T.B.M.M.
TUTANAK DERGİSİ CİLT : 5 48 inci Birleşim 7 . 5 . 1996 Salı İÇİNDEKİLER I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II. – GELEN KÂĞITLAR III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR 1. – İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in, İstanbul Kadıköy’de meydana gelen 1 Mayıs olaylarına ilişkin gündemdışı açıklaması ve CHP Ankara Milletvekili Önder Sav, DSP İstanbul Milletvekili M. Cevdet Selvi, ANAP Ankara Milletvekili Nejat Arseven, DYP Muş Milletvekili Necmettin Dede ve RP İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in grupları adına konuşmaları 2. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, hayvan yetiştiricilerinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Mehmet Halit Dağlı’nın cevabı 3. – Manisa Milletvekili Hasan Gülay’ın, tütün üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın cevabı 4. – Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın, Kahramanmaraş ve çevresinde meydana gelen terör olaylarına ilişkin gündemdışı konuşması ve İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in cevabı B) TEZKERELER VE ÖNERGELER 1. – Romanya ve Almanya’ya gidecek olan Devlet Bakanı Rüşdü Saracoglu’na, dönüşüne kadar, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/247) 2. – Fransa’ya gidecek olan Devlet Bakanı İmren Aykut’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Rüşdü Saracoglu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/248) 3. – Romanya’ya gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakan ve Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe’nin vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/249) 4. – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gidecek olan Çevre Bakanı Mustafa R. Taşar’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/250) 5. – Özbekistan’a gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e, dönüşüne kadar, TBMM Başkanı Mustafa Kalemli’nin vekâlet edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/251) 6. – İngiltere’ye gidecek olan Millî Savunma Bakanı M. Oltan Sungurlu’ya, dönüşüne kadar, İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/252) 7. – İngiltere’ye gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe’nin vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/253) 8. – Özbekistan’a gidecek olan Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ünal Erkan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/254) 9. – Özbekistan’a gidecek olan Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ali Talip Özdemir’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/255) 10. – Özbekistan’a gidecek olan Çevre Bakanı Mustafa R. Taşar’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/256) 11. – Yozgat Milletvekili İsmail Durak Ünlü’nün, (6/106, 107) esas numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/10) 12. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın, (6/93) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/11) 13. – Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, (6/105) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/12) 14. – Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Dökülmez’in, (6/62) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/13) 15. – (10/1, 14) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, Komisyonun görev süresinin uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/257) 16. – Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, Özbekistan’a yapacağı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/258) 17. – Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı HABITAT II Global Parlamenterler Forumuna, TBMM’yi temsilen 16 milletvekilinden oluşan bir heyetle katılınmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/259) C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ 1. – Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 44 arkadaşının, Afşin-Elbistan Termik Santralının kiralanması konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/64) 2. – Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 31 arkadaşının, belediyelerin içinde bulundukları sorunların tespiti ve belediye hizmetlerinin daha verimli yapılabilmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/65) 3. – İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 115 arkadaşının, başörtülü kız öğrencilerin sorunları konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/66) 4. – Kocaeli Milletvekili Şevket Kazan ve 15 arkadaşının, İstanbul Kadıköy’de 1 Mayıs günü meydana gelen olaylarda gerekli tedbirlerin alınmadığı iddialarını araştırmak amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/67) 5. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün ve 62 arkadaşının, kanuna veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ve 3628 Numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddelerine uyduğu iddiasıyla eski Başbakan Tansu Çiller hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/4) IV. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR 1. – İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in, İstanbul Milletvekili Ali Şahin’in, sözlerine farklı bir nitelik atfetmesi nedeniyle konuşması V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER 1. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Temmuz, Ağustos ve Eylül 1994 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/2) (S. Sayısı : 4) 2. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ekim, Kasım ve Aralık 1994 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/3) (S. Sayısı : 5) 3. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak, Şubat ve Mart 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/4) (S. Sayısı : 6) 4. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Nisan, Mayıs ve Haziran 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/5) (S. Sayısı : 7) 5. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Temmuz, Ağustos ve Eylül 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/6) (S. Sayısı : 8) 6. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ekim, Kasım ve Aralık 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/7) (S. Sayısı : 9) 7. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak, Şubat ve Mart 1996 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/8) (S. Sayısı : 10) VI. – ÖNERİLER A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ 1. – Genel Kurulda görüşülecek konuların yeniden düzenlenmesi ile (10/67) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşme günü ve çalışma süresine ilişkin Danışma Kurulu önerisi B) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ 1. – (10/63) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşme günü ve çalışma süresine ilişkin DYP Grubu önerisi VII. – SEÇİMLER A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ 1. – (10/7) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonuna üye seçimi 2. – (10/8, 16, 20) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonuna üye seçimi 3. – (10/13, 53) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonuna üye seçimi VIII. – SORULAR VE CEVAPLAR A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI 1. – Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlu’nun, Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi yönetimine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/344) 2. – Şanlıurfa Milletvekili Eyüp Cenap Gülpınar’ın, Makedonya ve Arnavutluk’u ziyaret talebinin reddedildiği iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’ın yazılı cevabı (7/346) 3. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, SSK ve bağlı kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul’un yazılı cevabı (7/352) 4. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, PTT ve bağlı kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu’nun yazılı cevabı (7/356) 5. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, TEKEL ve bağlı kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/360) 6. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, D.M.O. ve bağlı kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/376) 7. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, M.T.A.’nın bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/380) 8. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, YURT-KUR’un bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/385) 9. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yazılı cevabı (7/388) 10. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Millî Piyango İdaresinin bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/389) 11. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.’nin bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/391) 12. – Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın, satılan Sümerbank mağazalarındaki personelin Emekli Sandığına primlerini ödemelerine karşın sağlık hizmetinden yararlandırılmadıkları iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/413) 13. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, Yozgat Doğumevinde bulunan küvezlerin Yozgat Devlet Hastanesine taşınmasına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/428) 14. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, Yozgat Sağlık Müdürlüğü Lojmanlarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/429) 15. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Doğu ve Güneydoğuda yurttaşlarımıza göç nedeniyle yapılan nakdî yardımlara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yazılı cevabı (7/433) 16. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, makam arabalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/457) 17. – Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlu’nun, Tababet Uzmanlık Yönetmeliğinin bazı maddelerinde yapılan değişikliklere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/459) 18. – Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici’nin, Kahramanmaraş Merkez ve ilçelerinde okul, öğretmen ve lojman ihtiyacına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/463) 19. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, bazı tarihi ilkokul binalarının satışa çıkarıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/472) 20. – Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın, gelir dağılımındaki dengesizliğe ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/482) 21. – Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın, karayolları ağının iyileştirilmesine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Mehmet Keçeciler’in yazılı cevabı (7/489) 22. – Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, Balıkesir-Edremit- Avcılar Köyü ilkokuluna atanan bir görevliye ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/493) 23. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, dil bölümü mezunlarına öğretmenlik hakkı verilmesine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/502) 24. – İstanbul Milletvekili Mustafa Baş’ın branşları dışında görev yapan öğretmenlere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/509) 25. – Amasya Milletvekili Cemalettin Lafcı’nın, öğretmen ve yöneticilerin ek ders ücretlerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/542) 26. – Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’in, Konya Tuzlukçu İlçesi Kaymakamının icraatlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in yazılı cevabı (7/551) 27. – Kayseri Milletvekili Memduh Büyükkılıç’ın, Kayseri-Melikgazi Gesi İlköğretim Okulu öğrencilerinin ödenekleri ile ilgili usulsüzlük iddiasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/570) 28. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, vize uygulamalarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’ın yazılı cevabı (7/576) 29. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın; Türkiye Yatırım Bankasınca bir otele kredi verilip verilmediğine, Türkiye Kalkınma Bankasının takibata alınmış kredilerine, İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/577, 578) 30. – Aydın Milletvekili Muhammet Polat’ın, Menderes Elektrik A.Ş. (MENDAŞ)ye ilişkin soorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/585) 31. – Niğde Milletvekili M. Salih Katırcıoğlu’nun, yüksekokul mezunu şeflerin hangi dereceye yükselebildiklerine ilişkin sorusu ve TBMM Başkanı Mustafa Kalemli’nin yazılı cevabı (7/639) 32. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, TBMM’de görevli bazı memurların Milletvekillerine yaptıkları hizmetler karşılığında bahşiş aldıkları iddiasına ilişkin sorusu ve TBMM Başkanı Mustafa Kalemli’nin yazılı cevabı (7640) I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açıldı. Yapılan yoklama sonucunda Genel Kurulda toplantı yetersayısı bulunmadığı anlaşıldığından; 7 Mayıs 1996 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 15.27’de son verildi. H. Uluç Gürkan Başkanvekili Salih Kapusuz Zeki Ergezen Kayseri Bitlis Kâtip Üye Kâtip Üye II. – GELEN KÂĞITLAR 6 . 5 . 1996 PAZARTESİ Rapor 1. – Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan ve 4 Arkadaşının; Millet Meclisi İçtüzüğünün Başlığı ile Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu İçtüzüğe Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ile İstanbul Milletvekili Emin Kul’un; Gümüşhane Milletvekili M. Oltan Sungurlu’nun; Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan’ın; İzmir Milletvekili Gencay Gürün ve Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın; Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli’nin; Kocaeli Milletvekili Şevket Kazan ve 6 Arkadaşının; Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün’ün; Kayseri Milletvekili Recep Kırış’ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İçel Milletvekili Oya Araslı’nın ve Hatay Milletvekili Atila Sav’ın; Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/158, 2/30, 2/52, 2/67, 2/89, 2/161, 2/176, 2/177, 2/178, 2/183, 2/204) (S. Sayısı : 13) (Dağıtma tarihi : 6.5.1996) (GÜNDEME) Meclis Soruşturması Önergesi 1. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün ve 62 Arkadaşının, kanuna veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ve 3628 Numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci Maddelerine uyduğu iddiasıyla eski Başbakan Tansu Çiller hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/4) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) Meclis Araştırması Önergeleri 1. – Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 44 arkadaşının, Afşin-Elbistan Termik Santralinin kiralanması konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/64) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.4.1996) 2. – Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 31 arkadaşının, Belediyelerin içinde bulundukları sorunların tespiti ve belediye hizmetlerinin daha verimli yapılabilmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/65) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.4.1996) 3. – İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 115 arkadaşının, başörtülü kız öğrencilerinin sorunları konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/66) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.4.1996) 4. – Kocaeli Milletvekili Şevket Kazan ve 15 arkadaşının, İstanbul Kadıköy’de 1 Mayıs günü meydana gelen olaylarda gerekli tedbirlerin alınmadığı iddialarını araştırmak amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/67) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.5.1996) 7 . 5 . 1996 SALI Tasarılar 1. – Türkiye Cumhuriyeti ile Irak Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Sözleşmesinin onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/304) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 2. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği Hükümeti Arasında Balıkçılık Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/305) (Tarım, Orman ve Köyişleri ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 3. – Arkeolojik Mirasın Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi (Gözden Geçirilmiş)’nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/306) (Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 4. – Avrupa İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Koruma Sözleşmesine Ek 9 Numaralı Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/307) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 5. – Medeni ve Siyasi Haklar Konusunda Uluslararası Sözleşmeye Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/308) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 6. – Milletlerarası Finansman Kurumuna Katılmak İçin Hükümete Salahiyet Verilmesine Dair Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı (1/309) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 7. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Karşılıklı Büyük Elçilik Faaliyetlerinin Gayrimenkul ve Mali Veçhelerine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/310) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 8. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Karşılıklı Büyükelçilik Açılması Hususunda Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/311) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 9. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/312) (Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 10. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ücretsiz Sağlık Hizmetlerine Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/313) (Sağlık ve Sosyal İşler ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 11. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Tarım Alanında Bilimsel, Teknik ve Ekonomik İşbirliğine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/314) (Tarım, Orman ve Köyişleri ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 12. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Tıp ve Sağlık Alanında İşbirliğine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/315) (Sağlık ve Sosyal İşler ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 13. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Eğitim ve Bilim Alanında İşbirliğine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/316) (Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 14. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Spor Alanında İşbirliğine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/317) (Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 15. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/318) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 16. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Gümrük İşleri Alanında İşbirliği ve Karşılıklı Yardıma ilişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/319) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 17. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Kültür ve Güzel Sanatlar Alanında İşbirliğine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/320) (Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 18. – Dünya Turizm Teşkilatı Tüzüğünün Bazı Maddelerinde Yapılan Değişikliklerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/321) (Bayındırlık, İmâr, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 19. – Türkiye Cumhuriyeti ile Türkmenistan Arasında Konsolosluk Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/322) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 20. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/323) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 21. – Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/324) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 22. – Türkiye Cumhuriyeti ile Moldova Cumhuriyeti Arasında Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/325) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 23. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Kırgızistan Cumhuriyeti Hükümetine 10 000 Adet Eğitim Elbisesi Bağışlamasına Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/326) (Millî Savunma ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 24. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Letonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Turizm Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/327) (Bayındırlık, İmâr, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 25. – Türkiye Cumhuriyeti ve Özbekistan Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/328) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 26. – Türkiye Cumhuriyeti ve Litvanya Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/329) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 27. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/330) (Millî Savunma ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 28. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşmasının Tadiline İlişkin Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/331) (Bayındırlık, İmâr, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 29. – Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna Hersek Cumhuriyeti Arasında Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/332) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 30. – Türkiye Cumhuriyeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti Arasında Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/333) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 31. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Litvanya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Denizcilik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/334) (Bayındırlık, İmâr, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 32. – Türkiye Cumhuriyeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/335) (Adalet ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 33. – Türkiye Cumhuriyeti ile Mısır Arap Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/336) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 34. – Türkiye Cumhuriyeti ile Estonya Cumhuriyeti Arasında Kültür, Eğitim, Bilim ve Spor Alanlarında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/337) (Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 35. – Türkiye Cumhuriyeti ve Macaristan Cumhuriyeti Arasındaki Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/338) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 36. – Türkiye Cumhuriyeti ile Litvanya Cumhuriyeti Arasında Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/339) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 37. – Türkiye Cumhuriyeti ile Polonya Cumhuriyeti Arasında Yüksek Düzeyli Sürekli Danışma Komitesi Kurulmasına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/340) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 38. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Litvanya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Eğitim, Bilim, Kültür ve Spor Alanlarında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/341) (Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 39. – Türkiye Cumhuriyeti ile Letonya Cumhuriyeti Arasında Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/342) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 40. – Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/343) (Millî Savunma ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 41. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu Arasında Uluslararası Federasyonun ve Onun Türkiye Cumhuriyetindeki Temsilciliğinin Statüsüne İlişkin Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/344) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 42. – Türkiye Cumhuriyeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/345) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 43. – Türkiye Cumhuriyeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/346) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 44. – Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası Kuruluş Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/347) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 45. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Malezya Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/348) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 46. – Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/349) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 47. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/350) (Millî Savunma ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 48. – Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/351) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 49. – Uluslararası Sergilere İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye Değişiklik Getiren Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kurul Kararına Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/352) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 50. — Türkiye Cumhuriyeti ve Kırgız Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/353) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 51. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Deniz Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/354) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 52. — Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/355) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 53. — Türkiye Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/356) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 54. — Türkiye Cumhuriyeti ve Bulgaristan Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/357) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 55. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Hindistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasındaki Turizm İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/358) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 56. — Türkiye Cumhuriyeti ile Hindistan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/359) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 57. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Slovak Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bilim, Eğitim, Kültür ve Spor Alanlarında Karşılıklı İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/360) (Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 58. — Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/361) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 59. — Uydular Aracılığı ile Deniz Haberleşmesi Uluslararası Teşkilatı Sözleşmesi ve İşletme Anlaşmasında Yapılan Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/362) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 60. — Uydular Aracılığı ile Telekomünikasyon Uluslararası Örgütüne (INTELSAT) İlişkin Anlaşmada Yapılan Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/363) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 61. — İslam Ülkeleri Arası Yatırım ve İhracat Kredi Sigortası Kurumu Kuruluşu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/364) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 62. — Türkiye Cumhuriyeti ve Litvanya Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/365) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 63. — Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Arasında Hukukî, Ticarî ve Cezaî Konularda Adlî Yardımlaşma Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/366) (Adalet ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 64. — Motorlu Taşıtlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/367) (İçişleri ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 65. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Litvanya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/368) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 66. — Türkiye Cumhuriyeti ve Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Hukukî Konularda Adlî Yardımlaşma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/369) (Adalet ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 67. — Türkiye Cumhuriyeti ve Gürcistan Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/370) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 68. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Makedonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/371) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 69. — Türkiye Cumhuriyeti ile Avustralya Arasında Suçluların Geri Verilmesi Andlaşması ile Bu Andlaşmada Değişiklik Yapılmasına İlişkin Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/372) (Adalet ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 70. — Dünya Sağlık Teşkilatı Anayasasının 24 ve 25 inci Maddelerinde Yapılan Değişikliklerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/373) (Sağlık ve Sosyal İşler ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 71. — Dünya Posta Birliği Kuruluş Yasası Beşinci Ek Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/374) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 72. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Belarus Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/375) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 73. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bosna Hersek Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/376) (Millî Savunma ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 74. — Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/377) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 75. — Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Cezaî Konularda Karşılıklı Adlî Yardımlaşma ve Suçluların İadesi Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/378) (Adalet ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 76. — Ekonomik İşbirliği Örgütü Ticaret ve Kalkınma Bankası Kuruluş Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/379) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 77. — Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Dostluk, İyi Komşuluk ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/380) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 78. — Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/381) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 79. — Türkiye Cumhuriyeti ile Litvanya Cumhuriyeti Arasında Hukukî ve Ticarî Konularda Hukukî ve Adlî İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/382) (Adalet ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 80. — Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna Hersek ve Hırvatistan Cumhuriyetleri Arasında Geri Dönüş Eylemi İçin İyi Niyet Misyonu ve Ortak Polis Gücü Oluşturulması Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/383) (İçişleri ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) 81. — İzmir Gaz ve Ulaşım Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı (1/384) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.4.1996) 82. — Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanunun İki Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/385) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.5.1996) 83. — Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/386) (Millî Savunma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.5.1996) 84. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İle Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/387) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.5.1996) 85. — Maden Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/388) (Sanayi ve Teknoloji ve Ticaret ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.5.1996) 86. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Letonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/389) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.5.1996) 87. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgızistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/390) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.5.1996) Teklifler 1. — Konya Milletvekili Lütfi Yalman ve 11 Arkadaşının; Konya İlinin Hadim, Taşkent, Bozkır, Güneysınır, Yalıhüyük, Ahırlı İlçelerinin Kalkınmada Öncelikli Yöre Kapsamına Alınmasına Dair Kanun Teklifi (2/275) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.4.1996) 2. — Batman Milletvekili Ataullah Hamidi’nin; Kayapınar Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/276) (İçişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996) BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 15.00 BAŞKAN: Başkanvekili H. Uluç GÜRKAN KÂTİP ÜYELER: Zeki ERGEZEN (Bitlis), Kadir BOZKURT (Sinop) BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 48 inci Birleşimini, ülkemiz ve ulusumuz için iyilikler ve güzellikler getirmesi dileğiyle açıyorum. Toplantı yetersayımız vardır; görüşmelere başlıyoruz. Gündemdışı söz talepleri vardır. III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR 1. – İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in, İstanbul Kadıköy’de meydana gelen 1 Mayıs olaylarına ilişkin gündemdışı açıklaması ve CHP Ankara Milletvekili Önder Sav, DSP İstanbul Milletvekili M. Cevdet Selvi, ANAP Ankara Milletvekili Nejat Arseven, DYP Muş Milletvekili Necmettin Dede ve RP İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in grupları adına konuşmaları BAŞKAN – Önce, 1 Mayıs olayları konusunda, İçişleri Bakanı Sayın Ülkü Güney; buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar) İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bilindiği üzere, 1 Mayıs 1996 günü, İstanbul'da, Türk-İş, DİSK, Hak- İş ve Kamu Emeklileri Sendikası Konfederasyonu tarafından kutlanmak istenen 1 Mayıs etkinlikleri, maalesef, çeşitli illegal örgütlerin propaganda ve şiddet eylemlerine dönüşmüştür. Kadıköy İlçesinde meydana gelen olaylar, 3 kişinin ölümü, 58'i polis olmak üzere 76 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanmıştır. Saldırılar sonucu, 12 otomobile kundaklama yapılarak maddî hasar verilmiş, 114 işyeri de tahrip edilmiştir. Olaylara sebebiyet verdikleri gerekçesiyle, 319 kişi gözaltına alınmış ve bunların sorgulamalarına başlanılmış, 9'u tutuklanmıştır; geriye kalanların sorgulamaları halen devam etmektedir. Muhterem milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi, olaylar, 1 Mayısta, saat 09.00'da, Taksim Anıtına -bahsetmiş olduğum bu konfederasyonlar tarafından- çiçek konulması ve saygı duruşunda bulunulmasıyla başlamıştır; ancak, özellikle DİSK, bu mahalde; yani, Taksim Alanında bir toplantı da yapmak istemiştir; muhtelif yörelerden gelen, topladıkları mensuplarla, aynı zamanda Taksim'de de bir eylem ve toplantı yapmak istemişlerdir; güvenlik güçlerimizin müdahelesi sonucu, Taksim'de bu toplantıya izin verilmemiştir. Taksim Alanında bu toplantının yapılacağı daha önceden istihbar edildiği için, 2 bine yakın güvenlik gücü ve gerekli araç-gereç temin edilerek önceden tertibat alınmış, o gün Taksim Alanında böyle bir gösteriye izin verilmemiştir. Bilahara, burada toplananlar Kadıköy'e hareket etmişlerdir. Kadıköy Meydanında yapılacak gösteriler, daha önceden bilgilerimiz dahilindeydi, istihbarî bilgileri almıştık; bu nedenle, burada 4 500 civarında güvenlik gücü konuşlandırılmış idi; ayrıca, Fenerbahçe Stadında da 150 kişilik bir jandarma gücü, ihtiyat olarak bekletiliyordu. Toplantı alanına intikal eden gruplar, daha önceden hazırlanan 45 arama kontrol noktasında denetimden geçirilmişlerdir. Kadıköy Evlendirme Dairesi önündeki kontrol sahasından DHKP-C ibareli pankartı açarak gelmek isteyen, yüzleri maskeli 300 kişilik bir grup, kontrol noktasında kendilerini aratmak istememeleri üzerine, ikazlara rağmen, güvenlik güçlerine ve çevre binalara taşlı sopalı saldırıda bulunmuşlardır. Bir başka istikametten gelen 500 kişilik bir grup da, bu gruba destek vermek suretiyle saldırılarını artırmışlardır. Binaların, işyerlerinin tahrip edilmesiyle gelişen olaylar esnasında emniyet mensuplarına saldırılmış, bu esnada, Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Yön ile birlikte 5 kişi, silahla yaralanmıştır. Bu saldırıdaki grupların yaş ortalamalarına baktığımızda, bunların daha çok 15 ile 20 yaş arasında olduklarını görmekteyiz. Buradaki silahlı çatışma sonucunda, Dursun Odabaş, Hasan Albayrak ve Levent Yalçın isimli 3 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bunlardan Dursun Odabaş'ın, Marksist-Leninist Komünist Partisi örgütü mensubu olduğu, Hasan Albayrak'ın, TİKKO örgütü mensubu olduğu ve Levent Yalçın isimli şahsın da, Bayrampaşa Cezaevinde gardiyan olduğu anlaşılmıştır. Saat 11.45'te Söğütlüçeşme istikametinden yürüyüş kortejine iştirak etmek isteyen DHKP-C, Türkiye Komünist Partisi, TİKKO ibareli pankartlar taşıyan yüzleri maskeli 500 kişilik grup, cadde üzerinde bulunan MHP ilçe binasına molotofkokteyliyle saldırıda bulunmuşlardır. Bu saldırganlar, güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu dağıtılmışlardır. Saat 12.00 civarında alana intikal eden grupların yerleştirilmesiyle birlikte, sendika temsilcilerinin konuşmaları başlamış; ancak, sendika temsilcileri, illegal gruplar tarafından konuşmalarını yapmadan, kürsüden indirilmişler, yasadışı gruplar kürsüyü işgal etmişlerdir. Bu arada, işçilerin toplantı alanını boşalttığı görülmüştür. Geriye kalan militan gruplar, tüm ikazlara rağmen, saat 15.00'e kadar, yasadışı konuşmalarını yapmışlar, eylemlerini de sürdürmüşlerdir. Muhterem milletvekilleri, buradaki sendika mensuplarının sayısı 20 bin civarındadır. Tespitlerimize göre, alandaki yekûn insan sayısı 35 bin ile 40 bin arasındadır. Sendika mensupları, kendilerinin konuşturulmamasını müteakip, alanı terk etmişlerdir, ayrılmışlardır, olaylardan sıyrılmışlardır ve olayı da orada kınamışlardır. Biz, sendika mensuplarına, olaylara katılmamalarından ve buradaki yasadışı, illegal örgütlerle o anda işbirliği yapmamalarından dolayı teşekkür ettik; ben de teşekkür ettim; ancak, hepinizin bildiği gibi, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun düzenleme kurulunun görev ve sorumluluklarını düzenleyen maddesi -ki, bu toplantıları düzeyenleyenler bu kurullardır- kurulun, topluluk toplantı yerinden tamamen dağılıncaya kadar ayrılmamaları gerektiğini, toplantının disiplinini sağlamalarını ve güvenlik güçlerine yardım etmelerini emrettiği halde, bu gruplar, maalesef, bu sahayı terk etmişlerdir. Militan grupların dağılmaları sırasında, cadde ve ara sokaklardaki banka şubelerine, mağazalara, oto galerilerine ve çeşitli işyerlerine saldırıda bulunulmuş ve gelişen olaylar karşısında, güvenlik güçlerinin müdahalesiyle, olayların daha büyük bir boyuta ulaşması önlenmiştir. Güvenlik güçlerimiz, bütün bu olaylara müdahaleler esnasında 58 yaralı vermiş olmalarına rağmen, itidallerini ve soğukkanlılıklarını kaybetmemişler, olayların büyümemesi için, kanunî sınırların ötesinde güç kullanımına başvurmamışlardır. Değerli milletvekilleri, elbette ki, cana, mala, devlete, millete yönelik bu şekildeki şiddet ve tahribat olaylarının hiçbir mazereti olamaz. İddia edildiği gibi, bu olaylar, tarafımızdan, hiçbir surette, asla, hafife alınmış da değildir. Polisin, toplumsal şiddet olaylarında ne tür vasıtalar kullanması gerektiği, kanunlarımızda bellidir. O halde, İçişleri Bakanının, İstanbul'da, 1 Mayıs nedeniyle görev ifa etmiş olan güvenlik güçlerine "silah kullanın" veya "kullanmayın" şeklinde bir talimat verme yetkisi de yoktur. Polisin silah kullanma yetkisi, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 16 ncı maddesinde açıkça belirtilmiştir. Medyada, bana atfen yer alan, silah kullanılmaması yönünde emir verdiğim haberleri, tamemen asılsız ve yanlıştır; ancak, şu hususu da belirtmekte yarar görüyorum: 1 Mayıs gününü, amaçları uğruna kullanmak isteyen terör organizasyonları, küçük yaştaki çocukları toplantı sahasına taşımak suretiyle, güvenlik güçlerinin âdeta elini kolunu bağlamışlardır. Çocuklarını böyle toplantılara gönderen ailelerin bu sorumsuz davranışlarını affetmek de asla mümkün değildir. Görüntülere dikkat ettiyseniz, kalabalığın arasında çocukların sayısal olarak fazlalığı, güvenlik güçlerimizin bu konuda, en büyük endişe kaynağı olmuştur. Muhterem arkadaşlarım, bu olayların genel bir değerlendirmesini yapacak olursak, şu tespiti göz önüne almamız gerekiyor: İllegal örgütler, sürekli, seslerini duyurabilmek ve varlıklarını sürdürebilmek için, eylem yapmak zorundadırlar; ayrıca, her eylemde, tabanlarını genişletme gayreti içerisindedirler. Gaziosmanpaşa olaylarıyla başlayan, İstanbul Taksim'de, Ankara Kızılay'da ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinde sürdürülen olaylar, bu örgütlerde, şiddete yönelme arzusunu da beraberinde getirmiştir. PKK terör örgütünün, kırsal alanda, istediği sonuca ulaşamamış olması nedeniyle, büyük şehirlerde eylem ihtiyacı içine düştüğü de bellidir; aynı zamanda, üniversite gençliğine dönük yeni bir heyecan dalgası yaratmak suretiyle, Marksist terörist grupların azalan militan kadrolarını geliştirme amacı da taşımaktadır. Önce Taksim Meydanında, sonra Kızılay Meydanında daha sonra da Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinde, üniversite harçlarını protesto etmek amacıyla çıkan olaylarda, polis imajı yıpratılmaya çalışılmıştır; şimdi ise, polis, etkisiz gösterilmeye çalışılmaktadır. Değerli milletvekilleri, 1 Mayıs 1996 olaylarını analiz etmek istersek ve neden böyle oldu diye soracak olursak, geçmişe dönük şu tespitleri de yapmak zorundayız: Bu olaylar, 12 Mart 1995 günü, İstanbul Gaziosmanpaşa semtinde bir kıraathaneye vaki saldırı sonucunda başlayan olayların devamı niteliğindedir. Bu olayların temelinde yatan nedenleri hepiniz biliyorsunuz. Burada bu olayların temelinde yatan nedenlere uzun uzadıya girmek istemiyorum. Düşünebiliyor muyuz, her yıl, İstanbul'a ve İstanbul'un varoşlarına, özellikle güneydoğudan, 300 bin-400 bin insanımız geliyor ve buraya gelen bu insanlarımız, yeterince, istenildiği bir şekilde iskân edilemiyorlar; kalabalık aileler biçiminde burada barınmaya gayret ediyorlar. Kaçak yapılaşma ve işsizlik, bu insanların, bu ailelerin ve bu çocukların, bu şekilde, hırs ve kinle toplumun içerisine düşmelerine bir yerde neden oluyor. Muhterem milletvekilleri, basında ve muhtelif kesimlerde, 1 Mayıs olayları nedeniyle bize yöneltilen suçlamalar vardır; bunların en başında, acaba, bu olaylar olurken, gelişirken yeterli istihbarat yapılmamış mıdır?.. Şunu açıkyüreklilikle ifade etmek istiyorum; istihbarat birimlerimiz, bu olaylarla ilgili her türlü istihbaratı, hatta, detaylarına kadar vermişlerdir. İlgili birimler, bu istihbaratları, özellikle 1 Mayıstaki olaylarla ilgili istihbaratları, 15 Nisan itibariyle, her gün almışlardır. Yani, bilgi akışı konusunda ve istihbaratta herhangi bir eksiklik yoktur. Acaba, askerî birliklerden bir yardım istenmiş midir konusuna gelince; askerî birliklerden gerekli yardım istenmiş ve askerî birlikler gerekli yerlerde; ayrıca, jandarmadan gelen 150 kişilik bir güç de Fenerbahçe Stadında konuşlandırılmıştır; ancak, olayların, ani gelişmesi ve ani gelişmesiyle birlikte, süratle ve kısa bir sürede oluşması, bu birliklerin intikalinde bir gecikme yaratmıştır. Şunu memnuniyetle ifade etmek isterim ki, 1 Mayıs olaylarını yaratanların, provokatörlerin, illegal örgütlerin, şiddet eylemcilerinin elebaşılarının büyük bir bölümü, olay günü ve müteakip günlerde yakalanmıştır. Bu olaylara karışanların, daha önce de aynı tip olaylara karışan, sabıkalı, fişli insanlar olduğu ortaya çıkmıştır. Muhterem milletvekilleri, bu olayla ilgili planlamanın eksik olduğuna dair eleştiriler vardır. Şunu rahatlıkla ifade edebilirim; 2 Mayıs günü İstanbul'da yaptığımız incelemelerde, bu olayla ilgili planlamanın, konuşlandırılmanın eksiksiz bir şekilde yapıldığını görmekteyiz. Ancak, herhangi bir mazeretin arkasına sığınmak istemiyorum, böyle bir şeyi de asla düşünmüyorum. Olaylar olmuştur, olaylar üzücüdür, olaylar bizi rencide etmiştir; bunun bilinci içerisindeyim. Buradan alacağımız dersler olduğu kanaatindeyim. Bu bakımdan, tespitlerimize göre, polis çevik kuvvet birimlerinin yeniden yapılanması yönünde, reorganizasyonu yönünde ilgililere gerekli emirleri vermiş bulunmaktayım. Polisimizin, araç-gereç ihtiyaçları, teknik donanım ve özlük sorunlarına ilişkin hususları kapsayan yasal düzenlemeleri, kısa bir sürede, Yüce Meclise getirmeye kararlıyız. Ayrıca, yine, bu konuyla ilgili soruşturma ve incelemelerin ne safhada olduğuna dair sorular vardır. Şunu açıkça ifade etmek istiyorum: İstanbul Valisi de dahil olmak üzere, olayda ihmal ve kusuru olanlar varsa, bunların tespiti için gerekli inceleme ve araştırmayı yaptırmaktayım. Kusur ve ihmali görülenler hakkında, kanunî işlemler eksiksiz yapılacaktır; yasaların emrettiği müeyyideler mutlaka uygulanacaktır. Sayın milletvekilleri, şurasını da açık kalplilikle ifade etmek istiyorum: 1 Mayıs olaylarını, herhangi bir mazeretin arkasına sığınarak geçiştirmeyi asla kabul edemeyiz; bu, söz konusu da olamaz. Sorumluluğumuzun idraki içerisindeyiz; gerek adlî gerekse idarî kovuşturmaların sonuçları, en kısa zamanda, mutlaka, kamuoyuna açıklanacaktır. Bu meyanda, toplumsal olayları ilgilendiren mevzuat boşlukları gözden geçirilecek, Çevik Kuvvet'in reorganizasyon sorunu acilen giderilecektir. Bütün aksaklıkları, her ne şekilde olursa olsun, düzeltmek kararında ve azminde olduğumuzu ifade ediyor, Yüce Meclisi en derin saygılarımla selamlıyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan. Değerli milletvekilleri, gruplara söz hakkı doğmuştur. Grupların söz süreleri 10'ar dakikadır. Grup sözcülerini, özellikle, bu süreye uymaları konusunda uyarmak istiyorum. Hiçbir grubun sayın sözcüsünün, bizi, sözünün kesilmiş olması gibi bir durumla karşı karşıya bırakmayacağını umut ediyorum. İlk söz talebi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Önder Sav'dan gelmiştir; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Sav, süreniz 10 dakikadır. CHP GRUBU ADINA ÖDER SAV (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; 1 Mayısta, Kadıköy'de meydana gelen olaylarla ilgili olarak İçişleri Bakanı Sayın Güney'in gündem- dışı açıklama yapması ve gruplara söz hakkı doğmasından dolayı duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. 1 Mayıs olaylarına bakış açımızı, Sayın Bakanın görüşleri konusundaki düşüncelerimizi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ifade etmek istiyorum. Öncelikle Kadıköylülere, malı tahrip edilen esnafa, mitinge katılıp yarasız beresiz evlerine dönenlere, sivil ve polis kesimden yaralananlara geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum, ölenlerin yakınlarına da başsağlığı diliyorum. Dünyada 1888'den bu yana kutlanan 1 Mayıs, ülkemizde, 108 yıl geçmiş olmasına rağmen, hâlâ, tam rayına oturtulabilmiş, tüm kurallarıyla rahatlıkla kutlanabilen bir gün olma noktasına gelememiştir. Ülkemizde işçilerin, çalışanların her zamankinden çok birliğe, kenetlenmeye, ekonomik ve toplumsal çıkarları için ortak davranmaya gereksinimi olduğu bilinci giderek yerleşmeye başlamıştır. İlk kez bu yıl, çalışanların dört büyük konfederasyonunun 1 Mayısı kutlamak istemeleri anlamlıdır. Aralarındaki siyasal görüş, etnik köken, dinsel inanç ve sendikal oluşum farklılıklarını bir kenara itip, dostluğu, dayanışmayı, kardeşliği ön planda tutmalarını da, ayrıca, altı çizilmesi gereken bir nokta olarak görüyorum. Bu anlamlı birlikteliğin, 1 Mayıs şenliğinin sabote edilip, kana bulanması ise hüzün vericidir. Belli bir süredir, maalesef, ülkemizde bir şeyler ısıtılıyor, bazı olaylar tırmandırılmak isteniyor; toplum, sindirilmeye, yıldırılmaya çalışılıyor; yetkililer, görevliler de, sadece seyrediyor. Üç yıla yakın bir süredir, Sıvas'ta, Madımak yangınıyla başlayan, memurların kıyasıya coplanıp dövülmesiyle, Gazi Mahallesi ve Ümraniye'deki öldürmelerle tırmandırılan, şehirlerdeki kundaklamalar ve cinayetlerle sürdürülen, üniversite öğrencilerinin kışkırtılmasıyla ayakta tutulmak istenen olaylar, en son, Kadıköy'de doruğa ulaştı. Kadıköy'deki 1 Mayıs olaylarının, çok yönlü, derinlemesine incelenmesinin yapılması gerekmektedir. Kadıköy Belediye Başkanı, "iki ay önce, yürüyüş güzergâhının uygun olmadığını, Emniyet Müdürü aracılığıyla İstanbul Valiliğine bildirdik; dar olan sokaklardan, polisin alanı kontrol edemeyeceğini düşünerek, mitingin Kadıköy'de yapılmasının uygun olmayacağı tavsiyesinde bulunduk" diyor. Bu uyarıya, her nedense, kulak asılmıyor, dinlenilmiyor, mitingin, Kadıköy'de yapılmasına izin veriliyor; aslında, hata zinciri de burada başlıyor. Miting saati başlamadan, alana yürüyüşe geçenler, tek tip üniformaları, maskeleri, taşıdıkları bayrak ve pankartları ve yüzlerini kapayan örtüleriyle hemen fark edilebildikleri halde, resmî geçitteki merasim bölüğü muamelesine tabi tutuluyor, rahatlıkla yürütülüyor, miting alanına rahatlıkla sokulabiliyor. Aslında, bunların, oldukça uzun zamanda hazırlanabilecek giysiler ve malzemeleriyle, miting alanına gelmeden önce istihbaratının yapılıp, önleminin alınamayışı, ciddî yönetim anlayışının gerçekleştirilememesine bağlıdır. Basındaki haberlere göre, Sayın İçişleri Bakanının istihbarat birimleri tarafından bilgilendirilmesine rağmen, önlem düşünülmeyişi, ayrıca, düşündürücüdür. Türkiyenin en büyük kentinin Valisinin, 1 Mayısta İstanbul dışında olmasını ihmal ile açıklamak bile güçtür. Valinin "polis biraz pasif davrandı" demesi ve Emniyet Müdürünün "biz, kan dökmek istemedik, müdahale etseydik 3 ölü değil l00 ölü olurdu. Bir de, kamuoyu bunları görsün istedik" şeklindeki sözleriyle Valiyi doğrulaması, işin vahşet ve vahametini, umursamazlığın boyutunun ne noktalara geldiğini sergilemektedir. Emniyet Müdürünün, kendi keyfince, kamuoyu bunları görsün mantığıyla, milyarlarca liralık mal ve 3 canın kaybına seyirci kalması, Valinin deyimiyle pasif davranması, derhal görevden uzaklaştırılması için yeter nedendir. "İdare ve güvenlik güçleri, kendilerinin izin verdiği bu mitingin düzenli yapılmasını, amacından saptırılmamasını, toplantıya katılanların güvenliğini sağlamakla yükümlüdürler. Ciddî, demokratik bir ülkede, cana, mala kastedilirken, futbol maçı izler gibi olayları seyre kalkan polise kimse aferin demez, madalya da vermez; efendi, görevini niçin yapmadın diye sorarlar adama. Olaylarda emniyet güçleri pasif kalmıştır. Siyasal otoritenin cesaret vermesi lazımdır. İdare veya güvenlik kuvvetleri, artık siyasî otoritenin kararlılığını görebilirlerse, daha etkili olurlar." Bu son sözler bana ait değildir. Bu sözler, Hükümet ortağı olan bir siyasî partinin önemli yetkilisinin ağzından çıkmıştır. Günlerdir basında yazılıp, söyleniyor "göstericiler, yürüyüşçüler, talancılar silah kullanılmadan caydırılabilirdi, geriletilebilirdi" deniliyor. Güvenlik güçlerinin olanakları, düzeni ve becerisiyle övünenler, acaba, gaz veya sis bombası, tazyikli su, plastik mermi ve benzeri önleyici yöntemlere niçin başvurulmadığını hiç düşünmüyorlar mı? Kimilerinin, yasal ve izinli mitinge, demokratik haklarını kullanarak katılanları, meydanları harp alanına çeviren yasadışı örgüt militanlarıyla aynı kefeye koyup değerlendirmeleri de, teröristlerin amaçlarına ulaşmalarına katkı yapmaktadır; çünkü, amaç, demokrasi meydanlarını, yasal biçimde haklarını kullanan insanlardan boşaltmak, onları yıldırıp, uzaklaştırıp sindirmektir. Demokratik hukuk devletinde, ülke bütünlüğüne saygılı, devletinden, çalışanlardan yana olanlar bu oyuna asla gelmemelidir. Kamuoyunda, 3 kişinin polis kurşunlarıyla öldürüldüğü sanısı yaygındır; üstelik, 2'si, henüz miting başlamadan önce öldürülmüştür. Bu husus ciddiyetle araştırılıp, aydınlığa kavuşturulmalıdır. DHKP/C, TKP/ML ve TİKKO, MLSPB ve PKK örgütlerinin 1 Mayısı bahane edip, Kadıköy'de sergiledikleri olayları, yasal bir mitingi basmalarını, hiçbir Cumhuriyet Halk Partili, hiçbir sosyaldemokrat, hiçbir demokratik solcu, hiçbir demokrat benimsemez, kabul etmez. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Sav, 1 dakikanız var. ÖNDER SAV (Devamla) – Mitingte, Amerika ve İsrail Bayraklarının yerlere serilip üzerinde yürünmesini kınarız; bir haddini bilmez grubun, Türk Bayrağını ateşe vermek küstahlığını da asla affetmeyiz. (Alkışlar) "Biji Apo", "Gerilla vuruyor, Kürdistan'ı kuruyor" sözleriyle, Misakımillî sınırları içerisinde, Türkiye Cumhuriyetinden ayrı bir devlet kurma özlemini dile getirenlerin, çatısı altında olmakla onur duyduğumuz Türkiye Büyük Millet Meclisinden ayrı bir meclis kurmaya çalışanların ve onlara söz ve eylemleriyle çanak tutanların, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyetini bölmeye güçleri ve nefesleri yetmeyecektir. Yüce Meclise saygılar sunarım. (Alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Sav. Demokratik Sol Parti Grubu adına Sayın Cevdet Selvi; buyurun efendim. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar) Sayın Selvi konuşma süreniz 10 dakikadır. DSP GRUBU ADINA M. CEVDET SELVİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım. Sayın İçişleri Bakanımızın 1 Mayıs ile ilgili gündemdışı söz alması ve Grubumuza da söz hakkının doğması nedeniyle kendilerine teşekkür ederim. Sayın milletvekilleri, 1 Mayısta, özellikle İstanbul'da yaşanan olaylar, tüm kamuoyunda üzüntüyle ve kaygıyla izlenmiştir. Bu olayları yüzeysel olarak ele almak, dar bir açıdan değerlendirmek, şimdiye kadar yapılan yanlışların devamını sağlamak ve giderek daha tehlikeli boyutlar kazanmasına imkân tanımak anlamına gelecektir. Bu bakımdan, Kadıköy'de yaşanan 1 Mayıs olaylarının her yönüyle incelenmesi, irdelenmesi gerekmektedir. Kadıköy'de gelişen olaylarda Hükümetin, güvenlik güçlerinin hazırlıksız olduğu ve ihmali açıkça görülmektedir. Birtakım illegal örgütlerin, uzun süreden beri, 1 Mayıs eylemleri için hazırlık yaptığı, kendi yayın organlarında bile yer almıştır. Eğer, bunlar önceden istihbar edilmemiş ise, bu, bir gaflettir. Eğer, bilgileri olduğu halde gerekli önlem alınmamışsa, bu daha da rahatsız edicidir. Maalesef, ülkemizde, 1 Mayısın sancılı olduğu, yakın tarihimizde de acı ve kanlı 1 Mayıslar yaşanmış olduğu halde gerekli önlemlerin alınmamış olması düşündürücüdür. Böyle bir günde, İstanbul Valisinin makamında bulunmaması, yeni Emniyet Müdürünün "halk görsün istedik" şeklindeki talihsiz açıklaması, hazırlıksızlığın, ihmalin ve sorumsuzluğun açık kanıtıdır. Olayda, gerekli hazırlığın yapılmamış olması, emniyet güçlerinin ve önlemlerin yetersizliğinden de anlaşılmaktadır. Bugüne kadar, önceden belirlenmiş ve yasal izinli bir açık hava toplantısında görülmeyen, maskeli, tek tip elbiseli, PKK flamalı, Apo posterli gruplar, toplantı alanına, önceden yapılan polis kontrolü ve yeterli hazırlık nedeniyle, bu kadar rahat girememiş, korteje kolay kolay katılamamıştır. Bu da, istihbarat açısından olduğu gibi, güvenlik güçlerinin ve önlemlerin de yetersizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca, devlet adamlarının, ülke yönetimine gelmiş politikacıların, üst düzey bürokratların, her fırsatta ve her vesileyle, işadamlarına ait tatil köylerinde, yazlıklarında, otellerinde, yatlarında tatil yapması, kötü bir alışkanlık haline gelmiş olumsuz bir örnek teşkil etmektedir. Ancak, böyle bir önemli günde, bu alışkanlığı sürdüren Valinin, İstanbul'da olmamasının hiçbir haklı gerekçesi olamaz; bunu da, hiçbir sorumlu kişi savunamaz. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar) Sayın milletvekilleri, 1 Mayıs, yüzyedi yıldır, tüm dünyada, değişik biçimlerde de olsa, İşçi Bayramı, birlik ve dayanışma günü olarak ve barış içinde kutlanmaktadır. Türkiye'de de, işçi konfederasyonları, yasal prosedürü yerine getirerek izin almış ve bu günü kutlamak, sorunlarını, bir kez daha anlatmak, duyurmak istemişlerdir; ancak, miting alanında, belirli gruplar tarafından saldırıya uğramış, konuşturulmamış ve kürsüleri işgal edilmiştir. Bu durum, bir taraftan, işçilerin ve sendikacıların, olayların daha da büyümesini önlemek için gösterdikleri anlayışı ve bu mitingdeki amacını ve sağduyulu davranışını göstermesi bakımından önem taşırken; diğer taraftan da, hiç benimsemedikleri, tasvip etmedikleri, cumhuriyet düşmanlığı, devlete, demokrasiye, hatta ulusa karşı düşmanlık anlamı taşıyan tavırlar, saldırılar karşısında ne kadar etkisiz ve güçsüz kaldıklarını da sergilemiştir. Bunun nedeni de, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan, temel taşı sayılan sendikaların ve sendikacılığın, yıllardan beri yıpratılması, kamuoyunda itibarlarının sarsılması, antidemokratik yasalarla, haksız uygulamalarla etkisiz hale getirilmiş olmasıdır. Değerli milletvekilleri, İstanbul Kadıköy'de yaşanan bu son olaylar, geçmiş iktidarların uyguladığı yanlış politikaların bir kez daha gözler önüne gelmesine neden olduğu gibi, geçmişteki iç güvenlik yetkililerinin de başarılı olmadığını göstermektedir. Bütün bunlara rağmen, bu olaylar gerekçe gösterilerek yanlışlar yapılmamalıdır. Ülke gündeminde bulunan önemli konuların, araştırma ve soruşturmaların kamufle edilmesi için kullanılmamalıdır. Çiftçinin mağdur edildiği, işçinin haksızlığa uğratıldığı, memurun, emeklinin aç kaldığı, özelleştirmenin hızlandığı, işsizliğin daha da çoğaldığı, esnafın sıkıntı içinde olduğu bu ortamda, demokratik hakların daha da sınırlandırılması, demokratik hak arama yollarının tıkanması yönüne kesinlikle gidilmemelidir. Geniş halk kitlelerini daha da baskı altına alacak yöntemler kesinlikle düşünülmemelidir; çünkü, bunun çözümü bu değildir. Sayın milletvekilleri, ilk önce ve kısa sürede yapılması gerekenler şunlardır: Bu olaylarda ihmali, hatası ve suçu bulunanlar saptanarak, gereken yasal işlemler başlatılmalıdır. Devlet, halkın can ve mal güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğuna göre, Kadıköy esnafının zararı tazmin edilmelidir. Belirli mağduriyete ve hatta can kaybına uğrayanlar, mesnetsiz ve kanıtsız bir şekilde suçlanarak, olay geçiştirilmemeli, kamufle edilmemelidir; gerçekler aydınlatılmalıdır. Hükümet ortakları, birbirini suçlayarak olayı saptırmamalı ve boşa zaman harcamamalıdır. Değerli arkadaşlarım, özetlemeye çalıştığım bölüm, olayların görünen, bilinen yönüdür; yani, sonuçların değerlendirilmesidir. Bunlar için önlemler alınabilir, gerekli çalışmalar yapılır veya yapılacaktır; ancak, önemli olan olayın kaynağıdır, temel nedenleridir. Rüşvetin, devlet soygunlarının, haksız kazancın, usulsüzlük ve yolsuzlukların her geçen gün yaygınlaşması, yapanın -yurt içinde kalarak veya yurt dışına kaçarak- yanına kâr kalması, haksızlıkların, adaletsizliklerin günlük yaşamın bir parçası haline gelmesi, devlete olan güvenin azalması, bu olayların temel nedenini teşkil etmektedir. Gelir dağılımında uçurum boyutuna ulaşan adaletsizlik, vergideki haksızlık, işsizlik, yoksulluk, pahalılık ve bunların getirdiği umutsuzluk, bu üzücü olayların kaynağını oluşturmaktadır. Özellikle, İstanbul'da yaşanan son olaylara bakıldığında, gençlerin, işsizlerin ve kırsal alandan göç eden insanların yoğunluğu görülür. BAŞKAN – Sayın Selvi, 1 dakikanız var. M.CEVDET SELVİ (Devamla) – Bu olumsuz gelişmelerde, dış kökenli kışkırtmaların etkisi olabilir; ancak, bu gençlerin, halkın, bu etki altında nasıl kaldığı, neden kaldığı incelenmelidir. İlgiyle -ilginç olarak- ibretle izlenen olaylarda, gençlerin, arabalara, vitrinlere, insanlara saldırısının dışında, trafik lambalarına, çiçeklere saldırdığı, hınçla saldırdığı görülmektedir. Bunun önlemleri polisiye tedbirlerle alınamaz, bu genç insanların, bizim insanlarımızın, bizim yetiştirdiğimiz insanların psikolojik durumu, uzmanlar tarafından incelenmeli, bunun sosyal nedenleri araştırılarak, ciddî çözümler bulunmalıdır. Bu gençleri kazanmak zorunluluğu vardır. Sayın milletvekilleri, görüldüğü gibi, eğitim politikasının olmaması, iç güvenlik politikasının tutarlı bir şekilde gerçekleşmemesi, gelir dağılımında ve kalkınmada adaletin sağlanmaması, insanlarımızı, gençlerimizi güç durumda bırakmaktadır. Bu bakımdan, Hükümetin, politikalarını, uygulamalarını tekrar gözden geçirerek... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Selvi, lütfen, 1 dakika içerisinde toparlayınız. M. CEVDET SELVİ (Devamla) – ...bu olayları yüzeysel değil, temelinden çözecek önlemleri bir an önce alması kaçınılmaz hale gelmiştir. Hepinize saygılar sunuyor; başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimi Kadıköylü yurttaşlarıma gönderiyorum. Sağ olun. (DSP, DYP ve CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Selvi. Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Nejat Arseven; buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar) ANAP GRUBU ADINA NEJAT ARSEVEN (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İçişleri Bakanımız Sayın Ülkü Güney'in, İstanbul Kadıköy'de yaşanan 1 Mayıs olayları dolayısıyla Yüce Heyetinize yapmış olduğu açıklamalarla ilgili olarak, Anavatan Partisinin görüşlerini arz etmek üzere huzurunuzdayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi, bir kere daha saygıyla selamlıyorum. 1 Mayıs günü, İstanbul Kadıköy'de, Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve TESK" in, 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarıyla ilgili düzenlemiş oldukları toplantıya karışan yasadışı illegal örgütlerin meydana getirmiş oldukları olaylar, hepimizi yürekten yaralamış bulunmaktadır. 3 sivilin öldüğü, 30 sivil ve 58 polisimizin yaralandığı, araçların ateşe verildiği, mağazaların cam ve çerçevelerinin kırıldığı, malların yağmalandığı ve yüzmilyonlarca liralık maddî hasarın ortaya çıktığı bu olaylarda başlıca suçlular, elbette ki, taş ve sopalarla bu hain eylemlerini meydana getiren illegal örgütler ve onların teröristleridir. Aslında, bu olaylarda, yıkıcı eşkıya ve terör örgütlerinin, bugün, Türkiye'de ve özellikle İstanbul'da, neyin peşinde olduklarını ve amaçlarını, tüm kamuoyu önünde oynadıkları bu oyunla ortaya koymuş olmaları, son yıllarda, beli kırıldığı, bitirildiği ifade edilen terörün, değil güneydoğuda, büyükşehirlerdeki durumunu ortaya koyması da, aslında, bundan sonra, bu konuda yapılması gerekenlerin tespiti, durumun tespiti açısından, bir manada çok da önemli olmuştur. Aslında, o gün, güvenlik kuvvetlerimizin itidalli davranışı, belki bir manada, Kadıköy Meydanının kana bulanmasının ve aslında, o kargaşa anında ayırt edilmesi fevkalade zor olan, halisane niyetlerle orada bulunan ve asıl amaçları 1 Mayıs İşçi ve Emek Bayramını kutlamak olan yüzlerce değerli işçi kardeşlerimizin de yok yere kanlarının dökülmesinin önüne geçmiştir. O gün Kadıköy Meydanında yapılacak olan kutlama ve gösterilerle ilgili olarak, bu bölgede, resmi ve tam teçhizatlı 4 bin güvenlik görevlisinin görevlendirildiği yetkililerce ifade edilmiştir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada, aslında, fevkalade üzücü olan, gerek siyasîlerimizin gerekse basınımızın, bu olaylarda polisin pasif kalması konusunda, İçişleri Bakanımızın ve Sayın Başbakanımızın talimatlarının etkili olduğu yolunda ve buna benzer açıklamalarla, aslında, Yüce Parlamentonun yek vücut olarak karşı çıkması ve bir siyaset malzemesi konusu yapılmaması gereken anarşi ve terör konusunun, maalesef, siyaset malzemesi haline de getirilmesidir. İstanbul İlinde ilk kez olduğu, İçişleri Bakanlığı kaynaklarınca ifade edilen ve 40 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen 1 Mayıs etkinliklerinin, 4 bin kişilik provokasyon grubuna rağmen, 6 bin kişilik bir güvenlik gücüyle kontrol altına alınmak suretiyle, olayların daha büyük bir boyut kazanmasının engellenmiş olmasını ve tabiî, en önemlisi, bu manada katılımla gerçekleşen olaylarda, can kaybının sadece 3 kişiyle sınırlı olmasını da fevkalade önemli bulmaktayız; ancak, son yıllarda, kökünün kurutulduğu, bitirildiği ve üzerine kararlılıkla gidildiği ifade edilen terörün, 1996 1 Mayısında ve henüz iki ayı bulmayan Hükümetimiz döneminde, İstanbul'un göbeğindeki bu gösteri ve eylemin, Hükümetçe de, üzerinde çok dikkatle durulması gereken bir olgu olduğu kanaatindeyiz. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; burada, asıl olan -tekrar ifade ediyorum- anarşi ve terör konularının istismarı değil, doğru tespit ve teşhislerle, kararlılıkla üzerine gidilmesidir. Bu konu, yalnız hükümetlerin değil, aslında, tüm Parlamentonun da ortak sorumluluğundadır. Yine, burada, netice olarak, son dönemlerde, sokağa hâkim olmak istek ve eğiliminde aşırı ısrarlı oldukları görülen şiddet yanlısı grupları, bu davranışlarından, bir şekilde, mutlaka caydırmak gerekmektedir; aksi halin, radikal örgütlerin büyüme ve gelişme sürecine önemli katkılar sağlayacağı da gözden uzak tutulmamalıdır. Bu ve benzeri olaylarda, görevini layıkıyla yaptığına inandığımız tüm güvenlik güçleri ve özellikle polisimizin etkisiz gösterilmesi ve yıpratılmasının da son derece yanlış olduğunu bir kere daha ifade etmek istiyorum. Yine, bu bağlamda, İçişleri Bakanımızın, konuyla ilgili bazı görevliler hakkında gerekli idarî soruşturmanın açılmış olduğu ifadesini de memnuniyetle karşılamakta olduğumuzu, huzurunuzda bir kere daha ifade ediyorum. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu olayda, illegal örgütlerin, eylemleri ve provokeleri için 1 Mayıs gününü seçmiş olmaları da, aslında, bir tesadüf değildir. Polisten sâdır olacak çok sert bir davranışın, aslında, orada halisane duygularla bulunan, vatanın birliği ve bütünlüğünü her şeyin üzerinde tutan işçi kardeşlerimize yönelik bir olay gibi gösterme gayretleri de, asil Türk polisinin olgun ve bilinçli davranışıyla neticesiz kalmıştır. Burada, aslında, çok basiretli davranan ve olayda, büyük ölçüde can kaybına sebebiyet vermeyen güvenlik güçlerimizi takdir etmek gerekmektedir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde yaşanan olaylarda, polisimizin, gereksiz yere, çok sert davrandığı iddiaları da, basınımızda geniş bir biçimde yer almış ve kamuoyunda tartışılmıştır. Böyle, çok önemli ve hassas toplumsal olaylarda, görüntülü ve yazılı medyanın, konunun önemine ve hassasiyetine binaen, çok dikkatli olması gereği de, bir vakıadır. Çünkü, toplumsal olaylarda, gerek polisin, güvenlik güçlerinin, tahriki ve şartlandırılması vatandaşların aynı yönde yönlendirilmesi neticesi, olayların büyüme temayülü ortada apaçık durmaktadır. Bugün, Türkiye'de, tüm anayasal kuruluşların, artık, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüne kastettikleri konusunda hiçbir tereddüt bulunmayan bu kır ve şehir eşkıyasının yok edilmesi ve tabiî, toplumumuzda, bu gibi yeni insanların ürememesi, yetişmemesi için gerekli her türlü ekonomik ve sosyal tedbirleri alma konusundaki zorunlulukları da ortadadır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bölücü eşkıya ve teröre, bugüne kadar kurban verdiğimiz tüm güvenlik güçleri mensuplarımıza ve vatandaşlarımıza, bu vesileyle, Anavatan Partisi Grubu adına, Tanrı'dan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum, Yüce Heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Arseven. Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Necmettin Dede; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA NECMETTİN DEDE (Muş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Doğru Yol Partisi Grubu ve şahsım adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum. 1 Mayıs 1996 günü İstanbul'da meydana gelen olaylar, belirli bir süreç içerisinde gelişerek, günümüze kadar gelen olayların bir halkasını oluşturmaktadır. Ülkemizi, 12 Eylül 1980 öncesindeki iç karışıklıklara sürüklemek isteyen bazı mihraklar, bundan önce, 12.3.1995 günü, İstanbul'da, Gazi Mahallesinde ilk senaryolarını ortaya koymuşlardır. Yasadışı örgütler, burada, etnik özellikleri olan bu bölge halkıyla devleti karşı karşıya getirmeye çalışmışlar ve bir ölçüde de muvaffak olmuşlardır. Burada, güvenlik kuvvetlerinin her türlü önlemi almasına rağmen, yasadışı örgütlerin provokasyonu sonucu, olay, kontrolden çıkmış; olayın başlangıcında 1 kişinin ölümü, 11 vatandaşımızın yaralanmasına mukabil; yasadışı örgütler, bölgenin etnik yapısını kullanarak, kitle ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmişler; sonrasında, 16 vatandaşımızın ölümüne, 34'ü güvenlik görevlisi olmak üzere 154 vatandaşımızın da yaralanmasına sebebiyet vermişlerdir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ittifak etmiş terör örgütleri, imkân buldukları her ortamda, değerlendirmeye çalıştıkları üniversite harçlarını bahane ederek, öğrencileri sokağa dökmüşlerdir; Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa İllerinde, üniversite gençliği ile güvenlik kuvvetlerini karşı karşıya getirmeye çalışmışlardır; sonuçta, bazı üniversitelerimizde önemli ölçüde tahribat yapmışlar, milyarlarca liralık maddî hasarın yanında, akademisyenlerimizin göznuru, elemeği olan bilgi ve dokümanların yok olmasına neden olmuşlardır. 1 Mayıs günü, işçi kesimini de bu olayların içine çekmeye çalışan provokatör güçlerin, olayları, bir isyan havasında sürdürmek istemelerine ve bunun için her şeyi yapmalarına rağmen, güvenlik güçlerimizin sağduyulu davranmaları sonucu, olayların çok büyük boyutlara ulaşmasının önüne geçilmiştir. Zamanında şairimiz ne diyor: "Geçmişten adam hisse kaparmış, ne masal şey! Beşbin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi? Tarihi, bir ezelî tekerrür diye tarif ederler, Hiç, ibret alınsa, tekerrür mü ederdi?" Sayın milletvekilleri, 1977 yılında, ülkemiz, kanlı 1 Mayıs olaylarına şahit olmuştu. Aynı olaylar, ondokuz yıl sonra yine tekerrür ediyor. 1 Mayıs, yüzon yıldır dünya devletlerinde huzurla, şenlikle, güvenle kutlanıyor. Eski sosyalist ülkelerde de bunu görüyoruz, kimsenin burnu kanamıyor. 1 Mayıs, dünyanın bütün devletlerinde, Amerika'da, İngiltere'de, Fransa'da, her yerde şenlikle kutlanıyor; ama, Türkiye'ye gelince, ne hazindir ki, kan revan, gözyaşı... Özgürlük diyoruz... 1 Mayıs, çalışanların bayramıdır. Ülkemizde, güya 1 Mayıs kutlanıyor, güya bir bayrama katılınıyor, güya bir ideale hizmet ediliyor. Bu yıkma, bu yakma, bu yağmalama, bu öldürme, hangi idealdir, hangi siyasettir, hangi inançtır, hangi ideolojidir?!. Türkiye, hukuk devleti olsun, insan haklarına saygı göstersin, insan hakları saygı görsün, insanlarımız saygı görsün; Türkiye'de, talebenin, işçinin, çocuğun, emeklinin, yoksulun, dulun sorunları, ülkedeki en iyi şartlarla çözülsün, bunu istiyoruz. Sokakta, arabalar ateşe veriliyor; bankalar, resmî daireler tahrip ediliyor... Demin bir sözcümüz arz ettiler; trafik lambası kırılıyor, çiçeklerimiz yolunuyor... Bu mu demokrasi?.. Dükkânların camlarını kıranlar, yağma yapanlar, ortaya çıkıp "hürriyet" desin!.. Bu, hiçbir insafa sığmaz. Türkiye'yi gelişmiş ülke yapmak iddiasında samimi isek, her şeyi, sadece devletten beklemeye hakkımız yoktur; hele, polisin üst aramasına kızmak, tepki göstermek, hiçbir insafa sığmaz. Polisimiz, benim çocuğumdur; polisimiz, sizin çocuğunuzdur; polisimiz, akrabamızın çocuğudur; polislerimiz, hepimizin birer hemşerisidir. Gençlerimiz, benim çocuğumdur; gençlerimiz, sizin çocuklarınızdır; gençlerimiz, akrabalarımızın çocuklarıdır; gençlerimiz, hemşerilerimizin çocuklarıdır. Bunları karşı karşıya getirmek, insafsızlıktır. Polisi gözden geçirmek gerekir; polisin araç ve gereçlerini gözden geçirmek gerekir. Polis, hadisede, belki, araç ve gereçten dolayı kusurlu olabilir. Polise, eğitim vermemiz gerekir. Zamanında alınan polislerle, bugünkü polisleri mukayese etmek, insanları, son derece üzüntüye sevk eder; ama, bugün, polisin bilinçli olması, bu örgütün, hepimizin gönlünde taht kurmasına yeterlidir. Gençlerimizi, örgüt eline teslim etmeyelim. Bütün partiler, gelin, elimizi taşın altına birlikte sokalım; bu kutsal çatı altında, birlik ve beraberliği sağlayalım. Ülkemiz insanı, örf, âdet ve inançlarına bağlıdır; Bayrağına, Ezanına, kültürüne saygılıdır, bağlıdır; gelin, gençlerimizi bu törelerle yetiştirelim. Görüyoruz, polis kusurlu görünüyor. İnanıyorum ki, o gün polis direnseydi, daha çok kan dökülürdü; ama, akıllıca davranmakla, sadece maddî hasara yol açılmıştır. Belki bazı kusurlar görülebilir; zaten, Sayın Bakanımız da söylediler, ilgililer hakkında gerekli işlem yapılacaktır. Değerli milletvekilleri, meydanda toplanan onbinlerce işçimiz de olayların dışında kalarak, alanı terk etmişlerdir. Bu işçi kardeşlerimiz, terör örgütlerinin oyuncağı haline gelmiş militan gençleri, kanunsuz gösteri ve saldırılarıyla başbaşa bırakmışlardır. Olayları, sıkıntı içerisinde yaşayan kent varoşlarının başkaldırısı şeklinde değerlendirmek son derece yanlıştır. İstanbul'un nüfusunun yarıya yakın bir kısmı gecekondu bölgelerinde yaşamaktadır. Bu, 4-5 milyon nüfus demektir; halbuki, olayları gerçekleştiren kişilerin sayısı 3-4 bini geçmemektedir. Kaldı ki, bunların en az yarısı dışarıdan gelmiş örgüt militanlarıdır. BAŞKAN – Sayın Dede, 1 dakikanız var. NECMETTİN DEDE (Devamla) – Değerli milletvekilleri, yüzlerini kapatan militanlar, yok olan bir sistemi ülkemizde hortlatmaya çalışan mihraklarca kandırılmış, beyinleri yıkanmış gençlerimizden başkası değildir. Güvenlik kuvvetlerimiz olaylarda sağduyulu hareket ederek, olayların daha da tırmanmasını önlemiş ve işçi vatandaşlarımızla polisimizin karşı karşıya gelmesi şeklindeki provokatör senaryosunu bozmuşlardır. Bir başka açıdan baktığımızda, demokrasi, kendisini ortadan kaldırmak isteyenlerin sığınağı, barınağı olamaz. Demokrasiyi, teröre kalkan ve sığınak yapmak isteyen çevreler, demokrasi düşmanlarıdır. Onların oyunlarına gelerek zafiyet içinde olmayalım. Demokrasi cesur insanların rejimidir. Çok değerli arkadaşlarım, güvenlik güçlerine sahip çıkmayan bir devlet, devlet olma vasfından uzaklaşır. Güvenlik güçlerine yapılan saldırı, doğrudan doğruya devlete yapılan saldırıdır, başkaldırıdır, isyandır. Örgütlü teröre başka gerekçeler aramak lazımdır... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Dede, lütfen 1 dakika içerisinde sözlerinizi tamamlayın... NECMETTİN DEDE (Devamla) – Ülkemizin bütünlüğüne, milletimizin birliğine, vatandaşlarımızın huzuruna, can ve mal güvenliğine yönelmiş saldırılara asla hoşgörüyle bakılamaz. Terörle mücadelede başarının ve sonuç almanın sırrı, kararlılıktır. Gelişmenin boyutlarının önceden kestirilmeyişi, devlet güçleriyle toplumsal hadiselerin kontrol altına alınmayışı önemli sorunlar yaratmaktadır. Diğer bir husus da, güvenlik kuvvetlerimizin teknik ve teçhizat yönünden gerekli önlemleri almasıdır. Bu tür üzücü olayların bir daha olmaması temennisiyle sözlerime son verirken; Sayın Başkan ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin sayın üyelerini en içten duygularımla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Dede. Refah Partisi Grubu adına, Sayın Mehmet Ali Şahin; buyurun. (RP sıralarından alkışlar) Sayın Şahin, süreniz 10 dakikadır. RP GRUBU ADINA MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) – Teşekkür ederim. Muhterem Başkan, Meclisimizin saygıdeğer üyeleri; Refah Partisi Grubu adına hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlarken 1 Mayısta meydana gelen olaylarla ilgili olarak Meclisimize bilgi sunmayı görev bilen Sayın Bakanımızı da kutluyorum, kendisine teşekkür ediyorum. Efendim, 1 Mayısta ne oldu da, bugün, burada, 1 Mayısı görüşüyoruz. Bundan bir hafta kadar önce, dört konfederasyon bir araya gelerek 1 Mayısta bir kutlama töreni yapmak istiyorlar ve İstanbul Valiliğine başvuruyorlar. İstanbul Valiliği de, kendilerine, Kadıköy meydanını tahsis ediyor. Peki, daha sonra ne oluyor; akşam televizyonları başında haberleri izleyenler, halkımız ve hepimiz dehşet içinde kalıyoruz. Görünen nedir; gördüğümüz nedir; halkımızın izlediği nedir? Görünen, âdeta, birtakım illegal örgütlerin ihtilal provasıdır. Yasadışı hemen hemen tüm örgütler, düzenli bir ordu gibi, âdeta resmigeçit yapıyorlar. Buna, günlerce önceden hazırlandıkları belli. Tek tip elbise diktirmişler, tek tip sopalar hazırlamışlar; militanların birçoğu da yüzleri maskeli şekilde oraya intikal etmiş. Peki, daha sonra ne gördük; televizyonları başında olayı izleyen vatandaşlarımız, milyonlar ne gördüler? Dört konfederasyona mensup işçiler veya bu konfederasyonun mensupları alana toplanmışlar ve programlarını icra ediyorlar; ancak, bu militanlar, yasal toplantıyı basıyorlar, kürsüyü işgal ediyorlar, konuşmakta olan sendika başkanlarından birinin konuşmasına bile mani olarak, elinden mikrofonu kapıyorlar. Bütün bunlar karşısında, Kadıköy meydanına, sadece yasal kutlamalar için gelen işçilerin çok büyük bir çoğunluğu, başkanlarıyla birlikte oradan ayrılmak zorunda kalıyor ve artık, meydan, tamamen teröristlerin ve militanların... Biraz önce Sayın Bakanın ve benden önce konuşan siyasî parti sözcülerinin de belirttikleri gibi, yüzlerce işyeri tahrip ediliyor değerli arkadaşlarım. Önlerine ne gelirse yakıp yıkıyorlar; kamu malına zarar vermek için özel gayret gösteriliyor. Hatta, bundan, baharın müjdecisi olan laleler bile nasibini alıyor ve en korkuncu, belki de televizyonları başında hepimizi en çok üzeni; bir emniyet mensubumuz hunharca dövülüyor, dakikalarca dövülüyor. Bu emniyet mensubu dövülürken, ortada dövenler var, dövülen de var, bir de televizyon kameraları var; ama, asıl, orada olması gereken yok. Asıl, orada olması gereken İktidar... İktidar yok; ama, devletin polisi, orada, teröristlerce hunharca dövülüyor. Şimdi, bu noktada, halkımızın kafasında oluşan, onların vekilleri olarak bizlerin de kafasında mevcut olan şu sorulara cevap arıyoruz. Sayın Bakanın konuşmasında bu sorulara cevap yakalayamadım; ama, bu soruların mutlaka bir cevabı olmalı, bu sorulara cevap bulunmalıdır. Militanlar, özel elbiseler içinde, yüzleri maskeli, ellerinde tek tip sopalar, yürüyüş kolu halinde alana geliyorlar. Belli ki daha önceden hazırlık yapmışlar. Peki, istihbarat teşkilatlarımızın bunlardan haberi yok mudur? Deniyor ki, olmaması mümkün değil. Peki, neden önüne geçilmemiştir? Cevaplandırılması gereken ikinci temel soru şudur: İstanbul Emniyet Müdürü, 1 Mayıs için Kadıköy Meydanında 5 bin polisin görevlendirildiğini söylüyor. Biraz önce, Sayın Bakan, bunu, 4 500 olarak ifade ettiler; ancak, olayları izleyenler, meydanda 500 polisin bile olmadığını söylüyor. Bu gerçek midir? Eğer gerçekse, polisi olaylara sokmayan, meydanı militanlara bırakanlar kimlerdir? Polise, ta Ankara'dan, bakan veya Başbakan tarafından yetkilerini kısıtlayacı müdahalede bulunulduğu söylentileri yaygındır; bu doğru mudur? Bu sözler de, Hükümetin büyük ortağının sözcülerine ait beyanlardır. Hiç şüphesiz ki, bu sorulara da, Hükümetin, özellikle İçişleri Bakanımızın cevap vermesi gerekir. Üçüncü soru şudur: Eylemcileri dağıtmak için, elde su sıkacak panzer yok mudur; varsa, neden ortaya çıkmamıştır, çıkarılmamıştır? Göstericileri su sıkarak dağıtmak mümkün değil midir? Neden göz yaşartıcı bomba kullanılmamıştır? Devletin çevik ve çelik kuvvetleri, neden, yerli yersiz ve bilinçsiz müdahalelerle suçludan kaçan bir görüntüye mahkum edilmiştir? Polise "olayı uzaktan takip edin" denilmişse, bu, bir sivil polisin linç edilmesine de duyarsız kalabilirsiniz demek midir? Özellikle, Kadıköy'deki emniyet güçlerinin başında bulunan İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Yön'ün ağır şekilde yaralanması, tabanca ve telsizinin elinden alınmasını müteakip ekipleri kim sevk ve idare etmiştir? Ali Yön ekipler tarafından niçin korunmamıştır? Olayda, çevrede hazır bulunduğu söylenen askerî birliklerden niye yardım istenmemiştir? Ankara'da Kızılay'da, İstanbul'da Taksim'de, bu gibi toplantı ve gösteri yürüyüşlerine izin verilmezken, en az bu yerler kadar işlek olan, hassas olan Kadıköy Altıyol Caddesi ve İskele Meydanında bu toplantıya niçin izin verilmiştir? Ben İstanbul Milletvekiliyim ve gayet iyi biliyorum ki, İstanbul Valiliği, her yıl, nerelerde açık hava toplantısı yapılacağını tayin eder. Bu yerler de, Gaziosmanpaşa Meydanı ve Abideihürriyet Meydanıdır. Kadıköy, Valiliğin açık hava toplantısı için tahsis ettiği bir yer değildir. Neden burası özellikle bu toplantı için seçilmiştir? Olayların vuku bulduğu Kadıköy'de işyerleri bulunan esnaf tahminen 300 milyarı aşan zarara uğramıştır. Zaman zaman bu kürsüden değişik vesilelerle özür dileyen Hükümetin, Kadıköy esnafından özür dilemesi ve zararlarını tazmin etmesi gerekmez mi? (RP sıralarından alkışlar) Değerli milletvekilleri, hiç şüphesiz, yetkililer, bu olaylarla ilgili birçok değerlendirmeler yaptı. İstanbul'un yeni Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu da değerlendirme yaptı ve 1 Mayıs olaylarını değerlendirirken "kan dökmek istemedik; müdahale etseydik, 3 ölü, 100 ölü olurdu" dedikten sonra hemen ardından ekliyor "bir de kamuoyu bunları görsün istedik" diyor. Eğer, bu ifade, bir sürçülisan değilse, son derece talihsiz bir beyandır. Sayın Yazıcıoğlu'nun demokrat kişiliğini kamuoyu yakinen biliyor; ancak, hangi amaçla söylenmiş olursa olsun, böyle bir ifadeyi, milletimiz, bundan onaltı yıl önce de duymuştu. Birilerinin "olaylar biraz pişsin bakalım, kamuoyunun tepkisi ve beklentisi en üst noktaya çıksın da bir görelim bakalım diye bekledik" değerlendirmelerini, biz, onaltı yıl önce de duymuştuk. Eğer, bugün, bu ülkede, hâlâ, bu tür olayların bu şekilde gelişmesinden fayda umanlar varsa, onların heveslerini kursaklarında bırakmak, bu Meclisin, 550 kişilik 20 nci Dönem Parlamentosunun görevidir. (RP sıralarından alkışlar) Değerli arkadaşlarım, ben inanıyorum ki, Meclisimiz bu potansiyele sahiptir; ancak, Meclisimiz, bu görevi, bu Hükümetle yapamaz. Niçin; çünkü, bu Hükümetin bu görevi yapabilmesine yapısı müsait değil. Dün, Sayın Başbakanın -Sayın Mesut Yılmaz'ın- basın toplantısını izledik ve kendisi "daha önce kurulmuş olan Hükümetlerden, bizim, iki bakımdan farklılığımız var; bunlardan bir tanesi, biz, bir azınlık hükümetiyiz; diğeri de, biz, dönüşümlü başbakanlığa göre yönetilen bir azınlık hükümetiyiz" dediler; ama, iki aylık süre şunu göstermiştir ki, bu Hükümetin bir önemli özelliği daha vardır; o da, muhalefeti kendi içerisinde bir Hükümet... Muhalefeti kendi içerisinde olan bir Hükümetin, Türkiye'nin ağır sorunlarını yüklenmesi ve bunları çözmesi mümkün değildir. Aslında, Refah Partisi olarak bizim, Cumhuriyet Halk Partisinin, Demokratik Sol Partinin muhalefet yapmasına hiç gerek yok; Sayın Çiller olduktan sonra, Doğru Yol Partisi olduktan sonra, bu Hükümete muhalefet olarak onlar yeter de artar bile. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Şahin, son 1 dakikanız kaldı. MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, birbirlerini imhaya çalışan iki ortak, kendi içinde kavgalı olan bu Hükümet, Türkiye'nin -takdir edersiniz ki- hiçbir meselesini çözemez, akan kanı durduramaz, ekonomik sıkıntıları aşamaz, sosyal problemleri çözemez. 1 Mayıs olaylarının temelinde siyasî otorite boşluğu vardır. Eğer, aklı başında bir siyasî iktidar olsaydı, 1 Mayıs olaylarından önce mutlaka şu tedbirleri alması gerekirdi: (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sayın Başkan, tamamlıyorum... BAŞKAN – Lütfen 1 dakika içerisinde tamamlayın. MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Birkaç gün önceden istihbarat birimlerinin elde ettikleri bilgiler doğrultusunda, aramaların, şüpheli yerlerde mutlaka yapılması gerekirdi. Olay çıkaracağı istihbar edilen illegal örgüt mensuplarının bulunduğu yerlerde, bu olayla ilgilerini tespit edecek çalışmalar mutlaka yapılmalı ve bu olaylar engellenmeliydi. Miting meydanına gelen eli sopalı militanlar ciddî bir şekilde aranarak, ellerinden sopaları ve silahları alınmalıydı. Olaylar sırasında -TV'den izlediğimiz- bu aramaya müsaade etmeyen grupların, derhal, ciddî bir müdahaleyle dağıtılması gerekirdi. Bu yapılmadığı için illegal örgütler cesaret bulmuşlardır. Olayların başlama temayülü belirince, gelişmesini önlemek için, derhal, mevcut 5 bin polis ve hazır beklediği söylenen askerî birlikler, topluluğu kontrol altına almalıydı. Bütün bunlardan önce, herhangi bir şekilde, topluluk içerisinde bazı grupların yan sokaklara dağılarak tahribat yapmasına hiçbir zaman imkân verilmemeliydi ve... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Şahin, teşekkür ediyorum. MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Ben de teşekkür ediyorum; hepinize saygılarımı sunuyorum efendim. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 1 Mayıs olaylarına ilişkin İçişleri Bakanı Sayın Ülkü Güney'in gündemdışı konuşması üzerinde grupların açıklamaları tamamlanmıştır. IV. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR 1. – İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in, İstanbul Milletvekili Ali Şahin’in, sözlerine farklı bir nitelik atfetmesi nedeniyle konuşması BAŞKAN – Sayın Güney'in, Refah Partisi sözcüsü tarafından, sözlerine farklı bir nitelik atfedildiğine ilişkin yazılı bir talebi vardır. İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Evet efendim. BAŞKAN – Çok kısa olmak üzere; buyurun efendim. İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, muhterem arkadaşlarım; Refah Partisi Sözcüsü Sayın Şahin, bizim, polise, ateş açmaması için, siyasîler olarak, buradan emir vermiş olabileceğimizi ifade ettiler. Zannediyorum, arkadaşımız, benim daha önceki konuşmamı iyi takip arkadaşımız; çünkü ben, o konuşmamda, son derece açık ve net bir ifadeyle, tarafımızdan böyle bir emrin verilmediğini, kanunen de bunun mümkün olmadığını ifade ettim "kanun sarih" dedim ve kanunun o maddesini de okudum. Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda, polisin nerede, nasıl ve ne zaman silah kullanacağı açıkça yazılmıştır. Buradan, bir siyasînin, herhangi bir şekilde "silah kullanın" veya "kullanmayın" demesi abestir; bunu hiç kimse yapmaz ve böyle bir şey yapılmamıştır. Bunu, açık ve net bir şekilde ifade etmiş olmama rağmen, zannediyorum, değerli arkadaşım bu konuyu kaçırdı. İkincisi -tabiî, onu da biraz ifade ettim; ama, zamanımın darlığı nedeniyle anlatamamıştım- televizyonda, bir karede, bir saniyede veya bir dakikada, bazı resimleri hep birlikte görüyoruz. Ben, olayların hemen akabinde İstanbul'a gittim ve polisin bu olaylarda çekmiş olduğu bütün video filmleri başından sonuna kadar seyrettim. Muhterem milletvekilleri, burada, tahribat ve dövülme olayı, artık, militan grupların sahayı terk etmesinden sonra olmuştur ve bunlar, burada, müteaddit sokaklara, sokak başlarına dağılmış ve böyle gitmişlerdir. İşte, bu dağılma noktalarında bu tahribat olmuştur; ancak, siz de takdir edersiniz ki, çıkışta, dağılınacak her noktada, yeterli bir güç bulunmayabilir; çünkü, çok çeşitli yerlerden dağılma olmuştur. Bu açıdan, ilk aşamada, belki, orada polis görmüyorsunuz; ama, eğer, biraz devamını görmeniz mümkün olsaydı ki, ben, videoda seyrettim, gördüm...Zaten, yakalanan bu kadar insan da, olayı müteakip toplandı. Şunu açıkça ifade ediyorum; bugün, bu insanların yüzde 70'inden fazlası elimizdedir. Eğer, orada polis olmasaydı, gerekli tedbirler alınmasaydı; 5 bin polis yerine, sadece 500 polis görev yapmış olsaydı 40 bin kişiye karşı, bunun mümkün olmayacağını, sizler de takdir edersiniz. Şimdi, diğer bir nokta; istihbaratın nasıl yapıldığını, nasıl bildirildiği... Burada, çok sayıda, İçişleri Bakanlığı mensubu var; eskiden İçişleri Bakanlığı yapmış olan değerli dostlarımız var. 15 Nisandan itibaren, istihbarat birimleri, bu eylemlerin yapılacağı konusunda bütün illerin valilerini uyarmışlardır; her gün bu uyarılar yapılmıştır; çünkü, onlar, bize, bilgi niteliğinde gelmektedir; biz, bunları takip ediyoruz, olmuştur. Ee, peki, canım, bu istihbarat yapıldı da, bu olaylar niye oldu?!. Toplumsal olayların karakteristiğini bilirsiniz. Her türlü tedbiri aldığınız halde, bazen, bu olaylarda, hiç ummadığınız, hiç beklemediğiniz süprizler de olabilir. Burada, sadece gelen insanların aranması için 45 merkez kurulmuştu, istasyon kurulmuştu ve bu istasyonlarda, gelen insanlar arandı tarandı. Zaten ilk olay da, bu istasyonların birinde çıktı; yani, bunlar yapılmıştır. Burada, gelip, yani, keenlemyekün, böyle, hiçbir şey alınmamıştır demek, bence, polise, güvenlik güçlerine haksızlıktır; bunu ifade etmek istedim. Bana bu fırsatı verdiği için Sayın Başkana teşekkür ediyorum; hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan. Değerli milletvekilleri, 1 Mayısın, bundan böyle, ülkemizde de güvenli bir ortamda ve huzur içerisinde kutlanmasını diliyorum. Yaşadığımız bu talihsiz olaydan alınacak derslerin de, terör örgütlerinin inisiyatifinin kırılması ve bu arada, az sayıda da olsa, kimi kamu görevlilerinin, kendilerini siyasî otoritenin üzerinde görme alışkanlığının aşılması sonucunu beraberinde taşımasını diliyorum. (DSP sıralarından alkışlar) Şimdi, gündemdışı konuşmalara devam ediyoruz. III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam) A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR (Devam) 2. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, hayvan yetiştiricilerinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Mehmet Halit Dağlı’nın cevabı BAŞKAN – Hayvancılığın sorunları konusunda, Refah Partisi Yozgat Milletvekili Sayın Dr. Kâzım Arslan; buyurun efendim. Sayın Arslan, süreniz 5 dakikadır. KÂZIM ARSLAN (Yozgat) – Teşekkür ediyorum. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerime başlarken sizleri hürmetle selamlıyor, sizlerin şahsında, tüm milletimizin, geçmiş mübarek Kurban Bayramlarını da tebrik ediyorum. Bayram tatili süresince, biz de birçok arkadaşımız gibi seçim bölgemizdeydik; bu vesileyle, insanlarımızla, bir defa daha dertleşme imkânımız oldu. Hepimizin bildiği üzere, insanlarımız, pek de iyi bir durumda değil. Haksızlığa prim veren, hırsızlık üreten, üretimi değil rantçılığı teşvik eden bu adaletsiz düzen, maalesef, insanlarımızı, çok büyük sıkıntılara maruz bırakmıştır; pek tabiî olarak, bu sıkıntıdan, toplumumuzun bütün kesimleri etkilenmektedir. Bugün –Kurban Bayramıyla da ilgili olması sebebiyle– besicilerimizin bazı sıkıntılarından bahsetmek istiyorum. Bilindiği gibi, tarım ve hayvancılık, halkımızın çok önemli bir bölümünün geçim kaynağıdır. Ancak, son senelerde, birçok alanda olduğu gibi, tarım ve hayvancılık alanında da, politikasızlık, politika olmuş, bu konuda, âdeta sistem tıkanmış ve iflas noktasına gelmiştir. Uygulanan birtakım yanlış politikalar neticesinde, nohut, mercimek, buğday vesair üreticilerini perişan eden, soğan üreticilerinin ise âdeta anasını ağlatan devletimiz, bugün de, uygulanan bu yanlış politikalar sonucunda, hayvancılığımızı iflas noktasına getirmiştir. Bütün umudunu kurbanlık satışlarına bağlayan besicilerimizin -Kurban Bayramı sonucunda- bu umutları boşa çıkmış ve çaresizlik içerisinde düşünmektedirler. Bugün, Yozgat İlimizde ve zannediyorum birçok ilimizde de, kurbanlık için yetiştirilip satılığa çıkarılan hayvanların yüzde 90'ı besicilerin elinde kalmıştır. Hayvan yetiştiricilerinin, besicilerin bu hayvanları beslemeye devam edecek gücü kalmamıştır, zaten gırtlağına kadar borç içerisindedir; satsa, alan yok; atsa, atılmaz; soğan değil ki, götürüp Çekerek Irmağının kenarına döksün; bu çaresizlik içerisinde kara kara düşünmektedirler. Yine kurban veresiyesi olarak yem satan, köylümüzün birtakım ihtiyaçlarını gideren küçük esnafımız da, 5 Nisandan sonra, bu ikinci badireyi nasıl atlatırım diye kara kara düşünmektedir. Şüphesiz bütün bunlarda, milletimizin yaşadığı ekonomik sıkıntıların rolü vardır; milletin alım gücü kalmamıştır, ama bu devleti yönetenler de kime hizmet ettiğini bilmek zorundadır. Son bir yıl içerisinde, bakanlık ve özel sektör aracılığıyla, 73 bin baş damızlık düve, 38 bin baş besi ve 325 bin adet kasaplık hayvan ithaline izin verenlerin, bugünleri hesap etmeleri gerekirdi. Evet; bu kadar hayvan ve bir o kadar da et ithaline izin verenler, hayvancılığımızın bugün can çekişir duruma gelmesinin yegâne sebebidirler; bir yılda yemin torbasını 250 bin liradan 1 milyon liraya çıkaranlar da, gene, bu işin müsebbibidirler. Bundan sonrası için ise kâhin olmaya gerek yok, gene 3-5 rantçı bayram edecektir; zira, köylümüz, elindeki hayvanları yok pahasına satmak zorundadır ve köylünün alınteri üzerinde, bu sayede üç-beş kişi servetine servet katacaktır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu arada, sırası gelmişken, az önce bahsettiğim hayvan ithalatıyla ilgili birkaç çarpıklıktan da bahsetmek istiyorum. İthal edilen bu hayvanlarda hastalık ve ölüm oranı son derece yüksektir. Her ne kadar, Sayın Tarım Bakanımız, daha önce, bu konuyla ilgili önergeme verdiği cevapta, gerekli sağlık kontrollerinin ve karantinanın yapıldığını, ülkeye hastalıklı hayvan girmesinin mümkün olmadığını söylemiş ise de, maalesef, gerçek budur; yurdumuza çok miktarda hastalıklı hayvan girmiştir ve millî servet, birilerinin çıkarı için heba edilmiştir. Sayın Bakanımız, aynı önergeme verdiği cevapta, böyle bir duyum aldığını ifade etmişse de -üzülerek ifade ediyorum- bunda, birtakım bakanlık mensuplarının, şirketlerin gizli ortakları olmalarının veya komisyon almalarının rolü olduğuna dair çok ciddî duyumlar ve çok ciddî yaygın kanaatler vardır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Arslan, lütfen, 1 dakika içinde konuşmanızı bitirin. KÂZIM ARSLAN (Devamla) – Bu konuda ifade etmek istediğim son husus ise şudur: Bilindiği gibi, besiciliği teşvik için muhtelif krediler verilmektedir. Bu kredilerin dağıtımında da birtakım haksızlıklar yapılmaktadır. Bilhassa "yüzde 20" tabir edilen kredilerin, daha ziyade, partililere dağıtıldığı, iktidar partilerine yakın olanlara dağıtıldığına dair ciddî iddialar vardır. Söyleyecek çok şey var; ama, vakit müsait değil, sözlerimi bu şekilde toparlıyorum. Sayın Bakanımızın dürüstlüğüne ve ciddiyetine olan güvenimizle, henüz yeni olduğu Tarım ve Köyişleri Bakanlığında, bu konuları gerektiği gibi değerlendireceğini, suiistimaller ve yanlış uygulamalar varsa, üzerine gideceğini umut ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Arslan. Gündemdışı konuşmayı Hükümet adına yanıtlamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Halit Dağlı; buyurun efendim. DEVLET BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Yozgat Milletvekili Sayın Kazım Arslan'ın, ülkemizdeki hayvancılığın sorunlarıyla ilgili yapmış olduğu gündemdışı konuşmayı cevaplamak üzere huzurlarınızdayım; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Sayın Kazım Arslan'a, ülkemizde hayvancılığın sorunları ve hayvancılığın geliştirilmesine dair, Hükümetimizin, Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızın almış olduğu tedbirleri açıklama imkânı verdiği için de ayrıca teşekkür ediyorum. Hayvancılığın geliştirilmesi amacıyla, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı çeşitli iç ve dış kaynaklı projeler uygulamaktadır. Bu projelerden, Hayvancılığı Geliştirme Projesi ile ülkemizdeki birim başına verimi oldukça düşük olan yerli sığırlarımızın suni ve tabiî tohumlama yoluyla ıslahı, çeşitli hayvancılık sektörlerinde çiftçilerin damızlık materyal ihtiyacı sağlanmakta olup, bununla birlikte eğitim ve teknik hizmetler Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılmaktadır. Ayrıca, bu proje ile büyük ekonomik kayıplara neden olan erken kuzu kesimini önleme çalışmaları sürdürülmektedir. Bu projenin yanında, çeşitli ülkelerle yapılan ikili anlaşmalar çerçevesinde, finansmanı hibe olan dış kaynaklı hayvancılık projeleri, İtalyan hükümetiyle ortaklaşa 14 ilimizde yürütülen Türk-Anafi Projesi, Alman hükümetiyle ortaklaşa 7 ilimizde yürütülen GTZ Projesi ile yine, ikili anlaşmalar sonucu, Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletlerinin sübvansiyonlarından yararlanıp, damızlık düve ithal edilerek nüve işletmelerin kurulması çalışmaları devam etmektedir. Bu projeler kapsamında, hayvan ıslahı, soy kütüğü kayıtlarının tutulması, yetiştirici birliklerinin kurulması, döl kontrolu işletme idaresi gibi konularda çalışmalar yapılmaktadır. Öte yandan, çayır meraların ıslahı ve yem bitkileri ekimini artırmak amacıyla 1990 yılında başlatılan ve finansmanı iç kaynaktan karşılanan çayır mera yem bitkileri ve hayvancılığı geliştirme projesi kapsamında ise bugüne kadar 717 hektar çayır mera tesis edilmiş, 60 563 hektar çayır meranın ıslahı yapılmış ve 40 393 hektar alanda da yem bitkileri ekimi sağlanmıştır. Teşvik ve desteklemelerle ilgili olarak, bugüne kadar, et, süt ve yeme çeşitli desteklemeler yapılmış olup, halen süte 3 bin Türk Lirası/kilogram teşvik primi ödemesi yapılmaktadır. Damızlık süt sığırcılığının teşviği için ithal edilen veya yurtiçinde yetiştirilip sertifikalı olmak kaydıyla, saf ırk gebe düve alanlara sırasıyla yüzde 25–35 oranında teşvik primi verilmektedir. Yem bitkileri ekiminin yaygınlaştırılması amacıyla, yem bitkileri tohumlukları alanlara kilo başına 15 000–80 000 Türk Lirası arasında destekleme yapılmaktadır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hayvancılığın daha modern şartlarda yapılmasını temin için, 1986 yılında uygulamaya konulan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu uygulamasıyla, 588 bin baş/devre kapasiteli 2 990 koyun besiciliği işletmesi, 249 bin baş kapasiteli 1 703 damızlık koyun işletmesi, 828 bin baş kapasiteli 20 786 adet sığır besisi işletmesi ile 45 bin baş kapasiteli 3 231 adet damızlık sığır işletmesi kurdurulmuştur. Bunlar dışında, 14,2 milyon adet kapasiteli 88 adet damızlık civciv, 29,5 milyon kapasiteli 4 170 adet broiler işletmesi ve 24,5 milyon adet kapasiteli 1 886 adet yumurta işletmesi kurdurulmuştur. Ülkemiz sığırcılığını geliştirmek, mevcut sığır popülasyonundaki yüksek verimli kültür ırklarının oranını artırmak, birim hayvan başına et ve süt üretimini yükseltmek, girdi, üretim ve pazarlama maliyetlerini düşürüp kârlılığı artırarak süt hayvancılığı işletmelerinin devamlılığını, yerli hayvanlarımızın yüksek genetik kapasiteli kültür ırkı hayvanlarla melezlenmeleri yoluyla ıslah edilmelerini sağlamak amacıyla, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 1987 yılı temmuz ayından itibaren, çeşitli Avrupa ülkeleri ile Amerika Birleşik Devletlerinden, canlı damızlık gebe düve ithal edilerek, yetiştiricilere dağıtılmıştır. Bu sistem, hayvancılığın geliştirilmesine yönelik olan sistemlerin, belki, en pahalılarından biri olmakla beraber, en kısa zamanda sonuç alınan bir ıslah yöntemidir. Hayvancılıkta, ıslah konusunda tercih edilen sistem, her ne kadar sunî ve tabiî tohumlamayla ırkın geliştirilmesi ise de, bu hizmeti yerine getirebilmek için, Bakanlık bütçesinin, şimdiye kadar olduğunun en az birkaç misline ulaşması gerekmekte olup, ayrıca, uzun sürelere ihtiyaç duyulmaktadır. İthalatın başladığı 1987 yılında yaklaşık yüzde 30'larda olan kültür ırkı ve melezlerinin oranı, 1996 yılı itibariyle yüzde 51'lere ulaşmış bulunmaktadır. Kısıtlı yem kaynaklarına sahip olan ülkemizde, çok sayıda büyükbaş hayvan beslemek yerine, birim hayvan başına et ve süt üretimi yüksek olan daha az sayıda kültür ırkı ve melezlerinden hayvan beslemek, kaynaklarımızın daha fonksiyonel biçimde kullanılmasına yardımcı olacaktır. Bunların yanı sıra, damızlık sığır yetiştiriciliği, dolaylı olarak, işletmelerde üretilen erkek materyallerinin besiye alınması yoluyla, ülkenin ihtiyacı olan et üretimini de sağlayacaktır. Bu proje kapsamında, 1987 yılından bugüne kadar, toplam 230 200 baş damızlık düve ithal edilerek, çeşitli büyüklüklerde işletmeler kurdurulmuştur. Finansman yetersizliği nedeniyle atıl durumdaki hayvancılık işletmelerinin ekonomiye kazandırılması amacıyla, 22.10.1995 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak uygulamaya konulan hayvancılığın geliştirilmesine ilişkin 95/7418 sayılı Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde, gerekli altyapıya sahip damızlık süt inekçiliği, sığır besiciliği ve damızlık koyun yetiştiriciliği işletmeleri için yüzde 20 faizli kredi kullandırılması öngörülmüş ve bu amaçla, 18 trilyon Türk Liralık kaynak ayrılmıştır. Ayrılan bu kaynağın 9 trilyon liralık kısmı, aynı amaç için ortak mülkiyetinde proje uygulayan tarımsal kalkınma kooperatiflerine, kalan 9 trilyon liralık kaynak ise, illerde, vali veya valinin görevlendireceği vali yardımcısı başkanlığında tarım il müdürü, Ziraat Bankası müdürü ve ziraat odası başkanından oluşan bir komisyon marifetiyle yetiştiricilere dağıtılmaktadır. Sayın milletvekilimizin ifade ettiği gibi, bu krediden sadece iktidar partisine mensup vatandaşların yararlandırıldığının, gerçekle bir ilgisi yoktur. Kaynağın illere tahsisi, illerdeki damızlık sığır talebi, Ziraat Bankasının o ilde hayvancılık konusunda kullandırdığı kredi miktarı ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Onarım Projesi çerçevesinde illere tahsis edilmiş olan miktarlar göz önüne alınarak yapılmıştır. İllerde, komisyon marifetiyle dağıtılacak olan 9 trilyon liralık kaynaktan, nisan ayı sonu itibariyle, çeşitli hayvancılık konularına 7,6 trilyon liralık plasman ayrılmış olup, bugüne kadar, 3,9 trilyon lirası fiilen kullandırılmıştır. Ayrıca, kooperatiflere ayrılan 9 trilyon liralık kaynaktan ise 1,7 trilyon lira kredi kullandırılmıştır. Uygulama devam etmekte olup, 1996 yılında tahsis edilen plasman çerçevesinde çiftçi müracaatları değerlendirilecektir. Diğer yandan, Bakanlar Kurulunun 95/7225 sayılı kararıyla, yine aynı amaçla, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Onarım Projesi kapsamında ayrılan 2 trilyon liralık kaynak kullandırılmıştır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılan çalışmalar sonucu, ülkemizde, 1980 yılında ortalama süt verimi, hayvan başına, sığırda 576 kilogram iken 1994 yılında 1 500 kilograma, ortalama karkas ağırlığı 86 kilogram iken 190 kilograma yükselmiştir. Ayrıca, hayvan sayısındaki azalmaya karşın, 1980 yılında 87 milyon baş hayvan mevcuduyla, süt üretimi 5,6 milyon ton, et üretimi ise 1,1 milyon ton iken, 1994 yılında 58,8 milyon baş hayvan mevcuduyla, bu rakamlar, süt üretiminde, Devlet Planlama Teşkilatı verilerine göre 8,5 Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre ise 10,5 milyon ton olmuş; et üretimi 1,4 milyon tona, hayvan popülasyonu içindeki kültür-melez ırkı sığırların oranı ise yüzde 52'ye yükselmiştir. Arıcılıkta, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı çalışmalarıyla, 1980 yılındaki 893 260 adet olan iptidaî kovan sayısı 1994 yılında 204 261 adede düşmüş, fenni tip kovan sayısı ise 1,3 milyon adetten 3,5 milyon adede yükselmiştir. Buna bağlı olarak da, bal üretimi, kovan başına 12,3 kilogramdan 16 kilograma çıkmıştır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, mevcut durumun değerlendirilmesi ve gelecekte alınması gereken tedbirler ve uygulanacak politikaların belirlenmesi amacıyla, 1993 yılında, yerli-yabancı pek çok uzmanın da katılımıyla, hayvancılıkta strateji raporu hazırlatmış; bu raporla temel öncelikler belirlenmiştir. Hazırlanan raporda, öncelikle ele alınması gereken çiftçi organizasyonları, ekonomik büyüklükte işletmelerin kurdurulması, kaba yem açığının giderilmesi gibi temel konularla ilgili olarak, 904 sayılı Islahı Hayvanat Kanununda değişiklik yapılarak, yetiştirici birliklerinin kurdurulmasına imkân sağlanmış ve halen, 31 ilde birlik kuruluşu tamamlanmıştır. 2000'li yıllarda ortaya çıkması muhtemel kırmızı et açığının kapatılabilmesi amacıyla, büyükbaş hayvancılığı geliştirme projesi hazırlanarak, Dünya Bankasına, finanse edilmesi için başvuruda bulunulmuştur. Ayrıca, hayvancılığı, yem bitkileri üretiminden ekonomik kapasitede işletmeler kurulmasına kadar bir bütün olarak ele alan ve beş yıllık dönem içerisinde toplam 21 trilyon liralık kaynak gerektiren bir proje hazırlanmıştır ve bununla ilgili olarak, kaynak bulmaya yönelik çalışmalar sürmektedir. Bunların yanı sıra, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı mera kanunu tasarısı hazırlanmış ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş olup, ürün bazında yetiştirici birliklerinin desteklenmesi amacıyla bir kanun tasarısı da hazırlanmaktadır. Bana, bu bilgileri açıklama fırsatını verdiği için, Sayın Arslan'a tekrar teşekkür ediyor, Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan. 3. – Manisa Milletvekili Hasan Gülay’ın, tütün üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın cevabı BAŞKAN – Gündemdışı ikinci söz, tüccar ve Tekel'e tütününü satan; ancak, henüz parasını alamayan tütün üreticisinin durumu konusunda, Demokratik Sol Parti Manisa Milletvekili Sayın Hasan Gülay'ın. Buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar) Sayın Gülay, konuşma süreniz 5 dakikadır. HASAN GÜLAY (Manisa) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizin geçmiş Kurban Bayramını, Ege ve Manisa tütün müstahsili ve şahsım adına içtenlikle kutluyorum. Değerli milletvekilleri, tütün müstahsilinin üçte iki tütününü alan, en iyi tütününü alan; ama, parasını ödemeyen bazı tüccar ve esnaf hakkında konuşmak istiyorum. Tüccar, en iyi tütünü alıyor; ama, parasını ödemiyor... 1996 yılı tütün dikimleri de başlamıştır. Sayın milletvekilleri, bu işin içinden gelen, bunu bilen bir insan olarak, altını çizerek belirtiyorum; tütün, çok zahmetli, gerçekten insan ömrünü törpüleyen bir tarım kolumuzdur. Sayın milletvekilleri -yukarıda da belirtmiştim- yeni tütün dikimleri başlamış, tütün müstahsili tarlasını hazırlamış, tütün dikmeye başlamış; ama, 1995 yılı tütün paraları henüz ödenmemiştir, yüzde 90'ı ödenmemiştir; tüccar tarafından ödenmemiştir. Tütün müstahsili, tüccara verdiği ürününün parasının peşinden koşmaktadır; bu, yıllardır böyle devam etmektedir. Sayın milletvekilleri -altını çizerek söylüyorum- tütün müstahsili, yıllardır, ürününü kaldırmayı değil, fideyi dikerken, tütününün parasını zamanında alacak mıyım, almayacacak mıyım diye düşünmektedir. Artık, bu oyuna son vermeliyiz; artık, tütün müstahsilini, bazı tüccar ve esnafın oyuncağı olmaktan da kurtarmalıyız. Tütün tüccarına, 1995 yılı tütünü için ilgili yabancı firmalardan gelen paralar repodadır, faizdedir ve dövizdedir; bunu, kimse inkâr edemez. Hiç kimse, tütün üreticisinin alınterinin karşılığı olan parayı ödememe hakkına sahip değildir. Hükümetin, bu konuda, tüccara baskı yapmasını istiyoruz. Hükümetin değerli üyeleri kalkıp da serbest piyasa demesinler; serbest piyasa, tüccara, aldığı ürünün karşılığını zamanında ödememe hakkını değil, adam gibi zamanında ödeme hakkını sağlar; Hükümetin görevi de, zaten, burada başlar. Değerli milletvekilleri, müstahsil, tüccara tütününü 10 bin lira fazlasına satmış; fakat, parasını zamanında alamadığı ve bankalara olan kredi borçlarının faizleri de arttığı için, bu yönüyle de büyük zarara uğramıştır. Cebinizde paranız var; ama, tütün müstahsilinin cebinde parası yok. Size küçük bir anımı anlatmak istiyorum. Bu Kurban Bayramında bir köye gittim. "Hasan Bey, artık yanımızdan ayrılma" dediler. Kendilerine "Meclis açılıyor; gitmem lazım, siz gelin" dedim. Bana verdikleri cevap çok acı... "Tüccardan parayı alamadık, Ankara'ya geliş paramız yok" dediler. Bunu, altını çizerek söylüyorum. Ayrıca, bütün ürünlerde olduğu gibi, tütünde de değişik kesintiler vardır. Bağ-Kur primi kesiliyor, müstahsil Bağ-Kur'dan faydalanamıyor; fon primi kesiliyor, köyler birliğine prim kesiliyor, ziraat odasına prim kesiliyor, belediyeye prim kesiliyor... Toplamı, yüzde 11,7. Müstahsil, bu konuda oldukça dertli; bilginize sunuyorum. Bu konuda, Hükümetin ilgili bakanının dikkatini çekiyorum. Tüccar, müstahsile olan tütün borcunu bir an evvel ödesin. Ben ve bölge milletvekilleri, bu konunun takipçisiyiz, bu konunun takipçisi olmaya da kararlıyız. Sorumu, bazı tüccara ürününü verip, parasını alamayan tütün müstahsili adına soruyorum: Tüccarın, henüz, tütün müstahsiline ödeme yapmamasını hangi mantıkla karşılaştırıyorsunuz, hangi mantıkla bağdaştırıyorsunuz? Ayrıca, Tekel'e ürününü satan, az da olsa parasını alamayan tütün müstahsili konusunu, Tekel'den sorumlu Sayın Bakanımın bilgilerine sunuyorum. Sözlerime son verirken, Sayın Başkana, değerli milletvekillerine, şahsım adına, Ege ve Manisa tütün müstahsilleri adına içtenlikle saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Gülay. Gündemdışı konuşmayı yanıtlamak üzere, Hükümet adına, Devlet Bakanı Sayın Eyüp Aşık. Buyurun Sayın Aşık. DEVLET BAKANI EYÜP AŞIK (Trabzon) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tütün üreticilerinin, özellikle sattıkları tütünün bedelini alamamaları konusundaki değerli görüşlerini açıklayan Manisa Milletvekili Sayın Hasan Gülay'a teşekkür ediyorum. Bu vesileyle, bu seneki tütün üreticisiyle ilgili ve Tekel'in tütün alımıyla ilgili görüşlerimi açıklamak istiyorum. Değerli arkadaşlar, bu yıl, Ege, Karadeniz ve Marmara Bölgelerinde şubat ayı sonu ve mart ayı başında başlayan -değişik tarihlerde başlamakla birlikte aşağı yukarı mart ayında başlayan - 1995 yılı tütün alımı Kurban Bayramı öncesinde -26 Nisanda- tamamlanmıştır. Özellikle, sayın milletvekilimin bahsettiği Ege Bölgesinde, Kurban Bayramı öncesinde, 26 Nisan tarihi itibariyle alımlar tamamlanmıştır ve tüm tütünlerin bedeli ödenmiştir. Yalnız, bu sene kota uygulaması sebebiyle, geçen seneki ürünün yüzde 10'undan fazla tütün ekenlerin, fazla ektikleri bu kısmın yüzde 25'lik bir cezalı alımı yahut da indirimli alımı söz konusu idi. Bakanlar Kurulu kararıyla o cezaları kaldırdığımız için ve bu kararname yeni çıktığı için, bugüne kadar eksik fiyatla alınanların bu ilave paraları, bu ödemelerin tamamlandığı tarihten itibaren, yani bugünden itibaren kısa sürede ödenecektir veyahut da hiç ödenmemişse bunlar kısa sürede ödenecektir. Tüccarla ilgili duruma gelince: Özellikle Manisa için söylüyorum, tüccar, şu ana kadar, üreticiyle, 38 638 ton tütünün alımı için bağlantı yapmıştır. Her ne kadar sayın milletvekilim "serbest piyasa demeyin" şeklinde uyardıysa da, takdir edersiniz ki, bu, üretici ile tüccar arasında yapılmış, serbest mukaveleye dayalı bir alışveriştir. Aslında, Tekel olarak bizim, burada, müdahale hakkımız yoktur. HASAN GÜLAY (Manisa) – Sayın Bakan, Hükümet de... DEVLET BAKANI EYÜP AŞIK (Devamla) – Söyleyeceğim. Yapabileceğimiz baskıları -bu şikâyetler bana da geldi- ben de gözden geçirdim. Tabiî ki, Tekel olarak yapacağımız şeylerin birincisi, destekleme alımı yapmaktır. Biz, bu sene, bu destekleme alımını yaptık. İzin verirseniz, Manisa için, yaptığımız destekleme alımının sonuçlarını söyleyeyim: Biz, Tekel olarak, bu sene, Manisa'da, 12 603 ton tütün satın aldık. Tekelin alımlarında, başfiyat 250 bin lira, ortalama fiyat ise 221 bin lira olmuştur. Bunun karşılığı olan paranın tümü; yani, 2 trilyon 781 milyar lira ödenmiştir ve -biraz evvel arz ettiğim gibi- Kurban Bayramı öncesi, bu hesap tamamen temizlenmiştir; yani, eğer, üreticinin tamamı bize gelseydi, tamamı tütününü bize satsaydı, biz, bu şartlarda, üreticinin tütününün tümünü alacaktık. Ancak, üreticinin tüccarla yaptığı anlaşmada, başfiyat 260 bin lira, ortalama fiyat ise 238 bin lira olarak tespit edilmiş; yani, üretici, Tekel'e göre yaklaşık 15 bin lira fazla alabilmek için, tüccarla anlaşma yapmıştır. Tüccar, şu ana kadar, 23 bin ton tütün satın almıştır ve bunun 11 tonunun parasını ödemiştir; kalan ödemeleri de -bizim yapabildiğimiz tespitlere göre, bize verdiği bilgilere göre- en son, haziran ayının 15'ine kadar yapacaktır. Şimdi, bizim, kanunen bir hakkımız yok; ancak, tüccara baskı yapmak suretiyle, zamanında ödeme yapmadığı takdirde ruhsatını iptal etme veya gelecek sene, Tekel ile olan münasebetlerinde, zorluk çıkarma tehdidini yapmak suretiyle, bu parayı daha erken ödettirmeye çalışıyoruz. Yalnız, ben, şunu söyleyeyim: Tekel'in bu sene yaptığı ve 26 Martta bitirdiği bu ödeme, istisnadır. Esas itibariyle, Tekel'in, tütün üreticisine verdiği söz, mayıs ayı sonudur; yani, biz, zaten, mayıs ayı sonuna kadar bu tütünün parasını ödeyeceğiz diye söz vermişiz; tüccar da bize göre, 15 Haziranı hedeflemiş; ama, biz, Kurban Bayramı sebebiyle, imkânlarımız elverdiği ve tütün satışı da iyi gittiği için, mayıs ayı sonunda yapacağımız bu ödemeyi, nisan ayı sonuna, yani bir ay erkene çekmek suretiyle ve geçen bütün senelerden de yaklaşık 15 gün evvel bitirmek suretiyle, üreticiye bir sürpriz yapmış olduk; tabiî ki, böylece, Tekel ile tüccarın arasındaki ödeme süresi de yaklaşık birbuçuk ay açılmış oldu. Buna rağmen, tüccarın, ödemelerini daha erken yapabilmesi için, biz, baskı yapma yoluna devam edeceğiz; ama, parası yoksa ve planlamasını da 15 Hazirana göre yapmışsa, yaklaşık bir 10-15 günlük gecikme olacaktır. Tekel olarak, biz, üreticinin mağdur edilmemesi için, tüccar tarafından bekletilmemesi için her türlü tedbiri alıyoruz ki; şu anda yaptığımız ödemeler bunun en canlı misalidir. Bu vesileyle, bana bu fırsatı verdiğiniz için bir kere daha teşekkür ediyorum; Yüce Heyete saygılarımı sunuyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan. 4. – Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın, Kahramanmaraş ve çevresinde meydana gelen terör olaylarına ilişkin gündemdışı konuşması ve İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in cevabı BAŞKAN – Gündemdışı üçüncü söz, Kahramanmaraş ve çevresinde meydana gelen terör olayları ile 3 öğretmenimizin şehit edilmesi konusunda, Refah Partisi Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Avni Doğan'ın. Buyurun. (RP sıralarından alkışlar) Sayın Doğan, süreniz 5 dakikadır. AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, hepinizin, geçmiş Kurban Bayramını kutlar, saygılarımı sunarım. Değerli milletvekilleri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde olduğu gibi, Kahramanmaraşımız ve ilçeleri de, her geçen gün artan bir terör baskısı altındadır. 22 Nisan akşamı, Ekinözü'ne bağlı Altınyaprak Köyünde 3 öğretmenimizin şehit edilmesi, sanırım, konunun ciddiyetini ve hangi boyutlara ulaştığını göstermektedir. 22 Nisan akşamı saat 9 civarında, Altınyaprak Sarıgöl İlkokulu öğretmeni Nurettin Aslan ve Çiftlikkale Davutlar İlkokulu öğretmeni Hacı Ömer Serin, evlerinden alınarak, elleri arkalarından bağlı vaziyette Altınyaprak İlkokuluna getirilmişlerdir; burada, öğretmen Aydın Yılmaz'ın evinde taranarak şehit edilmişlerdir. Aynı bölgede, aynı köyde, hatta aynı okullarda, daha önce benzeri terör olayları olduğu dikkate alınırsa, maalesef, olayda, ciddî boyutlarda ihmal olduğu akla gelmektedir. Bölge, her dönemde, terörün rahat zemin bulduğu bir bölge olmasıyla ünlüdür. 1980 öncesi, aynı köyde, Ali Biçer, teröristlerce öldürülerek suya atılmıştır. Aynı yıllarda, Çiftlikkale İlkokulu öğretmeni, okulda saldırıya uğramış, öldü zannıyla sınıfa bırakılmış ve 16 saat sonra koma halinde bulunmuştur. İlgili köy ve çevresinde, son dört yılda meydana gelen terör olayları dikkat çekicidir. Bir yayla baskınında 7 kişi, bir minibüsün taranmasında 5 kişi hayatını kaybetmiştir. Altınyaprak-Gözpınarı Muhtarı, yani aynı köyün Muhtarı Seyda Çiçek ve Ambar Köyü Muhtarı Hasan Kalkandere ve eşi teröristlerce öldürülmüştür. Aynı mevkide askerlerimiz taranarak bir askerimiz şehit edilmiştir. 3 öğretmenin şehit edildiği okul daha önce taranmış, öğretmen, pencereden atlayarak kurtulmuştur. Ayrıca, aynı okul teröristlerce yakılmıştır. Milletvekilimiz Hasan Dikici'yle birlikte yaptığımız incelemede, halkın gerilim içerisinde olduğunu gördük. Ekinözü halkı, karakol komutanı hakkında şüphe ve endişe içerisindedir. Köy korucularının bölgeye hareket etmesinden hemen sonra, tepeden tepeye, gece ışıkla, gündüz davulla işaretler verildiği söylenmektedir. İlgili karakol komutanının daha önceki hayatı ve kişiliği mutlaka araştırılarak, olayda, kastî göz yumma veya ihmal olup olmadığı araştırılmalıdır. Terörle mücadelede, askerlerimiz, kuşkusuz, üzerine düşeni yapmaktadır. Ne var ki, terör bölgesindeki sivil desteğin azlığı ve hükümetlerin gerekli altyapıyı hazırlamada isteksizliği, yetersizliği, durumu zorlaştırmaktadır. Kahramanmaraş Çağlayancerit-Ekinözü-Nurhak üçgeninde terörle mücadelenin daha etkin yapılabimesi için Kapıdere-Kumlu karayolunun acilen bitirilmesi gerektiği, askerî yetkililerce söylenmektedir. Ayrıca, bu bölgede terörle mücadelede başarılı olabilmek için, Elbistan İlçesinin il yapılması hakkında Millî Güvenlik Kurulu tavsiyesi vardır. Maalesef, hükümetler ve bölgenin bazı milletvekilleri, 1 milyon lira ödenek ayrılan Kumlu-Kapıdere yolunun bitirilmesine, bu bölgede terörün bitmesi için önemli olan Elbistan İlçesinin il yapılmasına gayret gösterecekleri yerde; iktidar olmak muktedir olmak değilmiş gibi, iktidar olmak, sanki, ağlama duvarının önünde ağlamakmış gibi davranmaktadırlar. Eğer, bu bölgede terörle mücadeleyi istiyorsak, mutlaka, bu iki konuya eğilmek zorundayız. Ayrıca, terör bölgesinde görev yapan öğretmenlerimizin korunmasına azamî gayret göstermek durumundayız. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Doğan, lütfen, 1 dakika içerisinde toparlayınız. AVNİ DOĞAN (Devamla) – Toparlıyorum Sayın Başkan. Bölgede, terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin bir yerden bir yere kuvvet kaydırabilmesi için, maalesef, karayolu yetersizliği nedeniyle çok güç anlar, çok güç durumlar yaşandığı, güvenlik güçlerimizce ifade edilmektedir. Terörle mücadelenin bir bütün olduğunu ilgililerin dikkate alması dileğiyle, Kahramanmaraş bölgesinin, özellikle Ekinözü, Nurhak, Çağlayancerit yörelerinin, değişik yapısı itibariyle, bir barut fıçısı halinde olduğunu buradan yetkililere duyurur, hepinize saygılarımı sunarım. Teşekkür ederim. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Doğan. Gündemdışı konuşmaya Hükümet adına yanıt vermek üzere, İçişleri Bakanı Sayın Ülkü Güney; buyurun efendim. İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Avni Doğan'ın gündemdışı konuşmasına cevap vermek için huzurlarınızdayım; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilimize de bölgesiyle ilgili sorunları buraya getirdiğinden dolayı teşekkür ediyorum. Özellikle, Kapıdere-Kumlu karayolunun yapılması isteğini ve bunun ötesinde, güvenlik nedeniyle, Elbistan'ın il olması özlemini de saygıyla karşılıyorum. Bunlar, imkânlar nispetinde ve zaman içerisinde yapılabilecek şeylerdir; ancak, asıl cevap vermek istediğim nokta şudur: Hepinizin bildiği gibi, 22 Nisan gecesi, Altınyaprak Köyüne gelerek, aynı köyde ikâmet eden Mustafa Terzi'nin evinde konaklamalarını müteakip, okul lojmanına giden ve 8 kişi oldukları değerlendirilen örgüt mensupları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlama törenleri için bir araya gelen Hacı Ömer Serin, Nurettin Aslan ve Aydın Yılmaz adlı öğretmenleri, maalesef, şehit etmişlerdir. Bu, acı bir olaydır. Ülkemiz, bu olaydan dolayı hüzün içerisine düşmüştür. Ben, öğretmenlerimize Tanrı'dan rahmet ve millî eğitim camiasına da başsağlığı diliyorum. Yalnız, şunu açıkça ifade edeyim: Bugün, Kahramanmaraş bölgesi, Sıvas–Koçgiri bölgesi ve özellikle Hatay'da Suriye sınırına yakın bölgeler PKK'nın yeni terör eylemleri sahaları haline getirilmek istenmektedir. Her ne kadar Kahramanmaraş bölgesi eskiden beri de bu konu içerisinde idiyse de, son günlerde PKK terör örgütü, özellikle kırsal alanda, yediği büyük darbelerden, verdiği büyük kayıplardan sonra ses getirmek amacıyla bu tip eylemlere başvurmaktadır. Hatta, aldığımız istihbarata göre, işte, son 1 Mayıs olaylarında da olduğu gibi, olayları, ses getirebilsinler diye, büyük metropollere kaydırmaktadırlar. Çünkü, kırsal kesimde hakikaten zayıflamışlardır, lojistik destekleri tamamen kaybolmuştur, sayıları ve yerleri de bugün için bilinmektedir ve her gün de yapılan mücadele sonucunda, büyük kayıplar vermektedirler. Bu olayı müteakip, ertesi gün, yani 23 Nisan günü güvenlik güçlerimiz bu teröristlerin peşine düşmüştür. 23 Nisan 1996 günü yapılan durum değerlendirmesi sonucu, teröristlerin muhtemel kaçış istikametlerinde güvenlik güçlerince operasyonlar başlatılmış, 13 ilâ 15 kişi oldukları tahmin edilen bu teröristlerden 5'i silahlarıyla birlikte ölü olarak ele geçirilmiştir. Geri kalan teröristler, arazinin sarplığı ve özellikle bazı coğrafî imkânların zorluğundan istifade ederek kaçmışlardır. Bizi, hiç olmazsa teselli eden tarafı, bu insanların bilinen insanlar olduğu, kimliklerinin tespit edilebilmiş olması -yataklık yapanların ifadesinden bu elde edilmiştir- 5'inin yakalanmış olmasıdır; geri kalanları da, bugün, sıkı bir takip altındadırlar, kaçmalarına imkân yoktur. Devletin gücü, onları, mutlaka bulup, getirip, kanun önünde adalete teslim edecektir. Bu konuşma imkânını bana verdiği için değerli sözcüye teşekkür ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan. Gündemdışı konuşmalar tamamlanmıştır. Sayın milletvekilleri, diğer sunuşlar oldukça çok sayıdadır; oturarak okunmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanlığının 10 adet tezkeresi vardır; okutuyorum: B) TEZKERELER VE ÖNERGELER 1. – Romanya’ya gidecek olan Devlet Bakanı Rüşdü Saracoglu’na, dönüşüne kadar, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/247) 24 Nisan 1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Karadeniz Ekonomik İşbirliği İş Konseyi Toplantısına katılmak üzere, 26 Nisan 1996 tarihinde Romanya'ya gidecek olan Devlet Bakanı Dr. Rüşdü Saracoğlu'nun dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı H.Hüsnü Doğan'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım. Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 2. – Fransa ve Almanya’ya gidecek olan Devlet Bakanı İmren Aykut’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Rüşdü Saracoglu’nun vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/248) 24 Nisan 1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşmelerde bulunmak üzere, 27 Nisan 1996 tarihinden itibaren Fransa ve Almanya'ya gidecek olan Devlet Bakanı İmren Aykut'un dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Dr. Rüşdü Saracoğlu'nun vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım. Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 3. – Romanya’ya gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe’nin vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/249) 24 Nisan 1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Dışişleri Bakanları VII nci Toplantısına katılmak üzere, 27 Nisan 1996 tarihinde Romanya'ya gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre Gönensay'ın dönüşüne kadar; Dışişleri Bakanlığına, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe'nin vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım. Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 4. – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gidecek olan Çevre Bakanı Mustafa R. Taşar’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/250) 25 Nisan 1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 27 Nisan 1996 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gidecek olan Çevre Bakanı Mustafa R. Taşar'ın dönüşüne kadar; Çevre Bakanlığına, Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım. Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 5. – Özbekistan’a gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e, dönüşüne kadar, TBMM Başkanı Mustafa Kalemli’nin vekâlet edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/251) 6 Mayıs 1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'un davetlisi olarak, 7-9 Mayıs 1996 tarihleri arasında Özbekistan'ı resmen ziyaret edeceğimden, dönüşüme kadar Cumhurbaşkanlığına, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 106 ncı maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Kalemli vekâlet edecektir. Bilgilerinize sunarım. Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 6. – İngiltere’ye gidecek olan Millî Savunma Bakanı M. Oltan Sungurlu’ya, dönüşüne kadar, İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/252) 24 Nisan 1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Batı Avrupa Birliği (BAB) Bakanlar Toplantısına katılmak üzere, 6 Mayıs 1996 tarihinde İngiltere'ye gidecek olan Millî Savunma Bakanı M. Oltan Sungurlu'nun dönüşüne kadar; Millî Savunma Bakanlığına, İçişleri Bakanı Ülkü Güney'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım. Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 7. – İngiltere’ye gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe’nin vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/253) 2 Mayıs 1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Batı Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi Toplantısına katılmak üzere, 6 Mayıs 1996 tarihinde İngiltere'ye gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre Gönensay'ın dönüşüne kadar; Dışişleri Bakanlığına, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe'nin vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım. Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 8. – Özbekistan’a gidecek olan Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ünal Erkan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/254) 3 Mayıs 1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşmelerde bulunmak üzere, 7 Mayıs 1996 tarihinde Özbekistan'a gidecek olan Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir'in dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Ünal Erkan'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım. Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 9. – Özbekistan’a gidecek olan Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ali Talip Özdemir’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/255) 3 Mayıs 1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşmelerde bulunmak üzere, 7 Mayıs 1996 tarihinde Özbekistan'a gidecek olan Kültür Bakanı Agah Oktay Güner'in dönüşüne kadar; Kültür Bakanlığına, Devlet Bakanı Ali Talip Özdemir'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım. Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 10. – Özbekistan’a gidecek olan Çevre Bakanı Mustafa R. Taşar’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/256) 3 Mayıs 1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşmelerde bulunmak üzere, 7 Mayıs 1996 tarihinde Özbekistan'a gidecek olan Çevre Bakanı Mustafa R. Taşar'ın dönüşüne kadar; Çevre Bakanlığına, Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım. Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. Sözlü soru önergelerinin geri verilmesine dair 4 önerge vardır; okutuyorum: 11. – Yozgat Milletvekili İsmail Durak Ünlü’nün, (6/106, 107) esas numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/10) 25.4.1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 malî yılı bütçe görüşmeleri sırasında gerekli cevabı aldığımdan, (6/106) ve (6/107) esas numaralı sözlü soru önergelerimi geri çekmek istiyorum. Gereğine müsaadelerinizi arz ederim. Saygılarımla. İsmail Durak Ünlü Yozgat 12. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın, (6/93) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/11) Türkiye Büyük Meclisi Başkanlığına Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 39 uncu sırasında yer alan (6/93) esas numaralı sözlü soru önergeme yazılı cevap aldığımdan, soru önergemi geri alıyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim. Halit Dumankaya İstanbul 13. – Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, (6/105) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/12) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Gündemin sözlü sorular kısmının 51 inci sırasında yer alan (6/105) esas numaralı sözlü soru önergeme yazılı cevap aldığımdan, soru önergemi geri alıyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim. Ahmet Kabil Rize 14. – Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Dökülmez’in, (6/62) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/13) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 7 nci sırasında yer alan (6/62) esas numaralı sözlü soru önergeme yazılı cevap aldığımdan, soru önergemi geri alıyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim. Ahmet Dökülmez Kahramanmaraş BAŞKAN – Sözlü soru önergeleri geri verilmiştir. Meclis araştırması açılmasını öngören 4 adet önerge vardır; okutuyorum: C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ 1. – Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 44 arkadaşının, Afşin-Elbistan Termik Santralının kiralanması konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/64) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Ülkemiz termik santralları açısından fevkalade önemi haiz olan Afşin- Elbistan havzası ve havza içerisinde yer alan Termik Santralın zarar ettiği gerekçesiyle 20 yıllığına bila bedel ve yüzde 2 teminat karşılığı bir firmaya kiralanması bölge halkını ve çalışanları huzursuz etmektedir. Bölgede beliren huzursuzluğun giderilmesi için Anayasanın 98 inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün l02 nci ve 103 üncü maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını saygılarımızla arz ederiz. 1- Hasan Dikici (Kahramanmaraş) 2- Avni Doğan (Kahramanmaraş) 3- Abdulilah Fırat (Erzurum) 4- Mustafa Hasan Öz (Ordu) 5- Mikail Korkmaz (Kırıkkale) 6- Ömer Özyılmaz (Erzurum) 7- Necmettin Aydın (Zonguldak) 8- Mehmet Salih Katırcıoğlu (Niğde) 9- Maliki Ejder Arvas (Van) 10- Lütfi Yalman (Konya) 11- Ahmet Nurettin Aydın (Siirt) 12- Mehmet Emin Aydın (Siirt) 13- Mahmut Sönmez (Bingöl) 14- Ahmet Karavar (Şanlıurfa) 15- Abdullah Arslan (Tokat) 16- Ömer Naimi Barım (Elazığ) 17- Şeref Malkoç (Trabzon) 18- Fethullah Erbaş (Van) 19- Yakup Hatipoğlu (Diyarbakır) 20- Ahmet Cemil Tunç (Elazığ) 21- Zeki Karabayır (Kars) 22- Mustafa Ünaldı (Konya) 23- Azmi Ateş (İstanbul) 24- Tevhit Karakaya (Erzincan) 25- Ahmet Demircan (Samsun) 26- Latif Öztek (Samsun) 27- Mehmet Sılay (Hatay) 28- Süleyman Metin Kalkan (Hatay) 29- Hüseyin Arı (Konya) 30- Mustafa Kemal Ateş (Kilis) 31- İsmail İlhan Sungur (Trabzon) 32- Cafer Güneş (Kırşehir) 33- Osman Pepe (Kocaeli) 34- Kazım Arslan (Yozgat) 35- Abdullah Örnek (Yozgat) 36- Veysel Candan (Konya) 37- Ekrem Erdem (İstanbul) 38- Abdullah Gencer (Konya) 39- Ahmet Feyzi İnceöz (Tokat) 40- Saffet Benli (İçel) 41- Fikret Karabekmez (Malatya) 42- İsmail Coşar (Çankırı) 43- Mehmet Altan Karapaşaoğlu (Bursa) 44- Mustafa Yünlüoğlu (Bolu) 45- Feti Görür (Bolu) Gerekçe : Ülkemiz, enerji ihtiyacını iki önemli kaynaktan sağlamaktadır: 1 - Hidroelektrik santrallar, 2 - Termik santrallar. 1 - Hidroelektrik santrallar, akarsular üzerine kurulan barajlardan faydalanarak elektrik üreten santrallar olup, ülke enerji ihtiyacının yüzde 40'ını temin etmektedir. Bu oran, yıllık yağış oranına bağlı olarak değişebilmektedir. 2 - Termik santrallar, hidroelektrik santrallara alternatif, genelde düşük kalorili linyitlerin değerlendirilmesi amacına yöneliktir. Ülkemiz enerji ihtiyacının yüzde 60'ı termik santrallardan sağlanmaktadır; buna, doğalgaz ve fuel oil santralları da dahildir. Düşük kalorili linyitlerin bu oran içerisindeki payı, yüzde 32 gibi önemli bir seviyededir. Önümüzdeki yıllarda, enerji ihtiyacımız, sanayileşmeye bağlı olarak hızla artacaktır. Hidroelektrik santralların yapımının uzun sürmesi, finans sıkıntısı çekilmesi, nükleer santralların ise şu aşamada kurulmasının, çevrecilerin tepkisi ve finans sıkıntısı nedeniyle zor olduğu, bu nedenle de, kömüre dayalı termik santralları cazip hale getirmektedir. Oysa, termik santralların zarar ettiği iddiasıyla kiraya verilme veya özelleştirme gibi yöntemlerle elden çıkarılması düşünülmektedir. Zarar eden sahaya özel sektörün yatırım yapması mümkün değildir. Ülkemiz toplam linyit rezervi 8 milyar ton olup, bu miktarın yüzde 45'i Afşin–Elbistan havzasında bulunmaktadır. Bu nedenle, Afşin–Elbistan sahasında kurulan termik santralın kârlılığının tespiti büyük önem arz etmektedir. Mevcut santralın çalışma randımanının belirlenmesi, çalışma randımanını olumsuz etkileyen nedenlerin ortadan kaldırılması, bundan sonra yapılacak ve ülke enerji ihtiyacının yüzde 25'ini karşılayacak olan yatırımlara da katkıda bulunacaktır. Ayrıca, son günlerde gündemde olan Afşin–Elbistan Termik Santralının 20 yıllığına kiraya verilmesi hususunun doğru olup olmadığının da Yüce Mecliste tartışılmasında fayda mülahaza edilmektedir. Bu vesileyle, önümüzdeki yıllarda yapımı düşünülen ve ülkemiz için hayati önem arz eden, aynı bölgede projelendirilen Afşin–Elbistan B ve C projelerininin nasıl değerlendirileceği aydınlatılmış olacaktır. Ülkemiz için stratejik önem arz eden enerji yatırımlarının yapımında da en uygun yöntemin tartışılarak açıklığa kavuşturulması fevkalade önem arz etmektedir. Kiralamanın şeffaflığı ile kiralayan firmanın iktidarla yakınlığının, kiralama ve özel sektöre devredilmesi hususunun doğru bir karar olup olmadığının tespiti, çalışanların maddî ve manevî hakları yanında, işten çıkarılmaması garantisi, proje fizibilite çalışmalarında öngörülen Orta Anadolunun ısınma ihtiyacını karşılayacak biriketleme tesislerinin yapılıp yapılmayacağının belirlenmesi, yine aynı projede yer alan linyitten faydalanılarak kurulması düşünülen azotlu gübre fabrikasının ne aşamada olduğunun belirlenmesi. Santral atıklarının değerlendirilmesi amacıyla yüksek silis ve alümin ihtiva eden küllerin bina dış kaplama malzemesi ve ıslak zemin kaplama amacına yönelik fayans yapımında kullanılabileceği, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu laboratuvarlarında belirlenmiştir. Bu yönde bir çalışmanızın olup olmadığının açıklığa kavuşturulması. Baca gazlarının çevreye olan olumsuz etkilerinin tespiti ve giderilmesi için ne gibi çalışmaların yapıldığının belirlenmesi, bölge halkında belirmeye başlayan rahatsızlığın giderilmesi açısından önemlidir. BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır. Diğer önergeyi okutuyorum: 2. – Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 31 arkadaşının, belediyelerin içinde bulundukları sorunların tespiti ve belediye hizmetlerinin daha verimli yapılabilmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/65) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Belediyelerin içinde bulunduğu malî problemler, ödeme zorlukları ve belediye-merkezî hükümet ilişkilerinde meydana gelen uyumsuzluk ve haksız baskıların tespit edilmesi ve belediye hizmetlerinin daha verimli yapılabilmesi için alınması gerekli tedbirleri araştırmak üzere, Anayasanın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün 102 nci maddesi gereğince bir Meclis araştırması açılmasını saygıyla arz ederiz. 1. Temel Karamollaoğlu (Sıvas) 2. Fethullah Erbaş (Van) 3. Abdullatif Şener (Sıvas) 4. Turhan Alçelik (Giresun) 5. Şevket Kazan (Kocaeli) 6. İbrahim Halil Çelik (Şanlıurfa) 7. Mustafa Kamalak (Kahramanmaraş) 8. Zeki Ünal (Karaman) 9. İsmail Coşar (Çankırı) 10. Suat Pamukçu (Bayburt) 11. Ahmet Derin (Kütahya) 12. Kahraman Emmioğlu (Gaziantep) 13. Zeki Karabayır (Kars) 14. Nurettin Kaldırımcı (Kayseri) 15. Musa Okçu (Batman) 16. Sacit Günbey (Diyarbakır) 17. Mehmet Fuat Fırat (İstanbul) 18. Cevat Ayhan (Sakarya) 19. Kâzım Ataoğlu (Bingöl) 20. Sait Açba (Afyon) 21. Kemalettin Göktaş (Trabzon) 22. Mukadder Başeğmez (İstanbul) 23. Muhammet Polat (Aydın) 24. Musa Demirci (Sıvas) 25. Abdullah Arslan (Tokat) 26. Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep) 27. Şevki Yılmaz (Rize) 28. Mehmet Altınsoy (Aksaray) 29. Şaban Şevli (Van) 30. Metin Işık (İstanbul) 31. Ahmet Dökülmez (Kahramanmaraş) 32. Aslan Polat (Erzurum) Gerekçe: Belediyeler demokrasinin temel müesseselerinin başında gelmektedir. Şehirlerde yaşayan halka hizmet veren ve bu hizmetlerdeki aksaklıkların hemen hissedildiği yerleşim birimleridir. Anayasada ve kanunlarla, merkezî hükümetten bağımsız olmasına rağmen, denetim maksadına yönelik olması icap eden ve belediye faaliyetlerini kısıtlama maksadıyla kullanılmaması gereken vesayet müessesesi son yıllarda, maalesef, istismar edilmektedir. Hükümetler, bazı hallerde belediyelerin hizmetlerini önleyecek birtakım genelgeleri, sanki buralar merkezî hükümetin taşra teşkilatıymış gibi göndermektedir. Halbuki, merkezî hükümet gibi, belediyeler doğrudan halkın seçimiyle işbaşına gelen ve halkın ihtiyaçlarına doğrudan cevap verme durumunda bulunan kuruluşlardır. Mahallî idarelerin, belediyelerin özerkliği, Batı'da, tartışılamayacak kadar kesinleşmiştir. Bunlar dikkate alınarak, mahallî idarelerin özerkliği ile ilgili Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Anlaşması, zamanın Hükümeti tarafından imzalanmıştır. Zaten, siyasî partilerimiz, seçim beyannamelerinde, bu hususu tekrar tekrar dile getirmişler ve hükümet programlarına da derc etmişlerdir. Tatbikat ise, maalesef, böyle olmamaktadır. Kanunsuzlukları denetlemek üzere tesis edilmiş olan vesayet müessesesi, zaman zaman cezalandırma maksadıyla kullanılır hale gelmiştir. Genelgelerle, belediyelerin personel tayinleri, yatırımları ve hatta gelirleri usulsüz bir tarzda ve mahkeme kararlarına rağmen durdurulmakta, belediyeler çalışamaz hale getirilmektedir. Belediyeler, halka hizmet veren en yakın demokratik kuruluşlar olduklarından, bunun faturasını da, maalesef, bölge halkı çekmektedir. Hükümet tarafından belediyelere yapılan yardımlar, gayrı adil bir tarzda dağıtılmakta; bu yardımlar, zaman zaman, şantaj maksadıyla da kullanılmaktadır. Bilhassa, Maliye Bakanlığı tarafından yapılan karşılıksız yardımlar, tamamen partizanca dağıtılagelmiştir. İller Bankası vasıtasıyla verilen krediler de, yine aynı şekilde dağıtılmakta ve partizanca kullanılagelmiştir. Bu konu, demokrasinin temel ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Merkezî idare - belediye münasebetlerinin daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulabilmesi için, konunun Büyük Millet Meclisi tarafından etraflı bir tarzda araştırılmasına, haksızlıkların giderilmesi ve belde halklarının mağduriyetlerinin önlenmesi için ihtiyaç vardır. BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. Önerge, gündemde yerine alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır. Üçüncü önergeyi okutuyorum: 3. – İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 115 arkadaşının, başörtülü kız öğrencilerin sorunları konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/66) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Ülkemiz gündeminde bunca önemli mesele varken, özellikle son onbeş yıldır, hiç gereksiz yere, üniversitelerdeki başörtülü kız öğrencilerin örtüleriyle uğraşılmaktadır. Türkiye'nin gündemini uzun süredir işgal eden ve hiç yoktan huzursuzluğa neden olan bu duruma, birtakım yöneticilerin yersiz ve kanunsuz icraatları sebep olmaktadır. Konuyu bu yönüyle ortaya koymak, varsa kanıtları ortaya çıkarmak, bu konuda yapılan yanlışlıkları ve doğruları tespit etmek, yanlışlık varsa düzeltme yollarını araştırmak, sonuçta konuyu gündemden çıkarmak üzere, Anayasanın ve İçtüzüğün ilgili hükümleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ve talep ederiz. 1. Azmi Ateş (İstanbul) 2. Şevket Kazan (Kocaeli) 3. Osman Pepe (Kocaeli) 4. Sabri Tekir (İzmir) 5. Hüseyin Yıldız (Mardin) 6. Latif Öztek (Samsun) 7. Şevki Yılmaz (Rize) 8. M. Recai Kutan (Malatya) 9. Bülent Arınç (Manisa) 10. Musa Demirci (Sıvas) 11. Yakup Budak (Adana) 12. Sıtkı Cengil (Adana) 13. İbrahim Ertan Yülek (Adana) 14. Zeki Ergezen (Bitlis) 15. Ahmet Çelik (Adıyaman) 16. İbrahim Halil Çelik (Şanlıurfa) 17. Sait Açba (Afyon) 18. Abdullah Gül (Kayseri) 19. M. Sıddık Altay (Ağrı) 20. Suat Pamukçu (Bayburt) 21. Cemalettin Lafcı (Amasya) 22. Murtaza Özkanlı (Aksaray) 23. Ahmet Demircan (Samsun) 24. İsmail Kahraman (İstanbul) 25. Remzi Çetin (Konya) 26. Ahmet Cemil Tunç (Elazığ) 27. Tevhit Karakaya (Erzincan) 28. Yakup Hatipoğlu (Diyarbakır) 29. İlyas Arslan (Yozgat) 30. Mehmet Altınsoy (Aksaray) 31. Mehmet Aykaç (Çorum)32. Sacit Günbey (Diyarbakır) 33. Ramazan Yenidede (Denizli) 34. Abdullah Özbey (Karaman) 35. Salih Kapusuz (Kayseri) 36. Osman Hazer (Afyon) 37. Ahmet Doğan (Adıyaman) 38. Mustafa Ünaldı (Konya) 39. Abdullah Gencer (Konya) 40. Veysel Candan (Konya) 41. Hasan Dikici (Kahramanmaraş) 42. Nurettin Kaldırımcı (Kayseri) 43. Hüseyin Arı (Konya) 44. Cafer Güneş (Kırşehir) 45. Mustafa Kemal Ateş (Kilis) 46. Mustafa Kamalak (Kahramanmaraş) 47. Ahmet Nurettin Aydın (Siirt) 48. Maliki Ejder Arvas (Van) 49. Fethullah Erbaş (Van) 50. Abdullah Örnek (Yozgat) 51. Kazım Arslan (Yozgat) 52. Memduh Büyükkılıç (Kayseri) 53. Kemal Albayrak (Kırıkkale) 54. Ahmet Feyzi İnceöz (Tokat) 55. Hasan Hüseyin Öz (Konya) 56. Metin Işık (İstanbul) 57. Hasan Hüseyin Ceylan (Ankara) 58. İsmail Yılmaz (İzmir) 59. Ömer Ekinci (Ankara) 60. Muhammet Polat (Aydın) 61. İsmail Özgün (Balıkesir) 62. Aldulhaluk Mutlu (Bitlis) 63. Hüsamettin Korkutata (Bingöl) 64. Feti Görür (Bolu) 65. Mustafa Yünlüoğlu (Bolu) 66. Mehmet Altan Karapaşaoğlu (Bursa) 67. Cemal Külahlı (Bursa) 68. Ekrem Erdem (İstanbul) 69. Mehmet Fuat Fırat (İstanbul) 70. Yaşar Canbay (Malatya) 71. Mehmet Emin Aydınbaş (İçel) 72. Saffet Benli (İçel) 73. Mehmet Sılay (Hatay) 74. Süleyman Metin Kalkan (Hatay) 75. Turhan Alçelik (Giresun) 76. Lütfi Doğan (Gümüşhane) 77. Ömer Özyılmaz (Erzurum) 78. Kahraman Emmioğlu (Gaziantep) 79. Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep) 80. Hanifi Demirkol (Eskişehir) 81. Nurettin Aktaş (Gaziantep) 82. Şinasi Yavuz (Erzurum) 83. Zeki Karabayır (Kars) 84. Fikret Karabekmez (Malatya) 85. Abdulillah Fırat (Erzurum) 86. Naci Terzi (Erzincan) 87. Lütfü Esengün (Erzurum) 88. Necati Çelik (Kocaeli) 89. Kemalettin Göktaş (Trabzon) 90. İsmail İlhan Sungur (Trabzon) 91. Bekir Sobacı (Tokat) 92. Fethi Acar (Kastamonu) 93. Abdullah Arslan (Tokat) 94. Temel Karamollaoğlu (Sıvas) 95. Ahmet Karavar (Şanlıurfa) 96. Musa Uzunkaya (Samsun) 97. Mehmet Emin Aydın (Siirt) 98. Ömer Naimi Barım (Elazığ) 99. Şaban Şevli (Van) 100. Mustafa Hasan Öz (Ordu) 101. Hüseyin Olgun Akın (Ordu) 102. Hayrettin Dilekcan (Karabük) 103. Sabahattin Yıldız (Muş) 104. Mehmet Elkatmış (Nevşehir) 105. Metin Perli (Kütahya) 106. Teoman Rıza Güneri (Konya) 107. Rıza Ulucak (Ankara) 108. Abdulkadir Öncel (Şanlıurfa) 109. Hüseyin Kansu (İstanbul) 110. Zülfikâr Gazi (Çorum) 111. Ali Oğuz (İstanbul) 112. Şeref Malkoç (Trabzon) 113. Osman Yumakoğulları (İstanbul) 114. Mehmet Ali Şahin (İstanbul) 115. Gürcan Dağdaş (İstanbul) 116. Mikail Korkmaz (Kırıkkale) Gerekçe: Milletimiz, terör, işsizlik, hayat pahalılığı, bölgeler arasındaki adil olmayan gelir dağılımındaki dengesizliklerin sebep olduğu bir sürü problemlerle boğuşmaktadır. Eğitim, sağlık, savunma ve adalet hizmetlerinde tıkanma vardır. Bu durum, insanımızın, açlık ve sefalete sürüklenmesine sebep olmuş, bunun neticesinde, milletimizin büyük bir kısmı canından bezmiş ve toplumumuzda, intihar olayları artmış, aile yuvalarının yıkılması hızlanmaya başlamıştır. Bütün bunlara ilaveten, inancının gereği olarak, başörtüsüyle okullarında okumak isteyen kızlarımıza, zorla başını açtırmaya çalışmak, açmayanların ise okuma haklarını elinden almaya kalkışmak, Anayasamızın teminat altına aldığı, eğitimde fırsat eşitliği ilkesine aykırıdır. Bu durum ise, içinde bulunduğumuz problemleri bir kat daha artırıp, toplumumuzda sosyal barışı temelinden sarsmaktadır. Oysa, din özgürlüğü, en temel insan haklarından birisidir ve kişinin inancından ötürü kınanmaması, inancının gereklerini tek başına veya toplu olarak, halk içinde veya özel bir yerde, inandığı usul ve yöntemlerle yerine getirme (ibadet) dinini öğrenme, öğretme ve yayma özgürlüğünü de kapsamaktadır. Nitekim, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Paris Şartı, Birleşmiş Milletler Din ya da İnanca Dayalı Her Türlü Hoşgörüsüzlük ve Ayırımcılığın Kaldırılması Bildirgesi gibi uluslararası belge ve sözleşmelerle, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24 üncü maddesi, bu temel hak ve özgürlüğü güvence altına almıştır. Bütün bunların ışığında, cehaletten kurtulmak için okuyup, kendisine, ailesine, ülkesine ve milletine faydalı olmak isteyen kız çocuklarımıza, toplumumuzda yersiz kutuplaşmalara sebep olan çağdışı bu muamele neden reva görülmektedir; bu muamelenin müsebbipleri kimlerdir; ne yapmak ve de nereye varmak istemektedirler? Başta devlet büyüklerimiz olmak üzere, yöneticilerimiz, uluslararası platformlarda dahi, sahip olduğumuz hoşgörü anlayışından bahsederken, Endülüs'te, istedikleri gibi hürriyet içinde ve huzurlu bir ortamda yaşarken, 1492 yılında, Batılıların işgalinden sonra, İspanya'dan sürülen Yahudi'lere ecdadımızın nasıl kucak açtığını övünerek anlatmaktadırlar. Bir diğer olay, atalarımızın, dünyada eşine rastlanmayacak bir şekilde, düşkün ve kimsesizlerin barınmaları için yaptırdığı Darülaceze'de, bütün dinlerden insanlara hizmet verilmiş ve bu insanların, ibadetlerini rahatlıkla yapabilmeleri için, her birisinin ibadethaneleri yapılmıştır. Yani, burada, cami, kilise ve sinagog yan yana bulunmaktadır. Dünyada eşine rastlanmayan böylesine bir tatbikatı ecdadımıza, mesajı evrensel olan, çağların peşinde koştuğu, çağlar üstü bir din olan İslam inancının verdiği bir anlayış sağlamıştır. Yani, bu anlayışın temeli "dinde zorlama yoktur" düsturunda ifadesini bulan İslam inancına dayanmaktadır. Batı, böylesine bir hoşgörüyü yeni yeni yakalamaya çalışırken, bu hoşgörü ülkesinde, insanımızı huzursuz ve tedirgin eden böylesine ilkel bir uygulamayı kabullenmek mümkün değildir. Bizler, ülkemizde yaşayan azınlıklara tanınan hürriyet anlayışının ve serbesti ortamının, en azından, kendi insanımıza da sağlanması gerektiğine inanmaktayız. Kaynağı belirsiz olan ve toplumumuzda büyük yaralar açan bu çağdışı uygulamaya son verip, özlediğimiz huzur ve saadet ortamınının yeniden teessüsü için bir başlangıç olacağına inandığımız böyle bir araştırmaya ihtiyaç vardır. Yüce Heyetin takdirlerine arz olunur. BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır. Dördüncü önergeyi okutuyorum: 4. – Kocaeli Milletvekili Şevket Kazan ve 15 arkadaşının, İstanbul Kadıköy’de 1 Mayıs günü meydana gelen olaylarda gerekli tedbirlerin alınmadığı iddialarını araştırmak amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/67) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1 Mayıs İşçi Bayramında, İstanbul Kadıköy'de meydana gelen anarşik eylemlerde gereken tedbirlerin alınıp alınmadığı, alınmamışsa sorumlu olanların tespiti açısından, Anayasanın 98 ve İçtüzüğün 102 nci maddesi gereğince bir Meclis araştırması açılmasına delaletinizi saygılarımızla arz ederiz. Şevket Kazan Mehmet Altınsoy Mikail Korkmaz Kocaeli Aksaray Kırıkkale Alaaddin Sever Aydın Kâzım Ataoğlu Mehmet Bedri İncetahtacı Batman Bingöl Gaziantep Oğuzhan Asiltürk Naci Terzi Fehim Adak Malatya Erzincan Mardin Zeki Ergezen Salih Kapusuz Cevdet Akçalı Bitlis Kayseri Adana Mehmet Elkatmış Mustafa Kamalak Kemal Albayrak Nevşehir Kahramanmaraş Kırıkkale M. Sıddık Altay Ağrı Gerekçe: Milletçe henüz anlamını tam bilemediğimiz ve kutlamasını, nedense, beceremediğimiz "1 Mayıs İşçi ve Emek Bayramı" bu yıl, İstanbul'un Kadıköy İlçesinde, yine kana bulandı, yine, yasadışı örgütlerin estirdiği terör ortamında devlet aciz kaldı. 3 sivilin öldüğü, 30 sivil, 40 polisin yaralandığı, araçların ateşe verildiği, mağazaların cam ve çerçevelerinin kırıldığı, malların yağmalandığı ve yüz milyarlarca lira zararın ortaya çıktığı bu olayda, başlıca suçlular, elbette, taş ve sopalarla bu hain eylemi sergileyen illegal örgütler ve teröristlerdir. Ancak, bu olayda, devletin de yeterli tedbiri almadığı, gerek caydırıcılık gerek müdahale ve gerekse suçluları yakalama açısından kendisinden beklenen dirayeti gösteremediği, herkesçe kabul edilen bir vakıadır. Olay sonrasında, gerek yöneticilerin gerekse toplantıyı düzenleyen sendikacıların beyanatları, gerçekten, ilginçtir. Bir yanda, yöneticiler, gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle sendikacıları suçlamakta, öte yandan sendikacılar, güvenlik güçlerinin, olaya, zamanında ve yeterince müdahalede bulunmadığından yakınmaktadırlar. Oysa, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, toplantı ve yürüyüşü düzenleyenlerle, toplantı ve yürüyüşün güvenliğini sağlayacak olanların görevlerini teker teker saymıştır. 1) Bu sayılan görevleri, taraflar yerine getirmişler midir? 2) Polise, ta Ankara'dan Bakan veya Başbakan tarafından, yetkilerini kısıtlayıcı müdahalede bulunulduğu şayiaları yaygındır, bu doğru mudur? 3) Poliste izinler kaldırılırken, Vali Bey gerçekten Marmaris'te tatilde midir? 4) Televizyon kameralarında meydanda 500 polis gözükmezken, Bakanın 5 000 polisle tertibat aldık demesi gerçek midir? 5) Polise, olayı uzaktan takip edin denilmişse; bu, bir sivil polisin linç edilmesine de duyarsız kalabilirsiniz demek midir? 6) Eylemcileri dağıtmak için elde su sıkacak panzer yok mudur? Varsa, neden ortaya çıkmamışlar, göstericileri su sıkarak dağıtmamışlardır, neden göz yaşartıcı bomba kullanılmamıştır? 7) Devletin çevik ve çelik kuvvetleri, neden yerli yersiz ve bilinçsiz müdahalelerle suçludan kaçan bir görüntüye mahkûm edilmiştir? 8) Bu mitinge yasadışı örgütlerin katılacağı, hem de özel üniformaları, bayrakları ve flamalarıyla katılacağı nasıl olup da haber alınamamıştır? 9) Ankara'da Kızılay'da, İstanbul'da Taksim'de bu gibi toplantı ve gösteri yürüyüşlerine izin verilmezken, en az bu yerler kadar işlek olan Kadıköy Altıyol Caddesi ve İskele Meydanında bu toplantıya, kimler, nasıl izin vermişlerdir? 10) Kadıköy'deki emniyet güçlerinin başında bulunan Emniyet Müdür Muavini Ali Yön'ün ağır şekilde yaralanması, tabanca ve telsizinin elinden alınmasını müteakip, ekipleri, kim sevki idare etmiştir? Ali Yön, ekipler tarafından niçin korunamamıştır? 11) Olayda, çevrede hazır bekleyen askerî birliklerden niye yardım istenmemiştir? Tüm bu soruların ve olayla ilgili daha bilinmeyen hususların Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından araştırılmasında zaruret görüldüğünden, bu önergenin verilmesi lüzumu hâsıl olmuştur. BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır. Bir Meclis soruşturması önergesi vardır. Önerge, bastırılıp, sayın üyelere dağıtılmıştır. Meclis soruşturması önergesini okutuyorum: 5. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün ve 62 arkadaşının, kanuna veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ve 3628 Numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddelerine uyduğu iddiasıyla eski Başbakan Tansu Çiller hakkında Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/4) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Konu: Kanuna ve genel ahlaka aykırı şekilde mal edinen ve görevini kötüye kullanan sabık Başbakan Tansu Çiller hakkında Anayasanın 100 üncü madesi gereğince Meclis soruşturması açılması talebimizdir. Gerekçe: "Mülkiyet hakkı" temel insan haklarının ilk beşinden biridir. Bu hak, komünist rejimlerde inkâr edilmiş, kapitalist rejimlerde tekelleştirilmiş, adil sistemlerde ise meşruiyet sınırları içinde daima korunmuş ve itibar görmüştür. Bu soruşturma önergesini hazırlayan biz milletvekilleri de, mülkiyet hakkının meşruiyet sınırları içinde olmak kaydıyla korumaya ve itibar edilmeye layık gördüğümüzü peşinen belirtmek istiyoruz. Yine bizler "beraatı zimmetin asıl" olduğuna, yani bir insanın suçluluğu sabit oluncaya kadar onun masum sayılması gerektiğine de gönülden inanıyoruz. Ama bizler, aynı zamanda milletvekilleriyiz. Sadece kanun yapmakla değil, devleti yönetenleri millet adına denetlemekle de görevliyiz. İşte Sabık Başbakan Tansu Çiller'in mal varlığıyla ilgili bu Meclis soruşturması önergesini, bu görevi yerine getirmek, bilinmeyen gerçeklerin öğrenilmesine, Sayın Çiller'in serveti hakikaten meşru ise aklanmasına, aksi halde adalet önünde hesap vermesine yol açmak için takdim etmekteyiz. Özellikle 25 Haziran 1993'ten, yani Başbakan olduktan sonra Sayın Tansu Çiller'in ve ailesinin mal varlığı, kamuoyunu devamlı meşgul etmiş, bu ailenin çok kısa bir zaman içinde ortaya çıkan aşırı şekildeki zenginliği, servetlerinin meşruiyeti hakkında kamuoyunu derin şüphelere ve endişelere düşürmüştür. 19 uncu Dönemde bu konunun araştırılması için bir araştırma komisyonu kurulmak istenmiş; ancak, o günkü Meclis aritmetiğinden yararlanılarak, 1982'den sonraki tüm parti ve liderleri, eşleri, çocukları ve kardeşleri araştırma kapsamına alınmak suretiyle, komisyon amacından saptırılmış, çalışmalar içinden çıkılmaz hale getirilmiş ve gerekli şekilde araştırma yapılamayarak, Çillerlerin mal varlığı üzerindeki şüphe ve şaibeler aydınlatılmamıştır. Bu şüphe ve endişeler hâlâ da devam etmektedir. Zira kendisinin mal varlığı hakkında yaptığı açıklamalar hiç kimse için inandırıcı olmamıştır. Neden olmamıştır? Her şeyden evvel Sayın Tansu Çiller bir memur çocuğudur. Üniversiteyi bitirdikten sonra eşi Özer Çiller'le birlikte 1967 yılında ABD'ye gitmiş ve orada 7 yıl kalmışlardır. Amerika'daki yıllarında, yaşam mücadelesi içinde para biriktirmek bir yana, ancak geçinebilecek kadar bir gelire sahip olabilmişlerdir. Nitekim kendisi o yıllarını şöyle anlatmaktadır: "Gerçekten, öyle günlerimiz oldu ki tek bir Coca Cola'yı dışarıda içecek paramız yoktu. Yıllarca tek bir kere lokantaya gidemedik. İlk oğlumuz minicik odamızda doğdu, büyüdü. Hele bir salı günlerimiz vardı, size anlatırken bile üzülüyorum. Sabahtan akşama kadar iki genç insanın ağzına bir lokma koymadan koşturmasını düşünebiliyor musunuz." (16 Eylül 1991, Sabah Gazetesi) Çillerler, ABD'den 1974 yılında dönmüşler ve Sayın Tansu Çiller Boğaziçi Üniversitesinde öğretim üyeliği, eşi Özer Çiller ise özel sektörde yöneticilik yapmaya başlamışlardır. Her ikisi de bazı aile şirketlerinde hisse sahibi olmak dışında kazanç sağlayacak bir işle uğraşmamışlardır. 20 Ekim 1991 seçimlerinde DYP'den milletvekili seçilen Sayın Çiller, 30 Kasım 1991'de güvenoyu alan Demirel Hükümetinde ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlığı görevinde bulunmuş, Başbakan Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı olmasından sonra, önce DYP Genel Başkanlığına getirilmiş, daha sonra da 30 Haziran 1993'te DYP-SHP Koalisyon Hükümetinin Başbakanı olmuştur. Önce ancak geçinebilecek bir gelire, daha sonra bir üniversite öğretim üyesi maaşına, daha sonra da bir milletvekili ve nihayet bakanlık maaşına göre tasavvur edilebilecek servetine karşı Sayın Çiller'in hem de birkaç yıl içinde birdenbire akıllara durgunluk verecek bir servete sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Çiller'in nerede ne kadar serveti var? Gerek TBMM Başkanlığına muhtelif tarihlerde verdiği mal bildirimlerine ve gerekse çalışmalarını maalesef sonuçlandıramayan "10/198 no'lu Siyasî Parti Liderlerinin ve Yakınlarının Mal Varlıklarını Araştırma Komisyonu" raporlarına göre Çiller ailesinin sahip olduğu servetin tablosu şöyledir: A) Gayri Menkul Malları: l. ABD 'deki Gayri Menkulleri 1. New Hepshıra Eyaleti Salem Kentinde 19.3.1993'te satın alınan 218 000 dolar değerinde villa. 2. Aynı eyaletin aynı kentinde 18.9.1992'de satın alınan 2 585 000 dolar değerinde Holiday Inn Oteli. 3. Aynı eyaletin Drry Kentinde 28.10.1992'de satın alınan 500 000 dolar değerinde 18 daireli bir bina. 4. Aynı eyaletin Hooksett Kentinde 31.12.1992 tarihinde satın alınan Granite Hill isimli 1 200 000 dolar değerinde alışveriş merkezi. 5. Washington Eyaleti Rockwille Kentinde 6.12.1988'de satın alınan 175 000 dolar değerinde bir villa. Amerika Birleşik Devletlerindeki taşınmazların toplam değeri 4 678 000 dolar olup, yaklaşık 350 milyar 850 milyon Türk Lirasıdır. İşin ilginç yanı, Çillerlerin bu emlakın 175 000 dolarlık kismını 1988'de, kalan 4 503 000 dolarlık kısmını ise 1992, 1993 yıllarında sahiplenmiş olmalarıdır. II. Türkiye'deki Gayri Menkulleri 1. İstanbul Şişli'de 120 milyar lira değerinde 8 katlı Çiller's Group İş Merkezi. 2. Sarıyer Kısırkaya'da 11 parsel halinde toplam 69 970 metrekare yüzölçümünde 700 milyar değerinde arsa. 3. Sarıyer Uskumru Köyde üç parsel halinde, toplam 39 590 metrekarelik 395 milyar değerinde arsa. 4. Yine Uskumru Köyde, üzerinde 30 adedi Çillerlere ait 104 villanın inşa halinde olduğu üç parsel halindeki 50 584 metrekarelik arsa. Bu arsa üzerinde, ayrıca 32 daireli bir apart otel inşaatı da devam etmektedir. Çillerlerin hissesine düşen değer, asgarî 1,5 trilyon liradır. 5. Kilyos'ta 29 768 metrekarelik 300 milyar değerinde arsa. 6. Yeniköy'de 500 milyar lira değerinde yalı. 7. Muğla-Milas'ta 13 bin metrekarelik zeytinlik. 8. Ankara'da 18 inci Dönem Kooperatifte 20 milyarlık villa. 9. Milas'ta bir arsa ve bir zeytinliğin 1/4 hissesi. (Annesinden) 10. Sarıyer-İstinye'de bir ev. (Annesinden) 11. Üsküdar'da bir ev. (Annesinden) 12. Üsküdar'da bir dükkân. (Annesinden) 13. Bilkent'te 50 milyar değerinde dubleks daire. B) Menkul Malları: 1. 50 milyar değerinde President isimli yat. 2. Yeşilyurt Turizm AŞ'de 35 711 hisse. 3. Marsan Marmara Holding AŞ'de 425 bin hisse. 4. 33 adet muhtelif cins ve değerde mücevherat. 5. 1995 yılında vefat eden ev kadını annesinden miras kalan: 880 adet cumhuriyet altını, 570 bin dolar, 690 bin mark, 432 milyon Türk Lirası olmak üzere, toplam 83 milyar lira civarında altın ve nakit. Yine, ilginç olan nokta, Çiller'in annesinin bu mal varlığı hakkındaki beyanını, kara para aklar gibi annesinin vefatından sonra yapmış olmasıdır. C) Eşi Özer Çiller'in Şahsına Ait: I- Gayri Menkulleri: 1- Yeşilyurt Yapı Kooperatifinde hisse. 2- Sarıyer Uskumru Köy Bizim Vadi Yapı Kooperatifinde süper lüks bir villa. 3- Bozu Gözem mevkiinde 14 645 metrekarelik arazi. 4- Bolu Tatarlar mevkiinde 4 180 metrekarelik arazi. 5- Sarıyer Kısırkaya mevkiinde 21 750 metrekarelik üç ayrı parsel halinde arsa. 6- Akdeniz Tatil Sitesi Yapı Kooperatifinde 70 metrekarelik yazlık. (1975'te alınmış) II- Menkulleri: 1- Marsan Holding AŞ'de 425 bin hisse 2. Aytaş Turizm Yatırım İşletmeleri AŞ'de 8 237/10 000 hisse. (ki, bu şirket, şu anda, Antalya Beldibi'nde, Turizm Bakanlığınca, adına 49 yıl süreyle tahsis edilen hazine arazisi üzerinde villa inşaatı yapmaktadır) D) Oğlu Mert Çiller'in Özel Varlığı: 1994'teki mal beyanına göre 950 milyon liralık hazine bonosu. E) Kuşadası'ndaki Çiftlik: Bu konu, basın tarafından, geçtiğimiz yıl kamuoyu gündemine getirilmişti. Kuşadası Çamtepe mevkiinde kâin 90 553 metrekarelik çiftlik arazisinin, Çiller ailesinin yanında çalışan Suna Gönül Pelister tarafından, 1 milyar 400 milyona tüm hissedarlardan tapu dairesinde 11.5.1994 tarihinde satın alınması bir muvazaayı akla getirmiş ve Çillerlerin, aslında kendileri için aldıkları bir yeri bu hanım adına alınmış gibi gösterdikleri şayiaları her yerde konuşulur hale gelmiştir. O zaman, Sayın Tansu Çiller "bu araziyi çok düşük ücretle alıp, yanımızda çalışan Suna Pelister adına tapu çıkardığımız yönündeki iddiaların hepsi uydurma. Suna Pelister bu yeri alıp kendisine bağ evi yapmak istedi; biz de borç verdik, yardımcı olduk" demişti. Ne var ki, 18 Nisan 1996 tarihli gazetelerde oyun ortaya çıktı. Aile yanında çalışan Suna Hanım tapu dairesine başvurarak, önce araziyi iki parsele ayırdı, daha sonra büyük parseli 15 Martta 8 milyara, küçük parseli ise 15 Nisanda 3 milyara Çiller ailesine satıverdi. Bu durum, Çiller'in bu konuda daha önce söylediği bütün sözlerin yalan olduğunu ve kendisine güvenilemeyeceğini ortaya koydu. Aslında inanılması mümkün olmayan başka hususlar da var. Ne bu yerin başlangıçta 1 milyar 400 milyona satın alınması ne de üzerinde yapılan inşaatın 600 milyona mal edilmesi mümkün olmadığı gibi, 100 milyar değerindeki bir yerin 11 milyar liraya satın alınması da mümkün değildir. Burada esas önemli olan büyük malî imkânların küçük gösterilmesi değil, baştan beri kendisine ait olan bir yeri, kaynağını ve miktarını göstermekte güçlük çektiği mal varlığını küçük gösterebilmek için Çiller'in muvazaalı yollara saparak, daha önce "benimle ilgisi yok" demiş olmasıdır. F) Ve Daha Bilinmeyenler: İşte, bu önergeyi Türkiye Büyük Millet Meclisine takdim ettiğimiz bugünkü günde dahi (26 Nisan 1996) Milliyet Gazetesinde yeni bir başlık "Çiller'in üç evi daha çıktı" Bu evlerin tapuya tescil tarihleri ise, 11 Nisan 1996. Tansu Çiller'in sadece beyan ettiği mallarının bugünkü rayice göre en az değeri 5 trilyon liradır. İşte soruşturulması gereken husus, Sayın Çiller'in bu muazzam astronomik mal varlığını nasıl, nereden kazandığı paralarla ve ne yolla edindiğinin açıklığa kavuşturulmasıdır. Bu husus, bugüne kadar, bütün zorlamalara rağmen hiçbir şekilde açıklığa kavuşmamıştır. Kendisinin yaptığı açıklamaların hepsi kamuoyunu tatminden uzaktır. Kendi ifadesine ve o tarihte verdiği veraset intikal beyannamesine göre, bu astronomik mal varlığı ve bütün bu zenginlikler, 1974'te vefat eden babasının miras bıraktığı 437 940 TL nakit ile 1 milyon 155 bin TL değerindeki 8 adet gayrimenkulden meydana gelmiştir. Kamuoyundaki genel kanaate göre ise, akıllara durgunluk veren bu mal varlığı, Hazineyi trilyonlarca lire zarara sokarak batırılan ve Özer Çiller'in Genel Müdürü olduğu İstanbul Bankasından başlamak suretiyle, bugüne kadar uzanan ve yine kamuoyu tarafından "yalı çetesi" diye adlandırılan bir ekibin perde arkası organizasyonu ve Çiller'in bakanlık ve başbakanlık nüfuzunu kötüye kullanarak destek vermesi neticesinde, haksız iktisap yoluyla elde edilmiştir. Zira, listesi ekte sunulan ve devamlı zarar eden, doğru dürüst vergi dahi ödemeyen Çiller ailesine ait 17 şirketin kârıyla veya zaman içinde alınıp satıldığı söylenen gayri menkullerin gelirleriyle böyle bir servete sahip olmak, aklın alacağı bir iş değildir. Kaldı ki, Sayın Tansu Çiller'in, annesinin vefatı üzerine verdiği mal bildiriminde, kendisine annesinden miras olarak intikal ettiğini bildirdiği 880 adet cumhuriyet altını, 570 bin Amerikan Doları, 690 bin Alman Markı, 432 milyon 831 bin Türk Lirası ki, bugünkü değerlerle 83 milyar 400 milyon lira tutarındaki servetin dahi mahiyeti ve kaynağı şüphelidir ve kamuoyunca araştırılmasının gereğine inanılmaktadır. Bütün bu gerçekler karşısında, kamu vicdanının rahat edebilmesi ve aynı zamanda Sayın Tansu Çiller'in temize çıkabilmesi için, bu büyük serveti nasıl elde ettiğinin soruşturulup açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Türk Ceza Kanununun bilinen hükümleri yanında, 3628 sayılı Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 4 üncü maddesinde "Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar haksız mal edinme sayılır" hükmü mevcuttur. Bu hüküm karşısında, Sayın Çiller'in, bütün mal varlığını, kanuna ve genel ahlaka uygun şekilde sağladığını ispat etmesi ve serveti üzerindeki şüphe ve şaibeleri ortadan kaldırması gerekmektedir. Bu soruşturma önergesiyle, Sayın Çiller'e, bu yolda en büyük imkân tanınmaktadır. Yukarıdan beri izah edilen olaylar, gerçekler ve tespitler sebebiyle, eski Başbakan Sayın Tansu Çiller hakkında, Türk Ceza Kanununun 240 ve 3628 sayılı Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddelerine göre soruşturma yapılması için Anayasanın 100 üncü ve İçtüzüğün ilgili maddeleri gereğince Meclis soruşturması açılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ederiz. 1 - Lütfü Esengün (Erzurum) 2 - Şevket Kazan (Kocaeli) 3 - Musa Demirci (Sıvas) 4 - Oğuzhan Asiltürk (Malatya) 5 - Ahmet Tekdal (Ankara) 6 - Salih Kapusuz (Kayseri) 7 - Mustafa Köylü (Isparta) 8 - Nezir Aydın (Sakarya) 9 - İsmail Özgün (Balıkesir) 10 - Avni Doğan (Kahramanmaraş) 11 - Mehmet Sılay (Hatay) 12 - Abdullah Arslan (Tokat) 13 - Hasan Dikici (Kahramanmaraş) 14 - Osman Hazer (Afyon) 15 - Metin Perli (Kütahya) 16 - Sıtkı Cengil (Adana) 17 - Mehmet Emin Aydın (Siirt) 18 - Hüseyin Arı (Konya) 19 - Tevhit Karakaya (Erzincan) 20 - Maliki Ejder Arvas (Van) 21 - Kahraman Emmioğlu (Gaziantep) 22 - Fethi Acar (Kastamonu) 23 - Ersönmez Yarbay (Ankara) 24 - Abdullah Özbey (Karaman) 25 - Fethullah Erbaş (Van) 26 - Musa Okçu (Batman) 27 - Hüseyin Olgun Akın (Ordu) 28 - Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep) 29 - Zeki Ergezen (Bitlis) 30 - Yasin Hatiboğlu (Çorum) 31 - Ahmet Dökülmez (Kahramanmaraş) 32 - Mustafa Baş (İstanbul) 33 - Hasan Hüseyin Öz (Konya) 34 - Mehmet Aykaç (Çorum) 35 - Turhan Alçelik (Giresun) 36 - Alaaddin Sever Aydın (Batman) 37 - Mahmut Sönmez (Bingöl) 38 - Zülfükâr İzol (Şanlıurfa) 39 - Celal Esin (Ağrı) 40 -Abdulhaluk Mutlu (Bitlis) 41- Rıza Ulucak (Ankara) 42 - Hasan Hüseyin Ceylan (Ankara) 43 - Temel Karamollaoğlu (Sıvas) 44 - Sait Açba (Afyon) 45 - Cevat Ayhan (Sakarya) 46 - Mustafa Kamalak (Kahramanmaraş) 47. - Şaban Şevli (Van) 48 - Ahmet Cemil Tunç (Elazığ) 49 - Hasan Belhan (Elazığ) 50 - Kemalettin Göktaş (Trabzon) 51 - Kâzım Ataoğlu (Bingöl) 52 - M. Recai Kutan (Malatya) 53 - Necati Çelik (Kocaeli) 54 - Nurettin Aktaş (Gaziantep) 55 - Ahmet Derin (Kütahya) 56 - Zülfikâr Gazi (Çorum) 57 - Aslan Polat (Erzurum) 58 - Mehmet Fuat Fırat (İstanbul) 59 - Seyyit Haşim Haşimi (Diyarbakır) 60 - Sacit Günbey (Diyarbakır) 61 - Müstafa Ünaldı (Konya) 62 - İbrahim Ertan Yülek (Adana) 63 - Ferit Bora (Diyarbakır) BAŞKAN – Meclis soruşturması önergesi bilgilerinize sunulmuştur. Anayasanın 100 üncü maddesinde belirtilen "Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve karara bağlar" hükmü uyarınca, soruşturma önergesinin görüşülme gününe dair Danışma Kurulu önerisi, daha sonra, Genel Kurulun onayına sunulacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonunun 7 adet raporu vardır; ayrı ayrı okutup, bilgilerinize sunacağım. V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER 1. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Temmuz, Ağustos ve Eylül 1994 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/2) (S. Sayısı: 4) (1) BAŞKAN – 4 sıra sayılı raporu okutuyorum : Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Temmuz 1994 başında bankada mevcut para. 34 255 986 000.– Temmuz-Ağustos-Eylül 1994 aylarında Ziraat Bankasının aldığı para. 577 318 198 000.– Toplam 611 574 184 000.– Temmuz-Ağustos-Eylül 1994 aylarında Ziraat Bankasının harcadığı para. 557 177 964 000.– Ekim 1994 başında bankada mevcut para. 54 396 220 000.– Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Temmuz-Ağustos-Eylül 1994 aylarına ait hesapları incelendi; Temmuz 1994’te Ziraat Bankasındaki 34 255 986 000.– TL mevcudu ile Temmuz-Ağustos-Eylül 1994 aylarında Hazineden 577 318 198 000.– TL alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 611 574 184 000.– TL olduğu mevcuttan sarf olunan 557 177 964 000.– TL tenzil edildikten sonra Ekim 1994 başında Bankadaki kasa mevcudunun 54 396 220 000.– TL den ibaret olduğu Saymanlıktaki defterlerle sarf evrakının birbirine uygun bulunduğu görülmüştür. Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur. Başkan Başkanvekili Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız Artvin Kastamonu Sözcü Kâtip Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu Van Bursa Denetçi Üye Hacı Filiz İsmail Coşar Kırıkkale Çankırı Üye Üye Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay Kütahya İstanbul Üye Üye Mustafa Köylü Cihan Yazar Isparta Manisa BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 2. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ekim, Kasım ve Aralık 1994 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/3) (S. Sayısı : 5) (1) BAŞKAN – 5 sıra sayılı raporu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Ekim 1994 başında bankada mevcut para. 54 396 220 000.– Ekim-Kasım-Aralık 1994 aylarında Ziraat Bankasının aldığı para. 629 450 898 000.– Toplam 683 847 118 000.– Ekim-Kasım-Aralık 1994 aylarında Ziraat Bankasının harcadığı para. 613 023 867 000.– Ocak 1995 başında bankada mevcut para. 70 823 251 000.– Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ekim - Kasım - Aralık 1994 aylarına ait hesapları incelendi; Ekim 1994’te Ziraat Bankasındaki 54 396 220 000.– TL mevcudu ile Ekim-Kasım-Aralık 1994 aylarında Hazineden 629 450 898 000.– TL alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 683 847 118 000.– TL olduğu mevcuttan sarf olunan 613 023 867 000.– TL tenzil edildikten sonra Ocak 1995 başında bankadaki kasa mevcudunun 70 823 251 000.– TL’den ibaret olduğu Saymanlıktaki defterlerle sarf evrakının birbirine uygun bulunduğu görülmüştür. Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur. Başkan Başkanvekili Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız Artvin Kastamonu Sözcü Kâtip Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu Van Bursa Denetçi Üye Hacı Filiz İsmail Coşar Kırıkkale Çankırı Üye Üye Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay Kütahya İstanbul Üye Üye Mustafa Köylü Cihan Yazar Isparta Manisa BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 3. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak, Şubat ve Mart 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/4) (S. Sayısı : 6) (1) BAŞKAN – 6 sıra sayılı raporu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Ocak 1995 başında bankada mevcut para. 70 823 251 000.– Ocak-Şubat-Mart 1995 aylarında Ziraat Bankasının aldığı para. + 1 012 816 937 000.– Toplam 1 083 640 188 000.– Ocak-Şubat-Mart 1995 aylarında Ziraat Bankasının harcadığı para. – 907 636 469 000.– Nisan 1995 başında bankada mevcut para. 176 003 719 000.– Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak-Şubat-Mart 1995 aylarına ait hesapları incelendi; Ocak 1995’te Ziraat Bankasındaki 70 823 251 000.– TL mevcudu ile Ocak-Şubat-Mart 1995 aylarında Hazineden 1 012 816 937 000.– TL alınarak Bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 1 083 640 188 000.– TL olduğu mevcuttan sarf olunan 907 636 469 000.– TL tenzil edildikten sonra Nisan 1995 başında bankadaki kasa mevcudunun 176 003 719 000.– TL’den ibaret olduğu Saymanlıktaki defterlerle sarf evrakının birbirine uygun bulunduğu görülmüştür. Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur. Başkan Başkanvekili Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız Artvin Kastamonu Sözcü Kâtip Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu Van Bursa Denetçi Üye Hacı Filiz İsmail Coşar Kırıkkale Çankırı Üye Üye Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay Kütahya İstanbul Üye Üye Mustafa Köylü Cihan Yazar Isparta Manisa BAŞKAN–Bilgilerinize sunulmuştur. 4. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Nisan, Mayıs ve Haziran 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/5) (S. Sayısı : 7) (1) BAŞKAN –7 sıra sayılı raporu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Nisan 1995 başında bankada mevcut para. 176 003 719 000.– Nisan-Mayıs-Haziran 1995 aylarında Ziraat Bankasının aldığı para. + 941 022 358 000.– Toplam 1 117 056 077 000.– Nisan-Mayıs-Haziran 1995 aylarında Ziraat Bankasının harcadığı para. – 1 102 442 682 000.– Temmuz 1995 başında bankada mevcut para. 14 613 395 000.– Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Nisan-Mayıs-Haziran 1995 aylarına ait hesapları incelendi; Nisan 1995’de Ziraat Bankasındaki 176 003 719 000.– TL mevcudu ile Nisan-Mayıs-Haziran 1995 aylarında Hazineden 941 022 358 000.– TL alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 1 117 056 077 000.– TL olduğu mevcuttan sarf olunan 1 102 442 682 000.– TL tenzil edildikten sonra Temmuz 1995 başında bankadaki kasa mevcudunun 14 613 395 000.– TL’den ibaret olduğu Saymanlıktaki defterlerle sarf evrakının birbirine uygun bulunduğu görülmüştür. Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur. Başkan Başkanvekili Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız Artvin Kastamonu Sözcü Kâtip Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu Van Bursa Denetçi Üye Hacı Filiz İsmail Coşar Kırıkkale Çankırı Üye Üye Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay Kütahya İstanbul Üye Üye Mustafa Köylü Cihan Yazar Isparta Manisa BAŞKAN– Bilgilerinize sunulmuştur. 5. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Temmuz, Ağustos ve Eylül 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/6) (S. Sayısı: 8) (1) BAŞKAN – 8 sıra sayılı raporu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Temmuz 1995 başında bankada mevcut para. 14 613 395 000.– Temmuz-Ağustos-Eylül 1995 aylarında Ziraat Bankasının aldığı para. + 832 216 709 000.– Toplam 846 830 104 000.– Temmuz-Ağustos-Eylül 1995 aylarında Ziraat Bankasının harcadığı para. – 975 378 767 000.– Ekim 1995 başında hazinenin T.C. Ziraat Bankasına olan borcu – 128 548 663 000.– Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Temmuz-Ağustos-Eylül 1995 aylarına ait hesapları incelendi; Temmuz 1995’te Ziraat Bankasındaki 14 613 395 000.– TL mevcudu ile Temmuz-Ağustos-Eylül 1995 aylarında Hazineden 832 216 709 000.– TL alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 846 830 104 000.– TL olmasına rağmen, Hazinenin T.C. Ziraat Bankasına 128 548 663 000.– TL borcu ile birlikte 975 378 767 000– TL sarf edilmiş olduğu Saymanlıktaki defterlerle sarf evrakının birbirine uygun bulunduğu görülmüştür. Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur. Başkan Başkanvekili Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız Artvin Kastamonu Sözcü Kâtip Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu Van Bursa Denetçi Üye Hacı Filiz İsmail Coşar Kırıkkale Çankırı Üye Üye Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay Kütahya İstanbul Üye Üye Mustafa Köylü Cihan Yazar Isparta Manisa BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 6. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ekim, Kasım ve Aralık 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/7) (S. Sayısı : 9) (1) BAŞKAN – 9 sıra sayılı raporu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Ekim 1995 başında hazinenin T.C. Ziraat Bankasına olan borcu. – 128 548 663 000.– Ekim-Kasım-Aralık 1995 aylarında Ziraat Bankasının aldığı para. + 1 608 352 878 000.– Toplam 1 479 804 215 000.– Ekim-Kasım-Aralık 1995 aylarında Ziraat Bankasının harcadığı para. – 1 449 133 998 000.– Ocak 1996 başında bankada mevcut para. 30 670 217 000.– Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ekim-Kasım-Aralık 1995 aylarına ait hesapları incelendi; Ekim 1995’te hazinenin Ziraat Bankasına olan 128 548 663 000.– TL borcu ile Ekim-Kasım-Aralık 1995 aylarında Hazineden 1 608 352 878 000.– TL alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 1 479 804 215 000.– TL olduğu mevcuttan sarf olunan 1 449 133 998 000.– TL tenzil edildikten sonra Ocak 1996 başında bankadaki kasa mevcudunun 30 670 217 000.– TL’den ibaret olduğu Saymanlıktaki defterlerle sarf evrakının birbirine uygun bulunduğu görülmüştür. Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur. Başkan Başkanvekili Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız Artvin Kastamonu Sözcü Kâtip Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu Van Bursa Denetçi Üye Hacı Filiz İsmail Coşar Kırıkkale Çankırı Üye Üye Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay Kütahya İstanbul Üye Üye Mustafa Köylü Cihan Yazar Isparta Manisa BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. 7. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak, Şubat ve Mart 1996 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/8) (S. Sayısı : 10) (2) BAŞKAN – 10 sıra sayılı son raporu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Ocak 1996 başında bankada mevcut para. 30 670 217 000.– Ocak-Şubat-Mart 1996 aylarında Ziraat Bankasının aldığı para. + 1 646 211 390 000.– Toplam 1 676 881 607 000.– Ocak-Şubat-Mart 1996 aylarında Ziraat Bankasının harcadığı para. – 1 688 419 946 000.– Nisan 1996 başında hazinenin T.C. Ziraat Bankasına olan borcu – 11 538 339 000.– Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak-Şubat-Mart 1996 aylarına ait hesapları incelendi; Ocak 1996 da Ziraat Bankasındaki 30 670 217 000.– TL mevcudu ile Ocak-Şubat-Mart 1996 aylarında Hazineden 1 646 211 390 000.– TL alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 1 676 881 607 000.– TL olmasına rağmen, Hazinenin T.C. Ziraat Bankasına 11 538 339 000.– TL borcu ile birlikte 1 688 419 946 000.– TL sarf edilmiş olduğu, Saymanlıktaki defterlerle sarf evrakının birbirine uygun bulunduğu görülmüştür. Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur. Başkan Başkanvekili Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız Artvin Kastamonu Sözcü Kâtip Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu Van Bursa Denetçi Üye Hacı Filiz İsmail Coşar Kırıkkale Çankırı Üye Üye Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay Kütahya İstanbul Üye Üye Mustafa Köylü Cihan Yazar Isparta Manisa BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. (10/1), (10/14) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun çalışma süresinin uzatılmasına dair bir tezkere vardır; okutup oylarınıza sunacağım: III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam) B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam) 15. – (10/1, 14) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, Komisyonun görev süresinin uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/257) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Komisyonumuz 25.4.1996 tarihli toplantısında, çalışma süresi içinde araştırmasını tamamlayamadığından, yeni bir çalışma süresi verilmesi için talepte bulunmaya karar vermiştir. Karar uyarınca; Komisyonumuza, Genel Kurulun ilgili kararı tarihinden geçerli olmak üzere, 2 aylık yeni bir çalışma süresi verilmesi için gereğini arz ederim. Erkan Mumcu Isparta Komisyon Başkanı BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Başbakanlığın, Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır; okutup oylarınıza sunacağım: 16. – Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, Özbekistan’a yapacağı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/258) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 6.5.1996 Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel'in bir heyetle birlikte 7-9 Mayıs 1996 tarihlerinde Özbekistan'a yapacağı resmî ziyarete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de katılmaları uygun görülmüştür. Anayasamızın 82 nci maddesine göre, gereğini arz ederim. Mesut Yılmaz Başbakan Liste: Abdülbaki Ataç (Balıkesir) Feti Görür (Bolu) Ali Topuz (İstanbul) Y. Selahattin Beyribey (Kars) Çetin Bilgir (Kars) BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup oylarınıza sunacağım: 17. – Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı HABITAT II Global Parlamenterler Forumuna, TBMM’yi temsilen 16 milletvekilinden oluşan bir heyetle katılınmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/259) Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna 6.5.1996 Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı HABITAT II Global Parlamenterler Forumu 31 Mayıs-1 Haziran 1996 tarihleri arasında İstanbul'da düzenlenecektir. Söz konusu forum toplantısına katılmak üzere, 8 kişilik bir Türkiye Büyük Millet Meclisi heyetinin oluşturulması hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dışilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulmuş ve 10.4.1996 tarihli 35 inci Genel Kurul Birleşiminde kabul edilmiştir. Anılan toplantıya katılan ülkelerin iştirakleri göz önünde bulundurularak, söz konusu konferansa Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen 16 milletvekilimizden oluşan daha geniş bir heyetle katılınması hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dışilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur. Mustafa Kalemli Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Danışma Kurulunun önerileri vardır; okutup, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım: VI. – ÖNERİLER A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ 1. – Genel Kurulda görüşülecek konuların yeniden düzenlenmesi ile (10/67) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşme günü ve çalışma süresine ilişkin Danışma Kurulu önerisi Danışma Kurulu Önerisi 7.5.1996 Danışma Kurulunun 7.5.1996 Salı günü yapılan toplantısında, aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür. Kamer Genç Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Vekili Şevket Kazan Ali Rıza Gönül RP Grubu Başkanvekili DYP Grubu Başkanvekili Murat Başesgioğlu Hasan Hüsamettin Özkan ANAP Grubu Başkanvekili DSP Grubu Başkanvekili Nihat Matkap CHP Grubu Başkanvekili Öneriler: 1.- Genel Kurulun toplantı günlerinden, salı gününün denetim konularına (Anayasanın süreye bağladığı konular hariç), çarşamba ve perşembe günlerinin de kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işlerin görüşülmesine ayrılması; salı ve çarşamba günlerinde, birleşimin başında bir saat süreyle sözlü soruların görüşülmesi, sunuşlar ve işaret oyuyla yapılacak seçimlerin her gün yapılması önerilmiştir. 2.- 6.5.1996 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan ve okunmuş bulunan (10/67) esas numaralı ve 1 Mayıs günü meydana gelen olaylar hakkındaki Meclis araştırması önergesinin görüşmelerinin, Genel Kurulun 14.5.1996 Salı günkü birleşiminde yapılması ve görüşmelerin bitimine kadar çalışma süresinin uzatılması önerilmiştir. BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi, birinci öneriyi oylarınıza sunmak üzere yeniden okutuyorum: 1.- Genel Kurulun toplantı günlerinden, salı gününün denetim konularına (Anayasanın süreye bağladığı konular hariç), çarşamba ve perşembe günlerinin de kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işlerin görüşülmesine ayrılması; salı ve çarşamba günlerinde, birleşimin başında bir saat süreyle sözlü soruların görüşülmesi, sunuşlar ve işaret oyuyla yapılacak seçimlerin her gün yapılması önerilmiştir. BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. İkinci öneriyi okutuyorum: 2.- 6.5.1996 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan ve okunmuş bulunan (10/67) esas numaralı ve 1 Mayıs günü meydana gelen olaylar hakkındaki Meclis araştırması önergesinin görüşmelerinin, Genel Kurulun 14.5.1996 Salı günkü birleşiminde yapılması ve görüşmelerin bitimine kadar çalışma süresinin uzatılması önerilmiştir. BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Doğru Yol Partisi Grubunun, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; öneriyi, önce okutup işleme alacağım, sonra da oylarınıza sunacağım. Öneriyi okutuyorum: B) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ 1. – (10/63) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşme günü ve çalışma süresine ilişkin DYP Grubu önerisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 7 Mayıs 1996 Danışma Kurulunun 7 Mayıs 1996 Salı günü yapılan toplantısında, siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim. Saygılarımla Ali Rıza Gönül Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili Öneri: Gündemin, genel görüşme ve Meclis araştırması kısmının 46 ncı sırasında yer alan (10/63) esas numaralı "Refah Partisinin Süleyman Mercümek'le bağlantılarının ve maddî ilişkilerinin araştırılarak, iddia edilen hukuk dışı malî kaynaklarının tespiti" amacıyla verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin görüşmelerinin, Genel Kurulun 15.5.1996 Çarşamba günkü birleşimde, sözlü soruların görüşmelerinin bitiminden sonra yapılması ve görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması önerilmiştir. LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Aleyhte söz istiyorum. SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Ben de... ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) – Lehte söz istiyorum. BAŞKAN – Başka söz istemi yok. Aleyhte, Lütfü Esengün; buyurun. (RP sıralarından alkışlar) LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, muhterem arkadaşlar, hepinizi hürmetle selamlıyorum. Doğru Yol Partisi Grubunun teklifi üzerinde aleyhte söz almış bulunuyorum. Şu anda, Meclis gündemimizde, 46 adet, Meclis araştırması ve genel görüşme önergesi beklemektedir. Dört ayı aşkın bir zamandan beri devam eden çalışmalarımızda, bütçe kanunu tasarısı dışında, maalesef, hiçbir kanun tasarısı, kanun teklifi Genel Kurulda görüşülme imkânını bulamadı. Milletimizin, memleketimizin dertleri, problemleri, sorunları her gün alabildiğine artmasına rağmen, her geçen gün milletimizin feryadı göklere yükselmesine rağmen, maalesef, Meclisimizden, henüz, bu dertlere çare olacak adımlar atılamadı, hiçbir kanun çıkarılamadı; bir tek, bütçe kanunu çıktı; bütçe kanunu da maalesef milletimizin derdine derman değil, deva değil. Şimdi, 46 tane önerge var dedim -dikkat buyurun, bugünkü gündemde de sıralanmış- gerçekten, içerisinde, çok önemli konuları ihtiva eden önergeler var. Bakınız, birkaç tane misal vereyim: İç ve dışborçlarla ilgili sorunların araştırılması, kumarhanelerin maddî ve manevî tahribatlarının boyutlarının araştırılması, sağlık hizmetlerindeki sorunların araştırılması, Fener Rum Patrikhanesinin statüsü ve faaliyetleri konusunda araştırma yapılması, PETLAS'ın zarar etmesinin nedenlerinin araştırılması, Bayındırlık ve İskân Bakanlığındaki usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarının araştırılması, çay üreticisinin ve işletmelerinin sorunlarının araştırılması gibi gerçekten hepsi birbirinden mühim 45-46 adet araştırma önergesi Meclis gündeminde beklerken, biz, 45 tanesini geride bırakıp, en son sırada yer alan -46 ncı sıradaki- önergenin alelacele görüşülmesini istiyoruz. İsteyen kim; Doğru Yol Partisi Grubu. Muhterem arkadaşlar, bakınız, şunu samimiyetle ve açıkça söylüyorum: Bu Meclisin denetimi dışında hiçbir konu kalmasın; her şey, şu mübarek çatı altında görüşülsün, araştırılsın, soruşturulsun; milletvekilleri, memleketimizin durumu hakkında hem bilgi sahibi olsunlar hem de Anayasa göre görevli oldukları denetimi layıkıyla yapsınlar. Biz buna varız, biz buna taraftarız. Bu, işin başında söylemem gereken cümledir; ancak, bu denetim görevimizi yaparken - işte bu önergede olduğu gibi- araştırma önergeleri, Mecliste, alelacele, haftaya görüşülsün denilirken, Anayasayı da gözardı etmememiz lazım. AHMET UYANIK (Çankırı) – Biraz önce oldu; 1 Mayıs... LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Anayasanın 11 inci maddesinde "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır" deniliyor. Gerçekten, bu Anayasa, Yasama Meclisini olsun, icrayı (hükümeti) olsun, yürütmeyi, yargıyı herkesi bağlar; herkes, buna uymak mecburiyetindedir; şikâyet de etsek, yanlıştır da desek, bugün, bu Anayasa yürürlüktedir ve uyulması mecburîdir. Bu Anayasanın 138 inci maddesini özellikle dikkatlerinize arz etmek için söz aldım. 138 inci maddede "Yargı" başlığını taşıyan bölümde "Mahkemelerin bağımsızlığı" kenar başlığıyla şu ifade ediliyor; 138 inci maddenin ikinci fıkrasını arz ediyorum: "Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz." Üçüncü fıkrası, özellikle bu olayla ilgili olarak, daha mühim: "Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz." Şimdi, gündeme alınmış olan ve gündemin 46 ncı sırasında bulunan ve haftaya görüşülmesi istenilen önergede, Süleyman Mercümek isimli şahsın fiillerinin Refah Partisiyle ilgisinin araştırılması isteniliyor. Bütün kamuoyunun bildiği üzere, Süleyman Mercümek isimli bu şahıs, hakkında açılan tahkikat sonucu, mahkemece mahkûm edilmiştir. Şu anda, yargıda, bu şahısla ilgili görülmekte olan dava vardır; mahkûmiyet kararı temyiz edilmiş ve Yargıtaya gelmiştir; Yargıtayda inceleme safhasındadır. HASAN EKİNCİ (Artvin) – TOFAŞ'ta yargı kararı yok mu? LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Yargıya intikal etmiş olan bir konu hakkında, Anayasanın 138 inci maddesi gereğince, bu kürsüde, Genel Kurulda veya komisyonlarda görüşme yapılamaz. (DYP ve ANAP sıralarından gürütüler) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen sessizce dinleyin. LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Bunu ben söylemiyorum, Anayasa söylüyor. Eğer hukuk devletiysek, eğer Anayasaya saygılıysak, saygılı olduğumuz iddiasındaysak... AHMET UYANIK (Çankırı) – Önce siz saygılı olun!.. LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – ...bu araştırma önergesini, bu dava bitmeden görüşemeyiz. HASAN EKİNCİ (Artvin) – TOFAŞ'ta da kesinleşmiş yargı kararı var. LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Ben, size Anayasayı hatırlatıyorum sadece; yoksa, buyurun, ne varsa, Mercümek'i ile, efendim, bütün iddialarıyla, getirin, şu Mecliste görüşelim. Bakınız, sayın arkadaşlar, ben, geçen dönem, bu Mal Varlığı Komisyonunda iki yıla yakın bir süre görev yaptım; o Komisyonda görev yapan arkadaşlarımız burada var. O Komisyonda, aylarca, bütün liderler, bütün partiler bir tarafa bırakıldı, sadece, bu "Mercümek" denen adam sorgulandı; hatta, bir ara, öyle bir hale geldi ki, basında, medyada bu Komisyonun ismi Mercümek Komisyonuna çıktı ve sonuçta da yine DYP'li arkadaşlarımızın beş imza ile yazdığı rapor var; burada var, eğer, işin esası görüşülürse, bu öneri kabul edilir de, haftaya, Anayasaya aykırı olmasına rağmen huzurunuza gelirse enine boyuna burada tartışırız. DYP'li arkadaşlarımızın imzasıyla, bu konunun Refah Partisi ile hiçbir ilgisi olmadığı, herhangi bir bilgi ve belge bulunamadığı bu raporlarla sabit ve raporların altında da DYP'li arkadaşlarımızın imzası var. (RP sıralarından alkışlar) İLHAN AKÜZÜM (Ankara) – Öneri üzerinde konuşun. LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Netice olarak şunu arz edeceğim: Muhterem arkadaşlar, gerçekten, İsrail ile anlaşma mı yapılmış, şu Meclis o anlaşmaları görüşmeli. (RP sıralarından alkışlar) İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Mutlaka görüşülsün. LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Kapalı kapılar arkasında birtakım icraatlar mı yapılıyor, bu Meclisten gizli kalmamalı; yolsuzluk mu var, bu Meclis soruşturmalı; birileri haksızlık mı yapmış, yolsuzluk mu yapmış, kim olursa olsun, Refah Partisi olsun, Refah Partisinin yetkilileri olsun, sayın bakanlar olsun, eski başbakanlar olsun, bu Meclisin önünde, herkes, hesap vermeli; biz, bundan yanayız. (RP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Ve, bu hesabı, alnının akıyla verecek durumda olan yegâne partiyiz; bunu da, buradan iftiharla söylüyorum. (RP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Hiçbir şekilde, sizin verdiğiniz araştırma önergelerinden, soruşturma önergelerinden, ne korkumuz var, ne kaçacak halimiz var; ama, ortada bir de... BAŞKAN – Sayın Esengün, 1 dakika içerisinde lütfen toparlayınız. LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan; yalnız, süremin de bitmesine 1,5 dakika var. BAŞKAN – Evet, süre otomatik. LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Ancak, Anayasa da var, bu ülkede, hepimizin uymak mecburiyetinde olduğu bir Anayasa var. Anayasanın 138 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarını size tekrar hatırlatmak istiyorum. İLHAN AKÜZÜM (Ankara) – Öneriyle ilgili konuşmuyorsunuz ki! LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Bir şeyler yapacağız diye, efendim, sizin Genel Başkanınız hakkında verilen soruşturma önergelerine mukabil, medyanın "dosya savaşı" dediği bu savaşa katılacağız diye, Anayasayı lütfen ihlal etmeyin; sonuçta, olan, hepimize olur. Hepinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar) Öneri aleyhinde ret oyu vereceğimi ifade ediyorum, sizi de ret oyu vermeye davet ediyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Esengün. Önerinin lehinde, Sayın Ali Rıza Gönül, buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar) Süreniz 10 dakikadır. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Önerimizin lehinde konuşmak için söz almış bulunuyorum. Refah Partisi sözcüsü arkadaşımın sözlerini kullanarak sözüme başlamak istemezdim; ama, bir gerçek ki, eğer, bu çatının altında her şeyin görüşülmesini ve konuşulmasını istiyorlarsa ve bundan kaçınmadıklarını burada açıkyüreklilikle ifade ediyorlarsa, günlerce ve yıllarca bu toplumun gündemini meşgul etmiş olan ve siyasal sonuçlar doğurabilecek olan bu önerinin 15 Mayısta burada görüşülmesine evet demeleri lazımdı. (RP sıralarından gürültüler, DYP sıralarından alkışlar) Eğer, siz, buyurun görüşelim, hodri meydan diyor da, Anayasanın 138 inci maddesine sığınmak lüzumunu hissediyorsanız, bunu anlamakta güçlük çekiyorum. (RP sıralarından görültüler) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen sessizce dinleyelim. KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – "Anayasaya sığınma" tabiri, gerçekten Meclise saygısızlıktır. BAŞKAN – Lütfen... ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla) – Değerli milletvekilleri, şimdi, 138 inci maddeyi, Refah Partisi sözcüsü buradan okudu; ben, onu tekrar okumak istemiyorum; ama, Anayasanın 138 inci maddesini öyle yorumlamanıza katılmıyorum. Niçin; bakın, bir şey sorarsam, sonra bunun cevabını veremezsiniz. KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Katılmıyorum diyebilirsiniz... BAŞKAN – Sayın milletvekili, lütfen, sessizce dinler misiniz!.. ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla) – Niçin cevap veremezsiniz; çünkü, İSKİ davası açıldığı ve ceza soruşturması başladığında, 19 uncu Dönemde, bu Mecliste, araştırma komisyonunun kurulması için oy verdiniz. (RP sıralarından "vermedik" sesleri, gürültüler) Şimdi, o zaman, 138 inci maddeyi hatırlamayanların, bugün 138 inci maddeyi hatırlamalarını ve bu kürsüden dile getirmelerini, ben, açıkça söylüyorum ki, yadırgıyorum. (DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) O da bitmedi... HASAN HÜSEYİN CEYLAN (Ankara) – Yargıdan önceydi... BAŞKAN – Sayın milletvekili, lütfen sessiz olur musunuz! ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla) – Bakın, bitmedi; izin verirseniz bir örnek daha vereceğim. 20 nci Dönemde, öldürülen gazeteci Metin Göktepe ile ilgili Meclis araştırma önergesini burada tartışmadık mı? O zaman ceza soruşturması başlamamış mıydı? (RP sıralarından "Hayır" sesleri) O zaman dava açılmamış mıydı? (RP sıralarından "Hayır" sesleri) Öyle de olsa, ceza davasının başlamasıyla Meclis araştırma komisyonunun çalışmalarına ara verilmesi gerekir. (RP sıralarından gürültüler) Şu halde, bu kadar açık, bu kadar net örnekler önümüzde dururken, Refah Partisinin, şimdi hem hodri meydan deyip hem de Anayasaya aykırı davranıyorsunuz mazeretine sığınmasını anlayamıyoruz... İSMAİL YILMAZ (İzmir) – Sırasında görüşelim. ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla) – Ceza soruşturması devam eder, ceza davası devam eder; ama, Meclis araştırması -hatırlatmakta fayda görüyorum-Anayasanın 102 nci maddesi gereğince, siyasî sonuçlar doğuracak bir bilgilendirme ve tespit olayıdır. O nedenle, değerli milletvekilleri, günlerce, bu ülkedeki hayır, hasenat sahibi insanlarımızın, yardımsever insanlarımızın yurt dışındaki, Bosna- Hersek gibi bazı yerlere yardım amacıyla vermiş oldukları paraların nereye gittiğini, siyasal ilgi ve ilintilerinin ne olduğunun tespitini, bu Meclis aramak ve araştırmak hakkına sahiptir. (DYP ve ANAP sıralarından alkışlar) Ben, önerimizin kabulünü değerli milletvekili arkadaşlarımdan rica ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (DYP ve ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Gönül. ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, gerek İSKİ olayıyla ilgili araştırma önergesinde gerekse Metin Göktepe olayında henüz dava açılmamıştı, dava safhası, yargı safhası başlamadığı için bu, Mecliste görüşülmüştü; onu belirtmek istedim. Arz ederim. BAŞKAN – Sağ olun. Önerinin aleyhinde konuşmak üzere, Sayın Salih Kapusuz; buyurun. SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Şu anda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama mercii olmasına rağmen, gayri hukukî bir adımı önlemek üzere gayret sarf eden, şahsı adına konuşma yapan arkadaşlarımızı, değerli konuşmacı, grup sözcüsü olarak takdim etti, şu andaki görüşlerimiz partilerin değil, şahsımızın yani, kişise görüşlerimizdir. Bunun altını çizmek istiyorum, bir. İkincisi, özellikle, bizi dinleyen milletimizin olayı doğru anlayabilmesi için ve bizim ne kadar tutarlı olduğumuzun net anlaşılabilmesi için bir hususu vurgulamak istiyorum, o da şudur : Bir araştırma önergesi verilmiştir; verilişinden şu anda görüşülme safhasına kadar olan bütün bölümleri, esas itibariyle gayri hukukidir. Biz, bu Mecliste, bütün meselelerin görüşülmesini isterken bir şart ileri sürüyoruz; sizi de buna davet ediyoruz. Diyoruz ki, yaptığınız eylemleriniz, işlemleriniz hukuki olsun, Anayasaya uysun, kanunlara uysun. Değerli konuşmacı arkadaşım- çok daha iyi bilirler- konuyu bildikleri halde, böyle takdim etmelerini ben şahsen garip karşıladım; bir meselenin mahkemeye intikali ayrı bir olay, dava açılması ayrı bir safhadır. Şayet, soruşturma seviyesinde devam eden bir mahkemenin çalışması varsa, bu, Anayasanın öngördüğü, görülmekte olan bir dava hakkındaki statünün içerisine girmez. İşte, biraz önce vermiş olduğunuz misalleri arz etmek istiyorum; hem İSKİ'de hem de Metin Göktepe olayında olay, soruşturma safhasındadır, dava konumuna girmemiştir; mahkeme bu olayı soruşturduğu döneme rastladığı için ne yapılmıştır; Meclis bu konuyu görüşmüştür. Ama, şu anda sizin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde görüşülmesini arzu ettiğiniz Mercümek'le ilgili araştırma önergesi ise, dava açılmış, hatta mahkeme karar vermiş, üst merciye intikal etmiş, ona, aleyhinde talep olarak itiraz edilmiş. Böyle bir olayla, soruşturma safhasında yapılmak istenen eyleme Parlamentonun intikali farklı şeylerdir. Dolayısıyla, doğru adım atmak mecburiyetindeyiz. Sonra, Anayasaya sığınmak... Efendim ya Anayasa vardır veyahut da yoktur; eğer, Anayasanın hükümlerini kabul ediyorsanız, bu Anayasaya göre eylem yapmak, buna uymak mecburiyetindesiniz. Şayet, bu Anayasayı kabul etmiyorsanız, değiştirin hükümleri, istediğiniz hükümleri getirin, geçirin, o Anayasa geçerli olsun, biz de o Anayasaya göre hareket edelim. Bakınız, bugün, yine benzeri bir yanlışlık yaptınız, hatırlatmak istiyorum, kamuoyu da bunu çok iyi bilsin. Bugünkü bütün ajanslarda geçmiştir, Sayın Erbakan'ın malvarlığıyla ilgili soruşturma önergesi vermeye kalktınız. Ne oldu; yine hukuka uygun hareket etmediğinizden dolayı, Meclis Başkanlığı iade etti. Niçin; çünkü, siz, kanunlara, Anayasaya ve İçtüzüğe uygun eylem yapmayı şiar edinmiyorsunuz. (RP sıralarından alkışlar) O halde, arkadaşlar, bu Parlamentoya yakışan şey, çok sakin ve net, her türlü meselenin konuşulması, görüşülmesi, bu çatı altında medenî insanlara yakışır bir tarzda değerlendirilmesidir. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) – O zaman, niye konuşuyorsun... SALİH KAPUSUZ (Devamla) – Biz, bunun yanındayız, bunu millet adına yapıyoruz; ama, bir şeye dikkat etmenizi istirham ediyoruz; o da, Anayasaya, hukuka, kanunlara uygun olsun. Şayet, buna uygun olmazsa, biz, çıkar, Doğru Yol Partisinin getirmiş olduğu önerinin doğru olmadığını Yüce Heyetinize arz ederiz; ondan sonra da deriz ki, değerli milletvekili arkadaşlarım, yemin ettiğiniz Anayasaya, hukuka göre eylem yapın. Hepinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kapusuz. Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri, şimdi, gündemin "Seçim" kısmına geçeceğiz; ancak, çalışma süremizin tamamlanmasına kısa bir süre kaldı. Her ihtimale karşı, çalışma süremizin seçimlerin tamamlanmasına kadar uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. VII. – SEÇİMLER A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ 1. – (10/7) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonuna üye seçimi 2. – (10/8, 16, 20) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonuna üye seçimi 3. – (10/13, 53) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonuna üye seçimi BAŞKAN – Adayları tamamlanan Meclis araştırması komisyonlarına üye seçimi yapacağız. Hudutlarımızın güvenliği konusunda alınan ve alınması gereken tedbirleri araştırmak amacıyla, Genel Kurulun 20.3.1996 tarihli 26 ncı Birleşiminde kurulan (10/7) esas numaralı Meclis araştırma komisyonu üyeliklerine siyasî parti gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp, sayın üyelere dağıtılmıştır. Şimdi, listeyi okutup oylarınıza sunacağım. Hudutlarımızın güvenliği konusunda alınması gereken tedbirleri araştırmak amacıyla kurulan Meclis araştırma komisyonu üyelikleri aday listesi (10/7) (9) Adı, Soyadı Seçim Çevresi RP (3) Hanifi Demirkol (Eskişehir) Abdulkadir Öncel (Şanlıurfa) Hüseyin Olgun Akın (Ordu) DYP (2) Necmettin Dede (Muş) Mahmut Yılbaş (Van) ANAP (2) Adil Aşırım (Iğdır) Ahmet Alkan (Konya) DSP (1) Ali Ilıksoy (Gaziantep) CHP (1) Yılmaz Ateş (Ankara) BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Meclis araştırması komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin 9.5.1996 Perşembe günü saat 14.00'te ana bina 2 nci kat İçişleri Komisyonu toplantı salonunda toplanarak başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum. Şimdi, yükseköğretimin sorunlarının araştırılarak, alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla, Genel Kurulun 20.3.1996 tarihli 27 nci Birleşiminde kurulan (10/8), (10/16), (10/20) esas numaralı Meclis araştırması komisyonu üyeliklerine siyasî parti gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp sayın üyelere dağıtılmıştır. Şimdi, bu listeyi okutup oylarınıza sunacağım. Yükseköğretimin sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla kurulan Meclis araştırması komisyonu üyelikleri aday listesi (10/8,16,20) (9) Adı, Soyadı Seçim Çevresi RP (3) Alaaddin Sever Aydın (Batman) Remzi Çetin (Konya) Avni Doğan (Kahramanmaraş) DYP (2) Meral Akşener (İstanbul) Mustafa Dedeoğlu (Muğla) ANAP (2) Halil Cin (İçel) Mehmet Salih Yıldırım (Şırnak) DSP (1) Necdet Tekin (Kırklareli) CHP (1) Algan Hacaloğlu (İstanbul) BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Meclis araştırması komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 8.5.1996 Çarşamba günü saat 14.00'te ana bina 2 nci kat Millî Eğitim Komisyonu toplantı salonunda toplanarak başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum. Taşkömürü üretimindeki sorunların çözüm yollarının tespiti ile Türkiye Taş Kömürü Kurumunun içinde bulunduğu durumun araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Genel Kurulun 4.4.1996 tarihli 33 üncü Birleşiminde kurulan (10/13), (10/53) esas numaralı Meclis araştırması komisyonu üyeliklerine siyasî parti gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp sayın üyelere dağıtılmıştır. Şimdi listeyi okutup, oylarınıza sunacağım: Taşkömürü üretimindeki sorunların çözüm yollarının tespiti ile Türkiye Taş Kömürü Kurumunun içinde bulunduğu durumun araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis araştırması komisyonu üyelikleri aday listesi (10/13, 53) (9) Adı, Soyadı Seçim Çevresi RP (3) Aslan Polat (Erzurum) Ahmet Derin (Kütahya) Necmettin Aydın (Zonguldak) DYP (2) Şinasi Altıner (Karabük) Mehmet Ali Yavuz (Konya) ANAP (2) Zeki Çakan (Bartın) Enis Sülün (Tekirdağ) DSP (1) Hasan Gemici (Zonguldak) CHP (1) Metin Arifağaoğlu (Artvin) BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Meclis araştırması komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 8.5.1996 Çarşamba günü saat 14.00'te ana bina 2 nci kat Sanayi ve Teknoloji ve Ticaret Komisyonu toplantı salonunda toplanarak başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, biraz evvel, Kayseri Milletvekili Sayın Salih Kapusuz, Refah Partisi Sayın Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile ilgili vermiş olduğumuz mal varlığı soruşturma önergesinin, Meclis Başkanlığı tarafından iade edildiğini söyledi; bu, doğru değildir. Grup Başkanvekili olarak biz buradayız; vermiş olduğumuz önergenin iadesi hususunda hiçbir işlem yoktur; böyle bir şey yoktur. Bu bakımdan, tutanaklara geçmesini rica ediyorum. BAŞKAN – Tutanaklara geçmişti. Sağ olun. Sayın milletvekilleri, Petrol Ofisi Genel Müdürlüğünde meydana gelen yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını araştırmak ve alınması gereken tedbirleri belirlemek amacıyla kurulan (10/5) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu, geçen toplantısında görev bölümü yapamamıştır. Bu nedenle, bu komisyon üyelerinin de, 9 Mayıs 1996 Perşembe günü saat 11.30 da, ana bina birinci bodrum Genel Evrak karşısındaki 475 nolu Meclis Araştırması Komisyonları salonunda toplanarak başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum. Komisyonların toplantı yer ve saatleri, ayrıca, ilan tahtalarına asılmıştır. Sayın milletvekilleri, gündemde yer alan sözlü sorular ile kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için, 8 Mayıs 1996 Çarşamba günü saat 15.00' te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum. Kapanma Saati: 18.47 VIII. – SORULAR VE CEVAPLAR A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI 1. – Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlu’nun, Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi yönetimine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/344) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim. Süleyman Hatinoğlu Artvin 15.2.1996 tarihinde HBB TV’de yayınlanan İstanbul’da tarihî bir binada hizmet veren Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi kötü yönetimden kaynaklanan pisliklerin ve düzensizliklerin görüntülerini izlemiş bulunuyoruz. Bu nedenle sorularım : 1. Bu tür görüntüler hastanenin beceriksiz kişiler tarafından yönetildiğini göstermiyor mu? 2. Bu beceriksiz kişileri iş başına kim getirdi? 3. Bu hastane yöneticilerini görevlerinden almayı düşünüyor musunuz? T.C. Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/873 6.5.1996 Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/344-575/1274 sayılı yazıları. Artvin Milletvekili Sayın Süleyman Hatinoğlu tarafından, Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi yönetimine ilişkin olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır. Bilgilerinize arz ederim. Dr. Yıldırım Aktuna Sağlık Bakanı Artvin Milletvekili Sayın Süleyman Hatinoğlu’nun, “Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi Yönetimi” ile alâkalı yazılı soru önergesinin cevabıdır : Sorular : 15.2.1996 tarihinde HBB TV’de yayınlanan İstanbul’da tarihî bir binada hizmet veren Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi kötü yönetimden kaynaklanan pisliklerin ve düzensizliklerin görüntülerini izlemiş bulunuyoruz. Bu nedenle sorularım : 1. “Bu tür görüntüler hastanenin beceriksiz kişiler tarafından yönetildiğini göstermiyor mu?” 2. “Bu beceriksiz kişileri iş başına kim getirdi?” 3. “Bu hastane yöneticilerini görevlerinden almayı düşünüyor musunuz?” Cevaplar : Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi ile ilgili olarak 15.2.1996 tarihinde HBB TV haberlerinde yayımlanan haber doğrultusunda mezkûr yayın kuruluşu ile temasa geçilerek ve konu ile ilgili video-kasetler temin edilerek yapılan inceleme neticesinde; 180 yıllık tarihî bir bina olan ve son 50-55 yıldır hastane olarak kullanılmakta olan Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi binasının tadilâta ihtiyacı bulunduğu, ancak ödeneksizlikten bu tadilâtın gerçekleştirilemediği, bina temizliğinin ise özel bir şirkete anlaşmalı olarak yaptırıldığı, firma tarafından yapılan temizlik işlerinin Hastahane idaresi tarafından yeterince denetlenmediği tespit edilmiştir. Bu tesbitler üzerine, Hastane’nin Baştabibi olan Dr. Nurettin Ümit Özak 19.3.1996 tarih ve 03379 sayılı Bakanlığımız işlemi ile görevinden alınmıştır. 2. – Şanlıurfa Milletvekili Eyüp Cenap Gülpınar’ın, Makedonya ve Arnavutluk’u ziyaret talebinin reddedildiği iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’ın yazılı cevabı (7/346) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu arz ederim. Saygılarımla. Eyüp Cenap Gülpınar Şanlıurfa Soru 1. Dış politikadaki başarısızlıklarınızın ardından, Yunanistan’a karşı izlenen yanlış politikalar ve Ege’de meydana gelen son olaylar Ülkemizi zor durumda bırakmışken, Makedonya ve Arnavutluk’u ziyaret talebinizin bu ülkelerce reddedildiği iddiaları doğru mudur? Soru 2. Bu iddialar doğru ise onur kırıcı bu durum izlediğiniz dış politika açısından bir zaaf değil midir? T.C. Dışişleri Bakanlığı (Balkan Ülkeleri ile İlişkiler Genel Müdür Yardımcılığı) Sayı : BAGY-I-63-110-742-258 26.4.1996 Konu : Soru Önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 15 Mart 1996 tarihli ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/346-593/1312 sayılı yazıları. Şanlıurfa Milletvekili Sayın Eyüp Cenap Gülpınar’ın Sayın Başbakan’a tevcih ettiği ve Bakanlığım tarafından cevaplandırılması tensip edilen soru önergesi ile ilgili olarak hazırlanan not ilişikte sunulmuştur. Saygılarımla arz ederim. Prof. Dr. Emre Gönensay Dışişleri Bakanı Şanlıurfa Milletvekili Sayın Eyüp Cenap Gülpınar’ın Başbakan’a tevcih ettiği ve Bakanlığımız tarafından cevaplandırılması tensip edilen yazılı soru önergesine karşılık şu hususlar bilgilerine maruzdur : Kardak krizinin ardından, Türkiye’nin, Makedonya ve Arnavutluk’a Başbakan düzeyinde ziyaretlerde bulunmak için talepte bulunduğuna ve ziyaret taleplerinin anılan ülkelerce reddedildiğine ilişkin iddialar doğru değildir. Nitekim, 17 Şubat 1996 tarihinde Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklama ile sözkonusu iddiaları içeren gazete haberlerinin gerçek dışı olduğu ve anılan ülkelerce Başbakan düzeyinde ziyarette bulunulması için Dışişleri Bakanlığınca herhangi bir girişim yapılmadığı bildirilmiştir. Konuyla ilgili olarak anılan ülkelerin resmî makamları tarafından yapılan açıklamalarda da Türk Hükümetinin, bu ülkeleri Başbakan düzeyinde ziyaret etmek için talepte bulunduğu ve bu ziyaret taleplerinin reddedildiği yönündeki iddialar yalanlanmıştır. 3. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, SSK ve bağlı kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul’un yazılı cevabı (7/352) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim. Ahmet Cemil Tunç Elazığ Sorular : 1. SSK ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 2. SSK ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 3. SSK ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır? 4. SSK ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır? 5. SSK ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır? T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Güvenlik Kuruluşları Genel Müdürlüğü Sayı : B.13.0.SGK.0.13.00.01/2181-010399 6.5.1996 Konu : Yazılı Soru Önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02.7/352-613/1377 sayılı yazınız. Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç tarafından hazırlanarak Sayın Başbakanımıza yöneltilen ve Bakanlığımca yanıtlanması uygun görülen Sosyal Sigortalar Kurumu’nun 1994-1995 yıllarında yaptığı harcamalara ilişki yazılı soru önergesi incelenmiştir. Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğünce 1994-1995 yıllarında yapılan harcamalara ilişkin bilgiler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. 1994 yılında 1995 yılında Harcamanın türü yapılan harcama (TL.) yapılan harcama (TL.) Reklam Giderleri — — Temsil Giderleri 3 656 725 493 296 987 559 Demirbaş Eşya Alımları 82 724 356 918 63 000 000 000 Binek Aracı — — Yönetim Kurulu Üyeleri Harcırah Ödemeleri 203 309 110 486 836 539 Tabloda yeralan temsil giderleri; Genel Müdür, Yönetim Kurulu Üyeleri, Genel Müdür Yardımcıları, Daire Başkanları, Şube Müdürleri, sigorta ve sağlık tesislerinde ise Sigorta Müdürleri, Baştabipler, Hastane Müdürleri ve bunların yardımcıları olmak üzere Kurumun merkez ve taşra teşkilatında görevli toplam 949 personelin yaptıkları harcamalardır. Ayrıca Sosyal Sigortalar Kurumu’nun 1995 yılı bilanço hazırlık çalışmaları devam ettiğinden temsil giderleri ile demirbaş eşya alım giderleri olarak 1995 yılı bütçe rakamları esas alınmıştır. Bilgilerinize arz ederim. Emin Kul Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı 4. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, PTT ve bağlı kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu’nun yazılı cevabı (7/356) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim. Ahmet Cemil Tunç Elazığ Sorular : 1. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 2. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 3. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır? 4. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır? 5. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır? T.C. Ulaştırma Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.011.0.APK.010.00.00-A-7/546-11761 2.5.1996 Konu : Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un Yazılı Soru Önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 15.3.1996 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/356-617/1381 sayılı yazınız. Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un Sayın Başbakanımıza yönelttiği 7/356-617 sayılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur. Bilgilerinize arz ederim. Ömer Barutçu Ulaştırma Bakanı Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un 7/356-617 Sayılı Soru Önergesi ve Cevabı Sorular : 1. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 2. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 3. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır? 4. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır? 5. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır? Cevaplar : 1. Reklam Giderleri Olarak : Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünde; 1994 yılında 3 470 000 000 TL. (1) 1995 yılında 2 066 000 000 TL. (2) Türk Telekomünikasyon A.Ş. de; 1995 yılında 16 855 696 095 TL. (3) 2. Temsil ve Ağırlama Giderleri Olarak : Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünde (1) 1994 yılında 3 114 000 000 TL. 1995 yılında 5 342 000 000 TL. (2) Türk Telekomünikasyon A.Ş. de 1995 yılında 3 844 124 165 TL. 3. Demirbaş Alımı Olarak : Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünde; 1994 yılında 37 736 000 000 TL. (1) 1995 yılında 27 871 000 000 TL. (2) Türk Telekomünikasyon A.Ş. de; 1995 yılında 86 840 415 730 4. Taşıt Alımı Olarak : Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünde; 1994 yılında — 1995 yılında 1 133 000 000 TL. (2) Türk Telekomünikasyon A.Ş. de; 1995 yılında 6 139 306 440 TL. 5. Yönetim ve Denetim Kurulu Üyelerine Ödenen Ücret ve Harcırah Olarak : Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünde; 1994 yılında 926 000 000 TL. 1995 yılında 560 000 000 TL. Türk Telekomünikasyon A.Ş. de; 1995 yılında 764 090 067 TL. (4) 5. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, TEKEL ve bağlı kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/360) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımızla arz ederim. Ahmet Cemil Tunç Elazığ Sorular : 1. Tütün ve tütün mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmelerinde ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 2. TEKEL ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 3. TEKEL ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır? 4. TEKEL ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır? 5. TEKEL ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır? T.C. Devlet Bakanlığı Sayı : B.02.0.006/296 7.5.1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : TBMM Başkanlığının 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/360-621/1385 sayılı yazınız. Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç tarafından Sayın Başbakanımıza tevcih edilen, Sayın Başbakanımızca da tarafımdan cevaplandırılması uygun görülen Tekel Genel Müdürlüğü ile ilgili yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmuştur. Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim. Eyüp Aşık Devlet Bakanı Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un Tekel Genel Müdürlüğü Hakkındaki Yazılı Soru Önergesinin Cevabıdır 1994 Yılı 1995 Yılı 1. Reklam harcaması 47 950 391 328 229 970 424 264 2. Temsil ve ağırlama harcaması 3 128 541 508 4 272 871 867 3. Demirbaş eşya harcaması 4 169 718 442 17 665 887 322 4. Binek aracı harcaması — — 5. Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah 906 168 205 1 230 561 826 TEKEL Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü Malî İşler ve Muhasebe Dairesi Başkanlığı Sayı : B.02.2.TTT.0.74.00.04/5505 24.4.1996 Devlet Bakanlığına (Sayın Eyüp Aşık) İlgi : 15.4.1996 tarih, 170 sayılı yazıları. Sayın Başbakanımız tarafından cevaplandırılmak üzere, Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un Genel Müdürlüğümüzle ilgili soru önergesine ilişkin harcamalar aşağıya çıkarılmıştır. Bilgilerinize arz ederim. Mehmet Akbay Genel Müdür 1994 Yılı 1995 Yılı 1. Reklam harcaması 47 950 391 328 229 970 424 264 2. Temsil ve ağırlama harcaması 3 128 541 508 4 272 871 867 3. Demirbaş eşya harcaması 4 169 718 442 17 665 887 322 4. Binek aracı harcaması — — 5. Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah 906 168 205 1 230 561 826 6. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, D.M.O. ve bağlı kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/376) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim. 14.2.1996 Ahmet Cemil Tunç Elazığ Sorular : 1. Devlet Malzeme Ofisi ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 2. Devlet Malzeme Ofisi ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 3. Devlet Malzeme Ofisi ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır? 4. Devlet Malzeme Ofisi ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır? 5. Devlet Malzeme Ofisi ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır? T.C. Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü Sayı : B.07.0.PER.0.29/4-22-245/020720 26.4.1996 Konu : Yazılı Soru Önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/376-637/1401 sayılı yazınız. Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç tarafından Sayın Başbakana tevcih edilen, ancak Devlet Bakanı Sayın Ali Talip Özdemir’in 9.4.1996 tarih ve 345 sayılı yazıları ile tarafımca cevaplandırılması istenilen yazılı soru önergesinde yer alan, Bakanlığımız ilgili kuruluşu Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü’ne ait sorulara ilişkin cevabımız ekte sunulmuştur. Bilgilerine arz ederim. Lutfullah Kayalar Maliye Bakanı Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü ve Bağlı Müesseselerinin Bazı Harcamaları Hakkıda Bilgi 1. Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü ile İzmit İmalât Müessesesi ve İstanbul Basım Müessesesi’nce 1994-1995 yıllarında yapılan reklam ve ilan giderleri aşağıda gösterilmiştir. 1994 Yılı 1995 Yılı Teşekkül (Genel Müdürlük) 2 128 622 592 TL. 2 438 854 204 TL. İmalat Müessesesi — 11 040 000 TL. Basım Müessesesi 9 230 000 TL. 37 701 000 TL. TOPLAM 2 137 852 592 TL. 2 487 595 204 TL. 2. Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü ile İzmit İmalât Müessesesi ve İstanbul Basım Müessesesi’nce 1994-1995 yıllarında yapılan temsil ve ağırlama giderleri aşağıda gösterilmiştir. 1994 Yılı 1995 Yılı Teşekkül (Genel Müdürlük) 545 637 762 TL. 843 994 561 TL. İmalat Müessesesi 14 491 477 TL. 20 264 606 TL. Basım Müessesesi 14 141 133 TL. 25 830 308 TL. TOPLAM 574 270 372 TL. 890 089 475 TL. 3. Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü ile İzmit İmalât Müessesesi ve İstanbul Basım Müessesesi’nce 1994-1995 yıllarında yapılan demirbaş eşya alımları aşağıda gösterilmiştir. 1994 Yılı 1995 Yılı Teşekkül (Genel Müdürlük) 247 456 983 TL. 693 751 784 TL. İmalat Müessesesi — — Basım Müessesesi 11 500 000 TL. — TOPLAM 258 956 983 TL. 693 751 784 TL. 4. Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü ile İzmit İmalât Müessesesi ve İstanbul Basım Müessesesi’nce 1994-1995 yıllarında binek aracı satınalmaları aşağıda gösterilmiştir. 1994 Yılı 1995 Yılı Teşekkül (Genel Müdürlük) — — İmalat Müessesesi — — Basım Müessesesi — — TOPLAM — — 5. Yüksek Planlama Kurulu Kararı gereğince, 1994-1995 yıllarında Ofisimiz Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine ödenen ücret aşağıda gösterilmiştir. 1994 Yılı 1995 Yılı Teşekkül (Genel Müdürlük) 480 486 909 TL. 582 104 751 TL. İmalat Müessesesi — — Basım Müessesesi — — TOPLAM 480 486 909 TL. 582 104 751 TL. 7. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, M.T.A.’nın bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/380) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim. Ahmet Cemil Tunç Elazığ Sorular : 1. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 2. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 3. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır? 4. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır? 5. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır? T.C. Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.15.0.APK.0.23.300-480/6882 6.5.1996 Konu : Yazılı Soru Önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : a) T.B.M.M. Başkanlığı’nın 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/380-641/1405 sayılı yazısı. b) Devlet Bakanlığı’nın 9.4.1996 tarih ve B.02.0.012/2.02.349 sayılı yazısı. Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un Sayın Başbakan’a tevcih ettiği ve Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün 96 ncı maddesi gereğince cevaplandırılması istenen, 7/380 esas no.lu yazılı soru önergesi ile ilgili bilgiler hazırlanarak ekte sunulmuştur. Bilgilerinize arz ederim. Hüsnü Doğan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı (7/380-641) Soru 1. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? Cevap 1. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nce 1994-1995 yıllarında reklam gideri oharak herhangi bir harcama yapılmamıştır. Soru 2. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? Cevap 2. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nce, temsil ve ağırlama gideri olarak 1994 yılında 470 588 903 TL., 1995 yılında 828 776 885 TL. lik harcama yapılmıştır. Soru 3. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır? Cevap 3. MTA Genel Müdürlüğü’nün 1993 yılı demirbaş alımları; Harcama Kalemleri Tutarı (TL.) Laboratuvar Cihazları 7 540 534 642 Jeofizik Cihazları 1 500 647 501 Diğer Cihazlar 1 480 099 112 Bilgi İşlem Cihazları 9 935 576 294 Diğer Alet Edavet ve Sondaj Mak. 484 415 099 olup, TOPLAM 20 941 272 648 olarak gerçekleşmiştir. 1995 yılı demirbaş alımları ise; Harcama Kalemleri Tutarı (TL.) Yangın Söndürme Cihazları 192 328 300 MTA Sismik-L Cihazları 9 840 953 686 Bilgi İşlem Cihazları 2 423 538 714 Diğer Alet Edevat ve Sondaj Mak. 1 066 297 337 olup, TOPLAM 13 523 118 037 olarak gerçekleşmiştir. Soru 4. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır? Cevap 4. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak taşıt satın alınmamıştır. Soru 5. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır? Cevap 5. MTA Genel Müdürlüğü Kuruluş Kanunu’nun 14. maddesi gereği görevlendirilen denetçilerine ödenen denetim ücretleri; 1994 yılında, Maliye Bakanlığı Denetçisine 72 478 000 TL. ve Eneji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Denetçisi’ne 36 239 000 TL. olmak üzere toplam 108 717 000 TL., 1995 yılında ise, Maliye Bakanlığı Denetçisi’ne 84 000 000 TL. ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Denetçisi’ne 42 000 000 TL. olmak üzere toplam 126 000 000 TL. olarak gerçekleşmiştir. 8. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, YURT-KUR’un bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/385) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafında yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim. Ahmet Cemil Tunç Elazığ Sorular : 1.Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 2. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 3. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır? 4. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır? 5. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır? T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1116 6.5.1996 Konu : Soru Önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : a) TBMM Başkanlığının 29.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02/7-385-646/1410 sayılı yazısı. b) Devlet Bakanlığının 9.4.1996 tarih ve B.02.0.012/2.02.352 sayılı yazısı. Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un, Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği ve tarafımdan cevaplandırılması tensip edilen soru önergesi incelenmiştir. 1. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’ndan 1994-1995 yıllarında, reklam gideri için harcama yapılmamıştır. 2. Kurumun temsil ve ağırlama giderleri için 1994 yılında 179 080 431 TL. ve 1995 yılında 380 908 050 TL. olmak üzere toplam 559 988 481 TL. harcanmıştır. 3. Kurumun temsil ve ağırlama giderleri için 1994 yılında 134 791 722 456 TL. ve 1995 yılında 260 547 909 358 TL. harcama yapılmıştır. 4. Binek aracı veya başka bir taşıt satın alınmamıştır. 5. Yönetim kurulu üyelerine ücret ödenmemektedir. Bunların harcırah giderleri için 1994’te 6 450 000 TL. 1995’te 6 750 000 TL. ödenmiştir. Denetleme Kurulu bulunmamaktadır. Arz ederim. Turhan Tayan Millî Eğitim Bakanı 9. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yazılı cevabı (7/388) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim. Ahmet Cemil Tunç Elazığ Sorular : 1. Türkiye Atom Enerjisi Kurumunda 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 2. Türkiye Atom Enerjisi Kurumunda Kurumunda 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 3. Türkiye Atom Enerjisi Kurumunda Kurumunda 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır? 4. Türkiye Atom Enerjisi Kurumunda Kurumunda 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır? 5. Türkiye Atom Enerjisi Kurumunda Kurumunda 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır? T.C. Devlet Bakanlığı Sayı : B.02.0.004/0433 6.5.1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç tarafından Sayın Başbakan’a tevcih edilen ve Bakanlığım tarafından cevaplandırılması istenen 7/388 nolu yazılı soru önergesinin cevapları aşağıda belirtilmiştir. 1994 1995 1. Reklam ve ilan — — 2. Temsil ağırlama 513 167 000 591 169 000 Harcamalar; ağırlıklı olarak Ülke- mizdeki Uluslararası toplantılar ve seminerler için yapılmıştır. 3. Demirbaş alımı 1 180 680 000 3 460 151 000 Bilgisayar ve araştırma için ithal edilen araç ve gereçler, Başbakanlığın gerekli müsaadeleri doğrultusunda harcamalar yapılmıştır. 4. Binek aracı — — 5. Huzur hakkı 4 350 000 13 400 000 Kurumumuzda Yönetim Kurulu Üyeliği mevcut olmayıp harcamalar Atom Enerjisi Komisyonu üyeleri için Huzur Hakkı olarak yapılmıştır. Bilgilerinize saygılarımla arz ederim. Abdulkadir Aksu Devlet Bakanı 10. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Milli Piyango İdaresinin bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/389) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletiniz saygılarımla arz ederim. Ahmet Cemil Tunç Elazığ Sorular : 1. Milli Piyango İdaresinde 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 2. Milli Piyango İdaresinde 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 3. Milli Piyango İdaresinde 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır? 4. Milli Piyango İdaresinde 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır? 5. Milli Piyango İdaresinde 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır? T.C. Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü Sayı : B.07.0.PER.0.29/2-22-243-020718 26.4.1996 Konu : Yazılı Soru Önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/389-650/1414 sayılı yazınız. Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç tarafından Sayın Başbakana tevcih edilen, ancak Devlet Bakanı Sayın Ali Talip Özdemir’in 9.4.1996 tarih ve 284 sayılı yazıları ile tarafımca cevaplandırılması istenilen yazılı soru önergesinde yer alan, Bakanlığımız bağlı kuruluşu Milli Piyango İdarise Genel Müdürlüğü’ne ait sorulara ilişkin cevabımız ekte sunulmuştur. Bilgilerinize arz ederim. Lutfullah Kayalar Maliye Bakanı Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü 1994-1995 Yılları Reklam Giderleri 31.12.1995 Giderler 1994 TL. 1995 TL. TV Filmi Yapım ve Yayın Ücreti 74 914 033 337 176 780 434 997 Pano ve Afiş Reklamları 12 589 112 096 33 219 077 935 Gazete ve Dergi Reklamları 19 464 345 382 30 029 871 127 Sponsorluk, Sağlık kuruluşlarına yardım ve diğer reklamlar 2 768 076 694 28 110 546 781 Okul Yapımı 67 534 225 274 149 287 968 172 TOPLAM 177 269 792 783 417 427 899 012 Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Giderler 1994 TL. 1995 TL. Reklam Giderleri 177 269 792 783 417 427 899 012 Temsil ve Ağırlama Giderleri 802 982 485 1 398 758 988 Demirbaş Eşya Alım Giderleri 453 292 098 1 589 013 780 Binek Aracı Alımları (*) — — Yönetim Kurulu Üyelerine ödenen ücretler (**) 469 050 066 378 927 681 Ödenen Harcırahlar 86 578 718 134 735 076 Not : (*) 1995 yılında 3 adet binek aracı kayıtlardan ihraç edilerek 647 750 000 TL. bedelle satışı yapılmıştır. (**) 1995 yılının bir bölümünde Yönetim Kurulu Üyelikleri boş kalmıştır. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Temsil ve Ağırlama Giderleri Giderler 1994 TL. 1995 TL. Merkezde çalışan personelin çay giderleri 300 572 150 726 884 428 Genel Müdürlükçe verilen yemek ve kokteyl bedeli (Çekiliş günlerinin akşamında görev yapan personel dahil) 80 806 546 191 526 120 Kişi ve kuruluşlara hediye edilen bilet ve alınan davetiyeler 415 685 876 453 500 000 Yabancı ülkelere yapılan ziyaretler nedeniyle alınan hediyelik eşya 5 917 913 26 848 440 TOPLAM 802 982 485 1 398 758 988 11. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.’nin bazı harcmalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/391) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim. Ahmet Cemil Tunç Elazığ Sorular : 1. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 2. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? 3. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır? 4. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır? 5. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır? T.C. Devlet Bakanlığı Sayı : B.02.0.006/297 7.5.1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/391-652/1416 sayılı yazınız. Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç tarafından Sayın Başbakanımıza tevcih edilen, Sayın Başbakanımızca da tarafımdan cevaplandırılması uygun görülen Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. ile ilgili yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmuştur. Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim. Eyüp Aşık Devlet Bakanı Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un Kalkınma Bankası Hakkındaki Yazılı Soru Önergesinin Cevabıdır Soru 1. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? Cevap 1. Türkiye Kalkınma Bankasınca basına 1994 yılında 1 263 834 896 TL.’lik reklam verilmiş, 1995 yılında hiç reklam verilmemiştir. Soru 2. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır? Cevap 2. Genel Müdürlük Makamınca 1994 yılında 178 628 284 TL., 1995 yılında 167 862 682 TL. temsil ve ikram gideri gerçekleşmiştir. Soru 3. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır? Cevap 3. Ekli listede görüldüğü gibi Bankaca 1994 yılında 1 249 124 516 TL.’lık, 1995 yılında 365 970 610 Tl. lık demirbaş eşya alınmıştır. Soru 4. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır? Cevap 4. Bankaca 1994 ve 1995 yıllarında taşıt aracı alınmamıştır. Soru 5. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır? Cevap 5. Banka Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerine Yüksek Planlama Kurulu’nun belirlediği miktar üzerinden ücret ödenmekte olup 1994 yılında toplam 925 752 177 TL. 1995 yılında da 1 113 448 045 TL. ödenmiştir. Ayrıca, Banka Yönetim Kurulu üyelerinden bazılarının Ankara dışında ikâmet etmesi nedeniyle 1994 yılında toplam 221 640 000 TL. 1995 yılında da 281 250 000 TL. harcırah ödenmiştir. Banka Denetçilerine 1994 yılında toplam 299 983 675 TL. 1995 yılında da 301 108 098 TL. ücret ödemesi yapılmış olup, harcırah ödenmemiştir. Arz ederim. Demirbaş Eşya Alımları 1994 Yılı 1995 Yılı Kasalar — — Büro Yazı Makinaları 802 759 616 93 495 000 Mob. Mefruşat 95 215 700 113 810 610 Nakil Vasıtaları — — Diğer Menkuller 351 149 200 158 665 000 TOPLAM 1 249 124 516 365 970 610 12. – Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın, satılan Sümerbank mağazalarındaki personelin Emekli Sandığına primlerini ödemelerine karşın sağlık hizmetinden yararlandırılmadıkları iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/413) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına aracılığınızı saygı ile arz ederim. 4.3.1996 Mahmut Işık Sıvas Satılan Sümerbank mağazalarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre çalışan memurlar, memurluktan sözleşmeli statüsüne geçirilerek, Sümerbank’a ait 308 mağaza satış yoluyla özelleştirilmiştir. Adıgeçen personel satış sonrası 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun geçici 192 nci ve 139 uncu maddeleri gereğince, emekli keseneklerini kendileri sandığa ödemektedirler. Ancak prim ödemelerine rağmen sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadırlar. Bu nedenlerle; 1. 10.11.1993 tarihinden bu yana T.C. Emekli Sandığına, diğer iştirakçiler gibi kuruma prim ödeyen sayıları onbin civarında olan bu kişilerin, tedavi yardımından yararlanmaları için bir düzenleme düşünüyor musunuz? 2. Şayet yasal bir engel varsa, bu konuda yasal bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz? T.C. Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü Sayı : B.07.0.PER.0.29/1-22-242 26.4.1996 Konu : Yazılı Soru Önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/413-710/1632 sayılı yazınız. Sıvas Milletvekili Sayın Mahmut Işık tarafından Sayın Başbakana tevcih edilen, ancak Devlet Bakanı Sayın Ali Talip Özdemir’in 9.4.1996 tarih ve 273 sayılı yazıları ile tarafımca cevaplandırılması istenilen yazılı soru önergesinde yer alan, Bakanlığımız bağlı kuruluşu Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’ne ait sorulara ilişkin cevabımız ekte sunulmuştur. Bilgilerinize arz ederim. Lutfullah Kayalar Maliye Bakanı Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın, T.B.M.M. Başkanlığına verdiği 4.3.1996 tarihli soru önergesi ile ilgili not 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 14 üncü maddesi uyarınca iştirakçilerden alınan emekli keseneği ve kurumlarından alınan karşılıklar bunların emekli veya malul olduklarında kendilerine, ölümlerinde dul ve yetimlerine bağlanacak aylıkları karşılamaktadır. Bunlardan sağlık yardımı yapılması için prim veya kesenek alınmamaktadır. Bu nedenle, iştirakçilerin muayene ve tedavi giderleri tabi oldukları personel kanunlarına göre görev yaptıkları kurumlarınca karşılanmaktadır. T.C. Emekli Sandığı ise; 5434 sayılı Kanunun geçici 139 uncu maddesi uyarınca, genel sağlık sigortası kanunlaşıncaya kadar olmak üzere, emekli, adî malulluk, vazife malulluğu aylığı alanlara, bunların bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerine ve dul ve yetim aylığı alanlara sağlık yardımı yapmaktadır. Sümer Holding A.Ş.’ne ait satış mağazaları, bu kurumda çalışan personele öncelik tanınmak suretiyle, satış yoluyla özelleştirilmiştir. Bu mağazaları alanların Sümer Holding A.Ş. ile ilişkileri kesilmiş ve kendi nam ve hesabına bağımsız çalışan kişiler durumuna girmişlerdir. Bunların Sandıkla ilgilerinin devamı 5434 sayılı Kanunun Geçici 192 nci maddesi ile getirilen istisnai bir hükümle sağlanmıştır. Ancak, bu maddeye göre Sandıkla ilgilenmeleri kendi nam ve hesabına bağımsız çalışan kişiler olma özelliklerini ortadan kaldırmamaktadır. Bu nedenle, T.C. Emekli Sandığı tarafından emekli, dul ve yetimlerine veya Sümer Holding A.Ş. tarafından kendi çalışanlarına sağlanan sağlık yardımından yararlanmalarına olanak bulunmamaktadır. 13. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, Yozgat Doğumevinde bulunan küvezlerin Yozgat Devlet Hastanesine taşınmasına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/428) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Sağlık Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep etmekteyim. Gereğini saygı ile arz ederim. 6.3.1996 Dr. Kâzım Arslan Yozgat Sorularım : 1. Yozgat Doğumevi yeni doğan servisinde bulunan ve açılışında alınmış olan küvezler neden Yozgat Devlet Hastanesi’ne taşınmıştır. 2. Doğumevi’nde yeni doğan bebeklerin küveze ihtiyacı olmayacak mıdır? 3. Doğumdan sonra gerekli durumlarda yeni doğanların doğumevinde bakımı yerine devlet hastanesine taşınma zorunda bırakılması sağlıklı bir yaklaşım mıdır? 4. Bu uygulamayla hastaların mağduriyetine sebebiyet veren o günkü idareci hakkında idarî işlem yapılmış mıdır? 5. Yoksa bu şahsın DYP’den aday olması kendisi için bir ayrıcalık mıdır? T.C. Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/875 6.5.1996 Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 18.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-884/2132 sayılı yazıları. Yozgat Milletvekili Sayın Kâzım Arslan tarafından, Yozgat Doğumevi’ndeki küvezlerin Yozgat Devlet Hastanesi’ne verilmesi ile ilgili olarak verilen 7/428 esas numaralı yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır. Bilgilerinize arz ederim. Dr. Yıldırım Aktuna Sağlık Bakanı Yozgat Milletvekili Sayın Kâzım Arslan’ın Yozgat Doğumevinde bulunan küvezlerin Yozgat Devlet Hastanesine verilmesi ile alakalı yazılı soru önergesinin cevabıdır Sorular : 1. Yozgat Doğumevi yeni doğan servisinde bulunan ve açılışında alınmış olan küvezler neden Yozgat Devlet Hastanesi’ne taşınmıştır. 2. Doğumevi’nde yeni doğan bebeklerin küveze ihtiyacı olmayacak mıdır? 3. Doğumdan sonra gerekli durumlarda yeni doğanların doğumevinde bakımı yerine devlet hastanesine taşınma zorunda bırakılması sağlıklı bir yaklaşım mıdır? 4. Bu uygulamayla hastaların mağduriyetine sebebiyet veren o günkü idareci hakkında idarî işlem yapılmış mıdır? 5. Yoksa bu şahsın DYP’den aday olması kendisi için bir ayrıcalık mıdır? Cevaplar : Sorularınız ve konuya gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim. Küvezlerin öncelikle Doğumevi’nde bulunması gerekir. Ancak, Yozgat Doğumevi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı bulunmadığı ve Devlet Hastanesi’nde (2) Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı bulunduğu için, Doğumevi’ne ait bulunan (4) adet küvezin Devlet Hastanesi’ne nakledildiği ve Doğumevi’nde yeni doğanların gerekli hallerde Devlet Hastanesi’nden hizmet almaları şeklinde bir uygulamaya gidildiği anlaşılmıştır. Bu uygulamanın tasvip edilmesi mümkün olmadığından, Doğumevi’ne ait bulunan küvezlerin Doğumevi’ne iadesi ve Doğumevi’ne bir Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı atanıncaya kadar, Devlet Hastanesi’ndeki bir Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanının Doğumevi’nde görevlendirilmesi için ilgililere talimat verilmiştir. Sorunuzda isim belirtilmeden işaret edilen ve o dönemde Sağlık Müdür Vekili olarak görev yapan Dr. Şevki Şahin hakkında idarî bir soruşturma ve buna dayalı bir işlem yapılmamış ise de; Milletvekili genel seçimlerinden önce Devlet Hastanesi Baştabibi ve sağlık Müdür Vekili olarak görev yapmakta iken seçim için görevinden çekilmiş olan adı geçen, seçimlerden sonra tekrar görev talep ettiğinde, bir partiden aday olması bir ayrıcalık olarak değerlendirilmemiş ve eski görevlerine iade edilmeyerek, Yozgat Devlet Hastanesine Genel Cerrahi Uzmanı olarak atanmıştır. 14. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, Yozgat Sağlık Müdürlüğü Lojmanlarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/429) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Sağlık Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep etmekteyim. Gereğini saygı ile arz ederim. 6.3.1996 Dr. Kâzım Arslan Yozgat Sorularım : 1. Yozgat Sağlık Müdürlüğü hizmet birimlerinin lojmanlara taşınmasına neden izin verilmiştir? 2. Her türlü hizmet ve sosyal üniteleri birarada olan, elverişli hizmet binasının terkedilerek; personelin son derece sıkışık ve gayri müsait şartlarda lojmanlara doldurulması ve bu arada sığmayan birimlerin değişik binalara yerleştirilmesi hizmeti aksatmaz mı? 3. Lojmanda oturan personel adeta dışarı atılarak, neden böyle bir uygulamaya gerek duyulmuştur? 4. Lojmanlar ihtiyaç sahibi olan personelin oturması için yapılmamış mıdır? 5. Bu durum bakanlığınızca yerinde incelendikten sonra mı karar verilmiştir? 6. Bu işlem yapılırken, yanlış bilgilendirme suretiyle valiliği ve bakanlığınızı yanıltan o zamanki İl Sağlık Müdür Vekili hakkında herhangi bir idarî işlem yaptınız mı veya yapmayı düşünüyor musunuz? 7. Bu yanlışlık düzeltilecek midir? T.C. Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/872 6.5.1996 Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 18.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-884/2132 sayılı yazıları. Yozgat Milletvekili Sayın Kâzım Arslan tarafından, Yozgat Sağlık Müdürlüğü’nün lojmanları ile ilgili olarak verilen 7/735 esas numaralı yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır. Bilgilerinize arz ederim. Dr. Yıldırım Aktuna Sağlık Bakanı Yozgat Milletvekili Sayın Kâzım Arslan’ın, “Yozgat Sağlık Müdürlüğü Lojmanları” ile alakâlı yazılı soru önergesinin cevabıdır : Sorular : 1. “Yozgat Sağlık Müdürlüğü hizmet birimlerinin lojmanlara taşınmasına neden izin verilmiştir?” 2. “Her türlü hizmet ve sosyal üniteleri birarada olan, elverişli hizmet binasının terkedilerek; personelin son derece sıkışık ve gayri müsait şartlarda lojmanlara doldurulması ve bu arada sığmayan birimlerin değişik binalara yerleştirilmesi hizmeti aksatmaz mı?” 3. “Lojmanda oturan personel adeta dışarı atılarak, neden böyle bir uygulamaya gerek duyulmuştur?” 4. “Lojmanlar ihtiyaç sahibi olan personelin oturması için yapılmamış mıdır?” 5. “Bu durum bakanlığınızca yerinde incelendikten sonra mı karar verilmiştir?” 6. “Bu işlem yapılırken, yanlış bilgilendirme suretiyle valiliği ve bakanlığınızı yanıltan o zamanki İl Sağlık Müdür Vekili hakkında herhangi bir idarî işlem yaptınız mı veya yapmayı düşünüyor musunuz?” 7. “Bu yanlışlık düzeltilecek midir?” Cevaplar : Cevap 1,2. Yozgat Valiliği’nin 26.12.1995 tarihli teklif yazısında; İl Sağlık Müdürlüğü’nün Devlet Hastanesi bahçesinde bulunan ve lojman olarak inşa edilen binada hizmet vermekte olduğu, binanın lojman olarak yapılmış olması sebebiyle resmî daire olarak kullanılmaya elverişli olmadığı ve hizmette verimlilik sağlanamadığı, diğer taraftan Devlet Hastanesi hizmet binasının içerisinde Göğüs Hastalıkları servisi bulunmasına rağmen, aynı isim altında ve bir kısmı bekâr hemşireler lojmanı olarak kullanılmakta olan 10 daireli müstakil bir binanın bulunduğu; bu binanın il merkezinde ve diğer sağlık kurum ve kuruluşları yakınında olması sebebiyle vatandaşın kolaylıkla hizmet alabileceği bir konumda bulunduğu hususları belirtilerek; sözkonusu binanın Sağlık Müdürlüğü’ne hizmet binası olarak tahsisinin, Sağlık Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılmakta olan binanın da lojman binası olarak tahsisinin talep edilmesi üzerine, 12.1.1996 tarih ve 00423 sayılı Bakanlığımız yazısı ile talebin uygun görüldüğü Valiliğe bildirilmiştir. Görüldüğü üzere, önceden Sağlık Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılmakta olan bina da, Devlet Hastanesi bahçesinde yapılmış bir lojman binası olup, hizmet binası olarak inşa edilmiş bir bina değildir. Bu binanın, hizmet binası olarak kullanılmaya uygun olmaması ve hizmette verimliliğin sağlanamaması sebebiyle, il merkezindeki daha elverişli bulunan binaya taşınılması uygun görülmüştür. Dolayısı ile, bu uygulamadan dolayı hizmetin aksaması sözkonusu olmayıp, aksine hizmette verimliliğin sağlanmasının amaçlandığı görülmektedir. Cevap 3,4,5. Birinci ve ikinci sorunun cevabında belirtildiği gibi, hizmette sür’at, verimlilik ve kolay ulaşılabilirlik amaçları ile bu uygulamaya gidilmiştir. Lojmandan istifade edecek olan personel için de değişen bir şey olmamıştır. Zira, Sağlık Müdürlüğü hizmet binası, lojman olarak kullanılmakta olan bir binadan diğerine nakledilmiştir. Kaldı ki, lojmandan istifade, personel için mutlak bir özlük hakkı olmayıp, kamu yararının şahsî menfaatlerden önde olması hasebiyle, hizmetin gerektirdiği hallerde, bir lojman binasının hizmet binasına çevirilmesi her zaman mümkündür. Cevap 6. Sözkonusu işlemlerde hizmet gereklerine ve kamu yararına aykırı bir durum görülmediğinden, işlemlerin yapıldığı tarihte görevli olan İl Sağlık Müdür Vekili hakkında bu işlemlerle ilgili olarak herhangi bir idarî soruşturma veya işleme gerek görülmemiştir. Cevap 7. Yapılan bu tahsis işlemlerinin yanlış olduğuna ilişkin olarak, Bakanlığımıza herhangi bir müracaat ve talep vâki olmamıştır. Vilayetçe bu yolda bir müracaatta bulunulduğu takdirde, durumun yeniden değerlendirilmesi sözkonusudur. 15. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Doğu ve Güneydoğuda yurttaşlarımıza göç nedeniyle yapılan nakdî yardımlara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Abdulkadir Aksu’nun yazılı cevabı (7/433) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim. Ahmet Cemil Tunç Elazığ Sorular : 1. 1995 yılında terörden dolayı göçe mecbur bırakılan Doğu ve Güneydoğu’daki yurttaşlarımıza (konut yapımı hariç) ne kadar nakdî yardım yapılmıştır? 2. Bu yardımlar nereden yapılmıştır? T.C. Devlet Bakanlığı Sayı : B.02.0.004/0430 6.5.1996 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç tarafından Başbakan’a tevcih edilen ve Bakanlığım tarafından cevaplandırılması istenen 7/433 nolu yazılı soru önergesinin cevabı aşağıda belirtilmiştir. 1. Bakanlığımca 1995 yılında terörden dolayı göçe mecbur bırakılan Doğu ve Güneydoğu’daki yurttaşlarımıza herhangi bir nakdî yardım yapılmamıştır. Bilgilerinize saygılarımla arz ederim. Abdulkadir Aksu Devlet Bakanı 16. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, makam arabalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/457) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep etmekteyim. Gereğini saygılarımla arz ederim. 13.3.1996 Dr. Kâzım Arslan Yozgat 1. Halen Taşıt Kanunu yürürlükte olduğuna göre, devletin en başından, en uç noktaya kadar yaygınlaşmış olan makam arabası saltanatı nedendir? 2. Her sabah Türkiye’de (veya bırakalım Ankara’da) ne kadar makam otosu trafiğe çıkmaktadır? 3. Bu saltanatın, ekonomik sıkıntı içerisinde bocalayan milletimize maliyetini hiç hesapladınız mı? 4. Bu saltanatı önlemek için uygulanabilir tedbirler almayı düşünüyor musunuz? 5. Bugüne kadar bu konuda uygulanabilir tedbirler alınmasını engelleyen sebepler nelerdir? 6. Siz ve Bakanlarınız bu konuda, tüm millete örnek olacak, gündelik değil, sürekli olacak bir uygulama başlatabilir misiniz? T.C. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğü Sayı : B.07.0.BMK.0.11.013/600-7592 6.5.1996 Konu : Yazılı Soru Önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : a) TBMM Başkanlığının 18.3.1996 tarih ve 7/457-823/1979 sayılı yazıları. b) Devlet Bakanlığının 17.4.1996 tarih ve B.02.0.012/2.02.251 sayılı yazıları. Yozgat Milletvekili Sayın Kâzım Arslan’ın 7/457 esas nolu yazılı soru önergesinde yeralan sorulara ilişkin cevaplar aşağıda sunulmuştur. Bilindiği üzere kamu kurum ve kuruluşlarının taşıt edinmeleri, kullanmaları ve bunları elden çıkarmaları hususu 237 sayılı Taşıt Kanununda düzenlenmiştir. Anılan Kanun kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarının kullanımında olan binek ve station-wagon tipi taşıtların edinilmesi ve kullanılmasında azamî tasarruf sağlamak üzere Bakanlığımız Bütçe Uygulama Talimatları ile Başbakanlığın Tasarruf Genelgeleri uygulanmaktadır. Buna göre; a) Yabancı menşeli binek ve station-wagon cinsi taşıtların gerek akaryakıt gerekse bakım ve onarım giderlerinin aynı nitelikteki yerli üretim bir taşıta oranla çok yüksek olması nedeniyle daha tasarruflu bir bütçe politikası izlemek ve kamu kaynaklarını daha verimli kullanmak amacıyla, Taşıt Kanununa ekli (1) sayılı cetvelde belirtilenler (Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı hariç) ile (2) sayılı cetvelin 1 ve 2 nci sırasında yeralan Başbakanlığa ait taşıtlar dışındaki diğer yabancı menşeli binek ve station-wagon cinsi taşıtların tasfiye edilmesi 1991 yılından bu yana yılları bütçe kanunları ile hüküm altına alınmış ve bugüne kadar bu kapsamda 4017 adet yabancı menşeli taşıt satılmıştır. b) Kamuya ait taşıtların amacı dışında ve usulsüz kullanımının önlenmesi ve varsa bu tür kullanımların Emniyet Genel Müdürlüğü trafik birimleri tarafından tespit edilmesi, ayrıca resmî taşıtların her biri için bir taşıt kimliği formu oluşturularak taşıtın, edinme tarihinden elden çıkarılmasına kadar geçecek süre içindeki bakım, onarım, akaryakıt, yağ ve benzeri tüm giderleri ile geçirdiği kazaların tarihleri itibariyle izlenmesine imkân verecek düzenlemeler 9.8.1994 tarih ve 1994/32 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile yapılmış olup, resmî taşıt kullanımı bu Genelgedeki esaslar dahilinde denetlenmektedir. c) Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Bulunan Binek ve Station-Wagon Cinsi Taşıtlardan Model Yılı İtibariyle On Yaşını Doldurmuş Olanların Tasfiye Edilmesine Dair 1.4.1994 tarih ve 94/5373 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı hükümleri gereğince bu güne kadar kapsam dahilinde toplam 2 809 adet binek ve station-wagon cinsi taşıt teslim alınmış ve bunlardan 2637 adedi satışı yapılmak suretiyle tasfiye edilmiştir. Buna mukabil Bütçe Kanunlarıyla satın alınması öngörülen taşıt sayısı zorunlu hallere münhasır olmak üzere asgarî düzeye indirilmek suretiyle kullanımda bulunan resmî taşıt sayısı önemli ölçüde azaltılmıştır. d) Kamu taşıtlarının hangi makam ve hizmetlere tahsis edilebilecekleri, bunların kullanımlarına ilişkin esas ve usuller ile servis araçlarının kullanımına ait hükümler ekli 2.5.1994 tarih ve 1994/18 sayılı Başbakanlık Tasarruf Tedbirleri Genelgesinin, 8, 9, 10, 11 ve 12 nci maddeleri ile 1994/32 sayılı Başbakanlık Genelgesinde belirtilmiştir. Bilgilerinize arz olunur. Lutfullah Kayalar Maliye Bakanı Not : Yazılı soruyla ilgili diğer bilgiler dosyasındadır. 17. — Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlu’nun, Tababet Uzmanlık Yönetmeliğinin bazı maddelerinde yapılan değişikliklere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/459) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim. Süleyman Hatinoğlu Artvin 7.3.1996 tarih ve 22573 sayılı Resmî Gazetede “Tababet Uzmanlık Yönetmeliği’’nin bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik değiştirilerek eğitim hastanelerinde “Şef ve şef yardımcısı olmak istenilen dalda profesör veya doçent unvanına sahip olmak kaydı ile sınav şartı aranmayabilir’’ hükmü getirilmiştir. Bu nedenle sorularım : 1. Şef ve şef yardımcısı olmak istenilen dalda profesör veya doçent olanları sınav olmadan atamak, Anayasamızın eşitlik ilkesine aykırı değil midir? 2. Bu yönetmelik değişikliği keyfi, yanlı ve haksız atamaların yapılmasına neden olmayacak mı? 3. Yalnızca profesör veya doçent unvanına sahip olanların sınav olmadan şef ve şef yardımcısı olarak atanabilmeleri, uzman hekimler arasında huzursuzluğa neden olacağı gibi, yükselmeler için, şef ve şef muavini olmak isteyen uzmanların çalışma azmini ve gayretini azaltacak, kliniklerde uyumsuzluk olacaktır. Bu nedenle mevcut yönetmeliği iptal etmeyi düşünüyor musunuz? T. C. Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği 6.5.1996 Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/874 Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 13.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/459-832/1996 sayılı yazıları. Artvin Milletvekili Sayın Süleyman Hatinoğlu tarafından, Tababet Uzmanlık Yönetmeliğinin bazı maddelerinde yapılan değişiklikler ile ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır. Bilgilerinize arz ederim. Dr. Yıldırım Aktuna Sağlık Bakanı Artvin Milletvekili Sayın Süleyman Hatinoğlu’nun, “Tababet Uzmanlık Yönetmeliğinin Bazı Maddelerinde Yapılan Değişiklikler’’ İle Alakalı Yazılı Soru Önergesinin Cevabıdır Sorular : 7.3.1996 tarih ve 22573 sayılı Resmî Gazetede “Tababet Uzmanlık Yönetmeliği’’nin Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik değiştirilerek eğitim hastanelerinde “Şef ve şef yardımcısı olmak istenilen dalda profesör veya doçent unvanına sahip olmak kaydı ile sınav şartı aranmayabilir’’ hükmü getirilmiştir. Soru 1. “Şef ve şef yardımcısı olmak istenilen dalda profesör veya doçent olanları sınav olmadan atamak, Anayasamızın eşitlik ilkesine aykırı değil midir?’’ Cevap 1. Eğitim Hastahanelerine şef ve şef yardımcısı olabilmenin usul ve esasları Tababet Uzmanlık Yönetmeliğinde belirtilmektedir. 1993 yılından beri, şef ve şef yardımcılığı sınavları yapılamadığından, bu süre içerisinde emeklilik, istifa, kurum değişikliği ve benzeri sebeplerden dolayı kadroların boşalması üzerine, Bakanlığımızca 27.12.1995 tarihinde sınav yapılmak üzere, eğitim hastahanelerinde münhal bulunan şef ve şef yardımcılığı kadroları ilan edilmiş ise de, bu sınavlar Başbakanlığın 28.12.1995 tarih ve 17632 sayılı yazıları ile anılan tarihte sınav yapılması uygun görülmediğinden, ilan edilen kadrolar ve bu kadrolara müracaat eden adayların hakları saklı kalmak kaydı ile, 18.12.1995 tarih ve 29075 sayılı Makam Onayı ile sınavlar ileri bir tarihe ertelenmiştir. Sınavların iptal edilmesinden sonra açılan eğitim servislerinde asistan eğitiminin başlatılabilmesi için bu servislerde münhal bulunan şef ve şef yardımcılığı kadrolarına gerek görüldüğü takdirde, profesör ve doçent olanların sınava girmeden atamalarının yapılabilmesi amacıyla, Tababet Uzmanlık Yönetmeliğinde, göreve başlamamdan önce sözkonusu değişikliklerin yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Soru 2. “Bu Yönetmelik değişikliği keyfi, yanlı ve haksız atamaların yapılmasına neden olmayacak mı? Cevap 2. Yönetmelik değişikliği uyarınca, şef ve şef yardımcılığı atamalarının yine aynı Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara göre yapılması sözkonusu ise de; Yönetmelik değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten bu güne kadar herhangi bir atama yapılmamıştır. Sınavsız şef ve şef yardımcısı atanmaması tarafımdan benimsenen bir husus olup bu prensibe uyulacaktır. Soru 3. Yalnızca profesör veya doçent unvanına sahip olanların sınav olmadan şef ve şef yardımcısı olarak atanabilmeleri, uzman hekimler arasında huzursuzluğa neden olacağı gibi, yükselmeleri için şef ve şef muavini olmak isteyen uzmanların çalışma azmini ve gayretini azaltacak, kliniklerde uyumsuzluk olacaktır. “Bu nedenle mevcut yönetmeliği iptal etmeyi düşünüyor musunuz?’’ Cevap 3. Yukarıdaki cevapta da belirtildiği gibi, Yönetmelik değişikliği uyarınca sınavsız olarak herhangi bir atama yapılmamış olup; gerek Tababet Uzmanlık Tüzüğünün ve gerekse Tababet Uzmanlık Yönetmeliğinin günümüzün şartlarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi ve bu arada uzmanlık eğitiminde köklü değişiklikler yapılması için çalışmalar sürdürülmektedir. Yapılacak çalışmalar sırasında sözkonusu hüküm de ele alınacak ve gerekli değişiklikler yapılacaktır. 18. — Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici’nin, Kahramanmaraş Merkez ve ilçelerinde okul, öğretmen ve lojman ihtiyacına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/463) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Turhan Tayan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu saygılarımla arz ederim. Hasan Dikici Kahramanmaraş 1. Kahramanmaraş’ta il ve ilçe merkezlerinde kaç tane ana sınıfına ihtiyaç vardır? 1996 yılı içerisinde hangi ilçelerde kaç tane ana sınıfı hizmete açılacaktır? 2. Kahramanmaraş Merkez ve ilçelerinde hangi okullarımızda, hangi branşlarda kaç tane öğretmen açığı vardır? Öğretmen açığı hangi tarihte giderilecektir? 3. İl’imizdeki tekstil kolundaki gelişmelere paralel olarak ikinci bir Anadolu Tekstil Lisesinin açılışı ne zaman gerçekleşecektir? 4. Afşin, Andırın, Çağlayancerit ve Elbistan İlçelerimizde kış şartları nedeni ile eğitim ve öğretimdeki yaşanan sıkıntılar nelerdir? Bu sıkıntıları gidermek için bu ilçelerimize yatılı İlköğretim Bölge Okullarının yapımı için bir çalışma var mıdır? Varsa ne zaman gerçekleşecektir? 5. İlçelere göre hangi ilköğretim okullarında ne kadar öğretmen açığı vardır? Öğretmen açığı hangi tarihte ve nasıl tamamlanacaktır? 6. İl genelinde ilçelere göre hangi ilkokullarda ikili öğretim devam etmektedir. İkili öğretimin kaldırılması için toplam ne kadar dersliğe ihtiyaç vardır? Derslik ihtiyacının giderilmesi için ne kadar kaynak gereklidir? 7. Genel liselerde, meslekî ve teknik liselerde toplam ne kadar dersliğe ihtiyaç vardır? Bunların parasal tutarı ne kadardır? Derslik ihtiyacı ne zaman ve nasıl giderilecektir? 8. Halk Eğitim Merkezlerinin darboğazı nelerdir? Bu problemlerin çözümü için 1996 yılı içerisinde neler yapılacaktır? 9. İl genelinde, hangi okullarımızda kaçar tane lojmana ihtiyaç bulunmaktadır? Bunun tutarı ne kadardır? 1996 yılı içerisinde kaç tane lojman yapılacaktır? Lojman ihtiyacı hangi tarihte giderilecektir? 10. Sağlık eğitim merkezinde kaç tane doktor vardır? Bunların kaçı uzmandır? Merkezlere uzman doktor atanması ne zaman gerçekleşecektir? 11. Millî Eğitim Müdürlüğünde bilgisayar kadrosu var mıdır? Yoksa hangi tarihte kadro verilecektir? 12. Kahramanmaraş Merkez, Ekinözü ve Elbistan öğrenci yurtları hangi tarihte tamamlanacaktır? T. C. Millî Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 6.5.1996 Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1115 Konu : Soru Önergesi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : TBMM Başkanlığının 23.3.1996 tarih ve GNS.0.10.00.02- 972/2420 sayılı yazısı (7/463-842). Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Hasan Dikici’nin “Kahramanmaraş merkez ve ilçelerindeki öğretmen ve lojman ihtiyacına ilişkin’’ soru önergesi incelenmiştir. 1. Kahramanmaraş ilindeki 71 anasınıfında 1542 çocuk bulunmaktadır. VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı hedeflerine göre de 42 anasınıfına ihtiyaç vardır. 1996-1997 öğretim yılında 35 anasınıfının açılması planlanmıştır. Ayrıca, il merkezinde yapımı tamamlanan 200 kişilik anaokulu da önümüzdeki öğretim yılında hizmete girecektir. 2. İlin çeşitli branşlarda 1.121 öğretmene ihtiyacı bulunmaktadır. 1996 yılı atama döneminde öğretmen ihtiyacının karşılanmasına çalışılacaktır. 3. 1995-1996 öğretim yılında, Kahramanmaraş Endüstri Meslek Lisesi bünyesinde açılan Anadolu Tekstil Meslek Lisesinde 71 öğrenci vardır. Yapımı devam eden 1 000 öğrencili Anadolu Tekstil Meslek Lisesi binası tamamlandığında ilin bu alanda ihtiyacı karşılanmış olacaktır. 4. Merkez, Afşin ve Pazarcık ilçelerindeki 3 adet yatılı ilköğretim bölge okulunda toplam 1 860 öğrenci öğrenim görmektedir. 5. İkili öğretim yapan 291 ilköğretim kurumunun normal öğretime geçebilmesi için 778 dersliğe ihtiyaç vardır. Bunların yapımı ve donatım maliyeti ise 287 milyar TL.’dir. Yıllık yatırım programları çerçevesinde ilin derslik ihtiyacının karşılanmasına çalışılacaktır. 6. Genel ve meslekî teknik ortaöğretimde toplam 136 dersliğe ihtiyaç bulunmakta olup, 352 milyar 300 milyon TL. ödenek gerekmektedir. VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi içinde genel ve mesleki teknik öğretim ihtiyacının karşılanmasına çalışılacaktır. 7. 1995-1996 öğretim yılında halk eğitimi merkezlerinde açılan 578 kursta 13 576 kursiyer eğitilmiştir. Ayrıca, Yaygın Meslekî Eğitim Projesi kapsamında, Göksun ve Türkoğlu Halk Eğitim Merkezine toplam 50 adet halı tezgahı tahsis edilmiştir. 1996 yılında, halk eğitim merkezlerine genel bütçeden ve Çıraklık, Meslekî ve Teknik Eğitimi Geliştirme ve Yaygınlaştırma Fonundan ödenek gönderilecektir. Halk eğitim merkezi binası yapımı için mahallen 3 000 m2 arsa temin edildiğinde programa alınması düşünülecektir. 8. İl genelinde toplam 1 137 adet lojman vardır. 9. Sağlık Eğitim Merkezinde 3 pratisyen doktor, 1 diş hekimi ve 4 sağlık eğitim hemşiresi görev yapmaktadır. Ayrıca, pansiyonlu ve özürlü öğrencilerin eğitimlerinin yapıldığı okullarda da 7 sağlık eğitim hemşiresi bulunulmaktadır. Kadro imkânları dahilinde sağlık personeli ataması ele alınacaktır. 10. Millî Eğitim Müdürlüğüne 7 adet veri hazırlama ve kontrol işletmeni kadrosu tahsis edilmiştir. 11. İl merkezinde ve Elbistan İlçesinde 200’er kapasiteli öğrenci yurdu binası Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Genel Sekreterliğince; Ekinözü İlköğretim Okuluna 200 kapasiteli yurt binası İl Özel İdare Müdürlüğünce yapılmaktadır. Arz ederim. Turhan Tayan Millî Eğitim Bakanı 19. — Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, bazı tarihi ilkokul binalarının satışa çıkarıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/472) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususuna emirlerinizi arz ederim. Cafer Tufan Yazıcıoğlu Bartın Tarihi Kuşadası 7 Eylül İlkokulu binası ile Mahmut Esat Bozkurt İlkokulu binaları restore edilerek müze haline getirilmesi gerekir iken niçin sıradan okul binaları gibi satışa çıkarılmıştır? T. C. Millî Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 6.5.1996 Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1119 Konu : Soru Önergesi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : TBMM Başkanlığının 1.4.1996 tarih ve GNS.0.10.00.02-7/472- 913-1063/2775 sayılı yazısı. Bartın Milletvekili Sayın Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun “bazı tarihi ilkokul binalarının satışa çıkarıldığı iddiasına ilişkin’’ soru önergesi incelenmiştir. Aydın İli Kuşadası İlçesindeki Eski Yedi Eylül ve Mahmut Esat Bozkurt İlkokullarının bulundukları yerler konut alanından çıkarılarak iş ve ticaret merkezi içinde kalmıştır. Binaların çevresinde bar, içkili lokanta ve pansiyonlar bulunduğundan okul binaları tahliye edilmiştir. Halen boş ve kullanılmayan rantı yüksek olan bu okul binalarının kamu yararı da dikkate alınarak satışının yapılmasına, elde edilen gelirlerle ilçenin ilköğretim kurumu ihtiyacının karşılanmasına izin verilmiştir. Arz ederim. Turhan Tayan Millî Eğitim Bakanı 20. — Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın, gelir dağılımındaki dengesizliğe ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/482) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki soruların Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 20.3.1996 Fethi Acar Kastamonu 1. Bilindiği üzere son yıllarda enflasyon üç rakkamlara ulaşmış bir türlü aşağı çekilememektedir. Bu durumda bilhassa devlet memurlarımızın geçim şartları gün geçtikçe zorlaşmaktadır. 1996 için memurların geçim durumu ile ilgili bir iyileştirme düşünülecek midir? 2. Gelir dağılımındaki dengesizlik (özellikle işçi memur arasındaki fark) büyük uçurum halini almış, huzursuzluk yaratacak boyutlara ulaşmıştır. Bu dengesizlik için ne düşünülmektedir? T. C. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğü 6.5.1996 Sayı : B.07.0.BMK.0.11.013/600 Konu : Yazılı Soru Önergesi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 1.4.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/482-924/2304 sayılı yazıları. Kastamonu Milletvekili Sayın Fethi Acar’ın 7/482 esas nolu yazılı soru önergesinde yer alan sorulara ilişkin cevaplar aşağıda sunulmuştur. 1. Bilindiği üzere 1996 yılı bütçe kanun tasarısında 800 trilyon lira olarak öngörülen personel giderleri, bütçe imkanları zorlanarak 110 trilyon lira daha artırılmış ve 910 trilyon liraya yükseltilmiştir. Böylece memurlarımızın maaşlarında yapılacak düzenlemeler için gerekli ilave kaynaklar temin edilmiştir. 1996 yılı Temmuz ayında yapılacak düzenlemeler çerçevesinde, memurlarımızın maaş artışlarının fiyat artışlarının gerisinde kalmayacağı tahmin edilmektedir. 2. İşçi ve memur ücretleri arasındaki fark son üç yıl içerisinde kademeli olarak azalmıştır. Örneğin konsolide bütçeden maaş alan işçi ve memurların ortalama net ele geçen ücretleri arasındaki oran, 1993 yılında işçiler lehine 3 katın üzerinde iken, 1995 yılında 2’ye düşmüştür. Önümüzdeki yıllarda da işçi ve memurlar arasında unvan ve pozisyonlar itibariyle makul görülmeyen farklar, belirli bir zaman içerisinde memur maaşlarında yapılacak istikrarlı iyileştirmelerle makul seviyelere çekilecektir. Bilgilerinize arz olunur. Lutfullah Kayalar Maliye Bakanı 21. — Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın, karayolları ağının iyileştirilmesine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Mehmet Keçeciler’in yazılı cevabı (7/489) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki soruların Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler tarafınadan yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 20.3.1996 Fethi Acar Kastamonu 1. Bilindiği üzere ülkemizde Karayolları Teşkilatının bakmakla zorunlu olduğu yol ağı 60 bin kilometredir. Bu yol uzunluğu otuz seneye yakın süredir artırılamamıştır. Halbuki 30 yıl içinde trafiğe çıkan araç sayısında müthiş denecek şekilde artışlar meydana gelmiştir. Adeta bir katliam şeklini alan trafik kazalarının artışı yol ağı aynı kaldığı halde, trafiğe çıkan araç sayısının artmasından ileriye geldiği şüphesizdir. Durum böyle olduğuna göre yol ağının bu vasıta artışına paralel olarak artırılması düşünülmekte midir? 2. Trafiğe çıkan araçların yeni ve çok süratli oluşu yol standartlarının geometrik ve fizikî olarak iyileştirilmesini gerekli kıldığına göre böyle bir tedbir düşünülmekte midir? 3. Yol ağının zorunlu ortası ile standardın iyileştirilmesi zaten kısıtlı olan kaynak imkânlarının bu zorunluluk karşısında kaynak sağlanması hakkında ne gibi çalışma ve tedbir gerekmektedir? 4. Ülkemiz ve milletimiz için çok önem arzeden trafik faciası bu şekilde iken ve kaynak yokluğu nedeniyle yukarıda bahsedilen hususlar yerine getirilemezken; Çok basit ve acele şartlarda bir yıl bile dayanamayacak tarz ve şekilde köy yollarının asfaltlanması (en dayanıksız sathi kaplama) milletimizin acil sorunu olan trafik canavarı bu boyutta iken bu hudutsuz ve büyük masraflar çelişki arz etmiyor mu? (Köy yollarındaki trafik kazaları kayda değer değildir.) T. C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği 7.5.1996 Sayı : B.09.0.BHİ.0.00.00.25/2-A/1094 Konu : Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın Yazılı soru Önergesi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : T.B.M.M.’nin 1.4.1996 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-1065-2777 sayılı yazısı (7/489) İlgi yazı ilişiğinde alınan, Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın “Karayolları Ağının İyileştirilmesi’’ne dair Bakanlığımıza yönelttiği yazılı soru önergesi incelenmiş ve bu hususta hazırlanan “Karayolu Ağı Uzunlukları Yeterlik İncelemeleri ve Ülke Karşılaştırmaları’’ raporu ekte sunulmuştur. Bilgi ve gereğini arz ederim. Mehmet Keçeciler Bayındırlık ve İskân Bakanı YOL AĞI UZUNLUKLARI Yeterlik İncelemeleri ve Ülke Karşılaştırmaları Yol Ağı Tartışmaları Ülkemizde, basın ve yayın organlarında, üniversitelerimizde, çeşitli kamu veya özel kurum ve kuruluşlarda, Parlamentoda, çeşitli mevkilerde bulunan konunun uzmanı olan veya uzmanlık vasfı bulunmayan kişiler arasında ülkemizin sahip olduğu karayolu ağının uzunluğu ve yeterliliği hakkında tartışmalar yapılmakta, çeşitli görüş ve iddialar ileri sürülmektedir. Kamuoyunun konuya göstermiş olduğu ilgi ve duyarlılık açısından bu durum sevindirici olmakla birlikte, bazı hatalı ve yetersiz yargılara varılması sonuçlarını da doğurabilmektedir. 1980’li yıllardan itibaren karayolu trafik hacimlerindeki artışların belirli seviyelere ulaşması, otomotiv sanayindeki teknolojik gelişmelerin piyasalara yansıması nedeniyle trafiğe çıkan yeni araç sayılarındaki yüksek artışlar ve nihayet ülkemiz nüfusunun artışına paralel olarak ulaşım talebinin artması, yapılan tartışmaları artırmış, konunun uzmanı olmayan kişilerce bile uzman kuruluşların çalışmaları objektif koşullar dışında eleştirilip, öneri ve tavsiyeler getirilerek çalışma programları adapte edilmeye çalışılmıştır. Özellikle, son yıllarda karayolu ağının uzunluk yeterliliği dışında çok daha başka nedenlere bağlı olarak artan trafik kazaları, sağlıklı kentleşmenin sağlanamaması nedeniyle kent içerisinde yaşanan trafik tıkanıklıkları tartışmaları daha da alevlendirerek yatırımcı kuruluşlar üzerinde baskı oluşturacak seviyelere taşımıştır. Karayolu ulaşımı konusunda, Otoyollar, Devlet Yolları ve İl Yolları ağlarının sorumluğunu bulunduran Karayolları Genel Müdürlüğü de, doğal olarak yapılan tartışmaların hedefi haline getirilerek alanındaki uzmanlığı çeşitli uluslararası örgütlerce de kabul ve takdir gören teşkilat, yapıcı ve geliştirici önerilerin yanında objektif kriterlerden yoksun eleştirilere de muhatap olmuştur. Kurum, ulaşım konusunda, 5539 sayılı Kuruluş Yasasının tanımladığı görevler dışında da faaliyet göstermesi hususunda, ihtiyaçtan kaynaklanan baskılara maruz kalmakta, bu konuda yasal ve finansman imkansızlıkları nedeniyle arzu edilen düzeyde faaliyet gösterememesinden dolayı eleştirilmektedir. Yol Ağının Yeterliliği Ülkemiz Karayolu Ağının yeterliliği konusunda görüş ileri sürebilmek için öncelikle, “yeterlik’’ kavramını iki kısımda ele almak gerekmektedir. Yol ağının nicelik olarak yeterliliği ile nitelik olarak yeterliliği oldukça farklı kavramlar olup, bunlara ilişkin değerlendirmeler de, bütün diğer ülkelerde olduğu gibi, ayrı olarak yapılmaktadır. Karayolu ağımız nicelik olarak, bir başka deyişle de uzunluk itibarıyla yeterlik açısından ele alındığında, diğer ülkelere kıyasla çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bu raporda nicelik yeterliliği konusuna ağırlık verilerek hemen hemen her tartışmada örnek gösterilen ülkelerle çeşitli göstergeler itibarıyla karşılaştırmalar yapılmıştır. Nitekim yeterliliği, yani var olan yol ağının üzerinden geçen trafiğin miktarına cinsine ve özelliğine göre fiziksel yapısının durumu konusu çok daha detaylı ve başka türden araştırmaları gerektirmektedir. Yine, sahip olunan altyapı niteliğinin idame ettirilmesi konusu da farklı bir inceleme boyutunu içermektedir. Bu konularda Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından gerekli etüt ve planlamalar yapılmakta, sağlanabilen imkanlar ölçüsünde yatırım programları dahilinde uygulamalara geçilmektedir. Yol ağı konusunda yapılan tartışmalarda, çoğunlukla, nicelik ve nitelik yeterliliği veya yetersizliği konuları karıştırılmakta, bazı kesimlerdeki nitelik yetersizliğinden gelen rahatsızlıklar tüm yol ağına yansıtılarak, uzunluk yetersizliği şeklinde çıkarımlar yapılmaktadır. Ayrıca, bu hususları daha teknik olarak ele alan “Geometrik kapasite’’ ve “Fizikî kapasite’’ konuları da karıştırılabilmektedir. Yapılmasında, genelde yarar görülen bu tür tartışmalar için, uzman kuruluşlardan bilgi alınması, görüş ve önerilerin daha yapıcı bir yöne kavuşturulması için gerekli bulunmaktadır. Yurt içi ve yurt dışında, çok sayıda kuruluşla yakın işbirliği içerisinde bulunan Karayolları Genel Müdürlüğü müracaat sahiplerine gerekli ve yeterli bilgi desteğinde bulunmaktadır. Yol Ağı Uzunluğunun Yeterliliği Son yıllarda yoğunlaşan tartışma konusu; motorlu taşıt trafinin hızla artmasına karşın, yol ağımızın 1980’lerden bu yana 60 000 Km uzunlukta kalması, bugün için trafiğe açık bulunan, yaklaşık 1276 Km. otoyol dışında, Devlet ve il yollarında herhangi bir uzunluk artışının sağlanmaması yönünde olmaktadır. Bu tartışmaları yürütenler doğal olarak, “yol ağı uzunluğunu’’ bir gelişmişlik göstergesi olarak görmekte, kıyaslamaları bu gösterge üzerinden yapmaktadır. Esas itibarıyla bu görüşe katılmamak mümkün değildir. Ancak, uzunluğun sadece ülke yüzölçümü boyutları içerisinde değerlendirmesini yapmak mümkün olmadığı gibi, tartışmaları da yanılgılara sürüklemektedir. Bu tür yapılan karşılaştırmalarda, rapor içerisinde verilen istatistiklerde de görüldüğü gibi, Almanya, Fransa, İsviçre, İngiltere gibi ülkeler Türkiye’den daha üst sıralarda yer alırken, Amerika Birleşik Devletleri bizden çok az farklı konumda bulunmakta, Avustralya, Kanada, İsveç gibi yüzölçümü büyük ülkeler ülkemizden daha alt sıralarda bulunmaktadır. Karayolu uzunluğu tartışmalarındaki yanılgıların ortak noktası “yol ağı’’ kavramının bilinmemesinden, ya da iyi anlaşılamamasından kaynaklanmaktadır. Ülkeler, yol ağlarını ülkenin konumu, yüzölçümü, topoğrafyası, iklim özellikleri, nüfusu, artış ve dağılımı, motorlu taşıt sayısı, artışı ve dağılımı, genel ve bölgesel planlama hedefleri ve politikaları gibi kriterleri dikkate alarak tespit etmektedirler. Bu çalışmalar sonucu; diğer ulaşım sistemleri de göz önüne alınarak, sözkonusu ülkenin, bazı kesimleri mecut olmayabilen bir karayolu ağı belirlenmiş olmaktadır. Daha sonraki planlanan faaliyetler, tespit edilen bu yol ağının geliştirilmesi yönünde olmaktadır. Genelde her türlü yerleşim birimine, istasyon, liman, havaalanı gibi noktalara, komşu ülkelere ulaşabilmeyi amaçlayan yol ağı üzerinde hiyerarşik sınıflandırma yapılarak, ana yollar, ara yollar, köy ve orman yolları gibi gruplandırmalar yapılmaktadır. Kentlerin ulaşım ihtiyacını karşılayan kent içi yollar bu yol ağı tespitinin dışında tutulmaktadır. Ülkemizde de yol ağı tespiti konusunda planlamanın gerektirdiği zamanlarda çeşitli çalışmalar yapılarak yol ağı tespit edilmiştir. Ulaştırma Ana Planı çalışmaları içerisinde de bu tür çalışma yapılmış, Türkiye’nin Devlet ve il yolu uzunluğunun her türlü ulaşım ihtiyacına cevap verecek şekilde, 60 000 Km. olarak belirlenmesi gereği tespit edilmiştir. Bugün, bütün yerleşim birimlerine ulaşımı sağlayabilen, ülke kalkınmasının gerektirdiği yerlere ulaşabilen; 32 000 Km. Devlet Yolu, 28 000 Km. İl Yolu ve yaklaşık olarak 330 000 Km. uzunluğunda Köy ve Orman yolumuz bulunmaktadır. Bu ağın yıllar itibariyle istatistiksel olarak artışını gözlemek yanılgılara neden olmaktadır. Yol ağı konusunda yıldan yıla gösterilen faaliyetler için “iyileştirme’’ çalışmalarını dikkate almak gerekmektedir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, yaklaşık 400 000 Km. uzunluğa sahip “Kırsal Yol Ağı’’mız uzunluk olarak kesinlikle yetersiz bulunmamaktadır. Kentsel alanlarda, özellikle büyük kentlerde, taşıt park alanlarının yetersiz olması, araçların çeşitli şekillerde taşıt yolunu park amacıyla kullanmaları trafiğin mevcut kapasiteyi hatalı kullanması nedenleriyle marijinal konutlaşmanın getirdiği geometrik kapasite yetersizliği artıramakta büyük ve önemli tıkanıklara neden olmaktadır. Ülkemizin gittikçe merkezileşen yerleşim yapısı ve toplam motorlu araç sayısının hemen hemen yarısının üç büyük şehrimizde bulunduğu dikkate alındığında, buralarda baş gösteren yetersizlik kırsal yol ağının da yetersiz oleduğu yanılgısına yol açmaktadır. Yol Ağı Talepleri Yol ağı konusunda Karayolları Genel Müdürlüğüne gelen talepler genelde 3 grupta değerelendirilmektedir; 1. Yeni yol talepleri Bu tür talepler mevcut bir veya daha fazla bağlantıya ek olarak daha uygun görülen bir başka alternatifin sağlanması şeklinde olmaktadır. Bu konuda gerekçe olarak da yeni güzergahın topoğrafya, işletme giderleri gibi kriterler açısından daha iyi ve ekonomik olduğu ileri sürülmektedir. Bilindiği gibi ulaşım yatırımları depolanma özelliği olmayan ve oldukça yüksek maliyetlere varan yatırımlardır. Genellikle çok düşük trafik talebine sahip bu istekler de ekonomik ve yatırım fizibiliteleri yönünden değerlendirmeye alınmakta, ülkeye ekonomik getirisi istenen düzeyde çıkan talepler bir program dahilinde yürürlüğe konulmaktadır. 2. Sınıf değiştirme talepleri Genelde köy yolları ağından, Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumlu bulunduğu Devlet ve il yolları ağına geçirilmesi istenilen bu talepler mevcut yasa ve yeterlik fizibiliteleri yönünden değerlendirilmektedir. 5539 sayılı yasanın ön gördüğü karayolu bağlantıları ülke düzeyinde sağlanmış bulunmaktadır. Bugün için, Karayolları Genel müdürlüğü yol ağlarının ulaşım sağlamadığı herhangi bir il, ilçe, bucak merkezi bulunmamaktadır. 3. Standart değiştirme talepleri Devlet ve il yolları ağında bulunan kesimlerin fizikî ve/veya geometrik standartının iyileştirmesi yönünde yapılan taleplerdir. Bu talepler yapılan kapasite analiz ve ekonomik fizibilite çalışmalarının sonucuna göre, yatırım imkanları ve iş programı dikkate alınarak değerlendirilmektedir. Yol Ağı Uzunluk Karşılaştırmaları Yol ağı konusunda öne sürülen görüşlere ışık tutulması amacıyla, Uluslararası Yol Federasyonu (IRF)’in ve Birleşmiş Milletlerin her yıl yayınlamakta olduğu istatistiklerden alınan bilgilerle çeşitli karşılaştırmalar yapılmıştır. Ülkelerin yol ağı sınıflandırmalarının farklılıklar göstermesi nedeniyle kent içi yollar dışında kalan diğer yolların toplamı dikkate alınmıştır. Otoyol ağları da toplamlara dahil edilmiştir. 1990 yılı bilgilerinin kullanıldığı trafik gösterimlere sırasıyla; Fransa, Almanya (Batı kesimi), İtalya, İsviçre, Türkiye, İngiltere, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) alınmıştır. İstatistik karşılaştırmalarda, daha önce de değinildiği gibi, salt yol uzunluğu, yüz ölçümüne bağlı yol uzunlukları veya nüfus yol uzunluğu değerlendirmeleri hatalı yargılara yol açan karşılaştırmalardır. Gerçekçi bir değerlendirme için, ulaşılabilirliğin sağlanmış olması koşuluyla, ülkelerin motorlu araç parkı ve yıllık gerçekleşen taşımalar (Araç x Km. Yol boyutunda karşılaştırma yapılması gerekmektedir. Ancak bu tür değerlendirmeler anlamlı sonuçlar verebilmektedir. 1. Yol Ağı Uzunluğu - Nüfus İlişkisi a) 1 Km. yolun hizmet verdiği kişi sayısı b) 1 000 kişiye düşen yol uzunluğu Değerlendirmelerde yanıltıcı sonuçlar veren karşılaştırmalardan biri de bu tür ilişkidir. Bu karşılaştırmada nüfusu az, dağınık yerleşimi nedeniyle ulaşılabilirliği sağlamak amacıyla yol yapmak zorunda bulunan eski Sovyet Cumhuriyetleri, Suudi Arabistan gibi ülkeler gelişmiş ülkelere kıyasla daha iyi durumda çıkmaktadır. 2. Yüz ölçümü - Yol uzunluğu, nüfus yoğunluğu ilişkileri a) 1 Km2 de bulunan yol uzunluğu b) 1 Km2 ye düşen kişi sayısı Bu grafikler incelendiğinde ABD’nin diğer ülkelere göre daha alt sıralarda yer aldığı, Türkiye’ye yakın bir değere sahip olduğu görülmektedir. Yine sondaki tablodan diğer ülkelere bakıldığında, karayolu ağı olarak en yeterli ülkeler arasında sayılan Avustralya, Kanada gibi ülekelerin bizden daha düşük düzeyde olduğu tespit edilmektedir. Bu kıyaslamadan ulaşım yeterliliği konusunda sonuç çıkarabilmek mümkün olamamaktadır. 3. Araç sayısı - Kişi sayısı ilişkileri a) Araç başına düşen kişi sayısı b) 1 000 kişiye düşen araç sayısı Tablo ve grafiklerde Türkiye’de araç sahiplik oranının diğer ülkelere göre oldukça düşük olduğu görülmektedir. Bu durum, nüfus - yol uzunluğu karşılaştırmalarını anlamsız hale getirebilecek niteliktedir. 4. Yol uzunluğu - Araç sayısı ilişkileri a) 1 Km yolun hizmet verdiği araç sayısı b) Araç başına düşen yol uzunluğu Daha çok sosyo-ekonomik amaç güden erişilebilirliğin sağlanmasından sonra, yollar, mevcut veya tahmin edilen trafiğe göre projelendirilerek uygulamaya konulur. Talebin ölçeğini belirleyen en önemli faktör araç sayılarıdır. Altyapı stoğunu araç sayıları itibarıyla kontrol etmek en basit yöntemlerden biridir. bu karşılaştırma belirli ölçülerde anlamlı bulunmaktadır. Grafikler incelendiğinde yol ağı uzunluğunun en fazla olduğu ülke Türkiye olarak belirlenmektedir. 5. Taşıma gerçekleşmeleri - Yol uzunluğu ilişkileri a) 1 Km yola düşen yıllık Araç x Km değerleri b) 1 Milyon Araç x Km’ye düşen yol uzunluğu c) 1 Km yolda gerçekleşen Ton x Km değerleri d) Gerçekleşen Araç x Km içerisinde Yük taşıma oranları e) Yük taşımalarının Yolcu taşımalarına oranları Bu değerlendirmeler içerisinde, ülke koşullarındaki farklılaşmaları asgarî seviyeye indirerek daha objektif karşılaştırma imkânı ilk iki tablo (5.a ve 5.b) ile sağlanmaktadır. Grafik ve tablolar incelendiğinde, ülkemiz yol ağı uzunluğunun kullanım değerleri altında, yani oluşan talebe cevap verme açısından büyük bir üstünlüğe sahip olduğu görülmektedir. Bu duruma karşıt görüş olarak; i. Karşılaştırmaya alınan gelişmiş ülkelerin taşıma taleplerini diğer sistemler üzerine dengeli biçimde dağıtmış olmaları, ülkemizde ise, büyük bir yoğunlukla karayolunun kullanıyor olmasının getirdiği daha yoğun karayolu ihtiyacı, ii. Gelişmiş ülkelerin yol ağında çok şeritli kesimlerin daha fazla olması nedeniyle reel uzunluğun (geometrik kapasite dikkate alınarak) tablolardaki değerlerden daha yüksek olabileceği, şeklinde hatırlatmalar yapılabilmektedir. İleri sürülebilecek bu görüşlerden ilki, alınan kıyaslama türü nedeniyle geçersiz duruma gelmektedir. Karşılaştırmalar ülkenin karayolu sistemleri üzerinde oluşan taşımalar dikkate alınarak yapılmıştır. Bu durumda diğer sistemlerdeki yük dağılımı değerlendirme sonucunu etkilememektedir. Daha anlamlı görülen, ikinci tür görüşler ise rakamlar arasındaki büyük farklılıklar nedeniyle sonuç sıralamasını ülkemiz aleyhine değiştirebilmekten uzaktır. Aynı tablolarda, incelemeye alınan ülkelerdeki bütün karayolu ağının sırasıyla 4 şeritli (tablodaki yol ağı uzunluğunun 2 katı), 6 şeritli (3 katı), hatta 8 şeritli (4 katı) kabulünde bile ülkemiz ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde de, Otoyollar tamamen çok şeritli olup, Delet Yolu ve il yolu ağımızda çok şeritli kesimlerin uzunluğu yıldan yıla artmaktadır. Bu bölümdeki diğer grafikler, ülkelerdeki toplam taşımalar içerisindeki yük taşımalarının, bir başka deyişle de, ağır taşıt oranlarının durumlarını vermektedir. Bu değerlendirmelere göre, ülkemizde taşıma gerçekleşmelerinin toplamda az olmasına karşı, ağır taşıma oranlarının diğer ülkelerden yüksek olması sonucu büyük ölçüde yol tahribatları oluşmakta, yol ağının, kaynak yetersizlikleri nedeniyle arzu edilen seviyeye getirilemeyen niteliği, fizikî kapasitesi, taşıt işletme giderlerinden kaynaklanan önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır. 6. Yol ağı için yapılan Toplam ve Bakım Harcamaları a) 1 km. yol başına yıllık toplam harcama miktarları b) 1 km. yol başına düşen yıllık Bakım harcaması c) Araç x km’ye göre yıllık bakım harcaması Bu değerlendirmelere göre, ülkemizin yol konusundaki harcamaları diğer ülkelere göre oldukça düşük görünmektedir. Araç x km dikkate alınarak yapılan karşılaştırmalarda, nispeten daha yüksek görülen harcamalar, yol ağının niteliği göz önüne alındığında, gereğinden çok daha az olduğu anlaşılabilmektedir. Yol ağımızın büyük bölümü taşıma niteliği zayıf olan “sathi kaplama’’lı durumdadır. Yoğun ağır taşımalar nedeniyle bu yollarda, yollarının çok büyük kısmı asfalt betonu kaplamalı olan gelişmiş ülkelere kıyasla, daha hızlı ve büyük bozulmalar meydana gelmekte, bu da “asfalt betonu’’ kaplamalı yollara göre daha sık ve daha çok bakım harcamalarını gerektirmektedir. Not : Yazılı soruyla ilgili diğer bilgiler dosyasındadır. 22. — Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, Balıkesir-Edremit- Avcılar Köyü İlkokuluna atanan bir görevliye ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/493) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Sayın Millî Eğitim Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 21.3.1996 İsmail Özgün Balıkesir Soru : Balıkesir İline bağlı Edremit İlçesi Avcılar Köyü İlkokulunda görev yapmakta olan Muzaffer Ekinci’nin haksız bir şekilde tayin edildiği iddia edilmektedir. Bu iddia doğru mudur? T. C. Millî Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 6.5.1996 Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1117 Konu : Soru Önergesi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : TBMM Başkanlığının 1.4.1996 tarih ve GNS.0.10.00.02- 1063/2775 sayılı yazısı. Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Özgün’ün, “Balıkesir Edremit Avcılar Köyü İlkokuluna atanan bir görevliye ilişkin’’ soru önergesi incelenmiştir. Edremit Avcılar Köyü sınıf öğretmeni Muzaffer Ekici, Cumhuriyet Savcılığına yaptığı başvuruda, köy muhtarı, köy otobüs şoförü ve muavininden şikâyetçi olmuş ve aralarında oluşan husumet yüzünden kendisinin ve ailesinin başına geleceklerden korktuğunu belirtmiştir. Adı geçen öğretmen, kendisine herhangi bir zarar gelmemesi için geçici olarak Ortaoba Köyünde görevlendirilmiştir. Konu hakkında Balıkesir Valiliğince açılan soruşturma devam etmektedir. Arz ederim. Turhan Tayan Millî Eğitim Bakanı 23. — Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, dil bölümü mezunlarına öğretmenlik hakkı verilmesine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/502) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu emirlerinize arz ederim. Cafer Tufan Yazıcıoğlu Bartın Üniversite mezunu olan ve öğretmen olmak amacı ile Pedagojik formasyon belgesi alan özellikle dil bölümü mezunu olanlara kadrolu öğretmenlik hakkı öğretmen açığı olmasına rağmen niçin verilmemektedir? T. C. Millî Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 6.5.1996 Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1118 Konu : Soru Önergesi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : TBMM Başkanlığının 1.4.1996 tarih ve GNS.0.10.00.02- 1063/2775 sayılı yazısı. Bartın Milletvekili Sayın Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun “Dil bölümü mezunlarına öğretmenlik hakkı verilmesine ilişkin’’ yazılı soru önergesi incelenmiştir. Bakanlığımıza bağlı okul ve kurumlarda görev yapacak öğretmenlerin atamalarına esas teşkil edecek branş veya bölümler talim ve terbiye kurulu başkanlığımızca belirlenmektedir. Fakültelerin yabancı dil bilimi (İngilizce, Almanca, Fransızca) mezunlarından pedagojik formasyon belgesi bulunanlar, duyulan ihtiyaca göre, yabancı dil öğretmeni olarak atanmaktadırlar. Arz ederim. Turhan Tayan Millî Eğitim Bakanı 24. — İstanbul Milletvekili Mustafa Baş’ın, branşları dışında görev yapan öğretmenlere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/509) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Turhan Tayan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim. 26.3.1996 Mustafa Baş İstanbul 1. 1995-1996 öğretim yılında branşları dışında sınıf öğretmenliğinde görevli kaç öğretmen bulunmaktadır? 2. Branşları dışında istihdam edilen öğretmenlerin branşlarına döndürülerek kendilerinden bu yönde yararlanmayı düşünmüyor musunuz? T. C. Millî Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 6.5.1996 Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1120 Konu : Soru Önergesi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : TBMM Başkanlığının 5.4.1996 tarih ve GNS.0.10.00.02- 1145/2971 sayılı yazısı. İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Baş’ın “branşları dışında görev yapan öğretmenlere ilişkin’’ 7/509-990 kayıt nolu soru önergesi incelenmiştir. 1. 1995-1996 öğretim yılında branşları dışında sınıf öğretmenliği yapanların sayısı 5 227’dir. 2. Sınıf öğretmenliği ihtiyacının giderilmesi ve ilgili branşlarda ihtiyaç olması halinde, öğretmenler peyderpey kendi branşlarına atanacaklardır. Arz ederim. Turhan Tayan Millî Eğitim Bakanı 25. — Amasya Milletvekili Cemalettin Lafçı’nın, öğretmen ve yöneticilerin ek ders ücretlerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/542) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki soruların Sayın Millî Eğitim Bakanı Turan Tayan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delâletlerinizi saygılarımla arz ederim. Cemalettin Lafçı Amasya Millî Eğitim Bakanlığı öğretmen ve yöneticilerinin ücretli ders saatlerine dair esaslar çerçevesinde : 1. Bakanlık merkez teşkilatında lise mezunu şef kadrosunda çalışan personele ek ders ücreti ödeniyor mu? Ödenmiyor mu? Ödeniyorsa taşra teşkilatında çalışan lise mezunu şef kadrosundaki personele niçin ödenmiyor? Ek ders ücretleri ile ilgili Bakanlar Kurulu kararında bu yönde bir düzenleme yapılamaz mı? 2. Bakanlık Müfettişleri ve İlköğretim Müfettişlerine ek ders ücreti ödeniyor mu? Ödenmiyor mu? Eğer ödenmiyorsa bu yönde de bir düzenleme yapılıp, Bakanlık Müfettişleri ve İlköğretim Müfettişlerine de ek ders ücreti ödenemez mi? 3. Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Başbakanlığa geçici olarak görevlendirilen öğretmenlere; eğer okulunda ek ders ücreti varsa ek ders ücreti alabiliyor. Okulunda ek ders ücreti alamıyorsa görevlendirildiği yerde de alamıyor. Bu ise geçici görevlendirilenler arasında eşitsizlik meydana getiriyor. 86/10340 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının : “Millî Eğitim Bakanlığı öğretmen ve yöneticilerinin ücretli ders saatlerine dair esasların 25 inci maddesine Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Başbakanlığa geçici görevle görevlendirilen öğretmenlere okulundaki ek ders ücret durumuna bakılmaksızın haftada 12 saat ek ders ücreti ödenir’’ fıkrası eklenemez mi? T. C. Millî Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 6.5.1996 Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1122 Konu : Soru Önergesi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : TBMM Başkanlığının 5.4.1996 tarih ve GNS.0.10.00.02- 1057/2715 sayılı yazısı. Amasya Milletvekili Sayın Cemalettin Lafçı’nın “Öğretmen ve Yöneticilerin ek derk ücretlerine ilişkin’’ yazılı soru önergesi incelenmiştir. 1. Bakanlığımız merkez teşkilatında görevli şeflere, öğrenim durumuna bakılmaksızın haftada 12 saat üzerinden zorunlu ders niteliğinde yönetim görevi karşılığı ek ders ücreti ödenmektedir. Bakanlığımız taşra teşkilatında görevli şeflere de merkez teşkilatında görevli şefler gibi ek ders ücreti ödenebilmesi için çalışmalar sürdürülmektedir. 2. Bakanlık müfettişleri ile ilköğretim müfettişlerine ek ders ücreti ödenmemekte olup, bunlara hizmetlerinin özelliği gereği geçici görev yolluğu ve gündelik ödenmektedir. Ayrıca, ek ders ücreti ödenmesi yönünde ilgili mevzuatında herhangi bir düzenleme yapılması düşünülmemektedir. 3. Ek ders ücreti görevin fiilen yapılmasına bağlı olup, görevli bulunduğu okul veya kurumunda ücretli ders görevi bulunmayanlara; sadece TBMM ve Başbakanlıkta geçici olarak görevlendirilmeleri halinde değil, 86/10340 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki esasların 24/b maddesine göre Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatında geçici olarak görevlendirilenlere de bu görevlerinden dolayı ek ders ücreti ödenmemektedir. Diğer taraftan, aynı esasların 25 inci maddesi, sadece Bakanlıkça ders kitabı veya yardımcı ders kitabı, öğretim programı ve malzemelerini hazırlama, geliştirme, inceleme, araştırma görevi verilenler, projelerde çalışan uzmanlar, eğitim ve öğretim kurumlarına grafik, fotograf, ders araç gereci hazırlamak veya sağlamak, makina, teçhizat ve ders aracı üretmekle görevli öğretmen ve yöneticileri kapsadığından TBMM ve Başbakanlıkta geçici olarak görevlendirilenlerin bu kapsamda mütalâa edilmesi mümkün değildir. Arz ederim. Turhan Tayan Millî Eğitim Bakanı 26. — Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’in, Konya Tuzlukçu İlçesi Kaymakamının icraatlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in yazılı cevabı (7/551) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Ülkü Güney tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 2.4.1996 Nezir Büyükcengiz Konya 1. Konya İli Tuzlukçu İlçesi Kaymakamı Mehmet Cengiz Yücedal’ın belediye başkanvekili olarak görev yapan Mevlüt Ceylan’a, başkanlık makamında küfretmesinden sonra, kaymakam hakkıda yasal işlem yapılması için, Tuzlukçu Cumhuriyet Savcılığı aracılığı ile olayın tanıkları DYP İlçe Başkanı Süleyman Şahin, Halis Saraç, Nevzat Atar ve Mustafa Servi’nin de ifadeleri alınarak, gereğinin yapılması için Konya Valiliğine müracaat etmiş olmalarına rağmen valiliğin hazırladığı raporda, olayın tanıklarının dinlenmeden mi “subut delil bulunamadı’’ denilerek yasal işlem yapılmamıştır. 2. İlçe Kaymakamımızın Ağustos 1995 tarihinde belediyemiz başkanvekiline yaptığı küfürden sonra yapılan belediye meclis toplantılarının kararlarını (olağan ve olağanüstü 9 adet meclis kararı) eksiklikleri olmadığı halde onaylamadığı, aylarca beklettiği, sonra da kendisi veya yerine bıraktığı vekillerince kararları haklı olmayan gerekçelerle geri gönderdiği, belediye işlerini olumsuz yönde etkileyerek, belediyeyi çalışamaz hale getirdiği doğru mudur? 3. İlçe Kaymakamının ilçe halkından sorunları için gelen vatandaşları kovduğu, küfrettiği hakaret ettiği doğru mudur? Bununla ilgili Cumhuriyet Savcılığına şikâyetde bulunan kaç vatandaş vardır? 4. Tüm bu sorunların çözülmesi için Belediye Başkanı Hasan Mert’in sorunları Konya Valisine yazılı ve sözlü olarak arzettiği, ayrıca; İçişleri Bakanlığına yazılı olarak arzedildiği halde bugüne kadar ne gibi işlemler yapılmıştır? 5. Bütün bunlar doğruysa, bu şartlarda kaymakamın ilçede görevine devam etmesi uygun mu? T. C. İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü 26.4.1996 Sayı : B050PGM0710001-Ş/2889 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 9.4.1996 tarih ve Kan. Kar. Md. A.01.0.GNS.0.10.00.02-1207- 3209 sayılı yazınız. Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’in tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılmasını istediği soru önergesine (7/551) ait cevaplar aşağıya çıkarılmıştır. Arz ederim. Doç. Dr. Ülkü Güney İçişleri Bakanı Konya İli Tuzlukçu İlçesi Kaymakamı M. Cengiz Yücedal’ın aynı İlçe Belediye Başkan vekili Mevlüt Cevlan’a makamında hakaret ettiği yolundaki iddialar üzerine Valilikçe gerekli inceleme yaptırılmış ve bu konuda yeterli kanıt bulunamamıştır. Kamu hizmetlerinin aksamasına yol açacak işlemlerin tekerrür etmemesi hususundaki Kaymakam tarafından telefonla yapılan uyarının yanlış anlaşılmasından kaynaklandığı ve İl Valiliğince İlçe Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekilinin Valilik Makamına çağrılarak dinlendiği, yanlış anlaşılma hususunun ilgililere izah edildiği, bu nedenle şikâyetin tahkikine hukuken lüzum görülmediği anlaşılmıştır. Belediye meclis toplantısında alınan kararların onaylanmadığı, sebepsiz geciktirildiği hususunda Belediye Başkan Vekilinin Valilik Makamına yaptığı şikâyet incelettirilmiş ve idarenin mevzuat gereğince kontrol ile yükümlü olduğu hususları incelemek ve tespit ettiği eksik ve kusurları ikmal ve ıslah istikametinde belediyeyi uyardığı ve işlemleri tamamlattığı, bütçenin onaylanmaması veya bir hafta içinde sonuçlandırılamaması halinde kendiliğinden onaylanmış sayılacağı bu nedenle herhangi bir gecikmenin söz konusu olmayacağı açıktır. İlçe Kaymakamının makamına gelen vatandaşları kovduğu, hakaret ettiği konusunda Konya Valiliğince gerekli inceleme yapılmakta olup, neticesine göre Bakanlığımca gerekli işlemler yapılacaktır. 27. — Kayseri Milletvekili Memduh Büyükkılıç’ın, Kayseri-Melikgazi Gesi İlköğretim Okulu öğrencilerinin ödenekleri ile ilgili usulsüzlük iddiasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/570) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın sayın Millî Eğitim Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep etmekteyim. Gereğini saygılarımla arz ederim. 4.4.1996 Dr. Memduh Büyükkılıç Kayseri Kayseri İli Melikgazi İlçesine bağlı Gesi İlköğretim Okulu Devlet yatılı okulunda okuyan öğrencilerin ödenekleri ile ilgili bazı yöneticilerin usulsüzlük yaptığı söylenmektedir? 1. Bu konuda neler yapılmıştır? 2. Merkezde görevli olan yetkililerin adam kayırdıkları (M. E. Müdür Yrd. oğlu) doğru mudur? 3. Okul müdürü ve 2 öğretmenin haksız yere başka yerlere gönderildikleri doğru mudur? Doğru ise ne yapmayı düşünüyor sunuz? T. C. Millî Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 6.5.1996 Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1114 Konu : Soru Önergesi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : TBMM Başkanlığının 11.4.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02/7-570-1143/2934 sayılı yazısı. Kayseri Milletvekili Sayın Memduh Büyükkılıç’ın “Kayseri-Melikgazi Gesi İlköğretim Okulu öğrencilerinin ödenekleri ile ilgili usulsüzlük iddiasına ilişkin’’ soru önergesi incelenmiştir. 1. Melikgazi İlçesi Gesi İlköğretim Okulunda öğrencilerin ödenekleri ile ilgili bazı usulsüzlüklerin yapıldığı iddiası üzerine soruşturma açılmıştır. Soruşturma sonucunda düzenlenen fezlekede; okul müdürü, iki müdür yardımcısı ve 5 öğretmenin adlî, idarî ve disiplin yönünden tecziye edilmeleri önerilmiştir. 2. Merkezde görevli olan yetkililerin adam kayırdıkları doğru değildir. 3. İşlemler yasalara uygun olarak sürdürülmektedir. Arz ederim. Turhan Tayan Millî Eğitim Bakanı 28. — İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, vize uygulamalarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’ın yazılı cevabı (7/576) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Dışişleri Bakanı Sayın Emre Gönensay tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. Bülent Akarcalı İstanbul 1. Batılı ülkeler tarafından vatandaşlarımıza uygulanan vize mecburiyetindeki keyfi uygulamaları, vize müracaatlarında haysiyet kırıcı muameleleri önlemek amacıyla bu ülkeler nezdinde özel bir girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz? 2. Vize verilmesindeki keyfiliği ve vatandaşlarımıza yönelik insanlık onurunu kırıcı davranışları Uluslararası Platformda teşhir etmeyi düşünüyor musunuz? T. C. Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk, Hukuk ve Emlak Genel Müdürlüğü 26.4.1996 Sayı : KOGY/IV-548 Konu : Batılı Ülkelerin Vize Uygulamaları. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : 11.4.1996 tarih ve Kan. Kar. Md. A. 01.0.GNS.0.10.00.02-7-576- 1153-2947 sayılı yazıları Vatandaşlarımızın batılı ülkelerin vizelerini temin etmekte karşılaştıkları güçlükler hakkında İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı tarafından verilen soru önergesinin yanıtı ilişikte sunulmuştur. Saygılarımla arz ederim. Prof. Dr. Emre Gönensay Dışişleri Bakanı 1. Bilindiği gibi, 1970’i yılların sonlarına kadar batılı ülkelerin birçoğu ile vize Muafiyet Anlaşmalarımız bulunmaktaydı veya bu ülkeler Türkiye’ye vize uygulamıyorlardı. Ancak, 1970’li yılların sonlarından itibaren, bu ülkeler yasadışı geçiş ve ilticacı akımını önlemek gerekçesiyle, vatandaşlarımıza peyderpey vize mecburiyeti getirmişlerdir. Keza bilindiği gibi, her devletin kendi topraklarına hangi yabancıların girebileceğini belirlemesi temel egemenlik haklarındandır ve vize rejimleri de bunun doğal bir sonucu olarak belirlenmektedir. Nitekim, vize konusunda Türkiye Cumhuriyeti de aynı esaslar dahilinde hareket etmekte, egemenlik hakkımızdan kaynaklanan vize rejimimiz ulusal çıkarlarımız dikkate alınarak bağımsız bir şekilde saptanmaktadır. Hal böyle olmakla beraber, vatandaşlarımıza yönelik vize sınırlamalarının kaldırılması için Batı ülkeleri nezdindeki girişimlerimiz sürdürülmüş, ancak, yukarıda belirtilen nedenle, maalesef bugüne kadar olumlu bir sonuca ulaşılması mümkün olmamıştır. Diğer taraftan, vatandaşlarımızın vize müracaatlarında zaman zaman sorunlarla karşılaştıkları doğrudur. Bu münferit sorunlardan Bakanlığımıza intikal edenler biraz önce belirttiğim kural zorlanmak suretiyle ilgili yabancı misyonlar nezdinde takip edilerek vatandaşlarımıza vize verilmesinde yardımcı olunmaya çalışılmaktadır. Tabiatıyla bundan da sonuç alınamadığı takdirde, ilgili vatandaşımıza o ülkenin adlî makamlarına başvurmak suretiyle sorunlarına çözüm arayabilecekleri telkin edilmektedir. Keyfi veya haysiyet kırıcı muameleye maruz kalan vatandaşlarımızın durumları ise, Bakanlığımıza bildirildiği takdirde gerek yazılı olarak, gerek yabancı temsilcilik yetkilisinin Bakanlığımıza davet edilerek uyarılması suretiyle hassasiyetle ele alınmakta ve sonuçlandırılmaktadır. Bu gibi olayların sayısı ise son derece azdır. Diğer taraftan, işadamlarımızın vize alma mecburiyetlerinin ve bazan vize dahi alamamalarının ciddî bir sorun teşkil ettiği, bu durumun özellikle Gümrük Birliğinin yürürlüğe girmesinden sonra ortaklık ilişkileriyle bağdaşmadığı ve işadamlarımız aleyhine haksız rekabete sebebiyet verdiği de keza malumdur. Bu nedenle ahiren Troika Misyon Şefleri ile Avrupa Birliğinin Ankara’daki temsilcisi Bakanlığımıza davet edilerek soruna acil ve kalıcı çözüm bulunması istenmiştir. Konu hakkındaki çalışmalarımız devam ettirilmekte olup, sorunun yakın bir gelecekte çözüme kavuşturulacağını ümit ediyorum. 2. Yukarıda da izah ettiğim veçhile, vatandaşlarımızın vize için yabancı misyonlara yaptıkları başvurularda karşılaştıkları sorunlar Bakanlığımızca hassasiyetle takip edilmektedir. Bu çerçevede ortaya çıkan ve keyfî ve haysiyet kırıcı olarak nitelendirilebilecek bir-iki davranış sistematik bir uygulamadan kaynaklanmayıp münferit olaylara inhisar ettiği ve ilgili misyonlar nezdinde takip edilerek Bakanlığımızca sonuçlandırıldığı cihetle konunun bu aşamada uluslararası platformlara götürülmesine gerek bulunmamaktadır. 29. — İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın; Türkiye Yatırım Bankasınca bir otele kredi verilip verilmediğine, Türkiye Kalkınma Bankasının takibata alınmış kredilerine, İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/577, 578) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Eyüp Aşık tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. Bülent Akarcalı İstanbul 1. Ankara Köroğlu “Uğur Mumcu’’ caddesinde yıllardır yalnız kaba inşaatı yapılmış olarak duran ve Hattat Ailesine ait otele Türkiye Yatırım Bankasınca kredi verilmiş midir? Evetse hangi tarihte ve ne miktarda? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Eyüp Aşık tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. Bülent Akarcalı İstanbul 1. Türkiye Kalkınma Bankasının 1992-93-94 ve 1995 itibariyle geri dönmeyen ve takibata alınmış kredilerinin sayısı nedir, miktarı ne kadardır? 2. T.K.B.’nin geri dönmemiş ve takibata alınmış kredilerinin tahsil edilmesi için ne gibi çalışmalar yapmayı ve tedbirler almayı düşünmekte siniz? T.C. Devlet Bakanlığı 3.5.1996 Sayı : B.02.0.006/275 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi : TBMM Bşk. Genel Sek. Kan. ve Kar. Dai. Bşk. 11.4.1996 tarih ve Kan. Kar. Md. A.01.0.GNS.0.100002-1289-3392 sayılı yazınız. Tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılmak üzere ilgi yazınız ekinde alınan İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın Kalkınma Bankası ile ilgili yazılı soru önergelerinin cevabı ilişikte sunulmuştur. Bilgilerini ve gereğini arz ederim. Eyüp Aşık Devlet Bakanı İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın Kalkınma Bankası Hakkındaki Yazılı Soru Önergesinin Cevabıdır. Soru 1. Ankara Köroğlu “Uğur Mumcu” Caddesinde yıllardır yalnız kaba inşaatı yapılmış olarak duran ve Hattat Ailesine ait otele kredi verilmiş midir? Evetse hangi tarihte ve ne miktarda? Cevap 1. Ankara Köroğlu “Uğur Mumcu” Caddesindeki Hattat Ailesine ait otele Kalkınma Bankasınca kredi tahsis edilmiş, ancak firma koşulları yerine getiremediğinden tahsis edilen kredi firmaya kullandırılmayarak iptal edilmiştir. Soru 2. 1992-1993-1994 ve 1995 itibariyle geri dönmeyen ve takibata alınmış kredilerin sayısı nedir, miktarı ne kadardır? Cevap 2. Anılan yıllara ilişkin 31 Aralık tarihi itibariyle takibata alınmış kredilere ilişkin firma sayısı ve bakiye riskler ekli tabloda verilmektedir. Soru 3. Banka geri dönmemiş ve tabikata alınmış kredilerinin tahsil edilmesi için ne gibi çalışmalar yapmayı ve tedbirler almayı düşünmektedir? Cevap 3. Takipteki kredilerin tahsili için Bankanın prensipleri ve genel uygulamaları çerçevesinde çözümler üretilmektedir. Bu yaklaşımla çözülmeyen alacaklar için ise, kanunî takip prosedürü ile alacakların tahsiline çalışılmaktadır. Arz ederim. TUTANAĞIN SONU |
|