ĞÏࡱá>şÿ efşÿÿÿ`abcdÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÜ¥hcàe¢‚¿¢²„²„„¸„¸„¸„¸¹ʸʸʸʸʸʸ Ô¸^ʸ›¾a2¼2¼2¼2¼2¼2¼2¼2¼{¾}¾}¾}¾}¾}¾}¾ü¾XT¿.›¾„¸¾ÉÊ2¼2¼¾¾›¾8¾„¸„¸2¼2¼8¾8¾8¾¾„¸2¼„¸2¼{¾Œia²É¼„¸¸,„¸„¸„¸„¸2¼ê{¾8¾C8¾ Untitled

DÖNEM : 20 CİLT : 29 YASAMA YILI : 2

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

108 inci Birleşim

18 . 6 . 1997 Çarşamba


İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Aydın Milletvekili Cengiz Altınkaya'nın, Ege Bölgesindeki elektrik kesintilerine ilişkin gündem dışı konuşması

2. - Ordu Milletvekili İhsan Çabuk'un, Ordu İlinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Polonya'ya yapacağı resmî ziyarete katılmaları uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/879)

2. - (10/25) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici Başkanlığının; Komisyonun, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi (3/883)

C) ÇEŞİTLİ İŞLER

1. - Kamu İktisadî Teşebbüsleri Komisyonunda bağımsız üyelere düşen bir üyelik için aday olacakların Başkanlığa müracaat etmelerine ilişkin Başkanlık duyurusu

III. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. - Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın, devlet hastanelerinde çalışan hekimlerin nöbetlerinin ücretlendirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/405)

2. - Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın, tıpta uzmanlık sınavının kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/406)

3. - Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın, yeşil kart uygulamasının kapsamına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/407)

4. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, özel hastanelerin illere göre dağılımı ve sağlık personeline ek zam verilip verilmeyeceğine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/408)

5. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, seracılık eğitimine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/409)

6. - Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın, Açık Öğretim Sağlık Ön Lisans bölümü mezunlarına farklı ek gösterge verilip verilmeyeceğine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/411)

7. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğünce yapılan doğalgaz sayacı ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/412)

8. - Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, bazı termik santrallerin devrine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/413)

9. - Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, doğa tarihi müzesi kurulup kurulmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/414)

10. - Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, tüketicinin ücretsiz yararlanabileceği laboratuvarlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/415)

11. - Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, Karadeniz Bölgesinde kanser vakalarında artış görüldüğü iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/416)

12. - Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlu'nun, Artvin Hopa ve Borçka ilçelerinin spor salonu ihtiyacına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/417)

13. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, parti il başkanlarının hastane denetimlerine katıldığı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/419)

14. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, hastane denetimlerine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/420)

15. - Rize Milletvekili Ahmet Kabil'in, ASİLSAN tarafından üretilen bir silaha ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/421)

16. - Rize Milletvekili Avni Kabaoğlu'nun, Rize Devlet Hastanesinin hizmet binası ve doktor açığına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/422)

17. - İzmir Milletvekili Metin Öney'in, emekli maaşlarının ödenmesinde yaşanan sorunlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/423)

18. - İzmir Milletvekili Metin Öney'in, Türk Cumhuriyetlerinden ve topluluklarından Türkiye'ye gelen öğrencilerin bazı sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/424)

19. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, Sincan Belediyesinin düzenlediği Kudüs gecesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/425)

20. - Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, 1997 yılı yatırım programına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/426)

21. - Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, tarımsal sulamada kullanılan elektrik enerjisi fiyatlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/427)

22. - Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, Burdur Devlet Hastanesinin tıbbi cihaz ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/429)

23. - Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, hayvan ürünleri ithaline ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/430)

24. - İzmir Milletvekili Atilla Mutman'ın, itfaiyecilerin çalışma ücretlerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/431)

25. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, İnegöl'ün il yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/432)

26. - İzmir Milletvekili Atilla Mutman'ın, 9 Eylül Üniversitesine ait bir sosyal tesisin satışına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/433)

27. - Zonguldak Milletvekili Tahsin Boray Baycık'ın, Anadolu Lisesi Sınavının Karadeniz - Ereğli'de yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/434)

28. - Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, BurdurTEDAŞ Müdürünün Denizli'ye nakline ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/435)

29. - Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Doğu Türkistan'da Uygur Türklerine yapılan baskı ve şiddete ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/436)

30. - Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Hükümette kararname krizi yaşandığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/437)

31. - Hatay Milletvekili Levent Mıstıkoğlu'nun, Dışkapı SSK Çocuk Hastanesine şoför kadrosuyla alınan bir kişinin ehliyetinin olmadığı iddiasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in cevabı (6/438)

32. - Hatay Milletvekili Levent Mıstıkoğlu'nun, Ankara - Sincan'da belediye zabıta memurlarının halka bazı belgeleri zorla imzalattıkları iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/440)

33. - Hatay Milletvekili Levent Mıstıkoğlu'nun, Hatay ilinde deprem nedeniyle zarar gören vatandaşlara yapılacak yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/441)

34. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelen soydaşların sınırdışı edileceği iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/442)

35. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur Merkez SSK Hastanesinin kapasitesine ve doktor açığına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in cevabı (6/443)

36. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'da tarihî değeri bulunan sanat eserlerinin ziyarete açılıp açılmayacağına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/444)

37. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur Eğitim Fakültesi ve Meslek Yüksekokulunda 2 nci öğretime ne zaman başlanacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/445)

38. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'da pancar ekim alanlarının genişletilip genişletilmeyeceğine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/446)

39. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur Sigorta Müdürlüğünün personel, hizmet aracı ve bilgisayar ihtiyacına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in cevabı (6/447)

40. - İzmir Milletvekili Metin Öney'in, Tarım Satış Kooperatifleri Birliği'nin yönetim yapısına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/448)

41. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur İline Bağlı bazı ilçe sağlık ocaklarının sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/450)

42. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'a bağlı yerleşim birimlerindeki sağlıkevi ve ocaklarının personel açığına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/451)

43. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'a bağlı bazı yerleşim birimlerindeki sağlıkevi ve ocaklarının personel açığına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/452)

44. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'a bağlı bazı yerleşim birimlerindeki Sağlık kuruluşlarının personel açığına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/453)

45. - Erzincan Milletvekili Mustafa Kul'un, Erzincan Bağ - Kur hizmet binası ihalesine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in cevabı (6/457)

46. - Bursa Milletvekili Yahya Şimşek'in, Bursa-Orhaneli Kömür İşletmelerinde çalıştırılan işçilere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/458)

47. - Bursa Milletvekili Yahya Şimşek'in, Bursa İlindeki din görevlisi açığına ve Kur'an Kurslarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Nevzat Ercan'ın cevabı (6/459)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. - Tekirdağ Milletvekili Enis Sülün'ün, pancar taban fiyatlarına ve buğday alımlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün yazılı cevabı (7/2505)

2. - İzmir Milletvekili Sabri Ergül'ün, Başbakanlık ve Devlet Bakanlıklarında görevli müsteşar ve genel müdür sayısına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün yazılı cevabı (7/2720)

3. - İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın, Kalyon Plastik A.Ş.'de yetkili olduğu iddia edilen bir bürokrata ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat Ayhan'ın yazılı cevabı (7/2805)

4. - Manisa Milletvekili Abdullah Akarsu'nun, SİT alanlarının yeniden düzenlenmesine ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ın yazılı cevabı (7/2834)

5. - Sıvas Milletvekili Nevzat Yanmaz'ın, bir ihale hakkında basında çıkan iddialara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Fehim Adak'ın yazılı cevabı (7/2851)

6. - İzmir Milletvekili Sabri Ergül'ün;

- Başbakanlığa ait taşınmaz malların kullanımına,

- Başbakanlık tarafından satın alınan ve desteklenen yayın, film, sergi ve fuarlara,

- Tiyatrolara ve kültür ve sanat etkinliğinde bulunan diğer kuruluşlara yapılan yardımlara, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş'ın;

- Hukuka aykırı ve partizanca uygulamalar yaptığı iddialarına,

- Personel atamalarına,

İlişkin soruları ve Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ın yazılı cevabı (7/2760, 2764, 2765, 2766, 2783)

IV. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. - 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı : 23)

2. - Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/217) (S. Sayısı : 132)

3. - Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin 492 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/218) (S. Sayısı : 164)

4. - 625 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında 254 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 625 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 326 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/71, 1/111) (S. Sayısı : 168)

5. - Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

6. - Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan ile Siyasî Parti Gruplarını Temsilen 10 Milletvekilinin, Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarına İlişkin Kanunların Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ile Aynı Mahiyetteki Kanun Tasarısı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 30 Arkadaşının, Gümüşhane Milletvekili M. Oltan Sungurlu ve 3 Arkadaşının ve İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit ve 7 Arkadaşının, Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/559, 1/565, 2/406, 2/456, 2/611) (S. Sayısı : 281)

7. - Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan ile Siyasî Parti Gruplarını Temsilen 10 Milletvekilinin; Sendikalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 30 Arkadaşının, Gümüşhane Milletvekili M. Oltan Sungurlu ve 3 Arkadaşının ve İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit ve 7 Arkadaşının Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/693, 2/405, 2/448, 2/629) (S. Sayısı : 300)


I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açıldı.

İçel Milletvekili Halil Cin, Türk kimliği konusunda gündemdışı bir konuşma yaptı.

Edirne Milletvekili Mustafa İlimen'in, Edirne İlinde bulunan vakıf dükkânlarında faaliyet gösteren esnaf ile özellikle, 1992 yılında yanan ve onarımı tamamlanan Alipaşa Çarşısı esnafının sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşmasına Devlet Bakanı Ahmet Cemil Tunç,

Karaman Milletvekili Fikret Ünlü'nün, Karaman İline bağlı bazı ilçe ve köylerde meydana gelen dolu afetiyle ilgili gündemdışı konuşmasına da, Tarım ve Köyişleri Bakanı Musa Demirci,

Cevap verdi.

5.6.1997 tarih ve 4266 sayılı Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun, Anayasanın 89 uncu maddesi uyarınca bir defa daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine,

İngiltere'ye gidecek olan Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Rıza Gönül'ün dönüşüne kadar, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına, Sağlık Bakanı İsmail Karakuyu'nun,

İtalya'ya gidecek olan Devlet Bakanı Bahattin Şeker'in dönüşüne kadar, Devlet Bakanlığına, Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu'nun,

Vekâlet etmelerinin uygun görülmüş olduğuna,

İlişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri ile;

Çin Halk Cumhuriyeti makamlarının vâki davetine icabetle, bu ülkeyi ziyaret edecek olan TBMMBaşkanvekili Yasin Hatiboğlu Başkanlığında altı kişilik bir Parlamento heyetinde yer alacak milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi,

Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Muğla Milletvekili Lale Aytaman'ın (6/418) numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sözlü sorunun geri verildiği bildirildi.

İçel Milletvekili Halil Cin ve 24 arkadaşının, İçel İlinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/195) Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergenin gündemdeki yerini alacağı ve öngörüşmelerinin, sırasında yapılacağı açıklandı.

Giresun Milletvekili Yavuz Köymen'in, Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında (2/642),

Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında (2/713),

Kanun Tekliflerinin, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergelerinin, yapılan görüşmelerden sonra kabul edildikleri açıklandı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da boşaltılan yerleşim birimleri nedeniyle göç eden yurttaşlarımızın sorunlarının araştırılarak, alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla kurulan (10/25) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine, gruplarınca aday gösterilen milletvekilleri seçildiler.

Başkanlıkça (10/25) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonunun Başkan, Başkanvekili, Sözcü ve Kâtip Üye seçimini yapmak üzere toplanacakları gün, saat ve yere ilişkin duyuruda bulunulda.

Gündemin “Sözlü Soruları” kısmına geçilerek :

1 inci sırasında bulunan (6/363),

2 nci sırasında bulunan (6/364),

3 üncü sırasında bulunan (6/365),

4 üncü sırasında bulunan (6/367),

5 inci sırasında bulunan (6/368),

6 nci sırasında bulunan (6/369),

7 nci sırasında bulunan (6/370),

8 inci sırasında bulunan (6/372),

9 uncu sırasında bulunan (6/373),

10 uncu sırasında bulunan (6/374),

11 inci sırasında bulunan (6/375),

12 nci sırasında bulunan (6/377),

13 üncü sırasında bulunan (6/378),

14 üncü sırasında bulunan (6/380),

15 inci sırasında bulunan (6/381),

16 ncı sırasında bulunan (6/382),

17 nci sırasında bulunan (6/383),

18 inci sırasında bulunan (6/384),

19 uncu sırasında bulunan (6/386),

20 nci sırasında bulunan (6/387),

21 inci sırasında bulunan (6/389),

22 nci sırasında bulunan (6/392),

24 üncü sırasında bulunan (6/394),

26 ncı sırasında bulunan (6/396),

27 nci sırasında bulunan (6/397),

28 inci sırasında bulunan (6/398),

29 uncu sırasında bulunan (6/399),

31 inci sırasında bulunan (6/401),

32 nci sırasında bulunan (6/402),

33 üncü sırasında bulunan (6/403),

34 üncü sırasında bulunan (6/404),

Esas numaralı sözlü soruların, üç birleşim içinde cevaplandırılmadıklarından, yazılı soruya çevrildikleri ve gündemden çıkarıldıkları açıklandı;

Ankara Milletvekili Aydın Tümen, 9 uncu sırada bulunan ve üç birleşim içinde cevaplandırılmayan (6/373),

Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal, 28, 29, 31, 32, 33 ve 34 üncü sıralarda bulunan ve üç birleşim içinde cevaplandırılmayan (6/398, 6/399, 6/401, 6/402, 6/403, 6/404),

Esas numaralı sözlü soruları üzerinde görüşlerini açıkladılar;

23 üncü sırasında bulunan, Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt'ün (6/393),

25 inci sırasında bulunan, Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun (6/395),

30 uncu sırasında bulunan, Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın (6/400),

Esas numaralı sözlü sorularına, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik cevap verdi.

Birleştirilerek görüşülmesi kabul edilen :

İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya ve 13 arkadaşının, özelleştirme uygulamalarıyla ilgili usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarını araştırarak alınması gereken tedbirleri tespit etmek (10/19),

Zonguldak Milletvekili Necmettin Aydın ve 19 arkadaşının, Türkiye'de cevherden demirçelik üretiminin azalmasının nedenlerini ve Erdemir'in özelleştirilmesinin sakıncalarını araştırmak (10/29),

Konya Milletvekili Veysel Candan ve 12 arkadaşının, PETLAS'ın zarar etmesinin nedenleri ve özelleştirilmesi konusunu araştırmak (10/40),

Kocaeli Milletvekili Necati Çelik ve 23 arkadaşının, EBK ve SEK'in özelleştirilmeleri sonucunda meydana gelen devlet kayıplarını belirlemek (10/88),

Kütahya Milletvekili Emin Karaa ve 22 arkadaşının, Kütahya Manyezit İşletmeleri A.Ş. (KÜMAŞ)'ın özelleştirilmesi sırasında yapıldığı iddia edilen usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarını araştırarak meydana gelen devlet kayıplarını belirlemek (10/98),

İzmir Milletvekili Işın Çelebi ve 25 arkadaşının, özelleştirme uygulamaları ve bu konudaki sorunları araştırarak alınması gereken tedbirleri belirlemek (10/127),

Zonguldak Milletvekili Tahsin Boray Baycık ve 22 arkadaşının, demir ve çelik üretimiyle ilgili sorunların ve ERDEMİR'deki kamu hisselerinin blok satışı konusundaki iddiaları araştırmak (10/150),

Hatay Milletvekili Fuat Çay ve 25 arkadaşının, özelleştirme uygulamalarının yarattığı sorunları tespit ile alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi (10/166),

Amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri üzerinde bir süre görüşüldü.

Sözlü sorularla kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için, 18 Haziran 1997 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 18.50'de son verildi.

Kamer Genç

Başkanvekili

Mustafa Baş Ünal Yaşar

İstanbul Gaziantep

Kâtip Üye Kâtip Üye

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

18 Haziran 1997 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ

KÂTİP ÜYELER: Ünal YAŞAR (Gaziantep), Kemalettin GÖKTAŞ (Trabzon)


BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 108 inci Birleşimini açıyorum.

Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır; çalışmalarımıza başlıyoruz.

İki sayın milletvekili, gündemdışı söz isteminde bulunmuşlardır. Bugün, üçüncü bir arkadaşımız söz istemedi nedense. Herhalde memlekette asayiş berkemal, değil mi Sayın Oğuz?!.

ALİ OĞUZ (İstanbul) - Öyle efendim.

BAŞKAN - Onun için, gündeme geçmeden önce, iki kişiye gündemdışı söz vereceğim.

II. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Aydın Milletvekili Cengiz Altınkaya'nın, Ege Bölgesindeki elektrik kesintilerine ilişkin gündem dışı konuşması

BAŞKAN - İlk sözü, Ege Bölgesindeki elektrik kesintileri hakkında gündemdışı söz isteyen Aydın Milletvekili Sayın Cengiz Altınkaya'ya veriyorum.

Sayın Altınkaya, buyurun efendim. (Alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır.

CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) - Genel Kurulda kimse yok nasılsa, biraz konuşalım Sayın Başkan...

BAŞKAN - Neyse... Gelirler, gelirler, merak etmeyin... Grubunuzdan da kimse yok.

CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin yayınlarını izleyen değerli vatandaşlarımız; bugün, aslında, kelime manasıyla da, gerçek manada da tam bir gündemdışı konuyla karşınızdayım. Aslında, Türkiye'nin gündeminin, bugün konuşulanlar yerine, bu gündemdışı konuşmaya mevzu olarak seçmiş olduğum konulardan oluşması gerekir.

Geçen hafta, Ege Bölgesinde, birdenbire, efrafın karardığı, fabrikaların durduğu, su arıtma tesislerinin çalışmadığı, otellerin karanlığa gömüldüğü iki tatsız gün yaşadık. Pat diye kesilen elektrikler, hiçbir ilan yapılmaksızın, hiçbir program duyurulmaksızın gidince, bunun adı, hukuken, ayıplı bir uygulama, ayıplı bir hizmet oldu. Ne yazık ki, bu hukuken ayıplı hizmet veya uygulama, tüketici haklarını apaçık ihlal eden bir uygulamaydı; dolayısıyla da insan haklarına aykırı düşen bir uygulamaydı.

Son beş yıldan beri, Türkiye'de bu işin sorumlusu olan kişilerin, bu konuda yeteri kadar ödenek tahsis etmemesinin neticesini, işte, böylesine korkunç tablolarla yaşamaktayız. Umarım ki, bu iki günlük elektriksizlik, Türkiye'nin, önümüzdeki günlerde, önümüzdeki yıllarda, daha büyük felaketlere gitmesine yol açacak olan bu vurdumduymazlığın farkına varılmasına sebep olur ve yine, son beş yıldan beri yeterli ödenek ayrılmamış olan enerji sektörüne, bundan sonraki dönemlerde, tedbir alınarak, yeterli ödenek tahsis edilir.

Rakamlarla, sizleri fazla meşgul etmek istemiyorum. Türkiye'nin, 2020 yılına kadar, elektrik için, asgari olarak, her yıl 4 milyar dolar yatırım yapması gerekirken, son beş yıldan beri bu rakam, 300-400 milyon doları geçmemiştir ve halen, 1997 yılında da bu rakam 600 milyon dolar civarındadır; yani, bizi, elektrik konusunda büyük bir facia beklemektedir.

İdare mahkemesinin kapatma kararının üzerine, Bakanlar Kurulunun, bir kararla yeni bir işlem ortaya getirerek, bu santralları devreye alması, tabiî ki, o günü kurtarmıştır; ama, hiç kimse garanti edemez ki, Türkiye'nin başka yörelerindeki elektrik santralları için de aynı tür şikâyetler söz konusu olmasın. Yeni yeni mahkeme kararlarıyla bu gibi santrallar da kapatılabilir.

O bakımdan, şu, bir kere daha ortaya çıkmıştır ki, Türkiye'de, halen, enerji hukuku adı altında yayımlanmış bir tek bilimsel eser, doktora tezi düzeyinde bir tek eser dahi yoktur ve bunların mutlaka tamamlanması gerekmektedir.

Esasen, Bakanlar Kurulunun görevi, Anayasa çerçevesinde, evvela iktisadî politikayı tespit etmek, bu politikanın uygulanmasını sağlamak, iktisadî hayata müdahaleyi gerektirirse onu yapmaktır ve Bakanlar Kurulu bu müdahaleleri gerçekleştirmek zorundadır. Bakanlar Kurulu, tabiî ki, tespit etmiş olduğu bu politikanın uygulanmasını da gözetmek zorundadır. Bu yapılmadığı için ve zaman zaman da bu tür olaylar zuhur edeceğine göre, demek ki, bu iş, yaz boz tahtası gibi devam edecek.

O bakımdan, Anayasaya ve temel haklara uygun bir mevzuat mutlaka geliştirilmeli, oluşturulmalı; ancak, bu mevzuat, hem yeterli enerji üretimini sağlamalı hem de yaşanabilir bir çevre içerisinde üretimin yapılmasını sağlayacak bir yapıda olmalıdır.

Değerli milletvekilleri, bu iki gün içerisinde, Ege Bölgesinde, 10 milyon nüfus ve binlerce işyeri, hukuken ayıplı olan bu uygulamanın tesiriyle trilyonlarca liralık zarara uğramıştır. Ümit ediyoruz ki, bu tablolar yinelenmesin ve Ege Bölgesinde yaşanan bu olumsuzluk, bugün için en azından, bir uyarı olsun ve bu konularda, Türkiye, mevzuatını geliştirerek önündeki facialara engel olsun.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Altınkaya, süreniz bitti; lütfen toparlar mısınız.

CENGİZ ALTINKAYA (Devamla) - Bugün için, Türkiye'de, yine bir başka tehlikeye de dikkatleri çekerek sözlerimi tamamlayacağım. Esasen, enerji santrallarının yedek kapasiteli olması gerekirken, bugün, dışarıdan enerji ithal eder konuma gelmiş olan ülkemizde, bütün santrallar kapasitesinin üzerinde çalışmaktadır ve geçici, günü kurtarmaya çalışan hükümetler de, bu konuda, Türkiye'yi büyük riske sokmaktadırlar. Bu santrallar büyük risktedir; eğer, kısa bir araştırma yapılırsa, bu çok açık ortaya çıkacaktır. Biz, santralları, kapasitesinin üzerinde çalıştırmak zorundaysak, bundan vazgeçip, bir miktar daha elektrik ithal edelim; bu, memleketimizin daha menfaatına olur.

Enerji konusunun, elektrik konusunun önemini izaha hacet yok. Hiçbir mazeret, elektriğin yerini alamaz; hiçbir mazeret, başarının yerini tutamaz diyerek sözlerimi tamamlıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Altınkaya.

Gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere, Hükümetten, herhangi bir talep gelmemiştir. (ANAP ve DSP sıralarından “Hükümet yok ki...” sesleri)

2. - Ordu Milletvekili İhsan Çabuk'un, Ordu İlinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN - Gündemdışı ikinci sözü, Ordu İlinin sorunlarını dile getirmek için, Ordu Milletvekili Sayın İhsan Çabuk istemişlerdir; kendilerine, söz veriyorum.

Buyurun Sayın Çabuk.

Süreniz 5 dakikadır; Ordu'nun sorunlarını 5 dakikada dile getirin bakalım...

İHSAN ÇABUK (Ordu) - İnşallah, Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ordu İlinin sorunlarını dile getirmek için gündemdışı söz almış bulunuyor, Yüce Meclisin değerli üyelerine saygılar sunuyorum.

Ordu halkı, vatanına, dinine, bayrağına, milletine bağlıdır.

Devlet yatırımlarından nasibini almayan illerin başında Ordu İli gelmektedir. Özel yatırımcıların iş alanları sınırlı olduğu için, göç, son haddine ulaşmıştır. Ordu'nun, Mesudiye, Akkuş, Aybastı, Korgan, Kumru ve Gölköy İlçelerinden göçü durdurmak mümkün değildir. Bu ilçelerimizdeki göç, dünya rekorlarını zorlamaktadır. Ordu İlinde sanayi yatırımı olmadığı gibi, altyapı yatırımları da bugüne kadar ihmal edilmiştir.

Ordu İlinin en büyük sorunu, Fatsa ile Perşembe İlçesi arasındaki 55 kilometrelik devlet karayoludur. Sürücülerin korkulu rüyası olan bu yolun, bir an önce çift şerit haline getirilmesini diliyoruz.

Köy yollarımız ise, 2000'li yıllara geldiğimiz şu günlerde, ilkellikten kurtarılamamıştır. Kış aylarında, köyler ile ilçeler, ilçeler ile il arasındaki yollarda çoğu kez ulaşım sağlanamamakta ve köylerimizin yolları iki ay kapalı kalmaktadır. Bölgemizde, yılın yarısı yağışlı geçmekte ve aşırı yağışlar nedeniyle yollar çok çabuk bozulmaktadır. Ordu Köy Hizmetleri İl Müdürüyle yapmış olduğum görüşmede, il müdürümüz, makinelerin yetersiz olduğunu, köy yollarımızın bakım ve onarımı için kullanılan iş makinelerinin ekonomik ömrünü doldurmuş olduğunu, bakım onarım için kalifiye işçilerin olmadığını ve bu işçilerin çoğunluğunun mevsimlik alınması dolayısıyla, il müdürlüklerinde sorun yarattığını dile getirmiştir. Bu işçilerin mevsimlikten çıkarılarak devamlılığının sağlanması için kadrolar verilmesini istiyoruz.

1970'li yıllardan bugüne, Ordu İline, devlet tarafından, gözle görülür bir yatırım yapılmamıştır. Buna rağmen, Ordu İli, devlete vergi ödemede iller sıralamasında 7 inci, devletten aldığı pay sıralamasında ise 67 nci sırada yer almaktadır.

Köy mezarlıklarımız, ülkenin bütünlüğünü ve birliğini korumak için canını veren şehitlerle doludur.

2000'li yıllara geldiğimiz şu günlerde, yol, liman, havaalanı, üniversite, hastane ve fabrikadan yoksun olan bir il olabilir mi? İşte, bu il Ordu.

Değerli arkadaşlar, Ordu, hep ilklere imza atmıştır. Sosyal aktiviteleri, büyük şehirleri aratmayacak niteliktedir. Uzun bir sahil şeridine sahiptir. Doğal plajları, sosyal tesisleriyle, Ordu kıyıları, huzurlu bir tatil özlemi arayanlara kucak açmıştır. Yayla turizmini gerçekleştirmek için Ordu yaylalarında şenlikler düzenlenmektedir. Çambaşı, Perşembe, Keyfalan, Boztepe, Iğdır ve Topçam ormanları görülmeye değer. Ünye Kalesi, Tozkoparan'da kaya mezarları, Kurul kayaları bir tabiat harikasıdır. Adına türküler yazılmış fındık bahçeleri, Fatsa'da şifalı su kaynakları... Kısacası, Ordu'da Karadeniz insanının sıcaklığını bulabilirsiniz. Bu kadar güzelliklere sahip olan Ordu halkı, zor şartlarla yaşam mücadelesi veriyor.

Bir kıyı sahil şehri olan Ordu, devlet yardımından nasibini alamamış. Denizi var, gemisi ve limanı yok; binaları var, üniversitesi yok. Yıllardır devlet hastanesi bitirilememiş, karkas halde ana binanın bitişiğinde çirkin görünüm arz etmektedir.

Geçen hafta çarşamba günü, Başbakan Yardımcısı Sayın Tansu Çiller, Grubunda yapmış olduğu konuşmasında “Karadenizli yatırıma hasret, biz Karadenizliye hasretiz” diyerek bir itirafta bulunmuştur. O zaman adama sorarlar: Yıllarca bakanlık, başbakanlık, başbakan yardımcılığı yaptınız, sonra da kalkıp “Karadenizli yatırıma hasret” diyorsunuz; neden yapmadınız bu yatırımları; siz iktidarda değil miydiniz?

Sayın yetkililer, turizmin altyapısı olan tesis eksikliğinin acilen giderilmesi için, Ordu halkı, Akdeniz ve Ege Bölgelerine sağlanan teşviklerin Karadeniz Bölgesine de sağlanmasını bekliyor. Dağcılık, yayla turizmi, kültürel varlığımız, turizm olanaklarıyla değerlendirilmelidir.

Sanayi yatırımlarına öncelik sağlanmalı, yeterli kapasitesi olan maden yataklarımız işletmeye açılmalıdır. Organize sanayi bölgesinin altyapı ihtiyaçlarının tamamlanması, deniz ulaşımına hizmet verecek limanın faaliyete geçirilmesi ve Ordu ile Giresun arasında yapılması planlanan havaalanının bir an önce hizmete açılmasını diliyoruz.

Hükümet yetkililerine sesleniyorum: Seçimden yana olmadığınız belli. Vurdumduymazlık, örtbas etme, kör kenetlenme, artık, bitti. Koltuk sevdasından vazgeçin, milletin derdine çare olmaya çalışın.

Bu duygularla Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çabuk; 5 dakikayı da doldurmadınız.

Gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere Hükümetten herhangi bir istek gelmemiştir.

Gündemdışı konuşmalar bitmiştir.

Başbakanlığın, Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Polonya'ya yapacağı resmî ziyarete katılmaları uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/879)

16.6.1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Vaki davete icabetle, 7-9 Mayıs 1997 tarihlerinde Polonya'ya resmî bir ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel'e refakat eden heyete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak etmeleri uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

Necmettin Erbakan

Başbakan

Liste:

Tuncay Karaytuğ (Adana)

İsmail Özgün (Balıkesir)

Hasan Korkmazcan (Denizli)

Salih Sümer (Diyarbakır)

Nihat Matkap (Hatay)

Emin Kul (İstanbul)

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2. - (10/25) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici Başkanlığının; Komisyonun, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi (3/883)

BAŞKAN - Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da boşaltılan yerleşim birimleri nedeniyle göç eden yurttaşlarımızın sorunlarını araştırmak, alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun yaptığı seçimle, Başkanlığa Seyyit Haşim Haşimi (Diyarbakır) 5 oy; Başkanvekilliğine Sebgetullah Seydaoğlu (Diyarbakır) 5 oy; Sözcülüğe, Algan Hacaloğlu (İstanbul) 5 oy; Kâtip Üyeliğe de Saffet Kaya (Ardahan) 5 oy alarak seçilmişlerdir.

Bilgilerinize sunulur.

C) ÇEŞİTLİ İŞLER

1. - Kamu İktisadî Teşebbüsleri Komisyonunda bağımsız üyelere düşen bir üyelik için aday olacakların Başkanlığa müracaat etmelerine ilişkin Başkanlık duyurusu

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, değişen oranlar nedeniyle, Kamu İktisadî Teşebbüsleri Komisyonunda, bağımsız sayın milletvekillerine birer üyelik daha düşmektedir. Aday olmak isteyen bağımsız sayın milletvekillerinin, 24 Haziran 1997 Salı günü saat 19.00'a kadar yazılı olarak Başkanlığa müracaat etmelerini rica ederim.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

Sayın milletvekilleri, bilindiği üzere, salı ve çarşamba günleri 1'er saat sözlü sorular görüşülmektedir.

III. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. - Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın, devlet hastanelerinde çalışan hekimlerin nöbetlerinin ücretlendirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/405)

BAŞKAN - 1 inci sırada yer alan, Uşak Milletvetili Mehmet Yaşar Ünal'ın, Devlet Hastanelerinde çalışan hekimlerin nöbetlerinin ücretlendirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.

Soruyu cevaplandıracak Bakan?.. Yok.

Sayın Ünal konuşacak mısınız?

MEHMET YAŞAR ÜNAL (Uşak) - Evet Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

MEHMET YAŞAR ÜNAL (Uşak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlık konusunda Türkiye'nin birçok problemi vardır. Öncelikle, sağlık hizmetini yürüten sağlık personelinin ve hekimlerin sorunlarına burada değinmek kaydıyla, Sağlık Bakanlığına vermiş olduğum soru önergelerine cevap verilmediği için karşınıza gelip bunları dile getirmek istiyorum.

Devlet hastanelerindeki hekimlerin çalışma saatleri normal mesai bitiminde de devam etmektedir. Nöbetleri haftada 1 veya 2 gündür. Bu nöbetlerin sonunda, hekimler 8 saat dinlendirilmek suretiyle, bu, telafi edilmekte, gerisi de sembolik bir ücretle para olarak ödenmektedir; fakat, bir de icap nöbeti denilen bir nöbet vardır. Bunu, ancak, hekim çevresinde olanlar bilirler. Yani, bir uzman hekimin, mesai bitiminde de, 24 saat, evinde veya gittiği yeri bildirmek suretiyle nöbette olduğu durumdur ve nöbetçi hekim gerek gördüğü takdirde bu uzman hekimi geri nöbet yerine çağırabilir. Böyle olunca, birçok dallarda, haftada 5-6 gün; eğer, hastanede 2 hekim varsa ayda 15 gün devamlı nöbettedirler.

Bazı hastanelerde bir beyin cerrahı tek başına bulunduğu için, ayın 30 günü devamlı nöbetçidir; her gün mesai bitiminden sonra da üç beş kez hastaneye çağrılmaktadır. Bu çağrılma esnasında da, bazen saatlerce ameliyata girmekte ve uzun bir süre çalışmakta, yorulmakta, yıpranmaktadır; fakat, bunların hiçbir karşılığı yoktur.

Biz de istiyoruz ki, bu hizmetleri yürüten sağlık personeline, sembolik de olsa, bunun karşılığı verilmelidir. Anayasada angarya yasak olduğuna göre, tüm çalışanların da çalıştıkları sürenin karşılığının, tam olmasa bile, bütçenin müsaade ettiği nispette, hiç olmazsa sembolik olarak bu kişilere verilmesi gereklidir diye düşünüyorum. Bu konuda, Sağlık Bakanlığının gerekli hassasiyeti göstererek, mağdur olan bu arkadaşlarımızın durumunu düzeltmesini istiyorum.

Saygılar sunarım. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yaşar Ünal.

Sayın milletvekilleri, malum olduğu üzere, sözlü sorular üç birleşim içinde cevaplandırılmadığı takdirde sözlü sorudan çıkarılıp yazılı soruya dönüşmektedir. Bu gibi hallerde, sorusu cevaplandırılmayan her milletvekilinin, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre, 5 dakikalık konuşma hakkı bulunmaktadır; bu itibarla, bu konuşmaları yaptırıyoruz.

1 inci sıradaki bu soru, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre, gündemden çıkarılarak yazılı soruya dönüştürülmüştür.

2. - Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın, tıpta uzmanlık sınavının kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/406)

BAŞKAN - 2 nci sırada, Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın, tıpta uzmanlık sınavının kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin, Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu soru da, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığı için, sayın milletvekilimiz isterse, kendisine 5 dakika konuşma hakkı vereceğim.

MEHMET YAŞAR ÜNAL (Uşak) - Konuşmak istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

MEHMET YAŞAR ÜNAL (Uşak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sağlık Bakanlığına sunmuş olduğum soru önergesinde, tıpta uzmanlık sınavlarının kaldırılarak yeni bir düzenlemeyle kademelendirilen il ve ilçe devlet hastanelerine iki yıla kadar uzmanlık verme yetkisi getirilmek suretiyle, ihtisasın yurt genelinde yayılması ve tıp fakültesi mezunu genç hekimlerin istediği dalda uzmanlık eğitimine başlamaları yönünde bir çalışma olup olmadığını sormuştum; buna cevap verilmediği için, bu konuda düşüncelerimi sizlere açıklamak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, tıp fakültesini bitiren kardeşlerimiz, kendilerini bilimsel yönden ve deneyim yönünden yeterli bulamamakta ve hepsi de, belli bir branşta ihtisas yaparak uzmanlık kazanmak istemektedirler. Oysa, tıpta uzmanlık sınavını kazanmaları gerekiyor. Burada da 20 kişilik müracaatta ancak 1 kişilik kadro açılabiliyor; diğer 19'u tekrar görevlerinin başına dönerek, yeni baştan ders çalışmaya başlıyorlar. Böyle olunca, bu önemli soruna bir çözüm bulmak gerekiyor. Birçok ülkeler bunu çözmüşler, maalesef, bizde sistem bunu çözememiş ve çok büyük yığılmalara neden oluyor.

Değerli milletvekilleri, Türkiyemizde, biliyorsunuz, hekimlerin dağılımında da çok büyük yanlışlıklar var; doğu ve güneydoğuda özellikle doktor açıkları var. Hem bu açıkları kapatmak hem de yeni bir ihtisas sistemiyle genç hekim arkadaşların sorunlarını çözmek gerekiyor. Şöyle ki: İl ve ilçeler kademelendirilmeli; hangi branşta, hangi devlet hastanesinin veya Sosyal Sigortalar Kurumu hastanelerinin ihtisas verebileceği, sınıflara ayrılmalıdır. Bir ilçe devlet hastanesinde dahiliye ya da hariciye branşlarında bir yıllık ihtisas yapılabilir. Bu, doğunun ve güneydoğunun ilçelerinde de olabilir. Daha sonra, ihtisas yapacak olan hekimler, ikinci yılını da, o bölgelerin il merkezinde, alt yapısı daha gelişmiş olan devlet hastanelerinde veya diğer kurumlarda -ihtisasın ilk iki yılını- tamamlayabilirler. Bu iki yıl tamamlandıktan sonra, ihtisasın geri kalan süresini de Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim hastanelerinde yahut Sosyal Sigortalar Kurumuna bağlı eğitim hastanelerinde ya da üniversitelerde tamamlayarak ihtisas ve uzmanlık konusunu halledebilirler. Eğer, biz, böyle bir düzenlemeye gidersek, bu hekim arkadaşlarımızın sorunlarını çözeceğimiz gibi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki hekim açığını da karşılayabiliriz.

Yıllardan beri, bilindiği gibi, o bölgelerde yeterli hekim sağlanamamış, zorlayıcı tedbirlerle bu işin halledileceğine inanılmış; fakat, bu tedbirlerle, hiçbir zaman da, o bölgelerde ve kırsal kesimde hekim açığı giderilememiştir. Dolayısıyla, böyle bir uygulama getirdiğimizde, genç hekimler, işin ucunda ihtisas yapmak olduğu için, mutlaka severek, isteyerek ve özendirilerek doğuya, güneydoğuya gönderilebilecekler, onlar da severek gideceklerdir.

Sağlık Bakanlığımızdan ve Millî Eğitim Bakanlığımızdan, bu konuyla ilgili gerekli olan yönetmelik ve yasa tasarılarını gündeme getirmelerini ve bu uygulamanın bir an önce başlatılmasını diliyor; bu düşüncelerle, sizleri saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yaşar Ünal .

Soru, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrasına göre gündemden çıkarılarak, yazılı soruya dönüştürülmüştür.

3. - Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın, yeşil kart uygulamasının kapsamına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/407)

BAŞKAN - 3 üncü sırada, Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın, yeşil kart uygulamasının kapsamına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Yok.

Soru üç birleşim içinde cevaplandırılmamıştır.

İçtüzüğe göre 5 dakikalık konuşma hakkınız var. Söz istiyor musunuz?

MEHMET YAŞAR ÜNAL (Uşak) - Evet, Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

MEHMET YAŞAR ÜNAL (Uşak) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde halkımızın yüzde 40'ı sağlık sigorta kapsamından yoksundur. Bu, 21 inci Yüzyıla girerken ülkemiz için gerçekten bir ayıptır. Halkımızın sağlık sorunlarının çözümlenmesinde, öncelikli olarak, biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hepsinin de sağlık sigorta kapsamına alınmasını istiyoruz. Son beş yılda, bahsedilmekte olan temel sağlık yasa tasarılarında da, bu konunun çözümleneceği söylenmekte; fakat, bu konuyla ilgili bir arpa boyu bile ilerleme karşımıza gelmiş değildir.

Bu temel sağlık yasaları kapsamında, ekonomik durumu iyi olmayan vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için ve bir geçici tedbir olarak yeşil kart uygulaması başlatılmıştır, bundan vatandaşlarımız da yararlanmaktadır; fakat, aksayan çok yönleri vardır. Bunlardan birisi: Acil bir müdahale için hastaneye yatırılmış olan bir hasta, tedavi sonunda çok yüksek masrafları çıktığı zaman, bu yeşil karttan yararlanmak istiyor; fakat, vatandaşlarımız, önce vergi dairesine gönderiliyor belli bir kaydınız var mı diye. Arkasından, tapu sicil kayıtları için gönderiliyor üzerinize kayıtlı mal varlığınız var mı diye. Bazen de, köyden gelen vatandaşlarımızın kıraç bir yerde 3-5 dönüm arazisi oluyor, buna dayanılarak kendilerine yeşil kart verilmesinde güçlük çıkarılıyor; oysa, o tarlanın değeri tedavi ücretinin beşte biri bile değil. Böyle olunca, insanlarımıza verilmek istenen sağlık hizmeti, onların gururunu kırmadan, insanlık onurlarını yaralamadan tam olarak gerçekleşmiyor, birçok aksamalar oluyor. Devlet hastanelerinde yönetici olan başhekimler, genellikle anlayışlı davranıp, birçok konularda yardımcı oluyorlar; ama, yurttaşlarımızı bu duruma düşürmeye bizlerin hakkı yoktur diye düşünüyorum ve Türkiye genelinde, sağlık sigortasına tüm vatandaşlarımızın alınmasını istiyorum.

Bunun yanında bir de yeni doğanlarla ilgili yeşil kart problemi var. Yeşil kartla hastaneye başvurarak doğum yapmış olan hanımlar ve eşleri, eğer çocuklarında herhangi bir rahatsızlık meydana gelirse ve bu hastanede tedavi ihtiyacı doğarsa, bu defa da çocukların yeşil kartı olmadığı için tekrar sıkıntıya düşmektedirler ve tekrar bu yolları katetmek zorunda kalmaktadırlar. Oysaki, yeni doğan bir bebeğin sağlık giderlerinin devlet tarafından -üstelik de annesi babası yeşil kart kapsamındayken- hiçbir formalite talep etmeden yerine getirilmesi gerekmektedir.

Biz, halkımıza şunu sağlayabilmeliyiz: Hasta olan bir vatandaşımız, önce “ben, bu rahatsızlığımla hastaneye gidersem, acaba bu kaça patlar? Cebimdeki parayla ben bu işin içinden sıyrılabilir miyim?” düşüncesinden uzak kalmalıdır. “Biraz daha bekleyeyim, belki geçer” düşüncesi, sırf ekonomik yetersizliklerden dolayı bekleyerek hastaneye gitmesini geciktirmesi, istemeyerek hastalığının ilerlemesine neden olmaktadır.

Biz, bunlara engel olabilmek için, sonuç olarak bir yere geliyoruz ki, halkımızın tümünün sağlık sigorta kapsamına alınması gerekiyor. Bu konuda, gerek bakanlıkları gerekse Parlamento olarak üzerimize düşen görevleri yapma konusunda herkesi daha duyarlı olmaya çağırıyorum ve saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ünal.

Soru, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre gündemden çıkarılarak, yazılı soruya dönüştürülmüştür.

4. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, özel hastanelerin illere göre dağılımı ve sağlık personeline ek zam verilip verilmeyeceğine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/408)

BAŞKAN - 4 üncü sırada, Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, özel hastanelerin illere göre dağılımı ve sağlık personeline ek zam verilip verilmeyeceğine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre gündemden çıkarılarak, yazılı soruya dönüştürülmüştür.

5. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, seracılık eğitimine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/409)

BAŞKAN - 5 inci sırada, Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, seracılık eğitimine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre, yazılı soruya dönüştürülmüştür.

6. - Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın, Açık Öğretim Sağlık Ön Lisans bölümü mezunlarına farklı ek gösterge verilip verilmeyeceğine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/411)

BAŞKAN - 6 ncı sırada, Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın, Açık Öğretim Sağlık Önlisans Bölümü mezunlarına farklı ek gösterge verilip verilmeyeceğine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre gündemden çıkarılarak, yazılı soruya dönüştürülmüştür.

Sayın Yaşar Ünal, konuşacak mısınız?

MEHMET YAŞAR ÜNAL (Uşak) - Hayır, Sayın Başkan.

7. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğünce yapılan doğalgaz sayacı ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/412)

BAŞKAN - 7 nci sırada, Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğünce yapılan doğalgaz sayacı ihalesine ilişkin, İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Bu soru da, üç birleşimde cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre gündemden çıkarılarak yazılı soruya dönüştürülmüştür.

8. - Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, bazı termik santrallerin devrine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/413)

BAŞKAN - 8 inci sırada, Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, bazı termik santralların devrine ilişkin, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Bu soru da, üç birleşimde cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

9. - Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, doğa tarihi müzesi kurulup kurulmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/414)

BAŞKAN - 9 uncu sırada, Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, doğa tarihi müzesi kurulup kurulmayacağına ilişkin, Başbakandan sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Başbakan veya yerine cevap verecek sayın bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Bu soru da, üç birleşimde cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

10. - Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, tüketicinin ücretsiz yararlanabileceği laboratuvarlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/415)

BAŞKAN - 10 uncu sırada, Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, tüketicinin ücretsiz yararlanabileceği laboratuvarlara ilişkin, Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Bu soru da, üç birleşimde cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

11. - Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, Karadeniz Bölgesinde kanser vakalarında artış görüldüğü iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/416)

BAŞKAN - 11 inci sırada, Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, Karadeniz Bölgesinde kanser vakalarında artış görüldüğü iddiasına ilişkin, Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Üç birleşim içerisinde cevaplandırılmayan bu soru önergesi de, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre, gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

12. - Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlu'nun, Artvin Hopa ve Borçka ilçelerinin spor salonu ihtiyacına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/417)

BAŞKAN - 12 nci sırada, Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlu'nun, Artvin-Hopa ve Borçka İlçelerinin spor salonu ihtiyacına ilişkin, Başbakandan sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Başbakan veya yerine cevap verecek sayın bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Üç birleşim içerisinde cevaplandırılmayan bu soru da, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

13. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, parti il başkanlarının hastane denetimlerine katıldığı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/419)

BAŞKAN - 13 üncü sırada, Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, parti il başkanlarının hastane denetimlerine katıldığı iddiasına ilişkin, Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Üç birleşim içerisinde cevaplandırılmayan bu soru da, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

14. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, hastane denetimlerine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/420)

BAŞKAN - 14 üncü sırada, Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, hastane denetimlerine ilişkin, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Üç birleşim içerisinde cevaplandırılmayan bu soru da, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

15. - Rize Milletvekili Ahmet Kabil'in, ASİLSAN tarafından üretilen bir silaha ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/421)

BAŞKAN - 15 inci sırada, Rize Milletvekili Ahmet Kabil'in, ASİLSAN tarafından üretilen...

ÖMER EKİNCİ (Ankara) - ASELSAN... ASELSAN...

BAŞKAN - ASİLSAN denilmiş... Karadeniz'de olduğu için, belki ASİLSAN diye, orada özel bir şey var...

NACİ TERZİ (Erzincan) - ASELSAN...

BAŞKAN - Burada yazılı olan ASİLSAN, önergede de ASİLSAN... Onun için, sizin aklınızda ASELSAN kalmış olabilir...

ALİ TALİP ÖZDEMİR (İstanbul) - Karadenizlilere bir şey mi söylediniz Sayın Başkan?

BAŞKAN - Hayır... Bir lisan değişikliği olabilir arkadaşımızda dedim; Ahmet Bey yakın dostumdur da, o bakımdan...

Bakınız, Rize Ardeşen'de silah sanayii bu... Sizin dediğiniz ASELSAN değil...

Rize Milletvekili Ahmet Kabil'in, ASİLSAN tarafından üretilen bir silaha ilişkin, Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Üç birleşim içerisinde cevaplandırılmayan bu soru da, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

16. - Rize Milletvekili Avni Kabaoğlu'nun, Rize Devlet Hastanesinin hizmet binası ve doktor açığına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/422)

BAŞKAN - 16 ncı sırada, Rize Milletvekili Avni Kabaoğlu'nun, Rize Devlet Hastanesinin hizmet binası ve doktor açığına ilişkin, Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Üç birleşim içerisinde cevaplandırılmayan bu soru da, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

17. - İzmir Milletvekili Metin Öney'in, emekli maaşlarının ödenmesinde yaşanan sorunlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/423)

BAŞKAN - 17 nci sırada, İzmir Milletvekili Metin Öney'in, emekli maaşlarının ödenmesinde yaşanan sorunlara ilişkin, Başbakandan sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Başbakan veya yerine cevap verecek sayın bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Üç birleşim içerisinde cevaplandırılmayan bu soru da, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

18. - İzmir Milletvekili Metin Öney'in, Türk Cumhuriyetlerinden ve topluluklarından Türkiye'ye gelen öğrencilerin bazı sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/424)

BAŞKAN - 18 inci sırada, İzmir Milletvekili Metin Öney'in, Türk Cumhuriyetlerinden ve topluluklarından Türkiye'ye gelen öğrencilerin bazı sorunlarına ilişkin, Başbakandan sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak Başbakan veya bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

19. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, Sincan Belediyesinin düzenlediği Kudüs gecesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/425)

BAŞKAN - 19 uncu sırada, Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, Sincan Belediyesinin düzenlediği Kudüs gecesine ilişkin, İçişleri Bakanından sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

20. - Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, 1997 yılı yatırım programına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/426)

BAŞKAN - 20 nci sırada, Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, 1997 yılı yatırım programına ilişkin, Başbakandan sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak Başbakan veya bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

21. - Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, tarımsal sulamada kullanılan elektrik enerjisi fiyatlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/427)

BAŞKAN - 21 inci sırada, Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, tarımsal sulamada kullanılan elektrik enerjisi fiyatlarına ilişkin, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesi gereğince gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

22. - Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, Burdur Devlet Hastanesinin tıbbi cihaz ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/429)

BAŞKAN - 22 nci sırada, Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, Burdur Devlet Hastanesinin tıbbî cihaz ihtiyacına ilişkin, Sağlık Bakanından sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

23. - Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, hayvan ürünleri ithaline ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/430)

BAŞKAN - 23 üncü sırada, Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, hayvan ürünleri ithaline ilişkin, Devlet Bakanından sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Üç birleşim cevaplandırılmayan bu soru da, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

24. - İzmir Milletvekili Atilla Mutman'ın, itfaiyecilerin çalışma ücretlerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/431)

BAŞKAN - 24 üncü sırada, İzmir Milletvekili Atilla Mutman'ın, itfaiyecilerin çalışma ücretlerine ilişkin, İçişleri Bakanından sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Üç birleşim cevaplandırılmayan bu soru da, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

25. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, İnegöl'ün il yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/432)

BAŞKAN - 25 inci sırada, Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, İnegöl'ün il yapılıp yapılmayacağına ilişkin, Başbakandan sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak Başbakan veya ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Bu soru da üç birleşim cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesi uyarınca gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

26. - İzmir Milletvekili Atilla Mutman'ın, 9 Eylül Üniversitesine ait bir sosyal tesisin satışına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/433)

BAŞKAN - 26 ncı sırada, İzmir Milletvekili Atilla Mutman'ın, 9 Eylül Üniversitesine ait bir sosyal tesisin satışına ilişkin, Maliye Bakanından sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Bu soru da üç birleşim cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci maddesi gereğince gündemden çıkarılarak yazılı soru haline dönüştürülmüştür.

27. - Zonguldak Milletvekili Tahsin Boray Baycık'ın, Anadolu Lisesi Sınavının Karadeniz - Ereğli'de yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/434)

BAŞKAN - 27 nci sırada, Zonguldak Milletvekili Tahsin Boray Baycık'ın, Anadolu Lisesi Sınavının Karadeniz Ereğli'de yapılıp yapılmayacağına ilişkin, Millî Eğitim Bakanından sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

28. - Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, BurdurTEDAŞ Müdürünün Denizli'ye nakline ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/435)

BAŞKAN - 28 inci sırada, Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, Burdur TEDAŞ Müdürünün Denizli'ye nakline ilişkin, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.

29. - Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Doğu Türkistan'da Uygur Türklerine yapılan baskı ve şiddete ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/436)

BAŞKAN - 29 uncu sırada, Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Doğu Türkistan'da Uygur Türklerine yapılan baskı ve şiddete ilişkin, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.

30. - Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Hükümette kararname krizi yaşandığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/437)

BAŞKAN - 30 uncu sırada, Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Hükümette kararname krizi yaşandığı iddiasına ilişkin, Başbakandan sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Başbakan veya ilgili Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.

31. - Hatay Milletvekili Levent Mıstıkoğlu'nun, Dışkapı SSK Çocuk Hastanesine şoför kadrosuyla alınan bir kişinin ehliyetinin olmadığı iddiasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in cevabı (6/438)

BAŞKAN - 31 inci sırada, Hatay Milletvekili Levent Mıstıkoğlu'nun, Dışkapı SSK Çocuk Hastanesine şoför kadrosuyla alınan bir kişinin ehliyetinin olmadığı iddiasına ilişkin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın delaletinizle Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 20.2.1997

Levent Mıstıkoğlu

Hatay

Dışkapı SSK Çocuk Hastanesine şoför kadrosuyla alınan Suat Uslu'nun, ehliyeti olmadığı söylenmektedir. Eğer varsa gerçek midir? Ehliyeti ve tecrübesi yok ise, şoför kadrosuyla işe alanlara ve işe girene ne gibi bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan; süreniz 5 dakika.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Kocaeli) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Hatay Milletvekili Sayın Levent Mıstıkoğlu tarafından verilen Sosyal Sigortalar Kurumu Dışkapı Çocuk Hastanesine şoför kadrosuyla alınan bir kişinin ehliyetinin olmadığı iddiasına ilişkin sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; sözlerime başlarken, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Sosyal Sigortalar Kurumunun merkez ve taşra teşkilatının personel ihtiyacının karşılanmasını teminen açılan sınavın, yazılı ve sözlü bölümlerini kazanarak, Ankara Çocuk Hastalıkları Eğitim Hastanesinde şoför kadrosuna açıktan ataması yapılan Suat Uslu'nun ehliyetinin bulunmaması gibi bir durum söz konusu olmayıp, adı geçen şahsa ait 12.7.1994 tarihinde alınmış 737 396 belge No'lu E sınıfı ehliyeti mevcuttur.

Bilgilerinize arz ediyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

MEHMET AYDIN (İstanbul) - Sayın Bakan, hiç olmazsa fotokopisini ibraz etseydiniz.

BAŞKAN - Efendim, soru sahibi siz olmadığınıza göre, siz yeni bir soru soramazsınız.

Soru, cevaplandırılmıştır.

32. - Hatay Milletvekili Levent Mıstıkoğlu'nun, Ankara - Sincan'da belediye zabıta memurlarının halka bazı belgeleri zorla imzalattıkları iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/440)

BAŞKAN - 32 nci sırada, Hatay Milletvekili Levent Mıstıkoğlu'nun Ankara-Sincan'da belediye zabıta memurlarının halka bazı belgeleri zorla imzalattıkları iddiasına ilişkin, İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.

33. - Hatay Milletvekili Levent Mıstıkoğlu'nun, Hatay ilinde deprem nedeniyle zarar gören vatandaşlara yapılacak yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/441)

BAŞKAN - 33 üncü sırada, Hatay Milletvekili Levent Mıstıkoğlu'nun, Hatay İlinde deprem nedeniyle zarar gören vatandaşlara yapılacak yardımlara ilişkin, Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.

34. - Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelen soydaşların sınırdışı edileceği iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/442)

BAŞKAN - 34 üncü sırada, Bursa Milletvekili Feridun Pehlivan'ın, Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelen soydaşların sınırdışı edileceği iddiasına ilişkin, Başbakandan sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Başbakan veya ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.

35. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur Merkez SSK Hastanesinin kapasitesine ve doktor açığına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in cevabı (6/443)

BAŞKAN - 35 inci sırada, Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur Merkez SSK Hastanesinin kapasitesine ve doktor açığına ilişkin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim. 24.2.1997

Dr. Yusuf Ekinci

Burdur

Burdur Merkez Sosyal Sigortalar Hastanesi ihtiyaca cevap verememektedir. Bu hastanenin kapasitesinin genişletilmesi ve doktor açığının giderilmesi için bir çalışmanız var mıdır; varsa, ne zaman sonuçlanacaktır?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakanım.

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; tekrar huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; hepinizi yeniden saygıyla selamlıyorum.

Burdur Milletvekili Sayın Yusuf Ekinci tarafından verilen bir soru önergesini cevaplamak üzere huzurlarınızdayım.

Değerli arkadaşlarım, Sosyal Sigortalar Kurumu Burdur Hastanesinin kapasitesinin genişletilmesi ve poliklinik hizmetlerinin hastane dışında verilmesinin sağlanması bakımından ek poliklinik binası yapımı, kurumun 1996 yılı yatırım programı teklifine alınarak Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının onayına sunulmuş; ancak, kesinleşen programda ne yazık ki yer almamıştır. Söz konusu proje, Kurumun 1997 yılı yatırım programı teklifine de dahil edilmiş ise de, yine, kesinleşen programa alınmadığı tespit edilmiş bulunmaktadır.

Diğer taraftan, Sosyal Sigortalar Kurumu Burdur Merkez Hastanesinde halen 12 uzman tabip ve 5 pratisyen tabip fiilen görev yapmaktadır. Bunlardan, 1 dahiliyeci, 2 çocuk cerrahı ve 1 göz uzmanının -ki, bugünlerde başlamak üzeredir- bu yıl atamaları yapılarak, göreve başlamışlardır.

Hastaneye, bu yıl, ayrıca, 1 laborant, 1 rontgen teknisyeni, 1 anestezi teknisyeni, 1 memur ve 2 hizmetlinin ataması yapılmış bulunmaktadır. Böylece, hastanemizde, biraz daha yeterli hizmet verilmesi sağlanmış bulunmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, ne var ki, Kurum 50 yaşında; dolayısıyla, çok emekli veren bir noktadayız ve aldığımız bu elemanlar da, ne yazık ki, ne ihtiyacı karşılayabilmektedir ne de emekli olanları karşılayabilmektedir; eleman bakımından böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya bulunduğumuzu genelde ifade etmek istiyorum.

Muhterem Heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Soru cevaplandırılmıştır.

36. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'da tarihî değeri bulunan sanat eserlerinin ziyarete açılıp açılmayacağına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/444)

BAŞKAN - 36 ncı sırada, Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'da tarihî değeri bulunan sanat eserlerinin ziyarete açılıp açılmayacağına ilişkin, Kültür Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul solonunda yok.

Soru ertelenmiştir.

37. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur Eğitim Fakültesi ve Meslek Yüksekokulunda 2 nci öğretime ne zaman başlanacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/445)

BAŞKAN - 37 nci sırada, Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur Eğitim Fakültesi ve Meslek Yüksekokulunda 2 nci öğretime ne zaman başlanacağına ilişkin, Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru ertelenmiştir.

38. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'da pancar ekim alanlarının genişletilip genişletilmeyeceğine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/446)

BAŞKAN - 38 inci sırada, Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'da pancar ekim alanlarının genişletilip genişletilemeyeceğine ilişkin, Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru ertelenmiştir.

39. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur Sigorta Müdürlüğünün personel, hizmet aracı ve bilgisayar ihtiyacına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in cevabı (6/447)

BAŞKAN - 39 uncu sırada, Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur Sigorta Müdürlüğünün personel hizmet aracı ve bilgisayar ihtiyacına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.

Soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim. 24.2.1997

Dr. Yusuf Ekinci

Burdur

Burdur Sigorta Müdürlüğü 1.7.1977 yılında kurulmuştur. Sağlıklı hizmet verebilmesi için bazı ihtiyaçlarının giderilmesi gerekmektedir.

1- Müdürlük bünyesinde otomasyona geçilmesi için bilgisayar ihtiyacı karşılanacak mıdır?

2- Müdürlükte 13 adet boş kadro bulunmaktadır. Personel açığının giderilmesiyle ilgili bir çalışmanız var mıdır?

3- Müdürlüğün 1 adet hizmet aracı bulunmaktadır; ilçelerdeki adlî teftiş ve tahkik işlemlerine bu araçla gidilmektedir.

Başbakanlığın Tasarruf Genelgesi gereği, araç, satışı yapılmak üzere merkeze alınacak ve bu halde, hizmetlerde büyük bir aksama olacaktır.

Mağduriyete neden olunmaması için hizmet aracı verilecek midir?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

Süreniz 5 dakikadır Sayın Bakanım.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; tabiî, peş peşe kürsüye çıkmaktan ben de fevkalade memnun değilim; ne var ki, değerli milletvekili arkadaşlarımızın sorularını cevaplamakla da yükümlü bulunmaktayız. Bu bakımdan, müsamahanıza da güvenerek, Sayın Yusuf Ekinci'nin bu sözlü soru önergesini de cevaplandırmak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum. Yine, sözlerime başlarken hepinizi en iyi dileklerimle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Sosyal Sigortalar Kurumu, 1997 yılı yatırım programında, henüz otomasyona geçirilmemiş şubelere bilgisayar satın alınması ve işveren hesapları, personel, muhasebe, banka, prim tahsilatları gibi, pek çok uygulamanın bilgisayar destekli olarak yürütülmesi planlanmıştır. Bu doğrultuda, Burdur da dahil olmak üzere, Sigorta müdürlüklerine gerekli bilgisayar donanım ve yazılımlarının satın alınarak kurulması için gerekli çalışmalar yapılmış, teknik şartnameler hazırlanmıştır; ancak, konuyla ilgili olarak, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığından yeterli ödenek, ne yazık ki, alınamamıştır. Bu konudaki ısrarlı girişimlerimiz devam etmektedir. Ödenek sağlandığında, bilgisayarların süratle kurulması mümkün olacaktır.

Sosyal Sigortalar Kurumunun merkez ve taşra teşkilatının personel ihtiyacının karşılanması amacıyla yapılan sınav sonucunda, Burdur Sigorta Müdürlüğünde boş bulunan 7 adet memur kadrosuna atama yapılmıştır. Mevzuat ve imkânlar çerçevesinde, boş kadrolara atama yapılmasına devam edilecektir.

Başbakanlığın tasarruf tedbirleriyle ilgili genelgesine göre, 1992 yılından bu yana binek türü araç alımı yapılamadığından, üniteye yeni araç tahsisi mümkün olamamaktadır. Diğer taraftan, Bakanlar Kurulu kararı gereğince, 10 yaşını geçmiş araçların satışı cihetine gidilmesi gerekmekteyse de, bundan önceki yıllarda, Kurumun acil ihtiyaçları gerekçe gösterilerek, söz konusu araçların satışının ertelenmesi için Maliye Bakanlığından izin alınmıştır. 1997 yılı için de, ihtiyaç duyulan araçların satışının ertelenmesi sağlanmıştır. Bu sebeple, ünitede mevcut bulunan 1980 model binek türü aracın satış için merkeze alınması şimdilik düşünülmemektedir. Kurumca yeni araç alınmasının mümkün olması halinde, bunların, ihtiyaca göre Kurum ünitelerine dağıtılacağı tabiîdir.

Bilgilerinize arz ediyor, Muhterem Heyetinizi, yeniden, saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Soru cevaplandırılmıştır.

40. - İzmir Milletvekili Metin Öney'in, Tarım Satış Kooperatifleri Birliği'nin yönetim yapısına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/448)

BAŞKAN - 40 ıncı sırada, İzmir Milletvekili Metin Öney'in, Tarım Satış Kooperatifleri Birliğinin yönetim yapısına ilişkin, Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda olmadığı için, soru ertelenmiştir.

41. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur İline Bağlı bazı ilçe sağlık ocaklarının sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/450)

BAŞKAN - 41 inci sırada, Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur İline bağlı bazı ilçe sağlık ocaklarının sağlık personel ihtiyacına ilişkin, Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru ertelenmiştir.

42. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'a bağlı yerleşim birimlerindeki sağlıkevi ve ocaklarının personel açığına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/451)

BAŞKAN - 42 nci sırada, Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'a bağlı yerleşim birimlerindeki sağlıkevi ve ocaklarının personel açığına ilişkin, Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru ertelenmiştir.

43. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'a bağlı bazı yerleşim birimlerindeki sağlıkevi ve ocaklarının personel açığına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/452)

BAŞKAN - 43 üncü sırada, Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'a bağlı bazı yerleşim birimlerindeki sağlıkevi ve ocaklarının personel açığına ilişkin, Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.

44. - Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'a bağlı bazı yerleşim birimlerindeki Sağlık kuruluşlarının personel açığına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/453)

BAŞKAN - 44 üncü sırada, Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci'nin, Burdur'a bağlı bazı yerleşim birimlerindeki sağlık kuruluşlarının personel açığına ilişkin, Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.

45. - Erzincan Milletvekili Mustafa Kul'un, Erzincan Bağ - Kur hizmet binası ihalesine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in cevabı (6/457)

BAŞKAN - 45 inci sırada, Erzincan Milletvekili Mustafa Kul'un, Erzincan Bağ-Kur hizmet binası ihalesine ilişkin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Mustafa Kul

Erzincan

13 Mart 1992 depreminde, Erzincan Bağ-Kur İl Müdürlüğünün kiracı olarak hizmet verdiği Bağ-Kur İl Müdürlüğü binası tamamen yıkılmıştır.

Bağ-Kur İl Müdürlüğümüz, o tarihten beri, mülkiyeti Bağ-Kur'a ait olan arsa üzerinde, prefabrik binada hizmet vermektedir.

Erzincan Bağ-Kur hizmet binasının etüt ve projesi hazır olmasına ve yapımının planlandığı arsa kendi malı olmasına karşın, yatırımların durdurulmuş olması nedeniyle, Bağ-Kur hizmet binasının programa alınması mümkün olamamıştır.

1- Erzincan Bağ-Kur hizmet binasının 1997 yılı fiyatlarıyla keşif bedeli ne kadardır?

2- Erzincan Bağ-Kur hizmet binası ne zaman ihale edilecektir?

3- Söz konusu hizmet binası ne zaman tamamlanacaktır?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

Süreniz 5 dakikadır.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Erzincan Milletvekili Sayın Mustafa Kul tarafından verilen, Bağ-Kur Erzincan İl Müdürlüğü hizmet binası ihalesine ilişkin sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere, yeniden huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Meclisi yeniden selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Erzincan'da bulunan, mülkiyeti Bağ-Kur'a ait arsa üzerinde, Bağ-Kur Erzincan İl Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmak üzere hizmet binası yapım işi projelendirilerek, ilk kez 1989 yılında, daha sonra 1990 ve 1994 yılları arasında yatırım programlarına alınmasına rağmen, Kurumun içerisinde bulunduğu malî yetersizlikler nedeniyle gerçekleştirilememiştir.

Bağ-Kur'ca, söz konusu projenin 1995, 1996 ve 1997 yıllarında yatırım programlarına alınması için yapılan teklifler, Devlet Planlama Teşkilatınca uygun görülmeyerek, ne yazık ki, programlara dahil edilmemiş, bu nedenle de yatırımla ilgili bir çalışma -yine üzülerek ifade ediyorum- ne yazık ki, yapılamamıştır.

1997 yılı yatırım programına bina için teklif edilen keşif bedeli 100 milyar Türk Lirasıdır. Projenin, bu yıl, yeniden, 1998 yılı yatırım programına alınması için teklifte bulunulacaktır. Projenin yatırım programında yer alması halinde, aynı yıl içerisinde ihalesinin yapılması ve bir yıl içerisinde tamamlanması planlanmıştır.

Bilgilerinize arz ediyor, yeniden, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın Kul, bir şey söyleyecek misiniz?..

MUSTAFA KUL (Erzincan) - Evet efendim.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

MUSTAFA KUL (Erzincan) - Sayın Başkan, soru önergemde de ifade ettiğim gibi, 1992 yılından bugüne kadar, Bağ-Kur, prefabrik bir baraka içerisinde hizmet vermektedir. Devlet Planlama Teşkilatı, madem bu işe olur vermiyor, geçici olarak, Bağ-Kur hizmet binası ihale edilinceye kadar, Bağ-Kur İl Müdürlüğünün kalıcı olarak bir başka yerde kiracı olarak hizmet vermesi mümkün olabilir mi?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Devamla) - Evet; bu istikamette neler yapılabileceğini, idareyle konuştuktan sonra, değerli milletvekili arkadaşımıza daha sonra bilgi verme imkânım olacaktır diyor ve tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Soru cevaplandırılmıştır.

46. - Bursa Milletvekili Yahya Şimşek'in, Bursa-Orhaneli Kömür İşletmelerinde çalşıtırılan işçilere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/458)

BAŞKAN - 46 ncı sırada, Bursa Milletvekili Yahya Şimşek'in, Bursa-Orhaneli Kömür İşletmelerinde çalıştırılan işçilere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak ilgili Sayın Bakan Genel Kurul salonunda olmadığı için, soru ertelenmiştir.

47. - Bursa Milletvekili Yahya Şimşek'in, Bursa İlindeki din görevlisi açığına ve Kur'an Kurslarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Nevzat Ercan'ın cevabı (6/459)

BAŞKAN - 47 nci sırada, Bursa Milletvekili Yahya Şimşek'in, Bursa İlindeki din görevlisi açığına ve Kur'an kurslarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?..Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Diyanet işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Sayın Nevzat Ercan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğine saygıyla arz ederim. 6.3.1997

Yahya Şimşek

Bursa

1- Aldığımız bilgilere göre, Bursa İlinin din görevlisi ihtiyacı 122'dir. Bu ihtiyacın karşılanması için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? 1997 yılı içinde bu ihtiyacın ne kadarı karşılanacaktır?

2- Bursa İlinde, Diyanet'e bağlı Kur'an kursu ve öğrenci sayıları ne kadardır? Gerekli yasal koşulları yerine getirmeden faaliyet gösteren Kur'an kursları var mıdır? Var ise, sayıları nedir? Bunlar hakkında herhangi bir yasal işlem yapılmış mıdır?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

Süreniz 5 dakikadır.

DEVLET BAKANI NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bursa Milletvekili Sayın Yahya Şimşek'in sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere huzurunuzdayım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, kadro kayıtlarımızın tetkikinde, Bursa İli genelinde münhal kadro bulunmamaktadır. Bursa İli genelinde 123 imam-hatip kadrosuna, 105 müezzin-kayyım kadrosuna ihtiyaç vardır. 1997 Malî Yılı Bütçe Kanunu gereğince, kamu kurum ve kuruluşlarına ait boş kadrolara atama yapılabilmesi için, Devlet Personel Başkanlığından, Maliye Bakanlığından ve Başbakanlıktan izin alınması gerekmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığının, 17.2.1997 tarih ve 2565 sayılı yazısıyla, boş bulunan imam-hatip ve müezzin-kayyım kadrolarına açıktan atama yapılabilmesi için, Devlet Personel Başkanlığından görüş bildirmesi istenmiş olup, açıktan atamalar için ilgili makamlarca izin verilmesi halinde, münhal bulunan camilere atama yapılabilecektir.

Ayrıca, Başkanlığımız emrine, 19.9.1996 tarih ve 6024 sayılı yazıyla, çeşitli unvanlarda 16 667 adet kadronun ihdası istenmiş olup, söz konusu kadrolar verildiği takdirde, imkânlar nispetinde, Bursa İlinde kadrosu bulunmayan camilere böylece kadro verilebilecektir.

Yine, 1.1.1997 tarihi itibariyle, Bursa İlinde, Başkanlığımıza bağlı 136 adet Kur'an kursu ve bu kurslarda eğitim-öğretim gören 4 806 öğrenci bulunmaktadır.

Başkanlığımıza bağlı olan Kur'an kursları, yürürlükteki mevzuat çerçevesinde açılmış ve eğitim öğretime devam etmekte olup, yukarıda belirtilenlerin dışında, Başkanlığımıza bağlı eğitim öğretim yapan herhangi bir Kur'an kursu bulunmamaktadır.

Bilgilerinize arz eder; Yüce Heyetinizi, tekrar saygıyla selamlarım. (DYP ve RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Soru cevaplandırılmıştır.

Sayın milletvekilleri, sözlü sorular için ayrılan süre bitmiştir. Yeni bir soruya geçtiğimiz zaman, cevap verildiği takdirde 1 saati geçeceği için, sözlü sorularla ilgili işlemi burada kesiyorum.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

IV. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. - 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı : 23)

BAŞKAN - 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili kanun tasarısının müzakerelerine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

2. - Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/217) (S. Sayısı : 132)

BAŞKAN - Emniyet Teşkilatı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının müzakerelerine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

3. - Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin 492 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/218) (S. Sayısı : 164)

BAŞKAN - Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin 492 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının müzakerelerine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

4. - 625 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında 254 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 625 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 326 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/71, 1/111) (S. Sayısı : 168)

BAŞKAN - 625 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında 254 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 625 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 326 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının müzakerelerine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

5. - Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S. Sayısı : 232)

BAŞKAN - Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi Genel Başkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 Milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifinin müzakerelerine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

6. - Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan ile Siyasî Parti Gruplarını Temsilen 10 Milletvekilinin, Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarına İlişkin Kanunların Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ile Aynı Mahiyetteki Kanun Tasarısı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 30 Arkadaşının, Gümüşhane Milletvekili M. Oltan Sungurlu ve 3 Arkadaşının ve İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit ve 7 Arkadaşının, Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/559, 1/565, 2/406, 2/456, 2/611) (S. Sayısı : 281) (1)

BAŞKAN - Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan ile Siyasî Parti Gruplarını Temsilen 10 Milletvekilinin, Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarına İlişkin Kanunların Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ile Aynı Mahiyetteki Kanun Tasarısı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 30 Arkadaşının, Gümüşhane Milletvekili M. Oltan Sungurlu ve 3 Arkadaşının ve İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit ve 7 Arkadaşının, Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Anayasa Komisyonu raporunun müzakerelerine başlıyoruz.

Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.

Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Komisyon raporunun okunmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Komisyon raporunun okunması kabul edilmemiştir.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyenler?..

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Amasya) - Sayın Başkan, öncelikle bir konuşma yapmak istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Amasya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, Anayasa Komisyonu ve şahsım adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yüce Parlamentonun görüşmekte olduğu uyum teklifleri, muhtevaları itibariyle birer demokratikleşme paketidir. İçinde bulunduğumuz ortam da gözetilerek, bir demokrasi eleştirisinin yapılması, suskunluğun yerinin yasama refleksine ve koruyucu, çözücü, normalleştirici ortak tavırlara bırakılması, parti ayırımı gözetilmeden hiçbir milletvekilinin kaçınamayacağı millî ve temsilî bir görevdir.

Demokrasi, Anayasa ve yasaların maddelere dökülmüş dar kalıplarına sığdırılamaz. Demokrasinin yalnızca anayasal veya yasal reformlarla sağlanacağı inancı, çağdaş bir hurafeden başka bir şey değildir. Demokrasi, bilimle beslenmiş aklın, özgürlüğün, eşitliğin ve kısacası, insan denen var-

(1) 281 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

lığın bütün unsur ve kabiliyetleriyle öne çıktığı bir rejimin adıdır. Bilim, 100'ü aşkın demokrasi tanımıyla doludur. Demokrasinin kabul görmüş standartları, bir rejimin demokratik olup olmadığını ve demokratikleşmenin derecesini ölçen hassas terazilerdir.

Türkiye, demokrasinin neresindedir? Ülkemizde ne kadar demokrasi vardır? Demokrasinin yaşaması için zorunlu kütür ve ahlakî değerler kemaliyle inşa edilmiş midir? Siyaset ve Parlamento, demokrasi adına üstüne aldığı çok ağır yükün tahlilini yapmış, projelerini oluşturmuş ve güvenilir politikaları, inandırıcı çözüm önerilerini Yüce Türk Milletine sunabilmiş midir?

Demokrasi, bir kültür, farklı ve çatışan değerlerin hoşgörü ve uzlaşı temelinde birlikte yaşaması rejimidir.

Demokrasinin ve özgürlüklerin, keyfiliği zirveleştirecek sınırsızlıkları elbette ki yoktur. Türk demokrasisinin, demokrasinin varlığı için gerekli ortamı yaratamamış olması gibi önemli bir sorunu vardır; ancak, bu ortam, bugünden yarına kısa zamanda oluşturulamayacak yapısal dönüşümlere ve evrimlere ihtiyaç göstermektedir.

Demokrasi kültürü, köklü bir eğitim reformu; okuyan, öğrenen, eleştiren ve çözen bir beyinler çokluğu; gerilim psikolojisinin esaretinden kurtulmuş, hoşgörü proteininden beslenen bir ruh olmadan asla sağlanamaz.

Demorasi bir süreçtir; en iyiyi değil, ortak iyiyi bulan bir uzlaşma dengesidir. Demokraside, kaba kuvvetin, kulakları çınlatan yüksek seslerin ve insana yönelen insan yumruğunun yeri yoktur. (RP sıralarından alkışlar)

Kurtarıcı kültü, baba hamaseti, karizma oligarşisi; kökleri, kaan, klan, padişah ve bu şahsiyetlerin işgal ettiği dönemlerin siyasî rejimlerine dek uzanan, o zamanlar şifa niteliğinde olan meyveleriyle günümüz demokrasisini yozlaştıran temel sebeplerdendir.

Yüce Parlamento bugün ne yapıyor? Uyum yasalarıyla demokrasi ortamına neler katacaktır? Bu sorulara cevap vermeden önce, bir Parlamento kritiğini yapmak isterim.

Vaktin yetersiz sınırlarına, elbette ki, böylesine önemli bir sorunu sığdıramayız; ancak, Parlamentonun, mevcut konjonktür içindeki manzarasını, iğneyi kendimize zihniyetiyle, bir genel görüşmeye konu kılmalıyız. Gerekiyorsa, milletvekili kimliğimizden, parti kimliğimizden ve oligarşinin dar labirentlerinden aşarak demokrasi rejiminin selametini tartışmalıyız. İnsanların başlarını kuma gömdükleri görülmemiştir; başlarını kuma gömen milletvekilleri olmamalıyız.

Demokrasi ideali için bir büyük siyaset gereklidir. Büyük siyaset, parçalı ve kavgalı siyaseti beyinlerden silmekten, mezarlara gömmekten geçer; büyük siyaset, küçük parti yetkileri için gelecek sıraları veya tensipleri beklemek yerine, milleti ve Türkiye'yi öne alan bir bütünleşmeden ve uzlaşmanın kalkınma vaat eden dinamik erdeminden geçer. İlim ve tarih, merkez sağın ve merkez solun, içinde millet olmayan kahredici siyasal kavgalarını, elbette ki, mahkûm edecektir. (Alkışlar)

Değerli arkadaşlar, Türk siyaset tarihi, anayasal yapılanmaların daima bir ihtilal veya kriz gibi istenmeyen sosyal şarta bağlı olduğunu, maalesef, ortaya koymaktadır. Bu tarihî gerçek, demokrasi kültürünün, bilime dayalı rasyonel düşünce tarzının ve demokrasi için gerekli özgür insan ve sivil toplum refleksinin, cemiyetimizde tam anlamıyla oluşmadığını göstermektedir. Ara rejim kavramı, gerçek demokratik ortamlarda, ancak sözlüklerde vardır. Demokratik bilinç, böylesi toplumlarda, yöneten, yönetilen her vatandaşın gönlüne kök salmış, hiçbir modern silahın kendi kuvvetine yetişemediği ortak ve genetik bir değerdir.

Sayın Bakanımız dinleme zahmetine katlanırsa, sevineceğim efendim!..

1995 yılında gerçekleştirilen anayasa değişikliklerinin yasalara yansıtılması, yani uyum yasalarını çıkarma çabasının demokrasi sürecinde ifade ettiği anlam nedir? Bize göre, 1995 dönemi anayasa değişiklikleri, bunların gereği olan uyum yasaları, azımsanacak küçüklükte olmayan, ancak, büyük iş yapıyoruz görüntüsü vererek çok önemli sayamayacağımız bir parlamento tasarrufudur. Bu değişiklikler, demokratik süreç için zorunlu yeniden yapılanmayı kapsayacak bir reformun çok gerisine düşen, büyütülmemesi gereken, belki de büyük işler yapamadığımız için büyütme istidadında olduğumuz orta ölçekli global bir yasama tasarrufudur.

1946 yılında kurduğumuz ve halen inşaı çabasını gösterdiğimiz demokrasinin bu yüce mücadele sürecinde, 1960, 1971, 1980'lerde cereyan eden hareketlerin vuku tarihlerinden sonra nedenlerine inmek ve sonuçlar çıkarmak yerine, normalizasyon dönemlerinde yalnızca kınanmalarıyla yetinilmesi, rasyonel demokrasi muhasebesinin çok uzağında kalan cılız bir tavırdır. Olayların gerçek derslerine uzanan meraklı ve eleştirici aklı ve her şeyden önce milleti, insanı, demokrasiye yerleştiremezsek, hep tekerrürleri oynarız.

Uyum yasalarının hazırlanmasında Parlamentonun benimsediği yöntem, uzlaşmacı ve katılımcı demokrasi adına kıvanç duyacağımız, sürekli yerleşmesini arzuladığımız bir yöntemdir. Bu konuyla sınırlı olarak kurulan ve adına uyum komisyonu denen partilerarası eşit temsilli komisyon, bilginin, yaratıcı ve uzlaştırıcı tartışmanın, özverili çalışmanın ve Genel Kurula olgunlaşmış teklif sunmanın örneğini vermiştir. Rasyonelleştirilmiş parlamento işte budur.

Uzlaşmanın yerini dayatmanın, haklılığın yerini parmak çokluğunun, pragmatik tercihlerin yerini dogmaların aldığı bir yasallaşma sürecinin ve süreçteki ürünlerin demokratik karakterleri ve uzun ömürlü olma şansları, elbette ki yoktur.

Önümüze getirilen uyum düzenlemeleri, 1982 Anayasasının kıstığı, daralttığı siyasal özgürlükleri, büyük Türk Milletine yasal düzeyde iade etmekten ibarettir; siyasete yalnızca kişiyi değil, demokratik toplum örgütlerini de katmaktadır. Sendikalar, dernekler, vakıflar, kooperatifler, kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekkülleri ve benzeri hukukî topluluklar, amaçlarını ve kimliklerini koruyarak, siyasa alanına, iradeleriyle, birikimleriyle, destekleriyle, birliktelikleriyle ağırlıklarını koyacaklardır. Örgütlü demokrasi, kuvvetli devletin kutsal özgürlüklere yönelen haksız el atmalarının kurumsal müeyyidesi olarak yasal temellere oturtulmaktadır.

Uyum düzenlemeleri, vatandaşına güvenmeyen, kendinden başkasına şüpheyle bakan devlet felsefesinden, millet-devlet kaynaşmasının yumuşak zeminini hazırlayacak bir zihniyete geçişin merdivenleridir. “Önce insan, her şey insan için, yaratıcı akla engel yok” felsefesi, görüşmekte olduğumuz tekliflerin ruh köklerini oluşturmaktadır.

Yükseköğretim elemanları, yani, bilim ile siyaset arasında, yansımalarını önümüzdeki günlerde göreceğimiz bir bağ kurulmuştur. Türk politik yaşamı, siyasal partilere üye olacak öğretim elemanlarından, bilim temeline dayalı, bilimi siyasetin vazgeçilmez öğesi kılacak bir tavrı, şiddetle, süratle beklemek ihtiyacındadır. Bilim-siyaset buluşması, umarız ki, çoğulcu ve uzlaştırıcı yapının yeni bir açılımı olacaktır.

Yükseköğrenim öğrencileri, geçmişteki acı olaylardan da ders alarak, seviyeli siyasal katılımın örneklerini vermek zorundadırlar. Kaba kuvvetle birleşen gençlik enerjisinden, asla demokrasi çıkmaz. Gençlik dönemi siyaseti, geleceğin yöneticiliği için bir staj, bir okul görevi gördükçe anlam taşır.

Temennimiz, Türk siyasal yaşamının, kanuncu, anayasacı demokrasi anlayışını gözden geçirerek, demokrasinin gerçek hayat ortamını hazırlayacak bir yeniden yapılanma sürecini büyük uzlaşmayla başlatabilmesidir. Bu büyük hedefin gerçekleşmesinde sorumluluğu yalnızca siyasete yüklemek, siyasal organlara yüklemek, doğruluk payı düşük bir değerlendirmedir. Bu büyük hedefin yolcuları ve mimarları, tüm kurumlarıyla, ehliyetleri zevale ermemiş bütün fertleriyle, toplumun potansiyel değeridir.

Demokrasi, eksik de olsa, hepimizin soluduğu ortak oksijen alanımızdır; onsuz hayat, oksijensiz hayat, yani, yaşayan ölü hayatıdır. Demokrasiyi yok etmek de, eksik yaşamak da, güzelleştirmek de elimizdedir; akıllı parmaklar, demokrasiye sahip çıkacak parmaklardır.

Saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın İyimaya.

Teklifin tümü üzerinde söz isteyen arkadaşların isimlerini okuyorum: ANAP Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Refik Aras; Refah Partisi Grubu adına, Tokat Milletvekili Sayın Ahmet Feyzi İnceöz; DSP Grubu adına, Trabzon Milletvekili Sayın Hikmet Sami Türk; CHP Grubu adına, Hatay Milletvekili Sayın Atilâ Sav.

Şimdi, söz sırası, ANAP Grubu adına, Sayın Refik Aras'ın.

Buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakika efendim.

ANAP GRUBU ADINA REFİK ARAS (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; huzurlarınıza, Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarına İlişkin Kanunların Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi üzerinde, Anavatan Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere çıkmış bulunuyorum; bu vesileyle, sizleri, saygılarımla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, bilindiği üzere, 7.11.1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 135 inci maddesi, 23 Temmuz 1995 tarihinde çıkarılan 4121 sayılı Yasayla değiştirilmiştir. Anayasamızın 135 inci maddesi, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hakkındaki hususları düzenlemektedir. Eski 135 inci madde, bu kuruluşların;

1- Siyasî faaliyette bulunamayacaklarını,

2- Siyasî partilerin bu organlara aday gösteremeyeceklerini,

3- Bu kuruluşların sorumlu organlarının görevden alınma usullerini,

Düzenlemekteydi.

23 Temmuz 1995 tarihinde değiştirilen yeni 135 inci maddeyle;

1- Meslekî kuruluşların siyasî faaliyette bulunamayacaklarına ilişkin hükümler kaldırılmıştır; ancak, kuruluşun amaçları dışında faaliyette bulunamayacağı hükmü getirilmiştir. Yani, çerçeve, eskiye nazaran önemli ölçüde genişletilmiştir.

2- Bu kuruluşların seçimlerinde siyasî partilerin üst organlara aday gösteremeyecekleri hususu muhafaza edilmiştir.

3- Bu kuruluşların sorumlu organlarının görevden alınmasıyla ilgili yargılamanın, ilgili bakanlığın ve cumhuriyet savcılarının istemleri üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemelerince yapılacağı ve davanın üç ay içinde sonuçlandırılacağı hükmü getirilmiştir. Keza, ancak, millî güvenlik ve kamu düzeninin gecikmesinde sakınca var ise, birlik ve organların faaliyetlerinin vali tarafından men edileceği hükmü getirilmiştir; ancak, bu kararın 24 saat içerisinde görevli hâkimin onayına sunulacağı, hâkimin de kararını 48 saat içinde açıklaması öngörülmüştür. Aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar hükmü getirilmiştir. Bu süre, eski yasada 10 gündü, şu anda 48 saate indirilmiştir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 23 Temmuz 1995 tarihinde Anayasanın 135 inci maddesinde yapılan bu değişikliğe uygulama kabiliyeti kazandırılabilmesi için, aşağıda arz edeceğim kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ilişkin kanunlarda değişiklikler yapılması zarureti hâsıl olmuştur.

Görüşmekte olduğumuz bu yasa tasarısı;

6343 sayılı Veteriner Hekimliği Odalarına ait Kanunun 14 üncü maddesi,

1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Barolar Birliğinin 77 ve 111 inci maddeleri,

6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Kanununun 2 nci maddesi ve ek 4 üncü maddesi,

6023 sayılı Türk Tabibler Birliği Kanununun 3 üncü maddesi ve ek 2 nci maddesi,

6964 sayılı Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği Kanununun 2, 18 ve 23 üncü maddeleri,

3224 sayılı Türk Diş Hekimleri Birliği Kanununun 3, 19 ve 35 inci maddeleri,

6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanununun 3 üncü maddesi ve ek 1 inci maddesi,

5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanununun ek 6 ncı maddesi,

507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununun ek 1 ve 2 nci maddeleri,

3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununun 14, 15 ve 28 inci maddeleri ve nihayet

1512 sayılı Noterlik Kanununun 163 üncü ve 164 üncü maddeleri üzerinde değişikliği içermektedir; yani, uyum yasalarını getirmiştir.

Bu yasalarda yapılmış olan değişiklikler, hemen hemen aynı mantığa oturtulmuştur. Mesela, 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları Yasasında yapılması istenilen değişiklikler şöyle özetlenmektedir:

“Odalar, borsalar ve Birlik, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.” Eskiden bu, “siyaset yapamazlar” hükmünü taşıyordu; şimdi, genişletilerek bu hüküm getirilmiştir.

“Amaçları dışında faaliyet gösteren odalar, borsalar ve Birliğin sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine Sanayi ve Ticaret Bakanlığının veya bulundukları yer cumhuriyet başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava, en geç üç ay içerisinde sonuçlandırılır. Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini ve suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, odalar, borsalar ve Birlik, vali tarafından faaliyetten men edilir.

Faaliyetten men kararı yirmidört saat içerisinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içerisinde açıklar. Aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

Değerli milletvekilleri, ben, bu Odalar Birliği Yasasındaki değişikliği, misal olmak üzere, örnek olmak üzere sizlere takdim ettim. Demin okuduğum, 11 tane kamu kurumu niteliğindeki kuruluşun yasalarında yapılan değişiklik, bu minval üzere devam etmektedir.

Türk toplumunun daha ileriye gitmesini, ülkemizin, daha katılımcı, daha demokratik bir ülke konumuna getirilmesini temin etmek için, bu uyum yasaları çıkarılmaktadır. Uyum yasalarını çıkarabilme imkânı, tabiî ki, 19 uncu Dönem sayın parlamenterlerinin, 23 Temmuz 1995 tarihinde yaptıkları Anayasa değişiklikleri sayesinde olmaktadır. Bu nedenle, bu Anayasa değişikliklerini hazırlayan ve oy veren 19 uncu Dönem milletvekillerine, Anavatan Partisi Grubu ve şahsım adına, teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

Anayasamızın 2 nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olduğu belirtilmiştir; bir taraftan, bunu, her aşamada, hepimiz dile getiriyoruz; diğer taraftan da, Anayasanın 135 inci maddesindeki değişikliği, şimdiye kadar, ilgili yasalara uyarlamadığımız için, arzulanan katılımcı, demokratik toplum yapısını kuramıyoruz.

Bir toplumda, sendikaları, kooperatifleri, üniversiteleri ve şimdi üzerinde konuştuğumuz kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını siyaset dışında tutarsanız, hiçbir siyasî faaliyete katılmasına izin vermezseniz, hem o toplum, katılımcı, demokrat bir toplum olamaz hem de siyaset -bizde olduğu gibi- ya yasaları çiğneyenlerin ya da çok sınırlı sayıdaki kişilerin elinde kalmış olur. Artık, Türk demokrasisinde, siyasette, aklı başında, vatanını, milletini seven, dürüst, demokrat ve katılımcı insanlarımızın görev üstlendiği bir döneme girilebilmelidir.

Şimdi müzakeresini yapmakta olduğumuz bu uyum yasasının hazırlanmasında emekleri geçen bütün siyasî partilerin sayın milletvekillerine, Anayasa Komisyonu Başkanı ve üyelerine teşekkürlerimi sunuyorum. Görüldüğü gibi, siyasî partilerimizin, parti çıkarlarını bir tarafa bırakarak, ülke yararlarını öne almaları halinde, Meclisimizden, pekâlâ, ittifakla yasa çıkarılabilmektedir; üzerinde konuştuğumuz bu yasa tasarısı da inşallah, böyle bir ortak görüşün sonucu olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anavatan Partisi Grubu olarak, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıyla ilgili 11 yasada yapılmak istenen bu değişiklikleri yerinde buluyoruz. Bu nedenle, tasarının yasalaşmasına katkıda bulanacağımızı arz ediyorum.

Sayın Başkana teşekkür ediyor, bütün milletvekili arkadaşlarımı sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aras.

Refah Partisi Grubu adına, Sayın Ahmet Feyzi İnceöz; buyurun. (RP sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakikadır.

RP GRUBU ADINA AHMET FEYZİ İNCEÖZ (Tokat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan, Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarına İlişkin Kanunların Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi üzerinde Grubumuzun görüşlerini arz etmek üzere huzurlarınızdayım; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

23 Temmuz 1995 tarihinde yapılan Anayasa değişiklikleri sırasında, Anayasanın 135 inci maddesinde yapılan değişiklikle, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının siyasî faaliyette bulunamayacaklarına ilişkin hükümler kaldırılmış; bu kuruluşların siyasî sayılabilecek faaliyetleri, amaçları kapsamında yapabilecekleri; bu kapsamın dışına çıkmaları halinde haklarında yapılacak işlemler hükme bağlanmıştır. Ayrıca, bu kuruluşların organlarının seçiminde siyasî partilerin aday gösteremeyecekleri hususu da hükme bağlanmış ve böylece, siyasetin bu kuruluşlar üzerinde etkili olması önlenmiştir.

Üçüncü ve en önemli konulardan bir tanesi de üç ana esası içeriyor. Anayasamızın değişik 135 inci maddesine uyum sağlamak üzere, bu çerçeveler içerisinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kendi kanunlarında değişiklik yapılması zorunlu hale gelmiştir.

Şimdi, bu kapsam içerisine giren yerlere şöyle süratlice bir göz attığımızda, Anayasada yapılan bu değişikliğe uygulama kabiliyeti kazandırılabilmesi için, 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanunu, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Kanunu, 6343 sayılı Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Veteriner Hekimleri Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun, 6643 sayılı Türk Eczacılar Birliği Kanunu, 6964 sayılı Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği Kanunu, 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanunu, 1512 sayılı Noterlik Kanunu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, 3224 sayılı Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu ve 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununun ilgili maddelerinde değişiklik yapılması amacıyla bu tasarı hazırlanmıştır.

Değerli arkadaşlar, yıllardan beri -bu bahse konu kamu kuruluşları da içerisinde olmak üzere, uyum yasalarının kapsamına giren diğer maddelerde de olduğu gibi- toplumun büyük bir kesimi siyaset yasağı içerisindedir. Yine demokrasinin kurallarının yeteri derecede işletilememesinden kaynaklanan ve şimdiye kadar büyük noksanlık olarak gördüğümüz bu hususların düzeltilmesi yönünde yapılan Anayasadaki bu değişikliğe, elbette her siyasî olumlu yönde bakmaktadır; şimdiye kadar yapılan konuşmalar ve zaten, bu tasarının çıkması yönünde ortaya konular gayretler de, bunu göstermiştir.

Kavga yerine barışı, suskunluk yerine, yine, kanunlara dayalı ve demokratik kurallar içerisinde, konuşma ve ifade hürriyetini getirme konusunda kolaylaştırıcı bir uygulamaya yol açacağı için, bu tasarıyı elbette olumlu karşılıyoruz.

Namık Kemal'in bir beyti ister istemez akla geliyor:

“Ne efsunkâr imişsin ey didarı hürriyet,

Esiri aşkın olduk; gerçi kurtulduk esaretten.”

Ta, o zamanlardan beri, hürriyetin büyüleyici yüzüne aşık olunduğu bir ortamı, şu günlere kadar, maalesef, sürdüregelmişiz. Şu yetmiş yıllık dönem içerisinde de, demokratik kuralların layıkı veçhile uygulanabildiğini kimse iddia edemez.

Demokrasinin tarifinin, bugünlerde, özellikle bugünlerde daha iyi yapılması ve bu tarifin üzerine, daha doğrusu bu kavramın üzerine daha çok gidilmesi gerektiğini, hepimiz, herhalde, ortak bir noktada kabul etmekteyiz. Hâkimiyetin, kayıtsız şartsız millete teslimi konusunda, elbette, herkes hemfikir olmalı.

Milletin sivil toplum örgütleri olan, işte bu kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına da böylesine bir hürriyetin verilmesi, elbette, takdir edilecek bir husustur. Tabiî ki bu kurumların, siyasî otoriteye tesirlerini, direkt olarak da yansıtmaları gerekiyordu. Toplumun bu bahse konu kesimleri, yıllarca, siyasî katılımdan uzak tutuldular; tutuldular da ne oldu; gerçekten, bu müesseseler, bu kurumlar, siyasetten uzak kaldılar mı?! Bunun cevabını, artık, herkes “elbetteki uzak kalmadılar” şeklinde verecektir. Endirekt yoldan da, zaman zaman, devletin kendisine yönelik, devlet gemisinin bünyesine yönelik -çok üzülerek ifade ediyoruz- yıkıcı denilebilecek, yıpratıcı eylemlere dönüşen hareketleri, hafızalarımızı yokladığımız zaman hatırlamamız mümkündür. Yine, böylesine durumlar karşısında “sokaklar yürümekle aşınmaz” sözlerini de ister istemez hatırlıyoruz.

Kimse, artık, siyasî yönlendirmeyle suçlanmamalı, katılımcı demokrasi dönemimizde demokrasimiz daha da güç kazanmalı. Fikir ve düşüncenin suç sayılamayacağı bir döneme, daha giremedik maalesef. Bu uyum yasalarının en önemli noksanlığının bu olduğunu ve yine, 23 Temmuz 1995'te Anayasa değişikliklerinin görüşüldüğü dönemde, Refah Partisi olarak bizim itirazımızın bu maddelere, bu kesimlere yönelik olmadığını, tekraren, teyiden -diğer konuşmacı arkadaşlarımızın ifade ettikleri gibi- bir kez daha belirtmek ve bunu vurgulamak istiyoruz.

Biz, noksansız bir demokrasi, belli bir kesime belli bir hürriyet verilmesi ve fikir ve düşünce hürriyeti seviyesinde de bu hürriyetin mutlaka yerine getirilmesi gereğini vurgulamak için, o dönemde olumsuz sayılabilecek tavırlar içerisine girmişsek de, bunu o dönemde toplumun da hissetmesi yönünden bu yönde tavırlarımızı ortaya koymuştuk. Yoksa, biline ki, şu görüştüğümüz kanun tasarısı dahil olmak üzere, 135 inci maddenin değişiklikleri canı yürekten katıldığımız esaslardır.

Değerli arkadaşlar, işte bu çerçeveler içerisinde, biz, şu günlerde, ortak paydanın demokrasi olması lazım geldiği ve demokrasi kavramının tekrar altını çizerek, bu yöndeki tüm olumlu gayretlerin desteklenmesi gerektiğine inanarak, Refah Partisi Grubu olarak, görüşülmekte olan bu kanun tasarısının olumlu yönde destekçisi olacağımızı belirtiyor, bu kanunların ülkemize hayırlar getirmesini diliyor, teşekkürlerimi sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın İnceöz.

DSP Grubu adına, Sayın Hikmet Sami Türk; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

Sayın Türk, süreniz 20 dakika efendim.

DSP GRUBU ADINA HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; anayasa değişikliklerine uyum yasaları içerisinde en geniş kapsamlı olan yasa önerisi, şimdi konuşmakta olduğumuz yasa önerisidir; bu yasa önerisiyle, 11 yasada değişiklik yapılmaktadır; bunları şöyle sıralayabiliriz:

1. Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimleri Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun,

2. Avukatlık Kanunu,

3. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu,

4. Türk Tabipleri Birliği Kanunu,

5. Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği Kanunu,

6. Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu,

7. Türk Eczacıları Birliği Kanunu,

8. Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanunu,

9. Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanunu,

10. Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci, Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanunu,

11. Noterlik Kanunu.

Değerli milletvekilleri, gördüğünüz gibi, bu kanunların hepsi, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıyla ilgilidir.

Anayasamızın 135 inci maddesi, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını ve onların üst kuruluşlarını; “belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadıyla, kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre, yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleri” olarak tanımlamaktadır.

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kökleri, Ortaçağa uzanır. Batı'da loncalar, bu kuruluşların köklerini oluşturur. Anadolu'da ise, 13 üncü Yüzyıldan itibaren -esnaf ve sanatkâr örgütlerinin, bunların kurucu ve öncüsünün adıyla, yani, Ahi Evren'in adıyla söyleyecek olursak- Ahi birliklerinin veya Ahi ocaklarının kurulduğunu görmekteyiz. Bu kuruluşlar, meslekî yardımlaşma, meslekî dayanışma ve yetişme ocaklarıydı. Bunlar, aynı zamanda, meslekî disiplini sağlarlardı ve meslek kuralları da “fütüvvetname” denilen düzenlemeler içerisinde belirlenmiş bulunuyordu; ancak, bu kuruluşlar, Batı'da loncaların zamanla yozlaşması gibi, 17 nci Yüzyıldan itibaren, çeşitli iç ve dış nedenlerle çözülmeye başlamış ve 20 nci Yüzyılda tamamıyla ortadan kalkmıştır.

Günümüzde ise, yasa koyucu, belirli meslekleri, kamu yararı bakımından, birer kamu tüzelkişisi olarak örgütleme yoluna gitmiştir. Bu kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında, yerinden yönetim ilkesi temel olarak alınmıştır. Böylece, belirli mesleklerin mensupları, kendileri için yasayla kurulan kuruluşlar içerisinde, kendi meslekleriyle ilgili sorunları, doğrudan doğruya kendi yönetimleri ve denetimleri çerçevesinde çözeceklerdir. Bu bakımdan, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, hem bir yerinden yönetim hem öz denetim örgütü olarak adlandırılabilir. Bu öz denetimle, meslek mensuplarının meslek kurallarına uygun hareket etmesi sağlanır; böylelikle, meslek hizmetlerinden yararlanan halk ve mesleğin saygınlığı korunur. Burada, meslek kuruluşlarına yasa koyucunun gösterdiği güven önplandadır. Meslek mensuplarının ve onların kuruluşlarının da görev ve yetkilerini tam bir sorumluluk bilinci içerisinde yerine getirmeleri asıldır. Bu yapıldığı takdirde, meslekî hizmet kalitelerinin yükselmesi normal sonuçtur.

Türkiye'de kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, ilk kez, 1961 Anayasasının 122 nci maddesinde, sonra da 1982 Anayasasının 135 inci maddesinde düzenlenmiştir. Her iki düzenleme de Anayasanın idareyle ilgili hükümleri arasında yer almaktadır. Böylelikle, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yerinden yönetim ilkesine dayalı idare birimleri olarak görülmesinin bazı sonuçları vardır. Örneğin, kamu tüzelkişiliği olarak bunlar da yasayla kurulmaktadır. Bu, zaten, 1982 Anayasasının, hem 123 üncü maddesinin son fıkrasında genel olarak hem 135 inci maddesinde kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları bakımından belirtilmiştir. Bu kuruluşlar da, kendi görev alanlarında kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak amacıyla yönetmelikler yapabilirler; Anayasanın 124 üncü maddesi hükmü onlar hakkında da uygulanır.

Anayasanın 125 inci maddesine göre, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı olduğu gibi, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının eylem ve işlemlerine karşı da yargı yolu açıktır; yani, onların eylem ve işlemleri de yargı denetimi altındadır.

1961 Anayasasının kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıyla ilgili düzenlemesi, üç fıkradan oluşan bir düzenlemeydi. Bu düzenlemede, sözü edilen meslek kuruluşlarının yasayla oluşturulacağı ve organlarının kendileri tarafından ve kendi üyeleri arasından seçileceği; idarenin, seçilmiş organları, bir yargı mercii kararına dayanmaksızın, geçici veya sürekli olarak görevlerinden uzaklaştıramayacağı; meslek kuruşlarının tüzüklerinin, yönetim ve işleyişlerinin demokratik ilkelere aykırı olamayacağı hükme bağlanıyordu.

1982 Anayasası ise, bu konuda oldukça ayrıntılı bir düzenleme getirmiştir; her şeyden önce, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları tanımlanmıştır ve ondan sonra, örneğin, kamu kurum ve kuruluşlarında, kamu iktisadî teşebbüslerinde çalışanların meslek kuruluşlarına girme zorunluluğu bulunmadığı ifade edilmiştir.

Ancak, bu düzenlemelerde en önemli özellik, 1982 Anayasasının genel depolitizasyon özelliği çerçevesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının da, yalnız, genel olarak, amaçları dışında faaliyette bulunamayacakları değil, aynı zamanda, siyasetle uğraşamayacakları; siyasî partiler, sendikalar ve derneklerle ortak hareket edemeyecekleri yönündeki hükümleridir. Bu genel siyaset yasağının devamı olarak, siyasî partilerin, sendikalar ve sendika üst kuruluşlarının; meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşları organlarının seçimlerinde aday gösteremeyecekleri ve belirli adayların leh veya aleyhlerinde faaliyette bulunamayacakları ve propaganda yapamayacakları da öngörülmekteydi.

Siyasetle uğraşan meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine, yasanın belirttiği merciin istemi üzerine, mahkeme kararıyla son verileceği ve yerlerine yenilerinin seçtirileceği, yine bu hükümler arasındaydı.

Ayrıca, Türk Devletinin varlık ve bağımsızlığının, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünün, toplumun huzurunun korunması ve devletin Anayasada belirtilen temel niteliklerini tehdit edici faaliyetlerin önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, mahallin en büyük mülkî amirinin bu organları geçici olarak görevden uzaklaştırabileceği de kabul edilmişti; ancak, görevden uzaklaştırma kararı üç gün içinde mahkemeye bildirilecek, mahkeme görevden uzaklaştırma kararının yerinde olup olmadığını en geç on gün içinde karara bağlayacaktı.

1995 yılında yapılan değişikliklerle, bu düzenlemede önemli bazı yenilikler yapılmıştır. Her şeyden önce, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları bakımından, siyaset yasağı ve siyasî partiler, sendikalar ve derneklerle ortak hareket yasağı kaldırılmıştır. Sendikalar ve sendika üst kuruluşlarının, meslek kuruluşları ve üst kuruluşları organlarının seçimlerinde aday gösteremeyecekleri ve belirli adayların leh veya aleyhlerinde faaliyette bulunamayacakları ve propaganda yapamayacakları yolundaki yasak da kaldırılmıştır; ancak, aynı yasak, siyasî partiler bakımından devam etmektedir. Aday gösterme yasağı, siyasî partiler bakımından, günümüzde de Anayasada yerini korumaktadır.

Öte yandan, devletin meslek kuruluşları üzerinde idarî ve malî denetiminin nasıl yapılacağının kanunla düzenleneceği, yeni 135 inci maddede belirtilmiştir.

Amaçdışı faaliyet konusunda, 1982 Anayasasından ayrılan bir sistem getirilmiştir, 1995 değişiklikleriyle. Buna göre, daha önce, 1982 Anayasasının ilk metninde, amaçları dışında faaliyet gösteren ve siyasetle uğraşan meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine, yasanın belirttiği merciin istemi üzerine, son verilmesi söz konusuyken; şimdi, sadece, amaç dışı faaliyet nedeniyle göreve son verme öngörülmektedir. Ancak, burada, artık, kanunun belirttiği merciin veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine mahkemece göreve son verme ve yeni organların seçtirilmesi söz konusudur.

Öte yandan, bu, amaç dışı faaliyet çerçevesinde özel bir yeri olan “millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmesinde sakınca varsa, kanunla bir merciin, meslek kuruluşlarını veya üst kuruluşlarını faaliyetten men ile yetkilendirilebileceği” yine 135 inci madde hükümlerindendir. Böylece, 1982 Anayasasındaki görevden uzaklaştırma yerine, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun faaliyetten men edilmesi söz konusudur. Bu, aslında, organın görevinden uzaklaştırılması ve mahkemece yapılacak inceleme sonucunda, gerektiğinde yeni organ seçimini öngören hükümlere göre daha ağır bir yaptırımdır. Ancak, 1995 değişikliklerinde bu hüküm kabul edilmiş bulunmaktadır. Yalnız, burada, eskiden üç gün içerisinde mahkemeye bildirmek söz konusuyken, şimdi, yetkili merciin kararının, yirmidört saat içerisinde hâkimin onayına sunulması öngörülmüştür. Daha önce, mahkemece, on gün içinde, verilen kararın yerinde olup olmadığı bir karara bağlanacakken, şimdi, hâkimin kırksekiz saat içerisinde konuyu inceleyeceği ve bir karar vermediği takdirde, idarî kararın kendiliğinden yürürlükten kalkacağı belirtilmiştir. Bu sistem ise, hem öngörülen prosedürün hızlandırılması hem kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları bakımından daha güvenceli bir düzenlemedir.

1982 Anayasasının getirdiği hükümler 1983, 1984, 1985 ve 1986 yıllarında, o tarihlerde yürürlükte olan, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıyla ilgili çeşitli yasalarda yapılan ve birbiriyle sadece ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun veya ilgili bakanlığın adının değişmesiyle ayırt edilebilen eş metinli düzenlemelere yansıtılmıştır. Ayrıca, 1985 ve 1989 yılında çıkarılan, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıyla ilgili iki yeni yasada da bu hükümler yer almıştır. Şimdi, görüşmekte olduğumuz teklif, bu düzenlemeleri ilgili yasalardan, yine, eş metinli hükümlerle ayıklamakta ve onları Anayasaya uygun bir duruma getirmektedir.

Bu kanun teklifiyle getirilen düzenlemeler, iki ana grupta toplanabilir. Bunlardan birincisi, kuruluş amacı dışındaki faaliyet yasağıyla ilgili düzenlemelerdir. Bu konudaki hükümler, siyaset yasağı, siyasî partilerle ilişki yasağı, ortak hareket yasağı ve amaç dışı faaliyetler için gösteri ve toplantı yasağı dışındaki hükümler çıkarılmak suretiyle, sadece, kuruluş amaçları dışında faaliyet yasağı biçimine dönüştürülmüştür. Her kuruluşla ilgili olarak, bazen hem kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu hem üst kuruluş, bazen ikisi için ayrı ayrı maddelerde belirtilmiştir. Birinci ve en önemli değişiklik budur.

Tabiî, siyaset yasağı kaldırılınca, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının siyasî partiler gibi faaliyette bulunacakları beklenmemelidir; çünkü, bunlar için, kuruluş amaçları çerçevesinde faaliyette bulunmak asıldır; ama, bu amaçlarına ulaşmak için siyasal çalışmalar yapabilirler, siyasî partilerle ilişkilere girebilirler. Bu konuda, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının önü açılmış bulunmaktadır.

Bu çerçeve içerisinde özel bir hüküm de, Noterlik Kanununun 50 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki, noterlerin siyasî partilere üye olamayacakları yolundaki yasağın kaldırılmasıdır.

Getirilen düzenlemelerin ikinci grubunu oluşturan hükümleri ise, amaç dışı faaliyet yasağına aykırı hareketlerin yaptırımıyla ilgilidir. Burada, daha önce de söylediğim gibi, amaçları dışında faaliyette bulunan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, organlarının görevlerine, asliye mahkemesi kararıyla son verilebilecektir; ancak, daha önce, bu konuda, ilgili bakanlığın teklifi üzerine veya doğrudan doğruya, Adalet Bakanlığının istemi üzerine cumhuriyet savcılığının dava açması öngörülmekteydi...

BAŞKAN - Sayın Türk, 1 dakikanız var efendim.

HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) - ...yeni sistemde ise, doğrudan doğruya, ilgili bakanlığın, örneğin, Tarım ve Köyişleri, Adalet, Bayındırlık ve İskân, Sağlık, Sanayi ve Ticaret, Maliye Bakanlığı gibi bir bakanlığın veya yerel cumhuriyet başsavcılığının istemi üzerine, asliye hukuk mahkemesinde, bu göreve son verme konusu karara bağlanacaktır.

Özel düzenleme olarak, Anayasanın 135 inci maddesinin son fıkrasında öngörülen durumlarda, faaliyetten men düzenlenmiştir. Bu faaliyetten men konusundaki karar, vali tarafından verilecek ve daha önce de söylediğim gibi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Türk, süreniz bitti efendim. Lütfen, son cümlenizi söyler misiniz.

HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) - ...yirmidört saat içerisinde hâkimin onayına sunulacak ve kırksekiz saat içerisinde hâkim bu konuda karar vermezse, idarî işlem kendiliğinden yürürlükten kalkacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yapılan düzenlemeler, 1995 değişikliklerinin zorunlu kıldığı değişikliklerle sınırlıdır. Aslında, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yerinden yönetim ilkesine uygun olarak gerçekten özerk kuruluşlar haline gelmeleri, yerinden yönetim ve özdenetim ilkeleriyle bağdaşmayan hükümlerin ilgili yasalardan ayıklanması gerekir. Anayasanın 135 inci maddesinin beşinci fıkrasında sözü edilen devletin idarî ve malî denetimi, ilke olarak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Türk, eksüreniz de bitti efendim. Lütfen, son cümlenizi söyler misiniz.

HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) - ...kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının özerkliğini en geniş ölçüde gerçekleştirecek biçimde yeniden düzenlenmelidir.

Bu anlayış içerisinde, Demokratik Sol Parti Grubu ve şahsım adına, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Türk.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atilâ Sav; buyurun efendim.(CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Sav, süreniz 20 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA ATİLÂ SAV (Hatay) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Yüce Meclisin sayın üyeleri; kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, Anayasamızın 135 inci maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır ve bir anayasa kuruluşudur.

Bilindiği üzere, cumhuriyet döneminde, kanunla kurulmuş ilk meslek kuruluşları, hukuk devrimiyle birlikte oluşmuş; bunlar arasında 460 sayılı Yasayla kurulan Muhamat Kurumu, üyelerinin yazılması zorunlu bir meslek kurumu anlayışıyla oluşturulmuştu. Daha sonra, 1961 Anayasasıyla, ilk defa, hem “kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu” deyimi hem de bu deyim kapsamında bulunan meslek kuruluşlarının anayasal bir kurum haline gelmesi sağlanmıştır.

Bu düzenleme, meslek kuruluşlarının demokratik düzenin bir kurumu olduğunu belirlemiş olmaktadır. Yasayla kurulma koşulu öngörülmüştür ve iç işleyişleri bakımından da demokratik esaslara uygunluk koşulu getirilmiş bulunmaktadır. Böylece, siyaset bilimi açısından bir baskı grubu olan meslek kuruluşlarına, çoğulcu demokratik düzen içinde, gerçek işlevleri ve anayasal yerleri tanınmıştır. Bu anlayışla, meslek kuruluşları, yalnızca çıkar grubu olmaktan kurtarılmış, demokratik düzen içinde daha onurlu ve daha etkin, işlevsel bir yere oturtulmuştur.

1961 Anayasasının 122 nci maddesi üç fıkradan oluşmaktadır. Bu maddeyle, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının temelleri belirtilmiş ve kanunla meydana getirilen ve organları kendileri tarafından, kendi üyeleri arasından seçilen kuruluşlar olarak nitelenmiştir. Bu niteleme, hiç kuşkusuz, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının temel işlevidir ve bunun dışındaki diğer nitelemeler ve diğer hükümler, sadece, kurumların özelliklerini belirtmek bakımından yararlıdır. Nitekim, ikinci fıkrada “idare, seçilmiş organları bir yargı mercii kararına dayanmaksızın geçici veya sürekli olarak görevinden uzaklaştıramaz” deniliyor ve üçüncü fıkrada da “meslek kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri demokratik esaslara aykırı olamaz” denilerek madde tamamlanmış oluyor. Hiç kuşkusuz, maddenin bu düzenlenişi, meslek kuruluşlarıyla ilgili en demokratik ve en öz bir düzenlemedir. Oysa, 1982 Anayasasının hazırlanması sırasında anayasa koyucusuna egemen olan baskıcı ve tümelci anlayış, çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi içine sindirmiş değildir. Bu özellik, örgütlenme hakkıyla ilgili diğer kurumlarda olduğu gibi, Anayasanın 135 inci maddesinde de belli olmaktadır.

Yine, bu anlayışın ürünü olarak, madde, önce kurumların kuruluş biçimini göstermiş, sonra da birtakım yasaklarla donatılmıştır. Üstelik, bu tür kuruluşların temel özelliklerinden birisi bilerek savsanmış ya da ortadan kaldırılmıştır; meslektaşlar sınıflandırılıp ayrıştırılmıştır; kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadî teşebbüslerinde aslî ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına üye olması zorunluğu kaldırılmıştır. Oysa, meslek kuruluşlarının ayırıcı özelliklerinden birisi, üye olunması zorunlu meslek örgütü olmasıdır; ancak bu yolla meslek düzeni ve meslek içindeki eşitlik sağlanabilir; yoksa, kuruluşların dernekten ayırımı kalmayacaktır. Kamu kesiminde çalışanlar ile serbest çalışanlar, meslek uygulaması bakımından birbirinin eşiti olmalıdır; aksi halde, meslek içerisinde ayırımcılık ve eşitsizlik yaratılmış olur.

Bugün, 135 inci maddenin kapsamında yasayla düzenlenen kurum ve meslek örgütleri şunlardır: Avukatlık Kanunu, Türk Tabipleri Birliği Kanunu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu, Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına Türk Veteriner Hekimleri Birliğiyle Odaların Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun, Türk Eczacılar Birliği Kanunu, Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği Kanunu, 5590 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kanunu, Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanunu, Noterlik Kanunu, Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu ile Serbest Muhasebeci Malî Müşavirler ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanunu. Böylece, 11 ayrı kanunla düzenlenmiş, 11 kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu, birbirine benzer standartlar ve normlarla düzenlenmiş olmaktadır. Huzura getirilen uyum yasasında, bu 11 kanunda yapılması gereken değişiklikler, bir tek kanun çerçevesi içerisinde düzenlenmiş bulunmaktadır.

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, toplumsal ve siyasal yaşamımız bakımından önemleri tartışılamaz. Toplumun bütün üretken ve düşünen kesimleri, bu kuruluşlarda buluşmuşlar ve örgütlenmişlerdir. 1995 yılı temmuz ayında, 1982 Anayasasının 135 inci maddesi de, 4121 sayılı Yasayla değiştirilmiştir. 135 inci madde, meslek kuruluşlarının temel özelliklerini belirleyen birinci fıkrayı aynen korumuş, daha sonraki düzenlemelerle daha liberal, daha geniş bir görüşü geliştirmiştir. Özellikle, meslek kuruluşlarının, siyasetle uğraşmaları ve dernekler ve sendikalarla işbirliği yapmasını yasaklayan hükümlerin kaldırılmış olması, örgütlenme özgürlüğü bakımından gelişmeyi içermektedir. Bunun yanı sıra, meslek kuruluşlarının kuruluş amaçları dışında etkinlik yapmalarına ilişkin yasak korunmuş; aynı fıkrada, benzer etkinlik sayılan, siyasetle uğraşma ve sendikalar ve derneklerle ortak hareket etme yasağı kaldırılmıştır. Hiç kuşkusuz, bu düzen, örgütlenme hakkının önündeki bir engelin kaldırılması ve hakkın kapsamının genişletilmesidir; bu bakımdan da yerindedir. Aynı anlayış, sendikalarla ilgili 51 ve 52 nci, derneklerle ilgili 33 üncü, kooperatiflerle ilgili 171 inci ve siyasî partilerle ilgili 69 uncu maddelerde de düzenlenmiştir ve belli edilmiştir.

Katılımcı demokrasinin özü, örgütlenme hakkındadır. Demokrasi, yalnızca dört veya beş yılda bir seçmenlerin bir oy verme hakkıyla sınırlanamaz. Demokratik katılım, en geniş biçimde, ülke yönetiminin her aşamasına katılma hakkını ve olanağını sağlamaktır. Bunun için elverişli ve gerekli olan, demokratik kitle örgütleridir ve bu örgütlerin anayasal düzenidir.

Çoğulcu demokrasi, iyi ve gerçek biçimde örgütlenmiş toplumlarda işlerlik kazanabilir. Siyaset, en geniş anlamda ülke yönetimidir. Siyaset ya da politika, zaten, ülkenin yönetimi anlamına gelmektedir. Siyaseti çirkin bir iş gibi göstererek kişileri ve kuruluşları siyasetten yasaklamak, demokratik bir anlayış değildir. Ne yazık ki, 1982 Anayasasını hazırlayan, bu yanlış zihniyettir. Demokrasilerde siyaset, aslında, her yurttaş için haktır. Siyaseti yakışıksız biçimde uygulayanlar olması, işlevin değerini ve önemini küçültmez; tersine, değerini vurgular. En kutsal uğraşları da çirkin ve ahlakdışı uygulayanlar bulunmaktadır. Buna bakarak, kötü kişinin çirkinliğini, işlevin özüyle karıştırmamak gerekir.

Bir bakıma, baskı gruplarının örgütlenmesi olan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, çok daha geniş bir özgürlük ve bağımsızlık anlayışını hak etmektedir. İdarenin vesayeti tümüyle kaldırılmalı ve meslek kuruluşlarının bağımsızlığı sağlanmalıdır. Ne yazık ki, 1982 Anayasasında var olan bu yasakçı zihniyet, 4121 sayılı Yasayla yapılan değişiklikte bütünüyle kaldırılmamıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Anayasanın 135 inci maddesinin bugünkü çerçevesi, bizce, tatmin edici değildir; çünkü, aslında demokratik değildir. İşin doğrusu, 1961 Anayasasındaki düzenleme ve anlayıştır ve o düzenleme, gerçekten, demokratik bir anlayışa yaslanmaktadır.

Şimdi huzurunuzda bulunan yasa, bir uyum yasasıdır; Anayasa değişikliğine dayanan ve üzerinde uzlaşmaya varılabilen bir metin, budur. Gerçekte, partilerimiz, bu kuruluşlara, değişik ve farklı anlayışlarla bakmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, en geniş demokratik bir anlayışla yaklaşmaktadır. Bu yasa teklifi, Cumhuriyet Halk Partisinin gerçek anlayışının ürünü değildir.

CHP olarak, bu 11 yasayı daha kapsamlı biçimde ele almak ve değiştirmek isteğimizi geleceğe erteleyerek, şimdilik, varılan uzlaşma metnini ve Anayasaya uyum kanun teklifini destekliyoruz. Bu uyum yasası bir an önce çıkmalıdır; çünkü, uygulama, henüz, Anayasadaki değişiklik aşamasına erişememiştir.

Bu anlayışla, yasa teklifine olumlu oy vereceğimizi arz ediyor; partim ve şahsım adına, Yüce Meclisi içten duygularımla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sav.

DYP Grubu adına, Sayın Mehmet Gözlükaya; buyurun efendim. (DYP ve RP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 20 dakikadır.

DYP GRUBU ADINA MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimin başında hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz uyum yasası hakkında, Doğru Yol Partisi Grubu adına söz aldım.

Öncelikle şunu söylüyorum: Doğru Yol Partisi, uyum yasalarına olumlu oy vermektedir, bu yasa tasarısına da olumlu oy verecektir. Bu arada, şunu da belirtmek istiyorum: Mecliste bulunan gruplara teşekkür etmek istiyorum; her grup ikişer üye vermek suretiyle, Mecliste, çok güzel bir uyum içerisinde, Anayasada yapılan değişikliklerle ilgili olarak uyum yasalarını ittifak halinde çıkarmışlardır. Gruplara teşekkür ederken, bu Komisyonun Sayın Başkanı ve Komisyon üyelerine de teşekkürlerimi ifade ediyorum. İnşallah, bundan sonra da, bu tip, uyum halinde çıkardığımız yasalar olur diye de bir temennide bulunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, ben, bu kanunları ilmî yönden tahlil edecek değilim. Değerli konuşmacılar, DSP Grubu sayın sözcüsü, CHP Grubu sözcüsü ve diğer grupların sözcüleri, teknik yönlerini izah ettiler. Ben, bu bakımdan teferruatına girecek değilim; ancak, çok demokratik bir çalışma içerisinde olduğumuzu ifade ediyorum. Gerçekten, toplumumuzda önemli kamu kurumu niteliğindeki bu teşekküllerin siyaset yapma yasakları, 19 uncu Dönemde Anayasamızın 135 inci maddesinde yapılan değişiklikle ortadan kaldırılmıştır. Bu, çok müsbet bir gelişmedir.

Bu yasa değişikliğiyle sağlanan siyaset yapma imkânı, inşallah, 1980 öncesinde olduğu gibi, kurumlarca kötüye kullanılmaz; kendi meslek gruplarının amaçları doğrultusunda ve Türkiye'nin huzuru ve kalkınması açısından kullanılır diye düşünüyorum, temenni ediyorum.

Bu kuruluşlara ve ülkemize, bu yasaların hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gözlükaya.

Şahısları adına Sayın Emin Kul söz istemişlerdir; ancak, Sayın Kul Genel Kurul salonunda bulunmuyorlar.

Başka söz isteyen?.. Yok.

Tasarının tümü üzerindeki müzakereler sona ermiştir.

Maddelere geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Maddelere geçilmesi kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarına İlişkin Kanunların Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi

MADDE 1. - 9.3.1954 tarihli ve 6343 sayılı Veteriner Hekimleri Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimliği Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanunun 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Türk Veteriner Hekimleri Birliği ve veteriner hekim odaları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - 6343 sayılı Kanunun Ek 1 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ayrıca aynı maddenin altıncı ve yedinci fıkraları altıncı fıkra olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Amaçları dışında faaliyet gösteren veteriner hekim odaları ile Türk Veteriner Hekimleri Birliğinin sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.”

“Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, Birlik ile odalar, vali tarafından faaliyetten men edilebilir. Faaliyetten men kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. - 19.3.1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 76 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Barolar, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 4. - 1136 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ayrıca aynı maddenin dokuzuncu ve onuncu fıkraları dokuzuncu fıkra olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Amaçları dışında faaliyet gösteren barolar ile Türkiye Barolar Birliği sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Adalet Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.”

“Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, barolar ile Türkiye Barolar Birliği, vali tarafından faaliyetten men edilebilir. Faaliyetten men kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?..

ÖNDER SAV (Ankara) - Ben söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Grup adına herhalde, değil mi efendim?

ÖNDER SAV (Ankara) - Evet Sayın Başkan.

BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Sav; buyurun efendim.

Sayın Sav, süreniz 10 dakika.

CHP GRUBU ADINA ÖNDER SAV (Ankara) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; aslında, bu maddenin içeriğine yönelik bir tartışmamız yok; ancak, diğer yasaların sistematiğine, yasama tekniğine uygun bir düzenleme yapılmış olabilir; fakat, 1136 sayılı Avukatlık Yasası bakımından, hem yasama tekniğine hem de Avukatlık Yasasının sistematiğine uygun düşmeyen bir düzenleme var. Komisyon Başkanımız da, uzun yıllar, avukatlık mesleğinden gelen, Türkiye Barolar Birliğinin de delegeliğini yapmış bir arkadaşımız. Zannediyorum, Komisyonda, bu ufak teknik eksiklik gözden uzak tutulmuş. 4 üncü maddede “Amaçları dışında” diye başlayan ibaredeki “barolar ile Türkiye Barolar Birliği” ve ondan sonraki fıkradaki, yani, mevcut metindeki dokuzuncu ve onuncu fıkraları dokuzuncu fıkra biçiminde düzenleyen yeni fıkradaki, yine “barolar ile Türkiye Barolar Birliği” deyimleri, Avukatlık Kanununun sistematiğine ve yasama tekniğine ters düşüyor.

Bilindiği gibi, Avukatlık Yasasının Sekizinci Kısmının başlangıcı “Barolar” ismini taşır; ondan sonraki kısmın, Dokuzuncu Kısmın başlangıcı ise “Türkiye Barolar Birliği” biçiminde düzenlenmiştir. Biz, yaptığımız bu düzenlemede, barolara ilişkin bölümde, yani “Baronun kurulması, organlarının görevden uzaklaştırılması ve görevlerine son verilmesi” başlığı altında, Türkiye Barolar Birliğinin organlarına ilişkin bir düzenleme de yapmış oluyoruz.

Sayın Başkan, burada yapılması gereken, hem yeni şekliyle düzenlenen beşinci fıkradaki hem de mevcut yasada dokuzuncu ve onuncu fıkraları bir araya getirip dokuzuncu fıkra biçiminde düzenleyen metindeki “ile Türkiye Barolar Birliği” deyimlerinin, Avukatlık Kanununun sistematiğine ve yasama tekniğine uygun olması bakımından, madde metninden çıkarılmasıdır. Yani, bu “ile Türkiye Barolar Birliği” ibarelerinin 77 nci maddenin metninden çıkarılması, Avukat Kanununun sistematiğine ve yasama tekniğine uygun düşecektir.

Yapılacak bu düzenlemeyle doğacak eksikliği giderme olanağı da, altta gelen 5 inci maddede mümkündür. 5 inci maddede, 77 nci maddeye atıf yapan “1136 sayılı Yasanın 111 inci maddesinin birinci fıkrası ile son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir” şeklindeki düzenlemede “77 nci maddenin altı, yedi ve sekizinci fıkra” ifadesine beş ve dokuzuncu fıkraları da eklediğimiz zaman, düzenleme, hem yasama tekniğine hem de Avukatlık Kanunu sistematiğine uygun olacaktır.

Bu konuda, sanıyorum, Komisyonumuz ve Hükümet, eksikliği giderici bu anlatımımıza yaklaşım gösterecektir. Eğer, bir önergeyle bunu düzeltmek gerekiyorsa, bir önerge de hazırladık; imzalarını ikmal ederek Sayın Başkanığa sunarız.

Ben, konuşma ekonomisi bakımından 5 inci maddede de tekrar söz alıp huzurunuzu işgal etmemek ve zaman yitirilmemesi için, hem 5 hem 4 üncü maddedeki bu eksiklikleri birlikte söylemeyi ve düzenlemenin buna göre yapılmasını öneriyorum.

Saygılarımla, teşekkür ediyorum. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sav.

Başka söz isteyen?.. Yok.

Sayın Komisyon, bir açıklama yapacaksanız, yerinizden buyurun.

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Amasya) - Sayın Başkan, bu, aşağıda, Partilerarası Uzlaşma Komisyonunda hazırlanan bir metindir ve diğer kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekkülleriyle muvazi olarak tanzim edilmiştir; ama, Barolar Birliğinin önceki değerli başkanı, CHP Grup Başkanvekili arkadaşımız bu konuda bir değişiklik önergesi hazırlarsa, amaca uygundur efendim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Ama, artık onu bekleyemeyiz.

Efendim, madde üzerindeki müzakereler bitmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

NİHAT MATKAP (Hatay) - Sayın Başkan, hazır...

BAŞKAN - Efendim, önerge daha önceden verilir.

Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sonra tekriri müzakere istersiniz efendim.

ÖNDER SAV (Ankara) - Sayın Başkan, bu bir teknik eksiklik...

BAŞKAN - Efendim, rica ediyorum... Yani, şimdi, biz Meclisi tatil edeceğiz de sizin önergenizi mi bekleyeceğiz. Kaldı ki, bir önceki... Yani, sizin izahınızı ben de pek anlayamadım. Bakın, orada “barolar ile Türkiye Barolar Birliği” ifadesini çıkardığınız zaman, vali kimin görevine son verecek?

ÖNDER SAV (Ankara) - “Barolar” ifadesi çıkarılmıyor.

BAŞKAN - Hayır, benim için de tam tatmin edici bir açıklama olmadı.

ÖNDER SAV (Ankara) - Siz iyi dinlememişsiniz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Efendim, dinledim de...

ÖNDER SAV (Ankara) - “Barolar” deyimi kullanılıyor “ile barolar birliği” deyimi çıkarılıyor.

BAŞKAN - Efendim, siz, açıklamanıza göre “barolar ile Türkiye Barolar Birliği” ifadesini kaldıralım diyorsunuz.

ÖNDER SAV (Ankara) - Tutanaklara bakarsanız, benim “barolar” deyimini kullanmadığımı göreceksiniz. Ben ne söylediğimin ayırdındayım ve bu meseleyi çok iyi bilirim.

BAŞKAN - Ama, benim, burada sizin konuşmanızdan çıkardığım anlam oydu; o bakımdan...

MAHMUT IŞIK (Sıvas) - Başkan, senin frenin patlamış.

BAŞKAN - Benim frenim çok sağlam, merak etmeyin.

5 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 5. - 1136 sayılı Kanunun 111 inci maddesinin birinci fıkrası ile son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Türkiye Barolar Birliği, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamaz.”

“77 nci maddenin altı, yedi ve sekizinci fıkra hükümleri Birlik organları hakkında da uygulanır.”

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Atilâ Sav; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ATİLÂ SAV (Hatay) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin sayın üyeleri; bundan önce görüştüğümüz 4 üncü maddede Grup Başkanvekilimiz Sayın Önder Sav'ın önerisi yerindeydi. Çünkü, Avukatlık Kanununun Sekizinci Bölümünün başlığı “Barolar”, Dokuzuncu Bölümünün başlığı “Türkiye Barolar Birliği”dir ve Türkiye Barolar Birliğiyle ilgili düzenlemede, yapılacak işlemlerin, barolara kıyas yoluyla yapılacağı, 77 nci maddeye yollama yapılmak suretiyle belirtilmiştir. Çerçeve 5 inci maddenin içeriğine göre, 111 inci maddenin birinci fıkrası ile son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Türkiye Barolar Birliği, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamaz.”

“77 nci maddenin altı, yedi ve sekizinci fıkra hükümleri Birlik organları hakkında da uygulanır.”

Yani, biraz önce Sayın Başkanın belirttiği gibi, eğer, 4 üncü çerçeve maddeyle yapılan düzenlemede, 77 nci maddenin beşinci fıkrasından “Türkiye Barolar Birliği” deyimi çıkarılırsa, idarenin, baroların ve Türkiye Barolar Birliğinin hangi organlarının, hangi hallerde görevden el çektirilmesine karar vereceği açıkta kalmaz. O bölümde yapılan düzenlemenin tümü, barolar ve baro organları içindir.

Bir sonraki “Türkiye Barolar Birliği” başlıklı bölümde ise, esasen bir önceki bölüme ve 77 nci maddeye yollama yapılmak suretiyle, Türkiye Barolar Birliği organlarının da hangi hallerde işten el çektirileceği gösterilmiştir.

Bu bakımdan, Sayın Önder Sav'ın önerisi kanun sistematiği bakımından yerindedir; yani, bu düzenlemeyi -Komisyonda görevli bir arkadaşınız olarak ben de bu düzenlemeye olumlu oy verenlerdenim- şimdi, kanun sistematiği bakımından inceleyince, önerinin haklılığı ortaya çıkıyor. O bölümde bulunan bütün maddelerde barolardan söz edildiği halde, yalnızca 77 nci maddede, barolarla birlikte Türkiye Barolar Birliği organları da ifade edilmiş olduğu için, maddenin yazılışı ve bölümün sistemi bozulmuş oluyor. Onun için, hazırlanacak önergenin kabul edilmesi, yasama tekniği bakımından sakıncalı olan bu durumun düzeltilmesi amacına yöneliktir. Bundan dolayı Meclis çalışmalarının gecikmesi, akışının ağırlaşması da söz konusu değildir. Son derece basit bir oylama işlemiyle düzeltilebilir; ileride herhangi bir karışıklığa ve yasa üzerinde çalışanların eleştirilerine engel olmuş oluruz.

Teşekkür ederim, saygılar sunarım.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Sayın Sav, tabiî, ben ana kanunu bilmediğim için sizin söylediğinize... Şimdi, 77 nci maddede yalnızca barolar düzenlenmiş ve 111 inci maddede de Türk Barolar Birliği düzenlenmiş. Buradaki “Türkiye Barolar Birliği” ifadesi, fuzulî, fazla bir ifade oluyor; o, redaksiyonda düzeltilebilir, değil mi?

ATİLÂ SAV (Devamla) - Gereksiz oluyor.

BAŞKAN - Ama, zaten burada fuzulî bir ifade olarak kullanıldığı için, aslında nazara alınmaması gerekir.

HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Hayır, fuzulî bir ifade değildir Sayın Başkan.

BAŞKAN - Efendim?

HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Özellikle Barolar Birliği ayrı bir tüzelkişiliktir, her baro ayrı bir tüzelkişiliktir.

BAŞKAN - Tamam efendim.

Avukatlık Kanununun 77 nci maddesinde barolar düzenlenmiş, 111 inci maddesinde de Türkiye Barolar Birliği düzenlenmiş. Şimdi, 77 nci maddesinde barolarla ilgili bir hüküm getirilirken, orada “Türkiye Barolar Birliği” diye bir ifade kullanılınca, oraya fazladan bir kurum ilave edilmiş gibi bir sonuç doğuyor. Yani, Türkiye Barolar Birliği kurumu da burada yokken ilave edilmiş. Bana göre, çok fazla da bir karışıklık yaratmaz Sayın Sav.

Buyurun Sayın Sav, siz sözünüzü bitirin.

HiKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Sistematik bakımdan, yapılan itiraz doğrudur.

ATİLÂ SAV (Devamla) - İzin verirseniz Sayın Başkanım...

Eğer, 111 inci maddede bu değişiklik yapılması öngörülüyorsa, o zaman, ikinci fıkrada “77 nci maddenin beş, altı, yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkra hükümleri Birlik organları hakkında da uygulanır” denilmek suretiyle, topluca uygulama yöntemi, 77 nci maddeye yollama yapılmak suretiyle saptanmış oluyor. Bu suretle, 77 ile 111 inci maddeler arasındaki birliktelik de sağlanmış oluyor. Eğer bunu Yüce Kurul kabul ediyorsa, redaksiyon sırasında dikkate alınır efendim.

BAŞKAN - Yani, şimdi, siz diyorsunuz ki: Bu maddenin ikinci fıkrasındaki “77 nci maddenin” ifadesinden sonra “altı” değil de, önce “beş” olacak, “beş, altı, yedi ve sekizinci fıkra hükümleri...”

ATİLÂ SAV (Devamla) -”ve dokuzuncu” efendim; çünkü, yukarıda dokuz da var.

BAŞKAN - Ama, o zaman önerge... Yani, bilmiyorum; tabiî, sizler Komisyonda bulundunuz ve hepiniz hukukçusunuz; bunu doğru dürüst getirseydiniz karşımıza, biz de burada bilmece çözmezdik.

ATİLÂ SAV (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sav.

HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Sayın Başkan, bir şey söyleyebilir miyim...

BAŞKAN - Efendim, Komisyon bir açıklama yapsın.

Buyurun Sayın Komisyon.

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Amasya) - Sayın Başkan, Partilerarası Komisyon teklifleri doğru dürüst yapmıştır, bir çalışma olmuştur. Tabiî, bu yasalaşma aşaması, daha güzeli bulmak için bir süreçtir; mevcut, belki ihtiyacı karşılıyor; ama, uyum komisyonunda, daha çok, maddelerin Anayasaya uyumu üzerinde yoğunlaşma yapılmıştır; ilkelerden birisi de odur. Aslında, uyum komisyonu, yasaiçi sistem uyumu noktasında daha geniş çalışabilirdi, bunun için de uzun bir zamana ihtiyaç vardı. Bu süreç içerisinde, belli bir aşamada, yasaiçi sistem bakımından herhangi bir uyumsuzluğa rastlanırsa, onu güzelleştirmek de Genel Kurula aittir.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Sayın Türk, yerinizden buyurun.

HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Yapılan itiraz, sistematik bakımdan doğrudur; ama, bu, yalnız bu maddeye münhasır değildir, daha sonra inceleyeceğimiz maddelerde de benzeri durumlar var.

BAŞKAN - Biraz önce zaten geçti, aynı şekilde, veteriner hekimlerle ilgili maddede böyle bir uyuşmazlık çıkmadı. Tabiî, Mecliste çok avukat olduğu için, böyle, avukatlarla ilgili meselede uyuşmazlık çıkıyor.

HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - İleride de başka maddeler var. Bu düzenlemenin sistematiği böyle.

BAŞKAN - Madde üzerindeki müzakereler bitmiştir.

Bir önerge var, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına

Görüşülmekte olan 5 inci maddenin, yasanın 111 inci maddesinin son fıkrasına ilişkin değişikliği “77 nci maddenin beş, altı, yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkra hükümleri Birlik organları hakkında da uygulanır” şeklinde olmasını onayınıza sunuyoruz.

Saygılarımızla.

Önder Sav Nihat Matkap Birgen Keleş

Ankara Hatay İzmir

Mustafa Kul Celal Topkan

Erzincan Adıyaman

BAŞKAN - Birinci fıkrayı çıkarmıyorsunuz, değil mi?

Birinci fıkra “Türkiye Barolar Birliği, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamaz” diye... O kalıyor herhalde, değil mi?

ÖNDER SAV (Ankara) - O ayrı efendim.

BAŞKAN - Bu önergeyi “5 inci maddenin son fıkrası” olarak değiştiriyoruz ve bir daha okutuyoruz; çünkü, yanlışlık olmasın.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına

Görüşülmekte olan 5 inci maddenin, yasanın 111 inci maddesinin son fıkrasına ilişkin değişikliği “77 nci maddenin beş, altı, yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkra hükümleri Birlik organları hakkında da uygulanır” şeklinde olmasını onayınıza sunuyoruz.

Saygılarımızla.

Önder Sav

(Ankara)

ve arkadaşları

BAŞKAN - Sayın Komisyon bu düzeltmeye katılıyor mu?

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Amasya) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI T.RIZA GÜNERİ (Konya) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet ve Komisyon katılıyor; aslında, Komisyon, çoğunluğu olmadığı için katılamaz da, benimsiyor...

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi, kabul edilen bu önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 6. - 27.1.1954 tarihli ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 2 nci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Birlik ve organları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 7. - 6235 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Odalar ve organları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 8. - 6235 sayılı Kanunun Ek 4 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ayrıca aynı maddenin altıncı ve yedinci fıkraları altıncı fıkra olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Amaçları dışında faaliyet gösteren Birlik ve odaların sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Bayındırlık ve İskân Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.”

“Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, Birlik ve odalar, vali tarafından faaliyetten men edilebilir. Faaliyetten men kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

9 uncu maddeyi okutuyorum:

MADDE 9. - 23.1.1953 tarihli ve 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

10 uncu maddeyi okutuyorum:

MADDE 10. - 6023 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ayrıca aynı maddenin altıncı ve yedinci fıkraları altıncı fıkra olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Amaçları dışında faaliyet gösteren Türk Tabipleri Birliğinin merkez ve tabip odalarındaki sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Sağlık Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.”

“Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, Türk Tabipleri Birliği ile tabip odaları, vali tarafından faaliyetten men edilebilir. Faaliyetten men kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

11 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 11. - 15.5.1957 tarihli ve 6964 sayılı Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği Kanununun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Ziraat odaları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

12 nci maddeyi okutuyorum :

MADDE 12. - 6964 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ayrıca aynı maddenin beşinci ve altıncı fıkraları beşinci fıkra olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Amaçları dışında faaliyet gösteren ziraat odaları ve Ziraat Odaları Birliğinin sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.”

“Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, ziraat odaları ile Ziraat Odaları Birliği, vali tarafından faaliyetten men edilebilir. Faaliyetten men kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen ?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

13 üncü maddeyi okutuyorum :

MADDE 13. - 6964 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Ziraat Odaları Birliği, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamaz.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen ?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

14 üncü maddeyi okutuyorum :

MADDE 14. - 7.6.1985 tarihli ve 3224 sayılı Türk Diş Hekimleri Birliği Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Odalar, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen ?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

15 inci maddeyi okutuyorum :

MADDE 15. - 3224 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Birlik, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamaz.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

16 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 16. - 3224 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ayrıca aynı maddenin altıncı ve yedinci fıkraları altıncı fıkra olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Amaçları dışında faaliyet gösteren odalar ve Birliğin sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Sağlık Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.”

“Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, odalar ile Birlik, vali tarafından faaliyetten men edilebilir. Faaliyetten men kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, metin uzun; uygun görürseniz, Sayın Divan Üyemiz metni oturarak okusun efendim; bu hususu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

17 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 17. - 25.1.1956 tarihli ve 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Türk Eczacıları Birliği ve eczacı odaları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

18 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 18. - 6643 sayılı Kanunun Ek 1 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ayrıca aynı maddenin yedinci ve sekizinci fıkraları yedinci fıkra olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Amaçları dışında faaliyet gösteren oda ve Birliğin sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Sağlık Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.”

“Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, Türk Eczacıları Birliği ve eczacı odaları, vali tarafından faaliyetten men edilebilir. Faaliyetten men kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içerisinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

19 uncu maddeyi okutuyorum:

MADDE 19. - 8.3.1950 tarihli ve 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanununun Ek 6 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ayrıca aynı maddenin altıncı ve yedinci fıkraları altıncı fıkra olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Odalar, borsalar ve Birlik, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”

“Amaçları dışında faaliyet gösteren odalar, borsalar ve Birliğin sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.”

“Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, odalar, borsalar ve Birlik, vali tarafından faaliyetten men edilebilir. Faaliyetten men kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

BAŞKAN - Komisyona bir şey sormak istiyorum: Bundan önceki maddelerde “kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar” diye, ayrı bir madde olarak getirdiniz; bunda ikisini birleştirdiniz; yani, aynı kanun içerisinde, birisinde ayrı madde olarak getirdiniz, birisinde birleştirerek getirdiniz.

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Amasya) - Kendi özel yasalarındaki sistem içerisinde Sayın Başkan.

BAŞKAN - Öyle mi?.. Hemen görülüyor çünkü, diğerlerinde iki madde olarak getirmişsiniz, bunda tek maddeye indirmişsiniz.

Peki efendim.

Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

20 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 20. - 17.7.1964 tarih ve 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununun Ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Ek Madde 1. - Dernekler, birlikler, federasyonlar ve Konfederasyon, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

21 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 21. - 507 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ayrıca aynı maddenin dördüncü ve beşinci fıkraları dördüncü fıkra olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Amaçları dışında faaliyet gösteren dernekler, birlikler, federasyonlar ve Konfederasyonun sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.”

“Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, dernekler, birlikler, federasyonlar ve Konfederasyon, vali tarafından faaliyetten men edilebilir. Faaliyetten men kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

22 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 22. - 1.6.1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununun 14 üncü maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Odalar, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

23 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 23. - 3568 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin beşinci ve onuncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Amaçları dışında faaliyet gösteren odaların sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Maliye Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.”

“Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, odalar, vali tarafından faaliyetten men edilebilir. Faaliyetten men kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

24 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 24. - 3568 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Birlik, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamaz.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

25 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 25. - 18. 1. 1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 50 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

26 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 26. - 18. 1. 1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 163 üncü meddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Birlik ve organları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

27 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 27. - 1512 sayılı Kanunun 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ayrıca aynı maddenin altıncı ve yedinci fıkraları altıncı fıkra olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“Amaçları dışında faaliyet gösteren Türkiye Noterler Birliğinin merkezdeki sorumlu organları ile noter odalarının başkan ve yönetim kurullarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Adalet Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.”

“Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, Birliğin merkezindeki organları ile odaların başkan ve yönetim kurulları vali tarafından faaliyetten men edilebilir. Faaliyetten men kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

28 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 28 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde CHP Grubu adına Sayın Önder Sav söz istemiştir.

Buyurun efendim.

Sayın Sav, süreniz 10 dakika.

CHP GRUBU ADINA ÖNDER SAV (Ankara) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; daha önce 4 üncü ve 5 inci maddelere ilişkin olarak Grubumuz adına görüşlerimizi ifade etmiştim ve 5 inci maddeyle ilgili olarak verilen önerge kabul edilerek, 5 inci maddede getirilen değişiklikte, Avukatlık Yasasının 77 nci maddesinin altıncı, yedinci ve sekizinci fıkra hükümlerine, beşinci ve dokuzuncu fıkra hükümleri de eklenmiştir. Beşinci ve dokuzuncu fıkra hükümleri, kanunun 4 üncü maddesindeki ibarelere ilişkindir. Kanunun 4 üncü maddesindeki “amaçları dışında” diye başlayan fıkra ile “ancak” diye başlayan fıkradaki “Türkiye Barolar Birliği” ibareleri, kabul edilen bu önergeyle, bir fazlalık haline gelmiş bulunmaktadır. Komisyon bu maddeyi yeniden düzenlerken, redaksiyonu yaparken bunu dikkate alacaktır diye bir kez daha anımsatmak istiyorum. Aksi takdirde, 5 inci maddeye ilişkin verilmiş olan önergenin kabul edilmesinin hiçbir anlamı kalmayacaktır. Çünkü, bu 5 inci maddede, var olan altıncı, yedinci ve sekizinci fıkralara beşinci ve dokuzuncu fıkralar eklenmiş ve 77 nci maddenin beşinci ve dokuzuncu fıkralarındaki “Türkiye Barolar Birliği” ibareleri de gereksiz hale gelmiş bulunmaktadır.

Bu eksikliğin giderilmesi için bir kez daha Yüce Komisyonumuzun ve Hükümetin dikkatini çekmek istedim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sav.

Madde üzerindeki müzakereler bitmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

29 uncu maddeyi okutuyorum:

MADDE 29.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, teklifin tümü üzerindeki müzakereler bitmiştir.

Teklifin tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

Gerçekten, demokrasimiz için çok önemli olan bir teklifi kabul ettik; özellikle, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmadığını, tıkandığını iddia eden insanlara karşı da çok iyi bir ders vermiş olduk. Ben 1987'den beri fiilen bu Parlamentonun içerisindeyim; bu Parlamento kadar verimli çalışma yapan bir parlamento görmedim. Daha önce, bir kanun tasarı veya teklifinin bir maddesi beş altı haftada görüşülmezken ve gündemde kalırken, bu Parlamento en sağlıklı çalışan bir parlamentodur ve Meclisin tıkandığını iddia edenler, bu durumu görünce herhalde utanacaklardır.

MEHMET AYDIN (İstanbul) - Sayın Başkan, bu Parlamento kaç kişiden oluşuyor, kaç kişi var şu anda?

BAŞKAN - Efendim, o sizi ilgilendirmez. Burada gruplar hemfikirler; yani, burada Parlamento...

MEHMET AYDIN (İstanbul) - Nasıl ilgilendirmez?..

BAŞKAN - Sayın Aydın, bir dakikanızı rica edeyim.

Bütün parlamentoların çalışmaları budur. Parlamentoda eğer bir uyuşmazlık yoksa, grupların sözcüleri gelir burada konuşur -bunlar uyum yasalarıdır, demokratikleşme yasalarıdır- kanunları engellemek... Kendi ideolojileri, kendi parti programları, kendi istekleri dışında bir kanun görüşülmüyorsa, bütün milletvekillerinin gelip de burada oturmasına bence gerek yok. Yani, önemli olan, burada Divan var, kürsüde hatip konuşuyor ve oy veren milletvekillerimiz var.

MEHMET AYDIN (İstanbul) - Sayın Başkan, yaptığınız o övgüden burada bulunmayan arkadaşlar da pay alıyor.

BAŞKAN - Hepsi alacak tabiî, onlar da bu Parlamentonun üyesi; bu Parlamentonun üyesi olan herkes, bu övgüden pay almaya hak kazanmıştır.

7. - Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan ile Siyasî Parti Gruplarını Temsilen 10 Milletvekilinin; Sendikalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 30 Arkadaşının, Gümüşhane Milletvekili M. Oltan Sungurlu ve 3 Arkadaşının ve İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit ve 7 Arkadaşının Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/693, 2/405, 2/448, 2/629) (S. Sayısı : 300) (1)

BAŞKAN - Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan ile Siyasî Parti Gruplarını Temsilen 10 Milletvekilinin; Sendikalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 30 Arkadaşının, Gümüşhane Milletvekili M. Oltan Sungurlu ve 3 Arkadaşının ve İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit ve 7 Arkadaşının Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporunun müzakerelerine başlıyoruz.

(1) 300 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Komisyon?..Hazır.

Hükümet?..Hazır.

Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.

Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Raporun okunmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Raporun okunması hususu kabul edilmemiştir.

Teklifin tümü üzerinde, şu ana kadar, ANAP Grubu adına Sayın Emin Kul, CHP Grubu adına Sayın Aydın Güven Gürkan ve DSP Grubu adına Sayın Hikmet Sami Türk; şahısları adına Sayın Bekir Yurdagül ve Sayın Emin Kul söz istemişlerdir.

İlk söz, ANAP Grubu adına, Sayın Emin Kul'un.

Buyurun Sayın Kul. (ANAP sıralarından alkışlar)

Sayın Kul, süreniz 20 dakikadır.

ANAP GRUBU ADINA EMİN KUL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 300 sıra sayılı Kanun Teklifi üzerinde, Anavatan Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere huzurunuzdayım; şahsım ve Grubum adına, sizleri saygıyla selamlıyorum.

300 sıra sayılı Kanun Teklifi, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun bazı maddelerini, Anayasanın metninden çıkarılan 52 nci maddesinin ortadan kaldırılan hükümleriyle uyumlandırmak bakımından düzenlenmiş bir tekliftir. Bu teklifle, 2821 sayılı Sendikalar Yasasının 33, 37, 40, 43, 44, 47 ve 51 inci maddeleri, sekiz madde teklifiyle yeniden düzenlenmiştir.

Teklifin 1 inci maddesiyle, 2821 sayılı Yasanın 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının altıncı bendine bir ilave yapılmış; sendikaların, teknik ve meslekî eğitim tesisleri kurması sağlanmış gözükmektedir. Oysaki, zaten, bu hak, sendikalara 44 üncü maddeyle verilmiş bulunmaktaydı ve 4.4.1995 tarihinde bu hüküm konulmuştu. Ayrıca, o tarihlerde bir önergemizde de, 44 üncü maddenin ikinci fıkrasında, gelirlerin yüzde 10'unun da eğitime hasredilmesi, verdiğimiz bir önergeyle sağlanmıştır; olumlu bir değişikliktir.

Yine, teklifin 4 üncü maddesinde de, sendikaların nakit varlıklarının devlet bankalarında muhafazası öngörülmüşken, 43 üncü maddenin bu öngörüsü, 43'ün birinci fıkrası değiştirilerek “devlet bankası” deyimi yerine “bankalar” deyimi şeklinde ifade kullanılmış olup, bu düzenleme de uygun bir düzenlemedir.

Teklifin 5 inci maddesiyle, idarî ve malî denetim uygun bir düzenlemeye kavuşturulmuştur. Yalnız, bu konuda yapılacak bir tüzüğe atıf yapılması biraz şaşırtıcı olmaktadır; çünkü, yapılan düzenlemede, yapılacak denetimin, artık sendikaların denetim organlarına bırakıldığı açıklanmıştır. Hal böyleyken, idare, hangi tüzüğü çıkarıp sendikaların denetim organlarına müdahale edecektir. Sendikalar, kendi tüzükleriyle mi denetim organlarının nasıl çalışacağını tespit edecektir; yoksa, idarenin çıkaracağı bir tüzükle mi tespit edecektir? Dolayısıyla, düzenlemede, muhafaza edilen bir hükmün getirdiği bir sakınca söz konusudur. Dileğimiz, düzenlenecek tüzüğün, yapılan değişikliğin asıl amacını aşmamasıdır; yani, sendikaların denetiminin kendi denetim organları tarafından yapılacağı amacını aşmamasıdır. Bu hususa da işaret etmek istiyorum.

Teklifin 5 inci maddesiyle, Sendikalar Kanununun 6 ncı maddesi ile, Sendikalar Kanununun 51 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Maliye Bakanlığı” deyimi çıkarılmış olup, bu da isabetli bir düzenlemedir.

Teklifin 7 nci maddesiyle, 39 uncu maddenin beşinci bendine atıf yapılmışsa da, dikkat edilirse, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 39 uncu maddesinde böyle bir bent yoktur; yani, beşinci bent diye bir bent yoktur. Bir basım hatası vardır; bunun “59 uncu madde” olarak düzeltilmesi gerekecektir. Bu hususa da işaret etmek istiyorum.

BAŞKAN - Efendim, o “59” olarak düzeltilmiş.

EMİN KUL (Devamla) - Teklifin 8 inci maddesi ile 2821 sayılı Yasanın 39 uncu maddesinin birinci fıkrasının yürürlükten kaldırılması ile 44 üncü maddenin birinci fıkrasındaki iki cümle bu teklifin 1 inci maddesiyle, Kanunun 33 üncü maddesinin altıncı bendine ilave edildiği için, yerinde bir düzenlemedir. Biraz evvel söyledim, bu husus, zaten 1995 yılında yerine getirilmişti; dolayısıyla, burada, sadece, maddeler arasında yer değiştirme yapılmasından ibaret bir düzenleme vardır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; asıl önemli düzenleme, teklifin 2 nci maddesiyle 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 37 nci maddesinin üçüncü fıkrası üzerinde yapılmıştır. Bu fıkra yürürlükten kaldırılıyor ve ikinci ve dördüncü fıkraları da ikinci ve üçüncü fıkra olarak yeniden düzenleniyor. Bu, kapsamlı bir değişikliktir ve siyasî yasaklarla ilgili bir değişikliktir; yani, Anayasanın yürürlükten kaldırılan 52 nci maddesine paralel olarak yapılmak istenen bir değişikliktir.

“Temel yasaklar” adı altında, 37 nci maddenin üçüncü fıkrasının metinden çıkarılmasıyla, sendika yöneticilerinin siyasî partilerin herhangi bir organında görev alma yasağı kalkmaktadır; olumlu bir değişikliktir; fakat, kişileri ilgilendiren bir değişikliktir, tüzelkişilikleri ilgilendiren bir değişiklik değildir.

Dördüncü fıkrada esasa ilişkin bir değişiklik yoktur “mahallî ve genel seçimler” deyimi yerine “mahallî idareler ve milletvekilliği seçimleri” deyimi getirilmiştir.

Asıl değişiklik, 37 nci maddenin ikinci fıkrasındadır. Bu fıkrada, kişileri ilgilendiren bir yasaktan ziyade, sendika tüzelkişiliğini ilgilendiren bir siyaset yasağı söz konusuydu. Bu yasakların neler olduğuna bakarsak: Siyasî amaç güdememek, siyasî faaliyette bulunamamak, siyasî partilerle ilişki kuramamak, işbirliği yapamamak, müşterek hareket edememek, siyasî partilerden destek görmemek ve onlara destek olmamak, siyasî partilerden yardım ve bağış almamak ve bunlara yardım ve bağış yapmamak, bir siyasî partinin adını, amblemini veya işaretini kullanmamak, dernekler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve vakıflarla siyasî amaçlarla ortak hareket etmemek.

İlk bakışta, bu yasakların tümünün, Anayasanın 52 nci maddesinin yürürlükten kaldırılmasına paralel olarak 2821 sayılı Yasanın 37 nci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan bu düzenlemeyle kaldırıldığı kanaatine varılabilir ve yeni düzenlemede, bu yasaklardan, sadece, siyasî partilerin ad, amblem, rumuz veya işaretlerini kullanmama yasağının muhafaza edildiği sonucuna varılabilir. Oysa ki, Anayasanın yürürlükten kaldırılan 52 nci maddesine paralel yapılan bu değişiklikte, sadece, bu iki yasak mı muhafaza edilmiştir; durum bu mudur; dikkatle baktığımız zaman, durumun bu olmadığı şeklinde bazı belirtileri tespit etmemiz mümkündür.

Teklifin 3 üncü maddesiyle, Sendikalar Yasasının 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrasına eklenen “siyasî partiler” tanımlamasıyla -ki, bu 40 ıncı maddenin ikinci fıkrasında, hangi kurum ve kuruluşların sendikalarla işbirliği yapamayacağı, karşılıklı yardımlaşmada bulunamayacağı falan uzun boylu yazılır- bu tanımlar içerisine “siyasî partiler” deyimi de ekleniyor ve böylece, sendikaların siyasî partilerden yardım ve bağış almamak ve bunlara yardım ve bağış yapmamak yasağı da devam ettirilmiş oluyor; yani, üçüncü bir yasak da devam ettirilmiş oluyor.

Bu yardım ve bağıştan kastın sadece malî olduğu şeklinde bir kayıt söz konusu; ama, siyasî partilerden yardım ve bağış almamak ve bunlara yardım ve bağış yapmamak hususu, 3 üncü maddeyle, Sendikalar Yasasının 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrasına “siyasî partiler” deyimi konulmak suretiyle, açıkça yasak olarak tescil edilmiş oluyor.

Siyasî partilere yardım ve bağış yasağı, aslında Siyasî Partiler Yasasında düşünülmesi gereken bir husustur, Sendikalar Kanununda yer alması gereken bir husus değildir; fakat, yardım etmeye gelince, durum da biraz tartışmalıdır.

Siyasî partilerden malî yardım ve bağış almamak, bir ölçüde doğru bir yaklaşım olarak karşılanabilir; yani, sendikalar, siyasî partilerden yardım ve bağış beklememeli, almamalıdır. Belki doğru bir ölçü olarak görülebilir; ama, emeğin siyasî yaşama ağırlığını koymasındaki kapalı kanallardan biri olan malî yardım ve bağış yasağı, sermaye için ardına kadar açıksa, burada bir eşitsizliğin söz konusu olduğunu düşünmek gerekir.

Sendikalar, bir emek örgütü olarak siyasî partilere yardım ve bağış yapamayacak; ama, sermaye örgütleri ardına kadar bu açık kapıdan yararlanacaktır.

Bilindiği gibi, işçiler, bireysel olarak ekonomik güce sahip değillerdir; ancak, örgütsel olarak, sendika tüzelkişiliğinde ekonomik güçlerini birleştirebilirler. Oysaki, sermaye sahipleri, hem bireysel olarak hem de şirketleri vasıtasıyla tüzelkişilik olarak, sınırsız ekonomik güce sahiptirler.

Siyasî partilere malî yardım ve bağışta bulunmanın sınırları veya yasakları, objektif bir yaklaşımla ve siyasal demokrasinin işleyişini toplum kesimleri arasında hakça dengeleyerek, böyle düzenlemeler de Siyasî Partiler Yasasında ele alınmadan sendikaları malî yardım ve bağıştan yasaklı tutmak, Anayasanın 52 nci maddesinin kaldırılması amaçlarına uyum sağlanmasında haklı tereddütleri davet edebilecektir.

Dolayısıyla, asıl yasaklama, emek ve sermaye arasındaki dengeyi gözeterek ve siyasal demokrasinin işleyişinin toplum kesimleri arasında hakça dengelenmesini göz önünde tutarak, Siyasî Partiler yasasında yapılmalı; bu bağış, ya yasaklanmalı ya sınırlanmalı; hatta, siyasî partilerin seçim masraflarının dahi, belli ölçülerde sınırlanıp, belgelenmesi istenmelidir. Dolayısıyla, 52 nci madde kaldırıldığına göre, bunun düzenlenme yeri, Sendikalar Yasası değil, Siyasî Partiler Yasası olmalıdır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; siyasî hayatımızda, bugün belirgin şekilde açığa çıkan tıkanmanın önemli bir boyutu da, ülke kaynaklarını yönlendirmek ve paylaştırmakta siyasal iktidarın sınırsız yetkisi ve bu yetkinin bireysel, ailesel ve siyasal yandaşlık için kullanılabilmesine yol verilmesidir. siyasal iktidarın en önemli bir işlevi, kamu maliyesinin yönetimi, yönlendirilmesi; önceliklerin, tercihlerin belirlenmesidir. Bu işlevin, üretim, verimlilik ve adil bir paylaşım yönünde, siyasî ve içtimaî ahlak kurallarına dayalı bir yaklaşımla ve siyasal demokrasinin katılımcı, eşitlikçi, hürriyetçi, hukuksal zemininde, ayrı fikirlere sahip fazilet erbabının hizmet yarışı biçiminde kullanıldığını söylemek, geneli itibariyle, maalesef, mümkün değildir. Yönetim erkini ele geçirmek ve kamu kaynaklarını dilediğince kullanmakta her yol mubah sayılmış, her yol, günümüzde geçerli hale getirilmiştir.

Kamu maliyesini yönlendirmekte kullanılan teşvikler, tahsisler, sübvansiyonlar, taban fiyatları, yatırım ihaleleri, hatta, kamuya istihdam ile devlet bankalarında biriken mevduatın yönlendirilmesi, millet ve devlet ihtiyaçlarındaki hizmet önceliğinden ve ekonomik gereklerden ziyade, yandaş önceliği ve siyasal iktidarı muhafaza etme yolunda, maalesef, araç olarak kullanılabilmektedir. Bu nedenle, denetimsiz bağışlar ve denetimsiz yardımlar misliyle geri dönmekte, yani, siyasî partilere yapılan bu yardımlar ve bağışlar, yönetimin bu tutumu karşısında misliyle geri dönmekte, ayrıca, bunun yanında, üstlenilecek siyasî role göre yapılan transferleri ve bazı mihrakların desteğini sağlamak yönündeki devlet kesesinden ödüllendirmeler, mukaddesattan milliyetçiliğe kadar her türlü inanç ve değerlerin sömürülme perdesi altında, maalesef, kullanılabilmektedir. Böylesine bir ortamda ezilenler ise, açıkça belirtmek gerekirse, iktisaden güçsüz halk kesimleri ve işçiler olmaktadır ve bütün bu tutumun olumsuz sonuçları da, yine, dönüp dolaşarak, iktisaden güçsüz halk kesimlerine ve işçilere ödetilmektedir. Her taban fiyatının maliyeti, her sübvansiyonun maliyeti, her teşvikin maliyeti, her tahsisin maliyeti, yandaşlara yapılan her ihalenin devlete ve Hazineye maliyeti, maalesef, iktisaden güçsüz geniş halk kesimlerine ve işçilere ödetilmektedir.

Anavatan Partisi gibi, liberal görüşleri savunan partiler, her zaman, kişi hak ve özgürlükleri ile demokratik hak ve özgürlükleri savunarak, tarih içerisinde, siyasal demokrasinin hukuksal altyapısını geliştirmişlerdir.

Sayın Komisyon Başkanımız, çalışmalara başlarken yaptığı açıklamada, demokrasi konusunda suskun kalmamamızı, geniş tenkitler getirmemizi önerdi. Buraya kadar söylediklerimi, onun önerisine uygun olarak söylediğimi zannediyorum. Bu kaydettiklerimi, bu nedenle, o suskunluğu, bir ölçüde, diğer arkadaşlarım gibi bozmak amacıyla söylediğimin kabul edilmesini isterim; ama, demokrasiyi, yalnız, belli siyasî kanatların kendi aralarında uzlaşması olarak görmemek lazım; bunu da kaydetmek istiyorum.

Onun içindir ki, bu konuyu bir kenara bırakıp belirtmek gerekir ki, sendika çatısı altında örgütlenerek ekonomik güçlerini birleştiren işçilerin, bu tablo karşısında, bu güçlerini, sermaye gruplarıyla eşit koşullarda siyasete yansıtabilmelerine özenle bakılması gereğine işaret etmek istiyorum; yani, yardım almanın yasağı bir derece anlaşılabilir; ama, bütün olup bitenlerin sorumluluğu sırtlarına yüklenen ve iktisadî karşılığı kendilerine ödetilen işçiler ve onların örgütleri, siyasî partilere yardım ve bağış yapmakta bu sınırlamanın dışında biraz daha özgür olmak durumundadırlar, sermayeyle eşit şekilde mücadelelerini sürdürebilmek bakımından.

Siyasî Partiler Yasasında düzenleme yapılırken, bugünkü mutabakatın, bu metin üzerindeki mutabakatın gözden geçirilip, bu yasağın da Sendikalar Kanununda şekillendirilmesini yürekten diliyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bütün bunların dışında, 37 nci maddenin ikinci fıkrası üzerinde yapılan değişiklikte asıl ele alınması gereken önemli bir konu “sendika ve konfederasyonların amaçları dışında faaliyette bulunamazlar” hükmüdür. Kuşkusuz, teklif sahipleri ve komisyon, bu hükmü çok iyi niyetle ve sendikayla siyasî partinin demokratik rejimde ayrı ayrı işlevleri olduğu gibi, inkâr edilmez bir görüşle düzenlemişlerdir. Gerçekten, bu iki demokratik kurumun işlevlerinin yekdiğerine karıştırılması, demokratik hayatı ve yapılanmayı derinden sarsar. Demokratik yapı içerisinde bu hassas dengeyi ve işlev sınırlarını özenle belirlemek, elbette ki, kaçınılmazdır; ancak, 2821 sayılı Sendikalar Kanunun 1 nci maddesinde yer verilen amaç “çalışma ilişkilerinde” tanımıyla sınırlandırılmıştır ve bu sınırda, sendikaların, işçilerin ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlarının korunması ve geliştirilmesi için faaliyeti öngörülmüştür. Böylesine 1 nci maddede sınırlandırılan; yani, çalışma ilişkileriyle sınırlandırılan bir amacı, gelip, kaldırılan bir anayasal yasaktan sonra, buraya ifade olarak koymak ve “sendikalar amaçları dışında hareket edemezler” demek, 52 nci maddenin kaldırılmasındaki mantığa ve fikre aykırıdır.

Sendikal faaliyetin “çalışma ilişkilerinde” deyimiyle sınırlanması ve tanımlanması 1981 Anayasasının 52 nci maddesiyle bağdaşır bir düzenlemedir; doğrudur; ama, 1981 Anayasasıyla bağdaşır bir düzenlemedir. Oysa ki, Anayasanın 52 nci maddesi yürürlükten kaldırıldığına göre, maddeyi yürürlükten kaldıran iradenin, sendikaların faaliyet amaçlarını, bu sınırlamanın ötesine taşıdığını kabul etmek gerekir. Teklif sahipleri ve komisyonun, Sendikalar Kanununun 1 nci maddesinde sınırlı sendikal faaliyet tanımını, Anayasanın 52 nci maddesinin yürürlükten kaldırılması sonucu düzenlenen bir uyum yasası teklifine taşımak niyetleri elbette ki olamaz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kul, süreniz bitti; 1 dakika eksüre veriyorum.

EMİN KUL (Devamla) - Hemen bitiriyorum Başkanım.

Sadece 2821 sayılı Yasanın 1 inci maddesini gözden kaçırmış olabilirler. Dolayısıyla, 37 nci maddenin ikinci fıkrası olarak yapılan ve müzakere ettiğimiz düzenlemeye olumlu oy verirken, 37 nci maddenin üçüncü fıkrasındaki yasakların yürürlükten kaldırılmış olması suretiyle faaliyet amaçlarının yasanın 1 inci maddesinin sınırlamasını aştığı kanaatiyle oy veriyoruz. Bu durumda, hem bu hususun zabıtlara tescilinde zorunluluk vardır hem de komisyonun bu görüşümüz çerçevesinde açıklama yaparak zabıtlara geçirmesi gerekmektedir; çünkü, mutabakat metnidir diye hiçbir önerge hazırlamadık; ama, anlayış bu olmalıdır.

Diğer yönden ise, 2821 sayılı Kanunun 1 inci maddesi, 37 nci madde üzerinde yapılan bu değişikliğe paralel hale, en kısa sürede, mutlaka getirilmelidir.

Bu görüşlerle, Yüksek Heyetinizi saygıyla selamlıyor; teşekkürlerimi arz ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kul.

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Amasya) - Sayın Başkanım, biraz sonra bir toplantıya gideceğim; bir zaruret hali olduğu için, bir cümleyle açıklamada bulunabilir miyim?

BAŞKAN - Peki, buyurun.

ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Amasya) - Değerli Başkan, Yüce Heyetin değerli üyeleri; tabiî, anayasal düzenlemelerin uyum çerçevesinde yasalara yansıtılmasında Anayasadan kaynaklanan bir zorunluluk var; bu bir. İkincisi de, Parlamentonun, yerindelik veya siyasal tercih nedeniyle belli bir seçeneği seçme gibi bir zorunluluğu var. Anayasanın tali kurucu organ yoluyla değiştirilmesinde -ki, 52 nci madde, 1995 değişikliğiyle yürürlükten kaldırılmıştır- o yasakların karşıtı bir düzenlemenin öngörüldüğü anlamı çıkarılamaz. Bir Anayasa hükmü, tali kurucu Anayasa organınca ortadan kaldırılınca, mutlaka oradaki gerekçe değerlendirilmeli. 1995 yılı Anayasa değişikliklerinde demokratikleşme amaçlanmıştır; ancak, buna rağmen, yasama organı, oradaki yasaklardan birisini dahi koruyabilir. Şunu şu sualle daha net şekle getirebiliriz; o sorunu yasal düzeye indirmiş oluyoruz. Diyelim ki, oradaki yasaklardan birisini, yasama organı yasayla benimserse, bu, Anayasa Mahkemesinin yargı denetimine gittiği zaman, Anayasa Mahkemesi -Anayasada bir hüküm mevcut değil ki- hangi norma göre denetleyecek? Referans normların kalkması durumunda, yasama organı, elbette ki, o Anayasa değişikliklerindeki ruha sadık kalarak; ama, oradaki yasaklarla bağlı olmaksızın karma veya karşıt değerde bir düzenlemede bulunabilir.

Sayın Kul'un “amaçları dışında faaliyette bulunamaz” yollu yorumu; yani, Sendikalar Yasasının 1 inci maddesine atıf yollu yorumun sınırlayıcı bir etkisi yok; Başkan olarak, Anayasa Komisyonu görüşü olarak, zabıtlara geçmesi için, gelecekteki uygulamaya ışık tutması için belirtiyorum.

Özgürlükleri, siyasal katılım özgürlüklerini, diğer tüzelkişilerle ve siyasal partilerle bağlantı kurma, destekleme özgürlükleri düzenlendiği oranda, zaten, yasanın amaçlarıyla aykırılığı olamaz. 1 inci maddedeki amaç, bütünsel olarak yasanın diğer maddeleriyle birlikte, kümülatif bir yorumla, elbette ki, belirlenecektir. Bunu bir Komisyon görüşü olarak ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum. Sağ olun.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

İkinci söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Aydın Güven Gürkan'a ait.

Buyurun Sayın Gürkan. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA AYDIN GÜVEN GÜRKAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli millletvekili arkadaşlarım; Anayasanın 52 nci maddesinin 1995 yılında yapılan değişiklikler çerçevesinde yürürlükten kaldırılmasıyla ilgili olarak, 2821 sayılı Yasada bu değişikliğe uyum sağlamak amacıyla yapılan değişiklikleri içeren kanun teklifi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım; sizleri, Grubum ve şahsım adına, saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlarım, Anayasanın kaldırılan 52 nci maddesi, çok önemli bir demokrasi ayıbıydı; sendikaların -biraz sonra hatırlatacağım- her türlü siyasî sayılabilecek işlevlerini, çalışmalarını ve eylemlerini yasaklayan bir maddeydi. Bu, birkaç bakımdan son derece sakıncalıydı. Bizim demokrasimiz, temsili demokrasimiz, Batı tipi bir temsili demokrasidir; onu örnek almıştır. Özgürlükçü, Batı tipi bir temsili demokrasi ise -bilindiği üzere, hepimizin çok iyi bildiği üzere- çok büyük ölçüde, sendikal hareketin siyasî işleviyle doğmuş, mesafe almış ve gelişmiştir. Dolayısıyla, Batı tipi bir demokrasiyi gözeten bir sistem içinde demokrasiyi ileri götüren, onun özgürlükler ve haklar kısmını sürekli bir biçimde geliştiren sendikal harekete yasak koymak, anlaşılmaz bir tavırdı. Bir taraftan, Batı demokrasisini benimsiyormuşsunuz gibi gözükeceksiniz; ama, öte taraftan, o Batı demokrasisinin en önemli dinamiğine siyaset yasağı getireceksiniz...

Bu yasak, ne yazık ki, aşağı yukarı onüç yıl sürdü. Onüç yıl sonra, kısmen de olsa kaldırılmış olmasından ötürü mutluluk duymaktan başka yapılacak bir şey yoktur; ama, bu ölçüde gecikilmiş olmasından ve bu ayıba Parlamentonun gelmiş geçmiş pek çok dönem üyelerinin rıza göstermiş olmasından da hüzün duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Bu, bir başka bakımdan da büyük bir ayıptı. Anayasada böyle bir ayıbın ortadan kalkması gerçekten yararlı olmuştur. Siyaseti hep kaçınılması gerekli, ancak, çok sınırlı örgüte ya da insana münhasır sayan, sadece, onlar tarafından yapılabilir bir eylem olarak tanımlamak, görmek; yani, onda bir iyilik ve olumluluk beklememek; aksine, bir olumsuzluk ve yıkıcılık beklemek, onu kaçınılması gerekli bir eylem olarak görmek, anayasa yapan, yasalar yapan bir siyasî heyete yakışabilir bir tavır değildi.

Siyaset, insanların, toplumların, katmanların, sınıfların, ülkenin sorunlarını çözebilmek için barışçıl uğraşsa, bu uğraşı, kimi gruplara, örgütlere, katmanlara, sınıflara, mesleklere yasaklamak, bence, çözüme katılma haklarını ellerinden almak anlamına gelebilecek ölçüde demokrasinin özüne ve ruhuna aykırı bir tavırdı. Şimdi, sendikalar üzerindeki siyaset yasağının kalkması sevindiricidir; ama, 1982 Anayasasının halen daha her yerinde siyaseti sınırlı tutabilme gayretinin izleri bütün canlılığıyla muhafaza edilmektedir; bu çok yanlıştır; en azından, biz milletvekilleri ve siyasetçiler için çok yanlıştır. Yani, biz, siyaseti, olumlu, yararlı, yapıcı, çözücü bir işlev olarak görüyor ve anlıyorsak -ki, öyle anlamak zorundayız- bunu bazı insanlara yasaklamak, bunlar için zararlı saymak, bu korunması gerekli insanları siyasetin uzağında tutmak ve böylece korumayı düşünmek, kendi yaptığımız işe karşı, kendi mesleğimize karşı büyük bir saygısızlıktır. Onun için sendikalarla ilgili siyaset yasağının kalkması, bu açıdan da sevindiricidir; ama, Anayasanın ne yazık ki, özünde ve ruhunda bu siyaset yasağı halen daha varlığını korumaktadır. Belki, sendikalarla ilgili olarak kaldırılmıştır; ama, özü, yani, siyaseti sınırlı insana açık tutan anlayış halen daha canlı bir biçimde varlığını sürdürmektedir.

Değerli arkadaşlarım, Anayasamızın kaldırılan 52 nci maddesi diyor ki, “sendikalar, siyasî amaç güdemezler, siyasî faaliyette bulunamazlar, siyasî partilerden destek göremezler, siyasî partilere destek veremezler, derneklerle kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve vakıflarla bu amaçlarla ortak hareket edemezler.” Kaldırılan 52 nci maddenin, sendikalara getirdiği siyaset yasağının temel öğeleri bunlardı.

Şimdi, bütün arkadaşlarımın dikkatini çekmek istiyorum, 2821 sayılı Yasanın 37 nci maddesinde yapılan değişiklik, Anayasanın 52 nci maddesinde öngörülen yasakları da çok aşan bir yasaklar dizisi getirmiştir. Şimdi tashih ettiğimiz 2821 sayılı Yasanın 37 nci maddesinde, Anayasanın 52 nci maddesindeki bu yasaklar aynen muhafaza edilmiş, üstelik şunlar da eklenmiş -burası da çok ilginç- diyor ki “sendikalar ve onların üst kuruluşları, siyasî partilerle ilişki kuramaz ve işbirliği yapamaz.” İlişki kuramaz_ Düşünebiliyor musunuz, siyasi partilerle ilişki kuramayan bir sendika anlayışı... Bunu, ne yazık ki, bugüne kadar -inşallah, bugün kalkacak- muhafaza ettik; olacak iş mi?! Yani, siyasi partiler yasa yapacak, karar verecek, bilmem ne yapacak ve sendikalar bunlarla ilişki kuramayacak...

Daha önemlisi, sendikalar ve üst kuruluşları -değerli arkadaşlarım, dikkatinizi çekmek istiyorum- siyasi partilerle hiçbir konuda, hiçbir şekilde müşterek hareket edemezler; yani, olacak şey mi?! Bir siyasi parti emek için, sendikalar için, çalışanlar için bir şeye angaje olacak, onu savunacak ve sendika o partiyle, o siyasetçiyle hiçbir biçimde ilişki kuramayacak ve hiçbir konuda kendisine destek veremeyecek. Böyle bir demokrasi anlayışının bugün kalkmış olması sevindiriciyse de, Türkiye'de bugüne kadar ayakta kalabilmiş olması nedeniyle gerçekten çok hüzün vericidir. Bunu, çok daha önceden halletmemiz gerekirdi.

ÖMER ÖZYILMAZ (Erzurum) - Anayasa değişikliği gerekiyor.

AYDIN GÜVEN GÜRKAN (Devamla) - Doğrudur; ama, Anayasa değişikliği için, mutabakat gerekiyor ne yazık ki.

Değerli arkadaşlarım, 2821 sayılı Yasanın 37 nci maddesinde “sendikalar ve üst kuruluşları, siyasî partilerden yardım ve bağış alamazlar; siyasî partilere yardım ve bağışta bulunamazlar” deniliyor. Şimdi, yaptığımız yeni düzenlemede -Sayın Kul'un da değindiği üzere- bu yasağı muhafaza ediyoruz; yani, sendikalar ve üst kuruluşları, siyasî partilere malî yardım ve bağışta bulunamazlar; siyasî partilerden malî yardım ve bağış alamazlar. “Siyasî partilerden malî yardım ve bağış alamazlar” kısmı, anlaşılabilir, kabul edilebilir bir anlayıştır; ama “siyasî partilere malî yardım ve bağışta bulunamazlar” kısmı, yine, hiçbir Batı demokrasisinde rastlamadığımız, var olan bir sınırlamanın sürdürülmesinin, yasakçı bir zihniyetin varlığını korumasının işaretidir.

Değerli arkadaşlarım, işçiler, aidatlarıyla sendikaları ayakta tutuyorlar ve eğer işçiler, herhangi bir partinin, herhangi bir görüşün, belli bir dönemde kendileri için gayret gösterdiğini, kendi hak ve çıkarlarını savunduğunu, kabul ettiğini, gördüğünü anlarlarsa, kendi paralarıyla, niçin, bir partiye, bir siyasî görüşe yardım etmesinler, neden?!. Bir işverene, sermayeye, bir kişiye tanıdığımız hakları, niçin, sendikalardan, emek kesiminden saklıyoruz?!

Ayrıca, öyle durumlar olabilir ki, sermaye, bütün gücüyle, bir partiyi başarılı kılmak için, inanılmaz ölçüde maddî yardım, destek sağlayabilir, malî yardımda bulunabilir, bağışta bulunabilir ve emek kitlelerini, çalışan insanları savunan bir partiyi malî bakımdan ezmek, onu yok etmek, onu seçim meydanlarında para gücüyle silmek isteyebilir; böyle bir durumda, işçiler, kendi paralarını istedikleri gibi kullanabilme hakkına neden sahip olmasınlar?!

Neden bir işverenin kanunlar içerisinde yaptığı bağış hakkını, neden bir yurttaşın kanunlar çerçevesi içerisinde yaptığı bir bağış hakkını, malî yardımda bulunma hakkını sendikalarından saklı tutalım?! Üstelik, ne hakkımız var?! O para sizin paranız mı; devletin parası mı; bizim paramız mı? Eğer, sendikalar, usullerine uygun karar alırlarsa, genel kurullarıyla, yönetim kurullarıyla, kendilerini savunduğuna inandıkları bir görüş ve bir parti için, elbette malî yardımda ve bağışta bulunma hakkına sahip olmalıdırlar diye düşünüyorum. Umuyorum ki, ilerideki dönemlerde, bu tür anlamsız yasaklar da, Batı tipi demokrasilerde olduğu gibi kaldırılır ve sermaye ile emeğe malî yardım, siyasî partilere bağışta bulunma, katkı sağlama konularında eşitlik sağlanır.

Değerli arkadaşlarım, bir önemli nokta da muhafaza ediliyor; ne yazık ki, kaldırılmadı; 2821 sayılı Kanunun 37 nci maddesinde vardı, o da muhafaza ediliyor. Mahallî ve genel seçimlerde aday olan sendikacılar, sendika ve konfederasyon yöneticileri, eğer, belediye başkanı, belediye meclisi üyesi ya da milletvekili seçilirlerse, bu görevlerinden ayrılmak zorunda bırakılıyorlar. Bu, yeni bir yasak değil, 2821 sayılı Kanunun 37 nci maddesinde vardı; ama, Partilerarası Komisyon bu yasağı muhafaza etmekte yarar görmüştür. Değerli arkadaşlarım, bunda ne gibi yarar görüldüğünü anlamak mümkün değildir. Yani, bir sendikacının -eğer kendi sendikası razıysa, onun, o görevini ihmal etmediğine inanıyorsa- sendika yöneticisi, konfederasyon yöneticisi sıfatıyla Parlamentoda görev yapmasının ne gibi bir sakıncası düşünülüyor ki, bu bir yasakla kaldırılıyor. Başka pek çok görev yapan arkadaşlarımız milletvekili olduğu zaman, bu görevleri milletvekilliğiyle bağdaşır sayılırken, sendikacının -kendi sendikasının rızasıyla- milletvekiliyken yönetim görevini sürdürmesine izin vermiyoruz ve yine bir yasa zoruyla, yine bir kaba kuvvetle bir sendikasının iradesini gasbediyoruz. Canım, bir sendika genel başkanı, eğer milletvekiliyken, genel başkanlığı muhafaza etmesinde kendisi açısından yarar görüyorsa siz, biz, niçin bunu yasaklıyoruz?! Üstelik, tekrar temsili demokraside, Batı tipi demokrasilerde bu meclisle sivil toplum arasında çok önemli bir köprü görevi gördüğü için bu tür hoşgörüler, sendika başkanlarının parlamentoda görev yaparlarken görevlerinden ayrılmaması zorunluluğu bir tür kaynaşmayı sağladığı için memnuniyetle karşılanan ve teşvik edilen bir husustur. Alman Parlamentosunda, sayısız sendikacı, bu sıfatlarıyla görev yapmaktadırlar. Bu yasağı da, son derece anlamsız görüyoruz.

Değerli arkadaşlarım “siyasî partilerin adı, amblem, rumuz ve işaretlerinin sendikalarca kullanılamaması hükmü” doğrudur; muhafaza edilmiştir, isabetli bir karardır, itirazımız yok.

Bir önemli noktaya değinmek istiyorum değerli arkadaşlarım. Sendikalar üzerindeki siyaset yasağını kaldırdık, kaldıracağız; yani, Anayasada kaldırdık, şimdi bugünkü teklifi de kabul edersek, 2821'deki 37 nci maddenin değişik şeklini de kabul ederek kaldıracağız. Yalnız, burada, gerçekten Komisyon, belki amacını aşan bir cümle ekleyerek bu yasağın kalkıp kalkmadığını tartışmalı hale getirmiştir; bu nokta son derece önemlidir. Daha önce 2821 sayılı Yasanın 37 nci maddesinde olmayan bir hüküm eklenerek “sendikalar ve konfederasyonlar amaçları dışında faaliyette bulunamazlar” hükmü getirilmiştir. Gayet masumane bir hüküm gibi, gayet doğal bir hüküm gibi geliyor; ama, sendika ve konfederasyonların amaçları nedir diye sorduğunuzda, Anayasanın 51 inci maddesinde, sendikaların amaçlarının, işçilerin ve işverenlerin, üyelerinin sadece çalışma ilişkileriyle ilgili olarak ekonomik, sosyal hak ve menfaatlarını korumak olduğu biçiminde tanımlanıyor. 52 nci madde sendika faaliyetini, sendikanın amacını sadece iş ilişkilerinde bu olarak tanımlayınca, o zaman, sendikaların gerçek anlamda siyaset yapabilmeleri, biraz önce söylediğim haklarını tam kullanabilmeleri mümkün olmayabilir; yani, bu masum gibi gözüken cümleyle, aslında, gelecek siyasal iktidarlar, sendikaların siyasal faaliyetlerini “hayır, amaç dışına taştın” diye, “Anayasanın 51 inci maddesindeki tanıma aykırı bir biçimde kullandın” diye, yeniden yasaklar inşa edilebilir. Onun için, bu masumane gibi gözüken cümle, aslında bir iyi niyetin içine, belki, farkında olmadan konulmuş bir dinamit gibidir ve sendikal hakların siyaset alanında kullanılması bu cümleyle büyük ölçüde siyasal iktidarların yorumlarına bırakılmıştır; bu sakıncalıdır ve mümkünse, ilk fırsatta bir başka biçimde formüle edilmelidir.

Tabiî, burada asıl mesele, 1995 yılı değişikliklerinde gözden geçiremediğimiz, değiştiremediğimiz, Anayasanın 51 inci maddesindeki sendika tanımıyla ilgili. Anayasada sendika tanımı, 51 inci maddede olduğu üzere, sadece çalışma ilişkilerindeki hak ve menfaatları korumak olarak tanımlanabilirse, tanımlanırsa, bu sendika değildir arkadaşlarım. Bu tanım muhafaza edildiği sürece bu sendika değildir; yani, Batı tipi bir sivil toplum örgütü, bir demokrasi gücü, bir baskı grubu olarak bu sendika değildir. Onun için, 52 nci maddede yaptığımız değişiklikler iyi olmuştur, güzel olmuştur; ama, 51 inci maddedeki sendika tanımı da mutlaka buna uydurulmalıdır.

Değerli arkadaşlarım, 52 nci maddedeki siyaset yasağını kaldırmakla, inşallah, iyi bir iş yapacağız; ama, bence eksikliklerimiz halen daha sürüyor. Sendika yaşamıyla ilgili olarak, o kadar büyük eksiklikler vardır ki, yaptıklarımız, aslında, yapmak zorunda olduklarımızın çok az bir kısmını oluşturmaktadır. Biraz önce söyledim, sendika tanımı böyle olmaz; bu, Batı tipi, çağdaş bir demokrasinin sendika tanımı olamaz.

Değerli arkadaşlarım, var olan Anayasada değiştiremediğimiz hükümlerin de, çalışma yaşamını çok olumsuz olarak etkileyen, sendikaların gücünü çok olumsuz etkileyen başkaca pek çok hüküm halen varlığını sürdürmektedir; birçok grev türü yasaktır. Şimdi, ben söylediğim zaman, belki, muhafazakâr arkadaşlarım, itiraz edeceklerdir; ama, bir genel grev, bir dayanışma grevi yasaklanmıştır; ama, değerli arkadaşlarım, genel grev üzerinde, iyi tanımlanmış, kötüye kullanıma kapatılmış bir genel grev üzerinde lütfen birlikte bir düşünelim. Demokraside hep supaplar aranıyor. Deniliyor ki, “öyle anlar olabilir ki, normal parlamento-hükümet işleyişi sorunları çözmeyebilir, sivil supaplara ihtiyaç vardır” doğrudur, ihtiyaç duyuluyor, biz, bunu, yaşadık; niçin Batı tipi demokrasilerde genel grev birçok ülkede tanınmıştır; çünkü, bu, başka supapların, sivil olmayan, demokratik olmayan başka supapların yerine çalışabilecek bir supap olduğu için, genel grev, birçok anayasada, Batı tipi demokraside gönül hoşnutluğuyla kabul edilmiştir; dayanışma grevi öyledir. Ama, en önemlisi değerli arkadaşlarım, bu memlekette halk greviyle ilgili yasağın kalkmaması halinde, toplusözleşme de, grev hakkı da, hepsi birer...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gürkan, süreniz bitti efendim; lütfen bağlar mısınız...

AYDIN GÜVEN GÜRKAN (Devamla) - ...şekilden ibaret haktır. Yani, toplusözleşmede elde ettiğiniz bir hakkın, işveren tarafından verilmemesi halinde ya da, o verilirken, başka hakların gaspedilmesi halinde, bir hak grevinin, hak elde etmek için bir grevin, yasaklanmış olduğu bir çalışma yaşamında işçilerin haklarla donatılmış olduğunu söylemek mümkün müdür?

Değerli arkadaşlarım, siyaset yasağının kalkması, sendikaların kendi işlevleri üzerinde yeniden düşünmesi için de önemli bir başlangıçtır. İş güvencesinin olmadığı, işsizlik sigortasının sağlanmadığı, Sosyal Sigortaların gerçek anlamda bir sosyal güvenlik işlevini yerine getirmediği, grevin pek çok noktada sınırlı kaldığı, sendika anlayışının halen -biraz önce söylediğim üzere- güçlü bir sivil toplum örgütü olarak, sadece işverenle pazarlık etmek için kullanılan bir aygıt gibi görüldüğü bir ülkede, sendikaların daha çok uzun süre mücadele etmeleri gereklidir.

Şimdi, bu değişiklikle, onlar üzerindeki bir yasak kaldırılarak, sendikaların daha etkili mücadele yapma şansı ve imkânı yaratılmıştır. Umarım, sendikalar, artık sendikal hakları, örnek aldığımız Batı tipi demokrasilerdeki düzeye getirebilmek için, şimdi kendilerine tanınan siyaset imkânından güzelce yararlanırlar, barış içinde yararlanırlar, etkili bir biçimde yararlanırlar ve toplumda dengeler sağlam bir biçimde yerine oturtturulur.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gürkan.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin bitmesine çok az zaman kalmış; aslında, komisyon sırasında oturan Sayın Oğuz da zaten komisyonu temsil etmiyor.

Aslında, ben, Sayın Gürkan'ı kürsüden indirmek de istemedim. Bu Genel Kurul salonunda herkes sorumluluk duygusu içinde görev yapmak zorundadır. Biliyorsunuz, İçtüzüğümüze göre, komisyonu, komisyon başkanı, başkanvekili ve o iş için seçilmiş sözcüler ancak temsil edebilir. Sayın Oğuz, Anayasa Komisyonu üyesidir; ama, böyle bir sıfatı da yok; tam Sayın Gürkan konuştuğu sırada Sayın Komisyon Başkanı gidince, baktım, burada, salonda da komisyon temsilcileri olmayınca -kesmek hoş olmuyor- konuşmayı da kesmek istemedim. Bunu ben bir ikaz olarak yapıyorum.

Komisyondaki arkadaşlarımızdan rica ediyorum, bundan sonraki Meclis çalışmalarında Başkanlık Divanını böyle zor bir durumla karşı karşıya bırakmasınlar; yani, herkes, görevini severek ve sorumluluk duygusu içerisinde yapmalıdır. (DSP sıralarından alkışlar) Onun için, bunu, bir ikaz olarak yapıyorum; inşallah, böyle sonuçlarla bir daha karşılaşmayız.

Dediğim gibi, çalışma süremizin bitmesine çok az bir zaman var.

Kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için, 19 Haziran 1997 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 18.50


¤Ğ/¥à=¦§¨ © ª©¦ ¢ÿÿÿÿ¢ÍşuYZ¨ÀÈÏÓ>CSW“¿ÔØMRW\uy¡«ÀÄÿHL…À÷ Ep‚†şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,-†½Áõ$Xqu°Ğø 9 = j n › ¿ ë  ! % [ _ ™ × ; ` ’ Ì ğ  ; p t ® Ñ ñ  > B | £ şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şÀ!,şşşşşşşşşşşşşşş-£ Ø ø Sv¤¨âùM{¹í1NR”Çö Kv­±ô+Vswºè*9=|µİìşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ìğ+Xtš©­è2UY–Äîı>r’¯³è8PT‰ÀìZŠ¬ÉÍ-Udh¡Ü şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş- ,0i›»ØÜHko§Òì  Hm•¤¨àETXšÉé $(aŠ·ÚŞAd†©­å şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş- - J N ‹ ¯ â !7!F!J!‡!·!á!"*"."k"¢"Ë"ó"##A#n#Œ#´#Ã#Ç#$>$b$‰$˜$œ$ß$%5%c%g%§%×%ÿ%"&:&>&şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş->&&»&æ&''G'm'›'À'æ'ê'(F(q(Ÿ(£(ã()()H)e)i)«)Ó)ó)*0*4*v*£*Ã*ã*++F+p++°+Í+Ñ+,D,i,,“,şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-“,Ê,û,&-T-X--´-é-..N.R.‰.·.ã.///K/q/š/Æ/å/õ/ù/60m0•0»0Ò0Ö01@1k1‰11Ä1ï12;2?2{22¨2Å2şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-Å2É2õ22363q3Ÿ3Î3Ò3 4%4)4U4Y44¢4Ñ4Õ4 55595c55¿5÷5 66=6c6Œ6¼6Ê6Î6ú6!7G7i7”7Î7Ò7ü7'8\88¥8Ó8şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-Ó8õ8!9[9i9m9®9ä9 :K:€:±:ò:!;X;f;j;­;à;<@<w<¯<İ<='=h==¡=ä=>E>Œ>º>ß>?F?q?v?{?ƒ?‡?¸?½?Ò?Ö?şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-Ö?@@E@f@|@€@»@Ş@A>AgAšAAÑAïA)BLBhBlBB‘BÄBêB CDC[C_C˜CºCçC DD@DiD‡D D¤DÔDåDéDE'E+EZEEşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-E¿EğEF'F+F`FdFœFÂFîF GGKGrG¥GÇGH;HbHfH H¼HŞH I1IJINIˆI¤IÆIøI%J5J9JeJ—JÄJîJòJ'K^KzK°KáKLşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-L8Ljkj‰j²jÚjk2kbk’k½kŞkók÷k$lWl“l»lêl m9mbmşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-bm‘m¼mómnn^nn»nænoCovo—o›oÍop6pUp‰p´pÜp q(q,q^qxq¥qàqr$r(rnr¦rÎrs3sbs‹s«sâstt"t\ttşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-tÉtútu/u3upu¤uÑuùu6vdv™vÍvÑvwwGwowsw©wÜwx4x^x‡x·xÚxy:y^y}y²yéy z(z,zfz™zÂzúz0{4{`{r{v{şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-v{˜{Ë{û{||Q|||’|–|·|Ü|}?}G}K}t}x}¯}Ù}İ} ~~"~V~~–~Ê~Ü~à~26c‘¨Æã€1€_€…€ª€Î€í€ñ€şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ñ€!P¬ÍÑ‚9‚\‚„‚®‚İ‚ò‚ ƒ7ƒ_ƒ€ƒ°ƒÑƒüƒ!„9„]„†„ª„Ğ„ê„……M…r…‰…¼…ã…†"†L†m†š††Ó† ‡E‡I‡‡şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-‡¦‡â‡ˆDˆtˆ§ˆÍˆñˆ#‰P‰i‰•‰»‰Ú‰Š3Š7ŠdŠŠŠºŠçŠ‹A‹E‹m‹‹¹‹é‹ŒMŒmŒ“ŒÈŒíŒñŒ#Y¾à#M„şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-„¤Íò$VuˆŒÆï!Mei¥ÈÌø‘$‘(‘J‘{‘‘”‘·‘É‘Í‘ô‘)’N’R’‰’’¹’ç’“D“H“h“l““»“¿“ş“şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ş“3”f””²”┕•7•S•W••ƒ•¢•¦•Á•Å•ñ•õ•"–&–U–Y–†–Š–³–·–ß–ã–—G—K—‰—©—Ñ—ñ—˜˜M˜y˜›˜Ä˜ø˜!™Z™™şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-™½™ò™ú™ş™)š-šZš^šš²šŞš›››Q››®›à›œ8œcœrœvœœœ·œ»œğœ:>uŠÈÌ'[±ÄÈû4ŸhŸşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-hŸˆŸºŸ¾Ÿ÷ŸûŸ- 1 ^ s w ° Á Å ö ú (¡Z¡‰¡©¡à¡ı¡0¢M¢m¢q¢©¢è¢£X£‘£Å£ÿ£?¤{¤¨¤Í¤ı¤8¥@¥D¥u¥•¥¹¥è¥¦şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-¦=¦n¦¦Ÿ¦£¦Û¦§F§g§}§¦§Ø§¨¨^¨‡¨‹¨¼¨Í¨Ñ¨ı¨©©L©m©©©©Ø© ª6ªgª}ªª³ªÓªõª«2«6«j«Œ«ª«Ê«ô«¬şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-¬¬U¬z¬¬²¬Ù¬á¬å¬­$­(­T­n­¨­À­Ä­õ­®®Q®b®f®”®È®ø®¯K¯¯¸¯é¯°2°d°„°—°›°Ñ°±9±m±œ±Ó±ı±&²N²şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-N²w²¨²Õ²ı²³C³a³~³§³Ñ³´$´Y´ ´Î´µ<µjµµÉµıµ#¶W¶¶§¶ä¶·V·z··Å·â·æ· ¸F¸u¸ª¸È¸í¸¹S¹‚¹¾¹Â¹æ¹şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-湺Fºzº£ºÔºåºéº»)»-»S»v»¦»Á»Ú»Ş»¼4¼X¼}¼¯¼³¼İ¼½+½Q½`½d½¤½¨½Í½ë½ï½ ¾0¾H¾L¾z¾¾“¾Á¾Å¾ù¾¿¿şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-¿F¿f¿“¿À¿ß¿À8ÀhÀ›ÀÄÀéÀÁ7Á;ÁmÁ›ÁÉÁûÁ"ÂRĬÂÕÂÃOÃ}áÃÃÃæÃÄEÄYĈĵÄçÄÅ=ÅvÅœÅÏÅúÅ!ÆJÆhÆlÆşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-lÆ¥ÆàÆÇ1ÇjǕǺÇğÇ#ÈOÈ{ȲȶÈêÈÉ9ÉmɘÉÇÉçÉÊFÊmÊqʧÊĞÊñÊ#ËWË˸ËÉËÍËùËÌ Ì4ÌW̬̰̅ÌíÌÍIÍiÍşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-iÍŠÍ͹ÍíÍ ÎFÎtÎxΫÎÍÎÑÎûÎÏLÏsÏwÏ´Ï×Ï Ğ ĞEĞnĞЫЯĞéĞÑ Ñ3ÑVÑ•Ñ™ÑÍÑêÑÒAÒsÒwÒ ÒÈÒçÒÓ>Ó[Ó_Óşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-_Ó’Ó´Ó¸ÓâÓÔ3ÔZÔ^Ô‡Ô—Ô›ÔÊÔßÔãÔ ÕTÕ~Õ˜Õ¹Õ½ÕôÕÖEÖqÖŸÖ£ÖÖÖøÖüÖ7×O×tכן×ä×ØFØYØ]؉طØìØÙ$Ù(Ùşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-(Ù[Ù}ÙÙ¼ÙÔÙùÙ%Ú)ÚnÚ™ÚÁÚÔÚØÚÛ2ÛaÛÛ”ÛÇÛÜÜÜQÜiÜܾܺÜİ;İf݇݋ݸİíİ!ŞRŞaŞeޘ޺޾ŞùŞß6ßbßşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-bßf߬ßÚßößà/à3à`à“àÁàæà á á@ábáfáá¼áêáââ\â•â½âĞâÔâ ã;ãgã–ãšãÍã äääSäqä˜äÄäÈäå3åOåuåˆåşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ˆåŒå¸åñåæ<æYæ]æ—æ³æ·æîæ ç3ç_çcç¡çÉçëçèèBèzè èÃèÒèÖèé,é0égé…é¬éØéÜéêJêtê‡ê‹êÃêùêıê,ë>ëBëşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-Bëyë¥ë»ë¿ëöëúë,ì^ì€ì„ì®ìÜìëìïì$íRívízí¦íÜíàíîFîpî€î„î¾îÚîŞîï3ïZï†ïŠïÅïşïğ?ğCğmğ­ğÏğõğññşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ñBñ^ñbñ™ñ·ñŞñ òòFòmò–ò²ò¶òáòóCófójóóÜóéóíó$ôBôiôô–ôšôÒô õ5õhõlõ˜õÌõşõ$ö;ö?öqöö¡öËöîö÷şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-÷B÷J÷N÷Œ÷¼÷Ş÷ÿ÷ø<ørø“øµø¹øóøùù>ùaùùµù½ùÁùú$úLú_úcúú½úŞúûû7ûcûgû‘û´ûãûüüüPü‹ü¸üßüşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ßüãüıAısı§ı¯ı³ıíı şş8ş[ş‹ş°ş¸ş¼şøş*ÿJÿkÿoÿ¨ÿÕÿüÿ"\y}§Êù&*f™ÀÄñ Z^˜´şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-´¸ä)UY”¿Ùúş*`‰Ÿ£İùı)GnšÜ)<@y£ÈŞâFJ‡ªÇìğ+bşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-£§Ò 1 Y ] — ³ · ï  / [ _ ¤ Ó ó  2 6 r £ Ï ÷   D ` d › Ÿ Û  1 X \ – ¿ õ T‘şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-‘Ì÷<cg¡Ê÷#9=w°´ï7X\–ÁŞ7q’–Öú-Q‚•™ÒñJn“ÆÕşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ÕÙ6SWz Áèùı%)EIt¤Èû-RV‰›ŸÇí?sÈõY]’¹İü)Pr«şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-«Ïù#'b’–ÂĞÔ:>z§«ÚŞNxÅÉ1Z‚œ¹½÷04t«Ôü  ? p ¤ Ä ì şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ì û ÿ 9!r!v!´!á!ÿ!'":">"j"§"Ã"ì"##E#t#”#˜#Û#$6$]$p$t$®$ì$%8%P%T%‡%–%š%Á%Å%÷%&&?&j&‘&»&şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-»&¿&æ&ê&' 'K'Œ'«'Ê'ò'ö'*(.(_(c(‹(±(Ü()5)9)x)¿)Ã)ø)0*\*‚*®*Ò*ü**+J+r+¤+Ã+é+í+*,h,›,¾,è,--şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-- -T-š-º-ö-..I.l.•.Ô./'/K/j/n/­/Ï/Ó/ÿ/0090A0E0‹0Ã0á011C1z1¤1Ã1ê1ò1ö102L2P2y2}2À2ğ23şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-3;3W3[3”3×3ı3$4B4F4€4œ4 4É4Í45M5x5™55×5 676h6x6|6¶6Ó6×677G7m7›7À7ê7î7(8V88³8×8Û899"9şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-"9R9V9ˆ9¥9©9Ì9î9:?:P:T:{::œ: :Æ:í:;;;?;n;;¬;°;İ;ş;#<5<9<b<ˆ<Å<É<÷<=K=i=m=œ=Á=Å=÷=û=2>6>şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-6>^>„>¯>Ñ>?.?X?ƒ?¿?ç?@3@7@l@“@º@ß@ALAgAªA×AıABNBN|N˜NœNÅNÉNO;O[O{OœO OÍOP1PRP€P„P¾PğPøPüPAQkQşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-kQ‹Q«QÌQĞQıQ0R^RR¦R®R²RìRS&S*SoS SÅSïSóS/ThTŒT³T»T¿TòTUUVBVaVeVŸVºVşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ºVŞVúVWW,WiW–WšWÉWõWX;XfXŒX”X˜XÊXîXYY>YXY\YY¦YªYİYáY ZZ7Z]ZˆZ»ZâZ [D[{[[”[Ã[ó[\?\r\şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-r\›\¼\æ\] ]$]\]…]­]×] ^,^h^p^t^^Ó^ş^_N_w_¢_Ğ_Ô_`3`7`e`s`w`´`¸`ó`÷`%a)a]a‘aÈaıa*b[bob£b¾bşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-¾bÂbôbøb cIc‚c«cÚc dd|k|–|Ë|î|}B}d}}Ê}Ü}à}~.~R~w~Ÿ~Á~ñ~KSW}¥©ä€şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-€C€v€ €Õ€D}©­à‚H‚{‚¥‚Ú‚ƒIƒƒ”ƒ˜ƒ¾ƒƒæƒêƒ)„^„„²„ß„…<…l…¥…Ü…†(†,†h†¡†Іõ†"‡U‡‡¯‡şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-¯‡è‡ˆLˆPˆxˆ|ˆ¤ˆ¨ˆ܈äˆèˆ#‰L‰|‰´‰¸‰݉ö‰ú‰/Š^ŠwŠ{Š©Š­ŠâŠ‹D‹x‹|‹§‹Ü‹ ŒHŒƒŒ°ŒÒŒ÷ŒSz¼ßşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-+PT’£§Óğô3ZŠ¶Ü Iz Õó‘F‘c‘‘”‘‘İ‘’’’O’o’¬’Ó’ “:“k“s“w““Ì“ó“!”şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-!”_”c”—”Ó”÷”0•R•V•ƒ•´•à•–O–m–q– –Ö–—(—,—V—Œ—Ê—ı—(˜Z˜•˜¯˜ؘı˜™™C™n™­™É™ô™*šOšš°šæš››I›şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-I›}›ª›Ú›ş›%œ[œ„œ¹œêœ=p—›Êôø#T{µâŸAŸdŸŸÅŸñŸ 0 [ ƒ ‡ µ Ò ¡?¡l¡§¡â¡¢5¢^¢–¢¢şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-¢¢¢Ğ¢ü¢ £B£b£Š£»£ç£¤4¤\¤{¤¤ª¤Ϥş¤.¥d¥¥ƒ¥¶¥Ñ¥ò¥#¦Y¦ˆ¦Ʀù¦&§o§Œ§ŧì§&¨*¨W¨€¨¸¨ì¨©M©‚©Š©©şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-©»©å© ª/ªdª˜ª»ªêª «$«C«G«o«™«À«õ«"¬O¬x¬‡¬‹¬¼¬ä¬­<­i­—­Ï­ù­"®O®®‰®®Ç®ú®¯Y¯¯ª¯®¯á¯å¯°!°şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-!°%°U°‰°¿°ñ°±N±t±x±±Ʊʱ²²7²;²o²¥²Ô²ù²0³]³ˆ³ª³®³ã³´P´n´‘´Ì´÷´µ#µaµeµ¶µºµïµ¶¶<¶@¶x¶’¶şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-’¶–¶¶ò¶·/·S··™··Ê·¸%¸)¸^¸ˆ¸µ¸î¸¹$¹L¹|¹º¹ä¹º:ºcº˜ººúºşº0»h»“»´»ğ»¼<¼@¼j¼|¼€¼­¼ܼ༠½şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş- ½A½E½l½ ½¾½½ñ½'¾+¾V¾ˆ¾›¾Ÿ¾˾¿¿.¿e¿m¿q¿¥¿İ¿À>ÀbÀfÀÀÄÀÈÀøÀ&Á\ÁpÁtÁ¤ÁÔÁ ÂÂGÂoÂÂÉÂèÂìÂ'Ãşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-'ÃQÃ}òöÃÕà Ä9ÄzÄ«ÄæÄÅEÅrÅšÅÔÅÆ&Æ*Æ]ƉƳÆåÆÇÇBÇnǦǪÇÈÈ È`ȉÈÃÈäÈÉ4ÉeÉ£ÉÛÉÊ:ÊYÊ]Ê‘Êşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-‘ÊÏÊË?ËjË‘Ë·ËÜËàËÌFÌu̘ÌÇÌôÌ*ÍJÍqÍÍÁÍîÍÎ$Î(Î[Î}ΤÎ×ÎÏ7Ï^ϋϸÏãÏ ĞĞĞMĞоĞùĞÑ5Ñ9ÑeÑ†Ñşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-†Ñ°ÑÖÑÚÑÒÒÒLÒtÒ…Ò‰Ò´Ò¸ÒçÒÓEÓmÓ›ÓÇÓëÓÔÔ[Ô…ÔµÔİÔÕ4ÕgÕ„Õ°ÕÖÕÿÕ1ÖeÖÖ…Ö±ÖÖÖşÖ-×]ׅפרת׺şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-Ş×Ø-ØV؀ذØäØÙ<ÙgÙ—ÙÈÙèÙÚ>ÚoÚ•ÚÆÚíÚÛOÛˆÛ©ÛÈÛÌÛüÛ*ÜR܈ܶÜóÜ İ@İiݓݼİæİŞ&Ş*ŞVޘŞÖŞß'ß+ßşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-+ßdßtßxߤߵ߹ßéßıßà<à]àŠà¬àÕàááBáná˜áËáâ8âQâUââ¿âöâ,ãaãšãÈãüã*äTä“äÉäîäåBåfåå«åÑåÕåæşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-æ(æXææ¸æÜæç,ç\ç}ç±çñçèèDèuè«èÛèé8éXéŒé·éêéıéê5êbêê°êìêëFëië•ëÉëÚëŞë ìììNìˆìŒìÀìÈìşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ÈìÌìúì-í_íŠíÄíğíîîKî{îŸî²î¶îßîãîï)ï-ïcïgï˜ï¯ï³ïæïîïòïğ)ğ-ğiğ¢ğÔğññ/ñ>ñBñƒñ©ñ¸ñ¼ñåñéñòşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-òOòxò|ò­ò×òõò"óDóró¨óáóüó&ôWôŒôµôìôôôøô5õWõ†õ±õÛõö7öeö‘ö³öçö ÷9÷o÷™÷À÷İ÷ øø@øjø“øÒøù6ùbùşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-bù™ùÇùıù*úYú†ú½úúú/ûTû|ûºûãûü.ü2ükü“üÆüøü)ı_ı†ıºıÚış@ştşªşÓşÿ6ÿfÿ‹ÿÿÉÿîÿ+Oqœ¤¨áşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-@b‰¹ã JlšÁÉÍ%Wr©Ô!%^½æ3b˜Áù#C}¾êî#J¶Üà  şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş- K‰Âô" M ~  É ë   ! T ‡ ¹ à  3 ] ƒ µ ı > l › ½ ä è  F k ™  Ç ü *Sz Ê"N…şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-…ªåü'Wƒ§Ş6x«à9q—·ä9k•®Û,g™ÆëHPT†¸ãBzŸÈğşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ğ Tx­Ø=wšĞùGe‘¼ı*Tƒ‡¸è'LvÉ)?Ck¥Ï Pi¹Ş"şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-"M¬×ş$(Vjn Óø C t © × Û  !7!r!«!Í!Ñ!""B"~"‚"¹"ã"#F#Z#^#’#¿#ß#$-$[$–$À$ë$şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ë$%N%V%Z%%¡%Ò%&&&G&r&Ÿ&È&Ì&û&!'R'c'g'“' '¤'Ü' (((S(W(ˆ(­(±(à()D)v)z)®)İ) *@*p*Ÿ*×*+şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-+N+R+„+¶+ç+,6,g,’,º,å,-2-e--’-Ä-ô-".X.†.².ä. /2/c//·/ß/0<0^0ˆ0´0Û0 191c1‹1¬1İ12G2K2q2şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-q2¡2Ø2 3B3_3q33È3ê3434`4‚4±4å4585_5‰5°5´5í56N6}6¥6Û6707^7˜7Æ7û7!8O8…8½8ö8%9K9S9W9•9¿9å9şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-å9:5:`:›:Ç:ö:);O;{;®;Ú;÷;<A<Z<‡<¸<ğ<=*=U=}=¦=ä= >a>e>>º>â> ?-?W?|?µ?â?æ?@=@v@¯@ã@A\B\j\“\—\Ë\×\Û\ ]>]B]q]u]¨]Í]î]^C^\^`^^µ^æ^ _Q_‹_¸_í_ñ_`C`h`Ÿ`Ø` a7a]aa«aşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-«a¯aãaëaïa#b8bŀŦÅÅÅÿÅ,ÆaÆeÆ‘Æ·ÆÜÆÇ6ÇnǘÇÁÇşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ÁÇäÇÈ(È,È`ÈlÈpÈ¡ÈÚÈŞÈÉÉLÉɱÉãÉÊDÊeÊʯÊÑÊÕÊË9Ë=Ë\Ë“Ë¿ËÌ2ÌlÌ™ÌÎÌÒÌşÌ$ÍIÍ€ÍÀÍîÍÎ>ÎsÎƒÎşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-ƒÎ‡ÎÁÎìÎÏSÏÏÃÏÇÏüÏ2ĞGĞKĞ|Ğ°ĞØĞÜĞşĞÑ9Ñ=ÑnѦѪÑÚÑŞÑÒ=ÒwÒ{Ò»ÒæÒÓ Ó?ÓKÓOÓ€Ó¸Ó¼ÓìÓğÓ!ÔJÔkÔÔşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-Ô­ÔØÔÜÔûÔ4ÕeÕ¢ÕÌÕëÕ%ÖRÖ‡Ö‹Ö·ÖİÖ×<×w×µ×â× Ø;ØWØ[Ø؛؟ØĞØÙ Ù;Ù?ÙxÙ²ÙßÙÚ!Ú%ÚLÚuÚyÚ­Ú¹Ú½ÚîÚşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-îÚ&Û*Û[Û_ÛÛ»ÛæÛêÛ Ü9Ü{Ü¡ÜÀÜúÜ'İ\İ`݌ݲİ×İŞFŞpޙ޽ŞíŞıŞß5ßAßEßv߲߮ßâßæßà@àaàeàŒà²à¶àêàöàşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-öàúà+ácágá—á›á×á â(â0â4âhâtâxâ©âáâåâããUã‹ã¶ãºãîãääOä[ä_ääÈäÌäûäÿä1åZå{å¦åÅåæåêå æBæpæ˜æşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-˜æÑæğæçIçvç«ç¯çÛçè&è^è‰èºèìèé?éqéé’éÆéÒéÖéê?êCêsêwê©êÁêÅêúê!ë%ëJëNë€ë„ë¼ëèëìCìƒì´ìÙì íşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş- í6ídí–í½íëíîBîsî´îëîïIïuï©ïÖïğ=ğEğIğ}ğ­ğÅğÉğîğòğñ*ñ.ñjñnñŸñ×ñÛñ òòEò\ò`ò”ò ò¤òÕò óóCóşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-Cómóqó™óÕóôô4ôlô“ô´ôÜôõ?õtõ¯õßõöRöVö‹ö³öÌöĞö ÷C÷G÷Œ÷÷Â÷Ö÷Ú÷ ø8øaø‹ø¶øíøùCùù¼ùÀùõùú=úşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-=úAútú¨úŞúâú!ûVû€û½ûÚû üBü‚üÀüÄüı9ıcı ı½ıíı%şhşŠşşÒşÖşÿÿ#ÿIÿMÿrÿvÿ±ÿµÿğÿVqu¡Óòşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-9nr µ¹ìı/7;m”˜Êò"Ivz¦Ùû*O‚¹ğô)W{¬Í7hÍğ Muşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-u’³Ú'TX¿æ - ] u “ ¯ ä  . [ ‰ » î  & ] { ¢ µ ¹ ÷ 2 a  ¢ ¦ ç  = r ¡ Ù  Cşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-CKO‰´Óõ VÀê!EI{¬ß÷<ZŠ¸è?CnÁğ$T’–Âô'PT‚¤çşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-Ds¡Î 2XˆÍú 7i“¿ä]ºæHqŸ£×ûGv¦Îó%OxªÏßã 7gşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-g“ÁåEIw¡Î;CGsºïLd«Øş  : [ Œ µ ¹ è  !T!!Â!î!ö!ú!'"D"o"©"Ú"#şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-#'#Y#}#¦#ª#Ô# $?$h$$¸$å$%<%W%ˆ%ª%®%à% &"&J&{&¥&Ú& '@'w'¨'Ì'ú'(W(~(¶(ç()M)Q)ˆ)¿)ô)$*Z*Š*şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-Š*Ä*+7+j+’+Å+ó+,\,Š,»,ç,->-h-•-Å-ø-,.k.•.­.±.ç./Q/‡/¢/¦/Î/ì/ 0a0—0Ñ0ù021c1‰1©1­1è12A2a2şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-a2ˆ2¶2á2323^3}3¢3È3İ34:4N4R4ƒ4¤4Ö4 5)5-5_5z5§5Æ5ı56B6r6¨6Ò6û6>7h77¹7à78@8^8…8¸8è89=9g9şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-g9¡9Å9î9::@:f:ˆ:µ:ß:;/;R;~;¡;á; <2<V<Š<®<²<õ<ù<)=K=O=”=˜=Â=á=>?>v>š>·>Û>û>9?u??Ç?ñ?@@şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-@C@y@¦@Æ@Ê@ø@ AKJKNKƒK•K™KÑKL/LRLnLŸLÍLM4MWM[M‰Mşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-‰M¯MÔMûM+NgN”NÎNîN$OOO{O OÏOüOPPPvPªPÙP Q%Q)QSQoQ•Q¿QèQR?RbRR‘R¾RåRS4SNS„SµSûS"T`TˆT™TTşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-TÙTùTU5UbUU»UãU V4VkV•V¼VÛVW5WNW}W°WÚW X-XPXjXšXÆXğXYWYxYY¹YÑYÕYZ6Z`Z”ZĞZÿZ1[j[Š[[·[şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-·[ç[\A\q\–\Ô\]3]V]‡]®]é]^Y^Ÿ^½^Á^û^%_X_‰_¿_ß_`G`€`š`Ì`ù`%aCaGa‚a”a˜aÎa÷abbHbubœbÈbóbcşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-cDcsc›cÈcğcd7d]d‚dªdÕdıde'e+eWeŠeÀeöefBftf›fÇfg ggHglgŠg²gÜgh4h`hhÇhèhìh!i8i_i|i£iÌişşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-Ìi÷ijQj‡j©jÕjk)kWk‚k«kÔkùkık+lbllÃlm1mcmˆmµmçmnInyn©nÚn o1o^o‡oÂoäopBp„p¾pæpq?q}qªqÈqşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-Èqñq*rSrzr®rßr sssBs~sŸsÖsãsçs"tNtpt™tÕtût-uXuqu§uÒuv*vSv‚v¼vôvwCw…w¬wáwxMxqx¥xÍxy!yOyşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-Oymy yÈyz:z`zz±zázézíz{I{}{±{Ş{|;|d|”|Æ|ı|%}Z}}”}È}ğ}!~N~{~¢~Ä~ò~LP†°×€'€R€‚€´€şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-´€Ş€0Z‹¸é‚H‚y‚”‚Ì‚ò‚'ƒQƒ|ƒ¦ƒÙƒ „„„a„e„‘„À„Ä„ü„0…[…”…Ï…î…†=†A†v†¦†ˆé† ‡+‡W‡Š‡§‡чşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-чˆ+ˆSˆ‹ˆˆň8‰`‰•‰‰æ‰ŠZŠ^ŠŠ¡ŠÍŠÜŠàŠ ‹5‹^‹‹’‹¼‹õ‹/ŒJŒzŒ™ŒÎŒöŒ@{§Ó×7X}½şşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşş-½åDLP}¤¨Û<@qv{˜ ¡¢şşşşşşşşşşşşşşşşşşşş*K$@ñÿ$Normal,Pdda c,@, Başlık 1,H1 ğ<Uc0k$*@* Başlık 2,H2 ğ<Uc$*@* Başlık 3,H3 ğ<Uc&@& Başlık 4,H4 ğ<U(@( Başlık 5,H5ğ<Uc(@( Başlık 6,H6ğ<Uc(A@òÿ¡(Varsayılan Paragraf Yazıtipi şO Address<<V&şO& Blockquotehh<<şO¢CITEVşO¢!CODE]c:şO2:Definition Compact,DL COMPACTh˜ş<<.şOB.Definition List,DLĞ0ı<<$şO¢Q$Definition Term,DT]c şO¢a Definition,DFNVc,şO, Directory,DIRh@ €şO¢ Emphasis,EMV6şO6Horizontal Rule,HRìÿ&é'é(é)é/şO¢¡ Hypertext,A^b şO¢± Keyboard,KBD]^cf0@ÂfListe Madde İmi,ULF Иş 4ÿh·f1@ÒfListe Numarası,OLF Иş 4ÿÿh.XşOXMenuF Иş 4ÿh·········\şOò\PRE WIDE@ ÀN1»%/ûöòí èãŞÚÕĞË Æ#Â&½)¸,]c^şO^Preformatted,PRE:  -1»%) `À € à@ `À! %€(à+]c"şOñÿ" RestartList!òÿşO¢! Sample,SAMP]"şO¢1"Strikethrough,STRIKEWşO¢A Strong,STRONGU şO¢Q Typewriter,TT]c şO¢a Variable,VARV]c*şO*z-Bottom of Form'&c şO¢ z-HTML Tag ]^bc(şO( z-Top of Form)(c ÿÿ ÿÿ ÿÿÿÿW$`©¦5/ÍɆ£ ì  >&“,Å2Ó8Ö?ELÌPÑU \"bıfbmtv{ñ€‡„ş“™hŸ¦¬N²æ¹¿lÆiÍ_Ó(Ùb߈åBëñ÷ßü´‘Õ«ì »&-3"96>+EmKkQºVr\¾b“h¿nÔt*z€¯‡!”I›¢©!°’¶ ½'Ã‘Ê†ÑŞ×+ßæÈìòbù …ğ"ë$+q2å9gAjHSOU6[«aÿgo”t=z\€'‡Pˆ“Θˆ%£©¤¯'¶M»šÁÁǃÎÔîÚöà˜æ íCó=úuCg#Š*a2g9@qG‰MT·[cÌiÈqOy´€ч½¢ÊËÌÍÎÏĞÑÒÓÔÕÖ×ØÙÚÛÜİŞßàáâãäåæçèéêëìíîïğñòóôõö÷øùúûüışÿ      !"#$%&'()*+,-./0123456789:;<=>?@ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWXêgysads¡;0x#-+'‘’`,.;RCgenawYAZAR AÇIKLAMALAR YARATTARİHİ DÜZENSÜREDOSYAADI DOSYABOYUTU ANAHTARSÖZCÜK SONKAYDEDEN KARSAYISI SAYFASAYISI SÖZCÜKSAYISI YAZDIRTARİHİÖZELRB DÜZSAYISI KAYITTARİHİKONUİGŞABLONBAŞLIKDG BELGEÖZELLİĞİ ALFABETİK NORMALRAKAM İLKHARFBÜYÜKSAYIOKU KARBİÇİMİ YÜZDELİOKU İLKHARFBÜYÜK1ONALTILI KÜÇÜKHARFBİRLEŞTİRBİÇİMİSIRALI SIRALIOKUROMA BÜYÜKHARF MUTLAKDEĞERYUVARLATANIMLITAMVEYANLIŞMAXMINMODORTALAMASAYDEĞİLVEYAÇARPIMEĞERİŞARETTOPLAMDOĞRU¡¢¢¤C Kemal SAKA5\\WWW\DEN\tbmmyeni\TUTANAK\DONEM20\YIL2\BAS\b108m.txtÿ@€¡¡ ¡¡a¢Times New Roman Tur Symbol&¢Arial TurTimes New Roman5Courier New"ˆĞh÷ˆ÷ˆ5‡¯Šƒl$. Kemal SAKA Kemal SAKA  !"#$%&'()*+,-./0123456789:;<=>?@ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWXYZ[\]^_`abcdefghijklmnopqrstuvwxyz{|}~€‚ƒ„…†‡ˆ‰Š‹Œ‘’“”•–—˜™š›œŸ ¡¢£¤¥¦§¨©ª«¬­®¯°±²³´µ¶·¸¹º»¼½¾¿ÀÁÂÃÄÅÆÇÈÉÊËÌÍÎÏĞÑÒÓÔÕÖ×ØÙÚÛÜİŞßàáâãäåæçèéêëìíîïğñòóôõö÷øùúûüışÿ      !"#$%&'()*+,-./0123456789:;<=>?@ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWXYZ[\]^_`abcdefghijklmnopqrstuvwxyz{|}~€‚ƒ„…†‡ˆ‰Š‹Œ‘’“”•–—˜™š›œŸ ¡¢£¤¥¦§¨©ª«¬­®¯°±²³´µ¶·¸¹º»¼½¾¿ÀÁÂÃÄÅÆÇÈÉÊËÌÍÎÏĞÑÒÓÔÕÖ×ØÙÚÛÜİŞßàáâãäåæçèéêëìíîïğñòóôõö÷øùúûüışÿ      !"#$%&'()*+,-./0123456789:;<=>?@ABCDEFGHIJKLMNOPQRSTUVWXYZ[\]^_şÿÿÿıÿÿÿıÿÿÿıÿÿÿıÿÿÿıÿÿÿhşÿÿÿpşÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿşÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿRoot EntryG”ÕG¾ÕGèÕGÖG<ÖGfÖGÖG¹ÖGÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿ ÀFÅÀ!Œia²É¼g€WordDocument­  ¢°Ô[aÿÿÿÿÿ8%ÿÿÿÿÿÿÿÿÿ8%m  ¢°Ô[aÿÿÿ‚¿CompObjÿÿÿ8%- Ô[a<@ÿÿÿÿÿ8%ÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿ8%iSummaryInformation<@`‘mÿÿÿÿÿ8%(ÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿ8%Äşÿÿÿ şÿÿÿ şÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿşÿ ÿÿÿÿ ÀFMicrosoft Word Belgesi MSWordDocWord.Document.6ô9²qşÿà…ŸòùOh«‘+'³Ù0”˜ °¼ĞÜèü  D P \ ht|„Œæ  G Kemal SAKAe3 kD normal.dot Kemal SAKA12Microsoft Word for Windows 95gi@DocumentSummaryInformation8ÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿ ÜÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿşÿÕÍÕœ.“—+,ù®0¬HPdlt |„ Œæ MicrosoftAÎlŠ @@*;²É¼@*;²É¼5‡¯şÿÕÍÕœ.“—+,ù®0¬HPdlt |„ Œæ MicrosoftAÎlŠ