DÖNEM : 20 CİLT : 52 YASAMA YILI : 3

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

89 uncu Birleşim

13 . 5 . 1998 Çarşamba

 

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Samsun Milletvekili Ayhan Gürel’in, Samsun İli ve çevresine verilmekte olan hava taşımacılığı hizmetinin yetersizliğine ilişkin gündemdışı konuşması ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in cevabı

2. – Denizli Milletvekili Hilmi Develi’nin, çok taraflı yatırım anlaşmasına ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Işın Çelebi’nin cevabı

3. – İstanbul Milletvekili Korkut Özal’ın, Meclis çalışmalarına ve TBMM gündeminin içeriğine ilişkin gündemdışı konuşması

 

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Kuzey Atlantik Asamblesi Türk Grubunu oluşturmak üzere, siyasî parti grubunca aday gösterilen üyeye ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1475)

2. – (10/219) esas nolu Meclis Araştırması Komisyonunun, Başkan seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi (3/1475)

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – İstanbul Milletvekili Ekrem Erdem ve 86 arkadaşının, Şişli Belediyesinde, eski Başkan Gülay (Atığ) Aslıtürk döneminde yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı iddialarının araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/258)

2. – İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 99 arkadaşının, bireysel hak ve özgürlüklerin tehdit altında tutularak, demokrasinin ve rejimin geleceğinin tehlikeye düşürüldüğü iddialarının araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/259)

3. – Tunceli Milletvekili Orhan Veli Yıldırım ve 21 arkadaşının, Ülkü Ocakları mensuplarının karıştığı iddia edilen terör olayları ile bunların güvenlik güçleriyle olan ilişkilerinin araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/260)

IV. – ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. – Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden belirlenmesine ilişkin ANAP, DSP ve DTP Gruplarının müşterek önerisi

V. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Ağrı Milletvekili Celal Esin’in, Ağrı-Patnos kapalı spor salonu inşaatına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yücel Seçkiner’in cevabı (6/828)

2. – Ağrı Milletvekili Celal Esin’in, Ağrı’ya bağlı bazı yerleşim birimlerinin içmesuyu sorununa ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/829)

3. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, bazı illerde SSK Hastanesi kurulup kurulmayacağına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/833)

4. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Türkiye-A.B. ilişkilerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/834)

5. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, vergi reformu çalışmalarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/835)

6. – Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı’nın, Sabah Medya Grubu hakkındaki beyanlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/836)

7. – Balıkesir Milletvekili Tamer Kanber’in, ORÜS Balıkesir-Dursunbey İşletmesinin özelleştirilmesi ihalesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/837)

8. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, imam hatip lisesi mezunlarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın cevabı (6/838)

9. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, Türkiye Taşkömürü kurumunda geçici görevli olarak çalışan işçilerin kadroya alınmalarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı (6/839)

10. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Uğur Mumcu Cinayeti konusundaki Meclis araştırması komisyonunca hakkında işlem yapılması istenilen bir askerî savcıya ilişkin Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/841)

11. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Uğur Mumcu Cinayeti konusundaki Meclis araştırması komisyonunca haklarında işlem yapılması istenilen kişilere ilişkin İçişleri Bakanından sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı (6/842)

12. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Uğur Mumcu Cinayeti konusundaki Meclis araştırması komisyonunca haklarında işlem yapılması istenilen savcılara ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/843)

13. – Antalya Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun’un, Muğla Orman Başmüdürlüğüne ait helikopterin bir milletvekilinin özel hizmetinde kullanıldığı iddiasına ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/844)

14. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, pancar ekim sahalarının sınırlandırılmasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sorusu ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı (6/845)

15. – İzmir Milletvekili Suha Tanık’ın, İzmir Büyükşehir Belediyesinin ortak olduğu şirketlere ilişkin İçişleri Bakanından sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı (6/847)

16. – Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım’ın, Samsun Büyükşehir Belediyesine satılan bir gemiye ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı (6/848)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman-Boyalık Köyünün Ermenek alan koduna ne zaman bağlanacağına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/4736)

2. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman-Merkez-İhsaniye Köyünün telefon santraline ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/4761)

3. – Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, Türk Telekom ile iki firma arasında imzalanan cep telefonları lisans hakkı devir sözleşmesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/4774)

4. – Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım’ın, yurtdışındaki temsilciliklerde kullanılan makam araçlarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in yazılı cevabı (7/4788)

5. – Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun, soruşturma izni talep edilip izin verilmeyen belediye başkanı ve perosneli olup olmadığına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4796)

6. – Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, TİGEM’e ait bir arazinin Jokey Kulübüne kiraya verildiği iddiasına ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa R. Taşar’ın yazılı cevabı (7/4881)

7. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman-Sarıveliler-Esentepe Köyü camiinin bakım ve onarım ihtiyacına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı H. Hüsamettin Özkan’ın yazılı cevabı (7/4890)

VI. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ

1. – (10/23, 36, 103, 173, 183, 198) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi

B) SAYIŞTAY ÜYELİKLERİNE SEÇİM

1. – Sayıştayda açık bulunan üyeliğe seçim

 

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açıldı.

Balıkesir Milletvekili Mustafa Güven Karahan’ın, Özürlüler Haftasına ilişkin gündemdışı konuşmasına Devlet Bakanı Hasan Gemici,

Erzurum Milletvekili Aslan Polat’ın, sekiz yıllık zorunlu eğitim kapsamında yapılacak okul inşaatlarının ihale şartlarına ilişkin gündemdışı konuşmasına Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay,

Cevap verdiler.

İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya da, Meclis gündeminde sırada bekleyen dokunulmazlık dosyalarına ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.

Kazakistan Cumhuriyetine gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e TBMM Başkanı Hikmet Çetin’in vekâlet edeceğine;

Romanya’ya gidecek olan :

İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’na, Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’nun,

Sanayi ve Ticaret Bakanı E. Yalım Erez’e, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun,

Fransa’ya gidecek olan Kültür Bakanı M. İstemihan Talay’a, Devlet Bakanı Hasan Hüsamettin Özkan’ın;

Kazakistan Cumhuriyetine gidecek olan :

Devlet Bakanı Ahat Andican’a, Devlet Bakanı Işılay Saygın’ın,

Devlet Bakanı Metin Gürdere’ye, Devlet Bakanı Yücel Seçkiner’in,

Yunanistan’a gidecek olan Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmet Sezgin’e, Devlet Bakanı Mehmet Batallı’nın,

Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan Devlet Bakanı Mehmet Salih Yıldırım’a, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın,

İsviçre’ye gidecek olan Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’a, Devlet Bakanı Cavit Kavak’ın,

Malta’ya gidecek olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’a, Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in,

Vekâlet etmelerinin uygun görülmüş olduğuna;

İlişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri ile

Yunan Parlamentosunun vaki daveti üzerine, TBMM’yi temsilen, Selanik’te yapılacak Güney Doğu Avrupalı Genç Parlamenterler Konferansına icabet edecek Parlamento Heyetinde yer alacak milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi,

Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Balıkesir Milletvekili Ahmet Bilgiç ve 24 arkadaşının, zeytinyağı üreticilerinin sorunlarının araştırılarak (10/256),

Antalya Milletvekili Yusuf Öztop ve 21 arkadaşının Emlakbank’ın zarar etmesinin nedenlerinin araştırılarak sorumlularının ortaya çıkarılması ve (10/257),

Alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri okundu; önergelerin gündemde yerini alacağı, öngörüşmelerinin, sırasında yapılacağı açıklandı.

Sakarya Milletvekili Ertuğrul Eryılmaz ve 55 arkadaşının, Devlete ait pul, zarf ve etiketleri özel amaçlarla kullanmak suretiyle TÜGSAŞ’ı haksız ve keyfi olarak zarara uğrattığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla Devlet eski Bakanı Mustafa Rüştü Taşar hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/20) Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Zonguldak Milletvekili Ömer Barutçu ve 59 arkadaşının, İstanbul -Kurtköy Havaalanı ihalesi için hazırlanmış olan protokol hükümlerini dikkate almadan ihalenin NATO ENF Dairesi tarafından gerçekleştirilmesini sağlamak suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla Başbakan Mesut Yılmaz (9/18),

Çanakkale Milletvekili Nevfel Şahin ve 56 arkadaşının, Karadeniz sahil yolunun devamı olan yolların ihalesinde usuzsüzlük yaparak Devleti zarara uğrattığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu (9/19),

Haklarında birer Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergelerinin öngörüşmeleri tamamlanarak, Meclis soruşturması açılması kabul edildi.

Anayasanın 100 üncü maddesine göre kurulacak komisyonların iki aylık çalışma süresinin, komisyonların başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimi tarihinden itibaren başlaması kararlaştırıldı.

13 Mayıs 1998 Çarşamba günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 18.39’da son verildi.

Hasan Korkmazcan

Başkanvekili

Ahmet Derin Mehmet Korkmaz

Kütahya Kütahya

Kâtip Üye Kâtip Üye

 

 

 

 

No. : 135

II. – GELEN KAĞITLAR

13.5.1998 ÇARŞAMBA

Raporlar

1. – Mera Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/741) (S. Sayısı : 658) (Dağıtma tarihi : 13.5.1998) (GÜNDEME)

2. – Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve İçişleri ve Plân ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/769) (S. Sayısı : 659) (Dağıtma tarihi : 13.5.1998) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1.– Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, Şanlıurfa’da 1996-1998 yılları arasında yapılan köy yollarına ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) sözlü soru önergesi (6/1015) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

2. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, Şanlıurfa’da 1996-1998 yılları arasında yapılan içme suyu amaçlı yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) sözlü soru önergesi (6/1016) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

3. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Ulucanlar cezaevinde öldürülen bir kişiye ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1017) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.5.1998)

Yazılı Soru Önergeleri

1. – Şırnak Milletvekili Bayar Ökten’in, TKİ Şırnak Bölge Müdürlüğünde çalışan personele ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5060) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

2. – Afyon Milletvekili İsmet Attila’nın, Mahalli İdarelere Yardım Fonundan Afyon İlindeki belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5061) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

3. – Kocaeli Milletvekili Osman Pepe’nin, Kocaeli Büyükşehir Belediyesince Kocaeli’ndeki diğer belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5062) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

4. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Eyüp Aşık) yazılı soru önergesi (7/5063) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

5. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (H.Hüsamettin Özkan) yazılı soru önergesi (7/5064) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

6. – Kütahya Milletvekili Ahmet Derin’in, Kütahya’ya bağlı bazı ilçelere polis teşkilatı kurulması için bir çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5065) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

7. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Refaiddin Şahin) yazılı soru önergesi (7/5066) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

8. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Yücel Seçkiner) yazılı soru önergesi (7/5067) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

9. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Güneş Taner) yazılı soru önergesi (7/5068) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

10. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Burhan Kara) yazılı soru önergesi (7/5069) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

11. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Işılay Saygın) yazılı soru önergesi (7/5070) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

12. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Rüştü Kazım Yücelen) yazılı soru önergesi (7/5071) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

13. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Rifat Serdaroğlu) yazılı soru önergesi (7/5072) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

14. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Hasan Gemici) yazılı soru önergesi (7/5073) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

15. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Metin Gürdere) yazılı soru önergesi (7/5074) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

16. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Işın Çelebi) yazılı soru önergesi (7/5075) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

17. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/5076) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

18. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline 1998 yılı bütçesinden ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5077) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

19. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, ortaöğretim öğrencilerinin Milli Kütüphaneye alınmamasının nedenine ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/5078) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

20. – Balıkesir Milletvekili İ.Önder Kırlı’nın, esnaf kefalet kooperatifinden kredi almayan ve sel felaketinden zarar gören esnaf ve sanatkarlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5079) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

21. – İçel Milletvekili D.Fikri Sağlar’ın, Ülkü ocakları hakkındaki bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5080) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

22. – Bursa Milletvekili Yüksel Aksu’nun, Bursa-Karacabey’de bir arazinin jokey kulübüne devredildiği iddiasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5081) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

23. – Bursa Milletvekili Yüksel Aksu’nun, Bursa’da yapılacak 2. SSK Hastanesi için ödenek ayrılıp ayrılmadığına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5082) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

24. – Bursa Milletvekili Yüksel Aksu’nun, Bakanlığın Bursa İline yönelik yatırımlarına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/5083) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

25. – Bursa Milletvekili Yüksel Aksu’nun, Bursa Diyanet Kültür ve Eğitim Sitesi inşaatına ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/5084) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

26. – Bursa Milletvekili Yüksel Aksu’nun, Bursa Adliye Sarayı inşaatına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5085) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

27. – Bursa Milletvekili Yüksel Aksu’nun, Bursa’daki demiryolu ve havalimanı projelerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5086) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

28. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, yardım vaadedilen ülkelere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5087) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

29. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, bankaların tasarrufa güvence uygulamasına ilişkin Devlet Bakanından (Güneş Taner) yazılı soru önergesi (7/5088) (Başkanlığa geliş tarihi : 8.5.1998)

30. – Antalya Milletvekili Bekir Kumbul’un, PAL-MAR adlı bir şirkete Emlak Bankası tarafından usulsüz kredi verildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5089) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.5.1998)

28 .– İçel Milletvekili Oya Araslı’nın, SEKA Akdeniz Müessese Müdürlüğünde yapılan atamalara ilişkin sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5090) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.5.1998)

Meclis Araştırması Önergeleri

1. – İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 99 arkadaşının, bireysel hak ve özgürlüklerin tehdit altında tutularak demokrasinin ve rejimin geleceğinin tehlikeye düşürüldüğü iddialarının araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/259) (Başkanlığa geliş tarihi : 7.5.1998)

2. – Tunceli Milletvekili Orhan Veli Yıldırım ve 21 arkadaşının, Ülkü Ocakları mensuplarının karıştığı iddia edilen terör olayları ile bunların güvenlik güçleriyle olan ilişkilerini araştırmak amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/260) (Başkanlığa geliş tarihi : 12.5.1998)

 

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

13 Mayıs 1998 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Hasan KORKMAZCAN

KÂTİP ÜYELER : Mehmet KORKMAZ (Kütahya), Ahmet DERİN (Kütahya)

 

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 89 uncu Birleşimini açıyorum.

Görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekili arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

İlk söz sırası, İstanbul Milletvekili Sayın Korkut Özal'da.

Sayın Özal?.. Yok.

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Samsun Milletvekili Ayhan Gürel’in, Samsun İli ve çevresine verilmekte olan hava taşımacılığı hizmetinin yetersizliğine ilişkin gündemdışı konuşması ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in cevabı

BAŞKAN – Samsun Milletvekili Sayın Ayhan Gürel, Samsun İli ve çevresine yetersiz olarak verilmekte olan hava taşımacılığı hizmetiyle ilgili gündemdışı söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Gürel. (DSP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

AYHAN GÜREL (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; seçim bölgem Samsun İli ve yöresine aksaklı olarak hizmet veren havayollarıyla ilgili gündemdışı söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Türk Hava Yolları, 20 Mayıs 1933 yılında hava ortaklığı olarak, anonim ortaklık şeklinde kurulmuş, bilahara, 8.6.1984 tarihinde kanun hükmünde kararnameyle bir düzenleme yapılmış ve böylece iktiadî devlet teşekkülü haline gelmiştir.

Bugün Samsun'a ve yöresine yapılmakta olan hava ulaşımı son derece yetersizdir. Şöyle ki: Ankara'dan Samsun'a haftanın iki gününde uçak seferi düzenlenmiştir. Pazartesi günü 09.45'te kalkan uçak Samsun'a gelmekte ve Samsun'dan 11.30'da İstanbul aktarmalı olarak tekrar Ankara'ya dönmektedir. Cuma günü 08.05'te kalkan uçak, 08.50'de Samsun'a geliyor ve 09.45'te tekrar Ankara'ya dönüyor. Son derece yetersiz bir hava ulaşımı.

Samsun, 1990 nüfus sayımında 1 156 267 nüfusa sahip, Parlamentoda 11 milletvekiliyle temsil edilmekte ve bununla birlikte, büyük şehir statüsüne tabi. Kaldı ki, Sinop, Ordu, Amasya, Tokat ve Çorum gibi illerimize de hizmet vermektedir. Parlamentoda bulunduğum bugüne kadar, maalesef, istediğim şekilde Samsun'a uçakla seyahat etme imkânını bulamadım. Temenni edelim ki, bundan sonra bu aksaklık düzeltilir.

Az önce Samsun'dan aldığım bir faksı Sayın Bakanıma iletmek isterim.

"Samsun Havaalanı 1958 yılında hizmete girmiş ve uçaklar, artış gösteren yolcu nedeniyle Samsun, Ankara, İstanbul, Trabzon seferleri daima yerine getirilmiş. Buna karşın F-28 tipi uçakların devre dışı kalması, sözleşmelerin bitmesi nedeniyle, havayollarındaki uçak sayısının düşmesi ve bu nedenle de, yolcunun, havayollarına karşı ilgisi azalmış. Nitekim, 1994 yılında Bakanlar Kurulunda, giriş-çıkış hudut kapısı olarak ilan edilen Samsun Havaalanından tarifesiz dış hat seferleriyle haftanın iki günü -pazartesi ve cuma- Ankara-Samsun-Ankara; haftanın yedi günü İstanbul-Samsun-İstanbul seferleri iç hat seferi olarak düzenlenmiş ve halen bu şekilde devam etmektedir.

Bölgeye hizmet veren Samsun Havaalanında, 7 Mayıs 1998 tarihi itibariyle tarifeli iç hat uçuşlarıyla başlatılan bağlantı, dış hat uçuşlarının da fiilen başlatılmasıyla yolcu sayısında daha da artış beklenmektedir. Uzun yıllar uçağa hasret kalan Samsun halkının sağlıklı ve hızlı hizmet seyahat hizmetlerinin sağlanabilmesi için, haftada iki sefer yapılmakta olan Samsun-Ankara seferlerinin her gün yapılması; her gün yapılmakta olan Samsun-İstanbul-Samsun seferlerinin günde iki sefere çıkarılması, uçak seferlerinin aynı saatlere rastlatılmaması, birinin sabah 10.00'da, diğerinin öğleden sonra 15.00'te olması gerekmektedir." Bunu ben, Samsun Havaalanı yetkililerinden aldım.

Yine, Mecliste 11 Ocak 1998 tarihinde Samsun Havaalanında meydana gelen uçak kazasıyla ilgili yapmış olduğum gündemdışı konuşmaya, o zaman, Devlet Bakanımız Sayın Rifat Serdaroğlu, Hükümet adına cevap vermişti ve şu anda havaalanının yetersiz olduğunu kabul ediyorum; neden yetersizdir, neden gerekli önlemler alınmamıştır. Bakın, Sayın Bakanımız o zaman bu kürsüden vermiş olduğu cevapta aynen şunları söylüyor: "Mevcut havaalanının gelişememesi nedeniyle, Samsun yöresinin -Ordu, Sinop, Amasya, Tokat, Çorum- hava ulaşımını karşılamak amacıyla yapımı planlanan havaalanı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Gürel, konuşmanızı tamamlayın efendim.

AYHAN GÜREL (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

... 1 Mart 1994 tarihinde 55 milyon ABD doları keşif bedeli üzerinden 32,3 milyon dolar bedelle dış kredili olarak ihale edilmiştir. İç hatlarda hizmet vermek üzere yapımı devam eden havaalanında, 3 bin metre uzunluğunda 45 metre genişliğinde pist, 288X100 metre ebadında apron, 290X24 metre ebadında taksirutunun yanında 2 milyon yolcu / yıl kapasiteli 12 250 metrekare terminal binası bulunmaktadır ve inşaat çalışmaları devam etmekte olup, 1999 yılında tamamlanacaktır; havaalanına tüm uçaklar tahditsiz olarak inebileceklerdir.

Şimdi, bu şartlar altında, bu havaalanına -anlaşıldığı üzere- uluslararasına hitap edecek büyük kapasiteli tüm uçaklar inmektedir. Peki, bu yolcuyu nereden bulacağız, eşyayı nereden karşılayacaksınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Gürel, lütfen, son cümlelerinizi söyleyiniz.

AYHAN GÜREL (Devamla) – İşte, bu havaalanının ileride sağlıklı şekilde, gerektiği gibi hizmet verebilmesi için, şu anda, mevcut havaalanının da istikrarlı ve düzenli bir şekilde, uçaklara açılması gerekmektedir.

Teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündemdışı konuşan Samsun Milletvekili Sayın Ayhan Gürel'e teşekkür ediyorum.

Gündemdışı konuşmayı cevaplamak üzere, Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir söz istemişlerdir; buyurun Sayın Bakan.

ULAŞTIRMA BAKANI NECDET MENZİR (İstanbul)– Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; Samsun Milletvekili Sayın Ayhan Gürel'in Samsun ve çevresindeki hava taşımacılığının yetersizliği hakkında yapmış olduğu gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere huzurlarınızdayım; Yüce Heyeti saygılarla selamlıyorum.

Az evvel de ifade edildiği gibi, Samsun Havaalanı 1958 yılında kurulmuş olup, o yıldan beri aktif bir şekilde faaliyetine devam etmektedir. Havaalanı pisti 1620X45 metre ebatlarında olup, orta gövdeli uçaklara hizmet verilmektedir. Havaalanı apronu 110X50 metre ebadında olup, 2 uçak park edebilme imkânlarına sahiptir. Pist, yaklaşma ve aydınlatma ışıklarına sahip olduğundan, gece de operasyon yapılabilmektedir. Havaalanı, VOR, DAE, NDB gibi seyrüsefer cihazlarına sahip olduğu için, uçuş operasyonları güvenli bir şekilde verilmektedir. Havaalanı 1993 yılından itibaren dış hatlarda da hizmet vermeye başlamış olup, Türk Hava Yollarının tarifeli seferleri başta olmak üzere, 1997 yılında giderek artış göstermiştir.

Samsun Havaalanına ilave olarak, yine, dış hatlara açık statüsündeki Sinop Havaalanına da tarifeli seferler yapılmakta olup, bu havaalanı pisti uzatılarak, 1650X80 metre olarak teşkil edilmiştir. Havaalanı, 1993 yılından itibaren, sivil hava trafiğine açık olarak faaliyet göstermektedir.

Samsun Havaalanının bir tepe üzerine kurulmuş olması sebebiyle, pistin daha fazla uzatılması söz konusu olmamaktadır. Ayrıca, bu konum sebebiyle, ayrıntılı ILS (hassas yaklaşma) etütleri yapılmış olmakla birlikte, yeterli performans elde edilemediğinden bu sistem tesis edilememiştir.

Yörede yolcu potansiyelinin artmakta olması, mevcut havaalanının geliştirilmesindeki zorluklar göz önüne alınarak, yine, aralıklı olarak Samsun ve yöresine hizmet etmek üzere, Çarşamba'da konvansiyonel ölçülerde (3000X45 metre) bir piste sahip olan, dış hatlara açık, yaklaşma ve aydınlatma kategorisi hassas yaklaşma CAT-II seviyesindeki Çarşamba Havaalanının yapımına başlanılmış olup, 1999 yılı içerisinde hizmete girmesi beklenilmektedir. Bu havaalanının yolcu kapasitesi 2 milyon yolcu/yıl olup, terminal binasına ilave olarak tüm hava ve kara tarafı tesisleri de ikmal edilmektedir.

Ulaştırma Bakanlığı, hava ulaşımının altyapısını sürdürmekle sorumlu ve görevli bir bakanlık olup, Türk Hava Yolları özelleştirme kapsamına alınmış ve Başbakanlıkça yönetimi sürdürülmektedir. Samsun'daki artan bu yolcu sebebiyle -Sinop'u da göz önünde bulundurarak- seferlerin artırılması konusundaki arkadaşımızın teklifini Türk Hava Yollarına ileteceğim. İnşallah, önümüzdeki yıl Çarşamba Havaalanı devreye girdiğinde, Samsun ve yöresinin hava ulaşımıyla ilgili sorunlarının bugünden daha iyi olacağını söyleyebilirim.

Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim. (DTP, ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündemdışı konuşmayı cevaplayan Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir'e teşekkür ediyorum.

2. – Denizli Milletvekili Hilmi Develi’nin, çok taraflı yatırım anlaşmasına ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Işın Çelebi’nin cevabı

BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, şimdi, gündem dışı söz sırası, Denizli Milletvekili Sayın Hilmi Develi'de.

Sayın Develi, çoktaraflı yatırım anlaşmasıyla ilgili olarak söz istemişlerdir.

Buyurun efendim.(CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 5 dakikadır Sayın Develi.

HİLMİ DEVELİ (Denizli) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülkemizin ulusal bağımsızlığı açısından son derece önemli olan çoktaraflı yatırım anlaşması konusunda söz almış bulunmaktayım; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, dün, haince silahlı saldırıya uğrayan İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Akın Birdal'a geçmiş olsun dileklerimle, acil şifalar diliyorum. Saldırıyı nefretle kınıyor, suçluların bir an önce yakalanmasını istiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu konuda, İçişleri Bakanımızın, Yüce Meclisi bilgilendirmesini bekliyoruz.

Sayın milletvekilleri, İngilizce kısaltılmış adıyla MAI, Türkçe adıyla çoktaraflı yatırım anlaşmasıdır. Bilindiği gibi OECD, dünyanın en zengin 28 ülkesinin katılımıyla kurulmuş olan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütüdür; bir başka deyişle, zenginler kulübüdür.

Türkiye, bu kuruluşun 29 uncu üyesidir. OECD Bakanlar Kurulu Konseyi, 1995 Mayıs ayında toplanarak, Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde, OECD bünyesinde çok taraflı yatırım anlaşması hazırlanması çalışmalarını büyük bir gizlilikle kapalı kapılar ardında başlattı. Bu başlatılan ve gizli olarak sürdürülen çalışmanın amacı, tüm dünya ülkelerine, yazılı olarak, uluslararası yatırımın ekonomik çıkarlarını, her türlü ulusal çıkarların önüne koyan ve bunun sağlanabilmesi için ulus devletleri, uluslararası sermayenin bekçiliği konumuna indirgeyen bir uluslararası sermaye çıkarları anayasasını hazırlamaktır.

Çoktaraflı yatırım anlaşması, hem kapsam hem de içerik açısından Dünya Ticaret Örgütü, Avrupa Birliği, NAFTA ve EFTA gibi uluslararası ekonomik örgütlerden çok daha etkili olacaktır. Çünkü, MAI çerçevesinde hiçbir ülke bu sözleşmenin dışında kalma cesaretini gösteremeyecektir. Böyle bir durumun dışına çıkmak isteyen ülkeler, zengin ülkeler tarafından tecrit edilecektir.

Türkiye, Paris'te, kapalı kapılar ardında yapılan bu çalışmaya Hazine Müsteşarlığının koordinasyonunda, Dışişleri Bakanlığı ve OECD nezdinde daimî temsilcilik elemanları ve gerektiğinde bu konularla ilgili diğer kamu kurumlarından uzmanlarla katılmaktadır. MAI'nin gerçekleşmesi halinde, sözleşmeye dahil hiçbir ülke, beş yıl geçmeden sözleşmeyi feshedemeyecektir. Fesih halinde ise 15 yıl süreyle sözleşme hükümleri fiilen yürürlükte kalacaktır.

Yatırım sözcüğü sadece maddî yardımları değil, maddî olmayan her türlü hakları, kazanımları ve portföy işlemlerini de kapsayacak biçimde geniş bir tanımlamaya tabi tutulmuştur.

Uluslararası yatırımlara, gittiği ülkede istihdam yaratma, yerli girdi kullanma, ülkeye teknoloji aktarımında bulunma ve ihracata katkı yapma gibi hiçbir kısıtlayıcı kural uygulanmayacaktır.

Hükümetler, uluslararası sermayeye karşı, ulusal çıkarlar lehine olmakla birlikte mutlak liberalizm kurallarını ihlal edici hiçbir karar alamayacak ve bu yönde hiçbir uygulamada bulunamayacaktır.

Böylesine bir uygulama ya da örneğin propaganda yoluyla talep üzerinde etkili olarak uluslararası sermayenin olası kazanımlarını etkilemek, uluslararası sermayeye, ilgili hükümeti uluslararası mahkemede dava etme hakkını vermektedir.

Böylece, uluslararası sermaye ile ulus devletler hukuksal olarak aynı düzeye getirilmiş olmaktadır. Bunun anlamı ise, ulusal çıkarları savunma durumunda olması gereken ulusal devletlerin, bu çıkarlarla çatışmalı olan uluslararası sermayenin çıkarlarını koruma ve kollama göreviyle yükümlü kılınıyor olmalarıdır.

Özelleştirmede altın hisseler ya da çalışanlara satış yoluyla özelleştirme gibi düzenlemeler yasaklanacak. Yabancı şirketlerin, geleneksel olarak devlet işletmelerinin ya da devletçe dağıtılmış tekellerin iş gördüğü piyasa alanlarına girmesi kolaylaşacak, bundan özellikle telekom ya da ulaşım hizmetleri etkilenecektir.

Sübvansiyon ve hibe gibi yatırım teşvikleri, ülke ya da mülkiyete göre kısıtlanamayacak. Böylece, kültür sübvansiyonları yalnızca yerli sanatçılara, yayınlara verilemeyecektir. Araştırma ve geliştirme, eğitim ve bölgesel kalkınma desteklerinde de yerli - yabancı şirket ayırımı kaldırılacaktır.

Anlaşmazlık durumunda danışmanlara gidilecek, bir sonraki aşamada tavsiye alınmak üzere konu, taraflar grubuna götürülecek, gerektiğinde ve son aşamada da bir mahkeme önünde tahkime gidilecektir.

Mahkeme, politikanın değiştirilmesini ya da nakdî tazminat ödenmesini isteyebilecek. Karara uyulmaması durumunda, ihlalde bulunan taraf ülkenin anlaşmadan sağladığı yararlar askıya alınacaktır. Bir ülkeye yerleşmesine izin verilmeyen şirketin bile itiraz hakkı olabilmektedir.

MAI, aynı zamanda, ulusal çıkarları kollama durumda olan ulus devletlerin gücünü sınırlamakla kalmamakta, bunları, kendi çıkarlarının bekçiliği işleviyle görevlendirmektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu, Türkiye gibi yabancı sermaye ve ileri teknoloji katkısına ihtiyaç bulunan ülkeler açısından talihsiz bir gelişmedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Develi, konuşmanızı tamamlayın efendim.

HİLMİ DEVELİ (Devamla) – Serbestleşmeyi ülkenin iradesinden çıkarmak ve yabancı sermayenin kârlılığını dayatmak ve zorla kabul ettirmektir.

Bu konuda, katılımcı ülkelerin, anlaşma ve taslak metinleri üzerinde çok sayıda çekincesi bulunmaktadır. Örneğin, Kanada'nın 17, Fransa'nın 13, İtalya'nın 7, Almanya'nın ise 6 farklı alanda detaylandırılmış çekincesi bulunmaktadır.

Türkiye'nin ise, ilgili müzakerelerde taslak üzerinde sekiz farklı alanda 30 çekincesi olduğu Hazine Müsteşarlığınca açıklanmıştır. Bu çekinceler, anlaşma metni kesinlik kazanmadığı için nihaî nitelik taşımamaktadır; ancak, taraf olduğumuz mevcut uluslararası düzenlemelerde olduğu gibi, bu çerçevede yapılacak herhangi bir nihaî düzenleme konusunda, Türkiye'nin geri adım atma şansı olmayacaktır.

OECD'nin nisan sonunda yapılan Bakanlar Konseyi toplantısına, Hazineden sorumlu Devlet Bakanı Sayın Işın Çelebi ve Dışişleri Bakanı katıldılar. Fransa'nın girişimiyle, bu görüşmeler, Kasım 1998'e kadar askıya alındı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

HİLMİ DEVELİ (Devamla) – Biz, yabancı sermayenin ülkemize gelmesine karşı değiliz; ancak, ulusal bağımsızlığı ve değerlerimizi yok sayan küresel kapitülasyon unsurları yaratacak anlayış ve anlaşmalara karşıyız.

Ülkemizin ulusal bağımsızlığını, sosyal ve kültürel boyutlarıyla ülke sanayileşme stratejilerimizi, KOBİ'lerimizi birebir etkileyecek çok taraflı yatırım anlaşmasını, CHP olarak yakından izlediğimizi belirtmek isterim.

Hükümet, Yüce Meclise ve Türk halkına bu konuyu yeterince açıklamaz ve aydınlatmaz ise, bu konuyu, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Yüce Meclise getirip genel görüşme açacağımızı bildirir, sizleri saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündemdışı konuşan Denizli Milletvekili Sayın Hilmi Develi'ye teşekkür ediyorum.

Gündemdışı konuşmayı Hükümet adına cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Işın Çelebi söz istemişlerdir; buyurun.

DEVLET BAKANI IŞIN ÇELEBİ (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; değerli arkadaşımızın gündeme getirdiği çoktaraflı yatırım anlaşması, şu anda dünyada en çok tartışılan konulardan biridir. Özellikle dünyadaki ekonomik gelişmede rekabetin ve bu rekabet çerçevesinde uyumun sağlanması, belli ölçülerde önem taşımaktadır. Nitekim, Uruguay turu ve GATT çerçevesinde, Türkiye, 1990 öncesinde uluslararası alandaki anlaşmalara ilk imza koyan ülkelerden biri olmanın her zaman onurunu ve her zaman da öncülüğünü yapmanın gururunu taşıyacaktır. Nitekim, uluslararası ticarette, çok taraflı düzenlemelere kurumsal bir nitelik kazandıran Uruguay turu sonuçlandıktan sonra, dünya ticaretindeki gelişmelerin yarattığı avantajlardan istifade edilmesi, uluslararası yatırımlar için de benzer bir çerçevenin çizilmesinin gündeme gelmesine yol açmıştır.

Bu kapsamda, 1995 yılı Mayıs ayında toplanan OECD Bakanlar Konseyi, çoktaraflı bir yatırım anlaşması hazırlanması yönünde prensip kararı almıştır. OECD bünyesinde başlatılan çoktaraflı yatırım anlaşması müzakere sürecinde temel amaç, yabancı sermaye yatırımları açısından, genel bir serbestlik ve koruma standartlarıyla, etkin işleyen bir uyuşmazlıkların çözümü mekanizmasına sahip bir çerçevenin oluşturulmasıdır.

Değerli arkadaşlarım, iki hafta önce ziyaret ettiğimiz Çin'de, yabancı sermaye girişi, yılda 50 milyar doların üzerindedir. Sadece Şanghay Kentinin yıllık yabancı sermaye girişi 10 milyar dolardır. Çin, 1990 yılına kadar kapalı bir ekonomiye sahipken ve ciddî olarak dünyadan kopuk bir ülke iken, bugün, dünyada en çok yabancı sermaye girişi olan ve bu yabancı sermaye girişini üç dört katı katlamayı öngören ve önümüzdeki beş yılda 750 milyar dolarlık bir dolarlık bir altyapı yatırımı yapmayı programlamış bir ülkedir. Çin'deki bu gelişmeyi dikkate aldığımız zaman... Türkiye'nin yıllık yabancı sermaye girişi 500 milyon dolardır; yani, Şanghay Kentinin yıllık yabancı sermaye girişi 10 milyar dolar, Türkiye'nin yıllık yabancı sermaye girişi 500 milyon dolardır.

Özellikle finansman açığı ve tasarruf açığı çeken bir ülkede, yabancı sermaye yatırımları büyük önem taşımaktadır. Nasıl, 1980'lerde Türkiye'nin ihracatını geliştirmesi önem taşıyor ve ihracattaki gelişmelere, o dönemde de ciddî olarak karşı çıkılmışsa ve bugün 30 milyar dolar düzeyine gelen Türkiye'nin ihracatı ve 50 milyar dolar düzeyine gelen ithalatında -bir 80 milyar dolarlık dışticaret hacminde- Türkiye birçok tartışmaları geride bırakmışsa, bugün, Türkiye, teknoloji ve know-how açısından da yabancı sermaye girişini, mutlaka hızlandırması ve yıllık giriş itibarıyla, 5 milyar doların üzerine çıkarması gereken bir ülkedir.

Bu anlamda, dünyada yapılan çoktaraflı yatırım anlaşmasında, Türkiye, son derece ülke menfaatlarını dikkate alarak... 1995'ten sonra kurulan bütün hükümetlerin de bu konuda dikkatli olduğu kanaatindeyim. Ayrıca, bu konuda, Bakanlar Kuruluna bilgi vereceğimizi de antrparantez belirtmek istiyorum.

Bu anlamda, yabancı sermaye yatırımlarını düzenleyen bu, ilk çoktaraflı anlaşma, yabancı sermaye yatırımları açısından önem taşıyan üç ana konuyu -yani, yatırımların serbestleşmesi, korunması ve uyuşmazlıkların çözümleri konularını- tek bir metinde toplamayı amaçlamaktadır.

Nitekim, biz, 1986 yılından sonra çıkardığımız yabancı sermaye kanunlarında, dünyada çok önemli bir açıklığı ve bu üç ilkeyi de içerisinde barındıran anlaşma metinlerini yapmış bir ülkeyiz.

Bu çoktaraflı yatırım anlaşması, tüm ekonomik sektörleri kapsayacak şekilde hazırlanmıştır; ancak, akit tarafların koyacakları çekincelerle korumak isteyebilecekleri sektörlerin anlaşma kapsamı dışında tutulması olanağını da sağlamaktadır. Ulusal mevzuata uymayan alanlarda ve anlaşma dışında tutulmak istenen sektörlerde, ülkelerce öngörülen, önerilen istisnaların sayısı 600'den fazladır; ülkemiz de, 8 ayrı alanda 30 adet çekince koymuş bulunmaktadır; yani, bu anlaşma henüz tartışma aşamasındadır.

Nitekim, 27-28 Nisan 1998 tarihinde; yani, iki hafta önce, Paris'te, benim de katıldığım toplantıda yapılan görüşme sonunda, ön hazırlık olan taslağın, üye ülke kamuoylarında yeterince tartışmasını sağlamak için, görüşmeler ekim ayı sonuna kadar dondurulmuştur. Bu nedenle, bu gündemdışı konuşmada konuya gündeme getiren, arkadaşımız, Denizli Milletvekili Hilmi Beye teşekkür ediyorum.

Çoktaraflı yatırım anlaşması aşağıdaki unsurlardan oluşmaktadır:

Birincisi, yatırımların korunması. Burada, yatırım kavramı, doğrudan yabancı sermaye yatırımından başka, portföy yatırımları ve diğer malî araçları ve gayrimenkul yatırımlarını da içermektedir.

İkincisi, anlaşmanın temel amacı, yatırımlar konusunda her türlü farklı muamelenin kaldırılmasını öngörmektedir ve taraflar, yerli yatırımcılara tanıdıkları ayrıcalıkları yabancı yatırımcılara da tanımayı kabul etmektedirler.

Üçüncüsü, ülkeler, aynı zamanda, anlaşmaya taraf olan ülke yatırımcıları arasında da ayırımcılık gözetmeme ilkesini benimsemektedirler.

Dördüncüsü, yasalar ve diğer hukuksal uygulamaların, kamuoyunun bilgisine tam bir açıklıkla sunulması öngörülmektedir.

Beşincisi, yabancı yatırımcıların, sermaye, kâr ve diğer her türlü kazançlarının ülkelerine transfer edilmesine imkân vermektedir.

Diğer bir konu başlığı, yönetici ve uzman personel gibi önemli personele, ülkeye giriş ve geçici oturma konularında serbestlik tanınacaktır.

Bütün bu konular, Türkiye'nin yabancı sermaye mevzuatında zaten var olan konulardır.

Ayrıca, yatırımcılara minimum ihracat hedefi gibi kısıtlamaların getirilmemesi öngörülmektedir.

Kamulaştırma, ancak kamu çıkarının zorunlu kıldığı hallerde ve tazminat ödenmesi koşuluyla mümkün olabilecektir.

Anlaşma, devletler arasında ya da devletle yabancı yatırımcı arasında doğabilecek anlaşmazlık hallerinde, öncelikle, görüşmeler yoluyla çözüm bulunmasını öngörmekle birlikte, bu yöntemin yeterli olmaması durumunda, uluslararası tahkim kuruluna başvurulmasına yer vermektedir. Türkiye, şu anda, yaptığı yaklaşık 20'den fazla anlaşmada, uluslararası tahkime refere etmiştir.

Saygıdeğer Başkan, değerli milletvekilleri; günümüzde büyük boyutlara ulaşan -biraz önce Çin örneğinde de anlattığım gibi- yabancı sermaye yatırımlarından en üst düzeyde yararlanabilmek için, 1954 tarihli Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu ve 1986'dan sonra revize ettiğimiz bu Yabancı Sermaye Kanunuyla, ülkemizde, zaten, oldukça serbestlik getiren bir yabancı sermaye mevzuatı uygulanmaktadır. Çoktaraflı yatırım anlaşması taslağına getirdiğimiz çekincelerle, ulusal egemenlik, ülkemiz ekonomisi ve işçi hakları ve çevre konularında doğabilecek sakıncaları önlemeye dönük rezervler ortaya konulmuş ve bu konuda da anlaşma metni revize edilmiştir. Ayrıca, bu tavrımızı, müzakerelere etkin bir şekilde katılarak, anlaşma kesinleşinceye kadar sürdürmekte de kararlıyız.

Böylece, globalleşen dünyanın, küreselleşmenin dışında kalmadan, Çin'de gördüğümüz, Şanghay Kentinde yaşadığımız avantajlardan yararlanmak üzere -ki, Şanghay'da, dünyanın en fazla gelişmeye açık menkul kıymetler piyasasının bulunmasını ve Padon diye bir bölgede, dünyanın bütün çokuluslu şirketlerine en geniş özgürlükler içeren bir yatırım serbestisinin tanınmasını; ayrıca, 21 inci Yüzyıla girerken, dünyanın, elektronik ticaretinin ve yatırımının da gelişeceğini dikkate alırsanız- bu anlamdaki anlaşmalara ülkenin menfaatlarını da koruyacak şekilde revize ederek katılmakta, iyi müzakere edilmesi koşuluyla, yarar olduğu kanaatindeyim.

Sayın Başkan, bu anlamda, Yüce Meclisimizin değerli üyelerine, çok önemli bir anlaşma taslağı konusunda -ki, Bakanlar Kurulunda da bu konuyu, Sayın Başbakan Yardımcımızın talimatı üzerine ele alacağımızı belirtiyorum- Türkiye'ye ve Parlamentomuza bilgi verme fırsatı verdiği için, başta Denizli Milletvekili Hilmi Develi arkadaşıma ve sizlere teşekkür eder, şükranlarımı sunarım.

Saygılarımla efendim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Gündemdışı konuşmayı cevaplayan Devlet Bakanı Sayın Işın Çelebi'ye teşekkür ediyorum.

3. – İstanbul Milletvekili Korkut Özal’ın, Meclis çalışmalarına ve TBMM gündeminin içeriğine ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, gündemdışı son konuşmacı olan İstanbul Milletvekili Sayın Korkut Özal, Meclis çalışmaları ve gündemiyle ilgili olarak söz talebinde bulunmuşlardır.

Buyurun Sayın Özal.

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

KORKUT ÖZAL (İstanbul) – Muhterem Başkan, değerli milletvekilleri; yarın 14 Mayıs; demokrasi tarihimizin çok önemli bir olayının 48 inci yıldönümüne geliyoruz.

14 Mayıs 1950 günü yapılan genel seçimde, Demokrat Partimiz, 484 milletvekilliğinin 420'sini kazanarak tek başına iktidar olmuştur. Demokrat Parti, ülkemizin demokrasi tarihinde, milletin, demokratik kurallar ve dürüst seçimlerle işbaşına getirdiği ilk demokratik iktidar olma mazhariyetini taşıyor. Bu önemli demokrasi zaferinin şerefi, sadece, onu kazanan Demokrat Partiye ait değil; bu dürüst ve demokratik seçimi gerçekleştiren, o devrin Cumhuriyet Halk Partisi İktidarının ve seçimde gösterdiği örnek ve duyarlı davranışlarıyla Yüce Milletimizin de burada aynı derecede şeref hakkı var. Ülkenin, milletin ve siyasî tarihimizin bu büyük gurur gününü, demokrasi bayramı olarak kutluyor ve bunu gerçekleştiren o büyük insanların hepsini, şükran, minnet ve rahmetle anıyoruz.

14 Mayıs anıtsal demokrasi zaferinden bu yana, ülkemizde, Demokrat Partinin, ardı ardına üç seçim kazanarak kesintisiz on yıllık demokratik iktidarından sonra çok zor olaylarla geldik. Ortalama on senede bir müdahale yapıldı, ararejimlerle demokrasi kesildi. Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığında, Büyük Millet Meclisinin 1924 yılında yürürlüğe koyduğu Anayasa yürürlükten kaldırıldı. Ararejimler sırasında oluşturulan anayasalar, siyasî partilerin ve bunların oluşturduğu hükümetlerin yetki ve çalışmalarını büyük ölçüde sınırladığı gibi, denetim olanaklarını da büyük ölçüde çalışamaz hale getirdi. Antidemokratik pek çok yasanın Anayasa Mahkemesinin denetimine kapalı olduğu ve bizzat Anayasanın dahi pek çok antidemokratik hükümler içerdiği ülkemizde, demokrasi, biçimselleşmeye ve siyaset alanı bir hizmet kapısı olmaktan çok, çıkarların bölüşüldüğü bir mücadele alanı görüntüsü almaya başladı.

Parlamentomuzun ve Hükümetin şu anda dışarıdan görünüş ve algılanışı hiç de iç açıcı değildir. 1995 genel seçimleriyle göreve gelen ve millî iradenin mabedi olan Parlamentomuz, daha normal süresinin yarısını bile tamamlamamışken, acil bir seçim arayışına girmiştir. Ülkede, sanki bir büyük siyasal deprem olmuştur. Toplam milletvekillerinin yüzde 40'ı partilerinden kopmuştur. Seçimden birinci çıkan parti kapatılmış, lideri ve 6 milletvekili siyasetten yasaklanmış, ikinci partinin milletvekillerinin üçte biri partilerinden ayrılmış ve lideri hakkında bir Meclis soruşturması açılmıştır. Halen Başbakan olan üçüncü partinin lideri ve bir bakanı hakkında, şu anda Meclis soruşturması açılmıştır; dördüncü partinin lideri için de Meclis soruşturması açılması hazırlığı olduğu söyleniyor. Bu soruşturmaların önümüzdeki günlerde Meclisin gündemini çok geniş bir şekilde işgal edeceği de anlaşılmaktadır.

Meclisin gündemi, ülkeyi demokrasi öncesine geri götürmeyi amaçlayan birtakım dayatma tasarılarla tıkanmış durumdadır. Ülkenin önünü açması için gerekli kanun tasarısı ve teklifleri bir türlü öne çıkamazken, bazı etkin çevrelerin çıkarlarına hizmet etmek amacına dönük olduğu iddia edilen tasarılar öne çıkmaktadır.

220 milletvekili desteği olan Hükümet partileri, 184 kişilik Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı ekseriyetini tamamlamaktan aciz kalmaktadır.

YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) – Gelmiyorsunuz.

KORKUT ÖZAL (Devamla) – Bir cümleyle ifade ediyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi tıkanmış bir görünümdedir. Bu tıkanıklık, sadece Hükümete ve ülkeye zarar vermekle kalmayıp, siyaset kurumunu bir kül olarak ve özellikle milletvekillerimiz başta olmak üzere siyasetçilerimizin tamamını bireyler olarak, kamuoyumuzun itibarından düşürüyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Özal, konuşmanızı tamamlayın efendim.

KORKUT ÖZAL (Devamla) – Bu yetmiyormuş gibi, bazı ararejim heveslileri, yangına benzin atarcasına, siyaset kurumunun ve milletvekillerimizin hepsinin itibarını zedeleyecek kasıtlı tutumlara tevessül ediyorlar. Meclisin yeni salon ve koltuk meselesi bahane edilerek Parlamentonun tamamını suçlar manşetler atılıyor. Bazı üyelerin çöp parasını ödememiş olmaları, bütün Türkiye Büyük Millet Meclisi mensuplarını suçlar boyutlara çıkarılıyor. Hükümetin bir bakanı, milletvekillerini ihale takipçisi olarak niteliyor. Milletvekillerinin, partilerin ve hükümetlerin kamuoyundaki güvenilirlik araştırmaları, toplumun yüzde 75 ilâ 87'sinin bunlara güvenmediğini gösteriyor. Bu örnekleri artırmak mümkün.

Öyle görüyorum ki, bugün, Türkiye, çok kritik bir noktadadır. Çaresi bulunmazsa, geçmiş yıllarda yaşadığımız gibi bir kaos birdenbire önümüze çıkabilir. Çare ve çözüm, hızla demokratikleşmekten ve bütün tıkanıklıkları, demokrasinin fazilet ve imkânlarıyla aşmaktan geçmektedir. Liderler demokrasisiyle yönetilen siyasetimizin başta liderler olmak üzere bütün mensuplarını, bu zor şartların demokrasi içinde aşılmasını içeren bir uygulama için bir araya gelmeye ve ülkenin sorunlarının çözümünü kişisel ve partisel önceliklerin üstüne çıkarmaya acilen davet ediyorum.

Muhterem Başkanı ve Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündemdışı konuşan İstanbul Milletvekili Sayın Korkut Özal'a teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu konuşmanın Meclis yönetimini ilgilendiren bölümleriyle ilgili kısa bir açıklamada bulunmak istiyorum. Sayın Özal konuşmasında, bir siyasî partinin kapatılmış olması olayına ve diğer siyasî parti genel başkanları hakkında Mecliste soruşturma açılmış olmasına değindiler. Bu konular, tabiatıyla, yargı kararı ve Meclisin yargısal denetim yollarıyla ilgili olduğu için, bizim, Başkanlık olarak ifade edeceğimiz herhangi bir durum söz konusu değildir.

Meclisin itibarıyla ilgili olarak son günlerde yayınlanan haberler konusunda, çöp vergisi dahil, inceleme yapılmaktadır. Burada, ilk belirlemelerimize göre haberin kasıtlı olduğu ortaya çıkmıştır. Arkadaşlarımızın topluca tazminat davası açmaları için, Başkanlık Divanındaki görevli arkadaşlarım ilk çalışmaları yürütmektedirler.

Meclisteki devam konusuna hassasiyet göstermek bütün milletvekillerinin görevidir; ancak, basınımızın da, görevli bulunanları dahi kaçak vekil ilan eden dikkatsiz haberlerden sakınmaları gereklidir. Bu konuda doğmuş olan kişisel hakları da arama konusunda, Meclis Başkanlığımız milletvekili arkadaşlarımıza yardımcı olacaktır.

Değerli arkadaşlarım, diğer sunuşlarımıza geçiyoruz.

Sunuşlar bölümümüz biraz uzun süreceği için, Divan Üyesi arkadaşımın bunları yerinden okuması hususunda tasvibinizi alacağım: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutuyorum:

 

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Kuzey Atlantik Asamblesi Türk Grubunu oluşturmak üzere, siyasî parti grubunca aday gösterilen üyeye ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1475)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Kuzey Atlantik Asamblesi Türk grubunu oluşturmak üzere, Fazilet Partisi Grup Başkanlığınca Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu aday gösterilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca Genel Kurulun bilgisine sunulur.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Meclis araştırması önergeleri vardır; sırasıyla okutuyorum:

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – İstanbul Milletvekili Ekrem Erdem ve 86 arkadaşının, Şişli Belediyesinde, eski Başkan Gülay (Atığ) Aslıtürk döneminde yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı iddialarının araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/258)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Şişli Belediyesinde eski Belediye Başkanı Sayın Gülay Aslıtürk'ün görevde bulunduğu takribi üçbuçuk yıllık hizmet süresi içerisinde yüzlerce milyon dolarlara varan boyutta yolsuzlukların olduğu iddiaları kamuoyunun malumudur.

Konuyla ilgili iddiaların açıklığa kavuşturulması, varsa birtakım yolsuzluk ve usulsüzlüklerin tespiti için Şişli Belediyesi hakkında bir Meclis araştırması yapılmasını, Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince arz ve teklif ederiz. 05.05. 1998

1. Ekrem Erdem (İstanbul)

2. Abdüllatif Şener (Sıvas)

3. Salih Kapusuz (Kayseri)

4. Veysel Candan (Konya)

5. Hüseyin Kansu (İstanbul)

6. Osman Yumakoğulları (İstanbul)

7. Cafer Güneş (Kırşehir)

8. Hüseyin Olgun Akın (Ordu)

9. Abdullah Örnek (Yozgat)

10. Metin Perli (Kütahya)

11. İsmail Kahraman (İstanbul)

12. Nurettin Aktaş (Gaziantep)

13. Kahraman Emmioğlu (Gaziantep)

14. Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep)

15. Aslan Polat (Erzurum)

16. Şinasi Yavuz (Erzurum)

17. Azmi Ateş (istanbul)

18. Mustafa Yünlüoğlu (Bolu)

19. Osman Pepe (Kocaeli)

20. Mehmet Emin Aydınbaş (İçel)

21. Mustafa Ünaldı (Konya)

22. Suat Pamukçu (Bayburt)

23. Mehmet Altan Karapaşaoğlu (Bursa)

24. Latif Öztek (Samsun)

25. Musa Uzunkaya (Samsun)

26- Mehmet Aykaç (Çorum)

27. Hasan Dikici (Kahramanmaraş)

28. Süleyman Metin Kalkan (Hatay)

29. Fethullah Erbaş (Van)

30. Ersönmez Yarbay (Ankara)

31. İlyas Arslan (Yozgat)

32. Ramazan Yenidede (Denizli)

33. Ömer Naimi Barım (Elazığ)

34. Tevhit Karakaya (Erzincan)

35. Zülfikar Gazi (Çorum)

36. Sıtkı Cengil (Adana)

37. İsmail Yılmaz (İzmir)

38. Teoman Rıza Güneri (Konya)

39. İ. Ertan Yülek (Adana)

40. Hüseyin Arı (Konya)

41. Mustafa Kamalak (Kahramanmaraş)

42. Memduh Büyükkılıç (Kayseri)

43. Ahmet Doğan (Adıyaman)

44. Mustafa Kemal Ateş (Kilis)

45. Abdullah Arslan (Tokat)

46. Ahmet Feyzi İnceöz (Tokat)

47. Şeref Malkoç (Trabzon)

48. Cevat Ayhan (Sakarya)

49. Hüseyin Yıldız (Mardin)

50. İsmail Coşar (Çankırı)

51. Ömer Faruk Ekinci (Ankara)

52. Kâzım Arslan (Yozgat)

53. Nurettin Kaldırımcı (Kayseri)

54. M. Salih Katırcıoğlu (Niğde)

55. Feti Görür (Bolu)

56. Hasan Hüseyin Öz (Konya)

57. Murtaza Özkanlı (Aksaray)

58. Süleyman Arif Emre (İstanbul)

59. Bahri Zengin (İstanbul)

60. Memet Emin Aydın (Siirt)

61. Ahmet Demircan (Samsun)

62. Sabahattin Yıldız (Muş)

63. Zeki Karabayır (Kars)

64. Ahmet Karavar (Şanlıurfa)

65. Sait Açba (Afyon)

66. Ahmet Nurettin Aydın (Siirt)

67. Ahmet Dökülmez (Kahramanmaraş)

68. Musa Demirci (Sıvas)

69. Ahmet Cemil Tunç (Elazığ)

70. İsmail Özgün (Balıkesir)

71. Şaban Şevli (Van)

72. Osman Hazer (Afyon)

73. Ali Oğuz (İstanbul)

74. Abdulkadir Öncel (Şanlıurfa)

75. Mikail Korkmaz (Kırıkkale)

76. Maliki Ejder Arvas (Van)

77. Naci Terzi (Erzincan)

78. Cemalettin Lafçı (Amasya)

79. Zeki Ünal (Karaman)

80. Remzi Çetin (Konya)

81. Avni Doğan (Kahramanmaraş)

82. Saffet Benli (İçel)

83. Mehmet Fuat Fırat (İstanbul)

84. Rıza Ulucak (Ankara)

85. Ahmet Bilge (Ankara)

86. Mustafa Baş (İstanbul)

87. Abdullah Gencer (Konya)

Gerekçe:

27 Mart 1994 tarihinde yapılan mahallî idareler seçiminde, Anavatan Partisinden Şişli Belediye Başkanı seçilen Sayın Gülay Aslıtürk (Atığ) yolsuzluk iddialarının ayyuka çıkmasıyla, Belediye Başkanlığından istifa etmek mecburiyetinde kalmıştır.

Şişli, İstanbul ilçeleri içerisinde altyapı sorunlarını büyük ölçüde halletmiş ve geliri en yüksek ilçe belediyelerinden birisidir.

Sayın Aslıtürk, başkanlık yaptığı süre içerisinde, kelimenin tam anlamıyla, belediyeyi iflasa sürüklemiştir. Belediye çalışanları ücretlerini alamaz hale gelmiş ve telefonları dahi icra tarafından kapatılmıştır.

Şişli Belediye Meclisi Araştırma Komisyonunun tespitine göre, belediye gelirleri ve çeşitli bankalardan yüksek faizlerle alınan krediler, kamu hizmetleri yerine hayalî şirketlere ve şahıslara aktarılarak, belediye, yüzlerce milyon dolarlık zarara sokulmuştur.

Yolsuzlukların odak noktası durumundaki ŞİPA AŞ, asfalt plentinin ihtiyacı olan malzemelerin temini maksadıyla kurulmuş belediye yan kuruluşudur.

İddialara göre, Belediye Başkanı, onlarla, trilyonluk işlemleri bir başkan yardımcısıyla yapmıştır. Bu yolla, birçok uygulama, belediye meclisi denetiminden kaçırılmıştır.

Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı, Belediye Başkanıdır. Şirket, Başkan ve Başkanın atadığı yönetim kurulu üyelerinin kararlarıyla yönetilmektedir.

Şişli Belediye Encümeni, Belediye Meclisinin kendisine verdiği satın alma, satma ve kamulaştırma gibi yetkilerini şirkete devrederek, hem kendisini hem de belediyeyi neden devre dışı bırakmak lüzumu hissetmiştir? Encümen üyeleri böyle bir kararı neden almışlardır? Kendilerine bir baskı mı yapılmıştır? Yapıldıysa, kim tarafından yapılmıştır?

Araştırma Komisyonunun raporuna göre, Başkan, şirketle ilgili belgeleri yanında götürmüş ve dört ay sonra iade etmiştir. Bu süre içerisinde, belgeleri neden vermemiştir? Tamamı iade edilmiş midir? İade edilenlerde bir tahrifat var mıdır? Varsa, bu tahrifatlarla hangi gerçekler gizlenmeye çalışılmıştır? Bu tahrifata, şirketin karar defterleri de dahil midir?

Araştırma Komisyonu raporunda ismi geçen veya geçmeyen, Belediyenin ve ŞİPA'nın, her türlü parasal ilişkide bulunduğu şirketler ve şahıslar kimlerdir? Söz konusu şirketlerin sahipleri kimlerdir? Aralarında hangi belediye meclisi üyeleri ile hangi belediye personeli ve yakınları vardır?

Hangileri hayalî, hangileri gerçektir? Hangi mallar ve hizmetler karşılığında, kendilerine ödemelerde bulunulmuştur? Bunların, bugünkü rakamlarla gerçek değeri nedir?

Şirket ve belediye adına, hangi bankalardan, ne kadar kredi, hangi şartlarla, hangi hizmetler için, hangi teminatlar karşılığında alınmıştır? Krediler nerelerde, nasıl kullanılmıştır? Geri ödemeleri zamanında yapılabilmiş midir?

Araştırma Komisyonunun tespitine göre, belediyenin çok sayıda, rantı yüksek, kıymetli arsaları şirkete aktarılmış; Devlet İhale Yasası by-pass edilmiş, birtakım insanlara peşkeş çekilmiştir. Araştırma komisyonunun tespit ettiği veya edemediği arsaların değerleri bugünkü rakamlarla nedir?

Emanet usulüyle yaptırılan işlerde ve ödemelerde, yasal prosedüre uyulmuş mudur? Araştırma raporunda iddia edildiği gibi, dört beş yıl önce ihalesi ve kabulü yapılan işlerin yeniden kabulü yapılarak ödemelerde bulunulmuş mudur? Bulunuldu ise kimlere, ne kadar ödeme yapılmıştır?

Yüzlerce milyon dolar boyutundaki yolsuzlukları Sayın Gülay Aslıtürk'ün tek başına yapması mümkün müdür? Değilse, kimlerle işbirliği içerisinde bulunulmuştur?

Araştırma komisyonu raporu, suçu birtakım insanlar üzerinde yoğunlaştırarak ANAP'a yakın isimleri gizleme çabasındadır. Tüm bu yolsuzluk iddiaları arasında, Sayın Başbakan Mesut Yılmaz'ın amca oğlu Erdal Yılmaz, Anavatan Partisi İlçe Başkanı Sayın Başbakan Mesut Yılmaz'ın kızkardeşinin beyi Yiğit İkiz ve şu anda Belediye Başkanlığı yapan, Sayın Aslıtürk'ün döneminde İmar Komisyonu Başkanı olan Cüneyt Akgün'ün de, isimleri dolaşmakta olduğu halde, söz konusu raporda bu nokta vurgulanmamıştır.

Şişli Belediyesinde devasa boyutlara ulaşan yolsuzluk iddialarının ve buna bağlı sorunların açıklığa kavuşabilmesi için, Anayasanın ve İçtüzüğün ilgili maddeleri gereğince bir Meclis araştırması yapılması gerekmektedir.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırasında yapılacaktır.

Şimdi, ikinci Meclis araştırması önergesini okutuyorum:

2. – İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 99 arkadaşının, bireysel hak ve özgürlüklerin tehdit altında tutularak, demokrasinin ve rejimin geleceğinin tehlikeye düşürüldüğü iddialarının araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/259)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

55 inci Mesut Yılmaz Hükümeti işbaşına geldiği günden beri, rahmetli Turgut Özal'ın da çağdaş anlamda ikâme etmeye çalıştığı din ve vicdan özgürlüğü, düşünce ve fikir özgürlüğü ve girişim özgürlüğü her geçen gün daha da kısıtlanmaktadır. Ülkemiz, bir gizli el vasıtasıyla dünyaya kapalı hale getirilmekte, âdeta 1945 öncesi totaliter, yasakçı, dayatmacı yönetim anlayışına sürüklenmektedir.

Bu durum, başta demokrat köşe yazarlarımız olmak üzere, sağduyu sahibi herkesi üzüntüye boğmaktadır. Bunun neticesi olarak, bu yanlış gidişe dur demek üzere çağdaş demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olan muhalefet görevini yapmaya, ülke insanımızı aydınlatmaya çalışan, namları ülke hudutlarını bile aşmış olan köşe yazarlarımızın işlerine birer birer son verilmekte, bu gelişmeler ülke insanımızı daha da tedirgin etmektedir.

Bu olayların arkasında siyaset–sermaye–medya ilişkilerinin yattığı, birkısım medyanın devlete olan borçlarının ertelenmesi, yeni ucuz kredilerin, ihalelerin alınması ve menfaatler temin edilmesi karşılığı olarak yapıldığı yaygın iddialar arasında yer almaktadır.

Bu sebeple, yukarıdaki iddiaların vuzuha kavuşturulması için Anayasanın ve İçtüzüğün ilgili maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla. 06.05.1998

1. Azmi Ateş (İstanbul)

2. Mehmet Recai Kutan (Malatya)

3. Salih Kapusuz (Kayseri)

4. Mehmet Gözlükaya (Denizli)

5. Nevzat Ercan (Sakarya)

6. Mehmet Gölhan (Ankara)

7. Abdullah Gül (Kayseri)

8. Ertuğrul Eryılmaz (Sakarya)

9. İ. Ertan Yülek (Adana)

10. Mikail Korkmaz (Kırıkkale)

11. Ali Oğuz (İstanbul)

12. Abdulkadir Öncel (Şanlıurfa)

13. Mustafa Kamalak (Kahramanmaraş)

14. Saffet Arıkan Bedük (Ankara)

15. Nezir Aydın (Sakarya)

16. Süleyman Arif Emre (İstanbul)

17. Musa Demirci (Sıvas)

18. Hasan Hüseyin Öz (Konya)

19. Bahri Zengin (İstanbul)

20. M. Salih Katırcıoğlu (Niğde)

21. Sıtkı Cengil (Adana)

22. Rıza Ulucak (Ankara)

23. Sait Açba (Afyon)

24 . Ahmet Karavar (Şanlıurfa)

25. Yusuf Bahadır (Trabzon)

26. Nihan İlgün (Tekirdağ)

27. Ahmet Demircan (Samsun)

28. Zülfikar Gazi (Çorum)

29. Teoman Rıza Güneri (Konya)

30. Tevhit Karakaya (Erzincan)

31. Bekir Sobacı (Tokat)

32. Mehmet Sıddık Altay (Ağrı)

33. Celal Esin (Ağrı)

34. Memet Emin Aydın (Siirt)

35. Mustafa Çiloğlu (Burdur)

36. İsmail Karakuyu (Kütahya)

37. İrfettin Akar (Muğla)

38. Halil Yıldız (Isparta)

39. Mustafa Dedeoğlu (Muğla)

40. Yusuf Bacanlı (Yozgat)

41. Alaattin Sever Aydın (Batman)

42. Remzi Çetin (Konya)

43. Memduh Büyükkılıç (Kayseri)

44. Feti Görür (Bolu)

45. Naci Terzi (Erzincan)

46. Cafer Güneş (Kırşehir)

47. Hayri Doğan (Antalya)

48. Osman Yumakoğulları (İstanbul)

49. Ahmet Feyzi İnceöz (Tokat)

50. Hüseyin Olgun Akın (Ordu)

51. Metin Perli (Kütahya)

52. Yakup Budak (Adana)

53. Maliki Ejder Arvas (Van)

54. Sabahattin Yıldız (Muş)

55. Şaban Şevli (Van)

56. Avni Doğan (Kahramanmaraş)

57. Süleyman Metin Kalkan (Hatay)

58. Zülfikar İzol (Şanlıurfa)

59. Hayrettin Dilekcan (Karabük)

60. Aslan Polat (Erzurum)

61. Ahmet Cemil Tunç (Elazığ)

62. İsmail Özgün (Balıkesir)

63. Ahmet Derin (Kütahya)

64. Osman Hazer (Afyon)

65. Hüsamettin Korkutata (Bingöl)

66. Mehmet Ali Yavuz (Konya)

67. Zeki Karabayır (Kars)

68. Ramazan Yenidede (Denizli)

69. Nurettin Aktaş (Gaziantep)

70. Hanefi Demirkol (Eskişehir)

71. İsmet Attila (Afyon)

72. Şeref Malkoç (Trabzon)

73. İsmail Kahraman (İstanbul)

74. Kahraman Emmioğlu (Gaziantep)

75. Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep)

76. Şinasi Yavuz (Erzurum)

77. Ömer Faruk Ekinci (Ankara)

78. İsmail Coşar (Çankırı)

79. Hasan Dikici (Kahramanmaraş)

80. Musa Uzunkaya (Samsun)

81. Latif Öztek (Samsun)

82. Mehmet Aykaç (Çorum)

83. İsmail Yılmaz (İzmir)

84. Muhammet Polat (Aydın)

85. Ekrem Erdem (İstanbul)

86. Mustafa Yünlüoğlu (Bolu)

87. Ersönmez Yarbay (Ankara)

88. Osman Pepe (Kocaeli)

89. Mehmet Emin Aydınbaş (İçel)

90. Mehmet Altan Karapaşaoğlu (Bursa)

91. Ahmet Doğan (Adıyaman)

92. Fethullah Erbaş (Van)

93. Mustafa Kemal Ateş (Kilis)

94. Hüseyin Kansu (İstanbul)

95. Suat Pamukçu (Bayburt)

96. Abdullah Arslan (Tokat)

97. Hüseyin Arı (Konya)

98. Mustafa Ünaldı (Konya)

99. Cevat Ayhan (Sakarya)

100. Lütfi Doğan (Gümüşhane)

Gerekçe:

Bugün dünyadaki ülkeleri incelediğimizde, özgür bireylerin oluşturduğu çağdaş insan haklarına sahip olan ülkelerin gelişmiş ülkeler olduğunu görmekteyiz. Bu ülkelerde bireysel hak ve özgürlüklerin zirveye ulaştığına şahit olmaktayız.

Bu değerlendirmelerin ışığı altında çok önemli jeoekonomik, jeostratejik konuma ve büyük potansiyele sahip olan ülkemizin hâlâ az gelişmiş ülkeler arasında bulunmasının sebeplerini kolayca görebiliriz.

Bu meyanda, ülkemizde yıllardan beri yönetenler ile yönetilenler arasında dinî, tarihî, kültürel alanlardaki çatışmalar bütün hızıyla devam etmekte olup, bu durum bugünkü Hükümet döneminde şiddetini çok daha fazla arttırmış bulunmaktadır.

Bugün ülkemiz, vatandaşlarımızın problemlerine çare olacak çözümleri aramak ve bulmak yerine öyle çağdışı, baskıcı meselerle meşgul ediliyor ki, bunun neticesinde özgürlükler, hürriyetler her geçen gün kısıtlanmakta, insan hakları ihlalleri artarak devam etmektedir.

Ülkemizin en büyük partisi siyasî nedenlerle kapatılıyor. Bu senaryonun devamı olarak bir diğer partinin Genel Başkanını siyaset dışı bırakmak için Yüce Divana gönderme senaryolarına devam ediliyor. Bir başka siyasî partinin genel başkanı ise, ülkemizdeki haksızlıkları yiğitçe dile getirdiği için DGM'de yargılanmaktadır. Ayrıca, efsaneleşmiş hizmetleri ile 10 milyon İstanbullumuzun gönlünde taht kurmuş olan, milletimizin bağrına bastığı Büyükşehir Belediye Başkanı, bir şiir okudu diye cezalandırılıyor. Aynı zamanda siyasî nedenlerle birçok belediye başkanı görevden alınmaktadır. Bazı köşe yazarları yazılarından dolayı tutuklanıp DGM'de yargılanmaktadırlar. Bütün bu olayların neticesinde sağduyu sahibi demokrat köşe yazarları ve çeşitli kanallardaki televizyon program yapımcıları görevlerini yapmaya çalıştıkları için talimatlarla işlerine birer birer son verilmektedir.

Ülkemizde çağdaş anlamda özgürlük ortamının oluşması için işlerini kaybetme pahasına fikirleri ile katkıda bulunan bu ve diğer köşe yazarlarını, televizyon program yapımcılarını ve onları destekleyen sağduyu sahibi vatandaşlarımızı bu haklı mücadelelerinden dolayı tebrik ediyor ve destekliyoruz. İnanıyoruz ki, 21 inci Yüzyıla iki kala hiçbir güç, hiçbir kuvvet, halkımızın bu özgürlük ortamına kavuşmasına mani olamayacaktır.

Halkımıza doğruları ve yanlışları gösterme gayreti içerisinde olan bu insanlara neden bu muamele reva görülmektedir? Kimisinin yazdığı gazetenin patronunun girdiği devlet ihalelerini alması karşılığında işine son verilmekte, kimisine bu Hükümetin yanlışlarını yiğitçe yazdığı için, patronunun devlete olan kredi borçlarının ertelenmesi ve yeni krediler alması karşılığında bu muameleler reva görülmekte, bir başkasının ise yazdığı gerçekler, yaptığı televizyon programları ve Susurluk olayının üzerine mertçe, kararlı bir şekilde gitmesi dolayısıyla, talimatlarla işlerine son verildiği yaygın haberler arasında yer almaktadır.

Netice olarak, bu işe son vermelerin arka planında zinde güçler, siyaset, sermaye ve birkısım kartelci medyanın menfaat ilişkilerinin yattığı iddiaları ayyuka çıkmış bulunmaktadır.

Bu münasebetle, bu iddiaların vuzuha kavuşturulması için bir Meclis araştırması açılmasına ihtiyaç vardır. Genel Kurulun takdirlerine arz ederiz.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırasında yapılacaktır.

Son Meclis araştırması önergesini okutuyorum:

3. – Tunceli Milletvekili Orhan Veli Yıldırım ve 21 arkadaşının, Ülkü Ocakları mensuplarının karıştığı iddia edilen terör olayları ile bunların güvenlik güçleriyle olan ilişkilerinin araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/260)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Son günlerde ülkemizin gündemini işgal eden olayların başında Ülkü Ocakları Derneğini üs olarak kullanan ülkücü militanların işlediği terör ve katliamlar gelmektedir.

Ülkücüler 1980'den önce "devleti komünistlerden koruyoruz" diye hukuk dışı, akıl ve mantık dışı bir anlayışla 1971-1980 arası 694 yurttaşımızı katletmişlerdir. Bunların arasında Necdet Güçlü, Orhan Yavuz, Kemal Türkler, Abdi İpekçi, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Doğan Öz ve Musa Anter gibi ülkemizin ender yetiştirdiği değerli bilimadamları, gazeteciler, aydınlar, sendikacılar ve ülkemizin geleceğine katkıda bulunmak için heyecanla üniversitelerimizde eğitim gören nice gençlerimiz ülkücüler tarafından katledilmişlerdir.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra, ülkücüler, bir taraftan çek-senet mafyası oluşturmuşlar, diğer taraftan ise silah ve eroin kaçakçılığı yaparak, öncelikle devlet-mafya ilişkisinde sokağa hâkim olan bir görüntü sergilemişlerdir. Yüksekova'dan başlayıp, Susurluk'ta kaza sonucu ortaya çıkan devlet-ülkücü mafya ilişkisi kendi aralarında da hesaplaşmayla, toplumumuzun gözleri önüne iyice serilmiştir. Halkımız, bu yasadışı ülkücü mafya-devlet ilişkisine gereken duyarlılığı -karanlığa karşı- ışıklarını söndürerek gereken tepkiyi vermişlerdir. Ülkü ocakları militanlarının yaptıkları bu kirli ilişki ve terör olaylarına, yandaşı olan bir siyasî parti "bunlar bizden değildir" diye sahip çıkmadıklarını açıklamalarına karşın, cenazelerine ve mevlütlerine katılarak boy göstermeyi ihmal etmemişlerdir.

1996'dan başlayarak, özellike 1997-1998 öğretim yılı, üniversitelerimizde, ülkücülerin 1980 öncesinde olduğu gibi, muşta, bıçak, pala ve satır gibi suç aletleriyle "komünist ve solcu" diye tanımladıkları, kendilerinden olmayan gençlerimize saldırarak olaylar çıkarmışlar ve katliamlar yapmışlardır.

7 Ocak 1998'de, Malatya'da, Ümit Cihan Tarho isimli bir üniversite öğrencisini, oruç tutmuyor gerekçesiyle, otobüs durağında katletmişlerdir. Katillerin Malatya Ülkü Ocakları Derneği Temsilciliğine kaçtıkları bilinmektedir.

1 Mayıs kutlamaları sırasında, polisten kaçarken MHP binasına sığınan Ali Rıza Narin'in başına gelenleri ve bu olayı görüntüleyen basının yaşadıklarını, ülkemizle birlikte bütün dünya ibretle izlemiştir.

İstanbul'da konfeksiyon işçisi olarak çalışan, HADEP'li olduğu sanılan Bilal Vural, iki ülkücü tarafından, işinden evine giderken katledilmiştir.

Son olarak, Bolu İzzet Baysal Üniversitesi öğrencisi Kenan Mak ve Mustafa Orhan şehirde gezerken, Ülkü Ocakları Dergisi Bolu Temsilciliğinden çıkan 15-20 kişilik ülkücü militanlarca dövülme sonucu, Kenan Mak bıçaklanarak öldürülmüş, Mustafa Orhan ise ağır yaralı kurtulmuştur.

Bütün bu olaylara baktığımızda, 1971'den bugüne kadar olayların seyri, cinayetlerin işleniş biçimi, suç aletlerindeki benzerlik, ülkücülerin, geçmişte olduğu gibi bugün de halkımızı sindirmeye ve baskı altına almaya yönelik yaptıkları terör olaylarıdır.

Millî Güvenlik Kurulunda da kabul edilen, Millî Güvenlik Siyaset Belgesinde, radikal milliyetçiliğin ülkemiz için bir iç tehdit unsuru kapsamında olduğu değerlendirilmiştir.

Bu saldırılar, Ülkü Ocakları Dergisini üs olarak kullanan ülkücüler tarafından yapılmaktadır.

Ülkücülerin bu katliamlarını bir nedene bağlamaktan ziyade, ideolojilerinin gereği olarak görmekteyiz.

Laik, demokratik ve sosyal hukuk devletinin yılmaz savunucusu olan biz, CHP milletvekilleri olarak, ülkü ocaklarının terör ve hukuksuzluklarıyla ilgili, bunların devletin güvenlik güçleriyle olan ilişkileri üzerine, tüm yönlerini ortaya çıkarmak amacıyla, Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

1. Orhan Veli Yıldırım (Tunceli)

2. Mehmet Sevigen (İstanbul)

3. Algan Hacaloğlu (İstanbul)

4. Mustafa Kul (Erzincan)

5. Ahmet Güryüz Ketenci (İstanbul)

6. Veli Aksoy (İzmir)

7. Şahin Ulusoy (Tokat)

8. Yüksel Aksu (Bursa)

9.Yahya Şimşek (Bursa)

10. Ali Haydar Şahin (Çorum)

11. Metin Arifağaoğlu (Artvin)

12. Ali Rıza Bodur (İzmir)

13. Nezir Büyükcengiz (Konya)

14. M. Cevdet Selvi (İstanbul)

15. Ayhan Fırat (Malatya)

16. Ali Şahin (Kahramanmaraş)

17. Yılmaz Ateş (Ankara)

18. Fatih Atay (Aydın)

19. Tuncay Karaytuğ (Adana)

20. Celal Topkan (Adıyaman)

21. Onur Kumbaracıbaşı (Kocaeli)

22. İsmet Önder Kırlı (Balıkesir)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırasında yapılacaktır.

Kadının Statüsünün Araştırılarak Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinin yaşama geçirilmesi için alınması gereken tedbirleri tespit etmek amacıyla kurulan (10/219) esas No'lu Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, Başkan seçimine ilişkin bir tezkeresi vardır; okutuyorum:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)

2. – (10/219) esas nolu Meclis Araştırması Komisyonunun, Başkan seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi (3/1475)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(10/219) esas nolu Araştırma Komisyonu Başkanı Aydın Milletvekili Yüksel Yalova'nın istifasıyla boşalan Komisyon Başkanlığı seçimi, 12.5.1998 Salı günü saat 14.00'te yapılmıştır.

Toplantıya 12 üye iştirak etmiş olup, oylamanın tasnifi sonucunda 1 oy boş çıkmış ve Muğla Milletvekili Lale Aytaman, 11 oy alarak Komisyon Başkanlığına seçilmiştir.

Saygılarımla bilgilerinize arz ederim.

Ümran Akkan

Edirne

Komisyon Başkanvekili

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Partisi Gruplarının, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş müşterek bir önerileri vardır; önce okutup işleme alacağım, sonra oylarınıza sunacağım.

IV. – ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. – Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden belirlemesine ilişkin ANAP, DSP ve DTP Gruplarının müşterek önerisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 13 Mayıs 1998 Çarşamba günü (bugün) yaptığı toplantıda, siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, Gruplarımızın aşağıdaki müşterek önerimizin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederiz.

Saygılarımızla.

Uğur Aksöz Metin Bostancıoğlu Mahmut Yılbaş

ANAP Grubu Başkanvekili DSP Grubu Başkanvekili DTP Grubu Başkanı

Öneri:

Genel Kurulun 13 Mayıs 1998 Çarşamba günü (bugün) 15.00-19.00, 20.00-24.00 ve 14 Mayıs 1998 Perşembe günü 14.00-19.00, 20.00-24.00 saatlari arasında çalışması, 13 Mayıs 1998 Çarşamba günü sözlü soruların görüşülmemesi önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen var mı efendim?

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Aleyhide söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Aleyhte, Lütfü Esengün.

ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Başkan, ben de aleyhte söz istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Sav, aleyhte söz istiyorsunuz.

Önerinin aleyhinde, Sayın Lütfü Esengün; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır Sayın Esengün.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; İktidar Partilerine mensup grupların önerisi üzerinde, aleyhte söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Getirilen öneriyle, Genel Kurulun, bugün saat 20.00 ilâ 24.00 arasında ilave çalışma yapması, yarınki toplantının saat 14.00'te başlaması ve yine, gece saat 24.00'e kadar çalışılması isteniyor. Buna benzer teklif, geçen hafta yine Yüce Meclise sunuldu, müzakere edildi ve reddedildi. Zannediyorum, benzer öneriler ve ret kararları, yine Genel Kuruldan, geçtiğimiz tarihlerde çıktı.

Bununla şunu ifade etmek istiyorum: Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Partisi Grupları, özellikle, Hükümeti dışarıdan destekleyen Cumhuriyet Halk Partisinin desteğini almadan bu önerileri getirdikleri sürece, kabul görmüyor; Genel Kurul çalışma saatlerinin uzatılması yolundaki öneriler reddediliyor. Tabiî, sebep, sırf bu değil. Genel Kurul çalışma sürelerinin uzatıldığı tarihlerde de, toplantılarda da süre uzatımı isteyen partilere mensup sayın milletvekilleri, maalesef bu toplantılarda bulunmuyorlar. Yapılan bir yoklamada, toplantı yetersayısı bulunamıyor, karar yetersayısının dahi bulunmadığı günlerin olduğu hepimizin hafızasında; dolayısıyla, mücerret süre uzatımı pratikte bir fayda sağlamıyor. Süre uzatımını isteyen, o öneriyi getiren partilerin, Genel Kuruldan bu yolda tasvip gören önerilerin arkasında durması lazım; ama, maalesef, geçmişte bunun kötü örneklerini gördük; süre uzatımı kararı alınmasına rağmen Meclis saat 24.00'e kadar falan çalışamadı. Bugün de, getirilen bu öneri muhtemelen reddedilecek. Reddedilmeyip de kabul görse dahi, ben tahmin etmiyorum ki, bugün saat 24.00'e kadar veya yarın saat 24.00'e kadar Meclis çalışabilsin.

Tabiî, bunu yorumlamak lazım. Üstelik, Meclis niye bu şekilde çalışamıyor diye de kamuoyunda kötülenmeye çalışılıyor. Özellikle, birkısım basın organları, Meclisin çalışmadığını, Meclisi yıpratmak niyetiyle, kötü niyetle habire söylüyorlar.

ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Doğru yazmışlar.

LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Muhterem arkadaşlar, Meclisimiz gerçekten çalışkan bir Meclistir. Bu dönem olsun, geçmiş dönemler olsun, milletimizin derdine derman olan nice yasaları Meclisimiz çıkarmıştır. Hiç kimse, Meclisin çalışma temposunu sebep gösterip de Meclisi kötülemeye kalkışmasın. Özellikle, bu konuda kötü niyetle birtakım yazılar yazan, yorumlar yapan kişilere sesleniyorum. Biz, Meclis içerisinde, iktidarıyla, muhalefetiyle bu Meclisi çalıştırmayı biliriz, bunu başarırız. Ancak, burada İktidara büyük görev düşüyor. Bakın, bugün İktidar, azınlık iktidarıdır; Cumhuriyet Halk Partisinin desteğine muhtaçtır; muhalefetin desteğine, bizim desteğimize muhtaçtır.

Geçmişte nice kanun tasarıları, bizim de verdiğimiz destekle yasalaştı. Bakın, bugün Meclis gündeminin üçüncü sırasında, askerliğini yapmamış polislerin, askerliklerini görevleri başında yapmasına dair bir kanun teklifi var. Biz buna Meclis olarak epeyce emek verdik; ama, maalesef, İktidar şu anda bu teklife sahip çıkmıyor. Memur sendikalarının kurulmasıyla ilgili tasarıyı, onbeş gün, gece saat 24.00'lere kadar görüştük, 29 maddesini Mecliste kabul ettik (ANAP sıralarından "Siz engellediniz" sesleri) ama, maalesef, yine İktidar, bu tasarının arkasında değil; onun da peşini bıraktı. Şimdi, Meclis gündeminin 10 uncu sırasında Terörle Mücadele Kanununda değişiklik yapılmasına dair, 312 nci maddeyle ilgili tasarı var, Tuz Kanununda değişiklik yapılmasına dair tasarı var, Haller Kanununda değişiklik yapılmasına dair tasarı var, Vergi Usul Kanununda değişiklik yapılmasına dair tasarı var, Adalet Bakanlığından gelen ve bir zamanlar gündemin ön sıralarına alınıp da şimdi ta 74 üncü sırasına kadar düşen adliyeyle ilgili birtakım tasarılar var, Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı var...

Sayın Çevre Bakanı, geçenlerde bu konuda muhalefeti suçladı; muhalefet engel oluyormuş! Bir defa, televizyonları başında bizi izleyen milletimizin, halkımızın ve herkesin öncelikle şunu bilmesi lazım ki, Meclisi çalıştırmak, Mecliste çoğunluğu, toplantı yetersayısını bulmak iktidarın öncelikli görevidir. Toplantı yetersayısını ve karar yetersayısını bulmak için dışarıdan bir başka partinin desteğine de ihtiyaç yoktur; ama, siz, toplantı yetersayısını bulamayacak derecede bu Meclise gelmezseniz, karar yetersayısını teşkil edecek derecede, seviyede Mecliste bulunmazsanız, tabiî ki, bu tasarılar geçmez.

Bu bakımdan, Hükümet veya Hükümete mensup partiler, kesinlikle muhalefeti bu konuda suçlamaya kalkışmasın. Eğer bu konuda suç, kusur varsa, bunu, öncelikle kendilerinde arasınlar.

Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısını öncelikle ele alıp görüşelim diye bugün Danışma Kurulunda teklifte bulunduk. Şişli Belediyesinde meydana gelen yolsuzluklarla ilgili önergemizi hemen haftaya veya takip eden haftada görüşelim diye teklifte bulunduk.

Muhterem arkadaşlar, ben şunu açıkça söylüyorum: Biz, Anamuhalefet Partisi olarak, İktidar Partileriyle Meclis gündemini yeniden tanzime, Meclis çalışma saatlerini ayarlamaya, icap ederse gece saat 24.00'lere, sabahlara kadar çalışmaya hazırız; ama, bir şartla; gelin, oturalım, milletimizin, memleketimizin hayrına olan tasarıları gündemin ön sıralarına alıp görüşelim ve hayırlı bir hizmet yapalım. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Siz, ille de isterseniz ki, RTÜK Yasa Tasarısı görüşülsün, medya patronlarının istediği kanun tasarıları görüşülsün; kusura bakmayın, ona da engel oluruz. Birtakım baskı çevrelerinin, irticayla mücadele yasa tasarıları diye millete, Hükümete dayattığı o tasarılar gelirse bu Meclise, onlara da engel oluruz ve biz, bu engellemeyle de, tarihî ve vatanî görevimizi yaptığımız kanaatiyle müsterih oluruz. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Yoksa, siz, milletin iradesine rağmen, Meclise getirip birtakım yasaları, ille de yasalaşacak diye dayatırsanız, Meclis toplanmaz, sonra da Meclisi suçlamaya, lütfen, kimse kalkışmasın. Bakınız, bu konuda Anavatan Partisinde olsun, bütün iktidar veya muhalefet partilerinde olsun, milletvekilleri arasında büyük bir rahatsızlık olduğunu biliyoruz. Meclis toplanamıyorsa, bu da demokratik bir tavırdır diye niteliyoruz. O dayatmalara karşı, Meclis, hiçbir şey yapamazsa; bazı milletvekili arkadaşlarımız gelip ret oyu vermeye belki cesaret edemiyorlarsa bile, hiç olmazsa Meclise gelmemeyi tercih ediyorlar.

Onun için, sözümü özetleyerek, şunu teklif ediyorum: Geliniz, hemen bugün yarın, en süratli şekilde, bütün gruplar bir araya gelelim, şu dayatma yasa tasarılarını bir tarafa bırakalım, milletimizin ihtiyacı neyse, halkımız bizden neyi bekliyorsa, onları öncelikle ele alalım, gündemin ön sıralarına alalım ve gece gündüz demeden çalışıp çıkaralım. Bu, zannediyorum, yapacağımız en doğru hareket olur.

Ha, bu arada, tabiî ki, soruşturma önergeleri birbirini kovalıyor. Bakınız, bu da, Hükümetinizin bir büyük zafiyetidir. Bildiğim kadarıyla, cumhuriyet tarihinde, bir başbakan hakkında iki tane soruşturma önergesinin Mecliste kabul görmesine rağmen, o başbakanın hâlâ görevde durmasına dair bir kötü örnek daha yoktur. (FP sıralarından alkışlar) Demokratik teamüller, hakkında soruşturma açılan başbakanın, hemen o akşam, fazla geciktirmeden, Çankaya'ya çıkıp, istifasını Cumhurbaşkanına sunmasını icap ettirir. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bizim aldığımız siyasî terbiye budur; siyasî teamüller bunu gerektirir. (ANAP sıralarından gürültüler) Ama, işte, görüyoruz ki, Sayın Başbakan hakkında iki tane soruşturma önergesi kabul görmüş ve Hükümeti dışarıdan desteklediğini iddia eden parti de "Başbakana güvenmiyorum" demiş, Yüce Divanın yolunu açmış.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Esengün, konuşmanızı tamamlayın efendim.

LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Yine, bir başka Sayın Bakan hakkında soruşturma açılmış; bunları görmezlikten gelemezsiniz. Böyle, Hükümet yürümez ve yürümeyen Hükümetin de Mecliste hali bu olur.

Öneri aleyhinde oy vereceğimizi ifade ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneri aleyhinde konuşan Erzurum Milletvekili Sayın Lütfü Esengün'e teşekkür ediyorum.

Öneri aleyhinde, Ankara Milletvekili Sayın Önder Sav da söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Sav. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; İktidar Partilerinin Grup Başkanvekillerinin vermiş olduğu önerinin aleyhinde konuşmak için söz almış bulunuyorum.

Son günlerde tırmandırılmak istenen şiddet olaylarına kurban verilen, kurban verilmek istenen Akın Birdal'a geçmiş olsun derken, Okuyan Ailesinin de bugün üzüntüyle haberini aldığımız acısını bölüştüğümüzü Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ifade etmek istiyorum.

İktidar Partilerinin önerileri, artık, haftabaşlarının, Danışma Kurullarının ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun mönüsü haline gelmeye ve yine İktidar Partilerinin tutumlarından dolayı bayatlamaya, yenilmez olmaya başladı. Her nedense, getirilen bu önerilere, öncelikle uymamazlık, Hükümeti oluşturan partilerin gruplarına mensup değerli milletvekillerimizden geliyor.

Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, geçmişte getirilen, bu tür, çalışma saatlerini uzatma ve o saatler içinde görüşülmesi istenilen kimi tekif ve tasarılara uyma konusunda fevkalade duyarlı davrandık; ama, gördük ki, bu uzatılan saatler içinde, üst üste, aranan karar yetersayısı, yani, 138 sayısı maalesef bulunamadı. Bakıyoruz, İktidar Partilerinin, destek aldıkları kimi bağımsız milletvekillerinin dışındaki sayıları 234. Türkiye Büyük Millet Meclisinde 234 sayısıyla temsil edilen iktidar partilerinin, çoğu kez bu Parlamentoda 138 rakamını bulamamaları fevkalade üzüntü vericidir.

Bunun ötesinde, geride bıraktığımız haftanın başında, maalesef, İktidar Partilerinin önde gelen temsilcileri, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Parlamentoyu muhalefet partilerinin çalıştırmadığını söylediler. Bekledik, çarşamba ve perşembe günleri, iktidarı oluşturan partilere mensup milletvekillerini sınamak istedik; çarşamba günü, yani, bir hafta önceki çarşamba günü, ilk toplantıda, toplantı yetersayısı bulunamadı; büyük uğraşlarla ikinci toplantıda, toplantı yetersayısı bulunabildi. Düşündük ki, İktidar Partisi grupları bu uyarıdan ders çıkartır ve perşembe günü toplantı yetersayısını sağlarlar. Perşembe günkü birinci oylamayı size rakamlarıyla vereyim. Değerli arkardaşlarım, perşembe günkü toplantı yetersayının arandığı birinci oylamadaki tablo şu: İktidarın ana ortağı, büyük ortağı Anavatan Partisinden 49 arkadaşımız, Demokratik Sol Partiden 17 arkadaşımız, 22 kişiyle grubu olan Demokrat Türkiye Partisinden 14 arkadaşımız toplantıda yoktu. Büyük uğraşlara karşın, perşembe günkü ikinci yoklamada Anavatan Partisinin sayısı 35'e, Demokratik Sol Partinin sayısı 13'e, Demokrat Türkiye Partisinin sayısı da 8'e düştü; yani, 184 olan toplantı yetersayısına ulaşılamadı. 234 üyesi olan İktidar Partileri, ne yazıktır ki, bütün uğraşlara karşın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde toplantı yetersayısı olan 184 sayısına ulaşamıyorlardı. Şimdi, burada kusur, kabahat "iş yapacağız, icraat yapacağız, reformları getireceğiz" diyen İktidar Partilerinin midir, yoksa "gelin, açın, bulun, biz de destek olalım" diyen muhalefet partilerinin midir? (CHP sıralarından alkışlar) Bu gerçeği, bir kez, halkımızın bilmesi, görmesi gerekir. Evvelâ, siz içtenliğinizi, siz çalışkanlığınızı, siz becerinizi, siz özverinizi kamuoyuna kanıtlayacaksınız, ondan sonra biz arkanızdan geleceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)

Kendi gözündeki merteği görmez, el gözündeki çöpü görür diye ünlü bir söz vardır. Lütfen, evvela kendi gözünüzdeki merteği görünüz, ondan sonra bizim gözümüzde çöp aramaya kalkınız.

Kaldı ki, geçmişte neyi getirdi, neye sadık kalabildi İktidar Partileri?..Çoğu kez "Aman şu iş aceledir, hemen Danışma Kurulu yapalım, hatta Danışma Kurulunu toplamadan elden imza dolaştıralım, şu anlaşma çok önemlidir, şu konu çok önemlidir" dedikleri konuların hiçbirisi hâlâ bugün görüşülemedi. Neden; çünkü, güncel yaşıyor İktidar Partileri. Hemen ertesi gün bir başka konunun önemli olduğu önümüze getiriliyor ve bir hafta önce çok önemli gördükleri konunun önüne başka önemli gördükleri konular geliyor; ertesi hafta o da unutuluyor, başka önemli gördükleri konular geliyor. Böyle önemli gördükleri konulardan birkaç tanesi, maalesef, gündemin 80 inci sıralarında kaldı; günceldi, önemliydi, niçin görüşemedik?..

Kimi anlaşmaların onaylanmasına ilişkin kanun tasarıları çok aceledir, filanca bakan, Başbakanımız, Cumhurbaşkanı filanca ülkeye gidiyor diye önümüze getirildi; bunlar dahi, hâlâ gündemde görüşülme sırası bekliyor. Madem bu kadar önem verdiğiniz, uluslararası âleme kanıtlamak istediğiniz konular var, niçin bu Meclisi toplayıp çalıştırmıyorsunuz? Niçin toplantı yetersayısını bulamıyorsunuz, kabahati muhalefette arıyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar)

Bir başka önemli konu, galiba İktidar Partileri ehemmi mühimme karıştırıyorlar; neyin önemli, neyin önemsiz olduğu konusunda bir zamanlama yanlışlığı içindeler. Önemli olan, bu Parlamentoda çalışma saatlerinin uzatılması değildir. Önemli olan, neyin önemli olduğu konusunda bir uzlaşmaya varmaktır, bu Parlamentoyu çalıştırma kararlılığına ulaşmaktır, çalıştırma kararlılığında bütünleşmektir. (CHP sıralarından alkışlar)

Siz, hem bu Parlamentonun çalıştırılma kararlılığında uzlaşmayacaksınız, çalıştırma kararlılığına varamayacaksınız, öyle bir düşünceniz, öyle bir niyetiniz yok hem de döneceksiniz, falanca ya da filanca siyasal partiyi suçlu bulacaksınız... Bu olmaz arkadaşlar. Bu Parlamentoyu çalıştırmak istiyorsak, bu Parlamentonun yapısına, bu Parlamentoda nelerin öncelik kazanması gerektiğine birlikte karar vereceğiz. Yoksa, bu Parlamentoda günlük yaşayıp, günlük çalışmaya mahkûm oluruz. Çoğu kez de kimi milletvekillerimiz, nasıl olsa Parlamentoda bugün önemli bir şey görüşülmeyecek deyip, toplantı yetersayısına katkıda bulunmak gereğini bile duymazlar.

Peki, acaba Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde ilk sıraları almış olan, pek çok milletvekili arkadaşımız, hatta, o zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığını yapmış olan Sayın Kalemli ve diğer siyasî parti liderlerinin üzerinde durdukları Anayasanın 83 üncü maddesinin; yani, dokunulmazlıkla ilgili maddenin değiştirilmesine ilişkin yasa teklifi çok mu önemsiz, hep bu yasa teklifini pas geçiyor Büyük Millet Meclisi?!. Hadi, dokunulmazlıkla ilgili bu konuyu pas geçiyoruz da, dün, Sayın Dumankaya'nın, burada, Meclis kürsüsünden, gündemdışı, haklı olarak dile getirdiği gibi, gündemin 205 inci sırasından başlayan, art arda gelen, 25 milletvekili arkadaşımızın, Anayasa ve Adalet Karma Komisyonlarından çıkmış olan dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin tezkereleri Türkiye Büyük Millet Meclisine geldi. Niçin bu ayıbı üzerimizde taşıyoruz, niçin Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak öncelikleri bunlara verip de, halkımıza karşı milletvekillerimizi aklamıyoruz? Gelin, getirin bunları birlikte konuşalım, getirin bunları birlikte tartışalım. (CHP sıralarından alkışlar)

Çok önem verdiğiniz vergi reform tasarısı...Vergi reform tasarısının daha ucu görünmüşken bile, vergilerimiz arttı diye ...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Sav, konuşmanızı tamamlayın efendim.

ÖNDER SAV (Devamla) – Tamamlıyorum.

Vergi reform tasarısı niye hâlâ gündemin 20 nci sırasında? Siz, hâlâ, çalışma saatleriyle meşgulsünüz...

Çalışanların büyük kesiminin karşı çıktığı, kamu görevlilerinin sendikalaşmasına ilişkin kanun tasarısı gündemin 4 üncü sırasına mıhlanmış kalmış, bir türlü aşılamıyor. Niçin, onu geri çekmeyi, toplumu ferahlatmayı, Parlamentoyu ferahlatmayı düşünmüyorsunuz?

Bu ve benzeri, İktidar Partilerinden kaynaklanan sıkıntıların, Parlamentoyu çalıştırmama ayıbının yükünü muhalefet partilerine, Cumhuriyet Halk Partisine yükleyemezsiniz.

Hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP, FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önerge aleyhinde konuşan Ankara Milletvekili Sayın Önder Sav'a teşekkür ediyorum.

Önerge lehinde, Adana Milletvekili Sayın Uğur Aksöz söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Aksöz.

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

UĞUR AKSÖZ (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada konuşan iki arkadaşımız, Meclisin gece çalışmasına karşı olduklarını beyan ettiler. Biz neyi istemişiz; isteğimiz çok basit, diyoruz ki "Meclis, gece de çalışsın" Bunu kim diyor; bunu, halk diyor; bunu kim istiyor; bunu, Türkiye istiyor. (FP ve DYP sıralarından "Bravo[!]" sesleri, gürültüler)

Değerli arkadaşlar, Meclis çalışırsa, buradan çıkacak kanunlar Anavatanın Genel Merkezine mi yarayacak?! Buradan çıkacak kanunlar Hükümete mi yarayacak?! Buradan çıkacak kanunlar, bütün milletin, bütün ülkenin menfaatına olmayacak mı?! Peki, niye karşı geliyorsunuz?

Bakın değerli arkadaşlarım, Sayın Halk Partili üye dedi ki "gelin, açın, bulunun, destek verelim." Öyle mi?!. Biraz önce böyle dedi.

CELAL TOPKAN (Adıyaman) – Öyle söylemedi, saptırma.

UĞUR AKSÖZ (Devamla) – Ben de diyorum ki; geldik, açtık, Grubumuz eksiksiz burada; buyurun, destek verin. (ANAP sıralarından alkışlar)

Peki, öbür tarafta Sayın Fazilet Partili üye dedi ki: "Efendim, şu kanun çıkmadı, bu kanun çıkmadı, gece oldu, engellendi, şu oldu, bu oldu..." Peki, arkadaşlar, bugüne kadar çıkmayan yasalar ve geceleri çalışmamamızın sorumlusu yine siz değil misiniz?! (FP sıralarından "Sizsiniz siz" sesleri, gürültüler) İşte, tutanaklar burada; bütün tutanakları açın bakın, bütün gece çalışmalarında karar yetersayısının aranılmasını isteyen sizsiniz. Her maddeye 4 önerge veren, her önergede 10'ar dakika konuşup Meclisi kilitleyen sizsiniz. Hem engelliyorsunuz hem de gelip burada diyorsunuz ki: "Efendim, kanun çıkmıyor"

CAFER GÜNEŞ (Kırşehir) – Ayıp, ayıp!..

UĞUR AKSÖZ (Devamla) – Bakın, değerli arkadaşlar; şimdi size çok basit bir örnek vereceğim. Biz niye gece çalışması istiyoruz... (FP sıralarından gürültüler) İsterseniz siz bağırın durun, ben sizi bekleyeyim.

Değerli arkadaşlar, bakın, bugünü ele alalım. Şu anda saat 16.30. Bir saat sözlü sorular görüşülecek, oldu 17.30; bir birbuçuk saat de Sayıştay üyeliği seçimi, saat oldu 19.00; işte, gün bitti. Siz bunu mu istiyorsunuz?! Yani, gün bitsin, yasa çıkmasın, hepimiz buradan çekip gidelim. Biz de diyoruz ki; bakın, işte önümüzde bir örnek; bugün, saat 19.00'a kadar günümüz doluyor. Bari, gelin 20.00-24.00 arası çalışalım, şu yasa tasarı ve tekliflerini çıkaralım. Fazilet Partili arkadaşım diyor ki: "Biz, memleket hayrına olan yasaları destekleyeceğiz." (FP sıralarından "Doğru" sesleri) Öyle diyor.

Şimdi, ben, size soruyorum; buradaki sıralamada, yabancıların Türkiye'de ikametine ilişkin kanun tasarısı -birinci sıradaki kanun tasarısı- memleket hayrına değil mi ?! Peki, onun arkasında, kooperatiflerle ilgili kanun tasarısını bütün Türkiye bekliyor; memleket hayrına değil mi?! Onun arkasında, Türk Ticaret Kanunuyla ilgili tasarıda bir madde var ki, bütün şirketler bekliyor; memleket hayrına değil mi?!

Yani, sizin için bir şeyin memleket hayrına olması için, illa, Anayasayı değiştirip, Siyasî Partiler Kanununu değiştiren teklif mi olması lazım?! İlle, o mu lazım?! (FP sıralarından gürültüler)

Değerli arkadaşlar, bakın, bir kere, bu Yüce Mecliste, demin, burada konuşan iki arkadaşım ve onlar gibi düşünen varsa, şu fikirden hemen vazgeçin. Bu Meclisi sadece iktidar çalıştırır diye bir kural yok. Sizler, burada bedava çalışmıyorsunuz; herkes maaş alıyor, herkes burada hizmete mecburdur. (ANAP, DSP ve DTP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlar, onun için, bu Meclis çalışırsa, sadece Hükümet prim yapar diye düşünmek yanlış. Gelin, siz de beraber olun, çalıştıralım. Beğenmediğiniz kanun tasarı ve teklifleri mi var; size ters gelen kanun tasarı ve teklifleri mi var? Efendim, o zaman önerge verirsiniz, ret oyu verirsiniz veya o zaman karar yetersayısının aranılmasını istersiniz; ama, daha tasarı ve teklifleri görüşmeye geçmeden, daha işin başında "biz, uzatmaya karşıyız" derseniz, bu halk, bunu yutmaz. Bu ne demektir; bu, şu demektir: Siz, Meclisin çalışmasına karşısınız. Bir yandan, Meclisi kilitleyeceksiniz, Meclisi çalıştırmayacaksınız, sonra da çıkıp, medyada, sokaklarda "Meclis çalışmıyor..."

Değerli arkadaşlar, dünyada, hem yapıp hem de yaptığı fiili karşı tarafa yükleyen hiçbir kimse iflah olmamıştır. Bunu kilitleyen sizsiniz ve bakın, bunun hesabını yarın veremezsiniz.

METİN PERLİ (Kütahya) – Tehdit mi ediyorsunuz?

UĞUR AKSÖZ (Devamla) – Benim size lafım yok zaten. Ben, Sayın Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna şunu soruyorum:

Değerli kardeşlerim, bu Hükümete, Cumhuriyet Halk Partisi güvenoyu vermedi mi; verdi. Bu Hükümete güvenoyunu neye göre verdiniz; Hükümet Programına göre verdiniz. Bu yasalar, işte o Hükümet Programının birer parçasıdır. Güvenoyu verdiğiniz Hükümet Programının gerekleri olan bu yasalara oy vermezseniz veya bu yasalarınçıkması için gereken çalışma sürelerinin uzatılmasına oy vermezseniz, kendi kendinizle çelişkiye düşersiniz. Daha bir hafta evvel "buyurun, şans önünüzde; buyurun, onbir ay önünüzde" deyip, bugün, bize, iki saati çok görürseniz, bu çelişki, sonra sizi üzer değerli Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarım.

ALİ TOPUZ (İstanbul) – Siz, desteklemeye layık bir duruma gelmediniz.

UĞUR AKSÖZ (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, kısaca özetlersek şunu söylüyoruz: Biz, Meclisi çalıştırmak istiyoruz, çalıştırmak istemeyenler bunun hesabını verirler.

Saygılar sunuyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önerge lehine konuşan, Adana Milletvekili Sayın Uğur Aksöz'e teşekkür ediyorum.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, Sayın Aksöz konuşmasında bir sataşmada bulundular...

BAŞKAN – Arkadaşlar, sakin olursanız, bir grup başkanvekilinin istemi var; onu tespit edeceğim.

Buyurun, Sayın Turhan Güven.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, Sayın Aksöz konuşurken bir cümleyi ifadesinde bize sataşmada bulundu; onun için söz istiyorum.

BAŞKAN – Ne gibi efendim; hangi cümleyle?..

TURHAN GÜVEN (İçel) – "Cumhuriyet Halk Partisiyle Fazilet Partisinin sözcüleri gibi düşünenler var" dedi. Doğrudur, biz de öyle düşünüyoruz, onu ifade etmek istiyorum efendim.

BAŞKAN – Efendim, bu, bir düşüncenin var olduğunu, adı zikredilmemiş bir partinin ortaya çıkıp, üstüne alınması...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Biz de onlar gibi düşünüyoruz.

BAŞKAN – Siz de onlar gibi mi düşünüyorsunuz? Her konuda mı?..

TURHAN GÜVEN (İçel) – Evet.

BAŞKAN – Zaten, onu oyunuzla belli edeceksiniz. Mesele yok efendim...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun, Sayın Kapusuz.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, zatı âliniz bir ifade kullandınız "böyle düşünmek suç değildir" dediniz. Bu ülkede düşünce suç değil mi efendim?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Düşünce, dünyanın hiçbir yerinde suç değildir, Türkiye'de de suç değildir; düşünce, suç değildir efendim. (FP sıralarından "Ooo" sesleri) Düşünce suçu diye bir kavram yoktur; propaganda suçu vardır, tahrik suçu vardır, düşüncenin ifadesiyle ilgili kanunların ihlali vardır; ama, düşünce suçu yoktur. (FP sıralarından "Bravo[!]" sesleri)

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Sayın Başkan, şiir okumak suç mu?

BAŞKAN – Şimdi, önergenin lehinde, Sayın Mahmut Yılbaş; buyurun efendim. (DTP sıralarından alkışlar)

Sayın Yılbaş, konuşma süreniz 10 dakikadır.

MAHMUT YILBAŞ (Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öneri hakkında görüş beyan etmek üzere huzurlarınızdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu konu, bugün saat 13.00'te Danışma Kurulunda ele alındı ve kısa bir görüşme neticesinde, gruplar arasında mutabakat olmadığı görüldü.

Burada görüş beyan eden, görüşleri aleyhte olan grup temsilcilerinin, Danışma Kurulundaki görüşleri de aynıydı. Birbirimizin düşüncelerini hemen hemen biliyorduk; ama, burada, hem Genel Kurula hem de Genel Kurulu izleyen vatandaşlarımıza bilgi aktarma imkânı olduğu için, aleyhte konuşan arkadaşlarımız, daha heyecanlı ve daha istekliydiler. Konuşmalarından ben de etkilendim ve "acaba, bizde bir hata mı var" diye düşündüm. Bakınız, ne güzel konuşuyorlar. Acaba, kurt kim, kuzu kim; suyu bulandıran kim? Suyu bulandıran biz miyiz; yoksa, kuzu postunda olan kurtlar mı?! (FP sıralarından gürültüler)

Değerli milletvekilleri, sayın konuşmacılardan birisi, öyle zannediyorum ki, Genel Kurulun çalışmaması konusunda yaptıkları engellemelerin ve uzun süreli çalışma isteklerine karşı koymalarının nedenlerini burada açıkladı. Demek ki, meseleleri, bir kanun tasarısıymış; o kanun tasarısının İktidar tarafından geri çekilmesini istiyorlarmış; nedir o; Kamu Çalışanları Sendikaları Kanunu Tasarısı. Bakın, diyor ki "eğer, siz, bu kanun tasarısını geri çekerseniz işler yoluna girer; bizler de katılırız, geliriz, gündemi burada beraber düzenleriz." Benim anlamakta zorluk çektiğim konu bu. Bu kanun tasarısının, burada, 24 üncü maddesine kadar görüşüldü. Onlara hak veriyorum; çünkü, Danışma Kurulundan da, zaten, onların muhalefetiyle geçti; ama, geri kalan beş grubun, özellikle Faziletçi arkadaşlarımızın da, orada, son derece istekleriyle, destekleriyle konu buraya geldi; ama, Fazilet'in kösteğiyle karşılaştık burada. Günlerce, Genel Kurulu kilitlemek için, İçtüzüğün kendilerine vermediği birtakım imkânları sonuna kadar kullandılar; hayırlı olsun onlara!

Değerli arkadaşlarım, bu millet, burada olup bitenleri çok yakından izliyor; bu millet, kimin kuzu, kimin kurt olduğunu gayet iyi biliyor; suyu kimin bulandırdığını da biliyor.

Değerli arkadaşlarım, burada denildi ki "yararlı olmayan, halkın birtakım beklentilerine cevaz vermeyen, karşılamayan kanun tasarıları ön sıralarda." Pes yani!.. Pes!..

Sevgili arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; biz, bu gündemi, sizinle burada müşterek oylayarak sağlamadık mı?! Bakınız, örnek vereceğim; gündemin 4 üncü maddesinde bulunan, kamu çalışanlarıyla ilgili kanun tasarısını, burada, beş grup, oylayarak gündeme almadık mı? Şimdi, niçin karşı çıkıyorsunuz? Ne oldu da, köprünün altından ne sular geçti de, bugün tavrınızı değiştirdiniz?!

Değerli arkadaşlarım, bir milletvekilinin aslî görevleri vardır. Bu aslî görevlerinden bir tanesi de Genel Kurula devamdır ve bu devamsızlığı hiç bir mazerete bağlayamaz; benim grubum, benim liderim birtakım hesap peşindeler, bana "Genel Kurula katılma" diyorlar "ben, katılamam" diyemez. Devamsız olan milletvekillerinin devamsızlığını takip görevi de, birinci derecede, liderlerin görevi değildir; bu görev, Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Anayasada hükümler vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına buradan sesleniyorum: Eğer, Genel Kurula devamsızlık, Parlamentonun çalışmalarını engelleyecek düzeye geldiyse; eğer, devamsızlık, Parlamentonun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin geleceğini ilgilendirecek bir noktaya getirildiyse, birinci derecede Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı sorumludur. Genel Kurula devam etmeyen, devamsızlık gösteren, oylamalara katılmayan milletvekillerine nelerin yapılabileceğini hem Anayasa hem de İçtüzük düzenlemiştir. Türk Milleti... (FP sıralarından "Bravo[!]" sesleri, gürültüler)

Evet, açın okuyun Anayasayı; neye "bravo" diyorsunuz siz; neye diyorsunuz?! Anayayasa karşı gelmekle nasıl gurur duyuyorsunuz!

BAŞKAN – Hatibe müdahale etmeyin efendim.

Genel Kurula hitaben konuşun Sayın Yılbaş...

MAHMUT YILBAŞ (Devamla) – Sizlerin en tabiî görevi, en başta görevi, Türkiye Büyük Millet Meclisine devam etmek, yoklamalara katılmaktır. Bunu, bu Meclisin çalışmaması yolunda kullanamazsınız.

Değerli milletvekilleri, bugünkü Hükümet, hepimizin bildiği gibi, hepimizin de farkında olduğu gibi, maalesef, bir azınlık hükümetidir. Bu Hükümet, verilen bir söz üzerine, verilen bir siyasî destek üzerine büyük sorumluluk yüklenerek yola çıkan bir hükümettir. (FP ve DYP sıralarından "Bravo" sesleri[!]) Bu Hükümet, bir koalisyon iktidarının göze alamayacağı şekilde icraatlar yapmıştır. (FP ve DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar[!]) Bu icraatı da, kendisine verilen destek sözlerine güvenerek verilmiştir.

HASAN EKİNCİ (Artvin) – Van'a anlat sen onu.

MAHMUT YILBAŞ (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, tabiîdir ki, siyasette değişiklikler söz konusu olabilir; ama, mutlaka, bu değişikliklerin, kamu bakımından, halk bakımından, millet bakımından yararlı olması gözetilmelidir. Bu gözetim olmadan, hiçbir milletvekili, hiçbir siyasî parti, kendi geleceği açısından, ülkenin geleceğini çıkmaz içine sokamaz. (FP ve DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar[!]) Son gülenin kim olduğunu göreceğiz. Bir gün gelecek, hep beraber bu günlerin neler göstereceğini göreceğiz.

METİN PERLİ (Kütahya) – Ne demek o?!

MAHMUT YILBAŞ (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bugün sizlere getirdiğimiz teklif bu. Buyurun diyoruz; Halep oradaysa arşın burada... Diyoruz ki, bugün 20.00'ye kadar, 20.00'den 24.00'e kadar; yarın da buyurun... Buyurun gelin... Eğer samimî iseniz, eğer duygularınızda gerçekçilik varsa, eğer bu ülkeyi seviyorsanız, eğer bu halkı seviyorsanız, bu önergeye destek verirsiniz.

Saygılarımı sunuyorum size. Teşekkür ederim. (DTP, ANAP ve DSP sıralarından alkışlar; FP ve DYP sıralarından alkışlar [!])

BAŞKAN – Önerge lehinde konuşan Van Milletvekili Sayın Mahmut Yılbaş'a teşekkür ediyorum.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Bedük, bir saniye efendim; Sayın Esengün'e söz verdim

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın sözcü, Partimizden sadır olmayan sözleri ve uygulamaları bize atfetmek suretiyle sataşmada bulunmuştur. İçtüzüğe göre, kısa bir açıklama yapmak üzere söz istiyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Esengün.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, ilaveten, sayın sözcüye şunu hatırlatmak istiyorum ki; bu konuşmayı kendi grubunda yapsın, Demokrat Türkiye Partisi adına buraya hiçbir milletvekili...

BAŞKAN – Sayın Esengün, size, ikinci bir konuşma yapmak üzere söz vermedim; sadece, isteminizi tespit için aldım. Sataşıldığı iddiasındasınız...

Buyurun Sayın Bedük.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, biraz evvel Sayın Grup Başkanı, bütün herkese, bu Meclise devam edilmediği konusunda tarizde bulundu. Oysa, biz, devam etmekle birlikte, onun konuşma yaptığı sırada, 20 kişilik bir gruptan sadece 7 kişi vardı!..

Takdirlerinize sunuyorum.

BAŞKAN – Rica ederim...

Bu görüşleriniz de tutanağa geçti, sizden önce de zaten söylendi efendim.

Şimdi, Sayın Yılbaş "devamsızlıkla ilgili olarak Meclis Başkanlığının bir görevi var" dedi. O görev, Anayasa ve İçtüzük çerçevesinde, şartlar yerine geldiğinde değerlendirilir. Şu ana kadar Meclis Başkanlığının bu konuda bir ihmali söz konusu olmamıştır.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, öneriyi oylarınıza sunuyorum:

METİN PERLİ (Kütahya) – Sayın Başkanım, kurt-kuzu yakıştırmasını, bir milletvekili olarak, kendisine iade ediyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, kabul edenlerin sayısını söyler misiniz efendim.

BAŞKAN – Efendim, işaretle yapılan oylamalarda rakam telaffuz edilmiyor.

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.

V. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Ağrı Milletvekili Celal Esin’in, Ağrı-Patnos kapalı spor salonu inşaatına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yücel Seçkiner’in cevabı (6/828)

BAŞKAN – 1 inci sırada yer alan, Ağrı Milletvekili Celal Esin'in, Ağrı-Patnos kapalı spor salonu inşaatına ilişkin devlet bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Hazır.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın spordan sorumlu Devlet Bakanı Sayın Yücel Seçkiner tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla. 22.12.1997

Celal Esin

Ağrı

1. Patnos İlçemizdeki kapalı spor salonunun ödenek yetersizliğinden dolayı yarım kalan inşaatı ne zaman tamamlanacak?

2. Bağrından başarılı sporcular çıkaran Doğu Anadolu Bölgemize, maalesef, mevcut hükümetler tarafından sportif alanda gereken önem verilmemektedir. Bu konuda Hükümetiniz neler yapmayı planlıyor? Sportif tesislere ve sporculara gereken önem verilecek mi?

3. Ağrı İlimizde, başta futbol olmak üzere, sporun her branşı gelişmeye müsaittir; ancak, maddî sıkıntılarımız söz konusudur. Buna paralel olarak, Ağrıspor takımımız da sıkıntı içerisindedir. Bu konularda bir yardımınız olacak mı?

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Yücel Seçkiner söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Bakan.

Cevap süreniz 5 dakikadır.

DEVLET BAKANI YÜCEL SEÇKİNER (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz; Ağrı Milletvekili Sayın Celal Esin'in sözlü sorusuna cevap vermek için huzurlarınızdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Patnos spor salonu, 1996 yılında tasfiye edilmiş; biz, bu senenin programına aldık, seneye bitireceğiz.

Ağrı, sporda bizim kalemizdir. Doğuda ilk defa, Ağrı'da tartan pist yapıyoruz; 30 milyar lira gönderdik, 83 milyar lira da bugüne kadar gönderdik. Geçen gün Valimiz gelmişti; Ağrı'ya ne lazımsa yapmaya hazırız.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ederim.

Soru sahibinin ilave söyleyeceği bir şey var mı?

CELAL ESİN (Ağrı) – Sayın Başkan, Sayın Bakanın spora ve Doğu Anadolu Bölgesine iyi yaklaşımı için teşekkür ediyorum. Özellikle de, tabiî ki, Başkanımızın ve Heyetinizin huzurunda da, Sayın Bakanımıza teşekkür ediyor, ilgilerini bekliyoruz.

DEVLET BAKANI YÜCEL SEÇKİNER (Ankara) – Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Soru cevaplandırılmıştır.

2. – Ağrı Milletvekili Celal Esin’in, Ağrı’ya bağlı bazı yerleşim birimlerinin içmesuyu sorununa ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/829)

BAŞKAN – 2 nci sırada yer alan, Ağrı Milletvekili Celal Esin'in, Ağrı'ya bağlı bazı yerleşim birimlerinin içmesuyu sorununa ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlayacağız.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Bulunmuyorlar.

Görüşme ertelenmiştir.

3. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, bazı illerde SSK Hastanesi kurulup kurulmayacağına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/833)

BAŞKAN – 3 üncü sırada yer alan, Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel'in, bazı illerde SSK hastanesi kurulup kurulmayacağına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlayacağız.

Önergeyi cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda hazır bulunmuyorlar.

Önergenin görüşülmesi ertelenmiştir.

4. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Türkiye-A.B. ilişkilerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/834)

BAŞKAN – 4 üncü sırada yer alan, Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay'ın, Türkiye-AB ilişkilerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Önergeyi cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Hazır.

Önergeyi tekrar okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.

Ersönmez Yarbay

Ankara

Sorular:

1. Avrupa Birliğinin, gümrük birliği çerçevesinde Türkiye'ye vereceği malî yardımların, 1996 ve 1997 yıllarında dolar değerindeki miktarı ile gerçekleşme miktarları dolar olarak ne olmuştur?

2. Avrupa Birliği, gümrük birliği çerçevesinde Türkiye'ye karşı uygulamaktan vazgeçmesi gereken antidamping uygulamasını ne zaman kaldıracaktır?

3. Avrupa Birliği, 1996-1997 yıllarında hangi konularda antidamping uygulamıştır? Bu uygulamalar sebebiyle kaybımız ne olmuştur?

4. Türkiye, 1996 yılı başlangıcından bu tarafa, gümrük birliği çerçevesi içerisinde, üçüncü ülkelere karşı, Avrupa Birliğinin ortak gümrük tarifesini hayata geçirmiştir. Türkiye'nin, Avrupa Birliğinin ortak gümrük tarifesi uygulaması sebebiyle, 1996 ve 1997 yıllarındaki maddî kayıplarının dolar bazında değeri nedir?

5. Avrupa Birliğinin ortak ticaret politikasına uyum çerçevesinde kaç ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzalanmış veya imzalanacaktır?

6. Avrupa Birliğine üye 15 ülke ile Türkiye'nin 1994, 1995, 1996 ve 1997'deki ihracat ve ithalat değerleri ne olmuştur? Gümrük Birliği anlaşması dışticaret dengemizi ne yönde etkilemektedir?

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk'e söz veriyorum.

Cevap süreniz 5 dakikadır Sayın Bakan.

Buyurun.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara Milletvekili Sayın Ersönmez Yarbay'ın sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere söz almış bulunuyorum; soruların cevaplarını sırasıyla arz ediyorum:

1. 6 Mart 1995 tarihinde imzalanan 1/95 sayılı gümrük birliği kararıyla, onbeş yıldır dondurulan malî işbirliğinin, beş ayrı kanaldan devam etmesi öngörülmüştür. Bu kanallardan açık olanları, MEDA (Akdeniz) Programı (1995-1999) kapsamında ülkemize sağlanacak hibeler ile EURO-MED (1997-1999) kapsamında Avrupa Yatırım Bankası tarafından verilecek kredilerdir. "Özel Eylem" adı altındaki 375 milyon ECU'luk hibe ile 750 milyon ECU'luk Avrupa Yatırım Bankası kredisi, Yunan vetosu nedeniyle henüz serbest bırakılmamıştır.

Avrupa Birliği Komisyonundan Akdeniz (MEDA) Programından karşılanmak üzere, 1996 yılı topluluk bütçesinden, toplam 33,1 milyon ECU tutarındaki 5 projenin finansman anlaşmaları 1997 yılında imzalanmıştır. Bilgi olarak arz edeyim ki, 11 Mayıs 1998 tarihi itibariyle Merkez Bankası tarafından ilan edilen döviz kurlarına göre, 1 ECU ya da 1 Avrupa para birimi 1,1098 dolardır. 1997 yılı topluluk bütçesinden ise, Avrupa Birliği tarafından toplam miktarı 70,2 milyon ECU olan 35 adet projenin finansmanı taahhüde bağlanmıştır. Söz konusu 35 projenin 7 adedi (toplam tutarı 9,2 milyon ECU) 13 Ocak 1998 tarihinde imzalanmıştır.

Söz konusu hibelerin kullanılması, Avrupa Birliğiyle bir çerçeve anlaşması imzalanmasına bağlıdır. Çerçeve anlaşması taslağı üzerinde müzakereler devam etmektedir.

EURO-MED Programı (1996-1999) kapsamında, ülkemize, Avrupa Yatırım Bankasınca, 100 milyon ECU KOBİ'lere, 150 milyon ECU ise 5 belediyemize ait çevre projelerine olmak üzere, 250 milyon ECU'lük kredi tahsis edilmiştir. Halihazırda kullanılan krediler ise, 50 milyon ECU'lük KOBİ kredisi ve 45 milyon ECU'lük çevre projesidir.

2. Türkiye İle Avrupa Birliği arasında oluşturulan gümrük birliği, ticarete yönelik engellerin kaldırılmasını ve ticaretin geliştirilmesini öngörmekle birlikte, tarafların, haksız rekabet uygulamalarına veya ekonominin bütününde ya da belli bir sektörde ciddî zarar veya zarar tehdidi oluşturan boyuttaki ithalata karşı korunma önlemleri almasına imkân tanımaktadır. Bu bağlamda, 1/95 sayılı Türkiye-Avrupa Birliği Ortaklık Konseyi kararının 44 üncü maddesinde, antidamping uygulamalarından vazgeçilmesi, Ortaklık Konseyinin, taraflardan birinin talebi üzerine, taraflar arasındaki ticarî ilişkilerde uygulanan ticarî korunma araçlarını gözden geçirmesine ve Türkiye'nin iç pazarla ilgili rekabet, devlet yardımlarının denetimi ve diğer topluluk müktesebatını benimsemesi ve etkin bir şekilde uyguladığını tespit etmesi şartına bağlanmıştır. Bu durumda, Ortaklık Konseyi, antidamping uygulamalarını askıya alabilecektir.

Bugün, antidamping vergileri uygulamalarında Katma Protokolün 47 nci maddesinde belirtilen modaliteler, geçerliliğini korumaktadır.

Ancak, Türkiye, Toplulukla ilişkileri açısından ve gümrük birliği kapsamında gerçekleştirdiği mevzuat uyum ve uygulamalarını da dikkate alarak, üçüncü ülkelerden farklı bir statüde olduğu gerçeğinden hareketle, bu modalitelerin günün koşulları çerçevesinde geliştirilmesi amacıyla Avrupa Birliğiyle görüşmeler devam etmektedir.

Diğer taraftan, Türkiye'de, Avrupa Birliği menşeli üç ürüne antidamping vergisi uygulanmaktadır. Avrupa Birliğine antidamping vergisi uygulanan ürünler, benzoik asit, kâğıt ve polyester elyaftır.

3. Halen, Avrupa Birliği tarafından yalnızca polyester ipliğin bazı türlerine kesin antidamping vergisi uygulanmaktadır. Bu ürünlerde kesin vergi 1991'den itibaren uygulanmaya başlamıştır.

Devam eden tek anti-damping soruşturması ise, ağartılmamış ham bez ihracatımıza karşı açılmıştır. Avrupa Birliği Komisyonu, ilk kez 21 Şubat 1996 tarihinde açılan ve 21 Kasım 1996 tarihinde geçici vergi uygulamasına başlanılan antidamping soruşturmasının, Avrupa Birliği Konseyinin, 21 Mayıs 1997 tarihine kadar, geçici vergilerin kesin vergiye dönüştürülmesine yönelik bir karar almaması nedeniyle kapanmasından sonra, Avrupa Birliğinin tekstil üretici birliği olan Eurocotton tarafından yenilenin şikâyet başvurusu üzerine, 11 Temmuz 1997 tarihinde, içlerinde Türkiye'nin de bulunduğu yeni bir soruşturma açılmıştır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Bakan, konuşmanızı tamamlayın efendim.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) – Sayın Başkan, soruların cevaplarını arz edebilmem için zamana ihtiyacım var; sorular çok, onların cevaplarını da ancak verebilirim...

BAŞKAN – Cevap süremiz de İçtüzüğe göre sınırlı efendim; cevapların bir kısmını da yazılı olarak iletebilirsiniz.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) – O zaman, soruların tamamını cevaplandıramayacağım.

BAŞKAN – Kalanlarını yazılı olarak cevaplayabilirsiniz efendim.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) – Bu soruşturmanın da ülkemiz aleyhine herhangi bir önlem alınmadan sonuçlandırılmasına yönelik çabalarımız devam etmektedir.

Antidamping vergileriyle uğranılan kayıp, firma davranışlarına bağlı olan bir değişkendir. Pazar değişiklikleri, uluslararası koşullar, yeni fiyat politikaları veya ürünün ikame edilebilir olma özelliği, kaybı etkileyen unsurlardır. Bu kayıplar dönemsel olarak da değişme özelliği göstermektedirler.

Sürenin dolması nedeniyle sözlerimi burada bağlıyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Soru cevaplandırılmıştır.

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Sayın Bakanın yazılı metnini alayım efendim.

BAŞKAN – Sayın Bakan size ulaştıracaklar efendim.

5. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, vergi reformu çalışmalarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/835)

BAŞKAN – 5 inci sıradaki, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, vergi reformu çalışmalarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Soru önergesini cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda bulunmadığı için, önergenin görüşülmesi ertelenmiştir.

6. – Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı’nın, Sabah Medya Grubu hakkındaki beyanlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/836)

BAŞKAN – 6 ncı sıradaki, Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın, Sabah Medya Grubu hakkındaki beyanlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmelerine geçiyoruz.

Soruyu cevaplayacak Sayın Başbakan veya yerine cevap verecek Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda bulunmadıklarından, önergenin görüşülmesi ertelenmiştir.

7. – Balıkesir Milletvekili Tamer Kanber’in, ORÜS Balıkesir-Dursunbey İşletmesinin özelleştirilmesi ihalesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/837)

BAŞKAN – 7 nci sıradaki, Balıkesir Milletvekili Tamer Kanber'in ORÜS Balıkesir Dursunbey İşletmesinin özelleştirilmesi ihalesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmelerine geçiyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Başbakan veya yerine cevap verecek Sayın Bakan?.. Hazır.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla. 8.1.1998

Tamer Kanber

Balıkesir

Orman ürünlerini değerlendirmek, köylüyü kalkındırmak için kurulan Orman Ürünleri Sanayii (ORÜS) Balıkesir-Dursunbey İşletmesi özelleştirmesi kapsamında yapılan ihalede;

1. Kime veya kimlere satılmıştır?

2. Kazanan şahsın veya şirketin ortaklarının ANAP ile yakınlık derecesi ve ANAP Yönetim Kurulundaki görevleri nedir?

3. Ne kadar bedelle satılmıştır?

4. Dursunbey ORÜS'te 109 işçi kardeşim sizce de işsizlik kervanına katılmış mıdır? Mağdur olan bu 109 işçi kardeşim için makamınızın düşünceleri nelerdir?

5. Dursunbey ORÜS'ün, trafosunun, 3 forkliftinin, 150 dönüm arazisinin, talaş silosunun, fabrika binasının, 4 idarî binasının, 3 kapalı hangarının, fotokopi makinesinin, telefon santrallarının, 7 telefonunun, 1 Renault otomobilinin, 2 damperli kamyonunun, 1 kepçeli traktörünün, 8 lojmanının olduğu makamınızca biliniyor mu?

6. Dursunbey ORÜS'ün özelleştirme kapsamına alındığı 1993'e kadar kâr ettiği ve ödüller aldığı doğru mudur?

7. Başbakanlığınız bu ihaleyi tekrar gözden geçirme ihtiyacı görür mü?

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk; buyurun.

Cevap süreniz 5 dakikadır Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Balıkesir Milletvekili Sayın Tamer Kanber'in, ORÜS Balıkesir-Dursunbey İşletmesinin özelleştirilmesi ihalesine ilişkin sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere söz almış bulunuyorum; soruları sırasıyla cevaplandırıyorum.

1. ORÜS Anonim Şirketi Dursunbey İşletmesi, ORSA Ağaç Sanayii ve Ticaret Limitet Şirketine satılmıştır.

2. İhaleyi kazanan şirket ortaklarının siyasî durumları hakkında Özelleştirme İdaresi Başkanlığında herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.

3. Açılan ihale sonucunda, en yüksek teklif olan 470 bin ABD Doları bedelle satılmıştır.

4. Dursunbey İşletmesinde çalışan işçilerin kıdem tazminatları ORÜS Anonim Şirketi tarafından ödenerek alıcıya devredilmiştir. Bu işçilerin alıcı tarafından iş akitleri sona erdirildiği takdirde, 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesi uyarınca, iş kaybı tazminatı almaya hak kazanacaklardır.

5. Varlık bazında özelleştirilen işletme tüm varlıklarıyla birlikte satışa sunulmuş olup, basına ve kamuoyuna açık, şeffaf olarak yapılan ihale sonucunda, en iyi teklifi veren ORSA Ağaç Sanayii ve Ticaret Limited Şirketine satılmıştır.

6. 1992 yılına kadar, rekabetin az, cari giderlerin düşük olduğu, hammadde temininde sıkıntı yaşanmadığı için, diğer KİT'ler gibi, ORÜS işletmeleri de kâr etmiş; ancak, sonraki yıllarda zarar etmişlerdir.

7. Özelleştirme uygulamaları, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından, teknik, idarî ve malî çalışma ve hazırlıklar sonucunda gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmalar sonucunda Dursunbey İşletmesi için ihale açılmış, ihaleye iki yatırımcı teklif vermiş; verilen en iyi teklif sahibine satış yapılması, Özelleştirme Yüksek Kurulunun 30 Ağustos 1997 tarih ve 97/28 sayılı kararıyla onaylanmıştır.

Saygıyla arz ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Soru önergesi cevaplandırılmıştır.

8. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, imam hatip lisesi mezunlarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın cevabı (6/838)

BAŞKAN – 8 inci sıradaki, Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız'ın, imam-hatip lisesi mezunlarına ilişkin, Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurulda hazır bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Millî Eğitim Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delalet etmenizi saygılarımla arz ederim. 7.1.1998

Hüseyin Yıldız

Mardin

Sorular:

1. Bakanlığınızın önerisiyle değiştirilmeye çalışılan Yüksek Öğretim Kanununda imam-hatip lisesi öğrencilerinin durumunda nasıl bir değişiklik olacak?

2. "İmam-hatip lisesi öğrencilerinin ilahiyat fakültesi dışındaki bölümlere girmeleri zorlaştırılacak" şeklinde basına yansıyan haberler var; bu, doğru mudur?

3. Doğruysa, Anayasamızda ifadesini bulan "eşitlik" ilkesine ters düşmez mi?

4. İmam-hatip lisesi öğrencilerinin ilahiyat fakülteleri dışında diğer programları tercih ettiklerinde puanlarının düşürülmesini, eğitimde fırsat eşitliği ilkesiyle nasıl bağdaştırıyorsunuz?

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplamak üzere, Millî Eğitim Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay; buyurun.

Cevap süreniz 5 dakikadır.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli üyeler; Sayın Hüseyin Yıldız'a, sordukları sorular için teşekkür ediyorum.

Hepimizin gayet iyi bildiği üzere, bir süre önce, üniversiteye giriş sınavlarının birinci basamak sonuçları açıklandı. Ülkemizin ortaöğretim kurumlarını bitiren 700 bin öğrencimiz, üniversite sınavlarında başarılı olamadı.

Üniversitelerimizin önünde yıllardır devam eden bir birikim var. Bunun temelinde, ortaöğretimde meslekî eğitimin yeteri kadar yaygın olmamasının, normal akademik lise eğitiminin yaygın olmasının beraberinde getirdiği sorunlar var. Bu sorunları çözmek için de, hep beraber çözüm üretmek durumundayız.

Bu bakımdan, biliyorsunuz, yıllardır, millî eğitim bünyesinde, farklı disiplinlerde, farklı branşlarda eğitim veriyoruz; yani, çocuklara, lise çağında "şu branşta eğitim al" diyoruz; fen-matematik, Türkçe-matematik, Türkçe-sosyal bilgiler gibi... Artı, bunun yanında meslek liselerimiz var.

Dolayısıyla, kaynak kullanımı ve insanlarımızın, yetenekleri çerçevesinde eğitim alabilmeleri için, lisedeki programlar ile üniversiteler arasındaki programlar arasında bir uyum sağlamak, lisede başlayan eğitim sürecinin üniversitede sürdürülebilmesi ve bu bakımdan da bazı kolaylıkların getirilmesi, öğrencilerin, hem lise çağında hem de üniversitede kapasitelerini etkin bir şekilde kullanılabilmesini gerekli kılıyor.

Bu nedenle, şu anda tamamlanmış bir çalışma yok; fakat, yürütülmekte olan çalışmanın temelinde yatan şu: Lisedeki programlar ile üniversitedeki programlar arasında etkin bir ilişki nasıl kurulabilir ve böylece, lisede başlayan eğitimler üniversite düzeyinde nasıl sürdürülebilir...

Bu çalışmalar henüz tamamlanmış durumda değil. Çalışmalar tamamlandıktan sonra, elbette ki, bir yasal değişiklik gerektiriyorsa, Yüce Meclise gelecektir, Yüce Mecliste de nihaî şeklini alacaktır. O nedenle, şu anda, tamamlanmış ve uygulamaya konulmuş bir çalışma yoktur.

Teşekkürler.

BAŞKAN – Sayın Bakan, bir saniye bekler misiniz...

Soru sahibinin ilave edeceği bir husus var mı?

HÜSEYİN YILDIZ (Mardin) – Soruma cevap verdiğinden dolayı, Sayın Bakana teşekkür ediyorum.

Bizim amacımız, üniversiteye yerleştirilmesi konusunda bütün öğrencilerimize eşit davranılmasıdır, bu konuda Anayasanın ihlal edilmemesidir. Sayın Bakanın cevabı kaçamak bir cevap tarzı oldu; tatmin edici bulamadım.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Soru cevaplandırılmıştır; Sayın Bakana teşekkür ediyorum.

MİLLî EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Sayın hatip "kaçamak bir cevap" tabirini kullandı...

BAŞKAN – Öyle mi dedi; ben onu algılayamadım.

Buyurun efendim.

MİLLî EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Sayın hatip, soru sahibi, bir cümle kullandığı için yeniden huzurunuzda söz alma ihtiyacını hissettim.

Sayın hatip, cevabımın kaçamak olduğunu söyledi. Alınmamış bir karar konusunda "şöyle bir karar alacağız" deyip, bu karar benim yetkimde değilse ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisindeyse, benim böyle cevabım sizi tatminkâr bir cevapla mı doyururdu, yoksa, henüz yapılmakta olan ve neticelenmemiş bir çalışmanın -ki, burada bilim adamları çalışıyor, pedagoglar çalışıyor ve çocuklarımız için çalışıyor- bitmemiş bir çalışmanın bitmediğini söylemek, eğer kaypaklıksa, o, sizin takdiriniz...

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Soru cevaplandırılmıştır.

9. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, Türkiye Taşkömürü kurumunda geçici görevli olarak çalışan işçilerin kadroya alınmalarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı (6/839)

BAŞKAN – 9 uncu sırada yer alan, Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, Türkiye Taşkömürü Kurumunda geçici görevli olarak çalışan işçilerin kadroya alınmalarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine geçiyoruz.

Soruyu cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurulda hazır bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın Cumhur Ersümer tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ve talep ederim.

Cafer Tufan Yazıcıoğlu

Bartın

Soru:

Türkiye Taşkömürü Kurumunda 1992 yılından bu yana yeraltında çalışmakta olan geçici yeraltı maden işçilerinin daimî kadroya alınmaları konusunda bir çalışmanız var mıdır?

96/8628 sayılı Kararname gereği, bir önceki yıl içinde ayrılan eleman sayısının yüzde 20'sine tekabül eden personel kadrosuna açıktan atama yapılmadan, bu kadroların adı geçen geçici işçiler için kullanılması düşünülüyor mu?

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplandırmak üzere, Ulaştırma Bakanı Sayın Yaşar Topçu... Affedersiniz, Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu...

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı vekili misiniz efendim?

Hükümet adına cevaplandırıyorsunuz...

Buyurun Sayın Bakan.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; tabiî, sözlü soru önergesini veren arkadaşlarımız henüz Parlamentoda yeni oldukları için, bu tür noksanlıklarını, yanlışlıklarını, biz, anlayışla karşılıyoruz. Sözlü sorular, bakan adı verilerek sorulmaz "ilgili bakan tarafından" diye sorulur. Aksi halde, Sayın Cumhur Ersümer cevaplandırsın deyince, cevaplandırılamaz; yani, böyle bir şekli yok.

BAŞKAN – Soru, hükümete tevcih edilir...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Evet, soru, hükümete tevcih edilir; onun için, herhangi bir bakan cevaplandırabilir. Arkadaşlarımız Parlamentoda yeni olduğu için, zaman içerisinde düzelecektir, arkadaşlarımız onu telafi edecektir.

Soruyu şöyle cevaplandırıyorum: Kamu iktisadî teşebbüslerinin yıllık olarak yapacakları işler, yatırım ve işletme faaliyetleri, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 29 uncu maddesine istinaden Bakanlar Kurulu kararlarıyla her yıl yayımlanmakta olduğundan, soru önergesinde bahsedilen 96/8628 sayılı Bakanlar Kurulu kararı, 1997 yılında yapılacak işleri düzenlemek için yayımlanmış ve 31.12.1997 tarihinde yürürlükten kalkmıştır. Bu kararda, geçici işçilerin, daimî (sürekli) işçi kadrolarına alınabileceğine dair bir hüküm bulunmadığından, 1997 yılında bu hususta bir çalışma yapılmamıştır. Yani, önceki hükümet kararnamesinde böyle bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu nedenle, kamu iktisadî teşebbüslerinin 1998 yılına ait genel yatırım ve finansman programını belirleyen Bakanlar Kurulunun 97/10074 sayılı kararı, 16 Ekim 1997 tarih ve 23142 sayılı Resmî Gazetede Hükümetimiz tarafından yayımlanmıştır.

Bu kararın "İstihdam" başlıklı 4 üncü maddesinde "Ana kuruluş içinde veya bağlı ortaklık içinde eleman nakli suretiyle personel ihtiyacının karşılanmasının mümkün olmadığı zorunlu hallerde, bir önceki yıl içinde ayrılan eleman sayısının yüzde 20'sini geçmemek üzere, Devlet Personel Başkanlığının izniyle, açıktan personel alabilirler" hükmüne istinaden, kamu iktisadî teşebbüslerinin açıktan alınmasına ihtiyaç duydukları eleman sayısı, bir önceki yıl içinde ayrılan personelin yüzde 20'siyle sınırlandırıldıktan sonra, bir yenilik olarak, geçici işçilerin, daimî (sürekli) işçi kadrosuna alınabilecekleri öngörülmüşse de, daimî (sürekli) işçi kadrosuna geçirilecek işçilerin sayısı için "Kurumda çalışan geçici işçilerin, sürekli işçi kadrosuna geçirilebilmeleri yüzde 20 sayısına dahildir" hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümde bir tercih söz konusudur; ya yüzde 20 sınırı içinde açıktan eleman alınacaktır veya bu sınır içinde geçici işçiler, daimî (sürekli) işçi kadrosuna geçirileceklerdir.

Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünde geçici olarak çalışan işçilerin, bir önceki yılda ayrılan personelin yüzde 20'si sınırları içinde daimî (sürekli) işçi kadrosuna alınmaları mümkünse de, 1997 yılında, memur ve sözleşmeli personel de dahil 2 531 personelin ayrıldığı göz önüne alınırsa, bunun yüzde 20'si nispetine karşılık olarak 507 kişinin ancak daimî kadroya geçirilebilmesi mümkün olabilecektir.

Böyle bir tatbikatta, toplam 1 521 geçici işçiden 1 014'ü sürekli işçi kadrosuna geçirilemeyecektir. Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün, üretim işçileri için açıktan alınmasına ihtiyaç duyduğu 507 işçinin açıktan alımı da yapılamayacaktır.

Bakanlar Kurulu kararı hükmüne göre, mevcut 1 521 geçici işçinin daimî kadroya alınabilmesi için, Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün 7 605 personelinin emeklilik nedeniyle ayrılması gerekecek ve bu ayrılan personelin yerine açıktan işçi alımı yapılamayacaktır.

7 605 daimî işçinin emekli olması durumunda, halen mevcut işçi sayısı olan 19 224'ten bu rakam düşüldüğünde, Türkiye Taşkömürü Kurumunun çalışan işçi sayısı 11 619'a düşecektir ki, buradan çıkacak sonuç, Türkiye Taşkömürü Kurumunun yeni işçi alımı, ancak, çalışan personelin 11 bin düzeyine inmesi durumunda mümkün olabileceğini göstermektedir. Bu durumda ise, ihtiyaç duyulan yeraltı üretim işçisi açığı giderek büyüyecek ve neticede, programlanan taşkömürü üretimi gerçekleşmeyeceği gibi, kömür ocaklarının kapanmasıyla karşı karşıya kalınacaktır.

Yüce Meclisin takdirlerine ve soru sahibinin bilgisine sunarım.

Saygılarımla.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

CAFER TUFAN YAZICIOĞLU (Bartın) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

CAFER TUFAN YAZICIOĞLU (Bartın) – Sayın Bakan, soru sahibi olarak, bize "soru, ismen bakanlara değil, hükümete sorulur" dedi. Oysa, gündemi incelediğimiz zaman görüyoruz ki, sorular, ismen hep bakanlara sorulmuş. Bizden de istenen, soruların bu şekilde sorulmasıdır. Bunu, kendi bilgisine arz ediyorum.

Biz, tabiî ki, konunun önemi itibariyle sorumuzu Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanına arz ettik; ama, Sayın Bakanın yerine, tabiî ki, Sayın Bakanın burada gelip cevaplaması mümkündür; o, kendi tercihleridir; ancak, bizim, sorumuzu bu şekilde sormamız gerektiği kanısındayım.

Sayın Bakana cevap için teşekkür ediyorum. Yüzde 20'lerin kullanılması yoluyla bunun ancak kapatılabileceğini arz etti; yalnız, bu işçiler için şöyle bir durum vardır: Bu işçiler, ufak bir sakatlık geçirdikleri veyahut ciğerlerinde bir rahatsızlık meydana geldiği zaman, iş akitlerine son verilmesin diye, maalesef, doktora gitmemektedirler. Yani, bunlar, maden ocağında çalışan işçilerdir ve bu nedenle, kendi sağlıkları açısından büyük bir sıkıntı içindedirler. Biz, bu konuyu, bu nedenle gündeme getirdik. Sayın Bakanın tercihini öğrenmiş bulunduk; takdir kendilerinindir.

Sayın Bakana teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Bakan...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Efendim, İçtüzüğü hatırlattım ben sadece; maksadım sizi rencide etmek değil. Bu, Parlamento faaliyetleri, zaten, kısa sürede, İçtüzük hükümlerine göre, öyle, öğrenilen, yürütülen işler değildir; hepimiz bu safhalardan geçtik; böyle yanlışlıklar yapmak ayıp, günah değildir; soru, hükümetten sorulur, ismen sorulmaz.

CAFER TUFAN YAZICIOĞLU (Bartın) – Bakın, gündemde hep sayın bakan isimleri var...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Hayır, o başka... Ben, herkese hatırlattım, size değil.

BAŞKAN – Sayın Bakan, bu soru önergesinin cevaplandırılması sırasında başka yanlışlıklar da oldu...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Olabilir tabiî, benim sözüm herkese.

BAŞKAN – Ben de zatıâlinizi Ulaştırma Bakanı diye takdim ettim; çünkü, sizi gördükçe, aklım fikrim, İzmir-Antalya otoyolunun yapımında, Denizli yollarının yapımında; hep ulaştırma geliyor...

Burada açık olan husus şudur: Soru önergeleri Meclis Başkanlığına sunulur, Başkanlık aracılığıyla hükümete tevcih edilir; bakanların isminin zikredilmesi gerekmez.

Teşekkür ederim; soru cevaplandırılmıştır.

10. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Uğur Mumcu Cinayeti konusundaki Meclis araştırması komisyonunca hakkında işlem yapılması istenilen bir askerî savcıya ilişkin Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/841)

BAŞKAN – 10 uncu sırada yer alan, Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay'ın, Uğur Mumcu cinayeti konusundaki Meclis Araştırması Komisyonunca hakkında işlem yapılması istenilen bir askerî savcıya ilişkin Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesinin görüşmesine başlıyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurulda hazır bulunmuyorlar.

Önergenin görüşülmesi ertelenmiştir.

11. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Uğur Mumcu Cinayeti konusundaki Meclis araştırması komisyonunca haklarında işlem yapılması istenilen kişilere ilişkin İçişleri Bakanından sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı (6/842)

BAŞKAN – 11 inci sırada yer alan, Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay'ın, Uğur Mumcu cinayeti konusundaki Meclis Araştırması Komisyonunca haklarında işlem yapılması istenilen kişilere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine geçiyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurulda hazır.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.

Ersönmez Yarbay

Ankara

24.1.1993 tarihinde arabasına konulan bir bombanın patlaması sonucunda hayatını kaybeden araştırmacı gazeteci-yazar Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili olarak kurulan TBMM (10/86) esas numaralı Araştırma Komisyonu, 4.6.1997 tarihinde Bakanlığınıza "..... Uğur Mumcu'yu koruma konusunda gerekli önlemleri almayan dönemin Ankara Valisi ile her kademede görev yapan diğer ilgililer; soruşturmanın gizliliğini ihlal ederek ve 18.2.1993 tarihinde TRT'de yayınlanan "Perde Arkası" programına katılarak görüş belirten kamu görevlileri ile aynı gerekçeyle 20.9.1993 tarihinde tanık Ayhan Aydın'ın TRT'de yayınlanan "Ateş Hattı" programına katılmasını sağlayan güvenlik görevlileri; İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevli polislerden Mehmet Zeki Yıldırım ile Ayhan Usta'nın olay yakalama ve zaptetme tutanağını tanzim edenler ile 3.2.1993 tarihli bomba imha görevlerini ihmal ettikleri ve evrakta tahrifat yaptıkları kanaatine" vararak ilgililer hakkında gerekli işlemlerin yapılması ve neticeden TBMM'ne bilgi verilmesini istemiştir.

1. Komisyonun ilgililer hakkındaki suç duyurularıyla ilgili olarak işlemler tekemmül ettirilip, hazırlık dosyaları savcılara intikal ettirilmiş midir?

2. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına hangi tarih ve sayı ile bilgi verilmiştir?

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplamak üzere, Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu, buyurun efendim.

Cevap süreniz 5 dakikadır Sayın Bakan.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; değerli arkadaşımız Ersönmez Yarbay'ın sorusunun cevabını şöyle arz ediyorum:

24 Ocak 1993 tarihinde arabasına konulan bir bombanın patlaması sonucu hayatını kaybeden araştırmacı gazeteci yazar Uğur Mumcu cinayetini araştırmak üzere kurulan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının (10/86) esas numaralı araştırma komisyonunun konuyla ilgili hazırlamış olduğu raporun Bakanlığımıza intikal etmesi üzerine, 12.8.1997 tarih ve 13 962 sayılı onayımızla iddiaların incelenmesi için mülkiye müfettişleri görevlendirilmiştir.

Mülkiye başmüfettişleri tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda, TRT'de 18.2.1993 tarihinde yayınlanan "Perde Arkası" programında Uğur Mumcu cinayetine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan ekspertiz raporunun açıklanması ve 20.9.1993 tarihinde TRT'de yayınlanan "Ateş Hattı" programında Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili tanıklığı olduğunu iddia eden Ayhan Aydın isimli şahsın güvenlik görevlilerince götürülüp, birtakım açıklamalar yapmasına engel olunarak, soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmesiyle ilgili olarak, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü personeli hakkında yapılacak işlemin adlî görev kapsamında bulunması nedeniyle, konu, gereğinin ifası için Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına, yine, gazeteci yazar Uğur Mumcu'nun öldürülmesi olayıyla ilgili olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğünce Mehmet Zeki Yıldırım, Mehmet Ali Şeker ve Ayhan Usta'nın yakalanması sırasında tanzim edilen tutanakların tarihlerinde tahrifat yapıldığı ve bu operasyonlar sırasında elde edilen patlayıcı maddelerin bir kısmının usulsüz imha edildiği, bir kısmının da akıbetinin belli olmadığı iddialarıyla ilgili olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında yapılacak işlemin adlî görev kapsamında bulunması nedeniyle, konu, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gereği için intikal ettirilmiştir.

Soru önergesinde geçen diğer hususlar hakkında 12.8.1997 tarih ve 13 962 sayılı onayla, ayrıca inceleme ve araştırma başlatılmıştır. Soruşturma halen devam etmektedir.

Yüce Meclisin ve soru sahibi değerli arkadaşımızın bilgisine sunarım.

BAŞKAN – Soru sahibinin bir sözü var mı?

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Evet, Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Yarbay.

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Dün, İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal'ın vurulması, bugün de, gene, Yalova Milletvekilimizin yeğeninin vurulması Türkiye'de, tekrar faili meçhul cinayetler zincirinin başladığını gösteriyor.

Biz, Araştırma Komisyonu olarak -tabiî görev süremiz üç ay, dört ay- görev süremiz bittikten sonra, dosyaları intikal ettirdik ve intikal ettireli de aşağı yukarı dokuz on ay oldu.

Bu araştırmanın muamelelerinin bir an evvel tamamlanmasını ve gereği konusunda hem Meclis Başkanına bilgi verilmesini hem de kamuoyuna bir açıklamada bulunulmasını arz ediyorum.

BAŞKAN - Bu görüşleriniz de tutanağa geçmiştir.

Soru cevaplanmıştır.

Teşekkür ederim Sayın Bakan.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Efendim, izin verirseniz bir cümle eklemek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Topçu.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Hükümetimiz, göreve geldiği günden bu yana birçok failî meçhul cinayeti aydınlatmıştır. Bundan sonra da Türkiye'de failî meçhul cinayet bırakmama kararındadır. Bunları, bu suçları işleyenlerin yanına hiçbir şekilde bırakmayacağız.

Hükümet olarak, tecavüze uğrayan bu arkadaşlarımıza geçmiş olsun derken, rahmetli olana da Allah'tan rahmet diliyoruz.

12. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Uğur Mumcu Cinayeti konusundaki Meclis araştırması komisyonunca haklarında işlem yapılması istenilen savcılara ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/843)

BAŞKAN – 12 nci sırada yer alan, Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay'ın, Uğur Mumcu cinayeti konusundaki Meclis araştırması komisyonunca haklarında işlem yapılması istenilen savcılara ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlayacağız.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda hazır bulunmadığından önergenin görüşülmesi ertelenmiştir.

13. – Antalya Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun’un, Muğla Orman Başmüdürlüğüne ait helikopterin bir milletvekilinin özel hizmetinde kullanıldığı iddiasına ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/844)

BAŞKAN – 13 üncü sırada yer alan, Antalya Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun'un, Muğla Orman Başmüdürlüğüne ait helikopterin bir milletvekilinin özel hizmetinde kullanıldığı iddiasına ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesinin görüşülmesine başlayacağız.

Önergeyi cevaplamak üzere Sayın Bakan?.. Bulunmuyorlar.

Önergenin görüşülmesi ertelenmiştir.

14. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, pancar ekim sahalarının sınırlandırılmasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sorusu ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı (6/845)

BAŞKAN – 14 üncü sırada yer alan, Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç'ın, pancar ekim sahalarının sınırlandırılmasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurulda hazır bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Mehmet Aykaç

Çorum

Sorular:

1. Çiftçilerimiz, ekonomiye katkıda bulunmak amacıyla, pancar üretimlerini artırarak daha fazla ekim yapmak istemektedirler. Bakanlığınızın görüşleri doğrultusunda bölge pancar şeflikleri ekim alanlarında kısıtlama getirmektedir. Niçin daha fazla şeker pancarı ekimi yapmak isteyen çiftçilerimize engel olunmaktadır?

2. Çiftçilerimize daha önce dönüm başına 50 kilogram taban gübresi verilirken, bu miktar 25 kilogram düşürülmüştür. Çiftçimiz aldığı gübrenin bedelini ödediği halde niçin bu uygulama yapılmaktadır?

3. Sayın Bakanın "tabiî ki şekere zam yapılır; çünkü Refahyol Hükümeti şekerpancarı taban fiyatlarına yüzde 120'lik zam yapmıştır" dediği basına yansımıştır. Bu doğru mudur? Eğer doğruysa, şeker fiyatlarına yapılan zammın faturasını pancar üreticisi çiftçilere kesmek anlamına gelmez mi? Bu zamlardan köylüler mi sorumludur?

BAŞKAN – Soru önergesini, Hükümet adına cevaplamak üzere Turizm Bakanı Sayın İbrahim Gürdal; buyurun efendim.

Cevap süreniz 5 dakikadır Sayın Bakan.

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Çorum Milletvekili Sayın Mehmet Aykaç'ın pancar ekim sahalarının sınırlandırılmasına ilişkin Sanayi Bakanından sorduğu soruya cevap vermek üzere söz aldım; hepinizi saygıyla selamlarım.

"Çiftçilerimiz, ekonomiye katkıda bulunmak amacıyla, pancar üretimlerini artırarak daha fazla ekim yapmak istemektedirler. Bakanlığınızın görüşleri doğrultusunda bölge pancar şeflikleri ekim alanlarında kısıtlama getirmektedir. Niçin daha fazla şeker pancarı ekimi yapmak isteyen çiftçilerimize engel olunmaktadır" diye soruluyor birinci soruda.

Cevap: Şeker üretiminin istikrara kavuşturulması gerekli görülmektedir. Bununla beraber, 1998 yılı pancar ekim alanları -aynı münavebe sahası olan- 1995'e göre yüzde 65, geçen yıla göre de yüzde 8 oranında artırılmıştır.

İkinci soruda "çiftçilerimize daha önce dönüm başına 50 kilogram taban gübresi verilirken, bu miktar 25 kilogram düşürülmüştür. Çiftçimiz, aldığı gübrenin bedelini ödediği halde niçin bu uygulama yapılmaktadır" deniliyor.

Cevap: Çiftçilerimize tevzi edilecek kimyevî gübrelerin miktarı, iklim, arazinin toprak yapısı, pancarın verim ve kalitesi gibi unsurlar göz önüne alınarak tespit edilmektedir. Önceleri, fosforlu gübre olarak yüzde 40 saf besin maddesini içeren 8-24-8 kompoze gübresi tevzi edilmiş, 1998 yılında ise, yüzde 54 saf besin maddesi içeren 12-30-12 gübresi verilmeye başlanmıştır. Verilen gübre, miktar olarak az görülmekle beraber, etkin madde (saf besin maddesi) yönünden bir noksanlık söz konusu değildir.

"Sayın Bakanın 'tabiî ki şekere zam yapılır; çünkü Refahyol Hükümeti şekerpancarı taban fiyatlarına yüzde 120'lik zam yapmıştır' dediği basına yansımıştır. Bu doğru mudur? Eğer doğruysa, şeker fiyatlarına yapılan zammın faturasını pancar üreticisi çiftçilere kesmek anlamına gelmez mi? Bu zamlardan köylüler mi sorumludur" diye soruluyor.

Cevap: Pancar alım fiyatları, üretici maliyetleri, toptan eşya fiyatları endeksi, dünya fiyatları, alternatif ürün fiyatları dikkate alınarak açıklanmaktadır.

1997 yılı pancar alım fiyatı bir önceki yıla göre yüzde 150 oranında artırılarak 11 000 TL/kg olarak belirlenmiştir.

Şeker fiyatları ise, şeker maliyetleri dikkate alınarak tespit edilmektedir.

Saygılarımla.

BAŞKAN – Önerge sahibinin söyleyeceği bir şey var mı efendim?

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Evet efendim.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Aykaç.

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Sayın Başkan, Sayın Bakana teşekkür ediyorum; fakat, verilen cevap tatmin edici değildir; çünkü, şeker fiyatlarında bir istikrardan bahsedilerek, bu kısıtlamanın yapıldığı söyleniyor. Oysaki, Türkiye'de üretilen şekerpancarından elde edilen şeker miktarı Türkiye tüketimi için yeterli değildir; Sayın Bakanımız da bilirler. Dolayısıyla, dışarıdan şeker ithal eden bir ülkeyiz biz. Madem dışarıdan şeker ithal ediyoruz... Niçin ithal ediyoruz? Bunu daha çok ekmek isteyen bir çiftçi topluluğu karşımızda varken -kendi köylümüz, çiftçimiz- benim köylüm, benim çiftçim, arazisi de varken, neden kısıtlamaya tabi tutuluyor da, şeker ithal ediliyor ve böylece de "fiyatların oluşturulması söz konusu da, ondan dolayı kısıtlama yaptık" deniliyor; ben, bunu anlamıyorum. Şekere ihtiyacımız var, biz şeker pancarını üretebiliyoruz; ama, Hükümet burada açıkça "hayır, siz fazla üretmeyin, dışarıdan ithal edeceğiz" diyor. Ben, buradaki çarpıklığı net olarak anlamak istiyorum. Burada, açıkça, ithalatçıya imkân sağlanıyor, üreticiye kısıtlama getiriliyor. Bunun izahını, itirafını istiyorum; ama, bir türlü itiraf edilmiyor.

BAŞKAN – Sayın Aykaç, hangi yolla itiraf ettireceksiniz; yani, uzun konuşarak mı?!

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Sayın Bakanımız onu bilirler.

BAŞKAN – Soruyu sordunuz, cevap da verildi.

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Sayın Bakanımın tekrar cevap vermesini arzu ediyorum.

İkinci sorumda da demiştim ki...

BAŞKAN – Sayın Aykaç, o kadar imkânınız yok. Sizin sorunuzdan başka da sırada görüşülecek sorular var.

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Hayır efendim, 3 maddelik bir soru...

BAŞKAN – Tamam; ama, her maddede bu kadar konuşma imkânınız yok. Kısaca, açıklamalarda eksik bırakılan hususlara değinebilirsiniz.

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Eksik bırakıldığı için arz etmek durumundayım.

3 üncü sorumda özetle demiştim ki: "Sayın Bakanın, şekerpancarı taban fiyatlarına Refahyol Hükümeti yüzde 120 zam yaptı -nitekim, bu, bu seneye yansıyan, taban fiyatlarıyla ilgili Hükümetin açıklamasında da var- dolayısıyla şekere zam yaptık dediği basına yansımıştır..."

BAŞKAN – Yani, siz bunu da soruyla tescil ettirmiş oluyorsunuz.

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Evet.

Zaten bu yıl yapılan taban fiyat artışları da yüzde 50-60 civarındadır. Dolayısıyla, 55 inci Hükümetin çiftçiye ve köylüye bakış açısı ortaya çıkıyor; taban fiyatları da yetersizdir. Taban fiyatlarına yapılan zam ürüne yansımıyor, onu da belirtmek istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Ben gerekli cevabı verdim.

BAŞKAN – Gerekli cevabı verdiğinizi söylüyorsunuz.

Soru cevaplandırılmıştır ve soru sahibinin maksadı da hâsıl olmuştur.

15. – İzmir Milletvekili Suha Tanık’ın, İzmir Büyükşehir Belediyesinin ortak olduğu şirketlere ilişkin İçişleri Bakanından sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı (6/847)

BAŞKAN – 15 inci sırada yer alan, İzmir Milletvekili Suha Tanık'ın, İzmir Büyükşehir Belediyesinin ortak olduğu şirketlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan? Hazır bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğini arz eder, saygılar sunarım.

Suha Tanık

İzmir

Sorular:

1. İzmir Büyükşehir Belediyesinin ortak olduğu şirketlerin isimleri nedir?

2. İzmir Büyükşehir Belediyesinin ortak olduğu şirketlerin sermaye dökümü nedir?

3. İzmir Büyükşehir Belediyesinin ortak olduğu şirketlerin yönetim kurulu üyeleri kimlerdir?

4. İzmir Büyükşehir Belediyesinin ortak olduğu şirketlerin yönetim kurulu üyeleri ne kadar maaş almaktadır?

5. İzmir Büyükşehir Belediyesinin ortak olduğu şirketlerin ödediği vergi matrahı nedir?

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplamak üzere, Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu'ya söz veriyorum.

Buyurun Sayın Bakan.

Cevap süreniz 5 dakikadır.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; sorunun cevabını şöyle arz etmek istiyorum:

Önergede yer alan İzmir Büyükşehir Belediyesinin ortak olduğu şirketlerin isimleri, sahip oldukları sermaye payları, yönetim kurulu üyelerinin isimleri, yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur hakkı, ücretleri ile şirketlerin ödediği verginin matrahına ilişkin ayrıntılı bilgiler, İzmir Valiliği vasıtasıyla, anılan belediye başkanlığından temin edilmiş olup, müsaadelerinizle, listeler halinde, Başkanlık Divanına ve soru sahibi Sayın Milletvekiline sunulmak istenilmektedir; çünkü, liste oldukça uzundur. Bu listenin tek tek okunması ve burada, hepsinin sıralanmasına, soru için ayrılan süre yetecek durumda değildir, uzun bir listedir. Bunu, Başkanlık Divanına ve Sayın Milletvekilinin bilgisine, ayrıca yazılı olarak sunmak istiyoruz.

Arz ederim.

BAŞKAN – Soru önergesi cevaplanmıştır.

Sayın Bakana teşekkür ediyorum.

16. – Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım’ın, Samsun Büyükşehir Belediyesine satılan bir gemiye ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı (6/848)

BAŞKAN – 16 ncı sırada yer alan, Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım'ın, Samsun Büyükşehir Belediyesine satılan bir gemiye ilişkin, Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Soru önergesini cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Hazır.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 23.1.1998

Ömer Naimi Barım

Elazığ

1. Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından, Samsun Büyükşehir Belediyesine, cafe yapılmak üzere, 1 milyara satılan gemiden 3 milyarlık fuel-oil çıktığı doğru mudur?

2. Devletin deposunda bulunan fuel oil, bir kayıt altında tutulmuyor mu? Tutuluyorsa, bu 3 milyarlık fuel-oil nasıl unutulmuştur? Devleti, sehven de olsa 3 milyar zarara uğratan kurum ve şahıslar hakkında bir işlem yapılmış mıdır?

3. Unutulan bu 3 milyarlık fuel-oilin parası alınmadığına göre, Samsun Büyükşehir Belediyesinden geri almayı düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplamak üzere, Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu; buyurun efendim.

Cevap süreniz 5 dakikadır.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım'ın sorusunu cevaplandırmak üzere söz almış bulunuyorum.

Demin, ilk cevabımda, Sayın Başkanın yaptığı görev hatasını burada tekrarlayarak, soruyu, eski bir Ulaştırma Bakanı olarak, bana verilen notların dışında, cevaplamak istiyorum. .

Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü Ulaştırma Bakanlığına bağlı bir kurumdur; ben de başında bulundum.

Arkadaşımızın sorusunun cevabı şudur: Yalova Gemisi, 16 Nisan 1996 tarihinde Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığına satılmıştır. Bu geminin fuel-oil tankının, bu kadar fuel-oili alması maddeten mümkün değildir. Geminin fuel-oil tankı, sadece 34 tonluktur. Binaenaleyh, 3 milyarlık bir fuel-oili alıp, taşıması mümkün değildir.

İkincisi, soruda, sanıyorum bir galat var; "devlet zarara uğratılmış" diyor. Devlet kavramının içerisine belediye dahildir. Devletin TDİ işletmesinden alınıp belediyeye verilen gemi, devletin dışına satılmış değildir; devletin içinde kalmıştır; yani, böyle bir fuel-oil orada olsaydı bile, netice itibariyle bir şahsa tahsis edilmiş değil, yine devletin bir kurumuna tahsis edilmişti. Belki iki kurum arasında bu satış sırasında, satan kurumun bir zararı söz konusu olabilirdi. Bu, Hükümetim zamanında yapılmış bir işlem olmamakla beraber, bu geminin, böyle bir fuel oili alması mümkün değil; böyle bir fuel oil bu geminin içerisinde yok.

"Bunların kaydı tutulmuyor mu" diye soruluyor. Tutulur. Bütün gemilere verilen fuel oillerin kayıtları tutulur. Ne kadar saat çalıştığının, ne kadar yol aldığının ve ne kadar fuel-oil harcadığının kaydı tutulur, ondan sonra depolar doldurulur; yani, bunlar, öyle rastgele, herkesin istediği kadar alınıp konulan maddeler değildir, hepsinin hesabı kitabı vardır. Burada da bu hesaplar vardır.

Sanıyorum, değerli arkadaşımıza bir yanlış bilgi verilmiştir; o sebeple, bu soruyu sormuş olsa gerek.

Saygıyla, Genel Kurulun ve değerli arkadaşımızın bilgisine sunuyorum.

BAŞKAN – Soru önergesi cevaplandırılmıştır.

Önergeyi cevaplayan Sayın Bakana teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, sözlü soru önergelerinin görüşmelerine ayrılan süremiz dolmuştur.

Gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

VI. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ

1. – (10/23, 36, 103, 173, 183, 198) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi

BAŞKAN – Ormanların ve orman köylülerinin korunması, orman yangınlarının nedenlerinin belirlenmesi, yangınların önlenmesi ve itfaiye teşkilatının yeniden yapılanması için alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla, Genel Kurulun 14.4.1998 tarihli 76 ncı Birleşiminde kurulan (10/23, 36, 103, 173, 183, 198) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasî parti gruplarınca gösterilen adayların listesi, bastırılıp, sayın üyelere dağıtılmıştır.

Şimdi, listeyi okutup, oylarınıza sunacağım.

Listeyi okutuyorum:

Ormanların ve orman köylülerinin korunması, orman yangınlarının nedenlerinin belirlenmesi, yangınların önlenmesi ve itfaiye teşkilatının yeniden yapılanması için alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu üyelikleri aday listesi (10/23, 36, 103, 173, 183, 198)

Adı Soyadı Seçim Çevresi

FP (4)

Muhammet Polat Aydın

Mustafa Yünlüoğlu Bolu

Metin Perli Kütahya

İsmail İlhan Sungur Trabzon

ANAP (3)

Abbas İnceayan Bolu

Feridun Pehlivan Bursa

Avni Kabaoğlu Rize

DYP (2)

M. Halit Dağlı Adana

İrfettin Akar Muğla

DSP (2)

Mustafa Karslıoğlu Bolu

Fikret Uzunhasan Muğla

CHP (1)

Zeki Çakıroğlu Muğla

DTP (1)

Cefi Jozef Kamhi İstanbul

BAŞKAN – Okunan listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Meclis araştırması komisyonuna seçilmiş bulunan arkadaşlarıma görevlerinde başarılar diliyorum.

Bu sayın üyelerin, 14.5.1998 Perşembe günü saat 14.00'te doktorluk binası, dördüncü kat 405 numaralı Meclis araştırması komisyonları toplantı salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.

B) SAYIŞTAY ÜYELİKLERİNE SEÇİM

1. – Sayıştayda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi, bu kısımda yer alan, Sayıştay'da boş bulunan 15 üyelikten, Genel Kurulun 29.4.1998 tarihli 83 üncü ve 5.5.1998 tarihli 85 inci Birleşimlerinde yapılan seçimlerden geriye kalan 1 üyelik için yapılacak seçime başlıyoruz.

Bu seçim, İçtüzüğün 150 nci maddesine göre yapılacaktır. Sayıştay Başkanı ve Üyeleri Önseçim Geçici Komisyonunca, Sayıştay üyelikleri için boş üyelik sayısının 2 katı olarak kontenjan grupları dahilinde belirlenen adaylardan, Genel Kurulun 29.4.1998 tarihli 83 üncü ve 5.5.1998 tarihli 85 inci Birleşimlerinde seçilenler dışında kalanları havi oy pusulası Başkanlıkça bastırılmıştır. Toplantı ve karar yetersayısı mevcut olmak şartıyla, Maliye Bakanlığı meslek mensupları kontenjan grubunun listesinden en çok oyu alan 1 aday Sayıştay üyeliğine seçilmiş olacaktır.

Oylamanın ne şekilde yapılacağını arz ediyorum: Görevli arkadaşlar, mühürlü oy pusulaları ile zarfları, her sayın milletvekiline birer tane olmak üzere dağıtacaklar, oy pusulası ve zarfı alan sayın üye, oy pusulasında yer alan adaylardan sadece birinin karşısındaki kareyi çarpı işaretiyle işaretleyecek ve oy pusulasını zarfa koyarak adının okunmasını bekleyecektir. Adı okunan milletvekili, Başkanlık Divanı kürsüsünün sol tarafından gelerek, kendisini burada bulunan kâtip üyedeki yoklama cetveline işaretletecek, daha sonra, oy pusulasını havi zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün üzerine konulmuş olan oy kutusuna atacaktır. Aynı zarftan birden çok oy pusulası çıkması halinde, bu oy pusulalarının tamamı, hiç işaretlenmeyen oy pusulaları ile birden fazla adayın işaretlendiği oy pusulaları geçersiz sayılacaktır. Bu hususlar oy pusulalarında da dip not olarak açıkça belirtilmiştir.

Sayıştay üyelikleri seçimine ait oy pusulaları ile zarflar sayın milletvekillerine dağıtılsın.

Her sayın üyeye bir zarf ve bir oy pusulası verilecektir.

Oyların sayım ve dökümü için ad çekmek suretiyle 5 kişilik bir tasnif komisyonu tespit edeceğim.

Halil Çalık?.. Yok.

Mustafa Güven Karahan?.. Burada.

Lütfi Yalman?.. Yok.

İ. Ertan Yülek?.. Yok.

Yıldırım Aktürk?.. Yok.

Orhan Veli Yıldırım?.. Yok.

Süleyman Metin Kalkan?.. Yok.

Ahmet Derin?.. Divanda görevli.

Yaşar Eryılmaz?.. Yok.

Turhan Alçelik?.. Yok.

Doğan Baran?.. Yok.

Hasan Peker?.. Yok.

Bekir Yurdagül?.. Yok.

Değerli arkadaşlarım, bu durumda tasnif komisyonunu oluşturamam.

İBRAHİM YAVUZ BİLDİK (Adana) – Sayın Başkan, 5 gönüllü seçelim; öneri olarak söylüyorum.

BAŞKAN – Peki.

Tasnif komisyonunda gönüllü olarak yer almak isteyen sayın milletvekili var mı?

İBRAHİM YAVUZ BİLDİK (Adana) – Sayın Başkan, ben gönüllüyüm.

İBRAHİM YILMAZ (Kayseri) – Ben de gönüllüyüm Sayın Başkan.

NAİM GEYLANİ (Hakkâri) – Ben de gönüllüyüm Sayın Başkan.

METE BÜLGÜN (Çankırı) – Ben de gönüllüyüm Sayın Başkan.

BAŞKAN – Tasnif komisyonu tamamlanmıştır.

Oy kupaları sıranın üzerine konulsun.

Sayın Bakanlar, vekâlet ettikleri Bakanın ismini söylemek suretiyle vekâleten oy kullanabilirler.

Oy verme işlemine başlıyoruz.

(Oyların toplanmasına başlandı)

Arif Sezer...

İ. Ertan Yülek...

BAŞKAN – Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mustafa Taşar, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Salih Yıldırım adına da vekâleten oy kullandı.

Çevre Bakanı Sayın İmren Aykut, Devlet Bakanı Sayın Güneş Taner adına da, vekâleten oy kullandı.

(Oyların toplanmasına devam edildi)

Lütfi Yalman...

Mehmet Ali Yavuz...

BAŞKAN – Devlet Bakanı Sayın Cavit Kavak, kendi oyunun dışında, Sağlık Bakanının vekili olarak da oy kullanmıştır.

Devlet Bakanı Sayın Hüsamettin Özkan, Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit adına da oy kullanmıştır.

(Oyların toplanmasına devam edildi)

BAŞKAN – Genel Kurul salonunda bulunup da oyunu kullanmayan arkadaşımız var mı efendim? Yok.

Oy kullanma işlemini tamamlamış oluyoruz.

Sayın milletvekilleri, tasnif bitinceye kadar Genel Kurulun çalışma süresi dolabilir; sürenin uzatılması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Biraz önce Tasnif Komisyonuna seçilen arkadaşlarımın yerlerini almalarını rica ediyorum.

Mustafa Güven Karahan (Balıkesir)

Yavuz Bildik (Adana)

İbrahim Yılmaz (Kayseri)

Naim Geylani (Hakkâri)

Mete Bülgün (Çankırı)

A. TURAN BİLGE (Konya) – Bir üye eksik Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Mete Bülgün'ün yerine Sayın Şükrü Yürür Tasnif Komisyonunda yer alıyor; buyurun.

Oy kutularını Tasnif Komisyonuna teslim edelim.

(Oyların ayırımı yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Tasnif Komisyonunun tutanağı gelmiştir; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Sayıştayda boş bulunan 15 üyelikten geriye kalan 1 üyelik için yapılan seçime 339 üye katılmış, kullanılan oyların 89'u geçersiz sayılmış, geçerli oyların dağılımı aşağıda gösterilmiştir.

Saygıyla arz olunur.

Tasnif Komisyonu:

Mustafa Güven Karahan Yavuz Bildik İbrahim Yılmaz

Balıkesir Adana Kayseri

Naim Geylani Şükrü Yürür

Hakkâri Ordu

Ali Serdar : 142

Mesut Tortop : 61

Mehmet Koçyiğit : 33

Muzaffer A. Teksin : 12

A. Rusuhi Ecevitoğlu : 2

Toplam : 250

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bu durum karşısında, toplantı yetersayısı bulunmakla beraber, oylamada geçersiz oyların fazlalığı sebebiyle karar yetersayısı oluşamamıştır; adaylardan hiçbirisi seçilememiş bulunmaktadır.

Kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek ve yapılamayan seçimi tamamlamak için, 14 Mayıs 1998 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 19.04

 

 

V. – SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman-Boyalık Köyünün Ermenek alan koduna ne zaman bağlanacağına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/4736)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

1.4.1998

Abdullah Özbey Karaman

Karaman-Ermenek-Boyalık Köyünün telefon alan kodu Sarıveliler alan koduna bağlıdır. Halen Ermenek’e bağlı olan Boyalık Köyümüz kendi ilçesi ve Ermenek’in diğer köyleriyle daha pahalıya görüşebilmektedir.

Sorum şudur:

Boyalık Köyümüz Ermenek alan koduna ne zaman bağlanacaktır?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı 11.5.1998 Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanı Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21-EA/709-8254

Konu :Karaman Milletvekili Sayın Abdullah Özbey’in yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMM Başkanlığının 16.4.1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4736-12061/29630 sayılı yazısı.

Karaman Milletvekili Sayın Abdullah Özbey’in 7/4736-12061 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Necdet Menzir Ulaştırma Bakanı

Karaman Milletvekili Sayın Abdullah Özbey’in 7/4736-12061 Sayılı Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı :

Soru : Karaman-Ermenek-Boyalık Köyünün telefon alan kodu Sarıveliler alan koduna bağlıdır. Halen Ermenek’e bağlı olan Boyalık Köyümüz kendi ilçesi ve Ermenek’in diğer köyleriyle daha pahalıya görüşebilmektedir.

Sorum şudur;

Boyalık Köyümüz Ermenek alan koduna ne zaman bağlanacaktır?

Cevap : Karaman İli ve ilçelerinin alan kodu aynı olup, 338’dir.

Ermenek ilçesine bağlı Boyalık Köyü, Sarıveliler ilçesi Esentepe Köyü santralından çalışmakta olup, telefon numaralarının ilk üç rakamı 443 ile başlamaktadır. Ermenek ilçesi ve köylerinin telefon numaraları 7 ile başlamaktadır.

Mayıs 1998 ayı sonuna kadar Esentepe santralına uygulanacak yazılım ile Boyalık köyü aboneleri Ermenek ilçesi ve köylerini kendi ilçesinden arıyormuş gibi ücretlendirmesi sağlanacaktır. Böylece daha pahalı görüşme yapılması önlenmiş olacaktır. Bunun için Boyalık Köyü telefon numaralarının değiştirilmesine gerek bulunmamaktadır.

Ayrıca Boyalık Köyünün, Ermenek ilçesi Pamuklu Santralına bağlanabilmesi konusunda yapılacak etüd çalışmalarının sonuçlarına göre işlem yapılacaktır.

2. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman-Merkez-İhsaniye Köyünün telefon santraline ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/4761)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

2.4.1998 Zeki Ünal Karaman

Karaman Merkez-İhsaniye Köyünün yıllardır bozuk olan telefon santralı ne zaman değiştirilecektir?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı 11.5.1998 Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21-EA/-710-8255

Konu :Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 16.4.1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-12245 sayılı yazınız.

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın 7/4761-12123 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Necdet Menzir Ulaştırma Bakanı

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın 7/4761-12123 Sayılı Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı:

Soru : Karaman Merkez-İhsaniye Köyünün yıllardır bozuk olan telefon santralı ne zaman değiştirilecektir?

Cevap : Karaman İli İhsaniye Köyünde 200 hat kapasiteli Elif-1 tipi telefon santralı mevcut olup santral sağlıklı bir şekilde çalışmaktadır. Ancak bu santralı 60 km. mesafedeki ilçe merkezine bağlayan fizikî devrede, çevrenin ormanlık ve sarp arazi yapısı nedeniyle zaman zaman arızalar meydana gelmekte olup bu arızalar da bakım ekiplerince zaman geçirilmeden giderilmektedir.

Söz konusu fizikî devreden dolayı meydana gelen bu olumsuzlukların giderilmesi amacıyla, bu devrenin fiber optik kablo ile değiştirilmesi, 1998 yılı yatırım programına alınmış olup Mayıs 1998 ayı içerisinde başlayacak olan montaj çalışmaları bitirildiğinde İhsaniye Köyündeki telefon abonelerine daha kaliteli ve kesintisiz hizmet sağlanmış olacaktır.

3. – Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, Türk Telekom ile iki firma arasında imzalanan cep telefonları lisans hakkı devir sözleşmesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/4774)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir tarafından aracılığınızla, yazılı olarak cevaplandırılmasını saygıyla arz ederim.

2.4.1998 Feti Görür Bolu

Türk Telekom’la, TÜRKCELL ve TELSİM’e ait olan lisans hakkı devri sözleşmesine göre, ihaleyi alan iki iş adamı, Cem Uzan ve Mehmet Emin Karamehmet 31 Mart 1998’e kadar ödemeleri gereken 500’er milyon ABD dolarını ödemeyince, kendilerine 30 Nisan 1998’e kadar, 1 aylık bir ek süre verilmiştir.

Soru 1. Bu işlem esnasında, ihaleyi alan iş adamlarının, Ulaştırma Bakanlığından hiçbir ödeme yapmadan imtiyazın kendilerine verildiğine dair bir yazı istedikleri, şahsınızın “olur mu böyle şey” diye karşı çıktığınız doğru mu?

Soru 2. Bu iş adamları, talep ettikleri imtiyaz yazısını sözlü veya birisinin aracılığı ile mi, yoksa yazılı olarak mı istediler?Yazılı istemişlerse hangi tarih ve hangi sayılı yazıdır?

Soru 3. Bu istedikleri imtiyaz yazısı ile, uluslararası finans piyasalarından kredi bularak 31 Mart 1998’deborçlarını ödemek istediklerini, ancak bu olmayınca bir ay süre istediklerini ve verilen bu bir aylık sürede, hazineye girmesi planlanan 1 milyar ABDdolarından hazinenin 20 trilyon zarar ettiği ve iki iş adamının da 20 trilyon ödüllendirilerek kayırıldığı doğru mudur?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı 11.5.1998 Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21-EA/-711-8256

Konu :Bolu Milletvekili Sayın Feti Görür’ün yazılı soru önergeleri

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 16.4.1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-12245 sayılı yazınız.

Bolu Milletvekili Sayın Feti Görür’ün 7/4774-12127 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Necdet Menzir Ulaştırma Bakanı

Bolu Milletvekili Sayın Feti Görür’ün 7/4774-12127 Sayılı Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı:

Sorular : Türk Telekom’la TÜRKCELL ve TELSİM’e ait olan lisans hakkı devri sözleşmesine göre ihaleyi alan iki iş adamı, Cem Uzan ve Mehmet Emin Karamehmet 31 Mart 1998’e kadar, ödemeleri gereken “500 er milyon ABD doları”nı ödemeyince, kendilerine 30 Nisan 1998’e kadar, 1 aylık bir ek süre verilmiştir.

1. Bu işlem esnasında, ihaleyi alan iş adamlarının, Ulaştırma Bakanlığında hiçbir ödeme yapmadan imtiyazın kendilerine verildiğine dair bir yazı istedikleri, şahsınızın “Olur mu böyle şey” diye karşı çıktığınız doğru mu?

2. Bu iş adamları, talep ettikleri imtiyaz yazısını sözlü veya birisinin aracılığı ile mi, yoksa yazılı olarak mı istediler? Yazılı istemişlerse hangi tarih ve hangi sayılı yazılardır?

3. Bu istedikleri imtiyaz yazısı ile, uluslararası finans piyasalarından kredi bularak 31 Mart 1998’de borçlarını ödemek istediklerini, ancak bu olmayınca bir ay süre istediklerini ve verilen bu bir aylık sürede hazineye girmesi planlanan 1 milyar ABDDolarından hazinenin 20 trilyon zarar ettiği iki iş adamının da 20 trilyon ödüllendirilerek kayırıldığı doğru mudur?

Cevap : Katma Değerli Telekomünikasyon hizmetlerinden GSM İşletmeciliği için lisans verilmesi ile ilgili olarak 4161 Sayılı Kanun çerçevesinde TÜRKCELL ve TELSİM firmaları ile imzalanan GSM lisans sözleşmetaslakları Bakanlığımız yetkilileri ile de yapılan detaylı çalışmalar sonucunda Danıştay tarafından onaylamıştır. Danıştay’ın bu onayından ve 500’er milyon $ lisans devir hakkı yatırıldıktan sonra söz konusu şirketler ile cep telefonlarının yatırım ve işletme hakkını 25 yıl süreyle yürütmek üzere, 27 Nisan 1998 tarihinde sözleşmeler imzalanmıştır.

Firmaların 500 milyon $ gibi oldukça yüksek bir meblağdaki lisans ücretini temin etmek için karşılaştıkları zorlukları aşmak amacıyla talep ettikleri bir aylık ek süre sonucunda sözleşmeler imzalanmak suretiyle lisans verilmesine ilişkin imtiyaz devir işlemi tamamlanmıştır.

Söz konusu ek sürede 1993 yılından beri yürürlükteki sözleşme uyarınca gelir paylaşımı devam ettiğinden devletin herhangi bir zararı olmamıştır.

4. – Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım’ın, yurt dışındaki temsilciliklerde kullanılan makam araçlarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in yazılı cevabı (7/4788)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Dışişleri Bakanı Sayın İsmail Cem tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 20.11.1997

Ömer Naimi Barım Elazığ

1. Yurtdışındaki temsilciliklerimizde bulunan ve makam otosu olarak kullanılan 420 000 DM. lık Mercedes 500’leri kimler kullanıyor? Bu araçlardan temsilciliklerimizde kaç tane bulunmaktadır?

2. ABD ve Arabistan büyükelçiliklerinde dahi bulunmayan bu araçların yerine yerli araba veya daha az israfı ve lüksü olan bir araba kullanmayı düşünüyor musunuz?

3. Bu Mercedes 500 leri makam otosu olarak kullanan başka bir ülke var mıdır? Varsa eğer hangi ülkeler kullanmaktadır?

T.C. Dışişleri Bakanlığı 13.5.1998 İdarî ve Malî İşler Dairesi Başkanlığı Sayı :IMAD/1865

Konu :Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı

Genel Sekreterliğine

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı)

İlgi : a)28 Kasım 1997 tarihli ve A.01.0.GNS.0.10.00.2-6/757-9537/24682 sayılı yazıları.

b)30 Aralık 1997 tarihli ve IMAD/5312-18517 sayılı yazımız.

c)20 Nisan 1998 tarihli ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4788-9537/24682 sayılı yazıları.

Yurtdışındaki temsilciliklerimizde kullanılan makam taşıtları ile ilgili olarak, Elazığ Milletvekili Sayın Ömer Naimi Barım tarafından verilen ve ilgi (a)’da kayıtlı yazıları ile Bakanlığımıza iletilmiş olan sözlü soru önergesinin yanıtı zamanında hazırlanmış ve metni ilgi (b)’dekayıtlı yazımız ekinde Başkanlıklarına sunulmuştu.

Bu kez ilgi (c)’de kayıtlı yazılarında aynı soru önergesinin yazılı soruya çevrildiğinin bildirilmesi muvacehesinde, anılan soruya ilişkin yazılı yanıt ekte takdim kılınmıştır.

Saygılarımla arz ederim.

İsmail Cem Dışişleri Bakanı

Elazığ Milletvekili Sayın Ömer Naimi Barım’ın Sayın Bakan’a yönelttiği soru önergesinde yer alan hususlara ilişkin yanıtlar aşağıda sunulmuştur :

Soru :Yurtdışındaki temsilciliklerimizde bulunan ve makam otosu olarak kullanılan 420 000 DM. lık Mercedes-500’leri kimler kullanıyor? Bu araçlardan temsilciliklerimizde kaç tane bulunmaktadır?

Yanıt :Bilindiği üzere, Dışişleri Bakanlığının dış temsilciliklerinde görev yapan personeli, özellikle 1972 yılından bu yana terör ve suikast eylem ve tehdidi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Dışişleri Bakanlığı 40’a yakın mensubunu Ermeni terörüne şehit vermiştir.

Bakanlığımızın bütçe tasarısının 17.12.1997 günü TBMMBütçe ve Plan Komisyonunda görüşülmesi sırasında yaptığım konuşmada değindiğim hususları bu vesileyle tekrarlamak istiyorum. Devletin herhangi bir Bakanının can güvenliği ne kadar önemliyse, Dışişleri Bakanlığımızın dış teşkilatında görev yapan arkadaşlarımızın can güvenliği de en az o kadar önemlidir. Şunu da unutmamak lâzım, Dışişleri camiası şehit vermiş bir camiadır; saldırıya uğramış bir camiadır. Arkadaşlarımızın bazılarında hâlâ bu saldırıların izi vardır. Ben, Dışişleri teşkilatının tamamen güvenlik amacıyla fiyatı daha yüksek olan bir aracı kullanmasının tartışma konusu yapılmasından üzüntü duyuyorum.

Kökü, tahmin edilenden daha geniş bir çıkar alanına uzanan terör, Dışişleri Bakanlığının dış teşkilatını pasifize etmeyi, çalışamaz hale getirmeyi de hedef almaktan geri kalmamıştır.

Bu eylem ve tehditler karşısında Dışişleri Bakanlığı, diğer koruyucu güvenlik önlemleri meyanında, özellikle Devlet’i temsil etmeleri dolayısıyla terörün ana hedefleri haline gelen büyükelçileri koruyabilmek, genelde de tüm personeli imkânlar ölçüsünde güvenli koşullar içinde bulundurmak üzere, zırhlı taşıtlardan yararlanmak mecburiyetinde kalmıştır. Sözü edilen, Mercedes-500 model taşıtlardan toplam 22 adet, bu kapsam içinde 1993-1996 yılları arasında satın alınmış olup, Büyükelçi makam taşıtı olarak kullanılmaktadır.

Dışişleri Bakanlığı, diğer tedbirler ile birlikte, zırhlı makam ve servis taşıtları kullanmaya başladıktan sonra, teröre kurban verme dönemi sona ermiş, 1993 yılında Belgrad Büyükelçimizin hayatı, zırhlı bir makam taşıtı sayesinde kurtulmuştur. Atina’da da bir bombalı saldırı, zırhlı taşıt koruması sayesinde can kaybı olmadan atlatılmıştır.

Soru : ABD ve Arabistan büyükelçiliklerinde dahi bulunmayan bu araçların yerine yerli araba veya daha az israfı ve lüksü olan bir araba kullanmayı düşünüyor musunuz?

Cevap : Sadece ABD ve Suudi Arabistan değil, tüm ülkeler, teröre ve saldırı tehdidine maruz kaldıkları ölçüde zırhlı taşıtlardan ve diğer güvenlik tedbirlerinden yararlanmaktadırlar. Ayrıca, bu konuda alınan tedbirler gizlilik dereceli addedildiğinden, ülkelerin bu tür bilgileri açıklamaktan kaçındıkları da bilinmektedir.

Karşı karşıya bulunulan terör ve saldırı tehdidinin değerlendirilmesi sonucunda yurtdışı temsilciliklerimizde zırhlı makam ve servis taşıtlarının belirli bir zırh standardının olması gerektiği tespit edilmiştir. Bu standartta zırhlanan diğer tür taşıtların şasi, teknik ve motor aksamının bu yükü taşıyamadığı, dolayısıyla araçların çok kısa ömürlü olduğu, çok sık arıza ve soruna yol açtığı ve gerekli hizmeti veremediği tecrübe ile sabittir. Dışişleri Bakanlığının dış teşkilatının tüm kıt’alara yayılmış 163 misyondan oluştuğu da gözönüne alındığında, yararlanılacak resmî taşıtlarda yedek parça, bakım ve servis ağının en geniş ve etkin olduğu taşıt modellerinin değerlendirilmesi gerekli görülştür. Bu nedenle, daha uzun süre hizmet almaya müsait, yüksek güvenlik standardını haiz, dünyada yaygın yedek parça ve servis sunma imkânına sahip ve az sorun oluşturan markalar Bakanlığımızca tercih edilmiştir.

Soru :Mercedes-500’leri makam otosu olarak kullanan başka bir ülke var mıdır? Eğer var ise hangi ülkeler kullanmaktadır?

Cevap :Birçok ülke, makam otosu olarak güvenli, dayanıklı, temsil niteliklerine uygun taşıtlar kullanırlar. Bu taşıtların seçimi, hizmet ve güvenlik ihtiyaçlarına, ülke koşullarına, emsallere ve bütçe olanaklarına dikkat edilerek yapılmaktadır. Bu çerçevede, dünyanın en ünlü taşıt markalarının zırhlı ve zırhsız modelleri, birçok ülkede bakan ve büyükelçi makam taşıtı olarak kullanılmaktadır. Soruya konu olan taşıt modelinin diğer ülkeler tarafından kullanım düzeyini kısa sürede tespit etmek mümkün olmamakla birlikte, sözkonusu taşıtın da çeşitli ülkelerce zırhlı güvenlik taşıtı olarak kullanıldığı bilinmektedir.

5. – Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun, soruşturma izni talep edilip izin verilmeyen belediye başkanı ve personeli olup olmadığına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4796)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını delaletlerinizle arz ederim.

M. Altan Karapaşaoğlu Bursa

Sorular :

1. 1 Temmuz 1997 tarihinden itibaren, soruşturma izni talep edilip de izin verilmeyen veya bu konuda hiç cevap verilmeyen Belediye Başkan ve personelinin bulunup bulunulmadığı.

2. İzin verilmeyen belediye görevlileri varsa bunların hangi belediyelere ait olduğu ve partilerinin hangi partiler olduğunun bildirilmesi.

T.C. İçişleri Bakanlığı 13.5.1998 Mahallî İdareler Genel Müdürlüğü Sayı :B.05.0.MAH.0.65.00.002/80413

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a)TBMM Başkanlığının 20.4.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4796-12224/ 29886 sayılı yazısı.

İlgi yazı ekinde alınan ve tarafımdan cevaplandırılması istenilen, Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun “Soruşturma izni talep edilip de izin verilmeyen belediye başkanı ve belediye personeli olup olmadığına” ilişkin yazılı soru önergesine cevap teşkil edecek bilgiler aşağıya çıkarılmıştır.

Mahallî idarelerin seçilmiş veya tayin edilmiş organları ve bunların üyeleriyle diğer kamu görevlileri hakkında inceleme, araştırma ve soruşturma yapma görevi, 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bakanlığıma verilmiştir.

Bakanlığım bünyesinde mülkiye müfettişleri ve kontrolörler olmak üzere iki grup denetim elemanı mevcut olup, mahallî idarelerle ilgili denetimler periyodik olarak yapıldığı gibi, Bakanlığıma yapılan çeşitli başvurular ve alınan duyumlar üzerine de inceleme ve soruşturma yapılmaktadır.

Ayrıca, il valilerinin de 5442 sayılı İl İdaresi Kanunundan kaynaklanan genel denetim ve teftiş görev ve yetkisi bulunmaktadır.

Bu çerçevede, Bakanlığıma intikal ettirilen şikâyet konuları değerlendirmeye alınarak ya valilikçe incelenmesi için mahalline gönderilmekte, ya da Bakanlığımca inceleme ve soruşturma yapılmakta olup, işleme alınmayan talep bulunmamaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanı

6. – Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, TİGEM’e ait bir arazinin Jokey Kulübüne kiraya verildiği iddiasına ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa R. Taşar’ın yazılı cevabı (7/4881)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mustafa Taşar tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim.

İsmail Özgün Balıkesir KİT Komisyonu Üyesi

Soru 1. TİGEM’e bağlı Karacabey Tarım İşletmesine ait beşbin dönüm arazinin Jokey Kulübüne icara verildiği doğru mudur?

Soru 2. Eğer sözkonusu arazi Jokey Kulübüne kiraya verilmişse, kaç yıllığınave ne kadar icar ile verilmiştir?

Soru 3. İcara verilmesi söz konusu ise topraksız veya az topraklı çiftçilere 10 yıl-20 yıl süre ile icara verilmesi daha uygun olmaz mı?

T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 13.5.1998 Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı :KDD.SÖ-1-01/11171

Konu :Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 30.4.1998 Gün ve A.01.0.GNS.0.10.00-02-7/4881-12398/30161 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınız ekinde gönderilen Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Özgün’e ait yazılı soru önergesine ilişkin Bakanlığımız görüşleri ekte sunulmuştur.

Mustafa Taşar Tarım ve Köyişleri Bakanı

Esas No.: 7/14881-12398

Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün yazılı soru önergesinde yer alan Bakanlığımızla ilgili soru ve bunlara ait cevaplar aşağıda belirtilmiştir.

Soru 1. TİGEM’e bağlı Karacabey Tarım İşletmesine ait beşbin dönüm arazinin Jokey Kulübüne icara verildiği doğru mudur?

Cevap 1. Karacabey Tarım İşletmesi arazilerinin mülkiyeti Maliye Hazinesine ait iken, 3646 Sayılı Kanun bu arazilerin TİGEM (Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü) adına devir ve tescilini emretmiştir. Yasaya rağmen Maliye Bakanlığı, arazilerin TİGEM’e devir işlemini yapmamıştır. Araziler halen Bakanlığımız adına tahsislidir. Bu arazilerin kullanım hakkı Bakanlığımızca TİGEM’e verildiği için TİGEM’in amaç ve faaliyet konularına uygun olarak kullanılmaktadır. Bakanlığımız İdarî ve Malî İşler Daire Başkanlığı, Yüksek Komiserler Kurulunun 72/41-508 sayılı yazılarına istinaden, Bakanlık makamının 21.10.1997 sayılı oluru ile Karacabey Tarım İşletmesinden 3 000 dönümlük bir arazinin kullanım hakkını “At Yetiştiriciliği ve Eğitim Merkezi” olarak kullanılmak üzere jokey kulubüne vermiştir. Tahsis edilen bu yer 1 inci sınıf tarım arazisi olması nedeniyle Bakanlığımız ilk tahsisi iptal ederek, TİGEM’in görüşleri doğrultusunda fundalık, engebeli ve tarıma elverişli olmayan 4 üncü sınıf arazilerden, 5 000 dekarlık bir alanın kullanım hakkını ilk tahsis edilen arazi yerine Jokey Kulübüne vermiştir.

Soru 2. Eğer söz konusu arazi Jokey Kulübüne kiraya verilmişse, kaç yıllığına ve ne kadar icar ile verilmiştir?

Cevap 2. Jokey Kulübüne verilen bu arazinin kullanım esasları ve süresi yapılacak bir protokol ile belirlenecektir.

Soru 3. İcara verilmesi sözkonusu ise topraksız veya az topraklı çiftçilere 10-20 yıl süre ile icara verilmesi daha uygun olmaz mı?

Cevap 3. Arazinin kiraya verilmesi sözkonusu değildir. Sadece “At Yetiştiriciliği ve Eğitim Merkezi” olarak kullanılmak üzere Jokey Kulübüne verilecektir. Verilecek bu arazide tarımsal üretim yapılması mümkün değildir. Üretim yapılabilen arazilerin tamamı TİGEM’ce amacına uygun olarak kullanılmaktadır.

7. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman-Sarıveliler-Esentepe Köyü camiinin bakım ve onarım ihtiyacına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı H. Hüsamettin Özkan’ın yazılı cevabı (7/4890)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Hüsamettin Özkan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 22.4.1998

Abdullah Özbey Karaman

Karaman-Sarıveliler-Esentepe Köyü camiinin onarım ve bakıma ihtiyacı vardır. Köy camiinin bakım ve onarımını ne zaman yaptırmayı düşünüyorsunuz?

T.C. Devlet Bakanlığı 12.5.1998 Sayı : B.02.0.004/473

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :30.4.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4890-12407/30170 Sayılı yazınız.

İlgi yazılarında belirtilen Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in tarafımdan cevaplandırılması istenilen 7/4890-12407 esas nolu yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmuştur.

Bilgilerinize saygılarımla arz ederim.

H. Hüsamettin Özkan Devlet Bakanı

Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in 7/4890-12407 sayılı yazılı soru önergesine verilen cevap:

Bakanlığıma bağlı bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine cami yapımı, onarım ve bakımı için ödenek konmamaktadır.

Ancak; 9.8.1981 tarihli ve 17423 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin “Dernek, Vakıf ve Benzeri Teşekküllere Yardım” ödeneğinin “Dağıtım Esaslarını Gösterir Yönetmelik” hükümleri uyarınca kamu yararına çalıştığı Bakanlar Kurulu Kararıyla tespit edilen dernekler ile vergi muafiyeti bulunan vakıflara ait arsalar üzerine yapımına başlanıp bitirilemeyen cami ve Kur’an Kursu binası inşaatlarına belirtilen şartları taşıyan vakıf ve derneklerin müracaatları halinde yardım yapılmaktadır.

Yukarıda belirtildiği üzere Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine cami yapım, onarım ve bakımı için ödenek konmadığından Sarıveliler İlçesi Esentepe Köyü Camiinin bakım ve onarımı için ödenek gönderilmesi mümkün olmamaktadır.

 

birleşim 89’un sonu