DÖNEM : 20 CİLT : 38 YASAMA YILI : 3

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

24 üncü Birleşim

8 . 12 . 1997 Pazartesi

 

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI

A) GÖRÜŞMELER

1. – Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Aykurt ve 54 arkadaşının, Karadeniz karayolu ihalesinde usulsüzlük yaptığı iddiasıyla Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu hakkında verdikleri ve Genel Kurulun 2.12.1997 tarihli 21 inci Birleşiminde gündeme alınması kabul edilen gensoru görüşmesi (11/13)

IV. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım’ın, DDY Genel Müdürlüğünce yapılan Portal Freze Tezgâhı İhalesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/3737)

2. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, Yozgat Şeker Fabrikası’na ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez’in yazılı cevabı (7/3740)

3. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, hakkında tutuklama kararı bulunan bazı kişilere ve Eşber Yağmurdereli’nin tutuklanmasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/3756)

4. – Balıkesir Milletvekili Abdülbaki Ataç’ın, “Müsabaka Yerlerine Serbest Giriş Yönetmeliği”nde yapılan değişikliğe ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yücel Seçkiner’in yazılı cevabı (7/3761)

5. – Hatay Milletvekili Atila Sav’ın, özel sağlık kuruluşlarına “sürücü olur” belgesi verme yetkisinin bekletilmesinin nedenine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/3765)

6. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, kaybolan bir şahsa ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/3767)

7. – Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, T.C.D.D. Genel Müdürlüğünün ihalesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/3772)

8. – Hatay Milletvekili Fuat Çay’ın, Hatay’ın bazı ilçelerinin balıkçı barınaklarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/3778)

9. – Zonguldak Milletvekili Tahsin Boray Baycık’ın, Zonguldak İlinde Tekel bayilik ihalesi sırasında meydana gelen silahlı çatışmaya ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/3800)

10. – Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun, yük taşımacılığının tren trayler vagonlarıyla yapılmasına yönelik bir proje olup olmadığına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/3806)

11. – Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, kamyonlara takograf takma zorunluluğu getirilip getirilmediğine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/3812)

12. – Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, TEAŞ tarafından yapılan İTM-15 işaretli şalt tesisleri ihalesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in yazılı cevabı (7/3813)

13. – Konya Milletvekili Abdullah Gencer’in, “Yurtdışı Vatandaşlar Üst Kurulu” oluşturması ile ilgili çalışmalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğlu’nun yazılı cevabı (7/3816)

14. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün:

— Antalya-Beldibi’ndeki bir turistik pansiyonun projesine,

— Antalya-Beldibi’ndeki kamu arazisinin, bir firmaya tahsisinin mevzuata uygun olup olmadığına,

— Antalya-Beldibi’nde turistik pansiyon inşa eden bir firmanın, hisselerinin devriyle ilgili iddialara,

İlişkin soruları ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın yazılı cevabı (7/3830, 3831, 3832)

15. – Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın, Yenilenen Genel Kurul Salonunun seslendirme ve diğer elektronik donanımlarının güvenliğine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Hikmet Çetin’in yazılı cevabı (7/3870)

16. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın “Basında yeralan bir beyanına ilişkin” sorusu ve Kültür Bakanı Mustafa İstemihan Talay’ın yazılı cevabı (7/3883)

17. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, basın organlarında TBMM’yi hedef alan yayınlar hakkında yapılan işlemlere ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Hikmet Çetin’in yazılı cevabı (7/3922)

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak üç oturum yaptı.

Batman Milletvekili Musa Okçu’nun, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının içerisinde bulunduğu duruma ilişkin gündemdışı konuşmasına, Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy,

İstanbul Milletvekili Bülent Tanla’nın, yapılan genel nüfus tespiti ve seçmen kütüklerinin güncelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşmasına, Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu,

Cevap verdiler.

Gaziantep Milletvekili Mehmet Bedri İncetahtacı, Türk Hava Kurumundaki gelişmelere ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.

Madrid’te bulunan Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika Enstitüsünün yapacağı “AB Çerçevesinde Türk-İspanyol İlişkileri” konulu toplantıya, Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir Parlamento heyeti ile icabet edilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi ile,

Tarım Orman ve Köyişleri,

Çevre,

Dilekçe,

Komisyonları Geçici Başkanlıklarının, komisyonların başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimine ilişkin tezkereleri,

Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1 inci sırasında bulunan 168,

3 üncü sırasında bulunan 335,

Sıra sayılı kanun tasarıları, komisyonca geri alınan maddeleriyle ilgili rapor gelmediğinden,

2 nci sırasında bulunan 132,

4 üncü sırasında bulunan 232,

6 ncı sırasında bulunan 396,

7 nci sırasında bulunan 263,

8 inci sırasında bulunan 361,

9 uncu sırasında bulunan 365,

Sıra sayılı kanun tasarı ve tekliflerinin görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından,

Ertelendi;

5 inci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Hükümeti Arasında Kültür Merkezleri Kurulması ve Bu Merkezlerin Faaliyeti Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının (1/473) (S. Sayısı: 186) görüşmeleri tamamlandı, yapılan açık oylamadan sonra kabul edilip kanunlaştığı açıklandı;

10 uncu sırasında bulunan, Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/660) (S. Sayısı: 392) tümü üzerinde bir süre görüşüldü.

Alınan karar gereğince, Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu hakkındaki (11/13) esas numaralı gensorunun görüşmelerini yapmak için, 8 Aralık 1997 Pazartesi günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 19.00’da son verildi.

Yasin Hatiboğlu

Başkanvekili

Haluk Yıldız Mehmet Korkmaz

Kastamonu Kütahya

Kâtip Üye Kâtip Üye

II. – GELEN KAĞITLAR No : 44

8.12.1997 PAZARTESİ

Tasarı

1.- Tarım Bakanlığı Ziraat İşleri Genel Müdürlüğü İle Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Genel Müdürlüğüne Bağlı Kurum-Okul ve Kuruluşlara Döner Sermaye Verilmesi Hakkında Kanunun Adının ve Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı (1/690) (Tarım Orman ve Köyişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.12.1997)

Teklifler

1.- Iğdır Milletvekili Adil Aşırım’ın; 22.11.1984 tarih ve 2083 Sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reform Kanununun 7 nci Maddesinin 2 nci Fıkrasının Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi (2/966) (Tarım Orman ve Köyişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.12.1997)

2.-Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz’ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/967) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.12.1997)

3.-Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz ve 14 Arkadaşının; Develi’nin İl Olması Hakkında Kanun Teklifi (2/968) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.12.1997)

4-.-Adıyaman Milletvekili Ahmet Çelik’in; İş Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/969) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

5.- Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan’ın; Bir İl ve Dört İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/970) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

6.- Ankara Milletvekili Hikmet Uluğbay ve 2 Arkadaşının; Şereflikoçhisar Adı İle Bir İl Kurulmasına Dair Kanun Teklifi (2/971) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

7.- Balıkesir Milletvekili Mustafa Güven Karahan’ın; Edremit Adı İle Bir İl Kurulmasına Dair Kanun Teklifi (2/972) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

8.- Balıkesir Milletvekili Mustafa Güven Karahan’ın; Oltu Adı İle Bir İl Kurulmasına Dair Kanun Teklifi (2/973) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

9.-Balıkesir Milletvekili Mustafa Güven Karahan’ın; Suşehri Adı İle Bir İl Kurulmasına Dair Kanun Teklifi (2/974) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

10.- Ankara Milletvekili Hikmet Uluğbay ve 2 Arkadaşının; Polatlı Adı İle Bir İl Kurulmasına Dair Kanun Teklifi (2/975) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

Tezkereler

1.- Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1191) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.12.1997)

2.- Erzincan Milletvekili Mustafa Yıldız’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1192) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.12.1997)

3.- Rize Milletvekili Şevki Yılmaz’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1193) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

4.- Rize Milletvekili Şevki Yılmaz’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1194) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.12.1997)

Sözlü Soru Önergeleri

1.– Siirt Milletvekili Mehmet Emin Aydın’ın, Siirt’te sağlık personeli alımında yolsuzluk yapıldığı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi.(6/773)(Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

2.– Antalya Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun’un, Antalya-Venedik feribot seferlerinin iptal edilmesinin nedenine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi(6/774)(Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

3.– Mardin Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın, sekiz yıllık kesintisiz eğitime katkı payı olarak toplanan kaynağın miktarına ve kullanımına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi(6/775)(Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

Yazılı Soru Önergeleri

1.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Bursa’nın Gemlik İlçesindeki Atatürk İlkokulunun restore edilip edilmeyeceğine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3936)(Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

2.– Kırklareli Milletvekili İrfan Gürpınar’ın, Kırklareli-Babaeski-Karamesutlu Köyünde kurulmasına izin verilen çimento fabrikasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3937)(Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

3.– İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, İzmir-Kemalpaşa-Ovacık Köyünün asfalt ihtiyacına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3938)(Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

4.– İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, İzmir-Kemalpaşa-Yenikurudere Köyünün futbol sahası ihtiyacına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3939)(Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

5.– İçel Milletvekili D.Fikri Sağlar’ın, yasa-dışı ilişkileri bulunduğu iddia edilen bazı bürokratlar hakkında yapılan işlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3940) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

6.–Niğde Milletvekili Akın Gönen’in, korunmaya muhtaç çocukların istihdamı konusundaki mevzuata uymayan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3941)(Başkanlığa geliş tarihi: 3.12.1997)

7.– Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş’ın, Mernis Projesi kapsamındaki bilgisayar alımı ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3942) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

8.– Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı çocukevlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3943)(Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

9.– İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, eski Başbakan Tansu Çiller’in Mal Varlığı ile ilgili bilgi ve belgelere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3944)(Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

10.- İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, MARSAN Holding A.Ş.’nin sermaye transferi kayıtlarının incelenmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3945)(Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

11.– İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, lokanta ve okuma salonlarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/3946)(Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

12.– İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, Türkiye İşçi Emeklileri Cemiyeti’ne ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3947)(Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

13.– Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, RTÜK tarafından yapılması planlanan frekans tahsis ihalesi hakkında ileri sürülen bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3948)(Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

14.– Ordu Milletvekili Mustafa Hasan Öz’ün, Karadeniz’deki terör olaylarına ve alınan tedbirlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3949)(Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

15.– Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, sekiz yıllık kesintisiz eğitime katkı için toplanan paralara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3950)(Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

16.– Sakarya Milletvekili Nezir Aydın’ın, Sakarya Ferizli ve Karapürçek ilçelerinde kurulması planlanan Ziraat Bankası şubelerine ilişkin Devlet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3951)(Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

Meclis Araştırması Önergesi

1.– Aksaray Milletvekili Nevzat Köse ve 25 arkadaşının, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünde mevzuata aykırı uygulamalar yapıldığı iddialarını araştırarak alınması gereken tedbirleri belirlemek amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/221)( Başkanlığa geliş tarihi: 4.12.1997)

 

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

8 Aralık 1997 Pazartesi

BAŞKAN : Başkanvekili Uluç GÜRKAN

KÂTİP ÜYELER: Ahmet DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş),Ünal YAŞAR(Gaziantep)

 

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24 üncü Birleşimini açıyorum.

Gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına geçiyoruz.

III. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE

MECLİS ARAŞTIRMASI

A) GÖRÜŞMELER

1. – Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Aykurt ve 54 arkadaşının, Karadeniz karayolu ihalesinde usulsüzlük yaptığı iddiasıyla Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu hakkında verdikleri ve Genel Kurulun 2.12.1997 tarihli 21 inci Birleşiminde gündeme alınması kabul edilen gensoru görüşmesi (11/13)

BAŞKAN – Bu kısmın 1 inci sırasında yer alan, Denizli Milletvekili Kemal Aykurt ve 54 arkadaşının, Karadeniz karayolu ihalesinde usulsüzlük yaptığı iddiasıyla Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu hakkında Anayasanın 99 uncu ve İçtüzüğün 106 ncı maddeleri uyarınca verdikleri ve Genel Kurulun 2.12.1997 tarihli 21 inci Birleşiminde gündeme alınması kabul edilen (11/13) esas numaralı gensoru üzerindeki görüşmelere başlıyoruz.

Görüşmelerde, İçtüzüğün 72 nci maddesine göre, siyasî parti grupları adına birer sayın üyeye, Hükümet adına bir sayın üyeye ve şahısları adına iki sayın üyeye söz vereceğiz.

Konuşma süreleri, siyasî parti grupları ve Hükümet için 20'şer dakika, şahıslar için 10'ar dakikadır.

Hükümet burada mı acaba?

ÖMER FARUK EKİNCİ (Ankara) – Sayın Başkan, Hükümet, her zaman olduğu gibi, yok!

BAŞKAN – Hükümet?.. Yok.

ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) – Sayın Başkan, toplantı yetersayısı yok...

BAŞKAN – Sayın üyeler, görüşmelere başlayabilmemiz için Hükümetin temsil edilmesi gerekiyor; ancak, Hükümet şu an temsil edilmiyor; onun için, toplantıya...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, Hükümetin olmaması fevkalade garip; çünkü, hem bugün bu toplantının olacağını biliyorlardı hem de özel bir gündemle toplanılıyor. Arkadaşlarımızın bulunmamasını özellikle dikkatlerinize sunuyoruz.

BAŞKAN – Onun için ara vereceğiz efendim; ben de Hükümetin olmadığını ilan ettim.

Saat 15.15'te toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.04

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.15

BAŞKAN : Başkanvekili Uluç GÜRKAN

KÂTİP ÜYELER:Ahmet DÖKÜLMEZ(Kahramanmaraş),Ünal YAŞAR (Gaziantep)

 

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24 üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE

MECLİS ARAŞTIRMASI (Devam)

A) GÖRÜŞMELER (Devam)

1. – Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Aykurt ve 54 arkadaşının, Karadeniz karayolu ihalesinde usulsüzlük yaptığı iddiasıyla Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu hakkında verdikleri ve Genel Kurulun 2.12.1997 tarihli 21 inci Birleşiminde gündeme alınması kabul edilen gensoru görüşmesi (11/13) (Devam)

BAŞKAN – Gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmına geçmiştik; ancak, gensoru görüşmelerine başlayabilmek için Hükümeti aradığımızda, Hükümeti bulamamıştık.

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Hükümet burada Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükümet burada.

Gensoru üzerindeki görüşmelerle ilgili olarak şahısları adına söz alan üyelerin isimlerini okuyorum: Sayın Ahmet Kabil, Sayın Halit Dumankaya, Sayın İbrahim Yılmaz, Sayın Veysel Candan.

Gruplar adına, şu ana kadar henüz bize ulaşan bir söz talebi yok...

Gruplar adına söz talebi?..

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Nevfel Şahin konuşacaklar.

BAŞKAN – Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Nevfel Şahin; buyurun.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, daha önce alınan karar çerçevesinde, Refah Partisi, ANAP, DYP diye bir sıralama var mıydı; bilemiyorum...

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, sayın grup başkanvekilini duyamıyorum, lütfen sükûneti temin edelim.

Buyurun Sayın Bedük.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Efendim, daha evvel -Danışma Kurulunda karar alınıp alınmadığını bilmiyorum; ama, sadece öğrenmek istiyorum- gruplar adına yapılacak olan konuşmalarla ilgili bir sıralama yapıldı mı?

BAŞKAN – Hayır efendim. Talebe göre... Siz talep ettiniz...

Sayın Şahin, vaz mı geçiyorsunuz efendim?

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sadece sorduk efendim; vazgeçmiyoruz.

BAŞKAN – Hayır, öyle bir sıralamamız yok efendim.

ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Başkanla oturulduğu yerden konuşulmaz, ayağa kalkılır.

BAŞKAN – Sayın Yürür, lütfen...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Yürür, herhalde kendisini tarif ediyor; ben ayağa kalkmıştım.

ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Bir daha ayakta konuş, önünü ilikle...

BAŞKAN – Sayın Şahin, süreniz 20 dakika.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Dosyalar geldi mi acaba?!.

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Anayasamıza göre, oldukça ciddî bir mekanizmayı işletiyoruz; lütfen esprilerin dozajını biraz ciddî ayarlayalım.

Buyurun Sayın Şahin.

DYP GRUBU ADINA NEVFEL ŞAHİN (Çanakkale) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu hakkında görüşmeye karar verdiğimiz gensoru önergesi üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına görüşlerimi arz etmek üzere huzurunuzdayım; bu vesileyle, Sayın Başkanı, Başkanlık Divanını ve Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Biz, Doğru Yol Partisi olarak, hiçbir zaman Karadenizin yollarına karşı çıkmadık. Doğru Yol Partisinin temel felsefesi bu ülkeye hizmettir. Demokrat Parti zamanında, ilk defa, Karadenizin yolları açıldı; Adalet Partisi zamanında da iyileştirme çalışmaları yapıldı. Yine, Doğru Yol Partisi zamanında, 1991 yılında iktidara geldiğimizde Karadeniz yolları gündeme geldi. Biz, Doğru Yol Partisi olarak Karadenize yol yapılmasına karşı değiliz. Biz, her zaman, bu memlekette, hizmetten yanayız.

1992 yılında, Sinop'tan başlayıp Sarp'a kadar devam eden, yine, Sinop'tan Zonguldak'a ve İstanbul Şile'ye gidecek olan bu sahil yolunun proje ve etüt çalışmalarını başlattık. Bizim zamanımızda, 1992-1993 yıllarında, bu yolların, şehir geçişleri de dahil, 348 kilometrelik kısmını ihale ettik. Şimdi söz konusu yol 220 kilometre. Bu iktidar, bu yolu otoyol diye, otoban diye Karadenizlilere yutturuyor. Biz, Doğru Yol Partisi olarak, İstanbul Şile'den başlayarak Sinop ve Samsun'a kadar, Samsun'dan da Sarp'a kadar olan bu yolun, uluslararası otoban şeklinde projelendirilmesini istiyoruz; düşüncemiz budur.

Bugün düşünülen duble yol, Karadenizdeki trafik yoğunluğunu taşımayacak; bu yol, on yıl sonra Türkiye'nin yine gündemine gelecek. Onun için, biz, bu yolların yapılmasından yanayız. 1992 ve 1993 yıllarında, şehir geçişleri de dahil, 348 kilometre yolu yaptık.

Bizim karşı olduğumuz ne; bizim karşı olduğumuz şu: Karadenizin otoyoluna harcanması gereken para, milletvekili transferlerinde kasa olarak kullanılan şahısların cebine gitmesin, Karadenizin otoyoluna harcansın, Karadenizin yoluna harcansın ve Karadenizin yolu bir an evvel bitsin. Bizim felsefemiz bu, bizim düşüncemiz bu; ama, görüyoruz ki, değerli arkadaşlar, biz, bu konuyu dile getirdiğimizde, Karadenizin yolu için harcanması gereken bu paralar Karadenizin yolunda harcansın, bu yollar yapılsın, bu yol paraları başkalarının cebine diyet borcu olarak gitmesin diye bu önergeyi verdiğimizde, Sayın Bakan, bu önergeyi araştırıp gerçekleri incelemesi gerekirken, soruşturma açması gerekirken, yapması gerekeni yapmazken -burada, Bayındırlık Bakanlığı yapmış çok değerli bakanlarımız var; Bayındırlık Bakanlığına bu tür ihbarlar her zaman gelir; Bayındırlık Bakanları bunun gerekli araştırmalarını, soruşturmalarını yapar ve bu ihbarlar ciddî ise, bir an evvel ihaleleri fesheder, yeniden ihaleye çıkarır- Sayın Bakan, bu soruşturmayı yapmamış, Doğru Yol Partisi, Refah Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi Gruplarını, Karadeniz yoluna karşı çıkan gruplar olarak göstermeye çalışmıştır.

EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) – Yalan mı?!

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bakın, gözüken bu pislik, buzdağının üstünde gözüken pisliktir. Yani, Sayın Bakan, bakan olarak üzerine düşen görevi yapmış olsaydı, eğer kendi teftiş kurullarına güvenip bu ihalenin soruşturmasını yapmış olsaydı, benim hiç şüphem yok ki, kendi teftiş heyetleri, bu ihalenin yapılmaması konusunda karar verirdi; ama, Sayın Bakan, bu pisliği, bu yolsuzluğu, bu hortumlamayı örtbas etmek için, en önemli görevlerinden bir tanesini de yapmamıştır. Ne yapmıştır Sayın Bakan; Sayın Bakan, Doğru Yol Partisini, Cumhuriyet Halk Partisini ve Refah Partisini, bu yolun yapılmasını istemiyorlar diye suçlamıştır.

Bizim, şahsen, Doğru Yol Partisi Grubu olarak Sayın Bakanımıza hiç itimadımız kalmadı. Şimdi, buradan, Sayın Bakana şunu söylemek istiyorum: Geçen gün, bu görüşmeler yapılırken; bu yolların tatbikat projesi yok, bu yolların viyadük projeleri yok, bu yolların tünelleri yok, bu yolların deniz dolguları ve zeminin stabilite problemlerini çözen detay projeler yok ve en sonunda, bu yolların keşifleri de yok dediğimizde; Sayın Bakan, bu kürsüde, Yüce Meclisin önünde ve milletin önünde, gelsinler Bayındırlık Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğüne, bu projeleri görsünler demiştir. Biz, Kastamonu Milletvekili Sayın Acar, Muş Milletvekili Sayın Yıldız, Sıvas Milletvekili Sayın Irmak ve ben, Sayın Genel Müdürün makamına gittiğimizde, Sayın Genel Müdür demiştir ki, ben, Bakandan izin alacağım. Bizim yanımızda Bakanla konuşmuştur. Sayın Bakanın dediği şudur: "Kesinlikle, bu belgeleri, bilgileri, Meclis Başkanının dışında kimseye gösteremezsin."

Sayın milletvekilleri, siz, böyle bir bakana güvenebilir misiniz?! Ama, ben, şahsen, şaşmadım. Niçin şaşmadım; çünkü, elimde belge var, bilgi var, kaset var deyip bu memlekette koltuk kapanları, Başbakan olanları, bu millet unutmamıştır! (DYP ve RP sıralarından alkışlar) O da, Başbakanının Bakanı olduğu için, elimde bilgi var, belge var diyerek, hem Yüce Meclisi hem de kamuoyunu yanıltmıştır.

Değerli arkadaşlar...

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Beni konuşturmayın...

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Hiç heyecanlanmayın; şimdi, sizin yolsuzluklarınızı teker teker öne sereceğim, sizin yolsuzluklarınızı...

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Sizin diyorsun; dikkatli konuş!..

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Evet, şimdi onu da açıklayacağım.

Sayın Bakan, bir kere, Bakanlar Kurulundan bunu kendi yetkisine alırken, 89 uncu maddeyi, kanunları yanlış yorumlamıştır, ihale yasasını yanlış yorumlamıştır ve haksız olarak, daha büyük yolsuzluklar yapmak için, istediği şartnameyi hazırlamak için, Bakanlar Kurulu üyelerini de kandırmıştır.

Bakalım bu yolun özelliklerine... Türkiye'de böyle bir yol ilk defa mı yapılıyor?.. 89 uncu maddeye baktığınızda, bu madde, eğer 2886 sayılı Devlet İhale Yasasında bu yolu yapma imkânı yoksa -veya Türk Silahlı Kuvvetlerine, Emniyet Genel Müdürlüğüne uçak, silah almak için; herkesten uçağı, silahı alamazsın- bu kanunun dışına çıkacaksın diyor. Böyle bir olay yok. Türkiye'de, bütün yollar bu kanunla yapılmıştır. Kendilerini bütün dünyada kanıtlamış olan Türk müteahhitleri, fevkalade kaliteli inşaat yapmaktadır. Sayın Bakan, bu 89 uncu maddeyi kötü yorumlamıştır;

Sayın Bakan diyor ki, ben, dışkredi buluyorum. Peki, senin bu dışkredi, hükümetlerarası bir anlaşmadan mı doğuyor; böyle bir şey yok. Dünya Bankasından veya Avrupa İskân Fonundan mı alıyorsun; böyle bir anlaşman mı var; bu da yok. Ne var... Diyor ki müteahhitlere, git, bu ticarî krediyi bul. Bir kere, Hazine, bu kredinin sahibi, Hazine bunun kefili. Sözleşmeyi de okuduğumuzda, göreceksiniz, bundan tamamen Hazine sorumlu; faizlerini Hazine ödeyecek. Sözleşmede bir madde var; diyor ki: "Hazine, müteahhitlerin getirdiği kreditörle sözleşmeyi yapar ve sözleşme, bu maddenin hükümleri dışındadır." Yani, kredi faizlerini, kredi mesuliyetlerini, kredi kefilliğini, tamamen, müteahhitlerden alıyor, devlete veriyor. Böyle bir ihaleyi, dünya üzerinde hiçbir ülke, Uganda bile yapmamıştır.

Değerli arkadaşlar, başka konulara da değinmek istiyorum. Bu ihalede serbest rekabet kuralları da işlememiştir. Nasıl işlememiştir: Bu yollar 3 tane, programa 3 tane yol alınmış. Sayın Bakan bunları 6'ya bölmüş. Arkasından, 16 firma çağırmış, bir tanesi iş almamış, 15 tanesi iş almış. Yolları daha fazla bölemeyeceğine göre, Sayın Bakan müsaade etmiş, firmalar bir araya gelmiş, ihaleye giren bütün firmalar iş almış. Eğer, 44 üncü maddedeki davet usulüne bakarsanız, bir tek iş ihaleye çıktığında, en az üç kişiyi çağıracaksınız. Demek ki, Sayın Bakan, hiç usul ve esaslara uymadan, 89 uncu maddeyi Bakanlar Kuruluna yanlış aksettirerek, böyle bir uygulamanın içerisine girmiştir.

Sayın milletvekilleri, bir de bu ihalenin şartnamesi üzerinde konuşmak istiyorum. Sayın Bakan, 89 uncu maddeye göre bir ihale şartnamesi hazırlamış. Bu şartname, 200 trilyon liralık, 11 maddelik bir şartname. 200 trilyon liralık bir işi, 11 maddelik bir şartnameyle hazırlıyoruz ve bu şartnamenin arkasında, daire başkanından sonra, sayın genel müdür yardımcısının paragrafı yok "ben katılmıyorum" diyor. Yine, müsteşar yardımcısının paragrafı yok...

DEVLET BAKANI RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (İçel) – Paragraf demezler ona; paraf derler paraf...

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Yine, müsteşarın parafı yok.

Değerli arkadaşlar, bu şartname, daktilosundan Bakanın imzasına kadar bir günde -25.8.1997 tarihinde- geçiyor. Böyle 200 trilyon liralık bir şartname bir günde geçtiğine göre, sizin takdirlerinize bırakıyorum.

Şimdi, bu şartnamede Sayın Bakan diyor ki: "Ben, Bayındırlık Bakanlığının her gün ihale yaptığı 2886 sayılı Yasaya göre ihale yapamıyorum." Peki, bu şartnamede diyor ki: "Ben, Bayındırlık birim fiyatlarını dolara bağlıyorum; fiyat farkı vermiyorum." Şimdi, 1997 yılı başındaki -2 Ocaktaki- birim fiyatlarını dolara bağlıyor.

Değerli arkadaşlar, burada bu işleri yapmış, bu konularda hizmet üretmiş bütün arkadaşlar bilir ki, Sayın Bakan, Bayındırlık birim fiyatlarını -2 Ocak 1997, 2 Ocak 1998, 2 Ocak 1999 birim fiyatlarını- dolara bağladığında, kur da serbest olduğuna göre, normal inşaatlarda malzeme fiyat farkı olarak keşfin, ancak yüzde 20'si kadar -belki yol inşaatlarında yüzde 15'i kadar- verilen fiyat farkının, Sayın Bakan, bu maddeyle yüzde 100'ünü vermektedir ve televizyonlarda, bu kürsüde yalan söylemektedir. Böylelikle, Sayın Bakan, ortalama yüzde 17-18 tenzilatları, sadece bu kararla yüzde 15-16 zamlı hale getirmektedir.

Şimdi, Sayın Bakana soruyorum: Siz, kendi hazırladığınız bu ihale şartnamesiyle, işleri yüzde 17 kırımla vermiyorsunuz; işleri, en az, ortalama yüzde 15'ten yüzde 20'ye kadar varacak oranda zamlı veriyorsunuz ve böylelikle, Karadeniz yolu için harcanması gereken paraları, daha önce planladığınız şekilde, bazılarının cebine koyuyorsunuz. İşte, Doğru Yol Partisi, Karadenizin yollarının yapılması için mücadele ediyor; Doğru Yol Partisi, Karadenizin yolları için harcanması gereken paraların başkalarının cebine hortumlanmaması için mücadele ediyor. Böyle bir sistem olur mu değerli arkadaşlar?! (DYP sıralarından alkışlar)

Yine, Sayın Bakan, şartnamenin 3 üncü maddesinde diyor ki: "İndirim oranları, ikincil işlerde kullanılmaz." Burada bir maddesi var... Bu sizin imzanız değil mi Sayın Bakan? Bu şartname de sizin...

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan, bazı işleri tenzilata tabi tutuyor, bazı işleri de tenzilatın dışına itiyor. Ben bu şartnameyi okudukça, Sayın Bakanın, dolambaçlı yollardan, nasıl sahtekârlık yaparak, her kanunu kendine göre yorumlayarak, 89 uncu... (ANAP sıralarından gürültüler)

AHMET KABİL (Rize) – Sahtekâr sizsiniz!.. Genel Başkanınızdan milletvekilinize kadar sahtekâr sizsiniz!..

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen...

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, ben ne söylediğimi gayet iyi biliyorum.

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) – "Sahtekâr" dedin.

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Böyle bir şartname hazırlanmaz. Bu şartname, hem Bayındırlık Bakanlığı için bir utanç belgesi hem de Türkiye için bir utanç belgesi. (DYP sıralarından alkışlar) Ben ne söylediğimi biliyorum. Siz, bana bağıracağınıza Bakanınıza bağırın. Devletin paralarını yol için harcasın; hortumlatmasın. Bana ne bağırıyorsunuz! Siz, Karadeniz milletvekilleri...

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) – Söyle... Söyle...

BAŞKAN – Sayın Şahin, lütfen, Genel Kurula hitap edin.

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Siz bana bağıracağınıza...

AHMET KABİL (Rize) – Ormanları siz yağma ettiniz.

BAŞKAN – Sayın Şahin, lütfen ,Genel Kurula hitap edin; süreniz doluyor.

AHMET KABİL (Rize) – Karadenizi ağzına alma...

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, benim iddiam şu. Benim söylediklerim belgeye...

AHMET KABİL (Rize) – Gördün mü Karadenizi?!

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Bakın, bir şey söylüyorum: Bizim söylediklerimiz, sizin imzaladığınız belgeye, bilgiye dayanıyor. Bu belge, Sayın Bakanın imzasında. Sayın Bakan bu belgeyi nasıl imzalar?!.

Bakın, bir şey daha söyleyeceğim. Değerli arkadaşlar...

TURİZM BAKANI İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Sayın Bakan bu "sahtekâr" sözünden dolayı dava açsın.

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Açsın efendim, açsın...

Değerli arkadaşlar, bakın bir şey söylüyorum...

NURHAN TEKİNEL (Kastamonu) – Bravo!.. Ağzına sağlık... Benziyor bunlar birbirlerine; ortak bunlar...

AHMET KABİL (Rize) – Siz benziyorsunuz... Genel Başkanınıza benziyorsunuz...

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen, yerinizden birbirinize laf etmeyin. Lütfen...

Evet, Sayın Şahin, süreniz dolmak üzere; lütfen, Genel Kurula hitap edin.

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Bakın arkadaşlar, dikkatinizi çekiyorum, şartnamenin 10 uncu maddesinin (c) şıkkında deniliyor ki: "Teyit edilmiş kredi teklifi şartlarının, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Hazine Müsteşarlığınca kabul edilebilir nitelikte olması." Bu, doğru; fakat, (d) şıkkında da deniliyor ki: "Firmalarca bulunan kredi için yapılacak kredi anlaşmasının, kreditörler ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı arasında düzenlenmesi ve yapım sözleşmesinin ekini teşkil etmemesi..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Şahin, 1 dakika içerisinde toparlayınız.

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Krediyi firmalar getirecek, Hazine Müsteşarlığı buna kefil olacak, faizlerini o ödeyecek; firmalarla hiç ilgisi yok ve Sayın Bakan buna imza atıyor.

Değerli arkadaşlar, yine, bu sözleşmelerde bir madde var. O maddede deniliyor ki: "Bu, bir ticarî kredidir." Dünyanın her yerinde ticarî kredilerin hiçbir şartı yoktur. Sayın Bakan diyor ki: "İlgili firma krediyi bulamayınca sözleşme geçersiz sayılır." Yani, ortada bir kredi yok ve krediyi bulamadığı zaman sözleşme geçersiz sayılacak. Kesin teminatı irat kaydedilir bile yok...

Şimdi, değerli arkadaşlar, birçok konuyu gündeme getirebiliriz:

1.- Bir kere, bu yolların projesi yok...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Şahin, teşekkür ediyorum.

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlar...

BAŞKAN – Sayın Şahin, teşekkür ediyorum.

NEVFEL ŞAHİN (Devamla) – Sayın Başkan, bir saniye...

BAŞKAN –Sayın Şahin, teşekkür ediyorum... Sayın Şahin, teşekkür ediyorum... Lütfen... Süreniz doldu, teşekkür ediyorum.

İkinci söz, Demokratik Sol Parti Grubu adına, Sayın Yalçın Gürtanın.

Buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

DSP GRUBU ADINA YALÇIN GÜRTAN (Samsun) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Aykurt ve 54 arkadaşının, Karadeniz karayolu ihalesinde usulsüzlük yaptığı iddiasıyla, Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu hakkında, Anayasamızın 99 uncu ve İçtüzüğün 106 ncı maddeleri uyarınca bir gensoru açılmasına dair önergesi üzerine, Demokratik Sol Parti Grubu adına görüşlerimizi bildirmek üzere söz almış bulunuyorum. Partim ve şahsım adına, bizleri, televizyonları başında izleyen muhterem halkımızı ve Karadenizlileri saygıyla selamlıyorum.

MEMDUH BÜYÜKKILIÇ (Kayseri) – Karadenizli olmayana selam yok mu?

YALÇIN GÜRTAN (Devamla) – Ben Karadenizliyim hemşerim; sen Karadenizli değilsen, bekle.

BAŞKAN – Sayın Gürtan, lütfen, Genel Kurula hitap edin.

YALÇIN GÜRTAN (Devamla) – Sayın milletvekilleri, Karadeniz, batıda Zonguldak, Sinop, ortada Samsun, doğuda Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa'yla devam eden, tümü sahil şeridinde bulunan şehirleriyle senelerdir ihmal edilen bir bölgemizdir. Karadenizde, geçmiş siyasî iktidarların -ki bunların içinde Doğru Yol Partisi de vardır- hiçbiri kalıcı bir yatırım yapmamıştır.

Karadeniz sahil yolu, Orta Avrupa'dan ve ülkemizden, Orta Asya ülkelerine yönelik yapılacak taşımacılıkta, önemli koridor olma özelliğini taşımaktadır. Toplam uzunluğu 1 540 kilometre olan Karadeniz sahil yolu, ülkemizin devlet karayolu ağının yüzde 5'ini oluşturmaktadır. Bu güzergâhın 555 kilometrelik kesimi Samsun'dan Sarp'a kadar uzanan Doğu Karadeniz sahil yoludur. Bu yol, çift yol -duble yol- olarak planlanmıştır. Bölgedeki yoğun yerleşim ve yük taşımacılığında yüzde 90'lara varan karayolu kullanımı sonucu, Karadeniz sahil yolunun trafik hacmi sürekli artmıştır.

Sarp Sınır Kapısının açılması, yolun önemini bir kat daha artırmış; önceleri bölge yerleşimlerine hizmet veren bu yol, günümüzde, Bağımsız Devletler Topluluğuna bağlı ülkelerin, gerek ticarî gerekse turistik amaçlı seyahatlerine cevap veren önemli bir koridor oluşturmuştur.

Karadeniz sahil koridorundaki bu hızlı gelişme sonucu, mevcut yol yetersiz kalmış ve artan trafiği taşıyamaz duruma gelmiştir. Özellikle, son yıllardaki trafik artışı, 1990 yılından itibaren, Karadeniz sahil yolunun tamamının bölünmüş yol olarak yeniden yapılmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu nedenle, bölgede, mevcut güzergâhın standardını yükseltmek üzere çalışmalara başlanmış ve yolun bazı kesimlerinin, Dünya Bankasından finanse edilen Karayolu İyileştirme Projesi (KİP) kapsamında, bölünmüş yol olarak inşa edilmesi programlanmıştır.

İhalesi yapılan 210 kilometrelik kesimin toplam keşif bedeli yaklaşık 876 milyon Amerikan Doları olup, 6 kesimin tamamının kredili olarak yapılması programlanmıştır.

Mevcut yol üzerinde, her sene, yüzlerce can zayi olmaktadır. Bu zayi olan canlardan birisi de, bizzat, benim 22 yaşında ölen kardeşimdir; 12 günlük oğluna doyamadan, bu yol güzergâhında hayatını kaybetmiştir. Ateş düştüğü yeri yakar; yaşamayan bilemez. Sadece bilmek de yetmez, görmek lazım; üç ay sonrasını değil, elli yıl, yüz yıl sonrasını görmek ve olaya o açıdan bakmak lazım.

Sayın milletvekilleri, kendilerini aklayamayanların başkalarına çamur atmaya hakları yoktur.

Sayın Aykurt, 2.12.1997 tarihli konuşmasında, Demokrat Partiyle başlayan Adalet Partisiyle devam eden süreçte, en büyük hizmetlerin kendilerince yapıldığını iddia etmektedir. Biz, Karadenizde bu hizmeti görmedik. Tabiî, Allah, hizmet yapandan da, yapacak olandan da razı olsun.

Sayın milletvekilleri, sanıyorum ki, Sayın Kemal Aykurt bir defa bile Karadenize gitmedi. Ben, yirmi senedir her ay, o yolun üzerinde, devamlı Samsun'dan Trabzon'a gidip gelen bir insanım; o yolun durumunu Sayın Aykurt'tan çok daha iyi biliyorum. Şayet, gitmiş olsaydı, bugün, Karadenizde nelerin yapıldığı konusunda bilinçli olarak bilgi aktarırdı.

Sayın Kemal Aykurt, yapılan işin projesinin, ÇED raporunun ve Sayıştay raporunun bulunmadığını ileri sürmektedir; oysa, aynı oturumda, Sayın Bakan, işin projesinin, ÇED raporunun ve Sayıştay raporunun bulunduğunu ileri sürmüştür.

Burada önemli olan, uygulanan tenzilat yüzdesi değil, yapılacak işin, evsafına uygun olup olmadığının, alınanın karşılığı olup olmadığının kontrolü olmalıdır.

Bu otoyolun yapımındaki tenzilatlar ortalama yüzde 20 civarındadır. Bu tenzilatlara, dışkredi maliyeti olarak da yüzde 10 ilave edilirse yüzde 30 tenzilat uygulanması söz konusudur. Oysa, aynı güzergâhta, aynı Bayındırlık fiyatlarıyla, 1991-1995 DYP-SHP Koalisyonu döneminde yapılan ihalelerin ortalama tenzilatı yüzde 10'un altındadır. Bu durumda, 1991-1995'te yapılan tenzilattan 3 kat daha fazla tenzilat söz konusudur.

Dışkredilerden sağlanan imkânlarla değil de, bütçeden sağlanan ödeneklerle bu yolun yapılması halinde otuzbeş senede bitirilmesi söz konusudur. Oysa, dışkrediyle ve dolar bazında yapılacak olan ihale sonunda, yol, en erken üç, en geç beş yıl içerisinde bitirilecektir.

Türkiye'de, yılda, kişi başına ortalama 15,9 milyon Türk Liralık kamu yatırım harcaması yapılırken, Karadenizde bu miktar kişi başına sadece 3,5 milyon Türk Lirasıdır. Bu da, Karadenize ne kadar yatırım yaptığınızın açık ifadesidir.

Krediler döviz olarak sağlanacağından, işlerle ilgili keşifler, 1997 yılı Bayındırlık birim fiyatları aynen alınarak 2 Ocak 1997'deki Merkez Bankası döviz satış kuru esas alınmak suretiyle Amerikan Dolarına dönüştürülmüş birim fiyatlarla hazırlanmıştır. Sözleşmelere göre, bu fiyatlara, hiçbir surette yıl içi fiyat farkı ödenmeyecektir.

Getirilecek kredilerde, Hazine Müsteşarlığının kabul edeceği şartlarla, kredi kurumlarının şartları arasındaki fark firmalarca karşılanacaktır. Bu durumun, firmalara, yüzde 10'u aşan miktarda yük getireceği tahmin edilmektedir.

İşin, beş yıl içerisinde bitirilebilmesi için, 1997 yılı fiyatlarıyla her yıl için gerekli kaynak 41,8 trilyon Türk Lirasıdır. İşin, üç yıl içerisinde bitirilebilmesi için gerekli kaynak ise her yıl için 69,7 trilyon Türk Lirasıdır.

Demokratik Sol Parti olarak bizim gönlümüzde yatan, ülkemizin, bir an önce toplutaşımacılığa geçmesi, demiryolu ve deniz taşımacılığıyla daha güvenli ve daha çok hizmet verilmesidir. Ancak, halen, ülkemizde günden güne artan araç sayısı ve Karadeniz'de toplutaşımacılığın bir anda gerçekleşme olanağının bulunmaması nedenlerinden dolayı -ki, Karadenizin, kıyı şeridi incelendiğinde, bazı oluşumlara geçit vermediği açıkça görülmektedir- bu şimdilik imkânsızdır.

Konumu itibariyle, bölge trafiğine, uluslararası transit trafiğe daha güvenli, daha konforlu, daha kısa sürede ulaşım imkânı sağlayacak olan Karadeniz sahil yolunun, bölünmüş yol olarak bir an önce tamamlanarak hizmete açılması, ülkemiz ve bölgemiz için büyük önem taşımaktadır. Bavul ticareti sayesinde sağlanan gelirlerle, bu yolun birkaç senede kendini amorti etmesi mümkündür; yeter ki, gerekli denetleme yapılsın.

"Dürüst devlet, dürüst yönetim" sloganını kendisine ilke edinmiş olan Demokratik Sol Parti, yapılacak hizmetlerin yasalara uygun olması yönünde büyük hassasiyet göstermektedir. Herhangi bir yolsuzluğu veya yasaya aykırılığı hoşgörmemiz mümkün değildir. Bunun yanında, herhangi bir partinin, yapılacak hizmeti engelleyici bir tutum içerisine girmesini kabullenmemiz de mümkün olmadığı gibi, konunun siyasî malzeme olarak kullanılmasına da karşıyız. Verilen önergeye DSP Grubu olarak ret oyu kullanacağımızı belirtir, bölge halkına ve ülkemize hayırlı olmasını dilerim.

Bu duygu ve düşüncelerle, hepinizi saygıyla selamlarım (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Gürtan.

Gruplar adına başka söz talebi var mı efendim?

VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına, Sayın Veysel Candan; buyurun. (RP sıralarından alkışlar)

RP GRUBU ADINA VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Sayın Topçu'yla ilgili olarak açılan gensoru üzerinde, Refah Partisi Grubu adına, görüşlerimi aktarmak üzere, söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Gensoru görüşmelerine başlığımız günden bu tarafa, Sayın Topçu, gerçekdışı beyan ve bilgilerle kamuoyunu devamlı yanıltmaktadır; TV'de ve gazetelerde gerçekdışı beyanlarla kamu desteğini sağlamaya çalışmaktadır; yolsuzluğu örtmek için de "Karadeniz sahil yolu yapılsın mı yapılmasın mı " noktasına doğru tartışmaları kaydırmaktadır; parti gruplarına gönderdiği birtakım heyetlerle de "yolumuzu isteriz" şekline dönüştürmektedir.

Tabiî, Sayın Topçu'nun bu çalışmaları bayağı netice vermiş durumdadır. Köşe yazarları müspet raporlar yazmaktadır; ancak, konu, tamamen saptırmadır. Maalesef, Genel Kurulda, sanki, Hükümet yolu istiyor, muhalefet istemiyor noktasına getirilmeye çalışılmaktadır. Halbuki, muhalefet partileri, DYP'si de Refah Partisi de bütün partiler de buraya yol istemektedirler; ancak, yolsuzluğu olmayan bir yol istemektedirler.

Buradan ben Karadenizli hemşerilerime, işadamlarına, bu müteahhit arkadaşlarımıza da seslenmek istiyorum: Biz, yolun yapılmasını istiyoruz; ancak, usulüne uygun yapılsın, bu paralarla en az iki kat daha yol yapma imkânımız olsun istiyoruz. Onun için, Sayın Bakan buraya çıktığı zaman, devamlı surette "yolu engelliyorlar, Karadenize yol yapılmasın istiyorlar" diyor; bu, tamamen yanlış bir anlayıştır.

Belki Meclis zabıtlarına geçecek, Cumhuriyet tarihinde bir bakan milletvekillerini yok sayarak, hiçe sayarak, belge olmayan şeyleri belgeymiş gibi Genel Kurula getirdi; birtakım çizilmiş uyduruk belgeleri, tasdik edilmiş uygulama imar planı diye buraya getirdi; ama, şimdi yok; bakanlığa giden arkadaşlarımıza da göstermediler, sadece "Meclis Başkanı bakacak" gibi birtakım uydurma gerekçeler ortaya koydular.

Bize göre, Refah Partisine göre, Karadeniz sahil yolu, geç kalmış ve hemen yapılması gerekli bir yoldur; bu yola karşı çıkan namerttir; ancak, birileri daha namerttir, fakir fukaranın parasını birilerine peşkeş çekenler de namerttir. (RP sıralarından alkışlar)

Karadenizli hemşerilerim "hırsızlık da yolsuzluk da olsun, aman yol yapılsın" demezler. Amacımız, milletin hakkını koruyup, Karadenize daha çok yol, daha erken yol yapmaktır.

Şimdi, ihalelerin iptal edilerek -çözüm öneriyorum Sayın Bakan- derhal yenilenmesi ve yeni inşaat sezonunda işin başlatılması, zaman kaybına meydan verilmeden, Karadeniz sahil yolunun yapılması lazım.

Sayın Bakan, burada -açık ve net söylüyorum- devamlı şov yapıyor; efendim, diyor ki: "Gensoru, siyasî kin ve siyasî intikam duygusuyla verildi. Karadeniz yolu engellenmeye çalışılıyor; kimse bizi burada engelleyemez." Hep telaşlı, hep öfkeli ve hep kindar... Sayın Bakan, gideceksiniz, istifa edeceksiniz, bu işin usulü budur. Bu ifadeler, mesnetsiz, konuyu örtmeye yönelik, sahte, düzme ve yalan ifadelerdir.

Sayın Topçu, söyler misiniz, bu kadar ayyuka çıkan ihale yolsuzluğunu, neden kendi teftiş kurulunuza bir kere olsun inceletip, onların imzasıyla bu Meclise gelmediniz; çünkü, imza atmazlar da ondan.

Peki, halkımızı huzursuz eden nedir: Yolsuzluk ve haklı olarak, yolun gecikmesi. Halk ne istiyor: Bir an önce yolun yapılmaya başlanmasını ve yolsuzluğun da olmamasını.

Değerli arkadaşlarım, aslında, konu, teknik bir konu ve teknik bazda konuyu tartışmamız lazım. Yolun tamamı 590 kilometre ve şu ana kadar 370 kilometresi, 1986 yılından itibaren, çeşitli hükümetler döneminde, bütçeden ve Dünya Bankasının kredisiyle yapılmaya çalışılmış. Şimdi, tartışmaya esas olan, gensoruya esas olan yol, 220 kilometre. Demek ki, daha önceki hükümetler... Hatta, 54 üncü Hükümet, buna, 1997'de 5,1 trilyon ödenek ayırmış ve her yıl da 36 trilyon ödemeyi bütçede öngörmüştür. Şimdi, sormak istiyorum: Acaba, bütçesinden 5,1 trilyon ayıran ve ödeyen ve daha sonra, 36 trilyon ödenek ayıran ve ödenmesini öngören Hükümetin bu yola karşı olması söz konusu mu?! Ama, Sayın Topçu'nun yaptıklarını örtmesi için, bu yol yapılsın mı, yapılmasın mı tartışmasına gidilmektedir. Dolayısıyla, bu yatırım, bir hükümetin değil, hükümetlerin yatırımıdır.

Şimdi, toplam 6 ihale yapılmış, tutarı, 875 milyon dolar; indirim ortalaması, dolar bazında, yüzde 18; ödeme, yüzde 30 dolar, yüzde 70 TL bazında.

Şimdi burada, DSP sözcüsü arkadaşımın çok enteresan bir açıklaması oldu "yüzde 10 da dışarıya faiz ödemeleri var, aslında bu indirim yüzde 30'la olabilirdi, 35'le olabilirdi, 10 da onu saydığımız zaman" diyor.

Muhterem arkadaşlarım, böyle bir muhakeme dünyanın neresinde görülmüş?! Siz, devleti bir kere döviz bazında yüzde 10 zarara sokuyorsunuz ve o insanların bulduğu krediyi de Hazineye ödetiyorsunuz.

Şimdi, bu ihale, önce hukukî açıdan, daha sonra teknik, ekonomik ve siyasî açıdan skandaldır. Bu ihalede, görevi kötüye kullanma vardır, görevi ihmal vardır, ihaleye fesat karıştırma vardır, İhale Kanununu yanlış yorumlama vardır, Hazineyle muhalefet vardır, devleti zarara sokma vardır, hukuk ihlali vardır, dışkredi usulsüzlüğü vardır, çıkar sağlama vardır, plan-proje eksikliği vardır; bunun, neresi ihale?! Bu kadar eksiği olan, bu kadar yolsuzluğu, hakkında bu kadar iddia olan bu işin neresine ihale denir; hangi kanunda var?!

Şimdi, Sayın Bakana, bunları ben burada soruyorum; biraz sonra buraya çıkacak -ben, söyleyeceklerini biliyorum- benden önce de şu yapıldı, bu yapıldı, aynı şartlar kullanıldı gibi ve sorduğum soruyla hiç alakası olmayan... Dosyalar da göstererek, Sarıyer ihalesinde, olmayan ruhsatı, dosyada var gibi göstererek, maalesef, bu Yüce Heyeti yok sayan bir anlayış içerisindedir.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Var, Refah Partisinin verdiği duvar çevirme ruhsatı var!..

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Şimdi, İhale Kanununa geliyorum...

Sayın Dumankaya, 3 ANAP'lı söz aldı; onun için, mesele değil, doldurdunuz orayı; çıkınca konuşursunuz; ama, burada yolsuzluk var, başka çareniz yok, Bakanınız gidecek. (RP sıralarından alkışlar)

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Hayır, hayır!..

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Evet!..

Değerli arkadaşlar, şimdi, 2886 sayılı İhale Kanununa bakıyoruz; Sayın Bakan burada görevini kötüye kullanmıştır; nasıl; 44 üncü maddede "önseçim yapılabilir, yapılması gereklidir" deniliyor... 780 milyon dolarlık bir iş yapıyorsunuz... Şimdi, Gaziantep-Urfa yolunda önseçimi yapıyorsunuz, burada yapmıyorsunuz. Halbuki, o önseçim tarihi 10 Aralık; yani, daha yarından sonra yapılacak ihaleye önseçim yapıyorsunuz, bu ihalede önseçim yapmıyorsunuz. Yani, Bakanlar Kurulundan izin aldım, ben, bu işi kurtardım demek meseleyi çözmüyor. 15 firma çağırıyorsunuz, ikili üçlü, hepsine de iş veriyorsunuz. Kanunda "önseçim yapılabilir" denildiği halde, neden yapılmadı; ihaleyi yaparken, kanunu, neden kendi kafasına göre yorumladı; teknik şartnameye uygun olan ve daha ucuz verilmesi gereken firmaya neden verilmedi; bunları sormak istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, bütün belediyeler, yaptıkları ihalelerde Sayıştay vizesi yok diye, mahkemeye veriliyor; Sayın Bakan da, Yüce Divana gidecektir.

Bakın, Sayıştay yetkilileriyle görüştüğüm zaman, verdikleri en son bilgi şu: "Polis gönderip temeli durduramayız. Temeli nasıl atılıyor, anlamak mümkün değil; hukukî boşluk var. Geçen dönemden, bu tür ihalelerden dolayı, 599 trilyon liralık Hazine ihtilafı söz konusu." Sayın Bakan "benim yaptığım gibi kimse yapmadı" diyor; doğru söylüyor, böyle dalavereli iş yapılmaz ki!..

Peki, Sayıştay buna vize vermeyince ne oluyor; işte, devletin iç ve dışborcu bilinmez hale geliyor. Sayıştayın verdiği ifade şu: "Artık, devletin iç ve dışborçlarının ve harcandığı yerlerin denetiminde sıkıntımız var."

Sayın Bakana sorsanız "hukukçuyum" diyor; kanuna karşı geliyor, 2886 sayılı Kanunu eksik yorumluyor; "Bayındırlık Bakanıyım" diyor; İhale Kanununu tanımıyor. Yani, neresinden bakarsanız bakın, bir yanlışın içerisinde.

Değerli arkadaşlar, ihale üç günde tamamlanıyor. Sayın Ali Topuz burada ifade ettiler. Öyle enteresan rakamlar var ki, bakın, şimdi: İhaleyi, birisi 17 ile alırken, ikinci veren 16,53...

Değerli milletvekili arkadaşlarım, Bakanın sizin partiden olması bir şeyi değiştirmez; bir gün, tarih, bu Mecliste hırsızlık yapanları da yazacak, doğruyu savunanları da yazacak; bunu bilelim.

Burada, 16,53, 16,51, 16,48... Değerli arkadaşlarım, ihale üç günde tamamlanıyor. Firmalar, birinde ikili ortak girdiğinde hemen çekiliyor, öbür ihaleye giriyor; onda girdiğinden çekiliyor, öbürüne giriyor ve bu tabloyu tetkik ettiğimiz zaman, şike olayı kendiliğinden ortaya çıkıyor ve bu firmalar, aslında, ihaleden teşekkür ederek çekilemezler; çünkü "yüzde 3 geçici teminat" dediğiniz zaman, milyonlarca parası irat kaydediliyor, devlete kalıyor. Yani, bu kadar masraf yapan bir firma, sabah bir ihaleye girecek, ondan çekilip, öğleden sonra bir ihaleye girecek; bu da, çok büyük yanlıştır.

İhale öncesi, noterlerde tespitler yapılıyor. Sayın Bakan "ben de, giderim, on notere on tespit yaptırırım ve bu işi böylece çözmeye çalışırım" diyor. Demek ki, Sayın Bakanın bu konuda tecrübesi var -yani, bayağı bildiği şeyler var- noterlerde ciddî tespitler yaptırabiliyor!.. (RP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, şimdi, şartnameyi ele alıyoruz. Bakın, çok enteresan. Dolar bazında veriyorsunuz; bu bir. Hatırlar mısınız, Emlak Bankasından dolarla ev alanlar dolarzede olmuştu; aldığı parayı ödedi, evi geri verdi, hâlâ ödüyor ve daha da borcunu kapatamıyor. İşte, burada, aynı şekilde devletzede meydana getiriyoruz. Yani, devleti, dolarla borçlandırmak suretiyle, çok büyük bir külfet altına sokuyoruz.

Şimdi, bakıyoruz, birim fiyatlarda... Bir kere, kesin söyleyeyim, bu şartnameyi Bakanlık hazırlamadı, müteahhitler hazırladı, Bakanın önüne koydu ve Bakan da, mevzuat dahilinde işin düzenlemesini yaptı; çünkü, devlet menfaatının bu kadar aleyhine olan bir şartname hazırlamak mümkün değildir. Dolar bazında fiyat farkı veriyorsunuz ikincil işlerde. Halbuki, normal ihalelerde temel birim fiyatlar verilir, demir ve çimento dışında fiyat farkı verilmez. Siz, burada, dolar bazında da fiyat farkı veriyorsunuz.

Şimdi, ben soruyorum: Hazine Müsteşarımız neden istifa etti; acaba, bu ihalelerle yakından bir ilgisi var mı? Bakın değerli arkadaşlar, çünkü bu ihalelerde müteahhitlerle, müteahhit firmalar ile Hazine ihtilaflı durumda. Yani, krediyi kendiniz bulacaksınız, faizin yüzde 1,5'ini Hazine ödeyecek, bakiyesini de müteahhitler ödeyecek. Müteahhitler nereden ödeyecek; yüzde 26 kırım yerine 16 kırım yapacak ve böylece, devletin sırtından faizi... Bu, faiz de değil tabiî; normal dünya standardı libor artı 1, 2, 3'tür; bu, yüzde 10'ları, yüzde 15'leri buluyor. Dolayısıyla, buradaki, dolar bazındaki yüzde 15'lik indirim de bir skandaldır; bu rakamın, dolar bazında, asgarî 35 ve 40'lara varması gerekmektedir.

Şimdi, burada enteresan maddeler var. Önce, devletin kredi bulması daha ucuz. Bakın arkadaşlar, devlet ciddiyet ister; aldığımız habere göre, son görüşmelerde, Hazine, müteahhitleri çağırıyor "olmazsa siz bunu yüzde 26'lara çıkarın; devlet garantisi dövizlerden, bulacağınız kredilerden vazgeçin, biz size bulalım, siz de bunu yüzde 26'lara, yüzde 30'lara çekin" diyor. Demek ki, bu işin 30 bazında bir imkânı var.

Değerli arkadaşlarım, Bayındırlık Bakanlığında yaptırdığım bir etütte, 2 Ocak 1998'de dolara çevrilip, ihale edilip, aynı tarihte yapılan Adana-Mersin yoluyla -yüzde 48,77 indirimle verilmiştir- mukayese ettiğimiz zaman, TL bazında, nisan ayı istihkakı -bu ihale- yüzde 5'tir, mayıs istihkakı tenzilatsızdır, aralık istihkakı ise yüzde 36 zamlıdır, indirimi yoktur. Yani, buna, ANAP'lı, DSP'li, CHP'li bir arkadaşım nasıl yol verecek, nasıl bunda devlet zararı yok diyecek?! Yani, bu ihaleyi TL bazında yapsaydık, devletin zararı yüzde 84.77'dir. Rakamları konuşuyoruz Sayın Bakan, bunlara cevap vereceksiniz.

Şimdi, teknik açıdan konuya bakıyoruz. Tasdikli uygulama projesi yok. Tasdikli uygulama projesi demek, yapılacak işin detayı demektir. "Efendim, benden önceki bakanlar da böyle yaptı, ben de böyle yapıyorum." Öyle yaptılar da Bolu-Gerede'de ne oldu; müteahhit, bir sürü viyadük, üstgeçit, altgeçit, neden para kazanıyorsa onu projeye ilave etti ve proje maliyeti 2-3 misli arttı.

Yani -bakın, net söylüyorum- bu ihale, 780 milyon dolarlık değil, belki de 3 milyar doları, 4 milyarı bulacak bir ihaledir. Kaldı ki, yapım süresi çok önemlidir.

Keşif özeti yok. Bir ihale bedeline esas olacak rakamlar, keşif özetinden çıkarılır.

İstimlakleri yapılmamış; yapıldıkça yaparız mantığıyla gidiyor.

Çok enteresandır; daha önce olduğu gibi, Bakanlığın bunları kontrol edecek müteahhitleri de yok. Daha önce ne yapıldı, biliyor musunuz; dört ihale verildi, bu ihaleleri dört firma aldı, dört firma birbirini kontrol etti de bu yolsuzluklar çoğaldı gitti değerli arkadaşlarım.

Şimdi konuya siyasî açıdan bakıyoruz. Genel Müdür mahkeme kararıyla dönecek, döndürülmüyor ve müstafi sayılıyor. Genel Müdür Muavini -bakın, bunun altını çiziyorum, dikkat buyurun- şu anda, ihaleyi alan şirketlerin yönetim kurulu başkanı. İhaleyi alan firmanın yönetim kurulu başkanı, Karayolları Genel Müdür Muavinliğinden gitme. Dahası var; bir şube müdürü, devletten altı ay ücretsiz izin alıyor ve şu anda bu müteahhit firmanın işini takip ediyor. Ne istiyorsunuz daha, belge mi istiyorsunuz? Burada, insanın aklına geliyor; siyasetçi, bürokrat ve müteahhit, suiistimal üçgeni arkadaşlar.

Ben burada bir hatırlatma yapmak istiyorum. Sayın Topçu -geçen gün de söyledim- bir televizyon programında, hâkim, suçluyu dinledi, dinledi ve kalben kanaat getirdi ki, bu suçludur; ama, elindeki detay bilgilere, mahkeme kararlarına, yasalara baktı, ceza verecek hali yok -ne dedi, hatırlıyor musunuz-dedi ki: "Ben size ceza veremiyorum; ama, sizi, Allah, ilahî adaletinde cezalandıracak." Ben sizin bu duruma düşmenizi istemiyorum. Gelin, bu ihaleyi yeniden başa alalım, tekrar ihaleleri düzeltelim, hem usulüne uygun olsun hem çabuk yapılsın hem de Karadenizli kardeşlerim bir an önce yola kavuşmuş olsun.

Tabiî, bu, siyaset. 1990-1991'de, Sayın Topçu DYP milletvekili, Sayın Cumhurbaşkanımız da o zaman Başbakan; Atina'da Koskotas yolsuzlukları oluyor ve bütün seçim çalışmalarında, Sayın Topçu ile beraber, hep bunları anlatarak geliyor, otoyol yolsuzluklarını anlatarak geliyor; ama, şimdi Sayın Topçu, yaptığı birtakım usulsüzlüklerle işin başında görünüyor.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Topçu'yu suçlamak, Hükümeti suçlamak ve yıpratmak aklımdan geçmiyor; devletin zararı var, ben onun için bağırıyorum. Milletten vekâleti bunun için aldık; fakirin fukarının hakkını burada savunacağız diye. Yaptığınız ihale yanlıştır, indirimi düşüktür; onu söylüyorum. (RP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, konuyu özetlersek:

1.- İhale Kanunu yorumlanarak, önseçim duyurusu yapılmadan ihalenin verilmesi,

2.- İndirimlerin birbirine çok yakın olması ve şike ihtimali, işin tamanının firmalar arasında bölüştürülmesi,

3.- Noter tespitiyle kimlerin ihaleyi alacağının belirlenmesi,

4.- Sayıştay vizesinin yapılmamış olması,

5.- Tasdikli uygulama projelerinin olmayışı,

6.- ÇED raporunun eksik oluşu,

7.- İstimlaklerin tam yapılmayışı,

8.- Dışkredi faiz oranlarının belirsizliği,

9.- Hazinenin itirazı ve devletin büyük zarara girmesi,

10.- Birkaç firmanın da usulüne uygun ihaleden çekilmesi.

İşte, bu sebeplerden dolayı bu ihalenin yenilenmesi şarttır.

Değerli arkadaşlar, CHP'nin buradaki bir açıklamasıyla siyasî partilerin konuya nasıl yaklaştığını ifade etmek istiyorum.

Şimdi, CHP kanadından, önce "burnuma pis kokular geliyor" dendi ve Dışişleri Komisyonunda, mevcut milletvekilliği iradesiyle, seçimi kazanan milletvekilleri istifa ettirildi. Belki, bu da Parlamento tarihinde ilk defa oldu; teamüller çiğnendi. Dışişleri Komisyon Başkanı olan sosyaldemokrat arkadaşımın da o koltuğa nasıl oturduğunu anlamak mümkün değil.

Geçen oturumda, CHP Grubu adına konuşan Sayın Topuz, diyor ki: "Biz, tarafları dinledik." Bakın, bakın...Sen kimsin ki tarafları dinleyeceksin. Millet sana vekâlet vermedi mi bunları araştır diye?! Yani, diyor ki: "Biz tarafları dinledik, hakem rolündeyiz -Sayın Topuz'un ifadesini söylüyorum- birtakım iddialar var, sanki yolsuzluk da var gibi." Yani, bu ne demektir; bu, oylamaya yakın, U dönüşü yapabiliriz demektir. Böyle siyaset olmaz; ya vardır ya yoktur, kanaatler böyle açıklanır; öyle şey olmaz. (RP sıralarından alkışlar)

AYHAN FIRAT (Malatya) – Onu siz yaparsınız, siz.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Peki, yolsuzluk var gibi... Evet, yolsuzluklar olursa ne olur; oylamada biz öyle verirsek Hükümet yıkılır, aman yıkılmasın!..

Muhterem arkadaşlar, dünyanın neresinde yanlışlar üzerine, yolsuzluklar üzerine, hırsızlıklar üzerine, dalavereler üzerine, sahte dosyalar üzerine hükümet kurulmuş da devam etmiş... Mümkün mü?.. (RP sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI EYÜP AŞIK (Trabzon) – Sizinki gibi!

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Mümkün değil.

Bakın, Sayın Ecevit'in, bugünkü haber bültenlerinde bir açıklamasını okudum. Sayın Ecevit, CHP için diyor ki: "Şantaj havası sıktı, tahammülün bir sınırı var, o sınırı zorlamasınlar."

CHP'li arkadaşlarım, Ecevit, siyasî tecrübesi olan büyük bir siyaset adamımız; tekrar okuyorum, bakın ne diyor, belki dikkatinizi çeker: "Şantaj yapıp durmayın, tahammülün bir sınırı var, o sınırı zorlamasınlar."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Candan, 1 dakika içinde toparlayın.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Tamam, 1 dakika içinde toplayacağım.

AYHAN FIRAT (Malatya) – SSK imtihanlarından niye bahsetmiyorsunuz?

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bakın, siyaset, devamlılık ve dürüstlük ister.

Burada, tekrar ifade ediyorum: Bu karayolunun, bu Karadeniz yolunun bir an önce yapılmasını canı gönülden arzu ediyoruz. Son söz olarak diyorum ki, mutlaka ve mutlaka, bu yol, bir an önce yapılmalıdır; eşit şartlarda rekabet unsuru oluşturularak, ülke menfaatları en iyi şartlarda korunarak Karadeniz yolu yapılmalıdır; Hükümet de, bunu siyasete kurban etmemelidir. Yani, ileride "bakın, biz hükümetten gittik; birileri Meclis Genel Kurulunda çıktı, bunu durdurdu..." Hayır. Biz -buradan Karadenizlilere de sesleniyorum- bu yolun bir an önce yapılmasını; ama, uygun şartlarda yapılmasını istiyoruz. Ödenen bu parayla, en az 2 misli yol yapılabileceği inancındayız. Onun için, partilerin, burada, konuyu saptırmadan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VEYSEL CANDAN (Devamla) – ...konuya doğru dürüst yaklaşmasının faydalı olacağı kanaatindeyim.

Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Candan.

Sayın milletvekilleri, grupları adına başka söz talebi var mı?

NEJAT ARSEVEN (Ankara) – Sayın Başkan, ben konuşacağım.

BAŞKAN – Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Nejat Arseven; buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar)

ANAP GRUBU ADINA NEJAT ARSEVEN (Ankara) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu hakkında verilmiş olan gensoru önergesiyle ilgili olarak, Anavatan Partisinin görüşlerini ifade etmek üzere, söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Çok değerli milletvekilleri, geçen hafta görüşülmesi kabul edilen söz konusu gensoru, gerek veriliş zamanı gerek konusu gerek şekli ve gerekse içeriği nedeniyle son derece anlamsız, hiçbir temele dayanmayan ve özellikle, iktidardan ayrılmanın ve 55 inci Hükümetin kamuoyundan görmüş olduğu genel kabul ve ülkeyi anlamsız tartışmalarla değil, milletimizin arzu ettiği hizmet ve reformları gerçekleştirme gayretiyle yönetmesi dolayısıyla düşmüş oldukları eziklik nedeniyle verilmiş bir gensorudur. (RP sıralarından alkışlar[!])

CAFER GÜNEŞ (Kırşehir) – Kamuoyundan tam destek!..

NEJAT ARSEVEN (Devamla) – Gerek geçen haftaki görüşmelerde gerekse sonrasında, bugün de dahil olmak üzere, konunun teknik boyutu uzun uzadıya anlatıldı, anlaşıldı.

Ben, sizlere, bir ölçüde, işin siyasî boyutuyla bakmak istiyorum. Çok değerli arkadaşlarım, maalesef, bu tavır -yani, bugün, bu gensoruyla, bu Yüce Mecliste sergilenen tavır- 1991 sonrası, Anavatan İktidarı sonrasında ülkede başlatılan hizmetin önünü kesme, gerek siyasî kadroları ve de gerekse hepsi hizmet aşkıyla dolu değerli bürokratlarımızın engellenmesi tavrıdır. Aslında, olayımızda, ülkemizin Karadeniz Bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın büyük hayalleri olan, yalnız bu hizmetin, bu yolun değil, yeni Anavatan İktidarıyla ülkemizde başlatılan büyük kalkınma hamlesinin önü kesilmek istenmektedir. Sizler, Anavatan döneminde çok büyük kısmı tamamlanan ve bitme noktasına gelen otoyolları, daha doğrusu "bunlar, Anavatan Partisinin simgesidir" diye kasten bitirmeyen, ülkenin kalkınması, milletin mutluluk ve refahı için yaptığımız her hizmeti siyasî olarak değerlendiren bir zihniyetin temsilcilerisiniz. İşte, bu gensoru da, Anavatan Partisi olarak, 55 inci Hükümet olarak ülke kalkınmasının temelini teşkil ettiğine inandığımız karayolları ve ulaşım meselesine, Refah ve Doğru Yol Partileri olarak sizlerin bakış açınızı göstermektedir. Eğer, iktidar noktasında Anavatan varsa, Başbakan Sayın Mesut Yılmaz ise, hizmetlerin götürülmek istendiği yöredeki değerli vatandaşlarımızın, daha doğrusu Türk insanının, bütün vatandaşlarımızın sizin gözünüzde hiçbir değeri yoktur.

Değerli milletvekilleri, bu Hükümetin kuruluş günlerini, o günlerde ülkemizin şartlarını, insanlarımızın düşmüş olduğu bedbinliği çok iyi değerlendirmek lazım. Refahyol Hükümetinin ülkede yaratmış olduğu kaos ortamı ve Mecliste çoğunlukları olmasına rağmen, iktidarı, ülkeyi idare edemeyecek noktaya gelmeleri nedeniyle bırakıp kaçmaları, bugün, hepinizin malumları. İşte, bu noktada ülkeyi teslim alan Cumhuriyet Hükümeti, ülkenin acil çözüm bekleyen ve 1991 sonrası hiç el atılmayan büyük problemlerini çözmeye çalışıyor; ükede, Refahyol döneminde yaşanan anlamsız tartışmalar sona eriyor; 8 yıllık eğitim reformu başta olmak üzere, önümüzdeki günlerin konusu olacak, yıllardır söylenen fakat hiçbir hükümetin çözemediği, cumhuriyet tarihinin en önemli vergi reformu başta olmak üzere birçok reform tasarısı bir bir Meclisin gündemine geliyor.

Çok değerli arkadaşlarım, çok açıkça görülmektedir ki, Anavatanın yeni iktidarı döneminde, vatandaşa götürülen hizmetler çığ gibi büyümektedir. Hükümet, komşularımıza yeniden muhtaç duruma düştüğümüz enerji konusuna da köklü çözümler üretiyor, altı yıldır hiç atılmayan baraj ve santral temelleri birbirini izliyor ve -hiç gözardı etmeyin- bunlar, üç partiden kurulu, Cumhuriyet Halk Partisinin de dışarıdan desteklediği bir azınlık hükümeti döneminde oluyor. Her konuda ivme kazanan Hükümet, bunları, alâ ile valâ ile denk olduğu iddia edilen, ama altıncı ayın sonunda 700 trilyon lira açık veren Refahyolun bütçe dönemi itibariyle yapıyor ve hayalî paketlerle değil, gerçek manada hazırlanan ve inşallah kalıcı ve köklü bir vergi reformuyla da desteklenecek olan 1998 yılı bütçesi, birkaç gün sonra gündeme geliyor.

Değerli arkadaşlarım, işte, bunlar, gözünü hırs ve ihtiras bürümüş, kendi yeteneksizlikleriyle iktidarı bırakıp kaçmış Refah ve Doğru Yol Partisi gensorularının hakiki gerekçeleri; ama, kâğıt üzerindeki gensoru gerekçeleri, Bahçeköy'ün imar planı sınırı ve Karadenize çift yol yapımı ihalesi.

Değerli milletvekilleri, şimdi, sizleri, Refahyol döneminde verilmiş olan ve bu Mecliste hep beraber görüşmüş olduğumuz gensoru önergelerinin nedenlerini bir kere daha düşünmeye davet ediyorum. O dönemde, hükümetin izlediği ciddiyetsiz ve tutarsız dışpolitika;, Libya gezisi sırasında Türk Milletine yapılan hakaretlere duyarsız ve tepkisiz kalınması; devletin, dış ilişkilerinde küçültücü duruma düşürülmesi ve sair birçok sebep.

Bir de, bugün verilen gensoruya bakın: Ülkede niye yol yapıldığı; Karadenizin elli yıllık hayalinin gerçekleştirilmesi; memleket evlatlarımızın, Karadenizli vatandaşlarımızın trafik yönünden uğradığı zararlar ve bu yolun, bölgenin ve ülkenin ekonomik kalkınmasına yapacağı büyük katkı dikkate alınmadan, sadece, siyasî olarak verilmiş bir gensoru.

Şimdi, bütün bunları, Yüce Heyetiniz, bütün milletvekili arkadaşlarım, çok iyi düşünmek mecburiyetindeyiz. Bu ülkeyi kalkındırmak, ülke insanının problemlerini çözmek, insanlarımızın mutluluk ve refahını artırmak için çalışan Hükümetin karşılaştığı gensoruya bakın. Bu gensorunun, iktidardan uzaklaşmanın verdiği büyük sıkıntının ortaya çıkarmış olduğu ihtiyaçla, bir siyasî maksada matuf olduğunu anlamamak için, zannediyorum, sağduyudan uzak olmak lazım.

Değerli arkadaşlarım, bakın, Anavatan Partisi olarak bizim bu tespitimize kim katılıyor; tutanaklardan aynen okuyorum: Önceki görüşmeler sırasında, Cumhuriyet Halk Partisinin çok değerli sözcüsü Sayın Topuz "bu olayın, siyasal sonuçlarıyla ilgili değerlendirilmesi gereken noktaları vardır. Siz, bu gensoru önergesini bir taşla birkaç kuş vurmak için vermiş gibi görünüyorsunuz. Kusura bakmayın, sizin amacınız, Bakanı ya da Hükümeti düşürmektir ve hatta, bir kısmınızın amacı, belki de Türkiye'de bir hükümet sorunu yaratmaktır." Çok değerli arkadaşlarım, bu ifadeler, Cumhuriyet Halk Partisi sayın sözcüsünün, bu kürsüden ifadeleridir.

Meclis denetim yollarını çalıştırmak konusunda, Anayasanın ve İçtüzüğün vermiş olduğu yolları kullanmak konusunda öyle bir noktaya gelmişiz ki -geçen gensorunun görüşmelerinde- burada ifade ettim; bir kere daha tekrarlamakta, dikkatinizi çekmekte çok ciddî yarar görüyorum- maalesef, bir tahsisin altında imzası bulunan, hatta, bu tahsisteki miktarın azlığı ve artırılması yolundaki talebi ortada olan bir bakan ve yine, o gensorunun gündemini teşkil eden konuyu daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesinden ve ilgili bakanlıktan talep eden iki değerli eski bakanımız, sanki, bütün bu taleplerin sahibi değilmişcesine, bu gensoruya kabul oyu veriyorlar.

Çok değerli arkadaşlarım, gensorunun gündeme alınması, maalesef, o gün, Cumhuriyet Halk Partisinin değerli milletvekillerinin oylamaya katılmamaları neticesinde ortaya çıkmış bir sonuçtur. Eğer, Refahyol döneminde olduğu gibi, 55 inci Cumhuriyet Hükümeti, cumhuriyetin temel niteliklerine, özellikle laikliğe karşı saldırıları önlemekte isteksiz ve yetersiz kalmış olsaydı veya Libya çöllerinde, bir çadırda, Türk Devletine açıkça yapılan bir hakarete sessiz kalsaydı, daha doğrusu, Hükümetin herhangi bir icraatıyla ilgili -kendileri açısından, ilgili bakan veya Hükümet hakkında- bu ihtiyaç doğmuş olsaydı, bunu Meclis gündemine getirmek, Cumhuriyet Halk Partili değerli arkadaşlarımın en azından hakkı, hatta görevleriydi. Böyle bir halde sergileyecekleri bu açık tavır karşısında, hiç kimsenin ve Hükümetin söyleyeceği bir şey de olamazdı; ancak, biraz önce ifade etmiş olduğum gibi, kendi çok değerli parti sözcülerinin bu kürsüde dile getirdiği gibi, Türkiye'de bir hükümet sorunu yaratmak amacıyla verilmiş, tamamen siyasî bir gensorunun peşine, Cumhuriyet Halk Partisi gibi köklü geleneklere sahip, cumhuriyeti kuran bir partinin takılmasını hem hazmedemiyoruz hem de üzülüyoruz. Tabiî, bu hazımsızlığı ve üzüntüyü, yalnız benim Grubum değil, Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan bütün vatandaşlarımız çekiyor. Bu Hükümetin kuruluş şartlarını ve o günleri çok iyi değerlendirme noktasında olan ve ayrıca, Cumhuriyet Halk Partisine oy verme ihtimali yüksek bir seçmen kitlesinin de, bu olaydaki tavrınıza bakacağını tekrar değerlendirmenizi rica ediyorum.

Ayrıca, gensoru müessesesi, sadece siyasî sonuç doğuracak bir denetim yoludur; dolayısıyla, hukukî bir neticesi de yoktur. Gensorunun kabulü, bir bakanın veya hükümetin çekilmesi neticesini doğurur. Halbuki, Mecliste hukukî netice doğuracak ve konunun enine boyuna araştırılmasını sağlayacak Meclis araştırması yolu açılabilir ve maksadı belli -sizce de ifade edilen- bu gensoruyu destekliyor bir görünümde olmayabilirdiniz. Bu Hükümetin kurulmasına ve doğru icraatlarına verdiğiniz desteği, tüm kamuoyu takdirle karşılamaktadır. Bu Hükümetin yaptığı her iyi işte Cumhuriyet Halk Partisinin de katkısının olduğunu, bu millet çok iyi bilmektedir; ancak, bu Hükümet, kötü işler yaparsa, ondan da, yalnız kendisi sorumlu olacaktır.

Çok değerli arkadaşlarım, söz konusu ihale, Devlet İhale Kanununun 89 uncu maddesine göre yapılmış ve yasalarımızın istediği tüm şartlar Bakanlık tarafından sağlanmış bir ihaledir. 55 inci Cumhuriyet Hükümeti, Karadenizde olduğu gibi, ülkenin birçok yöresinin acil ihtiyacı olan yollarımızın yapımı konusunda bir Bakanlar Kurulu kararı almış, bu kararı Yüksek Planlama Kurulundan geçirmiştir ve netice itibariyle, o Bakanlar Kurulunda, yalnız Karadeniz için değil, aynı zamanda, Antalya-Alanya arası da dahil olmak üzere, bu yöreler için de bir ihale yapımı kararı alınmıştır.

Bu ihale, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, kredisi müteahhitler tarafından bulunan en ucuz ihaledir. Ayrıca, bu ihalede, Karayollarımızın elli yıldır uygulamakta olduğu birim fiyatları ve analizleri uygulanacaktır. Söz konusu yol, halihazır, mevcut yolun genişletilmesi, çift yol haline getirilmesi şeklinde projelendirilmiş olduğundan, bu yolla da ciddî bir tasarruf sağlanmış olacaktır. Ayrıca, ihale konusu yollar için -mevcut güzergâhtan geçmiş olması itibariyle- istimlak de fevkalade sınırlı ölçüde yapılacaktır; yalnız kavşaklarda, belli ölçüde, belki, istimlakler olabilecektir. Bunun dışında, mevcut güzergâhtan geçmeyecek tek yer Bolaman-Perşembe arası olup, bu yol da -çok küçük kesimler hariç- büyük bir kısmı itibariyle, hazine arazilerinden geçmektedir.

Çok değerli arkadaşlarım, bu işler, bugün düşünülmüş ve Sayın Topçu tarafından karar verilmiş, icat edilmiş yeni işler falan değildir. Bu kürsüden diğer değerli milletvekili arkadaşlarım da ifade etti ki, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğümüz, bu yollarla ilgili proje çalışmalarını uzun zamandır sürdürmektedir.

Bu yolların projelerinin olmadığı burada ifade ediliyor; ama, benim, ilgili genel müdürlükten almış olduğum bilgilere göre, yolların tamamına yakınının projeleri bitirilmiş ve keşifler de, bu projelere göre, projeleri yapan firmalar tarafından açıklanmıştır.

Şimdi, bu işle iyi kötü ilgili birçok arkadaşım çok iyi bilmektedir ki, Türkiye'de ihale işiyle uğraşan her müessesede, özellikle avan projeler üzerinden ihaleler yapılmakta ve tatbikat projeleri, ihale süreci içinde tamamlanmaktadır.

Sonra, ihalelerin teklif fiyatlarının düşük veya fazla olduğu, yine, bu kürsüden ifade edildi. Bizim, Anavatan Partisi döneminde getirdiğimiz ve en uygun yol olarak gördüğümüz, uygun bedelin tespitiyle ilgili ortalama tenzilatın da bizden sonraki hükümetler döneminde kaldırıldığını, herhalde, zannediyorum, bu iddialarda bulunan değerli arkadaşlarım unutmuş görünüyorlar.

Çok değerli arkadaşlarım, Cengiz İnşaat isimli firmanın, Anavatan Partisinin kasası olduğu falan ifade ediliyor. Bakın, bir kere, Türkiye Cumhuriyetine kendi branşlarında hizmet eden, müteahhitlik hizmeti yapan bu ve bunun gibi birçok değerli firmaya mensup arkadaşlarımızın, şunun veya bunun adamı gibi, kasası gibi gösterilmesinin fevkalade yanlış olduğunu buradan ifade ediyorum. Bu arkadaşlarımız da, masanın öbür tarafında, bu memlekete hizmet etmek için belli bir gayret içindedirler. Eğer biz, siyasîler olarak, işadamlarımızı da siyasallaştırmak yoluna gidersek, bundan en büyük sıkıntıyı, yine, siyasî partilerimiz ve siyasîlerimiz çekecektir.

Söz konusu, kasamız olduğu ifade edilen müteahhit firmanın almış olduğu bahse konu işin, yani, önceki bir ihale konusu işin yüzde 254 keşif artışı, o zamanki Cumhuriyet Halk Partili, SHP'li Sayın Bayındırlık Bakanı tarafından imzalanmıştır. Yine, aynı müteahhit firma, Bolu Dağı tüneline, Refah Partili Bayındırlık ve İskân Bakanımız döneminde davet edilmiştir. Peki, bu arkadaşımız bizim kasamızsa, acaba, bu kasayı doldurma konusunda diğer partiler niye bu kadar gayret gösteriyorlar?

Değerli arkadaşlarım, tabiî, bunların üzerinde durmak fevkalade yanlıştır. Bir kere daha ifade ediyorum ki, her müesseseyi olduğu gibi, hele hele işadamları müessesemizi de bu şekilde yaralarsak, yarın, Türkiye'de iş yapacak kimseyi de bulamayabiliriz.

Çok değerli arkadaşlarım, bu yolların, bir kere, Karayollarının birim fiyatları üzerinden ihale edilmiş olması, biraz önce bu kürsüde ifade edilen bütün sıkıntıları peşinen bertaraf etmiş olmaktadır; çünkü, eğer, teklif birim fiyatlarıyla bu işler ihale edilmiş olsaydı, sonradan yapılacak projelerle, belki, müteahhitlerin haksız kazanç sağlaması yolu açılabilirdi; ama, kriter olarak, Bayındırlık Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü birim fiyatlarıyla bu ihalenin yapılmış olması dahi, Bakanlığın ve Genel Müdürlüğün, bu ihtimali peşinen önlemesi manasına gelmektedir.

Çok değerli arkadaşlarım, bu Hükümet, kuruluşu itibariyle, bir azınlık hükümetidir. Yani, bu Hükümet, Cumhuriyet Halk Partisinin dışarıdan desteklediği, aslında, içerisinde bulunan partiler itibariyle, ismi üzerinde, bir azınlık hükümetidir; dolayısıyla, hakkında çalıştırılması düşünülen gensoru müesseselerinde kabul oylarının ret oylarından fazla çıkması da bir mukadder neticedir. Ancak, şunu gözardı etmememiz lazım ki, bu Hükümetin azınlık hükümeti olarak kurulması sırasındaki ülke şartlarının ağırlığı, bu Hükümete destek veren gerek Cumhuriyet Halk Partili ve gerekse şu veya bu sebeple, ülkenin içine düşmüş olduğu durum nedeniyle, o gün mensubu oldukları siyasî partilerinden, çok sevdikleri partilerinden ayrılmak ihtiyacında olan ve bağımsız olarak bu Hükümete destek veren değerli arkadaşlarımızın bugünkü durumlarını ortadan kaldırmamaktadır. Onun için, ben, burada, ayrıca, Hükümete de seslenmek istiyorum ve diyorum ki, eğer, kabul oyları ret oylarından fazla olursa, Anayasamızın istemiş olduğu 276 oy şartının gerçekleşmemesi halinde, hiçbir bakanımızı ve Hükümetimizi feda etmemeliyiz; çünkü, bütün millet, çok zor şartlarda kurulmuş olan bu 55 inci Cumhuriyet Hükümetinden, birinci derecede hizmet beklemektedir.

Çok değerli arkadaşlarım, 89 uncu maddenin işletilmesi konusu da, yine, bu kürsüden ifade edildi. 89 uncu madde, İhale Kanunumuzda yer alan, gerek bizim önceki dönemimizde gerek bizden sonraki dönemlerde, birçok hükümet ve sayın bakanlar tarafından işletilmiş bir maddedir. Bu maddeye göre alınmış birçok ihale kararı da mevcuttur. Şimdi, burada, Doğru Yol Partisi adına konuşan değerli arkadaşıma da sormak istiyorum: Bu yolların niye duble yol olarak yapıldığını, yani, niye otoyol standardında yapılmadığını falan ifade etmek istediler eğer ben yanlış anlamadıysam; peki, acaba, kendi hükümetleri döneminde, geçmiş dönemlerde, bırakın otoyolu, duble yol olarak bu işleri bu manada geliştirme fikri, Doğru Yol Partisi mensubu arkadaşlarımızın aklına hiç gelmedi mi? (ANAP sıralarından alkışlar) Yani, bugün, Karadeniz veya Akdeniz, doğu veya güney, Türkiye'nin her tarafına hizmet etme gayretinde olan bu Hükümetin başlatmış olduğu yolun, sadece Karadenizden başlamış olması mı onları rahatsız ediyor? Biz, bu işi, sadece Karadeniz meselesi olarak falan da görmüyoruz. Anlıyorum ki, diğer partiler, Refah Partisi, Doğru Yol Partisi bu işten büyük sıkıntı içindeler; ama, bakın, şunu açıkça ifade edeyim: Bu iş bir Karadeniz meselesi falan değildir; bu iş, birinci derecede bu memlekete hizmet etmek, ülkenin ihtiyacı olan bu yatırımları ülkenin her tarafına yapma meselesidir.

TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Konu o değil...

NEJAT ARSEVEN (Devamla) – Siz, her hadiseyi siyasallaştırma itiyadı içindesiniz; yani, biz ne yaparsak yapalım, siz hâlâ, o iktidarı bırakıp kaçmanızın kendi içinizde, kendi gönlünüzde cevabını bulamadığınız için onları şu veya bu şekilde buraya getireceksiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Arseven, 1 dakika içinde toparlayın lütfen.

NEJAT ARSEVEN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım...

TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Bırakıp kaçmadık, nasıl olduğunu herkes biliyor!..

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Bizde ahde vefa vardır.

NEJAT ARSEVEN (Devamla) – ...55 inci Cumhuriyet Hükümetine verdiği destekle kamuoyunda çok büyük bir tasvip görmüş olan Cumhuriyet Halk Partisinin, çarşamba günü kullanacağı oylar konusunu çok daha ciddî bir şekilde düşünmesi gerektiğine inanıyorum. Bununla şunu söylemek istiyor ve bir daha tekrar ediyorum ki, bu Hükümetin yapmış olduğu her kötü işin günahı, bu Hükümetin ve bu Hükümeti teşkil eden, içinde bulunan siyasî partilerin olacaktır; ama, bu Hükümetin bu memlekete yapmış olduğu her değerli hizmette, Cumhuriyet Halk Partisi de mutlaka kendine düşen payı alacaktır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Arseven.

Grupları adına başka söz talebi var mı efendim?

OYA ARASLI (İçel) – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Ali Topuz konuşacaklar.

BAŞKAN – Sayın Ali Topuz, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ALİ TOPUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; gensorunun gündeme alınmasından sonra, gensoru üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini sunmak üzere huzurlarınızdayım; hepinizi, Grubum adına, şahsım adına saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, konuşmama başlarken, bir gerginlik yaratmamak, olayın gerçek boyutlarıyla ve objektif bir değerlendirmeyle kavranmasına yardımcı olma amacını gütmekte olduğumuzu, altını çizerek belirtmek istiyorum. Özellikle, Hükümeti oluşturan, Hükümet içinde görev almış olan siyasî partilerin çok değerli milletvekillerine, bakış açımız çerçevesinde gerçekleri bir kere daha sunmak ve yanlışlıkların düzeltilmesi yolunda mümkün olabilecek ne varsa onu yapmalarına fırsat hazırlamak için konuşacağım.

Değerli arkadaşlarım, önce, teknik değerlendirmelerimize, geçen konuşmamda söylediklerime ilave sayılabilecek birkaç noktayı belirtmek istiyorum.

Karadeniz sahil yolu ihalesi, Bakanlar Kurulu tarafından 2886 sayılı İhale Kanununun 89 uncu maddesine dayanılarak, bu kanunun kapsamı dışarısına çıkarılmış biçimiyle ihaleye sunulmuştur. Bu ne demektir; İhale Kanunundaki koşullar, Karadeniz sahil yolu ihalesiyle ilgili olarak dikkate alınmayacak; bu ihaleyi yapan makam, bu ihalenin koşullarını, şartlarını, kendisi, özel olarak, bu ihaleye özgü olarak ortaya koyacak.

Şimdi, böyle bir yetkiyi kullanmak mümkündür; fakat, hangi hallerde böyle bir yetkinin kullanılması meselesi fevkalade önemli bir hukukî meseledir. 89 uncu maddeyi açık bir biçimde okuyacak olursak, hukukçu arkadaşlarım hemen fark edeceklerdir ki, bu maddeye dayanılarak kanunun kapsamı dışına çıkmak, her iş için mümkün değildir. 89 uncu maddede ne deniliyor: "Kapsam dışına çıkmak için, bu kanun hükümlerinin bu ihalede uygulama olanağının bulunmamış olması lazım" ve ondan sonra da askerî maksatlar, terör amacıyla, teröre dönük uygulamalarda birtakım istisnalar getirmiş; ama, başlangıç cümlesi "İhale Kanununun uygulanmasına imkân olmayan hallerde..." Eğer, İhale Kanununa uyma konusunda imkân yoksa gerçekten, Hükümetin yaptığı iş yasaldır; ama, Hükümetin, yanlış bir değerlendirme yaparak, İhale Kanununun, bu ihalenin yapılmasına, hatta bu biçimiyle yapılmasına bile engel olmadığı bir gerçekse, o zaman, kanuna karşı hile yapılmıştır, kanuna aykırı bir işi Bakanlar Kurulu yapmıştır. Bu konuya dikkatinizi çekiyorum.

TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Doğru...

ALİ TOPUZ (Devamla) – Bakınız, gerekçe olarak gösterilen, dışkredi kullanma meselesi. Değerli arkadaşlarım, dışkredi ilk defa kullanılmıyor. Karayolları Genel Müdürlüğü, 1 milyar dolara yakın dışkrediyi, Dünya Bankası kredisini kullanmıştır; bir istisna ihtiyacı, 89 uncu maddeye göre böyle bir kapsam dışına çıkma ihtiyacı o zaman görülmemiştir. İhalenin mutlaka dolara endeksli olmasını, birim fiyatların mutlaka dolara endeksli olmasını zorunlu kılan hiçbir durum da söz konusu değildir; o, tamamen sizin özel tercihinizdir. Siz, şimdi, bir tercih yapacaksınız; o tercihten sonra "benim tercihime uymuyor bu" diyeceksiniz "kapsam dışına çıkıyorum" diyeceksiniz. Bunu yapamazsınız, bu, yasaya aykırıdır; evvela bunu belirtmek istiyorum. Hem 89 uncu maddeyle kapsam dışına çıkıyorsunuz hem 44 üncü madde usullerine benzer bir usulle iş yaptığınızı söylüyorsunuz.

Değerli arkadaşlarım, 44 üncü maddeyle ilgili daha evvel de işler yapılmıştır; ama, genellikle 44 üncü madde uygulamalarında, bir de, bir önseçim işi yapılmıştır. Neden yapılmıştır; niçin o firmaların seçildiğini dosta düşmana ispat edebilmek için yapılmıştır. Türkiye'de bu işi yapabilecek en az yüz tane firma olduğu kanısındayım. Eğer bir önseçim yapılsaydı, o yüz tane firma başvursaydı, onların teknik yeterlilikleri, kredi bulma kabiliyetleri, yaptıkları işler, çeşitli faktörler değerlendirilerek puanlanmış olsaydı, o puanlamaya göre de, diyelim, üsteki yirmi taneyi, otuz taneyi siz davet etmiş olsaydınız, bugün, bu şekilde bir tartışmaya hiç sebebiyet vermemiş olurdunuz. Bunu yapmamakla, büyük hata yaptınız. Hâlâ bundan dönme şansınız vardır. Hâlâ bu ihalenin nasıl yapıldığına ilişkin inceleme yapma şansınız vardır. Müfettişlerin bunu teftiş etmesi imkânı vardır. Bu ihaleyi bozma şansınız vardır. Bozarak, vakit yitirmeden, bir iki ay içerisinde, herkesi tatmin eden -ama, Sayın Eyüp Aşık'ın dediği gibi, her müteahhidi tatmin eden değil, herkesin menfaatını tatmin eden değil- kamuoyunu tatmin eden bir açıklık içerisinde bunu yine ihale edersiniz ve Karadeniz sahil yolu inşaatı da geçikmemiş olur; zaten kış ayındayız.

Değerli arkadaşlarım, kredi kullanılmasıyla ilgili olarak getirilen düzenleme de Türkiye'nin fevkalade aleyhinedir. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti libor+1,5'le kredi bulamıyorsa, dışülkelerdeki tefeci piyasalarından, çeşitli kuruluşlar, libor+1,5'e ilave yüzde 10'a kadar -ki, ifadeleriniz onu gösteriyor- ilave bir faiz ödemeyi göze alarak dışkredi kullanacak olur ise, hele bu yaygınlaşacak olur ise, bir daha hiçbir ciddî kuruluş, Türkiye'ye, libor+1,5'le kredi vermez ve bu da, bizi tefeci piyasasına doğru itmiş olur. Bu da dikkate alınmamıştır.

Kredinin geri ödemesiyle ilgili, ödemesiz dönemiyle ilgili farklı farklı kararlar aldınız. Başlangıçta üç yıl ödemesiz olarak düşünülen iş, daha sonra Hazinenin itirazı üzerine, bu son günlerde, beş yıl ödemesiz hale geldi; bundan sonra daha ne tür değişiklikler olacağını bilmiyoruz. Geriye dönüş hangi programla olacak, onu bilmiyoruz.

Değerli arkadaşlarım, ayrıca, Karayolları Genel Müdürlüğü, bu işlerle ilgili bakanlığa yazdığı yazıda, bu işle ilgili firmalara ilişkin bilgiyi verirken, ihalenin nasıl yapılacağına ilişkin bilgileri verirken, bir not dikkati çekiyor; bu notta, "firmalar, işlerden birinin kendisinde kalması halinde, diğer işlere teklif vermeyecektir" deniliyor; yani "firmalar, ihale kendi üzerinde kaldığı takdirde, öteki işlere teklif vermeyecektir" notu vardır; belge yanımda. Buna rağmen, bu firmalar, hepsine nasıl teklif vermiştir? Bırakın hepsine teklif vermeyi, böyle bir şartın şartnamede yer alması, giderek sona kalmış olan ihalelerde yarışma koşullarını adamakıllı değiştirmiyor mu? Böyle bir şartın konulmaması gerekirdi; konulmuşsa uygulanması gerekirdi.

Sayın Bakan, çok iyi niyetle, işi 6'ya bölerek, daha çok müteahhidin işi daha hızlı yapmasını düşünmüş olabilir; bu, doğru bir tercih de olabilir. Onu sağlayabilmek için, işlerden birini almış olanın öbürlerine girmemesini düşünmek de makul bir düşünce olabilir; ama, bunun yolu şudur: 6 işi, paket olarak ihaleye çıkarmanın bir anlamı yoktur; her birini teker teker çıkarırsınız, her birinin özelliğine göre de müteahhit seçersiniz. Hani, birinde köprü vardır, tünel vardır; orada, köprücü, tünelci müteahhitleri çağırırsınız; düz yol yapımına da normal müteahhitleri çağırırsınız; ayırın birbirinden.

Bakınız, siz, her birinden teminat mektubu aldınız, her birinden kredi taahhütnamesi aldınız, niyet mektupları aldınız. İşe, hangi firmanın hangi firmayla beraber gireceğini de bilmediğinizi söylüyorsunuz ve bunlar da gruplar halinde girmiş, hiç kimse tek başına iş almamış. Peki, bu firmalar, kredi taahütnamelerini, kredi niyet mektuplarını neye göre getirdiler? Siz, bunları önceden aldığınıza göre, kimin kiminle işe gireceğini önceden biliyorsunuz demektir. Yani, neresinden bakarsanız, burada, önceden belirlenmiş bir durumun olduğu aşikârdır.

Şimdi, bakınız, 16 tane firma_ Ben zannediyordum ki, 16 firmadan 1 tanesi almadı, 15 tanesi iş aldı, sadece ENKA almadı. Hakikaten ENKA orada iş almadı mı; ENKA da, Marmara'daki körfez geçişini aldı. Böylece, 16 firma arasında, birine körfez geçişini vermek üzere, ötekilere de işi bölüştürerek, bunu yaptınız.

Bunu yapabilirsiniz Sayın Bakan, mademki 2886'nın dışına çıktığınız hissediyorsunuz, işi istediğinize verebilirsiniz, istediğiniz fiyatla verebilirsiniz. Niye cesur bir şekilde çıkıp, doğrusunu böyle söyleyip, böyle yapmıyorsunuz da, sanki ihale yapmış gibi görünüyorsunuz, bunun cevabını vermek lazım. Siz, ihale yapmış gibi görünüyorsunuz, aslında yapmıyorsunuz; işi birilerine vermişsiniz. Kapsam dışına çıkabiliyorsanız, işi birisine verebilirsiniz. O zaman, dürüstçe, erkekçe çıkın "verdik bu işi" deyin; böyle, milleti kandırmaya uğraşmayın.

Değerli arkadaşlarım, dolara endeksli olmasının da getirdiği büyük kötülükler vardır. Böyle bir usul ilk defa yapılmaktadır. Bakın, göreceğiz, fazla uzun değil, 2 Ocak 1998'de saç kesilecek, kel görünecek; daha bu sene hiçbir iş yapılmadı. İhale, işin, 1997 yılı birim fiyatlarıyla, 1997'nin 2 Ocağındaki dolar kuruna endeksli olarak yapılmasını öngörüyor. 1998'in 2 Ocağında, karayollarının yeni birim fiyatları çıkacak; bir de, bu ihaleye özgü birim fiyatlarının nereden nereye çıktığı görülecek. Eğer, karayolları birim fiyatları, dolar kurundaki yüzde 100'e yakın artış düzeyinde olacaksa, mesele yok. Eğer, karayolları birim fiyatları yüzde 80 düzeyinde artar da, siz, bu ihale için yüzde 100 düzeyinde artırılmış bir fiyat uygulamaya başlarsanız, o zaman, bu ihaledeki tenzilatların tamamının sıfırlanmış olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalırsınız.

Belli malzemelere, yani, demir, çimento ve akaryakıt gibi malzemelere verilen fiyat farkları, yıl içinde toplanarak, o farkı yüzde 100 yukarıya çıkaracak bir düzeye getiremez, hiçbir şekilde bu mümkün değildir. O nedenle, mutlaka, bu fiyatlar, normal fiyatların üstündedir ve her yıl, giderek, ileriye doğru, bu makas açılacaktır.

Değerli arkadaşlarım, geçen sefer de söylemiştim; Sayın Bakan, bu kadar tartışma yapıldığı halde, neden, Bakanlık Teftiş Kurulunu ya da Başbakanlık Teftiş Kurulunu, herhangi bir makamı, resmî bir makamı devreye sokarak bu işi incelemek için teftiş ettirmiyor; yani, Sayın Bakan, belki, sizi, sizin memurlarınız yanıltıyor; niçin, bu kadar kol kanat geriyorsunuz? Memurlarınıza bizim de saygımız var, kol kanat germenizden de memnun oluruz; ama, sizin, kol kanat germenin yanında, bir de, acaba, bu halde bir şey var mı diye kamu yararını düşünme göreviniz var. Hükümete destek veren Cumhuriyet Halk Partisinden, hem "gensoruya ret oyu ver, güvensizliğe katılma" diye destek istiyorsunuz hem de on gündür, onbeş gündür yırtınıyoruz, "yahu, acaba şunların hiç mi hakkı yok" deyip, gidip bir inceleme bile yaptırmıyorsunuz. Ben, Sayın Bakana bir defa daha soruyorum...

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Gelin inceleyin!

ALİ TOPUZ (Devamla) – Benim incelemem bir şey ifade etmez; kamu adına birisinin incelemesi lazım. Ben kimim ki inceleyeceğim, kamu adına inceleteceksiniz; niye çekinesiniz ki bundan?

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Araştırma önergesi verelim.

ALİ TOPUZ (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bizi zorlamayın böyle şeylere; araştırma önergesi de veririz tabiî; ama, zorlamayın bizi böyle şeylere.

Mukaveleler daha henüz imzalanmadan, bu ihalelerle verilen işlerin temelini niçin attınız; bunun altında hangi anlayış yatıyor? Yani, bu çağda, 2000'li yıllara giriyoruz, standardımızı yükselteceğiz; siyasî davranış standardını yükseltemeyenlerin, ülkenin standardını yükseltmeye güçleri yetmez. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bu meselenin, bir zıtlaşma, bir kutuplaşmaya doğru götürülmesinden şikâyetçiyiz: Karadeniz sahil yoluna karşı olanlar-olmayanlar... Böyle bir ayırımın yapılmasını, doğrusu, çok ilkel buluyorum. (CHP, RP ve DYP sıralarından alkışlar) Böyle bir ayırım yapılmamalıdır. Bu konu, bir siyasal istismar konusu yapılmamalıdır.

YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Maalesef öyle...

ALİ TOPUZ (Devamla) – Vatandaşlara gidip onları yanlış bilgilerle doldurup onları gruplar halinde Ankara'ya getirip, Karadenizlinin mertliğinden, cesaretinden ve dürüstlüğünden yararlanarak, onların arkasına saklanarak siyaset yapmaktan vazgeçmelidir bunu yapanlar; böyle saçma şey olmaz! (CHP, RP ve DYP sıralarından alkışlar)

AHMET KABİL (Rize) – Onlardan korkma!

ALİ TOPUZ (Devamla) – Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ne Hükümetin peşinde yürümek için kendi irademiz dışında yürümek gibi bir yol izleriz ne de bizim dışımızdaki muhalefet partilerinin peşinde kendi irademiz dışında yürümek isteriz; biz, kimsenin peşine takılmak istemeyiz. Biz, gerçekleri söylemeye çalışıyoruz, baştan beri, bu farklılığı, bu ilkeli davranışı ortaya koymaya çalışıyoruz; ama, böyle davranışlar çok görülmediği için, bunu algılamakta zorluk çekiyor birtakım insanlar, algılamakta zorluk çekiyor! (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Biz, bu Hükümetin başarısızlığına oynamıyoruz. Biz, CHP olarak, başarımızı, bu Hükümetin başarısıyla neredeyse özdeş görüyoruz; çünkü, Türkiye, çok önemli bir noktadan geçiyor; ama, biz, bu Hükümete güvenoyu vererek kurulmasına yardımcı olduk diye, önemli meselelerde kendisine destek verdik diye, hiç bize sormadıkları, hiç bizim fikrimizi almadıkları, hiç aklımıza yatmayan, hiç gönlümüze vicdanımıza yatmayan işlere de, sessiz sedasız "evet, madem öyle istediniz, buyurun destek sizindir" diyecek bir parti değiliz; bizim böyle bir parti olduğumuzu sakın sanmayın.

Biz, yaptığınız her iyi işe destek vermeye hazırız. Bakın, 8 yıllık Temel Eğitim Yasası, bizim desteğimizle ve bizim irademizle çıktı. Komisyonlarda, 8 yıllık temel eğitimi Cumhuriyet Halk Partili sözcüler savundu. Plan ve Bütçe Komisyonunu izleyen arkadaşlarım tanıktır; Hükümeti oluşturan partilerin bir kısmının milletvekilleri, orada, tasarının lehinde değil, aleyhinde konuştular; oylarını lehinde verdiler; ama, konuşurken, aleyhte konuştular. (CHP sıralarından alkışlar) Yılmadık, sonuna kadar mücadele ettik. 4 üncü maddeyi tasarıdan çıkarın dedik; çıkarmadılar. Çıkarmazsanız, biz uğraşırız dedik; Hükümeti kuran partilerin grup sözcüleri, Komisyondaki yöneticileri, bakanları, çok açık olarak, bize "eğer 4 üncü madde üzerinde ısrar ederseniz, bu kanun tümden gider; Hükümet de düşer" dediler. Bu, üstü örtülü bir şantajdı, bir korkutmaydı; dinlemedik, doğru bildiğimiz yolda mücadele ettik ve Yüce Meclisin oylarıyla, 4 üncü maddeyi de o kanunun dışına çıkardık.

AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Biz de doğru bildiğimizi yaptık...

ALİ TOPUZ (Devamla) – Efendim?..

AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Biz de doğru bildiğimizi yaptık. Sadece siz doğru bildiğinizi yapmıyorsunuz.

ALİ TOPUZ (Devamla) – Gayet tabiî; ama, bize, siz bunu yaparsanız, Hükümet düşer; Hükümetin düşmesini mi istiyorsunuz diye, saatlerce baskı yapıldı.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Şimdi de var...

ALİ TOPUZ (Devamla) – Şimdi geleceğim.

Zaten "Cumhuriyet Halk Partisi şantaj yapıyor" diye konuşanlar var. Önce, Anavatan Partisinin bir değerli sözcüsünün dün yapmış olduğu bir açıklama dolayısıyla, burada ona cevap vermek istiyorum. Sayın Yalova'nın, amacını aşan bir konuşma yapmış olduğunu ummak isterim. Konuşması sırasında "canım, bu Cumhuriyet Halk Partisi de ne oluyor!.. Hükümetin, iktidarda olmanın, nimetlerinden yararlanacaksın, külfetinden yararlanmayacaksın" diyerek, bizim iktidar nimetinden yararlandığımız imasını yaptı.

Şimdi, buradan soruyorum:

1- Hükümetler, nimetlerden yararlanma yeri midir? Biz, kesinlikle hayır diyoruz, böyle bir yaklaşımı şiddetle kınıyoruz.

2- Cumhuriyet Halk Partisi, sizden ne nimet istemiştir? Eğer bunu kürsüye getirip söylemezseniz, elimiz yakanızda "siz müfterisiniz" diye sonuna kadar bağırmaya devam edeceğiz! (CHP sıralarından alkışlar)

İkinci bir konu: Bir partimizin değerli genel başkanı "bu Hükümet Cumhuriyet Halk Partisinin desteğiyle ayakta duruyor. Cumhuriyet Halk Partisi, destek koşullarını giderek ağırlaştırıyor, Hükümete şantaj yapıyor" buyurdular. Bunu söyleyen sayın genel başkana bu kürsüden soruyorum: Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, hangi konuda, Hükümete "bunu yapmazsanız, biz de şunu yaparız" diye bir şart koştuk, bir koşul koştuk? Biz, bu Hükümete güvenoyu verirken bile, koşul koymadık; güvenoyu verirken, beklentilerimizi söyledik, koşul koymadık. Beklentilerimizin bir kısmını hep beraber yaptık, bir kısmını yapamadık; henüz yapamadınız, getiremediniz buraya; ama, biz kimseye şantaj yapmadık. Asıl şantaj "eğer siz bu gensoruya evet der, gündeme aldırırsanız, gündeme alındıktan sonra da güvensizlik oyu verecek olursanız, Bakanın 276'yı bulan güvensizlik oyuna erişmesi halinde -ki, CHP bu oyu verirse, oraya erişecektir- o zaman, Hükümet olarak çekiliriz" dediniz. Bu, şantaj değil de nedir?! Eğer, Sayın Bakanın suçu varsa...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Topuz, lütfen, 1 dakika içerisinde toparlayınız.

ALİ TOPUZ (Devamla) – Bağlıyorum efendim.

Ben, Sayın Bakanı tenzih ederek söylemek istiyorum; burada bir bakanın Yüce Divana gitmesi gerekebilir, bir bakanın gensoruyla düşürülmesi gerekebilir. "Eğer onu düşürürseniz, ben de giderim" deyip, bizim desteğimizi istemek ve "eğer bunu yapmazsanız sorumlusu siz olursunuz; kamuoyunun önünde biz gideriz, sizi suçlarız" demek, şantaj değil de, bizim, dürüstçe "şuna oy veririz, buna oy vermeyiz, karşılığında da hiçbir talebimiz yoktur" tutumumuz mu şantaj oluyor? Ben, sayın genel başkanın bu değerlendirmesini, doğrusu...

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – "Aksi halde siz bilirsiniz" ne demek?!

ALİ TOPUZ (Devamla) – Nasıl efendim?..

METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – "Aksi halde siz bilirsiniz" ne demek?!

ALİ TOPUZ (Devamla) – Demek istediğinizi anlayamadım... Ben öyle bir şey söylemedim.

BAŞKAN – Sayın Bostancıoğlu, lütfen, karşılıklı konuşmayalım.

Sayın Topuz, süreniz bitiyor; buyurun.

ALİ TOPUZ (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, Hükümet, başarısızlığını gizleyebilmek için, ekonomiyi çözemeyeceğini anlamış olması nedeniyle ve içinde birtakım çelişkilerin çıkmış olması nedeniyle içindeki sıkıntıyı dışa vururken, Cumhuriyet Halk Partisine bir şeyler yapıştırmaya çalışıyor; bunları şiddetle reddediyoruz.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Topuz, teşekkür ediyorum.

Grupları adına başka söz talebi?.. Yok.

Hükümet adına, Sayın Yaşar Topçu; buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar)

Sayın Bakan, konuşma süreniz 20 dakikadır.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi, şahsım ve Hükümetim adına saygıyla selamlıyorum.

Parlamento, günlerdir, Karadeniz bölünmüş sahil yolunu tartışıyor. Bu tartışmanın bugün son aşamasındayız. Muhalefet, bu yolu yaptırmama kararı almış; bunu, safha safha uygulamaya çalışıyor... (RP sıralarından "Yanlış" sesleri)

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Saptırıyorsunuz.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – ...kürsülerden, mikrofondan, aksini söylüyor; ama, söylediği ve yapmaya çalıştığı farklı "biz, Karadenize yol yapılmasına karşı değiliz, yolsuzluğa karşıyız" diyor. Yolsuzluğa herkes karşı; ama, burada "yolsuzluk var" diye bağıranlar, ortaya hiçbir şey koymuyorlar; sadece, şahsıma karşı çirkin sözler söylüyorlar "yalancı" diyorlar.

Burada her vesileyle Müslümanlığa sarılan bir partinin sözcüsü, çıkıyor diyor ki... Bize, küçükken, anamız, babamız, dedelerimiz öyle öğretti "haramdan, iftiradan korkun, iftiradan kaçının; dünyanın en büyük yanlışı iftiradır, günahı iftiradır" dediler; biz öyle büyüdük. Öyle büyümemiş birisi, çıkıyor, burada "bu şartnameyi, müteahhitler hazırladı, Bakanın eline verdi" diyor. Ahrette yakana yapışsın o iftira, ahrette yakana yapışsın! (ANAP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Herkes yolsuzluğa karşı; ama, söylediğim gibi, sadece burada yazılanları anlamaktan âciz birisi grup adına çıkıyor "bu Bakan yalan söylüyor" diyor; anlamaktan âciz! Şunu, anlamamış; okumuş, anlamamış; şimdi, niye anlamadığını göstereceğim.

Cumhuriyet Halk Partisinin değerli sözcüsü, geçen birleşimde diyor ki "bu koyduğunuz iddialar, ciddî ve yeterli değil, biz, sizinkinden daha ciddî bulgulara ulaştık." Kısaca, muhalefet, ortaya attığı iddiaların ciddiyetsizliği karşısında, âdeta bir panik içerisinde; eline bir pertavsız, kocaman bir büyüteç almış, büyüteci, bu ihalenin her safhasının her santimetrekaresine koyup, söylediği sözlere destek arıyor, yetmiş gün sonra arıyor.

Bana, cuma günü, ayın 5'inde, Doğru Yol Partisi Grup Yönetim Kurulu üyeleri, Meclis Başkanı vasıtasıyla bir yazı gönderiyorlar, ihale evraklarını istiyorlar. İçtüzüğün 97 inci maddesi der ki, Bakandan şunlar sorulamaz; bunlardan bir tanesi, daha önce Meclis Başkanlığına gensoru önergesi olarak verilmiş işlerdir. Arkadaşlarımız, yetmiş günlük tembelliklerini, yetmiş gündür hınçlarıyla hareket ettiklerini, bana gönderdikleri bir yazıyla kanıtlıyorlar; gönder de şunları, bakalım, diyorlar; bir noksan bulalım bir yerden de, söylediklerimize bir mesnet çıksın; biz, haklı hale gelelim; acaba, bunun neresinde bir yanlışlık bulabilirim, neresinde bir yanlışlık görebilirim!.. İhaleden yetmiş gün sonra -yetmiş gün araştırıp incelememiş- bir siyasî kin uğruna, müteahhit kavgasına tutuştuğu fark edilince, şimdi gönder bakalım, diyor. Kini, ihtirası, öfkeye dönüşmüş. Parlamentonun denetim yetkisinin bu kadar yozlaştırıldığı görülmemiştir. İhaleden şüpheniz var idiyse, araştırma isterdiniz; hiçbir hazırlığınız, araştırmanız yoktu da niye ortaya çıktınız?!

Şimdi, burada, Cumhuriyet Halk Partisinin sayın sözcüsü, değerli arkadaşımız Ali Topuz'un, geçen defa söylediklerini de büyük bir dikkatle dinlemiştim; hatta, konuşmasının metnini getirdim. Konuşma metnini alıp gittim Bakanlığa. Orada, değerli arkadaşlarımızla birlikte, söylediklerini inceledik; çıkardık, baktık; dedik ki, bizim bilmediğimiz bir şey mi söylüyor?..

Şimdi, evvela bir düzeltme yapayım; Sayın Topuz, bu ihaleye girenlerin kredi teklif mektupları önceden bize verilmiyor; bunlar, büyük zarfın içerisinde veriliyor. Onun için, biz, önceden, kredi mektubunu inceliyor falan değiliz. Teklifle birlikte çıkıyor bunlar; bu söylediğiniz yanlış.

İkincisi "Dünya Bankasıyla, bu ülkede 1 milyar dolarlık yol yapıldı" dediniz; bu verdiğiniz rakam külliyen yanlış. Dünya Bankasından, bugüne kadar, Türkiye'nin bu işler için kullandığı kredi miktarı 300 milyon dolardır. Dünya Bankasının kendisine özgü ihale şartları vardır, onun ölçüleri içerisinde müteahhitler seçilmektedir. Karadeniz bölümünde de, bu yolun çok cüzi bir kısmı kullanılmıştır. Dünya Bankasına göre hazırlanmış şartnamede -yanımdadır, çıkarıp gösterebilirim size- müteahhitlerin, referans birim fiyatlarının yüzde 20'sine kadar teklif verme hakları ve yetkileri vardır; benim çıktığım ihalede, müteahhidin böyle bir yetkisi yoktur; benim çıktığım ihalede, müteahhit, Karayolları birim fiyatından tenzilat vermek zorundadır ve vermiştir.

"Niye 89 uncu maddenin dışına çıktınız" diyorsunuz. 89 uncu maddede -bendeniz avukatlıktan gelmeyim hasbelkader, bu memlekette iyi bir hukukçu diye tanınmışızdır; aksini kim söylüyorsa, onunla tartışırız- "özelliği olan işler" deniliyor.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Kerameti kendinden menkul şeyh gibisin maşallah!

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Şimdi, ihale şartnamesini dikkatle incelerseniz, orada, müteahhitlerin getireceği krediler, daha önce Türkiye'ye teklif edilmemiş kredi olmalı; eğer, Türkiye'ye hükümetler nezdinde veya başka bir sebeple teklif edilmiş bir krediyse, onu kabul etmeyiz deniliyor. Yeni kredi bulup gelecek. Neden; çünkü, o teklif edilen kredinin bağlandığı bir yer vardır; yani, şu işi yapmak üzeredir. Nitekim, Japonların, Alanya-Antalya yolu için, OECF kredisi teklifi vardır. Şimdi, birisi, gidip, Japonya'dan, OECF kredisi teklifini getirip önümüze koysa, Alanya-Antalya yolu için teklif edilmiş olan bu krediyi alıp da Karadenize mi vereceğiz? İşte bunun için oraya şart koşmuş; müteahhit kendisi bulup gelecek.

Şimdi, çok ciddî araştırmalar yaptığını söyleyen arkadaşlarımıza "böyle bir ihale şimdiye kadar olmadı" diyenlere söylüyorum: Buyurunuz, bu ihalelerin tümü dışkrediyle yapılmıştır; tümünde, ECU dahil, ödemeler, müteahhidin talep ettiği döviz cinsi hangisiyle, bunun üzerinden yapılmıştır. Arkadaşlarımız diyorlar ki: "İlk defa yapılıyor." Tümünde -ECU dahil- müteahhit ödemenin nasıl yapılmasını istemişse, öyle yapılmıştır ve bu ihalelerin tümünde, şimdiye kadar -geçen defa da anlattım- birim fiyatlarını müteahhitler tayin etmiştir. Bu ihalelerin tümünde, projeleri müteahhit yapmıştır; hatta, Bakanlık değerli arkadaşlarımızın elindeyken de projeleri müteahhitler yapmıştır. Hatta, bunların içerisinde Karadenizde olanları vardır, projelerini müteahhit yapmıştır; hatta, Adana-Toprakkale-Gaziantep yolunda örnekleri var -hepsini getirmedim- projeler müteahhide yaptırılmıştır. Sizin zamanınızda da öyle, sizin zamanınızda da öyle...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Proje yapıldı mı şimdi?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Burada, projesiyle, planıyla, hazırlıklarıyla, hatta detay projelerine varıncaya kadar her şey hazır,. ilk defa Karayolları bir ihaleye çıkıyor.

Burada çıkmış, okuduğunu anlamaktan âciz birisi, bana "yalancı" diyen okuduğunu anlamaktan âciz birisi diyor ki: "İkinci işleri tenzilata tabi tutmamışlar." İkinci işler, ihalenin dışında olduğu için tenzilata tabi değil.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Niçin baştan projede yok?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – İkinci işin ne olduğunu bilmiyorsun... İkinci iş, tünelin aydınlatılmasıdır; ikinci iş, tünelin havalandırılmasıdır. Bunlar, başka müteahhitler tarafından yapılır; ayrı bir ihaleye tabidir. Onun için, buraya "ikinci işler hariç" denilmiş. Bir defa, okuduğunu anla, gel, ondan sonra bağır burada; bari yüreğim yanmasın... (ANAP sıralarından alkışlar, RP sıralarından gürültüler)

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Bunu baştan söyleseydin ya!.. "Proje var" dedin baştan...

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Proje vardı; nerede proje?..

BAŞKAN – Sayın Kapusuz, lütfen, sessiz dinleyelim...

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Belgeleri nerede, belgeleri?..

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Nereye gitti bunlar; nereye gitti bu projeler?!. İşinize gelmez tabiî; bunu burada konuşmak marifet...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Şimdi, Sayın Topuz diyor ki: "Bu, 89 uncu maddenin suiistimalidir." Ben, ona katılmıyorum. Geçmişte SHP-DYP, CHP-DYP hükümetleri, DYP-Refah hükümetleri zamanında verilen örneklere de sığınmıyorum; aynı metotlar aynı şekilde kullanılmıştır. Burada hiç kimsenin bir şeyi suiistimal ettiği falan yok. Türkiye, 2886 sayılı İhale Yasasıyla ihale yapar. 2886 sayılı İhale Yasasının hiçbir maddesinde müteahhidin dışarıdan kredi getirmesi halinde şartların ne olacağı yazılı değil. Onun için, 2886'nın dışına çıkılıyor; ben, onun çok meraklısı olduğum için falan değil.

Şimdi, buyurdunuz ki: "44 üncü maddeye göre önseçim yapılmadı." 44 üncü maddede önseçim yapma zarureti yoktur. Kaldı ki, önseçimle dahi daveti yapılabilir.

Elimde bir belge var: Güneyde üç tane otoyola bağlanan büyük devlet yolu 5 kişi çağrılarak ihale edilmiş, 3 müteahhit almış...

AHMET KABİL (Rize) – Kim? Ne zaman?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Hayır... Ben, bu, kötü örnek demiyorum. Burada, Sayın Bakan, 44 üncü maddedeki yetkisini kullanmış. Bu Meclis, Türkiye Büyük Millet Meclisi, 2886 sayılı Yasanın 44 üncü maddesinde bakın Bayındırlık Bakanına ne yetki vermiş; deniyor ki: "Karayolları, tüneller, köprüler, yeterlikleri ve güçleri idarece kabul edilmiş en az 3 istekli arasında kapalı teklif usulle yapılabilir."

Bu Parlamento vermiş bu yetkiyi bana. Bu Parlamento bana deseydi ki "sen, asgarî 33 kişi çağırıp böyle bir iş yapacaksın" tabiî ki, 33 yapardık... Parlamentonun bakana verdiği yetkiyi bakan kullanırsa, bu nasıl bir yolsuzluk ve usulsüzlük oluyor; birisi çıkıp burada bana anlatmalıydı bunu. Siz Bakana yetki vereceksiniz, Bakan bu yetkiyi kullandığı zaman buradan bağıracaksınız: "Usulsüz oldu, yolsuz oldu..." İşte, onun için, maksadınız bu yolları durdurmak diyoruz.

Bir acaip tartışma... Tatbikat projesi vardı, yoktu; enkesitleri vardı, yoktu... Enkesitleri de var; bir itirazınız mı var?

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Sayın Topçu, "proje var" diyordunuz; şimdi "yok" diyorsunuz.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Biz, bunları, tam tekmil...

Bakın, burada Sayın Cevat Ayhan çıkıp konuşmuyor. Çıkıp konuşsa, yahu ben yaptırdım o projeleri; vardır, ayıp oluyor diyecek.

TAHSİN IRMAK (Sıvas) – Vardı da niye göstermediniz Sayın Bakanım?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Ben yaptırdım diyecek; ihalesini ben yaptım, ben teslim aldım; sizin buradan bağırmanız ayıp oluyor diyecek... Onu çıkarmıyorlar... Kendisi çıkıyor buraya -ben, teşekkür ediyorum kendisine- diyor ki: "Ben, Topçu'nun benzeri 3 ihale yaptım." Yaptığı ihalelere çağırdığı kişiler de, benim, Karadenize çağırdığım kişiler: Polat, Doğuş, Yüksel, Kutlutaş, Bayındır, Sayın Tara'nın firması Enka, Güriş, Nurol... Türkiye'nin her yerinde, dünyanın her yerinde inşaat alıp yapmış, her ihaleye çağrılmış firmalar.

Sayın Topuz, bana bir bühtanda daha bulundu. Dedi ki: "Bu firmalar Karadenizi, Enka da, İzmit körfez geçişini aldı." Siz benim değerli kardeşimsiniz; bu sözünüzden alındım. Şundan dolayı alındım. Enka, Japon ve İngiliz ortak girişimi ihaleyi Refahyol zamanında aldı, benim zamanımda değil. (ANAP sıralarından alkışlar) İhaleyi imzalayan Cevat Ayhan'dır, ben sözleşmesini yaptım.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Şu projelere gelelim Sayın Bakan; milletvekillerine niye göstermiyorsunuz?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Benimle bir alakası yok. Bari bana sorsaydınız...

Şimdi, canım, bir soruşturma açsaydınız diyorsunuz. Ben, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili değerli arkadaşımıza başvurdum, dedim ki: Bu ihale konusunda şüphelerinizi, endişelerinizi veya bu ihalenin nasıl yapıldığı konusunda birtakım bilgiye ihtiyaç varsa, Grubun bu yönde birtakım endişeleri varsa, ben, salı günü geleyim, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunda bilgi vereyim, belgeleri getireyim, inceleyelim, bakalım; yanlışlık varsa, elbette ki, biz yanlışın üzerine gideriz... Varsa giderim ben; ben yanlışlığın savunucusu değilim, hayatta da olmadım; ama, Grup Başkanvekili arkadaşımız bana dedi ki: "Salı günü grup toplanmayacak." Ha, hoşafın yağı kesildi. Salı günü Grup toplanmayacağına göre, ben, Grupta bir şey söyleyemiyorum; ama, yine, gayet iyi niyetle bana dedi ki: "Sizi, Grup yönetimine çağırabiliriz." Ahmet Güryüz Ketenci bana gelmişti; Grup yönetimine çağrılmayı bekliyorum, belgeler de burada dedim; oraya da çağırılmadım.

Önceden "iki taraf dinlenilecek" denildi; dinlenmeden hüküm verildi, tıpkı bugünkü gibi. Bu yaptığınız, aldığınız kararlar Anayasaya aykırıdır. Siz, güvenoyu verip vermeyeceğinizi, katılıp katılmayacağınızı, benim hakkımda gerekçeli güvensizlik oyu verdikten sonra -24 saat sonra- söyleyeceksiniz; siz, şimdi, peşin peşin dediniz ki: "Biz katılmayacağız." Bunun Anayasayla da bağdaşır tarafı yoktur.

ALİ TOPUZ (İstanbul) – Biz, bugün böyle bir şey demedik.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Değerli arkadaşlar, size şunu söyleyeyim. Şimdi, buradan, Yüce Türk Milletine ve onun temsilcisi olarak sizlere tekrar ifade ediyorum: Türkiye'nin otoyollar dışındaki mevcudu 60 bin kilometre. Devlet ve il yollarının geçmişte yapılan değerlendirmesi ve uygulaması, yolların ekonomiye, hizmete göre değil, yolun ekonomikliğine göre, yani, ucuzluğuna göre hesaplanmıştır. Türkiye'nin dışticaretinin birkaç yüz milyon doları geçmediği bu dönemlerde vatandaşımızın arzusu, bir yerden bir yere giderken tozdan topraktan kurtulmaktı; yolun standardı, kalitesi, geometrisi, kısalığı, uzunluğu, eni boyu, güzergâhı önplanda değildi. Aradan geçen zaman içerisinde, oralardaki potansiyelini 60'a, 80'e, 100'e katlayan Türk ekonomisinin altyapı ihtiyacı önplana çıkmıştır, otoyol ihtiyacı buradan doğmuştur; büyüyen ekonomi, artan trafik, ülkemizde hızla artan otomobil fabrikalarının bahşettiği kolaylıklar, hızla gelişen sanayi, Türkiye'nin yol altyapı politikalarının tayinini yeniden gerektirmiştir. Geçen defa söyledim, yine söylüyorum, Türkiye, 1 514 kilometre otoyolun, 4-5 bin kilometreye çıkarmadan, bölünmüş (duble) yollarını 8-10 bin kilometreye çıkarmadan, yaklaşmakta olan yüzyılın ilk 10 ülkesi arasında yerini alamaz. Yol projeleri, yirmi yıl ileriye doğru projeksiyonlar hesaba katılarak yapılır. Oysa, bütçe imkânlarıyla, Karadeniz yolu, Gaziantep-Urfa yolu, İstanbul-İzmir otoyolu, Ankara-Adana otoyolu, Akdeniz sahil yolu, Pamukova-Bozüyük bölünmüş yolu, Bursa çevre otoyolu, Edirne-Gelibolu-İzmir-Efes yolu, Karadeniz-Ankara-Akdeniz bağlantısı, İzmir-Salihli-Kula otoyolu ve daha niceleri, otuz yılda tamamlanabilecektir. 20 milyar dolardan fazla para döktüğümüz GAP'ı, Akdenize çıkarmak için daha otuz sene mi bekleyelim? GAP'ı, İran ve Türk Cumhuriyetlerine bağlamak için daha otuz sene mi bekleyelim? Bu yollarda meydana gelen ölüm noktalarını ortadan kaldırmak ve her yıl 7-8 bin vatandaşımızın canını kaybetmesine, onbinlerce vatandaşımızın sakat kalmasına daha mı seyirci kalmamız lazım? Bir süre sonra, saydığım bu yollarda güzergâh değiştirmeden yol da yapamayacaksınız; dolayısıyla, mevcut yollardan yararlanamayacaksınız. Araçların tek sıra konvoylar halinde gittiği bu yollarda çalışma yapmak imkânsız hale gelecek; bugün bile, yer yer, bu imkânlar ortadan kalkmış bulunmaktadır.

O halde, bize "neden dış kredi kullanıyorsunuz" diyenlere sesleniyorum; daha bu senenin ortasında, 10 bin nüfuslu Didim Belediyesi, hazine garantili 51 milyon dolar kredi kullanmıştır arıtma tesisi için; sadece 2 milyon tenzilatla Veziroğlu İnşaat Şirketi bunu almıştır; 49 milyon dolara... Piraziz-Giresun yolu 43 milyon dolardır beyler! Piraziz-Giresun yolu 43 milyon dolar, 10 bin nüfuslu Didim Belediyesinin borçlanarak yaptığı iş 49 milyon dolar... Daha bunun örneklerini çoğaltmak mümkün. Ben, niye yaptı demiyorum; bize "niye yapıyorsun" diyenlere söylüyorum.

Avrupa'nın en gelişmiş yollarına sahip ülkelerden biri olan Almanya, halen bütçesine 11 milyar mark -yani, 1 katrilyonun üzerinde- karayolu ödeneği koyduğu günümüzde -Türkiye'nin yarısı kadardır Almanya'nın toprakları- Türkiye, ihtiyacının onda biri kadar ödeneklerle, karayolu altyapısı ihtiyacına cevap vermeye yetecek güce sahip değildir. Basiret sahibi her iktidarın, böyle bakması ve böyle yapması gerekirdi; bugün de gerekmektedir.

Anlatmak istediğim şudur: Türkiye'nin karayolu altyapısı politikaları, artık, siyasetin üstüne çıkmalıdır; siyasî kavgalara alet edilmemelidir. Bugün, burada, Parlamentonun vereceği karar, Bayındırlık ve İskân Bakanını düşürmek ya da düşürmemek değildir; burada verilecek karar, Gaziantep-Urfa yolunun yapılıp yapılmaması kararıdır; Antalya-Alanya yolunun yapılıp yapılmaması kararıdır; İstanbul-İzmir otoyolunun yapılıp yapılmaması kararıdır; Edirne-İstanbul-Ankara üzerinden güneye, Adana'ya ve yöresine bağlanacak olan otoyol bağlantılarının Ankara-Adana güzergâhının yapılıp yapılmaması kararıdır; İzmir-Salihli-Kula güzergâhının yapılıp yapılmaması kararıdır; Adapazarı-Pamukova-Bozüyük güzergâhının yapılıp yapılmaması kararıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Kelalaka...

BAŞKAN – Sayın Bakan, lütfen, 1 dakika içinde toparlayın.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Kısaca, Türkiye'nin, 21 inci Yüzyıla, çağdaş bir karayolu altyapısıyla hazırlanıp hazırlanmaması kararıdır.

Birinci Boğaz Köprüsü İstanbul için ne idiyse, Karadeniz için de bu yol odur. Bu yol Karadenizin GAP'ıdır, Türkiye'nin geleceğidir. Bu yolları, burada, bugün, yapmaya kararlı olanlarla, bunu yapmaya inançlı olanlarla, buna bigâne olanlar, buna seyirci kalanlar ve bunu engelleyenlerin oylaması yapılıyor.

Ben, bu Bakanlıkta durduğum sürece, sonucu ne olursa olsun, bu yolları yapacağım, bunları yapmakta kararlıyım, diğerlerini yapmakta da kararlıyım; Türkiye'nin önünü kestirmemekte kararlıyım. (ANAP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Size saygılarımı sunuyorum. Allah'tan, bize yardımcı olmasını niyaz ediyorum. Sağ olun, var olun. (ANAP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Bedük, sizi dinleyeceğim, bir saniye...

Sayın milletvekilleri, daha önce, Sayın Bakanın, Meclis Başkanlığının, İçtüzüğün 97 nci maddesine göre soru sormaması gerekirken, kendisine bir soru yönelttiğini ifade etti.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Hayır; öyle bir şey söylemedim; ben, arkadaşlara söyledim. Zaten soru sormuyor...

BAŞKAN – Biz, sadece, Meclis Başkanlığı olarak, Doğru Yol Partisi ve Refah Partisinden gelen yazıları Sayın Bakanın bilgilerine sunduk.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, benim söylediğim arkadaşlarımızadır. Yani, İçtüzük hükmüne rağmen bunu mu yaptık... Yoksa, Başkanlığın bir şeyi yok...

BAŞKAN – Oldu... Peki...

Sayın Bedük, buyurun.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, bu konuyla ilgili olarak sizden söz talebinde bulundum; müsaade ederseniz açıklamak istiyorum.

Doğru Yol Partisinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yazmış olduğu o yazı, Sayın Bakan tarafından sanıyorum yanlış anlaşılmış. Biz, o yazıyı, değişik maksatlarla, geçen perşembe günkü oturumda kendisinin açıklamasına istinaden yazdık. Müsaade ederseniz eğer, Meclisin ıttılaına arz etmek istiyorum.

BAŞKAN – Sanıyorum yerinizden arz edildi efendim.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, edilmedi; o zaman, yerimden açıklayayım.

Sayın Başkan, perşembe günkü oturumda, Sayın Bakan, projelerin hazır olduğunu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin, milletvekillerinin her zaman incelemesine hazır olduğunu ifade etti. Bu sebeple, Doğru Yol Partisi milletvekilleri Karayollarını ziyaret ettiler, görmek istediler; yani, bunun projesi var mı, tatbikat projeleri var mı yok mu diye; ancak, Sayın Bakanın talimatı üzerine, Sayın Genel Müdür, milletvekillerine dosyayı inceletemeyeceğini ifade etti ve eğer, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı talep ederse bu dosyayı verebileceğini söylemiştir. Biz de, bu sebeple, Doğru Yol Partisi olarak, özellikle konuyu bilmemize rağmen ve tatbikat projelerinin olmadığı hususunda bize intikal eden bilgilerin teyidi babında talep ettik; ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının ndermiş olduğu yazının, şu anda Sayın Bakan tarafından yanlış anlaşıldığı kanaatini taşıyoruz. Bunun, tavzihen tutanaklara geçmesini arz ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Tutanaklara geçti.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Arz edebilir miyim efendim...

Ben, o gün, buraya tatbikat projelerini getirdim; üzerlerinde yazıyor, milletvekili arkadaşlarımıza gösterdim. (DYP ve RP sıralarından gürültüler)

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Göstermedin...

MUHAMMET POLAT (Aydın) – Yalan söylüyorsun; göstermedin.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen dinleyelim.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Parlamenter arkadaşlarımız, benim şahsen ve birçoğumuzun, milletvekiline pek yakıştıramadığı bir tarzda, dosyaları buradan alıp yere atmak, parçalamak gibi bir eylemin içine girince... (DYP ve RP sıralarından gürültüler)

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Sayın Başkan, yerlere atılmadı; aldı götürdü...

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Ben de, böyle bir olayda, dedim ki: "Dosyaları kaldırın." (DYP ve RP sıralarından gürültüler)

Arkadaşlarımıza telefonda söylediğim şudur: Meclis Başkanı istesin değil; Meclis Başkanlığına başvurarak yasal prosedürü işletsinler; yani, İçtüzükteki yetkilerini kullansınlar.

Ben, buna rağmen, bu bir gensoru vesilesi olmasına rağmen, 97 nci maddede böyle bir soru sorulma imkânı olmamasına rağmen, arkadaşlarımızın yazısını soru kabul edip, cevaplarını süresi içerisinde arz edeceğim.

BAŞKAN – Sayın Bakan, bunu soru olarak kabul etmiyoruz; sizin nasıl kabul edeceğiniz, sizin anlayışınız; ama, biz, Meclis Başkanlığı olarak, sadece bilginize sunduk.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Biliyorum efendim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Lütfen, Sayın Kapusuz, o yazının tarafı olarak, sizden, yerinizden...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Tarafı değil efendim, taraf Doğru Yol Partisi...

BAŞKAN – Refah Partisi Grubunun da var efendim.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Bende yok.

BAŞKAN – Var efendim, size birlikte gönderildi; burada yazı bende: "Refah Partisi Grubu Başkanlığının 4.12.1997 tarih..." diye başlıyor...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Yeni gönderildi öyleyse...

BAŞKAN – 6'sında Meclis Başkanlığı olarak, size yolladığımız yazı, Refah Partisinin yazısına atıfla başlıyor.

Buyurun Sayın Kapusuz.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, biz, Refah Partisi olarak, konuşmacımızın, yapmış olduğu araştırmaları, Bakanlıktan ve yetkililerden birtakım bilgiler alarak...

BAŞKAN – Sayın Kapusuz, bir dakikanızı rica edeceğim: Konuşmacınızla ilgili değil; lütfen, sadece bu yazının tarafı olarak...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Tamam efendim, o konuyu arz ediyorum Sayın Başkan, müsaade edin bakalım...

İlk konuşmada arkadaşımız, almış olduğu bilgilere istinaden birtakım açıklamalar yaptı. Sayın Bakan, buraya çıktı, burada birtakım dosyaları göstererek, konuşmacımızı yalancılıkla itham ederek "buraya getirdiğimiz projelere bile bir bakma lütfunda bulunmadınız, yalan söylüyorsunuz" dedi, altmış milyonun huzurunda söyledi bunu. Bunu söylerken, bir de yalan söyledi; ne dedi...

BAŞKAN – Lütfen, üslubunuza dikkat edin...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Müsaade edin Sayın Başkanım.

Niye; çünkü, tatbikat projeleri, ehli olan herkes bilir ki, burada gösterilen 4 tane projeyle takdim edilemez, arabalar almaz bunu; bu bir.

İki; biz, dört milletvekili arkadaşımızı, millet adına her zaman için denetleme görevleri, yetkileri olduğu halde, hiçbir basın kuruluşuna haber vermeksizin sırf, salt doğru ve objektif bilgiler alabilmek için gönderdik. Sayın Genel Müdür buradalar... Genel Müdür Bey, Sayın Bakana telefon ettiler, Sayın Bakan, kendilerine, kesinlikle, projeleri arkadaşlarımıza göstermeyeceklerinin, gösteremeyeceklerinin talimatını verdiği için, arkadaşlarımız geri geldiler. Hatta, Meclis Başkanlığından bir yazıyla gelmeleri istendi; biz, bunun üzerine Meclis Başkanıyla görüştük, Meclis Başkanı ve Kanunlar Dairesindeki arkadaşlarımız, Meclisin böyle bir yetkisinin olup olmadığı konusunda araştırma yaptı. Biz resmen müracaat ettik. Bütün bunlardan hedefimiz, doğru olanı ortaya çıkarmaktır; ama, maalesef, yine iddia ediyorum ki, Sayın Bakan, biraz önce, yine kamuoyunu şaşırtmıştır, yanlış bilgi vermiştir. İhalesi yapılan...

BAŞKAN – Sayın Kapusuz, lütfen toparlayınız.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Toparlıyorum.

Sayın Başkanım, yol projelerinin ihalesi yapılmıştır; doğru; ama, hiçbir yol projesinin ihalesi yapıldığı halde tamamlanıp teslim edilmemiştir; tarihler orta yerdedir, teslim tarihi bellidir. Kesinlikle de Karayollarının teslim...

BAŞKAN – Sayın Kapusuz, lütfen... Bu anlayışınız da tutanaklara geçti...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Dolayısıyla...

BAŞKAN – Lütfen, bu açıklamayı bir konuşma vesilesine çevirmeyelim...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – ...Yanıltıcı bilgi veren Sayın Bakan da bu görevde kalamaz.

BAŞKAN – Sayın Kapusuz, lütfen bu açıklamayı bir konuşma vesilesine çevirmeyelim.

Sayın Topuz, Başkanlığımıza başvurunuzda, Sayın Topçu'nun konuşmasında 2886 sayılı İhale Kanununun 89 uncu maddesinin Karadeniz sahil yolu ihaleleri için uygulanamayacağı konusundaki iddianızı cevaplandırırken "ilgili maddeyi yanlış biçimde açıklamıştır" diyorsunuz. Ayrıca, konuşmanızda, eğer, güvensizlik oyu ya da güvenoyu istenirse, CHP Grubunun nasıl davranacağını Sayın Bakanın açıkladığını söylediğinizi, ama, sizin bunu açıklamadığınızı, Anayasaya aykırı açıklama yapmadığınızı belirtiyor "bu konuda cevap niteliğinde söz verilmesini istiyorum" diyorsunuz.

Sanıyorum, Cumhuriyet Halk Partisinin oyunun biçimiyle ilgili ne ifade ettiğinizi bu şekilde anlatmış oluyorum.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop)– Ben, onu kastetmedim.

BAŞKAN – Sayın Bakan, bir saniye...

Lütfen, yerinizden çok kısa olmak üzere, ilgili madde konusunda yanlış olduğunu ifade ettiğiniz konudaki görüşünüzü alayım, şahıslar adına görüşmelere geçeceğim.

ALİ TOPUZ (İstanbul)– Sayın Başkan, 89 uncu madde aynen şöyle demektedir : " Bu kanun hükümlerinin uygulanmasının mümkün olamayacağı haller ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Emniyet Genel Müdürlüğünün yeniden teşkilatlandırılması..." diye devam ediyor.

"Bu kanun hükümlerinin uygulanmasının mümkün olamayacağı haller" olarak ifade ediliyor ve Karadeniz sahil yolu da, bu ifadeye göre değerlendirilmesi gerekiyor. Oysa, Sayın Bakan "özelliği olan işler anlamındadır veya yasa maddesi öyle bir hüküm ifade ediyor" buyurdular. Bu madde öyle bir hüküm ifade etmiyor. "Uygulanmasının mümkün olamayacağı haller" tabirinde dikkate alınması gereken şey: Karadeniz sahil yolunun, bu İhale Kanunuyla yapılıp yapılmamasından başka bir şekilde de değerlendirilemez. Siz, ihalenin biçimini uygulanamayacak hale önce çekip, sonra bu maddeyle kapsam dışına çıkarak, kanuna karşı hile yapamazsınız" dedim. Bu söylediğimin, zabta, bu şekilde bir defa daha geçmesini, Sayın Bakanın da böyle olduğunu anlamasını sağlamak amacıyla arz ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Topuz.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Topuz, burada, 89 uncu maddenin matlabını (başlığını) okuyorum: "Özelliği Bulunan İşler." Ben, durup dururken uydurmadım ki, maddede var. Başlığı bu...

ALİ TOPUZ (İstanbul) – Maddeyi okuyun...

BAŞKAN – Sayın Bakan, tutanaklara, maddenin anlayışı ve okunuş biçimi, matlabında ne olduğu geçmiş oldu. Sanıyorum, bunu, ayrı bir yerde, ayrıca tartışabiliriz.

Şimdi, şahsı adına, birinci sırada -başta okuduğumuzda- Sayın Ahmet Kabil vardı; ancak, Sayın Kabil, sırada Sayın Rasim Zaimoğlu'na söz hakkını devretti.

Şahsı adına ilk söz, Sayın Rasim Zaimoğlu'nun.

Buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar)

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen hafta, bu Yüce Mecliste, tamamen, Karadeniz sahil yolunun yapımını engellemeyi hedefleyen, haksız ve hiçbir gerçeğe dayanmayan, Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanı hakkında verilen gensoruyu görüştük.

Bugün, bu gensorunun görüşmesinin ikinci aşamasını yapıyoruz; şahsım adına, Meclise görüşlerimi arz edeceğim.

Yalnız, bu konuya geçmeden önce, geçen haftaki görüşmelerden sonra, bugüne kadar muhtelif televizyon kanallarında bu mevzuda, birçok açıkoturum tertip edilmiştir. Bu açıkoturumlara katılan, maalesef, bir çoğu da eski dönemlerde bakanlık yapmış kişilerin tutum ve davranışları gerçekten, ibret verici olmuştur. Çirkin, saldırgan, kin ve intikam duygularını sergileyen bu konuşmalara bütün Türk halkı âdeta kilitlenmiştir. Karadenizden çok önemli ve çok büyük tepkiler aldım; şimdi, bunları size çok kısa olarak arz etmeye çalışacağım.

Bu gensorunun, zaten, aşağı yukarı boyutları bellidir, teknik olarak kişiler bunu burada izah etmişlerdir; ama, ben bu konuda, gerçekten çok emek sarf ettim, bu emeğimi de, burada söylemek istiyorum. Bakın, 1991 yılında milletvekili oldum; olur olmaz da, öncelikle, Türkiyeme ve bölgeme ne yapabilirim, bir düşündüm. Türkiye'de, özellikle Anavatan Partisi devrinde, büyük altyapı hizmetlerinin yapıldığını hep beraber müşahede ettik. Bunlardan birisi, ulaşım nedeniyle yapılan otoyollardı; diğeri, telekomünikasyon alanında yapılan aşamalardı; diğerleri de, enerji santralları konusunda yapılan yatırımlardı; ama, Karadenizde, bir şey ihmal edilmişti; o da, otoyoldu, o da, yoldu; bunu gündeme getirdim.

Değerli arkadaşlarım, bakın burada benim kitabımda çoğunuzun -her partiden milletvekili arkadaşımın- resmi var. Bunu göstermemin nedeni şudur; Karadenizde, başta Artvin olmak üzere Rize, Ordu, Giresun, Samsun, Trabzon tam 6 vilayette imza kampanyası açtım, bir milyonun üzerinde imza topladım -bakın, bunları niye anlatıyorum size, göreceksiniz- ve burada, büyük bir zirve düzenledik, belki de cumhuriyet tarihinde ilk defa bütün Karadenizli milletvekillerini parti ayırımı yapmaksızın bir araya topladım. Başta Genel Başkanım Sayın Mesut Yılmaz olmak üzere, hemen hemen bütün parti liderleri buna destek verdiler. Devrinin bakanlarından Sayın Nafiz Kurt Bey, Sayın Nevzat Ercan Bey, Refah Partili milletvekili arkadaşlar, Anavatan Partili milletvekili arkadaşlar, Demokratik Sol Partili milletvekili arkadaşlar ve Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlardan tam 35'i katıldılar. Niye anlatıyorum bunu?.. Bu, artık, Türkiye'nin kaçınılmaz bir meselesi oldu. Biz, bunu, o zaman, 1993 yılında gündeme getirdik. Şimdi, bunu, burada kimse inkâr edemez; bundan kolay kolay da kaçamazsınız.

Bakın, bu sene tekrar bir zirve yaptık; Karadenizli bütün milletvekilleri, -hemen hemen 65 milletvekili- buna iştirak etti, sizler de iştirak ettiniz; ama, şimdi, işin paylaşımı geldi. Biz, o zaman bir şey iddia etmiştik "Sayın Mesut Yılmaz gelecek, Karadenize sahip çıkacak" demiştik. İşte, iddiamız, işte çelişkiler burada başladı.

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Yağ yakma Rasim...

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Yağ yakacak bir şey yok.

Bakın, ben, size işin gerçeğini anlatıyorum; Sayın Mesut Yılmaz geldi, Anavatan Partisi geldi, Karadenize sahip çıktı, Türkiye'ye sahip çıktı. (RP sıralarından "Allah!.. Allah!.." sesleri, gürültüler)

Dinleyin bir dakika... Dinleyin... Çok güzel dinleyeceksiniz (RP sıralarından gürültüler)

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Mesut Yılmaz duymadı... Duymadı... Duymadı...

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Bakın, bunu dinleyen arkadaşlarımız var; bunu -KEİPA'da- Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesinde de gündeme getirdik. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesinde gündeme getirdiğimizde, diğer arkadaşlarımız da buna sahip çıktılar. Sovyetler Birliğinden dağılan bütün Türk Cumhuriyetleri, Gürcistanı, Rusyası buna sahip çıktı "biz, bunu otoyol şekline getirelim, Karadenizin etrafına bir ring yapalım ki, bütün ülkeler bundan istifa etsin" dediler.

Bakın arkadaşlarım, bu, bölgesel bir yol değil, sadece Karadenizi ilgilendiren bir yol değil; bu, bütün Türkiye'nin ekonomisini ilgilendiren bir yoldur. Onun için, burada, bundan vazgeçemezsiniz, bunu engelleyemezsiniz; engellerseniz, başta Karadeniz halkı, size, seçimlerde cezasını verir; açık söylüyorum.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Sayın Zaimoğlu, yola kim karşı?!

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Ben, burada, bilhassa bütün Karadenizli milletvekillerini tek tek seyredeceğim, kim ne oy atacak bakacağım; merak ediyorum. (RP sıralarından gürültüler)

İSMAİL İLHAN SUNGUR (Trabzon) – Demagoji yapma...

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Dinleyin... Siz, yerinizde çok sıkılıyorsunuz, biliyorum; sıkılmayınız, gücenmeyiniz, üzülmeyiniz...

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Rasim Bey, yapmayın; biz, yolsuzluğunuza karşıyız, yola değil!..

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Ama, bakın, şunu söylüyorum, açık açık söylüyorum...

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Başbakanınız duymadı, Mesut Yılmaz duymadı!..

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Bakın, bunun tek sebebi ne biliyor musunuz; Mesut Yılmaz Hükümeti geldi, otoyola sahip çıktı, Karadenize sahip çıktı, Karadeniz yolunu yapıyor. (RP sıralarından gürültüler)

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Duymadı!.. Duymadı!...

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Bakın, sahil yoluna sahip çıktık.

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Mesut Bey duymadı!..

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Yapıyoruz... 64 yıldır; tam 1950'de bir adım atılmış ve tek şerit halinde bu yol yapılmış... Karadenizde 15 bine çıkmış araç sayısı, günlük araç sayısı ve trafik kazası Türkiye ortalamasının 2 katı, bazı yerlerde 3 katı. Ben, üzülüyorum ve niye üzülüyorum biliyor musunuz; Türkiye adına üzülüyorum, gerçekten çok üzülüyorum. Millet 500 milyon kilometre uzaktaki uzaya gidiyor, oradaki işlerle uğraşıyor, gelmiş burada küçücük partilerin küçücük milletvekilleri Karadeniz ile uğraşıyor, Karadeniz yoluyla uğraşıyorlar; buna üzülüyorum. (RP sıralarından gürültüler)

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Sayın Başkan, sözünü geri alsın!..

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Uğraşamazsınız!... Ben anlamam!..

BAŞKAN – Sayın Zaimoğlu, lütfen, partiler konusundaki sözlerinizi düzeltin.

MUSA UZUNKAYA (Samsun)– Çok ayıp!..

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Bakın, Sayın Genel Başkanınız, Trabzon'un meydanına çıktı...

SITKI CENGİL (Adana)– Sayın Başkan, sözünü geri alsın!..

BAŞKAN – Sayın Zaimoğlu, sanıyorum, bu kürsüde özgürce konuşurken, Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilen hiçbir partiyi "küçücük" olarak niteleme hakkına sahip değiliz.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Sözünü geri alsın!...

BAŞKAN – Lütfen, bu nitelemenizi, maksadını aştığı için düzeltmenizi istirham ediyorum.

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Sayın Başkanım, şimdi, şöyle söyledim ben ve dedim ki...

KÂZIM ARSLAN (Yozgat) – Bir şey söylemedi; terbiyesizlik etti!..

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – "Buna, Mesut Yılmaz Hükümeti sahip çıkınca, insanlar karşısında eziliyorlar, küçülüyorlar." dedim. Küçülmeyiniz bunun karşısında, ezilmeyiniz diyorum; küçük olmayınız büyük olunuz, büyük düşününüz, Türkiye'yi düşününüz hep beraber diyorum. (RP sıralarından gürültüler)

Bakın, Trabzon'da Akdeniz...

KÂZIM ARSLAN (Yozgat) – Terbiyesizlik etme sayın milletvekili!..

BAŞKAN – Sayın Arslan, lütfen...

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Sen, konuşmayı öğren!..

KÂZIM ARSLAN (Yozgat) – İlk önce, özür dile ve ondan sonra konuşmaya başla!..

SITKI CENGİL (Adana) – Sayın Başkan, terbiyeli konuşsun lütfen.

KÂZIM ARSLAN (Yozgat) – Özür dile, ondan sonra devam et!..

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Trabzon'da meydana çıkıp, Trabzon meydanında, Trabzon'u Akdenizin incisi yapan, vilayet tespit eden bir Başbakan, sonra, Samsun'a gidip, büyükşehir olmuş Samsun'u "ben, bu şehri büyükşehir ilan ettim" diyen bir Başbakan, Giresun'da Osmanağa Meydanında fındık fiyatını açıklarken yuhalanmasının acaba acısını mı milletten çıkarmaya çalışıyor; soruyorum size. Acaba, 1995 seçimlerinde Karadenizde uğradığı büyük hezimetin hesabını mı çıkarmaya çalışıyor eski Başbakan?!.

Bakın, ben, bunları söylüyorum, söylemeye utanıyorum, sıkılıyorum; ama, bir varsayımdan hareket ederek, önümüzde bir seçim olsa ve bu seçimde az oy alsanız, eski Başbakan, Genel Başkanınız Sayın Çiller de seçilemese, Amerika'ya gitse, o otelin önüne otoyol yapılması için mi kampanya yapacak ve oraya otoyol yaptırmaya mı uğraşacak acaba diye düşünüyorum ve Karadenizliden bunu niye esirgiyor; bunu düşünemiyorum; çok üzülüyorum.

Bakın, değerli arkadaşlarım, bu yol engellenemez, bu yolu engellemeye çalışmayın.

TAHSİN IRMAK (Sıvas) – Kimse karşı değil ki zaten...

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Bu, tamamen sizin engelleme politikanızdır. Bu engelleme politikanızı lütfen bir tarafa koyunuz ve bu yola, şu kitaptaki gibi hep beraber sahip çıkınız. 65 milletvekiliyle oraya geldiniz, sahip çıktınız; yine sahip çıkınız.

Ben, Sayın Topçu'yu dinledim, iktidar partilerinin temsilcilerini dinledim, bütün milletvekilleri bunu tek tek açıkladılar, hiçbir şey göremedim, hiçbir şey de düşünemedim, siz de hiçbir şey ortaya koyamadınız; ne koydunuz ki... (RP ve DYP sıralarından gürültüler) Ne koydunuz; hiçbir şey yok ortada. (RP ve DYP sıralarından gürültüler)

Bakın, şerefim üzerine yemin ediyorum, eğer, bu işte bir tek usulsüzlük varsa -ben, Yaşar Topçu'yu milletvekili olduktan sonra tanıdım- eğer, bir tek yolsuzluğu varsa, bu işte bir iş varsa, siz de bunu tespit edip ortaya çıkarırsanız, istifa etmeyecek Rasim Zaimoğlu'nu gelin, burada topa tutun diyorum, topa tutun. (RP ve DYP sıralarından gürültüler)

Değerli arkadaşlarım, siz kendinizi üzmeyin, bu yolu biz yapacağız.

İSMET ATİLLA (Afyon) – Biz de yaparız, biz de...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Zaimoğlu...

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Toparlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yalnız, toparlarken, sizden istirhamım ve ısrarla istirhamım, "küçücük partiler" sözcüğünüzü, nitelemenizi geri almanızdır. Aksi takdirde, bundan alınan partilerin gruplarına söz hakkı doğmuş olacağını varsayacağım, bu da, bu tartışmayı polemik konusu haline getirecek. Lütfen...

Buyurun.

RASİM ZAİMOĞLU (Devamla) – Sayın Başkanım, o sözlerimi geri alıyorum. Yanlış anlaşıldı herhalde, onları geri alıyorum; öyle bir söz söylemedim ben.

Sizlere, bu yolu engellememeniz için tekrar çağrı yapıyorum. Buradan bütün halka, bütün Türkiye'ye, bütün Karadenize sevgilerimi, saygılarımı iletiyorum. Sağ olun, var olun. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

TURHAN GÜVEN (İÇEL) – Sayın Başkan, müsaade eder misiniz...

BAŞKAN – Buyurun Sayın Güven.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Meclis kürsüsünden, zaman zaman, birtakım, istenmeyen, iradedışı laflar sarf edilebiliniyor; tabiî, bu kişinin iradesi varsa. Ancak, Sayın Zaimoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çatısı altında ve doğrudan doğruya vatandaşın verdiği oylarla gelip burada görev ifa eden, burada 250'den fazla sayıya da sahip olan milletvekillerinin tümünü aşağılamış; yalnız aşağılamakla kalmamış, hakaret etmiş. Bunun yanında, bir de "küçücük partiler" demek suretiyle, onların mensup olduğu partilere de hakaret etmek suretiyle, siz her ne kadar "sözünüzü geri alın" dediyseniz bile "almayacağını" da ifade etmek suretiyle, bir şekilde beyana bağlamıştır. (ANAP sıralarından "geri aldı" sesleri)

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Geri aldı.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Efendim, müsaade buyurun... Geri almadı.

Zaman, kimin küçük, kimin büyük; kimin beyninin yeterli, kiminin de yetersiz olduğunu gösterecektir. Ancak -eğer Sayın Zaimoğlu diyorsa- 1983'ten 1991'e kadar Karadenize ne yapmışlar; onun bir hesabını versinler de, ondan sonra burada konuşsunlar.

BAŞKAN – Sayın Güven, bir dakika... Konu farklılaştı, istirham ediyorum...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Gündem içinde kalıyorum, söz içinde kalıyorum.

BAŞKAN – Hayır, söz vermedim efendim. Söz vermedim, sadece niçin söz talep ettiğinizi veya edeceğinizi anlamaya çalışıyorum. Yerinden konuşma diye bir usulümüz yok.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Yani, şu anda bana söz vermeyecek misiniz Sayın Başkan?

BAŞKAN – Efendim, sizin bir söz talebiniz olup olmadığını -Grup Başkanvekilisiniz- anlamaya çalışıyorum; ama, siz konuşma yapıyorsunuz.

TURHAN GÜVEN (İçel) – O zaman, müsaade ederseniz söz talep edeyim.

BAŞKAN – Hangi gerekçeyle söz talep ediyorsunuz?

TURHAN GÜVEN (İçel) – Yapılmış olan hakaret üzerine.

BAŞKAN – Efendim, benim müdahalem üzerine sayın hatip sözlerini geri aldı...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Almadı efendim.

TAHSİN IRMAK (Sıvas) – Düzeltmedi Sayın Başkan.

BAŞKAN – Aldı efendim...

ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Aldı efendim; düzeltti sözlerini.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Düzeltmedi efendim.

BAŞKAN – Sözlerini geri aldı "o sözlerim yanlış anlaşıldı, ben yanlış anlaşıldım, öyle bir söz sarf etmedim" diyerek, o sözleri sarf etmediğini burada beyan etti; sözünü geri aldı. Onun için, lütfen...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Zabıtlardan çıkardınız mı efendim?

BAŞKAN - Efendim, sözünü geri aldı, zabıtlara da girdi.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Girdi?..

BAŞKAN - Evet.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, izin verir misiniz...

BAŞKAN – Sayın Bedük, aynı şekilde, bir sayın grup başkanvekili konuştu.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Hayır, o konu değil, başka bir konu.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bedük.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, sayın konuşmacı ve Sayın Bakan, biraz evvelki konuşmalarında, konuyu, Karadenize yol yapılsın yapılmasın şekline çevirdiler; âdeta bizi itham ettiler.

Doğru Yol Partisi olarak biz, Karadenize yol yapılmasını istiyoruz, sonuna kadar istiyoruz, istemeyen hiçbir kimse yok; ancak, yolsuzluğa karşıyız, yolsuzluğa karşı olduğumuz için bu önergeyi veriyoruz.

BAŞKAN – Sayın Bedük, sözcünüz bunu aynen ifade etti.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sözcümüz söyledi; ama, hålâ ısrar ediyorlar. Burada bir yanlışlık var, milleti kandırma var, biz yolsuzluğa karşıyız...

BAŞKAN – Sayın Bedük, lütfen... Sözcünüz söyledi, bunu tekrarlamanın gereği yok.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Ama, tekrar söylüyorlar, Partimizi itham ediyorlar, önergemizi tahrif ediyorlar, saptırıyorlar.

BAŞKAN – Sayın Bedük, bir dakikanızı rica edebilir miyim...

Burada, sayın partilerin sözcüleri ve olayın tarafları görüşlerini açıklıyorlar. Şimdi, bu mantıkla, size, Sayın Topçu veya Anavatan Partisinden bir sözcü çıkıp, niçin hâlâ usulsüzlükten, yolsuzluktan behsediyorsunuz derse, sizi bağlayıcı böyle bir ithama yahut sözünüzü, davranışınızı engellemeye hakkı yoktur herhalde.

Onun için, elbette, o arkadaşlarımız da kendi görüşlerini açıklayacaklar. Siz de görüşünüzü açıkladınız; lütfen, bu konuyu uzatmayalım.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Arkadaşlarımıza bir şey arz edebilir miyim efendim?

BAŞKAN – Şahsı adına Sayın Halit Dumankaya; buyurun efendim.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Bir cümleyle arz edebilir miyim efendim?

BAŞKAN – Lütfen...Lütfen Sayın Topçu.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Bir cümleyle arz edeceğim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Lütfen, Sayın Bakan...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Arkadaşlarımız beni yolsuzluk yapmakla itham ediyor da, ben, onlara "karayolu yapılmasına karşısınız" dediğim zaman itiraz ediyorlar.

BAŞKAN – Onu söyledim Sayın Bakan.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Biz itiraz etmiyoruz...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Karşısınız!

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Karayolu yapımına itiraz etmiyoruz efendim, konuyu saptırıyorsunuz...

BAŞKAN – Sayın Bedük, sözcünüz ifade etti, siz ifade ettiniz...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Hâlâ ısrar ediyorlar Sayın Başkan.

BAŞKAN – Bunun tartışmasını, lütfen, Genel Kurulda değil, başka yerde yapalım artık. Yani, burada, tutanaklara geçecek şekilde ifade edildi. (Gürültüler)

Sayın Dumankaya, lütfen, 10 dakika içinde toparlayın.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; bizleri televizyonları başında izleyen aziz vatandaşlarım ve yine, bizleri televizyonları başında izleyen ve o Karadeniz yolundan... (RP sıralarından "seçmene selam" sesleri, gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Dumankaya, lütfen, Genel Kurula hitap edelim. Lütfen...

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – ...o Karadeniz yolundan geçip, yüzlerce şehit veren hemşehrilerim...

BAŞKAN – Sayın Dumankaya, lütfen, Genel Kurula hitap edin.

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – ...hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (RP sıralarından "Bravo[!]" sesleri, gürültüler)

KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Seçmene selam!...

MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Burası Genel Kurul...

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – DYP, şöyle yarım sayfa bir gensoru önergesi verdi. Muhalefetin, elbette, denetim görevi vardır. Nedir bunlar: Yazılı ve sözlü sorulardır, Meclis araştırmasıdır, Meclis soruşturmasıdır ve en ağırı da, gensorudur. İşte, DYP'nin vermiş olduğu gensoru önergesinin metni bu kadardır. Ben, Mecliste bir araştırma yaptım; size söylemek istiyorum ki, böyle gayriciddî bir gensoru önergesi bulamadım; ama, ben, DYP'ye ve Refah Partisine kabahat bulmuyorum; onlar, iktidarı kaybetmişler ve bir kan davası güdüyorlar... (RP ve DYP sıralarından gürültüler)

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan "kan davası güdüyorlar" diyor efendim.

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Üzülerek ifade etmek istiyorum ki, bunların bu gensoru önergesine, SHP'nin iştirak etmesinden üzüntü duyuyorum. (CHP sıralarından "CHP, CHP" sesleri) CHP'nin... Niye üzüntü duyuyorum: Burada, CHP, eğer bu Hükümeti destekliyorsa, buraya gelip, bu gensoru önergesine ret oyu verecekti; ama, olayın meydana çıkabilmesi için de, ister araştırma önergesi isterse soruşturma önergesi verecekti. Bunu yapmadı; bu partilerin oltalarına takıldı. (RP ve DYP sıralarından "hakaret ediyor" sesleri)

Değerli arkadaşlarım, Sayın Baykal'ın bu konuşması basına yansıyınca, Sayın Başbakan, CHP'nin değerli Başkanı Deniz Baykal'a gitti "böyle bir beyanatınız vardır; partiniz içerisinden bir komisyon kurun, bunları inceleyin; eğer, böyle bir durum varsa, gensoruyu, soruşturmayı siz verin" dedi; ama, maalesef, bunu da yapmadılar.

ALİ TOPUZ (İstanbul) – Bakalım... Bizim ne yapacağımız belli değil.

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Sayın Bakan buradan izah etti ve "gelin, inceleyin" dedi; bunu da yapmadılar. İşte, burada, bir iyi niyetin olduğunu maalesef düşünemiyorum.

ALİ TOPUZ (İstanbul) – Olmadı hemşerim... Yanlış söyledin...

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bizi, şimdi Türkiye'deki müteahhitler de dinliyor... Yaşar Topçu ne yaptı da bu gensoruya müstahak oldu? (RP sıralarından "zavallı Yaşar Topçu", DYP sıralarından "peşkeş çekti, peşkeş" sesleri) Tenzilatlar mı düşüktü? Ne yaptı; Karadeniz yolunu üç senede bitirmeye karar verdi. Bu karar, DYP'yi de rahatsız etti, Refah Partisini de rahatsız etti.

NECMETTİN DEDE (Muş) – DYP rahatsız olmaz.

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Niçin rahatsız etti; çünkü, Refah Partisi onbir ay iktidarda kaldı, DYP beş sene iktidarda kaldı CHP ile beraber, bu kararı veremediler.

Bakınız, DYP sözcüsü diyor ki: "Biz, 350 kilometre yol ihale ettik." Yok kardeşim öyle bir şey, kendinizi kandırmayın; sadece, 19 kilometre Samsun-Çarşamba yolunu ihale ettiniz, diğerleri yol tamiridir.

Şimdi ne olacak? Şu olacak: 55 inci Hükümet -Sayın Mesut Yılmaz Başkanlığında, Sayın Bülent Ecevit'in ve Sayın Cindoruk'un partilerinin desteklediği bu Hükümet- bu yolu yaptı mı, işte, orada yüzde 5 olan oyunuz sıfırlanacak; sizin endişeniz budur.

Değerli arkadaşlarım, televizyonlarda açıkoturum yapılıyor, dinliyoruz ve bir partinin ileri derecedeki yöneticisi diyor ki: "Yol olsun, yolsuzluk olmasın." Bari dinime küfreden Müslüman olsa. Şimdi, ben, size yolsuzluklar nereden geliyor anlatayım; yolsuzluk şuradan geliyor: Şu, devletin sahte makbuzuyla, bir genel başkan, bindiği yatın parasını öderse, işte yolsuzluk budur.

NECMETTİN DEDE (Muş) – Yok öyle bir şey.

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, yolsuzluk budur. (ANAP sıralarından alkışlar)

Bak, makbuzu gösteriyorum; eğer bu makbuz sahte değilse... Bakın, dinleyin beni, bu makbuzları sahte değilse, Özer Bey -parayı çok sever- Halit Dumankaya'yı mahkemeye versin, hakkımda tazminat davası açsın, hakkımda ceza davası açsın. (ANAP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, sizin burnunuz eskiden bunları duymuyordu da, daha yeni mi koku almaya başladı?!

ALİ RIZA BODUR (İzmir) – Kulak değil o, burun.

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, şimdi, ne yapacaktı Bayındırlık Bakanı: Eğer, bu ihalelere 70 müteahhit giriyor, yarım saatte anlaşıyor. Ha ne olacak, bu ihaleler haddilayık olmasa, tenzilatları çok düşük olsa, Bayındırlık Bakanı bunu iptal eder; ama buradaki tenzilatlar yüzde 21 ilâ yüzde 17 arasında değişiyor. Dolayısıyla, burada müteahhit ne yapmış; bunu Bayındırlık Bakanı bilemez ki. Bu işlerin avan projesi yapılır, avan projeleri de yapılmış. Başka ne yapmış; 1997 birim fiyatlarını dolara endekslemiş ve bu firmalara eskalasyon uygulamayacak, fiyat farkı uygulamayacak.

Değerli arkadaşlarım, bunun yolsuzluğu nerededir? Burada haset vardır, burada kin vardır, burada intikam vardır. Şimdi, bakınız, CHP'li kardeşlerimden başlıyorum. Erzincan zelzele ihalelerini onlar yaptı. Nasıl yaptılar...

AHMET NEİDİM (Sakarya) – Ondan sonra zelzele felaketine uğradılar.

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Tercan, Kemer, Çeşmeköy 30 adet afet konut inşaatı yüzde 3 tenzilat -ben inşaatların ismini okumuyorum, zaman kaybetmeyeyim- 7,30 tenzilat, 6,50 tenzilat, 6,20 tenzilat; 5,50 tenzilat; 2,20 tenzilat ve tenzilatlar 6'yı geçmiyor.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli CHP'liler; bu ihaleler yapıldığı zaman, sizin burnunuza pis koku gelmedi mi?!

YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sizin hakkınızda geldi.

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Yüzde 2-3 ile bunları -hem de davet usulüyle- verdiniz.

ALİ TOPUZ (İstanbul) – Getirseydiniz buraya.

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, devam ediyorum. (DYP sıralarından "Bitmedi mi" sesleri)

Bitmedi... Size söyleyeceklerim var.

Bakınız, Ulaştırma Bakanlığındaki ihalelerdeki tenzilatlar da -hem de davet usulüyle; bunlardan 100-150 tane okurum- yüzde 2 ilâ yüzde 5 arasında ve içlerinden birçoğu yapılmadı... Sizin burnunuza buradan koku gelmedi mi?!

TAHSİN IRMAK (Sıvas) – Seninkine gelmedi mi?! Niye vermediniz?

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, dahası var.

Millî Eğitim Bakanlığı inşaatları... 300 tane inşaat. Buradaki tenzilatlar da yüzde 10 ilâ yüzde 9 arasında. O zaman, sizin burnunuz tıkalı mıydı?! Pis koku burnunuza gelmiyor muydu?!

Değerli arkadaşlarım, gençlik ve sporla ilgili bakanlıkta yaptığınız ihalede, müheahhitlik karnesi olmayan adama iş verdiniz; teftiş kurulu raporuyla buradadır.

Yine, Sayın Tansu Çiller'in yalılarını, villalarını yapan adama, sahte evrakla -ihale evrakına yüzde 10 avans verilecek- ihale evrakı çekildikten sonra, aynı numarayla, aynı tarihle, yüzde 30 avans vermek üzere, ihale verdiniz. Yine, ihale yapıldığında, müteahhitlik karnelerinin süresi geçmiş insanlara ihale verdiniz. Siz, burada, nasıl konuşuyorsunuz ki "yol olsun da yolsuzluk olmasın."

Değerli arkadaşlarım, insan, buraya çıktığı zaman, biraz utanır; televizyona çıktığı zaman yüzü kızarır. (ANAP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; DYP sıralarından gürültüler)

Değerli arkadaşlarım, bakınız, yine 1992 yılında ihale ettiğiniz, gençlik ve sporla ilgili bakanlıktaki işlerin fizikî durumu: 40-50 tanesi yüzde 20 ilâ yüzde 30 arasında bekliyor. Bizim beklemeye tahammülümüz yoktur.

KADİR BOZKURT (Sinop) – Kaç tane dairen var?.. Nereden aldın onları?..

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – O bakımdan...

KADİR BOZKURT (Sinop) – Sayın Dumankaya, mal varlığınızı bir açıklar mısınız.

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Karadenizdeki o yol yapılacak. (RP ve DYP sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Dumankaya, lütfen toparlayalım.

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – Refah Partisi Sözcüsü, Erzurum Milletvekili, ekbütçe üzerinde konuştuğu zaman, bakın ne diyor, şuuraltından konuşuyor: "Bütçe Komisyonu Başkanı Karadenizli, Başbakan Karadenizli, çoğunluk milletvekili Karadenizli, elbette siz bu yolu yaparsınız; ama, Erzurum bu yoldan yararlanmayacak."

Kardeşim, ben, Erzurum'la hududum; Erzurum da, Bayburt da, Gümüşhane de ve birçok il de, bu yoldan istifade edecektir.

Bakınız, burada, Refah Partisi, Konyalı bir arkadaşımızı konuşturdu. Karadenizin o dar yolundan akrabaları geçmemiş, trafik kazasında ölmemiş. Niye o Karadenizli milletvekili konuşmadı?..

MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) – Bölgecilik yapma!..

HALİT DUMANKAYA (Devamla) – DYP, Denizli milletvekilini konuşturdu, Çanakkale milletvekili konuştu. Konuşsanıza. Niye konuşmadınız... (RP sıralarından gürültüler)

Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Dumankaya, teşekkür ediyorum.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, bu sözcü arkadaşlarımız, maalesef yol ile yolsuzluğu karıştırıyorlar.

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Sayın Başkan, bir şey söylemek istiyorum: Arkadaşımız, burada Karadenizli milletvekilleri niye konuşmadı dedi. Ben, burada bir açıklama getirmek istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Kemalettin Göktaş, lütfen...

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Sayın Başkan, yerimden bir açıklama getirmek istiyorum.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Getirsin, getirsin.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Güven, lütfen... Yani, bir açıklamayı gerektirecek bir şey yok.

Sayın milletvekilleri...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, müsaade buyurun.

Gayriciddilikle birtakım kelam ediliyor burada ve 1992 yılından bahsediliyor. Ulaştırma Bakanı kimmiş 1992 yılında; bir araştırsın canım!..

BAŞKAN – Sayın Güven, araştırması talebini sayın sözcüye başka yerde çıkarabilirsiniz; ama, burası bir münazara...

TURHAN GÜVEN (İçel) – İyi ama, şu anda bizden, benim partimden bahsediyor.

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu görüşmeler, bir karşılıklı münazara değil.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Elbette, ben de biliyorum onu...

BAŞKAN – Lütfen... Bir Grup Başkanvekilinin talebini dinlemezlik etmek istemiyorum; ama, lütfen, bu konuda da taleplerimizi yerinde yapalım.

Sayın milletvekilleri, gensoru üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Görüşmeler sırasında, Başkanlığımıza bir güvensizlik önergesi verilmiştir; okutup, bilgilerinize sunacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

55 inci Hükümetin Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu, 30 Ekim 1997 ilâ 2 Ekim 1997 tarihleri arasında yapılan Karadeniz karayolu ihalesinde, kanunlara ve teamüllere aykırı bir şekilde davranmak suretiyle, ihaleyi ANAP'a yakınlığıyla bilinen firmalar arasında paylaştırdığı ve bu şekilde devletimiz zarara uğratıldığı için ve gensoru önergemizde ileri sürülen gerekçeler nedeniyle güvensizlik duyuyoruz.

Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçu hakkında güvenoylaması yapılmasını arz ve teklif ederiz. 8.12.1997

Turhan Güven Saffet Arıkan Bedük Nevfel Şahin

İçel Ankara Çanakkale

Tahsin Irmak Necati Çetinkaya

Sıvas Konya

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Okunmuş bulunan bu güvensizlik önergesinin oylanması, Anayasanın 99 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, 1 tam gün geçtikten sonra, yani 10 Aralık 1997 Çarşamba günü yapılacaktır.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, Hükümetin güvenoylaması talebi var mı acaba? Anlayamadım da...

BAŞKAN – Hayır, yok.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Yok mu; anlaşıldı!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince, Petrol Ofisi Genel Müdürlüğünde yolsuzluk ve usulsüzlük nedeniyle 1993 - 1994 yıllarında meydana gelen kurum zararının tespit edilmesi amacıyla kurulmuş bulunan 10/160 esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Raporu ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 9 Aralık 1997 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 17.55

IV. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Elazığ Milletvekili Ömer Naimi Barım’ın, DDY Genel Müdürlüğünce yapılan Portal Freze Tezgâhı İhalesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/3737)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 28.10.1997

Ömer Naimi Barım

Elazığ

1. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü’nün Portal Freze Tezgâhı İhalesi hangi kıstaslara göre hazırlanmıştır.

2. “Teklif veren firma, teklif ettiği tezgâhın aynısını daha önce demiryolu makasları üreten firmaya sattığını belgelemek ve ilgili referansları vermek mecburiyetindedir” hükmüne rağmen; İhale Şartnamesine uymamasına, referans göstermemesine ve oldukça geri teknolojiye sahip Koç Holding’e bağlı, merkezi İşviçre’de bulunan KOFİSA firmasına verildiği doğru mudur? Doğru ise bu ihaleden kimler, hangi menfaatleri elde etmişlerdir? Bu ihale sebebiyle Devletimizin zararı ne kadardır?

3. Daha önce yine Koç Holding’e bağlı KOFİSA’nın Devlet Demir Yolları Çankırı Fabrikası’na makine sattığı ve bu makinalardan beklenen verimin alınamamasına rağmen, ihale şartnamesine uyan ve ileri teknoloji sahibi olan firmalara neden verilmemiştir?

T.C.

Ulaştırma Bakanlığı

Araştırma Planlama ve 5.12.1997

Koordinasyon Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21.EA/1803-22945

Konu : Elazığ Milletvekili Sayın

Ömer Naimi Barım’ın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İLGİ : 18.11.1997 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02/9434 sayılı yazınız.

Elazığ Milletvekili Sayın Ömer Naimi Barım’ın 7/3737-9137 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Necdet Menzir

Ulaştırma Bakanı

Elazığ Milletvekili Sayın Ömer Naimi Barım’ın 7/3737-9137 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

1. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünün Portal Freze Tezgâhı İhalesi hangi kıstıslara göre hazırlanmıştır?

2. “Teklif veren firma, teklif ettiği tezgâhın aynısını daha önce demiryolu makasları üreten firmaya sattığını belgelemek ve ilgili referansları vermek mecburiyetindedir” hükmüne rağmen; İhale Şartnamesine uymamasına, referans göstermemesine ve oldukça geri teknolojiye sahip Koç Holding’e bağlı, merkezi İsviçre’de bulunan KOFİSA firmasına verdiği doğru mudur? Doğru ise bu ihaleden kimler, hangi menfaatleri elde etmişlerdir? Bu ihale sebebiyle Devletimizin zararı ne kadardır?

3. Daha önce yine Koç Holding’e bağlı KOFİSA’nın Devlet Demiryolları Çankırı Fabrikasına makina sattığı ve bu makinalardan beklenen verimin alınamamasına rağmen, ihale şartnamesine uyan ve ileri teknoloji sahibi olan firmalara neden verilmemiştir?

Cevaplar :

1. TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünce portal freze tezgâhının satın alınması, 250 adet/yıl makasa göre kurulan Çankırı Makas Fabrikasının iş kapasitesini 450-500 adet/yıl makasa çıkartmak, maliyetleri düşürmek ve teşkilatın artan makas ihtiyacını karşılamak, bunun yanında Büyük Şehir Belediyelerinin metro çalışmalarındaki ihtiyaçları da göz önüne alınarak yapılmıştır.

2. Koç Holdinge bağlı KOFİSA firması, temsilci olduğu İtalya’da yerleşik Mario Carnaghi firmasınca bu tezgâhın aynısını İtalya Demiryollarına Makas İmal eden İtalyan So.Co.Fer firmasına satıldığı, So.Co.Fer firmasından alınan ve İtalyan Ticaret Odası tasdikli referans mektubundan anlaşılmış, bu referans mektubu da teknik heyetçe yeterli bulunmuştur.

Teklif veren ve teknik yönden uygun bulunan her iki firma arasında yaklaşık 65 Milyar TL (%14) fark bulunduğundan bu alımda TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Devletimizin 65 Milyar TL kârlı olduğu tespit edilmiştir.

3. Daha önce KOFİSA Firmasının Çankırı Makas Fabrikasına satmış olduğu İtalya’da yerleşik Bonardı Firmasına ait tezgâhlar 7.5.1990 tarihinden itibaren üreticinin fabrikasında teknik tesellümleri yapılmış, 5.11.1990-7.12.1990 tarihleri arasında Çankırı Makas Fabrikasına getirilerek 1.7.1991 tarihinden itibaren montajlarına başlanmış 11-15 Kasım 1991 tarihleri arasında da tezgâhlar çalıştırılarak kesin kabulleri yapılmıştır. Portal freze tezgâhına teklif veren firma ile daha önce temin edilen tezgâhları veren firma aynı değildir. Çankırı Makas Fabrikasına teslim edilen bu tezgâhlarla 1997 yılında 180 adet makas üretimi gerçekleştirilecektir. Verim alınmaması sözkonusu değildir.

Portal freze hakkında yapılan şikayet üzerine konu TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulunca incelemeye alınmış, Hukuk Müşavirliğinin görüşü alındıktan sonra, ihalenin devamına karar verilmiştir.

Tezgâhın tesellümü firmanın işyerinde yapılacak olup, tüm testlerin olumlu çıkması halinde tezgâh sevk edilecek ve ödemesi bundan sonra gerçekleştirilecektir.

TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Şartnameleri ve satınalma yönetmeliği gereği, firmaların taahhütlerini yerine getirememeleri halinde kesin teminatları irad kaydedilmekte olup, TCDDİşletmesi Genel Müdürlüğü’nün uğrayacağı zararlarında tahsili cihetine gidilmektedir. Ayrıca vecibesini tam olarak yerine getirmeyen firmalara bir yıl süreyle TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü ihalelerine katılamama cezası verilmektedir.

2. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, Yozgat Şeker Fabrikası’na ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez’in yazılı cevabı (7/3740)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Yalım Erez tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep etmekteyim.

Gereğini saygılarımla arz ederim. 28.10.1997

Dr. Kâzım Arslan

Yozgat

1. Yozgat Şeker Fabrikası için, 1997 yılı içerisinde, genel bütçe ve diğer fasıllardan hangi tarihlerde ve ne kadar ödenek gönderilmiştir?

2. Adı geçen Fabrika ne zaman üretime geçecektir?

3. Gönderilen bu ödeneklerin, bu güne kadar ne kadarı harcanmıştır?

4. Bu yıl için, mevcuda ilaveten, ödenek ihtiyacı var mıdır?

T.C.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Bağlı ve İlgili Kuruluşlar Dairesi Başkanlığı 4.12.1997

Sayı : B.140/BİK-0000003/SÖ-2-1662

Konu : Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterliği

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı)

İlgi : 18.11.1997 tarih ve 9431 sayılı yazınız.

Yozgat Milletvekili Dr. Kâzım Arslan’ın Yozgat Şeker Fabrikası hakkındaki yazılı soru önergesine ilişkin bilgiler ekte sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Yalım Erez

Sanayi ve Ticaret Bakanı

T. Şeker Fabrikaları A.Ş.

Genel Müdürlüğü 26.11.1997

Yozgat Milletvekili Sayın Dr. Kâzım Arslan’ın Yazılı Soru Önergesi

1. Yozgat Şeker Fabrikası Projesine 1997 Yılı Yatırım Programında 100 milyar lira ödenek tahsis edilmiştir. 1997 yılı Mart ayında 900 milyar lira, Eylül ayında 900 milyar lira olmak üzere toplam 1 trilyon 800 milyar lira ek ödenek tahsis edilmiş ve projenin toplam ödeneği 1 trilyon 900 milyar lira olmuştur.

2. Fabrika, 1997 yılı Aralık ayının 2 nci yarısında deneme işletmesine alınacaktır.

3. Söz konusu projeye 1997 yılında (muhasebe kayıtlarına intikal eden) 31.10.1997 tarihi itibariyle1 trilyon 75 milyar 560 milyon lira harcama yapılmıştır. Yıl sonu itibariyle ödeneğin tamamı harcanacaktır.

4. 1997 yılı için mevcuda ilaveten, ödenek ihtiyacı yoktur.

3. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, hakkında tutuklama kararı bulunan bazı kişilere ve Eşber Yağmurdereli’nin tutuklanmasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/3756)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanınca yazılı olarak yanıtlanması için gereğini saygıyla dilerim.

Sabri Ergül

İzmir

1. İstanbul “Gazi Mahallesi’nde 19 yurttaşımızın ölümüne neden oldukları, 19 yurttaşımızı öldürdükleri iddiası ile Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan sanık polislerden 8’inin tutuklamalarına karar verilmiş ve yakalanmaları için Emniyet Genel Müdürlüğüne talimat gönderilmiştir.

Tutuklamalarına karar verilen Metin Çakmak, Hamdi Özata, Adem Albayrak, Metin Gündoğan, Hasan Yavuz, İsa Bostan, Sedat Özenir ve Hayrullah Şişman isimli ve halen görevleri başında bulunan ve devletten maaş alan polis memurlarının giyabi tevkiflerine, yani görüldükleri yerde yakalanarak tutuklanmalarına dair Ağır Ceza Mahkemesi Kararının yerine getirilmediği ve görevli bu polislerin yine görevli polisce 2 aya yakın süredir yakalanmadığı doğru mudur?

2. Bu durumu, Eşber Yağmurdereli’yi C. Savcılığı yakalama emri olmadan yakalayan polislerin varlığı karşısında nasıl izah edecek siniz?

3. Bu durumu, Manisa’da çoğunluğu 14 ila 18 yaşlarında ve lise öğrencisi16 çocuğa ağır ve insanlık dışı işkenceler yaptıkları iddiası ile C. Savcılığının 70’er yıl ağır hapis cezası istemi ile yargılanan 10 polisin, Manisa Ağır Ceza Mahkemesinde duruşmada hazır bulundurmaları kararına rağmen, görev yaptıkları aynı caddede üzerinde ve 150 metre uzaklıktaki İl Emniyet Müdürlüğünden duruşmaya getirilmemiş olmalarını nasıl izah edecek siniz?

4. Hakkında tutuklama kararı bulunduğu tüm medyada aylardır yazılan, söylenen Türkiye Kalkınma Bankası eski Genel Müdürü Özal Baysal’ın eline kolunu sallayarak Ankara ve İstanbul’da dolaşmasını; gıyabi tutuklu iken, İstanbul’daki bir ceza mahkemesine gidip ifade vermesine rağmen yakalanmamasını nasıl izah edecek siniz?

T.C.

İçişleri Bakanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğü 5.12.1997

Sayı : B.05.1.EGM.0.12.01.01/261605

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 18.11.1997 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-8893-7/3756-9144-23879 sayılı yazısı.

İzmir Milletvekili Sabri Ergül tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

1.12-13 ve 15 Mart 1995 tarihlerinde İstanbul ili Gaziosmanpaşa ve Ümraniye ilçelerinde meydana gelen olaylarla ilgili olarak Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’nde 16.9.1997 tarihinde yapılan duruşma neticesinde; Polis Memuru Adem Albayrak, Hayrullah Şişman, Sedat Özenir, Metin Mehmet Gündoğan, Hamdi Özata, Metin Çakmaz, Hasan Yavuz ve İsa Bostan hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarılmıştır.

Adı geçenler hakkında Gıyabi Tutuklama Kararı’nın yerine getirilmesi için çalıştıkları kadrolara talimat verilmiştir.

Polis Memurları; İsa Bostan’ın 21.12.1996 tarihinde 3 üncü Piyade Tugay 40 ncı Piyade Alay Hava Er Eğitim Tabur Komutanlığı Isparta adresinde askerlik görevini ifa etmek üzere ücretsiz izne ayrıldığı, Hamdi Özata’nın Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 97/1221 sayılı tutuklama müzekkeresi üzerine 3.10.1997 tarihinde teslim olarak Elazığ Ceza ve Tutukevine konulduğu, tutuklandığı tarihten itibaren görevden uzaklaştırıldığı, Mehmet Gündoğan’ın; 3.11.1997 tarihinde Trabzon Emniyet Müdürlüğü’ne teslim olarak Trabzon Kapalı Cezaevine konulduğu, tutuklandığı tarihten itibaren görevden uzaklaştırıldığı, Hayrullah Şişman’ın 4.11.1997 günü Trabzon Emniyet Müdürlüğü’ne teslim olarak aynı gün cezaevine konulduğu, Sedat Özenir’in İçel Emniyet Müdürlüğü’ne müracaat etmesi üzerine sevk edildiği 3 üncü Sulh Ceza Mahkemesi’nin 28.10.1997 gün ve 97/578 sayılı kararı ile tutuklandığı, Adem Albayrak’ın 3.11.1997 günü Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına teslim olarak aynı gün cezaevine konulduğu, tutuklandığı tarihten itibaren görevden uzaklaştırıldığı, Hasan Yavuz’un 13.10.1997 günü Of Cumhuriyet Başsavcılığına teslim olarak Of Kapalı Cezaevine konulduğu, tutuklandığı tarihten itibaren görevden uzaklaştırıldığı, Metin Çakmaz’ın tutuklanarak cezaevine konulduğu, Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17.11.1997 tarihli duruşma tutanağından anlaşılmıştır.

Haklarında gıyabi tutuklama kararı verilen (8) sanık polis memurlarından; İsa Bostan (Askerde olduğundan) haricinde tüm sanıklar hakkındaki gıyabi tutuklama kararının vicahiye çevrilerek cezaevine konuldukları kayıtlarımızın tetkikinden ve Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17.11.1997 tarihli duruşma tutanağından anlaşılmıştır.

2. Mehmet Eşber Yağmurdereli : İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 1995/3473 sayılı yakalama müzekkeresiyle (1) yıl (8) ay hapis cezasına hükümlü olduğundan dolayı arandığı, Samsun 2 nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 8.9.1991-5.3.2014 sayılı kararı ile (23) yıl hapis cezasına hükümlü olduğu ve aynı mahkemenin 11.7.1997 tarih ve 1997/94 sayılı yakalama müzekkeresine istinaden, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 1997/7-616 sayılı yakalama müzekkeresi ile yakalanması istenildiğinden, polis yargı mercilerince verilen kararları yerine getirmiştir.

3. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi’nin 3.9.1997 gün ve 1996/128 sayılı yazıları ile teşhis amacıyla 22.10.1997 günü duruşmada hazır bulundurulmaları istenilen polisler belirtilen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmuşlardır. Ancak mahkeme tarafından yüzleştirmenin gerekmediği belirtilmiş, bundan sonraki duruşmalara katılmalarına gerek görülmemiştir. Sözkonusu polisler hakkında yakalama, tutuklama veya herhangi bir sebepten dolayı çıkarılmış müzekkere bulunmamaktadır.

4. Türkiye Kalkınma Bankası eski Genel Müdürü Özal Baysal’ın Ankara ve İstanbul’da gidebileceği adresler tespit edilmiş, bütün aramalara rağmen bulunamamıştır. Gıyabi Tutuklama Kararı olduğu halde İstanbul’da bir ceza mahkemesine gidip ifade vermesi konusunda ilgililer hakkında inceleme ve soruşturulmasına Polis Müfettişi görevlendirilmiş olup, tahkikat henüz neticelenmemiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Murat Başesgioğlu

İçişleri Bakanı

4. – Balıkesir Milletvekili Abdülbaki Ataç’ın, “Müsabaka Yerlerine Serbest Giriş Yönetmeliği”’nde yapılan değişikliğe ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yücel Seçkiner’in cevabı (7/3761)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Yücel Seçkiner tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasının delaletlerinize arz ederim. 30.10.1997

Saygılarımla, A.Baki Ataç

Balıkesir

22 Aralık 1992 tarih ve 21443 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “Müsabaka Yerlerine Serbest Giriş Yönetmeliği”nin değişik 14 üncü Maddesinin 6 No’lu Alt Bendinin 26.9.1997 tarih ve 23122 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle Değişik Dördüncü Paragrafı 2.10.1997 tarih ve 23138 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yönetmelikle değiştirilmiştir. Değişiklik ile serbest giriş kartının kimlere ve nasıl verileceği düzenlenmiştir.

Söz konusu yönetmelik değişikliği ile yönetmelikte belirtilen şartları taşıyan kişilere “Dünya Spor Yazarları Birliği’ne (AİPS) üye olan ve kamu yararına çalışan dernek statüsüne giren dernekler kanalı ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından Serbest Giriş Kartı verilir” hükmü getirilmiştir.

Yapılan bu değişiklik ile 31 İlde örgütlü bulunan ve kendi alanında ülkemizin en büyük derneği konumundaki Anadolu Spor Gazetecileri Derneği’nin (ASGD) yaklaşık 800 üyesi mağdur durumda bırakılmış ve bu durum şikayet ve tepkilere neden olmuştur.

1. Söz konusu yönetmelikte iki ve hatta daha fazla değişiklik yapılmasının nedeni ve amacı nedir?

2. 2.10.1997 tarih ve 23138 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan söz konusu değişiklikten önce, aynı yönetmelikte 26.9.1997 tarih ve 23122 sayılı Resmî Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklikten niçin vazgeçilmiştir? Bu kararla belli bir derneğe ayrıcalık tanınmış mıdır? Değişiklik belli bir derneğin baskısı veya isteği doğrultusunda mı yapılmıştır?

3. Türkiye’de “Dünya Spor Yazarları Birliği’ne (AİPS) üye olan ve kamu yararına çalışan dernek statüsüne giren dernekler” tanımı kapsamına giren kaç dernek vardır? Bu derneklerin adları nelerdir?

4. Anadolu Spor Gazetecileri Derneği (ASGD) bugünkü statüsü ile “Dünya Spor Yazarları Birliği’ne (AİPS) üye olan ve kamu yararına çalışan dernek” statüsüne giren dernek midir? Dünya Spor Yazarları Birliği’ne (AİPS) üye olma koşulları nelerdir? Anadolu Spor Gazetecileri Derneği (ASGD) bu birliğe üye olabilir mi?

5. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Müsabaka Yerlerine Serbest Giriş Yönetmeliğinde Değişiklik” ile Türkiye’de var olan iki Spor Yazarları Derneği arasında Anayasanın 10 uncu Maddesinde yazılı “Devlet Organları ve İdare Makamları Bütün İşlemlerinde Kanun Önünde Eşitlik İlkesine Uygun Olarak Hareket Etmek Zorunda” amir hükmü ile düzenlenen kanun önünde eşitlik kuralına uyulmuş mudur, uyulmamış mıdır?

Bu yapılan son değişiklik ile herhangi bir derneğe imtiyaz tanınmış mıdır?

6. Söz konusu yönetmelik değişikliği, Dünyanın ve Türkiye’nin gündeminde olan yerelleşme ilkesine uygun mudur? Bu değişiklik yerel spor yazarlığının gelişimine olumsuz etkide bulunabilir mi?

7. Yönetmelik değişikliğinin yukarıdaki mülahazalar veya başkaca nedenlerle, yeniden gözden geçirilerek geri alınması düşünülmekte midir?

T.C.

Devlet Bakanlığı

Sayı : B.02.0.005/00294 4.12.1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 18.11.1997 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/3761-9176 sayılı yazınız.

Balıkesir Milletvekili Abdulbaki Ataç’ın 7/3761-9176 esas nolu yazılı soru önergesine verilen cevaplar ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Yücel Seçkiner

Devlet Bakanı

Balıkesir Milletvekili Abdulbaki Ataç’a Ait 7/3761-9176 Esas No’lu

Soru Önergesine Verilecek Cevaba Esas Olacak Bilgiler

Soru 1. Söz konusu yönetmelikte iki ve hatta daha fazla değişiklik yapılmasının nedeni ve amacı nedir?

Cevap 1. Serbest Giriş Kartı Yönetmeliğinde 2.10.1997 gün 23128 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandığı şekliyle yapılan değişiklik ile basın mensuplarının bu haktan düzenli ve sağlıklı bir şekilde faydalanabilmelerinin sağlanması amaçlanmıştır.

Soru 2. 2.10.1997 tarih ve 23138 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan söz konusu değişiklikten önce, aynı yönetmelikte 26.9.1997 tarih ve 23122 sayılı Resmî Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklikten niçin vazgeçilmiştir? Bu kararla, belli bir derneğe ayrıcalık tanınmış mıdır? Değişiklik belli bir derneğin baskısı veya isteği doğrultusunda mı yapılmıştır?

Cevap 2. Söz konusu değişiklikten önce yapılan ve 26.9.1997 günlü Resmî Gazete’de yayımlanan aynı yöndeki değişiklik metninin sehven eksik hazırlandığı görüldüğünden, gerekli düzeltme yapılarak 2.10.1997 günkü Resmî Gazete’de yeniden yayımlatılmıştır.

Soru 3. Türkiye’de “Dünya Spor Yazarları Birliğine (AİPS) üye olan ve kamu yararına çalışan dernek statüsüne giren dernekler” tanımı kapsamına giren kaç dernek vardır? Bu derneklerin adları nelerdir?

Cevap 3. Türkiye’de “AİPS’e üye olan ve kamu yararına dernek statüsüne giren dernekler” tanımına sadece Türkiye Spor Yazarları Derneği girmektedir.

Soru 4. Anadolu Spor Gazetecileri Derneği (ASGD) bugünkü statüsü ile Dünya Spor Yazarları Birliği’ne (AİPS) üye olan ve kamu yararına çalışan dernek” statüsüne giren dernek midir? Dünya Spor Yazarları Birliği’ne (AİPS) üye olma koşulları nelerdir? Anadolu Spor Gazetecileri Derneği (ASGD) bu birliğe üye olabilir mi?

Cevap 4. Anadolu Spor Gazetecileri Derneği şu günkü statüsü ile AİPS’e üye olmayıp, kamu yararına dernek statüsünde de değildir.

Dünya Spor Yazarları Birliği’ne AİPS’e üye olabilmek için en önemli şart derneğin tüm üyelerinin sadece profesyonel olarak spor yazarlığı (foto muhabirliği, yazarlık, tv, radyo) yaptıklarının kanıtlanmış olmasıdır.

Ayrıca AİPS statüsünde (Bölüm II/Madde 6) belirtildiği gibi Dünya Spor Yazarları Derneği kendi alanında her ülkeyi ancak bir tek derneğin temsil etmesini öngörmektedir. 1965 yılından beri AİPS’e üye olan ve kendi üyelerinden biri olan Togay Bayatlı’nın AİPS Başkanlığına seçilmesi başarısını gösteren Türkiye Spor Yazarları Derneğinin dışında spor yazarları ile ilgili bir kuruluşun AİPS’e üyeliği mümkün görülmemektedir.

Soru 5. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Müsabaka Yerlerine Serbest Giriş Yönetmeliğinde Değişiklik” ile Türkiye’de var olan iki Spor Yazarları Derneği arasında Anayasanın 10 uncu maddesinde yazılı Devlet Organları ve İdare Makamları Bütün İşlemlerinde Kanun Önünde Eşitlik İlkesine Uygun Olarak Hareket Etmek Zorunda” amir hükmü ile düzenlenen kanun önünde eşitlik kuralına uyulmuş mudur, uyulmamış mıdır? Bu yapılan son değişiklik ile herhangi bir derneğe imtiyaz tanınmış mıdır?

Cevap 5. Yönetmelikte yapılan değişiklik ile kanun önünde eşitlik kuralı zedelenmiş ve bir derneğe imtiyaz tanınmamıştır.

Soru 6. Söz konusu yönetmelik değişikliği, Dünyanın ve Türkiye’nin gündeminde olan yerelleşme ilkesine uygun mudur? Bu değişiklik yerel spor yazarlığının gelişimine olumsuz etkide bulunabilir mi?

Cevap 6. Yapılan değişiklik yerel spor yazarlığının gelişimine olumsuz bir etki yaratmayacaktır. Aksine yerel spor yazarlarının bu branşı pofesyonel olarak yürütmelerini teşvik edecektir.

Soru 7. Yönetmelik değişikliğinin yukarıdaki mülahazalar veya başkaca nedenlerle, yeniden gözden geçirilerek geri alınması düşünülmekte midir?

Cevap 7. Serbest Giriş Yönetmeliğinde spor yazarları ile ilgili ortaya çıkan durum sonucunda Türkiye Spor Yazarları Derneği, Anadolu Spor Gazetecileri Derneği ve Sn. Togay Bayatlı’nın Genel Başkanı olduğu Dünya Spor Yazarları Derneği Genel Başkanlığı yetkilileri ile istişari görüşmeler yapılmakta olup, gelişmeler herhangi bir yeniliği gündeme getirirse, gerekli işlemler yapılacak ve ayrıca bilgi sunulacaktır.

Arz ederim.

5. – Hatay Milletvekili Atilâ Sav’ın, özel sağlık kuruluşlarına “sürücü olur” belgesi verme yetkisinin bekletilmesinin nedenine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy’un yazılı cevabı (7/3765)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen yazılı soru önergemin Sağlık Bakanı’nca yanıtlanması hususunu takdirlerinize sunarım. Saygılarımla.

Atilâ Sav

Hatay

Soru : Trafik Kanunu’nun 41 nci maddesinin (c) bendine göre sürücü belgesi almak isteyenlerin resmî ve özel sağlık kuruluşlarından “sürücü olur” belgesi almaları gerekmektedir.

Yasanın anılan maddesinde belirtilen Yönetmelikte bu kuralların belirlenmesi görevi Bakanlığınıza verilmiş bulunmaktadır.

Bakanlık Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce, bu görevin esasları hakkında 14.8.1997 tarihli bir Genelge de çıkarıldığı halde bu doğrultuda görev yapmak isteğiyle başvuruda bulunan özel sağlık kurumlarının başvurularını işleme koymadığı doğru mudur?

Bakanlığın bu konudaki başvuruları red veya kabul yolunda karar vermesi ve işlem yapması olanağı varken sistematik olarak beklemeye alındığı ve gerekçe göstermeksizin bekletildiği yolundaki iddialar doğru mudur?

Bu yoldaki bekletme iddiaları yerinde değilse başvuruların ne kadar süre içinde karara bağlandığı söylenebilir? Bugüne kadar bu yolda yetki verilen özel sağlık kurumlarının sayısı kaçtır?

T.C.

Sağlık Bakanlığı

Hukuk Müşavirliği 5.12.1997

Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/2463

Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 18.11.1997 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/3765-9209/24018 sayılı yazıları.

Hatay Milletvekili Sayın Atilâ Sav tarafından, “özel sağlık kuruluşlarına sürücü olur belgesi verme yetkisinin bekletilmesinin nedeni” ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. Halil İbrahim Özsoy

Bakan

Hatay Milletvekili Sayın Atilâ Sav tarafından, “özel sağlık kuruluşlarına’sürücü olur’ belgesi verme yetkisinin bekletilmesinin sebebi” ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabıdır:

“Soru : Trafik Kanunu’nun 41 inci maddesinin (c) bendine göre sürücü belgesi almak isteyenlerin resmî ve özel sağlık kuruluşlarından ‘sürücü olur’ belgesi almaları gerekmektedir.

“Yasanın anılan maddesinde belirtilen Yönetmelikte bu kuralların belirlenmesi görevi Bakanlığınıza verilmiş bulunmaktadır.

“Bakanlık Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce, bu görevin esasları hakkında 14.8.1997 tarihli bir Genelge de çıkarıldığı halde bu doğrultuda görev yapmak isteğiyle başvuruda bulunan özel sağlık kurumlarının başvurularını işleme koymadığı doğru mudur?

“Bakanlığın bu konudaki başvuruları red veya kabul yolunda karar vermesi ve işlem yapması olanağı varken sistematik olarak beklemeye alındığı ve gerekçe gösterilmeksizin bekletildiği yolundaki iddialar doğru mudur?

“Bu yoldaki bekletme iddiaları yerinde değilse başvuruların ne kadar süre içinde karara bağlandığı söylenebilir? Bugüne kadar bu yolda yetki verilen özel sağlık kurumlarının sayısı kaçtır?

Cevaplar :

Öncelikle belirtmek gerekir ki; “sürücü olur” belgesi vermek üzere vaki müracaatların bekletilmesi, haklarında işlem yapılmaması gibi bir durum ve tutum asla sözkonusu değildir. Zira, vaki müracaatlar, mevzuat hükümlerine göre değerlendirilmekte ve gereken işlemler hemen yapılmaktadır.

Şöyle ki :

Bakanlığımız kayıtlarının incelenmesinden, mevzuat hükümlerine uygun olan ve yetkilendirme için gereken şartları haiz olan müracaatların azamî üç (3) gün içinde sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır.

Kasım 1997 ayı sonu itibarıyla yetki belgesi almak için Bakanlığımıza 61 başvuru yapılmış ve değerlendirmeler neticesinde 57 adet müracaat sonuçlandırılarak talep sahiplerine belgeleri verilmiş bulunmaktadır.

(4) adet başvuru dosyası üzerinde ise incelemeler devam ettirilmektedir. İlgili mevzuat hükümlerine göre şartları haiz olanlara yetki belgeleri verileceği gibi, noksanlıklar var ise giderilmesi istenilecek; şartları haiz olmayanlara ise yetki belgesi verilmeyecektir.

Hukuk devleti ilkesine hassasiyet gösteren Bakanlığımızın mevzuata uymayan bir tutum içinde olmasının sözkonusu edilmeyeceğini belirterek, gösterilen ilgiden dolayı teşekkür ederim.

6. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, kaybolan bir şahsa ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/3767)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın yazılı olarak cevaplandırılmak üzere İçişleri Bakanına yöneltilmesini saygılarımla arz ederim.

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Sorular :

Çanakkale - Behramkale (ASOS), de ikamet etmekte iken 2 Kasım 1996 günü saat 14.30 sularında “Balığa çıkıyorum” diyerek evden çıkan Giresun Merkez nüfusa kayıtlı Ali oğlu, Gülşen’den doğma 2 Ekim 1959 doğumlu Can Kuloğlu’ndan 2 Kasım 1996 tarihinden beri haber alınamamıştır.

Ertesi gün yani 3 Kasım 1996 günü sabah 9.30 sularında Molivos kıyısında Assos’un karşısındaki ada yakınlarında; teknesi boş olarak balıkçılar tarafından bulunmuştur. Teknede boğuşma ve benzeri hiçbir iz bulunamamıştır.

Konu ile ilgili olarak;

1. Adı geçenin bulunması hususunda bugüne kadar yapılan çalışmalar nelerdir? Çalışmalar yeterli midir?

2. Adı geçen Türkiye veya bir başka ülkede herhangi bir suç nedeniyle hükümlü veya tutuklu bulunmakta mıdır?

3. Adı geçen kişinin Yunanistan’a geçip geçmediği hususunda Yunan makamlarından bilgi alınmış mıdır?

T.C.

İçişleri Bakanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğü 5.12.1997

Sayı : B.05.1.EGM.0.12.01.01-261599

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 12.11.1997 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-7/3767-9231/024074 sayılı yazısı.

Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

İnci Kulakoğlu adlı bir vatandaşımızın Dışişleri Bakanlığı’na müracaat ederek Giresun 1959 doğumlu eşi Can Kulakoğlu’nun 2.11.1996 tarihinde Midilli açıklarında balık tutarken kaybolduğunu, teknenin bilahare Midilli adasındaki Molivon Limanında bulunduğunu ifade etmiş, adı geçen şahsın akibetinin araştırılması için ilgili temsilciliklerimizin kanalıyla Yunan makamları nezdinde girişimde bulunulmuştur.

Çanakkale/Behramkale (ASOS), de ikamet etmekte iken 2.11.1996 günü saat 14.20 sularında “balığa çıkıyorum” diyerek evden çıkan Giresun Merkez nüfusa kayıtlı Ali-Gülşen oğlu 1959 doğumlu Can Kuloğlu ile ilgili olarak Yunanistan’daki ilgili temsilciliklerimiz kanalıyla mahallî güvenlik makamları nezdinde yapılan araştırmalar neticisinde bugüne kadar hiçbir bilgi bulunamadığı anlaşılmıştır.

Adı geçen Can Kuloğlu’nun aşırı derecede alkol bağımlılığı ve uyuşturucu madde kullanmaktan fişi bulunduğu anlaşılmıştır.

Rodos Başkonsolosluğumuzun 29.11.1996 tarihli telgrafında, Yunan Dışişleri Yetkililerinin 3.11.1996 günü Midilli Adası yakınlarında bulduklarını bildirdikleri tekne ile ilgili olarak, anılan Başkonsolosluğumuzca temas olunan Midilli Liman Başkanlığı Türk kıyılarına sürüklenmiş olabileceği ifade edilen Can Kulakoğlu adlı vatandaşımıza ait tekne olduğu ve Midilli Molivon Limanında bulunduğunun anılan Liman Başkanlığından teyid edildiği bildirilmiştir.

Bu nedenle sözkonusu soru önergesinde adı geçen Can Kuloğlu’nun aynı tarihte kaybolan ve teknesi Molivon limanında bulunan Can Kulakoğlu ile aynı şahıs olabileceği düşünülmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Murat Başesgioğlu

İçişleri Bakanı

7. – Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, TCDD Genel Müdürlüğünün ihalesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/3772)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim.

İsmail Özgün

Balıkesir

Soru 1. TCDD Genel Müdürlüğü’nün açtığı Portal Freze tezgâhı alım ihalesini, ihale şartnamesine uymamasına ve referans göstermemesine rağmen Koç Holding’e bağlı merkezi İsviçre’de bulunan KOFİSA firmasının aldığı doğru mudur?

Soru 2. Aynı ihaleye katılan, ray ve makas üreticilerinin tercih ettiği ileri teknolojiye sahip Amerikan merkezli Woldric Coburg firması neden tercih edilmemiştir?

Soru 3. İhale şartnamesine uymayan 80 işçinin çalıştığı geri teknoloji kullanan küçük bir atölye olduğu, rakip firmanın kendini Dünya’ya kabul ettirmiş, üstün Alman teknolojisi ile üretim yapan 650 işçi kapasiteli bir fabrika olduğu doğru mudur?

Soru 4. Koç Holding’e bağlı KOFİSA’nın TCDD Çankırı fabrikasına daha önce de makina sattığı ve bu makinelerden beklenen verimin alınamadığı iddiaları doğru mudur?

T.C.

Ulaştırma Bakanlığı

Araştırma Plânlama ve Koordinasyon 5.12.1997

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21.EA/1802-22944

Konu : Balıkesir Milletvekili Sayın

İsmail Özgün’ün yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 18.11.1997 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02/9445 sayılı yazınız.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Özgün’ün 7/3772-9247 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Necdet Menzir

Ulaştırma Bakanı

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Özgün’ün 7/3772-9247

Sayılı Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

1. TCDDİşletmesi Genel Müdürlüğü’nün açtığı Portal Freze tezgâhı alım ihalesini, ihale şartnamesine uymamasına ve referans göstermemesine rağmen Koç Holding’e bağlı merkezi İsviçre’de bulunan KOFİSA firmasının aldığı doğru mudur?

2. Aynı ihaleye katılan, ray ve makas üreticilerinin tercih ettiği ileri teknolojiye sahip Amerikan merkezli Woldric Coburg firması neden tercih edilmemiştir?

3. İhale şartnamesine uymayan 80 işçinin çalıştığı geri teknoloji kullanan küçük bir atölye olduğu, rakip firmanın kendini Dünya’ya kabul ettirmiş, üstün Alman Teknolojisi ile üretim yapan 650 işçi kapasiteli bir fabrika olduğu doğru mudur?

4. Koç Holding’e bağlı KOFİSA’nın TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün Çankırı fabrikasına daha önce de makine sattığı ve bu makinelerden beklenen verimin alınamadığı iddiaları doğru mudur?

Cevaplar :

1. TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün açmış olduğu portal freze tezgâhı alım ihalesi, şartnameye uyan, İtalyan Ticaret Odası tasdikli referansı bulunan ve KOFİSA firmasının temsilcisi olduğu Mario Carnaghi firmasına ihale edilmiştir.

2. Teklif veren ve teknik yönden uygun bulunan her iki firma arasında yaklaşık 65 Milyar TL (%14) fark bulunduğundan bu alımda TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Devletimizin 65 Milyar TL kârlı olduğu tespit edilmiştir.

3. İtalya’da yerleşik Mario Carnaghi firmasının, İş yeri kasetlerinin incelenmesinde küçük ve geri bir teknolojiye sahip olmadığı görülmüştür.

4. Daha önce KOFİSA Firmasının Çankırı Makas Fabrikasına satmış olduğu İtalya’da yerleşik Bonardı Firmasına ait tezgâhlar 7.5.1990 tarihinden itibaren üreticinin fabrikasında teknik tesellümleri yapılmış, 5.11.1990-7.12.1990 tarihleri arasında Çankırı Makas Fabrikasına getirilerek 1.7.1991 tarihinden itibaren montajlarına başlanmış 11-15 Kasım 1991 tarihleri arasında da tezgâhlar çalıştırılarak kesin kabulleri yapılmıştır. Portal freze tezgâhına teklif veren firma ile daha önce temin edilen tezgâhları veren firma aynı değildir. Çankırı Makas Fabrikasına teslim edilen bu tezgâhlarla 1997 yılında 180 adet makas üretimi gerçekleştirilecektir. Verim alınmaması söz konusu değildir.

Portal freze hakkında yapılan şikaâyet üzerine konu TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulunca incelenmeye alınmış, Hukuk Müşavirliğinin görüşü alındıktan sonra, ihalenin devamına karar verilmiştir.

Tezgâhın tesellümü firmanın işyerinde yapılacak olup, tüm testlerin olumlu çıkması halinde tezgâh sevk edilecek ve ödemesi bundan sonra gerçekleştirilecektir.

TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Şartnameleri ve satınalma yönetmeliği gereği, firmaların taahhütlerini yerine getirememeleri halinde kesin teminatları irad kaydedilmekte olup, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün uğrayacağı zararlarında tahsili cihetine gidilmektedir. Ancak vecibesini tam olarak yerine getirmeyen firmalara bir yıl süreyle TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünün ihalelerine katılamama cezası verilmektedir.

8. – Hatay Milletvekili Fuat Çay’ın, Hatay’ın bazı ilçelerinin balıkçı barınaklarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/3778)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu saygılarımla arz ederim.

Fuat Çay Hatay

1. İskenderun balıkçı barınağı ek rıhtım inşası, barınağın taranması ve diğer eksikliklerinin giderilmesi için çalışma başlatılacak mıdır?

2. Payas balıkçı barınağı ıslah çalışması ne zaman yapılacaktır?

3. Konacık ve Dörtyol barınak inşaatlarının tamamlanması için ödenek çıkarılmış mıdır?

4. Madenli barınağı ne zaman tamamlanacaktır?

5. Samandağ barınağı ıslah çalışması yapılacak mıdır?

6. Samandağ Meydan Köyü barınağı yatırım programında mıdır? Programdaysa, kaç yıldır programdadır ve bugüne kadar neden ihale edilmemiştir?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 5.12.1997 Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21.EA/1804-22946

Konu : Hatay Milletvekili Sayın Fuat Çay’ın

yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 18.11.1997 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02/9445 sayılı yazınız.

Hatay Milletvekili Sayın Fuat Çay’ın 7/3778-9260 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Necdet Menzir Ulaştırma Bakanı

Hatay Milletvekili Sayın Fuat Çay’ın 7/3778-9260 Sayılı Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

1. İskenderun balıkçı barınağı ek rıhtım inşası, barınağın tamamlanması ve diğer eksikliklerinin giderilmesi için çalışma başlatılacak mıdır?

2. Payas balıkçı barınağı ıslahı çalışması ne zaman yapılacaktır?

3. Konacık ve Dörtyol barınak inşaatlarının tamamlanması için ödenek çıkarılmış mıdır?

4. Madenli barınağı ne zaman tamamlanacaktır?

5. Samandağ barınağı ıslah çalışması yapılacak mıdır?

6. Samandağ Meydan Köyü barınağı yatırım programında mıdır? Programdaysa, kaç yıldır programdadır ve bugüne kadar neden ihale edilmemiştir?

Cevaplar :

1. İskenderun balıkçı barınağı ek rıhtım inşaatı için gerekli etüt proje çalışmaları tamamlanmış olup, 1997 yılı fiyatları ile yaklaşık 110 milyar T.L. proje bedeli tespit edilmiştir. 1998 yılı yatırım programına bütçe imkânları elvermediği için dahil edilmesi mümkün olamamıştır. İleriki yıllar yatırım programına dahil edilmesine çalışılacaktır.

2. Payas balıkçı barınağı inşaatı için gerekli etüt proje çalışmaları tamamlanmış olup, 1997 yılı fiyatları ile yaklaşık 100 milyar TL proje bedeli tespit edilmiştir. 1998 yılı yatırım programına bütçe imkânları elvermediği için dahil edilmesi mümkün olamamıştır. İleriki yıllar yatırım programına dahil edilmesine çalışılacaktır.

3. Konacık ve Dörtyol balıkçı barınakları inşaatları, projelerine uygun olarak yürütülmekte olup, yıl ödeneklerinin kısıtlı olması nedeniyle 1998 yılı Tasarı Yatırım Programında sözkonusu işlerin 2000 yılında tamamlanabileceği planlanmaktadır.

4. Madenli balıkçı barınağı inşaatı için gerekli etüt proje çalışmaları tamamlanmış olup, 1997 yılı fiyatları ile yaklaşık 580 milyar TL proje bedeli tespit edilmiştir. 1998 yılı yatırım programına bütçe imkânları elvermediği için dahil edilmesi mümkün olamamıştır. İleriki yıllar yatırım programına dahil edilmesine çalışılacaktır.

5. Samandağ barınağı ıslah çalışması ile ilgili herhangi bir talep mevcut olmayıp, böyle bir ihtiyaç tespit edilmemiştir. Ancak Hatay Valiliğinin talebi üzerine limanın giriş ağzının taraması yapılmıştır.

6. Samandağ Meydan Köyü barınağı inşaatı ile ilgili herhangi bir talep bulunmamakta olup, yatırım programına alınması hususunda teklif de yapılmamıştır.

9. Zonguldak Milletvekili Tahsin Boray Baycık’ın, Zonguldak ilinde tekel bayilik ihalesi sırasında meydana gelen silahlı çatışmaya ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/3800)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun İçişleri Bakanı Sayın Meral Akşener tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ve talep ederim. 8.5.1997

Tahsin Boray Baycık Zonguldak

Soru : 28.4.1997 tarihinde Zonguldak İlinde tekel bayilik ihalesi sırasında, ihaleye katılanlar arasında silahlı çatışma olmuştur. Bu çeşit ihalelerin silahların gölgesinde yapılmaması, gerçek müteşebbislerin ihaleye girebilmelerinin sağlanması ve suçluların bir an önce yakalanabilmesi için ne gibi tedbirler düşünülmektedir?

T.C. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü 5.12.1997 Sayı : B.05.1.EGM.0.12.01.01-261604

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMMBaşkanlığının 18.11.1997 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/3800-6677/18293 sayılı yazısı.

Zonguldak Milletvekili Tahsin Boray Baycık tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

28.4.1997 tarihinde Zonguldak İlinde Tekel Başmüdürlüğü önünde Tekel Bayilik ihalesinden bir gün önce meydana gelen olayla ilgili olarak; suç işlemek maksadıyla teşekkül oluşturarak silahla yaralama, suça azmettirmek ve 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçundan; Celal İncekere, Oğuz Demirci, Ahmet Beyazgül, Hayrettin Başyıldız, Ali İbrahim Kartal, Necati Kabakçı, Durmuş R. Şahin, Savaş Zilan ve Özcan Hırça suç aletleri ile birlikte yakalanarak Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilmişlerdir.

Sanıklardan Ahmet Beyazgül ve Ali İbrahim Kartal mahkemece serbest bırakılmış olup, diğer sanıklar tutuklanmıştır.

İhalelerin daha güvenli yapılması için; katılımcıların huzurunda mutlaka açık olarak yapılması ve tek seansla bitirilmesi, ihaleye teminat yatırımının ve zarflarının teslimi sürelerinin kısa tutulması, değişik illerden ihaleye katılacak şahısların teminatlarını ve ihale zarflarını verebilmesi, ihale yeri ve zamanının mutlaka önceden güvenlik kuvvetlerine bildirilmesi ve ihaleyi yapan kurumun ihaleye katılacak şahısların güvenliği açısından kimlik bilgilerini 3 üncü şahıslara vermemesi halinde gerekli güvenlik önlemleri alınmış olacaktır.

Bilgilerinize arz ederim.

Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanı

 

10. — Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun, yük taşımacılığının tren treyler vagonlarıyla yapılmasına yönelik bir proje olup olmadığına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir’in yazılı cevabı (7/3806)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Necdet Menzir tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla

Zeki Çakıroğlu

Muğla

Ülkemizde trafik kazalarının felaket haline geldiği, can ve mal kaybına neden olduğu herkes tarafından bilinmektedir.

Karayolları yapımı Bayındırlık ve İskân Bakanlığına bağlıdır.

Maliyeti oldukça yüksektir. DDY ise atıl durumdadır. Bir ara DDY’ de hızlı insan taşımasına yönelindi.

Ne var ki bu proje çeşitli nedenlerle gerçekleşemedi.

Karayollarını yıpratıp, ekonomik ömrünü kısaltan en büyük etkenin kamyonla yük taşınması olduğu bilimsel incelemelerle saptanmış durumdadır.

Sorular :

1. Yük taşıma işlemini treyler vagonlarla, yani yüklenmiş kamyonu emniyet ve kilitleme, sabitleme sistemi gerçekleştirilmiş tren trayler vagonları ile gerçekleştirmeyi planlamayı düşünüyor musunuz?

2. DDY yolları ve kapalı geçitleri böyle bir proje için elverişli midir?

3. Bu uygulama ve proje için pilot bölge uygulaması yapılabilir mi?

4. Kamyoncu esnafımızın zarar görmemesi için işletme hakkı, altyapısı kamyoncularca gerçekleştirmek koşulu ile kamyonculara devredilebilir mi?

5. Bu proje ile a) Kazaların önlenmesine katkı verilir mi?

b) Karayolları ekonomik ömrünün erken yitirmesi önlenir mi?

c) Hem can kaybının hem de ülke ekonomisine verilen büyük zararın önüne geçilebilir mi?

T.C. Ulaştırma Bakanlığı 5.12.1997 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.11.0.APK.010.01.21.EA/1805-22947

Konu : Muğla Milletvekili Sayın Zeki Çakıroğlu’nun yazılı soru önergesi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 18.11.1997 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/3806-9292-24180 sayılı yazınız.

Muğla Milletvekili Sayın Zeki Çakıroğlu’nun 7/3806-9292 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Necdet Menzir Ulaştırma Bakanı

Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun

7/3806-9292 Sayılı Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Ülkemizde trafik kazalarının felaket haline geldiği, can ve mal kaybına neden olduğu herkes tarafından bilinmektedir.

Karayolları yapımı Bayındırlık ve İskân Bakanlığına bağlıdır.

Maliyeti oldukça yüksektir. DDY ise atıl durumdadır. Bir ara DDY’de hızlı insan taşımasına yönelindi.

Ne var ki bu proje çeşitli nedenlerle gerçekleşemedi.

Karayollarını yıpratıp, ekonomik ömrünü kısaltan en büyük etkenin kamyonla yük taşınması olduğu bilimsel incelemelerle saptanmış durumdadır.

Sorular :

1. Yük taşıma işlemi treyler vagonlarla, yani yüklenmiş kamyonu emniyet ve kilitleme, sabitleme sistemi gerçekleştirilmiş tren treyler vagonları ile gerçekleştirmeyi planlamayı düşünüyor musunuz?

2. DDY yolları ve kapalı geçitleri böyle bir proje için elverişli midir?

3. Bu uygulama ve proje için pilot bölge uygulaması yapılabilir mi?

4. Kamyoncu esnafımızın zarar görmemesi için işletme hakkı, altyapısı kamyoncularca gerçekleştirmek koşulu ile kamyonculara devredilebilir mi?

5. Bu proje ile;

a) Kazaların önlenmesine katkı verilir mi?

b) Karayolları ekonomik ömrünün erken yitirmesi önlenir mi?

c) Hem can kaybının hem de ülke ekonomisine verilen büyük zararın önüne geçilebilir mi?

Cevaplar :

Kombine taşımacılığının amacı; taşıma modları arasında dengeyi sağlamanın yanında, bütün taşıma modlarının avantajları birleştirilerek, çevreye en az zarar verme ve minimum maliyetle taşımanın gerçekleştirilmesidir. Kombine taşımacılığı;

1. Konteyner taşımacılığı

2. Swap Body taşımacılığı

3. Piggy Back taşımacılığı

4. Bi-Modal taşımacılğı

5. Ro-Ro taşımacılığı

olmak üzere 5 değişik sistemle yapılabilmektedir.

Soru önergesinde gündeme getirilen refakatli piggy back taşımacılığı, römorkların çekici ile birlikte özel platform vagonla taşınmasıdır. Bu tür taşımada kullanılan özel platform vagonlar TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü araç parkında bulunmadığı gibi, mevcut demiryolu şebekemizdeki tünellerin yük gabarisi, piggy back sistemin yük gabarisini kurtarmamaktadır.

Ancak TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünde kombine taşımacılık konusunda kapsamlı bir çalışma başlatılmıştır.

2. Demiryollarımızda taşımacılık V648h gabarisine göre yapılmakta olup, piggy back sistemi dışındaki konteyner, swap-body ve bi-modal kombine taşıma sistemleri ile yapılacak taşımacılıkta, Ülkemizdeki mevcut demiryolu şebekesindeki köprü ve tünellerde yapı ve yük gabarisi açısından herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Çekicisiz piggy back taşımacılığı için yük gabari müsait olduğundan, Viyana-Halkalı arasında OKOMBİ şirketi tarafından dorse taşımacılığı yapılmaktadır.

Halen Ülkemizde kombine taşımacılığı olarak,

Demiryolu ile;

— Uluslararası Konteyner taşımaları

— Viyana-Halkalı arasında dorse (çekicisiz piggy back) taşımaları

— Limanlar arası konteyner taşımaları

Denizyolu ile;

—Konteyner taşımaları

— Ro-Ro taşıması yapılmaktadır.

4. Gerek AB ve UBAK, gerekse AEK kombine taşımacılık konusunda politikalar geliştirmekte ve uygulamaya koymaktadır. AEK tarafından hazırlanan ve Türkiye tarafından da imzalanan “Önemli Uluslarası Kombine Taşımacılık ve İlgili Tesisleri Avrupa Anlaşması” (AGTC) 1 Nisan 1991 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Avrupa ülkelerinde de kombine taşımacılık, özel sektör ve demiryolu idarelerinin ortak olduğu kombine taşıma şirketleri tarafından yapılmaktadır.

a) 1996 yılında demiryollarımızda toplam 1335 kaza meydana gelmiş olup, bu kazalarda ölü sayısı 198 ve yaralı sayısı da 537’dir. Meydana gelen demiryolu kazalarının % 68’lik gibi önemli bir bölümü 3 üncü şahıslardan kaynaklanan trenden düşme, trenin şahsa çarpaması ve hemzenin geçitlerindeki hatalardan kaynaklanmıştır.

Halbuki 1996 yılında karayollarımızda 344 643 trafik kazası meydana gelmiş olup, 5 428 kişi hayatını kaybetmiş ve 104 599 kişi de yaralanmıştır.

Görüleceği üzere demiryolu sistemi karayolu sistemine göre daha güvenli bulunmaktadır.

b) Demiryolları ile yapılan taşımaların artırılması, mevcut karayollarının ekonomik ömrünün uzamasında da etkili olacaktır.

c) Kombine taşıma sisteminin yaygınlaşması halinde, güvenli bir taşımanın yanısıra, ulaşım maliyetlerinin minimuma indirilmesi de sağlanabilecektir.

11. — Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, kamyonlara takograf takma zorunluluğu getirilip getirilmediğine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yazılı cevabı (7/3812)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Sayın Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmaları hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Suat Pamukçu Bayburt

Sorular :

1. On yaşından büyük kamyonlara takograf takılma mecburiyeti getirilmiş midir?

2. Takograf maliyetinin zor durumda bulunan şoför esnafına yüklediği yükün hafifletilmesi düşünülmüş müdür?

3. Şoför esnafının uygulamadan doğan mağduriyetin giderecek hangi tedbirler düşünülmektedir?

4. Uygulamadan vazgeçilecek midir?

 

T.C. İçişleri Bakanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğü 5.12.1997

Sayı : B.05.1.EGM.0.12.01.01.261606

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 18.11.1997 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-8893-7/3812-9317/024234 sayılı yazısı.

Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda 27.10.1996 tarihli 4199 sayılı Kanun’la bazı düzenlemeler yapılmış ve Trafik Kanunu’nun 31/b ve bağlı Yönetmeliğin 64/b maddesinde yaş şartı getirilmeden kamyon, çekici ve otobüslerde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın belirlediği ve İçişleri Bakanlığı’nın uygun gördüğü tip takoğraf cihazlarının bulundurulması ve kullanılır durumda olması zorunluluğu getirilmiştir.

Takoğraf cihazları ile; araç ve sürücüsü hakkında bilgiler yanında ağır yük taşıtları ile otobüslerin karışmış olduğu kazaların sebebi olan yorgun ve aşırı hızla araç kullanma gibi sürücü kusurlarını da (geriye doğru 24 saatlik süre içerisinde) tespit etmek mümkün olmaktadır. Dolayısıyla şoför esnafına 50-60 milyon TL’lik bir yük getiren takoğraf cihazının denetlemeye katkısı nedeniyle araç, araç sahibi, sürücü ve ülkemize getirisi çok daha fazla olmaktadır.

Yasanın amir hükmü gereğince uygulanmakta olan takoğraf uygulamasının herhangi bir olumsuz yönü görülmemiş ve denetlemeler sıkı bir şekilde yürütülerek ortaya çıkabilecek problemler de giderilmektedir.

Takoğraf kullanılması yasal bir zorunluluk olduğundan, mer’i mevzuat hükümleri gereğince uygulamadan vazgeçilmesi söz konusu olmamaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanı

12. — Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun, TEAŞ tarafından yapılan İTM-15 işaretli şalt tesisleri ihalesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in yazılı cevabı (7/3813)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Sayın Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmaları hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Suat Pamukçu Bayburt

Sorular :

1. TEAŞ tarafından ihaleye çıkarılan İTM-15 işaretli Şalt tesisleri ihalesinde şartnameye aykırı olarak değişik işlerin en ucuz teklif sahibine verilmesi yerine firmalar arasında dağıtıldığı doğru mudur?

2. Açık eksiltmeye işin verilmesi düşünülen bir tek firma çağrıldığı doğru mudur?

3. Eksiltmeye çağrılan firmaya o iş için verilen en ucuz tekliften başlanarak eksiltmesi teklif edileceğine kendi teklif fiyatından başlanarak indirimin teklif edildiği doğru mudur?

4. Bu şekilde Devletin yaklaşık 2 Trilyon (15 milyar USD) zarara uğratıldığı doğru mudur?

T.C. Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı 5.12.1997 Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.15.O.APK.0.23.300-1922-19969

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığı’nın 18.11.1997 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-9492 sayılı yazısı.

Bayburt Milletvekili Sayın Suat Pamukçu’nun şahsıma tevcih ettiği 7/3813-9318 esas No.lu yazılı soru önergesi TBMM İç Tüzüğü’nün 99 uncu Maddesi gereği cevaplandırılarak ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı

Bayburt Milletvekili Sayın Suat Pamukçu’nun

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

(7/3813-9318)

Soru-1 : TEAŞ tarafından ihaleye çıkarılan İTM-15 işaretli Şalt ihalesinde şartnameye aykırı olarak değişik işlerin en ucuz teklif sahibine verilmesi yerine firmalar arasından dağıtıldığı doğru mudur?

Cevap-1 : İTM.15 referanslı ihale, Ulusal Elektrik Sisteminin enerji tüketimi yoğun yerleşim ve sanayi bölgelerinde elektrik ihtiyacının daha emniyetli ve yeterli olarak karşılanması, gerilim düşüklüklerinin önlenmesi ve özellikle sanayi tesisleri yönünden elektriğin kalitesinin yükseltilmesini sağlamak üzere acilen tesisi öngörülen 57 adet 380-154 kV’luk Trafo Merkezinin anahtar teslimi esasıyla yapımını içermektedir.

İhale konusu trafo merkezlerinden 16 adedi İstanbul İli ağırlıklı olmak üzere Trakya Bölgesinin, 14 adedi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin, diğerleri ise yurdun diğer bölgelerinin çok acil enerji ihtiyaçlarını, Denizli, Konya, Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Tekirdağ gibi yoğun enerji talebi ve yeni sanayi tesisleri bulunan illerin enerji gereksinimini karşılayacaktır.

Önceki yıllardan gelen enerji yatırımlarındaki gecikmeler nedeniyle ülkenin enerji darboğazına girmekte olduğu bir sırada, İTM.15 ihalesi enerji sorununun aşılmasında ülke sathında büyük öneme sahip bulunmaktadır.

İTM.15 ihalesinde yapılan teklif değerlendirmeleri TEAŞ’ın standard ihale şartnameleri ve usullerine bütünüyle uygun ve şeffaftır.

İhalenin finansmanı TEAŞ özkaynaklarından karşılanacak olup, kapalı zarf yöntemiyle yurt içi ihaleye çıkılmış ve ihale ilanı, 16 ve 24 Nisan 1997 tarihli Resmi Gazete’lerde yayımlanmıştır. 23 firma şartname satınalmış ve teklif alma tarihi olan 12.6.1997’de 16 adet firmanın katılımıyla 10 adet firma/konsorsiyumdan teklif alınmıştır. Bugüne kadar çıkılan trafo ihaleleri gözönüne alındığında bu katılım oldukça yeterli düzeydedir, rekabet sağlanmıştır.

Alınan teklifler kapsamında yapımcı firmalarla birlikte 74 adedi yerli ve 59 adedi yabancı olmak üzere toplam 133 adet imalatçı katılmıştır.

İTM. 15 referanslı Teklif İsteme Şartnamesi, TEAŞ’ın 1989 yılından beri yaklaşık 8 yıldır kullanmakta olduğu standard bir şartname olup, projelerin niteliği ve temin edilecek malzemelerin özelliklerine göre sadece gereken teknik ve idarî hükümler ilave edilmiştir.

İhalenin sonuçlandırılmasına ilişkin Şartname hükümlerinde; bir teklif sahibinin ihale konusu tüm gruplara teklif verebileceği, ancak bir teklif sahibi ile 1’den fazla grupta en ucuz teklifi verse dahi en fazla 1 grup için sözleşme yapılacağı, tekliflerin değerlendirilmesinde grup bazında yapılacak kombinasyonlar sonucu TEAŞ’a en ucuz maliyeti sağlayacak 6 grup toplamının en düşük olması esasının aranacağı, sözleşmelerin tekliflerin açılma tarihinde İhale Komisyonu huzurunda okunan teklif fiyatları üzerinden yapılacağı net bir biçimde belirtilmiştir.

12.6.1997 tarihinde İhale Komisyonu huzurunda ve Komisyonun onayıyla yapılan yeterlik değerlendirmeleri neticesinde 10 adet teklif sahibinin şartnamenin yeterlik koşullarını sağladığı tespit edilmiş ve teklif zarfları açılmıştır. Yani teklif fiyatları bilinmeden, öncelikle şartname hükümlerine uygun olarak firmaların yeterlikleri tespit edilmiştir.

Teklif zarfları açıldığında teklif veren firma veya konsorsiyumlardan sadece birinin ihale konusu 6 gruptan 5 adedi için en ucuz teklif fiyatını verdiği görülmüştür. Ancak, bu ihalede bir firma veya konsorsiyum ile Şartname gereği en fazla bir grup için sözleşme yapılabileceğinden ve ayrıca hiçbir firma veya konsorsiyumun fiziken ve ekonomik yönden aynı yapım süresinde 5 grubu yapma imkânı bulunmadığından, işin zamanında bitirilmesi ve selameti yönünden ihalenin bir konsorsiyumun 5 gruptaki en ucuz teklifine göre sonuçlandırılması imkanı yoktur.

Bu çerçevede şartnameye aykırı teklif değerlendirilmesi yapılmamış, aksine şartname hükümlerine kesinlikle bağlı kalınmıştır.

Soru-2 : Açık eksiltmeye işin verilmesi düşünülen bir tek firma çağrıldığı doğru mudur?

Soru-3 : Eksiltmeye çağrılan firmaya o iş için verilen en ucuz tekliften başlanarak eksiltmesi teklif edileceğine kendi teklif fiyatından başlanarak indirim teklif edildiği doğru mudur?

Cevap-2-3 : Bu ihalede tahmini keşif bedeli TEAŞ Genel Müdürlüğü ihtisas birimlerince, ihale öncesi yapılan detaylı çalışmalarla, geçmiş muhtelif ihale birim fiyatlarına dayalı olarak yaklaşık 20 Trilyon TL. bulunmuştur.

Şartname koşullarına uygun olarak TEAŞ için en ucuz maliyeti sağlayan ihale dağılımı ise 57 adet trafo merkezi için toplam 19,934 Trilyon TL. olarak bulunmuş ve ihale için alınan teklif fiyatları tahmini bedelin altında olduğu için satınalma birimlerince haddi layıkında bulunmuştur.

Ancak bununla beraber konunun basında spekülasyonlara hedef olduğu da dikkate alınarak, Yönetim Kurulu’nca TEAŞ lehine bir indirim sağlamak üzere Şartname koşullarında ihaleyi kazanmış olan firmaların açık pazarlığa davet edilmesi kararlaştırılmıştır. 15.10.1997 tarihinde İhale Komisyonu huzurunda yapılan pazarlık neticesinde yaklaşık 550 Milyar TL. indirim sağlanarak ihale toplam 19,38 Trilyon TL. bedelle sonuçlandırılmış ve sözleşmeler imzalanmıştır.

Yapılan işlemler, TEAŞ’ın Şartname ve Satınalma Yönetmeliği hükümlerine bütünüyle uygun olup, bu nedenle Devletin zarara uğratılması sözkonusu değildir. Esasen bu ihalenin iptali telafisi mümkün olmayacak enerji kayıpları ve ekonomik zararlara yol açacaktı. Halihazırda tüm merkezlerde faaliyetlere başlanılmış ve süratle yürütülmektedir.

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ihale sonuçlandırılırken yapılan işlem; kapalı zarfla teklif alma usulü ile alınan tekliflerin değerlendirilmesi ve Şartname hükümlerine göre elde edilen en ucuz ihale maliyetine göre kazanan 6 adet firma grubundan ilave indirim temin etmek üzere İhale Komisyonu huzurunda açık pazarlık yapılmasıdır.

Yani ihale usulü olarak açık eksiltme uygulanmamıştır. Zira böyle bir uygulama Şartname hükümleri doğrultusunda kapalı zarfla ve açık rekabetle kazanan firmalara haksızlık yaratacak ve hukukî yönden talepte bulunmaya hak sahibi durumuna getirecektir. Önce kapalı zarfla teklif alma usulüne göre teklifleri alınan ihalelerde sonradan açık eksiltme yapılması, TEAŞ Satınalma ve İhale Yönetmeliği uyarınca sadece fiyatların satınalma organlarınca haddi layıkında bulunmaması veya tekliflerin birbirine eşit olması halinde uygulanan bir yöntemdir.

Soru-4 : Bu şekilde Devletin yaklaşık 2 trilyon (15 milyar USD) zarara uğratıldığı doğru mudur?

Cevap-4 : Yukarıda verilen cevaplardan da görüleceği üzere ihale yönteminden dolayı Devletin zarara uğratılması kesinlikle sözkonusu değildir. Aksine tahmini ihale bedelinin altındaki fiyatlarla ortaya çıkan ihale sonucuna ilaveten fazladan yaklaşık 550 Milyar TL indirim sağlanmıştır.

Ayrıca ihale ile ilgili olarak 23 firma Şartname satınalmış ve teklif alma tarihi olan 12.6.1997’de 16 firmanın katılımıyla 10 adet firma/konsorsiyumdan teklif alınmıştır. Bugüne kadar çıkılan trafo ihalelerimiz gözönüne alındığında katılım yeterli düzeyde olup, gereken rekabet ortamı sağlanmıştır.

İTM.15 Referanslı 57 adet trafo merkezinin anahtar teslimi yapımı ihalesinde ait tüm işlemler, Teklif İsteme Şartnamesinin ve yeterlilik hükümlerinin tesbiti ve ihale sonuçlarının Satınalma ve İhale Komisyonu’nda görüşülmesi ve onayı önceki (54 üncü) Hükümet döneminde yapılmış olup; yeni (55 inci) Hükümet döneminde ise yukarıda belirtilen ilave indirim sağlanarak yaklaşık 550 Milyar TL’lik Kamu yararı temin edilmiştir.

 

 

 

 

13. – Konya Milletvekili Abdullah Gencer’in, “Yurtdışı Vatandaşlar Üst Kurulu” oluşturulması ile ilgili çalışmalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğlu’nun yazılı cevabı (7/3816) 7.11.1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlığınız aracılığıyla sorularımın Yurtdışındaki Türkler’den sorumlu Devlet Bakanı Sn. Rıfat Serdaroğlu tarafından yazılı cevaplandırılmasını arz ederim.

Abdullah Gencer Konya

Bilindiği üzere 55 inci Hükümet programında yurtdışındaki vatandaşlarımızı temsilen “Yurtdışı Vatandaşlar Üst Kurulu” oluşturulacağı belirtilmekteydi. Bu projeyle alakalı birtakım çalışmaların ilgili Devlet Bakanlığı tarafından yapıldığı basında yer almaktadır. Bu bağlamda;

1. Kurmayı plandığınız Üst Kurula hangi görevleri yüklemeyi düşünüyorsunuz?

2. Kurulu teşkil etmek üzere Avrupa’da yaşayan Türkleri temsil eden hangi kuruluşları davet ettiniz veya edeceksiniz?

3. Kuruluşun oluşumu atamayla mı gerçekleştirilecek yoksa seçimle mi? Avrupa’da temsil edilen bütün sivil örgütlerden teminciler bu kuruldan yer alacak mıdır?

4. Halen bu kurulun oluşturulma çalışmalarıyla ilgili kimler görev yapmaktadır?

5. Hükümet desteğiyle bir sivil örgüt oluşturma girişimi, sivil örgüt esprisine ters değil midir?

6. Göreve geldiğinizden bu yana Dış Türklerle ilgili hangi girişimleriniz olmuştur?

7. Yurtdışındaki vatandaşlarımızın “Çifte Vatandaşlık”, “Türkiye’deki seçimlerde seçme ve seçilme haklarını kullanmayla” ilgili hangi somut sonuçları elde ettiniz?

T.C. Devlet Bakanlığı 3.2.1997 Sayı : B.02.0.009-27/01117

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 18.11.1997 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/3816-9322/024267 sayılı yazınız.

Konya Milletvekili Sn. Abdullah Gencer’in yazılı soru önergesi incelenmiştir.

Anayasamızın 62 nci maddesi, “Devletin yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması, anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı olunması için gereken tedbirleri alacağı” hükmünü amirdir.

55 inci Hükümetin programında “Hükümetimizce, yurtdışındaki vatandaşlarımızın sorunlarını yakından izlemek ve çözümler bulmak amacı ile, yurtdışında ki vatandaşlarımızın da temsil edileceği bir “Yurtdışı Vatandaşlar Üst Kurulu” oluşturulacağı hususu yer almaktadır.

Böylece Cumhuriyet Hükümetlerimizin tarihinde ilk defa yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın hak ve çıkarlarını ilgilendiren konularda devletin karar mekanizmaları yanında, bu sürece kendilerinin de katılması uygulaması getirilmektedir.

Öncelikli amacımız bu vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerde ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasî açıdan kuvvetlenmelerinin sağlanması yanında, kendilerini ilgilendiren konularda da Türkiye’de ilgili yerlerde (TBMM) görüşlerini ifade edebilecek ortamı sağlayabilmektir.

Avrupa’da yaşayan Türkleri temsil eden kuruluşlarla temaslarımız devam etmektedir. Avusturya ve iki kerede Almanya’da olmak üzere her görüş ve fikirden olan dernek temsilcileriyle toplantılar yapılmış olup, önümüzdeki günlerde bu toplantılar diğer Avrupa ülkelerinde de yapılacaktır.

Kurulun oluşumu seçmen kütükleri yasası çıkıncaya kadar atama ile bilahare de doğal olarak seçimle yapılacaktır.

Kurulun oluşturulmasına yönelik olarak uzun yıllardan beri Avrupa ülkelerinde yaşayan (Almanya, İsviçre, Hollanda, İsveç, Fransa gibi) konularında uzmanlaşmış kişilerle üst kurulun teknik altyapısını oluşturmak amacıyla çalışmalar yapmak üzere toplantılar devam etmektedir.

55 inci Hükümet programı çerçevesinde “Yurtdışındaki vatandaşlarımızın hizmetlerinin Bakanlık, kurum ve kuruluşlar arasındaki koordinasyonu” görevi tarafımdan yürütülmekte olup, yurtdışındaki vatandaşlarımızın Bakanlığıma intikal eden sorun ve talepleri ilgili Bakanlık, kurum ve kuruluşlar nezdinde takip edilmekte, sonuçlandırılması için azami gayret içinde bulunulmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına çifte vatandaşlık hakkı tanımaktadır. Ancak, Almanya ve bazı Avrupa ülkeleri, bu konuda kanbağı esasını öne sürerek çifte vatandaşlığı tanımamakta ve çok sert bir tavır izleyerek, özellikle vatandaşlarımızın çifte vatandaşlık durumunda Alman vatandaşlığından çıkaracaklarını açıkca ifade etmektedirler. Bu da vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerde siyasî, ekonomik, sosyal güvenlik, kültürel ve diğer alanlarda toplumda yer alamamalarına ve haklarını yitirmelerine neden olmaktadır.

Yurtdışındaki vatandaşlarımızın Alman vatandaşlığına geçmeleri halinde Türkiye’de siyasî haklar dışındaki bütün haklarını muhafaza edebilmeleri için 1995 yılında 4112 sayılı yasayla değişiklik yapılmıştır.

Yurtdışındaki vatandaşlarımızın Türkiye’deki genel seçimlerde seçme ve seçilme haklarının kullanmalarıyla ilgili olarak ta, evvel emirde 1982 Anayasasının değişik 67 nci maddesi uyarınca oy kullanmaları sağlamak üzere yurtdışı seçmen kütükleri yasa taslağı hazırlanmış ve Meclis Başkanlığına sunulmuştur. Ayrıca, seçim yasasında da gerekli düzenlemeler hazırdır.

Bilgilerinize arz olunur.

Rıfat Serdaroğlu Devlet Bakanı

14. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün;

– Antalya-Beldibi’ndeki bir turistik pansiyonun projesine,

– Antalya-Beldibi’ndeki kamu arazisinin, bir firmaya tahsisinin mevzuata uygun olup olmadığına,

– Antalya-Beldibi’nde turistik pansiyon inşa eden bir firmanın, hisselerinin devriyle ilgili iddialara,

İlişkin soruları ve Turizm Bakanı İbrahim Gürdal’ın yazılı cevabı (7/3830, 3831, 3832)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Turizm Bakanı tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğini saygıyla dilerim.

Sabri Ergül İzmir

1. Antalya Beldibi’nde Özer Uçuran Çiller’in çoğunluk hissesine sahip bulunduğu Aytaş Turizm Yatırım ve İşletmecilik A.Ş. tarafından yatırılan Turistik Pansiyonun Bakanlığınızca onaylı projesi ne zaman onaylanmış, ne zaman tadilat görmüş ve tesis kaç oda ve kaç yataklı işletme olarak Bakanlığınızdan izin ve onay almış ve halen fiilen kaç oda kaç yataklıdır?

2. Bu tesis projesine, Bakanlık Turizm Yatırımları Yönetmeliklerine, ilgili mevzuata göre yapılmış mıdır?

İnşaat halinde ve sonradan, işletme ruhsatı öncesi ve sonrası izinli ve izinsiz tadilat, ilave inşaat yapılmış mıdır?

İlgili mevzuat gereğince bulundurulması zorunlu yerler, hacimler, bölümler sonradan tadilata uğratılarak, ilaveler yapılarak fiilen başka amaçla kullanılıp, mevzuata aykırı şekilde oda ve yatak fazlalığı meydana getirilmiş midir?

Bu turistik pansiyonun 2 suit+7 normal oda olması gerekir iken, yasadışı ilavelerle 14 odalı hale getirildiği iddiaları doğru mudur?

O kıyı şeridinde inşaat için uyulması gereken “çekme mesafesi”, “kıyı kenar çizgisi” ve gabariye uyulmadığı, inşaat yoğunluğunun fazla olduğu, kıyı şeridine tecavüz edildiği, kamuya ait alanların fiilen kullanıldığı, havuz benzeri yerlerin kıyı şeridinde kamunun kullanımına ayrılması gereken yerlerde yapıldığı, alan tecavüzleri bulunduğu doğru mudur?

3. Bakanlığınız bürokratlarının bu tesis işlemlerinde usulsüzlükler yaptığı, Özer Uçuran Çiller’i kayırdığı iddialarını soruşturmayı düşünüyor musunuz? Ayrıca Bakanlığınız işlemlerinin bir kısmına dayanak teşkil eden ilgili İl Bayındırlık Müdürlüğü ve ilgili belediye başkanlığı proje, ruhsat, kontrolluk gibi işlemlerinde, açıkça usulsüz olduğunun anlaşılır halde bulunmasına rağmen, Bakanlığınızca bunların görmezlikten gelindiği ve esasen ilgili mercilere iletilmesi ve suç duyurusunda bulunulması gereken bu işlemlerinde ört-bas edildiği doğru mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Turizm Bakanı tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğini saygıyla dilerim. 6.11.1997

Sabri Ergül İzmir

1. Aytaş Turizm Yatırım ve İşletmecilik A.Ş. Antalya Beldibi’nde bulunan kamu arazisinin tahsisini Bakanlığınızdan alır iken, yürürlükteki mevzuata uymuş mudur? Medya’da geniş şekilde yansıdığı üzere, var olduğu iddia olunan usulsüzlükleri hem Aytaş A.Ş.’nin işlem ve ibraz ettiği belgeler ve hem de Bakanlığınızın işlem ve kararları yönünden ciddi ve derinlemesine incelettirip soruşturmayı düşünüyor musunuz?

2. Anonim Şirketlerde şirket hisselerinin devri ancak satan ile alanın karşılıklı akdedecekleri sözleşmeler ile olur; şirket ana sözleşmesi bu hususta şirket yönetim kurulunun izninin alınması, bilgi verilmesi hükmünü getirmiş olabilir; ama şirket yönetim kurulu kararı ile hisse devri tekemmül etmiş olmaz, noterden devir sözleşmesi şarttır.

a) Aytaş A.Ş.’nin % 48.7 hissesinin Özer Uçuran Çiller tarafından satın alındığının ve hisse devrinin uygunluğunun onayına dair Bakanlığınız yazısı neye dayanılarak düzenlenmiştir? Şirket karar defterinin sureti nasıl yeterli görülmüştür? Noter satış sözleşmesi var mıdır? Neden aranmamıştır? Bu usulsüz işlemlerin sorumlusu kim ve kimlerdir?

b) Şirketin % 48.7 hissesinin devrine Bakanlığınızca izin verilebilmesi için yatırımın, inşaatın % 15’inin fiilen gerçekleşmiş olması “Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik” hükümlerinden olduğuna göre, Aytaş A.Ş.’nin İnşaat Ruhsatını 28.4.1994 tarihinde Antalya İl Bayındırlık Müdürlüğünden aldığı ve kendi şirket defter kayıtları ile (-ki defter kayıtları TBMM 9/4 Esas Numaralı Soruşturma Komisyonu evrakları arasındadır) ile inşaat 1.6.1994’te başlanıldığı sabit olduğu üzere, bir yıl önce ve henüz başlamamış inşaat fiilen nasıl % 15 seviyesine gelebilir? Bakanlığınız Yönetmeliklerine yürürlükteki mevzuata ve süregelen uygulamalarınıza göre, Bakanlık teknik ve idarî elamanlarının inşaatın gerçekleşme durumunu yerinde inceleyip, ölçümleme yapması, gereken bilgi ve belgeleri toplaması gerekir iken, bu husus Aytaş A.Ş. için neden aranmamış ve yerine getirilmemiştir?

Henüz ruhsatı bile alınmamış, başlamamış iken, inşaata bir sene öncesinden inşaat fiilen % 15 seviyesine gelmiştir muamelesi nasıl yapılabilir?

Bu suç değil midir? Bunun her derecedeki sorumlular kimlerdir?

c) Bu işlemler dahil, 25.6.1992 tarihli Turizm Yatırım Belgesi ve 1 ay sonraki 23.7.1992 tarihli Kesin Tahsis Belgesi verilmesi işlemleri ile “Teminat Mektubu verilmesi çözülmesi” işlemlerini de kapsayacak şekilde Aytaş A.Ş.’nin tüm işlemlerini incelettirmeyi ve usulsüz işlemleri yapan ve dahil bulunanlar hakkında gerekli idarî soruşturmayı yapmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Turizm Bakanı tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğini saygıyla dilerim. 7.11.1997

Sabri Ergül İzmir

1. Antalya Beldibi’nde turistik pansiyon inşa eden Aytaş Turizm Yatırım ve İşletme A.Ş.’nin % 34 hissesini alan Özer Uçuran Çiller’in esasında bu % 34 hisseyi 18.11.1991 tarihinde Antalya 2 nci Noterliği’nin 34872 Yövmiye Numaralı Hisse Devir Sözleşmesi ile satın aldığı ve fakat bunu hile ile gizleyip 18.9.1995 tarihinde yeni devir gibi gösterdiği; esasen 18.9.1995 tarihli bu yeni devir almış göstermenin de usulsüz olduğu, hisse devrinin şirket yönetim kurulu kararı ile yapılamayacağı ve alan ile satanın aktedecekleri bir noter sözleşmesi olması gerektiği; ve de % 48.7 + % 34 hisse almak üzere toplam % 82.7 hisse devrine izin verilmesi, bunun Bakanlığımızca onaylanabilmesi için de “Yatırımın tefriş hariç inşaat, teçhizat ve tesisatının tamamlanması” gerektiği gerçeği karşısında;

a) % 34 hisse devrine Bakanlığınızca neden noter’de hisse devri aranmadan, şirket yönetim kurulunun 18.9.1995 tarihli kararının Beyoğlu 31 inci Noterliğinden 26 Eylül 1995 tarih ve 40102 Yövmiye No.su ile çıkartılan sureti yeterli görülerek onay verilmiştir?

b) % 82.7’ye ulaşan şirket hisse devrine Bakanlığınızca onay verilebilmesi için, inşaatın tefriş hariç tamamıyla bitmiş olup, olmadığının kontrolu, ölçümlenmesi neden yerinde yapılmamıştır? Esas olan Bakanlığınız İdarî ve Teknik elemanlarının yeri de tespit ve ölçümlemeleri değil midir?

Belediye ve/veya diğer bir yerden alınan düzmece belgeler Bakanlığınız uygulamalarında benzer işler için yeterli görülmez iken, Aytaş A.Ş. ve Özer Uçuran Çiller’in işi için neler yeterli görülmüştür?

Yine TBMM 9/4 Esas Numaralı Soruşturma Komisyonunun TBMMArşivinde yeralan belgeleri içinde bulunan Aytaş A.Ş. defter kayıtları üzerinde Maliye Bakanlığı ve Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başdenetçilerinin hazırladıkları raporlara göre, Eylül 1995 tarihine kadar Aytaş A.Ş.’nin bu inşaat için yaptığı toplam harcamanın 3 689 443 897 TL. olduğu sabit bulunduğuna göre, bu kadar büyük ve lüks bir inşaatın tefriş hariç tümü ile bitmiş olması mümkün müdür?

2. Daha önce konuyu soruşturan yüce TBMMTansu Çiller Mal Varlığını Soruşturma Komisyonunun 10.12.1996 gün ve 59 sayılı ve 9.1.1997 gün ve 116 sayılı yazısı ekinde yeralan sorular ile istenen bilgi ve belgeler çok açık olmasına rağmen, neden Bakanlığınız 13.12.1996 gün ve 39077 sayılı ve 13.1.1997 gün 1060 sayılı yazılarda gerçekleri gizleyen, olayı basite indirgeyen ve işlemleri “normal” gösteren tarzda ve bilgi, belgeleri yapılanları “usulüne uygun” imiş gibi yorumlayarak ve de “hisselerin noter kanalı ile devri yapılmasından dolayı, herhangi bir hukukî sorun bulunmamaktadır” diyerek, sanki “hisse devirleri noter’de yapılmış ve noter belgeleri almış, Bakanlıkça görülmüş” gibi bir izlenim verilmek istenmiştir, verilmiştir?

Bakan imzasına kadar bu yazıları hazırlayan, parafe eden ve imzalayanlar, onaya sunanlar kimlerdir? Bu konuda ne yapmayı, imzası bulunan, yazılı veya sözlü talimat verenleri ve arkasındakileri araştırmayı düşünüyor musunuz?

3. 6.11.1997 tarihli yazılı soru önergem ile de değindiğim gibi Aytaş A.Ş.’den, Bakanlığınız içinden ve dışından usulsüz ve hileli tertip ve uygulamalarla, tahsisi hukuk dışı yollarla gerçekleştirilmiş kamu arazisini geri almak, kamunun hakkını korumak ve hukuk dışılık kimden gelirse gelsin mani olmak için, ergeç mani olunduğunu milletimize göstermek için bu konuda idarî inceleme ve soruşturma başlatmayı, sorumlular için suç duyurusunda bulunmayı düşünüyor musunuz?

T.C. Turizm Bakanlığı Hukuk Müşavirliği 5.12.1997 Sayı : B.170.HKM.0.00.00.00/1788-41216

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterliği

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığına)

İlgi : 24.11.1997 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-9565 sayılı yazınız.

İlgi yazınız ekinde Bakanlığıma gönderilen İzmir Milletvekili Sayın Sabri Ergül’e ait yazılı soru önergeleri incelenmiştir.

Soru önergeleri ile ilgili olarak Bakanlığımız Yatırımlar Genel Müdürlüğünce 2634 sayılı kanuna ve bu kanuna uygun olarak düzenlenen yönetmeliklere istinaden aşağıda belirtilen işlemler yapılmıştır.

a) 7/3830 Esas No.lu Soru Önergesi,

1. Aytaş Tur. Yat. ve İşl. A.Ş.’nin tahsisli arazi üzerinde gerçekleştirmiş olduğu tesis (Kemer Inn Pansiyon) 19 yatak kapasiteli pansiyon tesisidir. Tesis bünyesinde 8 oda, 1 suit, açık yüzme havuzu, sauna ve hamam bulunmaktadır.

2. Şirkete 15.2.1991 tarihinde 19 yatak kapasiteli 1 yıldızlı otel tesisi gerçekleştirmek üzere ön izin verilmiştir. Firma tarafından iletilen vaziyet planları Genel Müdürlüğümüzce imar planı ve tahsis edilen arazi sınırları açısından incelenerek uygun görüşmüş ve 24.6.1992 tarihli yazımızla İşletmeler Genel Müdürlüğüne iletilmiştir.

Tesise (7 oda + 2 suit) 18 yatak kapasiteli Turizm Yatırım Belgesinin İşletmeler Genel Müdürlüğünce düzenlenmesi üzerine (25.6.1997), belgeye uygun olarak 23.7.1992 tarihinde kesin tahsis yapılmıştır.

6.9.1996 tarihli Belgelendirme Komisyonu kararı ile tesise (8 oda + 1 suit) 19 yatak kapasiteli Turizm Deneme İşletmesi Belgesi düzenlenmesi üzerine firmadan 1 yataklı artış için ek kira taahhütnamesi istenilmiştir.

Tesis halen 19 yataklı kapasiteli pansiyon tesisidir.

b) 7/63831 Esas No.lu Soru Önergesi,

1. Güney Antalya Turizm Alanı, Beldibi-Çifteçeşmeler mevkiinde bulunan kaçak yapıların yer aldığı taşınmazların, 4.5.1988 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde Antalya Valiliğince belirlenen hak sahiplerine ilansız olarak tahsisi uygun görülmüştür.Bu çerçevede 13 özel parsel no.lu taşınmaz için Valilikçe bildirilen hissedarlardan oluşan Aytaş Tur. Yat. ve İşl. A.Ş. adına tahsis işlemleri gerçekleşmiştir.

2. Aytaş Tur. Yat. ve İşl. A.Ş.’nin noterden onaylı şirket karar defteri örneği ekli 22.4.1993 tarihli dilekçe ile % 48,5 oranındaki hisselerin 1847 adedinin Özer Uçuran Çiller’e, 1 500 adedinin Marsan Marmara Holding A.Ş.’ye ve 1 500 adedininse Mitaş Milletlerarası Yapı Taah. ve Tic. A.Ş.’ye devredilmesine ilişkin talebi 6.5.1993 gün ve 3 no.lu Arazi Tahsis Komisyonu Kararı ile uygun görülmüştür.

c) 7/3832 Esas No.lu Soru Önergesi

1. Firmanın 4.10.1995 tarihli dilekçesi ile ortaklardan İhsan Ataöv’ün sahip olduğu 216 hissenin Özer Uçuran Çiller’e (% 36,16) devri talebi, Beldibi Belediyesinin 10.10.1995 tarihli yazısıyla tesisin kaba inşaatının, teçhizatının ve tesisatının bittiğini tefrişinin yapılmadığını bildirmesi, Maliye Bakanlığının da 20.3.1996 tarihinde uygun görmesi gözönünde bulundurularak Bakanlığımızca uygun görülmüştür. (1996/30 No.lu Arazi Tahsis Komisyonu Kararı) Belediyenin inşaat seviyesine ilişkin yazısı bir kamu kurumu olması nedeniyle dikkate alınması zaten olması gereken bir işlemdir. Bir çok tesis seviyesinin tesbitinde Belediyelerin resmî yazıları dikkate alınmaktadır.

Diğer taraftan İşletmeler GenelMüdürlüğümüzcede idarî işlemler yapılmış olup bu işlemlerde Yatırımlar GenelMüdürlüğünün bilgi ve verileri doğrultusunda kanun ve yönetmeliklere uygun olarak yapılmıştır.

Antalya, Beldibi, Çifteçeşmeler Mevkii, 13 No.lu parselde yeralan tesise ilişkin, Turizm Yatırımı Belgesine esas olan mimarî proje, 25.6.1992 tarih ve 1 sayılı Belgelendirme Komisyonu Kararı ile, 7 oda + 2 suit = 18 yatak olarak onaylanmıştır.

Daha sonra 6.9.1996 tarihli Belgelendirme Komisyonu toplantısında; tesis bünyesinde yapıldığı tespit edilen tadilatlar kabul edilerek yapı kullanma izin belgesinin gönderilmesinden sonra Turizm Deneme İşletme Belgesinin 8 oda + 1 suit = 19 yatak olarak düzenlenmesi, “Deneme İşletme Belgesi süresi içinde de 1 adet genel tuvalet yapılması, yüzme havuzuna bitişik yapılan süs havuzunun arsa sınırları içine çekilmesi, bodrum kattaki yönetici ve personel odalarının müşteriye verilmemesi” kararı alınmış, onaylı yapı kullanma izin belgesinin gönderilmesinden sonra Deneme İşletmesi Belgesi düzenlenmiştir.

23.6.1997 tarih ve 1514 sayılı sınıflandırma heyet raporunda, tesisin pansiyonlar için gerekli puan barajını aşmış olması nedeniyle Pansiyon Turizm İşletmesi Belgesi düzenlenmiş, mevcut kapasitedeki farklı tespit üzerine tesis mahallinde, anılan Belgelendirme Komisyon Kararı ve İşletme denetiminde belirtilen hususların tespiti amacıyla 27.10.1997 tarihinde teknik denetim yapılmıştır. Yapılan denetimde; Deneme İşletme Belgesi süresi içinde yerine getirilmesi istenilen hususların giderilmediği kapasite fazlalığının ise (belgede; 8 oda + 1 suit = 18 yatak, mevcut tespit; 13 oda + 2 suit = 36 yatak) Komisyon Kararında belirtilen bodrum katındaki müşteriye dönük kullanılmaması gereken odaların müşteri kullanımında olmasından kaynaklandığı tespit edilip belgenin iptali öngörülerek tesisin durumu değerlendirilmek üzere Belgelendirme Komisyonuna sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

İbrahim Gürdal Turizm Bakanı

T.C. TurizmBakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü 28.3.1997 Sayı : A.T.T.D.Bşk./A.T./479-1712-1496

Konu : Teminat Mektubu İadesi

Demirbank T.A.Ş.

Merkez Şubesi

İstanbul

Bakanlığımıza hitaben verilen, müfredatı aşağıda belirtilen Teminat Mektubu Yazımız ekinde iade edilmektedir.

Bilgilerinizi rica ederim.

Hilmi Akar Bakan a. Genel MüdürYardımcısı

Teminat Mektubunun :

Tarihi : Nosu : Cinsi : Miktarı : Lehtarı :

20.9.1992 2403 Kestemmek 50 000 000 TL. Aytaş Turizm Yat ve İşl. A.

T.C. TurizmBakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü Sayı : A.T.T.D.Bşk./A.T./070180012/350-1604-9492

Konu : Hisse devri talebiniz.

Aytaş Turizm A.Ş.

Hükümet Cad. Aklar İşhanı

4/42 Antalya

İlgi : 4.10.1995 tarihli dilekçeniz.

Güney Antalya Turizm Alanı, Beldibi, Çifteçeşmeler Mevkiinde Bakanlığımızdan kesin tahsisli bulunan firmanızdan alınan ilgi dilekçe’de; şirket ortaklarından İhsan Ataöv’ün sahip olduğu 3 400 hisse ile Mehmet Çolak’ın sahip olduğu 216 hissenin tamamının Özer Uçuran Çiller’e devri hususunda izin talebinde bulunulmuştur.

Yapılan değerlendirme sonucunda hisse devri talebiniz uygun görülmüş olup, Ticaret Sicil Gazetesinin Bakanlığımıza iletilmesinden sonra ilgili kuruluşlara bildirilecektir.

Bilgilerini ve gereğini rica ederim.

Gürkan Ertaş Bakan a. Yatırımlar Genel Müdürü

T.C. Maliye Bakanlığı Millî Emlak GenelMüdürlüğü 20.3.1996 Sayı : B.07.0.MEG.0.17.3129-7786-8747

Turizm Bakanlığına

(Yatırımlar Genel Müdürlüğü)

İlgi : 13.3.1996 gün ve 7786 sayılı yazınız.

Antalya İli, Kemer İlçesi, Beldibi Köyünde bulunan tapunun 108 ada, 1 parsel numarasında 1.627 m2 yüzölçümle Hazine adına kayıtlı taşınmaz mal üzerinde 18 yataklı pansiyon yapılmak amacıyla adına kesin tahsis yapılan Aytaş Turizm Yatırım ve İşletmecilik A.Ş.’nin, şirket ortaklarından İhsan Ataöv’ün sahip olduğu 3 400 hisse ile, Mehmet Çolak’ın sahip olduğu 216 hissenin tamamının Özer Uçuran Çiller’e devri için izin talebinde bulunulduğu ilgi yazınızla bildirilmişti.

Adı geçen şirketin belirtilen orandaki hisselerinin devredilmesinde Bakanlığımızca herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini arz ederim.

Nuri Eski Bakan a. Daire Başkanı

Rapor Tarihi : 26.1.1996

Rapor No :

Sayfa : 267

DURUM TESPİT RAPORU

Tesisin Adı : Ayta Pansiyon

Tesisin Adresi : Çifteçeşmeler Mevkii 13 No.lu parsel

Telefon-Faks No : –

Sınıfı ve Türü : Pansiyon

Belge Tarih ve No : 25.6.1992/5388 (Yatırım Belgeli)

Belge Sahibi : Aytaş Tur. Yat. ve İşl. A.Ş.

Mal Sahibi : Turizm Bakanlığı

Denetleme Nedeni : Tesisin işletmeye açılması için verilen süre dolduğundan tesisin denetimi

Denetleme Tarihi : 23.1.1996

Kapasite : 7 oda + 2 suit =18 yatak

Bakanlığımızdan pansiyon Turizm Yatırım Belgeli tesisin işletmeye açılması için verilen süre 31.12.1995 tarihinde dolduğundan, son durumun tespiti amacıyla 23.1.1996 tarihinde tesis mahalline gidilmiş, tesise ilişkin belgeye esas projeleri Bakanlığımız Tesisler Dairesi arşivinde bulunamadığından teknik denetim yapılamamış, 19.6.1992 tarihinde Bakanlığımız Yatırımlar Genel Müdürlüğünce onaylanan vaziyet planıyla durum tespiti yapılmıştır.

c. 1. Tesisin vaziyet planında da görüldüğü gibi 3 ayrı blok halinde inşaa edildiği, ancak blokların birbirlerine birinci katta yapılan teraslarla bağlandığı ve tüm blokların altında blokları birbirine bağlayan bir bodrum kat yapıldığı,

2. Tesis alanının deniz tarafında, vaziyet planında görülmeyen bir yüzme havuzu ve içinde hamam, duş, tuvalet bulunan, üst kotu doğal zemin kotunu yaklaşık 1 metre aşan yer altında bir yapı yapıldığı,

3. Tesisin emanet müteahhiti olan Mimar Nihat Günata tarafından da tesiste, bazı tadilatların yapıldığının ve tadilat projelerinin Bakanlığa iletileceğinin ifade edildiği,

4. Tesisin denetim tarihi itibariyle kaba inşaatının tamamlandığı, ince inşaat çalışmalarının, dekorasyon ve çevre düzenlemesi işlerinin devam ettiği,

hususları tespit edilmiştir.

Belgeye esas projeleri Bakanlığımız arşivinde bulunamadığından ve inşaat çalışmaları henüz tamamlanmayıp işletmeye açılmadığından denetimi yapılamayan tesise ilişkin arşiv projelerin ve tadilat pojelerinin temin edilmesinden sonra tesisin tekrar denetim programına alınması, ayrıca tesisin süresi dolduğundan konunun Belgelendirme Komisyonunca karara bağlanması uygun olacaktır.

Durum bilgilerinize arz olunur.

Oğuzhan Hanikaz Kontrolör

ARAZİ TAHSİS KOMİSYONU TOPLANTI TUTANAĞI

Arazi Tahsis Komisyonu 14.11.1995 tarihinde Müsteşar Yardımcısı Güler Tangyolaç’ın Başkanlığında, üyeler Gürkan Ertaş, Bilgen Güven, Hilmi Akar, Yasemin Ergin ve Tuncay Çimen’in katılım ile toplandı.

Güney Antalya Turizm Alanı, Beldibi, Çifteçeşmeler mevkiinde pansiyon gerçekleştirmek üzere 23.7.1992 tarihinde adına kesin tahsis işlemleri gerçekleştirilen Aytaş Tur. Yat. ve İşl. A.Ş.’nin 22.4.1993 tarihli dilekçesi ekinde iletilen Yönetim Kurulu Kararı ile, şirket ortaklarından Halil Kemal Kınay, Ali Reşit Kınay, Ahmet Hamdi Durmaz, Kerim Mirza ve Abdurrahman Coşkun’un sahibi bulundukları toplam 4847 adet hissenin (% 48.47) Özer Uçuran Çiller’e satış yoluyla devir ve temlik edilmesi ile, Özer Uçuran Çiller’in devir ve temlik aldığı 4847 adet hissenin 1847 adedini üzerinde bırakarak, kalan hisselerden 1 500 adedini Marsan Marmara Holding A.Ş.’ye, 1 500 adedini Mitaş Milletlerarası Yapı Taah. ve Tic. A.Ş.’ye temlik edilmesine karar verildiği bildirerek, izin talebinde bulunulmuş, talep 1.10.1992 gün ve 1426 Sayılı Makam Oluru dikkate alınarak, 6.5.1993/3 Arazi Tahsis Komisyonu Kararı ile uygun görülmüştür.

Bu defa 4.10.1995 tarihli firma dilekçesinde, ortaklardan İhsan Ataöv’ün sahip olduğu 3 400 hisse ile Mehmet Çolak’ın sahip olduğu 216 hissenin tamamının Özer Uçuran Çiller’e devri (3 400-216 3616-Toplam 10 000 adet hisseli şirkette % 36 16’lık bölüm-) için izin talebinde bulunulmuştur.

Talep, 19.10.1995/28 Arazi Tahsis Komisyonunda görüşülerek, talebin değerlendirilebilmesi için firmadan, tesise ilişkin Belediye veya Valilik onaylı keşif özetleri ile fotoğrafların istenmesi kararı alınmış konu, 30.10.1995 tarihli yazımız ile firmaya bildirilmiştir.

Firmanın 8.11.1995 tarihli dilekçesi ekinde iletilen 30.10.1995 tarihli Belediye Başkanlığının yazısına göre, tesisin kaba inşaatının teçhizat ve tesisatının bitirildiği, teftişinin yapılmadığı anlaşılmıştır.

Firmanın hisse devir talebinin, hisse devirlerine ilişkin “1.10.1992 gün ve 1426 sayılı Makam Oluru” dikkate alınarak Maliye Bakanlığından olumlu görüş alınması kaydıyla uygun görülmesine,

Karar verildi.

Başkan Güler Tanyolaç

Üye Üye Üye Hilmi Akar Gürkan Ertaş Bilgen Güven Uygun görüşle arz olunur. Olur

Üye Üye

Yasemin Ergin Tuncay Çimen

21.11.1995 6.3.1996

Nazif Ekzen Ertan Gürpınar

Müsteşar Bakan

T.C. Antalya İli Beldibi Belediye Başkanlığı 30.10.1995

Sayı : 02-95/482

Konu : Tespit

Aytaş Tur. A.Ş.

Beldibi

İlgi : Aytaş Tur. A.Ş.’nin 20.10.1995 günlü yazıları

İlgi yazı gereği Beldibi Çifteçeşmeler Mahallesi 108 ada 1 parselde yapılmakta olan tesis bu tarih itibariyle kaba inşaatı, teçhizatı ve tesisatı bitmiş olup tefrişi yapılmamıştır.

İş bu belge yatırımcının isteği üzerine verilmiştir.

Gereği için bilgilerinize rica ederim.

Abdullah Çelik Belediye Başkanı

Yönetim Kurulu Kararı : 1995/03

Karar No.su :

Toplantı Yeri : Şirket Merkezi

Toplantı Tarihi : 18.9.1995

Toplantıya Katılanlar : Hüseyin Yazıcı, İpek Ertin, Yüksel Noyanoğlu,

Şemsettin Doğan Oral.

 

Aytaş Turizm Yatırım ve İşletmecilik Anonim Şirketi Yönetim Kurulu 18 Eylül 1995 tarihinde şirket merkezinde Hüseyin Yazıcı Başkanlığında toplanarak aşağıdaki kararları almıştır.

1. Yönetim Kuruluna yapılan başvurular ve dosyada mevcut sözleşmeler çerçevesinde;

a) Şirket ortaklarından İhsan Ataöv’ün sahip olduğu 3 400 adet hissesinin tamamını Özer Uçuran Çiller’e satarak devir ve temlik etmesine,

b) Şirket ortaklarından Mehmet Çolak’ın sahip olduğu 216 adet hissesinin tamamını Özer Uçuran Çiller’e satarak devir ve temlik etmesine, izin verilmesine,

2. Hisse devirleri için Turizm Bakanlığından gerekli yazılı iznin alınmasına,

3. Devir işlemlerinin Ortaklar Pay Defterine kaydedilmek suretiyle yürürlüğe konulmasına,

Oybirliğiyle karar verilmiştir.

 

Başkan Başkan Yardımcısı Üye Üye Hüseyin Yazıcı İpek Ertin Yüksel Noyanoğlu Şemsettin Doğan Oral

 

İşbu suret ibraz edilen Antalya 3 üncü Noterliğinden 30.12.1994 tarih ve 46925 Y.No ile tasdikli Aytaş Turizm Yatırım veİşletmecilik Anonim Şirketine ait Karar Defterinin 3 üncü sayfasında yapışık olan 18.9.1995 tarih ve 95/3 No.lu kararın ilgili kısmının aslının aynı olduğunu onaylarım.

Sakin Seymen Beyoğlu 31 inci Noteri Yerine İmzaya Vekili B.Kâtip Abdulkadir Erköse

T.C. Turizm Bakanlığı

Yatırımlar Genel Müdürlüğüne

Ankara

İlgi : a) 23.7.1992 gün ve ATTDB/AT-070180012/1097-3873-17157 sayılı kesin tahsis yazınız.

b) 22.6.1993 gün ve ATTDB/AT/070180012/827-3849-14617 sayılı hisse devri izin yazınız.

Konu : Yeni hisse devri izin talebi hak.

Güney Antalya Turizm Alanı, Bedibi, Çifteçeşmeler mevkiinde 19 yatak kapasiteli 1 yıldızlı otel gerçekleştirilmek üzere Bakanlığınızdan kesin tahsisli firmamız hisselerinin % 48,5’lik bölümünün satış yoluyla devir ve temlikine bilgi (b) yazınızla izin verilmişti.

Bu defa, yatırımın, tefriş hariç inşaat, teçhizat ve tesisatı tamamlanmış olduğundan, ilişikte sunulan 18.9.1995 gün ve 1995/03 sayılı Yönetim Kurulu Kararında belirtilen iki ortağa ait toplam 3 616 adet % 36,16 hissesinde devrine dair yazılı iznin verilmesini arz ve talep ederiz.

Saygılarımızla,

4.10.1995 Aytaş Turizm Yatırım ve İşletmecilik Anonim Şirketi

T.C. Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü 21.6.1993 Sayı : A.T.T.D. Bşk./A.T./070180012/827-3840-14632 Konu : Hisse Devri

Aytaş Tur. İnş. Tic. A.Ş.

Cumhuriyet Cad. No : 41

Antalya

İlgi : 22.4.1993 tarihli dilekçeniz.

İlgi dilekçe ile; Güney Antalya Turizm Alanı, Beldibi, Çiftçeşmeler mevkiinde 19 yatak kapasiteli 1 yıldızlı otel gerçekleştirmek üzere Bakanlığımızdan kesin tahsisli firmanız hisselerinin % 48,5’lik bölümünün satış yoluyla devir ve temliki konusunda Bakanlığımız izni talep edilmiştir.

Bakanlık Makamının 1.10.1992 gün ve 1426 sayılı Olur’u dikkate alınarak, hisselerinin % 48,5’lik bölümün devri Bakanlığımızca uygun görülmüştür.

Bilgi alınmasını ve Bakanlığımızca uygun görülmüş hisse devri sonrası şirketin yeni durumunu gösterir Ticaret Sicil Gazetesinin Bakanlığımıza iletilmesi için gereğini rica ederim.

Bakan Adına Gürkan Ertaş Yatırımlar Genel Müdür V.

 

Karara Esas Olan Evrakın Mevzuun Mahiyeti ve Hülasası

Karar Şirketteki hisse devirlerine gerekli

Sıra No. Tarih No : Nereden gönderildiği iznin verilmesi hk.

4 22.4.1993 4 Yönetim Kurulu

 

Toplantı tarihi : 22.4.1993 günü

Başkanın adı ve soyadı : Halil Kemal Kınay

Azaların adı ve soyadı : İrfan Aktaş-Ali Reşit Kınay

Kararın Metni

 

 

22.4.1993

Aytaş Turizm Yatırım ve İşletmecilik A.Ş. Yönetim Kurulu 22.4.1993 Perşembe günü saat 16.00’da şirket merkezinde toplanarak aşağadaki kararları almıştır.

1. Yönetim Kuruluna yapılan başvurular ve dosyada mevcut sözleşmeler çerçevesinde, şirket ortaklarından;

– Halil Kemal Kınay’ın sahibi olduğu (2 000) adet hissenin tamamını,

– Ali Reşit Kınay’ın sahibi olduğu (1 300) adet hissenin tamamını,

– Ahmet Hamdi Durmaz’ın sahip olduğu (1 024) adet hissenin tamamını,

– Kerim Mirza’nın sahip olduğu (330) adet hissenin tamamını,

– Abdurrahman Coşkun’un sahip olduğu (193) adet hissenin tamamını olmak üzere toplam olarak (4 847) adet hissenin Özer Uçuran Çiller’e satış yoluyla devir ve temlik edilmesine,

2. Özer Uçuran Çiller’in devir ve temlik aldığı (4 847) adet hisseden (1 847) adedini üzerinde bırakmak, kalan hisselerden (1 500) adeddini Marsan Marmara Holding A.Ş.’ye (1 500) adedini ise Mitaş Milletlerarası Yapı Taahhüt ve

 

KARARA ESAS OLAN EVRAKIN MEVZUUN MAHİYETİ VE HÜLASASI

Karar

Sıra No. Tarih No : Nereden gönderildiği

 

 

                                                                          

Toplantı tarihi . . . . . . . . . . ./19. . . . . . . . .günü

Başkanın adı ve soyadı

Azaların adı

Tasdik tarihi : 31 Aralık 1991 Yevmiye Numarası : No : 99101

 

NOTERİN

DEFTER SAHİBİNİN

Adı Soyadı ve Ticaret Unvanının

AYTAŞ TURİZM İNŞAAT TİC. A.Ş.

 

İş Adresi

Cumhuriyet Cad. No : 41 ANTALYA

İş veya Mesleğin Nev’i Bağlı olduğu vergi dairesi

TURİZM YATIRIMI ANTALYA Üçkapılar-14984

TASDİK OLUNAN DEFTERİN

Nev’i Sahife Hes. Dönemi

KARAR DEFTERİ 78 tek 1992

 

İlgili Sicil Tasdiknamesi İbraz

Edilmediğinden Gerekli İhtarat

Yapılacak Defteri Tasdik Edilmiştir.

.............. Tarih ............. Sayılı

Sicil tasdiknamesi görülmüştür.

Antalya Noteri

T.C. Antalya Noterliği No : 13390

İşbu örnek daireye getirilen aslının aynı olup, örneğinin bir ilgiliyle imza ettirilerek noterlik dairesinde saklanmıştır. 22.Nisan 1993

T.C.

Turizm Bakanlığı

Yatırımlar Genel Müdürlüğüne

Ankara

İlgi : 23.7.1992 gün ve ATTDB/AT-070180012/1097-3873-17157 sayılı kesin tahsis yazınız.

Konu : Hisse devirlerine yazılı izin verilmesi hakkında

İlişikte sunulan 22.4.1993 tarih ve 4 sayılı Yönetim Kurulu kararında belirtilen hisse devirlerinin yapılabilmesi için, ilgi kesin tahsis yazınızın 5 inci maddesinin (f) bendinde belirtilen yazılı iznin verilmesini arz ve talep ederiz. Saygılarımızla. 22.4.1993

Aytaş Tur. Yat. İşl. A.Ş.

Adres : Cumhuriyet Cad. No : 41

Antalya

Ek : 22.4.1993 tarih ve 4 sayılı yönetim kurulu kararı

T.C. Turizm Bakanlığı

 

TURİZM YATIRIMI BELGESİ

Yatırımın :

Adı : Ayta Pansiyon

Sınfı ve Türü : Pansiyon

Adresi : Çifteçeşmeler Mevkii Beldibi

Bulunduğu Yer : Antalya

Kapasitesi : 7 Oda + 2 Suit – 18 Yatak

 

Belge Sahibi : Aytaş Turizm Yatırım ve İşletmecilik A.Ş.

Tesis Sahibi : Turizm Bakanlığı

Kiracı : Aytaş Turizm Yatırım ve İşletmecilik A.Ş.

Turizm Bakanı A. Mümtaz Telli Genel Müdür Yardımcısı

İnşaata Başlama Süresi : 4 Ay

İşletmeye Açılma Süresi : 2 Yıl

Tarih : 25.6.1982

Sayı : 5388

 

Bu Belge Belgelendirme Komisyonunun 25.6.1992 Tarihli Toplantısında Alınan Karar Gereğince Düzenlenmiştir.

Bu Belge İle Tesis İşletmeye Açılamaz. 25.2.1993

 

Teminat mektubu ve taahhütnamenin asılları ile birlikte,

a) Teminat mektubu,

b) Taahhütname,

c) Vaziyet planı,

d) İmar planı,

e) Kesin tahsis yazısından

üçer kopyanın Bakanlığımıza iletilmesi gerekmektedir.

Bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.

Bakan Adına

Bilgen Güven Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı

Diğer Yükümlülükler :

a) Kira/İrtifak hakkı bedeli her yıl peşin olarak ve Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkındaki Yönetmeliğin 19 uncu maddesinde belirtildiği şekilde Antalya Defterdarlığına ödenecektir. İlk yıl irtifak hakkı bedelinin inşaata başlamadan önce Defterdarlığa yatırılması ve makbuz örneğinin Bakanlığımıza iletilmesi gerekmektedir.

b) İrtifak hakkı bedeli, tahsis edilen taşınmaz malın kullanılması karşılığıdır. Tapuya tescil, terkin, yapı ve tesisler için Maliye, Mahallî İdare vb. kuruluşlara ödenmesi gereken vergi, resim, harç pirim vb. mükellefiyetler tarafınızdan karşılanacaktır.

c) Yapı ve tesisler Turizm Yatırımı Belgesinin düzenlenmesine esas plan ve projelere uygun olarak yapılacaktır. Yapı ve tesislerde Bakanlığın izni olmadan ve plan ve projelerde gerekli değişiklik gerçekleştirilmeden tadil ve ilaveler yapılmayacaktır.

d) Adınıza tahsis edilen taşınmaz malın ana niteliği bozulmadan ve mevcut ise orman varlığı zedelenmeden kullanılacaktır. Yangından ve zararlılardan korunması için gerekli tedbirler tarafınızdan alınacaktır.

e) Tahsis edilen taşınmaz mal tahsis süresinin sonunda üzerindeki bütün yapı ve tesisleriyle beraber Bakanlığa teslime edilecektir. Bunun için şirket veya bir başka üçüncü kişi tarafından herhangi bir hak ve bedel talep edilmeyecektir.

f) Adınıza yapılan tahsis, kullanma hakkının tamamı veya bir kısmı Bakanlığın yazılı izni olmaksızın başkasına devredilmeyecektir.

Lehdarı şirket olan tahsislerde şirket hisselerinin tamamı veya bir kısmının Bakanlığın yazılı izni ile devirlerinin sağlanması gerekmektedir.

Tahsisin ve şirket hisselerinin tamamının veya bir kısmının Bakanlığın izni dışında devredilmesi halinde tahsis iptal edilecektir.

g) Tahsis edilen taşınmaz mal üzerinde yapılan tesise ait Turizm Yatırım veya İşletme Belgesinin iptal edilmesi halinde kesin tahsis de iptal edilecektir.

h) Bu kesin tahsis yazısında belirtilmeyen hallerde 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ve Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsis Hakkında Yönetmelik Hükümleri, bunlarda da açık bir hüküm olmaması halinde Bakanlığımızca belirlenecek esaslar uygulanacaktır.

ı) Tahsis konusu arazisinin bulunduğu alanda Belediye hizmetlerinin bir belediye tarafından karşılanmaması halinde bu hizmetlerin sağlanması amacıyla Bakanlığın muvaffakatı ile kurulacak bir idarenin kararlarına uyulacak ve katkı payları ödenecektir.

6. Tesisin işletmeye açılmasından sonra toplam yıllık hasılatından % (bir)’i oranında Hazineye ödeme yapılacaktır. (İlk 3 yıllık dönemde bu oranı % 50’si)

7. Taahhütname teminat mektubu ve iş programının süresi içinde Bakanlığımıza verilmemesi halinde ayrıca bir işar ve ihtara hacet kalmaksızın kesin tahsis geçersiz sayılacaktır.

8. Gerçekleştirilecek tesise ilişkin “Yatırım Takip Formu”nu Mart-Haziran-Eylül-Aralık aylarında Yatırımlar Genel Müdürlüğüne iletilmesi gerekmektedir.

 

T.C. Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü 23.7.1992 Sayı : A.T.T.D.B/Arazi Tahsis-070180012/1097-3873-17157 Konu : Kesin Tahsis

Aytaş Tur. Yat. ve İşl. A.Ş.

Cumhuriyet Cad. No : 41

Antalya

İlgi : 15.2.1991 tarih ve ATTDB/AT-2562/296-1021-3864 sayılı yazımız.

İlgi yazı ile, tarafınıza Güney Antalya Turizm Alanı, Çifteçeşmeler Mevkiinde yeralan Orman mülkiyetindeki taşınmaz için ön izin verilmiştir.

İlgi yazımızda belirtilen ön izin koşullarının yerine getirilmesi üzerine şirketiniz adına 25.6.1992 tarih ve 5388 sayılı Turizm Yatırımı Belgesi düzenlenmiştir. Aşağıda belirtilen koşullarla kesin tahsis yapılması Bakanlığımızca uygun görülmüştür.

Ancak, yazımız tarihinden itibaren 30 gün içinde;

a) “Turizm Bakanlığı, Yatırımlar Genel Müdürlüğü’nün ...........tarih ve .......... sayılı kesin tahsis yazısında yeralan tüm şartlara aynen uymayı, yükümlülükleri süresi içinde ve tam olarak yerine getirmememiz, yasaklara uymamamız halinde tahsisin iptal edilmesini kabul edeceğimizi, bu takdirde taşınmaz malı tüm yapı ve tesisleriyle beraber Bakanlığa teslim edeceğimizi buna karşılık herhangi bir hak, tazminat vb. talepte bulunamayacağımızı kabul ve taahhüt ediyoruz” şeklinde Noter Tasdikli bir taahhütnamenin,

b) Yatırımın toplam maliyetinin % 10’una tekabül eden 50 400 000.– TL. tutarında kesin ve süresiz teminat mektubunun,

c) Tahsis edilen taşınmaz üzerinde gerçekleştirilecek tesise ilişkin, verilen sürelere uygun olarak doldurulacak iş programının;

Bakanlığımıza gönderilmesi halinde Kesin Tahsis yürürlüğe girecektir.

1. Kullanım Şekli :

Bu saha içerisinde Bakanlığımızca verilen Turizm Yatırımı Belgesine göre 18 Yatak kapasiteli pansiyon ve Bakanlığımızca onaylanan projelerde öngörülen diğer ünitelerin tümü yeralacaktır.

2. Tahsis Süresi :

Kesin tahsisin yapıldığını bildiren bu yazımız tarihinden itibaren 49 yıldır.

3. İnşaatın Zamanlaması :

İnşaata başlama kesin tahsis yazısından itibaren 4 ay, işletmeye açılma süreleri Turizm Yatırımı Belgesi esaslarına göredir.

4. Bedel ve Ödemeler :

İlk yıl irtifak hakkı tesisi bedeli 2 520 000.– TL.’dir.

Kira/İlk yıl irtifak hakkı bedelinin başlangıcı bu yazımız tarihidir.

T.C. Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü 20.4.1993 Sayı : A.T.T.D.B./Arazi Tahsis-070180012/561-2290-9362

Aşağıdaki Yerlere Dağıtımları Yapılmıştır

Kamu Arazisi Kesin Tahsis Belgesi

Aşağıda özellikleri belirtilen ve 2634 Sayılı Kanunun 8 inci maddesi gereğince Bakanlığımıza tahsisi yapılan kamu arazisinin, “Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik”in 16 ncı maddesi gereğince Aytaş Tur. Yat. ve İşl. A.Ş. lehine İrtifak Hakkı yolu ile Kesin Tahsisin yapılması uygun görülmüştür.

Yazımız tarihinden itibaren 1 ay içerisinde İrtifak Hakkı Tesisi işlemlerinin tekemmülü için ilgili merciye müracaat edilmesi gerekmektedir.

İlgili mevzuata göre İrtifak Hakkı Tesisinin sağlanması, Kesin Tahsis şartlarının yerin getirilmesi ve yatırımın belirlenen süre içerisinde işletmeye açılması için gerekli işlemlerin tekemmül ettirilmesi yönünde gereğini arz ve rica ederim.

Bakan Adına Bilgen Güven

Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı

Ek : 1. Kesin Tahsis yazısı

2. Taahhütname

3. Teminat mektubu

4. Kroki örnekleri

Gereği için dağıtım : Maliye ve Güm. Bak. na, Antalya Valiliğine, Aytaş Tur. Yat. ve İşl. A.Ş.’ye

Tahsis Edilen Kamu Arazisinin :

İli İlçesi Mevkii Turizm Alan/Merkezi

Antalya Beldibi Çiftçeşmeler Güney Antalya T.A.

Mülkiyeti Yüzölçümü İmar Planı Bakanlığa Tahsis Tarihi

1 600.50 m2 1/1000

Kadastral Parsel No İmar Parsel No

13

Kesin Tahsisin Tarihi ve Süresi : 23.7.1992-49 yıl

Taahhütnamenin Tanzim Edildiği Yer : Antalya 2 nci noterliği

Tarihi : 9.10.1992 No.su : 33893

Teminat Mektubunun Verildiği Banka : Demirbank-Merkez Şubesi

Tarihi : 20.8.1992 No.su: 770 Tutarı : 50 400 000.–TL.

Toplam Yıllık Hasılattan Turizm Geliştirme Fonuna Alınacak Pay Oranı % 1 (Bir)

(*) (*) (İlk 3 yıl bu oranın % 50’si uygulanacaktır)

İlk Yıl İrtifak Hakkı Tesis Bedeli : 2 520 000.– TL.

Kurulacak Tesisin : Tür ve Sınıfı : Pansiyon Kapasitesi 18 yatak

Yan Hizmet Üniteleri : Turizm Yatırım Belgesinde belirlenen tüm üniteler yer alacaktır.

– “Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yönetmeliğin” çıkması beklendiğinden irtifak hakkı tesisi yazısı gecikmeli olarak yazılmıştır. Ancak kararın başlangıcı Kesin Tahsis tarihinden itibarendir.

T.C. Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü 24.6.1992 Sayı : A.T.T.D.Bşk./Pln.Apl./070180012/935-3142 Konu : Beldibi, Aytaş A.Ş. Vaziyet planı

 

İşletmeler GenelMüdürlüğüne

(Tesisler Dairesi Başkanlığı)

İlgi : Pln. D. Bşk.’nın 22.6.1992 tarih ve 1611 sayılı yazısı.

İlgide kayıtlı yazıyla; Antalya İli Güney-Batı Antalya Turizm Alanı, Çiftçeşmeler-Beldibi yöresi 13 özel parsel no.lu arazide Bakanlığımızdan tahsisli bulunan Aytaş A.Ş.’ye ait vaziyet planları gönderilmiştir.

Sözkonusu vaziyet planları Genel Müdürlüğümüzce imar planı ve tahsis edilen arazi sınırları açısından incelenmiş olup uygun görülmüştür.

Gereğini bilgilerinize arz ederim.

Bilgen Güven Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı

5. Personel Eğitimi

TUGEV ile Bakanlığımız arasında imzalanacak protokole uygun olarak hazırlanacak “Eğitilmiş Personel Projesi”nin Yatırım Belgesi almak için yapılacak başvuruya eklenmesi ve bu projenin uygulanacağının kabul ve taahhüt edilmesi zorunludur.

Diğer Hususlar

6. 1. Ön İzine konu olan taşınmaz malın ilgili kamu kuruluşunca Bakanlığımıza tahsis edilmemesi veya Bakanlığın kontrolu dışındaki nedenlerle bu tahsisin imkânsız hale gelmesi durumunda ön izin geçersiz sayılacak ve kira karşılığı alınan nakit veya menkul değerlerin iadesi dışında herhangi bir hak talep edilemeyecektir.

6. 2. Yukarıda açıklanan özel koşullar dışında hasıl olacak sorunların çözümünde 2634 sayılı “Turizmi Teşvik Kanunu” ve “Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine başvurulacaktır.

6. 3. Şirketin kurulmasını takiben bir ay içerisinde Türk Ticaret Kanununun 321, 322 ve 323 üncü maddeleri hükümlerine göre temsil selahiyetine dair İdare Meclisi Kararının noterlikçe tasdik edilmiş bir surettinin Yatırımlar Genel Müdürlüğüne verilmesi zorunludur.

6. 4. Bakanlık nezdinde yürütülecek idarî ve teknik konuları firma adına izleyecek yetkilinin ismi Yatırımlar Genel Müdürlüğüne bildirilecek ve işlerin bu kişi tarafından takibine özen gösterilecektir.

6. 5. Ön izin yazısında belirtilen şartların süresi içinde ve tam olarak yerine getirilmemesi halinde firmanız Bakanlığımızdan herhangi bir hak talep etmeyecek ve bu ahvalde 2634 sayılı konunun 8 inci maddesi gereğince Bakanlık arazide imar planı amacı doğrultusunda tasarruf yetkisini kullanacaktır.

7. Ön İzin Hakkının Bakanlıkça Feshedilmesi

7. 1. Yukarıda belirtilen koşullara ve/veya mevzuat hükümleri ile Bakanlıkça verilen kararlara uyulmaması halinde “Ön İzin” Bakanlıkça iptal edilir ve alınan teminat Hazineye irad kaydedilir.

7. 2. Ön izinin iptali halinde, ön izin verilen imar parseli içindeki özel mülkiyete ait taşınmazlar kamulaştırılır.

Bilginizi ve gereğini rica ederim.

Bakan Adına

12.2.1991 Memur : C.Çetinkaya

13.2.1991 Şb. Md. : S.Toker

14.2.1991 Da. Bşk. : H. Akar

..../...1991 Gn. Md. Yrd. : M. Acır

..../...1991 Gn. Md. : M.Konay

1.1.1. Tesisin 2634 Sayılı “Turizmi Teşvik Kanunu”, “Turizm Yatırımları ve İşletmeleri Nitelikleri Yönetmeliği”ne uygun olarak hazırlanıp Mahallî İdarece onaylanan 1/50 veya 1/100 ölçekli mimarî tatbikat projeleri İşletmeler Genel Müdürlüğüne verilecek ve Turizm Yatırımı Belgesi alınacaktır.

1.2.Şirket Ortaklarına İlişkin Özel Şartlar

Ön izin süresi içinde Antalya Valiliği, Bayındırlık ve İskân Müdürlüğünün 25.1.1989 gün ve 505/89 sayılı yazısı eki 23.1.1989 tarihli “Olur” yazılarında isimleri bildirilenlerin şirkete hissedar olması gerekmektedir.

2. İnşaat Faaliyetlerine İlişkin Esaslar

2.1. Teknik altyapı müteşebbisce gerçekleştirilecektir.

2.2. Teknik altyapı durumu tarafınızdan mahallînde araştırılarak, altyapı ihtiyacının giderilmesinin ne şekilde olacağına ilişkin rapor Yatırımlar Genel Müdürlüğüne sunulacak ve Bakanlığımız talimatları doğrultusunda uygulama yapılacaktır.

2.3. Arazi üzerindeki uygulama esasları :

a) Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik uyarınca kesin tahsis işlemi yapılmadan,

b) Kamu arazisi üzerinde Tapu Sicil Muhafızlığınca müteşebbis adına irtifak hakkı kurulmadan,

c) İlgili merciden yapı ruhsatı alınmadan,

d) Kesin Tahsisi yapılacak olan arazinin mülkiyetinin Bakanlık tasarrufuna alınabilmesi için gerekli işlemler (kamulaştırma, satın-alma tahsis gibi) sonuçlanmadan veya diğer hasıl olabilecek sorunlar çözümlenmeden,

Uygulama için araziye girilmeyecek, ağaç ve bitki örtüsü tahrip edilmeyecektir.

3. Toplam Yıllık Hasılattan Yapılacak Ödeme

Müteşebbis yıllık kira bedeline ilave olarak gerçekleştireceği tesise Turizm İşletme Belgesi verildiği tarihten itibaren toplam yıllık hasılatının yüzde 1. (bir)’i oranında Hazineye ödeme yapacaktır.

4. Ön İzin Hakkının Devri

Bakanlığımızca ön izin verilen müteşebbis ön izin hakkını Bakanlığın yazılı müsaadesini almadan hiçbir kişi ve/veya kuruluşa kesinlikle devretmeyecektir. Aksi varit olduğunda Bakanlıkça verilen ön izin iptal edilebilecektir.

İzin Verilen Kamu Arazisinin :

İli : Antalya

İlçesi : Kemer

Köyü : Beldibi

Mahallesi :

Mevkii : Çiftçeşmeler

Tur. Alan ve Merkezi : Güney Antalya Turizm Alanı

İmar Planı Durumu : 1/1000

Bakanlıkça Verilen Özel Parsel No : 13

Kadastral Parsel : İmar Parseli :

Mülkiyeti : Mülkiyeti : Orman + Hazine

Yüzölçümü : Yüzölçümü : 1 600.50 m2

Pafta No : Pafta No :

Ada No : Ada No :

Parsel No : Parsel No : 13

Ön İzin Verilen Kamu Arazisinde İnşaa Edilecek Tesisin

Türü ve Sınıfı : 1 Yıldızlı Otel

Kapasitesi : 19 yatak (yaklaşık kapasitedir. Kesin kapasite Turizm Yatırımı Belgesi ile belirlenecektir.

Yan Hizmet Üniteleri : Turizm Yatırımı Belgesinde belirtilen tüm üniteler.

Kesin ve Süresiz Teminat Mektubu Miktarı : 17 290 000.– TL. (*)

(*) Teminat miktarı 1 yıldızlı Otel türüne göre hesaplanmıştır. Ancak, ileride Turizm Yatırımı Belgesinde belirlenen tesis türü ve sınıfı üzerinden kira ve teminat ile ilgili gerekli hesaplama yapılacaktır.

Ön İzin Aşamasında Yapılacak İşlemler :

1. Bakanlığımıza Teslim Edilen ve Uygulanacağı Kabul ve Taahhüt Edilen İş Programındaki Zamanlamaya Uygun Olarak;

1.1. 1/1000 Uygulama İmar Planı Olan Alanlarda

– 1/500 veya 1/1000 ölçekli ağaç röleve planı, plankote ve arazinin fotoğraflarının,

– 1/500 veya 1/1000 ölçekli vaziyet (Genel yerleşme) planının, (tesisin gerektirdiği yol, giriş, otopark, bahçe düzenlenmesi, çekme mesafesi, ünitelerin yerleşimi emsal ve kat yüksekliği, atıksu arıtma tesisi ile benzeri düzenlemeleri, münhani eğrileri ve kot’ları gösterir şekilde hazırlanması, ayrıca, şantiye yapılarının da Vaziyet Planında gösterilmesi, içme-kullanma suyu, kanalizasyon ve atık su toplama sistemi konusunda Bakanlığımızın uygun görüşünün alınması, vaziyet planı üzerinde, imar ve kadastral parsel sınırlarının işlenmesi suretiyle)

Yatırımlar Genel Müdürlüğüne teslim edilmesi gerekmektedir.

T.C. Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü 15.2.1991 Sayı : A.T.T.D.B./Arazi Tahsis-2562/296-1021-3864 Konu : Ön İzin

Aytaş Tur. Yat ve İşl. A.Ş.

Cumhuriyet Cad. No : 41

Antalya

İlgi : 4.11.1990 günlü dilekçeniz.

Bakanlığımıza yapmış olduğunuz ilgide kayıtlı yatırım talebiniz, 2634 Sayılı “Turizmi Teşvik Kanunu” ve “Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde incelenmiştir.

Yatırım Talebinize esas projenizin gerçekleştirilmesine imkân sağlamak üzere bu yazımızda özellikleri belirtilen kamu arazisi için aşağıda bildirilen şartlarla, yazımız tarihinden itibaren 4 ay süre ile adınıza “Ön İzin” verilmiştir.

Ancak, Ön İzinin Yürürlüğe Girmesi için Yazımız Tarihinden İtibaren 1 Ay İçerisinde;

– Bu yazımızla belirlenen “Ön İzin” koşullarının tarafınızdan kabul ve taahhüt edildiğini belirten noterce düzenlenecek bir taahhütnamenin Yatırımlar Genel Müdürlüğüne teslim edilmesi,

– “Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik” gereği 17 290 000.–TL. tutarındaki kesin ve süresiz teminat mektubunun Yatırımlar Genel Müdürlüğüne teslim edilmesi,

– Çalıştığınız Bankalar nezdinde istihbarat yapılabilmesi için Bakanlığımızın yetkili kılındığını ve Banka istihbaratının yetersiz bulunması halinde ön izinin geçersiz sayılacağının kabul edildiğini bildiren yazının Yatırımlar Genel Müdürlüğüne verilmesi, (Çalışılan Banka Şubelerinin isimleri belirtilecektir.)

– Ön İzin süresinde firmanızca uygulanacak iş programını gösterecek olan ekli “İş Programı Formu”nun doldurularak Yatırımlar GenelMüdürlüğüne iletilmesi,

gerekmektedir.

T.C. Antalya Valiliği Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü 27.3.1992

Şube Müd. :

Dosya : B.09.4.İLM.4.07.00.10/

Sayı : 1487

Konu : Aytaş Turizm A.Ş.

Turizm Bakanlığına

(Yatırımlar Genel Müdürlüğü)

 

İlgi : 11.3.1992 gün ve 5869 sayılı yazınız.

İlgi yazınızla Antalya Merkez İlçeye bağlı Beldibi Köyü Çifteçeşmeler mevkiindeki 13 no.lu imar adası ile ilgili olarak yapılan hissedarlar ve hisse oranlarının belirlenmesi istenilmektedir.

23.1.1989 gün ve 66 sayılı olurumuzda 13 no.lu imar adasında;

% 33 Kemal Kınay

% 34 İhsan Ataöv

% 33 İrfan Aktaş ve arkadaşları olarak belirtilmiştir.

İrfan Aktaş ve arkadaşları denmesi diğer hissedarların İrfan Aktaş’a vekâlet vermeleri nedeni ile yazılmıştır. Ancak daha sonra aralarında çıkan ihtilaf nedeni ile Valiliğimize müracaat etmişler ve şirkete yani İrfan Aktaş’a ait % 33 hisse içine alınmadan tahsisin yapılmaması konusunda müracaatta bulunmuşlardır. Problem sahip oldukları parseldeki hisseleri nispetinde şirkete girmeleri ile çözümlenmiştir.

İrfan Aktaş ve arkadaşları % 33 hisseyi aralarında aşağıdaki gibi bölüşmüşler ve bu konu Valiliğimizce uygun görülmüştür.

911 hisse İrfan Aktaş

1024 hisse A. Hamdi Durmaz

216 hisse Mehmet Çolak

193 hisse Abdurrahman Coşkun

330 hisse Kerim Mirza

478 hisse Hasan Ali Ateş

148 hisse Enver Yıldırım

Toplam 3 300 olan bu hisse miktarı % 33 ve tekabül etmiş ve şirketede bu hisseler nispetinde girmişlerdir.

Hisselerin yukarıdaki oranlarda olduğuna teyit eder,

Bilgilerinize arz ederim.

Vali Adına

Mustafa Oruçoğlu Vali Yardımcısı

Eki :

1. Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi (1 ad.)

 

 

 

 

BİRLEŞİM 24’ÜN SONU