DÖNEM : 20 CİLT : 50 YASAMA YILI : 3

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

76 ncı Birleşim

14 . 4 . 1998 Salı

 

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olan OrmanBakanı Ersin Taranoğlu’na, dönüşüne kadar, DevletBakanı Rüştü Kâzım Yücelen’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1404)

2. – Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olan Kültür Bakanı M. İstemihan Talay’a, dönüşüne kadar, DevletBakanı Hasan Hüsamettin Özkan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1405)

3. – Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olan Sanayi ve TicaretBakanı E. Yalım Erez’e, dönüşüne kadar, Bayındırlık ve İskân Bakanı YaşarTopçu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1406)

4. – Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olanDevlet Bakanı A. Ahat Andican’a, dönüşüne kadar, DevletBakanı Işılay Saygın’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1407)

5. – Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olanDevlet Bakanı Rifat Serdaroğlu’na, dönüşüne kadar, Başbakan Yardımcısı ve Millî SavunmaBakanı İsmet Sezgin’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1408)

6. – Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olanBaşbakan A. Mesut Yılmaz’a, dönüşüne kadar, Başbakan Yardımcısı ve DevletBakanı Bülent Ecevit’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1409)

7. – Amerika BirleşikDevletlerine gidecek olan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’a, dönüşüne kadar, Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1410)

8. – Portekiz ve İspanya’ya gidecek olanDevletBakanı Burhan Kara’ya dönüşüne kadar, DevletBakanı Eyüp Aşık’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1411)

9. – İsviçre’ye gidecek olan DevletBakanı Güneş Taner’e, dönüşüne kadar,DevletBakanı Yücel Seçkiner’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1412)

10. – İsviçre’ye gidecek olanDevletBakanı A. Ahat Andican’a, dönüşüne kadar, DevletBakanı Işılay Saygın’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1413)

11. – Amerika BirleşikDevletlerine gidecek olan DevletBakanı Güneş Taner’e, dönüşüne kadar, DevletBakanı Eyüp Aşık’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1414)

12. – Bosna - Hersek’e gidecek olan Dışişleri Bakanı İsmail Cem’e, dönüşüne kadar, DevletBakanı Şükrü Sina Gürel’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1415)

13. – Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’e, dönüşüne kadar, DevletBakanı Refaiddin Şahin’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1416)

14. – Parlamentolararası Birlikte TBMM’yi temsil edecek grubu oluşturmak üzere FP Grubunca aday gösterilen üyeye ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1417)

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – Bolu Milletvekili Feti Görür ve 23 arkadaşının,Turgut Özal’a yapılan suikastla ilgili olarak ortaya atılan iddiaların araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/248)

IV. – ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. – (10/185, 186) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun 466 sıra sayılı raporu ile (10/209) ve (10/128) esas numaralı Meclis araştırması önergelerinin öngörüşmelerinin 21.4.1998 Salı günkü, Sayıştay Birinci Başkanlığı ve Sayıştay üyelikleri seçiminin 29.4.1998 Çarşamba günkü Birleşimde yapılmasına ve gündemdeki yer ve çalışma sürelerine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

2. – TBMM’nin Kuruluşunun 78 inci Yıldönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlanması ve günün önem ve anlamının belirtilmesi amacıyla yapılacak görüşmeler için Genel Kurulun 23 Nisan 1998 Perşembe günü saat 14.00’te toplanmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi

B) BAŞKANLIK ÖNERİLERİ

1. – TBMM’nin Kuruluşunun 78 inci Yıldönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlamaları için Genel Kurulda özel bir görüşme açılmasına; konuşma süreleri ile o gün başkaca konunun görüşülmemesine ilişkin Başkanlık önerisi

C) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. – (9/16) ve (9/17) esas numaralı Meclis soruşturması önergelerinin gündemdeki yeri, görüşme günü ve çalışma sürelerine ilişkin DYP Grubu önerisi

2. – Gündemdeki sıralamanın yeniden yapılmasına, (9/16) ve (9/17) esas numaralı Meclis soruşturması önergelerinin gündemdeki yeri, görüşme günü ve çalışma sürelerine ilişkin ANAP, DSP ve DTP Gruplarının müşterek önerisi

V. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım’ın, yurtdışındaki temsilciliklerde kullanılan makam araçlarına ilişkinDışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/757)

2. – Elazığ Milletvekili ÖmerNaimi Barım’ın, bakanlıklarda ve yurtdışındaki temsilciliklerde kullanılan makam araçlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/758)

3. – Isparta Milletvekili Mustafa Köylü’nün, Batı Çalışma Grubunun faaliyetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/765)

4. – Uşak Milletvekili HasanKarakaya’nın, Uşak Havaalanı inşaatına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in cevabı (6/779)

5. – Şanlıurfa Milletvekili Abdülkadir Öncel’in, Ceylanpınar SSK Dispanseri binasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı Nami Çağan’ın cevabı (6/780)

6. – YozgatMilletvekili Abdullah Örnek’in, Yozgat -Çekerek Süreyyabey Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanından sorusu ve TurizmBakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı (6/781)

7. – SamsunMilletvekili Musa Uzunkaya’nın, Bafra Organize Sanayi Bölgesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sorusu ve TurizmBakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı (6/782)

8. – SamsunMilletvekili Musa Uzunkaya’nın,Tekel’e personel alımlarında yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı iddialarına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Eyüp Aşık’ın cevabı (6/783)

9. – SamsunMilletvekili Musa Uzunkaya’nın, bir hâkimin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasındaki araca ilişkin Sanayi ve TicaretBakanından sorusu ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı (6/784)

10. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, ilköğretim okulu mezunlarına ilişkin sorusu ve Millî EğitimBakanı Hikmet Uluğbay’ın cevabı (6/785)

11. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Fener Rum Patriğinin bazı faaliyetlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı HikmetSami Türk’ün cevabı (6/786)

12. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun,Niğde Kütüphanesinden Konya Halk Kütüphanesine taşınan eserlere ilişkin Başbakandan sorusu ve DevletBakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/787)

13. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Pirsultan ve Kırım Türkleri Yardımlaşma derneklerine ilişkin İçişleri Bakanından sorusu ve TurizmBakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı (6/788)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Tokat Milletvekili Ahmet Fevzi İnceöz’ün, Verem Savaş dispanserlerinin çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4426)

2. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, RefikSaydam Ulusal Sağlık Araştırma Kurumu Kanunu tasarısına ilişkin sorusu ve SağlıkBakanı İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4448)

3. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, özel hastaneler tüzüğüne ilişkin sorusu ve SağlıkBakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4449)

4. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Sağlık Finansmanı Kurumu Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun Tasarısı projesinin bulunup bulunmadığına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4462)

5. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanun Tasarısı çalışmalarına ilişkin sorusu ve SağlıkBakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4463)

6. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Hastane ve Sağlık İşletmeleri Kanun Tasarısına ilişkin sorusu ve SağlıkBakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4464)

7. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Kamu Sağlığı Kanun Tasarısı çalışmalarına ilişkin sorusu ve SağlıkBakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4465)

8. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Ebelik ve Ebeler Birliği Kanun Tasarısına ilişkin sorusu ve SağlıkBakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4468)

9. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, SağlıkBakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına ilişkin sorusu ve SağlıkBakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4469)

10. – Sakarya Milletvekili Ertuğrul Eryılmaz’ın, Kırıkkale - Delice İlçesi Belediye Başkanlığından SağlıkBakanlığına geçtikleri iddia edilen personele ilişkin sorusu ve SağlıkBakanı Halim İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4474)

11. – İzmir Milletvekili Atilla Mutman’ın, Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Hastanesi hakkındaki bazı iddialara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4506)

12. – Şırnak Milletvekili Bayar Ökten’in, mazota dayalı sınır ticaretine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in yazılı cevabı (7/4518)

13. – SıvasMilletvekili Mahmut Işık’ın, “Yeşil” kod adlı şahsa ait cep telefonuna ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4538)

14. – Denizli Milletvekili Kemal Aykurt’un, Denizli’deki belediyelere 1998 yılında yapılacak yardımlara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4539)

15. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, Çorum-Bayat İlçesine bağlı Kuruçay, Çamlıgüney ve Bayan Köylerinin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4544)

16. – Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, “Adliye Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına ilişkin Başbakandan sorusu ve AdaletBakanı Mahmut Oltan Sungurlu’nun yazılı cevabı (7/4545)

17. – BalıkesirMilletvekili İ. ÖnderKırlı’nın, isteğe bağlı sigortalı olarak emekli olacakların sorunlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı Nami Çağan’ın yazılı cevabı (7/4549)

18. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, isteğe bağlı sigorta primlerinin tek bir bankaya yatırılması uygulamasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı Nami Çağan’ın yazılı cevabı (7/4561)

19. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, cep telefonu faturalarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/4577)

20. – KaramanMilletvekili Zeki Ünal’ın, Güneydoğu Anadolu Projesine ilişkin sorusu ve DevletBakanı MehmetSalih Yıldırım’ın yazılı cevabı (7/4580)

21. – Bursa Milletvekili Yahya Şimşek’in, tarım kredilerine ilişkin sorusu ve DevletBakanı Güneş Taner’in yazılı cevabı (7/4585)

22. – Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Cumhuriyetin 75 inci kuruluş yıldönümü kutlama programına ilişkin Başbakandan sorusu ve DevletBakanı Cavit Kavak’ın yazılı cevabı (7/4589)

23. – Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, mevsimlik işçilere kadro verilip verilmeyeceğine ilişkin sorusu ve DevletBakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4591)

24. – Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, görevden alınan Vakıfbank Genel Müdürünün bir beyanına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Metin Gürdere’nin yazılı cevabı (7/4593)

25. – Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker’in, Bilecik İlindeki belediyelere yapılan yardımlara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4594)

26. – Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu’nun, 55 inci Hükümet döneminde tiyatrolara yapılan yardımlara ve bastırılan kitaplara ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı Mustafa İstemihan Talay’ın yazılı cevabı (7/4597)

27. – Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Vakıflar GenelMüdürlüğü tarafından Kütahya’da öğrenci yurt binası yapılıp yapılmayacağına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Metin Gürdere’nin yazılı cevabı (7/4598)

28. – Trabzon Milletvekili İsmail İlhan Sungur’un, Rize ve Trabzon’daki belediyelere yapılan yardımlara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4600)

29. – Denizli Milletvekili AdnanKeskin’in, bazı valilerin tarikat mensubu oldukları iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4610)

30. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Savarona Yatına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Cavit Kavak’ın yazılı cevabı (7/4619)

31. – Kırıkkale Milletvekili Haci Filiz’in, TURBAN Tesislerinin kiraya verilmesine ilişkin sorusu ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın yazılı cevabı (7/4620)

32. – Muğla Milletvekili İrfettin Akar’ın, Muğla’nın Ortaca İlçesinde vergi dairesi açılıp açılmayacağına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4628)

33. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, TBMM’den emekli olan bir kişiye ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4648)

34. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, kütüphanelere ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı Mustafa İstemihanTalay’ın yazılı cevabı (7/4652)

35. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, turizm yatırımlarına açılan orman alanlarına ilişkin sorusu ve TurizmBakanı İbrahim Gürdal’ın yazılı cevabı (7/4655)

36. – KaramanMilletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman’a bağlı bazı yerleşim birimlerindeki camilerin imam ihtiyacına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Hüsamettin Özkan’ın yazılı cevabı (7/4667)

37. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Havza Kaplıcalarına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Rüştü Kâzım Yücelen’in yazılı cevabı (7/4676)

VI. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖNGÖRÜŞMELER

1. – Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı ve 36 arkadaşının, orman yangınlarının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/23)

2. – KahramanmaraşMilletvekili HasanDikici ve 29 arkadaşının, ormanlarımız ve orman köylülerimizin sorunlarının araştırılarak çözüm yollarının tespit edilmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/36)

3. – Aydın Milletvekili Yüksel Yalova ve 49 arkadaşının, orman yangınlarının önlenebilmesi için alınması gereken tedbirler ile yangınlardaki ihmal ve kusurların tespit edilmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/103)

4. – İstanbulMilletvekili Halit Dumankaya ve 27 arkadaşının, ormanlarımızın korunması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/173)

5. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya ve 20 arkadaşının, yangınların önlenmesi ve itfaiye teşkilâtının yeniden yapılanması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/183)

6. – Antalya Milletvekili Arif AhmetDenizolgun ve 24 arkadaşının, Antalya’da meydana gelen orman yangınında zarar görenlere yapılacak yardımın belirlenmesi ve yangınların söndürülmesinde alınacak tedbirlerin tespiti amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/198)

7. – Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı ve 37 arkadaşının, dış borçlar konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/24)

8. – Konya Milletvekili Veysel Candan ve 20 arkadaşının, iç ve dış borçlar ile alınan kredilerin nerelerde kullanıldığının tespiti amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/57)

 

 

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 13.00’te açılarak beş oturum yaptı.

Sinop Milletvekili Metin Bostancıoğlu’nun, 5 Nisan Avukatlar Gününe ilişkin gündemdışı konuşmasına, Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu cevap verdi;

İstanbul Milletvekili M.Sedat Aloğlu, piyasadan rahatlıkla temin edilebilen havalı ve sesli silahların olumsuz etkilerinden çocuklarımızı ve gençlerimizi korumaya ve kollamaya,

Kütahya Milletvekili Metin Perli de, Kütahya İlinin sosyoekonomik durumuna,

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

Fransa’ya gidecek olan Çevre Bakanı İmren Aykut’a, DevletBakanı Rüştü Kâzım Yücelen’in vekâlet etmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

SamsunMilletvekili Musa Uzunkaya ve 25 arkadaşının, Samsun İlinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/247) okundu; önergenin gündemde yerini alacağı ve öngörüşmesinin, sırasında yapılacağı açıklandı.

Tekirdağ Milletvekili Fevzi Aytekin’in Dilekçe Komisyonu, Edirne Milletvekili Mustafa İlimen’in de Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyeliğinden çekildiklerine ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda boş bulunan ve Demokratik Sol Parti Grubuna düşen bir üyeliğe İstanbulMilletvekili Osman Kılıç, Dilekçe Komisyonunda boş bulunan ve Demokratik Sol Parti Grubuna düşen bir üyeliğe de Edirne Milletvekili Mustafa İlimen seçildiler.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan GelenDiğer İşler” kısmının :

1 inci sırasında bulunan 132,

2 nci sırasında bulunan 232,

4 üncü sırasında bulunan 553,

7 nci sırasında bulunan 30,

8 inci sırasında bulunan 208,

Sıra sayılı kanun tasarı ve tekliflerinin görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından,

3 üncü sırasında bulunan ve Hükümetçe Komisyona geri alınan 338 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmeleri, Komisyon raporu gelmediğinden,

9 uncu sırasında bulunan, 631 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmeleri de, Hükümet temsilcisi Genel Kurulda hazır bulunmadığından, bir defaya mahsus olmak üzere,

Ertelendi;

5 inci sırasında bulunan, Vergi Kimlik Numarası Kullanımının Yaygınlaştırılması ve Noterlik Kanunu, İcra ve İflas Kanunu, Tapu Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Çekle Ödemenin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun,BankalarKanunu, Posta Kanunu ile Pasaport Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/718) (S.Sayısı : 586) yapılan görüşmelerden,

6 ncı sırasında bulunan, 14.7.1965 Tarihli ve 657 Sayılı, 8.6.1949 Tarihli ve 5434 Sayılı, 5.3.1964 Tarihli ve 439 Sayılı, 30.4.1992 Tarihli ve 3797 Sayılı, 11.10.1983 Tarihli ve 2914 Sayılı KanunlarınBazı Maddelerinde DeğişiklikYapılması ve 5.1.1961 Tarihli ve 222 Sayılı, 24.11.1994 Tarihli ve 4048 Sayılı Kanunların Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/692, 1/683, 2/24, 2/31, 2/34, 2/170, 2/243, 2/307, 2/556, 2/574, 2/660, 2/661, 2/664, 2/666, 2/726, 2/727, 2/793, 2/828, 2/954, 2/1052) (S. Sayısı : 589) görüşmelerini takiben yapılan açık oylamasından;

Sonra kabul edildikleri ve kanunlaştıkları açıklandı.

14 Nisan 1998 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 03.15’te son verildi.

 

Kamer Genç

Başkanvekili

Abdulhaluk Mutlu Levent Mıstıkoğlu Bitlis Hatay Kâtip Üye Kâtip Üye

 

Haluk Yıldız Ünal Yaşar Kastamonu Gaziantep Kâtip Üye Kâtip Üye

 

 

 

II. – GELEN KÂĞITLAR

No: 114

3.4.1998 CUMA

Tasarı

1.-Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna Ek Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı (1/752) (Dışişleri ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.3.1998)

Teklifler

1.- Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 16 Arkadaşının; İdarenin Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1138) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.3.1998)

2.- Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 16 Arkadaşının; İl Özel İdaresi Kanunu ile Mahallî İdarelerle İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1139) (İçişleri ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Çevre ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Tarım, Orman ve Köyişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.3.1998)

3.- Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 16 Arkadaşının; 1580 Sayılı Belediye Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1140) (Plan ve Bütçe ve İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.3.1998)

4.- Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 16 Arkadaşının; 3030 Sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun Adının, Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bazı Maddeler İlave Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1141) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.3.1998)

5.- Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 16 Arkadaşının; 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve Bu Kanunda Değişiklik Yapan Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bazı Maddeler Eklenmesiyle 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanununa Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1142) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.3.1998)

6.- Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 16 Arkadaşının; Belediyeleri İlgilendiren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1143) (İçişleri ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Çevre ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.3.1998)

7.- Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun; İl Özel İdaresi Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1144) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.3.1998)

8.- Demokrat Türkiye Partisi Grup Başkanı Van Milletvekili Mahmut Yılbaş ve 8 Arkadaşının; Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/1145) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.3.1998)

Raporlar

1.- Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu ve Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt’ün İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre Rapora İtirazı (3/309) (S. Sayısı: 559’a 1 inci ek) (Dağıtma Tarihi: 3.4.1998) (GÜNDEME)

2.- Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu ve Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre Rapora İtirazı (3/841) (S. Sayısı: 594’e 1 inci ek) (Dağıtma Tarihi: 3.4.1998) (GÜNDEME)

3.- Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu ve Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre Rapora İtirazı (3/925) (S. Sayısı: 597’ye 1 inci ek) (Dağıtma Tarihi: 3.4.1998) (GÜNDEME)

4.- Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve İçişleri Komisyonları Raporları (1/605) (S. Sayısı: 636) (Dağıtma Tarihi: 3.4.1998) (GÜNDEME)

No : 115

 

13.4.1998 PAZARTESİ

Sözlü Soru Önergeleri

1.– Ankara Milletvekili Ömer Faruk Ekinci’nin, kütüphanelerde okunmak üzere satın alınan gazetelere ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/940)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

2.– İçel Milletvekili Saffet Benli’nin, Bakanlar Kurulu’nun sanal olarak ilk kez ne zaman toplanacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/941) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

3.– Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, tarihi alanlardaki konutların korunmasına ilişkin Devlet Bakanından (Refaiddin Şahin) sözlü soru önergesi (6/942) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

4.– Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, T.T.K.’ya alınan işçilere ilişkin Devlet Bakanından (Güneş Taner) sözlü soru önergesi (6/943)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

5.– Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, bazı şahsî ve ticarî mahiyette eşyanın bedelsiz ithaline ilişkin Devlet Bakanından (Rıfat Serdaroğlu) sözlü soru önergesi (6/944)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

Yazılı Soru Önergeleri

1.– Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Ankara-Adana otoyol projesine ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/4758) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

2.– Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Ankara’da görevinden alınan okul müdürlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4759) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

3.– Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, ORKÖY kredilerine ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4760)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

4.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman-Merkez-İhsaniye Köyünün telefon santraline ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4761) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

5.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman-Merkez-Hamidiye Köyünün su deposuna ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/4762) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

6.– Erzurum Milletvekili Aslan Polat’ın, bazı firmalara verilen teşvik kredileriyle ilgili iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Güneş Taner) yazılı soru önergesi (7/4763) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

7.– Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, cep telefonu işletme hakkının TÜRKCELL ve TELSİM’e devredileceği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4764)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

8.– Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, cep telefonları lisans hakkı devri ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4765)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

9.– Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, güney deniz sahilinde turizme açılan alanlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4766)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

10.– Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, İstanbul Küçükçekmece’de bir arazinin kanuna aykırı olarak spor klübüne tahsis edildiği iddiasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4767)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

11.– İçel Milletvekili Saffet Benli’nin, Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki fezlekelere ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/4768) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

12.– Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt’un, Sinop İlindeki pancar üreticilerinin alacaklarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4769)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

13.– Batman Milletvekili Alaattin Sever Aydın’ın, orta öğretim kurumları için hazırlanan bir sınav klavuzuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4770)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

14.– Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, Sağlık Meslek Lisesi 1996-1997 yılı mezunlarının diplomalarının ne zaman verileceğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4771)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

15.– Manisa Milletvekili Tevfik Diker’in, Emlak Bankasınca taşıt tahsis edilen kişi ve kuruluşlara ilişkin Devlet Bakanından (Refaiddin Şahin) yazılı soru önergesi (7/4772) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

16.– Erzurum Milletvekili Zeki Ertugay’ın, Petrol Ofisi’nin özelleştirilmesine yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4773)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

17.– Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, Türk Telekom ile iki firma arasında imzalanan cep telefonları lisans hakkı devir sözleşmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4774)(Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

No : 116

14.4.1998 SALI

Tasarılar

1.- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun Tasarısı (1/753) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

2.- Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/754) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.1998)

3.- Denizlerde ve Yurt Yüzeyinde Görülen Patlayıcı Madde ve Şüpheli Cisimlere Uygulanacak Esaslara İlişkin Kanun Tasarısı (1/755) (Plan ve Bütçe ve İçişleri ve Adalet ve Milli Savunma Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.1998)

4.- Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı (1/756) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.1998)

Teklifler

1.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya ve 17 Arkadaşının; Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 2 nci Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1146) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.1998)

2.- Kilis Milletvekili Mustafa Kemal Ateş ve 13 Arkadaşının; Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 2 nci Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1147) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

3.- İstanbul Milletvekili Yusuf Namoğlu ve 18 Arkadaşının; Arnavutköy Adı ile Bir İlçe Kurulmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/1148) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

4.- İstanbul Milletvekili Yusuf Namoğlu ve 19 Arkadaşının; Sultançiftliği Adı ile Bir İlçe Kurulmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/1149) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

5.- Manisa Milletvekili Abdullah Akarsu’nun; Manisa İlinde Borlu Adı ile Bir İlçe Kurulmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/1150) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

6.- Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun; Gençlik Sosyal Eğitim Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi (2/1151) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.1998)

Tezkereler

1.- Ankara Milletvekilleri Ali Dinçer, Yılmaz Ateş, İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ile Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1399) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.1998)

2.- Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın; Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1400) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.1998)

3.- Diyarbakır Milletvekili Salim Ensarioğlu’nun; Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1401) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.1998)

4.- Kemal Gömi Hakkındaki Ölüm Cezasının Yerine Getirilmesine Dair Başbakanlık Tezkeresi (3/1402) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.1998)

Rapor

1.- Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan ve 20 arkadaşı ile İçel Milletvekili Mustafa İstemihan Talay ve 30 arkadaşının, Flash Televizyonuna yapılan saldırı ve kapatma olaylarıyla ilgili iddiaları araştırmak amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri ve (10/185,186) Esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 466) (Dağıtma tarihi:14.4.1998) GÜNDEME

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, Şanlıurfa’da Merkez Bankası şubesi açılıp açılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/945) (Başkanlığa geliş tarihi:3.4.1998)

2.- Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, Şanlıurfa’da turizm potansiyelinin değerlendirilmesi yönünde bir çalışma yapılıp yapılmayacağına ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/946) (Başkanlığa geliş tarihi:3.4.1998)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Ordu Milletvekili Müjdat Koç’un, makama tahsis edilen araçlara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/4775) (Başkanlığa geliş tarihi:3.4.1998)

2.- Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül’ün, Afet Fonundan belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4776) (Başkanlığa geliş tarihi:3.4.1998)

3.- Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in, Yenişehir Telekom Müdürlüğünce vip listesi düzenlendiği iddialarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4777) (Başkanlığa geliş tarihi:3.4.1998)

4.- Ankara Milletvekili Ali Dinçer’in, üçlü kararname ile görevden alınan personele ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4778) (Başkanlığa geliş tarihi:3.4.1998)

 5.- Konya Milletvekili Hasan Hüseyin Öz’ün, Yayın Seçme Kurulu’nca seçilen gazete ve dergilere ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/4779) (Başkanlığa geliş tarihi:3.4.1998)

 6.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman’daki pancar üreticilerinin alacaklarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4780) (Başkanlığa geliş tarihi:3.4.1998)

 7.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, küçük çiftçilere uygulanan gelir vergisi muafiyetine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4781) (Başkanlığa geliş tarihi:3.4.1998)

 8.- İstanbul Milletvekili Mustafa Baş’ın, İstanbul-Maltepe-Küçükyalı Mahallesinde kaçak inşaat yapıldığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4782) (Başkanlığa geliş tarihi :3.4.1998)

 9.- Siirt Milletvekili Ahmet Nurettin Aydın’ın, genel nüfus sayımı sonuçlarına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Batallı) yazılı soru önergesi (7/4783) (Başkanlığa geliş tarihi:3.4.1998)

10.- İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali Geliş Salonu’na ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4784) (Başkanlığa geliş tarih:3.4.1998)

11.-İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, trafik kazalarını önlemek için alınacak tedbirlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4785) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.4.1998)

12.- Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’in, Konya Millî Eğitim Müdürünün görevden alınmasının nedenine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4786) (Başkanlığa geliş tarihi:13.4.1998)

13.- Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt’un, Sinop İline ayrılan ORKÖY kredilerine ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4787) (Başkanlığa geliş tarihi:2.4.1998)

Meclis Araştırması Önergesi

1.- Bolu Milletvekili Feti Görür ve 23 arkadaşının, Turgut Özal’a yapılan suikastle ilgili olarak ortaya atılan iddiaların araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/248) (Başkanlığa geliş tarihi:3.4.1998)

Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.– Yozgat Milletvekili Abdullah Örnek’in, İmar Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılmasını öngören Kanun Tasarısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4405)

2.– Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, Acil Yardım Fonundan yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4411)

3.– Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, Bolu İlindeki ilköğretim okulu mevcudu ve öğretmen açığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4412)

4.– Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, Ardahan ili Türközü Sınır Kapısına bağlı bazı karayollarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/4414)

5.– Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın, Futbol Federasyonu yönetici ve delegelerinin otel giderlerine ilişkin Devlet Bakanından (Yücel Seçkiner) yazılı soru önergesi (7/4420)

6.– İçel Milletvekili D.Fikri Sağlar’ın, cezaevi firarisi bir şahsa ve faili meçhul cinayetlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4422)

7.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Meslek Standartları Kurumu Kanunu çalışmalarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4427)

 8.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Yüksek Öğretim Kanununda yapılacak değişikliğe ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4428)

 9.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Okul Öncesi Eğitim Kanunu Tasarısına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4430)

10.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Millî Eğitim Bakanlığı Personel Kanunu Tasarısına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4432)

11.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, öğrencilerin temel eğitim sonrası harcamalara katılmalarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4433)

12.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Millî Eğitim Bakanlığı Teşkilat Kanununda yapılacak değişiklik çalışmalarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4434)

13.– Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun, Şeker Fabrikalarının şeker satış fiyatlarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4435)

14.– Balıkesir Milletvekili İ.Önder Kırlı’nın, Balıkesir Organize Sanayi Bölgesinin bağlantı yollarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4439)

15.– Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’ye bağlı bazı köylerin yoluna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4446)

16.– Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, A Millî Futbol Takımının aldığı mağlubiyetlere ilişkin Devlet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4447)

17.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna ve federasyonlarla ilgili mevzuat çalışmalarına ilişkin Devlet Bakanından (Yücel Seçkiner) yazılı soru önergesi (7/4452)

18.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, serbest zamanların değerlendirilmesiyle ilgili çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4454)

19.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Yükseköğretim Teşkilat Kanunu’nda değişiklik yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4460)

20.– Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, Kırıkkale Mühimmat Fabrikası İmla Bölümünün yeniden kurulması için yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4477)

21.– İstanbul Milletvekili Bahatttin Yücel’in, koruma görevlisinin geri çekilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4478)

22.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, eğitim fakültelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4485)

23.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, bazı rektörlerin başörtüsü konusunda kanuna aykırı davrandıkları iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4488)

24.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, başörtüsünden dolayı görevine son verilen öğretmen olup olmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4490)

25.– İçel Milletvekili D.Fikri Sağlar’ın, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanvekilinin tutuklanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4494)

26.– Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, Ankara Millî Eğitim Müdürünün bir beyanına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4497)

27.– Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, fındık taban fiyatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4499)

28.– Kastamonu Milletvekili Haluk Yıldız’ın, Kastamonu’da üniversite kurulması için çalışma yapılıp yapılmadığına ve Millî Eğitim Müdürlüğünde yapılan atamalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4507)

29.– Kayseri Milletvekili Memduh Büyükkılıç’ın, Washington Büyükelçimizin bir beyanına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4508)

30.– İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın, Bakanlıkça bazı belediyelerden usulsüz atamalar yapıldığı iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4509)

31.– Antalya Milletvekili Bekir Kumbul’un, Antalya merkeze bağlı Cihadiye ve Çamköy köylerinin Aksu Belediyesi mücavir alanına alınmasına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/4513)

32.– Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, tekstil sektörünün sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4515)

 

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

Tarih:14 Nisan 1998 Salı

BAŞKAN : Başkanvekili Hasan KORKMAZCAN

KÂTİP ÜYELER :Abdulhaluk MUTLU (Bitlis), Mehmet KORKMAZ (Kütahya)

 

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76 ncı Birleşimini açıyorum.

Görüşmelere başlıyoruz.

Değerli arkadaşlarım, öncelikle, geçmiş kutsal Kurban Bayramınızı kutluyorum. Bayram sonrası başladığımız bu çalışma döneminin hepimize ve ulusumuza hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

Bugün, gündemdışı söz istemlerini karşılama fırsatı bulamadım; doğrudan doğruya gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Sunuşlar bölümü biraz uzun süreceği için, Divan Üyesi arkadaşımın metinleri yerinden, oturarak okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı tezkereleri vardır...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, yoklama yapmanız gerekir.

BAŞKAN – Sayın Bedük, o konudaki itirazınızda geç kaldınız.

Cumhurbaşkanlığı tezkereleri vardır; okutuyorum:

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olan Orman Bakanı Ersin Taranoğlu’na, dönüşüne kadar, DevletBakanı Rüştü Kâzım Yücelen’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1404)

2 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 12 Nisan 1998 tarihinden itibaren Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olan Orman Bakanı Ersin Taranoğlu'nun dönüşüne kadar; Orman Bakanlığına, Devlet Bakanı R. Kâzım Yücelen'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

2. – Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olan KültürBakanı M. İstemihan Talay’a, dönüşüne kadar, DevletBakanı HasanHüsamettin Özkan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1405)

2 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 12 Nisan 1998 tarihinden itibaren Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olan Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın dönüşüne kadar; Kültür Bakanlığına, Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

3. – Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olan Sanayi ve TicaretBakanı E. Yalım Erez’e, dönüşüne kadar, Bayındırlık ve İskân Bakanı YaşarTopçu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1406)

2 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 12 Nisan 1998 tarihinden itibaren Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olan Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez'in dönüşüne kadar; Sanayi ve Ticaret Bakanlığına, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu'nun vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

4. – Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olanDevlet Bakanı A. Ahat Andican’a, dönüşüne kadar, DevletBakanı Işılay Saygın’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1407)

2 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 12 Nisan 1998 tarihinden itibaren Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Prof. Dr. Ahat Andican'ın dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Işılay Saygın'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

5. – Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olanDevlet Bakanı Rifat Serdaroğlu’na, dönüşüne kadar, Başbakan Yardımcısı ve Millî SavunmaBakanı İsmet Sezgin’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1408)

2 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 12 Nisan 1998 tarihinden itibaren Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Rifat Serdaroğlu'nun dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmet Sezgin'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

6. – Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olanBaşbakan A. Mesut Yılmaz’a, dönüşüne kadar, Başbakan Yardımcısı ve DevletBakanı Bülent Ecevit’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1409)

2 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 12 Nisan 1998 tarihinden itibaren Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine gidecek olan Başbakan Mesut Yılmaz'ın dönüşüne kadar; Başbakanlığa, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Değerli arkadaşlarım, bir hususu daha bilgilerinize sunayım: Biraz önce, birleşimi açarken, ben, hepiniz adına, hepinizin geçmiş bayramını kutladım. Onun için, değerli arkadaşlarımızın, kutlama işini biraz erteleyerek, kulise bırakarak, Genel Kurulda sükûneti sağlamalarını rica ediyorum.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

7. – Amerika BirleşikDevletlerine gidecek olan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’a, dönüşüne kadar, Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanı Musatfa Cumhur Ersümer’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1410)

2 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 5 Nisan 1998 tarihinde Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar'ın dönüşüne kadar; Tarım ve Köyişleri Bakanlığına, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

8. – Portekiz ve İspanya’ya gidecek olanDevletBakanı Burhan Kara’ya dönüşüne kadar, DevletBakanı Eyüp Aşık’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1411)

2 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

5 Nisan 1998 tarihinden itibaren Portekiz ve İspanya'ya gidecek olan Devlet Bakanı Burhan Kara'nın dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

9. – İsviçre’ye gidecek olan DevletBakanı Güneş Taner’e, dönüşüne kadar,DevletBakanı Yücel Seçkiner’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1412)

2 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

4 Nisan 1998 tarihinde İsviçre'ye gidecek olan Devlet Bakanı Güneş Taner'in dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Yücel Seçkiner'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

10. – İsviçre’ye gidecek olanDevletBakanı A. Ahat Andican’a, dönüşüne kadar, DevletBakanı Işılay Saygın’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1413)

2 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

3 Nisan 1998 tarihinde İsviçre'ye gidecek olan Devlet Bakanı Prof. Dr. Ahat Andican'ın dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Işılay Saygın'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

11. – Amerika BirleşikDevletlerine gidecek olan DevletBakanı Güneş Taner’e, dönüşüne kadar, DevletBakanı Eyüp Aşık’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1414)

3 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Grubunun olağan geçici ve kalkınma komitelerinin toplantılarına katılmak üzere, 14 Nisan 1998 tarihinde Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan Devlet Bakanı Güneş Taner'in dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum.

12. – Bosna - Hersek’e gidecek olan Dışişleri Bakanı İsmail Cem’e, dönüşüne kadar, DevletBakanı Şükrü Sina Gürel’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1415) 3 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 14 Nisan 1998 tarihinde Bosna-Hersek'e gidecek olan Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in dönüşüne kadar; Dışişleri Bakanlığına, Devlet Bakanı Prof. Dr. Şükrü S. Gürel'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum.

13. – Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’e, dönüşüne kadar, DevletBakanı Refaiddin Şahin’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1416) 3 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

4 Nisan 1998 tarihinde Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir'in dönüşüne kadar; Ulaştırma Bakanlığına, Devlet Bakanı Refaiddin Şahin'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutuyorum.

14. – Parlamentolararası Birlikte TBMM’yi temsil edecek grubu oluşturmak üzere FP Grubunca aday gösterilen üyeye ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1417)

14 Nisan 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre Parlamentolararası Birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek Grubumuzu oluşturmak üzere, Fazilet Partisi Grup Başkanlığınca aday gösterilen Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın ismi Genel Kurulun bilgisine sunulmuştur.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Değerli arkadaşlarım, biz sunuşu yaptık; ama sizler yeterli bilgiyi alabildiniz mi bilemiyorum...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Aldık... Aldık...

BAŞKAN – Çünkü, Genel Kurulda, buradaki söylemleri gölgeleyecek ölçüde gürültü var.

Bir Meclis araştırması önergesi vardır, okutuyorum:

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – Bolu Milletvekili Feti Görür ve 23 arkadaşının,Turgut Özal’a yapılan suikastla ilgili olarak ortaya atılan iddiaların araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/248)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

18 Haziran 1988 günü, dönemin Başbakanı ve Anavatan Partisi Genel Başkanı Merhum Turgut Özal'a yapılan suikast ile ilgili olarak ortaya atılan iddiaların, suikastın perde arkasının aydınlatılabilmesi için Anayasanın 98 ve İçtüzüğümüzün 104 ve 105 inci maddeleri gereği bir Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.

Saygılarımızla.

Feti Görür Lütfü Esengün Bolu Erzurum

Hüseyin Arı Mustafa Yünlüoğlu Konya Bolu

Hasan Hüseyin Öz Abdullah Gencer Konya Konya

Sıtkı Cengil Mikail Korkmaz Adana Kırıkkale

Mehmet Altan Karapaşaoğlu Muhammet Polat Bursa Aydın

Ali Oğuz Suat Pamukçu İstanbul Bayburt

Mustafa Kemal Ateş Zülfikar Gazi Kilis Çorum

Mehmet Emin Aydın Zülfükar İzol Siirt Şanlıurfa

Naci Terzi Şinasi Yavuz Erzincan Erzurum

Aslan Polat Celal Esin Erzurum Ağrı

Saffet Benli İsmail Coşar İçel Çankırı

Tevhit Karakaya Cafer Güneş Erzincan Kırşehir

Gerekçe:

18 Haziran 1988 günü merhum Başbakan Turgut Özal'a yapılan suikast öncesi ANAP Genel Merkezi telefonla aranarak ihbar yapıldığı, kısa bir süre sonra da olayın meydana geldiği, İlker Tuncay ve Eyüp Aşık'ın basına verdiği ifadelerinden anlaşılıyor.

Merhum Başbakan Turgut Özal'ın yakın çevresine göre, suikastın, uluslararası bir örgüt işi olabileceği veya şöhret olmak için suikast yapabileceği ifade edilmiştir.

Kartal Demirağ'ın avukatı Abdullah Gedik ve babasının "Kartal, tek başına suikast düzenleyecek biri değil; onu, cezaevinden suikastı düzenlemek için kaçırdılar. İddia ediyorum ki, bu suikastın arkasında bazı sanayiciler var. O, düşündüğünü anlatabilecek bir adam değil."

Yusuf Bozkurt Özal da "bu suikast olayının arkasında beynelmilel bir örgüt olduğunu düşündüğünü" ifade etti.

Suikastla akla gelen soruları şöyle sıralayabiliriz:

– Saldırgan tek başına hareket etmediyse, tetiği kim veya kimler çektirdi?

– Kars'ta bulunduğu anlaşılan saldırganın, Niyazi Adıgüzel'in Karslı katiliyle bağlantısı oldu mu?

– Kongre salonunda meçhul kişi veya kişilerden yardım gördü mü?

– Saldırgan, tabancasıyla, koruma zincirini aşarak, salona nasıl girdi? Bu olayda ihmal ya da kasıt söz konusu mu?

– Kimliği açıklanmayan şahıs, yaralı suikastçı salondan çıkarılırken, neden vurmak istedi?

– Ayrıca, suikast olayının yakın şahitleri, Mehmet Keçeciler, Bülent Akarcalı, Fahrettin Kurt, Güneş Taner, Mustafa Taşar, Hüsnü Doğan, Oktay Ekşi, Cem Seyidoğlu, Ercan Vuralhan, İmren Aykut, Abdullah Tenekeci ve Doğan Onur'un ifadelerine başvuruldu mu?

Baba İbrahim Demirağ'ın "oğlum yalan söylüyor. Bu iş, sadece benim oğlumun işi değil; bunun arkasında değişik bir güç, değişik bir örgüt var; fakat, şimdi konuşmam" dediği, daha sonra, kendisinin ifadesine başvurulup vurulmadığının araştırılması.

Kartal Demirağ'ın, âdeta, kaçırılması kolay olsun diye Dalaman Açık Cezaevine kimin referansıyla gönderildiği; Dalaman Cevaevinden nasıl firar ettiği veya kimler tarafından ettirildiği; beş ay nerede barındığı, kimlerin yardımıyla korunduğu?

Eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in "suikastçı, komando eğitimli. Temenni ederim ki, bunun arkasında örgüt yoktur" dediği doğru mu?

Kartal Demirağ'ın ikinci ifadesini değiştirerek "yalnız değilim" dediği; arkasında azmettiren, tahrik eden var mı? Güvenlik tedbirleri konusunda tahkikat yapıldı mı?

Kartal Demirağ'ın ülkücü arkadaşlarını bıçaklayıp cezaevinde yattığı günlerde, yurt içinden ve yurt dışından para yardımı aldığı doğru mu?

Hayati İpek adlı şahsın, dört yıl önce kaybettiği söylenen nüfus cüzdanını Kartal Demirağ'a kim verdi?

Yabancı bir istihbarat örgütünün parmağı var mı?

Sanığın kolunda üç kurşun var; üçü de sağ kolunda; bu tesadüf mü?

Kartal Demirağ'ın "bana, Özal'a ateş açmam için 14'lük Browning marka tabanca verdiler; ama, ben, alışık olduğum için kendi tabancamı tercih ettim" dediği; ayrıca, amcası Turan Demirağ'ın "Kartal'ı bu işler için eğittiler" dediği doğru mudur?

Geçen hafta, Malatya'daki yerel bir televizyonda ve ulusal basında, DP Genel Başkanı Sayın Korkut Özal, rahmetli ağabeyi Turgut Özal'ın suikastının gerçek yüzünü eski Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Ağar'ın da bildiğini, savcılık tarafından bir soruşturma açıldığı takdirde savcılığa bilgi verebileceğini söyledi.

Sayın Korkut Özal'ın bu ifadelerinden yola çıkarak, dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal suikastının tam olarak açığa çıkmaması, kamuoyundaki istifhamların devam etmesi, faili meçhul cinayetler ve Susurluk hadisesi ile ilgili olup olmadığı hususlarının da göz önüne alınarak, bir Meclis araştırması komisyonu kurulması zarurî görülmektedir.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, okunan Meclis araştırması önergesi gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme sırasında yapılacaktır.

Şimdi, Danışma Kurulunun önerileri vardır; ayrı ayrı okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

IV. – ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. – (10/185, 186) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun 466 sıra sayılı raporu ile (10/209) ve (10/128) esas numaralı Meclis araştırması önergelerinin öngörüşmelerinin 21.4.1998 Salı günkü, Sayıştay Birinci Başkanlığı ve Sayıştay üyelikleri seçiminin 29.4.1998 Çarşamba günkü Birleşimde yapılmasına ve gündemdeki yer ve çalışma sürelerine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No:108 Tarihi: 14.4.1998

Danışma Kurulunun... ("Duyulmuyor Sayın Başkan" sesleri)

BAŞKAN – Divan üyesi arkadaşımızın sesinin iyi işitilebilmesi için, salondaki konuşmaların kesilmesi gerekli efendim; başka çaremiz yok. (ANAP sıralarından "mikrofonu açın" sesleri) Mikrofon açık; ama, Genel Kuruldaki ağızlar da açık. İkisi beraber olunca, buradaki ses işitilmiyor.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – İktidar partilerine mensup milletvekili arkadaşlarımız sussunlar da, dinleyelim Sayın Başkan!

BAŞKAN – Her taraftan ses geliyor efendim. Ben, herkesi birlikte uyarıyorum.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Herkese söyleyin Sayın Başkan.

BAŞKAN – Siz ilgiyle dinlediğiniz için, size dönük söyledim. Bu uyarıyı herkese yapıyorum.

Danışma Kurulu önerisini baştan okutuyorum:

Danışma Kurulu Önerisi

No: 108 Tarihi: 14.4.1998

Danışma Kurulunun 14.4.1998 Salı günü yaptığı toplantıda aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.

 

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

Salih Kapusuz Uğur Aksöz

FP Grubu Başkanvekili ANAP Grubu Başkanvekili

Turhan Güven Metin Bostancıoğlu

DYP Grubu Başkanvekili DSP Grubu Başkanvekili

Nihat Matkap Mahmut Yılbaş

CHP Grubu Başkanvekili DTP Grubu Başkanı

Öneriler:

1. 14.4.1998 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan ve aynı tarihte dağıtılan Flash Televizyonuna yapılan saldırı ve kapatma olaylarıyla ilgili iddialar konusundaki (10 / 185, 186) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun 466 sıra sayılı raporunun, gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında yer alması ve görüşmelerinin, Genel Kurulun 21.4.1998 Salı günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

2. Gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmının 158 inci sırasında yer alan, ülkemizdeki ilaç imalat ve tüketimi konusundaki (10 / 209) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşmelerinin, 84 üncü sırada yer alan (10/128) esas numaralı Meclis araştırması önergesiyle birlikte, Genel Kurulun 21.4.1998 Salı günkü birleşiminde yapılması, görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması ve bu birleşimde sözlü soruların görüşülmemesi önerilmiştir.

3. Sayıştay Birinci Başkanlığı ve Sayıştay üyelikleri için yapılacak seçimin, Genel Kurulun 29.4.1998 Çarşamba günkü birleşiminde yapılması ve seçimlerin sonuçlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması ve bu birleşimde sözlü soruların görüşülmemesi önerilmiştir.

BAŞKAN – Danışma Kurulu önerisi 3 maddeden oluşmaktadır.

Her öneriyi, tekrar, ayrı ayrı okutup, oylayacağım.

Şimdi, 1 inci öneriyi okutup, oylarınıza sunacağım:

1. 14.4.1998 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan ve aynı tarihte dağıtılan, Flash Televizyonuna yapılan saldırı ve kapatma olaylarıyla ilgili iddialar konusundaki (10/185, 186) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun 466 sıra sayılı raporunun, gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında yer alması ve görüşmelerinin, Genel Kurulun 21.4.1998 Salı günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci öneriyi okutuyorum:

2. Gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmının 158 inci sırada yer alan, ülkemizdeki ilaç imalatı ve tüketimi konusundaki (10/209) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşmelerinin, 84 üncü sırada yer alan (10/128) esas numaralı Meclis araştırması önergesiyle birlikte, Genel Kurulun 21.4.1998 Salı günkü birleşiminde yapılması, görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması ve bu birleşimde sözlü soruların görüşülmemesi önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü öneriyi okutuyorum:

3. Sayıştay Birinci Başkanlığı ve Sayıştay üyelikleri için yapılacak seçimin Genel Kurulun 29.4.1998 Çarşamba günkü birleşiminde yapılması ve seçimlerin sonuçlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması ve bu birleşimde sözlü soruların görüşülmemesi önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Şimdi, Danışma Kurulunun diğer önerisini okutup, işleme koyacağım:

2. – TBMM’nin Kuruluşunun 78 inci Yıldönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlanması ve günün önem ve anlamının belirtilmesi amacıyla yapılacak görüşmeler için, Genel Kurulun 23 Nisan 1998 Perşembe günü saat 14.00’te toplanmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No: 109 Tarihi: 14.4.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Kuruluşunun 78 inci Yıldönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlanması ve günün önem ve anlamının belirtilmesi amacıyla yapılacak görüşmeler için Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 23 Nisan 1998 Perşembe günü saat 14.00'te toplanması önerilmiştir.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

Salih Kapusuz Uğur Aksöz

FP Grubu Başkanvekili ANAP Grubu Başkanvekili

Turhan Güven Metin Bostancıoğlu

DYP Grubu Başkanvekili DSP Grubu Başkanvekili

Nihat Matkap Mahmut Yılbaş

CHP Grubu Başkanvekili DTP Grubu Başkanı

BAŞKAN – Danışma Kurulu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının önerileri vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:

B) BAŞKANLIK ÖNERİLERİ

1. – TBMM’nin Kuruluşunun 78 inci Yıldönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlamaları için GenelKurulda özel bir görüşme açılmasına; konuşma süreleri ile o gün başkaca konunun görüşülmemesine ilişkin Başkanlık önerisi

Başkanlık Önerisi

No: 3 15.4.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Kuruluşunun 78 inci Yıldönümü ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlamak ve günün önem ve anlamını belirtmek için, 23 Nisan 1998 Perşembe günü Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda özel bir görüşme yapılması hakkında İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre Danışma Kurulunun görüşüne uygun olarak Başkanlığımızca hazırlanan önerileri Genel Kurulun onayına sunuyorum.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

Başkanlık Önerileri:

1. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Kuruluşunun 78 inci Yıldönümü ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olan 23 Nisan 1998 Perşembe günü Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda bir görüşme açılması.

2. 23 Nisan 1998 Perşembe günü Genel Kurulun yapacağı toplantıda başkaca konunun görüşülmemesi,

3. Görüşmelerde;

a) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına 10 dakika süre ile söz verilmesi,

b) 78 inci yıldönümü kutlamaları için Türkiye'ye gelecek olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Rauf R. Denktaş'a 10 dakika süreyle söz verilmesi,

c) Siyasî parti grupları başkanlarına ve grubu bulunmayıp da Mecliste üyesi bulunan siyasî partilerin genel başkanlarına, genel başkanı milletvekili olmadığı takdirde bir temsilcisine, 10'ar dakika süre ile söz verilmesi önerilmiştir.

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Doğru Yol Partisi Grubunun İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş önerileri vardır; okutup ayrı ayrı oylarınıza sunacağım:

C) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. – (9/16) ve (9/17) esas numaralı Meclis soruşturması önergelerinin gündemdeki yeri, görüşme günü ve çalışma sürelerine ilişkin DYP Grubu önerisi

14.4.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 14.4.1998 Salı günü yapılan toplantısında siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki önerilerinin İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim

Saygılarımla.

Turhan Güven

Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili

Öneriler:

1. Eski Başbakan Prof. Dr. Tansu Çiller hakkındaki (9/16) esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmının 1 inci sırasında yer alması ve Anayasanın 100 üncü maddesi gereğince soruşturma açılıp açılmayacağı konusundaki görüşmelerin Genel Kurulun 16.4.1998 Perşembe günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

2. Başbakan Mesut Yılmaz hakkındaki (9/17) esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmının 2 nci sırasında yer alması ve Anayasının 100 üncü maddesi gereğince soruşturma açılıp açılmayacağı konusundaki görüşmelerin Genel Kurulun 16.4.1998 Perşembe günkü birleşimde yapılması ve her iki soruşturma önergesinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen?..

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, lehinde konuşmak istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Turhan Güven, Doğru Yol Partisi Grup Önerisi lehinde söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Güven. (DYP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır Sayın Güven.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, geçmiş olan mübarek Kurban Bayramınızı kutlar, hepinize saygılar sunarım.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'yi, bir süreden beri, Meclis soruşturma önergeleri gündem olarak işgal etmektedir. Bunların belirli bir süre içinde görüşülmesi ve sonuca bağlanması bakımından, aynı konuyu ihtiva eden -yani, mal varlığı konusunu ihtiva eden- her iki önergenin, hem zamanın değerlendirilmesi bakımından hem de usul ve esas yönünden birlikte tartışılmasını ve sonuca bağlanmasını -yani, ayrı ayrı, aynı gün içinde bağlanmasını- öneri olarak huzurunuza getirmiş bulunmaktayız. Amacımız açıktır; ancak, şunu ifade etmek isterim ki, birinci önerge olarak değerli milletvekilleri tarafından verilen önergenin daha evvel bu Meclis gündeminden gelmiş geçmiş olması konusu, ayrıca bir hukukî tartışma konusu ve usul tartışması konusu olarak da gündemimize gelecektir ve geçen defa Değerli Başkan buradan da ifade etmiştir ki, bu, bir usul tartışmasını beraberinde getirmiş olacaktır. Her ikisini birlikte burada görüşüp karara bağlamanın ve sizin değerli görüşlerinizin de, ileride bir ihtilata sebebiyet vermeyecek şekilde tezahür edeceğine olan inancımız tamdır.

Sayın Başkanım, bir başka olay da şudur: Affınıza sığınarak ifade etmek istiyorum ki, bugün, yoklama talebimiz -Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili tarafından- isaf edilmemiştir, geç kalındığı ifade edilmiştir. Bunu da, ayrıca zabıtlara geçmesi bakımından, bendeniz, yerinde bir dilek olarak görüyorum. İnşallah...

AHMET KABİL (Rize) – Ekseriyet vardır...

TURHAN GÜVEN (Devamla) – Başlangıçta ekseriyet olup olmadığını, tabiî, Sayın Başkan takdir ederler; ama, yoktu. Bu nedenle, bir kere daha, Başkanlık Divanının ve Sayın Başkanın bu tip işlemlerde daha dikkatli olacağını zannediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili Sayın Turhan Güven'e teşekkür ediyorum.

Öneri üzerinde başka söz isteyen?.. Yok.

Değerli arkadaşlarım, başlangıçta, yoklama yapılması konusunda gruplardan önceden bir istem gelmezse, biz, genellikle, toplantı yetersayısı var olduğunu farz ederek birleşimi açıyoruz; çünkü, bayram dönüşü yapılmış bir birleşimdir; bazı grupların toplantı halinde bulunması sebebiyle, salona, ilk anda, girişlerde aksamalar olabilir. Arkadaşlarımın talebini, hakikaten, ben, birleşimi açtıktan sonra alabildim; yoksa, bu konuda herhangi bir ihmal göstermemiz söz konusu olmaz.

Şimdi, Doğru Yol Partisi Grubu önerisinin iki ayrı hükmü var; o sebeple, önce 1 inci maddeyi okutup oylarınıza sunacağım, sonra 2 nci maddeyi...

1 inci maddeyi tekrar okutuyorum:

Öneriler:

1- Eski Başbakan Prof. Dr. Tansu Çiller hakkındaki (9/16) esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin gündemin Özel Gündemde Yer Alacak İşler kısmınının 1 inci sırasında yer alması ve Anayasanın 100 üncü maddesi gereğince soruşturma açılıp açılmayacağı konusundaki görüşmelerin Genel Kurulun 16.4.1998 Perşembe günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Söz istiyoruz Sayın Başkan...

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Söz istiyoruz Sayın Başkan...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Söz istiyoruz Sayın Başkan...

BAŞKAN – Söz isteyenleri tespit edin lütfen...

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Yalnız, bir keselim Sayın Başkan; yani...

BAŞKAN – Şu andan itibaren tamamladık efendim.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Önce biz kalktık...

BAŞKAN – Şu andan itibaren söz isteyenleri tespit ediyoruz.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan_

BAŞKAN – Tamam efendim.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, ilk defa biz kalktık.

BAŞKAN – Tamam efendim, kalkanları biliyoruz. Başta sizi yazıyoruz Sayın Bedük.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Biz, üçümüz beraber kalktık; aynı anda kalktık.

BAŞKAN – Hep beraberce tespit ediyoruz efendim.

Diğer arkadaşlarımın yerlerine oturmalarını istiyorum; söz isteyen ve şu ana kadar söz istediğini tespit ettiğimiz arkadaşların isimlerini yazıyoruz çünkü.

Söz isteyen arkadaşlarımızın, biraz daha ayakta kalmalarını rica ediyorum.

Siz de bu sırada mı ayağa kalkmıştınız Sayın Yalçınbayır?

ERTUĞRUL YALÇINBAYIR (Bursa) – Evet.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Daha sonra efendim.

BAŞKAN – Daha önce kalkmış efendim. Divandan beni uyarıyorlar, değerli arkadaşım da kalkmış.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Hayır; ben baktım.

BAŞKAN – Sizin, bu açından, onu görmeniz mümkün değildi.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Siz de görmediniz.

BAŞKAN – Ben de görmemiştim, doğru; ama, arkadaşlarım tespit etmişler.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Kimse yoktu.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Niye itiraz ediyorsunuz...

BAŞKAN – Siz, buyurun, oturun; tespit ettik efendim.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, söz isteyen arkadaşlardan isimleri tespit edilenleri okuyacağım; ayağa kalkan arkadaşlarımdan ismi yazılmamış olan varsa, tekrar, tespite devam edeceğiz.

Sayın Saffet Arıkan Bedük, Sayın Mehmet Gözlükaya, Sayın Turhan Güven, Sayın Uğur Aksöz, Sayın Ülkü Güney, Sayın Ahmet İyimaya, Sayın Haluk Yıldız, Sayın Tahsin Irmak, Sayın Ertuğrul Yalçınbayır, Sayın Cihan Paçacı, Sayın Ergun Özdemir, Sayın Fevzi Arıcı, Sayın Aslan Ali Hatipoğlu, Sayın Hacı Filiz, Sayın Selahattin Beyribey, Sayın Enis Sülün, Sayın Avni Kabaoğlu, Sayın Süleyman Hatinoğlu, Sayın Hüsnü Sıvalıoğlu ve Sayın Nabi Poyraz.

Başka var mı?..

AHMET KABİL (Rize) – Ben varım.

BAŞKAN – Tamam efendim; diğer arkadaşları da yazıyorum.

HALUK YILDIZ (Kastamonu) – Sayın Başkan, onlar ayağa kalmadan önce biz kalkmıştık.

BAŞKAN – Hayır, Sayın Ahmet Kabil de kalkmıştı, ben görmüştüm efendim.

Sayın Gölhan, siz de mi söz istemiştiniz?

MEHMET GÖLHAN (Ankara) – Evet.

BAŞKAN – Tamam efendim; yazıyoruz...

HALUK YILDIZ (Kastamonu) – Bizden sonra ayağa kalktılar...

BAŞKAN – Tamam; yazıyoruz efendim... Yazıyoruz...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, balkondan kimseyi yazmadınız...

Y. FEVZİ ARICI (İçel) – Sayın Başkan, ben de söz istemiştim.

BAŞKAN – Sayın Arıcı, sizi yazdık efendim.

Değerli arkadaşlarım, söz isteyen arkadaşlarımızdan 20'sinin ismini daha önce okumuştum, tutanağa geçti; 21'den itibaren, yeni tespit ettiklerimizi okuyorum:

Sayın Mehmet Gölhan, Sayın İrfettin Akar, Sayın Hasan Belhan, Sayın Cevher Cevheri, Sayın Necati Çetinkaya, Sayın Necmettin Dede, Sayın Halit Dağlı, Sayın Abdülbaki Ataç, Sayın Kadir Bozkurt, Sayın Gürcan Dağdaş, Sayın Yıldırım Aktürk, Sayın Ümran Akkan, Sayın Yavuz Köymen, Sayın Gökhan Çapoğlu, Sayın Nuri Yabuz, Sayın Veli Andaç Durak.

Liste tamamlandı efendim.

Şimdi, Doğru Yol Partisi Grubunun ikinci önerisini okutuyorum:

AHMET KABİL (Rize) – Ben de söz istemiştim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Kabil, okuduğum listede yok muydu isminiz?

Bir de Ahmet Kabil. Biraz önce beyan ettim, tutanakta olması lazım; yoksa yazın. Hayri Doğan, Ahmet Kabil...

AHMET İYİMAYA (Amasya) – Sayın Başkan, bir dakika...

BAŞKAN – Efendim, Doğru Yol Partisi Grubunun önerisiyle ilgili işlemi henüz bitirmedim. Arkadaşlarım, birinci öneriyle ilgili, İçtüzükten doğan haklarını kullandılar, onu tamamladık. Şimdi, ikinci öneriyi de oylarınıza sunayım, ondan sonra -varsa- beyanlarınızı tespit edeceğim.

İkinci öneriyi okutuyorum:

2 – Başbakan Mesut Yılmaz hakkındaki (9/17) esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin, gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmının 2 nci sırasında yer alması ve Anayasanın 100 üncü maddesi gereğince soruşturma açılıp açılmayacağı konusundaki görüşmelerin Genel Kurulun 16.4.1998 Perşembe günkü birleşiminde yapılması ve her iki soruşturma önergesinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...Öneri kabul edilmemiştir. (DYP sıralarından gürültüler)

Değerli arkadaşlarım, kabul edilmemiştir.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, itiraz ediyoruz, yeniden sayılmasını istiyoruz. (DYP sıralarından "Sayın Başkan, sayın bakanlar çift el kaldırıyorlar" sesleri)

BAŞKAN – Saydık efendim, saydık.

Şimdi, Bakanlar Kurulu üyelerinin oylarını dikkate almıyorsunuz.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, yeniden sayılmasını istiyoruz...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, böyle bir usul yok, siz devam edin efendim.

BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Yanlış yapıyorsunuz, Meclisi bu hale sokmayan Sayın Başkan. Yeniden sayılmasını istiyoruz. (DYP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Yeniden sayım yapacağım efendim. Ayağa kalkarak yeniden sayım yapacağım. (DYP sıralarından gürültüler)

Tamam efendim... Tamam efendim...

TURHAN GÜVEN (İçel) –Sayın Başkan, sayın bakanlar ayrı otursunlar; o şekilde yeniden sayılmasını istiyoruz.

BAŞKAN Tamam efendim... Tamam...

Belli düzenlemeleri yaptıktan sonra yeniden sayacağım.

Önce, arkadaki arkadaşlarımın boş sıraları doldurmalarını rica ediyorum. Lütfen...

Sayım kolaylığı bakımından, her iki taraftan da boş sıraların doldurulmasını istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, şimdi oylamayı tekrarlıyorum: Kabul eden arkadaşlarımın ayağa kalkmalarını rica ediyorum.

KADİR BOZKURT (Sinop) – Sayın Başkan, Bakanlar Kurulunu...

BAŞKAN – Onu daha sonra tespit edeceğim.

Değerli arkadaşlarım, oylama esnasında kimse yerinden ayrılmasın lütfen.

Kabul edenler, lütfen, ayağa kalksınlar...

Oturun lütfen.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, kabul etmeyenleri sayacağım.

KADİR BOZKURT (Sinop) – Sayın Başkan, bir kişi daha geldi.

BAŞKAN – Efendim, sordum, bitti o; tespitimi yaptım.

Şimdi, kabul etmeyen arkadaşlarım ayağa kalkacaklar. Yalnız, Bakanlar Kurulu üyelerini tek olarak sayacağım; sonra, burada bulunan Bakanlar Kurulu üyelerini tekrar sayarak, vekâlet oylarını ilave edeceğim.

Kabul etmeyenler...

Şimdi, arkadaşlar yerlerine otursunlar; sadece Sayın Bakanlar Kurulu üyelerinin ayakta kalmasını rica ediyorum.

Öneri kabul edilmemiştir değerli arkadaşlarım. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

AHMET İYİMAYA (Amasya) – Sayın Başkan, benim bir beyanım var efendim. Lütfederseniz...

BAŞKAN – Efendim, sizin beyanınızı bu bölümde alacağımı ifade ettim; mesele yok, hakkınız kaybolmayacak.

Şimdi, Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Partisi Gruplarının, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş müşterek önerileri vardır; okutup, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

2. – Gündemdeki sıralamanın yeniden yapılmasına, (9/16 ve 9/17) esas numaralı Meclis soruşturması önergelerinin gündemdeki yeri, görüşme günü ve çalışma sürelerine ilişkin ANAP, DSP ve DTP Gruplarının müşterek önerisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 14 Nisan 1998 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, Gruplarımızın aşağıdaki müşterek önerilerinin İçtüzüğün 19 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederiz.

Saygılarımızla.

Uğur Aksöz Metin Bostancıoğlu Mahmut Yılbaş

ANAP Grup Başkanvekili DSP Grup Başkanvekili DTP Grup Başkanı

Öneriler:

1. Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 250 nci sırasında bulunan 637 sıra sayılı kanun tasarısının, bu kısmın 8 inci sırasına, 205 inci sırasında bulunan 556 sıra sayılı kanun tasarısının 9 uncu sırasına, 252 nci sırasında bulunan 634 sıra sayılı kanun tasarısının 10 uncu sırasına, 211 inci sırasında bulunan 572 sıra sayılı kanun tasarısının 11 inci sırasına, 217 nci sırasında bulunan 571 sıra sayılı kanun tasarısının 12 nci sırasına, 182 nci sırasında bulunan 492 sıra sayılı kanun tasarısının 13 üncü sırasına, 57 nci sırasında bulunan 291 sıra sayılı kanun tasarısının 14 üncü sırasına, 58 inci sırasında bulunan 382 sıra sayılı kanun tasarısının 15 inci sırasına, 59 uncu sırasında bulunan 467 sıra sayılı kanun tasarısının 16 ncı sırasına, 179 uncu sırasında bulunan 469 sıra sayılı kanun tasarısının 17 nci sırasına, 166 ncı sırasında bulunan 383 sıra sayılı kanun teklifinin 18 inci sırasına, 71 inci sırasında bulunan 302 sıra sayılı kanun tasarısının 19 uncu sırasına, 238 inci sırasında bulunan 626 sıra sayılı kanun tasarısının 20 nci sırasına, 253 üncü sırasında bulunan 638 sıra sayılı kanun tasarısının 21 inci sırasına ve 216 ncı sırasında bulunan 585 sıra sayılı kanun teklifinin 22 nci sırasına alınması önerilmiştir.

2. Eski Başbakan Tansu Çiller hakkındaki (9/16) esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmının 1 inci sırasında yer alması ve Anayasanın 100 üncü maddesi gereğince soruşturma açılıp açılmaması hususundaki görüşmelerin, Genel Kurulun 16.4.1998 Perşembe günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

3. Başbakan Mesut Yılmaz hakkındaki (9/17) esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmının 2 nci sırasında yer alması ve Anayasanın 100 üncü maddesi gereğince soruşturma açılıp açılmaması hususundaki görüşmelerin, Genel Kurulun 22.4.1998 Çarşamba günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Üç grubun verdiği ortak öneri üzerinde söz isteyen arkadaşımız var mı? Yok.

Üç grup tarafından verilmiş olan ortak önerinin birincisini okutup, oylarınıza sunacağım:

Öneriler:

1. Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 250 nci sırasında bulunan 637 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 8 inci sırasına, 205 inci sırasında bulunan 556 sıra sayılı kanun tasarısının 9 uncu sırasına, 252 nci sırasında bulunan 634 sıra sayılı kanun tasarısının 10 uncu sırasına, 211 inci sırasında bulunan 572 sıra sayılı kanun tasarısının
11 inci sırasına, 217 nci sırasında bulunan 571 sıra sayılı kanun tasarısının 12 nci sırasına, 182 nci sırasında bulunan 492 sıra sayılı kanun tasarısının 13 üncü
sırasına, 57 nci sırasında bulunan 291 sıra sayılı kanun tasarısının 14 üncü sırasına, 58 inci sırasında bulunan 382 sıra sayılı kanun tasarısının 15 inci sırasına, 59 uncu sırasında bulunan 467 sıra sayılı kanun tasarısının 16 ncı sırasına, 179 uncu sırasında bulunan 469 sıra sayılı kanun tasarısının 17 nci sırasına, 166 ncı sırasında bulunan 383 sıra sayılı kanun teklifinin 18 inci sırasına, 71 inci sırasında bulunan 302 sıra sayılı kanun tasarısının 19 uncu sırasına, 238 inci sırasında bulunan 626 sıra sayılı kanun tasarısının 20 nci sırasına, 253 üncü sırasında bulunan 638 sıra sayılı kanun tasarısının 21 inci sırasına ve 216 ncı sırasında bulunan 585 sıra sayılı kanun teklifinin 22 nci sırasına alınması önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, ortak önerinin 2 nci maddesinde yer alan soruşturma önergesinin görüşülme günüyle ilgili öneri, biraz önce Doğru Yol Partisi Grubunun önerisi olarak kabul edilmişti; o sebeple, ikinci öneriyi işleme koymuyorum.

Üçüncü öneriyi okutuyorum:

3. Başbakan Mesut Yılmaz hakkındaki (9/17) esas numaralı Meclis soruşturması önergesinin, gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmının 2 nci sırasında yer alması ve Anayasanın 100 üncü maddesi gereğince soruşturma açılıp açılmaması hususundaki görüşmelerin, Genel Kurulun 22.4.1998 Çarşamba günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneriyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. (ANAP ve DYP sıralarından ayağa kalkmalar, "Söz istiyoruz" sesleri)

Tespit edeceğim efendim.

Söz talebi tamam...

Ayaktaki arkadaşlarımız tespit edilinceye kadar, diğer arkadaşlarım lütfen ayağa kalkmasınlar.

Şimdi, sayın grup başkanvekillerinden, arkadaki arkadaşların isimlerini, liste halinde tespit edip buraya göndermelerini rica ediyorum.

Orada Sayın Yalçınbayır var, onu biz tespit edeceğiz.

Fazilet Partisi Grubundan söz talebinde bulunan yok.

Doğru Yol Partisi Grubundan 17 isim istiyorum efendim, fazla değil; benim tespit ettiğim ayakta olanların sayısı buydu.

Sayın milletvekilleri, bu söz istemleriyle ilgili olarak, birleşim içerisinde kura çekerek her iki soruşturma önergesi için 3'er sözcü belirleyeceğim ve onları, birleşim içerisinde sizlere duyuracağım.

Sayın İyimaya, şimdi sizin isteminizi tespit edebilirim; arkadaşlarım biraz sükûneti muhafaza ederlerse, söyledikleriniz sağlıklı olarak tutanaklara geçer.

Buyurun efendim.

AHMET İYİMAYA (Amasya) – Değerli Başkanım, önceki Başbakanımız Prof. Dr. Sayın Tansu Çiller hakkında şu anda görüşüleceği gün belli olan önergenin içeriğindeki iddialar, daha önce Parlamentoda soruşturulmuş, oluşturulan komisyonun verdiği rapor, Yüce Genel Kurulumuzun 19.2.1997 tarihli birleşiminde karara bağlanmış ve Yüce Divana sevk etmeme kararı kesinleşmiştir.

BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, Genel Kuruldaki bir arkadaşımın istemlerini tespit ediyorum; sükûnetle bana yardımcı olun lütfen.

Evet Sayın İyimaya.

AHMET İYİMAYA (Amasya) – Şu andaki önergenin görüşülmesi, Anayasanın 100 üncü, 138 inci; İçtüzüğün 107 ve devamı maddelerine göre mümkün değildir. Bu sorunun, en geç, müzakerelerin icra edildiği günde, İçtüzüğün 63 üncü maddesi çerçevesinde önsorun addedilerek, bir usul tartışması açılması hakkımızı mahfuzen, keyfiyeti arz ediyoruz.

BAŞKAN – Sayın İyimaya, isteminizi tespit ettim. Bu soruşturma önergesinin görüşülmesi öncesinde, Başkanlığın bu konudaki tutumu hakkında, ben de gerekli açıklamaları yapacağım. Şu anda bir cevap verme imkânım yok; konuyu tetkik etmem gerekir. İsteminizi değerlendireceğim efendim.

Teşekkür ederim.

AHMET İYİMAYA (Amasya) – Çok sağ olun.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, biraz önce tespit etmeye çalıştığımız, söz isteyen, kuraya tabi olacak arkadaşların listesini okuyorum:

Doğru Yol Partisi Grubundan ayağa kalkmış olan arkadaşlarımız: Sayın Turhan Güven, Sayın Mehmet Gözlükaya, Sayın Saffet Arıkan Bedük, Sayın Mehmet Gölhan, Sayın Veli Andaç Durak, Sayın Ahmet İyimaya, Sayın Ergun Özdemir, Sayın Hayri Doğan, Sayın Ertuğrul Eryılmaz, Sayın Haluk Yıldız, Sayın Yusuf Bahadır, Sayın İrfettin Akar, Sayın Hacı Filiz, Sayın Ali Rıza Gönül, Sayın Abdülbaki Ataç, Sayın Halit Dağlı, Sayın Kadir Bozkurt, Sayın Ömer Barutçu.

Anavatan Partisi Grubundan ayağa kalkmış olan arkadaşlarımız: Sayın Ülkü Güney, Sayın Uğur Aksöz, Sayın Ertuğrul Yalçınbayır, Sayın Emin Kul, Sayın Refik Aras, Sayın Nabi Poyraz, Sayın Hüsnü Sıvalıoğlu, Sayın Avni Kabaoğlu, Sayın Mustafa Balcılar, Sayın Süleyman Hatinoğlu, Sayın İbrahim Yılmaz, Sayın Metin Öney, Sayın Ahmet Kabil, Sayın Yıldırım Aktürk, Sayın Ahmet Alkan, Sayın Miraç Akdoğan, Sayın Zeki Çakan, Sayın Aslan Ali Hatipoğlu, Sayın Selahattin Beyribey, Sayın Cengiz Altınkaya.

Biraz önce okuduğum isimlerle birlikte, bu isimler arasında da kura çekilmek suretiyle, ikinci soruşturma önergesiyle ilgili 3 söz talebini belirlemiş olacağız.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, biraz evvel Anavatan Partisinden 12 kişi ayağa kalkmıştı; oysa, siz, daha fazla sayıda arkadaşımızın ismini okudunuz.

BAŞKAN – Hayır efendim; 3 fark var, Doğru Yol Partisi Grubundan gelen 18, diğerinden 21...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, siz "söz isteyenler ayağa kalksın" ve arkasından da arkadaşlara "sayın" dediğinizde, ben de, Anavatan Partisi Grubundan ayağa kalkan arkadaşlarımı saydım,12 kişiydi.

BAŞKAN – Ben, tespiti, grup başkanvekili arkadaşlarımdan istedim.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, Sayın Meral Akşener arkadaşımız da ayağa kalkmıştı, ben ismini yazmayı unuttum, arkadaşımızın da isminin yazılmasını rica ediyorum.

BAŞKAN – Siz, Sayın Şener'in de ayağa kalktığını ifade ediyorsunuz, tamam efedim, Sayın Meral Akşener'in ismini de listeye ekliyoruz.

Değerli milletvekilleri, gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.

 

V. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım’ın, yurtdışındaki temsilciliklerde kullanılan makam araçlarına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/757)

BAŞKAN – 1 inci sırada yer alan, Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım'ın, yurt dışındaki temsilciliklerde kullanılan makam araçlarına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlayacağız.

Sayın Dışişleri Bakanı veya Dışişleri Bakanı adına soruyu cevaplayacak bir sayın bakanımız var mı? Yok.

Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılamadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir; önerge gündemden çıkarılmıştır.

Önerge sahibinin söz hakkı var; ancak, önerge sahibi, Genel Kurul salonunda bulunmuyorlar.

2. – Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım’ın, bakanlıklarda ve yurtdışındaki temsilciliklerde kullanılan makam araçlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/758)

BAŞKAN – 2 nci sırada yer alan, Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım'ın, bakanlıklarda ve yurt dışındaki temsilciliklerde kullanılan makam araçlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlayacağız.

Önergeyi cevaplayacak Başbakan yahut Başbakan adına cevaplayacak bir bakan?.. Yok.

Bu sebeple, bu önerge de üç birleşim içinde cevaplandırılamadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir; önerge gündemden çıkarılmıştır.

İstemi halinde önerge sahibine söz vereceğim; yalnız, önerge sahibi, Genel Kurul salonunda bulunmuyorlar.

3. – Isarta Milletvekili Mustafa Köylü’nün, Batı Çalışma Grubunun faaliyetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/765)

BAŞKAN – 3 üncü sırada yer alan, Isparta Milletvekili Mustafa Köylü'nün Batı Çalışma Grubunun faaliyetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmesine geçeceğiz.

Önergeyi cevaplayacak Hükümet temsilcisi?.. Yok.

Bu önerge de, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya dönüştürülecektir; önerge gündemden çıkarılmıştır.

Önerge sahibi, Genel Kurul salonunda hazır bulunmadığından, söz hakkı veremiyorum.

4. – Uşak Milletvekili HasanKarakaya’nın, Uşak Havaalanı inşaatına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in cevabı (6/779)

BAŞKAN – 4 üncü sırada yer alan, Uşak Milletvekili Hasan Karakaya'nın, Uşak Havaalanı inşaatına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmesine başlıyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?..Genel Kurul salonunda hazır bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunu delaletlerinizle arz ederim.

Hasan Karakaya

Uşak

Uçak pisti 1995-1996 yılında yapılan Uşak Havaalanının tamamlanması hususunda bir çalışmanız mevcut mudur? Şayet böyle bir çalışmanız var ise, 1998 yılı yatırım programında ne kadar ödeneği vardır ? Havaalanının ne zaman bitirilerek hizmete açılması öngörülmektedir?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

Önergeyi cevaplamak üzere Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir söz istemişlerdir.

Sayın Bakan, cevap süreniz 5 dakikadır.

ULAŞTIRMA BAKANI NECDET MENZİR (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Uşak Milletvekili Sayın Hasan Karakaya'nın, Uşak Havaalanıyla ilgili vermiş olduğu sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere huzurunuzda bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Uçak pisti, bilindiği gibi, 1995-1996 yıllarında yapılmış olup, 2 400 metre boyunda toprak pistin, Hava Kuvvetleri Komutanlığından devralınarak stoll havaalanı kriterlerine uygun hale getirilmesi için hazırlanan projeye göre 2 560 X 30 metre pisti, 80 X 50 metre apron ve 12 X 18 metre taksiruttan oluşan uçuş üniteleri inşaatı tamamlanmıştır. Terminal binası, hizmet binaları, akaryakıt tesisleri, altyapı kuvvetli ve zayıf akım elektrik işleri ve müteferrik işler inşaatı adı altında, 700 milyar lira proje bedeliyle, Bakanlığımız DLH Genel Müdürlüğünün 1998 yılı yatırım programına teklif edilmiş; ancak, DPT Müsteşarlığınca kabul edilmemiştir. Havaalanının ihtiyacı olan üstyapı tesislerinin ikmali amacıyla, geçici terminal binası yapımı için Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünce çalışmalara başlanmıştır ve bu çalışmalar, mayıs ayı sonu, haziran ayı başında tamamlanacak, haziran ayı içerisinde havaalanı işletmeye açılacaktır.

Diğer taraftan, havaalanı inşaatı için, bugüne kadar, muhtelif havaalanları inşaatı projesinden, 1997 yılında 25 milyar lira olmak üzere, toplam 226 milyar 701 milyon lira ödenek, Valilik emrine gönderilmiştir.

Saygılarımla arz ederim. (DTP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplayan Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir'e teşekkür ediyorum.

Önerge sahibinin bir açıklaması olacak mı? Önerge sahibi Genel Kurul salonunda bulunmuyorlar.

Soru cevaplandırılmıştır.

5. – Şanlıurfa Milletvekili Abdülkadir Öncel’in, Ceylanpınar SSK Dispanseri binasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın cevabı (6/780)

BAŞKAN – 5 inci sırada yer alan, Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel'in, Ceylanpınar Sosyal Sigortalar Kurumu Dispanseri binasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmesine geçiyoruz.

Soru önergesini cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda hazır bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum:

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Prof. Dr. Nami Çağan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunu arz ederim.

Saygılarımla.

Abdulkadir Öncel

Şanlıurfa

1. Halen bina yetersizliği nedeniyle, Ceylanpınar SSK Dispanseri istenilen hizmeti veremiyor.

Ceylanpınar SSK Dispanserinin kendi binasına taşınması için herhangi bir çalışma var mıdır? Bu çalışmalar hangi aşamadadır?

2. 1998 bütçesinde Ceylanpınar SSK Dispanseri binası için ödenek ayırılmış mıdır?

BAŞKAN – Önergeyi cevaplandırmak üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Nami Çağan söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Bakan.

Cevap süreniz 5 dakikadır.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Şanlıurfa milletvekili Sayın Abdulkadir Öncel tarafından verilen, Sosyal Sigortalar Kurumu Ceylanpınar Dispanseri binasına ilişkin sözlü soru önergesini yanıtlamak üzere huzurunuza gelmiş bulunuyorum; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sosyal Sigortalar Kurumu Ceylanpınar Dispanseri, halen, mülkiyeti Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait kiralık bir binada hizmet vermektedir. Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğünün 1998 yılı yatırım programı önerisinde, 911 harcama kaleminde 1500 proje numarası ve 50 milyar lira ödenekle, yataklı Ceylanpınar dispanseri inşaatı yer almaktadır. Söz konusu dispanser inşaatının proje ve keşif bedeliyle ilgili çalışmalar tamamlanmıştır, ihale çalışmaları da ayrıca sürdürülmektedir. SSK ile ilgili bütün ihaleleri, OYAK İnşaatla yapacağımız bir anlaşmaya bağlamak amacındayız; bu gerçekleştiği takdirde, derhal, OYAK İnşaata bu ihale verilecektir.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Nami Çağan'a teşekkür ediyorum.

Önerge sahibinin söz talebi yok.

Önerge cevaplandırılmıştır.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Mutabakat sağlanmıştır Sayın Başkan, okuyabilirsiniz.

BAŞKAN – Soruşturma önergeleri üzerinde konuşacak sözcülerle ilgili...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Evet.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

6. – Yozgat Milletvekili Abdullah Örnek’in, Yozgat - Çekerek Süreyyabey Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanından sorusu ve TurizmBakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı (6/781)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 6 ncı sırada yer alan, Yozgat Milletvekili Abdullah Örnek'in, Yozgat-Çekerek Süreyyabey Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmesine başlıyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Bakan?.. Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanına vekâleten Sayın İbrahim Gürdal burada.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın Cumhur Ersümer tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Abdullah Örnek

Yozgat

1. Yozgat-Çekerek'te bulunan Süreyyabey Barajı ile ilgili çalışmalar hangi safhadadır?

2. Ne zaman bu çalışmalar sonuçlandırılacaktır?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

Cevap süreniz 5 dakikadır.

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Yozgat Milletvekili Sayın Abdullah Örnek'in, Yozgat-Çekerek (Süreyyabey) Barajı projesine ilişkin sorularını cevaplamak üzere söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Amasya, Tokat, Çorum ve Yozgat İlleri sınırları dahilindeki Aşağı Çekerek Projesiyle, projenin depolama kaynağı olan Çekerek (Süreyyabey) Barajından, Amasya İlinde Geldingen Ovasında 20 114 hektar, Tokat İli Maşat ve Reşadiye Ovalarında 9 005 hektar, Zile Ovasında 6 332 hektar, Çorum İli Mamure Ovasında 5 080 hektar, Yozgat İli Çekerek Ovasında 1 496 hektar, Merzifon Ovasında da 23 296 hektar olmak üzere toplam 65 323 hektarlık alanın sulanması hedef alınmış olup, projenin birinci merhalesini teşkil eden Çekerek (Süreyyabey) Barajıyla 18 400 hektarlık Geldingen Ovası sulaması 1998 yılı yatırım programında yer almaktadır.

Sulama inşaatının 1 400 hektarlık kısmına, Geldingen Ovası sulaması birinci kısım inşaatı adı altında devam edilmektedir. İhalesi, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının iznine tabi olan Çekerek (Süreyyabey) Barajı inşaatının da 1997 yılında ihale edilebilmesi hususunda, Müsteşarlıkça 19.11.1997 tarihinde, uygun görüş bildirilmiş, söz konusu baraj 6 Ocak 1998 tarihinde ihale edilmiştir.

Saygılar sunarım.

BAŞKAN – Soru önergesini Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanına vekâleten cevaplayan Turizm Bakanı Sayın İbrahim Gürdal'a teşekkür ediyorum.

Önerge sahibinin herhangi bir söz istemi yok; zaten, Genel Kurul salonunda hazır bulunmuyorlar.

Soru cevaplandırılmıştır.

7. – SamsunMilletvekili Musa Uzunkaya’nın, Bafra Organize Sanayi Bölgesine ilişkin Sanayi ve TicaretBakanından sorusu ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı (6/782)

BAŞKAN – 7 nci sırada yer alan, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Bafra Organize Sanayi Bölgesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmesine başlıyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki suallerime Sanayi Bakanı Sayın Yalım Erez'in sözlü cevap vermesine delaletlerinizi arz ederim. 11.12.1997

Musa Uzunkaya

Samsun

1. 1997 yılı bütçesine Plan ve Bütçe Komisyonundan önergeyle koyduğum Bafra Organize Sanayi için 10 milyar liranın yerine ulaşabilmesi ve çok büyük önemi haiz, il statüsünde gelişmiş Bafra İlçemizin bu önemli hizmete kavuşabilmesi için YPK'ya sevk edilmesi gereken program ve raporun aylardır Bakanlığınızda tutulduğu doğru mudur?

2, 1998 yılı bütçesine organize sanayi bölgeleri için ağırlık vermediğiniz görülmektedir. Bunun özel bir nedeni var mıdır?

3. Varsa bir özel neden, Bafra Organize Sanayinin de geciktirilmesi aynı nedene mi bağlıdır?

4. Ek önergelerle 1997 yılı bütçesiyle programa alınması istenen ve dolayısıyla sizin Bakanlığınıza bir destek ifade eden bu çalışmaları yılbaşına kadar sonuçlandırmayı düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun.

Sayın Bakan, Sanayi ve Ticaret Bakanına mı vekâlet ediyorsunuz, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanına mı? Ben yanlış beyanda bulunmuş olmayayım; ama, Sanayi ve Ticaret Bakanı adına cevaplıyorsunuz bunu.

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Sanayi ve Ticaret Bakanı adına cevaplıyorum.

BAŞKAN – Cevap süreniz 5 dakikadır.

Buyurun.

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Teşekkür ederim.

Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın, Bafra Organize Sanayi Bölgesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanına sorduğu sorulara cevap vermek üzere söz aldım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.

1 inci sorunun cevabı: Bafra Organize Sanayi Bölgesi projesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunca net 9 milyar 500 milyon Türk lirası ödenekle 1997 yılı yatırım programına dahil edilmiştir. Ancak, organize sanayi bölgesinin yer seçiminin sonuçlanmaması nedeniyle kamulaştırma aşamasına geçilememiş ve bu nedenle, söz konusu ödeneğin kullanılması mümkün olamamıştır. Yer seçimine ilişkin gelişmeler ve son durum şöyledir:

23.6.1997 tarihinde, Bakanlığımız uzmanlarınca alternatif alanların tespiti amacıyla mahallinde etüt yapılmıştır. Doğankaya-Martıkale mevkiinde 250 hektarlık alternatif alan, Bakanlığımız koordinatörlüğünde oluşturulan ve ilgili 21 adet kamu kuruluşunun temsilcisinden müteşekkil yer seçim komisyonunca 7.10.1997 tarihinde mahallinde incelenmiştir. Komisyon çalışmalarından sonra Devlet Su İşleri, Köy Hizmetleri ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü ile Sağlık Bakanlığının görüşleri sorulmuş olup, Sağlık Bakanlığı hariç diğer kurumların olumlu görüşleri Bakanlığımıza intikal etmiştir.

18.1.1997 tarih ve 15150 sayılı yazımızla, Samsun Valiliğinden, kıyı kenar çizgisinin tespit ve onayını müteakip, Bakanlığımıza gönderilmesi istenmiştir. Söz konusu Valiliğin cevabıyla, Sağlık Bakanlığına muhatap 10.11.1997 tarih ve 13376 sayılı yazımızın cevabı Bakanlığımıza intikal ettikten sonra konu hakkında Bayındırlık ve İskân Bakanlığının görüşü alınacaktır.

tün bu görüşlerin olumlu olması halinde, kamulaştırma işlemlerine başlanacaktır.

2 nci sorunun cevabı: 1998 yılı yatırım programı teklifimizde, 28'i arıtma tesisi olmak üzere 273 adet organize sanayi bölgesi projesi için 23 trilyon 458 milyar lira talep edilmiş; ancak, bütçe imkânları çerçevesinde 4 trilyon 250 milyar lirası özelleştirme gelirlerinden olmak üzere 10 trilyon 500 milyar Türk lirası ödenek verilmiştir. Bu miktar, talep edilen ödeneğin yaklaşık yüzde 45'ine tekabül etmektedir.

3 üncü sorunun cevabı: Bafra Organize Sanayi Bölgesi 1997 yılı ödeneği, detaylı teknik gerektiren ve 21 adet kamu kuruluşunu ilgilendiren yer seçimi sürecinin sonuçlanmamış olması nedeniyle harcanamamış olup, özel bir neden söz konusu olmamaktadır..

4 üncü sorunun cevabı: Yukarıda ifade edildiği gibi, kıyı kenar çizgisine ilişkin Valilik cevabı ve Sağlık Bakanlığı görüşü beklenmektedir. Anılan görüş ve cevap Bakanlığımıza intikal ettikten sonra, Bayındırlık ve İskân Bakanlığının görüşü alınacaktır. Organize Sanayi Bölgeleri Yer Seçimi Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde, bütün kurum görüşlerinin olumlu olması halinde, kamulaştırma aşamasına geçilecektir.

Saygılar sunarım.

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplandıran Turizm Bakanı Sayın İbrahim Gürdal'a teşekkür ediyorum.

8. – SamsunMilletvekili Musa Uzunkaya’nın, Tekele personel alımlarında yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı iddialarına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Eyüp Aşık’ın cevabı (6/783)

BAŞKAN – 8 inci sırada yer alan, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Tekele personel alımlarında yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı iddialarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Önergeyi cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda hazır bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki suallerime Devlet Bakanı Sayın Eyüp Aşık'ın sözlü cevap vermesine delaletlerinizi arz ederim.

Musa Uzunkaya

Samsun

1. Basında intişar ettiği kadarıyla, Diyarbakır Tekel müessesesine 600 civarında işçi alınmaktadır. Bu işçilerin işe girebilmesi için, herbirinin 9 ilâ 12 bin mark rüşvet vermekte oldukları iddiası hakkındaki görüşünüz nedir?

2. Bugüne kadar, size bağlı kurumlarda, size ve yönetiminize intikal eden bu ve benzeri rüşvet davası gelmiş midir?

3. Yine basında yer aldığına göre "ben, Tekele, teşkilatlarımın bana gönderdiği listeler üzerinde hareket ediyor ve seçimi onlardan yapıyorum" iddianız doğru mudur?

4. Diğer Tekeller için yapılan imtihan ve atamalarda benzeri yöntem uygulanmakta mıdır?

Saygılarımla.

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Eyüp Aşık söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Bakan.

Cevap süreniz 5 dakikadır.

DEVLET BAKANI EYÜP AŞIK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekileri; sayın milletvekilimin sorusunu cevaplandırmak üzere huzurlarınızdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu fırsatı bana vermesi dolayısıyla da, sayın milletvekilime teşekkür ediyorum. Ancak, eleştirileri yersizdir; daha doğrusu, zaten, kendisi "basında okuduğuma ve duyduğuma göre" demektedir; inceleseydi böyle demezdi; ama, ben, kendisine, sadece şunu hatırlatacağım: Kendisi Samsun Milletvekilidir. Tekele Samsun'da da işçi alınmıştır ve kendilerinin de bildiği gibi, Samsun'da alınan işçiler, cumhuriyet tarihinde ilk defa, bu Hükümetin getirdiği bir yenilik olarak ve benim önerimle, Bakanlar Kurulumuzun kararlaştırması üzerine, kura usulüyle alınmıştır ve bu sene, Tekele işçi alımlarının yarısından fazlasını da bu yolla yaptık.

Örneğin Trabzon'da Tekele alınan işçileri, stadyumda, noter huzurunda, kurayla tespit ettik. Yine, soruyu soran sayın milletvekilimin kendi ilinde Tekele aldığımız işçileri, stadyumda, kurayla, noter huzurunda tespit ettik. Bunun gibi, Yozgat, Hatay, Adana ve daha birçok ilimizde de, bu sene, Tekele işçileri kurayla aldık. Bu, cumhuriyet tarihinde ilk defa oluyor, ilk defa ben yaptım, övünerek söylüyorum; ama, bazı illerimizde, maalesef -bilhassa, güneydoğu illerimizde- bunu böyle yapmamız mümkün olmadı; ama, sayın milletvekilimin sorularında iddia ettiği gibi, ben "teşkilatımdan gelenleri alırım, teşkilatımın verdiği listeyi alırım" deseydim, herhalde, en başta, onu, kendi ilimde uygulardım. En çok sorumlu olduğum teşkilat, kendi ilimin teşkilatıdır. Kendi ilinde bile kurayla işçi alan birisine, eğer, böyle bir eleştiri getirirseniz, çok haksızlık etmiş olursunuz. Her zaman bu kadar...

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Beceremediniz...

DEVLET BAKANI EYÜP AŞIK (Devamla) – Beceremediysem...

Efendim, ben, tekrar söylüyorum: Burada ne rezaletler olduğunu, geçen sene, hükümetinizde gördük. Bakanın akrabaları dolayısıyla çıkan rezaletleri gördük; Sosyal Sigortalar Kurumuna işçi alımında yapılan rezaletleri gördük.

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – O rezaletleri...

DEVLET BAKANI EYÜP AŞIK (Devamla) – Size söylüyorum: Bu sene, 24 vilayette Tekele işçi alımını sağladım; bunun yarısından fazlasını da kurayla aldım; sadece kendi ilimde değil, birçok vilayette, kurayla aldım. Kura, noter huzurunda, stadyumlarda yapıldı ve bugüne kadar, bu, mevzuatta da yoktu. Benim önerim ve Bakanlar Kurulumuzun kabul etmesi üzerine, Türkiye'de işe alma mevzuatında değişiklik yaptık. Dedik ki: Yazılı sözlü imtihan yerine kurayla da olabilir. Aynı evsafta olan insanların arasında bir fark yoksa, ayrıca bunları işçi olarak alacağınıza göre, bunların, Türkiye'nin yüzölçümünü bilmesi şart değil; önemli olan, belli bir yükü taşımasıdır, onu taşıyabiliyorsa, o işi yapabiliyorsa bunu getirdik ve uyguladık. O bakımdan, ben, bir teşekkür bekliyordum; ama yine de, bana, bu fırsatı verdiği için sayın milletvekiline teşekkür ediyorum.

Yüce heyetinize saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplayan Devlet Bakanı Sayın Eyüp Aşık'a teşekkür ediyorum.

Önerge sahibinin de bir sözü var; buyurun efendim.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Tekelden sorumlu Devlet Bakanımıza açıklamalarından dolayı teşekkür ediyorum; ancak, soru önergemde de var, basında o günlerde intişar etti ve Bakanın ağzından nakledilen ifadeler, Sayın Bakanımız tarafından inkâr edilmedi ve reddedilmedi, bir.

İkincisi, doğrudur, Bakanımız hakikaten kura uygulaması yaptı, bir zaman sonra yaptı, bunu bir gerekçeye dayanarak yaptı, o günlerde büyük spekülasyonlar olmuştu. Mesela, ilçelerimden birisi olan Havza'da imtihanı kazandığı halde 128 kişiye "bilgisayardaki teknik arızadan dolayı size yanlış bilgi verildi" dendi ve aldığım bilgiler yanlış değilse, yine söylüyorum bu 128 kişinin kazanmış olduğu imtihanın iptal edildiği kendilerine intikal ettirildi ve yine az önce Bakanımız ifade buyurdular; doğrudur, büyük birkısmı kurayla alınmıştır, ama birkısmı da kurasız ve zannediyorum bazı bölgelerdeki sıkıntıların içinde bulunduğu şekilde cereyan etmiştir. Ben, bunu ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Demek ki, uygulamadan gerekli sonuçlar çıkarılmış ve haksızlık giderilmiş, bundan sonra da haksızlık olmamasını temenni ediyoruz.

Soru önergesi cevaplandırılmıştır.

9. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, bir hâkimin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasındaki araca ilişkin Sanayi ve TicaretBakanından sorusu ve TurizmBakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı (6/784)

BAŞKAN – 9 uncu sırada yer alan, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, bir hâkimin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasındaki araca ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesinin görüşülmesine başlıyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Hazır bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki suallerime Sanayi Bakanı Sayın Yalım Erez'in sözlü cevap vermesine delaletlerinizi arz ederim.

Musa Uzunkaya

Samsun

1. Kamuoyunda Susurluk soruşturmasında önemli bir isim olarak adı geçen Hâkim Akman Akyürek'in, mahiyeti henüz bilinmeyen bir şekilde trafik kazasında hayatını kaybettiği malumdur. Kazada merhum Akyürek'in kullandığı araba Opel Vectra GLS olup, airbag'li olduğu halde ve bugüne kadar birkısım kazalarda -ki bunların birkısmı ölümlüdür- airbag'in açılmaması bir teknik kusur mudur?

2. Tüketiciyi koruma açısından bu ve benzeri kazaların sonuçlarını araştırıp aksesuar olarak maliyete bindirilen ve dolayısıyla tüketiciye büyük paralara mal olan bu araçlar hakkında inceleme yaptırılmış mıdır?

3. Bu ve benzeri, varsa hatalı ve kusurlu imalattan dolayı ilgililer hakkında bugüne kadar herhangi bir işlem yapılmış mıdır?

Saygılarımla.

BAŞKAN – Önergeyi Hükümet adına cevaplandırmak üzere, Turizm Bakanı Sayın İbrahim Gürdal söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Bakan.

Cevap süreniz 5 dakikadır.

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın, bir hâkimin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasındaki araca ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanına sorduğu soruya cevap vermek üzere söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

1 inci sorunun cevabı: "Konu, imalatçı firma olan Opel Türkiye Limitet Şirketine iletilmiş olup, söz konusu firmadan alınan yazıda da açıklandığı üzere, ön hava yastıklarının açılması için gerekli şartların yerine gelmediği belirtilerek, söz konusu kazada hava yastığının açılmasını gerektiren bir koşul oluşmamış olup, hava yastığının açılmaması, son derece normaldir; çünkü, ön hava yastıkları, sadece aracın önünden ve belirli bir derecede gelen darbelerde devreye girer. Meydana gelen kazada ise, aracın önünden hiçbir darbe almadığı ve ön tarafta hiçbir hasar olmadığı net olarak görülmektedir. Sayın merhum Akyürek'in aracı, kaygan zeminde, yolda dönerek, darbeyi direkt olarak sol yandan almıştır" denilmektedir.

2 nci sorunun cevabı: Konu, tüketicinin korunması yönüyle değerlendirilerek, ayıplı mal ve hizmetler 4077 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, ayıplı maldan veya ayıplı malın neden olduğu her türlü zarardan, satıcılar sorumlu tutulmuştur; ancak, malın ayıplı olup olmadığı veya ayıplı malın neden olduğu zararın tespiti için tüketicilerin ilgili mercilere müracaatı gerekmektedir. Bakanlığımızın veya başka bir kuruluşun bu konuda herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır.

3 üncü sorunun cevabı: Bu ve benzeri konularda, ilgili tereddütlerin Bakanlığıma iletilmesi halinde, ivedilikle, çalışmalar başlatılmakta; varsa, hatalı ve kusurlu olanlar hakkında gerekli yasal işlemler, yetkiler dahilinde yapılmaktadır.

Teşekkürler.

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplayan Turizm Bakanı Sayın İbrahim Gürdal'a teşekkür ediyorum.

Önerge sahibinin söyleyeceği bir şey var mı?

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Evet efendim.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Uzunkaya.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Sayın Başkan, gerçi, bu günlerde, Sayın Bakanın ifade buyurduğu gibi, yandan çarpma -kamyona giderek, kaygan zeminde çarpma- olayı ifade ediliyor; ancak, bu ve benzeri araçlarda, zaman zaman airbag'lerin açılmadığı bir vakıadır. Tespit raporlarında da var. Zannediyorum, trafik raporlarına yaygın olarak giren hadisedir. Sadece, ilgili kurumların, ilgili firmanın değil de -Opel'in ve diğer kurumların- Bakanlığımızın, bu konuda, kendi elemanlarıyla ciddî bir araştırma yapmasının daha uygun olacağı kanaatindeyim; çünkü, hakikaten, ölümlü kazalara neden olan olaylarda, eğer, airbag'ler önleyici bir unsursa, bunun çok iyi şekilde uygulanmasında zaruret vardır diye düşünüyorum. Bu anlayışla, bu suali tevcih etmiştim.

Arz ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Soru önergesi cevaplanmıştır.

10. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, ilköğretim okulu mezunlarına ilişkin sorusu ve Millî EğitimBakanı Hikmet Uluğbay’ın cevabı (6/785)

BAŞKAN – 10 uncu sırada yer alan, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, ilköğretim okulu mezunlarına ilişkin, Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmesine başlıyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda hazır bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki suallerime Millî Eğitim Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay'ın sözlü cevap vermelerine delaletlerinizi arz ederim.

Musa Uzunkaya

Samsun

1. Sekiz yıllık ilköğretim okullarından bugüne kadar mezun olan öğrencilerin adedi ne kadardır?

2. Bu okulların mezunlarının, diğer ortaokullara nispetle, üniversiteye gitme oranı ne düzeydedir?

3. Okullara, çeşitli adlar altında, okul idarecileri veya aile birlikleri, öğrenci velilerinden ve okulun topluca iş yaptırdığı çeşitli branşlardaki esnaftan (terzi, foto vesair) para tahsil etmekte; bu da, bize kadar intikal eden şikâyetlere dönüşmektedir. Bu konuda, herhangi bir önlem almayı düşünüyor musunuz?

4. Şu anda, kapalı veya taşımalı eğitim nedeniyle, eğitime katılamayan öğrencilerimizin adedi ve yüzde oranı konusunda bilgi verebilir misiniz?

BAŞKAN – Önergeyi cevaplamak üzere, Millî Eğitim Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Bakan.

Cevap süreniz 5 dakikadır.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Musa Uzunkaya'ya soruları için teşekkür ediyorum.

Bildiğiniz üzere, sekiz yıllık ilköğretim okulları, uygulamada, 1971'den bu yana uygulanmakta, yasayı da geçen sene kabul ettiğimiz için, geçen sene çıkan yasaya göre henüz mezun verilmemiştir; onları, bu haziranda verecek. Ancak, biliyorsunuz, sekiz yıllık okulların açılışını daha önce de bu kürsüden açıklamıştım; 6 600'e yakın okulumuz var ve bu çerçevede, son dört yılda, 1 748 238 öğrenci mezun olmuştur. Tabiatıyla, bunu, yirmibir yıllık, yirmiüç yıllık döneme uzatırsak, çok daha büyük sayılara ulaşıyoruz; çünkü, aşağı yukarı, sistemimizde, şu anda, geçen yıl itibariyle, yüzde 50'nin üzerinde öğrenci, bu türde yapılanmış okullarda okuyordu. Biliyorsunuz, bu okullardan mezun olanlar bir lise eğitimi gördükten sonra üniversiteye devam ettiği için, sekiz yıllık ilköğretim okullarını bitirenlerin, doğrudan doğruya üniversiteye uzanış boyutlarına ilişkin zaman serileri elimizde yok. Ancak, sekiz yıllık ilköğretim bütünlüğü içerisinde okuyan öğrencilerin, lise düzeyine geçişlerinde, diğer öğrencilere nazaran, biraz daha verimli ve etkili oldukları uygulamalardan gözlemlediğimiz sonuçlar.

Üçüncü sorunuz olarak gündeme getirdiğiniz, okulların açılış döneminde, kayıt parası adı altında, kamuoyunda yanlış olarak isimlendirilen bir uygulamayı söz konusu ettiniz. Bu, Bakanlığın talimatıyla yapılan bir uygulama değil. Sadece bu yıl değil, yıllardan beri, bütçe ödeneklerinin yetersiz olması, maalesef bütçelerimizin yıllardır çok büyük açık vermesi, diğer kamu hizmetlerini olduğu gibi, millî eğitimin hizmetlerini de aksatmıştır. Bu çerçevede sağlanabilen ödenekler, büyük çoğunluğuyla, öğretmen, derslik yapımı ve ders malzemeleri için sarf edildiğinden, okulların temizlik vesaire ihtiyaçları için yeteri kadar ödenek ayrılamıyor. Bunun sonucu olarak da, geçmiş yıllardan beri, gönüllülük esasına dayanan bir bağış sistemi uygulamaya konulmuş ve böylece, ailelerin, çocuklarının devam ettiği okullara, bu temizlik giderlerine ve diğer giderlere katkıda bulunabilmek için -belirli oranda, kendi güçleri oranında ve arzu ettikleri takdirde- bağış yapması uygulaması yer almıştır.

Zaman zaman, bazı okullarda, bunun zorunlu hale getirildiği şikâyet konusu olmuştur. Dokuz aylık bakanlığım süresince, bana kaç şikâyet dilekçesi geldiyse, hangi okullar için şikâyet geldiyse, ya Bakanlık merkez teşkilatı vasıtasıyla veya illerdeki ilköğretim müfettişleri vasıtasıyla soruşturma açtırdım. Soruşturmanın sonucunda, sübut bulan hallerde, öğretmen veya müdürler hakkında gerekli yaptırım uygulanmıştır. Dolayısıyla, bu uygulama, tamamen gönüllülük esasına dayalı. Buna riayet etmeyenler hakkında da, şikâyet olduğu sürece, vukubulan şikâyet doğru çıktığı sürece yaptırım uygulanmıştır.

Başında bulunduğum kuruma saygı gereği, şunu da burada açıklamak zorundayım: Zaman zaman, İhbarı yapana gidildiğinde "efendim, çocuğumu o okula kaydetmek için benden şu parayı istediler, ben de çocuğumu, o okula kaydettirmek için değil, başka semtteki bir okula kaydettirmek için gittim, o nedenle benden bu para istendi" gibi veya "ben bu kadar para teklif ettim" şeklinde beyanlarla da karşılaşıyoruz ve zaman zaman, ihbarı yapanlardan bir kısmı, müfettiş gidince "bizim böyle bir söylemimiz yok" da diyebiliyorlar. O nedenle, bu söylenenlerin önemli bir bölümü söylentiden ibaret; ama, gerçek olanlar, Bakanlığımıza ihbar edildiği takdirde, mutlaka neticelendiriliyor.

Şu anda kapalı olan okullarımızın sayısını şöyle ifade edeyim: 1997-1998 eğitim yılında, güvenlik nedeniyle kapalı olan okulların sayısı 1 851. Bu sayı, 1996-1997 eğitim yılında 1 968'di; bu yıl, bunlardan, güvenlik nedeniyle kapalı olanlardan 117 tanesi açılmış oldu.

Bunun yanında, sualinizde, bir hususun daha altını çizmişsiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Bakan, konuşmanızı tamamlayın efendim.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Sekiz yıllık eğitim bünyesinde, taşımalı sistemin sonucu olarak, bazı köy okullarında öğrenci bulunmaması nedeniyle, sistem dışında kalanlar oluyor. Öğretmen kaynaklarının ve eğitimin kalitesini yükseltebilmek için uygulanan bu model çerçevesinde, ister istemez öğrencisiz kalan bu okulların, Bakanlığımıza müracaat edilmesi halinde, köy hizmetleri için, yani, köyde, muhtarlığa ve diğer hizmetlere, sağlık ocağı veya diğer amaçlara tahsisi yapılıyor. Dolayısıyla, geçmişte yapılmış olan yatırımlar âtıl kalmıyor, kamunun bir başka hizmeti için topluma iade ediliyor.

Bu çerçevede de şu kadarını söyleyeyim: Taşımalı sistem, aslında, ülkemizde eğitimin kalitesine önemli katkılar sağlamıştır. 1996-1997 yılında, taşımalı sistemden 120 998 öğrenci yararlanırken, içinde bulunduğumuz eğitim yılında bu sayı 260 binin üzerine çıkmıştır ki, bir yılda artış yüzde 118'dir. Bu sistem, eğitimimizde, hem öğretmenin hem de öğrencinin daha verimli bir şekilde çalışmasına ve imkânlardan yararlanmasına zemin hazırlamaktadır.

Bana bu açıklamaları yapma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplayan Millî Eğitim Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay'a teşekkür ediyorum.

Önerge sahibinin bir açıklaması olacak mı?

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Teşekkür ediyorum; Sayın Bakanımız açıklamalar yaptı. Yalnız, tabiî, kendilerinin de bazı konularda tereddüdü olduğunu zannediyorum. Mesela, yardım toplama konusunda, hakikaten, gönüllü kavramı, Türkiye'de, gönüllülükten çıkmıştır; bunun en ciddîsini de -konu dışıdır ama- bir hafta önce Kurban Bayramındaki deri toplamada gördük. Türk Hava Kurumu, gönüllü bağışlanan derileri toplayacakken, deriler zorla toplanılmıştır. Okullarda da aynı uygulama yapılmıştır; birçoğunda yapılmış. Değerli Bakanımıza olduğu kadar milletvekili arkadaşlarımıza da bu konularda şikâyetler geldi.

Benim sorumun içinde, esasen, söylediğim bir başka şey vardı; Bakanımızın dikkatinden kaçtı. Bize, birkısım odalar müracaat ediyor; diyor ki mesela "biz, kuaförler odasıyız, terziler odasıyız; bize tek tip elbise diktiriyorlar çeşitli kolejler, okullar; biz, bunu ihaleyle alıyoruz, düşük fiyatla alıyoruz okula katkı olsun diye; ayrıca, bizden, tekrar, eğitime katkı diye ikinci bir para alıyorlar; hem ucuza alıyoruz hem ekstra bir para veriyoruz; halbuki, bir de kazancımızdan eğitime katkı veriyoruz" diyorlar. "Yani, kazancımızdan eğitime katkı payı verirken, bir de, ekstra -düşük fiyatla aldığımız dikimler, fotoğrafların çekimi vesaire gibi- bizden ayrıca katkı sağlanarak fevkalade zarara uğratıldık veya mustar hale geldik" diye yeni şikâyetleri bulunan odalar oldu; fotoğrafçılar odası oldu, terziler odası oldu.

Arz ederim.

BAŞKAN – Sayın Uzunkaya, teşekkür ederim.

Sayın Bakan, bu konuda söyleyeceğiniz bir şey varsa mikrofonu açıyorum; buyurun.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Size müracaat eden odalar, tabiatıyla, demokratik rejimin haklarını kullanmıştır; ancak, ben, arzu ederdim ki, o odalar, size yaptıkları müracaata benzer bir müracaatı, benim Bakanlığıma da yapmış olsaydı da, ben, o iddiaları soruşturup, eğer, kendilerine, zorla, yasalara ve kurallara aykırı bir işlem yapılıyorsa, o yapanlar hakkında gereğini yapabilseydim. Ümit ederim, bu konuşmamdan sonra, size o şikâyetleri intikal ettirenler, Bakanlığıma başvururlar; çünkü, demokratik rejimin fazileti, vatandaşa hizmetin etkin ve verimli bir şekilde götürülebilmesi ve şikâyetlerin de doğru mercie yapılması ve ondan sonra, arkasının getirilip getirilmediğinin izlenmesidir. O nedenle, bu yönde, kendilerine, zorla, haksızca yapılan baskılar varsa, Millî Eğitim Bakanlığına kişiye özel olarak gönderilen her tür dilekçenin gereği, tarafımdan yerine getiriliyor.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Soru önergesi cevaplandırılmıştır.

11. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Fener Rum Patriğinin bazı faaliyetlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve DevletBakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/786)

BAŞKAN – 11 inci sırada, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Fener Rum Patriğinin bazı faaliyetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi vardır.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurulda hazır bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki suallerimi Başbakan Sayın Mesut Yılmaz'ın cevaplandırmasına sözlü delaletlerinizi arz ederim. 11.12.1997

Musa Uzunkaya

Samsun

1. Fener Rum Patriği Bartholomeus'un, ABD'yi baskı aracı olarak üzerinize sevk edip, ekümenik sıfatı kazanma ve devlet statüsüne sahip olma arzusu içerisinde olduğu basın tarafından iddia edilerek, sizin bu konuda taviz verdiğiniz, bu nedenle de ABD'ye yapacağınız seyahatin içerisinde bu hayalin gerçekleştirilme arzusu olduğu ifade edilmektedir. Bu iddialar ne derece doğrudur?

2. Bu iddiaların doğru olmaması halinde basına bir tekzipte bulunmayı düşünüyor musunuz?

3. Şayet iddialar istikametinde bir talep ve baskı varsa bu konuyu TBMM'ye getirmeyi düşünüyor musunuz?

4. Heybeliada Ruhban Okulunun açılması talepleri ve bu konuda Hükümetin düşünceleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

5. Geçen hafta ABD'deki MOON Tarikatının bir davetine katılıp, 4 gün programları izleyen iktidarınızın destekçisi CHP'nin Sayın Genel Başkanı Deniz Baykal, bu gezisiyle ilgili size, Hükümetinize ve yetkililere bilgi vermiş midir, MOON Tarikatının durumu hakkında Parlamentomuza bilgi vermeyi düşünür müsünüz?

Saygılarımla.

BAŞKAN – Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk, Hükümet adına sözlü soru önergesini cevaplamak üzere söz istemişlerdir.

Sayın Bakan, buyurun efendim.

Cevap süreniz 5 dakikadır Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın, Fener Rum Patriğinin bazı faaliyetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere söz almış bulunuyorum. Sorulan soruları topluca, sırasıyla cevaplandırıyorum:

1. İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesinin statüsü, Lozan Konferansında belirlenmiş ve patrikhanenin, münhasıran, Türkiye'de kalan Rumların dinî işleriyle ilgilenmesi ve idarî ve siyasî faaliyetlerde bulunmaması koşuluyla varlığını sürdürmesi kabul edilmiştir. Bu çerçevede, patrikhanenin bir Türk kuruluşu, patriğin de, münhasıran, ruhanî yetkileri haiz bir kişi olması esası benimsenmiştir.

Bir Türk kurumu olarak, Türk yasaları çerçevesinde faaliyet gösteren İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesinin statüsü, ülke içinde veya dışında herhangi bir tartışmaya konu teşkil etmemiştir. Bu statü çerçevesinde varlığını yaklaşık yetmiş yıldır sürdüren patrikhanenin, farklı bir statü arayışı içinde olabilmesi mümkün değildir. Patrikhane, bir Türk kurumu olarak, bu statüsüyle, bütün hak ve vecibeleriyle, devletimizin himayesi altında işlevini sürdürecektir.

2. Heybeliada Ruhban Okulu, Anayasamızın 24 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Din ve ahlak eğitim ve öğretimi devletin gözetim ve denetimi altında yapılır" hükmü ile 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunun 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Askerî okullar, din eğitimi ve öğretimi yapan özel öğretim kurumları ile emniyet teşkilatına bağlı okulların aynı veya benzeri özel öğretim kurumu açılamaz" hükmü gereği olarak, benzeri diğer okullar gibi kapatılmıştır. Bu ve aynı durumda olan diğer okulların yeniden öğretime açılması, ancak yürürlükteki mevzuatta değişiklik yapılmasıyla mümkün olabilir. Hükümetimizin, bu yönde bir mevzuat değişikliği yapılması konusunda herhangi bir çalışması bulunmamaktadır.

Saygıyla arz ederim. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplayan Devlet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk'e teşekkür ediyorum.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Diğer sorularım cevaplanmadı galiba Sayın Bakanım.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Patrikhaneyle ilgili sorularınızı cevaplandırmış bulunuyorum.

BAŞKAN – Soru önegesi cevaplandırıldı.

Demek ki, bir cevap süresi içinde cevaplandırılamayacak kadar çok soru sormuşsunuz. Önergeyi böyle ayrı ayrı verseydiniz daha kolay olurdu.

Soru önergesi cevaplandırılmıştır.

12. – Niğde Milletvekili MehmetSalih Katırcıoğlu’nun, Niğde KütüphanesindenKonya Halk Kütüphanesine taşınan eserlere ilişkin Başbakandan sorusu ve DevletBakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/787)

BAŞKAN – 12 nci sırada yer alan, Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu'nun, Niğde Kütüphanesinden Konya Halk Kütüphanesine taşınan eserlere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda hazır bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

M. Salih Katırcıoğlu

Niğde

Sorular:

1. Niğde İlinde ilk kez 1385 yılında Emir-Ül Ümera Seyfettin Sungur Bey tarafından kurulan kütüphanede Selçuklu, Anadolu Türk Beylikleri ve Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda el yazması ve taş baskı eserler yer almakta iken, bu eserlerin bir kısmı Konya Halk Kütüphanesine taşınmıştır. Niğde ve Türkiye'nin tarihine ışık tutacak olan bu eserlerin tekrar Niğde Kütüphanesine iadesinin sağlanması için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

2. Halen Niğde Belediye Sarayında hizmet veren İl Halk Kütüphanesinin inşaat halindeki Niğde Kültür Merkezine taşınması düşünülmektedir; ancak, 8 bin yüksekokul, 18 bin ortaöğretim öğrencisinin öğrenim gördüğü Niğde'ye müstakil ve modern bir kütüphaneye ihtiyaç bulunmaktadır. Hükümetiniz tarafından Niğde İline müstakil bir il halk kütüphanesinin yapımı düşünülüyor mu, 1998 yılı yatırım programına alınacak mı?

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Bakan.

Cevap süreniz 5 dakikadır.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Niğde Milletvekili Sayın Mehmet Salih Katırcıoğlu'nun, Niğde Kütüphanesinden Konya Halk Kütüphanesine taşınan eserlere ilişkin, Başbakandan sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere huzurlarınızda bulunuyorum.

Soruların cevaplarını sırasıyla arz ediyorum:

1. Bin yıllık bir geçmişin bugüne uzanan yadigârları olan yazma eserlerimiz, birçok il ve ilçe kütüphanelerimize dağılmış halde bulunmaktadır. Bu kadar dağınık halde bulunan yazma eserlerimizi yeterince korumak ve hizmete sunmak mümkün olamamaktadır.

Bir yazma eser deposunda, nem alma verme cihazı, nemölçer, klima, çelik dolap, çelik raf, mikrofilm makinesi, güvenlik araç gereçleri, yangın ihbar ve önleme cihazları ile yazma eserlerin hizmete sunulabilmesi için, bu kütüphanelere Arapça, Farsça ve Osmanlıca bilen ve yazma eserler konusunda uzman olan personele ihtiyaç vardır. Yazma eser bulunan her kütüphaneye bu olanakları sağlamanın mümkün olmaması nedeniyle, koşulları iyi olmayan kütüphanelerimizdeki yazma eserlerin, koşulları yeterli olan Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi, Millî Kütüphane ve Süleymaniye Kütüphanesinde toplanması, eserlerin korunması ve hizmete en iyi biçimde sunulması bakımından Kültür Bakanlığının 11.8.1992 tarih ve 2968 sayılı onayıyla uygun görülmüştür.

Niğde İl Halk Kütüphanesinde de yeterli teknik donanım ve imkânlar sağlandığında eserlerin iadesi mümkün olabilecektir.

2. Niğde İl merkezine yeni bir halk kütüphanesi yapımı, 1998 yılı yatırım programı teklifleri arasına alınmış ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına tekifte bulunulmuştur.

Saygıyla arz ederim.

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplayan Devlet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk'e teşekkür ediyorum.

M. SALİH KATIRCIOĞLU (Niğde) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Önerge sahibinin söyleyecekleri var Sayın Bakan. Kürsüde beklerseniz, belki size de tekrar söz düşebilir.

Buyurun Sayın Katırcıoğlu.

M. SALİH KATIRCIOĞLU (Niğde) – Sayın Bakana sözlü soru önergemi cevaplandırdığı için teşekkür ediyorum.

Soru önergemde de belirttiğim gibi, Niğde'nin genç nüfus sayısı fazla ve çoğu da okuyor. Maalesef, Niğde'nin merkezinde şu anda hizmet veren kütüphane yeterli değil. Memnuniyetle öğrendim, Sayın Bakanımız, 1998 yılı projesine alındığı müjdesini verdi.

Yine, aynı şekilde Niğde'de bir kültür sitesi var; yıllardan beri yapımı devam ediyor. Bundan evvel, Refahyol döneminde 100 milyar liralık bir eködenek, eski Kültür Bakanı Sayın İsmail Kahraman tarafından çıkarılmasına rağmen, 1998 ödeneğinin son derece yetersiz olduğu gözüküyor. Niğde'nin yarım kalmış, atıl kalmış yatırımlarının bir an evvel bitirilmesi, özellikle sağlık ve kültür alanındaki yatırımlarının bir an evvel bitirilmesi konusundaki taleplerimizi, Sayın Hükümete ve Sayın Bakanımıza arz ediyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Katırcıoğlu, bu istekleriniz de Sayın Bakan tarafından tespit edildi; teşekkür ediyorum.

Soru önergesi cevaplandırılmıştır.

13. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Pirsultan ve Kırım Türkleri Yardımlaşma derneklerine ilişkin İçişleri Bakanından sorusu ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı (6/788)

BAŞKAN – 13 üncü sırada yer alan, Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay'ın, Pir Sultan ve Kırım Türkleri Yardımlaşma Derneklerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesinin görüşülmesine geçiyoruz.

Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurulda hazır bulunuyorlar.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.

Ersönmez Yarbay

Ankara

Sorular:

– Pir Sultan Derneği

– Kırım Türkleri Yardımlaşma Derneği

1. Söz konusu dernekler kaç yılında kurulmuştur? Kurucularının açık kimlikleri ve meslekleri nelerdir?

2. Söz konusu derneklerin halen sahip oldukları menkul ve gayrımenkulleri nelerdir?

3. Söz konusu derneklerin haklarında açılan davalar var mıdır? Varsa konuları nelerdir? Sonuçlanan davalar, varsa neticeleri ne olmuştur?

4. Söz konusu dernekler daha önce Maliye Bakanlığından yardım almışlar mıdır? Almışlarsa yardım miktarları ve harcama yerleri nelerdir?

5. Söz konusu derneklerin yönetim kurulu üyeleri ve varsa genel müdürleri gibi yöneticilerinin açık kimlikleri ve meslekleri nelerdir?

6. Söz konusu derneklerin, kurulduğu yıldan itibaren, önemli faaliyetleri neler olmuştur? Gerçekleştirmiş oldukları faaliyetlerle bütçeden yardım hak etmişler midir?

BAŞKAN – Soru önergesini cevaplamak üzere Turizm Bakanı Sayın İbrahim Gürdal söz istemişlerdir.

Buyrun Sayın Bakan.

Cevap süreniz 5 dakikadır.

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara Milletvekili Sayın Ersönmez Yarbay'ın Pir Sultan ve Kırım Türkleri Yardımlaşma Derneklerine ilişkin, İçişleri Bakanından sorduğu sözlü soruya cevap vermek üzere söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.

Pir Sultan Abdal Derneği, 6.5.1988 tarihinde, Ankara'da "Banaz Köyü Pir Sultan Abdal Turizm ve Tanıtma Derneği" ismiyle kurularak faaliyete geçmiş; daha sonra isim değişikliği yapılarak "Pir Sultan Abdal Kültür Derneği" ismini almıştır.

Kurucuları:

Adı Soyadı Doğum Yeri Doğum Tarihi Görevi

Murtaza Demir Yıldızeli 1949 Müteahhit

İlyas Budak Yıldızeli 1937 İşçi

Özer Demir Yıldızeli 1954 Elektrik teknisyeni

Adıgüzel Türkan Yıldızeli 1961 Tezgâhtar

Hüseyin Demir Yıldızeli 1931 Elektrikçi

Hasan Canik Yıldızeli 1931 Elektrikçi

İhsan Kılıç Yıldızeli 1957 Elektrikçi

Sahip olduğu gayrimenkul olarak; Ankara İli Çankaya İlçesi 3 üncü Bölge Kocatepe Mahallesi pafta 133 ada 1 068 parselde kayıtlı kâgir apartmanın 15 no'lu dairesi bulunmaktadır.

Adı geçen dernek hakkında;

a) 16.5.1990 ve 10.10.1993 tarihlerinde değişik etkinliklerden dolayı,

b) 9.1.1994 tarihinde yapılan genel kurul toplantısından dolayı,

c) 12.3.1994 tarihinde yapılan panelden dolayı,

d) 15.6.1994 tarihinde yapılan basın açıklamasıyla ilgili olarak 2908 sayılı Dernekler Kanununun 44 üncü maddesine göre,

e) 6.7.1994 tarihinde yapılan panelden dolayı,

f) 5.9.1994 tarihinde yapılan denetim sonucuna göre,

g) 12.7.1995 tarihinde düzenlenen Barış ve Kardeşlik Şöleninden dolayı,

h) 10.3.1996 tarihinde yapılan genel kurul toplantısından dolayı,

i) 1.3.1997 tarihinde yapılan panelden dolayı,

j) 3.5.1997 tarihinde stand açmaktan dolayı, Ankara Valiliğince, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.

k) 27.9.1996 tarihinde yapılan panelle ilgili olarak, Ankara Valiliğince Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş, Cumhuriyet Başsavcılığının 12.11.1996 tarihli kararıyla, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.

Maliye Bakanlığından, bu Derneğe herhangi bir yardım yapılmamıştır.

Derneğin yöneticileri ile yönetim kurulu üyelerinin adı, soyadı, doğum yeri, doğum tarihi, mesleği ve Dernekteki görevleri şöyledir:

Adı Soyadı D. Yeri D. Tarihi Mesleği Görevi

Murtaza Demir Yıldızeli 1949 Müteahhit Gnl. Başkan

H.Nedim Şahhüseyinoğlu Malatya 1935 Emekli Gnl. Sekr.

Sabahattin Şenoğlu Sarıkaya 1959 Avukat Gnl. Sayman

Emel Sungur Ordu 1952 Serbest Eğitim-Faal.

Abdullah Kaygısız Şöbençimen 1933 Emekli Bas.Yay.Sekr.

Seyit Karahalil Divriği 1952 Serbest Kül.Sanat Sekr.

H. Gazi Metin Divriği 1941 Ozan Halk. liş.Sekr.

Nejat Birdoğan Kars 1934 Yazar Üye

Malahat Coşkun Yıldızeli 1953 Ev Hanımı Üye

Mehmet Türk Balya 1942 Emekli Üye

Cafer Doğan Erzincan 1947 Emekli Üye

Selahattin Alkan Çorum 1950 Emekli Üye

Hikmet Yıldırım Kızıltepe 1957 Serbest Üye

Ali Rıza Tekin İmranlı 1957 Serbest Üye

Hüseyin Değerli Sıvas 1953 Serbest Üye

Hasan Basri Özbey Ankara 1955 Avukat Üye

Coşkun Çoravanlıoğlu Samsun 1965 Ticaret Üye

Mustafa Kaplan Zara 1954 Malî Müşavir Üye

Gani Kaplan Yıldızeli 1962 Esnaf Üye

Hasan Karasoy Isparta 1958 Muhasebeci Üye

Veli Doğan Yıldızeli 1944 Serbest Üye

 

Söz konusu Dernek, kuruluşundan bugüne kadar, kültürel amaçlı faaliyetlerde bulunmuş olup, bütçeden yardım alma konusunda Bakanlığımızı ilgilendirir bir husus bulunmamaktadır.

1998 Malî Yılı Bütçe Kanununun Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında, bazı milletvekillerinin önerisiyle, Hacı Bektaşı Veli Anadolu Kültür Vakfına, Vakfın kuruluş amacına uygun, diğer ilgili vakıf ve derneklere de gerekli yardımlarda bulunması kaydıyla, 425 milyar Türk Lirası pay ayrılmıştır.

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, 1.1.1995 tarihinde kurulmuştur. Kurucularının açık kimlikleri şöyledir:

Adı Soyadı : Mesleği Baba Adı D.Yeri ve Tar. Nüf.Kay.Ol.Y.

M.Muhittin Sevdiyar Mütercim Osman Kırım-1913 Ankara

S. Mehmet Oktay Serbest Ahmet İstanbul-1928 İstanbul

Niyazi Kırımhan Tüccar Rafet H. Pazarcığı-1928 Ankara

İsa Karaşay Muhasebeci Şerefşah Kırım-1921 Konya

Servet Turupçu Serbest Ali Kırım-1330 İstanbul

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Bakan, cevabınızı tamamlayın efendim.

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Devamla) – Teşekkürler.

Derneğin, Meşrutiyet Caddesi 20/14 Kızılay/Ankara adresinde bir dairesi bulunmaktadır.

Sözkonusu dernek hakkında, denetim neticesinde görülen noksanlıklardan dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına 1994 yılında suç duyurusunda bulunulmuş olup, dava hâlâ devam etmektedir.

Maliye Bakanlığı tarafından 1997 yılında 96 milyar 900 milyon lira yardım yapılmıştır. 1998 Malî Yılı Bütçe Kanunu ile derneğe 100 milyar Türk Lirası ödeme yapılması planlanmıştır.

Dernek halen; Bişkek Caddesi 77 Sokak 17/1 Emek/Ankara adresinde faaliyet göstermektedir. 21.12.1992 gün ve 92/3924 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yararına çalışan derneklerden sayılmıştır. "Kırım Bülteni" adı altında bir dergi çıkarmakta ve derneğin Türkiye genelinde, Konya, Eskişehir,Sungurlu, Sıvas, Aksaray, İstanbul ve Gölcük şübesi bulunmaktadır.

Derneğin yöneticileri ile yönetim kurulu üyelerinin ad ve soyadı ile mesleği, baba adı, doğum tarihi ve nüfusa kayıtlı olduğu yerler şöyledir:

Adı Soyadı ve Görevi Mesleği Baba Adı DYeri ve Tarihi Nüf Kay Yer

Dr.A.İhsan Kırımlı (Bşk) Doktor Hasan Balıkesir-1920 Balıkesir

Cahit Özgiral (Bşk.Yrd.) Müşavir Adil D.Bakır-1942 D.Bakır

Nuri Uzel (Üye) Emekli Faik Eskişehir-1921 Eskişehir

Namık Kemal Bayar(Sek) Avukat Hamdi Polatlı-1972 Polatlı

Abdullah Tola (Veznedar) Sayman Mehmet Senirkent-1953 Isparta

Tuncay Kalkay (Muhasip) Denetmen M. Ali Polatlı-1965 Polatlı

Fethi Aytaç(Üye) İdareci Osman Dobriç-1928 Eskişehir

Önder Sürenkök (Üye) Gazeteci Mehmet Ankara-1959 Malatya

Ümit Yüksel (Üye) Grafiker Münir Polatlı-1949 Polatlı

Aysel Avşar (Üye) Psikolog Ahmet Ankara-1949 Ankara

Recep İçin (Üye) Memur Murat Kırıkkale-1961 Kırıkkale

Tengiz Gence (Üye) Serbest Raif Eskişehir-1961 Ankara

Ali Çevik (Üye) Öğretmen Cemal Beserek-1956 Çorum

Necmettin Yalta (Üye) Serbest Sebahattin Ankara-1969 Ankara

Ahmet Gökdemir Ar. Gör. Kadir Ankara-1969 Yozgat

Necmettin Altay (Dn.Kur) Mak. Müh. Ahmet Kırıkkale-1950 Kırıkkale

Cemalettin İmer (Dn. Kur) Elekt.Müh. Mehmet Konya-1954 Konya

Ertuğrul Karaş (Den.Kur) Ziraat Müh. Erdoğan Polatlı-1953 Polatlı

Kemal Gökçeada(Dis.Krl) Ziraat Müh. Habip Kırım-1914 Bursa

Özdemir Altınok (Dis. Krl) Denetmen Refik Eskişehir 1941 Eskişehir

Hasan Bedel (Dis. Krl) Müfettiş Recep Bulgar 1942 Konya

Dernek tarafından Kırım davasının uluslararası platformda tanıtılması için çeşitli etkinliklerde bulunulmuştur. Kırım'daki soydaşlarımıza gerekli maddî ve manevî yardımlar yapılmıştır.

Türkiye çapında 1992 yılından itibaren açılan Kırım'a yardım kampanyası sonucunda 514 433 532 Türk Lirası, 6 568 ABD Doları ve 52 346 Alman Markı toplanmıştır. Kampanya sonucunda toplanan paralar Kırım'a gönderilmiş ve bunların karşılığında Kırım'da düzenlenen teslim tutanakları alınmıştır.

Üniversite tahsili için Türkiye'ye gelen öğrencilerin, ulaşım, acil tedavi ve benzeri ihtiyaçları karşılanmış, çeşitli konularda sohbet toplantıları seminerler ve konferanslar verilmiş, proje çalışmaları TİKA tarafından yürütülen "Kırım'a 1 000 ev" projesinin koordinasyonu sağlanmış, bayramlarda çeşitli etkinliklerde bulunulmuş, Millî Eğitim Bakanlığından alınan ders araç ve gereçleri Kırım'a ulaştırılmıştır.

Hepinize saygılar sunarım.

BAŞKAN– Soru önergesini cevaplayan Turizm Bakanı Sayın İbrahim Gürdal'a teşekkür ediyorum.

Önerge sahibinin söyleyeceği bir şey var mı efendim?

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Var Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Ersönmez Yarbay.

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Bütçeden çeşitli derneklere ve kuruluşlara yardımlar yapılmaktadır. Ben, bu yardımlarla ilgili olarak Meclisin dikkatini çekmek için bu soru önergelerini verdim; yoksa, derneklerle ilgili bir sorun yok. Ancak, bu tür yardımların, derneklerarası bir adaletsizlik ve kanunlar arasında bir eşitsizlik yarattığına inanıyorum.

Biraz önce de Sayın Bakanın verdiği bilgilerden gördük ki, her iki dernek hakkında bir sürü soruşturma vardır; dolayısıyla, bu Hazine yardımları yapılırken daha dikkatli davranılması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Soru önergesi cevaplandırılmıştır.

Sayın milletvekilleri, böylece, sözlü sorulara ayırdığımız süre de tamamlanmış bulunmaktadır.

Şimdi, daha önce görüşme gününü belirlediğiniz 2 soruşturma önergesiyle ilgili sözcülerin kura çekimini yapacağım.

Görüşmeleri perşembe günü yapılacak olan Sayın Tansu Çiller'le ilgili soruşturma önergesinde sözcülük hakkı kazanan isimleri belirliyorum: Sayın Ertuğrul Yalçınbayır, Sayın Necmettin Dede, Sayın Süleyman Hatinoğlu.

SAĞLIK BAKANI HALİL İBRAHİM ÖZSOY (Afyon) – Sayın Başkan, birer de yedek belirleyin.

BAŞKAN – Yedek var efendim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, mutabakat sağlanmıştı...

BAŞKAN – Onu ifade edeceğim efendim.

Şimdi, görüşmeleri önümüzdeki salı günü yapılacak olan 9/17 sıra sayılı soruşturma önergesiyle ilgili sözcülerin kurasını çekiyorum: Sayın Yıldırım Aktürk, Sayın Selahattin Beyribey, Sayın Süleyman Hatinoğlu.

Değerli arkadaşlarım, ancak, bu kura çekimini, Başkanlığın bir görevi olarak yerine getiriyorum. Belirlenen sözcülerin, söz haklarını, başka üyelere vermeleri mümkündür. Kura çekiminden daha önce grupların bize bir mutakabakatı ulaşmıştı. Birinci önergede, bir ve ikinci sırada Doğru Yol Partisi Grubuna mensup üyelerin, üçüncü sırada Anavatan Partisi Grubuna mensup bir üyenin; ikinci önergede ise, bir ve ikinci sırada Anavatan Partisi Grubuna mensup üyelerin, üçüncü sırada Doğru Yol Partisi Grubuna mensup üyelerin konuşması konusunda gruplararası mutabakat sağlanıldığı ifade edilmişti. Bu konuyu uygulamak, kurada çıkan arkadaşlarımızın sözcülük hakkını bu mutabakatta belirlenen isimlere aktarmak grupların görevi. Ben, İçtüzük gereğince kura çekimini yapmak durumundaydım; bunu da ifade ediyorum.

Teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmına geçiyoruz.

VI. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE
MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖNGÖRÜŞMELER

1. – Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı ve 36 arkadaşının, orman yangınlarının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/23)

2. – KahramanmaraşMilletvekili HasanDikici ve 29 arkadaşının, ormanlarımız ve orman köylülerimizin sorunlarının araştırılarak çözüm yollarının tespit edilmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/36)

3. – Aydın Milletvekili Yüksel Yalova ve 49 arkadaşının, orman yangınlarının önlenebilmesi için alınması gereken tedbirler ile yangınlardaki ihmal ve kusurların tespit edilmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/103)

4. – İstanbulMilletvekili Halit Dumankaya ve 27 arkadaşının, ormanlarımızın korunması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/173)

5. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya ve 20 arkadaşının, yangınların önlenmesi ve itfaiye teşkilâtının yeniden yapılanması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/183)

6. – Antalya Milletvekili Arif AhmetDenizolgun ve 24 arkadaşının, Antalya’da meydana gelen orman yangınında zarar görenlere yapılacak yardımın belirlenmesi ve yangınların söndürülmesinde alınacak tedbirlerin tespiti amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/198)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 20.1.1998 tarihli 44 üncü Birleşimde, 1 inci sırada yer alan Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı ve 36 arkadaşının, 11 inci sırada yer alan Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 29 arkadaşının, 65 inci sırada yer alan Aydın Milletvekili Yüksel Yalova ve 49 arkadaşının, 121 inci sırada yer alan İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya ve 27 arkadaşının, 132 nci sırada yer alan İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya ve 20 arkadaşının ve 146 ncı sırada yer alan Antalya Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun ve 24 arkadaşının, orman yangınlarının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla, Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca, bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergelerin birlikte yapılan öngörüşmeleri tamamlanmış, Meclis araştırması açılıp açılmaması hususunun oylanmasında karar yetersayısı bulunamamıştı.

Şimdi, Meclis araştırması açılıp açılmaması hususunu tekrar oylarınıza sunuyorum: Meclis araştırması açılmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Meclis araştırmasını yapacak komisyonun 13 üyeden kurulmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Komisyonun çalışma süresinin, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üyenin seçimi tarihinden başlamak üzere, üç ay olmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Komisyonun, gerektiğinde, Ankara dışında da çalışabilmesi hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

7. – Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı ve 37 arkadaşının, dış borçlar konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/24)

8. – Konya Milletvekili Veysel Candan ve 20 arkadaşının, iç ve dış borçlar ile alınan kredilerin nerelerde kullanıldığının tespiti amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/57)

BAŞKAN – Şimdi, 2 nci sırada yer alan, Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı ve 37 arkadaşının, dışborçlar konusunda, Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesinin öngörüşmelerine başlıyoruz.

Sayın milletvekilleri, bu önerge ile 30 uncu sırada yer alan, Konya Milletvekili Veysel Candan ve 20 arkadaşının, (10/57) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin konuları benzerlik arz etmektedir; bu nedenle, Genel Kurulun uygun görmesi halinde, iki önerge birlikte görüşülecektir.

Bu hususu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Hükümet?.. Burada.

Önergeler daha önce okunduğu için, tekrar okutmuyorum.

İçtüzüğümüze göre, Meclis araştırması açılıp açılmaması hususunda, sırasıyla, Hükümete, siyasî parti gruplarına ve önergelerdeki birinci imza sahibine veya onların göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir.

Konuşma süreleri, Hükümet ve gruplar için 20'şer dakika, önerge sahipleri için 10'ar dakikadır.

Şimdi, söz alan sayın üyelerin isimlerini okuyorum: Şu ana kadar Başkanlığa başvuran, Fazilet Partisi Grubu adına Afyon Milletvekili Sayın Sait Açba, Demokratik Sol Parti Grubu adına Sakarya Milletvekili Sayın Teoman Akgür.

UĞUR AKSÖZ (Adana) – ANAP Grubu adına, Ekrem Pakdemirli konuşacak.

BAŞKAN – Anavatan Partisi Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Ekrem Pakdemirli.

Bu önergelerde ilk söz Hükümete aittir efendim, Hükümet konuşacak mı?

DEVLET BAKANI MEHMET CAVİT KAVAK (İstanbul) – Daha sonra konuşacağım efendim.

BAŞKAN – Sayın Bakan, bu İçtüzük hükmüne göre, sadece zorunlu açıklamalar için sonradan size söz verebilirim.

DEVLET BAKANI MEHMET CAVİT KAVAK (İstanbul) – Peki efendim.

BAŞKAN – Müzakereyle ilgili söz hakkınızı şu anda kullanmıyorsunuz.

O zaman, söz sırası gruplara geliyor.

İlk grup sözcüsü olarak Fazilet Partisi Grubu adına, Afyon Milletvekili Sayın Sait Açba; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Açba, konuşma süreniz 20 dakikadır.

FP GRUBU ADINA SAİT AÇBA (Afyon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mustafa Ünaldı ve 37 arkadaşının dışborçlar konusunda Meclis araştırması açılmasıyla ilgili önergesi hakkında Fazilet Partisi Grubu adına görüşlerimi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dünya borçlu ülkeler sıralamasında önemli bir yeri işgal eden ülkemiz, hiçbir ülkenin sahip olmadığı acı bir borç deneyimine sahiptir; ancak, ulaştığımız son durum, cumhuriyet öncesi acı tecrübelerden ders alınmadığını açıkça göstermektedir. Gerçekten, cumhuriyet öncesinde, 1854'te başlayan borçlanma zinciri, ancak 100 yıl sonra, 1954'te kırılabilmiştir; fakat, cumhuriyet döneminde de, yine, 1950 sonrası yoğun borçlanma, 47 yıllık bir mazide yoğunlaşarak devam etmektedir.

Madalyonun bir yüzü, Osmanlı döneminin acı tecrübeleriyle, diğer yüzü de cumhuriyet döneminin acı tecrübeleriyle doludur. Borç alan emir alır, borç veren emir verir kuralı, tarihin her devresinde bütün berraklığıyla yaşanmış ve dünyanın pek çok ülkesi, sömürgeci güçlerin ekonomik, siyasal ve kültürel ablukası altına girmiş bulunmaktadır. Dünya siyasî ve ekonomik konjonktürüne hâkim olan güçler, borç silahını, siyasî hegomonyalarının ve ekonomik hegomonyalarının devamı için, her defasında usta bir biçimde kullanmışlar ve her borç karşılığında birçok taviz alarak, dünya sistemini zenginler kulübünün menfaatlarına endekslemişlerdir.

Osmanlı dönemi gerçekten acı tecrübelerle doludur. Öyle bir tecrübedir ki, yapılan dış borçlanmalar, devleti, malî iflastan ekonomik vesayete taşımıştır; bir taraftan içerideki banka ve bankerlerin vesayeti söz konusu olmuş, diğer taraftan da dışarıdaki alacaklı ülkelerin vesayeti söz konusu olmuştur. Düyunu Umumiyeyle birlikte, ikinci bir Maliye Bakanlığı tesis edilmiştir; ancak, yabancıların hâkimiyetinde olan bu Maliye Bakanlığı vasıtasıyla Osmanlı gelir kaynaklarının pek çoğuna el konulmuş, pek çok kaynaklar işletilmiş; yine, bu İdare, ağır ekonomik ve malî vesayetin daha da artması açısından oldukça etken olmuştur.

1854-1876 döneminde, Osmanlı Devleti, yapmış olduğu 16 dışborç anlaşmasıyla malî iflasın eşiğine gelmiştir. Bu dönemde alınan borçlar, hem yüksek faizli olmuş hem de düşük ihraç bedeliyle yapılmıştır. Dolayısıyla, ağır şartlarda yapılan borçlanma ve alınan borçların bütçe açıklarında kullanılması, dışticaret açıkları, yine, dış borcun kâğıt paranın kaldırılmasında kullanılması; safahata yönelik harcamalar, savaşlar nedeniyle askerî harcamalar ve iç isyanların bastırılmasına yönelik olan harcamaların çoğunun dışkaynaklarla sağlanması nedenleriyle, 1876'ya gelindiğinde, Osmanlı Devleti, artık, moratoryum ilan etmek zorunda kalmıştır.

1854-1875 döneminde "devlet istikrarsız yaşayamaz" ilkesi kabul edildiğinden, devletin servet ve kaynaklarının değerlendirilmesi, vergi sisteminin ve vergi yönetiminin değiştirilmesi, bilgili ve namuslu memurların istihdamı ve harcamaların kısılması yolunda, maalesef, gayret gösterilmemiştir. İngiliz ve Fransız sermayeli Osmanlı Bankasının imtiyazlarının genişletilmesi ve Merkez Bankası hüviyetini kazanması, malî vesayeti daha da hızlandırmıştır. Borç verenler, İngilizler, Fransızlar, Almanlar, hem borç vermişler hem de Osmanlı Devletinin çeşitli yörelerinde çıkan hemen hemen her isyanın mimarı ve finansörü olmuşlardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1869-1875 dönemi borç ödemek için borçlanma dönemidir ki, en büyük siyasal tavizler ve ekonomik tavizler bu dönemde verilmiştir. 1881'de yabancıların himayesinde kurulan Düyunu Umumiye İdaresi, kendisine tahsis edilen kaynaklarla hem borç servislerini karşılamış, aynı zamanda çeşitli işletmeleri yönetmiş ve çeşitli gelir kaynaklarını da iltizama vermiştir; Avrupa piyasalarına da bir taraftan tahvil satmak suretiyle borçlanmayı sürdürmüştür.

Düyunu Umumiye İdaresiyle yabancı sermayeye açılış çok hızlı olmuştur. Örneğin, 1870-1911 yılları arasında verilen 238 maden imtiyazında yabancıların payı yüzde 39, azınlıkların payı yüzde 23 olmuştur; altyapı ve kamu işletmeciliği de, tamamen yabancıların denetimine geçmiştir. Osmanlı Devleti, 1881 sonrası net sermaye transfer eder hale gelmiştir.

1914'te ulaşılan durum oldukça vahimdir. Osmanlı Devletindeki sanayi kuruluşlarındaki sermayenin yüzde 10'u yabancılara, yüzde 50'si Yahudilere ve yüzde 15'i de Müslüman Türklere ait bulunmaktadır.

1954 yılına gelindiğinde, yüz yıllık bir dönem sonunda Osmanlı borçları tasfiye edilir; ancak, cumhuriyet döneminde yeni bir borçlanma dönemi başlar. Yoğun borçlanma yılları, artık 1950 sonrasında yoğunlaşmıştır. Savaş sonrası dünyadaki bloklaşma, soğuk savaş dönemi, dünya sisteminin bir taraftan Amerika Birleşik Devletleri diğer taraftan Sovyet Rusya'nın tesis etmiş olduğu iktisadî, malî ve askerî entegrasyonlarla yeniden yapılandırılmıştır. Dış borçlanma kaynakları da bugün dünya sistemini regüle eden, kontrol eden, yönlendiren IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşlar da, işte, bu dönemde kurulmuştur.

1950-1960 dönemine bakıldığında, uluslararası sermaye transferlerinde hükümetten hükümete verilen krediler, daha sonra da, 1960'lı yıllardan sonra da özel sermaye transferlerinin yoğunlaştığı, bilhassa ülke grupları vasıtasıyla konsorsiyumlar aracılığıyla sermaye transferlerinin yoğunlaştığı görülür. 1960-70 döneminde Türkiye'de, hemen hemen her yıl bir stand-by anlaşması yapılmış ve ekonomi tamamıyla IMF denetimine girmiş bulunmaktadır.

1970'li yıllar Türkiye açısından gerçekten bunalım yılları olmuştur. Bir taraftan OPEC petrol krizi, diğer taraftan Kıbrıs Barış Harekâtıyla artan dış finansman ihtiyacı, siyasal ve ekonomik istikrarsızlıklar içinde dışborç arayışları, 1980'li yılların başında Türkiye'yi dışborç krizine sürüklemiştir.

1980'li yıllar, dünya borç krizinin ortaya çıktığı, moratoryumların ve borç ertelemelerinin yoğunlaştığı yıllardır; Türkiye'nin de, dünyanın en çok borçlu ülkeler arasında beşinci sıraya oturduğu yıllardır. Halen bu kriz hali, başta Güney Amerika ülkeleri olmak üzere ülkemizde de devam etmektedir.

Dışborçların gayri safî millî hâsılaya oranlarına bakıldığında, 1980'li yıllarla 1990'lı yıllar arasında önemli farklılıkların olmadığı görülür. Örneğin, 1980'de dışborçların gayri safî millî hâsılaya oranı yüzde 27; 1981'de yüzde 28; 1983'te yüzde 36; 1984'te yüzde 43; 1985'te yüzde 51'e ulaşmış; 1990'lı yıllara bakıldığında ise, 1992'de yüzde 35; 1993'te yüzde 37; 1994'te yüzde 49; 1996'da yüzde 43 ve 1997'de yüzde 40 civarında olduğu görülür ki, her iki 10 yıllık dönem içinde ciddî anlamda bir farklılığın olmadığı da ortaya çıkar. Dolayısıyla, ekonomi açısından kriz hali halen devam etmektedir.

Dışborç stokuna baktığımızda, 1995 yılında 73 milyar dolarlık bir stok, 1996'da 79 milyar dolar, 1997'de 82,1 milyar dolarlık bir stok söz konusudur ki, bu stokun yüzde 30'u kısa vadeli borçları içermektedir. Tabiî, kısa vadeli borçların oranının yüzde 30 seviyelerinde olması, bilhassa her yıl 5 milyar dolar civarında net kaynak transfer edilmesi, durumun ciddiyetini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Kriz, sadece dışborçlar alanında değildir. 1987 yılından beri uygulanan ekonomi politikaları, yapısal reformlarının yapılamaması, vergi ve sosyal güvenlik reformlarının ve idarî reformların yapılamaması, içborçla yaşamanın gerçek bir yaşam tarzı olarak kabul edilmesi, dışborç tehlike sınırlarını kat be kat aşan içborçlanmanın yoğunlaşmış olduğunu ve bugün için en büyük tehlikenin de bu noktada odaklanmış olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, dışborçlar kadar, yine, daha acil bir şekilde, içborçlarla ilgili bir Meclis araştırması yapılması da, bir bakıma, acil konular içerisinde yer almaktadır.

Toplam iç ve dışborç stokuna bakıldığında, 1994'te gayri safî millî hâsılanın yüzde 70'i, 1995'te 60,4'ü 1996'da 64,9'u şeklinde bir oran söz konusudur. Dolayısıyla, bu oranlara bakıldığında, malî sistemin ne derece ciddî bir krize girdiğini, 4 katrilyonluk bütçe açığı da ilave edildiği takdirde, krizin boyutlarının ne kadar önemli olduğunu açıkça söylemek mümkündür.

Yine, bilhassa, ocak, şubat, mart dönemi dikkate alındığında, gerçekten, ocak, şubat ve mart döneminde, Türkiye'de, aşağı yukarı 4 katrilyon civarındaki bir içborç anapara ve faiz ödemesinin olması, 2,1 katrilyon civarında da dışborç anapara ve faiz ödemesinin olması, yine, bize, krizin boyutlarının ne kadar ciddî olduğu konusunda önemli ipuçları vermektedir.

Yine, Maastricht Antlaşmasının öngördüğü ekonomik yakınlaşma kriterleri dikkate alınarak -Avrupa Birliği ülkeleri arasında enflasyon yönünden, yine uzun dönem faiz oranları, bütçe açığı, gayri safî milî hâsıla ilişkisi ve yine, toplam kamu borçlarının gayri safî millî hâsıla içindeki oranından hareketle- Türkiye'nin konumu değerlendirildiğinde, gerçekten, bu kriterlere Türkiye'nin hiç yaklaşmadığını, bu kriterler arasında mütalaa edilemeyeceğini de açıkça söylemek mümkündür.

1998 bütçesine bakıldığında, yüzde 50'si olan 7,5 katrilyonun Hazineye tahsis edildiği ve bu rakamların da yüzde 80'inin borç faizlerine ayrıldığı görülür. 5,9 katrilyonluk faiz ödemelerinin 5,3 katrilyonu içborç faiz ödemeleridir ve 570 trilyonu da dışborç faiz ödemeleridir.

Konsolide bütçenin tamamen transfer hüviyetine bürünmüş olması ve âdeta faiz bütçesi niteliğinde olması, bütçenin esneklikten yoksun olduğunun en büyük delilidir. Böyle bir bütçenin istikrar aracı olabileceğini söylemek abesle iştigaldir; ancak, bir kriz bütçesinden ve krizi tırmandıracak bir bütçeden bahsedilebilir.

Bütçeyi destekleyen istikrar paketinin dış destek görememesi, IMF desteği görememesi, Hükümetin antidemokratik uygulamalarla içte ve dışta güven vermemesi, krizin boyutlarını daha da artırmaktadır. Hükümette, azınlık statüsü, reform yapma iktidarsızlığı, sivil otoritelerin militarist otoritelere boyun bükmesi ve millet ve Meclis iradesinin by-pass edilmesi, Türkiye'nin en önemli kriz alanlarını teşkil etmektedir; hatta, bunlar, dışborçlardan ve içborçlardan daha da önemli kriz alanlarıdır. Bu kriz alanlarının ortadan kaldırılmadığı, millet egemenliğinin sağlanamadığı, demokrasi ve insan haklarının hiçe sayıldığı bir ortamda ekonomik meseleleri çözmek mümkün değildir. Seçmen taleplerinin gözardı edildiği, despotik yönetimlerle, çağ değil ancak ve ancak hendek atlamak mümkündür.

Konsolide bütçenin yüzde 40'ının borç faizlerine ayrıldığı bir ortamda devlet borç yönetiminden bahsetmek de mümkün değildir. Bütçe görüşmelerinde Hazine bütçesi görüşülürken, Hazine Müsteşarlığının, Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine dağıtmış olduğu bir dosyada açıkça ortaya konulan hususlardan hareketle, gerçekten, ülkede, borç yönetiminin ne kadar gayri ciddî olduğunu söylemek mümkündür. Bu dosyada şu hususlar yer almaktadır: Etkin bir muhasebe sisteminin kurulamadığı, hesapların yetersiz olduğu, stok ve akım verilerinin muhasebeleştirilmesinin tutarsız olduğu, veri tabanı sisteminin, kendi içinde istatistikî olarak yetersiz olduğu; bunun yanı sıra, genel ve katma bütçeli idarelerin de kendi borçlarını bilmedikleri, bu idarelerin, borç kaydını yapmadıkları, ödenek kaydını yaptırmadıkları, borç kullanımlarını takip etmekten sorumlu merkezî bir üniteye sahip olmadıkları zikredilmektedir. Gayet tabiî olarak, borç yönetimi olmayınca, borç denetimi de olmamaktadır.

Sayıştayın, 1995 yılı dışborç stokunu gerçekçi ve güvenilir bulmaması üzerine, cumhuriyet tarihinde ilk defa, kesinhesap kanunu tasarısından dışborç rakamlarının çıkarılmış olduğunu görüyoruz. Hazine Devlet Borçları Saymanlığı, dışborçlar hesabını sağlıklı bir şekilde takip etmemektedir. 1997 yılına devreden 1996 yılı sonu devlet borcu, Sayıştay kayıtlarına göre 1,4 katrilyon hatalıdır; döviz karşılığı Türk Lirası gerçek miktarını yansıtmamaktadır. Bütün bunlar, gerçekten, Türkiye'de borçlanma politikasının eksikliğini ortaya koymaktadır.

Hazine, her yıl yenilenen ve değişen bütçe kanunlarına konulan hükümlerle yönetilmeye çalışılmaktadır. Borçlanmanın ilke ve standartlarını, amacını belirleyecek bir borçlanma kanunu ortada yoktur. Borç kaydını tutmaktan âciz olan Hazinenin, borç servislerini, kreditörlerden faksla ve telefonla öğrenmesi ayrı bir garabettir.

Yine, alınmış olan krediler de, maalesef, verimli alanlarda kullanılmamıştır. Dışkaynak destekli yatırımlar, daha çok, popülist ve gösteriş yatırımları olmuştur. Bu kredilerle, maalesef, trafik yoğunluğuyla irtibatlı olmayan otoyollar inşa edilmiş, yapıldığı günden beri hiç kapısı açılmamış olan sağlık evleri inşa edilmiştir. Örneğin, Sıvas Kırsal Kalkınma Projesine bakıldığında, yıllardır depoda çürütülen, proje amaçlı, pahalı motosikletler alınmış olduğunu; Kamu Malî Yönetimini Geliştirme Projesinde, günlüğü 1 100 dolardan uzmanların çalıştırılmış olduğunu da görüyoruz.

Bugüne kadar dışborçlarla izlenen trend sürdürülürse, yakın gelecekte, dışborç stoku net kaynak transferlerinde önemli artışlar olabilecektir. Net transferlerin, 1998'de 4,9 milyara, 2000'de 6 milyara ve 2005'te de 9,5 milyara yükselme ihtimali vardır. Dolayısıyla, dışborç stoku da üç rakamlı hale gelebilecektir. Gelecek on yılın projeksiyonlarına bakıldığında, gerçekten tehlike çanları çalmaktadır. Ancak, Hazinede ne beş yıl için ne de on yıl için belirlenen ciddî bir hedef söz konusudur; hedef bir yana, üç yıl sonra ne olacak diye bir kaygı da z konusu değildir.

Borç krizi ve yapısal sorunlarla birlikte, Türkiye, bir dönemece girmiş bulunmaktadır. 55 inci Hükümet, hazırladığı bütçeyi, dış destekli bir istikrar paketine endekslemiş; ancak, IMF'den beklenen destek de henüz gelmemiştir; gelmesi ihtimali de oldukça zayıftır.

Hedef, 15 milyar dolarlık taze bir kaynaktır. Bu taze kaynaklarla iyice yoğunlaşmış olan krizin en ağırlıklı noktası olan iç borçların dış borçlarla değiştirilmesi hedeflenmektedir. Tabiî, ortada somut bir paketin olduğunu söylemek mümkün değildir. Bugüne kadar, istikrar paketi ve şok programlar konusunda, üç yıllık mı olsun yoksa bir yıllık mı olsun şeklinde çok değişik tartışmalar yapılmıştır. Şu anda, bütçenin zemini, bütçenin dayanağı olacak olan istikrar paketinin ne kadar süreyi içereceği, hangi şartları içereceği de kesinlikle Hükümet tarafından belirlenmiş değildir. Ortada somut bir paket yoktur ve 1998 yılı bütçesinin, neredeyse ilk dört ayın bittiği ve ilk altı aya doğru yaklaşıldığı bir dönemde, istikrar paketi şeklinde dayanakları da söz konusu değildir. Hepsinden öte, Hükümette, Türkiye'yi ileriye taşıyacak bir irade yoktur, kuruluşunda millet iradesi yoktur; maalesef, paranın iradesi vardır...

REFİK ARAS (İstanbul) – 281 oyu kim verdi?!

SAİT AÇBA (Devamla) – Yıllardır bu milletin kaynaklarını sülük gibi emen ve yüksek faizli borç senetlerine sülük gibi yapışan medya patronlarının, holding patronlarının iradesi vardır ortada. Son günlerde, artık, bu çevreler de Hükümetten desteklerini ve ümitlerini kesmiş bulunmaktadırlar; ciddî reformların gerçekleştirilemeyeceği kanaatine ulaşmışlardır. Uygulanan politikalar diyet politikasıdır; daha 55 inci Hükümet güvenoyu almadan, kendilerini şoför mahalline oturtan ve güvenoyunu çantada keklik olarak sunan medya patronlarına diyet politikasıdır uygulanan politikalar. Şimdi, artık, ortada, para vurgununu ve darbesever demokratların vurgununu yemiş özürlü bir demokrasi vardır. Haksız kazanç erlerinin yönlendirdiği özürlü bir demokrasi... 55 inci Hükümet, millet iradesi ve Meclis iradesinin by-pass edildiği bir ortamda kurulmuş, akvaryumdaki bir balık gibidir; iki zoka yutmuştur: Bunlardan biri militarist zokadır, diğeri ise CHP'nin zokasıdır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Açba, konuşmanızı tamamlayın efendim.

SAİT AÇBA (Devamla) – Teşekkür ediyorum.

Bir o yana bir bu yana sürüklenmektedir; ne seçim hükümetidir ne de geçim hükümetidir. İç ve dış güvenini kaybetmiş, siyasî meşruiyeti tartışılan bir hükümettir. Vesayet altında, siyasî otoritelerin, Türkiye'nin ağır sorunlarını çözmesi mümkün değildir. Gerçek çözüm, millet iradesine başvurmaktır; geçen her zaman ülkemizin kaybınadır.

Teşekkür eder, saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Fazilet Partisi Grubu adına konuşan Afyon Milletvekili Sayın Sait Açba'ya teşekkür ediyorum.

DEVLET BAKANI EYÜP AŞIK (Trabzon) – Sayın Başkan, yani dışborçlar konuşuluyorken "zokalar, mokalar" diyor; ne o!..

BAŞKAN – Bundan sonra da başka sözcüler konuşacaklar, konuşmaların birbirini dengeleyen unsurları olur ümidindeyim.

İkinci söz sırası, Demokratik Sol Parti Grubu adına, Sakarya Milletvekili Sayın Teoman Akgür'de. (DSP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 20 dakikadır Sayın Akgür.

DSP GRUBU ADINA TEOMAN AKGÜR (Sakarya) – Sayın Başkan, sayın üyeler; saygı ile selamlarım.

Dışborç konusunda açılması istenen Meclis araştırması üzerine Demokratik Sol Partinin görüşlerini açıklayacağım.

İktisadî bir konu görüşülürken, söze, iktisadî karar ölçütlerinden biri olan almaşık yarar hesabı ile başlayabiliriz. Mecliste araştırılacak konular arasında dışborca göre önceliği olan veya daha önemli konular gündemde beklemekte ise, alternatif veya almaşık yararı daha yüksek olan konuları önce görüşebilir miyiz diye düşündük; ancak, yanıt hayır oldu. Üstelik, bu konunun tartışılması için geç de kalınmıştır; çünkü, dışborç bunalımı olarak adlandırılan 1980-1982 döneminde, gelişen ülkelerin dışborçları hayli tartışıldı. O sırada, Türkiye'de Meclis kapalı olduğundan bu fırsat kaçırılmıştır. Üstelik, 1981 yılı, Düyunu Umumiye İdaresinin kuruluşunun 100 üncü yıldönümü olduğundan, tartışma, Türkiye Cumhuriyeti için, birçok ülke için olduğundan daha anlamlı olabilirdi.

Sayın üyeler, dışborç konusu, dünya düzeni kavramı dolayında, koşulların değişimi ışığında tartışılmak gerekir. Bir de, sorunun başlangıcına gidilemeyeceğine göre, ne kadar geriye gidileceğini belirlemek gerekir.

Tarihte dışborcun ortaya çıkışı savaş tazminatı kurumu ile olmuştur. Osmanlı İmparatorluğunun savaş tazminatını Venedik Dükası olarak alış nedenini anlamakta zorlanmışızdır. Oysa, öyle oluşu Pax Romana'nın veya Roma Barışı düzeninin uzantısıdır; çünkü, 13 ilâ 16 ncı Yüzyıllarda Akdeniz dünyasının malî merkezi Venedik idi, Venedik'in parası da ülkelerarası para idi.

Derebeylik düzeninin çözülüşü, eşanlı olarak ticaretin gelişiminin hızlanışı, bu süreçte ulus-devletlerin ortaya çıkışı ile bugünkü anlamında dışborç doğmuş ve evrelerden geçerek sürmüştür. 17 ve 18 inci Yüzyıllarda, Avrupa merkezli dünya düzeninin Hollanda barışı olduğu söylenemese de, uluslararası hukuka, Hollandalı Hügo Grotius'un öğretisi egemendi ve dünyanın malî merkezi Hollanda'ydı.

19 uncu Yüzyılda malî merkez Londra'ya kaymıştır ve Pax Britannica vardır. Zamanın liberal veya serbestiyetçi dünya düzeni, İngiltere'nin öncülüğünde toplanan Viyana Kongresinde kurulmuştu. Avrupa Konseri de denen bu düzende, her ülke farklı bir çalgı çalıyor; ancak, orkestrayı İngiltere yönetiyordu.

Amerika Birleşik Devletleri, 1820 yılında, Monroe Doktiriniyle düzeni onaylamıştır. Osmanlı İmparatorluğu epey geç kaldı. Mora ayaklanması, Vakai Hayriye, Kavalalı olayları ardından, 1838 ilâ 1841 yıllarında, Avrupa ülkeleriyle ikili serbest ticaret anlaşmaları imzalanmıştı. O arada, Gülhane Hattı Hümayunu veya Tanzimat da ilan edilmişti. 1854 yılında ilk kez dışborç alınmış ve Kırım Savaşına girilmişti. 1856 Islahat Fermanı ile çakışan Paris barış görüşmelerinde, Avrupa Konserine de katılınmıştı.

Günümüzde dışborç konusu ele alınırken, geçmişte Pax Americana'nın kuruluşuna kadar gitmek yeterlidir.

İkinci Dünya Savaşı yıllarında yeni bir dünya düzeni kurulmuştur. Gerçi, son yıllarda, sık sık dünya düzensizliği niteliğindeki yeni bir dünya düzeninden söz edilmekteyse de, günümüzün düzeni, o zamanın yeni dünya düzeninin koşulları kısmen değişmiş bir evresi olarak düşünülmelidir. Savaşta, demokrasi faşizmi yendiğinden, bu düzen, demokrasinin erdemleri ve ulusların bağımsız, egemen eşitliği ilkeleri üzerinde kuruldu. Dünya genelinde, uluslararası işbirliği ve eşgüdüm, Birleşmiş Milletler kurumu ve uzmanlık kuruluşları aracılığıyla sağlanacaktı. İkili ve bölgesel ilişkiler, Birleşmiş Milletler ilkelerine aykırı olmaksızın, ilgililerce düzenlenecekti. Avrupa Konseri yerine kurulan Cemiyeti Akvam yeterli olamamış, Habeşistan bunalımında kötü bir sınav vermişti; üstelik, Başkan Wilson da, birkaç noktada kandırılmıştı.

Bu düzende, iktisadî kalımlılık veya eski Türkçesiyle istikrar için üç ilke benimsenmişti:

Birincisi, denetimi ülkesel düzeyde de olsa, faiz oranlarının ülkelerarası ayrılığının aşırılaşması önlenecekti; aksi takdirde, ülkelerarası faiz ayrılıklarına duyarlı olan özel sermaye hareketleri canlanırdı.

İkincisi, yıkılan altın standardı yerine, para spekülasyonunu önleyici bir sabit kur sisteminin benimsenmesidir.

Üçüncüsü, ülkelerarası borçlanma ilişkilerinin, özel piyasalardan çok resmî kanallardan yürütülmesi ve denetlenmesidir. Bu uğurda, IMF ve Dünya Bankası ikizleri oluşturulmuştu. Bu ikilinin merkezi Amerika'da olduğundan, Birleşmiş Milletlere bağlı olduğu unutulur; ancak, malî merkezi New York olan bir dünyada, uygun yerleri de kuşkusuz Amerika'dır.

Düzen, Birleşmiş Milletler ve birçok uzmanlık kuruluşunun doğuşuyla sağlandı; bu düzeni örneklerle açıklamaya çalıştım ve günümüzde de, koşulları biraz değişmiş olmakla birlikte, sürmektedir.

Düzen kurulduktan sonra, 1946-1953 döneminde iktisadî gelişim hızlıydı, üstelik, Kore Savaşı nedeniyle, hammadde veya birincil ürün fiyatları yükselince, güney ülkelerinin büyüme oranları hayli yüksek oldu. Bu nedenle, 1946-1953 dönemine, Kore canlanışı veya genişlemesi denilmektedir.

1954-1960 döneminde, iktisadî gelişim ivme yitirdi, büyüme oranları, öncesine göre düştü. Dünya ticareti genişliyor; ancak, bu ticarette yoğun olarak kullanılan Amerikan Dolarının sunumu yetersiz kalıyordu; çünkü, sabit kur düzeninde, doların değeri sabit bir fiyattan altına bağlanmış, diğer ulusal paralar ise, dolara sabitlenmişti. Hatırlanacağı üzere, 1 ons altın 35 dolardı; Türk Lirası ise, dolara, 1 dolar eşittir 2,80 Türk Lirası olarak bağlanmıştı. Altına bağlı olan doların sunumu, ticaret genişlemesine ayak uyduramayınca, dönem, dolar-altın bunalımı olarak adlandırıldı.

Bu arada önemli birkaç olay var: 1957 Roma Antlaşmasıyla Avrupa Birliğine doğru önemli bir adım atıldı. 1961'de, OECD ve bünyesinde Türkiye'ye Yardım Konsorsiyumu kuruldu. 1961 Anayasasıyla Türkiye'de planlama benimsendi. Avrupa ülkelerine işçi göçü başladı.

1961-1969 döneminde büyüme hızlandı. Vietnam Savaşı yıllarında dolar sunumu arttı. Bu sırada "Euro-dollar" veya "Avrupa doları" piyasası doğdu. Piyasanın doğuşunda iki neden önemlidir: Birincisi, Sovyetler Birliği, ideolojik nedenlerle, dolar cinsinden olan döviz rezervini Avrupa bankalarında tutuyordu. İkincisiyse, Avrupa'da, dolar cinsinden malî varlıklara Amerika'dakinden biraz daha yüksek faiz uygulanıyordu. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa'nın kendilerinden daha yüksek oranda faiz uygulamasını eleştiriyordu; çünkü, hatırlanacağı üzere, savaş sonrası düzen kurulurken, ülkelerarası faiz oranı ayrılıklarının aşırılaşmasının önlenmesi kararlaştırılmış, sorumluluk, ülkelerin parasal yetkililerine bırakılmıştı.

Bu kez, doların aşırı sunumundan şikâyet ediliyordu. 1968 yılında, Londra piyasasında, 1 ons altının fiyatı, bir süre resmî fiyat olarak da kalan 42 dolara doğru yükseliyordu.

1971 Ağustosunda altın ile dolar arasındaki ilişki koparıldı. Ardından, Washington'daki Smithsonian Enstitüsünde, Avrupa ve Japon paralarının düzendeki yeri tartışıldı ve düzenin yeni evresi bu Smithsonian anlaşmalarıyla anılır oldu veya kısaca "tüneldeki yılan" da denildi.

1970-1971 dönemine "dolar-altın konvertibilite" veya Türkçesiyle "dönüşüm bunalımı" denildi. Gerçi, büyüme oranları, yine önceki bunalım gibi bir önceki döneme göre düşmüştü; ancak, bu kez Batı Avrupa ülkeleri telaşla kamu harcamalarını hayli artırdılar.

1971-1973 döneminde büyüme oranları, barış yıllarının en yükseğine çıkınca, bu döneme "aşırı ısınmış" veya "sıcak canlanma" denildi.

Uluslararası para reforumu için yirmiler grubu 1972 yılında oluştu. 1973 Martında uluslararası döviz piyasaları, bir süre kapatılmak zorunda kalındı. Piyasalar açıldığında tüm değerli paralar dalgalanmaya bırakılmıştı. Bir zamanların yeni dünya düzeninin dalgalı kur evresi böyle başladı ve hâlâ sürmektedir.

Arap–İsrail Savaşı aynı yıla denk geldi. Petrol Satan Ülkeler Örgütü olan OPEC şöyle bir savla ortaya çıktı. Dolar altına sabitlenince, 1 varil petrol de 1 dolar 80 cente sabitlenmişti; ancak, şimdi koşullar değişmektedir, bu değişen fiyatlar uyarınca petrolün fiyatı da 11 dolardır. Böylece, 1970'li yıllarda petrol fiyatı ikinci kez yüksek oranda artmış oldu.

1946'da düzenin kuruluşuyla başlayan kapitalizmin altın çağı 1973 yılında böylece sona ermişti. Bu dönemde dünya ortalama büyüme oranı yüzde 5 olmuştu. 1973 sonunda bunalım başladı ve 1974–1975 dönemi birinci petrol şoku olarak adlandırıldı. Savaş sonrası ilk kez küçülme bu dönemde gözlendi; çoğu sanayi ülkesinde, çoğunda iki yıl üst üste olmak üzere üretim veya gelir düştü. Bunalımdan çıkış için ihtiyatta uzlaşıldı ve kamu harcamaları, önceki canlanmalar için olduğu kadar çok artırılmadı. 1975–1979 döneminde canlanma yavaş, genişleme ise ılımlı sürdü.

Avrupa dolar piyasası iyice gelişti. Çünkü, OPEC fazlaları Avrupa bankalarına yatırılıyor, bunları petrolü olmayan gelişen ülkeler petrol almak için borçlanıyorlardı. OPEC ülkeleri petrol gelirlerini yine Avrupa bankalarına yatırıyorlar ve dünya malî merkezi Avrupa'ya doğru yayılıyordu. Ancak, Avrupa yine de sıkıntılıydı. Çünkü, dünya ticaretinin kabaca yarısını Avrupa ülkeleri yapmaktadır. Kabaca diyoruz; çünkü, Avrupa'nın sınırları pek belirli değildir. Bunun yarısı ise -ki, dünya ticaretinin dörtte 1'idir- Avrupa ülkeleri arasında yapılmaktadır. Böyle olunca, kurlardaki dalgalanmalar, Avrupa ülkelerinde ciddî iktisadî sarsıntılara neden olmaktadır. Avrupa için barışın ilk yıllarından itibaren bölgesel bir sabit kur sistemi, hatta ortak para düşüncesi vardı.

1978 yılında Avrupa Topluluğu, tüneldeki yılanın yerine geçmek üzere, daha iyi tanımlanmış olan, Avrupa Para Sistemi üzerinde uzlaştı. 1979 Nisanında Avrupa Para Sistemi ve onun kur mekanizması devreye girdi. Yılsonuna doğru Rusya Afganistan'ı işgal etti, İran'da devrim oldu, ardından İran-Irak Savaşı başladı. Petrol fiyatı ikinci kez büyük oranda yükseltildi.

Bu arada, 6 Ekim 1979 günü, Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası olan FED'in Başkanı Volcker, artık faiz oranlarına müdahale etmeyeceklerini açıkladı. Açıklamanın önemi, yıllardır sürdürülen faiz oranı denetimi uygulamasına son verilip, serbestiye geçilmesi gibi önemli bir karar oluşu, üstelik böylesine önemli bir değişikliğin olası sonuçlarının değerlendirilip, etkileneceklere uyarlanma olanağı verilmesi gerekirken, kararın ani olarak açıklanmasıydı.

Yeni uygulama, ilgili çevrelerce açıklamanın ardından tartışılabildiyse de faiz oranları hızla tırmandı, tahvil fiyatları düştü, piyasalar hayli çalkalandı.

Bu gelişmeleri Türkiye'de 24 Ocak 1980 kararları izledi. Hatırlanacağı üzere, özellikle yıldönümlerinde bu kararlar tartışılırken "geç bile kalınmıştı" denirken, Ekim 1979 değişimi anlatılmak isteniyordu.

1980 yılı sonlarına doğru uluslararası önemi olan fiyatlar rekor kırdılar. 1 ons altın 850 dolara kadar çıktı, bugünlerde 300 dolar dolayındadır; 1 varil petrol 35 dolara çıktı, bugünlerde 15-17 dolar arasında salınmaktadır; Körfez bunalımı sırasında ise en yüksek 31 dolar olmuştu ve daha önemlisi, dışborç açısından yaşamsal önemdeki değişken olan Libor yüzde 17 oldu, bugünlerde ise yüzde 6 dolayındadır. Libor, Londra bankalararası faiz oranının İngilizcesinin kısaltmasıdır.

Sayın üyeler, işte, dünyada dış borç sorunu bu 1980-82 döneminde tartışıldı. Çünkü, çoğu Güney Amerika ülkesi, Amerika Birleşik Devletlerindeki bankalara olan borçlarını ödeyemez oldular.

1980-1982 dönemi "ikinci petrol şoku" olarak da adlandırılmaktadır; bu deyiş, Avrupa'da, "dışborç bunalımı" deyişi ise Amerika'da daha yaygın olarak kullanılmıştır.

Türkiye'de, o sıralar, mevduat sertifikası çıktı ve bankerler yarışıyordu. Dışborç konusu o günlerde tartışılabilseydi, Meclis açık olsaydı ve tartışılabilseydi, en azından "Bu dünya düzenini birlikte kurduk. Birleşmiş Milletler, NATO, OECD ve benzeri tüm örgütlere katıldık. Dışborcu resmî kanallardan almaya özen gösterdik; en azından, dövize çevrilebilir mevduat uygulaması dışında -ki, o uygulama da Avrupa dolar piyasasının gelişiminin zorlaması olduğundan, suçun çoğu, bizden çok dışarıdadır- o günün koşullarını dikkate alarak borçlandık ve borç, anapara ve faizlerini düzenli olarak ödemeye çalıştık. Dünün koşullarına göre aldığımız borcu, şimdi, sizlerin mühadalesiyle yükselen faiz oranları üzerinden ödemek zorunda bırakılıyoruz. Koşulların değişimini kabul ediyoruz; ancak, dünün borçlarını, değişen koşullara ve bizim gerçeklerimize göre yeniden düzenleyelim. Bir süredir ve bundan sonra, borç alırken, bugünün koşullarını dikkate almaktayız; yani, resmî kanallar daraldığına göre, özel serbest piyasalara başvurmaktayız; ancak, dünün borçlarını, dünün ve bugünün koşulları ışığında gözden geçirelim; soluk alma şansı ve zamana yayma düşünülsün veya sabit faizle dondurulsun, özelleştirme şansı tanınsın ki, bir bölümünün yükünü üstümüzden atalım" denilebilir, bir program önerilebilirdi. Bu düşüncelerle, dışborç konusunun tartışılması için geç kalındığı görüşüyle konuşmaya başlamıştık.

1983-1989 dönemi, canlanma ve genişlemedir; ancak, büyüme oranları, öncesine göre düşüktü, sonrasına göre ise yine yüksekti. Daha somut olarak söylersek, 1980'lerde dünya büyüme oranı yüzde 3'e yakınken, 1990'larda yüzde 2'ye ulaşmasının zor olduğu söylenebilir.

1990'lara girilirken, Sovyetler Birliğinin çözülüşü önemlidir. İktisadî alanda da önemli değişimler oldu. 1980'lerin sonuna değin sanayi ülkelerinde iktisadî dalgalanmalarda dönüş tarihleri, yani bunalımdan canlanmaya, genişlemeden duraklamaya dönüşler arasındaki süreler, birkaç ay olurdu; 1990'larda durum değişti. Amerika'da bunalım -resmî açıklamaya göre- 1990 Temmuzunda başladı. Avrupa ülkeleri ve Japonya'da bunalım, 1991 yılının değişik aylarında başladı. Almanya'da ise, genişleme sürdü.

Berlin Duvarı yıkılıp iki Almanya'nın birleşme sürecinde, Almanya, faiz oranını yükseltti; böylelikle, sermaye girişi sağlandı. Almanya'nın faiz oranını yükseltmesi üzerine, hem sermaye çıkışı hem de kendi faiz oranlarını yükseltmek zorunda kalışlarından şikâyetçi olan ülkelere şunlar söylendi: Avrupa Birliğini hepimiz istiyoruz; işte, Avrupa birleşiyor; bunun maliyetine sizler de katılmış oluyorsunuz.

Sayın üyeler, 1990'lara girişle birlikte, ideolojik kutuplaşma sona ermişti; ancak, 1980'lerden bu yana süren gelir kutuplaşması ivme kazanmıştı. 1965 yılında yedi büyük sanayileşmiş ülkede kişi başına gelir, en fakir yedi ülkedekinin 20 katı iken, 1995 yılında 39 katı olmuştur. 1980'lere değin gelir dağılımında adalete doğru olan yöneliş, 1980'lerden bu yana tersine dönmüştür. Gelişen ülkelerin çoğunluğunda, en düşük gelirli yüzde 20'lik dilimin kişi başına geliri, en yüksek gelirli yüzde 20'lik dilimin onda 1'inin altına düşmüştür. Kişi başına geliri en çok düşen, orta gelir dilimleri olmuştur. Başka sözle, orta gelir dilimleri daralmış, üst dilim palazlanmış, alt dilimin göreli durumu, yalnız üst dilime karşı değişmiştir.

Gelir kutuplaşmasının kaygıyı artıran yönü ise şöyle açıklanabilir: Gelişen ülkelerden üst yüzde 20'lik dilimin, ulusal gelirin yarısından çoğunu aldığı ülkelerde, özel yatırımın ulusal gelire oranı yüzde 15'te kalırken, üst yüzde 20'lik dilimin, ulusal gelirin yarısından azını aldığı ülkelerde özel yatırımın ulusal gelire oranı yüzde 30'u aşmaktadır; Türkiye, bu iki grup ülke arasında yer almaktadır.

Sayın üyeler, bu noktada açıklamaya çalıştığımız değişen koşulları toparlayalım; çünkü, biraz içe dönecek ve bazı koşulların ayrıntısına gireceğiz. Dünya düzeninin iktisadî kalımlılık unsurları birer birer yıkıldı. 1960'larda özel kanallar genişledi Avrupa dolar piyasasıyla, 1973'te, dalgalanan kurlara geçildi, sabit kur düzeni yıkıldı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Akgür, konuşmanızı tamamlayın efendim.

TEOMAN AKGÜR (Devamla) – ... 1979'da faiz oranları da dalgalanmaya, üstelik müdahaleli olarak dalgalanmaya bırakıldı. Böylece, koşullar bir hayli değişmiş oldu. Biz, Türkiye'de, dışborçlanmayla ilgili olan Hazine, Merkez Bankası, Maliye Bakanlığı, Sayıştay ve diğer kuruluşlara ve çalışanlara, sorumluluk bilinçleri, bilgi ve deneyimleri konusunda güvenmekteyiz. Ancak, seçim bildirgemizde de belirttiğimiz üzere, üç konuda kaygımız ve onları giderici çözüm önerimiz de vardır.

Birincisi, kamu kesiminin dışborçlanmasının, ulusal geliri, kısa sürede ve borç ödeme gücüyle birlikte artırıcı yatırım projeleriyle sınırlandırılması gerektiğini düşünüyoruz.

İkincisi, kamu kuruluşları ile belediyelerin yurtiçinde yeterince ve makul fiyatlarla üretilen veya üretilme olanağı bulunan malları, dışborçlanma yoluyla dışardan almalarının önlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Üçüncüsü, kısa vadeli dışborcun, orta ve uzun vadeli dışborca oranının sağlıklı sınırı aşmasına göz yumulmaması gerektiğini düşünüyoruz.

Sayın üyeler, bu konuşmamızda, dünya koşullarının hızla değiştiğini ve olumsuzlaştığını, Türkiye'nin bu koşullarda bile bunalıma sürüklenmediğini belirttik, Türkiye'ye, kurumlarına, çalışanlarına tam güvenimizi de açıkladık, ancak, yine de dışborç ve sıcak para konusunun bu aşamada araştırılmasının ülkemize yararlı olacağı düşüncesiyle önergeye kabul oyu vereceğimizi bildirir, Demokratik Sol Parti Grubu adına hepinizi saygıyla selamlarım. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Demokratik Sol Parti Grubu adına konuşan Sakarya Milletvekili Sayın Teoman Akgür'e teşekkür ediyorum.

Anavatan Partisi Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Ekrem Pakdemirli; buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar)

Sayın Pakdemirli, konuşma süreniz 20 dakikadır.

ANAP GRUBU ADINA EKREM PAKDEMİRLİ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Türkiye'nin dışborçlarıyla ilgili verilmiş olan araştırma önergesi üzerinde Grubum adına açıklama yapmak için söz almış bulunuyorum; hepinize saygılar sunarım.

Değerli arkadaşlar, her şeyden önce, maalesef, ülkemizde dışborçların anonim bir tarifi yoktur. Devlet borçları denildiğinde, Hazinenin doğrudan doğruya yaptığı borçlanma, Hazine kefaletine haiz borçlar, belediyelerin, özel idarelerin, Merkez Bankasının, kamu iktisadî teşebbüslerinin borçları, fonların borçları, özel bankalar ve özel sektörün borçları da anlaşılabilmektedir.

Avrupa Birliğinin tarifinde ise, sadece, Hazinenin doğrudan veya kefaletiyle alınan borçlarla merkez bankalarının aldığı borçlar vardır. Maastricht Zirvesinde, Avrupa Birliği ülkelerinin iç ve dışborçlarının gayri safî millî hâsılaya bölümü 0,6 oranını geçmemesi ilkesi kabul edilmiştir ve parası konvertibl olan ülkelerin iç ve dışborç ayırımı, sadece istatistik maksatlıdır. Hükümetlerin toplam borçları bütçeden ödeneceği için önemli bir parametre olmaktadır.

Bizim gibi, kalkınmakta olan ülkelerin kamu, özel ve diğer sektörlerin borçları, devlet borcu şeklinde görülmesi âdettendir. Hatırlanacağı üzere, 1979 yılında Türkiye'nin ilan ettiği moratoryum sonrası, bütün özel sektör borçlarının devlet tarafından ödenmesi istenmiş ve biz de bunu kabul etmiştik.

Ülkemizde, devlet borcu denildiğinde, en geniş anlamda bir tarif altında rakamlar verilmektedir. Halbuki, özel sektör, mahallî idarelerin dışborçları fonların kendilerinin sorumluluğunda olup, devlet borcu addedilmemelidir.

Bizde, siyasiler, iktidarda ise, dışborç tanımını Avrupa Birliğinden alır, muhalefette olduğunda da, akıl almaz bir tarif genişliğiyle, borçlu olduğumuzu, hem de dış ülkelere ilan eder.

Osmanlı Devletinin Batı'ya açılmaya başlamasıyla iç ve dışborçlarla tanışıldığını görüyoruz. Devletin gerileme döneminde toplum ihtiyaçlarını karşılamada Batı ülkelerinden geri kalması, onu, Batı'ya açılma döneminde, yabancı kaynakları kullanmaya zorlamıştır. Telgraf sisteminin kurulması, demiryolu döşenmesi, donanmanın yenilenmesi, yolcu gemilerinin satın alınması, asker ve memur maaşlarının ödenmesi dışborçlarla gerçekleştirilmiştir.

Osmanlı Devletinin dağılmasıyla, topraklarının bir bölümünde, 1922 yılında kurulan genç Türk Devleti, 1933 yılına kadar, Osmanlı Devletinin borçlarının hangi bölümünün devralınacağını müzakere etmiştir. Osmanlının son döneminde kurulan Düyuni Umumiye İdaresi, borçlarının bir kısımını tasfiye etmişse de önemli altyapı borçları, hâlâ devam etmekteydi. Demiryollarının devletleştirilmesi, karşılıklı müzakereyle sonuçlandırılmıştır.

1933 yılında devralınan Osmanlı borçları 89,3 milyon dolardı. Bu borç, 1934'te 182 milyon dolara, ikinci Dünya Harbi sonunda 300 milyon dolara çıkmıştır.

İçborçlar, genelde, proje bazında, uzun vadeli olmuşlardır. 1934 yılında, dışborçlar, gayri safi millî hâsılanın yüzde 20'si civarındaydı. İkinci Dünya Harbi sonunda, bu oran, yüzde 6'ya gerilemişti.

1950 yılında, Demokrat Partinin iktidara gelmesiyle, dışa açılmak istenilmiş, ithalat liberalleştirilmiş, yabancı sermaye teşvik edilmiş, kamu iktisadî teşebbüslerinin özelleştirileceği açıklanmıştır. 1950 yılında, dışborçlar, gayri safi millî hâsılanın yüzde 8'ine ulaşmıştı. Siyasî istikrarsızlık, iç çekişmeler ve yeterince döviz rezervi olmayışı, 1957 yılında, liberalleşmeden vazgeçilmesi durumunu ortaya çıkarmıştır.

1960 yılında, askerî müdahale yapılmış; süratle, dışborç alımına gidilmiştir. 1960 yılında dışborçlar, gayri safi millî hâsılanın yüzde 6,1'ini oluşturmaktaydı. 1963 yılında, bu oran, yüzde 8,9'a çıkmıştır.

1960-1980 yılları arasında, içe dönük bir sanayileşme politikası izlenmiş; vatandaşa, bulduğuyla yetinmesi, iktifa etmesi söylenmiştir. Verimlilik ve dışa açılma yerine, içe dönük yatırımlar ile kota ve tahsisler önplana çıkmış; bu yolla, çok büyük çapta rant aktarması yapılmıştır. Ekonomik büyüme ve dışa açılma yönüyle Türkiye, Batı ülkelerinden bu dönemde kopmuştur.

1970 yılına gelindiğinde, dışborçlar, 2 milyar 297 milyon dolar ve gayri safî millî hâsılanın da yüzde 12,4'üne çıkmıştır; ancak, dışticaretin göreceli olarak küçük olması, borç servis oranını ters etkilemiştir.

Türkiye, 1973 yılında başlayan petrol şokunun gereğini yerine getirememiş, ödemeler dengesi gittikçe bozulur hale gelmişti. Ödemeler dengesinin açıkları, tabiatıyla dışborçla kapatıldığından, her geçen gün borçlarımız artar olmuştu.

Petrol şokundan sonra, gelişmiş ülkeler dahil, borçsuz devlet kalmamıştı. Önemli olan, borcunu ödeyebilme gücünün devam etmesiydi. Borç servis oranının kabul edilebilir seviyede olmasıydı.

Ödemeler dengesinin devamlı açık olması, dışticaretimizin geliştirilememesi sonucu, 1977'de resmî transferler durdurulmuş, ülke sanayii, o günkü kanunlar çerçevesinde illegal yollarla ayakta tutulmuştur. Bunun sonucu, özel sektörün dışarıya borçlanması büyümüş ve 1979 yılı sonunda, ülkenin dışborçları 14 milyar 234 milyon dolara yükselmiştir; bu da, gayri safî millî hâsılanın yüzde 17,8'i demekti.

1980 yılı başında uygulanan istikrar programıyla, yokluklar ve karaborsa ortadan kaldırılmış, özel sektörün garantisiz ticarî borçları bir ödeme takvimine bağlanmıştır. 1980 yılı sonunda, ülkemizin dışborcu 15 milyar 133 milyon dolar olup, gayri safî millî hâsılanın yüzde 21,9'u idi. 1980 yılı toplam ihracatımızın 2,9 milyar dolar olduğu hatırlanırsa, o günkü ticaret gelirimizin, dışborçları, ancak beş yılda ödeyebileceği ortaya çıkmaktadır. 1983 yılı sonundaki dışborçlar 18 milyar 385 milyon dolardı; bu da, gayri safî millî hâsılanın yüzde 36,5'i demekti. Bu borçların böyle süratli artışında, o dönemde yaşanan ikinci petrol şokunun da önemli rolü olduğunu kabul etmek gerekir.

ANAP dönemi, 20 Kasım 1991'de sona erdiğinde, dışborçlar, 48,4 milyar dolara yükselmişti; bu, gayri safî millî hâsılanın yüzde 32'sine tekabül ediyordu. Aynı yılın sonunda, dışborçlar, 50 milyar 489 milyon dolar, yani, gayri safî millî hâsılanın yüzde 33,3'ü seviyesine çıkmıştı. Bir başka deyimle, ANAP döneminde, dışborçlarımızın gayri safî millî hâsılaya bölümü 4 puan geriletilmiştir. Halbuki, inanç, tam tersiydi; "ANAP döneminde dışborçlar çok arttı, ödeyemez duruma girdik" gibi bir propaganda etkili oluyordu. ANAP döneminde, dışborcun mutlak değeri büyümüş, ama, millî gelirimiz, o büyümeden çok daha fazla arttığından, izafî olarak, göreceli olarak dışborçlarımız azalmıştır.

Bugün, 82,2 milyar dolarlık dışborcumuzun yüzde 75'i orta ve uzun vadeli, yüzde 25'i de kısa vadeli borç olarak görülmektedir. Kamunun, orta ve uzun vadeli borcu 48,3 milyar dolar olup, toplam borcun yüzde 59'unu teşkil etmektedir; yani, Hazinenin kefaletinde olan, Merkez Bankasının doğrudan borçlarının toplamı 48,3 milyar dolardır.

Devletin borçlanması, genelde, orta ve uzun vadeli olup, proje ve program kredileri şeklinde, uluslararası kuruluşlardan, ikili anlaşmalar çerçevesinde diğer ülkelerden, tahvil ihracı yoluyla da uluslararası para piyasalarından olduğu gibi, özel kuruluş ve bankalardan da borçlanılmıştır. Kamunun borcunun ortalama vadesi onbir yıl, faizi de yüzde 7,3 mertebesindedir.

Özel sektörün, 1997 Haziran ayı itibariyle, 13 milyar dolar, genelde kısa vadeli borcu bulunmaktadır. Avrupa Birliği, kamunun borcunu esas almakla birlikte, bizim gibi, kalkınan bir ülkede, özel sektör borçlarının da, ülkenin kefaleti altında olduğu görülmektedir; 1980 yılında bu böyle olmuştur, böyle olacağı da zannedilmektedir.

1990 - 1997 yılları arasında, kamu, 23 milyar dolar borçlanmıştır; bunun, 6 milyar dolarıyla altyapı sektörüne, 5 milyar dolarıyla ulaştırma sektörüne, 4 milyar dolarıyla enerji sektörüne, 4 milyar dolarıyla savunma sektörüne harcama yapılmıştır. Önemli olan, kamu sektörünce alınan bu dışborçlar, verimli sektörlere yatırılmış mıdır...

Parası konvertibl olan ülkelerde, kamunun iç ve dışborçları toplamının gayri safî millî hâsılaya oranı verilerek mukayeseler yapılır. Ülkemizde de bu tür bir mukayese yapmak mümkündür. Bugün, ülkenin toplam borcunun gayri safî millî hâsılaya oranı yüzde 65'tir. Bu oran, 1994 ortasında çok daha yüksekti, yüzde 83,5'e çıkmıştı. ANAP döneminin başında, yani, 1983 yılı sonunda yüzde 59,2 olan oran, 1991 sonunda yüzde 49'a çekilmiştir.

Bazı OECD ülkelerinin toplam kamu borçlarının gayri safî yurtiçi hâsılaya oranlarına bakıldığında, Türkiye'nin, toplam borçlar yönünden önemli bir problemi olmadığı; ancak, borçlarının vade yapılarının daha da uzatılmasının yararlı olacağı şeklinde bir neticeye varmak mümkündür. Türkiye'de, sadece kamunun iç ve dışborçları dikkate alındığında, toplam borcun gayri safî millî hâsılaya oranı yüzde 48'lerde kalmaktadır. Avrupa Birliği için önemli olan da bu orandır.

Bizde borç oranı yüzde 48 iken, bazı ülkelerin toplam borçlarının gayri safî millî hâsılaya oranları ise şöyledir: Belçika'da yüzde 127, İtalya'da yüzde 124, Yunanistan'da yüzde 107, Kanada'da yüzde 97, Japonya'da yüzde 90. Yani, Türkiye'nin toplam borçları, OECD ülkeleri içinde, öyle, korkulacak bir mertebede görünmemektedir; ancak, kısa vadeli olan içborçlardan dolayı, borç yönetiminde bir tıkanma olabilmektedir; bunu da, vade yapısını değiştirerek aşmak mümkündür.

1987-1991 yılları arasında kamu borçlanma gereğine baktığımız zaman... Kamu borçlanma gereği diyoruz; çünkü, eğer bu oran müspetse, pozitifse, ister istemez, bir yerden borçla kapatacaksınız; iç ve dış borçlar bundan dolayı oluşuyor. İşte, 1987-1991 yılları arasında ortalama yüzde 6,8 iken -ki, ANAP dönemini alırsak, bu, yüzde 5,8'di- 1992-1996 koalisyonlar döneminde, bu, yüzde 50 artmış, yüzde 9,1 olmuştur; yani, böyle "çok borçlanma yapıldı" denilen ANAP dönemi, bugün, mumla aranılacak bir vaziyettedir. Bugün, çok tehlikede miyiz; hayır; toplam borçlar yönünden, OECD çerçevesinde, OECD ülkelerine mukayeseyle önemli bir problemimizin olmadığını tekrar vurgulamak isterim.

Çok tenkit edilen ANAP döneminde, 1984-1991 Kasım ayı sonuna kadar sekiz yıl içinde, ülkemiz, tam tamına 30 milyar dolar borçlanmıştır; ufacık bir eksiği var; ama, 30 milyar dolar borçlanmıştır. Şöyle, tarihe doğru, yani, geçen son on yıla doğru eğildiğimizde, görüyoruz ki, bu borçlanmayla, bu paralarla, 30 milyar dolarla, otoyolları yapmışız; ondan sonra, 8 milyon otomatik santral abonesi ihdas etmişiz, uçan şahinleri yapmışız, zırhlı araçlar yapmışız, deniz ve havalimanları yapmışız, köy elektrifikasyonunu halletmişiz, enerji santralları kapasitesini ikiye katlamışız, baraj ve hidrolik santralları yapmışız, köy yollarını yapmışız, köy içmesularını yapmışız. Bu 30 milyar doların, hiç olmazsa, geriye baktığımızda, nerelere harcadık denildiğinde yeri belli; ama, 1992-1997 yılları arasında, muhtelif koalisyonlar döneminde, beş yılda da, yine, 30 milyar dolar borçlanılmış; tesadüf ya... Birisi sekiz yılda 30 milyar dolar borçlanıyor, birisi beş yılda 30 milyar dolar borçlanıyor; ama, bir arkadaşımın, kalkıp "canım, şu beş yıllık dönemde de şunlar, şunlar, şunlar yapılmıştır" demesi fevkalade zordur.

Değerli arkadaşlar, ülkemizin içborç yapısı, 1991'de bono tahvil oranı 1'e 1,4 iken, bugün, yine, 1'e 1,4'tür; yani, içborçlarda durum fazla kötüleşmiş değil. 1991'in sonunda ne idiyse, bono ve tahvil oranı olarak, aynıdır; ancak, 1994-1996 yılları arasında, bu oran, tersineydi; yani, 1997 yılında bir düzelme var. Bono tahvil oranını, aslında, 1'e 3 gibi bir noktaya getirmek amaç olmalıdır.

Ülkenin dışborç almalarına, ödemeler dengesinin açık vermesinin yol açtığı bilinmektedir. Ülkemizde 1994, 1991, 1989 ve 1988 yılları hariç tutulduğunda, son yirmibeş yıl içinde, cari işlemler devamlı açık vermiştir. Bu açık, dışborç alınarak kapatılmıştır. İhracatın ithalatı karşılama oranı büyütülür, görünmeyen kalemler denilen turizm, taşımacılık, bankacılık alanlarında önemli artışlar sağlanabilirse, dışborç almamız durdurulabilir.

Unutulmamalıdır ki, ülkemiz, büyük alt ve üstyapı kurma ihtiyacı içindedir. Genç nüfusun yeni iş sahalarında istihdam edilmesi zarurîdir. Bunun için, kendi kaynaklarımız yanında, yabancı kaynak kullanmak gerekmektedir. Ödeyebileceğimiz borçtan da korkmamak lazımdır. Hani, bir zamanlar modaydı "borç yiğidin kamçısıydı" sonra, baktık, muhalefete geçince, bu borçlar nasıl ödenir diye tenkitler yapılmaktaydı.

Bugün, özel sektör, Libor üzerine 4-5 puan eklenerek kısa ve orta vade borçlanmaktadır. Devlet proje ve program kredileri, genelde, Libor üzerine 1 puan gibi bir ilaveyle borçlanabilmektedir. Türkiye, 1980'li yıllarda Latin Amerika, geçen yıl da Uzakdoğu ülkelerinin malî kriz içine girmiş olmalarından, borçlanmada çok rahat olamamıştır. Bu yüzden, bazı yıllar, hemen hemen hiç yeni dışborç alınamamıştır. 1991 yılından sonra, IMF'nin her ülke için, her yıl hazırladığı raporlar, Türkiye için olumlu olmadığından, dışborç bulmada rahat olunamamıştır. Dışborçların sık sık içpolitika malzemesi yapılması da, finans piyasalarında müspet etki yapmamaktadır. 1970 yılından 1996 yılı sonuna kadar ödemeler dengemizdeki cari işlem açığı 37 milyar dolardır. Bu açığın ortalama 13 yıllık faizi kendisine eşit olduğu kabul edilirse, 1970 ilâ 1996 yılları arasında toplam dışborlarımızın 75 milyar dolar artması, kendiliğinden anlaşılmaktadır.

Dışborçlarımızın 1970-1996 dönemindeki önemli gelişmelerini özetlersek:

1. Dışborçlarımız, yılda ortalama olarak yüzde 14 büyümüştür.

2. Ticarî bankaların borçlanması söz konusu değilken, bugün dışborçlarımızın yüzde 2,8'i ticarî bankalara aittir.

3. Özel sektör dışborç alamazken, bugün toplam borcumuzun yüzde 12,7'si özel sektöründür.

4. 1970 yılında KİT'lerin 70 milyon dolar olan dışborcunun, bugün 4,5 milyar dolara çıktığını görüyoruz. Dışborcumuzun yüzde 5,5'i KİT'lerindir.

5. Mahallî idarelerin 1970'de hiç borcu yokken, bugün 2,3 milyar dolar borcu vardır.

6. Merkez Bankasının 1970'li yıllarda 122 milyon dolar borcu varken, bugün 11 milyar dolar borcu olmuştur. Toplam borçlarımızın yüzde 13,4'ü Merkez Bankasına aittir.

7. Hazinenin doğrudan veya kefaleti altındaki dışborç, 1970 yılında 1,5 milyar dolarken, bugün 27,7 milyar dolar olmuştur.

Değerli arkadaşlar, bizim dışborçlarımız, Hazinenin doğrudan veya kefaleti altında olan Merkez Bankası borçları, 1985 yılında, kompütür ortamına alınmıştır. O grupta çalışan değerli arkadaşlarımızın içinde Sayın Ayfer Yılmaz da bulunmaktaydı. Bugün için, dışborçlarımızın, gerek vade yapısı gerekse borçlanma oranları, pariteler ve kurlarla ilgili bilgileri hemen almak mümkündür. Yani, Hazinede Borç Yönetimi Dairesinde, bunlar günlük olarak takip edilir hale gelmiştir; ancak, kısa vadeli ve özel sektörün ticarî bankalar vasıtasıyla yapmış olduğu borçlanmaları takipte zorluk vardır; çünkü, konvertibiliteye geçtiğimizden itibaren, 5 milyon doların altında olan borçların takibi Hazinece yapılmamaktadır.

Dışborçlarla ilgili bu araştırma, eğer, bir tarif birliğine bizi götürecekse, siyasî mülahazalarla yapılacak yıkıcı tenkitlere yol açmayacaksa, Meclisteki milletvekillerimiz bu konuya zaman ayırabilecekse, araştırmaya olumlu oy vermenin mümkün olduğunu ifade ediyor; hepinize saygılar sunuyorum efendim. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Anavatan Partisi Grubu adına konuşan Manisa Milletvekili Sayın Ekrem Pakdemirli'ye teşekkür ediyorum.

Şimdi, söz sırası Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına, Van Milletvekili ve Grup Başkanı Sayın Mahmut Yılbaş'ta.

Buyurun Sayın Yılbaş. (DTP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 20 dakikadır.

DTP GRUBU ADINA MAHMUT YILBAŞ (Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dışborçların araştırılması konusunda verilmiş olan önergenin görüşülmesi münasebetiyle Demokrat Türkiye Partisi Grubunun görüşlerini sunmak üzere huzurunuzdayım; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, sözün başında, bu araştırma önergesine Grup adına olumlu baktığımızı ve araştırmanın, gerçekten, Türkiye'nin ekonomisi bakımından varılacak sonuçta, noktada olumlu katkılarının olabileceğine inanmaktayız. Türkiye'de, artık, birtakım ekonomik meseleler gündeme geldiğinde, onunla, sadece o alanın ilgili olan bürokratları veyahut da özel sektörün yetkilileri değil, tüm vatandaş ilgilenmekte; çünkü, günlerdir, aylardır, yıllardır vatandaşı rahatsız eden birtakım ekonomik sonuçlar gündeme geldiğinde, bunların nedeni olarak başta hep borçlanma gösterilmekte. Özellikle, konumlarına göre, bulundukları yere göre siyasetçiler, eğer iktidarda ise, mümkün olduğu kadar bu etkeni göğüslemeye; eğer muhalefetteyseler, daha da abartılarak kamuoyuna yansıtmaya gayret etmektedirler. Tabiî, vatandaşı, bu meselede yakından ilgilendiren konu; enflasyon, fiyat artışları ve bu fiyat artışlarının da sürekliliği, zaman içerisinde devamlılık arz etmesi... Yıllardır, vatandaşımız, enflasyonla ilgili olarak konular gündeme geldiğinde -kafasının arka tarafına da yerleşmiş vaziyette- bunun, bir ölçüde, borçlanmadan kaynaklandığını düşünmekte artık bu inancı taşımakta.

Müsaade ederseniz, başlıklar altında, ekonomimizi gözden geçirmenin, bu araştırma önergesi münasebetiyle, yerinde olacağı görüşünü taşımaktayız.

Değerli arkadaşlarım, OECD ülkelerinin verilerine baktığımızda, devletimizin, ülkemizin genişlik itibariyle 5 inci sırada olduğunu görüyoruz. Yine, nüfusta da, Allah'a çok şükür, o düzeyde bir mertebemiz var; onda da 5 inci sıradayız. Gayri safî millî hâsılaya baktığımızda -ki, biraz önce, değerli bakanım da ifade ettiler, bu rakamlar hiçbir zaman birbirini tutmuyor; ama, üç aşağı beş yukarı maksadı da ifade ediyor- Türkiye'nin durumu, son rakamlara göre 180 milyar dolar civarında. Bu, bazen yukarısında ifade ediliyor, bazen aşağısında... Bu meblağıyla, bu mertebeyle, OECD ülkeleri arasında 17 nci sıradayız. Kişi başına gayri safî millî hâsılanın düşmesi itibariyle dikkate aldığımızda da, Allah'a çok şükür, sonunculuğu yakalıyoruz 25 inci sırada yer alarak!..

MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Buna şükür olur mu?!

MAHMUT YILBAŞ (Devamla) – Allah'a çok şükür; Rabbın nimetine her zaman şükrederim değerli dostum.

MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – İyi şeylere şükredelim.

MAHMUT YILBAŞ (Devamla) – İyisine de kötüsüne de... Allah beterinden saklasın; daha beteri olabilir.

İhracata baktığımızda, OECD ülkeleri arasında 23 üncü, ithalatta 17 nci, enflasyonda da Meksika'dan sonra ikinciyiz ki, aramızda da 3 katı fark var. Bizler yüzde 99'larda gezerken, Meksika -1996 rakamı elimde; 1997'de bunun biraz aşağısına düşmüş, onu biliyorum- yüzde 35 civarında. Bu tablo fazla iç açıcı bir tablo değil.

Sayın bakanım biraz evvel de yine üzerinde durdular, ifade ettiler; yıllardır "borç yiğidin kamçısıdır" deyişine o kadar alışığız ki, taa Osmanlıdan beri borçlanmayı alışkanlık haline getirmişiz ve yiğitliği de kamçıyı da elden bırakmamışız! Zaman zaman, sözümüzün eri olmamız nedeniyle de, Allah'a çok şükür, şerefimizi haysiyetimizi dünya kamuoyunda aşağı çekmemek için, Osmanlının borcunu, genç cumhuriyet de, kuruşu kuruşuna, büyük özveri içerisinde ödemiştir.

Bu kadar uzun yıldır, bu ülke borçlanıyor; niçin iç veya dış borçlanma sarmalından bir türlü çıkamıyor?

Değerli arkadaşlarım, öyle zannediyorum ki -inşallah zaman da müsait olabilirse- bu araştırmada, değerli milletvekili arkadaşlarımızın, bu araştırma komisyonuna seçilecek olan değerli ekonomist arkadaşlarımızın bu konuda değerli katkıları olacaktır, bu konuya değineceklerdir; bu sarmalın, öyle, devrevî bir sarmal olmadığını orta yere çıkaracaklardır.

Değerli arkadaşlarım, dışborçlarımıza baktığımızda, rakamlarda değişiklik olabilir; bu, dışborç kavramından kaynaklanıyor, bu konudaki uluslararası mutabakattan kaynaklanıyor; ama, baktığımızda görüyoruz ki, 80 milyar dolar dolayında da bir dışborcumuz var.

Değerli arkadaşlarım, bu 80 milyarın 59 milyar dolar civarında olanı uzun vadeli, 20 milyar dolar civarında olanı da -tabiî bunların küsuratları var- kısa vadeli borçlar. Tabiî, bunlara baktığımızda, kısa vadeli borçların, hemen hemen uzun ve orta vadeli borçların üçte 1'i kadar olması, Türk ekonomisi açısından, ilk bakışta, umut verici, cesaret verici olarak görülebilir ve değerlendirilebilir; ama, borç, borçtur ve borcun Türk ekonomisi üzerindeki etkileri de hepimizin malumudur.

Burada, sokaktaki sade bir vatandaş olarak düşünmeye gayret ediyorum; nihayet, muhatabımız değerli vatandaşlarımız, halkımız... Bu konuşmalarda da, yine, halkımızın büyük kesiminin anlayabileceği tarzda meseleleri ortaya yere koymamız gerektiğine de inanıyorum ve diyorum ki; acaba, neden Türk ekonomisi, bütünüyle, kamu ve özel sektörü, sadece kalkınmasını sağlayabilmek, sürdürebilmek amacıyla sadece borçlanma gibi bir yöntemi tercih etmiştir veyahut da -belki bu isabetli bir ifade olmayabilir- neden sadece borçlanmayı?..

"Sadece" tabirini kullanıyorum; çünkü, öbür taraftan, yıllar itibariyle "yabancı sermaye" dediğimiz meseleye döndüğümüzde, borçlanma konusunda dış piyasalarda bize tevcih edilen bu yaklaşım, bu yakınlık, maalesef, dış sermayenin yurt içine intikalinde o kadar olumlu değil. Hatta, son zamanlarda bu konuyla ilgili istatistikî verilere baktığımızda görüyoruz ki, Türk sermayesinin yurtdışına çıkışı, yabancı sermayenin yurtiçine getirilişinden çok daha fazla, hatta, 2 katı kadar bir miktara çıkıyor ve yine de, yurtdışına çıkan bu sermayenin büyük bölümü, kalkınmış ülke olarak ifade edilen AB ülkeleri arasında, İngiltere, Fransa ve Almanya'ya gidiyor.

Artık, tabiî, dünya küreselleşti, globalleşti diyoruz; ülkeler arasında sadece askerî maksatlı olarak sınırların muhafaza edildiğini düşünmek, değerlendirmek gerektiğini ifade ediyoruz; ama, ticaret ve sermaye akımları söz konusu olduğunda da, görüyoruz ki, sermayenin yurtdışına çıkışı, yurtiçine gelişinden daha rahat oluyor. Bunu başka bir maksatla söylemiyorum değerli arkadaşlarım; demek ki, hem özel sektör olarak hem de kamu sektörü olarak, biz, yurt dışındaki sermayenin Türk ekonomisine kazandırılması, Türk ekonomisine katılması açısından gerekli olan tedbirleri, önlemleri, zamanında ve yeterince alamamış olduğumuz orta yere çıkmakta. Yıllardır, bu ülkede, çeşitli kesimler "go home" edebiyatıyla hem sosyal ve siyasal anlamda tercihlerini orta yere koymuşlardır hem de bugün, ülkemizde küreselleşmenin öncülüğünü yapan o düşünce, o dönemde, mümkün olduğu kadar, bunun önüne engeller, setler çekmiştir. Bunu ifade ederken yanlış anlaşılmak istemem; kimseyi eleştirmek, siyasî görüşünden dolayı kimseyi burada bir propaganda malzemesi yapmak arzusunda değilim, öyle bir düşünce de taşımıyorum; ama, şunu söylemek istiyorum:

Değerli arkadaşlarım, ülkemizde, özellikle ekonomi konusunda oluşturulacak olan politikaların, kısa vadeli değil, en azından orta vadeli ve uzun vadeli olmasında yarar vardır.

Yaşayarak, tabiî ki her varlık öğrenir. Dünyaya gelen her canlı varlık, yaşayarak, kendi neslini devam ettirme yollarını, yöntemlerini arar; ama, insanın ve insanlığın, bundan mutlaka farklı bir tarafı olması lazım. Yaşamadan da, öngörme, daha önceden olabilecekleri tahmin edebilme gibi, dünyanın bilgilerle mücehhez olduğunun da farkında olmamız gerekir.

Değerli arkadaşlarım, bugüne kadar olanlar olmuştur; hiç olmazsa, bundan sonraki tavırlarımızda, birtakım ideolojik yaklaşımları, ideolojik düşünceleri ekonominin önüne koymanın, ona perdeler örmenin ve ona engeller teşkil etmenin vesilesi olmaması gerektiği konusunda bir mutabakata varmamız, ülkemizin yararına olacaktır.

Değerli arkadaşlarım, bu konunun önemli boyutlarından bir tanesi şudur: Sevgili bakanımızı biraz evvel zevkle izledim, gerçekten, vukufla, konuyu burada ifade ettiler; ama, öyle zannediyorum ki, araştırma sırasında, haliyle daha da derinleştirilecektir. Ülkemizde yaşayan bütün insanlar, tüm vatandaşlarımız gibi, ben de merak ediyorum; acaba, alınan bu borçlar, hangi sektörlerde, hangi hizmetlerde ve ne ölçülerde kullanılıyor? Ülkenin geleceğiyle alakalı ekonomik alanlarda stratejik tercihler yapılırken, herhangi bir yanılgının meydana gelip gelmediği meselesinin, bu araştırma sırasında enine boyuna tartışılmasının yerinde olacağı düşüncesindeyim.

Gerçekten, meblağlar büyük. Kısa bir zaman önce, Urfa civarında bir gezimizde, ülkemizin, gerçekten övündüğümüz ve şu andaki fiziksel özellikleriyle dünyada, kendi türünden sayılı yatırımları arasında değerlendirilen GAP Projesine bugüne kadar geçen zaman içerisinde harcanan bedelin topu topu 9 milyar dolar civarında olduğu yetkililer tarafından ifade edildi. Devasa bir proje ve zaman zaman da ifade edildiği gibi, ülkenin geleceği bakımından büyük fedakârlıklarla, diğer alanlardan kesinti, kısıntı yapmak suretiyle, geleceğimize yatırım yapma düşüncesiyle ortaya çıkardığımız bir proje.

Tabiî, bu arada, otoyollar var; kısmî olarak bugün hizmet vermiş olsa dahi, ulaştırmacılıkta yeni bir dünya görüşünün, yeni bir boyutun ülkemize taşınmasında fevkalade yararları olmuştur. Sadece yatırım olarak değil, bu alandaki teknik hizmet konusunda Türk müteahhitliğinin yeni tecrübeler kazanması ve bu tecrübelere dayanarak uluslararası platforma sıçraması, bu bakımdan son derece önemlidir. Yine gazete haberlerinden öğreniyoruz ki, Türk müteahhitleri, son onbeş yılda, bugün gelişmiş olarak addedilen, müteahhitlik hizmetleri bakımından kendileriyle rekabet edilmesi mümkün olmayacak şekilde gösterilen ülkelerle başabaş mücadele etmeleri, milyarlara varan ihaleler almaları ve dünyanın her tarafında; Arabistan'dan tutun da Amerika'dan, Avustralya'ya kadar dünyanın her tarafına yayılmış olmaları, orada mücadele vermiş olmaları, mutlaka, Türk müteahhitlik hizmetinin yurt içinde yaşamış olduğu tecrübelerin karşılığıdır. Bunun da, burada bir iftihar vesilesi olarak gösterilmesinde bir vefa borcu olarak telakki ediyoruz; ama, yine, çok ayrıntılı şekilde bu meselenin incelenmesinde yarar vardır.

Değerli arkadaşlarım, her ne kadar, araştırma, doğrudan doğruya bir dışborç konusu üzerine bina edilmişse de, araştırmada, içborçlarla dışborçların mukayeseli olarak ele alınmasında ve bu konuda bir inceleme yapılmasında, mutlaka, arkadaşlarımız bu düşünceyi önplanda tutacaklardır; haliyle, konu, kendilerini oraya doğru götürecektir. Bütün bunları bir arada düşündüğümüzde, bu araştırma önergesinin yararlı sonuçlar verebileceğini ve araştırma neticesinde varılan sonuçların ilgililer için bir ışık olabileceği düşüncesiyle, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyor, Sayın Başkanımıza da, verdiği sözden dolayı teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına konuşan Grup Başkanı Sayın Mahmut Yılbaş'a teşekkür ediyorum.

Şimdi, söz sırası, Doğru Yol Partisi Grubu adına Sayın Mehmet Gözlükaya'da; ancak, konuşma süresinden daha az bir çalışma süremiz kaldı. Onun için, araştırma önergesinin müzakereleri tamamlanıncaya kadar Genel Kurulun çalışması hususunda tasvibinizi almak istiyorum...

NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, yalnız DYP Grubu için mi?..

BAŞKAN – Hayır, çalışmayı bitirinceye kadar; zaten, geriye bir grup kalıyor.

NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Bakan konuşursa?!.

BAŞKAN – Sayın Bakan da konuşursa?!.

UĞUR AKSÖZ (Adana) – Sayın Bakan konuşmayacak.

BAŞKAN – Yani, araştırma önergesi üzerindeki çalışmalar tamamlanıncaya kadar sürenin uzatılması hususunu...

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Ne olacak karar yetersayısı?..

BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, 10 dakikalık bir süremiz var; istemezseniz, süreyi uzatmayız; kapatırız burada.

Hiç olmazsa, hatibin konuşması bitinceye kadar müsaade edin de, kürsüden hatip indirmiş olmayalım.

Tamam mı efendim?

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Tamam efendim.

DEVLET BAKANI EYÜP AŞIK (Trabzon) – Böyle şey olur mu efendim, bir kişiye soruyorsunuz "tamam" diyor...

BAŞKAN – Efendim, aksi halde, karar yetersayısını aramak durumundayım; arkadaşlarımız, karar yetersayısının aranılmasıı isteminden vazgeçiyorlar.

Doğru Yol Partisi Grubu adına yapılacak konuşmanın sonuna kadar sürenin uzatılması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Buyurun Sayın Gözlükaya.

Sayın Gözlükaya, konuşma süreniz 20 dakikadır efendim.

DYP GRUBU ADINA MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı ve arkadaşları tarafından verilen dışborçlar konusunun araştırılmasıyla ilgili önerge üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Doğru Yol Partisi Grubu olarak, bu araştırma önergesine olumlu baktığımızı ifade etmek istiyorum.

İçkaynak yetersizliği, kamu açıklarının finanse edilmek istenmesi, ithalatın finansmanı, büyük altyapının kaynaklandırılması, dışborcun ödenmesi ve buna benzer birçok nedene bağlı olarak yapılan dışborçlanmanın sosyoekonomik fayda ve maliyetinin ülkeye, halkın yaşam düzeyine, ne oranda ve ne biçimde bir katkı sağladığı, sonuçlarına bakılarak değerlendirilmelidir.

Türkiye'de toplam içborç dahil, borçların gayri safî, millî hâsılaya oranı yüzde 47'ler civarında seyretmektedir. ABD'de parasal birliğe geçiş için üye ülkelerde bu oranın en fazla yüzde 60 olması gerektiği dikkate alındığında, Türkiye'nin toplam borçlarının seviyesi ve gayri safî millî hâsılaya oranı makul görülebilir.

Türkiye'de sorun, özellikle içborcun vadesinin kısalığı ve faizlerin yüksekliğidir. Âdeta, kendi kendini büyüten bir içborç sarmalı Türkiye'nin borçlanmasının temel sorunudur. Bu nedenle, özellikle 1997 yılının ilk yarısında, 54 üncü Refahyol Hükümetinde, Hazine yönetimi son derece başarılı bir performans çizmiş ve doğru bir politika izlemiştir. İçborçlanmada, 1997 yılının ilk altı ayında, vade, ortalama onyedi aya kadar uzatılmış ve faizler yüzde 100'lerin altına çekilmiştir. Bu arada, yeni borçlanma enstrümanları, olumsuz siyasî konjonktüre rağmen devreye sokulmuş, dövizli tahvil ile -iki üç yıl vadeli- döviz üzerinden TÜFE-X adı verilen enflasyona endeksli -iki yıl vadeli- yeni borçlanma metoduyla da yeni ve başarılı içborçlanma operasyonları gerçekleştirilmiştir.

Doğru zamanlama, likidite politikaları ve yeni borçlanma metotlarıyla, Hazine tarafından 54 üncü Hükümet döneminde sağlanan bu iyileşme, 1996 sonunda yüzde 85'ler civarında olan enflasyonun 30 Haziran 1997 itibariyle yüzde 77'lere indirilmesine ve enflasyonun düşen bir trende sokulmasına imkân vermiştir.

Türkiye'de bu ekonomik iyi gidişe rağmen siyasette yaratılan istikrarsızlık ve körüklenen kargaşa, yapısal reformları hayata geçirmeye hazırlanan 54 üncü Hükümetin 30 Haziranda istifa etmesiyle yarım kalmıştır. Bugünkü 55 inci azınlık Hükümeti ise, maalesef, borçlanma ve enflasyonda sağlanan iyileşmeyi sürdürememiş, içborçlanma vadelerini 1997 yılının ikinci yarısında ortalama sekizbuçuk aya indirerek, faizleri 12 puan artırmıştır. Sonunda, enflasyon yüzde 101'lere dayanmış ve ekonomide, başta borçlanma olmak üzere, tüm temel göstergeler hızla bozulmaya başlamıştır.

Bu genel tablodan sonra, Türkiye'de dışborçlanmaya global olarak baktığımız zaman; 1980 yılında 15,7 milyar dolar, 1984 yılında 20,8 dolar, 1988 yılında 40,7 dolar, 1991 yılında 50,4 dolar, 1992 yılında 55,9 milyar dolar, 1993 yılında 67,3 milyar dolar, 1994 yılında 65,6 milyar dolar, 1995 yılında 73,2 milyar dolar, 1996 yılında 79,7 milyar, 1997 yılında 83 milyar dolar toplam dışborçlanma rakamına ulaştığımız görülmektedir.

1984-1988 yıllları arasında, Türkiye, 1980 sonrasının en çok dışborçlanma yaptığı dönemi yaşamıştır. Bu dönemde liberasyona da geçilmesinin etkisiyle temin edilen dışborçlar, hâsıla-getiri katsayısı düşük olan uzun vadeli altyapı yatırımlarına yönlendirilmiştir. Bu dönemde sağlanan ve Türkiye'nin dışa açılmasında en kritik öneme sahip olan bu borçlanma imkânı, ANAP iktidarı döneminde, maalesef, döviz kazandırıcı ve ihracata yönlendirici sektörler yerine, pahalı ve hesapsız altyapı yatırımlarında harcanarak, verimsiz kullanılmıştır.

Türkiye'nin son 20-25 yıldan beri uyguladığı popülist politikalar, ertelenen yapısal reformlar, darbeler ve hükümet krizleriyle süregelen siyasî istikrarsızlığın da etkisiyle biriken malî sorunların 1994 yılında bir finansal krizle neticelenmesini takiben, Türkiye, 1994 5 Nisanında aldığı ve uyguladığı doğru ve disiplinli kararlarla krizin etkilerini derhal aşmayı başarmış ve 1994 yılından itibaren, OECD içerisinde en hızlı büyüyen ülke konumuna gelmiştir.

1994 krizinden sonra, Türkiye, dış piyasalardan daha az borçlanmaya başlamış; buna rağmen, ANAP iktidarından gelen borçları aksatmadan geri ödemiştir. Öyle ki, 1994-1997 yılları arasındaki dört yılda, Türkiye, yılda ortalama 10 milyar dolar dışborç anapara ve faizi öderken, yılda ortalama 2,5 milyar dolar civarında dışborç alabilmiştir. Yani, Türkiye, son dört yılda Hazine ve kamuya ait dışborçları artırmamış, aksine, geri ödemiştir. Ancak, yine bu dört yılda, yine Doğru Yol Partisinin içerisinde bulunduğu ve ekonomi politikalarına yön verdiği hükümetler, dışborç geri ödemelerindeki bu ters tabloya rağmen, Türkiye'nin döviz rezervlerini ve ihracatını artırmayı önemli ölçüde başarmışlardır. Bu suretle, dışborçlanmadaki geri ödeyici durumundan kaynaklanabilecek olumsuz etkilerden ekonomiyi korumayı başararak, OECD içinde en hızlı büyüyen ülke konumuna ulaşmışlardır.

Avrupa Birliğine girişin ilk adımı olan gümrük birliğine Türkiye'yi sokmayı başaran Sayın Çiller başkanlığındaki hükümet, gümrük birliğine girmiş olan her ülke için en zor ve kritik yol olan ilk yılı, yani, 1996 yılını -döviz pozisyonunda ve para piyasalarında hiçbir sıkıntıya ve tıkanıklığa mahal vermeden- istikrarlı bir biçimde ihracatı ve döviz rezervlerini de artırarak geçirmeyi başarmıştır.

Türkiye'de, 1994 yılından bugüne kadar artan dışborç, kamunun borçlanmasından kaynaklanmamaktadır. Bu borcun artışı, büyük ölçüde, özel sektörün dışborcundaki artışlardan ve kısmen de kur değişikliklerinden kaynaklanmaktadır. 1994-1997 yılları arasında ihracatı teşvik eden kararlı politikalar, doğru kur politikaları, Gümrük Birliğine giriş, rekabetin önünün açılması, karapara yasasının çıkarılması, borsalar ve sermayenin tabana yayılmasına önem verilmesi, KOBİ'lerin desteklenmesi gibi serbest piyasa ilkelerine uygun doğru politikalar Türk özel sektörünün dinamizmini artırmış, ufkunu açmıştır; bundan gurur duyuyor, emeği geçenleri kutluyoruz.

1995'te 49,958 milyon dolar olan kamu sektörüne ait dışborç, 1996 yılında 48,796 milyon dolara düşmüş, 1997 yılı sonunda ise 48,255 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Abartılı iddialarla, Batı'dan büyük paralar bulma söylemiyle, âdeta şov yaparak işbaşına gelen bugünkü Hükümet, dışborçlanmada hiçbir başarı da sağlayamamış ve 1997 yılının ilk yarısında yaratılan siyasî gerginliğe rağmen, 1,4 milyar dolar dış borçlanma gerçekleştiren 54 üncü Hükümetin yaptığı borçlanma kadar bir borçlanmayı -ki, 1,5 milyar dolar civarındadır- ikinci altı ayda zorlukla yapabilmiştir.

55 inci Hükümetin enflasyonu yüzde 100'e fırlatması, hiçbir ekonomik ve yapısal reformu sekiz aydan beri gerçekleştirememesi, ekonomide çok başlı bir görünüm sergilemesi, büyük iddialarla getirdikleri Hazine müsteşarlarının dahi istifa ederek kaçarcasına gidişi, Türkiye'nin uluslararası ratingini yükseltme umudunu, 1998 yılının daha başında, maalesef, söndürmüştür.

Yedi ayda beş kez IMF'yle görüşen 55 inci Hükümet, yukarıda açıkladığım nedenlerle, başta IMF olmak üzere, uluslararası kredi kuruluşlarından her seferinde eli boş dönmüş ve maalesef, refüze edilmiştir. Bu arada, bu Hükümeti çıkarları gereği kayıtsız şartsız destekleyen birkısım medya da şov yapan, hangisinin ekonomiden sorumlu olduğunu bir türlü anlayamadığımız bakanlar ise, hâlâ "IMF'den 20 milyar dolar gelecek, 30 milyar dolar gelecek" diye demeçler vererek, halkı oyalamaya ve zaman kazanmaya çalışmaktadırlar.

Yeterli, uygun vadeli ve uygun faizli dış kredi bulunabilmesi ve bu kredilerin, israf edilmeden, hâsıla-getiri katsayısı son derece düşük olan uzun vadede geri dönecek yatırımlar yerine, ihracata ve döviz kazandırıcı sektörlere verimli bir biçimde kanalize edilmesi halinde, bunun, ekonomiye ve toplumsal refaha katkısı büyük olacaktır. Unutmayalım ki, bir dış kredinin üretime olumlu katkı yapabilmesi için, en az üç yıl geçmesi gerekmektedir. Kısa vadeli iç borçlar kadar olmasa dahi, dış borçlanmanın da enflasyonist etkisinin büyük olduğunu hatırlatmak isterim.

Tekraren, Doğru Yol Partisi Grubu olarak, bu araştırma önergesine olumlu baktığımızı ifade ediyor; hepinize saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Doğru Yol Partisi Grubu adına konuşan Sayın Mehmet Gözlükaya'ya teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, çalışma süremiz tamamlanmıştır.

Sözlü sorular ile kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 15 Nisan 1998 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati: 18.59

 

V. – SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Tokat Milletvekili Ahmet Feyzi İnceöz’ün, Verem Savaş Dispanserlerinin çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4426)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Halil İbrahim Özsoy tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu delaletlerinize arz ederim.

Dr. Ahmet Feyzi İnceöz Tokat

1. Verem Savaş Dispanserlerinde yeteri kadar ilaç bulundurulmadığı için hastaların tedavisinin aksadığı, düzenli tedavi görmeyen hastalarda ilaçlara karşı direnç gelişmesi nedeniyle tedavilerin imkânsız hale geldiği doğru mudur?

2. Ülkemizde hastaların oran olarak kaçında ilaçlara direnç vardır? Bu dirençli hastaların tedavisi için gerekli ilaçların pahalı olduğu ve Türkiye’de bulunmadığı doğru mudur? Bu konularda ne tür tedbirleri düşünüyor sunuz?

3. Kırsal yörelerin aşılanmasından ve askerî birliklerin taramasında sorumlu gezici BCG ve röntgen ekiplerinin taşıt ihtiyacı ne durumdadır? Bu tür personelin yolluk ve yevmiyelerinin aksatılmaması için ne gibi tedbirler alınacaktır?

4. Genel olarak Veremle Savaş konusunda 1998 yılı hedefleriniz (ve gelecek 5 yıl için) nelerdir?

T.C. Sağlık Bakanlığı 13.4.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/981

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 2.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4426-11171/28120 sayılı yazıları.

Tokat Milletvekili Sayın Ahmet Feyzi İnceöz tarafından, Verem Savaş Dispanserlerinin çalışmaları ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerine arz ederim.

Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

Tokat Milletvekili Sayın Ahmet Feyzi İnceöz’ün “Verem Savaş Dispanserlerinin

çalışmalarına ilişkin” yazılı soru önergesinin cevabıdır

Sorular :

“1. Verem Savaş Dispanserlerinde yeteri kadar ilaç bulundurulmadığı için hastaların tedavisinin aksadığı, düzenli tedavi görmeyen hastalarda ilaçlara karşı direnç gelişmesi nedeniyle tedavilerin imkansız hale geldiği doğru mudur?

“2. Ülkemizde hastaların oran olarak kaçında ilaçlara direnç vardır? Bu dirençli hastaların tedavisi için gerekli ilaçların pahalı olduğu ve Türkiye’de bulunmadığı doğru mudur? Bu konularda ne tür tedbirleri düşünüyor sunuz?

“3. Kırsal yörelerin aşılanmasından ve askerî birliklerin taranmasında sorumlu gezici BCG ve röntgen ekiplerinin taşıt ihtiyacı ne durumdadır? Bu tür personelin yolluk ve yevmiyelerinin aksatılmaması için ne gibi tedbirler alınacaktır?

“4. Genel olarak Veremle Savaş konusunda 1998 yılı hedefleriniz (ve gelecek 5 yıl için) nelerdir?”

Cevaplar :

Cevap 1. Türkiye genelinde hizmet veren 265 Verem Savaşı Dispanserinde ve 29 Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde veremli hastaların yatarak ve ayakta tedavileri yapılmaktadır. Ayrıca, tüberküloz ile mücadelede, ikinci basamak sağlık hizmetlerini, yani tedavi ve rehabilitasyon boyutunu oluşturan genel hastanelerimiz bünyesinde yapılandırılmış Göğüs Hastalıkları Klinikleri ve Göğüs Pavyonlarında verem hastalıklarına etkin ve kaliteli sağlık hizmeti sunulmaktadır. Halen Bakanlığımıza ait toplam 80 562 hasta yatağının % 9,9’u (7 986 yatak) göğüs hastalarının tedavisi için ayrılmış durumdadır.

Bu hastaların tedavileri için gerekli ilaçlar da Bakanlığımızca temin edilmekte ve kanun gereğince hastalarımıza ücretsiz olarak verilmektedir. Bu ilaçların tamamı da (5 kalem ilaç) yeterli miktarda satın alınmış olup, eksiklikleri gibi bir sebebden dolayı hastalarımızın tedavilerinin aksaması asla sözkonusu değildir.

Ancak, bu klasik ilaçlara karşı direnç gelişmiş hastaların mevcudiyeti sözkonusu olup, bunun en önemli sebebi, hastaların oldukça uzun olan tedavi dönemlerinde (en az 9 ay) ilaçlarını kullanmalarını aksatmalarıdır. Bu durum, bütün ülkeler için sözkonusudur.

Cevap 2. Ülkemizde dirençli hasta sayısı 2 500 civarında olup, bunlar tedavi altındaki hastalarımızın yaklaşık % 8’ini oluşturmaktadır. (Dünya Sağlık Teşkilâtı da, gelişmekte olan ülkelerde % 10-15 civarında dirençli tüberküloz vak’ası olacağını tahmin etmektedir.)

Bu hastaların tedavileri için gerekli olan ilaçlar gerçekten pahalı ve yan etkileri yüksek olan ilaçlardır ve dünyanın birkaç ülkesinde üretilmektedir. Bu ilaçların yurdumuzda üretiminin sağlanması ile temin edilmelerinin kolaylaşması ve maliyetin düşürülmesi için başlatılan çalışmalar neticelenmek üzeredir. Bu ilaçlardan 2’sinin yerli imali başlamış olup, diğerlerinin de Türkiye’de üretimine yakında başlanacaktır. Bu gelişme hem ilaçların kolay temin edilmesini ve hem de kısmen ucuzlamasını sağlayacaktır.

Cevap 3. Gezici Verem Savaşı Ekipleri, -belirtildiği gibi- risk gruplarının verem yönünden taranmasından ve BCG aşılaması hizmetlerinin desteklenmesinden sorumludur. Bu grupların araçları da ideal olmamakla birlikte hizmeti yürütebilecek seviyededir. Gerekli hallerde de İl Sağlık Müdürlükleri ve Verem Savaş Dispanserleri tarafından araç desteği sağlanmaktadır. Bu grupların yolluk ve yevmiyeleri de her yıl tam olarak ödenmektedir.

Cevap 4. Verem ile savaş konusunda 2000’li yıllara da uygun olarak belirlenmiş hedeflerimiz şunlardır :

- Göğüs Hastalıkları Hastanelerimizin, Verem Savaşı Dispanserlerimizin ve Tüberküloz Laboratuarlarımızın modern hale getirilmesi,

- Gezici gruplarımızın hizmet taşıtlarının ve cihazlarının yenilenmesi,

- Her yıl ortaya çıkan yeni veremli hastalarımızın en az % 85’inin tespiti,

- Bu hastaların mükemmel şekilde tedavi edilmeleri ile ilaçlara direnç kazanılmasının engellenmesi,

- Mevcut dirençli hastalarımızın çok kesin hudutlar ile belirlenmiş bir özel program dahilinde tedavi edilmeleri,

- Hedef nüfusumuzun % 90’ının BCG ile aşılanması,

Mes’ele hakkında gösterilen ilgiye teşekkür ederek başarılar dilerim.

2. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Refik Saydam Ulusal Sağlık Araştırma Kurumu Kanunu tasarısına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4448)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Sağlık Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Refik Saydam Ulusal Sağlık Araştırma Kurumu Kanun Tasarısı ile ilgili olarak :

Anılan tasarı ile ilgili çalışmalar hangi seviyededir?

Tasarının amaç ve kapsamı nedir?

T.C. Sağlık Bakanlığı 13.4.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/978

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 3.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11500 sayılı yazıları.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır tarafından, Refik Saydam Ulusal Sağlık Araştırma Kurumu Kanun Tasarısı ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerine arz ederim. Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın “Refik Saydam Ulusal Sağlık Araştırma

Kurumu Kanun Tasarısı” ile ilgili yazılı soru önergesinin cevabıdır

Sorular :

“Refik Saydam Ulusal Sağlık Araştırma Kurumu Kanun Tasarısı ile ilgili olarak :

“Anılan tasarı ile ilgili çalışmalar hangi seviyededir?

“Tasarının amaç ve kapsamı nedir?”

Cevaplar :

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’nın Batı’daki örneklerine benzer yapıda dinamik ve kendisini çağa uygun olarak yenileyebilir bir yapıya kavuşturulması suretiyle, koruyucu sağlık hizmetlerinde etkinlik sağlayacak bir teşkilâtlanmanın ve hizmet anlayışının getirilmesi ve dünya normlarında çağımızın teknolojisini yakından izleyen araştırmalar, kontroller ve analizler yapan ilmî ve teknik seviyesi yüksek bir kurum haline dönmesi için Sağlık Bakanlığı’nca hazırlanan Refik Saydam Ulusal Sağlık Araştırma Kurumu kurulması hakkında Kanun Tasarısı 10 Mart 1998 tarihinde Başbakanlığa intikal ettirilmişdir.

Kanun Tasarı’sının amacı, Türkiye’de yaşayan herkesin sağlığını koruma çalışmalarını yapmak üzere, Sağlık Bakanlığı’nın “ilgili kuruluş”u olarak “Refik Saydam Ulusal Sağlık Araştırma Kurumu”nun kurulması ile teşkilât, görev ve yetkilerine dair usul ve esasları düzenlemektir. Kapsamını ise, Refik Saydam Ulusal Sağlık Araştırma Kurumu’nun Merkez ve Taşra Teşkilâtı ile Refik Saydam Sağlık Bilimleri Araştırma ve Uygulama Enstitüsü oluşturacaktır.

Tasarının gerekçesi ve önerge’deki sorular ile ilgili maddelerinin metni ilişiktir.

Konu hakkında gösterilen ilgiye teşekkür ederek başarılar dilerim.

Refik Saydam Ulusal Sağlık Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı

Amaç

Madde 1. Bu Kanunun amacı; Türkiye’nin Ulusal Sağlığını koruma çalışmalarını yapmak üzere, Sağlık Bakanlığının ilgili kuruluşu olarak “Refik Saydam Ulusal Sağlık Araştırma Kurumu”nun kurulmasına, teşkilât, görev ve yetkilerine dari usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

Madde 2. Bu Kanun; Refik Saydam Ulusal Sağlık Araştırma Kurumunun merkez ve taşra teşkilâtı ile Refik Saydam Sağlık Bilimleri Araştırma ve Uygulama Enstitüsünü kapsar.

Tanımlar

Madde 3. Bu Kanunda geçen deyimlerden;

a) “Bakanlık”: Sağlık Bakanlığı’nı,

b) “Bakan”: Sağlık Bakanı’nı,

c) “Kurum”: Refik Saydam Ulusal Sağlık Araştırma Kurumu’nu,

d) “Başkan”: Kurum Başkanı’nı,

e) “Bilim Kurulu”: Kurum’un Bilim Kurulunu,

ifade eder.

Görevler

Madde 4. Kurum Başkanlığının görevleri şunlardır :

a) Biyoteknoloji, gen mühendisliği ve benzeri alanlarda ülkedeki birikimin artmasına, gelişmesine ve bu disiplinlerle ilgili eğitim ve öğretime katkıda bulunmak; araştırma projelerini yürütmek,

b) Halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi amacıyla, ülkede mevcut olan ve yeni ortaya çıkan sağlık sorunlarına çözüm getirmek üzere, gerekli araştırma, eğitim, üretim teknolojilerini geliştirmek, kontrol ve diğer laboratuvar hizmetlerini vermek,

c) Koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinde kullanılan aşı, serum, antidot, antijen, antiserum, kan ürünleri, biyolojik ve kimyasal her türlü laboratuvar gereçlerinin üretimini ve kontrolünü yapmak.

d) Deney hayvanlarını yetiştirmek; kültür kolleksiyonları yapmak,

e) İlaç ve ilaç hammeddeleri, kozmetikler, gıda maddeleri, gıda katkı maddeleri, gıda ambalajları, sular ile toplum sağlığını ilgilendiren eşya ve malzemelerin, temizlik maddeleri ve konutlarda kullanılan pestisitlerin kontrollerini yapmak,

f) Çevre sağlığına yönelik, izleme, ölçüm ve kontrolleri yapmak,

g) Zehirlenme etkeni olan maddelerin izlenmesine ve tanısına yönelik araştırma, inceleme ve laboratuvar tetkiklerinde bulunmak,

h) Halk sağlığının korunması amacıyla tanıya yönelik Mikrobiyolojik, virolojik, biyokimyasal ve benzeri tetkikleri yapmak,

ı) Şahit numune analizleri yapmak ve bilirkişi sıfatıyla mütalâa vermek,

j) Kurumun ihtiyacına göre personelin yurtiçi ve yurtdışı kurumlarda eğitimini sağlamak,

k) Sağlık teşkilâtının ve diğer kuruluşların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla eğitim programları düzenlemek ve yürütmek, hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim vermek,

l) Görevleri ile ilgili alanlarda faaliyet gösteren laboratuvarların standardizasyonunu sağlamak,

m) Görevleri ile ilgili konularda araştırmalar, proje çalışmaları yapmak, referans ve danışmanlık hizmetlerini yürütmek, kongre, konferans ve benzeri bilimsel toplantılar düzenlemek, ulusal ve uluslararası her türlü kuruluşla işbirliğinde bulunmak,

n) Süreli, eğitici ve bilimsel yayınlar yapmak,

o) Bakanlıkça verilen benzeri görevleri yapmak.

Teşkilât

Madde 6. Kurumun teşkilâtı merkez ve taşra teşkilâtından oluşur.

Merkez Teşkilâtı

Madde 7. Kurumun merkez teşkilâtının organ ve birimleri şunlardır :

a) Bilim Kurulu,

b) Başkanlık,

c) Ana hizmet birimleri,

d) Danışma ve denetim birimleri,

e) Yardımcı hizmet birimleri,

f) Kurum Araştırma ve Uygulama Enstitüsü.

Bilim Kurulu

Madde 8. – Kurum Bilim Kurulu, Başkan ve 10 üye olmak üzere 11 kişiden oluşur. Kurum Başkanı aynı zamanda Bilim Kurulu’nun başkanıdır. Başkanın olmadığı zaman görevlendireceği bir Bilim Kurulu üyesi Başkanlığa vekalet eder. Bilim Kurulunun toplantı ve karar yeter sayısı 6’dır.

Bilim Kurulu; Kurul Başkanı, Bölüm Başkanları arasından Sağlık Bakanının belirleyeceği altı, Tübitak ve Devlet Planlama Teşkilâtından seçilecek kurumun görevleri ile bağlantılı alanlarda çalışmaları olan ve bu konuda tanınmış birer kişi ile Yükseköğretim Kurulu tarafından Kurumun çalışma konuları ile ilgili dallardan en az doktora düzeyinde eğitim almış öğretim elemanları arasından görevlendirilecek bir üyeden oluşur. Kurum’un Araştırma Enstitüsü Müdürü Bilim Kurulu’nun doğal üyesidir.

Bilim Kurulu üyelik süresi dört yıldır. Süresi biten üye, ancak bir dönem daha seçilebilir. İstifa ve ölüm gibi sebeplerle boşalan üyelikler için yeni üye seçilir. Bu suretle seçilen üye, yerine seçildiği üyenin görev süresini tamamlar. Boşalan üyelikler için ilgili Kurul ya da Kurumlar tarafından bir ay içinde seçim yapılır.

Bilim Kurulunun çalışma şekli bir yönetmelikle düzenlenir. Bilim Kurulu üyelerinden memur statüsünde bulunanlara 657 ve 2547 sayılı Kanunlar ve değişikliklerinin, diğer mevzuatın öngördüğü ikinci görev ücreti ödemeleri yapılır. Bilim Kurulunun, bu ödemelerden yararlanamayan üyelerine 3 000 gösterge sayısının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu oluşan tutar net olarak ödenir.

GENEL GEREKÇE

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, Sağlık Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 39 uncu maddesine göre Sağlık Bakanlığının bir “bağlı kuruluş”dur.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığının kuruluş yıllarında Türkiye’nin nüfus yapısına ve sağlık hizmetleri ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde 30.12.1940 tarih ve 3959 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi Teşkiline Dair Kanun ile düzenlenmiş olan teşkilât yapısı; hızla gelişen bilim ve teknoloji ile şehirleşmeye paralel olarak ortaya çıkan nüfus artışı, beslenme, eğitim ve alt yapı yetersizlikler gibi temel sebeplerle ülkemizin artan sağlık sorunlarının çözümünde yetersiz kalmış olduğu gözlenmiştir. Bu durum; Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığında, toplum sağlığı sorunlarının, koruma, kontrol ve araştırma bazında çözümlenebilmesi için şart olan etkin, hızlı ve nitelikli hizmet üretimini gerçekleştirecek çağdaş bir yapılanmayı zorunlu ve acil hale getirmiştir.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığının batıdaki örneklerine benzer yapıda dinamik ve kendisini çağa uygun olarak yenileyebilir bir yapıya oturtulması suretiyle, koruyucu halk sağlığı hizmetlerinde etkinlik sağlayacak bir teşkilâtlanmanın ve hizmet anlayışının getirilmesinin gerektiği ise açıktır.

Hazırlanan işbu Tasarı ile, koruyucu halk sağlığı hizmetleri alanında bilimsel ve teknik hizmet üreten Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığının çalışmalarında verimliliği, yaratıcılığı ve araştırmacılığı engelleyen merkezî yönetime dayalı teşkilât yapısının değiştirilmesi ve daha etkin yönetimin gerçekleştirilmesi için bir Bilim Kurulu’nun gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu Tasarıyla Bilim Kurulu’na verilen yetkiler kanalıyla, Kurumun teknolojik gelişmeleri gecikmeksizin yakalaması mümkün olacak; biyoteknoloji, gen mühendisliği gibi yeni gelişen alanlarda araştırmaların yürütülmesi ile biyoteknolojik ürünlerin üretilmesi için gereken altyapı sağlanabilecektir.

Bu Tasarının öngördüğü yeni yapılanma sayesinde, Kurumun görevlerinin hizmet gereklerine ve teknik gerekçelere dayanmayan kararlardan etkilenmeksizin gerçekleştirilmesi, teknoloji üretilmesi, kontrol, araştırma, geliştirme ve modernizasyon çalışmalarına hız kazandırılması, malî kaynakların akılcı kullanılması ve teknolojik gelişmelere uygun yöntemlerle hizmet verilmesi sağlanbilecektir. Teşkilât yapısının oluşturulmasında, planlama, yönetim, uygulama, koordinasyon ve denetim işlevlerinin birbirini tamamlayıcı olarak yürütülmesi esas alınmıştır. Bu esas dahilinde, dikey bir organizasyon mantığı ile yaratıcılık ve araştırıcılık teşvik edilecektir.

3959 sayılı Kanunun öngördüğü mevcut yapı içerisinde, “laboratuvar” düzeyinde faaliyet göstermekte olan ana hizmet birimleri, bu Tasarı ile “Bölüm Başkanlıkları” olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile, ilgili her alanda çok daha geniş kapsamlı hizmet verilmesinin sağlanacağı düşünülmüştür.

Devletin özelleştirme ve özerkleştirme politikasının paralelinde, Bilim Kurulu’na verilen yetki ile Kurum’un görev alanı ile ilgili olarak, üretim teknolojileri geliştirmesi, katkıpayı ödeyerek benzeri kuruluşlarla işbirliği yapması mümkün olacaktır. Bu uygulama ile üretimdeki darboğazlar giderilebilecek, ürün kalitesinin artması, üretim miktarının ülkemizin ve Türk Cumhuriyetlerinin ihtiyacını karşılayacak düzeye getirilmesi bu Tasarı ile sağlanacaktır.

Nitelikli hizmetin, nitelikli insan gücü ile üretilebileceği ve özellikle referans düzeyde hizmet üreten Kurumda “personelin sayısı yerine niteliğinin önem taşıdığı” gerçeğinin dikkate alınmış, bu amaçla hazırlanan Tasarı ile; Kurumda niteliksiz personel istihdamı ile hizmetlerde maliyeti yükselten ve hizmet niteliğini tartışılır duruma getiren istihdam dengesizlikleri ortadan kaldırılarak, Kurum personelinin daha nitelik hale getirilmesine çalışılacaktır.

Tasarı ile, Kurumun “Sözleşmeli Personel” statüsünde eleman çalıştırabileceği öngörülmektedir. Bu, Kurumda gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından, değerli bilim adamlarının ve araştırmacıların istihdamına imkân verecektir.

Toplumun sağlığını ilgilendiren alanlarda referans düzeyde hizmet veren ve çağımız teknolojisini yakından izleme, yeni bilgiler ile uygulamaları ülkemize aktarma görev ve sorumluluğunda olan Kurumdaki porsenelin eğitimi daha da önem kazanacaktır. Teşkilât yapısında yer alan Sağlık Bilimleri Araştırma ve Uygulama Enstitüsü’nde düzenlenecek eğitim programları ile :

- Araştırma ve proje çalışmalarında görevlendirilecek personel için Yüksek Lisans ve Doktora programları düzenlenerek nitelikli araştırmacının yetiştirilmesi,

- Teknik kadrolarda çalışanlara, çalışma alanlarında uzmanlaşmayı sağlayacak özel alan eğitimleri verilmesi,

- Laboratuvar teknisyenlerine çalışacakları konularda özel eğitim verilmesi,

- Hizmet içi eğitim programları ile personelin bilgi düzeyinin sürekli geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, teknolojik ve bilimsel gelişmelerin takip edilebilmesi için personelin yurtdışında, çalışma konuları ile ilgili eğitim programlarına katılması sağlanacaktır.

Bu eğitim programları ile, personelin bilimsel ve teknik düzeyi sürekli yükseltilerek, Kurumun dinamik bir yapıya kavuşması, dünyadaki benzer kuruluşlarla yarışır hale getirilmesi mümkün olacaktır. Bunun yanısıra, Sağlık Bakanlığının ve diğer kurum ve kuruluşların personelinin eğitimi de sağlanarak, hizmet yaygınlaştırılacaktır.

Yetişmiş, nitelikli ve bilimsel insan gücü ile günümüzde giderek önemi artan araştırma ve proje çalışmaları yürütülebilecek, bu amaçla Avrupa Topluluğu ve benzeri kaynaklardan daha fazla yararlanılabilecektir. Bu çalışmalar ülkemizin sağlık sorunlarına daha kısa sürede çözüm getirilmesini sağlayacaktır.

Diğer taraftan; çağımız teknolojisini yakından izleyen ve uygulayan sektörlere ait ürünlerin halk sağlığı açısından kontrollerini yapan ve insan sağlığını doğrudan ilgilendiren biyolojik ürünlerle ilgili çalışmalar yapan bir kuruluş olması sebebiyle, Kurumun yönetim, yerleşim, araç, gereç ve donanım yönünden modernize edilmesi ve sürekli geliştirilmesi, temel amaçlardandır.

Tasarı ile getirilen yapı, yönetimde nitelikli insan gücünün artırılması, hizmetlerin planlanarak uygulanması ve hizmet maliyetlerinin azaltılmasının yanısıra, uygulama alanında etkinlik ve hız kazanılmasını sağlayacaktır. Hızla gelişmekte olan ülkemizde, çağın teknolojisini uygulayarak üretim yapan ve kendi oto-kontrol sistemlerini kurmakta olan sanayi kuruluşlarının ürünlerinin Kurumda daha geri teknoloji ve cihazlarla kontrol edilmesi bazı çelişkili sonuçlara ve sıkıntılara neden olabilmektedir. Bu durumun ortadan kaldırılabilmesi için, Kurum laboratuvarlarında kullanılan araç, gereç ve donanımın modernizasyonu ve gelişen bilim ve teknoloji paralelinde, sürekli geliştirilmesi sağlanacaktır. Kurumda üretilen hizmetlerin verimliliği ve başarısı, ana hizmet birimlerine sağlanan lojistik destek ile doğrudan ilgilidir. Kurum’un fonksiyonları dikkate alındığında, özellikle bütçe harcamalarının belirli bir plan ve program çerçevesinde rasyonel ve akılcı olarak gerçekleştirilmesi çok daha önem kazanmaktadır.

Hazırlanan tasarı ile, mevcut mali kaynakların verimli, akılcı ve Kurum amaçlarına uygun olarak kullanılmasını sağlamak üzere, bu alanda uzmanlaşmış bir alt yapı oluşturulacaktır.

181 sayılı KHK ve 3959 sayılı Kanun ile belirlenen teşkilât yapısının yetersiz kalması sebebiyle, Kurumun modern bir teşkilât kanununa kavuşturulması maksadıyla işbu Tasarı hazırlanmıştır.

3. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, özel hastaneler tüzüğüne ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4449)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Sağlık Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Özel Hastaneler tüzüğü ile ilgili olarak :

1. Özel Hastanelerin örgütlenme, hizmet sunumu, denetim ve benzeri problemleri var mıdır? Problemin halli için tüzük değişiklik çalışmaları yapılmaktamıdır?

2. Tüzük değişikliğinin kapsamı nedir?

T.C. Sağlık Bakanlığı 13.4.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/976

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 3.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11500 sayılı yazıları.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır tarafından, Özel Hastaneler Tüzük Tasarısı ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerine arz ederim. Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın “Özel Hastaneler Taslağı”

ile alakalı yazılı soru önergesinin cevabıdır :

Sorular :

“Özel Hastahaneler tüzüğü ile ilgili olarak :

“1. Özel Hastahanelerin örgütlenme, hizmet sunumu, denetim ve benzeri problemleri var mıdır? Problemin halli için tüzük değişiklik çalışmaları yapılmaktamıdır?

“2. Tüzük değişikliğinin kapsamı nedir?”

Cevaplar :

Cevap 1. Özel hastanelerin, çeşitli toplantı, panel, kongre gibi platformlarda ve basında dile getirilen sorunları, gerek kurum teksilcileri bazında gerekse bu kurumların meslekî dernekleri ile temas kurularak, Bakanlığımızca yürütülen faaliyetler ve yapılan hukuksal düzenlemeler kapsamında değerlendirilmektedir. Kısaca belirtmek gerekirse bu problemler : Teşvik ve kredilendirmede kolaylıklar sağlanması, sağlık hizmetlerinde uygulanan KDV oranının düşürülmesi, ücretlerin tespiti ile ruhsatlandırma bakımından kanunî kriterlerle tespit edilmiş olan teknik ve idarî konulardaki hizmet sunumuna ilişkindir.

Özel hastanelerin çalışma ve işleyişini düzenleyen temel mevzuat olan 2219 sayılı Hususî Hastaneler Kanunu ile 10.1.1983 tarih ve 17924 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Hastaneler Tüzüğü’nün sözkonusu sorumlar da gözönünde bulundurulmak suretiyle günün şartlarına uygun hal’e getirilmesi için Bakanlığımızca bir dizi çalışma başlatılmıştır. Bu kapsamda mezkûr Tüzük’te yapılan değişiklik çalışmaları sonuçlandırılarak 22.5.1997 tarih ve 22996 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Bu değişikliğin bir sonucu olarak başlatılan ve ilk kez çıkaralacak olan Yönetmelik çalışmaları ise hâlen devam etmektedir.

Bu arada, özel hastanelerin ruhsatlandırılmasını somut bir bazda değerlendirmeye imkân sağlayacak “Özel Hastaneler ve Diyaliz Merkezlerinin Ruhsatlandırılmasına Dair Yönerge” 2.2.1998 tarih ve 707 sayılı Bakanlık Onayı ile yürürlüğe konulmuştur.

Özel hastanelerin, sağlık hizmetlerinin sunumu, fiyat uygulamaları ve diğer hususlardaki her türlü denetimleri 2219 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesi gereğince Bakanlığımız müfettişleri, il sağlık müdürleri ve sağlık grup başkanları tarafından yapılmaktadır.

Tüzük değişikliği ile; âcil hastalar ve yaralıların özel hastanelere başvurması halinde ilk ve acil müdahelenin yapılabilmesine imkan verecek nitelikte bir acil ünitenin oluşturulması mecburiyeti getirilerek, yapılacak tıbbî yardım ve alınacak tedbirlerin yerine getirilmesinden mes’ûl müdür, bulunmaması halinde nöbetçi tabip yükümlü kılınmıştır.

Nöbetçi tabibin nitelikleri ile acil ünitede bulunması gereken personel, ilaç, araç-gereç gibi hususlar ise çalışmaları devam etmekte olan Yönetmelik ile düzenlenecektir.

Özel hastaneleri tesis, personel ve araç-gereç standartlarını günümüzün şartlarına uygun olarak yeniden düzenleyecek olan yönetmelik Bakanlığımızca, kısa vadede çıkarılacaktır. Bahsi geçen Yönerge gereğince, özel hastanelerin ruhsatlandırılması safhasında, taleplerin mahallinde incelenerek standartlara uygunluğunun artırılması ve hizmet sunumunun önemli unsurları olan personel, ilaç ve araç-gereç bakımından nicelik ve nitelik uygunluğu sağlanarak hizmette kalite anlayışının hâkim olması hedeflenmektedir.

Uzun vadede ise, bütüncü bir yaklaşım ile ve “sağlık reformu” kapsamında yapılan kanunî düzenlemelerin de ışığında, çağın ve modern tıbbın gereklerini yerine getirmiş, değişen ve gelişen teknolojiye ve bilgi birikimine sahip, “toplam kalite yönetimi” esaslarını benimsemiş, medenî ve gelişmiş bir toplumun fertlerine lâyık olan, millî ve milletlerarası itibara ulaşmış, insan hayatının mukaddesliğinden taviz vermeyen bir rekabet gücüne ve anlayışına ulaşmış özel hastanelerin var olması ve varlığını sürdürmesi hedeflenmektedir.

Konu hakkında gösterilen ilgiye teşekkür ederek başarılar dilerim.

 

4. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Sağlık Finasmanı Kurumu Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun Tasarısı projesinin bulunup bulunmadığına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4462)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Sağlık Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

1. Sağlık Reformu kapsamında Sağlık Finansmanı Kurumu Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun Tasarısı projeniz varmıdır?

Projenin amaç ve kapsamı ve gerçekleşme takvimi nedir?

2. Anılan projenin yoksa benzer bir çalışmanız bulunmakta mıdır?

T.C. Sağlık Bakanlığı 13.4.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/977

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 3.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11500 sayılı yazıları.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır tarafından, Sağlık Finansman Kurumu Kanunu Tasarısı ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerine arz ederim. Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın “Sağlık Finansman Kurumu Kanunu Tasarısı”

ile ilgili yazılı soru önergesinin cevabıdır :

Sorular :

“1. Sağlık Reformu kapsamında Sağlık Finansmanı Kurumu Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun Tasarısı projeniz varmıdır?

“Projenin amaç ve kapsamı ve gerçekleşme takvimi nedir?

“2. Anılan projenin yoksa benzer bir çalışmanız bulunmakta mıdır?”

Cevaplar :

Anayasamızın 60 ncı maddesi hükmüne göre, bütün vatandaşlarımızın sosyal güvenlik hakkından yararlanmaları gerekmekte ve bu hakkın sağlanması için gereken her türlü tedbirin alınması görevi Devlet’e verilmektedir.

1997 yılı nüfus sayımına göre 62 milyonu aşmış olduğu belirtilen Türkiye nüfusunun yaklaşık % 65’inin sosyal sağlık güvenceleri Sosyal Sigortalar Kurumu, Emekli Sandığı, Bağ-Kur, kamu kurum ve kuruluşları ile bazı özel sandıklar tarafından sağlanmakta; buna karşılık nüfusun % 35’ini oluşturan 21,4 milyon dolayındaki kişi ise anayasal bir hak olan sosyal sağlık güvencesinden mahrum bulunmaktadır.

Ülkemizde, sosyal güvenlik sistemleri dışında kalan kimselerin sağlık güvenceleri, çeşitli yıllarda yürürlüğe konulmuş olan 2022, 2828 ve 3294 sayılı Kanunlar çerçevesinde sağlanmaya çalışılmış; son olarak 1992 yılında yürürlüğe giren 3816 Sayılı Kanun ile yeterli malî güce sahip olmayan küçümsenmeyecek sayıdaki vatandaş, Yeşil Kart verilmek suretiyle belirli sağlık yardımlarına kavuşturulmuşlardır.

Ancak, ülkemizde bugün için sosyal sağlık güvencesi konusunda sağlanan yardımlar yönünden eşit ve rasyonel bir sistemden sözetmek mümkün değildir. Çeşitli kanallar ile kişilere sağlanan yardımlar arasında norm birliği bulunmamakta ve farklı uygulamalar görülmektedir.

Ayrıca, sağlık harcamalarının büyük bölümü Devlet tarafından sübvanse edilmekle beraber, kamu sağlık kuruluşlarından daha çok gelişmiş bölgelerde oturan ve malî mikânları daha yüksek kişiler faydalanmakta ve kırlık alanda yaşayan yoksul kişiler bu hizmetlerden daha sınırlı olarak faydalanabilmektedir.

Sağlık reformları kapsamında hazırlanmış olan ve 1998 yılı yasama döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulması planlanan “Kişisel Sağlık Sigortası Sistemi ve Sağlık Finansmanı Kurumu Kuruluş ve İşleyiş Kanunu” tasarısı ile getirilecek genel sağlık sigortası modeli ile, herhangi bir sosyal sağlık güvencesi olmayan yaklaşık 21,4 milyon vatandaşımızın sağlık güvencesi kapsamına alınması sağlanacak ve sözü edilen kimselere yönelik sağlık sigortası uygulamaları, bu Kanun ile teşkil edilecek olan Sağlık Finansmanı Kurumu tarafından yürütülecektir.

Böylece, sağlık hizmetlerinin sunumu ile finansmanı birbirinden ayırılacak ve iki faaliyet birbirinden bağımsız olarak yönetilecektir. Bu faaliyet ayrımı, sigortacılık açısından maliyet analizi ve harcamaların kontrolü konularında verimlilik getireceği gibi, hizmet sunumunda da meydana getirecek rekabet ortamı sayesinde kalite güvencesini sağlamış olacaktır.

Kişilerin sağlık sigortası işlemlerini yürütecek kuruluşu serbestçe belirlemeleri yanında, tedavi görecekleri hekim ve sağlık kuruluşunu da kendi isteklerine göre seçme hakkına sahip olmalarının, sisteme olan güveni pekiştirecek önemli ve olumlu bir husus olacağı düşünülmektedir. Tasarı’da, kişilere bu seçim hakkını verebilmek ve sağlıklarını ilgilendiren konularda istekleri doğrultusunda karar vermek ve hareket etmek imkânını sağlamak üzere, “kişisel sağlık sigortası” sistemi öngörülmektedir.

Aile hekimliği ve Sağlık İşletmeleri modelleriyle entegre olarak işleyecek bu modelde, sosyal sigortacılık ilkeleri gereği sosyal sağlık güvencesi olmayan vatandaşların sisteme katılımı zorunlu tutulacak ve esas olarak prim ödemekle mükellef olacaklardır.

Ödenecek prim miktarının, yapılacak sigorta yardımlarının ortalama kullanım seviyesindeki gerçek maliyetlerini karşılayacak “Aktueryal Prim” kadar olması öngörülmektedir. Bununla birlikte, prim mükellefi sigortalıların ödeyecekleri miktarın, gelir seviyelerine göre belirlenmesi, ödeyebildikleri prim ile ödenmesi gereken aktueryal prim miktarı arasındaki farkın Devlet tarafından karşılanması ve böylece hizmetin değil, muhtaç kişilerin Devlet’çe sübvanse edilmesi sağlanacak; ancak, sigortalılara, ödedikleri prim miktarına bağlı olmaksızın eşit bir temel teminat paketi dahilinde hizmet sunulacaktır.

Sonuç olarak : 2000’li yılların hemen başlarında, ülkemizde yaşayan vatandaşlarımızın tamamının bir sosyal sağlık güvencesine sahip olmasını hedefleyen bu sistem, Devlet’e Anayasımız ile yüklenen sosyal görevi tam olarak yerine getirebilmesini sağlayacaktır.

Konu hakkında gösterilen ilgiye teşekkür ederek başarılar dilerim.

5. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanun Tasarası çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4463)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Sağlık Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanun Tasarısı ile ilgili olarak :

1. Kanun Tasarısı çalışmaları hangi seviyededir?

2. Tasarının amaç ve kapsamı olarak neler düşünülmektedir?

3. Tasarının hazırlık çalışmalarına koordinasyon ve işbirliği bakımından katkıda bulunması gereken ilgili kuruluşlar görüş ve öneride bulunmaktadır?

4. Tasarı ne zaman TBMM’ye sevkedilecektir?

T.C. Sağlık Bakanlığı 13.4.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/973

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 3.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11500 sayılı yazıları.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır tarafından, Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanun Tasarası ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim. Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın “Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanun Tasarası” ile ilgili yazılı soru önergesinin cevabıdır

Sorular :

“Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanun Tasarısı ile ilgili olarak :

“1. Kanun Tasarısı çalışmaları hangi seviyededir?

“2. Tasarının amaç ve kapsamı olarak neler düşünülmektedir?

“3. Tasarının hazırlık çalışmalarına koordinasyon ve işbirliği bakımından katkıda bulunması gereken ilgili kuruluşlar görüş ve öneride bulunmaktamıdır?

“4. Tasarı ne zaman TBMM’ye sevkedilecektir?”

Cevaplar :

Ülkemizde birinci basamak sağlık hizmetlerinde verimliliği artırmak ve hizmet yarışını sağlamak maksadıyla Aile Hekimliği ve uygun bir sevk sistemini ihtiva eden Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanun Tasarı Taslağı ve yönetmeliklerle ilgili çalışmalar halen devam etmektedir.

Dünya’daki bütün sağlık sistemlerinin temel amacı, sağlık hizmetlerine ulaşılabilirliği ve bu hizmetlerden herkesin ihtiyacı nispetinde faydalanmasını sağlamak, birinci basamak sağlık hizmetlerine öncelik vererek kişilerin hayat kalitelerini ve sağlık standartlarını yükseltmektir. Bu sebeble bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de birinci basamak sağlık hizmetlerinde verimliliği artırmak ve hizmet sunanlar arasında hizmet yarışını sağlamak maksadıyla daha nitelikli bir sağlık sisteminin hayata geçirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Bu maksatla, Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanun Tasarı Taslağı, birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunumunda, kamu sağlığı merkezi, kamu sağlığı laboratuvarı, aile hekimliği birimi, sağlık ocağı ve sağlık evlerinin kuruluş, işleyiş, hizmet sunumu ve kullanımı ile ilgili temel esasları düzenlemekte ve Millî Savunma Bakanlığı ve Türk Silâhlı Kuvvetlerine ait sağlık kuruluşları hariç olmak üzere, birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunumu ve kullanımı ile ilgili olarak bütün kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk tüzel kişilerini ve gerçek kişileri kapsamaktadır.

Ülkemiz sağlık hizmetlerinin günün gerekleri çerçevesinde ve sistem yaklaşımı içinde yapılandırılmasına yönelik olarak, Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanun Tasarı Taslağı aradan geçen zaman içerisinde yapılan çalışmalarla olgunlaştırılmış ve her safhasında gerek teknik özellikleri ve gerekse de sistem bütünlüğü anlamında Devlet Plânlama Teşkilâtı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı ve ilgili Bakanlıkların görüş ve teklifleri alınmış ve bu çerçevede çalışmalar sürdürülmüştür.

Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanun Tasarı Taslağı olgunlaştırılıp ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri de alındıktan sonra en kısa zamanda TBMM’ne sevk edilecektir.

Konu hakkında gösterilen ilgiye teşekkür ederek başarılar dilerim.

6. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Hastane ve Sağlık İşletmeleri Kanun Tasarısına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4464)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Sağlık Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Hastane ve Sağlık İşletmeleri Tasarısı ile ilgili olarak :

1. Hastane ve Sağlık İşletmelerinin örgütlenme, hizmet sunumu ve denetimini de kapsayan kanun tasarısı çalışmalarınız hangi seviyededir? Tasarının amaç ve kapsamı nedir? Tasarı TBMM’ye ne zaman sunulacaktır?

2. Tasarı çalışmalarına koordinasyon ve işbirliği bakımından katılan ilgili kuruluşların katkıları hangi seviyededir? Hangi kurumlar çalışmalara katkıda bulunmaktadır?

T.C. Sağlık Bakanlığı 13.4.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/975

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 3.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11500 sayılı yazıları.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır tarafından, Hastane ve Sağlık İşletmeleri Kanun Tasarısı ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim. Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın “Hastane ve Sağlık İşletmeleri Kanun Tasarısı” ile ilgili yazılı soru önergesinin cevabıdır

Sorular :

“Hastane ve Sağlık İşletmeleri Tasarısı ile ilgili olarak :

“1. Hastane ve Sağlık İşletmelerinin örgütlenme, hizmet sunumu ve denetimini de kapsayan kanun tasarısı çalışmalarınız hangi seviyededir? Tasarının amaç ve kapsamı nedir? Tasarı TBMM’ye ne zaman sunulacaktır?

“2. Tasarı çalışmalarına koordinasyon ve işbirliği bakımından katılan ilgili kuruluşların katkıları hangi seviyededir? Hangi kurumlar çalışmalara katkıda bulunmaktadır?”

Cevaplar :

Sağlık reformları kapsamında hazırlanan “Hastane ve Sağlık İşletmeleri Temel Kanunu Tasarısı”, “Birinci Basama Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanunu Tasarısı” ve “Sağlık Finansmanı Kurumu Kuruluş ve İşleyiş Kanunu Tasarısı” ile birlikte 1994 yılı sonunda TBMM’ye sunulmuş ve 1995 yılı başında ilgili Komisyonda görüşülmeye başlanmıştır. Ancak, 1995 yılı yasama döneminde kadük olan anılan Tasarı yeniden gözden geçirilmiş olup, 1998 yasama döneminde TBMM’ye sunulması planlanmaktadır.

Tasarı’nın amacı; ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin yüksek kaliteli, etkili, verimli ve erişilebilir bir şekilde sunumunu sağlamak için hastanelerin ve sağlık işletmelerinin kuruluş, işleyiş, hizmet sunumu ve kullanımı ile ilgili temel usul ve esasları düzenlemektir.

Bu Tasarı, Millî Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait sağlık kuruluşları hariç olmak üzere, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin sunumu ve kullanımı ile ilgili olan bütün kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk tüzel kişilerini ve gerçek kişileri kapsamaktadır.

Tasarı taslaklarının hazırlanması sırasında Adalet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı ve Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü temsilcilerinin katılımı ile bir çalışma grubu oluşturularak Taslak üzerine mutabakata varılmış; hazırlanan Tasarı Taslağı, bilahare 8.9.1992 tarihli ve 21339 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan ve mevzuat tasarılarının hazırlanmasında uyulacak esaslara uygun olarak ilgili Bakanlıklar ve Devlet Personel Başkanlığı, DPT, Dış Ticaret steşarlığı gibi kuruluşların görüşlerine sunularak buralardan bildirilen görüşler muvacehesinde taslağa nihai şekli verilmiştir.

Konu hakkında gösterilen ilgiye teşekkür ederek başarılar dilerim.

7. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Kamu Sağlığı Kanun Tasarısı çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4465)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Sağlık Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Kamu sağlığı kanun tasarısı çalışmaları ile ilgili olarak :

1. Kamu sağlığı kanunu projeniz hangi aşamadadır?

2. Projeye Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı DPT Müsteşarlığı ve YÖK Başkanlığının katkıları nelerdir?

3. Projenin amaç ve kapsamı nedir?

4. Proje, Bakanlar Kurulu’na ve TBMM’ye ne zaman sunulacak ve kamuoyunda tartışmaya açılacaktır?

 

T.C. Sağlık Bakanlığı 13.4.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/974

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 3.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11500 sayılı yazıları.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır tarafından, Kamu Sağlığı Kanun Tasarısı ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

 

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın “Kamu Sağlığı Kanunu Tasarısı”

çalışmaları ile ilgili yazılı soru önergesinin cevabıdır

Sorular :

“Kamu sağlığı kanun tasarısı çalışmaları ile ilgili olarak :

“1. Kamu sağlığı Kanunu projeniz hangi aşamadadır?

“2. Projeye Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığının katkıları nelerdir?

“3. Projenin amaç ve kapsamı nedir?

“4. Proje, Bakanlar Kurulu’na ve TBMM’ye ne zaman sunulacak ve kamuoyunda tartışmaya açılacaktır?”

Cevaplar :

1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun Sağlık Reformu çalışmaları kapsamında güncelleştirme çalışmalarına Bakanlığımızca başlanılmıştır. Bu çerçevede hazırlanan Kamu Sağlığı Kanun Tasarısı Taslağı, 1997 yılı içerisinde 11 bakanlık ile Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı’nın görüşüne sunulmuştur. Şu ana kadar Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı hariç olmak üzere diğer bakanlık ve kuruluşların görüşleri gelmiştir. YÖK Başkanlığın görüşünün de Bakanlığımıza ulaşmasından sonra belirtilen görüşler çerçevesinde yapılacak nihaî düzenlemeyi müteakiben Kamu Sağlığı Kanunu Tasarısı Taslağı Başbakanlığa sevk edilecektir.

8.9.1992 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Kanun, KHK, Tüzük ve Yönetmelik Tasarılarının Hazırlanmasına İlişkin Esaslarda belirtildiği üzere, Kanun Tasarıları hakkında ilgili görülen Bakanlık ve sair kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerine başvurulması gerekmektedir. Bu kaide uyarınca adıgeçen kuruluşların görüşleri istenilmiş olup; Devlete ait iş ve işlemlerin mücamele içinde yürütülmesi esas olduğundan YÖK Başkanlığı hariç olmak üzere gelen görüşler değerlendirilmiştir.

Anılan Kanun Tasarısı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ve Türkiye’de yaşayan herkesin hayatlarını bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam sağlıklı olarak sürdürmelerini sağlamak üzere, kamu sağlığının korunması için gerekli düzenlemeleri yapmayı amaçlamaktadır.

Tasarıda Türkiye’de yaşayan bütün insanların ve kamu sağlığını doğrudan ve dolaylı olarak ilgilendiren bütün kurum ve kuruluşların Kanun kapsamında olacağı öngörülmektedir.

Tasarı Taslağı, Yüksek Öğretim Kurulu’nun görüşünü bildirmesi ve bildirilen görüşün değerlendirilmesini müteakiben önümüzdeki aylarda Başbakanlığa sevk edilebilecektir.

Konu hakkında gösterilen ilgiye teşekkür ederek başarılar dilerim.

8. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Ebelik ve Ebeler Birliği Kanun Tasarısına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4468)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Sağlık Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

 

Sorular :

Ebelik ve Ebeler Birliği Kanun Tasarısı ile ilgili olarak :

Anılan tasarı çalışmaları hangi aşamadadır?

Tasarı, TBMM’ye ne zaman sevk edilecektir?

Tasarının amaç ve kapsamı hakkında bilgi verebilir misiniz?

 

T.C. Sağlık Bakanlığı 13.4.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/979

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 3.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11500 sayılı yazıları.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır tarafından, Ebelik ve Ebeler Birliği Kanun Tasarısı ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın “Ebelik ve Ebeler Birliği Kanun Tasarısı”

ile ilgili yazılı soru önergesinin cevabıdır

Sorular :

“Ebelik ve Ebeler Birliği Kanun Tasarısı ile ilgili olarak :

“Anılan tasarı çalışmaları hangi aşamadadır?

“Tasarı, TBMM’ye ne zaman sevk edilecektir?

“Tasarının amaç ve kapsamı hakkında bilgi verebilir misiniz?”

Cevaplar :

Ebelik ve Ebeler Birliği Kanun Tasarısı Taslağı, ilgili meslek mensupları ile sivil toplum kuruluşlarının görüşleri de alınarak hazırlanmış ve gerekli hukukî incelemeden sonra sözkonusu Tasarı Taslağı’na son şeklini vermek üzere 6.3.1998 tarihinde ilgili meslek kuruluşları temsilcilerinin de iştiraki ile bir toplantı tertip edilmiş olup, Taslağa son şeklini verme çalışmaları devam etmektedir.

Yukarıda belirtildiği üzere, Taslağa son şekli verilip ilgili kurum ve kuruluşların görüşü alındıktan sonra, Bakanlar Kurulu’nda görüşülmek ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmak üzere Başbakanlığa sevk edilecektir.

Tasarı’nın amacı, Ebelik mesleği ve hizmetlerinin en iyi şekilde düzenlenmesi ile Ebelik eğitimi ve Türk Ebeleri Odaları ve Birliği’nin kurulması, işleyişi ve görevlerine dair esas ve usulleri düzenlemektir.

Tasarı, ülkemizde meslek icra eden bütün ebeleri kapsayacak şekilde hazırlanmaktadır.

Konu hakkında gösterilen ilgiye teşekkür ederek başarılar dilerim.

9. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Sağlık Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4469)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Sağlık Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Sağlık Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile ilgili olarak :

Anılan kanun tasarısı çalışmaları hangi aşamadadır?

Tasarının amaç ve kapsamı nedir?

T.C. Sağlık Bakanlığı 13.4.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/972

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 3.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11500 sayılı yazıları.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır tarafından, Sağlık Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Tasarısı ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

 

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın “Sağlık Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı” ile ilgili yazılı soru önergesinin cevabıdır

Sorular :

“Sağlık Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile ilgili olarak :

“Anılan kanun tasarısı çalışmaları hangi aşamadadır?

“Tasarının amaç ve kapsamı nedir?”

Cevaplar :

Sağlık Reformları kapsamında hazırlanan “Sağlık Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı” üzerinde halen Sağlık Bakanlığın’da çalışmalar sürdürülmekte olup; henüz TBMM’ne sunulma safhasına gelmemiştir. Çalışmalar tamamlandığında, Tasarı TBMM’ne sunulacaktır.

En son olarak 181 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile teşkilât ile görev ve yetkileri belirlenen Sağlık Bakanlığı’nın yapı ve fonksiyonlarını, Sağlık Reformları kapsamında hazırlanan “Hastane ve Sağlık İşletmeleri Temel Kanunu Tasarısı”, “Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Aile Hekimliği Kanunu Tasarı” ve “Sağlık Finansmanı Kurumu Kuruluş ve İşleyiş Kanunu tasarısı” ile öngörülen yeni sağlık sistemi ile uyumlu hale getirmek üzere ve bu Tasarılar koordineli şekilde hazırlık çalışmaları sürdürülmekte olan “Sağlık Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı” taslağının amacı; Sağlık Bakanlığı’nın merkez, taşra ve yurtdışı teşkilâtları ile bağlı ve ilgili kuruluşlarının yeniden düzenlenmesi ve Sağlık Bakanlığı’nın görev ve yetkilerinin günün şartlarına uygun olarak yeniden belirlenmesidir.

Konu hakkında gösterilen ilgiye teşekkür ederek başarılar dilerim.

10. – Sakarya Milletvekili Ertuğrul Eryılmaz’ın, Kırıkkale-Delice İlçesi Belediye Başkanlığından Sağlık Bakanlığına geçtikleri iddia edilen personele ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4474)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Sağlık Bakanı Sayın H. İbrahim Özsoy tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Ertuğrul Eryılmaz Sakarya

Soru : Sayın Bakan, Kırıkkale İli Delice İlçesi Belediye Başkanlığından 1.7.1997 tarihi ile 18.2.1998 tarihleri arasında kaç kişi Sağlık Bakanlığına memur olarak geçirilmiştir?

Kırıkkale Sağlık İl Müdürlüğü bünyesine kaçı gönderilmiş, adı ve soyadları nedir?

Emekli Sandığında memur olarak Delice Belediyesinde çalıştıklarına dair kayıtları var mıdır? Kayıtlarının olup olmadığı Bakanlıkça incelenmiş midir?

Emekli Sandığında kayıtlarının olup olmadığı, kaç yıldır Emekli Sandığı bünyesinde olduklarının tarafıma bildirilmesini arz ederim.

T.C. Sağlık Bakanlığı 13.4.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/983

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 3.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4474-11274/28229-11500 sayılı yazıları.

Sakarya Milletvekili Sayın Ertuğrul Eryılmaz tarafından, Kırıkkale-Delice İlçesi Belediye Başkanlığından Sağlık Bakanlığına geçtikleri iddia edilen personel ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerine arz ederim.

Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

Sakarya Milletvekili Sayın Ertuğrul Eryılmaz’ın “Kırıkkale-Delice İlçesi Belediye Başkanlığından Sağlık Bakanlığına geçtikleri iddia edilen personel”e ilişkin yazılı soru önergesinin cevabıdır:

Soru : Sayın Bakan, Kırıkkale İli Delice İlçesi Belediye Başkanlığından 1.7.1997 tarihi ile 18.2.1998 tarihleri arasında kaç kişi Sağlık Bakanlığına memur olarak geçirilmiştir?

Kırıkkale Sağlık İl Müdürlüğü bünyesine kaçı gönderilmiş, adı ve soyadları nedir?

Emekli Sandığında memur olarak Delice Beledeyisinde çalıştıklarına dair kayıtları var mıdır? Kayıtlarının olup olmadığı Bakanlıkça incelenmiş midir?

Emekli Sandığında kayıtlarının olup olmadığı, kaç yıldır Emekli Sandığı bünyesinde olduklarının tarafıma bildirilmesini arz ederim.

Cevaplar :

Kırıkkale-Delice Belediye Başkanlığından 1.7.1997 tarihi ile 18.2.1998 tarihleri arasında toplam 18 personel Bakanlığımız kadrolarına atanmış olup bu personelden 12’si Kırıkkale Sağlık Müdürlüğüne bağlı sağlık kuruluşlarına tayin edilmişlerdir.

Bu personelin tamamının Emekli Sandığında kayıtlarının mevcut olduğu, ilişik belgelerden anlaşılmaktadır.

Delice İlçesi Belediye Başkanlığından 1.7.1997 tarihi ile 18.2.1998 tarihleri arasında Bakanlığımız kadrolarına atanan personele ilişkin diğer bilgiler aşağıda gösterilmiş ve istenilen belgeler ilişikte sunulmuştur.

 

Kırıkkale İli Sağlık Kuruluşlarına Tayin Edilenler

S. No Adı ve Soyadı Emekli Sicil Numarası

1 Adem Kireç 66 403 126

2 Ali Yurtoğlu 66 419 382

3 Aydın Özden 68 403 135

4 Dursun Özdem 61 403 087

5 Mehmet Er 69 403 111

6 Murat Oğuz 69 403 040

7 Mustafa Alpaslan 61 403 113

8 Mustafa Uyan 71 403 082

9 Osman Önal 65 836 090

10 S. Ahmet Karaçor 65 403 144

11 Yaşar Göçer 67 403 048

12 Yusuf Erdem 63 403 151

 

Ankara İli Sağlık Kuruluşlarına Tayin Edilenler

S. No Adı ve Soyadı Emekli Sicil Numarası

1 Mehmet Canyurt 64 403 137

2 Mehmet Şencan 71 403 080

3 Mete Ekici 71 403 081

4 Mürsel Ünal 65 403 132

5 Murat Uzel 66 403 123

6 Yaşar Çavdar 65 403 138

 

Not: Mete Ekici, daha sonra naklen Kırıkkale İline tayin edilmiştir.

Ekler :

 

240’dan 257’ye kadar olan kısım filme alınacak.

11. – İzmir Milletvekili Atilla Mutman’ın, Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Hastanesi hakkındaki bazı iddialara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4506)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Sayın Sağlık Bakanı H. İbrahim Özsoy tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim. Saygılarımla.

Atilla Mutman İzmir

1. Gazete Ege’nin 24.2.1998 tarihli yayınında, İzmir halkını ve şahsımı endişeye düşüren iddialar üzerine yazılı önerge hazırlama durumunda kaldım. Amacım, İzmir halkının Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Hastanesindeki gelişmeler konusunda aydınlanmasıdır.

Olay iddia da olsa, Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Hastanesinde ne olup bitmektedir?

2. Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan doktor ve personelde vatandaşlarımıza yönelik ilgisiz ve sorumsuz davranış var mıdır?

3. Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Hastanesinin, teknolojik açıdan ne gibi noksanlıkları vardır?

4. Bölgenin en ciddi hastanelerinden biri olan Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Hastanesinde doktor ve personel kaynaklı huzursuzluğa neşter vuracak mısınız?

T.C. Sağlık Bakanlığı 13.4.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/980

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 5.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4506-11439/28380 sayılı yazıları.

İzmir Milletvekili Sayın Atilla Mutman tarafından, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi hakkındaki bazı iddialar ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Arz ederim.

Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

İzmir Milletvekili Sayın Atilla Mutman’ın, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi hakkındaki bazı iddialar ile ilgili yazılı soru önergesinin cevabıdır:

Sorular :

1. Gazete Ege’nin 24.2.1998 tarihli yayınında, İzmir halkını ve şahsımı endişeye düşüren iddialar üzerine yazılı önerge hazırlama durumunda kaldım. Amacım, İzmir halkının Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki gelişmeler konusunda aydınlanmasıdır.

Olay iddia da olsa, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde ne olup bitmektedir?

2. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan doktor ve personelde vatandaşlarımıza yönelik ilgisiz ve sorumsuz davranış var mıdır?

3. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin, teknolojik açıdan ne gibi noksanlıkları vardır?

4. Bölgenin en ciddi hastanelerinden biri olan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde doktor ve personel kaynaklı huzursuzluğa neşter vuracak mısınız?

Cevaplar :

Bilindiği üzere, üniversitelere ait hastaneler Sağlık Bakanlığına bağlı değildir. Dolayısı ile, Önerge ile sorulan hususların doğrudan Sağlık Bakanlığınca incelenmesi ve soruşturulması mümkün de değildir.

Bu sebeple, 11.3.1998 tarih ve 6843 sayılı Bakanlığımız yazısı ile Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğünden Önerge’de dile getirilen hususlar hakkında açıklayıcı bilgi ve belge gönderilmesi istenilmiş olup; bu yazımıza henüz bir cevap alınamamıştır.

Ayrıca, 11.3.1998 tarih ve 6843 sayılı Bakanlığımız yazısı ile konu hakkında İzmir Sağlık Müdürlüğüne talimat verilmiştir. İl Sağlık Müdürlüğünün incelemeleri neticesinde elde edilecek bilgileri tarafınıza takdim edilebilecektir.

12. – Şırnak Milletvekili Bayar Ökten’in, mazota dayalı sınır ticaretine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in yazılı cevabı (7/4518)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

2.3.1998 Bayar Ökten Şırnak

Konu : Mazota dayalı sınır ticareti

1990 Körfez krizi olayından sonra Doğu ve Güneydoğu illeri büyük bir ekonomik sıkıntı içine girmiştir. Ancak daha sonra kurulan DYP-CHP ve Refah Yol Hükümetleri döneminde Bakanlar Kurulunun aldığı kararla bu bölgeye mahsus olmak üzere “mazot ticareti serbestliği” getirilmiştir. Söz konusu mazot ticareti ülkeye ekonomik bir canlılık getirmiştir. Ancak Başbakanlığınızda kurulan 55 inci Hükümet talimatlarıyla bundan böyle yapılacak mazot ticaretinin vatandaşlar tarafından alınması men edilerek tek elden Petrol Ofisi tarafından alınması şartı getirilmiş, Silopi Haç Konaklama Tesislerinde mazot alım depoları yapılmasına başlanmıştır.

Sorular :

1. Petrol Ofisi özelleştirildiğinde akaryakıt kim tarafından alınacaktır?

2. Akaryakıtı alacak kişiye mazot serbestliği verilecek midir?

3. Eğer söz konusu serbestlik tanınacaksa hangi şartlar çerçevesinde belirlenecektir?

4. Eğer eski şartlara göre düzenleme yapılacaksa Devleti bu kadar külfete sokmanın gerekçesi nedir?

T.C. Devlet Bakanlığı 1.4.1998 Sayı : B.02.0.003(16)707

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) 25.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11957 sayılı yazınız.

b) Başbakanlığın 27.3.1998 tarih ve B.02.0.KKG/106-720-2-4/1634 sayılı yazısı.

Şırnak Milletvekili Bayar Ökten tarafından Sayın Başbakanımıza tevcih edilen ve tarafımdan cevaplandırılması tensip olunan 7/4518-11482 esas no.lu yazılı soru önergesine ilişkin cevap ekte sunulmuştur.

Bilgilerinizi arz ederim. Güneş Taner Devlet Bakanı

Şırnak Milletvekili Bayar Ökten’in 7/4518-11482 Esas No.lu Yazılı Soru Önergesine İlişkin Cevaplar aşağıdadır.

Şırnak Milletvekili Sayın Bayar Ökten söz konusu soru önergesinde özetle;

1990 Körfez krizi olayından sonra Doğu ve Güneydoğu illerinin büyük bir ekonomik sıkıntı içine girdiği, ancak daha sonra kurulan DYP-CHP ve Refah Yol Hükümeti döneminde Bakanlar Kurulunun aldığı kararlarla bu bölgeye mahsus olmak üzere “mazot ticareti serbestliği” getirdiği, sözkonusu mazot ticaretinin ülkeye ekonomik bir canlılık getirdiği, ancak kurulan 55 inci Hükümet talimatlarıyla bundan böyle yapılacak mazot ticaretinin vatandaşlar tarafından alınması men edilerek tek elden Petrol Ofisi tarafından alınması şartı getirildiği ve Silopi Haç Konaklama Tesislerinde mazot alım depoları yapılmasına başlandığından bahisle,

Aşağıdaki soruları yöneltmektedir :

Soru 1. Petrol Ofisi özelleştirildiğinde akaryakıt kim tarafından alınacaktır?

Cevap 1. Millî Güvenlik Kurulunun 410 sayılı kararı ile; “Habur Gümrük Kapısındaki mevcut durum, sorunlar ve alınması gerekli tedbirler” kapsamında sınır ticareti olarak yapılan mal ve hizmet giriş ve çıkışlarının güvenli, düzenli ve millî menfaatlerimize uygun ve bölgede sosyal adaleti sağlayacak şekilde yapılması için gerekli tedbirlerin alınması kararlaştırılmış, bilahare bu kararın yerine getirilmesi amacı ile, Habur Sınır Kapısında gıda karşılığı ve diğer sınır kapılarından sınır ticareti yoluyla ülkeye giren motorinin, kayıt altına alınarak kalitesinin yükseltilmesinin tek elden kontrolü yönünde alınacak önlemler kapsamında, Başbakanlık Makamının 16.9.1997 tarihli onayı ile Habur Sınır Kapısında bir depo kurulması planlanmış ve bu konuda Petrol Ofisi A.Ş. görevlendirilmiş ve girişimler başlatılmıştır. Kurulacak bu depo ile, Habur Sınır Kapısında gıda ve diğer sınır kapılarından sınır ticareti yoluyla ülkeye giren motorinin, kayıt altına alınarak kalitesinin yükseltilmesinin tek elden kontrolü yönünde önlemler alınması amaçlanmaktadır.

Petrol Ofisi A.Ş.’nin kısa bir dönemde özelleştirilecek olması nedeniyle 11.3.1998 tarihinde yapılan Özelleştirme Yüksek Kurulu toplantısında söz konusu görevin Türkiye Petrolleri A.O.’ya devredilmesi konusunda talimat verilmiştir.

Soru 2. Akaryakıtı alacak kişiye mazot serbestliği verilecek midir?

Cevap 2. Petrol Ofisi A.Ş.’nin kısa vadede inşaa etmeye çalıştığı ve yakın zamanda Türkiye Petrolleri A.O.’ya devredilecek olan anılan depoda, Habur Sınır Kapısında gıda ve diğer sınır kapılarından sınır ticareti yoluyla ülkeye giren motorinin tamamının depolanması planlanmaktadır.

Soru 3. Eğer söz konusu serbestlik tanınacaksa hangi şartlar çerçevesinde belirlenecektir?

Cevap 3. Habur Sınır Kapısında gıda ve diğer sınır kapılarından sınır ticareti yoluyla ülkeye giren motorinin tamamını, anılan tesisi devralacak olan Türkiye Petrolleri A.O. alacaktır.

Soru 4. Eğer eski şartlara göre düzenleme yapılacaksa Devleti bu kadar külfete sokmanın gerekçesi nedir?

Cevap 4. Bahse konu depolama tesisinin kurulmasındaki amaç, Başbakanlık Genelgesi ile yürürlüğe konulan, Kuzey Irak’tan kamyon ve TIR’larla yapılan akaryakıt girişinin engellenmesi veya ortadan kaldırılması, böylece Güneydoğu Bölgesinde bu işle hayatını kazanan şoför esnafının ve diğer vatandaşların bu faaliyetine son verilmesi olmayıp aksine, ülkeye giren motorinin kayıt altına alınarak kalitesinin yükseltilmesi suretiyle bu faaliyetlerin daha kalıcı ve uzun süreli devam etmesini sağlamaktır.

13. – Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın, “Yeşil” kod adlı şahsa ait cep telefonuna ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4538)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Mesut Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygıyla arz ederim.

Mahmut Işık Sıvas

Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan Susurluk Raporunda “Yeşil” kod adlı itirafçı Mahmut Yıldırım’a ait olduğu belirtilen 0542 214 50 21 numaralı cep telefonunun Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Veli Küçük üzerine kayıtlı olduğunun ortaya çıktığına ilişkin basında haberler yeraldı.

Buna göre;

1. Susurluk Raporunda “Yeşil”e ait olduğu belirtilen 0 542 214 50 21 numaralı cep telefonunun Tuğgeneral Veli Küçük üzerine kayıtlı olduğu doğru mudur?

2. Telefon Tuğgeneral Veli Küçük üzerine kayıtlı ise, Küçük, bu telefonu aldıktan sonra bugüne kadar cep telefonundan kimlerle görüşmüştür?

3. Susurluk Raporunda da belirtildiği gibi bu cep telefonu size Macaristan’da saldıranlar başta olmak üzere, JİTEM Komutanı Nurettin Ata, Sedat Peker, Sami Hoştan, Abdullah Çatlı (gerçek Mehmet Özbay), öldürülen Ömer Lütfü Topal’a ait kumarhane telefonları, Hadi Özcan ve daha pek çok telefondan 0 542 214 50 21 numaralı telefon aranmış mıdır?

4. Susurluk olayını çözmekteki kararlılığınızı defalarca dile getiren bir Başbakan olarak Küçük’ün üzerinde kayıtlı telefonun binlerce kişinin faili meçhul cinayetine karışmış bir insanın üzerinde bulunmasını nasıl izah ediyorsunuz?

5. Ortaya çıkan bu veriler ışığında sorumlular hakkında ne gibi bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz?

T.C. İçişleri Bakanlığı 3.4.1998 Jandarma Genel Komutanlığı Per : 0111-104 98/Per. D. Tyn. Ş. Sb. Tyn. (2331)

Konu : Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın soru önergesi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : Başbakanlığın 19 Mart 1998 gün ve B.02.0.KKG/106-723-2/1446 sayılı yazısı.

1. Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın ilgi ile Sayın Başbakana tevcih ettiği yazılı soru önergesindeki hususların cevapları aşağıya çıkarılmıştır.

2. 0 542 214 50 21 numaralı cep telefonu; Tuğgeneral Veli Küçük adına kayıtlı olup, kullanılmak amacıyla başka şahıslara verilmemiştir.

3. Söz konusu telefonla kimlerle ve ne kadar görüşme yapıldığı Türk Telekom kayıtlarında mevcuttur.

4. Jandarma Genel Komutanlığı mensuplarına yönelik her türlü iddia hakkında zamanında kanunî işlemler yapılarak ayrıca kamuoyuna bilgi verilmektedir.

Arz ederim.

Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanı

14. – Denizli Milletvekili Kemal Aykurt’un, Denizli’deki belediyelere 1998 yılında yapılacak yardımlara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4539)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Zekeriya Temizel tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim. 4.3.1998

Mustafa Kemal Aykurt Denizli

Sorular : Hükümetimizin işbaşına geldiği günden itibaren belediyelere yapılacak malî yardımlar konusunda ne gibi çalışmalar yapılmıştır? Bu süre içerisinde Denizli İli merkez, ilçe belediyeleri ve belde belediye başkanlıklarına ne kadar yardım yapılmıştır? 1998 Malî Yılı içerisinde yukarıda belirtilen belediyelere ne kadar yardım yapılması düşünülmekte ve ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

T.C. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğü 13.4.1998 Sayı : B.07.0.BMK.0.11.600/5202

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 12.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4539-11518/28520 sayılı yazınız.

Denizli Milletvekili Sayın Mustafa Kemal Aykurt’un 7/4539 esas no’lu yazılı soru önergesinde yer alan sorulara ait cevaplar aşağıda sunulmuştur.

Hükümetimiz iş başına geldiği günden itibaren, harcamaların enflasyon üzerindeki olumsuz etkisini, yıl içinde daha önce belediyelere yapılmış olan yardım miktarlarını ve bunların dağılımlarını, dikkate alarak, belediyelere kaynak sağlamıştır.

Bakanlığımız bütçesinin “Mahallî İdarelere Yapılacak Yardım ve Ödemeler” tertibinden, 1997 yılında;

Denizli İli Merkez Belediyesine 75 Milyar TL,

İlçe belediyelerine 152 Milyar TL,

Belde belediyelerine ise 286 Milyar 500 Milyon TL.

olmak üzere Denizli İli belediyelerine toplam 513 Milyar 500 Milyon TL. yardım yapılmıştır.

Bakanlığımız bütçesinden yıl içinde yapılan yardımlarda belediyeler arasında bir denge oluşturulmasına, bütçe olanaklarının en uygun zamanlara dağıtılmak suretiyle kullandırılmasına özen gösterilmektedir.

Bakanlığımız Denizli İli ve İlçelerinde de 1997 yılında bu ilkelere bağlı kalarak yardım yapmış olup, bu yardımların 354 Milyar 500 Milyon lira Hükümetimiz dönemine aittir.

1998 yılında ise söz konusu belediyelere yapılacak yardımlar, bütçe uygulamaları ve imkânlar nispetinde yıl içinde değerlendirilecektir.

Bilgilerine arz ederim.

Zekeriya Temizel Maliye Bakanı

15. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, Çorum-Bayat İlçesine bağlı Kuruçay, Çamlıgüney ve Bayan Köylerinin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/4544)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Sayın Sağlık Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Dr. Mehmet Aykaç Çorum

Soru : Milletvekili bulunduğum Çorum İlinin Bayat İlçesine bağlı Kuruçay, Çamlıgüney ve Bayan Köylerinin sağlık hizmetini görmek için yapılan sağlık evinde hiçbir personel; doktor, hastabakıcı, hemşire bulunmamaktadır. Bu sebeple sağlık evi kapalı durmakta ve binasında harap olmaya yüz tutmuştur.

Sözü edilen Bayat İlçemizin Kuruçay, Çamlıgüney ve Bayan Köyleri İlçe merkezine bir hayli uzaktır. Yolları da çok bozuk olduğundan bu köylerden il veya ilçe merkezine hasta nakli oldukça zor ve imkânsızdır. 31 Ocak 1998 de Kuruçay Köyünde meydana gelen çatışmada yaralanan iki jandarma onbaşı erbaşımız yakında bulunan sağlık evi faal olmadığı için kan kaybından ölmüşlerdir. Ayrıca aynı olayda beş vatandaşımız da aynı şekilde kaybedilmiştir. Geçmiş yıllarda da pekçok vatandaşımız acil müdahale yapılamamasından ve yine kan kaybından kaybedilmişlerdir. Sağlık evinin faaliyete geçmesi, yöre halkına hizmet vermesi ve daha fazla insanımızın kaybedilmemesi için Sağlık Bakanlığı adı geçen sağlık evine ilgili görevlileri tayin etmeyi düşünüyor mu?

T.C. Sağlık Bakanlığı 13.4.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00.9239/982

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 12.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4544-11526/28532 sayılı yazıları.

Çorum Milletvekili Sayın Mehmet Aykaç tarafından, Çorum Bayat İlçesine bağlı Kuruçay, Çamlıgüney ve Bayan Köylerinin sağlık personeli ihtiyacı ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerine arz ederim.

Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

 

Çorum Milletvekili Sayın Mehmet Aykaç tarafından “Çorum Bayat İlçesine bağlı Kuruçay, Çamlıgüney ve Bayan Köylerinin sağlık personeli ihtiyacı” ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabıdır:

Soru : Milletvekili bulunduğum Çorum İlinin Bayat İlçesine bağlı Kuruçay, Çamlıgüney ve Bayan Köylerinin sağlık hizmetini görmek için yapılan sağlık evinde hiçbir personel; doktor, hastabakıcı, hemşire bulunmamaktadır. Bu sebeple sağlık evi kapalı durmakta ve binasında harap olmaya yüz tutmuştur.

Sözü edilen Bayat İlçemizin Kuruçay, Çamlıgüney ve Bayan Köyleri İlçe merkezine bir hayli uzaktır. Yolları da çok bozuk olduğundan bu köylerden il veya ilçe merkezine hasta nakli oldukça zor ve imkânsızdır. 31 Ocak 1998 de Kuruçay Köyünde meydana gelen çatışmada yaralanan iki jandarma onbaşı erbaşımız yakında bulunan sağlık evi faal olmadığı için kan kaybından ölmüşlerdir. Ayrıca aynı olayda beş vatandaşımız da aynı şekilde kaybedilmiştir. Geçmiş yıllarda da pekçok vatandaşımız acil müdahale yapılamamasından ve yine kan kaybından kaybedilmişlerdir. Sağlık evinin faaliyete geçmesi, yöre halkına hizmet vermesi ve daha fazla insanımızın kaybedilmemesi için Sağlık Bakanlığı adı geçen sağlık evine ilgili görevlileri tayin etmeyi düşünüyor mu?

Cevaplar :

Önerge’de bahsi geçen köylerden Kuruçay Köyünde sağlık evi bulunmaktadır ve Çamlıgüney ve Bayan Köyleri bu Sağlık Evinin, sayılan bütün bu köyler ise Bayat Barak Sağlık Ocağının hizmet bölgesi içindedir. Sağlık evlerinde standart kadro olarak sadece ebe kadrosu bulunmaktadır.

Barak Sağlık Ocağında, bir ebe ve bu Sağlık Ocağına bağlı Sağpazarı Sağlık Evinde bir ebe görev yapmaktadır. Ayrıca, Sağlık Ocağı tabibinin, haftanın iki gününde Barak Sağlık Ocağında, haftanın üç gününde ise Bayat Merkez Sağlık Ocağında görevlendirilmek suretiyle poliklinik hizmeti vermekte olduğu Çorum Valiliğinden öğrenilmiştir.

Bilinen çeşitli sebeplerden kaynaklanan personel yetersizliği yüzünden sağlık hizmetleri şimdilik bu şekilde sürdürülmekte ve bahsi geçen köylerin sağlık hizmetleri Barak Sağlık Ocağı Tabipliğince verilmekte ise de; bu köylerimizin sağlık evlerine il dahilinde var ise kadro fazlası çalışılan yerlerden ebe tayin edilmesi Çorum Valiliğinden istenilmiştir. Bakanlığımız merkezinden yeni personel tayin edilmesi sırasında, Çorum’un sağlık personeli ihtiyacı dikkate alınacak ve imkânlar ölçüsünde karşılanmaya çalışılacaktır.

Mesele hakkında gösterilen ilgiye teşekkür ederek başarılar dilerim.

 

16. – Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in, “Adliye Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’nun yazılı cevabı (7/4545)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda yer alan sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Saygılarımla. 2.3.1998

Op. Dr. Ergun Özdemir Giresun

Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına arzı Bakanlar Kurulunca 28.11.1997 tarihinde kararlaştırılan “Adliye Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı” tarafınızdan 22.12.1997 tarih, 1-699 sayı ile TBMM Başkanlığına verilmiştir.

Bu kanun tasarısının geçici 2 nci maddesine göre “Devirler hariç olmak üzere, son 3 yıl içinde gelen iş sayısı ortalaması 200’ü geçmeyen ilçelerde Ağır Ceza Mahkemeleri kaldırılır.” hükmü bulunmaktadır.

Bu durumda, Şebinkarahisar İlçemizdeki Ağır Ceza Mahkemesi de kaldırılmaktadır. Şebinkarahisar ilçemizin il merkezine uzaklığı 120 km.dir. Ve mevsim şartları münasebetiyle ayrıca bölgenin coğrafi şartları da göz önünde alındığında ulaşım imkânı altı ay hemen hemen yok denecek durumdadır.

Diğer taraftan, Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesi sadece Şebinkarahisar’a değil Alucra, Çamoluk, Suşehri, Koyulhisar, Akıncılar ve Gölova İlçelerindeki ağır ceza ve davalarına da bakmaktadır.

Bu nedenle, Şebinkarahisar’da Ağır Ceza Mahkemesi kaldırıldığı taktirde, Şebinkarahisarlıların perişan olacağı gibi Şebinkarahisar Ağır Cezasına bağlı Alucra, Çamoluk, Suşehri, Koyulhisar, Akıncılar ve Gölova İlçelerinin insanları da perişan olacaklardır.

Kaldı ki; son aylarda öncelikle terör nedeniyle, Şebinkarahisar’ın il olacağı Giresun’un ANAP’lı bakanı ve milletvekilleri tarafından defalarca tekrar edilmiştir. Yine Zat-ı Âlinizinde Giresun’un Osman Ağa Meydanında yapmış olduğunuz mitingde de Şebinkarahisar’ı il yapacağınıza dair söz vermiştiniz.

Bırakın Şebinkarahisar’ın il olmasını, bu tablo karşısında Şebinkarahisar, Alucra ve Çamoluk’un, Gümüşhane’ye bağlanacağı söylentileri yaygınlaşmaktadır. Bu durum, TBMM’ye verdiğiniz kanun tasarısının geçici 2 nci maddesinin geri çekilmesi ile önlenebilir.

1. TBMM’ye vermiş olduğunuz ve altında Giresunlu Bakanın da imzası bulunan “Adliye Mahkemelerinin kuruluşuyla görevleri, hakkındaki kanun tasarınızın geçici 2 nci maddesini geri çekmeyi düşünüyor musunuz?

2. Geri çekmediğiniz taktirde verdiğiniz söze rağmen Şebinkarahisar’ı il yapmaktan vaz mı geçtiniz?

3. Şebinkarahisar, Alucra ve Çamoluk’u, Gümüşhane’ye bağlamayı düşünüyor musunuz?

4. Şebinkarahisar, Alucra ve Çamoluk’u Gümüşhane’ye bağlayacaksanız, ne zaman bağlamayı düşünüyorsunuz?

 

T.C. Adalet Bakanlığı 3.4.1998 Bakan : 606

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı ifadeli, 17.2.1998 tarihli ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4545-11530/28536 sayılı yazınız.

b) Başbakanlığın Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü ifadeli, 19.3.1998 tarihli ve B.02.0.KKG/106-723-9/1449 sayılı yazıları.

İlgi (a) yazınız ekinde Başbakanlığa gönderilen, Başbakanlığın ilgi (b) yazısı ile Bakanlığıma intikal ettirilen Giresun Milletvekili Op. Dr. Ergun Özdemir tarafından Sayın Başbakana yöneltilen ve Bakanlığımca cevaplandırılması tensip olunan 7/4545-11530 Esas No’lu yazılı soru önergesine verilen cevap örneği iki nüsha halinde ilişikte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Oltan Sungurlu Adalet Bakanı

Sayın Op. Dr. Ergun Özdemir

Giresun Milletvekili

TBMM

Sayın Başbakana yöneltilen ve tarafımdan cevaplandırılması tensip edilen 7/4545 Esas No’lu soru önergesinin cevabı aşağıda belirtilmiştir.

Bakanlığımca hazırlanan ve halen Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul gündeminde bulunan Adliye Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının (S. Sayısı : 587) soru önergesine konu olan geçici 2 nci maddesi Tasarının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmesi sırasında uygun bir biçimde düzenlenecektir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Oltan Sungurlu Adalet Bakanı

17. – Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, isteğe bağlı sigortalı olarak emekli olacakların sorunlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın yazılı cevabı (7/4549)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını diliyorum.

Saygılarımla.

İ. Önder Kırlı Balıkesir

1. İsteğe bağlı sigortalı olarak emeklilikleri için prim yatıran kişilerin, bundan böyle sadece Vakıflar Bankası Şubelerine ödeme yapabileceklerine ilişkin bir uygulama başlatılacağı doğru mudur? Doğruysa ne zaman başlatılacaktır?

2. Örneğin, Balıkesir’in 19 ilçesinin yarısından çoğunda Vakıflar Bankası Şubesi bulunmadığı dikkate alınırsa, oturduğu yerleşim biriminde bu bankanın şubesi bulunmayan, sigortalıların prim yatırmak için ayrıca yol ücretine katlanmak zorunda bırakılmasını doğru ve insaflı buluyor musunuz?

3. SSK’nın Vakıflar Bankası Şubesi olmayan merkezlerde, daha yaygın hizmet veren bir banka ile anlaşması düşünülmekte midir?

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 14.4.1998 Sosyal Güvenlik Kuruluşları Genel Müdürlüğü Sayı : B.13.0.SGK.0.13.00.01.2267.009136

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 12.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11726 sayılı yazınız.

Balıkesir Milletvekili Sayın İ. Önder Kırlı tarafından verilen “isteğe bağlı sigortadan emekli olacakların sorunlarına ilişkin” 7/4549 Esas No’lu yazılı soru önergesi, Bakanlığımız bağlı kuruluşu Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğüne incelettirilmiş olup, konuya ilişkin olarak alınan yazıda;

İsteğe bağlı sigorta işlemlerinin daha sağlıklı ve süratli bir şekilde yürütülmesi amacı ile isteğe bağlı sigorta primlerinin millî bankalar aracılığı ile bilgisayar ortamında tahsil edilerek Kurum hesaplarına aktarılması için Türkiye Vakıflar Bankası, T.C. Ziraat Bankası, Türkiye İş Bankası ve Türkiye Emlak Bankası yetkilileri ile görüşmelerde bulunulduğu,

Bu görüşmeler sonucu, teknik çalışmalarını tamamlayan Türkiye Vakıflar Bankası ile Sosyal Sigortalar Kurumu arasında bir protokol yapıldığı ve isteğe bağlı sigorta primlerinin bu banka aracılığı ile tahsiline başlandığı,

Söz konusu primlerin T.C. Ziraat Bankası, Türkiye İş Bankası ve Türkiye Emlak Bankası şubelerince da tahsil edilmesi konusunda teknik çalışmaların sürdürüldüğü, çalışmaların bitirilmesinden sonra, isteğe bağlı, sigortalıların bu bankaların diledikleri şubelerine de primlerini yatırabilecekleri bildirilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Nami Çağan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

18. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, isteğe bağlı sigorta primlerinin tek bir bankaya yatırılması uygulamasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın yazılı cevabı (7/4561)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

İsteğe bağlı Sigorta Primleri 1998 yılı başından itibaren Vakıflar Bankasına yatırılmaya başlanmıştır.

Tek bir bankanın devrede olması nedeniyle hem vatandaşlar hem banka sıkıntı çekmektedir.

Ziraat Bankası gibi yaygın bankacılık ağı olmayan Vakıflar Bankası hizmet arzında zorlanmaktadır. İsteğe bağlı sigorta primini ödemek için vatandaş hem zaman kaybetmekte hem de birçok masrafa katlanmaktadır.

Hizmetin yürütümünde yeni bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz? Vakıflar Bankasının yanısıra Ziraat Bankası, Halk Bankası, Emlak Bankası gibi bankaları devreye sokmayı planlıyor musunuz?

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 14.4.1998 Sosyal Güvenlik Kuruluşları Genel Müdürlüğü Sayı : B.13.0.SGK.0.13.00.01.2268.009137

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 12.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11726 sayılı yazınız.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır tarafından verilen “isteğe bağlı sigorta primlerinin tek bir bankaya yatırılması uygulamasına ilişkin” 7/4561 Esas No’lu yazılı soru önergesi, Bakanlığımız bağlı kuruluşu Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğüne incelettirilmiş olup, konuya ilişkin olarak alınan yazıda;

İsteğe bağlı sigorta işlemlerinin daha sağlıklı ve süratli bir şekilde yürütülmesi amacı ile isteğe bağlı sigorta primlerinin millî bankalar aracılığı ile bilgisayar ortamında tahsil edilerek Kurum hesaplarına aktarılması için Türkiye Vakıflar Bankası, T.C. Ziraat Bankası, Türkiye İş Bankası ve Türkiye Emlak Bankası yetkilileri ile görüşmelerde bulunulduğu,

Bu görüşmeler sonucu, teknik çalışmalarını tamamlayan Türkiye Vakıflar Bankası ile Sosyal Sigortalar Kurumu arasında bir protokol yapıldığı ve isteğe bağlı sigorta primlerinin bu banka aracılığı ile tahsiline başlandığı,

Söz konusu primlerin T.C. Ziraat Bankası, Türkiye İş Bankası ve Türkiye Emlak Bankası şubelerince de tahsil edilmesi konusunda teknik çalışmaların sürdürüldüğü, çalışmaların bitirilmesinden sonra, isteğe bağlı sigortalıların bu bankaların diledikleri şubelerine de primlerini yatırabilecekleri bildirilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Nami Çağan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

19. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, cep telefonu faturalarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/4577)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 9.3.1998

Zeki Ünal Karaman

Basına yansıyan şikayet mektuplarından ve aşırı kabarık faturalardan öğrendiğimiz kadarıyla Ocak 1998’den itibaren cep telefonu aboneleri konuşsalar da konuşmasalar da ayda 5.5. milyon TL. ödemek zorunda bırakılmışlardır.

Sorularım şunlardır:

1. 5.5. milyon TL. hangi kalemlerden oluşuyor? Vatandaşı zor duruma sokan bu para hangi yasal dayanak ve gerekçelerle tahsil ediliyor?

2. Hükümet olarak 1.5 milyon aboneyi ilgilendiren bu uygulamayı sürdürmeyi düşünüyor musunuz? Düşünmüyorsanız bu haksız uygulamaya ne zaman son vereceksiniz?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı 2.4.1998 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21/EA/-542-6201

Konu : Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 16.3.1998 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-7/4577-11665/28794 sayılı yazısı.

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın yönelttiği 7/4577-11665 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim. Necdet Menzir Ulaştırma Bakanı

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın 7/4577-11665 Sayılı Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Basına yansıya şikâyet mektuplarından ve aşırı faturalardan öğrendiğimiz kadarıyla Ocak 1998’den itibaren cep telefonu aboneleri konuşsalar da konuşmasalar da ayda 5.5. Milyon TL. ödemek zorunda bırakılmışlardır.

Sorularım şunlardır:

1. 5.5. milyon TL. hangi kalemlerden oluşuyor? Vatandaşı zor duruma sokan bu para hangi yasal dayanak ve gerekçelerle tahsil ediliyor?

2. Hükümet olarak 1.5 milyon aboneyi ilgilendiren bu uygulamayı sürdürmeyi düşünüyor musunuz? Düşünmüyorsanız bu haksız uygulamaya ne zaman son vereceksiniz?

Cevap :

26.2.1998 tarihli basın bülteni ile kamuoyuna açıklandığı gibi Ocak-1998 GSM faturalarında, konuşma ücretinin dışında Eğitime Katkı Payı (2 000 000 TL), Yıllık Kullanım Ücreti (1 500 000TL), Aylık Sabit Ücret (2 000 000 TL) olarak yer almaktadır.

Bu ücretlerden;

Eğitime Katkı Payı, 4306 sayılı Kanunun geçici 1-A maddesine göre, sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim giderlerinde kullanılmak üzere 1.9.1997-31.12.2000 tarihleri arasında, GSM abonelerinden ilk defa abonelik işlemi yapılması sırasında 2 000 000 TL ve yılda bir defa olmak üzere, aylık sabit ücret tutarında alınmaktadır.

Abonelerden, GSM abonman sözleşmesinde de yer aldığı üzere 2813 sayılı Kanun uyarınca Telsiz Genel Müdürlüğünce tahsil edilmesi gereken ruhsatname ve yıllık kullanım ücretleri Türk Telekom tarafından tahsil edilmektedir.

Buna göre; Ruhsatname ücreti sözleşme esnasında abonelerden bir defaya mahsus ve peşin olmak üzere, kullanım ücreti ise her yılın başında (Bu durum GSM faturalarında da ayrıca belirtilmektedir.) Telsiz Genel Müdürlüğü adına Türk Telekom tarafından tahsil edilmektedir.

Aylık Sabit Ücret, GSM Mobil telefon tarifesi, diğer ülkelerdeki uygulamalar da dikkate alınarak oluşturulmuştur. Tarifeler, her ülkenin kendi koşullarına göre değişiklik göstermesi mümkündür. Örneğin, diğer ülkelerin bir çoğunda GSM tesis ücretleri düşük, aylık sabit ücretleri ise yüksektir. Oysa, tesis ücreti bir defaya mahsus olarak alındığından abonelere yansıyan esas ücret, aylık sabit ücret ve konuşma ücretleri olmaktadır. Bu nedenle, ülkemizde GSM aylık sabit ücreti diğer ülkelerde uygulanan aylık sabit ücretlerin çok altında tutulmuş ve günün şartlarına uygun olarak kontür ücretine endekslenmiştir.

20. — Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Güneydoğu Anadolu Projesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Salih Yıldırım’ın yazılı cevabı (7/4580)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Salih Yıldırım tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 9.3.1998

Zeki Ünal

Karaman

1. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) hangi yılda başlamıştır ve hangi yılda bitirilecektir?

2. Bugüne kadar bu projeye ne kadar para harcanmıştır? Bundan sonra ne kadar daha harcanacaktır? Gerekli finansman ihtiyacını nereden temin edeceksiniz?

3. GAP bitirildiği zaman ekonomiye ne miktar katma değer sağlayacaktır?

4. Körfez kriziyle ilgili olarak 1990 yılından günümüze kadar Türkiye’nin ekonomik kaybı ne olmuştur? Kayıplarımızın telafisi konusunda hükümetinizce ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

 

TC

Devlet Bakanlığı 2.4.1998

Sayı : B.02.0.008/60637

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 30 Mart 1998 gün ve B.02.GAP.0.BAK./1890 sayılı yazı.

İlgi yazıda belirtilen Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın yazılı soru önergesine cevap için hazırlanan bilgiler ektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. M. Salih Yıldırım

Devlet Bakanı

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal Tarafından TBMM Başkanlığına Sunulan Soru

Önergesi İçin Hazırlanan Cevaplar

Soru 1. GAP hangi yılda başlamıştır ve hangi yıl bitecektir?

Cevap : Ülkenin büyük boyutlardaki elektrik enerjisi ihtiyacının, mevcut su kaynaklarının geliştirilerek giderilmesi gereği düşüncesinden hareketle 1930’lu yıllarda başlayan etüd çalışmaları Fırat ve Dicle nehirlerini de kapsamıştır.

1950’lerde DSİ’nin kurulması ile Türkiye’de havza çalışmalarına geçilmiş ve ayrıntılı çalışmalar sonucu bu iki nehir havzasının nasıl geliştirileceğine ilişkin belirlemeler yapılmıştır.

1977 yılında bu iki nehir havzasında yapılacak çalışmaların “Güneydoğu Anadolu Projesi” adıyla yürütülmesi benimsenmiştir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi”nin, entegre bölgesel planlama çerçevesinde ele alınarak yürütülmesi 1989 yılında GAP Master Planı’nın tamamlanması ile başlamıştır.

GAP Master Planı, Projeyi; Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde yapımı öngörülen barajlar, hidroelektrik santraller ve sulama tesislerinin yanısıra kentsel ve kırsal altyapı, ulaştırma, sanayi, eğitim, sağlık, konut, turizm ve diğer sektörlerdeki yatırımları da içine alan ve yörenin topyekün sosyo-ekonomik kalkınmasını hedefleyen, çok sektörlü, enteğre ve sürdürülebilir bir anlayışla ele alınan bir bölgesel kalkınma projesi olarak belirlenmiştir.

GAP Master Planı 2005 yılına uzanan bir zaman perspektifi içinde hedeflenen yatırımlar için öngördüğü strateji çerçevesinde gerekli mekansal, zamansal ve finansal belirlemeleri kapsamaktadır.

Soru 2. Bugüne kadar projeye ne kadar para harcanmıştır? Bundan sonra ne kadar daha harcanacaktır? Gerekli finansman ihtiyacını nereden temin edeceksiniz?

Cevap : GAP Master Planı, dönem boyunca kamu eliyle planlanmış olan yatırımların finansman ihtiyacını 1997 yılı sabit fiyatlarıyla toplam 4 katrilyon 224 trilyon 822 milyar TL. (32 milyar dolar eşdeğeri) olarak ortaya koymuştur.

1997 yılı sonu itibariyle GAP kapsamındaki yatırımlar için harcanan toplam miktar (1997 yılı fiyatlarıyla) 1 katrilyon 745 trilyon 647 milyar TL. olmuştur (13.7 milyar dolar eşdeğeri).

Bilindiği gibi GAP yatırımları bugüne kadar çok büyük oranda millî kaynaklarımızla gerçekleştirilmiş, sadece Atatürk Barajı gibi önemli bazı tesisler için küçük oranlarda hibe veya kredi yoluyla dış finansman temin edilmiştir. GAP kapsamındaki Birecik Barajı ise Yap-İşlet-Devret Modeli ile bir Türk-Yabancı Konsorsiyumuna verilmiş ve böylece dış finansmanla yapılması gündeme gelmiştir.

Hükümetimiz bugüne kadar GAP’ın finansmanında yeterli olmadığı anlaşılan millî kaynaklara ilave olarak dış finans kaynaklarının da kullanılmasına olanak sağlayacak bazı tedbirleri yürürlüğe koymuştur. Örneğin GAP Bölge Kalkınma İdaresi’nin kuruluş ve görevlerine ilişkin 388 sayılı KHK’nin 9 uncu maddesi değiştirilmiş ve idarenin dış kredi kullanmasına olanak verecek gelir kaynaklarına sahip kılınması sağlanmıştır (Aralık 1997). Böylece Dünya Bankası, Avrupa Birliği gibi dış finans kuruluşlarının çeşitli projeler için malî katkıları kısa vadede mümkün olacaktır.

Öte yandan GAP’ın yeterli finansman imkânlarına kavuşabilmesini teminen bir GAP Fonunun oluşturulması hususunu da kapsayan GAP Bölge kalkınma Teşkilât Yasa Taslağı hazırlanmaktadır. buna göre; mevzuattaki fon gelirlerine ilaveten, enerji santrallerinde üretilen elektriğin değeri üzerinden belli oranda tahsil edilecek meblağlardan oluşan bir fonun ihdası önerilmektedir.

Yasa Taslağı ile ilgili hazırlıklar son aşamasında bulunmaktadır.

Soru 3. GAP bitirildiği zaman ekonomiye ne miktar katma değer sağlayacaktır?

Cevap : Türkiye’nin bölgesel kalkınmaya yönelik en büyük yatırımı olan GAP tamamlandığında; Türkiye toplam su potansiyelinin % 28’i kontrol altına alınacak, 1.7 milyon hektarın üzerinde bir alan sulamaya açılacak ve 7 460 MW üzerinde bir kurulu güç kapasitesiyle yılda 27 milyar kilovatsaat hidroelektrik enerjisi üretilecektir.

Böylece GAP’ın sağlayacağı yüksek tarım ve sanayi potansiyeli bölgede ekonomik hâsılayı 4.5 misli artıracak, bölge halkının yaklaşık 3.5 milyonuna istihdam imkânı yaratacaktır. GAP’ın bölge ekonomik yapısında yaratacağı değişimle GSBH’da tarımın payı % 40’tan % 25”e düşecek, sanayi % 16’dan % 24’e yükselecek, hizmetler sektörünün payı ise % 37’den % 47’ye yükselecek ve kişi başına GSBH 134 milyon TL.’na ulaşacaktır (1996 fiyatlarıyla).

GAP yatırımları ile tarım sektöründe 265 trilyon TL. olan katma değer 663 trilyon TL’na, 737 000 olan istihdam 1 974 000’e çıkacaktır. Sanayi sektöründe ise katma değerin 305 trilyon TL.’na çıkacağı ve 120 000 kişiye yeni istihdam imkânı yaratacağı hesaplanmıştır. Hizmetler sektöründe projenin tamamlanması ile % 410 oranında istihdam artışı sağlanacağı ve bu alandaki istihdamın 195 000’den 800 000’e çıkacağı öngörülmektedir.

Soru 4. Körfez kriziyle ilgili olarak 1990 yılından günümüze kadar Türkiye’nin ekonomik kaybı ne olmuştur? Kayıplarımızın telafisi konusunda hükümetimizce ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

Cevap : 1990 yılında ortaya çıkan Körfez Savaşı dolayısıyla Habur sınır kapısının kapanması ve Irak’a ambargo konulması ile genelde Türkiye ekonomisi, özelde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ekonomisi, tahminlerin çok ötesinde olumsuz yönde etkilenmiştir. Yapılan bazı tespitlere göre sadece Gaziantep İlimizden yapılan canlı hayvan ihracatı, Irak ambargosu öncesi yılda 400 milyon dolar iken, ambargo sonrasında 50 miyon dolara düşerek 1/8 oranında azalmıştır. Toplam ihracattaki azalışa ilişkin bir örnek verilmesi gerekirse sadece Gaziantep’ten yapılan toplam ihracat 780 milyon dolardan, ambargo sonrasında 380 milyon dolara gerilemiştir. (% 50 oranında azalma)

Körfez Savaşı asadece Gaziantep İlinde, oto tamirhanesi, yol boyu lokantacılık ve perakende satış sektöründe 20 000 kişinin, kamyon şöforlerinden ise 10 000 kişinin açık işsiz kalmasına yol açmıştır.

Irak ambargosunun 1990-95 yılları arasında Gaziantep’e verdiği ekonomik zarar 5 milyar dolar olup, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ekonomisine ise yaklaşık 25-30 milyar dolar kayıpa verdirdiği hesaplanmaktadır.

Körfez Savaşının Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde neden olduğu ekonomik kayıpların nisbeten telafisine de yardımcı olacak bazı tedbirlerin işlerlik kazanmasına öncelik verilmektedir. Kısa vadede sonuç getirecek istihdam yaratıcı ve gelir arttırıcı nitelikteki; balıkçılık tesislerinin kurulması, fıstıklıklar oluşturulması, sera kurulması, mantarcılık, arıcılık gibi ziraî faaliyetler bu çerçevede zikredilebilir.

Bölgede yatırımların canlandırılması amacıyla son olarak yürürlüğe giren teşvik kararnamesinin de kısa sürede olumlu gelişmelere yol açması beklenmektedir.

21. — Bursa Milletvekili Yahya Şimşek’in, tarım kredilerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Güneş Taner’in yazılı cevabı (7/4585)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Güneş Taner tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 10.3.1998

Yahya Şimşek

Bursa

1. En son, Tarım Kredileri limitleri nedir?

2. Bu kredilerin, ne kadarı, nakit olarak ödenmektedir?

3. Tarım Kredi Kooperatiflerine, üreticilere, artan limit oranında kredi verilebilmesi için gerekli finansman sağlanmış mıdır? İlgili birimlere bu finansman aktarılmış mıdır?

4. Bursa ve ilçelerinin Tarım Kredi Kooperatiflerine gönderilen finansman miktarları nedir?

TC

Devlet Bakanlığı 3.4.1998

Sayı : B.02.0.003(16) 955

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 23.3.1998 gün ve Kan. Kar. Md. A.01.0.GNS.0.10.00.02-11896 sayılı yazınız ve eki.

Bursa Milletvekili Sayın Yahya Şimşek’in tarafımdan cevaplandırılmasını istediği 7/4585-11692 Esas No.’lu yazılı soru önergesine ilişkin cevap ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Güneş Taner

Devlet Bakanı

Bursa Milletvekili Sayın Yahya Şimşek Tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Verilen Bakanlığım İlgili Kuruluşu T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü Görev Alanına Giren Yazılı Soru Önergesinde Yer Alan Sorularla İlgili Bilgiler Aşağıda Açıklanmıştır

1. Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklarının tarımsal kredi ihtiyaçlarının karşılanmasını teminen, kısa ve orta vadeli olarak verilmekte olan azamî 500 milyon liralık kredi limiti, tarımsal girdi fiyatlarında meydana gelen artışlar ile Banka kaynak ve imkânları göz önünde bulundurularak 17.2.1998 tarihinden itibaren azamî 1 milyar liraya yükseltilmiş bulunmaktadır.

2. Bu kredi limitinin en fazla 150 000 000 liraya kadar olan kısmı nakdî ve kalanı ya da tamamı ayni olarak kullandırılabilmekte olup, Tarım Kredi Kooperatifi ortaklarının, 1 milyar liranın üzerindeki tarımsal kredi ihtiyaçları, Bankanın usul ve mevzuatı çerçevesinde doğrudan Bankaca karşılanmaktadır.

3. Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklarının ihtiyacının karşılanabilmesini teminen, 1998 yılı için Banka imkânlarından 360 trilyon liralık kaynak ayrılmış olup, bu kaynak Genel Müdürlüğe ulaşan talepler doğrultusunda peyderpey kullandırılmaktadır.

Bankanın, Bursa ve ilçelerinde bulunan toplam 17 adet şubesince kredilendirilen 74 adet Tarım Kredi Kooperatifine ortak çiftçilerin tarımsal üretime yönelik ihtiyaçlarının karşılanmasını teminen, 31.12.1997 tarihi itibariyle, söz konusu şubelere tahsis edilen toplam 3 974 281 000 000 lira plasmana ilaveten, 1998 yılı içerisinde de 529 423 000 lira daha ek plasman tahsis edilmiş olup, toplam plasman miktarları 31.3.1998 tarihi itibariyle 4 503 704 000 000 liraya yükseltilmiştir.

22. — Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin, Cumhuriyetin 75. kuruluş yıldönümü kutlama programına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Cavit Kavak’ın yazılı cevabı (7/4589)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

TBMM İçtüzüğünün 96 ncı maddesi uyarınca aşağıdaki sorularımın Başbakan Mesut Yılaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Naci Terzi

Erzincan

Sorular :

1. Cumhuriyetin kuruluşunun 75 inci yıldönümü nedeni ile hazırlanmakta olan kutlama programı için 38 milyon dolarlık bir bütçe öngörüldüğü doğru mudur?

2. Projeyi üstlenen kurum ve kuruluşlar hangileridir?

3. 38 milyon dolarlık kutlama programının içerisinde ne tür projeler bulunmaktadır?

4. Cumhuriyetin 75 inci yıldönümü kutlamaları için öngörülen 38 milyon dolarlık kaynak, 1998 yılı bütçesinde yer almış mıdır? 38 milyon dolarlıka projeyi, 1998 yılı bütçesinin hangi kaleminden karşılamayı düşünüyorsunuz?

5. Görkemli kutlamalar, şaşaalı programlar mıdır, bunun için illa şişkin bütçelere mi gereksinim duyulmaktadır? Daha mütevazi bütçelerle de görkemli kutlama programları hazırlanamaz mı?

TC

Devlet Bakanlığı 3.4.1998

Sayı : B.02.0.017.800/(02) 261

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) 23.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4589-11697/28836 sayılı yazınız.

b) Başbakanlık Kanunalar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 27.3.1998 tarih ve B.02.0.KKG/106-730-5/630 sayılı yazısı.

İlgi (a) da kayıtlı yazı ile, Erzincan Milletvekili Naci Terzi’nin tevcih ettiği yazılı soru önergesine ait cevabî yazı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Cavit Kavak

Devlet Bakanı

Soru 1. Cumhuriyetin kuruluşunun 75 inci yıldönümü nedeni ile hazırlanmakta olan kutlama programı için 38 milyon dolarlık bir bütçe öngörüldüğü doğru mudur?

Cevap 1. Bilindiği üzere 1998 yılında Türkiye Cumhuriyetinin 75 inci ve Atatürk’ün ölümünün 60 ncı, 1999 yılında da Osmanlı Devletinin kuruluşunun 700 üncü ve Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 80 inci yıl dönümleri idrak edilecektir.

Kutlama faaliyetlerinin koordinasyonu 23.10.1997 tarih ve 1997/66 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile tarafıma tevdi edilmiştir.

Cumhuriyetin 75 inci yıldönümü kutlamaları çerçevesinde yapılacak harcamaların 17.12.1997 tarih ve 97/10432 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca Başbakan Oluruyla Geliştirme ve Destekleme Fonu’nundan karşılanması kararlaştırılmıştır.

Kutlamalardaki temel amaç yurt içinde sivil toplum örgütlerinin, yazılı ve görsel basının, kamu kurumu ve kuruluşlarının ve yerel yönetimlerin hep birlikte görev almasını, Cumhuriyetin temel ilkelerinin bir kere daha vurgulanmasını ve kalıcı eserler bırakılmasının sağlanmasıdır. Yurt dışında ise oradaki vatndaşlarımız, çocukları ve soydaşlarımıza hitap edecek şölenler, sportif faaliyetler gerçekleştirilmesi, yabancılara da Atatürkçülük ve modern Türkiye konusunda yerleşmiş olan yanlış imajı silecek mesajlar verilmesidir.

Bu çerçevede önerilen projeler, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı başkanlığında Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, Dışişleri Bakanlığı Kültür Genel Müdürü, TRT Genel Müdürü, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü, Millî Savunma Bakanlığı, Millî Güvenlik Kurulu ve Genelkurmay Başkanlığı temsilcilerinden oluşan inceleme komisyonu tarafından incelenmiştir. Bu inceleme sırasında yatırım programında yer almadığı için önerilen, kuruluşların aslî görevleri ile doğrudan ilgili, Cumhuriyetin 75 inci yıldönümü ile bağlantısı olmayan, heyecan yaratmayan projelerle, katılımcı zihniyet taşımayan mükerrer nitelikteki filmlere kaynak aktarılmaması ön koşul olarak kabul edilmiştir. Ayrıca uygun görülen projelerle ilgili olarak proje sahiplerinden sözlü takdim alınmıştır.

Bakanlar Kurulundan da kutlamalar için 10 milyon dolar civarında bir kaynak ayrılacağı doğrultusunda görüş belirmiştir. Seçilen bu projelerden “olmazsa olmaz” prensibinden hareketle mutlaka yapılması gerekenler yeniden değerlendirilmiştir.

Yani bütçe 38 milyon dolarla değil 10 milyon dolarla bağlanmıştır.

Soru 2. Projeyi üstlenen kurum ve kuruluşlar hangileridir?

Cevap 2. Projeler kamuda İçişleri Bakanlığı nezdinde tüm valilikler, Dışişleri, Kültür, Millî Savunma Bakanlıkları, TRT, Basın Yayın ve Enformasyon, Gençlik ve Spor, Millî Piyango İdaresi, Darphane ve Damga Matbaası, PTT, Halk Bankası Genel Müdürlükleri, Denizcilik Müsteşarlığı, Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Hava Kurumu Genel Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, TÜBİTAK, TODAİ tarafından yürütülecektir.

Özel sektör ve sivil toplum örgütlerinde ise Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, F Prodüksiyon, İzmir, İstanbul, Ankara Kültür Sanat ve Eğitim Vakıfları, Sevda Cenap And Müzik Vakfı, Eylül Prodüksiyon, Almanya Atatürkçü Düşünce Derneği, Ankaralılar Vakfı, Türkiye Satranç Federasyonu ve Zeka Vakfı, Fotoğraf Sanatı Kurumu, Türkiye Felsefe Kurumu, İnönü Vakfı, Sanat Derneği, İnsan Yerleşim Derneği, Ankara Gençlik Tiyatrosu, Tiyatro Oyuncuları Derneği, Atatürk Vakfı gibi kuruluşlar tarafından yürütülecektir.

Soru 3. 38 milyon dolarlık kutlama programının içerisinde ne tür projeler bulunmaktadır?

Cevap 3. Birinci soruda da belirttiğimiz gibi kutlama programının bütçesi son haliyle 10 milyon dolardır. Bu projelerin arasında yurt dışında uluslararası sempozyumlar, Turqui La Belle grubunun gösterileri, tiyatro, konser turneleri, sergiler, Avrupa’da Türk sinema haftası, Avrasya halk dansları turneleri, Türk sinema günleri; yurt içinde TRT Genel Müdürlüğünün Atatürk ve Nutukla ilgili filmleri, 75 inci yıl marş yarışması, kurtuluş dizisinin devamı niteliğinde dizi filmler, Kültür Bakanlığının opera bale yarışmaları, tiyatro, konser, gösteri etkinlikleri, temsili Bandırma Vapuru gibi çalışmaları, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün spor yarışmaları, valiliklerin düzenleyeceği kermes ve gösteriler, Üniversitelerin panel, sempozyum ve spor yarışmaları, sivil toplum örgütlerinin sokak tiyatroları, sanat otobüsleri, Atatürk ve Demokrasi uluslararası gençlik toplantıları, uluslararası sanat festivalleri, defileler şeklinde projeler yer almaktadır.

Soru 4. Cumhuriyetin 75 inci yıldönümü kutlamaları için öngörülen 38 milyon dolarlık kaynak, 1998 yılı bütçesinde yer almış mıdır? 38 milyon dolarlık projeyi, 1998 yılı bütçesinin hangi kaleminden karşılamayı düşünüyorsunuz?

Cevap 4. Kaynak 10 milyon dolar olup, yine birinci soruda cevaplandırıldığı üzere Geliştirme Destekleme Fonu’na ilave edilen Z-15 maddesinden Başbakan onayı ile karşılanacaktır. Bütçeden ayrıca bir kaynak ayrılmamıştır.

Soru 5. Görkemli kutlamalar, şaşalı programlar mıdır, bunun için illa şişkin bütçelere mi gereksinim duyulmaktadır? Daha mütevazi bütçelerle de görkemi kutlama programları hazırlanamaz mı?

Cevap 5. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varoluşunun 75 inci yıldönümü takibi en görkemli şekilde kutlanmalıdır. Ama bu kutlamalardan amaç asla kaynakların çarçur edilmesi değildir. Buradaki temel prensip katılımcı bir zihniyetle Cumhuriyetin temel ilkelerinin halkda ilk günkü kadar heyecanla tekrar hatırlatılmasının sağlanması olmalıdır. Zaten çalışmalarda bu yönde sürdürülmektedir.

23. — Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, mevsimlik işçilere kadro verilip verilmeyeceğine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4591)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim.

İsmail Özgün

Balıkesir

Soru 1. Bazı kamu işyerlerinde çalışmakta olan Mevsimlik İşçilerin kadro sorununun çözümü için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

Soru 2. Mevsimlik işçi sorununu nasıl çözeceksiniz?

Soru 3. Balıkesir Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde çalışmakta olan 286 mevsimlik işçinin geleceği ne olacak?

Soru 4. Balıkesir İlimizin 940 köyünün olduğu ve bu köylerin alt yapı çalışmalarının ve tamiratlarının büyük ölçüde yetersiz olduğu dikkate alınacak olunursa 286 mevsimlik işçinin tamamına kadro vermeyi düşünüyor musunuz?

TC

Devlet Bakanlığı 3.4.1998

Sayı : B.02.0.014.031-1564

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 23.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4591-11701/28840 sayılı yazısı.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Özgün’e ait yazılı soru önergesindeki konular incelenmiştir.

Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı müsaadeli, açıktan atama amacıyla kullanılabilir kadro olmadığından bu konuda herhangi bir çalışma yapılmamaktadır.

Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün tüm üniteleri bazında ihtiyaç duyulan mevsimlik işçi sayılarını belirleme çalışmaları devam etmektedir. Bu çalışmalar neticesinde mevsimlik işçi sorununun çözümlenmesi için gerekli işlemler yapılabilecektir.

Tüm üniteler olduğu gibi Balıkesir ilinde de mevsimlik işçi ihtiyaç çalışmaları devam etmektedir.

Yukarıda açıklanan Başbakanlık ve Maliye Bakanlığından müsaadeli açıktan atama amacıyla kullanılabilir kadro olmadığından kadro için yapılacak bir işlem bulunmamaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz

Devlet Bakanı

24. — Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, görevden alınan Vakıfbank Genel Müdürünün bir beyanına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin yazılı cevabı (7/4593)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun, Devlet Bakanı Sayın Metin Gürdere tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını, aracılığınız ile istirham ederim. 11.3.1998

Feti Görür

Bolu

Soru : 1. 1 Mart 1998 tarihli gazetelerde, görevden aldığınız Vakıfbank Genel Müdürü Sayın Hasan Kılavuz’un;

“Türkiye’de fazla nasırlara basmamak lazım. Biz belki fazla bastık. Ben kaymak israfının üzerine canıgönülden gittim. Popülist politika uygulamadım. Kaynakların 3-5 kişiye kullandırılması değil, 3 bin - 5 bin kişiye kullandırılması.” dediği. Acaba 3-5 imtiyazlı kişi kim? Kimlere ayrıcalık sağlandı? Kimler için Sayın Genel Müdür görevinden uzaklaştırıldı. Bu krediler layık olanlara verildi mi?

TC

Devlet Bakanlığı 13.4.1998

Sayı : B.02.0.010/04850

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığı Genel Sekreterliğinin 23.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4593-11703/28842 sayılı yazısı.

Bolu Milletvekili Feti Görür’ün Bakanlığıma tevcih ettiği 7/4593 esas nolu yazılı soru önergesi cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Metin Gürdere

Devlet Bakanı

Bolu Milletvekili Sayın Feti Görür’ün 7/4593 Sayılı Yazılı Soru Önergesi Cevabıdır

Vakıfbank’ın kaynak kullandırımı yani kredi politikası hiç bir zaman yazılı soru önergesinde iddia edildiği gibi az sayıda kişiye kredi kullandırma şeklinde olmamıştır.

Mart 1998 ayı itibariyle T. Vakıflar Bankası T.A.O.’lığının 900 trilyon liraya ulaşan nakdî ve gayrî nakdî kredilerimizin; 44 bini ticarî firmalar, 603 bini bireysel olmak üzere toplam 647 bin kişiye kullandırılmış olması da bu görüşümüzü doğrulamaktadır.

1998 yılı plasman politikamız da organize sanayi bölgelerindeki küçük ve orta ölçekli (KOBİ’ler) firmalar başta olmak üzere, tüm yurt sathına yayılmış sanayiciler, turizm sektörü ve ihracatçı firmalara yönelik olacaktır.

Bilgilerinizi rica ederim.

25. – Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker’in, Bilecik İlindeki belediyelere yapılan yardımlara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4594)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Zekeriya Temizel tarafından yazılı olarak yanıtlanması için İç Tüzüğün 96 ncı Maddesince gereğini arz ederim. Saygılarımla.

5.2.1998

Bahattin Şeker Bilecik

Sorular :

Daha önce Bakanlığınız tarafından Hükümetiniz Döneminde “Mahalli İdarelere Yapılacak Yardım ve Ödemeler” tertibinden Bilecik İli ve İlçe Belediyelerine yapılmış olan yardım miktarları tarafımdan 7/4053 esas nolu yazılı soru önergesi ile sunulmuş idi. T.C. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğünün 7.1.1998 tarih ve 0166 sayılı cevabında Bilecik ili genelinde yapılmış olan yardımlar belirtilirken toplam olarak belirtilmiştir. Hükümetimizin işbaşına geldiği günden itibaren Bilecik İlindeki Merkez İlçeler ve Belde Belediyelerine ayrı ayrı yapılmış olan yardım miktarları da 7/4208 esas nolu yazılı soru önergesi ile tekrar cevaplandırılması için sorulduğu halde T.C. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Kontrol Genel Müdürlüğünün 27.1.1998 tarih ve 1750 sayılı cevabında da açıkça belirtilmemiştir.

Hükümetimizin işbaşına geldiği günden bu güne değin Bilecik İli İlçe ve Belde Belediyelerine ayrı ayrı yapılan yardım miktarları nedir?

T.C. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğü Sayı : B.07.0.BMK.0.11.600/5204 13.4.1998

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 23.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4594-11704/28843 sayılı yazınız.

Bilecik Milletvekili Sayın Bahattin Şeker’in 7/4594 esas No’lu yazılı soru önergesinde yer alan sorulara ait cevaplar aşağıda sunulmuştur.

1997 yılında Maliye Bakanlığı bütçesinin “Mahallî İdarelere Yapılacak Yardım ve Ödemeler” tertibinden Bilecik İli Merkez Belediyesine 35 milyar TL, ilçe ve belde belediyelerine ise 117 milyar 150 milyon TL. olmak üzere, toplam 152 milyar 150 milyon TL. yardım yapılmıştır. Bu yardımların 48 milyar 500 milyon lirası ise Hükümetimiz dönemine aittir.

Bilgilerinize arz ederim.

Zekeriya Temizel Maliye Bakanı

26. – Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlu’nun, 55 inci hükümet döneminde tiyatrolara yapılan yardımlara ve bastırılan kitaplara ilişin sorusu ve Kültür Bakanı Mustafa İstemihan Talay’ın yazılı cevabı (7/4597)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Kültür Bakanı Sayın İstemihan Talay tarafından TBMM İçtüzüğünün 98 inci maddesine göre yazılı olarak cevaplandırılması hususunu arz ederim.

Saygılarımla.

Doç. Dr. Kahraman Emmioğlu Gaziantep

Sorular :

1. 55 inci hükümet başlangıcından bugüne kadar Kültür Bakanlığı olarak hangi tiyatro gruplarına ne kadar yardım yapılmıştır?

2. Bakanlığa başladığınız tarihten itibaren bugüne kadar hangi tür kitapları bastınız veya satın aldınız? Kitaplar için hangi yazarlara ne kadar telif ücreti ödenmiştir?

3. Bakanlığınıza bağlı kütüphanelere hangi süreli yayınlar alınmaktadır? Alınan süreli yayınların isimleri ve kaçar adet alındığını gösterir listenin gönderilmesi.

T.C. Kültür Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.16.0APK.0.12.00.01.940/152

Konu : Yazılı soru önergesi 6.4.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığı Kan.Kar.Müd.’nün 23 Mart 1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-28849 sayılı yazısı.

Gaziantep Milletvekili Sayın Kahraman Emmioğlu’nun “55 inci hükümet döneminde tiyatrolara yapılan yardımlara ve bastırılan kitaplara ilişkin” 7/4597-11709 esas nolu yazılı soru önergesinin cevabı ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. İstemihan Talay Kültür Bakanı

Cevap 1 : 1997 Yılında Desteklenen Özel Tiyatrolar

Profesyonel tiyatrolar :

1. Ağustos Görsel Sanatlar ve Tic. Ltd. Şti.

Uygarlık Çöplüğü 1 950 000 000 TL.

2. AHOT Sinema ve TV Filmi Rek. San. Tur. Tic.Ltd. Şti.

Atatürk Sizsiniz 1 950 000 000 TL.

3. Alışık Tiyatrosu

Allahaısmarladık Cumhuriyet 1 950 000 000 TL.

4. Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu (İstanbul)

Spring And Port Wıne 4 940 000 000 TL.

5. Ankara Ekin Tiyatrosu ve Yayıncılık Tic. Ltd. Şti.

Efsuncu Baba 3 250 000 000 TL.

6. Ankara Sanat Evi Tiy. Meg. Özel Eğ. Tic. Ltd. Şti.

Aydınlığa Büyüyen Kardelenler 1 950 000 000 TL.

7. Ankara Sanat Tiyatrosu Gösteri ve Org. A.Ş.

Akrep 4 940 000 000 TL.

8. AnkaraTiyatro Ajansı

Ziyaretçi 975 000 000 TL.

9. Bizim Tiyatro Zafer Diper (İstanbul)

Altmış Sekiz Doksan Sekiz 3 250 000 000 TL.

10. Bolu Özel Şehir Tiyatrosu

Sahipsizler 975 000 000 TL.

11. Çağdaş Etkinlikler Sahnesi

Çağdaş Ajans Sanat Reklam Ltd. Şti. (Ankara)

Kafkas Tebeşir Dairesi 975 000 000 TL.

12. Çağdaş Sahne (İsmail Halit Ergör)

Bir Mektup ve Cevabı 750 000 000 TL.

13. Çorum Bölge Tiyatrosu

Ziyaretçi 975 000 000 TL.

14. Dostlar Filmcilik ve Tiyatro Ltd. Şti.

Yosma 4 940 000 000 TL.

15. Enis Fosforoğlu Tiyatrosu

Pantalon 1 950 000 000 TL.

16. EPS Gösteri Sanatları Ltd. Şti.

(Enver Demirkan-Virgül Tiyatrosu)

Durum Bundan İbaret 1 950 000 000 TL

17. Eskişehir Tiyatro Kumpanyası

Macbeth 975 000 000 TL.

18. Feridun Karakaya Tiyatrosu

(Karım Duymasın) 1 950 000 000 TL.

19. Gelenbe Tiyatro Sinema Radyo ve Televizyon Program

Yapımcılığı Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti.

(O Sen misin) 3 250 000 000 TL.

20. Hamle Tiyatrosu (İzmir)

Letafet 1 560 000 000 TL.

21. Kaktüs Gös. San. Yay. Turizm Şti.

(Kahraman) 975 000 000 TL.

22. Kare Tiyatro Sinema ve Tanıtım Ltd. Şti.

Profesör Enişte 3 250 000 000 TL.

23. Kartal Sanat İşliği Tiyatrosu

Yaşamak İçin Et 975 000 000 TL.

24. Kenter Sinemacılık ve Tiyatroculuk A.Ş.

Gerçek Çeşitlemeleri 4 940 000 000 TL.

25. Kocaeli Bölge Tiyatrosu Sahne Sanatları Etkinlikleri Ltd. Şti.

Hakkâride Bir Mevsim 1 950 000 000 TL.

26. M. Esat Tekand/Studıo Oyuncuları

Oyun Sonu 975 000 000 TL.

27. Nokta Tiyatrosu/Abdullah Şahin (İstanbul)

Pembe Aslında Siyahtır 1 950 000 000 TL.

 

 

28. Oraloğlu Tiyatrosu (İstanbul

Yıl 1921 Casuslarla Savaş 1 950 000 000 TL.

29. Orta Oyuncular Sanat Gösterileri ve Yayıncılık A.Ş.

Çok Tuhaf Soruşturma 4 940 000 000 TL.

30. Oyuncular Tiyatro Televizyon Reklamcılık Sanayi ve

Ticaret Ltd. Şti.

Işık İnsanları 975 000 000 TL.

31. Pan Tiyatro Sinemacılık Ltd.

Söyleyeceklerim Var 2 500 000 000 TL.

32. Tiyatro Birikim

Diriliş 975 000 000 TL.

33. Tiyatro Günbay (Altan Günbay)

Tencere Dibin Kara 975 000 000 TL.

34. Tiyatro İstanbul Sanat Yapımları Ltd. Şti.

Art/Sanat 3 640 000 000 TL.

35. Tiyatro Oyunevi

Antıgone 975 000 000 TL.

36. Tiyatro Stüdyosu Gösteri Tanıtım Organizasyon

Ticaret A.Ş. (İstanbul)

Balkon 2 795 000 000 TL.

37. Tuncay Özinel Tiyatrosu

Bir Başkadır Benim Memleketim 1 950 000 000 TL.

38. Yedi Tepe Tiyatro ve Gösteri Ltd. Şti.

Sen Beni Sevmiyorsun 3 250 000 000 TL.

39. Yeni Tiyatro Gös. San. Aj. Ta. Hiz. Tic. Ltd. Şti.

Dalga 975 000 000 TL.

40. Yöntem Sanatsal Yapım Yön. Org. A.Ş.

Olacak Şey Değil 4 940 000 000 TL.

AMATÖR TİYATROLAR

1. Adana Gösteri Sanatları Merkezi

Vur Patlasın Çal Oynasın 400 000 000 TL.

2. Afyon Karahisar Kültür Sanat Der.

Deve Tabanı 350 000 000 TL.

3. Alperen Sanatevi (Ankara)

Suçlu Kim 250 000 000 TL.

4. Ankara Karmaşık Tiyatro

Mustafa Diye Biri 350 000 000 TL.

5. Ankara Şehir Tiyatrosu

İblislerin Dansı 675 000 000 TL.

6. Ankara Tiyatrosu

Özel Hayatlar 350 000 000 TL.

7. Bilsak Tiyatro Atölyesi

Ölmeyen 650 000 000 TL.

8. Demiryolunu Sevenler Derneği

Karanlıkta Komedi 350 000 000 TL.

9. Düzce Şehir Tiyatrosu

Kral Lear 600 000 000 TL.

10. Erzurum Şehir Tiyatrosu

Gelinin Fendi Kaynanayı Yendi 350 000 000 TL.

11. Gösteri Sahnesi

Susuyordu Diller, Konuşuyordu Eller 350 000 000 TL.

12. Grup Kafka

Güneşsiz Bacaklar, Kırmızı Aşklar 350 000 000 TL.

13. Gülüm Pekcan Dans Tiyatrosu

Kerem ile Aslı 650 000 000 TL.

14. Haşim Kayabaşı Tiyatrosu

Gardiyan 350 000 000 TL.

15. İzmir Kent Tiyatrosu

Sevgili Doktor 550 000 000 TL.

16. Körmük Meydanı

Eşeğin Gölgesi 300 000 000 TL.

17. Medya İletişim Tic. Ltd. Şti.

Özgürlüğün Bedeli 350 000 000 TL.

18. Nihayet Tiyatro Grubu

Hadi Öldürsene Canikom 350 000 000 TL.

19. Oluşum Tiyatrosu

Güneş Ülkesi 350 000 000 TL.

20. Rumeli Türk Tiyatro Sanatçıları Derneği

Hastalar 650 000 000 TL.

21. Sonay Kılınçer Tiyatrosu

(Anadolu Birlik Oyuncuları) Enflasyon Kuşu 340 000 000 TL.

22. Tiyatro Gözlem

Soytarı 350 000 000 TL.

23. Tiyatro Özgün Deneme

Başka Dünyalar 350 000 000 TL.

24. Tiyatro Caniko

Yeter Artık 350 000 000 TL.

25. TOBAV Sanat Eğitimi Merkezi

Dede Korkut Öyküleri 400 000 000 TL.

26. Trabzon Sanat Tiyatrosu

Bela 400 000 000 TL.

27. Üsküp Türk Tiyatrosu

(Deli İbrahim) 400 000 000 TL.

ÇOCUK TİYATROSU

1. Ankara Çağdaş Sahne

Masal Gezegenine Yolculuk 500 000 000 TL.

2. Ankara Deneme Sahnesi

Memiş Dayı 600 000 000 TL.

3. Ankara Komedi Tiyatrosu

Sevgi Bahçesindeki Ağaç 390 000 000 TL.

4. Ankara Masal Tiyatrosu

Sihirli Kanatlar 400 000 000 TL.

5. Akten Sanatevi

Kurşun Askerin Utancı 400 000 000 TL.

6. Atölye Tempo Araştırma ve Gösteri Sanatları Ltd. Şti.

Burnunu Kaybeden Palyaço 780 000 000 TL.

7. Başkent Sanat Sahnesi

Mutlu Ayılar 390 000 000 TL.

8. Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı

Harikalar Mutfağı 400 000 000 TL.

9. Çan Tiyatrosu

Kralın Hazinesi 780 000 000 TL.

10. Çevre Çocuk Tiyatrosu

Şarlo Mutlu 400 000 000 TL.

11. Mersin Üni. Güzel Sanatlar Fak.

Sahne Dekoru ve Kostüm Bölümü

Ormanda Şenlik 400 000 000 TL.

12. İdil Abla Çocuk Tiyatrosu

Nedir Hesabın 780 000 000 TL.

13. Nüans Tiyatro Sanatevi Gösteri Hizmetleri İç ve Dış

Ticaret Ltd. Şti.

Gülen Adam 780 000 000 TL.

14. Özgür Tiyatro

Gökkuşağının Altında 390 000 000 TL.

15. Reha Bilgen-Masal Gerçek Tiyatrosu

Büyük Kulaklı Küçük Ayı 975 000 000 TL.

16. Salim Dörtcan-Tiyatromıe

Şakacı Çocuklar Parkı 975 000 000 TL.

GELENEKSEL TİYATROLAR

1. Bursa Karagöz Tiyatrosu

Karagöz Salıncakçı 400 000 000 TL.

2. Geleneksel Gösteri Sanatları Topluluğu

Lokman Hekim ve Şahmaran Efsanesi 300 000 000 TL.

3. Mehmet Baycan-1968 Karagöz İbiş Tiyatrosu (İzmir)

Karagöz İbiş Okulda 300 000 000 TL.

4. Show Tiyatro

Çöp Canavarı 300 000 000 TL.

5. Ünver Oral

Karagözün Kamyoneti 400 000 000 TL.

6. Yeni Ankara Oyuncuları

Karagözün Ağalık Oyunu 360 000 000 TL.

EĞİTİM TİYATROLARI

1. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi

Tiyatro Bölümü

Açık Aile 240 000 000 TL.

2. Dokuz Eylül Üni. Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve

Görüntü Sanatları Bölümü

Bela 235 000 000 TL.

3. Çukurova Ünv. Dev. Kons. Tiyatro Ana Sanat Dalı Bölümü

Yolcu 390 000 000 TL.

SALON ONARIMI İÇİN :

1. Alışık Tiyatrosu 1 400 000 000 TL.

2. Ankara Sanat Tiyatrosu 4 000 000 000 TL.

3. Atölye Tempo 360 000 000 TL.

4. İdil Abla Çocuk Tiyatrosu 1 000 000 000 TL.

 

SAYFA 312’DEN 345’E KADAR FİLME ALINACAK.

 

27. – Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Kütahya’da öğrenci yurt binası yapılıp yapılmayacağına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Metin Gürdere’nin yazılı cevabı (7/4598)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Metin Gürdere tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla. 12.3.1998 Mehmet Korkmaz Kütahya

1. Ağustos 1997 ayı içerisinde Kütahya iline yaptığınız ziyarette Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından il merkezine öğrenci yurt binası yapılacağını açıkladınız;

a) Vakıflar tarafından, Kütahya’ya öğrenci yurdu yapılacak mıdır? Bu konuda şu ana kadar ne gibi bir çalışma yapılmıştır?

b) Yapılacak olan öğrenci yurdu kaç kişilik olacaktır? Ve proje maliyeti nedir?

c) Öğrenci yurdunun temelini ne zaman atmayı düşünüyor sunuz?

T.C. Devlet Bakanlığı Sayı : B.02.0.010/04838 13.4.1998

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığı Genel Sekreterliğinin 23.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4598-11728/28901 sayılı yazısı.

Kütahya Milletvekili Mehmet Kokmaz’ın Bakanlığıma tevcih ettiği 7/4598 esas nolu yazılı soru önergesi cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Metin Gürdere Devlet Bakanı

Kütahya Milletvekili Sn. Mehmet Korkmaz’ın 7/4598 Sayılı Soru Önergesi Cevabıdır.

Vakıflar Genel Müdürlüğünce Kütahya İl Merkezinde yapılması düşünülen yurt binası işi, 1998 Yılı Yatırım Teklif Programında teklif edilmesine rağmen Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığınca uygun görülmemiştir.

Söz konusu yurt binasının proje maliyeti tahmini 350 000 000 000. - TL olup, (300) kişilik Tip proje uygulanacaktır.

Vakıflar Genel Müdürlüğü 1999 Yılı Yatırım teklif programında yeniden teklif edilecek olan yurt binası işinin Devlet Plânlama Teşkilâtı Müsteşarlığınca uygun görülmesi halinde 1999 yılı içerisinde ihalesi yapılacaktır.

Bilgilerinizi rica ederim.

28. – Trabzon Milletvekili İsmail İlhan Sungur’un, Rize ve Trabzon’daki belediyelere yapılan yardımlara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4600)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Sayın Maliye Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim. 12.3.1998

Prof. Dr. İlhan Sungur Trabzon

Rize ve Trabzon Merkez Belediyeleri ile Rize ve Trabzon’da mevcut tüm ilçe ve belde belediyelerine 53 üncü, 54 üncü ve 55 inci Hükümetler döneminde Bakanlığınızca verilen bütün paraların tarihlerini ve miktarlarını gösteren bir listenin bildirilmesi.

 

T.C. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğü 13.4.1998 Sayı: b.07.0.BMK.0.11.600/5203

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 23.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4600-11732/28912 sayılı yazınız.

Trabzon Milletvekili Sayın İsmail İlhan Sungur’un 7/4600 esas nolu yazılı soru önergesinde yeralan sorulara ait cevaplar aşağıda sunulmuştur.

Bakanlığımız bütçesinin “Mahallî İdarelere Yapılacak Yardım ve Ödemeler” tertibinden, 1997 yılında; Rize ili Merkez Belediyesine 150 milyar TL, ilçe ve belde belediyelerine ise 271 milyar 400 milyon TL olmak üzere toplam 421 milyar 400 milyon TL. yardım yapılmıştır.

Trabzon iline ise 1997 yılının tamamında, merkez belediyesine 70 milyar TL, ilçe ve belde belediyelerine 462 milyar 600 milyon TL olmak üzere, toplam 532 milyar 600 milyon TL yardım sağlanmıştır.

Bakanlığımız bütçesinden belediyelere yapılan yardımlar sırasında, bütçe imkânları, belediyelerin nüfus, gelişmişlik ve malî durumları, daha önce yapılmış olan yardım miktarları dikkate alınmaktadır. Bu ilkeler çerçevesinde, Rize il, ilçe ve beldelerine 372 milyar lira, Trabzon il, ilçe ve beldelerine 283 milyar lira yardım Hükümetimiz döneminde yapılmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Zekeriya Temizel Maliye Bakanı

29. – Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in, bazı valilerin tarikat mensubu oldukları iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4610)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gerekli işlemin yapılmasını dilerim.

Adnan Keskin Denizli

1. Bir ulusal yayın organımızın 16 Mart 1998 günlü nüshasında Devlet Denetleme Kurulu’nun yaptığı araştırma sonunda 5 tarikatçı Vali’nin bulunduğunu saptadığına ilişkin haber yer almıştır. Söz konusu haber doğru mudur?

2. Hazırlanmış bir rapor varsa tarikatçı olduğu ileri sürülen Vali’lerin ismi nedir? Halen görevde midirler? Görevde iseler hangi illerde görev yapmaktadırlar?

3. Raporda ismi geçen Vali’ler hakkında yasal bir işlem yapılmış mıdır?

4. Günlük yayın organlarında çok sayıda tarikatçı Kaymakam’ında görev başında bulunduğu doğrultusunda haberlerde yer almıştır. Tarikatçı kaymakamların varlığına ilişkin haberler doğru mudur? Bu konuda da yaptırılmış bir araştırma var mıdır?

5. Böyle bir çalışma varsa bu kişiler hakkında yasal işlem yapılması söz konusu mudur?

T.C. İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü 14.4.1998 Sayı : B050PGM0710001-A/7704

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in, Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması tensip edilen soru önergesine (7/4610-11777/29041) ait cevaplar aşağıya çıkarılmıştır.

Arz ederim.

Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanı

 

1. Bir ulusal yayın organının neşriyatında Devlet Denetleme Kurulunun yaptığı araştırma sonunda 5 tarikatçı Vali’nin buluduğunun saptandığı belirtildiğinden ve sorunun muhatabının Devlet Denetleme Kurulu olduğundan birinci madde de bahsedilen hususun ilgili merciine sorulması gerekmektedir.

2. Devlet Denetleme Kurulu tarafından yapılmış herhangi bir araştırma Bakanlığımıza intikal etmediğinden bu soruya cevap verilememiştir.

3. Bu hususta Bakanlığımıza Vali’ler hakkında rapor intikal etmediğinden herhangi bir işlem yapılmamıştır.

4. Günlük yayın organlarında genel anlamda tarikatçı kaymakamlardan bahsedildiğinden, bu madde cevaplandırılamamaktadır.

5. Böyle bir vakanın tesbitinde ilgililer hakkında yasal işlem yapılması yoluna gidilecektir.

30. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Savarona Yatına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Cavit Kavak’ın yazılı cevabı (7/4619)

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Cavit Kavak tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla. 17.3.1998 Saffet Arıkan Bedük Ankara

Bilindiği gibi, 4646 Gross Tonluk Savarona yatı, çıkan bir yangın sonucunda büyük hasar görmüş ve onarılamayacağı gerekçesiyle yangın sonucunda büyük hasar görmüş ve onarılamayacağı gerekçesiyle Millî Emlak Genel Müdürlüğü tarafından satışa çıkarılmış ve Türk Armatör Kahraman Sadıkoğlu ile ortağı Japon firmasınca alınmış ve 25 milyon dolara yenilendiği öne sürülmüş, ancak; yatı işletemeyen Kahraman Sadıkoğlu, Savarona yatını Japonlara devretmişti.

1. Savarona yatı Kahraman Sadıkoğlu tarafından Japon’lara Türk Lirası bazında ne kadar meblaya devredilmiştir?

2. Bakanlar Kurulu toplantısında gündeme getirilen ve geri alınmasına karar verilen Savarona Yatı Devlet tarafından mı, Vakıflar tarafından mı, Dernekler tarafından mı, yoksa Kahraman Sadıkoğlu tarafından mı satın alınacaktır?

3. Alınmasına karar verilen Savarona yatına hangi kaynaktan ne kadar ücret ödenecektir?

 

T.C. Devlet Bakanlığı Sayı : B.02.0.017/(02) 260 3.4.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 23 Mart 1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4619-11796/29066 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınız ile Ankara Milletvekili Sn. Saffet Arıkan Bedük tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemi ile tarafıma tevcih edilen sorulara ait cevaplarım aşağıda arz edilmiştir.

1. Bu sorunun muhatabı biz değiliz.

2. Savarona Yatı konusu Bakanlar Kurulu gündeminde yer almamıştır.

Bilgilerinize arz olunur.

Cavit Kavak Devlet Bakanı

31. – Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, TURBAN Tesislerinin kiraya verilmesine ilişkin sorusu ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın yazılı cevabı (7/4620)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Turizm Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 17.3.1998

Hacı Filiz Kırıkkale

1. Antalya-Beldibi’ndeki TURBAN Tesisleri’yle ilgili olarak Turizm Bakanlığı hangi tarihte, niçin ve nasıl hak sahibi oldu?

2. Bayındır Holding’in sahibi Kamuran Çörtük ile aranızda bir arkadaşlık veya başka bir ilişki var mıdır?

3. Antalya-Beldibi’ndeki TURBAN Tesislerinin kiralanmasıyla ilgili olarak ihale yaptınız mı? Bu ihaleye giren firmalar ne şekilde tesbit edildi? İhaleye katılan firmalar ve teklifleri ne zaman ve hangi komisyon tarafından değerlendirildi?

4. Antalya-Beldibi’ndeki TURBAN Tesislerinin kiralanmasıyla ilgili olarak firmalardan aldığınız tekliflerin dökümü ne şekildedir?

5. Antalya-Beldibi’ndeki TURBAN Tesislerinin Kâmuran Çörtük’ün sahibi olduğu Bayındır Holding’e verileceği bir gazete tarafından 6 Mart 1998 günkü nüshasında iddia edilmişti. Hatta bu ihalenin Kâmuran Çörtük’e verileceği konusundaki duyumlarını Notere tasdik ettirerek belgesini de yayınlamışlardı. Bu iddialarla ilgili olarak kendinizi savunma ihtiyacı bile hissetmediniz. Neden?

6. Devletin malının eş, dost ve arkadaşlara ahbap-çavuş ilişkisi içinde peşkeş çekilmesi sizi rahatsız edmiyor mu?

7. Beldibi TURBAN Tesisleri ihalesini iptal ettirmeyi düşünüyor musunuz?

T.C. Turizm Bakanlığı Hukuk Müşavirliği 3.4.1998 Sayı : B.170.HKM.0.00.00.00/783-11739

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı

İlgi : 23.3.1998 tarih ve 02-4620-11797/29067 sayılı yazınız.

İlgi yazınız ekinde, Bakanlığıma gönderilen Kırıkkale Milletvekili Sayın Hacı Filiz’e ait yazılı soru önergesi incelenmiş ve aşağıdaki cevaplar verilmiştir.

1. 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8 inci maddesi, turizm alan ve merkezleri içerisinde yeralan imar plânları yapılmış ve turizme ayrılmış yerlerin (hazine-orman) turizm amaçlı değerlendirilmek üzere 1 ay içerisinde Bakanlığımıza tahsisi hükmünü amirdir. Güney Antalya Turizm Alanı Beldibi mevkiinde yaklaşık 193 000 m2 yüzölçümlü orman arazisi üzerinde bulunan ve TURBAN Turizm A.Ş. tarafından işletilen “Sosyal Turizm İşletmesi” Yüksek Plânlama Kurulu Kararı ile Özelleştirme İdaresine devredilmiştir. Özelleştirme Yüksek Kurulu “TURBAN Turizm A.Ş.’nin küçültülmesi amacıyla işlemecilikten çekilinmesi” kararını almıştır. Bu karar doğrultusunda Güney Antalya Turizm Alanı içerisinde yeralan söz konusu orman arazisi, Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik’in 10 uncu maddesi uyarınca 1 000 yataklı konaklama tesisi gerçekleştirilmek üzere, 30.12.1997 tarihli Resmî Gazete ve günlük gazetelerde yayımlanan “Turizm Yatırımcılarına Kamu Arazı Tahsis Duyurusu” ile kamuya duyurulmuştur.

2. Bayındır Holding’in sahibi Kâmuran Çörtük arkadaşımdır.

3. Antalya Beldibi’ndeki TURBAN tesislerinin kiralanması ile ilgili olarak 2886 sayılı kanun gereğince ihaleye çıkılmamıştır. Çünkü, 2634 sayılı kanun özel bir kanun olup kamu arazisinin yatırımcılara tahsisini özel kurallara bağlamıştır. Bu kanun ve bu kanuna istinaden yürürlüğe konulan Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelikte yeralan özel kurallara göre tahsis işlemi yapılmıştır.

2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 8 inci maddesinde turizm alanlarında ve turizm merkezlerinde Bakanlığın talebi üzerine, imar planları yapılmış ve turizme ayrılmış yerlerdeki taşınmaz mallardan; 1-) Hazineye ait olan yerlerle ormanlar, ilgili kuruluşlarca Bakanlığa tahsis edilir. Bu tahsisler :

a) Hazine adına tescili yapılmamış Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle kapanan yollar ve yol fazlalarının resen tescili,

b) Ormanların, turizme ayrılması ve amenejman planlarının tadili,

işlemleri tamamlandıktan sonra yapılır ve talep tarihinden başlayarak en geç 1 ay içinde tamamlanır” hükmü vaz edilmiştir. Aynı maddenin C alt bendinde de “Bu taşınmaz malların yatırımcılara tahsisi, kiralanması ve bunlar üzerine irtifak hakkı tesisine ilişkin esaslar ile süreler, bedeller hakların sona ermesi ve diğer şartlar Bakanlığımız, Maliye Bakanlığı ve Orman Bakanlığı tarafından, ihale kanunu hükümlerine bağlı olmaksızın müştereken tespit edileceği açıklanmıştır.

Kanunun bu amir hükmüne istinaden düzenlenen Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmeliğin 10 uncu maddesi uyarınca turizm alan ve merkezleri içinde imar planları ile turizme ayrılmış yerlerde bulunan ve Bakanlık tasarrufuna alınmış olan, kamu arazilerinden yatırımcılara tahsisi uygun görülenlerin yeri, imar durumu özellikleri, alt yapı durumu ve krokileri tahsis için son başvuru tarihi de belirtilerek Bakanlığımızca 30.12.1997 tarihli Resmî Gazete ve günlük gazetelerde ilan edilerek yatırımcılara duyurulmuştur.

Yerli ve yabancı müteşebbislerin gerçek veya tüzel kişi olmalarına göre Yönetmeliğin 10 uncu maddesine uygun başvurular, 14 üncü maddedeki hükümler dikkate alınarak yönetmeliğin 12 nci maddesi gereğince oluşan Arazi Tahsis Komisyonunca değerlendirilmiştir.

Yönetmeliğin anılan maddeleri ve 1997/3 nolu ilan şartnamesinde tahsis öncelikleri belirlenmiş olduğundan, başvuru dosyaları finansman gücü, turizm işletmesi veya pazarlaması konularında ulusal ve uluslararası tecrübe, alt yapının gerçekleştirilmesine müteşebbisin katkı payı; işletmede zincir oluşturma imkanları gibi kriterler nazara alınarak değerlendirilmiştir.

 

Yapılan tahsis işlemi 2634 sayılı Kanuna ve “Kamu Arazisinin Turizm Yatırımcılarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygundur.

4. Antalya Beldibi’nde yeralan parselle ilgili müracaatlar listesi yazımız ekindedir.

5. Antalya Beldibi mevkiinde 1000 yatak kapasiteli konaklama tesisi gerçekleştirmek üzere Bayındır İnşaat Turizm Ticaret ve Sanayi A.Ş.’ye ön izin verilmesi, yukarıda açıkladığımız üzere 2634 sayılı kanunun 8 inci maddesine ve bu kanuna istinaden yürürlükte bulunan Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmeliğin 10,11 ve 14 üncü maddelerine kesinlikle uyularak yapılmış idarî bir işlemdir.

6. 2634 sayılı Kanun özel bir kanundur. Kamu arazilerinin turizm yatırımcılarına tahsisine ilişkin hükümleri de kapsamaktadır. Kanun, turizmi teşvik amacıyla bazı hükümler getirmiştir. 2634 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin (c) bendinde, belirtilen turizm alanlarının yatırımcılara tahsisi, kiralanması ve bunlar üzerinde irtifak hakkı tesisi konularında Devlet İhale Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı açıkça belirtilmiştir.

7. Antalya Beldibi mevkiindeki Turban Tesislerinin, daha önce kime verileceğinin basında yer alması veya notere tespit ettirilmesi değil, kamu arazisi tahsis edilen firmanın yasal kriterlere uygun olup olmaması önemlidir. Aksi halde, önceden yıpratılmak istenen firmalar için bu yöntem yaygınlaşır ve “karalayarak yönlendirme” amacına ulaşmış olur.

Beldibi TURBAN Tesisleri ile ilgili olarak yapılan tahsis işlemi, daha önce Turizm Bakanlığınca yapılan 19 tahsiste olduğu gibi mevzuata uygun olarak yapılmıştır. İptalini gerektirecek bir husus bulunmamaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

İbrahim Gürdal Turizm Bakanı

Ek: Liste

T.C. Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü 27.3.1998 Sayı : A.T.T.D. Bşk./İzl.Şb./716-1796

Konu : Soru Önergesi

Hukuk Müşavirliğine

İlgi : 25.3.1998 gün ve b.170.HKM./665 sayılı yazınız.

İlgi yazınızla, Kırklareli Milletvekili Sayın Hacı Filiz tarafından verilen yazılı soru önergesiyle ilgili olarak görüşlerimizin bildirilmesi istenilmektedir.

Soru önergesine ilişkin cevaplarımız aşağıda yer almaktadır.

2634 Sayılı Turizmi Teşvik Yasası’nın 8 inci maddesi Turizm Alan ve Merkezleri içerisinde yeralan imar planları yapılmış ve turizme ayrılmış yerlerin (hazine-orman) turizm amaçlı değerlendirilmek üzere 1 ay içerisinde Bakanlığımıza tahsisi hükmüne amirdir. Güney Antalya Turizm Alanı Beldibi mevkiinde yaklaşık 193 000 m2 yüzölçümlü orman arazisi üzerinde bulunan ve TURBAN Turizm A.Ş. tarafından işletilen “Sosyal Turizm İşletmesi” Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile Özelleştirme İdaresine devredilmiştir. Özelleştirme Yüksek Kurulu “TURBAN Turizm A.Ş.’nin küçültülmesi amacıyla işletmecilikten çekinilmesi” kararını almıştır. Bu karar doğrultusunda Güney Antalya Turizm Alanı içerisinde yeralan söz konusu orman arazisi Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik’in 10 uncu maddesi uyarınca 1 000 yataklı konaklama tesisi gerçekleştirilmek üzere, 30.12.1997 tarihli Resmî Gazete ve günlük gazetelerde yayımlanan “Turizm Yatırımcılarına Kamu Arazi Tahsis Duyurusu” ile kamuya duyurulmuştur.

Yukarıda belirtilen Yönetmelik ve 1997/3 ilan şartnamesinde tahsis öncelikleri belirlenmiş ve müracaat dosyaları

– Finansman gücü,

– Turizm işletmesi ve pazarlaması konularında ulusal ve uluslararası turizm tecrübesi,

– Altyapının gerçekleştirilmesine müteşebbisin katkı payı,

– İşletmede zincir oluşturma imkânları,

vb. kriterler dikkate alınarak incelenmiş ve Yönetmeliğin 12 nci maddesi gereğince oluşturulan Arazi Tahsis Komisyonunca değerlendirilerek Beldibi Mevkiinde 1000 yatak kapasiteli konaklama tesisi gerçekleştirmek üzere Bayındır İnş. Tur. Tic. ve San. A.Ş.’ye ön izin verilmesi uygun görülmüştür. Söz konusu karar Bakanlık Makamınca 13.3.1998 tarihinde onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Beldibi mevkiinde yeralan parsele yapılan müracaatlar ekli listede yer almaktadır.

14 İlde 88 parselin yer aldığı 1997/3 ilanına ilişkin değerlendirme sonuçları firmalara tebliğ edilmiş ve firmalar ön izin koşullarını yerine getirmek üzere çalışmalara başlamışlardır.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Hilmi Akar Yatırımlar Genel Müdürü

 

1997/3 İlanında Yeralan Güney Antalya Turizm Alanı Beldibi Mevkiine

Yapılan Müracaat Listesi

Müteşebbisin Adı

Ahmet Aydeniz İnş. Müt.

Anadolu Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. Anadolu Fındık San. ve Tic. A.Ş. Durak Fındık A.Ş.

-Yılmaz Kardeş. A.Ş. Çakmaklar İnş. ve Paz. Tic. Ltd. Şti.

Bayındır İnşaat Tur. Tic. ve San. A.Ş.

Cengiz İnş. San. ve Tic. A.Ş.

Cıngıllı Holding A.Ş.

Çuhadaroğlu Alüm. San. ve Tic. A.Ş.

Dedeman Maden. Tur. San. ve Tic. A.Ş.

Erko İnş. Tic. Ltd. Şti.

Gama End. Tes. İma. ve Mon. A.Ş.

Great Jolly Tur. Turizm A.Ş.

Hasko İnş. San. ve Tic. A.Ş.

Hasmak Mad. İnş. ve Tic. A.Ş.

Heriş Seramik ve Turz. San. A.Ş.

İdil İnş. Tic. A.Ş. -Dolphin Yat Tur. Tic. Ltd. Şti. -Hüseyin Ak

İma Müh. İnş. ve Tic. Ltd. Şti.

İsmet Çatık -Çatık Haf. ve Taah. Tic.

 

1997/3 İlanında Yeralan Güney Antalya Turizm Alanı Beldibi Mevkiine

Yapılan Müracaat Listesi

İsot İnş. San. Org. ve Tic. A.Ş.

Kale Kilit ve Kalıp San. A.Ş.

Kistaş Kartal İnş. San. ve Tic. A.Ş.

Limak İnş. San. ve Tic. A.Ş.

Mak-Yol İnş. San. ve Tic. A.Ş.

Metiş İnş. ve Tic. A.Ş.

Mön İnş. ve Tic. Ltd. Şti.

Oflaz İnş. San. ve Tic. A.Ş.

Saray Halı A.Ş.

Süzer Holding A.Ş.

Varan Turizm Seyahat A.Ş.

Yapıtur Tur. İşl. A.Ş.

32. – Muğla Milletvekili İrfettin Akar’ın, Muğla’nın Ortaca İlçesinde vergi dairesi açılıp açılmayacağına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4628)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Zekeriya Temizel tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunu delaletlerinizle arz ederim.

İrfettin Akar Muğla

2 000’in üzerinde vergi mükellefi bulunan ve bunların 1 179 adedi gerçek usulde vergiye tabi olan en önemlisi 172 adet sermaye şirketi bulunan Muğla ili Ortaca ilçesine ne zaman bağımsız Vergi Dairesi kuracaksınız?

T.C. Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü 13.4.1998 Sayı : B.07.0.GEL.0.69/6906-48

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı)

İlgi : 24.3.1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/751-9460/24554 sayılı yazıları.

Muğla Milletvekili Sayın İrfettin Akar’ın Bakanlığımız tarafından cevaplandırılmasını talep ettiği 7/4628 sayılı yazılı soru önergesinde yeralan hususla ilgili açıklamalar aşağıda çıkarılmıştır.

Bakanlığımız Gelirler Genel Müdürlüğünce yeni vergi dairelerinin açılması ile ilgili karar verilmesi için öncelikle ilgili yörede, vergi türleri itibariyle faal mükellef sayısı, tahakkuk ve tahsilat tutarları, çalıştırılacak personelin temini ve sayısı konularında araştırmalar yapılmaktadır. Vergi dairelerinin açılması için gerekli şartların mevcudiyeti halinde yeni vergi dairesi açılmasına karar verilmekte ve faaliyete geçirilmesi konusunda çalışmalara başlanılmaktadır.

Soru önergesine konu olan Muğla İli Ortaca ilçesine vergi dairesi kurulması hususunun Bakanlığımıza ulaşması üzerine yapılan araştırmada, Ortaca Malmüdürlüğü’nün (bağlı vergi dairesi) tahakkuk-tahsilat miktarı, gelir ve kurumlar vergisi mükellef sayıları ile işlem hacminin bağımsız bir vergi dairesi kurulmasını gerektirecek büyüklükte bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bağımsız vergi dairesi kurulması için gerekli görülen şartların oluşması halinde anılan İlçe’de bağımsız bir vergi dairesi kurulacaktır.

Bilgilerinize arz ederim. Zekeriya Temizel Maliye Bakanı

33. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, TBMM’den emekli olan bir kişiye ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in yazılı cevabı (7/4648)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Maliye Bakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

T.C. Ziraat Bankası Ankara Yenişehir Şubesinde 4/3 derece de ve 650 ek göstergeli görev yapmakta iken 12.9.1997 Cuma günü 1 nci derece 6100 ek göstergeli TBMM Genel Sekreterliği Müşaviri kadrosuna atanan ve 16.9.1997 Salı günü emekliye sevk edilen Şölen Başköylü (Basa) Hakkında Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın yazılı soru önergelerine Maliye Bakanlığı ve TBMM Başkanlığının yazılı cevapları ışığında :

1. Kurumu zarara uğratan Şölen Başköylü (Basa) ile ilgili olarak;

T.C. Emekli Sandığınca kurum adına ödenen emekli ikramiyesi TBMM’den tahsil edilmiş midir?

2. Bakanlığınızca bir yasal hakkın kötüye kullanımı olarak yorumlanan bu tür uygulamaların iptalinin olanaklı olup olmadığına ilişkin çalışmaların sürdürüldüğü cevaben belirtilmiştir. Çalışmaların sonucu nedir?

3. Şölen Başköylü (Basa)nın hakkını kullanırken iyi niyet kurallarına uymadığı ve atama işleminde kamu yararı bulunmadığı anlaşıldığından, kişinin emekli maaşı ve ikramiyesinin T.C. Ziraat Bankasından emekliye ayrılsaydı ne emekli maaşı ve ikramiyesi alacak idiyse o şekilde statüsünün belirlenmesi gerekmez mi?

4. TBMM’de ve başkaca bakanlık ve kuruluşlarda benzer işlemler suretiyle T.C. Emekli Sandığı ne miktar zarara uğratılmışlardır? Bu konuda Emekli Sandığı ve ilgili kuruluşlarca yapılan çalışmaların sonuçları nelerdir?

5. Emekli Sandığı’nı bu tür atamalarla zarara uğratanlar kimlerdir ve hangi kurumlardan emekli olmuşlardır? Bu kişilerin haksız statü kazanmaları ne zaman ve hangi amirlerin kararlarıyla olmuştur? Bu kişileri ilan edecek misiniz?

6. Hukuka aykırı biçimde kazanılan statüler iptal edilip hakkaniyete uygun yeni düzenlemeler yapılacak mıdır? Kamunun zararları ne kadardır?

7. Benzer atamaların önlenmesi için 1998 Malî Yılı Bütçe Kanunu ile yapılan düzenlemenin Anayasanın 128/2 hükmü gereğince “Kanunla Düzenlenmesi” için yapılan yasa tasarısı çalışmaları Bakanlar Kurulu’na sunulmuş mudur?

T.C. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğü 13.4.1998 Sayı : B.07.0.BMK.0.11.600/5213

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 25.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4648-11838/29153 sayılı yazınız.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın 7/4648 esas nolu yazılı soru önergesinde yer- alan sorulara ait cevaplar aşağıda sunulmuştur.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın aynı konudaki 7/4266 esas nolu yazılı soru önergesinde yeralan ve Şölen Başköylü’nün (Basa) TBMM’nden emeklilik işlemlerine ilişkin hususlar 11.2.1998 tarih ve B.07.0.BMK.0.11.600/1750 sayılı Bakanlığımız yazısı ile cevaplandırılmıştı.

Bu defa, sözkonusu cevabımıza ilaveten konuyla ilgili aşağıdaki bilgiler sağlanmıştır.

Anılan kişinin emekliye ayrılmasından dolayı Emekli Sandığınca ödenen emekli ikramiyesi 5434 sayılı Kanunun Ek 20 nci maddesi gereğince TBMM’den tahsil edilmiştir.

Adı geçen kişinin atama kararı ile ilgili olarak Bakanlığımca TBMM’ne gönderilen 11.2.1998 tarihli yazımızda, konuyla ilgili sorumlular hakkında bir idarî soruşturma başlatılmasının uygun olacağı belirtilmiştir.

Ayrıca, benzeri uygulamaları önlemek amacıyla 1998 Malî Yılı Bütçe Kanununun 53 üncü maddesinde yeralan düzenleme T.C. Emekli Sandığı Kanununa ek madde biçiminde ilave edilmiştir. Diğer yandan, konu ile ilgili olarak kurumların yöneticilerini uyarmak maksadı ile de 11 Sıra Nolu Bütçe Uygulama Talimatı yayımlanmıştır.

Bilgilerinie arz ederim.

Zekeriya Temizel Maliye Bakanı

34. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, kütüphanelere ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı Mustafa İstemihan Talay’ın yazılı cevabı (7/4652)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Kültür Bakanı Sayın Mustafa İstemihan Talay tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Bülent Akarcalı İstanbul

Kültür Bakanlığı’nın yönetim ve yetkisi altında olan ve özellikle eski yazma eserlemizin yeraldığı kütüphanelerde ciddi kadro sorunu ve teknik yetersizlikler bulunmaktadır.

1. Bu eksiklik ve yetersizlikleri gidermek için ne gibi tedbirler alınmaktadır?

2. Süleymaniye Kütüphanesi’nin kitap onarımlarının yapıldığı Pataloji Bölümüne ne zaman kadro verilecektir?

3. Divan-ı Lugat it Türk’ün orijinal nüshasının, Padişah divanlarının bulunduğu Ali Emiri Kütüphanesi’nin neredeyse ölüme terk edildiği doğru mudur?

4. Bu kütüphaneyi kurtarmak zor mudur?

5. Hakkı Tarık Us Kütüphünesi’nin haftada bir açıldığı doğru mudur? Doğru ise sebebi nedir?

6. Bu kütüphanenin önünü işgal eden satıcılardan kurtarılması için bir çalışmanız var mıdır?

T.C. Kültür Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 6.4.1998 Sayı : B.16.0.APK.0.12.00.01-940-153

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : T.B.M.M Başkanlığı KAN. KAR. MÜD.nün 25 Mart 1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-29162 sayılı yazısı.

İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın “Kütüphanelere ilişkin” 7/4652 esas nolu yazılı soru önergesinin cevabı ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. İstemihan Talay Kültür Bakanı

Cevap 1-2 : Bakanlığımıza bağlı 12 adet Yazma Eser Kütüphanesi bulunmaktadır. Bu kütüphanelerde toplam üç adet Kitap Patalogu ve 4 adet teknisyen yardımcısı kadrosu mevcuttur. Bunlardan 3 adet Kitap Patalogu kadrosu boştur.

Süleymaniye Kütüphanesi ve diğer kütüphanelerde boş bulunan Kitap Patalogu kadrolarına ücreti az olduğu için uygun eleman bulunamamıştır. Bulunduğu takdirde değerlendirilecektir.

İstanbul Yazma ve Nadir Eserler Pataloji ve Restorasyon Merkezi Müdürlüğü kurulması planlanmış beş katlı bina yaptırılmış ve teknik araç gereçler alınmıştır. Bu Müdürlüğe 1998 yılı toplu kadro çalışmalarıyla ihdası istenen kadrolar ilişikte sunulmuştur. (Ek-2) Ayrıca, yatırım programında yeralan bu merkeze proje numarası da verilerek 3-4 yıldır sözleşmeli ve kadro tahsisi yapılması istenen, Süleymaniye Kütüphanesi ve diğer Yazma Eser Kütüphaneleri dahil hiçbir kütüphaneye kadro ihdası yapılmamıştır.

Süleymaniye Kütüphanesinin daha iyi hizmet verebilmesi, Yazma Eserlerin daha iyi bir şekilde korunabilmesi için, 1997 Malî Yılında 1 000 000 000. – TL. ödenek gönderilerek bakım ve onarımı yaptırılmıştır.

Cevap 3-4 : Ali Emiri koleksiyonu. İstanbul İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü’ne bağlı Millet Kütüphanesi bünyesinde yeralan, değerli yazım eserleri içeren bir koleksiyondur.

Başta Divan-ı Lugat it - Türk’ün orijinal nüshası olmak üzere sözkonusu koleksiyon iyi bir şekilde korunmaktadır. Yazma Eserlerin bulunduğu depoda belirtildiği gibi bir sorun yoktur.

Cevap 5-/6 : Depo güvenliği sağlanmış olup, kütüphane araştırmacıların hizmetine açık bulunmakta, kitaplarla ilgili olarak herhangi bir çalınma olayı meydana gelmemiştir. Ancak, bu kütüphanemizin de personel sorunu bulunmaktadır.

I Sayılı Cetvel

İhdası İstenilen Kadroların

Kurumu : Kültür Bakanlığı

Teşkilâtı : Kütüphaneler Genel Müdürlüğü (Taşra)

İstanbul Yazma ve Nadir Eserler Patoloji ve Restorasyon

Araştırma Merkezi

Sınıfı : Unvanı : Kadro Derecesi : Kadro Adedi :

GİH Yazma ve Nadir Eserler Pataloji ve Restorasyon 1 1 Araştırma Mrk. Müdürü GİH Müdür Yardımcısı (İdari) 1 1 GİH Müdür Yardımcısı (Teknik) 1 1 GİH Yazma Eserler Uzmanı 9 4 GİH Kütüphaneci 6 4 GİH Şef 4 4 GİH Veri Haz. ve Kont. İşletmeni 6 4

Sınıfı : Unvanı : Kadro Derecesi : Kadro Adedi :

GİH Memur 12 10 GİH Konservatör 6 11 GİH Ayniyat Saymanı 10 1 GİH Anbar Memuru 12 1 GİH Daktilograf 11 4 GİH Şoför 12 2 GİH Koruma ve Güv. Görevlisi 12 4 THS Kimya Mühendisi 9 6 THS Mikro Biyolog 9 1 THS Laborant 9 1 THS Teknisyen 9 3 THS Teknisyen 12 10 THS Bilgisayar Programcısı 9 1 YHS Kaloriferci 12 1 YHS Bahçıvan 12 1 YHS Aşçı 12 1 YHS Bekçi 12 4 YHS Hizmetli 12 6

35. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, turizm yatırımlarına açılan orman alanlarına ilişkin sorusu ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın yazılı cevabı (7/4655)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Turizm Bakanı Sayın İbrahim Gürdal tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Saffet Arıkan Bedük Ankara

 

30 Aralık 1997 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Kamu arazilerinin Turizm amaçlı yatırım gerekçesiyle bazı kişi ve şirketlere tahsis edileceği açıklanmıştır.

1. Resmî Gazetede yayımlanan ormanlık sahalar hangi kişi, şirket ve kuruluşlara tahsis edilmiştir?

2. Bu arazileri satın almak için kaç kişi ve firma müracaat etmiştir? Tahsislerde hangi kıstaslar dikkate alınmıştır?

3. Başbakan Mesut Yılmaz’ın arazilerin tahsisi ile ilgili olarak tarafınıza iletilmiş herhangi bir talimatı var mıdır?

4. Resmî Gazetede yayımlanan ormanlık sahaları satın alan kişi ve şirketlerin, ANAP Teşkilâtı ile herhangi bir ilişkisi ve yakınlığı bulunmakta mıdır?

 

T.C. Turizm Bakanlığı Hukuk Müşavirliği 3.4.1998 Sayı : B.170.HKM.0.00.00.00/790-11855

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterliği

Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı

İlgi : 25.3.1998 tarih ve 02-7/4655-1185/29176 sayılı yazınız.

İlgi yazınız ekinde Bakanlığıma gönderilen Ankara Milletvekili Sayın Saffet Arıkan Bedük’e ait yazılı soru önergesi incelenmiş olup aşağıdaki cevaplar verilmiştir.

1. Bakanlığımızca, “Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik’in” 10 uncu maddesi uyarınca tahsise hazır hale getirilen kamu araziler 30.12.1997 günlü Resmî Gazete ve günlük gazeteler aracılığıyla kamuya duyurulmuştur. Bu ilan üzerine çeşitli turizm türlerinin gerçekleştirileceği 56 adet hazine 19 adet orman ile Belediyeler ve İl Özel İdarelerinin Bakanlığımıza verdiği yetki ile 13 adet Belediye ve Özel İdare arazisi yer almıştır. Sözkonusu ilanda yer alan toplam 88 adet parsele 300 müracaat olmuştur. Yönetmeliğin 12 nci maddesi gereğince oluşturulan Arazi Tahsis Komisyonu’nun yaptığı değerlendirme sonucunda Antalya, Erzurum, Aksaray, Afyon ve Bolu illerinde bulunan kamu arazileri için 30 müteşebbise arazi tahsis işlemi yapılmıştır. Arazi tahsisi yapılması uygun görülen firmaların listesi yazımız ekinde sunulmuştur.

2. Yukarıda açıklandığı üzere sözkonusu ilanda yeralan 88 parsele 300 müracaat alınmıştır. Değerlendirme sırasında Turizm Yatırımcılarına Kamu Arazisi Tahsis Şartnamesi’nde ve Yönetmelikde belirlenen finansman gücü, turizm işletmesi ve pazarlaması konularında ulusal ve uluslararası turizm tecrübesi, altyapının gerçekleştirilmesine müteşebbisin katkı payı, işletmede zincir oluşturma imkânları vb. kriterler dikkate alınmıştır. Yönetmeliğin 12 nci maddesi gereğince Arazi Tahsis Komisyonu’nun yaptığı değerlendirme sonucunda Antalya, Erzurum, Aksaray, Afyon ve Bolu illerinde bulunan kamu arazileri için 30 müteşebbise arazi tahsis işlemi yapılması uygun görülmüş, karar Bakanlık Makamınca 13.3.1998 tarihinde onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Firmalara Yönetmelik gereğince 6 ay süreli ön izin tebligatları yapılmıştır.

3. Sayın Başbakan Mesut Yılmaz’ın arazilerin tahsisi ile ilgili olarak tarafıma iletilmiş bir talimatı yoktur.

4. Resmî Gazete’de yayımlanan ormanlık sahaları satın alan kişi ve şirketlerin ANAP Teşkilatı ile herhangi bir ilişkisi olup olmadığı tarafımdan bilinmemektedir. Arazi Tahsis Komisyonu’nda hangi kriterlerin nazara alınacağı Yönetmelikte belirtilmiş olup Yönetmelik ve Turizm Yatırımcılarına Kamu Arazisi Tahsis Şartnamesi’nde yer alan kurallara aynen riayet edilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

İbrahim Gürdal Turizm Bakanı

T.C. Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü 1.4.1998 Sayı : A.T.T.D. Bşk./İzl.Şb.Md./ 753-1847

Konu : Soru Önergesi

Hukuk Müşavirliğine

İlgi : Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği’nin 25.3.1998 gün ve 29176 sayılı yazısı.

İlgi yazı ile Ankara Milletvekili Sayın Saffet Arıkan Bedük’ün verdiği soru önergesine 15 gün içerisinde cevap verilmesi istenilmektedir.

Soru önergesine ilişkin cevaplarımız aşağıda yer almaktadır.

2634 Sayılı Turizmi Teşvik Yasası’nın 8 inci maddesi Turizm Alan ve Merkezleri içerisinde yeralan imar planlarıyla turizme ayrılmış arazilerin (Hazine-Orman) turizm amaçlı değerlendirilmek üzere 1 ay içerisinde Bakanlığımıza tahsisi hükmüne amirdir. Bakanlığımızca Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik’in 10 uncu maddesi uyarınca tahsise hazır hale getirilen kamu arazileri, 30.12.1997 günlü Resmî Gazete ve günlük gazeteler aracılığıyla kamuya duyurulmuştur. Bu ilanda, üzerinde çeşitli turizm türlerinin gerçekleştirileceği 56 adet hazine, 19 adet orman ile Belediyeler ve İl Özel İdarelerinin Bakanlığımıza verdiği yetki ile 13 adet Belediye ve Özel idare arazisi yer almıştır.

Sözkonusu ilanda yeralan toplam 88 adet parsele 300 müracaat alınmış, değerlendirme sırasında Turizm Yatırımcılarına Kamu Arazisi Tahsis Şartnamesinde ve Yönetmelikte belirlenen;

– Finansman gücü,

– Turizm işletmesi ve pazarlaması konularında ulusal ve uluslararası turizm tecrübesi,

– Altyapının gerçekleştirilmesine müteşebbisin katkı payı,

– İşletmede zincir oluşturma imkânları,

vb. kriterler dikkate alınmıştır. Yönetmeliğin 12 nci maddesi gereğince oluşturulan Arazi Tahsis Komisyonu’nun yaptığı değerlendirme sonucunda Antalya, Erzurum, Aksaray, Afyon ve Bolu İllerinde bulunan kamu arazileri için 30 müteşebbise arazi tahsisi işlemi yapılması uygun görülmüş, karar Bakanlık Makamınca 13.3.1998 tarihinde onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Firmalara ¥önetmelik gereğince 6 ay süreli ön izin tebligatları yapılmıştır. Arazi tahsisi yapılan firmalara ilişkin liste ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

 

Ek : Liste

Ebru Ertan Genel Müdür Yrd.

1997/3 İlanı (30.12.1998 günlü Resmî Gazete) İle Ön İzin Verilmesi Uygun Görülen Firmalar

1. Antalya Belek Turizm Merkezi (İleribaşı Mevkiî)

- 1 No.lu Parsel -Gürolteks Tek. Tur. San. Ltd. Şti. - 2 No.lu Parsel - Diler Holding A.Ş. - 3 No.lu Parsel - Kurulacak A.Ş. adına Talha Görgülü - 4 No.lu Parsel - As-Ka İnş. A.Ş. - 5 No.lu Parsel - Eytur Tur. İşl. A.Ş. - 6 No.lu Parsel - Kybele Turizm Yat. San. A.Ş. - 7 No.lu Parsel - Özaltın İnş. Tic. ve San. A.Ş. - 8 No.lu Parsel - Simtan Tur. Tic. ve San. A.Ş.

2. Güney Antalya Turizm alanı (Çamyuva Mevkiî- 30 Yataklı Pansiyon)

- Arsal Yatırım ve Tur. A.Ş.

3. Güney Antalya Turizm Alanı (Beldibi Mevkiî)

- Bayındır inşaat Tur. Tic. ve San. A.Ş.

4. Antalya Demre (Kale) Kıyı Bandı T.M. (Taşdibi Burnu Mevkiî)

- 1 No.lu Parsel - Ankara Un Sanayi A.Ş. - 2 No.lu Parsel - Eğlence Tur. ve Otel. İşl. A.Ş. - 3 No.lu Parsel - Caner inş. Tic. Tur. ve Sar. Ltd. Şti. - 4 No.lu Parsel - Konur İnş. ve Tic. Ltd. Şti. - 5 No.lu Parsel - Yıldızlar Elekt. Tic. ve San. A.Ş. - 6 No.lu Parsel - Özel Büyük Kolej Eğ. Yay. Bas. Tic. ve San. A.Ş.

5. Erzurum Palandöken-Konaklı Yerleşmesi Kış Sporları T.M. (Konaklı Mev.)

- 3 No.lu Parsel - Nurol İnş. ve Tic. A.Ş. - 4 No.lu Parsel - Zeynep Tur. ve San. A.Ş. - 6 No.lu Parsel - Ceytur Ceylan Tur. İşl. San. ve Tic. A.Ş. -12 No.lu Parsel - Palan Otel. Tur. Yat. ve İşl. A.Ş.

6. Aksaray Hasandağ Kış Sporları T.M. (Hasandağı Mevkiî)

- 3 No.lu Parsel - Kurulacak A.Ş. adına Bülent -Zuhal Kale

7. Afyon Gazlıgöl Termal T.M. (Gazlıgöl Mevkiî- 291 No.lu Kad. Par.)

- Aker İnş. Tic. ve San. A.Ş.

8. Bolu Karacasu Termal Turizm Merkezi (Karacasu Mevkiî)

- Dinçer Tur. ve İnş. A.Ş.

9. Antalya Merkez (Kemerağzı Mevkiî)

- 1 No.lu Parsel - Özyer Turizm San. ve Tic. A.Ş. - 2/a No.lu Parsel - Kervansaray Termal Tur. San. ve Tic. A.Ş. - 2/b No.lu Parsel - Aka Tur. ve Sey. A.Ş. - 3/a No.lu Parsel - Limak İnş. San. ve Tic. A.Ş. - 3/b No.lu Parsel - Zafer Taah. Elekt. İnş. ve Tic. A.Ş. - 4/a No.lu Parsel - Öztaş İnş. Malz. Tic. A.Ş. - 4/b No.lu Parsel - Aktürk Yapı End. ve Tic. A.Ş. -Güntekin İnş Epsilon End. İnş. A.Ş.

 

36. — Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman’a bağlı bazı yerleşim birimlerindeki camilerin imam ihtiyacına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan’ın yazılı cevabı (7/4667)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Hüsamettin Özkan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 20.3.1998

Zeki Ünal Karaman

 

Karaman Merkez’de 19, Merkez’e bağlı köylerde 11, Ermenek İlçe ve köylerinde 17, Ayrancı İlçesinde 1, Sarıveliler İlçesinde 2 adet olmak üzere, yapımı tamamlanmış hizmete açık toplam 50 adet kadrosuz ve imamsız cami bulunmaktadır.

Sorum şudur :

Bu camilere ne zaman kadro tahsisi ve imam tayini yapılacaktır?

T.C. Devlet Bakanlığı 3.4.1998 Sayı : B.02.0.004/328

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 25. 3.1998 tarih ve 7/4667-11881-29233 sayılı yazınız.

Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın Bakanlığıma tevcih ettiği 7/4667-11881 sayılı yazılı soru önergesine verilen cevap ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

H. Hüsamettin Özkan Devlet Bakanı

Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın 7/4667-11881 Sayılı Yazılı Soru Önergesine Verilen Cevap :

Diyanet İşleri Başkanlığına çeşitli unvanlardan 16 667 adet kadro ihdasıyla ilgili Kanun Tasarısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Bütçe ve Plan Komisyonunda kabul edilmiş olup, Genel Kurul gündeminde bulunmaktadır.

Sözkonusu kadrolar ihdas edildiği takdirde Karaman İli ve ilçelerinde bulunan kadrosuz camilere kadro verilerek din görevlisi atanacaktır.

37. — Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Havza Kaplıcalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen’in yazılı cevabı (7/4676)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularıma Devlet Bakanı Sayın Rüştü Kâzım Yücelen’in yazılı cevap vermesine delaletlerinizi arzederim. 24.3.1998

Musa Uzunkaya Samsun

1. Bakanlığınız Bağlı Kuruluşu MTA Genel Müdürlüğü ile seçim bölgem olan Samsun İli, Havza İlçe Belediyesi arasında ilçe ekonomisinin dayandığı tek ve en önemli kaynak sayılabilecek tarihî Havza Kaplıcaları’nı, ilçe’de giderek artan termal tesislere ve dolayısıyla turizm potansiyeline yeterli hale getirmek amacıyla yeni bir sıcak su sondajı kurulması konusunda 15.1.1998 tarihinde bir anlaşma sağlanmış mıdır?

2. Böyle bir anlaşma sağlandıysa, İlçe Belediyesi anlaşmanın hangi koşullarını yerine getirmemiştir ki önce 19.1.1998 daha sonra ise 24.2.1998 tarihlerinde iki defa ilçeye gönderilen MTA sondaj ekipleri hangi gerekçeyle (ilki 23.1.1998, ikincisi ise 26.2.1998 tarihlerinde olmak üzere) Ankara’dan gelen birer telefon emriyle geri çekilmiş ve sondaj çalışmaları iptal edilmiştir?

3. Sondaj ekiplerini geri çekme gerekçesi olarak İlçe Belediyesi’nin gerekli parayı ödeyemeyeceği öne sürülmüş müdür?

4. Böyle bir gerekçe öne sürüldüyse İlçe Belediyesi 8.12.1997 tarihinde Ziraat Bankası Havza Şubesi’nden MTA Genel Müdürlüğü’nün Ziraat Bankası Ankara-Yenişehir Şubesindeki 30459/5246-5 nolu hesabına yapılacak işin ilk taksidi olarak 1 100 000 000 TL.’lik bir havale çıkartmamış mıdır?

5. Ayrıca bu nasıl bir yöntem anlayışıdır ki İlçe Belediye Encümeninin 4.12.1997 tarih ve 381 nolu kararıyla sondaj konusundaki niyet ve ciddiyetini göstermesine, 8.12.1997 tarihindeki ilk taksidi ödemesiyle ve 15.1.1998 tarihinde yaptığı anlaşmayla bütün yükümlülüklerini yerine getireceğini beyan etmesine ve bugüne kadarki bütün yükümlülüklerini de yerine getirdiğini iddia etmesine rağmen Devletin bir kurumu diğer bir kurumuna güvenmemektedir?

T.C. Devlet Bakanlığı (Sn. Rüştü Kâzım Yücelen) 13.4.1998 Sayı : B.02.0.019/779

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı ifadeli 1.4.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4676-1192/29321 sayılı yazınız.

Samsun Milletvekili Sn. Musa Uzunkaya’nın, Havza Kaplıcalarına ilişkin yazılı soru önergesinde yeralan sorulara verilen cevaplar, İçtüzüğün 99 uncu maddesi gereğince ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Rüştü Kâzım Yücelen Devlet Bakanı

Samsun Milletvekili Sn. Musa Uzunkaya’nın Havza Kaplıcalarına İlişkin 24.3.1998 Tarihli Önergesinde Yeralan Sorulara Verilen Cevaplar

1. Samsun İli, Havza İlçesinde Havza Belediye Başkanlığı adına ücreti karşılığında 650 metre derinliğinde 1 adet sıcak-su sondajı yapmak üzere Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü ile Havza Belediye Başkanlığı arasında 5.11.1997 tarihinde sözleşme imzalanmıştır.

2. Sözleşmenin imzalanmasından sonra, daha önce sahada Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünce yapılmış olan sondaj çalışmalarında; Sahanın sondajcılık açısından zor ve riskli olduğu gözönüne alınarak teknik hazırlıklar ile malzeme ve personel organizasyonu ile hazırlıklara başlanılmıştır. İlgi sahadaki sondaj kuyularında 500-600 metre kalınlığındaki gevşek çimentolu çakıl taşı ve kum taşı bantları içeren yeşil, gri renkli kil ile kil ve kömür ardalanmaları sondaj esnasında kuyu yıkılmalarına ve takım sıkışmalarına neden olduğundan, bu güçlükleri önlemek amacı ile sondaj çalışmalarında özel “Potasyum Klorür” çamuru kullanılmaktadır. Bu amaçla sahada kullanılan önce patansiyum klorürün labaratuvarlarda test ve analizleri yapılarak, uygulama aşamasında sahada kullanılacak abaklar hazırlanmakta ve buna göre çamur programı ile sondaj kuyu programı hazırlanmaktadır.

Bu sahada açılacak sondajda çamur ıslahı ve katkı madde kontrolü önem arzettiğinden kule çamur pompasından bağımsız bir çamur pompası ile sahada yapılan bazı sondajlarda yüksek basınçla karşılaşıldığından kuyu başında kullanılacak preventer ve diğer donanımlar hazırlanarak kullanılacak hale getirilmiştir.

Sondajda çalışacak teknik elemanların ve sondörlerin bilgi, beceri ve deneyimleri sondajın başarısını doğrudan etkileyeceğinden kamp elemanlarının Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünce organizasyonu yapılarak, 19.1.1998 tarihinde sondaj yapılacak lokasyonun tespiti amacı ile sahaya 3 teknik elemandan oluşan ekip gönderilmesi programlanmıştır. Ancak 1 elemanın bir başka projede görevli olması ve bu projede devam eden sondaj kuyusunun kritik aşamada bulunması nedeniyle diğer 2 eleman sahaya gittiği halde bu eleman sahaya gidememiştir. Araya tatilin girmesi nedeniyle de sahaya giden ekip elemanları geri dönmüştür. Aynı ekip 24.2.1998 tarihinde tekrar sahaya gönderilmiş ve bu ekip tarafından 25.2.1998 tarihinde sondaj lokasyonu belirlenerek ekip 26.2.1998 tarihinde görevini tamamlayarak sahadan ayrılmıştır.

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünce ücreti karşılığında 650 metrelik sıcak-su sondajı yapmak üzere hazırlanan sözleşmenin imzalanmasından sonra, sondaj için gerekli ön hazırlıklar yapılarak sondaj lokasyonunun tespiti ve kuyu programı hazırlanmış olup, 2 kez gönderilen sondaj ekiplerinin işi yarım bıraktığı ve hiçbir gerekçe göstermeksizin çalışmaların iptal edildiği hususunun gerçekle bir ilgisi bulunmamaktadır.

3. Havza Belediye Başkanlığının maddi sıkıntı içinde olması nedeniyle ödeme güçlüğü içerisinde bulunduğu konusu dikkate alınarak; 20 Mart 1998 tarih ve 7173 sayılı Müdürler Encümeni kararı doğrultusunda sözkonusu sondajın toplam tutarı olan 13 200 000 000 TL.’nin 1 ay içerisinde peşin ödenmesi durumunda çalışmalara başlanacağı hususu 27.3.1998 tarihli yazı ile Havza Belediye Başkanlığına bildirilmiş olup, başkaca bir gerekçe sözkonusu değildir.

4. Havza Belediye Başkanlığı belirtilen 1 100 000 000 TL. avansı yatırmıştır.

5. Hükümetimizin kurulduğu günden beri gerçekleştirdiği uygulamaların başında, Devletin güvenirliliğinin yeniden tesis edilmesi, Kamu Yönetiminde ki yıpranmaya son verilmesi, ülke ekonomisinin yeniden üretken niteliğine kavuşturulması ve Devletin saygınlığının artırılması olmuştur. Bu bağlamda, Kamu Kurum ve Kuruluşları bilindiği üzere hizmetlerini Kanun, Tüzük, Yönetmelik ve Genelge esaslarına göre yürütmektedirler. Kamu Kurum ve Kuruluşlarının öncelikle hedefleri hizmette verimliliktir. Henüz teknik gerekçelerle sondaja başlanılamamış bir işlemde, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının karşılıklı güvensizliğinden söz edilemeyeceği gibi iş ve işlemlerde hizmette verimlilik prensiplerinden hareket edilmektedir.

 

 

 

birleşim 76'nın sonu