Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 20 CİLT : 22 YASAMA YILI : 2

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

64 üncü Birleşim

5 . 3 . 1997 Çarşamba


İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Manisa Milletvekili Hasan Gülay'ın, demokratik parlamenter sisteme ilişkin gündemdışı konuşması

2. -Nevşehir Milletvekili Abdulkadir Baş'ın, patates üreticilerinin sorunlarına ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Musa Demirci'nin cevabı

3. -Erzurum Milletvekili İsmail Köse'nin, son günlerde basında yer alan bazı iddialara ilişkin gündemdışı konuşması ve Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın cevabı

B)TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.-Almanya, Fransa ve Fas'a gidecek olan Çevre Bakanı M. Ziyaattin Tokar'a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ahmet Demircan'ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/703)

2. -Çek Cumhuriyeti Parlamento Başkanının vaki davetine icabet edecek Parlamento heyetine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/704)

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.-İzmir Milletvekili Birgen Keleş ve 33 arkadaşının, elektrik santrallarının ve dağıtım hizmetlerinin işletme hakkının devri konusunun araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/171)

2. -Malatya Milletvekili Ayhan Fırat ve 31 arkadaşının, SSK sınavıyla ilgili olarak ileri sürülen yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarının araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/172)

IV. -ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. -Gündemdeki sıralamanın yeniden yapılmasına ilişkin ANAP, DYP, DSP, ve CHP Gruplarının müşterek önerisi

V.-SEÇİMLER

A)KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ

1.-(10/160) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi

VI.-SORULAR VE CEVAPLAR

A)SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Patnos'da Büyük Klima İstasyon Müdürlüğü kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/219)

2. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Eleşkirt Meteoroloji İstasyonunun ne zaman açılacağına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/220)

3. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Hamur İlçesine Meteoroloji İstasyonu kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/221)

4. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Patnos Devlet Hastanesi ve lojman inşaatına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/222)

5. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Patnos Spor Salonu inşaatına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/223)

6. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Hamur İlçesi Ceylanlı -Kamışlı köyleri arasında bağlantıyı sağlayacağı belirtilen köprü yapımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/224)

7. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı İli ve ilçelerindeki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/225)

8. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, OYAK'ın üyelerine yaptırmak istediği konutlarla ilgili birim fiyatına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/226)

9. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Diyadin İlçesinin spor sahası ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/228)

10. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Diyadin İlçesinde bulunan kaplıcaların, sosyal tesis ihtiyacına ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/229)

11. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Şekerova Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/230)

12. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Doğubeyazıt İlçesinde yapımına başlanan sağlık ocağına ve sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/233)

13. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı ve ilçelerinde yapımı devam eden hastane ve sağlık ocaklarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/234)

14. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Eleşkirt İlçesindeki Devlet hastane ve sağlık ocaklarındaki sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/235)

15. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Eleşkirt İlçesindeki il kütüphanesinin hizmet binası ihtiyacına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/236)

16. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Doğubeyazıt İlçesinde yapımı sürdürülen kültür sitesi inşaatına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/237)

17. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı - ilçelerinde öğretmen evi yapılmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/238)

18. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Eleşkirt İlçesinde yapımı devam eden İmam Hatip Lisesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/239)

19. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Doğubeyazıt İlçesinde yapımı devam eden İmam Hatip Lisesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/240)

20.-Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu'nun, bazı enerji nakil hatlarının ihalesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/241)

21.-Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük'ün, köy korucularına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/242)

22. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Türkiye'ye çeşitli kaynaklardan yapılacak yardımlardan Doğu ve Güneydoğu bölgelerine bir pay ayrılıp ayrılmayacağına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/243)

23.-Adana Milletvekili Tuncay Karaytuğ'un, MersinGümrüğü ve limanındaki bazı kamu görevlilerinin rüşvet aldığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/246)

24. -Adıyaman Milletvekili Ahmet Çelik'in, Adıyaman'da yapımı süren hava meydanının hizmete açılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/248)

25. -Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın, bir gazetede yayımlanan "Patrikhane TC'yi takmıyor" başlıklı haberde yer alan iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/249)

26. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Patnos Barajı ve Patnos Ovası sulama inşaatlarının personel yetersizliğine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/250)

27.-Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın, Türkiye -İsrail Askerî Eğitim İşbirliği Anlaşması ile ilgili basına yansıyan bir beyanına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/252)

28.-Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın, Hollanda'daki İslam Kolejlerinden mezun olanların bu okullarda geçen öğretim sürelerinin Türkiye'de eksik değerlendirildiği iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/253)

29.-Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı İline bağlı köy ve mezralardaki göçleri önlemeye yönelik projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/254)

30. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, kalkınmada öncelikli yörelerdeki çiftçilere ek kredi verilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/255)

31.-Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, 1996 -1997 Hububat Alım Kararnamesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/256)

32. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı il sınırları içindeki bazı akarsular üzerinde baraj yapılmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/257)

33.-Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı Yazıcı Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/258)

34.-Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Eleşkirt -Aydıntepe, Tutak -Nadir Şeyh, Tutak -Karahalit barajlarının yapımına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/259)

35.-Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı İli sınırları içinde bulunan Murat nehri üzerinde bir baraj yapılıp yapılmayacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/260)

36. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Patnos İlçesinde bulunan Badişan Deresi üzerinde bir baraj yapılıp yapılmayacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/261)

37. -Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın, gazetelerde yer alan "İsrail nükleer deneme için Türkiye'yi seçti" şeklindeki habere ilişkinBaşbakandan sözlü soru önergesi (6/262)

38.-Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz'in, kamu kurum ve kuruluşlarında değişik pozisyonlarda çalışıp aynı işleri yapan personel arasındaki ücret farklılığına ilişkin Maliye Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/264)

39. -Ağrı Milletvekili M.Sıddık Altay'ın, hayvan besicilerinin borçlarının ertelenmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/265)

40.-Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, Burdur -Antalya demiryolu projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/266)

41. -Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli İl Müdürlüğüne bağlı sera sebzeciliği ve çiçekçiliği üretme istasyonu kurulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/269)

42. -Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli İlinde Bakanlığa bağlı bir serakent kurulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/270)

43. -Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli Organize Sanayi Bölgesi -Çardak arası duble yol yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/272)

44.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Sarayköy -Babadağ yol yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/273)

45.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Pamukkale -Akköy - Sarayköy yol yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/274)

46.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli Belediyesinin Büyükşehir Belediyesi statüsüne kavuşturulmasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/275)

47.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Pamukkale Elektrik Dağıtım A. Ş. adıyla bir şirket kurulmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/276)

48.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli İline bir kültür sitesi yapılmasına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/277)

49.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli İlinde yapımı devam eden görme özürlüler okuluna ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/278)

50.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Çardak Havaalanının iyileştirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/280)

51.-İzmir Milletvekili Zerrin Yeniceli'nin, ilaçtan alınan KDV'nin kaldırılmasına ve ilaç reklamlarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/281)

52.-Çanakkale Milletvekili Hikmet Aydın'ın, Etimesgut Belediyesince Eryaman 4. Etap konutlarına yapı kullanma izninin verilmeyiş nedenine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/282)

53.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli İlinde bir Gümrük Müdürlüğü Hizmet Binası ve Sundurması yapımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/267)

54.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli İlinde bir gümrük kimyagerliğinin kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/268)

55.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Honaz Dağına bir kayak merkezi tesisi yapılmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/279)

56.-Rize Milletvekili Ahmet Kabil'in, Çay Kurumundan kuru çay alan ve bedelini ödemeyen bayilere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/283)

57.-Rize Milletvekili Ahmet Kabil'in, Çay Kurumundan kuru çay alan ve bedelini ödemeyen bir bayiye ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/284)

58.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, havadan orman alanı renkli fotoğraf çekimi ile ilgili ihalede yolsuzluk yapıldığı iddiasına ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/285)

59. -Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Atatürk Hava Limanında yaşandığı iddia edilen bazı olumsuzluklara ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/286)

60.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Başbakanın Konya mitinginde, Konya Valisinin protokol kurallarına uygun davranmadığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/287)

61. -Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Hazinenin örtülü ödenek davasında müdahil olmaktan vazgeçtiği iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/288)

62.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, gerçekleştirilmesi vaad edilen icraatların hangi kaynaklardan karşılanacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/289)

63.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Türkiye -İsrail Askerî Eğitim Anlaşmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/290)

64.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Kürt Parlamentosu adı altındaki toplantıların önlenmesi için yürütülen çalışmalara ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/291)

65.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Irak'taki Türkmenlerin durumlarına ve Türkiye'ye gelenlerinin oturma ve çalışma izinlerine ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/292)

66.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Kuzey Irak'ta insanî yardım adı altında faaliyet gösterdikleri iddia edilen casusluk kuruluşlarına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/293)

67.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Gayriresmî RP'li heyetin Suriye'li yetkililerle görüştükleri iddiasına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/294)

68.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, basına yönelik bazı uygulamalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/295)

69.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Maliye Bakanının bazı açıklamalarının ekonomi üzerinde olumsuz etki yaptığı iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/296)

70.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, RP'li heyetin İran'ı, Dışişleri Bakanlığının bilgisi dışında ziyaret ettiği ve yetkililerle görüştüğü iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/297)

71.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Diyarbakır Devegeçidi Barajının ham petrol ve kimyasal madde atıklarıyla kirletildiği iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/298)

72.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Türkiye Motor Sanayi (TÜMOSAN)'nin Türkiye traktör üretimindeki payına ve zarar nedenine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/299)

73.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, hazine arazilerine RP'ye yakınlığı ile bilinen grupların talip olduğu iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/300)

74.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Sıvas Belediyesine aktarılan para miktarına ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi (6/301)

75.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, kaybolan insanların bulunması için yapılan çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/302)

76.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, ithalat ve ihracatımızın durumuna ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/303)

77.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Antbirlik'te çalışmadan maaş aldıkları iddia edilen kişilere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/304)

78.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, et ithalatına ilişkin tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/305)

79.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, pamuk üreticilerinin desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/306)

80.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, devlet televizyonunun bir kanalında Kürtçe yayın için hazırlık yapıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/307)

81.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, kamu kurum ve kuruluşlarında yapılması düşünülen atama ve nakillere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/308)

82.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Güllük Karakolunun İran askerlerince tarandığı iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/309)

83.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, çıkarılması düşünülen vergi affı kapsamına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/310)

84.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, ülkemizin elektrik ihtiyacının hangi kaynaklardan karşılanacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/311)

85.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, proje ihalesi yapılan bazı otoyolların yapımından neden vazgeçildiğine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/312)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.-Gaziantep Milletvekili Mustafa R. Taşar'ın, Gaziantep'in telefon santralı ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu'nun, yazılı cevabı (7/1976)

2. -Adana Milletvekili Erol Çevikçe'nin, belediyelerin sigorta prim borçlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in yazılı cevabı (7/1988)

3.-İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci'nin, Susurluk Soruşturmasıyla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği iddia edilen bir talimata ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın yazılı cevabı (7/2006)

4.-Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu'nun, Tirebolu -Torul Karayolunun yapım çalışmalarına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat Ayhan'ın yazılı cevabı (7/2041)

5.- Afyon Milletvekili H.İbrahima Özsoy'un, Afyon çevre yolu yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat Ayhan'ın yazılı cevabı (7/2079)

VII. -KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.-926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunama Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı :23)

2. -Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/543) (S. Sayısı :175)

I. -GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak iki oturum yaptı.

Sri Lanka, Pakistan ve Filipinler'e gidecek olan Devlet Bakanı Bekir Aksoy'a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Nevzat Ercan'ın,

Azerbaycan Cumhuriyetine gidecek olan Millî Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam'a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Bahattin Şeker'in,

Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Işılay Saygın'a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek'in,

Vekillik etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Afyon Milletvekili Halil İbrahim Özsoy ve 21 arkadaşının, mermerciliğin sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/170) okundu; önergenin, gündemdeki yerini alacağı ve öngörüşmesinin, sırasında yapılacağı açıklandı.

Tekirdağ Milletvekili Enis Sülün'ün, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/536) ile,

Amasya Milletvekili AslanAli Hatipoğlu'nun, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifinin (2/190)

İçtüzüğün 37 nci maddesi uyarınca doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergeleri, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edildi.

Samsun Milletvekili Biltekin Özdemir ve 41 arkadaşının, 4214 Sayılı Yetki Kanununu kötüye kullanmak suretiyle kamu personelinin ücret rejimiyle ilgili yanlış ve adaletsiz politikalar izledikleri iddiasıyla Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesinin (11/10) gündeme alınmasının, görüşmelerden sonra, istem üzerine yapılan açık oylama sonucunda; kabul edilmediği açıklandı.

Gensoru üzerindeki görüşmeler sırasında;

Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül, ANAP Grubu adına konuşan Sakarya Milletvekili Ersin Taranoğlu'nun,

Kastamonu Milletvekili Murat Başesgioğlu da Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu'nun,

Partilerine sataştığı iddiasıyla birer konuşma yaptılar.

İzmir Milletvekili Metin Öney ve 60 arkadaşının, Anayasa, kanunlar ve cumhuriyetin temel ilkeleri ve gelenekleriyle bağdaşmayan tutum ve davranışlarıyla görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin TürkCeza Kanununun 240 ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla Adalet Bakanı Şevket Kazan hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesinin (9/11), görüşmelerden sonra, istem üzerine yapılan açık oylama sonucunda, kabul edilmediği açıklandı.

Sözlü sorular ile kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için, 5 Mart 1997 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere, 20.38'de birleşime son verildi.

Yasin Hatiboğlu

Başkanvekili

Kâzım Üstüner Ali Günaydın

Burdur Konya

Kâtip Üye Kâtip Üye

II. -GELEN KÂĞITLAR

5.3.1997 ÇARŞAMBA

Teklif

1. -Refah Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz ile Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük'ün; Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/717) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi :28.2.1997)

Raporlar

1. -İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya ve 13 Arkadaşının, TMO Genel Müdürlüğündeki Usulsüzlük ve Yolsuzluk İddialarını Araştırarak Alınması Gereken Tedbirleri Belirlemek Amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci Maddeleri Uyarınca Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergesi ve (10/6) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Raporu (S. Sayısı :154) (Dağıtma tarihi :5.3.1997)(GÜNDEME)

2.-Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı ve 18 Arkadaşının, Hudutlarımızın Güvenliği Konusunda Alınan ve Alınması Gereken Tedbirleri AraştırmakAmacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci Maddeleri Uyarınca Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergesi ve (10/6) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Raporu (S. Sayısı :174) (Dağıtma tarihi :5.3.1997)(GÜNDEME)

Yazılı Soru Önergeleri

1.-İzmir Milletvekili Birgen Keleş'in, Gürcistan ile yapılan Elektrik satın alma sözleşmesine taraf olan Türk firmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanınadan yazılı soru önergesi (7/2204) (Başkanlığa geliş tarihi :3.3.1997)

2. -İzmir Milletvekili Birgen Keleş'in, termik santrallerin işletme hakkı devir bedellerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2205) (Başkanlığa geliş tarihi :3.3.1997)

3.-Kars Milletvekili Çetin Bilgir'in, Kars bölgesinde teşvik amacıyla dağıtılan süt ineklerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2206) (Başkanlığa geliş tarihi :3.3.1997)

4.-Sinop Milletvekili Metin Bostancıoğlu'nun, Sinop'ta tecavüz olayları yaşandığı iddia edilen bir Kuran kursuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2207) (Başkanlığa geliş tarihi :3.3.1997)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.-İzmir Milletvekili Birgen Keleş ve 33 arkadaşının, elektrik santrallerinin ve dağıtım hizmetlerinin işletme hakkının devri konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergeleri (10/171) (Başkanlığa geliş tarihi :4.3.1997)

2.-Malatya Milletvekili Ayhan Fırat ve 31 arkadaşının, S.S.K. sınavıyla ilgili olarak ileri sürülen yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarının araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/172) (Başkanlığa geliş tarihi :4.3.1997)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

5 Mart 1997 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Kâzım ÜSTÜNER (Burdur)

BAŞKAN - Çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ederek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64 üncü Birleşimini açıyorum.

Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır; görüşmelere, gündemdışı konuşmalarla başlıyoruz.

İçtüzüğün amir hükmü gereği, sadece üç arkadaşıma gündemdışı söz verebilme imkânım var.

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Manisa Milletvekili Hasan Gülay'ın, demokratik parlamenter sisteme ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN - Birinci sırada, çok değerli arkadaşımız Sayın Hasan Gülay, demokratik parlamenter sistemle ilgili olarak görüşlerini ifade buyuracaklar.

Buyurun Sayın Gülay. (DSP sıralarından alkışlar)

HASAN GÜLAY (Manisa) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; şahsım adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, ben de, sizler gibi bir parti üyesiyim, Demokratik Sol Partinin üyesiyim; ama, ben, önce, Yüce Meclisin bir üyesiyim. Parti üyeliğimi de aşan düşüncelerle, halkıma karşı, ne az ne fazla, ancak sizler kadar bir sorumluluğum var. Yüce Meclisin tüm değerli üyelerinin de, ne az ne fazla; ama, mutlaka benim kadar, halkımıza karşı, demokratik ve laik düzene karşı, Büyük Atatürk'ün kurduğu cumhuriyete karşı görevi ve sorumluluğu olduğunu da, eğer müsaade ederseniz hatırlatmak istiyorum; bunu görev biliyorum.

Değerli milletvekilleri, ben, önce, demokrat bir insanım. Bu sebeple, grubu olsun olmasın, bütün siyasal partilere karşı, en az kendi partim kadar saygı duyuyorum; bunu da samimî olarak söylediğime inanmanızı istirham ediyorum. Bu, önce, demokrat olmamın, demokrat olmayı başarmamın da gereğidir.

Bildiğiniz gibi, Demokratik Sol Parti, Anayol Hükümeti kurulurken, ülkenin bir hükümet bunalımına sürüklenmemesi için, ülkenin Refah Koalisyonuna muhtaç olmaması için, o hükümete, çekimser oyla destek verdi. Bazı siyasal parti sözcüleri, bazı basın ve medyanın sözcüleri, Demokratik Sol Partiyi, hükümete girmeme gerekçesi olarak, hükümet etme sorumluluğundan kaçmakla suçladılar. Bizim amacımız, Anayol Hükümeti kurulurken muhalefette kalarak, Refah Partisinin hem büyümesini önlemek hem de bu partinin panzehiri Demokratik Sol Parti olduğu için, daha iyi mücadele edip, muhalefet sahasını onlara bırakmak idi.

ÖMER EKİNCİ (Ankara) - Hani sen demokratım diyordun! Hem demokratım diyorsun hem de partimizi suçluyorsun.

HASAN GÜLAY (Devamla) - Bugün, bu hareketimizin doğruluğunu hem biz hem de halkımız çok iyi görmekteyiz. Buradan, samimî olarak, bütün içtenliğimle, Refah Partisinin tüm değerli üyelerine bazı şeyleri hatırlatmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, 54 üncü Hükümet (Refahyol Hükümeti) kurulduktan sonra -Refah Partisi üyelerinin, başta Sayın Başbakan olmak üzere- dinin öne çıkarıldığı bir siyaset yapılmaya başlandı. Refah Partili Kayseri Belediye Başkanının, Sincan Belediye Başkanının çıkışları, Taksim'e cami yapılması olayının, Refah Partisi tarafından siyasal şova dönüştürülmesi, Sultanbeyli'ye Büyük Atatürk'ün anıtının yapılması konusunda Refah Partili belediyenin takındığı tavırlar, İran elçilerinin, cumhuriyet rejimimiz üzerindeki küstah tavırları gibi... İran elçilerinin bu tavırlarına, Refah Partisinin hiçbir sayın üyesinin karşı çıktığını ben görmedim, devamlı savunmada kaldılar; eğer, karşı çıkıldığını söylerseniz alkışlamasını bilirim.

Ülkenin onurunun korunması, yalnız muhalefete kalmış bir öğe değildir; ülkenin onurunun korunması, Yüce Meclisin bütün üyelerinin birinci görevidir. Refah Partisinin tüm değerli üyelerine, bütün içtenliğimle soruyorum: Türkiye'de, bu zamana kadar gelmiş geçmiş ve bundan sonra da gelecek olan cumhuriyet hükümetleri içerisinde, ilk defa cami yapacak olan bu Hükümet mi? Samimî olarak soruyorum, samimî olarak cevap bekliyorum... Cevap, muhakkak "Hayır"dır... O zaman, o kutsal dinimiz öne çıkarılarak niye şov yapılıyor?.. Beni çok iyi; ama, çok iyi dinlemenizi istirham ediyorum. Siyaset, bu dünya için yapılır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gülay, 2 dakika eksüre yeter mi? (RP sıralarından gürültüler)

HASAN GÜLAY (Devamla) - Yeter.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, gereksiz konuşmalar için eksüre vermeyin...

BAŞKAN - Efendim, müsaade buyurun lütfen... Rica ediyorum...

Sayın Gülay, birleşimi ben yönetiyorum; siz buyurun efendim.

HASAN GÜLAY (Devamla) - Siyaset, oy versin vermesin, halka eşit hizmet için yapılır; en azından, ben, siyaseti böyle anlıyorum. Yüce Allah'a inanmak, yüce dinimizin gereklerini, emirlerini yerine getirmek de öbür dünya için yapılır. Her ikisi çok farklı şeylerdir. Bunun böyle bilinmesini, hiç; ama, hiç, akıldan çıkarılmamasını istiyorum.

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Siz müftü müsünüz efendim?!

HASAN GÜLAY (Devamla) - Yüce Allah'ın ve yüce dinimizin reklama da ihtiyacı yoktur. Onlara inanmak, onların isteğini yerine getirmek gerekir. Bilinçli bilinçsiz, toplumu siyasal ve dinsel kamplara bölerek siyaset yapılamaz, en azından, yapılmamalıdır.

Tüm halkımızın, ekonomik olarak ne kadar sıkıntıda olduğunu size bir örnekle açıklamak istiyorum: Bir tek zeytinin -kilo demiyorum- fiyatı 7 bin liradır. Sizin, bizim, Yüce Meclisin tüm görevi enflasyonu düşürmektir. Yüce Allah'ı ve yüce dinimizi istismar edenlerin, esasında kendilerinin reklama ihtiyacı vardır.

Yüce Meclisin tüm üyelerinin, demokratik ve laik düzene -Atatürk'ün demiyorum- her geçen gün büyüklüğünü daha iyi anladığım Büyük Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet rejimine sahip çıkmaları, bu değerleri korumaları, burada olmamızın da gereğidir. Gelecek nesillere, çocuklarımıza bırakacağımız tek en iyi şey, demokratik ve laik düzen ile cumhuriyet rejimidir. Herkesin bu kurallara uyması lazım. Ha, uymazsa ne olur; uymazsa, siyaseti, hisleriyle değil, mantığıyla yapan, mantığıyla yapmaya mecbur olan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN GÜLAY (Devamla) - Bitiyor Sayın Başkanım.

ÖMER EKİNCİ (Ankara) - 5 dakika daha verin, çok faydalı bir konuşma yapıyor Sayın Başkan!..

BAŞKAN - Sayın Gülay, son cümlenizi ifade eder misiniz efendim; 5 dakikalık süreye 3 dakika ilave süre çok geliyor.

HASAN GÜLAY (Devamla) - ...Yüce Meclisin değerli üyelerinin sorumluluk oylarıyla, demokratik ve laik düzeni koruyan, Büyük Atatürk'ün kurduğu cumhuriyete sahip çıkan, Yüce Allah'ı ve yüce dinimizi reklam aracı yapmayan bir cumhuriyet hükümeti kurulur.

Sözlerime son verirken, demokratik ve laik düzenin, cumhuriyet rejiminin, bu Yüce Mecliste -Türkçenin akışı içerisinde söylüyorum, tabirimi mazur görünüz- adam gibi savunmaya ihtiyacı vardır. Bu tarihî görevi hatırlatmayı da görev biliyorum.

Hepinize saygılar sunarım. (DSP ve CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; RP sıralarından alkışlar [!])

BAŞKAN - Sayın Gülay, teşekkür ediyorum.

Efendim, Sayın Gülay'ın konuşmasıyla ilgili, Hükümet cenahından bir talep?.. Yok.

2. -Nevşehir Milletvekili Abdulkadir Baş'ın, patates üreticilerinin sorunlarına ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Musa Demirci'nin cevabı

BAŞKAN - Şimdi, ikinci sırada, Nevşehir Milletvekilimiz Sayın Abdulkadir Baş, patates üreticilerinin sorunlarıyla ilgili olarak gündemdışı söz talebinde bulunmuşlardır, kendilerine söz veriyorum.

Bendeniz, kendisine "Nevşehir'de patates ekilir mi" diye sordum, şimdi onu ifade edecekler.

Buyurun efendim.

ABDULKADİR BAŞ (Nevşehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülke genelini ilgilendiren; ama, Nevşehir ile Niğde yöresinde yoğunluk arz eden patates üreticilerinin meselesini sizlere arz etmek ve Hükümetin dikkatini bu noktaya çekmek için söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce, Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlarım.

Bu sözü almada ne kadar isabetli olduğumu, Muhterem Başkanın dahi, Nevşehir ve Niğde yörelerindeki patates durumundan haberdar olmaması, çok güzel ifade ediyor.

BAŞKAN - Aman... Aman... Aman, Sayın Baş, onun ne anlama geldiğini siz iyi biliyorsunuz...

ABDULKADİR BAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerçekten, burada herhangi bir siyasî polemiğe meydan vermeden, patates üreticilerinin meselesini sizlere arz etmek istiyorum. Çiftçinin sıkıntısı o kadar had safhada ki, üzerinde siyaset yapılmasını gerçekten gerektirmiyor.

Patates üreticilerinin meselesine geçmeden önce, Türk çiftçisinin genel problemi olan bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum. Bugün, başta pancar üreticisi olmak üzere, fındık, pamuk, üzüm üreticisinin, devletten, 43 trilyonun üzerinde alacağı bulunmaktadır. Bu çiftçilerimiz fevkalade sıkıntıdadır; paralarının bir an önce ödenmesi icap etmektedir.

Yine, Hükümetin taahhüdü altında olan gübrede iade meselesinin bir an önce halledilmesi gerekmektedir; altı aydır gübre iadesi yapılamamıştır. Yine, Hükümet, gübrede yüzde 50 sübvansiyonun verileceği hususu üzerinde durmuş olmasına rağmen ve şimdi, vatandaş, gübre alma durumunda olmasına rağmen, bununla ilgili herhangi bir Hükümet çalışmasının olmadığı da, esefle müşahede edilmektedir. Çiftçi bundan habersizdir.(Gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, sükûnet rica ediyorum...

Buyurun efendim.

ABDULKADİR BAŞ (Devamla) - Muhterem arkadaşlarım, patates üreticilerinin, maliyetten kaynaklanan, pazarlamadan kaynaklanan iki ana problemi vardır. Türkiye genelinde 4 milyon ton civarında patates üretildiği ifade edilemektedir. Bunun 2 milyon tondan fazlası; yani, Türkiye üretiminin yarısından fazlası, Nevşehir ve Niğde yöresinde üretilmektedir. Bu bakımdan, bu husus, yöre ekonomisini de fevkalade ilgilendirmektedir.

Değerli arkadaşlarım, yörede devlet sulamasının olmaması sebebiyle, genellikle elektrik motorundan istifade edilerek sulama yapılmaktadır; fakat, tarımda kullanılan elektriğin fevkalade pahalı olması, maliyeti çok büyük ölçüde artırmaktadır. Geçen sene, elektrik fiyatı, birim fiyat olarak, KDV dahil 1 630 Türk Lirası olması itibariyle, bu sene en az yüzde 300'ün üzerinde bir artış göstermiş, 5 750 Türk Lirasına ulaşmıştır. Keza, gübre, mazot ve işçilik yüzde 400 civarında artış göstermiştir. Buna rağmen, patatesin kilosu, geçen sene sezon sonu itibariyle 7 bin Türk Lirasından satılmıştır; ama, bu sene sezon başında, geçen sene fiyatının çok altında, 5-6 bin Türk Lirası civarında satılmıştır. Çiftçi, borçlarını ödemek için, sezon başında, patatesi büyük ölçüde elden çıkarmıştır; ama, elektrik bedelini ödeyememiştir.

Elektrik bedeli deyip geçmemek lazım değerli arkadaşlarım. Yöremizde, çiftçi başına 500 milyon ilâ 1,5 milyar Türk Lirası civarında elektrik bedeli ödenmesi icap etmektedir. Bu ödenmediği için, Hükümet, mart ayı sonuna kadar bunu ertelemiştir. Bölgede don meselesi gündeme gelmiş, çiftçinin patatesi büyük ölçüde dona maruz kalmıştır ve bugüne kadar da fiyatlarda önemli bir artış olmamıştır; geçen sene fiyatının seviyesinde cereyan etmektedir. Bu bakımdan, çiftçimiz, elektrik bedelini ödemede fevkalade sıkıntıya düşmüştür.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Baş, efendim, 2 dakika eksüre veriyorum.

ABDULKADİR BAŞ (Devamla) - 3 dakika...

BAŞKAN - Sonra bir daha istersiniz ama... Bir daha istemeyeceksiniz değil mi?

ABDULKADİR BAŞ (Devamla) - İstemeyeceğim.

BAŞKAN - Peki, buyurun efendim.

ABDULKADİR BAŞ (Devamla) - Ben, Sayın Hükümetten istirham ediyorum. Çiftçinin bu meselesine ciddiyetle eğilinmesi ve elektrik borçlarının önümüzdeki sezon sonuna aktarılması, çiftçi için fevkalade önem arz etmektedir.

Değerli arkadaşlarım, pazarlamadan kaynaklanan sıkıntılarımız da vardır. Patates üretiminin, tüketimden fazla olması münasebetiyle, patatesin ihraç edilmesi önem arz etmektedir. Ancak, dünya piyasalarında, Türk patatesinin maliyetinin fazla olması itibariyle, ihracatın mutlaka desteklenmesi gerekmektedir. Daha önce, ton başına 50 dolar olarak patateste ihracat iadesi öngörülmüş ve bu gerçekleşmiştir; ama, bu sene, bu yardım, ihracatta iade çok cuzi olduğu için, patetes ihracatı sıkıntıya girmiş ve patates, çiftçinin elinde kalmıştır. Çiftçi, hem borcunu ödeyememekten hem elindeki patatesi satamamaktan dolayı fevkalade sıkıntı ve infial içerisindedir. O bakımdan, bundan sonraki yıllarda da çiftçinin bu sıkıntısının devam etmemesi için, alınması gereken tedbirleri maddeler halinde Yüce Heyetinize arz etmek istiyorum:

Öncelikle, tarımda kullanılan elektrik fiyatlarının düşürülmesi ve bundan sonra da zammın otomatik olarak yapılmaması gerekmektedir.

Patates ihracatının teşvik edilmesi ve desteklenmesi zarurîdir; ancak, ihracat iade priminin sezon başında açıklanması ve tatmin edici olması gerekmektedir.

Patatesin, Hal Yasasından çıkarılması, borsa kotasyonuna dahil edilmesi, patates ihtisas borsasının kurulması gerekmektedir.

Bölgemizde üretilen patatesin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Baş...

ABDULKADİR BAŞ (Devamla) - Sadece bir sayfa kaldı Sayın Başkan...

BAŞKAN - Aman, ona hiç zamanımız yok efendim. Lütfen... Rica ediyorum, saygı sunun, inin...

ABDULKADİR BAŞ (Devamla) - Peki efendim.

Patates ihracatının kolaylaştırılması için, Nevşehir'e (A) sınıfı gümrük ve ihracat müdürlüğünün acilen kurulması gerekmektedir.

Patates üreticisinin yaşadığı bu durumun ileriki yıllarda da devam etmemesi için, ilgili bakanlıklar nezdinde ciddî ve kalıcı bir çalışmanın başlatılmasına acilen ihtiyaç vardır.

Sayın milletvekilleri, patates üreticisinin sıkıntısı had safhaya gelmiştir. Çiftçi infial halindedir; borcunu ödemede ve çiftçiliğe devam etmekte acz içerisindedir; bir an önce ciddî tedbirlerin alınmasına ihtiyaç vardır.

Hükümetin, bir an önce, çiftçinin problemlerine eğilmesini diliyor, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Baş, teşekkür ediyorum.

Gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere, Tarım ve Köyişleri Bakanımız Sayın Musa Demirci; buyurun efendim. (RP ve DYP sıralarından alkışlar)

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSA DEMİRCİ (Sıvas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Nevşehir Milletvekilimiz Sayın Abdulkadir Baş'ın, patates üreticilerinin problemleri hakkında yapmış oduğu gündemdışı konuşmaya cevap arz etmek istiyorum.

Tabiî, çiftçimizin problemlerini, o yöre ve diğer yörelerdeki patates üreticilerimizin problemlerini tekrar gündeme getirdikleri için kendilerine teşekkürlerimi arz ediyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de patates ekim alanı 191 bin hektar civarındadır. Patates üretimimiz, yıllar itibariyle artış göstermiş ve 1996 yılında 4 milyon 700 bin ton olmuştur. Birçok vilayetimizde patates üretimi yapılmasına rağmen, Türkiye'nin patates üretiminin yüzde 48'i Nevşehir ve Niğde İllerinde yapılmaktadır. Nevşehir Vilayetimizde 28 bin hektar, Niğde Vilayetimizde de 28 bin hektara yakın bir üretim alanı vardır. Buna rağmen, Nevşehir Vilayetimizde 1 milyon 300 bin ton, Niğde Vilayetimizde de 1 milyon ton civarında patates üretimi yapılmaktadır.

Dünyada birçok ülkede patates üretimi yapılmakta, buna rağmen, Türkiye'nin hemen yanı başında Hollanda ve Avrupa'nın diğer ülkelerinde patates üretimi fevkalade büyük boyutlarda yapılmaktadır. 1996 yılı, dünyada patates üretimi bakımından önemli bir yıl olmuştur.

Bu bakımdan, dünya piyasalarına baktığımızda, patatesin tonu 60 ilâ 70 dolar civarındadır. Ancak, Hükümetimiz, gerek üretimdeki bu fazlalığı gördüğü için gerekse çiftçimizin içerisinde bulunduğu şartları, bulunduğu zorlukları bildiği için, 4 Ocak 1997 tarihinde Para Kredi Kurulu toplanmak suretiyle, patateste ihracat primini getirmiştir. Hükümetimiz, bunu Resmî Gazetede yayımlamış, ayrıca, ihracatta başka destekleri de çiftçimize vermektedir.

Yine, bildiğiniz gibi, Irak ve Nahcivan kapıları açılmış, mazot karşılığında mal verilmesi sağlanmıştır. Bu bakımdan da, mal olarak bilhassa patates, bu kapılardan verilmeye başlanmış, çok önemli bir miktar patates, hem Irak kapısından hem Nahcivan kapısından sevk edilmeye başlanmıştır.

Sulamada kullanılan elektrik, biliyorsunuz, Hükümetimiz tarafından 31 Mart 1997 yılına kadar taksitlendirilmişti. Ancak, yeni bir çalışmayla, bu taksitlendirme süresi yılsonuna kadar, yani, 1997 yılının sonuna kadar uzatılmış ve bu şekilde çiftçimizi rahatlatan bir karar alınmıştır.

Ayrıca, tabiî, gübreleme konusunda çiftçilerimizin problemleri vardır; onu da biliyoruz. Bu bakımdan, çalışmalarımız devam etmektedir. Çiftçilerimizin, üreticilerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha açıklıyor, Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun. (RP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Gündemdışı konuşma cevaplandırılmıştır.

3. -Erzurum Milletvekili İsmail Köse'nin, son günlerde basında yer alan bazı iddialara ilişkin gündemdışı konuşması ve Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın cevabı

BAŞKAN - Üçüncü gündemdışı söz sırası, Sayın İsmail Köse'de. Sayın Köse, gazetelerdeki bazı iddialarla ilgili olarak söz talebinde bulundu.

Buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; konuşmama başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin, özellikle milletvekilerimizin, her zaman olduğundan daha çok sorumluluk duygusu içerisinde hareket etmeleri gereğini ve sorumluluğumuzun arttığı günleri yaşadığımızı hep beraber hissediyoruz. Bu fırtına birçok çamı devirirken, milyonlarca insanımızı da bu felaketten kurtarmak mecburiyetinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Sayın millevekilleri, 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulu toplantısından önce basında yazılanlara, konuşulanlara, medyanın çeşitli parçalarında izlemiş olduğumuz konulara baktığımızda ve arkasından Millî Güvenlik Kurulu toplantısından sonra da, yine kamuoyundaki konuşulanları ve bu hareketin muhatapları olarak aranan mercileri de beraberce izlemekteyiz.

Ortada bir yangın vardır; bu yangını daha şiddetlendirmek, bu ateşi daha alevlendirmek için buraya odun taşıyanlar vardır. İşte, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevi, bu alevi söndürmektir, bu fırtınayı dindirmektir. Demokrasimize, hürriyet rejimimize, milyonlarca inançlı insanlarımıza, Türk Milletine, sonucunda da başta Hükümetimize ve Türkiye Büyük Millet Meclisimize zarar verecek bu olayları önlemek, her vicdan sahibi insanımızın, özellikle milletvekilerimizin görevidir.

Ne yapacağız?.. Şimdi, bunu, hiçbir şey yapmadan, hiçbir şey düşünmeden veya benim meselem değil diyerek geçemeyiz. Bugün, Türkiye'de, hangi gözlükten bakarsanız bakınız, tüm siyasî partilerimizi, siyasetle meşgul olan -ister Mecliste olsun, ister dışında olsun- tüm siyasetçileri alakadar eden ve toplumun muayyen kesimlerinde, meslekî kuruluşlarda, toplumun harekete geçirilmesi konusundaki muharrik güçler de dahil olmak suretiyle her yerde bir hareket var. Bu hareketin sebebi nedir; sonuçları ne getirecektir; bunu çok iyi irdelememiz, değerlendirmemiz gerekiyor.

İşte, bugün yine, basında, maalesef, büyük gazetelerimizde, Kur'an kurslarında, rejimimizin yıkılması konusunda, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran aziz Atatürk aleyhinde yeminler yapıldığı ve bu şekilde bir eğitim verildiği konusunda -üzülerek ifade ediyorum- en önemli gazete dediğimiz gazetelerin manşetlerinde bu istikamette yayımlar yer almıştır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de nüfusun yüzde 99'unun Müslüman olduğunu söylüyoruz. Bir taraftan, devletimizin çeşitli müesseselerinde bu insanlarımızın dinî eğitim almaları için bu hizmetler verilirken, diğer taraftan da, vatandaşlarımız, kendi imkânlarıyla, bu eğitimin tamamlanması konusunda, ihlasla, rejime sadakatla ve iyi niyetle, bu eğitimi almaya devam etmektedirler

Eğer, gerçekten böyle bir yemin varsa, vahimdir; yani, bir taraftan hürriyetin nimetlerinden, demokrasinin nimetlerinden ve birçok imkândan istifade etmek suretiyle böyle bir eğitimden istifade edeceksiniz; ama, diğer taraftan, devletin dibine dinamit koymak suretiyle, devleti temelinden sarsmak suretiyle, bu şekilde bir düşünceyi ortaya koyacaksınız... Ben, böyle bir yeminin olduğuna inanmıyorum (RP sıralarından alkışlar)...

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) - Nerede var... Nerede var...

İSMAİL KÖSE (Devamla) - Böyle bir yeminin olduğuna inanmıyorum; çünkü, bayrağın olmadığı yerde, toprağın olmadığı yerde hürriyet olmaz; hürriyetin olmadığı yerde de dinî eğitim almak mümkün değildir. Özellikle İslamda, hürriyetin, toprağın; yani, vatanın ne anlama geldiğini ancak İslamî eğitim alanlar bilirler. "Hubbül vatan minel iman" yani, vatan sevgisi imandandır" diyor. (DYP ve RP sıralarından alkışlar) Vatana düşmanlık, devleti yönetene düşmanlık, aziz devletimizi kuranlara düşmanlık...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Köse, 3 dakika süre verdim efendim; ama, lütfen; toparlayalım.

İSMAİL KÖSE (Devamla) - Böyle bir düşüncenin, böyle bir eğitimin yüce dinimizle uzaktan ve yakından alakası yoktur.

Şimdi, kimse bunun sorumlusu; yani, Kur'an kurslarında böyle bir olay var mıdır; ne zaman olmuştur; gerçekten böyle bir şey olmuş mudur? İlgili bakanın, muhakkak surette Yüce Meclisimizi aydınlatmasını istiyorum. Bunu, gerçekten, bu dumanlı günlerin daha da kötüye gitmemesi için; dışarıda, sokaklarda iş bekleyen, aş bekleyen... Daha dün, Hıristiyan topluluğu tarafından, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir ideali haline gelen Avrupa Topluluğuna girmek konusunda önümüzü kesmek üzere verilen kararlara rağmen; bugün, günümüzün meselesi olmayan bu meselelerle uğraşmaya zamanımızın olmamasına rağmen; bizimle, bu konularda, bu hassas konularda uğraşanları bir daha bu kürsülerden beraberce lanetleyelim, Meclis olarak üzerimize düşen görev neyse, onu beraberce yapma kararlılığında olalım.(DYP ve RP sıralarından alkışlar)

Bu duygu ve düşüncelerle, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Sayın Köse, teşekkür ediyorum efendim.

Efendim, Hükümet adına söz talebi mi var?

ADALET BAKANI ŞEVKET KAZAN (Kocaeli) - Evet Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gündemdışı konuşmayı cevaplamak üzere, Adalet Bakanı Sayın Kazan; buyurun. (RP sıralarından alkışlar)

ADALET BAKANI ŞEVKET KAZAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Erzurum Milletvekili Sayın İsmail Köse arkadaşımızın, biraz önce, bu kürsüde, bugünkü gazetelerden birinde manşet halinde verilmiş olan ve "Ürperten Yemin" başlığını taşıyan bir haber dolayısıyla yapmış olduğu gündemdışı konuşma üzerine, Bakanlığımda, bu konuda derdest olan bir dosya münasebetiyle, cevap vermek üzere huzurunuza gelmiş bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyeti saygıyla selamlıyorum.

Önce, Sayın İsmail Köse arkadaşımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Gerçekten, Türkiye'nin gündeminin karartılmak istendiği bir ortam içerisinde, bugün, bir gazetede, manşet halinde yer alan bir haber, toplum huzuru açısından fevkalade büyük bir tehlike arz etmektedir. O nedenle, Sayın Başkanın müsaadesi ölçüsünde cevap vermeye çalışacağım.

Değerli arkadaşlar, bu konuda söz alışım, evveliyatı itibariyle şu noktada tamamlanmış olan bir tahkikatın konuşmaya imkân vermesi sebebiyledir; yürütülmekte olan bir tahkikat, şu noktada tamamlanmıştır ve o nedenle, bu konuya cevap verme imkânı hasıl olmuştur. Anayasanın 138 inci maddesine aykırı bir durum söz konusu değildir. Bu noktayı, bilhassa belirtmek istiyorum.

14 Haziran 1996 tarihinde, Genelkurmay Başkanlığından Adalet Bakanlığına bir yazı gönderilmiştir. Gönderilen bu yazının, bir sayfalık da eki vardır.

Önce, kısaca yazıyı okuyorum:

"Adalet Bakanlığına

İlgi: A) Dinsel Bunalımdan Gerçek Hak Yoluna adlı, Dr. Niyazi Köymen tarafından yazılan kitap

B) Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesi

C) 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun

D) 5680 sayılı Basın Kanununun ek 1 inci maddesi

E) Genelkurmay İstihbarat Başkanlığının 15 Mayıs 1996 günlü yazısı"

Şimdi metne geçiyorum:

"İlgi (A)' daki kitabın 170 inci sahifesinde 'Kur'an Kursları Andı' başlığı altında yer alan yazıda, özellikle 'Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliğiyle savaşa adayacağıma, Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime' şeklindeki ifadelerden de anlaşılacağı üzere, Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret edilmekte; ayrıca, halk, kanunlara karşı itaatsizliğe, toplumun türlü sınıfları, birbirine karşı düşmanlığa tahrik edilmektedir.

2. Bu nedenle, ilgi (A) kitap sorumluları hakkında, ilgi (B) ve (C) kanun maddeleri uyarınca yasal işlem yapılmasını, ilgi (A) kitabın, ilgi (D) kanunî maddesi gereğince, dağıtımının engellenmesini ve toplatılmasını ve sonucundan Genelkurmay Başkanlığına bilgi verilmesinin sağlanmasını takdir ve tensiplerinize arz ederim" denilmiş yazıda ve bu yazıya da, bugün gazetelerde metnini gördüğünüz şu and eklenmiş, bu bir sahifelik yazı eklenmiş, başka bir şey yok. Yalnız, bu "Kur'an Kursları Andı" diye başlık taşıyan metnin sonunda da "Dr. Niyazi Köymen, Dinsel Bunalımdan Gerçek Hak Yoluna, Sahife 170" diye, bir de yazar ve kitap ismi belirtilmiş. Zaten, bunu dikkate alarak, Genelkurmay Başkanlığı, Adalet Bakanlığının dikkatini çekmiş.

1 Temmuz tarihinde, Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden, müsteşar imzasıyla, Genelkurmay Başkanlığına, kitabın neşir merkezinin bildirilmesi istenmiş.

4 Ekim tarihinde, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gelen cevabî yazıda, adlî müşavirlikten gelen yazıda "söz konusu kitap veya neşir merkezi hakkında mevcut herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, ilgi (B) yazıda tarafınıza ek olarak gönderilen ve kitabın 170 inci sahifesinde yer aldığı anlaşılan ve tek bir sahifeden ibaret olan 'Kur'an Kursu Andı' başlıklı bildiri mevcuttur. Bu nedenle, suç duyurusuna yapılacak işlem açısından, konunun, yetkili istihbarat makamlarıyla koordine edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir." Kitap?.. Yok.

Tabiî, Adalet Bakanlığı, 14.10.1996 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, 14 Haziran 1996 tarihli Genelkurmay Başkanlığının yazısını, ekindeki bu metni de ekleyerek göndermiş, kanunî gereğinin takdir ve ifasını istemiş.

Tabiatıyla, özellikle kitapların neşredildiği ilimiz İstanbul olduğundan, önce, bu il açısından tahkikata geçilmiş. Yapılan araştırmalardan sonra, 17 Ekim tarihinde, Basın Savcısı, İstanbul Başsavcılığına başvurmuş. "Kitabın neşredildiği yerin bilinmesine ihtiyaç vardır yetkili savcıyı tayin, tespit bakımından. Kayıtlarımızın araştırılmasına rağmen, kitabın nerede neşredildiği tespit edilememiştir. Dava müruru zamanının bir sene olduğu da gözetilerek, kitabın, ihbarda bulunan Genelkurmay Başkanlığından istenilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür" demişler. Bunun üzerine, İstanbul Başsavcılığı da, Basın Savcılığının bu talebini Bakanlığımıza intikal ettirmiş; yani, kitabın nerede olduğu soruluyor; fakat, Adalet Bakanlığı, sadece İstanbul Savcılığı açısından çalışmalarını sürdürmemiş, ayrıca, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına da bir yazı göndermiş; Genelkurmay Başkanlığının tezkeresini ve ekindeki kâğıdı birlikte göndermiş; aynı şekilde, kanunî gereğinin takdir ve ifasını istemiş.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu konuda "1906/929 sayıyla hazırlık soruşturması dosyası açtım" diye Bakanlığa bilgi vermiş. Bu bilgiyi verdikten sonra, ayrıca, Emniyet Güvenlik Şube Müdürlüğüne kitaptan bir adet temin edilerek, savcılık basın bürosuna gönderilmesini istemiş. Bunun yanında, aynı tarihte, yine, Genelkurmay Askerî Savcılığına "Kitap aslının, Genelkurmay Başkanlığından temin edilerek, tetkik ve iadesi için, Savcılığımız, basın bürosuna gönderilmesine ön olmanızı saygıyla rica ederim" diye, Savcı, Genelkurmay Askerî Başsavcısına yazı yazmış. Emniyet Müdürlüğüne yazılan yazıya cevaben Başsavcılığa "adı geçen kitap ilimizde bulunabilecek muhtemel yerlerden araştırılmış ise de, temini mümkün olamamıştır" şeklinde yazı gelmiş; yani "yoktur böyle bir kitap" diyor. Genelkurmay Askerî Başsavcılığı, Ankara Başsavcısının yazdığı yazıya, 25 Kasım gününde cevap vermiş; ama, Ankara Başsavcılığı, yeniden, Genelkurmay Askerî Savcılığına şu yazıyı yazmış: "İlgi cevabî yazınızda, Dr. Niyazi Köymen ismi altında yazıldığı belirtilen Dinsel Bunalımdan Gerçek Hak Yoluna isimli kitabın temin edilemediği ve temini konusunun yetkili istihbarat makamlarınca araştırılmasının uygun olacağı belirtilmiş ise de, yaptırılan araştırmada böyle bir kitabın varlığı belirlenememiştir. Bu itibarla, ihbarın, makamınızda yapıldığı göz önüne alınarak, böyle bir yazının ne şekilde ele geçtiğinin açık bir ifadeyle belirtilmesi saygıyla rica olunur."

Hiç olmazsa, muhbirin ismini öğrenelim, muhbirin isminden hareketle, suçu ve suçun failinin üzerine gidelim. Buna karşı, Genelkurmay Askerî Savcılığı "kitapla ilgili olarak daha önce gönderdiğimiz yazıdan başka bir bilgi yoktur" demiş. Bunun üzerine, konuyu araştırmakla görevli olan Ankara Cumhuriyet Savcısı, kovuşturmaya yer olmadığı kararını vermiş ve bu karar, 21 Şubat 1997 tarihinde Bakanlığımıza intikal ettirilmiş.

Şimdi, neden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veriliyor; onun gerekçesi kısaca şöyle: Kitaptan alındığı söylenilen sahifenin, sadece bir beyaz kâğıda yazılmış bir fotokopi olduğu; suç ihbarında bulunan Genelkurmay Başkanlığı makamından kitabın aslı istenildiği halde, elde kitabın mevcut olmadığını; istihbarat makamlarıyla temas kurularak bulunması şeklinde cevap verildiği, Genelkurmay Askerî Savcılığından da bir netice alınamaması üzerine, güvenlik şube müdürlüğü aracılığıyla tüm aramalara rağmen, böyle bir kitabın varlığına rastlanamamıştır. Bu itibarla, varlığı tespit edilemeyen, tek sahifeden ibaret yazı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına; kararın bir suretinin, tomar evrak suretleriyle birlikte, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürüne gönderilmesine itirazı kabil olmak üzere karar verildi" denilmiş.

AYHAN GÜREL (Samsun) - Sayın Başkan, 15 dakika oldu!..

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) - Rahatsız mı oldunuz?!.

ADALET BAKANI ŞEVKET KAZAN (Devamla) - Tabiî, Ceza İşleri Genel Müdürü olan arkadaşımız, Genelkurmay Başkanlığına gereken bilginin verilmesi üzerine, bu konu ile ilgili yazıyı, metni hazırladılar ve benim önüme getirdiler. 4 Mart günü bu yazı benim önüme geldi.

Burada, tamamen kitap araştırılıyor. Ayrıca, bu yazının altındaki Niyazi Köymen ismi araştırılmıyor. "Ben acaba, Niyazi Köymen isminde bir kişi var mı, yok mu; hiç olmazsa bunu arayalım, bunu bulalım; bu yazıyı ondan sonra gönderelim" dedim. O nedenle, Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik Dairesi Başkanlığından, Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünden, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden, bu isimde bir kişinin var olup olmadığını sordum; daha doğrusu, sordurdum. İşte, İçişleri Bakanlığından gelen cevap: "Yurtiçi ve yurtdışı bilgisayar kayıtlarımız tetkik edilmiş, herhangi bir kayda rastlanmamıştır. 4.3.1997 günü, tüm illere, kitap hakkında derlenecek bilgilerin gönderilmesiyle ilgili teleks çekilmiş olup bilgi beklenmektedir; ayrıca, kayıtlarımızda Doktor Niyazi Köymen adına rastlanmamış ise de araştırma sürdürülmektedir" diyor. Adlî Sicil ne diyor: "Sabıka kaydına bakılan Niyazi Köymen isimli şahsın, bilgisayar ortamında Türkiye çapında eksik bilgi ve arşiv eksiği taraması yapılmış olup, bu şahsa ait herhangi bir bilgi bulunamamıştır.

Arkadaşlar, şimdi, bir suç ihbarı var; bu suç ihbarında bir kitap isminden bahsediliyor. O kitap araştırılıyor; o kitap yok... İhbarı yapılan müesseseden soruluyor "bizde de böyle bir kitap yok; sadece, yazımızın ekinde göndermiş olduğumuz bir sayfadan ibaret kâğıt var" deniliyor. Kişi ismi veriliyor, soruluyor; böyle bir kişi yok!.. Ee, cumhuriyet savcıları ne yapsın?!.

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) - "Yok" demiyor "inceleniyor" diyor.

ADALET BAKANI ŞEVKET KAZAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de, gerçekten, sıkıntılı günler geçiriyoruz. Bakınız, bu gazetede "Ürperten Yemin" başlığıyla verilen ve üzerinde bunca tahkikata rağmen, bu şekilde verilen haber karşısında, değerli arkadaşımız "bu bir memleket meselesi, çok önemli bir konu, bunun üzerine gidilmesi lazım gelir" düşüncesiyle geldiler, konuyu burada dile getirdiler. Ben, arkadaşıma müteşekkirim; ama, bu "ürperten yemin" denilen ve sadece bir kâğıdın üzerinde yazan; kitabı olmayan ve yazıyı yazanın da belli olmadığı bu kâğıt, acaba, bir ürperten yemin değil de, bir ürperten provokasyon olmasın!.. Mesele budur. (RP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, hepimiz dikkatli olmalıyız. Her habere, aslını araştırmadan itibar etmemeliyiz. İmzasız mektuplara, farazî senaryolara göre hareket etmemeliyiz. Bu bakımdan, eğer, bizim, koalisyon görüşmelerimiz sırasında, Millî Güvenlik Kurulunun teşkili bakımından, bu Millî Güvenlik Kurulunda Adalet Bakanının da bulunması lazım tarzındaki tezimiz, bir Anayasa değişikliğine inkılap edebilseydi çok faydalı olurdu. Şu bakımdan faydalı olurdu; çünkü, Millî Güvenlik Kurulunda, İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı var; ama, ülkenin güvenliğini ilgilendiren konular, İçişleri Bakanlığının poliste başlattığı konulardır; ama, bir de savcıda devam eden, hâkimde biten safhası var. İşte, savcıda devam eden, hâkimde biten safhası, o kurul müzakerelerinde gündeme gelmediği için, elbette, Türkiye'de, böyle bir kağıt parçası üzerinde bu tartışmalar olabiliyor. Biz, yine de, bunun tahkikatını sürdürüyoruz.

İsmail Köse arkadaşımıza teşekkür ediyorum, hassasiyetine teşekkür ediyorum; Hükümet olarak da aynı hassasiyeti taşıdığımızı ifadeyle, hepinize saygılar sunuyorum. (RP ve DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bakan, teşekkür ediyorum efendim.

Sayın milletvekilleri, Sayın Köse'nin gündemdışı konuşması, Sayın Adalet Bakanı tarafından cevaplandırılmıştır.

Gündemdışı konuşmalar ikmal edilmiştir.

Cumhurbaşkanlığının bir tezkeresi vardır; değerli Divan Üyesi arkadaşımız okuyacaklar:

B)TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.-Almanya, Fransa ve Fas'a gidecek olan Çevre Bakanı M. Ziyaattin Tokar'a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ahmet Demircan'ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/703)

28 Şubat 1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşmelerde bulunmak üzere, 3 Mart 1997 tarihinden itibaren Almanya, Fransa ve Fas'a gidecek olan Çevre Bakanı M. Ziyattin Tokar'ın dönüşüne kadar; Çevre Bakanlığına, Devlet Bakanı Dr. Ahmet Demircan'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup, bilgilerinize sunacağım:

2. -Çek Cumhuriyeti Parlamento Başkanının vaki davetine icabet edecek Parlamento heyetinde yer alan milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/704)

5 Mart 1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Çek Cumhuriyeti Parlamento Başkanının vaki davetine istinaden Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen 6 kişilik bir parlamento heyetinin, 10-13 Mart 1997 tarihleri arasında söz konusu davete icabet etmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 Sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca, Genel Kurulun 25 Şubat 1997 tarihindeki 60 ıncı Birleşiminde kabul edilmiştir.

Heyeti oluşturmak üzere siyasî parti gruplarının bildirmiş olduğu isimler, adı geçen Kanunun 2 nci maddesi uyarınca Genel Kurulun bilgisine sunulur.

Mustafa Kalemli

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

Uluç Gürkan (Ankara)

Kubilay Uygun (Afyon)

Ahmet Küçük (Çanakkale)

Yakup Hatipoğlu (Diyarbakır)

Sabahattin Yıldız (Muş)

Ahmet Neidim (Sakarya)

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Meclis araştırması önergeleri vardır; sırasıyla okutup, bilgilerinize sunacağım:

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.-İzmir Milletvekili Birgen Keleş ve 33 arkadaşının, elektrik santrallarının ve dağıtım hizmetlerinin işletme hakkının devri konusunun araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/171)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Enerji sektörü, tüm ekonomiyi ve toplumsal yaşamı ilgilendiren en temel ve dinamik sektörlerden biridir. Türkiye'de enerji ihtiyacı, yılda ortalama yüzde 10 oranında artmaktadır. Bu gereksinimin karşılanması için, her yıl yaklaşık 7-10 milyon kilovatsaat ek elektrik enerjisine ihtiyaç vardır. Bu nedenle, 1996 öncesinde, hem mevcut santralların daha etkin kullanımı için önlemler alınıyor hem de yeni yatırımlar yapılıyordu.

Bugün özelleştirilmesi söz konusu olan TEAŞ ve TEDAŞ'ın yıllık hasılatı, 1997 yılı için, Hazinenin ve DPT'nin verilerine göre, 800 trilyon TL dolayında olacaktır. Yüzde 10'unun kâr olacağı varsayılsa, 80 trilyon TL kâr elde edilecektir. Dolayısıyla, santralların ve dağıtım hizmetlerinin zarar ettiği ve edeceği savı geçerli değildir. Diğer bir deyişle, özelleştirme kanalıyla kaynak yaratılması değil, mevcut kaynağın bağışlanması söz konusudur.

1984 yılında, enerji konusundaki özelleştirmeyi düzenlemek için, 3096 sayılı Yasa çıkarılmıştır. Söz konusu yasaya göre, özelleştirme, ancak etkinliği ve verimliliği artırmak, yeni teknolojiler getirmek, ek kapasite yaratmak için yapılabilir ve elde edilecek gelirin, Elektrik Enerjisi Fonu vasıtasıyla bu sektör için kullanılması gereklidir. Bugün gündemde olan elektrik santralları ve dağıtım hizmetlerinin devri, 3096 sayılı Yasaya aykırıdır ve yasal dayanaktan yoksundur. Başbakan, bu yöndeki girişimlerin bütçeye gelir sağlamak için yapıldığını açıklamıştır. Maden sahalarının devri ise Anayasaya aykırıdır. Yabancı ülkeler, enerji sektörü gibi stratejik sektörlerde özelleştirme yapmamakta veya yabancı sermaye payını yüzde 25 gibi bir oranla sınırlandırmaktadır.

Santralların ve dağıtım hizmetlerinin kişilere veya özel şirketlere bugün öngörülen şekilde devri; özel tekel grupları yaratacaktır. Söz konusu kişi ve veya şirketlere büyük ekonomik güç aktarılacak, haksız kazanç sağlanacaktır ve esasen bozuk olan gelir dağılımı daha da çarpıtılmış olacaktır; işçi çıkarmaları olacak, düşük ücretle ve her türlü güvenceden yoksun olarak çalışan insanlar artacaktır; elektrik fiyatları daha da yükselecektir; yatırımların kimin tarafından yapılacağı belirsiz hale gelecek; devlet, gerekli yatırımları yapmaya devam ettiği takdirde, toplum, yatırımların gelirinden yararlanmadan ek külfete katlanacaktır; kamu kuruluşlarının bugüne dek ödemediği elektrik paralarını özel şirket, zorla, gerektiğinde elektriği keserek alacağından, devlet, ek bir mükellefiyet daha üstlenmiş olacak; bunun için gerekli kaynak da, gene, halktan toplanacaktır; gündemdeki şekliyle, özelleştirme, yetki karmaşasına yol açacak, bu da hizmetin aksamasına neden olacaktır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, santralların ve dağıtım hizmetlerinin işletme haklarının devri konusunda Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 98 inci maddesi ve Meclis İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.

1. Birgen Keleş (İzmir)

2. Ali Haydar Şahin (Çorum)

3. Erol Çevikçe (Adana)

4. Ali Dinçer (Ankara)

5. Ayhan Fırat (Malatya)

6. Atilâ Sav (Hatay)

7. Ahmet Güryüz Ketenci (İstanbul)

8. Şahin Ulusoy (Tokat)

9. Fuat Çay (Hatay)

10. Bekir Kumbul (Antalya)

11. Celal Topkan ( Adıyaman)

12. Ali Şahin (Kahramanmaraş)

13. Mustafa Yıldız (Erzincan)

14. Algan Hacaloğlu (İstanbul)

15. İrfan Gürpınar (Kırklareli)

16. İsmet Atalay (Ardahan)

17. Ahmet Küçük (Çanakkale)

18. Fatih Atay (Aydın)

19. Altan Öymen (İstanbul)

20. Sabri Ergül (İzmir)

21. Mustafa Kul (Erzincan)

22. Mehmet Moğultay (İstanbul)

23. Orhan Veli Yıldırım (Tunceli)

24. Eşref Erdem (Ankara)

25. Ercan Karakaş (İstanbul)

26. Ali Rıza Bodur (İzmir)

27. Yılmaz Ateş (Ankara)

28. Erdoğan Yetenç (Manisa)

29. Yusuf Öztop (Antalya)

30. Nezir Büyükcengiz (Konya)

31. Durmuş Fikri Sağlar (İçel)

32. Haydar Oymak (Amasya)

33. Mahmut Işık (Sıvas)

34. Adnan Keskin (Denizli)

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak, Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır.

Bir başka önerge var; okutuyorum:

2. -Malatya Milletvekili Ayhan Fırat ve 31 arkadaşının, SSK sınavıyla ilgili olarak ileri sürülen yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarının araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/172)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Bilindiği gibi, Sosyal Sigortalar Kurumunun ihtiyacı olan personeli temin edebilmesi için 9 Kasım 1996 tarih ve 22812 sayılı Resmî Gazetede bir ilan çıkmış ve bu ilanda 28 Kasım 1996 tarihinde başlayacak bir imtihanla, ihtiyaç duyulan 2 500 personelin alınacağı duyurulmuştur.

Bu duyuru üzerine, ülkemizin dörtbir yanından gelen 88 bin vatandaşımız, türlü zorluklara rağmen müracaat yapmış, bir kısmı da müracaat formu dahi bulamadığı için memleketlerine geri dönmüşlerdir.

Neticede, sınav gününe az bir süre kala, hava şartları nedeniyle sınav ileri bir tarihe ertelenmiştir; ancak, bu ertelemeden 6 gün sonra, sınavların 6; 7 ve 8 Aralık 1996 tarihlerinde yapılacağı bir basın toplantısıyla tekrar ilgililere duyurulmuştur.

Bütün bu olumsuzlukları partili bir milletvekilimiz gündemdışı bir konuşmayla Mecliste dile getirmiş ve imtihanın ÖSYM kanalıyla yapılmasını istemiştir. Bakan Çelik de, bu gündemdışı konuşmaya cevap verirken, adil ve şeffaf bir imtihan yapacaklarını Yüce Mecliste açıklamıştır.

Bilahara, yapılan imtihanın ne denli adil ve şeffaf olduğunu tüm kamuoyu izlemiştir; tüm medya, bu imtihandan "rezalet" diye bahsetmiştir.

Bu imtihan üzerine, Bakan hakkında partimiz bir gensoru önergesi vermiştir.

Bu gensoru görüşmeleri sırasında Bakan Çelik bir sav ortaya atmış ve "bakınız, o kadar iddialı konuşuyorum; imtihanı kazanan bir kişinin benimle birinci derecede değil, onuncu derecede yakınlığını ispat ederseniz bu görevi bırakmaya varım. İşte, bu kadar iddialı konuşuyorum" demişlerdir. Bu görüşmeler, 15 Ocak 1997 tarihli oturumda yapılmıştır.

Bilahara, Sayın Bakanın yakını olan 1971 Gölcük doğumlu Semih Bora, 1959 Gölcük doğumlu Semih Mat, 1975 doğumlu Şeniz Denizman'ın imtihanı kazanıp işe başladıkları tespit edilmiş ve Bakan, bunu yalanlayamamıştır.

Ancak, bu isimlerle birlikte, ikiyüze yakın ilk imtihanı kazanamayan kimsenin, gensoru oylamasından sonra, muhtelif tarihlerde, Genel Müdürlüğe müracaat ederek imtihan neticelerine itiraz ettikleri ve neticede, bu itirazcıların kâğıtlarının yeni baştan değerlendirilerek, hepsinin tekrar imtihanı kazandıkları ve bu hususun kendilerine tebliğ edildiği, tebligatın zimmet defterine kaydedildiği ve bu tebligatın imza karşılığı yapıldığı da anlaşılmıştır; ancak, zimmet defterindeki imzaların müracaatçılara ait olmadığı, sahte olduğu, bir kişinin birçok kişi adına imza attığı ihbarını almış bulunuyoruz.

Bu meyanda, 78 kişinin itirazının kayıtlı olduğu 22 Ocak 1997 tarihli zimmet defteri fotokopisi elimizdedir. Bu fotokopiler, imzalarla ilgili iddiaların tetkikinin gerekli olduğu ortaya koymaktadır.

Ayrıca, hiç imtihana girmemiş olup, bilahara, sözde itiraz ederek imtihan kâğıtları değerlendirilen ve işe alınanların varlığından da yoğun şekilde bahsedilmektedir.

İşte bu nedenlerle, 85 bin kişinin figüran olarak kullanıldığı ve neticede 2 500 kişinin işe alındığı bu imtihan nedeniyle, Bakan Çelik hakkında verilen gensorudan sonra;

- Daha kaç kişinin imtihan neticelerine itiraz ettirilerek hileli bir şekilde işe alındığının,

- Bunların, kimlerin akrabaları ve yakınları olduğunun,

- Zimmet defterindeki imzaların sahte olup olmadıklarının,

- Eğer sahteyse, bu usulsüzlüğün kimler tarafından yapıldığının,

İvedilikle tespitine ihtiyaç vardır.

Yukarıda saydığımız iddiaların açıklığa kavuşturulması amacıyla -deliller ortadan kaldırılmadan- Anayasanın 98 inci ve Meclis İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince, bu konu hakkında bir Meclis araştırması açılmasını saygıyla arz ederiz.

1. Ayhan Fırat (Malatya)

2. Ahmet Güryüz Ketenci (İstanbul)

3. Atilâ Sav (Hatay)

4. Ali Dinçer (Ankara)

5. Celal Topkan (Adıyaman)

6. Şahin Ulusoy (Tokat)

7. Fuat Çay (Hatay)

8. Mustafa Yıldız (Erzincan)

9. İsmet Atalay (Ardahan)

10. Ali Şahin (Kahramanmaraş)

11. Bekir Kumbul (Antalya)

12. Algan Hacaloğlu (İstanbul)

13. İrfan Gürpınar (Kırklareli)

14. Altan Öymen (İstanbul)

15. Fatih Atay (Aydın)

16. Ahmet Küçük (Çanakkale)

17. Sabri Ergül (İzmir)

18. Mustafa Kul (Erzincan)

19. Orhan Veli Yıldırım (Tunceli)

20. Erol Çevikçe (Adana)

21. Eşref Erdem (Ankara)

22. Ercan Karakaş (İstanbul)

23. Yılmaz Ateş (Ankara)

24. Ali Rıza Bodur (İzmir)

25. Yusuf Öztop (Antalya)

26. Erdoğan Yetenç (Manisa)

27. Birgen Keleş (İzmir)

28. Fikri Sağlar (İçel)

29. Haydar Oymak (Amasya)

30. Nezir Büyükcengiz (Konya)

31. Mahmut Işık (Sıvas)

32. Ali Haydar Şahin (Çorum)

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması hususundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır.

IV. -ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. -Gündemdeki sıralamanın yeniden yapılmasına ilişkin ANAP, DYP, DSP, ve CHP Gruplarının müşterek önerisi

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi, Demokratik Sol Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi gruplarının, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup oylarınıza sunacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 5.3.1997 Çarşamba günü yapılan toplantısında siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, gruplarımızın aşağıdaki müşterek önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımızla arz ederiz.

Zeki Çakan Ali Rıza Gönül

ANAP Grubu Başkanvekili DYP Grubu Başkanvekili

H. Hüsamettin Özkan Nihat Matkap

DSP Grubu Başkanvekili CHP Grubu Başkanvekili

Öneri:

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 108 inci sırasında yer alan 232 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü maddesinin değiştirilmesine dair kanun teklifinin bu kısmın 10 uncu sırasına, 100 üncü sırasında yer alan 212 sıra sayılı kanun tasarısının 11 inci sırasına, 101 inci sırasında yer alan 217 sıra sayılı kanun tasarısının 12 nci sırasına, 92 nci sırasında yer alan 215 sıra sayılı kanun teklifinin 13 üncü sırasına alınması önerilmiştir.

Öneri üzerinde söz talebi var mı? Yok.

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...

ZEKİ ÇAKAN (Bartın) - Anlaşılmadı herhalde Sayın Başkan.

BAŞKAN - Efendim, kabul mü etmiyorsunuz?..

AHMET NEİDİM (Sakarya) - Devam edin Sayın Başkan.

BAŞKAN - Ben ne yapıyorum ki Sayın Neidim; oylama yapıyorum.

Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmiştir. (Gürültüler)

Efendim, bu grup kabul edilmesini istemiyor mu?

HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN (İstanbul) - Tamam, istiyorduk Sayın Başkan.

BAŞKAN - Biz de onu ilan ediyoruz.

HASAN GÜLAY (Manisa) - Tamam Sayın Başkan, alkışlar...

BAŞKAN - Allah Allah!.. Yarabbi, aklıma mukayyet ol!

Sayın milletvekilleri, gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

V.-SEÇİMLER

A)KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ

1.-(10/160) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi

BAŞKAN - Petrol Ofisi Genel Müdürlüğünde yolsuzluk ve usulsüzlük nedeniyle 1993-1994 yıllarında meydan gelen kurum zararının tespit edilmesi amacıyla, Genel Kurulun 4 Şubat 1997 tarihli 54 üncü Birleşiminde kurulan (10/160) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasî parti gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp, sayın üyelere dağıtılmıştır.

Şimdi, listeyi bir kere daha okutup, oylarınıza sunacağım.

Petrol Ofisi Genel Müdürlüğünde Yolsuzluk ve Usulsüzlük Nedeniyle 1993-1994 Yıllarında Meydana Gelen Kurum Zararının Tespit Edilmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması

Komisyonu Üyelikleri

Aday Listesi (10/160)

Adı, Soyadı Seçim Çevresi

RP (3)

İsmail Özgün Balıkesir

Veysel Candan Konya

Bekir Sobacı Tokat

ANAP (2)

Levent Mıstıkoğlu Hatay

Nabi Poyraz Ordu

DYP (2)

Ali Uyar Hatay

Tahsin Irmak Sıvas

DSP (1)

Mehmet Cevdet Selvi İstanbul

CHP (1)

Metin Arifağaoğlu Artvin

BAŞKAN - Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Liste, okunduğu şekliyle kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Meclis Araştırması Komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 6 Mart 1997 Perşembe günü saat 11.00'de, Ana Bina, 1 inci Bodrum, Genel Evrak karşısındaki 475 No'lu Meclis Araştırması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.

Komisyonun toplantı yer ve saati, ayrıca ilan tahtalarına da asılmıştır.

Hayırlı olsun.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Sözlü Sorular" bölümüne geçeceğiz; ancak, yüksek müsaadelerinizle, 16.20'de toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati : 16.08

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati :16.25

BAŞKAN : Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU

KÂTİP ÜYELER: Ali GÜNAYDIN (Konya), Kâzım ÜSTÜNER (Burdur)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64 üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Sayın milletvekilleri, çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Şimdi, gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.

Bir saat süreyle sözlü soruları görüşeceğiz.

VI. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Patnos'da Büyük Klima İstasyon Müdürlüğü kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/219)

BAŞKAN - 1 inci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan hazır mı? Yok.

Efendim, daha önce iki kez Sayın Bakan nida edilmiş, bulunmamış; bu suretle, sözlü soru yazılı soruya dönüşmüştür.

Sayın soru sahibi burada mı? Yok.

2. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı Eleşkirt meteoroloji istasyonunun ne zaman açılacağına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/220)

BAŞKAN - 2 inci sırada yer alan, yine, Sayın Altay'ın, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.

Cevap verecek Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Daha önce iki kez cevaplanmamış; bu suretle, bu üçüncü safhada, bu sözlü soru da yazılı soruya dönüşmüştür.

Sayın soru sahibi?.. Hazır değil.

3. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Hamur İlçesine Meteoroloji İstasyonu kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/221)

BAŞKAN - 3 üncü sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sayın Altay?.. Hazır değil.

Soru önergesi yazılı önergeye dönüşmüştür.

4. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Patnos Devlet Hastanesi ve lojman inşaatına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/222)

BAŞKAN - 4 üncü sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sayın soru sahibi?.. Hazır değil.

Bu soru da yazılı soruya dönüşmüştür.

5. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Patnos Spor Salonu inşaatına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/223)

BAŞKAN - 5 inci sırada yer alan, Sayın Altay'ın, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sayın Altay?.. Hazır değil.

Bu sözlü soru önergesi de yazılı soruya dönüşmüştür.

6. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Hamur İlçesi Ceylanlı -Kamışlı köyleri arasında bağlantıyı sağlayacağı belirtilen köprü yapımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/224)

BAŞKAN - 6 ncı sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Devlet Bakanından sözlü sorusu.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sayın Altay?.. Hazır değil.

Bu sözlü soru önergesi de yazılı soruya dönüşmüştür.

7. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı İli ve ilçelerindeki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/225)

BAŞKAN - 7 nci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Soru sahibi?.. Hazır değil.

Bu sözlü soru da yazılı soruya dönüşmüştür.

8. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, OYAK'ın üyelerine yaptırmak istediği konutlarla ilgili birim fiyatına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/226)

BAŞKAN - 8 inci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Soru sahibi?.. Hazır değil.

Sözlü soru önergesi yazılı soruya dönüşmüştür.

9. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Diyadin İlçesinin spor sahası ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/228)

BAŞKAN - 9 uncu sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sayın Altay?.. Hazır değil.

Sözlü soru önergesi yazılı soruya dönüşmüştür.

10. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Diyadin İlçesinde bulunan kaplıcaların, sosyal tesis ihtiyacına ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/229)

BAŞKAN - 10 uncu sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Turizm Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sayın soru sahibi?.. Hazır değil.

Bu sözlü soru önergesi de yazılı soruya dönüşmüştür.

11. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Şekerova Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/230)

BAŞKAN - 11 inci sırada yer alan, Sayın Altay'ın, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sayın Altay?.. Hazır değil.

Sözlü soru önergesi yazılı soruya dönüşmüştür.

12. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Doğubeyazıt İlçesinde yapımına başlanan sağlık ocağına ve sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/233)

BAŞKAN - 12 nci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Bu sözlü soru önergesinin müzakeresi ertelenmiştir; daha önce bir kere Sayın Bakan aranmış, bu sebeple erteliyoruz.

13. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı ve ilçelerinde yapımı devam eden hastane ve sağlık ocaklarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/234)

BAŞKAN - 13 üncü sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sözlü sorunun müzakeresi ertelenmiştir.

14. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Eleşkirt İlçesindeki Devlet hastane ve sağlık ocaklarındaki sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/235)

BAŞKAN - 14 üncü sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sözlü soru önergesinin müzakeresi ertelenmiştir.

15. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Eleşkirt İlçesindeki il kütüphanesinin hizmet binası ihtiyacına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/236)

BAŞKAN - 15 inci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Kültür Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sözlü soru önergesinin müzakeresi ertelenmiştir.

16. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Doğubeyazıt İlçesinde yapımı sürdürülen kültür sitesi inşaatına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/237)

BAŞKAN - 16 ncı sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Kültür Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sözlü soru önergesinin müzakeresi ertelenmiştir.

17. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -İlçelerinde öğretmen evi yapılmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/238)

BAŞKAN - 17 nci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sözlü soru önergesinin müzakeresi ertelenmiştir.

18. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Eleşkirt İlçesinde yapımı devam eden İmam Hatip Lisesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/239)

BAŞKAN - 18 inci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Önergenin müzakeresi ertelenmiştir.

19. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Doğubeyazıt İlçesinde yapımı devam eden İmam Hatip Lisesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/240)

BAŞKAN - 19 uncu sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Sözlü soru önergesinin müzakeresi ertelenmiştir.

20.-Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu'nun, bazı enerji nakil hatlarının ihalesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/241)

BAŞKAN - 20 nci sırada yer alan, Sayın Suat Pamukçu'nun, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Önergenin müzakeresi ertelenmiştir.

21.-Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük'ün, köy korucularına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/242)

BAŞKAN - 21 inci sırada yer alan, Sayın Ahmet Küçük'ün, Sayın İçişleri Bakanında sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

22. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Türkiye'ye çeşitli kaynaklardan yapılacak yardımlardan Doğu ve Güneydoğu bölgelerine bir pay ayrılıp ayrılmayacağına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/243)

BAŞKAN - 22 nci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

23.-Adana Milletvekili Tuncay Karaytuğ'un, MersinGümrüğü ve limanındaki bazı kamu görevlilerinin rüşvet aldığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/246)

BAŞKAN - 23 üncü sırada yer alan, Sayın Tuncay Karaytuğ'un, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Başbakan ya da adına bir sayın bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

24. -Adıyaman Milletvekili Ahmet Çelik'in, Adıyaman'da yapımı süren hava meydanının hizmete açılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/248)

BAŞKAN - 24 üncü sırada yer alan, Sayın Ahmet Çelik'in, Sayın Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Cevaplandıracak.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun, Sayın Ulaştırma Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Dr. Ahmet Çelik

Adıyaman

"Adıyaman'da yapılmakta olan hava meydanı halen tamamlanmamıştır.

Hava meydanının yapımına hız verilmesi için gerekli ödeneğin 1996 yılı bütçesinde ayrılıp ayrılmadığı?

Mevzubahis hava meydanının ne zaman hizmete açılacağı?"

BAŞKAN- Okunan sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengün; buyurun efendim.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Adıyaman Milletvekilimiz Sayın Ahmet Çelik'in, Adıyaman Havaalanıyla ilgili sualine, kısaca cevap arz edeceğim.

Adıyaman ve yöresinin ulaşım ihtiyacını karşılamak amacıyla, 2 500X30 metre pist, 80X50 metre apron ve 125X18 metre taksiruttan oluşan uçuş üniteleri inşaatı valilikçe ihale edilmiştir.

Teknik kontrollük hizmetleri Bakanlığımız DLH Genel Müdürlüğünce yapılmakta olan havaalanı inşaatı devam etmektedir.

Adıyaman Havaalanı için Bakanlığımız DLH İnşaatı Genel Müdürlüğünün yatırım programındaki stol havaalanları inşaatı projesinden bugüne kadar 13 milyar 310 milyon Türk Lirası ödenek gönderilmiştir.

Mahallî idarelerin de katkılarıyla inşaatına süratle devam edilen söz konusu havaalanının 1997 yılında tamamlanacağı valilikçe planlanmıştır. İnşaallah, 1997 yılı içerisinde Adıyaman Havaalanı, Adıyamanlı hemşerilerimizin ve yöre halkının hizmetine sokulacaktır.

Saygıyla arz ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakana teşekkür ediyorum.

Sayın Çelik burada mı efendim? Hazır değil.

Soru cevaplandırılmıştır.

25. -Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın, bir gazetede yayımlanan "Patrikhane TC'yi takmıyor" başlıklı haberde yer alan iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/249)

BAŞKAN - 25 inci sırada bulunan, Sayın Mustafa Ünaldı'nın, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Başbakan ya da adına cevap verecek sayın bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

26. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Patnos Barajı ve Patnos Ovası sulama inşaatlarının personel yetersizliğine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/250)

BAŞKAN - 26 ncı sırada bulunan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

27.-Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın, Türkiye -İsrail Askerî Eğitim İşbirliği Anlaşması ile ilgili basına yansıyan bir beyanına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/252)

BAŞKAN - 27 nci sırada bulunan, Sayın Mustafa Ünaldı'nın, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Başbakan ya da adına cevap verecek sayın bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

28.-Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın, Hollanda'daki İslam Kolejlerinden mezun olanların bu okullarda geçen öğretim sürelerinin Türkiye'de eksik değerlendirildiği iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/253)

BAŞKAN - 28 inci sırada bulunan, Sayın Mustafa Ünaldı'nın, Sayın Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

29.-Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı İline bağlı köy ve mezralardaki göçleri önlemeye yönelik projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/254)

BAŞKAN - 29 uncu sırada bulunan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

30. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, kalkınmada öncelikli yörelerdeki çiftçilere ek kredi verilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/255)

BAŞKAN - 30 uncu sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

31.-Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, 1996 -1997 Hububat Alım Kararnamesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/256)

BAŞKAN - 31 inci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?..Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

32. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı il sınırları içindeki bazı akarsular üzerinde baraj yapılmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/257)

BAŞKAN - 32 nci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

33.-Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı Yazıcı Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/258)

BAŞKAN - 33 üncü sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

34.-Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Eleşkirt -Aydıntepe, Tutak -Nadir Şeyh, Tutak -Karahalit barajlarının yapımına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/259)

BAŞKAN - 34 üncü sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?..Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

35.-Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı İli sınırları içindeki bulunan Murat nehri üzerinde bir baraj yapılıp yapılmayacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/260)

BAŞKAN - 35 inci sıradayer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?..Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

36. -Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altay'ın, Ağrı -Patnos İlçesinde bulunan Badişan Deresi üzerinde bir baraj yapılıp yapılmayacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/261)

BAŞKAN - 36 ncı sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?..Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

37. -Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın, gazetelerde yer alan "İsrail nükleer deneme için Türkiye'yi şeçti" şeklindeki habere ilişkinBaşbakandan sözlü soru önergesi (6/262)

BAŞKAN - 37 nci sırada bulunan, Sayın Mustafa Ünaldı'nın, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Başbakan ya da adına cevap verecek sayın bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

38.-Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz'in, kamu kurum ve kuruluşlarında değişik pozisyonlarda çalışıp aynı işleri yapan personel arasındaki ücret farklılığına ilişkin Maliye Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/264)

BAŞKAN - 38 inci sırada yer alan, Sayın Nezir Büyükcengiz'in, Sayın Maliye Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?..

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Ben cevap vereceğim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın sözlü olarak Maliye Bakanı Sayın Lutfullah Kayalar tarafından cevaplandırılmasına aracılığınızı saygılarımla arz ederim. (12.6.1996)

Nezir Büyükcengiz

Konya

1- Kamu kurum ve kuruluşlarında aynı işyerlerinde aynı türden işleri yapan 1 nolu cetvel, 2 nolu cetvel, 3 nolu cetvel, kadro karşılığı sözleşmeli, kapsam dışı personel ve işçi olmak 6 değişik pozisyonda çalışan personel arasındaki ücret dağılımının düzeltilerek, uyum yasasının çıkması konusunda ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

2- 657 sayılı Kanun kapsamında istihdam edilen 1 nolu ve 3 nolu cetvellerle ayrılmış personelin zorunlu tasarruflarının faiziyle birlikte iadesi konusunda ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

3- 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre sözleşmeli personel çalıştıran kamu kurum ve kuruluşlarının ücret skalalarında aynı unvanlardaki kurumlar arasında 10 milyona varan ücret farklılıklarının giderilmesi ve ücretlerin güncelleştirilmesi ne zaman gerçekleştirilecektir?

BAŞKAN - Sözlü soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengün; buyurun.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Soru önergesinden de anlaşılacağı üzere, bu soru da, gündemdeki birçok soru gibi, daha önceki 53 üncü Hükümetin Sayın Bakanına tevcih edilmiş bir sorudur ve vereceğimiz cevap da, yine, 1996 yılının yedinci ayı itibariyle tanzim edilmiş bir cevaptır. Maalesef, sözlü soruları zamanında cevaplandırma imkânı hâsıl olmuyor çeşitli sebeplerle. Bazen soruların bakanlığa geç intikali, bazen Meclis gündeminde yeterli zaman bulunamayışı ve benzeri sebeplerle. İnşallah, bundan sonra, haftada birer saat olarak değerlendirilen sözlü sorulara cevap verme süresini, İçtüzüğün yeni hükümlerinden de faydalanmak suretiyle çok daha verimli şekilde kullanmak ve sorulara, sorunun güncelliği kaybolmadan, aktüalitesi geçmeden, zamanında cevap verme gayretinde olacağız.

Konya Milletvekili Sayın Nezir Büyükcengiz'in sorusuna cevabı arz ediyorum:

Değişik statülerde çalışan personelin bir kısmının ayrı istihdam usullerine tabi bulunmaları zorunlu olmakla birlikte, aynı ya da benzer görev ifa eden personel arasında, bulundukları görevler itibariyle, ücret dengelerinin sağlanabilmesi amacıyla, bütün kamu personelinin malî ve sosyal haklarının düzenlendiği ortak bir malî kanun, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında öngörülmüş olup, bu yönde mevzuat çalışmalarına devam edilmektedir.

Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanunun tasfiyesine ilişkin olarak çalışmalarımız devam etmektedir. Mevcut kesintilerin durdurulmasına yönelik olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanun, Cumhurbaşkanınca, bir daha görüşülmek üzere geri gönderilmiştir.

Bilindiği üzere, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda çalışan sözleşmeli personelin ücretleri, temel, başarı ve kıdem ücretleri olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Sözleşmeli personelin temel ücret tutarları, personelin unvanı, iş gerekleri, işyeri ve çalışma şartları dikkate alınmak suretiyle, teşebbüs ve bağlı ortaklıklarca tespit edilmektedir. Söz konusu temel ücret tutarları, Yüksek Planlama Kurulu kararıyla yürürlüğe girmektedir. Başarı ücretleri, ilgili personelin sicil ve başarı değerlemesi sonucuna göre, temel ücretlerinin yüzde 8'i ilâ yüzde 2'si oranlarında; kıdem ücretleri ise, hizmet süresine göre, temel ücretlerinin yüzde 5'i ilâ yüzde 2'si oranlarında tespit edilmektedir.

Durumu, saygıyla bilgilerinize arz ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakana teşekkür ederim.

Sayın Büyükcengiz?.. Yok.

Sözlü soru cevaplandırılmıştır.

39. -Ağrı Milletvekili M.Sıddık Altay'ın, hayvan besicilerinin borçlarının ertelenmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/265)

BAŞKAN - 39 uncu sırada yer alan, Sayın Sıddık Altay'ın, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Başbakan veya yerine cevap verecek sayın bakan?.. Sayın Başbakan adına, Sayın Bakan cevaplayacaklar.

Sözlü soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Sayın Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Sıddık Altay

Ağrı

İngiltere'de meydana gelen deli dana hastalığı, yurdumuzda büyükbaş hayvan etine olan talebi olumsuz yönde etkilemiştir. Bu talep düşüklüğü, büyükbaş hayvan besicilerinin ellerindeki hayvanları satamamaları yanında, ilave yem masrafları sebebiyle maliyetlerin de yükselmesine sebep olmuştur. Besicilerimiz, tarım kredi kooperatifleri ve Ziraat Bankasına olan borçlarını ödeyemez duruma gelmişlerdir.

Besicilerimizin üretken kalabilmeleri için, tarım kredi kooperatifleri ve Ziraat Bankasına olan borçlarını, faizsiz, bir yıl süreyle, Bakanlar Kurulu kararıyla ertelemeyi düşünüyor musunuz? Böyle bir erteleme olmadığı takdirde, besicilerin büyük bir kısmı üretimden vazgeçmeyecekler mi? Bu da, dışa bağımlılığı artırmaz mı?

BAŞKAN - Sözlü soruyu Başbakan adına cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengün; buyurun efendim.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu soru dahi, geçen Hükümet zamanında, devrin Sayın Başbakanına tevcih edilmiş ve 9 Eylül 1996 tarihi itibariyle cevabı hazırlanmış bir sorudur. O tarih itibariyle hazırlanan cevabı arz ediyorum:

"Besicilerimiz için faizsiz ertelenen alacağa erteleme tarihinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasınca uygulanmakta olan cari ticarî kredi faiz oranı üzerinden tahakkuk ettirilecek faiz ve masrafların, krediyi veren ilgili kuruluşlara Hazinece nakden ödenmesi kaydıyla, çıkarılacak Bakanlar Kurulu kararı doğrultusunda, büyükbaş besi hayvancılığı kredileri ertelenebilecektir" şeklinde bir cevap var; ancak, aradan geçen zaman içerisinde Hükümetimizin aldığı yeni kararlar ve uyguladığı yeni politikalar muvacehesinde, bu sorunun, sayın soru sahibi tarafından tekrarlanması ve bugün itibariyle, yeniden, Tarım Bakanımız veya Sayın Başbakan tarafından cevaplandırılması şeklindeki kanaatimi de ayrıca arz ediyorum.

Saygılarımı sunarım.

BAŞKAN - Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sözlü soru cevaplandırıldı.

Sayın Altay?.. Yok.

40.-Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, Burdur -Antalya demiryolu projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/266)

BAŞKAN - 40 ıncı sırada yer alan, Sayın Kâzım Üstüner'in, Sayın Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Burada.

Sözlü soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ulaştırma Bakanına 1996 malî yılı bütçe görüşmelerinde tevdi ettiğim ve cevap alamadığım sorumu yineleyerek aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanınca sözlü olarak cevaplandırılmasını saygıyla dilerim.

"Ülke ekonomisine ve toplu taşımacılığa büyük katkı sağlayacak olan Burdur-Antalya demiryolu projesi ne zaman programa alınacaktır? Güzergâhı hakkında düşünceniz nedir?"

Kâzım Üstüner

Burdur

BAŞKAN - Sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengün; buyurun.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Burdur Milletvekili Sayın Kâzım Üstüner'in sorusuna karşılık Ulaştırma Bakanlığınca hazırlanan kısa cevabı arz ediyorum.

Isparta-Burdur-Antalya demiryolu hattının fizibilite etüdü, 1984 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesine yaptırılmış olup, 13.10.1995 tarihinde Bakanlığımız ile adı geçen üniversite arasında yapılan protokolle, projenin revize çalışmalarına başlanmıştır. Hattın uzunluğu yaklaşık 150 kilometre olup, fizibilite etüdü güncelleştirme çalışmaları devam etmektedir.

Saygıyla arz ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

Sayın Üstüner?..

KÂZIM ÜSTÜNER (Burdur) - Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Soru cevaplandırıldı.

41. -Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli İl Müdürlüğüne bağlı sera sebzeciliği ve çiçekçiliği üretme istasyonu kurulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/269)

BAŞKAN - 41 inci sırada yer alan, Sayın Hilmi Develi'nin, Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

42. -Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli İlinde Bakanlığa bağlı bir serakent kurulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/270)BAŞKAN - 42 nci sırada yer alan, Sayın Hilmi Develi'nin, Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

43. -Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli Organize Sanayi Bölgesi -Çardak arası duble yol yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/272)

BAŞKAN - 43 üncü sırada yer alan, Sayın Hilmi Develi'nin, Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü sorusu.

Sayın Bakan?.. Hazır.

Sözlü soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Hilmi Develi

Denizli

Konu: Duble yol yapımı.

Soru 1- Horsunlu-Sarayköy-Denizli şehir geçişi ile Organize Sanayi Bölgesi yolunun Buldan ayrımı-Sarayköy-Denizli Organize Sanayi Bölgesi arasının duble yol olarak projelendirildiği doğru mudur? Ayrıca, Organize Sanayi Bölgesi-Çardak arasının da duble yol olarak yapılmasının Genel Müdürlükçe uygun görüldüğü doğru mudur? Konuyla ilgili açıklamalar nelerdir?

Soru 2- Bakanlığınız tarafından, Denizli'nin konumu göz önüne alınarak, bir an önce Organize Sanayi Bölgesi-Çardak Havaalanı arasının duble yol olarak değerlendirilmesi gerekmez mi?

BAŞKAN - Sözlü soru önergesinde, her ne kadar, Bayındırlık Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler'in cevaplandırması ismen istenmişse de, devlette devamlılık esas olduğundan, bugün, soruları, Bayındırlık Bakanı adına, Sayın Devlet Bakanı Lütfü Esengün cevaplayacaktır.

Buyurun.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Denizli Milletvekili Sayın Hilmi Develi'nin soru önergesine cevabı arz ediyorum; 17 Temmuz 1996 tarihi itibariyle, o günkü durumu dile getiren bir cevaptır.

Horsunlu-Sarayköy-Denizli devlet yolunda, Pamukkale kavşağı-Organize Sanayi Bölgesi arasının bölünmüş yol olarak projelendirilmesi uygun görülmüş olup, Horsunlu-Sarayköy-Denizli yolu yapımı kapsamında ele alınacaktır.

Organize Sanayi Bölgesi-Çardak arasında yeni organize sanayi bölgelerinin kurulması, Çardak Havaalanı yolunun aynı güzergâhta bulunması ve Denizli'den Ankara istikametindeki çıkışların da bu güzergâhta olması, trafik sayısını gün geçtikçe artırmakta olduğundan, anılan bu güzergâhın da bölünmüş yol olarak projelendirilmesi zorunlu olmaktadır. Denizli-Çardak yolunun Organize Sanayi Bölgesi-Çardak arasının bölünmüş yol olarak projelendirilmesine ait çalışmalar devam etmektedir.

Saygıyla arz olunur.

BAŞKAN - Sayın Develi?..

HİLMİ DEVELİ (Denizli) - Sayın Başkan, bu konuda kürsüde konuşmak istiyorum.

BAŞKAN - Hayır efendim, bulunduğunuz yerden kısaca ifade buyurun; tüzük öyle.

HİLMİ DEVELİ (Denizli) - Temmuz ayından bugüne kadar sekiz aylık bir süre geçmiş. Yüce Meclisin temel görevlerinden bir tanesi denetimdir. Eğer, bir milletvekili, bir soru sorup, sekiz ay sonra cevabını alıyorsa, bunda herhalde bir yanlışlık var diye düşünüyorum. (DSP sıralarından alkışlar) Çünkü, sayın bakanların görevlerinden bir tanesi, kendisine soru yönelten milletvekilini cevaplandırmaktır. Eğer, sekiz aylık bir gecikmeyle böyle bir cevap veriliyorsa, biraz da ciddiyetten uzak buluyorum.

Teşekkür ederim. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Estağfurullah...

Teşekkür ediyorum.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, müsaade ederseniz...

BAŞKAN - Efendim, tabiî...

HİLMİ DEVELİ (Denizli) - Sözüm size değil Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Bu sorunun cevabı, 17 Temmuz 1996 gününden itibaren bizde mevcut; bugüne kadar cevaplandırılmayışında Hükümetin veya Bakanın en ufak bir taksiri, ihmali yoktur. İmkân olsaydı, şu 17 Temmuz 1996 tarihli cevabı, ben, günü gününe buradan arz ederdim; ama, Meclisimizin çalışma usulünden, İçtüzüğün getirdiği zorluklardan, sözlü sorulara cevapların mütemadiyen ertelenmesinden doğan sebeplerden dolayı, ben, 17 Temmuz 1996 tarihinde, Hükümetçe, Bakanlıkça hazırlanan cevabı bugün arz etme imkânını buluyorum. Bu, Hükümetin değil, belki Meclisimizin bir sorunudur. Buna bir çare bulunması lazımdır. Ben, her soruya cevap verirken aynı konuyu da dile getiriyorum. Gerçekten, yedi ay önce hazırlanmış bir cevabı bugün arz etmek yanlıştır. O gün, hiç olmazsa soru sahibine veya Meclis Genel Kurulunun bilgisine arz edilse... Nihayet, sizin sorunuzun tarihi 23 Haziran; bir ay geçmeden cevap hazır hale gelmiş; ama, ne yapalım ki, bugün ancak bu soruya cevap verme imkânı elde edilmiş. Dikkat ederseniz, ertelenmiş bir cevap da değildir; ilk defa bugün sıra geldi, bugün cevaplandırıldı.

Teşekkür ediyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Ben de teşekkür ediyorum.

Sözlü soru cevaplandırılmıştır.

44.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Sarayköy -Babadağ yol yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/273)BAŞKAN - 44 üncü sırada yer alan, Sayın Hilmi Develi'nin, Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi.

45.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Pamukkale -Akköy - Sarayköy yol yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/274)

Sayın Bakan var mı?

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - 44 ve 45 inci sorular cevaplandırılacak; mümkünse, ikisini bir arada cevaplandırmak istiyorum.

BAŞKAN - Efendim, soruları okutturayım, zamandan tasarruf edelim.

44 ve 45 inci soruları okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Hilmi Develi

Denizli

Konu: Sarayköy-Babadağ yol yapımı.

Soru 1 - Sarayköy-Babadağ İlçeleri arasında 15 kilometrelik yolun iyileştirilmesi konusunda Bakanlığınızın yaptığı çalışmalar var mıdır?

Soru 2 - Sarayköy-Babadağ arasında 15 kilometrelik mevcut yolun çok dar ve virajlı olması nedeniyle zor ulaşıma ve kazalara neden olması sonucu, yolun genişletilmesi için etüt ve projelerin tamamlandığı ve geçici kabul teklifinin Bakanlığınızda bulunduğu malumunuz mudur?

Soru 3 - Bu yolun bir an önce yapımı için ihalesinin çabuklaştırılması yönünde çalışmalarınız var mıdır? Var ise, hangi aşamadadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Hilmi Develi

Denizli

Konu: Sarayköy-Akköy yol yapımı.

Soru 1 - Turizm açısından önemli bir yeri olan Denizli'nin özellikle Pamukkale-Akköy-Sarayköy yol bağlantısının çok yetersiz olduğu hakkında Bakanlığınızın bir bilgisi var mıdır?

Soru 2 - Turizmin ve ticarî hareketliliğin getirdiği yükü taşıyamayan bu yolun iyileştirilmesi ve Akköy-Sarayköy yol bağlantısı olan 20 kilometrelik bölümün karayolları ağına alınması konusunda çalışmalarınız var mıdır? Var ise ne aşamadadır?

BAŞKAN - Sayın Bakan, bu iki sualin sahibi ve muhatapları aynı olduğu için; yani, suali tevcih eden de aynı Sayın Milletvekili, muhatap Bakanlık da aynı; ikisine birden cevap verme imkânınız var.

Buyurun.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım; Denizli Milletvekili Sayın Hilmi Develi'nin, Sarayköy-Babadağ İlçeleri arasındaki yolla ilgili sorusunun cevabını kısaca arz ediyorum: 16 kilometre uzunluğunda olan Sarayköy-Babadağ yolunun projesi, ihaleli olarak tamamlanmış ve geçici kabul aşamasına gelinmiştir; halen kontroller devam etmekte olup, projenin kesinleşmesini müteakip, yapımına başlanacaktır. Yine, 17 Temmuz tarihli bu cevabı arz ediyorum.

Diğer, Pamukkale-Akköy-Sarayköy yoluyla ilgili sorunun cevabını arz ediyorum: Karayolları Genel Müdürlüğümüz, halen 60 bin kilometre uzunluğundaki yol ağında, yetersiz olan ödeneklerle, yapım ve bakım faaliyetlerini sürdürmekte olduğundan, bugün için yol ağını genişletecek ilave yolların ağa dahil edilmesi mümkün olmamaktadır. Ancak, yörenin turizm açısından önemi bilindiğinden, konu Turizm Bakanlığına iletilmiş olup, karayolları ağına alınmadan, turistik yollar programına alınmasının mümkün olabileceği bildirilmiştir. Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü de bu konuya olumlu yaklaşmış ve Sarayköy-Akköy yolunun 1997 yılı turistik yollar programına alınmasını uygun görmüştür.

Saygıyla arz ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Develi?..

HİLMİ DEVELİ (Denizli) - Ben, Sayın Bakana teşekkür ediyorum; en azından bir tespit yaparak cevapladığı için. Biraz önce söylediğim konuyu tekrarlamakta fayda görmüyorum; ben, Sayın Bakana cevap verdikleri için teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim.

Sorular cevaplandırılmıştır.

46.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli Belediyesinin Büyükşehir Belediyesi statüsüne kavuşturulmasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/275)

BAŞKAN - 46 ncı sırada yer alan, Sayın Develi'nin Sayın İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

47.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Pamukkale Elektrik Dağıtım A. Ş. adıyla bir şirket kurulmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/276)

BAŞKAN - 47 nci sırada yer alan, Sayın Hilmi Develi'nin, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzarekere ertelenmiştir.

48.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli İline bir kültür sitesi yapılmasına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/277)

BAŞKAN - 48 inci sırada yer alan, Sayın Hilmi Develi'nin, Sayın Kültür Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzarekere ertelenmiştir.

49.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli İlinde yapımı devam eden görme özürlüler okuluna ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/278)

BAŞKAN - 49 uncu sırada yer alan, Sayın Hilmi Develi'nin, Sayın Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzarekere ertelenmiştir.

50.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Çardak Havaalanının iyileştirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/280)

BAŞKAN - 50 nci sırada yer alan, Sayın Hilmi Develi'nin, Sayın Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan cevaplayacak.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Ulaştırma Bakanı Sayın Ömer Barutçu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Hilmi Develi

Denizli

Konu: Çardak Havaalanı.

Soru 1- Karayolu ulaşımında Türkiye'de yaşanan zorluklar ve Denizli'nin yoğun sanayi, ticaret ve turizm trafiği göz önüne alındığında, elzem olduğu yadsınmaz havaalanının iyileştirilmesi konusunda Bakanlığınız çalışmaları var mıdır?

Soru 2- Türk Hava Yolları uçuş planı içerisinde yoğun bir yolcu trafiğini, mevcuduyla zar zor kaldırmaya gayret eden Çardak Havaalanına yeni bir terminal binası yapmayı düşünüyor musunuz; bu konuda herhangi bir proje çalışmanız var mıdır?

Soru 3- Havaalanında, tüm yolcuların bagaj işlemlerinin her türlü hava koşullarında açık alanda yapıldığı, bu işlem için de tahsis edilebilecek herhangi bir binanın bulunmadığı, Bakanlığınızın bilgisi dahilinde midir?

Soru 4- Sağlıklı ulaşım sağlanabilmesi için terminal-apron arasındaki yolun düzeltilmesi, pist temizliği ve buzlanmayı önlemede kullanılan araçların sağlanabilmesi için, Bakanlıkça girişimleriniz olacak mıdır?

BAŞKAN - Soruları cevaplamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengün; buyurun.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Muhterem Başkan, muhterem arkadaşlar; Denizli Milletvekili Sayın Hilmi Develi'nin, Çardak Havaalanıyla ilgili sualine cevap vermek üzere huzurunuzdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

1991 yılında tarifeli seferlerin başlatıldığı havaalanında, gün geçtikçe artan trafik nedeniyle, mevcut tesisler yetersiz kalmıştır. Ancak, askerî bir havaalanı olan Çardak Havaalanında, sivil tesisler için tahsis edilen alanın konum itibariyle geliştirilmesi mümkün olamadığından, meydanın güneyinde yeni sivil tesislerin yapılması planlanmaktadır. Yeni tesislerin yapımı amacıyla, tespit edilen alanın Bakanlığımıza tahsisi hususunda Hava Kuvvetleri Komutanlığı nezdinde girişimde bulunulacaktır.

Havaalanına yeni bir terminal binasının yapılması, yukarıda belirtilen çalışma kapsamında olup, alınacak müsaadeyi müteakip projelendirilecektir.

Yolcu bagaj işlemleri için kapalı sundurma yapımı ile terminal binası ve apron arasındaki yolun düzeltilmesi işi, 1996 yılı yatırım programı çerçevesinde ele alınarak ikmali planlanmıştır.

Çardak Havaalanı pist temizliği ve karla mücadele araçlarının temini amacıyla 1996 yılı yatırım programında ödenek bulunmamaktadır. Konu, 1997 yatırım programına ödenek konulmak suretiyle çözümlenebilecektir.

Havaalanı güvenliği için dışalımla temin edilen bir adet x-ray cihazı tahsis edilmiş olup, montaj aşamasındadır.

Bu cevaplar da, cevaptan anlaşıldığı kadarıyla, güncelliğini muhafaza etmeyen cevaplardır. İnşallah, burada arz ettiğimden çok daha ileri seviyede bir gelişme vardır.

Saygıyla arz ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakan, teşekkür ederim.

Sayın Develi?..

HİLMİ DEVELİ (Denizli) - Maalesef, hiçbir gelişme olmamıştır. Belirtmek istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Soru cevaplandırılmıştır.

51.-İzmir Milletvekili Zerrin Yeniceli'nin, ilaçtan alınan KDV'nin kaldırılmasına ve ilaç reklamlarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/281)

BAŞKAN - 51 inci sırada yer alan, Sayın Zerrin Yeniceli'nin, Sayın Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

52.-Çanakkale Milletvekili Hikmet Aydın'ın, Etimesgut Belediyesince Eryaman 4. Etap konutlarına yapı kullanma izninin verilmeyiş nedenine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/282)

BAŞKAN - 52 nci sırada yer alan, Sayın Hikmet Aydın'ın, Sayın İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

53.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli İlinde bir Gümrük Müdürlüğü Hizmet Binası ve Sundurması yapımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/267)

BAŞKAN - 53 üncü sırada yer alan, Sayın Develi'nin, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

54.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Denizli İlinde bir gümrük kimyagerliğinin kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/268)

BAŞKAN - 54 üncü sırada yer alan, Sayın Develi'nin, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

55.-Denizli Milletvekili Hilmi Develi'nin, Honaz Dağına bir kayak merkezi tesisi yapılmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/279)

BAŞKAN - 55 inci sırada yer alan, Sayın Develi'nin, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

56.-Rize Milletvekili Ahmet Kabil'in, Çay Kurumundan kuru çay alan ve bedelini ödemeyen bayilere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/283)

BAŞKAN - 56 ncı sırada yer alan, Sayın Ahmet Kabil'in, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

AHMET KABİL (Rize) - Efendim, söz hakkım var mı?

BAŞKAN - Hayır. Efendim, soru yazılı soruya dönüşmediği için, zatıâlinizin böyle bir imkânı yok. Bir kere daha Sayın Bakanı ararız, bulamazsak yine erteleriz; üçüncüde ararız, Sayın Bakanı bulursak karşılıklı cevaplaşırsınız, Sayın Bakanı bulamazsak, soru yazılı soruya dönüşeceği için, o zaman zatıâlinizin konuşma hakkı var.

57.-Rize Milletvekili Ahmet Kabil'in, Çay Kurumundan kuru çay alan ve bedelini ödemeyen bir bayiye ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/284)

BAŞKAN - 57 nci sırada bulunan, Sayın Kabil'in, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

58.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, havadan orman alanı renkli fotoğraf çekimi ile ilgili ihalede yolsuzluk yapıldığı iddiasına ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/285)

BAŞKAN - 58 inci sırada bulunan, Sayın Yaşar Okuyan'ın, Sayın Orman Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

59. -Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Atatürk Hava Limanında yaşandığı iddia edilen bazı olumsuzluklara ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/286)

BAŞKAN - 59 uncu sırada bulunan, Sayın Yaşar Okuyan'ın, Sayın Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

60.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Başbakanın Konya mitinginde, Konya Valisinin protokol kurallarına uygun davranmadığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/287)

BAŞKAN - 60 ıncı sırada yer alan, Sayın Yaşar Okuyan'ın, Sayın İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

61. -Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Hazinenin örtülü ödenek davasında müdahil olmaktan vazgeçtiği iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/288)

BAŞKAN - 61 inci sırada yer alan, Sayın Yaşar Okuyan'ın Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Başbakan adına?.. Sayın Bakan hazır.

Sözlü soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Necmettin Erbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunu müsaadelerinize arz ederim.

Saygılarımla.

Yaşar Okuyan

Yalova

Sorular:

1. Örtülü ödeneğin 5,5 milyar lira dolandırılması davasında, Hazinenin müdahil olmaktan vazgeçtiği haberleri basında yer almaktadır, doğru mudur?

2. Örtülü ödenek skandalında, bir Atatürkçü derneğe bina alınması bahanesiyle, dolandırıcı Selçuk Parsadan'a kaptırılan 5,5 milyar liradan Hazine vaz mı geçmektedir?

3. Parsadan'ın dolandırdığı 5,5 milyar lira devletin parası değil midir?

4. Dolandırılan 5,5 milyar liranın geri alınması, bu paranın dolandırıcıya gitmesine neden olan kişi veya kişilerin devleti zarara uğratmaktan yargılanmasından vaz mı geçilmektedir? Bu parayı Hazineden sorumlu Sayın Bakan cebinden mi ödeyecektir?

5. Hazine yönetimi birilerini aklamak için mi davadan vazgeçmektedir?

BAŞKAN - Sayın Bakan, buyurun efendim.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Yalova Milletvekili Sayın Yaşar Okuyan'ın biraz önce bilgilerinize sunulan sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere huzurunuzdayım.

Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, örtülü ödeneğin 5,5 milyar lira dolandırılmasına ilişkin Celalettin Selçuk Parsadan ve arkadaşları hakkında 765 sayılı Yasaya muhalefet suçundan dolayı Ankara 9 uncu Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/145 esasında açılan kamu davasına Başbakanlık Hukuk Müşavirliği 27 Haziran 1996 gün ve 2967 sayılı yazısı üzerine, 28 Haziran 1996 tarihinde müdahillik dilekçesi vermiş ve müdahillik dilekçesinde, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 365 inci maddesi gereğince, 5,5 milyar liranın, olay tarihinden itibaren, faiziyle birlikte, sanıklardan tahsili talep edilmiş, 18.7.1996 tarihli duruşmada, mahkemece, Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün müdahilliğine karar verilmiştir.

Duruşma, mahkemece -bu cevabın hazırlandığı tarih itibariyle- 11 Eylül 1996 tarihine ertelenmiştir. Söz konusu dava Hazinece takip edilmekte olup, vazgeçme söz konusu değildir. Dolayısıyla, sayın soru sahibinin, müdahillikten vazgeçmeden mütevellit, diğer sorularının cevaplandırılması da söz konusu olamaz. Hazine ve Hazine yetkilileri, avukatları bu konuda gereğini yapmaktadırlar.

Saygıyla arz ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakana teşekkür ederim.

Sayın Okuyan?.. Yok.

Soru cevaplandırılmıştır.

62.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, gerçekleştirilmesi vaad edilen icraatların hangi kaynaklardan karşılanacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/289)

BAŞKAN - 62 nci sırada bulunan, Sayın Yaşar Okuyan'ın, Sayın Başbakandan sözlü sorusu.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

63.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Türkiye -İsrail Askerî Eğitim Anlaşmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/290)

BAŞKAN - 63 üncü sırada bulunan, Sayın Yaşar Okuyan'ın, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

64.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Kürt Parlamentosu adı altındaki toplantıların önlenmesi için yürütülen çalışmalara ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/291)

BAŞKAN - 64 üncü sırada bulunan, Sayın Yaşar Okuyan'ın, Sayın Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

65.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Irak'taki Türkmenlerin durumlarına ve Türkiye'ye gelenlerinin oturma ve çalışma izinlerine ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/292)

BAŞKAN - 65 inci sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

66.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Kuzey Irak'ta insanî yardım adı altında faaliyet gösterdikleri iddia edilen casusluk kuruluşlarına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/293)

BAŞKAN - 66 ncı sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

67.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Gayriresmî RP'li bir heyetin Suriye'li yetkililerle görüştükleri iddiasına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/294)

BAŞKAN - 67 nci sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

68.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, basına yönelik bazı uygulamalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/295)

BAŞKAN - 68 inci sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan cevaplayacağını işaret buyurdu.

Sözlü soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.

Yaşar Okuyan

Yalova

Sorular:

1. Gazeteciler Cemiyetinin polis tarafından basılarak basın mensuplarının tartaklanması ve gözaltına alınmasıyla ilgili olarak sorumlular hakkında ne gibi işlem yapılmıştır?

2. Basına yönelik bu tür olayların olmasında, basını hedef alan uygulamalarınızın bir etkisi var mıdır?

3. Basının görev yapması neden engellenmektedir?

4. Birçok yolsuzluğun üzerine giden basın susturulmak mı istenmektedir?

5. Basın mensuplarının can güvenliğinin sağlanması hususunda ne gibi tedbirler alınmaktadır?

BAŞKAN - Sayın Bakan, buyurun efendim.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yalova Milletvekili Sayın Yaşar Okuyan'ın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği sorunun cevabını arz ediyorum.

Sayın Yaşar Okuyan'ın sözlü soru önergesinde ileri sürdüğü gibi, Gazeteciler Cemiyetinin polis tarafından basılması ve basın mensuplarının tartaklanması söz konusu değildir.

15 Temmuz 1996 tarihinde, İstanbul İlinde, Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin bulunduğu Cağaloğlu Semtinden 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüşleri Kanununa aykırı olarak gösteri yapmak isteyen kişilerin dağıtılması ve yakalanması sırasında meydana gelen olaylarla ilgili, İstanbul Valiliğince, gerekli inceleme başlatılmıştır.

Basını susturmayı hedef alan bir uygulama söz konusu olmayıp, basın mensuplarının görev yapmaları engellenmemekte, bilakis, rahat çalışmaları için gerekli tedbirler alınmaktadır.

Basın mensuplarımızın ve tüm vatandaşlarımızın can güvenliğinin sağlanması amacıyla tüm tedbirler alınmakta olup, hayatı ciddî derecede tehdit altında bulunan kişilerin ise, mevzuat gereğince yapılmakta olan yakın koruma hizmetleri sürdürülmektedir.

Durumu bilgilerinize arz eder, Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

BAŞKAN - Sayın Bakana teşekkür ediyorum.

Sayın Okuyan?.. Hazır değil.

Sözlü soru önergesi cevaplandırılmıştır.

69.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Maliye Bakanının bazı açıklamalarının ekonomi üzerinde olumsuz etki yaptığı iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/296)

BAŞKAN - 69 uncu sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Cevaplayacak Sayın Bakan?.. Hazır.

Sözlü soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.

Yaşar Okuyan

Yalova

Sorular:

1. Sayın Maliye Bakanının açıklamaları ekonomi üzerinde şok etkisi yapmıştır. Serbest piyasa ekonomisinden kapalı bir ekonomiye mi geçilecektir?

2. Sayın Maliye Bakanının açıklamalarının devlete bir günlük zararının 2,3 trilyon lira olduğu doğru mudur?

3. Aynı demeçte, yüzde 13'lük bir artışla rantiyecilerin cebine 273 trilyon lira fazladan aktarıldığı doğru mudur?

4. Ekonomi, demeçlerle mi idare edilecektir?

BAŞKAN - Sayın Bakan, soruyu cevaplandırmak üzere, buyurun efendim.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Yalova Milletvekili Sayın Yaşar Okuyan'ın sözlü soru önergesindeki iddialarını veya sorularını cevaplandırmak üzere huzurunuzdayım. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bilindiği üzere, 54 üncü Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, 8 Temmuz 1996 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinden güvenoyu almıştır. 54 üncü Hükümetin hükümet programı ise, 7 Temmuz 1996 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde okunmuş olup, uygulanacak ekonomik politikalara hükümet programında ayrıntılarıyla yer verilmiştir. Hükümet programında, ülkeyi süratli bir ekonomik büyüme ve gelişmeye kavuşturmanın temel amaç olduğu belirtilmiş ve ayrıca, serbest piyasa ekonomisinin tüm şartlarını sağlayacak ortamın gerçekleştirilmesi ana hedef olarak öngörülmüştür. Programda, ekonomik kalkınmada temel esasın rant ekonomisinden üretim ekonomisine geçiş olduğu, ayrıca belirtilmiştir. Görev başında bulunan Hükümetimizin ekonomi politikaları da, hükümet programında öngörülen bu hedefler çerçevesinde yürütülmekte olup, kapalı bir ekonomiye geçiş gibi bir durum söz konusu bulunmamaktadır.

Soru önergesinde, söz konusu rakamların nasıl bulunduğu ve devlet zararına sebep olunduğu açık olarak belirtilmemektedir; ancak, basında, ülkemizin özkaynaklarının geliştirilmesi konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisinde 11 Temmuz günü yapılan genel görüşmenin gündeme alınması ve ilgili görüşmeler sırasında Maliye Bakanımız tarafından yapılan konuşmayı takiben, 15 Temmuz günü yapılan hazine içborçlanma ihalesinde yıllık bileşik faizlerin yüzde 127'den yüzde 139'a çıkarak 12 puan yükselmesine yol açılmak suretiyle rantiye sınıfına ek kazançlar sağlandığı ileri sürülmektedir.

Bu iddiaların açıklığa kavuşturulması bakımından hazine içborçlanma ihalelerinde gerçekleşen faiz oranlarındaki gelişmelerin belirtilmesi gerekmektedir. Hazine tarafından 14 Mayıs 1996 tarihinde yapılan ihalede, bileşik faiz yüzde 106,34 olmuştur; müteakip ihalelerde ise, bu oran sürekli olarak artmış ve 9 Temmuz 1996 tarihindeki ihalede yüzde 127,23; 15 Temmuz 1996 tarihindeki ihalede yüzde 139,28 olarak gerçekleşmiştir. 9 Temmuz ile 15 Temmuz tarihlerinde yapılan ihalelerde faizlerde 12 puanlık bir artış olmuştur; ancak, biraz önce de ifade edildiği üzere, faizlerde 14 Mayıs 1996 tarihinden itibaren sürekli bir artış eğilimi görülmektedir. Örneğin, 14 Mayıs 1996 tarihindeki ihalede faiz oranı yüzde 106 iken, bir sonraki ihalede -28 Mayıs 1996 tarihli ihalede- bu oran 11 puan artarak yüzde 117,35 olmuştur. Dolayısıyla, faizlerde bazı dönemlerde görülen artışları sadece belirli nedenlere bağlamak uygun bulunmamaktadır.

İhalelerdeki faiz oranları, bonoların vade tarihleri, kabul edilen teklif tutarları gibi çeşitli unsurlara bağlı olarak belirlenmekte ve bu konulardaki gelişmelere göre bazen yükselmekte, bazen de düşmektedir. Nitekim, 15 Temmuz tarihinde yapılan 204 gün vadeli ihalede faiz oranı yüzde 139 iken, 24 Temmuz tarihinde yapılan ve 146 gün vadeli ihalede faiz oranı yüzde 129,59'a düşmüştür.

Dolayısıyla, önergede bahsedildiği şekilde bir zarar söz konusu değildir; aksine, faizlerin yüksek olduğu konjonktürde ihalenin düşük olması, toplam içborç faiz yükünü azaltmıştır.

Faiz oranlarıyla ilgili bu açıklamalar, faiz oranlarının, ekonomideki çeşitli gelişmelere bağlı olarak ortaya çıktığını ve bu gelişmeler çerçevesinde bazen artış eğilimine girdiğini, bazen de düştüğünü göstermektedir. Bu itibarla, faizlerde bazı dönemlerde görülen artışları sadece belirli bazı nedenlere bağlayarak açıklamak ve devletin zarara uğratıldığını ileri sürmek mümkün bulunmamaktadır.

Sayın milletvekilleri, bu cevap metni 4 Eylül 1996 tarihini taşımaktadır. Bilindiği üzere, Hazine tarafından müteakip aylarda yapılan ihalelerde vade tarihi bir yıldan daha fazla bir süreye atıldığı gibi, faiz oranları da yüzde 83'e kadar düşürülmüştür.

Konuyu bilgilerinize arz ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Okuyan?.. Hazır değil.

Sözlü soru cevaplandırılmıştır.

70.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, RP'li heyetin İran'ı, Dışişleri Bakanlığını bilgisi dışında ziyaret ettiği ve yetkililerle görüştüğü iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/297)

BAŞKAN - 70 inci sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

71.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Diyarbakır Devegeçidi Barajının ham petrol ve kimyasal madde atıklarıyla kirletildiği iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/298)

BAŞKAN - 71 inci sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

72.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Türkiye Motor Sanayi (TÜMOSAN)'nin Türkiye traktör üretimindeki payına ve zarar nedenine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/299)

BAŞKAN - 72 nci sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

73.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, hazine arazilerine RP'ye yakınlığı ile bilinen grupların talip olduğu iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/300)

BAŞKAN - 73 üncü sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

74.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Sıvas Belediyesine aktarılan para miktarına ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi (6/301)

BAŞKAN - 74 üncü sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Çevre Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

75.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, kaybolan insanların bulunması için yapılan çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/302)

BAŞKAN - 75 inci sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

76.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, ithalat ve ihracatımızın durumuna ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/303)

BAŞKAN - 76 ncı sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

77.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Antbirlik'te çalışmadan maaş aldıkları iddia edilen kişilere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/304)

BAŞKAN - 77 nci sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

78.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, et ithalatına ilişkin tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/305)

BAŞKAN - 78 inci sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

79.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, pamuk üreticilerinin desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/306)

BAŞKAN - 79 uncu sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

80.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, devlet televizyonunun bir kanalında Kürtçe yayın için hazırlık yapıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/307)

BAŞKAN - 80 inci sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

81.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, kamu kurum ve kuruluşlarında yapılması düşünülen atama ve nakillere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/308)

BAŞKAN - 81 inci sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

82.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Güllük Karakolunun İran askerlerince tarandığı iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/309)

BAŞKAN - 82 nci sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

83.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, çıkarılması düşünülen vergi affı kapsamına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/310)

BAŞKAN - 83 üncü sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Maliye Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

84.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, ülkemizin elektrik ihtiyacının hangi kaynaklardan karşılanacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/311)

BAŞKAN - 84 üncü sırada yer alan, Sayın Okuyan'ın, Sayın Enerji ve Tabiî Kayanlar Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan?.. Hazır değil.

Müzakere ertelendi.

85.-Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, proje ihalesi yapılan bazı otoyolların yapımından neden vazgeçildiğine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün'ün cevabı (6/312)

BAŞKAN - 85 inci sırada yer alan, Sayın Yaşar Okuyan'ın, Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi.

Sayın Bakan cevaplayacak.

Soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.

Yaşar Okuyan

Yalova

Sorular:

1. İhale edilmesi planlanan otoyollardan vazgeçildiği doğru mudur?

2. Proje ihalesi yapılan ve bu yıl sonunda yapımına başlanılması beklenen toplam 846 kilometrelik Gaziantep-Şanlıurfa, Ankara-Pozantı, Orhangazi-Bursa-İzmir-Bursa çevre yolu dahil- otoyollarının yapılmasından neden vazgeçilmiştir?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, buyurun efendim.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; Yalova Milletvekili Sayın Yaşar Okuyan'ın, Bayındırlık ve İskân Bakanımızdan sorduğu suallerin cevabını kısaca arz ediyorum:

"İhale edilmesi planlanan otoyollardan vazgeçildiği doğru mudur" şeklindeki soruya, ihale edilmesi planlanan otoyollardan vazgeçilmesi söz konusu olmayıp, daha önce ihalesi yapılan otoyolların yapımına ve tamamlanmasına öncelik verilecektir şeklinde cevap arz ediyorum.

Gaziantep-Şanlıurfa otoyolunun projeleri tamamlanmış olup, 1996 yılında ödenek temin edilerek ihale yapılabilmesi için Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına müracaat edilmiştir.

Ankara-Pozantı otoyolunun Ankara-Acıkuyu kesiminin önprojeleri tamamlanmış, Acıkuyu-Pozantı kesiminde ise çalışmalar devam etmektedir.

Orhangazi-Bursa-Karacabey ayırımı -Bursa geçişi dahil- otoyolunun projeleri tamamlanmış olup, yapım programına alınması için Devlet Planlama Teşkilatı nezdinde girişiminde bulunulmuştur. Öncelikle, Bursa çevre yolunun 1996 yılı yatırım programına alınması ve ihale izni verilmesi konusunda çalışmalar devam etmektedir.

Bu cevap, 26 Ağustos 1996 tarihli durumu ifade etmektedir. Bilgilerinize saygıyla arz ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Sayın Okuyan?.. Yok.

Soru cevaplandırılmıştır.

Sayın Bakan, 85 adet sözlü soru önergesi işleme tabi tutulmuş, büyükce bir kısmı zatıâliniz tarafından cevaplandırılmıştır; ayrıca teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, 1 saatlik sözlü soru müzakereleri kısmı tamamlanmıştır.

Şimdi, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer işler" bölümüne geçiyoruz.

Önce, sırasıyla, yarım kalan işlerden başlayacağız.

VII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN

DİĞER İŞLER

1. - 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı : 23)

BAŞKAN - Yarım kalan işlerden olan, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine ilişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının müzakerelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon?.. Hazır değil.

Müzakere ertelenmiştir.

2. - Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/543) (S. Sayısı : 175) (1)

BAŞKAN - Yarım kalan olan işlerden, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşülmesine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Sayın Komisyon hazır mı efendim? Komisyon hazır.

Hükümet hazır mı? Hükümet hazır.

Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.

Sayın milletvekilleri, geçen birleşimde tarasının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmış, maddelerine geçilmesinin oylamasında kalmıştık.

Şimdi, tasarının maddelerine geçilmesi hususunu oylayacağım.

Sayın milletvekilleri, müzakereye konu tasarının maddelerine geçilmesi hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Tasarının maddelerine geçilmesi kabul edilmiştir.

İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) - Efendim, kabul edenlerde biz de el kaldırmıştık!

BAŞKAN - Efendim, zaten, zatıâlinizin katkısı olmasa kabul edilmesi mümkün değildi; ben, onu esas aldım.

Efendim, 1 inci maddeyi okutuyorum:

Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı

MADDE1.-4.4.1929 tarih ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesiyle ikinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

(1) 175 S. Sayılı Basmayazı 22.1.1997 tarihli 49 uncu Birleşim tutanağına eklidir.

"Yakalanan şahıs bırakılmazsa, yakalama yerine en yakın sulh hâkimine gönderilmesi için zorunlu süre hariç yirmidört saat içinde sulh hâkiminin önüne çıkarılır ve sorguya çekilir."

"Soruşturma bu sürede sonuçlandırılmazsa Cumhuriyet savcısının talebi ve sulh hâkiminin kararı ile süre yedi güne kadar uzatılabilir.

BAŞKAN - Efendim, madde üzerinde, gruplar adına söz talebi?..

OYA ARASLI (İçel) - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Ali Şahin.

HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN (İstanbul) - Demokratik Sol Parti Grubu adına, Hatay Milletvekili Ali Günay.

BAŞKAN - CHP Grubu adına, Sayın Şahin; buyurun.

CHP GRUBU ADINA ALİ ŞAHİN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli üyeler; Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı üzerinde, CHP Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Yüce Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

Düzenlenen 1 inci maddeyle, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve ikinci fıkrasının ikinci cümlesi değiştiriliyor. Buna göre, suçüstü hallerinde gözaltına alma süresiyle ilgili olarak, yakalanan şahıs, yakalandığı ve gözaltına alındığı zaman hemen bırakılmazsa, yakalanma yerine en yakın sulh mahkemesine gönderilmesi için, zorunlu süre hariç, 24 saat içerisinde hâkim önüne çıkarılıp, hâkim tarafından sorguya çekilmesi öngörülüyor. Soruşturma bu sürede sonuçlandırılmazsa, savcının talebi üzerine, hâkim kararıyla bu süre 7 güne kadar uzatılabiliyor. Önceden, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinde, hâkim kararıyla uzatılma süresi 8 güne kadar olduğu halde, bu değişiklikle, uzatma süresi, 8 günden 7 güne çekiliyor. Belki de, bu tasarıdaki en olumlu gelişme, gözaltı süresinin 8 günden 7 güne indiriliyor olmasıdır.

Görüşülmekte olan tasarının genel gerekçesinde durum izah ediliyor. Avrupa Konseyini oluşturan devletlerin mevzuatına uyum sağlanması bakımından sürenin kısaltılması ve hâkim kararına bağlanması, kabule şayan bir görüştür; fakat, biraz sonra görüşeceğimiz diğer maddelerde, bunun tamamen tersine bir durum, yani, Avrupa Konseyi devletlerinin yargı mevzuatına uyum sağlanması değil, onlardan ne kadar uzaklaştığımızı göreceğiz.

Bu nedenle, esasta, 7 günlük gözaltı süresi de uzun bir süredir. Suç işlediği kesin olarak belli olmayan, belki hâkim huzuruna çıktığı zaman serbest bırakılacak olan, belki savcı tarafından serbest bırakılacak olan kişinin, 7 gün gözaltında kalması olumlu bir netice değildir; insan haklarıyla bağdaşan bir oluşum değildir.

Bütün bunlara rağmen, gözaltı süresinin 8 günden 7 güne düşürülmesini, insan hakları bakımından olumlu bir gelişme sayıyor; bu nedenle, bu maddeye karşı olmadığımızı ifade ediyor; Yüce Kurula saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Şahin, teşekkür ediyorum efendim.

Demokratik Sol Parti Grubu adına, Sayın Günay; buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

DSP GRUBU ADINA ALİ GÜNAY (Hatay) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerime başlarken, Demokratik Sol Parti Grubu adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 175 sıra sayılı Kanun Tasarısının 1 inci maddesiyle, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında değişiklik yapılmaktadır. 128 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarına baktığımız zaman, 128 inci maddenin, yakalanan kimsenin sorguya çekilmesini ve gözaltı süresini düzenlediğini göreceğiz.

Yapılan değişikliğe göre, 128 inci maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesi olan "Yakalanan şahıs bırakılmazsa, yakalama yerine en yakın sulh hâkimine gönderilmesi için gerekli süre hariç 24 saat içinde sulh hâkimi önüne çıkarılır ve sorguya çekilir" cümlesindeki "gerekli" sözcüğü "zorunlu" sözcüğüyle değiştirilmiştir. Burada hassasiyet gösterilmiş, yakalanan şahsın 24 saat içerisinde hâkim önüne çıkarılması ve yakalama yerine en yakın sulh hâkimine gönderilmesi için, savsaklama yapılmaması ve bu hususta titizlik gösterilmesi hedeflenmiştir; ancak, bu titizlik, değişiklik yapılan 128 inci maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde gösterilmemiştir. 128 inci maddenin "Soruşturma bu sürede sonuçlandırılamazsa, cumhuriyet savcısının talebi ve sulh häkiminin kararıyla 8 güne kadar uzatılabilir" şeklindeki ikinci fıkrasının ikinci cümlesindeki "sonuçlandırılamazsa" sözcüğü "sonuçlandırılmazsa" olarak değiştirilmiştir; 8 gün olan süre de 7 güne indirilmiştir.

Kanun tasarısının 1 inci maddesiyle yapılan değişikliklerin gerekçesi, 128 inci maddede iyileştirme yapmaktır. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesine göre 24 saat olan gözaltı süresi, üç veya daha fazla kişinin bir suça iştiraki suretiyle toplu olarak işlenen suçlarda, cumhuriyet savcısının yazılı emriyle 4 güne kadar ve bu süre içerisinde de soruşturmanın sonuçlandırılamaması halinde, cumhuriyet savcısının talebi ve sulh hâkiminin kararıyla 8 güne kadar uzatılabilmektedir. İşte, hâkim kararıyla 8 güne kadar uzatılabilen gözaltı süresi 1 gün kısaltılmakta ve 7 güne indirilmektedir. Yetersiz olmakla beraber, bu husus, kısmen bir iyileştirme olarak kabul edilebilir; ancak "sonuçlandırılamazsa" sözcüğünün "sonuçlandırılmazsa" sözcüğü şeklinde değiştirilmesi, iyileştirme bir yana, mevcut durumun kötüleştirilmesidir. "Sonuçlandırılmazsa" sözcüğü bir keyfîliği, "sonuçlandırılamazsa" sözcüğü ise bir mecburiyeti ifade eder. Madde gerekçesine baktığımız zaman "sonuçlandırılamaması" sözcüğünün kullanıldığını görmekteyiz. Madde metninde yazılı "sonuçlandırılmazsa" sözcüğünün bir yazı hatası olduğunu ve "sonuçlandırılamazsa" olarak düzeltilmesi gerektiğini düşünüyor ve bu düşünceyle, bu hususta bir değişiklik önergesi vermiş bulunuyoruz. Bu hususta gerekli düzeltmenin yapılacağını umuyoruz.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde, mahkeme kararı olmadan, kimse, hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Hakkında kesinleşmiş ceza mahkûmiyeti bulunmayan bir sanığı bir gün bile hürriyetinden yoksun bırakmak haksızlıktır. Gözaltı ve tutukluluk, hukukçularca, zorunlu bir haksızlık sayılır. Bu haksızlığın uzun süreli olması, hak ve hukuka uygun olmayacağı gibi, adaletsizlik kaynağı oluşturur. Bu nedenle, gözaltı süresi, zorunlu en kısa süre olmalıdır.

Üç veya daha fazla kişinin iştiraki suretiyle toplu olarak işlenen suçlarda, cumhuriyet savcısının yazılı emriyle 4 güne ve soruşturmanın bu süre içinde sonuçlandırılmaması halinde, cumhuriyet savcısının talebi ve sulh hâkiminin kararıyla 7 güne kadar uzatılabilen gözaltı süresi uzun bir süredir. Gözaltı koşulları da çok zordur. Çoğu zaman da, gözaltına alınanlar, mahkemece serbest bırakılmakta, haklarında dava açılmamakta veya beraat etmektedirler. Bu durumda olup da uzun süre gözaltında tutulmuş olan kişilerin uğramış oldukları mağduriyetin telafisi de mümkün olamamaktadır.

Gözaltı süresini kısaltmak, insan haklarına saygının ve hukuk devleti olmanın gereğidir. Soruşturmayı yapacak görevlilerin sayısını, bilgi ve becerilerini artırmak ve soruşturma için gerekli olabilecek her türlü araç ve teknik imkânları sağlamak suretiyle, soruşturmayı kısa sürede sonuçlandırmak mümkündür. Gözaltı süresi bakımından Avrupa standartlarına yetişmeye çalışacağımıza, Avrupa ülkelerine ve diğer ülkelere örnek olacak adımlar atalım.

Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinin 3842 sayılı kanunla değişiklik yapılmadan önceki hükmüne göre, gözaltı süresi 15 güne kadar uzatılıyordu. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda, olağanüstü hal bölgelerinde ise, gözaltı süresi 30 güne kadar uzatılabilmektedir. Dikkat edilirse, iki süre arasındaki oran 1/2'dir. 175 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesiyle yeniden düzenlenen 2845 sayılı kanunun 16 ncı maddesine göre, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda, olağanüstü hal bölgesinde azamî gözaltı süresi 10 güne indirilmektedir. Bu 10 günlük gözaltı süresini, adi suçlar bakımından, aynı şekilde, 1/2 oran olarak düşünecek olursak; 128 nci maddeye göre hâkim tarafından uzatılacak gözaltı süresinin 5 gün ile sınırlı olması gerekir.

Bu nedenlerle, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesindeki hükme göre hâkim kararıyla 8 güne kadar uzatılabilen gözaltı süresini, kanun tasarısının 1 inci maddesinde olduğu gibi 7 güne indirmek yerine, bunu 5 güne ve cumhuriyet savcısının yazılı emriyle 4 güne kadar uzatılabilen gözaltı süresini de 3 güne indirmemek için kabul edilebilir, makul bir neden yoktur. Her türlü soruşturmanın sonuçlandırılması için bu sürelerin yeterli olabileceği düşüncesiyle, hepinize saygılar sunarım. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Günay, teşekkür ediyorum.

Sayın Komisyon, Sayın Günay'ın da işaret ettiği gibi, bu "sonuçlandırılmazsa" sözüyle... Sayın Komisyon takip edebiliyor mu efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET TEKDAL (Ankara) - İştirak etmiyoruz efendim.

BAŞKAN - Efendim, bir dakikanızı rica edeyim.

Yani, bu, bir yazım hatası değil, özellikle mi "sonuçlandırılmazsa" şeklinde düzenlendi.

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET TEKDAL (Ankara) - "Sonuçlandırılamazsa" tabiri, bir mazeretin arkasında bulunmasını gerektiriyor; ama "sonuçlandırılmazsa" kesin bir ifadedir. Komisyondan geçen metin doğrudur diye kabul ediyoruz.

BAŞKAN - Yani, bir yazım hatası değil; ben, onu tespit etmek istedim. Teşekkür ediyorum.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebinde bulunan, Tunceli Milletvekili Sayın Yıldırım?.. Yok.

Sayın Esat Bütün?.. Yok.

Sayın Ali Oğuz, buyurun efendim.

ALİ OĞUZ (İstanbul) - Muhterem Başkanım, değerli arkadaşlarım; müzakere konusu Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde görüşlerimi arz etmek üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, bahis konusu kanun tasarısının uzun zamandan beri gündemimizde, yani Meclis müzakeremizde bulunduğu hepinizin malumudur. Arkadaşlarımızın bir kısmı grupları adına, bir kısmı da şahısları adına bu husustaki görüşlerini dile getirdiler. Mevcut değişiklik, okunan metinden de anlaşıldığı gibi "4.4.1929 tarih ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile ikinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir" şeklinde ifade edilerek "Yakalanan şahıs bırakılmazsa, yakalama yerine en yakın sulh hâkimine gönderilmesi için zorunlu süre hariç 24 saat içinde sulh hâkiminin önüne çıkarılır ve sorguya çekilir" hükmü getirilmiştir.

Malumu âliniz, konu, insanların en değerli varlıkları şahsiyetlerinin korunması ve özgürlüklerinin kanun hâkimiyetine alınması konusudur. Yıllarca hukuk hayatını sürdürmüş hâkim ve avukat arkadaşlarımız çok iyi bilirler ki, nezaret altına alınanlar, uzun süre karakollarda, nezarette ve sorguları yapılmak üzere savcılık huzuruna getirilen zanlılar, maznun sıfatıyla, uzun süre savcılıklarda sorgularının yapılması için bekletilirlerdi. CMUK ile birlikte getirilen bu değişiklikteki mevcut kısaltma, o günün hukukçuları arasında büyük bir ittifak sağlamış ve büyük taltif ifade eden sözlerle övülmüştü; bu maddelerde bununla ilgili sürelerin kısaltılması, bütün hukukçuların takdirine mazhar olmuştu ve övülmüştü.

Bugün ise, bu değişiklik yapılan süreler daha da kısaltılarak, suçlanan kimselerin, gerek adlî kovuşturmada, yani, kolluk kuvvetlerinde -jandarmada ve poliste- gerekse savcılık huzurundaki sorgulanmalarının kısaltılması hususunda çok hassasiyet gösterildiği, şu okuduğum metinden, gayet açık bir şekilde anlaşılmaktadır. 24 saat içerisinde sorgulanmasının temini hususunda, savcıların huzuruna getirilmesini ve süratle hâkimin huzuruna sevk edilerek sorgusunun tamamlanması hususu, özellikle burada karara bağlanmış bulunmaktadır.

Getirilen bu kolaylık ve bu hassasiyet takdire şayandır. Daha evelki çıkardığımız ve ismine CMUK denilen Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun bu sorgulamaya ve gözaltına taalluk eden müddetlerindeki kısaltmalar, arz ettiğim gibi, büyük hassasiyet ve takdire mazhar olmuştu; ancak, sadece maznunun temin edilen müdafiiyle korunmasına rağmen, mağdurların korunmasında aynı hassasiyetin gösterilmemesi sebebiyle tenkite uğramıştı.

Burada da aynı hassasiyeti göstererek, bir yanlışlık yapılmaması hususundaki titizliğimizin, Meclisimizdeki bütün değerli hukukçu kardeşlerimiz tarafından gösterileceğini ümit ediyorum ve bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Oğuz, teşekkür ediyorum efendim.

Sayın Kâzım Arslan?.. Sayın Kâzım Arslan yok.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyle ilgili önergeler vardır; önce geliş sırasına, sonra da aykırılık derecesine göre okutup işleme tabi tutacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

175 sıra sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 1 inci maddesiyle, 4.4.1929 tarih ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinin ikinci fıkrasının değiştirilen ikinci cümlesindeki "sürede" sözcüğünden sonra gelen ve "cumhuriyet" sözcüğünden önce gelen "sonuçlandırılmazsa" sözcüğünün "sonuçlandırılamazsa" olarak düzeltilmesini saygıyla arz ederiz.

Ayhan Gürel Hadi Dilekçi Ali Günay

Samsun Kastamonu Hatay

Ali Ilıksoy Hayati Korkmaz Erdoğan Toprak

Gaziantep Bursa İstanbul

Hikmet Sami Türk

Trabzon

BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

175 sıra sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 1 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.

Ali Günay Hikmet Sami Türk Ali Ilıksoy

Hatay Trabzon Gaziantep

Hayati Korkmaz Mehmet Yaşar Ünal

Bursa Uşak

MADDE 1.- 4.4.1929 tarih ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesiyle ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Yakalanan şahıs bırakılmazsa, yakalanma yerine en yakın sulh hâkimine gönderilmesi için zorunlu süre hariç 24 saat içinde sulh hâkiminin önüne çıkarılır ve sorguya çekilir.

Üç veya daha fazla kişinin bir suça iştiraki suretiyle toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya fail sayısının çokluğu ve benzeri nedenlerle cumhuriyet savcısı bu sürenin 3 güne kadar uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Soruşturma bu sürede sonuçlandırılmazsa, cumhuriyet savcısının talebi ve sulh hâkiminin kararıyla süre 5 güne kadar uzatılabilir."

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, ikinci okuduğumuz önerge, aykırı önergedir; çünkü, maddeyi yeniden düzenliyor. Birinci önerge, bir sözcükte değişiklik istiyor.

Şimdi, aykırı olan bu ikinci önergeye Sayın Komisyon ne buyuruyor efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET TEKDAL (Ankara) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Sayın Hükümet ne buyurur?..

DEVLET BAKANI NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet katılmadı.

Sayın önerge sahibi, gerekçeyi mi okuyalım efendim?

ALİ GÜNAY (Hatay) - Gerekçe okunsun efendim.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Kanun tasarısının 1 inci maddesiyle, gözaltında tutma süresinde bir indirme yapılarak bu hususta bir iyileştirme amacıyla 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Yapılan değişiklikle, hâkim kararıyla 8 güne kadar uzatılabilen gözaltı süresi, 7 güne kadar indirilmektedir. 7 günlük gözaltı süresi, çok uzun ve gözaltına alınacak kişileri mağdur edebilecek bir süredir. 128 inci maddeye göre, gözaltı süresi 24 saat olup, toplu olarak işlenen suçlarda bu süre cumhuriyet savcısının yazılı emriyle 4 güne, bu süre içerisinde de soruşturmanın sonuçlandırılamaması halinde, cumhuriyet savcısının talebi ve sulh hâkiminin kararıyla 8 güne kadar uzatılabilmektedir. 4 günlük sürenin 3 güne ve 7 güne indirilmek istenen 8 günlük sürenin de 5 güne indirilmemesi için kabul edilebilir bir neden yoktur. Soruşturmayı yapacak görevli sayısını, bilgi ve becerisini artırmak, soruşturma için gerekli olabilecek her türlü araç ve teknik imkânı sağlamak suretiyle, her türlü soruşturma bu süre içerisinde sonuçlandırılabilir. Bu düşüncelerle, değişiklik önergesi düzenlenmiştir.

BAŞKAN - Önergeye, Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet iştirak etmediler.

Önerge sahibinin talebi veçhile gerekçe okundu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

İkinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

175 sıra sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 1 inci maddesiyle, 4.4.1929 tarih ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinin ikinci fıkrasını değiştiren ikinci cümlesindeki "süre" sözcüğünden sonra gelen ve "cumhuriyet" sözcüğünden önce gelen "sonuçlandırılmazsa" sözcüğünün "sonuçlandırılamazsa" olarak düzeltilmesini saygıyla arz ederim.

Ali Günay

(Hatay)

ve arkadaşları.

BAŞKAN - Sayın Komisyon ne buyurur efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET TEKDAL (Ankara) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Sayın Hükümet?..

DEVLET BAKANI NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmadı.

Önerge sahibimiz?..

ALİ GÜNAY (Hatay) - Konuşmak istiyorum efendim.

BAŞKAN - Sayın Günay, buyurun. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar)

ALİ GÜNAY (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının 1 inci maddesiyle yapılan değişikliklerin gerekçesi, 128 inci maddede iyileştirme yapmaktır.

Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesine baktığımız zaman, kanun tasarısının 1 inci maddesiyle, 128 inci maddenin birinci fıkrasındaki "gerekli" sözcüğünü bile değiştirme gereği duyulmuş ve "gerekli" sözcüğü "zorunlu" sözcüğü olarak değiştirilmiştir.

Ancak, aynı maddenin ikinci fıkrasında, yakalanan kişiyle ilgili soruşturmanın 24 saat içinde yapılamaması halinde bu sürenin 4 güne kadar uzatılması yönünü düzenleyen fıkrada "soruşturma bu sürede sonuçlandırılamazsa" ibaresi olmasına rağmen, yapılan tasarıyla getirilmek istenen değişiklikte, bu "sonuçlandırılamazsa" sözcüğü "sonuçlandırılmazsa" olarak değiştirilmiştir.

Şimdi, bu iki kelimenin arasındaki farka baktığımız zaman, "sonuçlandırılmazsa" sözcüğü kullanıldığında, görevli olan kişinin, görevini yapma yerine oturup seyretmesi durumunda da, bu süre içinde bu görevini ifa etmeme durumu karşımıza çıkabilir. Oysaki, bu 24 saat içinde elinden gelen her türlü ihtimamı ve gayreti göstermiş olmasına rağmen, bu 24 saatlik sürenin yeterli gelmemesi gerekir. Eski düzenlemede husus bu durumda iken, yeni yapılan düzenlemede daha geriye gidilmiş ve iyileştirme yerine kötüleştirme yapılmıştır. Biz, bu nedenlerle bu değişiklik önergesini hazırladık ve eski metinde olduğu gibi "sonuçlandırılamazsa" sözcüğünün daha uygun olacağını düşünüyoruz.

Saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Günay, teşekkür ediyorum.

Efendim, önergeye Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet katılmadı; önerge sahibi gerekçesini ifade buyurdu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi, okunduğu ve müzakere olunduğu veçhile oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE2. -18.6.1983 tarih ve 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki "312 nci maddenin 2 nci fıkrasında; 313, 314, 384, 385 inci maddelerinde"; ifadeleri madde metninden çıkarılmıştır.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Şahin; buyurun efendim.

CHP GRUBU ADINA ALİ ŞAHİN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan bu maddeyle, 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Yasanın 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki, Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrası ve Türk Ceza Kanununun 313, 314, 384, 385 inci maddelerindeki suçlarla ilgili yapılacak yargılamalar devlet güvenlik mahkemelerinin yetkisi dışına çıkarılmaktadır.

Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, vatandaşlarımızın eşit koşullar altında, adil ve alenî -özel yetkilerle donatılmış mahkemede değil- hukukun genel kuralları ve yargı düzenlemeleri içerisinde genel mahkemelerde yargılamasından yanayız; fakat, ülke koşullarında, ülke bütünlüğünü ve amme nizamını sarsacak nitelikteki olaylar ve suçların oluşumu halinde, devleti ve ona vücut veren halkı korumak için özel nitelikte mahkemelerin kurulduğu bir gerçektir.

Devlet güvenlik mahkemeleri kurulduktan sonra, Türk Ceza Kanunundaki, ülkenin bütünlüğüne, devletin şahsiyetine, ammenin selametine ve anayasal kurumları yok etmeye ve çalıştırmamaya yönelik suçlar devlet güvenlik mahkemelerinin yargılama görevleri arasına alınmıştır. Ayrıca, toplu silah kaçakçılığı, uyuşturucu suçları ve olağanüstü hal ilan edilen bölgelerdeki olağanüstü halin ilanına neden olan suçlar, devlet güvenlik mahkemesi kapsamına alınmıştır.

Bu tasarıyla, devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanından çıkarılmak istenen, Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki, halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik eden tahrik suçları ile yine, cürüm işlemek için teşekkül ve çete oluşturmak suçlarını kapsayan 313 üncü maddesi ve kara, deniz, hava nakil vasıtaları, devlet demiryolları veya trenlere karşı işlenen suçlar, devlet güvenlik mahkemesi kapsamından çıkarılmak istenmektedir.

Bu suçlar, devlete, rejime, anayasal kurumlara karşı işlenen ve halkta korku, endişe ve panik yaratmak suretiyle amme nizamını bozan suçlardır.

Görüşülen bu tasarıyla, devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanına giren suçlardan, Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrası, devlet güvenlik mahkemesinin görev alanından çıkarılıyor. Esasta, bu madde, aydın, yazar-çizerlerimizi de cezalandıran ve düşünceyi suç sayan bir maddedir; basında, Meclisimizde ve Avrupa basınında tartışılan, birçok bilim adamımızın mahkûmiyetine neden olan suçları kapsayan bir maddedir.

Bu maddenin kapsamı, mahallî mahkemeler, bilirkişi incelemeleri ve Yargıtayda bile ciddî gerekçelerle değişik yorumlanıyor ve uygulanıyor. Vatandaş, neyin suç olduğunu, hangi yazının suç oluşturacağını bilmeden, suç kastı olmadan yazdığı bir yazı nedeniyle, kendisini sanık sandalyesinde buluyor, bulabiliyor. Ceza mevzuatımızda temel sorun, düşüncenin suç sınırını saptayacak demokratik koşulların oluşmamasıdır.

Bu maddenin ikinci fıkrası, yalnız devlet güvenlik mahkemelerinin kapsamı dışına çıkarmak şeklinde değil, bu maddedeki suçun tanımına açıklık getirecek şekilde düzenlenseydi; yani, eylemi suç sayan; fakat, düşünceyi suç olmaktan çıkaracak biçimde oluşturulacak bir teklif şeklinde gelseydi, daha uygar, daha demokratik olurdu kanısındayız. O zaman, Yaşar Kemaller ve bu maddeden yargılanmış, mahkûm olmuş yüzlerce düşünürümüzün cezaevlerinde süründürülmesine engel olunurdu.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa tasarısının bu maddesiyle değiştirilmek istenilen 313 üncü madde, asıl üzerinde durulması gereken maddelerden biridir. Bu yasa tasarısıyla, devlet güvenlik mahkemelerinin yetkileri dışına çekilmek istenilen, Türk Ceza Kanununun 313 üncü maddesinde tanımlanan suç, Sayın Adalet Bakanının hafife aldığı kadar basit bir suç değildir. Faslın başlığı, cürüm işlemek için teşekkül meydana getirenlere yönelik olup, tek kelimeyle mafya ve çetecilik dediğimiz suçların oluşumunu örgütleyenleri; yani, elebaşlarını kapsamı içerisine alan maddedir. Kurulan çete, halk arasında, korku, endişe veya panik yaratmak ya da siyasî ve sosyal bir görüşten kaynaklanan amaçla, ammenin selameti aleyhine cürümlerle adam öldürtmek, yağma yaptırıp yol kestirmek ve adam kaldırmak cürümlerini işletmek için çete oluşturmanın müeyyidesi, Türk Ceza Kanununun 313 üncü maddesindedir.

Bu maddedeki suçları, bu maddenin lafzına ve ruhuna uygun olarak, zamanımızda, aynen yaşıyoruz. Halkımız, bir taraftan, belki yıllardır var olan ve Susurluk olayıyla aleniyet kazanan bir mafyalaşma, çeteleşme olayını yaşıyor; bu olayla, ülkede, ciddî soygun, vurgun ve çıkara dayalı cinayetlerin işlendiğine, suçlularının da bazı kamu görevlileri ve siyasî kişilerce korunduğuna, mafyanın devlete sızdığına inanıyor. Halk, bunca işlenen faili meçhul cinayetlerin arkasında devlet-mafya ilişkisi olmasının endişesini taşıyor.

Diğer taraftan, halkımız, yıllardır, tarikat adı altında, ahlaksızca, kutsal İslam dinini kullanarak, halkı, Atatürk ilke ve inkılaplarına, demokratik ve laik cumhuriyete karşı yönlendirmeye çalışan bazı sahte dinci ve cincilerin, nüfuz kazanmak, servet kazanmak için, kimleri, nasıl kullandıklarını, İslamî düşüncelerle kendilerine gelen bazı hanımlarımızın hulus ve saffetinden istifade ederek bunlardan hayâsızca nasıl yararlandıklarını görüyor ve üzülüyor. Suçluların meydana çıkmasını ve cezalandırılmasını istiyor; bunun için, sokaklarda yürüyor, ışık söndürüyor, medya da haykırıyor...

Birtakım kamu görevlilerinin, özel korumaların ve bazı siyaset adamlarının isimlerinin karıştığı; halkın, sokaklarda "suçlular Mecliste" diye feryat ettiği, Cumhurbaşkanın zirvede toplantı yaparak olayın aydınlatılması için mesajlar verdiği; Sayın Başbakanın, Başbakanlık Denetleme Kurulunu devreye soktuğu; Mecliste kurulan araştırma komisyonunun olayı aydınlatmak için çaba sarf ettiği bir aşama ve zamanda, bu maddenin devlet güvenlik mahkemesinin yetkisinden çekilmesini anlamak mümkün değildir.

Şimdi, soruyorum: Bu suçların yargısı devlet güvenlik mahkemesinde mi görülse daha iyi aydınlanır, yoksa, bidayet mahkemesinde mi görülse daha çabuk aydınlanır ve suç meydana çıkar?

Biz, CHP olarak, yargıda görev yapan tüm hâkim ve savcılara güveniyor ve inanıyoruz. Bu maddeye karşı çıkmamız, Hükümetin, olaylar üzerine ciddî şekilde gitmemesinden ve Adalet Bakanına güven duymamamızdandır. Bize göre, bu tasarıyla, Türk Ceza Kanununun 313 üncü maddesini devlet güvenlik mahkemesinden almak, sanıkları korumaya, tahkikatı zamana yaymaya, olayı yaratan çete başlarının ve suçlularının ortaya çıkmasını engellemeye yöneliktir. Bu, adalete, yargıya müdaheledir; mahkeme adresini değiştirmek suretiyle adaleti saptırma, yargılamayı daha uygun bir adreste yaptırarak olayı kapatmak, kamuoyunun infialini zaman içerisinde durdurmaya yöneliktir.

Devlet güvenlik mahkemesinin görevlerini göz önüne aldığımız zaman, bu maddelerin devlet güvenlik mahkemesinde kalmasının gereğine son derece inanmak zorundayız.

Değerli arkadaşlarım, devlet güvenlik mahkemesi görevine giren suçlarda ilk soruşturma yapılmaz. Soruşturma, doğrudan cumhuriyet savcıları tarafından yapılır. Soruşturmanın gerekli kıldığı hallerde suç mahalline ve delillerin bulunduğu yerlere gidilir. Tüm cumhuriyet savcılıkları, devlet güvenlik mahkemesi başkanı ve savcılarının yapılmasını istediği soruşturmayı öncelikle ve ivedilikle yapmak zorundadır. Bu mahkemenin kapsamına giren suçlular hakkında, suç, görev sırasında görevden dolayı işlenmiş olsa dahi cumhuriyet savcılıklarınca doğrudan tahkikat yapılır. Yani, Memurin Muhakemat Kanununa sığınmak mümkün değildir. Bütün zabıta makam ve memurları, kamu görevlileri, devlet güvenlik mahkemesi başkanı ve cumhuriyet savcılarının, soruşturma, kovuşturma ve infaza ilişkin emirlerini öncelikle yerine getirmek zorundadır. Ayrıca, zabıta, sanıkları, tanıkları, bilirkişiyi, suçtan zarar gören şahısları, belirlenen gün, saat ve yerde hazır bulundurmaya mecburdur ve bunlara karşı zor kullanma yetkisi vardır.

Ayrıca, devlet güvenlik mahkemeleri davalara ara vermeden bakmaktadır. Bu koşullarda, suçun ve suçlunun meydana çıkması, adaletin süratle tecellisi mümkün olacaktır. Keza, devlet güvenlik mahkemelerinin kuruluşunda, Adalet Bakanına bağlı olmayan askerî hâkimler ve savcılar vardır. Burada çalışan, yani, devlet güvenlik mahkemesinde çalışan hâkim ve savcılar 4 yıl süreyle atanır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Ciddî bir suç oluşturmadıkça görev yerinin değişmesi mümkün değildir. Bu bir teminattır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; toplumdaki düşünce, dinci çeteleri, Hükümetin büyük ortağı Refah'ın, rantiye çetelerini, küçük ortağı Doğru Yol'un kolladığı istikametindedir. Bu yasa tasarısıyla, bu konudaki endişenin daha da arttığını söylemek mümkündür. Suçluların acilen belirlenmesini, tarafsız yargıda hesap vermelerini istiyorsanız, bunca kurulan araştırma ve soruşturma komisyonlarındaki 7-8'lik parmak hesabıyla şüpheli aklandığınız suçlamaların devam etmesini istemiyorsanız ve bugün ülkeyi saran mafya, çete, tarikat adı altında nüfuz ve servet kazananların suçlanmasını, cezalandırılmasını istiyorsanız, bu maddenin tasarıdan çıkarılması için verilen önergemize destek veriniz.

Sayın Adalet Bakanı, konuşmasında "siz, mahallî mahkemelere güvenmiyor musunuz" diyor. Biz, devlet güvenlik mahkemelerine de mahallî mahkemelere de güveniyoruz; fakat, anlamadığım, Sayın Adalet Bakanı da devlet güvenlik mahkemelerine niçin güvenmiyor? Devlet güvenlik mahkemelerinde yargılanılması istenen çeteleri acaba kayırmak mı istiyor? Bütün bunları aşmak için, bu suçluların devlet güvenlik mahkemelerinde yargılanması lazım. Bu olmadığı zaman, Türkiye Büyük Millet Meclisini, hiçbirimizi, kamuoyunun zan altında bırakmasını önlememiz mümkün değildir; çünkü, vatandaş, suçlu Mecliste diyor, Meclisi suçluyor. Bu madde devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanınından çıktığı zaman, sanki bu çeteleri korumaya yönelik bir davranışta bulunduğumuz meydana çıkacaktır.

Şimdi, burada değiştirilmek istenilen Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesine değinmek istiyorum. 314 üncü madde, çetelere yataklık yapanlara yöneliktir; bunun da devlet güvenlik mahkemelerinin kapsamından çıkması isteniyor; bu son derece yanlıştır. Türk Ceza Kanununun...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin, ben, sizin sürenizi uzatmıştım; o da yetmedi galiba. 1 dakika yeter mi efendim?

ALİ ŞAHİN (Devamla) - 2 dakika...

BAŞKAN - Buyurun.

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Sayın Başkan, yine, devlet güvenlik mahkemelerinin yetki alanından çıkarılmak istenen, 384 ve 385 inci maddeler uçak kaçırmaya, deniz araçlarını kaçırmaya, Devlet Demiryolları raylarına birtakım olumsuzluklar yaparak trenleri yok etmeye yönelik suçlara ilişkindir. Bu Hükümet tarafından daha önce bir kanun tasarısı getirildi ve Yüce Mecliste görüşülerek kanunlaştı. Türk Ceza Kanununun 384 ve 385 inci maddelerine ilişkin suçlara bakmak devlet güvenlik mahkemelerinin görevinde değildi. Bu 384 ve 385 inci maddeler içerisine giren suçların terör suçu sayılmasına yönelik bir kanun tasarısı geldi, Adalet Komisyonundan geçti, Genel Kurulda kabul edildi, 3.11.1996 tarihinde Resmî Gazetede yayımlandı ve kesinleşti; yani, bir ay sonra bu tasarı tekrar geldi, bu defa, bu suçların...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Topluyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, bir ay önce devlet güvenlik mahkemelerinin yetki alanına giren bu suçlar bu tasarıyla devlet güvenlik mahkemelerinin yetki alanından çekilmek isteniyor. Bu ciddî bir olay değildir; kanun ciddî bir meseledir; vatandaşın inançlı olması lazımdır ve bu suçlardan suçlananların da devlet güvenlik mahkemelerinde yargılanması gerekir. Uçak kaçırıyor, gemi kaçırıyor, demiryolunu tahrip ediyor; bunlar toplumsal bir suçtur, halkı ilgilendiren bir suçtur.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Şahin teşekkür ediyorum.

Demokratik Sol Parti Grubu adına, Sayın Günay; buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

DSP GRUBU ADINA ALİ GÜNAY (Hatay) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesiyle Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrasında, 313, 314, 384 ve 385 inci maddelerinde yazılı suçlar, devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanının kapsamı dışına çıkarılmaktadır.

Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrası, halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek, kin ve düşmanlığa açıkça tahrik edenlere, 313 üncü maddesi, her ne suretle olursa olsun, cürüm işlemek için teşekkül oluşturanlara ve bu teşekküle katılanlara, 314 üncü maddesi teşekküllerin mensuplarına bilerek ve isteyerek barınacak yer gösteren veya erzak yahut silah ve cephane tedarik ve yardım edenlere, 384 üncü maddesi zor veya nüfuz kullanarak veya tehditle veya hileyle, kara veya deniz ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen, ettirmeyen veya hareket halinde bulunanları durduran veya gitmekte olduğu yerden başka bir yere gönderten kimselere, bir uçağı kaçıran veya hareket etmesine engel olan veya bu eylemlere teşebbüs edenlere, 385 inci maddesi ise, kasten demiryolu üzerine bir şey koyarak yahut rayların makaslarını kapatarak veya açarak yahut yanlış işaretler vererek veya her ne suretle olursa olsun, bir hareket yaparak bir kaza vukuu tehlikesine meydan verenlere verilecek cezaları düzenlemektedir. Bu maddelerde yazılı suçlar, devletin güvenliğini ilgilendiren ve kamu düzenini bozmak amacına yönelik suçlardır.

3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci maddesine göre, kamu düzenini bozmak amacıyla, bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylem, terördür. 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesine göre, demokratik düzen ve cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan doğruya devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren suçlara ilişkin davalara bakmak üzere, devlet güvenlik mahkemeleri kurulmuştur.

Türk Ceza Kanununun 312/2, 313, 314, 384 ve 385 inci maddelerinde yazılı suçlar, kamu düzenini bozan ve devletin güvenliğini ilgilendiren suçlara ilişkin suçlardır ve devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı kapsamı içerisindedir. Nitekim, 1/525 esas nolu yasa tasarısıyla, Türk Ceza Kanununun 384 üncü maddesi, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 4 üncü maddesinin kapsamı içerisine alınmış ve bu maddede yazılı suçlar terör suçu sayılmıştır.

Biz, bunları söylerken, devlet güvenlik mahkemelerini savunmak amacıyla söylemiyoruz; devlet güvenlik mahkemeleri, ayrıca tartışma konusu yapılabilir ve bu mahkemeler yerine, genel mahkemeler içerisinde ihtisas mahkemeleri oluşturulabilir. Devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı kapsamının daraltılması bir yana, koşulları oluştuğunda tümden kaldırılmasının tartışılmasından yanayız. Ancak, son aylarda, kamuoyu gündeminin üst sırasını işgal eden ve bütün toplumu rahatsız eden çete, mafya, devlet ilişkileri iddiasının araştırılması sırasında, bu yasa tasarısının gündeme getirilmesi ve Meclis gündeminin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" bölümünün üst sırasına alınması ve bu tasarının öncelikle görüşülmesi için İktidar kanadınca sergilenen ısrarcı tutum, demokratikleşme alanında atılan adım yerine, ister istemez "acaba, amaç başka mıdır" sorusunu kafalara çağrıştırmaktadır.

Anayasal hükümlerin ihmal edilerek ve gereğinin yapılması için haftalarca hiçbir gayret gösterilmeyerek, öncelikle görüşülmesi gereken 145 sıra sayılı Kanun Tasarısı yerine bu tasarının öncelikle görüşülmesini sağlama gayretini, hukuka saygı ile bağdaştıramıyoruz.

Meclis gündeminin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" bölümünde yer alan 145 sıra sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanun Tasarısı, oluşan bir hukukî boşluğu doldurmak üzere düzenlenmiştir. Hukukî boşluğu dolduracak bu kanun tasarısının öncelikle görüşülüp karara bağlanması, Anayasanın 153 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince bir zorunluluk iken, bu konuda hiçbir duyarlılık göstermeyen Hükümetin, çete, mafya, devlet ilişkileri iddiasının toplumu fazlasıyla rahatsız ettiği bir ortamda başta, cürüm işlemek için teşekkül oluşturma suçu olmak üzere, devlet güvenliğini ilgilendiren ve kamu düzenini bozmaya yönelik birtakım suçların Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev alanı kapsamı dışına çıkarılmasını öngören bu tasarıya, amacı bakımından kuşkuyla yaklaşılmaması, kuşkuyla bakılmaması mümkün değildir.

Kanun tasarısının 2 nci maddesi, içerisinde bulunduğumuz şu an için gereksiz bir düzenlemedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 88 inci maddesi gereğince tasarının 2 nci maddesinin geri istenmesi veya en azından bu 2 nci madde metninden, bir değişiklik önergesiyle, Türk Ceza Kanununun 312/2, 313 ve 314 üncü maddelerinin çıkarılması gerekmektedir. Her iki hususun yapılmaması halinde de sayın milletvekillerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, önce ülke çıkarlarını, sonra parti ve kişisel çıkarları gözeten ulusal bir meclis olduğunu ve parmak makinesi olmadıklarını göstermelerini ve tasarının 2 nci maddesine ret oyu vermelerini diliyoruz.

Devlet güvenlik mahkemelerinin kurulmasını önerenlerin amacı, terör konusunda uzmanlaşmış, sırf bu suçlara bakan ve alabildiğince hızlı çalışan bir mahkeme yapısı oluşturulmasıydı. Ancak, neticede bu amaçların çok dışına çıkılarak bir devlet güvenlik mahkemesi yapısı oluşturulmuş ve teröristlerin yanı sıra gazeteci, yazar, şair, bilim adamıyla ilgili kimi konular bu mahkemelerin kapsamına alınmıştır.

Bu mahkemeler olağanüstü yargı yerleridir. Tabiî hâkim ilkesine aykırıdır ve genel mahkemelere güvensizliğin ifadesi niteliğindedir. Asıl olan, genel mahkemelere güvenmek ve yapılması gereken de mahkemelerin bağımsızlığını ve hâkim güvencesinin sağlanmasını temin etmektir. Bunun için de, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu düzenleyen Anayasanın 159 uncu maddesinde değişiklik yapılması gerekmektedir. Demokratik Sol Parti, yargı bağımsızlığını sağlamak amacıyla, Anayasanın 159 uncu maddesinde değişiklik teklifi hazırlamış ve bu önerge, Demokratik Sol Partinin bütün milletvekillerince imzalanmış; ancak, aradan aylar geçmiş olmasına rağmen bu önergeyi, Demokratik Sol Parti milletvekillerinin dışında bugüne kadar imzalayan olmamıştır.

Mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıç güvencesinin sağlanması için bütün milletvekillerinin destek vermelerini bekliyor, devlet güvenlik mahkemelerine gereksinim duyulmamasını ve şartları oluştuğunda, bu mahkemelerin tümden kaldırılmasını diliyor, bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Günay, teşekkür ediyorum.

Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Aşık; buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar)

ANAP GRUBU ADINA EYÜP AŞIK (Trabzon) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 tarih ve 3842 sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesi üzerinde, Grubum adına, söz almış bulunuyorum. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, kanun tasarısının 2 nci maddesi, devlet güvenlik mahkemesi kapsamına giren -Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrasında, 313, 314, 384, 385 inci maddelerinde- ifadelerinin metinden çıkarılması; yani, Devlet Güvenlik Mahkemesi kapsamı dışına çıkarılması hususundadır. Daha evvel, bu kanun tasarısının, gerek komisyonda görüşülmesi sırasında gerek gündeme alınması ve öncelikle görüşülmesi sırasında, müteaddit defalar kanun tasarısı üzerinde görüşlerimizi açıklamış ve içerisinde bulunduğumuz konjonktür sebebiyle, demokratikleşme açısından önemli olmasına rağmen, kanun tasarısının bu maddesine karşı olduğumuzu, özellikle, Türk Ceza Kanununun 312, 313, 314 üncü maddelerinin devlet güvenlik mahkemesi kapsamının dışına çıkarılmasına karşı olduğumuzu söylemiştik.

Sayın milletvekilleri, bakınız, daha evvel bu kürsüden açıklamıştım. Kanun tasarısı tümüyle bir demokratikleşme adımı olmasına rağmen, Susurluk olayından sonra, Türkiye'de bütün halkımızın dikkatle takip ettiği bir husus var. Bu Parlamento da, devlet de âdeta halkın gözünde bir imtihandadır. Acaba, bunca belgeye rağmen, bunca bilgiye rağmen, bunca itiraflara rağmen, parmak izlerine rağmen, bulunan bunca sahte pasaportlara, yeşil pasaportlara, sahte kimliklere rağmen, bu olaylar kapatılacak mı, yoksa, bunlar aydınlığa çıkacak mı; bütün milletimiz dikkatle bunu takip ediyor. Bunun için, Parlamentoda bir komisyon kurulmuş; Parlamentodaki komisyonun bir saatlik toplantısı dahi, televizyonlarda birinci haber oluyor, üç aydan bu yana, dört aydan bu yana. Hiçbir konu, kamuoyunun gündeminde, bu kadar uzun süre kalmamıştır, bu kadar dikkatle takip edilmemiştir.

Biz biliyoruz ki, devlet güvenlik mahkemesi, Susurluk olayından sonra, çete konusunda yaptığı çalışmalarda belli bir yere varmış ve dokunulmazlıkların kaldırılması hususunda bir fezlekeyle Adalet Bakanlığına da başvurmuştur.

Devlet güvenlik mahkemesi kapsamı dışına çıkarmak istediğimiz, Türk Ceza Kanununun 313 ve 314 üncü maddeleri, başlığı itibariyle "Cürüm İşlemek İçin Teşekkül Meydana Getirenler" tabir ettiğimiz; yani, kamuoyunda bilinen çetelerle ilgili husustur. Biz, burada, bu tasarıyı bu şekliyle kabul edersek, bugün devlet güvenlik mahkemelerinin kapsamında olan bu maddeleri bu kapsamdan çıkarırsak, devlet güvenlik mahkemelerini yetkisiz hale getireceğiz. O zaman ne olacak; bugüne kadar yapılmış bütün işlemleri -tutuklananlar var, gözaltına alınanlar var, iddianame hazırlanmış, fezlekeler hazırlanmış- yok sayacağız ve silbaştan, diyeceğiz ki, normal savcılıklar bunları yürütsün!..

Değerli milletvekilleri, normal savcılıkların, böyle, çete kurma işlemiyle ilgili bir hukukî prosedürü tamamlaması, bugünkü mevzuat dahilinde, hemen hemen, fiilen mümkün değildir; çünkü, Balıkesir'deki bir savcı, trafik davası, İstanbul'daki cinayet davası, Ankara'daki bir savcılık ise, sahte belge, sahte evrak düzenleme iddiasıyla dava açmış. Bunların birbiriyle ilişkilerini, koordinasyonunu kim kurmuş, nasıl kurmuş?.. Herhangi bir savcılığın, bu bilgileri toplayıp bir araya getirmesi, bir fezleke düzenlemesi, soruşturma açması mümkün değildir.

Devlet güvenlik mahkemelerinin, gerek yetkileri bakımından gerek işleyişleri bakımından gerekse hukukî ve idarî durumları dolayısıyla, bu konudaki imkânları, bu konuyu, bu çete meselesini nispeten sonuca ulaştıracak durumdadır. Bu bakımdan, içinde bulunduğumuz şu ortamda, bu maddelerin kabul edilmesi ve devlet güvenlik mahkemeleri kapsamından çıkarılması, doğrudan doğruya, Susurluk'la ortaya çıkan ve bütün halkımızı gece gündüz sokaklara döken ve neticesini bütün halkımızın beklediği ve neredeyse sorguladığı bir dönemde bunların üzerini örtmek manasına gelir ki, bu ayıbın, bu suçun altından kalkamayız; demokratikleşme adına dahi kalkamayız.

312 nci maddeye gelince: Sayın milletvekilleri, Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin, devlet güvenlik mahkemeleri kapsamı dışına çıkarılmak istenilen ikinci fıkrası, halkı, sınıf, ırk, din, mezhep ve bölge farklılığı gözeterek, kin ve düşmanlığa açıkça tahrik eden kimseye verilen ceza... Şimdi, bunu da devlet güvenlik mahkemesinin kapsamı dışına çıkardığımız zaman -bugün ne yapmak istediğimizi kamuoyu dikkatle takip ediyor- yarın bunun hesabını veremeyiz. Anavatan Partisi Grubu adına verdiğimiz bir önergeyle, bildiğim kadarıyla, bize söylenildiği kadarıyla, grup başkanvekillerinin de olurunu almak, mutabakatını almak suretiyle verdiğimiz bir önergeyle, sadece bu üç maddenin, yani, Türk Ceza Kanununun 312 nci, 313 üncü ve 314 üncü maddeleri... Din, mezhep, sınıf, ırk ayrımcılığı yapmakla, bir de çete kurmakla ve çete kurmaya yataklık etmekle ilgili davaların devlet güvenlik mahkemelerinde görülmesine bir süre daha, hiç değilse şu önemli dönemde devam edilmesinin daha uygun olacağını düşünüyoruz ve bu yönde de bir önergemiz var. Önergemiz kabul edildiği takdirde, tasarının tümüne, 2 nci maddeye de olumlu oy vereceğiz; ama, Türk Ceza Kanununun 312, 313, 314 üncü maddelerindeki -tekrar söylüyorum- sınıf, ırk, din, mezhep ve bölge farklılıklarıyla ilgili suçlarla, çete kurmak ve çete kuranlara yataklık edenlerle ilgili suçların Devlet Güvenlik Mahkemesi dışına çıkarılmasına "evet" denilirse, yani, çıkmasın diye teklifimiz kabul edilmezse, o zaman, kanunun tümünün çıkmasına muhalefet etmeye, direnmeye, çıkmaması için gayret etmeye devam edeceğiz. Esasen, Anayasanın ilgili maddesi, biliyorsunuz, görülmekte olan bir davanın sonuçlarını etkilemeye yönelik müdahalenin yasaklandığını söylemektedir. Bu durumda, bu kanunun, bu şekilde çıkması Anayasaya da aykırıdır; çünkü, görülmekte olan bir davanın dosyası hazırlanmış, fezlekesi hazırlanmış, birkaç kişisi tutuklanmış, dokunulmazlığın kaldırılmasıyla ilgili önerileri yazılmış bir davanın orta yerinde, siz, mahkemenin yetkilerini alıyorsunuz. Bu, sonuca müdahale etmek değildir de, nedir... Onun sonucuna, sadece fikren dahi müdahaleyi Anayasa yasaklamıştır; değil, gelip, burada, Meclis kararıyla mahkemenin yetkisini almayı... Bana göre, Anayasaya da aykırıdır. Onun için, şu noktada bu değişikliği yapamayız ve bu önergelerimizin kabulü halinde, kanunun tümüne de, 2 nci maddeye de "evet" oyu vereceğimizi Yüce Heyetinize saygıyla arz ediyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Aşık, teşekkür ediyorum.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Kişisel söz talebinde bulunanlar, Sayın Veli Yıldırım, Sayın Sami Türk, Sayın Topçu, Sayın Oğuz, Sayın Kâzım Arslan, Sayın Gürel, Sayın Sav.

Sayın Veli Yıldırım?.. Yok.

Sayın Sami Türk?.. Burada.

Buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk hukukuna ilk kez 1961 Anayasasının 136 ncı maddesinde 1973'te yapılan bir değişiklikle giren Devlet Güvenlik Mahkemeleri, 1982 Anayasasıyla da sürdürülmektedir. Bu mahkemelerin görevi, Anayasanın 143 üncü maddesinde "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür demokratik düzen ve nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan doğruya Devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren suçlara bakmak..." biçiminde ifade edilmiştir.

Devlet Güvenlik Mahkemelerinin başlangıçta hayli geniş tutulan görev alanı, 18.11.1992 tarih ve 3842 sayılı kanunla önemli ölçüde daraltılmıştır. Görüşülen tasarıda, bu alan, biraz daha daraltılmak ve devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlara hasredilmek istenilmektedir.

Devlet Güvenlik Mahkemeleri, başlangıçtan beri, yoğun tartışmalara konu olmuştur. Sınırlı konuşma süresi içinde bu tartışmalara girmekte yarar yoktur. O nedenle, tasarıyla getirilen yeni hükümleri, bu mahkemelerin, doğrudan doğruya Anayasada düzenlenmiş bir yargı mercii olduğunu göz önünde bulundurarak ele almak uygun olacaktır.

Tasarının 2 nci maddesinde, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun, 9 uncu maddesinin, birinci fıkra (a) bendinde yazılı Türk Ceza Kanunu maddelerinden beşini kapsayan ibarenin 9 uncu madde metninden çıkarılması öngörülmüştür.

İstisnaî bir mahkeme niteliği taşıyan Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev alanının daraltılması, ilke olarak doğru bir düşüncedir; ancak, önerilen hükmün ne ölçüde yerinde olduğunu belirleyebilmek için, tasarıyla Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev alanı dışına çıkarılmak istenilen suçlarla ilgili hükümlerin içeriğini dikkate almak gerekir.

Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrasında, halkı, sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek, kin ve düşmanlığa tahrik suçu düzenlenmiştir. Bu düzenleme, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan, yazılı ve sözlü propaganda ile toplantı, gösteri ve yürüyüş yapılmasını yasaklayan Terörle Mücadele Kanununun 8 inci maddesi dışında kalan hususları kapsamaktadır. Terörle Mücadele Kanununun 8 inci maddesi gibi, Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrası da, uluslararası forumlarda düşünce özgürlüğünü kısıtlayan hükümler arasında gösterilen, o nedenle eleştirilen ve kaldırılması istenilen bir düzenlemedir. Şüphesiz, Türkiye, bu konudaki değerlendirmeyi kendi demokratik idealleri doğrultusunda ve ülke gerçeklerini göz önünde tutarak yapacaktır; ancak, şimdi, 312 nci maddenin ikinci fıkrası, devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı dışına çıkarıldığı takdirde, aynı konuya ilişkin iki düzenlemeden biri devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı içinde kalırken, diğeri genel mahkemelere verilmiş olacaktır.

Türk Ceza Kanununun 313 ve 314 üncü maddelerinde cürüm işlemek için teşekkül oluşturma veya bu teşekküllere katılma cürümleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme anlamında teşekkül, 313 üncü maddede "iki veya daha fazla kimsenin birlikte cürüm işlemek amacı etrafında birleşmesi" biçiminde tanımlanmıştır. Aynı kavramı için "örgüt" terimini kullanan Terörle Mücadele Kanununun 1 inci maddesi, bu terimin, Türk Ceza Kanunu ile ceza hükümlerini içeren kanunlarda geçen "teşekkül, cemiyet, silahlı cemiyet, çete veya silahlı çete"yi de kapsadığını belirtmektedir. Tasarı kabul edildiği takdirde, örgütlü suçların bir bölümü devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı içinde kalacak, bir bölümü genel mahkemelere devredilmiş olacaktır.

Türkiye'de çeşitli türden çetelerin günlerdir kamuoyunu meşgul ettiği, devlet güvenlik mahkemeleri savcılarının bunlarla ilgili hazırlık soruşturması yaptığı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Türk, toparlar mısınız. Ben, size süre verdim.

HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) - Sağ olun.

...veya dava açtığı bir sırada, Türk Ceza Kanununun 313 ve 314 üncü maddelerinde düzenlenen suçlara bakmakla görevli yargı merciinin değiştirilmesi doğru mudur? Bu suçlar, doğrudan doğruya devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendirmiyor mu?

Türk Ceza Kanununun 384 ve 385 inci maddeleri, kara, deniz ve hava ulaşım araçları ve demiryolları aleyhinde cürümler için verilecek cezaları göstermektedir. Avrasya Feribotunun kaçırılması gibi, yakın tarihlerde yaşanan bazı olaylarda da açıkça görüldüğü gibi, bu cürümler de doğrudan doğruya devletin iç ve dışgüvenliğiyle ilgilidir. Nitekim, daha dört ay önce, bu tip suç faillerine daha ağır cezaî müeyyidelerin uygulanması suretiyle, caydırıcılığın sağlanması amacıyla, Türk Ceza Kanununun 384 üncü maddesi, 13.11.1996 tarih ve 4211 sayılı Kanunla Terörle Mücadele Kanununun 4 üncü maddesinin (a) bendi kapsamına alınmıştır. Böylece, Türk Ceza Kanununun 384 üncü maddesinde düzenlenen ulaşım araçları aleyhine cürümler, Terörle Mücadele Kanununun 1 inci maddesinde belirtilen, terör amacıyla işlendiği takdirde terör suçu sayılacak ve devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanına girecek; bu amaç yoksa, genel mahkemelerde dava açılacaktır.

Görüldüğü gibi, şimdi, devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı dışına çıkarılmak istenilen suçların ikizleri, Terörle Mücadele Kanunu dolayısıyla, yine, devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı içerisinde kalacaktır; çünkü, Terörle Mücadele Kanununun 9 uncu maddesi uyarınca, bu kanun kapsamına giren suçlarla ilgili davalara devlet güvenlik mahkemelerinde bakılır.

Tasarının 2 nci maddesi bu haliyle kabul edildiği takdirde, niteleme farkları dolayısıyla, ileride devlet güvenlik mahkemeleri ile adlî yargı mahkemeleri arasında çeşitli görev uyuşmazlıkları çıkabilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Türk, lütfen...

HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

Açıklanan nedenlerle, 2 nci maddenin, uygulamada yol açabileceği karışıklıklar ve ülkenin bugünkü koşulları dikkate alınarak, tasarıdan çıkarılması uygun olacaktır.

Bu düşüncelerle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Türk, teşekkür ediyorum.

Sayın Topçu hazır mı efendim? Sayın Topçu yok.

Sayın Oğuz, buyurun efendim.

ALİ OĞUZ (İstanbul) - Muhterem Başkanım, değerli arkadaşlarım; müzakere konusu yaptığımız 2 nci madde üzerinde, gerek gruplar adına gerekse şahısları adına söz alan arkadaşlarımız, değerli hukukçu kardeşlerimiz calibi dikkat ve yerinde tenkitler yaptılar; ancak, şunu ifade etmek isterim ki, 1 inci maddede de işaret ettiğimiz gibi, bu kabil müddetler gerekse vazife, görev, yetki konusundaki değişiklikler, bir suçun ortadan kaldırılması mahiyetinde olmayıp veya suçu hafife almak, hatta teşvik etmek manasında onun cezasını azaltmak ve caydırıcılık unsurlarını ortadan kaldırmak mahiyetinde olmayıp, mahkemenin görevi dahilinde olan bazı suçların oradan alınıp, başka bir mahkemeye tevdi edilmesi manasındadır.

Değerli arkadaşlarım, aslolan, Anayasada hükmünü bulan tabiî mahkemelerdir. Diğer, olağanüstü mahkemeler ise, fevkalade hallerde müracaat edilen ve caydırıcı olması yönünden de, korkutucu olması yönünden de, ihtisas mahkemesi bakımından da yerinde olan vazife verme şekilleridir.

Normal ağır ceza mahkemeleri bu kabil davalara bakan, normal ve tabiî mahkemelerdir; ancak, özellikle suçların çoğalması -arz ettiğim gibi- caydırıcılık unsurunun ortaya çıkarılması ve bu suçların azaltılması yönünde, devlet güvenlik mahkemeleri gibi mahkemelere de zaman zaman zaruret hâsıl olmuş, ihtiyaç hâsıl olmuş olabilir ve olmuştur da. Ancak, bunların gündeme geldiği sırada -ben de dahil olmak üzere- birçok hukukçu arkadaşlarımız, değerli ilim adamları, buna karşı çıkmışlardır ve devlet güvenlik mahkemelerinin normal mahkeme olmadığını, hatta, ihtisas mahkemesi dahi sayılmayacağını, vatandaşın normal mahkeme huzurunda yargılanmasının onun tabiî hakkı olduğunu, insan hakkı olduğunu ifade etmişlerdir ki, bu yerinde bir tespittir.

Bugün, devlet güvenlik mahkemesi, hâkimlerinin yarısı sivil hâkimlerden yarısı askerî hâkimlerden; savcılarının yarısı sivil savcılardan yarısı da askerî savcılardan teşekkül eden fevkalade olağanüstü bir mahkemedir; Yüce Divan gibi bir şeydir; askerî mahkeme gibi bir şeydir; hatta hatta, fevkalade hallerde, İstiklal Mahkemeleri gibi bir şeydir. Aslında, buna, hiçbir zaman ihtiyaç yoktur ve tabiî mahkeme, ağır ceza mahkemeleri olduğuna göre, bunu devlet güvenlik mahkemelerine götürmenin bir anlamı da yoktur. Burada yapılan hadise de budur. Bir hadisenin, normal ağır ceza mahkemelerinde görülmesi gerekirken, devlet güvenlik mahkemesine götürülmesi hususu, zamanında, o şartlar altında ihtiyaç duyulmuş ve o görev alanı içerisine sokulmuş, bugün de, bu görev alanı içerisine alınarak, normal ağır ceza mahkemelerine verilmesi ihtiyacı hâsıl olmuş; bu, bir takdir meselesidir. Bunu, Yüce Heyetiniz tensip ederse, orada kalabilir; ama, kabul etmezse, Yüce Heyetimizde bu konu tartışılır; Meclisin verdiği karara hepimiz saygı duyarız.

Bu vesileyle huzurlarınıza çıkıp söz aldım; Yüce Heyetinizi hürmet ve saygıyla selamlıyorum efendim. (RP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Oğuz, teşekkür ediyorum efendim.

Madde üzerindeki müzakereler tamamlanmıştır. Maddeyle ilgili önergeler vardır; önce geliş sırasına göre okuyacağız, sonra aykırılık derecesine göre işleme tabi tutacağız.

Önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 175 sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesiyle getirilen düzenleme Anayasaya aykırı olduğundan, reddedilmesini öneriyoruz.

Saygılarımızla.

Metin Öney Işın Çelebi Murat Başesgioğlu

İzmir İzmir Kastamonu

Abbas İnceayan Mehmet Keçeciler

Bolu Konya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 175 sıra sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve talep ederiz.

Saygılarımızla.

Murat Başesgioğlu Mehmet Keçeciler Ali Talip Özdemir

Kastamonu Konya İstanbul

Cengiz Altınkaya Halil İbrahim Özsoy Yıldırım Aktürk

Aydın Afyon Uşak

EYÜP AŞIK (Trabzon) - Sayın Başkan, metinden çıkarma önergelerimizi geri çekiyoruz.

BAŞKAN - Efendim, işleme koyduğumuzda...

Diğer önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Sıra sayısı 175 olan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını öneririz.

Saygılarımızla.

Atilâ Sav Önder Sav İsmet Atalay

Hatay Ankara Ardahan

Altan Öymen Celal Topkan Mustafa Kul

İstanbul Adıyaman Erzincan

Ali Şahin

Kahramanmaraş

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

175 sıra sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.

Ali Günay Yalçın Gürtan Çetin Bilgir

Hatay Samsun Kars

Emin Karaa Hikmet Sami Türk

Kütahya Trabzon

Madde 2.- 18.6.1983 Tarihli ve 2845 Sayılı Devlet Güvenlik Mahkemeleri Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki "384, 385" ifadeleri madde metninden çıkarılmıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 175 sıra sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İsmail Köse Ali Rıza Gönül Ahmet İyimaya

Erzurum Aydın Amasya

Eyüp Aşık Kadir Bozkurt

Trabzon Sinop

Madde 2.- 18.6.1993 tarih ve 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki "384, 385" ifadeleri madde metninden çıkarılmıştır.

BAŞKAN - Sayın Aşık, bu Anayasaya aykırılık önergesi miydi zatıâlinizin buyurduğu?

EYÜP AŞIK (Trabzon) - Evet, 2 tane Sayın Başkan, Anayasaya aykırılık ve bir de madde metninden çıkarılmasıyla ilgili.

BAŞKAN - Geri mi çekiyorsunuz efendim?

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) - Geri çekiyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Evet, Anayasaya aykırılık önergesi ve bir de birinci imza Sayın Başesgioğlu'na ait önergeyi geri çekiyorsunuz.

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) - Evet.

BAŞKAN - Peki, iki önerge iade edildi.

Aykırı olan önerge, metinden çıkarma önergesi var; onu okutup, işleme tabi tutacağım.

Kanun tasarısının 2 nci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını öneririz.

Atilâ Sav

(Hatay)

ve arkadaşları

BAŞKAN - Sayın Komisyon ne buyurur efendim?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET TEKDAL (Ankara) - Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN - Sayın Hükümet?..

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Sayın Komisyon ve Hükümet katılmadı.

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, karar yetersayısının aranmasını istiyorum.

BAŞKAN - Efendim, henüz oylamaya geçmedim.

ATİLÂ SAV (Hatay) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Peki, gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 2 nci maddesiyle Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 313, 314, 384 ve 385 inci maddelerinde yer alan suçlar, devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanlarından çıkarılmaktadır. Bu suçlar, halkı, sınıf, ırk, din, mezhep ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik, cürüm işlemek için örgüt kurmak, çetecilik, zor veya nüfuz kullanarak veya tehdit veya hileyle kamu taşıtlarını, deniz ulaşım araçlarını veya uçakları kaçırmak yahut da hareketini engellemek suçlarıdır. Bu suçlarla ilgili maddelerin uygulanması, son zamanlarda kamuoyunu çok ilgilendiren bazı suçların yargılanmasına esas olacaktır. Susurluk kazasının ortaya çıkardığı ilişkilerin belirlediği çetecilik olaylarının bütün toplumca tartışıldığı günlerde, bir usul değişikliyle, bu davaların devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı dışına çıkarılması ister istemez siyasal düşünce ve kaygıları, hukukî gerekçelerin önüne çıkarmaktadır; ama, siyaset-mafya-güvenlik üçgeni gibi gözüken bu suçlarla ilgili davaların yargısal göreviyle oynamak mıdır... Biz, istediğimiz kadar ilke tartışmaları yapsak da, kamuoyunu, bu değişikliğin gerekliliğine inandıramayız, hiçbir şey değilse bile, bu, talihsiz bir zamanlamadır.

Anayasanın temel ilkelerinden birisi doğal yargıç ilkesidir. Bu anlayışla devlet güvenlik mahkemelerinin olağanüstü yargı yeri niteliği tartışma konusudur. Bizce, devlet güvenlik mahkemelerinin tümüyle kaldırılması yerinde olacaktır. Ne var ki, bugün böyle bir sistem düzenlemesi düşünülmemektedir. Sistemde bir reform düşünülmediğine göre, bugünlerin yapılacak böyle kısmî bir değişiklik sistemine iyileştirme sayılamaz. Sadece birkısım davaları, belli bir zaman dilimi içerisinde, devlet güvenlik mahkemelerine kaçırmak anlamına gelecektir.

Türk Ceza Kanununun sistematiği içerisinde bu suçların, devletin kişiliğine karşı işlenen suçlardan olmadığı ileri sürülerek, bunların devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanından çıkarıldığı yolundaki gerekçe de inandırıcı olmamaktadır. Bu açıdan, zamanlama yanlıştır.

Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunla uzun zamandan beri kamu düzenini tehdit eden bu suçların ağırlığı ve önemi göz önünde tutularak kapsama alınmış olmasından bu tür suçların şaha kalktığı bir dönemde, devletin güvenliğiyle ilgisinin kesilmesi kabul edilemez. Belirtilen nedenlerle, madde metninden çıkarılması önerilmektedir.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, değişiklik önergesine Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet katılmadı.

Sayın Hacaloğlu'nun, karar yetersayısının aranması talebi var.

Bu talebi dikkate alarak, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Önergeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

İki önergemiz var, birbirinin aynı, birleştirerek oylarınıza sunacağım.

Şimdi, birinci önergeyi okutuyorum:

Kanun tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Ali Rıza Gönül

(Aydın)

ve arkadaşları.

Madde 2.- 18.6.1983 tarih ve 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki "384, 385" ifadeleri madde metninden çıkarılmıştır.

BAŞKAN - Sayın Komisyon?..

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET TEKDAL (Ankara) - Okunan metin çerçevesinde bir redaksiyonun yapıldığı görüldü ve bu şekliyle, her ne kadar kişisel olarak iştirak edeceksek de, Komisyon olarak ekseriyetimiz olmadığı için kabul edemiyoruz.

BAŞKAN - Efendim, kestirmesi, Sayın Komisyon, ekseriyeti olmadığı için katılmıyor.

Sayın Hükümet?..

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Katılıyorsunuz.

Peki, teşekkür ediyorum.

Komisyon ekseriyeti olmadığı için katılamadı...

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) - Karar yetersayısının aranmasını istiyoruz.

BAŞKAN - ...Sayın Hükümet katıldılar.

Önergelerin sahipleri söz istemiyorlar.

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) - Sayın Başkan, teknik açıdan izah etmek istiyorum: Son verilen bu önerge, 1993 tarihli ve 2845 sayılı Yasaya atıfta bulunarak tanzim edilmiş; elimizde de, 3842 sayılı Yasadan bahsediyor. Yani, burada, önerge sahipleri ile bizim muradımız, DGM kapsamından sadece 384 ve 385 inci maddelerin... Ki, kapsam dışı; tamam mı efendim; bunu arz etmek istedim.

BAŞKAN - Tamam efendim, Komisyon da, o istikamette...

HİKMET ULUĞBAY (Ankara) - Efendim, bizim de aynı mahiyette önergemiz vardı.

BAŞKAN - Efendim, görüşmeler tamamlandı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, saat 19.00; süremiz doldu. Bu çaba ve gayretimiz de, bu maddeyi geçirmek içindi.

Şimdilik, buraya kadar, hayırlı olsun; bundan sonrasını da, yarın, inşallah, inayeti Hak'la, hallederiz.

Başkanlık olarak, sayın milletvekillerinin hepsine teşekkür ediyoruz.

Sayın milletvekilleri, kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için, 6 Mart 1997 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 19.00


VII. - YAZILI SORULAR VE CEVAPLAR

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. -Gaziantep Milletvekili Mustafa R. Taşar'ın, Gaziantep'in telefon santralı ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu'nun yazılı cevabı (7/1976)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun, delaletlerinizle Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu saygılarımla arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Soru : Hızla büyüyen, GAP'ın sanayi ve ticaret merkezi olma yolunda olan Gaziantep'e, bugünkü kapasitesiyle mevcut telefon santralı yetmemektedir. Gaziantep'e yeni bir telefon santralı kurulması konusundaki yaklaşımınız nedir? Bu konuda Hükümetinizce bir çalışma yapılmakta mıdır? 1997 yılı Yatırım Programı'nda böylesine önemli bir yatırıma yer vermediğinizi üzülerek gördüm. Bu eksikliğin giderilmesi hususunda Revize bir yatırım programı düşünüyor musunuz?

T.C.

Ulaştırma Bakanlığı 4.3.1997

Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21-E/312-4985

Konu : Gaziantep Milletvekili Mustafa R. Taşar'ın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) TBMM Başkanlığının 31.1.1997 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1976-5072/14304 sayılı yazısı.

Gaziantep Milletvekili Mustafa R. Taşar'ın Sayın Başbakanımıza yönelttiği 7/1976-5072 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Ömer Barutçu

Ulaştırma Bakanı

Gaziantep Milletvekili Mustafa R. Taşar'ın

7/1976-5072 Sayılı Yazılı Soru Önergesinin Cevabı

Soru : Hızla büyüyen, GAP'ın sanayi ve ticaret merkezi olma yolunda olan Gaziantep'e, bugünkü kapasitesiyle mevcut telefon santralı yetmemektedir. Gaziantep'e yeni bir telefon santralı kurulması konusundaki yaklaşımınız nedir? Bu konuda Hükümetinizce bir çalışma yapılmakta mıdır? 1997 yılı Yatırım Programı'nda böylesine önemli bir yatırıma yer vermediğinizi üzülerek gördüm. Bu eksikliğin giderilmesi hususunda Revize bir yatırım programı düşünüyor musunuz?

Cevap: Gaziantep ilinin haberleşme ihtiyacı Ek 1 listede belirtilen mevcut santrallarla sağlanmaktadır. 1997 yılında mevcut santrallara 18 000 hat santral ilavesi planlanmakta olup, ileriye yönelik olarak Merveşehir, Cengiz Topel ve İbrahimli merkezlerinde yeni santral sahaları oluşturulması hususunda gerekli çalışmalar yapılmaktadır.

BÜYÜK TİP SANTRAL PROGRAMI

İli Merkezi Cinsi 96 Sonu 97 Prog. 97 Taslak

Gaziantep GZP-Beylerbeyi S-12R 976 0

Gaziantep GZP-Binevler S-12 27 648 2 048 E S

Gaziantep GZP-Duztepe S-12 15 360 2 048 E S

Gaziantep GZP-Duztepe S-12 3 072 E

Gaziantep GZP-F. Çakmak S-12 11 264 0 2 048 E

Gaziantep GZP-Gatem EWSD 2 802 0

Gaziantep GZP-Golluce S-12R 976 0 1 464 ER

Gaziantep GZP-Karşıyaka S-12 25 600 0 2 048E

Gaziantep GZP-Kusget N5-3 7 200 0

Gaziantep GZP-Merkez-1A N5-3 19 000 0

Gaziantep GZP-Merkez-1B N5-3 10 300 0

Gaziantep GZP-Şahinbey S-12 25 600 0

Gaziantep GZP-Sanayi EWSD 0 2 800 I S

Gaziantep GZP-Ünaldı S-12 24 576 0 2 048 E

Gaziantep GZP-Üniversite S-12R 2 928 0 488 ER

Gaziantep GZP-Yeşilkent S-12R 488 0

174 718 6 896 11 168

2. - Adana Milletvekili Erol Çevikçe'nin, belediyelerin sigorta prim borçlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in yazılı cevabı (7/1988)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kamu yönetiminin halka en yakın, halkla iç içe olan kesimi belediyelerdir. Belediyelerin gelir kaynakları zaten yeterli olmadığından, özellikle sigorta prim borçları yüzünden, icra takibi altındadırlar. Halka hiçbir şekilde hizmet veremediklerinden, bilindiği gibi özellikle orta ve küçük boyuttaki Belediyeler malî açıdan tam bir iflasın içindedirler. Bu nedenle; aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Necati Çelik tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını saygı ile arz ederim.

Erol Çevikçe

Adana

Sorular : 1. Türkiye çapında, sigorta prim borcu olan belediyelerin dökümü nasıldır?

2. RP'li belediyelerin sigorta prim borçları ne kadardır?

3. Belediyelerin sigorta prim borçlarını faizleriyle birlikte bir defaya mahsus olmak üzere affı konusunda bir çalışma yapıyor musunuz?

T.C.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

Sosyal Güvenlik Kuruluşları Genel Müdürlüğü

Sayı : B.13.0.SGK.0.13.00.01/1484/005752 5.3.1997

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 31.1.1997 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-5233-14415 sayılı yazınız.

Adana Milletvekili Erol Çevikçe tarafından hazırlanan "Belediyelerin sigorta prim borçlarına ilişkin" 7/1988 Esas No'lu yazılı soru önergesi Bakanlığımca incelenmiştir.

Bilindiği üzere, Anayasamızın 66 ıncı maddesinde, "Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak tedbirleri alır ve teşkilatı kurar" hükmü yer almıştır.

Sosyal Sigortalar Kurumunun amacı ve işlevi ülkemiz çalışanlarının büyük bir bölümünün sosyal güvenliklerini sağlamaktadır. Sosyal güvenliğin sağlanması ise herşeyden önce bir finansman sorunudur. Kurumun en önemli finansman kaynağı da sigorta primleridir.

Sosyal Sigortalar Kurumunun, iş kazaları, meslek hastalıkları, hastalık, analık, malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortası kollarında nüfusumuzun büyük bir bölümüne (çalışanlar, emekliler ile onların eş ve çocukları) hizmet götürmeye çalışması, özellikle sağlık hizmetlerinin pahalı olması gözönüne alındığında, primlerin tam ve zamanında tahsil edilmesi ile sosyal güvenlik hizmetlerinin sağlanması arasında çok yakın bir ilişkinin varlığı açıkça görülecektir.

Sosyal Sigortalar Kurumunun verdiği hizmetin belediyelerin verdiği kamu hizmetlerinden daha aşağı olduğu düşünülemez. Bir yandan her türlü sağlık yardımlarından, bir yandan da malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde aylık gelir hakkından (eş, çocuk ana ve babalarıyla birlikte), yararlanan belediye çalışanlarının, bu şekilde Kurum hizmetlerinden yararlanırken, bu hizmetin karşılığı sigorta primlerinin ödenmemesi dolayısıyla, Kurum hizmetlerinin nasıl aksadığı da herkesin bilgisi dahilindedir.

Sosyal sigortalar sistemi ve hukuku çerçevesinde, durumları ne olursa olsun, tüm işverenler yükümlülüklerini yerine getirmede aynı konumdadırlar. Dolayısıyla Kuruma borçlu bulunan işveren belediyelerin borçlarının takip ve tahsilinin izlenmesinde tüm belediyelerin kamu hizmeti gördükleri nazara alınarak parti bazında ayrı ayrı izlenmeleri söz konusu olmamaktadır.

Buna göre, ekli listede de görüleceği gibi, resmî sektör işverenleri arasında mütalaa edilen belediyelerin 1.11.1996 tarihi itibariyle toplam prim ve gecikme zammı borçları 17 258 088 826 597 TL. dir.

Bilgilerinize arz ederim.

Necati Çelik

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

2.1.1997

1 Kasım 1996 Tarihi İtibariyle Özel ve Resmî Sektörden

(KİT, Belediye Diğer Kamu Kur.) Prim Alacaklarını Gösterir Dağılım Tablosu

Sektör

1. Özel Sektör : 37 673 995 905 134 % 73.56

2. Resmî Sektör : 13 548 145 577 482 % 26.44

2.1 - Kitler 5 287 861 138 195 % 10.32

2.2 - Belediyeler 7 052 376 639 268 % 13.77

2.3 - Diğer Kamu K. 1 207 907 800 019 % 2.35

Toplam Prim Alacağı 51 222 141 482 616 % 100.00

1 Kasım 1996 Tarihi İtibariyle Özel ve Resmî Sektörden (KİT, Belediye Diğer Kamu Kur.)

Prim + G. Zammı Alacaklarını Gösterir Dağılım Tablosu

Sektör Prim Gecikme Zammı G. Toplam Oran

1. Özel Sektör 37 673 995 905 134 42 119 297 480 502 79 793 293 385 636 % 71.21

2. Resmî Sektör 13 548 145 577 482 18 397 150 046 127 32 245 295 623 609 % 28.79

2.1 - Kitler 5 287 861 138 195 7 967 088 515 045 13 254 949 653 240 % 11.84

2.2 - Belediyeler 7 052 376 639 268 10 205 712 187 329 17 258 088 826 597 % 15.40

2.3. - D. Kamu Kur. 1 207 907 800 019 524 349 343 753 1 732 257 143 772 % 1.54

GENEL TOPLAM 51 222 141 482 616 60 816 447 526 629 112 038 589 009 245 %100.00

Not : Büyükşehir Belediyeleri ve Belediyeler ile bunlara ait tüzelkişiliği haiz kuruluşların,

Prim : 4 704

Gecikme zammı : 4 090

İcra masrafı : 0 930

olmak üzere toplam : 9 724 trilyon TL. tutarındaki borçları 3 986 Sayılı Kanun çerçevesinde 1.6.1994 tarihinden başlamak üzere 36 ay içerisinde taksitle tahsil olunacaktır. Bu tutara (özel sektör alacakları içinde takip olunan) belediyelere ait tüzelkişilerin borcu da dahil olup, belediyelerden olan alacak toplamında bu nedenle farklılık görülmektedir. Bu alacaklara karşılık 15.11.1996 tarihine kadar 5.6 trilyon tahsilat yapılmış bulunmaktadır.

3. - İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci'nin, Susurluk Soruşturmasıyla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği iddia edilen bir talimata ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın yazılı cevabı (7/2006)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Adalet Bakanı Sayın Şevket Kazan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygı ile arz ederim.

Ahmet Güryüz Ketenci

İstanbul

1. Susurluk soruşturmasının "Sahte belge tanzim etmek ve kullanmak" bölümünü yürüten Ankara Cumhuriyet Savcılığınca, Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde Sayın Mehmet Ağar tarafından, "katliam zanlısı, İnterpol bültenlerinde aranan, uyuşturucu hükümlüsü" Abdullah Çatlı'ya verildiği iddia edilen "uzmanlık belgesi" altındaki imzanın, Mehmet Ağar'a ait olduğu yolunda Jandarma Kriminal Laboratuvarında yapılan incelemeyi yeterli bulmayıp yeniden bir inceleme yapmak üzere ilgili soruşturma dosyasındaki belgenin Adlî Tıp Kurumuna gönderilmesi için Ankara Cumhuriyet Savcılığına talimat verdiğiniz doğru mudur? Doğru ise bu ihtiyaç nereden kaynaklanmaktadır?

2. Uygulamayı da bilen bir kişi olarak, özellikle Adalet Bakanı olarak dava açmak için, Jandarma Kriminal laboratuvarının verdiği raporu yeterli buluyor musunuz?

3. Uygulamada bu ve benzeri incelemeler, yargılama safhasında ve itiraz üzerine yapıldığı bilinmesine rağmen, daha dava açılmadan, olay soruşturma aşamasında iken 2 nci kez inceleme için Adlî Tıp Kurumuna gönderilmesi konusunda böylesine acele davranılması birtakım kuşkuları hatıra getirmektedir. Adlî Tıptan alınacak bir raporun Mehmet Ağar lehinde olacağı gibi bir izlenim kamuoyunca edinilmiştir.

Raporun Mehmet Ağar lehinde alınması için Adlî Tıp Kurumuna baskı yapıldığı doğru mudur?

4. Jandarma Kriminal Laboratuvarının güven vermediği yolunda kuşkunuz, yahut yeterli teknik donanıma sahip olmadığı yolunda bilginiz varsa :

Bu konudaki kuşkunuzun ortadan kaldırılması için, yahut da yeni çağdaş teknolojilerin Adlî Tıpa kazandırılması konusunda Cumhuriyetimizin bakanı ve bir kamu görevlisi olarak ne gibi girişimlerde bulunacaksınız?

T.C.

Adalet Bakanlığı

Bakan : 4.3.1997

1301

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı ifadeli, A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/2006-5148/14542 sayılı yazınız.

İlgi yazı ekinde alınan ve İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci tarafından verilen ve yazılı olarak cevaplandırılması istenen 7/2006 Esas No.'lu soru önergesine verilen cevap iki nüsha halinde ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Şevket Kazan

Adalet Bakanı

Sayın Ahmet Güryüz Ketenci

İstanbul Milletvekili

TBMM

Bakanlığıma yöneltilen ve yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/2006 Esas nolu soru önergesinin cevabı aşağıda belirtilmiştir.

1. Bakanlığımca Cumhuriyet Başsavcılıklarına gönderilen 10.12.1996 tarihli ve B.03.0.CİG.0.0.00.0-17-100 sayılı Genelgede, T.C. Anayasasının 83 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince, yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair evrakın, lehte ve aleyhte tüm deliller toplandıktan sonra Cumhuriyet Başsavcıları tarafından dosya bizzat incelenerek isnad olunan fiilin işleniş şeklini ve delillerini, suça temas eden kanun maddelerini de ihtiva edecek şekilde bizzat Cumhuriyet Başsavcılarınca düzenlenerek Bakanlığıma gönderilmesinin gerektiği belirtilmiştir.

Soru önergesinde adı geçen Milletvekili ile ilgili yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin evrakın, söz konusu Genelge hükümlerine uygun olarak düzenlenmemiş olması nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına iade edildiği anlaşılmıştır.

Adlî Tıp Kurumu Başkanlığına sözü edilen dosyadaki bazı belgelerin incelenmek üzere gönderilmesi hususu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının takdirine taalluk etmektedir.

2. Bilindiği üzere, imza karşılaştırılmasıyla ilgili olarak verilecek raporların takdiri ve değerlendirilmesi adlî mercilere aittir.

3. Soru önergesinde konu edildiği biçimde rapor verilmesi hususunda Adlî Tıp Kurumu Başkanlığına baskı yapıldığı iddiası tamamıyla hilafı hakikattır.

4. Bakanlığım ile Adlî Tıp Kurumunun koordinasyonuyla 1997 yılı için programlanan demirbaş, makine ve teçhizat alımları, gerek duyulan kadroların ihdası ve yeni birimlerin açılması çalışmaları sürdürülmektedir. Bu çalışmalar çerçevesinde, Kurumun merkez ve taşra teşkilatının bilgisayar ağıyla donanması, Fizik, Kimya ve Biyoloji İhtisas Dairelerinin çağdaş bilimsel teknolojiye uyum sağlayacak ve mevcut teknolojisini yenileyecek makine ve teçhizatların Kuruma alınması amaçlanmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

Şevket Kazan

Adalet Bakanı

4. - Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu'nun, Tirebolu -Torul Karayolunun yapım çalışmalarına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat Ayhan'ın yazılı cevabı (7/2041)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Cevat Ayhan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim. 28.1.1997

Rasim Zaimoğlu

Giresun

Giresun Tirebolu İlçesi ile Gümüşhane'nin Torul İlçesi arasında bulunan toplam uzunluğu 88 kilometre olan ve Doğu Karadeniz'i Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya bağlaması düşünülerek, yapımına 1976 yılında başlanan Tirebolu Torul karayolu çok önemli bir bağlantı yoludur.

Buna göre;

Sorular :

1. Tirebolu-Torul karayolunun yapım çalışmalarında geçen yıllara oranla nasıl bir gelişme vardır?

2. Tirebolu-Torul karayolu için 1997 yılı programınızda ne kadar ödenek ayırdınız?

3. Eğer bu yolun bir an önce bitirilmesi yararına inanıyorsanız, Refah-Yol Hükümeti olarak yolun hizmete açılması konusunda bir tarih verir misiniz?

T.C.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı 5.3.1997

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Sayı : B.09.0.BHİ.0.00.00.25/2-A/414

Konu :Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu'nun Yazılı Soru Önergesi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM'nin 6.2.1997 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-5323-14720 sayılı yazısı. (7/2041)

İlgi yazı ekinde alınan, Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu'nun "Tirebolu-Torul Karayolunun yapımı"na dair Bakanlığımıza yönelttiği yazılı soru önergesi incelenmiştir.

Soru 1. Giresun Tirebolu İlçesi ile Gümüşhane'nin Torul İlçesi arasında bulunan toplam uzunluğu 88 kilometre olan ve Doğu Karadeniz'i Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya bağlaması düşünülerek, yapımına 1976 yılında başlanan Tirebolu Torul karayolu çok önemli bir bağlantı yoludur. Buna göre;

Tirebolu-Torul karayolunun yapım çalışmalarında geçen yıllara oranla nasıl bir gelişme vardır?

Cevap 1. 88 km. uzunluğunda olan bu yolun 39 km.'lik kesimi (Eymür-Özkürtün arası) dışında kalan kesimler, Karayolları Genel Müdürlüğümüz tarafından önceki yıllarda asfalt kaplamalı olarak bitirilmiştir.

Kürtün Barajı nedeniyle D.S.İ. tarafından yapılan 39 km.'lik kesimde 1996 yılında 12 km.'lik kesim alt temel düzeyinde, 9 km.'lik kesim ise sathi kaplamalı olarak bitirilmiştir.

Km : 35+380-97+157 arası tünelde kazı çalışmaları bitirilmiş,

Km : 43+052-43+995 arası tünelde tamamlanmış,

Km : 44+052-44+657 arası tünelde tamamlanmış,

Km : 49+925-51+175 arası tünelde kazı çalışmaları devam ediyor,

Km : 52+346-52+726 arası tünelde tamamlanmış,

Km : 59+561-60+229 arası tünelde tamamlanmıştır.

Ayrıca, toplam uzunluğu 335 m. olan 11 adet köprüden toplam 310 m. uzunluğunda 9 adet köprü bitirilmiştir.

Soru 2. Tirebolu-Torul karayolu için 1997 yılı programınızda ne kadar ödenek ayırdınız?

Cevap 2. Tirebolu-Torul yoluna 1997 yılında toplam (TCK. 40 Milyar, DSİ. 3 000 Milyar olmak üzere) 3 040 Milyar TL. ödenek ayrılmıştır.

Soru 3. Eğer bu yolun bir an önce bitirilmesi yararına inanıyorsanız, Refah-Yol Hükümeti olarak yolun hizmete açılması konusunda bir tarih verirmisiniz?

Cevap 3. Adı geçen yolun inşaatı 4 Nolu tünelin (Km : 49+925-51+175 arasındaki) beton kaplaması hariç 1997 yılında bitirilecektir.

Bilgilerinize arz ederim.

Cevat Ayhan

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Not :Yazılı soruyla ilgili diğer bilgiler dosyasındadır.

5. - Afyon Milletvekili H. İbrahim Özsoy'un, Afyon çevre yolu yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat Ayhan'ın yazılı cevabı (7/2079)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Cevat Ayhan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim.

Saygılarımla.

Dr. H. İbrahim Özsoy

Afyon

Afyon çevre yolu yapımı çalışmaları devam etmekte iken ödenek yokluğundan altı aydır herhangi bir çalışma yapılamamaktadır.

1. 1997 yılı bütçesinden Afyon çevre yolu yapım işi için ne kadar ödenek ayrılmıştır?

2. Bu ödenek yıl içerisinde yetmediği takdirde ödenek aktarmayı düşünüyor musunuz?

T.C.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı 5.3.1997

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Sayı : B.09.0.BHİ.0.00.00.25/2-A/394

Konu :Afyon Milletvekili H. İbrahim Özsoy'un Yazılı Soru Önergesi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM'nin 19.2.1997 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/2079-5339/14977 sayılı yazısı.

İlgi yazı ekinde alınan, Afyon Milletvekili H. İbrahim Özsoy'un Bakanlığımıza yönelttiği yazılı soru önergesi incelenmiştir.

Soru 1. Afyon çevre yolu yapımı çalışmaları devam etmekte iken ödenek yokluğundan altı aydır herhangi bir çalışma yapılamamaktadır.

1997 yılı bütçesinden Afyon çevre yolu yapım işi için ne kadar ödenek ayrılmıştır?

Cevap 1. Afyon Çevre yolu için 1997 Yatırım Programında 190 Milyar TL. ödenek ayrılmıştır.

Soru 2. Bu ödenek yıl içerisinde yetmediği takdirde ödenek aktarmayı düşünüyor musunuz?

Cevap 2. Söz konusu yolun 1997 yılı ek ödenek ihtiyacı 400 Milyar TL. olup; Maliye Bakanlığınca ödenek aktarıldığı takdirde yapım çalışmalarına devam edilecektir.

Bilgilerinize arz ederim.

Cevat Ayhan

Bayındırlık ve İskân Bakanı


TUTANAĞIN SONU


Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.