Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 20 CİLT : 12 YASAMA YILI : 2

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

11 inci Birleşim

23. 10 . 1996 Çarşamba

İ Ç İ N D E K İ L E R

I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMA

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Ankara Milletvekili YılmazAteş'in, doğalgaz satış fiyatlarını düzenleyen Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanlığı tebliğlerine ilişkin gündemdışı konuşması

2. - Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in, Karsİlinin 76 ncı Kurtuluş Yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması

3. - İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak'ın, Güneydoğu Anadolu'da mobil eğitim konulu projeye ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam'ın cevabı

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. - Rusya Federasyonuna gidecek olan Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz'a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı H. Ufuk Söylemez'in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/526)

2. - Rusya Federasyonuna gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e, dönüşüne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kalemli'nin vekâlet edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/527)

3. - Pakistan Meclis Başkanının davetine icabet edecek Parlamento heyetindeki değişikliğe ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/528)

4. - Türkiye-AT Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanlığında ve Kuzey Atlantik Asamblesi Türk Grubu üyeliğinde boş bulunan üyelikler için gösterilen adaylara ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/529)

V. - ÖNERİLER

A)DANIŞMA KURULU ÖNERİSİ

1. - Gündemdeki sıralamanın yeniden yapılmasına, 23.10.1996 Çarşamba günkü birleşimde sözlü soruların görüşülmemesine ve Genel Kurul çalışmalarına ara verilmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

VI. - SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1. - Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

VII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. - 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu(1/215) (S.Sayısı : 23)

2. - Özürlüler İdaresi Başkanlığı Kurulmasına ve Özürlülerin Durumları ile İlgili Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yetki Kanunu Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/438) (S. Sayısı :101)

3. - Adana Milletvekili Halit Dağlı ve 7 Arkadaşı ile Refah Partisi Grup Başkanvekili Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 4 Arkadaşının; Toprakkale Adıyla Bir İlçe ve Osmaniye Adıyla Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifleri; Sıvas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu ve 6 Arkadaşının, Adana İli Osmaniye İlçesinin İl Olması Hakkında Kanun Teklifi; Adana Milletvekili Erol Çevikçe'nin, Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ile Adana Milletvekili Uğur Aksöz ve 6 Arkadaşının, Bir İlçe ve Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (2/446, 2/457, 2/401, 2/439, 2/447) (S.Sayısı :108)

I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM GenelKurulu saat 15.00'te açıldı.

Kars Milletvekili Çetin Bilgir, Doğu Anadolu'daki ticarî faaliyetlere ve Türkiye-Ermenistan arasındaki Doğu Kapı'nın açılmasına ilişkin gündem dışı bir konuşma yaptı.

Niğde Milletvekili Doğan Baran'ın, son günlerde okul çağındaki gençler üzerinde yaygınlaşma istidadı gösteren ve giderek artan uyuşturucu bağımlılığıyla ilgili alınması gerekli tedbirlere ilişkin gündem dışı konuşmasına, Devlet Bakanı Işılay Saygın,

Hakkâri Milletvekili Naim Geylani'nin, Hakkâri'nin Yüksekova İlçesinde ortaya çıkarılan silahlı çeteye ilişkin gündem dışı konuşmasına da İçişleri Bakanı Mehmet Ağar,

Cevap verdi.

Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne DairKanunun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin 9.10.1996 tarih ve 4190 sayılı Kanunun, bir defa daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine,

Özbekistan'a gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e, dönüşüne kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kalemli'nin vekâlet edeceğine,

Almanya'ya gidecek olan Devlet Bakanı H. Ufuk Söylemez'e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz'ın,

İran'a gidecek olan Kültür Bakanı İsmail Kahraman'a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Sabri Tekir'in,

Kazakistan Cumhuriyetine gidecek olan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı M. Recai Kutan'a dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Fehim Adak'ın,

Vekillik etmelerinin uygun görülmüş olduğuna,

İlişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri ve,

Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen Pakistan Meclis Başkanının vâki davetine icabet etmek üzere altı kişilik Parlamento heyetinde yer alacak milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi,

Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

İzmir Milletvekili Veli Aksoy ve 20 arkadaşının, altın işletmeciliğinde kullanılan yöntemler incelenerek bu konuda alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi,

İstanbul Milletvekili Yusuf Namoğlu ve 47 arkadaşının, spor yapma olanakları ile spor klüpleri ve sporcuların sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi,

İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu ve 21 arkadaşının, milletvekilleri ve bakmakla yükümlü olduklarına, ödenen sağlık harcamalarını araştırarak, varsa usulsüzlükleri tespit etmek,

İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu ve 25 arkadaşının, Halk Bankası tarafından usulsüz kredi verildiği iddialarını araştırmak;

Amacıyla birerMeclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri (10/113) (10/114) (10/115) (10/116) okundu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve öngörüşmelerinin, sırasında yapılacağı açıklandı.

Niğde Milletvekili M. Salih Katırcıoğlu'nun, (6/180) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sözlü sorunun geri verildiği bildirildi.

İstanbul Milletvekili OsmanKılıç'ın, Sanayi ve Teknoloji ve Ticaret,

Adana Milletvekili Mehmet Büyükyılmaz'ın, Çevre,

Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'nun, Tarım, Orman ve Köyişleri,

Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal'ın, Sağlık, Aile ve Sosyal İşler,

Kars Milletvekili Çetin Bilgir'in, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm,

İçel Milletvekili M. İstemihan Talay'ın, Dışişleri,

Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül'ün, Millî Savunma,

Ordu Milletvekili İhsan Çabuk'un, Anayasa,

Balıkesir Milletvekili Tamer Kanber'in, Adalet,

İstanbul Milletvekili Mehmet Aydın'ın, İçişleri,

Kütahya Milletvekili Ahmet Derin'in (10/5) esas numaralı Meclis Araştırma,

Komisyonu üyeliklerinden çekildiklerine ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

(10/5) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonunda açık bulunan ve RP Grubuna düşen bir üyeliğe Konya Milletvekili Veysel Candan,

Dışişleri Komisyonunda açık bulunan ve DYP Grubuna düşen bir üyeliğe, Afyon Milletvekili Yaman Törüner,

Seçildiler.

Başkanlıkça, (10/17) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonunun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yapmak üzere toplanacakları gün, saat ve yere ilişkin duyuruda bulunuldu.

Çanakkale Milletvekili Hamdi Üçpınarlar ve 53 arkadaşının, haksız ve keyfi işlemleriyle devleti zarara uğrattığı ve bu eylemlerinin Türk Ceza Kanununun 240 ıncı ve ilgili maddelerine uyduğu iddiasıyla Sağlık eski Bakanı Halil Şıvgın hakkında Anayasanın 100 üncü maddesi uyarınca bir Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi ve (9/11) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu raporu (S. Sayısı : 337) üzerindeki görüşmeler tamamlandı; yapılan açık oylama sonucunda raporun kabul edilmediği;

Bursa Milletvekili Turhan Tayan ve 50 arkadaşının, hayalî ihracat iddialarının üzerine gitmeyerek devletin zarara uğramasına sebebiyet verdikleri ve bu eylemlerinin TürkCeza Kanununun 240 ncı ve ilgili maddelerine uyduğu iddiasıyla, Devlet eski Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmet Kaya Erdem, Maliye ve Gümrükeski Bakanları Ekrem Pakdemirli ve Ahmet Kurtcebe Alptemoçin ile Devlet eski Bakanı Yusuf Bozkurt Özal haklarında Anayasanın 100 üncü maddesi uyarınca bir Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi ve (9/22) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun, dava açılmasını gerektirecek sorumluluklarının bulunmadığına mütedair raporunun (S. Sayısı: 779) görüşmeleri müteakip yapılan işarî oylama sonucu kabul edildiği;

Açıklandı.

23 Ekim 1996 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere birleşime 18.42'de son verildi.

KamerGenç

Başkanvekili

Ünal Yaşar Mustafa Baş

Gaziantep İstanbul

Kâtip Üye Kâtip Üye

II. - GELEN KÂĞITLAR

23 . 10 . 1996 ÇARŞAMBA

Teklifler

1. - Malatya Milletvekili Fikret Karabekmez'in; Malatya İl Merkezinde Fırat ve Beydağı Adında İki İlçe Kurulması ve Mevcut Yeşilyurt ile Battalgazi İlçe Belediyelerine DahilEdilmek Suretiyle Malatya Büyükşehir Belediyesi Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/509) (İçişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.10.1996)

2. - Kastamonu Milletvekili Halûk Yıldız ve 3 Arkadaşının; Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/510) (İçişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.10.1996)

3. - Kırklareli Milletvekili Ahmet Sezal Özbek'in; Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bağlı I Sayılı Ek Gösterge Cetvelinde Değişiklik Yapılması ve Kanuna Bir Ek Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/511) (Millî Savunma ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.10.1996)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

23 Ekim 1996 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ

KÂTİP ÜYELER: Ünal YAŞAR (Gaziantep), Mustafa BAŞ (İstanbul)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 11 inci Birleşimini açıyorum.

III. - Y O K L A M A

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır; adı okunan sayın milletvekillerinin yüksek sesle işaret buyurmalarını rica ederim.

(Yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır; çalışmalarımıza başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşımıza gündemdışı söz vereceğim.

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Ankara Milletvekili YılmazAteş'in, doğalgaz satış fiyatlarını düzenleyen Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı tebliğlerine ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN - Birinci gündemdışı sözü, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığının, belediyelerin, doğalgaz satışında en fazla yüzde 30 zam yapabileceği hakkındaki 1995/1 sayılı tebliğini 1.8.1996 tarihinden itibaren yürürlükten kaldıran 1996/1 sayılı tebliği hakkında gündemdışı konuşma yapmak isteyen Ankara Milletvekili Sayın Yılmaz Ateş'e veriyorum.

Buyurun Sayın Ateş. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır efendim.

YILMAZ ATEŞ (Ankara) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, doğalgazın satışı, satış fiyatının tespiti ve ülke içinde dağıtım yetkisi BOTAŞ'a ait bulunmaktadır.

Uluslararası enerji pazarındaki petrol ve petrol türevi yakıtların fiyatına bağlı olan ve her üç ayda bir değişen BOTAŞ'ın doğalgaz alım fiyatlarına paralel olarak, BOTAŞ tarafından dağıtım kuruluşlarına uygulanan fiyatlar da dolar bazında değişmektedir.

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun ile 505 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin verdiği yetkiye dayanarak, kamu yararı ve piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak, dağıtım kuruluşlarının BOTAŞ'tan aldıkları gazın, şehirlerde konut, resmî daire ve ticerathane tüketicilerine uygulayacakları satış fiyatını 1995/1 sayılı tebliğle belirlemiş, 1.1.1995 tarihinden itibaren yürürlüğe koymuştu; buna göre, alt sınır BOTAŞ'ın satmış olduğu fiyattan az olmamak, üst sınır da BOTAŞ fiyatından yüzde 30 fazla olmamak.

Bu tebliğ yürürlükte olduğu tarihlerde, Ankara'da dağıtım yapan EGO Genel Müdürlüğü, bu tebliğe aykırı olarak yüzde 300'e varan zamlı satış tarifeleri yaparak, Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Başbakanlık ve bakanlıkların da dahil olduğu kamu kurum ve kuruluşları ile Ankara halkından 40-50 trilyon lira arasında değişen haksız kazanç sağlamıştır. Yargıtay 13 üncü Hukuk Dairesi, Ankara halkından fazladan tahsil edilen doğalgaz bedellerinin iadesine karar vermiştir. Ancak, belediye bu bedelleri de iade etmeyerek, hem Ankara halkını hem de belediyeyi ayrı ayrı eziyet ve külfete itmektedir. O nedenle, belediye aleyhine binlerce dava açılmaktadır.

İçişleri Bakanlığı da, Ankaralılara yüksek fiyatla doğalgaz sattıkları için, EGO Genel Müdürlüğü İdare Encümeni Başkan ve üyeleri hakkında soruşturma açmış, hazırlanan rapor Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiştir. Başsavcılık da ilgililerin Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesi uyarınca cezalandırılmaları talebinde bulunarak, kamu davası açmıştır.

Ankara Büyükşehir Belediyesinin, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığının doğalgaz fiyatlarını belirleme yetkisinin bulunmadığını iddia ederek Danıştaya yaptığı başvuru, 10 uncu Dairenin 14.2.1995 tarih ve 5447 sayılı kararıyla reddedilmiş, Bakanlığın fiyatları belirleme yetkisinin olduğuna karar verilmiştir. Yeni Bakan Sayın Recai Kutan, yargının bu kararına rağmen, 1995/1 sayılı tebliği 1.8.1996 tarihinde yürürlükten kaldırmıştır. Gerekçe olarak da, hukukî mevzuatı ve 1996 bütçesinin 55 inci maddesini göstermiştir. Oysa, bütçenin bu maddesi, sadece, genel ve katma bütçeli dairelerin kullandıkları su ve doğalgaz için "mahallî idareler tarafından belirlenecek tarife bedelleri, konutlar için uygulanacak tarifelerin yüzde 30 fazlasını aşamaz" demekte ve okul ile hastaneler için de konut tarifesinin uygulanmasını öngörmektedir. Konut ve ticarethaneler için uygulanacak fiyata ise hiç değinmemektedir.

Sayın milletvekilleri, Ankaralılar şu anda çifte soygunla karşı karşıyadırlar. Ankaralıları soğuk değil, doğalgaz fiyatları titretmektedir. Doğalgaz fiyatları hem serbest bırakılmış hem de mekanik sayaçlar sökülerek, önödemeli elektronik sayaçlara dönüştürülmek suretiyle vurguna mahkûm edilmişlerdir.

Bütün Ankaralılar bu durumdan şikâyetçidir. 10 daireli bir apartman, 10 milyona bir günlük banyo ihtiyacını karşılayamamaktadır; 10 daireli bir işyeri, 30 milyona 24 saatliğine ısınamamaktadır. Ankaralılara uygulanan bu soygun ve vurgun düzenine dur denilmelidir.

İlgili bakanları göreve davet ediyorum. Milletvekilliğini yaptığım bir şehrin Belediye Başkanını, Yüce Meclisin kürsüsünden halka şikâyet etmek durumunda kaldığım için de üzgün olduğumu belirtiyorum.

Yüce Meclisi tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ateş.

Gündemdışı konuşmaya cevap verecek sayın bakan?..Yok.

2. - Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in, Kars İlinin 76 ncı Kurtuluş Yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN- İkinci gündem dışı söz, Kars'ın kurtuluşu nedeniyle gündem dışı konuşma yapmak isteyen Sayın Selahattin Beyribey'e verilmiştir; buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar)

Sayın Beyribey, konuşma süreniz 5 dakikadır.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sizlere, 30 Ekim 1996 tarihinde 76 ncı Kurtuluş Yıldönümünü kutlayacağımız Kars İlinden bahsedeceğim.

Cumhuriyetin ilk yıllarında, Anadolu'nun doğusunda, Türkiye Cumhuriyetinin varlığının doğuş kapısı olan Kars, 1950'lere kadar ticaretin canlılığı ve aktif nüfusun ticaretle uğraşması nedeniyle kentleşme hızında Türkiye ortalamasının çok üzerinde yer alan bir ilimizdi. Sonraki yıllarda sınır ticaretimizin azalması, kentleşme hızını düşürmüş, yüksek doğurganlık oranına rağmen, hem kırsal alanda hem de şehir merkezinden göç kaçınılmaz olmuştur.

Kars'ın tarihiyle, coğrafyasıyla, ekonomisiyle ve güvenliğiyle ilgili olarak Kâzım Karabekir Paşa ne güzel söylemiş: "Boğazlar, boğazımız, Kars, Ardahan belkemiğimizdir." Oysa, günümüzde Kars'ın durumu nedir? Halen, bölgemizde 1 000 öğretmen açığı mevcuttur, yaklaşık 100 tane okul halen kapalıdır. 80 köyümüzde içmesuyu yetersiz ve sağlıksız, yaklaşık 20 köyümüzde hiç içmesuyu mevcut değildir.

1993 yılında 18 inci Karayolları Bölge Müdürlüğü kurulmuş olmasına rağmen, kuruluş kanunu hâlâ çıkmamıştır. Otoyol çağında olmamıza rağmen, devlet karayollarımızın 37 kilometresi stabilize durumdadır.

Son yıllarda uygulanan yanlış tarım politikaları, ülke genelinde, hayvancılığı, bitirme noktasına getirmiştir.

Nüfusunun yaklaşık yüzde 70'i tarımla uğraşan ilimizde, temel ekonomik faaliyet olan hayvancılık yok olma tehlikesini yaşamaktadır. En son yapılan uygulamayla, ithal damızlık hayvanlar kasaplık hale getirilmiş, bunun sonucu olarak, et fiyatları, yüksek yem girdisi ve enflasyona rağmen aynı yerde kalmıştır. Bir yıl önce 280 bin lira olan etin kilosu, bugün, hâlâ 280 bin liradır.

Organize ve küçük sanayi tesisleri tamamlanamamış; Kafkas Üniversitesi geliştirilememiş, hem personel hem fizikî yapılaşma yönünden kendisiyle eşzamanlı kurulan üniversitelerin çok gerisinde kalmıştır.

Sağlık hizmetleriyse yürekler acısıdır. Sağlık evleri kapalı, sağlık ocakları donanımsızdır; 88 uzman hekim bulunması gerekirken, ilimizde, şu anda 18 uzman hekim mevcuttur.

Kars İli, gelişme hızı bakımından, Türkiye'nin en fazla küçülen illerindendir ve iller arasında gayri safî yurt içi hâsıladan aldığı pay, son yılların en düşük değerine ulaşmıştır. Kars'ın şu andaki durumu Kağızmanlı Âşık Hıfzı'nın söylediği gibi;

Sefil baykuş ne gezersin bu elde,

Yok mudur vatanın, ellerin hani.

Küsmüş müsün selamımı almadın,

Şeyda bülbül şirin dillerin hani.

Oysaki Karslı, 93 Harbi sonrası 1918 yılı, Millî Mücadeleyle ilgili ilk adımı atmış, Millî Şûra Hükümetini kurarak, Kurtuluş Savaşının başlamasına katkıda bulunmuştur. Ali Rıza Ataman, Cihangiroğlu Hasan Han Aydın, Doktor Esat Oktay, Fahrettin Erdoğan, Molla Bilal Efendi, Alibeyoğlu Mehmet Bey, Yavuz Arpaçay, Hacı Abbasoğlu Mehmet Bey ve ismini burada sayamadığım bütün kahramanlarımızı şükranla anıyorum.

1955 yılında savaşta Gazi Kars unvanını almış olan Karslının mücadelesiyle ilgili Aşık Şenlik şöyle diyordu:

Asker olan bölük bölük bölünür,

Sandınız mı Kars kal'ası alınır,

Boz atlar üstünde kılıç çalınır,

Can sağken yurt vermeyiz düşmana.

Bu dörtlükte ifade ettiğim gibi, Kahraman Kars Halkı şark kumandanı Kâzım Karabekir Paşa komutasında 30 Ekim 1920'de Kars'ı düşman işgalinden kurtarmıştır. Bu kurtuluş mücadelesine vatan borcu can borcudur şiarıyla kahramanca destek veren Kars Halkını kutluyorum.

Bugün, burada, bizlere düşen görev; Millî Mücadele yıllarından başlayıp günümüze değin geçen süreç içerisinde bulunduğu coğrafî konumu nedeniyle, önemini herkesin kabul ettiği...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Beyribey size eksüre veriyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlayın.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Sağ olun efendim.

...serhat şehrimize daha fazla ilgi göstermek ve uygar Türkiye'nin modern bir şehri haline getirmektir. Bu amaçla, halen atıl vaziyetteki kamu yatırımlarını aktif hale getirip, özel girişimciliği teşvik edici tedbir ve uygulamalara hız verilmelidir. Halen kapalı olan doğu kapısı açılmalıdır.

Sovyetler Birliği'nin çökmesinden sonra bağımsızlığına kavuşan Türk Cumhuriyetlerine geçişin ilk uğrak yeri olan Kars'a, her zamankinden daha fazla değer ve önem vermeliyiz.

Büyük Ozan Aşık Şenlik'in dediği gibi; yurdun kalkanıdır Kars'ın Kal'ası.

Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Beyribey.

Biz de, Kars'ın Kurtuluş Günü dolayısıyla, bütün Karslı hemşerilerimizi kutluyoruz.

Gündemdışı söze cevap?.. Yok.

3. - İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak'ın, Güneydoğu Anadolu'da mobil eğitim konulu projeye ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam'ın cevabı

BAŞKAN - Gündemdışı üçüncü söz, Güneydoğu Anadolu'da mobil eğitim konusunda gündemdışı söz isteminde bulunan İstanbul Milletvekili Sayın Erdoğan Toprak'a verilmiştir.

Buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

Sayın Toprak, süreniz 5 dakikadır.

ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çok önemli gördüğüm, Güneydoğu Anadolu'da mobil eğitim konulu projemiz üzerindeki görüşlerimi açıklamak üzere huzurunuzdayım.

Türkiye, özellikle Körfez krizinden bu yana, tarihin en ağır bunalımını yaşamaktadır. Bir taraftan, örgütlenmiş ve laik cumhuriyeti ortaçağ karanlıklarına çekmeye çalışan gerici fanatizm; diğer yandan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşanan, bilançosu gittikçe ağırlaşan terörün vahşi yüzü. Bunlar, ülkemiz üzerinde oynanan karanlık senaryoların temel taşlarıdır.

Kuzey Irak'ta dış güçlerin tezgâhıyla şekillenen Kürt devleti oyunu da, bu gelişmeleri körüklemekte, Türkiye'ye karşı çirkin işbirliği, âdeta açık açık sahneye konulmaktadır. Güneydoğuda yaşayan halk ise, olaylar karşısında çaresiz, terör karşısında korunmasız ve gelecek konusunda umutsuzdur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu bölgedeki sorunun temeli eğitimdir. Güneydoğu Anadolu'daki terörün temelinde, ekonomik çaresizlik ve eğitimsizlik yatmaktadır. Güneydoğunun binlerce köyünde, yıllardır eğitim verilmemektedir. Öyle ki, bazı yerlerde, terörün başladığı tarihlerden bu yana, eğitim yüzü görmemiş bir nesil yetişmektedir. Yaklaşık 2 bin köy okulu, terör tehdidi yüzünden kapalıdır. Bu yörelerde eğitim hizmeti vermeye çalışan öğretmenlerimiz, PKK eşkıyası tarafından öldürülmüştür. Terörle geçen yıllar içerisinde öldürülen öğretmen sayısı, kısa bir süre önce meydana gelen alçakça katliamla birlikte 131'e yükselmiştir; sonuç, acıklıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yörelerde yaşayan çocuklarımız, daha abeceyi öğrenmeden, gözü kapalı silah söküp takmayı öğrenmektedir, eşkıya tarafından kolaylıkla kandırılarak dağa çıkarılmaktadır; diğer bir deyişle, bu cahil çocuklar, terörün kurumayan kaynağını oluşturmaktadır. Hükümetler ise, bu durumu çaresizlik içinde izlemektedir.

Bütün gücünü, yalnızca askerî tedbirler için kullanarak bölücülüğe, aykırıcılığa asıl prim verme gafletini göstermektedir. Oysa, bu insanlardan bölücülüğe ve teröre karşı çıkmasını, vergiyi verip askere gitmesini, devlete sadık olmasını, her şart altında muhakeme gücünü ve oyunu doğru kullanmasını istemekteyiz. Peki, bunun karşılığında, yurttaşlarımızın olmazsa olmaz hangi gereksinimini karşılamaktayız? Eğitim mi, sağlık mı, iş mi, fırsat eşitliği mi? Tüm bu soruların karşılığı, ne yazık ki olumsuzdur.

İşte, bu yüzden, Demokratik Sol Parti olarak bizler, güneydoğuda yeni bir eğitim modeline geçilmesinin ne kadar gerekli olduğunu biliyoruz ve bu konuşmamda, bunu, sizlere anlatmaya çalışacağım.

Ülkemizin güneydoğusunda, bugün, yaklaşık 2 bin okul terör yüzünden kapalıdır. Buralarda eğitim görmesi gereken onbinlerce çocuğumuz, cehaletin kör karanlığında, âdeta, teröre alet olacakları günü beklemektedirler. Öğretmenler, can güvenliği nedeniyle bu bölgelerde eğitim vermekten haklı olarak kaçınmaktadırlar. Kısacası, devlet, başlıca görevlerinden biri olan eğitim konusunda tam bir iflas içindedir. Bu durumu ortadan kaldırmak, güneydoğudaki çocuklarımızın diğer yörelerdeki yaşıtları gibi çağdaş eğitimden yararlanmasını sağlamak için uygulanmasını önerdiğimiz proje, mobil eğitim projesidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sistemin temeli, kapalı okul sayısı kadar otobüsün, özel donanımla okul otobüsü haline dönüştürülmesine dayanmaktadır; içinde, bilgisayar, televizyon, video ve kütüphanesi bulunan otobüsler, özel bir dizaynla 40 - 45 öğrencinin rahatlıkla eğitim görebileceği bir okula dönüştürülecektir.

Bu otobüsler, okulları kapalı olan köylerin bağlı bulunduğu il ve ilçelerin emrine verilecektir. Bu otobüsler, haftanın beş günü, öğretmenleriyle birlikte, saptanan köylerde, gündüz vakti, normal eğitim verecek ve daha sonra hava kararmadan ilçe merkezlerine, güvenli alanlara geri döneceklerdir. Her okul otobüsü, köylere, hava aydınlanınca gidecek, hava kararmadan dönecektir. Her otobüs için mutlaka beş kişilik tam teçhizatlı koruma verilecektir. Köy korucularından da bu konuda yararlanılabilinecektir; ancak, başlarında, mutlaka, deneyimli bir asker bulunmak koşuluyla. Böylelikle, öğretmenlerimizin ve otobüslerin terörden korunması sağlanacaktır.

Teröristlerin genellikle gece saldırdığı düşünülürse; eğitimin gündüz verilmesi ve bu koruma sistemiyle başarılı olacağı kesindir. Ayrıca, okulları kapalı olan köylerden birbirine yakın olanların da bir araya getirilerek, daha çok çocuğa, daha az maliyetli çağdaş eğitim verilmesi sağlanabilecektir.

Köy okullarında genellikle bir öğretmen beş sınıfa birden eğitim vermeye çalışmaktadır. Böylece, her sınıf haftada ancak 1 gün eğitim alabilmekte, bu da eğitim döneminde ancak 32 güne eşdeğer olabilmektedir; yani, çocuklar, bırakın eşit düzeyde öğrenim görme şansını, son derece zayıf bir eğitim alabilmektedir.

Mobil eğitim sisteminde bir otobüse en az üç öğretmen, tüm sınıflara her gün vardiyalı sistemle, üstelik görsel eğitim verebilecek modern eğitimin tüm araçlarını kullanabilecektir.

Okul otobüsle, bilgisayar, televizyon, video ile görsel eğitimin her safhası uygulanabilecektir. Kütüphanesinden, temel eğitimine, kitapları da yer alacaktır_

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Toprak, size de eksüre veriyorum; lütfen, konuşmanızı bitirin efendim.

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - Sağ olun Başkanım.

Bir otobüs özel dizaynla, rahatlıkla üç bölüme ayrılabilecek, çocuklar, sınıflarına göre eğitim alabilecektir.

Değerli arkadaşlarım, kısaca, güneydoğu çocukları, batıdaki çocuklar gibi çağdaş eğitimden yararlanacaktır.

Bu sistemle, eğitim, ayrıca, hava şartlarına göre de ayarlanabileceği için son derece kolay olacaktır. Hava koşullarının sert olduğu yerlerde, dönemsel ya da sınırlı, günlük ve haftalık kaydırmalar rahatlıkla yapılabilecektir. Yaz aylarının bunaltıcı geçtiği Pakistan'da böyle bir sistem uygulanmış ve başarılı olmuştur.

Değerli arkadaşlarım, gelelim sistemin maliyetine. Mobil eğitim projesinin maliyeti hiç de pahalı değildir. Özel dizaynlı okul otobüsü haline getirilen bir aracın maliyeti bugün 6-7 milyar TL'dir.

Ayrıca, bu sistemin yararları neler olacaktır, sorusu akıllara gelebilir. Mobil eğitim projesinin, eğitimin yanı sıra, değeri parayla ölçülemeyecek çapta başka yararları da bulunmaktadır.

Güneydoğudaki çocuklarımız, İstanbul'daki paralı eğitimin verildiği bir kolejde uygulanan laboratuvarla eğitim sisteminin neredeyse eşi bir sistemle modern ve çağdaş bir eğitim görme olanağına kavuşacaklardır.

Bu projeyle birlikte, yöre halkıyla devlet arasında sıcak bir ilişki başlayacak, ulus bilincinin yerleşmesi sağlanacaktır.

Şeriat, bölücülük gibi ülkenin temeline dinamit koyacak akımlara yöneliş önlenecektir.

Bu projeyle öğretmenlerin can güvenliği sağlanacak, artık, okullar yakılmayacaktır.

Çocuklarımız, batıdaki yaşıtları gibi, gerekli sürede eğitim görme, modern çağın araçlarıyla tanışma, muhakeme gücünü kullanma, dünyayı tanıma fırsatı yakalayacaklardır.

Başarılı öğrencilerin, yatılı bölge okullarına, parasız okullara transferi sağlanacaktır.

Okul otobüsleri, ayrıca, gezici sağlık ekibi gibi kullanılabilecek ve yöre halkının temel sağlık sorunlarına çözüm ulaştırılabilecektir.

Bu sistemden yalnızca çocuklar değil, kadınlı erkekli tüm köy halkı da yararlanabilecektir.

Nüfus planlamasından çocuk bakımına, çiftçilerimizin gübreleme tekniklerinden ürün toplamaya kadar, akla gelebilecek her konuda televizyon ve video aracıyla görsel eğitim verilebilir. Günlük gazeteler, dergi ve kitaplar köylere kadar yaygınlaştırılabilir.

Bu projeye devletin yanı sıra işadamları ve halk da katılarak kampanya desteklenebilir.

Okul otobüsleri projesi, okulu olan köylerde dahi devrim yaratabilecek kapsamdadır. Her köye, her okula götüremediğimiz modern eğitim araçlarıyla çocuklarımızın ve yöre insanının tanışması gerçekleşecektir.

Mobil eğitim projesi, seçilecek pilot bölgelerde süratle yaşama geçirilebilir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sonuç olarak, mobil eğitim projesi, karanlık senaryoların birbiri ardına sahneye konulduğu ülkemizde, halkla devletin barışması ve doğruyu bulan nesillerin yetişmesine büyük katkı sağlayacak bir projedir.

Özellikle, bu bölgede ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanması; toplumsal ve bireysel refah düzeyinin artması; doğa ve insan kaynaklarının etkili bir şekilde geliştirilmesi böyle bir eğitim projesinin hayata geçirilmesiyle mümkün olabilecektir. Bu konuya, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan tüm parlamenter arkadaşlarımın aynı duyarlılığı göstereceğini umut ediyor; Yüce Meclise ve Sayın Başkanıma saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Toprak.

Milli Eğitim Bakanı, gündemdışı konuşmaya cevap verecekler.

Buyurun Sayın Bakan.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, sayın üyeler; değerli arkadaşımız İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak'ın konuşmasını dinledik. Mobil eğitim konusunda bir yaklaşımın, güneydoğudaki eğitim sorunlarına çözüm getireceği şeklindeki düşünceleriyle ilgili olarak, güneydoğuda neler yapıyoruz, bugünkü durum nedir; kısaca, Yüce Meclisin bilgisine arz etmek istiyorum.

Güneydoğuda, bu yıl, eğitim ve öğretimin eksikliklerini tamamlamak üzere, eğitim öğretim yılından iki ay önce, güneydoğuda bulunan millî eğitim müdürlerimizle Siirt'te bir toplantı yaptık. Burada üzerinde durduğumuz en önemli konu; güneydoğudaki okullarımızı açık tutabilmek için, öğrencilerimizi öğretmensiz bırakmamak için ne yapabiliriz konusuydu. Bize, öğretmen sağlanması, okulların bulunduğu yerden ziyade öğrencinin bulunduğu yerlerde öğretimin sağlanması ve nihayet, üçüncü olarak da, tamirat ve okulların ihtiyaç duyduğu paranın temin edilmesi gibi üç noktada toplayacağımız çözüm önerileri geldi.

Bunlardan sonuncusundan başlarsak, aşağı yukarı 300 milyar civarında bir para talebi geldi. Buna karşılık 350 milyar lira para hemen gönderildi ve okulların açık tutulabilmesi için ihtiyaçlarının karşılanmasına harcandı.

Arkasından, özellikle göç nedeniyle, öğrencilerin, bulundukları illerde, ilçelerde veya bulundukları yerlerde eğitilmesi esası benimsendi. İcap ederse, yatılı bölge okullarında veya merkezdeki okullarda ikili öğretim yapmak suretiyle veya okulların kapasitesini daha da genişletmek suretiyle, ne yapabiliriz konusu gündeme getirildi. Arkasından da, buraya öğretmen atanması söz konusu oldu.

Bildiğiniz gibi, geçen iki-üç hafta öncesinde 24 bin öğretmen atandı ve bunun 20 bine yakını da Türkiye çapında, gidip görevine başladı. Her yıl, yüzde 50'lere, 60'lara varan, güneydoğuda öğretmenlerin göreve başlamaması olayı, bu yıl, genelde, yüzde 20'ler civarında kaldı; yani, yüzde 80'i gidip görevine başladı.

Şimdi, buna rağmen, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde son durum şudur: Şu anda, olağanüstü hal bölgesi, mücavir iller ve hassas illerde bulunan 11 591 öğretim kurumundan; yani, doğu ve güneydoğu illerimizdeki 11 591 okuldan 2 bini kapalıdır. Yalnız, bu 2 bin okul içinde güvenlik nedeniyle kapalı olanlar vardır, öğretmensizlikten kapalı olanlar vardır.

Güvenlik nedeniyle kapalı olan okullardaki eğitim, mümkün olduğu kadar, taşımalı eğitimle; yani, başka merkezlere taşınma, güvenilebilir merkezlere taşınma yoluyla yapılmaktadır. 199 okulda 3 549'a yakın öğrenci, bu yıl yeni bir gelişmeyle, taşımalı sistemle merkez okullarına getirilmeye çalışılmaktadır. Yılın başlangıcında okula gidemeyen 166 635 öğrenci adedini, şu anda 97 bine düşürmüş durumdayız.

Burada, büyük ölçüde, güvenlik nedeni dışındaki kapalı olan okullarımız için ise yeni başvurular yapılmıştır. Önümüzdeki hafta içerisinde, yeni tayinlerle öğretmen sağlama gayreti içerisine gireceğiz.

Güneydoğudaki okullarımızın açık tutulması konusunda Millî Eğitim Bakanlığı olarak bizim öngördüğümüz sistem, yatılı bölge okulu sistemidir. Bugün, olağanüstü hal bölgesinde 32 yatılı bölge okulu inşa halindedir ve 1997 yılında bunların bitirilmesi için bütçeye gerekli ödenek teklifi yapılmıştır. Plan ve Bütçe Komisyonu ve Yüce Meclis bu ödenekleri kısıtlamadan geçirdiği takdirde, bizim hesaplarımıza göre, okula gidemeyen 97 bin civarında öğrencinin de, bitirilecek olan 32 yatılı bölge okuluyla sorunlarını çözmek mümkündür.

Tabiî, güvenlik olayı ise bir ayrı konudur. Elbette ki, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin güvenliği, Millî Eğitim Bakanlığı olarak bizim arzu ettiğimiz bir şeydir; ama, bir de, yatılı bölge okullarında, hali hazırda belirli bir kapasite düşüklüğü söz konusudur. Yani, vatandaş, bazen bu okullara öğrenci göndermek istememektedir; bazen de, karma okullar olduğu için, özellikle kız çocuklarını göndermek istememektedir. Dolayısıyla, bir taraftan, daha evvel bulunan birkaç kız yatılı bölge okulunu daha da genişletmek kararındayız ve halihazırda inşa halinde olan 32 yatılı bölge okulunu da 1997 yılında bitirmek kararındayız.

Dolayısıyla, bizim, güneydoğudaki ilköğretim okullaşma sorununa önerdiğimiz yol, yatılı bölge okullarıdır. 1997 bütçesinde 32'si tamamlandığı takdirde, güneydoğudaki, özellikle okullaşamayan bu 97 400 öğrenci için de okula gitme şansı çıkacaktır.

Değerli arkadaşımızın önerdiği mobil eğitim sistemi birçok yerde denenmiş bir sistemdir, üzerinde çalışabiliriz. Önemli olan, okulsuz öğrenci ve öğretmensiz öğrenci bırakmamaktır. Bu yoldaki çalışmalarımız sürüyor. Yüce Meclisin bilgisine arz ediyorum; saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakanıma yardımcı olması açısından -finansman konusunu söyledi- eğer, izin verirseniz, o konuda bir noktayı açıklamak istiyorum.

BAŞKAN - Hayır, hayır; öyle bir usul yok.

ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) - Sayın Başkan, Hükümete, finansman kaynağı öneriyorum. Avrupa Topluluğunda eğitim için ayrılan fon...

BAŞKAN - Siz, özel olarak Sayın Bakanla görüşebilirsiniz_ Gündemdışı konuştunuz_

ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) - Sayın Bakanıma ulaşamıyorum da...

BAŞKAN - Sayın Bakan her zaman yerinde canım; siz, her zaman ulaşabilirsiniz.

ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) - Kendilerine kaynağını öneriyorum.

BAŞKAN - Siz, bir rapor halinde Sayın Bakana kaynağı verin; böyle bir usulümüz yok yani. Siz, gündemdışı konuşmada düşüncelerinizi söylediniz, Sayın Bakan da size cevap verdi, kendi takdirleri içinde. Ayrıca, siz, kaynak hakkında bir bilgi vermek isterseniz, kendisiyle görüşürsünüz. Yazılı da müracaat edebilirsiniz.

ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) - Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gündemdışı konuşmalar ve bunlara verilen cevaplar bitmiştir.

İki adet Cumhurbaşkanlığı tezkeresi vardır; okutuyorum:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. - Rusya Federasyonuna gidecek olan Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz'a, dönüşüne kadar, DevletBakanı H. UfukSöylemez'in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/526)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Yüksek Düzeyli Memurlar Toplantısına katılmak üzere, 24 Ekim 1996 tarihinde Rusya Federasyonuna gidecek olan Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz'ın dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı H. Ufuk Söylemez'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

2. - Rusya Federasyonuna gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e, dönüşüne kadar, Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanı Mustafa Kalemli'nin vekâlet edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/527)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Moskova'da 24-25 Ekim 1996 tarihlerinde düzenlenecek olan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Devlet ve Hükümet Başkanları Toplantısına Türkiye'yi temsilen katılmak üzere Rusya Federasyonuna gideceğimden, dönüşüme kadar Cumhurbaşkanlığına, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 106 ncı maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Kalemli vekâlet edecektir.

Bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının iki tezkeresi vardır; okutuyorum:

3. - Pakistan Meclis Başkanının davetine icabet edecek Parlamento heyetindeki değişikliğe ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/528)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Pakistan Meclis Başkanının davetine icabetle 24-29 Ekim 1996 tarihleri arasında Pakistan'ı ziyaret edecek Parlamento Heyetine, Doğru Yol Partisinden Manisa Milletvekili Rıza Akçalı yerine Sıvas Milletvekili Tahsin Irmak katılacaktır.

TBMM'nin Dışilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

Doç. Dr. Mustafa Kalemli

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

4. - Türkiye - AT Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkınlığında ve Kuzey Atlantik Asamblesi TürkGrubu üyeliğinde boş bulunan üyelikler için gösterilen adaylara ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/529)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Doğru Yol Partisi Grubunca, Türkiye-AT Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanlığında boş bulunan bir üyelik için, İstanbul Milletvekili Hasan Tekin Enerem ve Anavatan Partisi Grup Başkanlığınca, Kuzey Atlantik Asamblesi Türk Grubu yedek üyeliğinde boş bulunan bir üyelik için, Sakarya Milletvekili Ahmet Neidim aday gösterilmiştir.

Siyasî parti gruplarınca aday gösterilen üyelerin isimleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dışilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

Doç. Dr. Mustafa Kalemli

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, Danışma Kurulunun önerileri vardır; okutup, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım:

V. - ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİSİ

1. - Gündemdeki sıralamanın yeniden yapılmasına, 23.10.1996 Çarşamba günkü birleşimde sözlü soruların görüşülmemesi ile Genel Kurul çalışmalarına ara verilmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No: 33 Tarih: 23.10.1996

Danışma Kurulunun 23.10.1996 Çarşamba günü yaptığı toplantıda aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.

Kamer Genç

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı V.

Salih Kapusuz Cumhur Ersümer

RP Grubu Başkanvekili ANAP Grubu Başkanvekili

Saffet Arıkan Bedük Mümtaz Soysal

DYP Grubu Başkanvekili DSP Grubu Başkanvekili

Nihat Matkap

CHP Grubu Başkanvekili

Öneriler:

1. 22.10.1996 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan ve bastırılıp dağıtılan 108 sıra sayılı Bir İl ve İki ilçe Kurulmasına Dair Kanun Teklifinin, 48 saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 3 üncü sırasına, gündemin 28 inci sırasında yer alan 100 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü sırasına, 23 üncü sırasında yer alan 75 sıra sayılı kanun tasarısının 5 inci sırasına, 25 inci sırasında yer alan 77 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı sırasına, 29 uncu sırasında yer alan 106 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci sırasına alınması ve 23.10.1996 Çarşamba günkü birleşimde sözlü soruların görüşülmemesi önerilmiştir.

2. 3 Kasım 1996 Pazar günü yapılacak olan mahallî ara seçimler nedeniyle, 30.10.1996 Çarşamba ve 31.10.1996 Perşembe günlerinde Genel Kurul çalışmalarına ara verilmesi önerilmiştir.

BAŞKAN - Şimdi, önerileri ayrı ayrı tekrar okutup, oylarınıza sunacağım efendim.

Birinci öneriyi okutuyorum:

1. 22.10.1996 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan ve bastırılıp dağıtılan 108 sıra sayılı Bir İl ve İki İlçe Kurulmasına Dair Kanun Teklifinin, 48 saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 3 üncü sırasına, gündemin 28 inci sırasında yer alan 100 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü sırasına, 23 üncü sırasında yer alan 75 sıra sayılı kanun tasarısının 5 inci sırasına, 25 inci sırasında yer alan 77 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı sırasına, 29 uncu sırasında yer alan 106 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci sırasına alınması ve 23.10.1996 Çarşamba günkü birleşimde sözlü soruların görüşülmemesi önerilmiştir.

BAŞKAN - Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Birinci öneri kabul edilmiştir.

İkinci öneriyi okutuyorum:

2.- 3 Kasım 1996 Pazar günü yapılacak olan mahallî ara seçimler nedeniyle, 30.10.1996 Çarşamba ve 31.10.1996 Perşembe günlerinde Genel Kurul çalışmalarına ara verilmesi önerilmiştir.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Bu öneri de kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

VI. - SEÇİMLER

A)KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1. - Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN - Plan ve Bütçe Komisyonunda boş bulunan ve bağımsız milletvekillerine düşen bir üyelik için seçim yapacağız. Bu üyelik için iki sayın milletvekili aday olmuştur; ancak, Ordu Milletvekili Sayın Refaiddin Şahin adaylıktan vazgeçtiğini bir tezkereyle Başkanlığımıza bildirmiştir. Bu nedenle, Plan ve Bütçe Komisyonunda bağımsız milletvekillerine düşen bir üyelik için sadece Çorum Milletvekili Hasan Çağlayan aday olmuştur.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

VII. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. - 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı : 23)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının müzakeresine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

2. - Özürlüler İdaresi Başkanlığı Kurulmasına ve Özürlülerin Durumları ile İlgili Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yetki Kanunu Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/438) (S. Sayısı :101)

BAŞKAN - Özürlüler İdaresi Başkanlığı Kurulmasına ve Özürlülerin Durumları ile İlgili Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yetki Kanunu Tasarısının müzakeresine başlayacağız.

Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

3. - Adana Milletvekili Halit Dağlı ve 7 Arkadaşı ile Refah Partisi Grup Başkanvekili Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 4 Arkadaşının; Toprakkale Adıyla Bir İlçe ve Osmaniye Adıyla Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifleri; Sıvas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu ve 6 Arkadaşının, Adana İli Osmaniye İlçesinin İl Olması Hakkında Kanun Teklifi; Adana Milletvekili Erol Çevikçe'nin, Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ile Adana Milletvekili Uğur Aksöz ve 6 Arkadaşının, Bir İlçe ve Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (2/446, 2/457, 2/401, 2/439, 2/447) (S.Sayısı :108) (1)

BAŞKAN - Alınan karar gereğince, Osmaniye İlçemizin il olmasına ilişkin olarak verilen kanun teklifinin müzakeresine geçiyoruz.

Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.

Raporun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Raporun okunmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Raporun okunması kabul edilmemiştir.

Teklifin tümü üzerinde; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Nihat Matkap; Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Veli Andaç Durak; Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Uğur Aksöz; Refah Partisi Grubu adına, Sayın Yakup Budak; Demokratik Sol Parti Grubu adına, Sayın Mehmet Büyükyılmaz söz istemişlerdir.

Kişisel söz isteyen arkadaşlar da isimlerini Divana yazdırsınlar_

ORHAN KAVUNCU (Adana) - Sayın Başkanım, ben de kanun teklifi sahibi olarak söz istedim; yazılı müracaatım var efendim_

BAŞKAN - Müracaatınız, bu kanun teklifinin gündeme girdiği saatten sonra başlayacak; ondan önceki müracaatlar geçerli değil; çünkü, kanun tasarı ve teklifleri üzerinde veya herhangi bir meselede söz istemek için onun gündeme girmesi lazım. Gündeme şu dakikada girdi. Bu dakikadan sonra istenen konuşmaları, istenen sözleri sıraya koyuyoruz.

ORHAN KAVUNCU (Adana) - Gündeme girdikten sonra verdim efendim.

ARİF SEZER (Adana) - Sayın Başkan, şahsım adına söz istiyorum.

BAŞKAN - Tamam efendim...

İlk söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Nihat Matkap'ın.

Buyurun Sayın Matkap.

Süreniz 20 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA NİHAT MATKAP (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Osmaniye İlçemizin il olmasıyla ilgili yasa teklifi hakkında, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüş ve düşüncelerini açıklamak üzere söz almış bulunmaktayım; sözlerime başlarken, Sayın Başkanı ve sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Osmaniyeliler, nefeslerini tutmuş, dört gözle, Yüce Meclisimizin bugün vereceği kararı beklemektedir; bu nedenle, konuşmamı çok kısa tutmaya çalışacağım.

Değerli milletvekilleri, Osmaniye'nin il olması için birinci yasa teklifini, Sıvas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları verdi; bu teklif, (2/401) esas numarasını aldı. Osmaniye İlçemizin il olmasıyla ilgili ikinci yasa teklifini, Adana Milletvekili Erol Çevikçe verdi; bu yasa teklifi de (2/439) esas numarasını aldı. Aynı konuyla ilgili üçüncü yasa teklifini, Adana Milletvekili Halit Dağlı ve arkadaşları verdi; bu teklif de (2/446) esas numarasını aldı. Yine, aynı konuyla ilgili dördüncü yasa teklifini, Adana Milletvekili Uğur Aksöz ve arkadaşları verdi; bu teklif de (2/447) esas numarasını aldı. Aynı konuyla ilgili beşinci ve son teklifi, Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve arkadaşları verdi; bu teklif de (2/457) esas numarasını aldı.

Osmaniye'nin il olması için kanun teklifi vermiş ve katkıda bulunmuş tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, Osmaniye'nin il olması Osmaniyeliler için bir lütuf değildir; gecikmiş bir hakkın iadesidir. Bildiğiniz gibi, Osmaniye İlçemiz 1924-1933 yılları arasında zaten il statüsündeydi.

Bu yasa teklifi, gerek İçişleri Komisyonunda gerek Plan ve Bütçe Komisyonunda tüm siyasî parti gruplarımızın ittifakıyla kabul edildi; umuyorum, bugün de, Genel Kurulumuzda, bu kanun teklifi ittifakla kabul görecektir.

Değerli milletvekilleri, Osmaniyeli yurttaşlarımız, Genel Kurulumuzun bu yaklaşımından, bu çabasından mutlaka çok mutlu olacaktır; ama, Osmaniye'de kanayan bir yara var; özellikle, o konuyla ilgili Sayın Hükümetimizin katkısını istiyorum.

Osmaniye Belediyesinde çalışan işçiler yaklaşık on aydır maaş alamadı. Bu arada, aynı işçilerimiz, yaklaşık dört yıldır, toplusözleşmeden doğan sosyal hak alacaklarını da alamadı. Eğer, Sayın Hükümetimiz, özellikle Sayın Maliye Bakanımız, bu çalışanlarımızın maaşlarının ödenmesi için, yerel yönetimlere ayrılan fondan Osmaniye Belediyesine bir miktar havale ederse, bu, Osmaniye'de yaşayan asgarî 15 bin yurttaşımızı sevindirecektir; çünkü, Osmaniye'de, sayısı bini bulan çalışanlarımız, esnafa olan borcundan aylardır sokakta rahat gezememektedir. Aynı çalışan arkadaşlarımız, okula giden çocuklarına okul malzemesi alamamaktadır; evlerinde boynu bükük durmaktadır. Bu sıkıntının, özellikle Hükümet tarafından giderilmesini, CHP Grubu adına, hassasiyetle rica ediyorum.

Osmaniye İlçemizin il olmasının, tüm Osmaniyelilere ve ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Matkap.

Gruplar adına ikinci konuşma, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Adana Milletvekili Sayın Veli Andaç Durak'ın. Buyurun Sayın Durak.

Süreniz 20 dakika efendim.

DYP GRUBU ADINA VELİ ANDAÇ DURAK (Adana) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; televizyonları başında bizleri izleyen 200 binin üzerindeki Sayın Osmaniyeli hemşerilerimi ve aziz vatandaşlarımı saygıyla selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siz değerli siyasî partilerin grup sözcülerinin katılımlarıyla İçişleri Komisyonunda ve Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan çalışmalar neticesinde güzel bir eser meydana getirilmiştir. Bu esere katkılarından dolayı, tüm siyasî partileri kutlamak istiyorum.

Tarihi ve kültürü itibariyle -tarihin engin derinliklerinde- Türkiye Cumhuriyetine ve önceki Türk devletlerine büyük katkıları olan, "Cebelibereket" diye isimlendirilen Osmaniye'nin il olması hususundaki görüşlerimi arz etmek istiyorum.

Bildiğiniz gibi, Osmaniye, 200 binin üzerinde insanın yaşadığı, en yakın il olan Adana'ya 85 kilometre mesafede olan, 1 milyon dekar arazi üzerine kurulmuş, eski ve çok önemli coğrafî durum arz eden bir yerleşim yerimizdir. Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu önemli yerleşim yerimizin itibarının iadesi için bir araya toplanmıştır; bugün vereceğiniz karar, bu insanların itibarını iade etme kararıdır. Bunun için, bu insanlarımızı sevindirici -bu yöreye benzeyen, bu yörenin özelliğini taşıyan, il olma özelliğini taşıyan başka yörelerin de hakkı saklı kalmak üzere- Osmaniye'nin il olması hususunda Doğru Yol Partisinin düşüncelerini, müsaade ederseniz arz etmek istiyorum.

Bugün, Doğru Yol Partisi, siyasî varlığını sürdüren bir partidir; ama, Doğru Yol Partisi, bugün, geçmişine bağlı olan bir partidir ve geçmişini devamlı olarak saygıyla karşılamış, geçmişiyle de övünen bir partidir. Geçmişi olmayan insanların övünecekleri bir şey de olmaz. Bugün, biz, Doğru Yol Partisi olarak, Osmaniye'deki siyasî çalışmalarımıza başladığımız ilk gün Osmaniyelilere ne söz vermişsek, bugün de o sözleri burada tekrarlamaktayız.

Genel Merkezimizin aldığı kararla, Genel Başkanım, beni, seçim koordinatörü olarak Osmaniye'ye gönderdi ve beni gönderdiğinde, Genel İdare Kurulunun huzurunda bana şu talimatı verdi: "Sayın Durak, gidiniz Osmaniye'ye; bugün, biz, Demokrat Partinin ve Adalet Partisinin ta kendisiyiz diyorsak, biz, Demokrat Partinin ve Adalet Partisinin verdiği tüm sözlere sahip çıkmamız gerekir; Osmaniyelilere selamımı söyleyin; Osmaniyelilere verilen bu söz yerine getirilecektir; benim kararlı olduğumun altında bu yatmaktadır" dedi. Ben de ilk gün Osmaniyelileri topladım, bugün, biz, rahmetli Menderes'in ve Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği sözleri yerine getirmek üzere görevlendirildik dedim. Bu sözleri yerine getirmek için, bugüne kadar, Osmaniye'de, otuzbeş gün önce ne demişsek, bugün de Meclis kürsüsünden aynı şeyi söylüyoruz. Biz, bugün, Demokrat Parti ve Adalet Partisinin ta kendisiyiz. Onun genel başkanlarının vermiş olduğu sözleri yerine getirmek de bizim görevimizdir. Böylece, rahmetli Menderes'in ruhunu şâd edeceğiz ve bugün, Genel Başkanımız, Başbakan Yardımcısının talimatıyla da -şu anda Hükümette olamadığı için- Süleyman Demirel'in sözleri yerine getirilecektir.

Değerli hemşerilerim, biraz önceki sözcü arkadaşımın, Türkiye Büyük Millet Meclisine üç tane...

YAŞAR OKUYAN (Yalova) - Mecliste "hemşerim" olur mu?!

VELİ ANDAÇ DURAK (Devamla) - Biraz önce... Müsaade ederseniz...

YAŞAR OKUYAN (Yalova) - Osmaniye'de değilsin şu anda!

VELİ ANDAÇ DURAK (Devamla) - Osmaniye'nin dışına çıkmam mümkün değil efendim. Bunu Osmaniyeliler bilir. Ben Osmaniye'yle yatıyorum, Osmaniye'yle kalkıyorum; çıkmam mümkün değil efendim...

YUSUF PAMUK (İstanbul) - Bunu Osmaniyelilere anlat!

BAŞKAN - Efendim, müdahale etmeyelim lütfen.

YUSUF PAMUK (İstanbul) - Sayın Başkan, niye müdahale etmiyorsunuz?!

BAŞKAN - Şimdi, efendim, kanun tasarısının tümü üzerinde görüşülüyor. Tabiî ki, sözcüler, tasarının tümü üzerinde konuşurlarken konunun biraz dışına taşabilirler; yani, bu, çok genel bir konuşma olduğu için... (RP ve DYP sıralarından alkışlar) Yani, siz devamlı yapıyorsunuz... Ne yapalım... Şimdi, aslında, kritik bir konu; herkes, işte, çıkacak, burada kendi partisinin propagandasını yapacak; ben nasıl müdahale edeyim_

VELİ ANDAÇ DURAK (Devamla) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; benden önceki hatip, konuşmalarında, Türkiye Büyük Millet Meclisine Osmaniye'yle ilgili olarak birkaç kanun teklifinin verildiğinden bahsettiler. Doğrudur, o sözlerine ben de katılıyorum. Birinci teklifi veren partiyi, ikinci teklifi veren partiyi söylediler ve üçüncü teklifi veren partinin de Doğru Yol Partisi olduğunu söylediler. Doğrudur arkadaşlar, biz, üçüncü sırayı teşkil eden teklifi verdik; ama, bakınız, birinci teklifi verenlerin teklifi şimdi nerede?... (CHP sıralarından "burada, burada" sesleri)

Değerli milletvekilleri, ikinci teklifi verenlerin teklifi nerede?.. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçişleri Komisyonundan ve Plan ve Bütçe Komisyonundan geçirilerek bugün de huzurlarınıza getirilen teklif, bizim teklifimizdir. Bunun böyle bilinmesini, bunun doğru olduğunu ifade etmek istiyorum.

Bizim teklifimiz üzerindeki bugünkü görüşmelerinizin, Osmaniye'ye, ülkemize ve Türkiye Büyük Millet Meclisine hayırlara vesile olmasını diliyorum, hepinize saygı ve sevgilerimi tazeliyorum.

Sağ olunuz, var olunuz. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Çok teşekkür ederim Sayın Durak.

Efendim, gruplar adına üçüncü söz_

MEHMET ALİ BİLİCİ (Adana) - Sayın Başkan, bu, bir partiye mal edilir mi?!

BAŞKAN - Efendim, bu, zaten, Meclisin genel bir tasarrufu. Bu konuda bütün gruplar anlaşmışlar; kürsüye her çıkan da, kendi partisiyle ilgili birkaç laf söylüyor...

Sayın Uğur Aksöz, buyurun efendim.

YAŞAR OKUYAN (Yalova) - ANAP Grubu adına Uğur Aksöz...

BAŞKAN - ANAP Grubu adına Sayın Uğur Aksöz dedik; siz, herhalde duymuyorsunuz.

YAŞAR OKUYAN (Yalova) - Söylemediniz Sayın Başkan...

BAŞKAN - Efendim, bir arkadaşımızı çağırırken, yanındaki arkadaş çıkıp müdahale ediyor. Herhalde on tane kulağımız yok, bir tane de ağzımız var...

Buyurun Sayın Aksöz, süreniz 20 dakika efendim.

ANAP GRUBU ADINA UĞUR AKSÖZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 108 sıra sayılı Osmaniye'nin il olmasına ilişkin yasa teklifinin tümü üzerinde Anavatan Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

Aslında, ben, burada, yasa teklifinin çerçevesinde kalmak istiyordum; ama, sevgili hemşerim öyle şeylerden bahsetti ki, ben, öyle, havada kalan laflarla değil, belgelerle konuşacağım; mecbur kaldım, onun için konuşacağım.

Bakınız, elimde bir belge var; Anavatan Partisinin, Türkiye Büyük Millet Meclisine verdiği yasa teklifi; tarih, 28 Ekim 1995, dikkat edin, 1996 değil. Bütün siyasî partilerin Osmaniye'nin il olması konusundaki yasa teklifleri 1996'da verilmiştir. Büyük Birlik Partisinin teklifi temmuz 1996'da, diğer bütün partilerin teklifleri 1, 2, 3 Ekim 1996'da verilmiştir; ama, Anavatan Partisinin teklifi 28 Ekim 1995'te verilmiştir. Eğer bir ilk arıyorsanız, ilk biziz, Anavatandır! (ANAP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Bakın, bu konuya girmeyecektim; ama, Sevgili Durak kardeşim girince, bunu açıklamak zorundayım. Anavatan Partisinin teklifi bununla bitmedi, daha gerisi var. 28.10.1995'te teklifi verdikten sonra, Anavatan Partisi dönüyor, yine herkesten evvel, 5.9.1996'da bir teklif daha veriyor; belki unuturlar, bizim güzel Osmaniyemiz ilçe olarak kalmasın diye_ (ANAP sıralarından alkışlar) Bununla da yetinmiyorlar, 2 Ekim 1996'da bir daha teklif veriyorlar. Şimdi ben soruyorum; bir gol mü büyüktür, üç gol mü büyüktür?!. (ANAP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Biz, üç kere teklif verdik. Şimdi, bunu burada kapatıyoruz.

Efendim, aslında, burası bir Yüce Meclis... Ben, bütün partilere, bir Adanalı olarak ve Adana Milletvekili olarak şükranlarımı tekrar tekrar arz ediyorum; çünkü, bütün partiler, Osmaniye'nin il olması konusunda hemfikirdirler. Bu Parlamentoda, biz, ne kavgalar ne ayrılıklar gördük; ama, görüyorum ki, Osmaniye için bütün partiler birleşmiş, büyük bir mutabakat, muhteşem bir birlik teşkil etmişler, Osmaniyem adına, Adanam adına şükranlarımı sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

VELİ ANDAÇ DURAK (Adana) - Yalan söylüyorsun...

UĞUR AKSÖZ (Devamla) - Laf atmak yok Veli Durak, biz hemşeriyiz, böyle, şakayla karışık, gerçekleri, belgeyle size söyledim.

Şimdi efendim, Osmaniye'ye gelelim... Sırada bekleyen bir sürü il varken, Osmaniye neden il oluyor?.. Basın, bunu, bir siyasî rüşvet, bir seçim rüşveti gibi değerlendirdi. Bir kere, bunu hemen reddediyorum, hepiniz adına reddediyorum_ Adanalılar ve Osmaniyeliler adına reddediyorum. Niye reddediyorum: Rüşvet niçin verilir; yasal olmayan bir şeyi elde etmek için verilir. Beyler, Osmaniye, bundan yıllarca önce, zaten il idi; "Cebelibereket" adıyla, koskoca bir Osmanlı sancağıydı; sonra, tuttular, Osmaniye'yi parçaladılar, böldüler, küçük bir ilçe yaptılar. Şimdi biz ne yapıyoruz; alınmış bir hakkı iade ediyoruz, itibarı iade ediyoruz, yaptığımız bir haksızlığı düzeltiyoruz; rüşvet bunun neresinde?.. Haksızlık, geç de olsa, Osmaniye'nin il olmasıyla düzeltilmiş olmaktadır; o bakımdan, hiç kimseye, sakın olaki "bu, seçim rüşveti" lafını ağzına almasını tavsiye etmiyorum; çünkü, Osmaniyeliler bundan rencide oluyorlar.

Osmaniye neden il oluyor; söyleyelim: Bakın -çoğunuzda vardır zannediyorum- Eskişehir Anadolu Üniversitesi bir araştırma yaptı: "Siyasetçilere güven giderek azalıyor, yok olma noktasına doğru gidiyor." Kahvehanelerde, toplantılarda siz de karşılaşıyorsunuz, halk, siyasetçilere güvenmiyor. Niye güvenmiyor; çünkü, verilen sözler tutulmadığı için. Peki, ben şimdi sizlere hatırlatıyorum; geçirdiğimiz bütün seçimlerde, Osmaniye'de otobüsün üzerine çıkan bütün sayın liderler -hepsi burada- ve bizler de, Osmaniye'ye "sizi il yapacağız" demedik mi?

İSMET ATTİLA (Afyon) - DYP'deyken söz verdi...

UĞUR AKSÖZ (Devamla) - Bunun kasetleri var, görüntülü kasetleri var, gazetelerde resimleri var. İşte şimdi, Osmaniye, bütün siyasîlere kendilerini kurtarma fırsatını veriyor. Verilmiş sözlerin tutulduğunu göstermek bakımından, bir fırsat bu; liderlerin, verdikleri sözleri "işte, biz tutarız" diyebilmeleri için, bizim, liderler adına verdiğimiz sözleri "işte, tuttuk" diyebilmemiz için, bu yasa teklifi bir fırsat. Bugün, Osmaniye'ye, otobüsün üzerinde verilen sözleri tutmanın bahtiyarlığını yaşıyorum; umarım, hepiniz de yaşıyorsunuzdur. (CHP sıralarından "öbürleri ne olacak" sesleri) Geleceğiz efendim, sırayla.

Efendim, işin bir de, coğrafî tarafı var. Fazla vaktinizi almamak için, sadece bir örnek vereceğim: Osmaniye'ye bağladığımız Düziçi ve Bahçe İlçeleri var -oraları tanıyanlar bilirler- Düziçi'nden Adana'ya işini yapmak için gelen bir vatandaş, bir belediye reisi veya bir resmî kişi, memur, tam iki saatte Adana'ya varır, iki saat de dönüş, 4 saat; yani, o kadar uzaktır ki, bir memurun bütün günü yollarda geçebilir. Halbuki, şimdi ne yapıyoruz; Düziçili ve Bahçeli vatandaşlar, Osmaniye İl Merkezine sadece 15-20 dakikada gidecekler ve işlerini halledecekler. Yani, coğrafî bakımdan da, o ilçelerin yakın bir merkeze kavuşması bakımından da, Osmaniye'nin il olması zarureti vardır.

Peki, nüfus nasıl?.. O da bir kriter... Nüfus bakımından da, Osmaniye il olmayı fazlasıyla hak etmiştir. Bugün Türkiye'de nüfusu 200 binin altında pek çok il var, mevcut illerin çoğunun nüfusu 200 binin altında; ama, Osmaniye, bugün, bağladığımız ilçelerle birlikte, 250-300 bin civarında bir nüfusa sahip -bu tahmini bir rakam- doğudan ve güneydoğudan anormal göç alacağını da düşünürseniz, belki 400 binlere ulaşacaktır. Demek ki, Osmaniye, nüfusu bakımından da il olmayı hak etmiştir.

Edindiğimiz bilgilere göre, Osmaniye'de 7 500-8 000 civarında vergi mükellefi vardır; bakın, bu çok büyük bir rakamdır. Bu demektir ki, 7 500-8 000 civarında insan ticaret yapıyor, mal alıyor, mal satıyor, devlete vergisini veriyor. Bu büyüklükteki bir yerleşim biriminin de il olması en doğal hakkıdır.

Şimdi, Osmaniye'ye verilmiş sözleri tutarak kendimizi beraat ettirirken, bu arada, il olmaya hazır ve Anavatan Partisinin tüm gücüyle il yapmak için çalışacağı ilçeleri saymadan geçemeyiz, onlara haksızlık edemeyiz. Bakın, Anavatan Partisi, il yapmak üzere öncelikli olarak plana aldığı ilçeleri benim vasıtamla burada sayıyor: Siverek, Tarsus, İskenderun, Alanya, Anamur, Nazilli, Bandırma, Düzce, Akşehir, Ereğli ve Çorlu. Anavatan Partisi, tıpkı Osmaniye gibi, söz verilen, tıpkı Osmaniye gibi, nüfusu kalabalık, tıpkı Osmaniye gibi, coğrafî bakımdan il olması zaruret olan bu ilçe merkezlerini de, öncelikle il yapmak üzere elinden gelen gayreti gösterecektir ve diğer partilerden de bu konuda destek beklemektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Osmaniye'nin il olması için destek veren bütün partilere ve bütün milletvekillerime şükranlarımı sunuyorum ve yeni il statüsünün Osmaniyemize, Adanamıza ve ülkemize hayırlı olmasını dilerken -mahallî lisanla- darısı diğer bekleyenlere diyor, saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aksöz.

Sayın Aksöz, konuşmasında "siyasîlere itibar azalıyor" diye bir laf sarf ettiler. Aslında, bence, bu, siyasîler hakkında haksız ve gereksiz bir ithamdır; çünkü, siyasî insanların bütün hayatı daima şeffaftır, basın, radyo ve televizyonun denetimi altındadırlar; ama, tabiî ki, Türkiye'de, siyasîlerin yerinde çok insanın gözü olduğu için, siyasî makamlarda bulunan insanları devamlı kötülemek istemektedirler. Benim gördüğüm kadarıyla -aşağı yukarı onbeş senedir bu çatı altında görev yapıyorum- elimizden geldiği kadar, halka karşı görevimizi yerine getiriyoruz; ama, yerimizde gözü olan insanlar, özellikle bazı basın mensupları, bazı basının köşe yazarları, özellikle normal cumhuriyet rejimini tasvip etmedikleri için, hatta belirli çevrelere davet yazdıkları için, siyasîleri devamlı kötülemeye çalışmaktadırlar; oysa ki, siyasîlerin öyle itibarsız bir hali yoktur. (DYP ve RP sıralarından alkışlar)

Aslında çok fazla da konuşmak istemiyorum; ama, hiç olmazsa, bu konuları siyasîlerin ağzından duymayalım arkadaşlar. Burası, bizim bir mekânımızdır; bu mekânımızda bu gibi şeylerin dile gelmemesi lazım.

Refah Partisi Grubu adına, Sayın Yakup Budak; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakikadır.

RP GRUBU ADINA YAKUP BUDAK (Adana) - Sayın Başkan, Meclisimizin değerli üyeleri; sözlerime başlarken hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Bugün, burada, Osmaniye'nin il olmasını konuşuyoruz. Bütün Osmaniyelileri ve Osmaniye'nin il olması için gayret gösteren bütün arkadaşlarımızı ve Yüce Meclisimizi, aynı zamanda, tebrik ediyorum.

Malumunuz, biraz önce konuşan arkadaşlarımız da "bu, Osmaniye'ye bir seçim rüşveti değildir; zaten, Osmaniye 1924 ile 1933 yılları arasında ildi; bir iadei itibar söz konusudur" dediler, isabetli bir tespitte bulundular. Biz de aynı şeyi söylüyoruz. Gerçi, Osmaniye'nin il olması seçimin arifesine getirilmiştir; ama, bu siyasî bir rüşvet değildir, bir seçim yatırımı değildir, Osmaniye'nin hakkının iade edilmesidir. Bu hakkın iade edilmesi konusunda, bütün siyasî partilerimiz elbirliği yapmıştır, kanun teklifleri vermiştir; hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.

Yine, Osmaniyemizde bir seçim yapılacak; bu seçimler münasebetiyle, aday olan bütün arkadaşlarımıza da tebriklerimizi, sevgilerimizi sunuyor, başarılar diliyoruz. (RP ve DYP sıralarından alkışlar)

Yine, 3 Kasımda bir seçimimiz olacak; inşallah, bu seçimi, barış içerisinde, huzur içerisinde, uzlaşma içerisinde, anlaşma içerisinde, kardeşlik havası içerisinde geçireceğiz; inşallah, bu böyle sürüp gidecektir.

Osmaniye neden il oluyor; neden il olmalı; bunun üzerinde fazlaca duracak değiliz; çünkü, sosyal açıdan, siyasal açıdan, ekonomik açıdan ve coğrafî açıdan Osmaniye, eskiden zaten ildi, Cebelibereket'ti. Şimdi de Osmaniye İlimiz oluyor; çünkü, Osmaniye, Adana'ya, Kahramanmaraş'a, Gaziantep'e, Hatay'a uzaklığı itibariyle, coğrafî açıdan tam orta bir yerde bulunmaktadır. Ekonomik açıdan da, gerçekten, ovanın üzerinde bulunmasından dolayı, pamuğuyla, yerfıstığıyla, zaten ticaretin de, tarımın da merkezi durumundadır; bundan dolayı da il olması gerekiyordu.

Yine, çok değişik illerin kalkınması açısından birtakım çareler düşünülürken, Osmaniyemiz gerçekten -yanından, otobanın, demiryollarının geçmesi hasebiyle de- ilerlemeye, gelişmeye ve gerçekten, illerimiz arasında her zaman güzel bir il olmaya namzet olmuştur ve il olmaktadır.

Muhterem arkadaşlar, biraz önce konuşan arkadaşlarımız "efendim, iki teklif verdik, üç teklif verdik, dört teklif verdik" gibi birtakım laflar söylediler, sözler ettiler. Ben, şöyle söylemek istiyorum: Önemli olan, bir teklif vermek, üç teklif vermek, beş teklif vermek değildir; önemli olan, verilen teklifin yerine getirilmesidir, tatbikatının yapılmasıdır. (RP ve DYP sıralarından alkışlar) Ben, iyi hatırlıyorum: 1987 seçimlerinde, şimdi bu sıralarda oturan arkadaşlarımızdan bazıları "bize oy verin; biz iktidardayız; dört ilçeden birisini il yapacağız" diye dolaşıyorlardı; 1991 seçimlerine gelindiğinde, kimisi telgrafla il yaptı, kimisi mektupla il yaptı; ama, bu Hükümet geldi; bu Hükümet, laf yapmıyor iş yapıyor, icraat yapıyor, Osmaniye'yi il yapıyor. (RP sıralarından alkışlar) Niye mi yapıyor: Merkez Karar Yönetim Kurulu üyemiz, siyasî işlerden sorumlu Başkan Yardımcımız Aydın Menderes'in Hocamızdan bir ricası vardı: "Hocam, şimdiye kadar gelenler hep söz verdiler; ama, bu sözlerini tutmadılar; hiç değilse, babamın şu sözünü siz yerine getirin" diyordu. Hocam da "peki" dedi. (RP sıralarından alkışlar) O açıdan, üç teklif, beş teklif; şu sırada, bu sırada verdim demek önemli değil; önemli olan yapmaktır. Bunu da ifade ederken altını çizmek istiyorum: Osmaniye'nin il olması, bu Meclisin, 20 nci Dönem milletvekili arkadaşlarımızın ortak takdiridir, ortak kararıdır; bunu da ifade etmek istiyorum.

Muhterem arkadaşlar, elbette ki, sırası gelen yerlerimiz de il yapılacaktır. Osmaniye'nin il olması, belki bu kapıyı açmaktadır; ama, siyasal ve sosyal açıdan gerçekten şartları uyan, il yapılması lazım gelen yerlere, inşallah -biraz önce arkadaşımızın ifade ettiği gibi- darısı onların da başınadır diyerek sözlerimi bitirmek istiyorum.

Hepinize sevgiler, saygılar, hürmetler sunuyorum. (RP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Budak.

Gruplar adına son konuşma, DSP Grubu adına Sayın Arif Sezer'de.

Buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

Sayın Sezer, süreniz 20 dakikadır.

DSP GRUBU ADINA ARİF SEZER (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bugün, Osmaniye'nin il olması konusunda, Meclisteki teklifin getirmiş olduğu politikayı, burada şovu yapıyoruz. (DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Biz, Demokratik Sol Parti olarak, Osmaniye'nin il olmasına karşı değiliz; ama, belediye başkanı ölmeden önce, acaba, Osmaniye'nin il olması için, 20 nci Yasama Döneminde hangi parti grubu kanun teklifi verdi Mecliste?! (DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Özlemlerimiz vardı buraya gelirken; devlet adamı politikacılığı... Hemşerim Sayın Aksöz konuştu "kanun teklifi verdik" dedi. Osmaniye Cebelibereket iken, benden büyük kardeşlerimin sancağı ve vilayetiydi. Ceyhan'a bağlıdır köyüm. Sayıları 292 iken Aksaray'ı il yaptırıyorlardı da, Adanalı parlamenterler neden Osmaniye'yi il yaptırmadı? (DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Kilis il yapılıyordu...

HALİL ÇALIK (Kocaeli) - Yalova il yapılıyordu.

ARİF SEZER (Devamla) - Yalova il yapılıyordu seçim yatırımı için; ama, Osmaniye neden gündemde yoktu?! Maazallah, ölüler üzerine bina yapıyoruz, layık olan ili değil. Osmaniye'nin tarihten bu yana farklı bir yeri vardır. (DSP sıralarından "yakın konuş, yaklaş yaklaş" sesleri) 1864 yılında, Saraybosna'nın, Bosna-Hersek'in ıslahını yapan Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Cevdet Paşa'nın isteğine bırakılarak, ilk defa Komutan Derviş Paşa'yı Çukurova'yı ıslah için gönderir. Çünkü, Çukurova'nın Türkmenleri, yazları yaylalara, kışları "hu" yapıp Çukurova'ya otururlar. Yukarı Çukurova, Erzin, Dörtyol, İslâhiye, Nurdağı'na kadar uzanır, önce denizyoluyla Adana'ya gelir. Bu tümenin adı 11 inci Girit Tümenidir. Ama, biz, yöntem olarak karşıyız dedik, il olmasına değil... Ve gelinir_ Çünkü, devlet anlayışımız Selçukludan başlayıp Osmanlıda kök salmış, Cumhuriyetle beraber devam etmiştir. O gün için Cerit, Afşar, Tecirli, Bozdoğan bölgede birtakım Türkmen boyları sayılır. Amaç, toprağa bağlı kalarak, Türk insanının, devlet bilincinde, ulus olmanın onurunu yaşasın diyedir; fakat, sıtma vardır, yazın Çukurova insanı kırılır; onun için yaylalara giderler; yerleşik düzene geçmemişlerdir.

Millî Mücadelede de Osmaniye'nin ayrı bir yeri vardır. Bugün GAP'ın giriş noktası, evet, güneydoğu başlangıcı, Nurdağları dediğimiz, Osmaniye eteklerinden başlar. Önemlidir; ama, yasayla gündeme gelen Andırın İlçesinin de coğrafî olarak Osmaniye'ye yakın bağlantısı vardır.

Ama, biz, seçime de katılmadık; bu olay, korkumuzdan değildi; bir yılda, üç seçim... Şimdi, asıl sorulması gereken şu: Artık, politik şovu bırakalım. Evet, Çukurova'nın dağ köyleri Düziçi dahil ve bizim yukarıda, kuzey şeridimizin Saimbeyli, Tufanbeyli, Feke, Aladağ, Karaisalı dahil, geri kalmış yöreleri vardır. Bir Ceyhan, bir Adana bu yönden farklıdır; ciddî bir oya sahiptir.

Sayın Başbakan, Sayın Başbakan Yardımcısı; biz, buraya gerice bölge statüsü verip de yatırımları çekebiliyor muyuz, yoksa seçim ili mi yapıyoruz? Bu konuda ciddî çalışmaları gündeme getirmemiz gerekiyor.

Ülkemiz, ulusal birliğin, birbirini sevmenin, binlerce yıldır devlet ve ulus olmanın bilincinde yaşayan insanlarla dolu ve inanıyorum ki, Osmaniyeliler, ile layık, biz de destekliyoruz; ama, bir tek farkımız var; ölümünden sonra vermedik, daha önce verilmişti teklif; Belediye Başkanının vefatından sonra, şov yapmak için il olma teklifi vermedik.

Bu vesileyle, Osmaniye'nin il olmasını kutluyor; ama, yatırımlarda öncelik tanınan bölge statüsüne getirilmesini diliyorum.

Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlar, hayırlı, uğurlu olmasını dilerim.

Teşekkür ederim. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sezer.

Gruplar adına yapılan konuşmalar bitmiştir.

Şahısları adına; Rüştü Kâzım Yücelen, Mahmut Işık, Ahmet Dökülmez, Orhan Kavuncu, Mehmet Büyükyılmaz, Hikmet Sami Türk söz istemişlerdir.

AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, burada Danışma Kurulu önerisi okunur okunmaz kağıdı gönderdim; bir yanlışlık olabilir...

BAŞKAN - Efendim, arkadaşlarımız belirlediler; kusura bakmayın... Ben oradan gelen_ Bakın, kendi yazıları...

AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) - Söz istemek için önce ben gönderdim, diğer arkadaşlar hep sonradan gönderdiler.

BAŞKAN - Efendim, sırayla, gelenleri...

AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) - Buradan, kavas vasıtasıyla gönderdim.

BAŞKAN - Efendim, yani siz konuşmak istiyorsanız, o zaman maddeler üzerinde konuşursunuz. Tümü üzerinde konuşmakla, maddeler üzerinde konuşmak arasında bir şey yok. Biraz gecikme olur; ama, ilk konuşanın arkasından konuşan diğer arkadaşlarımız da, yeni yeni birtakım şeyler söyleyebiliyorlar. Yani, nasıl olsa şiir okumuyoruz; yeni yeni birtakım şeyler söylemek mümkün; maddeler üzerinde konuşabilirsiniz.

AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) - 2 nci madde üzerinde söz istiyorum.

ORHAN KAVUNCU (Adana) - Sayın Başkan, ben teklif sahibiyim.

BAŞKAN - Teklif sahibinin ayrı bir söz hakkı yok İçtüğümüzde.

İki kişi konuşabilir, kusura bakmayın.

Buyurun; Sayın Yücelen.

Süreniz 10 dakika efendim.

RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (İçel) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; önce, televizyonu başında bizi izleyen vatandaşlarımızla beraber, hepinize saygılarımı sunuyorum.

Bu Genel Kurulda, zaman zaman, il tasarıları tartışıldı ve ne hikmetse, bu il tasarılarının hepsi, seçim öncesine gelmekle beraber, buraya çıkan sayın konuşmacıların da hiçbiri "bu tasarıları seçim dolayısıyla getirdik; bu tasarıları, önümüzdeki seçimler için acele indirdik" demez; bu sözler yerine, seçim yapılacak ilçeye selam babında "biz, kesinlikle siyasî rüşvet vermiyoruz; bunu, rüşvet için çıkarmadık" konuşmalarını yaparlar.

Bugün de dikkat ettim, Osmaniye İlimizin -inşallah, biraz sonra oylarınızla il olacağı anlaşılıyor- 3 Kasımda geçireceği seçim için, bütün siyasî partilerimizin temsilcileri "bir siyasî rüşvet olmadığını ve kesinlikle, bu Meclisin ortak malı olduğunu" söylediler; sadece, bir siyasî partimiz, seçime girmeyeceği için, daha objektif bir konuşma yaptı.

Peki, Osmaniyeli vatandaşlarımız bizi buradan izliyorlar, acaba, gerek iktidardan gerek muhalefetten genel başkanlar, genel başkan yardımcıları, Osmaniye'de seçime iştirak eden partilerin temsilcileri, 3 Kasıma kadar Osmaniye'nin il olma konusunu seçim malzemesi yapmayacakları sözünü de biraz sonra buradan verirler mi? Eğer, hakikaten, bu sözü buradan verebiliyorlarsa ve siyasî partilerimizin temsilcileri, 3 Kasıma kadar, kesinlikle, Osmaniye'nin il yapılması konusunu kullanmayacaklarsa, hakikaten, Yüce Meclisin şanına yakışır ve 3 Kasımda yapılacak seçimlerle hiç bağı kurulmadan, Osmaniye'nin il yapıldığını buradan söyleyebiliriz; ancak...

CAFER GÜNEŞ (Kırşehir) - Siz yapmadınız mı?

BAŞKAN - Efendim, müdahale etmeyelim.

Buyurun, siz devam edin.

RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (Devamla) - Evet, biz, Anavatan Partisi olarak seçim zamanlarında yapmadık ili; ama, geçtiğimiz yıl, aynı şekilde, bu kürsüden, Kilis'in il olmasını, Yalova'nın il olmasını, aynı sözlerle, aynı -zabıtlardan takip edebilirsiniz- burada...

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) - Bartın?!

RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (Devamla) - Bartın'ı yaptık, istisna değil; Bartın'da da yaptık. Demek ki, biz de kötü yapmışız, aynı şekilde siz de tenkit ettiniz. (RP ve DYP sıralarından alkışlar) Ama, en azından şunu kaldırmamız lazım, bugün neresinden dönersek dönelim, şu sözü kaldırabilmemiz lazım: Akşam, eğer, televizyonlarınızın başına geçtiğiniz zaman, bu görüntüleri seyrederseniz, buradan konuşulanlar ile vatandaş tarafından görülenlerin birbiriyle tam tezat teşkil ettiğini görebilirsiniz. En azından, bu uygulamaların neresinden...

ERSİN TARANOĞLU (Sakarya) - Biz, Bartın'ı seçimden sonra il yaptık.

RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (Devamla) - Ama, seçimden önce söz verdik efendim.

ERSİN TARANOĞLU (Sakarya) - Eylül ayında il kanunu çıktı.

RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (Devamla) - Hayır. Belediye seçimi vardı o zaman Sayın Taranoğlu; belediye seçimi için yaptık.

Bakın, bu geldiğimiz noktada, belki buradan belediye başkanlarına bir çağrıda bulunmamız lazım; hangi ilçeyi il yapmak istiyorsak, belediye başkanını bir araseçimden üç beş ay önce istifa etmeye belki buradan çağırmamız lazım, hep beraber. Belki, birçok ilçede belediye başkanlarına araseçimlerden önce baskı yapılmaya başlanacak. Belki, orada, onların istifası gündeme gelecek.

Hakikaten, bu işleri, hak, hukuk, adalet ölçüleri içerisinde yapıyorsak -biraz önce, Anavatan Partimizin değerli konuşmacısı, Anavatan Partisi Grubu adına konuşan arkadaşımız, ilk ağızda, il yapılması gereken ilçeleri sıraladı- burada hakikaten adalet ölçüleri geçerli ise, bugün, nüfus oranıyla şu andaki mevcut illerin 40'ından daha büyük olan Tarsus İlçesinin il olması gerekir. Eğer, nüfus bir kıstas değil de, kıstas, sadece vilayetine uzaklıksa, yüzölçümü ise, bugün, kendi vilayetine 225 kilometre, kendi vilayetinden sonraki en yakın vilayete 260 kilometre mesafede olan Anamur'un il yapılması gerekir. Eğer, Osmanlı döneminde sancak olmak bunda kıstassa, Silifke'nin, Alanya'nın yine aynı şekilde il yapılması gerekir.

İBRAHİM HALİL ÇELİK (Şanlıurfa) - Siverek'i de unutmayalım!

RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (Devamla) - Tabiî, Siverek'i de unutmayalım.

Gelin bunun bir ölçüsünü bulalım ve bu ölçüyü hep beraber koyalım; bizden sonraki nesiller de, değerli seçmenlerimiz, vatandaşlarımız da bu Yüce Meclisi, sadece, seçimden seçime il yapan bir Meclis olarak görmesin.

Anavatan Partisi olarak, ilk defa, beldeleri ilçe, ilçeleri il yapma konusunu biz getirdik. Nasıl, az önce "seçim için il yapmadınız mı" dediyseniz, bu gerçeği de sizin kabul etmeniz gerekir.

Anavatan Partisi, 1983 yılında iktidara gelinceye kadar, Türkiye'nin idarî yapısını değiştirmeyi kimse konuşmuyordu, kimse, ilçeleri il yapmaktan, beldeleri ilçe yapmaktan bahsetmiyordu; ama, o günlerde bunun ölçüsünü de koymuştuk, Türkiye'deki vilayet sayısını 100'e çıkaracağımızı söylemiştik.

Gelin, bu Yüce Meclisteki temsilcilerimiz, liderlerimiz toplansınlar, hangi ilçeleri il yapacaksak, hangi vakitte yapacaksak, hangi sıralamayla yapacaksak bunları kamuoyuna açıklayalım ve bu konunun bundan böyle siyasî istismar meselesi yapılmasını önleyelim diyorum.

Ben, huzurlarınızda fazla kalmadan, Tarsus Belediye Başkanımızın -bir milletvekili sıfatıyla bana- göndermiş olduğu mektubu -bu mektuptan kaç milletvekilimize geldi bilmiyorum- hiç yorum yapmadan sizlere arz edeceğim:

"Sayın milletvekilim, her seçimde vaatler verilerek unutulmaktan bıkan Tarsus halkı, yine bir seçim arifesinde Osmaniye'ye il sözü verilmesinden dolayı infial halindedir.

60 vilayetten büyük, nüfus potansiyeli açısından 22 inci sırada bulunan, tarihî, kültürel, ekonomik ve sosyal altyapısıyla il olmayı çoktan hak etmiş Tarsus'u hiçe sayarak başka yerleri il yapamazsınız. Önce Tarsus il olmalı, sonra başka ilçeler_ Çünkü, hak, adalet, hukuk ve vicdan bunu gerektirir. Şayet bu ölçüleri taşıdığınızı iddia edebiliyorsanız böyle bir uygulamaya alet olmaz, Tarsus'un olmadığı hiçbir oylamaya katılmazsınız.

Tarsus Belediye Başkanı"

Şimdi, bu mektubu gönderen arkadaşım, o beldenin belediye başkanı olarak, infial içindedir; ama, buradaki parti temsilcilerinden -Anavatan Partisi adına biraz önce konuşan arkadaşımızın söylediği gibi- bundan sonraki ilk tasarıda, Tarsus'un il olacağı sözünün de buradan duyurulmasını sabırsızlıkla Tarsus halkı beklemektedir.

Ben, bütün bu sözleri söyledikten sonra, Osmaniye'nin il yapılmasının Osmaniye'ye bir hakkın verilmesi olduğunu buradan vurguluyorum. Tabiî ki, bu sözlerim Osmaniye'deki hemşerilerimizi, vatandaşlarımızı tedirgin etmemelidir. Sadece, Osmaniye'nin il olması gibi hayırlı bir işle bundan sonraki bu ve benzeri şikâyetlerin ortadan kalkması en büyük dileğimizdir.

Ben, Osmaniye ilinin, önce Osmaniye'de yaşayan Osmaniyeli vatandaşlarımıza, daha sonra, bölgesine ve Türkiyemize hayırlara, uğurlara vesile olmasını diliyor; hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yücelen.

İkinci konuşma için, Sayın Mahmut Işık; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır Sayın Işık.

MAHMUT IŞIK (Sıvas) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Osmaniye İlçemizin il olması konusunda söz almış bulunuyorum.

Öncelikle, Osmaniyelileri saygıyla selamlıyorum ve il olma kararının çıkabileceğini tahmin ederek -biz de, Parti olarak ve şahıs olarak oy vereceğimiz için- hayırlı olması dileklerimi iletiyorum.

Bu arada, tabiî, yöre milletvekili arkadaşlarım "ben, teklifi verdim; öbürü ben verdim; ben, daha çok çalıştım" deyince; o yörenin milletvekili olmadığım için, Sayın Genel Başkan Yardımcımız Çevikçe'ye "Sayın Çevikçe, söz hakkımı size vereyim; siz, bir şeyler söyleyin. Siz de o yörenin milletvekilisiniz" dedim. Grupları olan partiler içerisinde ilk teklifi vermiş olmasına ve Komisyonda da tüm takibini bizzat yapmış olmasına rağmen "hayır, Osmaniyeli aydındır, kimin ne yaptığını bilir" dedi. Osmaniye'de beş belediye başkanı seçilmeyecek değerli arkadaşlarım; bir belediye başkanı seçilecek. Tabiî, elbette hepimiz, Osmaniye'ye olan katkılarımızı nezih bir şekilde söyledik; ama, bundan sonrasını takdir de Osmaniyelilere kalıyor.

Şimdi, tabiî, Osmaniye'den sonraki ilçeler ne olacak? Özellikle, Doğru Yol Partisi Sayın Genel Başkanı buradayken, ben, bir tarihî mirastan da bahsetmek istiyorum. Adalet Partisi Genel Başkanı Sayın Süleyman Demirel, iki defa Suşehri'ne gitti, bir belediye seçiminde de "istiyorsanız vilayeti, vurun mührü gır atın altına" dedi, açık seçik söz verdi ve Sayın Demirel'e heyet olarak gittiğimizde, bendeniz de vardım, Adalet Partisi eski Bakanlarından rahmetli Sayın Tevfik Ağabey de vardı, Oğuz Aygün Bey de vardı. Sayın Aygün "Sayın Cumhurbaşkanı, rahmetli Adnan Menderes, Refik Koraltan'ı Divriği'ye gönderiyor 'Divriği'nin vilayet olduğunu müjdeleyin' diyor -Divriği de, Mengüçoğullarına başkentlik yapmış bir ilçedir- Peki, siz, bugüne kadar, hep 'biz Adalet Partisinin mirasına, borçlarına da alacaklarına da kefiliz' dediniz, neden Divriği'yi vilayet yapmadınız?" dedi. Sayın Demirel'in cevabı şuydu: "Beni Divriği nüfusuna kaydedin, ben Divriği'nin hemşerisiyim. Divriği mutlaka vilayet olacaktır. Bu alınmayan bir siyasî haktır."

Şimdi, ben değerli arkadaşlarıma -bütün sağ partilere- soruyorum; alınmayın lütfen. Hepiniz, Demokrat Partinin ve Adalet Partisinin mirasına sahip çıktınız; bugün de sahip çıkıyorsunuz.

MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) - Yok öyle bir şey... Demokrat Parti...

MAHMUT IŞIK (Devamla) - Yani, bakıyorum; Sayın Aydın Menderes, işte bu mirastan ve kişiliğinden dolayı Refah Partisinde. Doğru Yol Partisi de, bu mirastan dolayı hep Demokrat Partiye atıfta bulunur. Siz, galiba, miraslar menfaatınıza uygunsa sahip çıkıyorsunuz, değilse çıkmıyorsunuz. Öyleyse, bu borçlu miraslarınıza da sahip çıkmanızı bekliyor, diliyor ve istiyoruz.

Diğer taraftan, teklifin sahibi ve aynı vilayetin milletvekili olan diğer 2 arkadaşıma da iki sözüm var: Suşehri, Kelkit Vadisinde, 4 ilçenin yer aldığı bir bölgede yer almaktadır -bu ilçeler Suşehri, Akıncılar, Koyulhisar, Gölova'dan müteşekkildir ve birbirine de çok yakındır- 45 bin civarında oyu var ve vilayet olma uğruna hepsini sağ partiler aldı. Refah Partisi de, Anavatan Partisini temsilen Sayın Yazıcıoğlu da "Suşehri vilayet olacaktır" dedi. Bu sözü verdiniz. Ben, bu arkadaşlarımın bu sözlere sahip çıkmalarını istiyorum. Bu verilen sözler yerine getirilmediğinde -ben, birçoğunuz gibi devletten gelen bir insanım- devlete olan güven azalıyor; yurttaşlarımızı kırıyoruz, incitiyoruz. Onun için, Hükümetten özellikle rica ediyorum ve istiyorum; bir milletvekili olarak, bir yurttaş olarak istiyorum. Bugüne kadar söz verilmiş tüm ilçelerin, bir takvim çerçevesinde mutlaka vilayet yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde, biz inandırıcılığımızı kaybediyoruz. Bu, bize, maalesef, eksi puan veriyor.

Diğer taraftan, Sıvas, terör konusunda, biliyorsunuz neredeyse pilot bölge seçilmiştir; Türkiye'nin alan bakımından ikinci büyük vilayetidir. Değerli arkadaşlarım, Sıvas'a bir vali yetmemektedir. Bakınız, bir ay önce Divriği İlçesindeki, Zara İlçesindeki ve İmranlı İlçesindeki operasyonlarla ilgili olarak Sarıkamış'tan bir alay, Kayseri'den bir alay, Merzifon'dan bir alay getirtildi ve o bölgedeki insanların rahat oturabilmeleri için çok önemli operasyonlar da yapıldı. Bu birliklerin bir kısmı gitti; yok, kalacak yerleri yok. O nedenle de Sıvas'ın mutlaka bölünmesi gerekir. Eğer, Sıvas karıştırılırsa, bilmiş olunuz ki, Türkiye karıştırılır. 1918 yılında da Sıvas karıştırılmak istendi. O tarihte Yüce Atatürk, Sıvas halkını bağrına bastı ve Sıvas'ta yatırımları artırdı. Eğer, böyle bir talep olsaydı, inanıyorum ki, buna mutlaka anında karar verecekti. Koçgiri İsyanı, Şeyh Sait İsyanları da bu bölgede olmuştur. O tarihte de Seyit Abdülkadir Fransa'da Bogos Nobar Paşayla Ermeni ittifakı kurdu, Divriği'nin Yellice Köyüne geldi, Zara'nın Celalli Nahiyesine geldi, bu tarihte de PKK, Asala ile ittifak yaptı, o da ilk bu bölgelere geldi. Bunlar tesadüfî değildir. (ANAP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, onun için, Sıvas'ın mutlaka bölünmesini, idarî yapısının yeniden düzenlenmesini, bütçe açısından, özel idare açısından ve özellikle coğrafi konumunun büyüklüğü açısından dikkate almak zorundasınız.

Divriği İlçesi ile Koyulhisar İlçesi arasında altı-yedi saat mesafe var ve o bölgede de, biliyorsunuz, Kızıldağ bulunmaktadır. O bölgeden, bu bölgeye güvenlik kuvvetlerinin ya da başka araç ve gerecin ya da başına bir iş gelen yurttaşın gidip gelmesi mümkün değildir. O bölgeye, ta Kayseri indirme tugayından helikopterler geliyor. Herhalde, bu kadar sıkıntı çeken halka, bizim, bir an önce eğilmemiz gerekir.

O nedenle de, ben, özellikle, tüm Anavatan Partili arkadaşlarımın söylediği listeye katılmakla birlikte, Sıvas'ın da, bu konumlarından dolayı, birinci sırasına alınmasını, hem devletin en üst birimlerinin, ta Demokrat Parti dönemindeki Meclis Başkanımız rahmetli Refik Koraltan'ın haber götürdüğü Divriği'nin hem de devletin en üst kademesinin birkaç kez söz verdiği ve nüfus bakımından, alan bakımından yeterli olan bu iki ilçenin de, mutlaka, vilayet yapılmasını, Yüce Meclisin takdirlerine ve önerilerine sunuyorum.

Ayrıca, tekrar tekrar, Osmaniye'nin il olmasını kutluyorum; hayırlı olsun diyorum. Böyle bir ilimizde, geçmiş, tarihî bir hakkı iade etmekte birleştiğimiz için de hepinize teşekkür ediyorum; hayırlı olsun.

Saygılar sunuyorum. (CHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Işık.

Hükümet adına, Sayın Bakan Halit Dağlı söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Bakan.

Sayın Bakan, süreniz 20 dakikadır.

ORMAN BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Osmaniyemizin il olmasıyla ilgili kanun teklifi üzerinde, Hükümet adına görüşlerimizi ifade etmek üzere huzurlarınızdayım. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, Mayıs 1996 tarihinde, elim bir kazada kaybettiğimiz merhum Osmaniye Belediye Başkanımız Musa Şahin'e Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum; ayrıca, kederli ailesine ve Osmaniyelilere başsağlığı diliyorum ve Cenabı Allah'tan, milletimize böyle acıları bir daha göstermemesini niyaz ediyorum.

Teklif üzerinde, siyasî parti gruplarının ve kişisel görüşlerini açıklayan arkadaşlarımız, efendim, şu zaman teklif verildi, bu zaman teklif verildi gibi birtakım değişik düşünceler ortaya koydular. Evet, Anayasamızın 126 ncı maddesi gereğince bir ilçenin il olabilmesi için birtakım objektif kriterler gerekmektedir. Nedir bu objektif kriterler? Bu objektif kriterlere baktığımız vakit, evvela coğrafî durum, akabinde ekonomik durum, kamu hizmetlerinin gerekleri, nüfus, ayrılacak ili ne yönde etkilediği, eski yıllardaki statüsü ve halkın talepleri. Bunların tamamı Osmaniyemiz için geçerlidir. Gerçekten, Osmaniyemiz il olmayı çoktan aşmıştır ve bununla ilgili çeşitli tarihlerde -arkadaşlarımız teklif meselesini söylediler- 19 uncu Dönemde Adana Milletvekilleri olarak bizler, hepimiz, Osmaniyemizin ve Kozanımızın il olmasıyla ilgili kanun teklifini vermiştik; ama, o teklif kadük oldu. Ondan sonra arkadaşlarımız yine teklif verdiler_

Burada, herhangi bir tartışmaya sebebiyet vermek istemiyorum; ama, bir eksikliği düzeltmek için, huzurlarınızda ifade edeceğim. Anavatan Partisi sözcüsü arkadaşımız Sayın Aksöz, 28 Ekim 1995 tarihinde teklif verdiklerini ifade ettiler. Keşke bu teklifi vereceklerine, Anayasa Mahkemesine gidip de yetki kanununu iptal ettirmeselerdi, Osmaniye çoktan il olacaktı; şimdi, bu tartışmalara da gerek kalmayacaktı. Biz, Hükümet olarak, arkadaşlarımızın, sözcülerimizin bir kısmının da ifade ettiği gibi, objektif kriterleri dikkate alarak, il olmak için bekleyen ilçelerimizi, bir çırpıda, herhangi bir seçime falan denk getirmeden il yapmak kararındayız. Yalnız, şu anda, il olmak için müracaat eden 127 ilçemiz vardır; ayrıca, 553 tane ilçe olmak için müracaat vardır. Sayın Okuyan "hepsini yapalım" diyor; ama, getireceği ekonomik yükümlülükleri de dikkate almak durumundayız.

YAŞAR OKUYAN (Yalova) - "Hepsini yapacağız" dediniz, onu da yapmanızda fayda var dedik.

ORMAN BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Devamla) - Biz, efendim... (ANAP sıralarından "seçim yatırımı" sesleri)

Efendim, niye seçime denk geldi. (ANAP sıralarından "Önceden haklarıydı" sesleri) Evet, vakit, saat yeni gelmiş demek ki. Vakit, saat meselesidir. (Gülüşmeler) Gayet tabiî, vakit, saat meselesidir; öyle denk geldi. Keşke yetki kanunu iptal edilmeseydi; Sayın Yücelen'in ifade ettiği gibi, şu anda, Türkiye'nin il sayısı 100'e çıkmış olacaktı.

Şimdi, Osmaniyemiz için, çokpartili siyasî hayata geçtiğimiz günden bugüne kadar, il olmak, bir özlemdir, bir hasrettir; Osmaniyeliler, büyük bir hasret ve büyük bir özlemle il olmayı beklemektedirler. İnşallah... Bu, 20 nci Dönem Parlamentosuna ve 54 üncü Cumhuriyet Hükümeti olarak bizlere nasip olduğundan dolayı, son derece mutluyuz.

Osmaniye İlimizin, Osmaniyemize, Türkiyemize, Türkiyemizin idarî yapısına hayırlı uğurlu olmasını diliyor, Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (DYP ve RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Son söz, milletvekilinindir ilkesi gereği, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Ahmet Dökülmez; buyurun. (RP sıralarından alkışlar)

Sayın Dökülmez, süreniz 10 dakika efendim.

AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; Osmaniyemiz, hayırlısıyla, il olacak. Bundan hepimiz şeref duyuyoruz ve memnuniyet duyuyoruz. Ancak, Osmaniye'nin il olmasıyla ilgili bu kanun teklifinin komisyon raporunu kaç kişi okudu; ben, merak ediyorum. Her saat başı telefon ettim; şu rapor çıksın da bir bakayım, ne oluyor, ne var ne yok içerisinde diye. Daha matbaadan çıkar çıkmaz, sıcağı sıcağına raporu aldım baktım ki, Osmaniye il oluyor; ama, Kahramanmaraş'ın Andırın İlçesi de Osmaniye'ye bağlanıyor. Olmaz değil, bu tür şeyler olabilir; ama, ben şöyle düşünüyorum: Andırın, Osmaniye'ye 110 kilometre, Maraş'a ise 70 kilometre mesafededir. Kaldı ki, Andırın, Maraş'a direkt bağlıyken, Osmaniye'ye arada bir Kadirli olmak suretiyle bağlı. Ne de olsa, seçmenimize, bir küçülme psikolojisidir, etki eder. Osmaniye'nin il olması konusu senelerdir söylendiği için, herkes bu konuda motive olmuş durumda; yani, Osmaniye'nin il olmasına hiç kimse ses çıkarmaz; ama, İçiçleri Komisyonundaki raporu açın bakın, Andırın'ın Osmaniye'ye bağlanması konusunda bir şey yok. Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeler sırasında böyle bir şey oluyor. Üstelik, bölge milletvekillerinin de bundan haberi yok. Sayın Millî Eğitim Bakanımızla da görüştük. Şu anda, böylesine acil bir karar vermek, aniden karar vermek fazla sağlıklı bir şey olmaz. Devlet adamları, heyecanla, öfkeyle ve aşırı sevinçlerle karar verirlerse, önünde sonunda, bir gün yanılmış olduklarını anlayabilirler.

Onun için, kanun teklifinin 2 nci maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz bir önergeyle dedik ki, "Andırın'ın Osmaniye'ye bağlanması konusu şu aşamada dursun, metinden çıkarılsın; daha sonra, gerekirse, bu konu tekrar ele alınır, sağlıklı bir şekilde düşünülür, konuşulur, halkın iradesine başvurulur." Seçimlerde oy isterken, ne bir muhtar ne bir belediye başkanı ne de milletvekilleri olarak hiçbirimiz "Andırın'ı Osmaniye'ye bağlayacağız" diye bir şey söylemedi. Bu, ekstradan çıkan bir şey; fazla bir acelesi de yok.

Andırınlı, eğer böyle bir şey isterse -niye ister- senelerdir Maraş'a bağlı Andırın İlçesi olarak yüzümüzü güldürmediniz, bir ilçe olarak bize bakmadınız diye öfkeyle karar verir. Halbuki, bu işler öfkeyle olacak işler değil. Şu anda, kim olursa olsun, Andırın'a gitsin "Maraşlılar size bakmıyor, ona kızgınlığınızdan Osmaniye'ye bağlanın" desin, onlar kabul ederler; ama, bunlar doğru değil.

Aklıselimin bu Meclise hâkim olması taraftarıyız. Bu konuda, 2 nci maddeyle ilgili olarak, verdiğimiz önergenin tüm arkadaşlar tarafından desteklenmesini arzu ediyoruz. Onun için bu konuşmayı yaptım, söz aldım. Söz verdiği için Başkanıma ve dinlediğiniz için sizlere sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum.

Osmaniye'nin il olmasının, biraz önce bahsettiğim kayıtlar dışında, hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dökülmez.

UĞUR AKSÖZ (Adana) - Sayın Başkan, yerimden, bir yanlışlığı düzeltmek için söz istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun... Hangi konuda?..

UĞUR AKSÖZ (Adana) - Efendim, Sayın Bakan Halit Dağlı "yetki yasası iptal edilmeseydi, Osmaniye şimdiye il olurdu" dedi. Bu yanlışlığı düzeltmek istiyorum; çünkü, halkımız televizyondan izliyor. İl yapmak için yetki yasasının gerekmediğini bugün görüyoruz; yetki yasasıyla değil, müstakil bir yasayla yapıyoruz. Demek ki, yetki yasasına ihtiyaç yoktur; bu bir.

Yetki yasasının iptalinden sonra, biz, eğer, şuranın buranın il olmamasını isteseydik, Kilis ile Yalova'yı iptal ettirirdik; onlar için baş vurmadık, iptal ettirmedik. Demek ki, böyle bir niyetimiz yok; bu iki.

Üçüncüsü: Yetki yasasıyla, o iptal edilen yasayla Kilis ile Yalova'yı il yapmayı biliyorlardı da, onun altına "Osmaniye" yazmayı bilmiyorlar mıydı?

BAŞKAN - Efendim, şimdi burada yarışa girmeyelim. Rica ediyorum...

Buyurun Sayın Durak.

VELİ ANDAÇ DURAK (Adana) - Sayın Başkan, biraz önceki hatip, Plan ve Bütçe Komisyonundan bölge milletvekillerinin bilgisi olmadan geçirildiğini ifade etti. Bunun düzeltilmesi hususunda söz aldım; lütfen bu düzeltilsin. Tüm bölge milletvekilleri Plan ve Bütçe Komisyonunda hazırdı.

BAŞKAN - Hayır... Siz, Adana'daki bölge milletvekillerini kastediyorsunuz; ama, herhalde, arkadaşımız, Maraş adına konuşuyor. O bakımdan... Neyse efendim, onu şey etmeyelim.

Sayın milletvekilleri, teklifin tümü üzerindeki müzakereler sona ermiştir.

Maddelere geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Maddelere geçilmesi kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

Üç İlçe ve Bir İl Kurulması ile 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi

MADDE 1. - Ekli (1) sayılı listede adları yazılı köyler bağlanmak ve merkezi Toprakkale bucak merkezi olmak üzere Adana İlinde Toprakkale adıyla,

Ekli (2) sayılı listede adları yazılı köyler bağlanmak ve merkezi Cevdetiye Belediyesi olmak üzere Adana İlinde Cevdetiye adıyla,

Ekli (3) sayılı listede adları yazılı kasaba ve köyler bağlanmak ve merkezi Kırmıtlı Belediyesi olmak üzere Adana İlinde Kırmıtlı adıyla

Üç İlçe kurulmuştur.

BAŞKAN - Madde üzerinde, ANAP Grubu adına Sayın Mustafa Küpeli, DSP Grubu adına Sayın Mehmet Büyükyılmaz söz istemişlerdir.

Sayın Küpeli, buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar)

Sayın Küpeli, konuşma süreniz 10 dakika efendim.

ANAP GRUBU ADINA MUSTAFA KÜPELİ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anavatan Partisi Grubu adına, 108 sıra sayılı Yasanın 2 nci maddesi üzerinde, Osmaniye ile ilgili söz almış bulunuyorum.

Bizi...

BAŞKAN - Hayır, 1 inci madde üzerinde...

MUSTAFA KÜPELİ (Devamla) - 1 inci madde üzerinde...

Bizi televizyonları başında izleyen tüm vatandaşlarımızı ve Osmaniyeli hemşerilerimi en derin saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.

Osmaniye'nin bir geçmişi var. Gerçekten, Osmaniye, 1924-1933 yılları arasında "Cebelibereket" adıyla kurulmuş bir ildir. 1933'te, Osmaniye, ilçe olarak Adana'ya bağlanmıştır ve ben, şunu, burada, özellikle vurgulamak istiyorum: Erzin İlçesi, 1924-1933 yılları arasında "Cebelibereket" adıyla kurulmuş olan Osmaniyemize, daha sonra, 1933'ten sonra da, bir müddet, Adana'ya bağlı kalıyor.

Biraz önce vermiş olduğum önergemde, Erzin İlçesinin Osmaniye'ye bağlanmasını talep ettim. Burada bulunan tüm siyasî parti gruplarından, Erzin İlçesinin Osmaniye'ye bağlanmasını talep ediyorum. İnşallah, buradaki siyasî partilerimizin de desteğiyle, Erzin İlçesi Osmaniye'ye bağlanacaktır; çünkü, hem Erzinli hemşerilerimiz hem de Osmaniyeli kardeşlerimiz Erzin'in Osmaniye'ye bağlanmasını isterler; Osmaniyeliler de kendilerine bağlanmasını isterler. Şu açıdan bunu söylemek istiyorum: Çünkü, Erzin'in nüfusu 29 bin, Hatay'a uzaklığı 95 kilometre...

LEVENT MISTIKOĞLU (Hatay) - 60 kilometre, 95 kilometre değil.

MUSTAFA KÜPELİ (Devamla) - Osmaniye'ye uzaklığına baktığımız zaman, sadece 13 kilometre. Yani, Erzinli vatandaşlarımız 95 kilometre gidinceye kadar 13 kilometre giderek Osmaniye'ye bağlanmak isterler. O açıdan, Toprakkale'nin ve diğer ilçelerin kurulmasına ilaveten, bu Erzin İlçemizin de Osmaniye'ye bağlanmasını talep ediyorum. Vermiş olduğum önergeye desteklerinizi bekliyorum.

Televizyonları başında bizi izleyen tüm vatandaşlarımızı, ayrıca, saygıdeğer tüm Osmaniyeli hemşehrilerimi, siz değerli milletvekillerimizi saygıyla selamlıyor; hepinize teşekkür ediyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Küpeli.

DSP Grubu adına, Sayın Mehmet Büyükyılmaz; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır.

DSP GRUBU ADINA MEHMET BÜYÜKYILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; konumuz Osmaniye'nin il olması; nedeni, rahmetli belediye başkanının elim bir kaza ile ölümü ve 3 Kasımda yeni belediye başkanının seçimi olayıdır.

Peki, belediye başkanı hayatta olsaydı Osmaniye il olur muydu; kesinlikle olmazdı. Nereden bu yargıya varıyoruz... Adana'nın, il olmayı bekleyen Kozan ve Kadirli İlçeleri de var; hatta, Ceyhan'ı da buna ekleyebilirsiniz. Yine, sağımızda ve solumuzda, İskenderun ve Tarsus İlçeleri de var. Onlar için bir girişim var mı; yok. Öyleyse, bunun adına seçim rüşveti denir.

Peki, sayın milletvekilleri, Türkiye ve Türk Ulusu bu rüşvetle, bu ilkel popülist politikalarla nereye gider? Politikacının, her zaman, halkın bir adım önünde olması gerekir; yol gösteren, yeni ufuklar açan kişiler olması gerekir. Politikacıların rüşvet dağıtır konuma gelmelerini, ben, kendime yediremiyorum. Siyasî partilerin ve parlamenterlerin, yıllardan beri yapamayacakları sözleri vermeleri veya siyasî rüşvet dağıtmaları, halkımızın demokrasiye olan güvenini sarsmaktadır.

Bir örnek olması bakımından anlatma ihtiyacı duyuyorum. Seçim çalışmalarında esnafı dolaşıyorum. Esnaf, esnaflığı çok iyi öğrenmiş, giriyorsunuz, verdiği dört cevap var, beşinci yok: "Hakkımızda hayırlısı", "hakkınızda hayırlısı", "memleketimiz için hayırlısı", "hayırlıysa beri gelsin, hayırsızsa öte gitsin." Bu dört cevap... Ama, esnafta bulunan, yaşını başını almış, sözünü esirgemeyen, ununu eleyip eleğini asmış insanlarımız "yine geldiler" diyor.

Bunu, ben, kendi üzerime alınmıyorum; çünkü, benim partim, Demokratik Sol Parti, daha önce oradan milletvekili çıkarmamış, ben de daha önce karşılarına aday olarak çıkmamışım. Bu, benim şahsımda tüm siyasî partilere verilen bir mesajdır.

Sayın milletvekilleri, peki, halkın siyasî partilere, milletvekillerine ve Parlamentoya güveni kalmaz ise, o zaman nereye gidecek; totaliter ve otoriter rejim özlemcilerinin yanına gidecektir. İşte, Türkiye, bugün bunun sancılarını yaşamıyor mu? İşte, totaliter ve otoriter rejimlerle idare edilen ülkelerin tam ortasında yaşıyoruz; hangi biri nereye gitmiş, çok zengin tabiat kaynakları olmasına rağmen; ama, bir de Batı'ya bakıyoruz, doğal kaynakları az olsa da, insan onur ve haysiyetine yakışır şekilde yaşam sürmekteler. Bunun da sebebi, yetişmiş insan gücü ve onlar arasından seçilen politikacıların ürettikleri politikalar.

Bağnazlığı ilmin önünde tutarsanız, kurnazlığı dürüstlüğün önünde tutarsanız, rüşveti helal sayarsanız, pek de yol alınacağı yoktur.

Bütün bu sözlerden sonra Osmaniye'ye geliyoruz. Osmaniye'nin il olmasını şimdiden kutluyoruz; yalnız, keşke bir seçim olmadan önce bu iş olsaydı.

Şunu da eklemek istiyoruz: Kadirli'nin Osmaniye'ye bağlanmasına gönlümüz elvermiyor. Kadirli ve Kozan, başlıbaşına il olmayı hak etmiş ilçelerimizdir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Büyükyılmaz.

Şahısları adına, Sayın Orhan Kavuncu; buyurun.

Süreniz 5 dakika efendim.

ORHAN KAVUNCU (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Genel Kurulun değerli üyeleri; Osmaniye il oluyor; hayırlı uğurlu olsun. Burada, Osmaniye'nin il olmasına hiçbir siyasî partinin sahip çıkmaması gerektiğini düşünüyorum. Osmaniye'nin il olmasını sağlayan iki tane irade burada söz konusudur. Bunlardan bir tanesi, Yüce Meclisimizdir; ikincisi de, Yüce Meclisimizi iradesini bu noktada kullanmaya getiren Osmaniyelinin iradesidir. Burada bir seçim rüşveti söz konusu değildir, burada Osmaniyeliye bir iane söz konusu değildir; Osmaniyeli, hakkını -maalesef diyorum- fırsatı değerlendirmek suretiyle elde etmiştir. Seçimler dolayısıyla Osmaniye'ye giden, kampanyalara katılan bütün arkadaşlarımız, Osmaniye'deki afişleri, pankartları görmüşlerdir. Osmaniyeliler "il yapın, oy verelim; il yapmazsanız oy vermeyeceğiz" demişlerdir ve Osmaniyelinin bu fırsat değerlendirmesiyle, biz, itiraf etmek durumundayız, bu noktaya gelmiş bulunuyoruz. Osmaniyelinin bu davranışından örnek almamız gerektiğini düşünüyorum. Gerçekleştirilebilir olmayan vaatlerle değil, objektif kriterlerle, bundan sonra, idarî yapılanmayı ele almak durumundayız; yani, hangi ilçeler il olacaktır, hangi bucaklar ilçe olacaktır, bunların objektif kriterlere bağlanması gerekmektedir.

Osmaniye'nin, Osmaniyeliyi tatmin edecek -Türkiye ekonomisine Osmaniyenin il olmasının bir yük getirmekten ziyade- Türkiye ekonomisine katkı sağlayacak ve güvenlik gerekçelerine uygun bir il haline gelmesi gerekmektedir. İçişleri Komisyonunda benimsenen şekliyle, daha sonra Plan ve Bütçe Komisyonunda benimsenen şekliyle Osmaniye'nin şu şekilde il yapılması, Osmaniyeliyi tatmin etmekten uzak olduğu gibi, söylediğim gerekçelere de uygun değildir. Bizim verdiğimiz kanun teklifinde hiçbir bucağın ilçe yapılması önerilmemişti; çünkü, il sınırları belli olduktan sonra hangi bucakların ilçe yapılacağı daha sonra kararlaştırılabilir, objektif kriterlerle bunlar belirlenebilirdi. İçişleri Komisyonunda Toprakkale ve Cevdetiye, Plan ve Bütçe Komisyonunda da Kırmıklı ilçe olsun teklifleri benimsendi. Şimdi, sizlere soruyorum arkadaşlar: En az bunlar kadar gelişmiş olan Hasanbeyli niçin ilçe yapılmadı; çünkü, sahipsizdi; çünkü, belediye başkanı Mecliste grubu bulunan herhangi bir partiye ait belediye başkanı değildi.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Yapıyoruz Orhan Bey...

ORHAN KAVUNCU (Devamla) - Önergenizi destekleriz efendim.

Bahçe, Düziçi, Nurdağı, İslâhiye ve Erzin, bizim önerimizde, Osmaniye'ye bağlanması öngörülen ilçelerdir. Biz, bu önerimizi, önerge halinde de Yüce Meclis Başkanlığına sunmuş bulunuyoruz. Desteklerinizi bekliyoruz.

İl olmak isteyen güzide yörelerimize, ben, bu vesileyle, bu mikrofon aracılığıyla seslenmek istiyorum. Suşehri'ne, Kozan'a, Tarsus'a, Düzce'ye, Siverek'e sesleniyorum; bunun gibi daha birçok güzide yöremize sesleniyorum: Haklı taleplerinizde gerçekleştirilebilir olmayan vaatlerin peşine oylarınızı veresiye vermeyin. Büyük Birlik Partisi olarak, Osmaniyeli ile nasıl bütünleşip Osmaniye'nin il olması noktasında Osmaniyeli'yi bu noktaya getirdiysek, sizlerle de aynı şekilde bütünleşmeye hazırız.

Ben, bu vesileyle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Efendim, süreniz bitti. Süre uzatmıyorum.

Bir de, sizden rica ediyorum; burası Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsüdür; burası herhangi bir partinin, seçim meydanında gibi nutuk atacağı bir kürsü değildir. Rica ediyorum, bu olgunluğu hepimiz muhafaza edelim.

Peki, teşekkür ederim. Bir başka maddede size söz verebilirim.

ORHAN KAVUNCU (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum; hayırlı uğurlu olsun efendim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim. Sağ olun.

Sayın Sıtkı Cengil, buyurun efendim.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN TEKİNEL (Kastamonu) - Sayın Başkan, bir açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN - Komisyon bir açıklama yapacak.

Buyurun efendim.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN TEKİNEL (Kastamonu) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Anavatan Partisi Grubu adına konuşan Adana Milletvekili Sayın Mustafa Küpeli, Erzin İlçemizin, Hatay'dan Osmaniye'ye, sonra, Osmaniye'den Hatay'a bağlanmasıyla ilgili eleştirilerde bulundu.

Şu anda, Plan ve Bütçe Komisyonumuzda, Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimiz Hatay Milletvekili -ANAP milletvekili- Sayın Hüseyin Yayla, Esat Bütün, Miraç Akdoğan ve 6 arkadaşıyla, Erzin, Osmaniye'ye bağlandı, tekrirî müzakereyle tekrar Osmaniye'den alındı, Hatay'a bağladık. Bunu açıklamak istedim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tekinel.

Sayın Sıtkı Cengil, buyurun efendim.

MUSTAFA KÜPELİ (Adana) - Sayın Başkan, bir şey söyleyeceğim.

BAŞKAN - Efendim, artık, böyle yarış olmaz ki... Tamam efendim... Ben, söz verdim arkadaşımıza.

Buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

SITKI CENGİL (Adana) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; sözlerime başlarken, hepinizi hürmetle selamlıyorum. Osmaniye İlimizin de, bölgemize, ülkemize hayırlı olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ediyorum.

Çok kısa konuşacağım; çünkü, Osmaniyeliler, bir an önce Osmaniye'nin il olmasının tescili için ellerimizi kaldırmamızı bekliyorlar. Bugüne kadar hep sabrettiler, bu sabırlarını daha fazla istismar etmemek için, sözlerimi çok kısa keseceğim.

Seçim münasebetiyle, bölgem olması hasebiyle, Osmaniye'ye sık sık gittim. Seçim mitinglerinde konuşmaya başladığımız zaman, Osmaniyeliler hep bir ağızdan şunu söylüyordu: "İl... İl... İl..." Tabiî, niye bunu söylüyorlardı; şunun için söylüyorlardı: Bugüne kadar hep söz verildi, hep "yapacağız" denildi; ama, yapılmadı; fakat, ben, orada, sevgili Osmaniyelilere şunu söylemiştim ve "altını da çizerek söylüyorum" demiştim: "Hükümetler icraaat yapar, konuşmaz." (RP sıralarından alkışlar) "Yapacağız, göreceksiniz" demiştim. Elhamdülillah, Rabbime şükrediyorum, bugün, bu sözümüzü tutmuş oluyoruz.

İkinci husus da şudur değerli arkadaşlar: Hakikaten, DSP adına konuşan değerli arkadaşım Mehmet Büyükyılmaz'ı dinlerken üzüntüye gark oldum. Sebebine gelince... Dediler ki: "Bu bir rüşvettir, seçim rüşvetidir." (DSP sıralarından "Doğru" sesleri) Değerli arkadaşım -bilmiyorum, herhalde konuşmasını yaptı, gitti- keşke şu anda yerinde oturuyor olsaydı; o arkadaşıma, kendi şahsım adına değil, Osmaniyeliler adına şunu söylemek isterdim: Eğer, Partiniz Osmaniye'de seçime girme cesareti göstermiş olsaydı, Osmaniyelileri daha yakından tanırdınız ve Osmaniyelilerin rüşvete pabuç bırakmayacağını da bilirdiniz ve bu sözü söylememiş olurdunuz. (RP sıralarından alkışlar)

EMİN KARAA (Kütahya) - Siz, o mikrofondan Osmaniye'ye konuşuyorsunuz.

SITKI CENGİL (Devamla) - Osmaniyeliler adına teessüflerimi bildiriyorum. Osmaniye ilimizin hayırlı olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ediyorum; katkı veren bütün arkadaşlarıma da teşekkürlerimi arz ediyorum. (RP sıralarından alkışlar)

EMİN KARAA (Kütahya) - Bu şovu yemezler! Yapılan şovları millet değerlendirecektir.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Cengil.

Madde üzerindeki konuşmalar bitmiştir.

Madde üzerinde verilen bir önerge vardır.

Sayın milletvekilleri, biliyorsunuz, İçtüzükte bir değişiklik yaptık; bu değişikliğe göre, görüşülmekte olan kanun tasarı ve teklifinin maddeleri içinde olmayan, yani, komisyondan geçen teklifler içinde olmayan yeni bir kanun teklifi veya tasarısı niteliğindeki önergelerin Genel Kurul müzakeresi sırasında nazarı itibara alınmayacağını, Genel Kurulda hükme bağladık. Onun için, bazı arkadaşlarımızın, mesela, İlyas Yılmazyıldız'ın Balıkesir'de yeni ilçe kurulmasına; yine, İbrahim Çebi ve arkadaşlarının bazı yerlerde yeni ilçe kurulmasına; yine, Ünal Yaşar ve diğer arkadaşlarımızın Çorum İlinde, Denizli İlinde, Amasya İlinde yeni ilçeler kurulmasına yönelik olarak verdikleri önergeleri işleme koyamayız; çünkü, aynı konuda herkesin istekleri var. Mesela, benim de bir Akpazar Beldem var ve ben de onun ilçe olmasını istiyorum; ama, bu önergeyi burada işleme koyamayız.

ASLAN ALİ HATİPOĞLU (Amasya) - Sayın Başkan, Meclisin daha hızlı çalışabilmesi için aynı amaçta olan önergeleri burada işleme koyarsak; vatandaşlarımızın beklediği ve Hükümet tarafından da seçim vaadi olarak yapılacak dedikleri ilçeleri...

BAŞKAN - Efendim, onlar ayrı bir teklif olarak...

ASLAN ALİ HATİPOĞLU (Amasya) - Bunlardan bir tanesi, bizim Amasya'nın Aydınca Beldesinin ilçe olması için...

BAŞKAN - Şimdi, efendim, Başkanlık Divanı olarak, zaten görüşümüz budur. Burada bir önergeyle bir ilçeyi il yapmak, bir beldeyi ilçe yapmak öyle ucuz şeyler değildir; gerekli araştırmanın yapılması lazım...

EMİN KARAA (Kütahya) - Seçim olması lazım...

BAŞKAN - ...bakanlıkların görüşlerinin alınması lazım, bunların idarî zaruretlerden dolayı il veya ilçe yapılması gerektiğinin belirlenmesi lazım. Burada bir önergeyle olmaz. Bu devletin birtakım harcamaları var. Anayasada da hüküm var; yeni bir harcama gerektiren önergelerin gerektirdiği kaynakların gösterilmesi lazım.

Onun için, bunları işleme koyamayacağım.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun teklifinin 1 inci maddesinin iki ve üçüncü fıkralarının ekli (2) ve ekli (3) sayılı listeleriyle birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Salih Kapusuz Saffet Arıkan Bedük

RP Grup Başkanvekili DYP Grup Başkanvekili

Abdulkadir Öncel Mehmet Emin Aydınbaş

Şanlıurfa İçel

Oğuzhan Asiltürk Ertuğrul Eryılmaz

Malatya Sakarya

Temel Karamollaoğlu Ali Rıza Gönül

RP Grup Başkanvekili DYP Grup Başkanvekili

Doğan Baran

Niğde

Ekli (2) sayılı listede adları yazılı kasaba ve köyler bağlanmak ve merkezi Hasanbeyli Belediyesi olmak üzere, Adana İlinde Hasanbeyli adıyla;

Ekli (3) sayılı listede adları yazılı kasaba ve köyler bağlanmak ve merkezi Sumbas Belediyesi olmak üzere, Adana İlinde Sumbas adıyla,

Üç İlçe kurulmuştur.

2 Sayılı Liste

Hasanbeyli İlçesine Bağlı Kasaba ve Köyler

Sıra No Birim Adı İlçesi Bucağı

1 Hasanbeyli Bahçe Merkez

2 Çulhalı Osmaniye Kaypak

3 Kalecik Osmaniye Kaypak

4 Karayiğit Osmaniye Kaypak

5 Sarayova Osmaniye Kaypak

6 Yanıkkışla Osmaniye Kaypak

7 Çolaklı Bahçe Merkez

3 Sayılı Liste

Sumbas İlçesine Bağlanan Kasaba ve Köyler

Sıra No Birim Adı İlçesi Bucağı

1 Sumbas Kadirli Merkez

2 Mehmetli Kadirli Merkez

3 Gafarlı Kadirli Merkez

4 Höyükköy Kadirli Merkez

5 Armağanlı Kadirli Merkez

6 Alibeyli Kadirli Merkez

7 Kabayar Kadirli Merkez

8 Kızılömerli Kadirli Merkez

9 Reşadiye Kadirli Merkez

10 Küçükçınar Kadirli Merkez

11 Yazıboyu Kadirli Merkez

12 Köseli Kadirli Merkez

13 Akçataş Kadirli Merkez

14 Hardallık Kadirli Merkez

15 Çaygeçit Kadirli Merkez

16 Akdam Kadirli Merkez

17 Yeşilyayla Kadirli Merkez

18 Esenli Kadirli Merkez

19 Çiçeklidere Kadirli Merkez

20 Çukurköprü Kadirli Merkez

21 Akköprü Kadirli Merkez

BAŞKAN - Madde üzerinde tek önerge var; onun için, tekrar okutmuyorum.

Komisyon bu önergeye katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN TEKİNEL (Kastamonu) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

ORMAN BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önerge sahipleri, söz mü istiyorsunuz, gerekçesini mi okutalım?

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Gerekçeyi okutun efendim.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Cevdetiye ve Kırmıtlı birimleri yerine Sumbas ve Hasanbeyli birimlerinin ilçe yapılması uygun görüldüğünden bu önerge hazırlanmıştır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyon önergeye katılmadı, Hükümet takdire bıraktı.

Önergeyi oylarınıza...

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN TEKİNEL (Kastamonu) - Çoğunluk olmadığından katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - O zaman, öyle açıklayın; yani "katılmıyoruz" deyince anlam biraz daha değişiyor tabiî.

Komisyon çoğunluğu olmadığı için önergeye katılmıyor.

Aslında, benimsiyor musunuz Sayın Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLi NURHAN TEKİNEL (Kastamonu) - Evet Sayın Başkan. (ANAP sıralarından "olur mu" sesleri)

BAŞKAN - Efendim, rica ediyorum... Tabiî, yani, biraz daha açıklasın Komisyon canım.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN TEKİNEL (Kastamonu) - Çoğunluğumuz olmadığından katılamıyoruz...

BAŞKAN - Önergenin esasına katılıyor; fakat, çoğunluğu olmadığı için...

AYHAN FIRAT (Malatya) - Onu öyle soramazsınız Sayın Başkan.

BAŞKAN - Efendim, böyle söylüyoruz hep; usulümüz böyle.

Hükümet takdire bırakıyor.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir efendim.

1 inci maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 1 inci madde kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - Ekli (4) sayılı listede adları yazılı ilçe, bucak, kasaba ve köyler bağlanmak ve Adana İline bağlı Osmaniye İlçe Merkezi merkez olmak suretiyle Osmaniye adıyla bir il kurulmuştur.

BAŞKAN - Madde üzerinde ANAP Grubu adına Mehmet Ali Bilici, DSP Grubu adına Hikmet Sami Türk söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Bilici. (ANAP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika efendim.

ANAP GRUBU ADINA MEHMET ALİ BİLİCİ (Adana) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 108 sıra sayılı Kanun Teklifinin 2 nci maddesi üzerinde, ANAP Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan 1933 yılına kadar Osmaniye on yıl il merkezi olarak "Cebelibereket" adı altında idarî birimde yer almıştır. 1933 yılında -o devrin ekonomik ve devlet yönetiminin kıt imkânlarıyla- ilçe haline dönüştürülmüştür.

Osmaniye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Çukurova arasında tampon yerleşim merkezi olduğundan ticaret imkânları ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden akan nüfusun toplandığı yerleşim birimi olması sebebiyle ilçede ekonomik, sosyal ve nüfus yapısında büyük patlamalar meydana gelmiştir.

Osmaniye, bugün yerleşim birimleri içerisinde il ve ilçe bazında 34 üncü sırayı almıştır. Şu an, ilçe merkez nüfusu 200 bini bulmaktadır. Şehir merkezindeki nüfusun büyük kısmı, çeşitli yörelerden geçim sağlamak amacıyla yerleşenlerden meydana gelmektedir. Gelen nüfus, Osmaniye'ye ekonomik ve sosyal problemleri beraberinde getirmektedir. Bu gerçekler karşısında vatandaşa daha iyi hizmet verebilmek için, Osmaniye'nin il olması gerekmektedir.

1923 yılından 1933 yılına kadar 10 yıl il olarak hizmet veren Osmaniye İlçesi, bu zor şartlar altında ilçe halkına hizmeti sağlıklı bir şekilde verememektedir. İl olma müktesep hakkının iade edilmesi, ülkemiz ve vatandaşlarımız açısından her yönüyle büyük fayda ve zaruret haline gelmiştir. Osmaniye'nin il yapılması, kamu hizmetlerinin daha iyi verilebilmesi için şart olmuştur.

Geçen dönemde iki kez Osmaniyelilere -1991 ve 1994 yılllarında- siyasiler tarafından il yapılma sözü verilmiştir; ama, maalesef çeşitli sebepler dolayısıyla bu söz yerine getirilmemiştir. Osmaniye'nin il olma zamanı gelmiştir; il olması 20 nci Dönem Parlamentosunun takdirine kalmıştır. İnşallah, biraz sonra, Osmaniye'yi hep beraber il yapacağız ve Osmaniye halkını bu konuda memnun edeceğiz.

Değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlarım; bu bölgenin insanı olarak, Osmaniye'nin il olması için gösterdiğiniz yakın ilgi ve alakadan dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

Anavatan Partisi olarak aşağıda sayacağım ilçelerin de, il olması çalışmalarını bu dönem başlatmış bulunuyoruz. Bu konuda tüm Parlamentodan destek bekliyoruz.

İlçelerin adını veriyorum: Fethiye, Şereflikoçhisar, Şebinkarahisar, Polatlı, Siverek, Akhisar, Tarsus, İskenderun, Silifke, Alanya, Anamur, Nazilli, Bandırma, Düzce, Akşehir, Ereğli, Çorlu, Bucak, Ceyhan ve Kozan ilçeleridir. Bu konuda hepinizden destek bekliyoruz.

Saygılarımı sunuyorum.(ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bilici.

DSP Grubu adına, Sayın Hikmet Sami Türk; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

Sayın Türk, süreniz 10 dakika efendim.

DSP GRUBU ADINA HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, Osmaniye ile sekseninci iline kavuşmak üzeredir. Böylece, eskiden Cebelibereket Sancağının, cumhuriyet döneminde ise, 1933'e kadar Cebelibereket İlinin bir ilçesi olan, bu ilin kaldırılmasından sonra da, Adana İline bağlanan Osmaniye, artık, kendi adıyla il olmaktadır.

Teklifin gerekçelerinde de belirtildiği gibi, yüzölçümü 1 003 220 dekar olan; köyleriyle birlikte nüfusu 200 bini aşan; çevre illere uzaklığı bakımından elverişli coğrafî konumda bulunan; ekonomik bakımdan dinamik bir gelişme gösteren Osmaniye, kamu hizmetlerinin daha etkin bir biçimde yürütülmesi için, il olarak örgütlenmeye layık görülmüştür; buna hak kazanmıştır, Osmaniyelileri içtenlikle kutluyoruz; ancak, bu vesileyle, ilçeleri il, bucakları ilçe yapma yöntemini tartışmakta yarar görüyoruz.

Osmaniye'nin il yapılmasına ilişkin kanun teklifleri, Demokratik Sol Parti dışında, Mecliste temsil edilen 5 partiye mensup milletvekillerince verilmiştir. Tekliflerin hepsinin bu ay içerisinde verildiği anlaşılmaktadır. Açıkça görülüyor ki, teklif sahiplerini harekete geçiren etken, Osmaniye gibi, 80 bin dolayında geniş bir seçmen tabanına sahip bir ilçemizde, 3 Kasım 1996 günü, yerel araseçim yapılacak olmasıdır. Böylece, Osmaniye gibi, il olmaya layık bir ilçe, bir yerel ara seçim arifesinde bir seçim yatırımı, bir seçim rüşveti olarak il yapılmaktadır. İşin hazin olan tarafı, Osmaniye'nin bu duruma düşürülmesidir. (DSP sıralarından "Doğru" sesleri, alkışlar) Eğer, Osmaniye'de 3 Kasım 1996 günü araseçim olmasaydı, bu ilçemizi il yapmak hanginizin hatırına gelecekti?!

ileride benzeri uygulamalara meydan vermemek için, il olma ölçüleri üzerinde durmak yerinde olacaktır. Anayasamızın 126 ncı maddesinde "Türkiye, merkezî idare kuruluşu bakımından, coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre, illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayrılır" denilmektedir. Aynı ölçüler, illerin ilçelere, ilçelerin de bucaklara bölüneceğini açıklığa kavuşturan 5442 sayılı İl İdaresi Kanununda da belirtilmiştir. Bu kanunda, il ve ilçe kurulması, kaldırılması, merkezlerinin belirtilmesi, adlarının değiştirilmesi, bir ilçenin başka bir ile bağlanması işlemlerinin kanunla yapılacağı hükme bağlanmıştır. Böylece, Türk hukukunda, il yapmanın maddî unsurları olarak, coğrafya durumu, ekonomik koşulllar, kamu hizmetlerinin gerekleri; biçimsel unsur olarak, işlemin kanunla yapılması ölçüleri ifade edilmiş bulunmaktadır; ancak, son yıllardaki uygulamalar, maddî ölçülerin siyasal iktidarlarca oldukça serbest takdir edildiğini, bu arada, bazı ilçelerin, genel veya araseçimler öncesinde bir seçim yatırımı, bir seçim rüşveti olarak il yapıldığını göstermektedir.

1980'li yılların sonlarında başlayan ve uzun zamanlar 67'de kalmış olan il sayısını kısa zamanda 79'a yükselten gelişme, birçok ilçemizde il olma isteğini uyandırmıştır. Bu istek, birçok ilçemizde, bugün, artık, karşı konulamaz bir tutku haline gelmiştir. Kimi politikacıların ölçüsüz vaatleri bu tutkuyu daha da kamçılamıştır. Şimdi, birçok ilçemiz il olmayı beklemektedir. İl olma isteği, âdeta, ilçelerarası bir yarış ve bir prestij sorununa dönüşmüştür. Konunun rasyonel temellerinin kaybolmamasını ve kamu hizmetlerinin en uygun idarî yapılanma içerisinde, etkin bir biçimde halka ulaştırılmasını sağlamak için, Anayasamızın 126 ncı maddesindeki maddî ölçülerin daha ayrıntılı bir biçimde somutlaştırılması zamanı gelmiştir.

Herhalde, genel veya ara seçim öncesinde il yapma alışkanlığından kesinlikle vazgeçmek, bu yöntemi yasaklamak, böylece, işlemin, kısa vadeli seçim hesapları dışında, objektif ölçülere göre yapılmasını sağlamak gerekir.

Bu arada, mevcut illeri bölüp, bazı ilçelerini il yaparken, Anayasanın, yalnız 126 ncı maddesinin değil, başka ilkelerinin de zedelenebileceğini hatırlamakta yarar vardır. Örneğin, il sayısının çoğalmasına devam edildiği takdirde, yeni kurulan iller, Anayasanın 67 nci maddesinde, seçim sisteminin iki temel ilkesinden biri olarak belirtilen "temsilde adalet" ilkesinin gerçekleşmesine elverişli genişlikte seçim çevreleri olmaktan uzaklaşacaktır. Mevcut illeri bölme ve yeni iller kurma çığrı devam ettiği takdirde, il kavramı kısa zamanda yozlaşacak, Anayasanın 126 ncı maddesi anlamını yitirebilecektir. Bu gidiş, ileride, küçük illeri, yeniden, daha büyük birimler içerisinde toplamayı zorunlu kılacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kısaca özetlemek gerekirse, ilçelerin il yapılması işlemi, Anayasanın 126 ncı maddesini somutlaştıracak objektif ölçülere bağlanmalı, seçim arifesinde, siyasal ahlakla bağdaşmayan bir seçim yatırımı konusu olmaktan kurtarılmalıdır.

Osmaniye'nin, bundan böyle il olarak parlak bir geleceğe doğru yürüyeceği inancıyla, Osmaniyelileri bir kez daha kutlar, Yüce Meclise saygılar sunarım. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Türk.

Şahsı adına, Sayın Hüseyin Yayla; buyurun.

Sayın Yayla, süreniz 5 dakika.

HÜSEYİN YAYLA (Hatay) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; Osmaniye'nin il olmasıyla ilgili gündem maddesi hakkında kişisel görüşlerimi belirtmek üzere söz almış bulunuyorum; bu münasebetle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, Osmaniye, il olmayı çok iyi şekilde hak etmiş bir ilçemizdir. Kaldı ki, geçmiş yıllarda il olma şerefini belli bir müddet taşımış olan Osmaniye İlçemizin, il olması konusundaki karar, geç kalmış bir karar olarak mütalaa edilmektedir; ben bunu böyle düşünüyorum. Tabiî ki, bu konu İçişleri Komisyonunda görüşülürken, bir ilçenin il olma aşamasında, mensubu bulunduğu ilin sınırları içerisinde kalmak kaydıyla haritasının çizilmesi hususunu gündeme getirmiş, bu konu da Komisyonun müşterek ve müspet kararıyla sonuçlanmıştı; ancak, arkadaşlarımızın Plan ve Bütçe Komisyonunda vermiş olduğu bir önergeyle Erzin İlçesinin de Osmaniye iline katılması konusu gündeme geldi. Biz bunu, Sayın Başkanvekili arkadaşımızın da ifade ettiği üzere, tekriri müzakere yoluyla, tekrar çevirerek, Erzin'in Osmaniye'ye bağlanmasını ortadan kaldırdık; böylece Erzin, nihaî olarak Hatay İli sınırları içerisinde kalmış oldu.

Sayın arkadaşlarım, biz, Osmaniye'nin il olmasını -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- saygıyla karşılıyoruz; fakat, bir de, bugün Osmaniye'ye bitişik durumda olan İskenderun İlçemiz vardır. 280 bin nüfusuyla, limanı, karayolu, havayolu, üniversiteleri, organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri ve sosyoekonomik durumuyla her bakımdan il olmayı, bir Osmaniye kadar, daha ziyadesiyle kazanmış bir ilçemiz de, keza sırada beklemektedir. Biz, zaman içerisinde, İskenderun'la ilgili il olma talebimizi Yüce Meclise arz etmiş durumdayız. Bu konu da gündeme geldiğinde, Yüce Meclisin, İskenderun'un il olmasıyla ilgili konuya, tıpkı Osmaniye'de olduğu gibi, yakın ilgi ve sıcak alaka göstereceğine inanıyor...

HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN (İstanbul) - Seçim yap seçim; seçim olmazsa olmaz...

HÜSEYİN YAYLA (Devamla) - Biz, Başkanımızdan memnunuz, seçim yapmaktan da yana değiliz o münasebetle.

Plan ve Bütçe Komisyonunda vermiş olduğum bir önergeyi de kısaca dile getirmek istiyorum. Bir ilçenin il olmasıyla ilgili yapılan mütalaa ve münakaşalar, siyasî parti mensubu bizleri zedelemekte, siyasî polemiklere neden olmaktadır. Bütün bunları ortadan kaldırmak, bunları önlemek amacıyla, bölgesel bazda bir ilçenin il olmasını temin edecek kriterlerin ve şablonların hazırlanması yönünde verilmiş bir önergemiz vardır. Bu önerge bazında yapılan çalışmalar sonucu, bir ilçe hangi imkânlara sahip olduğu zaman il olmalı; kendiliğinden bu tablo sonuçlarına göre değerlendirilmeli, hiçbir siyasî iradenin desteğine ihtiyaç duyulmaksızın, bir ilçe, sahip olduğu şartlar paralelinde il olmalı diyorum.

Bu realitenin gerçekleştirilmesi amacıyla, ilgili komisyonlarda değerlendirmeye alınmasını temenni ediyor, Osmaniyeli hemşerilerimin il olma hususiyetlerini kutluyor, Yüce Meclisi, bu yüce kararından ötürü tebrik ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yayla.

Sayın Ahmet Dökülmez?..

AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) - Vazgeçtim efendim.

BAŞKAN - Vazgeçtiniz...

Sayın Sıtkı Cengil?..

SITKI CENGİL (Adana) - Vazgeçtim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Vazgeçtiniz...

Sayın İlyas Yılmazyıldız; buyurun.

Süreniz 5 dakikadır.

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Osmaniye'nin il yapılması hakkındaki kanun teklifi üzerinde kişisel olarak söz almış bulunmaktayım; konuşmama başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, şu ana kadar konuşan bütün arkadaşlarımla, üç aşağı beş yukarı, aynı görüşü paylaştık. Eğer, bir yer il olacaksa, objektif kriterleri belirlenmeli ve buna göre il yapılmalıdır.

Bu açıdan bakıldığında, Bandırma İlçesi, bu kriterlere hangi ölçüyü koyarsanız koyun, il olma konusunda, en fazla, en uygun olan bir ilçemizdir...

A. HAMDİ ÜÇPINARLAR (Çanakkale) - Seçim yok, seçim!..

İLYAS YILMAZYILDIZ (Devamla) - Seçim olmadığı için, özellikle Bandırma'nın, bu aşamada il olmasını, bu Yüce Meclisin desteğiyle istirham ediyorum.

Bandırma'nın il olması, Edincik ve Sarıköy'ün ilçe olmasıyla ilgili tekliflerimi değişiklik önergesi olarak sunmuştum; ancak, Sayın Başkan işleme koymadı. İçtüzükte ilgili maddeye bakıldığı zaman, sonuç olarak, bu, yeni bir il kurulmasıyla ilgilidir; yeni bir şey değildir; dolayısıyla, dahil edilebilir diye bir kanaate sahibim; ancak, böyle takdir gördüler. Bundan sonra, bu konuda verdiğimiz kanun teklifinin, Yüce Mecliste, en kısa zamanda görüşülerek kabul edilmesi en büyük dileğimizdir; bu konuda desteğinizi bekliyoruz.

Bunun dışında, Bandırma, öncelikle, İstanbul, İzmir ve Bursa'yla doğrudan bağlantısı olan, şehir merkezi nüfusu 150 bin ve civarıyla birlikte 350 bin nüfusa sahip, gübre üretiminin yüzde 30'unun ve pek çok tarımsal üretimin yapıldığı gelişmiş bir yöremiz olarak, artık çok büyük olan Balıkesir İli tarafından sorunları çözülemeyecek noktadadır. Şu anda, Bandırma'da, haftada dört gün su akmamaktadır; 2,3 trilyon gibi büyük bir projeyle bunun yapılması lazım. En yakın il merkezi 110 kilometre. Öyle olunca, Bandırma'nın, Manyas, Erdek, Susurluk, Marmara, Gönen ve yeni kurulacak Edincik, Sarıköy ilçeleriyle birlikte il yapılması gerekmektedir. Özellikle, il yapılacak yeni ilçelerin, bu konuda en kısa zamanda kriterler belirlenerek, önümüzdeki üç beş ay içinde il yapılması, Meclisimize karşı halkın sempatisini daha da artıracaktır, biz politikacılara karşı halkın mevcut güvenini daha da artıracaktır.

Bu duygularla, Osmaniye'nin il olmasının, Osmaniyelilere hayırlı olmasını dilerken, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yılmazyıldız.

Sayın milletvekilleri, konumuz, Osmaniye'nin il olması konusu. Şimdi, her milletvekili çıkar da, Tarsus il olsun, İskenderun il olsun, Siverek il olsun derse, bu olmaz. Rica ediyorum... Bu, konu dışına çıkmaktır. Bundan sonra çıkacak her milletvekili, Osmaniye'nin il olmasının zarureti veya bununla ilgili düşünceleri varsa söylesin; yoksa, müsaade etmeyeceğim, mikrofonu kapatacağım efendim. Olmaz ki arkadaşlar, konu dışına çıkılıyor.

CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) - Sayın Başkan, madde üzerinde bir önergem vardı.

BAŞKAN - Efendim, önergeleri okutacağız.

Madde üzerindeki konuşmalar bitmiştir.

Madde üzerinde verilen bazı önergelerle, yine, yeni iller, ilçeler kurulması teklif edilmektedir. Biraz önce dediğim gibi, bu konuyla ilgili değil; yeni bir kanun teklifinin verilmesini gerektiren nitelikteki önergeler olduğu için işleme koymuyoruz.

Maddeyle ilgili dört önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

108 sıra sayılı kanun teklifinin 2 nci madde metnine bağlı "Listeler" kısmında, 4 sayılı listenin "Andırın İlçesi" başlığı altında, merkez bucağa bağlı 46 yerleşim birimi ile Çakak Bucağına bağlı 8 yerleşim biriminin listeden ve tekliften çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. 22.10.1996

Ahmet Dökülmez Mustafa Kamalak Hasan Dikici

Kahramanmaraş Kahramanmaraş Kahramanmaraş

Avni Doğan Mehmet Elkatmış Veysel Candan

Kahramanmaraş Nevşehir Konya

M.Salih Katırcıoğlu Latif Öztek Memduh Büyükkılıç

Niğde Samsun Kayseri

Abdullah Örnek Yasar Canbay Ömer Ekinci

Yozgat Malatya Ankara

Tevhit Karakaya İsmail Özgün Metin Perli

Erzincan Balıkesir Kütahya

Feti Görür Şaban Karataş Mehmet Emin Aydın

Bolu Ankara Siirt

Nurettin Aktaş Kahraman Emmioğlu Hayrettin Dilekcan

Gaziantep Gaziantep Karabük

Mehmet Bedri İncetahtacı İbrahim Halil Çelik Mustafa Kemal Ateş

Gaziantep Şanlıurfa Kilis

Ekrem Erdem Abdulilah Fırat Cemalettin Lafçı

İstanbul Erzurum Amasya

Ali Doğan Mehmet Sıddık Altay Abdullah Arslan Kahramanmaraş Ağrı Tokat

Ömer Naimi Barım Kemalettin Göktaş Cafer Güneş

Elazığ Trabzon Kırşehir

İsmail Coşar

Çankırı

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 108 sıra sayılı 3 İlçe ve 1 il Kurulmasıyla 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki kanun teklifinin 2 nci maddesine ekli 4 sayılı listenin sonuna aşağıdaki listenin eklenmesini, böylece Erzin İlçesinin bugünkü sınırlarıyla bağlı köy ve bucaklarıyla birlikte Hatay İlinden ayrılarak bu Kanunla kurulan Osmaniye İline bağlanmasını arz ve teklif ederiz. 23.10.1996

Mustafa Küpeli Agâh Oktay Güner Mehmet Ali Bilici

Adana Ankara Adana

Mehmet Keçeciler Uğur Aksöz

Konya Adana

ERZİN İLÇESİ

Sıra No Birim Adı İlçesi Bucağı

1 Başlamış Erzin Merkez

2 Gökdere Erzin Merkez

3 Kızlarçayı Erzin Merkez

4 Kuyuluk Erzin Merkez

5 Turunçlu Erzin Merkez

6 Yoncadüzü Erzin Merkez

BAŞKAN - Öteki önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 108 sıra sayılı Üç İlçe ve Bir İl Kurulması ile 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifinin 2 nci maddesine ekli (4) sayılı listenin sonuna aşağıdaki listenin eklenmesini, böylece, Erzin İlçesinin bugünkü sınırlarıyla bağlı köy ve bucaklarıyla birlikte Hatay İlinden ayrılarak bu kanunla kurulan Osmaniye İline bağlanmasını arz ve teklif ederiz.

Erol Çevikçe İsmet Atalay Yılmaz Ateş

Adana Ardahan Ankara

Ayhan Fırat Haydar Oymak Mahmut Işık

Malatya Amasya Sıvas

Zeki Çakıroğlu Birgen Keleş Mustafa Kul

Muğla İzmir Erzincan

Metin Arifağaoğlu Şahin Ulusoy

Artvin Tokat

ERZİN İLÇESİ

Sıra No Birim Adı İlçesi Bucağı

1 Başlamış Erzin Merkez

2 Gökdere Erzin Merkez

3 Kızlarçayı Erzin Merkez

4 Kuyuluk Erzin Merkez

5 Turunçlu Erzin Merkez

6 Yoncadüzü Erzin Merkez

BAŞKAN - Öteki önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun teklifinin 2 nci maddesinde düzenlenen ekli (4) sayılı listeden Cevdetiye İlçesi ile Kırmıtlı İlçesinin çıkarılmasını; yine aynı listeden Sumbas İlçesi ile Hasanbeyli İlçesine bağlanan birimlerin de ilgili sütunlardan çıkarılmasını; aynı listeye ilişikte sunulan Hasanbeyli İlçesi ile Sumbas İlçesinin eklenmesini ve ekli (4) sayılı listenin merkez ilçe sütünuna aşağıdaki ibarenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Salih Kapusuz Ali Rıza Gönül

Refah Partisi Grubu Başkanvekili DYP Grubu Başkanvekili

Muhammet Polat Nihan İlgün Saffet Arıkan Bedük

Aydın Tekirdağ DYP Grubu Başkanvekili

Hüsamettin Korkutata Evren Bulut

Bingöl Edirne

BAŞKAN - Şimdi, bu önergeleri aykırılık derecesine göre işleme koyacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

108 sıra sayılı kanun teklifinin 2 nci madde metnine bağlı "Listeler" kısmında, 4 sayılı listenin "Andırın İlçesi" başlığı altında, merkez bucağa bağlı 46 yerleşim birimiyle, Çokak Bucağına bağlı 8 yerleşim biriminin listeden ve tekliften çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Mustafa Kamalak

Kahramanmaraş

ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN TEKİNEL (Kastamonu) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

ORMAN BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Takdire bırakıyorsunuz.

ÖNDER SAV (Ankara) - Hükümet aydınlatmayacak da kim aydınlatacak... Hükümet takdire bırakıyor; öyle, takdire bırakmakla oluyor mu?!..

ORHAN KAVUNCU (Adana) - Sayın Başkan, maddeyle ilgili bizim de önergemiz vardı.

BAŞKAN - Yok efendim; maddeyle ilgili başka önerge yok.

ORHAN KAVUNCU (Adana) - Biz de verdik Sayın Başkan.

BAŞKAN - Yok efendim, gelmemiş bize... Efendim, varsa işte buraya gelecek; yani nereye gidecek...

Efendim, yeni il kurulmasıyla ilgili önergeleri işleme koymadık.

ORHAN KAVUNCU (Adana) - Osmaniye'nin il olmasıyla ilgili kanun teklifinin 2 nci maddesi üzerinde 3 tane önergemiz var efendim.

BAŞKAN - Ben bu önergeyi oylayayım da efendim.

Önergeye Komisyon katılmıyor, Hükümet takdire bırakıyor; önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Sayın Kavuncu, sizin bahsettiğiniz önergeler, yeni il ve ilçe kurulmasına ilişkin. Burada işte; yani, bunların hiçbirisini işleme koymadık.

CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) - Önergemiz geldi mi gelmedi mi diye soruyorsunuz da, gelmedi.

BAŞKAN - Efendim, sizin önergeniz yeni il ve ilçe kurulmasına ilişkin, Osmaniye'yle ilgisi yok.

CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) - Hangi arkadaşlar önerge verdi, onu bir zikredelim.

BAŞKAN - Efendim, olur mu şimdi, burası bir propaganda merkezi değil ki; yani, işleme koymayacağımız önergeyi niye okutalım burada?! Olur mu, herkes, o zaman, kendi ilinde yeni...

CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) - Siz, sabahtan beri propaganda yapıyorsunuz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Efendim, demin de okumadım. Şimdi, bütün milletvekili arkadaşlarımız yarışırlar "benim ilimde şu ilçeler kurulsun... Bu iller kurulsun..." diye. Olmaz, rica ediyorum; artık, bu yakışmaz milletvekili arkadaşlarımıza.

ORHAN KAVUNCU (Adana) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Bir dakika efendim... Sizinki yeni il ve ilçe kurulmasına ilişkin.

ORHAN KAVUNCU (Adana) - Hayır, değil efendim.

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun teklifinin 2 nci maddesinde düzenlenen ekli 4 sayılı listeden Cevdetiye İlçesiyle Kırmıtlı İlçesinin çıkarılmasını, yine aynı listeden Sumbas İlçesiyle Hasanbeyli İlçesine bağlanan birimlerin de ilgili sütunlardan çıkarılmasını, aynı listeye ilişikte sunulan Hasanbeyli İlçesiyle Sumbas İlçesinin eklenmesini ve ekli 4 sayılı listenin merkez ilçe sütununa aşağıdaki ibarenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Salih Kapusuz

Refah Partisi Grup Başkanvekili ve arkadaşları

4 Sayılı Liste

Hasanbeyli İlçesine Bağlı Kasaba ve Köyler.

Sıra No Birim Adı İlçesi Bucağı

1 Hasanbeyli B. Hasanbeyli Merkez

2 Çulhalı Hasanbeyli Merkez

3 Kalecik Hasanbeyli Merkez

4 Karayiğit Hasanbeyli Merkez

5 Sarayoba Hasanbeyli Merkez

6 Yanıkkışla Hasanbeyli Merkez

7 Çolaklı Hasanbeyli Merkez

4 Sayılı Liste

Sumbas İlçesi Merkez Bucağı

Sıra No Birim Adı İlçesi Bucağı

1 Sumbas B. Sumbas Merkez

2 Mehmetli Sumbas Merkez

3 Gafarlı Sumbas Merkez

4 Höyükköy Sumbas Merkez

5 Armağanlı Sumbas Merkez

6 Alibeyli Sumbas Merkez

7 Kabayar Sumbas Merkez

8 Kızılömerli Sumbas Merkez

9 Reşadiye Sumbas Merkez

10 Küçük Çınar Sumbas Merkez

11 Yazıboyu Sumbas Merkez

12 Köseli Sumbas Merkez

13 Akçataş Sumbas Merkez

14 Hardallık Sumbas Merkez

15 Çaygeçit Sumbas Merkez

16 Akdam Sumbas Merkez

17 Yeşilyayla Sumbas Merkez

18 Esenli Sumbas Merkez

19 Çiçeklidere Sumbas Merkez

20 Çukurköprü Sumbas Merkez

21 Akköprü Sumbas Merkez

TECİRLİ BUCAĞI

4 Sayılı Listenin merkez ilçe sütununa eklenecek ibare

Sıra No Birim Adı İlçesi Bucağı

19 Değirmenocağı BM. Merkez Tecirli

20 Cevdetiye B. Merkez Tecirli

21 Bahçe Merkez Tecirli

22 Kazmaca Merkez Tecirli

23 Kesmeburun Merkez Tecirli

24 Sarpınağzı Merkez Tecirli

25 Yeniköy Merkez Tecirli

26 Kırmıtlı B. Merkez Tecirli

27 Kırmacılı Merkez Tecirli

28 Gökçedam Merkez Tecirli

29 Koçyurdu Merkez Tecirli

30 Köyyeri Merkez Tecirli

31 Orhaniye Merkez Tecirli

32 Sakarcalık Merkez Tecirli

33 Selimiye Merkez Tecirli

BAŞKAN - Sayın Komisyon, 1 inci maddede kabul edilen bir önergeyle Cevdetiye ve Kırmıtlı ilçeleri değiştirilmişti herhalde, değil mi? Yani, ona göre düzeltme yapıldı; ilçe merkezleri değişti, isim değişti ?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN TEKİNEL (Kastamonu) - Cevdetiye ile beraber Kırmıtlı değişti ; katılıyoruz buna Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önergeye Komisyon katılıyor.

Ancak, çoğunluğunuz olmadığı için katılamazsınız...

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN TEKİNEL (Kastamonu) - Daha önce görüşüldü ve geçti, ondan ötürü katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Öyle mi efendim, peki.

Hükümet ?..

ORMAN BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet önergeye katılıyor.

Oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

HANEFİ ÇELİK (Tokat) - Sayın Başkan, bizim önerge ne oldu ?..

BAŞKAN - Efendim sizin bu maddeyle ilgili önergeniz yok.

HANEFİ ÇELİK (Tokat) - Bu maddeyle ilgili önergemiz var, lütfen önergemizi geri verin.

BAŞKAN - Beyefendinin önergesini verin.

Arkadaş getiriyor, sizinle konuşacak.

Öteki önergeyi okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkalığına

Görüşülmekte olan 108 sıra sayılı Üç İlçe ve Bir İl Kurulmasıyla 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifinin 2 nci maddesine ekli 4 sayılı listenin sonuna aşağıdaki listenin eklenmesini, böylece Erzin İlçesinin, bugünkü sınırlarıyla, bağlı köy ve bucaklarıyla birlikte Hatay İlinden ayrılarak bu kanunla kurulan Osmaniye İline bağlanmasını arz ve teklif ederiz.23.10.1996

Mustafa Küpeli

Adana

ve arkadaşları

Erzin İlçesi

Sıra No Birim Adı İlçesi Bucağı

1 Başlamış Erzin Merkez

2 Gökdere Erzin Merkez

3 Kızlarçayı Erzin Merkez

4 Kuyuluk Erzin Merkez

5 Turunçlu Erzin Merkez

6 Yoncadüzü Erzin Merkez

BAŞKAN - Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN TEKİNEL (Kastamonu) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Hükümet?..

ORMAN BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Adana)- Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

AYHAN FIRAT (Malatya) - Bir önerge daha var...

EROL ÇEVİKÇE (Adana) - Sayın Başkan, aynı konuda benim önergem de var...

BAŞKAN - Sayın Erol Çevikçe ve arkadaşlarının önergesi de aynı mahiyette; birleştirerek işleme koyuyoruz. (ANAP sıralarından "önerge okunmadı"sesleri)

Okundu efendim, okundu da...

EROL ÇEVİKÇE (Adana) - Sayın Başkan, ben, şunun için söylüyorum; konuşma hakkımı sağlayabilmek için benim önergemi de okutmalısınız.

BAŞKAN - Anlamadım...

EROL ÇEVİKÇE (Adana) - Efendim, Komisyon katılmazsa, o sebeple söz vereceksiniz.

BAŞKAN - Efendim, Komisyon katılmadı; o zaman, söz vereceğiz size efendim...

Komisyon katılmıyor, Hükümet takdire bırakıyor.

Buyurun o zaman efendim...

ORHAN KAVUNCU (Adana) - Sayın Başkan?..

BAŞKAN - Bir dakika... Önergeyi işleme koyuyoruz Sayın Kavuncu.

ORHAN KAVUNCU (Adana) - Sayın Başkan, ben, önergeyle ilgili söz almak istiyorum...

BAŞKAN - Efendim, arkadaşa söz verdik; siz istemediniz...

MUSTAFA KÜPELİ (Adana) - Sayın Başkan, ben de söz istiyorum.

BAŞKAN - Size de söz vereceğiz efendim; madem birleştirdik...

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) - Önerge, Sayın Küpeli'nin... Bir de başka önergeyi işleme alamazsınız!..

MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) - Hangi önerge üzerinde konuşuluyor?

CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) - Önerge okunmadı ki Başkan!..

BAŞKAN - Efendim, biraz önce okuduk; aynı önergeyi birleştirdik, işleme koyduk. (ANAP sıralarından "Okunmadı" sesleri)

Buyurun.

EROL ÇEVİKÇE (Adana) - İsterseniz okusunlar efendim.

BAŞKAN - Hayır efendim okundu; işleme beraber koyduk.

EROL ÇEVİKÇE (Devamla) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; seçim öncesi yapıldığı için, haklı olarak, konu, siyasî açıdan eleştiriliyor ve Osmaniye'nin il olma konusu, diğer ilçelerin il olma haklarıyla birlikte, burada, milletvekili arkadaşlarımızın bazı sıfatları bile kullanmasına neden oluyor.

Değerli arkadaşlarım, özellikle, Hükümet kanadındaki partili arkadaşlarımdan bir hususu dinlemelerini rica ediyorum. Bu tip konular, Genel Kurulda, bir ilçeyi il yaparken, ilçe bağlantıları, kasaba bağlantıları, bütünleştirilmesi Genel Kurulda, önergeyle değiştirilmesi açısından herhalde son derece ciddî sakıncalar taşıyan bir konudur. O nedenle, bu konular, komisyonlarda görüşülürken, esası bağlanarak buraya gelmesi ve -sanıyorum, geçmişte de- burada, üzerinde ittifak sağlanarak geçmesi gereken konulardır.

Şimdi, ben, konu, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülürken, hatta, bizim arkadaşlarımız aracılığıyla, orada bile, Sayın Başkana rica ettim, alt bir komisyon kurularak -Plan ve Bütçe Komisyonunun genelinde bile konunun düzenli konuşulamayacağı, görüşülemeyeceği için- alt komisyonda müzakere edilmesini istedim ve onu yaptılar, bir alt komisyona havale ettiler. Sonra, konu, orada görüşüldü ve buraya gelen şekliyle karar alındı. Onun içerisinde, biraz evvel değiştirdiğiniz Andırın vardı, Erzin de vardı. Değerli arkadaşlarım, dikkatinizi çekiyorum, Erzin de vardı...

Komisyon, çalışmasını, teknik açıdan, ekonomik, siyasî, sosyal ilişkilerle yaptı ve eğer, Osmaniye'yi il yapıyorsak, bir il yapalım diye, haklı olarak, mesafeleriyle, ilişkileriyle, bağlantılarıyla, tarihiyle, belli bir il düzeyine, teknik olarak çalışarak getirdiler; Andırın'ı da koydular, Erzin'i de koydular. Şimdi, biz, burada, Genel Kurulda -belki yöre milletvekilleri haklıdır arkadaşlarım, kendi illerinden ilçe gidiyor diye rahatsızlıklarını burada dile getirmek için- teklifin o maddelerini bozuyoruz.

Doğru yapmıyoruz değerli arkadaşlarım. İl yapıyoruz... Burada, Hataylı arkadaşlarım, elbette rahatsız olacaklardır; fakat, geçen gün seçim çalışmaları sırasında gittiğimde, Osmaniye Halinde "Erzin'in ürünlerinin yüzde 80'inin Osmaniye Halinden pazarlandığı" ifade edildi.

LEVENT MISTIKOĞLU (Hatay) - Erzinlilere sorun Sayın Çevikçe...

EROL ÇEVİKÇE (Devamla) - Ben, size, alt komisyonda yapılan çalışmayı anlatmaya çalışıyorum. Bir alt komisyonun yaptığı çalışmayı, Genel Kurulda siyasî amaçlı olarak bozuyoruz.

LEVENT MISTIKOĞLU (Hatay) - Alt komisyonda da yaptık...

EROL ÇEVİKÇE (Devamla) - Sizden rica ediyorum... Değerli arkadaşlarım, Andırın'da da yanlış yaptınız. Bakınız, Komisyonda, Erzin karar altına alındıktan sonra, tekriri müzakere ile değiştirildi.

LEVENT MISTIKOĞLU (Hatay) - Elbette... O da siyasî...

EROL ÇEVİKÇE (Devamla) - Bu yanlış bir iş. Bu tip işleri, komisyonlardan geldikten sonra bozmamız yanlıştır.

HÜSEYİN YAYLA (Hatay) - Yüce Meclis her şeyin üzerindedir.

EROL ÇEVİKÇE (Devamla) - Elbette üzerindedir. O takdire müdahale ediyor değiliz ve anlayışımız o değil -ben, yılların politikacısıyım değerli arkadaşım- başka bir şey söylüyorum. Bir yeri il yapıyorsunuz; Komisyon, bir teknik çalışmayla, size gelip, dediyse ki "onun gereğini böyle yapınız" lütfen, bunları ciddiye alalım.

Biz "burada böyle; ilimiz şöyle küçülüyor, seçmen bize ne der" diye korkarsak, doğru iş yapmayız. Ben, altını çizerek bunu belirtmek istiyorum; önerge bu sebeple verilmiştir, siyasal bir nedeni yoktur.

Bakın, sabahtan beri konuşuluyor -ben Adana milletvekiliyim, seçime katılan bir partiyiz- çıkıp o yönde bir konuşma yapmayı da düşünmedim; ama, bu konu, teknik bir konu. Dolayısıyla, ben, önergeye katılmanızı rica ediyorum; il yapıyorsak, ciddiyetiyle, boyutlarıyla, gerekleriyle bir il yapalım.

Teşekkür ederim Sayın Başkan, saygılar sunarım.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çevikçe.

Efendim, bunu emsal olarak kabul etmiyorum -iki önergeyi birleştirdik- ilk defa böyle özel bir söz veriyorum.

Buyurun Sayın Küpeli.

Süreniz 5 dakika.

MUSTAFA KÜPELİ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş olduğum önerge, kendi kişisel önergemdir.

Bizi televizyonları başında vatandaşlarımız izliyor; bizim önergemiz, Erzin'in, Osmaniye'ye çok yakın olması nedeniyle, hem Osmaniye halkının hem de Erzin halkının, Erzin'in Osmaniye'ye bağlanmasını istemesi dolayısıyla ve bu amaçla verilmiş bir önergedir. Ben, Yüce Meclisin takdirine sunuyorum -inşallah- desteklerinizi bekliyorum.

İkinci bir husus; biz, daha önceden Cevdetiye'nin ve Kırmıtlı'nın ilçe olmasını önermiştik. Biz, parti olarak, Sumbas'ın da, Hasanbeyli'nin de ilçe olmasına karşı değiliz; ama, Cevdetiye'nin de, Kırmıtlı'nın da ilçe olarak kalmasını talep ediyoruz.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Küpeli.

MEHMET ALİ BİLİCİ (Adana) - Sayın Başkan, bir kelime de ben söylemek istiyorum.

BAŞKAN - Efendim, ne kelime söyleyeceksiniz; önergeyle ilgili konuşmalar bitti. Buyurun.

Önergeye Komisyon katılmamıştı, Hükümet takdire bırakmıştı.

MEHMET ALİ BİLİCİ (Adana) - Sayın Başkan, tarihî bir an efendim.

BAŞKAN - Bir dakika efendim... Rica ederim... Tarihle ne ilgisi var?.. Burada yapılan her iş tarihîdir.

Şimdi, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Sayın milletvekilleri, Sayın Orhan Kavuncu ve arkadaşlarının verdiği önergeyi, madde tek fıkra olduğu ve bu önergeden önce 4 önerge verildiği için işleme koyamıyorum; yanlış anlaşılmıştır, teşekkür ederim.

Efendim, maddeyi, ekli listeler ve kabul edilen önergeler doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, ekli listeler ve kabul edilen 2 önerge doğrultusunda kabul edilmiştir.

Efendim, bazı arkadaşlarımız, ikazlarımıza rağmen, ek 3 üncü madde konularak, Siirt'e bağlı Bağgöze ve Ziyaret beldelerinin kurulması, Eruh İlçesine bağlı bilmem şu beldelerin kurulması şeklinde önerge veriyorlar. Rica ediyorum... Biz, bunları işleme koymayacağımızı söyledik.

NİZAMETTİN SEVGİLİ (Siirt) - Sayın Başkan, okudun...

BAŞKAN - Onun için, maddeyle ve teklifle ilgisi olmayan bu tür hiçbir önergeyi işleme koymuyorum ve ifade de etmiyorum.

CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) - Önergemi geri istiyorum.

BAŞKAN - Alın önergenizi.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. - Bu Kanunla kurulan il ve ilçelerin ihiyaçlarını karşılamak üzere ekli (5) sayılı listede yer alan çeşitli kurum ve kuruluşlara ait kadrolar ihdas edilerek, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı (1) sayılı cetvellerin ilgili bölümlerine eklenmiştir.

Ekli (6) sayılı listede yer alan il özel idaresine ait kadrolar ihdas edilmiştir.

BAŞKAN - Madde üzerinde gruplar adına söz isteyen?..

HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN(İstanbul) - Var efendim; DSP Grubu adına Arif Sezer konuşacak.

BAŞKAN - Efendim, peki; ama, önce, Sayın Keçeciler'e söz veriyorum.

ANAP Grubu adına, Sayın Keçeciler; buyurun.

Efendim, maddeye bağlı olarak konuşulmasını rica ediyorum; yani, artık, Osmaniye'yi bırakmayalım, başka ilçelere ve illere gitmeyelim.

ANAP GRUBU ADINA MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; bugün, oylarımızla, hayırlısıyla, Osmaniye İlçemizi il haline getireceğiz ve yıllardan beri bekleyen bir hakkı böylece teslim etmiş olacağız.

Görüşmekte bulunduğumuz bu kanun teklifinin 3 üncü maddesinde belirtilen hususla 460 kadro ihdas edilmektedir. Ben, arkadaşlarımız adına, bu kadroları tek tek saydım, hesap ettim. Sayın Başkan endişe etmesin, maddeye veya kanun metnine sadık kalarak konuşmaya gayret edeceğim; yalnız, Grubumuza yapılan bir iki yanlış isnada da cevap vermek mecburiyetim var.

Değerli arkadaşlarım, Osmaniye'nin il olmasını, elbette ki, bu safhada herkes gönülden arzu etmektedir. Hiç kimse, bu konuda geriye dönüp, birtakım ithamlar yaparak, bu kanunun çıkmasını geciktirmeye kalkışmasın. Sayın Bakan biraz evvel çıktılar buraya "eğer, Yetki Kanununu Anavatan Partisi iptal ettirmemiş olsaydı, Osmaniye, bugün il olurdu" dediler. Bu, tamamen haksız ve mesnetsiz bir iddiadır. Bir kere, şunu hiçbir zaman unutmamak lazım: İptal ettirebildiğimize göre, Anayasaya aykırı bir işlem var ortada. Anayasa Mahkemesi iptal ettiğine göre, Anayasaya aykırı bir işlem var. Sayın Bakan diyor ki: "Anayasaya aykırı işleme devam edelim; siz, bunun peşine gitmeseydiniz..." O Kanun çıkarken söyledik -zabıtlarda var- dedik ki: "İstediğiniz yetki, her şeyden evvel, normal, anayasal düzende, hukuk rejiminde, alınmaması icap eden, hiç tevessül edilmemesi icap eden bir yetkidir." O günkü Hükümet, Meclisin yetkisini almıştı, gidecekti illere, ilçelere, pazarlık yapacaktı ve o pazarlığa göre netice alacaktı.

Değerli arkadaşlarım, biz o kanunu iptal ettirinceye kadar Yalova'yı, Kilis'i ve Karabük'ü il yaptınız; eğer istiyor idiyseniz, altına Osmaniye'yi de yazsaydınız. Sayın Bakan o zaman Osmaniye'yi de yazsaydı ve Osmaniye 1995 yılında il olsaydı. Şimdi, vaktiyle yapmış olduğunuz yanlışlığı, hatayı hiç kimseye ciro edemeyeceksiniz.

Bu kanunun çıkarılmasından dolayı Osmaniyelinin hiçbir partiye, ama hiçbir partiye diyet borcu yoktur; Osmaniyeli hak ederek almaktadır, Osmaniye'nin hakkıdır (ANAP sıralarından alkışlar) Netice itibariyle, yıllardan beri verilmeyen bir hakkı burada almaktadır. Bizim, Osmaniyeliye verdiğimiz bir tek söz var; "Osmaniye Meydanında size söz verip, plaka dağıtıp, sonra sözünde durmayanları, bu kanunu çıkarıncaya kadar Mecliste kovalayacağız, bu kanunu çıkarıncaya kadar kovalayacağız... (ANAP sıralarından alkışlar) Sizin sesiniz olacağız, sizin gözünüz olacağız, sizin kulağınız olacağız" dedik; bugün de bu sözümüzü tutuyoruz ve yerine getiriyoruz.

Değerli arkadaşlarım, biraz evvel çok yanlış önergeler verildi. Bakınız, Kırmıtlı ve Cevdetiye, komisyonlarda görüşülmüş, kabul edilmiş, ilçe olarak, bağlı köyleri olarak bu teklife dercedilmiş; Komisyondan Genel Kurula getirilmiş. Burada bir önerge veriyoruz, diyoruz ki "Kırmıtlı ile Cevdetiye çıkarılsın, ilçe olmasın; yerine, Hasanbeyli ile Sumbas olsun." Hasanbeyli ile Sumbas da olsun; Osmaniye'nin 7 ilçesi olacağına 9 ilçesi olsun, farketmez; ama, değerli arkadaşlarım...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Keçeciler... Sayın Keçeciler...

MEHMET KEÇECİLER (Devamla) - Bir dakika...

...siz, Cevdetiye'nin Belediye Başkanı ANAP'lı diye, getirip burada göz göre göre çıkarıyorsunuz. (ANAP sıralarından alkışlar)

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Hayır...

MEHMET KEÇECİLER (Devamla) - Evet. Cevdetiye, Bahçe'den bölünecek diye göz göre göre çıkarıyorsunuz... (ANAP sıralarından alkışlar) Kırmıtlı'yı çıkarıyorsunuz. Bunlar haksızlıktır; yapmayın... Hasanbeyli ile Sumbas'ı da ilave edin; ama, Komisyondan gelen bu teklifi, burada tepetaklak getirecek tarzda lütfen değiştirmeyin. Bunu, oybirliğiyle çıkaralım, elbirliğiyle çıkaralım.

Osmaniyeliye hayırlı ve mübarek olsun, Osmaniyeli hak etmiştir; helalı hoş olsun.

Hepinize saygılar sunarım. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Keçeciler.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Peki efendim.

DSP Grubu adına, Sayın Arif Sezer; buyurun.

DSP GRUBU ADINA ARİF SEZER (Adana) - Sayın Başkan, değerli Divan ve saygıdeğer milletvekilleri; başında da söyledim, ne yazık ki salt çoğunluk şov yapıyor.

MEHMET AYKAÇ (Çorum) - Siz de tolkşov yapıyorsunuz.

ARİF SEZER (Devamla) - Siz, Doğru Yol-Refah, Andırın İlçesini alıyorsunuz; burada, yarın göstereceksiniz "biz, teklif ettik; ama, yasa çıkmadı." En azından referandum getirilebilirdi. Osmaniye'yi il yaparken, seçim meydanlarında, miting alanlarında "Andırın'ı size bağlıyoruz, Erzin'i size bağlıyoruz" diyorsun; komisyondan geçiriyorsun, ondan sonra da burada reddediyorsun.

AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) - Ceyhan'a niye gücün yetmiyor; 45 kilometre uzaklıkta?!.

BAŞKAN- Efendim, müdahale etmeyelim lütfen.

ARİF SEZER (Devamla) - Sana düşmez... Sana düşmez...

BAŞKAN - Efendim, siz, lütfen devam edin...

ARİF SEZER (Devamla) - Ama, bunu getiren, senin komisyon üyelerin sayın milletvekili. (DSP sıralarından alkışlar)

Başında söyledik, oy almak, devlet idaresinde her şeyi bitirmek demek. Ne yazık ki, bugün, buna Refah da başladı, riyakârlık yapıyor; işte burada örnekleri var...

AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) - Riyakâr sensin!..

BAŞKAN - Efendim, rica ediyorum; sataşmaya...

ARİF SEZER (Devamla ) - Kalkıp konuşuyorsunuz, Osmaniye'ye en azından Andırın ve Erzin referandum yoluyla, kabul edilir veya edilmez...

MEHMET AYKAÇ (Çorum) - Boş konuşuyorsun!

ARİF SEZER (Devamla) - Tabiî efendim, işte metinler; Osmaniyeliler bunu dinliyor. Çok güzel, komisyonda kabul, öbür tarafta reddet; çoğunluktasın Plan ve Bütçe Komisyonunda, hani senin samimiyetin, hani senin samimiyetin?!. Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul ediyorsun..

HÜSAMETTİN KORKUTATA (Bingöl) - Nerede riyakârlık?!.

ARİF SEZER (Devamla) - Tabiî, Tabiî (RP sıralarından "burası seçim meydanı değil_Ayıp ediyorsun, ayıp_" sesleri)

Bu vesileyle bugün, televizyonları başında bizleri izleyenler -biz seçime katılmıyoruz- İktidarın şov yaptığını görüyor, Cevdetiye'yi kaldırıyorsun, önce kabul ediyorsun, Kırmıtlı'yı kabul ediyorsun, kalk, öbür tarafı da kabul et bu defa. "Ne yapalım, Meclisten geçmedi..." Ama, burada imzanız var, kabul etmişsiniz, teklif vermişsiniz... Ne denir buna, riyakârlık denmez de?!. Herhalde, ancak siyasî şov denir. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Dilerim, Türkiye Büyük Millet Meclisi, her zamanki gibi, devlet adamlığına yakışır politikalar yapar.

Teşekkür ederim; saygılar sunuyorum. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sezer.

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) - Sayın Başkan, Sayın Sezer "riyakârlık yapıyorsunuz" dedi.

BAŞKAN - Arkadaşımız, hakaret anlamında söylemedi; daha doğrusu, önergelerin değiştirildiği anlamında kullandı.

KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) - Sayın Başkan, ben de, kendisine "riyakâr" diyorum o zaman.

BAŞKAN - Refah Partisi Grubu adına, Sayın Salih Kapusuz; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika.

RP GRUBU ADINA SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şu anda, Yüce Kurulumuz, Osmaniye'nin il olmasıyla ilgili kanun teklifleri üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Yapılan çalışmaların öncelikle Osmaniye'ye ve memleketimize hayırlı olmasını diliyor, Osmaniye'nin de, yeni yıla yeni bir il olarak girmiş olmasından, memnuniyetimizi ifade ediyor, bu konuda katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz.

Öncelikle, burası, seçim meydanı gibi kullanılacak bir mahal değil. Arkadaşlarımızın konuşmalarında, bu kürsüye uygun tavır sergilemelerini, ben, şahsen, münasip gördüğümü ifade etmek istiyorum. Burada, yakışıksız sözler söylemenin, hiç kimseye bir faydası söz konusu değil.

Konuşmalarında da, her arkadaşımız, diyorlar ki: "Burası, il olmaya layıktır; il olmalıdır." Bir vesileyle il yapılmaktadır; dolayısıyla, herkesin tasvip ettiği bir konuyu başka yerlere çekmeye, birtakım yanlış değerlendirmeler yapmaya mahal olmadığı kanaatindeyim. Onun için, arkadaşlarımızı dikkatli olmaya davet ediyorum.

Tabiî, bir husus var ki, değerli Anavatan sözcüsü arkadaşım çıkıp konuştuğunda, efendim, ne önemi var, Osmaniye'nin 5 tane, 7 tane ilçesi olacağına 9 tane olsun gibi bir anlayış... Kendileri, mahallî idarelerle yakından ilgili olan bir zevat, bir şahıs; böyle değerlendirmesinin pratikle ve ülke menfaatlarıyla ve o ilin coğrafî konumuyla hiç alakası yok efendim.

MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Siyaset yapıyorsunuz!..

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Şimdi, düşünebiliyor musunuz; siz, 3 yeni ilçe kuruyorsunuz, aralarındaki mesafe 4 kilometre. Bir yerlerde bir yanlışlık yapılmışsa bunu, Genel Kurulun düzeltmiş olması gerekir. Evet, orada, birtakım arkadaşlarımız, birtakım gayret sarf ederek o anda ilçe olması teklifinde bulunmuş, münasip görülmüş olabilir; biz, bunu, saygıyla karşılıyoruz...

MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Sizin kendi teklifinizde de var!..

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - ...ancak, arz etmek istediğimiz, bizim burada düzeltmek istediğimiz, olayın, siyasî hiçbir boyutu yoktur; sadece, yapılan kanunî düzenlemenin uygun olması çabası vardır. Şu anda Sumbas'ın ilçe olmasına karşı çıkmazsanız, efendim Hasanbeyli'nin ilçe olmasını uygun görürseniz ondan sonra diğer 2 ilçe, ki, aralarında 3 kilometre, 4 kilometre var; bunu, Genel Kurul düzeltmek isterse, bunun hiçbir yadırganacak yeri yok arkadaşlar.

Şu anda Genel Kurulun yapmış olduğu düzeltme yerinde bir düzeltmedir; uygun bir çalışmadır. Bizim hedefimiz, daha güzeli yakalama gayretidir. Onun için, bu kanun teklifi, başka alanlara, başka mahallere çekilmesine gerek olmayan bir kanun teklifidir. Yapılan çalışmalar yerindedir. Zaten, bütün Genel Kurulda ve burada grubu olan olmayan bütün siyasî parti mensubu arkadaşlarımızın görüşlerinde, bu çalışmada, Osmaniye'nin il olması konusunda bir fikir birliği söz konusudur. İşte, 54 üncü Hükümet de bir vesileyle bunu il yapmaktadır; katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. (RP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kapusuz.

Şahısları adına, Sayın Sıtkı Cengil?..

SITKI CENGİL (Adana)- Vazgeçtim...

BAŞKAN - Peki.

Sayın İlyas Yılmazyıldız?.. Yok.

Sayın Ali Er...

Buyurun Sayın Er. (ANAP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika Sayın Er.

ALİ ER (İçel) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Osmaniye İlçemizin il olmasını kutluyorum; sevgili Osmaniyelilere hayırlı uğurlu olsun diyorum.

Tabiî, bu arada, 2 nci maddede, İçel İlimizin 3 tane ilçesinin il olması konusunda, arkadaşlarımızla birlikte bir önergemiz olmuştu. Onu, Sayın Başkan, maalesef, 2 nci maddede gündeme almadı; üzüldüm.

Muhterem arkadaşlar, tabiî, Osmaniyemizin il olmak, mutlaka hakkı ve o konuda da Osmaniyelileri tebrik ediyorum; ama, bununla beraber -verdiğimiz önergede- bizim İçel İlimizin Tarsus İlçesinin de il olmak, hakkı. Biliyorsunuz, hepiniz, zaman zaman -otoban açılmadan önce- Tarsus'un içinden geçerdiniz. Tarsus, Türkiye'nin...

BAŞKAN - Sayın Er, maddeyle ilgili konuşursanız memnun olurum.

ALİ ER (Devamla) - Sayın Başkan, oraya geleceğim.

BAŞKAN - Efendim, maddeyle ilgili konuşun.

ALİ ER (Devamla) - Oraya geleceğim Sayın Başkan. (ANAP sıralarından "gelecek, gelecek" sesleri)

BAŞKAN - Olur mu arkadaşlar?! Burası, oyuncak yeri değil ki!..

ALİ ER (Devamla) - Şimdi, Tarsus İlçemizin 350 bin nüfusu var; gerçekten, Türkiye'de, nüfus bakımından 22 nci sırada. Tarsus, artık, bir ilin içerisine sığmaz olmuş. Yani, şurada önerge verdik; Silifke İlçemiz için önerge verdik, 100 binin üzerinde nüfusu var. Gerçekten, eskiden il olmuş, il olma hakkı elinden alınmış; onun için önerge verdik. Bugün, Anamur İlçemiz yine öyle; İçel İline uzaklığı 250 kilometre. Bir insan mahkemeye gitse gelse, o insanın mahkemeye gidip gelmesi dahi insanı perişan eder; yolları kötü. İl olmak, bizim bu 3 ilçemizin de hakkı. Ben, bir önerge verdim; şimdi, Osmaniye ile beraber bunlara da parmak kaldırsanız, kabul etseniz, yanlış mı olurdu, doğru mu olurdu?! (ANAP sıralarından alkışlar) Doğru olurdu tabiî. Onun için...

BAŞKAN - Sayın Ali Er, konuya gelin lütfen.

ALİ ER (Devamla) - Şimdi, muhterem arkadaşlar...

BAŞKAN - Konuya gelmezseniz sözünüzü keseceğim.

ALİ ER (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Rica ediyorum canım... Konu, kadrolar meselesi, siz gelmişsiniz...

ALİ ER (Devamla) - Sayın Başkan "konuya gelin" diyorsunuz...

BAŞKAN - Gel konuya... Ben, bundan sonra, konu dışına çıkan arkadaşları konuşturmayacağım. Lütfen, biraz sorumluluk taşıyın canım.

ALİ ER (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Yani, burada, her çıkan, seçim meydanında konuşuyormuşcasına kendi ilini, ilçesini överse, o zaman, burada, kanun çıkar mı?

ALİ ER (Devamla) - Sayın Başkan, siz konuşuncaya kadar ben konuşsaydım, şimdiye kadar sözlerimi bitirirdim .

BAŞKAN - Rica ediyorum, konuya gelin.

ALİ ER (Devamla) - Şimdi, önerge veriyorum, önergemi niye okutmuyorsunuz? Yani, Osmaniye'yle birlikte, Tarsus'un, Silifke'nin, Anamur'un da il olmak, hakkı değil mi; hakkı. Neden okutmuyorsunuz? Denizli Kızılcabölük için de verdik, onu niçin okutmuyorsunuz? Olmaz, Sayın Başkan...

Burada, Yüce Meclisin huzurunda, Yüce Mecliste milletvekilliği yapan bir insan, seçildiği bölgenin hakkını korumak mecburiyetindedir; evvela Türkiye'nin, ondan sonra seçildiği bölgenin. Şimdi, ben, Tarsus'un, Silifke'nin, Anamur'un il olması hakkında önerge veriyorum, siz işleme koymuyorsunuz; ondan sonra diyorsunuz ki, "gündemin dışına çıkmayın." Nasıl çıkmam; nasıl, Tarsusumun, Silifkemin, Anamurumun, Denizli'deki Kızılcabölük'ün hakkını müdafaa etmem? (ANAP sıralarından alkışlar)

Evet, Osmaniyemizin il olmasını kutluyorum. Yüce Meclisi de tebrik ediyorum, Osmaniyelileri de tebrik ediyorum. Yüce Heyetinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Sayın milletvekilleri, burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Burası, sorumluluk taşıyan bir kurumdur. Burada, çalışmalarımızı İçtüzüğe göre yapıyoruz. İçtüzükte -yeni değiştirdik- diyoruz ki, görüşülmekte olan kanun tasarısı ve teklifiyle ilgisi olmayan, yeni bir kanun teklifi niteliği taşıyan önergeler işleme konulmaz. Okuma yazması olan kişiler, İçtüzüğü okur. (DYP ve RP sıralarından alkışlar) Bakın, burada, Osmaniye'nin il yapılmasını istiyoruz; ama, herkes, bir ilçesinin il yapılması konusunda -burada 550 milletvekili var- bir önerge verirse veya üç önerge, biz de bunları okutursak o zaman, bu kanun engellenmiş olur ve çıkmaz.

ALİ ER (İçel) - Ne ilgisi var canım!..

BAŞKAN - Bu kanunun çıkmasını isteyen insanlar, bu kanunun engellenmesi için bir davranış içinde olmazlar.

ALİ ER (İçel) - Sayın Başkan, sen yorum yapamazsın.

BAŞKAN - Siz çıkmışsınız... Şimdiye kadar neredeydiydiniz Sayın Ali Er, Tarsus'u, Siverek'i veya şurayı burayı il yapmak için öneri getirmiyorsunuz da, şimdi, bu kanun teklifi üzerinde, hemen önerge veriyorsunuz? Devletteki gayri ciddiyet bu kadar olur mu?..

ALİ ER (İçel) - Sen yorum yapamazsın!..

BAŞKAN - Bir il yapmak için araştırma yapmak lazım...

ALİ ER (İçel) - Sayın Başkan, sen yorum yapamazsın.

BAŞKAN - ...coğrafî durumlarını nazara almak lazım, oranın ekonomik durumunu nazara almak lazım. Propaganda olsun diye burada son anda bir önerge ver ve ondan sonra il olsun... (RP ve DYP sıralarından alkışlar)

Ben de Çemişkezek İlçemizin il olmasını isteyeyim; hadi; olur mu böyle?

MEHMET CAVİT KAVAK (İstanbul) - Tarafsız olmak mecburiyetindesin.

ALİ ER (İçel) - Sen yorum yapamazsın; yorum memuru değilsin, yorum yapamazsın!..

BAŞKAN - Rica ediyorum arkadaşlar... Biraz sorumluluk taşıyarak buraya gelelim ve sorumluluk içinde görev yapalım. Yoksa, burada her şey söylenebilir...

ALİ ER (İçel) - Yorumcu değilsin sen, yorum yapmayacaksın.

BAŞKAN - ...ama milletvekilinin bir sorumluluğu vardır. Rica ediyorum... (RP sıralarından alkışlar)

Başka söz isteyen?.. Yok.

ALİ ER (İçel) - Sen yorum yapamazsın!..

MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) - Sayın Başkan, şimdi şu tavrınız, gerçekten, bizim Grubumuzu ve önerge veren arkadaşları yaralamıştır.

BAŞKAN - Hangisi?..

MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) - Şu tutumunuz, tavrınız ve sözleriniz.

BAŞKAN - Evet, nasıl yaralamıştır?..

MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) - Bizim arkadaşlarımız buraya 30 tane il olmasıyla ilgili önerge getirmemişlerdir.

BAŞKAN -Efendim, işte burada önergeler...

MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) - Bir dakika... Bir dakika Başkan...

BAŞKAN - Bağırmayın; bir Meclis Başkanıyla konuşuyorsunuz. Lütfen... Söz vermedim. (ANAP sıralarından gürültüler)

MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) - 200 tane ilçe kurulmasıyla ilgili önerge vermemişlerdir; sizin, şu dediğiniz kıstaslar dikkate alınmıştır. Onun için, bu söyledikleriniz havadadır, sadece suçlayıcı mahiyettedir. Sizi de kınıyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Arkadaşlarınız burada konuştu. Burada kaç tane önerge var, ben bunları saymadım; ama, aslında kınanacak davranış, sizin Grup Başkanvekili olarak bana karşı gösterdiğiniz davranış biçimidir.

MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) - Hayır, hayır...

ALİ ER (İçel) - Yorum yapamazsınız!..

BAŞKAN - Madde üzerindeki konuşmalar bitmiştir.

Efendim, bir önerge var, bu önergeyi de işleme koymuyoruz; çünkü, maddeyle ilgisi yok.

3 üncü maddeyi, ekli listeleriyle birlikte oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 3 üncü madde, ekli listelerle birlikte kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin bitmesine çok az bir zaman kalmıştır. Herhalde, devam etmek için, daha önce de alınmış bir kararımız olmadığı için.

MEHMET CAVİT KAVAK (İstanbul) - Alalım efendim.

BAŞKAN - Efendim, alamayız; Danışma Kurulunun kararı olması lazım. Yani, siz kaç senedir Mecliste çalışıyorsunuz, değil mi?.. (Gürültüler)

Bu itibarla, kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için, 24 Ekim 1996 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati 18.51

BİRLEŞİMİN SONU

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.