit Kavak’ın,

Vekâlet etmelerinin uygun görülmüş olduğuna,

Ukrayna’ya resmî ziyarette bulunacak olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Hikmet Çetin’in vekâlet edeceğine,

İlişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri ile,

Ormanların ve Orman Köylülerinin Korunması, Orman Yangınlarının Nedenlerinin Belirlenmesi, Yangınların Önlenmesi ve İtfaiye Teşkilâtının Yeniden Yapılanması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Tespit Edilmesi Amacıyla Kurulan (10/23, 36, 103, 173, 183, 198) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici Başkanlığının, Komisyonun, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimine ilişkin tezkeresi,

Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya ve 41 arkadaşının, Karadeniz Bölgesinin kalkındırılması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/263) GenelKurulun bilgisine sunuldu; önergenin gündemde yerini alacağı ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmelerin, sırasında yapılacağı açıklandı.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda açık bulunan üç üyelik için yapılacak seçimin 26.5.1998 Salı günkü birleşimde yapılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçilerek :

1 inci sırada bulunan, Ağrı Milletvekili Celal Esin’in, (6/829) esas numaralı sözlü sorusunun, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığı için, yazılı soruya çevrilerek gündemden çıkarıldığı bildirildi.

4 üncü sırada bulunan, Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı’nın (6/836),

6 ncı sırada bulunan, Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın (6/843),

7 nci sırada bulunan, Antalya Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun’un (6/844),

Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın;

8 inci sırada bulunan (6/849),

12 nci sırada bulunan (6/853),

13 üncü sırada bulunan (6/855),

Esas numaralı sözlü soruları, ilgili bakanlar Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, ertelendiler.

2 nci sırada bulunan, Şanlıurfa Milletvekili Abdulkâdir Öncel’in (6/833) esas numaralı sözlü sorusuna, Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı Nami Çağan,

3 üncü sırada bulunan, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın (6/835) esas numaralı sözlü sorusuna, Maliye Bakanı Zekeriya Temizel,

5 inci sırada bulunan, Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın (6/841) esas numaralı sözlü sorusuna, Devlet Bakanı Refaiddin Şahin,

Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın;

9 uncu sırada bulunan, (6/850) esas numaralı sözlü sorusuna, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan,

10 uncu sırada bulunan, (6/851) esas numaralı sözlü sorusuna, Devlet Bakanı Mehmet Cavit Kavak,

11 inci sırada bulunan (6/852) esas numaralı sözlü sorusuna, Devlet Bakanı HasanGemici,

14 üncü sırada bulunan, (6/856) esas numaralı sözlü sorusuna, Devlet Bakanı Refaiddin Şahin,

Cevap verdiler; soru sahipleri de cevaplara karşı görüşlerini açıkladılar.

21 Mayıs 1998 Perşembe günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 18.58’de son verildi.

Yasin Hatiboğlu

Başkanvekili

Haluk Yıldız Ali Günaydın

Kastamonu Konya

Kâtip Üye Kâtip Üye

 

No: 140

II. – GELEN KAĞITLAR

21.5.1998 PERŞEMBE

Raporlar

1. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın, 26.5.1927 Tarih ve 1050 Numaralı Muhasebei Umumiye Kanununun 77 nci Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/541) (S.Sayısı: 662) (Dağıtma tarihi : 20.5.1998) (GÜNDEME)

2. – Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Giresun Milletvekili Turhan Alçelik ve 5 Arkadaşının, Erzincan Milletvekilleri Tevhit Karakaya ile Naci Terzi’nin, Erzurum Milletvekili İsmail Köse ile Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu’nun, Elazığ Milletvekili M.Cihan Paçacı’nın, Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Bayburt Milletvekili Ülkü Güney, Demokratik Sol Parti Grup Başkanvekili Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Mardin Milletvekili Muzaffer Arıkan ve Şırnak Milletvekili M.Salih Yıldırım’ın, Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Bolu Milletvekili Necmi Hoşver’in, Kastamonu Milletvekilleri Nurhan Tekinel ile Haluk Yıldız’ın, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır’ın, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, Artvin Milletvekili Hasan Ekinci ve 4 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ali Topuz ve 7 Arkadaşının, Aksaray Milletvekili Nevzat Köse’nin, Elazığ Milletvekilleri Ahmet Cemil Tunç, Ömer Naimi Barım ve Hasan Belhan’ın, Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener’in, Kastamonu Milletvekilleri Hadi Dilekçi ile Fethi Acar’ın, Zonguldak Milletvekili Ömer Barutçu’nun, Tokat Milletvekili Ali Şevki Erek ve 3 Arkadaşının, Sakarya Milletvekili Ertuğrul Eryılmaz’ın, Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan’ın, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Samsun Milletvekili Nafiz Kurt ile Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, Niğde Milletvekili Akın Gönen’in, Niğde Milletvekili Doğan Baran’ın, Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz ve 4 Arkadaşının, Samsun Milletvekili Latif Öztek ve 2 Arkadaşının, Kütahya Milletvekili İsmail Karakuyu’nun, Çorum Milletvekili Yasin Hatiboğlu’nun, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya ve 17 Arkadaşının, Kilis Milletvekili Mustafa Kemal Ateş ve 13 Arkadaşının, Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün ve Çankırı Milletvekili İsmail Coşar’ın; Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/1038, 2/1044, 2/1046, 2/1054, 2/1056, 2/1077, 2/1081, 2/1082, 2/1083, 2/1084, 2/1085, 2/1086, 2/1087, 2/1091, 2/1092, 2/1093, 2/1094, 2/1097, 2/1099, 2/1100, 2/1101, 2/1102, 2/1103, 2/1105, 2/1106, 2/1108, 2/1109, 2/1117, 2/1127, 2/1130, 2/1146, 2/1147, 2/1165, 2/1168) (S.Sayısı: 663) (Dağıtma tarihi : 20.5.1998) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, SSK’da çalışan bazı kişilerin güvenlik soruşturmalarının yapılıp yapılmadığına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1023)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1998)

2.– Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, SSK’da çalışan bazı personelin güvenlik soruşturmalarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1024) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1998)

3. – Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu’nun, Gaziantep-Araban’a bağlı bazı köylerin elektrik sorununa ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1025) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.5.1998)

4. – Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu’nun, Gaziantep İlinin sağlık sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1026) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.5.1998)

5. – Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu’nun, Gaziantep-Araban’a bağlı bazı köylerin telefon sorununa ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1027) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.5.1998)

6. – Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu’nun, Gaziantep-Araban’a bağlı bazı köylerin eğitim sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1028) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.5.1998)

7. – İçel Milletvekili Saffet Benli’nin, Batı Avrupa Birliği’nin Savunma ve Dışişleri Bakanlarının Rodos toplantısına ilişkin Milli Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1029) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.5.1998)

8. – İçel Milletvekili Saffet Benli’nin, Hava Kuvvetleri Komutanının irtica konusundaki bir beyanına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1030) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.5.1998)

9. – İçel Milletvekili Saffet Benli’nin, hükümet programında yer alan bazı vaatlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1031) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.5.1998)

Yazılı Soru Önergeleri

1. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, İpsala Gümrük Müdürü hakkında basında çıkan haberlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi.(7/5119)(Başkanlığa geliş tarihi: 14.5.1998)

2. – Antalya Milletvekili Yusuf Öztop’un, elma üreticilerinin sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5120) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1998)

3. – Erzurum Milletvekili Aslan Polat’ın, Erzurumspor’a Acil Destek Fonundan yardım yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5121) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1998)

4. – Erzurum Milletvekili Aslan Polat’ın, Erzurumspor’a Geliştirme Destekleme ve Mahalli İdareler Fonundan yardım yapılıp yapılmayacağına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5122) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1998)

5. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincanspor-Hopaspor maçında çıkan olaylara ilişkin Devlet Bakanından (Yücel Seçkiner) yazılı soru önergesi (7/5123) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.5.1998)

6. – Konya Milletvekili Hasan Hüseyin Öz’ün, Mavi Tünel İnşaatı ihalesinin iptal edilip edilmediğine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi.(7/5124)(Başkanlığa geliş tarihi: 15.5.1998)

7. – Afyon Milletvekili İsmet Attila’nın, Afyon Tarım ve Köyişleri İl Müdürü’nün görevden alınmasının nedenine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5125) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.5.1998)

8. – Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu’nun, ortaokul ve liseyi dışardan bitirmenin kaldırılıp kaldırılmadığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5126) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.5.1998)

9. – Ordu Milletvekili Mustafa Hasan Öz’ün, kamu kurumlarının eczanelerin reçete bedellerini geç ödedikleri iddialarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5127) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.5.1998)

10. – Ordu Milletvekili Mustafa Hasan Öz’ün, vakıfların denetimine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5128) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.5.1998)

11. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, İstanbul Emniyet Müdürlüğünce İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği’nde yapılan aramaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5129) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.5.1998)

Meclis Araştırması Önergesi

1. – İzmir Milletvekili Veli Aksoy ve 26 arkadaşının, bir kooperatife ait olan ve doğal sit alanı kapsamına alınan arazinin hazine arazisi ile değiştirilmesinde yönetmelik hükümlerine aykırı işlemler yapıldığı iddiasını araştırmak ve sorumlularını tespit etmek amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/264) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.5.1998)

 

 

 

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

21 Mayıs 1998 Perşembe

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Haluk YILDIZ (Kastamonu)

BAŞKAN – Çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ederek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 92 nci Birleşimini açıyor, "söz milletindir" özdeyişiyle Heyetinizi selamlıyor, Yüce Milletimize saygı sunuyorum.

III. – YOKLAMA

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, salonun arz ettiği manzara, Başkanlığı yoklamaya icbar ettiğinden, ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır; Genel Kurul salonunda hazır bulunan sayın üyelerin, salonda bulunduklarını yüksek sesle işaret buyurmalarını rica ediyorum.

(Yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır; çalışmalara başlıyoruz.

Umuyorum, toplantı ve karar yetersayılarımız, hiç olmazsa, saat 19.00'a kadar devam eder; bu temenniyle başlıyorum.

Gündeme geçmeden önce, gündemdışı söz talepleri vardır. Taleplerin konularını, içeriklerini dikkate alarak, üç sayın arkadaşıma gündemdışı söz verdim.

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Adana Milletvekili İ. Ertan Yülek’in, çay ve buğday taban fiyatları ile içborçlanma faizlerine ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın cevabı

BAŞKAN – Sayın Ertan Yülek, çay ve buğday taban fiyatları ve içborçlanma faizleriyle ilgili olarak konuşacaklar.

Sayın Yülek, buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Yülek, bu üç konu, zannediyorum 3 saati gerektirir; ama, sizin beceriniz, onu 3 dakikaya sığdırır; ona inanıyorum ve 5 dakikalık süre veriyorum.

İ. ERTAN YÜLEK (Adana) – Zamanım içerisinde bitirmeye dikkat edeceğim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz; geçtiğimiz hafta içerisinde, Hükümetin açıkladığı tabanfiyatları ve hazine bonosu faizleriyle ilgili konuşmak üzere, söz almış bulunuyorum.

Ülkemiz, maalesef, hâlâ, bir tarım ülkesi durumundadır. Gelişmiş ülkelerde, millî gelirin takriben yüzde 5'i tarımdandır ve tarımda çalışanlar da, nüfusun yüzde 5'i civarındadır. Ülkemizde ise, kırsal alanda çalışanlar, tarımda çalışanlar toplam nüfusun yüzde 40'ı civarındayken, Türkiye'deki millî gelirin ancak yüzde 15'i tarımda çalışanlara gitmektedir; yani, tarım kesiminde çalışanlar, millî gelirden, Türkiye ortalamasının aşağı yukarı 1/3'ü nispetinde pay almaktadırlar.

Hal böyleyken, Hükümet, taban fiyatları ve uygulamakta olduğu ekonomik politikalarla, bu kesimi daha da fakirleştirmektedir. Bunu, Hükümetin son bir haftalık icraatıyla görmek ve tespit etmek de mümkündür.

Bakınız, geçen hafta, buğday taban fiyatları açıklandı ve ekmeklik buğday 33 bin liradan 53 bin liraya çıkarılmak suretiyle, yüzde 60,6 oranında zam verildi. Keza, çay fiyatları da 53 bin liradan 82 500 liraya çıkarılmak suretiyle yüzde 64 nispetinde bir fiyat artışı sağlandı.

Şimdi, bir de bundan önceki hükümetin durumuna bakalım. Geçen yıl, çaya yüzde 110, buğdaya da yüzde 83,3 oranında zam verilmişti. (DSP sıralarından "Kim ödedi parasını" sesleri)

Evet, paralarının tamamını da biz ödedik; bizim ödemediğimizi de bizden sonra gelen hükümetler ödedi.

Sayın milletvekillerimiz, bakınız, geçen yıl, Türkiye'de, tüketici fiyat endeksi yüzde 79,3 idi -burada, grafikte görülüyor- bu sene ise, yüzde 92,6'dır; bunlar, Devlet İstatistik Enstitüsünün vermiş olduğu rakamlardır. Geçen yıl, enflasyon -buradaki ortalamaya göre söylüyorum- yüzde 79,3 iken, buğdaya verilen fiyat artışı yüzde 83,3; yani, 4 puan daha fazlaydı; çaya verilen ise -biraz evvel söyledim- yüzde 25'den daha fazlaydı. Bu sene, şu andaki enflasyon rakamları yüzde 92'dir. Peki, buğdaya verilen zam nedir; yüzde 60'tır; yani, 32 puan daha düşüktür, daha düşük fiyat verilmiştir. Çaya ise, aynı şekilde, 45 puan daha düşük fiyat verilmiştir. Çaya verilen geçen seneki fiyat 36 sentti, bu sene verilen fiyat 33 senttir. Elbette, Hükümet şunu söyleyebilir: "Ben, bunu, geçmişi telafi için vermedim." Oysa, bunlar, geçmişi telafi için verilen fiyatlardır. O günden bugüne kadar, hepimiz biliyoruz ki, mazotta, diğer bütün girdilerde büyük artış olduğu halde, burada, fiyatlar -hâsılı- yüzde 92 civarında seyrederken, buğdaya ve çaya verilen fiyatlar enflasyonun çok altında teşekkül etmiştir. Tabiî, hemen bir fikir gelebilir; denebilir ki: "Efendim, biz, enflasyonu yüzde 50 programladık; o halde, yüzde 50'ye göre bu fiyatları verdik." O zaman, ben, şu suali sormak durumundayım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Yülek, lütfen, toparlar mısınız.

İ. ERTAN YÜLEK (Devamla) – Sayın Başkanım, 1 dakikanızı...

BAŞKAN – Efendim, müsaade buyurun. Size süre verdim.

İ. ERTAN YÜLEK (Devamla) – Peki Sayın Başkanım.

Arkadaşlar, şimdi, yüzde 50 ise, geçen hafta pazartesi günü yapılan bono ihalelerinde, bileşik faiz, yıllık yüzde 100,29'dur. Eğer, enflasyon, önümüzdeki sene içerisinde yüzde 50'ye inecekse, o zaman, yüzde 100,29'la devletin, borç alıp, belli bir rant sınıfına fayda sağlaması ne demektir?! Bu, net olarak, toplumun, fakir kesiminden, çiftçi kesiminden, işçi kesiminden, memur kesiminden alıp, bir avuç, rant geliri olanlara vermek demektir. Bu, toplumu daha fakirleştiren bir hadisedir, toplumdaki gelir dağılımını bozan bir hadisedir. Elbette, bu, hükümetlerin tercihidir. Sizin Hükümetiniz bunu böyle tercih edebilir; ama, 54 üncü Hükümet bunu böyle yapmadı; çiftçisine, işçisine ve memuruna, enflasyonun üzerinde çok büyük zamlar vermek suretiyle, eskiden beri bozulmuş olan gelir dağılımını düzeltme yönünde önemli adımlar atmıştır. Bu Hükümet ise "hakça düzen" diyerek "halk düzeni" diyerek, kendisini getiren rant sınıfına, devletin büyümesinden çok daha fazla, yüzde 50 net bir transfer yapmaktadır. Beyler, bakın, bilesiniz, bunun sonu yoktur. İşte Endonezya; bir avuç zengin ile bir avuç Çinli; kendisini toplumun üzerinde gören bir topluluk çıkmış, halka rağmen yönetimini devam ettirmeye çalışmış. Türkiye'de, şimdi, birkısım medya, bazı işadamları Hükümeti elbette alkışlamaktadırlar; kendi menfaatlarına yönelik alkışlamaktadırlar. Bakınız, yarın, ekonomide bazı bozukluklar ortaya çıktığı zaman, Türkiye'de de neler olacağını -inşallah olmaz- hep beraber göreceğiz. İnşallah görmeyiz; bunu da beyan etmek istiyorum.

El mi yaman bey mi yaman; elbette el yamandır, bey yaman değildir. Hükümetin, buna göre politikalarını düzenleme mecburiyeti vardır; bu bozuk düzene, bu başıboş gidişe elbette dur demesi lazımdır diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Yülek, teşekkür ediyorum.

Sayın Taşar, hazırlanıyorsunuz galiba...

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Üçüncü gündemdışı konuşmadan sonra ikisine birlikte cevap vermek istiyorum.

BAŞKAN – Bir dakika efendim... Müsaade buyurun; bakayım ki, ilgili mi. Yani, ilgili ilgisiz, üçüne birden mi, ikisine mi efendim?..

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Birinci ve üçüncü gündemdışı konuşmalara birlikte cevap vereceğim efendim.

BAŞKAN – Peki efendim.

B) ÇEŞİTLİ İŞLER

1. – Genel Kurulu ziyaret eden Gürcistan Meclis Başkanı Zurab Jvanıa’ya Başkanlıkça “Hoşgeldiniz” denilmesi

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şu anda, Gürcistan Meclis Başkanı Sayın Zurab Jvanıa, Parlamentomuzu teşrif etmektedirler. Türk Halkı adına kendilerine "hoşgeldiniz" diyorum, kendilerini selamlıyorum. (Alkışlar)

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR (Devam)

2. – Malatya Milletvekili Ayhan Fırat’ın, Telekom’un özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in cevabı

BAŞKAN – Şimdi, ikinci sırada, Telekomun özelleştirilmesiyle ilgili olarak konuşmak üzere Sayın Ayhan Fırat'ı kürsüye davet ediyorum.

Buyurun Sayın Fırat. (CHP sıralarından alkışlar)

AYHAN FIRAT (Malatya) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin sayın üyeleri; sözlerime başlarken Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsım adına Yüce Meclise en derin saygılarımı sunuyorum.

Bildiğiniz gibi, benim mesleğim, yüksek elektronik mühendisliği. Meslek hayatımın 22 yılı PTT'de geçmiştir. Onun için, bugün eski bir PTT mensubu olarak günlerdir vicdanımı rahatsız eden bir konuda Yüce Meclise bilgi sunacağım.

Son günlerde Türk Telekomun 10 milyar dolar karşılığı, birkısım hisselerinin özelleştirileceğine dair basında haberler vardır.

Türk Telekom hakkında biraz bilgi sunmak istiyorum: 1997 yılı sonu itibariyle Türk Telekomun telefon sayısı 17 milyonun üstündedir. Bunun 1,4 milyonu, GSM'nin Turkcell ve Telsime ait olan cep telefonlarıdır. Bunlar için, bildiğiniz gibi, daha birkaç ay önce 1 milyar dolarlık bir satış yapıldı; bu iki cep telefonun şirketinin aylık kira gelirleri 20 trilyon civarındadır. Bunun yüzde 15'i de Türk Telekoma, hatlar karşılığı verilen kiradır.

Telekomun kendi hat adedi 17 milyonun üzerindedir. Bunun 4,1 milyonu kırsal kesime çekilmiş telefonlardır, 12 milyonu da şehirlerdeki telefonlardır.

Tahmini olarak:

1- Bir telefonun şehir içinde maliyeti takriben 900 dolar civarında, kırsal kesimdeki maliyeti de, takriben 2,2-2,3 bin dolar civarındadır. Yani, kırsal kesimdeki maliyet -4,1 milyon telefonun maliyeti- 9 milyar doların üstünde; şehirlerdeki 12 milyon telefonun maliyeti de 10,8 milyar dolardır; bu da toplam 20 milyar dolar eder.

2- Telekomun elinde 660 bin civarında kablolu TV yayını var.

3-165 bin araç telefonu olduğu biliniyor.

4 -Cep telefonundan da, bugün için, demin söylediğim gibi, yılda 100 milyon dolar civarında kira alma ihtimali var.

Bunların yatırım karşılığı 3,5 milyar dolardır. Yani 1, 2, 3 ve 4'üncü fıkraları toplarsanız, bunların bedeli 24 milyar dolar eder. Ayrıca, Türkiye'ye giren telefon trafiği, çıkan telefon trafiğinin 200 ilâ 250 milyon dakika daha üstündedir.

2,5 dakikayı 1 dolar kabul ederseniz, bunun da yıllık geliri, getirisi 100 milyon dolardır.

İNTELSAT, 2 milyar dolarlık bir yatırımdır, ayrıca, PTT'nin buna iştirakı vardır; 1,4 kapasite kullanım payı vardır.

EUTELSAT, 280 milyon dolarlık bir yatırımdır; 0,7 kapasite kullanım payı vardır.

İNMARSAT, 800 milyon dolarlık yatırımda 1,1 kapasite kullanım payı vardır.

EURASİASAT, 50 milyon dolarlık bir yatırım.

EMOS, 108 milyon dolarlık bir yatırımdır. Türk Telekomun yüzde 18,8 katılım payı vardır, fiber kablodur ve Türkiye-İtalya-İsrail-Yunanistan arasındadır.

İTUR'da Türk Telekomun yüzde 7 katılım payı vardır; fiber kablodur ve Türkiye-İtalya-Ukrayna-Rusya arasındadır.

KAPOS, yine fiber kablodur; Türkiye-Romanya-Bulgaristan arasında tesis edilmiştir.

Ayrıca, Telekomun, tüm ülkede, şehirlerarası muhtelif R/L, kunanportör, fiberoptik ve coaxial kablo sistemleri vardır.

Avrupa ülkelerinde sivil telekomünikasyon ile askerî ve resmî telekomünikasyon sistemleri ayrıdır. Türkiye'de, bunun hepsi Telekomun üstünden geçer; yani, Türk Telekom çok çok avantajlıdır. Bütün NATO devreleri, askerî devreler, resmî devreler hep Telekom sistemlerinden gider.

Aslında, resmî devrelerin özel telefon şebekelerini kurmadan Telekomu özelleştirmek yanlıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Fırat, eksüre veriyorum, toparlayın efendim.

AYHAN FIRAT (Devamla) – Telekomun, ayrıca, 1,3 milyar dolara varan ikisi atılmış biri atılacak uydusu da vardır. Telekomun, ayrıca, 3-5 milyar dolarlık da malı -binası, arazisi- vardır. Bunların hepsini toplarsanız 30 milyar doların üzerinde bir değer çıkar.

Türkiye'de telefon yoğunluğu yüzde 30'a çıkmış durumdadır. Ülkemiz, Avrupa'nın en hızlı artan telefon şebekesine sahiptir. Böyle bir değeri, yok pahasına, 10 milyar dolar karşılığında -yüzde 40'ını veya her neyse- özelleştirmek son derece yanlıştır. Bu milletten alınan kuruş be kuruş vergilerle bu güzel müessese meydana getirilmiştir. Bu hesabı yapan Amerikan firmasının bir yanlışı vardır. Hükümet, lütfen, aklı başında bir Türk firmasına, yeniden değer tespit ettirsin ve bu güzel müesseseyi, bu hisseleri 10 milyar dolara elden çıkarmasın.

Aslında, Telekomu özelleştirmek kadar yanlış bir şey olamaz. Lütfen, Telekomu yok pahasına satmayın diyorum ve Yüce Meclise en derin saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Fırat, teşekkür ediyorum.

Gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere, Ulaştırma Bakanı Sayın Menzir; buyurun.

ULAŞTIRMA BAKANI NECDET MENZİR (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Malatya Milletvekili Sayın Ayhan Fırat'ın Telekomun özelleştirilmesiyle ilgili olarak gündemdışı yapmış olduğu konuşmaya cevap vermek üzere huzurlarınızda bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Cevap vermeden, konuya geçmeden önce, bugün, Bartın'da, Zonguldak'ın bir bölümünde, Bolu ve Düzce çevresinde meydana gelen sel hasarı dolayısıyla, bölgede bulunan insanlarımıza büyük geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz; inşallah, kısa süre içerisinde yağışlar durur ve gerekli tedbirler alınır. Şu anda da, Hükümet olarak, devlet olarak bütün imkânlar seferber edilmiştir ve gerekli yardımın ulaştırılması için büyük gayret sarf edilmektedir.

Bilindiği gibi, 10.6.1994 tarih ve 4000 sayılı Kanunla 406 sayılı Kanuna eklenen ek 17 nci maddenin, Anayasa Mahkemesinin 22.12.1997 tarih ve E1994-70K1994-65-2 sayılı kararı sonucu 3.5.1995 tarih ve 4107 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle yeniden düzenlenmesi neticesinde, Türk Telekom Anonim Şirketinin hisselerinin en çok yüzde 49'u özelleştirilebilmektedir; yüzde 51'i devletin kontrolünde kalan ve yüzde 49'u özelleştirilebilen bir şirketin, tamamen özelleştirilmiş olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu yüzde 49'un yüzde 10'luk bölümü Posta İşletmesi Genel Müdürlüğüne, diğer bölümü de Türk Telekom Anonim Şirketi çalışanlarına ve küçük tasarruf sahiplerine verileceğine göre, gerçek ve tüzelkişilere yüzde 34 civarında bir pay ayrılmış bulunmaktadır.

Bu konuda, Türkiye, geçmiş dönemdeki yasal mevzuat düzenlemesi dolayısıyla -biraz evvel belirtilen konularda- değer kaybetmiştir. Çünkü, Türk Telekom o dönemde piyasaya çıkarılabilmiş olsaydı, daha yüksek değerlerde, daha yüksek meblağlarda, fiyatlarda müşteri bulabilirdi. Bizden çok geride olan ülkelerin, özelleştirme konusundaki yasal düzenlemeleri süratli bir şekilde yaparak, dünya piyasalarına çıkmış olması, bu konudaki şansımızı azaltmış bulunmaktadır.

Tabiî, özelleştirmeyi sadece gelir olarak değerlendirmek, bundan kazanılacak bedel olarak bakmak önemlidir; ama, özelleştirmeden bizim anlamış olduğumuz, serbest rekabet ortamında kaliteli mal, kaliteli hizmet üretmektir; bunun yanında, kaliteli hizmeti, kaliteli malı tüketiciye ucuz olarak ulaştırmak demektir.

Diğer önemli bir konu da, gelişmekte olan teknoloji karşısında, bu sabit şartlar içerisinde kalındığı takdirde, gelecekte Türk Telekomun gerekli teknolojik atılımları yapmasında bazı zorlukların ortaya çıkacağı da aşikârdır.

Sayın Fırat'ın belirtmiş olduğu konulardan, Türk Telekomun uydularla ilgili kısmı ayrı olarak değerlendirilecektir ve Uydu İşletmesi adı altında yeni bir yapılanmaya gidilmektedir.

Türk Telekomun özelleştirilmesiyle ilgili çalışmalar son aşamaya gelmiştir. Elbette ki, danışman firmaların ve bu konuda inceleme yapan kuruluşların raporları değerlendirilirken, bunun yanında ülkemizin çıkarları da gözardı edilmeyecektir.

Yüce Meclisin bilgilerine arz eder, saygılarımı sunarım.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, Başkanlık adına, yurdun muhtelif yerlerinde vuku bulan tabiî afetler dolayısıyla ve bu afetlerden zarar gören bütün insanlarımıza geçmiş olsun diyorum. Sayın Bakanın da ifade buyurduğu gibi, Hükümetimiz, zannediyorum acil tedbirleri alacaktır.

Geçmiş olsun, Allah tekrarından korusun.

3. – Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününe ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın cevabı

BAŞKAN – Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla Sayın Altan Karapaşaoğlu söz istemişlerdir.

Sayın Karapaşaoğlu, buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü münasebetiyle, Bursa ve civarı köylülerimizin, ziraat odalarımızın görüş ve düşüncelerini, bir tebliğle, Parlamentomuza duyurma fırsatını verdiğiniz için, sizlere ve Sayın Başkanımıza teşekkür ederiz.

Değerli milletvekilleri, ben, size bir konuşma yapmayacağım. Yalnız, çok enteresan bulduğum, çiftçilerimizin duygu ve düşüncelerini içeren bir basın bültenini okumak istiyorum.

"Dünya Çiftçiler Gününde Bursalı çiftçiler buruk, üzgün, kızgın, yorgun, öfkeli ve bezgin. Dünyanın en zor ve riskli mesleğini icra eden çiftçiler, Türkiye'de, yıllardır devam eden uygulamalar nedeniyle isyan halindedirler. Türkiye ve Türk insanı yıllardır yapay gündemlerle uyutulmakta olup, insanlarımızın gerçek sorunları ele alınmamaktadır.

İnsanlar sabah muhalefet partilerinin kavgasıyla uyanmakta, akşamları da iktidar partilerinin kavgalarıyla yatmaktadırlar. Medya, bir sanatçının doğumuna saatler ayırmaktadır. Binlerce insanı direkt olarak ilgilendiren sel veya dolu felaketlerini haber bile yapmamaktadırlar.

Türkiye tarımı, konuşmaktan korkmaktadır. Bu konuda, Hükümetimizin kompleksi vardır. Halbuki, Türkiye ihracatının yüzde 80'i, tarım ve hayvancılık ürünleri ile tarıma dayalı sanayi ürünlerinden oluşmaktadır. İspanya'nın tarım ürünleri ihracatı, Türkiye'nin tüm ihracatının 4 mislidir. Konya ovası kadar yüzölçümü olan Hollanda'nın tarım ürünleri ihracatı, ihracatımızın 2 katıdır. Çiftçi, yıllardır kaderine terk edilmiştir. Bugün geldiği nokta, tamamen kendi çabası, gayreti ve özverisiyle olmuştur.

Bu yıl, Avrupa ve Amerika'daki olumsuz hava şartları, tarım ürünleri rekoltesini önemli ölçüde düşürmüştür. Bu, Türkiye için bir fırsattır; ancak, yetkililer, bu konuda hiçbir çalışma yapmamakta, sadece IMF'nin direktifleri doğrultusunda hareket etmektedir. 1997 yılı ortalarında, geçen senelere göre verilen iyi fiyatlar ve peşin ödemelerle önümüzün aydınlanacağı ümidi belirmişken, önce faiz şoku, ardında da IMF'den esen rüzgârlar ve peşpeşe şoklarla, birden hava karardı; girdi fiyatlarındaki artışlar ile faizlerdeki artışlar da eklenince, hava iyice esmerleşti.

Geçtiğimiz yıl, Türkiye ekonomisi yüzde 8 oranında büyüme gerçekleştirirken, tarım kesimi yüzde 2 küçüldü. 1980'den bu yana, ortalama yüzde 1 oranında gerçekleşen tarımdaki büyüme, bugüne kadar ülkeyi yöneten hükümetlerin, tarım kesimindeki çiftçilerimize hiç de yararlı olmadıklarını ortaya koymaktadır; çünkü, bu büyüme oranı, nüfus artışının altında kalarak, esas olarak tarımda bir fakirleşmeyi ve reel olarak küçülmeyi ifade etmektedir.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Türk çiftçisi, 65 milyon insana ucuz ve sağlıklı ürünler yetiştirmeye devam edecektir. Bu çabayı göstermesinin tek sebebi, Türkiye'yi ve Türk insanını çok sevmesidir. Bugünlerde, çiftçiye, yeni birtakım oyunlar oynanmaktadır. Enflasyonun yüzde 100'e yakın bir seyir içinde olduğu günümüzde, gerçekleşmesi belki çok uzun bir süre sonra vuku bulacak yüzde 50 enflasyon bazına göre taban fiyatları tespit edilmesi, elbette inandırıcı olmaktan çok uzaktır.

Diğer taraftan, Hükümet, rantiye kesiminden yüzde 100 faizle borçlanmak suretiyle para topluyor. Bu da bize, sanki Hükümet eliyle birileri zengin ediliyormuş gibi geliyor. Altı ay sonra enflasyon yüzde 50 olacaksa, neden yüzde 100'le para toplanıyor. Bu tip tarım ve ekonomi politikalarıyla değil enflasyonu düşürmek, bu Hükümet ancak kendisini düşürebilir..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Efendim, toparlar mısınız... Yalnız, lütfen, bültene bağlı kalmayın, süreye bağlı kalın.

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) – Peki efendim.

"Yeni vergi yasa tasarısının sanki birinci ayağı gibi görülen toptancı halleriyle ilgili yasa tasarısıyla, üç beş kabzımala peşkeş çekilmektedir.

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü, Türk ve Bursa çiftçisine kutlu olsun diyerek, bol, bereketli, sağlıklı ve mutlu bir yıl diliyoruz.

Bursa ve Civarı Ziraat Odaları Yönetim Kurulları Başkanları"

Saygıyla arz ediyorum efendim. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Karapaşaoğlu.

4. – Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın; Adana Milletvekili İ. ErtanYülek’in, çay ve buğday taban fiyatları ile içborçlanma faizlerine ve Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününe ilişkin gündemdışı konuşmalarına cevabı

BAŞKAN – 1 inci ve 3 üncü sırada gündemdışı beyanda bulunan sayın milletvekillerinin konuşmalarını cevaplamak üzere, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Taşar; buyurun.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Ertan Yülek ve Sayın Altan Karapaşaoğlu'nun burada değindikleri hususlara birlikte cevap vermek üzere huzurlarınızdayım.

Öncelikle, her iki değerli milletvekili arkadaşımın söylediği faizler konusuna değinmek istiyorum. 1997 yılında faiz oranları yüzde 135,3 iken, bu yıl, mayıs ayı sonu itibariyle yüzde 99,4 oranında teşekkül etmiştir. Bir kere, bize, burada, faizler konusunda "yükseldi" diyen arkadaşlarımızın, kendi Hükümetleri döneminden bu yana, faizlerde aşağıya doğru ne kadar bir inme olduğunu görmelerini arzu ederdim; ama, görmediyseniz, bu rakamları, biraz sonra, size, yazılı olarak da takdim ederim. Böylece, kamuoyunu da doğru bir şekilde bilgilendirmiş oluyoruz.

Özellikle tarım ürünlerindeki fiyatlar konusuna gelince, geçtiğimiz hükümetler döneminde, enflasyon yukarıya doğru çıkarken yüksek fiyatlar verdiniz; bu doğrudur; ama, şimdi, enflasyon aşağıya doğru giderken, biz, yine yüksek fiyat veriyoruz; bu da doğrudur. Bu iki doğruyu da burada açıklamanız gerekirdi. Bunu ifade etmek istiyorum.

İ. ERTAN YÜLEK (Adana) – Yanlış söylüyorsunuz.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Devamla) – Sayın Ertan Yülek, bir söz daha söyledi "bizim bıraktığımız paraları, peşin olarak, geçen sene üreticiye ödediniz" dedi. Bu da maalesef, yanlış bir bilgilendirmeden kaynaklanıyor olsa gerek. Eğer, gerçekten, bıraktığınız bir para olsaydı, ikibuçuk yıllık süre zarfında ödenmeyen, gübredeki, ilaçtaki, sütteki, projeli hayvandaki sübvansiyon bedellerini -yani, 24 trilyon lirayı- 30 Haziran 1997'de iktidara gelen 55 inci Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinden önce ödemiş olmanız gerekirdi. Bunu, biz, gelir gelmez, daha güvenoyu almadan ödemiş olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. (ANAP sıralarından alkışlar, FP sıralarından gürültüler)

Efendim, bir laf var; kelin ilacı olsa kendi kafasına sürerdi. Paranız vardı da niye ödemediniz?!

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Devleti bilmiyorsun galiba.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Devamla) – Onun için, geçen dönemlerde "peşin ödenecek" sözlerinize rağmen, peşin ödenmeyen ürün bedellerinden dolayı, çiftçiyi tüccarın eline teslim ettiniz ve çiftçi, malını, ilan edilen fiyattan 2 500 lira daha aşağıya satmak zorunda kaldı. (DSP sıralarından "doğru, doğru" sesleri) Çiftçi, bunları bilmiyor değil.

Dünya Çiftçiler Günü ayın 14'ündeyken, yedi gün gecikmeyle, Dünya Çiftçiler Gününü hatırlayanlardan da, bu rakamları doğru hatırlamaları zaten beklenemez.

İRFETTİN AKAR (Muğla) – Sayın Bakan, tütün bedellerini niye ödemediniz; paramız çok diyorsunuz, o zaman niye ödemediniz?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Devamla) – Dolayısıyla, ben, bu konulardaki bilgileri detaylı şekilde zatı âllerinize de yazılı olarak gönderdim, bütün kamuoyuna da açıkladım.

Şunu ifade edeyim; bütün ürünlerden, özellikle çaydan bahsettiler; 1994 yılında çaya 19 sent verilmişti, 1995'te 28 sent verilmişti, şimdi, 1998'de 33 sent veren bir Hükümetle karşı karşıyasınız. Neyin hesabını soruyorsunuz?

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – 1996, 1997?..

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Devamla) – Buğday fiyatlarına gelince: Aynı şekilde, buğday fiyatları artışı yüzde 60,6 olarak ilan edilmiştir. Artışı 60,6 olarak ilan edilen buğday fiyatlarına, enflasyonla orantılı olarak, dünya piyasaları şartlarında fiyat verilmiştir.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – 1997'yi söyle.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Devamla) – Burada, şunu belirtmek istiyorum: Özellikle, açıklanan fiyatlar, bugün için 212 dolar karşılığına gelmektedir. Oysa, dünya fiyatları 135 dolar civarındadır. (FP ve DYP sıralarından gürültüler)

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, arkadaşlara söyleyin de dinlemeyi öğrensinler.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Devamla) – Bu yıl, çiftçilerimize, dünya fiyatlarının yaklaşık yüzde 50 üzerinde; yani, 77 dolar daha fazla fiyat verilmiştir.

İRFETTİN AKAR (Muğla) – Vatandaş öyle söylemiyor.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Devamla) – Geçen yıl, sizin övünerek söylediğiniz fiyat farkıysa, dünya piyasalarıyla, Türkiye'deki dolar bazındaki karşılaştırma ise 66 dolardır. Bizim Hükümetimiz, çiftçiye 11 dolar daha fazla vermiştir ve sizin iddia ettiğiniz gibi, çiftçi hiçbir şekilde fakirleşmemiştir; bu Hükümet döneminde, 55 inci Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti döneminde refaha kavuşmuştur, zenginleşmiştir ve bu yıl da, parasını peşin olarak alacaktır.

Burada, bir hususu daha belirtmek istiyorum: Özellikle, Bartın ve Zonguldak'ta, Bolu ve Düzce'de ve Ege Bölgemizde meydana gelen tabiî afetlerden dolayı, bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz; Bartın'da hayatını kaybeden 5 vatandaşımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Bartınlılara sabırlar diliyoruz ve inşallah, bu tür tabiî afetler bir daha olmaz diyoruz.

Bu arada, birçok milletvekili arkadaşımı da göndermeme rağmen, bu konuda tekrar soru soruyorlar bana; bu vesileyle bir açıklama yapmak istiyorum. 30 Haziran 1997'de, 55 inci Hükümet işbaşına geldiğinde, 1 Ocak 1997'den 30 Haziran 1997'ye kadar olan dönem içerisinde, 55 ilimizde vuku bulan tabiî afetlerle ilgili, geçen Hükümetin bir işlem yapmadığını, bir kararname çıkarmadığını gördük ve bu kararnameyi derhal çıkardık; yani, 1 Ocak 1997'den 31 Aralık 1997'e kadar olmuş ve olacak bütün tabiî afetelerden dolayı zarara uğramış ve uğrayacak bütün vatandaşlarımızın yaralarını sarmak üzere, onların, Ziraat Bankasına, TİGEM'e ve tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının, bir yıl süreyle, faizsiz olarak ertelenmesiyle ilgili kararnameyi çıkardık. 1998'de de, aynı şekilde, çiftçilerimizin yaralarını bir nebze olsun sarabilmek amacıyla çıkarılan ve 5 Nisan 1998 tarihli Resmî Gazetede yayımlarak yürürlüğe giren kararname gereği, 1 Ocak 1998'den 31 Aralık 1998'e kadar olmuş ve -inşallah olmaz- olabilecek bütün tabiî afetlerde zarara uğramış veya uğrayacak çiftçilerimizin borçları -1999'a sarkan borçlarını da içine almak üzere- bir yıl süreyle, faizsiz olarak ertelenmiştir. Geçtiğimiz hükümetlerin uygulamalarında olduğu gibi, her tabiî afetin arkasından bir kararname çıkarma devri sona ermiştir; daha, kazalar, musibetler gelmeden önce, vatandaşlarımızın yaralarını saracak merhemler hazır edilmiştir.

Hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Sayın Başkanım, en büyük afet bu Hükümetin kendisi zaten.

İ. ERTAN YÜLEK (Adana) – Sayın Başkanım, Sayın Bakan, benim, "rakamları yanlış ifade ettiğimi" beyan buyurdular. Ben, burada, konuşmamda, Devlet İstatistik Enstitüsünün resmî rakamlarını beyan ettim. Burada görülüyor ki, 1997'de yüzde 80'den başlayan, yüzde 79,3'e inen bir enflasyon varken, bu yıl, ocak ayında yüzde 85'ten başlayıp, 92,3'e çıkan bir enflasyon vardır. Şu grafikte görülüyor...

BAŞKAN – Sayın Yülek "resmî rakamlardır" buyuruyorsunuz, değil mi efendim?

İ. ERTAN YÜLEK (Adana) – Evet, Sayın Başkan.

BAŞKAN – Tamam, zabıtlara geçti; teşekkür ederim.

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan, Sayın Bakan benim konuşmamı saptırmıştır, sataşmıştır. Dolayısıyla, müsaade ederseniz, kürsüden...

BAŞKAN – Ne sataşması, Sayın Karapaşaoğlu; rica ediyorum efendim... Rica ediyorum, yapmayın... Yani, bu "sataşma" kelimesini her şeye teşmil etmeyin lütfen.

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Yanlış beyanda bulunmuştur, saptırmıştır efendim.

BAŞKAN – Efendim, nedir yanlış olan, Sayın Karapaşaoğlu?

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – İzin verirseniz, kürsüden...

BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum, yapmayın... Yapmayın...

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan, bakın, Sayın Bakanımız "1997 yılında faizler yüzde 138 idi, yüzde 137 idi" dediler. Halbuki, 1997'nin yedinci ayında faizler yüzde 78 idi, enflasyon yüzde 75 civarındaydı; bu konuyu saptırmışlardır. Halbuki, bugün, kendileri iktidara geldiği gün, faizler birden bire, yüzde 101'lere, 102'lere çıkmıştır. Bugün, 1 puan, 2 puan geri almak suretiyle "enflasyon düşüyor" diyorlar. Yanlış ifade ediyorlar.

BAŞKAN – Tamam efendim, siz düzeltmiş oldunuz.

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Onun dışında, bir konu daha var...

BAŞKAN – Sayın Karapaşaoğlu, siz düzeltmiş oldunuz.

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan, çay konusu...

BAŞKAN – Efendim, siz düzeltmiş oldunuz.

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – 1997'de 39 sent olan çay fiyatı, bugün 33 senttir efendim.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, gündemdışı konuşmalar tamamlanmış, 1 inci ve 3 üncü sıradaki gündemdışı konuşmalar, ilgili Bakan tarafından cevaplandırılmıştır.

Cumhurbaşkanlığı tezkereleri vardır; sırasıyla okutup, bilgilerinize arz edeceğim:

C) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Portekiz’e gidecek olan Devlet Bakanı Refaiddin Şahin’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1490)

18 Mayıs 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

EXPO-98 Dünya Fuarının açılışına katılmak üzere, 21 Mayıs 1998 tarihinde Portekiz'e gidecek olan Devlet Bakanı Refaiddin Şahin'in dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı R. Kâzım Yücelen'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

2. – Portekiz’e gidecek olan Devlet Bakanı Burhan Kara’ya, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1491)

18 Mayıs 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

EXPO-98 Dünya Fuarının açılışına katılmak üzere, 21 Mayıs 1998 tarihinde Portekiz'e gidecek olan Devlet Bakanı Burhan Kara'nın dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

3. – Ukrayna Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı A. Ahat Andican’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Işılay Saygın’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1492)

20 Mayıs 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 21 Mayıs 1998 tarihinde Ukrayna Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Prof. Dr. Ahat Andican'ın dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Işılay Saygın'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

4. – Ukrayna Cumhuriyetine gidecek olan Dışişleri Bakanı İsmail Cem’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1493)

20 Mayıs 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 21 Mayıs 1998 tarihinde Ukrayna Cumhuriyetine gidecek olan Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in dönüşüne kadar; Dışişleri Bakanlığına, Devlet Bakanı Prof. Dr. Şükrü S. Gürel'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

5. – Ukrayna’ya gidecek olan Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’a, dönüşüne kadar, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1494)

20 Mayıs 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 21 Mayıs 1998 tarihinde Ukrayna Cumhuriyetine gidecek olan Turizm Bakanı İbrahim Gürdal'ın dönüşüne kadar; Turizm Bakanlığına, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının tezkereleri vardır; Divan üyemiz takdim edecekler.

Buyurun efendim.

6. – TBMMBaşkanlık Divanınca, Slovakya Parlamento Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemize davet edilmelerinin kararlaştırıldığına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1495)

20 Mayıs 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 14 Mayıs 1998 tarih ve 83 sayılı kararı ile, Slovakya Parlamento Başkanı ve beraberinde bir Parlamento Heyetinin 1998 Mayıs ayında Türkiye'yi ziyareti kararlaştırılmıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

7. – TBMMBaşkanlık Divanınca, Kanada Parlamentosu Dışişleri ve Uluslararası Ticaret Komisyonu Başkanı Bill Graham’ın ülkemize davet edilmesinin kararlaştırıldığına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1496)

20 Mayıs 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 14 Mayıs 1998 tarih ve 83 sayılı kararı ile, Kanada Parlamentosu Dışişleri ve Uluslararası Ticaret Komisyonu Başkanı Bill Graham'ın 20-23 Mayıs 1998 tarihleri arasında ülkemizi ziyareti kararlaştırılmıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

8. – TBMM Başkanlık Divanınca,Vietnam Milli Meclis Başkanvekili Nguyen Phu Thanh ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemize davet edilmelerinin kararlaştırıldığına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1497)

20 Mayıs 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 14 Mayıs 1998 tarih ve 83 sayılı kararı ile, Vietnam Millî Meclis Başkan Vekili Sayın Nguyen Phu Thanh ve beraberindeki Parlamento Heyetinin 30 Mayıs-5 Haziran 1998 tarihleri arasında ülkemizi ziyareti kararlaştırılmıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

9. – Polonya Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanının vaki davetine icabet edecek olan Parlamento heyetinde yer alacak milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1498)

21 Mayıs 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Polonya Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanının vaki davetine istinaden, Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen 6 kişilik bir Parlamento Heyetinin 31 Mayıs-4 Haziran 1998 tarihleri arasında söz konusu davete icabet etmesi hususu, Genel Kurulun 14 Mayıs 1998 tarih ve 90 ıncı Birleşiminde kabul edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca heyeti oluşturmak üzere siyasî parti gruplarının bildirmiş olduğu isimler, adı geçen kanunun 2 nci maddesi uyarınca Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

Murat Karayalçın Hüseyin Kansu

(Samsun) (İstanbul)

Dışişleri Komisyonu Başkanı Dışişleri Komisyonu Üyesi

Cemal Özbilen Abdullah Gencer

(Kırklareli) (Konya)

Dışişleri Komisyonu Üyesi Dışişleri Komisyonu Üyesi

Bayram Fırat Dayanıklı Nihan İlgün

(Tekirdağ) (Tekirdağ)

Dışişleri Komisyonu Üyesi Dışişleri Komisyonu Üyesi

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, bir Meclis araştırması önergesi vardır; okutuyorum:

D) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – İzmir Milletvekili Veli Aksoy ve 26 arkadaşının, bir kooperatife ait olan ve doğal SİT alanı kapsamına alınan arazinin, Hazine arazisi ile değiştirilmesinde yönetmelik hükümlerine aykırı işlemler yapıldığı iddiasını araştırmak ve sorumlularını tespit etmek amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/264)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

S. S. İstanbul Gümrük Komisyoncuları Yeni Foça Asmadere Yapı Kooperatifinin Foça İlçesindeki 857 890 metrekarelik arazisine İzmir 1 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca birinci derece doğal SİT alanı kararı verilmiştir. Kooperatifin başvurusu üzerine takas işlemlerinin yapılması istenilmiştir.

2863 sayılı Yasaya göre düzenlenmiş olan 8 Şubat 1990 tarihli ve 20427 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan, kesin inşaat yasağı getirilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bulunduğu SİT alanlarındaki taşınmaz malların Hazineye ait taşınmaz mallar ile değiştirilmesi hakkındaki yönetmelik hükümleri gereğince takas işlemleri yapılmaktadır.

Ancak, yukarıda adı geçen kooperatifin takas işlemleri yapılırken, ilgili yönetmeliğin, ilgili hükümlerine tamamen aykırı düzenlemeler yapılmıştır.

İlgili yönetmeliğin 8 inci maddesine göre "trampaya konu özel mülkiyetteki taşınmaz malları karşılığında verilecek bir kamu hizmetine tahsisli veya gerekli olmayan, imar planlarında bir kamu hizmetine ayrılan alanlarda kalmayan, 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu uyarınca ilana çıkarılan turizm alan ve merkezleri içinde bulunmayan, Millî Savunma Bakanlığınca sakıncalı görülmeyen Hazinenin özel mülkiyetindeki hisseli veya hissesiz yerler, taşınmazların bulunduğu ilin sınırı dışına taşmamak koşuluyla ve mümkün olduğunca aynı mahalle, köyden veya ilçeden olmak üzere, önceden Maliye Bakanlığınca saptanır ve yukarıda belirtilen şekilde değerleri takdir edilir" demektedir.

Yönetmelik böyle demekte iken, adı geçen kooperatifin takas talebi karşığı İzmir İli, Çiğli İlçesi pafta 1 736 parsele kayıtlı 830 405 metrekare arazinin takası yapılmıştır. Takası yapılan bu arazi, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 27.10.1992 gün ve 05.223 sayılı kararıyla takasa söz konusu araziyi, imar planında ağaçlandırılacak alan olarak belirlemiştir.

Belediye meclisinin bu kararı aleyhine Maliye Hazinesince açılan dava, İzmir 2 nci İdare Mahkemesinin 1993/422 ve 1993/421 E. sayılı davaları mahkemenin 1995/1259 ve 1995/1246 sayılı kararlarıyla reddedilmiş ve İzmir Defterdarlığının temyiz başvurusu sonucunda da, 1996/3127 esas no ve 1997/2238 karar nolu Danıştay kararıyla, idare mahkemesinin kararı doğrultusunda, mezkûr alanın ağaçlandırma alanı olarak kalması kesinleşmiştir.

Takastan amaç, üzerinde tasarruf bulunan bir alanın kişilerin mağduriyetini önlemek için üzerinde herhangi bir tasarruf bulunmayan ve yönetmeliğin 8 inci maddesine göre yapılması gerekmektedir. Ayrıca, burada amaç, ikinci konut alanını (yazlık ev) ikinci konut alanıyla takas etmektir. Burada yapılan ise, üzerinde kamunun çıkarına tasarruf hakkı konulmuş ve yargı yoluyla ağaçlandırılacak alan olarak kesinleşmiş bir alanın takası yapılmıştır. Bu takas kamu yararına aykırıdır. Ayrıca, takas işlemi sırasındaki arazi fiyatları tespiti ise gerçeklere hiç uymamaktadır.

3 Şubat 1997 tarih ve 4222 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan adı geçen kooperatifin genel kurul tutanağına göre, bu takas işleminde aracılık görevini gerçekleştiren kişi ve kişilere ücretsiz bir şekilde araziden pay verilerek çıkar sağlanması bu takasın şaibeli ve hileli bir şekilde yapıldığını ortaya koymaktadır. Çünkü takası yapılan iki arazi arasında değer açısından büyük bir farklılık söz konusudur. Çiğli'deki arazinin bugünkü değerinin 80 ile 85 trilyon lira arasında olduğu uzmanlarca açıklanmaktadır. Halbuki kooperatifin takas etmek istediği tapulu arazisi birinci derecedeki doğal SİT alanı olup bugünkü değeri ise 1 trilyon lirayı geçmemektedir.

Adı geçen kooperatife, bakanlık yapmış milletvekillerin ve bazı üst düzey bürokratların ve yakınlarının üye edilmiş olması düşündürücüdür.

Bu takas işleminin yeniden gözden geçirilmesi ve kamu yararına uygun hale getirilmesi, yönetmeliklere aykırı işlem yapan kişilerin tespit edilerek gereken işlemin yapılması konusunda, Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğümüzün 104 üncü maddesi uyarınca Meclis araştırması açılmasını dileriz.

Veli Aksoy (İzmir)

Ali Rıza Bodur (İzmir)

Sabri Ergül (İzmir)

M. Cevdet Selvi (İstanbul)

Yahya Şimşek (Bursa)

Şahin Ulusoy (Tokat)

Yüksel Aksu (Bursa)

Orhan Veli Yıldırım (Tunceli)

Yusuf Öztop (Antalya)

Aydın Güven Gürkan (İzmir)

Ayhan Fırat (Malatya)

Bekir Kumbul (Antalya)

Metin Arifağaoğlu (Artvin)

Bekir Yurdagül (Kocaeli)

Celal Topkan (Adıyaman)

Tuncay Karaytuğ (Adana)

Yılmaz Ateş (Ankara)

Zeki Çakıroğlu (Muğla)

Fatih Atay (Aydın)

Ahmet Küçük (Çanakkale)

İsmet Atalay (Ardahan)

Hilmi Develi (Denizli)

Ahmet Güryüz Ketenci (İstanbul)

Nezir Büyükcengiz (Konya)

Atilâ Sav (Hatay)

Ali Haydar Şahin (Çorum)

Mehmet Sevigen (İstanbul)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının tezkereleri vardır, ayrı ayrı okutup, takdirlerinize sunacağım:

C) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)

10. – İsveç Parlamentosu Başkanı Brigitta Dahl’ın TBMM Başkanı Hikmet Çetin’i İsveç’e davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1499)

21 Mayıs 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Dışişleri Bakanlığının 11 Mart 1998 tarih ve AVGY-98-180.210.461-194 sayılı yazısında, İsveç Parlamentosu Başkanı Bayan Birgitta Dahl'ın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Hikmet Çetin'i Avrupa Parlamento Başkanları Konferansına katılımı için İsveç'e davet ettiği bildirilmektedir.

Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Bu tezkereyi Heyetin oylarına sunuyorum: Kabul edenler_ Kabul etmeyenler_ Kabul edilmiştir.

Bir başka tezkere daha vardır; okutuyorum:

11. – Norveç Meclis Başkanının TBMM’den bir Parlamento heyetini Norveç’e davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1500)

21 Mayıs 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Dışişleri Bakanlığının 17 Mart 1998 tarih ve OABY-98-140.210-488-208 sayılı yazısında, Norveç Meclis Başkanının, Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir parlamento heyetini Norveç'e davet ettiği bildirilmektedir.

Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Tezkereyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler_ Kabul etmeyenler_ Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Seçimler" kısmına geçiyoruz.

Bu kısımda, (9/16) ve (9/17) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonlarına üye seçimi yapılacaktır.

Meclis soruşturmasını yürütecek komisyonların üyeleri, Anayasanın 100 üncü maddesine göre, siyasî partilerin güçleri oranında verecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterdikleri adaylar arasından, adçekme suretiyle belirlenecektir.

Bu soruşturma komisyonlarında, Fazilet Partisi ve Anavatan Partisi 4'er, Doğru Yol Partisi 3, Demokratik Sol Parti 2 ve Cumhuriyet Halk Partisi ile Demokrat Türkiye Partisi 1'er üyeyle temsil edilecektir.

V. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ

1. – (9/16) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonuna üye seçimi

BAŞKAN – Şimdi, Konya Milletvekili Sayın Ahmet Alkan ve 106 arkadaşının, kanuna ve genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin, Türk Ceza Kanunun 240 ıncı ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 11, 12, 13, 14 ve 15 inci maddelerine uyduğu iddiasıyla, Devlet eski Bakanı, Dışişleri eski Bakanı ve Başbakan Yardımcısı ve eski Başbakan Tansu Çiller hakkında, Genel Kurulun 16.4.1998 tarihli 78 inci Birleşiminde açılması kabul edilen (9/16) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonuna üye seçimine başlıyoruz.

Siyasî partilerin kendilerine düşen üyelikler için 3 kat olarak gösterdikleri adayların adlarını okutuyorum:

(9/16) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu üyelikleri aday listesi: (45)

Adı Soyadı Seçim Çevresi

FP (12)

Yakup Budak (Adana)

Osman Hazer (Afyon)

Musa Okçu (Batman)

Mustafa Yünlüoğlu (Bolu)

Zülfikar Gazi (Çorum)

Ömer Özyılmaz (Erzurum)

Saffet Benli (İçel)

İsmail Yılmaz (İzmir)

Cafer Güneş (Kırşehir)

Lütfi Yalman (Konya)

Hüseyin Olgun Akın (Ordu)

Nezir Aydın (Sakarya)

ANAP (12)

Nuri Yabuz (Afyon)

Nejat Arseven (Ankara)

İlker Tuncay (Ankara)

Abbas İnceayan (Bolu)

Ertuğrul Yalçınbayır (Bursa)

Demir Berberoğlu (Eskişehir)

Şamil Ayrım (Iğdır)

Erkan Mumcu (Isparta)

Suha Tanık (İzmir)

Abdullah Akarsu (Manisa)

Abdulkadir Baş (Nevşehir)

Ahmet Kabil (Rize)

DYP (9)

İsmet Attila (Afyon)

Ergun Özdemir (Giresun)

Mehmet Ali Yavuz (Konya)

İrfettin Akar (Muğla)

Nafiz Kurt (Samsun)

Kadir Bozkurt (Sinop)

Nihan İlgün (Tekirdağ)

Ali Şevki Erek (Tokat)

Ömer Barutçu (Zonguldak)

Demokratik Sol Parti: (6)

Arif Sezer (Adana)

Cafer Tufan Yazıcıoğlu (Bartın)

Mustafa İlimen (Edirne)

Çetin Bilgir (Kars)

Necdet Tekin (Kırklareli)

Hasan Gülay (Manisa)

Cumhuriyet Halk Partisi: (3)

Tuncay Karaytuğ (Adana)

Eşref Erdem (Ankara)

İsmet Önder Kırlı (Balıkesir)

Demokratik Türkiye Partisi: (3)

Ahmet Hamdi Üçpınarlar (Çanakkale)

Müjdat Koç (Ordu)

Cemal Alişan (Samsun)

BAŞKAN – Adayların isimlerini arz ve takdim ettik.

Şimdi, bu adaylardan üçtebirini seçeceğiz.

Fazilet Partisine düşen üye sayısı 4, torbanın içerisinde 12 adayın ismi var; bunlardan, adçekme suretiyle 4 isim seçeceğiz:

Mustafa Yünlüoğlu (Bolu)

Osman Hazer (Afyon)

Lütfi Yalman (Konya)

Saffet Benli (İçel)

Böylece, Fazilet Partisinin 4 üyesi seçilmiş oldu.

Şimdi, sıra Anavatan Partisinde.

Anavatan Partisi Grubu 4 üyelik için 12 adayın ismini bildirdi; bunlardan 4 üyeyi, adçekme suretiyle seçeceğiz :

Sayın Erkan Mumcu (Isparta)

Sayın Suha Tanık (İzmir)

Sayın Nuri Yabuz (Afyon)

Sayın Abdullah Akarsu (Manisa)

Böylece, Anavatan Partisi için de 4 sayın üyenin ismi belirlenmiş oldu.

Başkanlığa, Doğru Yol Partisi Grubuna düşen 3 üyeye karşılık 9 aday ismi verildi; buradan 3 sayın üyenin ismini adçekme suretiyle belirleyeceğim:

Sayın Ergun Özdemir (Giresun)

Sayın Kadir Bozkurt (Sinop)

Sayın Ömer Barutçu (Zonguldak)

Doğru Yol Partisinin 3 üyesi seçilmiş oldu.

Demokratik Sol Parti Grubuna düşen 2 üyeye karşılık 6 aday ismi bildirildi; 2 sayın üyenin ismini adçekme suretiyle belirleyeceğim:

Sayın Arif Sezer (Adana)

Sayın Mustafa İlimen (Edirne)

Demokratik Sol Parti Grubu için gereken 2 isim belirlenmiş oldu.

Sayın Cumhuriyet Halk Partisi, 1 üyelik için 3 aday bildirdi; 1 adayı, adçekme suretiyle belirleyeceğim:

Tuncay Karaytuğ (Adana)

Şimdi, Demokrat Türkiye Partisi 1 üyelik için 3 aday bildirmiştir; 1 adayı, adçekme suretiyle belirleyeceğim:

Cemal Alişan (Samsun)

Sayın milletvekilleri, (9/16) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun üye seçimi tamamlanmıştır.

Bu Komisyona seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 26 Mayıs 1998 Salı günü saat 13.30'da, halkla ilişkiler binası (B) blok alt zemin 6 ncı banko karşısındaki -körüklü salon tabir ediliyor- Meclis araştırması ve soruşturması komisyonları toplantı salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum. Meclis Soruşturması Komisyonuna seçilen üyelerin listesiyle, toplantı gün ve saati ilan tahtalarına da ayrıca asılacaktır.

2. – (9/17) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonuna üye seçimi

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi de İstanbul Milletvekili Sayın Meral Akşener ve 71 arkadaşının, kanuna ve genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin, Türk Ceza Kanununun 240 ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 12 ve 13 üncü maddelerine uyduğu iddiasıyla, Turizm eski Bakanı ve Başbakan Mesut Yılmaz hakkında, Genel Kurulun 22.4.1998 tarihli 80 inci Birleşiminde açılması kabul edilen (9/17) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu için üye seçimine başlıyoruz.

Siyasî partilerin kendilerine düşen üyelikler için üç kat olarak gösterdikleri adayların adlarını okutuyorum:

(9/17) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu üyelikleri aday listesi: (45)

Adı Soyadı Seçim Çevresi

FP (12)

Sıtkı Cengil (Adana)

Mehmet Altınsoy (Aksaray)

Cemalettin Lafçı (Amasya)

İsmail Özgün (Balıkesir)

Alaattin Sever Aydın (Batman)

Mehmet Altan Karapaşaoğlu (Bursa)

Tevhit Karakaya (Erzincan)

Ekrem Erdem (İstanbul)

Hüseyin Kansu (İstanbul)

Abdullah Gencer (Konya)

Hasan Hüseyin Öz (Konya)

Musa Uzunkaya (Samsun)

ANAP (12)

Nejat Arseven (Ankara)

İrfan Köksalan (Ankara)

Süleyman Hatinoğlu (Artvin)

Zeki Çakan (Bartın)

Feridun Pehlivan (Bursa)

Ertuğrul Yalçınbayır (Bursa)

Yavuz Köymen (Giresun)

Refik Aras (İstanbul)

Emin Kul (İstanbul)

Yusuf Namoğlu (İstanbul)

Abdullah Akarsu (Manisa)

Mustafa Bahri Kibar (Ordu)

DYP (9)

İsmet Attila (Afyon)

Ahmet İyimaya (Amasya)

Ali Rıza Gönül (Aydın)

İlyas Yılmazyıldız (Balıkesir)

Ahmet Uyanık (Çankırı)

Mustafa Kemal Aykurt (Denizli)

H. Ufuk Söylemez (İzmir)

Nevzat Ercan (Sakarya)

Nihan İlgün (Tekirdağ)

DSP (6)

Tamer Kanber (Balıkesir)

Necati Albay (Eskişehir)

Ali Günay (Hatay)

Fikret Ünlü (Karaman)

Yalçın Gürtan (Samsun)

Fevzi Aytekin (Tekirdağ)

CHP (3)

Yusuf Öztop (Antalya)

Yahya Şimşek (Bursa)

Orhan Veli Yıldırım (Tunceli)

DTP (3)

A. Hamdi Üçpınarlar (Çanakkale)

Mustafa Zeydan (Hakkâri)

Cemal Alişan (Samsun)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri; Fazilet Partisi 12 aday bildirmiştir; bu adaylar arasından 4 üyeyi, adçekme suretiyle belirleyeceğim:

Mehmet Altınsoy (Aksaray)

Cemalettin Lafçı (Amasya)

Mehmet Altan Karapaşaoğlu (Bursa)

Hüseyin Kansu (İstanbul)

Fazilet Partisinin 4 üyesinin ismi adçekme suretiyle belirlenmiştir.

Şimdi, Anavatan Partisi Grubunun bildirdiği 12 aday arasından 4 üyeyi adçekme suretiyle belirleyeceğim:

Nejat Arseven (Ankara)

İrfan Köksalan (Ankara)

Ertuğrul Yalçınbayır (Bursa)

Zeki Çakan (Bartın)

Bu suretle, Anavatan Partisi Grubunun 4 üyesi de, adçekme suretiyle belirlenmiştir.

Şimdi, sıra, Doğru Yol Partisi Grubunun adaylarını belirlemeye geldi. Doğru Yol Partisi Grubumuz, 3 üyeye karşılık 9 isim bildirdi; ben, şimdi, 3 üyeyi, adçekerek belirleyeceğim:

Nevzat Ercan (Sakarya)

Ahmet Uyanık (Çankırı)

Mustafa Kemal Aykurt (Denizli)

Bu suretle, Doğru Yol Partisi Grubumuzun 3 üyesinin ismi de, adçekme suretiyle belirlenmiş oldu.

Demokratik Sol Parti Grubumuz 6 aday bildirdi, 2 isim belirleyeceğim:

Fikret Ünlü (Karaman)

Yalçın Gürtan (Samsun)

Demokratik Sol Parti Grubunun 2 üyesinin ismi de, adçekme suretiyle belirlendi.

Şimdi, sıra, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun verdiği 3 adaydan 1 ismi belirlemeye geldi.

Yusuf Öztop (Antalya)

Demokrat Türkiye Partisi Grubu, 1 üyelik için 3 aday bildirdi; ben, 1 sayın üyenin ismini belirleyeceğim:

Hamdi Üçpınarlar (Çanakkale)

Demokrat Türkiye Partisi Grubunun üyesi de belirlenmiş oldu.

Sayın milletvekilleri, (9/17) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun üye seçimi tamamlanmıştır.

Bu Komisyona seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 26.5.1998 Salı günü, saat 14.30'da, halkla ilişkiler binası, (B) blok, alt zemin, 6 ncı banko karşısındaki, körüklü salon diye ifade edilen Meclis araştırması ve soruşturması komisyonları toplantı salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.

Meclis Soruşturması Komisyonuna seçilen üyelerin listesi ile toplantı gün ve saati, ilan tahtasına, ayrıca asılacaktır.

Hayırlı uğurlu olsun. Hayırlı ve adil çalışma yapmalarını temenni ediyorum.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, yarım kalan işlerden başlıyoruz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. – Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rıza Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu raporunun ikinci müzakeresine başlayacağız.

Komisyon hazır mı? Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

2. – Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınma önergesi (2/669) (S.Sayısı : 338)

BAŞKAN – 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, maddelerinin üzerindeki önergelerle birlikte, İçtüzüğün 88 inci maddesine göre Komisyona geri verilmişti. Komisyon, raporunu henüz vermediğinden, teklifin müzakeresini erteliyoruz.

3. – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 arkadaşının, aynı mahiyetteki kanun teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkinKanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı : 553)

BAŞKAN – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifinin müzakeresine başlayacağız.

Komisyon hazır mı? Komisyon hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

4. – Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri Komisyonu raporu (1/217) (S.Sayısı : 132)

BAŞKAN – Emniyet Teşkilatı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının müzakeresine başlayacağız.

Komisyon hazır mı ?..Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

5. – Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu raporu (1/689) (S.Sayısı : 631) (1)

BAŞKAN – Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu Raporunun müzakeresine başlıyoruz.

Komisyon hazır mı?..Hazır.

Hükümet hazır mı?..Hazır.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, biraz evvel Komisyon yoktu; İçtüzük çerçevesinde, iyi niyet kurallarını hatırlatıyorum.

BAŞKAN – Efendim, sizler de takdir buyurursunuz; Başkanlığın yapacağı başka bir işlem yoktur. Biz "Sayın Komisyon?.. Sayın Hükümet?.." diye davet ederiz; takdirlerine mevdu bir olaydır, gelirler, gelmezler; onu, ben bilmem.

Sayın Komisyon ve Hükümet yerlerini almışlardır.

Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu oylayacağım.

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Karar yetersayısının aranmasını istiyoruz.

BAŞKAN – Peki efendim; dikkate alacağım.

Raporun okunması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

Sayın milletvekilleri... Rica ediyorum...

Sayın milletvekilleri, hiç kimse, lütfen, şahsen üzerine alınmasın; ama, milletvekilliğinin birinci sorumluluğu, Genel Kurul salonunda oturmaktır. (Alkışlar)

Rica ediyorum... Canı çay, kahve isteyen arkadaşımı davet ediyorum; saat 19.00'dan sonra odama buyurun "yeter Allahaşkına" deyinceye kadar size çay, kahve ikram edeceğim.

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Ben, bu sözden alındım...

BAŞKAN – Efendim, lütfen oturur musunuz...

Raporun okunması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

Efendim, Divan ittifak edemedi.

Sayın milletvekilleri, dışarıda başka kimse kaldı mı?.. Rica ediyorum... İsterseniz, 21 inci dönemde kimler gelecek, oturup onları bekleyelim. Rica ediyorum...

Sayın milletvekilleri, tekrar oyluyorum; raporun okunması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Raporun okunması kabul edilmemiştir; karar yetersayısı da vardır.

Tümü üzerinde gruplar adına söz talebi var mı?..

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – DYP Grubu adına, Ahmet İyimaya konuşacaklar.

BAŞKAN – Yozgat Milletvekili Sayın Kâzım Arslan, Ankara Milletvekili Sayın Gökhan Çapoğlu, Uşak Milletvekili Sayın Yıldırım Aktürk, Adana Milletvekili Sayın Ertan Yülek kişisel söz talebinde bulundular.

Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini ifade etmek üzere, Sayın Ahmet İyimaya; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA AHMET İYİMAYA (Amasya) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; sözlerimin başında, şahsım ve Doğru Yol Partisi Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Genç ve yaralı demokrasimiz, yavru özgürlüklerimiz ve içinde hayat bulduğumuz siyasal sistemimiz bakımından çok önemli bir tasarıyı görüşüyoruz.

BAŞKAN – Sayın İyimaya, bir dakika... Nasıl olsa, sizde konuşma insicamı bozulmaz.

Sayın milletvekilleri, RTÜK'le ilgili kanun değişikliğinin bütün grupları çok yakından ilgilendirdiğini biliyorum; ama, nedense, bir Grup, RTÜK'le ilgili görüşünü ifade ediyor, biz başka işlerle meşgulüz... Sayın milletvekillerinden rica ediyorum; RTÜK'le ilgili olmayan iş sahipleri -kusura bakmayın ama- kulise lütfen... Arkadaşımızı dinleyelim, buna göre oy vereceğiz.

Buyurun efendim.

AHMET İYİMAYA (Devamla) – Televizyon, çağın insanını hamur gibi yoğuran, şartlandıran, zihniyeti imal eden en büyük ve en etkili araçtır. Donanım ve yönlendirme durumuna göre, yaygın bir televizyonun demokrasiyi kökleştirmesi de yıkması da daima mümkündür. Televizyon yasaları, demokrasinin kurucu yasalarıdır, işlevleri bakımından hemen hemen anayasalarla özdeştir.

Bu gibi kurumsal kanunlar için referandum ve nitelikli sayılar dahil, özel yasama yöntemlerinin geliştirilmemiş olması, yönetemeyen sistemimizin hiç hatırlanmayan noksanıdır.

Değerli arkadaşlar, DYP-SHP Koalisyonu, en büyük iletişim reformu ve dönüşüm projesi olarak televizyon çoğulculuğunun temellerini atarken, kurucu yetkilerin kullanımında esirgenmemesi gereken yaygın ve üretken uzlaşma özenini azamî derecede göstermiştir. Şu anda değiştirilmek istenen Radyo ve Televizyon Yasasının 29 uncu maddesi, 19 uncu Dönemde gerçekleştirilen ve kavgacı siyasî hayatımızda ender rastlanan ortak uzlaşının anlamlı bir ürünüdür. Bu maddenin altında, yalnızca dönemin koalisyon partilerinin; yani, DYP'nin ve SHP'nin değil, ANAP'ın ve DSP'nin imzaları var. Bu maddenin altında ve ardında toplumun, mikrodinamiklerin, demokratik örgütlerin karşılanmış talepleri, destekleri ve coşkulu alkışları var.

Değerli milletvekilleri, geçiş evresini henüz tamamlamamış, yasama istikrarı adına varlığı zorunlu bir uygulama ve gözlem sürecini dolduramamış bir yasa, durup dururken neden değiştirilmek isteniyor? Bu sorunun hukuk namusu, şeffaf siyaset ve demokrasi hassasiyeti içinde -ki, Başbakanımız da dinliyordur umuyorum- cevaplandırılması gerekir. Mevcut siyasal gelişmeler, acı gerçekler ve tasarının somut öyküsü bir tarafa atılarak, örtücü ve parlak nutuklarla sürdürülecek bir müzakere, bu soruların hiçbir zaman cevabı olamayacaktır. İktidarın gizleme zaafı içinde olduğu gerçek tabloyu, Yüce Türk Milleti ve Parlamentomuz önünde açığa çıkarmak, yalnızca muhalefetin değil, topyekûn Türkiye Büyük Millet Meclisinin, her milletvekilinin temel görevidir. Bu anlayış, hem demokrasinin hem de özgürlüklerin teminatıdır.

Yürürlükteki yasa, televizyon şirketlerinin, yüzde 10'luk hisse tabanında, devletle veya devletin iştiraki olan kuruluşlarla, ihale dahil, her türlü taahhüt ilişkisine girmesini yasaklıyor. Bir şirketin birden fazla televizyon işletmesini yasaklıyor. Televizyonda aile egemenliği yasaklanıyor. Mevcut yasa, televizyon çoğulculuğu için gerekli, daha da geliştirilmesi arzulanan altyapı mekanizmalarını düzenliyor. Yürürlükteki yasa, medya imparatorluğunun ve kartel zincirinin teşekkülünü önlüyor.

Değerli arkadaşlarım, bu hükümler, hangi iktidar veya partilerce benimsenemeyen, dışlanabilen hükümlerdir?!

Tasarıyı, hukuk ve siyaset merceği altına koyduğumuzda, açığa çıkan temel özellikler, ürkütücü ve uyarıcı ipuçları vermektedir.

1- Tasarı, gerekçe malulüdür; ne genel gerekçede ne madde gerekçelerinde, hisselerin nama yazılılığı ve izlenme oranı dışında kalan 29 uncu madde değişiklikleri için, bırakınız bir cümleyi, bir kelimecik açıklama yoktur. Gerekçe, hükmün dayandığı düşünceleri ve yasanın ruhunu ortaya koyan aslî bir unsurdur. Gerekçe yokluğu, siyaset biliminde ve yasama sanatında, bir manipülasyon karinesi, bir şeyleri saklama örtüsü sayılmıştır. Gerekçede bu bilinçli suskunluk, İktidarın veya bir ortağının, tasarıda gizli amaç gözettiğini gösterir. Hükümet müzakeresinde inceliğin farkına varılmamış olması, tasarının ve gerekçe perdesinin tanzim mahallini, gerçek iradenin adresini tartışmaya getirir. Bu gizliliğin arka planını araştıramayan, gerçeklerin çirkin çehresini ortaya çıkarmaktan ürken veya bu girişimin mimarı olan medyanın özgürlüğünden, demokrasi aşkından ve onun objektifliğinden asla söz edilemez.

2- Tasarı, siyasetin temel standartlarından olan öncelikler ve zamanlama ölçütü bakımından, ne halkın tercihini ne sistemin zorunluluğunu yansıtmamaktadır. Her türlü yanlı yorumların uzağındaki maddî gerçek, ararejimin gelgitleri içinde kurulan Hükümetin, kendisini, halkımıza "çözüm ve normalleşme hükümeti" olarak takdim etmesi hadisesidir.

Bu kadar bir başka gerçek de, Hükümetin kurulmasının hemen akabinde, Anavatan Partisinin elinde bulunan bir Devlet Bakanlığının, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanununun temel iskelet hükmü olan 29 uncu maddeyi değiştirme girişiminde bulunması, bunu hızla resmîleştirmesi ve Anayasa Komisyonunda önceliğe geçirmesidir.

Şimdi, iktidara ve iktidar çoğunluğunu oluşturan, destekçileri dahil, partilere soruyorum: Bu acele, bu telaş niye? Bu tasarıyla enflasyonu mu düşüreceksiniz? Sofradaki alevi, mutfaktaki yangını mı söndüreceksiniz? Yatırımlara kaynak mı sağlayacaksınız? Her geçen gün çığ gibi büyüyen sosyal güvenlik krizine çözüm mü bulacaksınız? Bu tasarı, sistemin veya halk kitlelerinin hangi sorununa çözüm getiriyor? İletişim alanının tüm sorunlarını içeren bir geniş iletişim kodunu önümüze getirseydiniz "sistem iyileştirmesidir" der, katkıda bulunur, destekler ve alkışlardık. Öncelikli sorunları askıya alıp bunu öne geçirmekle, iktidara gelmeniz için öngörülen bir gizli şartın, Yüce Meclis araç kılınarak, yerine getirilmesinden başka bir şey yapmıyorsunuz. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

3 - Bu tasarı, düşünce, haber alma, bilgi edinme ve ifade özgürlüklerinin ve hatta demokrasinin kurucu şartı olan iletişim özgürlüğünü öldürmektedir.

Siyaset, iletişim özgürlüğü ve ekonomik iktidar üçlüsü arasında, gelişmiş ülkeler ve ülkemiz tecrübesinden yararlanarak, bir denge ve ahenk kuramazsak, günün aldatıcı partisel çıkarlarına geçerlilik tanıma gafletine düşersek, toplumu, topyekûn yanlılığın, yönlendirmenin ve gerçek kadar inandırıcı yalanların içinde boğarız.

Bu tasarı, yüzde 20 izlenme oranı tavanıyla, Türkiye'yi bir veya birkaç televizyon şirketinin elektronik sömürgesi haline getirmektedir. Değişik düşüncelerin, farklılığın ve üretken çeşitliliğin önüne, az sayıdaki televizyon süzgeçleriyle, Bizans duvarları ve yasak adalar oluşturulmaktadır.

Bu tasarı, yarattığı hukukî imkânla, bölge yayıncılığını, yerel televizyonculuğu, medya imparatorlarına teslim etmektedir. Anadolu kültür çeşitliliği, demokrasinin yerelleşmesi hedefi ve sosyal, bireysel yerel zenginlikler, merkeziyetçi televizyon anlayışıyla imha edilmektedir. Yalnızca medya tekeli değil, düşünce tekeli yaratıyorsunuz. Sadece iletişim çoğulculuğuna değil, düşünce çeşitliliğine de kıyıyorsunuz. Alternatif düşünceyi, sözlüklerde hapsedeceğiniz bir fikir fukaralığının altyapısını inşa ediyorsunuz. Bu tür tekelcilik veya sosyal mühendislik girişimleri, Türkiye'yi, yalnızca çağdan koparmaz; onu, büyükçe bir köy haline getirir.

Değerli milletvekilleri, bu tasarı, DYP'nin, püskürtülen parçalanması girişimine ve Mesut Yılmaz Hükümetinin kurulmasına katkısı olan ekonomik iktidar ile siyasal iktidarın bilinen izdivacının acı bir ürünüdür. (DYP sıralarından alkışlar)

Ekonomik iktidara bağımlı siyaset, yalnızca rant sağlayarak işin içerisinden sıyrılamaz. Ekonomik iktidar, size, bilinen yöntemlerle RTÜK Yasasını çıkarttırır; sermaye tekelini, televizyonlar aracılığıyla haber, yorum ve düşünce tekeline de aktartır. Karşınıza, millî iradeye dayanmayan ve fakat dayatan, sizi tutsak kılan bir güç olarak çıkar.

Bu yasa tasarısı, yürürlükte olan yasaya aykırı olarak gerçekleştirilen meşhur ihalelerin, TEDAŞ'ların, santralların, bankaların, siyasal bedel ve diyet olarak devrinin meşrulaştırılması tasarısından başka bir şey değildir. (DYP sıralarından alkışlar) Mevcut yasadaki yüzde 10'u aşan hisselerin muvazaalı yollarla aşağıya çekilmesi, işlemleri hukuka uygun hale getirmez. Kanuna karşı hile olan ve bu sebeple geçersiz bulunan ihaleler, yanlış yollarla, yasama erki dolanılarak kanun zırhına büründürülmek isteniyor. Oysa, yasanın olası iptali halinde, Anayasa Mahkemesinin kararı, idarî yargıda görülmekte olan davaları etkileyeceğinden, ekonomik iktidarın sınır tanımaz iştah ve ihtirası, hukuk devletinin sınırlarını yine de aşamayacaktır.

Yasanın ilgili hükmünün kimi dönemlerde delinmiş olmasını, yürürlükten kaldırma gerekçesi olarak kullanıyorsunuz. Ekonomik devlet aşamasını, özelleştirmeyle dönüştürememiş bizim gibi antiliberal yapılarda, medyanın devlete karşı taahhüde girmemesi, hayatî bir prensiptir. Kötü uygulamalar, bu prensipten ayrılmayı değil, aksaklıkları iyileştirici mekanizmalarla gidermeyi zorunlu kılar. Aksi takdirde, şantaj, haber veya iktidar lehine siyasal güdüleme, televizyon yayınına bürünerek, ihale pazarını kapma avantajına döner.

Ülkeye, temiz siyaset anlayışına yazık oluyor değerli arkadaşlarım. Bu Yüce Meclis, özel ekonomik iktidarlar için, âdeta özel yasalar çıkarmaya, mecbur ve hatta mahkûm olmak zorunda mıdır? Yasalarla sınırlandırılmış siyasal iktidarın, sınırı ve öngörüsü kestirilemeyen ekonomik iktidarla bu denli bağlantısı, Türk demokrasisini daha da yozlaştıracaktır. Destekleyenlere mübarek olsun!..

"Televizyon işletmesinin ardındaki gücün ve ismin belli olması gerekir" diyorsunuz. Doğrudur; ancak, bu doğruyu, büyük bir ustalık içerisinde, sermaye ve medya çevrelerine tasarıyla sağladığınız gayrimeşru avantajların örtüsü olarak kullanıyorsunuz. Eğer, televizyon şirketinin şeffaflığında samimi iseniz, her şirketin reklamıyla ilgili, reklamı veren kuruluş, tarihi, gelir tutarları gibi bilgilerde açıklık getirin; şirketin, devletle olanı dahil, gördüğü bütün işlerde açıklık getirin; yorumcusuna, danışmanına, yönetmenine ve emekçilerine ödenen maaşlarda açıklık getirin; bütün bunları, dönemsel olarak, ulusal televizyon kanallarından yayın hükmünü getirin. Şeffaflık söylemini, şeffaflıktan yoksun siyasetinizin siyah perdesi yapmayın.

Değerli arkadaşlar, yasanın 29 uncu maddesi, iletişim özgürlüğünün stadartları içerisinde nasıl olmalıdır sorusuna, Anayasa Komisyonu raporundaki DYP'li üyelerin bileşik muhalefet şerhlerinde cevap verilmiştir. Parlamento tarihinde belki de ilk kez, üretken ve alternatif siyasetin bir örneği olarak, önerilerimiz de, aynı muhalefet şehrimizin içerisinde yer almıştır. Oradaki ciddî öneriler, mevcut medya iktidarı için, hukuken zorunlu önlemler, standartlar, yaptırımlar öngörmektedir. Programların bağımsızlığı, haberlerin yorumsuz verilmesi, insan onurunu ve kişiliğini hiçe sayan yayınlarda şirketle birlikte bütün hissedarların tazmin sorumluluğu, televizyon çalışanlarının hizmet akitlerinin ILO standartları düzeyinde korunması, televizyon şirketinin birden fazla televizyon işletememesi ve okumanız halinde, orada yazan birçoğu müeyyideler, iyileştirmeler ve televizyon iletişim özgürlüğünü temele oturtan normlar.

Değerli arkadaşlar, bunlar, gözünü ranta, kamudaki pastaya, siyasal güdülemeye dikmiş iletişim kuruluşları için engel hükümler; aynı zamanda, kurucu özgürlük için, toplum için zorunlu hükümler. Bu ayıraç, bizlerin hangi kuvvetin veya meşruiyetin yanında olduğumuzu gösteren en büyük siyasî ölçektir.

Demokrasi bizim, avantajlar sizin olsun; özgürlükleri savunmak bizim, iyiniyetli gaflet sizlerin olsun; milletin iradesini şu yüce kürsüden haykırmak bizim, dar ufuklu ortaklık ise sizin olsun...

Merkez sol partilere, özellikle CHP'ye seslenmek istiyorum: İletişim ve düşünce çoğulculuğu, sosyaldemokrat tezin varlık ve felsefe alanıdır. Tasarının temelindeki zihniyet, getirdiği yapı, sosyal demokrasinin kimliğine kastetmektedir. Eğer, konjonktürel veya geçici fırsatları öne almak gibi bir hareketin içinde değilseniz, bu dönemde, en fazla mücadele etmeniz gereken yasa tasarısı, bu tasarıdır. Sesinizi ve çeşitliliğin sesini kısacak kanun tasarısına karşı sessiz kalamazsınız. Mesajınızı yüklemek istemediğiniz işaret parmaklarınızı, haber ve bilgi özgürlüğünü tekellere peşkeş çekecek tasarıya tahsis edemezsiniz. O zaman, iktidarın cezbesine kapılmış, onun ışık helezonu etrafında dans eden mutlu kelebeğin talihsiz kaderini paylaşırsınız. Bu görüşmelerde, Anayasa Komisyonunda olduğu gibi sergileyeceğiniz tasarı yandaşı bir tavır, kimlik biyografinize düşeceğiniz ve hiçbir sökücünün yok edemeyeceği kara bir nokta olacaktır.

Değerli arkadaşlar, sözlerimi, ABD Federal Yüksek Mahkemesinin 1945 yılında verdiği karardan bir pasaj okuyarak noktalamak istiyorum: "Anayasa kurucuları, bizim adımıza, doğru ile yanlış arasında bir ayırım yapmak için hiçbir yönetime güvenmek istemediler; gerçeği aramakta, herkesin yol göstereni yine kendisi olmak gerekir." 1945 Amerika zihniyeti ile 1998 Türkiye zihniyetini, liberal yaratıcılık ve çölleştiren sermaye ideolojik devlet vesayeti açılarından sizler karşılaştırın...

Aziz arkadaşlar, bağlayıcı grup kararı olmadıkça, özgürlük karşıtı tasarılara geçit vermemek, partisiyle ve lideriyle bağımlı olmaksızın, her milletvekilinin, yalnızca hukukî değil, aynı zamanda, ahlakî ve insanî temel görevidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Zatıâlinize süre veriyorum; buyurun.

AHMET İYİMAYA (Devamla) – Özgürlükçü iradelerin önünde eğiliyor, tasarıyı ve ardındaki diyet zihniyetini, beynimizle, oylarımızla reddettiğimizi açıklıyor; hepinize, Partim ve şahsım adına saygılar sunuyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın İyimaya, teşekkür ediyorum.

Fazilet Partisi Grubunun görüşlerini ifade etmek üzere, Karabük Milletvekili Sayın Dilekcan; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA HAYRETTİN DİLEKCAN (Karabük) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyor, hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

Sözlerime başlarken, Karabük, Bartın, Bolu ve diğer illerimizde meydana gelen sel felaketinden dolayı, buralardaki vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyor; ilgililerin de yakın alakasını beklediklerini ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, kurulduğundan bu yana, Mecliste okuduğu programdan ziyade, halkın ihtiyaçlarına cevap vermek, insan hakları ve demokrasinin gelişmesi yönünde yasama faaliyetlerine katkıda bulunmak varken, devamlı surette, birilerinin yönlendirmeleriyle hareket eden 55 inci Hükümetin hazırlayıp önümüze koymuş olduğu bir yasa tasarısını görüşüyoruz. 3984 sayılı RTÜK Yasasının 29 uncu ve 33 üncü maddelerinde değişiklik öneren bu yasa tasarısıyla getirilmek istenenler nelerdir? Bunlara değinmeden önce, demokrasi ile basın yayın arasındaki yakın ilişkiye değinmek istiyorum.

Özgürlükçü demokrasi, siyasette, ekonomide ve kültürde olduğu gibi, medyada da çoğulculuğu gerekli kılar. Birbirleriyle rekabet halinde olan farklı haber, bilgi ve fikir kaynaklarının varlığı halinde ancak, kamuoyunun serbestçe oluşmasından bahsedilebilir. Bir demokrasinin, ancak, yurttaşların, haberli, bilgili ve görünenin arkasını yorumlama imkânına sahip oldukları ölçüde iyi işleyeceği tabiîdir. Demokrasilerde iletişim özgürlüğünün bir ayağı, basın özgürlüğü; yani, haber verme ve yorum yapma özgürlüğü ise; diğeri, doğru, gerçek bilgi toplama ve edinme özgürlüğüdür. Kısaca, iletişim özgürlüğü, demokrasiyi var eden özgürlüktür. Demokrasiyi yerleştiren ve yaşatan iletişim özgürlüğünü, tekelleşmiş, kartelci sermaye çevrelerinin patronlarının hâkimiyet alanına terk ederseniz, millete en büyük kötülüğü yapmış olursunuz.

Hiçbir teknik ve demokratik aciliyeti olmayan bu tasarıyla Hükümetin amacı, eğer kendisine destek veren medya patronlarına yaranmak, onlara şirin gözükmek değilse; ancak, halkın, Hükümet icraatına olan tepkisini kısacak teksesli bir medya ortamı oluşturmak olabilir. Böyle bir düzenlemeyle de, demokrasi rafa kalkacak demektir. Zaten, Hükümetin Meclise sevk ettiği diğer yasa tasarıları da dikkate alınırsa, bunun böyle olduğu açıkça görülmektedir. Sürekli olarak, halkın hakemliği demek olan seçimden kaçan bir Hükümetin tek sığınacağı yer de, medya patronlarının kucağı olsa gerek.

Bu tasarıyla, medyada kartelci tekelleşme tamamlanacaktır. Türkiye'de satılan her 100 gazeteden 77'sinin 2 medya patronuna ait olduğu bilinmektedir. Bu tasarıyla da, radyo ve televizyon kanallarının 4 veya 5 medya patronuna tahsis edilmesiyle zincir tamamlanmış olacaktır. Bundan sonra da "demokrasi" yerine "medyokrasi" ifadesini kullanmak yerinde olsa gerek.

Değerli milletvekilleri, medyada tekelleşme varsa, medyanın temel işlevi olan bilgi toplama ve aktarma işlevi bozulacak demektir. Tekelin, kendi tercihleri, özel yargıları, kendi hesapları yayınlarına yansımaktadır. Bu da, toplumun güvenini sarsıyor, hiçbir şeyden emin olunamaz hale getiriyor. Tekelci basın, gazetecilerin ve basın çalışanlarının çalışma alanlarını da bozuyor. Basın çalışanlarının, patronların çıkarlarını koruyup, kollayan robotlara dönüştürüldüğünü çok yakından görüyoruz. Nitekim, sık sık köşe yazarlarının işlerinden edildiğini, kamuoyu yakınca takip etmektedir.

Tekelci basın, diğer piyasaları da bozar. Medya tekelleri, bankalarla, büyük pazarlama şirketleriyle, otomotivden inşaat sektörüne kadar birçok sektördeki şirketleriyle birlikte hareket eder. Böyle olunca da, grubun, basın yayın organları, diğer gruplarının ürettiği, pazarladığı ürünler lehine davranır. Sonunda gerçek bir yana bırakılır, en iyi konut Baltık deniz evleri; en çok kazandıran banka, mamurat bankası; en iyi yemek takımı, en iyi çarşaf bizim çarşaf; en iyi otomobillendiren Sacit; en iyi pazartesi annesi, en iyi başbakan, Şahin Grubunun başbakanı ilan edilir.

Bir kişinin ilgi alanı neyse, gazetesini ya da televizyonunu bu yönde kullanacaktır. Herhangi bir girişimcinin hem medyada yer almasına hem banka satın almasına, pazarlama şirketi kurmasına izin verdikten sonra, o kişinin, medya gücünü, öteki alanlarda kullanmaması istenemez. Ne tür yasa çıkarırsanız çıkarın bunu engelleyemezsiniz.

Demokrasi inşasında deneyimli olan ülkeler, bu durumu dikkate alarak, iş yaşamındaki kişilerin televizyon ve gazete sahibi olması konusunda çok önemli düzenlemeler yapmışlardır. Bu düzenlemelerde iki unsur dikkate alınmıştır: Birincisi, basın sektörünün tekel ve kartel haline gelmesini önlemek; ikincisi, başka sektörlerdeki etkin kişilerin basın sektörüne yön vermesine mâni olmak. Ülkemizde böyle bir kaygı taşıyanlara şimdilerde "mürteci" diyorlar. Türkiye'de, bir kişi, televizyon, gazete, radyo, dağıtım, pazarlama, bankacılık, uluslararası şirketlerin temsilciliği, turizm, borsacılık, aklınıza gelen her alanda etkili olabiliyor. Böyle bir etkin yapının devlet olması için iki eksiği var demekdir; onun ne olduğunu da sizler yakından biliyorsunuz...

Bu durumda, medyanın gücünü nereye koyacağız? Bunun yanıtı tektir; cüzdana. Salt parasal gücün etkin olduğu bir medya anlayışıyla, ülkemizde demokrasinin tüm kurumlarını ve kuruluşlarını oturtmak da mümkün değildir.

Değerli milletvekilleri, her zaman, basın hürriyeti, haber alma hakkı gibi kavramlarla medya kendisini kutsallaştırmaya çalışır. Ancak, bu fonksiyonunun yanında medya ticarî bir kuruluştur da, ticarî çıkarları vardır. Medyayı yönetenler, haber ve yazı yazanlar, özgürlük melekleri olmayıp, insandırlar. Sadece bilgi ve vicdanlarıyla değil, aynı zamanda hırslarıyla, sevgi ve husumetleriyle, dostluklarıyla da hareket ederler, düşmanlıklarının tesirinde kalırlar. Medya-siyaset ilişkisinin, bir haber-yorum ilişkisi mi, yoksa başka türlü bir ilişki mi olduğu konusunda, demokrasinin en hayatî sorunlarından olması nedeniyle tartışmalar çıkmıştır. Medya, basit, ticarî çıkarlarına göre mi partiler konusunda tavır almakta; yoksa, kamu bilincine mi önem ve öncelik vermektedir? Bunların hepsi sorundur ve siyaseti de etkilemektedir. Bugün, medya, hem siyaset hem de devlet iddiasını benimsemiş bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, tekelci medya, demokrasiyi bozar. Nitekim, ülkemizde, basın-yayın organlarının, liderleri onaylama veya aşağılama mantığıyla hareketi, parlamenter sistemi de yaralamaktadır. Siyasetçiler, çalışmalarıyla, millete hizmetleriyle önplana çıkma yerine, medyaya kendisini beğendirme çabasına girişirse, yasama organı, işlevinden uzaklaşır. Lidere ve medyaya çalışan siyaset anlayışı sonucu, liderler de, yasama ve yargıyla uyumlu çalışma yerine, basın patronlarıyla uyumlu olmayı ve geçinmeyi tercih etmeye yönelirler; tıpkı, bu Hükümetin yetkilileri gibi...

Nitekim, Meksika'da, yazılı ve görsel basının yüzde 80'den fazlası bir ailenin tekelindedir. Bu medya tekeli, kırk yıldır, bu ülkede istediği kişiyi başbakan seçtirmekte, istediği başbakanı iktidardan düşürmektedir. Seçimlerin yapılması önemini yitirmiştir; medya patronluğu seçimi önemlidir. Türkiye'de de bunun örneklerini görmek mümkündür: "Seni bakan yapalım Macit" teklifi, bir basın grubunun, bir milletvekiline yaptığı tekliftir. Partilerarası koalisyon hükümeti kurmak için taraflarla görüşen kişi, bir politikacı değil, yine, aynı basın kuruluşunun genel yayın müdürüdür.

Basın tekeli, kendi tercihini, halkın tercihi gibi yansıtır; bir fikri, tekrar ede ede nihayet doğruymuş gibi kabul ettirir ve onaylatır. Acaba, siz de halktan ümidi kestiğiniz için, tekelci medyanın tercihi ve seçimi bizi hükümet etmeye nasıl olsa yeter mantığıyla mı bu yasa tasarısını Meclisin gündemine getirdiniz; yoksa, siz de mi Meksika'ya özendiniz?!

Değerli milletvekilleri, şimdi de, bu tasarıyla mevcut kanundan çıkarılan hükümler nelerdir, getirilmek istenilen düzenleme nasıl bir düzenlemedir, buna değinmek istiyorum.

Hükümet, bu tasarıyı Meclise sevk ederken, gerekçe olarak, radyo ve televizyon kuruluşlarında tekelleşmenin önüne geçmeyi; yine, hamiline yazılı hisse senediyle radyo ve televizyon kuruluşuna ortak olunmasını engelleyerek, şeffaf sermaye esası getirildiğini iddia etmektedir. Acaba, gerçek böyle mi; yoksa, Sayın Hükümet, kendisine destek veren medya patronları gibi gerçeği gizleyerek, yanlış bilgilerle halkı yönlendirmeyi ve birilerine iletişim alanını terk etmeyi mi düşünüyor?! Şu anki çıkarları gereği Hükümeti şakşaklayan basın patronlarına bu alanı tamamen terk etmeyi mi istiyor?!

Size, mevcut yasayla Hükümetin gerekçesinin karşılaştırmasını yapmak suretiyle gerçeği ortaya koymak istiyorum. Bakınız, 6.12.1997 tarihli Milliyet Gazetesinde "Şeffaflık" başlığıyla yayımlanan yorum-haberdeki gerekçeleri ve Hükümetin gerekçesini birlikte aktarmak istiyorum. "Şeffaflık paniği. Televizyon yayıncılığında şeffaflığı sağlamak amacıyla Meclise sevk edilen yasa tasarısı, laiklik karşıtları ve kara paracılar arasında panik yarattı." Türkiye'de basın-yayın alanına da irticacı, laik-antilaik kavgasını sokan bir hükümetle idare edildiğimizin en büyük delillerinden biri de, bu basın-yayın organlarında yazılan haberlerdir; ne tekzip edilmiş ne de cevap verilmiştir.

Deniliyor ki: "Paravan isimler aracılığıyla maskeli yayın yapan bu kuruluşlar, sahipleri ve finansman kaynakları belli olan ulusal televizyon kuruluşlarına saldırıyor. Meclise sevk edilen yasa tasarısının gerekçesinde, mevcut durumda televizyonların sahiplerinin belli olmadığı vurgulanarak, yasanın amacı, yayıncılık yapan kişiler ve finansman kaynaklarının belirlenmesi olarak açıklanıyor.

Tasarı, mevcut halde, hamiline yazılı hisse senetleri ile kime ait olduğu resmen belli olmayan, cumhuriyetin temel niteliklerine karşı yayınlarını sürdüren televizyonlarla, yayıncılığı kirli para aklama aracı olarak kullanan karaparacıları ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Televizyon alanı da...

NEJAT ARSEVEN (Ankara) – Doğru...

HAYRETTİN DİLEKCAN (Devamla) – Doğru diyorsunuz; acaba, gerçekten doğru mu?

Burada, RTÜK yetkililerinin, Anayasa Komisyonunda, televizyon sermaye sahiplerinin şeffaflığı konusunda bilgi verirken... O zaman, bu söylenen gerekçeler doğruysa, RTÜK yetkilileri yalan söylüyor demektir.

RTÜK resmî bir kurumdur, RTÜK yetkilileri resmî bir belgeyle cevap vermişler komisyonda; ne diyorlar: "Doldurulan G1 formuyla, yayın kuruluşunun unvanı, ödenen nakdî, ayni sermaye ayrı ayrı belirtilerek, toplam sermaye miktarı, hissedarların kimlikleri, hisse oranları ve yönetim kurulu üyelerinin adları ve unvanı gibi bilgiler tespit edilmektedir. Aynı yönetmeliğin 9 uncu maddesine göre, başvuran yayın kuruluşları, yayın kuruluşunun ana yapısı, ayni, nakdî sermayeleri, hissedarların kimlikleri, sabıka kaydı, hisse miktarlarıyla ilgili bilgiler bu formda istenmektedir. Ticaret sicili gazetesinden, hissedarlarla ilgili bilgiler karşılaştırılmaktadır, değişiklikler anında takip edilmektedir. Yine, anonim şirket olarak yayın kuruluşlarının, başka şirketlerden ortakları varsa, bu şirketlerin ortaklarının da kimlikleri istenilmekte, takip edilmektedir.

Dolayısıyla, RTÜK tarafından bugün uygulanan düzenlemeyle, televizyon kuruluşlarının tamamının kime ait olduğu, hangi sermayedar grubunun, hangi tüzel veya gerçek kişinin sahibi olduğu bilinmektedir."

O zaman, Hükümetin, şeffaflık iddiası, maskeli yayıncılık iddiası gerçekle bağdaşmıyor.

Yine, Devlet Bakanı Sayın Cavit Kavak, Anayasa Komisyonunda bilgi verirken, bu tasarının niçin elzem olduğunu ifade eden konuşmasında neler söylemiş: "Maskeli yayıncılık yapılıyor. Kaynağı belli olmayan, demokrasiyi yok etmek isteyen kesimlerin televizyon yayın alanına girmiş olmalarını engellemek gerekmektedir. Bu tasarı, rejim karşıtlarını ortaya çıkarmış olacaktır. Yasayı çiğneyerek yayın yapanları ve tekelleşmeyi önleyecektir."

Bu sözlerden anlaşılan, Hükümet, kendisini eleştiren herkesi maskeli yayıncılık yapmakla, rejim karşıtı olmakla itham ediyor. Bu tasarıyı hazırlayan ve kendilerine dayatan tekelci patronlar da, rejim muhafızlığına soyunmuş oluyor Sayın Bakanın kanaatına göre. (FP sıralarından alkışlar)

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Kaç televizyon şirketine ortaklığı var Sayın Bakanın, onu da açıklar inşallah.

HAYRETTİN DİLEKCAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, Türkiye bir hukuk devleti ise, bağımsız yargı ve özerk RTÜK gibi bir kuruluş varsa, zabıta kuvvetlerimiz görev başındaysa ve bütün bunlara rağmen, halen, Türkiye'de bölücülük yapan, rejimi yıkmaya çalışan, kaynağı belli olmayan sermayeyle faaliyette bulunan televizyon kuruluşları yayınlarına devam edebiliyorlarsa, bu Hükümetin bir an önce istifa etmesi gerekir; zira, idareye hâkim olamıyor demektir. Memlekete vakit kaybettirmeyin, ülkeyi bir an önce seçime götürün de; millet de kurtulmuş olsun, siz de, millete zulmetmekten kurtulmuş olun. (FP sıralarından alkışlar)

Bütün bunlara rağmen, hiç sıkılmadan, çıkıp da, şeffaf yayıncılıktan, maskeli yayıncılıktan bahsedebiliyorsunuz. Bugün -Sayın Bakan çok iyi bilirler- aşçısını, odacısını şirket ortağı yapmak suretiyle, televizyon yayıncılığı yapanların kimler olduğunu çok iyi bilmektedirler. Bu tasarıyı Sayın Bakanın önüne koyanlar maskeli yayıncılık yapmaktadırlar. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Ancak, mızrak çuvala sığmıyor. Millet, bütün bu olanları yakından takip ediyor ve sizden şunu istiyor: Hesabınızı görmek için, bir an önce milletin önüne sandığı koymanızı bekliyor.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Koyacağız... Koyacağız...

HAYRETTİN DİLEKCAN (Devamla) – Ne zaman koyacaksınız?.. 2000 yılına kadar mı bekleyeceksiniz; bu şekilde mi devam edeceksiniz; sabah başka, akşam başka kararlarla!..

Değerli milletvekilleri, tasarıda, Hükümet "hisse senetlerini nama yazıyoruz" diyor; daha önce hamiline mi yazılıydı? Bu, milletin gözünden gerçeği saklamak değil mi? Sanki yeni bir şey getiriyormuşsunuz gibi, her konudaki davranış biçiminizi, bu yasa tasarısında da aynen sergiliyorsunuz.

Mevcut Kanuna göre, anonim şirketler ancak nama yazılı hisse senedi çıkarabiliyordu. Sayın Hükümetin televizyonlarla ilgili iddiası, bu konuda doğru değildir. RTÜK yetkilileri, bu konuda, az önce okuduğum belgeyle sizlere resmî olarak cevap veriyorlar; dolayısıyla, Hükümetin şeffaflık iddiası, asılsız, mesnetsizdir ve gizli bir maksata matuftur. Sayın Bakanın, sırf RTÜK yasa tasarısıyla ilgili Genel Kurulu takip çalışmaları -saat 19.00'u geçmiş- sınıfında bekleyen talebe gibi "acaba benim konuma ne zaman gelinecek" şeklindeki sürekli bekleyiş tarzı, bu gizli maksadı ortaya koymaktadır. (FP sıralarından alkışlar)

Tekelleşmeyi önleyeceğiz iddiası... Nasıl önleyeceksiniz? Şu anda 16 kanal özel yayın yapabilirken, siz bunu dört beş patrona terk edecek bir yasa tasarısı getireceksiniz, bununla tekelleşmeyi önleyeceğiz diyeceksiniz! Muhakeme yeteneğinizi mi kaybettiniz; nasıl söylüyorsunuz bunu?!

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Demokrasinin katli demektir bu.

HAYRETTİN DİLEKCAN (Devamla) – Şu anda tekelleşme var mı televizyonlarda? Bakıyoruz, Türkiye'de, 25-30 kanallı, kablolu yayınla birlikte televizyon yayıncılığı yapılıyor; ama, bu tasarı çıkarsa, bunun sayısı 4 veya 5'e inecektir ve siz bunun adına tekelleşmeyi önledik diyorsanız, benim konuştuğum kelimelerle, cümlelerle, lügatla sizin konuştuğunuz lügat farklı demektir. Ben, milletin anladığını konuşuyorum; siz, o zaman milletin dışındaki başka şeylerle konuşuyorsunuz demektir.

Değerli milletvekilleri, asıl maksat nedir; asıl maksadı ben size söyleyeyim. Bir: Bu Hükümet, kendisini hükümet eden iradeye vermiş olduğu sözü yerine getirmek için... (FP sıralarından alkışlar)

İ. ERTAN YÜLEK (Adana) – Bravo!..

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Dilekcan, efendim, toparlar mısınız lütfen.

HAYRETTİN DİLEKCAN (Devamla) – Bağlıyorum Sayın Başkan.

Kendisini hükümet eden, kurulur kurulmaz ziyarete gittiği, bu milletin Başbakanına hiç de yakışmayacak tarzda, nezaket ortamından uzak bir şekilde karşılayanları memnun etmek için bu yasa tasarısını getiriyor. (FP sıralarından alkışlar)

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Ne alakası var!..

HAYRETTİN DİLEKCAN (Devamla) – Ne alakası olduğunu millet görüyor.

Bu yasa tasarısını Sayın İyimaya da söyledi "efendim, RTÜK Yasasına göre ihale ilgisizmiş, ihale mevzuatına göre yapılırmış... " Peki, geçen dönem çıkarılmış olan RTÜK Yasasına bu madde niçin konulmuş; alakasız mı?!. Televizyon yayıncılığı yapanlar, basın yayın faaliyetinde bulunanlar devletin üzerinde baskı kurmasın, kendi medyatik güçlerini kullanarak siyasilerin üzerinden iş edinemesin diye konulmuş.

Ancak, son söz olarak şunu söylüyorum: Basın yayında bu Meclisi rencide eden bir sürü başlıklar atıldı; mebus pazarlarının kurulduğundan, havuzların oluşturulduğundan bahsedildi. 55 inci Hükümetin kuruluşu öncesinde bahsedilen bu kararlarda, bu havuza para dolduranlar memnun edilmek için bu tasarı getirilmiştir; bunu, sorgulamak lazımdır.

Değerli milletvekillerinden, aklıselim hareket ederek, milletin çok acil sorunlarına cevap bulacak kanunları çıkarmak varken, bu tür acil olmayan, tekelleşmeyi, kendilerine yağ çekenlere, ülkenin gündemini terk etmeyi düşünen Hükümet tasarısına oy vermeyeceklerini bekliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Dilekcan, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, Anavatan Grup Sözcüsü Sayın Arseven'i davet etmeden önce, 10 dakika ara vereceğim.

Saat 17.55'te toplanmak üzere, 10 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.42

 

 

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 17.55

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Haluk YILDIZ (Kastamonu)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 92 nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Müzakereye kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

5. – Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine DairKanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu raporu (1/689) (S. Sayısı : 631) (Devam)

BAŞKAN – Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair tasarının müzakerelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet yerlerini aldılar.

Gruplar görüşlerini ifade ederken, sıra, Anavatan Partisi Grubuna geldi.

Sayın Arseven, grup adına görüşlerinizi ifade etmek üzere, buyurun.

ANAP GRUBU ADINA NEJAT ARSEVEN (Ankara) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; önce, bugün, yurdumuzun bir bölgesinde, özellikle Bartın, Zonguldak, Karabük, Bolu ve ilçelerinde, meydana gelen sel felaketinde hayatını kaybeden değerli vatandaşlarıma, Anavatan Partisi adına, başsağlığı diliyorum ve ayrıca, bu bölgede yaşayan ve bu felaketten etkilenen bütün vatandaşlarıma da geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.

Çok değerli arkadaşlarım, bugün, burada, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanunda değişiklik yapmak üzere hazırlanan kanun tasarısı üzerinde Anavatan Partisinin görüşlerini arz etmek üzere huzurlarınızdayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi en içten duygularımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün, üzerinde yapılması düşünülen değişiklik tasarısını görüşmekte olduğumuz, kamuoyunda kısaca RTÜK Kanunu olarak anılan kanun, aslında, bu ülkede fiilen mevcut ve uygulanır bir düzeni yasal statüye kavuşturmak ve özel yayıncılığı Anayasa ve kanunlar çizgisine oturtmak için 1994 yılında çıkarılmış çok önemli bir kanundur. Ben, bu vesileyle, o tarihte, bu çarpık düzene son veren, bu kanunun çıkarılmasında emeği geçen Hükümete ve konuyla ilgili olarak çalışan bütün arkadaşlarıma, o gün, bu konuda ortada bulunan bir düzensizliğe son verdikleri ve bugün, ülkede önemli bir görev yerine getirdiğine inandığım bu kanunun çıkarılmasına önayak oldukları için, huzurunuzda teşekkür ediyorum.

Bu kanun dolayısıyla, özellikle 1980 sonrası, ülkemizde radyo ve televizyon alanında yaşanan kargaşa sona ermiş ve bu konuya yasal bir düzenleme getirilmiştir.

Çok değerli milletvekilleri, bugün görüşmekte olduğumuz kanun tasarısı, biraz önce de ifade etmiş olduğum gibi, mevcut düzen üzerine inşa edilen RTÜK Kanununun zaman içinde aksayan, değiştirilmesi gereken ve özellikle çağdaş dünyada kullanılan usul ve esasların kanuna girmesi açısından hazırlanmış bir tasarıdır. Konu, Anayasa Komisyonunda, konuyla ilgili Radyo ve Televizyon Üst Kurulu yöneticileri, TRT ve üniversiteler başta olmak üzere, bütün kamu kurum ve kuruluşlarından ilgili yetkililer de dinlenmek suretiyle, enine boyuna, bütün boyutlarıyla tartışılmış ve hemen hemen bütün partilerden oluşan bir alt komisyon kurulmak suretiyle, bu çalışmalar daha derin bir incelemeden geçirilmiş ve dolayısıyla, bugün görüşülmekte olan metin huzurunuza gelmiş bulunmaktadır.

Çok değerli arkadaşlarım, biraz önce bu kürsüden görüşlerini ifade eden, her iki gruba mensup, bu Yüce Parlamentoda temsil edilen mümtaz gruplarımıza mensup ve her ikisiyle de, Anayasa Komisyonunda, müştereken, beraber çalışmak onurunu taşıdığım değerli arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Tabiî, mutlaka, hakiki gayeleri ve arzuları, ülkede, böyle önemli bir konuda çıkarılmakta olan bir kanun tasarısı üzerindeki tartışmaları Parlamento kürsüsüne getirmektir. Biz, bu değerli arkadaşlarımla, bu tartışmaları, Yüce Parlamentonun Anayasa Komisyonunda da uzun uzadıya yaptık ve zannediyorum, burada görüşlerini ifade eden arkadaşlarımdan bazıları, alt komisyonda da görev aldılar. Yani, konu, Anayasa Komisyonunda enine boyuna tartışıldıktan sonra ve hatta, bir alt komisyon tarafından, Hükümet tarafından gönderilen metne bazı ilaveler ve düzenlemeler de yapılmak suretiyle önümüze gelmiş bulunmaktadır. Yalnız, burada, bir kanun tasarısını eleştirirken, özellikle, hakikaten, konuşmamın başında da ifade etmiş olduğum gibi, çok önem verdiğim ve ülkede, radyo ve televizyon yayıncılığı gibi, kitleleri çok yakından ilgilendiren, özellikle ülkede yaşayan insanların ve özellikle evlatlarımızın gelecekleri açısından, yetişmeleri açısından, öğretimleri, eğitimleri açısından fevkalade önemli bir konuya düzen getirmek amacıyla hazırlanmış bu tasarı konusunda, zannediyorum, amaçlarını aşan bazı ifadeler kullanan bu arkadaşlarımın bu yanlışlarına da, buradan, Anavatan Partisi Grubu adına cevap vermek mecburiyetindeyim. Özellikle, bu tasarının, Türkiye'de bazı kesimleri memnun etmek için getirilen bir tasarı olduğu ifade edildi.

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Doğru.

NEJAT ARSEVEN (Devamla) – Yine, burada, değerli her iki arkadaşım, özellikle, Meclisin çok daha ciddî konularla uğraşması gerekirken, bugün, niçin bu konunun Meclisin gündemini işgal ettiğinden bahsetti. Önce ikincisinden başlayalım.

Çok değerli arkadaşlarım, biz, Yüce Heyetinizin huzuruna, Anavatan Partisi Grubu ve koalisyon ortaklarımız olarak, hemen hemen üç haftadır, Hükümet olarak üzerindeki çalışmaları tamamlanmış ve Türkiye'de büyük kitleleri ilgilendiren, özellikle, vergi reformu ve yerel yönetimler reformu gibi çok önemle üzerinde durduğumuz daha birçok kanun tasarısını görüşmek üzere, bu Parlamentoya çalışma kararı getiriyoruz; çalışma sürelerinin uzatılmasıyla ilgili kararları gündeminize getiriyoruz; ama, maalesef, bu önerilerimiz, demin bu kürsüde ifadede bulunan iki grubumuzun değerli temsilcileri ve onlara katılan bazı arkadaşlarımız tarafından reddediliyor. Yani, en azından, sizlerin, özellikle sizlerin, Parlamentonun gündemine getirmeyi düşündüğümüz bu tasarıyı engelleyenler olarak, bugün, Parlamentoda niye RTÜK kanunu tasarısının görüşüldüğü konusunda soru sorma hakkınızın olmadığını düşünüyorum.

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Saptırmayın!..

NEJAT ARSEVEN (Devamla) – Yine, bir diğer cevabım da şu olacak çok değerli arkadaşlarım: 55 inci Hükümet, 55 inci Cumhuriyet Hükümeti, kimseyi memnun etmek için, özellikle şunu veya bunu memnun etmek için, şu veya bu tasarıyı, hiçbir şekilde, bu Parlamentonun, siz değerli milletvekillerimizin önüne getirmiş değildir. Demin de ifade ettim; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Kanununda yapılmak ihtiyacı duyulan bu değişiklik, ülkede uzun zamandır tartışılan ve özellikle, tüm Batı ülkelerinin kabul etmiş olduğu bir düzenlemeyi, çok önemli bulduğumu biraz önce de ifade etmiş olduğum bu kanuna eklemek için hazırlanmış bir tasarıdır. Onun için, bütün bunları burada saptırıp, şu veya bu şekilde, 54 üncü Hükümetin gidişiyle, afakî birtakım havuz ifadeleriyle falan milletin zihnini karıştırmanın çok yanlış olduğunu düşünüyorum.

Değerli arkadaşlarım, havuzdan falan bahsediyorsunuz... Biz, 54 üncü Hükümetin elinden hükümeti almış falan değiliz. Eğer, o günün şartlarında, siz, götürüp istifanızı Sayın Cumhurbaşkanına vermeseydiniz, hükümeti bırakmasaydınız, bugün 55 inci Hükümet belki kurulmamış olacaktı. (ANAP sıralarından alkışlar) Şimdi, bunun, havuzla, havuza para koymakla, sermayeyle falan ne alakası var. Siz, dönüp dolaşıp -temcit pilavı gibi- hep, konuyu, bu Hükümetin kurulması noktasına getiriyorsunuz. Siz bırakıp gitmeseydiniz biz de bu Hükümeti kurmayacaktık. Bu, bu kadar açık.

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Halkımız gayet iyi biliyor!..

NEJAT ARSEVEN (Devamla) – Onun için, artık, bütün bu olanlardan sonra, zannediyorum ki, hepinizin, özellikle Fazilet Partisine mensup değerli arkadaşlarımın bu özeleştiriyi yaptıklarını ve bu Parlamentoda çalışmanın nasıl olması gerektiği, anlaşmanın, uzlaşmanın ne olması gerektiği, bu anlaşmayı, uzlaşmayı milletin önüne, millet zeminine, halkımıza nasıl taşımamız gerektiği konusunda belli bir noktaya geldiklerini zannediyorum. Onun için, bunlara, daha fazla, uzun boylu cevap vermek de istemiyorum.

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Ayıp, ayıp; yapmayın!..

NEJAT ARSEVEN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bir tek ricamız var. Bugün, 55 inci Cumhuriyet Hükümeti, ülkede fevkalade büyük hizmetler vermektedir. (FP sıralarından gürültüler)

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Yapmayın...

NEJAT ARSEVEN (Devamla) – Eğer laf atarsanız, demin cevap vermekten vazgeçtiğimi söylediğim şeylerin hepsinin cevabını veririm. (FP sıralarından "ver, ver" sesleri)

Bakın, bugün, ülkede, birçok konuda anlaşma uzlaşma ihtiyacı içinde olduğumuz ortadadır. Onun için, gelin, Hükümet tarafından bu Yüce Parlamentonun önüne getirilen her tasarıyı veya teklifi, bir siyasî gayeye yahut şunu bunu memnun etmeye matuf bir tasarı veya teklif olarak görmek huyundan vazgeçin. Bu memlekete hizmet etmekten başka hiçbir gayesi olmayan, Sayın Yılmaz liderliğinde kurulan ve bugün ülkeye hizmet etmekte olan Hükümeti, bu gibi lüzumlu lüzumsuz şekilde eliştirmekten de vazgeçin.

Çok değerli arkadaşlarım, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Yasasında yapılacak değişiklik tasarısıyla ilgili birtakım eleştiriler dile getiriliyor ve özellikle bir ihale konusundan bahsediliyor. Yani, bu tasarı kanunlaştığında, sanki, ülkede radyo ve televizyon yayıncılığıyla uğraşan birtakım insanların ihaleler almasına sebep olacakmış yahut bu yol açılıyormuş gibi, kamuoyunda bir düşünce yayılmaya çalışılıyor ve ifade ediliyor.

Çok değerli arkadaşlarım, bu tasarının, ihaleyle, İhale Yasasıyla veya şunun bunun ihale almasıyla uzaktan yakından alakası yoktur. Bu hükmün amacı, yayın gücünün kullanılarak devlet ihalelerinden yararlanılmasının, aslında, önlenmesidir; bünyesinde yayın kuruluşu da bulunduran grupların hiçbir ihaleye katılmamalarını sağlamak da değildir. Yasanın amacı, bu tür işlerde yayın gücünün kötüye kullanılmamasıdır.

Nitekim, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Yasasının 4 üncü maddesinin (k) fıkrasında, özel amaç ve çıkarlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açıcı yayın yapılmaması esası getirilmiştir. Bu nedenle, söz konusu esasa aykırı yayın yapan kuruluşlarla ilgili olarak ağır müeyyideler getirilebilir.

Kaldı ki, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 6 ve 9 uncu maddelerinde, hâkim durumun kötüye kullanılması, haksız rekabetin ortadan kaldırılması ve ihlale son verilmesi gibi konular düzenlenmiş ve bu tür rekabeti bozucu unsurlara karşı önlemler de alınmıştır.

Çok değerli arkadaşlarım, ayrıca, bakın, bu ihalelere girmenin önlenmesiyle ilgili, bugün, mevcut kanunda yer alan ifadelerin, aslında geçmiş dönemde ve sizlerin, demin bu kürsüde konuşan her iki gruba mensup değerli milletvekili arkadaşlarımın partilerinin oluşturmuş olduğu koalisyon döneminde dahi işlemediği ve bu yayın kuruluşlarının ortağı olduğu, sahibi olduğu açıkça bilinen birçok kimsenin, yine sizin Hükümetiniz döneminde Özelleştirme İdaresinden veya birtakım yerlerden devlet ihaleleri aldığı ve bunların hepsinin sizin hükümetleriniz döneminde olduğu da ayan beyan ortadadır. Yani, ortada, böyle bir fiilî durum varken, yasada bu ifadeler yer alırken dahi, sizin başında olduğunuz Hükümet döneminde bu işler önlenemezken, bugün getirilen bu tasarının altında, bu gibi yanlış manaya gelebilecek birtakım şeylerin aranmasının çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Yani, demek ki, işlemeyen bir madde ortadadır. İşte, Hükümet -bu ve bunun gibi- bütün bu işlemeyen maddelerin düzeltilmesi için, bu kanun tasarısını sevk etmiş bulunmaktadır.

Çok değerli arkadaşlarım, bu kanun tasarısıyla ilgili olarak tekelleşme iddiasından bahsediliyor; yayın sektöründe tekelleşme olduğu ve yeni düzenlemenin bu süreci hızlandıracağı iddiası var. Bu iddia katiyen doğru değildir. Bugün, Türkiye'de, 235 televizyon yayın yapmaktadır; bunların 16'sı ulusal televizyondur; 16 televizyonu kontrol eden gruplar da birbirinden tamamen farklı gruplardır. Bir piyasada 16 grup, özellikle yayıncılık hayatında faaliyet gösterebiliyorsa ve bu 16 yayıncılık kuruluşu da, ayrı ayrı sermaye gruplarının kontrolünde ise, bir ülkede, bu konuda tekelleşmeden bahsetmek mümkün müdür?!

Çok değerli arkadaşlarım, eğri oturup doğru konuşalım; yani, hiç muvazaalı sözler falan söylemeye gerek yok; bugün, kamuoyunda, Türkiye'de yayın yapan yayıncılık kuruluşlarının, hemen hemen bütün büyük radyo ve televizyon kuruluşlarının, kimlerin ve hangi grupların kontrolünde olduğu, hepinizin ve yüce milletimizin malumudur; bu konuda hiç kimsenin aksine bir düşüncesi falan yok, (A) televizyonu şunun, (B) televizyonu bunun falan; ama, bunun dışında, maalesef, bugün, bizlerin ve özellikle milletimizin, sahibini, yöneticisini, kurucusunu bilmediği bazı televizyon kuruluşlarının da bu ülkede yayın yaptığı; yine, hepimizin ve Yüce Milletimizin malumudur.

HAYRETTİN DİLEKCAN (Karabük) – Hangileri onlar?..

NEJAT ARSEVEN (Devamla) – Çok değerli arkadaşlarım, onun için, burada, 16 adet ulusal televizyonun yayın yaptığı bir ortamda; ayrıca, 200 adet yerel televizyonun yayın yaptığı bir ülkede tekelcilikten bahsetmek mümkün değildir.

Bu yasa tasarısı, bu anlamda bir sermaye tekeline yol açmadığı gibi, özellikle, ulusal bütünlük ve demokratik, laik rejim karşıtı yayınların kamuoyu önünde fikir tekeli oluşturması ve kendi siyasî görüşlerini halka deklare etmesini de önlemek için hazırlanmış bir tasarıdır.

Çok değerli arkadaşlarım, yine, bu kanun tasarısına yönelik -Anayasa Komisyonunda da bu eleştirilerle karşılaştık, biraz önce, burada, değerli konuşmacı arkadaşlarım da aynı eleştirilerde bulundular- hisse sınırı düzenlemesiyle ilgili eleştiriler getiriliyor. Mevcut durumda, yüzde 20'lik hisse sınırı, maalesef, fiilen uygulanamamaktadır. Kuruluşlar, kanuna karşı hile yaparak, bu kuralı, maalesef, fiilen ortadan kaldırmışlardır. O kadar ki... Bakın, değerli arkadaşlarım, Meclisin kürsüsünden ifade etmenin aslında çok doğru olmadığını bile bile, burada, sizlerin ve yüce milletin önünde ifade etmek durumundayım; bir devlet kuruluşu olduğu herkesin malumu olan Anadolu Ajansı Radyosu bile kanuna karşı hile yapmış ve gerçek olmadığı halde, her siyasî iktidar değiştiğinde, kâğıt üzerinde, beş ayrı kişiyi sahip gösterme noktasına gelmiştir.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu ifadelerim sizlere acı gelmiyor mu?.. Yani, bir kamu kuruluşu niteliğinde olan Anadolu Ajansının dahi kanuna karşı hile yapmak durumunda olduğu bir ortamda, bütün bunların önüne geçmek için, Hükümet, yeni bir düzenleme, yeni bir tasarı getirmişse, bunun, maalesef, o demin ifade ettiğiniz şekilde tenkitlere uğramasını çok doğru bulmuyorum.

Çok değerli arkadaşlarım, Avrupa ülkeleri, Batı ülkeleri, işte bütün bu nedenlerle, hisse sınırı yönetiminden yıllarca önce vazgeçmişler, izleme oranı sınırı uygulamasına geçmişler ve böylece, bir grubun kamuoyunda fikir tekeli oluşturmasını önlemenin yolunu bulmuşlardır.

Türkiye'nin kendine yönelik koşulları da dikkate alındığında, hisse sınırı yerine izleme oranı sınırına geçilmesi, başta ulusal bütünlük ve demokratik, laik düzenin korunması olmak üzere, birçok açıdan da yararlı olacaktır. Ulusal çıkarların yanı sıra, mevcut durumda, hamiline hisse senedi uygulamasıyla, özellikle, belli bir görüşü kamuoyuna dikte ettirmeye çalışan laiklik karşıtı yayın grupları kendilerini saklamakta ve televizyonlarının kime ait olduğu da, maalesef, belli olmamaktadır. Yeni düzenlemede, nama yazılı hisse senedi uygulamasına geçilmekle bu sakıncalar ortadan kaldırılmakta, televizyonların sahipleri ve arkalarındaki güçler de ortaya çıkarılmaktadır.

Çok değerli arkadaşlarım, değerli milletvekilleri, yeni sistem, bu alana girmiş karaparacıların da ortaya çıkmasını sağlayacak ve kayıtdışı ekonomiyi de bu şekilde önleyecektir.

Pazarpayı izleme oranı sistemini yüzde 30 oranıyla en katı şekilde uygulayan Avrupa ülkesi Federal Almanya'dır ve yasa tasarısı da Almanya'daki sistem dikkate alınarak düzenlenmiştir. Diğer Avrupa ülkelerinde bu sistem daha esnek bir şekilde uygulanmaktadır.

Çok değerli arkadaşlarım, yine, burada eleştiri konusu yapılan akraba yasağı meselesine de değinmek istiyorum. Mevcut durumda, üçüncü dereceye kadar akrabaların ortaklığının yasaklanması da, yine kanuna karşı hile yolunu açtığı gibi, anayasal güvence altında bulunan girişim özgürlüğünü de ortadan kaldırmaktadır. Bir yayın kuruluşu sahibine üçüncü dereceden akraba olan şahıs, bu akrabalığın cezası olarak, istese de, yayıncılık alanında tek başına veya birlikte faaliyet gösterememektedir. Nitekim, Almanya'da Kirşh grubunun sahibi olduğu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Arseven, lütfen toparlar mısınız.

NEJAT ARSEVEN (Devamla) – Toparlıyorum Sayın Başkan.

Oğlu, bu gerekçeyle açtığı davaya kazanmış ve Almanya'da sistem, şu anda Parlamentonun önünde bulunan yasa tasarısında öngörülen hale dönüştürülmüştür.

Çok değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlarım, RTÜK yasa tasarısı yasalaştığında, demokrasinin güvencelerinden birisi olan medyamız, karaparacılar ve demokratik, laik rejim karşıtlarından temizlenmiş olacaktır. Kendilerine basın-yayın organı süsü vererek, kişisel ve siyasî çıkar için yayın yapan, insanları karalayan bu odaklar, gerçek medya kuruluşlarından ayıklanacak ve açığa çıkarılacaktır.

Hükümetin "gün ışığında yönetim" ilkesinin bir uygulaması olan, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Yasasında değişiklik yapan tasarıyı engellemeye çalışanlar da, maalesef, zannediyorum ki, demokratik ve laik rejim karşıtları ve karapara sahipleriyle aynı konuma düşmüş olacaklardır.

Onun için, bu Parlamentonun, önünde bulunan bu yasa tasarısını -demin de ifade etmiş olduğum gibi- bu konudaki vehimleri ve birtakım haksız düşünceleri gözardı ederek değerlendireceğini ve düşüneceğini zannediyorum. Bu vesileyle, şahsım ve mensubu olmaktan onur duyduğum Anavatan Partisi Grubu adına, hepinizi en içten saygılarımla selamlıyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Arseven, teşekkür ediyorum.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Arkadaşımıza zatıâlinizin müdahale etmesi gerekirdi.

BAŞKAN – Hangi noktada ve nasıl?

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Çünkü, bir kanun tasarısı görüşülürken, onun aleyhinde olmak, sayın arkadaşımızın söylediği duruma düşmüş olmak anlamına gelmez. Biz kendisine o sözü iade ediyoruz. Yanlış olan bir tasarının yasalaşmaması için, milletten aldığımız yetkiyi burada kullanıyoruz. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Kapusuz, bir hatibin kürsüde hitabetinden önce ne ifade edeceğini keşfedecek bir alet henüz yok.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, konuştuktan sonra... Konuşmayı takip etmemişsiniz o zaman.

BAŞKAN – Keşke kerametim olsa, ne söyleyeceğini önceden bilebilseydim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Konuştuktan sonra...

BAŞKAN – Konuştuktan sonra, konuşmasına imkân vermemenin de imkânı yok.

Demokratik Sol Parti Grubunun sözcüsünü davet ediyorum.

Sayın Tartan, buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

DSP GRUBU ADINA HAKAN TARTAN (İzmir) – Sayın Başkan, Yüce Parlamentomuzun değerli üyeleri; konuşmama başlamadan önce, Demokratik Sol Parti Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, müsaade ederseniz, bu önemli yasa tasarısına değinmeden önce, üç günden beri ülkemizi gerçekten meşgul eden, özellikle üretici kesimin büyük zarara uğramasına neden olan sel felaketiyle ilgili olarak, yurttaşlarımıza buradan geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum.

Ben, seçim bölgesi olarak, İzmir Milletvekiliyim; tabiî, bu konuda, İzmir'den, Menderes'ten, Kemalpaşa'dan, Bayındır'dan, Ödemiş'ten, Kiraz'dan çok sayıda yurttaşımızın, endişelerini dile getiren telefonları oldu; ama, 55 inci Cumhuriyet Hükümeti, birçok konuda gösterdiği duyarlılığı, memnuniyetle izliyorum ki, bunda da gösterdi ve kısa sürede ilgili bakanlıklarımızın devreye girmesiyle, yaraların sarılması konusunda önemli bir adım atıldı. Onun için, buradan, tüm yurttaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi bir kez daha iletirken, bu konudaki...

HASAN GÜLAY (Manisa) – Manisa'yı unutma!

HAKAN TARTAN (Devamla) – Evet, Manisa'da, Aydın'da, Türkiye'nin dört bir tarafında meydana gelen zararlar...

BAŞKAN – Sayın Tartan, kısaca 80 il deyiniz de...

HAKAN TARTAN (Devamla) – Evet, 80 ilde uğranılan zararlara gösterilen duyarlı yaklaşım nedeniyle teşekkür ediyorum; bunu bir borç biliyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 1994 yılında yürürlüğe giren 3984 sayılı RTÜK Yasasının uygulanmaya başlamasıyla birlikte, yapılan düzenlemeler, alınmış olan kararlar sürekli tartışılır olmuştur. Ulusal ve yerel düzeyde yayın yapan pek çok radyo ve televizyon kuruluşunun yeni kurallara uyum sağlaması oldukça uzun zaman almış, bu süreçte, birçok kanal RTÜK ile karşı karşıya gelmiştir.

Uygulamadan doğan aksaklıklar, bir yandan, bu yayın kuruluşlarının kendi yayın anlayışlarının ve kurallarının toplumsal ve hukuksal geçerliliğinin bulunmadığını ortaya koyarken; bir yandan da, RTÜK Yasasının, düzenlenmemiş, işlemeyen konularının varlığını ortaya çıkarmıştır.

Tüm bu nedenler ve aradan geçen zaman içerisinde ortaya çıkan durumlar dikkate alındığında, 3984 sayılı Yasanın yeniden değerlendirilmesi ve bazı maddelerinin değiştirilmesi ihtiyacı doğmuştur.

İletişim özgürlüğü, Anayasadan kaynaklanan, halkın, haber alma, bilgi edinme, kültür ve eğitim ihtiyacını karşılama özgürlüğünün kullanılmasının en etkili aracıdır. Bu açıdan, radyo ve televizyonların kuruluşlarını ve çalışma esaslarını düzenleyen yasa üzerindeki değişiklik tasarısı, sadece bu yayın organlarını değil, herkesi ilgilendirecek kadar önemlidir. İletişim özgürlüğü, medya mensubunun bireysel özgürlüğü olmadığı gibi, bir meslek grubuna tanınmış imtiyaz da değildir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye'de, bugün, 16 ulusal, 15 bölgesel ve 230 kadar da yerel olmak üzere, 261'in üzerinde televizyon kanalı bulunmaktadır. Kablolu televizyon için başvuruda bulunan şirket sayısı, 65 dolayındadır. Çokseslilik, demokrasinin erdemlerinden biridir. Çoksesliliğin ve seçeneklerin olduğu bir ortamda, kendi beğenimiz doğrultusunda seçim yapabilmek güzeldir; ama, sayıları her geçen gün artan ve çığ gibi büyüyen bu yayın kuruluşları arasında, sermaye yapıları ve ideolojik emelleri açısından demokrasiyi ve cumhuriyeti hedef alan kuruluşlar da vardır. Anayasadan kaynaklanan iletişim özgürlüğünü kendilerine göre yontarak kişisel ve siyasî çıkar sağlamaya çalışan ve buna göre yayın yapan paravan şirketler döneminin kapanması için, yeni bir yasa çıkarılması artık kaçınılmaz olmuştur.

İktidara geldikten sonra, siyasî ve ekonomik alanda pek çok önemli reformu gerçekleştirerek kısa sürede hayata geçiren 55 inci cumhuriyet Hükümeti, bu konuda da gerekli yasa tasarısını hazırlayarak Parlamentonun huzuruna getirmiştir.

Demokratik Batı ülkelerindeki uygulamalar dikkate alınarak hazırlanan RTÜK Yasasıyla ilgili değişiklik tasarısı, televizyon yayıncılığında, meslekî esaslara göre çalışan, denetime açık, kaynağı belli bir yapı öngörmektedir. Bu tasarıyla, vergisini ödeyen, çalışanın emeğini gözeten, insana ve teknolojiye yatırım yapan, mesleğin etik kurallarını benimseyen gazete ve televizyon kuruluşları da açığa çıkmış olacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; getirilen tasarıyla, kaynağı karanlık, amacı karanlık radyo ve televizyonların, demokratik, laik rejime, ülke bütünlüğüne aykırı faaliyetleri ve rejimi tehdit eden boyuttaki sonuçları ortadan kalkacak, gün ışığına çıkacaktır. Mevcut sistemin eksikliklerinden ve yasaklı zihniyetinden yararlanarak, kaynaklarını ve isimlerini gizleyerek gecekondu yayıncılıkla kişisel ve siyasî çıkar sağlamaya çalışanlar, daha belirgin bir şekilde anlaşılacaktır. Bu tasarı yasalaştığı takdirde, medyadaki gelişimi kayıtdışı ekonominin yatırım aracı gibi görenler deşifre olacaktır. Bunun sonucunda, sırtını belediyelere, bazı partilere dayamış kuruluşlar da halkın değerlendirmesine sunulmuş olacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; medya sektöründeki şeffaflaşmaya yönelik bu tasarıya karşı çıkan kişi ve kuruluşları anlamak ise mümkün değildir. Hükümet, RTÜK tasarısıyla, medya sektörünü kullanarak demokratik rejimi yaralamaya çalışanları, bu ticarî ve meslekî ilkeleri bir yana bırakarak, karanlık odaklarca kurulan televizyonları silah gibi kullananları gün ışığına çıkarmayı hedeflemiştir. Toplumsal uzlaşıya en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde, tasarıya yönelik eleştiriler ve eksiklik iddiaları gündeme gelebilir; bunların da tartışılmasından yanayız. Önemli olan, doğruya ve haklıya ulaşmaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu arada, geleceğimiz olarak gördüğümüz çocuklarımızı yakından etkileyen televizyon ve şiddet konusuna da bu vesileyle dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bu sorun, son günlerdeki, özellikle son aylardaki en ciddî sorunlardan biri olarak gözler önüne serilmektedir ve maalesef, toplumda gösterilen duyarlılığa rağmen, bu konuda bir türlü adım atılamamaktadır. İnsanlar -ki, bütün dünyada böyledir- ister gazete ister televizyonlarda olsun, haberlerde ya da programlarda yer alan şiddet unsurlarından nefret ediyor; ama, maalesef, bakmadan da duramıyor. Konusu ne olursa olsun, içinde şiddet barındıran programlardan en çok etkilenen kitle, çocuklarımızdır; çünkü, yapılan bir araştırmaya göre, çocuklar, yüzde 58,5 oranında, anne ve babadan çok, televizyonlara inanmakta. Neredeyse, yarıyı aşan bir rakam ve bu, aslında, sorunun ne kadar da büyük olduğunun bir göstergesi.

Sonuçta, giderek yayılan şiddet, toplumsal değerlerin hızla yerinden oynamasına, sarsılmasına ve genel olarak, aile bütünlüğü içerisinde birtakım sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır.

3984 sayılı RTÜK Yasasının 4 üncü maddesinin (g) bendi, bu konuda önlemler içermesine rağmen, caydırıcı bir etki göstermemektedir. Bu nedenle, RTÜK, elindeki yetkiler doğrultusunda, şiddeti dizginlemek ve Batı'daki yaygın şekliyle, televizyonlarda özdenetim olayını etkin kılmak zorundadır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu nedenlerle, demokrasimize yapacağı katkıları da göz önüne alarak, yayıncılığımızı uygar bir seviyeye taşıyacak olan tasarıyı bu çerçeve içerisinde değerlendirmek ve Parlamentoda destek vermek, önemli bir boşluğun doldurulması anlamına gelecektir.

Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlarım. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Tartan, teşekkür ediyorum.

Gruplar adına başka söz talebi?..

OYA ARASLI (İçel) – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Yılmaz Ateş konuşacak.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini ifade etmek üzere, Sayın Ateş; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Yüce Parlamentoyu saygılarımla selamlarım.

Bu hafta içerisinde, yurdun değişik bölgelerinde, tabiî afetler sonucu can ve mal kaybına uğrayan vatandaşlarımıza baş sağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum.

Sayın milletvekilleri, özellikle, siyasal açıdan, demokrasimiz açısından, sosyal açıdan son derece önemli bir yasa tasarısını görüşüyoruz.

Demokratik ülkelerin tamamında, siyasal iktidar-medya, siyasal iktidar-devlet olanakları-sermaye ilişkileri hep tartışılagelmiştir.

Bildiğiniz gibi, çok kanallı televizyonun Türkiye'ye gelmesi çok yenidir; 1991 yılında gelmiştir. Daha önce, tek kanal; yani, tekel olması konumunda, Türkiye'nin siyasal yapısı üzerinde, özellikle görüntülü televizyonun etkileri, son derece sınırlı ve belirli bir ölçüye dayandırılarak götürülüyordu; ancak, 1991 yılından sonra, 1991 yılından itibaren çok kanallı televizyonların siyasal yaşamımıza, Türkiye'nin yaşamına girmesiyle, siyasal iktidar-medya, siyasal iktidar-televizyon ilişkileri de son derece hassas bir noktaya geldi.

Diğer demokratik ülkelere baktığımız zaman, maalesef, onlar da tekelleşmeyi önleyememişlerdir, medya-siyasal iktidar ilişkilerini, medya-devlet ilişkilerini kesin bir çözüme kavuşturamamışlardır. Örneğin, 1980'li yılların ortalarında, Fransa'da, tekelleşmeye karşı çıkarılan yasa, üç yıl yürürlükte kalmasına rağmen, bu süre içerisinde uygulama olanağı bulunamamış; 1986'da iktidara gelen Chirac, bu tekelleşmeyi önleyeceği beklenen yasayı değiştirerek, Türkiye'nin bugünkü konumuna uygun bir noktaya getirmiştir.

Şimdi, burada tartışılmakta olan konunun kritik noktası şu: Peki, Türkiye'de, bu RTÜK Yasası mükemmel bir yasa mıdır, Türkiye'nin ihtiyaçlarına yanıt veren bir yasa mıdır; hayır. Bu yürürlükte olan yasa tekelleşmeyi önlüyor mu; hayır. Bu yürürlükte olan yasa çalışanlara iş güvencesi, çalışma güvencesi getiriyor mu; hayır. Bu yürürlükte olan yasa düşünce özgürlüğüne önemli ölçüde bir güvence getiriyor mu; o da hayır.

Şimdi, az önce arkadaşlarımız değindiler; yürürlükteki yasa da, maalesef, yasaya karşı hile yapma yolunun açık olduğu bir yasadır. Anadolu Ajansı, önemli bir haberleşme aracımızdır; ama, maalesef, radyo yayıncılığına girdiği andan itibaren de, şu anda, hile yoluyla bir ortaklar kurulu oluşturmuş ve işi o şekilde götürmektedir.

"Peki, bunun çözümü nedir; getirilmek istenilen bu yasa değişikliği, bu sakıncaları ortadan kaldırıyor mu" diye sorarsanız; ona da hayır. Gerçekten, tekelleşmeye karşı, düşünce özgürlüğüne karşı bir yasal düzenleme isteniyorsa, RTÜK Yasasının, A'dan Z'ye kadar değiştirilmesi lazım.

Türkiye, özellikle 1996 yılından bu yana, yani Refahyol Hükümetinin kurulmasından bu yana, son derece olağanüstü ve gergin bir dönemi yaşamaktadır. Sevgili arkadaşlar, bu dönemde, demokrasinin özgürlüklerini kullanarak iktidara gelenlerin, sonradan, demokrasiyi bir araç olarak görüp, siyasette esas alınması gereken demokrasiyi referans olmaktan çıkarıp, dinî esaslara dayalı bir devlet yapılanmasına gitmekte, maalesef, çok cüretkâr davrandıkları, televizyon kanallarını da, kitle iletişim araçlarını da, bu konuda, çok hunharca, cesaretle kullandıklarını gördük ve yaşadık. Türkiye, son derece gergin bir ortama geldi.

Sevgili arkadaşlar, şu anda, Türkiye genelinde, ulusal düzeyde yayın yapan bir televizyon kanalı için, 100 milyon dolar dolayında bir işletme sermayesi gerekmektedir. Yine, ulusal düzeyde televizyon yayıncılığını sürdürebilmek için, yıllık, 60 ilâ 80 milyon dolar dolayında bir para gerekmektedir. Oysa, şu anda, televizyon kanallarının tek gelir kaynağı olan reklamlara baktığımız zaman, şunu görüyoruz: RTÜK'ün kayıtlarına göre, yıllık 200 - 224 milyon dolarlık bir reklam pastası var; ama, gayriresmî edindiğimiz bilgilere göre de, sevgili arkadaşlar, 300 milyon dolar dolayında bir reklam geliri var. Şimdi, ulusal düzeyde yayın yapan 17 televizyon var; bölgesel yayın yapan, il bazında yayın yapan da 225 dolayında televizyon var. Peki, şimdi, bu 300 milyon dolarlık geliri televizyonlar arasında bölüştürdüğümüz zaman, sevgili arkadaşlar, bütün, bölgesel yayın yapanları çıkarıyorum, ulusal yayın yapan televizyonlara, 17 televizyona düşen yıllık gelir 10-15 milyon dolar dolayında. Peki, şimdi, bu paranın diğer kaynağı nerede? Esas ortaya çıkması gereken, gün yüzüne çıkması gereken konu budur. Yani, siz ulusal düzeyde bir yayın yapacaksınız, bunun için gerekli olan para 60 ilâ 80 milyon dolar olacak; ama, sizin yıllık geliriniz, 10 veya bilemediniz 15 milyon dolar olacak... Peki, bunun gerisi nerede? Şimdi, demokrasi adına, özgürlük adına, tekelleşmeye karşı olmak adına ortaya çıkan arkadaşlarımızın esas saklamak istedikleri para, kaynağını gösteremedikleri paradır.

Şimdi, doğrusu, sevgili arkadaşlar, katillere, katil zanlılarına "şerefli" denirken suskun kalan arkadaşlarımızın, şimdi karşımızda özgürlükçü kesilmelerini anlayamıyorum. Susurluk çetesine karşı, sivil toplum örgütleri "sürekli aydınlık için 1 dakika karanlık" eylemini başlattıkları için "gulu gulu dansı yapıyorlar" diyenlerin "bunlar mum söndü oynuyorlar" diyenlerin, şimdi, bu karanlık paranın kaynağı ortaya çıktığı zaman, karşımıza özgürlükçü diye çıkmalarının mantığını anlayamıyorum.

Sevgili arkadaşlar, bu paralar nereden geliyor? Şimdi, mevcut yasaya göre de, önümüze getirilen tasarıya göre de, siyasal partilerin radyo ve televizyon kurmaları, desteklemeleri, ona gelir kaynağı aktarmaları yasak; ama, sevgili arkadaşlar, bir siyasal partinin lideri, bir televizyonu, bir cihat aracı olarak ilan etti ve "bunu, ister tank olarak, ister tüfek olarak, ister uçak olarak kullanın" dedi ve döndü, işverenlere dedi ki "canınız acıyana kadar buna para verin; neden; çünkü, cihat ilan ediyoruz; o nedenle de, canınız acıyana kadar verin."

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Siz, tekelcisiniz.

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Biz tekelciliği savunmuyoruz.

Siz de, çıkar, burada, dinî yapılanmaya göre bir devlet yapılanmasını savunmuyoruz diyebilir misiniz, şeriata karşı olduğunuzu söyleyebilir misiniz? (FP sıralarından gürültüler)

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Saptırma!

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Söyleyin... Çıkın burada söyleyin... Çıkın burada söyleyin... Karanlığa kurşun sıkmakla devrimci olunmaz, özgürlükçü olunmaz; bırakın onları. (FP sıralarından "konuya gel" sesleri) Şimdi geliyorum, şimdi geliyorum.

BAŞKAN – Sayın Ateş, efendim, üzerinde konuştuğunuz tasarıyla ilgili olarak ifadede bulunun lütfen. Akşamın bu saatinde... Rica ediyorum... Sükûnetle getirdik çalışmaları... Rica ediyorum...

Buyurun.

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Sevgili arkadaşlar, bakın, ulusal düzeyde yayın yapan bir televizyon için ne kadar sermaye gerekli olduğunu anlattım az önce.

Şimdi, çok ilginçtir; yaşamı boyunca yöneticilik veya parlamenterlik yapmış, şu anda, bir siyasal partimizin genel başkanı da radyo sahibi, televizyon sahibi. Şimdi, bunun kaynaklarının ortaya çıkması lazım. Bir gazetenin genel yayın müdürüne, yani, suçlanan bir gazetenin genel yayın müdürüne söz verdi diye anında ekranı karartarak programcının işine son veren zihniyetin, şimdi özgürlükçü kesilmesini hayretle karşılıyorum.

Sevgili arkadaşlar, tabiî, bu İktidarın eli kimin cebinde, kiminle oynaşıyor, o da belli değil. Bu siyasal iktidarın bir İçişleri Bakanı var.

ÖMER ÖZYILMAZ (Erzurum) – Sizinle oynaşıyor, sizinle...

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Sevgili arkadaşlar, bir soru önergesi verdim, dedim ki, İstanbul Anakent Belediyesi... Daha doğrusu, Akşam Gazetesinden bir değerli yazar şunu yazdı: "Refahyol İktidarı döneminin ilk altı ayında bir televizyon kanalına toplam 2,9 trilyonluk reklam verildi" Bunun birinci müşterisi de İstanbul Büyükşehir Belediyesi.

İçişleri Bakanımıza bir soru önergesi yönelttim. Yazıda belirtilen ve benim de yönelttiğim, 379 milyardı; fakat, sonradan, Sayın Bakanın, bana verdiği yanıtta söylediği şu: "Efendim ilk altı ayda, bırakın 379 milyarı, 27 milyar 157 milyon liralık bir reklam verilmiş" dedi; fakat, arkasından bir televizyon kanalında bütün belgeleriyle yayınlandı; eğer, itirazı olan varsa, belgeleri burada, kendilerine de bir takım vereyim.

Sevgili arkadaşlar, şimdi, sıkı durun. Bakın, İGDAŞ'tan, sadece ilk 2 ayda, yani 1997'nin mart ve nisan aylarında, bir televizyon kanalına İstanbul Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden aktarılan toplam para 239 646 777 263 lira... (FP sıralarından "Ne alakası var" sesleri) Belgeleri burada... Niye rahatsız oluyorsunuz? Sizin bunlarla ilginiz yok; niye rahatsız oluyorsunuz? (FP sıralarından "Konuya gel, konuya" sesleri) Geliyorum, geliyorum.

BAŞKAN – Sayın Ateş... Sayın Ateş...

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Sevgili arkadaşlar, şimdi, bunlar bu.

Sevgili arkadaşlar, arkasından, elimde Samsun İlkadım Belediyesinin iki tane 1995 yılı hizmet raporu var.

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – ASKİ'den mi?

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Sevgili arkadaşlar, şimdi, birisinin 44 üncü sayfasında 20 maddelik bir hizmet sunulmuş ve bunun -bu faaliyet raporundan aynen okuyorum- 14 üncü maddesinde "Bakacaktepe'de Kanal-7 Televizyonu binası yapılması, işler hale getirilmesi için 100 milyon liralık bina yapımı" deniliyor.

Şimdi, bunun suç olduğunun farkına varılmış, hemen ayrı bir basıma gidilmiş; o madde çıkarılarak, 19 maddeye indirilmiş... İkisinin de orijinali burada.

Sayın İçişleri Bakanına "belediyelere yasaktı; bunlar bunu yapıyorlar, ne yapıyorsunuz" diye sorduk. Sayın Bakan, tıpkı diğer işlemlerde olduğu gibi, herhalde, araştırılmasın, soruşturulmasın diye "efendim, soruşturma açıyoruz" dedi; aylar geçti, bir yıla varıyor, halen, ne sonuç çıkacak bekliyoruz.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'de, biz, şundan yanayız...

LÜTFİ YALMAN (Konya) – Sizin kimden yana olduğunuz belli değil!..

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Herkesin, yaptığı işin ne kadar açık, ne kadar doğru, ne kadar dürüst olduğunun hesabını vermesi lazım. Bazı çevreleri rahatsız eden; belki de bu tasarının tek olumlu yanı olan, artık, bu karanlık giysili, karanlık eldivenli kişilerin; televizyon yayıncılığının arkasındaki o karanlık ellerinin günışığına çıkarılmasıdır; ondan rahatsız olunuyor.

Bir diğer olay: Şimdi, televizyonların geliri ortada gideri ortada... Peki, bu belediyelerden aktardığınız trilyonların hesabını nasıl vereceksiniz? Buna da bir önlem getiriliyor; üç ayda bir, televizyonlar, gelirlerini giderlerini sunacaklar RTÜK'e; RTÜK de, eğer uygun görürse, endişelenirse, bunları Maliye Bakanlığına veya ilgili birimlerine yansıtacak.

Şimdi, sevgili arkadaşlar, biz, tekelleşme getiriliyor, tekelleşme önlenemiyor adı altında, demokratik-laik düzene kasteden bir televizyon yayıncılığına, radyo yayıncılığına müsamaha edemeyiz. Bizim safımız çok nettir; bizim safımız demokrasi safıdır, bizim cephemiz demokrasi cephesidir. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar [!]) Demokrasiyi araç olarak görenlerle bizim aynı safta olmamızı da herhalde bekleyemezler bizden. (CHP sıralarından alkışlar)

Sevgili arkadaşlar, önemli olan şudur: Her iktidar medyayı kullanmaya kalkabilir. İktidarı etkileyebilecek olanaklara sahip olan her güç, diğer güçleri kullanabilir. Türkiye bir sosyal hukuk devletidir. Önemli olan -bu güç odaklarının birbirini kullanmaması, demokrasiyi zedeler nitelikte bir ilişki şekline girilmemesi için- Türkiye'nin, artık, demokratik kurumlarını oluşturmasıdır. Doğru olan, odur. Aksi takdirde, efendim, o geliyor bu geliyor diye gerekçe gösterilerek, o yayıncılığın, televizyonun, gazetenin, o aracın "yetmiş yıllık cumhuriyetle hesaplaşacağız" diyenlerin eline verilmesinden yana değiliz. Herkes bunun hesabını verir, herkes de gelir bunu yapar.

Sayın milletvekilleri, o nedenle, bu arkadaşlarımızın endişelerine bizim katılmamız mümkün değildir. Kendileri bir yıl iktidarda kaldılar. Tekelleşmeye karşı, demokrasiyi güvenceye kavuşturacak önlemler içeren hangi yasa tasarısını getirdiniz de, hayır denildi?! Şimdi, medya kartelleri filan diyorsunuz, ihale diyorsunuz... TEDAŞ'ı, TOFAŞ'ı veren kimdi; bu iktidar verdi. O enerji ihaleleri diyorsunuz -neyse o ihaleler- onlar sizin döneminizde açıldı, siz verdiniz onları. Niye, niye bunların... (FP sıralarından gürültüler)

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Yapma be!..

LÜTFİ YALMAN (Konya) – Sen kimden yanasın?

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Bunların hesabını siz halka vereceksiniz. O nedenle, gelin, karanlık olan hiçbir perdeyi bırakmayalım, hepsini açalım. Açıklıkta, şeffaflıkta, dürüstlükte büyük yarar vardır.

Yüce Meclisi, tekrar, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

ÖMER FARUK EKİNCİ (Ankara) – ASKİ'yi, İSKİ'yi ne yapalım...

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Sayın Başkan, sürem bitmedi; müsaade eder misiniz şu ASKİ'yi, İSKİ'yi anlatayım.

BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum... Efendim, müzakere ettiğimiz konu ASKİ değil; rica ediyorum...

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Müsaade ederseniz, ben o konuda bir şey söylemek istiyorum.

BAŞKAN – Konuşma sürenizi doldurun; ama, konumuz ASKİ değil.

Buyurun.

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Sayın milletvekilleri, bu kürsüye geldiğimizde, bize ASKİ, İSKİ suçlaması geliyor. Ben, ASKİ...

ÖMER ÖZYILMAZ (Erzurum) – Suçlusunuz, onun için..

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Müsaade edin...

1994 yılında Ankara İl Başkanıydım. Şu andaki Belediye Başkanınız "ASKİ'de hırsızlık var" dedi. Dört yıldır iktidarda... Bizim partinin grup başkanı olarak grubumuza verdiğim talimat şuydu: Bizim dönemimize ilişkin yolsuzluk iddiası gelirse, hepsine evet oyu vereceğiz. Şimdi, ya iftira ettiniz o kadrolara; çünkü, dört yıldır siz, bir tek dosyayı kamuoyuna sunamadınız...

LÜTFİ YALMAN (Konya) – Haberin yok senin, haberin yok!

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – ... ya iftira ettiniz ya da o dönemin hırsızlarıyla ortaksınız. Getirin, hepsinin hesabını soralım. (CHP sıralarından alkışlar, FP sıralarından gürültüler)

İSKİ olayına geliyorum, İSKİ'yi de dinleyin. (FP sıralarından gürültüler) Geliyorum, geliyorum, dinleyin... İSKİ'yi de anlatıyorum.

Sevgili arkadaşlar, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, iki yıldan beri bu Parlamentodayız; Genel Başkanımız da dahil, hakkımızda gelecek her türlü suçlamaya açık oy kullanacağımızı beyan ettik.

ÖMER ÖZYILMAZ (Erzurum) – Zaten hapistesiniz!

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – İSKİ'yi... İSKİ'yi anlatıyorum... İSKİ, İSKİ dediniz... İSKİ'nin yargıya gitmesini sağlayan parti, o dönemin Sosyaldemokrat Halkçı Partisidir. Kendi genel müdürünü, Memurin Muhakematı Hakkında Yasanın arkasına saklanmadan, savcılığa teslim eden belediye başkanı Sosyaldemokrat Halkçı Partinin belediye başkanıdır. Mahkemelerde bağımsız yargı sizi akladığı zaman doğru da... Şimdi bana şunu gösterin, şunu; şunu gösterebiliyor musunuz. Sevgili arkadaşlar, İSKİ olayında bütün sanıklar yargılandı; ama, ceza giyen, bırakın Sosyaldemokrat Halkçı Partinin veya Cumhuriyet Halk Partisinin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Ateş, süreniz bitti efendim.

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkanım. (FP sıralarından "yeter, yeter" sesleri)

BAŞKAN – Müsaade buyurun efendim... Müsaade buyurun... Kürsüyü bana bırakın lütfen...

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim...

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Lütfen_

YILMAZ ATEŞ (Devamla) – Bırakın Sosyaldemokrat Halkçı Parti veya Cumhuriyet Halk Partisinin bir tek yöneticisini, bir tek üyesi dahi bir tek gün hüküm giymişse, ben, milletvekilliğinden istifa ederim; ama, siz, bu ASKİ'de, yeni İSKİ'de hırsızlık yapılmadığını, yolsuzluk yapılmadığını söylüyor iseniz, bütün belgelerini size sunmaya hazırım. Var mısınız buna bir Meclis araştırması açmaya?!

Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar, FP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Ateş, teşekkür ediyorum.

VII. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. – SıvasMilletvekili Abdüllatif Şener’in, Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, partisine sataştığı iddiasıyla konuşması

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan_

BAŞKAN – Buyurun Sayın Şener.

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, Sayın Ateş, konuşmaları sırasında pek çok noktada partimize sataşmışlardır...

MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Kürsüye çıksın.

BAŞKAN – Efendim, müsaade buyurun, talebi nedir, bir alayım. Rica ediyorum, müsaade buyurun.

Buyurun, efendim.

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Birçok noktada partimize sataşmışlardır.

BAŞKAN – Hangi partiye efendim?

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Fazilet Partisine sataşmışlardır. (CHP sıralarından "Refah Partisine" sesleri) Fazilet Partili olmayan isimlerle sataşmışlardır, değişik cümlelerle. Bunun dışında, son, ASKİ ile ilgili dosyalardan bahsetmiştir "getirin belgeleri" demiştir.

BAŞKAN – Çok kısa olmak üzere; 2 dakikalığına, buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

OYA ARASLI (İçel) – Sayın Başkan, devamları mı?!.

BAŞKAN – Müsaade buyurun efendim.

Sayın Şener, yeni bir sataşmaya fırsat vermeden... Rica ediyorum... 2 dakika, 3 değil Sayın Şener_

ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce bu kürsüden sizlere hitap eden Sayın Ateş_

HALİL ÇALIK (Kocaeli) – Fazilet Partisi adına mı cevap veriyor?!

BAŞKAN – Sayın Şener, bir dakikanızı rica edeyim.

Sayın milletvekilleri, Sayın Ateş konuşurken, devamlı Fazilet Partisi Grubuna dönerek ve işaret ederek konuştu; bunda, artık, parti adını_

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – İşaret ederek diye bir usul var mı?

BAŞKAN – Vardır efendim; işaretle_ Çok uygulamamız var o konuda.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Olur mu efendim.

BAŞKAN – Öyle takdir ettim efendim. Müsaade buyurun.

Buyurun Sayın Şener.

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce kürsüden hitap eden Sayın Ateş, sürekli olarak Fazilet Partisine yönelik sataşmalarda bulunmuştur ve Partimizle ilişkisi olmayan, Partimizi alakadar etmeyen pek çok konuda bile, doğrudan doğruya Fazilet Partisine "siz" şeklinde hitaplarda bulunmuşlardır. Ben, burada konuşma üslubunu yadırgadığımı ifade etmek istiyorum.

Kürsüde bir konu tartışılıyor, bu konu -bildiğimiz gibi- radyo ve televizyon kuruluş ve yayınları hakkındaki bir kanun tasarısına ilişkindir. Bu kanun tasarısı üzerinde konuşurken, Sayın Ateş'in, muhatap olarak niçin sürekli Fazilet Partisini seçmiş olduğunu anlayabilmek mümkün değildir. Bu kanun tasarısını Meclise gönderen, Hükümettir, Sayın Başbakanın ve bakanların imzaları vardır ve bu Mecliste de, konunun gündeme alınmasını sağlayıp buradan geçirmeye çalışan da Hükümetin kendisidir; dolayısıyla, İktidarın kendisidir. İktidarın, Hükümetin gönderdiği bir tasarıya ilişkin, grubu adına söz alan bir sayın milletvekilinin, tasarıyı bir tarafa bırakıp, Hükümeti bir tarafa bırakıp, İktidarı bir tarafa bırakıp, üstelik muhalefet olduğunu da zannedip, sürekli Fazilet Partisine hücum etmesi, sürekli Fazilet Partisine yönelik olarak konuşmaya çalışması, elbette bir rahatsızlığın ifadesidir. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Tekelci sermayeyi unuttun...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Şener, lütfen, efendim... Kapatacağım birleşimi; lütfen, toparlayın efendim.

ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Bu rahatsızlık nedir? Bakın, bu tasarıyla getirilen şeyler açık; radyo ve televizyon yayınları konusunda bir tekelci işletmecilik getiriliyor; bunun ötesinde, bu şirketlere, devlet ihalelerine girme hakkı getiriliyor. Dolayısıyla, kendilerini, böylesine bir tasarıyı desteklemek zorunda hissetmelerinin verdiği rahatsızlıkla -hangi gerekçeyle desteklediklerini de anlayabilmiş değilim- bu tasarıya, Mecliste, en net, en kesin, en açık bir şekilde karşı çıkan, tekelci sermayeye karşı çıkan ve bu Hükümetin kurulmasına sebep olan arka desteklere karşı çıkan Fazilet Partisine saldırmayı bir görev addetmiştir; ama, görevinizi yanlış yerde seçtiniz, kendinize doğru görev edininiz diyor, saygılar sunuyorum. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Şener, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekileri...

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın Başkan...

NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim; ne var... Buyurun efendim.

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın Başkan... Sayın Başkan...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan...

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın Başkan... Sayın Başkan...

BAŞKAN – Efendim buyurun, talebinizi alayım...

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın Başkan, müsaade ederseniz söz istiyorum.

BAŞKAN – Niçin söz istiyorsunuz efendim?

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın Başkan, müsaade ederseniz...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan... Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Ateş, rica ediyorum...

Sayın milletvekilleri... (CHP ve ANAP sıralarından gürültüler)

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan... Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, tümü üzerinde sadece şahıslar adına konuşmalar kalmıştır. Çalışma süremizi, tümü üzerindeki müzakereyi bitirinceye kadar uzatma talebinde bulunuyorum.

BAŞKAN – Efendim, yapamam.

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın Başkan... Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Güney, bu mümkün değil...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Çalışma süremizin dolmasına daha 7 dakika var.

BAŞKAN – Sayın Güney, bu, mümkün değil... Çalışma süremizin dolmasına 5 dakika var. Her sayın üyenin, 10 dakika konuşma hakkı var.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Tamam, 20 dakikada tümünü bitirelim.

BAŞKAN – O bileceğim iş değil; İçtüzük engel.

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın Başkan... Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, kişisel söz talepleri var; Sayın Bakanın söz talebi olabilir, olmayabilir; onu bilmiyorum...

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın Başkan... Sayın Başkan... (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

BAŞKAN – Buyurun efendim.

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Efendim, talebinizi istedim, vermediniz. Siz, doğrudan kürsüyü teşrif etmek istiyorsunuz.

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Hayır, ben söz istedim.

BAŞKAN – Talebinizi alayım efendim; buyurun.

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Talebim şu, Sayın Başkan: Ben, Fazilet Partisinin adını söylemedim, Refah Partisinin ismini verdim. Sayın Beyefendi, benim bildiğim, Fazilet Partisinin Grup Başkanvekilidir; bu bir.

BAŞKAN – Tabiî... Herkes öyle biliyor...

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – İkincisi, biz... Biz..

BAŞKAN – Evet, siz... Sayın Ateş, evet, siz...

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Cumhuriyet Halk Partisi olarak da, şahıs olarak da, bizim tezimiz şu: Demokrasiyi araç olarak kullananlarla ayrı düşünüyoruz, doğru; ama, biz, dün de, bugün de, ne tekelci sermayeyi savunduk ne de irticayı savunduk; onun için bu arkadaşlarımızın rahatsızlığı da, demokrasiyi araç olarak kullanmak istediler, tepetakla gittiler.

BAŞKAN – Efendim, onu kerrat ile söylediniz, bir kere daha olsun, zararı yok.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremiz tamamlanmıştır.

Sayın milletvekilleri; yani, hep demek isterdim ki, tatlı bir hafta bitirdik diye; yine de öyle diyeyim, tatlı bir hafta bitirdik; inşallah, önümüzdeki hafta, kalan işlerimizi tamamlarız.

Sözlü soruları görüşmek ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda boş bulunan 3 üyeliğe seçim yapmak ve diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 26 Mayıs 1998 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 18.58

 

 

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın, Trafik Yasasındaki “dikkat dağıtıcı yazı ve işaretlerin” kullanılmayacağına ait hükümlerin uygulandığı ve bazı polislerin kılık kıyafetlerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4798)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Mahmut Işık Sıvas

Yeni yürürlüğe girmesine rağmen, bir türlü Trafik Yasasında, “dikkat dağıtıcı yazı ve işaretlerin” kullanılamayacağına ait hükümler uygulanmaktadır.

Konu ile ilgili olarak;

1. Karayolunda seyreden araçlardan birçoğunda, çeşitli spor klüplerinin sloganlarından yazılar, klüp bayrakları, siyasî parti sloganları, parti bayrakları, bazı derneklerin bozkurt resimli bayrakları asılmaktadır. Bunları yasaklamayı düşünüyor musunuz?

2. Araçlarda asılan, özellikle siyasî içerikli yazı ve işaretlerin, polis denetimlerinde, aynı düşünceden olan, güvenlik görevlilerinin yazılı muamele yapmasına neden olmaz mı? Trafik cezalarında, genelde polis, takdir yetkisini kullanmaktadır. Doğal olarak, kendi siyasî düşüncesini taşıyan, sürücüye en az limiti uygulayarak cezayı yazamaz mı?

3. Genelde, MHP ve Ülkü Ocağı Derneklerinin amblemlerinin araçların görülecek yerlerine asılmasını, bu kişilerin ülkücü polislerce korunduğu anlamında, organize kendini tanıtma ve trafik cezası vermeme veya az ceza verme şeklinde bir eylem olarak değerlendiriyor musunuz?

4. Bazı polislerin kullandıkları silâhlara 3 hilâl işlettikleri, bazılarının da kılık kıyafet yönetmeliklerinde, bıyıkların ağız hizasını geçmemesi belirtilmiş olmasına rağmen, bıyıklarının herkesce bilinen alta eğri bıçak gibi “ülkücü-milliyetçi” bıyığı bıraktıkları malumunuzdur. Böyle kıyafetli bir polisinizin, suçlu da olsa; aracında “Bozkurt” işaretli olan bir sürücüye ceza yazabileceğine inanıyor musunuz?

5. Siyasî görüşünü silâhına işlettiği 3 hilâl veya bıyığı ile açığa vuran polis müdürleri ve tüm polis teşkilâtınızdaki bu tür kişiler, bu hareketleri ile teşkilâta zarar vermiyorlar mı? Yansız davransalar bile; karşı görüşten kişilerce ilk bakışta yanlı olacakları iması hâkim olduğundan, polise duyulması gereken güven azalmıyor mu?

6. Resmî ve sivil polis teşkilâtı ile Özel-Tim’deki bu tür kıyafetleri yasaklamayı düşünüyor musunuz?

T.C. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü 20.5.1998 Sayı: B.05.1.EMG.0.12.01.01/110872

Konu: Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: TBMM Başkanlığının 27.4.1998 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-7/4798-12225/29907 sayılı yazısı.

Sıvas Milletvekili Mahmut Işık tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

1. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 26 ncı ve Yönetmeliğinin 60 ıncı maddeleri, araçların dışında bulundurulması zorunlu işaretlerden başka, araçlara; reklâm, yazı, resim, sembol, ilan, flama, bayrak ve benzerlerinin takılmasını, sesli ve ışıklı donanımların bulundurulmasını özel izne bağlamıştır. Genelgelerle de il valiliklerine konu üzerinde hassasiyetle durulması talimatı verilmektedir.

2. Ülkemizde her suç için tek bir ceza uygun görüldüğü için uygulanan trafik cezalarında Trafik Polisi’nin takdir yetkisi bulunmamaktadır.

3. 1.9.1997 tarihinde yapılan Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulunun birinci toplantısında “Karayolları Trafik Kanunu toplumun bütün kesimlerine eşit olarak uygulanacak, öncelikle kamu araçları ve sürücülerinin trafik kurallarına uymaları sağlanacak, kamu ve özel araç ayrımı yapılmayacaktır.” Kararı alınmış ve bu hususta il valiliklerine genelge yapılmıştır.

Diğer taraftan, taşra trafik kuruluşlarında görevli personel merkezden görevlendirilen ekipler tarafından devamlı olarak denetlenmekte, yapılan denetim uygulamalarına göre personelin ödüllendirilmesi veya cezalandırılması cihetine gidilmektedir.

4.5.6. Kıyafet Yönetmeliğine aykırı giyindiği tespit edilen personelin varlığının tespit edilmesi durumunda gerekli yasal işlemler tavizsiz olarak uygulanmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanı

2. – İstanbul Milletvekili Mustafa Baş’ın, İstanbul’da son üç ayda çalınan otomobillerle ve alınacak önlemlere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4805)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.

15.4.1998

Mustafa Baş İstanbul

1. İstanbul ilinde son üç ayda kaç otomobil çalınmıştır? Marka ve plaka numaraları nedir?

2. Çalınan bu otomobillerden kaç tanesi bulunmuştur ve sahibine iade edilmiştir?

3. Otomobil çalan ve yakalanıp savcılığa sevk edilen kaç hırsız tespit edilmiştir?

4. Otomobil hırsızlığını önlemek için almayı düşündüğünüz önlemler var mıdır?

Bu konuda Bakanlığınız özel bir çalışma yapmakta mıdır?

T.C. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü 20.5.1998 Sayı: B.05.1.EGM.0.12.01.01/110870

Konu: Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: TBMM Başkanlığının 27.4.1998 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-7/4805-12232/29914 sayılı yazısı.

İstanbul Milletvekili Mustafa Baş tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

İstanbul İl’inde Ocak, Şubat ve Mart aylarında toplam 2733 adet oto çalınmış, 1655 adedi bulunmuş, bununla ilgili olarak 152 sanık yakalanarak adlî mercilere sevk edilmiştir.

Çalıntı araç terminaline çalınan otoların veri girişi yapılarak yurt genelinde aranması yapılmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanı

3. – Ağrı Milletvekili Sıddık Altay’ın, 1997 yılında tedavi amacıyla yurtdışına gönderilen personele ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmet Sezgin’in yazılı cevabı (7/4811)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Savunma Bakanı Sayın İsmet Sezgin tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

M. Sıddık Altay Ağrı

Sorular:

1. 1997 yılı içerisinde Bakanlığınız personelinden muvazzaf, emekli veya bakmakla yükümlü olduklarından kaç kişi yurtdışına tedavi amacıyla gönderilmiştir? Yurtdışına tedaviye gönderilenlerin sınıfları, rütbeleri ve dereceleri nedir? Bunların gönderildikleri ülkeler ve hastaneler nerelerdir?

2. Aynı yıl içerisinde yurtdışında yapılan tedavi giderleri için ne kadar harcama yapılmıştır (ABDdoları olarak)?

T.C. Millî Savunma Bakanlığı 20.5.1998 Kanun: 1998/425-TÖ

Konu: Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: TBMM Başkanlığının 27 Nisan 1998 tarihli ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.10.00.02-7/4811-12264/29965 sayılı yazısı.

Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay tarafından verilen ve İlgi Ek’inde gönderilerek cevaplandırılması istenilen 7/4811 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı Ek’te sunulmuştur.

Arz ederim.

İsmet Sezgin Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı

Ağrı Milletvekili Sıddık Altay Tarafından Verilen 7/4811 Sayılı Yazılı Soru Önergesinin Cevabı

1. 211 Sayılı İç Hizmet Kanununun 68 inci maddesi uyarınca Gülhane Askerî Tıp Akademisi Profesör Kurulunca verilen raporlara istinaden 1997 yılında 19 personel tedavi için yurt dışına gönderilmiştir.

2. Yurt dışı tedaviye gönderilen personelin sınıf ve rütbeleri:

Statü : Sınıflar : Personel Sayısı :

Gen. /Amiral – 6 Alb. P., İs., Ulş. 3 Bnb. P., Per. 2 Yzb. P., Plt. 2 Ütğm. P., Tbp 2 Atğm J. 1 Astsb Ord., Per. 2 Sv.Me. G.İ.H. 1

TOPLAM 19

3. Tedaviye giden personelin tedavi gördüğü ülke ve hastaneler:

Ülke : Hastaneler : Personel Sayısı :

A.B.D John Hopkins, Cleveland, 11 Rochester Minessota, Md. Anderson Rusya Moskova 119 Numaralı Hastane 4 İngiltere Morfield Eye 3 Almanya Neue Köhner Kiankehus 1

4. 1997 yılında yurt dışı tedaviye gönderilen personelden bir kısmı 1997 yılı sonuna doğru yurt dışına gittiğinden bugüne kadar tedavileri tamamlanamamış, dolayısı ile tedavi giderleri tam olarak hesaplanamamıştır.

5. Türk Silâhlı Kuvvetlerinde görevli muvazzaf personelin bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri ile emekli ve ailelerinin yurt dışı tedaviye gönderilmesine yasal imkân bulunmadığından bahse konu personel yurt dışına tedavi için gönderilmemektedir.

Bilgilerine arz ederim.

İsmet Sezgin Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı

4. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın;

– Karaman Merkez–Seyithasan Köyünün içmesuyu deposuna,

– Karaman Merkez–Kozlubucak Köyünün içmesuyu şebekesine,

– Karaman Merkez–İslihisar Köyünün sulama pompalarına,

– Karaman Merkez–Ekinözü Köyünün sondaj kuyularına,

– Karaman Merkez–Eminler Köyü ve Yuvatepe Köyünün bazı sorunlarına,

– Karaman Merkez–Karacaören Köyünün içmesuyu sorununu,

– Karaman Merkez–Kızıllarağini Köyünün içme ve sulama suyu sorunlarına,

– Karaman Merkez–Kızılkaya Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman Merkez–Sarıkaya Köyünün içmesuyu motoruna,

– Karaman Merkez–Şıhlı Köyü ile Konya-Bardas Köyü arasındaki yol çalışmalarına,

– Karaman Merkez–Tavşanlı Köyünün içmesuyu ve yol sorunlarına,

– Karaman Merkez–Yazılı Köyünün giriş ve çıkışlarının asfaltlanmasına,

– Karaman Merkez–Yılangömü Köyünün sulama suyu sorununa,

– Karaman Merkez–Erenkavak Köyünün içmesuyu sorununu,

– Karaman Merkez–Göçer Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman Merkez–Gödet Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman Merkez–Göztepe Köyünün arazi toplulaştırılmasına,

– Karaman Merkez–Gülkaya Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman Merkez–İhsaniye Köyünün sulama kanalı sorununa,

– Karaman Merkez–Kurucabel Köyünün sulama kanalı ve köprü ihtiyacına,

– Karaman Merkez–Mesudiye Köyünün su deposuna,

– Karaman Merkez–Narlıdere ve Bucakkışla köylerinin yol ve su sorunlarına,

– Karaman Merkez–Kalaba Köyünün su deposuna,

– Karaman Merkez–Muratdede Köyünün sulama suyu sorununa,

– Karaman Merkez–Paşabağ Köyünün yol sorununa,

– Karaman Merkez–Lale Köyünün bazı sorunlarına,

– Karaman Merkez–Salur Köyünün sulama suyu ve yol sorunlarına,

– Karaman Merkez–Sarıveliler-Göktepe Beldesinin bazı sorunları,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4815, 4816, 4820, 4821, 4822, 4823, 4824, 4825, 4826, 4827, 4828, 4829, 4830, 4831, 4832, 4833, 4834, 4835, 4836, 4837, 4838, 4839, 4840, 4841, 4842, 4843, 4844, 4850)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Seyithasan köyünün içmesuyu deposu yetersizdir. Yeni depo ne zaman yapılacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

13.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Kozlubucak köyünün içmesuyu şebekesi ne zaman gerçekleşecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-İslihisar köyünün sulama amaçlı 9 kuyusunun pompalarının yetersiz olduğu belirtilerek acilen değiştirilmesi talebinde bulunulmuştur. Sorum Şudur:

Pompalar ne zaman değiştirilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Ekinözü köyünün sondaj kuyularının elektrikle çalıştırılması için Bakanlığınızca bir çalışma yapılmakta mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Eminler köyü ile Yuvatepe köyü arasının asfaltlanması ve kooperatif sahasının beton sulama kanallarının yapılması talep edilmektedir. Sorularım Şunlardır:

1. Mezkur yolun asfaltlanması programa ne zaman alınacaktır?

2. Beton sulama kanallarının yapımı için Bakanlığınızca bir çalışma yapılmakta mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Karacaören köyünün içmesuyu sorunu ne zaman çözülecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Kızıllarağini köyünün içmesuyuna kullanılamaz raporu verilmiştir. Köye 1.5 km. mesafedeki çiftlik mevkiînden getirilmesi, ayrıca dereden pompajla sulama suyu sağlanması talep edilmektedir. Sorularım şunlardır:

1. İçmesuyu ne zaman temin edilecektir?

2. Sulama suyu için Bakanlığınızca bir çalışma yapılmakta mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Kızılyaka köyünün içmesuyu yetersizdir. Manastır ve Saraç mevkiînden ek su temin edilebileceği ifade edilmektedir. Sorum şudur:

Köyün içmesuyu problemi ne zaman giderilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Sarıkaya köyünün içmesuyu motoru sık sık arıza yapmaktadır. Ayrıca Olukman mevkiîne köprü yapılması gerekmektedir.

Sorularım şunlardır:

1. Motorun arızası ne zaman giderilecektir?

2. Köprü yapılması talepleri ne zaman karşılanacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Şıhlar köyü ile Bardas (Konya) köyü arası yolun açılması konusunda Bakanlığınızca yapılan bir çalışma var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

1. Karaman Merkez-Tavşanlı köyünün içmesuyu sorununun çözümü konusunda ne tür bir çalışma yapılmaktadır?

2. Köy yolunun asfaltlanması ne zaman programa alınacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Yazılı köyünün giriş ve çıkışları ne zaman asfaltlanacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Yılangömü Köyünün sulama suyunun çözümü konusunda, Ulupınar mevkiîndeki kaynağın ıslahı, havuz ve beton sulama kanalı yapılması gerekmektedir. Sorum şudur:

Köyün bu sorunlarının çözümü için Bakanlığınızca bir çalışma yapılmakta mıdır? Problemler ne zaman çözülecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Erenkavak Köyünün içmesuyu sondaj çalışmaları tamamlanarak içmesuyu sorunu ne zaman sonuçlanacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Göçer Köyünün içmesuyu sorunu ne zaman çözülecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Gödet Köyü içmesuyu sorunu ne zaman çözülecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Göztepe Köyünün arazi toplulaştırma talepleri ne zaman karşılanabilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Gülkaya Köyünün içmesuyu yetersiz olup, 3 km. mesafedeki Kutlubey mevkiînden getirilmesi imkânı vardır. Ayrıca su dağıtım şebekesi döşenmesi ve köy yollarında tehlike arzeden uçurumlu virajların güzergâhı değişikliği yapılarak uygun yerlere alınması talepleri vardır. Sorularım şunlardır:

1. Köyün içmesuyu sorunu ne zaman çözülecektir?

2. Su dağıtım şebekesi ne zaman gerçekleştirilecektir?

3. Uçurumlu virajların ıslahı veya güzergâh değişikliği konusunda bir çalışma yapılacak mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-İhsaniye Köyünün geri kalan 1400 m.lik beton sulama kanalı ne zaman tamamlanacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

13.4.1998 Zeki Ünal Karaman

1. Karaman Merkez-Kurucabel beton sulama kanalı ne zaman bitirilecektir?

2. Dere yatağına büz veya köprü ne zaman yapılacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

13.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Mesudiye Köyünün içmesuyu deposunun eski oluşu nedeniyle her tarafından su sızıntısı olduğu, ayrıca yeni açılan içmesuyu kuyusu için hidrofor sistemi gerektiği belirtilmiştir.

Sorularım şunlardır:

1. Depo ne zaman yenilenecektir?

2. Hidrofor sistemi ne zaman gerçekleşecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

13.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Narlıdere Köyü ile Bucakkışla’yı daha kısa yoldan bağlayacak olan yeni güzergâhtaki yolun açılması ayrıca içmesuyu deposuna bağlı su dağıtım şebekesinin döşenmesi talep edilmektedir.

Sorularım şunlardır:

1. Yukarıda belitilen yol güzergâhında bir etüd yapılmış mıdır?

2. Su dağıtım şebekesi ne zaman gerçekleştirilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Kalaba Köyünün içmesuyu ve depo inşaatı bittiği halde işletmeye açılmamıştır. Ne zaman açılacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

13.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Muratdede Köyünün sulama suyu probleminin çözümü için, köylünün talebi olan araştırma kuyularının açılması konusunda Bakanlığınızca yapılmış olan bir çalışma var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Paşabağı Köyünün üstündeki kayaların, yapılan etüdle köy için tehlikeli olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca köy yolunun asfaltlanması ve Paşabağı-Gülkaya arasındaki 200 m.lik keskin virajın ıslah edilmesi talepleri bulunmaktadır. Sorularım şunlardır:

1. Köy için tehlikeli konumdaki kayalar konusunda, Bakanlığınız ne tür bir güvenlik tedbiri düşünmektedir?

2. Köy yolunun asfaltlanması ve tehlikeli virajın ıslahı ne zaman yapılacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

13.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-Lale Köyü Özalan afet evleri mahallesi konutlarına içme suyu temini amacı ile yapılan deponun tamamlanmadığı, 4 km. mesafeden gelecek olan suyun, borularının döşenmediği, 5 km.si yapılan beton sulama kanalının 2.5 km.sinin yapılmadığı, ayrıca Mersin yoluna kadar olan köy yolunun 2.5 km.lik bölümünün asfaltlanmadığı belirtilerek sorunların çözümünü talep etmektedirler.

Sorularım şunlardır:

1. İçmesuyu sorunu ne zaman çözülecektir?

2. Beton kanalın tamamlanması için Bakanlığınızca bir çalışma var mıdır?

3. Eksik kalan asfalt yol ne zaman tamamlanacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

14.4.1998 Zeki Ünal Karaman

1. Karaman Merkez-Salur Köyünün motorinle çalışan sulama suyu sondaj kuyularının elektriğe dönüştürülmesi ne zaman temin edilecektir?

2. Köy yolunun genişletilmesi ne zaman gerçekleştirilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

16.4.1998 Zeki Ünal Karaman

1. Karaman Sarıveliler-Göktepe beldesinin girişindeki yolun, heyelan hattı üzerinde olması nedeniyle yol güvenliği tehlike arzetmekte olup güzergâhın değiştirilerek yol emniyetinin sağlanması gerekmektedir. Konuyla ilgili Bakanlığınızca bir çalışma yapılacak mıdır?

2. Beldenin, mevcut sulama kanalının kotu düşük seviyede olduğu için arazinin bir bölümü sulanamamaktadır. Kanalın daha yukarı seviyede bir kota alması ve kanalın beton kaplama yapılması konusunda Bakanlığınızca bir çalışma yapılmakta mıdır?

T.C. Devlet Bakanlığı 18.5.1998 Sayı: B.02.0.014/031.1749

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: 27.4.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-12459 sayılı yazınız.

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’a ait yazılı soru önergelerindeki konular Bakanlığıma bağlı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce incelenmiş olup; yazılı soru önergelerine ait bilgiler liste halinde ilişikte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz Devlet Bakanı

Konusu Açıklamalar

Karaman–Merkez–Seyithasan–köyü içmesuyu Köyün içmesuyu deposu mevcut olup, mem-

deposu yetersiz yeni depo yapılacak mıdır? ba debisi yetersizdir. İlave memba terfi edi lerek yılı içinde tamamlanacaktır.

Karaman–Merkez Kozlubucak köyünün içmesuyu İçmesuyu şebekesi kazılmakta olup, en kısa şebekesi ne zaman yapılacak? sürede şebekeye su verilecektir. Karaman-İslihisar köyünün sulama amaçlı pom- Köyün III. kısım yeraltı suları projesi uygu- paları yetersiz olup, ne zaman değiştirilecek? lanmış, ilave saha ile ilgili DSİ’den herhangi bir bilgi ulaşmadığı için pompaların tahsis ve montaj işlemleri DSİ tarafından yapılmaktadır.

Karaman–Merkez–Ekinözü sondaj kuyularının İçmesuyu sondajı 1997 yılında açılmış, tesis

elektrikle çalıştırılması için bir çalışma var mıdır? aynı yıl hidroforlu olarak tamamlanarak şe- bekeye su verilmiştir. Karaman–Merkez–Eminler köyü ile Yuvatepe Eminler–Yuvatepe köyyolu 1998 yılı Özel köyü arasının asfaltlanması ve Beton sulama İdare programı ile yapılacak. Sulama suyu kanal yapımı için çalışma var mıdır? temini amacıyla 1974-1975 yıllarında proje tatbik edilmiştir. Karaman–Merkez–Karacaören köyü içmesuyu Köyün içmesuyu ve şebekesi mevcut olup, problemi ne zaman çözülecek? herhangi bir problemi yoktur. Karaman–Merkez–Kızıllarağini köyüne içmesuyu Ödenek yetersizliği nedeniyle yapım progra- ne zaman temin edilecek.Sulama suyu için çalışma mına alınamamıştır. İleriki yıllarda bütçe im- var mıdır? kânları dahilinde yapım programında değer- lendirilecektir. Sulama suyu temini konusu 1993 yılında etüt ve proje çalışmaları devam etmektedir. Karaman–Merkez–Kızılkaya köyünün içmesuyu Köyün içmesuyu şebekesi ve deposu mevcut yetersizdir, ne zaman çözülecek? olup, deponun civarında yeni yapılan evler- de su problemi vardır. Karaman–Merkez–Sarıkaya köyünün içmesuyu Köyün içmesuyu tesisi 1996 yılında tamam- motorunun arızası ne zaman giderilecektir? Köprü lanarak teslim edilmiş olup, bakım ve onarı- yapılması karşılanacak mı? mı köy muhtarlığına aittir. Köyyolu üzerinde köprü yeri bulunmamak- tadır. Eksik menfezler tamamlanacaktır. Karaman–Merkez–Şıhlar köyü ile Bardas köyü Şıhlar–Berdas köyü arasındaki yol köyyolu arası yol açılması konusunda bir çalışma var mıdır? ağımızda bulunmamaktadır. Karaman–Merkez–Tavşanlı köyünün içmesuyu Köyün içmesuyu, ödenek yetersizliği nede- ve köyyolunun asfaltlanması ne zaman programa niyle yapım programına alınamamıştır. İlerki alınacak? yıllar bütçe imkânları dahilinde değerlendiri- lecektir. Köyyolu 1998 yılı Genel ve Özel İdare programındadır. Yılı içerisinde bitiril- mesine çalışılacaktır.

Konusu Açıklamalar

Karaman–Merkez–Yazılı köyünün giriş ve çıkışları Yazılı köyü giriş ve çıkışları TCK hizmet ne zaman asfaltlanacaktır? alanındadır. Karaman–Merkez–Yılangömü köyünün sulama Teşkilâtımızca 1968 ve 1995 yıllarında etüd suyu sorunu ne zaman çözülecek? sonucu menfi olarak değerlendirilmiştir. Karaman–Merkez–Erenkavak köyünün içmesuyu İçmesuyu tesisi 1996 yılında tamamlanmış sondaj çalışmaları tamamlanarak ne zaman sonuç- pompadaki arızalar muhtarlıkça giderilecek- lanacak? tir. Karaman–Merkez–Göçer köyünün içmesuyu soru- Köyün içmesuyu, Yılangömü köyü ile ihtilaf- nu ne zaman çözülecek? lı olduğundan herhangi bir işlem yapılama- maktadır. Karaman–Merkez–Gödet köyünün içmesuyu sorunu Ödenek yetersizliği nedeniyle 1998 yılı ne zaman çözülecek? yapım programına alınamamıştır. İleriki yıllar bütçe imkânları dahilinde değerlendirilecektir. Karaman–Merkez–Göztepe köyünün arazi tapulaş- Arazi tapulaştırma işlemleri görev alanımız tırma talepleri ne zaman karşılanacak? dışında kalmaktadır. Karaman–Merkez–Gülkaya köyü içmesuyu sorunu Köyün içmesuyu 1998 yılı yapım programın- ne zaman çözülecek. Uçurumlu virajların ıslahı ve da ödenek yetersizliği nedeniyle yer alama- güzergâh değişikliği yapılacak mıdır? mıştır. İleriki yıllarda bütçe imkânları dahi- linde değerlendirilecektir. Köyyolu 1997 yı- lında asfaltlanmış olup, tehlikeli viraj yoktur. Karaman–Merkez–İhsaniye köy sulama kanalı ne Sulama suyu temini konusuna ait etüd ve zaman tamamlanacak? plânlama çalışmaları tamamlanmış olup, proje çalışmaları devam etmektedir. Karaman–Merkez–Kurucabel köyü sulama kanalı Sulama suyu temini için 1984 yılında etüd ne zaman bitirilecektir? Dere yatağına büz veya edilmiş olup, konu menfi olarak değerlen- köprü ne zaman yapılacaktır? dirilmiştir. Kurucabel-Aş. Akın köyyolu TCK hizmet alanına girmektedir. Karaman–Merkez–Mesudiye köyü içmesuyu depo- Köyün içmesuyu şebekesi ve ayaklı deposu su ne zaman yenilenecek. Hidrofor sistemi ne mevcuttur. Sondaj kuyusu eskidiğinden 1997 zaman gerçekleşecektir? yılında yeni sondaj açılmış ve bu yıl kuyu bağlantısı yapılarak yeterli içmesuyuna ka- vuşturulacaktır. Karaman–Merkez–Nazlıdere köyü ile Bucakkışla Yol ağına 1998 yılında girmiştir. Etüdü bu yol güzergâhında etüd yapılmış mıdır? yıl içinde yapılacaktır. Su dağıtım şebekesi ne zaman gerçekleşecek? İçmesuyu depo ihalesi Bayındırlık Bakanlı- ğınca yapılmış ve ödeneği kadar iş yapılmış- tır. Ödeneği geldiği takdirde bu yıl tamam- lanacaktır. Karaman–Merkez–Kalaba köyünün içmesuyu Köyün içmesuyu deposu ve şebekesi 1997 ve depo inşaatı bittiği halde ne zaman açılacak? yılında bitirilmiş olup, içmesuyu ihtiyacı yoktur. Karaman–Merkez–Muratdede köyünün sulama Yeraltı suyu sulamalarında kuyu açımı mo- suyu konusunda kuyu açılması için bir çalışma topomp temini, montajı ve elektrik şebekesi var mıdır? yatırımları DSİ Genel Müdürlüğünün görev alanına girmektedir. Konusu Açıklamalar

Karaman–Merkez–Paşabağı köyü üstündeki kaya- Köy üstündeki kayaların tehlikeli olması ko- ların tehlikeli olduğu tespit edilmiştir ve köyyolu- nusu Afet İşleri Genel Müdürlüğünün görev nun asfaltlanması ile Paşabağı–Gülkaya arasında alanına girmektedir. Paşabağı–Gülkaya arası kalan virajların ıslahı ne zaman yapılacak? yol güzergâhımızda olup, ilerki yıllar bütçe imkânlarına göre yapılacaktır. Virajlı yol ara- zi yoludur. Karaman–Merkez–Lale köyü içmesuyu Beton Adı geçen köye bağlı Özalan mahallesinin Kanalın tamamlanması ve eksik kalan asfalt yol içmesuyu deposu Bayındırlık İl Müdürlüğün- ne zaman tamamlanacaktır? ce ihale edilip, ödeneği kadar iş yapılmış, yıl içinde ödeneği geldiğinde inşaat tamamlana- caktır. İshale ve şebeke hattı Devlet–Vatan- daş işbirliği ile yapılması öngörülmektedir. Köyyolunun yarım kalan asfaltı ileriki yıl- larda tamamlanacaktır. Sulama suyu temini amacıyla 1991 yılında proje tatbik edilmiştir. Karaman–Merkez–Salur köyünün motorinle çalışan Tarım arazilerinde yeraltı suyundan (YAS) sulama suyu sondaj kuyularının elektriğe dönüştürül- sulama suyu temini konusu DSİ Genel Mü- mesi ve köyyolunun genişletilmesi ne zaman dürlüğü TEDAŞ Genel Müdürlüğü ve Köy gerçekleşecek? Hizmetleri Genel Müdürlüğü arasında imza- lanan protokol çerçevesinde yürütülmektedir. Buna göre, yeraltı suyu sulamalarında kuyu açımı, motopomp temini, montajı ve elektrik şebekesi yatırımları DSİ Genel Müdürlüğün- ce, sulama şebekesi yatırımları ve diğer ta- rımsal yatırımlar Köy Hizmetleri Genel Mü- dürlüğünce gerçekleştirilmektedir. Köyyolu 1997 yılında asfaltlanmış olup, yol genişliği standartlara uygundur. Karaman–Sarıveliler–Göktepe beldesinin girişin- Sarıveliler–Göktepe yolu TCK Genel Mü- deki yolun güzergâhının değiştirilmesi ve Gök- dürlüğünün görev alanında bulunmaktadır. tepe beldesinin sulama kanalının düşük seviyesi- Sulama tesesi projesi 1995-1996-1997-1998 nin yükseltilmesi için bir çalışma var mıdır? yılları yatırım programında yer almakta olup, inşaatı halen devam etmektedir.

5. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in;

– Karaman–Sarıveliler–Civler Köyünün içmesuyu deposu ihtiyacına,

– Karaman–Ermenek–Boyalık Köyünün içmesuyu sorunlarına,

– Karaman–Sarıveliler–Civandere Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman–Sarıveliler–Çukurbağ Köyünün bazı sorunlarına,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4854, 4855, 4859, 4860)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

20.4.1998 Abdullah Özbey Karaman

1. Karaman–Sarıveliler–Civler köyünün içmesuyu deposu bulunmadığından sulama suyu kaynağından alınan su ilaçlamadan direkt içmesuyu şebekesine verilmektedir. Halk sağlığı açısından acilen yapılması gereken içmesuyu deposu ne zaman yapılacaktır?

2. Köy iki parça halindedir. Bu iki parçanın arasında sağlıklı olarak ulaşım yapılamamaktadır. Köyün iki yakasını birleştirecek bir yolun açılması, köprünün yapılması ve asfaltlanmaları ne zaman gerçekleştirilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

20.4.1998 Abdullah Özbey Karaman

1. Karaman–Ermenek–Boyalık köyünün yeterli içmesuyu bulunmamaktadır. Köyün içmesuyu sorunu ne zaman çözülecektir?

2. Köy yolu ağından olan, Boyalık–Ocakönü mevkiinin kumlanması ne zaman gerçekleştirilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

20.4.1998 Abdullah Özbey Karaman

1. Karaman–Sarıveliler–Civandere köyümüzde sağlıklı içmesuyu ve şebekesi bulunmamaktadır. Aynı zamanda sulama suyu için beton arık gerekmektedir.

Sorularım şunlardır:

1. Köy ne zaman sağlıklı içmesuyuna kavuşturulacaktır?

2. Köyün içmesuyu şebekesi ne zaman çözümlenecektir?

3. Sulama suyu için gerekli beton arıklar ne zaman tedarik edilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

20.4.1998 Abdullah Özbey Karaman

1997 yılında Karaman–Sarıveliler–Çukurbağ köyünün içmesuyu şebeke inşaatına ve köy yolunun asfaltlanmasına başlanmıştı. Ayrıca, bu köyümüzde sulama suyu olmadığı için Geleğen deresi üzerinde bir gölet yapılmasına ihtiyaç vardır.

Sorularım şunlardır:

1. Köyün yarım kalan içmesuyu şebeke inşaatı ne zaman tamamlanacaktır?

2. Çukurbağ köyü yolunun asfaltlanması için bakanlığınızca bir çalışma var mıdır?

3. Gölet inşaasının etüdü ne zaman yapılıp programa alınacaktır?

T.C. Devlet Bakanlığı 18.5.1998 Sayı: B.02.0.014/031-1747

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: 27.4.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-12471 sayılı yazınız.

Karaman Milletvekili Sayın Abdullah Özbey’e ait yazılı soru önergelerindeki konular Bakanlığıma bağlı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce incelenmiş olup; yazılı soru önergelerine ait bilgiler liste halinde ilişikte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz Devlet Bakanı

Konusu Açıklamalar

Karaman–Sarıveliler–Civler köyüne içmesuyu İçmesuyu tesisi 1997 yılı Özel idare limit progra- deposu ne zaman yapılacak? Köyün iki yakasını mından yapılmış olup, suyun kaynağından 50 birleştirecek yolun açılması, köprü yapılması ve lt/sn su bulunduğundan depoya ihtiyaç yok- asfaltlanması. tur. Köyün mahallelerini birbirine bağlayan köprü ve yol önceki yıllarda yapılmış olup, şu anda stabilizesi yapılmaktadır.

Karaman–Ermenek–Boyalık köyünün yeterli Köyün içmesuyu 1997 yılında drenajı yapıl- içmesuyu bulunmamaktadır, ne zaman çözülecek? mış yeterli miktarda su bulunmuştur. Yılı Köy yol ağında olan Boyalık–Ocakönü mevkinin içerisinde etüd ve projesi yapılarak içmesu- kumlanması ne zaman yapılacaktır? yuna kavuşturulacaktır. Köyyolu 1998 yılı onarım programında olup, onarımı mütea- kip stabilizesi yapılacaktır.

Karaman–Sarıveliler–Civandere köyü sağlıklı İçmesuyu, ödenek yetersizliği nedeniyle ya- içmesuyu şebekesine ne zaman kavuşacak? pım programına alınamamış olup, ileriki yıl- Sulama suyu için gerekli beton arıklar ne zaman larda bütçe imkânları dahilinde değerlendiri- temin edilecek? lecektir. Sulama suyu temini konusu 1969- 1991 yıllarında etüd edilmiş, etüd sonucu menfi olarak değerlendirilmiştir.

Karaman–Sarıveliler–Çukurbağ köyünün içmesuyu İçmesuyu 1997 yılında Özel İdare limit prog- şebeke inşaatı, köyyolunun asfaltlanması ve gölet ramı ile şebekenin yarısı yapılmıştır. Yıl içe- inşaasının etüdü ne zaman yapılacak? risinde Özel idare limit programından Devlet- Vatandaş işbirliği ile yapılarak hizmete açı- lacaktır. Köyyolu 1998 yılı Özel İdare asfalt programında olup, yılı içerisinde yapılacaktır. Sulama suyu temini amacıyla gölet yapılması plânlanmış ancak, belirlenen gölet yeri topoğ- rafik açıdan uygun bulunmamıştır.

6. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in;

– Karaman–Sarıveliler–Daran Köyünün içmesuyu sorununa,

– Karaman–Sarıveliler–Dumlugöze Köyünün içmesuyu şebekesine,

– Karaman–Sarıveliler–Koçaşlı Köyünün bazı sorunlarına,

– Karaman–Sarıveliler–Işıklı Köyünün su dağıtım şebekesi sorununa,

– Karaman–Sarıveliler–Günder Köyünün sulama suyu sorununa,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4865, 4866, 4867, 4868, 4869)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

20.4.1998 Abdullah Özbey Karaman

Karaman–Sarıveliler–Daran köyümüzün yeterli içmesuyu bulunmamaktadır. İnceöz ve Eğripınar mevkiinde içmesuyu kaynağı mevcuttur. Tarım ve hayvancılıkla iştigal eden bu köyümüzün sulama suyu da bulunmamaktadır. Göksu nehrinden pompajla sulama suyu temini mümkündür.

Sorularım şunlardır:

1. Köyümüzün içmesuyu sorununun çözümü için bakanlığınızca bir çalışma var mıdır?

2. Sulama suyu probleminin çözümü ne zaman gerçekleştirilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

20.4.1998 Abdullah Özbey Karaman

Karaman–Sarıveliler–Dumlugöze köyümüzde içmesuyu şebekesi bulunmamaktadır. Aynı zamanda Bacaras mahallesinin de su kanalı bulunmamaktadır. Köyün ulaşımı çok zor şartlarda ve heyelanlı bir bölgeden geçirilerek gerçekleşebilmektedir. Ayrıca köyü, arazilerine bağlayan köprüyü sel götürmüştür. Köylü arazisine gidebilmek için 500 metrelik yol yerine 10 kilometrelik bir yolu katetmek zorunda kalmaktadır. Son olarak, Dumlugöze köyünü Antalya–Gazipaşa’ya bağlayacak yolun 1,5 km.lik bölümünün açılması gerekmektedir.

Sorularım şunlardır:

1. Projesi olan içmesuyu şebekesi ne zaman yapılacaktır?

2. Sarıveliler–Çukurbağ-Dumlugöze yolunu ne zaman ıslah etmeyi düşünüyorsunuz?

3. Köprüyü yapmayı düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız ne zaman inşa edeceksiniz?

4. Dumlugöze köyünü Gazipaşa’ya bağlayacak olan yolu ne zaman tamamlayacaksınız?

5. Dumlugöze–Bacaras mahallesinin sulama kanalının yapılması için herhangi bir çalışmanız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

21.4.1998 Abdullah Özbey Karaman

Karaman–Sarıveliler–Koçaşlı köyümüz geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlamakta olan oldukça fakir bir dağ köyümüzdür. Köyümüzün bakanlığınızın yetkisi alanına giren konularda bazı sorunları bulunmaktadır.

Sorularım şunlardır:

1. Koçaşlı köyümüzün devam eden içmesuyu problemini ne zaman çözülecektir?

2. Koçaşlı–Gazipaşa güzergâhında henüz tamamlanmamış olan 1,5 km.lik yol ne zaman yapılacaktır?

3. Koçaşlı köyümüzün sulama suyu bulunmamaktadır. Köyün sulama suyu probleminin çözümü hususunda bakanlığınızca yapılan bir çalışma var mıdır?

4. Köyün giriş ve çıkış yolları kullanılamayacak derecede bakımsızdır. Bu yolun bakım ve tamirini ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

21.4.1998 Abdullah Özbey Karaman

1. Karaman–Sarıveliler–Işıklı köyümüzün su dağıtım şebekesi bulunmamaktadır.

Işıklı köyünün içmesuyu sorunu ne zaman çözülecektir?

2. Geçimini tarımla sağlayan köyün arazi yolları bulunmadığından köylümüz bağ ve bahçesinden yetiştirdiği ürünleri hayvan sırtında getirmektedir. Köyümüzün bağ, bahçe ve tarla yollarının açılması için bakanlığınızca ne gibi bir çalışma yapılmaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

21.4.1998 Abdullah Özbey Karaman

Karaman–Sarıveliler–Günder köyümüz geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlanmaktadır. Oldukça fakir bir köydür. Ve köyün kaynak olduğu halde sulama suyu bulunmamaktadır.

Sorularım şunlardır:

1. Günder köyünün su kaynağı olan Günder çayından pompajla sulama suyu ihtiyacının karşılanması için bugüne kadar bakanlığınızca yapılmış bir çalışma var mıdır?

2. Sulama projesini ne zaman yaptırıp programa almayı düşünüyorsunuz?

T.C. Devlet Bakanlığı 18.5.1998 Sayı: B.02.0.014/031.1746

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: 27.8.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-12474 sayılı yazınız.

Karaman Milletvekili Sayın Abdullah Özbey’e ait yazılı soru önergelerindeki konular Bakanlığıma bağlı Köyhizmetleri Genel Müdürlüğünce incelenmiş olup; yazılı soru önergelerine ait bilgiler liste halinde ilişikte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz Devlet Bakanı

Ek: 1 Adet Liste

Konusu Açıklamalar

Karaman–Sarıveliler–Daran köyünün içmesuyu Köyün içmesuyu projesi 1991 yılında yapıl- sorununun çözümü, sulama suyu probleminin mıştır. 1997 yılında özel idare programına çözümü için bir çalışma var mıdır? alınmış, Devlet-Vatandaş işbirliği ile yapımı hedeflenmiş ancak, muhtarlık taahhüdünü yerine getiremediğinden yarım kalmıştır. Su- lama suyu temini için etüd ve plânlama çalış- maları tamamlanmış olup, proje çalışmaları devam etmektedir.

Karaman–Sarıveliler–Dumlugöze köyü içmesuyu Köyün içmesuyu 1998 yılı özel idare progra- şebekesi ne zaman yapılacak, Çukurbağ-Dumlugöze mı ile isale hattı depo inşaatı isalesi yapılacak- yolunu ıslah etmeyi düşünüyor musunuz, köprü tır. Şebeke, Devlet-Vatandaş işbirliği ile ya- yapmayı düşünüyor musunuz, Dumlugöze-Gazi- pılmaktadır.Çukurbağ-Dumlugöze köyyolunun paşa’ya bağlanacak yolu ne zaman tamamlanacak, en uygun güzergâhtan yapılmış olduğu, kış mev- Dumlugöze-Bacaras mahallesi sulama kanalının simi sonucu meydana gelen heyelanlar te- yapımı için bir çalışma var mıdır? mizlenmektedir. Dumlugöze-Gazipaşa yolu yol ağımızda değildir. Köprü çalışması yok- tur. Sulama suyu temini amacıyla 1994 yılın- da proje tatbik edilmiştir.

Karaman–Sarıveliler–Koçaşlı köyünün içmesuyu İçmesuyu tesisi 1997 yılında tamamlanmıştır. Koçaşlı-Gazipaşa güzergâhındaki yol ne zaman Köyün üst kotundaki şebekenin arıza ve eksik- yapılacak, sulama suyu probleminin çözümü liklerin giderilmesi için müteahhitçe çalışmalar için bir çalıma var mıdır, köyün giriş ve çıkış yol- devam etmektedir. Arızalar giderildikten son- larının bakım ve tamirini düşünüyor musunuz? ra tesis hizmete girecektir. Koçaşlı–Gazipaşa yolu mütesavver köyyolu ağımızda bulunmamaktadır. Köyün giriş ve çı- kış yollarının her sezon başı bakımı yapılmaktadır. Köyün sulama suyu temini konusu 1996 yılında etüd olup, etüd sonucu menfî olarak değerlendirilmiştir.

Karaman–Sarıveliler–Işıklı köyünün içmesuyu Köyün içmesuyu, ödenek yetersizliği nede- ne zaman çözülecek, köyün arazi yolları bulun- niyle yapım programına alınamamıştır. İlerki madığından, bahçe ve tarla yollarının açılması için yıllarda bütçe imkânları dahilinde değerlendi- bir çalışma var mıdır? rilecektir.

Konusu Açıklamalar

Köyyolu ilerki yıllar programında aciliyet ve öncelik durumuna göre değerlendirilecektir. Bahçe ve arazi yolları hizmet alanımız dışın- da kalmaktadır.

Karaman-Sarıveliler-Günder köyünün su kaynağı Günder köyü arazilerine sulama suyu temini olan Günder çayından pompajla sulama suyu kar- amacıyla 1989 yılında proje tatbik edilmiştir. şılanması için bir çalışma varmıdır, sulama projesini Günder çayından sulama suyu konusu ise ka- ne zaman programa almayı düşünüyorsunuz? yıtlarımızda gözükmemektedir.

7. – Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin, SSK hastanelerinde görev yapan sağlık personelinin ücretlerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın yazılı cevabı (7/4873)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun aracılığınızla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla. 22.4.1998

İsmail Köse Erzurum

Soru : 1. Enflasyonun düşürülemediği ülkemizde Devlet memurları büyük bir geçim sıkıntısı içerisindedirler. Hükümetin Öğretmenlerin aylık ücretlerinde gerçekleştirdiği kısmî iyileşme kamuoyunca olumlu karşılanmıştır. Devletin imkânları çerçevesinde bütün memurlara insanca yaşayacakları şartların hazırlanması Hükümetin başta gelen görevidir. Özellikle büyük bir özveriyle görev yapan SSK hastanelerindeki ebe, hemşire, yardımcı sağlık personeli ve Doktorlara benzer ücret iyileştirilmeleri düşünülmekte midir? Gördükleri zor eğitim ve yaptıkları görev itibariyle daha iyi geçim şartlarına sahip olması gereken bu personele yıl içinde düşünülen ücret politikası nedir?

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 20.5.1998 Sosyal Güvenlik Kuruluşları Genel Müdürlüğü Sayı : B.13.0.SGK.0.13.00.01/3211/012726

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 30.4.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-12582 sayılı yazınız.

Erzurum Milletvekili İsmail Köse tarafından hazırlanan “Sosyal Sigortalar Kurumu hastanelerinde görev yapan sağlık personelinin ücretlerine ilişkin” 7/4873 Esas No’lu yazı soru önergesi Bakanlığımızca incelenmiştir.

Bilindiği üzere; Sosyal Sigortalar Kurumu personelinin aylık ücret, zam ve tazminatları hakkında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Ek Geçici 9 uncu maddesine dayanılarak, sözkonusu Kanunun ilgili hükümleri ile 4792 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaktadır. 657 sayılı Kanunun Ek Geçici 21 inci maddesinde ise Ek Geçici 9 uncu madde kapsamında bulunan personele bu Kanuna tabi memurlara ödenenler dışında ödeme yapılamayacağı hükmü yer almaktadır.

Bu nedenle Kurum personelinin aylık, ücret, zam ve tazminatlarının 657 sayılı Kanuna tabi memurlara ödenen miktarın üzerinde belirlenmesi olanağı bulunmamaktadır.

Ancak, 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, Kurumda görev yapan kadrolu personele aylıklarının dışında unvanlarına göre değişen miktarda ek ödeme yapılmaktadır. Sözkonusu ek ödemeden Kurum sağlık tesislerinde çalışan kadrolu sağlık personeli de yararlanmaktadır. Ek ödemeden sözleşmeli sağlık personelinin de yararlandırılması için çalışmalar sürdürülmektedir.

Diğer taraftan, Kurumun sigorta hizmetleri ve sağlık hizmetleri Genel Müdürlüklerinden oluşan bir Başkanlık statüsünde yeniden yapılandırılması ile ilgili yasal düzenleme çalışmaları sürdürülmektedir. Bu çalışmalarda, Kurumun kendine özgü personel rejimine kavuşturulması için gerekli düzenlemelere de yer verilecektir.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Nami Çağan

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

8. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, görevden alınan yöneticilere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin yazılı cevabı (7/4882)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Hasan Gemici tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 21.4.1998

Veysel Candan

Konya

Basına yansıyan haberlerden anlaşıldığı kadariyle, Bakanlığınızda yapılan haksız uygulamalarla birçok yöneticiyi görevden aldığınız, görevden aldığınız bu yöneticileri daha alt görevlere atadığınız ve sürdüğünüz, birçok öğretmeni sürgün ettiğiniz ayrıca öğretmenlere ödenen ek ders ücreti uygulamasını sosyal çalışmacı, psikolog, diyetisyen, fizyoterapist ve hemşirelere de uyguladığınız görülmektedir.

Bu sebeple;

1. Göreve geldiğinizden bugüne kadar kaç kişiyi görevden aldınız, kaç kişiyi bulunduğu görevden başka bir göreve atadınız ve kaç kişiyi sürgün ettiniz?

2. Kanunen öğretmen ve eğitici belletmenlere ödenen ek ders ücreti diğer kadrolarda bulunan personele hangi gerekçe ile ödenmektedir?

3. Göreve geldiğinizden bugüne kadar yetiştirme yurtlarında kaç intihar teşebbüsü meydana gelmiştir? Kaç öğrenci yurtlardan kaçmıştır?

T.C. Devlet Bakanı 20.5.1998 Sayı : B.02.0.020/08-3773

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 30.4.1998 gün ve 30162 sayılı yazınız.

Konya Milletvekili Veysel Candan’ın 21.4.1998 gün ve 7/4882-12399 sayılı yazılı soru önergesinin cevapları ekte sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Hasan Gemici

Devlet Bakanı

Cevap 1. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünde 55 inci Hükümet döneminde görevden alınanların sayısı 298’dir.

Ancak 55 inci Hükümet döneminde yapılan bu değişiklikler, 54 üncü Hükümet tarafından kurum içerisinde görevden alınan 284 personelin göreve iadesi, kurum içerisinde bir üst göreve atanan 183 kişi ile başka kurumdan naklen gelen 200 personelin işlemlerini kapsamaktadır. Bunların büyük çoğunluğu ise Danıştay ve İdare Mahkemelerince hukuka, kamu yararına ve hizmetin gereğine uygun bulunmayarak yürütmenin durdurulması ve iptal kararı ile bozulmuş bulunan idarî tasarruflardır.

Bu nedenle, işlemlerin çoğu, 55 inci Hükümetin göreve başlamasıyla zamanında uygulanmayan İdarî Yargı Kararlarının bekletilmeksizin uygulanması, tümüyle görevden alınan işinin ehli kamu personelinin görevlerine döndürülmesi, hukuk dışı bir uygulamayla değiştirilerek uygulanmış gösterilen kararların hukuka uygun hale getirilmesi, 54 üncü Hükümet döneminde yapılan yanlış işlemlerin düzeltilmesi niteliğini taşımaktadır. Bu dönemde yaşanan personel hareketleri, kurumdan hizmet alan özellikle çocuk, genç ve yaşlılar için son derece çarpıcı olmuş ve kurumun acilen akla, bilime ve yasaya dayalı personel mevzuatına kavuşturulması zorunluluğunu gündeme getirmiştir.

Bu bağlamda; kıdem, kariyer, eğitim ve liyakate dayalı bir “Atama, Yer Değiştirme ve Görevde Yükselme” Yönetmeliği hazırlıkları devam etmekte olup bu düzenleme çok kısa bir süre sonra uygulamaya geçirilecektir. Böylece; Kurumun siyasal değişimlerden etkilenmesi, hukuksal olarak önlenecek ve uygulamada ölçütün bilim olması sağlanacaktır.

Cevap 2. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı Çocuk Yuvaları, Yetiştirme Yurtları ile Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerinde korunma ve bakım altında bulunan çocuk ve gençlerin psikososyal gelişimlerini sağlamak, öğrenimlerine yardımcı olmak amacıyla çeşitli incelemeler, araştırma, planlama, program ve rehberlik gibi eğitim ve öğretim faaliyetlerinde ek ders ile görevlendirilen personele 11.6.1997 tarih ve 2316 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekindeki “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı Çocuk Yuvaları, Yetiştirme Yurtları ile Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerinde Ücretle Okutulacak Ders Saatlerinin Sayısı, Ders Görevi Alacakların Nitelikleri ve Benzeri Diğer Hususların Tespitine Dair Esaslar”a göre ek ders ücreti ödenmektedir.

Ek ders ücretinden yararlanacak personel ise, 16.10.1997 tarih ve B.02.01.SÇE.0.65.00.03/M-5-4/97-02126 sayılı 97/26 sıra nolu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genelgesi ile Hekim, Sosyal Çalışmacı, Psikolog, Çocuk Gelişimcisi, Diyetisyen, Fizyoterapist, Odyolog, Özel Eğitici, Hemşire Çocuk Eğiticisi ve Din Görevlisi olarak belirlenmiştir.

Çocuk Yuvaları, Yetiştirme Yurtları ile Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerinde korunma ve bakım altında bulunan çocuk ve gençlere fiziksel, bedensel ve ruhsal gelişimleri doğrultusunda beceri kazandırmak ve onlarda olumlu yönde davranış değişiklikleri gerçekleştirmek, rehberlik ve psikolojik danışma yolu ile çocuğun kişisel ve ailevî sorunlarını saptamak, aileler, çocuklar ve kuruluş arasında uyum sağlamak ve gerektiği zaman ailelerle çalışma yaparak gerekli önerilerde bulunmak, çocuk ve gençlere iyi alışkanlıklar kazandırmak, topluma yararlı kişiler olarak yetişmelerini sağlamak, çocuk ve gençlerin yeteneklerini tespit ederek bu yetenekleri doğrultusunda iş ve meslek seçmelerine yardımcı olmak, Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerinde bakılmakta olan doğuştan ya da sonradan bedensel, zihinsel ve ruhsal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmiş olanlara geriye kalan güç ve yeteneklerini geliştirmek ve en üst düzeye çıkarmak amacıyla çeşitli çalışmalar yapmak ise ancak yukarıda unvanları sayılan personelle mümkün olabilmektedir.

Cevap 3. Sosyal hizmet kuruluşlarından yararlanan çocuk ve gençlerimizin; çağa ve yaş özelliklerine uygun bilgi birikimine sahip, kendi kendilerine yeterli, üretken, algılayan ve algıladığını yorumlayan, topluma faydalı bireyler olarak yetişmeleri ana hedeflerimizdir.

Ancak, çocuk ve gençlerimizin kuruluşlarımıza gelmeden önce maruz kaldıkları ihmal ve istismar nedeniyle almış oldukları yaralar ve bu yaraların bazı gençlerimizin psikolojik durumlarına yansıması sonucu gerek kuruluştaki meslek elemanlarının yapmış olduğu meslekî çalışmalar, gerekse diğer kamu kurum ve kuruluşlarına bağlı sağlık kuruluşlarında yapılan çalışmalara rağmen bir takım istenmeyen olayların yaşanmasına engel olunamamaktadır.

Karşılaşılan olaylar incelendiğinde bu çocukların; olumsuz aile ilişkileri ve reddedilmişliğin meydana getirdiği psikolojik sorunları olan ve kuruluşlarımızdaki meslek elemanlarınca meslekî çalışmaları yapılan, bu çalışmalar yeterli gelmediği takdirde sağlık kuruluşlarının psikiyatri bölümlerinde tedavi gören çocuklar olduğu görülmektedir.

Ayrıca, bu bilgiler çocukların özel hayatı ile ilgili bilgiler olup gizlilik ilkesi çerçevesindeki bu bilgilerin diğer kişilere aktarılması olayın ve çocukların kişilik haklarının istismar edilmesi demektir. Bununla birlikte ailesi yanında bakılan çocuklar ile kuruluşlarımızdaki çocuklara ilişkin olaylar kıyaslandığında bu oranın çok düşük olduğu ve 55 inci Hükümet döneminde kayda değer olaylarla karşılaşılmadığı görülmektedir.

Genel olarak kaçan çocuk sayısı fazla olmamakla birlikte bazı çocuklar için kaçma olayı tekrarlandığından sağlıklı sayı vermek mümkün olamamaktadır. Korunma altında bulunan çocuğun kuruluştan kaçması halinde durum derhal en yakın karakola veya Emniyet Müdürlüğüne bildirilmektedir. Yapılan araştırma sonucu çocukların genellikle aile veya yakınlarının yanında oldukları belirlenmektedir. Bu nedenle; meslek elamanlarınca yapılan inceleme sonucu aile yanında kalması yararlı görülen çocukların alternatif hizmet modelleri (sosyal yardım) ile desteklenerek ailesi yanına döndürülmesi, ailesi yanında kalması uygun olmayanlar için gerekli meslekî çalışmalar yapılarak kuruluş bakımına devam edilmesi sağlamaktadır.

9. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in;

– Karaman-Sarıveliler-Ortaköy’ün sulama suyu sorununa,

– Karaman-Sarıveliler-Uğurlu Köyünün içme ve sulama suyu sorunlarına,

– Karaman-Sarıveliler-Esentepe Köyünün içme ve sulama suyu sorunlarına,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4886, 4887, 4888)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 22.4.1998

Abdullah Özbey

Karaman

Karaman-Sarıveliler-Ortaköyümüzün sulama suyu sıkıntısı bulunmaktadır.

Sorularım şunlardır :

1. Ortaköyün sulama suyunu karşılamak için 1 000 tonluk su havuzuna ihtiyaç vardır. Su havuzunu ne zaman yapacaksınız?

2. Mevcut sular toprak kanalla nakledilmektedir. Kapalı sistem veya beton arık yapmayı düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız ne zaman yapacaksınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 22.4.1998

Abdullah Özbey

Karaman

Karaman-Sarıveliler-Uğurlu köyümüzün içmesuyunun etüt edilmesi ve sulama suyu için beton veya kapalı kanal yapılması gerekmektedir.

Sorularım şunlardır :

1. Köyümüzün içme suyu evsafı ve miktarının etüdü ne zaman yapılacaktır?

2. Sulama suyu sorununun çözümüne katkı sağlayacak olan kapalı sistem veya arıkların beton kanal yapılması konusunda bakanlığınızda ne gibi bir çalışma yapılmaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 22.4.1998

Abdullah Özbey

Karaman

Karaman-Sarıveliler-Esentepe köyümüzün içmesuyu ve sulama suyu problemleri bulunmaktadır. Bu sorunların kısmen de olsa aşılması yer altı sularından faydalanmak suretiyle giderilebilecektir.

Sorularım şunlardır :

1. İçmesuyu sorununun çözümü için gerekli jeofizik etüdler ne zaman yapılacaktır?

2. Sulama suyu ihtiyacının giderilmesi için gerekli etüt ve proje ne zaman yapılacaktır?

T.C. Devlet Bakanlığı 18.5.1998 Sayı : B.02.0.014/031-1748

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 30.4.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-12583 sayılı yazınız.

Karaman Milletvekili Sayın Abdullah Özbey’e ait yazılı soru önergelerindeki konular Bakanlığıma bağlı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce incelenmiş olup; yazılı soru önergelerine ait bilgiler liste halinde ilişikte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz

Devlet Bakanı

Yazılı Soru Önergesi Listesidir

Konusu :

Karaman-Sarıveliler-Ortaköyünün sulama suyu sıkıntısı vardır. Su havuzunu ne zaman yapacaksınız, su kanalları için ne düşünüyorsunuz?

Karaman-Sarıveliler-Uğurlu köyünün içmesuyunun etüt edilmesi ve sulama suyu için beton kanal yapılması için bir çalışma var mıdır?

Karaman-Sarıveliler-Esentepe köyünün içmesuyu ve sulama suyu problemleri bulunmaktadır. İçmesuyu için jeofizik etüdler ne zaman yapılacak, sulama suyu için etüt ve proje ne zaman yapılacak?

Açıklamalar :

Sulama suyu temini ile ilgili olarak etüt planlama etüt ve proje çalışması tamamlanmış olup, ileriki yıllar yatırım programlarının hazırlanmasında öncelikle ele alınacaktır.

Köyün içmesuyu tesisi 1993 yılında tamamlanmış olup, 1998 yılında yeni evler için gerekli malzeme verilerek ilave hatlar tamamlanmış ve tesis faal durumdadır. Sulama suyu temini için 1987 yılında etüt edilmiş olup, sonucu menfi olarak değerlendirilmiştir.

İçmesuyu ile ilgili olarak bir gömme deponun bulunduğu ve memba debisi yetersiz olduğu 1998 yılı içerisinde yapılacak inceleme sonucu drenajla memba ilavesi yapılarak suyun debinin artırılması sağlanacaktır.

Sulama suyu temini için 1990 yılında etüt edilmiş olup, etüt sonucu menfi olarak değerlendirilmiştir.

10. – Konya Milletvekili Hasan Hüseyin Öz’ün, yatılı bölge okulları projeleriyle ilgili ihale ve esas usullerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın yazılı cevabı (7/4898)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, delaletinizle Millî Eğitim Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

Hasan Hüseyin Öz

Konya

Sorular :

Sekiz yıllık kesintisiz eğitime yapılan bağışlarla ihale edilecek yatılı bölge okulları projeleri için Bakanlığınızın TBMMGenel Kurulundan geçirdiği 4306 sayılı Kanun Kapsamında Yapılacak Harcamalarda Uygulanacak İhale Esas ve Usulleri adlı düzenleme, basında yer aldığı şekliyle birtakım tepkilere ve endişelere sebebiyet vermiştir. Bu çerçevede;

1. Böyle bir düzenlemeye neden ihtiyaç duyulmuştur?

2. Sözkonusu düzenlemenin 2 nci maddesi Millî Eğitim Bakanının 10 yapım işini eşzamanlı olarak ihale edebilmesini, 20 nci maddesi yine ilgili Bakana ilan vermeden ihaleye davet yetkisi tanınmasını ve 44 üncü maddesi de ihale konusu işin özelliğine göre, sözleşme bedelinin azamî yüzde otuzuna kadar teminat karşılığı avans verilmesini öngörmektedir. Tüm bunların Millî Eğitim Bakanına keyfî ihale etme imkânı tanınarak, ihalelerin DSP’ye yakın isimlere verilebileceği ve yandaş müteahhitlere ödeme kolaylığı getirildiği şeklinde basında yer alan iddialar doğru mudur?

T.C. Millî Eğitim Bakanlığı 20.5.1998 Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1467

Konu : Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :T.B.M.M. Başkanlığının 30.4.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-12585 sayılı yazısı.

Konya Milletvekili Sayın Hasan Hüseyin Öz’ün “Yatılı Bölge Okulları Projeleri ile ilgili ihale esas ve usullerine ilişkin” yazılı soru önergesinde yer alan soruların cevapları aşağıda belirtilmiştir.

4306 sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesiyle “Bu maddeye göre tahsis edilecek gelirlerden yapılacak harcamalarda; 1050 Sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu ve 832 Sayılı Sayıştay Kanununun 30-37 nci maddelerinde yer alan vize ve tescil hükümleri ile 180 Sayılı Bayındırlık ve İskân Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 32 nci maddesi uygulanmaz.” hükmü getirilmiştir.

Eğitim yapılarının gerçekleştirilmesinde keşif hazırlama, ihale, planlanan ödeneklerin sağlanması, fiyat farkları ve keşif artışı, kabul işlemleri ve tesisin hizmete açılmasında bugüne kadar karşılaşılan zorluk ve şikâyetler dikkate alınarak konuyla ilgili mevzuatın 4306 Sayılı Kanunun getirdiği kolaylıklarla yeniden düzenlenmesi ve uygulamanın buna göre gerçekleştirilmesi hedeflenmiş, bu bağlamda “4306 Sayılı Kanun Uyarınca Sekiz Yıllık Kesintisiz İlköğretime İlişkin Özel Ödenek Uygulaması ve Bunların Harcanmasına İlişkin Esas ve Usuller” ile Devlet İhale Kanununun çatısı ve sistematiği esas alınmak ve yapılması öngörülen değişiklikler ile iş ve işlemler buna eklenmek veya değiştirilmek suretiyle “4306 Sayılı Kanun Kapsamında Yapılacak Harcamalarda Uygulanacak İhale Esas ve Usulleri” Maliye ve Millî Eğitim Bakanlıkları tarafından Bayındırlık ve İskân Bakanlığı başta olmak üzere diğer ilgili kuruluşların da katkılarıyla hazırlanmıştır.

Yürürlüğe konulan ihale esas ve usullerine göre eşzamanlı olarak ihale edilmesi uygun görülen yapım işlerinden azamî on adedi Bakan onayı ile bir ihale kapsamında yaptırılabilecektir. Bu paketler iki-üç okul inşaatını kapsayabileceği gibi duruma göre daha fazla okulu da kapsayabilecektir. Bu uygulama yerel müteahhitlerin yok olması gibi bir keyfiyeti de ortaya koymamaktadır. 1998 yılında illerde yerel müteahhitlerin bir önceki yıla göre yedi katı fazlası iş yapma imkânı getirilirken, altı katı fazlası iş de merkezden ihale edilmek suretiyle yapılacaktır. Türk inşaat sektörü bütünüyle Türk ekonomisine hizmet etmektedir. Eğitim yapılarının gerçekleştirilmesinde küçük veya büyük bütün inşaat şirketlerinin her birinin katkısına ihtiyaç duyulmaktadır. Önemli olan halkımızın alın teri, göz nurunun sonucu olarak ödenen vergileri yerinde kullanmaktır.

Türkiye genelinde yapılacak bu yatırım hizmetlerinin merkezden ihale edilecek yeni okul inşaatları ile ilgili projelerin incelenmesi, varsa eksikliklerinin tamamlatılması, altyapı, vaziyet planlarının düzenlenmesi, inşaatların müteahhitleri tarafından yapılan imalatların şartnameler, yönetmelikler, standartlara göre denetlenmesi, uygulama sırasında gerekebilecek değişikliklerle ilgili olarak tadilat projelerinin yaptırılması, işin imalat ve kalite kontrolluğu ile kontrolluğunu yaptığı işlere ait hakedişlerin düzenlenmesi ve kabulünün onaya sunulması hizmetleri için ihaleye çıkılmıştır. Dört grup olarak planlanan müşavirlik, mühendislik ve kontrolluk hizmetleri işinde yaklaşık 470 000-550 000 metre karelik inşaatı denetleyecek firmalar seçilecektir. Bu firmalar kesin kabulden sonra beş yıl boyunca yapıların eksik, kusur ve gizli ayıplarından müteahhitler ile birlikte müteselsilen sorumlu olacaklardır.

Kamu yatırımlarında kontrolluk hizmetlerinin özel denetim şirketlerine yaptırılması Türkiye’de bu boyutta ilk defa uygulanan bir yöntemdir. Bu uygulama Türkiye’de önümüzdeki dönemlerde kamu yatırımlarında uygulanacak ihale yöntemlerini kamu kaynaklarının en ekonomik şekilde kullanması suretiyle, en nitelikli yapıların gerçekleştirilmesinin de yolunu açacaktır.

Eş zamanlı olarak ihale edilmesi uygun görülen ve birden fazla yapım işini kapsayan paket halinde yapılacak olan her bir ihaleye katılabilecek müteahhitlerin belirlenmesi için ön seçim ilanı yapılmış, Resmî Gazetenin 22 Nisan 1998 tarihli sayısında yayımlanmıştır. Müteahhit firma değerlendirmesi üç grup halinde yapılacaktır. 1 inci grup, toplam inşaat alanı 15 000 metrekareye kadar olan paket işler veya müstakil iş, 2 nci grup, toplam inşaat alanı en az 15 000 metrekare, en fazla 45 000 metrekare olan paket işler, 3 üncü grup, toplam inşaat alanı 45 000 metrekareden fazla olan işler olarak adlandırılmıştır. Önseçimde uygulanacak yöntem, kriterler ve öngörülen puanlar önseçim şartnamesinde ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Yapım işlerine başvuracak isteklilerin malî ve teknik yeterliklerinin belirlenmesinde iş deneyimi (70 puan), malî durum (20 puan) ve organizasyon (10 puan) kriterlerine göre yapılacak değerlendirme sonuçlarına göre 80 ve daha fazla puan alanlar yeterlik almış sayılacaklardır. Yeterlik alanların isim ve unvanları komisyonun karar tarihinden itibaren en geç on gün içinde Resmî Gazetede yayımlanacaktır. Bu esaslara göre yapılacak yapım işleri ihalelerine yeterlik almış müteahhitler katılabilecek ve teklif verebileceklerdir. İhalelerde “Belli İstekliler Arasında Kapalı Teklif Usulü” uygulanmayacaktır. Böylece geçen yıl yapılan yatırımın on beş katı yatırım yapılmak suretiyle sekiz yıllık eğitimin fizikî altyapısı da gerçekleştirilecektir.

Arz ederim.

Hikmet Uluğbay

Millî Eğitim Bakanı

11. – Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, hakkında soruşturma açılan belediye başkanlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4900)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

TBMM İçtüzüğünün 96 ıncı maddesi uyarınca aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Naci Terzi

Erzincan

Sorular : 1. Bakanlığınızca bugüne değin kaç belediye başkanı hakkında, ne sebeple soruşturma başlatılmıştır? Bunların partilerine göre dağılımı nasıldır? Bu soruşturmaların kaç tanesi ne şekilde sonuçlandırılmış, kaç tanesi halen devam etmektedir?

2. Hakkında soruşturma açılan belediye başkanlarının tamamı, soruşturma tamamlanana kadar görevinden geçici olarak alınmakta mıdır? Buradaki kıstas nedir? Soruşturma safhasında görevden alınan belediye başkanlarının partilerine göre dağılımı nasıldır?

3. Batı Çalışma Grubunun veya Başbakanlık Takip Kurulunun raporları doğrultusunda Bakanlığınızca herhangi bir belediye başkanı hakkında soruşturma başlatılmış mıdır?

4. İçişleri Bakanlığı belediyeler hakkında soruşturma açma yetkisini yerinde kullanmakta mıdır? Yerel yönetimler üzerindeki aşırı vesayeti kaldırmaya yönelik, bir yerel yönetim reformu düşünülmekte midir?

T.C. İçişleri Bakanlığı 21.5.1998 Mahallî İdareler Genel Müdürlüğü Sayı : B.05.0.MAH.0.65.00.002/80445

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 30.4.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-12586-7/4900-12439/30214 sayılı yazısı.

İlgi yazı ekinde alınan ve tarafımdan cevaplandırılması istenilen, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin “Hakkında soruşturma açılan belediye başkanlarına” ilişkin yazılı soru önergesine cevap teşkil edecek bilgiler aşağıya çıkarılmıştır.

1. Bakanlığım döneminde 183 Belediye Başkanı ve 12 diğer personel olmak üzere çeşitli konularda toplam 195 soruşturma açılmış olup, bunlardan 27’si sonuçlanmış, geri kalanlar devam etmektedir. Hakkında soruşturma açılan belediye başkanlarından 23’ü ANAP, 52’si DYP, 31’i CHP, 6’sı DSP, 3’ü MHPve 68’i FP’lidir.

2. Hakkında soruşturma açılan belediye başkanlarından, soruşturmanın selameti bakımından görevden uzaklaştırılmaları Bakanlığım denetim elemanlarınca ya da Valilikçe teklif edilenler görevden uzaklaştırılmaktadır.

Bakanlığım döneminde 7 Belediye Başkanı görevden uzaklaştırılmış olup, bunlardan 3’ü DYP, 1’i CHP, 3’ü FP’lidir.

3. Batı Çalışma Grubu veya Başbakanlık Takip Kurulu Raporları doğrultusunda hakkında soruşturma açılan belediye başkanı bulunmamaktadır.

4. Halk tarafından seçilerek göreve getirilen belediye başkanları, hakkında açılan soruşturma nedeniyle görevden uzaklaştırılırken tarafsızlık ve hukuka uygunluk çerçevesinde davranılmakta, parti ayırımı gözetilmemektedir.

“Yerel Yönetim Reformu” amacıyla Bakanlığımca hazırlanan Tasarı halen Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilgili komisyonlarında görüşülmekte olup, Tasarıda yerel yönetimler üzerinde vesayetin azaltılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Murat Başesgioğlu

İçişleri Bakanı

12. – İçel Milletvekili D. Fikri Sağlar’ın, koruma kurulu üyeliklerine yapılan atamalara ve görevden alınan üyelere ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı Mustafa İstemihan Talay’ın yazılı cevabı (7/4974)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Kültür Bakanı İstemihan Talay tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

D. Fikri Sağlar

İçel

Özal dönemi politikalarıyla azmanlaşan yeraltı ekonomisi ve ülke bütçesiyle yarışacak bir boyuta varan karaparanın aklanması sürecinde, Türkiye’nin tarihi ve doğal zenginlik alanlarına yönelik talan girişimleri de büyük bir ivme kazanmıştır. Boğaziçi yağmasında en açık örneği sergilenen ve kamuoyunda bir Belediye Başkanının adıyla birlikte “talan dönemi” olarak adlandırılan ve günümüze değin süren bu süreçte, rantçıların, spekülatörlerin, yağmacıların ve karapara aklayıcılarının faaliyetleri özellikle İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerimizdeki alanları ele geçirmeye yönelik olmuştur. 1992 yılından 1996 yılına kadar olan bakanlığım döneminde bu faaliyetlerini askıya almak zorunda kalan bu çevrelerin, Agah Oktay Güner’in Kültür Bakanlığına geldiği Mart 1996 tarihinden itibaren 2 nci talan dönemini tekrar gerçekleştirmeye başladıkları görülmektedir. Bu talan girişimlerinin önünde önemli bir yasal engel olması, özerklikleri ve karar özgürlükleri gözetilmesi gereken koruma kurullarına yönelik yasalara ve taamüllere aykırı uygulamalarınız ise bu faaliyetlerin doruğa vardığının kanıtıdır.

1. İstanbul 3 numaralı Kurul Müdürü Bülent Bilgin hakkında, kurulun eski başkanı Prof. Dr. Hakkı Önal ve eski üye Nuran Zeren Gülersoy tarafından Kültür Bakanlığına hem yazılı raporlar halinde, hem de bir çok kez sözlü olarak iletilen ve bu müdürün koruma karşıtı davranışlarıyla birlikte “iş takipçiliği” de yaptığına dair şikâyetlerin dile getirildiği başvurular işleme konulmuş mudur? Kurul Başkanının, birlikte çalıştığı Kurul Müdürü hakkında resmen şikâyette bulunmasına rağmen anılan kişi aylardır neden görevdedir ve yine aynı kişi Oktay Ekinci’nin de bir kaç hafta içinde görevden alınacağını nasıl öğrenebilmiştir? Nasıl ve hangi yetkiyle Ekinci’nin görevden alınacağını haftalar önce ısrarla iddia etmiştir? Tasarrufunuzda olması gereken bazı yetkilerinizi bu kişiyle paylaşmakta mısınız?

Bülent Kurt’un İstanbul 3 nolu kuruldan alınıp yerine Oktay Ekinci’nin Danıştay kararı ile getirilmesi, bir kaç hafta sonra da Ekinci tarafınızdan tekrar görevden alınınca yeniden Bülent Kurt’un aynı göreve iade edilmesi bir rastlantı olamayacağına göre; Bülent Kurt ile bu konuda herhangi bir pazarlık yapılmış mıdır?Bu perde arkası meçhul atamalar ve görevden almalar furyası içerisinde Türkiye’nin alanında seçkin bir uzman adamı ve korumacı kimliği ile tanınan Oktay Ekinci’nin görevden alınma gerekçeleri nelerdir?

2. İzmir 1 numaralı Koruma Kurulu üyesi iken Agah Oktay Güner tarafından görevinden alınan Doç. Dr. Numan Tuna’yı görevine tekrar iade etmenize ve üstelik Kurul Başkanı seçilmesine rağmen hangi gerekçeye tekrar görevden aldınız? İzmir 1 nolu Koruma Kurulunun, Kordonyolu’nun Cumhuriyet Alanı-Alsancak kesimini tıpkı Konak’a doğru olan kesimi gibi “tarihsel SİT” ilan etme kararının, telafisi mümkün olabilecek bir “eksik işlem” savıyla kabul edilmemesi ve yürürlüğe girmesinin engellenmesi hangi hesap, çıkar ve gerekçelere dayanmaktadır? Bu kararın altında imzası olan Kurul Başkanı Numan Tuna’nın görevden alınması, “eksikleri gidererek” aynı kararı almayı düşünecek diğer üyelere yönelik bir gözdağı mıdır?

3. İstanbul 1 numaralı Koruma Kuruluna daha öncede bu kurulda görev yapan, ısrarlı ricalarınızla atadığınız Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’ı, 4 ay sonra görevden almanız hangi gerekçelere dayanmaktadır?Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’ın özellikle, Suriçi’nde varlığını koruyabilmiş yegane yeşil alan olanağı veren eski bostan alanlarının imara kapatılması görüşünde olduğu bilinmektedir. Aynı şekilde yeni yapılaşma içinde elde kalan nadir boş alanlar olarak malum çevrelerin iştahlarını kabartan bu tarihsel bostanların imara açılması konusunda, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’ın görevde olmadığı dönemde alınmış kararlara müdahale ederek bunlara karşı çıkması, görevden alınmasında rol oynamış mıdır? Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’ın görevinden alınmasıyla, tarihî bostan alanlarının yağmalanmasını ve yapılaşmayı gerçekleştirmeyi savunan talancıların önlerindeki önemli bir engeli bu görevden alma tasarrufunuzla gerçekleştirmiş olmanıp başkaca hangi hesap, çıkar veya nedenlere dayanmaktadır?

4. Bakanlığa atanmanızla birlikte, özellikle İstanbul 3 numaralı Koruma Kurulunun gündemine “1992-1996” döneminde uygun görülmeyen imar taleplerine ait projeler, plan değişiklikleri ve restorasyon dosyalarının alındığı bilinmektedir. Bu döneme ait dosyalar hakkında yeniden karar verilirken” yakın geçmişteki red kararlarından” hiç sözedilmemesi ve yeni onay kararlarının, sanki bu talepler kurul’a ilk kez geliyormuş gibi değerlendirmeye alınması altında hangi hesaplar yatmaktadır?Kurul Müdürü Bülent Bilgin’in, anılan dosyalarla ilgili karar metinlerinde eski kurul görüşlerinden bahsetmemesi, onları gizlemeye ve yok saymaya çalışmasının nedenleri nelerdir?

5. Aynı Koruma Kurulunda 1992-1996 döneminde reddedildiği ya da farklı karar alındığı halde, ayrıca 1996-98 döneminde de koruma ve imar hukukunda bir değişiklik olmadığı gözönüne alındığında, bu eski dosyaların kurul gündeminde yeniden alınması hangi gerekçelere dayanmakta ve haklarında yeni verilen olumlu kararlar da hangi gerekçeyle oluşturulmaktadır? Son günlerde SİT kararlarına müdahale eden ve “usulsüzdür” diye durduran Koruma Genel Müdürlüğü, aynı şekilde önceki kurul kararlarından söz edilmeden kaleme alındığı için de usulsüz olan bu “yeni” kararlara neden benzer tutumu göstermemekte ve açıkça göz yummaktadır?

6. Boğaziçine bakan İstanbul 3 Nolu Koruma Kurulu Başkanı iken, 1996 yılında Agah Oktay Güner tarafından görevinden alınan ancak yargı kararıyla görevine dönen Prof. Dr. Afife Batur, hangi gerekçelerle tekrar görevden alınmıştır? Yargı kararlarını uygulamayarak ve yargıya karşı “hileli yöntemlerle”, uzmanlık alanında ve bilim çevrelerinde korumacı kimliğiyle tanınan Prof. Dr. Afife Batur’a yönelik uygulamalarınızda kimlerin telkin ve çıkarları vardır?

7. 1995 yılında Beykoz ve Sarıyer ilçelerinin SİT alanı ilan edilmesinden sonra belediyelerin açtığı davalar neticesinde bu alanlardaki “geçiş dönemi yapılaşma koşulları” günümüze değin ertelenmek durumunda kalmıştır. Ancak, bu alanlarda yeniden başlayacak olan ve İstanbul 3 Nolu Koruma Kurulu tarafından gerçekleştirilecek geçiş dönemi yapılaşma koşullarının belirleneceği bu günlerde, sözkonusu kurulda olaya vakıf ve SİTçalışmasını yapan üyelerin tasfiyesi, bunun yerine SİTkararlarına karşı olduklarını kimi zaman beyan eden bazı üyelerle bu çalışmanın başlatılmak istenmesi, Beykoz ve Sarıyer’deki doğal ve kültürel zenginlik kaynaklarımıza yönelik yeni bir talan girişiminin altyapısını oluşturmaya mı yöneliktir?

T.C. Kültür Bakanlığı 21.5.1998 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.16.0.APK.00.01.940-189

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMM Başkanlığı Kan. Kar. Müd.’nün 8 Mayıs 1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02.30415 sayılı yazısı.

İçel Milletvekili Sayın D. Fikri Sağlar’ın “Koruma Kurulu üyeliklerine yapılan atamalara ve görevden alınan üyelere ilişkin” 7/4974-12576 esas nolu yazılı soru önergesinin cevabı ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. İstemihan Talay

Kültür Bakanı

Cevap 1. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 3386 sayılı Kanun ile değişik, Koruma Yüksek Kurulu ve Koruma Kurulu üyeliğinin sona ermesi, süresi ve huzur hakkına ilişkin 55 inci Maddesinde, Koruma Yüksek Kurulu ve Koruma Kurulları üyelerinin Bakanın lüzum görmesi halinde kurumlarınca değiştirilebilecekleri hükmü bulunmaktadır.

Kültür Bakanlığınız döneminde anılan Kanun maddesindeki “Koruma Yüksek Kurulu ve Koruma Kurulları üyeleri Bakanın lüzum görmesi halinde kurullarınca değiştirilebilir” hükmü doğrultusunda 30 civarında kurul üyesinin görevine son verilmiş, 31 yeni üye ataması yapılmıştır. (Ek-1-2)

Ayrıca “koruma kurulu üyelerinden bazıları arasında görev ve yer değişikliğine gereksinim duyulduğu” gerekçesiyle 14 üyenin değişikliği gerçekleştirilmiştir. (Ek-3-4)

Kurul üyelerinin kurul üyesi olarak atanmaları ve görevden alınmalarının usül ve esasları 2863 ve 3386 sayılı Yasada belirtilmiştir. Üye atamaları anılan Yasa çerçevesinde yapılmaktadır. Bakanlığın tasarrufunda bulunan yetkiler, yetkili kişiler dışında kimse ile paylaşılmamaktadır.

Bülent Kurt’un İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan alınıp yerine üye olarak Oktay Ekinci’nin görevlendirilmiş olması sözkonusu değildir.

Sayın İsmail Kahraman’ın Bakanlığı döneminde görevlendirilen Lütfi Yazıcıoğlu’nun İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyeliği sona erdirilerek yerine Bülent Kurt görevlendirilmiştir.

Bakanların gördükleri lüzum üzerine, üyeleri görevden almaları sonucu boşalan kadrolara yeni atamalar yapılmaktadır. Aynı şekilde Prof. Dr. Afife Batur, Oktay Ekinci ve diğer bazı üyeler de bir başka üyenin Yasanın 55 inci maddesine göre alınması sonucu Kurul üyesi olabilmişlerdir.

Cevap 2. İlgili Yasa kapsamında Bakanlığınız döneminde Doç. Dr. Numan Tuna, 8.9.1993 gün ve 2523 sayılı onay ile boş bulunan İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyeliğine getirilmiş, (Ek-5) ancak İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Çınar Atay’ın Kurul üyeleri Doç. Dr. Numan Tuna, Erhan Acar, Doç. Dr. Ömer Özyiğit ve Doç. Dr. İnci Kuyulu’nun arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle koruma kurulunun korumacılık görevini ve gereklerini yerine getiremez durumda bulunmaları, kurulun iki gruba ayrılmış olması nedeniyle çalışamaması sonucunda bu durumun ortadan kaldırılması için kurul üyeleri Doç. Dr. Numan Tuna, Erhan Acar, Doç. Dr. Ömer Özyiğit ve Doç. Dr. İnci Kuyulu hakkında Teftiş Kurulu Başkanlığınca soruşturma açılmış, soruşturma sonucunda hazırlanan 20.11.1995 gün, 2317 sayılı rapor ile anılan üyelerin yerine yenilerinin atanması 23.11.1995 gün, 1798 sayılı onayınızla uygun bulunmuştur. Doç. Dr. Numan Tuna’nın üyeliği Bakanlığınız döneminde 24.11.1995 gün ve 3065 sayılı Onayınız ile sona erdirilmiştir. (Ek-6) tarafınızdan yeniden göreve getirilmemiş olup, ilgilisi tasarrufunuzdan ötürü Bakanlığımızı mahkemeye vermiştir.

1994 yılında Doç. Dr. Numan Tuna’nın Başkan Yardımcısı olarak bulunduğu İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 20.1.1994 gün ve 4840 sayılı kararı ile İzmir, Merkez, Gümrük Binaları ile Alsancak arasındaki Kordonboyu ve aynı gün alınan 4841 sayılı karar ile de Kemeraltı kentsel sit alanı sınırı ile denize kadar olan alanı Tarihî Sit ilan etmiştir.

Doç. Dr. Numan Tuna’nın görevde olduğu 24.11.1995 tarihine kadar Cumhuriyet Meydanından Alsancak Garına kadar olan Kordonboyu’nun tescili gündeme gelmemiştir. Bilahare, Mimarlar Odası İzmir Şubesinin 6.2.1997 gün, 04/074 sayılı yazısı ile (Ek-7) Cumhuriyet alanından Alsancak Garına kadar olan bölümlerin de Tarihî Sit kapsamına alınması istendiği halde konu kurulda 1 yıl süre ile değerlendirilmemiş, ancak 1994 yılında yapılan ilk tescilden 4 yıl sonra Doç. Dr. Numan Tuna’nın ikinci kez görev yaptığı ve Başkanlığını üstlendiği İzmir I Numaralı Koruma Kurulu tarafından 27.2.1998 gün ve 7089 sayılı karar ile tarihî sit alanı ilan edilmiş, 7090 sayılı karar ile tarihî sit önünde deniz dolgusunun yapılamayacağı; 7091 sayılı kararı ile de Konak Koprülü Kavşağının hemzeminde ve/veya tünel ile çözümlenmesinin uygun olacağı, Konak tarihî sit bütününde hazırlanacak Koruma-Geliştirme ve Çevre Düzeni Planının Kurula iletilmesi istenmiştir.

Koruma Kurulları 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 3386 sayılı Kanun ile değişik 57 nci maddesi gereğince Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun İlke Kararları çerçevesinde karar almak zorundadır.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 19.4.1997 gün ve 432 sayılı İlke Kararı gereğince (Ek-8) sözkonusu alanın yeni bir sit alanı değil, ancak mevcut sitin genişletilmesi şeklinde alınacak öneri Koruma Kurulu kararının, tavsiye kararı alınmak üzere Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kuruluna iletilmesi gerekirken, 1994 yılında alınan tarihî sit sınırına bitişik olarak 1998 yılında yeni bir sit ilan edilmiştir.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun İlke Kararı gereğince sözkonusu alanın yeni bir sit alanı değil, ancak mevcut sitin genişletilmesi şeklinde alınacak öneri Koruma Kurulu kararının, tavsiye kararı alınmak üzere konunun Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kuruluna iletilmesi gerekirdi.

Sözkonusu Kordonboyu’nun birinci kısmı ilk kararla tescil edilirken, ikinci kararda değinilen özellikleri taşıması sözkonusu ise bir bütün olarak tescillenmesi gerekmekte iken bu işlemin koruma yasasının ilgili hüküm ve yönetmelikleri çerçevesinde yapılmadığı, Kurul Başkanı olarak ikinci kez görev alan Doç. Dr. Numan Tuna’nın Başkanlığındaki Kurulca ikinci kararda tekrar Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun yukarıda belirtilen ilke kararına aykırı karar oluşturduğu belirlenmiştir.

Bu nedenle İzmir INumaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 27.2.1998 gün ve 7089, 7090 ve 7091 sayılı kararları mevzuata aykırıdır. Mevzuata aykırı olmaları nedeniyle iptal edilmiştir.

Ayrıca, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ile Koruma Kurulları Yönetmeliğinin 16 ncı maddesinde “Kurulların görevleri ile ilgili konularda Kültür Bakanının yetkili kılacağı görevli hariç, üyeler kurul çalışmaları ve kararları hakkında basına veya başka kişi ve kuruluşlara sözlü ve yazılı açıklamada bulunamaz” hükmü bulunduğu halde (Ek-9) Doç. Dr. Numan Tuna’nın gerek yukarıda belirtilen kararlar ve başka konularda yaptığı açıklamalar sürekli olarak basında yer almış, Yasa ile Koruma Kurullarına ve Bakanlığıma verilen yetkinin tartışılır hale gelmesine neden olmuştur. (Ek-10)

2863 sayılı yasanın 3386 sayılı yasa ile değişik 55 inci maddesinde Koruma Yüksek Kurulu ve Koruma Kurulları üyelerinin Bakanın lüzum görmesi halinde kurumlarınca değiştirilebileceği hükmü doğrultusunda ilgilinin Koruma Kurumu üyeliği sona erdirilmiştir.

Cevap 3. Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Bakanlığınız döneminde 29.12.1992 gün ve 3768 sayılı onay ile İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunda üye olarak görevlendirilmiş, Sayın A. Oktay Güner zamanında 22.3.1996 gün ve 645 sayılı onay ile görevden alınmıştır. (Ek-11)

Zeynep Ahunbay 18.8.1997 gün ve 1889 sayılı Onayı ile İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunda üye olarak görevlendirilmiştir. Alpay Pasinli’nin 27.5.1997/2229 sayılı kurul üyeliğinin sona erdirilmesi iptali talebiyle İstanbul 3 üncü İdare Mahkemesinde açtığı davada Mahkemenin 10.12.1997 gün ve 1997/1658 sayılı kararı ile ilgilinin göreve iadesine karar verildiğinden Zeynep Ahunbay 6.3.1998 gün ve 681 sayılı olur ile görevden alınmıştır.

Cevap 4-5. 1992-1996 dönemine ait dosyalar hakkında yeniden karar verilirken geçmiş olumsuz kararlardan sözedilmediği, yeni onay kararlarının Kurula ilk kez geliyormuş gibi değerlendirmeye alındığından sözedilmektedir.

İddia konusu kararların açık ve net olarak bildirilmesi durumunda konu incelenebilecektir. Koruma Kurulları 2863 ve 3386 sayılı Yasalar, Yönetmelik, Yönerge ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu tarafından alınan ilke kararları doğrultusunda çalışmaktadırlar. Bu doğrultuda kurul başkanı, kurul üyeleri ve kurul müdürleri ile diğer çalışanların görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiştir. Koruma Kurulu Büro Müdürlükleri Yönergeler çerçevesinde dosyaları hazırlayarak Kurul gündemine almaktadır. Kararların hazırlanması ise Koruma Kurulu Üyelerine ait olup, Kurul Büro Müdürlüklerinin böyle bir tasarrufta bulunma yetkileri bulunmamaktadır. Ancak, sözkonusu kararların mevzuata aykırı olması halinde ilgili yönerge çerçevesinde Genel Müdürlük görüşünü almak durumundadırlar.

Örneğin; Bakanlığınız döneminde de mevzuata aykırı alınmış kararların yasal geçerlilik kazanabilmesi için ilgili mevzuat doğrultusunda gerekli düzeltmelerin yapılması ve dağıtılmaması için Müsteşarlık ve Genel Müdürlük Makamları imzası ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından İzmir INumaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğüne 16.8.1995 gün ve 3824 sayılı, 27.11.1995 gün ve 5662 sayılı yazıları yazılmıştır. (Ek-12-13)

Bakanlığınız döneminde de mevzuata aykırı alınmış kararların dağıtımı yazı ile önlenmiştir.

Cevap 6-7. Prof. Dr. Afife Batur, Sayın Timurçin Savaş’ın Bakanlığı döneminde 3.2.1995 gün, 210 sayılı Onay ile İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyesi olarak görevlendirilmiştir.

Prof. Dr. Afife Batur’un İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu görev alanına giren Sarıyer, 7071 pafta, 1065 ada, 188 parselde bulunan Huber Köşkünün restorasyon projelerinin hazırlanmasına ilişkin I. derece akrabalarıyla birlikte teklif verdiği ve projeleri piyasa rakamlarının üstünde gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir. (Ek-14)

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ile Koruma Kurulları Yönetmeliğinin 10 uncu maddesinde “Gündemdeki konu ile kişisel ilişkisi veya kişisel çıkarı olan üye, bu konunun konuşulması sırasında koruma kurulunun oturumuna katılamaz” hükmü olmasına rağmen, Huber Köşküne ilişkin 18.5.1995 gün ve 7674, 3.8.1995 gün ve 7592, 6.7.1995 gün ve 7536 sayılı kararlarda oturuma katılmış ve kararları imzalamıştır. (Ek-15a-15b-15c)

Konuya ilişkin alınan 3.8.1995 gün, 7592 sayılı Koruma Kurulu kararında “Projelerin gerek taşıdığı özen, gerekse mimarî ve bilimsel düzeyi itibariyle Kurulumuzca memnunlukla karşılandığı” ifadesi ile 28.12.1995 gün ve 7819 sayılı Koruma Kurulu kararında “çalışmalara gösterilen mimarî duyarlılığın, bilimsel düzeyin ve titizliğin memnunlukla karşılandığının bir kez daha vurgulanmasına” ibaresinin yazıldığı belirlenmiştir. (Ek-16) Prof. Dr. Afife Batur sözkonusu Koruma Kurulu kararlarında kızının yaptığı çalışmalara sürekli olarak övgülerde ve korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı rölöve, restitüsyon, restorasyon projelerinde başarılı olduğu ve işi bildiği konusunda konuyla ilgili kişilere prezantasyonda bulunmuştur.

Sayın Agah Oktay Güner’in Bakanlığı döneminde 22.3.1996 gün, 645 sayılı onay ile görev yeri değiştirilerek Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyeliğine getirilmiştir. Ancak basında “Bakanlık rantı koruyor” şeklinde açıklamalar yapması nedeniyle 26.4.1996 tarihinde Teftiş Kurulu Başkanlığından hakkında inceleme yapması istenmiştir.

Teftiş Kurulu Başkanlığının 16.5.1996 gün ve 540-1047 sayılı yazısında ilgili hakkında adlî bir işlem yapılamayacağı ancak kurul üyesi olarak göreve devam edip etmeyeceği hususunda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünce değerlendirilmesi bildirilmiştir.

Afife Batur’un mazeretsiz olarak toplantılara katılmaması nedeniyle Sayın Agah Oktay Güner’in 9.9.1996 gün ve 2413 sayılı onayı ile üyeliği sona erdirilmiştir.

İlgilinin 22.3.1996 gün ve 645 sayılı işlemin iptali için İstanbul 5 inci İdare Mahkemesinde açtığı dava sonucu alınan 13.6.1997 gün ve 1997/685 sayılı karar gereğince; anılan Mahkeme kararının uygulanması gerektiğinden 18.8.1997 gün ve 1879 sayılı onayım ile ilgili İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyesi olarak görevlendirilmiştir.

Prof. Dr. Afife Batur Koruma Kurulu toplantılarına katılmadığı için 10.10.1997 gün ve 2533 sayılı onayım ile görevden alınmış ancak İstanbul 5 inci İdare Mahkemesinin 17.3.1998 gün ve 1997/1353 sayılı yürütmeyi durdurma kararı gereğince 11.5.1998 gün ve 1256 sayılı onayım ile kurul üyesi olarak görevlendirilmiştir.

İstanbul, Beykoz İlçesi ve mücavir alanı ile Sarıyer İlçesi mücavir alanı ve Bahçeköy Belediyesi alanlarını kapsayan İstanbul Kuzey Kesimi -Karadeniz Kuşağı I ve II nolu alan olarak tanımlanan bölgeler İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 15.11.1995 gün ve 7755 sayılı kararı ile doğal sit olarak belirlenmiştir. (Ek-17)

Ancak mevzuat gereğince temsilci üyelerin toplantıya katılmamaları, karar eki paftaların hazırlanmaması ve kararların kurul üyelerince imzalanması, sürecinde üç kurul üyesinin görevden alınması, yerine gelen üyelerin karar eki paftaları imzalamadan görevden alınmış olduklarından sit dereceleriyle ilgili karar eki ve paftaların bir bütün oluşturması nedeniyle kararların yeniden gündeme alınarak yeni üyelerce inceleme ve değerlendirme yapması gerekmiştir.

Koruma Kurulunun 5.6.1996 gün, 8284 sayılı, 20.6.1996 gün, 8374 sayılı kararları ile Beykoz ve Sarıyer Doğal Sit Alanları derecelendirilmesi yapılarak, 20.6.1996 gün, 8409 ve 20.6.1996 gün, 8375 sayılı kararlar ile de Beykoz ve Sarıyer Doğal Sit Alanları Geçiş Dönemi Yapılanma Koşulları belirlenmiştir.

T.C. Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Sayı : B.16.0.KTV.0.11.00.01-1541

Konu : Koruma Kurulu Üyeliği

Bakanlık Makamına

2863 sayılı Yasanın 3386 sayılı Yasayla değişik 58 inci maddesinin (a) fıkrası uyarınca ekli listede isimleri belirtilen Koruma Kurulu üyeleri arasında Genel Müdürlüğümüzce görev ve yer değişikliklerine gereksinim duyulmuştur.

Makamınızca uygun görülmesi halinde ekli listede isimleri belirtilen Koruma Kurulu üyeleri arasındaki görev ve yer değişiklikleri konusunu olurlarınıza arz ederim.

Uygun görüşlerinize arz ederim. 10.6.1994

Olur

Emre Kongar Mehmet Tuç Müsteşar Genel Müdür

Olur

10.6.1994

D. Fikri Sağlar

Kültür Bakanı

Değiştirilmesi düşünülen üye Önerilen üye

Ankara Koruma Kurulu

Filiz Oğuz Zuhal Özcan

Vakıflar Genel Müdürlüğü Mimarı Bilkent Üniversitesi Mimarlık Fakültesi

Prof. Dr. Mete Tapan Mustafa Aslaner

İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi G.Ü. Mimarlık Fakültesi

Antalya Koruma Kurulu

Kayhan Dörtlük Gül Asatekin

Antalya Müze Müdürü O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi

Erzurum Koruma Kurulu

Fatma Mergan Adnan Diler

Erzurum Röl ve Anıt Müd. Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fak.

Değiştirilmesi düşünülen üye Önerilen üye

İzmir I Numaralı Koruma Kurulu

Doç. Dr. Orcan Gündüz Emre Madran

Dokuzeylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi

(İzmir II Numaralı Ko. Kur.’na öneriliyor)

İzmir II Numaralı Koruma Kurulu

Fatma Sedes AGO Doç. Dr. Orcan Gündüz

İzmir Rö. ve Anıt. Müd. Yrd. Dokuzeylül Üni. Mimarlık Fakültesi

İlhami Bilgin Doç. Dr. Zeynep Mercangöz

Manisa Müzesi Müze Araştırmacısı Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

İstanbul I Numaralı Koruma Kurulu

Alpay Pasinli Prof. Dr. Taner Tarhan

İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Kayseri Koruma Kurulu

İnci Bayburtluoğlu Doç. Dr. Aliye Özten

Emekli Arkeolog Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğ. Fak.

Konya Koruma Kurulu

Saadet Ergün Yrd. Doç. Dr. Ali Baş

Konya Röl. ve Anıt Müdürü Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi

Trabzon Koruma Kurulu

Zuhal Özcan Fuat Gökçe

Bilkent Üniversitesi Mimarlık Fakültesi O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi

Bursa Koruma Kurulu

Prof. Dr. Ataman Demir Prof. Dr. Mete Tapan

Mimar Sinan Üni. Mimarlık Fakültesi İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi

(İstifa etti) (Ank. Kor. Kur. Üyesi)

Prof. Dr. Mustafa Cezar Prof. Dr. Ara Altun

Mimar Sinan Üni. Mimarlık Fakültesi İstanbul Üni. Edebiyat Fakültesi

(İstifa etti) (İst. II Nolu Kor. Kur. Üyesi)

İstanbul IINumaralı Koruma Kurulu

Prof. Dr. Ara Altun Prof. Dr. Semra Germaner

İstanbul Üni. Edebiyat Fakültesi Mimar Sinan Üni. Sanat Tarihi ve Ark. Böl.

 

Sayın Fikri Sağlar’ın Bakanlığı Döneminde (21.11.1991-28.7.1994) (1.11.1995-7.3.1996) Atanan 1 Temmuz 1997 Tarih İtibariyle Görevde Bulunan

Bakanlık Temsilcisi Koruma Kurulu Üyeleri

Üyenin ismi Meslek Kurulu Atama tarihi Kimin yerine atandığı Açıklama

Prof. Dr. Ramazan Özgan Arkeolog Adana Koruma Kurulu 10.2.1993 Müesser Sönmez Bakan tasarrufu

(Selçuk Üniversitesi)

Yrd. Doç. Dr. Gülsün Tanyeli Mimar Adana Koruma Kurulu 21.2.1993 Emre Madran Bakan tasarrufu

(İ.T.Ü.)

Prof. Dr. Figen İlter Sanat Tarihçi Adana Koruma Kurulu 5.2.1993 Selahattin Asım Bakan tasarrufu

(Ankara Üniversitesi)

Dr. Zuhal Özcan Mimar Ankara Koruma Kurulu 5.4.1993 Filiz Oğuz Bakan tasarrufu

(Gazi Üniversitesi)

Mustafa Aslaner Mimar Ankara Koruma Kurulu 10.6.1994 Prof. Dr. Mete Tapan Bakan tasarrufu

(Gazi Üniversitesi)

Prof. Dr. Yıldız Ötüken Sanat Tarihçi Ankara Koruma Kurulu 9.3.1993 Gül Asatekin Bakan tasarrufu

(Hacettepe Üniversitesi)

Gül Asatekin Mimar Antalya Koruma Kurulu 10.6.1994 Kayhan Dörtlük Bakan tasarrufu

(O.D.T.Ü.)

Prof. Dr. Ara Altun Sanat Tarihçi Bursa Koruma Kurulu 22.6.1994 Mustafa Cezar Bakan tasarrufu

(İstanbul Üniversitesi)

Prof. Dr. Oktay Belli Arkeolog Diyarbakır Koruma Kurulu 14.4.1993 Nejdet İnal Bakan tasarrufu

(İstanbul Üniversitesi)

Doç. Dr. İlter Büyükdığan Mimar Edirne Koruma Kurulu 29.4.1994 İnsah Sanrı Bakan tasarrufu

(Trakya Üniversitesi)

Adnan Diler Arkeolog Erzurum Koruma Kurulu 10.6.1994 Fatma Mergan Bakan tasarrufu

(Atatürk Üniversitesi

Sayın Fikri Sağlar’ın Bakanlığı Döneminde (21.11.1991-28.7.1994) (1.11.1995-7.3.1996) Atanan 1 Temmuz 1997 Tarih İtibariyle Görevde Bulunan

Bakanlık Temsilcisi Koruma Kurulu Üyeleri

Üyenin ismi Meslek Kurulu Atama tarihi Kimin yerine atandığı Açıklama

Prof. Dr. Semra Germaner Mimar İstanbul II Numaralı 10.6.1994 Ara Altun Bakan tasarrufu

(M.S. Üniversitesi) Koruma Kurulu

Doç. Dr. Orcan Gündüz Mimar İzmir II Numaralı 14.12.1992 Nuri Tumayön Bakan tasarrufu

(Dokuz Eylül Üniversitesi) Koruma Kurulu

Doç. Dr. Ülker Seymen Şehir Plancısı İzmir II Numaralı 24.2.1994 Emel Göksu Bakan tasarrufu

(Dokuz Eylül Üniversitesi) Koruma Kurulu

Doç. Dr. Zeynep Mercangöz Sanat Tarihçisi İzmir II Numaralı 10.6.1994 İlhami Bilgin Bakan tasarrufu

(Ege Üniversitesi) Koruma Kurulu

Doç. Dr. Aliye Öztan Arkeolog Kayseri Koruma Kurulu 10.6.1994 İnci Bayburtluoğlu Bakan tasarrufu

(Ankara Üniversitesi)

Mehmet Tuncer Şehir Plancısı Konya Koruma Kurulu 21.3.1994 Mehmet Alkan Bakan tasarrufu

(Serbest)

Yrd. Doç. Ali Baş Mimar Konya Koruma Kurulu 10.6.1994 Saadet Ergun Bakan tasarrufu

(Selçuk Üniversitesi)

Yrd. Doç. Sacit Pekak Sanat Tarihçi Nevşehir Koruma Kurulu 22.3.1994 Yeni Kurulan Kurul Bakan tasarrufu

(Hacettepe Üniversitesi)

T.C. Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Sayı : B.16.0.KTV.0.11.00.01-3767

Konu : Kurul Üyeleri

Bakanlık Makamına

2863 sayılı Yasanın 3386 sayılı Yasayla değişik 58 inci maddesinin (a) fıkrası uyarınca belirlenen ve makamın değişik tarih ve sayılı onayları ile uygun görülen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyelerinden bazıları arasında yeniden yapılanmaya gereksinim duyulmaktadır.

Sözkonusu Yasanın 55 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen “Koruma Yüksek Kurulu ve Koruma Kurulları üyeleri Bakanın lüzum görmesi halinde kurumlarınca değiştirilebilir.” hükmü uyarınca ekli listede isim ve görev yerleri belirtilen koruma kurulu üyelerinin görevlerinden alınmalarını olurlarınıza arz ederim.

Mehmet Tuç Genel Müdür

Olur

29.12.1992

D. Fikri Sağlar

Kültür Bakanı

Görev Yaptığı Koruma Kurulu

Üye ismi

Selahattin Asım Adana Koruma Kurulu

Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını

Koruma Kurulu Müdürü

İsmet İpek Adana Koruma Kurulu

Adana Müzesi Müdürü

Gürkan Toklu Ankara Koruma Kurulu

Emekli Müzeci

Gül Asatekin Antalya Koruma Kurulu

ODTÜMimarlık Fakültesi

Necdet İnal Diyarbakır Koruma Kurulu

Diyarbakır Müzesi Müdürü

Ayfer Karaduman Edirne Koruma Kurulu

Edirne Müzesi Müdürü

Gür Karasu Edirne Koruma Kurulu

Edirne Kültür Müdürlüğü Şube Müdürü

Selahattin Erdemgil İzmir I Nolu Koruma Kurulu

Efes Müzesi Müdürü

Üye ismi

Yrd. Doç. Dr. Emel Göksu İzmir II Nolu Koruma Kurulu

9 Eylül Üniversitesi Şehir Plan. Bölümü

Nevzat İlhan İstanbul I Nolu Koruma Kurulu

Yıldız Üniversitesi Mimarlık Bölümü

Dr. Sinan Genim İstanbul II Nolu Koruma Kurulu

Serbest Mimar

Alpaslan Koyunlu İstanbul III Nolu Koruma Kurulu

Serbest Mimar

Nimet Özgönül Kayseri Koruma Kurulu

ODTÜ Mimarlık Bölümü

Hikmet Denizli Kayseri Koruma Kurulu

Sıvas Müzesi Müdürü

Mehmet Eskioğlu Kayseri Koruma Kurulu

Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü

Ayhan Alp Konya Koruma Kurulu

Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını

Koruma Kurulu Müdürü

Fuat Gökçe Trabzon Koruma Kurulu

ODTÜMimarlık Bölümü

Servet Yerli Trabzon Koruma Kurulu

Ordu Kültür Müdürü

T.C. Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Sayı : B.16.0.KTV.0.11.00.01-3768

Konu : Kurul Üyeleri

Bakanlık Makamına

2863 sayılı Yasanın 3386 sayılı Yasayla değişik 58 inci maddesinin (a) fıkrası uyarınca boş bulunan Koruma Kurulu üyeliklerine yeni atamalar yapılması düşünülmektedir.

Makamınızca uygun görüldüğü takdirde ilgili Koruma Kurulu üyeliklerine 2863 sayılı Yasanın 3386 sayılı Yasa ile değişik 58 inci maddesinin (a) fıkrası uyarınca ekli listede isim ve görev yerleri belirtilen kişilerin atanmalarını olurlarınıza arz ederim.

Mehmet Tuç Genel Müdür

Olur

29.12.1992

D. Fikri Sağlar

Kültür Bakanı

Atanacağı

Kül. ve Tab.

Adı soyadı Mesleği Görevi Var. Kor. Kur.

Prof. Dr. Ahmet Tırpan Arkeolog-Mimar Selçuk Üniversitesi Ankara

Prof. Dr. Ramazan Özgan Arkeolog Selçuk Üniversitesi Adana

Prof. Dr. Figen İlter Sanat Tarihçisi Ank. Üniv. D.T.C.F. Adana

Prof. Dr. Yıldız Ötüken Sanat Tarihçisi Hacettepe Üniv. Antalya

Prof. Dr. Oktay Belli Arkeolog İstanbul Üniv. Diyarbakır

Mehmet Akif Işın Arkeolog Tekirdağ Müz. Md. Edirne

Prof. Dr. Mehmet Özdoğan Arkeolog İstanbul Üniv. Edirne

Yrd. Doç. Dr. Ersin Döğer Arkeolog Ege Üniv. İzmir (I)

Doç. Dr. Ülker Seymen Şehir Plancısı 9 Eylül Üniv. İzmir (II)

Prof. Dr. Zeynep Ahumbay Mimar İ.T.Ü. İstanbul (I)

Prof. Dr. Ayda Arel Sanat Tarihçisi Em. Öğrt. Üyesi İstanbul (II)

Prof. Dr. Refik Duru Arkeolog İstanbul Üniv. İstanbul (II)

Besim Çeçener Mimar İstanbul Üniv. İstanbul (II)

Oktay Ekinci Mimar Mimar Sinan Üniv. İstanbul (III)

Prof. Dr. Ayla Odekan Sanat Tarihçisi İstanbul Üniv. İstanbul (II)

Dr. Mustafa Akpolat Mimar Hacettepe Üniv. Kayseri

Güzel San. Fak.

Yrd. Doç. Dr. Sacit Pekak Sanat Tarihçisi Hacettepe Üniv. Kayseri

İnci Bayburtluoğlu Arkeolog Anıtlar ve Müz. Gn. Md. Kayseri

Uzmanı

Doç. Dr. Levent Zoroğlu Arkeolog Selçuk Üniv. Konya

Zuhal Özcan Mimar Bilkent Üniv. Trabzon

Doç. Dr. Bozkurt Ersoy Sanat Tarihçisi Ank. Üniv. D.T.C.F. Trabzon

T.C. Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Sayı : B.16.0.KTV.0.11.00.01.733-2523

Konu : Koruma Kurulu Üyeliği

Bakanlık Makamına

Makamın 29.12.1992 gün ve 3763 sayılı onayı gereği 2863 sayılı Yasanın 3386 sayılı Yasa ile değişik 58 inci maddesinin (a) fıkrası uyarınca İzmir I Numaralı Koruma Kuruluna üye olarak atanan Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ersin Döğer Koruma Kurulu üyeliğinden istifa ettiğini Bakanlığımıza bildirmiştir.

2863 sayılı Yasanın 3386 sayılı Yasa ile değişik 58 inci maddesinin (a) fıkrası gereğince anılan üyenin yerine Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Numan Tuna’nın İzmir I Numaralı Koruma Kuruluna üye olarak görevlendirilmesini olurlarınıza arz ederim.

Mehmet Tuç Genel Müdür

Olur

8.9.1993

D. Fikri Sağlar

Kültür Bakanı

T.C. Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Sayı : B.16.0.KTV.0.11.00.01-3065

Konu : Kurul Üyeleri

Bakanlık Makamına

2863 sayılı Yasanın 3386 sayılı Yasa ile değişik 58 inci maddesinin (a) fıkrası uyarınca İzmir I Nolu Koruma Kuruluna Makamın 8.9.1993 gün ve 2523 sayılı Onay ile Doç. Dr. Numan Tuna, 20.10.1994 gün ve 2672 sayılı Onayı ile Doç. Dr. İnci Kuyulu, 4.3.1995 gün ve 341 sayılı Onayı ile Erhan Acar üye olarak görevlendirilmişlerdir.

Anılan Koruma Kurulundaki bazı uygulamalarla ilgili olarak Bakanlığımız Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan soruşturma sonucunda; 20.11.1995 gün ve 2317 sayılı soruşturma raporu ile buna dair 23.11.1995 gün ve 543-1798 sayılı Makam Onayı alınmıştır.

Sözkonusu Makam Onayında, İzmir I Nolu Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Çınar Atay’ın bazı kurul kararlarını toplantıya katıldığı halde imzalamamak, basına Koruma Kurulunu ve Bakanlığı suçlayıcı demeçler vermek, Kurulun çalışma düzeniyle ilgili bazı idarî işler için yargıya başvurmak gibi Koruma Kurulunu ve Bakanlığı yıpratıcı davranışlarda bulunduğu anlaşıldığından, adı geçenin Kurul üyeliğinin sona erdirilmesinin yerinde olacağı ayrıca, Kurulun üyeler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle korumacılık görevini ve gereklerini yerine getiremez durumda bulunduğu, anlaşmazlığın esas olarak Başkanlık seçiminden kaynaklandığı ve Kurulun halen iki gruba ayrılmış durumda olduğu belirtilerek, bu durumun ortadan kaldırılması için Kurul Üyeleri Doç. Dr. Numan Tuna, Erhan Acar, Doç. Dr. Ömer Özyiğit ve Doç. Dr. İnci Kuyulu’nun yerlerine yeni üyelerin atanması uygun görülmüştür.

Makamınızca uygun görülmesi halinde, yukarıda bahsi geçen Makam Onayı gözönüne alınarak İzmir I Nolu Koruma Kurulu Üyelerinden Doç. Dr. İnci Kuyulu, Doç. Dr. Numan Tuna ve Erhan Acar’ın Koruma Kurulundaki üyeliklerinin sona erdirilmesi hususunu olurlarınıza arz ederim.

Uygun görüşle arz ederim. 24.11.1995 Mehmet Tuç Tevfik R. Gökalp Genel Müdür Müsteşar V.

Olur

24.11.1995

D. Fikri Sağlar

Kültür Bakanı

MİMAR ODASI

İZMİR ŞUBESİ Ek : 7

Sayı : 04/074 Tarih : 6.2.1997

İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanlığı

İzmir

İlgi : a) 21.1.1994 gün ve 314/4840 sayılı kararınız.

b) 21.1.1994 gün ve 314/4841 sayılı kararınız.

İzmir’in tarihi ve güncel simgeleri arasında bulunan İzmir Kordonu’nun Eski Türkocağı-Halkevi binasından başlayan eski Sarıkışla ile Gümrük binalarına kadar olan kısmı, ilgi (b)’deki kararınız ile, “Tarihi Sit Alanı” olarak tescil edilmiştir.

Bu kararın iptali amacıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından İzmir 4. İdare Mahkemesi’nde açılan 1994/1395 E-1995/156 K. sayılı dava, davacının feragatı nedeniyle reddedilerek karar kesinleşmiştir.

Atatürk Caddesinin Gümrük binalarını da kapsayacak şekilde batı kesiminden Balıkhane’yi de içerisine alarak, Cumhuriyet Meydanı’na kadar olan ve meydanı da kapsayan bölümü, Pasaport İskelesi ve mendireklerle birlikte, ilgi (a)’daki kararınızla, “Tarihsel Sit Alanı” olarak tescil edilmiştir.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın bu kararın iptali amacıyla İzmir 4. İdare Mahkemesi’nde açtığı 1994/1719 E-1996/484 K. sayılı dava, bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra, 26.9.1996 günlü kararla reddedilmiştir.

İzmir Kordonu bir bütündür. 2863 sayılı yasanın 6. maddesinde korunması gerekli kültür varlıklarının neler olduğu vurgulanmıştır. Maddenin (a) bendine göre, “....19. yüzyıl sonuna kadar yapılmış olan taşınmazlar”, (d) bendine göre, “Millî tarihimizdeki önemleri sebebiyle zaman kavramı ve tescil konusu olmaksızın Millî Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda büyük tarihi olaylara sahne olmuş binalar ve tespit edilecek alanlar...” ayrıca “... tarihi yol kalıntıları, ... rıhtımlar, ... tersaneler, ...” tarihi kültür varlıkları olarak anılmaktadır.

İzmir Kordonu’nun Konak Alanı’ndan başlayıp, Cumhuriyet Alanı’nı içine alan kısımlarının tarihi sit olarak tesciline karşın, aynı yapılanmanın bir devamı olan ve Alsancak Tren Garı’na kadar uzanan eski Punta adıyla anılan bölümün tarihi sit kapsamına alınmamış olması, çok önemli bir eksikliktir. Bu eksiklik, “korumada bütünlük” ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.

İzmir Kordon’nun tarihi sit kapsamına alınmayan bölümlerinin yapımına Levent Company tarafından takriben 1860 yıllarında başlanmış ve 1876 yılında yapımı tamamlanarak İşletmeye açılmıştır. Rıhtımın İzmir çervesindeki antik ören yerlerinden getirilen taşlarla inşa edildiği, taşların büyük bölümünün toprak ve su altında kalmasından dolayı getirildikleri yerlerin tam olarak belirlenemediği, ancak bunların 1700-2000 yıllık oldukları bilinmektedir. Bu olgular, rıhtımın yalnız yapıldığı yıllar ve üzerinde cereyan eden olaylar bakımından tarihi sit niteliği taşımakla kalmadığını, ayrıca kullanılan malzeme yönünden de antik değerlerin bir birikimi olduğunu ortaya koymaktadır.

İzmir rıhtımının ve Kordonboyu’nun tarihi değerini vurgulamak bakımından yüzlerce araştırma içerisinden seçtiğimiz ve aşağıda adları yazılı bir kaç örnek, bu yapının bir bölümünün değil, ancak Cumhuriyet Alanı’ndan, Alsancak Garı’na kadar uzanan tamamını tarihi sit niteliğini ortaya koymaya yeterli bulunmaktadır.

Sunduğumuz nedenlerle, ilgi (a) ve (b)’de belirtilen kararlarınızın bir gereği olarak, İzmir Rıhtımı’nın Cumhuriyet Alanı’ndan Alsancak Garı’na kadar olan bölümlerinin de tarihi sit kapsamına alınmasını ve böylece tarihi değerlerimizin bütünlük içinde korunmasını talep etmekteyiz.

Saygılarımla,

Hasan Topal Sekreter Üye

Araştırmalar :

Mübahat Kütükoğlu - İzmir Rıhtımı İnşaat ve İşletme İmtiyazı,

Tarih Dergisi 32.1979 S 495-558

Mübeccel Kıray - Örgütlenmeyen Kent İzmir’de Hayatın Yapısı ve Yerleşme Düzeni,

Ankara 1972

Özer Ergenç - Salhanelerde İzmir

İzmir Ticaret Odası-1985

Cevat Korkut - İzmir Rıhtımı İmtiyazı

1992 İzmir

Tevfik Çavdar - Mütareke ve Millî Mücadele Döneminde Osmanlı Ekonomisi ve İzmir

İzmir Ticaret Odası-1985

Bilge Umar - İzmir’de Yunanlıların Son Günü

Bilgi Yayınevi, Ankara

Mübahat Kütükoğlu - Osmanlı Dış Ticaretinin Gelişmesinde İzmir Liman ve Gümrüklerinin Rolü

İzmir Ticaret Odası-1985

Orhan Kurmuş - Emperyalizmin Türkiye’ye Girişi

İstanbul, Bilim Yayınları 1974

Çınar Atay - Tarih İçinde İzmir

İzmir

T. C. Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu

Toplantı No. ve Tarihi : 38 19.4.1996

Karar No. ve Tarihi : 432 19.4.1996

İlke Kararı

Koruma Yüksek Kuruluna Önerilecek Konular

Toplantı Yeri :Ankara

Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu ve Koruma Kurullarınca daha önce alınmış sit alanlarının sınırları ve dereceleri ile geçiş dönemi yapılanma koşullarındaki esaslı değişikliklerde, yeni bilgi ve belgeler ışığında, değişiklik yapılması halinde, koruma kurullarınca bu konuda alınacak öneri kararların, görüşleri alınmak üzere, Koruma Yüksek Kuruluna iletilmesine.

Karar verildi.

Başkan Tevfik R. Gökalp Müsteşar

Üye Üye Üye Derdiyok (Türkmen) Çelik (Şakir) Akat (Altan) Başbakanlık Müsteşar Kül. Bak. Kül. ve Tab. Var. Yardımcısı Müsteşar Yrd. Kor. Gn. Md.

Üye Üye Üye Akar (Haluk) Eke (Feral) Mülazımoğlu (Hüseyin) Turizm Bak. Tek. Arş. ve Uyg. Orman Genel Md. Yrd. Yat. Gn. Md. Gn. Md. Yrd.

Üye Üye Üye Kahraman (Kemal) Ağaryılmaz (İsmet) Abbasoğlu (Haluk) Orman Genel Md. Yrd. Vakıflar Gn. Md. Yrd.

Üye Üye Üye Tankut (Gönül) Altun (Ara) Özgan (Ramazan)

Üye

Karpuz (Haşim)

lantı süresi sonuna kadar üyelerden birinin isteği ve kurulun kararı ile gündeme alınabilir ve görüşme tekrarlanabilir.

Koruma Yüksek Kurulu ve Koruma Kurullarınca Alınan Kararlar ve Dağıtımı

Madde 13. – Gündem gereği konularla ilgili Koruma Yüksek Kurulu ve koruma kurulları tarafından alınacak kararlar toplantı sonunda başkan ve üyelerce imzalanır.

Alınan kararlar yazışma usullerine göre ilgili yerlere dağıtılırlar.

Kararlara Uyma Zorunluluğu

Madde 14. – Koruma Yüksek Kurulu ve koruma kurulları kararları kesindir.

Kamu kurum ve kuruluşları (belediyeler dahil) ile gerçek ve tüzelkişiler, koruma kurullarının kararlarına uymak zorundadırlar.

Koruma Kurulları kararlarına karşı İdare Mahkemesine itiraz edilebilinir.

Kurul Üyelerinin Yolluk, Gündelikleri ve Huzur Hakkı

Madde 15. – Koruma Kurulu üyelerinin kurul toplantıları için yapacakları seyahatlerin yol giderleri ve gündelikleri; üyelerden, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 3386 sayılı Kanunla değişik 58 inci maddesinin (a) ve (b) fıkrasında belirtilenlerin Bakanlıkça, (c), (d), (e) ve (f) fıkralarında belirtilenlerinki ise mensup oldukları kurumlarınca ödenir.

Koruma Yüksek Kurulu üyeleri ile 58 inci maddenin (a) ve (b) fıkrasına giren kurul üyelerine, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Bakanlıkça tespit edilecek miktarda huzur hakkı ödenir.

Kurullarda değerlendirilecek konuların incelenmesi amacıyla mahallinde çalışma gerçekleştirecek Bakanlık uzmanları ile incelemesine ihtiyaç duyulan kurul üyeleri ve diğer uzmanların gündelikleri ve yollukları 6245 sayılı Harcırah Kanunu kapsamında başvuru sahipleri tarafından ödenir.

Sözlü veya Yazılı Açıklamada Bulunma

Madde 16. – Kurulların görevleri ile ilgili konularda Kültür Bakanı’nın yetkili kılacağı görevli hariç, üyeler kurul çalışmaları ve kararları hakkında basına veya başka kişi ve kuruluşlara sözlü ve yazılı açıklamada bulunamaz.

Koruma Yüksek Kurulu ve Koruma Kurullarının büro ve raportörlük hizmetleri

Madde 17. – (8.2.1996 gün ve 22548 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan yönetmelik ile değişik) Koruma Yüksek Kurulunun büro ve raportörlük hizmetleri Genel Müdürlükçe yürütülür.

Koruma Kurullarının büro ve raportörlük hizmetleri Genel Müdürlüğe bağlı koruma kurulu büro müdürlüklerince yürütülür.

Koruma Kurullarında değerlendirilecek konular için başvurular ilgili koruma kurulu büro müdürlüklerine yapılır.

Koruma Kurullarına yapılan bu başvurular üzerine; konunun kapsamına giren en az iki uzmandan oluşan komisyonlarca konular mahallinde incelenir.

Yapılan bu inceleme sonucu hazırlanan rapor ve diğer belgeler değerlendirilmek üzere koruma kurullarına sunulur.

T. C. Ek-10 Kültür Bakanlığı 8.5.1998 Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü Sayı : B.16.0.AMG.0.10.00.02.712.2 (35)-1451

Konu : İzmir, Foça Kentsel Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planı

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne

İlgi : İzmir Valiliğinin 27.2.1998 gün ve 16.PER.A.35.00.0.5-720.9.204-567 sayılı yazısı.

İzmir, Foça Kentsel Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planı ve Uygulama Sorunları konulu panele ilişkin ilgi yazı ve ekleri yazımız ekinde gönderilmektedir.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim. Prof. Dr. Ender Karinlioğlu Genel Müdür

T. C. İzmir Valiliği 27.2.1998 İl Kültür Müdürlüğü Sayı : 16.PER.4.35.00.0.5-720.9-204-567

Konu : Gazete Kupürü

Kültür Bakanlığına

(Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü)

Ankara

İlimiz, Foça İlçesinde 7.2.1998 tarihinde yapılan “Foça Kentsel Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı Plan ve Uygulama Sorunları” konulu panel hakkında, İzmir Müze Müdürlüğünün 11.2.1998 gün 116 sayılı yazı ve eki gazete kupürü örnekleri ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Ramazan Urgancıoğlu Vali a. Vali Yardımcısı

T. C. İzmir Valiliği 11.2.1998 İl Kültür Müdürlüğü Müze Müdürlüğü Sayı : 16.0.AMG.4.35.00.710/116

Konu :Gazete kupürü

İl Kültür Müdürlüğüne

İzmir

İlgi : Cumhuriyet Gazetesinin 9.2.1998 günlü nüshasında çıkan Foça konulu haber.

7.2.1998 tarihinde İlimiz Foça İlçesinde yapılan “Foça Kentsel Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı Plan ve Uygulama Sorunları” konulu panele katılan İzmir I Nolu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu Başkanı Doç. Dr. Numan Tuna’nın “Rüşvetin belgesi olmaz, Kurul Kararları uygulanmıyor, müze elemanı inşaat yapılmak istenen bir bölgeyi kazıyor birşey bulmuyor, aynı yeri bir başka müze elemanı kazıyor ve önemli eserler buluyor” ibareli açıklaması ilgide kayıtlı gazete haberinde yer almakta olup bir örneği ekte sunulmaktadır.

Makamlarınızca da bilindiği üzere Müzemiz uzmanları Kurul Kararları ve Yüksek Kurul İlke Kararlarına dayalı olarak tescilli ören yerlerinde sondaj ve temel kazılarında denetim görevlerini usulüne uygun yapmakta vede kazı sonucunda ilgili belgeleri Koruma Kuruluna iletmekte kazıda yeterli görülenler karara bağlanmakta olup bazı durumlarda ise kazıları daha geniş kapsamlı yapılması istenmekte vede yapılmaktadır.

Uygulamalar bu şekilde sürdürülürken, bir kurul başkanının halka açık bir toplantıda basın önünde bir kurumu vede çalışanlarını zan altında bırakacak suçlayıcı bir açıklama yapması şanssızlık olup İlimiz kamuoyunda hassas bir noktada bulunan uygulamalarımızın saptırılmasına menfi yönde dayanak teşkil etmektedir.

Konunun ilgili Koruma Kurulu Başkanı bilgisinin dahilinde araştırılması ve varsa bilgileri ile incelenmesi vede bu gibi açıklamaların incelenmeden kişisel fikirlerle yapılmaması hususunun Bakanlığımız Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğüne iletilmesini arz ederim.

Dr. Turhan Özkan Müze Müdürü

Korumacılara Tehdit

FOÇA (Cumhuriyet) - “Foça Kentsel Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı Plan ve Uygulama Sorunları” konulu panel Foça’da gerçekleştirildi. Belediye Başkanı Nihat Dirim ve katılımcılarının ilçeyi dolaşarak bilgi edindiği panelde, SİT alanlarında yapılacak uygulamalarla ilgili iki görüş belirdi.

Kazılarda çıkacak arkeolojik bulgularla uyumlu inşaatların yapılması ve hem yerin altındaki hem de yerin üstündeki kentsel dokunun bütünlük içinde korunması görüşlerinin tartışıldığı panelde konuşan İzmir 1 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Numan Tuna, panel öncesi, tehditler almasıyla ilgili soruyu “Telefonla arayıp ‘Ayağını denk al yoksa kötü olur’ deyip kapatıyorlar” diye yanıtladı. Tuna paneldeki konuşmasında şu görüşlere yer verdi :

“Bilmeden yanlış yapan iyi niyetli insanlar için birşey söylemiyorum. Ama rüşvetin belgesi olmaz. Şeytanın avukatlığını yapanların karşımıza getirdiği işleri biz bile anlamakta zorluk çekiyoruz. Kurul kararları uygulanmıyor. Müze elemanı, inşaat yapılmak istenen bir bölgeyi kazıyor, birşey bulamıyor. Aynı yeri bir başka müze görevlisi kazıyor ve önemli eserler buluyor. Özellik 1980’li yıllarda kurullarda bilgisiz insanların görev alması sonucu SİT alanlarında yüzde 70’lik küçülme yaşandı.”

T. C. Ek-11 Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Sayı : B.16.0.KTV.0.11.00.01-645

Konu : Kurul üyeliği

Bakanlık Makamına

İlgi : 14.3.1996 gün ve 559 sayılı Bakanlık Makamı Onayı

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ile Koruma Kurulları Yönetmeliğinin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yönetmelik 8.2.1996 gün ve 22548 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Sözkonusu yönetmelikte “... Bakanlıkça seçilen üyelerin üyelikleri 2 yıl sürelidir. Bu üyeler beş dönemi aşmamak şartıyla yeniden seçilebilirler. Yeni üye göreve başlayıncaya kadar, eski üyenin görevi devam eder” hükmü yer almaktadır.

Yönetmelik değişikliği hükümleri gözönüne alınarak 2863 sayılı Yasanın 3386 sayılı Yasa ile değişik 58. maddesinin (a) fıkrası uyarınca atanan;

- Ekte sunulan liste I deki Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyelerinin üyelik sürelerinin uzatılmasını,

- Ekte sunulan liste II deki süreleri dolan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyeliklerinin yerine, yine aynı Yasanın 58. maddesinin (a) fıkrası gereğince listede belirtilenlerin Koruma Kurulu üyesi olarak toplantılara katılmasını ve üyeler arasındaki görev yeri değişikliklerini,

olurlarınıza arz ederim.

Altan Akat Genel Müdür

LİSTE I

8.2.1996 Tarihli Yönetmelik Değişikliğine Göre Süreleri Uzatılan Bakanlık Temsilcisi Koruma Kurulu Üyeleri

Üye İsmi Mesleği Uzatılan Tarih

Adana Koruma Kurulu

Prof. Dr. Ramazan Özgan Arkeolog 15.2.1997

Yrd. Doç. Dr. Gülsün Tanyeli Mimar 21.2.1997

Prof. Dr. Figen İlter Sanat Tarihçi 5.2.1997

Ankara Koruma Kurulu

Dr. Zuhal Özcan Mimar 9.4.1997

Antalya Koruma Kurulu

Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu Arkeolog 8.8.1996

Prof. Dr. Yıldız Ötüken Sanat Tarihçi 9.3.1997

Diyarbakır Koruma Kurulu

Prof. Dr. Orhan Cezmi Tuncer Mimar 12.11.1997

Prof. Dr. Oktay Belli Arkeolog 14.4.1997

Değiştirilmesi Düşünülen Üye Önerilen Üye

İstanbul I Nolu Koruma Kurulu

Prof. Dr. Zeynep Ahunbay Hüsrev Tayla

Mimar Yüksek Mimar

İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi

İstanbul II Nolu Koruma Kurulu

Prof. Dr. Refik Duru Prof. Dr. Taner Tarhan

Arkeolog Arkeolog

İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fak. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fak.

(İstanbul I Nolu Koruma Kurulu Üyesi)

İstanbul III Nolu Koruma Kurulu

Prof. Dr. Ayla Ödekan Prof. Dr. Oktay Aslanapa

Sanat Tarihçi Sanat Tarihçi

İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fak.

Oktay Ekinci Doç. Dr. Zekai Görgülü

Mimar Mimar-Şehir Plancısı

Yıldız Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi

Prof. Dr. Afife Batur Prof. Dr. Turgut Övünç

Mimar Mimar

İstanbul Üniversitesi, Mimarlık Fak. Kocaeli Üniversitesi

Konya Koruma Kurulu

Prof. Dr. Levent Zoroğlu Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu

Arkeolog Arkeolog

Selçuk Üni. Fen ve Edebiyat Fak. Ankara Üniversitesi, D.T.C.F.

LİSTE II

8.2.1996 Tarihli Yönetmelik Değişikliğine Göre, Süreleri Dolan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Üyeleri ve Yerlerine 2863 Sayılı Yasanın 58. Maddesinin (a) Fıkrası Gereğince Önerilen Koruma Kurulu Üyeleri ve Yer Değişiklikleri

Değiştirilmesi Düşünülen Üye Önerilen Üye

Ankara Koruma Kurulu

Prof. Dr. Ahmet Tırpan Prof. Dr. Coşkun Özgünel

Arkeolog Arkeolog

Selçuk Üni. Fen ve Edebiyat Fak. Ankara Üniversitesi, D.T.C.F.

Bursa Koruma Kurulu

Prof. Dr. Mete Tapan Prof. Dr. Afife Batur

Mimar Mimar

İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi

(İstanbul III Nolu Koruma Kurulu Üyesi)

Değiştirilmesi Düşünülen Üye Önerilen Üye

Dr. Bedri Yalman Doç. Dr. İnsan Tunay

Arkeolog Arkeolog

Bursa Kültür Müdürü İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi

Edirne Koruma Kurulu

Prof. Dr. Mehmet Özdoğan Sümer Atasoy

Arkeolog Arkeolog

İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fak. İstanbul Üni., Edebiyat Fak. Öğr. Gör.

İstanbul I Nolu Koruma Kurulu

Prof. Dr. Taner Tarhan Alpay Pasinli

Arkeolog Arkeolog

İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fak. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü

Erzurum Koruma Kurulu

Dr. Başak İpekoğlu Mimar 24.7.1997

İstanbul I Nolu Koruma Kurulu

Prof. Dr. Semavi Eyice Sanat Tarihçi 19.10.1996

İzmir II Nolu Koruma Kurulu

Doç. Dr. Orcan Gündüz Mimar 27.1.1997

Doç. Dr. Ülker Seymen Şeh. Plancı 24.2.1997

Konya Koruma Kurulu

Mehmet Tuncer Şeh. Plancı 21.3.1998

Nevşehir Koruma Kurulu

Dr. Mustafa Akpolat Mimar 22.3.1998

Yrd. Doç. Dr. Sacit Pekak San. Tarihçi 22.3.1998

Osman Burat Mimar 7.3.1998

T. C. Ek-12 Kültür Bakanlığı 27.11.1995 Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Sayı : B.16.0.KTV.0.11.00.02-5662

Konu : Çeşme Yarımadası ve Valilik yetkisinde kalan alanlar

İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğüne

İlgi : a) 6.9.1995 gün ve 1362 sayılı yazınız.

b) 31.10.1995 gün ve 1544 sayılı yazınız.

İzmir, Çeşme, Çeşme-Alaçatı, Seferihisar, Urla İlçelerinde Belediye ve Mücavir Alanları dışında Valilik yetki alanı içinde kalan Doğal ve Arkeolojik Sit Alanlarına ilişkin ilgi (b)yazınız eki 18.8.1995 gün ve 5908 sayılı karar incelenmiştir.

Sözkonusu kararda Koruma Mevzuatına aykırı hususlar saptanmıştır. Bunlar;

1. Karar Koruma Yüksek Kuruluna sunulduğu şekliyle, nihai karara dönüştürülmeden dağıtılmıştır.

2. Toplantıya yedi üyenin katıldığı, katılanlardan üçünün karşı oy vermesi nedeniyle Yönetmeliğin 10. maddesinde belirtilen üçte iki çoğunluğun sağlanamadığı, bu durumda kararın geçerli olabilmesi için gereken yasal çoğunluğun sağlanmamış olduğu anlaşılmaktadır.

3. İlgi (a) yazınızla, sözkonusu kararda imza bölümünde sehven yapılan yanlışlığın düzeltildiği bildirilmesine rağmen aynı yanlışlık tekrar edilmiş, karar bu haliyle tüm ilgili Kurum ve Kuruluşlara dağıtılmıştır.

4. Kararın 5. maddesinde yeralan müktesep haklara ilişkin bölümün, bu konuda henüz Hukuk Müşavirliğimizden görüş gelmediği için, çıkarılması gerekmektedir.

5. Kararda 7. Madde atlanarak, doğrudan 9. maddeye geçilmiştir.

6. 7. madde’de yeralan sit alan sınırlarının 1/25 000 ölçekten, 1/1000, 1/2000 gibi uygulama olanağı olan bir ölçeğe aktarılmasının gerektiği belirtilmiş, ancak bu çalışmanın kimler tarafından yapılacağı açıklanmamıştır. Sözkonusu çalışmanın yerinde incelemede bulunan ekip tarafından yapılacağı düşünülmekte ise, bu kararın Tespit ve Arşiv Dairesi Başkanlığına gereği için dağıtılması gerekmektedir.

Koruma Mevzuatına aykırı olan bu kararın yasal geçerlilik kazanabilmesi için yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak gerekli düzeltmelerin ivedilikle yapılmasını, sonucundan Genel Müdürlüğümüze ve ilgili yerlere bilgi verilmesini rica ederim.

Mehmet Tuç Genel müdür

T. C. Ek-13 Kültür Bakanlığı 16.8.1995 Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Sayı : B.16.0.KTV.0.11.00.01.732-3824

Konu : Başkan Seçimi

İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğüne

İlgi : a) 6.1.1995 gün ve 63 sayılı yazımız.

b) Tarihsiz ve 733 sayılı yazınız eki 22.6.1995 gün ve 5838 sayılı karar.

c) 13.7.1995 gün ve 3193 sayılı yazımız.

d) 27.7.1995 gün ve 1167 sayılı yazınız eki 27.7.1995 gün ve 5873 sayılı karar.

e) Hukuk Müşavirliğine hitaplı 8.8.1995 gün ve 1834 sayılı yazı.

İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 6.1.1994 gün ve 4794 sayılı kararı ile gerçekleştirilen Kurul Başkanı ve Kurul Başkan Yardımcısı seçimi, o tarihte mecut olan dört üyenin katılımı ile yapıldığından, daha sonra Kurula yeni üyeler atanmasıyla meydana gelen değişiklik ve üye sayısının tamamlanmış olması nedeniyle beş asil üyenin hazır bulunduğu ilk toplantıda seçimin yenilenmesi Bakanlığımızca uygun görülmüş ve Genel Müdürlüğümüzün 6.1.1995 gün ve 63 sayılı yazısı ile keyfiyet Kurul Müdürlüğüne bildirilmiştir.

Bunun üzerine, yeniden yapılan Kurul Başkanı ve Kurul Başkan Yardımcısı seçimi sonucunda alınan 22.6.1995 gün ve 5836 sayılı kararla, Doç. Dr. Numan Tuna Başkan, Doç. Dr. Ömer Özyiğit de Başkan Yardımcısı olarak oy çokluğu ile seçilmişlerdir.

Genel Müdürlüğümüzce, 22.6.1995 gün ve 5836 sayılı kararda, tespit edilen hususlar İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğüne 13.7.1995 gün ve 3193 sayılı yazımızla bildirilmiş ve tüm üyelerin hazır bulunduğu toplantıda, yazımızda belirtilen hususlar çerçevesinde, seçimin yeniden gerçekleştirilmesi istenilmiştir.

Anılan yazımızı takiben İzmir I Numaralı Koruma Kurulunca, iki üye eksiği ile, 27.7.1995 gün ve 5873 sayılı karar alınmıştır.

Söz konusu başkanlık seçimine ilişkin ihtilafların gözönüne alınarak ileride alınan ve alınacak kararlarla ilgili hukuksal sorunlar çıkmaması için;

-Prof. Dr. Numan Tuna’nın başkanlığında yapılan toplantılarda alınan kararların dağıtılmaması,

-6.1.1994 gün ve 4794 sayılı Koruma Kurulu kararı gözönüne alınarak toplantıların gerçekleştirilerek, konuların değerlendirilmesi için gereğini rica ederim.

Emre Kongar Müsteşar

ALARKO-ALSİM Ek - 14

HOLDİNG A.Ş. 11.1.1995

LEVENT/İSTANBUL

Şirketiniz tarafından restorasyonu yapılacak olan T.C. Cumhurbaşkanlığı Huber Köşkü, Paytonhane, Set Köşkü, Av Köşkü ve Sera binalarına ait restorasyon projelerinin hazırlanması işi ile ilgili teklifimiz ilişikte bilgilerinize sunulmuştur.

Cumhurbaşkanlığı yüce makamının kullanımına sunulacak olan ve İstanbul’un mimari mirasının önemli yapılarından biri olan Huber Köşkü’nün restorasyon çalışmasında görev almaktan mutluluk ve onur duyacağımızı bildiririz.

Saygılarımızla.

Prof. Dr. Afife Batur Z. Ayşe Akyıl İ.T.Ü. Mimarlık Fak. Y. Mimar Restoratör Öğretim Üyesi (İ.T.Ü.)

Teklif Mektubu

Teklifin Konusu

Bu teklifin konusu, ALARKO Holding A.Ş. tarafından gerçekleştirilecek olan Huber Köşkü ve bağlı tarihi yapıların restorasyonu için gerekli olan restitüsyon ve restorasyon projelerinin TASARIMEVİ Mim. Ltd. Şti. tarafından hazırlanması işidir.

İşin Kapsamı

Tasarımevi Mim. Ltd. Şti. tarafından yapılacak çalışmalar Huber Köşkü ve bağlı tarihi yapıları oluşturan aşağıdaki birimlerde gerçekleştirilecektir.

- Huber Köşkü

-Paytonhane

- Set Köşkü

-Av Köşkü ve Sera

Yapılacak restitüsyon ve restorasyon projesi çalışmaları için T.C. Cumhurbaşkanı Baş Danışmanlığınca tarafımıza iletilmiş olan rölöve çizimleri esas alınacaktır. Yapılacak çalışmalar şu ana başlıklar altında toplanmıştır :

1. Hazırlık ve Tespit Çalışması

2. Restitüsyon Projesi

3. Restorasyon Projesi

4. Teknik Şartname Hazırlanması

1. Hazırlık ve Tespit Çalışması

1. 1 Hasar Tespit Çalışmaları

Tarafımıza teslim edilmiş rölöveler üzerinde binalardaki hasar durumunu gösteren referanslar bulunmamaktadır. Bu nedenle yapılacak ilk çalışma restorasyon projesi için gerekli olan hasar durumunun kat planları, kesit ve cephelere işlenmek üzere tespitidir (rölöveleri bulunmadığından tavan ve döşeme hasar tespitleri hariç). Yapılacak bu tespit çalışması için plan ve cephe çizimlerinde karolaj yöntemiyle tarama yapılacaktır. Cephe çizimleri fotogrametrik yöntemle yapılmamış olduğu için bu taramanın yapılması ve ayrıca hasar cinsinin (fiziki ve kimyasal) belirlenmesi ve numune alınması işlemleri özel bir önem taşımaktadır.

Sağlıklı bir restorasyon projesi için bu çalışmaların uzman ve yetkili bir kadro tarafından yapılması gerekmektedir.

Yapılan tarama ve inceleme çalışmalarının sonuçları düzeltilmiş rölöve çizimleri olarak

- Kat planları 1/50

- Cepheler 1/50

üzerinde gösterilecektir.

1. 2. Numune Alınması

Yapılarda kullanılan çeşitli malzemenin cinsini ve bozulma düzeyini belirlemek için gereken ölçü ve sayıda numune alınacaktır.

1. 3. Laboratuvar Çalışması

Cins ve bozulma düzeyini tespit için alınmış malzemeler İTÜ Malzeme Laboratuvarında ve gerektiği takdirde Kültür Bakanlığı Restorasyon Merkezi Laboratuvarlarında incelettirilecektir. Bu incelemenin giderleri ALARKO Holding A.Ş. tarafından ödenecektir.

1. 4. Temel ve Taşıyıcı Sistem İncelemesi

Yapıların temel ve taşıyıcı sistemlerinin kontrolü ve varsa strüktürel bozulmaların giderilmesi yollarını belirleyecek bir statik rapor hazırlanacaktır. Bu raporun tarihi yapıların statik sorunları üzerine uzman bir kadro tarafından hazırlanması gerekmektedir.

1. 5. Fotografik Belgeleme Çalışması

Yapıların son durumlarını gösteren ve restorasyon öncesi hasar tespit çalışmasını destekleyecek belgeleme amaçlı fotografik tarama yaptırılacaktır.

1. 6. Ayrıntı Çizimleri

Huber Köşkü’nün tarihi ve stilistik kimliğini veren çok sayıda ve önemli tekoratif öge bulunmaktadır. Farklı malzemelerden yapılmış bu dekoratif ögelerin tipik detay çizimleri ile belgelenmesi zorunludur. Çizilecek dekoratif ögelerin sayısı şimdilik kaydıyla ondörttür. Huber Köşkü’nün güney kanadındaki kargir heykel ve plastik ögeler bu sayıya dahil edilmemiştir.

2. Restitüsyon Projesi

Tarihsel veri ve belgeler ışığında yapılarda eksik ve muhdes bölüm, parça ve ögeler olanak ölçüsünde saptanacak ve bilimsel veriler ışığında bir restitüsyon projesi hazırlanacaktır. Proje aşağıdaki çizimleri içerecektir.

- Kat Planları 1/50

- Kesit 1/50

- Cepheler 1/50

3. Restorasyon Projesi

3.1. Restorasyon Raporu

3.1.1. Mimari

- Yapının mimari tanımını, sosyal kültürel ve tarihi özelliklerini

- Yapıya getirilecek müdahelelere ilişkin kuramsal yaklaşım ve ilkeleri

-Yapılacak müdahale türlerini ve biçimlerini

- Özgün malzemelere ilişkin mahal listesi ve müdahaleleri

- Önerilen malzeme türleri ve mahal listesini

- Önerilen yapım tekniklerini

3.1.2. Statik

- Statik sorunları ve önerileri

3.1.3. Yapısal

- Malzeme bozulmaları, önerilen malzemelerin cinsleri ve imalat bilgilerini içeren bir restorasyon raporları dosyası hazırlanacaktır.

3.2. Restorasyon Projesi

Aşağıda listelenen çizimleri içerecektir :

- Kat planları 1/50

- Çatı örtü planı 1/50

-Kesitler (Birbirine dik olarak geçirilecek 2 kesit) 1/50

-Görünen tüm cepheler 1/50

- Sistem detayları 1/20

-Gerekli imalat detayları, gerekli ölçeklerde 1/20, 1/10, 1/5, 1/2, 1/1

- Yeni işlevler getirilmesi durumunda (Huber Köş-

kü dışındaki yapılar için) tasarlanacak kat planları 1/50

4. Özel Teknik Şartnamenin Hazırlanması

Restorasyon projesinde, restorasyon raporlarında ve imalat detaylarında belirlenen malzeme ve tekniklerin tür, cins ve kalitelerini ve uygulama yöntemlerini belirleyen bir şartname hazırlanacaktır.

İşin Yapım Şekli ve Kadro

Restorasyon Projesi ve Raporlar Prof. Dr. Afife Batur’un bilimsel koordinasyonu altında hazırlanacaktır. Projenin yapımına ve raporların hazırlanmasına katılacak uzmanlar ekibi aşağıda belirtilmiştir :

(Kurul Başkanı)

(İTÜ Mimarlık Fakültesi/Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi)

Bilimsel koordinasyon ve mimari raporun hazırlanması, uygulamanın kontrol sorumlusu

(Eşi)

(Y. Müh. Mimar, İTÜ)

Restorasyon projesi, imalat detayları ve yeniden işlevlendirme tasarımı, uygulamanın kontrolü

- Prof Dr. Müfit Yorulmaz

(İTÜ Mimarlık Fakültesi/Yapı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi)

Statik sorunlar ve önerilere ilişkin rapor

- Doç. Dr. Ahmet Ersen

(İTÜ Mimarlık Fakültesi/Restorasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi)

Malzeme etüdleri, bozulmalar ve onarımda kullanılacak malzeme bileşimlerinin saptanması

- Y. Doç. Dr. Gülsün Tanyeli

(İTÜ Mimarlık Fakültesi/Restorasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi)

Hasar tespit etüdleri ve ilgili rapor

- Dr. Yegan Kahya

(İTÜ Mimarlık Fakültesi/Restorasyon Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi)

Hasar tespit etüdleri ve ilgili rapor

(Kızı)

İdari ve Mali İşler Sorumlusu ve hasar tespit etüdleri ve ilgili rapor

- Ahmet Ziya Akyıl

(İnşaat Mühendisi, YTÜ)

Restorasyon Projesi

-Berrin Erkurt

(Y. Mimar, Restoratör, İTÜ)

Restorasyon Projesi

-Ziya Yalınkılıç

(İstanbul Barosu Avukatlarından)

Hukuk Danışmanı

(Afife Batur’un erkek kardeşi)

-Teknik Kadro

İşin Süresi

T. C. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı ile yapılan görüşmelerde Huber Köşkü cephelerinin onarımının aciliyeti belirtildiğinden buna öncelik tanıyan bir iş programı öngörülmektedir.

İlişikteki iş programı sözleşme ve avans ödenmesinden ve iskelenin kurulmasından sonra yürürlüğe girer.

Detaylı iş programı sözleşmenin imzalanmasını takip eden 10 gün içerisinde verilecektir.

İşin Teslim Şekli

Projeler geleneksel çizim yöntemleriyle hazırlanacak ve aydınger kağıda çizilmiş orjinal kopya olarak teslim edilecektir.

Raporlar A4 formunda ciltlenmiş olarak, fotoğraflar ise bir albüm olarak teslim edilecektir.

İşverenin Yükümlülükleri

1. Huber Köşkü ve bağlı tarihi yapıların rölövelerinin 1 takım tasdikli şeffaf ozaliti ve ilgili diğer dökümanlar sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte TASARIMEVİ Mim. Ltd. Şti.’ne verilmelidir.

2. TASARIMEVİ Mim. Ltd. Şti.’nin çalışmaları için yaklaşık 60 m2’lik mekana (4 bağımsız oda) ihtiyaç vardır. Ayrıca telefon ve faks kullanım olanakları sağlanmalıdır.

3. TASARIMEVİ Mim. Ltd. Şti.’ne tahsis edilen mekanlarda çalışma saat ve günlerinin sınırlandırılmaması, tatil ve haftasonunda ve gece saatlerindeki çalışmalara olanak sağlanması istenmektedir.

4. İşin başlaması, iskelenin kurulmasına bağlı olduğundan aşağıda özellikleri belirlenen iskelenin kurularak TASARIMEVİ Mim. Ltd. Şti.’nin çalışmalarına hazırlanması zorunludur.

Talep edilen iskele

- Stabil, platformları çalışmaya müsait genişlikte ve korkuluklu, merdivenli, çalışma yapılacak yüzeylere gerekli yakınlıkta olmalı. Kısmi iskele verilmesi durumunda iskele büyüklüğü iş programını aksatmayacak minimum ölçüye sahip olmalı.

İşin Bedeli ve Ödeme Şekli

İşin bedelinin hesaplanmasında yapıların, özellikle Huber Köşkü’nün, tarihi, mimari ve dekoratif özelliklerinin önemi ve kalitesi ve çalışacak kadronun bilimsel düzeyi öncelikle gözönünde tutulmuştur.

Buna göre teklif konusu işler karşılığı

Huber Köşkü için

Paytonhane

Av Köşkü+Sera için

Set Köşkü

Mimari Kontrollük Bedeli

Teklifimiz 31.1.1995 günü measi saati bitimine kadar geçerlidir.

Bu tarihe kadar KDV oranlarında olabilecek herhangi bir değişiklik, teklif ve ödeme tutarlarına aynı oranda yansıtılacaktır.

Özel Şartlar

1 Yapılacak çalışmanın yayın ve telif hakları TASARIMEVİ Mim. Ltd. Şti.’ne (Prof. Dr. Afife Batır ve ekibindeki uzmanlara) aittir.

2. ALARKO Holding A.Ş. promosyonu için yapacağı yayınlarda TASARIMEVİ’ni ve müellifleri zikretmekle yükümlüdür.

3. Makine Elektrik ve Statik Projelerinin hazırlanması TASARIMEVİ’nin yükümlülüğünde değildir. Ancak, bu projelerin hazırlanmasında TASARIMEVİ’nin çalışmalarıyla koordinasyon sağlanması gerekmektedir.

4. İhale dosyasının hazırlanmasında, TASARIMEVİ Mim. Ltd. Şti.’nin hazırladığı Özel Teknik Şartname esas alınacaktır.

5. ALARKO Holding A.Ş. taşeron veya imalatçı firmalardan yapacağı ikinci sözleşmelere hakedişlerinin ancak TASARIMEVİ Mim. Ltd. Şti.’nin onayından sonra ödenebileceği şartını koyacaktır.

6. TASARIMEVİ Mim. Ltd. Şti. ALARKO Holding A.Ş. bünyesinden biri teknik diğeri mali konularda olmak üzere önceden belirlenmiş ve sözleşmede belirtilmiş en fazla iki kişiyle muhatap olacaktır. Bu kişiler ALARKO bünyesine bağlı zaman içinde değişebilir.

7. TASARIMEVİ Mim. Ltd. Şti. ALARKO Holding A.Ş.’ye işin her aşamasında projenin çoğaltılabilir bir kopyasının tesliminden sorumludur. Bunun dışında istenecek kopyaların ücreti ALARKO tarafından karşılanacaktır. İşin yürütülmesi için gerekli olmayan, ancak ALARKO tarafından promosyon gerekebilecek özel perspektif, maket vs. gibi işlerin yapım sorumluluğunu TASARIMEVİ üstelenecek, ancak ücretleri ALARKO tarafından ödenecektir. Bir başka deşiyle bu tür çalışmalar bu sözleşme kapsamı dışındadır.

T. C. Ek : 15-a Kültür Bakanlığı 30.5.1998 Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü Sayı : B.16.KTV.4.34.00.00/720-813

Konu : Sarıyer 1965 Ada, eski 35-36 yeni 188 parsel

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Kurullar Dairesi Başkanlığına

Yukarıda belirtilen konu hakkında Kurulumuzca alınan 10.5.1995 gün ve 7464 sayılı karar ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ve rica ederim.

Yıldız Toker Müdür

T. C. Kültür Bakanlığı İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Karar

Toplantı Tarihi ve No. : 18.5.1995-356 Toplantı Yeri

Karar Tarihi ve No. : 18.5.1995-7464 İSTANBUL

İstanbul İli Sarıyer İlçesi Tarabya Mahallesi 1065 ada, eski 35-36 yeni 188 parsele ilişkin İstanbul Bayındırlık İl Müdürlüğünün 23.12.1994 gün 13 638 sayılı yazısı ve 18.4.1995 günlü başvuru okundu, ekleri incelendi, yapılan görüşmeler sonunda :

İstanbul İli Sarıyer İlçesi 1065 ada, eski 35-36 yeni 188 parsele ilişkin Kurulun 10.11.1994 gün ve 7099 sayılı kararıyla kabul edilen rölöve aynı kararda belirtildiği üzere, söz konusu binalara ait bir belgenin Kurul arşivinde bulunması amacıyla uygun görülmüş olup, restorasyona dayanak olacak nitelikte değildir. Kurula yeni sunulan köşklere ait rölövelerin incelenmesi sonucunda ise :

a) Söz konusu yapıların Huber Köşkü, faytonhane, av ve set köşkü ve sera) gerek taşıdıkları mimarı değerler, estetik kalite, boğaz sit alanı içindeki konumu ve dönemine ait özellikleriyle bulundukları bahçenin doğal ve konum açısından önemi nedeniyle 378 sayılı ilke kararına göre, 1- grup korunması gerekli yapılar topluluğu ve doğal alan olduğuna.

b) Bu nedenle aynı ilke kararı doğrultusunda her yapımın kendi taşıdığı özellikleriyle ve temel ilke olarak yıkılmadan restorasyonları gerektiğinden rölövelerin de bu amaca uygun olarak binaların strüktürel durumlarını taşıyıcı sistem ve elemenlarını ayrıntılı olarak gösterecek şekilde ve buna yönelik 378 sayılı ilke kararı ekindeki rölöve çizim standartlarına uygun olarak gerekli yerlerde 1/20 ve daha büyük ölçekli detay çizimleriyle birlikte düzenlenmesine.

c) Ayrıca yukarıda sözü edilen gerekçelerle tüm yapıların onarım projelerinin hazırlanabilmesi için hasarlı malzeme ve önerilecek malzeme bileşimlerinin laboratuvar testleriyle tespit edilmesi gerektiğine, sonuçların proje raporu haline getirilerek Kurula bilgi verilmesine.

d) Zamanla özgün niteliklerinde değişiklik olan Huber, Faytonhane, set ve av köşkleri için restitüsyon yapılmasına ve Kurula sunulmasına.

e) Yukarda önemi belirtilen bahçenin ve dönemini yansıtan özgün bahçe ögelerinin korunmasına, bozulmuş olanların da araştırılarak devrine uygun olarak onarılmasına.

f) Yapıların yenilenecek tesisat ve altyapı elemanlarının bu yapıların I. grup yapılar olması gözönüne alınarak onarılabileceğine karar verildi.

Yıldız Toker Müdür

Erol Türkgenç Ayla Ödekan Başkan Başkan Yardımcısı

Afife Batur Oktay Ekinci Üye Üye Nuran Zeren Gülersoy Raife Kovulmaz Üye Bogaziçi İmar Müd. Tems.

T. C. Ek : 15-b Kültür Bakanlığı 17.8.1996 Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü Sayı : B.16.KTV.4.34.00.00/720-1169

Konu : Sarıyer 1965 Ada, eski 35-36 yeni 188 parsel (Huber Köşkü)

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü

(Kurullar Dairesi Başkanlığına)

Yukarıda belirtilen konu hakkında Kurulumuzca alınan 3.8.1995 gün ve 7592 sayılı karar ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ve rica ederim.

Yıldız Toker Müdür

T. C. Kültür Bakanlığı İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Karar

Toplantı Tarihi ve No. : 3.8.1995-369 Toplantı Yeri

Karar Tarihi ve No. : 3.8.1995-7592 İSTANBUL

İstanbul İli Sarıyer İlçesi, Tarabya Mahallesi70-71 pafta 1065 ada, eski 35-36 yeni 188 parselde bulunan “Cumhurbaşkanlığı Huber Köşkü hakkında ilgilisinin 1.8.1995 günlü başvurusu okundu, ekleri incelendi, yapılan görüşmeler sonunda :

İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, Tarabya mahallesi 1065 ada, eski 35-36 yeni 188 parselde bulunan “Cumhurbaşkanlığı Tarabya Huber Köşkü” için alınan 10.11.1994 - 7099 ve 18.5.1995 gün, 7464 sayılı kararımızda istenen belgelerden “Huber Köşkü”nun rölövesinin tamamlanması ve restitüsyona yönelik olarak köşkün batı ve kuzey cephelerine ait 1/30 ölçekli ve binadaki hasarları da gösteren rölövedeki ayrıntıları içeren paftanın yapının restitüsyonu ve restorasyonu (restorasyon projesinin restitüsyon projesi ile aynı olması nedeniyle) için yeterli olduğuna dolayısı ile söz konusu ayrıntılı rölöve çalışmasının köşkün 18.5.1995 gün 7464 sayılı kararı ekinde incelenen rölövesine entegre edilmesi gerektiğine aynı köşkün güney ve doğu cepheleri için de benzer çalışmaların yapılmasına, Kurula sunulan cephe restitüsyonlarının da yukardaki koşulları ve 18.5.1995 gün ve 7464 sayılı Kurul kararının gereklerinin de yerine getirilmesi koşulu ile uygun olduğuna batı ve kuzey cephelerinin restitüsyon-restorasyon uygulamasının, bu kararınızın eki olan ve gerek taşıdığı özen gerekse mimari ve bilimsel düzeyi itibariyle Kurulumuzca memnunlukla karşılanan 1/50, 1/30, 1/20, 1/10 ve 1/1 ölçekli restitüsyon-restorasyon proje ve ayrıntılarına göre yapılabileceğine, proje müellifi Z. Ayşe Akyıl’ın (Oda Sicil No : 16544) uygulamanın onaylı projelere ve 1.8.1995 tarihli başvuru ekindeki malzeme aniliz raporu ve taşıyıcı sistem detayı raporu ile diğer mimari özelliklere göre yapılmasının denetlenmesinden sorumlu olduğuna ve tamamlandığında iskan izni için yine müellifin projeye uygunluk raporunu Kurula sunulmasına karar verildi.

Yıldız Toker Müdür

Erol Türkgenç Ayla Ödekan Başkan Başkan Yardımcısı

Afife Batur Oktay Ekinci Üye Üye Nuran Zeren Gülersoy Raife Kovulmaz Üye Bogaziçi İmar Müd. Tems.

T. C. Ek : 15-c Kültür Bakanlığı 26.7.1996 Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü Sayı : B.16.KTV.4.34.00.00/720-1098

Konu : Sarıyer 1965 Ada, 188 parsel (Huber Köşkü)

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü

(Kurullar Dairesi Başkanlığına)

Yukarıda belirtilen konu hakkında Kurulumuzca alınan 6.7.1995 gün ve 7536 sayılı karar ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ve rica ederim.

Yıldız Toker Müdür

 

T. C. Kültür Bakanlığı İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Karar

Toplantı Tarihi ve No. : 6.7.1995-364 Toplantı Yeri

Karar Tarihi ve No. : 6.7.1995-7536 İSTANBUL

İstanbul İli Sarıyer İlçesi, Tarabya Mahallesi 1065 ada, 188 parselde bulunan “Cumhurbaşkanlığı Tarabya Huber Köşkü” hakkında ilgilisinin 20.6.1995 günlü başvurusu okundu, ekleri incelendi, yapılan görüşmeler sonunda :

İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, Tarabya mahallesi 1065 ada, 188 parselde bulunan “Huber Köşkü” için alınan 18.5.1995 gün 7464 sayılı Kurul kararı doğrultusunda hazırlanmakta olan projeleri yürüten uzman danışmanlar ve proje müellifinin tespit yapabilmek için 20.6.1995 günlü başvuruda talep ettiği cephe açma işleminin gerekli görüldüğü zaman yapılabileceğine, ancak uzmanların ve müellifinin (Ayşe Akyıl) işlemlerden sorumlu olduğuna karar verildi.

Yıldız Toker Müdür

Erol Türkgenç Ayla Ödekan Başkan Başkan Yardımcısı

Afife Batur Oktay Ekinci Üye Üye Nuran Zeren Gülersoy Raife Kovulmaz Üye Bogaziçi İmar Müd. Tems.

T. C. Ek : 16 Kültür Bakanlığı 5.1.1998 Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü Sayı : B.16.KTV.4.34.00.00/720-1094

Konu : Sarıyer 1065 Ada, 188 parsel

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü

(Kurullar Dairesi Başkanlığına)

Yukarıda belirtilen konu hakkında Kurulumuzca alınan 28.12.1995 gün ve 7819 sayılı karar ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ve rica ederim. Yıldız Toker Müdür

 

 

T. C. Kültür Bakanlığı İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Karar

Toplantı Tarihi ve No. : 28.12.1995-388 Toplantı Yeri

Karar Tarihi ve No. : 28.12.1995-7819 İSTANBUL

İstanbul İli Sarıyer İlçesi, Tarabya Mahallesi 70-71 pafta, 1065 ada, 188 parselde bulunan “Cumhurbaşkanlığı Huber Köşkü” hakkında ilgilisinin 6.12.1995 günlü başvurusu okundu, ekleri incelendi, yapılan görüşmeler sonunda :

İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, Tarabya Mahallesi 70-71 pafta, 1065 ada, 188 parselde bulunan “Cumhurbaşkanlığı Huber Köşkü”nün güney ve doğu cephelerine ait 1/30 ölçekli hasar tespitli rölöve, restitasyon-restorasyon 1/1, 1/2, 1/5, 1/10, 1/20 ölçekli ayrıntı ayrıca kuzey batı cephelerine ilişkin revizyon projelerinin incelenmesi sonucunda;

Çalışmada gösterilen mimari duyarlılığın, bilimsel düzeyin ve titizliğin memnunlukla karşılandığının bir kez daha vurgulanmasına ve Kurulun incelenmesine sunulan rölöve, restitüsyon-restorasyon ve yeniden ihyası öngörülen bölümlere ilişkin (özgün kubbe, rüzgarlıklı giriş bölümü, batı cephesindeki SALVE kapısı, korkuluklar vb.) rekonstrüksiyon içerikli restitüsyon önerilerinin uygun olduğuna, uygulamanın Kurulca uygun görülen projeye göre yapılmasından 16544 oda sicil nolu Mimar Ayşe Akyıl’ın sorumlu olduğuna, iskan aşamasında da mücellifin onaylı projeye uygunluk raporunun Kurula sunulması ve alınacak Kurul kararına göre ruhsat işleminin tamamlanabileceğine karar verildi.

Yıldız Toker Müdür

Erol Türkgenç Ayla Ödekan Başkan Başkan Yardımcısı

Afife Batur Oktay Ekinci Üye Üye Nuran Zeren Gülersoy Raife Kovulmaz Üye Bogaziçi İmar Müd. Tems.

T. C. Ek : 17 Kültür Bakanlığı 20.11.1995 Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü Sayı : B.16.KTV.4.34.00.00/720

Konu : İstanbul’un kuzey bölgeleri hk.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü

(Kurullar Dairesi Başkanlığına)

Yukarıda belirtilen konu hakkında Kurulumuzca alınan 15.11.1995 gün ve 7755 sayılı karar ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ve rica ederim. Yıldız Toker Müdür

T. C. Kültür Bakanlığı İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Karar

Toplantı Tarihi ve No. : 15.11.1995-381 Toplantı Yeri

Karar Tarihi ve No. : 15.11.1995-7755 İSTANBUL

Kurulumuzun 9.11.1995 gün ve 7753 sayılı kararı çerçevesinde, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünde yapılan ve İstanbul’un özellikle kuzey bölgelerindeki doğal ve kültürel değerlerinin de SİT statüsü içerisinde korunmasına yönelik çalışmalar hakkında yapılan görüşmeler ve buna bağlı olarak Kurul üyemizce yapılan 13 Kasım 1995 tarihli bavşuru ve yine Kurul üyelerince yapılan hazırlıklar, harita, fotoğraf ve Kurul üyelerinin gözlem ve bilgilerinin müştereken ele alınarak, Kurulumuz yetki alanı içerisindeki, Beykoz ve Sarıyer İlçe hudutları içerisindeki ancak Boğaziçi SİT sınırı dışında kalan alanların taşıdıkları doğal ve kültürel zenginliklerin ve İstanbul açısından taşıdığı önemin değerlendirilmesi sonucunda;

1. İstanbul için 1960’lı yıllarda başlanan ve 10 yılı aşkın bir süre geniş bir araştırma ve incelemeyle sürdürülen Nazım plan çalışmaları sonucunda Bayındırlık Bakanlığı’na bağlı İstanbul Nazım Plan Bürosunca üretilerek yine Bayındırlık Bakanlığınca 29.7.1980 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren 1/50000 ölçekli İstanbul metropoliten Alan Nazım Planında;

a) Kentin ana gelişme aksı Marmara Denizine paralel olarak ve doğu-batı yönünde lineer bir yerleşme düzeni içerisinde belirlenmiş;

b)Buna bağlı olarak da yine kentin kuzey kesimlerinde bulunan ve her iki yakada Karadeniz/kıyılarına dek dayanan ormanlık alanlar, su havzaları ve tarım alanlarının ise korunması gerekli yeşil kuşak olarak rekreasyon ağırlıklı işlevlerle kullanılması öngörülmüştür.

Böylece yine İstanbul’un kuzeye doğru büyümemesi ve bu bölgelerdeki doğal varlıkların ve ekolojinin korunabilmesi için söz konusu alanlarda yerleşimi özendirecek yol, köprü (3 üncü Boğaziçi Köprüsü) Turizm tesisleri gibi kararlara da yer verilmemesi yönündeki temel Nazım Plan İlkesi 1992-1994 ve 1994-1995 dönemlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesinde sürdürülen revizyon nazım plan çalışmaları ile aynı dönemlerde Valilik tarafından hazırlanan (Bayındırlık ve İskân İl Müdürlüğü) Belediye hudutları dışına yönelik Nazım Plan yenileme çalışmalarında da yine temel ilke olarak benimsenmiştir.

Nitekim son olarak 20 Ekim 1995 günü İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisince kabul edilen “1/50000 ölçekli İstanbul Metropoliten Alan Alt Bölge Nazım Planında” yaklaşık olarak TEM otoyolu ile Karadeniz kıyıları arasında kalan İstanbul’un kuzey bölgeleri bu kesimlerde yeralan ormanlık alanlar, tarım alanları, kıyı kuşağı ve su havzalarının koruma alanları gibi doğal değerlerin korunabilmesi açısından genel yerleşme bölgesi olarak değil, yine doğal karakteri korunacak alanlar olarak kabul edilmiş ve plana böyle yansıtılmıştır.

İstanbul’un kuzeyindeki sözkonusu doğal zenginliklerin bulunduğu alanlar Karadeniz kıyı kuşağıyla birlikte nazım planlarda sürekli olarak korunmuş ise de özellikle 1980 li yıllardan sonra yine bu bölgelerde nazım plan ilkelerine aykırı olarak mevzii planların üretilip onaylanması benzer şekilde İmar Affı Yasası’na bağlanan İslah İmar Planlarının devreye sokulması, buna koşul olarak Orman Yasasında yapılan değişiklikle özel orman alanlarında imar olanaklarının sağlanması ve tüm bunların yanısıra kaçak yapılaşmada gözlenen yoğun artışlar sonucunda bu bölgelere, yönelik nazım planlardaki koruma kararları yaşama geçememiş ve yöredeki doğal değerler bütününü zedeleyen bir imar süreci giderek etkin ve sürekli olmaya başlamıştır.

3. Kurulumuzun yetki alanı içerisindeki Beykoz ve Sarıyer İlçe ve Mücavir Alanlarını oluşturan bölgelerde de aynı olumsuz gelişmelerin yoğunlaşarak sürdüğü; ve yine genel nazım plan ilkelerine aykırı olarak, mevzii planlar, alt nazım planlar, ıslah imar planları ya da Orman Yasası’ndaki imar olanaklarıyla, bu bölgelerdeki korunması gerekli doğal değerler bütününün, koruma kaygısı taşımayan yapılaşma izinleri ve kaçak yapılaşmayla sürekli tahrip edildiği, böylece İstanbul kentinin bir bütün olarak yaşam kaynaklarını oluşturan bu bölgelerdeki tahribatın aslında sadece yöresel ölçekte değil, metropoliten yerleşme ölçeğinde olumsuz sonuçlara yol açtığı buna karşın yine sözkonusu alanların SİT statüsü içerisinde olmamasından ötürü de bütün bu gelişmelerin 2863 sayılı Koruma Yasası kapsamı dışında ve Koruma Kurulu kararları ve denetimi olamadan devam ettiği son aylarda hem Kurul üyelerimize gelen şikayetlerde sıkça vurgulanmakta hem de yine Kurul üyelerimizce de yakından gözlenerek, kaygıyla izlenmektedir.

4. Öte yandan, bahse konu korunması gerekli özellikler taşıyan Beykoz ve Sarıyer İlçe ve mücavir alanlarında bu olumsuz gelişmelere karşı SİT statüsü içerisinde korunabilen alanlar ise sadece Boğaziçi Gerigörünüm ve Etkilenme Bölgeleri’ni içeren Boğaziçi SİT alanı ile sınırlıdır. Ayrıca, Beykoz mücavir alan kapsamındaki Polonezköy ve yakın çevresi ise 15.7.1994 tarihinde Orman Bakanlığı’nca “Tabiat Parkı” olarak ilan edilmiş, dolayısıyla imar açısından belli bir yasal koruma disiplinine kavuşabilmiştir. Bunun dışında, yani Boğaziçi SİT alanı ile Polonezköy Tabiat Parkı dışında kalan ve Beykoz-Sarıyer mücavir alanı sınırlarının tamamını kapsayan doğal koruma alanlarında ise, bölgenin taşıdığı doğal değerler bütünselliğini Koruma Yasası, Koruma Mevzuatı ve Koruma Kurulu kararları disiplini içerisinde gözetip, tahribini önleyebilecek, imar ve orman mevzuatı dışında, etkin bir yasal olanak bulunmamaktadır.

5. Konuyu bütün bu planlama ilkeleri ve yasal boyutlarıyla değerlendiren Kurulumuz yetki bölgesi içerisinde bulunan Beykoz ve Sarıyer İlçe ve mücavir alan sınırlarında, Boğaziçi SİT alanı sınırları dışında kalan ve esasen Boğaziçi SİT alanındaki geri görünüm bölgelerinin de doğal değerler bütünselliği açısından devamı konumunda bulunan ve bu bölgeleri doğrudan etkilemekte olan gerek ormanlık ve diğer yeşil doku içeren korunması gerekli doğal varlıklarla kaplı gerekse Karadeniz kıyı kuşağı ve buna bağlı değerlerle yine korunması gerekli doğal zenginlikleri içeren ve ekli haritada sınırları belirtilen bölgeleri, yukarıda özetlenen tahribatın daha fazla sürmemesi ve bölgenin doğal ve kültürel değerlerinin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması için 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Yasası’nın kapsamı içerisinde ve bu yasanın 8 inci ve 17 nci maddelerindeki yetkilerine dayanarak, “Doğal SİT” olarak tespit, tescil ve ilan etmektedir.

Bu çerçevede;

a) Beykoz İlçe Belediyesi mücavir alanı ve ilçe sınırlarında kalan 29.7.1980 tasdik tarihli 1/50000 ölçekli İstanbul Metropoliten Alan Nazım Planında korunması gerekli doğal bölgeler olarak belirlenen, doğusu Beykoz İlçesi (Şile ve Ümraniye) sınırı, kuzeyi Karadeniz, kuzeyi ve batısı Boğaziçi SİT sınırı ve güneyi ise yine Beykoz İlçesi (Üsküdar ve Ümraniye) sınırı ile çevrili bölgenin, “İstanbul Kuzey Kesimi-Karadeniz Kuşağı-I. No’lu Doğal SİT Alanı” olarak tespit tescil ve ilanına.

b)Sarıyer İlçe Belediyesi ve mücavir alanı ve ilçe sınırlarında kalan, 29.7.1980 tasdik tarihli 1/50000 ölçekli İstanbul Metropoliten Alan Nazım Planında korunması gerekli doğal bölgeler olarak belirlenen doğusu Boğaziçi SİT sınırı, kuzeyi Karadeniz, batısı ve güneyi ise Sarıyer İlçesi sınırı ile (Eyüp ve Kağıthane) çevrili bölgenin, “İstanbul Kuzey Kesimi-Karadeniz Kuşağı-II. No’lu Doğal SİT Alanı” olarak tespit, tescil ve ilanına,

c)Beykoz İlçesindeki I. No’lu Doğal SİT alanı sınırları içerisinde kalan ve daha önce imar planları bulunan ya da bulunmayan tüm alanlarla birlikte, Boğaziçi SİT sınırları dışındaki Kavacık, Baklacı, Karanlıkdere, Çavuşbaşı, Çengeldere, Soğuksu, Elmalı, Zervevatçı, Akbaba, Dereseki, Tokat, Kaynarca, Alibahadır, Halayıkdere, Çayağzı, Değirmendere, Ayvalıdere, M. Şevketpaşa, Paşamandıra, Öğümce, Cumhuriyet, Bozhane, Güllü, Kılıçlı, İsaklı ve Polonezköyleri ve yerleşmelerindeki her türlü imar uygulamalırının ilgili kurumlarca durdurulmasına ve bu SİT kararıyla ilgili geçiş dönemi yapılanma koşullarının belirlenmesi ve koruma amaçlı planlamaların yapılmasıyla ilgili yasal süreçlerin başlatılmasına,

d) Yine Beykoz İlçe sınırlarını kapsayan I. No’lu Doğal SİT içerisinde kalan Elmalı Barajı ve çevresindeki içmesuyu havzaları mevzuatıyla belirlenen koruma kuşaklarında da ilgili yasa ve yönetmeliklere bağlı imar uygulamalarının durdurulmasına ve SİT Alanlarıyla ilgili geçiş dönemi yapılaşma koşulları ile buna dayalı planlama süreçlerine bağlı kalınmasına,

e) Sarıyer İlçesindeki II. No.lu Doğal SİT alanı içerisinde kalan ve daha önce imar planları bulunan ya da bulunmayan tüm alanlarla birlikte, Boğaziçi SİT sınırları dışındaki Zekeriyaköy, Demirciköy, Bahçeköy (Belde), Uskumruköy, Bentler, Kumköy, Kilyos, Gümüşdere ve Kısırkaya köyleri ve yerleşmelerindeki hertürlü imar uygulamalarının ilgili kurumlarca durdurulmasına ve bu SİT kararıyla ilgili geçiş dönemi yapılanma koşullarının belirlenmesi ve koruma amaçlı planlamaların yapılmasıyla ilgili yasal süreçlerin başlatılmasına,

f)Kurulumuzca, 2863 sayılı yasanın 17 md. gereğince I. ve II. No.lu Doğal SİT alanlarındaki geçiş dönemi yapılanma koşullarının belirlenmesine ışık tutmak üzere;

- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan.

- Beykoz, Sarıyer İlçe Belediyeleri ile Bahçeköy Belde Belediyesi Başkanlıklarından,

-İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesinin ilgili fakülte ve birimlerinden (Mimarlık Şehir Plancılığı, Orman, Ziraat, Arkeoloji, Sanat Tarihi Fakülte ve Bölümler)

-Çevre Bakanlığından,

-Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, Orman Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubelerinden,

-İstanbul Orman Bölge Müdürlüğünden,

-SİT alanı içerisindeki köy muhtarlıklarından,

-Bayındırlık ve İskân İl Müdürlüğünden,

-İller Bankası İstanbul (I. Nolu) Bölge Müdürlüğünden,

- Kültür Bakanlığı, Arkeoloji Müzesi Müdürlüğünden,

Bu kararımızın tebliğinden itibaren 21 gün içerisinde yanıtlanmak üzere öneri ve görüşlerin istenmesine,

g) Ayrıca, I. ve II. Nolu Doğal SİT alanları içerisindeki, bugüne dek onaylanan mevzii imar planları ile Islah İmar Planlarının listelerinin, plan kopyaları ve raporlarıyla birlikte ilgili belediyelerden istenmesine ve Kurulumuzca geçiş dönemi kararları belirleninceye kadar, bu planlara göre proje onayı, ruhsat, tevhid, ifraz ve hertürlü imar uygulamasının yapılmaması gerektiğinin bildirilmesine,

h) Bölgedeki muhtarlıkların da imar yasasından gelen yetkilerini kullanamayacakları ve yerleşik alanlar içerisinde ve dışında yeni yapılaşmaya izin veremeyeceklerinin bildirilmesine,

i) Orman Bölge Müdürlüğüne de Orman Yasası ve mevzuatına bağlı olarak verilen ya da verilme hazırlığı içerisinde ön izin süreci yaşanan imar hakları ve yapılaşma izinlerinin SİT kararıyla birlikte durdurulmuş olduğunun anımsatılmasına, I. ve II. Nolu Doğal SİT alanlarında bugüne dek Orman Bakanlığı ya da Bölge Müdürlüğü onayı ve izni ile başlayan yapılaşma alanlarının listesinin ilgili izin belgeleri plan ve krokileriyle birlikte Kurulumuza iletilmesinin istenmesine,

j) Bu kararla birlikte bölgede bundan böyle hiç bir ağacın kesilemeyeceği, kıyı dolgusu, hafriyat, düzenleme vb. uygulamaların yapılamayacağı ve bölgenin doğal dokusu ile tescilli ya da henüz tescili yapılmamış kültür varlığı niteliğindeki yapı ve tesislerin (köyiçlerindeki ahşap evler, eski bağ evleri, çitler, su kemerleri, çeşmeler, eski mezarlıklar, camiler, dini yapı kalıntıları ve her türlü taşınmaz değerler) Kurulumuz izni olmadan yıkılamayacağı ve onarılamayacağı koşulunun da ilgili kurumlara bildirilmesine,

k) Bu kararla tespit, tescil ve ilanı yapılan ve yukarıda sınırları belirtilen I. ve II. Nolu Doğal SİT alanları içerisinde, Doğal SİT kapsamındaki koruma bölgesi derecelerinin ise geçiş dönemi yapılanma koşulları ile birlikte belirlenmesi için, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden bölgenin güncel hava fotoğraflarının istenmesine ve ayrıca Kurul üyelerince de yerinde incelemeler yapılmasının sürdürülmesine,

l) İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 20 Ekim 1995 günlü toplantısında kabul edilen 1/50000 ölçekli Nazım Plana da bu kararla ilan edilen Doğal SİT sınırlarının işlenmesine ve plan notlarına gerekli hükümlerin konmasının istenmesine,

m)Kurulumuzun bu kararının kamuoyunda yanlış yorumlara yol açmaması, koruma amacından saptırılmaması ve Koruma Kurulu ile Kültür Bakanlığını yıpratıcı değerlendirmelere meydan verilmemesi için, gerekçe ve kapsamının Kurul Başkanlığınca daha sonra bir basın açıklamasıyla duyurulmasına ve kararın tüm ilgili kurumlarla birlikte, söz konusu basın açıklaması ekinde dağıtılmasına karar verildi.

Anılan karar : 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu ve bu kanunun bazı maddelerini değiştiren 3386 sayılı kanuna ve ilgili yönetmeliklerine açıkça aykırı olduğundan ve ilgili Beledeyilerinin temsilcilerinin toplantıya çağrılmamış olmaları nedeniyle karara iştirak etmiyorum. Gerekçeli rapor ayrıyeten verilecektir.

Nihat Gökırmak

13. – Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül’ün K.K.K. işyerindeki sendika temsilcilerinin görev yerlerinin değiştirildiği iddialarına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı ve Başbakan yardımcısı İsmet Sezgin’in yazılı cevabı (7/5002)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Savunma Bakanı Sayın İsmet Sezgin tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla. 5.5.1998 Bekir Yurdagül Kocaeli

1. Kara Kuvvetleri Komutanlığı 1 Nolu Dikimevi Müdürlüğü işyerinden, Türk Harb-İş Sendikası üyesi, birisi baştemsilci olmak üzere 3 temsilcinin Sıvas’a sürgün edilmesi Sendikanın Kurullarında ve İşyeri Kurullarında görevli 8 işçinin de iş akdinin İş Kanunun 13. Maddesine göre fesih Yasalara, taraflarca imzalanmış Toplu İş Sözleşmesine ve ILO hükümlerine uygun mudur?

2. Toplu İş Sözleşmesi’nin 6., 13. ve 44. Maddelerinde temsilcilerin nakledilmeyeceği yazılı mıdır? Yazılı ise, Toplu İş Sözleşmesi’ne neden uyulmamaktadır?

3. İşten atılma gerekçesini biliyor musunuz? İşten atılmanın gerekçesi olarak gösterilen olay, işçilerin 4 Şubat 1998 günü yemek tepsilerini kaldırmamaları ise, bu tepkiye neden olan olay nedir?

4. İşçiler selfservis yemek yerken ve tabaklarını kendileri kaldırırken üstelik yemekhanede yeterli personel yokken işveren vekili işçi idarecilerine “Siz yemek tepsilerinizi kaldırmayın, işçiler sizin tepsilerinizi kaldırsın” diyerek tepkiyi körüklemiş midir?

İşveren vekili 1 Nolu Dikimevinde Cuma günleri idarecilerle, işçinin gözü önünde çiğ köfte partileri düzenlemekte midir?

5. K.K.K.lığı işyerinde Sendika baştemsilcisi ve temsilcilerine son 6 ayda işverence kaç savunma verilmiş ve ne tür cezalar uygulanmıştır?

6. Yine bu işyerinde, 1.1.1998’den 15.3.1998’e kadar 126 işçiye ücret kesme cezası verilirken, bir tek işçi idarecisine taltif verildiği doğru mudur?

7. İşyerinde asıl huzursuzluk kaynağı olan muaddel tespitine (ortalama verim) ilişkin sendikanın taraflarca imzalanmış T.İ.S.’e uyulması istemi 20 aydır neden reddedilmektedir?

8. Muaddelin T.İ.S.’e aykırı olarak ve baskı ile oluşturulduğu sıralı üst amirlerce bilinmekte midir?

9. Sendikanın muaddel sorununun çözümü için, işverene her başvurusu neden reddedilmiştir? Zamanın M.S.B. İşçi Münasebetleri Şube Müdürü Emekli Albay “Muaddel tespitinde hatalı davrandık, düzeltebiliriz” demesi üzerine şimdiki M.S.B. İşçi Münasebetleri Şube Müdürü Yarbay “Komutanım rütbelerimi alın ama muaddele dokunmayın, aksi halde, istifa ederim.” diyerek ve bugüne kadar yanlışta direnerek, işyerinde huzursuzluğun asıl kaynağını bilerek oluşturmuş mudur? Oluşturmuşsa Yarbay hakkında ne tür işlem yapılmıştır ya da yapılmaktadır?

10. Yarbayın muaddelde direnmesi ve konunun Yargıya intikali nedeniyle, işveren vekilince kendilerini haklı çıkarmak için 1.12.1997 günü Yasalarda, T.İ.S.’nde ve çalışma ilişkilerinde hiç rastlanılmayan, ancak filmlerde gördüğümüz temerküz kamplarında çalışma biçimine benzer şekilde, dışardan noter çağırıp, noterin yanına da asker görevlendirip, işçilerin de başına dikilerek aynı muaddeli yaptırmış mıdır?

Yaptırmışsa oradan çıkan muaddel bugüne kadar neden açıklanmamıştır?

11. Yine bu işyerinde, yeni işe alınan işçiler, diğer işçilerden tecrit edilerek, aynı işin muaddeli onlara da yaptırılmış mıdır?Bu muaddel yaptırımı sırasında diğer işçilerden gizlice yardım alınarak hileye başvurulmuş mudur?

12. Parçabaşı ücret sistemi üretim içinde kendi kendini kontrol eden bir sistem iken, bu işyerinde kaç işçi idarecisi vardır?Şayet, işçi idarecilerinin sayısı fazla ise, bu maliyeti olumsuz etkilemeyecek midir?

13. Dikimevinde işveren vekili tarafından huzursuzluk yaratılmasının ve gerçeğe aykırı olarak işçilerin verimsizlikle suçlanmasının ve “giderek maliyetler bizde daha yüksek” denilerek işlerin piyasaya verilmesinin gerisinde Dikimevlerinin özelleştirilmesinin altyapısının hazırlanması mı yatmaktadır?

14. T.İ.S. Yasa ve Uluslararası Sözleşmelere aykırı bu sürgün ve işten atma işlemlerini durdurup, işçileri 20 Nisan tarihi öncesi konumlarına iade etmeyi düşünüyor musunuz?

T.C. Millî Savunma Bakanlığı 20.5.1998 Kanun : 1998/492-GK

Konu : Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Bşk.lığının 13 Mayıs 1998 tarihli ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS/0.10.00.02-7/5002-12683/30592 sayılı yazısı.

Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül tarafından verilen ve İlgi Ek’inde gönderilerek cevaplandırılması istenilen 7/5002 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı Ek’te sunulmuştur.

Arz ederim.

İsmet Sezgin Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı

Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül Tarafından Verilen 7/5002 Sayılı

Yazılı Soru Önergesinin Cevabı

1. 1 Numaralı Dikimevi Müdürlüğü işyerinde yasal hakları ödenerek hizmet akitleri feshedilen işçiler için yapılan işlem yasalara, toplu iş sözleşmesine ve ILO hükümlerine uygundur.

İşyeri sendika temsilcisi üç işçinin Sıvas 4 numaralı dikimevine nakli ise sürgün değil, bu dikimevinin ihtiyacı nedeniyledir.

2. Toplu iş sözleşmesinde, sendika işyeri temsilcilerinin nakledilemeyeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiş ise de işyeri sendika temsilcilerinin teminatını düzenleyen Sendikalar Kanununun 30 uncu maddesinde sadece, haklı bir sebep olmadıkça bunların hizmet akitlerinin feshedilemeyeceğine ilişkin hüküm bulunmaktadır. Bunun dışında İş Kanununda ve Sendikalar Kanununda işverenin yönetim hakkını sınırlayıcı bir hüküm yer almamaktadır. İşverenin yönetim hakkı kamu düzeniyle ilgili olup, kamu düzenine aykırı toplu iş sözleşmesindeki hükümler geçersizdir. Yargı kararlarında da temsilcilerin, toplu iş sözleşmesinde hüküm olsa dahi nakil işleminin iptal edilemeyeceği hüküm altına alınmaktadır.

3. Sekiz işçinin hizmet akitlerinin feshedilmesinin nedeni, yemek tepsilerini kaldırmamak değil, işyerindeki verimi düşürmeye yönelik olarak diğer işçileri tahrik ve teşvik etmek suretiyle üretimin azalmasına sebep olmaları, disiplinsiz tutum ve davranışlarıyla işyeri huzurunu bozmalarıdır.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı Dikimevlerinde Temmuz 1996 tarihinden itibaren Türk Silahlı Kuvvetlerinin hizmet ihtiyacı yeni tip rüzgar ceketi üretimine başlanmıştır. Seri üretime geçilmesi ile birlikte kişi başına verimi tespit için işyerinde muaddel tespiti yapılmıştır. Muaddel, oluşturulan yetkili teknik kurulca işletme ve iş etüdü esaslarına göre bir ürünün normal çalışma temposu ile üretilebileceği zaman ve kişi başına tespit edilen günlük verimdir. Muaddel tespitinde işçilerin hali hazırdaki normal gayretine tekabül eden verim belirlenmektedir. İşyerindeki muaddel çalışmalarında teknik mevzuat, toplu iş sözleşmesi ve yönerge esaslarına uygun hareket edilmektedir. Parçabaşı sisteminin özelliği gereği, belirlenen muaddelin % 20’ye kadar üzerinde üretim gerçekleştiğinde, işçilerin ücretleri de fazla verim oranında artırılmaktadır.

Rüzgar ceketi üretimi için görevlendirilen Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstanbul ve Ankara ile Jandarma Dikimevlerinde muaddel altı olarak belirlenmiştir. Kara Kuvvetleri Ankara ve Jandarma Dikimevlerinde günlük üretim işçi başına altı adedin üzerinde olurken; daha üstün nitelikli işçi ve makinalara sahip olan Kara Kuvvetleri İstanbul 1 Numaralı Dikimevinde günlük üretim işçi başına ortalama üçbuçuk rüzgar ceketi ile çok düşük bir seviyede kalmıştır. Silahlı Kuvvetlerin rüzgar ceketi ihtiyacı giderilememiş, eksik miktar özel sektörde yapılan ihalelerle karşılanmıştır. Ürünün, sivil piyasada işçi başına imalat miktarı ise 10 rüzgar ceketi olarak gerçekleşmiştir.

Kara Kuvvetleri 1 Numaralı Dikimevinde kasıtlı olarak üretimin günlük üçbuçuk birim seviyesinde tutulmasının sebebi; az bir gayretle belirlenen muaddelin üzerinde üretim yapılarak bunun karşılığı, olağanüstü çalışma yapılmış gibi verimliliği teşvik ücreti alınma isteğidir.

Hizmet akti feshedilen işçiler, 20 ay boyunca sabırla yapılan tüm uyarılara rağmen bulundukları konumlarından da yararlanarak, diğer işçileri tahrik ve teşvik etmek suretiyle verimi normal seviyeye yükseltmemiş ve ısrarla disiplinsiz tutum ve davranışlarını sürdürmüşlerdir. Bu tutumları işyerindeki diğer işçileri de olumsuz yönde etkilemiş, iş huzuru ve barışını bozmuş ve üretimi yarı yarıya aksatmıştır. Sonuçta 1 numaralı dikimevinde diğer işçileri tahrik ve teşvik ederek işyerindeki verimin düşürülmesinde elebaşılık yapan sekiz işçinin tüm yasal hakları ödenerek hizmet akitlerine son verilmiştir.

Kara Kuvvetleri 1 Numaralı Dikimevinden, sekiz işçinin iş akitlerine son verilmesinden sonra bu dikimevinde yeniden huzur ve barış ortamı sağlanmış, rüzgar ceketi üretiminde hiçbir baskı olmaksızın rahatlıkla 7,2’lik verimlilik seviyesine ulaşılmış ve bunun sonucu olarak kamu yararı tekrar sağlanmıştır. Buda yapılan uygulamanın haklılığını ortaya koymaktadır.

4. Tepsilerin kaldırılmaması, dikkatleri üretimin düşürülmesinden başka yöne çekmek ve konuyu saptırmak için elebaşı işçilerin de etkisiyle bilinçli olarak yapılan bir eylemdir. Bir kısım işçilerin hizmet akitlerinin feshedilmesini bu eyleme bağlamanın gerçekle ilgisi bulunmamaktadır.

İşyerinde mesai saatlerinde çiğ köfte partileri düzenlenmesi söz konusu değildir. Hafta sonları işyeri sosyal tesislerinde işçilerin kendi aralarında bütünleşmesini, idarecilerle yakınlaşmasını sağlamak ve iyi ilişkiler kurmak maksadıyla sosyal faaliyetler düzenlenmektedir.

5. Baş temsilciye, izin almadan işyerini terk etmek eyleminden dört saat ücret kesme cezası ve işverenin yönetim yetkisine müdahale etmekten yazılı ihtar cezası verilmiştir. Diğer temsilcilerden ikisine, zamanında işbaşına gelmemekten yazılı ihtar, mazeretsiz işe gelmemekten dört saat ücret kesme cezası verilmiştir. Bir temsilcinin de işe geç gelmekten savunması alınmış ancak suçsuz bulunarak ceza verilmemiştir.

6. Bu tarihler arasında verimin düşürülmesinden kaynaklanan çeşitli eylem ve disiplinsizlikler nedeniyle, 198 işçi inceleme istişare kuruluna sevk edilmiş, sonuçta 34 işçiye yazılı ihtar, 99 işçiye de çeşitli ücret kesme cezaları verilmiştir. İki işçi idarecisi taltif edilmiştir.

7. Muaddeller, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre oluşturulan yetkili komisyonlarca ilmi esaslar gözönünde bulundurularak tespit edilmekte ve Millî Savunma Bakanlığının onayı ile yürürlüğe girmektedir. Yüksek Muaddel Komisyonunca tespit edilen ve Bakanlık Onayı ile yürürlüğe giren bu muaddele karşı toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre tekrar itiraz söz konusu değildir.

Tutulmuş olan muaddel, toplu iş sözleşmesi hükümlerine de uygun olup diğer dikimevlerinde ve benzer kuruluşlarda aynı uygulama yapıldığından, yapılacak başka işlem bulunmamaktadır. Açıkça toplu iş sözleşmesine uygun olduğu belli olan muaddel sendikaca reddedilmektedir.

8. Muaddel tamamen mevzuat ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun olarak hazırlanmış ve sıralı amirlerin kontrolünden geçerek Millî Savunma Bakanlığınca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Uygulamanın muhatabı Millî Savunma Bakanlığı olup, Bakanlığımız iş müfettişleri vasıtasıyla uygulama takip edilmektedir.

9. Muaddel Millî Savunma Bakanlığının onayı ile yürürlüğe girmektedir. Bu nedenle, muaddelin onay makamı dışındaki bir personel tarafından makam ve rütbesi ne olursa olsun değiştirilmesi veya düzeltilmesi mümkün değildir. Soru önergesinde ise, muaddelin bir albay tarafından düzeltilmek istendiği, yarbayın ise buna engel olduğu ileri sürülmek suretiyle hem Millî Savunma hizmetlerinin yürütülmesi hafife alınmakta, hem de Türk Silahlı Kuvvetlerimizin disiplin anlayışı ve köklü geleneklerine uygun olmayan davranışta bulunulduğu iddia edilmektedir. Bu iddianın gerçekle hiç bir ilgisi olmayıp, Bakanlığımız hizmetleri emir komuta zinciri içerisinde tam bir disiplin ve görev şuuru ile yürütüldüğü hususunda kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

10. İşveren vekilince, 20 aydır düşük verim nedeniyle üretimin aksamasından dolayı fiili üretimi tespit etmek için işyerine noter çağrılmıştır. Noter, muaddel tespit etmemiştir. Noterin muaddel tespit etmek gibi bir yetkisi ve teknik bilgisi bulunmamaktadır. Sadece, o günkü üretimin ne kadar gerçekleştiğinin belirlenmesi ve dikilmiş ürünlerin sayımı noter huzurunda yapılmıştır. Noter huzurunda yapılan sayımda da üretimin düşük olduğu görülmüştür.

11. Yeni alınan işçilerden bir grup oluşturularak bu ürünün üretimi yaptırılmıştır. Hiç bir baskı yapılmaksızın üretim yapan bu grup, bahse konu muaddelin üzerinde işe başladıkları tarihten bu güne kadar yaklaşık altı aydır, rüzgar ceketi üretimini başarı ile gerçekleştirmektedir. Esasen diğer dikimevlerinin de belirlenen muaddel seviyesinde üretim yapması bu verimin normal olduğunun göstergesidir.

12. İşyerinde A grubu altı, B grubu beş, C grubu 57 ve kalite kontrol ve teknik kontrol görevlisi 13 olmak üzere toplam 81 işçi idarecisi bulunmaktadır. 1 600 işçinin çalıştığı işyerinde, değişik kademelerde 81 idarecinin bulunması, fazla olmayıp maliyeti olumsuz yönde etkilememekte, tersine verimin ve kalitenin yükselmesini sağlamaktadır.

13. Bu işyerinde üretimi planlanan rüzgar ceketinin piyasaya verilme nedeni, dikimevlerinin özelleştirilme alt yapısının hazırlanması değil, planlanan üretimin işçilerin verimi düşürmelerinden dolayı, ihtiyacın tamanında karşılanamamasıdır. Karşılanamayan miktarın piyasadan ihale yoluyla temin edilmesi zarureti ortaya çıkmıştır.

14. İstanbul 1 Numaralı Dikimevi Müdürlüğünde yapılan uygulama yasalara uygun olduğundan, işçilerin geri dönmeleri mümkün bulunmamaktadır. Bu işçilerin ayrılmasıyla işyeri eski huzuruna kavuşmuş, rüzgar ceketi diken bütün gruplarda % 100’e varan üretim artışı sağlanmış ve bu seviyelerde üretim devam etmektedir.

Yukarıda izah edildiği gibi muaddel tespiti, sekiz işçinin hizmet aktinin feshi ve nakil işlemleri yasalara uygun olarak yapılmıştır. Bu nedenle herhangi bir belge veya kanıta dayanılmadan Silahlı Kuvvetler personeli hakkında ithamlarda bulunulması, temerküz kampı, asker baskısı altında çalışma yaptırılması şeklinde iddiaların gerçek dışı olduğu ortadadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri bugüne kadar insan haklarına ve hukuka son derece saygılı ve Atatürk İlke ve İnkılapları ile Demokratik ve Laik Türkiye Cumhuriyetine bağlı, işçilerle ilgili tüm uyuşmazlıklarda iş barışı ve huzurunu sağlayıcı, hakkaniyetli çözümden yana bir davranış içerisinde olmuş ve bundan sonra da aynı tutum ve davranışı sürdürecektir.

Arz ederim.

İsmet Sezgin Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı

BİRLEŞİM 92’NİN SONU