DÖNEM : 20 CİLT : 46 YASAMA YILI : 3

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

59 uncu Birleşim

25 . 2 . 1998 Çarşamba

 

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Edirne Milletvekili Erdal Kesebir’in, Bergama-Ovacık, Gümüşhane-Mastıra ve Artvin-Kafkasör’de siyanürlü altın üretme girişimine karşı yöre halklarının tepkisine ilişkin gündemdışı konuşması ve Çevre Bakanı İmren Aykut’un cevabı

2. – Tokat Milletvekili Ali Şevki Erek’in, KOBİ teşviklerinin günün koşullarına uydurulmasına yönelik kararnameye ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Hasan Hüsamettin Özkan’ın cevabı

3. – İstanbul Milletvekili Sedat Aloğlu’nun, televizyon kanallarında gösterilen filmlerde kullanılan dil ve görüntülere ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Mehmet Cavit Kavak’ın cevabı

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt’ün, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/312)

IV. – ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanında Fazilet Partisine düşen üyeliklere ilişkin Danışma Kurulu önerisi

V. – SEÇİMLER

A) BAŞKANLIK DİVANI ÜYELİKLERİNE SEÇİM

1. – Başkanlık Divanında Açık Bulunan Üyeliklere Seçim

VI. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’ye bağlı bazı köylerin atıksu ve kanalizasyon sorunlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/694)

2. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’ye bağlı bazı köylerin içmesuyu sorunlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/695)

3. – Sıvas Milletvekili Tahsin Irmak’ın, Sıvas’a bağlı belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi (6/696)

4. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Ceylanpınar -Kızıltepe yoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/697)

5. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Mardin’deki okulların öğretmen, onarım ve araç -gereç ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/698)

6. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, İlahiyat Fakültesi mezunlarının öğretmenliğe alınmamasının nedenine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/699)

7. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Mardin -Karakulak -Arıklı grup köy yollarının yapımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/700)

8. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Mardin -Savur -Bismil yoluna ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/701)

9. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Ankara -Gölbaşı ve Polatlı İlçelerine bağlı bazı köylerin din görevlisi ihtiyacına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/702)

10. – Ankara Milletvekili Ömer Faruk Ekinci’nin, İlahiyat Fakültesi mezunlarının öğretmenliğe alınmamasına ve İlköğretim okulu sayısına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/703)

11. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, ezan genelgesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/704)

12. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, merkezî vaaz uygulamasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/705)

13. – Siirt Milletvekili Mehmet Emin Aydın’ın, İSKİ Eski Genel Müdürü Ergun Göknel tarafından SHP’ye para aktarıldığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/706)

14. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, başörtülü öğrencilere yapılan uygulamalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/707)

15. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, basına verilen teşvik kredilerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/708)

16. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, başörtülü öğrencilere üniversitelerce yapılan uygulamalara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın cevabı (6/709)

17. – Siirt Milletvekili Mehmet Emin Aydın’ın, memurlara yapılacak zamla ilgili bir beyanına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/713)

18. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde Üniversitesinde okuyan öğrencilerin yurt sorununa ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/714)

19. – Şanlıurfa Milletvekili Abdülkadir Öncel’in, Belediyelerce basın kuruluşlarına yapılan yardımlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/715)

20. – Şanlıurfa Milletvekili Abdülkadir Öncel’in, basın kuruluşlarına verilen teşvik ve kredilere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/716)

21. – İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları’nın, izinli olarak Türk vatandaşlığından çıkanların askere alınıp alınmayacağına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/717)

22. – İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları’nın, başka ülke vatandaşlığına geçenlerin boşanma kararlarının Türkiye’de geçersiz olduğu iddiasına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/718)

23. – İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları’nın, izinli olarak vatandaşlıktan çıkma işlemlerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/719)

24. – Batman Milletvekili Musa Okçu’nun, Malatya’da yayımlanan bir gazetede müfettişler hakkında ileri sürülen iddialarla ilgili habere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/720)

25. – Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın SSKGenel Müdürlüğünde görev yeri değiştirilen, başka kadroya atanan veya kadrosu değiştirilen personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/721)

26. – Çorum Milletvekili Zülfikar Gazi’nin, bazı personel hakkında haksız bir şekilde soruşturma açıldığı iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/722)

27. – Tokat Milletvekili Bekir Sobacı’nın, SSKGenel Müdürlüğüne ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/723)

28. – Kütahya Milletvekili Metin Perli’nin, SSK’nda haklarında soruşturma açılan yöneticilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/724)

29. – Yozgat Milletvekili Abdullah Örnek’in, SSKİdarî İşler Dairesi Başkanı ve Şube Müdürüne ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/725)

30. – Zonguldak Milletvekili Necmettin Aydın’ın, İzmit Sigorta Müdürlüğünde soruşturma yürüten müfettişlerin davranışlarına ve haksız işlemlerde bulundukları iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/726)

31. – Antalya Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun’un, SSK Genel Müdürlüğünde bazı personelin unvanlarının haksız bir şekilde geri alındığı iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/727)

32. – İçel Milletvekili Saffet Benli’nin, SSK’ya sınavla alınan özürlü işçi ve memurlara uygulanan işlemlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/728)

33. – Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt’un, Sinop İlinde çeltik destekleme alımlarında yaşanan sorunlara ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın cevabı (6/729)

34. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun bazı basın organları tarafından ihlal edildiği iddiasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı E. Yalım Erez’in cevabı (6/731)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, irtica ve laiklik kavramlarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’nun yazılı cevabı (7/4248)

VII.– KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. – Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

2. – Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/669) (S. Sayısı : 338)

3. – Mera Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporu (1/509) (S. Sayısı : 231)

4. – Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/217) (S. Sayısı : 132)

5. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Dışişleri komisyonları raporları (1/486) (S. Sayısı : 161)

 

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açıldı.

Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun, Asya’daki ekonomik krizin dünyadaki ekonomik büyümeye olumsuz etkileri ve buna karşı ülkemizin korunmasına ilişkin gündemdışı konuşmasına, Devlet Bakanı Işın Çelebi,

Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, Bağ-Kur kapsamındaki vatandaşların sağlık hizmetlerinden yararlanamadıklarına ilişkin gündemdışı konuşmasına, Devlet Bakanı Hasan Gemici,

Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt’ün, çevre kirliliği ve millî parklar konusundaki gündemdışı konuşmasına, Çevre Bakanı İmren Aykut,

Cevap verdi.

Cezayir’e gidecek olan Devlet Bakanı Burhan Kara’ya, dönüşüne kadar, Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un,

İtalya’ya gidecek olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Hasan Hüsamettin Özkan’ın,

Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer’e, dönüşüne kadar, Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın,

Vekillik etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri ile,

Refah Partisinin kapatılması istemiyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Anayasa Mahkemesinde açılan dava hakkında Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu kararın Resmî Gazetede yayımlandığına ve bir örneğinin de TBMM Başkanlığına gönderildiğine;

Bu karar uyarınca, 22.2.1998 tarihinden itibaren, Konya Milletvekili Necmettin Erbakan’ın, Kocaeli Milletvekili Şevket Kazan’ın, Ankara Milletvekili Ahmet Tekdal ile Hasan Hüseyin Ceylan’ın, Rize Milletvekili Şevki Yılmaz’ın, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Çelik’in milletvekilliklerinin; ayrıca, partisinin kapatılması nedeniyle bağımsız kalan diğer milletvekillerinin komisyonlardaki ve Başkanlık Divanındaki üyeliklerinin;

Sona erdiğinin TBMM Başkanlığınca yazılı olarak ilgililere bildirildiğine;

Değişen oranlar nedeniyle, siyasî parti gruplarının ve bağımsızların komisyonlara verecekleri üye sayısının yeniden tespit edildiğine ve gruplarından, adaylarının isimlerinin bildirilmelerinin gereğine;

Ayrıca, Başkanlık Divanı üyelikleri dağılımının tespiti hususunun Danışma Kurulunda görüşüleceğine ilişkin TBMM Başkanlığı tezkeresi;

Çorum Milletvekili Bekir Aksoy’un, Anayasa Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi ile;

Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay ve 22 arkadaşının, Doğu Anadolu’nun sağlık sorunları konusunda bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/242);

Genel Kurulun bilgisine sunuldu; Meclis araştırması önergesinin gündemdeki yerini alacağı ve öngörüşmesinin; sırasında yapılacağı açıklandı.

Ağrı Milletvekili Celal Esin’in (6/813, 6/814, 6/817) numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sözlü soruların geri verildiği bildirildi.

Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in (3/858) (S. Sayısı : 485),

İstanbul Milletvekili Yıldırım Aktuna’nın (3/214) (S. Sayısı : 486),

Karaman Milletvekili Abdullah Özbey’in (3/1052) (S. Sayısı : 487),

Tokat Milletvekili Bekir Sobacı’nın (3/194) (S. Sayısı : 488),

Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un (3/184) (S. Sayısı : 489),

Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in (3/185) (S. Sayısı : 508),

Erzincan Milletvekili Mustafa Kul’un (3/971) (S. Sayısı : 513),

İzmir Milletvekili Ufuk Sözlemez’in (3/922) (S. Sayısı : 514),

Samsun Milletvekili İrfan Demiralp’in (3/180) (S. Sayısı : 516),

İstanbul Milletvekili Aydın Menderes’in (3/210) (S. Sayısı : 521),

Kastamonu Milletvekili Hadi Dilekçi’nin (3/849) (S. Sayısı : 524),

Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu’nun (3/1048) (S. Sayısı : 525),

Yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerek bulunmadığına ve haklarındaki kovuşturmanın, milletvekilliği sıfatlarının sona ermesine kadar ertelenmesine ilişkin Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon raporları okundu; 10 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde raporların kesinleşeceği bildirildi.

Gündemdeki bazı kanun tasarılarının yerlerinin değiştirilmesine;

Genel Kurulun 25.2.1998 Çarşamba ve 26.2.1998 Perşembe günlerinde çalışmalarını saat 20.00’ye kadar sürdürmesine;

İlişkin Danışma Kurulu önerileri ile;

Bayburt Milletvekili Saut Pamukçu’nun, Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifinin (2/366),

Ordu Milletvekili Şükrü Yürür’ün, Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanuna Bir Ek ve Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifinin (2/692),

İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergelerinin, yapılan görüşmelerden sonra;

Kabul edildikleri açıklandı.

Ankara Milletvekili Hikmet Uluğbay ve 20 arkadaşı, İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve 42 arkadaşı, İstanbul Milletvekili Emin Kul ve 27 arkadaşı ile Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 28 arkadaşının, TPAOadlı petrol tankerinde meydana gelen yangın faciasının nedenleri ve itfaiye teşkilâtının sorunları ile Boğazlar ve Marmara Denizinde uluslararası seyir yapan gemilerin oluşturduğu tehlikelerin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporu (10/162, 163, 164, 175) (S. Sayısı : 397) üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Anayasa Komisyonunda açık bulunan üyeliğe, Doğru Yol Partisi Grubunca aday gösterilen Sakarya Milletvekili Nevzat Ercan seçildi.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçilerek :

1 inci sırasında bulunan (6/681),

2 nci sırasında bulunan (6/684),

3 üncü sırasında bulunan (6/687),

4 üncü sırasında bulunan (6/692),

Esas numaralı sözlü soruların üç birleşim içinde cevaplandırılmadığı için yazılı soruya çevrilerek gündemden çıkarıldığı bildirildi; soru sahipleri, Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç, Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel ve Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’da görüşlerini açıkladılar.

Sözlü sorular ile kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 25 Şubat 1998 Çarşamba günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 19.05’te son verildi.

Uluç Gürkan

Başkanvekili

Ünal Yaşar Ali Günaydın

Gaziantep Konya

Kâtip Üye Kâtip Üye

 

 

 

 

No. : 87

II. – GELEN KÂĞITLAR

25 . 2 . 1998 ÇARŞAMBA

Tasarı

1. – Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı (1/719) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.2.1998)

 

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

25 Şubat 1998 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Uluç GÜRKAN

KÂTİP ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Ünal YAŞAR (Gaziantep)

 

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59 uncu Birleşimini açıyorum.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Edirne Milletvekili Erdal Kesebir’in, Bergama-Ovacık, Gümüşhane-Mastıra ve Artvin-Kafkasör’de siyanürlü altın üretme girişimine karşı yöre halklarının tepkisine ilişkin gündemdışı konuşması ve Çevre Bakanı İmren Aykut’un cevabı

BAŞKAN – Gündemdışı birinci söz, Bergama-Ovacık, Gümüşhane-Mastıra ve Artvin-Kafkasör'de siyanürle altın üretme girişimine karşı yöre halkının tepkisini dile getirmek üzere, Edirne Milletvekili Sayın Erdal Kesebir'in.

Buyurun Sayın Kesebir.

Süreniz 5 dakikadır.

ERDAL KESEBİR (Edirne) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinize saygılarımı sunarım.

Onlar, saatlerce karayoluna oturdular, kalkmadılar.

Onlar, yağmur altında "yetti gari" mitingi yaptılar.

Onlar, sokaklarda çıplak dolaştılar, kefenlerle dolaştılar.

Onlar, Boğaz Köprüsünde, Beyoğlu'nda seslerini duyurmaya çalıştılar.

Onlar, 8 köyde referandum yapıp, eksiksiz "hayır" dediler.

Onlar, Ankara'ya, Parlamentoya 50 bin imza gönderdiler, destek istediler.

Onlar, devletçe sayılmaya karşı çıkarak kendilerini saydırmadılar.

Onlar, sivil itaatsizlik haklarını, direnme haklarını kullandılar.

Onlar, Bergama-Ovacık'ta, Eurogold firmasının siyanürleme yöntemiyle altın madeni işletmesine karşı çıktılar.

Oysaki, Avrupa Parlamentosu, 17 Kasım 1994'te, siyanür içeren maddelerin madencilikte kullanılmasının yasaklanması amacıyla Türk Hükümetine çağrıda bulunmaya karar vermişti. 13 Mayıs 1997'de Danıştay, 27 Haziran 1997'de Prof. Dr. Paul Müller'in başkanlığındaki sempozyum ve 15 Ekim 1997'de İzmir Birinci İdare Mahkemesi kararları, hep aynı yöndedir.

İkinci Dünya Savaşı sırasında, Yahudilere karşı, gaz odalarında hidrojen siyanür (HCN) kullanılmıştır. Hidrojen siyanür, toprakta süzülerek yeraltı suyuna da karışır.

Örneğin, Güney Afrika'da, bir altın şehrine içmesuyu ancak 200 kilometre öteden getirilebilmektedir. Avustralya'da, terk edilmiş bir altın madeninin çevresinde ot yetişmemektedir. Guyana'da, siyanürlü atık barajı seddesi yarılmış, Esseguibo nehri siyanürlü çamurla zehirlenmiştir. İçmesuyu ve balıktan mahrum kalınınca, devlet başkanı, ülkenin tümünü felaket bölgesi ilan etmiştir. Colorado'da binlerce balık ve canlı, Nevada'da 10 binden fazla hayvan ölmüştür.

Bergama'daki haykırış, bu yaşanmışların bizim ülkemizde yaşanmaması içindir. Bergamalıların istediği, yargı kararının uygulanmasıdır; hukuk devleti sorumluluğunun yerine getirilmesidir; Anayasanın 17 ve 56 ncı maddelerindeki, madendeki faaliyetleri sona erdirmenin uygulanmasını istemektedirler. 2577 sayılı Yasanın 52/4 ile 28 inci ve Anayasanın 11 ile 138 inci maddeleri, uygulamayı emretmektedir.

Bizce yapılması gerekenler:

1. Davalı, Çevre Bakanlığıdır.

2. Dava konusu işlem "çevreye zararlı değildir" işlemidir.

3. Mahkemenin iptal ettiği işlem de bu işlemdir.

4. Çevre Bakanlığı, net bir şekilde "işlemim iptal edilmiştir; artık, Bergama yöresinde siyanürlü altın elde edilme talebine izin veremem" demelidir. Çevre eski Bakanı Sayın Doğancan Akyürek, Havran'daki altın işletmesine izin vermemiştir.

5. Orman Bakanı Sayın Taranoğlu, yargı kararını görünce, orman tahsis iznini uzatmamıştır.

6. Maliye Bakanı, firmaya altın arazisi olarak tahsis ettiği izni geri çekmelidir.

7. Sağlık Bakanı, tesis iznini geri çekmelidir.

8. Bayındırlık Bakanlığı yerel müdürleri, bütün inşaî izinleri durdurmalıdır.

9. İzmir Valisi, Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliğini ya da mahkeme kararlarını uygulatmalı veya 5442 sayılı Yasanın 8 inci maddesine göre "sükûn ve huzur bozuktur" diye faaliyeti durdurmalı, madeni kapatmalıdır.

Eurogold, çok zengin, çok güçlü olabilir; bazı yetkilileri gücüyle de ikna edebilir; fakat, haksız mücadelesinde, Kuvayı Milliyeyi, Mustafa Kemal Atatürk'ü ve Türk Bayrağını kullanamaz. Kuvayı Milliye de, Mustafa Kemal de, Türk Bayrağı da, gücünü iradeyi milliyeden alır. Cumhuriyetimizin temeli, özü, Amasya Genelgesindeki "iradeyi milliyeyi hâkim kılmak, esastır" ilkesinde yatar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Kesebir, lütfen, 1 dakika içerisinde toparlayın.

ERDAL KESEBİR (Devamla) – Burada, iradeyi milliye, yani milletin iradesi Bergamalılardır; o yoksul, o sessiz, o onurlu insanlardır. Halk, tribünlerden sahaya inmiştir. Onlara, yıllar önce "sahaya inin" diyenlerden şefkat, ilgi ve destek beklemektedirler.

Yüce Meclise saygılarımı sunarım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kesebir.

Gündemdışı konuşmayı Hükümet adına yanıtlamak üzere, Çevre Bakanı Sayın İmren Aykut; buyurun efendim. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

ÇEVRE BAKANI İMREN AYKUT (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çevre konusunun her gün Meclisin gündemine getirilmesinden son derece memnun olduğumu ifade etmek istiyorum. Bu, hem milletvekillerimizin bu konuya yönelik ilgilerinin ve duyarlılıklarının çok artmış olduğunu gösteriyor hem de vatandaşlarımıza çevre duyarlılığımızın yansımasını sağlamış oluyor.

Bergama olayı, uzun zamandan beri halkın gündemindedir. Bu konu, bugün, tamamen bir hukuk konusudur. O sebeple, uzun açıklamalarda bulunmanın doğru olmadığını düşünüyorum; tamamen yargıya intikal etmiştir; ancak, arkadaşımızı ve sizleri aydınlatmak bakımından birkaç söz edeceğim.

ÇED uygulamasından önce izin ve ruhsat verilmiş olan, burada, belirli şartlarda altın üretilebileceği, çıkarılabileceği konusunda, 8 bakanlığımızdan, 8 de çok önemli genel müdürlüğümüzden olmak üzere, 16 kamu kuruluşundan izin alınmıştır; ancak, bu izinler alındığı sırada, İzmir Bayındırlık İl Müdürlüğünün bir sorusu üzerine, o zamanki Çevre Bakanlığı, belirli şartların yerine getirilmesi halinde, bu konuya olumlu bakabileceğini bildirmiştir. Bu, bir görüştür, bildirilen bir görüştür; çünkü, burası, o dönemde ÇED kapsamı içinde olmadığı için, burada ÇED uygulaması yapılmamıştır. Yapılan ÇED uygulaması tamamen ihtiyari anlamda yaptırılmış, Bakanlığa gönderilmiştir; ancak, ÇED yönetmeliği yürürlükte olmadığı için, bunun, o anlamda bir ÇED olmadığını ifade etmek zorundayım.

Bu görüş, daha sonra, yöre halkından bazılarının mahkemeye başvurmaları üzerine iptal edilmek istenmiş; iki üç başvuru, mahallî mahkeme tarafından reddedilmiştir; ancak, son bir başvuru, reddedilen bu mahallî mahkeme kararına karşı, yine, yöre halkından bazılarının kararı temyiz etmesi üzerine, Danıştay Altıncı Dairesinde görüşülmüş ve Çevre Bakanlığının o tarihte verdiği bu görüş iptal edilmiştir.

Bu görüşün iptal kararının çıkmasının üzerinden yirmi dört saat bile geçmeden, tarafımdan, ruhsat, izin ve diğer konularda, şu veya bu şekilde bu konuya taraf olmuş bütün resmî kuruluşlara durum bildirilmiş ve bu Danıştay kararının incelenerek gereğinin yapılması istenmiştir. Ancak, bu arada, doğal olarak ve bir uygulama gereği olarak da, Bakanlık, bu kararı temyiz etmiştir. Şu anda bu temyiz aşamasındayız; Danıştay kararı kesinleşmiş bir noktada değildir, önümüzdeki günlerde ne şekilde kesinleşeceğini de bilmiyoruz, kesinleştikten sonra, kesinleşen bu karar da, bütün ilgili mercilere intikal ettirilecek ve yine gereğinin yapılması istenecektir.

Değerli arkadaşlarım, konu, orada, bir grup halkımızı rahatsız etmiştir; ama, konu, bugün, artık, her şeyden önce bir hukuk konusudur ve hukuk süreci içinde yürümektedir. O sebeple, bizim, Danıştay kararını beklemek zorunluluğumuz vardır. Danıştay kararının kesinleşmesinden sonra, kesinleşen karar çerçevesinde, Çevre Bakanlığı kendi yetkilerini kullanacak; kendi yetkileri çerçevesinde bu kararın uygulanmasını sağlayacaktır. Aslında, bozulan kararı tebliğ ettiğimiz bakanlıklardan, mesela Orman Bakanlığı verdiği izni iptal etmiştir, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı bazı yasadışı inşaatların yıkımına karar vermiştir. Biz, meseleye tamamen hukuk çerçevesinde yaklaşıyoruz. Türkiye bir hukuk devleti ise ve hukukun üstünlüğünü hâkim kılmak istiyorsak, bu meseleyi de mutlaka hukuk çerçevesinde çözmemiz gerekir.

Bu düşüncelerle, hepinize tekrar saygılar sunuyorum. (ANAP, DSP, CHP ve DTP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

2. – Tokat Milletvekili Ali Şevki Erek’in, KOBİ teşviklerinin günün koşullarına uydurulmasına yönelik kararnameye ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Hasan Hüsamettin Özkan’ın cevabı

BAŞKAN – Gündemdışı ikinci söz, KOBİ teşviklerinin günün koşullarına uydurulmasına yönelik kararname konusunda, Tokat Milletvekili Sayın Ali Şevki Erek'in.

Buyurun Sayın Erek. (DYP sıralarından alkışlar)

ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat) – Çok değerli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Gündemdışı konuşmama başlamadan evvel; Meclisimizde yeni bir grup teşekkül etmiştir; Fazilet Partisi adında yeni teşekkül eden bu partimize, demokrasimizin içinde başarılar diliyor, demokrasimizin gerçek ve tam anlamıyla rayına oturtulması niyetiyle kendilerine başarı dileklerimi iletiyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

Yine, dün Adana-Ankara seferi sırasında büyük bir badire atlatan yolcularımıza ve Türk Hava Yollarına büyük geçmiş olsun dileklerimizi de bu vesileyle intikal ettirmeyi bir görev biliyorum.

Yine, belki gecikmiş bir görevi Yüce Meclisin kürsüsünden dile getirmeyi yararlı buluyorum; çünkü, gariban, çilekeş Afgan Milleti, bir kardeş kavgasının gayya kuyusu içerisinde boğuşmaktadır. Üstüne bir de zelzele felaketi, bu kardeşlerimizin acısını artırmıştır. Huzurlarınızda, gündemdışı konuşmama başlamadan evvel, sabırlar, rahmetler ve Afgan Milleti için iyilikler diliyorum.

Değerli Başkanım, konuşmamın ana sebebini çok kısa izah etmeye çalışacağım. Konu, basından öğrendiğimiz kadarıyla "KOBİ" dediğimiz, küçük ve orta boy işletmeler hakkında çıkarılacak yeni bir kararnamedir. Yine basından öğrendiğimize göre -herhalde, çok değerli yetkili bakanımız, burada, içeriği konusunda bilgi verecektir- daha evvel, 4325 sayılı Olağanüstü Hal Kanunundaki teşvikler gibi, coğrafî bir ayırıma gidilmesinin ilke olarak benimsediği doğrultusundadır.

Halbuki, Türkiye Cumhuriyetinde, küçük ve orta boy işletmelerin özellikle gündeme getirildiği, dört dörtlük ele alındığı tarihe, yani 1994'lere, 1995'lere ve 1996'lara baktığımızda, gerçekten, tam anlamıyla, coğrafî ayırıma değil; bilakis, eşitliğe ve dengesizlikleri giderme doğrultusundaki uygulamalara yönelik Bakanlar Kurulu kararları ve tebliğnamelerin çıkarıldığını görmekteyiz.

Nitekim, 13 Ocak 1995 tarihinde Resmî Gazetede çıkan Bakanlar Kurulu kararı, onu takiben 16 Ekim 1996 tarihinde çıkan Bakanlar Kurulu kararı ve bu Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak çıkarılan 31 Ekim 1996 tarihli tebliğnameyle, Türkiye'nin gündemine küçük ve orta boy işletmeler getirilmiştir. Niye getirilmiştir; kendileri gümrük vergisinden muaf tutulsun, yatırım indirimine müstahak kılınsın, arsa, enerji, kredi gibi desteklere mazhar olsun, sadece o da değil, ihracat yapsın, istihdam imkânlarını artırsın, üretsin ve ekonomiye, hem içeride hem dışarıda büyük katkılar sağlasın diye bu Bakanlar Kurulu kararları ve buna dayanan tebliğnameler çıkmıştır.

Kalkınmada öncelikli yörelerde yüzde 30 gibi bir faiz, diğer yörelerde yüzde 20 gibi bir faiz, bir yılı ödemesiz üç yıl boyunca ödenebilecek bir kredi, limit olarak -makine, teçhizat bakımından- 50 milyar liralık bir limit, kredi bakımından, kalkınmada öncelikli yörelerde 15-20 milyar lira yatırım kredisi ve 5 milyar lira civarında işletme kredisiyle, küçük ve orta boy işletmelerin örneği olarak, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa, 1996'daki uygulamasıyla, BEKSA isimli KOBİ, gayet açıklıkla söylüyorum, istihdamda, ihracatta, müşteri beğenisinde Avrupa'daki KOBİ'ler içinde birinciliğe seçilmiştir, bu yapılan alt yatırımın, bu yapılan harcamaların ürünü olarak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Erek, lütfen, 1 dakika içinde toparlayın.

ALİ ŞEVKİ EREK (Devamla) – Bitireyim Sayın Başkanım; çok teşekkür ederim.

Biz, bir müddet evvel, burada, arkadaşlarımız arasında büyük bir yarışmaya konu olan ve coğrafî ayrıcalığı öngören, olağanüstü hal kapsamında bulunan illerdeki teşviki gördük. Üç etapta, değişik illeri gündeme getirdiler. Şimdi, önümüzde bulunan, küçük ve orta boy işletmelere dair çıkarılacak kararnamenin, bu işletmeleri, bizce, coğrafî ayırımcılığa göre değil, dengesizlikleri gideren içerik basamaklarına göre ayırmasında büyük bir yarar vardır. Benim ilim Tokat, komşu illerimiz Yozgat, Amasya, Çorum; bu, küçük ve orta boy işletmeleri kapsayan kararnamede yoktur; bunların bir kısmı da, biraz evvel söylediğim, 4325 sayılı Kanun içeriğinde yoktur. Lütfen, Anadolu kaplanlarının önünü kesmeyiniz. (DYP ve FP sıralarından alkışlar) Lütfen, Anadolu kaplanlarının büyük hevesini ve kapasitesini, bir kenara, bu ayrıcalıkla, bırakmayınız.

Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyor; Yüce Heyete ve zatıâlinize sevgi ve saygılarımı arz ediyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Erek.

Gündemdışı konuşmayı yanıtlamak üzere, Hükümet adına, Devlet Bakanı Sayın Hüsamettin Özkan; buyurun. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tokat Milletvekili Sayın Ali Şevki Erek'in, Tokat İlimizin, hazırlanan KOBİ teşvik kararnamesi kapsamına alınması hakkında yaptığı gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyeti saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi, Bakanlar Kurulunun 96/8615 sayılı kararıyla, küçük ve orta ölçekli işletmelere yapılacak devlet yardımları tespit edilmiş ve Ekim 1996 tarihinden itibaren uygulamaya konulmuştur. Ancak, gerek Hükümet olarak KOBİ'lere verdiğimiz destek, gerek -hepinizin yakından takip ettiği üzere- Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine ayrı bir önem ve öncelik vermemiz ve gerekse KOBİ yatırımlarına yönelik devlet yardımlarını gerçekleştirirken bölgesel farklılıkların dikkate alınması gereği, bizi yeni arayışlara itmiştir. Bu doğrultuda hazırlanan yeni kararnameyle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerimizin ağırlıkla yer aldığı "acil destek kapsamındaki iller" kavramı oluşturulmuş ve bu kapsama giren 26 ile özgü yeni finansman imkânları ve kolaylıklar getirilmiştir. Böylece, bir taraftan, çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde bulunan bu illerdeki KOBİ'lerin daha fazla desteklenmesi öngörülürken; diğer taraftan, bölgesel kalkınmışlık ve farklılıkların en aza indirgenmesi hedeflenmiştir.

Hazırlanan yeni kararnameyle, acil destek kapsamında yer alan illerde yatırım yapacak KOBİ'lere açılacak teşvik fonu kredileri 20 milyar liradan 30 milyar liraya, 5 milyar lira olan işletme kredisi tutarı ise 10 milyar liraya yükseltilirken, yatırımcıdan istenilen özkaynak katkısı da yüzde 30'dan yüzde 10'a indirilmiştir ve Fondan öncelikli kredi kullanma imkânı getirilmiştir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Halk Bankası kanalıyla yapılan yeni bir değişiklikle de, acil destek kapsamında yer alan illerde Teşvik Fonu kapsamında açılan KOBİ kredilerinin kullanılmasına kolaylık getirilmiş; teminat olarak gayrimenkul istenilmesi yerine, makine rehni ve kefalet imzası alınması uygulamasına geçilmiştir. Finansman yanında, Halk Bankası tarafından sunulan bilgilendirme ve danışmanlık hizmetleri, yine bu bölgeler başta olmak üzere, yoğunlaştırılmıştır.

Diğer taraftan, kalkınmada öncelikli yörelere 20 milyar Türk Lirası yatırım ve 5 milyar lira işletme kredisi verilirken, yapılan düzenlemeyle işletme kredileri 5 milyar Türk Lirası artırılmış ve yatırımcıdan istenilen özkaynak katkısı yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşürülmüştür.

Benzer şekilde, demin de ifade ettiğim gibi, iki yöre dışında kalan diğer yörelerde faaliyet gösteren KOBİ'lere 20 milyar Türk Lirası kredi verilirken, işletme kredilerinde yapılan 5 milyar Türk Lirası artırımla açılacak kredi tutarı toplam 25 milyar Türk Lirasına çıkarılmış ve yatırımcıdan istenilen özkaynak katkısı yüzde 40'tan yüzde 30'a indirilmiştir.

KOBİ'lere verilen kredilerin vadeleri de 1'er yıl uzatılarak, yatırım kredilerinde 4 yıla, işletme kredileri için de 2 yıla çıkarılmış, orta ve uzun vadeli finansman imkânı sağlanmıştır.

Kararnameyle getirilen diğer bir iyileştirme de, kalkınmada öncelikli yörelerde yapılacak yatırımlarda yerli makine kullanılması halinde, KDV iadesinin 10 puan ilave edilerek yatırımcıya ödenecek olmasıdır.

Değerli milletvekilleri, Hükümetimiz, önümüzdeki yıllarda, ekonomimize, üretim, yatırım ve istihdam yoluyla yaptıkları katkıyla ülkemizi çağdaş ve gelişmiş ülkeler seviyesine çıkaracak, rekabet gücü olan işletmelere bir dizi yeni imkân daha açmak kararındadır. Bu amaçla, 1998 yılında banka programları yapılırken, Halk Bankasının, sermaye ve görev zararlarının ödenmesiyle, kaynak yapısını iyileştirici önlemler üzerinde durulmaktadır. Diğer taraftan, KOBİ'lere teşvik fonu kapsamında açılan kredilerde, bütçe imkânları doğrultusunda, 1998 yılında büyüme sağlanacaktır.

Değerli milletvekilleri, Bakanlığımın ilgili kuruluşu Türkiye Halk Bankası tarafından, Tokat İlimize, 6.2.1998 tarihi itibariyle -geçmiş hükümetler de dahil- 2 trilyon 169 milyar lira esnaf ve sanatkârlarımıza, 324 milyar lirası Teşvik Fonu kaynaklı olmak üzere 1 trilyon 9 milyar lira KOBİ'lere, 419 milyar lira da diğer krediler olmak üzere toplam 3 trilyon 597 milyar lira kredi kullandırılmıştır.

HACI FİLİZ (Kırıkkale) – Ne zaman gitmiş?!

DEVLET BAKANI HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN (Devamla) – Bu tarihe kadar gelmiş tüm hükümetler de dahil dedim, başında ifade ettim. Birazcık dinlersek, uygun olur.

Değerli arkadaşlarım, konuyu gündeme getiren eski bakanımız, çok sevdiğim sayın milletvekilimiz Ali Şevki Erek Beye hassasiyetinden dolayı teşekkür ediyor; Tokat İlimize ve diğer illerimize bu çalışmaların tamamını yaygınlaştırmak için çabalarımızın süreceğini ifade ediyor; Yüce Heyeti saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

3. – İstanbul Milletvekili Sedat Aloğlu’nun, televizyon kanallarında gösterilen filmlerde kullanılan dil ve görüntülere ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Mehmet Cavit Kavak’ın cevabı

BAŞKAN – Gündemdışı üçüncü söz, televizyon kanallarında gösterilen filmlerde kullanılan dil ve görüntüler konusunda, İstanbul Milletvekili Sayın Sedat Aloğlu'nun.

Buyurun Sayın Aloğlu.

SEDAT ALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.

Sayın milletvekilleri, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Efendim, bildiğiniz gibi, bu sene, mübarek Ramazan Bayramı ile ilk ve ortaöğretim kurumlarının sömestr tatilleri bir arada oldu ve biz de, bu fırsattan faydalanarak, çocuklarımızla, uzun zamandır hasret kaldığımız beraberliğimizi ve televizyon seyretme özlemimizi giderelim istedik; fakat, üzülerek söylüyorum ki, benim için, bu anlar, maalesef, televizyonlarda gördüklerim ve duyduklarım açısından üzüntülü anlar oldu.

Şimdi, çocukların ayakta olduğu saatlerde, yani, akşam saat 8'de ve 9'da televizyonlarda gösterilen filmlerde kullanılan lisan ve kullanılan görüntü, bizim milletimizin örf ve âdetlerine uygun değildir ve aynı zamanda, en liberal olarak sayabileceğimiz başka toplumlarda da gösterilme durumunda olmayan görüntü ve lisandır.

O tarihten itibaren, bir müddet bu konuyu takip ettim; zaten medyadan da izliyoruz. Son zamanlarda, haber konuları konusunda, gerek haber yapımcıları gerekse RTÜK bazı önlemler almak durumunda; yani, haberlerde, özellikle şiddette yönelik görüntüleri ayıklamak ve kötü görüntü vermemek durumundalar; ama, bildiğim kadarıyla, gösterilen filmlerle ilgili, bunları ayıklayacak böyle bir kurum Türkiye'de yok ve böyle bir kurumun olmaması dolayısıyla, konu, tamamen o programları yapan kimselerin takdirine bırakılıyor.

Bunun -gerek medya konusunda gerekse film yapımı konusunda bizden çok daha eski ve ileri olan ülkelere ve benim de bildiğim ülkelere baktığımız zaman- formülü şöyle bulunmuş: Filmlerde kullanılan lisanlar, görüntüler -ki, bu görüntüler şiddetle ilgili, bu görüntüler müstehcenlikle ilgili- belli bir kurulun denetiminden geçiriliyor ve bir tasnife tabi tutuluyor. Mesela, Amerika'dan bir örnek vereyim: Bunlar sinemada gösterilirken, 17 yaşın üzerinde, 18 yaşın üzerinde, ancak ebeveyniyle beraber görebileceği veyahut bütün herkese açık olan filmler şeklinde değişiyor. Bu uygulama, aynı zamanda, bu filmlerin televizyonlarda gösterilme saatlerine veyahut gösterilip gösterilmemesine de emsal teşkil ediyor; mesela, ancak 18 yaşının üzerindeki kişilerin girebileceği filmler, benim bildiğim, batı ülkelerinin hiçbirisinde televizyonlarda gösterilemez.

Amerika'da "R" harfiyle kodlandırılmış olan ve 17 yaşın üzerindeki kimselerin görebileceği filmler, ancak, geç saatte, yani, 23.30'dan ya da 24.00'ten sonraki saatlerde gösterilebilir; fakat, maalesef -tekrar söylüyorum- belki, çok hızlı gelişen, Türkiye'deki bu medyanın yapısı dolayısıyla, belki de Türkiye'nin gündeminin çok kalabalık olması dolayısıyla, bu konuda bir düzenleme yapılmamış durumdadır.

Çocuklarımız bizim her şeyimiz; çocuklarımız bizim geleceğimiz, ülkemizin geleceği. Muhakkak ki, bir neslin hem manevî değerlerle hem de insancıl değerlerle yetişmesine katkı bakımından da en büyük vazife Yüce Meclisindir. Ben, bu konuyu dile getirmek istedim ve Hükümetin, bu konuda, eğer, yasa gereği varsa, yasa gereği bakımından; eğer yoksa, kendisinin alması gereken tedbirler varsa, bir an önce almasını arz etmek istedim.

Çok teşekkür ederim; saygılar sunuyorum efendim. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Aloğlu.

Gündemdışı konuşmayı yanıtlamak üzere, Hükümet adına, Devlet Bakanı Sayın Cavit Kavak.

Buyurun Sayın Kavak.

DEVLET BAKANI MEHMET CAVİT KAVAK (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Sedat Aloğlu'nun konuşmasına hak vermemek mümkün değil. Benim oğlum, kendisinin çocuklarıyla aynı okula gidiyor, aynı yaşta. Aynı konulardan şikâyetçi bir baba olarak, ben de, duygularına katılıyorum.

Çok kısa sürede gerek teknik kalite gerekse içerik bakımından başarılı gelişmeler kaydeden radyo ve televizyon kuruluşlarının, önemle üzerinde durmaları gereken öncelikli konulardan biri, yayınlarda şiddet unsurunun çokluğudur.

Bugün, ulusal sınırları da aşan yayınların tüm insanlığa yönelik etkilerinden söz edersek, bu konuyu hiç de abartmış olmayız. Şiddete başvurmak kadar, şiddete övgü de bir insanlık suçudur. Yayınlarda yer alan şiddet unsurları, hiç kuşkusuz, en çok yetişme çağındaki kuşakları etkilemektedir; kaldı ki, eğitim ve deneyim ölçüsüne göre, yetişkinlerin de bu yayınlardan etkilenmediği düşünülemez.

Bu konuda, yayıncılık alanında, çeşitli uluslararası ilke ve anlaşmalar söz konusudur. Dünya uluslar ailesinde önemli bir yeri olan Türkiye, bu tür anlaşmalarda, bir taraf olarak imza sahibidir.

Bunun dışında, hukuk sistemimiz içinde, bu konuda pek çok hüküm bulunmaktadır. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun "Yayın İlkeleri" başlıklı 4 üncü maddesinde, toplumu, şiddet, terör ve etnik ayırımcılığa sevk eden ve toplumda nefret duyguları oluşturacak, çocukların ve gençlerin, fiziksel, zihinsel, ruhsal ve ahlakî gelişimini olumsuz yönde etkileyecek yayınlara yer verilmeyeceğine ilişkin hükümler bulunmaktadır. Yayın kuruluşlarının bu tür yayınlar konusunda duyarlılık göstermeleri, yasal bir zorunluluk olduğu kadar, vicdanî bir yükümlülüktür. Bu Yüce Parlamento tarafından kutsal oylarla seçilen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyelerini de, bu konuda, bir Hükümet üyesi olarak, uyarma ihtiyacı duyuyorum. Yayın ilkelerine bu tür aykırılıklar bir rating sorunu olmamalıdır. Yaptırıma uğrayan yayın kuruluşları, kuşkusuz, herkesi üzmektedir; ancak, gelecek kuşaklarımızı, ulusal değerlerimizi ve birliğimizi tehdit eden bu tür yayınların yaptırımsız bırakılması da düşünülmemelidir. Dünyada ve ülkemizde çeşitli çevre ve kuruluşlarda tartışılan, bilimsel sonuçları belirlenmiş topluma zararlı yayınlarla ilgili olarak mevzuatımızda oldukça yeterli hüküm vardır. Tecrübelerimiz zorunlu kıldıkça, mevzuata gerekli gelişmeler sağlanabilir.

Radyo ve televizyon yayıncılığının ilk yılları için deneyim eksikliğinden kaynaklanabilecek olumsuzluklar artık geride kalmalıdır. Bu alanda yetenekli olan ya da olmayanlar, sorumluluğunun bilincinde olan ya da olmayanlar belirlenmelidir. Biz, yayın kuruluşlarımızın yeterli yayın deneyimine sahip olduğuna inanıyoruz. Yayında görevli herkesin, kamu hizmeti olan yayıncılığı, bilgiyle, sorumlulukla toplum ve insanlık yararına yürüteceğinden kuşkumuz yoktur.

Bakanlığıma ilgili kuruluş TRT, vatandaşların Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna yaptıkları şikâyetlerin başında gelen şiddet içerikli yayınlara karşı kampanya başlatma kararı almıştır; gelecek hafta, medya kuruluşlarını da kapsayacak şekilde, radyo ve televizyon yayınlarındaki şiddete karşı bir kampanya başlatacaktır; bütün yayın kuruluşlarına, çocuk ve gençlerin ruhsal yapılarını etkileyen programların yeniden gözden geçirilmesi için çağrıda bulunacaktır. Bu çağrımıza, bütün özel radyo ve televizyon kuruluşlarının da olumlu yanıt vereceğine inanıyoruz; şiddet içeren yayınların önlenmesi konusunda özel televizyonların yöneticileriyle bir araya gelebilecekler. Bunun için ortak bir deklarasyonda buluşulmasının ülke yayıncılığı için çok yararı olacaktır. Kampanya kapsamında, spotlarla, kliplerle, programlarla, bildirilerle şiddet içeren yayınlara karşı, toplumu Hükümet olarak uyaracağız.

TRT bu tür programlara kesinlikle yer vermemektedir. Özel televizyonlarda şu anda rating yaptığı söylenen çizgi filmlerin büyük çoğunluğu şiddet içerikli; bunlar, çocukların ruhsal yapısını olumsuz yönde etkilemektedir; çocuklar daha isyankâr, daha saldırgan olmaktadır; bu, bilim adamlarımızın da tespit ettiği bilimsel bir gerçek. Bu konu bütün dünyada disiplin altına alınmış durumda; İtalya bile, geçen ay, çocukların ekran başında olduğu 18.00-22.00 saatleri arasında yayınlanan şiddet içerikli bütün programları yasaklamış durumda. Bizim de, en azından bunu yapmamız lazım; çünkü, bizim nüfusumuz daha genç ve bu genç nüfus, toplumumuzun geleceği için çok önemli.

Gündemdışı konuşmaya cevap verme fırsatı verdiği için Sayın Başkana ve Divana teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP, DSP ve DTP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Komisyondan istifa önergesi vardır; okutuyorum:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt’ün, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/312)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

23.2.1998

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi üyeliğinden, yoğun işlerim nedeniyle, ayrılmak istiyorum.

Gereği hususunu rica ederim.

Dr. Sema Pişkinsüt

Aydın

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, saat 16.00'da toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati : 15.39

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 16.00

BAŞKAN : Başkanvekili Uluç GÜRKAN

KÂTİP ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Ünal YAŞAR(Gaziantep)

 

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59 uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutuyorum:

IV. – ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanında Fazilet Partisine düşen üyeliklere ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No. :101 Tarih : 25.2.1998

Fazilet Partisi Grubunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanında 1 Başkanvekilliği, 1 İdare Amirliği ve 3 Kâtip Üyelikle temsil ettirilmesinin Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.

Hikmet Çetin

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

Metin Öney Lütfü Esengün

ANAP Grubu Başkanvekili F.P.Grubu Başkanvekili

Mehmet Gözlükaya Ali Ilıksoy

DYP Grubu Başkanvekili DSP Grubu Başkanvekili

Önder Sav Mahmut Yılbaş

CHP Grubu Başkanvekili DTP Grubu Başkanı

BAŞKAN – Danışma Kurulu önerisini oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

V. – SEÇİMLER

A) BAŞKANLIK DİVANI ÜYELİKLERİNE SEÇİM

1. – Başkanlık Divanında Açık Bulunan Üyeliklere Seçim

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanında boş bulunan ve Fazilet Partisi Grubuna düşen 1 Başkanvekilliği için Çorum Milletvekili Sayın Yasin Hatiboğlu, 1 İdare Amirliği için Trabzon Milletvekili Sayın Kemalettin Göktaş, 3 Kâtip Üyelik için Bitlis Milletvekili Sayın Abdulhaluk Mutlu, Kütahya Milletvekili Sayın Ahmet Derin ve Mardin Milletvekili Sayın Hüseyin Yıldız aday gösterilmişlerdir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Arkadaşlarımıza başarılar diliyorum.

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.

VI. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’ye bağlı bazı köylerin atıksu ve kanalizasyon sorunlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/694)

BAŞKAN – 1 inci sırada yer alan, Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu'nun, Niğde'ye bağlı bazı köylerin atıksu ve kanalizasyon sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Sayın Hikmet Sami Türk yanıtlayacak.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Dr. M.Salih Katırcıoğlu

Niğde

Soru:

Niğde Merkez Ovacık, Hacıbeyli, Hançerli, Gösterli, Uluağaç, Aşlama, Hasanköy, Ağcaşar ve Kızılören Köyleri,

Altunhisar ilçesi Akçaören, Karakapı ve Çömlekçi Köyleri,

Bor İlçesi Kayı, Gökbez, Kavuklu, Postallı ve Kaynarca Köyleri,

Çamardı İlçesi Bakçili, Burç, Celaller, Çukurbağ, Demirkazık, Elekgölü, Kavaklıgöl, Kocapınar ve Sulucaova Köyleri,

Çiftlik İlçesi Gösterli, Ovalıbağ ve Şeyhler Köyleri,

Ulukışla İlçesi Gümüş, Hacıbekirli, Handeresi, Hüsniye, Karacaören, Köşkönü, İlhan, Ovacık, Tekneçukur, Tepeköy ve Toraman Köylerinin atıksu ve kanalizasyonları 1998 yılı yatırım programına alınacak mı?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Türk.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Niğde Milletvekili Sayın Mehmet Salih Katırcıoğlu'nun, Niğde'ye bağlı bazı köylerin atıksu ve kanalizasyon sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere söz almış bulunuyorum.

1998 yılı kanalizasyon ve atıksu tesisleri programına alınıp alınmayacağı sorulan 40 adet köyden, Bor'un Kaynarca, Çamardı'nın Burç, Celaller ve Ulukışla'nın Toraman Köyleri, 1997 yılı yatırım programında, emanet usulüyle yapılacak işler arasında yer almaktadır. Söz konusu 4 köy, 1998 yılında da devam etmek üzere programa teklif edilmiş olup, programa, devam eden iş olarak alınacaktır.

Soru önergesinde yer alan diğer 36 köy ise, 1998 yılı yatırım programına, yeni iş olarak teklif edilmiştir.

Ayrıca, 1998 yılı programında, Niğde İlinin, devam eden 17 adet kanalizasyon teklifi yer almaktadır. Devam eden işlere öncelik verilmek kaydıyla, ödenek durumu ve il müdürlüğünün imkânları da dikkate alınarak, 36 köyden bazıları, 1998 yılı yatırım programına alınabilecektir.

Saygıyla arz ederim. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

2. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’ye bağlı bazı köylerin içmesuyu sorunlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/695)

BAŞKAN – İkinci sırada yer alan, Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu'nun, Niğde'ye bağlı bazı köylerin içmesuyu sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Buradalar.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Dr. M. Salih Katırcıoğlu

Niğde

Soru:

Niğde Merkez Özyurt, Taşlıca, Hamamlı, Kumluca, Gösterli, Çavdarlı ve Hacıbeyli Köyleri,

Altunhisar İlçesi Akçaören, Uluören ve Karakapı Köyleri,

Bor İlçesi Emen, Obruk, Sisli, Hallaç ve Kavuklu Köyleri,

Çamardı İlçesi Pınarbaşı, Burç ve Mahmatlı Köyleri,

Çiftlik İlçesi Şeyhler, Divarlı ve Asmasız Köyleri,

Ulukışla İlçesi Koçak, Kozluca ve Yeniyıldız Köylerinin içmesuları 1998 yılı yatırım programına alınacak mı?

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Niğde Milletvekili Sayın Mehmet Salih Katırcıoğlu'nun, Niğde'ye bağlı bazı köylerin içmesuyu sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere söz almış bulunuyorum.

Sözlü soru önergesinde adı geçen köyler 1998 yılı yatırım programı tekliflerinde yer almakta olup, ödenek yetersizliği nedeniyle 1998 yılı yatırım programına alınamamıştır; ancak, ödenek temin edilmesi halinde, söz konusu köylerin yatırım programında değerlendirilmesi mümkün olacaktır.

Saygıyla arz ederim. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

3. – Sıvas Milletvekili Tahsin Irmak’ın, Sıvas’a bağlı belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi (6/696)

BAŞKAN – 3 üncü sırada yer alan, Sıvas Milletvekili Tahsin Irmak'ın, Sıvas'a bağlı belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşmesi ertelenmiştir.

4. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Ceylanpınar -Kızıltepe yoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/697)

BAŞKAN – 4 üncü sırada yer alan, Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız'ın, Ceylanpınar-Kızıltepe yoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşmesi ertelenmiştir.

5. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Mardin’deki okulların öğretmen, onarım ve araç -gereç ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/698)

BAŞKAN – 5 inci sırada yer alan, Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız'ın, Mardin'deki okulların öğretmen, onarım ve araç gereç ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşmesi ertelenmiştir.

6. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, İlahiyat Fakültesi mezunlarının öğretmenliğe alınmamasının nedenine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/699)

BAŞKAN – 6 ncı sırada yer alan, Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız'ın, İlahiyat Fakültesi mezunlarının öğretmenliğe alınmamasının nedenine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşmesi ertelenmiştir.

7. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Mardin -Karakulak -Arıklı grup köy yollarının yapımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/700)

BAŞKAN – 7 nci sırada yer alan, Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız'ın, Mardin-Karakulak-Arıklı grup köy yollarının yapımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşmesi ertelenmiştir.

8. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Mardin -Savur -Bismil yoluna ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/701)

BAŞKAN – 8 inci sırada yer alan, Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız'ın, Mardin-Savur-Bismil yoluna ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşmesi ertelenmiştir.

9. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Ankara -Gölbaşı ve Polatlı İlçelerine bağlı bazı köylerin din görevlisi ihtiyacına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/702)

BAŞKAN – 9 uncu sırada yer alan, Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay'ın, Ankara-Gölbaşı ve Polatlı ilçelerine bağlı bazı köylerin din görevlisi ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Hüsamettin Özkan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını delaletlerinize arz ederim. 23.10.1997

Ersönmez Yarbay

Ankara

1. Ankara Gölbaşı İlçesinin Çayırlı Köyündeki din görevlisi gittiği için dört aydır ezan okunmayan Çayırlı Köyüne ne zaman din görevlisi verilecektir?

2. Ankara Polatlı İlçesinin Bayburt, Alcı, Girmeç, Hacıosmanoğlu, Türkkarsak, Gülpınar, Kızılcakışla, Yukarıtüfekçioğlu, Yüzükbaşı, Eskiköseler, İnler, Taydemir, Yeşilöz, Gençali, Yenidoğan, Türktaciri, Karacaahmet ve Macun Köylerinde din görevlisi kadrosu olduğu halde, altı ay ile üç yıldır din görevlisi olmadığı ve bu köylerde yaşayan vatandaşlarımızın cuma namazlarını kılmak için traktörlerle başka köylere gittiği, cenaze namazları için de uzun süre din görevlisi beklediği iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru mudur?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara Milletvekili Sayın Ersönmez Yarbay'ın, Ankara'nın Gölbaşı ve Polatlı İlçelerine bağlı bazı köylerin din görevlisi ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesini cevaplamak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Sayın Ersönmez Yarbay tarafından verilen sözlü soru önergesinde, özetle, Ankara Gölbaşı İlçesinin Çayırlı Köyüne ne zaman din görevlisi verileceği ve Polatlı İlçesinin bazı köylerinde imam kadrolarının boş olduğu iddiasının doğru olup olmadığı sorulmaktadır.

Sayın milletvekilleri, soru önergesinde sözü edilen Çayırlı Köyünde görevli olan İmam-Hatip Adil Atsa'nın askere gitmesi nedeniyle, yerine, 4.11.1997 tarihinde Bilal Tuncel vekâleten atanarak bu köyün imam ihtiyacı kısa sürede karşılanmıştır.

Diğer taraftan, Polatlı İlçesinin bazı köylerindeki imam açığıyla ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı kayıtlarının incelenmesi sonucunda, soru önergesinde belirtilen köylerden Yeşilöz Köyünün imam-hatip kadrosunda Zerhat Yener'in görevli olduğu, diğer köylerin imam-hatip kadrolarının ise münhal bulunduğu anlaşılmıştır.

Sayın milletvekilleri, Diyanet İşleri Başkanlığı Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliği uyarınca münhal kadrolar her ay ilan edilmekte ve talep edildiği takdirde, bu kadrolara naklen atama yapılmaktadır. Bu çerçevede, soru önergesinin verildiği tarihten sonra, Türktaciri Köyüne Hacı Poç'un 2.12.1997 tarihinde, Gençali Köyüne Hatip Yalçın'ın 21.1.1998 tarihinde ve Türkkarsak Köyüne Adem Yılmam'ın 9.2.1998 tarihinde ataması yapılmış, diğer köylere ise, talep bulunmadığından anılan yönetmelik uyarınca şimdiye kadar atama yapılamamıştır. Bu kadrolara, talep olduğu takdirde, en kısa sürede atama yapılarak bu köylerin imam ihtiyacı karşılanacaktır.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

10. – Ankara Milletvekili Ömer Faruk Ekinci’nin, İlahiyat Fakültesi mezunlarının öğretmenliğe alınmamasına ve ilköğretim okulu sayısına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/703)

BAŞKAN – 10 uncu sırada bulunan, Ankara Milletvekili Ömer Faruk Ekinci'nin, ilahiyat fakültesi mezunlarının öğretmenliğe alınmamasına ve ilköğretim okulu sayısına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlayacağız.

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşme ertelenmiştir.

11. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, ezan genelgesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/704)

BAŞKAN – 11 inci sırada bulunan, Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız'ın, ezan genelgesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın A. Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delalet etmenizi saygılarımla arz ederim. 27.10.1997

Hüseyin Yıldız

Mardin

1. Ezan genelgesi, Diyanet İşleri Başkanının İslamî kaynaklara dayanarak verdiği içtihattan kaynaklanan bir fetva mıdır? Yoksa, ezanın susturulmasına yönelik, kasıtlı, keyfî emirler doğrultusunda verilen bir talimatname midir?

2. Dinin özüne ve İstiklal Marşının muhtevasına ters düşen, halka rağmen yapılan bu yanlış uygulamayı ve ilgili genelgeyi Hükümet olarak kaldırmayı düşünüyor musunuz?

3. Sorun, cihazların bozukluğu veya müezzinlerin ses bozukluğu ise, cihazların tamiri, müezzinlerin ise ses ve tecvit eğitiminden geçirilmeleri gerekmez mi?

4. İktidarın icraatlarında dinî makamlardan fetva talep ettiği iddiaları doğru mudur? Neye göre olmaktadır?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mardin Milletvekili Sayın Hüseyin Yıldız'ın, Diyanet İşleri Başkanlığının ezan genelgesine ilişkin sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere söz almış bulunuyorum.

Soruları sırasıyla cevaplandırıyorum:

1. Diyanet İşleri Başkanlığının ezan genelgesi, birbirine çok yakın olan camilerde aynı anda okunan ve birbirine karışan ezan seslerinin ortaya çıkardığı ses armonisi bozukluğunun bertaraf edilmesi suretiyle, ezanın kulağa hoş gelecek şekilde okunmasını temin maksadıyla düzenlenmiştir.

2. Seslerin birbirine karışmayacak şekilde hoparlörlerin ayarlanması ve ezanın her taraftan rahatlıkla duyulması temin edilmek suretiyle ezanların okutulması uygulamasına devam edilecektir.

3. Ayrıca, il ve ilçe müftülüklerince, imam-hatip ve müezzin kayyımlar için, tecvit ve güzel okuma da dahil, hizmetiçi eğitim kursları düzenlenmektedir.

4. Hükümet icraatıyla ilgili olarak, Diyanet İşleri Başkanlığından fetva ve görüş alınmamaktadır.

Saygıyla arz ederim.

BAŞKAN – Soru yanıtlanmıştır.

Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

12. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, merkezî vaaz uygulamasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/705)

BAŞKAN – 12 nci sırada, Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız'ın, merkezî vaaz uygulamasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın H.Hüsamettin Özkan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delalet etmenizi saygılarımla arz ederim. 27.10.1997

Hüseyin Yıldız

Mardin

1. Sekiz yıllık eğitim tasarısı tartışılırken Sayın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel "tek tip insan yetiştirmek istiyoruz" demiştir. Tek merkezden vaaz uygulaması da, tek tip insan yetiştirme projesinin bir halkası mıdır?

2. Merkezden yönetim ilkesinin mantığında her şeyi ben bilirim iddiası vardır. Bu uygulamayla, İslam dinini en iyi ben bilirim, en iyi ben öğretirim mantığıyla, Diyanet İşleri Başkanlığı, dini tekeline almış olmuyor mu?

3. Yetkilerin yerel yönetimlere devrinin tartışıldığı, her şeyin özelleştirildiği bir ortamda, bu uygulama bir çelişki doğurmuyor mu?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mardin Milletvekili Sayın Hüseyin Yıldız'ın, merkezî vaaz uygulamasına ilişkin sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum.

Sayın Hüseyin Yıldız tarafından verilen soru önergesinde, özetle, tek merkezden vaaz uygulamasının, tek tip insan yetiştirme projesinin bir halkası olup olmadığı ve bu uygulamayla, Diyanet İşleri Başkanlığının, İslam dinini tekeline alıp almadığı sorulmaktadır.

Sayın milletvekilleri, bilindiği üzere, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca, İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütme, din konusunda toplumu aydınlatma ve ibadet yerlerini yönetme görevi, bir anayasal kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığına verilmiştir. Bu görevlerin yürütülmesinde vaaz ve irşat hizmetleri büyük önem arz etmektedir. Devletimizin kısıtlı kadro imkânları nedeniyle, bu vaaz ve irşat hizmetlerinin yerine getirilmesinde bazı zorluklarla karşılaşılmaktadır. 71 293 camide yaklaşık 280 vaizle yürütülmeye çalışılan vaaz ve irşat hizmetlerinin daha etkili ve verimli hale getirilmesi ve daha geniş bir kitleye ulaşması amacıyla çeşitli seçenekler düşünülmüştür. Yapılan değerlendirme sonucunda, teknolojinin imkânlarından faydalanarak, daha geniş bir kitleye hizmet sunabilmek amacıyla merkezî vaaz sistemi uygulaması çalışmalarına başlanmıştır.

Sayın milletvekilleri, aslında, merkezî vaaz sistemi, görsel olarak değil ama işitsel olarak, 1957 yılından beri müftülüklerimiz tarafından uygulanmaktadır. Bu sistem, önceleri, merkezî bir camiden yapılan vaazların kablolu bağlantılarla diğer camilere aktarılması şeklinde gerçekleşmiştir; ancak, özellikle iklim değişikliği ve tabiat olayları sonucunda kaliteli bir yayın yapılamaması nedeniyle, çeşitli bölgelerde, kablosuz ses yayın sistemi arayışına girilmiştir. Halen, 318 yerleşim biriminde kablolu, 288 yerleşim biriminde kablosuz yayınla merkezî vaaz sistemi uygulanmaktadır.

Diğer taraftan, bu sistem, camilerde görevli ve vaaz etme ehliyet ve niteliğine sahip imam hatiplerin vaaz etmesine engel teşkil etmemektedir. Hatta, il ve ilçe müftülüklerince, vaaz etmeye ehil olan görevlilerin tespit edilerek vaaz etmeleri teşvik edilmektedir.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Soru yanıtlanmıştır.

Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

13. – Siirt Milletvekili Mehmet Emin Aydın’ın, İSKİ Eski Genel Müdürü Ergun Göknel tarafından SHP’ye para aktarıldığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/706)

BAŞKAN – 13 üncü sırada, Siirt Milletvekili Mehmet Emin Aydın'ın, İSKİ Eski Genel Müdürü Ergun Göknel tarafından SHP'ye para aktarıldığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşme ertelenmiştir.

14. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, başörtülü öğrencilere yapılan uygulamalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/707)

BAŞKAN – 14 üncü sırada, Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç'ın başörtülü öğrencilere yapılan uygulamalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşme ertelenmiştir.

15. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, basına verilen teşvik kredilerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/708)

BAŞKAN – 15 inci sırada, Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç'ın, basına verilen teşvik kredilerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşme ertelenmiştir.

16. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, başörtülü öğrencilere üniversitelerce yapılan uygulamalara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın cevabı (6/709)

BAŞKAN – 16 ncı sırada, Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç'ın, başörtülü öğrencilere üniversitelerce yapılan uygulamalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü sorusu önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını delaletlerinizle bilgilerinize arz ederim.

Dr. Mehmet Aykaç

Çorum

Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin çağın gereksinimlerine uygun olarak en iyi şekilde eğitilmeleri gerekmektedir. Muasır medeniyet seviyesine yükselmemiz buna bağlıdır. Bu eğitimden erkeklerimiz kadar kızlarımız da faydalanmalıdır.

Bu sebeple;

Soru: Günlerdir, birkaç üniversite önünde, kıyafetleri sebebiyle öğrenim hakları ellerinden alınan, temel haklarını elde etme mücadelesi veren kızlarımızın sorunlarına sahip çıkacak mısınız?

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 10.12.1988 tarih ve 20032 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 3511 sayılı Kanunla 2547 sayılı Kanuna eklenen ek 16 ncı maddeyle "yükseköğretim kurumlarında dershane, laboratuvar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıyafet ve görünümde bulunmak zorunludur. Dinî inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü ve türbanla kapatılması serbesttir" hükmü getirilmiş; bu hüküm, Anayasa Mahkemesi tarafından, Anayasa ve inkılap yasalarına aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

Yine, 1990 yılında, 3670 sayılı Kanunla 2547 sayılı Kanuna ek 17 nci madde de eklenerek "yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak koşuluyla yükseköğretim kurumlarında kılık kıyafet serbesttir" hükmü getirilmiştir. Anayasa Mahkemesi bu hükmü iptal etmemiş; ancak, kararına da, türbanın yürürlükteki kanunlara göre takılamayacağını gerekçe olarak almıştır. İki dava nedeniyle, idare mahkemesi ve Danıştay, türban takılamayacağına karar vermiş; bu iki dava konusu Avrupa İnsan Hakları Komisyonuna götürülmüş, buradan alınan kararlarla da, türban takmanın disiplin suçu oluşturacağına karar verilmiştir.

Hatırlayacağınız üzere, daha önceki dönemlerde, öğretim yılı başındaki kayıtlar sırasında öğrencilerimizin okula girmemelerinden kaynaklanan konu, resim olayına yönelikti; diplomalara takılmak üzere verilecek resimlerde başın açık olması istemi vardı. Başlangıçta, bazı öğrencilerimiz o isteklere direnmiş, daha sonra, fotoğraflarını verdikten sonra kayıtları yapılmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Soru yanıtlanmıştır.

17. – Siirt Milletvekili Mehmet Emin Aydın’ın, memurlara yapılacak zamla ilgili bir beyanına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/713)

BAŞKAN – 17 nci sırada, Siirt Milletvekili Mehmet Emin Aydın'ın, memurlara yapılacak zamla ilgili bir beyanına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşme ertelenmiştir.

18. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde Üniversitesinde okuyan öğrencilerin yurt sorununa ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/714)

BAŞKAN – 18 inci sırada, Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu'nun, Niğde Üniversitesinde okuyan öğrencilerin yurt sorununa ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Dr. M. Salih Katırcıoğlu

Niğde

Sorular:

1. Niğde Üniversitesinde 16 000 öğrenci okumaktadır. Bu nedenle, öğrenciler barınma sorunu yaşamaktadır. Öğrencilerin barınma sorununu çözmek için 1998 yılı yatırım programına, Niğde-Merkeze 3 500, Ulukışla İlçesine 600 öğrenci kapasiteli yükseköğrenim öğrenci yurdu yapmayı düşünüyor musunuz?

2. Niğde Üniversitesinde öğrenciler, hâlâ, barakalarda eğitim görmektedir. 1997 yılı ödeneği, bir önceki yıla göre yüzde 300 artırılmasına rağmen, bu miktar, üniversitenin altyapısı ve kampusunu tamamlamaya yetmemiştir. 1998 yılı içerisinde Niğde Üniversitesinin altyapısının ve kampusunun tamamlanması için ödeneğin artırılmasını düşünüyor musunuz?

3. Niğde Üniversitesinde okuyan öğrencilerin barınma sorununu çözümlemek için ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Niğde Milletvekili Sayın Mehmet Salih Katırcıoğlu'nun, Niğde Üniversitesinde okuyan öğrencilerin yurt sorununa ilişkin sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere huzurunuzdayım.

Soruları, sırasıyla cevaplandırıyorum:

1. Niğde İlinde yurt ihtiyacının karşılanabilmesi için 500 öğrenci kapasiteli kız yurdu inşaatına en kısa zamanda başlanılarak, 1998-1999 öğretim yılı başında bitirilmesi planlanmıştır.

2. Niğde Üniversitesi ödeneği, 1998 yılında yüzde 100'ün üzerinde artırılarak, 1 trilyon 190 milyar Türk Lirasına çıkarılmıştır.

3. Üniversitede okuyan öğrencilerin barınma sorunlarının karşılanabilmesi için, 1997 yılı başında 500 öğrenci kapasiteli bina satın alınmış ve bu bina hizmete girmiştir. Ayrıca, yurt olmaya müsait binalar araştırılmaktadır; bulunduğu takdirde, kiralama veya satın alma yoluna gidilecektir.

Saygıyla arz ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

M. SALİH KATIRCIOĞLU (Niğde) – Sayın Başkan, Sayın Bakana, soruyu cevaplandırdıkları için çok teşekkür ediyorum.

1996-1997 öğretim yılında, Niğde Üniversitesindeki öğrenci sayısı 8 bindi; bu öğretim yılında, öğrenci sayısı 16 bine yükseldi. 500 kişilik bu yurdun, o ihtiyacı cevaplayacak ölçüde olmadığı kanaatindeyim. Şu andaki yurt, 2 500 öğrenciyi ancak barındırabilmektedir.

Diğer taraftan, Niğde Üniversitesine 2 trilyon lira ödenek ayrılmıştır; yalnız, bunun 1 trilyon lira civarındaki kısmı, personel gideridir. Dolayısıyla, 16 bin kişiye öğretim veren bir üniversite için, bu yatırımın yeterli olmayacağı kanaatindeyim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Notu alındı herhalde...

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın milletvekilimize teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sağolun.

19. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, Belediyelerce basın kuruluşlarına yapılan yardımlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/715)

BAŞKAN – 19 uncu sıradaki, Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel'in, belediyelerce basın kuruluşlarına yapılan yardımlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşme ertelenmiştir.

20. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, basın kuruluşlarına verilen teşvik ve kredilere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/716)

BAŞKAN – 20 nci sıradaki, Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel'in, basın kuruluşlarına verilen teşvik ve kredilere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşme ertelenmiştir.

21. – İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları’nın, izinli olarak Türk vatandaşlığından çıkanların askere alınıp alınmayacaığına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/717)

BAŞKAN – 21 inci sıradaki, İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları'nın, izinli olarak Türk vatandaşlığından çıkanların askere alınıp alınmayacağına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşme ertelenmiştir.

22. – İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları’nın, başka ülke vatandaşlığına geçenlerin boşanma kararlarının Türkiye’de geçersiz olduğu iddiasına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/718)

BAŞKAN – 22 nci sıradaki, İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları'nın, başka ülke vatandaşlığına geçenlerin boşanma kararlarının Türkiye'de geçersiz olduğu iddiasına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

rüşme ertelenmiştir.

23. – İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları’nın, izinli olarak vatandaşlıktan çıkma işlemlerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/719)

BAŞKAN – 23 üncü sıradaki, İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları'nın, izinli olarak vatandaşlıktan çıkma işlemlerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşme ertelenmiştir.

24. – Batman Milletvekili Musa Okçu’nun, Malatya’da yayımlanan bir gazetede müfettişler hakkında ileri sürülen iddialarla ilgili habere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/720)

BAŞKAN – 24 üncü sıradaki, Batman Milletvekili Musa Okçu'nun, Malatya'da yayımlanan bir gazetede müfettişler hakkında ileri sürülen iddialara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Nami Çağan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Musa Okçu

Batman

Malatya'da yayımlanan Birliğe Çağrı Gazetesinde yer alan haberde müfettişler hakkında ileri sürülen iddialarla ilgili soruşturma açtırdınız mı?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Batman Milletvekili Sayın Musa Okçu'nun, Malatya İlinde yayımlanan bir gazetede müfettişler hakkında ileri sürülen iddialara ilişkin sözlü soru önergesini yanıtlamak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Malatya'da yayımlanan Birliğe Çağrı adlı bir gazetede, 1996 Aralık ayındaki Sosyal Sigortalar Kurumu personel sınavını soruşturan müfettişlerle ilgili olarak, ifadesi alınan kişilere baskı yapıldığı yolunda bazı iddialara yer verilmiştir.

Bilindiği gibi, müfettişler, mevzuat ve yerleşmiş gelenek ve yöntemlere göre, bağımsız bir biçimde, hiçbir etki altında kalmadan görevlerini yerine getirmek durumundadırlar. Görevlendirmelerdeki müfettiş seçimi, bağlı bulundukları makam tarafından verilen olur üzerine, teftiş kurulu başkanlıklarınca yapılmaktadır.

Sosyal Sigortalar Kurumunun personel gereksinmesinin karşılanması amacıyla 1996 yılı aralık ayında açılan sınav hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerince sürdürülen inceleme ve soruşturma da, objektif ölçülere, mevzuata ve müfettişlik geleneklerine uygun olarak yürütülmektedir.

Müfettişlerin tutumlarıyla ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ulaşan başvurular, önceki Bakan Sayın Necati Çelik'ten intikal eden başvuruda olduğu gibi, derhal, Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığına iletilmekte ve gerekli inceleme yapılmaktadır.

Yapılan araştırmalarda, zaman zaman, oldukça toleranslı davranıldığı da ortaya çıkmıştır. Örnek olarak, ifade vermek üzere çağırılan, ancak, geldikleri halde, sağlık sorunları nedeniyle ifade veremeyeceklerini bildiren ilgililerin ifadelerinin alınmasının ertelendiği, bu konuda insanî duyguların önplanda tutulduğu, tutanaklarla belirlenmiştir.

Soruşturmada, bazı kişilerin, en yakın akrabalarının ad ve soyadlarını, bunların sınava girip girmediklerini, sınavı kazanıp kazanmadıklarını bilmediklerini veya anımsayamadıklarını bile söyledikleri görülmüştür. Müfettişler, bu gibi durumlarda, zaman zaman, konuya ilişkin saptamaları gerçeğe uygun yapabilmek için ayrıntılı soru sormak zorunda kalmışlardır. Böylesi bazı çözümsel davranışların, usulsüz, haksız, yanlı ve baskıcı davranışlar olarak yorumlanamayacağı düşüncesindeyiz.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

25. – Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın SSKGenel Müdürlüğünde görev yeri değiştirilen, başka kadroya atanan veya kadrosu değiştirilen personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/721)

BAŞKAN – 25 inci sıradaki, Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan'ın, SSK Genel Müdürlüğünde görev yeri değiştirilen, başka kadroya atanan veya kadrosu değiştirilen personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Nami Çağan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Avni Doğan

Kahramanmaraş

Göreve başladığınız günden bu yana, Bakanlığa bağlı Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğünde görev yeri değiştirilen, başka bir kadroya atanan, ayrıca, yönetim kurulunca görev yeri, unvanı veya kadrosu değiştirilen personelin sayısı kaçtır?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Avni Doğan'ın, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğünde görev yeri değiştirilen, başka bir kadroya atanan personelle ilgili sözlü soru önergesine yanıt vermek üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı Sosyal Sigortalar Kurumunda çalışan personelin görev yerleri, eş durumu, sağlık sorunu, öğrenim durumu, ünite önerisi, soruşturma sonucu, yargı kararı, personelin isteği ve hizmet gereği gibi nedenlerle değiştirilebilmektedir. Ayrıca, askerlik görevi nedeniyle kurumdan ayrılan personel, bu hizmetlerini tamamladıktan sonra önceki görevlerine atanmaktadır. Kurum personelinden 1 ilâ 4 dereceli olanların özlük işlemleri Sosyal Sigortalar Kurumu Yönetim Kurulunca, 5 ilâ 15 dereceli olanların özlük işlemleriyse Kurum Genel Müdürlüğünce yürütülmektedir.

2 Temmuz 1997-30 Kasım 1997 tarihleri arasında, bu çerçevede, 5 ilâ 15 dereceli 766; 1 ilâ 4 dereceli 999 personel hakkında işlem yapılmıştır. Yaklaşık 60 bin personeli bulunan Sosyal Sigortalar Kurumunda dört aylık dönemdeki personel hareketi, görüldüğü gibi oldukça sınırlı bir düzeydedir.

Açıklanan nedenlerle durumlarında değişiklik olan personelin toplam kurum personeline oranı yüzde 2,5 civarındadır. 54 üncü Hükümet dönemindeki personel hareketi sayısı ise, 7 315'i açıktan atama olmak üzere, 13 500 civarındadır.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

26. – Çorum Milletvekili Zülfikar Gazi’nin, bazı personel hakkında haksız bir şekilde soruşturma açıldığı iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/722)

BAŞKAN – 26 ncı sıradaki, Çorum Milletvekili Zülfikar Gazi'nin bazı personel hakkında haksız bir şekilde soruşturma açıldığı iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Nami Çağan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Zülfikar Gazi

Çorum

Bakanlık, bağlı ve ilgili kuruluşlarda, haksız ve usulsüz olarak yapılan personel kıyımı niteliğine varan atama işlemleri sonucu yasal hakkını aramak amacıyla yargıya başvururak dava açma yoluna giden personel hakkında, dava açma hakkını kullanmalarını engellemek veya dava dilekçelerine verilecek cevaplarda "hakkında soruşturma var" diyebilmek için, uydurma, söylentilere dayalı soruşturmalar açıldığı hususunda bilginiz var mı?

Bu uydurma soruşturmaları tezgâhlayanlar hakkında bir araştırma yaparak dava hakkını kullananlar üzerinde baskı ve terör oluşturanlar için ne yapmayı düşünüyorsunuz?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Çorum Milletvekili Sayın Zülfikar Gazi'nin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarında bazı personel hakkında haksız bir şekilde soruşturma açıldığı iddialarına ilişkin sözlü soru önergesini yanıtlamak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kamu yönetiminde Hükümetin temel anlayışı, politik kayırmalara ve cezalandırmalara fırsat tanımadan, hizmetlerin etkin ve verimli bir biçimde sürdürülmesinin sağlanmasıdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bağlı kuruluşlarından Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur, kuruluş yasalarına göre, idarî ve malî bakımdan özerk kurumlardır. Dolayısıyla, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, söz konusu kurumlara da karışmacı bir yaklaşım içinde olmayıp, yasaların verdiği, kurumların mevzuat doğrultusunda yönetilmesini gözetlemek ve denetlemek görevini yerine getirmektedir. Genel anlayış ve doğrultumuz bu yöndedir.

Bu arada, gerektiğinde, herhangi bir usulsüzlük, yolsuzluk, görevi kötüye kullanma ve benzeri durumlar söz konusu olduğunda denetim organlarının görevlendirilmesi de son derece doğaldır. Bakanlıklarda ve genel müdürlüklerde teftiş kurulları bu amaçla kurulmuştur. Bunun ötesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında haklarını yargıda aramak isteyen görevlilere bu yolu kapatmak ya da salt mahkemelere "hakkında soruşturma var" diyebilmek için, uydurma ve söylentilere dayalı soruşturma açılması, geçmişte olsa bile, bu dönemde söz konusu değildir.

Hükümetimizin ve bu çerçevede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının titizlikle üzerinde durduğu konuların başında, hukuk devleti ilkesi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması gelmektedir. Nitekim, Bakanlık görevine başladıktan hemen sonra, 2 Temmuz 1997 tarihinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına, bir genelge yayımlanarak, herhangi bir nedenle görevden alınanların yargıdan yürütmeyi durdurma kararı almaları halinde bunların derhal uygulanması, yürütmeyi durdurma kararı alanların bu kararları uygulandıktan sonra ikinci bir tasarrufla tekrar görevden alınmaları gibi hukukdışı yollara başvurulmaması, bu kişilerin geçici görevle başka illerde veya birimlerde görevlendirilmesi uygulamalarına derhal son verilmesi talimatı verilmiştir.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Soru yanıtlanmıştır.

Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

27. – Tokat Milletvekili Bekir Sobacı’nın, SSKGenel Müdürlüğüne ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/723)

BAŞKAN – 27 nci sıradaki, Tokat Milletvekili Bekir Sobacı'nın, SSK Genel Müdürüne ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Nami Çağan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Bekir Sobacı

Tokat

Kuruma geçmişte yasadışı örgüt sempatizanı kişilerin alımına veya önemli görevlere getirilmesine göz yuman Genel Müdür Kemal Kılıçdaroğlu'nun halen neden görevinde tutulduğu?.. Ayrıca, bu konularla ilgili basında sayfalarca çıkan haberler nedeniyle, SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu hakkında soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tokat Milletvekili Sayın Bekir Sobacı tarafından verilen Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürüne ilişkin sözlü soru önergesini yanıtlamak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, Danıştay 5 inci Dairesinin ve Danıştay İdarî Dava Daireleri Genel Kurulunun uygulanmamış kararları uygulanarak görevine iade edilmiştir. Anayasamızın 2 nci maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Yargı kararlarının yönetim tarafından uygulanması, hukuk devleti ilkesinin ve hukukun üstünlüğünün doğal bir gereğidir.

Diğer taraftan, 26 Şubat 1987 tarih ve 87/11546 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla kabul edilerek yürürlüğe konulan ve bütün kamu kuruluşlarının uyması gereken Eski Hükümlülerin İstihdamı Hakkında Tüzük uyarınca Sosyal Sigortalar Kurumuna alınan eski hükümlüler hakkında bazı basın organlarında yer alan haberler üzerine, konunun incelenmesi için, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına talimat verilmiştir. Yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda, haklarında suç iddiasında bulunulan Sosyal Sigortalar Kurumu personelinin suç oluşturan fiillerine rastlanılmadığı ve cezaî yönden yapılacak işlem olmadığı belirtilmiştir. Bilindiği gibi, eski hükümlülerin istihdamına ilişkin tüzük, kamu kuruluşlarında belirli oranda eski hükümlü istihdamını zorunlu tutmaktadır.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Soru yanıtlanmıştır.

Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

28. – Kütahya Milletvekili Metin Perli’nin, SSK’nda haklarında soruşturma açılan yöneticilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/724)

BAŞKAN – 28 inci sıradaki, Kütahya Milletvekili Metin Perli'nin, Sosyal Sigortalar Kurumunda haklarında soruşturma açılan yöneticilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Nami Çağan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Metin Perli

Kütahya

Halen Sosyal Sigortalar Kurumunda yönetici (daire başkanı, şube müdürü, sigorta müdürü, baştabip gibi) kadrolarında bulunan personelden kaç kişinin soruşturma geçirdiği?

Bu durumda olanlar hakkında kademe ilerlemesi ve aylıktan kesme cezası olan kaç personel bulunmaktadır? Söz konusu cezaları olup da, kimler halen yönetici kadrolarında görev yapmaktadır?

Ayrıca, soruşturma sonucunda, yöneticilerden, cumhuriyet savcılığına kimler hakkında suç duyurusunda bulundunuz?

Yönetici kadrolarında olup da, soruşturma raporu neticesinde suç duyurusu olanlardan savcılığa suç duyurusu intikal ettirilmeyen personel var mıdır? Var ise kimlerdir? Bugüne kadar savcılığa bildirilmeyiş sebebi nedir?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kütahya Milletvekili Sayın Metin Perli'nin, Sosyal Sigortalar Kurumunda haklarında soruşturma açılan yöneticilere ilişkin sözlü soru önergesini yanıtlamak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı Sosyal Sigortalar Kurumunda, halen yönetici kadrolarında bulunan 6 daire başkanı, 13 şube müdürü, 11 sigorta müdürü, 10 baştabip soruşturma geçirmiştir. Bunlardan, 2 daire başkanı, 1 şube müdürü, 1 baştabip, aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmış; ancak, ilgililerin idarî yargıda açtıkları davalar sonucu, söz konusu cezaları kaldırılmıştır.

Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürü hakkında, önceki Sayın Bakan tarafından geçmiş yıllarda açılmış bulunan bir sınav dolayısıyla cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş; ancak, savcılık takipsizlik kararı vermiştir.

Halen Sosyal Sigortalar Kurumu yönetim kademelerinde görevli olup, kademe ilerlemesinin durdurulması veya aylıktan kesme cezası verilmiş ve yargı kararıyla cezası kaldırılmamış kimse bulunmamaktadır. Soruşturma sonucunda haklarında Türk Ceza Kanununun ilgili maddeleri gereğince suç duyurusunda bulunulması önerildiği halde suç duyurusunda bulunulmamış personel de bulunmamaktadır.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Soru yanıtlanmıştır.

29. – Yozgat Milletvekili Abdullah Örnek’in, SSKİdarî İşler Dairesi Başkanı ve Şube Müdürüne ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/725)

BAŞKAN – 29 uncu sıradaki, Yozgat Milletvekili Abdullah Örnek'in, SSK İdarî İşler Dairesi Başkanı ve Şube Müdürüne ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Nami Çağan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Abdullah Örnek

Yozgat

SSK İdarî İşler Dairesi Başkanı Kemal Turan'ın soruşturma sonucu disiplin cezası almasına rağmen neden hâlâ görevinde tutulduğu?

SSK İdarî İşler Dairesi Başkanlığı Şube Müdürü Cafer Yıldız'ın soruşturma raporu ve kademe ilerlemesi cezası almasına rağmen neden görevinde tutulduğu?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yozgat Milletvekili Sayın Abdullah Örnek tarafından verilen, Sosyal Sigortalar Kurumu İdarî İşler Dairesi Başkanı ve Şube Müdürüne ilişkin sözlü soru önergesini yanıtlamak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum.

Sosyal Sigortalar Kurumu Merkez Disiplin Kurulunun 8 Ocak 1997 tarih ve 1997/6 sayılı kararıyla kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmiş bulunan İdarî İşler Dairesi Başkanı Kemal Turan, Ankara 1 inci İdare Mahkemesinin 3 Temmuz 1997 tarih ve 1996/1436-1997/818 sayılı kararı uyarınca, Yönetim Kurulunun 6 Ağustos 1997 tarih ve 331 sayılı kararıyla, İdarî İşler Dairesi Başkanlığı görevine iade edilmiştir. Adı geçen, ayrıca, hakkında verilen disiplin cezasının kaldırılması istemiyle Ankara 2 nci İdare Mahkemesinde açmış olduğu iptal davasının reddedilmesi üzerine, söz konusu kararı, yürütmenin durdurulması isteğiyle birlikte Danıştayda temyiz etmiştir.

Bu süreçte, Kemal Turan hakkında disiplin cezası yönünden yapılacak hukukî işlemle ilgili olarak, Sosyal Sigortalar Kurumu Hukuk Müşavirliği, Danıştayda incelenen dosyaya ilişkin verilebilecek kararın yürütülmesinin durdurulması isteğinin kabulü veya reddi yolundaki kararın, adı geçen hakkında yapılacak idarî işleme yön vereceği ve esas oluşturacağından, bu aşamada, Danıştayca verilecek kararın beklenmesinin uygun olacağını bildirmiştir. Daha sonra, Danıştay 8 inci Daire Başkanlığının 10 Kasım 1997 tarih ve 3252 sayılı kararıyla mahkemenin kararı bozulmuş olup, dava sonucuna göre işlem yapılacaktır.

Diğer taraftan, aynı daire başkanlığı Şube Müdürü Cafer Yıldız hakkında, Merkez Disiplin Kurulunun, 30 Nisan 1997 tarih ve 1997/57 sayılı kararıyla verilen üç yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, Ankara 2 nci İdare Mahkemesinin 12 Kasım 1997 tarih ve 1997/457 esas, 1997/1497 karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Soru yanıtlanmıştır.

Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

30. – Zonguldak Milletvekili Necmettin Aydın’ın, İzmit Sigorta Müdürlüğünde soruşturma yürüten müfettişlerin davranışlarına ve haksız işlemlerde bulundukları iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/726)

BAŞKAN – 30 uncu sıradaki, Zonguldak Milletvekili Necmettin Aydın'ın, İzmit Sigorta Müdürlüğünde soruşturma yürüten müfettişlerin davranışlarına ve haksız işlemlerde bulundukları iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Nami Çağan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Necmettin Aydın

Zonguldak

Emriniz uyarınca yürütüldüğü belirtilen inceleme ve soruşturma sırasında, ilgili müfettişlerce yapılan onca usulsüz, haksız, yanlı ve müfettiş geleneğine uygun olmayan davranışlar hakkında basında çıkan haberler üzerine ne gibi işlem yapmaktasınız?

Müfettişleriniz, bu memurlar soruşturmayı güçleştiriyor diyerek, daha yeni işe başlamış aday durumundaki memurları İzmit Sigorta Müdürlüğünde görevden uzaklaştırmışlar. Aday memurların ne yetkisi veya görevi var ki, başmüfettişlerin görevini güçleştirebilmektedirler?

Bu ve benzeri haksızlıkları yapanlar hakkında ne yapıyorsunuz?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Zonguldak Milletvekili Sayın Necmettin Aydın'ın, İzmit Sigorta Müdürlüğünde soruşturma yürüten müfettişlerin davranışlarına ve haksız işlemlerde bulundukları iddiasına ilişkin sözlü soru önergesini yanıtlamak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum.

Bilindiği gibi, müfettişler, mevzuat, yerleşmiş müfettişlik gelenekleri ve yöntemlerine göre, bağımsız olarak, hiçbir etki altında kalmadan görevlerini yerine getirmek durumundadırlar.

Sosyal Sigortalar Kurumunun personel gereksinmesinin karşılanması amacıyla, 1996 yılı aralık ayında yapılan sınavla ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerince sürdürülen inceleme ve soruşturma da, objektif ölçülere, mevzuata ve müfettişlik geleneklerine uygun olarak yürütülmektedir.

Müfettişlerin tutumlarıyla ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ulaşan başvurular, önceki Bakan Sayın Necati Çelik'ten intikal eden başvuruda olduğu gibi, derhal Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına iletilmekte ve gerekli inceleme yapılmaktadır; ancak, müfettişlerin, gerçeğe ulaşmak amacıyla yasalar ve diğer mevzuattan kaynaklanan yetkilerini kullanmaları da doğaldır. Nitekim, Sosyal Sigortalar Kurumu İzmit Sigorta Müdürlüğü memurlarından Ulvi Yılmaz, Muhammet Açıkgöz ve İcra Memuru Seyhan Doğru, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerince yapılmakta olan soruşturmada, soruşturmanın sağlıklı yürümesini engelleyecek tutum ve davranışlarda bulundukları gerekçesiyle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğünün 12 nci maddesinin (b) fıkrasına göre görevden uzaklaştırılmıştır. Ancak, adı geçen personelle ilgili uzaklaştırma tedbiri, 23 Aralık 1997 tarihinde kaldırılmış bulunmaktadır.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Soru yanıtlanmıştır.

Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

31. – Antalya Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun’un, SSK Genel Müdürlüğünde bazı personelin unvanlarının haksız bir şekilde geri alındığı iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/727)

BAŞKAN – 31 inci sıradaki, Antalya Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun'un, SSK Genel Müdürlüğünde bazı personelin unvanlarının haksız bir şekilde geri alındığı iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda sorulan soruların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Ahmet Denizolgun

Antalya

Göreve başladığınız günden bu yana, Bakanlığa bağlı SSK Genel Müdürlüğünde, hiçbir yasal dayanağı olmadığı halde unvanları gasp edilen toplam 382 sigorta müdürü, müdür yardımcısı, hastane müdürü, müdür yardımcısı, şef ve uzmanlar neden mağdur edilmiştir?

Bunları yapan yetkililer hakkında ne gibi işlemler yaptınız; yapmayı düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Antalya Milletvekili Sayın Ahmet Denizolgun tarafından verilen, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğünde bazı personelin unvanlarının haksız bir şekilde geri alındığı iddiasına ilişkin sözlü soru önergesini yanıtlamak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

27 Haziran 1993 tarih ve 91620 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmış olup, unvan yükseltmelerinde açılacak sınavlarda başarılı olma koşulu getiren, Sosyal Sigortalar Kurumu Personelinin Unvan Yükselmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik, 12 Aralık 1996 tarih ve 22845 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan yönetmelikle yürürlükten kaldırılmıştır. Yapılan bu işlemin iptali istemiyle açılan 1997/13 no'lu davada, Danıştay 5 inci Dairesince verilen 24 Şubat 1997 tarihli yürütmenin durdurulması kararı, Sosyal Sigortalar Kurumuna 1 Nisan 1997 tarihinde tebliğ edilmiş, bu karara karşı yapılan itiraz, Danıştay İdarî Dava Daireleri Genel Kurulunun 2.5.1997 tarih ve YD itiraz no: 1997/239 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

İdarî yargıda bir işlem hakkında verilen iptal ve yürütmenin durdurulması kararları, idarî işlemi, tesis edildiği tarihten itibaren yürürlükten kaldıracağından, başka bir anlatımla, idarî işlem hiç tesis edilmemiş sayılacağından, düzenleyici işlem niteliğinde olan Sosyal Sigortalar Kurumu Personelinin Unvan Yükseltilmesinde Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hiç değiştirilmemiş ve kaldırılmamışcasına yeniden uygulanma niteliği kazanmıştır.

Nitekim, Sosyal Sigortalar Kurumu Kırşehir Sigorta Müdürlüğünde memur olarak çalışmaktayken, 12 Ocak 1997 tarihinde aynı yerde yapılan şeflik sınavını 4 üncü sırada kazanan; ancak, ünitesinde boş şef kadrosu olmaması nedeniyle atanamayan bir personelin, söz konusu yönetmeliğin yürürlükten kaldırılmasından sonra, gerekli koşulları taşımayan başka bir personelin, aynı müdürlüğe 21 Şubat 1997 tarihinde şef olarak atandığını iddia ederek, Kayseri İdare Mahkemesinin 1997/304 esas sayılı dosyada Sosyal Sigortalar Kurumu aleyhine açtığı dava sonucunda mahkeme tarafından verilen 12 Haziran 1997 tarihli kararda, Sosyal Sigortalar Kurumu personelinin unvan yükseltilmesine ilişkin esasları düzenleyen yönetmeliğin yürürlükten kaldırılmasına dair yönetmelik hakkında Danıştay 5 inci Dairesince yürütmenin durdurulması kararı verildiği, bu durumda, yürürlükten kaldırılan yönetmeliğin kendiliğinden yürürlüğe gireceği ve hiç kaldırılmamış gibi hukukî sonuç doğurmaya devam edeceğinden, davacının durumu değerlendirilerek, boş bulunan şeflik kadrosuna atanıp atanamayacağı hususunda bir karar verilmeden, şef kadrosuna atanmak için yönetmelikte aranılan şartları taşımadığı tartışmasız olan başka bir şahsın atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir." denilerek, dava konusu işlem hakkında yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.

Yapılan uygulamada amaç, kıdemi, liyakati, verimliliğiyle yönetim kademesinde görev almaya hak kazanacak olanların eşit koşullarda yapılacak yarışma sınavlarıyla belirlenmelerini sağlamaktır. Ayrıca, yürütmenin durdurulması için idarî yargıda dava açan bazı personelin bu istemleri ilgili mahkemelerce reddedilmiştir.

Kamu yönetiminin politik kayırma ve karışmacılıktan, her türlü çıkar ilişkilerinden arındırılması konusunda hiçbir parlamenter arkadaşımızın farklı düşünmediğine inanıyoruz.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım. (Alkışlar)

BAŞKAN – Soru yanıtlanmıştır.

Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

32. – İçel Milletvekili Saffet Benli’nin, SSK’ya sınavla alınan özürlü işçi ve memurlara uygulanan işlemlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (6/728)

BAŞKAN – 32 nci sırada, İçel Milletvekili Saffet Benli'nin, SSK'ya sınavla alınan özürlü işçi ve memurlara uygulanan işlemlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi.

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Nami Çağan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saffet Benli

İçel

1997 Haziran ayı içerisinde SSK'ya sınavla alınan sakat memur ve işçi kadrolarında göreve başlamalarından 4-5 ay geçmesine rağmen yeniden sınava tabi tutuldukları, yeniden sakatlık tespitleri ile ilgili hastanelere sevk edilerek ve sınava tabi tutularak taciz edildikleri medyadan üzüntüyle izlenmiştir.

Bu itibarla;

1. SSK'da görev yapan kaç özürlü memur yeniden rapor almak için hastaneye sevk edildi?

2. Bu sevk hangi gerekçelere dayanılarak yapıldı?

3. Müfettişlerce yeniden sınava tabi tutulan sakat memur ve işçi personelin adedi ne kadardır?

4. Sınavı kazanan personelin, yeniden, müfettişler tarafından sınava tabi tutulmalarının yasal dayanağı nedir?

5. Bu uygulama, SSK'nın, yalnız merkez birimlerinde mi yapıldı? Aynı işlem taşra birimlerinde de yapıldı mı?

6. Yasa gereği istihdamı zorunlu olan sakat memurlara yapılan bu uygulamayı nasıl karşılıyorsunuz?

7. Daha evvel, SSK'da böyle bir uygulama oldu mu?

8. Bu kanunsuz uygulamayı yapan ilgililer hakkında ne gibi bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; İçel Milletvekili Sayın Saffet Benli'nin, Sosyal Sigortalar Kurumuna sınavla alınan özürlü işçi ve memurlara uygulanan işlemlere ilişkin sözlü soru önergesini yanıtlamak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum.

1997 yılının ilk yarısında, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından, sakatların devlet memurluğuna alınma şartlarıyla, hangi işlerde çalıştırılacakları hakkında yönetmelik kapsamında sınav açılarak eleman alınmıştır. Konuyla ilgili olarak basına ve kamuoyuna yansıyan iddialar nedeniyle, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü müfettişlerince soruşturma yapılmaktadır.

Bilindiği gibi, müfettişler, mevzuat ve yerleşmiş gelenek ve yöntemlere göre, bağımsız bir biçimde, hiçbir etki altında kalmadan görevlerini yerine getirmek durumundadırlar. Sosyal Sigortalar Kurumuna, özürlü kontenjanından personel alınmasıyla ilgili soruşturma da bu şekilde sürdürülmektedir. Soruşturma sırasında, Sosyal Sigortalar Kurumu Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin müfettişlere tanıdığı görev ve yetkiler doğrultusunda, sakatlık oranı yüzde 40 veya buna çok yakın olup, fiziksel görünümü, sakatlık oranıyla uyumsuz olan 48 kişi, konuya ilişkin yönetmeliğin 2 nci maddesinde belirtilen koşulları taşıyıp taşımadıklarının saptanması bakımından, yeniden, sağlık tesislerine sevk edilmişlerdir.

Ayrıca, sınavı kazananlardan, Erzurum'da 26, Ankara'da ise 13 kişiye, soruşturma usul ve esasları doğrultusunda, sınavda sorulan sorular yeniden sorulmak suretiyle bir kontrol yapılmıştır. Burada amaç, sınava giren ve sınav sonucunda başarılı olan kişiler ile göreve başlatılanların aynı kişiler olup olmadığı veya sınava ilişkin işlemlerin hukuka uygunluğunun saptanmasıdır; yeni bir sınav yapılması söz konusu değildir. Müfettişlerin gerçeğe ulaşabilmek için başvurdukları bu uygulamanın yasalara uygun olmayan bir yönü bulunmamaktadır.

Bilgilerinize arz, saygılar sunarım. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Soru yanıtlanmıştır.

Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

LATİF ÖZTEK (Samsun) – Sayın Başkan, 1 saati geçti...

BAŞKAN – Efendim, 1 saati geçmedi; ben saati ayarladım ve ayrıca, 33 üncü ve 34 üncü sıradaki soruları yanıtlamak için iki sayın bakan 1 saattir Genel Kurulda saygıyla bekliyorlar; izninizle, onların bu 1 saatlerine biz de saygı gösterelim.

33. – Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt’un, Sinop İlinde çeltik destekleme alımlarında yaşanan sorunlara ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın cevabı (6/729)

BAŞKAN – 33 üncü sırada, Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt'un, Sinop İlinde çeltik destekleme alımlarında yaşanan sorunlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Kadir Bozkurt

Sinop

1997 yılı çeltik taban fiyatlarının açıklanmasıyla birlikte, her zaman olduğu gibi, Sinop İlinde Toprak Mahsulleri Ofisi, Boyabat ve Durağan İlçelerimizde mubayaa yapmaktadır. 1995 yılında Boyabat İlçesinde, TMO, 2 458 ton, 1996 yılında 647 ton mubayaa yapmış olup, 1997 yılında ise 4 bin ton mubayaa yapılacağı, TMO Genel Müdürlüğünden aldığımız bilgiler arasındadır; ancak, 5.11.1997 tarihi itibariyle, Boyabat İlçemizde 867 ton, Durağan İlçemizde ise 784 ton alım yapıldığı bildirilmektedir. Malumlarınız üzere, çeltik alımlarına ekim ayı itibariyle başlanmakta olup, 1997 tahmininin gerçekleştirilmesi, alımının yapılması söz konusu değildir. Bununla birlikte, 1997 yılı rekoltesinin randıman oranının düşüklüğü de gerçektir.

Özetle, 1997 yılı itibariyle, üretici, Ofise ürününü verememekte ve ayrıca açıklanan fiyatlardan istifade edememektedir. Dolayısıyla, 1997 yılı Toprak Mahsulleri Ofisinin fiyat ve ürün politikasının Sinop'u ilgilendiren kısmıyla üreticiyi mağdur ve perişan etmiş ve yine üreticiyi tüccarın fiyat insafına bırakmıştır.

Sonuç olarak, henüz vakit varken, Sinop'taki çeltik üreticilerinin bu mevcut durumundan kurtarılması için ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Kadir Bozkurt

Sinop

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; önerge sahibi Sayın Kadir Bozkurt'un sorusunu cevaplandırıyorum.

Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünün Samsun Bölge Müdürlüğüne bağlı faaliyet gösteren Durağan ve Boyabat işyerlerinin çeltik alım ekipleri olup, 1995 yılında Durağan ekip şeflerince 2 156 ton, Boyabat ekip şeflerince 2 458 ton; 1996 yılında ise Durağan ekip şeflerince 532 ton, Boyabat ekip şeflerince 647 ton çeltik alımı yapılmıştır. 1997 alım döneminde ise, 30.12.1997 tarihi itibariyle Boyabat işyerince 1 840 ton çeltik alınmış olup, üreticilere 145 milyar Türk Lirası ödenmiştir. Durağan işyerince ise, 27.12.1997 tarihi itibariyle 2 023 ton çeltik alımı yapılmış olup, üreticilere 177,5 milyar ödeme yapılmıştır.

Diğer taraftan, 1997 üretim döneminde Durağan ve Boyabat hinterlantında üretilen çeltiklerde yabancı madde oranında artış görülmüş ve yabancı madde oranındaki artışın, çeltiklerin biçerdöverle hasat yapılması, gereğinden fazla gübre kullanılması ve döllenme zamanında görülen soğuk havadan kaynaklandığı tespit edilmiş olup, bu yörede yetiştirilen çeltiklerin büyük bir bölümü, yabancı madde yönüyle, Toprak Mahsulleri Ofisinin alım bareminin dışında kaldığından alıma girememiştir. Bu nedenle, Durağan ve Boyabat Çeltik üreticilerinin mağdur olmaması amacıyla, sadece bu bölge için yabancı madde oranı yüzde 5'ten yüzde 10'a yükseltilerek çeltik alımları yapılmıştır.

Toprak Mahsulleri Ofisinin burada bulunan iki ekibinin toplam alımı 3 863 ton olup, faaliyet süresince Toprak Mahsulleri Ofisine ve Bakanlığıma herhangi bir üretici şikâyeti olmadığı gibi, Toprak Mahsulleri Ofisinden üreticilerin memnun olduğu görülmüştür. Özellikle, hem zamanında alınmıştır hem parası peşin ödenmiştir. Bu yönüyle memnunlardır.

Ekiplerin faaliyeti ise, Ofise çeltik arzının sona erdiği tarihte mahallî kuruluşların onayı alınarak sona erdirilmiştir.

Arz ederim. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Soru yanıtlanmıştır; teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

34. – Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun bazı basın organları tarafından ihlal edildiği iddiasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı E. Yalım Erez’in cevabı (6/731)

BAŞKAN – 34 üncü sırada, Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız'ın, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun bazı basın organları tarafından ihlal edildiği iddiasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi...

Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Yalım Erez tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delalet etmenizi saygılarımla arz ederim. 6.11.1997

Hüseyin Yıldız

Mardin

1. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun bazı medya organları tarafından ihlal edildiği ve sizin Bakanlığınızın kayıtsız kaldığı şeklindeki iddialar doğru mudur?

2. Bu yasayı ihlal eden basın kuruluşları hangileridir?

3. Bu yasayı ihlal eden basın organlarıyla ilgili şu ana kadar ne tür işlemler yapılmıştır?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI E. YALIM EREZ (Muğla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mardin Milletvekili Sayın Hüseyin Yıldız'ın, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun bazı basın organları tarafından ihlal edildiğine ilişkin olarak, tarafımdan cevaplandırılmak üzere sorduğu sözlü sorusuna cevap vermek üzere söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, 4226 sayılı Kanunun, 15.1.1997 tarihinde Yüce Mecliste kabulünden sonra, halen dört tür promosyon kampanyası yürütülmektedir. Bunların birincisi, 15.1.1997 tarihli ve 4226 sayılı Kanunun yayımından önce başlayan ve halen devam eden kampanyalardır ki, bu kampanyalar, 96/91 ve 92 sayılı tebliğ hükümlerine göre yürütülmektedir. Bu şekilde kampanya yapan iki gazete kalmıştır; bunlar da, Meydan ve Pazar Postası gazeteleridir.

Ancak, söz konusu gazetelerin aşırı fiyat artışlarına ilişkin hususların Bakanlığımız müfettişlerince incelenmesi sonucunda, Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesi uyarınca, işlem yapılmak üzere cumhuriyet savcılığına -bu her iki gazete hakkında- suç duyurusunda bulunulmuştur.

İkincisi, 4226 sayılı Kanuna göre yürütülen kampanyalardır. Bu kampanyalar -yeni kanuna göre- süresi 60 günü geçmeyen, kitap, ansiklopedi gibi kültürel ürün niteliğindeki kampanyalardır; Hürriyet, Milliyet, Sabah, Yeni Yüzyıl, Radikal ve Zaman gibi gazeteler tarafından zaman zaman bu kampanyalar yapılmaktadır. Bu kampanyalara ilişkin olarak da, Bakanlığımıza intikal eden çok az sayıda şikâyet bulunmakta ve bu şikâyetler de derhal çözümlenmektedir.

Üçüncüsü, herhangi bir kupon, sertifika gibi bir şey biriktirme koşuluna bağlı olmaksızın, promosyon konusu ürünün gazeteyle birlikte okuyucuya anında teslim edilmesi esasına dayanan kampanyalardır; halen, Hürriyet, Milliyet, Sabah, Yeni Yüzyıl ve Radikal gazeteleri, bu tür kampanyaları yapmaktadırlar. Bu tür kampanyalar, 4226 sayılı Kanun kapsamına girmemektedir; zira, 4226 sayılı Kanun, gazeteyle birlikte ürün verilmesini değil, belirli sayıda kupon biriktirerek bilahara ürün verilmesini yasaklamaktadır.

Dördüncüsü, yazılı basın kuruluşu dışında başka bir kuruluşun düzenlediği kampanyalardır. Bu kuruluş, belirli sayıda gazete getirenlere, önceden ilan ettiği ürünleri vereceğini vaat etmektedir. Bu tür bir uygulama, Hürriyet, Milliyet ve Sabah Gazeteleri tarafından yapılmaktadır. Adı geçen gazetelere ait kampanya ilanlarında, zaman zaman, bu tür kampanyaların Yay-Sat AŞ veya Birleşik Basın Dağıtım AŞ tarafından düzenlendiği hususunda ibarelerin yer aldığı gözlenmiş ve Kanuna karşı hile mahiyetinde muvazaalı bir işlem olduğu düşünüldüğünden, Sabah Gazetesi 15.02.1997 tarih ve 12927 sayılı, 31.12.1997 tarih ve 13759 sayılı; Milliyet Gazetesi 21.11.1997 tarih 11938 sayılı, 15.12.1997 tarih ve 12928 sayılı, 23.12.1997 tarih ve 13407 sayılı; Hürriyet Gazetesi, 17.12.1997 tarih ve 13032 sayılı, 31.12.1997 tarihli 13760 sayılı yazılarımızla uyarılmış ve yine, Sabah Gazetesi, 20.01.1998 tarih ve 688 sayılı ve yine Milliyet Gazetesi, 16.01.1998 tarihli ve 373 sayılı ve yine Hürriyet Gazetesi, 16.01.1998 tarih ve 574 sayılı yazılarımızla da, yaptıkları bu uygulamanın 4077 sayılı Kanunla değişik 11 inci maddesine aykırılık teşkil ettiği ve düzenledikleri çeşitli kampanyalarını derhal durdurmaları gerektiği, aksi takdirde, 4077 sayılı Kanunun 25/5 inci maddesi uyarınca işlem yapılacağı talimatlanmıştır. Talimatlarımıza uyulmadığı için, anılan madde uyarınca -yani, Kanunun 25/5 inci maddesi uyarınca- bu her üç gazete hakkında da gerekli yasal işlem yapılmış; cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ve mahkeme tarafından da 11 Martta birinci duruşma tarihi belirlenmiştir.

Sonuç olarak, 4077 sayılı Kanun ile ilgili hükümlerine, toplumun tüm kesimlerinin uymaları konusunda Bakanlık olarak gerekli hassasiyet gösterilmektedir. Yasaları ihlal edenlere karşı da, herhangi bir taviz verilmeksizin, müeyyidelerin uygulanacağı konusunda kimsenin şüphesi olmamalıdır.

Hepinize teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Soru yanıtlanmıştır.

Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, yarım kalan işlerden başlıyoruz.

 

VII.– KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. – Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifinin ikinci müzakeresine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok

Görüşme ertelenmiştir.

2. – Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/669) (S. Sayısı : 338)

BAŞKAN – 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin maddeleri, önergelerle birlikte geçen birleşimde, İçtüzüğün 88 inci maddesine göre komisyona geri verilmişti.

Komisyon, raporunu henüz vermediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.

3. – Mera Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporu (1/509) (S. Sayısı : 231) (1)

BAŞKAN – Mera Kanunu Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.

Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Geçen birleşimde tasarının maddelerine geçilmesi kabul edilmişti.

1 inci maddeyi okutuyorum:

(1) 231 S. Sayılı Basmayazı 19.2.1998 tarihli 57 nci Birleşim Tutanağına eklidir.

Mera Kanunu Tasarısı

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1. – Bu Kanunun amacı; daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzelkişilikleri adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını ve sürdürülmesini, kullanımlarının sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesini sağlamaktır.

BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz talebi?.. Yok.

Şahsı adına, Erzurum Milletvekili Sayın Aslan Polat.

Buyurun Sayın Polat. (FP sıralarından alkışlar)

ASLAN POLAT (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.

Görüşülmekte olan kanun tasarısı, bilhassa bizim bölgemiz için, özellikle de Erzurum İlimiz için son derece önemlidir. Bu konuya, gerek bu Hükümet döneminde gerekse bundan önceki hükümetler döneminde hep önem verilmiştir; Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilen bu kanun tasarısı üzerinde, Sayın Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın, Sayın Süleyman Demirel'in ve diğer bütün başbakanların da Meclise gönderdiği yazılar ve beyanlar vardır. Dolayısıyla, bütün partilerin, ortak bir şekilde ele aldığı, üzerinde uzlaşmaya vardığı ve en geç bugün veya yarın, Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirilmesinde ittifak ettikleri bu tasarıya milletvekillerimizin ve halkımızın da ne kadar önem verdiğini hatırlatmak ve bir mevzuda dahi olsa, bütün milletvekillerinin birleşmelerinin önemi üzerinde durmak istiyorum.

Mera, bir yerde, yurt sevgisini de çağrıştırıyor ve yurt sevgisini çağrıştırdığı için de -benim şahsî kaanatim- bütün siyasî partiler, bu tasarı üzerinde ittifak ediyor ve bunun, Meclisten geçmesi için çalışıyor.

Doğu Anadolu ve Erzurum yöresinde meralar çok önemlidir. İlimizin yüzde 63'ü çayır ve meralarla kaplıdır; ülke genelinde yüzde 30'lar civarında olan bu oranın, ilimizde yüzde 63'e çıkmış olması da, Erzurum'un ne kadar çok merayla kaplı olduğunu göstermektedir. Buna bağlı olarak, Türkiye genelinde tarımda hayvancılığın payının yüzde 32 olmasına rağmen, Erzurum İlinde bu oranın yüzde 50 olması da, bölgemizin ve ilimizin hayvancılık konusundaki önemini göstermektedir.

Fakat, burada ilimiz için bazı terslikler de vardır. Mesela, Erzurum İlimiz, 1 869 metre olan ortalama rakımı, 5,9 derece olan ortalama sıcaklığı ve 447 milimetre olan yağış özelliğiyle, mera yetiştiriciliğine çok da elverişli değildir. Sıcaklığın, bilhassa, temmuz ve ağustos ayları hariç, bütün aylarda sıfırın altına düşmesi ve yine, haziran başından eylül sonuna kadar ilimizin yağış alamaması mera yetiştiriciliği için menfi olmaktadır.

Ayrıca, bizim ilimizde arazinin yüzde 56,2'si dik, yüzde 23,8'i meyilli, ancak yüzde 5,9'u ova olup, yüzde 14,1'i de sarptır. Yani, şunu söylemek istiyorum: Erzurum İlinde arazinin yüzde 5,9'unun -yaklaşık yüzde 6'sının- haricindeki bütün yerler dik, meyilli ve sarptır ve dolayısıyla, bu yerler de ancak mera ve çayır olabilmekte ve bu çayır ve meralar da iyi kullanılmadığı zaman, il toprakları tamamen erozyona açık olmaktadır. Onun için, biz, hayvancılık kredisi verilirken, meraların ıslahı için kullanım şekillerine önem verilerek, bunun, kıstas alınarak, meraları iyi şekilde kullanan köylülere öncelik tanınmasına önem verilmesini istiyoruz.

Ayrıca, 63 milyon hayvan varlığımızın karnının doyduğu bu meralardan başka, ortalama olarak 100 milyon ton civarında kabayem ihtiyacı var; bunun yüzde 70'ini meralardan karşıladığımızı düşünürsek, bu meraların yine bir özelliği ortaya çıkmaktadır. Şimdi, burada en büyük özelliklerden birisi şudur: Ülkemizdeki hayvan sayısının fazladır, 63 milyon civarında hayvan var. Hayvanların sayısı fazla olduğu için, meralarda birim metrekareye düşen -otlatılan- hayvan sayısı artmaktadır. Dolayısıyla, bizim ülkemizde 63 milyon hayvanımızı büyük başa eşdeğer olarak düşünürsek, 22 milyon hektar mera üzerinde 28 milyon büyük baş hayvan otluyor gibi bir oran meydana gelmektedir. Bu da, bütün dünyada, bir hayvan için, birim başına 2 hektar mera düşmesine rağmen bölgemizde ve ilimizde 0,7 hektara kadar düştüğünü göstermektedir. Bu neyi göstermektedir; bir hayvan, normal otlayacağı meranın üçte 1'i kadar bir arazide ancak otlayabilmektedir ve bu durumda da hayvanlar aç kalmaktadır, aç kalınca da besi değerleri düşmektedir.

Şimdi, burada öyle terslikler iç içe girmektedir ki, hayvanları besleyemediğimiz için et ve süt alamıyoruz; tabiî, et ve süt alamayınca da ekonomik olmuyor; fazla miktarda yerli ırk beslediğimiz için de bunlardan gerekli verimi alamıyoruz.

Şimdi, burada, bilhassa Doğu Anadoluda bir başka konu daha karşımıza çıkmaktatır. Son onüç ondört yıldan beri terör baskısından dolayı, PKK teröründen dolayı mevcut olan meralarımızın bir kısmı hiç kullandırılmıyor; kullandırılan yerlerde ise, çok fazla otlatma olduğundan dolayı meraların verimi düşmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Polat, lütfen, 1 dakika içerisinde toparlayalım_

ASLAN POLAT (Devamla) – Sayın Başkanım, toparlıyorum_

Dolayısıyla, çıkacak olan bu kanun bölgemize şu faydaları sağlayacaktır.

Birincisi, köyler arasında sınırlar ciddi olarak belirtilmiş olacak ve bu, yıllardan beri bitmek tükenmek bilmeyen mera davalarının, arazi davalarının bir an önce bitmesine ve bunların sayılarının azalmasına sebep olacaktır.

İkincisi, mera olan yerler belli olduğu için, verimi artırmak için bunlar üzerinde otlayan hayvan sayısı azaltılacak ve ekonomiye uygun şekilde hayvanlardan birim başına verim artacaktır. Bu da, ülkemizin ve bilhassa göçün en fazla olduğu, hayvan yetiştirimi için meralara açık olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun ekonomik yapısını düzelteceği için ve en önemlisi de, buralardaki erozyonu önleyerek her yıl bir Kıbrıs kadar toprağımızın denizlere akmasına mani olacaktır.

Bu sebeplerle, bu kanun tasarısına çok önem veriyoruz. Bu kanun tasarısına emeği geçen bütün milletvekillerine -geçmiş dönemlerdeki milletvekillerine de- şükranlarımı arz ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Madde üzerinde başka söz isteyen ?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler...

ORHAN VELİ YILDIRIM (Tunceli) – Kişisel söz talebim var Sayın Başkan...

BAŞKAN – Özür dilerim.

Şahsı adına, Sayın Orhan Veli Yıldırım; buyurun.

ORHAN VELİ YILDIRIM (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten, yıllardan beri, mera, yaylak ve kışlakların bir yasasının olmaması ve muhtelif yasalarla idare edilmesi, hem hukukî açıdan büyük bir boşluk doğuruyordu hem de köylüler ve bazı tüzelkişiliğe sahip belediyeler açısından son derece sıkıntılar yaratıyordu. Bu nedenle, bu önemli tasarıya emeği geçen tüm milletvekillerimizi ve komisyonu şimdiden kutluyorum; çıkacak yasanın hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.

Ancak, teknik açıdan baktığımızda, yasa tasarısı, bugünkü Türkiye'nin idarî yapısına göre düzenlenmiştir. Bir taraftan, yarın, Türkiye'nin idarî yapısında birtakım değişiklikler getireceğimize dair Hükümetin önerileri ve taslakları vardır. Yerel yönetimlerde değişiklikler olduğu takdirde, bu yasa tasarısının maddelerinde geçen bazı terimlerin yeniden düzenlenme zorunluluğu meydana çıkar.

Yine, teknik açıdan 1 inci maddede, örneğin "...kamuya ait otlak ve çayırların tespiti..." ibaresinde "kamu" kelimesi kullanılmıştır. 2 nci maddeye baktığımız zaman "...umuma ait çayır ve otlak alanları" tabiri kullanılmıştır. Yarın öbür gün hukukî ihtilaflarda, bu, birtakım karışıklıklara sebebiyet verecektir. Komisyonun, özellikle "kamu" kelimesini kullanması yerine, bizim kanaatimizce "umuma ait, umum" kelimelerini kullandığı takdirde, hukukî açıdan daha yararlı olur.

Centilmenlik anlaşması olduğu için, maddeler üzerinde söz alamayacağımıza göre şunu söylemek istiyorum: Demin, Sayın Aslan Polat'ın da belirttiği gibi, özellikle terör gerekçe gösterilerek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki bazı yayla ve meralar hâlâ kapalıdır. Hayvancılıkla iştigal eden Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki insanlarımız, önümüzdeki yaz sezonu -mayısın 15'inden itibaren- yaylaya çıkmak zorundadırlar. Yine, büyük sıkıntılara neden olan, bu, yayla ve mera yasağının ne zaman kaldırılacağı konusunda Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanımız ve özellikle İçişleri Bakanımız tarafından bu kürsüden bir açıklama yapıldığı takdirde, o bölgede yaşayan insanlarımız, hayvancılıkla geçimini temin eden insanlarımız için büyük bir rahatlık sağlamış olurlar.

Yine, Sayın Aslan Polat bu kürsüden demin belirtti, bu yayla ve meraların yasak olması hem girdi fiyatlarını aşırı derecede artırmakta hem de kullanıma açılan meraların -istiap hacimleri 3 bin hayvanlıksa, 2 sürülükse; buna, 5 sürü veya 10 sürü istihdam etmek suretiyle- bir dahaki senelerde kullanılmaz hale gelmesine ve verimliliklerinin düşmesine neden olmaktadır.

Cumhuriyet Halk Partisi ve şahsım adına, çıkacak olan bu kanunun, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, Yüce Kurula saygılar sunuyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Yıldırım.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

Kapsam

MADDE 2. – Bu Kanun, mera, yaylak ve kışlak alanları ile umuma ait çayır ve otlak alanları kapsar.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

Tanımlar

MADDE 3. – Bu Kanunda geçen;

a) Mera Vasıf ve Kapasitesi : Meraların verimliliklerine göre sınıflandırılmasını,

b) Bakanlık : Tarım ve Köyişleri Bakanlığını,

c) Çayır : Taban suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli, yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanılan yeri,

d) Mera : Hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yeri,

e) Yaylak : Çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yeri,

f) Kışlak : Hayvanların kış mevsiminde barındırılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yeri,

g) Otlatma Hakkı : Bir veya birden fazla köy veya belediyeye tahsis edilmiş olan mera, yaylak ve kışlaklarda, çiftçilerin herbirinin müşterek otlatabileceği büyükbaş hayvan birimi sayısını,

h) Otlatma Kapasitesi : Belli bir alanda ve eşit zaman aralıkları ile uzun yıllar bitki örtüsüne, toprak, su ve diğer tabiî kaynaklara zarar vermeden otlatılabilecek büyükbaş hayvan birimi miktarını,

ı) Tahsis : Çayır, mera, yaylak ve kışlakların kullanımlarının verimlilik ve sosyal adalet ilkelerine uygun şekilde düzenlenerek, münferiden ya da müştereken yararlanılmak üzere bir veya birkaç köy ya da belediyeye bırakılmasını,

i) Tahdit : Çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının 31.1.1988 tarihli ve 19711 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Büyük Ölçekli Haritaların Yapım Yönetmeliğine uygun olarak ülke, nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini,

j) Tespit : Bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmî evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini,

k) Komisyon : Mera komisyonunu,

l) Teknik ekip : Komisyona bağlı olarak görev yapacak ekipleri,

m) Otlak : Mera ile aynı niteliklere sahip yeri,

n) Büyükbaş Hayvan Birimi : Hayvan sayısının, bir büyükbaş hayvan birimi olan 500 Kg canlı ağırlığa çevrilerek ifade edilen şeklini,

İfade eder.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Bir önerge vardır; okutuyorum:

Sayın Başkanlığa

Görüşülmekte olan (1/509) esas numaralı kanun tasarısının 3 üncü maddesinin i bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Keçeciler Uğur Aksöz Ali Günaydın

Konya ANAP Grup Başkanvekili Konya

Adana

Bülent Atasayan Abbas İncayan Demir Berberoğlu

Kocaeli Bolu Eskişehir

MADDE 3/İ -Tahdit: Çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke, nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini.

BAŞKAN – Sayın Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?

TARIM, ORMAN ve KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Evet efendim katılıyoruz ve bu önergeyi veren arkadaşlara da teşekkür ediyoruz; çünkü, bir yanlışlığı düzeltmiş oldular.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Şimdi, maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ BÖLÜM

Uygulama

Mera, Yaylak ve Kışlakların Hukukî Durumu

MADDE 4. – Mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. Bu yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

Komisyonun henüz görevine başlamadığı yerlerde, evvelce çeşitli kanunlar uyarınca yapılmış olan tahsislere ve teessüs etmiş teamüllere göre; mera, yaylak ve kışlakların köy veya belediye halkı tarafından kullanılmasına devam olunur.

Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zaman aşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz. Ancak, kullanım hakkı kiralanabilir. Kiralama ilkeleri yönetmelikle belirlenir.

Amaç dışı kullanılmak suretiyle vasıfları bozulan mera, yaylak ve kışlakları tekrar eski konumuna getirmek amacıyla yapılan masraflar sebebiyet verenlerden tahsil edilir.

Umuma ait çayır ve otlak yerlerinin kullanılmasında ve bunlardan faydalanılmasında mera, yaylak ve kışlaklara ilişkin hükümler uygulanır.

BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz talebi?.. Yok.

Şahsı adına Ahmet Nurettin Aydın?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

Mera, Yaylak ve Kışlak Olarak Tahsis Edilecek Yerler

MADDE 5. – Komisyonca tespit edilecek ihtiyaca göre aşağıda belirtilen yerler mera, yaylak ve kışlak olarak, köylere veya belediyelere tahsis edilir.

a) Kadimden beri mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılan yerler ile aynı amaçla kullanılmak üzere köy veya belediyelere tahsis ya da terkedilen yerler,

b) Devletin hüküm ve tasarrufunda veya Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği anlaşılan yerler,

c) Mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılmak amacıyla kamulaştırılacak yerler,

d) Tapu kayıtlarında mera, yaylak ve kışlak olarak görülen ve halen işgal edilen yerler.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

Komisyon ve Teknik Ekipler

MADDE 6. – Mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Bu amaçla valinin görevlendireceği bir vali yardımcısı başkanlığında; bakanlık il müdürü, bakanlık il müdürlüğünden konu uzmanı bir ziraat mühendisi, Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünden bir ziraat mühendisi, defterdarlıktan veya bulunamaması halinde vali tarafından görevlendirilecek bir hukukçu, Millî Emlak Müdürlüğünden bir temsilci, Kadastro Müdürlüğünden bir teknik eleman, Ziraat Odası Başkanlığından bir temsilci olmak üzere sekiz kişiden oluşan bir komisyon kurulur. Ayrıca orman içi, orman kenarı ve orman üst sınırında bulunan mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi çalışmalarında, ilgili orman teşkilatından bir orman mühendisi, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu uyarınca reform bölgesi ilan edilen alanlarda bulunan mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi çalışmalarında Tarım Reformu Teşkilatından bir ziraat mühendisi bu komisyonlarda üye olarak görevlendirilir.

Komisyonlar valilik onayı ile oluşturulur. vali yardımcısının bulunmadığı durumlarda komisyona Bakanlık il müdürü veya görevlendireceği konu uzmanı bir ziraat mühendisi başkanlık eder.

Mera, yaylak ve kışlak varlığı ile hayvancılık potansiyeli dikkate alınarak ihtiyaç duyulan il merkezi ve ilçelerde komisyona bağlı olarak çalışacak ve tespit, ölçme, harita yapma ve yer gösterme çalışmalarını yapmak üzere “Teknik Ekipler” oluşturulur.

Bu ekipler; Bakanlık il veya ilçe müdürlüğünden bir ziraat mühendisi, Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünden bir ziraat mühendisi veya teknik eleman, Kadastro Müdürlüğünden bir teknik eleman, Millî Emlak Müdürlüğünden bir temsilci, Ziraat Odası Başkanlığından bir temsilci, orman içi, orman kenarı ve orman üst sınırı meraları ile ilgili olarak bir orman mühendisi, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun uygulama alanlarında Tarım Reformu Teşkilatından bir ziraat mühendisi ile meradan yararlanan köy ve mahalle muhtarları ve o yerin en yüksek mülkî amiri tarafından seçilen iki mahallî bilirkişiden oluşur.

Teknik ekipler ilçelerde kaymakamın, illerde komisyonunun teklifi ve valinin onayı ile oluşturulur.

Komisyon ve teknik ekiplerin çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi okunan biçimiyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN – Efendim, geçti maalesef, oylamayı iptal etmem gerekecek...

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Maddede bir eksiklik var, onu belirtecektim efendim. (ANAP sıralarından "oylamaya geçildi" sesleri)

BAŞKAN – Bir eksiklikten söz ediyorlar; bir saniye dinleyelim.

Buyurun. Yerinizden lütfen...

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) – Efendim, üniversite bulunan bölgelerimizde, ziraat fakültesi olan yerlerde, ziraat fakültesi üyelerinden birisinin tayin edilmesinin, bir de çevre mühendisliği bölümünden birisinin tayin edilmesinin faydası olacaktır kanaaatindeyim.

BAŞKAN – Efendim, bu konuda daha önce önerge vermek gerekiyordu.

Maddeyi, okunan biçimiyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, okunan biçimiyle kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum:

Duyuru

MADDE 7. – Komisyon, çalışma alanına giren köy ve belediyeler ile inceleme gün ve yerini, 9 uncu maddeye göre yapılacak tespit çalışmalarından en az otuz gün önce bu köy ve belediyelerde, ayrıca bunların bağlı oldukları ilçelerde, alışılmış araçlarla duyurur. Ayrıca, durum ilgili orman teşkilatı müdürlüklerine, köy muhtarlıklarına ve belediye başkanlıklarına da tebliğ edilir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu uyarınca programa alınan yerler, çalışmaların başlamasından en az 4 ay önce, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce, Bakanlığa bildirilir. Bu süre içinde ilgili komisyonlar tarafından mera, yaylak ve kışlakların tespit ve tahdidi yapılarak, durum Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne intikal ettirilir.

Komisyonlar, yukarıda belirlenen süre içinde mera tespit ve tahdit işlemlerini yapmadığı takdirde, bu işlemler, 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre kadastro komisyonlarınca gerçekleştirilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum:

Tespit ve Tahsisten Önce Yapılacak İşler

MADDE 8. – İlgili köylerin muhtarları veya belediyelerin başkanları, yapılan tebliğden itibaren otuz gün içinde mera, yaylak ve kışlakların tamamen veya kısmen kendi köy veya belediyelerine ait olduğunu ispata yarayan bütün bilgileri ve varsa belge örneklerini komisyona vermeye mecburdurlar. Muhtarlar veya belediye başkanları, köy veya belediye sınırları içindeki ailelerin sayısını ve bunlara ait hayvanların cins ve miktarları ile mera, yaylak ve kışlaklardan kimlerin ne şekilde ve ne miktarda yararlandıklarını da, aynı süre içinde yazılı olarak komisyona bildirmekle yükümlüdürler.

İlgili orman teşkilatı müdürlükleri, yapılan tebliğden itibaren otuz gün içinde kendi bölgelerinde orman sınırları içinde bulunan mera, yaylak ve kışlaklarla ilgili bilgileri ve belgeleri komisyona vermekle yükümlüdür.

Tapu sicil müdürlüğü ve ilgili diğer kuruluşlar mera, yaylak ve kışlak olarak tespit edilecek yerlerin 5 inci maddede belirtilen şartları taşıdığını gösteren bilgi ve belge örneklerini, en kısa sürede komisyona vermekle yükümlüdürler.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

9 uncu maddeyi okutuyorum:

Tespit ve Tahdit Çalışmaları

MADDE 9. – Komisyonca görevlendirilen teknik ekipler mevcut mera, yaylak ve kışlaklar ile bu Kanun gereğince mera, yaylak ve kışlak kapsamına alınacak alanları tespit ederek bu alanların sınırlarının belirlenmesi ve işaret konulması işlemlerini yapar, 1/5000 ölçekli haritalarını tanzim ederek bu yerleri sınırlandırır.

Mera, yaylak ve kışlak olarak tespit edilen yerlerin, bu Kanunda gösterildiği şekilde sınırlandırılmasına esas olmak üzere, yapılması gereken arazide sınır belirlemesi ve işaret konulması işlemleri, ilgili köy muhtarları ile belediye başkanlarının veya görevlendirecekleri temsilcilerinin de hazır bulunması kaydıyla gerçekleştirilir.

Teknik ekiplerce, bu Kanunun uygulandığı köy veya belediyelerin ekolojik, tarımsal ve ekonomik özellikleriyle mevcut hayvan varlıkları ve bunların gelecekteki muhtemel gelişmeleri dikkate alınarak, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikteki normlara göre mera, yaylak ve kışlak ihtiyaçları tespit edilir.

Bu işlemlerin sonunda bir tutanak düzenlenir ve hazır bulunanlarca imzalanır.

Çalışma alanları içinde orman tahdidi yapılmamış ormanlık sahalardaki mera, yaylak ve kışlaklar, Bakanlıkça Orman Bakanlığının uygun görüşü alınarak tespit edilir.

Mahkeme kararı ile kesin hükme bağlanan, orman tahdidi kesinleşen ve kadastrosu yapılan yerlerde mera, yaylak ve kışlakların kesinleşmiş sınırları esas alınır.

Bu Kanun uygulamalarında kullanılacak haritalar, Bakanlıkça gerektiğinde gerçek veya tüzelkişilere ihale yolu ile yaptırılabilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

10 uncu maddeyi okutuyorum:

Özel Sicile Kayıt

MADDE 10. – Mera, yaylak ve kışlak olarak tespit ve tahdit edilen yerlerin haritalarının birer örneği, ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilir.

Kadastro gören yerler, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16 ncı maddesinin (B) bendine göre düzenlenen özel siciline kaydedilir.

Birden fazla il veya ilçenin sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar, idarî sınırlar içerisinde kaldığı yerin Tapu Sicil Müdürlüğündeki özel sicile kaydedilir.

Komisyonlarca, kadastro görmeyen yerlerde tespit, tahdit ve tahsisi yapılan mera, yaylak ve kışlaklar Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce özel sicile kaydedilmek üzere Tapu Sicil Müdürlüklerine bildirilir.

Komisyon ve Kadastroca tespit, tahdit ve tahsisi yapılan mera, yaylak ve kışlakların ayrıca Bakanlık il müdürlüğünce envanteri tutulur.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, centilmenlik anlaşması gereğince genellikle söz alınmıyor; onun için, Divan Üyesi arkadaşımız çok uzun süre ayakta tutmamak için, oylarınıza başvuruyorum. Oturarak okumasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

11 inci maddeyi okutuyorum...

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sayın Başkan, bir düzeltme yapmak istiyorum.

BAŞKAN – Efendim, daha maddeyi okutmadım ama_ Maddeyi okutayım...

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sayın Başkan, madde 10 okunurken bir yanlışlık yapıldı "birden fazla il ve ilçenin sınırları içinde" denileceğine, arkadaşımız okurken yanlışlıkla "veya" diye okudu, onun "ve" olması lazım.

BAŞKAN – Efendim, o matbaa hatası, orijinal metinde düzeltilmiş; zaten okunan şekliyle oylamadık, orijinal metne göre oyladık. Duyarlılığınıza teşekkür ederim, sizin dediğiniz şekilde kabul edilmiştir.

11 inci maddeyi okutuyorum:

Tahsis İçin İhtiyaç Tespiti

MADDE 11. – Komisyon; bölgenin ekonomik durumunu, iklim özelliklerini, toprak işleme esaslarını, arazi kullanma şekillerini ve kullanma kabiliyet sınıflarını dikkate alarak mevcut mera, yaylak ve kışlaklar ile bu amaçla kullanılabilecek diğer alanları, sulama ve geçit yerlerini tespit eder ve haritaları üzerinde belirler.

Köy veya belediyenin münferiden veya müştereken yararlanacağı mera, yaylak ve kışlak ihtiyacının belirlenmesinde, bu alanların karakter ve otlatma kapasitesi, bitkisel ve hayvansal gelişme ve otlatılacak hayvan miktarı dikkate alınır. Hesaplamada, bir büyükbaş hayvan birimi için verilmesi gerekli olan mera, yaylak ve kışlak alanı üzerinden o yerlerdeki çiftçi ailelerinin otlatma hakkı bulunur.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

12 nci maddeyi okutuyorum:

Tahsis Kararı

MADDE 12. – Komisyon, 11 inci maddeye göre belirlenen ihtiyacı karşılayacak miktardamera, yaylak ve kışlaklar ile bunlarla ilgili sulama ve geçit yeri olarak tespit edilen alanları halkın ortak olarak yararlanmaları amacıyla, o köy veya belediye tüzelkişiliğine tahsis eder ve tahsis kararı valiliğin onayına sunulur. Bu kararda, tahsis edilen yerin niteliği, miktarı, sınırları, hayvan sulama ve geçit yerleri, tahsis amacı, otlatma kapasitesi, aile işletmelerinin büyükbaş hayvan birimi üzerinden otlatma hakkı ve otlatabilecekleri hayvan sayısı da belirtilir. İhtiyaçtan fazla çıkan kısım ise, ihtiyaç içinde bulunan çevre köy veya belediyelerle hayvancılık yapan özel veya tüzelkişilere kiralanabilir.

Ayrıca bu kanun kapsamına alınmakla birlikte, ancak ıslah edilmek suretiyle mera olarak kullanılabilecek alanlar, gerekli ıslah işlemlerini taahhüt eden özel ve tüzelkişilere kiralanabilir.

Kiralama usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Bir önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 231 sıra sayılı Mera Kanunu Tasarısının 12 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki ilavenin yapılmasını arz ve teklif ederiz.

Yusuf Öztop Ahmet Küçük Orhan Veli Yıldırım

Antalya Çanakkale Tunceli

Zeki Çakıroğlu Ali Dinçer Mahmut Işık

Muğla Ankara Sıvas

"Ancak kiralama durumu, tahsis edilen köy ve belediyelerin hayvan sayısına göre, her beş yılda yeniden değerlendirilir."

BAŞKAN – Sayın Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?

TARIM, ORMAN, VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – katılmıyorsunuz.

Sayın Hükümet?..

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Katılmıyoruz; çünkü "kiralama usul ve esasları yönetmelikle belirlenir" diye, zaten, tasarının bu maddesinde hüküm var. Onu, yönetmelikle belirleme imkânımız her zaman mevcut Sayın Başkanım. Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmadı.

Sayın önerge sahipleri konuşmak mı istiyorsunuz, gerekçenizi mi okuyalım?

YUSUF ÖZTOP (Antalya) – Konuşacağım efendim.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Öztop.

YUSUF ÖZTOP (Antalya) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; 12 nci maddeyle ilgili olarak bir değişiklik önergesi verdik. Esas itibariyle, Komisyonda da bu dileklerimizi ifade etmiştik; ama, Komisyonda, arkadaşlarımız tarafından uygun görülmedi.

Benim endişem şu: Fazla bulunan mera, yaylak ve kışlaklar kiraya verilebilir; ne kadar süreyle kiraya verilebilir; on yıl mı, yirmi yıl mı, otuz yıl mı, elli yıl mı, yüz yıl mı; belli değil. Böyle önemli bir hususun yönetmeliğe bırakılması kadar yanlış bir şey yoktur. Bizde, kiralamadan, genellikle, anlaşılan -diğer alanlardaki yasalarda görüyoruz ki- 49 yıl ya da 99 yıldır. Eğer, biz, burada, bir süre koymazsak, bugün için belki tahsis yapılan yer, köyün ihtiyacı için -hayvan varlığı itibariyle- fazla olabilir; ama, zaman içinde o köyün ya da belediyenin hayvan sayısının artmayacağını nereden bilebiliriz?

Bu süreyi tahdit etmekte yarar vardır ve böyle bir işlem yaparsak, ümit ediyorum, hayvancılık için önemli bir iş yapmış oluruz; aksi halde, köyler arasında, büyük kavgalara, büyük çekişmelere neden olunacaktır. Bu tehlikeli durumları geçmişte gördük; bundan sonra da yaşayabiliriz.

Çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önegeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, kabul edilen önerge doğrultusunda kabul edilmiştir.

13 üncü maddeyi okutuyorum:

Tahsis Kararının Tebliği, İlanı, İtirazı ve Kütüğe Kayıt

MADDE 13. – Teknik ekiplerce yapılan çalışmaların sonuçları komisyonca ilgili köy ve belediyelerin ilan yerlerinde 30 gün süre ile askıda kalır.

Teknik ekiplerin tespit ve tahdit sonuçlarına karşı askı ilanı süresi içinde komisyona itiraz edilebilir.

Komisyon yapılan itirazları 60 gün içinde karara bağlar.

Komisyonun itirazları inceleyerek aldığı kararlar ile tahsis kararları, o yerin köy muhtarlığı ile belediye başkanlığına, Defterdarlık veya Mal Müdürlüğüne, ilgili Orman Müdürlüğüne ve Tarım Reformu Teşkilatına tebliğ edilir. Ayrıca köy ve belediyelerde ve bunların bağlı olduğu ilçelerde alışılmış araçlarla ilan edilir ve bu konuda tutanaklar ve haritalar eklenerek 30 gün süre ile askıya çıkartılır.

Komisyon kararlarına karşı 30 günlük askı ilan süresi ve tebligatı gerektiren hallerde tebliğden itibaren 30 günlük süre içinde Asliye Hukuk Mahkemesinde, kadastro yapılan yerlerde ise Kadastro Mahkemesine dava açılabilir.

Dava konusu mera, yaylak ve kışlakların kadastro çalışma alanı dışında kalması halinde Kadastro Mahkemelerinin yetkisi bu alanlarla ilgili davaları da kapsar.

30 günlük ilan süresi içinde haklarında dava açılmayan kararlar kesinleşir ve Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilerek özel sicile kaydedilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

14 üncü maddeyi okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Tahsis Amacının Değiştirilmesi

Tahsis Amacının Değiştirilmesi

MADDE 14. – Tahsis amacı değiştirilmedikçe mera, yaylak ve kışlaktan bu Kanunda gösterilenden başka şekilde yararlanılamaz. Ancak, bu Kanuna veya daha önceki kanunlara göre mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri bu amaçla kullanılan arazilerden;

a) Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığının talebi üzerine; 3213 sayılı Maden Kanunu ve 6326 sayılı Petrol Kanunu hükümlerine göre verimliliği kesinlikle saptanan maden ve petrol arama, ön işletme ve işletme faaliyeti için zarurî olan,

b) Turizm Bakanlığının talebi üzerine, turizm yatırımları için zarurî olan,

c) Kamu yatırımları yapılması için gerekli bulunan,

d) İmar planlarının hazırlanması, toprak muhafazası, gen kaynaklarının korunması, millî park ve muhafaza ormanı kurulması, doğal tarihî ve kültürel varlıkların korunması, sel kontrolü, akarsular ve kaynakların düzenlenmesi için ihtiyaç duyulan,

Yerler, İlgili Bakanlığın Bakanlığa talebi, Maliye Bakanlığının ve Valiliğin uygun görüşü üzerine Bakanlıkça tahsis amacı değiştirilebilir ve söz konusu yerlerin Hazine adına tescili yapılır.

Bu maddenin (a) bendi kapsamında başvuruda bulunan işletmeciler, faaliyetlerini çevre mera alanlarına zarar vermeyecek şekilde yürütmekle ve kendilerine tahsis edilen yerleri tahsis süresi bitiminde eski vasfına getirmekle yükümlüdürler. Bu yerler tahsis süresi bitiminde özel sicile kaydedilir.

Komisyon gerektiğinde 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun uygulanmasını Bakanlıktan talep edebilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

15 inci maddeyi okutuyorum:

Tahsis Kararında Değişiklik

MADDE 15. – Köy veya belediyelerin mera, yaylak ve kışlak ihtiyaçlarındaki değişme ve gelişmeler gözönünde tutularak, tahsis kararının değiştirilmesi komisyonun teklifi üzerine valiliğin onayı ile yapılır. Ancak bu değişikliğin yapılabilmesi için, son tahsis kararından itibaren beş yıl geçmiş olması gerekir. Bu süre, 14 üncü maddede öngörülen tahsis amacının değiştirilmesi bakımından uygulanmaz.

Tahsis kararındaki değişiklikler mera, yaylak ve kışlaklarla ilgili özel sicile işlenir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

16 ncı maddeyi okutuyorum:

Zilyetlik Yoluyla Yapılmış Olan Tesciller

MADDE 16. – Komisyonlar, köy ve belediyelere tahsisli veya kadimden beri bu amaçla kullanılan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde zilyedlik yoluyla hasım gösterilmeksizin yapılmış bulunan tescillerin iptalini sağlamak üzere, durumu Hazineye ihbar etmekle yükümlüdürler.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

17 nci maddeyi okutuyorum:

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Mera, Yaylak ve Kışlakların Korunma, Bakım ve Islahı

Sınırların İşaretlenmesi

MADDE 17. – Tespit, tahdit ve tahsis edilen mera, yaylak ve kışlakların çevreleri, teknik esaslara uygun olarak sınır işaretleriyle belirlenir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

18 inci maddeyi okutuyorum:

Mera Araştırma Bölümlerinin Kurulması

MADDE 18. – Mera, yaylak ve kışlakların bakım, ıslah, koruma, kontrol ve uygun kullanımını sağlamak için, araştırma, planlama, ıslah projeleri, otlatma zamanı, kullanma sistemi, koruma ve kontrol  tedbirlerini tespit etmek üzere; Bakanlıkça uygun görülen yerlerde, mevcut ziraî araştırma enstitüleri ve üniversiteler bünyesinde mevzuat çerçevesinde mera araştırma bölümleri kurulur ve mevcut bulunanlar yukarıdaki amaca hizmet edebilecek şekilde yeniden düzenlenebilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde, şahsı adına, Sayın Maliki Ejder Arvas'ın söz talebi var.

Buyurun Sayın Arvas.

MALİKİ EJDER ARVAS (Van) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 231 sıra sayılı Mera Kanunu Tasarısı üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Meclis üyeleri siz değerli parlamenterleri saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; mera kanunu, senelerdir gündeme gelmiş, maalesef, bugüne kadar uygulanamamıştır. Burada, 20 nci Dönem milletvekilleri olarak, ne kadar övünsek azdır. Ülkemiz açısından bu kadar önem arz eden bu kanun tasarısını, 20 nci Dönem milletvekilleri olarak yasalaştıracağız. Bu nedenle, komisyonlarda bu kanun tasarısı üzerinde çaba gösteren değerli arkadaşlarımızı, bu tasarıyı Meclis gündemine getirmesinden dolayı, canı gönülden tebrik ediyorum. ("Bravo" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, hakikaten, mera, ülkemiz açısından çok önem arz eden bir unsurdur, hele hele benim mesleğim olan hayvancılık sektöründe çok önem arz etmektedir. Buna sayısal açıdan bakacak olursak, cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarında 40 milyon hektar meramız varken, son zamanlarda 20 milyon hektara düşmüştür. Bu ne demektir? Bu, Türkiye'de hayvancılık, tarım, ormancılık yok demektir. Meranın ülkemiz açısından, hayvancılık sektöründe olsun, tarım sektöründe olsun, ormancılıkta olsun çok önem arz ettiği bilinmektedir.

Değerli milletvekilleri, bakın, bir zamanlar, ülkemiz, hayvancılık sektöründe pazar bulamazken, bugün, delidanalara, hormonlu etlere pazar yeri olmuştur. Ne üzücü bir olaydır ki, bugün, memleketimiz, hayvancılık sektöründe olsun, tarımda olsun dünya ülkeleri arasında sayılan ülkelerden biriydi, maalesef, şimdi, yeni gelişmiş ülkeler seviyesine inmiş bulunuyoruz. Onun içindir ki, meracılığın ülkemiz açısından çok önem arz ettiğini belirtiyor ve 37 maddelik bu kanun tasarısını hazırlayan arkadaşlarımı canı gönülden tebrik ediyorum. Hakikaten güzel bir olaydır. Bundan sonra, tahrip olan, erozyona uğrayan meralarımızın, bu kanun doğrultusunda, bu kanun sayesinde yeniden ele alınıp, ülkemiz açısından büyük fayda temin edileceğini şimdiden ümit ediyorum. Örneğin, Vanımızda beş yıl öncesinde Van Gölünün kabarmasından dolayı 26 bin hektar arazimiz sular altında kalmıştır. Bunun 2 400 hektarı tarla, 23 500 hektarı mera ve çayırdan ibarettir; bunun yanı başında 6 bin kavak ve meyve ağacı ile 270 mesken sular altında kalmıştır. Serhat ilçemiz -il namzetliği taşıyan, benim ilçem- Erciş, Kasımbağı Köyü, Çelebibağı Köyü, Gölağzı Mahallesi, Tekevler Mahallesi de bundan büyük bir zarar görmüştür. Bu yörede çiftçilikle, hayvancılıkla uğraşan insanımız göçe maruz kalmıştır. Devlet olarak, Sayın Tarım Bakanımızdan, bu yöredeki çiftçilerimizin bir an önce yaralarının sarılmasını da özellikle istirham ediyorum.

Değerli milletvekilleri, daha anlatacağımız çok şeyler var. Tabiî, bu kısa süre içerisine sığdıramadığımdan dolayı, bu mera kanununun ülkemize, milletimize, insanımıza hayırlara vesile olmasını Cenabı Hak'tan niyaz ediyorum. Siz değerli milletvekillerini ve bu kanunda emeği geçen komisyon üyesi arkadaşlarımı da canı gönülden tebrik ediyorum; hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Arvas.

Madde üzerinde başka söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

19 uncu maddeyi okutuyorum:

Mera Yaylak ve KışlaklarınKorunması

MADDE 19. – Muhtarlar ve belediye başkanları; mera, yaylak ve kışlakların ve sınır işaretlerinin korunmasından ve ayrıca tahsis amacına göre en iyi şekilde kullanılmasının sağlanmasından sorumludur. Muhtarlar ve belediye başkanları ayrıca, geliştirme projelerinde öngörülen hususların yerine getirilmesinde, kamu görevlilerine yardımcı olmakla görevli ve sorumludurlar.

Bu amaçla ilgili köy ve belediyelerde “Mera Yönetim Birlikleri” kurulur. Mera Yönetim Birliklerinin kuruluş ve çalışma esas ve usulleri yönetmelikle belirlenir.

Muhtarlar ve belediye başkanları, Mera, yaylak ve kışlaklara tecavüz olduğu takdirde durumu derhal Bakanlık il ve ilçe müdürlüğüne, il ve ilçe müdürlükleri de valilik veya kaymakamlığa bildirmekle yükümlüdürler. Bu makamlarca 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun veya 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesi uyarınca gerekli işlemleri yapılır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

20 nci maddeyi okutuyorum:

İnşaat Yasağı

MADDE 20. – Yaylak ve kışlaklarda, 442 sayılı Köy Kanununda öngörülen inşaatlar ile valiliklerden izin alınmak suretiyle imar mevzuatına göre yapılacak kullanma amacına uygun mandıra, suluk, sundurma ve süreklilik göstermeyen barınak ve ağıllar ile Turizm Bakanlığının talebi üzerine turizme açılması uygun görülen bölgelerde ahşap yapılar dışında ev, ahır ve benzeri inşaatlar yapılamaz.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

21 inci maddeyi okutuyorum:

BEŞİNCİ BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Mera, Yaylak ve Kışlak İddiasının İspatı

MADDE 21. – Bu Kanuna göre tahsis yapılmış olan köy veya belediyelerde, mera, yaylak ve kışlak alanları ile ilgili iddialar, ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünde tutulan özel sicillerin tanziminden sonra, ancak bu sicildeki kayda dayanılarak ispat edilir.

Tahsis kararlarında belirtilen haklara tahsislerin kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra tespitlerden önceki hukukî sebeplere dayanılarak itiraz edilemez ve bunlara karşı dava açılamaz.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

22 nci maddeyi okutuyorum:

Yararlanma Hakkı ve Kapsamı

MADDE 22. – Çiftçi ailelerinin bir mera, yaylak ve kışlaktan yararlanabilmeleri için, bu yerin bulunduğu köy veya belediye sınırları içinde, tahsisin yapıldığı tarihte en az altı aydan beri ikâmet ediyor olmaları gerekir. Ancak, Devletçe naklen yerleştirilenler için bu şart aranmaz.

Köy ve belediye sınırları içinde arazisi olmakla birlikte tahsis kararı kapsamına girmeyen çiftçi aileleri, o köy veya belediyeye tahsis edilen mera, yaylak ve kışlaktan yararlanamazlar.

Başka yere yerleşme amacı ile bulundukları yeri terk eden çiftçi aileleri, yararlanma hakkını kaybeder. Ancak, bunların sürekli ikâmet amacıyla geri dönmeleri halinde, bu hak komisyon kararı ile tanınabilir.

Göçerlerin mera, yaylak ve kışlaklardan yararlandırılmalarında bu Kanun hükümleri uygulanır.

Göçerlerle ilgili uygulama usul ve esaslar, Yönetmelikle düzenlenir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

23 üncü maddeyi okutuyorum:

Aşırı Otlatmanın Önlenmesi

MADDE 23. – Mera, yaylak ve kışlağa, komisyonun tahsis kararında belirtilen miktardan fazla hayvan sokulamaz.

Ancak, daha sonra bakım, koruma ve ıslah sonucu mera, yaylak ve kışlağın otlatma ve barındırma kapasitesinde bir artışın olması halinde, köy veya belediyelerin teklifi üzerine veya doğrudan doğruya komisyonca yeniden tespit yapılarak otlatılacak hayvan miktarı artırılabilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

24 üncü maddeyi okutuyorum:

Sonradan Yerleşenlerle Yeni Ailelerin Yararlanma Hakkı

MADDE 24. – Köy veya belediye sınırları içinde çiftçilikle geçinmek üzere yerleşenlerle bu yerleşim yerinde oturup yeni aile kuranlara; mera, yaylak ve kışlağın o tarihteki yeterlilik durumu dikkate alınarak, komisyon tarafından yararlanma hakkı tanınabilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde şahsı adına Sayın Ahmet Nurettin Aydın'ın söz talebi var.

Sayın Nurettin Aydın?.. Yok.

Madde üzerinde önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

25 inci maddeyi okutuyorum:

İhtiyaç Fazlası Ürünlerin Satılması

MADDE 25. – Mera, yaylak ve kışlaklardan elde edilen ürünlerin ihtiyaç fazlası, Mera Yönetim Birlikleri kararı ile satılabilir. Bu satıştan elde edilen gelir, mera alanlarının geliştirilmesi amacı ile köy sandığına veya belediye bütçesinde ayrı bir hesaba gelir kaydedilir ve amacı dışında kullanılamaz.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler_ Kabul etmeyenler_ Kabul edilmiştir.

26 ncı maddeyi okutuyorum:

Mera, Yaylak ve Kışlaklardan Yararlananların Yükümlülükleri

MADDE 26. – Mera, yaylak ve kışlaklardan yararlanan çiftçi aileleri, yapılacak bakım ve ıslah çalışmalarına ait giderlere, komisyonca gerekli görülmesi halinde, valiliğin onayı ile belirlenecek süre ve miktarlarda katılmakla yükümlüdürler. Bu katılma şekli nakdî olabileceği gibi, işçilik, araç, makine veya bunların işletme giderleri şeklinde de olabilir.

Mera, yaylak ve kışlaklardan komisyonca tespit edilecek otlatma haklarına göre yararlanacak hak sahipleri bölgenin ekonomik durumu, otlatma kapasitesi ve otlatma süresi dikkate alınarak, komisyonca her yıl tespit edilecek belli bir ücreti ödemekle yükümlüdürler. Bu alanlarda otlatma hakkının üstünde hayvan otlatılamaz, otlatma haklarından fazla hayvan otlatanlardan bu ücret, fazla her hayvan sayısı için üç katı olarak tahsil edilir. Muhtarlık veya belediyeler tarafından bu amaçla yapılacak tahsilat, o yerin mera alanlarının ıslah ve geliştirilmesi amacı ile köy sandığına veya belediye bütçesinde ayrı bir hesaba gelir kaydedilir ve amacı dışında kullanılamaz.

Komisyonca tespit edilen ücret ve para cezalarının takip ve tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler_ Kabul etmeyenler_ Kabul edilmiştir.

27 nci maddeyi okutuyorum:

Yükümlülükleri Yerine Getirmeyenler

MADDE 27. – 26 ncı maddede öngörülen hususlara riayet etmeyen ve yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin mera, yaylak ve kışlaklardan yararlanma hakları, Bakanlık taşra teşkilatının teklifi ve valilik onayı ile en az 7 gün, en çok 30 gün süre ile geçici olarak, aynı fiilin tekrarı halinde ise yararlanma hakkı bir otlatma dönemi için iptal edilir.

Yasaklanmış yerlerde hayvanlarını otlatmaya devam edenlerle mera, yaylak ve kışlak arazisini sürmek sureti ile tahrip edenler ve izinsiz inşaat yapanlar hakkında, valilik tarafından 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun ile Türk Ceza Kanununun 513 üncü ve devamı maddelerine göre gerekli kanunî işlem yapılır.

Birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen fiilleri işleyenleri zamanında duyurmayan muhtar, belediye başkanı gibi bu Kanunun uygulanmasında görev ve sorumluluk verilen kişiler hakkında, genel hükümlere göre işlem yapılır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

28 inci maddeyi okutuyorum:

Orman Bölgelerinden Yararlanma

MADDE 28. – Orman bölgelerindeki köy ve belediyelere tahsis edilen mera, yaylak ve kışlaklardan o köy veya belediye halkı, bu Kanun ve 6831 sayılı Orman Kanunu gereğince konulan kayıtlara uymak şartı ile yararlanırlar.

Orman Bakanlığı, orman içi, orman kenarı ve orman üst sınırı mera, yaylak, kışlak ve otlakların koruma, bakım ve ıslahı konusunda kanunlar ile verilen görevi yapmaya devam eder.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

29 uncu maddeyi okutuyorum:

Sınır Değişikliği

MADDE 29. – Özel kanunları gereğince köy ve belediye veya diğer mülkî idare sınırlarında yapılacak değişiklikler, mera, yaylak ve kışlaklara ilişkin tahsis kararlarını etkilemez.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

30 uncu maddeyi okutuyorum:

Fon Kurulması

MADDE 30. – Bu Kanunda verilen görevlerin gerçekleşmesi ile ilgili olarak Bakanlığın yönetiminde “Mera Fonu” adı ile bir fon kurulur. Fonun gelirleri T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünde açılacak bir hesaba yatırılır. Fonun işletilmesi ile ilgili hususlar yönetmelikle belirlenir.

a) Fonun gelirleri şunlardır:

1. Bakanlık Bütçesinden en az binde bir oranında fona aktarılaracak ödenek,

2. Bu Kanuna göre otlatma amacıyla kiraya verilen mera, yaylak ve kışlaklardan yönetmelikte belirtilen usule göre alınacak ücretler,

3. Yurt dışından ithal edilen, canlı hayvanların CIF bedelinin yüzde beş’i ile hayvansal ürünlerin CIF bedelinin, yüzde sekizi

4. Süt işleyen kuruluşlarca; üreticiden satın alınan sütün satınalma bedelinden kesilecek yüzde biri

5. Yurt içinde yetiştirilen ve satışı yapılan büyükbaş ve küçükbaş canlı hayvanların satış bedelinin satıcıdan alınacak binde biri,

6. Tahsis amacının değiştirilmesi için başvuruda bulunan gerçek ve tüzelkişilerden, tahsis amacı değiştirilen meradan elde olunacak yirmi yıllık gelir esas alınarak, komisyonca tespit edilecek miktarda alınacak ücret,

7. Yayla turizmi amacıyla 20 nci madde çerçevesinde verilecek yapı izinlerinden valiliklerce tespit edilecek miktarda alınan yapı ruhsat ücretleri ile bu yerlerin yıllık kira bedelleri,

8. Yurt dışından ithal edilen alkollü içki, tütün ve tütün mamullerinin ithal bedelinin yüzde üçü,

9. Çevre Koruma Fonundan, yüzde bir oranından az olmamak üzere Bakanlar Kurulunca aktarılacak miktar,

10. Her türlü bağış ve yardımlar.

b) Fonun giderleri şunlardır:

1. Uygulamanın gereği olarak yapılacak yatırım ve harcamalarla gerekli araç, gereç ve malzeme alımları,

2. Mera, yaylak ve kışlakların ıslahı, bakımı ve geliştirilmesi ile ilgili giderler,

3. Yem bitkileri ekilişlerinin geliştirilmesi amacıyla uygulanacak proje giderleri,

4. Uygulama gereği olarak yapılacak eğitim giderleri,

5. Uygulamanın gerektirdiği cari giderler,

6. Bu Kanunun uygulanmasında gerekli olan diğer giderler.

BAŞKAN – Madde üzerinde, kişisel söz talepleri vardır.

Sayın Kâzım Üstüner; buyurun.

KÂZIM ÜSTÜNER (Burdur) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Mera Yasa Tasarısının maddî temelleri açısından çok önemli bir maddeyi görüşüyoruz. Yurt dışından ithal edilen canlı hayvanların CIF bedelinin yüzde 5'i ile hayvansal ürünlerin CIF bedelinin yüzde 8'inin fona gelir kaydedilmesi son derece isabetlidir.

Ancak, bunun yanı sıra "Süt işleyen kuruluşlarca, üreticiden satın alınan sütün satın alma bedelinden kesilecek yüzde 1" gibi bir fıkra vardır, ki, bu, bence, süt yetiştiricilerimiz için son derece haksız bir uygulama olacaktır; çünkü, özellikle, son yıllarda, yurt dışından ithal ettiğimiz süttozlarıyla süt üreticimiz haksız rekabetle karşı karşıya bırakılmıştır.

Diğer taraftan, yıllardan beri, sütte, litre başına 3 bin Türk Lirası teşvik primi veriyoruz; bu, yüzde 3'ler seviyesinde kalmıştır. Süt üreticisine istenilen oranda teşvik yapamadığımız ortada iken, diğer taraftan köye hizmet götürme birliklerinin süt bedelinden yüzde 1, yüzde 2 oranında para kestiği ortada iken, süt üreticilerinden litre başına tekrar yüzde 1 kesmemiz, vermekte olduğumuz 3 bin lira teşvik primini hepten ortadan kaldıracak niteliktedir. O açıdan, bu yüzde 1 oranının, binde 1 şeklinde düzeltilmesi son derece isabetli olacaktır; çünkü, süt inekçiliği olmadan, büyükbaş hayvancılık olamaz. Son yıllarda, büyükbaş hayvancılığımızın gerek sayısal gerek niteliksel anlamda çok gerilerde olduğu ortadadır. O açıdan, Genel Kurulumuzun, bu yüzde 1 oranını, binde 1 şeklinde düzeltmesi isabetli olacaktır. O açıdan, bu maddenin 4 üncü bölümünün tekrar dikkatle gözden geçirilmesi isabetli olacaktır; çünkü, gelişmiş ülkelerde süt üretimi yüzde 100'lere varan teşviklerle desteklenmektedir; bizde ise, açık söyleyeyim, ancak seçim zamanlarında hatırlanmakta, hayvancılık teşvik edilmektedir. O açıdan, bu yüzde 1 oranının binde 1 olarak değiştirilmesini arz ediyor, saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Üstüner.

Sayın Ahmet Küçük...

AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) – Vazgeçiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Ahmet Küçük, şahsı adına söz talebinden vazgeçti.

Madde üzerinde verilmiş 3 önerge var; önergeleri, önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra da aykırılık derecesine göre işleme koyacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Genel Kurulda görüşülmekte olan 231 sıra sayılı Mera Kanunu Tasarısının 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mahmut Yılbaş Zeki Ertugay Latif Öztek

Van Erzurum Samsun

Mete Bülgün Recep Mızrak Mustafa İlimen

Çankırı Kırıkkale Edirne

"Bu Kanunda verilen görevlerin gerçekleşmesiyle ilgili olarak Bakanlığın yönetiminde "Mera Fonu" adıyla bir fon kurulur. Fonun gelirleri Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünde açılacak bir hesapta toplanır. Fonun gelirleri tahsilatın yapıldığı tarihi takip eden ayın en geç 15'ine kadar Mera Fonunun gider hesabına yatırılır. Fonun işletilmesiyle ilgili hususlar yönetmelikle belirlenir."

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 231 sıra sayılı Mera Kanun Tasarısının 30 uncu maddesinin sonuna aşağıdaki fıkraların eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Mahmut Yılbaş Zeki Ertugay Latif Öztek

Van Erzurum Samsun

Kâzım Üstüner Mete Bülgün Recep Mızrak

Burdur Çankırı Kırıkkale

"Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin 1 numaralı altbendinde belirtilen pay ilgili kurum tarafından yıllık bütçesinin hazırlanması sırasında hesaplanarak bütçesinin transfer tespitine ödenek olarak konur. Transfer tespitine konan bu ödenek, bütçenin başlangıcını takip eden bir ay içinde Mera Fonu gider hesabına aktarılır. "

"Yukarıda belirtilen gelirler Kurumlar Vergisinden, yapılacak bağışlar ve yardımlar ise Veraset ve İntikal Vergisinden muaftır. "

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım önergeyi, en aykırı önerge olarak hemen işleme alacağım. Bu nedenle, dikkatle dinlenilmesini, özellikle Komisyon ve Hükümetin dikkatle dinlemelerini diliyorum.

Üçüncü önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 231 sıra sayılı Kanun Tasarısının 30 uncu maddesinin (a) bendinin dördüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yusuf Öztop Ahmet Küçük Mahmut Işık

Antalya Çanakkale Sıvas

Nihat Matkap Ayhan Fırat

Hatay Malatya

"Süt işleyen kuruluşlarca üreticiden satın alınan sütün, satın alma bedelinden kesilecek binde biri"

BAŞKAN – Sayın Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?

TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge sahipleri, konuşacak mısınız, gerekçeyi mi okuyalım?

AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) – Konuşacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Küçük.

AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bugün çok önemli ve yıllardır kadük kalan bir yasayı hep beraber çıkarmanın onurunu yaşıyoruz.

Türkiye'de bu yasayı çıkarmakla hayvancılığın gelişmesinin önündeki en büyük engel olan kaba yem açığının kapatılması yönündeki en büyük adımı atmış olacağız; aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti topraklarının en büyük düşmanı olan erozyon tehlikesine de önemli bir darbe indirmiş olacağız. Bu anlamda, hayvancılıkla uğraşan insanlara çevresel kaygı taşıyan herkese bu konuda bir sevinme payı düşüyor; bu payı hep birlikte sizlerle paylaştığım için de çok sevinçliyim.

Değerli arkadaşlarım, burada bir Mera Kanunu çıkarıyoruz. Tabiî bu yasanın uygulanabilmesi için de bir fon oluşturuldu. Tabiî ki, meranın ıslahı için paraya ihtiyaç var; bu bir gerçek. Bu paranın oluşumu için de, demin başından beri anlatılan gelirlerin oluşumu için birtakım maddeler sıralandı. Benden önce konuşan DSP'li Kâzım Üstüner arkadaşım, benim şahsen düşüncelerimin birçok kısmını dile getirdi. Anladığım kadarıyla, onun da aklından geçen bu önergeye destek olmak; onu ifade etti. Kendisine çok teşekkür ediyorum ve birçok arkadaşımın da bu düşüncede olduğu zannediyorum.

Şimdi, burada "süt işleyen kuruluşlarca üreticiden satın alınan sütün satın alma bedelinden kesilecek yüzde 1" deniyor. Değerli arkadaşlarım, bu çok bir para gibi görülmeyebilir; ama, olana para vermek kolaydır, olmayana vermek zordur. Kaldı ki, bugün, zaten süt üreticisinden, sütün pazarlanması nedeniyle, Köylere Hizmet Götürme Birliği, kaymakamlık aracılığıyla da zaten yüzde 1'le 2 arası para almaktadır. Ayrıca, stopaj nedeniyle de yüzde 1 nispetinde bir para kesintisi yapılmaktadır. Bir daha yüzde 1 kesinti yapılmasının hayvancılığa ne kadar katkı vereceği tartışılır diye düşünüyorum, bu nedenle buna karşıyız; bu bir.

İkincisi: 30 uncu maddenin (a) fıkrasının 5 inci bendinde "Yurt içinde yetiştirilen ve satışı yapılan büyükbaş ve küçükbaş canlı hayvanların satış bedelinin satıcıdan alınacak binde 1'i " deniliyor. Yani, canlı hayvandan binde 1 alıyoruz; sütten yüzde 1 alıyoruz_ Bu nasıl mantık?! Bu mantığın yanlışlığını, biz, Komisyonda arkadaşlarımıza izah etme gayreti içerisinde bulunduk; maalesef, demek ki, izah edemedik; muhalefet şerhimizi de koyduk. Bu aşamada, bu yanlışlığın, burada, Genel Kurulda düzeltilmesini talep ediyoruz.

Bu kanunun uygulanabilir olmasını diliyoruz. Kanun çıkarmak esas değil; kanunun uygulanabilmesi esastır. O nedenle, bu yüzde 1'lik kesinti, üreticiye bir darbedir. Bu anlamda, bu yüzde 1'in, illâ alınacaksa binde 1'e düşürülmesini bu önergeyle teklif ediyoruz ve inanıyorum ki, burada, üreticinin sorunlarını bilen; nasıl üretim yaptıklarını bilen; sütün, ineğin memesinden nasıl çıktığını bilen arkadaşlarım bu önergeye destek vereceklerdir.

Gördüğüm kadarıyla, mera kanununu çıkmış kabul ediyorum. Öncelikle tüm yurttaşlarımıza; ama, meralardan faydalanacak olan hayvancılıkla uğraşan arkadaşlarımıza, hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.

Türkiye hayvancılığı için tarihî bir günü hep birlikte yaşıyoruz. Bunu göreceğiz, tarihe yazılacağız.

Bu vesileyle, en derin sevgilerimle hepinize tekrar teşekkür ediyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.(Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Küçük.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

İkinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Genel Kurulda görüşülmekte olan 231 sıra sayılı Mera Kanunu Tasarısının 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Zeki Ertugay

(Erzurum)

ve arkadaşları

"Bu kanunda verilen görevlerin gerçekleşmesiyle ilgili olarak, Bakanlığın yönetiminde 'Mera Fonu' adıyla bir fon kurulur. Fonun gelirleri, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünde açılacak bir hesapta toplanır. Fonun gelirleri, tahsilatın yapıldığı tarihi takip eden ayın en geç 15'ine kadar Mera Fonunun gider hesabına yatırılır. Fonun işletilmesiyle ilgili hususlar yönetmelikle belirlenir."

BAŞKAN – Sayın Komisyon?..

TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Üçüncü önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 231 sıra sayılı Mera Kanunu Tasarısının 30 uncu maddesinin sonuna aşağıdaki fıkraların eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Zeki Ertugay

(Erzurum)

ve arkadaşları

"Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin bir numaralı alt bendinde belirtilen pay, ilgili kurum tarafından, yıllık bütçesinin hazırlanması sırasında hesaplanarak, bütçesinin transfer tertibine ödenek olarak konur. Transfer tertibine konulan bu ödenek, bütçenin başlangıcını takip eden bir ay içinde mera fonu gider hesabına aktarılır."

"Yukarıda belirtilen gelirler, Kurumlar Vergisinden, yapılacak bağışlar ve yardımlar ise Veraset ve İntikal Vergisinden muaftır."

BAŞKAN – Sayın Komisyon?...

TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Efendim, madde üzerinde bir önerge daha geldi Sayın Musa Demirci ve arkadaşlarının; ancak, hem gerekçesi yok, önerge biraz eksik hem de aykırılık derecesine göre işleme başladıktan sonra geldi; onun için, işleme alamıyorum.

Maddeyi, kabul edilen önergeler doğrultusunda okunan biçimiyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

31 inci maddeyi okutuyorum:

Yönetmelik

MADDE 31. – Bu Kanunun uygulanması ile ilgili hususlar; ilgili bakanlıklar ve kuruluşların da görüşleri alınarak Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

32 nci maddeyi okutuyorum:

ALTINCI BÖLÜM

Değiştirilen ve Yürürlükten Kaldırılan Hükümler

MADDE 32. – 9.5.1985 tarih ve 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (f) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“f) Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya özel mülkiyetinde bulunan yabanî fıstıklık, zeytinlik, sakızlık, harnupluk ve makiliklerin altyapı tesislerini imâr, ıslah ve ihya etmek için gerekli projeleri ve programları hazırlamak, hazırlatmak, tasvip edilenleri uygulamak ve uygulatmak.”

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

33 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 33. – 3.4.1930 tarih ve 1580 sayılı Belediye Kanununun 159 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 159. – Belediye sınırları içinde sahipsiz arazi mahiyetindeki seyrangâh, harman yeri, koruluk ve bataklıkların ve belediye marifetiyle deniz, nehir ve gölden doldurulmuş olan yerlerin ve yıkılmış kale ve kulelerin metruk arsaları ve enkazının tasarruf, idare ve nezareti kaffei hukuk ve vecaibi ve varidatı ile beraber belediyelere devrolunur.”

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

34 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 34. – 18.3.1924 tarih ve 442 sayılı Köy Kanununun 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 6. – Birkaç köy arasında müşterek olan sıvat, sulak, pınar ve baltalık gibi yerler eğer bir köy sınırı içinde kalıyorsa o köyün malı olmakla beraber diğer köyler de eskisi gibi istifade ederler.

Bu gibi müşterek yerler bir köy sınırı içinde kalmıyorsa buralardan istifade eden köylerin müştereken malı olup her köyün sınır kağıdında bu hakları yazılır ve müştereken koruyup eskisi gibi istifade ederler.”

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi? Yok

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

35 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 35. – 3.5.1985 tarih ve 3194 sayılı İmâr Kanununun 11 inci maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Hazırlanan imâr planı sınırları içindeki kadastral yollar ile meydanlar, imâr planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybederek, onaylanmış imâr planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar.”

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

36 ncı maddeyi okutuyorum:

Yürürlükten Kaldırılan Hükümler

MADDE 36. – 1) 17.10.1983 tarih ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanunun 10 uncu maddesi,

2) 22.11.1984 tarih ve 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 15 inci maddesi,

3) 26.2.1985 tarih ve 3155 sayılı Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin (d) bendi ve 10 uncu maddesinin (c)bendi,

4) 9.5.1985 tarih ve 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin (d) bendi,

5) 7 Ramazan 1274 tarihli Kanunname-i Arazinin 97, 98, 99, 100, 101, 102 ve 105 inci maddeleri,

Yürürlükten kaldırılmıştır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi? Yok

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Geçici madde 1'i okutuyorum:

YEDİNCİ BÖLÜM

Geçici ve Son Hükümler

GEÇİCİ MADDE 1. – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce mera, yaylak ve kışlaklarla ilgili olarak adlî yargıda görülmekte olan davalara devam olunur. Komisyonlar, bu davaların sonuçlanmasını bekler.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

37 nci maddeyi okutuyorum:

Yürürlük

MADDE 37. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

38 İnci maddeyi okutuyorum:

Yürütme

MADDE 38. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Önerge yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir; ancak, tasarının tümünü oylamadan önce, oyunun rengini belli etmek üzere ve lehinde Sayın Kamer Genç söz istemiştir.

Buyurun Sayın Genç. (Alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biliyorsunuz, Meclis Başkan ve Başkanvekillerinin, ancak bu safhada bir konuşma imkânı var. Meclis çalışmalarına katılmaları için, Anayasa ve İçtüzüğe göre, ancak oyunun rengini belirtmek amacıyla söz alma hakları vardır; Meclis çalışmalarına katılma hakları biraz sınırlıdır.

Efendim, tabiî, uzun süreden beri, böyle bir tasarının kanunlaşması bekleniyordu. Özellikle, Doğru Yol Partisince de hazırlanan bu kanun tasarısının, Genel Kurul tarafından kabulünden dolayı hepimiz büyük bir mutluluk duyuyoruz. Mera ve yaylaklar, Türkiye'nin tarım politikasının belirlenmesi bakımından gerçekten çok önemli unsurlardır.

Ben, bu vesileyle, kendi ilimdeki meraların, yaylaların ve hayvancılıkla uğraşan kişilerin içinde bulundukları sıkıntıları da belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, Tunceli'nin Çemişkezek, Pertek ve Hozat İlçelerinde çok büyük bir hayvancılık ve koyunculuk potansiyeli var. Ancak, terör başlayınca, bu ilin hudutları içerisinde bulunan Pülümür'de, Ovacık'ta, Nazımiye'de, Hozat'ta bütün yaylalar yasak edildi; ama, aynı şekilde terörden mustarip olan Erzincan ve Erzurum yaylaları açık kaldı. Eskiden bu yaylalar için, bu yörenin müstahsilleri, yani, tarım üreticileri çok düşük bir kira ödüyorlardı ve hayvanlar da yaylaya zamanında çıkıyordu.

Terör zamanında, çok büyük bir hayvan besleyicisi durumunda olan bu yöre insanları çok mağdur oldu. Hep bunlarla uğraştık. İşte, mülkî idarelere gidiyoruz, mülkî idaredeki kişiler "askerî erkanın bize müsaade etmesi lazım" diyor; askere gidiyoruz, askerî kişiler, oradaki ilgili kumandanlar "efendim, bunlar valinin yetkisindedir" diyor. Vatandaş, böyle bir ikilem içinde, ne yapacağı belirsiz bir vaziyette, uzun zamandır bu yaylaların açılmasını beklemektedir.

Aslında, bu bölgede, hayvanların, mart veya nisan aylarında yaylaya çıkması lazım; çünkü, biliyorsunuz, koyun, sıcaktan çok etkilenen bir hayvandır. Böyle, topu, o ona atar, o ona atar; Tunceli hudutları içindeki yaylalar kapatılır ve müstahsillere de "kardeşim, biz, sana, ancak Erzurum yaylalarını açarız, Erzurum yaylalarına gitmek için de hayvanlarını yürütemezsin" derler. Ya ne yapacaksın; kamyon tutacaksın; hem de kamyonla, Tunceli üzerinden de geçmeyeceksin, ta bilmem Bingöl üzerinden geçeceksin, yaylalara öyle gideceksin...

Arkadaşlar, bu derdi çok çeken bir insan olarak, hele, hayvancılıkla uğraşan bu ailelerin ıstıraplarını, sıkıntılarını gören, bu üzüntü ve ıstırabı vicdanında hisseden bir milletvekili olarak, bu yasa vesilesiyle bu konuyu dile getirmeyi vicdanî bir görev bildim.

Şimdi, artık, bu şekildeki uygulamaların ortadan kalkmasını istiyorum. Yani, kestirme yoldan; mesela, tedbir alınarak, güvenlik önlemleri alınarak, pekala, o hayvanların, iki üç gün içinde, normal olarak yaylalara gitmesi gerekirken "yok, ille kamyon tutacaksınız" diyorlar. Kamyonlar tutuluyor, hayvanlar kamyonlara bindiriliyor; ama, geliyor, işte, Pertek'te feribotta kalıyor saatlerce. Mesela, ben bir gün Meclisi yönetirken, Ovacık İlçesinde, koyunları kamyonların üzerinde 72 saat beklettiler. O 72 saat boyunca, hiç olmazsa, koyunları oradan indirip de otlatma imkânını bile sağlamadılar.

Sayın milletvekilleri, hakikaten, sizlere, bu anlattığım şeyler belki hayal gelir; ama, bunlar gerçek. Bizler milletvekiliyiz; Türk Ulusunun, Türk Halkının seçtiği birer milletvekili olarak gerçekleri ve bu insanların çektiği ıstırabı burada en yalın şekilde dile getirmek zorunda olduğumuzu da belirtmek istiyorum. Yani, bu kadar ıstırap içerisinde, bu kadar acı içerisinde bir hayvancılık faaliyeti yürütülüyor. Yürütülen bu hayvancılık faaliyeti sonunda da hayvan sahiplerinin cebine bir kuruş girmiyor. Nasıl girmiyor; işte, belirli yerlerdeki yayla sahiplerine büyük paralar ödeniyor; ayrıca, kamyon sahiplerine büyük paralar ödeniyor; zaman zaman da, güvenlik kuvvetlerinin bazı birimleri, bir bakıyorsunuz, hayvanları dağa çıkarmak için veya dağdan indirmek için çok çeşitli entrikalar çeviriyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen, toparlayalım. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Devamla) – Toparlıyorum efendim.

Değerli arkadaşlarım, bu, çok önemli bir sorun. Bakın, bizim insanlarımızın köyleri yanmış, yaylaları açık değil; her tarafta, insanlık için yaşanması gereken koşulların en alt düzeyindeki şartlar yok. Ben, bunları burada belirtmek istiyorum ki -bu kanun tasarısını da çıkardık- bundan sonra, Tunceli havalisindeki yaylaların artık serbest olması lazım. Zaten, terör de, istense kısa zamanda biter bu bölgede; çünkü, artık, terörün burada yaşaması için gerekli halk desteğinin yüzde 95'i kaybolmuştur; ama, yeter ki, bunun bitirilmesi istensin; bunları her yerde de söylüyorum ben.

Onun için, bu kanun tasarısının çıkması vesilesiyle, önümüzdeki sezonda, Tunceli hudutları içerisindeki yaylaların aşağı yukarı hepsinin serbest olmasını ve otlatmaya açılmasını istiyorum; bir.

İkincisi, yeniden, mülkî idare amirleri, "efendim, kumandana bir soralım"; kumandan "efendim, valinin işidir" deyip, meseleyi, böyle birbirlerine atarak, bu işi hazirana, temmuza kadar uzatmasınlar. Zaten, haziran ve temmuzdan sonra koyunların büyük bir kısmı telef oluyor. Bu sorunu, Hükümetin özellikle çözmesini istiyoruz.

BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen, toparlayalım.

KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, rica ediyorum... Yani, kanun tasarısıyla ilgili önemli...

BAŞKAN – Lütfen toparlayın...

KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, toparlayacağım da...

BAŞKAN – Ama, İkimizin de Başkanvekili olması, beni...

KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, rica ediyorum... Kaç dakikadır konuşuyorum Sayın Başkan?

BAŞKAN – 6 ncı dakika_ Eksüreyi de verdim_ Lütfen...

KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, bakın...

BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen toparlayalım...

KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim toparlayacağım, bir dakika müsaade edin. İsteseydik kanun tasarısının maddelerinde de çıkıp konuşurduk... Rica ediyorum...

Şimdi, burada, bir yöremizin...

BAŞKAN – Sayın Genç... Sayın Genç, lütfen toparlayalım...

KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, toparlıyorum_ Bir dakika_

BAŞKAN – Ben, sayın genel başkanlara, başbakanlara göstermediğim bir müsamahayı... Lütfen...

KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, bakın, oyunuzun rengini belirtmek üzere kürsüye çıktığınız zaman bir süre yok efendim.

BAŞKAN – Bunun süresinin ne olduğunu siz de benim kadar biliyorsunuz...

KAMER GENÇ (Devamla) – Ben de biliyorum; ama, kısa ve öz bir konuşma yapacağım.

BAŞKAN –Sözünüzü toparlayın diyorum...

KAMER GENÇ (Devamla) – Sayın Başkan, 1 dakika müsaade edin de...

BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen, 1 dakika içinde toparlayın.

KAMER GENÇ (Devamla) – Bağlayacağım efendim.

Sayın milletvekilleri, özellikle Hükümetten rica ediyorum, bu müstahsillerin tekrar büyük bir mağduriyete maruz kalmamaları ve kazançlarının, kamyoncunun şunun bunun cebine gitmemesi için, önümüzdeki sezonda, bu görevi, herkesin zamanında yapmasını diliyor, kanun tasarısının da hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Saygılar sunuyorum efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

VELİ ANDAÇ DURAK (Adana) – Oyunun rengini söylemedin!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Şimdi, açık oylamanın biçimi konusunda Genel Kurulun kararını alacağım: Açık oylamanın kupaların sıralar arasında dolaştırılması suretiyle yapılmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kupalar sıralar arasında dolaştırılsın.

(Oylar toplandı)

BAŞKAN – Oyunu kullanmayan sayın var mı? Yok.

Oylama işlemi bitmiştir.

Kupalar kaldırılsın.

(Oyların ayırımı yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Mera Kanunu Tasarısının yapılan açık oylamasına 222 sayın üye katılmış; kabul 215, mükerrer 7 oy çıkmış olup; ret yok, çekimser yok. Böylece, tasarı kanunlaşmıştır. (Alkışlar)

Hayırlı olmasını diliyorum ve Genel Kurula bu uyumlu çalışması için teşekkür etmek üzere söz talebinde bulunan Sayın Mustafa Taşar'ı kürsüye davet ediyorum.

Buyurun Sayın Taşar.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bugün çok mutlu bir günümüzdeyiz; çünkü, 20 inci Dönem Milletvekilleri olarak çiftçinin 37 yıllık rüyasını gerçekleştirdik. Mera Kanununu, bütün partilerin katılımıyla ve süratle bu Meclisten çıkarmış olmanın gururunu taşıyoruz. Onun için, bendeniz Tarım ve Köyişleri Bakanı olarak, bütün değerli milletvekili arkadaşlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum, Türk çiftçisi adına sizleri kutluyorum.

Bu Mera Kanununu çıkarmakla, mera alanlarından yararlanılmasını, meraların bugünkü durumundan kurtarılmasını ve yurdumuzda mevcut bulunan hayvan varlığının 1/3'ünü besleyecek meraların düzenli bir hale gelmesini sağlayacak bir kanunu çıkarmış olduk.

Burada, Türkiye hayvancılığının bir numaralı meselesinin kabayem açığının kapatılması olduğunu ve bu açığın 30 milyon ton civarında olduğunu düşünürsek, hayvanlarımızın yeterince beslenemediği ve mera hayvancılığının ülkemizde çok büyük bir önem arz ettiğini; ancak, bugüne kadar yasal boşluk nedeniyle meralarımızın rasyonel kullanılmadığını; hatta, var olanlarının da muhafazasında güçlük çektiğimizi ve büyük problemler olduğunu biliyoruz.

Bu kanun tasarısı, bugün, sizlerin oylarıyla kanunlaştı ve bu kanunlaşan tasarıyla, sadece hayvanların beslenmesi ve bu kaynaklardan daha fazla ot elde edilmesi açısından bakılmaması; aynı zamanda, 20 nci Yüzyılın en büyük sorunlarından birisi olan ve son derece ciddî boyutlara ulaşan erozyonla mücadele ve çevre korunmasında da büyük katkılar sağlayacağının bilinmesini arz ediyorum.

Özellikle bu kanunun, otuzyedi yıldır çıkmayan bir kanun olduğunu ifade ettim. Burada, önemli bir şeyi ifade etmeme müsaade buyurmanızı rica edeceğim: Otuzyedi yıldır bu kanun ne zaman Meclise gelmişse, ya seçim olmuş, hükümetler gitmiş ya da normal şartlarda hükümet gitmiş; yani, bu mera kanun tasarısı Meclise ne zaman gelmişse hükümet yıkılmış!.. Bu sefer, ne kadar şanslı bir kulum ki... Elbette, bütün partiler bu konuda çalıştılar. Geçmişte çalışan bütün bakanlara, bürokratlara, TEMA Vakfına, bugün, şu anda Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı olan Sayın Zeki Çakan'a ve bütün Komisyon üyelerine, değerli milletvekillerine ve özellikle, Birinci Tarım Şurasında katkı sağlayan Zeki Ertugay'a, Latif Öztek'e, daha isimlerini sayamadığım diğer bakan arkadaşlarıma; hepsine, hepsine teşekkür ediyorum; çünkü, bu, memleketin gerçekten önemli bir kanunuydu. Ben, 30 Haziranda bakan oldum; 9 Temmuzda, daha önce Başbakanlıktan kanun tasarısı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan bu Mera Kanunu Tasarısının, öncelikli kanunlar arasında görüşülmesi için de Başbakanlığa yazı yazmışız; o da buraya gelmiş ve dolayısıyla, büyük bir konsensüs içerisinde, bu Mera Kanununun çıkmış olmasından dolayı bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Özellikle, bugün, bu kanunun çıkmasında emeği geçen Başkanlık Divanında bulunan değerli Başkanımıza ve Başkanlık Divanı üyelerine, özellikle de stenograf arkadaşlarımıza ve bütün Meclis çalışanlarına, herkese teşekkür ediyorum. Yani, ne kadar teşekkür etsem az; çünkü, çok sevinçliyim, çok büyük bir kanun; memlekete hayırlı olsun.

Hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

4. – Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/217) (S. Sayısı : 132)

BAŞKAN – Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ilişkin kanun tasarısının görüşmelerine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Görüşme ertelenmiştir.

5. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Dışişleri komisyonları raporları (1/486) (S. Sayısı : 161) (1)

BAŞKAN – 5 inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının görüşmelerine başlıyoruz.

Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunuyorum:

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN – Karar yetersayısının aranması talep edildi; arayacağız efendim.

Raporun okunmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Sayın milletvekilleri karar yetersayısı yoktur.

(1) 161 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

ÇEVRE BAKANI İMREN AYKUT (Adana) – Var, var...

BAŞKAN – Yok efendim.

ÇEVRE BAKANI İMREN AYKUT (Adana) – Bence var...

BAŞKAN – Sayın grup başkanvekilleri?..

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – 10 dakika ara verelim efendim.

BAŞKAN – Saat 19.15'te yeniden toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati : 19.06

 

 

 

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.15

BAŞKAN: Başkanvekili Uluç GÜRKAN

KÂTİP ÜYELER: Ünal YAŞAR (Gaziantep), Ali GÜNAYDIN (Konya)

 

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59 uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

VII.– KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

5. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Dışişleri komisyonları raporları (1/486) (S. Sayısı : 161) (Devam)

BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti Arasındaki anlaşma ile ilgili tasarının görüşmelerine geçeceğiz.

Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.

Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım: Raporun okunmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler...

Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı yoktur ve yeniden ara vermemiz halinde de karar yetersayısına ulaşabileceğimiz konusunda bir kanaatimiz yoktur. Bu nedenle, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 26 Şubat 1998 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati : 19.20

 

VI. – SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, irtica ve laiklik kavramlarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’nun yazılı cevabı (7/4248)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Adalet Bakanı Sayın Oltan Sungurlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 13.1.1998

Zeki Ünal

Karaman

1. İrtica nedir? Kanunlarımızda tarifi yapılmış mıdır? Yapılmışsa müeyyidesi nedir?

2. Laiklik nedir? Kanunlarımızda tarifi yapılmış mıdır? Yapılmışsa, müeyyidesi nedir? Yapılmamışsa, “Laiklik karşıtı suç” hangi söz veya fiile göre tebeyyün etmektedir?

 

T.C. Adalet Bakanlığı 23.2.1998 Bakan : 322

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 22.1.1998 tarihli ve Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı ifadeli, A.01.0.GNS.0.10.00.02-

7/4248-10604/26803 sayılı yazınız.

İlgi yazınız ekinde alınan, Karaman Milletvekili Zeki Ünal tarafından Bakanlığıma yöneltilen ve yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/4248 esas sayılı soru önergesine verilen cevap örneği iki nüsha halinde ilişikte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Oltan Sungurlu Adalet Bakanı

Sayın Zeki Ünal Karaman Milletvekili,

Bakanlığıma yöneltilen ve yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/4248 Esas No.lu soru önergesinin cevabı aşağıda belirtilmiştir.

Soru önergesinde konu edilen “irtica” veya “laiklik karşıtı” kavramlarının kanunlarımızda açık bir tanımına yer verilmemiş olmakla birlikte bu kavramların ne şekilde anlaşılması gerektiği hususu, yüksek mahkeme içtihat ve kararlarıyla açıklığa kavuşturulmuş olup 765 sayılı Türk Ceza Kanunu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu ve 2821 sayılı Sendikalar Kanunu gibi bir çok kanunda irticai veya laiklik karşıtı faaliyetlerde bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyidelere yer verilmiş bulunmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Oltan Sungurlu

Adalet Bakanı

 

 

 

Sıra Sayısı : 231

Esas No : 1/509

Mera Kanunu Tasarısına Verilen Oyların Sonucu :

Kanunlaşmıştır.

Üye Sayısı : 550

Kullanılan Oylar : 222

Kabul edenler : 215

Reddedenler : –

Çekimserler : –

Mükerrer Oylar : 7

Geçersiz Oylar : –

Oya Katılmayanlar : 327

Açık Üyelikler : 8

(Kabul Edenler)

ADANA

Uğur Aksöz

İmren Aykut

M. Ali Bilici

Yakup Budak

Mehmet Büyükyılmaz

İ. Cevher Cevheri

M. Halit Dağlı

Veli Andaç Durak

Mustafa Küpeli

Arif Sezer

İbrahim Ertan Yülek

ADIYAMAN

Mahmut Nedim Bilgiç

Celal Topkan

AFYON

İsmet Attila

Osman Hazer

Nuri Yabuz

AĞRI

Cemil Erhan

Yaşar Eryılmaz

AMASYA

Aslan Ali Hatipoğlu

Ahmet İyimaya

ANKARA

Saffet Arıkan Bedük

Ünal Erkan

Mehmet Gölhan

İrfan Köksalan

M. Seyfi Oktay

Mehmet Sağdıç

Rıza Ulucak

ANTALYA

İbrahim Gürdal

Bekir Kumbul

Yusuf Öztop

ARTVİN

Süleyman Hatinoğlu

AYDIN

Nahit Menteşe

Muhammet Polat

BALIKESİR

Tamer Kanber

Mustafa Güven Karahan

İ. Önder Kırlı

BARTIN

Zeki Çakan

Cafer Tufan Yazıcıoğlu

BAYBURT

Ülkü Güney

Suat Pamukçu

BİTLİS

Edip Safder Gaydalı

BOLU

Feti Görür

Abbas İnceayan

Mustafa Karslıoğlu

Mustafa Yünlüoğlu

BURDUR

Mustafa Çiloğlu

Kâzım Üstüner

BURSA

Mehmet Altan Karapaşaoğlu

İlhan Kesici

Cemal Külahlı

Feridun Pehlivan

Turhan Tayan

ÇANAKKALE

Hikmet Aydın

Ahmet Küçük

A. Hamdi Üçpınarlar

ÇANKIRI

Mete Bülgün

ÇORUM

Mehmet Aykaç

DENİZLİ

Hilmi Develi

Mehmet Gözlükaya

EDİRNE

Evren Bulut

Mustafa İlimen

ELAZIĞ

Ömer Naimi Barım

Ahmet Cemil Tunç

ERZURUM

Zeki Ertugay

Lütfü Esengün

Ömer Özyılmaz

Aslan Polat

Şinasi Yavuz

ESKİŞEHİR

Necati Albay

Demir Berberoğlu

Hanifi Demirkol

Mahmut Erdir

GAZİANTEP

Mehmet Batallı

Kahraman Emmioğlu

Ali Ilıksoy

Mehmet Bedri İncetahtacı

Mustafa R. Taşar

Ünal Yaşar

GİRESUN

Burhan Kara

HAKKÂRİ

Naim Geylani

Mustafa Zeydan

HATAY

Ali Günay

Nihat Matkap

IĞDIR

Şamil Ayrım

ISPARTA

Mustafa Köylü

Halil Yıldız

İÇEL

Fevzi Arıcı

Mehmet Emin Aydınbaş

Abdulbaki Gökçel

Rüştü Kâzım Yücelen

İSTANBUL

Bülent Akarcalı

Tayyar Altıkulaç

Ahat Andican

Mehmet Aydın

Ali Coşkun

Halit Dumankaya

Ekrem Erdem

Yılmaz Karakoyunlu

Mehmet Tahir Köse

Emin Kul

Korkut Özal

Ali Talip Özdemir

H. Hüsamettin Özkan

Yusuf Pamuk

Ahmet Tan

Bülent Hasan Tanla

Erdoğan Toprak

Şadan Tuzcu

İZMİR

Ali Rıza Bodur

Işın Çelebi

Şükrü Sina Gürel

Aydın Güven Gürkan

Atilla Mutman

Metin Öney

Ahmet Piriştina

Işılay Saygın

Rifat Serdaroğlu

Hakan Tartan

Zerrin Yeniceli

İsmail Yılmaz

KAHRAMANMARAŞ

Ali Doğan

KARABÜK

Şinasi Altıner

Hayrettin Dilekcan

Erol Karan

KARAMAN

Zeki Ünal

Fikret Ünlü

KARS

Y. Selahattin Beyribey

Çetin Bilgir

Zeki Karabayır

KASTAMONU

Murat Başesgioğlu

Hadi Dilekçi

KAYSERİ

Salih Kapusuz

KIRIKKALE

Hacı Filiz

Recep Mızrak

KIRKLARELİ

A. Sezal Özbek

Cemal Özbilen

KOCAELİ

Bülent Atasayan

Halil Çalık

İsmail Kalkandelen

Bekir Yurdagül

KONYA

Abdullah Turan Bilge

Nezir Büyükcengiz

Mehmet Necati Çetinkaya

Ali Günaydın

Lütfi Yalman

Mehmet Ali Yavuz

KÜTAHYA

Emin Karaa

Mehmet Korkmaz

Metin Perli

MALATYA

Miraç Akdoğan

Metin Emiroğlu

Ayhan Fırat

Fikret Karabekmez

MANİSA

Abdullah Akarsu

Tevfik Diker

Hasan Gülay

Cihan Yazar

MARDİN

Muzaffer Arıkan

Süleyman Çelebi

Ömer Ertaş

MUĞLA

Lale Aytaman

Zeki Çakıroğlu

Mustafa Dedeoğlu

Fikret Uzunhasan

MUŞ

Erkan Kemaloğlu

Sabahattin Yıldız

NEVŞEHİR

Abdülkadir Baş

NİĞDE

Ergun Özkan

ORDU

Nabi Poyraz

Refaiddin Şahin

Şükrü Yürür

RİZE

Hüseyin Avni Kabaoğlu

Ahmet Kabil

SAKARYA

Teoman Akgür

Ahmet Neidim

Ersin Taranoğlu

SAMSUN

Ayhan Gürel

Yalçın Gürtan

Murat Karayalçın

Latif Öztek

SİNOP

Metin Bostancıoğlu

SIVAS

Musa Demirci

Tahsin Irmak

Mahmut Işık

Temel Karamollaoğlu

ŞANLIURFA

Necmettin Cevheri

Seyit Eyyüpoğlu

Eyyüp Cenap Gülpınar

Zülfükar İzol

M. Fevzi Şıhanlıoğlu

ŞIRNAK

Mehmet Salih Yıldırım

TEKİRDAĞ

Fevzi Aytekin

Bayram Fırat Dayanıklı

Nihan İlgün

Enis Sülün

TOKAT

Ali Şevki Erek

Metin Gürdere

Bekir Sobacı

Şahin Ulusoy

TRABZON

Yusuf Bahadır

İbrahim Çebi

Hikmet Sami Türk

TUNCELİ

Kamer Genç

Orhan Veli Yıldırım

UŞAK

Hasan Karakaya

Mehmet Yaşar Ünal

VAN

Maliki Ejder Arvas

Şerif Bedirhanoğlu

Mahmut Yılbaş

YALOVA

Cevdet Aydın

YOZGAT

Yusuf Bacanlı

Lutfullah Kayalar

ZONGULDAK

Veysel Atasoy

Necmettin Aydın

Tahsin Boray Baycık

(Mükerrer Oylar)

GAZİANTEP

Mehmet Batallı (Kabul)

İÇEL

Rüştü Kâzım Yücelen (Kabul)

İZMİR

Işın Çelebi (Kabul)

Işın Çelebi (Kabul)

Şükrü Sina Gürel (Kabul)

MUŞ

Erkan Kemaloğlu (Kabul)

SIVAS

Tahsin Irmak (Kabul)

(Oya Katılmayanlar)

ADANA

Cevdet Akçalı

İbrahim Yavuz Bildik

Sıtkı Cengil

Erol Çevikçe

Tuncay Karaytuğ

Orhan Kavuncu

ADIYAMAN

Mahmut Bozkurt

Ahmet Çelik

Ahmet Doğan

AFYON

Sait Açba

H. İbrahim Özsoy (B.)

Yaman Törüner

Kubilay Uygun

AĞRI

M. Sıddık Altay

Celal Esin

M. Ziyattin Tokar

AKSARAY

Mehmet Altınsoy

Nevzat Köse

Murtaza Özkanlı

Sadi Somuncuoğlu

AMASYA

Cemalettin Lafçı

Haydar Oymak

ANKARA

İlhan Aküzüm

Nejat Arseven

Yılmaz Ateş

Ahmet Bilge

Gökhan Çapoğlu

Cemil Çiçek

Ali Dinçer

Mehmet Ekici

Ömer Faruk Ekinci

Eşref Erdem

Agah Oktay Güner

Halis Uluç Gürkan (Bşk. V.)

Şaban Karataş

Önder Sav

Yücel Seçkiner (B.)

İlker Tuncay

Aydın Tümen

Hikmet Uluğbay (B.)

Ersönmez Yarbay

ANTALYA

Deniz Baykal

Osman Berberoğlu

Arif Ahmet Denizolgun

Hayri Doğan

Emre Gönensay

Sami Küçükbaşkan

Metin Şahin

ARDAHAN

İsmet Atalay

Saffet Kaya

ARTVİN

Metin Arifağaoğlu

Hasan Ekinci

AYDIN

Cengiz Altınkaya

M. Fatih Atay

Ali Rıza Gönül

Sema Pişkinsüt

İsmet Aptüllah Sezgin (B.)

Yüksel Yalova

BALIKESİR

Abdülbaki Ataç

Ahmet Bilgiç

Safa Giray

İsmail Özgün

Hüsnü Sıvalıoğlu

İlyas Yılmazyıldız

BARTIN

Köksal Toptan

BATMAN

Alaattin Sever Aydın

Ataullah Hamidi

Musa Okçu

Faris Özdemir

BİLECİK

Şerif Çim

Bahattin Şeker

BİNGÖL

Kâzım Ataoğlu

Hüsamettin Korkutata

Mahmut Sönmez

BİTLİS

Zeki Ergezen

Kâmran İnan

Abdulhaluk Mutlu

BOLU

Avni Akyol

Necmi Hoşver

BURDUR

Yusuf Ekinci

BURSA

Yüksel Aksu

Ali Rahmi Beyreli

Cavit Çağlar

Hayati Korkmaz

Ali Osman Sönmez

Yahya Şimşek

Ertuğrul Yalçınbayır

İbrahim Yazıcı

ÇANAKKALE

Mustafa Cumhur Ersümer (B.)

Nevfel Şahin

ÇANKIRI

İsmail Coşar

Ahmet Uyanık

ÇORUM

Bekir Aksoy

Hasan Çağlayan

Zülfikar Gazi

Yasin Hatiboğlu (Bşk. V.)

Ali Haydar Şahin

DENİZLİ

M. Kemal Aykurt

Adnan Keskin

Hasan Korkmazcan (Bşk. V.)

Haluk Müftüler

Ramazan Yenidede

DİYARBAKIR

Abdülkadir Aksu

Muzaffer Arslan

Ferit Bora

M. Salim Ensarioğlu

Sacit Günbey

Seyyit Haşim Haşimi

Ömer Vehbi Hatipoğlu

Yakup Hatipoğlu

Sebgetullah Seydaoğlu

Salih Sümer

EDİRNE

Ümran Akkan

Erdal Kesebir

ELAZIĞ

Mehmet Ağar

Hasan Belhan

Cihan Paçacı

ERZİNCAN

Tevhit Karakaya

Mustafa Kul

Naci Terzi

Mustafa Yıldız

ERZURUM

Abdulilah Fırat

Necati Güllülü

İsmail Köse

ESKİŞEHİR

Mustafa Balcılar

İbrahim Yaşar Dedelek

GAZİANTEP

Nurettin Aktaş

Hikmet Çetin (Başkan)

Mustafa Yılmaz (B.)

GİRESUN

Turhan Alçelik

Yavuz Köymen

Ergun Özdemir

Rasim Zaimoğlu

GÜMÜŞHANE

Lütfi Doğan

Mahmut Oltan Sungurlu (B.)

HATAY

Abdulkadir Akgöl

Fuat Çay

Süleyman Metin Kalkan

Levent Mıstıkoğlu

Atilla Sav

Mehmet Sılay

Ali Uyar

Hüseyin Yayla

IĞDIR

Adil Aşırım

ISPARTA

Ömer Bilgin

A. Aykon Doğan

Erkan Mumcu

İÇEL

Oya Araslı

Saffet Benli

Halil Cin

Ali Er

Turhan Güven

D. Fikri Sağlar

Mustafa İstemihan Talay (B.)

Ayfer Yılmaz

İSTANBUL

Meral Akşener

Ziya Aktaş

Yıldırım Aktuna

Sedat Aloğlu

Refik Aras

Azmi Ateş

Mustafa Baş

Mukadder Başeğmez

Nami Çağan (B.)

Tansu Çiller

Gürcan Dağdaş

H. Hüsnü Doğan

Bülent Ecevit (B.)

Süleyman Arif Emre

Hasan Tekin Enerem

Mehmet Fuat Fırat

Algan Hacaloğlu

Metin Işık

İsmail Kahraman

Cefi Jozef Kamhi

Hüseyin Kansu

Ercan Karakaş

M. Cavit Kavak (B.)

Ahmet Güryüz Ketenci

Osman Kılıç

Hayri Kozakçıoğlu

Göksal Küçükali

Aydın Menderes

Necdet Menzir (B.)

Mehmet Moğultay

Yusuf Namoğlu

Ali Oğuz

Mehmet Altan Öymen

Mehmet Cevdet Selvi

Mehmet Sevigen

Mehmet Ali Şahin

Güneş Taner (B.)

Zekeriya Temizel (B.)

Ali Topuz

Osman Yumakoğulları

Bahattin Yücel

Bahri Zengin

Namık Kemal Zeybek

İZMİR

Veli Aksoy

Turhan Arınç

Hasan Denizkurdu

İ. Kaya Erdem

Sabri Ergül

Şekibe Gencay Gürün

Birgen Keleş

Mehmet Köstepen

Rüşdü Saracoglu

Ufuk Söylemez

Suha Tanık

Sabri Tekir

KAHRAMANMARAŞ

Esat Bütün

Hasan Dikici

Avni Doğan

Ahmet Dökülmez

Mustafa Kamalak

Mehmet Sağlam

Ali Şahin

KARAMAN

Abdullah Özbey

KARS

Sabri Güner

KASTAMONU

Fethi Acar

Nurhan Tekinel

Haluk Yıldız

KAYSERİ

Memduh Büyükkılıç

İsmail Cem (B.)

Osman Çilsal

Ayvaz Gökdemir

Abdullah Gül

Nurettin Kaldırımcı

Recep Kırış

İbrahim Yılmaz

KIRIKKALE

Kemal Albayrak

Mikail Korkmaz

KIRKLARELİ

İrfan Gürpınar

Necdet Tekin

KIRŞEHİR

Ömer Demir

Cafer Güneş

KİLİS

Mustafa Kemal Ateş

Doğan Güreş

KOCAELİ

Necati Çelik

Onur Kumbaracıbaşı

Osman Pepe

Hayrettin Uzun

KONYA

Ahmet Alkan

Hüseyin Arı

Veysel Candan

Remzi Çetin

Abdullah Gencer

Teoman Rıza Güneri

Mehmet Keçeciler

Hasan Hüseyin Öz

Mustafa Ünaldı

KÜTAHYA

Ahmet Derin

Mustafa Kalemli

İsmail Karakuyu

MALATYA

Oğuzhan Asiltürk

Yaşar Canbay

M. Recai Kutan

MANİSA

Rıza Akçalı

Bülent Arınç

Ayseli Göksoy

Sümer Oral

Ekrem Pakdemirli

Yahya Uslu

Erdoğan Yetenç

MARDİN

Fehim Adak

Mahmut Duyan (İ. A.)

Hüseyin Yıldız

MUĞLA

İrfettin Akar

Enis Yalım Erez (B.)

MUŞ

Necmettin Dede

Nedim İlci

NEVŞEHİR

Mehmet Elkatmış

Ahmet Esat Kıratlıoğlu

NİĞDE

Doğan Baran

Akın Gönen

Mehmet Salih Katırcıoğlu

ORDU

Hüseyin Olgun Akın

İhsan Çabuk

Mustafa Bahri Kibar

Müjdat Koç

Mustafa Hasan Öz

RİZE

Ahmet Mesut Yılmaz (Başbakan)

SAKARYA

Nezir Aydın

Cevat Ayhan

Nevzat Ercan

Ertuğrul Eryılmaz

SAMSUN

Cemal Alişan

İrfan Demiralp

Ahmet Demircan

Nafiz Kurt

Biltekin Özdemir

Musa Uzunkaya

Adem Yıldız

SİİRT

Ahmet Nurettin Aydın

Mehmet Emin Aydın

Nizamettin Sevgili

SİNOP

Kadir Bozkurt

Yaşar Topçu (B.)

SIVAS

Abdullatif Şener

Nevzat Yanmaz

Muhsin Yazıcıoğlu

ŞANLIURFA

Sedat Edip Bucak

Ahmet Karavar

Abdülkadir Öncel

ŞIRNAK

Bayar Ökten

Mehmet Tatar

TEKİRDAĞ

Hasan Peker

TOKAT

Abdullah Arslan

Hanefi Çelik

Ahmet Feyzi İnceöz

TRABZON

Eyüp Aşık (B.)

Ali Kemal Başaran

Kemalettin Göktaş (İ. A.)

Şeref Malkoç

İsmail İlhan Sungur

UŞAK

Yıldırım Aktürk

VAN

Mustafa Bayram

Fethullah Erbaş

Şaban Şevli

YALOVA

Yaşar Okuyan

YOZGAT

İlyas Arslan

Kazım Arslan

Abdullah Örnek

İsmail Durak Ünlü

ZONGULDAK

Ömer Barutçu

Hasan Gemici (B.)

Osman Mümtaz Soysal

(Açık Üyelikler)

ANKARA 2

KOCAELİ 1

ŞANLIURFA 1

BURSA 1

KONYA 1

 

KIRŞEHİR 1

RİZE 1

 

 

 

BİRLEŞİM 59'un sonu