DÖNEM : 20 CİLT : 48 YASAMA YILI : 3

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

69 uncu Birleşim

19 . 3 . 1998 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – YOKLAMA

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Balıkesir Milletvekili Ahmet Bilgiç’in, emeklilerin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın cevabı

2. – Hatay Milletvekili Levent Mıstıkoğlu’nun, Hatay İlinde fırtına sonucu meydana gelen hasara ilişkin gündemdışı konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı

3. – Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, Bolu Dağı geçişi bölünmüş yol inşaatına ilişkin gündemdışı konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı

V. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1. – Millî Savunma Komisyonunda açık bulunan üyeliklere seçim

2. – Bayındırlık, İmâr, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda açık bulunan üyeliklere seçim

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. – Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

2. – Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/669) (S. Sayısı : 338)

3. —Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 Arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 Arkadaşının,İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 Arkadaşının Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 Arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı :553)

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Adalet Komisyonları tarafından yapılan sınavlara ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’nun cevabı (7/4408)

2. – İzmir Milletvekili Veli Aksoy’un, Gediz ve Menderes havzalarındaki endüstriyel kaynaklı kirlenmeye ilişkin sorusu ve Çevre Bakanı İmren Aykut’un yazılı cevabı (7/4419)

3. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, Tekel Müzesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/4500)

4. – Bursa Milletvekili Yüksel Aksu’nun, turizme açılan SİT alanlarına ilişkin sorusu ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı (7/4510)

5. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Mardin-Savur-Bismil yoluna ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4525)

6. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, belediyelerce basın kuruluşlarına yapılan yardımlara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4531)

7. – İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları’nın, izinli olarak Türk vatandaşlığından çıkanların askere alınıp alınmayacağına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmet Sezgin’in yazılı cevabı (7/4533)

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak üç oturum yaptı.

18 Mart Çanakkale Zaferi nedeniyle, Birleşim Başkanı Yasin Hatiboğlu’nun günün anlam ve önemini belirten konuşmasından sonra, Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük ve Agâh Oktay Güner ile Afyon Milletvekili Osman Hazer aynı konuda birer konuşma yaptılar.

Ankara Milletvekili Cemil Çiçek ve 33 arkadaşının, rejim tartışmaları konusunda bir genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/21) okundu; önergenin gündemde yerini alacağı ve öngörüşmesinin, sırasında yapılacağı açıklandı.

Kamu İktisadî Teşebbüsleri Komsiyonu Geçici Başkanlığının, Komsiyonun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimine ilişkin tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Gündemdeki bazı kanun tasarı ve tekliflerinin yerlerinin değiştirilmesine;

Genel Kurulun, 18 Mart 1998 Çarşamba günü 15.00-19.00, 20.00-24.00, 19 Mart 1998 Perşembe, 20 Mart 1998 Cuma, 25 Mart 1998 Çarşamba, 26 Mart 1998 Perşembe, 27 Mart 1998 Cuma, 1 Nisan 1998 Çarşamba, 2 Nisan 1998 Perşembe ve 3 Nisan 1998 Cuma günleri de 13.00-19.00, 20.00-24.00 saatleri arasında çalışarak kanun tasarı ve tekliflerini görüşmesine; 24 Mart 1998 ve 31 Mart 1998 Salı günleri de 19.00-24.00 saatleri arasında çalışmalara devam edilmesine ve bu çalışmalarda, uluslararası antlaşmaların (gündemdeki sıralarına göre) görüşülmesine; 18 Mart 1998, 25 Mart 1998 ve 1 Nisan 1998 Çarşamba günleri sözlü soruların görüşülmemesine;

İlişkin ANAP, DSP ve DTP Gruplarının müşterek önerisinin, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edilmediği açıklandı.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmının :

1 inci sırasında bulunan ve üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığı için yazılı soruya dönüştürülen (6/751) esas numaralı sözlü sorusu üzerinde, Muğla Milletvekili İrfettin Akar görüşlerini açıkladı;

2 nci sırasında bulunan (6/753),

9 uncu sırasında bulunan (6/772),

Esas numaralı sözlü sorulara Devlet Bakanı Refaiddin Şahin,

8 inci sırasında bulunan (6/771) esas numaralı sözlü soruya Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy,

12 nci sırasında bulunan (6/775) esas numaralı sözlü soruya Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay,

Cevap verdiler, soru sahipleri de cevaplara karşı görüşlerini açıkladılar;

5 inci sırasında bulunan (6/764),

7 nci sırasında bulunan (6/770),

Esas numaralı sözlü sorulara Devlet Bakanı Refaiddin Şahin,

10 uncu sırasında bulunan (6/773),

11 inci sırasında bulunan (6/774),

13 üncü sırasında bulunan (6/776),

Esas numaralı sözlü soruya Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy,

Cevap verdiler;

3 üncü sırasında bulunan (6/757),

4 üncü sırasında bulunan (6/758),

6 ncı sırasında bulunan (6/765),

Esas numaralı sözlü sorular, ilgili bakanlar Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, ertelendi.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının :

2 nci sırasında bulunan 232 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından,

3 üncü sırasında bulunan ve Hükümetçe Komisyona geri alınan 338 sıra sayılı kanun teklifi, Komisyondan gelmediğinden,

Ertelendi;

4 üncü sırasında bulunan Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısının (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı : 553) görüşmelerine devam edilerek, 6 ncı maddesi kabul edildi, 7 nci maddesi üzerinde bir süre görüşüldü.

19 Mart 1998 Perşembe günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 18.55’te son verildi.

Yasin Hatipoğlu

Başkanvekili

Ali Günaydın Haluk Yıldız Konya Kastamonu Kâtip Üye Kâtip Üye

 

 

No : 103

II. – GELEN KÂĞITLAR

19 . 3 . 1998 PERŞEMBE

Sözlü Soru Önergesi

1.– Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, Konut Edindirme Fonuna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/911) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.1998)

Yazılı Soru Önergeleri

1.– Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül’ün, SSK Mensupları Eğitim ve Dinlenme Tesisleri Derneğine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4615) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.3.1998)

2.– Kilis Milletvekili Mustafa Kemal Ateş’in, Kilis’in gayri safi yurtiçi hasılasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4616) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.3.1998)

3.– Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül’ün, Bolu Turban Abant İşletmesinin bir firmaya usulsüz ödeme yaptığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4617) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.1998)

4.– Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül’ün, İran’la yapılan doğalgaz alım anlaşmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4618) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.1998)

5.– Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Savarona Yatına ilişkin Devlet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4619) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.1998)

6.– Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, TURBAN Tesislerinin kiraya verilmesine ilişkin Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4620) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.1998)

7.– Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, Bodrum’daki villasının manzarasını engelleyen bazı binaların belediye tarafından yıktırıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4621) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.1998)

8.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, bazı rektörlerin mevzuata aykırı davrandıkları iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4622) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.1998)

9.– Kars Milletvekili Sabri Güner’in, valiliklere gönderilen bir genelgeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4623) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.1998)

10.– Konya Milletvekili Remzi Çetin’in, İller Bankasınca belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/4624) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.1998)

11.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde bazı öğretim görevlilerinin ameliyatlardan haksız kazanç sağladıkları iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4625) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.1998)

12.– Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, Balıkesir Milli Eğitim Müdürlüğünde yapılan atamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4626) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.1998)

13.– Manisa Milletvekili Tevfik Diker’in, Ziraat Bankasının 1994 yılı harcamalarında usulsüzlük tespit edilip edilmediğine ilişkin Devlet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4627) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.1998)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

19 Mart 1998 Perşembe

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Başkanlık Divanı, gündemli ve programlı şekilde toplandı ve o toplantı devam ediyor; o sebeple Divan teşekkül edemedi.

Bu sebeple, izninizle, 15.25’te toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.03

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati:15.25

BAŞKAN: Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER: Abdulhaluk MUTLU (Bitlis), Ali GÜNAYDIN (Konya)

 

BAŞKAN – Çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ederek; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 69 uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III. – YOKLAMA

BAŞKAN – Ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır; Genel Kurul salonunda hazır bulunan sayın milletvekillerinin, yüksek sesle işaret buyurmalarını rica ediyorum.

(Yoklama yapıldı)

BAŞKAN –Toplantı yetersayımız vardır; çalışmalara başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, gündemdışı söz talebinde bulunan çok sayıda arkadaşım içerisinden, ancak üç arkadaşıma imkân tanıyabildim; söz veremediğim arkadaşlarımın beni anlayışla karşılayacaklarını umuyorum.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Onlar, zaten söz almamaya alışmıştır.

BAŞKAN – Sayın Dumankaya, bendenizden bir alacağınız olsun.

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Balıkesir Milletvekili Ahmet Bilgiç’in, emeklilerin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın cevabı

BAŞKAN – Sayın Ahmet Bilgiç emekli yurttaşlarımızın sorunlarıyla ilgili olarak söz istemiştir.

Buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

AHMET BİLGİÇ (Balıkesir) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sayıları milyonlara varan emekli vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgili olarak, gündemdışı söz almış bulunmaktayım; sözlerime başlamadan önce, Partim ve şahsım adına, hepinizi en derin sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, emekli, yaşamının en güzel yıllarını devletinin hizmetine sunduktan sonra, yaşlılık yıllarında, bunun karşılığını bekleyen kişidir.

1997 yılında, Türkiye genelinde yapılan araştırma ve inceleme, emekli aylıklarının, geçimleri sağlamada yetersiz kaldığını göstermiştir. Emekli maaşı alanların yüzde 95’i, maaşlarının yetersiz olduğunu belirtmişlerdir. Ülkemizde bozuk gelir dağılımından en olumsuz şekilde etkilenen kesimlerin başında emeklilerimiz gelmektedir. Emeklilerimiz, yoksulluk sınırının altında aldıkları maaşlarla geçinmek ve yaşamlarını sürdürmek zorunda kalmışlardır. Bugün, her emekli, önce, karnını doyuracak ekmek derdine düşmüştür. Her yıl yükselen hayat pahalılığı karşısında, sağlık giderlerini karşılamakta bile zorlanmakta, yaşamlarının en acılı yıllarını geçirmektedirler. Emekli vatandaşlarımız, ne bugünlerinden mutlu ne de geleceklerinden umutludurlar. Emekli vatandaşlarımız, hem ekonomik koşullarının düzeltilmesini hem de kendilerine sunulan ve sunulması gereken kamusal hizmetlerin daha etkin ve daha nitelikli olarak sunulmasını Hükümetten beklemektedirler. Çalışırken yaşadıkları ekonomik sıkıntının, emeklilik yıllarında daha da ağırlaşmasından şikâyetçidirler. Özellikle, son sekiz aydan beri Hükümetin uygulamakta olduğu belirsiz ve istikrarsız ekonomik politikalar sonucunda yüzde 100’leri aşan enflasyon karşısında, âdeta, emekli vatandaşlarımızın yaşamlarını sürdürmeleri imkânsız hale getirilmiştir. Bu durumun bir an önce düzeltilmesi, çalışanlarımızla birlikte emeklilerimize de ekzam verilmesi ve mağduriyetlerinin giderilmesi kaçınılmaz olmuştur.

Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk, altmış yıl önce emeklilerimizle ilgili olarak şu veciz ifadeyi kullanmıştır: “Geçmişte güçlü iken tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir ulusun, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur. Böyle bir toplumda adalet duygusu, acıma ve sevgi duygusu kaybolmuştur.”

Emeklilerimiz sıkıntı içindedirler; büyük fedakârlıklar yapmışlardır ve bugün de hayatlarını devam ettirmek için yapagelmektedirler. Ancak, İktidar, akıl almaz bir savurganlık içinde, devlet imkânlarını, maalesef, kendi yandaşlarına peşkeş çekmektedir; bunun sonucunda, başta, çalışanlarımız olmak üzere, emeklilerimiz haklarını alamamaktadırlar. Emekli kesimi, devletin ilgi alanının dışına çıkarılmış ve baskı altına alınmıştır; bunun sonucunda, ciddî sosyal patlama tehlikesi, maalesef, mevcut hale gelmiştir.

Birçok çalışan insanımız, emekli olacağı günü büyük bir özlemle beklemektedir; bunun nedeni, ileri tarihe ertelenmiş özlemlerini yaşamak olduğu kadar, Türkiye gerçeğinde, ne yazık ki, almış oldukları ücretler yetersiz olduğundan, emekli olarak, emekli maaşı almanın yanında, bilfiil çalışarak ikinci bir gelir elde etmeyi, mecburen, düşünmeleridir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Efendim lütfen toparlar mısınız.

AHMET BİLGİÇ (Devamla) – Tamam Sayın Başkanım.

Burada dikkat edilecek nokta, kimsenin, artık “emekli olayım, evimde dinleneyim” diyecek cesareti gösterememesidir. Bugün, emeklilerimiz ümitsizliğe kapılmışlardır.

Doğru Yol Partisi olarak, Hükümetten, emeklilerimizin sorunlarına bir an önce çözüm getirmelerini talep ediyor, bu duygu ve düşüncelerle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bilgiç.

Gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Nami Çağan; buyurun.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Balıkesir Milletvekili Sayın Ahmet Bilgiç’in, emeklilerin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşmasını yanıtlamak üzere karşınızdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizde üç sosyal güvenlik kuruluşunun olduğunu hepimiz biliyoruz; SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı. Bunlardan, SSK ve Bağ-Kur, bizim Bakanlığımızın bağlı kuruluşu konumundadır; Emekli Sandığı da Maliye Bakanlığının bağlı kuruluşudur.

Sosyal Sigortalar Kurumu, 2 milyon 715 bin emekli, dul ve yetime aylık ödemektedir. Buna göre, emekliler arasında en geniş kesim Sosyal Sigortalar Kurumu yapısı içerisinde yer almaktadır; ancak, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Yasasında geçmişte yapılan bazı değişiklikler sonucu, Sosyal Sigortalar Kurumundan aylık alan kimseler arasında birbirinden farklı beş ayrı emekli grubu oluşmuş bulunmaktadır. Bu gruplar, 1982 öncesi emeklileri, 1982 sonrası emeklileri, gösterge tablosu emeklileri, üst gösterge tablosu emeklileri ve kamuoyunda süper emekliler olarak adlandırılan kesimlerdir. Bunlar arasındaki adaletsizliklere ve yıllardan beri süregelen yakınmalara son verilebilmesi için, Bakanlığımızca sürdürülmekte olan çalışmalar tamamlanmak üzeredir.

Konuya ilişkin hazırlıklar, işçi emeklilerini temsil eden, Türkiye İşçi Emeklileri Cemiyeti, Tüm İşçi Emeklileri Derneği ve Tüm Emekliler Sendikası (Emek-Sen) ile birlikte sürdürülmektedir. Biz, bu üç sivil toplum örgütünü de çalışmalarımıza dahil ettik; hatta, bugün de, içinde bulunduğumuz günde, bu kuruluşlarla, Bakanlığımızda bir toplantı yapılıyor.

Bu çerçevede, adaletsizliklere neden olan iki gösterge tablosu tek gösterge tablosu haline getirilecek ve emekliler bu tabloya intibak ettirileceklerdir. Söz konusu düzenleme, Sosyal Sigortalar Kurumuyla ilgili olarak Genel Kurulumuzun gündeminde bulunan yasa tasarısına ek olarak, yeni bazı önlemler getiren ve kısa süre içerisinde Başbakanlığa ve ardından da Parlamentoya sevk edilecek olan yasa tasarımızda yer almaktadır. Mecliste bulunan tasarı, emekli aylıklarına esas gösterge tablolarını düzenleme yetkisini Bakanlar Kuruluna vermektedir. Böylece, her iki tasarıda yer alan hükümlerle, işçi emeklilerimizin intibak sorunlarına adaletli bir çözüm getirmiş olacağız.

Sayın milletvekilleri, emeklilerin aylıklarını alırken bankalarda oluşan yoğunluğun önlenmesi amacıyla, Sosyal Sigortalar Kurumu, özel banka şubelerini de devreye sokmuş bulunmaktadır. Bazı basın organlarında yer alan haberlerin aksine, kamu kuruluşlarının mevduatlarının Ziraat Bankasında toplanması uygulaması, sosyal güvenlik kuruluşlarının emekli aylıklarının ödenmesini etkilemeyecektir. Burada, bir kere daha belirtmek isterim ki, işçi emeklileri de, diğer sosyal güvenlik kuruluşlarından aylık alan emekliler de, bugüne kadar hangi banka şubelerinden aylık alıyorlarsa bundan sonra da aynı şubelerden aylıklarını almaya devam edeceklerdir.

Öte yandan, Bağ-Kur emekli aylıklarının Ziraat Bankası şubelerinden ödenmemesinin, bazı küçük yerleşim merkezlerinde aylık ödeyen bankaların şubelerinin bulunmaması nedeniyle sıkıntı doğurduğunu bilmekteyiz. Bu durumu düzeltmek için, Ziraat Bankası şubelerinden de Bağ-Kur emeklilerine aylık ödenmesinin sağlanması amacıyla, Bağ-Kur Genel Müdürlüğümüz kapsamlı bir çalışma yapıyor. Bu çerçevede, Genel Müdürlüğümüz, anlaşma yapılması için, Ziraat Bankasına bir protokol taslağı da sunmuştur. Bağ-Kur, önümüzdeki günlerde emeklilere dağıtacağı bir formla, hangi banka şubesinden aylık almak istediklerini belirleyecek ve bu çalışma sonunda, Bağ-Kur emeklilerinin, bir başka il ya da ilçeye gitmek zorunda kalmadan, kendilerine en yakın şubeden aylık almaları sağlanacaktır.

Maliye Bakanlığımızca da, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı kapsamındaki emekli, dul ve yetimlerin maaşlarının, Ziraat Bankası yanında, Vakıflar Bankası ve Halk Bankası aracılığıyla da ödenmesi sağlanarak bir rahatlama getirilmiş bulunmaktadır.

Meclis Genel Kurulunda bulunan Sosyal Sigortalar Kurumuyla ilgili yasa tasarısında, işçi emeklilerine yurt dışında tedavî, protez araç ve gereç yardımı yapılması, analık sigortası hakkı gibi ekolanaklar sağlanmaktadır. Bu tasarı üzerinde, Mecliste grubu bulunan bütün siyasî partilerin uzlaşması vardır.

Başbakanlığa sunduğumuz Bağ-Kur tarım sigortasına ilişkin yasa tasarısında ise, Bağ-Kur çiftçi sigortalıları ve emeklileri, ilk kez, sağlık sigortası kapsamına alınmaktadır; bu haktan, tarım kesiminde bulunan yaklaşık 10 milyon yurttaşımız yararlanacaktır.

İşçi emeklilerini de yakından ilgilendiren SSK sağlık hizmetlerindeki sorunların çözümü için, yine çalışmalar yapmaktayız. Bu çerçevede, bir yandan, sağlık tesislerinin personel ihtiyacının karşılanması için gerekli önlemler alınmaktadır; öte yandan, SSK’ya bağlı hastanelerimizde ve diğer sağlık tesislerimizde sağlık hizmetlerinin daha etkin ve verimli yürütülebilmesi amacıyla, yönetimde katılımı ve sorumluluğu paylaşmayı esas alan bir anlayışla, sağlık tesislerinin modernizasyonu ve özerkleştirilmesi için yönetim modeli oluşturma çalışmaları da son aşamaya gelmiştir.

Emeklilerin sorunları, şüphesiz, sosyal güvenlik kuruluşlarının sorunlarıyla içiçedir. Bu nedenle, emeklilerimizin sorunlarının köklü bir biçimde çözülmesi, sosyal güvenlik kuruluşlarımızın sorunlarının çözülmesiyle sağlanabilir. Bu anlayışla, SSK ile ilgili olarak Mecliste bulunan tasarı dışında, hazırladığımız “ekönlemler paketi” adını verdiğimiz yasa tasarısında, OECD ülkelerinde olduğu gibi, devletin SSK’ya, işçi ve işveren dışında, üçüncü taraf olarak yüzde 10 prim ödemesi; ayrıca, sosyal yardım zammının gösterge tablosuna eklenmesi öngörülmektedir. Böylece, emeklilerimiz herhangi bir kayba uğramadan, prim karşılığı olmayan ve sosyal sigorta ilkelerine ters düşen sosyal yardım zammı uygulaması ortadan kaldırılmış olacaktır. Benzer bir düzenlemeyi Bağ-Kur için öngören yasa tasarısını da geçtiğimiz hafta Başbakanlığa sunduk.

Bugünkü yaşam koşulları altında emekli aylıklarının yeterli olduğunu ileri sürmek, hiç şüphesiz, mümkün değildir. Hükümetimiz, işbaşına geldiği günden bu yana, bir yandan çalışanlara ve emeklilere, ülke koşullarına uygun aylık artışları yapmakta, diğer yandan enflasyonla mücadeleyi sürdürmektedir. Bu noktada ilkemiz, çalışanları ve emeklileri enflasyona ezdirmemektir.

Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına tabi emekli dul ve yetimlerimizin maaşları, çalışan memurlarımızın maaşlarına bağlı olarak artabilmektedir. Devlet personel reformu çerçevesinde yürütülen çalışmalar sonuçlandığında, bunların da emekli maaşlarında ek bazı iyileştirmeler söz konusu olacaktır.

Bu düşüncelerle, emeklilerimizin sorunlarını dile getiren ve bu konuda yaptığımız çalışmaları ana hatlarıyla da olsa, anlatma fırsatını sağlayan Sayın Ahmet Bilgiç’e teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

2. – Hatay Milletvekili Levent Mıstıkoğlu’nun, Hatay İlinde fırtına sonucu meydana gelen hasara ilişkin gündemdışı konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı

BAŞKAN – Sayın Levent Mıstıkoğlu, Hatay İlindeki ve Hatay İlinin şahsında tüm Türkiye’deki fırtına ve tabiî afetlerin getirdiği zararlarla ilgili olarak gündemdışı söz istemişlerdir.

Buyurun.

LEVENT MISTIKOĞLU (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hatay İlimizde 15.3.1998 tarihinde yaşanan fırtınayla ilgili bilgi vermek üzere söz almış bulunuyorum. Sayın Başkanıma söz verdiği için teşekkür eder, bu vesileyle Yüce Heyetinize saygılar sunarım.

Hepimizin bildiği gibi, ülkemizde son günlerde soğuk kış günlerinin hâkimiyeti sürmektedir. Bu koşullardan en çok etkilenen illerden birisi de Hatay İlimizdir. 15.3.1998 Pazar gecesi saat 22.00’de başlayan fırtına, 16.3.1998 Pazartesi sabah saatlerine kadar etkili şekilde devam etmiştir. Özellikle, Hatayımızın İskenderun, Erzin, Dörtyol İlçelerinde büyük kayıpların yanı sıra, Erzin’de bir de can kaybı meydana gelmiştir. Vefat eden vatandaşımıza Yüce Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Fırtına neticesinde, İskenderun İlçemizdeki liman içerisinde 11 adet küçüklü büyüklü balıkçı teknesi batmış, ayrıca 18 adet tekne de ağır hasar görmüştür. Batan teknelerin hasar tutarı, komisyonun yaptığı çalışmalar sonucunda, yaklaşık 16 milyar 950 milyon Türk Lirası; zarar gören teknelerin hasar tutarı ise, 7 milyar Türk Lirası olarak tespit edilmiştir.

Ayrıca, İskenderun İlçemiz ve köylerinde, 2 camimizin minaresi yıkılmış, birçok kamu ve özel binaların çatıları uçmuştur. Seralarımızda, yüzde 100’e varan hasarlar oluşmuştur. Yine, TEDAŞ hatlarının zarar görmesi sonucu, ilçenin ve beldelerin bir kısmına elektrik verilememiştir. Yüzlerce ağaç yıkılmış; İskenderun Belediyesinin, başta sinyalizasyon tesisleri olmak üzere, kaldırım ve altyapı tesisleri zarara uğramıştır.

15.3.1998 tarihinde hızı 85 kilometreye varan fırtına, 16.3.1998 tarihinde hızını saatte 122 kilometreye çıkarmıştır. Bu fırtınadan dolayı, birçok kamu ve özel sektör binaları hasar görmüştür. 27 okulumuzda çatılar uçmuş, çok sayıda ağaç devrilmiş, tüm köylerde haberleşme sistemi kesilmiştir.

Yine, Erzin İlçesinde, şiddeti zaman içerisinde değişmekle birlikte, sabaha kadar devam eden rüzgâr ve fırtına, elektrik nakil hatlarının kopması sonucunda direklerin devrilmesine ve bazı hatların üzerine ağaçların yıkılmasından dolayı, ilçe ve köylerin tamamında elektrik kesilmesine neden olmuştur. 16.3.1998’de Erzin İlçe merkezine, 18.3.1998 akşamına kadar da tüm birimlere elektrik verilmiştir. Vatandaşlarımıza ait konutlarda maddî nitelikli hasarlar yaşanmış, ilçemize ait çeşitli seralarda hasarlar olmuştur.

Hızı zaman zaman 122 kilometreyi bulan ve aşan fırtına, Dörtyol İlçemizdeki 12 okulda çeşitli zararlara sebebiyet vermiş, ilçenin elektrik ve Telekom hatlarında hasara neden olmuştur. Bu ilçemizde, yüzlerce ağaç yıkılmış; 7 vatandaşımızın evi tamamen, 7 vatandaşımızın evi de yüzde 50 oranında zarar görmüştür.

Tüm bu üzücü olaylardan zarar gören vatandaşlarımızın yaralarının en kısa sürede sarılacağından şüphemiz yoktur. Başbakanımız Sayın Mesut Yılmaz’ın talimatlarıyla, Devlet Bakanımız Sayın Hasan Gemici, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan, zarar gören ilçelerimizde kullanılmak amacıyla, 5 milyar Türk Lirası göndermişlerdir. Bugün de, 5 milyar Türk Lirası gönderilmektedir. Ayrıca, Bayındırlık ve İskân Bakanımız Sayın Yaşar Topçu, fırtınanın başlangıcından itibaren yakın ilgilerini esirgememişler ve kendileri, bu konuda, gereken emirleri vererek, Afet İşleri Genel Müdürlüğünün afet kapsamı içinde olup olmadığının tespit çalışmasını başlatmışlardır. Devlet Bakanımız Sayın Metin Gürdere, zarar gören camilere en kısa zamanda yardım gönderileceğini belirtmişlerdir. Fırtınanın ardından, başta Hatay Valimiz Sayın Utku Acun, Sayın khan Aydıner olmak üzere, ilçe kaymakamlarımız, belediye başkanlarımız ve tüm daire müdürlerimiz vatandaşın yardımına koşmuşlar ve bütün imkânlarını seferber ederek, her türlü tedbiri almışlardır; buradan, tamamına, şükranlarımı belirtmeden geçemeyeceğim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

LEVENT MISTIKOĞLU (Devamla) – Hatay Valiliğinin kurmuş olduğu zarar tespit komisyonları çalşmakta olup, tespitler bittiği anda her türlü yardımın, Hükümetimiz tarafından yapılacağından emin olduğumu belirtir, başta Sayın Başbakanımız Mesut Yılmaz olmak üzere, 55 inci Cumhuriyet Hükümetinin tüm bakanlarına, şahsım ve Hataylılar adına şükranlarımı sunar, Hataylı hemşerilerime geçmiş olsun dileklerimle, Yüce Meclise saygılar sunarım. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Mıstıkoğlu, teşekkür ediyorum.

Gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere, Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu; buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; değerli kardeşimiz Levent Mıstıkoğlu’na, Hatay İlinin, özellikle İskenderun, Dörtyol, Erzin İlçelerinde, gerçekten, son yıllarda rastlanmadığı şekilde, çok yüksek hızda ve güçlü bir fırtına afetine maruz kalmasından dolayı, konuyu gündeme getirdiği için, hem şükranlarımı ifade etmek hem de Bakanlığımızın bu konudaki çalışmalarını bilgilerinize sunmak üzere söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.

Bakanlığımızın Hatay İlindeki faaliyetlerini yerinde görmek ve noksanlarını, yapılacakları tespit etmek üzere Hatay İline yaptığımız iki günlük ziyaretin arkasından, maalesef, 15-16 Mart günlerinde, belirttiğim gibi, bu İlimizin İskenderun, Dörtyol ve Erzin İlçelerinde, saatteki hızı 120 kilometrenin üzerinde, uzun yıllardır rastlanmayan şiddette bir fırtına afeti meydana gelmiştir.

Haber alır almaz, derhal müdahale ettik; Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü, bu yörede bütün özel ve kamu binalarını, fırtınanın etkili olduğu bütün alanları gezdi, gerekli tespitleri yaptı. Yapılan bu tespitlere göre, önçalışmaya göre, İskenderun İlçesinde 19 okul ve kamu yapısının çatılarının önemli ölçüde uçtuğu; ayrıca, 15 ilköğretim okulunun da camlarının tamamen, fırtınanın şiddetinden, kırıldığı ve acilen tamamlanması gerektiği tespit edildi. Ayrıca, değerli arkadaşımızın belirttiği gibi, 2 caminin minaresi, maalesef, yıkıldı. Fırtınanın hasarı bunlarla da kalmadı. Fırtına, İskenderun İlçesindeki balıkçı barınağında 11 tekneyi batırdı; 18 tekneye, maalesef, büyük çapta hasar verdi; Demir Çelik Fabrikasının kok bacasını yıktı; ayrıca, çok fazla olmamakla birlikte, seralarda hasar meydana getirdi. Bu İlçede; yani, İskenderun’da, özel kişilere ait 300’e yakın binanın çatılarında ve camlarında, büyük çapta hasar meydana geldi. Dörtyol İlçesinde ise, bir kısmı okul olmak üzere, 12 kamu binasında çatı hasarları ve büyük çapta cam kırıkları meydana geldi. Keza, bu İlçede, özel kişilere ait 400’ü aşan konutta çatı hasarları meydana geldi. Yalnızca, kamu yapıları ve okullarda meydana gelen çatı hasarları ve cam kırılmaları nedeniyle uğranılan zarar, öntespitlere göre, 100 milyar Türk Lirasının üzerindedir; tabiî, buna vatandaşlarımızın uğradığı zararlar dahil değildir.

Kamu yapıları ve okullarda meydana gelen hasarların süratle onarımı için, Bakanlığımız mahallî teşkilatı her türlü hazırlığı tamamlamış, Bakanlığımıza iletmiştir; yasal prosedürü içerisinde, ilgili bakanlıklar da haberdar edilmek suretiyle, bunların derhal eski haline getirilmesi için her türlü tedbir alınmaktadır. Ayrıca, bu afet nedeniyle, Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma Fonu yönetimini götüren Değerli Bakanımız Hasan Gemici Bey ve vakıflardan sorumlu Devlet Bakanımız Metin Gürdere Bey, yıkılan cami minareleri için gerekli yardımları İl Valiliğine göndermişlerdir. Bakanlığımızın oradaki teşkilatı, halen, bu öntespitlerin arkasından, tam tespitlerini yapabilmek için geceli gündüzlü çalışmaktadır; tespitler tamamlandığında, Afetler Kanunu çerçevesinde umumî afete maruz bölge statüsü olup olmadığı tespiti yapılacaktır; buna göre de yöredeki ilgililer haberdar edilecektir. Şu andaki tespitlerimizde, umumî afete maruz bölge statüsü görülmemektedir; ama, kesin tespitlerden sonra nihaî karar verilecektir.

Yöre halkına geçmiş olsun diyorum. Ayrıca, değerli arkadaşımızın belirttiği gibi, Erzin İlçesinde fırtına sırasında düşen kiremitlerden dolayı bir vatandaşımız hayatını kaybetmiştir; kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyorum.

Tekrar geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum ve değerli arkadaşımıza teşekkürlerimi, şükranlarımı ifade ediyorum. Heyetinize de saygılarımı sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, gündemdışı konuşmayı cevaplandırdı.

3. – Bolu Milletvekili Feti Görür’ün, Bolu Dağı geçişi bölünmüş yol inşaatına ilişkin gündemdışı konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu’nun cevabı

BAŞKAN – Gündemdışı üçüncü konuşma, Bolu geçitleriyle ilgili olarak Feti Görür’ün. (FP sıralarından alkışlar)

Her ne kadar, sorun, mevzii gibi görünüyorsa da, Türkiye’nin anaarteri olması ve sık sık bizi ıstıraba gark eden trafik kazalarında ağırlık göstermesi hasebiyle, ülkenin geneliyle ilgili olduğu için, zatıâlinize gündemdışı söz verdim; buyurun efendim...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkanım, affedersiniz, anlayamadım?..

BAŞKAN – Efendim, zannediyorum, Bolu Dağındaki meşhur geçidimizle ilgili... Zaten, şimdi, takip buyuracaksınız.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Benimle ilgili olduğu için soruyorum.

BAŞKAN – Tabiî, sizinle ilgili efendim; takip buyuracaksınız.

Efendim, ben o ifadeyi şunun için kullandım: Malum, İçtüzüğümüzde “geneli ilgilendiren, Genel Kurula acil bildirilmesi lazım gelen konularda gündemdışı söz verilir” deniliyor. Zatıâliniz bunu iyi bileceksiniz. Gündemdışı söz talebinde “Bolu Dağı” ifadesi kullanılıyor; ama, orası, tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir arterdir. O bakımdan, genel telakki ettim ve kendilerine gündemdışı söz verdim. Onu ifade ediyorum.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Anladım efendim. Ben, o izahatınızla konu başka birisini ilgilendiriyorsa diye sordum.

BAŞKAN – Hayır efendim, zatıâlinizi ilgilendiriyor.

Buyurun Sayın Feti Görür.

FETİ GÖRÜR (Bolu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bolu Dağı geçişi bölünmüş yol, yani, dördüncü şerit inşaatı hakkında söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.

Bolu Dağı geçişi bölünmüş yol projesi, 52 nci Hükümet zamanında yapılmış, 28.8.1996 tarihinde Refahyol Hükümeti zamanında ihaleye çıkarılmıştır. Refahyol Hükümetinin ikinci ayında projeyi ihale eden Bayındırlık Bakanı Sayın Cevat Ayhan Beye şükranlarımı sunmayı bir borç biliyorum.

Bu konu, sadece Bolu’nun meselesi değil, aynı zamanda tüm Türkiye’nin meselesidir; hatta, uluslararası bir mesele halindedir. Ankara-İstanbul arası 3,5 saatte katedilirken, sadece Bolu Dağının 25 kilometrelik kısmı, bazen 1, bazen 2-3 saatte geçilebilmektedir. Kangren haline gelen, yılda 600 civarında ölümlü, yaralamalı ve maddî hasarlı kaza meydana gelen Bolu Dağı geçişi, âdeta tıkanan bir kalp damarı gibi sistemi felç etmektedir.

Bu problemin çözümü için gerekli olan neşter, 1996 yılında Refahyol Hükümetinin Bayındırlık Bakanı Sayın Cevat Ayhan tarafından atılmış ve şu ana kadar yol inşaatının seyri şu şekildedir: Bolu Dağı bölünmüş yol inşaatı, 28.8.1996’da ihaleye çıkarılmış, ihaleyi alan LİMAK-KOLİN-METİŞ konsorsiyumuyla 11.10.1996’da sözleşme yapılmış, 11.11.1996’da ise işe başlanmıştır. 1996 birim fiyatlarıyla keşif bedeli 1,352 trilyondur; yüzde 29,12 indirimle 958,8 milyara ihale edilmiştir. 1997 yılı sonuna kadar bitirilmesi öngörülen bu yol inşaatı için, 1997 yılında 922 milyar lira ödenek konmuştur; ancak, proje tadilatı dolayısıyla proje bedeli artmış ve yapımcı firmalar tarafından 1997 yılı sonuna kadar 1,922 trilyon lira harcama yapılmıştır. Bu bedel, 1998 birim fiyatlarıyla 3,073 trilyondur. 1998 yılı bütçesine, 800 milyar lira bütçe gelirlerinden, 600 milyar lira ise özelleştirmeden yıl içinde gelecek gelirlerden olmak üzere 1,4 trilyon lira ödenek konmuştur. Ne var ki, Karayolları Genel Müdürlüğü ve yapımcı firma yetkilileriyle yaptığımız görüşmelerde, inşaatın bitirilebilmesi için 1998 yılında 2,1 trilyon lira eködeneğe ihtiyaç vardır. Gerekli eködenek verilebilir ve özelleştirmeden beklenen gelirler gelirse, bölünmüş yol inşaatı, kasım ayında bitirilebilecektir. 1997 yılı sonuna kadar bitirilmesi planlanan Bolu Dağı bölünmüş yol inşaatı, eğer gerekli ödenekler verilmezse, 1998 yılında bitmeyeceği gibi 1999 yılında da tartışılmaya devam edecek, sürücülerimizin sıkıntısı da dinmeyecektir.

Sayın Bakanımız Yaşar Topçu Beyden bu konuda gerekli ihtimamı göstermesini istirham ediyoruz. Yok, özelleştirmeden gelir gelmedi; yok, eködenek imkânımız olmadı gerekçelerinin arkasına sığınarak, bu yolu kullanmak zorunda olan ve başka alternatifleri bulunmayan sürücülere daha fazla azap çektirmeye hakkımız yoktur. Türkiye, bu yolu kullanmak mecburiyetinde olan yabancı ülke sürücülerine karşı, millî bir ayıp haline gelen bu 18 kilometrelik sorunu çözemeyen âciz bir ülke görüntüsünden bir an önce kurtulmak zorundadır. Zira, planlandığı gibi gitmeyen -fay hattından, basınçlı su bulunmasından, zeminin çok kırıklı ve killi, yumuşak topraktan oluşmasından dolayı- Bolu Dağı tünelinin de 2000 yılında hizmete girmesi imkânsız görülmektedir ve bir an önce D-100, yani eski adıyla E-5’in bölünmüş yol olması zarureti daha da önem kazanmaktadır. Tünel açılsa bile bu yol önemini yine kaybetmeyecek, Ankara-İstanbul arasında yolculuk yapan insanımız, Bolu Dağında bir mola vermek, tereyağında bir yumurta, ızgarada kuzu yemek, temiz hava teneffüs etmek için bu yolu tercih edecektir.

Bir önemli konu da, Düzce Küçükmelen Köprüsü inşaatıdır ki, bu köprü inşaatından dolayı bölünmüş yolun bir istikameti kullanılamamaktadır. Bir köprü inşaatının üç senedir devam etmesi, özellikle D-100 karayolundaki sıkıntıyı ne ölçüde artıracağını tahmin edersiniz. Bunun için, gerekli ödeneğin bir an önce verilmesi hayatî önemi haizdir.

Ayrıca, önemli bir konu da şudur: Bolu Dağında, yol kenarında yirmi yirmibeş senedir hizmet veren lokantalar, bölünmüş yoldan dolayı girişlerinin kapatılması suretiyle mağdur edilmektedir. Eski Bakanımız Sayın Cevat Ayhan Bey, teknik olarak imkânsız olanlar dışındakilerin mağdur edilmemesi konusunda ilgililere talimat vermişti. Bu talimatla rahatlayan esnaf, şu anda, girişlerinin kapatıldığı gerekçesiyle tedirgindir ve her gün Ankara’ya gelip çözüm aramaktadır.

Sayın Bakandan, mağdur olan esnafımızın sorunlarına çare bulmaları konusunda gerekli girişimleri yapmasını, esnafımız adına istirham ediyorum.

Sözlerime son verirken, Bolu Dağı geçişi için gerekli ödeneklerin zamanında temini konusunda hassasiyet gösterilmesi temennisiyle, bu projede emeği geçen sayın bakanlarımıza, bürokratlarımıza, yapımcı firma yetkililerine, işçilere ve sebep olanlara sonsuz teşekkürlerimi sunuyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Görür, teşekkür ediyorum.

Gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere, Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Topçu; buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.

Bolu Milletvekili değerli arkadaşımız Feti Görür’ün, Bolu Dağı geçişi ve Bolu Dağı geçişinin Türk karayolu sistemindeki önemi üzerine yaptığı konuşmaya cevap vermek için söz almış bulunuyorum.

Bolu Dağı, Türkiye’nin karayolu ulaşım sisteminde, gerçekten, bir darboğazıdır ve bütün karayolu ağı içerisinde trafiği en yoğun olan noktadır. Maalesef, söylenildiği gibi, zaman zaman, ölümlü, büyük kazalara da sebebiyet vermektedir. Edirne-İstanbul-Ankara -oradan Adana-Antep-Urfa’ya gidecek olan- TEM Otoyolunun en önemli darboğazlarından bir tanesi de bu yolun altında yatmaktadır; bu, Bolu Dağı Tünelidir. Maalesef, bugüne kadar, Bolu Dağı Tünelinin yapımında istenilen sürat ve mesafe alınamamıştır.

Hükümete geldiğimiz günden beri, Bolu Dağı Tüneli ve Bolu’nun üzerindeki duble yol -yani, 2X2 yol- benim özel takip ve ilgi alanım içerisindedir. Değerli arkadaşımız hatırlayacaktır; bundan takriben üçbuçuk dört ay kadar önce, bizzat, yanımda yetkililerle beraber Bolu İlini ziyaret ettim, hem bu 2X2 -duble yol denen- yolun durumuna baktım hem tüneldeki faaliyeti yerinde inceledim. Ben, şimdi, arkadaşıma buradan tekrar söylüyorum. Cumartesi günü Bartın-Amasra arasındaki yolun temelini attıktan sonra, tekrar, buradaki faaliyetleri izlemek üzere Bolu Dağına gideceğim.

Bolu Dağı geçişinde yapılan, arkadaşımızın söylediği gibi, dördüncü şerit değildir. Bolu Dağında, evet, şu anda, 2X1 -yani, bir geliş bir gidiş- yol vardır, bir de tırmanma şeridi vardır. Burada yapılan, bir şerit değildir. Burada, bölünmüş, 2X2’lik büyük bir inşaat var; arkadaşımızın belirttiği gibi, 18 kilometredir; ama, 1996 yılında ihale edilirken, yol, ihale edilebilmek için keşif ve maliyetleri biraz aşağıda hesap edilerek 900 küsur milyar liraya ihale edilmiştir. Böyle bir yolun yapımındaki, Türkiye’de halen yürürlükte bulunan birim fiyatlarına göre -ki, beton, bitümlü sıcak kaplama dediğimiz türden bir yoldur- maliyet unsuru 2 milyon doların üzerinde olduğuna göre, 18 kilometrelik yolun maliyetinin -mühendis olunmasa bile- kaba olarak, 36 milyon dolar civarında bir noktaya geleceği, en azından 30 milyon dolar civarında bir noktaya geleceği belliydi; ama, yapılmıştır, hizmettir. Ben, yapmış olanlara teşekkür ediyorum.

1997 yılında, buradaki firmaya, 1997 yılı ödeneği tamamlanmış, bitmiş olmasına rağmen, durmamasını tembihledim; hatta -biraz daha ileri giderek- burada durursanız, aramız açılır, siz harcayacaksınız, ben parayı bulup size vereceğim dedim. Firma, durmadı; bütün mevsim boyunca, ödeneği bitmiş olmasına rağmen çalıştı; aklımda yanlış kalmadıysa, 1 trilyon liraya yakın da ödenekdışı imalatta bulundu. Firmaya da teşekkür ediyorum.

Şimdi, bu mevsim başladığında da, yine kendileriyle görüştüm; geçen seneki gibi, yine durmayacaksınız, ben bunun ödeneğini, bir şekilde mutlaka bulacağım dedim. Bu sene, vaktinden önce -yani, değerli arkadaşımızın söylediği kasım ayından önce- takriben eylül sonlarına doğru, bu 18 kilometrenin tamamlanmasını sağlamayı hedefledik. Bu, parayı bulduk bulamadık meselesi değil, işi tamamlama meselesidir. Ben, Bakanlığımla ilgili işlerde, parası olsun olmasın, fevkalade dikkatli ve titizim. Arkadaşımızın da bundan müsterih olması lazım.

Yalnız, bir şeyine iştirak etmeyeceğim; diyor ki: “Bu yolda, turistik tesisler vardır; bunların giriş çıkışı, bölünmüş yol yapımı sebebiyle verilmemektedir, esnaf şikâyetçidir.” Halbuki, arkadaşımız, burada, gündemdışı konuşmaya, Türkiye’deki trafik kazalarının fecaatinden başladı. Türkiye’deki trafik kazalarının en önemli sebeplerinden bir tanesi, konulan bu refüjlerdir; refüjlerdeki giriş çıkış yerleridir. Bunları belli mesafelerde koymazsanız, güvenliği sağlamazsanız. Bu benim partilim, açın bunun önünü; bu milletvekilinin dostu, ona da açın; bu da il başkanının bilmem nesi, ona da açın derseniz, işte, başında söylediğiniz lafa gelir. Ben bu konuda kararlıyım. Karayolları ilkelerine göre, bu bölünmüş yolların neresinden açılması gerekiyorsa orasından açtıracağım. Şahsî yok... O zaman herkesinkini açın... “Bir kısmını açmıştık biz Refah Partisi olarak...” Ben, Cevat Beyi burada eleştiriyor değilim; Cevat Bey benim çok sevdiğim, saydığım bir insan; kendisi buradaysa özür dilerim. Bir kısmını açmıştı kapatmıştı olmaz; ya hepsini açın, daha doğrusu bölünmüşlüğü kaldırın, herkes istediği gibi girip çıksın, ölen ölsün kalan kalsın ya da bu sistem yürüsün... Bu sistem yürümezse, işte, Türkiye’de yolları canavarlara teslim ediyorsunuz; onlar da, müşteri bulabilmek için rasgele, istediği şekilde dönüyor, istediği şekilde giriyor, istediği şekilde çıkıyor; sonra, arkasından, maalesef, tüyler ürpertici, yürek sızlatıcı kazalar oluyor. Bana, bu konuda, oradaki esnaf, müteaddit defa geldi.

Aslında, yapılan yapıların büyük bir kısmı da kaçaktır, yani, izin alınmadan yapılmıştır “canım, biz yapalım, nasıl olsa buradan izin alırız günün birinde, siyasîleri etkileriz izin alırız” kafasıyla yapılmıştır. Buradan ilan ediyorum: Kaçaklara da ruhsat vermeyeceğim. Bundan da haberiniz olsun.

Hepinize saygı sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, gündemdışı görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz.

V. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1. – Millî Savunma Komisyonunda açık bulunan üyeliklere seçim

BAŞKAN – Komisyonlara üye seçimleri vardır.

Sayın milletvekilleri, Millî Savunma Komisyonunda boş bulunan ve Fazilet Partisi Grubuna düşen üyeliklere, Ağrı Milletvekili Sayın Sıddık Altay, Aksaray Milletvekili Sayın Mehmet Altınsoy, Erzincan Milletvekili Sayın Tevhit Karakaya, İstanbul Milletvekili Sayın Mukadder Başeğmez, Konya Milletvekili Sayın Hüseyin Arı, Konya Milletvekili Sayın Remzi Çetin, Tokat Milletvekili Sayın Bekir Sobacı, aday gösterilmişlerdir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Adaylıklarını ifade ettiğim arkadaşlarımız, Komisyona üye seçilmişlerdir; mesaileri, hayırlı hizmetlere vesile olur inşallah.

2. – Bayındırlık, İmâr, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda açık bulunan üyeliklere seçim

BAŞKAN – Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda boş bulunan ve Fazilet Partisi Grubuna düşen üyeliklere, Ağrı Milletvekili Sayın Celal Esin, Bayburt Milletvekili Sayın Suat Pamukçu, Erzurum Milletvekili Sayın Abdulilah Fırat, Hatay Milletvekili Sayın Süleyman Metin Kalkan, Kastamonu Milletvekili Sayın Fethi Acar, Kocaeli Milletvekili Sayın Osman Pepe, Trabzon Milletvekili Sayın İsmail İlhan Sungur aday gösterilmişlerdir.

Arkadaşlarımızın adaylıklarını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bu arkadaşlarımızın mesaileri de, inşallah, hayırlara vesile olsun ve seçilenlere hayırlı, uğurlu olsun.

Sayın milletvekilleri, şimdi, gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” bölümüne geçeceğiz; ancak, ben, 10 dakika ara vermek zorundayım.

Saat 17.00’de toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati : 16.48

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 17.00

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Levent MISTIKOĞLU (Hatay), Ali GÜNAYDIN (Konya)

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 69 uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Sayın milletvekilleri, bundan önce de ifade ettiğim gibi “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” bölümüne geçiyoruz.

Şimdi, yarım kalan işlerden başlayacağız.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. – Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifinin ikinci müzakeresine başlayacağız.

Komisyon hazır mı? Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

2. – Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/669) (S. Sayısı : 338)

BAŞKAN – 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin maddeleri, önergelerle birlikte, geçen birleşimde, İçtüzüğün 88 inci maddesine göre Komisyona geri verilmişti. Komisyon, raporunu henüz vermediğinden, teklifin müzakeresini erteliyoruz.

3. —Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 Arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 Arkadaşının,İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 Arkadaşının Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 Arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı :553) (1)

BAŞKAN – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 Arkadaşının, Trabzon Millet

(1) 553 S. Sayılı Basmayazı 4.3.1998 tarihli 62 nci Birleşim Tutanağına eklidir.

vekili Yusuf Bahadır ve 9 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 Arkadaşının Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 Arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının müzakeresine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Komisyon hazır mı efendim? Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet yerlerini aldılar.

Müzakereye kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Sayın milletvekilleri, geçen birleşimde, tasarının 7 nci maddesi üzerinde, Fazilet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Doğru Yol Partisi ve Demokrat Türkiye Partisi Grupları adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştı.

Gruplar adına başka söz isteyen var mı? Yok.

Sayın Emin Kul, Sayın Bekir Kumbul, Sayın Esat Bütün, Sayın Bekir Yurdagül, Sayın Mustafa Kul, Sayın Ömer Özyılmaz, Sayın Ersönmez Yarbay arkadaşlarımızın kişisel söz talepleri vardır; ben, sırasıyla, iki sayın üyeye söz vereceğim.

Birinci sırada bulunan, Sayın Kul; buyurun efendim.

EMİN KUL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; müzakere etmekte olduğumuz kanun tasarısının 7 nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum.

7 nci madde, sendika ve konfederasyonların tüzüklerindeki hususların neler olabileceğini tespit ediyor. Bu hususta, Hükümet tasarısıyla birlikte verilen kanun tekliflerinin -yaptığım inceleme sonucu, tespit edebildiğim kadarıyla- hepsi birbirinin aynı; dolayısıyla, 7 nci madde üzerinde, Hükümet tasarısı, yapılan kanun teklifleriyle mutabık bir metni ihtiva ediyor. Bu nedenle, bu metnin bir an önce oylanmasına fırsat vermek bakımından, görüşlerimi sadece bu kadar ifade etmekle yetiniyor, saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Kul, teşekkür ediyorum.

Maddeyle ilgili görüşlerini ifade etmek üzere, Sayın Bekir Kumbul; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

BEKİR KUMBUL (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kamu çalışanları sendikası yasa tasarısının 7 nci maddesiyle ilgili olarak şahsım adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, ben, yirmiiki yıl kamuda çalıştıktan sonra Parlamentoya gelen arkadaşlarınızdan birisiyim. Yine, ben, kamuda çalışırken, 1990’lı yıllarda kamu sendikası kuran arkadaşlarımla birlikte o işin içerisinde mücadele edip gelen arkadaşlarınızdan birisiyim. O nedenle, bu konuyla ilgili olarak eğer bir sendika yasası çıkarıyorsak, en güzeliyle çıkarılması için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmamız gerekir diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlarım, geriye doğru bakıyorum, o günlerde neler yaptık, neler ettik... O günlerde, gerçekten, sendikacılık, kamu sendikacılığı, daha yeni yeni telaffuz ediliyordu, birçok kişi de tam kabul edemiyordu; yine o günlerde, birçok arkadaşımızın, sendika kurduğu için veya sendikada yer aldığı için ceza aldığını, sürgünlere gönderildiğini, hatta bazı sendikaların kapılarına kilit vurulduğunu biliyorum; onları yaşarak geldim. O zamanlar, eğer kamuda çalışıyorsak, sendika kurmanın, gerçekten, temel bir insan hakkı olduğunu düşünüyordum; o nedenle, bunu savunuyordum.

Şimdi, Genel Kurulda kamu sendikasını tartışabiliyorsak, bu, elbette güzel; güzel ama, eğer sendika yasa tasarısını konuşuyorsak, sendikacılığa uygun bir yasa çıkarmamız en doğrusu olmalı diye düşünüyorum; ama, baktığımız zaman, sendikanın içeriğine baktığımız zaman, kapsamına baktığımız zaman, amacına baktığımız zaman, sadece, sendikanın adı var ve toplugörüşme hakkı verilebiliyor.

Değerli arkadaşlar, sendikayı niçin kuruyoruz, neden bu tasarıyı getirdik; sosyal barışı sağlayabiliyor muyuz, amacımıza ulaşabiliyor muyuz, çalışma hayatını düzene sokabiliyor muyuz?!. Bakıyoruz, birisine bir hak veriyoruz; kimlere veriyoruz; memurlara, kamu çalışanlarına veriyoruz. Peki, kamu çalışanları ne diyor bu konuda; kamu çalışanları “ben böyle bir sendika yasasını istemiyorum, sendikacılıktan anladığım şekilde bir yasa tasarısı getirilsin, o çıkarılsın” diyor. Biz onlara bakmıyoruz “hayır, biz bu kadarını verebiliriz...”

Değerli arkadaşlar, eğer, birisine bir hak veriyorsak, elbette, onlara verilen hakkı, onlarla birlikte tartışıp, en güzelini getirmek zorundayız, öyle bakmamız lazım olaya; ama, biz, öyle demiyoruz, grev hakkını vermiyoruz, toplusözleşme hakkını vermiyoruz; peki ne veriyoruz?...

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Anayasa vermiyor; biz vermek istiyoruz.

BEKİR KUMBUL (Devamla) – Evet arkadaşlar, zaman kalırsa, onu da söyleyeceğim, onun hakkında da konuşulacak şeyler var elbette.

1990’larda, biz, sendikayı kurduğumuz zaman, bize “Anayasaya aykırı” denilmişti. Evet, Anayasada yeri yoktu, kamu çalışanlarının yeri yoktu. O zamanlar, 1992 yılında, sendikaların kapatılması için Danıştaya başvurulmuştu, onu da biliyorum; ama, Danıştay, onu reddetmişti, Anayasada olmamasına karşın reddetmişti. Niçin reddetmişti; o zaman Danıştay şunu söylüyordu: “Eğer, Anayasada aksine bir hüküm yoksa, kapatılamaz.” O zaman, sendika, Anayasada yoktu; ama, buna rağmen, sendikaları kapatamamışlardı, kapatılmamıştı. O işin içinden gelen bir arkadaşınızım...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEKİR KUMBUL (Devamla) – Sayın Başkan, bitireceğim.

Değerli arkadaşlar, Anayasa Mahkemesinin arkasına sığınmamıza gerek yok. Eğer, bir sendika yasası çıkaracaksak, bunu en güzeliyle çıkaralım.

“Şimdi bu kadarını çıkaralım, sonra Anayasayı düzeltiriz...” Değerli arkadaşlar, bir yasanın ne kadar zorlukla çıktığını hepiniz görüyorsunuz; üç hafta içerisinde 7 nci maddeye ancak geldik ve bu gidişle, haziranın 15’ini, hatta, haziranın sonunu bulacaktır. O nedenle, gelin, bunu, hep birlikte, çalışanlarla birlikte, daha doğru dürüst, ciddî bir şekilde hazırlayalım, getirelim; ama, bundan önce, hiç olmazsa, bunu, şimdilik geri çekin; hiç olmazsa, öğretmenlere vereceğimiz yüzde 18’lik zammı getirin, hep birlikte konuşalım, onu çıkaralım.

Bu, bir anlamda Meclisin önünü de tıkıyor, bunu görüyorsunuz. O nedenle, benim sizlerden isteğim, şimdilik bu yasa tasarısını çekelim; ama, diğer öncelikli olanları getirelim ve daha sonra bunun da üzerinde tartışarak, bir mesafe katedelim.

Bu duygu ve düşüncelerimi belirttikten sonra, Yüce Meclisi bu konuda duyarlılığa davet ediyor; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Kumbul, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Bir değişiklik önergesi vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan tasarının 7 nci maddesine aşağıdaki ibarenin (u) bendi olarak eklenmesini arz ve teklif ederiz.

“u) Konfederasyon temsilciliklerinin açılması, çalışma usul ve esasları.”

Ergun Özkan Yusuf Bahadır Hacı Filiz

Niğde Trabzon Kırıkkale

Yusuf Bacanlı Mehmet Gözlükaya Ahmet İyimaya

Yozgat Denizli Amasya

BAŞKAN – Sayın Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ESAT BÜTÜN (Kahramanmaraş) – Sayın Başkanım, tüzükle ilgili olduğu için katılıyoruz.

BAŞKAN – Katılıyorsunuz; Komisyonunuzun çoğunluğu var mı?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ESAT BÜTÜN (Kahramanmaraş) – Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN – Takdire bırakıyorsunuz.

Sayın Hükümet ne buyuruyor efendim?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Efendim, önergeye, Hükümet katıldı; Komisyon takdire bıraktı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Önerge böyle olur işte...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Biz, hep böyle önerge hazırlarız.

BAŞKAN – Evet, işte, konsensüs dediğimiz şey bu.

Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Hep istediğimiz bu Sayın Bostancıoğlu, hep istediğimiz bu...

Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle Yüce Heyetin...

BEKİR YURDAGÜL (Kocaeli) – Sayın Başkan, karar yetersayısının aranmasını istiyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar [!])

BAŞKAN – Karar yetersayısını arayacağım efendim.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur.

Saat 17.30’da toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.20

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.30

BAŞKAN: Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER: Levent MISTIKOĞLU (Hatay), Ali GÜNAYDIN (Konya)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 69 uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. —Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 Arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 Arkadaşının,İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 Arkadaşının Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 Arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı :553) (Devam)

BAŞKAN – Hükümet ve Komisyon yerinde.

7 nci maddeyi, kabul edilen önergedeki değişik şekliyle yeniden oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 7 nci madde kabul edilmiştir.

Karar yetersayısı vardır.

8 inci maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ BÖLÜM

Organlar ve Seçimler

Zorunlu organlar

MADDE 8. – Sendika şubesi, sendika ve konfederasyonların zorunlu organları genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kuruludur.

Sendika veya konfederasyonlar zorunlu organların görev, yetki ve sorumluluklarını devretmemek kaydıyla başka organlar da kurabilirler.

Genel kurullar tarafından zorunlu organlara seçilen üyelerin ad ve soyadları, meslek ve görevleri, adresleri ile tüzük değişiklikleri ve açılan, kapatılan veya birleştirilen şubeler; sendika şubesinin, sendikanın veya konfederasyonun bulunduğu illerin valiliklerine, Devlet Personel Başkanlığına ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına otuz gün içinde bildirir.

BAŞKAN – Şu ana kadar, Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına Sayın Yılbaş, Fazilet Partisi Grubu adına Sayın Büyükkılıç; kişisel olarak da, Sayın Emin Kul, Sayın Bekir Yurdagül, Sayın Esat Bütün, Sayın Mustafa Kul söz istemişlerdir.

Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına, Sayın Yılbaş?.. Yok.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Memduh Büyükkılıç; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

Efendim, zatıâliniz, 10 dakikayı dolu dolu doldurun; ihtiyaç hissederseniz, gereğini düşünürüz.

A. TURAN BİLGE (Konya) – Başkanım, mesajını verdin yine.

FP GRUBU ADINA MEMDUH BÜYÜKKILIÇ (Kayseri) – Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; Fazilet Partisi Grubu adına, görüşülmekte olan kamu çalışanları sendikasıyla ilgili kanun tasarısının 8 inci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

8 inci madde, sendika şubesi, sendika ve konfederasyonların zorunlu organlarıyla ilgilidir. Bu zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kurulu oluşturmaktadır.

Ayrıca, maddede “Sendika veya konfederasyonlar zorunlu organların görev, yetki ve sorumluluklarını devretmemek kaydıyla başka organlar da kurabilirler.

Genel kurullar tarafından zorunlu organlara seçilen üyelerin ad ve soyadları, meslek ve görevleri, adresleri ile tüzük değişiklikleri ve açılan, kapatılan veya birleştirilen şubeler; sendika şubesinin, sendikanın veya konfederasyonun bulunduğu illerin valiliklerine, Devlet Personel Başkanlığına ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına otuz gün içerisinde bildirir” denilmektedir.

Ülkemizde bürokrasi, gerçekten, hepimizi, zaman zaman sıkıntı içerisine sokan ve üzerinde de tenkitler getirdiğimiz bir konu olsa gerek; ancak, burada bildirilmesi gereken merciler olarak hem illerin valilikleri hem Devlet Personel Başkanlığı hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gösterilmiştir. Aslında, ben inanıyorum ki, bu bildirilecek merci açısından illerin valilikleri yeterli olacaktır. Zaten, illerin valilikleri de gerekli mercilere bu bilgi ve dokümanları ulaştıracaktır.

Değerli milletvekilleri, yaklaşık üç haftadır, 2 milyon çalışanı ilgilendiren, yine, yaklaşık 400 bin çalışanı da dışında bırakan bir sendika tasarısını konuşuyoruz ve henüz 8 inci maddesine gelebildik; âdeta, karınca yürüyüşüyle gidiyoruz.

Burada, elbette, iktidar muhalefeti, muhalefet de iktidarı suçlayabilir. Amacımız, eğer, üzüm yemekse, kamu çalışanlarına bu, yasal olan, yasal olması gereken sendikal hakkı vermek ise, takdir edersiniz, bunda hem muhalefetin hem de iktidarın, bir konsensüs halinde, 47 madde, ardından da, 6 tane geçici madde olmak üzere, 53 madde üzerinde uzlaşmak suretiyle bir çalışma yapması gerekir kanaatindeyim; ama, gördüğüm kadarıyla -benim kanaatime göre- böyle bir çalışmayı nedense ne muhalefet ne de iktidar denemektedir.

Elbette, iki milyon kamu çalışanı kardeşim de, takdir edersiniz, bizleri yakinen izlemektedirler. Hatta, zaman zaman hoş olmayan eylemlere dönüşen gösteriler de yapılmaktadır. Bizim burada sağlayamadığımız uzlaşma, gördüğüm kadarıyla, dışarıda da, gerek Kamu-Sen gerek Memur-Sen ve gerekse KESK arasında da sağlanamamıştır. Sendikaların bir kısmı, birbirlerini, âdeta, yok etmek üzere böyle bir çalışmanın yapılması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Demokratik düzenlerde önemli olan, birbirini yok etmek değil, hizmet sunulacak kişilere, takdir edersiniz, bir yarış içerisinde hizmet verebilmektir; ama “ben, seni yok edeceğim” anlayışıyla hareket edecek olursanız, tabiî ki, bu , yanlış olur; bu, ilgi görmez; yok etme anlayışında olanın da, bakarsınız, sonunda kendisinin yok olduğunu görebilirsiniz. O açıdan, böyle bir anlayış yerine bir uzlaşma anlayışının mutlaka sergilenmesi gerekir diye düşünüyorum.

Bunun için, böyle üzerinde madde madde, detaylarına kadar konuşulup, zaman kaybetmek yerine, siyasî partilerin bir araya gelerek bir uzlaşma içerisinde bu yasa tasarısını geçirmeleri gerekir diye düşünüyorum. Elbette, sendika denildiği zaman, hangi lügata ya da uluslararası anlaşmalarla ilgili hangi çalışmaya bakarsanız bakın, grev akla gelir, toplusözleşme akla gelir; grevsiz ve toplusözleşmesiz bir sendikaya, herhalde, sendika demenin yerinde olmayacağı kanaatini taşıyorum.

Elbette ki, taşıdığım bu kanaati, inanıyorum ki, burada tüm milletvekilleri, tüm siyasi partiler taşımaktadır. Nitekim, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonundaki görüşmelerimiz sırasında bunu tüm siyasî parti mensuplarının da vurguladığını gördüm; ama, nedense, bizi bir araya getirmeyen bir kuvvet var(!) Nedense, sözde bu sendikal hakkın verilmesini engelleyen bilemediğimiz, âdeta bir engel var(!)

O açıdan, bu konuda samimi iseniz -bir anayasa değişikliği önerisi ya da çalışması gündeme getirildi- Anayasa gerçekten buna engel ise, gelin, bu çalışmaya destek verelim, bir an evvel bu değişikliği yapalım. İnanıyorum ki, ILO Sözlemesindeki maddeleri gündeme getirecek olursak -87, 98, 151-bunlardan da anlaşılacağı üzere, bir anayasal engelin de olmadığı kanaatindeyim; çünkü, ILO Sözleşmesindeki bu maddelerle ilgili ilkeler, Anayasamızın 90 ıncı maddesiyle zaten gündemde ve zaten geçerliliğini korumaktadır. Hatırlanacağı üzere, yapılan bir değişiklik ile, Anayasamızın 53 üncü maddesiyle de bu sendika hakkı memurlarımıza verilmiştir.

Memurlarımız aslında on yıldır bu sendikalaşma hareketinin içerisindedir; yani, Meclisimizden, bir bakıma yasalarımızdan daha öndedir; ama, nedense, biz, memurlarımızın bu hızına yetişemedik, onların bu yasal hakkını veremedik.

Rapora baktığımız zaman, gerek Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonumuzda ve gerekse Plan ve Bütçe Komisyonumuzda -iktidar mensubu milletvekillerimiz de dahil olmak üzere- muhalefet partisiyle iktidar partisiyle âdeta herkes, muhalefet şerhi yazmıştır. Gerekçe olarak da, bazıları tarafından, bu hakkın verilmesinde anayasal engel olduğu, bazıları tarafından da, böyle bir engel olmadığı halde, grev ve toplusözleşme hakkının verilmediği ifade edilmiştir.

Benim anlayamadığım bir başka konu; 55 inci Hükümet döneminde nedense bazı aykırılıklar gündeme gelmektedir. Belki, eski bir konu; ama, hatırlanacağı üzere, bunu, sekiz yıllık kesintisiz eğitim konusunda da yaşamıştık; Millî Eğitim Komisyonumuzu ilgilendiren böyle önemli bir konuda, maalesef, Millî Eğitim Komisyonumuz atlanmak suretiyle, Plan ve Bütçe Komisyonumuz asıl komisyon telakki edilmişti. Herhalde, Plan ve Bütçe Komisyonunda, Hükümetin çoğunluğuna dayanarak, bunun daha kolay geçeceği -benim kanaatim, üzerinde tartışılması, konuşulması arzulanmadığı için- anlayışıyla böyle bir yol izlenmiş.

Şimdi, benzeri bir olayda, sanki, geçmişteki tecrübemizden istifade edilmemişcesine, aynı şekilde, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, düşünebiliyor musunuz, konuyla ilgili olan böyle bir Komisyon atlanmış, tali komisyon telakki edilmiş ve yine, Hükümetin 25’e 15 çoğunlukta olduğu bir komisyon, âdeta, ana komisyon telakki edilmiştir. Ben, bu teamülleri yadırgıyorum. Bunların, bilemiyorum; ama, demokrasimiz açısından ileride sıkıntılar getireceği kanaatimi belirtmek istiyorum

ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Ucunda para var para, laf değil!

MEMDUH BÜYÜKKILIÇ (Devamla) – Efendim, para olan kısmı çok cüzi bir kısmıdır. Elbette ki, para kısmıyla ilgili komisyon olan Plan ve Bütçe Komisyonumuzun kanaati, görüşü üzerinde ciddiyetle durur ve elbette ki, onun söylediği doğrultuda hareket ederiz; ama, yanlış hatırlamıyorsam, bir maddesi hariç büyük bir kısmı, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonumuzu ilgilendirir.

Bununla birlikte...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEMDUH BÜYÜKKILIÇ (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Lütfen, toparlayın efendim.

MEMDUH BÜYÜKKILIÇ (Devamla) – Yine, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığımızın, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonumuzda görüşülmesi gereken bir kanun tasarısında da, aynı şekilde, bu Komisyonumuz tali komisyon, Plan ve Bütçe Komisyonumuz da asıl komisyon telakki edildi. Ben, bu konuda, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığımızın daha hassas davranması ve aslî komisyon seçimlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kanaatimi de burada belirtmek istiyorum.

Benim temennim, Hükümetimizin ve muhalefet partilerimizin inşallah, bir uzlaşma içerisinde, 2 milyon insanı ilgilendiren böyle bir yasa tasarısının, bir an evvel çıkarılması konusunda ciddî adımlar atarak ve 350-400 bine yakın insanı da dışarıda bırakmayacak, toplusözleşmeli ve grev hakkı tanıyan bir yasa tasarısının kanunlaşmasını temin etmeleridir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Büyükkılıç, teşekkür ediyorum.

Doğru Yol Partisi Grubu adına Sayın Bacanlı, Grup görüşünü ifade etmek üzere; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA YUSUF BACANLI (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu Sendikaları Kanun Tasarısının görüşülmekte olan 8 inci maddesi üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle Yüce Meclisin saygıdeğer üyelerini saygıyla selamlıyorum.

Memur sendikalarıyla yakın ilgisi bulunan işçilerin sendikal haklarının seyrine bir bakmakta fayda var. Ülkenin ekonomik, toplumsal ve siyasal yapısının doğal sonucu olarak, Türkiye’deki sendikal hareketin uzun bir geçmişi olduğunu söylememiz mümkün değil. Osmanlı İmparatorluğu içinde 1870’li yıllarda başlayan Türk sendikacılık hareketi, cumhuriyetin her döneminde cılız kalmıştır, bir örgütlenmenin niteliğini taşımamaktadır; ancak, 1946’da yasal engeller kalktıktan sonra, yeni bir örgütlenme hareketi içine girebilmiştir. Birinci sendikalar yasası, 1947 yılında hukuksal bir dayanağa ulaşabilmiştir ve 1963 yılına gelinceye kadar yirmi yıllık bir dönem bulunuyor. Bu dönem içinde, yeniden doğmakta olan örgütlenme, sendikalara dayanarak bir atılım oluşturma çabaları birçok zorlukla karşılaşmıştır.

15 Temmuz 1963 ikinci sendikalar yasası, sendikal hak ve özgürlükler açısından uluslararası normlara uygundur. Özellikle, 1961 Anayasasının 46 ncı ve 47 nci maddeleri, sendikal hakları güvence altına almıştır; ta ki, 1982 Anayasasına kadar. 1983’te çıkarılan sendikal hak ve özgürlükleri düzenleyen yasalar gelişmeyi durdurmuştur, hatta, gerilere çekmiştir. 1983 yasaları da, 1963 yasalarının gerilerinde kalarak birçok durumda sosyal devlet ilkesine ve uluslararası genel ölçülere, uluslararası normlara aykırı düşmüştür.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizim tarihimizde yönetime karşı vatandaşın hak ve hürriyetlerini koruyan sivil mücadele örnekleri pek yoktur. Memur sendikacılığında toplusözleşme ve grev hakkının benzer bir seyir izleyeceği kanaatindeyim.

Türkiye’nin, memur sendikacılığında toplusözleşme ve grev hakkını kullanmak istemesi doğaldır; ama, bir o kadar doğru olmayan personel rejimini düzeltmeden bu işi yapması olacaktır.

Bütün bunlara rağmen, bir şey bütün bütün elde edilmezse de, onu bütün bütün terk etmek doğru değildir. Bu hak bize, 1961 Anayasasıyla verilmişti. Haklar ve özgürlükler açısından geriye gittik.

İnsanlığın, demokrasi mücadelesinde, nice bedeller ödediğini biliyoruz. Onun için kâmil bir hakkın bir anda elde edilmeyişi, o işin doğasında vardır. İşçi sendikacılığında, 1961 öncesi dönemdeki haklarla şimdiki hakları bir tutamayacağımız gibi, daha sonraki yıllarda memur sendikacılığında da aynı gelişmelerin, üstelik, hak ederek elde edileceği kanaatindeyim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çağdaş, demokrat bir hukuk devleti olması bakımından, bu kanunun bir an önce çıkmasından yanayız.

Böyle bir yasalaştırma sürecinden sonra, sendika şubesinde, sendika ve konfederasyonlarımızın zorunlu organlarında görev alan kardeşlerimizin, bu görev almanın ötesinde, hitap ettikleri kitleye, ciddî manada, ekonomik, sosyal, demokratik açıdan ve verimliliği sağlayıcı manada çağdaş bakış açısıyla hizmet edeceklerine inancımız ve güvencimiz sonsuzdur.

21 nci Yüzyıla girerken, memurun, tam demokrasi ile kendi meselelerine çözüm getirebilecek demokratik kurumu olan sendikacılıkta, memur anlayışının sendika anlayışıyla iyi kavranması olacaktır. Bu açıdan baktığımızda, günümüzde, memurlar, yıllardır birikmiş sorunlara sahip kesimi oluşturmaktadır; sorunlarının çözümü için, demokrasinin gereği olarak, sorunları gündeme getirebilecek yasal ve demokratik kitle örgütlerinden olan sendikal haklarından başka çareleri yoktur.

Bu duygu ve düşüncelerle Yüce Meclisin saygıdeğer üyelerini saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bacanlı, teşekkür ediyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, grup görüşlerini ifade etmek üzere Sayın Kumbul; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA BEKİR KUMBUL (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Kamu Çalışanları Sendikaları Yasa Tasarısının 8 inci maddesiyle ilgili olarak Grubum ve şahsım adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, tasarının 8 inci maddesine baktığımız zaman, zorunlu organların yer aldığını görürüz. Nedir zorunlu organlar; genel kuruldur, yönetim kuruludur, disiplin kuruludur, denetleme kuruludur; elbette, bunlar olacak.

Bir an için, şöyle düşünelim “sendika” sözcüğünün yerine “dernek” diyelim; evet, dernekte bu organlar da olacak. Getirdiğimiz yasa tasarısıyla neyi veriyoruz; sadece, görüşme hakkını veriyoruz. Bu hakkı vermeseydik de, sadece dernek kurdursaydık, adına da “memurlar derneği” deseydik; bu görüşmeleri, dernek kanalıyla da yapabilirlerdi, haklarını o şekilde isteyebilirlerdi. O zaman, elbette, sendikacılığın bir anlamı var. Sendika dediğiniz zaman, grevli, toplusözleşmeli hakkı vermek durumundasınız yahut da adına sendika dememelisiniz; öyle bakmamız lazım.

Değerli arkadaşlarım, sendikacılık, hukuksal dayanağını -uluslararası sözleşmeden- Uluslararası Çalışma Örgütünden, yani ILO’dan alır ki, Türkiye, 1932 yılında o uluslararası sözleşmeye imzasını atmıştır. 1932; yani, aradan geçen 66 yıl... Mademki, o sözleşmeye imza attık; mademki, o sözleşmeyi Anayasanın 90 ıncı maddesiyle ilişkilendirdik ve Anayasanın 90 ıncı maddesine göre, uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir; onlarla ilgili olarak, Anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulamaz, aksi iddia edilemez. O zaman, onun gereğini yerine getirmek zorundayız.

Peki, Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesinde neler var: 87 nci maddesiyle, grev hakkı tanınıyor; 98 inci maddesiyle, örgütlenme ve toplusözleşme hakkı veriliyor; 151 inci maddesiyle siyaset yapma hakkı veriliyor. Böylesi bir sözleşmeye imza atmışsınız. O zaman, niye bu şekilde getirmiyoruz?..

Sanki, bir dernek kurarcasına, sadece, yaratılan fiilî durumun çerçevesini çizivermek için -hatta, o hakların da bir kısmını alarak- sadece adı “sendika hakkı” olan bir sendika hakkı vermeye kalkıyoruz.

Değerli arkadaşlarım, biz, bu konuyu, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda tartışırken, orada da aynı şeyleri konuştuk, söyledik ve oraya, muhalefet şerhimizi de koyduk; ağer yasayı çıkaracaksak, ciddî bir sendika yasa tasarısı sunalım Genel Kurula ve onu çıkaralım...

Biliyoruz ki, bir yasanın çıkması hakikaten kolay değil, görüşmeler uzayıp gidiyor; hele hele, aramızda bir konsensüs sağlamamışsak, sağlayamamışsak, zaten, onun, Genel Kurula indirilmesinin çokça bir anlamı yoktu. Orada da söyledik -bunun, bu kadar uzayacağı belliydi- ama, o zaman dinletemedik. Apar topar, yangından mal kaçırırcasına, mesai saatlerini de uzatarak, geceyarılarına kadar çalışarak Plan ve Bütçe Komisyonuna gönderdik, oradan da Genel Kurula indirdik ve şimdi, Genel Kurulu kilitledik. Bunu görüyorum.

Değerli arkadaşlarım, bunu, tekrar gözden geçirmek zorundayız; çıkaracaksak da, grevli, toplusözleşmeli sendika hakkı vererek çakırmak zorundayız. Hiç birimiz, Anayasanın arkasına sığınmayalım. Eğer, engel olarak Anayasayı görüyorsak... Ki, o konuda bizler de görüşler alıyoruz, hukukçularla konuşuyoruz, bilimadamlarıyla konuşuyoruz, profesörlerle konuşuyoruz. Bu şekliyle bile, Anayasaya engel olmadığı kanısındayız. Varsayalım ki öyle; onu değiştirecek olan da biziz, bir başkası gelip değiştirivermeyecek, biz değiştireceğiz.

“Canım, bu şekliyle çıkaralım da, sonra Anayasayı da değiştiririz...”

Değerli arkadaşlar, eğer bir yasayı ciddî şekilde düşünüyorsak, üzerine öyle eğilelim; ancak “biz böyle diyoruz; ama, şimdilik, kamu çalışanımıza güvenemiyoruz; acaba, bu hakkı verirsek devleti sıkıntıya mı sokar” diyorsanız... Değerli arkadaşlarım, eğer biz memurumuza güvenemiyorsak, o zaman, onu devlet çarkında kullanmamalıyız. Orada kullanacağız, onlarla devleti idare edeceğiz, sonra da, bir hakkını verirken “hayır, burada size güvenemiyorum” diyeceğiz; bunun, mantıkla bağdaşır hiçbir tarafı yok.

O zaman, şuna karar vermek zorundayız değerli arkadaşlar: Türkiye çağdaş, demokratik bir hukuk devleti mi? 2000’li yıllara geliyoruz; elbette, 2000’li yıllar da 1998 gibi bir yıl; ama, her ülkenin kendine göre çıtaları olmalı. Modern dünyaya, Avrupa’ya entegre olmak istiyorsak, bunun da bizim çıtalarımızdan birisi olması gerek.

O zaman, dünya nereye gidiyor, modern dünya nereye gidiyor, onlar ne yapmışlar, ona bakalım. Dünyaya baktığımız zaman, Avustralya’da sendika hakkı 1911’de veriliyor arkadaşlar; İngiltere’de Birinci Dünya Savaşından sonra veriliyor; Almanya’da öylesine, İtalya’da öylesine, İspanya’da öylesine, İsveç’te, Norveç’te bu haklar veriliyor. Kimi arkadaşlarım diyor ki “orada da grev hakkı yok.”

Değerli arkadaşlar, bakın, size o ülkelerde neler var, onu da söyleyeyim: Avustralya’da grev hakkı var, kısıtlama yok; Danimarka’da grev hakkı var, ancak toplusözleşme görüşmeleri sürerken grev yapılmıyor; Finlandiya’da grev hakkı var, dayanışma ve politik grev yasak; Fransa’da grev hakkı var, ancak polisler, hâkimler, gardiyanlar, pilotlar grev yapamaz; Almanya’da sınırlı olarak var; İngiltere’de grev hakkı var, sendikalar greve gitmek için yapılan oylamada üyelerin çoğunluğunun desteğine bakıyorlar; İrlanda’da grev hakkı var, kısıtlama hiç yok; İtalya’da grev hakkı var, sadece yürütülmesi zorunlu hizmetlerde grev yasaklanıyor; Malta’da grev hakkı var, Hollanda’da grev hakkı var; ama, her ülke kendine göre bu koşulları değerlendiriyor. Şunu tartışabiliriz değerli arkadaşlar; evet, grev hakkını verelim; ama, personel rejimimizi de düzeltelim; buna varız. Personel rejimimizi düzgün bir şekle getirelim. Bugün, öyle mi; hayır, onu da görüyoruz. Mutfakta hem memuru çalıştırırsınız hem işçiyi çalıştırırsınız; aynı işi yapar; ama, birisi memurdur birisi işçidir. Çamaşırhanede aynı şeyi yaparız; şoför olarak kullanırız, kimine işçi deriz kimine memur deriz. Öyleyse, personel rejimimizi düzeltelim, bunda varız; bunu da yapalım; ama, sendika yasa tasarısını çıkarmadan önce buna bakalım, bunu düzenleyelim. Anayasada bana göre engel göremiyorum; çünkü, aksine bir hüküm olmadığı takdirde, insan hakkı -temel olan şey- önplandadır. Öyle diyorsanız, Anayasada da değişiklik yapalım; ama, grev ve toplusözleşme hakkını vermeden böylesi bir yasayı çıkarmanın hiç mi hiç mantıklı bir tarafı yok arkadaşlar. Peki ne oluyor o zaman; o zaman, sadece görüşülecek. Peki ne diyecek; diyecek ki “benim maaşım, ücretim kendime yetmiyor.” Peki, şimdi, görmüyor muyuz biz, ücretinin kendisine yetmediğini; evet, evet haklısın, yetmiyor, yetmiyormuş, değerlendirdim, öyleyse, bu ücreti yükselteceğim; böyle mi diyeceğiz? Öyleyse, onların haklarını talep etmeleri için, haklarını savunabilmeleri için...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

BEKİR KUMBUL (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

... ellerinde bir enstrümanlarının olması gerek. İşte, o enstrüman da grevdir, o enstrüman da toplusözleşmedir. Çıkaracaksak, bu şekilde çıkaralım; yani “şimdilik böyle çıkaralım; ama, daha sonra diğer taraflarını düzeltiriz... Bu, kolay olmuyor arkadaşlar. Yasaların ne şekilde çıktığını görüyoruz. Öyleyse gelin, tekrar, biz, aramızda bir konsensüs sağlayalım; bu hakkı isteyenlerle de birleşerek bir konsensüs oluşturalım, yeniden ele alarak Genel Kurula getirelim ve Meclisin önünü de bu şekilde tıkamayalım.

Bu duygu ve düşüncelerimi sunduktan sonra, Yüce Meclisi bu konuda gerçekten duyarlılığa davet ediyor; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Kumbul, teşekkür ediyorum.

Sayın Yılbaş?.. Hazır değil.

Gruplar adına başka söz talebi yok.

Kişisel söz talebinde bulunan Sayın Emin Kul; buyurun efendim.

EMİN KUL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 8 inci maddeye kadar geldik; fakat, hâlâ kanun tasarısının geneli üzerinde görüşler serdediliyor. Anayasaya aykırılık konusu, Anayasa sınırlamaları konusu burada tartışıldı. Hatta, Meclis Genel Kurulunu yöneten Başkanvekillerimiz de, bu konuda verilen önergeleri, Anayasanın sınırlamaları dolayısıyla işleme koymadı; yani, iş, her cephesiyle tartışıldı. Onun için, maddeler üzerinde durulmasında yarar var.

Şunu da arz etmeden geçemiyorum. Biraz önce grup adına konuşan değerli arkadaşım Bekir Kumbul, yasaların ciddî şekilde ele alınması ve kamu çalışanlarına güven duyulması lazım geldiğini ifade etti; haklıdır; fakat, bakıyoruz, Cumhuriyet Halk Partisinin değerli Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal ve 39 arkadaşının imzaladığı bu konudaki kanun teklifinde, grev ve toplusözleşme hakkı öngörülmemiş ve bu teklifin altında Sayın Bekir Kumbul’un da imzası var...

BEKİR KUMBUL (Antalya) – Doğru; ikibuçuk yıl önceydi.

EMİN KUL (Devamla) – Şimdi, hal böyle olunca, bir taraftan verdiğiniz kanun tekliflerine grev ve toplusözleşme hakkı öngörmeden imza atacaksınız, diğer taraftan, kürsüye çıkıp, Meclis Genel Kurulunu bu hususta ikna etmeye çalışacaksınız ve “acaba, bu teklifi getiren, daha doğrusu, tasarıyı getiren Hükümet memurlara güvenmiyor mu?” diye sual soracaksınız.

Peki, acaba, Sayın Kumbul memurlara güvenmiyor muydu, kamu çalışanlarına toplusözleşme ve grev hakkı getirmeyen bir teklifin altına imza atarken...

BEKİR KUMBUL (Antalya) – O, ikibuçuk yıl önceydi...

EMİN KUL (Devamla) – Herhalde güveniyordu. Acaba, bir yanlışlıkla mı imza attı? Yanlışlıkla imza atmışsa, onun da usulü var, yolu var; dilekçe verilir, imzalar geri çekilir.

Şimdi, geriye doğru dönüp tartışmanın âlemi yok. Anayasa sınırlamaları apaçık ortadayken, bunu tartışmanın âlemi yok. Hatta, benim kanaatimce, bu konuda o kadar ittifak var ki, gerek Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımız gerekse Fazilet Partili arkadaşlarımız “Anayasa değişiklik teklifi hazırlıyoruz, Anayasayı değiştirelim” diyorlar; bu, bir ikrardır. Demek ki, bir sınırlama görüyorsunuz ki, Anayasayı değiştirmek için teklif getiriyorsunuz. Artık, sürekli geriye dönüp, bunları tartışmaktan ziyade, personel rejiminde bir düzenleme yapma imkânını engellemeyen; fakat, sendikal hak bakımından bir mevzi kazanmak sonucunu getiren bu kanun tasarısının -bu şekildeki konuşmalarla engellemekten ziyade- çıkmasına yardımcı olmanın daha yararlı olduğu kanaatindeyim. Eğer, işleme konulmayan önergeleri de dikkate alırsanız Anayasaya aykırılık konusunda, bu konuda, kanun çıktıktan sonra Anayasa Mahkemesine başvurmanız imkânı da var; bunu da hatırlatmak istiyorum.

Konuşma hakkımı kullanmakla iktifa etmek istiyordum; ama, bu gerçekleri açıklamak lüzumunu hissettim; bağışlamanızı diler, saygılar sunarım. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Kul, teşekkür ediyorum.

BEKİR KUMBUL (Antalya) – Sayın Başkan, bu konuda bir açıklık getirebilir miyim...

BAŞKAN – Buyurun efendim...

Hayır, kürsüden değil efendim; ben, talebiniz nedir bilmiyorum ki...

BEKİR KUMBUL (Antalya) – Benimle ilgili sözler söylendi; ona açıklık getirmek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun efendim... Oradan buyurun.

BEKİR KUMBUL (Antalya) – Sayın Başkan, sendikalar, ülkemizde kamu sendikacılığı, sekiz dokuz yıldır tartışılır duruma geldi. Bundan sekiz dokuz yıl önce “sendika” sözcüğü bile partiler tarafından yeterince telaffuz edilmiyordu.

Evet, ikibuçuk yıl önce, ben, öbür yasa teklifinin altına imza attım; ama, doğru olan bir şey var; doğru olan, grev hakkıdır, toplusözleşme hakkıdır. Doğruyu burada dile getiriyorsak...

BAŞKAN – Efendim, teşekkür ediyorum, sağ olasınız... Zaten, şimdi, zannediyorum, maddelerde...

AHMET KABİL (Rize) – Tasarıda yok, niye imzaladınız?!.

BEKİR KUMBUL (Antalya) – Siz, o zaman, sendika hakkını bile söylemiyordunuz.

BAŞKAN – Sayın Yurdagül, kişisel söz talebiniz var; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

BEKİR YURDAGÜL (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kamu Çalışanları Sendikaları Yasa Tasarısının 8 inci maddesi zorunlu organlarla ilgili. “Sendika şubesi, sendika ve konfederasyonların zorunlu organları genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kuruludur” deniliyor maddede.

Değerli arkadaşlar, az önce, sendikacı dostumuz, büyüğümüz, sayın milletvekilimiz, burada, grevli, toplusözleşmeli, sendikal yasal düzenlemeyle ilgili olarak Anayasanın engel olduğunu söyledi. Şimdi, tabiî, bu yasa tasarısında sadece yasaklar, dayatmalar, grev ve toplusözleşmeyle sınırlı olsa, saygı duyulabilir bu görüşe; fakat, bakıyoruz, yasa tasarısının şu maddesinde bile yasa tasarısının kendi içerisinde çelişkiler var. 9 uncu maddede, genel kurulların oluşmasıyla ilgili olarak “500’ün üzerinde üyesi olan illerde şube genel kurulu delegeyle yapılır” deniliyor. 19 uncu maddede “ancak binin üzerinde çalışan olduğu yerde sendika şubesi kurulur” deniliyor. Yine, 19 uncu maddede, kaç üyeye, kaç profesyonel sendikacı düşeceğini bu yasa tasarısında belirlemeye çalışmışız; böyle bir şey, sendikanın iç işleriyle ilgili olarak, tüzükleriyle ilgili olarak, sendika genel kurullarında belirlenir. 3 bin üye var, siz bu şubede 2 profesyonelle yapacaksınız; 5 bin üye varsa 3 profesyonelle yapacaksınız, bunu yasa belirlemez. Bunu, sendikanın genel kurullarında, zorunlu organlarında, sendikanın malî durumuna göre, sendikanın idarî konumuna göre, yönetiliş şekline göre sendika delegeleri, sendika üyeleri karar verirler. Neden, biz, yasa tasarısıyla birtakım sınırlamaları getirmeye çalışıyoruz; işçi sendikalarında olmayan sınırlamaları, neden kamu çalışanlarının şubelerini oluştururken, sendikalarını oluştururken getirmeye çalışıyoruz? Bu bir korkunun eseri. Devlet, devleti yönetenler, her konuda kendilerine güdümlü bir sendika oluşturma arayışı içerisindeler; tasarının her maddesinde bu görülüyor.

Yine, bir başka madde, sendikanın en önemli organları, sendikanın işyeri temsilcileridir. Tasarıda “50’nin üzerinde kamu çalışanının çalıştığı yerde bir temsilci atanır” diyordu; sayılarını tek tek belirlemişti; bu, komisyonlarda 30’a indi.Sendikalı örgütlülüğe izin veriyoruz, işte bunu hukuksal hale getiriyoruz” diyorsunuz, niye 15-20 kamu çalışanının çalıştığı işyerinde temsilciye müsaade etmiyorsunuz? Buna Anayasa engeli mi var, başka bir yasal engel mi var; yok böyle bir şey. Neden, siz, ilçelerde örgütlenme çalışması içerisinde olan kamu çalışanlarına -millî eğitimde olsun, tapu dairesinde olsun, nüfus müdürlüğünde olsun veya bir başka kamu kuruluşunda olsun- sendikalı örgütlülüğün temeli olan temsilci oluşumuna müsaade etmiyorsunuz bu tasarıyla? Neden, siz, tasarının içerisinde, hangi sayıda kamu çalışanı olursa orada şube oluşturulabileceği, hangi sayıyı geçerse şubedeki profesyonel yönetici sayısını yasa tasarısıyla belirlemeye çalışıyorsunuz; buna, Anayasa engeli mi var? Buradan şu gözüküyor: Bu tasarı, gerçekten, bir korku üzerine hazırlanmış ve kamu çalışanından korkulduğunun göstergesidir. Kamu çalışanı en az bizler kadar ülkesini, vatanını seviyor; onlara inanmak zorundayız. İşte, işçi sendikaları; 3 işçi sendikaları konfederasyonumuz var, Türkiye’ye hiçbir sorun yaratıyorlar mı; aksine, Türkiye’nin önünü açmak doğrultusunda, gerçekten demokratik tepkilerini ortaya koyuyorlar ve gerçekten demokrasinin gelişmesinde işçi sendikalarımızın çok önemli bir rolü var. Bırakalım, kamu çalışanları sendikaları da, bu konuda üzerlerine düşeni yerine getirsin, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrensin; neden onlardan korkuyoruz!

Gerçekten, tasarı, bu haliyle -ister 8 inci madde olsun, 9 uncu madde olsun, 19 uncu madde olsun, toplugörüşmeyle ilgili madde olsun, temsilcilerin oluşturulduğu 24 üncü madde olsun- her yönüyle sakat bir tasarı. O anlamda, diyoruz ki, bu tasarının bu haliyle geçmesi, çalışanların sorunlarını çözmüyor. Onların, şu anda, 15 çalışanın olduğu yerde bir temsilcileri var; siz, o temsilcinin görevine, bu tasarıyla son veriyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Yurdagül, lütfen toparlayın.

Buyurun.

BEKİR YURDAGÜL (Devamla) – Diyoruz ki -bunun, gerçekten, sadece grev ve toplusözleşmeyle ilgili olan bölümünü söylemiyorum- az önce saydığım diğer maddelerle ilgili olarak kamu çalışanları konfederasyonlarını bir araya getirelim, bu tasarı üzerinde onların düşüncelerini alalım; düşüncelerini almakla kalmayalım, ortak noktayı bulalım ve bu tasarıya o düşünceyi monte edelim. En azından bu tasarımız, şu anki fiilî durumun gerisinde olmasın diyorum ve daha fazla da Yüce Meclisin bu tasarıyla meşgul olmamasını diliyorum.

Önümüzdeki haftadan itibaren, Meclis gündeminde bulunan diğer tasarı ve tekliflerin görüşülmesi umut ve dileğiyle, hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Yurdagül teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, madde müzakeresi tamamlanmıştır.

Madde üzerinde bir önerge var; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 553 sıra sayılı yasa tasarısının 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasının “Genel kurullar tarafından zorunlu organlara seçilen üyelerin ad ve soyadları, meslek ve görevleri, adresleri ile tüzük değişiklikleri ve açılan, kapatılan veya birleştirilen şubeler; sendika şubesinin, sendikanın veya konfederasyonun bulunduğu illerin valiliklerine onbeş gün içinde bildirilir” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Memduh Büyükkılıç Muhammet Polat Lütfü Esengün

Kayseri Aydın Erzurum

Hüseyin Olgun Akın Maliki Ejder Arvas

Ordu Van

BAŞKAN – Sayın Komisyon ne buyurur efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ESAT BÜTÜN (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, bürokrasiyi giderici bir teklif; çoğunluğumuz olmadığı için, Genel Kurulun takdirine bırakıyoruz.

BAŞKAN – Yani, prensipte katılıyorsunuz da, çoğunluk olmadığı için mi katılamıyorsunuz?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ESAT BÜTÜN (Kahramanmaraş) – Evet.

BAŞKAN – Sayın Hükümet ne buyuruyor efendim?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Biz katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Siz katılıyorsunuz.

Ben, önergeyi oylayacağım; ancak, önergenin oylanmasından önce, bir yoklama talebi var. Şimdi, benim...

HASAN GÜLAY (Manisa) – Yine kim verdi bunu Sayın Başkan?

BAŞKAN – Efendim, okuyacağız, arz edeceğiz tabiî; yani, benden özel olarak niye soruyorsunuz? (DSP sıralarından gürültüler)

Efendim, şimdi, benim, burada, muhayyer bir teklifim var, muhayyerdir; ne önerge sahiplerini bağlar ne de diğer grupları.

İHSAN ÇABUK (Ordu) – Orada 20 kişi yok Başkan.

BAŞKAN – Sen yardım et ya Rabbi! Aklıma mukayyet ol ya Rabbi! Efendim, müsaade buyurun...

Ben, muhayyer bir teklifte bulunuyorum. Ad okunmak suretiyle yapılan yoklamalar, asgarî 40 dakika sürüyor. Yoklamaya başladığımız takdirde, saat tam 19.00’da yoklama bitmiş olacak; ille, buna rağmen, yoklama yapın efendim diyorsanız, ben, yoklamayı yapmaya mecburum. Cumhuriyet Halk Partisi Grubundaki arkadaşlarımın, 23 imzalı bir yoklama talebi var. Yok, gruplar mutabakat sağlar da, efendim, zaten 19.00 olacak, birleşimi kapatalım derlerse, ben o yola da giderim.

ASLAN ALİ HATİPOĞLU (Amasya) – Yapalım efendim...

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Bu maddeyi bitirelim Sayın Başkan.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Sayın Başkan, bu önergeyi veren arkadaşlara soralım bu soruyu; yani, Meclis çalışsın mı, yoksa, yoklama yapıp kapatalım mı.

BAŞKAN – Sayın Bostancıoğlu, onunla ne alakası var.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Alakası olmasa söylemezdim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yok efendim, yok...

M. CEVDET SELVİ (İstanbul) – Sayın Başkan, çalışalım, bu yasa çıksın; ama, bu yasayı çıkarmak isteyenler, gelip otursun.

BAŞKAN – Sayın Selvi...

M. CEVDET SELVİ (İstanbul) – Başkasının sırtından yasa çıkmaz.

BAŞKAN – Sayın Selvi, ben, gerekeni arkadaşıma arz ettim efendim.

Peki, hep konuşarak...

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Önerge sahipleri ısrar ederlerse, söylenecek bir şey yok.

OYA ARASLI (İçel) – Var mı böyle bir usul; ısrar ediyorlarsa diye...

BAŞKAN – Sayın Bostancıoğlu, yine konuşarak götürüyoruz. Eğer, önerge sahibi arkadaşlarımız bu taleplerini maddeye kaydırırlarsa -bilmiyorum yine- hiç olmazsa önergeyi oylasak, birleşimi, maddeye geçince kapatsak, ne dersiniz.

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – Ben de onu teklif ediyorum işte.

BAŞKAN – Peki, işte bu efendim; yani...

AYHAN FIRAT (Malatya) – Karar yetersayısının aranmasını istiyoruz.

BAŞKAN – Efendim, müsaade buyurun Sayın Fırat...

Sayın Fırat, ben duymadım efendim... Rica ediyorum... Demokraside çare tükenmez...

Önerge sahipleri maddenin oylamasında yoklama istiyorlar.

Bu önergeye, Komisyona sordum katılamadı, Hükümet katıldı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

AYHAN FIRAT (Malatya) – Karar yetersayısının aranmasını istemiştik.

OYA ARASLI ( İçel) – Karar yetersayısının aranmasını istediler buradan; duymadınız mı?..

BAŞKAN – Efendim, Sayın Fırat, yoklama talebinizi dikkate alıyorum; ancak, yoklama yapmış olsak bile, süre dolacağından, birleşimi kapatmak istiyorum; yani, işin doğrusu budur.

Bu haftaki çalışmalarımızda sürçülisan ettikse affola; ama, Sayın Dumankaya, hâlâ, bize kırgın ve kızgın bakıyor.

Sayın milletvekilleri, altı ilde uygulanmakta olan olağanüstü halin dört ay süreyle uzatılmasına dair Başbakanlık tezkeresi ile denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 24 Mart 1998 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 18.19

 

 

 

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, AdaletKomisyonları tarafından yapılan sınavlara ilişkin sorusu ve AdaletBakanı Mahmut OltanSungurlu’nun cevabı (7/4408)

Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere AdaletBakanına yöneltilmesi hususunu arz ve talep ederim. 19.2.1998

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

15.10.1991 tarih ve 210222 sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren AdaletBakanlığı memur-sınav-atama ve nakil yönetmeliğine ve meri mevzuata dayanarak Bursa Adliyesinde görevli iken Bursa dışında ancak Adalet Bakanlığına bağlı başka illerdeki AdaletKomisyonu başkanlıklarının açtığı yazı işleri müdürlüğü sınavına giren ve sınavı kazanan Günay Türemen, Atanur Turan, Göksel Özdemir, Gürsel Bayraktar,Sezin Taylan, Hayrullah Zorlu, Cemal Dede ve Bekir Gümüş ile Gülen Aras’ın yazı işleri müdürlüklerine atanma istemleri reddedilmiştir. Atanma istemi reddedilen Gülen Aras’ın idarî yargıda açtığı istemin reddi kararının iptali davası redle sonuçlanmıştır. Red kararı doğrultusunda hüküm tesis eden Bursa Adlî Yargı Adalet Komisyonu 9 kişinin atanma istemini reddetmiştir.

Yukarıda yapılan açıklama ışığında:

1. Adalet komisyonları tarafından açılan sınavlar, Bakanlığınızca hukuken geçerli sınavlar mıdır?

2. Anılan sınavları kazanarak Türkiye’de yazı işleri müdürlüğüne ataması yapılan kaç personel vardır?

3. Sınav sonuçlarına dayanılarak Bursa’da kaç personel, personel yazı işleri müdürü olarak atanmıştır?

4. Atamalarda veya atanma istemlerinin reddinde kanun önünde eşitlik kuralına uyulmuş mudur?

5. Adalet komisyonları tarafından açılan sınavlar geçerli ise bu kişilerin atanma istemleri dikkate alınacak mıdır?

6. Bu kişilerin atamaları ne şekilde yapılacaktır?

19.2.1998

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

T.C. Adalet Bakanlığı 18.3.1998 Bakan : 486

Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığına

İlgi :Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı ifadeli, 2.3.1998 tarihli ve A.01.0.GNS. 0.10.00.02-7/4408-11128/28048 sayılı yazınız.

İlgi yazınız ekinde alınan, Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır tarafından Bakanlığıma yöneltilen ve yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/4408 esas sayılı soru önergesine verilen cevap örneği iki nüsha halinde ilişikte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Oltan Sungurlu Adalet Bakanı

Sayın Ertuğrul Yalçınbayır, Bursa Milletvekili, TBMM

Bakanlığıma yöneltilen ve yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/4408 Esas No.lu soru önergesinin cevabı aşağıda belirtilmiştir.

1. Yazı işleri müdürlerini atama yetkisi Adalet komisyonlarına aittir. Bu komisyonlar yaptıkları sınav sonucu boş kadrolarına atama yaparlar.

2. Ancak, birçok Adalet Komisyonunun (1) kişilik boş kadro karşılığı açtığı sınavda bir çok kişiye kazandı belgesi verip (1) kişiyi göreve atamakla, diğer kazandı belge sahipleri ise açıkta kalmaktadır. Mesela Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Adalet Komisyonu, 1993 yılında yaptığı sınavda (3) kişilik kadro için (94) kişiye kazandı belgesi vermiştir.

Tüm Türkiye çapında buna benzer uygulamalar olduğunu düşünürseniz, sadece Yazı İşleri Müdürlüğü için binlerce kazandı belgesi hiçbir anlam ifade etmeden verilmiş bulunmaktadır.

3. Danıştay 5 inci Dairesinin, 22.10.1997 gün ve E: 97/1340 sayılı Kararında her Adalet Komisyonunun kendi ihtiyacı kadar sınav yapmasının esas olduğu, bunun dışında kendilerine kazandı belgesi verilenlerin müktesep hak iddiasında bulunamayacağı prensibi yer almıştır.

4. Atamalar, bulundukları yerin bağlı olduğu Adalet komisyonlarının yetkisindedir. Bu kaidelerin dışına çıkılarak boş kadrolara, herhangi bir Adalet Komisyonu tarafından yapılan sınavda kazanan kişiler atanmışsa bunlar, komisyon yetkililerinin sınırlarına tecavüz edilmemek suretiyle idarî yargı kararları esas alınarak Bakanlığımca gözden geçirilmektedir.

Sonuçta hatalı bir uygulamaya meydan verilmediği inancındayız.

5. Diğer memur atamaları da mahallî komisyon yetkisinde olup, bazı küçük farklılıklarla aynı statüye tabiidir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Oltan Sungurlu Adalet Bakanı

2. – İzmir Milletvekili Veli Aksoy’un, Gediz ve Menderes havzalarındaki endüstriyel kaynaklı kirlenmeye ilişkin sorusu ve Çevre Bakanı İmren Aykut’un yazılı cevabı (7/4419)

Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Çevre Bakanı Sayın İmren Aykut’un yazılı olarak yanıtlamasını arz ederim.

Veli Aksoy İzmir

Son yıllarda hızla gelişen sanayi bölgelerinde yaşanan su ve toprak kirlenmeleri ile tarım topraklarının amaç dışıkullanımı, bugünkü ve gelecek kuşakların sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama haklarını tehdit etmeye başlamıştır.

Düzensiz ve plansız sanayileşme nedeniyle verimli tarım topraklarının sanayi tesislerince işgal edilmesi, Ege ve Marmara Bölgesi illerimizde ciddî çevre sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Ege Bölgesinin tarımsal sulama potansiyelinin kaynağını oluşturan ve bölge için yaşamsal öneme sahip olan Gediz Nehri ve havzasında yer alan Nif Çayı ile diğer çay ve dereler; Büyük ve Küçük Menderes Nehri ile bu nehirleri besleyen çay ve derelerde yaşanan hızlı ve ciddî kirlenmelerin bölgede yarattığı olumsuz etkilerin bir an önce ortadan kaldırılması için çalışmalar yapmak gerekmektedir.

1. Verimli tarım topraklarının su ve toprak kirlenmelerine karşı korunması için endüstriyel yerleşimin fizikî planlamasını gerçekleştirmeyi düşünüyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mıdır?

2. Gediz Nehri ve Nif Çayında yaşanan büyük ölçüde endüstriyel kaynaklı kirlenmenin önüne geçmek için ne gibi önlemler aldınız? Gediz havzasında yaşanan kirlenmeyi durdurmak için hangi projeleri yaşama geçirdiniz ya da geçirmeyi düşünüyorsunuz?

3. Büyük ve Küçük Menderes nehirleri ile bu nehirleri besleyen diğer dere ve çayların oluşturduğu Menderes havzasının Gediz Nehri gibi aşırı biçimde kirlenmesini önlemek için hangi önlemleri aldınız, hangi projeleri yaşama geçirdiniz ya da geçirmeyi düşünüyorsunuz?

4. Tekirdağ’da çevreyi kirleten kuruluşlara karşı başlattığınız çalışmaları, Gediz ve Menderes havzalarındaki kuruluşlara karşı da yapmayı düşünüyor musunuz?

5. Ege Bölgesinde geniş ölçüde nehir kirlenmelerinden kaynaklanan ve halk sağlığını ciddî biçimde tehdit etmeye başlayan su ve toprak kirlenmelerine karşı acil önlem alınması gerekliliğinden hareketle, Çevre Kanununun 9 uncu maddesinde yer alan “Bakanlar Kurulu, ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı alanları, tabii güzelliklerin ileriki nesillere ulaşmasını emniyet altına almak üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlardauygulanacak koruma ve kullanma esasları ile plan ve projelerin hangi Bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye yetkilidir” hükmü gereğince, ülkemizin ve bölgenin doğal ve tarihi güzellikleri ile verimli tarımsal toprakları barındıran Gediz ve Menderes su havzalarını içine alacak bir “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan etmek konusunda Bakanlığınızın çalışmaları bulunuyor mu?

T.C. Çevre Bakanlığı 19.3.1998 Çevre Kirliliğini Önleme ve Kontrol Genel Müdürlüğü Sayı :B.19.0.ÇKÖ.0.06.00.02/972/2016

Konu : Soru Önergesi.

Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığına

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı)

İlgi : 2.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4419-11162/28097 sayılı yazınız.

İlgi yazıda, İzmir Milletvekili Sayın Veli Aksoy’un Gediz ve Menderes havzalarındaki kirlenmenin önlenmesine yönelik yazılı soru önergesinin cevaplandırılması istenmektedir. Söz konusu soru cevapları aşağıda verilmektedir.

Soru 1. Verimli tarım topraklarının su ve toprak kirlenmelerine karşı korunması için endüstriyel yerleşimin fizikî planlamasını gerçekleştirmeyi düşünüyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mıdır?

Cevap 1. Çevre düzeni planlarının Bakanlığımızca yapılması doğrultusunda gerekli alt yapı çalışmalarımız sürdürülmektedir. Çevre düzeni planlarının yapımına başlanması ile Gediz ve Mendereshavzalarına ait söz konusu plan talebi de öncelikli olarak dikkate alınacaktır.

Soru 2. Gediz Nehri ve Nif Çayında yaşanan büyük ölçüde endüstriyel kaynaklı kirlenmenin önüne geçmek için ne gibi önlemler aldınız? Gediz Havzasında yaşanan kirlenmeyi durdurmak için hangi projeleri yaşama geçirdiniz ya da geçirmeyi düşünüyorsunuz?

Cevap 2. Gediz Nehrinin Ege Denizine döküldüğü yerde oluşan deltada yer alan Çamaltı Tuzlası ve Tuzlanın Kuzeydoğusunda kalan Tatlısu Sazlığı ve tuzlu bataklıklar 1982 yılında Orman Bakanlığınca “Su Kuşları Koruma ve Üreme Sahası”, 1994 yılında “Yaban Hayatı Koruma Sahası” ve 1995 yılında ise Kültür Bakanlığınca “Doğal Sit Alanı” ilan edilmiştir.

Deltanın oluşumunu sağlayan Gediz Nehri’nin, havzadaki sanayi kuruluşları, tarım alanları ve yerleşim alanlarından taşınan kirlilik nedeniyle su kalitesinin bozulması, sulama mevsiminde nehrin sularının tamamına yakınının sulamada kullanılması, tuzlaların genişletilmesi ve habitatların tahribi gibi nedenlerle Gediz Deltası sulak alan ekosisteminin doğal dengesi bozulmaya başlamıştır.

Bozulan su rejiminin yeniden oluşturulması, alandaki sorunların çözümü ve etkin bir koruma sağlanabilmesi için tedbir ve önerilerin geliştirilmesi amacıyla Bakanlığımız 1997 yılı yatırım programına “Gediz Deltası (Çamaltı Tuzlası) Sulak Alan Yönetim Planı Projesi” adı altında bir çalışma başlatılmıştır.

Soru 3. Büyük ve Küçük Menderes Nehirleri ile bu nehirleri besleyen diğer dere ve çayların oluşturduğu Menderes Havzasının Gediz Nehri gibi aşırı biçimde kirlenmesini önlemek için hangi önlemleri aldınız, hangi projeleri yaşama geçirdiniz ya da geçirmeyi düşünüyorsunuz?

Cevap 3. 5.3.1997 tarihinde Ülkemiz ile Fransa Çevre Bakanları arasında çevre alanında İkili İşbirliği Anlaşması imzalanmıştır. İkili İşbirliği Anlaşmasının imzalanmasını takiben, Fransa’nın su havzalarının idaresi, su kaynaklarının yönetimi politikaları, su idaresinin teknik, kurumsal, malî kaynak boyutları ve su havzası organizasyonları konularındaki tecrübelerinden yararlanmak üzere girişimlerde bulunularak Fransa’da yerleşik Uluslararası Su Ofisi ile birlikte Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz ve Kuzey Ege Havzalarında bu birikimlerin yansıtılacağı pilot bir çalışmanın başlatılması uygun görülmüştür. Bu havzaların seçiminde bölgedeki mevcut yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının miktar olarak hızlı artan talepleri karşılamakta yetersiz oluşu, içme-kullanma, sulama ve sanayi suyu yetersizliği ve kirlenme sorunları etken olmuştur.

Proje ile, tanımlanan bölgede su kaynaklarının entegre yönetimini sağlayabilecek bir modele ulaşmak hedeflenmektedir. Böylelikle bütüncül su yönetimi yaklaşımı için pilot bir çalışma gerçekleştirilmiş olacaktır.

“Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz ve Kuzey Ege Nehir Havzaları Entegre Yönetimi Projesinin” 18 ay süreli fizibilite çalışması Kasım 1997 tarihinde başlamıştır. Bu süreçte, mevcut durumu belirlemek ve güvenilir göstergelerin değişimini izlemek için ihtiyaç duyulacak nehir havzalarına ait veriler İzmir İl Müdürlüğümüzde derlenerek bir sistem dahilinde kullanıcılara sunulması sağlanacaktır.Bu sayede çeşitli kurumların elinde kendi ihtiyaçları doğrultusunda dağınık halde bulunan verilerin tek merkezde toplanması ve yine kurumlara kendi ihtiyaçları doğrultusunda sunulması ve analiz edilmesi sağlanmış olacaktır.

Fizibilite çalışmasını takiben yapılacak işler ve öncelikler belirlenerek projenin uygulamaya geçirilmesi için çalışmalar yapılacaktır.Halen gerekli yatırımlar için uluslararası finans kuruluşları (Dünya Bankası, MEDA, vb.) nezdinde girişimlere başlanmıştır.Sözkonusu kuruluşlardan yardım sağlamak için halen başlamış bulunan fizibilite çalışması sonucunda ortaya konulacak olan rapor girişimleri destekleyecek gerekli bir unsur olacaktır.

Soru 4. Tekirdağ’da çevreyi kirleten kuruluşlara karşı başlattığınız çalışmaları, Gediz ve Menderes Havzalarındaki kuruluşlara karşı da yapmayı düşünüyor musunuz?

Cevap 4. Bakanlığımız elemanlarınca değişik tarihlerde yerinde denetimler yapılarak yazılı talimatlar ve uygulamaya yönelik çeşitli genelgeler yayınlanarak çevreyi kirleten kuruluşlar uyarılmakta, arıtma tesislerini kurarak verimli bir şekilde çalıştırmaları istenmektedir. Ayrıca il müdürlüklerimizce de denetimler yapılarak, çevreyi kirleten kuruluşlar uyarılmakta ve idarî para cezaları tatbik edilmektedir.

Bu cümleden olarak;

Bakanlığımız elemanlarınca havzada faaliyet gösteren 164 civarında fabrika yerinde denetlenmiş ve arıtma tesisi olmayanların faaliyetlerinin durdurulması için ilgili valiliklere yazılı talimat verilmiştir. Cezalandırılan fabrika sahipleri Bakanlığımıza gelerek, arıtma tesislerini en kısa zamanda kuracaklarını beyan ederek süre talep etmişlerdir.

Çevre değerlerimizin korunması yanında, ekonomik kayıpların da en aza indirilmesi açısından, iyi niyetli ve yapıcı tutum içine giren sanayi kuruluşlarımızla, protokoller imzalanarak, kendilerine arıtma tesislerini kurmaları için ek süreler verilmiştir.

Bunlardan;

Denizli yöresindeki tekstil ağırlıklı 14 fabrikaya 30 Kasım 1998 tarihine kadar,

Uşak yöresindeki tesisler için, Uşak Ticaret ve Sanayi Odasına 30 Aralık 1998 tarihine kadar, süre verilmiştir.

Denizli’deki deri işletmelerinin Organize Sanayi Bölgesi oluşturma çalışmaları ve Denizli Organize Sanayi Bölgesi arıtma tesisi tamamlama çalışmaları devam etmektedir.

Manisa’daki deri işletmelerinden Salihli Dericiler Sanayi Yapı Kooperatifine (34 adet tabakhane) 30 Haziran 1998 tarihine kadar,

Manisa S.S. Deri Sanayi Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifine (50 adet tabakhane) 30 Kasım 1998 tarihine kadar süre verilmiştir.

Bakanlığımızca işletme sahiplerinin protokollerde belirtilen şartlara uyup uymadığı sürekli takip edilmektedir.

5. Ege Bölgesinde geniş ölçüde nehir kirlenmelerinden kaynaklanan ve halk sağlığını ciddî biçimde tehdit etmeye başlayan su ve toprak kirlenmelerine karşı acil önlem alınması gerekliliğinden hareketle, Çevre Kanununun 9 uncu maddesinde yer alan “Bakanlar Kurulu, ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı alanları, tabii güzelliklerin ileriki nesillere ulaşmasını emniyet altına almak üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlardauygulanacak koruma ve kullanma esasları plan ve projelerin hangi Bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye yetkilidir” hükmü gereğince, ülkemizin ve bölgenin doğal ve tarihi güzellikleri ile verimli tarımsal toprakları barındıran Gediz ve Menderes su havzalarını içine alacak bir “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan etmek konusunda Bakanlığınızın çalışmaları bulunuyor mu?

Cevap 5. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de, ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik ve kültürel önemi ve zenginlikleri, farklı doğal güzellikleri olan hassas yörelerin, bozulmadan korunarak gelecek nesillere ulaşmasının sağlanması amacıyla Özel Çevre Koruma Bölgeleri, Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenmektedir.Bu nedenle, Gediz ve Menderes Havzalarının tamamı yerine, bu havzalardaki ekolojik zenginliklere sahip delta ve sulak alanların Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmesi yönünde Bakanlığımızca çalışmalar yapılmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. İmren Aykut Çevre Bakanı

3. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, Tekel Müzesine ilişkin sorusu ve DevletBakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/4500)

Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın DevletBakanı Sayın Eyüp Aşık tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Bülent Akarcalı İstanbul

Türk Sanayi Müzesi ya da kısaca Tekel Müzesi ile ilgili olarak;

1. Bu müzenin bulunduğu Cibali fabrika binası şu an hangi kurum veya kuruluşa devredilmiştir?

2. Bu müzede bulunan çok değerli ve tarihî eşyalar nasıl korunmaktadır?

3. Bu eşyaların akibeti ne olacaktır ve bu konuda ne gibi tedbirler almayı düşünmektesiniz?

T.C. Devlet Bakanlığı 18.3.1998 Sayı : B.02.0.018-800-04-01/1697

Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığına

İlgi : TBMMBaşkanlığı, Kanun Karar. Dai. Bşk.’nın 5.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS. 0.10.00.02-7/4500-11427/28334 sayılı yazınız.

Tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılmak üzere ilgi yazı ekinde alınan, İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, Bakanlığım ilgili kuruluşu TEKEL Genel Müdürlüğü ile ilgili olarak vermiş olduğu 7/4560-11427 nolu yazılı soru önergesine verilen cevap ilişikte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Eyüp Aşık Devlet Bakanı

İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın 7/4500-11427 Nolu Yazılı Soru Önergesinin Cevabıdır.

Türk Sanayi Müzesi ya da kısaca Tekel Müzesi ile ilgili olarak;

Soru 1. Bu müzenin bulunduğu Cibali Fabrika Binası şu an hangi kurum veya kuruluşa devredilmiştir?

Cevap 1. Yüksek Planlama Kurulunun 21.11.1994 tarih ve 94/T-79 sayılı kararı ile kapatılan Cibali Sigara Fabrikası binasının mülkiyeti Hazineye aittir.

Sözkonusu taşınmaz malın tapu kaydında İnhisarlar Umum Müdürlüğüne intifa hakkı şerhi bulunmaktadır. Bu şerhin kaldırılması yönünde Maliye Bakanlığı Millî Emlak Genel Müdürlüğünün 6.11.1997 tarih ve 43107 sayılı yazısı üzerine, TEKEL Yönetim Kurulunun 11.12.1997 tarih ve 1328 sayılı kararı ile, tapu kaydında bulunan şerhin Hazine lehine kaldırılmasına karar verilmiş bulunmaktadır.

Soru 2. Bu müzede bulunan çok değerli ve tarihi eşyalar nasıl korunmaktadır?

Cevap 2. Cibali Sigara Fabrikası binasının bir bölümünde bulunan Tekel Müzesi, halka açık olmayıp özel izinle gezilebilmektedir. Bina ve müzede bulunan eşyalar daha önce olduğu gibi, Tekel Genel Müdürlüğü elemanlarınca korunmaya devam edilmektedir.

Soru 3. Bu eşyaların akibeti ne olacaktır ve bu konuda ne gibi tedbirler almayı düşünmektesiniz?

Cevap 3. Tekel Genel Müdürlüğünün mülkiyetindeki binalarda müze olarak kullanıma uygun mekânlar tespit edilmiş olup, hazırlanmakta olan yeni bir proje çerçevesinde Tekel Müzesinin daha da genişletilerek sürekli halka açık bir konuma getirilmesi amaçlanmaktadır.

Arz ederim.

4. – Bursa Milletvekili Yüksel Aksu’nun, turizme açılan SİT alanlarına ilişkin sorusu ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın cevabı (7/4510)

Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığına

Turizm Bakanı Sayın İbrahim Gürdal tarafından, aşağıdaki sorularımın, yazılı olarak yanıtlandırılmasını istiyorum.

Gereğini arz ederim.

Yüksel Aksu Bursa

Ülkemizdeki doğal ve kültürel kaynaklar, hükümetlerin uygulamaları sonucunda planlı bir şekilde yok edilmektedir. 12 Mart 1982 tarihinde yürürlüğe giren 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununa göre, korunma kapsamında bulunan çoğu yerler, hükümetlere yakın kurum ya da kişilere kiralama yoluyla yok pahasına devredildiği basın ve yayın organlarında sıkça gündeme gelmektedir. Böylesi iddialar aşağıdaki soruları akla getirmektedir:

1. 1982 yılından bu yana hangi araziler, kimlere devredilmiştir? Devir işlemleri hangi tarihlerde yapılmıştır?

2. SİT alanı içindeki araziler Turizm amaçlı kullanıma açılmışlar mıdır?

3. Kullanıma açılan araziler üzerine hangi yapılar inşa edilmiştir?

4. 1982 yılından bu yana hangi yerler turizm merkezi olarak ilan edilmiştir?

T.C. Turizm Bakanlığı 19.3.1998 Hukuk Müşavirliği Sayı :B.170.HKM.0.00.00.00/633-9589

Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığı

Genel Sekreterliği

Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı

İlgi : 5.3.1998 tarih ve 02-7/4510-11443/28385 sayılı yazınız.

Bursa Milletvekili Sayın Yüksel Aksu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilen yazılı soru önergesi incelenmiştir.

Önergenin 1 inci maddesinde sözkonusu edilen, 1982 yılından bu yana tahsis edilen arazilerle ilgili bilgi ve belgeler ile önergenin 4 üncü maddesinde sorulan hususlara yanıt teşkil eden, 1982 yılında 20 grupta ilan edilen ve yürürlükte olan turizm bölge alan ve merkezlerinin listesi yazımız ekinde sunulmuştur.

Bilindiği üzere turizm alan ve merkezlerinin ilanı bir sınır tespiti olup bu sınırlar içindeki yapılaşmalar imar planlarına göre gerçekleştirilmektedir. Bu planlamalarda Doğal ve Arkeolojik Sit Kararlarına ve Anıtlar Yüksek Kurulu ilkekararlarına uyulması imar mevzuatı gereğidir.

Sit alanları üzerinde yapılaşmalar ilgili kararlarda belirtilen koşullara göre gerçekleştirilmektedir. Örneğin I nci Derece Doğal Sit alanlarında yapılması zorunlu alt yapılar ile korumaya yönelik yapılması zorunlu tesisler, II nci derece sit alanlarında turistik tesisler, III üncü derece sit alanlarında konut yapılabilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

İbrahim Gürdal Turizm Bakanı

TURİZM BÖLGE ALAN VE MERKEZLERİ TAM LİSTE

1 inci grup (Fiilen yürürlükte olan 7 adet)

R.G.: 6 Eylül 1982 Sayı : 17804

Turizm İşleri Yüksek Koordinasyon

Kurulu Kararı : 25.8.1982

1. Muğla-Köyceğiz Turizm Alanı (iptal 2.3.1990-20 449 Ö.Ç.K.B.) 6 300 Y+400 Kamp

2. Antalya-Side TurizmAlanı (Tevsii edildi (12 nci Grup) 900 ha 35 000 Y

3. Güney Antalya Turizm Alanı (5.3.1990-20 452 sınırları daraltıldı. (10 uncu Grup) 52 000 Y

4. Muğla-Sarıgerme Turizm Alanı (17.2.1995-22 205 (17 nci Grup tevsii edildi.) 50 ha
5 540 Y

5. Bolu-Köroğlu Dağı TurizmAlanı (7.10.1997-23 133 (19 uncu Grup tevsii edildi) 20 ha
2 250 Y

6. İstanbul-Sultanahmet Meydanı Turizm Merkezi 12 ha 1 163 Y

7. İstanbul-Çırağan Sarayı Turizm Merkezi 6 ha 530 Y

8. İstanbul-Kuruçeşme Turizm Merkezi iptal 17.10.1993-21 731 B.K.K. ile 8 ha 900 Y

9. Antalya-Konyaaltı Turizm Merkezi 18 ha 1 800 Y

10. Antalya-Kaleiçi Turizm Merkezi 10 ha 65+3 000 kişi/gün

11. İzmir-Alaçatı Turizm Merkezi 70 ha 7 060 Y

12. Nevşehir-Mustafapaşa Turizm Merkezi 13.9.1989-20 281 Nevşehir ve Çevresi T.A.’nda kaldı. (9 uncu Grup) 4 340 Y+500 mevcut)

13. İstanbul-Yalova Kaplıcası Turizm Merkezi 40 ha 4 340 Y

14. İzmir-Kuşadası Yat Limanı Turizm Merkezi 13.9.1989-20 281 Aydın Kuşadası Davutlar T.M.’de kaldı. 637 Tekne+100 Y. iptal Aydın Kuşadası Davutlar T.M. 17.11.1993-21 731 BKK ile, Aydın Kuşadası Yat Limanı T.M. 17.10.1993-21 731 TEVSİİ (15 inci Grup) Tevsii edildi
(17 nci Grup)

2 nci grup (Fiilen yürürlükte olan 2 adet)

R.G.: 31 Temmuz 1984 Sayı : 18 475

B.K.K. 13.6.1984, 84/8198

1. Ankara-Gaziosmanpaşa Turizm Merkezi iptal 17.10.1993-21 731 B.K.K. ile 8 ha 804 Y

2. İstanbul-Park Otel Turizm Merkezi 6 ha 700 Y

3. İstanbul-Taşkışla Turizm Merkezi 9 uncu Grup (Taksim T.M. iptal edildi.) 800 Y

3 üncü grup (Fiilen yürürlükte olan 1 adet)

R.G.: 21 Kasım 1984 Sayı : 18 582

B.K.K. 8.11.1984, 84/8734

 1. Ankara-Kavaklıdere Turizm Merkezi iptal 17.10.1993-21 731 B.K.K. ile 5 ha+500 Y

 2. Aydın-Kuşadası, Kadınlar Denizi Turizm Merkezi iptal 17.10.1993-21 731 B.K.K ile 1 200Y+300 kamping

 3. Muğla-Marmaris Yat Limanı Turizm Merkezi 13.9.1989-20 281 Marmaris ve Çevresi T.A.’da kaldı. (9 uncu Grup) 800 Y

 4. Antalya-Belek Turizm Merkezi 5.3.1990-20 452 R.G. de tevsii edildi. 13 000 Y

 5. Antalya-Lara Turizm Merkezi iptal 15.12.1985-18 969 B.K.K.-

 6. Muğla-Ölüdeniz, Belceğiz, Kıdırak Turizm Merkezi iptal 5.7.1988 – 19 863 ÖÇKB Kısmen 2 062Y+2 000G (Çok küçük bir kısmı yürürlükte)

 7. Muğla-Datça Yat Limanı TurizmMerkezi iptal 21.11.1990 - 20 702 ÖÇKB -

 8. Muğla-Körmen (Gerence) Yat Limanı TurizmMerkezi iptal 21.11.1990 -20 702 ÖÇKB
1 060 Y

 9. Muğla-Marmaris Adaağzı Yat Limanı TurizmMerkezi 13.9 1989-20 281 Marmaris ve Çev. T.A. kaldı. (9. grup) -

10. Muğla-Fethiye Yat Limanı Turizm Merkezi iptal 5.7.1988-19 863 ÖÇKB 900 Y

4 üncü grup (Fiilen yürürlükte olan 14 adet)

R.G. : 7 Aralık 1985 sayı : 18 951

B.K.K. 7.11.1985, 85/10036

 1. İstanbul Boğaziçi Okullar Bölgesi TurizmMerkezi 6 ha 616 Y

 2. İstanbul-Balta Limanı TurizmMerkezi 3,5 ha 360 Y

 3. İstanbul-Beykoz Hünkâr Kasrı Turizm Merkezi 2 ha 200 Y

 4. İstanbul-Sarayburnu Turizm Merkezi iptal 17.10.1993 -21 731 B.K.K. ile 2 ha 50 Y

 5. İstanbul-İstinye Turizm Merkezi 13 ha 1 250 Y 20 nci grupta tevsii edildi.

 6. İstanbul-İstinye Koyu Turizm Merkezi 2 ha 300 Y

 7. Bursa-Kükürtlü Kaplıcası TurizmMerkezi 10 ha 1 060 Y

 8. İzmir-Çeşme, Altınkum Turizm Merkezi 180 ha 18 300 Y

 9. İzmir-Selçuk-Pamucak TurizmMerkezi 130 ha 12 790 Y+3 225 Kamping

10. İzmir-Özdere (Kesre) Kıyı Kesimi Turizm Merkezi iptal 17.10.1993 - 21 731 B.K.K. 200 ha
5 700 Y

11. İzmir-Seferihisar-Doğanbey Kaplıcası Turizm Merkezi 100 ha 8 325 Y+600 Kamping+
5 500 Kaplıca Y

12. Aydın-Kuşadası-Çamlimanı Turizm Merkezi 10 ha 915 Y

13. Muğla-Milas-Akbük TurizmMerkezi iptal 19.4.1989-20 144 BKK ile kısmen 50 ha
1 000 Y

14. Muğla-Fethiye Körfezi Batısı TurizmMerkezi iptal 5.7.1988 - 19 863 ÖÇKB 7 000 Y

15. Muğla-Bodrum Marina TurizmMerkezi 2 ha 650 Yat

16. Muğla-Bodrum-Karaada Turizm Merkezi 100 ha 3 000 Y

17. Antalya-Serik-Çolaklı Turizm Merkezi iptal 21.11.1990-20 702 ÖÇKB kısmen

TurizmBölgeleri

A) Ankara Gölbaşı TurizmBölgesi iptal 21.11.1990-20 702 ÖÇKB

B) Ankara Kızılcahamam Turizm Bölgesi 200 ha

5 inci grup (Fiilen yürürlükte olan 5 adet)

R.G. : 5 Ağustos 1986 sayı : 19 186

B.K.K. 4.7.1986, 86/10 792

 1. İstanbul-Beyoğlu-Ege Bahçesi TurizmMerkezi iptal 19.4.1989-20 144 BKK

 2. İstanbul-Bebek Yat Limanı TurizmMerkezi iptal 17.10.1993-21 731 BKK 2 ha 300 tekne

 3. İstanbul-Arnavutköy TurizmMerkezi 8 ha 624 Y

 4. Bursa-Uludağ II. Gelişim Bölgesi Turizm Merkezi 50 ha 5 000 Y

 5. İzmir-Çeşme Paşa Limanı TurizmMerkezi 20 ha 2 000 Y

 6. Pamukkale (Ecirli, Karahayıt) TurizmMerkezi iptal 21.11.1990-20702 ÖÇKB

 7. Antalya-Serik-Manavgat Kıyı Kesimi Turizm Merkezi iptal 21.11.1990 -20 702 ÖÇKB
kısmen

 8. Antalya-Alanya İncekum TurizmMerkezi 50 ha 1 000 Y

 6 ncı Grup (Fiilen yürürlükte olan 7 adet)

R.G. : 9 Nisan 1987 sayı : 19 426

B.K.K. 18.3.1987, 87/11 608

 1. Afyon-Sandıklı-Hüdai Kaplıcası TurizmMerkezi (15 inci grupta tevsii edildi.) 10 ha 664 Y

 2. Aydın-Kuşadası I No.lu Turizm Merkezi 13.9.1990 - 20 281 Kuşadası Davutlar T.M. kapsamında kaldı. (Davutlar T.M. iptal edildi.)

 3. Bursa-Eski Kaplıca Turizm Merkezi iptal 19.1.1990 -1989/400, 1990/2 Danıştay kararıyla.

 4. İstanbul-AkaretlerTurizmMerkezi 13.9.1989-20 281 Akaretler T.M. tevsii kapsamında kaldı. (9 uncu grup)

 5. İstanbul Ataköy Turizm Merkezi 13.9.1989-20 281 Ataköy T.M. tevsii kapsamında kaldı.
(9 uncu grup)

 6. İstanbul-Büyükada Turizm Merkezi iptal 17.10.1993-21 731 B.K.K. 2 ha proje ile

 7. İstanbul-Heybeliada Turizm Merkezi iptal 17.10.1993-21 731 B.K.K. 3 ha proje ile

 8. İstanbul-Laleli-Tayyare Apartmanları TurizmMerkezi iptal 17.10.1993-21 731 B.K.K. 7 ha 700 Y

 9. İstanbul-Taşkışla II No.lu Turizm Merkezi

10. İstanbul-Yeşilyurt Turizm Merkezi 6 ha 600 Y

11. İzmir-Selçuk-Pamucak II No.lu Turizm Merkezi 100 ha 7 500 Y

12. Kütahya-Gediz Ilıcası TurizmMerkezi 10 ha 978 Y

13. Kütahya-Gediz-Muratdağı Kaplıcası TurizmMerkezi 30 ha 2 575 Y

14. Muğla-Fethiye-Kalemye Koyu TurizmMerkezi iptal 5.7.1988-19 863 ÖÇKB

15. Muğla-Marmaris-Adaağzı II No.lu Turizm Merkezi 13.9.1989 -20 281 Marmaris ve Çevresi T.A.’da kaldı.

16. Muğla-Marmaris Aktaş turizmMerkezi Marmaris ve Çevresi T.A.’da kaldı.

17. Muğla-Marmaris-Pamucak-Kumlubük Kıyı Kesimi Turizm Merkezi 13.9.1989-20 281 Marmaris ve Çevreresi T.A.’da kaldı.

18. Rize-Aydar Kaplıcası Turizm Merkezi (17.2.1995-22 205 17 nci grup tevsii edildi.) 10 ha 100 Y+530 kişi/gün

19. Sinop-Akliman-Hamsilos TurizmMerkezi iptal 17.10.1993 -21 731 B.K.K.

20. Sıvas-Sıcakçermik Kaplıcası TurizmMerkezi 50 ha 4 939 Y

21. Zonguldak-Bartın-Kızılkum-Mogado TurizmMerkezi iptal 17.10.1993 -21 731 B.K.K. 20 ha 1 140 Y + 1 448 kamping

7 nci grup (Fiilen yürürlükte olan 7 adet)

R.G. : 25 Eylül 1987 sayı : 19 585

B.K.K. 11.9.1987, 87/12 106

 1. Antalya-Alanya-Alara Çayı Güneyi Turizm Merkezi 90 ha 9 000 Y

 2. Antalya-Alanya-Cenger TurizmMerkezi 30 ha 2 650 Y + 1 500 kamping

 3. Muğla-Bodrum-Türkbükü Doğusu Turizm Merkezi 400 ha 18 049 Y

 4. Muğla-Bodrum-Yalıçiftliği TurizmMerkezi 200 ha 9 100 Y

 5. Muğla-Bodrum-Yalıkavak Limanı turizmMerkezi 300 ha 2 700 Y

 6. Muğla-Fethiye-Akkulak-GemilerLimanı Kayaköy TurizmMerkezi iptal 5.7.1988 - 19 863 ÖÇKB

 7. Muğla-Fethiye-Kargı-Katrancı Koyları TurizmMerkezi iptal 5.7.1988 -19 863 ÖÇKB

 8. Muğla-Fethiye-Kumluova TurizmMerkezi iptal 2.3.1990 - 20 449 ÖÇKB

 9. Muğla-Fethiye-İnlice Koyu Turizm Merkezi iptal 5.7.1988 - 19 863 ÖÇKB

10. Muğla-Fethiye-Oyuktepe-Pınarlı Koyu Turizm Merkezi iptal 5.7.1988 - 19 863 ÖÇKB

11. Muğla-Marmaris-Aktaş Güney Doğusu Turizm Merkezi 13.9.1989 - 20 281 Marmaris ve Çev. T.A.’da kaldı. (9 uncu grup)

12. Muğla-Marmaris-Balıkaşıran TurizmMerkezi iptal 21.11.1990 - 20 702 ÖÇKB

13. Muğla-Marmaris-Bencik Limanı Doğusu TurizmMerkezi iptal 21.11.1990 - 20 702 ÖÇKB

14. Muğla-Marmaris-Delikyol Turizm Merkezi iptal 21.11.1990 - 20 702 ÖÇKB

15. Muğla-Milas-Çamlimanı Turizm Merkezi 150 ha 5 000 Y + 200 kamping

16. Muğla-Milas-Güvercinlik Koyu TurizmMerkezi 120 ha 10 000 Y 20 nci grupta tevsii
edildi.

17. Muğla-Milas-Kazıklı Koyu TurizmMerkezi 70 ha 4 500 Y + 1 150 günübirlik

8 inci GRUP (FİİLEN YÜRÜRLÜKTE OLAN 8 ADET)

R.G. : 19 Nisan 1989 sayı: 20144

B.K.K. 23.3.1989, 89/13900

1. Kayseri Erciyes Kış Sporları Turizm Merkezi 40 ha 2800 Y

2. Kütahya-Ilıca Harlek Kaplıcası Turizm Merkezi (17.2.1995-22205 17 nci Grup tevsii edildi.)

3. Kütahya-Simav Eynal Kaplıcaları Turizm Merkezi

4. İstanbul Barbaros Evleri Turizm Merkezi

5. Mersin Kargıcık Turizm Merkezi 75 ha 2750 Y

6. Mersin-Melleç Turizm Merkezi 28 ha 2800 Y

7. Mersin Ortaburun Turizm Merkezi 100 ha 10 000Y

8. Mersin Ovacık Turizm Merkezi 90 ha 9 000 Y

9. Muğla Marmaris Yat Limanı Turizm Merkezi Tevsii 13.9.1989-20281 Marmaris ve Çev. T.A. kap. kaldı. (9 uncu Grup)

10. Samsun Havza 25 Mayıs Termal Tesisleri Turizm Merkezi 15 ha 1166 Y

11. Sinop Akliman Hamsilos Turizm Merkezi Tevsii İPTAL 17.11.1993-21731 B.K.K. 60 ha (1500 Y+1980 Kamping)

İPTAL EDİLEN TURİZM MERKEZLERİ

1. İstanbul Beyoğlu Ege Bahçesi Turizm Merkezi

2. Muğla-Milas Akbük Turizm Merkezi (Akbük Limanı Batısındaki Birinci Bölümü)

9 uncu GRUP (FİİLEN YÜRÜRLÜKTE OLAN 11 ADET)

R.G. : 13 Eylül 1989 sayı: 20281

B.K.K. 30.8.1989, 89/14499

1. Ankara Atakule Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1993-21731 B.K.K. 0,84 ha 20 Y

2. İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Tevsii 20 ha 2000 Y 20 nci Grupta 2 inci Kez Tevsii Edildi.

3. İstanbul Taksim Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1993-21731 B.K.K. Ayrıca 12 nci Grupta tevsii edildi. Ancak tevsiide 150 ha 7 000 Y. 9.3.1993/915 Danıştay Kararıyla İPTAL)

4. İstanbul Maçka Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1993-21731 B.K.K. 6 ha 600 Y

5. İstanbul Akaretler Turizm Merkezi Tevsii 1,5 ha 850 Y

6. İstanbul Galata Kulesi ve Çevresi Turizm Merkezi 27 ha 500 Y

7. İstanbul Sarıyer-İstinye Turizm Merkezi 100 ha 7 000 Y 20 nci Grupta Tevsii Edildi.

8. İstanbul Gayrettepe Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1993-21731 B.K.K. 1 ha 450 Y

9. Antalya Alanya Doğusu Turizm Merkezi 200 ha 20 000 Y

10. Antalya Alanya Batısı Turizm Merkezi 162 ha 16 200 Y

11. Antalya Gazipaşa Turizm Merkezi 329 ha 15 000 Y

12. Antalya Lara Turizm Alanı İPTAL 11.4.1991 E: 1990/632, K: 1991/791 TEMYİZ RED: 3.12.1993 E: 1991/442, K: 1993/587 Başbakanlığın Karar Düzeltme istemi Red: 17.11.1995 E: 1994/179 K: 1995/807

13. İzmir Alsancak Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1993-21731 B.K.K. 1 ha 100 Y

14. İzmir İnciraltı Turizm Merkezi (12 nci Grupta tevsii edildi.) 10 ha 800 Y

15. İçel (Mersin) Erdemli Kıyı Kesimi Turizm Alanı İPTAL 17.10.1993-21731 B.K.K. 4320 ha 40 000 Y

16. İçel (Mersin) I Nolu Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1993-21731 B.K.K. 7,6 ha 450 Y

17. Muğla Milas Akbük Kazıklı Koyu Kıyı Bandı Turizm Merkezi 2 800 ha 4 000 Y

18. Muğla Marmaris ve Çevresi Turizm alanı 6 000 ha

19. Aydın Kuşadası-Davutlar Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1997-21731 B.K.K. 464 ha 15 000 Y

20. Nevşehir ve Çevresi Turizm Alanı 273 467 ha 15 000 Y (7.10.1997-23 133 19 uncu Grupta Tevsii Edildi)

21. Balıkesir Ayvalık Lale (Dolap) Adası Turizm Merkezi 41,4 ha 4 000 Y

22. Yozgat Sarıkaya Kaplıcası Turizm Merkezi 7 ha 400 Y

23. İstanbul Anatepe Turizm Merkezi İPTAL 17.10.21731 B.K.K. 1932 ha 10 000 Y

24. İstanbul Kalamış-Zühtüpaşa Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1993-21 731 B.K.K. 19,3 ha 700 Y

25. İstanbul Beşiktaş-Levent Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1993-21 731 B.K.K.

26. İstanbul-Çamlıca Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1993-21 731 B.K.K. 125 ha 4 000 Y

27. İzmir Alsancak I Nolu Turizm Merkezi 0,25 ha 200 Y

28. Afyon Ömer Gecek Kaplıcaları Turizm Merkezi (15 inci Grupta tevsii edildi.) 40 ha 200 Y

10 uncu GRUP (FİİLEN YÜRÜRLÜKTE OLAN 8 ADET)

R.G. : 5 Mart 1990 sayı: 20452

B.K.K. 18.1.1990, 90/70

1. Aksaray Ihlara Güzelyurt Turizm Merkezi İPTAL 17 10 1993-21731 B.K.K. ÖÇK ile yaklaşık %50’si iptal 21.11.1990-20702 3 000 ha 2 000 Y

2. Aksaray Hasan Dağı Kış Sporları Turizm Merkezi 5 200 ha 450 Y

3. Ankara Yenişehir Kızılay Turizm Merkezi İPTAL 28.5.1991/1275, 27.9.1991/265, Danıştay Kararıyla.

1. Temyiz Red. 12.11.1993 E: 1991-265, K: 1993-548

2. Temyiz Red. 3.12.1993 E: 1991/511, K: 1993/595

Başbakanlığın Karar Düzeltme Talebi Red.

1. Dava: 17.11.1995 E: 1994/177, K: 1995/806

2. Dava: 17.11.1995 E: 1994/187, K: 1995/797

3. Dava: 17.11.1995 E: 1994/175, K: 1995/798

4. Antalya Belek Turizm Merkezi Tevsii (12 nci Grupta tevsii edildi.) 2 800 ha.

5. Antalya Kalkan Turizm Merkezi İPTAL 14.5.1991 1991/1117 Danıştay Kararıyla. Temyiz Red. 29.1.1993 Düzeltme istemi red. 3.12.1993 E: 1993/348 K: 1993/584 E: 1991/508 K: 1993/23

6. Antalya Kaş Turizm Merkesi İPTAL 14.5.1991/1991/1116 Danıştay Kararıyla Temyiz Red. 3.12.1993

E: 1991/445 K: 1993/588 Başbakanlığın Karar Düzeltme İstemi Red 17.11.1995 E: 1994/185, K: 1995/808

7. Antalya Kaş Kalkan Kıyı Bandı Turizm Alanı 2 400 ha 5 000Y

8. Güney Antalya Turizm Alanı Sınır Tadilatı 1 125 Km2 65 000 Y

9. Giresun Bektaş Yaylası Turizm Merkezi 2030 ha 400 Y

10. İstanbul Beşiktaş Levent Turizm Merkezi Tevsii İPTAL 14.5.1991, 1991/1119 Danıştay Kararıyla 450 ha

Temyiz Red. 3.12.1993 E: 1991/446 K: 1993/597

Temyiz Red. 2.3.1993 E: 1991/448 K: 1993/599

Başbakanlığın Karar Düzeltme istemi Red 17.11.1995 E: 1994/186, K: 1995/805

11. İstanbul İstinye Turizm Merkezi Tevsii İPTAL 28.5.1991/1278 K.: 1990/1972 Danıştay Kararıyla 1 600 Y Temyiz Red. 3.12.1993 E: 1991/509, K: 1993/594

Başbakanlığın Karar Düzeltme İstemi Red. 17.11.1995 E: 1994/184, K: 1995/804

12. İstanbul Pendik Turizm Merkezi İPTAL 28.5.1991, 1991/1279 Danıştay Kararıyla Temyiz Red. 13.12.1993 2,7 ha E: 1991/507 K: 1993/593 700 Y

Başbakanlığın Karar Düzeltme İstemi Red 17.11.1995 E: 1994/183, K: 1995/803

13. Tekirdağ Şarköy Turizm Merkezi 52,5 ha 1 000 Y

14. Trabzon Çaykara Uzungöl Turizm Merkezi 175 ha 400Y

15. Trabzon Akçaabat Karadağ Turizm Merkezi 2 275 ha 300 Y

16. Trabzon, Tonya, Armutlu-Gümüşhane, Kürtün, Erikbeli Turizm Merkezi BKK: 12.8.1996 96/8454 525 ha 300 Y

17. Sakarya Kocaeli Büyükmelen Kıyı Kesimi Turizm Merkezi 1 200 ha 2 000 Y 20 nci Grupta Tevsii Edildi.

18. Antalya I Numaralı Turizm Merkezi İPTAL (1 inci DAVA) 8.5.1991 K: 1991/1032 E: 1990/1898 Danıştay Kararıyla.

(2 nci DAVA) 14.5.1991 E: 1990/1621 K: 1991/1114 D.K. İptal

12.11.1993 E: 1991/510 K: 1993/541

27.9.1991/240 Temyiz Red (I)

12.11.1993 E: 1991/240 K: 1993/539 Temyiz Red (II)

(I inci Dava) Başbakanlığın Tashihi Karar Talebi Red: 17.11.1995 E: 1994/178, K: 1995/801 (Antalya Belediye Başkanlığı) (II. Dava Şehir Plânlama Mim. ve Müh. Odası) Başbakanlığın Karar Düzeltme Talebi Red: 17.11.1995 E: 1994/180, K: 802

11 inci GRUP (FİİLEN YÜRÜRLÜKTE OLAN 9 ADET)

R.G.: 20 Mayıs 1991 sayı: 20876

B.K.K. 7.2.1991, 91/1514

1. Antalya Arapsuyu Turizm Merkezi 0,8 ha 80 Y

2. Artvin Kaçkar Turizm Merkezi 17 640 ha 400 Y

3. Artvin Kafkasör Turizm Merkezi 625 ha 400 Y

4. Bayburt Kop Dağı Merkezi 17.10.1993-21731 15 inci Grup Tevsii Edildi. (15 inci Grup) 3570 ha 400 Y

5. Giresun Kümbet Yaylası Turizm Merkezi 3800 ha 300 Y

6. Gümüşhane Zigana Turizm Merkezi 294 ha 300 Y

7. Kars Sarıkamış Süphan Cıbıltepe Balıkdağ Çamurdağ Turizm Merkezi 17.10.1993/21731 15 inci Grup Tevsii Edildi.

8. Ordu Çambaşı Yaylası Turizm Merkezi 3058 ha 300 Y

9. Rize Anzer Turizm Merkezi 9337 ha 250 Y

10. Trabzon Maçka Şolma Turizm Merkezi 325 ha 250 Y

11. Çanakkale Ezine Kestanbol Termal Turizm Merkezi 325 ha 400 Y

12. Grup (Fiilen Yürürlükte Olan 20 Adet) R.G. 20 Eylül 1991 sayı : 20997 B.K.K. 13.8.1991 91/2137

1. Adana-Yumurtalık Turizm Merkezi 1035,8 ha 30 000 Y

2. Antalya-Belek Turizm Merkezi Tevsii 2800 ha 20 000 Y(7.10.1997-23133 19 uncu Grupta II nci kez tevsii edildi)

3. Antalya-Side Turizm Alanı Tevsii 3 387 ha 35 000 Y

4. Antalya II Numaralı Turizm Merkezi İPTAL 23.2.1993-648 Danıştay Kararıyla Başbakanlığın tashihi karar talebi red. 9.2.1996 E: 1994/660 K: 1996/73

5. Aydın-Akbük Turizm Merkezi 230 ha 5 000Y

6. Bitlis-Ahlat Turizm Merkezi 123 ha 2 000 Y

7. Bitlis-Tatvan Turizm Merkezi 234 ha 2 000 Y

8. Hatay-İskenderun Kıyı Bandı Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1993-21 731 B.K.K. 1 031 ha 4 000 Y

9. Kocaeli-Kartepe Turizm Merkezi 1 099 ha 1 000 Y

10. İstanbul-Etiler-Nispetiye Turizm Merkezi İPTAL 9.3.1993/916 Danıştay Kararıyla, Başbakanlığın Temyiz Talebi Red. 14.4.1995 E: 1993/354, K: 1995/377 34,7 ha 500 Y

11. İstanbul-Büyükçekmece-Beylikdüzü Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1993-21731 B.K.K. 10 ha-350 Y

12. İstanbul-Eminönü I Numaralı Turizm Merkezi İPTAL 9.3.1993-914 Danıştay Kararıyla Başbakanlığın Temyiz Talebi Red. 14.4.1995 E: 1993/350, K: 1995/375 0,6 ha 100 Y

13. İstanbul-Sarıyer I Numaralı Turizm Merkezi İPTAL 9.3.1993-918 Danıştay Kararıyla, Başbakanlığın Temyiz Talebi Red. 14.4.1995 E: 1993/349, K: 1995/374 0,7 ha

14. Malatya-Adıyaman Nemrut Dağı Turizm Merkezi İPTAL 17.10.1993-21731 B.K.K. 350 ha 1 000 Y

15. Ordu-Akkuş-Argın Turizm Merkezi 375 ha 300 Y

16. Ordu-Aybastı-Perşembe Yaylası Turizm Merkezi 420 ha 200 Y

17. Sakarya-Karasu-Kocaeli-Büyükmelen Kıyı Kesimi Turizm Merkezi Tevsii İPTAL 17.10.1993-21731 B.K.K. 1 200 ha 1 000 Y

18. Yozgat-Boğazlıyan-Bahariye (Cavlak) Termal Turizm Merkezi 83,2 ha 2 000 Y

19. İzmir-İnciraltı Turizm Merkezi Tevsii 10 ha 500 Y

20. İstanbul-Bakırköy Florya Turizm Merkezi İPTAL 9.3.1993/917 Danıştay Kararıyla, Temyiz Red 12.11.1993

E: 1993/352 K: 1993/545 Başbakanlığın Tashihi Karar Talebi Red. 17.3.1995 E: 1994/168 K: 1995/221 0,4 ha 200 Y

21. Çanakkale-Behramkale Kadırga Koyu Turizm Merkezi 30,3 ha 2 000 Y

22. Çanakkale-Geyikli Turizm Merkezi 118,5 ha 7 000 Y

23. Çanakkale-Küçükkuyu Turizm Merkezi 89 ha 4 000 Y

24. İstanbul-Taksim Turizm Merkezi Tevsii İptal 9.3.1993/915 Danıştay Kararıyla, Başbakanlığın Temyiz Talebi Red. 14.4.1995 E: 1993/351, K: 1995/376 150 ha 3 000 Y

25. Giresun-Yavuzkemal Yaylası Turizm Merkezi 800 ha 200 Y

26. Sinop-Ayancık Akgöl Turizm Merkezi 450 ha 100 Y

27. Sinop Kozfındık Bozarmut Yaylası Turizm Merkezi 875 ha 200 Y

28. Sinop-Türkeli-Kurugöl Turizm Merkezi 310 ha 150 Y

29. Trabzon-Araklı-Pazarcık Yaylası Turizm Merkezi 2 473 ha 400 Y

30. Sıvas-Kangal Balıklıçermik Turizm Merkezi 9 000 ha 800 Y

13 üncü GRUP (FİİLEN YÜRÜRLÜKTE OLAN 1 ADET)

R.G. 29 Aralık 1991, Sayı: 21 096

B.K.K. 91/2 500, 12.12.1991

1. İstanbul-Süleymaniye Turizm Merkezi 146,7 ha

14 üncü GRUP (FİİLEN YÜRÜRLÜKTE OLAN 1 ADET)

R.G. 7 Temmuz 1992, Sayı: 21 277

B.K.K. 92/3124 6.6.1992

1. Amasya Gölbeyli Borabay Gölü Çevresi Turizm Merkezi 0,8 ha 80 Y+0,56 ha Günübirlik

15 inci GRUP (FİİLEN YÜRÜRLÜKTE OLAN 20 ADET)

R.G. 17.10.1993 Sayı: 21 731

B.K.K. 93/4833 17.9.1993

KAYAK MERKEZLERİ

1. Bitlis Sapgör Kış Sporları Turizm Merkezi

2. Erzurum Palandöken Kış Sporları Turizm Merkezi

TERMAL TURİZM MERKEZLERİ

3. Adana Haruniye Termal Turizm Merkezi

4. Afyon Gazlıgöl Termal Turizm Merkezi

5. Afyon-Bolvadin-Heybeli Termal Turizm Merkezi (17.2.1995-22205 17 nci Grup tevsii edildi.)

6. Ağrı-Diyadin-Köprü-Yılanlı Davut Çermikleri Termal Turizm Merkezi

7. Ankara (Kızlcahamam) Seyhamamı Termal Turizm Merkezi

8. Balıkesir Edremit Güre Termal Turizm Merkezi

9. Balıkesir Gönen Termal Turizm Merkezi

10. Bolu Karacasu Termal Turizm Merkezi

11. Diyarbakır Çermik Termal Turizm Merkezi

12. Eskişehir Sarıcakaya Termal Turizm Merkezi

13. Erzurum Pasinler Termal Turizm Merkezi

14. İzmir Balçova Termal Turizm Merkezi (17.2.1995-22205 17 nci Grup tevsii edildi.)

15. Kütahya Yoncalı Termal Turizm Merkezi

16. Kütahya Emet Termal Turizm Merkezi

17. Niğde Çiftehan Termal Turizm Merkezi

TURİZM BÖLGELERİ

18. Hatay Samandağ Turizm Bölgesi

İPTAL EDİLEN TURİZM ALAN VE MERKEZLERİ

1. İstanbul Kuruçeşme Turizm Merkezi

2. İstanbul Sarayburnu Turizm Merkezi

3. İstanbul Bebek Yat Limanı Turizm Merkezi

4. İstanbul Laleli Tayyare Apartmanları Turizm Merkezi

5. İstanbul Büyükada Turizm Merkezi

6. İstanbul Heybeliada Turizm Merkezi

7. İstanbul Taksim Turizm Merkezi

8. İstanbul Maçka Turizm Merkezi

9. İstanbul Gayrettepe Turizm Merkezi

10. İstanbul Anatepe Turizm Merkezi

11. İstanbul Kalamış Zühtüpaşa Turizm Merkezi

12. İstanbul Beşiktaş Levent Turizm Merkezi

13. İstanbul Büyükçekmece Beylikdüzü Turizm Merkezi

14. İstanbul Çamlıca Turizm Merkezi

15. Ankara Gaziosmanpaşa Turizm Merkezi

16. Ankara Kavaklıdere Turizm Merkezi

17. Ankara Atakule Turizm Merkezi

18. Aydın Kuşadası Kadınlar Denizi Turizm Merkezi

19. Aydın Kuşadası Davutlar Turizm Merkezi

20. İçel Erdemli Kıyı Kesimi Turizm Merkezi

21. İçel Mersin I Nolu Turizm Merkezi

22. İzmir Alsancak Turizm Merkezi

23. İzmir Özdere Kesre Kıyı Kesimi Turizm Merkezi

24. Sakarya Karasu Kocaali Büyükmelen Kıyı Kesimi Turizm Merkezi Tevsii

25. Sinop Akliman Hamsilos Turizm Merkezi

26. Sinop Akliman Hamsilos Turizm Merkezi Tevsii

27. Bartın Kızılkum Mogoda Turizm Merkezi

28. Hatay İskenderun Kıyı Kesimi Turizm Merkezi

29. Aksaray Ihlara Güzelyurt Turizm Merkezi

30. Malatya Adıyaman Nemrut Turizm Merkezi

SINIR TADİLATI YAPILAN TURİZM MERKEZLERİ

1. Aydın Kuşadası Yat Limanı Turizm Merkezi (17.2.1995-22205 17 nci Grup tevsii edildi.)

2. Kars Sarıkamış Süphan Cıbıltepe Balıklıdağ-Çamurludağ Turizm Merkezi

3. Bayburt Kop Dağı Turizm Merkezi

4. Afyon Sandıklı Hüdai Kaplıcası Turizm Merkezi Tevsii

5. Afyon Ömer Gecek Kaplıcası Turizm Merkezi Tevsii

16 ncı GRUP: Bu grupta İstanbul-Ataköy Turizm Merkezinin tamamı ile İstanbul-Ataköy Turizm Merkezi Tevsiinin bir bölümünün iptali öngörülmüş ancak, Bakanlar Kurulu Kararı istihsal edilmemiştir.

17 nci GRUP: (FİİLEN YÜRÜRLÜKTE OLAN 11 ADET)

R.G. 17 Şubat 1995 Sayı: 22205

B.K.K. 15.12.1994, 94/6345

1. Antalya-Alanya-Akdağ Kış Sporları Turizm Merkezi

2. Gaziantep-Islahiye Huzurlu Yaylası Turizm Merkezi

3. Isparta-Davraz Dağı Kış Sporları Turizm Merkezi

4. İstanbul-Beyoğlu-Tophane-Salıpazarı Turizm Merkezi T.M.’nin iptali istemli açılan dava red. 28.5.1996 E: 1995/3490 K: 1996/2554

5. Manisa-Spil Dağı Turizm Merkezi

6. Ordu-Mesudiye-Keyfalan Yaylası Turizm Merkezi

SINIR TADİLATI YAPILAN TURİZM ALAN VE MERKEZLERİ

1. Afyon-Bolvadin-Heybeli Termal Turizm Merkezi Tevsii

2. Aydın-Kuşadası Yat Limanı Turizm Merkezi Tevsii

3. İzmir-Balçova Termal Turizm Merkezi Tevsii

4. Kütahya-Ilıca-Harlek Kaplıcası Turizm Merkezi Tevsii 20 nci Grupta Sınırları Daraltıldı.

5. Muğla-Sarıgerme Turizm Alanı Tevsii

6. Rize-Çamlıhemşin-Ayder Kaplıcası Turizm Merkezi Tevsii

18 inci GRUP (FİİLEN YÜRÜRLÜKTE OLAN 1 ADET)

R.G. 9 Nisan 1997 Sayı: 22 959

B.K.K. 7.8.1996 96/9195

1. Antalya Perge Kongre ve Fuar Turizm Merkezi

19 uncu GRUP (FİİLEN YÜRÜRLÜKTE OLAN 9 ADET)

R.G. 7 Ekim 1997 Sayı: 23 133

B.K.K. 23.9.1997 97/9985

1. Antalya Demre (Kale) Kıyı Bandı Turizm Merkezi

2. Elazığ Hazar Gölü Güneyköy Sivrice Turizm Merkezi

3. İçel Tarsus Kıyı Kesimi Turizm Merkezi

4. İzmir Özdere Kesre Turizm Merkezi

5. Kastamonu-Çankırı Ilgaz Kış Sporları Turizm Merkezi

6. Muğla Milas Çökertme Turizm Merkezi

7. Antalya Belek Turizm Merkezi II. Tevsii

8. Bolu Köroğlu Dağı Turizm Alanı Tevsii

9. Nevşehir ve Çevresi Turizm Alanı Sınır Daratılması

7.10.1997 tarihine kadar toplam 19 Grupta ilan edilen turizm bölge alan ve merkezlerinden toplam 145 adedi fiilen yürürlüktedir.

20 nci GRUP (FİİLEN YÜRÜRLÜKTE OLAN 25 ADET)

R.G. 11.1.1998-Sayı: 23 227

BKK. 6.1.1998 98/10 496

A) YENİ İLAN EDİLEN YERLER

1. Adana Karataş Kıyı Bandı Turizm Merkezi

2. Antalya Aşağıoba Turizm Merkezi

3. Antalya Alanya Kargıcak Turizm Merkezi

4. Antalya İbradı Maşata Yaylası Turizm Merkezi

5. Amasya Terziköy Kaplıcası Turizm Merkezi

6. Bursa Uludağ Kış Sporları Turizm Merkezi

7. Hatay İskenderun Kıyı Bandı Turizm Merkezi

8. Isparta Gölcük Turizm Merkezi

9. İçel Anamur Mamure Kalesi Turizm Merkezi

10. İçel Kaladıran Turizm Merkezi

11. İstanbul Beşiktaş Atikalipaşa Yalısı Turizm Merkezi

12. İstanbul Beşiktaş Kuruçeşme Turizm Merkezi

13. İstanbul Beşiktaş Sercebey Yokuşu Turizm Merkezi

14. İstanbul Sarıyer Mavramoloz Turizm Merkezi

15. İstanbul Şişli Bomonti Turizm Merkezi

16. Ordu Mesudiye Yeşilce-Topçam Yaylaları Turizm Merkezi

17. Niğde Narlıgöl Kaplıcası Turizm Merkezi

18. Samsun Havza Mevcut Kaplıca Turizm Merkezi

19. Trabzon Araklı Yeşilyurt Yılantaş Yaylası Turizm Merkezi

B) TEVSİİ VE TADİL EDİLEN YERLER

1. İstanbul Ataköy Turizm Merkezi 2 nci Tevsii

2. İstanbul İstinye Turizm Merkezi Tevsii

3. İstanbul Sarıyer İstinye Turizm Merkezi Tevsii

4. Kütahya Ilıca Harlek Kaplıcası Turizm Merkezi Sınır Daraltılması

5. Muğla Milas Güvercinlik Turizm Merkezi Tevsii

6. Sakarya Karasu Büyükmelenağzı Kıyı Bandı Turizm Merkezi Tevsii

- 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Yasası ve bu Yasanın 8 inci maddesi gereğince yürürlüğe giren Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca Turizm Alan ve Merkezleri içinde yer alan hazine ve orman arazileri ile Turizm Alan ve Merkezleri dışında bulunan hazine arazileri (16.5.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince Maliye Bakanlığı ve Bakanlığımız arasında imzalanan Protokol kapsamında) bu güne kadar 21 kez ilan edilerek kamuya duyurulmuştur.

- Bugüne kadar 104 873 yatak kapasiteli konaklama tesisleri 3109 yat kapasiteli yat limanı ile yanaşma ve çekek yeri tesisleri ile 6 578 kişi kapasiteli günübirlik tesisler gerçekleştirilmek üzere 312 müteşebbise arazi tahsisi işlemi yapılmıştır. İller bazında arazi tahsis işlemi yapılan Firmalara ilişkin liste ekte gönderilmektedir.

- Bu tahsis işlemleri sonucunda 61 545 yatak kapasiteli konaklama tesisleri 2 009 yat kapasiteli yat limanı ile yanaşma ve çekek yeri tesisleri ile 1612 kişi kapasiteli günübirlik tesisler işletmeye açılmıştır. Diğerlerinin ise projelendirme ve inşaat çalışmalarına devam edilmektedir.

123’den 150’ye kadar Filme Alınacak

5. — Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Mardin-Savur-Bismil yoluna ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4525)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından, sözlü olarak cevaplandırılmasına delalet etmenizi saygılarımla arz ederim. 21.10.1997

Hüseyin Yıldız Mardin

1. Savur-Bismil arası yolun yapımı için 30.11.1996 tarihinde Plan ve Bütçe Komisyonunda 35 milyarlık ödenek tahsisi yapılmıştı. Bu ödenek şu ana kadar Savur-Bismil arası yol yapımı için kullanılmış değil. Bu para Savur-Bismil arası yol için ne zaman kullanılacak?

2. Bakanlığınız nezdinde bu konu ile ilgili bir çalışmanız var mı?

T.C. Devlet Bakanlığı 16.3.1998 Sayı : B.02.0.014/031-1469

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 10.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11647 sayılı yazınız.

Mardin Milletvekili Sayın Hüseyin Yıldız’a ait soru önergesindeki konular incelenmiştir.

1. Mardin-Savur-Bismil arasındaki yol köy yolu ağımızda yer almadığı gibi bu yolun yapımı ile ilgili bir ödenek tahsisi yapılmamıştır.

2. Mardin-Kızıltepe-Karakulak-Arıklı grup yol ile ilgili bir ödenek ayrılmamıştır. Ancak il özel idare bütçesine aktarılan ödeneklere toplam 35 Km olan grup yolunun Hakverdi, Katarlı, Başak, Yumurcak, Byk, Ayrık ve Bağrıbütün köy yollarının toplam 19 Km’lik bölümünün 1 inci kat asfalt kaplaması yapılmış olup, hizmete açılmıştır.

Geriye kalan 16 Km ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmamış olup, ileriki yıllar programında değerlendirilmeye çalışılacaktır.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz Devlet Bakanı

6. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, belediyelerce basın kuruluşlarına yapılan yardımlara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4531) (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Abdulkadir Öncel Şanlıurfa

1. 1990-1991-1992-1993-1994-1995-1996-1997 yılları içerisinde devletten medya kuruluşlarına aynî ve nakdî ne kadar yardım yapılmıştır.

2. Son 8 yıl içerisinde yayın yapan gazetelerimizden hangisi hangi belediyeden ne kadar yardım almıştır? ( Bu yardım reklam adı altında yapılanlar da dahil olmak üzere)

3. Gazete, radyo ve televizyonların belediyelerden tebrik, taziye ve teşekkür mahiyetinde aldıkları nakit parasal miktar ne kadardır? Bu miktarların medya adları ve belediye adları belirtilerek, en fazla alanlar hangileridir?

4. Belediyelerin sosyal etkinlik ve özel günler amaçlı yapılan konser, balo ve kokteyller için 8 yıl içinde yaptıkları parasal harcama sırasıyla ve her belediyenin payları ne kadardır?

5. Belediyelerin radyo, televizyon, gazete ve dergilere verdikleri tanıtım amaçlı parasal değerin son sekiz yıllık harcamaları ne kadardır? Her medyanın (yazılı, sözlü, görsel) aldığı paylar yıllara göre ne kadardır?

T.C. İçişleri Bakanlığı Mahallî İdareler Genel Müdürlüğü 18.3.1998 Sayı : B.05.0.MAH.0.65.00.002/80225

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM.Başkanlığının 10.3.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-11653-7/4531-9132 sayılı yazısı.

İlgide, yazılı soru önergesine çevrildiği bildirilen Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in “Belediyelerce Basın Kuruluşlarına Yapılan Yardımlara” ilişkin soru önergesi hakkında;

Önergenin birinci sorusunda yeralan son sekiz yılda devletten medya kuruluşlarına ne kadar aynî ve nakdî yardım yapıldığı hususu bakanlığım görev alanına girmemektedir.

1990, 1991, 1992, 1993, 1994, 1995, 1996 ve 1997 yıllarında belediyelerce reklam, yardım, tanıtım, tebrik, taziye ve teşekkür mahiyetinde basın yayın kuruluşlarına yapılan ödemeler ile sosyal etkinlikler çerçevesinde konser, balo ve kokteyller için yapılan harcamalara ait ayrıntılı bilgiler ek-1 ve ek-2 olarak valilikler vasıtasıyla belediyelerden derlenmiş olup, klasörler halinde ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanı

7. – İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları’nın, izinli olarak Türk vatandaşlığından çıkanların askere alınıp alınmayacağına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmet Sezgin’in yazılı cevabı (7/4533) 28.10.1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Savunma Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğini arz eder, saygılar sunarım.

Osman Yumakoğulları İstanbul

1. Bedelli askerlik için başvuruda bulunup ilk taksitlerini yatırmış ve izinli olarak Türk vatandaşlığından çıkmış olan gençlerin askere alınıp alınmayacağı konusu açıklığa kavuşmamıştır. Bu konunun vuzuha kavuşması için gerçek durumun tarafınızdan açıklığa kavuşturulması zaruret haline gelmiştir. Bu konuda gerçek nedir?

T.C. Millî Savunma Bakanlığı 17.3.1997 Kanun : 1997/1007-TÖ

Konu : Soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Bşk.lığının 10 Mart 1998 tarihli ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4533-9141/023875 sayılı yazısı.

İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları tarafından verilen ve ilgi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 98 inci maddesi uyarınca yazılı soruya dönüştüğünden bahisle cevaplandırılması istenilen 7/4533 sayılı “izinli olarak Türk vatandaşlığından çıkanların askere alınıp alınmayacağına ilişkin” soru önergesinin cevabı ekte gönderilmiştir.

Arz ederim.

İsmet Sezgin Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı

İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları Tarafından Verilen 7/4533 Sayılı Yazılı Soru

Önergesinin Cevabı

1. Askerlik hizmeti, Anayasamızın 72 nci ve 1111 sayılıAskerlik Kanununun 1 inci maddelerinde; Türk vatandaşları için bir hak ve ödev olarak belirlenmiştir.

2. Dövizle askerlik yapmak üzere başvurduktan sonra izin ile Türk vatandaşlığından çıkanlar, artık Türk vatandaşı olmadıklarından, askerlik hizmetine alınmaları da mümkün olamamaktadır. Bunlar yabancı statüsüne geçmelerini müteakip, askerlik şubelerine veya konsolosluklara başvurmaları durumunda, ödemiş oldukları dövizleri de geri alabilmektedirler.

3. Dövizle askerlik kapsamında olup da, izin ile Türk vatandaşlığından çıkan yükümlülerden, ödemiş oldukları dövizleri geri alanlar, yeniden Türk vatandaşlığına alındıkları takdirde, tekrar dövizle askerlik hizmeti kapsamına alınmamakta ve tabi oldukları statüde askerlik hizmetini yerine getirmektedirler.

4. İzin ile Türk vatandaşlığından çıkan yükümlüler, Türk vatandaşı değil iken, tabiiyetinde bulundukları diğer bir ülke ordusunda askerlik hizmetini yaptıktan sonra, yeniden Türk vatandaşlığını kazandıkları takdirde, 1111 sayılı Askerlik Kanununun 2 nci maddesine 3802 sayılı Kanun ile eklenen fıkra hükümleri çerçevesinde askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılmaktadırlar.

Bilgilerine arz ederim.

İsmet Sezgin Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı

 

 

birleşim 69’un sonu