DÖNEM : 20 CİLT : 51 YASAMA YILI : 3

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

80 inci Birleşim

22 . 4 . 1998 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – YOKLAMA

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Batman Milletvekili Musa Okçu’nun, Batman ve Bingöl’deki son olaylara ilişkin gündemdışı konuşması ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun cevabı

2. – Adıyaman Milletvekili Mahmut Nedim Bilgiç’in, huzurevleri ve huzurevlerinde yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin cevabı

3. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Petrol Ofisinin özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Avusturya ve Romanya’ya gidecek olan Başbakan Yardımcısı ve Millî Savunma Bakanı İsmet Sezgin’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Rifat Serdaroğlu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1424)

2. – Çin Halk Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Işın Çelebi’ye, dönüşüne kadar, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1425)

3. – Azerbaycan Cumhuriyetine gidecek olan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’e, dönüşüne kadar, Orman Bakanı Ersin Taranoğlu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1426)

4. – Macaristan’a gidecek olan Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’a, dönüşüne kadar, İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1427)

5. – Parlamentolararası Birlik Türk Grubunda TBMM’yi temsil edecek grubu oluşturmak üzere grubunca aday gösterilen milletvekiline ilşikin Başkanlık tezkeresi (3/1428)

6. – Türkiye - AT Parlamento Komisyonu Eşbaşkanlığında TBMM’yi temsil edecek grubu oluşturmak üzere grubunca aday gösterilen milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1429)

7. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Başkanlığının, Komisyonun sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi (3/1430)

8. – Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in Almanya’ya yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekiline ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1431)

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal ve 21 arkadaşının, trafik kazalarının önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/250)

2. – Zonguldak Milletvekili Ömer Barutçu ve 59 arkadaşının, İstanbul-Kurtköy Havaalanı ihalesi için hazırlanmış olan protokol hükümlerini dikkate almadan ihalenin NATO ENF Dairesi tarafından gerçekleştirilmesini sağlamak suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla Başbakan A. Mesut Yılmaz hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/18)

3. – Çanakkale Milletvekili Nevfel Şahin ve 56 arkadaşının, Karadeniz sahil yolunun devamı olan yolların ihalesinde usulsüzlük yaparak devleti zarara uğrattığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/19)

V. – ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. – (11/15) esas numaralı gensoru önergesinin gündemdeki yeri ve görüşme gününe ilişkin Danışma Kurulu önerisi

VI. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI

A) GÖRÜŞMELER

1. – İstanbul Milletvekili Meral Akşener ve 71 arkadaşının, kanuna ve genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 12 ve 13 üncü maddelerine uyduğu iddiasıyla Turizm eski Bakanı ve Başbakan A. Mesut Yılmaz hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/17)

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, dernek ve vakıflara tahsis edilen arazilere ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in cevabı (6/790)

2. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, bütçeden yadım alan dernek ve vakıflara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in cevabı (6/791)

3. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, bütçeden yardım alan dernek ve vakıflara ilişkin İçişleri Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin cevabı (6/793)

4. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, pirinç üreticilerinin mağduriyetine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin cevabı (6/794)

5. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Evren-Şereflikoçhisar yoluna ve E-90 karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin cevabı (6/796)

6. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Türkiye Kalkınma Bankasınca kuruluşlara ve şahıslara tahsis edilen araçlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Salih Yıldırım’ın cevabı (6/799)

7. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Ziraat Bankasınca kuruluşlara ve şahıslara tahsis edilen araçlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin cevabı (6/800)

8. – Antalya Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun’un, Antalya’nın enerji altyapı yatırımlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin cevabı (6/802)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Ordu Milletvekili Mustafa Hasan Öz’ün zirai kazançlardaki çiftçi muafiyetine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4656)

2. – Kütahya Milletvekili İsmail Karakuyu’nun, Kütahya’nın kalkınmada öncelikli yöreler kapsamına alınıp alınmayacağına ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı ve Devlet Bakanı Vekili Yaşar Topçu’nun yazılı cevabı (7/4659)

3. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın mevzuat çalışmalarına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4697)

4. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın mevzuat çalışmalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün yazılı cevabı (7/4715)

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak üç oturum yaptı.

Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, Kıbrıs ile ilgili son gelişmelere ilişkin gündemdışı bir açıklamada bulundu; ANAP Bitlis Milletvekili Kâmran İnan, CHP Samsun Milletvekili Murat Karayalçın, FP İstanbul Milletvekili Azmi Ateş, DSP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, DTP Van Milletvekili Mahmut Yılbaş ve DYP Kayseri Milletvekili Osman Çilsal Grupları adına ve BBP Ankara Milletvekili Mehmet Ekici de Partisi adına aynı konuda görüşlerini belirttiler.

İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 67 arkadaşının, Türk Hava Kurumu yönetimi hakkında ileri sürülen iddiaların araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/249) Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergenin gündemde yerini alacağı ve öngörüşmesinin, sırasında yapılacağı,

Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Aykurt ve 57 arkadaşının, Marmaris İçmeler Belediyesince yeşil alan olarak belirlenen ve sonra Millî Park alanı ilân edilen ormanlık bir sahayı kanuna aykırı şekilde bir şahsa tahsis ettiği iddiasıyla Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi okundu; önergenin görüşme gününün Danışma Kurulunca belirlenerek Genel Kurulun onayına sunulacağı,

Açıklandı.

Diyarbakır Milletvekili Yakup Hatipoğlu’nun, Dilekçe Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan ve 20 arkadaşı ile İçel Milletvekili Mustafa İstemihan Talay ve 30 arkadaşının, Flash Televizyonuna yapılan saldırı ve kapatma olaylarıyla ilgili iddiaları araştırmak amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri ve (l0/185, 186) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komiyonu Raporu (S. Sayısı : 466) üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmının 152 ve 81 inci sıralarında yer alan (10/209) ve (10/128) esas numaralı Meclis araştırması önergelerinin, daha önce alınan karar gereğince, bugün yapılması gereken öngörüşmesinin, daha sonra belirlenecek bir birleşimde yapılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.

Alınan karar gereğince, Başbakan A. Mesut Yılmaz hakkındaki (9/17) esas numaralı Meclis soruşturması önergesini ve gündemdeki diğer konuları görüşmek için, 22 Nisan 1998 Çarşamba günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 19.45’te son verildi.

 

Yasin Hatiboğlu

Başkanvekili

Haluk Yıldız Ali Günaydın Kastamonu Konya Kâtip Üye Kâtip Üye

No : 122

II. – GELEN KAĞITLAR

22.4.1998 ÇARŞAMBA

Tezkereler

1. – Süleyman Güney Hakkındaki Ölüm Cezasının Yerine Getirilmesine Dair Başbakanlık Tezkeresi (3/1422) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa Geliş Tarihi: 17.4.1998)

2. – Tekirdağ Milletvekili Enis Sülün’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1423) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.4.1998)

Raporlar

1. – Türkiye Cumhuriyeti İle Kuveyt Devleti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/724) (S. Sayısı: 644) (Dağıtma Tarihi: 22.4.1998) (GÜNDEME)

2. – Balıkesir Milletvekili Mustafa Güven Karahan’ın, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararname İle İş Kanununun Birer Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi İle Malatya Milletvekili Ayhan Fırat’ın, Aydın Milletvekili M. Fatih Atay’ın, Trabzon Milletvekili Ali Kemal Başaran’ın, Kocaeli Milletvekili Bülent Atasayan’ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Çelik’in, Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül’ün, Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (2/1104, 2/133, 2/284, 2/608, 2/837, 2/969, 2/1014, 2/1073) (S. Sayısı : 646) (Dağıtma Tarihi: 22.4.1998) (GÜNDEME)

Yazılı Soru Önergeleri

1. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman Sarıveliler-Adiller Köyü Kuyucak mevkiine ağaç dikme çalışmasının ne zaman yapılacağına ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4852) (Başkanlığa geliş tarihi:20.4.1998)

2. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman Sarıveliler-Adiller Köyü karayolunun kaymasını önlemek için alınacak tedbirlere ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/4853) (Başkanlığa geliş tarihi:20.4.1998)

3. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman Sarıveliler-Civler Köyünün içme suyu deposu ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/4854) (Başkanlığa geliş tarihi:20.4.1998)

4. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman Ermenek-Boyalık Köyünün içme suyu ve yol sorunlarına ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/4855) (Başkanlığa geliş tarihi:20.4.1998)

5. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman Sarıveliler-Civler Köyü İlköğretim Okulunun branş öğretmeni ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4856) (Başkanlığa geliş tarihi:20.4.1998)

6. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman-Sarıveliler gölet projesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4857) (Başkanlığa geliş tarihi:20.4.1998)

7. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman Sarıveliler-Alanya yolu yapım çalışmalarına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/4858) (Başkanlığa geliş tarihi:20.4.1998)

8. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman Sarıveliler-Civandere Köyünün içme suyu sorununa ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/4859) (Başkanlığa geliş tarihi:20.4.1998)

9. – Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in, Karaman Sarıveliler-Çukurbağ Köyünün bazı sorunlarına ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/4860) (Başkanlığa geliş tarihi:20.4.1998)

10. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Emniyet Genel Müdür Yardımcılığına atanan kişiye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4861) (Başkanlığa geliş tarihi:17.4.1998)

Meclis Soruşturması Önergeleri

1. – Zonguldak Milletvekili Ömer Barutçu ve 59 arkadaşının, İstanbul-Kurtköy Havaalanı ihalesi için hazırlanmış olan protokol hükümlerini dikkate almadan ihalenin Nato ENF Dairesi tarafından gerçekleştirilmesini sağlamak suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla Başbakan Mesut Yılmaz hakkında Anayasanın 100 üncü ve İçtüzüğün 107 nci maddeleri uyarınca bir Meclis Soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/18) (Başkanlığa geliş tarihi:17.4.1998) (Dağıtma tarihi:22.4.1998)

2. – Çanakkale Milletvekili Nevfel Şahin ve 56 arkadaşının, Karadeniz sahil yolunun devamı olan yolların ihalesinde usulsüzlük yaparak Devleti zarara uğrattığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla Bayındırlık ve İskan Bakanı Yaşar Topçu hakkında Anayasanın 100 üncü ve İçtüzüğün 107 nci maddeleri uyarınca bir Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/19) (Başkanlığa geliş tarihi:17.4.1998) (Dağıtma tarihi:22.4.1998)

Meclis Araştırması Önergesi

1. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal ve 21 arkadaşının, trafik kazalarının önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasının 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/250) (Başkanlığa geliş tarihi:21.4.1998)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

22 Nisan 1998 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Haluk YILDIZ (Kastamonu), Ali GÜNAYDIN (Konya)

 

 

BAŞKAN – Çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ederek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 80 inci Birleşimini açıyorum.

III. – YOKLAMA

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır. Genel Kurul salonunda hazır bulunan sayın milletvekillerinin, yüksek sesle işaret buyurmalarını rica ediyorum.

(Yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır; çalışmalara başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, gündemdışı söz talepleri vardır, onları yerine getireceğim; ancak, ondan önce, yüksek müsaadelerinizle, bir hususu arz etmek istiyorum:

Sayın milletvekilleri, aziz milletin sayın temsilcileri; Türkiye Büyük Millet Meclisimizin kuruluşunun; yani, millet egemenliğinin üstünlüğünün kabulü üzerinden 77 yıl geçmiş, 78 inci yılı kutlamaktayız.

Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyoruz. Acaba, bu iki kavram, yani, millî egemenlik ve çocuk bayramı kavramları yerli yerinde midir? Eğer, biri diğerinin önüne geçecekse, önde ve üstün olması gereken millî egemenlik değil midir?

Millet egemenliğinin layıkı veçhile kavranamadığı, gereklerine kusursuz biçimde uyulamadığı takdirde, Çocuk Bayramının, hatta tüm diğer bayramların ne anlamı olabilir? Bayramların kutluluğunun sağlanamadığı toplumlarda, toplumların mutluluğunun sağlanması düşünülemez.

43 ülkeden yurdumuza gelen 1 200 çocuk, daha dün, Dünya Çocuk Parlamentosunun 3 üncü toplantısını ülkemizde yaptı. Bu anlamlı toplantının vermek istediği mesajı dikkate alarak ifade etmeye mecburum ki, kimi kişi ve kurumlar, kendilerini egemen saymaya yeltenirlerse, millet egemenliği zede alır. Başta Parlamentomuz olmak üzere, yürütme ve yargı, egemenliğin millette kalmasına özen göstermek zorundadır.

43 ülkenin misafir yavrularına, çocuk şenliklerinin güzelliklerini anlatmak ve hatta göstermek mümkündür. Ülkemizdeki son gelişmeleri gözardı etmeden, egemenliğin kayıtsız şartsız millete aidiyetini ifade edebilmek zordur.

Bu zorlukları, demokrasi bilinci gelişmiş tüm kurum ve kuruluşların elbirliğiyle aşmak imkânsız değildir. Millî egemenliğin asıl sahiplerinin kimi heveslere fırsat vermeyeceği inancımı yineliyor, Heyetinizin ve aziz milletimizin bayramını kutluyorum. (Alkışlar)

 

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Batman Milletvekili Musa Okçu’nun, Batman ve Bingöl’deki son olaylara ilişkin gündemdışı konuşması ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun cevabı

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Batman’daki olaylarla ilgili olmak üzere, Sayın Musa Okçu’ya gündemdışı söz verdim; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Okçu, kusura bakmayın, uyarmak zorundayım; programımız yüklüdür.

Süreniz 5 dakikadır.

MUSA OKÇU (Batman) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Batman ve Bingöl’deki son olaylarla ilgili söz almış bulunuyorum; bu vesileyle Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, 55 inci Hükümetin kurdurulmasının önemli gerekçelerinden biri, cumhuriyetin temel niteliklerinin tehlikede olması bahanesidir. Bu noktadan hareketle, önce, sekiz yıllık kesintisiz eğitim uygulamasını dayattılar. Bu da yetmedi, sanki cumhuriyeti sarsacak tehlike, kızlarımızın, kadınlarımızın başörtüsüne gizlenmiştir veya saklanmıştır...

Bu büyük tehlikeye karşı alınacak tedbir nihayet bulunmuştur. Nedir o tedbir; 16.7.1982’de, Bakanlar Kurulunun, kamu görevlileri için hazırlamış olduğu kılık-kıyafet yönetmeliğini tekrar yürürlüğe koymak oldu. Tam onaltı yıl önce hazırlanmış bir yönetmelik yeni akla geliyor... Gerçekte ise, bu yönetmeliğin başörtüsüyle, laiklikle, irticayla bir alakası yoktur. Yönetmeliğin 5 inci maddesinin (a) fıkrası kadınlarla, (b) fıkrası erkeklerle ilgilidir. Bu yönetmelik -zamanım olmadığı için, tamamını okuyamayacağım- kadınların giyim tarzından ayakkabısına, elbisesine, eteğine, saç durumuna, tırnağına; erkekler için de, saç durumundan, favorisine, bıyığının şekline, giyeceği pantolona, ayakkabıya kadar bu tip şeylerle ilgilidir.

Bu yönetmelik yürürlüğü girdiği zaman en çok sol gruplar reaksiyon gösterdiler ve hemen hemen hiç tatbik edilemedi. Ancak, bazı çevrelerin tezgâhladığı provokasyonlar zinciri içerisinde, bu, içinde bulunduğumuz günlerde gündeme getirilmiştir; yani, yürürlük tarihinden onaltı yıl sonra, Anadolunun inançlı çocuklarına dayatılıyor. Düşünün, yirmi yıldır, başını inancı gereği örten bir doktor hanımı veya bir öğretmen hanımı, birdenbire başını açmaya zorlamamız sonucu neler hissedecektir. Aynı durumda, başı açık olan bir hanımı, başını örtmeye zorlarsanız göstereceği tepki nasıl tabiî ise, diğerinin tepkisi de doğal karşılanmamalı mı?

Sayın milletvekilleri, halk, bu, oldubitti zorlamalara karşı demokratik hakkını kullanmasın mı; meşru yollardan tepkisini göstermesin mi? Demokrat olduklarını, insan hak ve özgürlüklerinden, inanç ve vicdan özgürlüklerinden yana olduklarını iddia edenler, bu tip yasaklamalara tenezzül etmezler; aksi takdirde, toplumun demokratik tepkisine hazır olmalıdırlar.

Hükümet, eğer, bu yönetmeliğin uygulanması için vilayetlere genelge gönderdiyse, halkın önünü de tıkamamalı; halka, tepkisini ortaya koyma hakkı vermelidir. Zaten, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa göre, toplum, bu hakkını kullanma imkânına sahiptir. Buna rağmen hem halkın önünü keser hem de baskı uygularsanız, toplumu da, devleti de sıkıntıya sokacak sosyal patlamaların davetçisi olursunuz.

“Zaman zaman, vatandaşlarımızın dinî duygularını istismar edip, onları sokağa dökmek isteyenlere karşı vatandaşlarımızın duyarlı olması lazım” diyor Sayın İçişleri Bakan. “Biz, Hükümet olarak, vatandaşlarımızın din ve vicdan özgürlüklerinin, ibadet hürriyetlerinin teminatıyız” demek yetmez...

Bir taraftan Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, Atatürk’ü istismar ederek, başörtüsünü gericilik sayan sloganlarla, inanan insanları tahkir eylemi tertipleyecek ve siz, bunu, sivil eylem olarak sayacaksınız; diğer yandan, Hükümetin, inançlılara baskılarını, demokratik tepkiyle yapılan protestoları irtica kalkışması olarak yaftalayacaksınız; bu, bir çifte standarttır.

Bir güvenlik görevlisinin parmağının dahi kanamadığı, bir tek işyerinin rahatsız edilmediği, bir camın kırılmadığı, binlerce insanın iştirak ettiği protesto mu masum eylemdir; yoksa, 1 Mayıslarda tek tip üniforma giyerek, polisleri öldürmeye çalışan, bütün işyerlerini yağmalayan, otomobilleri yakan, kurşun sıkanların eylemleri mi masum eylemdir?

Sayın milletvekilleri, Batman ve Bingöl’de, halk, sadece inancının gereğini yerine getirmiştir, tepkisini ortaya koymuştur; ancak, bu gösteriler izinsiz yapılmıştır. Buna da izin vermediği için, gösteri yapanlar kadar, Hükümet de suç işlemiştir; ancak, olayların bu noktasına kadar olan kısmında, Batman’daki idareciler, son derece serinkanlı davranmışlar, gerginliğin daha fazla tırmanmasına fırsat vermemişlerdir; bu sebeple, Vali ve Emniyet Müdürüne teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.

Birileri; yani, bazı parti sözcüleri ve birkısım medyatik çevreler, tehlikeli oyunlara hazırlanıyor; bazıları da, bunun bahanelerini üretme ve buna kılıf hazırlama çabasındadır. Biz, bu olaylar üzerine Batman’a giderek, gerginliğin daha fazla tehlikeli boyutlara ulaşmaması için yatıştırıcı olmaya çalıştık...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Okçu, siz farkında değilsiniz; ama, size ilave süre vermiştim;. Lütfen toparlar mısınız.

MUSA OKÇU (Devamla) – Toparlıyorum.

Ancak, bazı parti temsilcileri -özellikle CHP’yi kastediyorum- medya ile beraber, ateşe körükle gitmişlerdir, provokatif söylemlerle tahrikte bulunmuş ve hâlâ, tahriklerde bulunmaya devam etmektedirler. Bu tip gösteriler ve eylemler, Batı Anadolu’da olduğunda, gösteri ve toplantı kanununa muhalefet olarak tanımlanıyor; ancak, bir doğu ilimizde yapıldığında, başkaldırı, isyan veya irticaya kalkışma olarak tanıtılıyor. Herkesin, her partinin bu davranışlardan kaçınması lazım; çünkü, bu ayırımcılık anlayışı, sadece Türkiye’ye zarar verir.

Son olarak şunu ifade ediyorum: Hükümet, illegal örgütlerin bu tip olayları malzeme olarak kullanmasını istemiyorsa, toplantı ve gösteriş kanunu çerçevesinde tepkisini ifade etmesi için halka fırsat vermelidir.

AYHAN FIRAT (Malatya) – Daha, kanunun adını söyleyemiyorsun!

YAHYA ŞİMŞEK (Bursa) – Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu.

MUSA OKÇU (Devamla) – Aksi takdirde, gayri nizamî, organize olmayan kalabalıklar istenmeyen yönlere çekilmiş olur ve bunun da faturası Hükümete çıkar, başka suçlu aramak abesle iştigal olur.

Saygılarımla. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Okçu, teşekkür ediyorum.

Gündemdışı konuşan her arkadaşımın sicil defterini tutuyorum burada; yani, bir daha söz talebi olursa, süreye riayet etmeyenleri dikkate alıyorum.

MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Fişliyor musunuz yoksa?!.

BAŞKAN – Evet, fişleme başladı nasıl olsa!..

OYA ARASLI (İçel) – Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Araslı, buyurun efendim.

OYA ARASLI (İçel) – Sayın Başkan, biraz önce gündemdışı konuşma yapmış bulunan hatip arkadaşımız, Cumhuriyet Halk Partisine, Cumhuriyet Halk Partisinin yapmadığı birtakım fiiller izafe etmiştir.

BAŞKAN – Hangi, nerede Cumhuriyet Halk Partisi efendim?

OYA ARASLI (İçel) – Cumhuriyet Halk Partisini, halkı galeyana getirecek bir biçimde, insanlık duygularını donduracak...

AYHAN FIRAT (Malatya) – Tahrik ederek...

BAŞKAN – Efendim, zabıtları getirteyim Sayın Araslı.

OYA ARASLI (İçel) – ...tahrik edecek davranışlarda bulunduğu şeklinde... Cumhuriyet Halk Partisinin, ne bugün ne dün, böyle bir tavrı olmamıştır.

BAŞKAN – Tutanakları getirteyim efendim.

OYA ARASLI (İçel) – Cumhuriyet Halk Partisinin, toplumu birbirine kışkırtmak gibi bir düşüncesi hiçbir zaman olmamıştır.

BAŞKAN – Peki, teşekkür ediyorum.

OYA ARASLI (İçel) – Ama, uzun zamandan beri Fazilet Partisi sözcüleri, yerli yersiz, her vesileyle, Cumhuriyet Halk Partisini hedef alıp birtakım sözler söylemeyi kendilerine şiar edinmişlerdir. Lütfen, bundan vazgeçsinler.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum. Talebiniz zabıtlara geçti efendim.

Gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere, İçişleri Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu.

Buyurun efendim.

İÇİŞLERİ BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Batman Milletvekilimiz Sayın Musa Okçu’nun gündemdışı yaptığı konuşmaya Hükümet adına cevap vermek üzere huzurlarınızdayım; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Geçtiğimiz günlerde, Batman merkezinde ve Bingöl İli Solhan İlçesinde, basına da yansıyan, hepimizin malumu olan olaylar cereyan etti. Tabiî, bunları üzüntüyle izledik, üzüntüyle karşıladık.

Konu, Millî Eğitim Bakanlığınca yayımlanan kılık kıyafet yönetmeliğinin bu illerde uygulamaya konulması ve yönetmelik hükümlerine uymayanlar hakkında disiplin cezası uygulanması konusunda odaklaşmıştır. Ancak, hemen belirteyim ki, bazı yasadışı provokatörler, bu hadisede, sadece kamu kurumlarında ve okullarda değil, dışarıda bulunan, mahallî örf ve âdetlerine göre, inançları gereği başlarını örten vatandaşlarımıza da teşmil edileceği; daha da öteye giderek, camie giden herkesin fişleneceği gibi, hiçbir zaman kimsenin kabul edemeyeceği konuları istismar ederek, vatandaşlarımızın, bu yasadışı, izinsiz gösterilere katılması konusunda teşvikçi olmuşlardır. Gözaltına alınıp, bilahara mahkemeye sevk edilerek tutuklanan kişilerden bazılarının -hem Batman’da hem de Bingöl’de- bu yasadışı örgütlerle irtibatlı olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, her zaman ifade ediyoruz; bir kez daha bu vesileyle de ifade etmek istiyorum. 55 inci Cumhuriyet Hükümeti, vatandaşlarımıza, Anayasamızda tanınan hak ve özgürlükleri rahat bir ortam içerisinde kullanabilmeleri için en büyük teminattır. Bunu bir kez daha ifade ediyorum. Bu özgürlükler içerisinde, din ve vicdan özgürlüğü de, bu özgürlüklerin en başında gelmektedir; ama, Türkiye, takdir edersiniz ki, bir hukuk devletidir. (FP sıralarından “Bravo” sesleri) Bu hukuk devleti kurallarına hepimiz uymak zorundayız. Bu kurallar içerisinde, beğenmediğimiz, tasvip etmediğimiz yasalar ve yönetmelikler olabilir. Bu yasaları, bu yönetmelikleri değiştirmek de, Yüce Parlamentonun görevleri arasındadır. Özellikle bu yasaları ve yönetmelikleri uygulamakla görevli vatandaşlarımız üzerinde herhangi bir baskının yapılması söz konusu değildir; onlar, yasalardan gelen görevlerini uygulamaktadırlar, uygulamak zorundadırlar.

Şunu da ifade etmek istiyorum: Özellikle bu başörtüsü konusu yıllardır ülkemizin gündeminde olup, zaman zaman, çeşitli tahriklerle ortaya atılmış ve vatandaşlarımızın dinî inançlarını istismara yönelmiştir. Mahallî örf ve âdet gereği, yurdumuzun muhtelif yerlerinde, insanlarımız, başlarını örtmektedirler; inançları gereği de örtmektedirle. Bunu, Hükümet olarak saygıyla karşılamaktayız; ama, dediğim gibi, gerek Millî Eğitim Bakanlığımızca yayımlanmış bulunan gerekse Başbakanlıkça yayımlanmış bulunan kamu kurumlarındaki kılık ve kıyafet yönetmeliğine, bu yönetmelik çerçevesinde uyulması gerekmektedir.

Şimdi, ben, buradan, Batman’daki, Solhan’daki vatandaşlarımıza bir kez daha seslenmek istiyorum ve sayın milletvekilimizin ifade ettiği gibi, evet, bu konu bazı kişilerce çarpıtılmıştır; bu, bir irtica kalkışması değildir. Oradaki vatandaşlarımızın, bu devlete, bu millete, bu bayrağa ne kadar saygılı olduklarını, biz yakinen biliyoruz. Yurdumuzun bu aziz köşesinde yaşayan vatandaşlarımızın, ne bu şekilde bir irticaya kalkışması söz konusudur ne de devlete karşı bir dayatmaları söz konusudur; ama, bilsinler ki, kendilerinin bu temiz inançlarını istismar etmek isteyenler var, onları sokağa dökmek isteyenler var. Bu konuda kendilerini sağduyulu olmaya davet ediyorum.

Bu konuda, yine, Parlamentomuza da büyük bir görev düştüğünü ifade etmek istiyorum ve Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

2. – Adıyaman Milletvekili Mahmut Nedim Bilgiç’in, huzurevleri ve huzurevlerinde yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin cevabı

BAŞKAN – Huzurevleriyle ilgili olarak, Sayın Mahmut Nedim Bilgiç.

Sayın Bilgiç, buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

MAHMUT NEDİM BİLGİÇ (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; huzurevlerimizin ve huzurevlerinde yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgili gündemdışı söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan evvel, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Anayasamızın 60 ıncı maddesinde “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmü getirilmiştir. Anayasamızın 61 inci maddesinde ise “Yaşlılar, Devletçe korunur. Yaşlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir” denilmektedir.

Huzurevleri, yaşlıları, huzurlu bir ortamda korumak, bakımlarını sağlamak, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulmuşlardır; yasal dayanağı ise, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunudur. Bunun dışında, yerel yönetimlere bağlı yurtlar ve özel huzurevleri de mevcuttur.

Genel olarak huzurevlerinde yaşamını sürdüren vatandaşlarımız, yaşları 60’ın üzerinde olup, hiç geliri olmayan veya çok az emekli maaşı olan, bakıma muhtaç kişilerden oluşmaktadır. Yaşlı, güçsüz, bakıma muhtaç ve kimsesiz vatandaşları korumak ve kollamak, sosyal devlet olma anlayışının birinci görevidir. Yaşlı vatandaşlarımız, devletin himayesine ve şefkatine sığınmışlardır. Bu vatandaşlarımız, bizim geçmişimizdir; onları incitmemek ve onların ihtiyacını karşılamak, bizlerin öncelikli görevidir. Ancak, huzurevlerinde kalan vatandaşlarımız, son zamanlarda, oda ücretlerine yapılan yüksek oranlardaki zamlar nedeniyle, huzursuzlar ve endişeye kapılmışlardır. Özellikle, 1 Ocak 1998 tarihinde huzurevleri oda ücretlerine yapılan yüzde 104’lük zam, insafla ve sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmaz.

Şüphesiz, huzurevlerimizin de sorunları vardır; bu sorunların en önemlisi, meslekî personelin yetersizliğidir. Huzurevlerinde, doktor, hemşire, diyetisyen, psikolog, sosyal hizmetler uzmanı, fizyoterapist gibi meslekî personelin bulundurulması, hem yaşlı vatandaşımıza güven kazandıracak hem de kurumun işleyişini kolaylaştıracaktır.

Huzurevlerinde karşılaşılan diğer bir sorun ise, kabul koşullarına uymadığı halde, özel rica ve iltimasla, özellikle ruh hastalığı olan insanların bu kurumlara yerleştirilmeleridir. Barınabilecekleri rehabilitasyon merkezleri veya özel bakımevleri, mutlaka açılmalıdır.

Ayrıca, huzurevlerinin harcamalarındaki bürokratik engeller süratle kaldırılmalı ve bu tip kurumların bütçeleri, tüm imkânlar zorlanarak yükseltilmelidir.

Bu kurumlarda çalışan personel, özellikle seçilerek işe başlatılmalı ve sürekli hizmetiçi eğitimle verimlilikleri artırılmalı; Kurumlar arası koordinasyon sağlanmalıdır.

Toplumun ilgisini bu kurumlara çekebilmek için, tüm basın yayın organlarına büyük görev düşmektedir. Reklam, tanıtım, konferans gibi faaliyetler düzenlenmeli ve gönüllü kuruluşlarla koordinasyon kurulurak, huzurevlerinin desteklenmesi sağlanmalıdır; çünkü, huzurevlerinin yardıma ve desteğe ihtiyacı vardır.

Ümit ve temenni ediyoruz ki, Hükümet, huzurevlerinde yaşayan vatandaşlarımızın huzuru ve güvenliği için gerekli ilgiyi gösterecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bilgiç, çok teşekkür ediyorum.

Cevap vermek üzere, Sayın Bakan; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI HASAN GEMİCİ (Zonguldak) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 78 inci kuruluş yıldönümünün ve artık, tüm dünya çocukları tarafından kutlanmakta olan, Büyük Önder Atatürk’ün Türk çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Çocuk Bayramının tüm Türk ve dünya çocuklarına kutlu olması dileklerimle sözlerime başlamak istiyorum. Sayın Mahmut Nedim Bilgiç’e de, huzurevlerini ve huzurevlerindeki yaşlılarımızın sorunlarını gündeme getirdiği için teşekkür etmek istiyorum.

Sayın Başkan, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı 32 ilimizdeki 44 huzurevinde 5 182 kapasiteyle hizmet verilmektedir. Yine, çeşitli bakanlıklar, dernek ve vakıflar, belediyeler ve özel kuruluşlar tarafından işletilen 72 huzurevinde de 5 657 kapasitemiz vardır. Bu demektir ki, Türkiye’de 11 bine yakın yaşlımız huzurevlerinde kalmaktadır. Biz, göreve geldiğimiz günden bu yana, huzurevlerindeki yaşlılarımızın yaşam standartlarının iyileştirilmesi, fizikî koşullarının iyileştirilmesi, onların yaşamlarının daha anlamlı kılınması ve bir taraftan, yaşlılığın getirdiği, geçmişe özlemle yaşarken, diğer taraftan da geleceğe ümitle bakmaları için yoğun bir çaba içerisinde olduk.

Yaşlılarımızın her türlü fizikî ihtiyaçları karşılanarak ve onların, sosyal, kültürel ve diğer etkinliklere katılması sağlanarak, çeşitli yaşlı korolarıyla, tiyatro gösterileriyle ve yaşlılarımızın katılımıyla Türkiye genelinde çok etkin bir yaşlılar haftası kutlanmıştır.

Sayın Mahmut Nedim Bilgiç’e özellikle teşekkür ediyorum; bu, huzurevleri ücretleri konusunda zaman zaman basında da çıkan haberler vardır; bu vesileyle de bu konuyu açıklama imkânını bulmuş olacağım.

Sayın Başkan, huzurevi ücretleri, yaşlı bakım maliyetleri, enflasyon rakamlarının yaşlı bakım maliyetlerine yansıması, yaşlıların gelir durumu, maaşı, gayrimenkul durumu, çocuklarının ve yakınlarının yardımı ve benzeri hususlar göz önüne alınarak belirlenmektedir. Huzurevleri ücretleriyle ilgili 1998 yılı Huzurevleri Ücretlerini Uygulama Esasları Yönetmeliğine göre, huzurevlerinde yaşlılarımız için belirlenen aylık ücretler, huzurevi ücretlerini karşılayacak kadar geliri bulunmayan yaşlıların aylık nakdî gelir durumları tespit edilerek, bu gelirlerinin yüzde 25’i kendilerine harçlık bırakılmak üzere, yüzde 75’ini geçememektedir. Ayrıca, yaşlıya bakmakla yükümlü olan kişilerin gelirlerinin yeterli olmaması halinde de, yine, yüzde 50’sini geçememektedir. Ücretlerle ilgili olarak zaman zaman aldığımız şikâyetler sonucunda konuyu inceledik ve bütün huzurevlerimize, üçüncü ayda, bir genelgeyle, huzurevi ücretlerinin, yaşlının gelir durumu göz önünde tutularak, yapılan bir sosyal incelemeye göre huzurevi müdürleri tarafından belirlenmesi konusunda bütün huzurevlerimize talimat verilmiş bulunmaktadır. Buna göre, gerekli düzenlemeler, yaşlılarımızı mağdur etmeden yapılmaktadır.

Ayrıca, Yüce Genel Kurula vermek istediğim bir bilgi de şu: Şu anda huzurevlerimizde kalan yaşlılarımızın yüzde 68’i ücretli olarak kalmakta, geri kalan yüzde 32’si ücretsiz olarak kalmaktadır. Huzurevi ücretleri 3 milyon liradan 45 milyon liraya kadar değişebilmektedir ve bu ücretler, huzurevlerinin bulundukları il, oda standartları, balkonlu ya da balkonsuz oluşu, banyolu oluşu ya da olmayışı, tek kişilik, suit ya da daha fazla yatak sayısında olması gibi kriterlere göre belirlenmektedir.

Özellikle, buradan, Genel Kurulun ve Sayın Mahmut Nedim Bilgiç’in dikkatine şu hususu sunmak istiyorum: Her ne olursa olsun, oda ücreti, yaşlımızın gelirinin yüzde 75’ini geçememektedir; yani, yüzde 25’i mutlaka kendisine harçlık olarak bırakılmaktadır ve sizler de takdir edeceksiniz, huzurevlerimizde, yaşlılarımızın, barınma, yeme, içme, sağlık, tedavi gibi her türlü giderleri huzurevleri tarafından karşılanmaktadır.

Ayrıca, buradan bir bilgi daha vermek istiyorum. Huzurevleri maliyetlerimize baktığımız zaman, 1997 yılı itibariyle, huzurevindeki yaşlılarımızın bir kişilik maliyeti, aylık, en düşük 35 milyon lira, en yüksek 89 milyon lira olmuş. Bu, huzurevlerimize göre değişiyor; ama, bizim, yaşlılarımızdan aldığımız aylık ücret, geçtiğimiz yıl, en düşük 3 milyon lira imiş, en yüksek de 28 milyon 500 bin lira imiş. Yani, biz, sosyal devlet olmanın gereği olarak ve Anayasanın 61 inci maddesinin gereği olarak, yaşlılarımızın huzurevlerindeki maliyetleri çok yüksek olmasına rağmen, bu şekilde tedbirler almış bulunmaktayız.

Ayrıca, 1998 yılı için rakamlar vermek istiyorum. 1998 yılında en düşük ücret 4 milyon 500 bin lira, en yüksek ise 45 milyon liradır.

Huzurevlerimizde kalan yaşlılarımızın yüzde 32’sinin ücretsiz olarak kaldığını söyledim. Ücretsiz olarak kalan yaşlılarımıza da, ayrıca, 2022 sayılı Kanunda öngörülen yaşlı aylığı kadar da harçlık verilmektedir. Bu aylık, 3 milyon 201 bin liradır.

Ayrıca, Sayın Mahmut Nedim Bilgiç, huzurevlerine, huzurevine girme koşullarına uymadığı halde bazı yaşlı kabullerin yapıldığını söyledi. Ben, bu konuda özellikle titizlik göstermekteyim. Dokuz aylık bakanlığım süresinde, 60 yaşını doldurmamış, ama, zaruret içerisinde, mağduriyet içerisinde bulunan, zannediyorum, 4 yaşlımızı huzurevine kabul etmiş bulunmaktayım. Ayrıca, bunlar arasında alkol bağımlısı olmadığını da bilmekteyim.

Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; konuşmamın başında söylediğim gibi, sosyal devlet olmanın gereği, huzurevlerindeki yaşlılarımızın en iyi şekilde yaşamaları, yaşamlarının bu son dönemlerini mutlu bir şekilde sürdürmeleri için, Bakanlık olarak çalışmalarımız devam etmektedir.

Sayın Mahmut Nedim Bilgiç’e, bana, bu bilgileri, Yüce Meclise ve kamuoyuna verme imkânını yarattığı için, tekrar teşekkür ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (DSP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündemdışı konuşma, Devlet Bakanı Sayın Hasan Gemici tarafından cevaplandırılmıştır.

Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

3. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Petrol Ofisinin özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı

BAŞKAN – Sayın Veysel Candan, Petrol Ofisinin özelleştirilmesiyle ilgili olarak; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Candan, süreniz 5 dakikadır.

VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Petrol Ofisinin özelleştirilmesiyle ilgili gündemdışı söz almış bulunuyorum. Amacım, özelleştirme kapsamında olan bu müessesenin satışında Hükümetin dikkatini çekmektir. Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum.

Bilindiği üzere, Petrol Ofisi, 1940’lı yıllarda kurulmuştur ve petrol ürünlerinin alım, satım ve dağıtımında denge unsuru oluşturmaktadır. Kuruma, bu amaçla birtakım görevler verilmiştir. Şu anda, POAŞ’ın özelleştirmesi için, önümüzdeki ay, 7 Mayıs 1998’de teklif mektupları alınacaktır.

POAŞ, ülkenin en büyük petrol ürünleri dağıtım şirketidir ve devlete aittir. Hisselerinin yüzde 93,3’ü kamuya aittir, yüzde 6,7’lik kısmı ise İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem görmektedir. Yüzde 51’lik hissesi blok satışla özelleştirilecektir. Yabancı bir firma, Özelleştirme İdaresine malî danışmanlık yapmaktadır. Ödenmiş sermayesi 7 trilyon olup, geçici teminatı 10 milyon dolardır. İhale, kapalı teklif alma usulüyle yapılmaktadır.

Özelleştirme İdaresi, bilindiği gibi, 2886 sayılı İhale Kanununa tabi değildir. POAŞ’ın kalan hisselerinin blok satışla halka arzı, uluslararası sermaye piyasalarında satışı, çalışanlara devri, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında, usul ve esaslar çerçevesinde borsada satışı düşünülmektedir.

Burada, bir tehlikeye dikkatinizi çekmek istiyorum: Yüzde 51’i satıldığı zaman, geri kalan yüzde 42’lik devlet hissesinin, yüzde 1’i alan hisse tarafından istenildiği gibi kullanılacağı anlamını taşır ki, bu, işin çok tehlikeli bir boyutudur. Hükümetin, özellikle bu konuda dikkatini çekmek istiyorum.

Ayrıca, POAŞ, kendine kanunla verilen görevler istikametinde, piyasanın ve Millî Savunma Bakanlığının ihtiyacı olan petrol ürünlerinin alım ve satımını yapacaktır. Asker ve sivil havaalanlarındaki uçaklara yakıt ikmali de POAŞ tarafından yapılmaktadır; POAŞ, boru hatlarının bakımı gibi görevleri de üstlenmiştir. Genelkurmay, akaryakıt ikmali açısından plan ve hazırlıklarını POAŞ’la birlikte yürütmektedir. Bu konular, stratejik bakımından fevkalade önemlidir.

Aşağıda vermeye çalışacağım birtakım örnekler de POAŞ’ın önemini göstermektedir: Yıl 1974, Kıbrıs Barış Harekâtı... Akaryakıt ve madenî yağ ihtiyacımız vardır; yabancı sermaye kuruluşu olan ATAŞ, o tarihte hemen bakıma alınmış ve ihtiyacı, devlet kuruluşu olan İPRAŞ karşılamıştır.

İkinci olarak, 1990’da, Körfez krizi vardır; yabancı şirketler petrole devamlı zam istemektedir; POAŞ, normal fiyatlarla satışa devam etmektedir; bunu gören yabancı şirketler de petrol fiyatlarını indirmişlerdir.

Üçüncü olarak, 1994 ve 1996’da, yine, ATAŞ Rafinerisinde, Mobil, Shell ve Türk Petrol, zarar gerekçesiyle satışları durdurmuşlar ve zamanın hükümetine, Akaryakıt İstikrar Fonunun kaldırması noktasında baskı yapmışlar ve yüzde 15’lik fon kaldırılmıştır.

Dördüncü ve en yakın zamandaki örnek olarak; Türkiye ile Yunanistan arasındaki Kardak krizinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olan akaryakıt, bir gecede Petrol Ofisi bayilerince tedarik edilmiştir.

Geçmiş tarihte yaşamış olduğumuz bu örnekler, POAŞ gibi bir kuruluşa zarurî ihtiyaç olduğunu göstermektedir.

Dünyanın bütün ülkelerinde, o ülke içerisinde yabancı şirket sayısı 4’ü geçmemektedir; halbuki, şu anda, ülkemizde akaryakıt ticaretiyle uğraşan özel sektör yabancı şirket sayısı 15’e ulaşmıştır ve kaçak akaryatın da büyük bir bölümünü bu şirketler yapmaktadır.

Şu anda, TÜPRAŞ rafinerimizin ürettiği akaryakıtın yüzde 40’ını POAŞ pazarlamaktadır ve 1997 kârı 42 trilyon liradır. Diyeceksiniz ki, zarar eden müesseseyi hiç kimse almaz; ama, zarar edeni iyileştirmek için de, Hükümetin hiçbir tedbir almadığını, aksine, dokuz aylık bu Hükümet döneminde, özelleştirme kapsamında olan bu müesseseye 1 000’e yakın eleman alındığını görmekteyiz. Âdeta, POAŞ’ın zarar etmesi, yabancı şirketlerin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VEYSEL CANDAN (Devamla) – 2 dakika daha müsaade eder misiniz...

BAŞKAN – Buyurun Sayın Candan.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Şu anda, petrolde, 1993’te toplanan şûrada kâr oranları yüzde 7,5 olarak tespit edilmişken, 1996’ta POAŞ, yüzde 3,2’lik kâr oranıyla 20 trilyon, 1997’de de yüzde 4,2’yle 42 trilyon lira kâr etmiştir. İşte, şu anda, biz, 7 bin personeliyle, 6 200 bayiiyle, Türkiye genelinde büyük bir dağıtım ağını özelleştirme kapsamında, işçilerimizi düşünmeden, satışa çıkarmış durumdayız.

Şimdi, cevap bekleyen soruları ve yarın, ihale yapıldıktan sonra gündemin oluşmaması için tedbirlerin alınmasını Hükümete arz ediyorum:

1- 7 bin civarındaki çalışan için ne düşünülmektedir? Bunlar, işten mi çıkarılacak, yoksa diğer kamu kuruluşlarına nakil mi yapılacak ve eğer, kamu kuruluşlarına nakilleri yapılacaksa, devletten devlete aktarmanın anlamı nedir?

2- Petrol sektörü entegre bir yapıdır; Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, TÜPRAŞ, BOTAŞ ve POAŞ birlikte düşünülmelidir. Birini sattığınız zaman, zincirin bir halkasını kopardığınız zaman, TÜPRAŞ’ın zararı daha da artacak demektir.

3- Acil ihtiyaçlar için kimden ve hangi şartlarda mal temin edilecektir?

4- 142 trilyon lira değer biçilen POAŞ’ın -bence, bu nokta, en önemlisi- yalnız arsa değerinin 525 trilyon lira olduğu ifade edilmektedir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, özetle söylemek gerekirse, altmış yıla yakın bir devlet birikiminin böyle sorumsuzca pazarlanması, çalışanların düşünülmemesi, stratejik birtakım konuların gündeme getirilmemesi, üzüntü vericidir. Öyle düşünüyor ve zannediyorum ki, Hükümet, söylemeye çalıştığımız bu tespitlerimiz doğrultusunda iyi olanı yapar.

Hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Candan, teşekkür ediyorum.

Gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere, Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu; buyurun efendim.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Petrol Ofisi Anonim Şirketinin yüzde 51 hissesinin satışıyla ilgili olarak gündemdışı yapılan konuşmaya, Devlet Bakanı Sayın Işın Çelebi’nin vekili sıfatıyla, Hükümet adına cevap vermek istiyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.

Petrol Ofisi Anonim Şirketinin satışı, gazetelere ilanlar da verilerek, başta sendika olmak üzere, bazı kurum ve kişiler tarafından, maalesef, istismar konusu yapılmaktadır.

Sayın Candan’ı dikkatle dinledim, notları da aldım; konuşmasının sonunda da “Hükümet, bu konuda, Petrol Ofisinin ülkemize en yararlı şartlarda satılması için gerekli tedbirleri ve kararları alacaktır” dedi; aynen öyle olacaktır, zaten öyledir de.

Petrol Ofisinin daha önce çıkılan ihalesinde hiç müşteri çıkmamışken, bu defa, yüzde 51’i için yapılan ihalesinde, yerliler de dahil -bir defa, yabancıya satılacak diye bir kural yoktur- 25’in üzerinde talip çıkmıştır. Bu satış yapılırken her türlü olasılık düşünülmüştür. Özellikle, Sayın Candan’ın söylediği askerî ihtiyaçlar da düşünülmüştür.

Bu arada, askerî ihtiyaçlarla ilgili bu konu çok istismar mevzuu edildiği için, kısa bir bilgiyi de sunmak istiyorum. Petrol Ofisi bünyesindeki -kısa adı ANT olan- Askerî Nato Teşkilatı Daire Başkanlığı, bir kanunla, Millî Savunma Bakanlığıyla yapılan çalışmalar sonucunda, bu Bakanlık tarafından, kendisine bağlanmaktadır; tasarı, Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilmektedir. Onun için, herhangi bir şekilde askerî ihtiyaçların sekteye uğraması veya acil durumlarda devletin petrole bağlı gerekli akaryakıtı temin etmemesi veya sıkıntıya girmesi söz konusu olmayacaktır.

Diğer taraftan, Sayın Candan’a, sanıyorum yanlış bilgi verilmiştir. Söylendiği gibi, 1997 yılında 42 trilyon kârı yoktur -tam yüzde 100 yanlış bilgi verilmiştir- 21 trilyon kâr etmiş görünmektedir. Personel yapısında fazlalık var diyor; doğrudur. Her özelleştirilen kurumun personeli nasıl düşünülüyorsa, elbette ki, Petrol Ofisi özelleştirilirken de, bu kurumda çalışanların durumu mutlaka hesaba katılmaktadır.

Burada, bir hususu daha belirtmek istiyorum. Türkiye’nin Petrol Ofisi tarafından karşılanan akaryakıt ihtiyacı, piyasa şartlarına göre, yüzde 40 ilâ 44 arasında değişmektedir. Bunun anlamı, Türkiye’nin akaryakıt ihtiyacının yüzde 55’inden fazlası, yüzde 60’a yakını -bugün, halen, Petrol Ofisi özelleştirilmemiş durumdayken; onu söylüyorum- başka şirketlerin elindedir. Bunların da hepsi yabancı değildir; içlerinde yerli şirketler vardır, memleketimizin öz malı olan şirketler vardır. Türkiye’nin akaryakıt ihtiyacının en çok yüzde 44’ünü karşılayan Petrol Ofisinin yüzde 51’inin satışı, Türkiye’yi, petrol bakımından hiçbir sıkıntıya sokmayacaktır.

Fiyatlar üzerindeki oynamaya gelince: Zaten, Hükümetimizin aldığı karar gereği, mayıs ayı başından itibaren petrol fiyatları serbest bıkarılacak ve dünyadaki piyasa şartları içerisinde teşekkül edecektir. Yine, görülecektir ki, birtakım zorlamalarla -bugüne kadar öyle olmuştur- bugün bile birtakım zorlamalarla, Türkiye’de, petrol, dünya fiyatlarının üzerinde satılmaktadır. Eğer, Hükümet, bunu, yılbaşından itibaren serbest bırakmış olsaydı, bugünkü şartlarda, halkımız, daha ucuz petrol alacak ve Türkiye’de, enflasyonla ilgili rakamlar bu kadar yüksekte, bu boyutlarda çıkmayacak, daha aşağılarda çıkacaktı. Enflasyon düşmüştür; ama, daha da aşağıya düşme şansı vardı. Bütün bunları getirip milletin sırtına yüklemek, bu tür şeyleri milletin sırtına yüklemek yanlıştır.

Petrol Ofisinin yüzde 51’inin satılmasıyla, devletin, düzenleme ve müdahale yetkisi elinden alınmamaktadır. Özellikle, petrol dağıtımının zor olduğu yörelerde meydana gelecek sıkıntılar da dikkate alınarak bu sözleşmeler hazırlanmaktadır. Personel durumu da dikkate alınmaktadır.

Bu satış, Türkiye için yararlı olacaktır. Bizim hesaplarımıza göre, 750 ilâ 800 milyon dolar arasında bir gelir getirecektir. Zaten, bütün varlığı 1,5 milyar doların üzerinde hesap edilmiştir. Arkadaşımızın söylediği gibi, birtakım değerlerinin hesaba katılmaması filan söz konusu değildir. Her şey, memleketin, milletin ve devletin yararınadır.

Bu düşüncelerle, hepinize saygılarımı sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, müsadelerinizle...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

VEYSEL CANDAN (Konya) – Şimdi, Sayın Topçu, buraya çıkıp konuya açıklık getirirken, biz de, KİT Komisyonunda, bu müessesenin hesaplarını inceliyoruz. Kendisine verilen bilgi, olsa olsa, yanlıştır.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Olur mu yahu, Bakan cevap veriyor!..

VEYSEL CANDAN (Konya) – Verdiği 21 trilyonluk rakam 1996 yılı kârıdır; 1997’deki kârı 42 trilyondur. Bundan sonra, bürokratlardan daha sağlam bilgi alsın.

BAŞKAN – Peki; teşekkür ederim.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Efendim, benim elimde Petrol Ofisinin resmî bilançosu var.

BAŞKAN – Efendim, yapacak hiçbir şey yok... Sayın Topçu takip buyururlar efendim.

Sayın milletvekilleri, gündemdışı görüşmeler tamamlanmıştır.

Sunuşları okutacağım; yalnız, bir ricam olacak; biraz sonra bir soruşturma önergesi tartışılacak ve bir oylama yapılacaktır. Oylamanın selameti açısından, sayın bakanların, Bakanlar Kurulu sıralarında oturmalarını rica edeceğim. Oylamaya geçerken bu ricada bulunmayı şık bulmuyorum; onun için, sayın bakanlar, kendiliklerinden, lütfen, Bakanlar Kurulu sıralarında otururlarsa; 19 sayısını bulduğum takdirde, 38 sayacağım; 19’dan aşağı, daha az sayın bakan varsa, iki katını alacağım, vekâletleri düşünerek. Böylece, oylamanın selametini birlikte sağlamış olacağız; teşekkür ediyorum.

Bir ricam daha var; Sayın Divan Üyesi arkadaşımızın sunuşları oturduğu yerden okuması hususunu yüksek müsaadelerinize arz ediyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı tezkereleri vardır; okutuyorum:

 

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Avusturya ve Romanya’ya gidecek olan Başbakan Yardımcısı ve Millî Savunma Bakanı İsmet Sezgin’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Rifat Serdaroğlu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1424)

17 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 20 Nisan 1998 tarihinden itibaren Avusturya ve Romanya’ya gidecek olan Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmet Sezgin’in dönüşüne kadar; Millî Savunma Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığına, Devlet Bakanı Rifat Serdaroğlu’nun vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

2. – Çin Halk Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Işın Çelebi’ye, dönüşüne kadar, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1425)

17 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye – Çin Halk Cumhuriyeti Karma Ekonomik ve Ticaret Komitesi (KEK) 12 nci Dönem Toplantısına katılmak üzere, 20 Nisan 1998 tarihinde Çin Halk Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Bakanı Işın Çelebi’nin dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

3. – Azerbaycan Cumhuriyetine gidecek olan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’e, dönüşüne kadar, Orman Bakanı Ersin Taranoğlu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1426)

17 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 20 Nisan 1998 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyetine gidecek olan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer’in dönüşüne kadar; Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına, Orman Bakanı Ersin Taranoğlu’nun vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

4. – Macaristan’a gidecek olan Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’a, dönüşüne kadar, İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1427)

17 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye-Macaristan 5 inci Dönem Turizm Karma Komisyon Toplantısına katılmak üzere, 20 Nisan 1998 tarihinde Macaristan’a gidecek olan Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın dönüşüne kadar; Turizm Bakanlığına, İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

 

Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının tezkereleri vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

5. – Parlamentolararası Birlik Türk Grubunda TBMM’yi temsil edecek grubu oluşturmak üzere grubunca aday gösterilen milletvekiline ilşikin Başkanlık tezkeresi (3/1428)

 

22 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre, “Parlamentolararası Birlik Türk Grubunda” Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek Grubumuzu oluşturmak üzere, Fazilet Partisi Grup Başkanlığınca aday gösterilen Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı’nın ismi Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

 

Hikmet Çetin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

6. – Türkiye - AT Parlamento Komisyonu Eşbaşkanlığında TBMM’yi temsil edecek grubu oluşturmak üzere grubunca aday gösterilen milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1429)

22 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre, “Türkiye-AT Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanlığında” Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek Grubumuzu oluşturmak üzere, Fazilet Partisi Grup Başkanlığınca aday gösterilen Adana Milletvekili Ertan Yülek, Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu ve İstanbul Milletvekili Bahri Zengin’in isimleri Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

 

Hikmet Çetin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutuyorum:

7. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Başkanlığının, Komisyonun sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi (3/1430)

16.4.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu, Sözcü ve Kâtip üyeliği seçimleri için 16.4.1998 Perşembe günü saat 14.00’te toplanmış ve kullanılan 10 oy pusulasının sayımı sonucu aşağıda ad ve soyadı belirtilen üyeler karşılarında gösterilen oyları alarak Sözcü ve Kâtip seçilmiştir.

Bilgilerinize sunulur.

Saygılarımla. Mehmet Moğultay İstanbul Komisyon Başkanı

Sözcü: Mustafa Köylü Isparta Milletvekili 10 oy

Kâtip : Hüseyin Olgun Akın Ordu Milletvekili 10 oy

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, bir araştırma önergesi vardır; okutuyorum:

 

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal ve 21 arkadaşının, trafik kazalarının önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/250)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Son yıllarda bir facia halini alan trafik kazasıyla ilgili gerekli tedbir alınması amacıyla, Anayasanın 98 ve İçtüzüğün 104 üncü maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını müsaadelerinize arz ederiz.

Saygılarımızla. 16.4.1998

1- Zeki Ünal (Karaman)

2- Muhammet Polat (Aydın)

3- Sabahattin Yıldız (Muş)

4- Sıtkı Cengil (Adana)

5- Mustafa Köylü (Isparta)

6- Suat Pamukçu (Bayburt)

7- Memduh Büyükkılıç (Kayseri)

8- Alaattin Sever Aydın (Batman)

9- Bekir Sobacı (Tokat)

10- Mehmet Ali Şahin (İstanbul)

11- Abdullah Özbey (Karaman)

12- Mustafa Kamalak (Kahramanmaraş)

13- Ali Oğuz (İstanbul)

14- Mehmet Emin Aydınbaş (İçel)

15- İsmail Kahraman (İstanbul)

16- Mustafa Baş (İstanbul)

17- Hüseyin Yıldız (Mardin)

18- Hayrettin Dilekcan (Karabük)

19- Maliki Ejder Arvas (Van)

20- Cafer Güneş (Kırşehir)

21- Hasan Dikici (Kahramanmaraş)

22- Ömer Naimi Barım (Elazığ)

Gerekçe:

Gün geçmiyor ki, elim bir trafik kazası haberi duymayalım. Toplum olarak, âdeta, kazada ölenleri ve yaralananları kanıksar hale geldik; “trafik canavarı yine can aldı” diyerek, belki olayı dramatize etmeye çalıştık; ama, bu gibi teşbihlerin, palyatif tedbirlerin kazaları önlemede yeterli olmadığını gördük.

Ülkemiz insanı, enflasyon, yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik, içki, fuhuş, kumar gibi birtakım sosyal ve ekonomik sıkıntılarla boğuşurken, bir de trafik terörüyle başı dertte. Trafiğe çıkarken, kişiler, sanki harbe gidiyormuşçasına, çoluk çocuğuyla, yakınları ve sevdikleriyle helalleşmek ihtiyacını duyuyor. Dinlenmek, tatil yapmak veya sılai rahim yapmak isteyenler, yola çıktıklarında içlerinde gizli bir huzursuzluk, açık bir tedirginlik gözleniyor; yolun, yolculuğun tadını alamıyor.

Kolay değil, neredeyse her yıl, İstiklal Harbinde şehit düşen ecdadımızın sayısı kadar trafiğe kurban veriyoruz. İstatistikler gerçekten çok ürkütücü. Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığının verilerine göre, 1994’te 233 803 kaza olmuş, 5 942 kişi ölmüş ve 104 717 kişi yaralanmış; 1995’te 279 663 kaza olmuş, 6 004 kişi ölmüş, 114 319 kişi yaralanmış; 1996’da 344 641 kaza olmuş, 5 428 kişi ölmüş, 104 599 kişi yaralanmış; 1997 yılında ise 392 661 kaza olmuş, 5 134 kişi ölmüş, 111 056 vatandaşımız yaralanmıştır. Bu durumda, son dört yıl içinde 22 500 vatandaşımız trafik kurbanı olmuştur.

Şüphesiz, insan hayatını maddî ölçülerle değerlendirmek mümkün değildir; ancak, kazaların sebep olduğu ekonomik kayıpların trilyonlarla değil, katrilyonlarla ifade edildiği de bir gerçektir.

Şüphesiz, trafik kazalarının çeşitli sebepleri vardır. Henüz dünya standardının yüzde 20’sine ulaşmış bulunan karayollarımızın durumu herkesçe bilinmektedir. Trafiğe çıkan araç sayısında büyük patlama olmasına rağmen, altyapıda aynı oranda bir düzelme veya gelişme görülmemiştir. Örneğin, 1987’de otomobil sayısı 1 milyon 240 bin iken, bu rakam 1997’de 4 milyona çıkmıştır. 1987’de 5 kilometreye düşen toplam araç sayısı 166 iken, 1997’de -yani, on yıl sonra- bu rakam, 448’e çıkmıştır. 1987’de toplam araç (otomobil, kamyon, kamyonet, minibüs, otobüs) 1 973 670 iken, 1998 Şubat sonu itibariyle, bu rakam 7,8 milyona çıkmıştır. Altyapıda önemli bir gelişme olmayınca, trafik de Gençlik Parkındaki çarpışan arabalara dönmüştür.

Altyapı yetersizliği dışında, trafik kazalarının en önemli sebeplerinden biri de alkoldür. Ayrıca, eğitim eksikliği, trafik kurallarına boşverme, trafikteki araç modellerinin yaşlı olması, dikkatsizlik, tedbirsizlik ve kontrollerin yeterli olmayışı gibi sebepler de vardır. Hatta, ilginçtir, Türk Petrolün, trafik kazalarıyla ilgili yaptırdığı araştırma da trafik kazalarının en önemli sebeplerinden birini, ülkemizde demokrasi geleneğinin yerleşmemiş olmasına bağlamaktadır. Demokrasinin hâkim olduğu gelişmiş ülkelerde trafik kazalarının çok az olduğu da vurgulanmaktadır.

Ülkemizde, âdeta, bir katliam halini alan trafik kazalarının, salt para cezalarıyla ve alındığı söylenen palyatif tedbirlerle önlenemeyeceği anlaşılmış bulunmaktadır.

Tüm vatandaşlarımızı ve hepimizi ilgilendiren, böylesine hayatî önemi haiz bir konunun TBMM tarafından ele alınarak çok yönlü bir araştırmaya tabi tutulması ve acilen bazı tedbirlerin alınması gerekmektedir.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak, Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır.

Meclis soruşturması önergeleri vardır; bu önergeler, hatırlanacağı üzere, daha önce bastırılıp, sayın üyelere dağıtıldı.

Şimdi, önergeleri okutuyorum:

2. – Zonguldak Milletvekili Ömer Barutçu ve 59 arkadaşının, İstanbul-Kurtköy Havaalanı ihalesi için hazırlanmış olan protokol hükümlerini dikkate almadan ihalenin NATO ENF Dairesi tarafından gerçekleştirilmesini sağlamak suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla Başbakan A. Mesut Yılmaz hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/18)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

24.10.1996 tarihinde Savunma Sanayii Müsteşarlığı, DLHİ ve DHMİ Genel Müdürlüğü tarafından imzalanan protokol ile İleri Teknoloji Endüstri Parkı (İTEP) kapsamında yer alan İstanbul-Kurtköy Havaalanı inşaatı işinin ihalesiyle ilgili tekliflerin değerlendirilmesi, SSM, DLHİ ve DHMİ personelinden oluşturulacak bir komisyon tarafından yapılması ve SSM uygun gördüğü takdirde, komisyonda, üniversite veya diğer kuruluşlardan da temsilci görevlendirilebileceği karar altına alınmıştır.

Yukarıda arz edilen protokol muvacehesinde, 1997 yılında “İstanbul-Pendik-Kurtköy Havaalanı” uçuş üniteleri inşaatı işine ait keşif özeti, ihale yapılmak üzere hazırlanmıştır. Altyapıyı kapsayan bu projenin, 1997 fiyatlarıyla, genel toplamı 7 trilyon 500 milyar TL tutmaktadır.

İhalenin bu çerçevede yapılması beklenirken, Başbakan Sayın Mesut Yılmaz’ın özel talimatları doğrultusunda, protokol bir tarafa atılmak suretiyle, ihalenin NATO ENF Dairesi tarafından gerçekleştirilmesi sağlanmıştır.

Bu cümleden olarak, 17 Nisan 1997 tarih, 19434 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan;

3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 9 uncu maddesine göre “devletçe yaptırılacak hava meydanları, bunlarla ilgili tesislerin, alakalı kuruluşlarla işbirliği yaparak, plan ve programlarını hazırlama, araştırma, etüt, istikşaf, proje, keşif, şartname ve inşaat ile bakım ve onarımları yapmak veya yaptırmak, yapımı tamamlananları ilgili kuruluşlara devretmek” kaydı yer almakta iken, finansmanı NATO tarafından karşılanmayan ve SSM Fonundan sağlanan havaalanı inşaatı proje ve keşifleri özel bir müşavir firmaya yaptırılmış ve bu keşif özetine kuvvet santralı, enerji nakil ilave olunmuştur.

Keşif yapmakla görevli kuruluşun görüşü ve onayı alınmadan ve henüz 1998 yılı fiyatları açıklanmadan, hayalî rakamlarla, ihale, iki firmaya, 1998 fiyatlarıyla 18 trilyon 67 milyar TL bedelle ihale olunmuştur.

Şu andaki kamuda yapılan ihaleler; Bayındırlık ve İskân Bakanlığı fiyatları açıklanmadığından, 1997 fiyatlarıyla yapılmaktadır. Kaldı ki, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, 1998 yılı fiyatlarının belirlenmesine esas alınacak katsayıyı 1,73 olarak belirlemektedir. Bu keşfin, Bayındırlık ve İskân Bakanlığının belirlediği katsayıyla çarpılması halinde 1998 yılı fiyatı 12 trilyon 975 milyar TL olmaktadır. NATO ENF Dairesince yaptırılan ve yukarıda belirtilen ilave işle birlikte bu rakam 13 trilyon 4 milyar lirayı geçmemektedir.

Buradan da anlaşılacağı üzere, iki keşif arasında 4,6 trilyon TL fark oluşmaktadır. İş, NATO ENF Dairesince teklif usulüyle yapıldığı cihetle bu fark 9 -9,5 trilyona ulaşmaktadır.

Ayrıca, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı kurallarına göre fiyat farkları her yılbaşında belirlenecek katsayıyla çarpılarak ve sadece bazı kalemlere uygulanırken, bu ihalede, tüm imalat kalemlerine ve Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından ilan edilen aylık enflasyon rakamıyla çarpılarak ödeneceğinin mukavelede yer aldığı ifade edilmektedir. Bu uygulama, ayrıca, devleti trilyonlarca lira zarara uğratacaktır.

Başbakanın, yukarıda sözü edilen protokolü hiçe sayarak, keyfî olarak ve yetkilerini aşarak verdiği talimat Türk Ceza Kanununun görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu açıktır.

Bu nedenle Anayasanın 100 üncü, İçtüzüğün 107 nci maddesi uyarınca Başbakan Mesut Yılmaz hakkında Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesi gereğince bir Meclis soruşturması açılmasını arz ve teklif ederiz.

Ömer Barutçu M. Kemal Aykurt

Zonguldak Denizli

Fevzi Arıcı Mehmet Gözlükaya

İçel Denizli

Nurhan Tekinel Ümran Akkan

Kastamonu Edirne

Turhan Güven Saffet Arıkan Bedük

İçel Ankara

Abdülbaki Ataç Turhan Tayan

Balıkesir Bursa

Ergun Özdemir Nevzat Köse

Giresun Aksaray

Mehmet Sağlam İsmail Kalkandelen

Kahramanmaraş Kocaeli

Hacı Filiz Nevfel Şahin

Kırıkkale Çanakkale

İsmail Karakuyu Ali Rıza Gönül

Kütahya Aydın

Mustafa Çiloğlu Tahsin Irmak

Burdur Sıvas

Ahmet Sezal Özbek Esat Kıratlıoğlu

Kırklareli Nevşehir

Zeki Ertugay Ayfer Yılmaz

Erzurum İçel

Meral Akşener Cihan Paçacı

İstanbul Elazığ

Ayvaz Gökdemir Bekir Aksoy

Kayseri Çorum

Rıza Akçalı Nahit Menteşe

Manisa Aydın

Necati Çetinkaya Hasan Ekinci

Konya Artvin

Bahattin Şeker Mehmet Gölhan

Bilecik Ankara

Halil Yıldız Necmi Hoşver

Isparta Bolu

Haluk Yıldız İlyas Yılmazyıldız

Kastamonu Balıkesir

İsmet Attila Doğan Baran

Afyon Niğde

Tayyar Altıkulaç Necmettin Dede

İstanbul Muş

M. Halit Dağlı Salih Sümer

Adana Diyarbakır

Nihan İlgün Yusuf Bacanlı

Tekirdağ Yozgat

İrfettin Akar Kadir Bozkurt

Muğla Sinop

Sedat Edip Bucak Mahmut Nedim Bilgiç

Şanlıurfa Adıyaman

Ufuk Söylemez Mustafa Dedeoğlu

İzmir Muğla

Ahmet Bilgiç Mehmet Ali Yavuz

Balıkesir Konya

Hayri Doğan Bayar Ökten

Antalya Şırnak

Mehmet Selim Ensarioğlu Hayri Kozakçıoğlu

Diyarbakır İstanbul

Cevher Cevheri Ahmet İyimaya

Adana Amasya

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka önerge var; okutup, genel ifadeyi birlikte kullanacağım zamandan tasarruf itibariyle:

3. – Çanakkale Milletvekili Nevfel Şahin ve 56 arkadaşının, Karadeniz sahil yolunun devamı olan yolların ihalesinde usulsüzlük yaparak devleti zarara uğrattığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/19)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü Karadeniz sahil yolunun devamı olarak, Bolaman, Perşembe-Giresun-Piraziz, Giresun-Espiye, Araklı-İyidere, İyidere-Çayeli, Çayeli-Hopa bölümlerini 6 ayrı parça halinde ihaleye çıkarmıştır.

İhale davet usulüyle yapılmış, 6 iş için 13 firma çağrılmış, bunlardan birisi teklif vermemiştir.

Devlet garantili dış kredi ile 6 iş için her gün 2 iş olmak üzere 30.9.1997-1.10.1997-2.10.1997 günlerinde 6 ihale yapılmıştır.

İhale toplam bedeli 850 milyon dolardır ve karşılığı o gün için 170 trilyon Türk Lirasıdır.

İhaleden evvel, müracaat eden firmalar arasında işlerin bölüştürüldüğü ve hangi firmaların hangi yolları ne miktar üzerinden alacaklarının belirlendiği duyulmuş ve durum Ankara 7 nci Noterine 29.9.1997 tarihinde tespit ettirilmiştir.

Ankara 7 nci Noterliğinin kopyası ilişik 29.9.1997 tarihli tutanağında gösterildiği üzere;

Çayeli-Hopa yolunun 274 milyon dolar ihale bedeliyle Anavatan Partili ve bu Partinin kasası olarak bilinen Cengiz İnşaatın sahibi Mehmet Cengiz’e verileceği;

İyidere-Çayeli yolunun 122 milyon dolar, Araklı-İyidere yolunun 52 milyon dolar, Giresun-Espiye yolunun 108 milyon dolar bedelle Anavatan Partili Polat İnşaat ile Özışık İnşaat şirketlerine ve Anavatan Partili iki şirkete verileceği tespit edilmiş bulunmaktadır. (Ek No:1)

İhale sonucunda altı yolun her birini 7 nci Notere tespit ettirilmiş olan firmalar almışlardır. İhale bedelleri de küçük farklarla önceki tespitlere uygun olmuştur.

İhaleyi 17,55 kırarak alan bir firma karşısında diğerleri 16,53; 16,51; 16,48; 15,88; 15,77 kırma teklifinde bulunmuşlar; diğer bir ihalede 14 kıran firmaya karşılık, diğerleri 14,17; 14,25; 15.,70 kırmışlar; yani, her iki yol için farkları 1 puanı bile bulamamıştır.

İhaleye çıkış bedeline nazaran:

Çayeli-Hopa yolu yüzde 20,30 indirimle Cengiz İnşaat’a; İyidere-Hopa yolu yüzde 17,55 indirimle Bayındır’a; Araklı-İyidere yolu yüzde 18,50 indirimle Polat İnşaata; Piraziz-Espiye yolu yüzde 16,80 indirimle Enteks-Kolin İnşaata; Giresun-Espiye yolu yüzde 16,91 indirimle Özışık İnşaata verilmiştir.

Görülüyor ki, ihalede fiyat kırmalar gayet cüzî olmuştur. İnşaatı aynı şartlara, aynı bölgeye ait bir ihale olan Rize-İspir karayolu ihalesinde yüzde 41,9 indirim yapılmıştır. Bu ihalelerin yapıldığı gün Mersin-Adana karayolu ihalesinde yüzde 48,77 indirim yapılmış bulunmaktadır. 5 Aralıkta Kütahya-Simav karayolu davet suretiyle ve aynı usulle yüzde 57,15 indirimle sonuçlanmıştır.

Bu hale göre, Karadeniz sahil yolunun devamı olan yolların ihalesinde, işler önceden paylaştırılmış, fiyat teklifleri ayarlanmış ve rekabete meydan verilmeyerek devlet büyük ölçüde zarara sokulmuştur. Bu zarar, yukarıda belirtilen normal ihaleler emsal alındığında en az 55-60 trilyon liradır.

Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu, ihaleleri önceden belirlenen şekilde kanunlar hilafına sonuçlandırmakla görevini kötüye kullanmış ve devleti 55-60 trilyon lira zarara sokmuş bulunmaktadır.

Bu itibarla, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu hakkında Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine göre soruşturma yapılması için Anayasanın 100 üncü Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 107 nci maddeleri uyarınca bir Meclis soruşturması açılması için gereğini arz ederiz.

Saygılarımızla.

1- Nevfel Şahin (Çanakkale)

2- Ümran Akkan (Edirne)

3- Ayvaz Gökdemir (Kayseri)

4- Y. Fevzi Arıcı (İçel)

5- Ayfer Yılmaz (İçel)

6- Meral Akşener (İstanbul)

7- Mustafa Cihan Paçacı (Elazığ)

8- Hasan Ekinci (Artvin)

9- Mehmet Gölhan (Ankara)

10- Haluk Yıldız (Kastamonu)

11- İsmail Karakuyu (Kütahya)

12- Nurhan Tekinel (Kastamonu)

13- Nihan İlgün (Tekirdağ)

14- Mustafa Kemal Aykurt (Denizli)

15- Rıza Akçalı (Manisa)

16- Saffet Arıkan Bedük (Ankara)

17- Mehmet Gözlükaya (Denizli)

18- A. Esat Kıratlıoğlu (Nevşehir)

19- Turhan Tayan (Bursa)

20- Bekir Aksoy (Çorum)

21- Turhan Güven (İçel)

22- Ergun Özdemir (Giresun)

23- Halil Yıldız (Isparta)

24- Abdülbaki Ataç (Balıkesir)

25- Nevzat Köse (Aksaray)

26- Nahit Menteşe (Aydın)

27- Mehmet Sağlam (Kahramanmaraş)

28- İsmail Kalkandelen (Kocaeli)

29- Hacı Filiz (Kırıkkale)

30- Necati Çetinkaya (Konya)

31- Ali Rıza Gönül (Aydın)

32- Mustafa Çiloğlu (Burdur)

33- Tahsin Irmak (Sıvas)

34- Ahmet Sezal Özbek (Kırklareli)

35- İsmet Attila (Afyon)

36- Bahattin Şeker (Bilecik)

37- Zeki Ertuğay (Erzurum)

38- Doğan Baran (Niğde)

39- Tayyar Altıkulaç (İstanbul)

40- M. Halit Dağlı (Adana)

41- Necmettin Dede (Muş)

42- Salih Sümer (Diyarbakır)

43- Yusuf Bacanlı (Yozgat)

44- İrfettin Akar (Muğla)

45- Mustafa Dedeoğlu (Muğla)

46- Kadir Bozkurt (Sinop)

47- Sedat Edip Bucak (Şanlıurfa)

48- Mahmut Nedim Bilgiç (Adıyaman)

49- Necmi Hoşver (Bolu)

50- Ufuk Söylemez (İzmir)

51- Mehmet Ali Yavuz (Konya)

52- Hayri Doğan (Antalya)

53- Ahmet Bilgiç (Balıkesir)

54- İlyas Yılmazyıldız (Balıkesir)

55- Bayar Ökten (Şırnak)

56- Mehmet Selim Ensarioğlu (Diyarbakır)

57- Hayri Kozakçıoğlu (İstanbul)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, Anayasanın 100 üncü maddesinde ifade olunan “Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve karara bağlar” hükmü uyarınca, soruşturma önergelerinin görüşülme gününe dair Danışma Kurulu önerileri, daha sonra Genel Kurulun onayına sunulacaktır.

Sayın milletvekilleri, Başbakanlığın Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır; okutuyorum:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)

8. – Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in Almanya’ya yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekiline ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1431)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in, Bosna-Hersek Temas Grubunun Kosova’da yaşanan son gelişmelerin ele alınacağı Bonn’da yapılan Dışişleri Bakanları toplantısına katılmak üzere, bir heyetle birlikte, 24-26 Mart 1998 tarihlerinde Almanya’ya yaptığı resmî ziyarete, İzmir Milletvekili Ahmet Piriştina’nın da iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

A. Mesut Yılmaz Başbakan

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, tezkereyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:

V. – ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. – (11/15) esas numaralı gensoru önergesinin gündemdeki yeri ve görüşme gününe ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No:111 Tarih: 22.4.1998

20.4.1998 tarihinde dağıtılan ve aynı tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan ve Genel Kurulun 21.4.1998 tarihli 79 uncu Birleşiminde okunmuş bulunan Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu hakkındaki (11/15) esas numaralı gensoru önergesinin gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmında yer almasının ve Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin, Genel Kurulun 28.4.1998 Salı günkü birleşiminde yapılmasının Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.

Hikmet Çetin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

Salih Kapusuz Ülkü Güney

FP Grubu Başkanvekili ANAP Grubu Başkanvekili

Saffet Arıkan Bedük Metin Bostancıoğlu

DYP Grubu Başkanvekili DSP Grubu Başkanvekili

Önder Sav Mahmut Yılbaş

CHP Grubu Başkanvekili DTP Grubu Başkanı

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz talebi?.. Yok.

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmına geçiyoruz.

 

VI. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE

MECLİS ARAŞTIRMASI

A) GÖRÜŞMELER

1. – İstanbul Milletvekili Meral Akşener ve 71 arkadaşının, kanuna ve genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 12 ve 13 üncü maddelerine uyduğu iddiasıyla Turizm eski Bakanı ve Başbakan A. Mesut Yılmaz hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/17)

BAŞKAN – Genel Kurulun 14.4.1998 tarihli 76 ncı Birleşiminde alınan karar gereğince, İstanbul Milletvekili Sayın Meral Akşener ve 71 arkadaşının, kanuna ve genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevine kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 12 ve 13 üncü maddelerine uyduğu iddiasıyla Turizm Eski Bakanı ve Başbakan A. Mesut Yılmaz hakkında Anayasanın 100 üncü ve İçtüzüğün 107 nci maddeleri uyarınca bir Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Bu görüşmede, sırasıyla, önergeyi verenlerden ilk imza sahibine veya onun göstereceği bir diğer imza sahibine; şahısları adına ise 3 sayın üyeye ve son olarak da, hakkında soruşturma istenmiş bulunan Sayın Başbakan A. Mesut Yılmaz’a söz verilecektir. Konuşma süreleri, bütün üyeler için, 10’ar dakikadan ibarettir. İçtüzüğün 108 ve 60 ıncı maddeleri.

Meclis soruşturması önergesi, Genel Kurulun 25 Mart 1998 tarihli 71 inci Birleşiminde okunmuş ve bastırılarak sayın üyelere dağıtılmıştır. Bu nedenle, soruşturma önergesini tekrar okutmuyorum.

Söz alma talebinin iletildiği birleşimde 39 sayın arkadaşımın talebi olmuş, o gün gerekli işlem yapılmış; buna göre, şimdi isimlerini okuyacağım 3 sayın arkadaşıma söz verilmiştir. Ben bunu uygulayacağım.

Şahısları adına söz alan sayın milletvekillerinin isimlerini okuyorum: Birinci sırada, Giresun Milletvekili Sayın Ergun Özdemir; ikinci sırada, Adana Milletvekili Sayın Uğur Aksöz; üçüncü sırada, Bayburt Milletvekili Sayın Ülkü Güney. Bu sayın milletvekilleri bulunmadığı ya da söz sıralarını, daha önce söz almış arkadaşlarım arasından birine devretmek istedikleri zaman devir imkânları vardır.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Önerge sahipleri adına, Sayın Baki Ataç konuşacaklar.

BAŞKAN – Sayın Ataç konuşacaklar öyle mi; bunu, önergede birinci imza sahibi Sayın Akşener’den duyayım efendim.

MERAL AKŞENER (İstanbul) – Sayın Abdülbaki Ataç konuşacaklar.

BAŞKAN – Gruplar adına işlem imkânımız olmadığı için, Sayın Akşener’den söylemesini rica ettim.

Önergede imzası bulunanlardan Sayın Ataç; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakika.

ABDÜLBAKİ ATAÇ (Balıkesir) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin sayın üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Başbakan Mesut Yılmaz ve ailesi hakkında, 3628 sayılı Kanunun 12 ve 13 üncü maddeleri ile Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine muhalefetten dolayı verilen soruşturma önergesi üzerinde, önerge sahibi olarak söz almış bulunuyorum.

Başbakan Mesut Yılmaz ve ailesinin sahip oldukları servetteki olağandışı artış, sık sık basında yer almış ve kamuoyunda tartışılır hale gelmiştir. Özellikle, servetin kaynağı konusunda kuşkulara neden olan iddialara, delil ve emarelere dikkatinizi çekmek ve bu kısıtlı süre içinde bilgilerinize sunmak istiyorum.

Bu önerge verildiği zaman, bazı medya ve Anavatan Partili arkadaşlarımız, bunun bir intikam önergesi olduğu iddiasında bulundular ve Sayın Çiller hakkında verilmiş olan soruşturma önergesine mukabele bir önerge olduğunu iddia ettiler. Halbuki, Sayın Yılmaz’la ilgili bu iddialar, yıllardır devam ediyor. Daha gerilere gittiğiniz zaman, 1986 yılında, Cüneyt Canver ve arkadaşları tarafından verilmiş araştırma önergesinde, yine Sayın Yılmaz’ın ve Yılmaz biraderlerinin adı geçiyor. Yine, bakın -şimdi, ismini vermeden söylemek istiyorum- 1993 yılında bir sayın bakan “Mesut Yılmaz, bir TIR filosunun ortağı mıdır” diye soruyor; “bu TIR filosuyla kaçakçılık yapılmış mıdır” diye soruyor; “kaçakçılığa bulaşmış TIR filosuyla mallarımı neden taşımak istedi” diye soruyor; “Mesut Yılmaz, İstanbul Beyaz Sarayı nasıl ele geçirdi” diye soruyor; “Mesut Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz servetini nasıl yaptı” diye soruyor; “Turgut Yılmaz’ın şirketlerinin arkasında Mesut Yılmaz yok mu” diye soruyor ve o günlerde, bu sorular, Türkiye’nin en büyük gazetelerinde manşet oluyor “her tarafımız çamur dolu” diye başlıklar atılıyor. Bu soruları soran, şu andaki önerge sahipleri değil, 1993 yılındaki bir sayın bakan.

İRFETTİN AKAR (Muğla) – Hangi bakan?..

ABDÜLBAKİ ATAÇ (Devamla) – ANAP’tan hemen ses geliyor; biz, şöyle bekliyoruz o tarihte: “Böyle bir şey yok; bu söylenenler doğru değil; bunlar yanlış bilgiler” denilmek yerine, yine o gazetenin baş sayfalarında Anavatan Partisinden verilen cevaplar şu seviyede: “Sen ne diyorsun, terbiyesiz, dolandırıcı, köprüaltı çocuğu, vergi kaçakçısı, kumarcı, Demirel’in çantacısı, peşkeşçi...” Bakana verilen cevaplar bunlar. (DYP sıralarından alkışlar)

Onun için, bunu, bir intikam önergesi olarak almayın. Biz, kamuoyunun aydınlanmasını istiyoruz; bir yanlışlık varsa, ortaya çıkmasını arzu ediyoruz. Bakın, önergemizin can damarı olabilecek konulardan birkaç tanesini, çok fazla detaya girmeden, Yüce Meclise aktarmak istiyorum.

Sayın Yılmaz’a ait olduğu, (10/198) sayılı Meclis araştırma komisyonuna gönderilen banka kayıtlarıyla belgeli olan; ancak, Sayın Yılmaz’ın haberdar olmadığını beyan ettiği Finansbank kurucu hisselerinden bahsetmek istiyorum. Başbakan Yılmaz’ın haberdar olmadığını beyan ettiği bu hisseler, doğal olarak, mal bildiriminde de yer almamıştır. Düşünün ki, bir bankada kurucu hissedarsınız ve bundan haberiniz yok. Bunun için, ya bu türden sayısını bilemeyecek kadar çok girişiminiz olmalı ya da hileyle size bu hisseler verilmiş olmalı. Burada, ister istemez, insanın aklına, bunların doğal olmayan yollardan edinilmesinden dolayı gizlenmek istenip istenmediği sorusu takılmaktadır. Başbakanın haberdar olmadığı hisseler, bizzat Turgut Yılmaz’ın talimatıyla, 12.1.1995 tarihinde satılıyor ve -yine onun bilgilerine dayanarak söylüyorum- bir okul inşaatına bağışlanıyor. Herhalde, Sayın Yılmaz’ın, bu satıştan haberi vardır, bağıştan haberi vardır; alıştan haberi olmamış; ama, mutlaka satıştan haber vermişlerdir.

Sayın Yılmaz’ın bu hisselerden haberdar olmadığı beyanına inansak bile, kurucu hissedarlığın mevzuat hükümleri gereği yapılan işlemleri nasıl yapıldı, sahte imza mı kullanıldı? Adınıza, sizin adınıza bu işlemleri başkası mı yaptı; nasıl oldu Sayın Yılmaz? Hiç de inandırıcı olmayan bu beyana dayanarak sormak isterim ki, mal bildiriminde beyan etmediğiniz, haberdar olmadığınız, unuttuğunuz ya da gizlemek ihtiyacını hissettiğiniz başka menkul veya gayrimenkulleriniz var mı? Örneğin, işlemlerinde usulsüzlüklerin müfettişlerce tespit edildiği söylenen Tekstilbank ailenizin midir?

Sayın milletvekilleri, bir diğer önemli konu ise, uluslararası nakliyat işi yapan Transalkim şirketidir. 1980 yılında kurulan şirket, Sayın Mesut Yılmaz, Turgut Yılmaz ve Claudia Yılmaz denetimindedir, ta ki 1985 yılına kadar. Şirket, herhalde, Mesut Yılmaz’ın politik geleceği düşünülerek olsa gerek, Herbert Bader isimli Alman muhasebeciye devredilmiştir. Transalkimin maaşlı memuru olan, 55-60 metrekarelik bir daireda kiracı olarak yaşayan Herbert Bader sayesinde, Yılmaz ve ailesi, resmî kayıtlarda görünmekten kurtulmuştur.

Transalkim konusunu kapatmadan önce, bu şirkete ait TIR’ların, GSD Dış Ticaret Anonim Şirketinin hayalî ihracat olaylarına karıştığı iddialarının belgeli olduğunu hatırlatmak isterim.

Sayın Yılmaz Ailesi şu soruların cevabını vermek zorundadır:

1- Almanya’da kurulan bu şirketin -1980 senesi aralık ayında Ludwigsburg Kasabasındaki bankaya bloke edilen- kuruluş sermayesi olan 50 bin DM Almanya’ya nasıl gelmiştir?

2- Almanya’daki şirketin sermayesi Türkiye çıkışlı olduğuna göre, kâr ve zararlar Hazineye deklare edilmiş midir?

3- Kazançlar Türkiye’ye transfer edilmiş mi, yoksa Almanya’da mı tutulmuştur?

4- Almanya’dan Türkiye’ye gelen askerî malzeme ve yedek parçaların taşınma işi Transalkim firması tarafından gerçekleştirilmiştir. Bunun, Sayın Yılmaz’ın Dışişleri Bakanlığı yaptığı döneme isabet etmesi, bir tesadüf müdür?

Bir diğer konu da, Sayın Başbakan ve eşinin, hisselerini Turgut Yılmaz’a devrettikleri Delta Deri Giyim Sanayii Anonim Şirketidir. Bu şirketin vergi kaçırdığı, mahkeme kararıyla sabittir. Delta Deri Giyim Sanayii Anonim Şirketinin sabıkası bununla da bitmiyor. Ne yapmış Yılmaz Ailesinin şirketi; siyasî nüfuz kullanarak hazineye ait araziyi işgal etmiş. Delta Deri Giyim Sanayii Anonim Şirketi, 1980 yılından 1994 yılına kadar, 14 yıl süreyle işgal ettiği İstanbul Maltepe’deki bu arazi için ecrimisil ödemiştir.

Tekelin Almanya distribütörlüğünün Aydın Yardımcı’ya verilmesi, Conrad Otelinin yine Sayın Yılmaz Ailesine ait olduğuna dair iddialar, bizzat Turgut Yılmaz ve eşinin Alman bankalarındaki devamlı değişkenlik arz eden yüklü tasarruf hesapları, sahip olunan korkunç maliyetli villa ve konutlar, büyük servet artışı, haklı olarak, bunun kaynağının ne olduğu konusunda şüphe uyandırmaktadır.

Büyük servetin kardeş Turgut Yılmaz üzerinde gösterilerek gizlendiği, kısa zamanda edinilen bu servetin kazanılmasında Turgut Yılmaz’ın Anavatan Partisi MKYK Üyesi olması ve özellikle, Mesut Yılmaz’ın bakanlık ve başbakanlık görevleri sırasında sahip olunan siyasî güç ve otoritenin etkili olduğu inancı, kamuoyunda paylaşılmaktadır. Turgut Yılmaz’ın, kardeşi Mesut Yılmaz Ailesine milyarlarla ifade edilen hediyeler sunması, her iki ailenin kasalarının aynı olduğu kanaatini uyandırmaktadır.

Değerli milletvekilleri, vaktimiz gerçekten çok kısıtlı. 10 dakikalık süre içerisinde, önergemizdeki diğer konulara da değinmek istiyorum; ama, o önerge, daha önce, milletvekili arkadaşlarımıza dağıtıldığı için, asıl, bugün, burada, yarın 78 inci yıldönümünü kutlayacağımız Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu önergeyle ilgili oylamada çok önemli bir sınav vereceğine olan inancımı tekrarlamak ve bu sınavın sonucunun Yüce Milletimiz tarafından dikkatle takip edildiğini hatırlatmak istiyorum; çünkü, inanıyoruz ki, Yüce Milletimiz, her şeyden haberdar olmalıdır, bir sayın başbakanın mal varlığının kaynağının ne olduğundan, ne gibi yerlerden elde edildiğinden haberdar olmalıdır. Gerçekten haksız servet edinme kuşkularının giderilmesi isteniyorsa, şüphesiz, bunun, bir Meclis soruşturması açılmasıyla mümkün olacağı muhakkaktır.

Anavatan Partili Milletvekili arkadaşımız Sayın Ahmet Alkan’ın, bundan altı gün önce yaptığı kanuşmadan, zabıtlardan aldığım sözlerine bakın. Sayın Ahmet Alkan herhalde buradadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDÜLBAKİ ATAÇ (Devamla) – Müsaade eder misiniz Sayın Başkan?

BAŞKAN – Sayın Ataç, lütfen toparlar mısınız efendim.

ABDÜLBAKİ ATAÇ (Devamla) – Bir iki dakika eksüre verebilir misiniz Sayın Başkan?

BAŞKAN – İki dakika eksüre verdim efendim, yenileme imkânım yok.

Buyurun.

ABDÜLBAKİ ATAÇ (Devamla) – Diyor ki: “Yapmadık, böyle bir suç yoktur diyenlere, kendine güvenenlere düşen, bu önergeye oy verip, yargı önünde aklanıp gelmektir.” Herhalde bu söz, sadece Tansu Çiller için geçerli değil. Eğer aklanıp gelmek istiyorsanız, bu önergeye evet oyu vermelisiniz. (DYP sıralarından alkışlar)

Yine, bakın, Demokratik Sol Partinin çok değerli sözcüsü, kendisine saygı duyduğumuz çok değerli hocamız, bundan altı gün önce bir konuşma yaptı; herhalde, DSP’li ve Anavatanlı milletvekilleri tarafından da çok alkışlandığı için -zabıtlarda öyle geçiyor- o sözleri hüsnükabul gördü. Sayın Hocamız diyor ki: “Yüce Divan önünde birisi aklandığında, emin olun ki, en çok sevinen, onu oraya yollamış olanlardır ve en çok sevinen, bu konuda konuşmuş olanlardır. Sizin de bu aklanmayı beklemeniz ve o sevinci karşılamanız gerekir. Niye sevinmek istemiyorsunuz, niçin sevinmek istemiyorsunuz?!” Şimdi, niye sevinmek istemediğinizi veya sevinmek istediğinizi bu oylamayla göstereceksiniz. Bakalım, Sayın Mümtaz Soysal, Demokratik Sol Partide, söylediklerine ne kadar itibar edilen bir insan, onu göreceğiz. (DYP sıralarından alkışlar) Ancak, Sayın Ecevit, bugünkü beyanlarında “biz böyle bir şeye oy verirsek, Hükümetin başı gitmiş olacak, dolayısıyla bir hükümet bunalımı olacak. Ben, Cumhuriyet Halk Partisini anlamakta zorluk çekiyorum” diyor. Cumhuriyet Halk Partisi dünkü beyanında sadakat gösterirse, Yüce Milletimiz, işte bu söylenilenlerin ne kadar gerçekleştiğini -televizyonları başında- dikkatle takip edecek ve bu sonucu önümüzdeki günlerde çok iyi değerlendirecektir.

Ben, sözlerimi şöyle bağlamak istiyorum: Biraz evvel de ifade ettim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Ataç, efendim saygınızı sunar mısınız lütfen.

ALDÜLBAKİ ATAÇ (Devamla) – Demokrasimizin gerçekten mabedi olan Yüce Meclisin bu soruşturma önergesinde göstereceği kararlılık, bir kere daha, demokrasimizin ne kadar sağlıklı gelişip gelişmeyeceğinin işareti olacaktır.

Halkımızın 23 Nisan Bayramını kutluyor ve Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Ataç, teşekkür ediyorum.

Giresun Milletvekili Sayın Ergun Özdemir; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

ERGUN ÖZDEMİR (Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum ve bu vesileyle, Büyük Milletimizin ve Yüce Heyetinizin Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını da yürekten kutluyorum.

Değerli milletvekilleri, Anayasamızın 2 nci maddesinde ifade edildiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti ise ve biz buna yürekten inanıyorsak ve Yüce Meclisin değerli üyeleri, hukuk devleti olmanın gereği, hakkın ve adaletin ilkelerini devlet yönetiminde asıl kabul ediyorsak, yönetime talip olanların, yönetime gelenlerin siyasî kin ve hırslardan arınıp devleti devlet gibi yönetme bilincine sahip olmaları gerektiğine de inanıyoruz demektir. Türk halkının kendisini yönetenleri tanıması ve bilmek istemesi, hem demokrasinin hem de yönetilen olmanın en tabiî gereğidir; kaldı ki, vatandaşlık hukukunun da kendilerine verdiği tabiî bir haktır. Bu bakımdan, bir grup milletvekili arkadaşımızın, Başbakan Sayın Mesut Yılmaz ve ailesi hakkında mal varlığıyla ilgili olarak soruşturma komisyonu kurulması girişimini ve talebini bu esaslar içerisinde mütalaa etmek ve değerlendirmek gerekir.

Değerli milletvekilleri, önergenin tümü üzerinde ayrı ayrı görüşlerimi ifade etmem, takdir edersiniz ki, zamanın kısıtlı olması nedeniyle imkânsızdır. Kaldı ki, biraz önce önerge üzerinde konuşan Sayın Ataç, görüşlerini ayrı ayrı belirtti. Ben, bu konuda, belgelerle, delillerle konuşmak istiyorum. Bu nedenle, sizlere, artık iddia olmaktan çıkmış, işlendiği ve gerçekleştiği konusunda hiçbir tereddüte yer olmayan bir eylemden bahsetmek istiyorum ki, bu eylem açıkça suç teşkil etmektedir. Nedir bu eylem:

Bakınız, Başbakan Sayın Mesut Yılmaz, 1990 yılında Finansbanka hissedar oluyor; sahip olduğu bu hisseleri beş yıl sonra satıyor. Bu tarihler arasında Bakanlık ve Başbakanlık yapan Sayın Yılmaz, ne hikmetse, üzerine kayıtlı bu hisseleri mal beyanlarında göstermiyor. Bütün bunları nereden biliyoruz; ortada inkârı mümkün olmayan üç delil ve tespit var.

Birincisi, Sayın Mesut Yılmaz hakkında daha önce kurulan (10/198) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu raporu. Bu olay, raporun 46 ncı ve 47 nci sayfalarında açıkça yer almaktadır. Komisyonun vermiş olduğu rapor ve raporun 46 ncı ve 47 nci sayfaları da, işte, aynen buradadır.

İkinci delil ise, Sayın Mesut Yılmaz’ın, 1990 ve 1995 yılları arasında verdiği mal bildirimleridir. 1983 yılından beri verdiği mal bildirimleri de, işte, buradadır ve hiçbirinde banka hisselerini beyan etmemiştir; 1990’la 1995 arasında -1990, 1991, 1993 ve 1995’te- dört defa mal bildiriminde bulunmuştur, banka hisseleri mal bildiriminde yoktur.

Üçüncü delil ise, çok açık ve net, Sayın Başbakanın hissedarı olduğu bankanın, yani, Finansbankın bilgisayar kayıtlarıdır. İşte, Finansbankın bilgisayar kayıtları da buradadır. Bu bilgisayar kayıtlarında Sayın Yılmaz’ın hisseleri gözükmemektedir; aksine, banka mevzuatına aykırı olacak şekilde hisseleri olduğu anda, portföyü de mevcuttur o bankada. O da burada açık ve nettir.

Değerli milletvekilleri, tüm bu saydığım delillere ve araştırma komisyonunun tespitine rağmen, Sayın Yılmaz ne demiştir biliyor musunuz; “ben, öyle bir hissenin sahibi olduğumdan haberdar değilim” demiştir, inkâr yolunu seçmiştir. Sayın Başbakan, saklamanız, inkâr etmeniz hiçbir işe yaramaz; çünkü, bunlar, delilli, belgeli ve arşivlenmiş olarak komisyon dosyasında bekliyor; bundan sonra “hayır, haberim yoktur” demekle inandırıcı olamazsınız, “bilmiyorum” demeniz de hukuken hiçbir değer ifade etmez; çünkü, siz de her Türk vatandaşı gibi, kanunu bilmek zorundasınız. Kaldı ki, siz, Başbakansınız...

Değerli milletvekilleri, netice olarak, Sayın Mesut Yılmaz’ın, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 12 nci ve 13 üncü maddelerine aykırı davrandığı çok açık ve nettir. Sayın milletvekilleri, bu durum da, sadece bu fiil dahi, Sayın Mesut Yılmaz hakkında soruşturma açılmasını gerektirmektedir. Kaldı ki, verilen soruşturma önergesini incelediğimizde, önergede, bunun gibi, belge ve delillere dayalı başka birçok olay daha bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bazı iddia sahipleri gibi “elimde bilgi var, belge var, bazı duyumlar aldık” diyerek, insanları, aileleri ve camiaları töhmet altında bırakmak istemiyorum. Günü geldiğinde, elimizdeki belge ve deliller istenildiğinde “hayır, elimizde belge ve delil yoktu; sadece duyumlar almıştık” diyerek kıvırtmak da istemiyorum. (DYP sıralarından alkışlar) Bu nedenle, hep belge ve delil diyor ve bu delilleri sizlere arz ediyorum.

Değerli milletvekilleri, şimdi, size bir pasaj okuyacağım: “Ben, hayatımda hiç mahkemeye gitmedim, hiç yargılanmadım; ellerinde bir belge varsa, o belgeyi görmek istiyorum; sadece kendimin değil, kardeşlerimin, karımın, annemin, kimin hakkında bir suç isnadı varsa, herhangi bir kanuna, ahlaka aykırı bir işlemim varsa, lütfen, hesabını sorsunlar, cevaplandırayım” diyor. Kim mi diyor; Sayın Mesut Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz, 7 Aralık 1995 tarihinde Show-TV’de diyor; dokümanları burada.

Değerli milletvekilleri, bu kürsüden, milletimizin önünde söylüyorum: (10/198) esas numaralı mal varlığı araştırma komisyonu raporu ve ekleri ile (10/958) esas numaralı hayalî ihracatı araştırma komisyonu ve raporları incelendiğinde, Sayın Turgut Yılmaz, başkalarının söylemesini beklememelidir; çünkü, bu dosyalar içinde, kendisini ve şirketlerini ilgilendiren belgeler ve suçlamalar bulunmaktadır. Zamanımın kısıtlı olması nedeniyle, bu belgeler ve iddialar içerisinde sadece birinden, Delta Deri Giyim Sanayii Anonim Şirketinden bahsetmek istiyorum:

Sayın Turgut Yılmaz’ın Meclis araştırması komisyonuna vermiş olduğu mal beyanında da belirttiği gibi, bu şirketin yüzde 53 hissesi kendisine ait olup, Sayın Mesut Yılmaz ve eşi, Delta Deri Giyim Sanayii Anonim Şirketinin ortaklarındandır. Bu şirketin vergi kaçırdığı, maalesef, mahkeme kararıyla tescil edilmiştir. Evet, mahkeme kararı buradadır; işte, İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin vermiş olduğu 1989 tarihli, 1130 sayılı hüküm.

Değerli milletvekilleri, biraz önce Sayın Ataç da belirttiler; ama, çok özetle bahsetmek istiyorum: Sayın Turgut Yılmaz’ın, Meclis araştırması komisyonuna vermiş olduğu mal beyanına göre Transalkim adında bir şirketi var. Ne ilahi tesadüftür ki, Almanya’da da, Herbert Bader adında bir muhasebecinin de Transalkim adında bir şirketi var. İsim aynı. Bu Herbert Bader, 60 metrekarelik bir dairede oturmaktadır ve Almanya’daki şirket, 100 milyon markın üzerinde ciro yapmaktadır, Türkiye’nin devlet ihalelerinde, TIR’ları nedeniyle, taşımacılık ihalelerini de almıştır; ama, kayıtlarda görünmemektedir. Yalnız, Sayın Turgut Yılmaz’ın istifa... (ANAP sıralarından “Şaşırma” sesleri)

Zaman kısa da ondan... Şaşırmayız.

Sayın Turgut Yılmaz’ın da ifade ettiği gibi, kendisinin Transalkim şirketi ile Almanya’daki Transalkim şirketi arasında işbirliği de, iş ortaklığı da vardır. Bizzat kendisi söylüyor, komisyon raporları burada, açık ve net belirtiyor.

AHMET ALKAN (Konya) – Zaman kısa da, aynı şeyleri niye tekrar edip duruyorsunuz.

ERGUN ÖZDEMİR (Devamla) – Ben, şahsım adına konuşuyorum.

Tüm bu belge ve delillerden sonra, söylenecek tek şey kalıyor; ya olduğunuz gibi görüneceksiniz ya göründüğünüz gibi olacaksınız. (DYP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Özdemir, zatıâlinize de 2 dakikalık süre verme imkânım var; lütfen, toparlar mısınız.

ERGUN ÖZDEMİR (Devamla) – Çok teşekkür ediyorum; toparlıyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bir taraftan, yetimin hakkını savunduğunuzu söyleyeceksiniz; ama, diğer taraftan, kıvrak bir zekâyla, devalüasyon öncesi düşük kurla devletten alınan dolarlarla hissedarı olduğunuz bankanız, yani, Finansbank, en fazla kâr sağlayan bankalar sırasında birinci olacak. İşte, 4 Şubat 1998 tarihli Hürriyet Gazetesi. Ne diyor gazete: “Müdahaleden kârlı çıkan ilk 10 banka...” Birincisi Finansbank, eh, altıncısı da Tekstilbank.

Bir taraftan temiz siyasetten bahsedeceksiniz, diğer taraftan, Güneş Motel tezgâhlayıcılarına dahi parmak ısırtacak bir şekilde, mebus pazarları kuracaksınız, yaptığınız milletvekili transferleriyle, Mecliste üçüncü durumda olan partinizi birinci duruma getireceksiniz.

YALÇIN GÜRTAN (Samsun) – Siz ne yapıyorsunuz?!

ERGUN ÖZDEMİR (Devamla) – Başbakan olduğunuzun ertesi günü de, yandaşınız olan medya kuruluşlarına trilyonluk teşvikleri verecek ve enerji ihalelerini dağıtacaksınız. Buna karşılık, yandaşınız olan medya kuruluşları da, sizi, yapay bir dürüstlük imajıyla kamuoyuna pazarlayacak. (DYP sıralarından alkışlar)

Bir taraftan, muhalif partileri, siyasetinize uygun davranış biçimi sergilediğinde övecek ve alkışlayacaksınız; diğer taraftan da, siyasetinize uymadığı gün geldiğinde, menfaat çetesi olarak suçlayacaksınız. İşte, 28 Ağustos 1994 tarihli Milliyet Gazetesi. Ne deniliyor: “Hükümet, Çiller’in menfaat çetesi ile CHP partizanlığının ortaklığına dönüşmüştür.” İlahi tesadüfle, Sayın Turgut Yılmaz da, aynı sütunun üst bölümünde, Sayın Erez için “Erez adam değil” diyor. (DYP sıralarından “Bravo” sesleri)

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, Sayın Mesut Yılmaz’ın Türkiye Büyük Millet Meclisine verdiği mal bildiriminden de anlaşılacağı üzere -bizzat kendi mal bildiriminden- 1983 yılında, küçük bir işyerinde, mütevazı sayılacak bir gelirle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERGUN ÖZDEMİR (Devamla) – Tamamlıyorum...

BAŞKAN – Efendim, lütfen, saygı sunup iner misiniz.

ERGUN ÖZDEMİR (Devamla) – İniyorum efendim.

BAŞKAN – Lütfen...

ERGUN ÖZDEMİR (Devamla) – Efendim, iniyorum.

Konuşmamı, halkımın çok sevdiği bir sözle bitirmek istiyorum: “Dinime dahleden bari Müselman olsa.” Dinime küfreden bari Müslüman olsa, gam yemeyeceğim.

Hepinize saygılar sunarım. (DYP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özdemir.

Sayın milletvekilleri, şimdi, Adana Milletvekili Sayın Uğur Aksöz.

Sayın Aksöz, buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar)

UĞUR AKSÖZ (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Yarın 23 Nisan, neşe doluyor insan diyelim ve biraz neşeli olalım isterseniz. Nasreddin Hocaya bir devekuşu getirmişler, “bak bakalım, bu nedir?” demişler. Nasreddin Hoca bakmış, “vallahi, deve desem değil, kuş desem değil; bir acayip mahlukat” demiş. Şimdi, ben de diyorum ki -şu önergeyi okuyorum, bir milletvekili olarak, bir hukukçu olarak- araştırma desem değil, soruşturma desem değil, gensoru desem değil; bir dedikodu laklakasından ibaret bir belgedir arkadaşlar. (ANAP sıralarından alkışlar)

Neden?.. Nedenini de söyleyeyim. Bakın, önerge elimde. Birinci paragrafın son satırı: “...basında yer alan haberlerden bu husus anlaşılmaktadır.” İkinci paragraf: “...basında ileri sürülmektedir.” Altıncı paragraf: “...iddialar basında sıkça yer almaktadır.” Yedinci paragraf: “...basında iddia edilmektedir.” Sekizinci paragraf: “...Yılmaz’a ait olduğu iddia edilmektedir.” Sayfayı çeviriyorum -hem basını sevmiyorsunuz, hem de hep basından bahsediyorsunuz- devam ediyoruz. Dokuzuncu paragraf: “...böyle bir işin yapıldığı ileri sürülmektedir.” Onuncu paragraf: “...yaygın iddialar mevcuttur”, “...iddialar yaygın olarak dile getirilmektedir.” Onbirinci paragraf: “...bu hususu uydurduğu gazetelerde yazmıştır”, “_herkesçe bilinen bir husustur.” Onikinci paragraf: “...böyle görüldüğü iddiaları basında yer almıştır.” Onüçüncü paragraf: “...böyle bir menfaat sağladığı iddia edilmektedir”, “...basında sıkça dile getirilen iddialar arasındadır”, “...iddialar basında sıkça yazılmaktadır.” Ondördüncü paragraf: “...basında yaygın olarak dile getirildiği gibi_”, “_basın ve siyasî parti sözcüleri tarafından sık sık gündeme getirildiği gibi_” Son paragraf: “...böyle olduğu inancı, geniş çevrelerce ifade edilmektedir.”

“23 Nisan, neşe doluyor insan” dedik_

Kızım gözün kara mı? Dedi ki: “He.” Beni seviyor musun? Dedi ki: “Yok.” Bu, ona benziyor arkadaşlar. Böyle önerge olmaz. (ANAP ve DSP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına böyle önerge verilmez.

Şimdi başka bir şey söylüyorum; yine mahcup olacaksınız. Tarih 19 Haziran 1996, yine bu Meclis ve 64 üncü Birleşim; yine, Doğru Yol Partisi milletvekilleri, Sayın Mesut Yılmaz hakkında böyle bir önerge veriyorlar ve bu önergenin görüşülme günü -bakın altını çiziyorum- Doğru Yol Partili milletvekillerinin verdiği önergenin görüşülme günü, 19.6.1996 ve 64 üncü Birleşim. Doğru Yol Partili milletvekilleri sırayla söz alıyorlar ve Başkana, bu soruşturmadaki imzamızı geri alıyoruz diye pusula gönderiyorlar. Yine, Doğru Yol Partisi milletvekili öbür arkadaşlarımız kalkıyor “ben de geri alıyorum”, “ben de alıyorum”, “ben de alıyorum...” Derken, önergeyi veren Doğru Yol Partili milletvekillerinin çoğu önergeyi geri alınca, imza, yeterli sayıdan aşağı düşünce, Sayın Başkan açıklıyor: “Önerge işlemden kaldırılmıştır.”

Şimdi, bir imza niye alınır diye adama sorarlar. Şunun için alınır: “Ben bu önergenin ciddiyetine inanmıyorum, kusura bakmayın, beni affedin, geri alıyorum”dur; bir. Önergeyi verdiğine pişman olmuştur, onun için alınır; iki. Başka neden alınır?!.

Peki, şimdi, aynı arkadaşlar, aynı DYP’li milletvekilleri, bugün huzurdaki şu önergeye imza atıyorlar... Yani, dün diyorlardı ki: “Biz geri aldık, bu iddialar gayri ciddî.” Şimdi, aynı iddialar için diyorlar ki: “Hayır, bu sefer imza atıyoruz.”

Bakın, şimdi, DYP’li arkadaşlarım gülüyorlar; ama, bunu duyunca gülmeyecekler; kendilerinden özür diliyorum. Böyle davrananlar için ben bir şey demiyorum. Bakınız, DYP’nin Sayın Genel Başkan Yardımcısı, burada, 14 Nisan’da bir beyanat veriyor -hiçbir yorum katmadan okuyorum, onlar yorumu yapsınlar- diyor ki: “Dün şöyle oy verenler bugün böyle verirlerse ‘bunlar satın alınmıştı; ama, sadece satın alınmamışlar, vicdanlarını da satmışlar’ der bu millet ‘ne olmuştur da bir yıl sonra böyle döndüler’ der bu millet. Bütün millet bunlara güler.” Gülüyor mu, bilmiyorum; ona da siz karar verin. (ANAP sıralarından alkışlar)

NECMİ HOŞVER (Bolu) – Sizin halinize gülüyoruz.

UĞUR AKSÖZ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bakın, Türk Milletine, ben, buradan sesleniyorum. Bir hafta önce, burada, bir sayın liderin soruşturması görüşülürken, o grubun tavrını herkes izledi. Şimdi, bir başka liderin önergesi görüşülüyor ve o grubun tavrı da izleniyor. Bu millet, farkı farkediyor. Onun için, laf atmayın; oturun, vakur olun, ağır olun. Bakın, halk izliyor; geçen haftaki tavırla, şu haftaki tavrı halk görüyor. Yapmayın_ (ANAP sıralarından alkışlar, DYP sıralarından gürültüler)

Bakın arkadaşlar, ben, laf atılmasını çok severim, biliyorsunuz; sonra gol yersiniz; susun, oturun.

Şimdi, arkadaşlar, yine de haklarını yemeyelim, hep “dedikodu, o dedi, bu dedi, şu dedi” falan demişler; ama, bir tane hukukî laf etmişler; haklarını yemeyeyim. İkinci paragrafın sonunda, bakın, ne diyorlar: “Araştırma komisyonunca yapılan inceleme sonucu, 46 ncı ve 47 nci sayfada, Finansbanka ortak olduğu tespit edilmiştir.” Araştırma komisyonu raporunun sayfasını da söylüyorlar.

Arkadaşlar, hukukta bir kural vardır: “Laf, ağzından çıkıncaya kadar senindir, ağzından çıktı mı sen onun esirisin.” Şimdi, siz, bu lafın esiri oldunuz. Diyorsunuz ki: “46 ncı ve 47 nci sayfalarda tespit edildi ki, Mesut Yılmaz, Finansbankın ortağı.” Peki_ İşte, elimde araştırma komisyonunun raporu; sayfa 46. İyi dinleyin; bakın, ne diyor: “Devlet Bakanı -şimdi aranızda bulunan değerli kardeşim- Sayın Aykon Doğan imzalı belgeye göre, Finansbank kurucular arasında Mesut Yılmaz adına rastlanılmamıştır.” Bu bir_

H. UFUK SÖYLEMEZ (İzmir) – Gizlenmiş_ Gizlemişsiniz_

UĞUR AKSÖZ (Devamla) – Gizlemişiz_ Yani, Aykon Doğan yalan söylüyor; onu ona sorun; onun beyanı. (DYP sıralarından gürültüler)

Devam ediyoruz. Finansbank Anonim Şirketi Genel Müdürlüğünden alınan 7.3.1995 tarihli cevabî yazı: “Mesut Yılmaz’ın ismine rastlanmamıştır.”

Şimdi, Hazine Müsteşarlığı, Aykon Doğan’ın imzasını taşıyan yazıda “yok” diyor, genel müdürlük “yok” diyor, DYP “var” diyor; öyle mi? Yani, biz, şimdi, hangisine inanacağız? (DYP sıralarından gürültüler)

H. UFUK SÖYLEMEZ (İzmir) – Gizlemişsiniz.

UĞUR AKSÖZ (Devamla) – Peki, bu belge bir mahkemeye gitse, siz “46 ncı sayfaya dayanıyoruz” deseniz, hâkim de bunu açıp baktığında “siz buna dayanıyorsunuz; ama, burada ‘ilişiği yok’ deniyor kardeşim; mahkemeyi niye meşgul ediyorsunuz” demez mi size?! (DYP sıralarından gürültüler)

Peki_ Verdiğiniz tek belge bu. Bir de 47 nci sayfa var; oraya atıf yapmışsınız “47 nci sayfa delil” demişsiniz. 47 nci sayfada da deniliyor ki: “Böyle bir hesap kapatılmıştır, böyle bir hesap yoktur.” Araştırma komisyonuna gelen yazı bu ve bu, komisyonun raporu. (DYP sıralarından gürültüler)

Pekala_ Bakın, şimdi başka bir şeye geliyorum. Söylediğiniz bütün iddialar çürüdü, ileri sürdüğünüz iddialar da boş çıktı. Şimdi sonuca geliyorum.

Sonuç: Diyorsunuz ki: “Sayın Çiller hakkındaki önerge -siz diyorsunuz, ben demiyorum- kabul edilirse, DYP bu Meclisin figüranı olmaz.” Peki, önerge geçen hafta kabul edildi; şimdi, bu Mecliste figüranlar mı var acaba?! (ANAP sıralarından alkışlar) Peki, o zaman biz ona şöyle cevap veririz: Siz “o kabul edilirse, figüran olmayız” dediniz; ama, şu Koca Heyet de, böyle bomboş, saçma sapan bir önergenin aktörü olmaz... (DYP sıralarından gürültüler)

İRFETTİN AKAR (Muğla) – Göreceksiniz... Göreceksiniz...

UĞUR AKSÖZ (Devamla) – Bu Meclis, buna oy vermez; bakın, niye vermez; Fazilet Partisi tavrını belli etti “ben, bu tür olaylara, demokrasi adına, Meclisin saygınlığı adına karşıyım” dedi ve geçen hafta oy vermedi; şimdi Fazilet Partisinin oylarının faziletini hep göreceksiniz; vermeyecekler, çünkü, açıkladılar... (FP ve DYP sıralarından gürültüler)

ASLAN POLAT (Erzurum) – Niye vermeyeceğiz?!.

UĞUR AKSÖZ (Devamla) – Şimdi, geliyoruz Cumhuriyet Halk Partisine... Cumhuriyet Halk Partisi, zaten, bu Hükümete güvenoyu vermiştir; Sayın Genel Başkanları, Genel Başkanımızla görüşmektedir... (FP ve DYP sıralarından “Oo” sesleri) Tabiî... Daha çok bağırırsınız, bakın, çok bağırırsınız... Yarın, 23 Nisanda Genel Başkanları, yine Genel Başkanımızla görüşerek, millet için, memleket için gerekli desteği vermeye devam edecektir... (FP ve DYP sıralarından “Oo” sesleri) Siz, bağırın; daha, çok bağırırsınız... Cumhuriyet Halk Partisi, bugüne kadar sürdürdüğü ciddî çizgiyi sürdürecektir; böyle bomboş şeye oy vermez... (DYP sıralarından “Yalvar... Yalvar...” sesleri) Umudu kendinizden bekleyin, başka partiden beklemeyin ve sözlerimi, Cumhuriyet Halk Partisinin önderi İsmet İnönü’nün bir sözüyle bitiriyorum: Bu önergeye oy verilmez, hadi canım sen de, denir. (ANAP, DSP ve DTP sıralarından alkışlar, FP ve DYP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Aksöz, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, sükûnet rica ediyorum... Sayın milletvekilleri, yarın 78 yaşına basıyoruz; rica ediyorum, biraz sakin olalım...

Efendim, Sayın Aksöz, sözün gelişi, gruplar şöyle yaptı, böyle yaptı buyurdular; ama, hepiniz bileceksiniz, Sayın Aksöz de çok iyi bilirler ki, grupların soruşturma önergeleriyle ilgili herhangi bir görüş belirlemeleri, karar almaları mümkün değildir; ama, sözün gelişi öyle ifade buyurmuşlardır. Ben, zabıtların tashihi açısından ifade ediyorum.

UĞUR AKSÖZ (Adana) – Herkes biliyor Sayın Başkan.

BAŞKAN – Şimdi, 3 üncü sırada, Sayın Ülkü Güney konuşacak.

Buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar)

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; DYP tarafından Başbakan Sayın Mesut Yılmaz ile ilgili olarak verilen Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Muhterem milletvekilleri, evvela bir tespit yapmak mecuburiyetindeyiz. Acaba, bu soruşturma önergesi niçin verilmiştir? Bu Meclisin, bu tespiti yapması lazımdır.

NECMİ HOŞVER (Bolu) – Siz niye verdiyseniz, biz de onun için...

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) –Sayın Hoşver, bakınız, geçen hafta Sayın Çiller ile ilgili verilen soruşturma önergesinde Grubunuzun tavrını bu millet gördü; sıra kapaklarına vurdunuz, cumhuriyet tarihinde ilk defa yoklama esnasında kavga çıkardınız; bu millet, bunu gördü... (DYP sıralarından gürültüler)

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) – Sizi de gördü.

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Onun için, rica ediyorum; biz, sizi dinledik, hatipleriniz konuşurken bizim Grubumuzdan tek ses çıkmadı; değerli Grubunuzdan rica ediyorum, lütfen bizi dinleyin. Biraz sonra sizi utandıracak bir veya iki belge sunacağım; o zaman, belki mahcup olursunuz.

NECMİ HOŞVER (Bolu) – Olmayız, olmayız.

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Acaba, bu önerge niye verildi; muhterem milletvekilleri, bu önergenin içeriğinde, biraz önce Sayın Uğur Aksöz’ün dediği gibi, hiçbir şey yoktur.

NECMİ HOŞVER (Bolu) – Doğrudur.

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Bunun içerisindeki bütün iddialar -miş, duydum, basın söyledi, şuradan da böyle dediler- ciddî araştırılmış hiçbir bilgi, belge içermemektedir. Sadece ve sadece, duyumlara, varsayımlara dayanan bir önergedir. Hiçbir şekilde, Başbakan hakkında verilen soruşturma önergesinde yazıldığı gibi, Bakanlığı veya Başbakanlığı sırasında görevini kötüye kullandığına dair herhangi bir ciddî delil yoktur.

Önerge dikkatle incelendiğinde, bu iddiaların gerçekdışı olduğunu, zannediyorum, bu dağıtılan önergeyi okuyan bütün milletvekilleri, hatta, sizler de bunu çok iyi biliyorsunuz; ama, önergeyi vermenizdeki amaç: “Siz bir önerge verdiniz Sayın Çiller hakkında, öyleyse biz de bir önerge verelim” sadece budur... (DYP sıralarından “Niye” sesleri)

Niye budur, bakın: Sayın Çiller hakkında verilen önerge ile bu önergeyi birbirine karıştırmayın. Sayın Çiller hakkında verilen önergedeki iddialar, kamuoyuna mal olmuştur. Bu millet, o iddiaların neler olduğunu biliyor ve açıklanmasını bekliyor ve oradaki en önemli unsur, haksız kazanılmış o malların nereden geldiğidir. Bırakın, o araştırılsın, o sizin lehinize bir şey; ama, verdiğiniz önergede, buna benzer en ufak bir iddia yok; birtakım duyumlar... Bunları, bulup bulup buraya getirmişsiniz.

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) – Tamam, o zaman araştıralım...

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Şimdi, bakın, zaman kısa, birkaç cümle söyleyeceğim sizin önergenizden. Diyorlar ki; işte, efendim, bu bankaya Sayın Yılmaz kurucudur ve ortaktır, Finansbanka...

TAHSİN IRMAK (Sıvas) – Yalan mı!..

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Ben de, ilk önce dedim, belki ortaktır filan... İşte, o zamanki, yine, sizden bir arkadaşımızın Başkanı bulunduğu komisyonun yapmış olduğu araştırmada, bankadan gelen cevapta, kurucu üye olmadığı ve bankaya ortak olmadığına dair 7.3.1995’teki resmî yazı buradadır; bunu sizler için buraya bırakıyorum, lütfen, bunu okuyun. Bunu, önergeyi vermeden hiç okumadınız mı?! Hiç aklınıza gelmedi mi bunu okumak?!

NECMİ HOŞVER (Bolu) – Orada hamiline hisse senetleri de yazıyor mu?

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Delta Giyim Sanayi Anonim Şirketi hisselerine ortakmış... Mış... Ortada ne böyle bir şey var, ortak olduğuna dair ne bir belge var, buna ait ne bir somut bilgi var. Böyle şey olur mu arkadaşlar?! Böyle bir iddia olur mu?! Bu, hiç yakıştı mı size?!

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) – Araştıralım...

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Bodrum’da villa yapmış da, bunu, nereden bulmuş, nasıl getirmiş?.. Buna ait bir bilgi yok, yere ait bir rakam yok; sadece, bir varlık var, bu varlığı nereden bulmuş diye yazıyor.

H. UFUK SÖYLEMEZ (İzmir) – Araştırılsın...

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Şimdi, arkadaşlar, eğer, insanların varlıklarıyla ilgili bir araştırma yapmaya kalkarsak, bana göre, zamanında aileden gelme zenginliği ve varlığıyla araştırılacak en son insan, Başbakan Sayın Mesut Yılmaz’dır; bunu, siz de biliyorsunuz; bunu, çok iyi biliyorsunuz. (DYP sıralarından “Oo” sesleri, alkışlar [!])

“Oo” diye bağırmak da sizi kurtarmaz! “Oo” hiçbir şekilde sizi kurtarmaz ve hiçbir şekilde sizi bir noktaya götüremez.

NECMİ HOŞVER (Bolu) – Erzincan depremi de var.

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Efendim, verdiğiniz bu önergeyi, niye siz de tasvip etmediniz, aslında içinize sindiremediniz, bakın: Hatırlar mısınız, geçen hafta, bu Mecliste büyük münakaşalar oldu; buradaki tartışmaların temelinde “efendim, bizim verdiğimiz önergeyi sizin önergeyle birlikte görüşelim” görüşü yatıyor. Allah Allah!.. Niye sizin önergenizle birlikte görüşelim?! Biz, önergeyi sizden onbeş gün önce vermişiz; bir.

İki; bizimkinin muhtevası farklı, sizinkinin muhtevası farklı! Ee, niye birlikte görüşelim?!

Haa “efendim, birlikte görüşelim de, sizin vermiş olduğunuz önergeyi, bizim verdiğimiz bu naylon önergeyle sulandıralım.” Buradaki bütün siniriniz, buradaki bütün bağırmanız, Mecliste çıkardığınız bütün olayların temelinde yatan budur; bunu, siz de gayet iyi biliyorsunuz. Böyle şey olmaz!

Şimdi, önergeyi verdiniz; kabul.

İRFETTİN AKAR (Muğla) – Niye korkuyorsun o zaman?!.

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Şimdi, size bir yazı okuyacağım; bakınız:

TAHSİN IRMAK (Sıvas) – Kendini zorlama, yalan söyleme!..

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Bu yazı, Grubunuzun yöneticileri tarafından basına verilmiştir; okuyorum: “DYP Grup Başkanvekili Güven, merkez sağ partilerin seçimde birlikte hareket etmelerine ilişkin tekliflerine ANAP’tan cevap beklediklerini söyledi. -lütfen, dikkatli dinleyin- Güven ‘Başbakan Yılmaz’ın mal varlığı hakkındaki Meclis soruşturması önergemizi ANAP’tan gelecek cevaba göre bekliyoruz’ dedi.”

NECMİ HOŞVER (Bolu) – Tamam!..

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Devam ediyorum; bırakacağım size bunu: “DYP Grup Başkanvekili, merkez sağ partilerin seçimde birlikte hareket etmeleri konusundaki tekliflerine ANAP’tan cevap beklediklerini söyledi. Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, geçen hafta çarçamba günü Başkanlık Divanı toplantısı sonrası yayınladıkları bildiriyle bu teklifi getirdiklerini ve ANAP’a bu konudaki cevabı için 24 Mart Salı akşamına kadar süre verdiklerini hatırlattı.”

TURHAN GÜVEN (İçel) – Evet, doğru!..

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – “Başbakan Mesut Yılmaz’ın mal varlığı hakkında hazırladıkları Meclis soruşturması önergesindeki imzaların tamamlandığını söyleyen Grup Başkanvekili ‘biz, yarın akşama kadar beklemeyi daha uygun gördük; ANAP’tan gelecek cevap müspet olmazsa önergeyi vereceğiz’ dedi.”

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Alıştılar!..

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Muhterem arkadaşlarım, bu belge, sizin vermiş olduğunuz önergenin, deminden beri izah etmeye çalıştığımız, içeriğinde sadece ve sadece birtakım varsayımlar ihtiva eden, ciddiyetten uzak, gülünç bir soruşturma önergesi olduğunun bir kanıtıdır. Siz, bu önergeyi, sadece, vermiş olduğumuz önerge karşılığında önerge vermiş olmak için verdiniz; ama, maalesef, içeriği bakımından, kamuoyu karşısında bu gülünç duruma düştünüz; bunu, bu yüce Grubunuza ben şahsen yakıştıramadım. İnanıyorum ki, açıkça ifade ediyorum ki, bu şekilde indî...

NECMİ HOŞVER (Bolu) – O da gitsin, o da aklansın.

MERAL AKŞENER (İstanbul) – Herkes aklansın...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Güney....

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Bitiriyorum.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

ÜLKÜ GÜNEY (Devamla) – Ben, burada açıkça ifade ediyorum ve inanıyorum ki, araştırılmadan, hakikaten, varsayımlara, iftiralara, kulaktan dolma ve gazetelerden kesilen birtakım kupürlere dayanılarak verilen bir soruşturma önergesine, bu Yüce Meclisteki bütün milletvekillerinin vicdanlarıyla, akıllarıyla hareket edeceklerine ve asla olumlu oy vermeyeceklerine, vicdanlarının buna razı olmayacağına inanıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

NECMİ HOŞVER (Bolu) – Sayın Güney, sen de vicanına göre hareket et, vicdanlı hareket et.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Sayın Güney konuşmasında şahsımla ilgili bazı beyanlarda bulundular.

BAŞKAN – O beyan size ait değil mi efendim?

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Anadolu Ajansında -metni kürsüye bıraktım- yaptığı bir basın toplantısının metnidir bu efendim.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, oradan buyurun.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Kürsüden söyleyeyim.

BAŞKAN – Hayır efendim, siz oradan buyurun; o beyan sizin mi değil mi?

TURHAN GÜVEN (İçel) – O zaman, buradan söyleyeyim, zabıtlara geçmesini istiyorum.

Doğru Yol Partisinin Grup Başkanvekili olarak, bütün partiler dolaşıldığı zaman, seçim ittifakı konusunda, Doğru Yol Partisinin iyiniyet yaklaşımı üzerine yapılmış olan bir söylemdir bu. Bu iyiniyet söylemini çarpıtarak ifade ediyorlar, bunu arz etmek istiyorum.

BAŞKAN – Efendim, teşekkür ediyorum, zabıtlara geçti.

Sayın milletvekilleri, şimdi, son söz, hakkında soruşturma istenen Başbakan Sayın Ahmet Mesut Yılmaz’a aittir.

Sayın Yılmaz hazır mı efendim?.. Sayın Yılmaz’ın salonda hazır olmadığı, binnida anlaşıldı ve böylece soruşturmayla ilgili görüşmeler tamamlanmış oldu.

Oylamaya geçeceğim; ancak, oylamanın selameti açısından, sayın bakanların, Bakanlar Kurulu sıralarına geçmelerini ve boş sıraların da milletvekilleri tarafından doldurulmasını rica ediyorum.

Öndeki bloklar 17, arkadaki bloklar 18 sayın üyeye aittir.

Sayın milletvekilleri, lütfen, şu boşlukları dolduralım efendim.

Efendim, sayın bakanlarımızın işaret buyurmalarına gerek yok; 38 sayacağım; ama, tabiî, farklı oy verilirse, onu da ayrıca dikkate alırız.

Sayın milletvekilleri, biraz önce müzakeresini tamamladığımız soruşturma önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...

Sayın milletvekilleri...

A. TURAN BİLGE (Konya) – Sayın Başkan, bir arkadaşımız daha geldi.

BAŞKAN – Oylama işlemi tamamlanmıştır efendim.

Anayasanın 100 üncü maddesi gereğince, soruşturma... (FP sıralarından “Bekle! Bekle!” sesleri) Efendim, onu izhar edeceğim bunu okurken.

Sayın milletvekilleri... (ANAP sıralarından gürültüler)

Efendim, müsaade buyurun_

Başbakan Sayın Ahmet Mesut Yılmaz’la ilgili olarak verilen soruşturma önergesi kabul edilmiştir. (DYP sıralarından alkışlar)

Anayasanın 100 üncü maddesi gereğince, soruşturma, siyasî partilerin güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her parti için ayrı ayrı adçekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik komisyon tarafından yürütülecektir. Soruşturma komisyonunun görev süresi iki aydır.

Bu sürenin, komisyonun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimi tarihinden başlamasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, hem ortalığın biraz sükûnete kavuşması için hem de sözlü sorularımızın sahipleri ve cevap verecek bakanlarımızın yerlerini alması için, saat 18.15’te toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.02

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 18.15

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Haluk YILDIZ (Kastamonu), Ali GÜNAYDIN (Konya)

 

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 80 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Sayın milletvekilleri “Sözlü Sorular”ın görüşülmesine başlıyoruz.

Gündemdeki sırasına göre soruları takdim edecek ve soru sahibini ve sayın bakanı arayacağım; işlemi, buna göre devam ettireceğiz.

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, dernek ve vakıflara tahsis edilen arazilere ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in cevabı (6/790)

BAŞKAN – 1 inci sırada, Sayın Ersönmez Yarbay’ın, Sayın Maliye Bakanından sözlü soru önergesi...

Sayın Yarbay?.. Hazır.

Cevap verecek Sayın Bakan?.. Hazır.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Zekeriya Temizel tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim. 16.12.1997

Ersönmez Yarbay

Ankara

Sorular:

1- 1987 yılından bugüne kadar, hangi vakıf ve derneklere ne kadar kamu arazisi satılmıştır? Satılan bu arazilerin miktarı ve bedeli ne kadardır?

2- 1987 yılından bugüne kadar, hangi vakıf ve derneklere kamu arazisi tahsis edilmiştir? Tahsis edilen bu arazilerin miktarı, kira süreleri, kira bedelleri ve kullanım amaçları nelerdir?

3- Söz konusu vakıf ve derneklerin tahsis edilen araziyi aldıkları sıradaki kurucuları, mütevelli üyeleri, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürlerinin açık kimlikleri ve meslekleri nelerdir?

4- Kamu arazisi tahsisi alan vakıf ve derneklerden hangileri Bakanlığınızla mahkemeliktir? Arazi tahsisi yapılan dernek ve vakıflardan yüzde kaçı tahsis amacına uygun olarak kullanılmaktadır?

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun efendim.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara Milletvekili Sayın Ersönmez Yarbay’ın sözlü soru önergesine yanıt vermek için huzurunuzda bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, devlete ait, kamuya ait taşınmaz mallar, devletin gereksinmeleri için kullanıldığı gibi, yine, ekonomiye kazandırılması amacıyla, gerek gerçek kişilere gerek tüzelkişilere satış suretiyle, kiralama suretiyle, irtifak hakkı tesisi suretiyle, ekonomik olarak ve belirtilen amaçlara uygun olarak kullandırılabilmektedir.

Hazineye ait ve bir kamu hizmeti için gerekli olmayan taşınmaz mallar, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 45 ve 36 ncı maddeleri gereğince, açık veya kapalı teklif usulüne göre, ihale yöntemiyle satılmaktadır. Dolayısıyla, herhangi bir gayrimenkul satışa çıkarıldığı zaman, taliplerin, dernek, vakıf, gerçek kişi veya tüzelkişi olması kesin olarak fark etmemekte, normal ihale yasasına göre tekliflerini verdikten sonra, herhangi bir ayırım yapılmaksızın, uygun bedel esasına göre, bu gayrimenkullerin satışı yapılmaktadır. Ne yazık ki, devlette, bu şekilde satılan gayrimenkulleri satın alanların, özellikle tüzelkişilerin yönetim kurullarını veya tüzelkişiliğin netimini oluşturan kişiler hakkında herhangi bir istatistikî bilgi tutulmamaktadır; zaten, böyle bir yasal zorunluluk da yoktur. O nedenle, bunlarla ilgili olarak, kimlere satıldı, yönetim kurulu üyesi kimdir diye bir bilgi vermek mümkün olmamaktadır.

2886 sayılı Kanunun 72 nci maddesi gereğince, kamu yararına çalışan derneklere, 5 yıl içerisinde, satın alma amacı dışında kullanıldığı takdirde geri alınmak şartıyla, şimdiye kadar satışlar yapılmış, 5 yıl içerisinde 11 derneğe 773 700 metrekare yüzölçüm54 adet taşınmaz mal, toplam 166 milyar lira bedelle satılmıştır. Tabiî, bunlar, 1987 yılından itibaren gelince, onların şu andaki sabit değerleri bu rakamla elbette ki uyuşmayacaktır. Dolayısıyla, bu rakam, sabit değerleri ifade etmeyip, o andaki cari bedelleri ifade ettiğinden dolayı, şu anda pek fazla bir anlam ifade etmemektedir.

Yine, 1987 yılından bugüne kadar, dernek ve vakıflar lehine 8 milyon 273 bin metrekare yüzölçümlü hazine taşınmaz malı üzerinde 10 yıldan 49 yıla kadar değişik süreli 49 adet irtifak hakkı tahsis edilmiş ve bu irtifak hakkı karşılığında, şimdiye kadar, 44 milyar 557 milyon lira irtifak hakkı bedeli tahsil edilmiştir. İrtifak hakkı bedelleri, yine, kullanımları devam ettiği sürece tahsil edilmeye devam etmektedir. Bu şekilde yapılan tahsislerin 9 tanesi hizmet binası, 6 adedi kültür merkezi, 5 adedi okul yeri ve eğitim alanı, 5 tanesi spor alanı, 5 tanesi sağlık alanı, 4 tanesi huzurevi, 4 tanesi sosyal tesis, 3 tanesi havaalanı, 2 tanesi çay bahçesi ve restaurant, 1 tanesi lösemili çocuk evi, aşevi, yurt binası, sergi salonu, ibadet yeri olmak üzere 15 ayrı amaçla irtifak hakkı tesis edilmiştir. Önergede söz konusu vakıf ve derneklerin kurucuları, mütevelli heyeti üyeleri, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürlerinin açık kimlikleri ve meslekleri sorulmaktadır; ancak, biraz önce belirttiğim gibi, bunların tahsis aşamasında, Maliye Bakanlığında, şimdiye kadar yönetim kurulu üyeleriyle ilgili olarak herhangi bir bilgi bulunmamaktadır; ancak, bazıları, özellikle dernek ve vakıfların kuruluşlarıyla ilgili olarak, kuruluş senetlerini ve tüzüklerini Maliye Bakanlıklarına verdiklerinden, bunların teker teker taranarak isimlerinin çıkarılması mümkün olmaktadır. Özel olarak istenilen herhangi bir vakıf veya dernek varsa, bunun çıkarılıp verilmesi mümkün bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, irtifak hakkı tesis edilirken lehtarların uyması gereken yasal zorunluluklar irtifak hakkı sözleşmesinde çok net olarak belirtilmektedir. Dolayısıyla, kullanımın da, irtifak hakkı sözleşmesinde belirtilen bu amaçlar çerçevesinde yapılması gerekmektedir. Maliye Bakanlığı, periyodik aralıklarla bu şekilde yapmış olduğu tahsislerin irtifak hakkı sözleşmesine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığını denetlemekte, bazen de ihbarlar almaktadır. Dolayısıyla, bu şekildeki ihbarların veya yapılan tespitlerin gereği olarak irtifak hakkı sözleşmelerinin iptaliyle ilgili olarak gereken yargı yöntemlerine başvurmaktadır. Şu ana kadar 3 adet vakıf lehine tesis edilmiş olan irtifak hakkının kaldırılmasıyla ilgili davalar açılmış olup, bunlar devam etmektedir, davaların ne şekilde sonuçlanacağı şu aşamada bilinmemektedir. Zannediyorum, Sayın Yarbay’ın sorusuna bu şekilde cevap vermiş bulunuyorum.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Buyurun Sayın Yarbay.

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Özellikle bu tahsis yapılan vakıfların ve derneklerin isimleri olsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum; çünkü, soruyu soruştaki esas amacım, 1987’den bu tarafa tahsis yapılan vakıf ve derneklerle ilgili bir ayrıcalık sağlanmış mıdır, sağlanmamış mıdır doğrultusundaydı. O sebeple, tabiî, vakıf ve derneklerin isimleri olmadığı için, şu anda değerlendirme imkânım yok.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkanım, aslında zaman nedeniyle derneklerin isimlerini okuma imkânım olmadı; eğer, uygun görürseniz, 49 tane derneğin adını buradan okuyayım.

BAŞKAN – Tabiî, arzu buyurursanız, buyurun; çünkü, böyle bir hakkınız var.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Ben, zamana uyma nedeniyle...

BAŞKAN – Tabiî; hassasiyetinize teşekkür ediyorum efendim.

Buyurun.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

1987 yılından bugüne kadar dernek ve vakıflar lehine irtifak hakkı tesis edilmiş gayrimenkulleri alan, hak lehdarı olan dernek ve vakıfların isimlerini hızla okumak istiyorum: Türkiye Yardımsevenler Derneği -1988 yılında- Türk Kadınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı -1988 yılında- Türkiye Ruh Sağlığı ve Tedavi Vakfı, Çankaya Kültür ve Sanat Vakfı -1990 yılı- Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı -1990 yılı- Türk Güreş Vakfı -1994 yılı- Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu -1995 yılı- Hacettepe Üniversitesi Mezunları Derneği, Çağdaş Kadın ve Gençlik Vakfı -1995 yılı- Lösemili Çocuklar Derneği, Türk Dış Ticaret Vakfı, Türk-Japon Sağlık Vakfı, Çağdaş Kadın ve Gençlik Vakfı, Türk Tanıtma Vakfı, Mülkiyeliler Birliği Vakfı, Türk Tanıtma Vakfı, Türk Hava Kurumu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Atatürk Üniversitesi Kalkındırma Vakfı, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, Türkiye Kızılay Derneği, Kabataşlılar Derneği, Türkiye Ekonomik ve Malî Araştırmalar Vakfı, Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Araştırma ve Yardım Vakfı, İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı -1994 ve daha önceki yıllarla ilgili- Büyük Kulüp Derneği, Beykoz Vakfı, Zübeyde Hanım Şehit Analarını Koruma Vakfı, Galatasaraylılar Yardımlaşma Vakfı, Türkiye Ekonomik ve Toplum Araştırmaları Vakfı, Kınalıada Su Sporları İhtisas Derneği -1995 ve öncesi- Büyükada Su Sporları Derneği, Kabataş Erkek Lisesi Eğitim Vakfı, Millî Eğitim Vakfı, Mevlana İlim ve Hizmet Vakfı, Süryani Katolikleri Vakfı, Sosyal Yardım ve Mutlu Emekli Vakfı, Tüm Emekli Kadınlar Dayanışma Derneği, Türk Hava Kurumu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Academia Mediterranea Vakfı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Samsun Spor Kulübü Derneği, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Türk Hava Kurumu.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

2. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, bütçeden yardım alan dernek ve vakıflara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in cevabı (6/791)

BAŞKAN – 2 nci sırada, Sayın Ersönmez Yarbay’ın yine Sayın Maliye Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Sayın Bakan, cevaplayacaksanız soruyu okutayım efendim.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Tabiî efendim.

BAŞKAN – Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Zekeriya Temizel tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim. 16.12.1997

Ersönmez Yarbay

Ankara

Sorular:

1- 1990 yılından bugüne kadar bütçeden yardım yapılan dernek ve vakıflar hangileridir? Söz konusu dernek ve vakıfların kurucularının açık kimlikleri ve meslekleri nelerdir?

2- Yapılan yardımların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığına dair Bakanlığınızca yürütülen bir araştırma var mıdır? Yardım alan vakıf ve derneklerin yardım aldıkları yıldaki mütevelli heyet üyeleri, yönetim kurulu üyeleri ile genel müdürlerinin açık kimlikleri ve meslekleri nelerdir?

3- Bütçeden yardım alacak dernek ve vakıflar hangi kıstaslara göre Bakanlığınızca tespit edilmektedir?

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, yine Ankara Milletvekili Sayın Ersönmez Yarbay’ın sözlü soru önergesi üzerine, kısa açıklamalarda bulunmak üzere, söz almış bulunuyorum.

1990 ve 1997 yılları arasında toplam 63 dernek ve vakfa Bakanlığımız bütçesinin ilgili tertibinden toplam 1 trilyon 103 milyar lira yardım yapılmıştır. Bu kurumların kurucularına ait bilgiler, yine, biraz önce belirttiğim gibi, Maliye Bakanlığında tutulmamakta; ancak, İçişleri Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğünde tutulmakta; gerektiğinde, Bakanlığımız da bu kuruluşlara başvurarak bilgi almaktadır.

Özet olarak, bu 63 derneğin isimlerini burada saymak istiyorum. Yalnız, burada, hemen belirtmem gereken bir olay var sorunun yanıtı gereği. Şu anda, bütçe uygulaması gereği olarak, Maliye Bakanlığı, bu tür dernek ve vakıflardan, bütçe kanununa, Plan ve Bütçe Komisyonunda ve Genel Kurulda onaylanan bütçe metnine net olarak yazılmış olan dernek ve vakıflara yardım yapmaktadır. Bunun dışında, Maliye Bakanlığının kendi olanakları çerçevesinde kullanacak olduğu miktarların -bu tutarın içerisinde; örneğin, 1998 yılı için sadece 10 milyar lira olarak konulmuş- herhangi bir şekilde de bir kuruşu kullanılmamıştır şimdiye kadar. Dolayısıyla, dernek ve vakıflara, seçim aşamasında, Maliye Bakanlığının, selektif bir tavır sergileyerek yardım yapma olanağı bulunmamakta; bütçe kanununa, Plan ve Bütçe Komisyonunda hangi derneklerin adları konulmuş ve karşılarına hangi miktar yazılmışsa o miktarlar ödenmektedir.

Bu şekilde, 1990 yılından beri yapılan...Tabiî, bu derneklere, bu 49 derneğe, sadece bir defa yardım yapıldı anlamına gelmiyor. Örneğin, aynı derneğe, değişik yıllarda periyodik olarak yardımların yapıldığını Maliye Bakanlığı dosyalarının incemesinden somut olarak görüyorsunuz.

Şimdiye kadar 1990-1997 yılları içerisinde yardım yapılan dernek ve vakıfların adları şöyle: Anadolu Basın Birliği, Türkiye Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırma Vakfı, Türk Dostluk Vakfı, Türk Dünyası Araştırma Vakfı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Bilkent Üniversitesi, Türk Anneler Birliği, Kız İzciler Derneği, Türk Kadınlar Birliği, Tüm Sivil Emekliler Derneği, Türk Ocakları Kültür ve Eğitim Vakfı, Türk Ocakları Derneği, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu, Türkiye Yardımsevenler Derneği, Atatükçü Düşünce Derneği, Türk Güreş Vakfı, Hoca Ahmet Yesevi Vakfı, Aydınlar Ocağı Derneği, Türkiye Serbest Muhasebeciler ve Müşavir Odalar Birliği, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Siyasî ve Sosyal Araştırmalar Vakfı, Trabzon Millî Gençlik Vakfı, Kars Valiliği Köylere Hizmet Götürme Birliği, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı, Türk ve Türk Dünyası Birlik Vakfı, Türk Dünyası Demokrasi Geliştirme Vakfı, Millî Gençlik Vakfı, Anadolu Kulübü, Türkiye Erozyonla Mücadele Vakfı, Türk Atlantik Konseyi, Türkiye Kızılay Derneği, Ankara Kulübü, Türkiye Trafik Kazaları Yardım Vakfı, ŞURKAV Vakfı, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı, Türkiye Din Eğitimi Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Türkiye Sağlık ve Tedavi Vakfı, İş Dünyası Vakfı, Türkiye Böbrek Nakli Derneği, Emine İnanç Vakfı, Fiziksel Engelliler Vakfı, Gençlik Spor Vakfı, Cüzzamlılar Derneği, Türkiye Yeşilay Derneği, Anneler Derneği, İ. Özkan Yuva Vakfı, Türk MOD Cemiyeti, Anıtkabir, Darülaceze, Türkiye Kimyagerler Derneği, Manevi CID, Körler Federasyonu, Türk İdareciler Derneği, Halk Bas. M., Türkiye Trafik Kazaları Yardım Vakfı, Kemalist Atılım Derneği, Türk Mimarlar Odası, Türk Eczacılar Derneği, Türkiye Sakatlar Derneği, Türkiye Emekliler Derneği, Türk Yardım Vakfı.

Genellikle, bu tür derneklere yardım yapıldıktan sonra, bunların, yardım amacına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının denetlenmesi gerekmektedir. Bunlardan, öncelikle, yapılan yardımla ilgili olarak yapacakları hizmet ve faaliyetleri gösteren plan ve iş programları istenmektedir. Ancak, açık yüreklilikle söylemek gerekir ki, yapılmış olan bu yardımın, plan ve iş programları çerçevesinde kullanılıp kullanılmadığı konusunda bugüne kadar çok sağlıklı bir denetim de yapılmamıştır. Umuyoruz ki, böyle ulvî amaçlarla kurulmuş ve bütçeden, yasayla yardım almış dernekler, bunları, kuruluş amaçlarına uygun olarak kullansınlar veya en azından bunu ummak istiyoruz. Ancak, bu konuda tabiî, herhangi bir duyumunuz veya Bakanlığımıza ileteceğiniz bir bilgi varsa, gereken araştırmayı da yapmaya her zaman Maliye Bakanlığı hazırdır.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun Sayın Yarbay.

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Esas bu vakıf ve derneklerle ilgili olarak öğrenmek istiyorum ki, bunların kurucuları ve genel müdürlerine bir avantaj sağlanmış mıdır siyasî iktidarlar tarafından? Çünkü, Türkiye’de 10 binden fazla dernek var, 3 binden fazla vakıf var; fakat, vakıf ve dernekler arasında bu bütçelerden yapılan yardımlarda eşitlik ilkesi bozulmaktadır. Her vakfın, derneğin kendine göre bir amacı var ve bu amaçlar da, bu yardım yapılan dernek ve vakıflarda çok da farklı değildir. Bu sebeple, yapılan bu yardımların durdurulması konusunda çalışma yapılmasını arz ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Buyurun Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Sayın Yarbay’ın önerisine burada kendiliğimden karşı çıkma olanağım yok. Biraz önce de belirttiğim gibi, bunlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yapılan bir bütçe kanunuyla verilen yardımlardır. Dolayısıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi 1999 yılı bütçesini yaparken, bu ilkeye uyduğu takdirde, elbette ki, Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesinin dışında herhangi bir şekilde bütçe kalemi harcama olanağı olmadığından, bu, kendiliğinden sağlanmış olacaktır.

Tekrar saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

3. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, bütçeden yardım alan dernek ve vakıflara ilişkin İçişleri Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin cevabı (6/793)

BAŞKAN – 3 üncü sırada, Sayın Ersönmez Yarbay’ın, Sayın İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi...

Sayın Bakan hazır mı efendim? Sayın Bakan hazır.

Soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, İçişleri Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim. 16.12.1997

Ersönmez Yarbay

Ankara

Sorular:

1- 1990 yılından bugüne bütçeden hangi dernekler yardım almışlardır? Yardım alan derneklerin kurucu üyeleri, yönetim kurulu üyeleri, varsa genel müdürlerinin açık kimlikleri ve meslekleri nelerdir?

2- Söz konusu derneklerin almış oldukları yardımlarla ilgili denetim, Bakanlığınız tarafından yapılmış mıdır?

3- Söz konusu yardımların miktarı nedir? Amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı hususunda görüşünüz nedir?

4- Bütçeden yardım alan dernekler hangi kıstaslara göre belirlenmektedir? Bu yardımlar, Anayasadaki eşitlik, kanunlar önündeki eşitlik ve Anayasadaki fırsat eşitliği ilkelerine uymakta mıdır?

BAŞKAN – İçişleri Bakanına sorulan soruları Hükümet adına cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Gürdere; buyurun.

DEVLET BAKANI METİN GÜRDERE (Tokat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara Milletvekili Sayın Ersönmez Yarbay tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve cevaplandırılması istenilen sözlü soru önergesinde belirtilen hususları cevaplandırmak üzere söz almış bulunuyorum.

Bütçe kanunuyla “dernek, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardımlar” başlığı adı altında Maliye Bakanlığı bütçesine ödenek konulmakta ve uygulanmaktadır. Önergede belirtilen yıllarda, derneklere, bütçe kanunu gereği yardım yapıldığına dair, İçişleri Bakanlığına herhangi bir bilgi intikal etmemiştir.

Gereğini, Yüce Meclisin takdirlerine arz ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın Yarbay?..

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Bu derneklerin almış oldukları paraların takibi nasıl yapılacaktır? Mutlaka, tabiî, İçişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığının işbirliğiyle, bu verilen paraların amacı doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığının denetlenmesi gerekmektedir; zaten, soruyu soruş amacım budur.

Arz ederim.

BAŞKAN – Tekrar cevap vermeye ihtiyaç var mı Sayın Bakan?

DEVLET BAKANI METİN GÜRDERE (Tokat) – Yoktur efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Soru cevaplandırılmıştır.

4. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, pirinç üreticilerinin mağduriyetine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin cevabı (6/794)

BAŞKAN – 4 üncü sırada yer alan, Çorum Milletvekili Sayın Mehmet Aykaç’ın, Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mustafa Taşar tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını delaletlerinize arz ederim.

Dr. Mehmet Aykaç

Çorum

Soru: Seçim bölgem Çorum’un Dodurga, Osmancık İlçelerinde bu yıl hasadı yapılan çeltik, randıman düşüklüğü sebebiyle, Toprak Mahsulleri Ofisince alınmamakta ve üretici mağdur edilmektedir. Taban fiyatı 90 bin TL olan bu ürün, 45 bin TL’ye dahi alıcı bulamamaktadır. Pirinç üreticimizin bu mağduriyetini giderecek bir tedbir düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Metin Gürdere; buyurun efendim.

DEVLET BAKANI METİN GÜRDERE (Tokat) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Çorum Milletvekili Sayın Mehmet Aykaç’ın sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere huzurlarınızdayım.

Osmancık Ekip Şefliği, 30.09.1997 tarihinde açılmış, 05.10.1997 tarihinde alıma başlamış, 26.12.1997 tarihine kadar faaliyet göstermiştir. Osmancık Ekip Şefliğimizce, bu tarihe kadar, 81 960 TL/kilogram ortalama fiyatla 4 983 ton çeltik alımı yapılmıştır. Çorum Şube Müdürlüğümüzce de, 79 876 TL/kilogram ortalama fiyatla 2 302 ton çeltik alımı yapılmıştır.

Ankara Bölge Müdürlüğümüzce, 83 066 TL/kilogram ortalama fiyatla 12 128 ton çeltik alımı yapılmıştır. Osmancık ve Çorum işyerlerimizin toplam alımı 7 285 ton, Ankara Bölge Müdürlüğünün alımı 12 128 tondur ki, yaklaşık yüzde 60’ını oluşturmaktadır.

Türk Standartları Enstitüsünce hazırlanan çeltik standartaları gereği, en düşük pirinç randımanı, uzun taneli çeltiklerde yüzde 53, orta taneli çeltiklerde yüzde 54, kısa taneli çeltiklerde ise yüzde 56 olduğu halde, Toprak Mahsulleri Ofisi, üreticiye katkı sağlamak amacıyla, randıman alt limitini uzun yıllardır yüzde 50 olarak uygulamaktadır; ancak, bu yıl, Çorum ve Osmancık civarında görülen randıman düşüklüğü nedeniyle, üretici mağduriyetinin önlenmesi açısından, sadece Ankara bölgemiz işyerlerinde uygulanmak üzere, 27.11.1997 tarihinden itibaren, randıman alt limiti yüzde 40 olarak tespit edilmiş olup, bu uygulamanın bölge üreticilerini memnun ettiği gözlenmiştir.

Yukarıda da izah edildiği üzere, bu yıl, Çorum ve Osmancık çeltik üreticilerinin mağduriyetinin önlenmesi için, Ofisimizce gerekli bütün önlemler alınmış olup, alımlarımız, herhangi bir problem olmaksızın aksatmadan tamamlanmıştır. s

Arz ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan teşekkür ediyorum.

Sayın Aykaç?..

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum.

Tabiî bu soruyu sorduğumuz zaman, problem sıcaktı, şimdi güncelliğini kaybetti. Bu soruyu sormamızdaki maksat, inşallah bundan sonraki senelerde, yine böyle bir gerekçeyle; yani, randıman düşüklüğü sebebiyle üreticimizin elindeki pirinçler değerlendirilmemiş olmaz, değerlendirilmiş olur.

Sayın Bakanımız arz ettiler, doğrudur; ama, o alımlar yeterli olmadı. Biz, direkt olarak Sayın Tarım Bakanı ile de o günlerde görüştük, randıman çok düşük olduğu için tedbir almaya çalıştılar; ancak, çiftçimizin derdine derman olamadılar.

Bundan sonra tedbir almalarını diliyor, teşekkür ediyorum Sayın Bakana.

BAŞKAN – Sayın Bakan bir ek açıklamaya İhtiyaç?.. Yok.

Zaten, karşılıklı, maşallah, birbirinize hep teşekkür gönderdiniz; ben de size teşekkür ediyorum.

DEVLET BAKANI METİN GÜRDERE (Tokat) – Efendim, Meclisimizin kuruluş yıldönümünde deminden beri söylüyorsunuz, nezaket, tolerans uyguluyorsunuz.

BAŞKAN – Tolerans... Başka türlü olmaz; çünkü, tam 43 ülkeden 1 200 çocuk bizi izliyor, bizim çocuklarımız da ayrıca...

Teşekkür ediyorum.

Soru cevaplandırılmış oldu böylece.

5. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Evren-Şereflikoçhisar yoluna ve E-90 karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin cevabı (6/796)

BAŞKAN – 5 inci sırada, Ankara Milletvekili Sayın Yarbay’ın, Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Sayın Bakan hazır mı efendim?

DEVLET BAKANI METİN GÜRDERE (Tokat) – Hazırım efendim.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim. 17.12.1997

Ersönmez Yarbay Ankara

Sorular:

1- E-90 Karayolunun Şereflikoçhisar İlçesi içinde bulunan bölümünün kenarındaki tali yolların asfaltlanması ne zaman programa alınmıştır? Tali yolların asfaltlanma işi ne zaman sona erecektir?

2- İki ilçeyi birleştiren Evren-Şereflikoçhisar yolu ne zaman karayolu ağına bağlanacaktır?

BAŞKAN – Soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Gürdere, buyurun.

DEVLET BAKANI METİN GÜRDERE (Tokat) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ankara Milletvekili Sayın Ersönmez Yarbay’ın sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere huzurlarınızdayım.

Cevap 1: Söz konusu tali yollar, Kulu ayrımı-Şereflikoçhisar-Aksaray devlet yolu projesi kapsamında yapılmakta olup, bugüne kadar toprak işleri bitirilerek temel seviyesine getirilmiştir. Kulu ayrımı-Şereflikoçhisar-Aksaray yolu, 1998 yılı yatırım programında BSK kaplamalı yolların yenilenmesi global projesi detayında 150 milyar Türk Lirası ödenekle teklif edilmiş olup, 1998 yılı içerisinde asfalt çalışmaları gerçekleştirilecektir.

Cevap 2: Söz konusu yol, 23.10.1997 tarihinde il yolları ağına alınmıştır.

Arz ederim.

BAŞKAN – Sayın Bakan teşekkür ediyorum.

Sayın Yarbay?..

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Peki, ben de size teşekkür ediyorum.

Bu suretle soru cevaplandırılmış oldu.

6. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Türkiye Kalkınma Bankasınca kuruluşlara ve şahıslara tahsis edilen araçlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Salih Yıldırım’ın cevabı (6/799)

BAŞKAN – 6 ncı sırada yer alan, Sayın Yarbay’ın, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi...

Sayın Bakan hazır mı efendim?.. Hazır.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Türkiye Kalkınma Bankasından sorumlu Devlet Bakanı Sayın Profesör Doktor M. Salih Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim. 17.12.1997

Ersönmez Yarbay

Ankara

Sorular:

1- Türkiye Kalkınma Bankası tarafından kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzelkişilere tahsis edilmek üzere, 1991 yılından bu tarafa, markası, türü ve fiyatı belirtilmek suretiyle kaç araba alınmıştır? Bu arabalar hangi kişi ve kuruluşlara tahsis edilmiştir? Halen bu arabalar kimler tarafından kullanılmaktadır?

2- Türkiye Kalkınma Bankasının başka kamu kuruluşlarına araba tahsisinin yasal dayanağı nedir? Bu arabaların şoför, yakıt ve bakım paralarını banka mı ödemektedir?

BAŞKAN – Soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Yıldırım; buyurun.

DEVLET BAKANI MEHMET SALİH YILDIRIM (Şırnak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara Milletvekili Sayın Ersönmez Yarbay’ın, Kalkınma Bankasıyla ilgili soru önergesini yanıtlamak üzere huzurunuzdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kamu kurum ve kuruluşlarıyla gerçek ve tüzelkişilere tahsis edilmek üzere 1991 yılından bu tarafa hiçbir araç satın alınmamıştır. Araç tahsisleri Başbakanlığın veya bağlı bulunduğu devlet bakanlığının talimatları üzerine yapılmaktadır.

Banka tarafından, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve devlet bakanlıkları hizmetlerinde kullanılmak üzere 7 adet araç tahsis edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı hizmetlerinde kullanılmakta olan 06 K 2976 plakalı 1987 model Nissan-Patton marka ve 06 P 1099 plakalı 1988 model Murat-131 Doğan marka 2 adet aracın bakım, onarım ve yakıt giderleri Cumhurbaşkanlığınca karşılanmaktadır.

Başbakanlık hizmetlerinde kullanılmakta olan 06 N 6455 plakalı 1988 model Ford-Taunus 2-GLS marka 1 adet aracın yakıt giderleri Başbakanlıkça, bakım onarım giderleri ise bankaca karşılanmaktadır.

Bankanın bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığı hizmetlerinde kullanılmak üzere, 06 AHB 20 plakalı 1990 model Kartal marka, 06 R 5538 plakalı 1989 model Renault-11 Flash marka ve 06 P 1101 plakalı 1988 model Murat-131 Doğan marka 3 adet araç ile 2 şoför geçici olarak görevlendirilmiş olup, bu 3 aracın bakım, onarım ve yakıt giderleri bankaca karşılanmaktadır.

Devlet Bakanı Profesör Doktor Sayın Şükrü Sina Gürel’in hizmetlerinde kullanılmak üzere, 06 P 1097 plakalı 1988 model Murat-131 Doğan marka 1 adet araç geçici olarak tahsis edilmiş olup, bu aracın bakım, onarım ve yakıt giderleri bankaca karşılanmaktadır.

Tahsis edilen araçların sayısı kadar şoför görevlendirilmemiş olup, şoför ihtiyacını ilgili makam ve kuruluşlar karşılamaktadır.

Bana açıklama fırsatı veren değerli Ersönmez Yarbay’a teşekkür ediyor, Yüce Heyeti saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın Yarbay?..

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Teşekkür ediyorum efendim.

BAŞKAN – Soru cevaplandırılmıştır.

Soru sahibine ve cevaplayana teşekkür ediyorum.

7. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Ziraat Bankasınca kuruluşlara ve şahıslara tahsis edilen araçlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin cevabı (6/800)

BAŞKAN – 7 nci sırada yer alan, Sayın Yarbay’ın, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi...

Cevap verecek Sayın Bakan?.. Hazır.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasından sorumlu Devlet Bakanı Sayın Güneş Taner tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim. 17.12.1997

Ersönmez Yarbay

Ankara

Sorular:

1- Ziraat Bankası tarafından kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzelkişilere tahsis edilmek üzere, 1991 yılından bu tarafa, markası, türü ve fiyatı belirtilmek suretiyle kaç araba alınmıştır? Bu arabalar hangi kişi ve kuruluşlara tahsis edilmiştir? Halen bu arabalar kimler tarafından kullanılmaktadır?

2- Ziraat Bankasının başka kamu kuruluşlarına araba tahsisinin yasal dayanağı nedir? Bu arabaların, şoför, yakıt ve bakım paralarını banka mı ödemektedir?

BAŞKAN – Soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Gürdere; buyurun efendim.

DEVLET BAKANI METİN GÜRDERE (Tokat) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ankara Miletvekili Sayın Ersönmez Yarbay’ın seri sözlü sorularından birini daha cevaplandırmak üzere huzurlarınızdayım; Yüce Meclisi saygılarla selamlıyorum.

Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünce, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzelkişilere tahsis edilmek üzere araç satın alınmamıştır; ancak, bankaya ait çeşitli binek araçları, muhtelif tarihlerde, Başbakanlık, devlet bakanlıkları ve diğer kurumların genel hizmetlerinde geçici olarak görev almıştır.

Bankaca 1991 yılından günümüze kadar görevlendirilen araç sayısı 22 olup, bu araçların 13 adedi Başbakanlık İdarî ve Malî İşler Daire Başkanlığı, 5 adedi Başbakanlık Koruma Müdürlüğü ve 4 adedi Hazine Müsteşarlığı emrinde hizmette kullanılmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasının Başbakanlık ve bağlı kuruluşlarında görevlendirilen araçları tutanaklarla tespit edilmektedir. Bu çerçevede, 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanunun 331 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede değişik 36 ncı maddesi uyarınca görevlendirilen banka personelinin ücretleri ile taşıt araçlarının yakıt ve bakım masrafları da, bundan önceki dönemlerde olduğu üzere Ziraat Bankasınca karşılanmaktadır.

Saygılarımla arz ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Sayın Başkan, bir şey söylemek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası ve Kalkınma Bankasının, daha doğrusu devlet bankalarının araçları, gördüğüm kadarıyla, daha çok Başbakanlık tarafından kullanılıyor. Başbakanlığın eğer arabaya ihtiyacı varsa -öyle tahmin ediyorum ki, Başbakanlıktaki araçları herhalde garajlar falan almıyor; o kadar çok- kendi ihtiyaçlarını kendi bütçesinden karşılamalıdır diye düşünüyorum. Ayrıca, bu devlet bankası araçlarının, bu şekilde Başbakanlıkta kullanılmasını bankacılık faaliyetleriyle bağdaşır görmüyorum.

Arz ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Bir açıklamaya ihtiyaç var mı efendim?

DEVLET BAKANI METİN GÜRDERE (Tokat) – Sayın Başkanım, hatırlayacağınız gibi, Bakan olduğum zaman, bu anlamda bizden önceki yönetim tarafından yapılmış uygulama yüzünden pek çok arabayı toplamak durumunda kalmıştım. Üzülerek, ben de kabul ediyorum ki, Türkiye’de böyle bir uygulama, âdeta gelenekselleşti. Biz, böyle bulduk, maalesef böyle devam ediyor; elimizden geldiği kadar düzeltmeye çalışacağız.

Arz ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan, oldu olacak biraz da bizim Meclise lütfetseniz birkaç araba?

DEVLET BAKANI METİN GÜRDERE (Tokat) – Hay hay efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

Soru cevaplanmıştır.

DEVLET BAKANI METİN GÜRDERE (Tokat) – Mevduat karşılığı böyle bir yardımı yapıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin mevduatı Vakıflar Bankasında toplandığı takdirde olabilir.

BAŞKAN – Vay tüccar vay!..

Peki, teşekkür ederim efendim.

Böylece soru cevaplandırılmış oldu ve tabiî, benim sorum da cevaplandırılmış oldu.

8. – Antalya Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun’un, Antalya’nın enerji altyapı yatırımlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin cevabı (6/802)

BAŞKAN – 8 inci sırada yer alan, Antalya Milletvekili Sayın Arif Ahmet Denizolgun’un, Sayın Enerji Bakanından sözlü soru önergesi...

Sayın Bakanımız hazır mı? Hazır.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun sözlü olarak Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın Cumhur Ersümer tarafından cevaplandırılmasını delaletlerinize saygılarımla arz ederim.

Ahmet Denizolgun

Antalya

Ülke turizminin en önemli bölgesi olan Antalya’da;

1- 1997 yılı içerisinde enerji altyapısı için hangi yatırımlar yapıldı? 1998 yılı için toplam yatırım miktarı ne kadardır?

Varsak ve serbest bölgedeki kentin can damarı olan trafolar yeterli mi? Başka trafolar yapmayı düşünüyor musunuz?

Fırtınalarda kopan ve kentin saatlerce karanlıkta kalmasına neden olan enerji hatları ne zaman yer altına alınacak?

2000 yılına girerken, Antalya da karanlıkta kalmaya devam edecek mi?

BAŞKAN – Soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Gürdere; buyurun efendim.

Yalnız, ben, bu sorunun işleminin ikmaline kadar süre uzatımını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın Bakan, buyurun.

DEVLET BAKANI METİN GÜRDERE (Tokat) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Antalya Milletvekili Sayın Ahmet Denizolgun’un sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere huzurlarınızdayım; Yüce Meclisi saygılarla bir kere daha selamlıyorum.

Ülkemiz turizmi bakımından büyük önemi haiz olan Antalya’daki elektrik tesislerinin, ihtiyaç duyulan elektriği kaliteli ve kesintisiz olarak karşılayacak duruma getirilmesi yönündeki planlama, tesis ve işletme çalışmaları 1997 yılında da devam etmiş, bu kapsamda, şehir şebekelerinin, yıpranan ve kapasite itibariyle yetersiz kalan bölümleri için yeni tesisler yapılmıştır. Yapılan bu tesisler için 1997 yılında kullanılan ödenek miktarı 1 trilyon Türk Lirasıdır.

1998 yılı TEAŞ Genel Müdürlüğü yatırım programında, bu bölgede, Denizli Varsak 380 kw elektrik iletim hattı -toprak teli fiber optikli- Varsak 380 kilovatlık trafo merkezinde fiber, Oymapınar 380 kilowatlık trafo merkezinde ototrafo ilavesi, Varsak trafo merkezinde trafo ilavesi, Oymapınar Hidroelektrik Santralı hizmet binası ve tefrişi, Göller Bölgesi İşletmesi Grup Müdürlüğü, Varsak trafo merkezi hat ve trafo bakım ekipleri ve ofis binası, Oymapınar Hidroelektrik Santralı civarında meydana gelen kaya dökülmelerinin önlenmesiyle gövde ulaşım yollarının yapımı gibi projeler bulunmaktadır.

1998 yatırım yılında bu projelere, toplam 799 milyar TL ödenek ayrılmıştır. Bu projelerden, Varsak, 380/154 kw 150 megavatlık dördüncü ototrafo ilavesi, Denizli Varsak 380 kw elektrik iletim hattı ve Varsak trafo merkezinde, 100 megavatlık trafo ilavesi projeleri ihale aşamasındadır.

Varsak trafo merkezinde, 380 kw, 154 kw ve 33 kw gerilim kademeleri bulunmaktadır. Varsak trafo merkezinde işlenmede bulunan 380/154 kw gerilimli, 150 megavat kapasiteli 3 adet trafo, nominal kapasitesinde yüklenmektedir. Bu durumu dikkate alan TEAŞ Genel Müdürlüğü, trafo merkezine 150 megavatlık bir trafo daha monte etmeyi planlayarak yatırım programına almıştır.

Ayrıca, bu merkezde, şu anda işletmede bulunan 154/33 kw 100 megavat kapasiteli 2 adet trafonun fiili yükle dolu olması nedeniyle, 100 megavatlık üçüncü trafo tesisi de yatırım programına dahil edilmiştir.

Önergede adı geçen serbest bölge trafo merkezi, Kepez Elektrik AŞ tarafından tesis edilen 154/33 kw 50 megavatlık bir merkez olup, bu merkezden de, Antalya elektrik şebekesine ve çevredeki sanayi tesislerine elektrik verilmektedir.

TEDAŞ Genel Müdürlüğümüze, bu merkezde darboğaz olduğuna dair herhangi bir bilgi ulaşmamıştır.

Antalya İli, il merkezi dahilindeki diğer belediye elektrik şebekelerinin peyderpey yer altına alınması, artan elektrik tüketimini karşılayacak duruma getirilmesi amacıyla, yapılması planlanan yeni elektrik tesisleri için 1998 yılı TEDAŞ Genel Müdürlüğü Yatırım Programı Tasarısında 2,5 trilyon Türk Lirası ödenek ayrılmış olup, yapılması planlanan şehir şebekesi tevsii işleri, bu ödeneklerle önemli ölçüde tamamlanmış olacaktır. Bu çerçevede, dış etkenler nedeniyle meydana gelen arızalar ve dolayısıyla, elektrik kesintilerinin minimum seviyeye indirilmesi mümkün olacaktır.

Yüce Meclisin bilgilerine saygılarla arz ediyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Ayrıca, zamanın elverdiğince okuyabildiğim soruların tamamını cevaplama hassasiyeti gösteren sayın bakanlara teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, yarın, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin kuruluşunun 78 inci yılını idrak edeceğiz. Ben, bütün milletimizin bayramını kutluyorum. Çocuklarımızın, bizim yaşadığımız günlerden çok daha iyi günler yaşamalarını, Cenabı Hak’tan niyaz ediyorum. (Alkışlar)

Alınan karar gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 78 inci Yıldönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlanması, günün anlam ve öneminin belirtilmesi amacıyla yapılacak görüşmeler için, 23 Nisan 1998 Perşembe günü saat 14.00’te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati:19.01

 

VII. —SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. —Ordu Milletvekili Mustafa Hasan Öz’ün ziraî kazançlardaki çiftçi muafiyetine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4656)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Zekeriya Temizel tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

M. Hasan Öz

Ordu

Sorular :

1. 1998 Yılı “Ziraî Kazançlar Küçük Çiftçi Muafiyeti” henüz tespit edilmemiştir. % 40’ı çiftçilikle uğraşan ülke insanının bu hususta doğacak mağduriyetlerinin giderilmesi için, vergi beyan ve tahakkuk dönemi olan Mart ayı sonuna kadar muafiyet sınırlarının tespitini ve tebliğini düşünüyor musunuz?

2. Muafiyet sınırlarını Türk çiftçisinin gelir-gider dengesine göre düzenleyecek misiniz?

T.C.

Maliye Bakanlığı

Gelirler Genel Müdürlüğü 22.4.1998

Sayı :B.07.0.GEL.0.82/8211-45-014475

Konu :Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı, Kanunlar Kararlar Müdürlüğünün 25.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02/7/4656-11852/29183 sayılı yazısı.

Tarafımdan cevaplandırılmak üzere Ordu Milletvekili Sayın Mustafa Hasan Öz tarafından ilgi yazı eki 7/4656-11852 sayılı yazılı soru önergesinde belirtilen hususlarla ilgili Bakanlığımız cevabı aşağıda açıklanmıştır.

Bilindiği üzere, Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 123 üncü maddesinin ikinci fıkrasında adı geçen Kanunun 13 ve 53 üncü maddelerinde yer alan maktu had ve tutarları belirlemeye ve 10 katına kadar artırmaya Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu, üçüncü fıkrasında da; Bakanlar Kurulu bu yetkisini kullanmadığı takdirde, her bir takvim yılında uygulanacak maktu had ve tutarların, önceki yılda uygulanan maktu had ve tutarlara bu yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artış yapılmak suretiyle yeniden tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.

Bu hüküm gereğince, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun küçük çiftçi muaflığına ilişkin 13 üncü maddesinde yer alan ve 500 milyon lira olarak uygulanmakta olan yıllık satış tutarı ölçüsü ile çiftçilerde götürü gider usulünde vergilendirmeye ilişkin 53 üncü maddesinde yer alan ve bir milyar lira olarak uygulanmakta olan hâsılat tutarı, Bakanlar Kurulunun yetkisini kullanmaması nedeniyle 1996 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere, yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle küçük çiftçi muaflığına ilişkin yıllık satış tutarı ölçüsü 864 milyon liraya, çiftçilerde götürü gider usulünde vergilendirmeye ilişkin hâsılat tutarı da 1 milyar 728 milyon liraya yükseltilerek 31.12.1996 gün ve 22864 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 200 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile duyurulmuştur.

1996 takvim yılı için belirlenen bu satış tutarı ölçüleri Bakanlar Kuruluna tanınan artırma limitini aştığından ve Bakanlar Kurulunun artırma yetkisinin kalmaması nedeniyle yeniden değerleme oranında artırma imkânı da bulunmadığından 1997 takvim yılı için satış tutarı ölçüleri yeniden tespit edilememiştir. Bu bakımdan 1997 takvim yılındaki satış hâsılatı 864 milyon lirayı aşmayan çiftçiler, diğer şartları da taşımaları kaydıyla, küçük çiftçi muaflığından yararlanacaklar ve 1997 takvim yılına ilişkin olarak 1998 yılı Mart ayında yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyeceklerdir. 1997 takvim yılındaki satış hâsılatı 1 milyar 728 milyon lirayı aşmayan çiftçilerin, 1998 takvim yılına ait kazançları götürü gider, aşanların ise gerçek kazanç esasına göre (defter tutmak suretiyle) tespit edilecektir.

Ayrıca, konu ile ilgili olarak Bakanlığımızca hazırlanıp 27.3.1998 tarih ve Mükerrer 23299 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 211 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile küçük çiftçi muaflığı sınırını aştığı için beyanname vermek zorunda olan çiftçilerin zor durumda olduklarını belirterek 31.3.1998 günü mesai saati sonuna kadar bağlı oldukları vergi dairesine dilekçe ile başvurmaları halinde kendilerine 1998 Nisan ayının sonuna kadar süre verilebileceği ve ziraî kazanca ait vergilerinin de Ekim, Kasım, Aralık aylarında ödenebileceğine ilişkin gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Öte yandan, Bakanlığımızın hazırlamış olduğu vergi kanunlarında değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilmiş olup, yeni düzenleme ile küçük çiftçi muaflığı ve ziraî kazancın götürü gider usulüne göre tespiti yöntemi kaldırılmaktadır. Bu değişiklikle, ziraî kazançta temel vergilendirme olarak stopaj esas alınmaktadır.Gelir Vergisi Kanununda belirtilen işletme büyüklüğü ölçülerini aşmayan çiftçilerin kazançları tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilecek olup, bu çiftçilerin tevkifat yoluyla ödedikleri vergiler nihaî vergileri olacak ve bu çiftçiler beyanname de vermeyeceklerdir. Bu ölçüleri aşan çiftçilerin kazançları ise gerçek usulde (ziraî işletme hesabı veya diledikleri takdirde bilanço esasında) vergilenecektir.

Bilgilerinize arz ederim.

Zekeriya Temizel

Maliye Bakanı

2.—Kütahya Milletvekili İsmail Karakuyu’nun, Kütahya’nın kalkınmada öncelikli yöreler kapsamına alınıp alınmayacağına ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı ve Devlet Bakanı Vekili Yaşar Topçu’nun yazılı cevabı (7/4659)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda yeralan soruların Sayın Başbakan Mesut Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla. 19.3.1998

Doç. Dr. İsmail Karakuyu

Kütahya

Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Hükümetinizce verilen kanun tasarısında Kütahya İli kanun kapsamına alınmamıştır.

1. Kütahya İli neden kanun kapsamının dışında tutulmuştur?

2. Kütahya İli, Hükümetinizce Kalkınmada Öncelikli Yöreler kapsamına alınacak mıdır?Eğer alınacak ise bu ne zaman olacaktır?

3. Kütahya İlinin Kalkınmada Öncelikli Yöreler kapsamına alınması ile ilgili, TBMM’ne verdiğim kanun teklifim Hükümetinizce desteklenecek midir?

T.C.

Başbakanlık

Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı

Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum 22.3.1998

Genel Müdürlüğü

Sayı :B.02.1.DPT.0.10.02.44.148/1609

Konu :Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :a) 25.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4659-11857/29196 sayılı Başbakanlığa muhatap yazınız.

b) Başbakanlığın 3.4.1998 tarih ve B.02.0.KKG/106-738-5/1792 sayılı yazısı.

Kütahya Milletvekili İsmail Karakuyu’nun Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği yazılı soru önergesi ilgi (b) yazı ekinde Bakanlığımıza gönderilmiştir.

Sözkonusu yazılı soru önergesi incelenmiş, soru sırasına göre açıklamalar aşağıya çıkartılmıştır.

1. Kütahya İlinin kapsamına alınmadığı ifade edilen sözkonusu Kanun Taslağı; Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında 4325 Sayılı Kanun ile yasalaşmış ve önerge tarihinden dört gün sonra 23 Ocak 1998 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Anılan Kanunun 2 nci maddesi; “Bu Kanunda geçen Olağanüstü Hal Bölgesi; Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Olağanüstü Hal Bölgesi ve Mücavir Alanına dahil iller ile Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca belirlenen fert başına Gayri Safî Yurtiçi Hâsıla miktarları 1 500 ABDDoları veya daha az ve Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığınca belirlenen sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi -0,5 ve daha düşük bulunan illerden Bakanlar Kurulunca tespit edilecek illeri, Kalkınmada Öncelikli Yöreler ise; Bakanlar Kurulunca bu yöreler kapsamına alınan illeri ve ilçeleri kapsar” şeklinde düzenlenmiştir.

Bu çerçevede; Adıyaman,Ağrı, Ardahan, Bayburt, Erzurum,Gümüşhane, Iğdır, Kars, Ordu, Şanlıurfa ve Yozgat illeri 98/10551 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Kanun kapsamına alınmıştır.

Kütahya İli için bu göstergeler; fert başına Gayri Safî Yurtiçi Hâsıla 2 822 ABD Doları ve sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi ise 0.093 olarak belirlenmiştir. Her iki gösterge de Kanunun 2 nci maddesinde öngörülen değerlerin üzerindedir.

2. Kalkınmada Öncelikli Yöreler, Çanakkale İli, Gökçeada ve Bozcaada ilçeleri hariç il bazında tespit edilerek Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edilmekte, yıl içerisinde yapılabilecek değişiklikler ise Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile mümkün olmaktadır.

Kalkınmada Öncelikli Yöreler kapsamına giren illere dair en son liste, 1998 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair 97/10075 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yayımlanmıştır. Sözkonusu listede 49 il ve 2 ilçe yeralmaktadır.

Bilgilerinize saygılarımla arz ederim.

Yaşar Topçu

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Devlet Bakanı V.

3. —Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın mevzuat çalışmalarına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4697)

26.3.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Maliye Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Sorular :

Bakanlığınızın performansı ile ilgili olarak :

1. Göreve başladığınız tarihten bu yana yasama görevine katkı bakımından Bakanlar Kuruluna sevk ettiğiniz kanun taslaklarının adedi nedir?Bunlardan kaçı kanun tasarısına dönüşmüştür? Hangi taslaklar Bakanlar Kurulu gündeminde beklemektedir?

2. Bakanlığınızca yapılan yönetmelik, tüzük ve benzeri genel-düzenleyici işlem sayısı nedir ve bunlar nelerdir?

3. Bakanlığınızın Bakanlar Kuruluna sevk ettiği taslakları liste halinde takdim edebilir misiniz? Taslakların bütçeye katkıları nedir? Rakamsal olarak ifade edilebilir mi?

4. 7 Kasım 1997 günlü Resmî Gazete’de yayımlanan 1998 Yılı Program Eki’nde yer alan hukukî ve kurumsal düzenlemelerle ilgili olarak;

a) Bakanlığınızın sorumlu kuruluş olduğu proje sayısı nedir ve bu projelerden kaçı hakkında tarafınızdan çalışma yapılmıştır? Bunlar hangi projelerdir?

b) Bakanlığınızın koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluş olarak kaç projeye katkısı olmuştur? Katkı koyduğunuz projeler nelerdir?

5. Bakanlığınızın performansı ile 54 üncü Hükümetin ilgili bakanının performansını istatistiki olarak kıyaslar mısınız?

T.C.

Maliye Bakanlığı

Özel Kalem Müdürlüğü 22.4.1998

Sayı :B.070.ÖKA.0.00/310/1573

Konu :Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı Kanunlar Kararlar Müdürlüğünün 3.4.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4697-11996/29454 sayılı yazısı.

Tarafımdan cevaplandırılmak üzere Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır tarafından ilgi yazı eki 7/46977-11996 esas no’lu yazılı soru önergesinde belirtilen hususlara ilişkin cevabımız aşağıda açıklanmıştır.

1. 55 inci Hükümetin göreve başladığı tarihten bugüne kadar Maliye Bakanlığınca hazırlanarak Bakanlar Kuruluna sevk edilen kanun taslaklarıyla yasalaşma durumları Ek :1 no’lu listede yer aldığı gibidir.

2. Bu dönemde Bakanlığımın faaliyet alanıyla ilgili olarak yapılan hukukî düzenlemelerin sayısı 148’dir. Bunlar arasında 23 adet Bakanlar Kurulu Kararı, 58 adet Genel Tebliğ, 8 adet Yönetmelik ve Yönetmelik Değişikliği, 27 adet Genelge, 20 adet Bütçe Uygulama Talimatı bulunmaktadır.

3. Bakanlığımızca Bakanlar Kuruluna sevk edilen taslakların listesi Ek :1’de gösterilmiştir. 55 inci Hükümet olarak yönetim sorumluluğunu üstlendiğimizden bu yana temel amacımız, ülkede ekonomik istikrarın sağlanmasına yönelik kalıcı önlemlerin alınması olmuştur. Bu amaçla hazırlanan yasaları rakamlar düzeyine indirgeyerek karşılaştırma yapmanın doğru olmayacağı açıktır. Yapılmış olan mevzuat düzenlemelerinde sayıdan ziyade içerik önemlidir. Ekonomik verilerde sağlanan her iyileşme alınan önlemlerin doğruluğunun ölçülmesinde önemli bir göstergedir.

4. a) 1998 Yılı Programının ekinde, Bakanlığımızı ilgilendiren toplam 64 proje mevcuttur. Bu projelerden 19 adedi Bakanlığımızın sorumlu kuruluş olduğu, 45 adedi ise Bakanlığımızın koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili olduğu projelerdir.

b) Başbakanlık, bakanlıklar ve diğer kurumlarla işbirliği ve koordinasyon içinde Bakanlığımıza gönderilmiş olan 34 adet tasarı, 7 adet teklif olmak üzere toplam 41 adet tasarı/teklif incelenmiş ve bunlar hakkında Bakanlığımızın görüşü tespit edilerek ilgili kurumlara gönderilmiştir.

5. 1997 yılında elde edilen toplam vergi gelirleri 5 Katrilyon 905 Trilyon TL. dir. Haziran 1997 itibariyle % 101 olan kümülatif tahsilat artışı, Temmuzda %98.7’ye, Ağustosta % 103.2’ye, Eylülde %104.2’ye, Ekimde %106.7’ye, Kasımda %107.77’ye ve nihayet Aralıkta da % 111.7’ye yükselmiştir. Böylelikle 1997 yılında 1996 yılına göre vergi gelirlerinde sağlanmış olan % 111.7’lik bu artış, bütçe hedefinin (% 94.6) 17.1, Toptan Eşya Fiyatları Endeksindeki 12 aylık artışın da (% 91) 20.7 puan üzerindedir.

Aralık 1997 itibariyle % 111.7 olan yıllık tahsilat artışı 1998 yılında da bu trendi sürdürmüş ve Şubat sonu itibariyle % 130.1’e ulaşmıştır. 1998 yılı Şubat ayı sonu itibariyle kümülatif vergi gelirleri tahsilatı 1 Katrilyon 79 Trliyon TL.’ye ulaşmıştır.Gerçekleşen bu artış, 1998 yılı Bütçe Kanunuyla öngörülen artış hedefinin (% 87.4) 42.7 puan, Şubat 1998 itibariyle ToptanEşya Fiyatları Endeksindeki 12 aylık artışın (% 89.6) 40.5 puan üzerindedir.

1998 yılı birinci üç aylık uygulama sonuçlarına göre ise bütçe giderleri 3 katrilyon lira, bütçe gelirleri ise 2 katrilyon 40 katrilyon lira olarak gerçekleşmiştir.Gider hedefi tam olarak tutturulurken gelir hedefinin aşılması sonucu, bütçe açığı başlangıç hedefi olan 1 katrilyon liradan 961 trilyon liraya indirilmiştir. Üç aylık uygulama sonucu faiz dışı bütçe fazlası 400 trilyon liradan 511 trilyon liraya ulaşmış bulunmaktadır.

Bilgilerine arz ederim.

Zekeriya Temizel

Maliye Bakanı

EK1 :55 inci Hükümet döneminde Maliye Bakanlığınca hazırlanarak Bakanlar Kuruluna gönderilen Kanun Tasarıları.

55. Hükümet Döneminde Maliye Bakanlığınca Hazırlanarak Bakanlar Kuruluna GönderilenKanun Tasarıları

1. Vergi Kimlik Numarası Kullanımının Yaygınlaştırılması ve 1512 Sayılı Noterlik Kanunu, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu, 2644 Sayılı Tapu Kanunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 3167 Sayılı Çekle Ödemenin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun, 3182 Sayılı Bankalar Kanunu, 5584 Sayılı Posta Kanunu ve 5682 Sayılı Pasaport Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında 2.4.1998 tarih ve 4358 Sayılı Kanun.

2. İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Millî Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu, Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun ile 24.3.1988 tarihli ve 3418 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bazı Kâğıt ve İşlemlerden Eğitime Katkı Payı Alınması Hakkında 16.8.1997 tarih ve 4306 Sayılı Kanun.

3. Bakanlığımızca hazırlanan “Vergi Usul Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu,Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı” Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonundan geçmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sevk edilmiştir.

4. 15.7.1997 tarihinde Endonezya, 29.12.1997 tarihinde Slovakya, 29.12.1997 tarihinde Kuveyt, 14.1.1998 tarihinde Tacikistan ve 5.3.1998 tarihinde Rusya ile imzalanan Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmalarının Bakanlar Kurulunca Onaylanmalarının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarı ve Gerekçeleri Başbakanlığa sunulmak üzere Dışişleri Bakanlığına gönderilmiştir.

5. 25.12.1997 tarih ve 4316 sayılı 1998 Malî Yılı Bütçe Kanunu.

6. 25.12.1997 tarih ve 4318 sayılı Katma Bütçeli İdareler 1998 Malî Yılı Bütçe Kanunu.

7. 4219 Sayılı 1997 Malî Yılı Bütçe Kanununa Bağlı Bazı Cetvellerde Değişiklik Yapılması ve Bu Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında 27.11.1997 tarih ve 4308 sayılı Kanun.

8. 3480 SayılıMaluller ile Şehit ve Yetimlerine Tütün ve Alkol Ürünlerinin Satış Bedellerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 1.4.1998 tarih ve 4356 sayılı Kanun.

9. Nakdî Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 1.4.1998 tarih ve 4356 sayılı Kanun.

10. 2933 Sayılı Madalya ve Nişanlar Kanununa Bazı Ek ve Geçici Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı.

11. Taşıt Kanunu Tasarısı Taslağı.

12. 25.12.1997 tarih ve 4317 sayılı 1996 Malî Yılı Kesin Hesap Kanunu.

13. 25.12.1997 tarih ve 4319 sayılı 1996 Malî Yılı Katma Bütçeli İdareler Kesin Hesap Kanunu.

14. 21.1.1998 tarih ve 4325 Sayılı Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 1993 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun.

15. 5.6.1986 tarih ve 3303 Sayılı Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanuna Üç Madde Eklenmesine Dair Kanun Tasarısı Taslağı.

16. “16.2.1995 tarih ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesine, 16.2.1995 tarih ve 4071 ve 4072 Sayılı Kanunların Birer Maddesine Fıkra ve Birer Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun” tasarısı taslağı Adalet Bakanlığına gönderilmiş olup, görüşleri alındıktan sonra kanunlaşması için Başbakanlığa sunulacaktır.

17. TC Emekli Sandığı Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Geçici Maddeler Eklenmesine Dair 1.4.1998 tarih ve 4354 sayılı Kanun.

18. 5434 Sayılı Kanuna Ek Madde Ekleyen 3.4.1998 tarih ve 4359 sayılı Kanun.

19. 5434 Sayılı Kanunun 42 nci Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı.

20. 13.11.1996 tarih ve 4208 sayılı Kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin olarak hazırlanan Kanun Tasarı Taslağı Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilmiş olup Meclis Genel Kurulunda görüşülmek üzere beklemektedir.

4. — Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın mevzuat çalışmalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün yazılı cevabı (7/4715)

27.3.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Devlet Bakanı Sayın Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’e yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Sorular :

Bakanlığın performansı ile ilgili olarak :

1. Göreve başladığınız tarihten bu yana yasama görevine katkı bakımından Bakanlar Kuruluna sevk ettiğiniz kanun taslaklarının adedi nedir? Bunlardan kaçı kanun tasarısına dönüşmüştür? Hangi taslaklar Bakanlar Kurulu gündeminde beklemektedir?

2. Bakanlığınızca yapılan yönetmelik, tüzük ve benzeri genel düzenleyici işlem sayısı nedir? Ve bunlar nelerdir?

3. Bakanlığınızın Bakanlar Kuruluna sevk ettiği taslakları liste halinde takdim edebilir misiniz? Taslakların bütçeye katkıları nedir? Rakamsal olarak ifade edilebilir mi?

4. 7 Kasım 1997 günlü Resmî Gazete’de yayımlanan 1998 Yılı Program Eki’nde yer alan hukukî ve kurumsal düzenlemelerle ilgili olarak;

a) Bakanlığınızın sorumlu kuruluş olduğu proje sayısı nedir ve bu projelerden kaçı hakkında tarafınızdan çalışma yapılmıştır? Bunlar hangi projelerdir?

b) Bakanlığınızın koordinasyon ve işbirliği bakımından ilgili kuruluş olarak kaç projeye katkısı olmuştur? Katkı koyduğunuz projeler nelerdir?

5. Bakanlığınızın performansı ile 54 üncü Hükümetin ilgili bakanının performansını istatistikî olarak kıyaslar mısınız?

TC

Devlet Bakanlığı

Sayı :B.02.0.007/1054

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMM Başkanlığının 3.4.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4715-12014/29472 sayılı yazısı.

Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın tarafıma yönelttiği ilgi yazı eki, yazılı soru önergesi cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Prof. Dr. Hikmet Sami Türk

Devlet Bakanı

Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın 27.3.1998 Tarihli Soru Önergesinin Yanıtları

Cevap 1. Bakanlar Kuruluna sevk edilen Kanun Tasarı Taslakları iki adettir. Bunların her ikisi de kanun tasarısına dönüşmüştür. Bakanlar Kurulu gündeminde bekleyen tasarı yoktur.

Cevap 2. Bakanlıkça doğrudan yapılan yönetmelik, tüzük ve benzeri genel düzenleyici işlem yoktur.

Cevap 3. Bakanlıkça Bakanlar Kuruluna sevk edilen taslaklar şunlardır :

* TürkCeza Kanununun Bazı Maddeleri ile Terörle Mücadele Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı

* Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun Tasarısı

Cevap 4. 7 Kasım 1997 günlü Resmî Gazete’de yayımlanan 1998 yılı program Eki’nde yer alan Hukukî ve Kuramsal düzenlemelerle ilgili olarak Bakanlığımızı ilgilendiren Kamu Denetçisi (Ombudsman) sisteminin kurulmasına ilişkin Kanun Tasarısı çalışmalarında koordinasyon ve işbirliği sağlanmıştır.

Cevap 5. Bakanlığımızın sorumluluğunda yürütülen ve Devlet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün başkanlığını yaptığı İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu 55. TC Hükümeti kurulduktan sonra 31.3.1998 tarihi itibariyle 33. Toplantı yapılmış ve 103 karar alınmış olup, bunlarla ilgili özet rapor ekte sunulmuştur.

İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekreteryası

İHKÜK/SR/98-5 31 Mart 1998

İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulunun Çalışmaları

Başbakanlıkta, insan hakları ile ilgili Devlet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün başbakanlığında; Başbakanlık, Adalet, İçişleri, Dışişleri, Millî Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları Müsteşarlarından oluşan “İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu” çalışmalarını sürdürmektedir. 55. Hükümet kurulduktan sonra 31 Mart 1998 tarihine kadar 33 toplantı yapan kurul, kamu kurum ve kuruluşları yanında insan hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri temsilcilerini ve üniversitelerde insan hakları dersini okutan öğretim üyeleri ile insan hakları alanında tanınmış bilim adamlarını toplantılarına çağırmakta ve görüşlerini almaktadır. Görev alanında verimliliğini arttırmak için çeşitli çalışma grupları oluşturan kurul, bu çerçeve içinde önemli kararlar alarak bir bölümünün hemen uygulanmasını sağlamış, bir bölümünü de bir süreç içinde sonuçlandırmak üzere gerekli hazırlık çalışmalarını başlatmıştır.Bunların başlıcalarını şöyle özetleyebiliriz :

1. İçişleri Bakanlığı bünyesinde insan hakları sorunlarını sürekli gündemde tutacak ve insan hakları ihlalleri ile ilgili iddiaları da cevaplandıracak bir “Bakanlık Sözcülüğü” birimi oluşturulmuştur.

2. a) Özellikle kamulaştırma bedellerinin geç ödenmesi durumunda vatandaşların mağdur olmasına yol açan yasal gecikme faizinin Bakanlar kurulunca % 30 dan % 50’ye yükseltilmesi sağlanmıştır.

b) 3095 Sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanunda günün koşullarına uygun değişiklikler yapılması yolundaki çalışmalar, tamamlanmak üzeredir.

3. a) Ülkemizde insan haklarının geliştirilmesi amacıyla çeşitli ülkelerin ombudsman yasalarından da yararlanarak, evrensel ölçülere ve ülkemiz koşullarına uygun bir “Kamu Denetçisi” veya “Kamu Hakemi” yasa tasarısı ile ilgili çalışmaların hızlandırılarak en kısa zamanda tamamlanması kararlaştırılmıştır.

b) Diğer ülkelerden ombudsman veya uzmanların karşılaştırmalı hukuk açısından deneyimlerinden yararlanmak üzere ülkemize davet edilmişlerdir. Bu çerçeve içinde İsveç Parlamento ve basın ombudsmanları ile İrlanda, Finlandiya ve KKTC ombudsmanları ve AGİT ombudsmanlık uzmanları Türkiye’yi ziyaret etmişlerdir.

4. Memurin Muhakematı Hakkında hazırlanan Kanun Taslağının “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun Tasarısı” adıyla Bakanlar Kuruluna sunulması kararlaştırılmıştır.

5. Gözaltı, Sorgulama ve İfade Alma Talimatnamesi/Yönergesinin uygulanması ve gözaltı izleme birimlerinin çalışmaları sırasında karşılaşılan sorunların giderilmesi amacıyla;

a) Kimlik bilgilerini verme zorunluluğuna uymayanlar için öngörülen yaptırımların yeniden düzenlenmesi,

b) Hazırlık soruşturmalarının, özellikle sorgulama işlemlerinin olanaklar ölçüsünde bizzat Cumhuriyet Savcıları tarafından yürütülmesinin sağlanması,

c) Sorgulama konularında yetişmiş uzman personelin başka görevlerde çalışmalarının önlenmesi ve bu personelin görev yerlerine dengeli bir biçimde dağıtımının sağlanması,

d) Gözaltına alınan kişilerin sayıca çok olmaları durumunda, girişteki sağlık muayenesinin bu kişilerin bulunduruldukları yerde yapılması,

e) Gözaltı izleme birimlerinin modernize edilmesi ve bilgisayar ağıyla merkeze bağlanması kararlaştırılmıştır.

6. Devletin kusursuz sorumluluğunun gerektirdiği durumlarda, özellikle terörle mücadele sırasında veya sonucunda vatandaşların uğradıkları zararların yargı kararına gerek kalmaksızın kısa zamanda Devletçe karşılanabilmesi için hukukî olanakların araştırılması, gerektiğinde yeni yasal düzenlemelerin önerilmesi amacıyla çalışmalara başlanmıştır.

7. Kayıp kişilerle ilgili iddiaların daha etkin, metodik ve süratli bir biçimde izlenebilmesi ve yargılamaların hızlandırılması amacıyla gerekli yasal değişikliklerle diğer önlemlerin belirlenmesi, kayıp kişiler konusunda uluslararası anlayışa uygun bir kavram birliğine varılması için çalışmalar yapılmış; bu çalışmalar çerçevesinde;

a) Adalet Bakanlığının koordinatörlüğünde hazırlanan Yakalama ve Gözaltına Alma Formu ile Gözaltından Çıkarma Formu örneklerinin İçişleri Bakanlığı koordinatörlüğünde yapılan Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği çalışmalarında dikkate alınmak üzere bazı değişikliklerle kabulü,

b) Yakalanan, gözaltına alınan ve gözaltından çıkarılan kişilerle ilgili kayıtlarda genel kolluk kuvvetleri arasında standardizasyonun gerçekleştirilmesi özellikle kullanılacak form örneklerinde aynı bilgilerin yer almasının sağlanması,

c) Kayıp şahıslarla ilgili araştırma sonuçlarının başvuruda bulunan kayıp yakınlarına bildirilmesi ve belirli aralıklarla kamuoyuna duyurulması kararlaştırılmıştır.

8. a) Kamu görevlileri tarafından bireylere işkence ve kötü muamele yapılmasını ve yetkilerini kötüye kullanmalarını yasaklayan Türk Ceza Kanununun 243 ve 245 inci maddelerine aykırı davranış suçlarından dolayı açılan kovuşturmaların Adalet Bakanlığınca izlenmesi ve bu konuda her ay Üst Kurula bilgi verilmesi kararlaştırılmıştır.

b) Ayrıca bu maddelerin çağdaş hukuk anlayışına uygun olarak gözden geçirilmesi ve anılan maddelerde öngörülen suç ve cezaların yeniden düzenlenmesi konusunda çalışmalar yapılmaktadır.

9. Genel kolluk kuvvetlerinin modernizasyonu çerçevesinde polis ve jandarma kriminal laboratuarlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla alınması gereken önlemlerin belirlenmesi konusundaki çalışmalar tamamlanmak üzeredir.

10. İnsan hakları konusunda örgün eğitim kurumlarında okutulmakta olan derslerden başka mülkî amirler,Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı personeli ve cezaevleri yöneticileri ile tutuklu ve hükümlülere uygulanmakta olan eğitim programlarının yaygınlaştırılması ve etkinleştirilmesi konusunda çalışmalar yapılmaktadır.

11. İnsan hakları konusunda Türkiye’ye yardımcı olmaya hazır olduklarını ifade eden dost ülkelerde kolluk kuvvetleri ve cezaevi yöneticilerinin bilgi ve görgülerini artırmaları, incelemelerde bulunmaları veya düzenlenecek eğitim programlarına katılabilmeleri için Dışişleri Bakanlığının koordinatörlüğünde hazırlanan rapor kabul edilmiştir. Rapora bu arada, insan hakları alanında çalışan uluslararası kuruluşlarla yapılan işbirliği ile ilgili bir bölümün de eklenmesi kararlaştırılmıştır.

12. Ceza ve tutuk evlerindeki yaşam koşullarının iyileştirilmesi amacıyla;

a) Umumî Hıfzısıhha Kanunu ile Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimine ve Cezaların İnfazına dair Tüzük gereğince kurumlarda düzenli olarak sağlık taraması yapılması, bulaşıcı hastalıklarla ilgili aşı faaliyetlerinin aksatılmadan yürütülmesi, kurumlara giren her tutuklu ve hükümlünün sağlık muayenesinden geçirilmesi,

b) Büyüklere mahsus kurumların çocuk tutuklu ve hükümlülere ayrılan bölümlerinde fizikî bakımdan çocuk psikolojisine uygun oyunların, özellikle zeka oyunları ve masa tenisi, voleybol, basketbol gibi spor faaliyetlerinin çocuk suçluların eğitimini sağlayacak biçimde geliştirilmesi,

c) Devlet hastanelerindeki tutuklu ve hükümlü koğuşlarının geliştirilip modernize edilmesi, tutuklu ve hükümlü bölümleri bulunmayan hastanelerde imkânlar ölçüsünde, bu amaca uygun bölümler ayrılması,

d) Tutuklu ve hükümlülerin gerektiğinde ceza ve tutukevlerinden sağlık kurumlarına nakillerinde güvenliğin ve kurumlarda tedavilerinin sağlanması için Adalet İçişleri ve Sağlık Bakanlıkları arasında ortak bir protokol hazırlanması,

e) Çağdaş standartlara uygun yeni projeli ceza ve tutukevleri inşası,

f) Ceza ve tutukevleri için personel yetişmek üzere Millî Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılarak okullar açılması, bu okullarda ayrıca infaz kurumları personelinin insan hakları konusunda hizmet içi eğitimden geçirilmesi,

g) Tutuklu ve hükümlülerin serbest zamanlarını okuyarak değerlendirebilmeleri için, ceza ve tutukevlerindeki kütüphane veya kitaplıklara, Millî Eğitim ve Kültür Bakanlıklarınca kitap yardımı yapılmasının sağlanması kararlaştırılmıştır.

13. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi ile ilgili bilgi akışını sağlamak amacıyla Başbakanlıkta merkezi bir “Bilgi Bankası” oluşturulmaktadır.

14. Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma konularında Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığınca uygulanmakta olan Talimat ve Yönergelerin günün koşullarına göre gözden geçirilerek tek metin haline getirilmesi amacı ile, İçişleri Bakanlığının koordinatörlüğünde bilim adamları ve uygulayıcılardan oluşan bir uzmanlar kurulu tarafından hazırlanan “Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği” Taslağının bazı değişikliklerle kabulü ve en kısa zamanda yürürlüğe konulmasının sağlanması kararlaştırılmıştır.

15. Gözaltı süresinin 4 günden öteye uzatılmasında sulh hakiminin sanığı görerek karar vermesinin bugünkü koşullarda uygulanabilir nitelikte olmaması nedeniyle, Cumhuriyet savcısının uzatma talebiyle birlikte sanığın bir hekim tarafından muayene edildiğini gösteren aynı tarihli adlî raporun sulh hâkimine sunulması, bu konuda yeniden düzenlenmekte olan Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğine hüküm konması kararlaştırılmıştır.

16. Ayrı bir adlî kolluk kuruluncaya kadar,

a) Genel kolluk güçleri bünyesinde adlî hizmetlerle görevli birimler oluşturmak suretiyle olanaklar ölçüsünde uzmanlaşmanın hızlandırılması,

b) Adlî hizmetler için, özel bir hizmet içi eğitim programını tamamlayarak sertifika alan personelin görevlendirilmesi kararlaştırılmıştır.

17. Hâkimlik ve savcılık güvencesinin güçlendirilmesi amacıyla;

a) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna seçimle gelen asıl ve yedek üyelerinin bu görevleri süresince başka bir iş ve görev alamamalarını öngören ve TBMM Adalet Komisyonunca 15.1.1998 tarihinde kabul edilen Kanun Tasarısının kısa zamanda yasallaşmasının yararlı olacağı,

b) Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun bu Bakanlıkta hâkimlik ve savcılık güvencesi ile yakından ilgili görevlerde bulunan üst düzey yöneticilerin atanma ve görevden alınmaları hakkındaki hükümlerinde değişiklik yapılması,

c) Konunun Anayasal boyutu ile ilgili çalışmanın tamamlanması kararlaştırılmıştır,

d) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarına karşı yargı yoluna başvurulması konusunun yukarıda bahse konu Anayasa değişikliği ile ilgili çalışma çerçevesinde değerlendirilmesi kararlaştırılmıştır.

18. Sağlık Bakanlığının adlî raporlarla ilgili genelgelerinin uygulanmasında karşılaşılan sorunların incelenmesi ve alınması gereken ek önlemlerin belirlenmesi çalışmalarına başlanmıştır.

19. Sağlık Bakanlığınca hazırlanan “Hasta Hakları Yönetmeliği”nin yayımlanması ile ilgili çalışmaların hızlandırılması kararlaştırılmıştır.

20. Tababet-i Adliye Kanunu ile Adlî Tıp Kurumu Kanununun uygulanmasında karşılaşılan sorunların ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi yolunda çalışmalar yapılmaktadır.

21. Adlî muayenelerin bağımsız olarak yapılması, adlî raporların muayene edilen kişilerin durumunu tam olarak belirtir ve anlaşılır bir dilde yazılması, muayenelerin adlî işlemlerin başlamasından önce ve bitiminde yapılması; gerçeğe aykırı rapor veren hekimler hakkında uygulanacak idarî ve cezaî yaptırımların caydırıcı hale getirilmesi için inceleme yapılması ve gerekli değişiklik önerilerinin hazırlanması konusundaki çalışmalar devam etmektedir.

22. Bekaret kontrolü ve zina iddiaları dolayısıyla yapılan muayenelerde insan onuru ile bağdaşmayan uygulamalara meydan verilmemesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi konusundaki çalışmalar devam etmektedir.

23. TRT’de insan hakları ile ilgili programların yayınlanması amacıyla Devlet Bakanlığı (Prof. Dr. Hikmet Sami Türk) ile TRTGenel Müdürlüğü arasında bir protokol imzalanmıştır. Protokol 1.1.1998 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

24. Millî Eğitim Bakanlığınca insan hakları eğitimi alanında yapılan çalışmalar çerçevesinde;

a) İlköğretim okullarında “Vatandaşlık ve İnsan Hakları” dersinin 7 inci ve 8 inci sınıflarında zorunlu ders olarak okutulması, ders konularının bu sınıflar arasında paylaştırılarak genişletilmesi ve geliştirilmesi,

b) Ortaöğretim okullarında “Demokrasi ve İnsan Hakları” dersinin 2 nci sınıfta seçmeli ders olarak okutulması,

c) Bu derslerin öğretim programlarının -halen ilköğretim okullarında uygulanmakta olan programda olduğu gibi- merkez kavram olarak insanı almak suretiyle düzenlenmesi, pedagog ve uzmanların katılımı ile hazırlanacak öğretim programlarının Talim ve Terbiye Kuruluna gönderilmeden önce Üst Kurulun bilgisine sunulması,

d) Diğer derslerde de ilgili konularda yeri geldikçe insan haklarına değinilmesi kararlaştırılmıştır.

25. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Eğitimi 10 Yılı boyunca Millî Eğitim Bakanlığına bağlı bütün eğitim ve öğretim kurumlarında görevli öğretmenlerin insan hakları konusunda eğitimlerinin geliştirilmesi amacıyla;

a) Öğretmen, yönetici ve müfettişleri insan hakları konularında bilgilendirmek ve duyarlı hale getirmek için, bu süre boyunca yapılacak eğitim yönetimi, teftiş teknikleri, rehberlik, program geliştirme, trafik, çevre ve direksiyon eğitimi, öğretim metotları ve tüm formatörlük kurslarında insan hakları konusunun işlenmesi,

b) Hizmet içi eğitim faaliyetlerinde işlenecek insan hakları konuları için öncelikle eğitim programlarının hazırlanması ve bu programların hazırlanmasında TODAİE, hukuk fakülteleri ve insan hakları konusunda öğretim yapan diğer üniversitelerin öğretim elemanlarıyla işbirliği yapılması,

c) İnsan hakları eğitiminin hizmet içi eğitim yoluyla yaygınlaştırılması kararlaştırılmıştır.

26. a) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 50. yıldönümü kutlamaları ve “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Eğitimi 10 Yılı” programları konusunda Millî Eğitim Bakanlığının koordinatörlüğünde hazırlanan raporun bazı değişikliklerle kabulü;

b) Sözü edilen kutlamalar ve programların hazırlanması ve yürütülmesi ile ilgili bir ulusal komite kurulması, bu komitenin görev ve yetkilerinin belirlenmesi için insan hakları alanında çalışan bilim adamları ve kurumları da görüşlerinin alınması suretiyle bir ön çalışma yapılması kararlaştırılmıştır.

27. Kamu kurum ve kuruluşlarında insan hakları ile ilgili hizmet içi eğitim yapılması amacıyla;

a) Halen bu konuda çeşitli Bakanlıklarca yürütülmekte olan hizmet içi eğitim programlarının sürdürülmesi,

b) Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında yürütülen hizmet içi eğitim faaliyetlerinde insan haklarına yer verilmesi,

c) Aday memurların yetiştirilmesine ilişkin mevzuatta düzenleme yapılarak insan hakları konularında bilgi verilmesi,

d) Öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumları başta olmak üzere, tüm yükseköğretim programlarında insan hakları konularına yer verilmesi,

e) İnsan hakları konuları ile ilgili hizmet içi eğitim programlarının hazırlanmasında sürekli işbirliğine gidilmesi,

f) İnsan hakları konularında ilgili Bakanlıklarca yürütülen hizmet içi eğitim programlarının incelenmesi ve kamu personeli için ortak bir program ve el kitabı hazırlanması,

g) Çalışmaların Millî Eğitim Bakanlığı ile ilgili Bakanlıklar arasında işbirliği içinde yürütülmesi kararlaştırılmıştır.

28. Millî Eğitim Bakanlığınca insan hakları ile ilgili veya insan hakları eğitimi açısından yararlı eserlerin yer alacağı bir “İnsan Hakları Dizisi” yayımlanmasına ve -”Unesco 1997 Uluslararası Hasan-Ali Yücel Yılı” dolayısıyla- dizinin ilk eseri olarak Hasan-Ali Yücel’in “İyi Vatandaş, İyi İnsan” kitabının hazırlanmasına karar verilmiştir.

29. Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesine Türkiye’nin Anayasanın bazı maddeleriyle ilgili çekince koymak ve yorum beyanında bulunmak suretiyle katılması için yasa tasarısı hazırlanması kararlaştırılmıştır.

30. 20 Mayıs 1980 tarihli Çocukların Velayetine İlişkin Kararların Tanınması ve Tenfizi ile Çocukların Velayetinin Tesisine İlişkin Avrupa Sözleşmesi ile 25 Ekim 1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Yönleri Hakkında Lahey Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından imzalanması ve onaylanması için gerekli işlemlerin yapılması kararlaştırılmıştır.

31. İşkence ve kötü muamelenin önlenmesi için;

a) Başbakanlıkça, Hükümetin bu konudaki kararlılığını belirten bir “Genelge” yayımlanmış; ayrıca

b) Mülkiye müfettişleri ve mülkî amirlerce kolluk güçlerinde (polis ve jandarmada) yapılan özel denetimlerin sıklaştırılması ve yaygınlaştırılması,

c) Kusurlu görülen görevliler hakkında gecikmeksizin idarî ve cezaî işlem yapılması,

d) Denetim sonuçlarının üçer aylık dönemsel raporlarla ülke genelinde izlenmesi, değerlendirilmesi ve Üst Kurula bilgi verilmesi,

e) Gözaltı kayıtlarının düzenli tutulmasını sağlayıcı tedbirler alınması,

f) İşkence ve kötü muamele iddialarının titizlikle ve hızla soruşturulması kararlaştırılmıştır.

32. İşkence, kötü muamele ve diğer nedenler dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce, Türkiye aleyhine verilen kararlar gereğince Devletin ödemek zorunda kaldığı tazminat tutarları için olayın sorumlularına rücu edilmesi kararlaştırılmıştır.

33. İnsan hakları konusunda yabancı ülkelerdeki gelişmelerle ilgili iki rapor hazırlanmış ve bazı yabancı ülkelerdeki insan hakları ihlalleri ile ilgili iki basın açıklaması yapılmıştır.

34. Düşünce ve anlatım özgürlüğü sınırlarının genişletilmesi ile ilgili olarak, Anayasanın 26, 27 ve 28 inci maddelerinde değişiklik yapılması yönünde çalışmalar başlatılmıştır. TCK 17, 159 ve 312 nci maddeleri ile Terörle Mücadele Kanununun 8 inci maddesinde değişiklik yapılmasına dair Kanun Tasarısı Bakanlar Kuruluna sunulmuştur.

35. Türkiye’de insan hakları ihlali iddiaları ile ilgili olarak, yurt içinden ve yurt dışından yapılan başvuruların, basında yer alan haber ve yazıların ilgili mercilerce araştırma konusu yapılması ve varılan sonuçların belirli aralarla kamuoyuna topluca açıklanması kararlaştırılmıştır.

36. Faili bilinmeyen cinayetlerin yeni yöntem ve mekanizmalarla aydınlatılması amacıyla,

a) Delilden suçluya gitmek konusunda önemli bir unsur olan olay yeri incelemesinde iz ve delillerin usulüne uygun olarak toplanabilmesi için kolluk kuvvetlerinin ileri teknolojik araç ve gereçlerle donatılması, ayrıca “otomatik parmak izi teşhis” sistemine geçilmesi,

b) Ülke genelinde taşıma ve bulundurma ruhsatlı tüm ateşli silahların kovan ve çekirdeklerinin balistik mukayeseye tabi tutulabilmesi için olaylarda elde edilen kovan ve çekirdeklerin merkezi olarak arşivlenmesi, ayrıca ruhsat verilmesi sırasında ilerideki bir balistik muayeneye esas olabilecek bir kontrol sistemi ile ilgili araştırma yapılması,

c) Faili bilinmeyen cinayetlerin sürekli izlenmesi ve aydınlatılması için bu konuda görev alacak personelin uzmanlaştırılması, yurt içinde ve yurt dışında açılacak mesleki kurslardan yararlandırılması, bu çerçevede sözkonusu personelin uzmanlaştırılması için yurt dışında yürütülecek bir hizmet içi eğitim projesi hazırlanması ve projenin uygulanması için gerekli girişimlerde bulunulması, ayrıca personelin yetkilerinin açıkça belirlenerek hukukî güvenceye kavuşturulması,

d) Tanıkların korku ve zaman kaybı gibi nedenlerle bilgi vermekten kaçınmalarını önleyici ve güvenliklerini sağlayıcı tedbirlerin alınması, ayrıca tanıklara yeterli düzeyde tazminat ve yolluk ödenmesi kararlaştırılmıştır.

37. Başörtüsü konusunda Refah Partili bazı milletvekillerince Üst Kurula verilen dilekçe üzerine, konunun Anayasa, yürürlükteki mevzuat ve yargı kararları dikkate alınmak suretiyle her yönüyle incelenmesi kararlaştırılmıştır.

38. Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğine ekli Devlet Memurları Sicil Raporunun, Sicil Amirlerinin Meslek Ehliyeti Hakkındaki Notları (Görevde Gösterilen Başarının Değerlendirilmesi) bölümüne memurun “insan haklarına saygısı” ile ilgili bir soru eklenmesi kararlaştırılmıştır.

39. Sorgu hâkimliği kurumunun yeniden kurulmasının davaların uzamasına yol açacak nitelikte olması nedeniyle -karşılaştırılmalı hukuku da göz önünde bulundurmak suretiyle- hazırlık soruşturmasının eksiksiz ve daha sağlıklı biçimde yürütülmesini sağlayacak tedbirlerle ilgili bir araştırma yapılması ve buna göre öneriler geliştirilmesi kararlaştırılmıştır.

40. 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu ile bu Kanunun uygulamasına ilişkin Yönetmelik hükümlerinin etkin biçimde uygulanmasını sağlamak üzere;

a) Kanunda öngörülen idarî para cezalarının günün koşullarına göre artırılmasını ve bu cezaların her yıl Vergi Usul Kanunu uyarınca ilan edilen yeniden değerleme katsayısı oranında yükseltilmesini sağlayacak yasal değişikliğin yapılması,

b) Şehir ve kasabalardaki yerleşim bölgelerinin semt ve mahalleler itibariyle ayrıntılı krokilerinin karakollarda bulundurulmasını ve bilgisayar ortamına geçilmesini sağlayacak yasal düzenleme yapılması,

c) Kanunun Ek 1 inci maddesi uyarınca karakollarda kurulması gereken bilgisayar terminalleri için bütçeye yeterli ödenek konulmasının sağlanması,

d) İçişleri Bakanlığınca Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasında göz önünde bulundurulması gereken hususları belirten bir genelgenin çıkarılması ve uygulama sonuçlarının sürekli olarak izlenmesi kararlaştırılmıştır.

41. İnsan hakları açısından kadının sorunlarına ilişkin somut çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla hukuk, eğitim ve toplumsal sorunlarla ilgili üç çalışma grubu oluşturulması kararlaştırılmıştır.

42. Jandarma Teşkilât, Görev ve Yetkileri Kanununda değişiklik yapılarak;

a) Mülkî teşkilâta tabi Jandarmanın mülkî görevleri ile ilgili eylem ve işlemlerinin İçişleri Bakanlığı ve valiler yanında kaymakamlarca da denetlenmesini ve teftiş edilmesini,

b) İl ve ilçe Jandarma komutanlarının sicilleri doldurulurken, mülkî görevleri ile ilgili olarak vali ve kaymakamların, adlî görevleri ile ilgili olarak cumhuriyet başsavcılarının yazılı görüşlerinin alınması,

c) Bu konudaki yönetmelik değişikliklerinin altı ay içinde çıkarılmasını öngören Ön Tasarının, Bakanlar kuruluna sunulmak üzere kabulü kararlaştırılmıştır.

İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu, bundan sonraki çalışmalarında da insan hakları ihlali iddialarını takip ederek değerlendirecek, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu görevlilerinin görevlerini yasalara ve diğer mevzuata uygun olarak yerine getirmelerini sağlamak, insan haklarının korunması ve geliştirilmesini çağdaş evrensel ölçülere uygun olarak gerçekleştirmek amacıyla, sivil toplum örgütleriyle de diyalog kurarak, gerektiğinde yeni yasal veya idarî düzenlemelere ilişkin tavsiyeler oluşturarak Bakanlar Kuruluna ve ilgili mercilere sunacaktır.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Verdiği 27.3.1998 Tarih 7/4715-12014 Sayılı Soru Önergesine İlişkin Bilgiler

I. —Bakanlar Kuruluna Sunulan Kanun Taslakları

1. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa Ekli I ve II sayılı Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Taslağı

—3.4.1998 tarih ve 4359 sayılı Kanun ile bir bölümü gerçekleştirilmiştir.

2. Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Taslağı,

—TBMM Genel Kurulundadır.

3. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye Birer Ek Madde Eklenmesine İlişkin Kanun Taslağı,

—Anayasa ve Bütçe ve Plan komisyonlarında görüşülmektedir.

II. —Genel Düzenleyici İşlemler

a) Yönetmelikler

1. Devlet Personel Uzmanlığı Çalışma Usul ve Esasları Yönetmeliğinin Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik.

—3.10.1997 tarih ve 23129 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

b) Tebliğler

1. Özelleştirilen ve Özelleştirme Programına Alınan Kuruluşlardaki İstihdam Fazlası Personelin Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Nakil İşlemlerine Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğ

—1.11.1997 tarih ve 23157 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

c) Genelgeler

1. Sakatların İstihdamına İlişkin Başbakanlığın 20.11.1997 tarih ve 1997/71 sayılı Genelgesi.

III.—Bakanlar Kuruluna Sunulan Taslaklar

Yönetmelik Taslakları

1. Devlet Memurları Yiyecek Yardım Yönetmeliğinin Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik.

—16.4.1998 tarih ve 23315 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

2. Memurlara Yapılacak Giyecek Yardımı Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik,

—28.2.1998 tarih ve 23272 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

3. Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğine Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik Taslağı,

—Başbakanlığa gönderilmiştir.

4. Aday Memurların Yetiştirilmesine İlişkin Genel Yönetmeliğin 5 inci maddesinde, Temel Eğitim Programları arasına “İnsan Hakları” konusunda ilave edilmesi amacıyla, değişiklik yapılmasına ilişkin Yönetmelik,

— 6.2.1998 tarih ve 23250 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

5. Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik Taslağı,

—Başbakanlığa gönderilmiştir.

b) Bakanlar Kurulu Karar Taslakları

1. 24.11.1994 tarih ve 4046 sayılı Kanunun 25 inci maddesi ile ihdas edilen (20 000) adet kadrodan kamu kurum ve kuruluşlarındaki münhal kadrolara atanmasında güçlük çekilen personelin atanmasında kullanılmak üzere sözkonusu kadrolardan 350 adedinde unvan ve derece değişikliği yapılarak 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesi kapsamındaki kuruluşlardan 32 sine tahsis edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Karar Taslağı,

2. Kadro serbest bırakma ve kadro değişikliğine ilişkin 30.9.1997 Tarih ve 97/10073 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı,

3. Akademik Kadrolarda Serbest Bırakma ve Kadro Değişikliğine İlişkin 30.9.1997 Tarih ve 97/10017 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı,

4. Sözleşmeli Personelin Ücretlerinin Artırılmasına İlişkin 29.12.1997 Tarih ve 97/10498 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı,

5. Kamu İktisadî Teşebbüslerine ait kadro ve pozisyonlarda değişiklik yapılmasına ilişkin 29.9.1997 tarih ve 97/10062 sayılı, 29.12.1997 tarih ve 97/10478 sayılı; 16.3.1998 tarih ve 98/10793 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları,

6. Kamu İktisadî Teşebbüslerinde çalışan memurlara ödenecek ek tazminatın tespitine ilişkin 22.8.1997 tarih ve 97/9858 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı,

c) Yüksek Planlama Kurulu Kararları

1. Kamu İktisadî Teşebbüslerde çalışan sözleşmeli personelin ücretlerinin tespitine ilişkin 21.7.1997 tarih ve 97/T-30 sayılı; 4.2.1998 tarih ve 98/T-4 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararları,

IV.— 1998 Yılı Program Ekinde Yeralan Hukukî ve Kurumsal Düzenlemelerle İlgili Olarak:

a) Sorumlu Olunan Projeler

1. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Ücret Rejiminin Tek ve Ortak Bir Yasayla Düzenlenmesi,

2. Memurlar ile Diğer Kamu Görevlileri Arasındaki Ayrımı Belirlemek ve Ortak Görev Unvanlı Kadrolara Personel Alımının Merkezi Sınavla Yapılmasını Sağlamak ve Üst Düzey Yöneticilerin Yetiştirilmesi Usul ve Esaslarını Belirlemek Üzere Bir Kanun Çıkarılması,

3. Personel Reformu Kapsamında Bürokrasinin Üretken ve Rasyonel Bir Şekilde Çalışmasını Sağlayacak Hukukî Altyapının Oluşturulması,

—Bu projeler çerçevesinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun yürürlükten kaldırılması suretiyle, memurların hukukî statülerini ve malî statülerini düzenleyecek iki ayrı Kanun Tasarısı taslağı hazırlanmış olup kanun taslakları ile kamu görevlilerinin malî haklarının tek ve ortak bir kanunda düzenlenmesi öngörülmektedir. Kanun taslakları kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerinin de alınmasını müteakip BakanlarKuruluna sunulacaktır. Bunlar 1998 Yılı Programında da zikredilen “Memurlar Hakkında Kanun” ile “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Malî ve Sosyal Hak ve Yardımlar Hakkında Kanun” taslaklarıdır.

4. Performans ölçülmesine yönelik denetim sistemlerinin oluşturulması,

— Bu projenin 1999 yılı sonuna kadar gerçekleştirilmesi gerekmekte olup, koordinasyon ve işbirliğinden sorumlu kurumlarca birlikte altyapı çalışmaları sürdürülmektedir.

5. Görev TanımlarınınOluşturulması ve İş Analizlerine Dayalı Norm Kadroların Hazırlanması,

—Bu konuda 1998 yılı itibariyle mevcut durumun tespiti ve değerlendirilmesine esas olmak üzere, kamu kurumlarınca iş analizi, görev tanımları, iş gerekleri ve norm kadroların tespitine ilişkin çalışmaların yapılıp yapılmadığına, yapılmış ise bu çalışmalara ilişkin bilgi ve belgelerin Maliye Bakanlığına ve Devlet Personel Başkanlığına gönderilmesinin temin edilmesi ile bu konuda çalışma yapmamış kamu kurumlarında sözkonusu çalışmaların yapılmasının sağlanması ve belirtilen konuya ilişkin usul ve esasların belirlenmesi için komisyon kurulması ve bu komisyonca örgüt ve iş analizi, görev tanımları, iş gerekleri ve norm kadrolarının tespit edilmesi, kamu kurumlarının kadro ve personel yapılarının belirlenen norm kadrolara göre belirlenmesine ilişkin ön hazırlık çalışmalarının Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığınca müştereken yürütülmesini sağlamak amacıyla Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanıp Maliye Bakanlığına gönderilen (2) adet Genelge hakkında bu Bakanlığın olumlu cevabı alınmış olup, Genelgenin yayımlanması ve diğer çalışmalar sürdürülmektedir.

6. Kamu Bilişim Çalışanlarının Unvan ve Statülerinin YenidenBelirlenmesi,

—Bilişim personelinin unvan ve statülerinde iyileştirme yapılmasına yönelik düzenleme çalışmalarını yürütmek üzere bir komisyon oluşturma faaliyetleri sürdürülmektedir.

b) Koordinasyon ve İşbirliği Bakımından İlgili Kuruluş Olarak Katkıda Bulunulan Projeler

1. Üretim Birimleri Özelleştirilen Ancak Tüzel Kişiliklerini Devam Ettiren Kuruluşların Tasfiyesi İçin Gerekli Çalışmaların Yapılması,

— Özelleştirilen ve özelleştirme kapsamına alınan kurumlara ait personelin diğer kamu kurum ve kuruluşların nakledilmesi faaliyetleri yürütülmektedir.

2. Kamu Görevlilerinin Sendikal Haklarında Düzenlemelerin Yapılması,

—Kamu Görevlilerinin Sendikal Haklarına İlişkin Kanun Tasarısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla birlikte hazırlanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminde bulunan tasarının yasalaşmasını müteakip 217 sayılı Devlet Personel Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede yapılması gerekli değişikliklere ilişkin kanun taslağı hazırlanmaktadır.

3. Ombudsman

— Adalet Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılan konuya ilişkin yasal düzenleme çalışmalarına iştirak edilmektedir.

4. Kültür Bakanlığında FikirHakları İle İlgili Birimin Reorganizasyonu ve Nitelikli Personel Yetiştirilmesi,

5. MTAKuruluş Yasasının Revize Edilmesi,

6. Standart Dışı Çalışma Biçimlerinin Düzenlenmesi,

7. Millî Eğitim Bakanlığı Personel Kanun Tasarısının Hazırlanması,

—Sorumlu kuruluşlar tarafından yukarıdaki konulara ilişkin olarak hazırlanan Kanun Taslakları incelenerek görüş verilmekte ve yapılan toplantılara iştirak edilmektedir.

TC

Başbakanlık

Yüksek Denetleme Kurulu 15.4.1998

Sayı :B.02.1.YDK-070/521

Devlet Bakanlığına

(Sayın Prof. Dr. Hikmet Sami Türk)

İlgi :a) 13.4.1998 tarih B.02.0.007/0953 sayılı yazıları.

b) TBMM Başkanlığının 3.4.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4715-12014/29472 sayılı yazısı.

Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Hakkındaki 72 sayılı KHK’de değişiklik yapılması ve bu KHK’nin Kanun haline dönüştürülmesi çalışmaları Devlet Bakanımız Prof. Dr. Sayın Hikmet Sami Türk başkanlığında sürdürülmüştür.

Bahse konu kanun çalışmalarında;

—72 sayılı KHK’nin adının Yüksek Denetleme Kurulu Hakkında Kanun olarak değiştirilmesi,

— Başbakanlığa bağlı Kurulun Türkiye Büyük Millet Meclisi ile ilgilendirilmesi,

—Kurulun özerk bir yapıya kavuşturulması amacıyla, Kurul Başkanı ve Üyelerinin seçim yoluyla ve süreli olarak göreve getirilmeleri,

—Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay gibi Bağımsız Yargı ve denetim kuruluşlarına kurula üye adayı gösterme görevi,

Sağlanmıştır.

Hazırlanan metin 19.1.1998 tarihinde Bakanlar Kurulunda kabul edilerek, kanun tasarısı haline getirilmiş ve bu tasarı 23.1.1998 tarihinde Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederiz.

Rusuhi Aydoğdu

Başkan V.

 

birleşim 80’in sonu