Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 20 CİLT : 45 YASAMA YILI : 3

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

56 ncı Birleşim

18 . 2 . 1998 Çarşamba

 

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Trabzon Milletvekili İsmail İlhan Sungur’un, Afganistan’da meydana gelen deprem felaketine ilişkin gündemdışı konuşması

2. – Van Milletvekili Şaban Şevli’nin, Körfez Krizi ve bu konuda Türkiye’nin tutumuna ilişkin gündemdışı konuşması

3. – Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu’nun, kuvvetler ayrılığı prensibinin ihlal edildiğine ilişkin gündemdışı konuşması

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Çin Halk Cumhuriyeti ve Vietnam Sosyalist Cumhuriyetine gidecek olan Dışişleri Bakanı İsmail Cem’e, dönüşüne kadar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/304)

2. – Monaco’ya gidecek olan Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Rifat Serdaroğlu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1305)

3. – Sudan ve Cibuti’ye gidecek olan Devlet Bakanı Hasan Gemici’ye, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1306)

4. – Hırvatistan’a gidecek olan İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’na, dönüşüne kadar, Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1307)

5. – Rusya Federasyonuna gidecek olan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’e, dönüşüne kadar, Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1308)

6. – Fransa’ya gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e, dönüşüne kadar, TBMM Başkanı Hikmet Çetin’in vekâlet edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1309)

7. – (10/21) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, Komisyonun görev süresinin uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/1310)

III. – ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. – Gündemdeki sıralamanın yeniden yapılması ile Genel Kurulun çalışma süresine ilişkin RP Grubu önerisi

IV. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1. – Anayasa Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

V. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Yozgat Milletvekili Abdullah Örnek’in, İmar Kanununun bir maddesinin yürürlükten kaldırılmasını öngören kanun tasarısına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/679)

2. – Yozgat Milletvekili İlyas Arslan’ın, Yozgat SSK Hastanesi inşaatına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın cevabı (6/680)

3. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, kamu çalışanlarının ve emeklilerinin maaşlarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/681)

4. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, Diyanet İşleri Başkanlığına verilen yeni kadrolara ilişkin Devlet Bakanından sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın cevabı (6/682)

5. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, tarımsal kredi faiz oranlarının düşürülüp düşürülmeyeceğine ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın cevabı (6/683)

6. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, il ve ilçe nüfus müdürlüklerinde bilgisayar sistemine ne zaman geçileceğine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/684)

7. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Ankara-Balâ’daki imam açığına ve Kur’an kurslarına ilişkin Devlet Bakanından sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın cevabı (6/685)

8. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Mamak ve Kayaş’ta bulunan ilköğretim okullarının öğretmen ve araç-gereç ihtiyaçlarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın cevabı (6/686)

9. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, Yüksek Askerî Şûra kararıyla emekliye sevk edilen subay ve astsubaylara ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/687)

10. – Ankara Milletvekili Ahmet Bilge’nin, Ankara-Çamlıdere-Peçenek Sağlık Ocağının doktor ve hemşire ihtiyacına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un cevabı (6/688)

11. – Ankara Milletvekili Ahmet Bilge’nin, Ankara Çamlıdere’deki okul sayısına ve öğretmen açığına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın cevabı (6/689)

12. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’nin demiryolu ulaşımındaki sorunlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Refaiddin Şahin’in cevabı (6/690)

13. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’ye bağlı bazı yerleşim birimlerinin sulama kanalı ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Refaiddin Şahin’in cevabı (6/691)

14. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’ye bağlı bazı köylerin yoluna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/692)

15. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’ye bağlı bazı yerleşim birimlerinin yeraltı sularına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Refaiddin Şahin’in cevabı (6/693)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – İstanbul Milletvekili Azmi Ateş’in, sokak çocuklarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin yazılı cevabı (7/4179)

2. – Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davalara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4206)

3. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Kırıkkale Mühimmat Fabrikasında meydana gelen patlamanın nedenine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4240)

4. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Bursa’daki Yeşil Türbe’nin onarım ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Kültür Bakanı Mustafa İstemihan Talay’ın yazılı cevabı (7/4300)

5. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, Ardahan-Merkez-Hacıali Köyünün su sorununa ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4347)

6. – Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı ve ilçelerinin kütüphane ihtiyacına ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı Mustafa İstemihan Talay’ın yazılı cevabı (7/4348)

 

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. – Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

2. – Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/669) (S. Sayısı : 338)

3. – Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/217) (S. Sayısı : 132)

4. – Ordu Milletvekili Şükrü Yürür ve 5 Arkadaşının, Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifi ve Millî Savunma Komisyonu Raporu ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/285) (S. Sayısı : 282)

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak iki oturum yaptı.

İstanbul Milletvekili Korkut Özal, çalışanlardan yapılan tasarruf kesintilerine ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.

Denizli Milletvekili Mehmet Gözlükaya’nın, tütün üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşmasına Devlet Bakanı Eyüp Aşık,

Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun, gübre fiyatları ve çiftçilerimizin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşmasına da, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar,

Cevap verdiler.

Kocaeli Milletvekili Şevket Kazan’ın, Anayasa Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın (3/1045) (S. Sayısı : 475),

Giresun Milletvekili Ergun Özdemir’in (3/189) (S. Sayısı : 476),

İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün (3/237) (S. Sayısı : 477),

İzmir Milletvekili Işın Çelebi’nin (3/174) (S. Sayısı : 478),

Konya Milletvekili Necmettin Erbakan’ın (3/179) (S. Sayısı : 479),

Rize Milletvekili A. Mesut Yılmaz’ın (3/169) (S. Sayısı : 480),

İstanbul Milletvekili Ali Talip Özdemir’in (3/1112) (S. Sayısı : 481),

Samsun Milletvekili Murat Karayalçın’ın (3/271) (S. Sayısı : 482), (3/880) (S. Sayısı : 483), (3/834) (S. Sayısı : 484),

Yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerek bulunmadığına ve haklarındaki kovuşturmanın, milletvekilliği sıfatlarının sona ermesine kadar ertelenmesine ilişkin Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon raporları okundu; 10 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde raporların kesinleşeceği açıklandı.

17.2.1998 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan ve bastırılıp dağıtılan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı adlı petrol tankerinde meydana gelen yangın konusundaki Meclis Araştırması Komisyonunun 397 sıra sayılı Raporunun, gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmında yer almasına ve görüşmelerinin 24.2.1998 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ve görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu,

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 177 nci sırasında bulunan 491 sıra sayılı kanun teklifinin, bu kısmın 6 ncı sırasına; 6 ncı sırasında bulunan 182 sıra sayılı kanun tasarısının, bu kısmın 7 nci sırasına; 27 nci sırasında bulunan 291 sıra sayılı kanun tasarısının, 8 inci sırasına; 154 üncü sırasında bulunan 382 sıra sayılı kanun tasarısının, 9 uncu sırasına; 169 uncu sırasında bulunan 467 sıra sayılı kanun tasarısının, 10 uncu sırasına; 31 inci sırasında bulunan 30 sıra sayılı kanun tasarısının, 11 inci sırasına alınmasına ilişkin ANAP ve DSP Gruplarının müşterek;

Önerileri kabul edildi.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 177 nci sırasında bulunan 491 sıra sayılı kanun teklifinin, bu kısmın 6 ncı sırasına alınmasına ilişkin DYP Grubunun önerisi okundu; Başkanlıkça, ANAP ve DSP Gruplarının müşterek önerilerinde bu husus da kabul edildiğinden, önerinin işleme konulmayacağı bildirildi.

Muğla Milletvekili Mustafa Dedeoğlu’nun, Bir İl ve Dört İlçe Kurulmasına İlişkin (2/820),

Van Milletvekili Maliki Ejder Arvas’ın, Erciş Adıyla Bir İl ve Çelebibağ Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında (2/807),

Kanun tekliflerinin, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergelerinin, yapılan görüşmelerinden sonra, kabul edildikleri açıklandı.

İzmir Milletvekili Sabri Ergül ve 19 arkadaşının, polis tarafından dinlenen telefonlar hakkındaki iddiaları araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu (10/l08) (S. Sayısı : 335) üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

18 Şubat 1998 Çarşamba günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 19.44’te son verildi.

 

Yasin Hatiboğlu

Başkanvekili

Levent Mıstıkoğlu Haluk Yıldız

Hatay Kastamonu

Kâtip Üye Kâtip Üye

 

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

18 Şubat 1998 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Haluk YILDIZ (Kastamonu), Levent MISTIKOĞLU (Hatay)

 

 

BAŞKAN – Çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ederek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 56 ncı Birleşimini açıyorum.

Sayın milletvekilleri, gündemimizde görüşülecek ve aciliyet ifade eden epeyce konu var. Özellikle de, ifade edildiği gibi, binlerce polis memurumuz -aileleriyle birlikte- kendileriyle ilgili yasanın süratle çıkarılmasını beklemektedir ve zaten yarı kalmış durumdadır. Sırf, onu, bir an önce gündeme geçip, bitirebilmek için, yoklama yapmadan birleşimi açıyorum ve çalışmalara geçiyoruz.

Sayın milletvekilleri, ancak, yine önemine binaen, üç sayın arkadaşımın gündemdışı konuşmasına yer verdim.

Birinci sırada, Sayın Ercan Karakaş söz istemişlerdir.

Sayın Karakaş’ın konusu, turizm merkezlerine ilişkin kararnameyle ilgili.

Sayın Karakaş hazır mı efendim?..

FATİH ATAY (Aydın) – Biraz sonra gelecekler efendim.

BAŞKAN – Olmazsa, Sayın Karakaş’ın konuşmasını yarına erteleyelim efendim.

SABRİ ERGÜL (İzmir) – Notlarını almaya gitti.

BAŞKAN – Peki, Sayın Karakaş’ın konuşmasını yarına erteliyorum; belki yetişemeyebilir de...

II. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Trabzon Milletvekili İsmail İlhan Sungur’un, Afganistan’da meydana gelen deprem felaketine ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN – Sayın Sungur, sizin bir talebiniz vardı. Sayın Karakaş bulunamadığına göre, sizin yarınki sıranızı bugüne alıyorum. Sayın Karakaş’ı da, inşallah, yarın dinleriz... Tabiî, yarına kim öle kim kala; onu bilmiyoruz; inşallah, hep beraber yaşarız yarın.

Sayın Sungur, hepimizin rahatlıkla katılabileceği bir konuda Yüce Kurulu bilgilendirecek. Afganistan’da meydana gelen tabiî afetlerle, özellikle zelzeleyle ilgili olarak görüşlerini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin neler yapması lazım geldiği konusunu, herhalde, işleyecekler.

Buyurun Sayın Sungur. (RP sıralarından alkışlar)

İSMAİL İLHAN SUNGUR (Trabzon) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Afganistan’da 4 Şubat 1998 Çarşamba günü meydana gelen deprem felaketi üzerine gündemdışı söz almış bulunuyorum. Bana bu fırsatı veren muhterem Başkanıma şükranlarımı sunuyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.

Söz konusu depremin merkezi Afganistan’ın kuzeyindeki Tahhar Vilayetinin Rustak İlçesidir. Depremin şiddeti, Richter ölçeğine göre 6,1’dir. Deprem sonrası sarsıntıların iki gün daha sürdüğü belirtilmektedir. Edinilen bilgilere göre, ölü sayısının 5 binin üzerinde olduğu, 450 yaralının bulunduğu ve 5 büyük kasaba ile 20 köyde 2 bin evin yerle bir olduğu ifade edilmektedir.

Bu depremde hayatını kaybeden 5 bin Afgan kardeşimize, Cenabı Allah’tan rahmet diliyorum.

Bu depremden sonra, bölgede, evsiz kalan 15 bin kişi, soğuk kış ikliminin olumsuz şartları altında, soğuk ve açlıkla mücadele etmektedir. Deprem bölgesindeki halkın mağduriyeti büyüktür. Yıkıntılar altında çok fazla ceset vardır; ağır yaralılar ve evsiz kalanlar da, acil yardım beklemektedirler. Geçen hafta, Afganistan’ın Türkiye Büyükelçiliği, deprem hakkında bilgi vererek, yardım talebinde bulunmuştur.

Her ne kadar, civardaki mahalle ve ilçelerin halkı ile Afganistan İslam Devleti kurtarma ekiplerinin yanı sıra, Uluslararası Kızılhaç Teşkilatı ve MSF’den (Sınır Tanımayan Doktorlar) küçük bir grup bölgeye ulaşmışsa da, felaketin büyük ve yaralı sayısının çok olmasından dolayı, bugüne kadar yapılan yardım ve hizmetler yeterli olmamıştır.

Hepimizin bildiği gibi, Afganistan halkı, zaten son on yıldır, savaştan dolayı, çok zor şartlarda yaşamını devam ettirmeye çalışıyordu. Bu savaş süresince can ve mal kaybı veren halk, birçok temel ihtiyaç maddelerinden mahrum durumdadır.

Öte yandan, geçen hafta gazetelerden öğrendiğimize göre, Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü yetkilileri, Afganistan’a, uçakla sağlanan gıda yardımını sona erdirmeye karar verdiklerini açıkladılar. Böylece, Afganistan’a, depremden sonra bir darbe de Birleşmiş Milletlerden gelmiş ve ülkede, yaklaşık 160 bin kişi açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumdadır. Bu nedenle, Hükümetimizden, Afgan halkına, sürekli, un ve gıda yardımı yapmasını bekliyoruz.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Afganistan İslâm Devletinin resmî yardım çağrılarına rağmen, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin, şu ana kadar, Afganistan’a bir yardım gönderememesi çok üzücüdür. Türk Kızılayı yetkilileri, hazırladıkları bir uçak dolusu ilk yardım malzemesini gönderebilmek için, Dışişleri Bakanlığımızın, sivil veya askerî bir uçak sağlamaya çalıştığını ifade ediyorlar. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Örgütü ile Uluslararası Kızılhaç Örgütü, hemen deprem bölgesine ulaşıp çadır ve battaniye dağıtabilmişken, Türk Kızılayının ve Dışişleri Bakanlığımızın, hâlâ uçak arama aşamasında olması, Türkiye’nin, Afganistan gözündeki itibarını azaltmıştır. Bir an önce, bu acil yardım sistemimizi, yeni bir düzene sokup, herhangi bir felaket sonrasında, kısa süre içinde, komşu ve dost ülkelere yardım yapabilecek hale getirmemiz lazım.

Afgan kardeşlerimiz, İstiklal Savaşımızda, altınlarını bize yardım olarak göndermişlerdi. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetimiz ile Kızılayımız ise, aradan onbeş gün geçmesine rağmen, açlık ve soğuktan donma tehlikesiyle karşı karşıya gelmiş olan onbinlerce Müslüman Afgan kardeşimize hâlâ yardım ulaştıramamış durumdalar.

Durumu yetkililerin dikkatine bir kez daha sunuyor ve bir an önce, acil yardımın gönderilmesini rica ediyorum.

Saygılarımla. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Sungur, teşekkür ediyorum.

2. – Van Milletvekili Şaban Şevli’nin, Körfez Krizi ve bu konuda Türkiye’nin tutumuna ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN – Şimdi, gündemdışı görüşmelerin asıl sırasına geliyorum.

Körfez kriziyle ilgili olarak, Sayın Şaban Şevli; buyurun. (RP sıralarından alkışlar)

ŞABAN ŞEVLİ (Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Körfez krizi ve Türkiye’nin tutumuyla ilgili, gündemdışı söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, dünyada cereyan eden olayları, hadiseleri kavrayabilmek için biraz tarih bilgisi gerekiyor. Bakınız, yüzyıllardır kaybediyoruz. Önce, 22 milyon kilometrekarelik bir coğrafyayı kaybettik; elimizdeki 776 bin küsur kilometrekarelik Türkiye’yi bile, o gün için, bugünün ABD’si olan İngiltere’nin dayatmasıyla, Lozan’da Musul ve Kerkük’ü kaybederek, ancak koruyabildik.

Kültürümüzü kaybettik, birlik ve beraberliğimizi kaybettik, dostlarımızı kaybettik; kısacası, kimliğimizi kaybettik, kalkınma yarışını kaybettik.

Konuyu fazla dağıtmadan, son beş altı yıla bakalım. Koskoca Sovyetler dağıldı; dindaş ve soydaş cumhuriyetlerle kucaklaşamadık. Bir avuç Ermeni, Azerbaycan’ın dörtte birini işgal etti. Buralarda büyük imkânları kaybettik. Bize beslenen ümitleri ve güveni kaybettik. Avrupa’da bir savaş çıkarıldı, Bosna-Hersek’te; kaybeden yine biz olduk, kazanan yine ABD idi. Bakınız, tam 250 bin Müslüman şehit edildi, bizler seyrettik. 1991’de, ABD, müttefikleriyle, petrol için Irak’ı vurdu; Kuveyt ve Suudî Arabistan’dan tam 250 milyar dolara yakın savaş masrafını aldı, bütçe açıklarını kapattı; yine, kaybeden, Türkiye oldu; çünkü, Türkiye, Kerkük-Yumurtalık boru hattını kaybetti; 30 milyar dolara yakın zarara düştü. Ayrıca, bölgeyle olan ticaretini kaybetti, sınır güvenliğini kaybetti; tam 80 milyar dolar zarar etti.

Değerli milletvekilleri, bütün bu kayıpların tek sebebi şudur: Türkiyemizin büyük bir devlet olduğunu dünya devletlerine hissettirmiyoruz ve bazı olaylarda ağırlığımızı koyamıyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyanın doğusundan batısına kadar hemen herkesin kıskandığı muazzam bir tarihimiz vardır. Biz, tam altıyüz yediyüz sene dünyanın en güçlü, en adil devletine sahiptik; bunu hiç kimse inkâr edemez; herkes, bizi, böyle muazzam bir mirasın sahipleri olarak görmektedir; o zaman, biz de kendimizi öyle görmeliyiz ve ağırlığımızı ona göre koymalıyız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakınız, dava budur; Amerika, Avrupa, Rusya ve Uzakdoğu kendi aralarında rekabet halindeyken, bu yarışa Osmanlı torunları olan büyük Türkiye’nin katılmasını istemiyorlar. Üstelik de Türkiye, jeopolitik olarak, Japonya, Amerika, İngiltere, Çin ve Almanya’dan daha üstün ve daha şanslıdır; kapılar bizim elimizde, boğazlar bizdedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hep beraber, parti farkı gözetmeden, siyaset farkı gözetmeden, Türkiye’nin tarihî, coğrafî, kültürel yer ve değerini bilmeliyiz ve mirasa sahip çıkmalıyız; o zaman, Avrupa, bize “sizi Avrupa Birliğine alamayız” diyemez; o zaman, Amerika çıkıp da “İran’a 40 milyon doların üzerinde yatırım yapan her ülke cezalandırılacaktır” diyemez ve yine, Amerika, Türkiye’ye “İran, senin düşmanındır” diye akıl veremez ve bazı İslam ülkelerini teröristtir diye ilan edemez...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Şevli, efendim, 1 dakika...

ŞABAN ŞEVLİ (Devamla) – 2 dakika...

BAŞKAN – Buyurun; ama, toparlayın lütfen...

ŞABAN ŞEVLİ (Devamla) – Bakınız, cihanşümul bir dine sahibiz, muazzam bir kültürümüz var, altın sayfalarla yazılı bir tarihimiz var. Bunları çok iyi değerlendirdiğimiz zaman, Türkiyemizin, Avrupa’nın da imreneceği bir cennet haline geleceğinden hiç şüphe etmiyorum. Bakınız, Irak krizi, dünyayı ve hassaten Türkiye’yi büyük bir endişe içerisine sokmuştur. ABD’nin niyeti ve Irak’a olan harekâtı, sizin de malumunuzdur, şu üç nokta içindir:

1- Petrol bölgelerini hâkimiyeti altına alıp, petrol fiyatlarının tespitini elinde tutmaktır.

2- Arap ülkeleri arasında çıbanbaşı olan İsrail’in güvenliğini sağlamaktır.

3- Irak’ı hareket edemez duruma sokarak bölge ülkelerine gözdağı vermektir. Tabiî, zavallı Irak Halkı da bu sıkıntıyı çekecektir.

Özet olarak şunu söylemek istiyorum; başta Sayın Başbakan ve Sayın Dışişleri Bakanı olmak üzere, tüm yetkililere sesleniyorum: İçinde bulunduğumuz Irak krizinde, Türkiye’nin, büyük bir devlet olduğunu dünya devletlerine hissettirmelisiniz ve kriz hususunda, Türkiye, tam ağırlığını koymalıdır. 65 milyonluk halkımız zarar görmeden bu krizi aşmalısınız.

Bu duygu ve düşüncelerle, Yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (RP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Şevli, teşekkür ediyorum.

3. – Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu’nun, kuvvetler ayrılığı prensibinin ihlal edildiğine ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN – Anayasada kuvvetler ayrılığıyla ilgili olarak, gündemdışı son konuşmayı yapmak üzere, Sayın Temel Karamollaoğlu; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)

TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Sayın Başkan, kıymetli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemiz son zamanlarda bir darboğazdan geçiyor. Kanaatimize göre, ülkede birtakım yanlış davranışlar sergileniyor; cumhuriyetimizin temel ilkelerinden olan kuvvetler ayrılığı prensibi ihlal ediliyor, hukukun temel kaidelerine maalesef riayet edilmiyor. Bu konuları dile getirdiğimiz zaman, bazı arkadaşlarımız, bunu, çok kısır ve yanlış bir parti politikası içinde mütalaa etmeye kalkıyor; maalesef, işin özünde ne yattığını hiç düşünmüyor.

Muhterem arkadaşlarım, bu Meclis demokrasinin temelidir ve Meclisimizin üzerinde, kürsünün hemen arkasında “hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” ibaresi derç edilmiştir ve Anayasamız kuvvetler ayrılığı prensibini benimsemiştir. Kuvvetler ayrılığı prensibine göre, Büyük Millet Meclisine, yargıya ve yürütmeye ne dışarıdan müdahale edilebilir ne de bu üç kurum birbirine müdahale etme yetkisine sahiptir; ancak, bu üç erk arasında en yetkili, en büyük güç, yine de, Türkiye Büyük Millet Meclisidir; çünkü, Türkiye Büyük Millet Meclisinin hayatiyeti olmadığı takdirde, diğer ikisinin etkisi ve yetkisi ortadan kalkar, meşruiyeti ortadan kalkar. Faşist idarelerde de, komünist idarelerde de yürütme vardır, yargı vardır; ama, Büyük Millet Meclisi gibi, halkın fikrini, düşüncesini temsil eden kurumlar orada yoktur. Yargının hangi kanunları tatbik edeceğine bu Yüce Kurul karar verir, yürütmeyi bu Yüce Kurul onaylar veya indirir; ama, Büyük Millet Meclisine diğerlerinin böyle bir müdahalede bulunma hakkı ve salahiyeti yoktur. Bunların başında, kuvvetler ayrılığı prensibinde, eğer, bu Yüce Meclisin üyerinden birisi hakkında bir iddia ileri sürülürse, bir suç işlediği iddiası olursa, mutlaka, bu Yüce Meclisin kendisinin karar vermesi gerekir o milletvekilinin yargılanabilmesi, hakkında hüküm verilebilmesi için; ama, bugün, dikkat ediyoruz, bizim 6 milletvekilimizle ilgili olarak, en yüksek yargı organı, yani, Anayasa Mahkemesi, onların milletvekilliklerinin düşürüldüğüne karar veriyor; fakat, bu Yüce Meclisin onayı olmadan karar veriyor ve bu arada, başkaca, çok ama çok mühim bir hukuk kaidesi ve kuralı ihlal ediliyor, ihmal ediliyor. Yargının meşruiyeti savunmaya bağlıdır. Eğer, hakkında küm verilen bir kişinin savunması alınmazsa bu hüküm, maalesef geçerli sayılamaz. En basit kuralların ihlalinde dahi, bir memurun iş yerine 10 dakika ısrarla geç gelmesinde dahi, onunla ilgili basit bir idarî karar verilirken, mutlaka, o insanın, neden geç kaldın diye savunması istenir; ama, dikkat edin muhterem arkadaşlarım, bu konunun üzerinde savunması alınmayan milletvekillerinin milletvekilliği düşürülürken, haklarında böyle vahim bir karar verilirken; yani, Büyük Millet Meclisinin mehabetiyle bağdaşmayacak tarzda onun hakları ihlal edilirken; biz, gayet soğukkanlı, hiç kılımız kıpırdamadan “efendim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Toparlayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Lütfen, Sayın Karamollaoğlu...

TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – ...mahkemelerin verdiği kararlara saygılıyız” denilerek, bu kadar vahim ihlaller dikkate alınmıyor.

Muhterem arkadaşlarım, biz, şu anda bir vazifeyi ifa etmenin çabası içindeyiz. Konuyu, hem sizlerin huzurunda hem de kamuoyu nezdinde bir defa daha gündeme getirmekten büyük fayda umuyoruz. Bu günler mutlaka geçecektir. Tarih önünde, bu Yüce Meclisin bugünkü üyeleriyle ilgili olarak, bu Yüce Meclisle ilgili olarak yorumlar yapılacaktır. Tarih önündeki yargı, günlük, basit hadiselerin dışında cereyan eder; orada, artık, kısır politikalar gündeme gelmez. O zaman, bu Yüce Meclis hakkında, ya ne kadar duyarlı hareket ettiler, hukuka nasıl sahip çıktılar, bu Yüce Meclisin haklarının başkaları tarafından ihlalini nasıl güzel bir tarzda önlediler denilecek ya da ne yazık ki vazifelerini yapamadılar, ihmal ettiler denilecek.

Muhterem arkadaşlarım, elbette bu bizim bir vazifemizdir; aynı zamanda, bir hakkımızdır; tekrar tekrar sizleri uyarıyor ve şu Yüce Meclisin çatısı altında kendi üyelerinin haklarına sahip çıkmakta duyarlı olmanızı talep ediyoruz. Bu, şahsî bir talep değil, bu kısır bir parti düşüncesiyle ileri sürülen bir talep değil; ama, bu talep, hukuku üstün tutmak, demokrasiyi yaşatmak, insanın temel haklarının zedelenmesini önlemek için yapılan bir taleptir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Karamollaoğlu_

TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Bir dakika_ Toparlayacağım Sayın Başkanım.

Arkadaşlarımızın bazıları bu konuda acele edebilirler, bu kadar konuşma niye diyebilirler; ama, şunu bilin, bu hukuk, bugün hakları iptal edilen milletvekillerine ne kadar lazımsa, yarın size de o kadar lazım olacaktır. Hukukun ihlaline, hiçbir milletvekilinin yanlış bir nazarla bakmaması icap eder. Bizden değildir, o halde, ne halleri varsa görsünler mantığı, yarın ters teper, hem demokrasimize hem cumhuriyetimize hem de Yüce Meclisimize zarar verir, itibarını zedeler diye endişe ediyor; beni dinleme lütfunda bulunduğunuz için hepinize saygılar sunuyor, bu Meclisi hürmetle selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Karamollaoğlu, teşekkür ediyorum efendim.

Sayın milletvekilleri, bu suretle, gündemdışı görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, 6 adet Cumhurbaşkanlığı tezkeresi vardır; ayrı ayrı okutup, bilgilerinize sunacağım.

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Çin Halk Cumhuriyeti ve Vietnam Sosyalist Cumhuriyetine gidecek olan Dışişleri Bakanı İsmail Cem’e, dönüşüne kadar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/304)

12 Şubat 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 14 Şubat 1998 tarihinden itibaren Çin Halk Cumhuriyeti ve Vietnam Sosyalist Cumhuriyetine gidecek olan Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in dönüşüne kadar; Dışişleri Bakanlığına, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Nami Çağan’ın vekâlet etmesinin, Başbakan Vekilinin teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka tezkere daha vardır; okutuyorum:

2. – Monaco’ya gidecek olan Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Rifat Serdaroğlu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1305)

12 Şubat 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 15 Şubat 1998 tarihinde Monaco’ya gidecek olan Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in dönüşüne kadar; Ulaştırma Bakanlığına, Devlet Bakanı Rifat Serdaroğlu’nun vekâlet etmesinin, Başbakan Vekilinin teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka tezkere daha vardır; okutuyorum:

3. – Sudan ve Cibuti’ye gidecek olan Devlet Bakanı Hasan Gemici’ye, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1306)

12 Şubat 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 16 Şubat 1998 tarihinden itibaren Sudan ve Cibuti’ye gidecek olan Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın vekâlet etmesinin, Başbakan Vekilinin teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka tezkere daha vardır; okutuyorum:

4. – Hırvatistan’a gidecek olan İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’na, dönüşüne kadar, Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1307)

12 Şubat 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 17 Şubat 1998 tarihinde Hırvatistan’a gidecek olan İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun dönüşüne kadar; İçişleri Bakanlığına, Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’nun vekâlet etmesinin, Başbakan Vekilinin teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka tezkere daha vardır; okutuyorum:

5. – Rusya Federasyonuna gidecek olan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’e, dönüşüne kadar, Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1308)

16 Şubat 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 17 Şubat 1998 tarihinde Rusya Federasyonuna gidecek olan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer’in dönüşüne kadar; Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına, Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bir başka tezkere daha vardır; okutuyorum:

6. – Fransa’ya gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e, dönüşüne kadar, TBMM Başkanı Hikmet Çetin’in vekâlet edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1309)

18 Şubat 1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın davetlisi olarak 19-20 Şubat 1998 tarihlerinde Fransa’ya resmî bir ziyarette bulunacağımdan, dönüşüme kadar Cumhurbaşkanlığına, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 106 ncı maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Hikmet Çetin vekâlet edecektir.

Bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin incelenerek uygulanacak yeni strateji ve politikaların tespit edilmesi amacıyla kurulmuş bulunan (10/21) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun, çalışma süresinin uzatılmasına dair bir tezkeresi vardır; okutuyorum:

7. – (10/21) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, Komisyonun görev süresinin uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/1310)

13.2.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye Büyük Millet Meclisinde “Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin incelenerek uygulanacak yeni strateji ve politikaların tespit edilmesi” amacına yönelik araştırma yapmak üzere kurulan Komisyonumuz, 5.2.1998 tarihinde aldığı karar gereğince, Komisyon çalışmalarının süresinde tamamlanamayacağı görüşüyle, çalışma süresinin bitim tarihi olan 23.2.1998 tarihinden itibaren bir aylık eksüre istenmesi kararı almıştır.

Gereğini bilgilerinize arz ederim.

Sümer Oral Manisa Komisyon Başkanı

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bu Komisyon, daha önce, üç ay süre kullanmıştır. İçtüzüğün 105 inci maddesi, araştırmasını üç ay içinde bitiremeyen komisyona bir aylık kesin süre verileceği hükmünü ihtiva etmektedir. Bu nedenle, Komisyonun süre talebini bilgilerinize sunuyorum. Bu suretle, Komisyona bir aylık son bir süre verilmiş oldu.

Şimdi, Refah Partisi Grup Başkanlığının, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup işleme tabi tutacağım:

III. – ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. – Gündemdeki sıralamanın yeniden yapılması ile Genel Kurulun çalışma süresine ilişkin RP Grubu önerisi

18.2.1998

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 18.2.1998 Çarşamba günü (bugün) yapılan toplantısında, siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

Temel Karamollaoğlu RP Grup Başkanvekili

Öneri:

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 132 nci sırasında yer alan 336 sıra sayılı Siyasî Partiler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin, bu kısmın 5 inci sırasına alınması ve 6 ncı sıraya kadar olan tasarı ve tekliflerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar Genel Kurul çalışma süresinin uzatılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen var mı?

TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Sayın Ali Oğuz konuşacaklar Sayın Başkan.

BAŞKAN – Başka söz talebi var mı? Yok.

Önerinin lehinde, Sayın Ali Oğuz; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)

ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; öneri hakkında Grubumuzun görüşünü arz etmek üzere huzurlarınızda bulunuyorum; bu vesileyle, gerek Grubumuz gerekse şahsım adına, Yüce Meclisi, siz değerli arkadaşlarımı hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, hepinizin malumu olduğu gibi, bu konuda, yani Siyasî Partiler Kanununda yapılacak değişiklikle ilgili olarak, şu anda Meclisimizde, üç öneri, daha doğrusu teklif haline gelmiş üç öneri bulunmaktadır. Bunlardan birisi, yıllardan beri üzerinde çalışılan ve bütün partilerimizin üzerinde emeğinin olduğu, Uyum Komisyonunun hazırlayıp getirdiği, daha doğrusu, ilgili komisyonlarda da görüşülerek Meclis gündemine giren, ama, gündemin geri sıralarında bulunan bir teklif. Ki, bu, bütün partilerimizin iştirakiyle hazırlandığı, hepsinin emeği bulunduğu cihetle, bütün arkadaşlarımızın üzerinde ittifak ettiği bir teklif.

İkincisi, Refah Partisi ve DYP’nin birlikte hazırlayıp getirdiği bir teklif ki, bu da, Yüce Meclisimizin, hepinizin, sizlerin malumu olduğu bir teklif.

Üçüncüsü de, Refah Partisi tarafından hazırlanmış olan, Partiler Kanununda değişiklik öneren ve bugün müzakere konusu ettiğimiz, gündemin ön sıralarına çekilmesini talep ettiğimiz teklif. Bu üç teklifin mahiyeti de hepinizce biliniyor. Hepiniz tarafından bilindiği üzere de, bu teklifin bir an evvel yasalaşmasında fayda var; özellikle, kararın ilanından sonra çıkmasında hiçbir fayda da yok. Bu teklifin, bir an evvel, Meclisimizin gündemine alınması, müzakere edilmesi ve 1995’te yapılan Anayasa değişikliğine paralel olarak o boşluğun doldurulmasını öngören bir tekliftir ki, içerisinde yadırganacak ve karşı çıkılacak bir husus da yok.

Ben, Meclisimizden, parti temsilcisi bütün arkadaşlarımdan ve tüm milletvekili kardeşlerimden, özellikle, bu teklifimize olumlu oy vereceklerini, bir an evvel gündeme alarak müzakereye açacaklarını; memleketimiz ve milletimiz için uygun gördüğümüz ve sizin de uygun göreceğiniz tadilatın yapılmasına yardımcı olacağınızı ümit ediyor ve bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Oğuz, teşekkür ediyorum efendim.

Öneri üzerinde başka söz talebi?.. Yok.

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Öneriyi -aykırı haliyle soruyorum- kabul etmeyenler...

Acaba Genel Kurulda kaç Sayın Bakanımız var -çünkü, Sayın Bakanlar çift el kaldırıyorlar; malum, tüm bakanların sayısını aşmaması lazım- tespit edebilir miyim efendim... Teşekkür ediyorum.

Öneri kabul edilmemiştir.

Gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz.

IV. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1. – Anayasa Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Anayasa Komisyonunda boş bulunan ve Refah Partisi Grubuna düşen bir üyelik için Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, gündemin “Sözlü Sorular” bölümüne geçiyoruz. Hatırlanacağı üzere, daha önce alınmış karar gereği, 1 saatlik süre içerisinde sözlü soruları müzakere edeceğiz.

V. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Yozgat Milletvekili Abdullah Örnek’in, İmar Kanununun bir maddesinin yürürlükten kaldırılmasını öngören kanun tasarısına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/679)

BAŞKAN – 1 inci sırada yer alan, Yozgat Milletvekili Sayın Abdullah Örnek’in İmar Kanununun bir maddesinin yürürlükten kaldırılmasını öngören kanun tasarısına ilişkin Sayın Başbakandan soru önergesinin görüşülmesine başlayacağız.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Başbakan veya yerine cevap verecek ilgili sayın bakan hazır mı?

Sayın bakan hazır olmadığına göre ve bu -biraz önce okuduğum, işaret ettiğim- önerge üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca, yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır.

ABDULLAH ÖRNEK (Yozgat) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Örnek, söz talep ediyorsunuz; buyurun.

Konuşma süreniz 5 dakikadır Sayın Örnek.

ABDULLAH ÖRNEK (Yozgat) – Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; 16.10.1997 tarihinde vermiş olduğum bir soru önergesine bugüne kadar cevap verilmediği için, konuyla ilgili olarak birkaç hususu arz etmek istiyorum. Bu vesileyle, hepinize saygılar sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, İmar Kanununun bir maddesinin yürürlükten kaldırılmasını öngören tasarıyla ilgili Sayın Başbakandan sormuş olduğum soruya cevap gelmedi. Konuyla ilgili olarak bir iki hususu biraz önce ifade edeceğimi söyledim; fakat, fazla da zamanınızı alacak değilim. Zaten, konuyla ilgili Sarıyer Belediyesinin müracaatı üzerine, ilgili mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı almış ve yapılan bu işin bir vahim hata olduğunu, bir yanlışlık olduğunu bizzat ortaya koymuştur.

Görüşmelerle ilgili olarak, iktidarın, daha önce “biz, buraları imara açmayacağız; zira, buralar SİT alanıdır” diyerek esas maksadını gizlediği, geçtiğimiz günlerde ortaya çıkmıştır ve maalesef, bu SİT alanları da, imara açılmak suretiyle, malum ve meşhur kişilere peşkeş çekilmiştir.

Burada, Bayındırlık ve İskân Bakanlığının, özellikle Koç Grubuna ait üniversite yapımı için İstanbul Sarıyer Belediyesi sınırları içerisindeki 7 köyü bu belediyeden alarak Bahçeköy Belde Belediyesine bağlaması, kamuoyunda büyük tepki meydana getirmiştir. Özel üniversite yapmak arzusuyla Rumelifeneri’ndeki 2 bin dönümlük yeşil SİT alanını usulsüz olarak imara açan Koç Grubunun bu girişimine, yeşilin katledilmesini önlemek ve koruma altındaki SİT alanlarını tahrip ettirmemek için bu yağmaya, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Sarıyer Belediyesi izin vermemişti. Ancak, ne var ki “iktidarın nimetinden faydalanmak gerekir” açıklamasını yaparak DYP’den ANAP’a geçen Bahçeköy Belde Belediye Başkanı Muzaffer Arıkan, maalesef, bu vizeyi vermiş ve “eğitimin önüne geçilemez” diyerek bu ruhsatı vereceğini ifade etmiştir. Bilindiği gibi, Boğaz sırtlarında, 7 köyde, bazı siyasîlere ait lüks villalar da bulunmaktadır. 9 belediye meclis üyesi ve 16 personeli olan Bahçeköy Belde Belediyesine, Bayındırlık ve İskân Bakanlığının girişimiyle 120 kişilik ek kadronun verileceği de, geçtiğimiz günlerde, basında yer aldı.

Hükümet programında “şeffaf devlet, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi” ifadesine yer veren bu İktidarın, özellikle, büyükşehir belediyelerine ait mücavir alanların tasarruflarını il bayındırlık müdürlüklerine ve valiliklere bırakması ve buralarda oluşan büyük rantların kendi yandaşlarına peşkeş çekilmesi, bu İktidarı destek vererek getirenleri bile âdeta isyan ettirmiştir.

Örnek olarak, birkaç gün önce, basında, Sabah Gazetesinden Güngör Mengi şöyle feryat ediyordu: “Türkiye’de iktidar olmak, devletin gücüyle yandaşları zengin etmek demektir. Bakanlar Kurulu kararıyla, İstanbul’da, pek çok yeşil alan, kentin ciğerine hançer sokmak pahasına imara açıldı. İktidar yakınlarından kişi ve kuruluşlara ait bu araziler, taş, toprak iken altın değerine çıktı. Haksızlık günlerdir protesto ediliyor; ama, sorumlular, mezar taşı sessizliği içinde, bu doğa ve rant soygununun arkasında duruyor. Millet, bu Hükümetin ekonomiyi düzelteceğine ve devleti çetelerden arındıracağına nasıl güvenebilir.” Bu sözler Sayın Mengi’ye ait.

Evet, o zamanlar desteklenmişti; ama, şimdi, kendi destekleriyle iktidara getirdikleri 55 inci Hükümetin icraatları karşısında, yapılan haksızlıklar karşısında, onlar bile feryadı basar oldu değerli milletvekilleri.

Ben, soru önergemde bu hususu özellikle belirttim. Bu 8 100 hektarlık alanın...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Örnek, lütfen, konuşmanızı tamamlayın.

Buyurun efendim.

ABDULLAH ÖRNEK (Devamla) – ...Koç Üniversitesinin inşaatını tamamlamak için Bahçeköy Belde Belediyesine bağlanması, kamuoyunda, Boğaz sırtlarının yağmalanması olarak ifade edildi ve gerçekten de büyük tepki topladı. Oradaki iktidar yandaşlarına -özellikle Anavatan Partisinin İl Başkanının da ismi geçmektedir- çekilen bu peşkeşten dolayı, maalesef, İstanbul’un yeşilalanı biraz daha daraldı ve İstanbul’un görüntüsü daha da bozuldu.

Değerli milletvekilleri, Sayın Başkanın da uyarısıyla, ben, sözlerimi daha fazla uzatmak istemiyorum.

Bu vesileyle, hepinize saygılar sunuyorum, iyi günler diliyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Örnek, teşekkür ediyorum. Tabiî, ayrıca, gösterdiğiniz örnek davranıştan dolayı da teşekkür ediyorum.

2. – Yozgat Milletvekili İlyas Arslan’ın, Yozgat SSK Hastanesi inşaatına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın cevabı (6/680)

BAŞKAN – 2 nci sırada, Yozgat Milletvekili İlyas Arslan’ın, Yozgat SSK Hastanesi inşaatına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü sorusu vardır.

Sayın Bakan hazır mı? Hazır.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanınca sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

İlyas Arslan Yozgat

1- Yozgat SSK hastanesinin ihalesi yapılmış ve üzerinden uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen, hastanenin temeli neden hâlâ atılmamıştır?

2- Temel atıldıktan sonra SSK hastane inşaatının ne kadar bir süre içerisinde bitirilmesi düşünülmektedir?

3- Hastanenin açılışı için hangi tarih öngörülmüştür?

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun efendim.

Sayın Bakan, süreniz 5 dakikadır.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Yozgat Milletvekili Sayın İlyas Arslan tarafından verilen Sosyal Sigortalar Kurumu Yozgat hastanesi inşaatı projesine ilişkin sözlü soru önergesini yanıtlamak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğünün 1994 yılı ve daha sonraki yıllara ait yatırım programlarında yer alan 100 yataklı Yozgat hastane inşaatı projesi, aynı yıllarda yayımlanan tasarruf genelgeleri ve finansman sorunu nedeniyle ihaleye çıkarılamadığından gerçekleştirilememiştir. 2000 yılında tamamlanması planlanan söz konusu proje, toplam 350 milyar lira bedelle ve 1997 yılı ödeneği 75 milyar lira olarak Kurumun 1997 yılı yatırım programında da yer almış ve ihalesi geçtiğimiz aylarda yapılmış ise de, ihalenin, Sosyal Sigortalar Kurumu Yönetim Kurulunca onaylanmaması nedeniyle kesinleşmemiştir.

Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü ihalelerinde mafya boyutuna varan söylentileri kesmek için, Kurum Yönetim Kurulunca, OYAK İnşaat Anonim Şirketiyle ortaklık konusu görüşülmüş ve ortak olunması konusunda karar alınmıştır. Bu konudaki çalışmalar sonuçlandırılmıştır ve Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğünün inşaatları, bundan böyle, OYAK İnşaat Anonim Şirketi tarafından yapılacak ve bazı şaibeler de, bazı söylentiler de bu yolla ortadan kaldırılmış olacaktır. Ancak, şu nokta çok önemli: Protokolde, OYAK İnşaatın, bu ihaleleri, bu hizmetleri, başka firmalara, alt firmalara devretmesini engelleyici hükümlere de yer verilmiştir.

Yozgat hastane inşaatı, Kurumun 1998 yılı yatırım programı çerçevesinde yeniden ele alınacak ve projede öngörülen sürede bitirilmesi sağlanacaktır.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan teşekkür ediyorum.

Sayın Arslan, yerinizden, buyurun efendim.

İLYAS ARSLAN (Yozgat) – Sayın Bakanın da belirttiği gibi 1994 yılından beri programlara alınan Yozgat sigorta hastanesi, her seferinde, maalesef, çeşitli sebeplerle geciktirilmektedir. 1997 yılında ihale edilmesine rağmen, maalesef, tekrar iptal yoluna... Sigortanın kendi bünyesinde olan şeyler Yozgatlıyı pek ilgilendirmez. O açıdan, inşallah, 1998 yılında da aynı şeyle karşı karşıya kalmayız.

OYAK İnşaat ile Sigorta arasında anlaşmanın daha kesinleşmediği ve Bakanlar Kurulu kararıyla olacağı kanaatindeyim.

Sayın Bakanın bu konudaki cevabına teşekkür ediyorum; ama, henüz Yozgatlıyı tatmin edecek bir cevap olmadığı kanaatini taşıyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Ben teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, bu beyandan sonra bir beyan hakkınız var; ihtiyaç duyar mısınız efendim?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Tam duyamadım; ses boğuldu Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, diyorlar ki: Hastanemiz, inşaatımız, bugüne kadar maruz kaldığı sıkıntılara ve engellemelere, inşallah, 1998’de maruz kalmaz. Eğer bir problem varsa, o, Kurumun kendi bünyesindeki problemdir, oradaki inşaatı doğrudan ilgilendirmez. Arzu ederiz ki, bir an önce çözümlenir ve biz, inşaatımızın bitimine ve dolayısıyla da tedaviye kavuşuruz. Özü bu galiba.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, Kurumun bünyesindeki problemi izah etmiş bulunuyoruz. Bundan sonra hizmetlerin düzgün yürüyeceğini tahmin ediyoruz.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum efendim.

Soru cevaplandırılmıştır.

3. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, kamu çalışanlarının ve emeklilerinin maaşlarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/681)

BAŞKAN – 3 üncü sırada, Sayın Aykaç’ın, Sayın Maliye Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Sayın Bakan hazır mı efendim? Bakan yok.

Sözlü sorunun müzakeresi ertelenmiştir.

4. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, Diyanet İşleri Başkanlığına verilen yeni kadrolara ilişkin Devlet Bakanından sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın cevabı (6/682)

BAŞKAN – 4 üncü sırada, Sayın Aykaç’ın, Diyanet İşleriyle ilgili olarak, Sayın Devlet Bakanından sözlü sorusu vardır.

Sayın Bakan hazır mı?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Ben cevap vereceğim.

BAŞKAN – Sayın Bakan cevaplayacaklar.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Diyanet İşleri Başkanlığından sorumlu Devlet Bakanı Sayın Hüsamettin Özkan tarafından sözlü cevaplandırılmasını delaletlerinize arz ederim.

Dr. Mehmet Aykaç Çorum

Soru: 54 üncü Hükümet zamanında karara bağlanan, T.C. Diyanet İşleri Başkanlığına 16 667 yeni kadro ihdası konusunda durum nedir? Bu kadrolara hangi tarihte atama yapılacaktır?

BAŞKAN – Soruyu cevaplamak üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Nami Çağan, buyurun efendim.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Çorum Milletvekili Sayın Mehmet Aykaç’ın, Diyanet İşleri Başkanlığına verilen yeni kadroların ne aşamada olduğuna ilişkin sözlü soru önergesini cevaplamak üzere huzurlarınızdayım.

54 üncü Hükümet döneminde, Diyanet İşleri Başkanlığının kadro sıkıntısının giderilmesi amacıyla, çeşitli unvanlarda 16 667 yeni kadro ihdas edilmesine ilişkin olarak bir yasa tasarısı hazırlanmıştır ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen söz konusu yasa tasarısı, Genel Kurul gündemine alınmış bulunmaktadır. Bu tasarının Genel Kurulda görüşülerek yasalaşması halinde, Diyanet İşleri Başkanlığındaki kadro sıkıntısı, en kısa sürede giderilecektir.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın Aykaç, yerinizden, buyurun efendim.

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Efendim, Sayın Bakana teşekkür ediyorum. Ayrıca, Genel Kurul gündeminde bir an önce görüşülmesini temenni ediyorum; çünkü, bu kadro ihtiyacı geriye doğru beş altı yıllık bir ihtiyaçtır, birikimdir. Bir an önce Genel Kurul gündemine getirilmesini diliyor, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sağ olun.

Sayın Bakan, Sayın Aykaç teşekkür istikametinde bir beyanda bulundu; cevap verme ihtiyacı duyuyor musunuz?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Sayın Aykaç’ın temennisine aynen katılıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

4 üncü soru cevaplandırılmıştır.

5. – Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç’ın, tarımsal kredi faiz oranlarının düşürülüp düşürülmeyeceğine ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Rüştü Taşar’ın cevabı (6/683)

BAŞKAN – 5 inci sırada, Çorum Milletvekili Sayın Mehmet Aykaç’ın, Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanından sorusu vardır.

Sayın Bakan?.. Hazır.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mustafa Taşar tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını delaletlerinize arz ederim.

Dr. Mehmet Aykaç Çorum

Soru: Tarım kredi kooperatiflerinin ortaklarına kullandırdığı kredilerin faiz oranlarının en az yüzde 50 artırılması, seçim bölgem Çorum’daki çiftçi ve besicileri olumsuz yönde etkilemiş, bu kesimi çaresizliğe itmiştir. Bu kredi faizlerindeki artışı iptal etmeyi yahut bu konunun mağdurlarını başka yollardan desteklemeyi düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Soruyu cevaplandırmak üzere, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Taşar; buyurun.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; tarım kredi kooperatiflerince Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasından kullanılan kredilerin faiz oranları, adı geçen banka tarafından belirlenmekte olup, kooperatiflerince ortaklara kullandırılan kredilere uygulanan faiz oranları da, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasının belirlediği oranlara yüzde 2-3 gibi düşük sayılabilecek bir ilaveyle tarım kredi kooperatifi üyelerine yansıtılmaktadır.

Bilindiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası şubelerince, tarım kredi kooperatiflerimizin cari hesaplarına, 8 Eylül 1997 tarihinden itibaren, kimyevî gübre ve hayvancılık kredilerine yüzde 59, kimyevî gübre dahil diğer tüm kredilere ise yüzde 70 faiz uygulanmaya başlanmıştır. Kooperatiflerimiz de, bunların üzerine yüzde 2-3 puan ilave faiz uygulamak zorunluluğundadır. Netice itibariyle, bu ilave edilen miktarlar, yine bizatihi kooperatifin bünyesinde kaldığı için, kooperatifin ortağı olan üyelerin de istifadesine sunulmaktadır; yani, üyeler, bir nevi, kendi kuruluşlarını destekleme durumunda olmaktadırlar. Ancak, burada şunu hatırlatmak istiyorum ki; üreticilerin ürünlerine yapılan peşin ödeme, gübre kararnamesiyle üreticilere destek miktarı kadar daha ucuz gübre temini, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ikraz birimlerinde kullandırılan tarımsal kredilerden hayvancılık kredileri için yüzde 37, bitkisel üretim kredileri için yüzde 40 oranındaki artışların sağlanmış olması ve Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasınca bütün tarım kredi kooperatifi üyelerine kullandırılan 500 milyon liralık kredi limitinin 1 milyar liraya çıkarılması, bu faiz yükünü azaltacak unsurlar olarak görülmektedir. Özellikle, meseleye, salt Ziraat Bankasının faiz yükseltmesi açısından bakmamak lazım. Özellikle, verilemeyecek kredinin, faizinin oranı ne olursa olsun, hiçbir anlam ifade etmeyeceği hatırdan çıkarılmamalıdır. Ziraat Bankasının gerekli kredileri verebilmek için yapmış olduğu bu kredi faizlerinin yükseltilmesi hadisesi karşısında, Hükümetimiz, 1998 yılı içerisinde enflasyonun düşüşüne paralel olarak yeniden bir düşüş sağlamayı düşünmektedir.

Saygılarımla arz ederim.

BAŞKAN – Sayın Aykaç, buyurun.

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Efendim, Sayın Bakana teşekkür ediyorum; ancak, “benim önergemde bu kredi faizlerinin düşürülmesini düşünüyor musunuz” suali vardı...

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sözlerimin sonunda söyledim onu.

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Sayın Bakanım onu bir şarta bağladı; buradan -soru sahibi olarak benim anladığım- şu çıkıyor: “Eğer, 1998 yılında faizler düşerse, kredi faizlerini de düşüreceğiz” gibi bir şey anladım.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – “Faiz” demedim, enflasyonun nispetine paralel...

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Düzeltiyorum: “Enflasyon düşerse, kredi faizleri de düşecek” dediler. Oysaki, enflasyon, geçen yıla göre bu yıl daha da artmıştır. O halde, sorumuza verilen cevap “hayır, faiz oranları düşmeyecek, enflasyon arttığı için o da artacaktır” şeklinde anlaşılmaktadır ki, köylüye ve tarım üreticisine yaklaşımınız bu ise, enflasyonun da sorumlusu eğer burada çiftçi olarak gözüküyorsa... Ben, bu sualin cevabını böyle anladım.

Teşekkür ediyorum.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sayın Başkanım, arkadaşımızın nasıl anladığı, kendisinin bileceği bir iş; ben, gayet açık ve net bir şekilde anlattım; halkımız nasıl anladıysa o doğrudur; benim söylediğim şekil uygundur efendim.

BAŞKAN – Mesele yok; demek ki şimdi...

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Sayın Başkan, izinizle bir cümle ilave etmek istiyorum.

BAŞKAN – Efendim, böyle bir usulümüz yok.

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Enflasyonun sorumlusu, eğer çiftçiler ve köylüler ise, enflasyon düşmediği için onların kredi faizleri de düşmesin; ama, bu enflasyonu yükselten, çiftçiler olmadığına göre, o şarta bağlamak yanlıştır demek istiyorum.

BAŞKAN – O zaman, meseleyi bitirmek için isterseniz şöyle çözümleyelim: Basılı gündemin 5 inci sırasındaki soru, soru sahibinin, cevaplayan sayın bakanın ve her ikisini izleyen sayın halkın algıladığı biçimde cevaplandırılmıştır.

Evet, 5 inci sıradaki soru böylece cevaplanmış oldu.

6. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, il ve ilçe nüfus müdürlüklerinde bilgisayar sistemine ne zaman geçileceğine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/684)

BAŞKAN – 6 ncı sırada, Sayın Ersönmez Yarbay’ın Sayın İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Cevaplayacak Sayın Bakan hazır mı ? Yok.

Soru önergesinin müzakeresi ertelenmiştir.

7. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Ankara-Balâ’daki imam açığına ve Kur’an kurslarına ilişkin Devlet Bakanından sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan’ın cevabı (6/685)

BAŞKAN – 7 nci sırada, Sayın Ersönmez Yarbay’ın, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Cevaplayacak Sayın Bakan hazır mı?..Hazır.

Soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Diyanet İşleri Başkanlığından sorumlu Devlet Bakanı Sayın Hüsamettin Özkan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim.17.10.1997

Ersönmez Yarbay Ankara

Sorular:

1- Ankara’nın Balâ İlçesinde hangi köylerin imam kadroları halen boştur? Bu köyler ne zamandan beri imamsızdır?

2- Balâ’da halen faaliyet gösteren kız ve erkek Kur’an kursları hangileridir? Bu kursların öğrenci sayısı kaçtır? Kurs öğreticileri var mıdır?

3- Balâ’nın vaiz kadrosu var mıdır? Ne zamandan beri boştur?

4- Halen görevli imamların kaçı asil, kaçı vekildir?

BAŞKAN – Soruyu cevaplandırmak üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Çağan; buyurun.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ankara Milletvekili Sayın Ersönmez Yarbay tarafından verilen, Ankara Balâ’daki imam açığına ve Kur’an kurslarına ilişkin sözlü soru önergesini cevaplamak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.

Sayın Ersönmez Yarbay tarafından verilen soru önergesinde, özetle: Ankara’nın Balâ İlçesinde hangi köylerin ne zamandan beri imamsız olduğu, bu ilçede bulunan Kur’an kursları ile bu kursların öğrenci ve öğretici sayıları, bu ilçenin vaiz kadrosunun boş olup olmadığı ve görevli imamlardan kaçının asil, kaçının vekil olduğu sorulmaktadır.

Sayın milletvekilleri, soru önergesinin verildiği tarih itibariyle yapılan incelemede, Ankara’nın Balâ İlçesine bağlı Enbasan Köyünde 10.1.1994 tarihinden beri, Küçük Davanlı Köyünde 25.9.1997 tarihinden beri, Ergin Köyünde 21.10.1997 tarihinden beri, Yayla Köyünde 23.6.1997 tarihinden beri, Hanburun Köyünde 24.9.1997 tarihinden beri, Bayatatik Köyü ile Şıhlı Karaburun Çiftliğinde üç yıldan beri, Yukarı Hacıbekir Köyünde 24.1.1995 tarihinden beri, Tepe Köyü Yaylasında 10.10.1997 tarihinden beri, Suyugüzel Köyünde 21.2.1995 tarihinde beri, Koçyayla Köyünde 20.9.1995 tarihinden beri imam bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bu köylerden, Bayatatik Köyüne 26.12.1997 tarihinde, Ergin Köyüne 31.12.1997 tarihinde imam ataması yapılmış olup, diğer köylerin imam ihtiyaçlarının ise kısa sürede karşılanmasına yönelik Hükümetimizin çalışmaları devam etmektedir.

Balâ İlçesinde, biri Kesikköprü Köyünde, biri Keklicek Köyünde ve biri de Tohumlar Köyünde olmak üzere 3 Kur’an kursu bulunmaktadır. Kesikköprü ve Keklicek Köylerindeki Kur’an kurslarında öğrenci bulunmadığından, öğretime ara verilmiştir. Tohumlar Köyündeki Kur’an kursunda ise, 1997-1998 öğretim yılında, 16’sı yüzünden, 5’i hafız olmak üzere toplam 21 öğrenci bulunmakta olup, 14.11.1997 tarihinde Kur’an kursu öğreticisi olarak Osman Sencan’ın naklen ataması yapılmıştır.

Balâ İlçesinde görev yapan vaiz bulunmamaktadır; ancak, aranılan nitelikleri haiz eleman temin edildiği takdirde, öncelikle buraya atama yapılacaktır.

Öte yandan, 16.2.1998 tarihi itibariyle, bu ilçemizde, 60’ı asil, 4’ü vekil olmak üzere toplam 64 imam-hatip görev yapmaktadır.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın Yarbay...

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Teşekkür ediyorum efendim.

BAŞKAN – Evet, Sayın Yarbay, vaki cevaba teşekkür etti.

Böylece, soru cevaplandırılmış oldu.

8. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Mamak ve Kayaş’ta bulunan ilköğretim okullarının öğretmen ve araç-gereç ihtiyaçlarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın cevabı (6/686)

BAŞKAN – 8 inci sırada yer alan, Sayın Yarbay’ın, Sayın Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi...

Sayın Bakan?.. Hazır.

Soruyu okutuyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim. 17.10.1997

Ensönmez Yarbay Ankara

Sorular:

1- Mamak Köstence İlköğretim Okulunda boş bulunan müzik, beden eğitimi, iş teknik ve İngilizce öğretmenleri ne zaman tayin edilecektir?

2- Mamak Sıddıka Hatun İlköğretim okulunda hangi branş öğretmenleri vardır? Diğer branş öğretmenleri ne zaman atanacaktır?

3- Sıddıka Hatun İlköğretim Okulu ne zaman kaloriferli sisteme dönüştürülecektir?

4- Kayaş İlköğretim Okulunun hangi branş öğretmenleri vardır? Boş branş öğretmenleri ne zaman tayin edilecektir?

5- Köstence Sıddıka Hatun ve Kayaş İlköğretim Okullarına, ne zaman, laboratuvar, iş teknik atölyeleri, beden eğitimi salonu yapılacaktır?

6- Her üç okulda, 16.10.1997 tarihine kadar, kaç sınıfın, hangi dersleri, kaç saat boş geçmiştir?

7- Bu okullarda din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin branş öğretmenleri var mıdır? Yoksa, bu dersler hangi branş öğretmenleri tarafından doldurulmuştur?

BAŞKAN – Soruyu cevaplandırmak üzere, Millî Eğitim Bakanı Sayın Uluğbay; buyurun.

MİLLî EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Sayın Yarbay’ın sorularını yanıtlamak üzere huzurunuzdayım.

Köstence İlköğretim Okulunda, müzik, iş teknik ve İngilizce öğretmenleri mevcuttur; beden eğitimi dersleri, okuldaki diğer öğretmenler tarafından verilmektedir.

1997-1998 öğrenim yılından itibaren ilköğretim okuluna dönüştürülen Mamak Sıddıka Hatun İlköğretim Okulunun 6 ncı sınıfında bir şube vardır. Okulda, ev ekonomisi, fen bilgisi ve sosyal bilgiler branşlarında 1’er öğretmen görev yapmaktadır; diğer branş dersleri, ilçede maaş karşılığı ders saatlerini dolduramayan öğretmenlerce karşılanmaktadır.

Sıddıka Hatun İlköğretim Okulunun kaloriferli sisteme dönüştürülmesi, 1998 yılı yapım programı kapsamında değerlendirilmektedir.

Kayaş İlköğretim Okulunda, Türkçe, sosyal bilgiler, tarih, coğrafya, matematik, fen bilgisi, beden eğitimi, müzik, din kültürü ve ahlak bilgisi, ev ekonomisi öğretmenleri mevcuttur; iş teknik ve İngilizce dersleri, ilçede maaş karşılığı ders saatlerini dolduramayan öğretmenlerce karşılanmaktadır.

Köstence İlköğretim Okulunun 1 iş teknik atölyesi ile 1 laboratuvarı bulunmaktadır. Okulun arsası spor salonunun yapımına elverişli bulunmamaktadır.

Kayaş İlköğretim Okulunda 1 laboratuvar bulunmaktadır. Spor salonu yapımı, bütçe ödeneği doğrultusunda ve arazi imkânı geliştirilebilirse, 1998 yılı içerisinde düşünülebilecektir; yalnız, bu, arazinin bulunabilmesi şartına bağlıdır. Ayrıca, 1998, 1999 ve 2000 yıllarına yayılı 140 bin derslik çerçevesinde, zaten, Mamak da payına düşen yatırımları alacaktır.

Şimdi “her üç okulda, 16.10.1997 tarihine kadar, kaç sınıfın, hangi dersleri, kaç saat boş geçmiştir” şeklindeki 6 ncı sorunuza yanıt veriyorum: Bu okulların öğretmen ihtiyacı -bizatihi bünyelerinde bulunmayanlar- ilçede maaş karşılığı ders saatlerini dolduramayan öğretmenler tarafından karşılanmaktadır ve boş geçen ders saati bulunmamaktadır.

Köstence ve Kayaş İlköğretim Okullarında, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmenleri bulunmaktadır. Sıddıka Hatun İlköğretim Okulunda, haftada iki saat, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi, diğer branş öğretmenleri tarafından verilmektedir; yani, bir başka öğretmen derse girmekte, ders boş geçmemektedir.

Bu çerçevede, Genel Kurula, izninizle, bir konuda daha bilgi vermek isterim: Altı ayda -yani, şubat ayı sonu itibariyle söylüyorum bunu- başlangıçta, eylül ayının sonlarında 10 100 öğretmene kura çektirilmiş, ekim ayında 16 500 ve aralık ayında da 1 950 öğretmen vekil öğretmen olarak göreve başlamış; böylece, aralık sonuna kadar 28 550 öğretmene kura çektirilmiştir. Ayrıca, şubat ayı sonu itibariyle, 21 bin öğretmen kura çekecektir. Bunların 10 bininin başvuruları kabul edilmektedir ve diğer bölümü, emekli öğretmenler ile bilgisayarda stokta bulunan öğretmenlerden olmak üzere, 21 bin kura çekimi olacaktır; böylece, altı ayda 49 550 öğretmen ataması imkânı oluşturulmak suretiyle, başlangıçta size ifade ettiğimiz, 2000 yılına kadar 190 bin öğretmen alımına yönelik, bu yıla ait dilimde önemli adımlar atılmıştır. Yüce Meclisin gündeminde, biliyorsunuz, 155 bin kadroya ilişkin Hükümet tasarısı vardır ve bu tasarı da yasalaştığında, bu imkânlar, önümüzdeki yıllarda daha da geliştirilecektir.

Hepinize saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın Yarbay?..

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Teşekkür ederim efendim.

BAŞKAN – Bu suretle, soru cevaplandırılmış oldu.

9. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, Yüksek Askerî Şûra kararıyla emekliye sevk edilen subay ve astsubaylara ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/687)

BAŞKAN – 9 uncu sırada, Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, Sayın Millî Savunma Bakanından sorusu vardır.

Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

10. – Ankara Milletvekili Ahmet Bilge’nin, Ankara-Çamlıdere-Peçenek Sağlık Ocağının doktor ve hemşire ihtiyacına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un cevabı (6/688)

BAŞKAN – 10 uncu sırada, Ankara Milletvekili Sayın Ahmet Bilge’nin, Sayın Sağlık Bakanından sorusu vardır.

Sayın Bakan?.. Hazır.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Dr. H. İbrahim Özsoy tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim. 20.10.1997

Ahmet Bilge Ankara

Sorular:

1 - Ankara’nın Çamlıdere İlçesinde iki adet sağlık ocağı vardır. Birisinde doktor ve hemşire bulunmasına rağmen, Peçenek Sağlık Ocağında yalnız bir tek hizmetli bulunmaktadır. Söz konusu sağlık ocağına doktor ve hemşire ne zaman tayin edilecektir?

2 - Merkez Sağlık Ocağında hangi kadrolar boştur ve bu kadrolara tayinler ne zaman gerçekleşecektir?

BAŞKAN – Soruyu cevaplamak üzere, Sayın Sağlık Bakanı, buyurun.

SAĞLIK BAKANI HALİL İBRAHİM ÖZSOY (Afyon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara Milletvekili Sayın Ahmet Bilge tarafından verilen, Ankara-Çamlıdere-Peçenek Sağlık Ocağının doktor ve hemşire ihtiyacına ve merkez sağlık ocağında hangi kadroların boş olduğuna dair sözlü soru önergesine cevap vermek üzere huzurlarınızdayım; hepinizi saygıyla selamlarım

Değerli milletvekilleri, önce, önergenin verildiği günlerde yaptığımız tespiti arz edeyim: Ekim ayında önerge verildiğinde yaptığımız tespite göre, önergede iddia edildiği gibi Peçenek’te 1 hizmetli değil, 1 ebe ve 1 hizmetli görev yapmakta, merkezde ise 5 hekim, 3 hemşire, 3 ebe, 3 sağlık memuru ve müstahdem bulunmaktadır.

Hepinizin malumu olduğu üzere, Sağlık Bakanlığı, tüzük ve yönetmelikleri gereği, tabip ve uzmanların tayinini, nokta tayin olarak yapmaktadır. Diğer yardımcı personeller ise vilayetler emrine verilmekte; valilikler ve sağlık müdürlükleri, bunları, 5442 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin (c) fıkrası gereğince, ihtiyaç duydukları şekilde dağıtmaktadır.

Tabiî ki, bu dağılımın adaletli olduğunu iddia etmiyoruz; bazı illerimizde olduğu gibi, Ankara İlimizin bazı ilçelerinde ve kırsal kesiminde bulunan sağlık ocaklarında hekim ve hemşire açığı olduğu da bir gerçektir. Ancak, önergenin verildiği tarihten sonra, 6.11.1997 tarihinde Ankara Valiliğine verilen talimat gereği, Çamlıdere Peçenek Sağlık Ocağına da 1 hekim ve 1 hemşire ataması yapılmıştır. Böylece, her 2 sağlık ocağında kadrolar dolu olmakla beraber, yine de, yürürlükte bulunan 5442 sayılı İl İdaresi Kanununa göre, her an personel hareketi olabilmektedir. O yüzden, adaletli bir dağılım, özellikle de kırsal kesimdeki sağlık ocaklarının doldurulması ve ihtiyaç fazlası personelin merkezlerde tutulması konusunda, valilikler, hemen hemen her ay gönderdiğimiz genelgelerle uyarılmaktadır.

Yine de, bu konuda gösterdiği hassasiyetten dolayı arkadaşımıza çok teşekkür ediyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bilge, bir beyanınız var mı efendim?

AHMET BİLGE (Ankara) – Efendim, Sayın Bakana teşekkür ediyorum. Ancak, bu önergeyi verdiğim tarihte, köy halkının şikâyeti üzerine, bizzat kendim giderek, yerinde görerek, Peçenek Köyü Sağlık Ocağında sağlık personeli olmadığını, 1 hizmetlinin olduğunu tespit ettim. Sayın Bakana tekrar teşekkür ediyorum; onbeş yirmi gün sonra oraya gidip, doktor ve diğer görevlileri tayin etmesi, şüphesiz ki, memnuniyet verici bir olaydır. Ankara’ya 50 kilometre mesafede ve Ankara’nın mesire yeri olan Çamlıdere İlçesinin böyle ihmal edilmemesi gerekiyor. Fakir fukara olan halkımıza sağlık bakımından gereken ehemmiyetin verilmesine gösterdiği hassasiyetten dolayı, kendisine teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Evet Sayın Bakan, özü bu; zatıâlinize teşekkür var.

Böylece, soru cevaplandırılmış oldu.

11. – Ankara Milletvekili Ahmet Bilge’nin, Ankara Çamlıdere’deki okul sayısına ve öğretmen açığına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay’ın cevabı (6/689)

BAŞKAN – 11 inci sırada, Sayın Bilge’nin, Sayın Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi var.

Sayın Bakan?.. Hazır.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim. 20.10.1997

Ahmet Bilge Ankara

Sorular:

1- Ankara’nın Çamlıdere İlçesinin 40 köyünden kaçında ilköğretim okulu vardır? Taşımalı eğitim yapılan köy sayısı kaçtır? Okulu olmayan ve taşımalı eğitim yapılmayan köylerdeki çocukların eğitim durumları ne olacaktır?

2- Çamlıdere İlçesinde 214 öğretmene ihtiyaç olduğu halde, sadece 46 öğretmenle tedrisatın sürdürülmesi mümkün müdür? Bu öğretmen açıkları ne zaman kapatılacaktır?

BAŞKAN – Sözlü soruya cevap vermek üzere, Millî Eğitim Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay; buyurun.

MİLLî EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Sayın Bilge’nin sorularına vereceğim yanıtları şu şekilde özetleyebilirim:

Çamlıdere İlçesinde, toplam 40 köy ve 41 okul bulunmaktadır. Bu okullardan 21’inde birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılmaktadır. 10 köy okulundan 63 öğrenci, taşımalı ilköğretim kapsamında merkeze taşınmaktadır. Diğer köy okullarından taşımalı ilköğretim kapsamına alınamayanların öğrencileri de, merkezdeki pansiyonlara yerleştirilmişlerdir. İlçede, 5 okulda ilköğretim uygulaması yapılmaktadır. Çamlıdere İlçesinde, ilk beş sınıfa yönelik olarak, 37 şube, 36 sınıf öğretmeni; son üç sınıfa yönelik olarak da, 8 orta dereceli okulda, 61 branş öğretmeni bulunmaktadır. Bütün bu rakamları yan yana koyduğumuzda, 97 öğretmen mevcuttur; halen, ilçenin 19 branş öğretmenine ihtiyacı bulunmaktadır.

Biraz önceki soruları yanıtlarken de ifade ettiğim gibi, şubat ayı sonunda 21 bin öğretmenin kura çekmesi söz konusudur. Yüce Meclis, uygun bulup 155 bin kadromuzu da verdiği takdirde, tüm Türkiye’nin genelinde olduğu gibi, Çamlıdere’de de öğretmenlerimizin öğrencilerimize ulaşması tam manasıyla sağlanmış olacaktır.

Ancak, bu vesileyle bir hususu daha bilginize sunmak isterim. Şu anda, Türkiye’nin muhtelif yerlerinde, 18 binin üzerinde öğretmenimiz, ihtiyaç fazlası olarak vardır; eş durumu, vaktiyle yapılmış atamalar ve diğer nedenlerle, bazı yerlerde de öğretmen fazlalığımız vardır. Bütün bunların düzeltilmesine yönelik hususlar da, öğretmenlerin özlük haklarını düzenleyen yasa tasarısının bünyesine konulmuştur; o yasa tasarısını da görüştüğümüzde, bu sorunların ortadan kalkmasına yönelik önlemler de üretilmiş olacaktır.

Hepinize saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bilge?..

AHMET BİLGE (Ankara) – Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Bilge teşekkür etti.

Bu suretle, soru cevaplandırılmış oldu.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – İlçede 21 tane birleştirilmiş sınıf var; hakikaten, çok dikkat edilecek bir husus yani. Başkente 50 kilometre mesafede, çok güzel bir ilçemizde, şayet, 21 tane köyde birleştirilmiş sınıf varsa, varın görün eğitimin halini...

Teşekkür ediyorum.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Sayın Başkan, izin verirseniz, bu ifade, bir cevabı hak ediyor.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Efendim, eğer Ankara’nın civarında 21 tane birleştirilmiş sınıf varsa, bunun sorumlusu, herhalde ben değilim, bugüne kadar Türkiye’de icraî hükümet etmiş olan tüm hükümetlerdir ve biz, bugün, bu sorunu çözme iddiasıyla geldik ve kanunları onun üzerine kuruyoruz. (DSP sıralarından alkışlar)

ÖMER FARUK EKİNCİ (Ankara) – Önce altyapıyı hazırlayın, öyle çözün.

BAŞKAN – Evet, şimdi...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, karşılıklı olmazsa, bir cümle söylemek isterim.

BAŞKAN – Efendim, galiba, basılı olmayan gündemdeki sorular bunlar; halbuki biz, basılı gündemi görüşüyoruz!..

Sayın Yürür, bir meseleyi tartışıyorduk, bir hukukçu “siz Anayasayı biliyorsunuz ama, şu yazılı olmayan geçici 1 inci maddeyi bilmiyorsunuz” diyordu. Demek ki, basılı olmayan...

ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Aklından çıkmıyor; sebebini biliyorum da, neyse!..

12. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’nin demiryolu ulaşımındaki sorunlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Refaiddin Şahin’in cevabı (6/690)

BAŞKAN – 12 nci sırada, Sayın Salih Katırcıoğlu’nun, Sayın Başbakandan sözlü sorusu...

Sayın Başbakan adına soruyu cevaplayacak sayın bakan?.. Hazır.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını delaletlerinize arz ederim.

Saygılarımla.

Dr. M. Salih Katırcıoğlu Niğde

Sorular:

1- Niğde’yi Ankara’ya bağlayan demiryolu, Kayseri-Kırıkkale güzergâhı üzerinden geçtiği için, ulaşımda zaman kaybı olmaktadır. Niğde-Ankara demiryolu hattının en kısa güzergâh üzerinden geçirilmesi için, Hükümetiniz tarafından bir çalışma yapılıyor mu?

2- Niğde ile Konya arasındaki demiryolu hattının modernizasyonu ve direkt demiryolu hattı döşenmesi çalışmaları 1998 yılı programına alınacak mı?

3- Niğde’nin komşu illerle olan ulaşımının daha kolay yapılması için, demiryolu hattına elektrikli tren hattı çekilmesi ve elektrikli trenlerin sefere konulması düşünülüyor mu?

BAŞKAN – 12 nci sıradaki soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Refaiddin Şahin; buyurun efendim.

DEVLET BAKANI REFAİDDİN ŞAHİN (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Niğde Milletvekili Sayın Salih Katırcıoğlu’nun (6/690) esas nolu sözlü soru önergesine cevap vermek üzere huzurlarınızdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

1- Niğde-Ankara demiryolu hattının en kısa güzergâh üzerinden geçirilmesiyle ilgili olarak, bugüne kadar, herhangi bir çalışma yapılmamıştır.

2- 1988-1994 yılları arasında, Niğde-Konya güzergâhında, toplam 325 kilometre yol yenilemesi yapılarak, söz konusu hattın standardı yükseltilmiştir. Ayrıca, gerekli görülen yerlerde makas yenilemesi ve ray kaynağı yapılarak, mevcut hattın iyileştirilmesi sağlanmıştır.

3- Niğde İli, Ulukışla-Kayseri hat kesimi üzerinden Kayseri’ye, Ulukışla-Konya üzerinden Konya’ya ve Ulukışla-Yenice üzerinden de Adana ve Mersin İllerine komşu bulunmaktadır. Söz konusu hat kesimlerinin kapasite kullanım oranları, sırasıyla, yüzde 95, yüzde 45, yüzde 86 olduğundan, bu hat kesimlerinde, kapasite yönünden bir darboğaz bulunmamaktadır. Bu nedenle, sözü edilen hat kesimlerinden Ulukışla-Kayseri ve Ulukışla-Konya güzergâhlarının elektrifikasyon tesislerinin yapılması, bu aşamada uygun görülmemektedir; ancak, Ulukışla-Yenice arasındaki yüksek eğilimli rampa nedeniyle oluşan kapasite darboğazının aşılması ve Çukurova yöresinde son yıllarda gelişen sanayi ve bunun paralelinde meydana gelen yük ve yolcu potansiyelindeki artışı karşılayabilmek amacıyla, Ulukışla-Yenice-Mersin-Adana-Toprakkale kesimindeki elektrifikasyon ve sinyalizasyon tesislerinin 1998-2001 yılları arasında yapımı planlanmıştır.

Yüce Meclise saygıyla arz ederim.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın Katırcıoğlu, buyurun.

M. SALİH KATIRCIOĞLU (Niğde) – Sayın Bakanıma teşekkür ediyorum.

Özellikle, Türkiye’nin gündemine, demiryoluyla yük ve yolcu taşımacılığının getirilmesi açısından bu soruyu sormuştum.

Niğde-Ankara arasındaki demiryolu, 1927 ilâ 1930 yılları arasında yapılmıştır. Yeni bir koridorun yapılması, yolcu ve yük taşımacılığı yönünden, Akdeniz Bölgesini İç Anadolu Bölgesine bağlaması açısından son derece önemlidir.

Sayın Bakanımız, burada, bu projenin yapılmadığı konusunda beyanda bulundu. Bu projenin bir an evvel yapılması, halkımız açısından son derece önem arz etmektedir; çünkü, yük taşımacılığı ve yolcu taşımacılığı, karayoluna göre, demiryoluyla daha avantajlıdır ve bu yüzden, bu yolun yapılmasının, halkımız açısından faydalı olacağı inancındayım.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Katırcıoğlu, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, cevabı mucip bir hal?..

DEVLET BAKANI REFAİDDİN ŞAHİN (Ordu) – Yok efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Toplu taşımacılığın, hem yükte hem insan naklinde çok önemli olduğunu hepimiz biliyoruz; dünya biliyor çünkü.

Bu noktada, bendeniz de, bu vesileden istifade ederek -Sayın Bakan da bu işe eğildiğine göre- arz ve ifade ediyorum ki, Çankırı - Çorum - Amasya, dolayısıyla Samsun hattını bağlayabilirsek, bu suretle, Karadeniz Bölgesi ile Akdeniz Bölgesi arasındaki ulaşımda ve özellikle de, Karabük demir - çelik fabrikaları ile onların temel maddesi olan, Sıvas tarafından gelen madenlerin naklinde çok kolaylık sağlarız diye düşünüyorum.

DEVLET BAKANI REFAİDDİN ŞAHİN (Ordu) – Doğrudur efendim.

13. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’ye bağlı bazı yerleşim birimlerinin sulama kanalı ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Refaiddin Şahin’in cevabı (6/691)

BAŞKAN – 13 üncü sırada, Sayın Katırcıoğlu’nun Sayın Başbakandan sorusu vardır.

Cevap verecek Sayın Bakan?.. Hazır.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun, Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim.

Saygılarımla.

M. Salih Katırcıoğlu Niğde

Soru:

Niğde Merkez Kayırlı Kasabası, Aktaş Köyü, Çavdarlı Köyü, Hacıbeyli, Dündarlı ve İçmeli Kasabası,

Altunhisar İlçesi Ulukışla Kasabası,

Bor İlçesi, Hallaç, Karacaören ve Gökbez Köyleri,

Çamardı İlçesi Bademdere Kasabası, Beyazkışlakçı, Demirkazık, Mahmatlı ve Eynelli Köyleri,

Çiftlik İlçesi Azatlı Kasabası, Asmasız ve Mahmutlu Köyleri,

Ulukışla İlçesi Darboğaz Kasabası, Tekneçukur, Yeniyıldız, Hacıbekirli ve Toraman Köylerinin sulama kanallarının yapımı, 1998 yılı yatırım programına alınacak mı?

BAŞKAN – Başbakana vaki suali, Sayın Devlet Bakanı Şahin cevaplayacaklar.

Buyurun efendim.

DEVLET BAKANI REFAİDDİN ŞAHİN (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Niğde Milletvekili Sayın Salih Katırcıoğlu’nun (6/691) esas numaralı sözlü soru önergesine cevap vermek üzere huzurlarınızdayım; hepinizi, saygıyla selamlıyorum.

Biraz evvel soruda da belirtildiği gibi, Niğde Merkez Kayırlı Yerüstü ve Yeraltı Suyu Sulama Projeleri, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Merkez-Aktaş Yerüstü Sulama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Merkez-Çavdarlı Yeraltı Sulama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Merkez-Dündarlı Yerüstü Sulama Projesi, 1993 yılı yatırım programında yer almış olup, halen inşaatı devam etmektedir.

Niğde-Merkez-İçmeli Yeraltı Sulama Projesi, 1994-1996 yılları yatırım programında yer alarak, inşaatı tamamlanmıştır.

Niğde-Altunhisar-Ulukışla Yeraltı Suyu Üçüncü Kısım Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Bor-Hallaç Yeraltı Sulama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Bor-Karacaören Yerüstü Sulama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Bor-Gökbez Gölet Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Çamardı-Bademdere Yerüstü Sulama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Çamardı-Kışlakçı Yerüstü Sulama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Çamardı-Demirkazık Yerüstü Sulama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Çamardı-Mahmatlı, gölet konusu olup, etüt neticesine göre işlem yapılacaktır.

Niğde-Çamardı-Eynelli, gölet konusu olup, etüt neticesine göre işlem yapılacaktır.

Niğde-Çiftlik-Azatlı Yerüstü ve Yeraltı Suyu Sulama Projeleri, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Çiftlik-Mahmutlu Yerüstü Sulama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Çiftlik-Asmasız Yerüstü Sulama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Ulukışla-Darboğaz Yerüstü Sulama Tamamlama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Ulukışla-Tekneçukur Yerüstü Sulama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Ulukışla-Yeniyıldız Yerüstü Sulama Tamamlama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Ulukışla-Hacıbekir Yerüstü Sulama Tamamlama Projesi, 1998 yılı inşaat yatırım programı teklifleri arasındadır.

Niğde-Ulukışla-Toraman yerüstü sulama tesisine ait proje hazırlama çalışmaları devam etmektedir.

Yüce Meclise saygıyla arz ederim.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın Katırcıoğlu, buyurun.

M. SALİH KATIRCIOĞLU (Niğde) – Sayın Bakana teşekkür ediyorum.

Niğde nüfusunun yüzde 50’si tarımla uğraşıyor; sulama son derece önemli. Sayın Bakanımızın verdiği cevapta, sadece, sayılan bu bölgelerin, yörelerin teklif edildiğini, yalnız, programa alınmadığını görüyoruz. 1998 programına alınmasını diliyordum, o yörenin milletvekili olarak. Maalesef, bu bölgelerin programa alınmadığını görüyoruz ve halkımız bu işten son derece mağdur. Sualin cevabını, programa alınmış şeklinde bekliyorduk; tatmin edici bir cevap olmadı.

Teşekkür ediyorum.

DEVLET BAKANI REFAİDDİN ŞAHİN (Ordu) – Mevcut durumu arz ettik efendim.

BAŞKAN – Soru, bu suretle cevaplandırılmış oldu.

14. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’ye bağlı bazı köylerin yoluna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/692)

BAŞKAN – 14 üncü sırada, Sayın Katırcıoğlu’nun, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi vardır.

Sayın Bakan? Hazır değil.

Sözlü soru önergesi ertelenmiştir.

15. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde’ye bağlı bazı yerleşim birimlerinin yeraltı sularına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Refaiddin Şahin’in cevabı (6/693)

BAŞKAN – 15 inci sırada, Sayın Katırcıoğlu’nun, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi vardır.

Sayın Bakan? Hazır.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Dr. M. Salih Katırcıoğlu Niğde

Sorular:

Niğde Merkez Sazlıca, İnli, Kayırlı, Çayırlı ve Gölcük Kasabaları ile Bağlama, Çarıklı ve Kızılören Köyleri,

Altunhisar İlçesi Ulukışla Kasabası,

Bor İlçesi Bereke, Balcı, Bayat, Kaynarca, Kayı ve Seslikaya Köyleri,

Çamardı İlçesi Çardacık Köyü,

Çiftlik İlçesi Azatlı Kasabası, Asmasız, Çardak ve Kula Köylerinin yeraltı sulamaları 1998 yılı yatırım programına alınacak mı?

Soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Şahin, buyurun.

DEVLET BAKANI REFAİDDİN ŞAHİN (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Niğde Milletvekili Sayın Salih Katırcıoğlu’nun (6/693) esas nolu sözlü soru önergesini cevaplamak üzere huzurlarınızdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Soruda dile getirilen ilçe, kasaba ve bazı köylerde DSİ Genel Müdürlüğünce yeraltı sulaması ve 1998 yılı yatırım programına alma çalışmaları aşağıdaki gibidir:

Niğde-Bor-Balcı Köyü: Balcı Köyünde, halen 13 adet işletme sondaj kuyusuyla 590 hektar arazide yeraltı suyu sulaması yapılmaktadır. İlave yeraltı suyu işletmesine uygun görülen arazilerde, çiftçilerin sulama kooperatifine üye olmaması, kendi istedikleri arazilerin ise yeraltı suyu yönünden uygun bulunmaması nedeniyle, sulanması istenen alanların yeniden belirlenmesi için Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne başvurulması ve hazırlanacak donelerin DSİ Genel Müdürlüğüne gönderilmesi halinde ilave sondaj kuyusu açılması hususu ele alınabilecektir.

Niğde-Bor-Seslikaya Köyü: Seslikaya Köyünde 320 hektar arazinin yeraltı suyundan sulanabilmesi için, 25.8.1997 tarihinde, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünden Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne intikal ettirilen proje donelerine göre gerekli fizibilite raporu hazırlanması çalışmaları halen sürdürülmektedir. Fizibilite raporu sonuçlarına göre öngörülecek adet ve derinlikteki işletme sondaj kuyularının, 1998 yılı yatırım programı içerisinde açılmasına çalışılacaktır.

Niğde-Bor-Kaynarca Köyü: Kaynarca Köyünde halen 8 adet işletme sondaj kuyusuyla 260 hektar arazide yeraltı suyu sulaması yapılmaktadır. Mevcut sulamaya ilave olarak 170 hektar arazinin daha sulanması için açılan 4 adet işletme sondaj kuyusuna gerekli motopomp tahsisi yapılmıştır. Tahsis edilen motopompların montaj işlemi en kısa sürede tamamlanarak, 1998 yılı sulama mevsiminde söz konusu kuyuların işletmeye açılması sağlanacaktır.

Niğde-Çiftlik-Çardak Köyü: Çardak Köyünde halen 1 adet işletme sondaj kuyusuyla 60 hektar arazide yeraltı suyu sulaması yapılmaktadır. Ayrıca, 1 adet ilave sondaj kuyusu açılmış ve 50 hektar arazinin daha, 1998 yılında sulamaya açılması öngörülmüştür; ancak, mevcut sulama arazilerinin kuzeyi ve batısında, çiftçilerce sulanması istenen arazilerde yeraltı suyu imkânının bulunmaması nedeniyle, bu bölgelerde ilave sondaj kuyusu açılması uygun görülmemiştir.

Niğde-Çiftlik-Kula Köyü: Kula Köyünde halen 2 adet işletme sondaj kuyusuyla 80 hektar arazide yeraltı suyu sulaması yapılmaktadır. Çiftçilerce ilave olarak yeraltı suyundan sulanması istenen arazilerde ise, hidrojeolojik etüt çalışmaları devam etmektedir. Söz konusu etütlerin tamamlanması ve sonuçlarının uygun bulunması halinde, ilave sondaj kuyusu açılarak bir kısım arazinin daha yeraltı suyundan sulanmasına ilişkin proje çalışmalarına başlanacaktır. Ayrıca, Çiftlik İlçesi Azatlı Kasabası Asmasız Köyünün yeraltı suyu sulaması işleri de, DSİ Genel Müdürlüğünün 1998 yılı yatırım programı hazırlanması esnasında yeraltı suyu faaliyetleri kapsamında dikkate alınabilecektir.

Saygıyla arz ederim.

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

M. SALİH KATIRCIOĞLU (Niğde) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Katırcıoğlu, buyurun.

M. SALİH KATIRCIOĞLU (Niğde) – Sayın Bakana teşekkür ediyorum.

Biraz önce belirttiğim gibi, bölgemizde sulama son derece önemli. Bu belirttiğimiz bölgelerin, belirttiğimiz yerleşim yerlerinin sadece teklif edildiğini ve programa alınmadığını görüyoruz. 1998 yılında somut olarak icraatın yapılması gerekmektedir; çünkü, ilimiz büyük bir oranda göç vermektedir ve dolayısıyla -biraz önce de Sayın Bakanın belirttiği gibi- Balcı Köyü en fazla göç veren köylerimizden biridir. Bu vesileyle, Sayın Bakana tekrardan teşekkür ediyorum.

Bu Hükümetten, bölgemiz adına, Niğde adına, somut, görünen yatırımlar bekliyoruz.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, daha önce alınmış bulunan karar gereğince, bugün, sözlü soruların müzakeresi için ayırdığımız süre tamamlanmış oldu.

Şimdi, sırasıyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” bölümüne geçiyoruz.

Önce, yarım kalan işlerden başlayacağız.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. – Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu raporunun görüşmesine başlayacağız.

Komisyon hazır mı? Hazır değil.

Ertelenmiştir.

2. – Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/669) (S. Sayısı : 338) (1)

BAŞKAN – 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin müzakeresine kaldığımız yerden başlayacağız.

Bu teklif, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alındığından komisyonu aramıyoruz, Hükümetin varlığı bize yetiyor.

Hükümet?.. Burada.

Sayın Hükümet yerini aldı.

Sayın milletvekilleri, daha önce, teklifin 1 inci maddesi üzerinde gruplar, şahsı adına bir üye ve Hükümet konuşmuştu; şimdi, buna göre işlemi devam ettireceğiz. Zaten hatırlayacaksınız, bir an önce yarım kalan bu işi toparlayalım diye yoklamayı da özellikle yapmamıştım; ama, şimdi görüyorum ki, Sayın Bakanın bir tezkeresi vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına

Görüşülmekte olan sıra sayısı 338, 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarından Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin tümünün, önergeleriyle birlikte, İçtüzük 88’e göre Komisyona geri verilmesini arz ederim.

Hükümet Adına Yücel Seçkiner Devlet Bakanı

(RP sıralarından “Oo_” sesleri ve alkışlar [!])

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Sayın Bakan ne oluyor?! Sayın Ülkü Güney?!. Sizin verdiğiniz teklif, ne oldu?!

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Benim teklifimi müdafaa mı ediyorsunuz?!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, müsaade buyurun efendim.

Sayın Hükümetin ve Sayın Komisyonun böyle bir hakkı var. İçtüzüğün 88 inci maddesine göre bir talepte bulunuyorlar. Belki, daha mükemmel hale getireceklerdir, bilmiyoruz tabiî.

Sayın Hükümet, İçtüzüğün 88 inci maddesine göre, bir defaya mahsus olmak üzere geri verebiliriz; ancak, teklifin_

MUSTAFA BAŞ (İstanbul) – Bir daha getirmezler!

(1) 338 S. Sayılı Basmayazı 12.2.1998 tarihli 54 üncü Birleşim tutanağına eklidir.

BAŞKAN – Efendim, müsaade buyurun.

Teklifin tümü üzerinde müzakereler yapılmış, maddelerine geçilmesi kabul edilmiş; onun için teklifin tümünü verme imkânımız yok. Ancak, 1 inci madde ve müteakip maddeler, verilen önergelerle birlikte, bir defaya mahsus olmak üzere Komisyona iade olunmuştur.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Sayın Başkan_

BAŞKAN – Buyurun efendim.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Bu yasa teklifi, Sayın Seçkiner ve Sayın Güney tarafından verilmiş ve bütün gruplarca desteklenerek doğrudan gündeme alınmış, 35 bin polis umutlandırılmış, görüşmelerine başlanılmış ve bu aşamaya gelmişiz. Çekilmesine veya çektirilmesine bir anlam veremiyoruz. O bakımdan, yasa teklifinin görüşülmesinden yanayız.

Her ne kadar İçtüzükte böyle bir hakları varsa da, bu, bize göre hakkın suiistimalidir, şu anda söyleyemediğim şeyleri içermektedir. Yani, yanlış bir harekettir. Meclisin üstünlüğünü zedeler.

Teşekkür ediyorum.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan_

BAŞKAN – Bir dakika efendim_ Dinleyeceğim efendim, zatıâlinizin beyanını alacağım.

Sayın Gözlükaya_

ÖNDER SAV (Ankara) – Böyle bir müzakere usulümüz var mı efendim?

BAŞKAN – Yok efendim.

Sayın Gözlükaya, efendim, bendenizin de ne kadar arzu ve gayret ettiğimi siz de biliyorsunuz; ama, Sayın Hükümet, Sayın Komisyon, şu elimdeki İçtüzüğün 88 inci maddesine göre, bir defaya mahsus olmak üzere komisyona iadesini talep ederse, müzakere açma hakkımız bile yok; bunu veririz ve Sayın Hükümet talep etti, biz de komisyona iade ettik; mesele bu kadar basit.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Tüzük yönünden size bir şey söylemiyorum. Ben, çekenlere söylüyorum.

BAŞKAN – Sayın Sav bir taraftan “böyle bir müzakere usulü yok” diye buyuruyorlar; doğrudur.

ÖNDER SAV (Ankara) – Doğru... Yoktur.

BAŞKAN – Ama, bir sayın üye, yerimden bir şey söyleyeceğim derse onu dinlemeye mecburum.

ÖNDER SAV (Ankara) – İçtüzük konusunda çok titizsiniz de, o açıdan söylüyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Güney.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, iki cümle söyleyeceğim. Bu teklif, bir milletvekili olarak benim teklifimdir. Arkadaşlarım benim teklifime sahip çıktıkları için kendilerine teşekkür ediyorum; ama, bazı eksiklikleri olduğu ve komisyonda görüşülmediği için, tamamlanması gereken bazı yerleri vardır. En kısa süre içerisinde o şekilde gelecektir; ama, buna, yok çektirdi, çektirildi diye birtakım laflar söylemenin anlamı yoktur. (DYP ve RP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Güney, teşekkür ediyorum efendim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, müsaade eder misiniz efendim.

Efendim, müsaade ederseniz, büyük bir kitleyi ilgilendiren bir hususta, teklif sahibi değerli arkadaşlarımız, şayet bunu önceden fark etmiş olsalardı, diğer bir ifadeyle...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Güney, ben, siz konuşurken dinledim.

BAŞKAN – Sayın Kapusuz, efendim, buyurun siz; hemen iki kelime alayım; lütfen...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Efendim, iki kelime şu Sayın Başkan: Bu arkadaşımız, bu konunun geneli üzerindeki görüşmeler sırasında böyle bir yaklaşım gösterseydi, anlayışla karşılamak mümkündü; ama, şu anda, birtakım görüşmelerden sonra, bazı çevrelerin baskılarından sonra, böyle bir yola girildiyse, biz buna karşı çıkıyoruz.

Teşekkür ederim.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Böyle bir yoruma ihtiyacımız yok. Böyle anlamsız bir yoruma ihtiyacımız yok Sayın Başkan. (RP sıralarından gürültüler)

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Efendim, iktidar olamadınız; zaten bu Hükümetle olamazsınız da...

MEMDUH BÜYÜKKILIÇ (Kayseri) – Gazetelere bakın...

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri...

MUSTAFA BAŞ (İstanbul) – Sayın Başkan, yerimden bir şey söylemek istiyorum.

BAŞKAN – Efendim, 550 arkadaşıma yerinden söz verirsem, ne zaman bitiririz biz bunu?

MUSTAFA BAŞ (İstanbul) – Sayın Başkan, lütfen, müsaade eder misiniz...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

MUSTAFA BAŞ (İstanbul) – Sayın Başkan, bu konuyla ilgili, 1996 yılının üçüncü ayında bizim vermiş olduğumuz kanun teklifi var, komisyonda bekliyor. Ben, bu iki teklifin komisyonda birleştirilmesini talep ediyorum; bir.

İkincisi, arkadaşlarımız bu kanun teklifini İçtüzüğün 37 nci maddesine göre buraya indirdi, 88 inci maddesine göre geri çekiyorlar, İçtüzüğe göre hak kullanıyorlar; ama, 50 bin insanı umutsuzluğa sevk ediyorlar.

3. – Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/217) (S. Sayısı : 132)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Emniyet Teşkilatı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının müzakeresine başlayacağız.

Sayın Komisyon?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

4. – Ordu Milletvekili Şükrü Yürür ve 5 Arkadaşının, Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifi ve Millî Savunma Komisyonu Raporu ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/285) (S. Sayısı : 282) (1)

BAŞKAN – Ordu Milletvekili Şükrü Yürür ve 5 arkadaşının Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifinin müzakeresine başlıyoruz.

Bu teklif, tali olarak havale edildiği Millî Savunma Komisyonunda görüşülmüş; esas olarak havale edildiği Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeden İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmıştır.

Esas komisyonun raporu bulunmadığından, teklifin müzakeresinde komisyonu arama imkânımız yok; ancak, Hükümeti arıyoruz.

(1) 282 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Sayın Hükümet bu konuda hazır mı efendim?

DEVLET BAKANI YÜCEL SEÇKİNER (Ankara) – Hazırız Sayın Başkan.

BAŞKAN – Rapor olmadığına göre, doğrudan, teklifin müzakeresine başlıyoruz.

Teklifin tümü üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Turhan Tayan; buyurun efendim.

DYP GRUBU ADINA TURHAN TAYAN (Bursa) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Ordu Milletvekili Sayın Şükrü Yürür ve arkadaşlarının, Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifi üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına görüşlerimi ifade etmek üzere huzurlarınızdayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bilindiği gibi, Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup subay, astsubay ve sivil memurlar, hem kendileri hem de aileleri itibariyle sağlık hizmetlerinden istifade etmektedirler.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Sayın Başkan, şu halde, hatibe saygısızlık var; burada, ayakta bir sürü arkadaşımız dolaşıyor...

BAŞKAN – Efendim, tabiî, burada yalnız hatip değil, onun hakkını da koruruz; ama, bir de Başkanlık Kürsüsü var...

Sayın Tayan, bir dakikanızı rica edeyim; sürenizi durduruyorum efendim.

Sayın milletvekilleri, bir sayın üye -hem de grup sözcüsü- bu çok önemli konuda görüşünü ifade ediyor. Lütfen, sükunetle dinleyelim.

Buyurun Sayın Tayan.

TURHAN TAYAN (Devamla) – Bu teklif, Türk Silahlı Kuvvetlerine er ve erbaş olarak hizmet eden, vatan hizmeti yapan, karda kışta, gece demeden, gündüz demeden, vatan bekçiliği yapan kahraman Mehmetçiğimizin eş ve çocuklarının da, bu sağlık yardımlarından, sağlık hizmetlerinden istifade etmesi, ettirilmesi teklif sahiplerince öngörülmüştür.

Teklifin, gerek Millî Savunma Komisyonunda gerekse Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi sırasında, konu, tüm gruplarca benimsenmiş ve gündemdeki yerini almıştır.

Bugün, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, aşağı yukarı 800 bine yakın er ve erbaşının, yine tahminî yüzde 75’i; yani, 600 bine yakını kırsal kesimden gelen, dargelirli, fakir aile çocukları olduğu, bir ülke gerçeğidir. Yine, kırsal bölgelerden gelen 600 bine yakın er ve erbaşın, aşağı yukarı yüzde 8’e yakını evlidir; yani, bu, aşağı yukarı 50 binin üzerinde, evli, çocuk sahibi er ve erbaşımızı yakından ilgilendirmektedir.

İki seneye yakın vatan hizmeti sırasında, eşinin, her türlü maddî destekten mahrum kalması, gelirden mahrum kalması, işten mahrum kalması; tarlasını, çiftini, çubuğunu bırakıyor olması, takdir edersiniz ki, o aile için büyük bir maddî yük getirmektedir. Ancak, Türk Milleti, vatan hizmeti babında, her türlü fedakârlığa katlanarak, bu zorlukları da göğüsleyerek, vatan hizmeti diyerek, şanlı şerefli Mehmetçik ocağına intikal etmekte ve vatan hizmetini yapmaktadır. Ancak, işte, bu hizmet sırasında evinde, köyünde, mahallesinde bıraktığı, maddî destekten yoksun eşinin hastalığında veya çocuğunun hastalığında, onun tedavisinin kimin tarafından, nasıl yapılacağı konusu, takdir edilir ki, silah altındaki er ve erbaşımızı derinden üzmekte ve onu kara kara düşündürmektedir.

Şimdi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, güçlü Türkiye Cumhuriyeti Devletinin subayına, assubayına ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde sivil memur olarak çalışan memurlara sağlayabildiği bu sağlık hizmetlerinin, sağlık yardımlarının Türk Silahlı Kuvvetlerinde er ve erbaş olarak görev yapan bu vatan evlatlarının eşine ve çocuklarına da verilmesi, gerçekten fevkalade doğru, fevkalade isabetli bir yaklaşım olacaktır. Bu münasebetle, teklif sahiplerini tebrik ediyorum ve komisyonlarda bu konuya anlayış gösteren, destek veren tüm parti gruplarımıza da, burada Doğru Yol Partisi Grubu adına teşekkürlerimi sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kolordu seviyesinde, aşağı yukarı 10’a yakın askerî hastanesi mevcuttur. Bu hastanelerin tüm bu hizmetleri karşılaması mümkün olmadığından, teklif, esasen, bu hizmetlerin devlet hastaneleri ve üniversite hastaneleri tarafından karşılanmasını öngörmektedir.

Teklifin komisyonda görüşülmesi sırasında bazı milletvekili arkadaşlarımız, bu hizmetlerin askerî hastaneler tarafından da görülmesini önermişler ve komisyon da bunu kabul etmiştir; ancak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin sahip olduğu askerî hastanelerin, bugünkü kapasiteleri itibariyle, bu hizmetlerin görülmesinde önemli birtakım zorluklarla karşılaşacağı bir vakıadır. O bakımdan, şayet uygun görülürse, bu teklifin tümünü takdirle ve tebrikle karşılarken ve Doğru Yol Partisi Grubu olarak tamamen desteklediğimizi ifade ederken, bu arada, askerî hastanelerin bu yükümlülükten ayrı tutulmasının daha yararlı olacağı düşüncesine sahibiz. Ayrıca, sivil ve asker ailelerinin, birlikte, aynı çatı altında sağlık tedavisi görmesi bakımından bazı hizmetiçi aksaklıklara da sebebiyet vereceği düşüncesiyle, bu hizmetlerde askerî hastanelerin devre dışı bırakılmasının daha yararlı ve isabetli olacağı düşüncesindeyim.

Bu düşüncelerle, bu teklifin, bir an evvel yasalaşması suretiyle, sadece vatan hizmeti, hudut bekçiliği değil; içgüvenlik alanında da büyük hizmetler ve büyük fedakârlıklarda bulunan vatan evlatlarımızın, silah altındayken, eş ve çocuklarının devletin sağlık hizmetlerinden yararlandırılması hususunun bir an evvel sonuçlandırılmasının doğru ve isabetli olacağı görüşüyle Yüce Heyeti saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Tayan, teşekkür ediyorum.

Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Yürür; grup görüşlerini ifade etmek üzere, buyurun .

ANAP GRUBU ADINA ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 1996 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, bildiğiniz gibi, 2/285 sayıyla sunduğumuz Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifimiz, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonumuzda çok uzun süre beklemesi üzerine, İçtüzüğün 37 nci maddesinin bize vermiş olduğu yetkiyi kullanarak huzurunuza getirdik ve teklifin doğrudan gündeme alınmasını kabul ettiniz. Bu teklifi veren, ben Şükrü Yürür, arkadaşlarım Çanakkale Milletvekili Sayın Mustafa Cumhur Ersümer, Amasya Milletvekili Sayın Aslan Ali Hatipoğlu, Ankara Milletvekili Sayın Nejat Arseven, Muğla Milletvekili Sayın Lale Aytaman ve Nevşehir Milletvekili Sayın Abdulkadir Baş adına huzurlarınızdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bir şair diyor ki: “Bu vatan, toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır. / Bir tarih boyunca onun uğruna kendini tarihe verenlerindir.” Bu şairin sözünden haraketle, vatan hizmetine mecburî olarak aldığımız, adına genel olarak “Mehmetçik” dediğimiz insanların, askerde bulundukları süre içerisinde, muhtaç olan eş ve çocuklarının tedavisi -Sayın eski Savunma Bakanı arkadaşımız çok güzel ifade buyurdukları gibi, çok cüzî bir miktarda insan zaten, artık, o yaşta evli oluyor; öyleyse, çok cüzî bir kısmının eş ve çocukları yararlanacak- devletimize, milletimize külfet getirmemektedir.

Bu kanunu teklif etmemize gerekçe teşkil eden husus: Askere alınmış bir Mehmet’in, askerdeyken dünyaya gelen çocuğu ve bu çocuğun tedavisi için karşılaşılan zorlukları kendi yöremde yaşadım. Aile, yeşil kartı üniversitede kullanamadı ve üniversitede tedavisinden sonra, ailenin geride kalanları, bu çocuk için senet vermek mecburiyetinde kaldılar; fakat, o senet de ödenmedi; icraî takip yapıldı, icra takibi de sonuç vermedi. Onun üzerine, arkadaşlarımla görüşerek, bu kanun teklifini hazırladık ve bugün de, sizlerin oylarınızla kanunlaşacağına inandığım bu teklifi görüşmeye başladık.

Milletimize hayırlı olmasını dilediğim bu kanun teklifiyle getirdiğimiz nedir: Askere alınmış Mehmetlerin, geride bıraktıkları eş ve çocuklarının -muhtaç olduklarını ispat etmiş olanlarının, hepsinin değil- tedavisini ve tedavi giderlerini devletin yüklenmesini amirdir.

Bir diğer önemli husus, bu husus kanunlaştığı takdirde, bugüne kadar bahse konu Mehmetlerin eş ve çocuklarının hastanelerden kurtulmak için üniversite ve devlet hastenelerine vermiş oldukları senetlerin bedellerinin devletçe karşılanmasını amirdir.

Beni dinlemek lütfunda bulunduğunuz ve bu kanun teklifine müspet oy vereceğinize inandığım için, hepinize peşinen teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

Sağ olun, var olun. (Alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Yürür, ben de zatiâlinize teşekkür ediyorum, özellikle sürede tasarruf ettiğinizden dolayı.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Fırat; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA AYHAN FIRAT (Malatya) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerime başlarken, Cumhuriyet Halk Partisi ve şahsım adına hepinize saygılar sunarım.

Ordu Milletvekilimiz Sayın Şükrü Yürür ve 5 arkadaşının vermiş olduğu ve İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan Genel Kurula inmiş olan erbaş ve erlerin eş ve çocukları ile yardıma muhtaç ana ve babalarının sağlık hizmetlerinin ücretsiz yapılabilmesine dair 282 sıra sayılı kanun teklifi hakkında, Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini arz edeceğim.

Biraz önce, kanun teklifi sahibi arkadaşımız, burada, yasa önerisi hakkında bilgi verirken, muhtaç ana ve babalarını dahil etmediler; ancak, verdikleri yasa teklifinde, erbaş ve erlerin muhtaç ana ve babalarının da sağlık hizmetini istemişlerdi; ancak, komisyondan çıktığı zaman, muhtaç ana ve babaları teklifin içerisine alınmamıştır. Ben, bunu belirtmek istiyorum.

Burada, “60-70 bin erbaş ve eri ilgilendiriyor, maddî olarak getireceği yük, küçük bir yük” deniliyor. Arkadaşlar, şu şartlarda, kış şartlarında, ülkenin sınırlarında, dağ başlarında canlarını feda ederek bu ülkeyi bekleyen Mehmetçik için sarf edilecek masrafın küçüklüğü büyüklüğü söz konusu olmaz. Önce bunu belirtmek istiyorum.

Askerlik çağına gelen insanlarımız 20 yaşında bu göreve başlıyorlar. Genelde, Türkiye’de 750-800 bin civarında asker olduğunu düşünürsek, evli olanlar, demin de belirtildiği gibi, bunun yüzde 10’u civarındadır. Bu yüzde 10’un eşi ve çocukları, 70 bin veya 100 bin kişilik bir kitledir; bunlara hitap ediyor bu teklif. Ancak, getirilen bu kanun teklifi 700 bin, 800 bin kişiyi, muhtaç ana ve babayı da içine alan bir teklifti.

Şimdi, bildiğiniz gibi, askerlik çağına gelmiş insanlarımızın yüzde 70’i, yüzde 80’i kırsal alandan gelir; ana ve babası onun çalışmasına muhtaçtır, ihtiyacı vardır. Dolayısıyla, bunları ayırmak, bence, son derece kötü. Bunun kapsamını yalnız eş ve çocuklar olarak bu derece daraltırsanız, yasanın esas büyüklüğü ortadan kalkmış olur. Bunu da belirtmek istiyorum.

Teklif, ayrıca, jandarmayı dışta tutmuştu. Komisyonda görüşülmesi sırasında, jandarmanın erbaş ve erlerinin de kapsam içine alındığını memnuniyetle görmüş oluyoruz; böylece, büyük bir boşluk doldurulmuş oluyor.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2 nci maddesi, Türkiye Cumhuriyetinin niteliklerini sayarken “demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” der. İşte, sosyal devlet ilkesine bu derece uygun bir yasa ancak böyle olabilir. Onun için, ben, sosyaldemokrat bir milletvekili olarak, bu arkadaşlarımızı, böyle bir yasa teklifini getirdikleri için kutluyorum. Hakikaten, bunu, bütün içtenliğimle söylüyorum. Bu memleketi bekleyen kahraman Mehmetçik için böyle yasalar helal olsun; onların hakkıdır. Biz, her zaman bunları desteklemek için varız ve Türk ordusunun, Mehmetçiğin, erbaşın yanındayız. Onu da söylemek istiyorum.

Efendim, bir de, burada, hastaneler hususunda bir ilave yapılmış; askerî hastanelerin dahil edilip edilmemesi konusu... Bence, askerî hastanelerin de dahil edilmesinde fayda vardır. Bu kanaatimi de bildirmek istiyorum.

Ayrıca, diyorum ki, yönetmelik çıkarılması için altı ay süre tanınmış. Bu yönetmelik çıkarma süresini kısa tutmakta fayda vardır; çünkü, altı ay uzun bir dönemdir ve şu anda asker olan kesimin hiç değilse üçte 1’i bu süre içerisinde terhis olup gidecektir. Dolayısıyla, bunu üç aya indirmekte büyük yarar olduğu kanısındayım.

Efendim, buradan, Türkiye’de şu anda görev yapan tüm erbaş ve erlerimizi saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi adına ve Cumhuriyet Halk Partisinin bir milletvekili olarak ben, hepsine ve Yüce Meclise saygılar sunuyor, yasanın hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ederim. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Fırat, teşekkür ediyorum.

Demokratik Sol Parti Grubu adına, Sayın Gülay; buyurun.

DSP GRUBU ADINA HASAN GÜLAY (Manisa) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifi üzerinde Demokratik Sol Parti Grubu adına söz aldım. Sözlerime başlamadan önce, Grubum ve şahsım adına, Yüce Meclise, içtenlikle saygılar, sevgiler sunuyorum.

Sözlerime başlarken, bu yasa teklifini hazırlayan, veren Sayın Yürür’e ve değerli 5 arkadaşına, Millî Savunma Komisyonunun emeği geçen tüm üyelerine de ayrıca teşekkür ediyorum.

Bilindiği gibi, ülkemizde, her erkek 20 yaşına girdiği sene askerlik çağına girmiş demektir. Askerlik çağına girenlerin büyük bir bölümü de derhal silah altına alınır. Bu genç insanların çoğu bekâr olmakla birlikte, küçük bir azınlığı da evli ve çocuk sahibidirler; bir bölümü de, hasta veya yaşlı annesine, babasına bakmaktadır. Erbaş ve erler silah altına alınınca aileleri güç duruma düşmekte, genellikle bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmadıkları için de tedavi olamamaktadırlar. Bu durum, onları güç durumda bıraktığı gibi, silah altında vatan görevi yapan erbaş ve erlerin haklı olarak moralini de bozmaktadır.

Silah altına alınanların çok genç yaşta olmaları nedeniyle çoğunun bekâr, evli olanların bir kısmının da çocuk sahibi olmadığı göz önünde bulundurulursa, bu teklif yasalaştığı takdirde, ülkeye ve devlete fazla malî yük de getirmeyecektir.

Askerlik hizmetinin niteliği ve sosyal devlet ilkeleri göz önüne alınarak bu sakıncalı durumun ortadan kaldırılması, bu kanun teklifinin amacıdır.

Muhtaç erbaş ve er ailelerinin ayakta veya meskende tedavi halinde kullanacakları ilaç bedelleri ile resmî sağlık kurumu raporu ile belirlenen ve çeşitli hastalıkları kapsayan tedavileri sırasında kullanılmasına lüzum gösterilen ilaçlardan hayatî önemi haiz olanların bedellerinin tamamı da, bu teklif kanunlaştığı takdirde, karşılanacaktır.

Bu kanun teklifine destek vermek, siyasal bir amaç düşünülmeden destek vermek, tüm siyasal partilerin ve biz milletvekillerinin, erbaş ve erlere, onların bakmakla görevli oldukları eş ve çocuklarına, anne ve babalarına karşı hem bir görevimizdir hem de ödevimizdir. “Mehmetçik” derken nasıl gurur duyuyorsak, gurur duyduğumuz Mehmetçiğin askerlik süresince sağlık problemlerini karşılamak da, biz milletvekillerinin ve Yüce Meclisin temel görevidir.

Eğer, sosyal güvenlik yasası çıkmış olsaydı ve ülkede de uygulanmış olsaydı, bugün, bu kanunu çıkarmaya gerek kalmayacaktı; ama, bu kanun teklifi verildiği andan bugüne kadar bu kanun teklifini ilgili komisyonda görüşmeyenleri, ilgili komisyona getirmeyenleri de kınıyorum.

Sözlerime son verirken, Demokratik Sol Parti Grubu olarak, bu kanun teklifine, yürekten olumlu oy vereceğimizi belirtir, Grubum ve şahsım adına Yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Gülay, teşekkür ediyorum.

Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına, Sayın Yılbaş; buyurun.

DTP GRUBU ADINA MAHMUT YILBAŞ (Van) – Efendim, konuşmama başlarken, özellikle Sayın Başkanımıza ve sayın milletvekillerine saygılarımı sunuyorum.

Görüşülmekte olan teklif, fevkalade önemli bir tekliftir; devletin sosyal yönünü öne çıkaran bir tekliftir. Bunun için, her şeyden önce, bu teklifi veren sayın milletvekillerini kutluyorum ve görüşülmek üzere Genel Kurula indirilmesine katkısı olanlara da şükranlarımı sunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, er ve erbaşların ailelerine ücretsiz tedavi götürme, verme, devletin bir atıfeti değil, yükümlülüğü olarak burada telakki edilerek, bu teklifin, verilecek birtakım değişiklik önergeleriyle desteklenmesi gereğine inanıyorum ve bu açıdan da, Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına, bu önergelerimizi vereceğimizi de ifade ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, birçok alanda özendiğimiz ve bir araya gelmek için, intisap etmek için gayretler gösterdiğimiz Batı topluluklarında, ücretsiz askerlik mefhumu tarihe karışmış ve unutulmuştur; ancak, bizim gibi, millet-ordu kavramını, inancından kaynaklanmak suretiyle, bugüne ve geleceğe taşıyan bir milletin, çocuklarını, seve seve, davul zurnayla askere gönderen bir milletin muhtaç olanlarına gerekli yaklaşımı da göstermek bizlerin görevi olmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, teklife baktığımızda, işlemesi bir hayli zor olabilecek ve verilmek istenen bu katkıyı kısıtlayacak hükümler taşıdığını görmekteyiz. Bunların başında gelen “muhtaçlık” kavramıdır. Değerli arkadaşlarım, bir uygulayıcı olarak, bu kavramın, tatbikatta ne kadar zorluklara yol açtığını gayet iyi bilmekteyim.

Diğer taraftan, sağlık hizmetlerinde rastlanılan birtakım noksanlıkları da dikkate aldığımızda, tedaviye muhtaç olan insanların, kendilerinin muhtaç olduğunu kanıtlamak için birtakım uğraşlar içerisine girmek suretiyle, devletin kendilerine vermek durumunda olduğu bu hizmetten yoksun kalmayla karşı karşıya gelmesi mümkün olacaktır. Onun için, ortak bir tavırla “muhtaçlık” kavramının tekliften çıkarılması yerinde olacaktır.

Değerli arkadaşlarım, askerî hizmetler bakımından yükümlülük ve Türk vatandaşı olma özelliği açısından her Türk vatandaşının, geçmişte, şimdi ve gelecekte, seve seve yerine getirdiği, hatta, gerekirse canını seve seve verdiği bir hizmet olarak telakki ettiği vatan hizmeti olan askerlik görevinin, kendisine ve ailesine getirmiş olduğu birtakım yükümlülükleri karşılayacak düzenlememiz yoktur. Çok eski tarihlerde çıkarılan Asker Ailelerinden Muhtaç Olanlara Yardım Hakkında Kanun dolayısıyla getirilmiş olan hizmetler, ancak yerel, mahallî yönetimler tarafından yerine getirilmektedir. Köy Kanununda getirilen hükümlerle, yapılan bütçelerin muayyen bir oranının, muhtaç asker ailelerine yardım faslına konulması önerilmiştir; ama, zaman içerisinde köylerimiz bu görevi yerine getirebilecek gelirlerden yoksun kaldıkları için, askerlerimizin büyük bir bölümünün geldikleri kırsal alandaki eş, baba ve anneleri bu hizmetten yararlanamamaktadırlar. Ayrıca, şehirlerde, beldelerde yaşayan insanlardan askere gitmiş olanların eş ve ailelerine, anne ve babalarına verilen yardım da, maalesef, belediyelerimizin o dar imkânlarıyla ayırdıkları ödeneklerle mümkün olmaktadır. Değerli arkadaşlarım, bu da gösteriyor ki, bu teklifin kanunlaşmasıyla getirilecek sosyal hizmetlere toplumun, halkın büyük bir ihtiyacı vardır.

Değerli arkadaşlarım, yine teklifin eksikliklerinden bir tanesi ve ortak bir yaklaşımla getirmek mecburiyetinde kaldığımız bir husus da, sadece “er ve erbaşların çocuk ve aileleri” değil “bunların anne ve babaları” tabirinin de teklife mutlaka eklenmesi hususudur. Zaten, askere giden çocuk evliyse, eşine ve çocuklarına bakan baba ve annelerdir.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye’de askerlik çağı 20 yaşında başlamakla beraber, çalışma yaşı, maalesef, ülkemizin ekonomik koşulları nedeniyle, çok genç yaşta, çocukluk yaşında başlamaktadır. Bu toplumda, ister kırsal kesimde olsun ister kentlerde olsun, 13-14 yaşında çalışan insanların sayısı az değildir; 13 yaşında 14 yaşında, ailesinin geçimini yüklenen genç insanımızın sayısı az değildir. İşte, bu genç yaşta aileyi geçindirmek durumunda kalan insanların, askere gittiklerinde, sadece hasta olmaları döneminde değil, ailelerinin günlük yaşamında da devletin desteğine ihtiyacı olmaktadır. Bunun için, bu katagori içerisine, er ve erbaşların çocuk ve ailelerinin yanı sıra, anne ve babalarını da eklemek, bizim, bir lütfumuz değil, yükümlülüğümüz olmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, burada ifade edildi ve ayrıca, kanun teklifinde de böyle bir durum söz konusu: En başta, askere alınan Türk çocuklarının tedavisi, hizmet verdiği kurumun sağlık kurullarında olmalıdır; yetersizliği, burada kesinlikle hiçbir şekilde ifade edilmemelidir. Hizmet, Türk Milletine, Türk vatanına olmakla birlikte, “asker, erbaş” dediğimiz evlatlarımız, komutanlarıyla, astsubay ve subaylarla birlikte, aynı sosyal şartlar içerisinde, aynı fizikî şartlar içerisinde hizmet vermektedirler. Bu takdirde, öyle zannediyorum ki, askerî kuruluşlarımızın sağlıkla ilgili birimleri, bu hizmeti vermek için yarış halinde olacaklardır, başta gideceklerdir.

Üzerinde durduğumuz birtakım ilaveleri, gruplar olarak birlikte yapacağımız inancımı tekrar belirtiyor, bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum

Sağ olunuz efendim. (DTP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Yılbaş, teşekkür ediyorum.

Gruplar adına son konuşma, Refah Partisi Grubu adına Sayın Sıddık Altay’ın.

Sayın Altay, buyurun. (RP sıralarından alkışlar)

RP GRUBU ADINA MEHMET SIDDIK ALTAY (Ağrı) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifi üzerinde, Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifini hazırlayan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bunlar, er ve erbaş aileleri için önemli konulardır. Bu konunun Meclis gündemine getirilmesini, bu kanun teklifini, biz, Refah Partisi Grubu olarak destekliyoruz.

Bu kanun teklifi güzel bir tekliftir; ancak, güvenlik kuvvetlerimizin bir bölümü olan emniyet teşkilatındaki 35 bin polisimize ait, bir haftadan beri Meclis gündeminde olan kanun teklifinin, bugün, Hükümet tarafından geri çekilmesi de o derece de üzücüdür. Hükümetimiz, bu kanun teklifini, komisyonda görüşülmeden, doğrudan Meclis gündemine getirdi. Madem, siz Hükümet olarak, bunu, Meclis Genel Kurulunda çıkaramayacaktınız, buna sahip çıkamayacaktınız, neden getirdiniz; şimdi neden geri çektiniz?! Eğer, bu kanun teklifinin eksikliği var ise, bugün, Genel Kurulda, önergelerle bu giderilebilirdi; ancak, bu yapılmadı, gücünüz yetmedi, bunu geri çektiniz... Refah Partisi olarak, biz, polislerimizin askerlikleriyle ilgili olan bu kanun teklifinin takipçisiyiz ve bunu, Meclis gündeminde devamlı, sıcak olarak tutacağız. Bunun, bu şekilde bilinmesini istiyorum.

Gelelim şimdi görüştüğümüz teklife: Değerli milletvekilleri, ülkemizde, sosyal güvenlik konusunda çok ciddî sorunlar yaşanmaktadır. İlaç ve tedavi ücretleri çok büyük rakamlara ulaşmıştır. Bu artışların bir kısmı, hammadde ve girdi fiyatlarındaki artışlardan kaynaklansa bile, bir kısmının sunî olduğunu kabul etmek zorundayız. Alandaki boşluk, denetimsizlik ve serbest piyasa ekonomisinin bilinçsiz uygulanması, bu sorunların büyümesine sebep olmuştur.

Bugün, Türkiye’de binlerce insan hastane kapılarında perişan olmaktadır. İlaç ve tedavi giderlerini karşılayamadığı için rehin kalan hastalar, basit bir röntgen veya ultrason çekimi için aylar sonrasına randevu verilen insanlar, kokuşan sağlık ve sosyal güvenlik politikalarının bir sonucudur ve ülkemizin kangren olmuş çok ciddî sorunları arasındadır; fakat, ne yazık ki, günlük sunî gündem maddeleriyle habire sulandırılan ülke gündeminde, bu gibi ciddî sorunlar arada boğulup gitmekte, muhatap bulunamamaktadır.

Bu kürsüden vurgulamak istiyorum ki, günlük kısır çekişmelerle uğraşmak yerine, vatandaşlarımızın sorunlarına kulak verip, aslî görevimiz olan, onlara, daha iyi hizmet ve müreffeh hayat şartlarını hazırlamak için çalışmalar yapmak zorundayız, hep beraberce bunu yapmamız gerekmektedir.

Sayın milletvekilleri, bugün, ülke nüfusunun büyük kısmı, ciddî anlamda bir sosyal güvenlik şemsiyesinden yoksundur. Emekli Sandığının, diğer sosyal güvenlik kuruluşlarından daha geniş imkânlar sağladığını kabul etsek bile, özellikle SSK ve Bağ-Kur, sosyal güvenlik ve sağlık konularında çok yetersiz kalmaktadır. Bağ-Kur’lu ve SSK’lı hastalar, ilaç alımında zorlukla karşılaşmaktadırlar. SSK hastanelerinde muayene ve tedavi için, doğrusunu söyleyelim, torpiliniz yoksa günlerce sıra beklemeye mahkûmsunuz. Hele, çok iyi niyetlerle çıkarıldığını düşündüğümüz yeşil kart uygulaması, bugün için anlamını tamamen yitirmiştir. Yeşil kartlı hastalar hastane kapılarından kovulmakta, eczaneler ilaç vermemekte, doktorlar muayene etmemektedirler.

Burada, konuyla ilgili bazı rakamları vermek istiyorum. Özellikle, üzerinde söz aldığım askerlik çağındaki genç nüfusumuzun sosyal güvenlik durumuyla ilgili resmî veriler şöyledir:

Nisan 1997 hane halkı işgücü anketi sonuçlarına göre, 15-19 yaş grubunda toplam 2 milyon 295 bin gencimiz bulunmaktadır. Bunlardan, 17 bini Bağ-Kur’a, 363 bini SSK’ya, 6 bini de Emekli Sandığına tabidir. Bu yaş grubundaki nüfusumuzun 1 milyon 901 bini herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı değildir.

Aynı şekilde, 20-24 yaş grubundaki 2 milyon 120 bin kişinin 110 bini Bağ-Kur’a, 591 bini SSK’ya, 84 bini Emekli Sandığına tabidir. Bu çağ nüfusun 1 milyon 333 bini sosyal güvenceden mahrum bulunmaktadır.

Bu rakamlar, çok çarpıcı sonuçları ortaya koymaktadır. Bir kere, yuvarlık bir hesapla, askerlik çağındaki genç nüfusumuzun yarıdan fazlasının sosyal güvenceden mahrum olduğu, bu verilerden çok rahat bir şekilde gözlenmektedir.

Değerli milletvekilleri, bu tabloya bakarak şunu belirtmek istiyorum: Ülkemizin acilen bir sosyal güvenlik reformuna ihtiyacı bulunmaktadır. Bir an önce, geniş kapsamlı, tüm vatandaşlarımızı içine alacak şekilde bir sosyal güvenlik reformunun çıkarılması zarurettir. İlgili bakanlıkların bu konuda yapacakları çalışmaları tüm vatandaşlarımızın hasretle beklediğini belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, şimdi, önümüzde, askerlik çağındaki gençlerimizin ailelerinin ücretsiz tedavisiyle ilgili bir kanun teklifi bulunmaktadır. Çağı gelen her Türk vatandaşı bu görevini yerine getirmektedir. Ülkemizde, geniş kapsamlı bir sosyal güvenlik reformuna ihtiyaç olduğunu yukarıda arz etmeye çalışmıştım; fakat, şimdi, kısmen de olsa, bu konuda bir iyileştirmeye vesile olacak bir çalışma önümüze gelmiştir. Bir kere, ülkemizde, erbaş ve er olarak, yaklaşık 700 bin civarında gencimiz silah altında bulunmaktadır ve bu gençlerin büyük bir kısmı bekârdır; fakat, az da olsa, aralarında evli olanlar ve yine, bunlardan daha az sayıda da olsa, çocuk sahibi olanlar bulunmaktadır.

Çağ nüfusunun yarıdan fazlasının bir sosyal güvencesi olmadığını az önce ifade etmiştim. Sigortalı olup da askere çağrılan gençlerimizin birçoğunun, işyerleri tarafından, askerde oldukları süre içerisinde sigorta primleri yatırılmamakta ve dolayısıyla, gençlerimizin aileleri de askerlik süresince sosyal güvenlikten mahrum kalmaktadır.

Askerlik, zorunlu da olsa, sonuçta bir kamu hizmetidir. Silah altına alınan erbaş ve erler, vatan savunması gibi en önemli kamu hizmetinin fiili uygulayıcısı durumundadırlar. Bu gençlerimizin kendileri, askerlikleri süresince sağlıkla ilgili sorunlarında devlet güvencesinden yararlanabilmektedirler; ancak, geride bıraktıkları çoluk çocukları ne olacaktır? Vatan müdafasıyla mükellef tuttuğumuz bu gençlerin gözleri arkada kalmaması için çıkarılacak olan bu kanun teklifini Refah Partisi olarak uygun görmekteyiz. Konuşmacı birçok arkadaşımızın da belirttiği gibi, bu kanundan sadece eş ve çocukların değil, anne ve babaların da yararlanması, tabiî ki, uygun olacaktır.

Değerli milletvekilleri, bu noktada bir hususu da belirtmek istiyorum: Bugün, hastanelerimizde çok yoğun bürokratik işlemler uygulanmaktadır. Bir hasta, muayene için kırk kapıya gönderilmekte, “bugün git, yarın gel” mantığı, zaten can derdinde olan bu insanları perişan etmektedir. Asker aileleri için sağlanacak bu sağlık hizmetlerinde bürokratik işlemlerin asgaride tutulması en büyük dileğimizdir. Tedavi edeceğiz diye, muhtarlıktan başlayıp kaymakamlığa kadar uzanacak bürokratik işlemler zincirinde er ve erbaş ailelerini perişan etmeyelim, asgari bürokrasiyle devlet olarak iyiniyetimizi gösterelim.

Değerli milletvekilleri, bu vesileyle bir hususu daha Yüce Meclisin takdirine arz etmek istiyorum: Bugün, ülkemizde 39 askerî hastane bulunmaktadır. Bu hastanelerimizde muvazzaf ve emekli subaylara, astsubaylara, er ve erbaşlara hizmet verilmektedir. Askerî hastanelerimizin kendi bölgelerindeki sivil halka da hizmet vermeleri, çok büyük bir hayra hizmet olacaktır. Hemen belirteyim ki, bugün, özellikle büyük şehirlerimizin dışındaki askerî hastanelerimiz yüzde 50 kapasiteyle çalışmaktadır. Çevredeki sivil halkın, en azından günün belli saatlerinde, buradaki değerli hekimlerden ve kaliteli sağlık hizmetinden yararlanması çok büyük hizmet olacaktır. Ancak, bu teklifin başlangıcında “devlet hastaneleri” denilmektedir. Gönül isterdi ki, bu teklifte “öncelikle askerî hastaneler, askerî hastanelerin olmadığı yerlerde devlet hastaneleri ve üniversite hastanelerinden yararlanırlar” denilseydi daha iyi ve mantıklı olurdu. Umarım, Bakanlığımız, çıkaracağı yönergelerle bu konuda bir düzenleme getirir.

Değerli milletvekilleri, tabiî, bugün, Silahlı Kuvvetlerimizin bünyesinde 700 bine yakın gencimiz bulunmaktadır. Silah altındaki bu kişiler, genç, dinamik ve gelişmekte olan ülkemiz için büyük bir potansiyel teşkil etmektedir. Şu anda askerlik süresi 16 aydır. Gelişmekte olan bir ülke için 16 ay ve parasız bir askerlik, doğrusu, artık, kabul edilebilir bir anlayış değildir. Umuyoruz ki, bu askerlik süresinin makul bir süreye çekilmesi, özellikle 16 aydan 12 aya indirilmesi uygun görülecektir.

ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Bunları dışarıda da görüşürüz efendim.

MEHMET SIDDIK ALTAY (Devamla) – Sayın Bakanım, az kaldı. Merak etmeyin, çıkacak. Zaten biz de Grup olarak destekliyoruz. Acele etmeyin; bazı düşüncelerimizi ifade edelim.

BAŞKAN – Buyurun efendim, devam edin siz.

MEHMET SIDDIK ALTAY (Devamla) – Değerli milletvekilleri, er ve erbaş ailelerinin ücretsiz tedavisini öngören bu kanun teklifinin, tüm asker ailelerine hayırlı olmasını diliyor, Refah Partisi Grubu olarak desteklediğimizi belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Altay, teşekkür ediyorum.

Tabiî, bu, sayın milletvekillerinin takdirine mevdu bir husus; ama, Sayın Altay, 1 inci maddede bir hususa işaret buyurdunuz; “devlet ve üniversite hastanelerinde ücretsiz tedavi yapılacaksa, bu, öncelikle askerî hastanelerde olmalıdır” şeklinde bir teklif getirdiniz. Bu konuyu, bir önergeyle getirirseniz, zannediyorum, Genel Kurul bunu değerlendirir.

Sayın milletvekilleri, gruplar adına görüşmeler tamamlanmıştır.

Kişisel görüşmelere geçeceğim; yalnız, yüksek müsaadelerinizle, saat 18.00’de toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.50

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 18.00

BAŞKAN: Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Haluk YILDIZ (Kastamonu), Levent MISTIKOĞLU(Hatay)

 

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 56 ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

4. – Ordu Milletvekili Şükrü Yürür ve 5 Arkadaşının, Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifi ve Millî Savunma Komisyonu Raporu ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/285) (S. Sayısı : 282) (Devam)

BAŞKAN – Hükümet yerinde.

Şimdi, kişisel söz talebinde bulunan arkadaşlarıma söz vereceğim.

Sayın Yarbay, buyurun.

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Muhtaç, Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifi üzerinde, şahsî görüşlerimi arz etmek üzere söz almış bulunuyorum.

Bu kanun teklifi, ihtiyaç duyulan bir kanun teklifidir; ancak, bu kanun teklifi görüşülürken, tabiî, Türkiye’nin gerçeklerini de gözardı etmemek durumundayız.

Anayasanın 5 inci maddesine göre, Türkiye, sosyal bir hukuk devletidir. Yine, Anayasanın 60 ıncı maddesine göre “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” Bugün, biz, bu kanun teklifini görüştüğümüze göre, yıllardır, Anayasanın bize vermiş olduğu bir görevi yerine getirmemişiz ki, böyle bir kanunu görüşmek mecburiyetiyle karşı karşıyayız.

Bu kanun, bir pansuman kanunudur, geçici bir kanundur. Muhtaç er ve erbaşların eş ve çocuklarının -silah altında iken- tedavisi konusunda geçici rahatlık sağlayan bir kanundur. Bu kişilerin, tam, tedavisine devam edilirken, er ve erbaş terhis olduğu takdirde tedavi yarıda kalacaktır “terhis olduğunuz için bu kanundan yararlanamazsınız” diyeceklerdir.

Dolayısıyla biz, Türkiye’de 62 milyon nüfusu sosyal güvenlik çatısı altına alan -Bağ-Kur, Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu gibi- bir sistemi acilen oturtmak durumundayız. Aksi takdirde, Meclisimiz, bu tür geçici kanunlarla vakit kaybeder ve gerekli köklü çözümleri de üretmemiş olur.

Yine, bu teklif, hazırlıksız olarak Genel Kurula getirilmiştir. Bu teklifle, devlet hastanelerine, üniversite hastanelerine ve askerî hastanelere yükümlülükler getiriliyor “kanun gereği siz bunları tedavi edeceksiniz” deniliyor; ancak, ne devlet hastanelerinin görüşü var ne üniversite hastanelerinin görüşü var ne de askerî hastanelerin görüşü var. Halbuki, bir kuruma görev yüklerken, onların içinde bulundukları durum, ortam tartışılmalıdır ve bu konuda onların da görüşleri alınmalıdır.

Yine, bu teklifle, kaç bin er ve erbaş ailesi bundan yararlanacaktır, bu belli değildir; sayı belli olmadığı için, hastanelere gelecek yük belli değildir; bu yük belli olmadığı için “Maliye Bakanlığınca her yılın ilgili bütçesine yeterli ödenek konur” deniliyor, bu yeterli ödeneğin miktarı belli değildir. Dolayısıyla, belirsizlikler içerisinde; ama, ihtiyaç olan da bir kanundur. Tabiî, bütün gruplar da, popülist bir yaklaşımla, bu teklife “evet” diyorlar. Halbuki, bu teklif hazırlanırken, gerekli hazırlıklar yapılmamıştır; ama, ihtiyaçtır, ihtiyaç olduğunu da inkâr etmiyorum.

Türkiye’de illerarası gelir dağılımı bozuktur; Kocaeli İlinde kişi başına yıllık gelir 7 bin dolar iken, Ağrı İlinde 500 dolardır. Bölgelerarası gelir dağılımı bozuktur, kişilerarası gelir dağılımı bozuktur. Türkiye’de geçen sene bankalarda toplanan mevduatın yüzde 54’ü 1,4’lük nüfusa aittir. Dolayısıyla, gelir dağılımının bu kadar bozuk olduğu bir yerde, pansuman tedbiri bile olsa, böyle bir kanunun çıkarılmasında yarar vardır; ancak, kanun tasarı veya teklifleri buraya getirilirken -özellikle, Hükümet tarafından- yeterli alt hazırlıklar yapılarak, Meclis Genel Kuruluna taşınmalıdır.

Görüşmekte olduğumuz teklif de, yine, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre, doğrudan gündeme alınan bir kanun teklifidir. Biraz önce geri çekilen, polislerin askerliğiyle ilgili kanun teklifi de yine İçtüzüğün 37 nci maddesine göre Genel Kurul gündemine getirilmiş bir kanun teklifiydi. Birinci kanun teklifi, hazırlıksız olunduğu için, Genelkurmay Başkanlığıyla, Millî Savunma Bakanlığıyla gerekli koordine yapılmadan Genel Kurula getirildiği için geri çekildi. Bu kanun teklifine göre, burada, Sağlık Bakanı, devlet hastanelerine sahip çıkmıyor; Millî Eğitim Bakanı da, üniversite hastanelerine sahip çıkmıyor. Onlar da bu kanun teklifi üzerinde muhalefetlerini belirtmiş olsalardı, zannediyorum, bu teklif de geri çekilirdi; ancak, Genelkurmay Başkanlığı görevine sahip çıktığı halde, yetki alanlarına sahip çıktığı halde, Millî Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı görev alanlarına sahip çıkmadıkları için, bu teklif, görüşülmeye devam ediyor.

Bu teklifin, pansuman teklif olmasına rağmen, yine de hayırlı, uğurlu olmasını diliyor; hepinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Yarbay, teşekkür ediyorum.

Sayın Özyılmaz, ikinci kişisel görüş sahibi olarak beyanda bulunacaksınız.

Buyurun.

ÖMER ÖZYILMAZ (Erzurum) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, görüşülmekte olan 282 sıra sayılı kanun teklifinin tümü üzerinde, şahsım adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten, bu, memnun olduğum bir kanun teklifidir. Önce, bu kanun teklifini veren Ordu Milletvekili Sayın Şükrü Yürür Beye teşekkür ediyorum. Kendisi, bir Anadolu insanıdır; kendisine yakışan bir teklif getirmiştir. Bundan dolayı, teşekkürlerimi arz ediyorum.

Şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim: Sayın Yürür, Anadolu insanı olmakla beraber, Anavatan Partisinin de, Sayın Özal çizgisindeki değerli milletvekillerinden birisidir. Şu anda, o arkadaşımız, o çizgide olmakla beraber, Anavatan Partisinin üst yönetimi ya da temsil etmiş olduğu zihniyet, maalesef, bu anlayıştan, bu duygudan, bu ilkeden uzaklaşmıştır. Bildiğiniz gibi, rahmetli Özal, milliyetçi - muhafazakâr, sosyal devlet ilkelerine bağlı bir insandı; ama, bugünkü ANAP’ın yönetimi, zihniyeti ondan ayrılmış durumdadır.

İşiniz zor Sayın Yürür, işiniz zor; ama, teşekkür ediyorum...

ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Sen ne dersen de, uymayacağız; kanun teklifini konuşacağız.

ÖMER ÖZYILMAZ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, askerlik, bizim milletimiz için özellikle fevkalade önemli bir iştir, uğraştır, kurumdur. Bundan dolayı, hepimiz, vakti geldiğinde, seve seve askere gideriz ve onu severek yaparız “her Türk asker doğar” diye de, bunu, defalarca haykırmışızdır.

Elbette, asker, daha çok “mehmetçik” dediğimiz insan, bunun zorunu, çilesini çeker; ama, bugüne kadar, askerlik kurumumuzun üst kademesinde olan subaylar, assubaylar ve onların yakınları, bu manada, güvence altına alınmışken, erlerimiz ve onların yakınları fevkalade zorluk içerisindeydi.

Değerli arkadaşlar, sosyolojik olarak ülkemize baktığımızda, bilhassa Anadolu’da, geniş aile tipi henüz egemendir, hüküm sürmektedir. Bu geniş aile tipi içerisinde, anne, baba, kardeşler, bazen de amca, dayı bulunur. Çoğu zaman da, bu geniş aile tipi içerisinde, ailenin maddî geçimini sağlayan bir delikanlı olur; o da askere gidince, onun bu şerefli vazifeyi yerine getirmek için uğraştığı sıralarda, annesi, babası, hatta, onun bakmakla yükümlü olduğu kızkardeşleri fevkalade zorluk içerisinde olurlar. Bu, bugüne kadar pekçoğumuzun yaşadığı bir durumdur. İnşallah, bu kanun teklifiyle bunun önüne geçilecektir. Bundan dolayı, bu kanun teklifi, bu yönüyle de fevkalade önemlidir.

Komisyona bir yönüyle teşekkür ediyorum; komisyona gelmeden önce teklifte “devlet hastaneleri ve üniversite hastanelerinde tedavi olur” denildiği halde, Komisyon, buna, askerî hastaneleri de katmıştır ki, bu da önemli bir husustur. Askeri bir bütün olarak ele almak lazım, bütün kurumlarıyla... “Askerî hastane” diyeceksiniz, askerlerin bir kısmı oraya girecek, bir kısmı giremeyecek; bu, fevkalade yanlış olurdu. Komisyonun bu düzeltmesi de, yine önemli bir husustur; bundan dolayı teşekkür ediyorum.

Komisyonun bir eksiği olmuş; bizim, bu hususlarda tekliflerimiz olacak, önergelerimiz olacak. Komisyon, askere giden delikanlıların bakmakla yükümlü olduğu, muhtaç anne ve babalarını da kanun teklifi kapsamından çıkarmış; bu, fevkalade yanlış bir şeydir. Askere gidince delikanlı, biraz önce ifade ettiğim gibi -sosyolojik bir gerçektir bu- onun bakmakla yükümlü olduğu anne ve babası fevkalade zor durumda kalmaktadır. Hatta, bendenizin bir teklifi olacak; yalnız anne ve babası değil, o aile içerisinde henüz evlenememiş kızkardeşleri de bu kapsam içerisine alınmalıdır; bu da fevkalade önemli bir husustur. Bu hususların gözönüne alınarak, kanun teklifinin maddelerine geçildiğinde, inşallah, gerekli tekliflerimiz ve katkılarımız olması muhtemeldir.

Bundan dolayı, bu kanun teklifinin, ortaya koyduğumuz mahzurlarının giderilerek kanunlaşmasını ben de arzu ediyor, hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Özyılmaz, teşekkür ediyorum.

Tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Özyılmaz, konuşmasında, Anavatan Partisini ve üst yönetimini, yani, benim de içinde bulunduğum yönetimi kastederek; Anavatan Partisinin, kuruluş çizgisinden ve Özal fikirlerinden uzaklaştığını ifade etmişlerdir. (RP sıralarından “Doğru” sesleri) İzniniz olursa, sataşmadan dolayı söz istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Keçeciler, ayrılmadığınızı ifade ediyorsunuz; o da zaten zabıtlara geçti. Şu işi bitirelim isterseniz...

MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Çizgisinden ayrılmamıştır.

BAŞKAN – “Ayrılmadı” diyorsunuz; tamam, mesele yok...

MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Ayrılmamıştır; Anavatan Partisi, aynı çizgisinde devam etmektedir; programından bir tek madde değişmemiştir.

BAŞKAN – Anlaşılıyor efendim; teşekkür ediyorum.

FİKRET KARABEKMEZ (Malatya) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN – Peki efendim, dikkate alacağım. (ANAP sıralarından “Bitirelim” sesleri) Bitiririz efendim; telaş buyurmayınız, bunların hepsi geçer.

Sayın milletvekilleri, teklifin maddelerine geçilmesi hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur.

Birleşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.18

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 18.26

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Haluk YILDIZ (Kastamonu), Levent MISTIKOĞLU (Hatay)

 

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 56 ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Görüşmelere kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

4. – Ordu Milletvekili Şükrü Yürür ve 5 Arkadaşının, Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifi ve Millî Savunma Komisyonu Raporu ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/285) (S. Sayısı : 282) (Devam)

BAŞKAN – Hükümet yerini aldı.

Teklifin maddelerine geçilmesi hususunu oyladık; karar yetersayısı yoktu. Bir kere daha oylayacağım; karar yetersayısını arayacağım.

Teklifin maddelerine geçilmesi hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı vardır; teklifin maddelerine geçilmesi hususu kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifi

MADDE 1.—1111 sayılı Askerlik Kanunu hükümlerine göre, silah altına alınan erbaş ve erlerin ailelerinin hastalanmaları halinde tedavileri, Devlet ve üniversite hastanelerinde ücretsiz yapılır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi var mı efendim? Yok.

Maddeyle ilgili bir önerge var.

Tek önerge olduğu için, okutup işleme tabiî tutacağım.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 282 sıra sayılı kanun teklifinin 1 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

Ahmet Kabil Uğur Aksöz Metin Öney

Rize Adana İzmir

Şükrü Yürür İbrahim Yılmaz Hüsnü Sıvalıoğlu

Ordu Kayseri Balıkesir

Süleyman Hatinoğlu Şerif Bedirhanoğlu Mahmut Bozkurt

Artvin Van Adıyaman

Madde 1.- 1111 sayılı Askerlik Kanunu hükümlerine göre silah altına alınan muhtaç erbaş ve erlerin ailelerinin hastalanmaları halinde tedavileri, devlet ve üniversite hastanelerinde ücretsiz yapılır.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, müsaade eder misiniz, bir açıklamada bulunmak istiyorum...

BAŞKAN – Buyurun.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Şimdi, malumuâliniz, bu, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre gelmiş olan bir tekliftir. Bunu, Kanunlar Müdürlüğündeki arkadaşlarımız da açıklamışlardı. Burada -biraz evvelki ifadelerden anladığımız o- sanki, Millî Savunma Komisyonunun metni üzerinde görüşme yapılıyor zannediliyor. Halbuki, Millî Savunma Komisyonu tali komisyondur; biz, burada, teklif üzerinde görüşme yapıyoruz. Bu nedenle, böyle bir önergeye zaten gerek bulunmamaktadır.

Arz ederim efendim.

BAŞKAN – Sayın Güven, biz, teklif üzerinde görüşmemizi yürütüyoruz, komisyon raporu falan yok burada.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Tamam; o zaman, orada da “muhtaç” kelimesi yok ki zaten...

BAŞKAN – Efendim “muhtaç” kelimesi yok; işte, önergeyle “muhtaç” kelimesini koymak istiyorlar.

UĞUR AKSÖZ (Adana) – Zaten, bu önergeyle yapılan, bir kelime ilavesi, “muhtaç” kelimesi...

BAŞKAN – Ben de onu ifade ediyorum efendim. Keşke, bir de oraya “askerî hastanelerde” sözünü koysaydınız diye düşünüyorum; ama...

UĞUR AKSÖZ (Adana) – Türkiye’nin her yerinde erbaş ve er var; ama, askerî hastaneler pek az yerde var, o nedenle efendim.

BAŞKAN – Hiç olmazsa, olan yerlerde olur. Neyse, bu bir iradedir.

Sayın Güven, efendim, mesele tamamdır. Bir değişiklik önergesi vardır, teklifin üzerinde müzakere yürütülüyor ve o teklife bir kelime ilave ediliyor, şart, şu olsun deniliyor; olay bu.

Komisyonumuz yok; Komisyon, zaten, konumu itibariyle görüşmelere iştirak etmedi.

Hükümetimiz ne buyuruyor efendim?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Katılıyoruz efendim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Maddeyi, kabul edilen önerge yönündeki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, değişik şekliyle kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2.—Erbaş ve er ailelerinin ayakta veya meskende tedavi halinde kullanılacak ilaç bedellerinin %20’si kendileri tarafından ödenir. Ancak, resmî sağlık kurumu raporu ile belirlenen ve tüberküloz, kanser, kronik böbrek, akıl hastalıkları, organ nakli ve benzeri uzun süreli tedaviye ihtiyaç gösteren hastalıkların ayakta veya meskende tedavileri sırasında kullanılmasına lüzum gösterilen ilaçlardan hayatî önemi haiz olanların bedellerinin tamamı Devletçe karşılanır.

BAŞKAN – Madde üzerinde grupları adına söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebi?.. Yok.

Madde üzerinde verilmiş önergeler vardır; önce geliş sırasına göre okutup sonra da aykırılık derecesine göre işleme koyacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 282 sıra sayılı yasa teklifinin 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi saygıyla arz olunur.

Emin Kul Halil Cin Zeki Çakan

İstanbul İçel Bartın

Şükrü Yürür Necati Güllülü

Ordu Erzurum

Madde 2. – Muhtaç erbaş ve er ailelerinin ayakta veya meskende tedavi halinde kullanacakları ilaç bedelleri ile resmî sağlık kurumu raporuyla belirlenen ve tüberküloz, kanser, kronik böbrek, akıl hastalıkları, organ nakli ve benzeri uzun süreli tedaviye ihtiyaç gösteren hastalıkların ayakta veya meskende tedavileri sırasında kullanılmasına lüzum gösterilen ilaçlardan hayatî önemi haiz olanların bedellerinin tamamı devletçe karşılanır.

BAŞKAN – Diğer önergeyi arz ediyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan teklifin 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.

Madde 2.– Erbaş ve er ailelerinin ayakta veya meskende tedavi halinde kullanılacak ilaç bedelleri ile resmî sağlık kurumu ile belirlenen ve tüberküloz, kanser, kronik böbrek, akıl hastalıkları, organ nakli ve benzeri uzun süreli tedaviye ihtiyaç gösteren hastalıkların ayakta veya meskende tedavileri sırasında kullanılmasına lüzum gösteren ilaçların bedellerinin tamamı, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu hükümlerine paralel olarak devletçe karşılanır.

Ayrıca, bunlardan, herhangi bir ad altında katılım payı alınmaz.

Turhan Güven Saffet Arıkan Bedük Mehmet Gözlükaya

İçel Ankara Denizli

Ali Şevki Erek Turhan Tayan İ. Cevher Cevheri

Tokat Bursa Adana

Hacı Filiz İsmail Kalkandelen Nevzat Ercan

Kırıkkale Kocaeli Sakarya

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bu okuttuğum son önerge, aynı zamanda da en aykırı önergedir. Şu sebepten dolayı en aykırıdır: Bu önergede hem yüzde 20 tahdidi kaldırılıyor hem de muhtaçlık tahdidi kaldırılıyor. Diğer önergede -biraz sonra göreceğiz- sadece yüzde 20 tahdidi kaldırılıyor, muhtaçlık devam ediyor. Bundan dolayı, bu önerge_

TURHAN GÜVEN (İçel) – Hayır, muhtaçlık devam etmiyor.

BAŞKAN – Onu anlatıyorum efendim.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Bizim önergemizde muhtaçlık yok.

BAŞKAN – Efendim, o bahsettiğim önerge zatıâlinizin değil. Son okuduğumuz ve şimdi işleme koyacağım önerge zatıâlinizin ve arkadaşlarınızın önergesi. Burada hem muhtaçlık tahdidini kaldırılmasını teklif ediyorsunuz hem de yüzde 20’yi kaldırıyorsunuz. Bu sebeple, en aykırı budur.

Onun için, Sayın Hükümete soruyorum: Okunuş sırasına göre ikinci, işlem itibariyle birinci olan bu önergeye Sayın Hükümet katılıyor mu?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Efendim, katılmıyoruz; çünkü, bu önergedeki “bedellerinin tamamı, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu hükümlerine paralel olarak devletçe karşılanır” sözü dahi fazladır; çünkü, 1 inci maddede askerî hastaneler kabul edilmemiştir. O nedenle, böyle bir hükmün getirilmesi de hukukî yönden aykırı olacaktır. Dolayısıyla, bu önergeye katılmıyoruz.

BAŞKAN – Katılmıyorsunuz.

Sayın önerge sahibi, gerekçeyi mi okuyalım efendim?

TURHAN GÜVEN (İçel) – Müsaade eder misiniz Sayın Başkanım; yerimden arz etmek istiyorum, kürsüye gelmeye gerek yok...

BAŞKAN – Tabiî, oradan buyurun.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Şimdi, burada “devletçe karşılanır” tabiri, biraz evvel, asıl maddede de zaten “devletçe karşılanır” şeklinde ifade edildiğine göre, Türk Silahlı Kuvvetleri Kanunu hükümlerine paralel olarak karşılanması... Onu da devlet karşılıyor, bunu da devlet karşılıyor; yani, kanuna aykırı falan bir şey olması mümkün değildir; bir.

Bir de, biz, önergemizle, maddedeki -müsaadenizle arz ediyorum- “hayatî önemi haiz olanlar” tabirini de çıkardık. Yani, burada, devletin karşılaması imkânını sağlama bakımından, ola ki, hayatî önemin ne olup olmadığını uzun süre tartışmaya gerek olmadan, bedelinin devletçe ödenmesi keyfiyetini getirmiş bulunmaktayız.

Arz ediyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeye Sayın Hükümet katılmadılar; önerge sahibi gerekçesini arz ve ifade etti.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 282 sıra sayılı yasa teklifinin 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi saygıyla arz olunur.

Şükrü Yürür

(Ordu)

ve arkadaşları

Madde 2- Muhtaç erbaş ve er ailelerinin ayakta veya meskende tedavi halinde kullanacakları ilaç bedelleri ile resmî sağlık kurumu raporuyla belirlenen ve tüberküloz, kanser, kronik böbrek, akıl hastalıkları, organ nakli ve benzeri uzun süreli tedaviye ihtiyaç gösteren hastalıkların ayakta veya meskende tedavileri sırasında kullanılmasına lüzum gösterilen ilaçlardan hayatî önemi haiz olanların bedellerinin tamamı devletçe karşılanır.

BAŞKAN – Sayın Hükümet ne buyurur efendim?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN –Sayın Hükümet önergeye katılıyor.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi, kabul edilen önerge yönündeki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2 nci madde değişik şekliyle kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. – Bu Kanunun tatbikatında aile tabiri içine giren eş, usul ve füru aşağıda gösterilmiştir.

a) Eş : Erbaş ve erlerin karıları.

b) Usul : Erbaş ve erlerin, yardım etmediği takdirde zarurete düşecek ana ve babaları.

c) Füru : Erbaş ve erlerin çocukları.

BAŞKAN – 3 üncü maddeyle ilgili söz talebi?.. Yok.

Maddeyle ilgili 4 önerge vardır; önce, geliş sırasına göre okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 282 sıra sayılı yasa teklifinin 3 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi saygıyla arz olunur.

Şükrü Yürür Halil Cin Zeki Çakan

Ordu İçel Bartın

İrfan Köksalan Ahmet Neidim

Ankara Sakarya

Madde 3- Bu Kanunun tatbikatında aile tabiri sadece erbaş ve erlerin muhtaç eş ve çocuklarını kapsar.

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 282 sıra sayılı Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifinin 3 üncü maddesinin “Bu Kanunun tatbikatında aile tabiri içine muhtaç erbaş ve erlerin eş ve çocukları ile bakmakla yükümlü oldukları ana ve babaları girer” şeklinde değiştirilmesini arz ederiz.

Mustafa Köylü Hüseyin Arı Memduh Büyükkılıç

Isparta Konya Kayseri

Lütfü Esengün Zeki Ünal Latif Öztek

Erzurum Karaman Samsun

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 282 sıra sayılı kanun teklifinin 3 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“Madde 3.- Bu Kanunun tatbikatında aile tabiri içine muhtaç erbaş ve erlerin eş ve çocukları ile bakmakla yükümlü oldukları anne, baba ve evli olmayan kızkardeşleri girer.”

Ömer Özyılmaz Latif Öztek Osman Hazer

Erzurum Samsun Afyon Ahmet Doğan Şinasi Yavuz Nezir Aydın

Adıyaman Erzurum Sakarya

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Muhtaç Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifinin 3 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“Madde 3.- Bu Kanunun tatbikatında aile tabiri içine muhtaç erbaş ve erlerin eş ve çocukları ile ana ve babaları girer.”

Ersönmez Yarbay Şinasi Yavuz Ömer Faruk Ekinci

Ankara Erzurum Ankara

Zeki Ünal Mustafa Yünlüoğlu Nezir Aydın Karaman Bolu Sakarya

BAŞKAN – Şimdi, önergeleri aykırılık derecesine göre okutup işleme koyacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 282 sıra sayılı kanun teklifinin 3 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Ömer Özyılmaz

(Erzurum)

ve arkadaşları

“Madde 3.- Bu Kanunun tatbikatında aile tabiri içine muhtaç erbaş ve erlerin eş ve çocukları ile bakmakla yükümlü oldukları anne, baba ve evli olmayan kızkardeşleri girer.”

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet önergeye katılmıyor.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, önerge sahibi söz istemişti.

BAŞKAN – Affedersiniz... Affedersiniz efendim... (ANAP sıralarından “Önerge oylandı” sesleri)

ÖMER ÖZYILMAZ (Erzurum) – Hakkım yoksa, ben, itiraz etmiyorum...

BAŞKAN – Sayın Özyılmaz, sorarken bile, içinde itiraz dolu; böyle bir hakkım yoksa diye. Hakkınızın var olduğunu siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum, herkes biliyor; ama, bir zühul... Fark etmedim; bende zühul oldu, Başkanlıkta... Sizin söz istediğinizi fark etmedim ben. Söz istediniz mi efendim?

ÖMER ÖZYILMAZ (Erzurum) – Evet Sayın Başkan; ama, önünüzdeki kupa engel oldu, beni göremediniz.

BAŞKAN – Efendim, ne olurdu, şöyle ön tarafta bir yere gelseydiniz... Ben fark etmedim.

ÖMER ÖZYILMAZ (Erzurum) – Öyle olacağını bilsem, ön tarafa gelirdim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Arzu buyurduğunuz zaman buraya da çıkıyorsunuz; ama, ben fark etmedim sizi; fark etsem söz verirdim.

ÖMER ÖZYILMAZ (Erzurum) – Ondan şüphem yok.

BAŞKAN – Efendim, önergeyi oyladım, şu anda yapacak bir şey yok maalesef. Kusura bakmayın, özür diliyorum, fark etmedim.

ÖMER ÖZYILMAZ (Erzurum) – Tamam, estağfurullah.

BAŞKAN – Arkadaşlarımdan ricam, böyle şeyler her zaman olur, yüksek sesle işaret buyurun efendim.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Sayın Şükrü Yürür ve arkadaşlarının önergesi...

ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Sayın Başkan, önergemizi geri çekiyoruz.

BAŞKAN – Sayın Yürür imzasını geri aldı; bu suretle önerge işlemden kaldırıldı.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 282 sıra sayılı Erbaş ve ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifinin 3 üncü maddesinin “Bu Kanunun tatbikatında aile tabiri içine muhtaç erbaş ve erlerin eş ve çocukları ile bakmakla yükümlü oldukları ana ve babaları girer” şeklinde değiştirilmesini arz ederiz.

Mustafa Köylü

(Isparta)

ve arkadaşları

MUSTAFA KÖYLÜ (Isparta) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Bir dakika efendim... Önce Hükümete sorayım, gözüm sizde Sayın Köylü.

Sayın Hükümet, ne buyurursunuz efendim?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Efendim, Komisyon metnine itibar etmişler. Burada görüşülen metin içerisinde, erbaş ve erlerin karıları, erbaş ve erlerin yardım etmediği takdirde zarurete düşecek ana ve babaları, erbaş ve erlerin çocukları zaten var. Onun için, böyle bir önergeye lüzum olmadığı kanaatindeyim.

BAŞKAN – Yani, binnetice, katılmıyorsunuz.

Sayın Köylü, konuşacak mısınız; yoksa, gerekçenizi mi okutalım?

MUSTAFA KÖYLÜ (Isparta) – Konuşacağım efendim.

BAŞKAN – Peki; buyurun.

MUSTAFA KÖYLÜ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; değişiklik önergem sebebiyle söz almış bulunuyorum; hepinize saygılar sunuyorum.

Burada, erbaş ve erlerin bakmakla yükümlü olduğu ana ve babalarının sağlık hizmetlerinden yararlanmasını teklif etmemizin sebebi, oğul askere gittiği zaman, bakmakla yükümlü olduğu ana ve babaya evladın bakması mümkün olmamaktadır; zira...

MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Metinde var zaten...

MUSTAFA KÖYLÜ (Devamla) – Bir saniye beyler, lütfen...

Görüşülen bu teklife, özellikle bu cümlenin dahil edilmesini istiyoruz.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Zaten, aynısı var...

MUSTAFA KÖYLÜ (Devamla) – Bir ifadenin birkaç kanun içerisinde tekrar edilmesi fazlalık değildir. Bu, münhasıran sağlık hizmetlerini tanzim eden ve bugüne kadar, erbaş ve erlerin sağlık hizmetleri içerisinde yer almadığı bir hususu içerdiği için, o metne ilavesini arzu ediyoruz. Bakıldığı zaman, kanun teklifinin bütünü içerisinde, evlatların bakmakla yükümlü olduğu ana ve babaların da bu teklif metni içerisinde yer almasını arzu ettiğimizden dolayı veriyoruz.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Efendim, var!..

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Aynısı var, var...

MUSTAFA KÖYLÜ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, oğul askere gittiği zaman, eğer muhtaç vaziyette ise, ana ve babalarda sıkıntılar meydana gelmektedir. Malum, Türkiye’de bir yeşil kart uygulaması var; muhtaç insanlarımıza, devlet, mümkün olduğu kadar yardımcı olmaya gayret etmektedir; ancak, burada arzulanan şey, yeşil kart alma seviyesinde ihtiyaç duyan insanların, sadece askerî sağlık hizmetlerinden istifade ettirilmesidir. Düşüncemiz bundan ibarettir.

Evladın, ana ve babasının sıkıntı içeriside olduğunu bilmesi, onun rahatça askerlik yapmasına mâni bir haldir. Şüphesiz, her meslek, kendine göre bir dikkati gerektirir. Bilhassa, yakın takipte, sıcak çatışma bölgesinde olan insanların böyle bir düşünce içerisinde olmaları, onlarda bir moral bozukluğunu ortaya çıkaracaktır. Onların moralinin bozuk olması, birlik komutanlarını da etkileyecektir. Bu önergemizin kabulünü arkadaşlarımızdan rica ediyoruz.

Hepinize saygılar sunarım.

BAŞKAN – Sayın Köylü, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, önergeyle ilgili işlem tamamlanmıştır.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Son önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Muhtaç Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifinin 3 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Ersönmez Yarbay

(Ankara) ve arkadaşları

Madde 3.- Bu Kanunun tatbikatında aile tabiri içine muhtaç erbaş ve erlerin eş ve çocukları ile ana ve babaları girer.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sayın Başkanım, 3 üncü maddede, erbaş ve erlerin eşleri, erbaş ve erlerin ana ve babaları, erbaş ve erlerin çocukları zaten vardır; bu önergeler fuzuli önergelerdir; işleme konulmaması gereken önergelerdir efendim; katılmıyoruz.

UĞUR AKSÖZ (Adana) – Maddenin tekrarı olan bu önerge işleme konur mu?..

BAŞKAN – Efendim, birinde zaruret var, diğerinde zaruret şartını kaldırıyor. Onun için işleme koydum ben.

Önerge sahibi burada mı? Yok.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 3 üncü madde kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 4.—Bu Kanundan yararlanma hakkı, 1111 sayılı Askerlik Kanununa göre, askerlik şubesince askere sevk tarihinden başlar ve terhis tarihinden bir ay sonra sona erer.

BAŞKAN – Maddeyle ilgili gruplar adına söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebi?.. Yok.

Değişiklik önergesi yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 5.—Bu Kanunun uygulanmasından doğacak giderleri karşılamak üzere, Maliye Bakanlığınca her yılın bütçesine Devlet ve üniversite hastaneleri için yeterli ödenek konur.

BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebi?.. Yok.

Maddeyle ilgili değişiklik önergesi yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 6. —Bu Kanunun uygulanmasına ait usul ve esaslar Millî Savunma, Maliye ve Sağlık Bakanlıklarınca ortaklaşa hazırlanacak bir yönetmelikle gösterilir.

BAŞKAN – Maddeyle ilgili gruplar adına söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebi?.. Yok.

Maddeyle ilgili, Sayın Fırat ve arkadaşlarının bir önergesi var.

Sayın Fırat, sanki, öngörülen 6 aylık sürenin 3 ay olarak düzeltilmesini buyurmuşsunuz. Ben, eğer yanlış izlemiyorsam, böyle, 6 aylık bir süre göremedim.

AYHAN FIRAT (Malatya) – Millî Savunma Komisyonunun metninde var.

BAŞKAN – Efendim, biz, Komisyon metni üzerinde görüşme yapmıyoruz...

AYHAN FIRAT (Malatya) – Ama, süresiz olmasının bir anlamı yok; bir an önce yararlanılması için...

BAŞKAN – O zaman, biz deriz ki, süre 3 aylık olsun... Yani, 6 aylık süreyi 3 aya indirme şeklinde değil; maddeye 3 aylık bir süreyi burada biz ihdas ediyor olalım diyorsunuz ve teklifi böyle düzeltiyorsunuz...

AYHAN FIRAT (Malatya) – Evet efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet, Başkanlığın ifadesinden de meseleyi zannediyorum anladılar. Sayın Ayhan Fırat ve arkadaşları 3 aylık bir süre öngörüyorlar; süre yok teklif metninde.

Sayın Hükümet buna ne diyor?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sayın Başkanım, kabul ediyoruz; yalnız, bir başka şeyi de ben ilave etmek istiyorum müsaade edersiniz. 6 ncı maddede “Bu Kanunun uygulanmasına ait usul ve esaslar Millî Savunma, Maliye ve Sağlık Bakanlıklarınca ortaklaşa hazırlanacak bir yönetmelikle gösteriliyor” deniliyor. Buraya İçişleri Bakanlığının da ilave edilmesi gerekiyor; çünkü, Jandarma Genel Komutanlığı var. Uygun görülürse, İçişleri Bakanlığının da ilavesini arz ediyorum. (ANAP sıralarından “Doğrudur” sesleri)

BAŞKAN – Efendim, tabiî, ama, her taraftan gelen tekliflere göre, işlem yapamayız.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Şifahî önerge...

BAŞKAN – Şifahî önerge...

Sayın Fırat, maksadınız hâsıl oluyor mu efendim?

AYHAN FIRAT (Malatya) – Evet efendim.

BAŞKAN – Ben, önergeyi arz ediyorum: “Teklifin 6 ncı maddesinde yer alan Bakanlıklarınca ibaresinden sonra 3 ay içinde ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz...”

AYHAN FIRAT (Malatya) – Gayet doğru.

BAŞKAN – Sayın Hükümet, önergeye bu haliyle katılıyor mu?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Evet efendim.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler... Önerge, bu haliyle kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi, kabul edilen önerge istikametindeki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, bitmek üzere bir iş olduğu için, bunu bitirinceye kadar sürenin uzatılması konusunda, yine de, o güzel muvafakatlarınızı alayım: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici 1 inci maddeyi okutuyorum.

GEÇİCİ MADDE 1. —Devlet ve üniversite hastanelerinde her türlü muayene, tedavi ve sağlık hizmetleri dolayısıyla borçlandırılmış olan erbaş ve er ailelerinin bu borçları kaldırılmıştır.

Bu borçların tahsili için hiçbir idarî ve icraî işlem yapılamaz, başlanmış olan işlemlere son verilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebi? Yok.

Efendim, Sayın Filiz merak ediyor; işaret etti... Bu, bir karanfildir... Olabilir ki, bu, açılmıştır, solabilir; arkasından açılmaya hazır bir gonca var, o da solarsa, arkasında bir genç gonca daha var... Bu, o demektir. (RP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

Madde üzerinde bir önerge var; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 282 sıra sayılı yasa teklifinin geçici 1 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi saygıyla arz olunur.

Şükrü Yürür Hikmet Aydın Emin Kul

Ordu Çanakkale İstanbul

Veysel Atasoy Necati Güllülü

Zonguldak Erzurum

“Geçici Madde 1.- Devlet ve üniversite hastanelerinde her türlü muayene, tedavi ve sair sağlık hizmetleri dolayısıyla, bu kanun yürürlüğe girmeden önce borçlandırılmış olan erbaş ve erlerin eş ve çocukları, muhtaç olduklarını belgeledikleri takdirde, haklarında hiçbir idarî ve icraî işlem yapılmaz, başlanmış işlem varsa, onlar dahi durdurulur.

Hastanelerin bu kabil alacaklarının devletçe nasıl karşılanacağı 6 ncı maddede yazılı olan yönetmelikle düzenlenir. “

BAŞKAN – Efendim, Sayın Hükümet ne buyurur?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önergeye Sayın Hükümet katıldı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Geçici 1 inci maddeyi, kabul edilen önerge istikametindeki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 7. —Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebi?.. Yok.

Değişiklik önergesi yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum:

Madde 8.- Bu Kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebi?.. Yok.

Değişiklik önergesi yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, bu teklif, bu suretle, değişiklikleriyle birlikte...

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN – Bir dakika, Sayın Bakan...

Efendim, bir hususu açıklama ihtiyacı duyuyorum: Tümünde bir değişiklik yaptık “muhtaç” sözcüğünü koyduk. O halde, bu teklifin başlığının başına “muhtaç” sözcüğünün konulması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, bir dakika efendim...

BAŞKAN – Buyurun.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – “Muhtaç” kelimesini koyduğumuz takdirde, bugünkü uygulamada, zaten, muhtaç olan ailelerin bakımı devlet tarafından yapılıyor; yeşil kart sahibi olanlara da bakılıyor, muhtaç ailelik belgesini getirenlere de devlet hastaneleri bakıyor. Bu itibarla “muhtaç” kelimesini koyduktan sonra, bu kanunun bir anlamı kalmıyor. Aslında, getirilmiş olan kanun teklifi, doğru bir teklifti.

BAŞKAN – Sayın Bedük, zatıâliniz de takdir buyurursunuz ki, maddelerde yapılan değişiklikle, o “muhtaç” şartı konuldu zaten.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Söz hakkımız olmadığı için tabiî, onun için alamadık.

BAŞKAN– O konuldu efendim, konuldu; yani, kanun öyle...

Onun için, ben “muhtaç” kelimesinin teklifin başlığının başına konulmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Biz, sadece, kanunun başlığına bir ilave yapıyoruz.

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, tümünü...

BAŞKAN – Efendim, oylayacağım.

Başlıktaki bu değişiklikle birlikte ve önergelerle vaki değişiklikle birlikte teklifin tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Efendim, Kanun, inşallah, hayırlı yardımlara, hizmetlere, desteklere vesile olsun; erlerimize ve erbaşlarımıza helal olsun. İnşallah muhtaç olmazlar, hasta olmazlar; ama, olurlarsa, devlet de elini uzatsın.

Buyurun efendim.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, değerli milletvekillerimizin oylarıyla, Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. Bu Kanun, görev başında olan er ve erbaşların, eşi, çocukları, ana ve babalarının tedavi ve ilaçlarıyla ilgili hükümleri içermektedir.

Böylesine sosyal bir hadise, aynı zamanda, vatan hizmeti yapan kardeşlerimizin görev başında moral güçlerini yüksek tutarak, gözleri arkada kalmadan görevlerini ifa etmelerini sağlayacaktır. Bu kanun teklifini veren Ordu Milletvekilimiz Şükrü Yürür’e, Çanakkale Milletvekilimiz Mustafa Cumhur Ersümer’e, Amasya Milletvekilimiz Aslan Ali Hatipoğlu’na, Ankara Milletvekilimiz Nejat Arseven’e, Muğla Milletvekilimiz Lale Aytaman’a, Nevşehir Milletvekilimiz Abdulkadir Baş’a ve Komisyonda görüşüldüğü sırada hazır bulunan Komisyon üyelerimize ve bugün burada bunun kanunlaşmasını sağlayan bütün partilere ve milletvekillerine huzurlarınızda teşekkür ediyorum; değerli Başkanımıza da, bu ferasetli yönetiminden dolayı saygılarımı sunuyorum.

Hayırlı akşamlar diliyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Efendim, hayırlı, uğurlu olsun.

Sayın milletvekilleri, böyle tatlı bir görüşmenin yarına aktarılması dileğiyle, kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için 19 Şubat 1998 Perşembe günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 19.04

 

V. – SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – İstanbul Milletvekili Azmi Ateş’in, sokak çocuklarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin yazılı cevabı (7/4179)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Hasan Gemici tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim.

Saygılarımla. 6.1.1998

Dr. Azmi Ateş İstanbul

Anayasanın amir hükümleri çerçevesinde Devlet, istisnasız olarak her ferdinin temel hak ve hürriyetlerini korumak, kollamak, insanca yaşayacağı çağdaş bir düzeye çıkarmak, bunun için her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Durum böyleyken ülkemizde özellikle de büyük şehirlerimizde temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta sıkıntı çeken, bundan dolayı da gününün büyük bir kısmını veya tamamını sokakta geçirmek mecburiyetinde kalan çocuklarımız ve gençlerimiz hakkında medyada oldukça acı ve acıklı haberlere sık sık rastlamaktayız.

Bu haberlerin oluşturduğu atmosferde milletimizin bir vekili olarak aşağıdaki sorularımın cevaplandırılmasına ihtiyaç duymaktayım.

1. Yukarıda durumlarını izah etmeye çalıştığım çocukların problemleri ve ihtiyaçlarıyla ilgili bir çalışmanız var mıdır?

2. Varsa tespitleriniz, programlarınız ve telafi edici çalışmalarınız nelerdir?

3. İddialar arasında;

a) Bu çocukların emeğinin bazı gruplar tarafından kişisel çıkarlar ve rant temini için kullanıldığı da bulunmaktadır. Bunu önlemek için ne gibi tedbirler aldınız?

b) Bu çocukların illegal şartlarda uyuşturucu ortamına taşındığı iddiası da vardır. Ülkemizin huzurunu ve yarınlarını tehdit eden bu konuda ki değerlendirmeniz nedir?

c) Bu çocukların organ mafyaları tarafından organ kaynağı olarak kullanıldığı gibi korkunç iddialar karşısında ki düşünceleriniz ve tedbirleriniz nelerdir?

d) Bu çocuklara aileyi reddeden sokak yaşamını dünya görüşü olarak benimseten ve bunun sonucunda da çocukları yankesicilik, gasp ve yaralama gibi suçlara teşvik edildiği; birçok suçta maşa olarak kullanıldığı, sonuç olarak toplum için zararlı birer fert haline getirildiği ileri sürülmektedir. Bunun için maddî ve manevî tedbirleriniz nelerdir?

e) Bütün bu olumsuz şartlarda, çocukların zor durumlarından yararlanan misyonerlerin, bu çocuklara Devletimizin güvenliği ve millî birliği yönünden olumsuz gelişmelere sebep olacak telkinlerde bulundukları, hatta kullandıkları özel yöntemlerle bu çocukların dinlerini değiştirdikleri yaygın haber haline gelmiştir. Bu husustaki tedbirleriniz nelerdir?

4. Lions kulüpleri gibi harici bağlantıları olan, millî kültür endişesi taşımayan bazı kuruluşların bu çocuklara sahip çıkar ve yardım eder göründüğü, ancak bunu istismar ettiği, resmî kuruluşlarında bu duruma seyirci kaldığı iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

5. Önemli bir iddia da; bütün bu olaylardan ve olumsuzluklardan Çocuk Esirgeme Kurumunun haberdar olduğu ve zımmen de desteklemekte olduğudur. Bu konu bilginiz dahilinde midir?

6. Diğer bir iddia da, yukarda bahsettiğim bütün konuları dile getiren Sokak Çocukları Gönüllüleri Derneği mensuplarının sürekli tehdit altında tutulduklarıdır. Bu durumu inceleyip bu dernek mensuplarına destek sağlamayı düşünüyor musunuz?

T.C. Devlet Bakanlığı 16.2.1998 Sayı : B.02.0.020-08-3327

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) 15.1.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4179-10526/26527 sayılı yazınız.

b) 9.2.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4179-10526/26527 sayılı yazınız.

İlgi yazınız ekinde Bakanlığıma intikal ettirilen İstanbul Milletvekili Sayın Azmi Ateş’e ait yazılı soru önergesine verilen cevaplar ilişikte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Hasan Gemici Devlet Bakanı

 

Kentlere göç eden ailelerin kurumsal güvencelerinin bulunmaması, eğitim düzeylerinin düşüklüğü ve uyum güçlükleri, anne-babanın çalışma yaşamına girememesi, devamlı bir iş bulmadaki güçlükler sonucu çocuk da çalışma yaşamına itilmektedir. Ancak bu çalışma çoğu kez sokakta olduğundan sokakta çalışan ve zaman içinde de sokakta yaşayan çocuk sorunu gündeme gelmiştir.

İlgi ve sevgiden yoksun bırakılan ve her türlü istismara açık olan bu çocukların korunması görevi, tüm topluma ve kamu adına ağırlıklı olarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Ancak konunun, ailenin güçlendirilmesiyle, eğitimle, sağlıkla, istihdamla ve diğer sektörlerle yakından ilintisi vardır.

Özellikle fazla göç alan ve sorunu daha fazla yaşayan Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, İçel, Antalya ve Diyarbakır illerinde söz konusu çocuklara götürülecek hizmetler planlanmış ve hizmet başlatılmıştır.

İzmir’de 1996 yılında ilgili kamu kurumları ve gönüllü katılımı ile açılan Sokak Çocukları Merkezi çalışmalarını sürdürmektedir. Aileye ve çocuğa götürülen yardımlar, meslekî çalışmalar yanında, gerektiğinde 20 çocuğa yatılı hizmet de verilmektedir.

Ankara Sokak Çocukları Merkezinde görevli meslek elemanları da çalışmalarını mobil ekipler halinde, çocukların yoğun olarak bulunduğu merkezlerde sürdürmekte, çocuğa ve ailesine ulaşılmakta, ihtiyaçları olan hizmetler götürülmektedir. Ayrıca her gün ortalama 30 çocuk merkezin gündüzlü hizmetlerinden (sosyal, kültürel etkinlikler, beslenme, sağlık, eğitim vb.) yararlanmaktadır.

Merkezin çalışmalarına destek vermek ve toplumu bu konuda bilinçlendirmek için gönüllü katılımını sağlayacak bir proje başlatılmıştır.

İstanbul’da Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne ait bir bina, Sokak Çocuklarına yatılı ve gündüzlü hizmet verilmek üzere onarılmıştır. Önümüzdeki ay hizmete açılacaktır.

Ayrıca Beyoğlu ve Kadıköy bölgelerinde Kurumun sosyal hizmet uzmanları ve gönüllüler birlikte saha çalışmaları yapmaktadır. İstanbul Valiliği, Kadıköy ve Beyoğlu Kaymakamlıkları, Belediyeler ve gönüllülerin işbirliği ile yeni merkezler açılması ve mobil ekipler oluşmasına ilişkin çalışmalar sürdürülmektedir.

İçel’de Sokak Çocukları Merkezi projelendirilmiş ve yatırım programına alınmıştır. Söz konusu bina hizmete girinceye kadar şehrin uygun bir yerindeki binanın gönüllülerce düzenlenerek hizmete açılması gerçekleştirilmiştir.

Adana’da Sokak Çocuklarına hizmet verecek olan Çocuk Danışma Merkezi Mart ayında açılacaktır. Merkez ilgili kamu kurumları, meslek odaları ve gönüllü katılımı ile çalışmalarını yürütecektir.

Antalya’da yapılan araştırma ve çalışma sonucu, Sokak Çocuklarının yoğun olduğu bölgeye yakın bir yerde Antalya Umut Evi adı ile bir merkez açılmıştır. Çalışmalarını sürdürmektedir.

Diyarbakır’da Sokak Çocukları Merkezi açılmasına ilişkin çalışma devam etmektedir. Merkez olarak belirlenen binanın onarımı ve tefrişi yapılmaktadır. İlgili kurum yetkililerinden oluşan komisyonca yapılan çalışma sonucu, riskle karşı karşıya olduğu belirlenen 461 çocuk için süreli aynî-nakdî yardım sağlanmıştır.

Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü ile 1994 yılında yapılan protokol çerçevesinde özellikle büyük illerde Emniyet Küçükleri Koruma şubelerinde sosyal hizmet uzmanı görevlendirilmesi hükme bağlanmış ve uygulamaya konulmuştur.

Yukarıda belirtildiği gibi özellikle sorunun daha yoğun yaşandığı illerimizde, ilgili kamu kurumları, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve gönüllü katılımı ile sorunun çözümüne çalışılmaktadır.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu bu hizmetin yürütülmesinden ve ilgili birimler arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumlu temel kuruluş olmasına karşın, sorunun çok boyutlu olması, sektörler arası işbirliği gerektirmektedir.

Sokak Çocuklarına yönelik olarak çocukların bazı gruplar tarafından kişisel çıkarlar için, organ mafyaları tarafından organ kaynağı olarak ve suçta maşa olarak kullanıldığı, Devletin güvenliği ve millî birliği yönünden olumsuz gelişmelere sebep olacak telkinlerde bulunduğu, dinlerinin değiştirildiğine ilişkin, Genel Müdürlüğümüze ulaşan bir ihbar veya şikayet olmamış; Sokak Çocukları Gönüllüleri Derneği mensuplarının sürekli tehdit altında tutulduklarına ilişkin bir bilgi de gelmemiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

2. – Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davalara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4206)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, aracılığınızla İçişleri Bakanı tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını dilerim.

Saygılarımla.

Yılmaz Ateş Ankara

31 Ocak 1995 tarih ve 22188 Sayılı Resmi Gazetede Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığının 1995/1 sayılı “Doğalgaz Satış Fiyatı Tespit Kararı Tebliği” yayınlanmıştır.

1995/1 sayılı Tebliğ hükümlerine göre dağıtım kuruluşlarının BOTAŞ’tan aldıkları gazın şehirlerde konut, resmî daire ve ticarethane tüketicilerine uygulayacakları satış fiyatlarının üst sınırı, BOTAŞ’ın satmış olduğu fiyatın % 30’undan fazla olamayacağıdır. Anılan tebliğ 1.1.1995 tarihinden geçerli olarak yayınlanmıştır.

Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü, Ankara’daki doğalgaz dağıtım kuruluşudur. Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığının 1995/1 sayılı tebliğ hükümlerinin uygulanmaması nedeniyle EGO Genel Müdürlüğü aleyhine Ankaralılar tarafından alacak davası açılmıştır.

Bu nedenle;

1. Ankaralı doğalgaz aboneleri tarafından Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü aleyhine kaç tane dava açılmıştır? Açılan bu davalar sonucunda dava açan doğalgaz abonelerine mahkeme kararıyla ödenen para miktarı ne kadardır?

2. Bu davalarla ilgili olarak ne kadar mahkeme harç ve masrafı, icra masrafı ödenmiştir?

3. Bu davalarla ilgili olarak ne kadar mahkeme ve icra avukatlık ücreti ödenmiştir?

4. Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü tarafından doğalgaz abonelerine gönderilen doğalgaz faturalarında tüketim tarihindeki tarifenin uygulanmaması nedeniyle;

a) Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü aleyhine ne kadar dava açılmıştır?

b) Açılan davalar sonucunda ne kadar para ödenmiştir?

c) Açılan davalar nedeniyle ne kadar mahkeme ve icra masrafı harcı ile avukatlık ücreti ödenmiştir?

T.C. İçişleri Bakanlığı Mahallî İdareler Genel Müdürlüğü 18.2.1998 Sayı : B.05.0.MAH-0-65-00-02/80140

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 20.1.1998 tarih ve A.00.0.GNS.0.10.00.02-10697-7/4206-10554/26644 sayılı yazısı.

İlgi yazı ekinde alınan ve tarafımdan cevaplandırılması istenilen, Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in “Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davalara” ilişkin yazılı soru önergesinde sorulan hususlarla ilgili olarak Ankara Valiliği vasıtasıyla EGO Genel Müdürlüğünden alınan ayrıntılı bilgiler ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanı

31.12.1997 Tarihine Kadar

1. a) 1995/1 sayılı Tebliğ hükümlerine uyulmadığı iddiasına dayanan istirdat davaları;

Dava Adedi : 514

Karar Adedi : 213

Mahkeme kararına göre yapılan ödemelerin toplam tutarı;

Mahkeme ve Mahkeme ve İcra EGO Lehine

Asıl Alacak : Faiz : İcra Masrafı : Vekâlet Ücreti : Vekâlet Ücreti :

49 522 637 306 TL. 14 452 424 841 TL. 4 335 725 069 TL. 4 376 036 171 TL. 852 030 288

b) Menfî Tespit Davaları ;

Mahkeme kararına göre yapılan ödemelerin toplam tutarı ;

EGO Lehine

Mahkeme Masrafı : Faiz : Vekâlet Ücreti : Vekâlet Ücreti :

223 087 814 TL. 3 341 639 TL. 293 500 737 TL. 52 742 957 TL.

2. Doğalgaz faturalarında tüketim tarihindeki tarifenin uygulanmadığı iddiasına dayanan davalar ;

Dava adedi : 53

Karar adedi : 8

Mahkeme kararına göre yapılan ödemelerin toplam tutarı ;

Mahkeme ve Mahkeme ve İcra EGO Lehine

Asıl Alacak : Faiz : İcra Masrafı : Vekâlet Ücreti : Vekâlet Ücreti :

6 152 021 839 TL. 3 632 432 832 TL. 303 501 636 TL. 376 504 202 TL. 135 699 293 TL.

 

3. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay’ın, Kırıkkale Mühimmat Fabrikasında meydana gelen patlamanın nedenine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/4240)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim.

Ersönmez Yarbay Ankara

Sorular :

Kırıkkale Mühimmat Fabrikasında meydana gelen kazanın oluş sebepleri;

1. İhmal mi, kasıt mı, sabotaj mı veya teknolojik sebepler midir? Yapılan araştırmanın sonucu ne olmuştur?

2. 14 Ağustos 1986’da Kırıkkale Mühimmat Fabrikasında meydana gelen patlamanın yasa dışı TKB/B Örgütünün militanlarının sabotaj sonucu meydana geldiği olayda beşi itfaiye eri yedi vatandaşın hayatını kaybettiği iddia edilmektedir. Ayrıca militanları yönlendirenlerin Lübnan veya Suriye veya Ürdün gizli servisleri olduğu söylenmektedir. Bu iddia ve söylentiler doğru mudur?

3. Patlamanın gerçek sebebi nedir? Olayla ilgili olarak kaç kişi yakalanmıştır? Ve kimler mahkûm olmuştur?

4. Olay faillerinin ilgili ülkelerle bağlantısı saptanmış mıdır? İlgili ülkeler nezdinde ne gibi girişimler yapılmıştır?

 

T.C, İçişleri Bakanlığı 17.2.1998 Emniyet Genel Müdürlüğü Sayı : B.05.1.EGM.0.12.01.01-039235

Konu : Yazılı Soru Önergesi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 20.1.1998 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-7/4240-8090/21412 sayılı yazısı.

Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

3.7.1997 günü Kırıkkale MKEK Mühimmat-San A.Ş. İmla İşletmesinde 500’lük TNT Dolum Tesislerinde meydana gelen patlama ile ilgili olarak bugüne kadar yapılan araştırma, inceleme, tetkik ve tahkikat neticesinde; olayın sabotaj olabileceği yönünde herhangi bir delil elde edilememiştir.

Halen soruşturma çok yönlü olarak devam etmekte olup, ayrıca olaya Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı da el koymuş ve adlî tahkikat devam etmektedir.

13 Ağustos 1986 günü MKEK Mühimmat Fabrikası TNT Şubesine sabotaj düzenlenmiş ve yangın söndürme çalışmaları esnasında bir patlama meydana gelmiş, (7) itfaiye eri şehit olmuştur.

Söz konusu sabotaj eylemini gerçekleştiren; Ferit Kazan, Muzaffer Aydoğdu, Erol Canpolat, Yaşar Çanka, Muammer Yalçıntaş, Necip Ersoy, Ferman Aslan, Servet Boz, Kılıç Saygılı, Nevzat Akyurt, Ali Kent ve Veli Burhan isimli sanıklar yakalanmış, yapılan sorgulamalarında; Yasadışı Türkiye Komünist Partisi/Birlik (TKP/B) örgüt üyesi olduklarını ve sabotaj eylemini Ürdün Sefaretinde görevli Suriye gizli servisi mensubu Adnan Amarin isimli şahısdan eylem emrini aldıklarını, para karşılığı Ebu Nidal Örgütü adına eylemi yapmaları ve bu sayede Türkiye Komünist Partisi/Birlik (TKP/B) örgütünün sesini duyuracağını ve kendilerinin örgüt içerisinde üst düzeyde bir yere getirileceğini itiraf etmişlerdir.

Adı geçenler hakkında düzenlenen tahkikat evrakları ile birlikte Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığına sevk edilmişler, Kılıç Saygılı ve Servet Boz isimli şahıslar serbest bırakılmış diğer (9) sanık tutuklanmıştır. Ali Kent isimli şahsın ise tutuksuz yargılanmasına karar verilmiştir.

Devlet Güvenlik Mahkemesince tutuklanarak cezaevine konulan sanıklar ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Ali Kent yargılanmaları sonucu (30) ile (34) yıl arasında değişen ağır hapis cezasına çarptırılmışlardır. Ancak, Yargıtay 8 inci Ceza Dairesinin 3.2.1989 gün ve 1988/9071 esas, 1989/9071 esas, 1989/829 karar sayılı ilamı ile sanıklar hakkında verilen kararın bozulması neticesi Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Yargıtay kararına uyarak 21.6.1989 tarih ve 1989/30 esas, 1989/80 gerekçeli kararı ile haklarında beraat kararı verilmiştir.

Olayı gerçekleştiren Türkiye Komünist Partisi/Birlik (TKP/B) mensubu kişilerin, söz konusu ülkelerle bağlantıları tam olarak tespit edilememiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanı

4. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Bursa’daki Yeşil Türbe’nin onarım ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Kültür Bakanı Mustafa İstemihan Talay’ın yazılı cevabı (7/4300)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Birden ziyade Bakanı ilgilendirdiği için aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılması dileğiyle Başbakan’a yöneltilmesini saygılarımla arz ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır Bursa

Sorular :

Osmanlı Devleti’nin en önemli anıtsal yapılarından ve Bursa’nın sembolü olan Yeşil Türbe’nin son yıllardaki onarımlarının tekniğe ve yapım bütünlüğüne uymadığı konusunda Bursa Mimarlar Odasının ve uzmanlar ile halkın ciddi endişeleri bulunmaktadır.

Yeşil Türbe’nin Osmanlının kuruluşunun 700 üncü yılı olan 1999’a yetiştirilmesi ile ilgili olarak:

1. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ile Bursa Kurulu’nun Yeşil Türbe’nin onarımı konusunda aldığı kararlar nelerdir?

2. Kurul kararlarının uygulanması için Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile Müze Müdürlüğünün çalışmaları nelerdir?

3. Yeşil Türbe’nin onarımı için yeterli tahsisat ve çalışma yapılmakta mıdır?

T.C. Kültür Bakanlığı 18.2.1998 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.16.0.APK.0.12.00.01.940-45

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 3.2.1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-74300-10744/27132 sayılı yazısı.

b) Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 5.2.1998 gün ve 536 sayılı yazısı.

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği ve tarafımdan cevaplandırılması tensip edilen 7/4300-10744 esas no.lu yazılı soru önergesinin cevabı ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. İstemihan Talay Kültür Bakanı

Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır’ın Sayın Başbakanımıza Tevcih Ettiği 22.1.1998 gün ve 7/4300-10744 sayılı Yazılı Soru Önergesine İlişkin Hususlar

Yeşil Türbe’nin onarımının Osmanlının kuruluşunu 700 üncü yılı olan 1999’a yetiştirilmesi ile ilgili olarak;

Cevap 1,2. Yeşil Türbe’nin onarımı ile ilgili alınan Kurul kararları ve yapılan çalışmalar

– Bursa İli, Yıldırım İlçesinde bulunan Yeşil Türbe Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun 9.7.1977 gün ve A-625 sayılı kararı ile tescillidir. Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne aittir. (Ek 1)

– Yeşil Türbe ve çevresini içine alan 1/1000 ölçekli Yeşil Türbe Bölgesi Koruma Amaçlı İmar Planı, Bursa Belediyesince hazırlanmış ve İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca, 11.3.1988 gün ve 320 sayılı karar ile belli koşullarda uygun görülmüştür. (Ek 2)

– Yeşil Türbe’nin yanındaki yol çalışmaları nedeniyle türbede çatlaklar meydana geldiğinin öğrenilmesi üzerine, Bakanlığımızın 6.6.1990 gün ve 1906 sayılı telgrafıyla mahallinde inceleme yapılması, çatlakların yol çalışmalarından kaynaklandığının tespit edilmesi halinde, uygulamanın durdurulması Bursa Valiliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Koruma Kurulu Müdürlüğünden istenmiştir. (Ek 3)

– Yapılan uygulamalara ilişkin mahallinde gerçekleştirilen incelemenin Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunda değerlendirilmesi sonucunda 30.5.1990 gün ve 1152 sayılı karar alınmıştır. (Ek 4)

Söz konusu kararda; Yeşil Türbe duvarlarında ve çini yüzeylerinde meydana gelen çalışmalar ile ilgili gerekli bilimsel araştırma ve çalışmaların yapılabilmesi için, İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Müfit Yorulmaz’dan ivedi olarak bir ön rapor elde edilmesi, rapor sonuçlarına göre konunun Kurulda yeniden değerlendirilmesi uygun bulunmuştur.

Alınan karar, gereği yapılmak üzere Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına gönderilmiştir.

– İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Müfit Yorulmaz’ın yaptığı çalışma ile ilgili hazırladığı raporun Bursa Koruma Kurulunda değerlendirilmesi sonucu 18.7.1990 gün ve 1225 sayılı karar alınmıştır. (Ek 5)

Kararda; Yeşil Türbe için İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Müfit Yorulmaz tarafından hazırlanmış olan raporda bahsedilenlerin, giderleri ilgili kuruluşların da katkıları ile yürütülerek ivedilikle yerine getirilmesi istenmiştir.

– Yeşil Türbe’nin eksik çinilerinin tamamlanmasına ilişkin Vakıflar Genel Müdürlüğünün yazısı, Bakanlığımız İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Müdürlüğü uzmanlarının raporu ve Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Anasanat Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdinç Bakla’nın raporunun Bursa Koruma Kurulunda değerlendirilmesi sonucunda 17.4.1993 gün ve 3150 sayılı karar alınmıştır. (Ek 6)

Söz konusu kararda; özgün mimarlık örneği ve özel önemi bulunan Yeşil Türbe’nin çinilerinin yapının geleceği açısından acilen yenilenmesi için öncelikle türbenin yapısal sorunlarının değerlendirilmesi gerektiği vurgulanarak, yapılacak çalışmalarla ilgili öneriler getirilmiş, gerçekleştirilecek işlemlerin Vakıflar Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde yapılmasının uygun olacağı belirtilmiştir. Karar gereği için ilgili yerlere gönderilmiştir.

– Bursa Koruma Kurulu üyelerinin Yeşil Türbe’de yaptığı inceleme sonucu 12.4.1996 gün ve 5073 sayılı Karar alınmıştır. (Ek 7)

Kararda; Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 30.5.1990/1152, 18.7.1990/1225 ve 17.4.1993/3150 ve özellikle 17.4.1993 tarih ve 3150 sayılı Kararı doğrultusunda, mülkiyetine sahip Vakıflar Genel Müdürlüğü ile kullanımı üstlenmiş olan Kültür Bakanlığı, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü arasında yapının özel durumu da dikkate alınıp koordinasyon sağlanarak, bu “tek eser”in ivedilikle kurtarılabilmesi için çalışmaların hızlandırılması gerektiği vurgulanmıştır.

– Alınan bu kararlar kapsamında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Bakanlığımız, İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Müdürlüğünün yaptığı çalışma sonucunda hazırlanan raporların değerlendirilmesi sonucunda Bursa Koruma Kurulunca 27.8.1996 gün ve 5394 sayılı Karar alınmıştır. (Ek 8)

Söz konusu kararda;

a) Bursa İli, Yıldırım İlçesindeki önemli Osmanlı Anıt Eserlerinden olan Yeşil Türbe’nin yaşamını sürdürebilmesi açısından Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğünün 7.6.1996/295 sayılı yazısı ekinde gönderilen Restorasyon ve Konservasyon Merkezi Laboratuarı Müdürlüğünün raporu doğrultusunda, türbenin içinde ve dışında yer alan çinilerin yerleşimini de içeren detaylarıyla birlikte tekniğe uygun rölövesinin öncelikle hazırlatılması,

b) Restorasyon ve Konservasyon Merkezi Laboratuarı Müdürlüğünün raporunda belirtilen hususlar doğrultusunda, Vakıflar Genel Müdürlüğünün 12.8.1996/705 sayılı yazısı eki raporda belirtilen işlerin 1996 yılında yapılabilmesi için Restorasyon ve Konservasyon Merkezi Laboratuarı Müdürlüğünün bilimsel ve teknik işbirliği ile konunun projelendirilerek çalışmaların ivedilikle başlatılması gerektiği, esaslı onarım kapsamındaki bu çalışmalar için Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğünce gerekli koordinasyonun sağlanmasının uygun olacağı, belirtilmiştir.

Söz konusu çalışmanın gerçekleştirilmesi için alınan kararın ilgili yerlere dağıtımı yapılmıştır.

Cevap 3. Yeşil Türbe’nin onarımı için tahsisat ve çalışmalar

Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yapılan görüşmeler sonucunda, Yeşil Türbe’nin projelendirilmesi ve onarımı için 1998 yılı Yatırım Programı kapsamına alındığı öğrenilmiştir.

Bu kapsamda Vakıflar Genel Müdürlüğünce yürütülecek çalışmalar, yukarıda değinilen kararlar çerçevesinde Bakanlığımızın katkı ve koordinasyonu dahilinde gerçekleştirilecektir.

T.C.

Kültür Bakanlığı

Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar

Yüksek Kurulu Başkanlığı

Karar

Toplantı No. ve Tarihi : 282-8.7.1997 Ek – 1

Karar No. ve Tarihi : A 625-9.7.1977

Toplantı Yeri : İstanbul

En No : Adı : Adresi :

63 – Konut Yeşil Cad. No : 25, 22 paf. 140 ada,

64 – Konut Dükkân Yeşil Cad. No : 14, 14 paf. 133 ada,

65 – Konut Dükkân Akdemir Sokak No : 1, 14 paf. 133 ada,

66 – Konut Dükkân Akdemir Sokak No : 7, 16 paf. 108 ada,

67 – Konut Dükkân Akdemir Sokak No : 6, 10 paf. 113 ada,

68 – Konut Akdemir Sokak No : 8, 10 paf. 113 ada,

69 – Konut Dükkân Atatürk Cad. 16 paf. 108 ada, 21 parsel,

70 – Konut 16 paf. 108 ada, 22 parsel,

71 – Konut Atatürk Cad. No : 30, 16 paf. 108 ada,

72 – Konut Atatürk Cad. No : 28, 16 paf. 108 ada,

73 – Konut Dükkân Atatürk Cad. No : 34, 16 paf. 108 ada,

74 – Konut Dükkân Atatürk Cad. No : 16, 16 paf. 108 ada,

75 – Konut İpekçilik Cad. No : 5, 16 paf. 108 ada,

Pafta 59-1/500

Doğal Anıtlar :

En No : Adı : Adresi :

1 – Çınar Fırın ve Sağlık Sokak köşesi 15 batısı

Dini ve Kültürel Anıtlar :

En No : Adı : Adresi :

1 – (Müze) Eski Medrese Yeşil Cad. 22 paf. 141 ada,

2 – Yeşil Türbe Yeşil Cad. 50 paf. 146 ada, 39 parsel,

3 – Yeşil Hamam Yeşil Cad. 34 paf. 126 ada,

4 – Sancı Dede Mezarı Yeşil Sancı Dede Sokağı 127 ada,

5 – Selâmi Tekkesi Vemesirdi 45 paf. 150 ada, 3 parsel,

6 – Mesut Makrama Mescidi 33 paf.118 ada, 22 parsel,

T.C.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Ek – 2

İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını

Koruma Kurulu

Karar

Toplantı Tarihi ve No : 11–11.3.1988

Karar Tarihi ve No : 320 – 11.3.1988

Toplantı Yeri : İstanbul

Bursa İl merkezi, Yeşil Türbe Bölgesi Koruma Amaçlı imar plânına ilişkin Bursa Belediye Meclisinin 2.4.1987 gün, 334 sayılı Kararı okundu, ekleri incelendi, yapılan görüşmeler sonunda;

Yeşil Külliyesi Koruma Amaçlı Çevre Düzenleme projesi ve maketi Kurulumuzca 16.2.1998 günü gerek mahallinde, gerek projesi üzerinde incelendi;

Yeşil Külliyesinde (projede) korunması gerekli Türbe–Cami–İmaret–Hamam–Medrese’nin bir bütün teşkil ettiği gözönüne alınarak, Cami–Türbe ve Hamam’ın bir alan üzerinde kaldığı fakat medresenin trafik yolu ile bu bütünün dışında kaldığı görülmüştür. Yerinde yapılan incelemede medresenin bu bütüne katılması için bir hal çaresi bulunamadığına, söz konusu projenin uygulanmasında aşağıdaki hususlara dikkat edilmesine karar verildi:

1. Türbenin arkasındaki yol kazısı yapılırken arkeolojik açıdan müze denetimi gerektiği.

2. Yeşil setlerle, yaya yollarının sadeleştirilerek Osmanlı mimarisinin özelliklerine uygun hale getirilmesi.

3. Otoparkın turistik otobüslerinin de durabileceği şekilde tanzimi.

4. Korunması gerekli yapılardan medrese hamam ve imarete konuyla ilgili yeni fonksiyonlar kazandırılarak, bu fonksiyonlara göre hazırlanacak projenin Kurulumuza getirilmesine karar verildi.

Giray (Muhteşem) Keskin (Ahmet) Başkan Başkan Yardımcısı

Üye Üye Üye Giray (Muhteşem) Keskin (Ahmet) Kuran (Aptullah) Üye Üye Üye İzmirligil (Ülkü) Öz (İlban) Vardarbaş (Semih) Bursa Bel. Baş. Danışmanı

T.C. Kültür Bakanlığı Ek – 3 Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma 6.6.1990 Genel Müdürlüğü Sayı : 01906

Acele Telgraf

Konu : Bursa Valiliğine, Büyükşehir Belediye Başkanlığına ve Koruma Kurulu Büro Müdürlüğüne telgraf yazılmıştır.

Bursa İl Merkezinde bulunan Yeşil Türbe’nin yakınındaki yol çalışmaları nedeniyle türbede çatlaklar meydana geldiği öğrenilmiştir.

Söz konusu Yeşil Türbe’deki çatlakların Bursa Müzesi Müdürlüğü ile Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Büro Müdürlüğü uzmanlarından oluşacak bir komisyonca incelenerek bahsi geçen çatlakların yol yapımı sebebiyle oluşup oluşmadığının tespit edilmesini, çatlakların yol çalışmalarından kaynaklandığının belirlenmesi halinde anılan çalışmaların durdurulması ve sonucundan Bakanlığımız, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne bilgi verilmesini rica ederim.

Bakan Adına

Altan Akat Genel Müdür

T.C. Kültür Bakanlığı Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Ek – 4 Büro Müdürlüğü 5.6.1990 Sayı : BKTVKK/16.00.698/2899

Konu : Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Yeşil Türbe

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne/Ankara

Yukarıda belirtilen konu hakkında Kurulumuzca alınan 30.5.1990 gün ve 1152 sayılı Karar ekte sunulmuştur.

Bilgilerinizi, gereğini arz ve rica ederim.

A. Zafer Çakmakçı Müdür V.

T.C. Kültür Bakanlığı Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Karar

Toplantı Tarihi ve No. : 30.5.1990/67

Karar Tarihi ve No. : 30.5.1990/1152

Toplantı Yeri : Bursa

Bursa İli, Merkez, Yıldırım İlçesinde bulunan Yeşil Türbe’deki çini çatlamaları ve dökülmelerine ilişkin, Bursa Valiliği, İl Kültür Müdürlüğünün 11.5.1990 gün ve 720/1326 sayılı yazısı okundu, yazı ekleri ve ilgili dosyası incelendi, yapılan görüşmeler sonunda;

Bursa İli, Yıldırım İlçesinde, Yeşil Türbe duvarlarında ve çini yüzeylerinde son günlerde meydana gelen çatlamalar ile ilgili gerekli bilimsel araştırma ve çalışmaların yapılabilmesi için, İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Müfit Yorulmaz’dan ivedi olarak bir ön rapor elde edilmesine, rapor sonuçlarına göre konunun Kurulumuzda yeniden değerlendirilmesine karar verildi.

Başkan Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Metin Sözen Yard. Doç. Dr. İlgi Aşkun Yüce

Üye Üye Prof. Dr. Mustafa Cezar Prof. Dr. Ataman Demir Üye Üye Bedri Yalman Ali Tunç (Bulunamadı) Bursa Vakıflar Temsilcisi

T.C. Kültür Bakanlığı Ek – 5 Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 26.7.1990 Büro Müdürlüğü Sayı : BKTVKK/16.00.698/3746

Konu : Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Yeşil Türbe

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne/Ankara

Yukarıda belirtilen konu hakkında Kurulumuzca alınan 18.7.1990 gün ve 1225 sayılı Karar ekte sunulmuştur.

Bilgilerinizi, gereğini arz ve rica ederim.

Oya Kozaman Müdür V.

 

T.C. Kültür Bakanlığı Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Karar

Toplantı Tarihi ve No. : 18.7.1990/70

Karar Tarihi ve No. : 18.7.1990/1225

Toplantı Yeri : Bursa

 

Bursa İli, Yıldırım İlçesinde bulunan Yeşil Türbe duvarlarında ve çini yüzeylerindeki çatlamalar ile ilgili, İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Müfit Yorulmaz’ın, Kurulumuzun 30.5.1990 gün ve 1152 sayılı kararı üzerine hazırladıkları 11.6.1990 günlü raporu okundu, yapılan görüşmeler sonunda;

Bursa İli, Yıldırım İlçesinde bulunan Yeşil Türbe için İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Müfit Yorulmaz tarafından hazırlanmış olan 11.6.1990 günlü raporda bahsedilenlerin, giderleri ilgili kuruluşların da katkıları ile yürütülerek ivedilikle yerine getirilmesine, çalışmanın her aşamasının Kurulumuza iletilmesine karar verildi.

 

Başkan Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Metin Sözen Yard. Doç. Dr. İlgi Aşkun Yüce

(Bulunamadı) Üye Üye Prof. Dr. Mustafa Cezar Prof. Dr. Ataman Demir Üye Üye Bedri Yalman Zeki Eke Yıldırım Belediye Temsilcisi

Üye

Ali Tunç

Bursa Vakıflar Temsilcisi

T.C. Kültür Bakanlığı Ek – 6 Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 26.4.1993 Müdürlüğü Sayı : B.16.KTV.4.16.00.00/16.00.698/704

Konu : Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Yeşil Türbe

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne

(Tespit ve Arşiv Dairesi Başkanlığı) Ankara

Yukarıda belirtilen konu hakkında Kurulumuzca alınan 17.4.1993 gün ve 3150 sayılı Karar ekte sunulmuştur.

Bilgilerinizi, gereğini arz ederim.

Oya Kozaman Müdür

T.C. Kültür Bakanlığı Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Karar

Toplantı Tarihi ve No. : 17.4.1993/193

Karar Tarihi ve No. : 17.4.1993/3150

Toplantı Yeri : Bursa

Bursa İli, Yıldırım İlçesinde bulunan Yeşil Türbe’nin eksik çinilerinin imalatının yaptırılarak yerine monte edilmesi işinin Kurulumuzca değerlendirilmesi ile ilgili olarak Vakıflar Genel Müdürlüğünün 8.2.1993 gün ve 16.00/93 sayılı yazısı eki İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Müdürlüğü elemanlarının raporu Prof. Dr. Erdinç Bakla’nın Vakıflar Genel Müdürlüğüne konuyla ilgili 13.1.1993 günlü başvurusu okundu, ekleri ile ilgili dosyası incelendi, Prof. Dr. Erdinç Bakla’nın katılımıyla gerçekleşen toplantıda yapılan görüşmeler sonunda;

Bursa İli, Yıldırım İlçesinde özgün mimarlık örneği ve özel önemi bulunan Yeşil Türbe’nin çinilerinin yapının geleceği açısından acilen yenilenmesi için öncelikle türbenin yapısal sorunlarının saptanması gerekmektedir. Bu nedenle;

a) Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür Bakanlığı İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Müdürlüğü ve diğer ilgili birimlerden oluşacak bir ekibin tespit edilmesine,

b) Bu ekip tarafından binanın yapısal sorunlarının araştırılarak alternatif çözüm önerilerinin getirilmesine,

c) Yapısal sorunların köklü olarak çözümü yönünde yapılacak restorasyon tekniği izlenecek yöntem, gerekli zamanlama ve esasları içeren bir paket projenin Vakıflar GenelMüdürlüğü ile Kültür Bakanlığı İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Müdürlüğünce işbirliği yapılarak Kurulumuza getirilmesine,

d) Yapısal sorunların çözümünün yanısıra türbenin imitasyon olan yedi yüzeyindeki fayans malzemenin soyularak yerlerine yeni imal edilecek çinilerin yerleştirilmesi işleminin nasıl bir yöntem ve zamanlama ile yapılacağının bilimsel verilere dayanılarak hazırlanacak bir raporla Kurulumuza iletilmesine,

e) Bu aşamanın Kurulumuzca karara bağlanmasından sonra söz konusu çinilerin üretilmesi ile ilgili olarak Vakıflar Genel Müdürlüğünce irtibat kurulan Prof. Dr. Erdinç Bakla ve başkaca ilgili bilimsel kişi ve kuruluşlarla da ilişki kurularak yapının bozulmamış yüzeyindeki orijinal ebat, form, renk ve kalitesi ile uyumlu imalat için hazırlanacak somut raporun hazırlanarak Kurulumuza getirilmesine,

f) Çinilerin üretilmesi ve yerine monte edilmesi konusunun açıklığa kavuşturulmasından sonra uygulamada görev alacak ekibin niteliği konusunda Kurulumuza bilgi verilmesine,

Yukarıda belirtilen işlemlerin Vakıflar Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde yapılmasının uygun olacağına karar verildi.

Başkan Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Metin Sözen Prof. Dr. Ataman Demir

Üye Üye Prof. Dr. Mustafa Cezar Yard. Doç. Dr. İlgi Aşkun Yüce Üye Üye Dr. Bedri Yalman Ali Tunç Bursa Vakıflar Temsilcisi

T.C. Kültür Bakanlığı Ek – 7 Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 17.4.1996 Müdürlüğü Sayı : B.16.KTV.4.16.00.00/16.00.698-639

Konu : Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Yeşil Türbe

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne

(Tespit ve Arşiv Dairesi Başkanlığı) Ankara

Yukarıda belirtilen konu hakkında Kurulumuzca alınan 12.4.1996 gün ve 5073 sayılı Karar ekte sunulmuştur.

Bilgilerinizi, gereğini arz ederim.

Oya Kozaman Müdür

T.C. Kültür Bakanlığı Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Karar

Toplantı Tarihi ve No. : 12.4.1996/285

Karar Tarihi ve No. : 12.4.1996/5073

Toplantı Yeri : Bursa

Bursa’nın ve Osmanlı Dönemi Türk Mimarisinin en önemli “Anıt Eser”lerinden Çelebi Sultan Mehmet’in türbesi “Yeşil Türbe”, geçirmiş olduğu çeşitli onarım ve müdahalelere rağmen son dönemlerde bakımsız kalmış ve özellikle batı cephesindeki dış kaplamaları uygun olmaması sebebiyle içte dönemin tek örneği olan çini bezemeler bir daha yapılamayacak şekilde elden çıkma tehlikesine girmiştir.

Kurulumuzun yerinde yaptığı incelemeler sonucunda; Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 30.5.1990/1152, 18.7.1990/1225 ve 17.4.1993/3150 ve özellikle 17.4.1993 tarih ve 3150 sayılı Kararı doğrultusunda mülkiyetine sahip Vakıflar Genel Müdürlüğü ile kullanımını üstlenmiş olan Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü arasında yapının özel durumu da dikkate alınıp koordinasyon sağlanarak, bu “tek eser”in ivedilikle kurtarılabilmesi için çalışmaların hızlandırılması gerektiğine karar verildi.

Başkan Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ara Altun Prof. Dr. Cengiz Bayülgen Üye Üye Prof. Dr. Afife Batur Yard. Doç. Dr. Emel Göksu (Bulunmadı) (Bulunmadı)

Üye

Dr. Bedri Yalman

T.C. Kültür Bakanlığı Ek – 8 Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 2.9.1996 Müdürlüğü Sayı : B.16.KTV.4.16.00.00/16.00.698-1593

Konu : Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Yeşil Türbe

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne

(Tespit Dairesi Başkanlığı) Ankara

Yukarıda belirtilen konu hakkında Kurulumuzca alınan 27.8.1996 gün ve 5394 sayılı Karar ekte sunulmuştur.

Bilgilerinizi, gereğini arz ederim.

Oya Kozaman Müdür

T.C. Kültür Bakanlığı Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Karar

Toplantı Tarihi ve No. : 27.8.1996/301

Karar Tarihi ve No. : 27.8.1996/5394

Toplantı Yeri : Bursa

Bursa İli, Yıldırım İlçesindeki anıtsal yapı olarak tescilli Yeşil Türbe’nin onarımına ilişkin Kurulumuzun 12.4.1996 gün ve 5073 sayılı Kararı, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğünün 7.6.1996 gün ve B.16.0.AMG.4.34.00.00/729-295 sayılı yazısı, Vakıflar Genel Müdürlüğünün 12.8.1996 gün ve B.02.1.VGM.0.10.00.01/16.14/96-12/705 sayılı yazısı okundu, ekleri incelendi, yapılan görüşmeler sonunda;

a) Bursa İli, Yıldırım İlçesindeki önemli Osmanlı Anıt Eserlerinden olan Yeşil Türbe’nin yaşamını sürdürebilmesi açısından Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğünün 7.6.1996/295 sayılı yazısı ekinde gönderilen Restorasyon ve Konservasyon Merkezi Laboratuvarı Müdürlüğünün raporu doğrultusunda, türbenin iç ve dışında yeralan çinilerin yerleşimini de içeren detaylarıyla birlikte tekniğe uygun rölövesinin öncelikle hazırlatılmasına,

b) Restorasyon ve Konservasyon Merkezi Laboratuvarı Müdürlüğünün raporunda belirtilen hususlar doğrultusunda Vakıflar Genel Müdürlüğünün 12.8.1996/705 sayılı yazısı ekinde raporda belirtilen işlerin 1996 yılında yapılabilmesi için Restorasyon ve Konservasyon Merkezi Laboratuvarı Müdürlüğünün bilimsel ve teknik işbirliği ile konunun projelendirilerek çalışmaların ivedilikle başlatılması gerektiğine, esaslı onarım kapsamındaki bu çalışmalar için Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğünce gerekli koordinasyonun sağlanmasının uygun olacağına karar verildi.

Başkan Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ara Altun Prof. Dr. Cengiz Bayülgen (Bulunmadı) Üye Üye Prof. Dr. Afife Batur Yard. Doç. Dr. Emel Göksu (Bulunmadı) Üye Üye Yard. Doç. Dr. Mehmet İ. Tunay Ali Tunç Bursa Vakıflar Bölge Müd. Temsilcisi

5. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, Ardahan-Merkez-Hacıali Köyünün su sorununa ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın yazılı cevabı (7/4347)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunu arz ederim.

Saygılarımla.

Abdülkadir Öncel Şanlıurfa

1. Ardahan İli Merkez Hacıali Köyü 135 haneli olup, uzun yıllar terör nedeniyle göç ve işsizlik yaşamış bir köydür.

Su sıkıntısı yıllardır devam etmektedir. Köy halkının yetkililere müracaatları sonuçsuz kalmıştır.

Köylü içmesuyunu 1-2 km. mesafede tek çeşmeden karşılarken, yazın hayvanlarını taşıma suyu ile beslemektedir. 1997 yatırım programında olmayan su projesi için herhangi bir çalışma var mıdır? Var ise ne aşamadadır?

2. Hacıali Köyü’nün su problemi ne zaman bitecektir?

T.C. DevletBakanlığı 17.2.1998 Sayı : B.02.0.014/031.1295

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığı Genel Sekreterliği Kanunlar ve Kararlar Dairesinin 13.2.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4347-8577/22672 sayılı yazısı.

Şanlıurfa Milletvekili Sayın Abdülkadir Öncel’e ait Ardahan-Merkez Hacıali Köyünün içme suyu sorununa ilişkin soru önergesi incelenmiştir.

1997 yılı yatırım programında Sütçüler grubu içerisinde yer almakta olup, memba ihtilafı nedeniyle proje gerçekleştirilememiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz Devlet Bakanı

6. – Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay’ın, Ağrı ve ilçelerinin kütüphane ihtiyacına ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı Mustafa İstemihan Talay’ın yazılı cevabı (7/4348)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Sayın Kültür Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Mehmet Sıddık Altay Ağrı

Soru :

Ağrı ve ilçelerinde öğrencilerin ve vatandaşların yararlanabileceği yeterli kütüphaneler yoktur. Kütüphanesi olmayan ilçelerimizin kütüphaneye kavuşturulması, mevcut olanların da kapasitesini artırmak için bir programınız var mı? Varsa ne zaman, nasıl yapılacaktır?

T.C. Kültür Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 18.2.1998 Sayı : B.16.0.APK.0.12.00.01.940-44

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) TBMM Başkanlığı Kan. Kar. Müd.nün 7 Ekim 1997 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-8724 sayılı yazısı.

b) TBMM Başkanlığı Kan. Kar. Müd.nün 13 Şubat 1998 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4348-8590/22700 sayılı yazısı.

Ağrı Milletvekili Sayın M. Sıddık Altay’a ait (6/652) sayılı “Ağrı ve ilçelerinin kütüphane ihtiyaçlarına ilişkin” ilgi (a) yazı eki sözlü soru önergesi ilgi (b) yazısıyla yazılı soru önergesine çevrilmiş olup, söz konusu önergenin cevabı ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. İstemihan Talay Kültür Bakanı

Cevap – Ağrı İl Halk ve Patnos İlçe Halk Kütüphanesi Bakanlığımız Yatırım Programı yoluyla yaptırılmış olup, İl Halk Kütüphanesi (22 441 kitap), 515 m2, Patnos İlçe Halk Kütüphanesi ise (8 878 kitap), 390 m2’lik bir alanda hizmet vermektedir. Doğu Beyazıt Halk Kütüphanesi (4 675 kitap), 180 m2, Eleşkirt İlçe Halk Kütüphanesi (7 134 kitap), 110 m2, Hamur İlçe Halk Kütüphanesi (4 850 kitap), 75 m2, Tutak İlçe Halk Kütüphanesi ise (1 282 kitap), 290 m2’lik binalarda hizmet vermekte olup, söz konusu binalar kütüphane hizmetlerine yeterlidir.

Diyadin İlçesinde Kaymakamlık ve Belediyenin ortaklaşa açtığı kütüphanenin Bakanlığımıza devredilmesi teklif edilmiş, konunun değerlendirilebilmesi için, gerekli olan belgelerin gönderilmesi istenmiş; ancak bir cevap alınamamıştır. Konu takip edilmektedir.

Ayrıca, Tutak ve Taşlıçay İlçelerinde bulunan arsalar üzerinde kütüphane binası yapımı Bakanlığımız 1998 Yılı Yatırım Programı tekliflerimiz arasına alınmış, ancak Yatırım Programında yer almamıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.