Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular
T.B.M.M.
TUTANAK DERGİSİ

CİLT : 5

48 inci Birleşim
7 . 5 . 1996 Salı


İÇİNDEKİLER
I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. – GELEN KÂĞITLAR
III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. – İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in, İstanbul Kadıköy’de meydana
gelen 1 Mayıs olaylarına ilişkin gündemdışı açıklaması ve CHP
Ankara Milletvekili Önder Sav, DSP İstanbul Milletvekili M. Cevdet
Selvi, ANAP Ankara Milletvekili Nejat Arseven, DYP Muş Milletvekili
Necmettin Dede ve RP İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in
grupları adına konuşmaları
2. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, hayvan yetiştiricilerinin
sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Mehmet
Halit Dağlı’nın cevabı
3. – Manisa Milletvekili Hasan Gülay’ın, tütün üreticilerinin sorunlarına
ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın cevabı
4. – Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın, Kahramanmaraş ve
çevresinde meydana gelen terör olaylarına ilişkin gündemdışı
konuşması ve İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in cevabı
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1. – Romanya ve Almanya’ya gidecek olan Devlet Bakanı Rüşdü
Saracoglu’na, dönüşüne kadar, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı H.
Hüsnü Doğan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/247)
2. – Fransa’ya gidecek olan Devlet Bakanı İmren Aykut’a, dönüşüne
kadar, Devlet Bakanı Rüşdü Saracoglu’nun vekâlet etmesinin uygun
görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/248)
3. – Romanya’ya gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’a,
dönüşüne kadar, Devlet Bakan ve Başbakan Yardımcısı Nahit
Menteşe’nin vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/249)
4. – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gidecek olan Çevre Bakanı
Mustafa R. Taşar’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın
vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı
tezkeresi (3/250)
5. – Özbekistan’a gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e,
dönüşüne kadar, TBMM Başkanı Mustafa Kalemli’nin vekâlet
edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/251)
6. – İngiltere’ye gidecek olan Millî Savunma Bakanı M. Oltan
Sungurlu’ya, dönüşüne kadar, İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in vekâlet
etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi
(3/252)
7. – İngiltere’ye gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’a,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nahit
Menteşe’nin vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/253)
8. – Özbekistan’a gidecek olan Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir’e,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ünal Erkan’ın vekâlet etmesinin uygun
görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/254)
9. – Özbekistan’a gidecek olan Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner’e,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ali Talip Özdemir’in vekâlet etmesinin
uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/255)
10. – Özbekistan’a gidecek olan Çevre Bakanı Mustafa R. Taşar’a,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın vekâlet etmesinin uygun
görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/256)
11. – Yozgat Milletvekili İsmail Durak Ünlü’nün, (6/106, 107) esas
numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/10)
12. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın, (6/93) esas numaralı
sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/11)
13. – Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, (6/105) esas numaralı sözlü
sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/12)
14. – Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Dökülmez’in, (6/62) esas
numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/13)
15. – (10/1, 14) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu
Başkanlığının, Komisyonun görev süresinin uzatılmasına ilişkin
tezkeresi (3/257)
16. – Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, Özbekistan’a yapacağı
resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi
(3/258)
17. – Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı HABITAT II
Global Parlamenterler Forumuna, TBMM’yi temsilen 16 milletvekilinden
oluşan bir heyetle katılınmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/259)
C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1. – Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 44 arkadaşının,
Afşin-Elbistan Termik Santralının kiralanması konusunda Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/64)
2. – Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 31 arkadaşının,
belediyelerin içinde bulundukları sorunların tespiti ve belediye
hizmetlerinin daha verimli yapılabilmesi için alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/65)
3. – İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 115 arkadaşının, başörtülü kız
öğrencilerin sorunları konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/66)
4. – Kocaeli Milletvekili Şevket Kazan ve 15 arkadaşının, İstanbul
Kadıköy’de 1 Mayıs günü meydana gelen olaylarda gerekli tedbirlerin
alınmadığı iddialarını araştırmak amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/67)
5. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün ve 62 arkadaşının, kanuna
veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevini kötüye
kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ve 3628
Numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddelerine uyduğu iddiasıyla
eski Başbakan Tansu Çiller hakkında Meclis soruşturması açılmasına
ilişkin önergesi (9/4)
IV. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1. – İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in, İstanbul Milletvekili Ali Şahin’in,
sözlerine farklı bir nitelik atfetmesi nedeniyle konuşması
V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Temmuz, Ağustos ve
Eylül 1994 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/2) (S. Sayısı : 4)
2. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ekim, Kasım ve
Aralık 1994 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/3) (S. Sayısı : 5)
3. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak, Şubat ve Mart
1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını
İnceleme Komisyonu Raporu (5/4) (S. Sayısı : 6)
4. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Nisan, Mayıs ve
Haziran 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/5) (S. Sayısı : 7)
5. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Temmuz, Ağustos ve
Eylül 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/6) (S. Sayısı : 8)
6. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ekim, Kasım ve
Aralık 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/7) (S. Sayısı : 9)
7. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak, Şubat ve Mart
1996 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını
İnceleme Komisyonu Raporu (5/8) (S. Sayısı : 10)
VI. – ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1. – Genel Kurulda görüşülecek konuların yeniden düzenlenmesi ile
(10/67) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşme günü ve
çalışma süresine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
B) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1. – (10/63) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşme
günü ve çalışma süresine ilişkin DYP Grubu önerisi
VII. – SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ
1. – (10/7) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonuna üye seçimi
2. – (10/8, 16, 20) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonuna üye
seçimi
3. – (10/13, 53) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonuna üye
seçimi
VIII. – SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. – Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlu’nun, Baltalimanı Kemik
Hastalıkları Hastanesi yönetimine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/344)
2. – Şanlıurfa Milletvekili Eyüp Cenap Gülpınar’ın, Makedonya ve
Arnavutluk’u ziyaret talebinin reddedildiği iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’ın yazılı
cevabı (7/346)
3. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, SSK ve bağlı
kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul’un yazılı cevabı (7/352)
4. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, PTT ve bağlı
kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu’nun yazılı cevabı (7/356)
5. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, TEKEL ve bağlı
kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/360)
6. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, D.M.O. ve bağlı
kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/376)
7. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, M.T.A.’nın bazı
harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanı Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/380)
8. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, YURT-KUR’un bazı
harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/385)
9. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Türkiye Atom Enerjisi
Kurumunun bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yazılı cevabı (7/388)
10. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Millî Piyango
İdaresinin bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye
Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/389)
11. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Türkiye Kalkınma
Bankası A.Ş.’nin bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/391)
12. – Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın, satılan Sümerbank
mağazalarındaki personelin Emekli Sandığına primlerini ödemelerine
karşın sağlık hizmetinden yararlandırılmadıkları iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı
cevabı (7/413)
13. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, Yozgat Doğumevinde
bulunan küvezlerin Yozgat Devlet Hastanesine taşınmasına ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/428)
14. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, Yozgat Sağlık Müdürlüğü
Lojmanlarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın
yazılı cevabı (7/429)
15. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Doğu ve Güneydoğuda
yurttaşlarımıza göç nedeniyle yapılan nakdî yardımlara ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yazılı
cevabı (7/433)
16. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, makam arabalarına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı
cevabı (7/457)
17. – Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlu’nun, Tababet Uzmanlık
Yönetmeliğinin bazı maddelerinde yapılan değişikliklere ilişkin sorusu
ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/459)
18. – Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici’nin, Kahramanmaraş
Merkez ve ilçelerinde okul, öğretmen ve lojman ihtiyacına ilişkin sorusu
ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/463)
19. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, bazı tarihi
ilkokul binalarının satışa çıkarıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/472)
20. – Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın, gelir dağılımındaki
dengesizliğe ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah
Kayalar’ın yazılı cevabı (7/482)
21. – Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın, karayolları ağının
iyileştirilmesine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı
Mehmet Keçeciler’in yazılı cevabı (7/489)
22. – Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, Balıkesir-Edremit-
Avcılar Köyü ilkokuluna atanan bir görevliye ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/493)
23. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, dil bölümü
mezunlarına öğretmenlik hakkı verilmesine ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/502)
24. – İstanbul Milletvekili Mustafa Baş’ın branşları dışında görev
yapan öğretmenlere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan
Tayan’ın yazılı cevabı (7/509)
25. – Amasya Milletvekili Cemalettin Lafcı’nın, öğretmen ve
yöneticilerin ek ders ücretlerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/542)
26. – Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’in, Konya Tuzlukçu İlçesi
Kaymakamının icraatlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Ülkü
Güney’in yazılı cevabı (7/551)
27. – Kayseri Milletvekili Memduh Büyükkılıç’ın, Kayseri-Melikgazi
Gesi İlköğretim Okulu öğrencilerinin ödenekleri ile ilgili usulsüzlük
iddiasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı
cevabı (7/570)
28. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, vize uygulamalarına
ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’ın yazılı cevabı
(7/576)
29. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın;
Türkiye Yatırım Bankasınca bir otele kredi verilip verilmediğine,
Türkiye Kalkınma Bankasının takibata alınmış kredilerine,
İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/577,
578)
30. – Aydın Milletvekili Muhammet Polat’ın, Menderes Elektrik A.Ş.
(MENDAŞ)ye ilişkin soorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı
Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/585)
31. – Niğde Milletvekili M. Salih Katırcıoğlu’nun, yüksekokul mezunu
şeflerin hangi dereceye yükselebildiklerine ilişkin sorusu ve TBMM
Başkanı Mustafa Kalemli’nin yazılı cevabı (7/639)
32. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, TBMM’de görevli bazı
memurların Milletvekillerine yaptıkları hizmetler karşılığında bahşiş
aldıkları iddiasına ilişkin sorusu ve TBMM Başkanı Mustafa
Kalemli’nin yazılı cevabı (7640)

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açıldı.
Yapılan yoklama sonucunda Genel Kurulda toplantı yetersayısı
bulunmadığı anlaşıldığından;
7 Mayıs 1996 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime
15.27’de son verildi.
H. Uluç Gürkan
Başkanvekili
Salih Kapusuz Zeki Ergezen
Kayseri Bitlis
Kâtip Üye Kâtip Üye



II. – GELEN KÂĞITLAR
6 . 5 . 1996 PAZARTESİ
Rapor
1. – Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan ve 4 Arkadaşının; Millet
Meclisi İçtüzüğünün Başlığı ile Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve
Bu İçtüzüğe Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ile
İstanbul Milletvekili Emin Kul’un; Gümüşhane Milletvekili M. Oltan
Sungurlu’nun; Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan’ın; İzmir
Milletvekili Gencay Gürün ve Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın;
Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli’nin; Kocaeli Milletvekili Şevket
Kazan ve 6 Arkadaşının; Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün’ün;
Kayseri Milletvekili Recep Kırış’ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İçel Milletvekili Oya Araslı’nın ve Hatay Milletvekili
Atila Sav’ın; Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/158, 2/30, 2/52,
2/67, 2/89, 2/161, 2/176, 2/177, 2/178, 2/183, 2/204) (S. Sayısı : 13)
(Dağıtma tarihi : 6.5.1996) (GÜNDEME)
Meclis Soruşturması Önergesi
1. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün ve 62 Arkadaşının, kanuna
veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevini kötüye
kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ve 3628
Numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci Maddelerine uyduğu iddiasıyla
eski Başbakan Tansu Çiller hakkında Meclis soruşturması açılmasına
ilişkin önergesi (9/4) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
Meclis Araştırması Önergeleri
1. – Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 44 arkadaşının,
Afşin-Elbistan Termik Santralinin kiralanması konusunda Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/64) (Başkanlığa geliş tarihi
: 25.4.1996)
2. – Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 31 arkadaşının,
Belediyelerin içinde bulundukları sorunların tespiti ve belediye
hizmetlerinin daha verimli yapılabilmesi için alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/65) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.4.1996)
3. – İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 115 arkadaşının, başörtülü kız
öğrencilerinin sorunları konusunda Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/66) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.4.1996)
4. – Kocaeli Milletvekili Şevket Kazan ve 15 arkadaşının, İstanbul
Kadıköy’de 1 Mayıs günü meydana gelen olaylarda gerekli tedbirlerin
alınmadığı iddialarını araştırmak amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/67) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.5.1996)
7 . 5 . 1996 SALI
Tasarılar
1. – Türkiye Cumhuriyeti ile Irak Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk
Sözleşmesinin onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/304) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
2. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri
Birliği Hükümeti Arasında Balıkçılık Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/305) (Tarım, Orman ve Köyişleri ve Dışişleri
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
3. – Arkeolojik Mirasın Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi
(Gözden Geçirilmiş)’nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında
Kanun Tasarısı (1/306) (Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
4. – Avrupa İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Koruma Sözleşmesine
Ek 9 Numaralı Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/307) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
5. – Medeni ve Siyasi Haklar Konusunda Uluslararası Sözleşmeye
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/308)
(Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
6. – Milletlerarası Finansman Kurumuna Katılmak İçin Hükümete
Salahiyet Verilmesine Dair Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı (1/309) (Plan ve Bütçe
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
7. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Karşılıklı Büyük Elçilik Faaliyetlerinin Gayrimenkul ve Mali
Veçhelerine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/310) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
8. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti
Arasında Karşılıklı Büyükelçilik Açılması Hususunda Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/311)
(Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
9. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Kültür Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/312) (Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
10. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ücretsiz Sağlık Hizmetlerine Dair Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/313)
(Sağlık ve Sosyal İşler ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
11. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Tarım
Alanında Bilimsel, Teknik ve Ekonomik İşbirliğine İlişkin Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/314)
(Tarım, Orman ve Köyişleri ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi : 26.4.1996)
12. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Tıp ve
Sağlık Alanında İşbirliğine İlişkin Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/315) (Sağlık ve Sosyal
İşler ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
13. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Eğitim
ve Bilim Alanında İşbirliğine İlişkin Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/316) (Millî Eğitim ve
Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
14. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Spor
Alanında İşbirliğine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/317) (Millî Eğitim ve Dışişleri
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
15. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/318)
(Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
16. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında
Gümrük İşleri Alanında İşbirliği ve Karşılıklı Yardıma ilişkin
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/319) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
17. – Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Kültür
ve Güzel Sanatlar Alanında İşbirliğine İlişkin Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/320)
(Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
18. – Dünya Turizm Teşkilatı Tüzüğünün Bazı Maddelerinde Yapılan
Değişikliklerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/321) (Bayındırlık, İmâr, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
19. – Türkiye Cumhuriyeti ile Türkmenistan Arasında Konsolosluk
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/322) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
20. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/323) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
21. – Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında
Konsolosluk Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/324) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
22. – Türkiye Cumhuriyeti ile Moldova Cumhuriyeti Arasında Dostluk
ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/325) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
23. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Kırgızistan Cumhuriyeti
Hükümetine 10 000 Adet Eğitim Elbisesi Bağışlamasına Dair
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı (1/326) (Millî Savunma ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
24. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Letonya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Turizm Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/327) (Bayındırlık, İmâr,
Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
25. – Türkiye Cumhuriyeti ve Özbekistan Cumhuriyeti Arasında
Konsolosluk Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/328) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
26. – Türkiye Cumhuriyeti ve Litvanya Cumhuriyeti Arasında
Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/329) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
27. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Teknik ve Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/330)
(Millî Savunma ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
28. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşmasının Tadiline
İlişkin Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/331) (Bayındırlık, İmâr, Ulaştırma ve Turizm ve
Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
29. – Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna Hersek Cumhuriyeti Arasında
Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/332) (Dışişleri Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
30. – Türkiye Cumhuriyeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti Arasında Dostluk
ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/333) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
31. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Litvanya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Denizcilik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/334) (Bayındırlık, İmâr,
Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
32. – Türkiye Cumhuriyeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Arasında Hukuki,
Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/335)
(Adalet ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
33. – Türkiye Cumhuriyeti ile Mısır Arap Cumhuriyeti Arasında Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması
ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/336) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
34. – Türkiye Cumhuriyeti ile Estonya Cumhuriyeti Arasında Kültür,
Eğitim, Bilim ve Spor Alanlarında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/337)
(Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
35. – Türkiye Cumhuriyeti ve Macaristan Cumhuriyeti Arasındaki
Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/338) (Dışişleri Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
36. – Türkiye Cumhuriyeti ile Litvanya Cumhuriyeti Arasında Dostluk
ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/339) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
37. – Türkiye Cumhuriyeti ile Polonya Cumhuriyeti Arasında Yüksek
Düzeyli Sürekli Danışma Komitesi Kurulmasına İlişkin Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/340)
(Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
38. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Litvanya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Eğitim, Bilim, Kültür ve Spor Alanlarında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/341) (Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
39. – Türkiye Cumhuriyeti ile Letonya Cumhuriyeti Arasında Dostluk ve
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/342) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
40. – Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin Stoklanmasının
ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili
Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/343) (Millî Savunma ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
41. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Uluslararası Kızılhaç ve
Kızılay Dernekleri Federasyonu Arasında Uluslararası Federasyonun ve
Onun Türkiye Cumhuriyetindeki Temsilciliğinin Statüsüne İlişkin
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/344) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
42. – Türkiye Cumhuriyeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Arasında Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/345) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
43. – Türkiye Cumhuriyeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti
Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/346) (Dışişleri ve Plan ve
Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
44. – Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası Kuruluş Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/347)
(Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
45. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Malezya Hükümeti Arasında
Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve
Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/348)
(Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
46. – Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Arasında Gelir ve
Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/349) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
47. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/350) (Millî Savunma ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
48. – Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Dostluk
ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/351) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
49. – Uluslararası Sergilere İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye Değişiklik
Getiren Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kurul Kararına
Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/352) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
50. — Türkiye Cumhuriyeti ve Kırgız Cumhuriyeti Arasında
Konsolosluk Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/353) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
51. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti
Arasında Deniz Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/354) (Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
52. — Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova Cumhuriyeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/355)
(Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
53. — Türkiye Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/356)
(Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
54. — Türkiye Cumhuriyeti ve Bulgaristan Cumhuriyeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/357)
(Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
55. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Hindistan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasındaki Turizm İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/358) (Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi : 26.4.1996)
56. — Türkiye Cumhuriyeti ile Hindistan Cumhuriyeti Arasında Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi
Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/359)
(Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
57. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Slovak Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Bilim, Eğitim, Kültür ve Spor Alanlarında Karşılıklı
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/360) (Millî Eğitim ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
58. — Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/361)
(Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
59. — Uydular Aracılığı ile Deniz Haberleşmesi Uluslararası Teşkilatı
Sözleşmesi ve İşletme Anlaşmasında Yapılan Değişikliğin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/362)
(Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
60. — Uydular Aracılığı ile Telekomünikasyon Uluslararası Örgütüne
(INTELSAT) İlişkin Anlaşmada Yapılan Değişikliğin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/363)
(Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
61. — İslam Ülkeleri Arası Yatırım ve İhracat Kredi Sigortası
Kurumu Kuruluşu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/364) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
62. — Türkiye Cumhuriyeti ve Litvanya Cumhuriyeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/365)
(Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
63. — Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Arasında
Hukukî, Ticarî ve Cezaî Konularda Adlî Yardımlaşma Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/366)
(Adalet ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
64. — Motorlu Taşıtlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortasına İlişkin
Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/367) (İçişleri ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
65. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Litvanya Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/368)
(Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
66. — Türkiye Cumhuriyeti ve Kazakistan Cumhuriyeti Arasında
Hukukî Konularda Adlî Yardımlaşma Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/369) (Adalet ve Dışişleri
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
67. — Türkiye Cumhuriyeti ve Gürcistan Cumhuriyeti Arasında
Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/370) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
68. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Makedonya Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/371)
(Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
69. — Türkiye Cumhuriyeti ile Avustralya Arasında Suçluların Geri
Verilmesi Andlaşması ile Bu Andlaşmada Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında
Kanun Tasarısı (1/372) (Adalet ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
70. — Dünya Sağlık Teşkilatı Anayasasının 24 ve 25 inci
Maddelerinde Yapılan Değişikliklerin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/373) (Sağlık ve Sosyal İşler ve
Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
71. — Dünya Posta Birliği Kuruluş Yasası Beşinci Ek Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/374)
(Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
72. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Belarus Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/375) (Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.4.1996)
73. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bosna Hersek Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/376) (Millî Savunma ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
74. — Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Arasında Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi
Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/377)
(Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
75. — Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Cezaî
Konularda Karşılıklı Adlî Yardımlaşma ve Suçluların İadesi
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/378) (Adalet ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi : 26.4.1996)
76. — Ekonomik İşbirliği Örgütü Ticaret ve Kalkınma Bankası
Kuruluş Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/379) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
77. — Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında
Dostluk, İyi Komşuluk ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/380) (Dışişleri
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
78. — Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Gelir
ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/381) (Dışişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)
79. — Türkiye Cumhuriyeti ile Litvanya Cumhuriyeti Arasında Hukukî
ve Ticarî Konularda Hukukî ve Adlî İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/382)
(Adalet ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
80. — Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna Hersek ve Hırvatistan
Cumhuriyetleri Arasında Geri Dönüş Eylemi İçin İyi Niyet Misyonu ve
Ortak Polis Gücü Oluşturulması Hakkında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/383)
(İçişleri ve Dışişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.4.1996)
81. — İzmir Gaz ve Ulaşım Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı (1/384) (İçişleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.4.1996)
82. — Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında
Kanunun İki Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/385) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.5.1996)
83. — Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/386) (Millî Savunma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.5.1996)
84. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İle Özbekistan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/387)
(Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 2.5.1996)
85. — Maden Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı (1/388) (Sanayi ve Teknoloji ve Ticaret ve
Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.5.1996)
86. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Letonya Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/389)
(Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 2.5.1996)
87. — Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgızistan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/390)
(Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.5.1996)
Teklifler
1. — Konya Milletvekili Lütfi Yalman ve 11 Arkadaşının; Konya İlinin
Hadim, Taşkent, Bozkır, Güneysınır, Yalıhüyük, Ahırlı İlçelerinin
Kalkınmada Öncelikli Yöre Kapsamına Alınmasına Dair Kanun Teklifi
(2/275) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi :
25.4.1996)
2. — Batman Milletvekili Ataullah Hamidi’nin; Kayapınar Adıyla Bir
İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/276) (İçişleri ve Plan ve
Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.4.1996)


BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkanvekili H. Uluç GÜRKAN
KÂTİP ÜYELER: Zeki ERGEZEN (Bitlis), Kadir BOZKURT (Sinop)


BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 48 inci Birleşimini,
ülkemiz ve ulusumuz için iyilikler ve güzellikler getirmesi dileğiyle
açıyorum.
Toplantı yetersayımız vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Gündemdışı söz talepleri vardır.
III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. – İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in, İstanbul Kadıköy’de meydana
gelen 1 Mayıs olaylarına ilişkin gündemdışı açıklaması ve CHP
Ankara Milletvekili Önder Sav, DSP İstanbul Milletvekili M. Cevdet
Selvi, ANAP Ankara Milletvekili Nejat Arseven, DYP Muş Milletvekili
Necmettin Dede ve RP İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in
grupları adına konuşmaları
BAŞKAN – Önce, 1 Mayıs olayları konusunda, İçişleri Bakanı Sayın
Ülkü Güney; buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan,
muhterem milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği üzere, 1 Mayıs 1996 günü, İstanbul'da, Türk-İş, DİSK, Hak-
İş ve Kamu Emeklileri Sendikası Konfederasyonu tarafından
kutlanmak istenen 1 Mayıs etkinlikleri, maalesef, çeşitli illegal
örgütlerin propaganda ve şiddet eylemlerine dönüşmüştür. Kadıköy
İlçesinde meydana gelen olaylar, 3 kişinin ölümü, 58'i polis olmak üzere
76 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanmıştır. Saldırılar sonucu, 12
otomobile kundaklama yapılarak maddî hasar verilmiş, 114 işyeri de
tahrip edilmiştir. Olaylara sebebiyet verdikleri gerekçesiyle, 319 kişi
gözaltına alınmış ve bunların sorgulamalarına başlanılmış, 9'u
tutuklanmıştır; geriye kalanların sorgulamaları halen devam etmektedir.
Muhterem milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi, olaylar, 1 Mayısta, saat
09.00'da, Taksim Anıtına -bahsetmiş olduğum bu konfederasyonlar
tarafından- çiçek konulması ve saygı duruşunda bulunulmasıyla
başlamıştır; ancak, özellikle DİSK, bu mahalde; yani, Taksim
Alanında bir toplantı da yapmak istemiştir; muhtelif yörelerden gelen,
topladıkları mensuplarla, aynı zamanda Taksim'de de bir eylem ve
toplantı yapmak istemişlerdir; güvenlik güçlerimizin müdahelesi sonucu,
Taksim'de bu toplantıya izin verilmemiştir.
Taksim Alanında bu toplantının yapılacağı daha önceden istihbar
edildiği için, 2 bine yakın güvenlik gücü ve gerekli araç-gereç temin
edilerek önceden tertibat alınmış, o gün Taksim Alanında böyle bir
gösteriye izin verilmemiştir. Bilahara, burada toplananlar Kadıköy'e
hareket etmişlerdir. Kadıköy Meydanında yapılacak gösteriler, daha
önceden bilgilerimiz dahilindeydi, istihbarî bilgileri almıştık; bu
nedenle, burada 4 500 civarında güvenlik gücü konuşlandırılmış idi;
ayrıca, Fenerbahçe Stadında da 150 kişilik bir jandarma gücü, ihtiyat
olarak bekletiliyordu.
Toplantı alanına intikal eden gruplar, daha önceden hazırlanan 45 arama
kontrol noktasında denetimden geçirilmişlerdir. Kadıköy Evlendirme
Dairesi önündeki kontrol sahasından DHKP-C ibareli pankartı açarak
gelmek isteyen, yüzleri maskeli 300 kişilik bir grup, kontrol noktasında
kendilerini aratmak istememeleri üzerine, ikazlara rağmen, güvenlik
güçlerine ve çevre binalara taşlı sopalı saldırıda bulunmuşlardır. Bir
başka istikametten gelen 500 kişilik bir grup da, bu gruba destek vermek
suretiyle saldırılarını artırmışlardır. Binaların, işyerlerinin tahrip
edilmesiyle gelişen olaylar esnasında emniyet mensuplarına
saldırılmış, bu esnada, Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Yön ile birlikte
5 kişi, silahla yaralanmıştır.
Bu saldırıdaki grupların yaş ortalamalarına baktığımızda, bunların
daha çok 15 ile 20 yaş arasında olduklarını görmekteyiz.
Buradaki silahlı çatışma sonucunda, Dursun Odabaş, Hasan Albayrak
ve Levent Yalçın isimli 3 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.
Bunlardan Dursun Odabaş'ın, Marksist-Leninist Komünist Partisi örgütü
mensubu olduğu, Hasan Albayrak'ın, TİKKO örgütü mensubu olduğu
ve Levent Yalçın isimli şahsın da, Bayrampaşa Cezaevinde gardiyan
olduğu anlaşılmıştır.
Saat 11.45'te Söğütlüçeşme istikametinden yürüyüş kortejine iştirak
etmek isteyen DHKP-C, Türkiye Komünist Partisi, TİKKO ibareli
pankartlar taşıyan yüzleri maskeli 500 kişilik grup, cadde üzerinde
bulunan MHP ilçe binasına molotofkokteyliyle saldırıda
bulunmuşlardır. Bu saldırganlar, güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu
dağıtılmışlardır.
Saat 12.00 civarında alana intikal eden grupların yerleştirilmesiyle
birlikte, sendika temsilcilerinin konuşmaları başlamış; ancak, sendika
temsilcileri, illegal gruplar tarafından konuşmalarını yapmadan,
kürsüden indirilmişler, yasadışı gruplar kürsüyü işgal etmişlerdir. Bu
arada, işçilerin toplantı alanını boşalttığı görülmüştür. Geriye kalan
militan gruplar, tüm ikazlara rağmen, saat 15.00'e kadar, yasadışı
konuşmalarını yapmışlar, eylemlerini de sürdürmüşlerdir.
Muhterem milletvekilleri, buradaki sendika mensuplarının sayısı 20 bin
civarındadır. Tespitlerimize göre, alandaki yekûn insan sayısı 35 bin ile
40 bin arasındadır. Sendika mensupları, kendilerinin
konuşturulmamasını müteakip, alanı terk etmişlerdir, ayrılmışlardır,
olaylardan sıyrılmışlardır ve olayı da orada kınamışlardır.
Biz, sendika mensuplarına, olaylara katılmamalarından ve buradaki
yasadışı, illegal örgütlerle o anda işbirliği yapmamalarından dolayı
teşekkür ettik; ben de teşekkür ettim; ancak, hepinizin bildiği gibi, 2911
sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun düzenleme
kurulunun görev ve sorumluluklarını düzenleyen maddesi -ki, bu
toplantıları düzeyenleyenler bu kurullardır- kurulun, topluluk toplantı
yerinden tamamen dağılıncaya kadar ayrılmamaları gerektiğini,
toplantının disiplinini sağlamalarını ve güvenlik güçlerine yardım
etmelerini emrettiği halde, bu gruplar, maalesef, bu sahayı terk
etmişlerdir.
Militan grupların dağılmaları sırasında, cadde ve ara sokaklardaki
banka şubelerine, mağazalara, oto galerilerine ve çeşitli işyerlerine
saldırıda bulunulmuş ve gelişen olaylar karşısında, güvenlik güçlerinin
müdahalesiyle, olayların daha büyük bir boyuta ulaşması önlenmiştir.
Güvenlik güçlerimiz, bütün bu olaylara müdahaleler esnasında 58 yaralı
vermiş olmalarına rağmen, itidallerini ve soğukkanlılıklarını
kaybetmemişler, olayların büyümemesi için, kanunî sınırların ötesinde
güç kullanımına başvurmamışlardır.
Değerli milletvekilleri, elbette ki, cana, mala, devlete, millete yönelik bu
şekildeki şiddet ve tahribat olaylarının hiçbir mazereti olamaz. İddia
edildiği gibi, bu olaylar, tarafımızdan, hiçbir surette, asla, hafife
alınmış da değildir.
Polisin, toplumsal şiddet olaylarında ne tür vasıtalar kullanması
gerektiği, kanunlarımızda bellidir. O halde, İçişleri Bakanının,
İstanbul'da, 1 Mayıs nedeniyle görev ifa etmiş olan güvenlik güçlerine
"silah kullanın" veya "kullanmayın" şeklinde bir talimat verme yetkisi
de yoktur. Polisin silah kullanma yetkisi, 2559 sayılı Polis Vazife ve
Selahiyet Kanununun 16 ncı maddesinde açıkça belirtilmiştir. Medyada,
bana atfen yer alan, silah kullanılmaması yönünde emir verdiğim
haberleri, tamemen asılsız ve yanlıştır; ancak, şu hususu da belirtmekte
yarar görüyorum: 1 Mayıs gününü, amaçları uğruna kullanmak isteyen
terör organizasyonları, küçük yaştaki çocukları toplantı sahasına
taşımak suretiyle, güvenlik güçlerinin âdeta elini kolunu bağlamışlardır.
Çocuklarını böyle toplantılara gönderen ailelerin bu sorumsuz
davranışlarını affetmek de asla mümkün değildir. Görüntülere dikkat
ettiyseniz, kalabalığın arasında çocukların sayısal olarak fazlalığı,
güvenlik güçlerimizin bu konuda, en büyük endişe kaynağı olmuştur.
Muhterem arkadaşlarım, bu olayların genel bir değerlendirmesini
yapacak olursak, şu tespiti göz önüne almamız gerekiyor: İllegal
örgütler, sürekli, seslerini duyurabilmek ve varlıklarını sürdürebilmek
için, eylem yapmak zorundadırlar; ayrıca, her eylemde, tabanlarını
genişletme gayreti içerisindedirler. Gaziosmanpaşa olaylarıyla başlayan,
İstanbul Taksim'de, Ankara Kızılay'da ve Dil Tarih ve Coğrafya
Fakültesinde sürdürülen olaylar, bu örgütlerde, şiddete yönelme arzusunu
da beraberinde getirmiştir. PKK terör örgütünün, kırsal alanda, istediği
sonuca ulaşamamış olması nedeniyle, büyük şehirlerde eylem ihtiyacı
içine düştüğü de bellidir; aynı zamanda, üniversite gençliğine dönük yeni
bir heyecan dalgası yaratmak suretiyle, Marksist terörist grupların azalan
militan kadrolarını geliştirme amacı da taşımaktadır. Önce Taksim
Meydanında, sonra Kızılay Meydanında daha sonra da Dil Tarih ve
Coğrafya Fakültesinde, üniversite harçlarını protesto etmek amacıyla
çıkan olaylarda, polis imajı yıpratılmaya çalışılmıştır; şimdi ise,
polis, etkisiz gösterilmeye çalışılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, 1 Mayıs 1996 olaylarını analiz etmek istersek ve
neden böyle oldu diye soracak olursak, geçmişe dönük şu tespitleri de
yapmak zorundayız: Bu olaylar, 12 Mart 1995 günü, İstanbul
Gaziosmanpaşa semtinde bir kıraathaneye vaki saldırı sonucunda
başlayan olayların devamı niteliğindedir. Bu olayların temelinde yatan
nedenleri hepiniz biliyorsunuz. Burada bu olayların temelinde yatan
nedenlere uzun uzadıya girmek istemiyorum. Düşünebiliyor muyuz, her
yıl, İstanbul'a ve İstanbul'un varoşlarına, özellikle güneydoğudan, 300
bin-400 bin insanımız geliyor ve buraya gelen bu insanlarımız,
yeterince, istenildiği bir şekilde iskân edilemiyorlar; kalabalık aileler
biçiminde burada barınmaya gayret ediyorlar. Kaçak yapılaşma ve
işsizlik, bu insanların, bu ailelerin ve bu çocukların, bu şekilde, hırs ve
kinle toplumun içerisine düşmelerine bir yerde neden oluyor.
Muhterem milletvekilleri, basında ve muhtelif kesimlerde, 1 Mayıs
olayları nedeniyle bize yöneltilen suçlamalar vardır; bunların en
başında, acaba, bu olaylar olurken, gelişirken yeterli istihbarat
yapılmamış mıdır?.. Şunu açıkyüreklilikle ifade etmek istiyorum;
istihbarat birimlerimiz, bu olaylarla ilgili her türlü istihbaratı, hatta,
detaylarına kadar vermişlerdir. İlgili birimler, bu istihbaratları, özellikle
1 Mayıstaki olaylarla ilgili istihbaratları, 15 Nisan itibariyle, her gün
almışlardır. Yani, bilgi akışı konusunda ve istihbaratta herhangi bir
eksiklik yoktur.
Acaba, askerî birliklerden bir yardım istenmiş midir konusuna gelince;
askerî birliklerden gerekli yardım istenmiş ve askerî birlikler gerekli
yerlerde; ayrıca, jandarmadan gelen 150 kişilik bir güç de Fenerbahçe
Stadında konuşlandırılmıştır; ancak, olayların, ani gelişmesi ve ani
gelişmesiyle birlikte, süratle ve kısa bir sürede oluşması, bu birliklerin
intikalinde bir gecikme yaratmıştır.
Şunu memnuniyetle ifade etmek isterim ki, 1 Mayıs olaylarını
yaratanların, provokatörlerin, illegal örgütlerin, şiddet eylemcilerinin
elebaşılarının büyük bir bölümü, olay günü ve müteakip günlerde
yakalanmıştır. Bu olaylara karışanların, daha önce de aynı tip olaylara
karışan, sabıkalı, fişli insanlar olduğu ortaya çıkmıştır.
Muhterem milletvekilleri, bu olayla ilgili planlamanın eksik olduğuna
dair eleştiriler vardır. Şunu rahatlıkla ifade edebilirim; 2 Mayıs günü
İstanbul'da yaptığımız incelemelerde, bu olayla ilgili planlamanın,
konuşlandırılmanın eksiksiz bir şekilde yapıldığını görmekteyiz.
Ancak, herhangi bir mazeretin arkasına sığınmak istemiyorum, böyle bir
şeyi de asla düşünmüyorum. Olaylar olmuştur, olaylar üzücüdür, olaylar
bizi rencide etmiştir; bunun bilinci içerisindeyim. Buradan alacağımız
dersler olduğu kanaatindeyim. Bu bakımdan, tespitlerimize göre, polis
çevik kuvvet birimlerinin yeniden yapılanması yönünde,
reorganizasyonu yönünde ilgililere gerekli emirleri vermiş
bulunmaktayım.
Polisimizin, araç-gereç ihtiyaçları, teknik donanım ve özlük sorunlarına
ilişkin hususları kapsayan yasal düzenlemeleri, kısa bir sürede, Yüce
Meclise getirmeye kararlıyız.
Ayrıca, yine, bu konuyla ilgili soruşturma ve incelemelerin ne safhada
olduğuna dair sorular vardır. Şunu açıkça ifade etmek istiyorum:
İstanbul Valisi de dahil olmak üzere, olayda ihmal ve kusuru olanlar
varsa, bunların tespiti için gerekli inceleme ve araştırmayı
yaptırmaktayım. Kusur ve ihmali görülenler hakkında, kanunî işlemler
eksiksiz yapılacaktır; yasaların emrettiği müeyyideler mutlaka
uygulanacaktır.
Sayın milletvekilleri, şurasını da açık kalplilikle ifade etmek istiyorum:
1 Mayıs olaylarını, herhangi bir mazeretin arkasına sığınarak
geçiştirmeyi asla kabul edemeyiz; bu, söz konusu da olamaz.
Sorumluluğumuzun idraki içerisindeyiz; gerek adlî gerekse idarî
kovuşturmaların sonuçları, en kısa zamanda, mutlaka, kamuoyuna
açıklanacaktır.
Bu meyanda, toplumsal olayları ilgilendiren mevzuat boşlukları gözden
geçirilecek, Çevik Kuvvet'in reorganizasyon sorunu acilen giderilecektir.
Bütün aksaklıkları, her ne şekilde olursa olsun, düzeltmek kararında ve
azminde olduğumuzu ifade ediyor, Yüce Meclisi en derin saygılarımla
selamlıyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Değerli milletvekilleri, gruplara söz hakkı doğmuştur.
Grupların söz süreleri 10'ar dakikadır. Grup sözcülerini, özellikle, bu
süreye uymaları konusunda uyarmak istiyorum. Hiçbir grubun sayın
sözcüsünün, bizi, sözünün kesilmiş olması gibi bir durumla karşı
karşıya bırakmayacağını umut ediyorum.
İlk söz talebi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Önder
Sav'dan gelmiştir; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Sav, süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ÖDER SAV (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; 1 Mayısta, Kadıköy'de
meydana gelen olaylarla ilgili olarak İçişleri Bakanı Sayın Güney'in
gündem- dışı açıklama yapması ve gruplara söz hakkı doğmasından
dolayı duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. 1 Mayıs
olaylarına bakış açımızı, Sayın Bakanın görüşleri konusundaki
düşüncelerimizi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ifade etmek
istiyorum.
Öncelikle Kadıköylülere, malı tahrip edilen esnafa, mitinge katılıp
yarasız beresiz evlerine dönenlere, sivil ve polis kesimden yaralananlara
geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum, ölenlerin yakınlarına da
başsağlığı diliyorum.
Dünyada 1888'den bu yana kutlanan 1 Mayıs, ülkemizde, 108 yıl geçmiş
olmasına rağmen, hâlâ, tam rayına oturtulabilmiş, tüm kurallarıyla
rahatlıkla kutlanabilen bir gün olma noktasına gelememiştir. Ülkemizde
işçilerin, çalışanların her zamankinden çok birliğe, kenetlenmeye,
ekonomik ve toplumsal çıkarları için ortak davranmaya gereksinimi
olduğu bilinci giderek yerleşmeye başlamıştır.
İlk kez bu yıl, çalışanların dört büyük konfederasyonunun 1 Mayısı
kutlamak istemeleri anlamlıdır. Aralarındaki siyasal görüş, etnik
köken, dinsel inanç ve sendikal oluşum farklılıklarını bir kenara itip,
dostluğu, dayanışmayı, kardeşliği ön planda tutmalarını da, ayrıca, altı
çizilmesi gereken bir nokta olarak görüyorum.
Bu anlamlı birlikteliğin, 1 Mayıs şenliğinin sabote edilip, kana
bulanması ise hüzün vericidir.
Belli bir süredir, maalesef, ülkemizde bir şeyler ısıtılıyor, bazı olaylar
tırmandırılmak isteniyor; toplum, sindirilmeye, yıldırılmaya
çalışılıyor; yetkililer, görevliler de, sadece seyrediyor.
Üç yıla yakın bir süredir, Sıvas'ta, Madımak yangınıyla başlayan,
memurların kıyasıya coplanıp dövülmesiyle, Gazi Mahallesi ve
Ümraniye'deki öldürmelerle tırmandırılan, şehirlerdeki kundaklamalar
ve cinayetlerle sürdürülen, üniversite öğrencilerinin kışkırtılmasıyla
ayakta tutulmak istenen olaylar, en son, Kadıköy'de doruğa ulaştı.
Kadıköy'deki 1 Mayıs olaylarının, çok yönlü, derinlemesine
incelenmesinin yapılması gerekmektedir.
Kadıköy Belediye Başkanı, "iki ay önce, yürüyüş güzergâhının uygun
olmadığını, Emniyet Müdürü aracılığıyla İstanbul Valiliğine
bildirdik; dar olan sokaklardan, polisin alanı kontrol edemeyeceğini
düşünerek, mitingin Kadıköy'de yapılmasının uygun olmayacağı
tavsiyesinde bulunduk" diyor. Bu uyarıya, her nedense, kulak asılmıyor,
dinlenilmiyor, mitingin, Kadıköy'de yapılmasına izin veriliyor; aslında,
hata zinciri de burada başlıyor. Miting saati başlamadan, alana yürüyüşe
geçenler, tek tip üniformaları, maskeleri, taşıdıkları bayrak ve
pankartları ve yüzlerini kapayan örtüleriyle hemen fark edilebildikleri
halde, resmî geçitteki merasim bölüğü muamelesine tabi tutuluyor,
rahatlıkla yürütülüyor, miting alanına rahatlıkla sokulabiliyor. Aslında,
bunların, oldukça uzun zamanda hazırlanabilecek giysiler ve
malzemeleriyle, miting alanına gelmeden önce istihbaratının yapılıp,
önleminin alınamayışı, ciddî yönetim anlayışının
gerçekleştirilememesine bağlıdır.
Basındaki haberlere göre, Sayın İçişleri Bakanının istihbarat birimleri
tarafından bilgilendirilmesine rağmen, önlem düşünülmeyişi, ayrıca,
düşündürücüdür.
Türkiyenin en büyük kentinin Valisinin, 1 Mayısta İstanbul dışında
olmasını ihmal ile açıklamak bile güçtür. Valinin "polis biraz pasif
davrandı" demesi ve Emniyet Müdürünün "biz, kan dökmek istemedik,
müdahale etseydik 3 ölü değil l00 ölü olurdu. Bir de, kamuoyu bunları
görsün istedik" şeklindeki sözleriyle Valiyi doğrulaması, işin vahşet ve
vahametini, umursamazlığın boyutunun ne noktalara geldiğini
sergilemektedir.
Emniyet Müdürünün, kendi keyfince, kamuoyu bunları görsün
mantığıyla, milyarlarca liralık mal ve 3 canın kaybına seyirci kalması,
Valinin deyimiyle pasif davranması, derhal görevden uzaklaştırılması
için yeter nedendir.
"İdare ve güvenlik güçleri, kendilerinin izin verdiği bu mitingin düzenli
yapılmasını, amacından saptırılmamasını, toplantıya katılanların
güvenliğini sağlamakla yükümlüdürler. Ciddî, demokratik bir ülkede,
cana, mala kastedilirken, futbol maçı izler gibi olayları seyre kalkan
polise kimse aferin demez, madalya da vermez; efendi, görevini niçin
yapmadın diye sorarlar adama. Olaylarda emniyet güçleri pasif
kalmıştır. Siyasal otoritenin cesaret vermesi lazımdır. İdare veya
güvenlik kuvvetleri, artık siyasî otoritenin kararlılığını görebilirlerse,
daha etkili olurlar." Bu son sözler bana ait değildir. Bu sözler, Hükümet
ortağı olan bir siyasî partinin önemli yetkilisinin ağzından çıkmıştır.
Günlerdir basında yazılıp, söyleniyor "göstericiler, yürüyüşçüler,
talancılar silah kullanılmadan caydırılabilirdi, geriletilebilirdi"
deniliyor. Güvenlik güçlerinin olanakları, düzeni ve becerisiyle
övünenler, acaba, gaz veya sis bombası, tazyikli su, plastik mermi ve
benzeri önleyici yöntemlere niçin başvurulmadığını hiç düşünmüyorlar
mı?
Kimilerinin, yasal ve izinli mitinge, demokratik haklarını kullanarak
katılanları, meydanları harp alanına çeviren yasadışı örgüt
militanlarıyla aynı kefeye koyup değerlendirmeleri de, teröristlerin
amaçlarına ulaşmalarına katkı yapmaktadır; çünkü, amaç, demokrasi
meydanlarını, yasal biçimde haklarını kullanan insanlardan boşaltmak,
onları yıldırıp, uzaklaştırıp sindirmektir. Demokratik hukuk
devletinde, ülke bütünlüğüne saygılı, devletinden, çalışanlardan yana
olanlar bu oyuna asla gelmemelidir.
Kamuoyunda, 3 kişinin polis kurşunlarıyla öldürüldüğü sanısı
yaygındır; üstelik, 2'si, henüz miting başlamadan önce öldürülmüştür.
Bu husus ciddiyetle araştırılıp, aydınlığa kavuşturulmalıdır.
DHKP/C, TKP/ML ve TİKKO, MLSPB ve PKK örgütlerinin 1 Mayısı
bahane edip, Kadıköy'de sergiledikleri olayları, yasal bir mitingi
basmalarını, hiçbir Cumhuriyet Halk Partili, hiçbir sosyaldemokrat,
hiçbir demokratik solcu, hiçbir demokrat benimsemez, kabul etmez.
(CHP ve DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Sav, 1 dakikanız var.
ÖNDER SAV (Devamla) – Mitingte, Amerika ve İsrail Bayraklarının
yerlere serilip üzerinde yürünmesini kınarız; bir haddini bilmez grubun,
Türk Bayrağını ateşe vermek küstahlığını da asla affetmeyiz.
(Alkışlar)
"Biji Apo", "Gerilla vuruyor, Kürdistan'ı kuruyor" sözleriyle,
Misakımillî sınırları içerisinde, Türkiye Cumhuriyetinden ayrı bir
devlet kurma özlemini dile getirenlerin, çatısı altında olmakla onur
duyduğumuz Türkiye Büyük Millet Meclisinden ayrı bir meclis kurmaya
çalışanların ve onlara söz ve eylemleriyle çanak tutanların, demokratik,
laik Türkiye Cumhuriyetini bölmeye güçleri ve nefesleri yetmeyecektir.
Yüce Meclise saygılar sunarım. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Sav.
Demokratik Sol Parti Grubu adına Sayın Cevdet Selvi; buyurun
efendim. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Selvi konuşma süreniz 10 dakikadır.
DSP GRUBU ADINA M. CEVDET SELVİ (İstanbul) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.
Sayın İçişleri Bakanımızın 1 Mayıs ile ilgili gündemdışı söz alması
ve Grubumuza da söz hakkının doğması nedeniyle kendilerine teşekkür
ederim.
Sayın milletvekilleri, 1 Mayısta, özellikle İstanbul'da yaşanan olaylar,
tüm kamuoyunda üzüntüyle ve kaygıyla izlenmiştir. Bu olayları
yüzeysel olarak ele almak, dar bir açıdan değerlendirmek, şimdiye kadar
yapılan yanlışların devamını sağlamak ve giderek daha tehlikeli
boyutlar kazanmasına imkân tanımak anlamına gelecektir.
Bu bakımdan, Kadıköy'de yaşanan 1 Mayıs olaylarının her yönüyle
incelenmesi, irdelenmesi gerekmektedir. Kadıköy'de gelişen olaylarda
Hükümetin, güvenlik güçlerinin hazırlıksız olduğu ve ihmali açıkça
görülmektedir. Birtakım illegal örgütlerin, uzun süreden beri, 1 Mayıs
eylemleri için hazırlık yaptığı, kendi yayın organlarında bile yer
almıştır. Eğer, bunlar önceden istihbar edilmemiş ise, bu, bir gaflettir.
Eğer, bilgileri olduğu halde gerekli önlem alınmamışsa, bu daha da
rahatsız edicidir.
Maalesef, ülkemizde, 1 Mayısın sancılı olduğu, yakın tarihimizde de
acı ve kanlı 1 Mayıslar yaşanmış olduğu halde gerekli önlemlerin
alınmamış olması düşündürücüdür. Böyle bir günde, İstanbul Valisinin
makamında bulunmaması, yeni Emniyet Müdürünün "halk görsün
istedik" şeklindeki talihsiz açıklaması, hazırlıksızlığın, ihmalin ve
sorumsuzluğun açık kanıtıdır. Olayda, gerekli hazırlığın yapılmamış
olması, emniyet güçlerinin ve önlemlerin yetersizliğinden de
anlaşılmaktadır. Bugüne kadar, önceden belirlenmiş ve yasal izinli bir
açık hava toplantısında görülmeyen, maskeli, tek tip elbiseli, PKK
flamalı, Apo posterli gruplar, toplantı alanına, önceden yapılan polis
kontrolü ve yeterli hazırlık nedeniyle, bu kadar rahat girememiş, korteje
kolay kolay katılamamıştır. Bu da, istihbarat açısından olduğu gibi,
güvenlik güçlerinin ve önlemlerin de yetersizliğini açıkça ortaya
koymaktadır.
Ayrıca, devlet adamlarının, ülke yönetimine gelmiş politikacıların, üst
düzey bürokratların, her fırsatta ve her vesileyle, işadamlarına ait tatil
köylerinde, yazlıklarında, otellerinde, yatlarında tatil yapması, kötü bir
alışkanlık haline gelmiş olumsuz bir örnek teşkil etmektedir. Ancak,
böyle bir önemli günde, bu alışkanlığı sürdüren Valinin, İstanbul'da
olmamasının hiçbir haklı gerekçesi olamaz; bunu da, hiçbir sorumlu
kişi savunamaz. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, 1 Mayıs, yüzyedi yıldır, tüm dünyada, değişik
biçimlerde de olsa, İşçi Bayramı, birlik ve dayanışma günü olarak ve
barış içinde kutlanmaktadır. Türkiye'de de, işçi konfederasyonları, yasal
prosedürü yerine getirerek izin almış ve bu günü kutlamak, sorunlarını,
bir kez daha anlatmak, duyurmak istemişlerdir; ancak, miting alanında,
belirli gruplar tarafından saldırıya uğramış, konuşturulmamış ve
kürsüleri işgal edilmiştir. Bu durum, bir taraftan, işçilerin ve
sendikacıların, olayların daha da büyümesini önlemek için gösterdikleri
anlayışı ve bu mitingdeki amacını ve sağduyulu davranışını
göstermesi bakımından önem taşırken; diğer taraftan da, hiç
benimsemedikleri, tasvip etmedikleri, cumhuriyet düşmanlığı, devlete,
demokrasiye, hatta ulusa karşı düşmanlık anlamı taşıyan tavırlar,
saldırılar karşısında ne kadar etkisiz ve güçsüz kaldıklarını da
sergilemiştir. Bunun nedeni de, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan,
temel taşı sayılan sendikaların ve sendikacılığın, yıllardan beri
yıpratılması, kamuoyunda itibarlarının sarsılması, antidemokratik
yasalarla, haksız uygulamalarla etkisiz hale getirilmiş olmasıdır.
Değerli milletvekilleri, İstanbul Kadıköy'de yaşanan bu son olaylar,
geçmiş iktidarların uyguladığı yanlış politikaların bir kez daha gözler
önüne gelmesine neden olduğu gibi, geçmişteki iç güvenlik yetkililerinin
de başarılı olmadığını göstermektedir. Bütün bunlara rağmen, bu
olaylar gerekçe gösterilerek yanlışlar yapılmamalıdır. Ülke gündeminde
bulunan önemli konuların, araştırma ve soruşturmaların kamufle
edilmesi için kullanılmamalıdır. Çiftçinin mağdur edildiği, işçinin
haksızlığa uğratıldığı, memurun, emeklinin aç kaldığı,
özelleştirmenin hızlandığı, işsizliğin daha da çoğaldığı, esnafın
sıkıntı içinde olduğu bu ortamda, demokratik hakların daha da
sınırlandırılması, demokratik hak arama yollarının tıkanması yönüne
kesinlikle gidilmemelidir. Geniş halk kitlelerini daha da baskı altına
alacak yöntemler kesinlikle düşünülmemelidir; çünkü, bunun çözümü bu
değildir.
Sayın milletvekilleri, ilk önce ve kısa sürede yapılması gerekenler
şunlardır: Bu olaylarda ihmali, hatası ve suçu bulunanlar saptanarak,
gereken yasal işlemler başlatılmalıdır. Devlet, halkın can ve mal
güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğuna göre, Kadıköy esnafının
zararı tazmin edilmelidir. Belirli mağduriyete ve hatta can kaybına
uğrayanlar, mesnetsiz ve kanıtsız bir şekilde suçlanarak, olay
geçiştirilmemeli, kamufle edilmemelidir; gerçekler aydınlatılmalıdır.
Hükümet ortakları, birbirini suçlayarak olayı saptırmamalı ve boşa
zaman harcamamalıdır.
Değerli arkadaşlarım, özetlemeye çalıştığım bölüm, olayların görünen,
bilinen yönüdür; yani, sonuçların değerlendirilmesidir.
Bunlar için önlemler alınabilir, gerekli çalışmalar yapılır veya
yapılacaktır; ancak, önemli olan olayın kaynağıdır, temel nedenleridir.
Rüşvetin, devlet soygunlarının, haksız kazancın, usulsüzlük ve
yolsuzlukların her geçen gün yaygınlaşması, yapanın -yurt içinde
kalarak veya yurt dışına kaçarak- yanına kâr kalması, haksızlıkların,
adaletsizliklerin günlük yaşamın bir parçası haline gelmesi, devlete olan
güvenin azalması, bu olayların temel nedenini teşkil etmektedir.
Gelir dağılımında uçurum boyutuna ulaşan adaletsizlik, vergideki
haksızlık, işsizlik, yoksulluk, pahalılık ve bunların getirdiği
umutsuzluk, bu üzücü olayların kaynağını oluşturmaktadır. Özellikle,
İstanbul'da yaşanan son olaylara bakıldığında, gençlerin, işsizlerin ve
kırsal alandan göç eden insanların yoğunluğu görülür.
BAŞKAN – Sayın Selvi, 1 dakikanız var.
M.CEVDET SELVİ (Devamla) – Bu olumsuz gelişmelerde, dış kökenli
kışkırtmaların etkisi olabilir; ancak, bu gençlerin, halkın, bu etki
altında nasıl kaldığı, neden kaldığı incelenmelidir. İlgiyle -ilginç
olarak- ibretle izlenen olaylarda, gençlerin, arabalara, vitrinlere, insanlara
saldırısının dışında, trafik lambalarına, çiçeklere saldırdığı, hınçla
saldırdığı görülmektedir.
Bunun önlemleri polisiye tedbirlerle alınamaz, bu genç insanların, bizim
insanlarımızın, bizim yetiştirdiğimiz insanların psikolojik durumu,
uzmanlar tarafından incelenmeli, bunun sosyal nedenleri araştırılarak,
ciddî çözümler bulunmalıdır. Bu gençleri kazanmak zorunluluğu vardır.
Sayın milletvekilleri, görüldüğü gibi, eğitim politikasının olmaması, iç
güvenlik politikasının tutarlı bir şekilde gerçekleşmemesi, gelir
dağılımında ve kalkınmada adaletin sağlanmaması, insanlarımızı,
gençlerimizi güç durumda bırakmaktadır. Bu bakımdan, Hükümetin,
politikalarını, uygulamalarını tekrar gözden geçirerek...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Selvi, lütfen, 1 dakika içerisinde toparlayınız.
M. CEVDET SELVİ (Devamla) – ...bu olayları yüzeysel değil,
temelinden çözecek önlemleri bir an önce alması kaçınılmaz hale
gelmiştir.
Hepinize saygılar sunuyor; başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimi
Kadıköylü yurttaşlarıma gönderiyorum.
Sağ olun. (DSP, DYP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Selvi.
Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Nejat Arseven; buyurun. (ANAP
sıralarından alkışlar)
ANAP GRUBU ADINA NEJAT ARSEVEN (Ankara) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; İçişleri Bakanımız Sayın Ülkü Güney'in,
İstanbul Kadıköy'de yaşanan 1 Mayıs olayları dolayısıyla Yüce
Heyetinize yapmış olduğu açıklamalarla ilgili olarak, Anavatan
Partisinin görüşlerini arz etmek üzere huzurunuzdayım; bu vesileyle,
Yüce Heyetinizi, bir kere daha saygıyla selamlıyorum.
1 Mayıs günü, İstanbul Kadıköy'de, Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve
TESK" in, 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarıyla ilgili düzenlemiş
oldukları toplantıya karışan yasadışı illegal örgütlerin meydana
getirmiş oldukları olaylar, hepimizi yürekten yaralamış bulunmaktadır.
3 sivilin öldüğü, 30 sivil ve 58 polisimizin yaralandığı, araçların ateşe
verildiği, mağazaların cam ve çerçevelerinin kırıldığı, malların
yağmalandığı ve yüzmilyonlarca liralık maddî hasarın ortaya çıktığı
bu olaylarda başlıca suçlular, elbette ki, taş ve sopalarla bu hain
eylemlerini meydana getiren illegal örgütler ve onların teröristleridir.
Aslında, bu olaylarda, yıkıcı eşkıya ve terör örgütlerinin, bugün,
Türkiye'de ve özellikle İstanbul'da, neyin peşinde olduklarını ve
amaçlarını, tüm kamuoyu önünde oynadıkları bu oyunla ortaya koymuş
olmaları, son yıllarda, beli kırıldığı, bitirildiği ifade edilen terörün,
değil güneydoğuda, büyükşehirlerdeki durumunu ortaya koyması da,
aslında, bundan sonra, bu konuda yapılması gerekenlerin tespiti,
durumun tespiti açısından, bir manada çok da önemli olmuştur.
Aslında, o gün, güvenlik kuvvetlerimizin itidalli davranışı, belki bir
manada, Kadıköy Meydanının kana bulanmasının ve aslında, o
kargaşa anında ayırt edilmesi fevkalade zor olan, halisane niyetlerle
orada bulunan ve asıl amaçları 1 Mayıs İşçi ve Emek Bayramını
kutlamak olan yüzlerce değerli işçi kardeşlerimizin de yok yere
kanlarının dökülmesinin önüne geçmiştir. O gün Kadıköy Meydanında
yapılacak olan kutlama ve gösterilerle ilgili olarak, bu bölgede, resmi ve
tam teçhizatlı 4 bin güvenlik görevlisinin görevlendirildiği yetkililerce
ifade edilmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada, aslında, fevkalade üzücü
olan, gerek siyasîlerimizin gerekse basınımızın, bu olaylarda polisin
pasif kalması konusunda, İçişleri Bakanımızın ve Sayın
Başbakanımızın talimatlarının etkili olduğu yolunda ve buna benzer
açıklamalarla, aslında, Yüce Parlamentonun yek vücut olarak karşı
çıkması ve bir siyaset malzemesi konusu yapılmaması gereken anarşi
ve terör konusunun, maalesef, siyaset malzemesi haline de getirilmesidir.
İstanbul İlinde ilk kez olduğu, İçişleri Bakanlığı kaynaklarınca ifade
edilen ve 40 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen 1 Mayıs etkinliklerinin,
4 bin kişilik provokasyon grubuna rağmen, 6 bin kişilik bir güvenlik
gücüyle kontrol altına alınmak suretiyle, olayların daha büyük bir boyut
kazanmasının engellenmiş olmasını ve tabiî, en önemlisi, bu manada
katılımla gerçekleşen olaylarda, can kaybının sadece 3 kişiyle sınırlı
olmasını da fevkalade önemli bulmaktayız; ancak, son yıllarda,
kökünün kurutulduğu, bitirildiği ve üzerine kararlılıkla gidildiği ifade
edilen terörün, 1996 1 Mayısında ve henüz iki ayı bulmayan
Hükümetimiz döneminde, İstanbul'un göbeğindeki bu gösteri ve
eylemin, Hükümetçe de, üzerinde çok dikkatle durulması gereken bir
olgu olduğu kanaatindeyiz.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; burada, asıl olan -tekrar ifade
ediyorum- anarşi ve terör konularının istismarı değil, doğru tespit ve
teşhislerle, kararlılıkla üzerine gidilmesidir. Bu konu, yalnız
hükümetlerin değil, aslında, tüm Parlamentonun da ortak
sorumluluğundadır.
Yine, burada, netice olarak, son dönemlerde, sokağa hâkim olmak istek
ve eğiliminde aşırı ısrarlı oldukları görülen şiddet yanlısı grupları, bu
davranışlarından, bir şekilde, mutlaka caydırmak gerekmektedir; aksi
halin, radikal örgütlerin büyüme ve gelişme sürecine önemli katkılar
sağlayacağı da gözden uzak tutulmamalıdır.
Bu ve benzeri olaylarda, görevini layıkıyla yaptığına inandığımız tüm
güvenlik güçleri ve özellikle polisimizin etkisiz gösterilmesi ve
yıpratılmasının da son derece yanlış olduğunu bir kere daha ifade
etmek istiyorum. Yine, bu bağlamda, İçişleri Bakanımızın, konuyla
ilgili bazı görevliler hakkında gerekli idarî soruşturmanın açılmış
olduğu ifadesini de memnuniyetle karşılamakta olduğumuzu,
huzurunuzda bir kere daha ifade ediyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu olayda, illegal örgütlerin,
eylemleri ve provokeleri için 1 Mayıs gününü seçmiş olmaları da,
aslında, bir tesadüf değildir. Polisten sâdır olacak çok sert bir
davranışın, aslında, orada halisane duygularla bulunan, vatanın birliği
ve bütünlüğünü her şeyin üzerinde tutan işçi kardeşlerimize yönelik bir
olay gibi gösterme gayretleri de, asil Türk polisinin olgun ve bilinçli
davranışıyla neticesiz kalmıştır. Burada, aslında, çok basiretli
davranan ve olayda, büyük ölçüde can kaybına sebebiyet vermeyen
güvenlik güçlerimizi takdir etmek gerekmektedir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ankara Dil ve Tarih Coğrafya
Fakültesinde yaşanan olaylarda, polisimizin, gereksiz yere, çok sert
davrandığı iddiaları da, basınımızda geniş bir biçimde yer almış ve
kamuoyunda tartışılmıştır. Böyle, çok önemli ve hassas toplumsal
olaylarda, görüntülü ve yazılı medyanın, konunun önemine ve
hassasiyetine binaen, çok dikkatli olması gereği de, bir vakıadır. Çünkü,
toplumsal olaylarda, gerek polisin, güvenlik güçlerinin, tahriki ve
şartlandırılması vatandaşların aynı yönde yönlendirilmesi neticesi,
olayların büyüme temayülü ortada apaçık durmaktadır.
Bugün, Türkiye'de, tüm anayasal kuruluşların, artık, Türkiye'nin birlik
ve bütünlüğüne kastettikleri konusunda hiçbir tereddüt bulunmayan bu
kır ve şehir eşkıyasının yok edilmesi ve tabiî, toplumumuzda, bu gibi
yeni insanların ürememesi, yetişmemesi için gerekli her türlü ekonomik
ve sosyal tedbirleri alma konusundaki zorunlulukları da ortadadır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bölücü eşkıya ve teröre, bugüne
kadar kurban verdiğimiz tüm güvenlik güçleri mensuplarımıza ve
vatandaşlarımıza, bu vesileyle, Anavatan Partisi Grubu adına, Tanrı'dan
rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum, Yüce Heyetinizi
sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Arseven.
Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Necmettin Dede; buyurun. (DYP
sıralarından alkışlar)
DYP GRUBU ADINA NECMETTİN DEDE (Muş) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Doğru Yol Partisi Grubu ve şahsım adına,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
1 Mayıs 1996 günü İstanbul'da meydana gelen olaylar, belirli bir süreç
içerisinde gelişerek, günümüze kadar gelen olayların bir halkasını
oluşturmaktadır. Ülkemizi, 12 Eylül 1980 öncesindeki iç karışıklıklara
sürüklemek isteyen bazı mihraklar, bundan önce, 12.3.1995 günü,
İstanbul'da, Gazi Mahallesinde ilk senaryolarını ortaya koymuşlardır.
Yasadışı örgütler, burada, etnik özellikleri olan bu bölge halkıyla
devleti karşı karşıya getirmeye çalışmışlar ve bir ölçüde de muvaffak
olmuşlardır. Burada, güvenlik kuvvetlerinin her türlü önlemi almasına
rağmen, yasadışı örgütlerin provokasyonu sonucu, olay, kontrolden
çıkmış; olayın başlangıcında 1 kişinin ölümü, 11 vatandaşımızın
yaralanmasına mukabil; yasadışı örgütler, bölgenin etnik yapısını
kullanarak, kitle ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmişler;
sonrasında, 16 vatandaşımızın ölümüne, 34'ü güvenlik görevlisi olmak
üzere 154 vatandaşımızın da yaralanmasına sebebiyet vermişlerdir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ittifak etmiş terör örgütleri, imkân
buldukları her ortamda, değerlendirmeye çalıştıkları üniversite
harçlarını bahane ederek, öğrencileri sokağa dökmüşlerdir; Ankara,
İstanbul, İzmir, Bursa İllerinde, üniversite gençliği ile güvenlik
kuvvetlerini karşı karşıya getirmeye çalışmışlardır; sonuçta, bazı
üniversitelerimizde önemli ölçüde tahribat yapmışlar, milyarlarca liralık
maddî hasarın yanında, akademisyenlerimizin göznuru, elemeği olan
bilgi ve dokümanların yok olmasına neden olmuşlardır.
1 Mayıs günü, işçi kesimini de bu olayların içine çekmeye çalışan
provokatör güçlerin, olayları, bir isyan havasında sürdürmek
istemelerine ve bunun için her şeyi yapmalarına rağmen, güvenlik
güçlerimizin sağduyulu davranmaları sonucu, olayların çok büyük
boyutlara ulaşmasının önüne geçilmiştir.
Zamanında şairimiz ne diyor:
"Geçmişten adam hisse kaparmış, ne masal şey!
Beşbin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?
Tarihi, bir ezelî tekerrür diye tarif ederler,
Hiç, ibret alınsa, tekerrür mü ederdi?"
Sayın milletvekilleri, 1977 yılında, ülkemiz, kanlı 1 Mayıs olaylarına
şahit olmuştu. Aynı olaylar, ondokuz yıl sonra yine tekerrür ediyor. 1
Mayıs, yüzon yıldır dünya devletlerinde huzurla, şenlikle, güvenle
kutlanıyor. Eski sosyalist ülkelerde de bunu görüyoruz, kimsenin burnu
kanamıyor. 1 Mayıs, dünyanın bütün devletlerinde, Amerika'da,
İngiltere'de, Fransa'da, her yerde şenlikle kutlanıyor; ama, Türkiye'ye
gelince, ne hazindir ki, kan revan, gözyaşı...
Özgürlük diyoruz... 1 Mayıs, çalışanların bayramıdır. Ülkemizde, güya
1 Mayıs kutlanıyor, güya bir bayrama katılınıyor, güya bir ideale
hizmet ediliyor. Bu yıkma, bu yakma, bu yağmalama, bu öldürme, hangi
idealdir, hangi siyasettir, hangi inançtır, hangi ideolojidir?!.
Türkiye, hukuk devleti olsun, insan haklarına saygı göstersin, insan
hakları saygı görsün, insanlarımız saygı görsün; Türkiye'de, talebenin,
işçinin, çocuğun, emeklinin, yoksulun, dulun sorunları, ülkedeki en iyi
şartlarla çözülsün, bunu istiyoruz.
Sokakta, arabalar ateşe veriliyor; bankalar, resmî daireler tahrip
ediliyor... Demin bir sözcümüz arz ettiler; trafik lambası kırılıyor,
çiçeklerimiz yolunuyor... Bu mu demokrasi?.. Dükkânların camlarını
kıranlar, yağma yapanlar, ortaya çıkıp "hürriyet" desin!.. Bu, hiçbir
insafa sığmaz.
Türkiye'yi gelişmiş ülke yapmak iddiasında samimi isek, her şeyi,
sadece devletten beklemeye hakkımız yoktur; hele, polisin üst
aramasına kızmak, tepki göstermek, hiçbir insafa sığmaz.
Polisimiz, benim çocuğumdur; polisimiz, sizin çocuğunuzdur; polisimiz,
akrabamızın çocuğudur; polislerimiz, hepimizin birer hemşerisidir.
Gençlerimiz, benim çocuğumdur; gençlerimiz, sizin çocuklarınızdır;
gençlerimiz, akrabalarımızın çocuklarıdır; gençlerimiz,
hemşerilerimizin çocuklarıdır. Bunları karşı karşıya getirmek,
insafsızlıktır.
Polisi gözden geçirmek gerekir; polisin araç ve gereçlerini gözden
geçirmek gerekir. Polis, hadisede, belki, araç ve gereçten dolayı kusurlu
olabilir. Polise, eğitim vermemiz gerekir. Zamanında alınan polislerle,
bugünkü polisleri mukayese etmek, insanları, son derece üzüntüye sevk
eder; ama, bugün, polisin bilinçli olması, bu örgütün, hepimizin
gönlünde taht kurmasına yeterlidir.
Gençlerimizi, örgüt eline teslim etmeyelim. Bütün partiler, gelin, elimizi
taşın altına birlikte sokalım; bu kutsal çatı altında, birlik ve beraberliği
sağlayalım.
Ülkemiz insanı, örf, âdet ve inançlarına bağlıdır; Bayrağına, Ezanına,
kültürüne saygılıdır, bağlıdır; gelin, gençlerimizi bu törelerle
yetiştirelim.
Görüyoruz, polis kusurlu görünüyor. İnanıyorum ki, o gün polis
direnseydi, daha çok kan dökülürdü; ama, akıllıca davranmakla, sadece
maddî hasara yol açılmıştır. Belki bazı kusurlar görülebilir; zaten,
Sayın Bakanımız da söylediler, ilgililer hakkında gerekli işlem
yapılacaktır.
Değerli milletvekilleri, meydanda toplanan onbinlerce işçimiz de
olayların dışında kalarak, alanı terk etmişlerdir. Bu işçi kardeşlerimiz,
terör örgütlerinin oyuncağı haline gelmiş militan gençleri, kanunsuz
gösteri ve saldırılarıyla başbaşa bırakmışlardır.
Olayları, sıkıntı içerisinde yaşayan kent varoşlarının başkaldırısı
şeklinde değerlendirmek son derece yanlıştır. İstanbul'un nüfusunun
yarıya yakın bir kısmı gecekondu bölgelerinde yaşamaktadır. Bu, 4-5
milyon nüfus demektir; halbuki, olayları gerçekleştiren kişilerin sayısı
3-4 bini geçmemektedir. Kaldı ki, bunların en az yarısı dışarıdan
gelmiş örgüt militanlarıdır.
BAŞKAN – Sayın Dede, 1 dakikanız var.
NECMETTİN DEDE (Devamla) – Değerli milletvekilleri, yüzlerini
kapatan militanlar, yok olan bir sistemi ülkemizde hortlatmaya çalışan
mihraklarca kandırılmış, beyinleri yıkanmış gençlerimizden başkası
değildir.
Güvenlik kuvvetlerimiz olaylarda sağduyulu hareket ederek, olayların
daha da tırmanmasını önlemiş ve işçi vatandaşlarımızla polisimizin
karşı karşıya gelmesi şeklindeki provokatör senaryosunu bozmuşlardır.
Bir başka açıdan baktığımızda, demokrasi, kendisini ortadan
kaldırmak isteyenlerin sığınağı, barınağı olamaz. Demokrasiyi, teröre
kalkan ve sığınak yapmak isteyen çevreler, demokrasi düşmanlarıdır.
Onların oyunlarına gelerek zafiyet içinde olmayalım. Demokrasi cesur
insanların rejimidir.
Çok değerli arkadaşlarım, güvenlik güçlerine sahip çıkmayan bir devlet,
devlet olma vasfından uzaklaşır. Güvenlik güçlerine yapılan saldırı,
doğrudan doğruya devlete yapılan saldırıdır, başkaldırıdır, isyandır.
Örgütlü teröre başka gerekçeler aramak lazımdır...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Dede, lütfen 1 dakika içerisinde sözlerinizi
tamamlayın...
NECMETTİN DEDE (Devamla) – Ülkemizin bütünlüğüne, milletimizin
birliğine, vatandaşlarımızın huzuruna, can ve mal güvenliğine yönelmiş
saldırılara asla hoşgörüyle bakılamaz. Terörle mücadelede başarının ve
sonuç almanın sırrı, kararlılıktır.
Gelişmenin boyutlarının önceden kestirilmeyişi, devlet güçleriyle
toplumsal hadiselerin kontrol altına alınmayışı önemli sorunlar
yaratmaktadır.
Diğer bir husus da, güvenlik kuvvetlerimizin teknik ve teçhizat yönünden
gerekli önlemleri almasıdır.
Bu tür üzücü olayların bir daha olmaması temennisiyle sözlerime son
verirken; Sayın Başkan ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin sayın
üyelerini en içten duygularımla selamlıyorum. (DYP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Dede.
Refah Partisi Grubu adına, Sayın Mehmet Ali Şahin; buyurun. (RP
sıralarından alkışlar)
Sayın Şahin, süreniz 10 dakikadır.
RP GRUBU ADINA MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) – Teşekkür
ederim.
Muhterem Başkan, Meclisimizin saygıdeğer üyeleri; Refah Partisi Grubu
adına hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlarken 1 Mayısta meydana gelen olaylarla ilgili olarak
Meclisimize bilgi sunmayı görev bilen Sayın Bakanımızı da
kutluyorum, kendisine teşekkür ediyorum.
Efendim, 1 Mayısta ne oldu da, bugün, burada, 1 Mayısı görüşüyoruz.
Bundan bir hafta kadar önce, dört konfederasyon bir araya gelerek 1
Mayısta bir kutlama töreni yapmak istiyorlar ve İstanbul Valiliğine
başvuruyorlar. İstanbul Valiliği de, kendilerine, Kadıköy meydanını
tahsis ediyor. Peki, daha sonra ne oluyor; akşam televizyonları başında
haberleri izleyenler, halkımız ve hepimiz dehşet içinde kalıyoruz.
Görünen nedir; gördüğümüz nedir; halkımızın izlediği nedir? Görünen,
âdeta, birtakım illegal örgütlerin ihtilal provasıdır. Yasadışı hemen
hemen tüm örgütler, düzenli bir ordu gibi, âdeta resmigeçit yapıyorlar.
Buna, günlerce önceden hazırlandıkları belli. Tek tip elbise diktirmişler,
tek tip sopalar hazırlamışlar; militanların birçoğu da yüzleri maskeli
şekilde oraya intikal etmiş.
Peki, daha sonra ne gördük; televizyonları başında olayı izleyen
vatandaşlarımız, milyonlar ne gördüler? Dört konfederasyona mensup
işçiler veya bu konfederasyonun mensupları alana toplanmışlar ve
programlarını icra ediyorlar; ancak, bu militanlar, yasal toplantıyı
basıyorlar, kürsüyü işgal ediyorlar, konuşmakta olan sendika
başkanlarından birinin konuşmasına bile mani olarak, elinden
mikrofonu kapıyorlar. Bütün bunlar karşısında, Kadıköy meydanına,
sadece yasal kutlamalar için gelen işçilerin çok büyük bir çoğunluğu,
başkanlarıyla birlikte oradan ayrılmak zorunda kalıyor ve artık,
meydan, tamamen teröristlerin ve militanların...
Biraz önce Sayın Bakanın ve benden önce konuşan siyasî parti
sözcülerinin de belirttikleri gibi, yüzlerce işyeri tahrip ediliyor değerli
arkadaşlarım. Önlerine ne gelirse yakıp yıkıyorlar; kamu malına zarar
vermek için özel gayret gösteriliyor. Hatta, bundan, baharın müjdecisi
olan laleler bile nasibini alıyor ve en korkuncu, belki de televizyonları
başında hepimizi en çok üzeni; bir emniyet mensubumuz hunharca
dövülüyor, dakikalarca dövülüyor. Bu emniyet mensubu dövülürken,
ortada dövenler var, dövülen de var, bir de televizyon kameraları var;
ama, asıl, orada olması gereken yok. Asıl, orada olması gereken
İktidar... İktidar yok; ama, devletin polisi, orada, teröristlerce hunharca
dövülüyor.
Şimdi, bu noktada, halkımızın kafasında oluşan, onların vekilleri
olarak bizlerin de kafasında mevcut olan şu sorulara cevap arıyoruz.
Sayın Bakanın konuşmasında bu sorulara cevap yakalayamadım; ama,
bu soruların mutlaka bir cevabı olmalı, bu sorulara cevap bulunmalıdır.
Militanlar, özel elbiseler içinde, yüzleri maskeli, ellerinde tek tip sopalar,
yürüyüş kolu halinde alana geliyorlar. Belli ki daha önceden hazırlık
yapmışlar. Peki, istihbarat teşkilatlarımızın bunlardan haberi yok
mudur? Deniyor ki, olmaması mümkün değil. Peki, neden önüne
geçilmemiştir?
Cevaplandırılması gereken ikinci temel soru şudur: İstanbul Emniyet
Müdürü, 1 Mayıs için Kadıköy Meydanında 5 bin polisin
görevlendirildiğini söylüyor. Biraz önce, Sayın Bakan, bunu, 4 500
olarak ifade ettiler; ancak, olayları izleyenler, meydanda 500 polisin bile
olmadığını söylüyor. Bu gerçek midir? Eğer gerçekse, polisi olaylara
sokmayan, meydanı militanlara bırakanlar kimlerdir?
Polise, ta Ankara'dan, bakan veya Başbakan tarafından yetkilerini
kısıtlayacı müdahalede bulunulduğu söylentileri yaygındır; bu doğru
mudur? Bu sözler de, Hükümetin büyük ortağının sözcülerine ait
beyanlardır. Hiç şüphesiz ki, bu sorulara da, Hükümetin, özellikle
İçişleri Bakanımızın cevap vermesi gerekir.
Üçüncü soru şudur: Eylemcileri dağıtmak için, elde su sıkacak panzer
yok mudur; varsa, neden ortaya çıkmamıştır, çıkarılmamıştır?
Göstericileri su sıkarak dağıtmak mümkün değil midir? Neden göz
yaşartıcı bomba kullanılmamıştır? Devletin çevik ve çelik kuvvetleri,
neden, yerli yersiz ve bilinçsiz müdahalelerle suçludan kaçan bir
görüntüye mahkum edilmiştir? Polise "olayı uzaktan takip edin"
denilmişse, bu, bir sivil polisin linç edilmesine de duyarsız kalabilirsiniz
demek midir? Özellikle, Kadıköy'deki emniyet güçlerinin başında
bulunan İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Yön'ün ağır şekilde
yaralanması, tabanca ve telsizinin elinden alınmasını müteakip ekipleri
kim sevk ve idare etmiştir? Ali Yön ekipler tarafından niçin
korunmamıştır? Olayda, çevrede hazır bulunduğu söylenen askerî
birliklerden niye yardım istenmemiştir? Ankara'da Kızılay'da,
İstanbul'da Taksim'de, bu gibi toplantı ve gösteri yürüyüşlerine izin
verilmezken, en az bu yerler kadar işlek olan, hassas olan Kadıköy
Altıyol Caddesi ve İskele Meydanında bu toplantıya niçin izin
verilmiştir?
Ben İstanbul Milletvekiliyim ve gayet iyi biliyorum ki, İstanbul
Valiliği, her yıl, nerelerde açık hava toplantısı yapılacağını tayin eder.
Bu yerler de, Gaziosmanpaşa Meydanı ve Abideihürriyet Meydanıdır.
Kadıköy, Valiliğin açık hava toplantısı için tahsis ettiği bir yer değildir.
Neden burası özellikle bu toplantı için seçilmiştir?
Olayların vuku bulduğu Kadıköy'de işyerleri bulunan esnaf tahminen
300 milyarı aşan zarara uğramıştır. Zaman zaman bu kürsüden değişik
vesilelerle özür dileyen Hükümetin, Kadıköy esnafından özür dilemesi
ve zararlarını tazmin etmesi gerekmez mi? (RP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, hiç şüphesiz, yetkililer, bu olaylarla ilgili birçok
değerlendirmeler yaptı. İstanbul'un yeni Emniyet Müdürü Kemal
Yazıcıoğlu da değerlendirme yaptı ve 1 Mayıs olaylarını
değerlendirirken "kan dökmek istemedik; müdahale etseydik, 3 ölü, 100
ölü olurdu" dedikten sonra hemen ardından ekliyor "bir de kamuoyu
bunları görsün istedik" diyor. Eğer, bu ifade, bir sürçülisan değilse, son
derece talihsiz bir beyandır. Sayın Yazıcıoğlu'nun demokrat kişiliğini
kamuoyu yakinen biliyor; ancak, hangi amaçla söylenmiş olursa olsun,
böyle bir ifadeyi, milletimiz, bundan onaltı yıl önce de duymuştu.
Birilerinin "olaylar biraz pişsin bakalım, kamuoyunun tepkisi ve
beklentisi en üst noktaya çıksın da bir görelim bakalım diye bekledik"
değerlendirmelerini, biz, onaltı yıl önce de duymuştuk. Eğer, bugün, bu
ülkede, hâlâ, bu tür olayların bu şekilde gelişmesinden fayda umanlar
varsa, onların heveslerini kursaklarında bırakmak, bu Meclisin, 550
kişilik 20 nci Dönem Parlamentosunun görevidir. (RP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, ben inanıyorum ki, Meclisimiz bu potansiyele
sahiptir; ancak, Meclisimiz, bu görevi, bu Hükümetle yapamaz. Niçin;
çünkü, bu Hükümetin bu görevi yapabilmesine yapısı müsait değil.
Dün, Sayın Başbakanın -Sayın Mesut Yılmaz'ın- basın toplantısını
izledik ve kendisi "daha önce kurulmuş olan Hükümetlerden, bizim, iki
bakımdan farklılığımız var; bunlardan bir tanesi, biz, bir azınlık
hükümetiyiz; diğeri de, biz, dönüşümlü başbakanlığa göre yönetilen bir
azınlık hükümetiyiz" dediler; ama, iki aylık süre şunu göstermiştir ki,
bu Hükümetin bir önemli özelliği daha vardır; o da, muhalefeti kendi
içerisinde bir Hükümet... Muhalefeti kendi içerisinde olan bir Hükümetin,
Türkiye'nin ağır sorunlarını yüklenmesi ve bunları çözmesi mümkün
değildir. Aslında, Refah Partisi olarak bizim, Cumhuriyet Halk
Partisinin, Demokratik Sol Partinin muhalefet yapmasına hiç gerek yok;
Sayın Çiller olduktan sonra, Doğru Yol Partisi olduktan sonra, bu
Hükümete muhalefet olarak onlar yeter de artar bile. (RP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Şahin, son 1 dakikanız kaldı.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, birbirlerini
imhaya çalışan iki ortak, kendi içinde kavgalı olan bu Hükümet,
Türkiye'nin -takdir edersiniz ki- hiçbir meselesini çözemez, akan kanı
durduramaz, ekonomik sıkıntıları aşamaz, sosyal problemleri çözemez.
1 Mayıs olaylarının temelinde siyasî otorite boşluğu vardır. Eğer, aklı
başında bir siyasî iktidar olsaydı, 1 Mayıs olaylarından önce mutlaka şu
tedbirleri alması gerekirdi:
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sayın Başkan, tamamlıyorum...
BAŞKAN – Lütfen 1 dakika içerisinde tamamlayın.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Birkaç gün önceden istihbarat
birimlerinin elde ettikleri bilgiler doğrultusunda, aramaların, şüpheli
yerlerde mutlaka yapılması gerekirdi. Olay çıkaracağı istihbar edilen
illegal örgüt mensuplarının bulunduğu yerlerde, bu olayla ilgilerini tespit
edecek çalışmalar mutlaka yapılmalı ve bu olaylar engellenmeliydi.
Miting meydanına gelen eli sopalı militanlar ciddî bir şekilde aranarak,
ellerinden sopaları ve silahları alınmalıydı. Olaylar sırasında -TV'den
izlediğimiz- bu aramaya müsaade etmeyen grupların, derhal, ciddî bir
müdahaleyle dağıtılması gerekirdi. Bu yapılmadığı için illegal örgütler
cesaret bulmuşlardır. Olayların başlama temayülü belirince, gelişmesini
önlemek için, derhal, mevcut 5 bin polis ve hazır beklediği söylenen
askerî birlikler, topluluğu kontrol altına almalıydı. Bütün bunlardan
önce, herhangi bir şekilde, topluluk içerisinde bazı grupların yan
sokaklara dağılarak tahribat yapmasına hiçbir zaman imkân
verilmemeliydi ve...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Şahin, teşekkür ediyorum.
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Ben de teşekkür ediyorum;
hepinize saygılarımı sunuyorum efendim. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 1 Mayıs olaylarına ilişkin İçişleri
Bakanı Sayın Ülkü Güney'in gündemdışı konuşması üzerinde
grupların açıklamaları tamamlanmıştır.
IV. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1. – İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in, İstanbul Milletvekili Ali Şahin’in,
sözlerine farklı bir nitelik atfetmesi nedeniyle konuşması
BAŞKAN – Sayın Güney'in, Refah Partisi sözcüsü tarafından, sözlerine
farklı bir nitelik atfedildiğine ilişkin yazılı bir talebi vardır.
İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Evet efendim.
BAŞKAN – Çok kısa olmak üzere; buyurun efendim.
İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan,
muhterem arkadaşlarım; Refah Partisi Sözcüsü Sayın Şahin, bizim,
polise, ateş açmaması için, siyasîler olarak, buradan emir vermiş
olabileceğimizi ifade ettiler.
Zannediyorum, arkadaşımız, benim daha önceki konuşmamı iyi takip
arkadaşımız; çünkü ben, o konuşmamda, son derece açık ve net bir
ifadeyle, tarafımızdan böyle bir emrin verilmediğini, kanunen de bunun
mümkün olmadığını ifade ettim "kanun sarih" dedim ve kanunun o
maddesini de okudum. Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda, polisin
nerede, nasıl ve ne zaman silah kullanacağı açıkça yazılmıştır.
Buradan, bir siyasînin, herhangi bir şekilde "silah kullanın" veya
"kullanmayın" demesi abestir; bunu hiç kimse yapmaz ve böyle bir şey
yapılmamıştır. Bunu, açık ve net bir şekilde ifade etmiş olmama
rağmen, zannediyorum, değerli arkadaşım bu konuyu kaçırdı.
İkincisi -tabiî, onu da biraz ifade ettim; ama, zamanımın darlığı
nedeniyle anlatamamıştım- televizyonda, bir karede, bir saniyede veya
bir dakikada, bazı resimleri hep birlikte görüyoruz. Ben, olayların hemen
akabinde İstanbul'a gittim ve polisin bu olaylarda çekmiş olduğu bütün
video filmleri başından sonuna kadar seyrettim.
Muhterem milletvekilleri, burada, tahribat ve dövülme olayı, artık,
militan grupların sahayı terk etmesinden sonra olmuştur ve bunlar,
burada, müteaddit sokaklara, sokak başlarına dağılmış ve böyle
gitmişlerdir. İşte, bu dağılma noktalarında bu tahribat olmuştur; ancak,
siz de takdir edersiniz ki, çıkışta, dağılınacak her noktada, yeterli bir
güç bulunmayabilir; çünkü, çok çeşitli yerlerden dağılma olmuştur. Bu
açıdan, ilk aşamada, belki, orada polis görmüyorsunuz; ama, eğer, biraz
devamını görmeniz mümkün olsaydı ki, ben, videoda seyrettim,
gördüm...Zaten, yakalanan bu kadar insan da, olayı müteakip toplandı.
Şunu açıkça ifade ediyorum; bugün, bu insanların yüzde 70'inden fazlası
elimizdedir. Eğer, orada polis olmasaydı, gerekli tedbirler alınmasaydı;
5 bin polis yerine, sadece 500 polis görev yapmış olsaydı 40 bin kişiye
karşı, bunun mümkün olmayacağını, sizler de takdir edersiniz.
Şimdi, diğer bir nokta; istihbaratın nasıl yapıldığını, nasıl bildirildiği...
Burada, çok sayıda, İçişleri Bakanlığı mensubu var; eskiden İçişleri
Bakanlığı yapmış olan değerli dostlarımız var. 15 Nisandan itibaren,
istihbarat birimleri, bu eylemlerin yapılacağı konusunda bütün illerin
valilerini uyarmışlardır; her gün bu uyarılar yapılmıştır; çünkü, onlar,
bize, bilgi niteliğinde gelmektedir; biz, bunları takip ediyoruz, olmuştur.
Ee, peki, canım, bu istihbarat yapıldı da, bu olaylar niye oldu?!.
Toplumsal olayların karakteristiğini bilirsiniz. Her türlü tedbiri
aldığınız halde, bazen, bu olaylarda, hiç ummadığınız, hiç
beklemediğiniz süprizler de olabilir. Burada, sadece gelen insanların
aranması için 45 merkez kurulmuştu, istasyon kurulmuştu ve bu
istasyonlarda, gelen insanlar arandı tarandı. Zaten ilk olay da, bu
istasyonların birinde çıktı; yani, bunlar yapılmıştır.
Burada, gelip, yani, keenlemyekün, böyle, hiçbir şey alınmamıştır
demek, bence, polise, güvenlik güçlerine haksızlıktır; bunu ifade etmek
istedim.
Bana bu fırsatı verdiği için Sayın Başkana teşekkür ediyorum; hepinize
saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Değerli milletvekilleri, 1 Mayısın, bundan böyle, ülkemizde de güvenli
bir ortamda ve huzur içerisinde kutlanmasını diliyorum. Yaşadığımız
bu talihsiz olaydan alınacak derslerin de, terör örgütlerinin inisiyatifinin
kırılması ve bu arada, az sayıda da olsa, kimi kamu görevlilerinin,
kendilerini siyasî otoritenin üzerinde görme alışkanlığının aşılması
sonucunu beraberinde taşımasını diliyorum. (DSP sıralarından
alkışlar)
Şimdi, gündemdışı konuşmalara devam ediyoruz.
III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR (Devam)
2. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, hayvan yetiştiricilerinin
sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Mehmet
Halit Dağlı’nın cevabı
BAŞKAN – Hayvancılığın sorunları konusunda, Refah Partisi Yozgat
Milletvekili Sayın Dr. Kâzım Arslan; buyurun efendim.
Sayın Arslan, süreniz 5 dakikadır.
KÂZIM ARSLAN (Yozgat) – Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerime başlarken sizleri hürmetle
selamlıyor, sizlerin şahsında, tüm milletimizin, geçmiş mübarek Kurban
Bayramlarını da tebrik ediyorum.
Bayram tatili süresince, biz de birçok arkadaşımız gibi seçim
bölgemizdeydik; bu vesileyle, insanlarımızla, bir defa daha dertleşme
imkânımız oldu.
Hepimizin bildiği üzere, insanlarımız, pek de iyi bir durumda değil.
Haksızlığa prim veren, hırsızlık üreten, üretimi değil rantçılığı teşvik
eden bu adaletsiz düzen, maalesef, insanlarımızı, çok büyük sıkıntılara
maruz bırakmıştır; pek tabiî olarak, bu sıkıntıdan, toplumumuzun
bütün kesimleri etkilenmektedir.
Bugün –Kurban Bayramıyla da ilgili olması sebebiyle– besicilerimizin
bazı sıkıntılarından bahsetmek istiyorum. Bilindiği gibi, tarım ve
hayvancılık, halkımızın çok önemli bir bölümünün geçim kaynağıdır.
Ancak, son senelerde, birçok alanda olduğu gibi, tarım ve hayvancılık
alanında da, politikasızlık, politika olmuş, bu konuda, âdeta sistem
tıkanmış ve iflas noktasına gelmiştir. Uygulanan birtakım yanlış
politikalar neticesinde, nohut, mercimek, buğday vesair üreticilerini
perişan eden, soğan üreticilerinin ise âdeta anasını ağlatan devletimiz,
bugün de, uygulanan bu yanlış politikalar sonucunda, hayvancılığımızı
iflas noktasına getirmiştir.
Bütün umudunu kurbanlık satışlarına bağlayan besicilerimizin -Kurban
Bayramı sonucunda- bu umutları boşa çıkmış ve çaresizlik içerisinde
düşünmektedirler. Bugün, Yozgat İlimizde ve zannediyorum birçok
ilimizde de, kurbanlık için yetiştirilip satılığa çıkarılan hayvanların
yüzde 90'ı besicilerin elinde kalmıştır. Hayvan yetiştiricilerinin,
besicilerin bu hayvanları beslemeye devam edecek gücü kalmamıştır,
zaten gırtlağına kadar borç içerisindedir; satsa, alan yok; atsa, atılmaz;
soğan değil ki, götürüp Çekerek Irmağının kenarına döksün; bu
çaresizlik içerisinde kara kara düşünmektedirler. Yine kurban veresiyesi
olarak yem satan, köylümüzün birtakım ihtiyaçlarını gideren küçük
esnafımız da, 5 Nisandan sonra, bu ikinci badireyi nasıl atlatırım diye
kara kara düşünmektedir. Şüphesiz bütün bunlarda, milletimizin
yaşadığı ekonomik sıkıntıların rolü vardır; milletin alım gücü
kalmamıştır, ama bu devleti yönetenler de kime hizmet ettiğini bilmek
zorundadır.
Son bir yıl içerisinde, bakanlık ve özel sektör aracılığıyla, 73 bin baş
damızlık düve, 38 bin baş besi ve 325 bin adet kasaplık hayvan ithaline
izin verenlerin, bugünleri hesap etmeleri gerekirdi. Evet; bu kadar hayvan
ve bir o kadar da et ithaline izin verenler, hayvancılığımızın bugün can
çekişir duruma gelmesinin yegâne sebebidirler; bir yılda yemin
torbasını 250 bin liradan 1 milyon liraya çıkaranlar da, gene, bu işin
müsebbibidirler.
Bundan sonrası için ise kâhin olmaya gerek yok, gene 3-5 rantçı bayram
edecektir; zira, köylümüz, elindeki hayvanları yok pahasına satmak
zorundadır ve köylünün alınteri üzerinde, bu sayede üç-beş kişi
servetine servet katacaktır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu arada, sırası gelmişken, az önce
bahsettiğim hayvan ithalatıyla ilgili birkaç çarpıklıktan da bahsetmek
istiyorum. İthal edilen bu hayvanlarda hastalık ve ölüm oranı son
derece yüksektir. Her ne kadar, Sayın Tarım Bakanımız, daha önce, bu
konuyla ilgili önergeme verdiği cevapta, gerekli sağlık kontrollerinin ve
karantinanın yapıldığını, ülkeye hastalıklı hayvan girmesinin mümkün
olmadığını söylemiş ise de, maalesef, gerçek budur; yurdumuza çok
miktarda hastalıklı hayvan girmiştir ve millî servet, birilerinin çıkarı
için heba edilmiştir.
Sayın Bakanımız, aynı önergeme verdiği cevapta, böyle bir duyum
aldığını ifade etmişse de -üzülerek ifade ediyorum- bunda, birtakım
bakanlık mensuplarının, şirketlerin gizli ortakları olmalarının veya
komisyon almalarının rolü olduğuna dair çok ciddî duyumlar ve çok
ciddî yaygın kanaatler vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Arslan, lütfen, 1 dakika içinde konuşmanızı bitirin.
KÂZIM ARSLAN (Devamla) – Bu konuda ifade etmek istediğim son
husus ise şudur: Bilindiği gibi, besiciliği teşvik için muhtelif krediler
verilmektedir. Bu kredilerin dağıtımında da birtakım haksızlıklar
yapılmaktadır. Bilhassa "yüzde 20" tabir edilen kredilerin, daha ziyade,
partililere dağıtıldığı, iktidar partilerine yakın olanlara dağıtıldığına
dair ciddî iddialar vardır. Söyleyecek çok şey var; ama, vakit müsait
değil, sözlerimi bu şekilde toparlıyorum.
Sayın Bakanımızın dürüstlüğüne ve ciddiyetine olan güvenimizle,
henüz yeni olduğu Tarım ve Köyişleri Bakanlığında, bu konuları
gerektiği gibi değerlendireceğini, suiistimaller ve yanlış uygulamalar
varsa, üzerine gideceğini umut ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (RP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Arslan.
Gündemdışı konuşmayı Hükümet adına yanıtlamak üzere, Devlet
Bakanı Sayın Halit Dağlı; buyurun efendim.
DEVLET BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) – Sayın
Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Yozgat Milletvekili Sayın
Kazım Arslan'ın, ülkemizdeki hayvancılığın sorunlarıyla ilgili yapmış
olduğu gündemdışı konuşmayı cevaplamak üzere huzurlarınızdayım;
bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Kazım Arslan'a, ülkemizde hayvancılığın sorunları ve
hayvancılığın geliştirilmesine dair, Hükümetimizin, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığımızın almış olduğu tedbirleri açıklama imkânı verdiği için
de ayrıca teşekkür ediyorum.
Hayvancılığın geliştirilmesi amacıyla, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
çeşitli iç ve dış kaynaklı projeler uygulamaktadır. Bu projelerden,
Hayvancılığı Geliştirme Projesi ile ülkemizdeki birim başına verimi
oldukça düşük olan yerli sığırlarımızın suni ve tabiî tohumlama
yoluyla ıslahı, çeşitli hayvancılık sektörlerinde çiftçilerin damızlık
materyal ihtiyacı sağlanmakta olup, bununla birlikte eğitim ve teknik
hizmetler Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılmaktadır. Ayrıca, bu
proje ile büyük ekonomik kayıplara neden olan erken kuzu kesimini
önleme çalışmaları sürdürülmektedir.
Bu projenin yanında, çeşitli ülkelerle yapılan ikili anlaşmalar
çerçevesinde, finansmanı hibe olan dış kaynaklı hayvancılık projeleri,
İtalyan hükümetiyle ortaklaşa 14 ilimizde yürütülen Türk-Anafi Projesi,
Alman hükümetiyle ortaklaşa 7 ilimizde yürütülen GTZ Projesi ile yine,
ikili anlaşmalar sonucu, Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika Birleşik
Devletlerinin sübvansiyonlarından yararlanıp, damızlık düve ithal
edilerek nüve işletmelerin kurulması çalışmaları devam etmektedir. Bu
projeler kapsamında, hayvan ıslahı, soy kütüğü kayıtlarının tutulması,
yetiştirici birliklerinin kurulması, döl kontrolu işletme idaresi gibi
konularda çalışmalar yapılmaktadır.
Öte yandan, çayır meraların ıslahı ve yem bitkileri ekimini artırmak
amacıyla 1990 yılında başlatılan ve finansmanı iç kaynaktan
karşılanan çayır mera yem bitkileri ve hayvancılığı geliştirme projesi
kapsamında ise bugüne kadar 717 hektar çayır mera tesis edilmiş, 60
563 hektar çayır meranın ıslahı yapılmış ve 40 393 hektar alanda da
yem bitkileri ekimi sağlanmıştır.
Teşvik ve desteklemelerle ilgili olarak, bugüne kadar, et, süt ve yeme
çeşitli desteklemeler yapılmış olup, halen süte 3 bin Türk
Lirası/kilogram teşvik primi ödemesi yapılmaktadır. Damızlık süt
sığırcılığının teşviği için ithal edilen veya yurtiçinde yetiştirilip
sertifikalı olmak kaydıyla, saf ırk gebe düve alanlara sırasıyla yüzde
25–35 oranında teşvik primi verilmektedir. Yem bitkileri ekiminin
yaygınlaştırılması amacıyla, yem bitkileri tohumlukları alanlara kilo
başına 15 000–80 000 Türk Lirası arasında destekleme yapılmaktadır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hayvancılığın daha modern
şartlarda yapılmasını temin için, 1986 yılında uygulamaya konulan
Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu uygulamasıyla, 588 bin baş/devre
kapasiteli 2 990 koyun besiciliği işletmesi, 249 bin baş kapasiteli 1 703
damızlık koyun işletmesi, 828 bin baş kapasiteli 20 786 adet sığır
besisi işletmesi ile 45 bin baş kapasiteli 3 231 adet damızlık sığır
işletmesi kurdurulmuştur.
Bunlar dışında, 14,2 milyon adet kapasiteli 88 adet damızlık civciv,
29,5 milyon kapasiteli 4 170 adet broiler işletmesi ve 24,5 milyon adet
kapasiteli 1 886 adet yumurta işletmesi kurdurulmuştur.
Ülkemiz sığırcılığını geliştirmek, mevcut sığır popülasyonundaki
yüksek verimli kültür ırklarının oranını artırmak, birim hayvan başına
et ve süt üretimini yükseltmek, girdi, üretim ve pazarlama maliyetlerini
düşürüp kârlılığı artırarak süt hayvancılığı işletmelerinin
devamlılığını, yerli hayvanlarımızın yüksek genetik kapasiteli kültür
ırkı hayvanlarla melezlenmeleri yoluyla ıslah edilmelerini sağlamak
amacıyla, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 1987 yılı temmuz
ayından itibaren, çeşitli Avrupa ülkeleri ile Amerika Birleşik
Devletlerinden, canlı damızlık gebe düve ithal edilerek, yetiştiricilere
dağıtılmıştır. Bu sistem, hayvancılığın geliştirilmesine yönelik olan
sistemlerin, belki, en pahalılarından biri olmakla beraber, en kısa
zamanda sonuç alınan bir ıslah yöntemidir.
Hayvancılıkta, ıslah konusunda tercih edilen sistem, her ne kadar sunî
ve tabiî tohumlamayla ırkın geliştirilmesi ise de, bu hizmeti yerine
getirebilmek için, Bakanlık bütçesinin, şimdiye kadar olduğunun en az
birkaç misline ulaşması gerekmekte olup, ayrıca, uzun sürelere ihtiyaç
duyulmaktadır.
İthalatın başladığı 1987 yılında yaklaşık yüzde 30'larda olan kültür
ırkı ve melezlerinin oranı, 1996 yılı itibariyle yüzde 51'lere ulaşmış
bulunmaktadır.
Kısıtlı yem kaynaklarına sahip olan ülkemizde, çok sayıda büyükbaş
hayvan beslemek yerine, birim hayvan başına et ve süt üretimi yüksek
olan daha az sayıda kültür ırkı ve melezlerinden hayvan beslemek,
kaynaklarımızın daha fonksiyonel biçimde kullanılmasına yardımcı
olacaktır. Bunların yanı sıra, damızlık sığır yetiştiriciliği, dolaylı
olarak, işletmelerde üretilen erkek materyallerinin besiye alınması
yoluyla, ülkenin ihtiyacı olan et üretimini de sağlayacaktır.
Bu proje kapsamında, 1987 yılından bugüne kadar, toplam 230 200 baş
damızlık düve ithal edilerek, çeşitli büyüklüklerde işletmeler
kurdurulmuştur.
Finansman yetersizliği nedeniyle atıl durumdaki hayvancılık
işletmelerinin ekonomiye kazandırılması amacıyla, 22.10.1995 tarihli
Resmî Gazetede yayımlanarak uygulamaya konulan hayvancılığın
geliştirilmesine ilişkin 95/7418 sayılı Bakanlar Kurulu kararı
çerçevesinde, gerekli altyapıya sahip damızlık süt inekçiliği, sığır
besiciliği ve damızlık koyun yetiştiriciliği işletmeleri için yüzde 20
faizli kredi kullandırılması öngörülmüş ve bu amaçla, 18 trilyon Türk
Liralık kaynak ayrılmıştır. Ayrılan bu kaynağın 9 trilyon liralık
kısmı, aynı amaç için ortak mülkiyetinde proje uygulayan tarımsal
kalkınma kooperatiflerine, kalan 9 trilyon liralık kaynak ise, illerde, vali
veya valinin görevlendireceği vali yardımcısı başkanlığında tarım il
müdürü, Ziraat Bankası müdürü ve ziraat odası başkanından oluşan bir
komisyon marifetiyle yetiştiricilere dağıtılmaktadır. Sayın
milletvekilimizin ifade ettiği gibi, bu krediden sadece iktidar partisine
mensup vatandaşların yararlandırıldığının, gerçekle bir ilgisi yoktur.
Kaynağın illere tahsisi, illerdeki damızlık sığır talebi, Ziraat
Bankasının o ilde hayvancılık konusunda kullandırdığı kredi miktarı
ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Onarım Projesi çerçevesinde
illere tahsis edilmiş olan miktarlar göz önüne alınarak yapılmıştır.
İllerde, komisyon marifetiyle dağıtılacak olan 9 trilyon liralık
kaynaktan, nisan ayı sonu itibariyle, çeşitli hayvancılık konularına 7,6
trilyon liralık plasman ayrılmış olup, bugüne kadar, 3,9 trilyon lirası
fiilen kullandırılmıştır. Ayrıca, kooperatiflere ayrılan 9 trilyon liralık
kaynaktan ise 1,7 trilyon lira kredi kullandırılmıştır. Uygulama devam
etmekte olup, 1996 yılında tahsis edilen plasman çerçevesinde çiftçi
müracaatları değerlendirilecektir. Diğer yandan, Bakanlar Kurulunun
95/7225 sayılı kararıyla, yine aynı amaçla, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgeleri Onarım Projesi kapsamında ayrılan 2 trilyon liralık
kaynak kullandırılmıştır.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılan çalışmalar sonucu,
ülkemizde, 1980 yılında ortalama süt verimi, hayvan başına, sığırda
576 kilogram iken 1994 yılında 1 500 kilograma, ortalama karkas
ağırlığı 86 kilogram iken 190 kilograma yükselmiştir. Ayrıca, hayvan
sayısındaki azalmaya karşın, 1980 yılında 87 milyon baş hayvan
mevcuduyla, süt üretimi 5,6 milyon ton, et üretimi ise 1,1 milyon ton
iken, 1994 yılında 58,8 milyon baş hayvan mevcuduyla, bu rakamlar, süt
üretiminde, Devlet Planlama Teşkilatı verilerine göre 8,5 Devlet
İstatistik Enstitüsü verilerine göre ise 10,5 milyon ton olmuş; et üretimi
1,4 milyon tona, hayvan popülasyonu içindeki kültür-melez ırkı
sığırların oranı ise yüzde 52'ye yükselmiştir.
Arıcılıkta, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı çalışmalarıyla, 1980
yılındaki 893 260 adet olan iptidaî kovan sayısı 1994 yılında 204 261
adede düşmüş, fenni tip kovan sayısı ise 1,3 milyon adetten 3,5 milyon
adede yükselmiştir. Buna bağlı olarak da, bal üretimi, kovan başına 12,3
kilogramdan 16 kilograma çıkmıştır.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, mevcut durumun değerlendirilmesi ve
gelecekte alınması gereken tedbirler ve uygulanacak politikaların
belirlenmesi amacıyla, 1993 yılında, yerli-yabancı pek çok uzmanın da
katılımıyla, hayvancılıkta strateji raporu hazırlatmış; bu raporla temel
öncelikler belirlenmiştir. Hazırlanan raporda, öncelikle ele alınması
gereken çiftçi organizasyonları, ekonomik büyüklükte işletmelerin
kurdurulması, kaba yem açığının giderilmesi gibi temel konularla ilgili
olarak, 904 sayılı Islahı Hayvanat Kanununda değişiklik yapılarak,
yetiştirici birliklerinin kurdurulmasına imkân sağlanmış ve halen, 31
ilde birlik kuruluşu tamamlanmıştır.
2000'li yıllarda ortaya çıkması muhtemel kırmızı et açığının
kapatılabilmesi amacıyla, büyükbaş hayvancılığı geliştirme projesi
hazırlanarak, Dünya Bankasına, finanse edilmesi için başvuruda
bulunulmuştur. Ayrıca, hayvancılığı, yem bitkileri üretiminden
ekonomik kapasitede işletmeler kurulmasına kadar bir bütün olarak ele
alan ve beş yıllık dönem içerisinde toplam 21 trilyon liralık kaynak
gerektiren bir proje hazırlanmıştır ve bununla ilgili olarak, kaynak
bulmaya yönelik çalışmalar sürmektedir.
Bunların yanı sıra, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı mera kanunu tasarısı
hazırlanmış ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş olup, ürün
bazında yetiştirici birliklerinin desteklenmesi amacıyla bir kanun
tasarısı da hazırlanmaktadır.
Bana, bu bilgileri açıklama fırsatını verdiği için, Sayın Arslan'a tekrar
teşekkür ediyor, Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
3. – Manisa Milletvekili Hasan Gülay’ın, tütün üreticilerinin sorunlarına
ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın cevabı
BAŞKAN – Gündemdışı ikinci söz, tüccar ve Tekel'e tütününü satan;
ancak, henüz parasını alamayan tütün üreticisinin durumu konusunda,
Demokratik Sol Parti Manisa Milletvekili Sayın Hasan Gülay'ın.
Buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)
Sayın Gülay, konuşma süreniz 5 dakikadır.
HASAN GÜLAY (Manisa) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli
üyeleri; hepinizin geçmiş Kurban Bayramını, Ege ve Manisa tütün
müstahsili ve şahsım adına içtenlikle kutluyorum.
Değerli milletvekilleri, tütün müstahsilinin üçte iki tütününü alan, en iyi
tütününü alan; ama, parasını ödemeyen bazı tüccar ve esnaf hakkında
konuşmak istiyorum. Tüccar, en iyi tütünü alıyor; ama, parasını
ödemiyor... 1996 yılı tütün dikimleri de başlamıştır.
Sayın milletvekilleri, bu işin içinden gelen, bunu bilen bir insan olarak,
altını çizerek belirtiyorum; tütün, çok zahmetli, gerçekten insan ömrünü
törpüleyen bir tarım kolumuzdur.
Sayın milletvekilleri -yukarıda da belirtmiştim- yeni tütün dikimleri
başlamış, tütün müstahsili tarlasını hazırlamış, tütün dikmeye
başlamış; ama, 1995 yılı tütün paraları henüz ödenmemiştir, yüzde
90'ı ödenmemiştir; tüccar tarafından ödenmemiştir. Tütün müstahsili,
tüccara verdiği ürününün parasının peşinden koşmaktadır; bu, yıllardır
böyle devam etmektedir.
Sayın milletvekilleri -altını çizerek söylüyorum- tütün müstahsili,
yıllardır, ürününü kaldırmayı değil, fideyi dikerken, tütününün parasını
zamanında alacak mıyım, almayacacak mıyım diye düşünmektedir.
Artık, bu oyuna son vermeliyiz; artık, tütün müstahsilini, bazı tüccar ve
esnafın oyuncağı olmaktan da kurtarmalıyız.
Tütün tüccarına, 1995 yılı tütünü için ilgili yabancı firmalardan gelen
paralar repodadır, faizdedir ve dövizdedir; bunu, kimse inkâr edemez.
Hiç kimse, tütün üreticisinin alınterinin karşılığı olan parayı ödememe
hakkına sahip değildir. Hükümetin, bu konuda, tüccara baskı yapmasını
istiyoruz. Hükümetin değerli üyeleri kalkıp da serbest piyasa
demesinler; serbest piyasa, tüccara, aldığı ürünün karşılığını
zamanında ödememe hakkını değil, adam gibi zamanında ödeme
hakkını sağlar; Hükümetin görevi de, zaten, burada başlar.
Değerli milletvekilleri, müstahsil, tüccara tütününü 10 bin lira fazlasına
satmış; fakat, parasını zamanında alamadığı ve bankalara olan kredi
borçlarının faizleri de arttığı için, bu yönüyle de büyük zarara
uğramıştır.
Cebinizde paranız var; ama, tütün müstahsilinin cebinde parası yok. Size
küçük bir anımı anlatmak istiyorum. Bu Kurban Bayramında bir köye
gittim. "Hasan Bey, artık yanımızdan ayrılma" dediler. Kendilerine
"Meclis açılıyor; gitmem lazım, siz gelin" dedim. Bana verdikleri cevap
çok acı... "Tüccardan parayı alamadık, Ankara'ya geliş paramız yok"
dediler. Bunu, altını çizerek söylüyorum.
Ayrıca, bütün ürünlerde olduğu gibi, tütünde de değişik kesintiler vardır.
Bağ-Kur primi kesiliyor, müstahsil Bağ-Kur'dan faydalanamıyor; fon
primi kesiliyor, köyler birliğine prim kesiliyor, ziraat odasına prim
kesiliyor, belediyeye prim kesiliyor... Toplamı, yüzde 11,7. Müstahsil, bu
konuda oldukça dertli; bilginize sunuyorum.
Bu konuda, Hükümetin ilgili bakanının dikkatini çekiyorum. Tüccar,
müstahsile olan tütün borcunu bir an evvel ödesin. Ben ve bölge
milletvekilleri, bu konunun takipçisiyiz, bu konunun takipçisi olmaya da
kararlıyız.
Sorumu, bazı tüccara ürününü verip, parasını alamayan tütün müstahsili
adına soruyorum: Tüccarın, henüz, tütün müstahsiline ödeme
yapmamasını hangi mantıkla karşılaştırıyorsunuz, hangi mantıkla
bağdaştırıyorsunuz? Ayrıca, Tekel'e ürününü satan, az da olsa parasını
alamayan tütün müstahsili konusunu, Tekel'den sorumlu Sayın
Bakanımın bilgilerine sunuyorum.
Sözlerime son verirken, Sayın Başkana, değerli milletvekillerine,
şahsım adına, Ege ve Manisa tütün müstahsilleri adına içtenlikle
saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Gülay.
Gündemdışı konuşmayı yanıtlamak üzere, Hükümet adına, Devlet
Bakanı Sayın Eyüp Aşık.
Buyurun Sayın Aşık.
DEVLET BAKANI EYÜP AŞIK (Trabzon) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; tütün üreticilerinin, özellikle sattıkları tütünün bedelini
alamamaları konusundaki değerli görüşlerini açıklayan Manisa
Milletvekili Sayın Hasan Gülay'a teşekkür ediyorum. Bu vesileyle, bu
seneki tütün üreticisiyle ilgili ve Tekel'in tütün alımıyla ilgili
görüşlerimi açıklamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu yıl, Ege, Karadeniz ve Marmara Bölgelerinde
şubat ayı sonu ve mart ayı başında başlayan -değişik tarihlerde
başlamakla birlikte aşağı yukarı mart ayında başlayan - 1995 yılı tütün
alımı Kurban Bayramı öncesinde -26 Nisanda- tamamlanmıştır.
Özellikle, sayın milletvekilimin bahsettiği Ege Bölgesinde, Kurban
Bayramı öncesinde, 26 Nisan tarihi itibariyle alımlar tamamlanmıştır
ve tüm tütünlerin bedeli ödenmiştir.
Yalnız, bu sene kota uygulaması sebebiyle, geçen seneki ürünün yüzde
10'undan fazla tütün ekenlerin, fazla ektikleri bu kısmın yüzde 25'lik bir
cezalı alımı yahut da indirimli alımı söz konusu idi. Bakanlar Kurulu
kararıyla o cezaları kaldırdığımız için ve bu kararname yeni çıktığı
için, bugüne kadar eksik fiyatla alınanların bu ilave paraları, bu
ödemelerin tamamlandığı tarihten itibaren, yani bugünden itibaren kısa
sürede ödenecektir veyahut da hiç ödenmemişse bunlar kısa sürede
ödenecektir.
Tüccarla ilgili duruma gelince: Özellikle Manisa için söylüyorum, tüccar,
şu ana kadar, üreticiyle, 38 638 ton tütünün alımı için bağlantı
yapmıştır. Her ne kadar sayın milletvekilim "serbest piyasa demeyin"
şeklinde uyardıysa da, takdir edersiniz ki, bu, üretici ile tüccar arasında
yapılmış, serbest mukaveleye dayalı bir alışveriştir. Aslında, Tekel
olarak bizim, burada, müdahale hakkımız yoktur.
HASAN GÜLAY (Manisa) – Sayın Bakan, Hükümet de...
DEVLET BAKANI EYÜP AŞIK (Devamla) – Söyleyeceğim.
Yapabileceğimiz baskıları -bu şikâyetler bana da geldi- ben de gözden
geçirdim. Tabiî ki, Tekel olarak yapacağımız şeylerin birincisi,
destekleme alımı yapmaktır. Biz, bu sene, bu destekleme alımını
yaptık.
İzin verirseniz, Manisa için, yaptığımız destekleme alımının
sonuçlarını söyleyeyim: Biz, Tekel olarak, bu sene, Manisa'da, 12 603
ton tütün satın aldık. Tekelin alımlarında, başfiyat 250 bin lira,
ortalama fiyat ise 221 bin lira olmuştur. Bunun karşılığı olan paranın
tümü; yani, 2 trilyon 781 milyar lira ödenmiştir ve -biraz evvel arz
ettiğim gibi- Kurban Bayramı öncesi, bu hesap tamamen temizlenmiştir;
yani, eğer, üreticinin tamamı bize gelseydi, tamamı tütününü bize
satsaydı, biz, bu şartlarda, üreticinin tütününün tümünü alacaktık.
Ancak, üreticinin tüccarla yaptığı anlaşmada, başfiyat 260 bin lira,
ortalama fiyat ise 238 bin lira olarak tespit edilmiş; yani, üretici, Tekel'e
göre yaklaşık 15 bin lira fazla alabilmek için, tüccarla anlaşma
yapmıştır. Tüccar, şu ana kadar, 23 bin ton tütün satın almıştır ve
bunun 11 tonunun parasını ödemiştir; kalan ödemeleri de -bizim
yapabildiğimiz tespitlere göre, bize verdiği bilgilere göre- en son, haziran
ayının 15'ine kadar yapacaktır.
Şimdi, bizim, kanunen bir hakkımız yok; ancak, tüccara baskı yapmak
suretiyle, zamanında ödeme yapmadığı takdirde ruhsatını iptal etme
veya gelecek sene, Tekel ile olan münasebetlerinde, zorluk çıkarma
tehdidini yapmak suretiyle, bu parayı daha erken ödettirmeye
çalışıyoruz. Yalnız, ben, şunu söyleyeyim: Tekel'in bu sene yaptığı ve
26 Martta bitirdiği bu ödeme, istisnadır. Esas itibariyle, Tekel'in, tütün
üreticisine verdiği söz, mayıs ayı sonudur; yani, biz, zaten, mayıs ayı
sonuna kadar bu tütünün parasını ödeyeceğiz diye söz vermişiz; tüccar
da bize göre, 15 Haziranı hedeflemiş; ama, biz, Kurban Bayramı
sebebiyle, imkânlarımız elverdiği ve tütün satışı da iyi gittiği için,
mayıs ayı sonunda yapacağımız bu ödemeyi, nisan ayı sonuna, yani bir
ay erkene çekmek suretiyle ve geçen bütün senelerden de yaklaşık 15
gün evvel bitirmek suretiyle, üreticiye bir sürpriz yapmış olduk; tabiî ki,
böylece, Tekel ile tüccarın arasındaki ödeme süresi de yaklaşık
birbuçuk ay açılmış oldu. Buna rağmen, tüccarın, ödemelerini daha
erken yapabilmesi için, biz, baskı yapma yoluna devam edeceğiz; ama,
parası yoksa ve planlamasını da 15 Hazirana göre yapmışsa, yaklaşık
bir 10-15 günlük gecikme olacaktır. Tekel olarak, biz, üreticinin mağdur
edilmemesi için, tüccar tarafından bekletilmemesi için her türlü tedbiri
alıyoruz ki; şu anda yaptığımız ödemeler bunun en canlı misalidir.
Bu vesileyle, bana bu fırsatı verdiğiniz için bir kere daha teşekkür
ediyorum; Yüce Heyete saygılarımı sunuyorum. (ANAP ve DSP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
4. – Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın, Kahramanmaraş ve
çevresinde meydana gelen terör olaylarına ilişkin gündemdışı
konuşması ve İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in cevabı
BAŞKAN – Gündemdışı üçüncü söz, Kahramanmaraş ve çevresinde
meydana gelen terör olayları ile 3 öğretmenimizin şehit edilmesi
konusunda, Refah Partisi Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Avni
Doğan'ın.
Buyurun. (RP sıralarından alkışlar)
Sayın Doğan, süreniz 5 dakikadır.
AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, hepinizin, geçmiş Kurban
Bayramını kutlar, saygılarımı sunarım.
Değerli milletvekilleri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde
olduğu gibi, Kahramanmaraşımız ve ilçeleri de, her geçen gün artan bir
terör baskısı altındadır. 22 Nisan akşamı, Ekinözü'ne bağlı
Altınyaprak Köyünde 3 öğretmenimizin şehit edilmesi, sanırım,
konunun ciddiyetini ve hangi boyutlara ulaştığını göstermektedir. 22
Nisan akşamı saat 9 civarında, Altınyaprak Sarıgöl İlkokulu öğretmeni
Nurettin Aslan ve Çiftlikkale Davutlar İlkokulu öğretmeni Hacı Ömer
Serin, evlerinden alınarak, elleri arkalarından bağlı vaziyette
Altınyaprak İlkokuluna getirilmişlerdir; burada, öğretmen Aydın
Yılmaz'ın evinde taranarak şehit edilmişlerdir.
Aynı bölgede, aynı köyde, hatta aynı okullarda, daha önce benzeri terör
olayları olduğu dikkate alınırsa, maalesef, olayda, ciddî boyutlarda
ihmal olduğu akla gelmektedir. Bölge, her dönemde, terörün rahat zemin
bulduğu bir bölge olmasıyla ünlüdür.
1980 öncesi, aynı köyde, Ali Biçer, teröristlerce öldürülerek suya
atılmıştır.
Aynı yıllarda, Çiftlikkale İlkokulu öğretmeni, okulda saldırıya
uğramış, öldü zannıyla sınıfa bırakılmış ve 16 saat sonra koma
halinde bulunmuştur.
İlgili köy ve çevresinde, son dört yılda meydana gelen terör olayları
dikkat çekicidir. Bir yayla baskınında 7 kişi, bir minibüsün
taranmasında 5 kişi hayatını kaybetmiştir. Altınyaprak-Gözpınarı
Muhtarı, yani aynı köyün Muhtarı Seyda Çiçek ve Ambar Köyü
Muhtarı Hasan Kalkandere ve eşi teröristlerce öldürülmüştür. Aynı
mevkide askerlerimiz taranarak bir askerimiz şehit edilmiştir. 3
öğretmenin şehit edildiği okul daha önce taranmış, öğretmen,
pencereden atlayarak kurtulmuştur. Ayrıca, aynı okul teröristlerce
yakılmıştır.
Milletvekilimiz Hasan Dikici'yle birlikte yaptığımız incelemede, halkın
gerilim içerisinde olduğunu gördük. Ekinözü halkı, karakol komutanı
hakkında şüphe ve endişe içerisindedir.
Köy korucularının bölgeye hareket etmesinden hemen sonra, tepeden
tepeye, gece ışıkla, gündüz davulla işaretler verildiği söylenmektedir.
İlgili karakol komutanının daha önceki hayatı ve kişiliği mutlaka
araştırılarak, olayda, kastî göz yumma veya ihmal olup olmadığı
araştırılmalıdır.
Terörle mücadelede, askerlerimiz, kuşkusuz, üzerine düşeni
yapmaktadır. Ne var ki, terör bölgesindeki sivil desteğin azlığı ve
hükümetlerin gerekli altyapıyı hazırlamada isteksizliği, yetersizliği,
durumu zorlaştırmaktadır.
Kahramanmaraş Çağlayancerit-Ekinözü-Nurhak üçgeninde terörle
mücadelenin daha etkin yapılabimesi için Kapıdere-Kumlu karayolunun
acilen bitirilmesi gerektiği, askerî yetkililerce söylenmektedir.
Ayrıca, bu bölgede terörle mücadelede başarılı olabilmek için, Elbistan
İlçesinin il yapılması hakkında Millî Güvenlik Kurulu tavsiyesi vardır.
Maalesef, hükümetler ve bölgenin bazı milletvekilleri, 1 milyon lira
ödenek ayrılan Kumlu-Kapıdere yolunun bitirilmesine, bu bölgede
terörün bitmesi için önemli olan Elbistan İlçesinin il yapılmasına gayret
gösterecekleri yerde; iktidar olmak muktedir olmak değilmiş gibi, iktidar
olmak, sanki, ağlama duvarının önünde ağlamakmış gibi
davranmaktadırlar. Eğer, bu bölgede terörle mücadeleyi istiyorsak,
mutlaka, bu iki konuya eğilmek zorundayız.
Ayrıca, terör bölgesinde görev yapan öğretmenlerimizin korunmasına
azamî gayret göstermek durumundayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Doğan, lütfen, 1 dakika içerisinde toparlayınız.
AVNİ DOĞAN (Devamla) – Toparlıyorum Sayın Başkan.
Bölgede, terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin bir yerden bir yere
kuvvet kaydırabilmesi için, maalesef, karayolu yetersizliği nedeniyle çok
güç anlar, çok güç durumlar yaşandığı, güvenlik güçlerimizce ifade
edilmektedir.
Terörle mücadelenin bir bütün olduğunu ilgililerin dikkate alması
dileğiyle, Kahramanmaraş bölgesinin, özellikle Ekinözü, Nurhak,
Çağlayancerit yörelerinin, değişik yapısı itibariyle, bir barut fıçısı
halinde olduğunu buradan yetkililere duyurur, hepinize saygılarımı
sunarım.
Teşekkür ederim. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Doğan.
Gündemdışı konuşmaya Hükümet adına yanıt vermek üzere, İçişleri
Bakanı Sayın Ülkü Güney; buyurun efendim.
İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sayın Başkan,
muhterem milletvekilleri; Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Avni
Doğan'ın gündemdışı konuşmasına cevap vermek için
huzurlarınızdayım; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilimize de bölgesiyle ilgili sorunları buraya
getirdiğinden dolayı teşekkür ediyorum.
Özellikle, Kapıdere-Kumlu karayolunun yapılması isteğini ve bunun
ötesinde, güvenlik nedeniyle, Elbistan'ın il olması özlemini de saygıyla
karşılıyorum. Bunlar, imkânlar nispetinde ve zaman içerisinde
yapılabilecek şeylerdir; ancak, asıl cevap vermek istediğim nokta şudur:
Hepinizin bildiği gibi, 22 Nisan gecesi, Altınyaprak Köyüne gelerek,
aynı köyde ikâmet eden Mustafa Terzi'nin evinde konaklamalarını
müteakip, okul lojmanına giden ve 8 kişi oldukları değerlendirilen örgüt
mensupları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlama
törenleri için bir araya gelen Hacı Ömer Serin, Nurettin Aslan ve Aydın
Yılmaz adlı öğretmenleri, maalesef, şehit etmişlerdir. Bu, acı bir
olaydır. Ülkemiz, bu olaydan dolayı hüzün içerisine düşmüştür. Ben,
öğretmenlerimize Tanrı'dan rahmet ve millî eğitim camiasına da
başsağlığı diliyorum.
Yalnız, şunu açıkça ifade edeyim: Bugün, Kahramanmaraş bölgesi,
Sıvas–Koçgiri bölgesi ve özellikle Hatay'da Suriye sınırına yakın
bölgeler PKK'nın yeni terör eylemleri sahaları haline getirilmek
istenmektedir. Her ne kadar Kahramanmaraş bölgesi eskiden beri de bu
konu içerisinde idiyse de, son günlerde PKK terör örgütü, özellikle kırsal
alanda, yediği büyük darbelerden, verdiği büyük kayıplardan sonra ses
getirmek amacıyla bu tip eylemlere başvurmaktadır. Hatta, aldığımız
istihbarata göre, işte, son 1 Mayıs olaylarında da olduğu gibi, olayları,
ses getirebilsinler diye, büyük metropollere kaydırmaktadırlar. Çünkü,
kırsal kesimde hakikaten zayıflamışlardır, lojistik destekleri tamamen
kaybolmuştur, sayıları ve yerleri de bugün için bilinmektedir ve her gün
de yapılan mücadele sonucunda, büyük kayıplar vermektedirler.
Bu olayı müteakip, ertesi gün, yani 23 Nisan günü güvenlik güçlerimiz
bu teröristlerin peşine düşmüştür. 23 Nisan 1996 günü yapılan durum
değerlendirmesi sonucu, teröristlerin muhtemel kaçış istikametlerinde
güvenlik güçlerince operasyonlar başlatılmış, 13 ilâ 15 kişi oldukları
tahmin edilen bu teröristlerden 5'i silahlarıyla birlikte ölü olarak ele
geçirilmiştir. Geri kalan teröristler, arazinin sarplığı ve özellikle bazı
coğrafî imkânların zorluğundan istifade ederek kaçmışlardır. Bizi, hiç
olmazsa teselli eden tarafı, bu insanların bilinen insanlar olduğu,
kimliklerinin tespit edilebilmiş olması -yataklık yapanların ifadesinden
bu elde edilmiştir- 5'inin yakalanmış olmasıdır; geri kalanları da,
bugün, sıkı bir takip altındadırlar, kaçmalarına imkân yoktur. Devletin
gücü, onları, mutlaka bulup, getirip, kanun önünde adalete teslim
edecektir.
Bu konuşma imkânını bana verdiği için değerli sözcüye teşekkür
ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Gündemdışı konuşmalar tamamlanmıştır.
Sayın milletvekilleri, diğer sunuşlar oldukça çok sayıdadır; oturarak
okunmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Cumhurbaşkanlığının 10 adet tezkeresi vardır; okutuyorum:
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1. – Romanya’ya gidecek olan Devlet Bakanı Rüşdü Saracoglu’na,
dönüşüne kadar, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın
vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı
tezkeresi (3/247)
24 Nisan 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Karadeniz Ekonomik İşbirliği İş Konseyi Toplantısına katılmak
üzere, 26 Nisan 1996 tarihinde Romanya'ya gidecek olan Devlet Bakanı
Dr. Rüşdü Saracoğlu'nun dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanı H.Hüsnü Doğan'ın vekâlet etmesinin,
Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize
sunarım.
Süleyman Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
2. – Fransa ve Almanya’ya gidecek olan Devlet Bakanı İmren Aykut’a,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Rüşdü Saracoglu’nun vekâlet etmesinin
uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/248)
24 Nisan 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşmelerde bulunmak üzere, 27 Nisan 1996 tarihinden itibaren Fransa
ve Almanya'ya gidecek olan Devlet Bakanı İmren Aykut'un dönüşüne
kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Dr. Rüşdü Saracoğlu'nun
vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu
bilgilerinize sunarım.
Süleyman Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
3. – Romanya’ya gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’a,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nahit
Menteşe’nin vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/249)
24 Nisan 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Dışişleri Bakanları VII nci
Toplantısına katılmak üzere, 27 Nisan 1996 tarihinde Romanya'ya
gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre Gönensay'ın dönüşüne kadar;
Dışişleri Bakanlığına, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nahit
Menteşe'nin vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun
görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.
Süleyman Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
4. – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gidecek olan Çevre Bakanı
Mustafa R. Taşar’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın
vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı
tezkeresi (3/250)
25 Nisan 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
27 Nisan 1996 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gidecek olan
Çevre Bakanı Mustafa R. Taşar'ın dönüşüne kadar; Çevre Bakanlığına,
Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi
üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.
Süleyman Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
5. – Özbekistan’a gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e,
dönüşüne kadar, TBMM Başkanı Mustafa Kalemli’nin vekâlet
edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/251)
6 Mayıs 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'un davetlisi olarak, 7-9
Mayıs 1996 tarihleri arasında Özbekistan'ı resmen ziyaret edeceğimden,
dönüşüme kadar Cumhurbaşkanlığına, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 106 ncı maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Doç. Dr. Mustafa Kalemli vekâlet edecektir.
Bilgilerinize sunarım.
Süleyman Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
6. – İngiltere’ye gidecek olan Millî Savunma Bakanı M. Oltan
Sungurlu’ya, dönüşüne kadar, İçişleri Bakanı Ülkü Güney’in vekâlet
etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi
(3/252)
24 Nisan 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Batı Avrupa Birliği (BAB) Bakanlar Toplantısına katılmak üzere, 6
Mayıs 1996 tarihinde İngiltere'ye gidecek olan Millî Savunma Bakanı
M. Oltan Sungurlu'nun dönüşüne kadar; Millî Savunma Bakanlığına,
İçişleri Bakanı Ülkü Güney'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi
üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.
Süleyman Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
7. – İngiltere’ye gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’a,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nahit
Menteşe’nin vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/253)
2 Mayıs 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Batı Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi Toplantısına katılmak üzere, 6
Mayıs 1996 tarihinde İngiltere'ye gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre
Gönensay'ın dönüşüne kadar; Dışişleri Bakanlığına, Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe'nin vekâlet etmesinin,
Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize
sunarım.
Süleyman Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
8. – Özbekistan’a gidecek olan Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir’e,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ünal Erkan’ın vekâlet etmesinin uygun
görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/254)
3 Mayıs 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşmelerde bulunmak üzere, 7 Mayıs 1996 tarihinde Özbekistan'a
gidecek olan Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir'in dönüşüne kadar; Devlet
Bakanlığına, Devlet Bakanı Ünal Erkan'ın vekâlet etmesinin,
Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize
sunarım.
Süleyman Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
9. – Özbekistan’a gidecek olan Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner’e,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ali Talip Özdemir’in vekâlet etmesinin
uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/255)
3 Mayıs 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşmelerde bulunmak üzere, 7 Mayıs 1996 tarihinde Özbekistan'a
gidecek olan Kültür Bakanı Agah Oktay Güner'in dönüşüne kadar;
Kültür Bakanlığına, Devlet Bakanı Ali Talip Özdemir'in vekâlet
etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu
bilgilerinize sunarım.
Süleyman Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
10. – Özbekistan’a gidecek olan Çevre Bakanı Mustafa R. Taşar’a,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın vekâlet etmesinin uygun
görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/256)
3 Mayıs 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşmelerde bulunmak üzere, 7 Mayıs 1996 tarihinde Özbekistan'a
gidecek olan Çevre Bakanı Mustafa R. Taşar'ın dönüşüne kadar; Çevre
Bakanlığına, Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın vekâlet etmesinin,
Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize
sunarım.

Süleyman Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Sözlü soru önergelerinin geri verilmesine dair 4 önerge vardır;
okutuyorum:
11. – Yozgat Milletvekili İsmail Durak Ünlü’nün, (6/106, 107) esas
numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/10)
25.4.1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 malî yılı bütçe görüşmeleri sırasında gerekli cevabı aldığımdan,
(6/106) ve (6/107) esas numaralı sözlü soru önergelerimi geri çekmek
istiyorum.
Gereğine müsaadelerinizi arz ederim.
Saygılarımla.
İsmail Durak Ünlü
Yozgat
12. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın, (6/93) esas numaralı
sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/11)
Türkiye Büyük Meclisi Başkanlığına
Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 39 uncu sırasında yer alan (6/93)
esas numaralı sözlü soru önergeme yazılı cevap aldığımdan, soru
önergemi geri alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Halit Dumankaya
İstanbul
13. – Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, (6/105) esas numaralı sözlü
sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/12)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin sözlü sorular kısmının 51 inci sırasında yer alan (6/105)
esas numaralı sözlü soru önergeme yazılı cevap aldığımdan, soru
önergemi geri alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Ahmet Kabil
Rize
14. – Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Dökülmez’in, (6/62) esas
numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/13)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 7 nci sırasında yer alan (6/62) esas
numaralı sözlü soru önergeme yazılı cevap aldığımdan, soru önergemi
geri alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Ahmet Dökülmez
Kahramanmaraş
BAŞKAN – Sözlü soru önergeleri geri verilmiştir.
Meclis araştırması açılmasını öngören 4 adet önerge vardır;
okutuyorum:
C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1. – Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 44 arkadaşının,
Afşin-Elbistan Termik Santralının kiralanması konusunda Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/64)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemiz termik santralları açısından fevkalade önemi haiz olan Afşin-
Elbistan havzası ve havza içerisinde yer alan Termik Santralın zarar
ettiği gerekçesiyle 20 yıllığına bila bedel ve yüzde 2 teminat karşılığı
bir firmaya kiralanması bölge halkını ve çalışanları huzursuz
etmektedir. Bölgede beliren huzursuzluğun giderilmesi için Anayasanın
98 inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün l02 nci ve 103 üncü
maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını saygılarımızla arz
ederiz.
1- Hasan Dikici (Kahramanmaraş)
2- Avni Doğan (Kahramanmaraş)
3- Abdulilah Fırat (Erzurum)
4- Mustafa Hasan Öz (Ordu)
5- Mikail Korkmaz (Kırıkkale)
6- Ömer Özyılmaz (Erzurum)
7- Necmettin Aydın (Zonguldak)
8- Mehmet Salih Katırcıoğlu (Niğde)
9- Maliki Ejder Arvas (Van)
10- Lütfi Yalman (Konya)
11- Ahmet Nurettin Aydın (Siirt)
12- Mehmet Emin Aydın (Siirt)
13- Mahmut Sönmez (Bingöl)
14- Ahmet Karavar (Şanlıurfa)
15- Abdullah Arslan (Tokat)
16- Ömer Naimi Barım (Elazığ)
17- Şeref Malkoç (Trabzon)
18- Fethullah Erbaş (Van)
19- Yakup Hatipoğlu (Diyarbakır)
20- Ahmet Cemil Tunç (Elazığ)
21- Zeki Karabayır (Kars)
22- Mustafa Ünaldı (Konya)
23- Azmi Ateş (İstanbul)
24- Tevhit Karakaya (Erzincan)
25- Ahmet Demircan (Samsun)
26- Latif Öztek (Samsun)
27- Mehmet Sılay (Hatay)
28- Süleyman Metin Kalkan (Hatay)
29- Hüseyin Arı (Konya)
30- Mustafa Kemal Ateş (Kilis)
31- İsmail İlhan Sungur (Trabzon)
32- Cafer Güneş (Kırşehir)
33- Osman Pepe (Kocaeli)
34- Kazım Arslan (Yozgat)
35- Abdullah Örnek (Yozgat)
36- Veysel Candan (Konya)
37- Ekrem Erdem (İstanbul)
38- Abdullah Gencer (Konya)
39- Ahmet Feyzi İnceöz (Tokat)
40- Saffet Benli (İçel)
41- Fikret Karabekmez (Malatya)
42- İsmail Coşar (Çankırı)
43- Mehmet Altan Karapaşaoğlu (Bursa)
44- Mustafa Yünlüoğlu (Bolu)
45- Feti Görür (Bolu)
Gerekçe :
Ülkemiz, enerji ihtiyacını iki önemli kaynaktan sağlamaktadır:
1 - Hidroelektrik santrallar,
2 - Termik santrallar.
1 - Hidroelektrik santrallar, akarsular üzerine kurulan barajlardan
faydalanarak elektrik üreten santrallar olup, ülke enerji ihtiyacının yüzde
40'ını temin etmektedir. Bu oran, yıllık yağış oranına bağlı olarak
değişebilmektedir.
2 - Termik santrallar, hidroelektrik santrallara alternatif, genelde düşük
kalorili linyitlerin değerlendirilmesi amacına yöneliktir. Ülkemiz enerji
ihtiyacının yüzde 60'ı termik santrallardan sağlanmaktadır; buna,
doğalgaz ve fuel oil santralları da dahildir. Düşük kalorili linyitlerin bu
oran içerisindeki payı, yüzde 32 gibi önemli bir seviyededir.
Önümüzdeki yıllarda, enerji ihtiyacımız, sanayileşmeye bağlı olarak
hızla artacaktır. Hidroelektrik santralların yapımının uzun sürmesi,
finans sıkıntısı çekilmesi, nükleer santralların ise şu aşamada
kurulmasının, çevrecilerin tepkisi ve finans sıkıntısı nedeniyle zor
olduğu, bu nedenle de, kömüre dayalı termik santralları cazip hale
getirmektedir.
Oysa, termik santralların zarar ettiği iddiasıyla kiraya verilme veya
özelleştirme gibi yöntemlerle elden çıkarılması düşünülmektedir. Zarar
eden sahaya özel sektörün yatırım yapması mümkün değildir.
Ülkemiz toplam linyit rezervi 8 milyar ton olup, bu miktarın yüzde 45'i
Afşin–Elbistan havzasında bulunmaktadır. Bu nedenle, Afşin–Elbistan
sahasında kurulan termik santralın kârlılığının tespiti büyük önem arz
etmektedir. Mevcut santralın çalışma randımanının belirlenmesi,
çalışma randımanını olumsuz etkileyen nedenlerin ortadan
kaldırılması, bundan sonra yapılacak ve ülke enerji ihtiyacının yüzde
25'ini karşılayacak olan yatırımlara da katkıda bulunacaktır.
Ayrıca, son günlerde gündemde olan Afşin–Elbistan Termik Santralının
20 yıllığına kiraya verilmesi hususunun doğru olup olmadığının da
Yüce Mecliste tartışılmasında fayda mülahaza edilmektedir.
Bu vesileyle, önümüzdeki yıllarda yapımı düşünülen ve ülkemiz için
hayati önem arz eden, aynı bölgede projelendirilen Afşin–Elbistan B ve
C projelerininin nasıl değerlendirileceği aydınlatılmış olacaktır.
Ülkemiz için stratejik önem arz eden enerji yatırımlarının yapımında
da en uygun yöntemin tartışılarak açıklığa kavuşturulması fevkalade
önem arz etmektedir.
Kiralamanın şeffaflığı ile kiralayan firmanın iktidarla yakınlığının,
kiralama ve özel sektöre devredilmesi hususunun doğru bir karar olup
olmadığının tespiti, çalışanların maddî ve manevî hakları yanında,
işten çıkarılmaması garantisi, proje fizibilite çalışmalarında öngörülen
Orta Anadolunun ısınma ihtiyacını karşılayacak biriketleme
tesislerinin yapılıp yapılmayacağının belirlenmesi, yine aynı projede
yer alan linyitten faydalanılarak kurulması düşünülen azotlu gübre
fabrikasının ne aşamada olduğunun belirlenmesi.
Santral atıklarının değerlendirilmesi amacıyla yüksek silis ve alümin
ihtiva eden küllerin bina dış kaplama malzemesi ve ıslak zemin kaplama
amacına yönelik fayans yapımında kullanılabileceği, Türkiye Bilimsel
ve Teknik Araştırma Kurumu laboratuvarlarında belirlenmiştir. Bu
yönde bir çalışmanızın olup olmadığının açıklığa kavuşturulması.
Baca gazlarının çevreye olan olumsuz etkilerinin tespiti ve giderilmesi
için ne gibi çalışmaların yapıldığının belirlenmesi, bölge halkında
belirmeye başlayan rahatsızlığın giderilmesi açısından önemlidir.
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır.
Diğer önergeyi okutuyorum:
2. – Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 31 arkadaşının,
belediyelerin içinde bulundukları sorunların tespiti ve belediye
hizmetlerinin daha verimli yapılabilmesi için alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/65)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Belediyelerin içinde bulunduğu malî problemler, ödeme zorlukları ve
belediye-merkezî hükümet ilişkilerinde meydana gelen uyumsuzluk ve
haksız baskıların tespit edilmesi ve belediye hizmetlerinin daha verimli
yapılabilmesi için alınması gerekli tedbirleri araştırmak üzere,
Anayasanın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün 102 nci maddesi gereğince bir
Meclis araştırması açılmasını saygıyla arz ederiz.
1. Temel Karamollaoğlu (Sıvas)
2. Fethullah Erbaş (Van)
3. Abdullatif Şener (Sıvas)
4. Turhan Alçelik (Giresun)
5. Şevket Kazan (Kocaeli)
6. İbrahim Halil Çelik (Şanlıurfa)
7. Mustafa Kamalak (Kahramanmaraş)
8. Zeki Ünal (Karaman)
9. İsmail Coşar (Çankırı)
10. Suat Pamukçu (Bayburt)
11. Ahmet Derin (Kütahya)
12. Kahraman Emmioğlu (Gaziantep)
13. Zeki Karabayır (Kars)
14. Nurettin Kaldırımcı (Kayseri)
15. Musa Okçu (Batman)
16. Sacit Günbey (Diyarbakır)
17. Mehmet Fuat Fırat (İstanbul)
18. Cevat Ayhan (Sakarya)
19. Kâzım Ataoğlu (Bingöl)
20. Sait Açba (Afyon)
21. Kemalettin Göktaş (Trabzon)
22. Mukadder Başeğmez (İstanbul)
23. Muhammet Polat (Aydın)
24. Musa Demirci (Sıvas)
25. Abdullah Arslan (Tokat)
26. Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep)
27. Şevki Yılmaz (Rize)
28. Mehmet Altınsoy (Aksaray)
29. Şaban Şevli (Van)
30. Metin Işık (İstanbul)
31. Ahmet Dökülmez (Kahramanmaraş)
32. Aslan Polat (Erzurum)
Gerekçe:
Belediyeler demokrasinin temel müesseselerinin başında gelmektedir.
Şehirlerde yaşayan halka hizmet veren ve bu hizmetlerdeki aksaklıkların
hemen hissedildiği yerleşim birimleridir.
Anayasada ve kanunlarla, merkezî hükümetten bağımsız olmasına
rağmen, denetim maksadına yönelik olması icap eden ve belediye
faaliyetlerini kısıtlama maksadıyla kullanılmaması gereken vesayet
müessesesi son yıllarda, maalesef, istismar edilmektedir.
Hükümetler, bazı hallerde belediyelerin hizmetlerini önleyecek birtakım
genelgeleri, sanki buralar merkezî hükümetin taşra teşkilatıymış gibi
göndermektedir. Halbuki, merkezî hükümet gibi, belediyeler doğrudan
halkın seçimiyle işbaşına gelen ve halkın ihtiyaçlarına doğrudan cevap
verme durumunda bulunan kuruluşlardır. Mahallî idarelerin,
belediyelerin özerkliği, Batı'da, tartışılamayacak kadar kesinleşmiştir.
Bunlar dikkate alınarak, mahallî idarelerin özerkliği ile ilgili Avrupa
Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Anlaşması, zamanın Hükümeti
tarafından imzalanmıştır.
Zaten, siyasî partilerimiz, seçim beyannamelerinde, bu hususu tekrar
tekrar dile getirmişler ve hükümet programlarına da derc etmişlerdir.
Tatbikat ise, maalesef, böyle olmamaktadır. Kanunsuzlukları
denetlemek üzere tesis edilmiş olan vesayet müessesesi, zaman zaman
cezalandırma maksadıyla kullanılır hale gelmiştir.
Genelgelerle, belediyelerin personel tayinleri, yatırımları ve hatta
gelirleri usulsüz bir tarzda ve mahkeme kararlarına rağmen
durdurulmakta, belediyeler çalışamaz hale getirilmektedir.
Belediyeler, halka hizmet veren en yakın demokratik kuruluşlar
olduklarından, bunun faturasını da, maalesef, bölge halkı çekmektedir.
Hükümet tarafından belediyelere yapılan yardımlar, gayrı adil bir tarzda
dağıtılmakta; bu yardımlar, zaman zaman, şantaj maksadıyla da
kullanılmaktadır. Bilhassa, Maliye Bakanlığı tarafından yapılan
karşılıksız yardımlar, tamamen partizanca dağıtılagelmiştir.
İller Bankası vasıtasıyla verilen krediler de, yine aynı şekilde
dağıtılmakta ve partizanca kullanılagelmiştir.
Bu konu, demokrasinin temel ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Merkezî
idare - belediye münasebetlerinin daha sağlıklı bir yapıya
kavuşturulabilmesi için, konunun Büyük Millet Meclisi tarafından
etraflı bir tarzda araştırılmasına, haksızlıkların giderilmesi ve belde
halklarının mağduriyetlerinin önlenmesi için ihtiyaç vardır.
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge, gündemde yerine alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır.
Üçüncü önergeyi okutuyorum:
3. – İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 115 arkadaşının, başörtülü kız
öğrencilerin sorunları konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/66)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemiz gündeminde bunca önemli mesele varken, özellikle son onbeş
yıldır, hiç gereksiz yere, üniversitelerdeki başörtülü kız öğrencilerin
örtüleriyle uğraşılmaktadır. Türkiye'nin gündemini uzun süredir işgal
eden ve hiç yoktan huzursuzluğa neden olan bu duruma, birtakım
yöneticilerin yersiz ve kanunsuz icraatları sebep olmaktadır.
Konuyu bu yönüyle ortaya koymak, varsa kanıtları ortaya çıkarmak, bu
konuda yapılan yanlışlıkları ve doğruları tespit etmek, yanlışlık varsa
düzeltme yollarını araştırmak, sonuçta konuyu gündemden çıkarmak
üzere, Anayasanın ve İçtüzüğün ilgili hükümleri gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.
1. Azmi Ateş (İstanbul)
2. Şevket Kazan (Kocaeli)
3. Osman Pepe (Kocaeli)
4. Sabri Tekir (İzmir)
5. Hüseyin Yıldız (Mardin)
6. Latif Öztek (Samsun)
7. Şevki Yılmaz (Rize)
8. M. Recai Kutan (Malatya)
9. Bülent Arınç (Manisa)
10. Musa Demirci (Sıvas)
11. Yakup Budak (Adana)
12. Sıtkı Cengil (Adana)
13. İbrahim Ertan Yülek (Adana)
14. Zeki Ergezen (Bitlis)
15. Ahmet Çelik (Adıyaman)
16. İbrahim Halil Çelik (Şanlıurfa)
17. Sait Açba (Afyon)
18. Abdullah Gül (Kayseri)
19. M. Sıddık Altay (Ağrı)
20. Suat Pamukçu (Bayburt)
21. Cemalettin Lafcı (Amasya)
22. Murtaza Özkanlı (Aksaray)
23. Ahmet Demircan (Samsun)
24. İsmail Kahraman (İstanbul)
25. Remzi Çetin (Konya)
26. Ahmet Cemil Tunç (Elazığ)
27. Tevhit Karakaya (Erzincan)
28. Yakup Hatipoğlu (Diyarbakır)
29. İlyas Arslan (Yozgat)
30. Mehmet Altınsoy (Aksaray)
31. Mehmet Aykaç (Çorum)32. Sacit Günbey (Diyarbakır)
33. Ramazan Yenidede (Denizli)
34. Abdullah Özbey (Karaman)
35. Salih Kapusuz (Kayseri)
36. Osman Hazer (Afyon)
37. Ahmet Doğan (Adıyaman)
38. Mustafa Ünaldı (Konya)
39. Abdullah Gencer (Konya)
40. Veysel Candan (Konya)
41. Hasan Dikici (Kahramanmaraş)
42. Nurettin Kaldırımcı (Kayseri)
43. Hüseyin Arı (Konya)
44. Cafer Güneş (Kırşehir)
45. Mustafa Kemal Ateş (Kilis)
46. Mustafa Kamalak (Kahramanmaraş)
47. Ahmet Nurettin Aydın (Siirt)
48. Maliki Ejder Arvas (Van)
49. Fethullah Erbaş (Van)
50. Abdullah Örnek (Yozgat)
51. Kazım Arslan (Yozgat)
52. Memduh Büyükkılıç (Kayseri)
53. Kemal Albayrak (Kırıkkale)
54. Ahmet Feyzi İnceöz (Tokat)
55. Hasan Hüseyin Öz (Konya)
56. Metin Işık (İstanbul)
57. Hasan Hüseyin Ceylan (Ankara)
58. İsmail Yılmaz (İzmir)
59. Ömer Ekinci (Ankara)
60. Muhammet Polat (Aydın)
61. İsmail Özgün (Balıkesir)
62. Aldulhaluk Mutlu (Bitlis)
63. Hüsamettin Korkutata (Bingöl)
64. Feti Görür (Bolu)
65. Mustafa Yünlüoğlu (Bolu)
66. Mehmet Altan Karapaşaoğlu (Bursa)
67. Cemal Külahlı (Bursa)
68. Ekrem Erdem (İstanbul)
69. Mehmet Fuat Fırat (İstanbul)
70. Yaşar Canbay (Malatya)
71. Mehmet Emin Aydınbaş (İçel)
72. Saffet Benli (İçel)
73. Mehmet Sılay (Hatay)
74. Süleyman Metin Kalkan (Hatay)
75. Turhan Alçelik (Giresun)
76. Lütfi Doğan (Gümüşhane)
77. Ömer Özyılmaz (Erzurum)
78. Kahraman Emmioğlu (Gaziantep)
79. Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep)
80. Hanifi Demirkol (Eskişehir)
81. Nurettin Aktaş (Gaziantep)
82. Şinasi Yavuz (Erzurum)
83. Zeki Karabayır (Kars)
84. Fikret Karabekmez (Malatya)
85. Abdulillah Fırat (Erzurum)
86. Naci Terzi (Erzincan)
87. Lütfü Esengün (Erzurum)
88. Necati Çelik (Kocaeli)
89. Kemalettin Göktaş (Trabzon)
90. İsmail İlhan Sungur (Trabzon)
91. Bekir Sobacı (Tokat)
92. Fethi Acar (Kastamonu)
93. Abdullah Arslan (Tokat)
94. Temel Karamollaoğlu (Sıvas)
95. Ahmet Karavar (Şanlıurfa)
96. Musa Uzunkaya (Samsun)
97. Mehmet Emin Aydın (Siirt)
98. Ömer Naimi Barım (Elazığ)
99. Şaban Şevli (Van)
100. Mustafa Hasan Öz (Ordu)
101. Hüseyin Olgun Akın (Ordu)
102. Hayrettin Dilekcan (Karabük)
103. Sabahattin Yıldız (Muş)
104. Mehmet Elkatmış (Nevşehir)
105. Metin Perli (Kütahya)
106. Teoman Rıza Güneri (Konya)
107. Rıza Ulucak (Ankara)
108. Abdulkadir Öncel (Şanlıurfa)
109. Hüseyin Kansu (İstanbul)
110. Zülfikâr Gazi (Çorum)
111. Ali Oğuz (İstanbul)
112. Şeref Malkoç (Trabzon)
113. Osman Yumakoğulları (İstanbul)
114. Mehmet Ali Şahin (İstanbul)
115. Gürcan Dağdaş (İstanbul)
116. Mikail Korkmaz (Kırıkkale)
Gerekçe:
Milletimiz, terör, işsizlik, hayat pahalılığı, bölgeler arasındaki adil
olmayan gelir dağılımındaki dengesizliklerin sebep olduğu bir sürü
problemlerle boğuşmaktadır. Eğitim, sağlık, savunma ve adalet
hizmetlerinde tıkanma vardır. Bu durum, insanımızın, açlık ve sefalete
sürüklenmesine sebep olmuş, bunun neticesinde, milletimizin büyük bir
kısmı canından bezmiş ve toplumumuzda, intihar olayları artmış, aile
yuvalarının yıkılması hızlanmaya başlamıştır.
Bütün bunlara ilaveten, inancının gereği olarak, başörtüsüyle
okullarında okumak isteyen kızlarımıza, zorla başını açtırmaya
çalışmak, açmayanların ise okuma haklarını elinden almaya
kalkışmak, Anayasamızın teminat altına aldığı, eğitimde fırsat eşitliği
ilkesine aykırıdır. Bu durum ise, içinde bulunduğumuz problemleri bir
kat daha artırıp, toplumumuzda sosyal barışı temelinden sarsmaktadır.
Oysa, din özgürlüğü, en temel insan haklarından birisidir ve kişinin
inancından ötürü kınanmaması, inancının gereklerini tek başına veya
toplu olarak, halk içinde veya özel bir yerde, inandığı usul ve
yöntemlerle yerine getirme (ibadet) dinini öğrenme, öğretme ve yayma
özgürlüğünü de kapsamaktadır. Nitekim, İnsan Hakları Evrensel
Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Paris Şartı, Birleşmiş
Milletler Din ya da İnanca Dayalı Her Türlü Hoşgörüsüzlük ve
Ayırımcılığın Kaldırılması Bildirgesi gibi uluslararası belge ve
sözleşmelerle, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24 üncü maddesi, bu
temel hak ve özgürlüğü güvence altına almıştır.
Bütün bunların ışığında, cehaletten kurtulmak için okuyup, kendisine,
ailesine, ülkesine ve milletine faydalı olmak isteyen kız çocuklarımıza,
toplumumuzda yersiz kutuplaşmalara sebep olan çağdışı bu muamele
neden reva görülmektedir; bu muamelenin müsebbipleri kimlerdir; ne
yapmak ve de nereye varmak istemektedirler?
Başta devlet büyüklerimiz olmak üzere, yöneticilerimiz, uluslararası
platformlarda dahi, sahip olduğumuz hoşgörü anlayışından
bahsederken, Endülüs'te, istedikleri gibi hürriyet içinde ve huzurlu bir
ortamda yaşarken, 1492 yılında, Batılıların işgalinden sonra,
İspanya'dan sürülen Yahudi'lere ecdadımızın nasıl kucak açtığını
övünerek anlatmaktadırlar.
Bir diğer olay, atalarımızın, dünyada eşine rastlanmayacak bir şekilde,
düşkün ve kimsesizlerin barınmaları için yaptırdığı Darülaceze'de,
bütün dinlerden insanlara hizmet verilmiş ve bu insanların, ibadetlerini
rahatlıkla yapabilmeleri için, her birisinin ibadethaneleri yapılmıştır.
Yani, burada, cami, kilise ve sinagog yan yana bulunmaktadır.
Dünyada eşine rastlanmayan böylesine bir tatbikatı ecdadımıza, mesajı
evrensel olan, çağların peşinde koştuğu, çağlar üstü bir din olan İslam
inancının verdiği bir anlayış sağlamıştır. Yani, bu anlayışın temeli
"dinde zorlama yoktur" düsturunda ifadesini bulan İslam inancına
dayanmaktadır.
Batı, böylesine bir hoşgörüyü yeni yeni yakalamaya çalışırken, bu
hoşgörü ülkesinde, insanımızı huzursuz ve tedirgin eden böylesine ilkel
bir uygulamayı kabullenmek mümkün değildir. Bizler, ülkemizde
yaşayan azınlıklara tanınan hürriyet anlayışının ve serbesti ortamının,
en azından, kendi insanımıza da sağlanması gerektiğine inanmaktayız.
Kaynağı belirsiz olan ve toplumumuzda büyük yaralar açan bu çağdışı
uygulamaya son verip, özlediğimiz huzur ve saadet ortamınının yeniden
teessüsü için bir başlangıç olacağına inandığımız böyle bir
araştırmaya ihtiyaç vardır.
Yüce Heyetin takdirlerine arz olunur.
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır.
Dördüncü önergeyi okutuyorum:
4. – Kocaeli Milletvekili Şevket Kazan ve 15 arkadaşının, İstanbul
Kadıköy’de 1 Mayıs günü meydana gelen olaylarda gerekli tedbirlerin
alınmadığı iddialarını araştırmak amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/67)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1 Mayıs İşçi Bayramında, İstanbul Kadıköy'de meydana gelen anarşik
eylemlerde gereken tedbirlerin alınıp alınmadığı, alınmamışsa
sorumlu olanların tespiti açısından, Anayasanın 98 ve İçtüzüğün 102
nci maddesi gereğince bir Meclis araştırması açılmasına delaletinizi
saygılarımızla arz ederiz.
Şevket Kazan Mehmet Altınsoy Mikail Korkmaz
Kocaeli Aksaray Kırıkkale
Alaaddin Sever Aydın Kâzım Ataoğlu Mehmet Bedri
İncetahtacı
Batman Bingöl Gaziantep
Oğuzhan Asiltürk Naci Terzi Fehim Adak
Malatya Erzincan Mardin
Zeki Ergezen Salih Kapusuz Cevdet Akçalı
Bitlis Kayseri Adana
Mehmet Elkatmış Mustafa Kamalak Kemal Albayrak
Nevşehir Kahramanmaraş Kırıkkale
M. Sıddık Altay
Ağrı
Gerekçe:
Milletçe henüz anlamını tam bilemediğimiz ve kutlamasını, nedense,
beceremediğimiz "1 Mayıs İşçi ve Emek Bayramı" bu yıl, İstanbul'un
Kadıköy İlçesinde, yine kana bulandı, yine, yasadışı örgütlerin
estirdiği terör ortamında devlet aciz kaldı.
3 sivilin öldüğü, 30 sivil, 40 polisin yaralandığı, araçların ateşe
verildiği, mağazaların cam ve çerçevelerinin kırıldığı, malların
yağmalandığı ve yüz milyarlarca lira zararın ortaya çıktığı bu olayda,
başlıca suçlular, elbette, taş ve sopalarla bu hain eylemi sergileyen
illegal örgütler ve teröristlerdir.
Ancak, bu olayda, devletin de yeterli tedbiri almadığı, gerek
caydırıcılık gerek müdahale ve gerekse suçluları yakalama açısından
kendisinden beklenen dirayeti gösteremediği, herkesçe kabul edilen bir
vakıadır.
Olay sonrasında, gerek yöneticilerin gerekse toplantıyı düzenleyen
sendikacıların beyanatları, gerçekten, ilginçtir. Bir yanda, yöneticiler,
gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle sendikacıları suçlamakta, öte
yandan sendikacılar, güvenlik güçlerinin, olaya, zamanında ve yeterince
müdahalede bulunmadığından yakınmaktadırlar.
Oysa, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, toplantı ve
yürüyüşü düzenleyenlerle, toplantı ve yürüyüşün güvenliğini sağlayacak
olanların görevlerini teker teker saymıştır.
1) Bu sayılan görevleri, taraflar yerine getirmişler midir?
2) Polise, ta Ankara'dan Bakan veya Başbakan tarafından, yetkilerini
kısıtlayıcı müdahalede bulunulduğu şayiaları yaygındır, bu doğru
mudur?
3) Poliste izinler kaldırılırken, Vali Bey gerçekten Marmaris'te tatilde
midir?
4) Televizyon kameralarında meydanda 500 polis gözükmezken,
Bakanın 5 000 polisle tertibat aldık demesi gerçek midir?
5) Polise, olayı uzaktan takip edin denilmişse; bu, bir sivil polisin linç
edilmesine de duyarsız kalabilirsiniz demek midir?
6) Eylemcileri dağıtmak için elde su sıkacak panzer yok mudur? Varsa,
neden ortaya çıkmamışlar, göstericileri su sıkarak dağıtmamışlardır,
neden göz yaşartıcı bomba kullanılmamıştır?
7) Devletin çevik ve çelik kuvvetleri, neden yerli yersiz ve bilinçsiz
müdahalelerle suçludan kaçan bir görüntüye mahkûm edilmiştir?
8) Bu mitinge yasadışı örgütlerin katılacağı, hem de özel üniformaları,
bayrakları ve flamalarıyla katılacağı nasıl olup da haber
alınamamıştır?
9) Ankara'da Kızılay'da, İstanbul'da Taksim'de bu gibi toplantı ve
gösteri yürüyüşlerine izin verilmezken, en az bu yerler kadar işlek olan
Kadıköy Altıyol Caddesi ve İskele Meydanında bu toplantıya, kimler,
nasıl izin vermişlerdir?
10) Kadıköy'deki emniyet güçlerinin başında bulunan Emniyet Müdür
Muavini Ali Yön'ün ağır şekilde yaralanması, tabanca ve telsizinin
elinden alınmasını müteakip, ekipleri, kim sevki idare etmiştir? Ali
Yön, ekipler tarafından niçin korunamamıştır?
11) Olayda, çevrede hazır bekleyen askerî birliklerden niye yardım
istenmemiştir?
Tüm bu soruların ve olayla ilgili daha bilinmeyen hususların Türkiye
Büyük Millet Meclisi tarafından araştırılmasında zaruret
görüldüğünden, bu önergenin verilmesi lüzumu hâsıl olmuştur.
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır.
Bir Meclis soruşturması önergesi vardır. Önerge, bastırılıp, sayın
üyelere dağıtılmıştır.
Meclis soruşturması önergesini okutuyorum:
5. – Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün ve 62 arkadaşının, kanuna
veya genel ahlaka aykırı şekilde mal edinmek suretiyle görevini kötüye
kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ve 3628
Numaralı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci maddelerine uyduğu iddiasıyla
eski Başbakan Tansu Çiller hakkında Meclis soruşturması açılmasına
ilişkin önergesi (9/4)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Konu: Kanuna ve genel ahlaka aykırı şekilde mal edinen ve görevini
kötüye kullanan sabık Başbakan Tansu Çiller hakkında Anayasanın 100
üncü madesi gereğince Meclis soruşturması açılması talebimizdir.
Gerekçe: "Mülkiyet hakkı" temel insan haklarının ilk beşinden biridir.
Bu hak, komünist rejimlerde inkâr edilmiş, kapitalist rejimlerde
tekelleştirilmiş, adil sistemlerde ise meşruiyet sınırları içinde daima
korunmuş ve itibar görmüştür.
Bu soruşturma önergesini hazırlayan biz milletvekilleri de, mülkiyet
hakkının meşruiyet sınırları içinde olmak kaydıyla korumaya ve itibar
edilmeye layık gördüğümüzü peşinen belirtmek istiyoruz.
Yine bizler "beraatı zimmetin asıl" olduğuna, yani bir insanın suçluluğu
sabit oluncaya kadar onun masum sayılması gerektiğine de gönülden
inanıyoruz.
Ama bizler, aynı zamanda milletvekilleriyiz. Sadece kanun yapmakla
değil, devleti yönetenleri millet adına denetlemekle de görevliyiz. İşte
Sabık Başbakan Tansu Çiller'in mal varlığıyla ilgili bu Meclis
soruşturması önergesini, bu görevi yerine getirmek, bilinmeyen
gerçeklerin öğrenilmesine, Sayın Çiller'in serveti hakikaten meşru ise
aklanmasına, aksi halde adalet önünde hesap vermesine yol açmak için
takdim etmekteyiz.
Özellikle 25 Haziran 1993'ten, yani Başbakan olduktan sonra Sayın
Tansu Çiller'in ve ailesinin mal varlığı, kamuoyunu devamlı meşgul
etmiş, bu ailenin çok kısa bir zaman içinde ortaya çıkan aşırı şekildeki
zenginliği, servetlerinin meşruiyeti hakkında kamuoyunu derin
şüphelere ve endişelere düşürmüştür. 19 uncu Dönemde bu konunun
araştırılması için bir araştırma komisyonu kurulmak istenmiş; ancak, o
günkü Meclis aritmetiğinden yararlanılarak, 1982'den sonraki tüm parti
ve liderleri, eşleri, çocukları ve kardeşleri araştırma kapsamına
alınmak suretiyle, komisyon amacından saptırılmış, çalışmalar içinden
çıkılmaz hale getirilmiş ve gerekli şekilde araştırma yapılamayarak,
Çillerlerin mal varlığı üzerindeki şüphe ve şaibeler
aydınlatılmamıştır. Bu şüphe ve endişeler hâlâ da devam etmektedir.
Zira kendisinin mal varlığı hakkında yaptığı açıklamalar hiç kimse için
inandırıcı olmamıştır.
Neden olmamıştır?
Her şeyden evvel Sayın Tansu Çiller bir memur çocuğudur. Üniversiteyi
bitirdikten sonra eşi Özer Çiller'le birlikte 1967 yılında ABD'ye gitmiş
ve orada 7 yıl kalmışlardır. Amerika'daki yıllarında, yaşam mücadelesi
içinde para biriktirmek bir yana, ancak geçinebilecek kadar bir gelire
sahip olabilmişlerdir. Nitekim kendisi o yıllarını şöyle anlatmaktadır:
"Gerçekten, öyle günlerimiz oldu ki tek bir Coca Cola'yı dışarıda içecek
paramız yoktu. Yıllarca tek bir kere lokantaya gidemedik. İlk oğlumuz
minicik odamızda doğdu, büyüdü. Hele bir salı günlerimiz vardı, size
anlatırken bile üzülüyorum. Sabahtan akşama kadar iki genç insanın
ağzına bir lokma koymadan koşturmasını düşünebiliyor musunuz." (16
Eylül 1991, Sabah Gazetesi)
Çillerler, ABD'den 1974 yılında dönmüşler ve Sayın Tansu Çiller
Boğaziçi Üniversitesinde öğretim üyeliği, eşi Özer Çiller ise özel
sektörde yöneticilik yapmaya başlamışlardır. Her ikisi de bazı aile
şirketlerinde hisse sahibi olmak dışında kazanç sağlayacak bir işle
uğraşmamışlardır.
20 Ekim 1991 seçimlerinde DYP'den milletvekili seçilen Sayın Çiller, 30
Kasım 1991'de güvenoyu alan Demirel Hükümetinde ekonomiden
sorumlu Devlet Bakanlığı görevinde bulunmuş, Başbakan Süleyman
Demirel'in Cumhurbaşkanı olmasından sonra, önce DYP Genel
Başkanlığına getirilmiş, daha sonra da 30 Haziran 1993'te DYP-SHP
Koalisyon Hükümetinin Başbakanı olmuştur.
Önce ancak geçinebilecek bir gelire, daha sonra bir üniversite öğretim
üyesi maaşına, daha sonra da bir milletvekili ve nihayet bakanlık
maaşına göre tasavvur edilebilecek servetine karşı Sayın Çiller'in hem
de birkaç yıl içinde birdenbire akıllara durgunluk verecek bir servete
sahip olduğu ortaya çıkmıştır.
Çiller'in nerede ne kadar serveti var?
Gerek TBMM Başkanlığına muhtelif tarihlerde verdiği mal
bildirimlerine ve gerekse çalışmalarını maalesef sonuçlandıramayan
"10/198 no'lu Siyasî Parti Liderlerinin ve Yakınlarının Mal
Varlıklarını Araştırma Komisyonu" raporlarına göre Çiller ailesinin
sahip olduğu servetin tablosu şöyledir:
A) Gayri Menkul Malları:
l. ABD 'deki Gayri Menkulleri
1. New Hepshıra Eyaleti Salem Kentinde 19.3.1993'te satın alınan 218
000 dolar değerinde villa.
2. Aynı eyaletin aynı kentinde 18.9.1992'de satın alınan 2 585 000 dolar
değerinde Holiday Inn Oteli.
3. Aynı eyaletin Drry Kentinde 28.10.1992'de satın alınan 500 000 dolar
değerinde 18 daireli bir bina.
4. Aynı eyaletin Hooksett Kentinde 31.12.1992 tarihinde satın alınan
Granite Hill isimli 1 200 000 dolar değerinde alışveriş merkezi.
5. Washington Eyaleti Rockwille Kentinde 6.12.1988'de satın alınan 175
000 dolar değerinde bir villa.
Amerika Birleşik Devletlerindeki taşınmazların toplam değeri 4 678
000 dolar olup, yaklaşık 350 milyar 850 milyon Türk Lirasıdır. İşin
ilginç yanı, Çillerlerin bu emlakın 175 000 dolarlık kismını 1988'de,
kalan 4 503 000 dolarlık kısmını ise 1992, 1993 yıllarında sahiplenmiş
olmalarıdır.
II. Türkiye'deki Gayri Menkulleri
1. İstanbul Şişli'de 120 milyar lira değerinde 8 katlı Çiller's Group İş
Merkezi.
2. Sarıyer Kısırkaya'da 11 parsel halinde toplam 69 970 metrekare
yüzölçümünde 700 milyar değerinde arsa.
3. Sarıyer Uskumru Köyde üç parsel halinde, toplam 39 590 metrekarelik
395 milyar değerinde arsa.
4. Yine Uskumru Köyde, üzerinde 30 adedi Çillerlere ait 104 villanın
inşa halinde olduğu üç parsel halindeki 50 584 metrekarelik arsa. Bu arsa
üzerinde, ayrıca 32 daireli bir apart otel inşaatı da devam etmektedir.
Çillerlerin hissesine düşen değer, asgarî 1,5 trilyon liradır.
5. Kilyos'ta 29 768 metrekarelik 300 milyar değerinde arsa.
6. Yeniköy'de 500 milyar lira değerinde yalı.
7. Muğla-Milas'ta 13 bin metrekarelik zeytinlik.
8. Ankara'da 18 inci Dönem Kooperatifte 20 milyarlık villa.
9. Milas'ta bir arsa ve bir zeytinliğin 1/4 hissesi. (Annesinden)
10. Sarıyer-İstinye'de bir ev. (Annesinden)
11. Üsküdar'da bir ev. (Annesinden)
12. Üsküdar'da bir dükkân. (Annesinden)
13. Bilkent'te 50 milyar değerinde dubleks daire.
B) Menkul Malları:
1. 50 milyar değerinde President isimli yat.
2. Yeşilyurt Turizm AŞ'de 35 711 hisse.
3. Marsan Marmara Holding AŞ'de 425 bin hisse.
4. 33 adet muhtelif cins ve değerde mücevherat.
5. 1995 yılında vefat eden ev kadını annesinden miras kalan: 880 adet
cumhuriyet altını, 570 bin dolar, 690 bin mark, 432 milyon Türk Lirası
olmak üzere, toplam 83 milyar lira civarında altın ve nakit. Yine, ilginç
olan nokta, Çiller'in annesinin bu mal varlığı hakkındaki beyanını, kara
para aklar gibi annesinin vefatından sonra yapmış olmasıdır.
C) Eşi Özer Çiller'in Şahsına Ait:
I- Gayri Menkulleri:
1- Yeşilyurt Yapı Kooperatifinde hisse.
2- Sarıyer Uskumru Köy Bizim Vadi Yapı Kooperatifinde süper lüks bir
villa.
3- Bozu Gözem mevkiinde 14 645 metrekarelik arazi.
4- Bolu Tatarlar mevkiinde 4 180 metrekarelik arazi.
5- Sarıyer Kısırkaya mevkiinde 21 750 metrekarelik üç ayrı parsel
halinde arsa.
6- Akdeniz Tatil Sitesi Yapı Kooperatifinde 70 metrekarelik yazlık.
(1975'te alınmış)
II- Menkulleri:
1- Marsan Holding AŞ'de 425 bin hisse
2. Aytaş Turizm Yatırım İşletmeleri AŞ'de 8 237/10 000 hisse. (ki, bu
şirket, şu anda, Antalya Beldibi'nde, Turizm Bakanlığınca, adına 49 yıl
süreyle tahsis edilen hazine arazisi üzerinde villa inşaatı yapmaktadır)
D) Oğlu Mert Çiller'in Özel Varlığı:
1994'teki mal beyanına göre 950 milyon liralık hazine bonosu.
E) Kuşadası'ndaki Çiftlik:
Bu konu, basın tarafından, geçtiğimiz yıl kamuoyu gündemine
getirilmişti.
Kuşadası Çamtepe mevkiinde kâin 90 553 metrekarelik çiftlik arazisinin,
Çiller ailesinin yanında çalışan Suna Gönül Pelister tarafından, 1 milyar
400 milyona tüm hissedarlardan tapu dairesinde 11.5.1994 tarihinde satın
alınması bir muvazaayı akla getirmiş ve Çillerlerin, aslında kendileri
için aldıkları bir yeri bu hanım adına alınmış gibi gösterdikleri
şayiaları her yerde konuşulur hale gelmiştir. O zaman, Sayın Tansu
Çiller "bu araziyi çok düşük ücretle alıp, yanımızda çalışan Suna
Pelister adına tapu çıkardığımız yönündeki iddiaların hepsi uydurma.
Suna Pelister bu yeri alıp kendisine bağ evi yapmak istedi; biz de borç
verdik, yardımcı olduk" demişti.
Ne var ki, 18 Nisan 1996 tarihli gazetelerde oyun ortaya çıktı. Aile
yanında çalışan Suna Hanım tapu dairesine başvurarak, önce araziyi iki
parsele ayırdı, daha sonra büyük parseli 15 Martta 8 milyara, küçük
parseli ise 15 Nisanda 3 milyara Çiller ailesine satıverdi. Bu durum,
Çiller'in bu konuda daha önce söylediği bütün sözlerin yalan olduğunu ve
kendisine güvenilemeyeceğini ortaya koydu.
Aslında inanılması mümkün olmayan başka hususlar da var.
Ne bu yerin başlangıçta 1 milyar 400 milyona satın alınması ne de
üzerinde yapılan inşaatın 600 milyona mal edilmesi mümkün olmadığı
gibi, 100 milyar değerindeki bir yerin 11 milyar liraya satın alınması da
mümkün değildir.
Burada esas önemli olan büyük malî imkânların küçük gösterilmesi
değil, baştan beri kendisine ait olan bir yeri, kaynağını ve miktarını
göstermekte güçlük çektiği mal varlığını küçük gösterebilmek için
Çiller'in muvazaalı yollara saparak, daha önce "benimle ilgisi yok"
demiş olmasıdır.
F) Ve Daha Bilinmeyenler:
İşte, bu önergeyi Türkiye Büyük Millet Meclisine takdim ettiğimiz
bugünkü günde dahi (26 Nisan 1996) Milliyet Gazetesinde yeni bir
başlık "Çiller'in üç evi daha çıktı" Bu evlerin tapuya tescil tarihleri ise,
11 Nisan 1996.
Tansu Çiller'in sadece beyan ettiği mallarının bugünkü rayice göre en az
değeri 5 trilyon liradır.
İşte soruşturulması gereken husus, Sayın Çiller'in bu muazzam
astronomik mal varlığını nasıl, nereden kazandığı paralarla ve ne yolla
edindiğinin açıklığa kavuşturulmasıdır.
Bu husus, bugüne kadar, bütün zorlamalara rağmen hiçbir şekilde
açıklığa kavuşmamıştır. Kendisinin yaptığı açıklamaların hepsi
kamuoyunu tatminden uzaktır.
Kendi ifadesine ve o tarihte verdiği veraset intikal beyannamesine göre,
bu astronomik mal varlığı ve bütün bu zenginlikler, 1974'te vefat eden
babasının miras bıraktığı 437 940 TL nakit ile 1 milyon 155 bin TL
değerindeki 8 adet gayrimenkulden meydana gelmiştir.
Kamuoyundaki genel kanaate göre ise, akıllara durgunluk veren bu mal
varlığı, Hazineyi trilyonlarca lire zarara sokarak batırılan ve Özer
Çiller'in Genel Müdürü olduğu İstanbul Bankasından başlamak
suretiyle, bugüne kadar uzanan ve yine kamuoyu tarafından "yalı çetesi"
diye adlandırılan bir ekibin perde arkası organizasyonu ve Çiller'in
bakanlık ve başbakanlık nüfuzunu kötüye kullanarak destek vermesi
neticesinde, haksız iktisap yoluyla elde edilmiştir.
Zira, listesi ekte sunulan ve devamlı zarar eden, doğru dürüst vergi dahi
ödemeyen Çiller ailesine ait 17 şirketin kârıyla veya zaman içinde alınıp
satıldığı söylenen gayri menkullerin gelirleriyle böyle bir servete sahip
olmak, aklın alacağı bir iş değildir. Kaldı ki, Sayın Tansu Çiller'in,
annesinin vefatı üzerine verdiği mal bildiriminde, kendisine annesinden
miras olarak intikal ettiğini bildirdiği 880 adet cumhuriyet altını, 570 bin
Amerikan Doları, 690 bin Alman Markı, 432 milyon 831 bin Türk
Lirası ki, bugünkü değerlerle 83 milyar 400 milyon lira tutarındaki
servetin dahi mahiyeti ve kaynağı şüphelidir ve kamuoyunca
araştırılmasının gereğine inanılmaktadır.
Bütün bu gerçekler karşısında, kamu vicdanının rahat edebilmesi ve
aynı zamanda Sayın Tansu Çiller'in temize çıkabilmesi için, bu büyük
serveti nasıl elde ettiğinin soruşturulup açıklığa kavuşturulması
gerekmektedir.
Türk Ceza Kanununun bilinen hükümleri yanında, 3628 sayılı
Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 4 üncü maddesinde "Kanuna veya
genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar haksız mal
edinme sayılır" hükmü mevcuttur. Bu hüküm karşısında, Sayın
Çiller'in, bütün mal varlığını, kanuna ve genel ahlaka uygun şekilde
sağladığını ispat etmesi ve serveti üzerindeki şüphe ve şaibeleri ortadan
kaldırması gerekmektedir. Bu soruşturma önergesiyle, Sayın Çiller'e, bu
yolda en büyük imkân tanınmaktadır.
Yukarıdan beri izah edilen olaylar, gerçekler ve tespitler sebebiyle, eski
Başbakan Sayın Tansu Çiller hakkında, Türk Ceza Kanununun 240 ve
3628 sayılı Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 13, 14 ve 15 inci
maddelerine göre soruşturma yapılması için Anayasanın 100 üncü ve
İçtüzüğün ilgili maddeleri gereğince Meclis soruşturması açılmasına
karar verilmesini saygılarımızla arz ederiz.
1 - Lütfü Esengün (Erzurum)
2 - Şevket Kazan (Kocaeli)
3 - Musa Demirci (Sıvas)
4 - Oğuzhan Asiltürk (Malatya)
5 - Ahmet Tekdal (Ankara)
6 - Salih Kapusuz (Kayseri)
7 - Mustafa Köylü (Isparta)
8 - Nezir Aydın (Sakarya)
9 - İsmail Özgün (Balıkesir)
10 - Avni Doğan (Kahramanmaraş)
11 - Mehmet Sılay (Hatay)
12 - Abdullah Arslan (Tokat)
13 - Hasan Dikici (Kahramanmaraş)
14 - Osman Hazer (Afyon)
15 - Metin Perli (Kütahya)
16 - Sıtkı Cengil (Adana)
17 - Mehmet Emin Aydın (Siirt)
18 - Hüseyin Arı (Konya)
19 - Tevhit Karakaya (Erzincan)
20 - Maliki Ejder Arvas (Van)
21 - Kahraman Emmioğlu (Gaziantep)
22 - Fethi Acar (Kastamonu)
23 - Ersönmez Yarbay (Ankara)
24 - Abdullah Özbey (Karaman)
25 - Fethullah Erbaş (Van)
26 - Musa Okçu (Batman)
27 - Hüseyin Olgun Akın (Ordu)
28 - Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep)
29 - Zeki Ergezen (Bitlis)
30 - Yasin Hatiboğlu (Çorum)
31 - Ahmet Dökülmez (Kahramanmaraş)
32 - Mustafa Baş (İstanbul)
33 - Hasan Hüseyin Öz (Konya)
34 - Mehmet Aykaç (Çorum)
35 - Turhan Alçelik (Giresun)
36 - Alaaddin Sever Aydın (Batman)
37 - Mahmut Sönmez (Bingöl)
38 - Zülfükâr İzol (Şanlıurfa)
39 - Celal Esin (Ağrı)
40 -Abdulhaluk Mutlu (Bitlis)
41- Rıza Ulucak (Ankara)
42 - Hasan Hüseyin Ceylan (Ankara)
43 - Temel Karamollaoğlu (Sıvas)
44 - Sait Açba (Afyon)
45 - Cevat Ayhan (Sakarya)
46 - Mustafa Kamalak (Kahramanmaraş)
47. - Şaban Şevli (Van)
48 - Ahmet Cemil Tunç (Elazığ)
49 - Hasan Belhan (Elazığ)
50 - Kemalettin Göktaş (Trabzon)
51 - Kâzım Ataoğlu (Bingöl)
52 - M. Recai Kutan (Malatya)
53 - Necati Çelik (Kocaeli)
54 - Nurettin Aktaş (Gaziantep)
55 - Ahmet Derin (Kütahya)
56 - Zülfikâr Gazi (Çorum)
57 - Aslan Polat (Erzurum)
58 - Mehmet Fuat Fırat (İstanbul)
59 - Seyyit Haşim Haşimi (Diyarbakır)
60 - Sacit Günbey (Diyarbakır)
61 - Müstafa Ünaldı (Konya)
62 - İbrahim Ertan Yülek (Adana)
63 - Ferit Bora (Diyarbakır)
BAŞKAN – Meclis soruşturması önergesi bilgilerinize sunulmuştur.
Anayasanın 100 üncü maddesinde belirtilen "Meclis, bu istemi en geç bir
ay içinde görüşür ve karara bağlar" hükmü uyarınca, soruşturma
önergesinin görüşülme gününe dair Danışma Kurulu önerisi, daha sonra,
Genel Kurulun onayına sunulacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonunun 7
adet raporu vardır; ayrı ayrı okutup, bilgilerinize sunacağım.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Temmuz, Ağustos ve
Eylül 1994 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/2) (S. Sayısı: 4) (1)
BAŞKAN – 4 sıra sayılı raporu okutuyorum :
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Temmuz 1994 başında bankada mevcut para. 34 255 986 000.–
Temmuz-Ağustos-Eylül 1994 aylarında Ziraat
Bankasının aldığı para. 577 318 198 000.–
Toplam 611 574 184 000.–
Temmuz-Ağustos-Eylül 1994 aylarında Ziraat
Bankasının harcadığı para. 557 177 964 000.–
Ekim 1994 başında bankada mevcut para. 54 396 220 000.–
Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Temmuz-Ağustos-Eylül
1994 aylarına ait hesapları incelendi;
Temmuz 1994’te Ziraat Bankasındaki 34 255 986 000.– TL mevcudu ile
Temmuz-Ağustos-Eylül 1994 aylarında Hazineden 577 318 198 000.–
TL alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 611 574 184
000.– TL olduğu mevcuttan sarf olunan 557 177 964 000.– TL tenzil
edildikten sonra Ekim 1994 başında Bankadaki kasa mevcudunun 54
396 220 000.– TL den ibaret olduğu Saymanlıktaki defterlerle sarf
evrakının birbirine uygun bulunduğu görülmüştür.
Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur.
Başkan Başkanvekili
Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız
Artvin Kastamonu
Sözcü Kâtip
Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu
Van Bursa
Denetçi Üye
Hacı Filiz İsmail Coşar
Kırıkkale Çankırı
Üye Üye
Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay
Kütahya İstanbul
Üye Üye
Mustafa Köylü Cihan Yazar
Isparta Manisa
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
2. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ekim, Kasım ve
Aralık 1994 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/3) (S. Sayısı : 5) (1)
BAŞKAN – 5 sıra sayılı raporu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ekim 1994 başında bankada mevcut para. 54 396 220 000.–
Ekim-Kasım-Aralık 1994 aylarında Ziraat
Bankasının aldığı para. 629 450 898 000.–
Toplam 683 847 118 000.–
Ekim-Kasım-Aralık 1994 aylarında Ziraat
Bankasının harcadığı para. 613 023 867 000.–
Ocak 1995 başında bankada mevcut para. 70 823 251 000.–
Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ekim - Kasım - Aralık
1994 aylarına ait hesapları incelendi;
Ekim 1994’te Ziraat Bankasındaki 54 396 220 000.– TL mevcudu ile
Ekim-Kasım-Aralık 1994 aylarında Hazineden 629 450 898 000.– TL
alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 683 847 118 000.–
TL olduğu mevcuttan sarf olunan 613 023 867 000.– TL tenzil edildikten
sonra Ocak 1995 başında bankadaki kasa mevcudunun 70 823 251 000.–
TL’den ibaret olduğu Saymanlıktaki defterlerle sarf evrakının birbirine
uygun bulunduğu görülmüştür.
Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur.
Başkan Başkanvekili
Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız
Artvin Kastamonu
Sözcü Kâtip
Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu
Van Bursa
Denetçi Üye
Hacı Filiz İsmail Coşar
Kırıkkale Çankırı
Üye Üye
Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay
Kütahya İstanbul
Üye Üye
Mustafa Köylü Cihan Yazar
Isparta Manisa
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
3. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak, Şubat ve Mart
1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını
İnceleme Komisyonu Raporu (5/4) (S. Sayısı : 6) (1)
BAŞKAN – 6 sıra sayılı raporu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ocak 1995 başında bankada mevcut para. 70 823 251 000.–
Ocak-Şubat-Mart 1995 aylarında Ziraat
Bankasının aldığı para. + 1 012 816 937 000.–
Toplam 1 083 640 188 000.–
Ocak-Şubat-Mart 1995 aylarında Ziraat
Bankasının harcadığı para. – 907 636 469 000.–
Nisan 1995 başında bankada mevcut para. 176 003 719 000.–
Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak-Şubat-Mart 1995
aylarına ait hesapları incelendi;
Ocak 1995’te Ziraat Bankasındaki 70 823 251 000.– TL mevcudu ile
Ocak-Şubat-Mart 1995 aylarında Hazineden 1 012 816 937 000.– TL
alınarak Bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 1 083 640 188 000.–
TL olduğu mevcuttan sarf olunan 907 636 469 000.– TL tenzil edildikten
sonra Nisan 1995 başında bankadaki kasa mevcudunun 176 003 719
000.– TL’den ibaret olduğu Saymanlıktaki defterlerle sarf evrakının
birbirine uygun bulunduğu görülmüştür.
Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur.
Başkan Başkanvekili
Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız
Artvin Kastamonu
Sözcü Kâtip
Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu
Van Bursa
Denetçi Üye
Hacı Filiz İsmail Coşar
Kırıkkale Çankırı
Üye Üye
Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay
Kütahya İstanbul
Üye Üye
Mustafa Köylü Cihan Yazar
Isparta Manisa
BAŞKAN–Bilgilerinize sunulmuştur.
4. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Nisan, Mayıs ve
Haziran 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/5) (S. Sayısı : 7) (1)
BAŞKAN –7 sıra sayılı raporu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Nisan 1995 başında bankada mevcut para. 176 003 719 000.–
Nisan-Mayıs-Haziran 1995 aylarında Ziraat
Bankasının aldığı para. + 941 022 358 000.–
Toplam 1 117 056 077 000.–
Nisan-Mayıs-Haziran 1995 aylarında Ziraat
Bankasının harcadığı para. – 1 102 442 682 000.–
Temmuz 1995 başında bankada mevcut para. 14 613 395 000.–
Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Nisan-Mayıs-Haziran
1995 aylarına ait hesapları incelendi;
Nisan 1995’de Ziraat Bankasındaki 176 003 719 000.– TL mevcudu ile
Nisan-Mayıs-Haziran 1995 aylarında Hazineden 941 022 358 000.– TL
alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 1 117 056 077 000.–
TL olduğu mevcuttan sarf olunan 1 102 442 682 000.– TL tenzil
edildikten sonra Temmuz 1995 başında bankadaki kasa mevcudunun 14
613 395 000.– TL’den ibaret olduğu Saymanlıktaki defterlerle sarf
evrakının birbirine uygun bulunduğu görülmüştür.
Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur.

Başkan Başkanvekili
Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız
Artvin Kastamonu
Sözcü Kâtip
Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu
Van Bursa
Denetçi Üye
Hacı Filiz İsmail Coşar
Kırıkkale Çankırı
Üye Üye
Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay
Kütahya İstanbul
Üye Üye
Mustafa Köylü Cihan Yazar
Isparta Manisa
BAŞKAN– Bilgilerinize sunulmuştur.
5. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Temmuz, Ağustos ve
Eylül 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/6) (S. Sayısı: 8) (1)
BAŞKAN – 8 sıra sayılı raporu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Temmuz 1995 başında bankada mevcut para. 14 613 395 000.–
Temmuz-Ağustos-Eylül 1995 aylarında Ziraat
Bankasının aldığı para. + 832 216 709 000.–
Toplam 846 830 104 000.–
Temmuz-Ağustos-Eylül 1995 aylarında Ziraat
Bankasının harcadığı para. – 975 378 767 000.–
Ekim 1995 başında hazinenin T.C. Ziraat Bankasına
olan borcu – 128 548 663 000.–
Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Temmuz-Ağustos-Eylül
1995 aylarına ait hesapları incelendi;
Temmuz 1995’te Ziraat Bankasındaki 14 613 395 000.– TL mevcudu ile
Temmuz-Ağustos-Eylül 1995 aylarında Hazineden 832 216 709 000.–
TL alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 846 830 104
000.– TL olmasına rağmen, Hazinenin T.C. Ziraat Bankasına 128 548
663 000.– TL borcu ile birlikte 975 378 767 000– TL sarf edilmiş olduğu
Saymanlıktaki defterlerle sarf evrakının birbirine uygun bulunduğu
görülmüştür.
Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur.

Başkan Başkanvekili
Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız
Artvin Kastamonu
Sözcü Kâtip
Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu
Van Bursa
Denetçi Üye
Hacı Filiz İsmail Coşar
Kırıkkale Çankırı
Üye Üye
Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay
Kütahya İstanbul
Üye Üye
Mustafa Köylü Cihan Yazar
Isparta Manisa
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
6. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ekim, Kasım ve
Aralık 1995 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/7) (S. Sayısı : 9) (1)
BAŞKAN – 9 sıra sayılı raporu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ekim 1995 başında hazinenin T.C.
Ziraat Bankasına olan borcu. – 128 548 663 000.–
Ekim-Kasım-Aralık 1995 aylarında Ziraat
Bankasının aldığı para. + 1 608 352 878 000.–
Toplam 1 479 804 215 000.–
Ekim-Kasım-Aralık 1995 aylarında Ziraat
Bankasının harcadığı para. – 1 449 133 998 000.–
Ocak 1996 başında bankada mevcut para. 30 670 217 000.–
Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ekim-Kasım-Aralık 1995
aylarına ait hesapları incelendi;
Ekim 1995’te hazinenin Ziraat Bankasına olan 128 548 663 000.– TL
borcu ile Ekim-Kasım-Aralık 1995 aylarında Hazineden 1 608 352 878
000.– TL alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 1 479 804
215 000.– TL olduğu mevcuttan sarf olunan 1 449 133 998 000.– TL
tenzil edildikten sonra Ocak 1996 başında bankadaki kasa mevcudunun
30 670 217 000.– TL’den ibaret olduğu Saymanlıktaki defterlerle sarf
evrakının birbirine uygun bulunduğu görülmüştür.
Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur.

Başkan Başkanvekili
Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız
Artvin Kastamonu
Sözcü Kâtip
Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu
Van Bursa
Denetçi Üye
Hacı Filiz İsmail Coşar
Kırıkkale Çankırı
Üye Üye
Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay
Kütahya İstanbul
Üye Üye
Mustafa Köylü Cihan Yazar
Isparta Manisa
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
7. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak, Şubat ve Mart
1996 Ayları Hesabına Ait Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını
İnceleme Komisyonu Raporu (5/8) (S. Sayısı : 10) (2)
BAŞKAN – 10 sıra sayılı son raporu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ocak 1996 başında bankada mevcut para. 30 670 217 000.–
Ocak-Şubat-Mart 1996 aylarında Ziraat
Bankasının aldığı para. + 1 646 211 390 000.–
Toplam 1 676 881 607 000.–
Ocak-Şubat-Mart 1996 aylarında Ziraat
Bankasının harcadığı para. – 1 688 419 946 000.–
Nisan 1996 başında hazinenin T.C. Ziraat
Bankasına olan borcu – 11 538 339 000.–
Türkiye Büyük Millet Meclisi Saymanlığının Ocak-Şubat-Mart 1996
aylarına ait hesapları incelendi;
Ocak 1996 da Ziraat Bankasındaki 30 670 217 000.– TL mevcudu ile
Ocak-Şubat-Mart 1996 aylarında Hazineden 1 646 211 390 000.– TL
alınarak bankadaki hesaba yatırılan meblağ ceman 1 676 881 607 000.–
TL olmasına rağmen, Hazinenin T.C. Ziraat Bankasına 11 538 339
000.– TL borcu ile birlikte 1 688 419 946 000.– TL sarf edilmiş olduğu,
Saymanlıktaki defterlerle sarf evrakının birbirine uygun bulunduğu
görülmüştür.
Genel Kurulun bilgisine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur.

Başkan Başkanvekili
Süleyman Hatinoğlu Haluk Yıldız
Artvin Kastamonu
Sözcü Kâtip
Şerif Bedirhanoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu
Van Bursa
Denetçi Üye
Hacı Filiz İsmail Coşar
Kırıkkale Çankırı
Üye Üye
Mehmet Korkmaz Mehmet Moğultay
Kütahya İstanbul
Üye Üye
Mustafa Köylü Cihan Yazar
Isparta Manisa

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
(10/1), (10/14) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun
çalışma süresinin uzatılmasına dair bir tezkere vardır; okutup
oylarınıza sunacağım:

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
15. – (10/1, 14) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu
Başkanlığının, Komisyonun görev süresinin uzatılmasına ilişkin
tezkeresi (3/257)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Komisyonumuz 25.4.1996 tarihli toplantısında, çalışma süresi içinde
araştırmasını tamamlayamadığından, yeni bir çalışma süresi verilmesi
için talepte bulunmaya karar vermiştir.
Karar uyarınca; Komisyonumuza, Genel Kurulun ilgili kararı tarihinden
geçerli olmak üzere, 2 aylık yeni bir çalışma süresi verilmesi için
gereğini arz ederim.
Erkan Mumcu
Isparta
Komisyon Başkanı
BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Başbakanlığın, Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş bir
tezkeresi vardır; okutup oylarınıza sunacağım:
16. – Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, Özbekistan’a yapacağı
resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi
(3/258)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
6.5.1996
Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel'in bir heyetle birlikte 7-9
Mayıs 1996 tarihlerinde Özbekistan'a yapacağı resmî ziyarete, ekli
listede adları yazılı milletvekillerinin de katılmaları uygun
görülmüştür.
Anayasamızın 82 nci maddesine göre, gereğini arz ederim.

Mesut Yılmaz
Başbakan
Liste:
Abdülbaki Ataç (Balıkesir)
Feti Görür (Bolu)
Ali Topuz (İstanbul)
Y. Selahattin Beyribey (Kars)
Çetin Bilgir (Kars)
BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır;
okutup oylarınıza sunacağım:
17. – Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı HABITAT II
Global Parlamenterler Forumuna, TBMM’yi temsilen 16 milletvekilinden
oluşan bir heyetle katılınmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/259)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
6.5.1996
Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı HABITAT II Global
Parlamenterler Forumu 31 Mayıs-1 Haziran 1996 tarihleri arasında
İstanbul'da düzenlenecektir.
Söz konusu forum toplantısına katılmak üzere, 8 kişilik bir Türkiye
Büyük Millet Meclisi heyetinin oluşturulması hususu, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Dışilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı
Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulmuş
ve 10.4.1996 tarihli 35 inci Genel Kurul Birleşiminde kabul edilmiştir.
Anılan toplantıya katılan ülkelerin iştirakleri göz önünde
bulundurularak, söz konusu konferansa Türkiye Büyük Millet Meclisini
temsilen 16 milletvekilimizden oluşan daha geniş bir heyetle
katılınması hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dışilişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca
Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Mustafa Kalemli
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Danışma Kurulunun önerileri vardır; okutup, ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım:
VI. – ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1. – Genel Kurulda görüşülecek konuların yeniden düzenlenmesi ile
(10/67) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşme günü ve
çalışma süresine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
7.5.1996
Danışma Kurulunun 7.5.1996 Salı günü yapılan toplantısında,
aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun onayına sunulması uygun
görülmüştür.
Kamer Genç
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Vekili
Şevket Kazan Ali Rıza Gönül
RP Grubu Başkanvekili DYP Grubu Başkanvekili
Murat Başesgioğlu Hasan Hüsamettin Özkan
ANAP Grubu Başkanvekili DSP Grubu Başkanvekili
Nihat Matkap
CHP Grubu Başkanvekili
Öneriler:
1.- Genel Kurulun toplantı günlerinden, salı gününün denetim
konularına (Anayasanın süreye bağladığı konular hariç), çarşamba ve
perşembe günlerinin de kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan
gelen diğer işlerin görüşülmesine ayrılması; salı ve çarşamba
günlerinde, birleşimin başında bir saat süreyle sözlü soruların
görüşülmesi, sunuşlar ve işaret oyuyla yapılacak seçimlerin her gün
yapılması önerilmiştir.
2.- 6.5.1996 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan ve okunmuş bulunan
(10/67) esas numaralı ve 1 Mayıs günü meydana gelen olaylar
hakkındaki Meclis araştırması önergesinin görüşmelerinin, Genel
Kurulun 14.5.1996 Salı günkü birleşiminde yapılması ve görüşmelerin
bitimine kadar çalışma süresinin uzatılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi, birinci öneriyi oylarınıza
sunmak üzere yeniden okutuyorum:
1.- Genel Kurulun toplantı günlerinden, salı gününün denetim
konularına (Anayasanın süreye bağladığı konular hariç), çarşamba ve
perşembe günlerinin de kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan
gelen diğer işlerin görüşülmesine ayrılması; salı ve çarşamba
günlerinde, birleşimin başında bir saat süreyle sözlü soruların
görüşülmesi, sunuşlar ve işaret oyuyla yapılacak seçimlerin her gün
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
İkinci öneriyi okutuyorum:
2.- 6.5.1996 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan ve okunmuş bulunan
(10/67) esas numaralı ve 1 Mayıs günü meydana gelen olaylar
hakkındaki Meclis araştırması önergesinin görüşmelerinin, Genel
Kurulun 14.5.1996 Salı günkü birleşiminde yapılması ve görüşmelerin
bitimine kadar çalışma süresinin uzatılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Doğru Yol Partisi Grubunun, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır; öneriyi, önce okutup işleme alacağım, sonra
da oylarınıza sunacağım.
Öneriyi okutuyorum:
B) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1. – (10/63) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşme
günü ve çalışma süresine ilişkin DYP Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

7 Mayıs 1996
Danışma Kurulunun 7 Mayıs 1996 Salı günü yapılan toplantısında,
siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel
Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla
Ali Rıza Gönül
Doğru Yol Partisi
Grup Başkanvekili
Öneri:
Gündemin, genel görüşme ve Meclis araştırması kısmının 46 ncı
sırasında yer alan (10/63) esas numaralı "Refah Partisinin Süleyman
Mercümek'le bağlantılarının ve maddî ilişkilerinin araştırılarak, iddia
edilen hukuk dışı malî kaynaklarının tespiti" amacıyla verilmiş olan
Meclis araştırma önergesinin görüşmelerinin, Genel Kurulun 15.5.1996
Çarşamba günkü birleşimde, sözlü soruların görüşmelerinin bitiminden
sonra yapılması ve görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma
süresinin uzatılması önerilmiştir.
LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Aleyhte söz istiyorum.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Ben de...
ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) – Lehte söz istiyorum.
BAŞKAN – Başka söz istemi yok.
Aleyhte, Lütfü Esengün; buyurun. (RP sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, muhterem arkadaşlar,
hepinizi hürmetle selamlıyorum. Doğru Yol Partisi Grubunun teklifi
üzerinde aleyhte söz almış bulunuyorum.
Şu anda, Meclis gündemimizde, 46 adet, Meclis araştırması ve genel
görüşme önergesi beklemektedir. Dört ayı aşkın bir zamandan beri
devam eden çalışmalarımızda, bütçe kanunu tasarısı dışında,
maalesef, hiçbir kanun tasarısı, kanun teklifi Genel Kurulda görüşülme
imkânını bulamadı. Milletimizin, memleketimizin dertleri, problemleri,
sorunları her gün alabildiğine artmasına rağmen, her geçen gün
milletimizin feryadı göklere yükselmesine rağmen, maalesef,
Meclisimizden, henüz, bu dertlere çare olacak adımlar atılamadı, hiçbir
kanun çıkarılamadı; bir tek, bütçe kanunu çıktı; bütçe kanunu da
maalesef milletimizin derdine derman değil, deva değil.
Şimdi, 46 tane önerge var dedim -dikkat buyurun, bugünkü gündemde de
sıralanmış- gerçekten, içerisinde, çok önemli konuları ihtiva eden
önergeler var. Bakınız, birkaç tane misal vereyim: İç ve dışborçlarla
ilgili sorunların araştırılması, kumarhanelerin maddî ve manevî
tahribatlarının boyutlarının araştırılması, sağlık hizmetlerindeki
sorunların araştırılması, Fener Rum Patrikhanesinin statüsü ve
faaliyetleri konusunda araştırma yapılması, PETLAS'ın zarar etmesinin
nedenlerinin araştırılması, Bayındırlık ve İskân Bakanlığındaki
usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarının araştırılması, çay üreticisinin ve
işletmelerinin sorunlarının araştırılması gibi gerçekten hepsi
birbirinden mühim 45-46 adet araştırma önergesi Meclis gündeminde
beklerken, biz, 45 tanesini geride bırakıp, en son sırada yer alan -46 ncı
sıradaki- önergenin alelacele görüşülmesini istiyoruz. İsteyen kim;
Doğru Yol Partisi Grubu.
Muhterem arkadaşlar, bakınız, şunu samimiyetle ve açıkça söylüyorum:
Bu Meclisin denetimi dışında hiçbir konu kalmasın; her şey, şu
mübarek çatı altında görüşülsün, araştırılsın, soruşturulsun;
milletvekilleri, memleketimizin durumu hakkında hem bilgi sahibi
olsunlar hem de Anayasa göre görevli oldukları denetimi layıkıyla
yapsınlar. Biz buna varız, biz buna taraftarız. Bu, işin başında
söylemem gereken cümledir; ancak, bu denetim görevimizi yaparken -
işte bu önergede olduğu gibi- araştırma önergeleri, Mecliste, alelacele,
haftaya görüşülsün denilirken, Anayasayı da gözardı etmememiz lazım.
AHMET UYANIK (Çankırı) – Biraz önce oldu; 1 Mayıs...
LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Anayasanın 11 inci maddesinde
"Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare
makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk
kurallarıdır" deniliyor. Gerçekten, bu Anayasa, Yasama Meclisini olsun,
icrayı (hükümeti) olsun, yürütmeyi, yargıyı herkesi bağlar; herkes, buna
uymak mecburiyetindedir; şikâyet de etsek, yanlıştır da desek, bugün,
bu Anayasa yürürlüktedir ve uyulması mecburîdir.
Bu Anayasanın 138 inci maddesini özellikle dikkatlerinize arz etmek için
söz aldım. 138 inci maddede "Yargı" başlığını taşıyan bölümde
"Mahkemelerin bağımsızlığı" kenar başlığıyla şu ifade ediliyor; 138
inci maddenin ikinci fıkrasını arz ediyorum: "Hiçbir organ, makam,
merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve
hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve
telkinde bulunamaz."
Üçüncü fıkrası, özellikle bu olayla ilgili olarak, daha mühim:
"Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin
kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi
bir beyanda bulunulamaz."
Şimdi, gündeme alınmış olan ve gündemin 46 ncı sırasında bulunan ve
haftaya görüşülmesi istenilen önergede, Süleyman Mercümek isimli
şahsın fiillerinin Refah Partisiyle ilgisinin araştırılması isteniliyor.
Bütün kamuoyunun bildiği üzere, Süleyman Mercümek isimli bu şahıs,
hakkında açılan tahkikat sonucu, mahkemece mahkûm edilmiştir. Şu
anda, yargıda, bu şahısla ilgili görülmekte olan dava vardır;
mahkûmiyet kararı temyiz edilmiş ve Yargıtaya gelmiştir; Yargıtayda
inceleme safhasındadır.
HASAN EKİNCİ (Artvin) – TOFAŞ'ta yargı kararı yok mu?
LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Yargıya intikal etmiş olan bir konu
hakkında, Anayasanın 138 inci maddesi gereğince, bu kürsüde, Genel
Kurulda veya komisyonlarda görüşme yapılamaz. (DYP ve ANAP
sıralarından gürütüler)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen sessizce dinleyin.
LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Bunu ben söylemiyorum, Anayasa
söylüyor. Eğer hukuk devletiysek, eğer Anayasaya saygılıysak, saygılı
olduğumuz iddiasındaysak...
AHMET UYANIK (Çankırı) – Önce siz saygılı olun!..
LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – ...bu araştırma önergesini, bu dava
bitmeden görüşemeyiz.
HASAN EKİNCİ (Artvin) – TOFAŞ'ta da kesinleşmiş yargı kararı
var.
LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Ben, size Anayasayı hatırlatıyorum
sadece; yoksa, buyurun, ne varsa, Mercümek'i ile, efendim, bütün
iddialarıyla, getirin, şu Mecliste görüşelim.
Bakınız, sayın arkadaşlar, ben, geçen dönem, bu Mal Varlığı
Komisyonunda iki yıla yakın bir süre görev yaptım; o Komisyonda
görev yapan arkadaşlarımız burada var. O Komisyonda, aylarca, bütün
liderler, bütün partiler bir tarafa bırakıldı, sadece, bu "Mercümek"
denen adam sorgulandı; hatta, bir ara, öyle bir hale geldi ki, basında,
medyada bu Komisyonun ismi Mercümek Komisyonuna çıktı ve sonuçta
da yine DYP'li arkadaşlarımızın beş imza ile yazdığı rapor var; burada
var, eğer, işin esası görüşülürse, bu öneri kabul edilir de, haftaya,
Anayasaya aykırı olmasına rağmen huzurunuza gelirse enine boyuna
burada tartışırız. DYP'li arkadaşlarımızın imzasıyla, bu konunun
Refah Partisi ile hiçbir ilgisi olmadığı, herhangi bir bilgi ve belge
bulunamadığı bu raporlarla sabit ve raporların altında da DYP'li
arkadaşlarımızın imzası var. (RP sıralarından alkışlar)
İLHAN AKÜZÜM (Ankara) – Öneri üzerinde konuşun.
LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Netice olarak şunu arz edeceğim:
Muhterem arkadaşlar, gerçekten, İsrail ile anlaşma mı yapılmış, şu
Meclis o anlaşmaları görüşmeli. (RP sıralarından alkışlar)
İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Mutlaka görüşülsün.
LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Kapalı kapılar arkasında birtakım
icraatlar mı yapılıyor, bu Meclisten gizli kalmamalı; yolsuzluk mu var,
bu Meclis soruşturmalı; birileri haksızlık mı yapmış, yolsuzluk mu
yapmış, kim olursa olsun, Refah Partisi olsun, Refah Partisinin yetkilileri
olsun, sayın bakanlar olsun, eski başbakanlar olsun, bu Meclisin önünde,
herkes, hesap vermeli; biz, bundan yanayız. (RP sıralarından "Bravo"
sesleri, alkışlar) Ve, bu hesabı, alnının akıyla verecek durumda olan
yegâne partiyiz; bunu da, buradan iftiharla söylüyorum. (RP sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar)
Hiçbir şekilde, sizin verdiğiniz araştırma önergelerinden, soruşturma
önergelerinden, ne korkumuz var, ne kaçacak halimiz var; ama, ortada bir
de...
BAŞKAN – Sayın Esengün, 1 dakika içerisinde lütfen toparlayınız.
LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan; yalnız,
süremin de bitmesine 1,5 dakika var.
BAŞKAN – Evet, süre otomatik.
LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Ancak, Anayasa da var, bu ülkede,
hepimizin uymak mecburiyetinde olduğu bir Anayasa var. Anayasanın
138 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarını size tekrar hatırlatmak
istiyorum.
İLHAN AKÜZÜM (Ankara) – Öneriyle ilgili konuşmuyorsunuz ki!
LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Bir şeyler yapacağız diye, efendim,
sizin Genel Başkanınız hakkında verilen soruşturma önergelerine
mukabil, medyanın "dosya savaşı" dediği bu savaşa katılacağız diye,
Anayasayı lütfen ihlal etmeyin; sonuçta, olan, hepimize olur.
Hepinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)
Öneri aleyhinde ret oyu vereceğimi ifade ediyorum, sizi de ret oyu
vermeye davet ediyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Esengün.
Önerinin lehinde, Sayın Ali Rıza Gönül, buyurun efendim. (DYP
sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakikadır.
ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Önerimizin lehinde konuşmak için söz
almış bulunuyorum.
Refah Partisi sözcüsü arkadaşımın sözlerini kullanarak sözüme
başlamak istemezdim; ama, bir gerçek ki, eğer, bu çatının altında her
şeyin görüşülmesini ve konuşulmasını istiyorlarsa ve bundan
kaçınmadıklarını burada açıkyüreklilikle ifade ediyorlarsa, günlerce ve
yıllarca bu toplumun gündemini meşgul etmiş olan ve siyasal sonuçlar
doğurabilecek olan bu önerinin 15 Mayısta burada görüşülmesine evet
demeleri lazımdı. (RP sıralarından gürültüler, DYP sıralarından
alkışlar)
Eğer, siz, buyurun görüşelim, hodri meydan diyor da, Anayasanın 138
inci maddesine sığınmak lüzumunu hissediyorsanız, bunu anlamakta
güçlük çekiyorum. (RP sıralarından görültüler)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen sessizce dinleyelim.
KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – "Anayasaya sığınma" tabiri,
gerçekten Meclise saygısızlıktır.
BAŞKAN – Lütfen...
ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla) – Değerli milletvekilleri, şimdi, 138 inci
maddeyi, Refah Partisi sözcüsü buradan okudu; ben, onu tekrar okumak
istemiyorum; ama, Anayasanın 138 inci maddesini öyle yorumlamanıza
katılmıyorum. Niçin; bakın, bir şey sorarsam, sonra bunun cevabını
veremezsiniz.
KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Katılmıyorum
diyebilirsiniz...
BAŞKAN – Sayın milletvekili, lütfen, sessizce dinler misiniz!..
ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla) – Niçin cevap veremezsiniz; çünkü,
İSKİ davası açıldığı ve ceza soruşturması başladığında, 19 uncu
Dönemde, bu Mecliste, araştırma komisyonunun kurulması için oy
verdiniz. (RP sıralarından "vermedik" sesleri, gürültüler)
Şimdi, o zaman, 138 inci maddeyi hatırlamayanların, bugün 138 inci
maddeyi hatırlamalarını ve bu kürsüden dile getirmelerini, ben, açıkça
söylüyorum ki, yadırgıyorum. (DYP sıralarından "Bravo" sesleri,
alkışlar)
O da bitmedi...
HASAN HÜSEYİN CEYLAN (Ankara) – Yargıdan önceydi...
BAŞKAN – Sayın milletvekili, lütfen sessiz olur musunuz!
ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla) – Bakın, bitmedi; izin verirseniz bir
örnek daha vereceğim. 20 nci Dönemde, öldürülen gazeteci Metin
Göktepe ile ilgili Meclis araştırma önergesini burada tartışmadık mı? O
zaman ceza soruşturması başlamamış mıydı? (RP sıralarından
"Hayır" sesleri) O zaman dava açılmamış mıydı? (RP sıralarından
"Hayır" sesleri) Öyle de olsa, ceza davasının başlamasıyla Meclis
araştırma komisyonunun çalışmalarına ara verilmesi gerekir. (RP
sıralarından gürültüler)
Şu halde, bu kadar açık, bu kadar net örnekler önümüzde dururken,
Refah Partisinin, şimdi hem hodri meydan deyip hem de Anayasaya
aykırı davranıyorsunuz mazeretine sığınmasını anlayamıyoruz...
İSMAİL YILMAZ (İzmir) – Sırasında görüşelim.
ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla) – Ceza soruşturması devam eder, ceza
davası devam eder; ama, Meclis araştırması -hatırlatmakta fayda
görüyorum-Anayasanın 102 nci maddesi gereğince, siyasî sonuçlar
doğuracak bir bilgilendirme ve tespit olayıdır. O nedenle, değerli
milletvekilleri, günlerce, bu ülkedeki hayır, hasenat sahibi
insanlarımızın, yardımsever insanlarımızın yurt dışındaki, Bosna-
Hersek gibi bazı yerlere yardım amacıyla vermiş oldukları paraların
nereye gittiğini, siyasal ilgi ve ilintilerinin ne olduğunun tespitini, bu
Meclis aramak ve araştırmak hakkına sahiptir. (DYP ve ANAP
sıralarından alkışlar)
Ben, önerimizin kabulünü değerli milletvekili arkadaşlarımdan rica
ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (DYP ve ANAP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Gönül.
ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın Başkan, gerek İSKİ olayıyla
ilgili araştırma önergesinde gerekse Metin Göktepe olayında henüz dava
açılmamıştı, dava safhası, yargı safhası başlamadığı için bu, Mecliste
görüşülmüştü; onu belirtmek istedim.
Arz ederim.
BAŞKAN – Sağ olun.
Önerinin aleyhinde konuşmak üzere, Sayın Salih Kapusuz; buyurun.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şu anda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama mercii olmasına rağmen,
gayri hukukî bir adımı önlemek üzere gayret sarf eden, şahsı adına
konuşma yapan arkadaşlarımızı, değerli konuşmacı, grup sözcüsü
olarak takdim etti, şu andaki görüşlerimiz partilerin değil, şahsımızın
yani, kişise görüşlerimizdir. Bunun altını çizmek istiyorum, bir.
İkincisi, özellikle, bizi dinleyen milletimizin olayı doğru anlayabilmesi
için ve bizim ne kadar tutarlı olduğumuzun net anlaşılabilmesi için bir
hususu vurgulamak istiyorum, o da şudur : Bir araştırma önergesi
verilmiştir; verilişinden şu anda görüşülme safhasına kadar olan bütün
bölümleri, esas itibariyle gayri hukukidir. Biz, bu Mecliste, bütün
meselelerin görüşülmesini isterken bir şart ileri sürüyoruz; sizi de buna
davet ediyoruz. Diyoruz ki, yaptığınız eylemleriniz, işlemleriniz hukuki
olsun, Anayasaya uysun, kanunlara uysun.
Değerli konuşmacı arkadaşım- çok daha iyi bilirler- konuyu bildikleri
halde, böyle takdim etmelerini ben şahsen garip karşıladım; bir
meselenin mahkemeye intikali ayrı bir olay, dava açılması ayrı bir
safhadır. Şayet, soruşturma seviyesinde devam eden bir mahkemenin
çalışması varsa, bu, Anayasanın öngördüğü, görülmekte olan bir dava
hakkındaki statünün içerisine girmez. İşte, biraz önce vermiş olduğunuz
misalleri arz etmek istiyorum; hem İSKİ'de hem de Metin Göktepe
olayında olay, soruşturma safhasındadır, dava konumuna girmemiştir;
mahkeme bu olayı soruşturduğu döneme rastladığı için ne yapılmıştır;
Meclis bu konuyu görüşmüştür. Ama, şu anda sizin, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin gündeminde görüşülmesini arzu ettiğiniz Mercümek'le
ilgili araştırma önergesi ise, dava açılmış, hatta mahkeme karar vermiş,
üst merciye intikal etmiş, ona, aleyhinde talep olarak itiraz edilmiş.
Böyle bir olayla, soruşturma safhasında yapılmak istenen eyleme
Parlamentonun intikali farklı şeylerdir. Dolayısıyla, doğru adım atmak
mecburiyetindeyiz.
Sonra, Anayasaya sığınmak... Efendim ya Anayasa vardır veyahut da
yoktur; eğer, Anayasanın hükümlerini kabul ediyorsanız, bu Anayasaya
göre eylem yapmak, buna uymak mecburiyetindesiniz. Şayet, bu
Anayasayı kabul etmiyorsanız, değiştirin hükümleri, istediğiniz
hükümleri getirin, geçirin, o Anayasa geçerli olsun, biz de o Anayasaya
göre hareket edelim.
Bakınız, bugün, yine benzeri bir yanlışlık yaptınız, hatırlatmak
istiyorum, kamuoyu da bunu çok iyi bilsin. Bugünkü bütün ajanslarda
geçmiştir, Sayın Erbakan'ın malvarlığıyla ilgili soruşturma önergesi
vermeye kalktınız. Ne oldu; yine hukuka uygun hareket etmediğinizden
dolayı, Meclis Başkanlığı iade etti. Niçin; çünkü, siz, kanunlara,
Anayasaya ve İçtüzüğe uygun eylem yapmayı şiar edinmiyorsunuz. (RP
sıralarından alkışlar)
O halde, arkadaşlar, bu Parlamentoya yakışan şey, çok sakin ve net, her
türlü meselenin konuşulması, görüşülmesi, bu çatı altında medenî
insanlara yakışır bir tarzda değerlendirilmesidir.
ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) – O zaman, niye konuşuyorsun...
SALİH KAPUSUZ (Devamla) – Biz, bunun yanındayız, bunu millet
adına yapıyoruz; ama, bir şeye dikkat etmenizi istirham ediyoruz; o da,
Anayasaya, hukuka, kanunlara uygun olsun. Şayet, buna uygun olmazsa,
biz, çıkar, Doğru Yol Partisinin getirmiş olduğu önerinin doğru
olmadığını Yüce Heyetinize arz ederiz; ondan sonra da deriz ki, değerli
milletvekili arkadaşlarım, yemin ettiğiniz Anayasaya, hukuka göre eylem
yapın.
Hepinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kapusuz.
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi, gündemin "Seçim" kısmına geçeceğiz;
ancak, çalışma süremizin tamamlanmasına kısa bir süre kaldı. Her
ihtimale karşı, çalışma süremizin seçimlerin tamamlanmasına kadar
uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
VII. – SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ
1. – (10/7) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonuna üye seçimi
2. – (10/8, 16, 20) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonuna üye
seçimi
3. – (10/13, 53) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonuna üye
seçimi
BAŞKAN – Adayları tamamlanan Meclis araştırması komisyonlarına
üye seçimi yapacağız. Hudutlarımızın güvenliği konusunda alınan ve
alınması gereken tedbirleri araştırmak amacıyla, Genel Kurulun
20.3.1996 tarihli 26 ncı Birleşiminde kurulan (10/7) esas numaralı
Meclis araştırma komisyonu üyeliklerine siyasî parti gruplarınca
gösterilen adayların listesi bastırılıp, sayın üyelere dağıtılmıştır.
Şimdi, listeyi okutup oylarınıza sunacağım.
Hudutlarımızın güvenliği konusunda alınması gereken tedbirleri
araştırmak amacıyla kurulan Meclis araştırma komisyonu üyelikleri
aday listesi (10/7)
(9)
Adı, Soyadı Seçim Çevresi
RP (3)
Hanifi Demirkol (Eskişehir)
Abdulkadir Öncel (Şanlıurfa)
Hüseyin Olgun Akın (Ordu)
DYP (2)
Necmettin Dede (Muş)
Mahmut Yılbaş (Van)
ANAP (2)
Adil Aşırım (Iğdır)
Ahmet Alkan (Konya)
DSP (1)
Ali Ilıksoy (Gaziantep)
CHP (1)
Yılmaz Ateş (Ankara)
BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Meclis araştırması komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin
9.5.1996 Perşembe günü saat 14.00'te ana bina 2 nci kat İçişleri
Komisyonu toplantı salonunda toplanarak başkan, başkanvekili, sözcü
ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.
Şimdi, yükseköğretimin sorunlarının araştırılarak, alınması gereken
tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla, Genel Kurulun 20.3.1996 tarihli 27
nci Birleşiminde kurulan (10/8), (10/16), (10/20) esas numaralı Meclis
araştırması komisyonu üyeliklerine siyasî parti gruplarınca gösterilen
adayların listesi bastırılıp sayın üyelere dağıtılmıştır.
Şimdi, bu listeyi okutup oylarınıza sunacağım.
Yükseköğretimin sorunlarının araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla kurulan Meclis araştırması
komisyonu üyelikleri aday listesi (10/8,16,20)
(9)
Adı, Soyadı Seçim Çevresi
RP (3)
Alaaddin Sever Aydın (Batman)
Remzi Çetin (Konya)
Avni Doğan (Kahramanmaraş)
DYP (2)
Meral Akşener (İstanbul)
Mustafa Dedeoğlu (Muğla)
ANAP (2)
Halil Cin (İçel)
Mehmet Salih Yıldırım (Şırnak)
DSP (1)
Necdet Tekin (Kırklareli)
CHP (1)
Algan Hacaloğlu (İstanbul)

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Meclis araştırması komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin,
8.5.1996 Çarşamba günü saat 14.00'te ana bina 2 nci kat Millî Eğitim
Komisyonu toplantı salonunda toplanarak başkan, başkanvekili, sözcü
ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.
Taşkömürü üretimindeki sorunların çözüm yollarının tespiti ile Türkiye
Taş Kömürü Kurumunun içinde bulunduğu durumun araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Genel Kurulun
4.4.1996 tarihli 33 üncü Birleşiminde kurulan (10/13), (10/53) esas
numaralı Meclis araştırması komisyonu üyeliklerine siyasî parti
gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp sayın üyelere
dağıtılmıştır.
Şimdi listeyi okutup, oylarınıza sunacağım:
Taşkömürü üretimindeki sorunların çözüm yollarının tespiti ile Türkiye
Taş Kömürü Kurumunun içinde bulunduğu durumun araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis
araştırması komisyonu üyelikleri aday listesi (10/13, 53)
(9)
Adı, Soyadı Seçim Çevresi
RP (3)
Aslan Polat (Erzurum)
Ahmet Derin (Kütahya)
Necmettin Aydın (Zonguldak)
DYP (2)
Şinasi Altıner (Karabük)
Mehmet Ali Yavuz (Konya)
ANAP (2)
Zeki Çakan (Bartın)
Enis Sülün (Tekirdağ)
DSP (1)
Hasan Gemici (Zonguldak)
CHP (1)
Metin Arifağaoğlu (Artvin)
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Meclis araştırması komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin,
8.5.1996 Çarşamba günü saat 14.00'te ana bina 2 nci kat Sanayi ve
Teknoloji ve Ticaret Komisyonu toplantı salonunda toplanarak başkan,
başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.
SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, biraz evvel,
Kayseri Milletvekili Sayın Salih Kapusuz, Refah Partisi Sayın Genel
Başkanı Necmettin Erbakan ile ilgili vermiş olduğumuz mal varlığı
soruşturma önergesinin, Meclis Başkanlığı tarafından iade edildiğini
söyledi; bu, doğru değildir.
Grup Başkanvekili olarak biz buradayız; vermiş olduğumuz önergenin
iadesi hususunda hiçbir işlem yoktur; böyle bir şey yoktur. Bu
bakımdan, tutanaklara geçmesini rica ediyorum.
BAŞKAN – Tutanaklara geçmişti. Sağ olun.
Sayın milletvekilleri, Petrol Ofisi Genel Müdürlüğünde meydana gelen
yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını araştırmak ve alınması gereken
tedbirleri belirlemek amacıyla kurulan (10/5) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu, geçen toplantısında görev bölümü
yapamamıştır. Bu nedenle, bu komisyon üyelerinin de, 9 Mayıs 1996
Perşembe günü saat 11.30 da, ana bina birinci bodrum Genel Evrak
karşısındaki 475 nolu Meclis Araştırması Komisyonları salonunda
toplanarak başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını
rica ediyorum.
Komisyonların toplantı yer ve saatleri, ayrıca, ilan tahtalarına
asılmıştır.
Sayın milletvekilleri, gündemde yer alan sözlü sorular ile kanun tasarı ve
tekliflerini görüşmek için, 8 Mayıs 1996 Çarşamba günü saat 15.00' te
toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 18.47




VIII. – SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. – Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlu’nun, Baltalimanı Kemik
Hastalıkları Hastanesi yönetimine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/344)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı tarafından yazılı olarak
cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.
Süleyman Hatinoğlu
Artvin
15.2.1996 tarihinde HBB TV’de yayınlanan İstanbul’da tarihî bir binada
hizmet veren Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi kötü
yönetimden kaynaklanan pisliklerin ve düzensizliklerin görüntülerini
izlemiş bulunuyoruz.
Bu nedenle sorularım :
1. Bu tür görüntüler hastanenin beceriksiz kişiler tarafından yönetildiğini
göstermiyor mu?
2. Bu beceriksiz kişileri iş başına kim getirdi?
3. Bu hastane yöneticilerini görevlerinden almayı düşünüyor musunuz?
T.C.
Sağlık Bakanlığı
Hukuk Müşavirliği
Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/873 6.5.1996
Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/344-575/1274 sayılı
yazıları.
Artvin Milletvekili Sayın Süleyman Hatinoğlu tarafından, Baltalimanı
Kemik Hastalıkları Hastanesi yönetimine ilişkin olarak verilen yazılı
soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.
Bilgilerinize arz ederim.
Dr. Yıldırım Aktuna
Sağlık Bakanı
Artvin Milletvekili Sayın Süleyman Hatinoğlu’nun, “Baltalimanı Kemik
Hastalıkları Hastanesi Yönetimi” ile alâkalı yazılı soru önergesinin
cevabıdır :
Sorular : 15.2.1996 tarihinde HBB TV’de yayınlanan İstanbul’da tarihî
bir binada hizmet veren Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi kötü
yönetimden kaynaklanan pisliklerin ve düzensizliklerin görüntülerini
izlemiş bulunuyoruz.
Bu nedenle sorularım :
1. “Bu tür görüntüler hastanenin beceriksiz kişiler tarafından
yönetildiğini göstermiyor mu?”
2. “Bu beceriksiz kişileri iş başına kim getirdi?”
3. “Bu hastane yöneticilerini görevlerinden almayı düşünüyor
musunuz?”
Cevaplar : Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi ile ilgili olarak
15.2.1996 tarihinde HBB TV haberlerinde yayımlanan haber
doğrultusunda mezkûr yayın kuruluşu ile temasa geçilerek ve konu ile
ilgili video-kasetler temin edilerek yapılan inceleme neticesinde; 180
yıllık tarihî bir bina olan ve son 50-55 yıldır hastane olarak
kullanılmakta olan Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi binasının
tadilâta ihtiyacı bulunduğu, ancak ödeneksizlikten bu tadilâtın
gerçekleştirilemediği, bina temizliğinin ise özel bir şirkete anlaşmalı
olarak yaptırıldığı, firma tarafından yapılan temizlik işlerinin
Hastahane idaresi tarafından yeterince denetlenmediği tespit edilmiştir.
Bu tesbitler üzerine, Hastane’nin Baştabibi olan Dr. Nurettin Ümit Özak
19.3.1996 tarih ve 03379 sayılı Bakanlığımız işlemi ile görevinden
alınmıştır.
2. – Şanlıurfa Milletvekili Eyüp Cenap Gülpınar’ın, Makedonya ve
Arnavutluk’u ziyaret talebinin reddedildiği iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’ın yazılı
cevabı (7/346)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılması hususunu arz ederim.
Saygılarımla.
Eyüp Cenap Gülpınar
Şanlıurfa
Soru 1. Dış politikadaki başarısızlıklarınızın ardından, Yunanistan’a
karşı izlenen yanlış politikalar ve Ege’de meydana gelen son olaylar
Ülkemizi zor durumda bırakmışken, Makedonya ve Arnavutluk’u
ziyaret talebinizin bu ülkelerce reddedildiği iddiaları doğru mudur?
Soru 2. Bu iddialar doğru ise onur kırıcı bu durum izlediğiniz dış
politika açısından bir zaaf değil midir?
T.C.
Dışişleri Bakanlığı
(Balkan Ülkeleri ile İlişkiler
Genel Müdür Yardımcılığı)
Sayı : BAGY-I-63-110-742-258 26.4.1996
Konu : Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 15 Mart 1996 tarihli ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/346-593/1312
sayılı yazıları.
Şanlıurfa Milletvekili Sayın Eyüp Cenap Gülpınar’ın Sayın
Başbakan’a tevcih ettiği ve Bakanlığım tarafından cevaplandırılması
tensip edilen soru önergesi ile ilgili olarak hazırlanan not ilişikte
sunulmuştur.
Saygılarımla arz ederim.
Prof. Dr. Emre Gönensay
Dışişleri Bakanı
Şanlıurfa Milletvekili Sayın Eyüp Cenap Gülpınar’ın Başbakan’a
tevcih ettiği ve Bakanlığımız tarafından cevaplandırılması tensip
edilen yazılı soru önergesine karşılık şu hususlar bilgilerine maruzdur :
Kardak krizinin ardından, Türkiye’nin, Makedonya ve Arnavutluk’a
Başbakan düzeyinde ziyaretlerde bulunmak için talepte bulunduğuna ve
ziyaret taleplerinin anılan ülkelerce reddedildiğine ilişkin iddialar doğru
değildir.
Nitekim, 17 Şubat 1996 tarihinde Dışişleri Bakanlığı tarafından
yapılan bir açıklama ile sözkonusu iddiaları içeren gazete haberlerinin
gerçek dışı olduğu ve anılan ülkelerce Başbakan düzeyinde ziyarette
bulunulması için Dışişleri Bakanlığınca herhangi bir girişim
yapılmadığı bildirilmiştir.
Konuyla ilgili olarak anılan ülkelerin resmî makamları tarafından
yapılan açıklamalarda da Türk Hükümetinin, bu ülkeleri Başbakan
düzeyinde ziyaret etmek için talepte bulunduğu ve bu ziyaret taleplerinin
reddedildiği yönündeki iddialar yalanlanmıştır.
3. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, SSK ve bağlı
kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul’un yazılı cevabı (7/352)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim.
Ahmet Cemil Tunç
Elazığ
Sorular :
1. SSK ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında reklam gideri
olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
2. SSK ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında temsil ve
ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
3. SSK ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş
eşya alımı yapılmıştır?
4. SSK ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak
ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır?
5. SSK ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında Yönetim ve
Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır?
T.C.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Sosyal Güvenlik Kuruluşları Genel Müdürlüğü
Sayı : B.13.0.SGK.0.13.00.01/2181-010399
6.5.1996
Konu : Yazılı Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02.7/352-613/1377 sayılı
yazınız.
Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç tarafından hazırlanarak Sayın
Başbakanımıza yöneltilen ve Bakanlığımca yanıtlanması uygun
görülen Sosyal Sigortalar Kurumu’nun 1994-1995 yıllarında yaptığı
harcamalara ilişki yazılı soru önergesi incelenmiştir.
Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğünce 1994-1995 yıllarında
yapılan harcamalara ilişkin bilgiler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
1994 yılında 1995 yılında
Harcamanın türü yapılan harcama (TL.) yapılan
harcama (TL.)
Reklam Giderleri — —
Temsil Giderleri 3 656 725 493 296 987 559
Demirbaş Eşya Alımları 82 724 356 918 63 000 000
000
Binek Aracı — —
Yönetim Kurulu Üyeleri
Harcırah Ödemeleri 203 309 110 486 836 539
Tabloda yeralan temsil giderleri; Genel Müdür, Yönetim Kurulu Üyeleri,
Genel Müdür Yardımcıları, Daire Başkanları, Şube Müdürleri, sigorta
ve sağlık tesislerinde ise Sigorta Müdürleri, Baştabipler, Hastane
Müdürleri ve bunların yardımcıları olmak üzere Kurumun merkez ve
taşra teşkilatında görevli toplam 949 personelin yaptıkları
harcamalardır.
Ayrıca Sosyal Sigortalar Kurumu’nun 1995 yılı bilanço hazırlık
çalışmaları devam ettiğinden temsil giderleri ile demirbaş eşya alım
giderleri olarak 1995 yılı bütçe rakamları esas alınmıştır.
Bilgilerinize arz ederim.
Emin Kul
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı
4. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, PTT ve bağlı
kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu’nun yazılı cevabı (7/356)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim.
Ahmet Cemil Tunç
Elazığ
Sorular :
1. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında reklam gideri
olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
2. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında temsil ve
ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
3. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş
eşya alımı yapılmıştır?
4. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak
ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır?
5. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında Yönetim ve
Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır?
T.C.
Ulaştırma Bakanlığı
Araştırma, Planlama ve Koordinasyon
Kurulu Başkanlığı
Sayı : B.011.0.APK.010.00.00-A-7/546-11761
2.5.1996
Konu : Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un
Yazılı Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 15.3.1996 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/356-617/1381 sayılı
yazınız.
Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un Sayın Başbakanımıza
yönelttiği 7/356-617 sayılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Ömer Barutçu
Ulaştırma Bakanı
Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un 7/356-617 Sayılı Soru
Önergesi ve Cevabı
Sorular :
1. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında reklam gideri
olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
2. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında temsil ve
ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
3. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş
eşya alımı yapılmıştır?
4. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak
ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır?
5. PTT ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında Yönetim ve
Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır?
Cevaplar :
1. Reklam Giderleri Olarak :
Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünde;
1994 yılında 3 470 000 000 TL. (1)
1995 yılında 2 066 000 000 TL. (2)
Türk Telekomünikasyon A.Ş. de;
1995 yılında 16 855 696 095 TL. (3)
2. Temsil ve Ağırlama Giderleri Olarak :
Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünde (1)
1994 yılında 3 114 000 000 TL.
1995 yılında 5 342 000 000 TL. (2)
Türk Telekomünikasyon A.Ş. de
1995 yılında 3 844 124 165 TL.
3. Demirbaş Alımı Olarak :
Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünde;
1994 yılında 37 736 000 000 TL. (1)
1995 yılında 27 871 000 000 TL. (2)
Türk Telekomünikasyon A.Ş. de;
1995 yılında 86 840 415 730
4. Taşıt Alımı Olarak :
Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünde;
1994 yılında —
1995 yılında 1 133 000 000 TL. (2)
Türk Telekomünikasyon A.Ş. de;
1995 yılında 6 139 306 440 TL.
5. Yönetim ve Denetim Kurulu Üyelerine Ödenen Ücret ve Harcırah
Olarak :
Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünde;
1994 yılında 926 000 000 TL.
1995 yılında 560 000 000 TL.
Türk Telekomünikasyon A.Ş. de;
1995 yılında 764 090 067 TL. (4)
5. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, TEKEL ve bağlı
kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/360)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımızla arz ederim.
Ahmet Cemil Tunç
Elazığ
Sorular :
1. Tütün ve tütün mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmelerinde ve bağlı
kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak ne kadar
harcama yapılmıştır?
2. TEKEL ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında temsil ve
ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
3. TEKEL ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında ne kadar
demirbaş eşya alımı yapılmıştır?
4. TEKEL ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında binek aracı
olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır?
5. TEKEL ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında Yönetim ve
Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır?
T.C.
Devlet Bakanlığı
Sayı : B.02.0.006/296 7.5.1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMM Başkanlığının 15.3.1996 tarih ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/360-621/1385 sayılı yazınız.
Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç tarafından Sayın
Başbakanımıza tevcih edilen, Sayın Başbakanımızca da tarafımdan
cevaplandırılması uygun görülen Tekel Genel Müdürlüğü ile ilgili
yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmuştur.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.
Eyüp Aşık
Devlet Bakanı
Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un Tekel Genel
Müdürlüğü Hakkındaki
Yazılı Soru Önergesinin Cevabıdır
1994 Yılı 1995 Yılı
1. Reklam harcaması 47 950 391 328 229 970 424 264
2. Temsil ve ağırlama harcaması 3 128 541 508 4 272 871 867
3. Demirbaş eşya harcaması 4 169 718 442 17 665 887 322
4. Binek aracı harcaması — —
5. Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine
ödenen ücret ve harcırah 906 168 205 1 230 561 826
TEKEL
Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol
İşletmeleri Genel Müdürlüğü
Malî İşler ve Muhasebe Dairesi Başkanlığı
Sayı : B.02.2.TTT.0.74.00.04/5505
24.4.1996
Devlet Bakanlığına
(Sayın Eyüp Aşık)
İlgi : 15.4.1996 tarih, 170 sayılı yazıları.
Sayın Başbakanımız tarafından cevaplandırılmak üzere, Elazığ
Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un Genel Müdürlüğümüzle ilgili
soru önergesine ilişkin harcamalar aşağıya çıkarılmıştır.
Bilgilerinize arz ederim.
Mehmet Akbay
Genel Müdür
1994 Yılı 1995 Yılı
1. Reklam harcaması 47 950 391 328 229 970 424 264
2. Temsil ve ağırlama harcaması 3 128 541 508 4 272 871 867
3. Demirbaş eşya harcaması 4 169 718 442 17 665 887 322
4. Binek aracı harcaması — —
5. Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine
ödenen ücret ve harcırah 906 168 205 1 230 561 826
6. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, D.M.O. ve bağlı
kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/376)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim.
14.2.1996
Ahmet Cemil Tunç
Elazığ
Sorular :
1. Devlet Malzeme Ofisi ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında
reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
2. Devlet Malzeme Ofisi ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında
temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
3. Devlet Malzeme Ofisi ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında
ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır?
4. Devlet Malzeme Ofisi ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında
binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme
yapılmıştır?
5. Devlet Malzeme Ofisi ve bağlı kuruluşlarında 1994-1995 yıllarında
Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne
kadardır?
T.C.
Maliye Bakanlığı
Personel Genel Müdürlüğü
Sayı : B.07.0.PER.0.29/4-22-245/020720 26.4.1996
Konu : Yazılı Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/376-637/1401 sayılı
yazınız.
Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç tarafından Sayın
Başbakana tevcih edilen, ancak Devlet Bakanı Sayın Ali Talip
Özdemir’in 9.4.1996 tarih ve 345 sayılı yazıları ile tarafımca
cevaplandırılması istenilen yazılı soru önergesinde yer alan,
Bakanlığımız ilgili kuruluşu Devlet Malzeme Ofisi Genel
Müdürlüğü’ne ait sorulara ilişkin cevabımız ekte sunulmuştur.
Bilgilerine arz ederim.
Lutfullah Kayalar
Maliye Bakanı
Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü ve Bağlı Müesseselerinin
Bazı Harcamaları Hakkıda Bilgi
1. Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü ile İzmit İmalât Müessesesi
ve İstanbul Basım Müessesesi’nce 1994-1995 yıllarında yapılan
reklam ve ilan giderleri aşağıda gösterilmiştir.
1994 Yılı 1995 Yılı
Teşekkül (Genel Müdürlük) 2 128 622 592 TL. 2 438 854 204 TL.
İmalat Müessesesi — 11 040 000 TL.
Basım Müessesesi 9 230 000 TL. 37 701 000 TL.
TOPLAM 2 137 852 592 TL. 2 487 595 204 TL.
2. Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü ile İzmit İmalât Müessesesi
ve İstanbul Basım Müessesesi’nce 1994-1995 yıllarında yapılan temsil
ve ağırlama giderleri aşağıda gösterilmiştir.
1994 Yılı 1995 Yılı
Teşekkül (Genel Müdürlük) 545 637 762 TL. 843 994 561 TL.
İmalat Müessesesi 14 491 477 TL. 20 264 606 TL.
Basım Müessesesi 14 141 133 TL. 25 830 308 TL.
TOPLAM 574 270 372 TL. 890 089 475 TL.
3. Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü ile İzmit İmalât Müessesesi
ve İstanbul Basım Müessesesi’nce 1994-1995 yıllarında yapılan
demirbaş eşya alımları aşağıda gösterilmiştir.
1994 Yılı 1995 Yılı
Teşekkül (Genel Müdürlük) 247 456 983 TL. 693 751 784 TL.
İmalat Müessesesi — —
Basım Müessesesi 11 500 000 TL. —
TOPLAM 258 956 983 TL. 693 751 784 TL.
4. Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü ile İzmit İmalât Müessesesi
ve İstanbul Basım Müessesesi’nce 1994-1995 yıllarında binek aracı
satınalmaları aşağıda gösterilmiştir.
1994 Yılı 1995 Yılı
Teşekkül (Genel Müdürlük) — —
İmalat Müessesesi — —
Basım Müessesesi — —
TOPLAM — —
5. Yüksek Planlama Kurulu Kararı gereğince, 1994-1995 yıllarında
Ofisimiz Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine ödenen ücret aşağıda
gösterilmiştir.
1994 Yılı 1995 Yılı
Teşekkül (Genel Müdürlük) 480 486 909 TL. 582 104 751 TL.
İmalat Müessesesi — —
Basım Müessesesi — —
TOPLAM 480 486 909 TL. 582 104 751 TL.
7. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, M.T.A.’nın bazı
harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanı Hüsnü Doğan’ın yazılı cevabı (7/380)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim.
Ahmet Cemil Tunç
Elazığ
Sorular :
1. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak
ne kadar harcama yapılmıştır?
2. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama
gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
3. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş
eşya alımı yapılmıştır?
4. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne
kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır?
5. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim
Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır?
T.C.
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı
Araştırma, Planlama ve Koordinasyon
Kurulu Başkanlığı
Sayı : B.15.0.APK.0.23.300-480/6882
6.5.1996
Konu : Yazılı Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : a) T.B.M.M. Başkanlığı’nın 15.3.1996 tarih ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/380-641/1405 sayılı yazısı.
b) Devlet Bakanlığı’nın 9.4.1996 tarih ve B.02.0.012/2.02.349 sayılı
yazısı.
Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un Sayın Başbakan’a
tevcih ettiği ve Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün 96 ncı maddesi gereğince
cevaplandırılması istenen, 7/380 esas no.lu yazılı soru önergesi ile ilgili
bilgiler hazırlanarak ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Hüsnü Doğan
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı
Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un
Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı (7/380-641)
Soru 1. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında reklam gideri
olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
Cevap 1. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nce 1994-1995
yıllarında reklam gideri oharak herhangi bir harcama yapılmamıştır.
Soru 2. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında temsil ve
ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
Cevap 2. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nce, temsil ve
ağırlama gideri olarak 1994 yılında 470 588 903 TL., 1995 yılında 828
776 885 TL. lik harcama yapılmıştır.
Soru 3. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında ne kadar
demirbaş eşya alımı yapılmıştır?
Cevap 3. MTA Genel Müdürlüğü’nün 1993 yılı demirbaş alımları;
Harcama Kalemleri Tutarı (TL.)
Laboratuvar Cihazları 7 540 534 642
Jeofizik Cihazları 1 500 647 501
Diğer Cihazlar 1 480 099 112
Bilgi İşlem Cihazları 9 935 576 294
Diğer Alet Edavet ve Sondaj Mak. 484 415 099
olup,
TOPLAM 20 941 272 648
olarak gerçekleşmiştir.
1995 yılı demirbaş alımları ise;
Harcama Kalemleri Tutarı (TL.)
Yangın Söndürme Cihazları 192 328 300
MTA Sismik-L Cihazları 9 840 953 686
Bilgi İşlem Cihazları 2 423 538 714
Diğer Alet Edevat ve Sondaj Mak. 1 066 297 337
olup,
TOPLAM 13 523 118 037
olarak gerçekleşmiştir.
Soru 4. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında binek aracı
olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır?
Cevap 4. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında binek aracı
olarak taşıt satın alınmamıştır.
Soru 5. Maden Teknik Arama’da 1994-1995 yıllarında Yönetim ve
Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır?
Cevap 5. MTA Genel Müdürlüğü Kuruluş Kanunu’nun 14. maddesi
gereği görevlendirilen denetçilerine ödenen denetim ücretleri;
1994 yılında, Maliye Bakanlığı Denetçisine 72 478 000 TL. ve Eneji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Denetçisi’ne 36 239 000 TL. olmak üzere
toplam 108 717 000 TL.,
1995 yılında ise, Maliye Bakanlığı Denetçisi’ne 84 000 000 TL. ve
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Denetçisi’ne 42 000 000 TL. olmak
üzere toplam 126 000 000 TL. olarak gerçekleşmiştir.
8. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, YURT-KUR’un bazı
harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/385)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafında yazılı olarak
cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim.
Ahmet Cemil Tunç
Elazığ
Sorular :
1.Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda 1994-1995 yıllarında
reklam gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
2. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda 1994-1995 yıllarında
temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
3. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda 1994-1995 yıllarında
ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır?
4. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda 1994-1995 yıllarında
binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme
yapılmıştır?
5. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda 1994-1995 yıllarında
Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne
kadardır?
T.C.
Millî Eğitim Bakanlığı
Araştırma Planlama ve Koordinasyon
Kurulu Başkanlığı
Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1116
6.5.1996
Konu : Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : a) TBMM Başkanlığının 29.3.1996 tarih ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02/7-385-646/1410 sayılı yazısı.
b) Devlet Bakanlığının 9.4.1996 tarih ve B.02.0.012/2.02.352 sayılı
yazısı.
Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un, Sayın Başbakanımıza
tevcih ettiği ve tarafımdan cevaplandırılması tensip edilen soru
önergesi incelenmiştir.
1. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’ndan 1994-1995
yıllarında, reklam gideri için harcama yapılmamıştır.
2. Kurumun temsil ve ağırlama giderleri için 1994 yılında 179 080 431
TL. ve 1995 yılında 380 908 050 TL. olmak üzere toplam 559 988 481
TL. harcanmıştır.
3. Kurumun temsil ve ağırlama giderleri için 1994 yılında 134 791 722
456 TL. ve 1995 yılında 260 547 909 358 TL. harcama yapılmıştır.
4. Binek aracı veya başka bir taşıt satın alınmamıştır.
5. Yönetim kurulu üyelerine ücret ödenmemektedir. Bunların harcırah
giderleri için 1994’te 6 450 000 TL. 1995’te 6 750 000 TL. ödenmiştir.
Denetleme Kurulu bulunmamaktadır.
Arz ederim.
Turhan Tayan
Millî Eğitim Bakanı
9. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Türkiye Atom Enerjisi
Kurumunun bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yazılı cevabı (7/388)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim.
Ahmet Cemil Tunç
Elazığ
Sorular :
1. Türkiye Atom Enerjisi Kurumunda 1994-1995 yıllarında reklam
gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
2. Türkiye Atom Enerjisi Kurumunda Kurumunda 1994-1995 yıllarında
temsil ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
3. Türkiye Atom Enerjisi Kurumunda Kurumunda 1994-1995 yıllarında
ne kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır?
4. Türkiye Atom Enerjisi Kurumunda Kurumunda 1994-1995 yıllarında
binek aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme
yapılmıştır?
5. Türkiye Atom Enerjisi Kurumunda Kurumunda 1994-1995 yıllarında
Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne
kadardır?
T.C.
Devlet Bakanlığı
Sayı : B.02.0.004/0433 6.5.1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç tarafından Sayın
Başbakan’a tevcih edilen ve Bakanlığım tarafından cevaplandırılması
istenen 7/388 nolu yazılı soru önergesinin cevapları aşağıda
belirtilmiştir.
1994 1995
1. Reklam ve ilan — —
2. Temsil ağırlama 513 167 000 591 169 000 Harcamalar;
ağırlıklı olarak Ülke- mizdeki
Uluslararası toplantılar ve seminerler
için yapılmıştır.
3. Demirbaş alımı 1 180 680 000 3 460 151 000 Bilgisayar ve
araştırma için ithal edilen araç ve
gereçler, Başbakanlığın gerekli müsaadeleri
doğrultusunda harcamalar
yapılmıştır.
4. Binek aracı — —
5. Huzur hakkı 4 350 000 13 400 000
Kurumumuzda Yönetim Kurulu
Üyeliği mevcut olmayıp harcamalar
Atom Enerjisi Komisyonu üyeleri
için Huzur Hakkı olarak yapılmıştır.
Bilgilerinize saygılarımla arz ederim.
Abdulkadir Aksu
Devlet Bakanı
10. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Milli Piyango
İdaresinin bazı harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye
Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı cevabı (7/389)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasına delaletiniz saygılarımla arz ederim.
Ahmet Cemil Tunç
Elazığ
Sorular :
1. Milli Piyango İdaresinde 1994-1995 yıllarında reklam gideri olarak
ne kadar harcama yapılmıştır?
2. Milli Piyango İdaresinde 1994-1995 yıllarında temsil ve ağırlama
gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
3. Milli Piyango İdaresinde 1994-1995 yıllarında ne kadar demirbaş
eşya alımı yapılmıştır?
4. Milli Piyango İdaresinde 1994-1995 yıllarında binek aracı olarak ne
kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır?
5. Milli Piyango İdaresinde 1994-1995 yıllarında Yönetim ve Denetim
Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır?
T.C.
Maliye Bakanlığı
Personel Genel Müdürlüğü
Sayı : B.07.0.PER.0.29/2-22-243-020718
26.4.1996
Konu : Yazılı Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/389-650/1414 sayılı
yazınız.
Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç tarafından Sayın
Başbakana tevcih edilen, ancak Devlet Bakanı Sayın Ali Talip
Özdemir’in 9.4.1996 tarih ve 284 sayılı yazıları ile tarafımca
cevaplandırılması istenilen yazılı soru önergesinde yer alan,
Bakanlığımız bağlı kuruluşu Milli Piyango İdarise Genel
Müdürlüğü’ne ait sorulara ilişkin cevabımız ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Lutfullah Kayalar
Maliye Bakanı
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü
1994-1995 Yılları Reklam Giderleri
31.12.1995
Giderler 1994 TL.
1995 TL.
TV Filmi Yapım ve Yayın Ücreti 74 914 033 337 176
780 434 997
Pano ve Afiş Reklamları 12 589 112 096 33 219 077
935
Gazete ve Dergi Reklamları 19 464 345 382 30 029 871
127
Sponsorluk, Sağlık kuruluşlarına yardım
ve diğer reklamlar 2 768 076 694 28 110 546 781
Okul Yapımı 67 534 225 274 149 287 968 172
TOPLAM 177 269 792 783 417 427 899
012
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü
Giderler 1994 TL.
1995 TL.
Reklam Giderleri 177 269 792 783 417 427 899 012
Temsil ve Ağırlama Giderleri 802 982 485 1 398 758 988
Demirbaş Eşya Alım Giderleri 453 292 098 1 589 013 780
Binek Aracı Alımları (*) — —
Yönetim Kurulu Üyelerine
ödenen ücretler (**) 469 050 066 378 927 681
Ödenen Harcırahlar 86 578 718 134 735 076

Not : (*) 1995 yılında 3 adet binek aracı kayıtlardan ihraç edilerek 647
750 000 TL. bedelle satışı yapılmıştır.
(**) 1995 yılının bir bölümünde Yönetim Kurulu Üyelikleri boş
kalmıştır.
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Temsil ve Ağırlama Giderleri
Giderler 1994 TL.
1995 TL.
Merkezde çalışan personelin
çay giderleri 300 572 150 726 884 428
Genel Müdürlükçe verilen yemek ve
kokteyl bedeli (Çekiliş günlerinin akşamında
görev yapan personel dahil) 80 806 546 191 526 120
Kişi ve kuruluşlara hediye edilen bilet ve
alınan davetiyeler 415 685 876 453 500 000
Yabancı ülkelere yapılan ziyaretler
nedeniyle alınan hediyelik eşya 5 917 913 26 848 440
TOPLAM 802 982 485 1 398 758 988
11. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Türkiye Kalkınma
Bankası A.Ş.’nin bazı harcmalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/391)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim.
Ahmet Cemil Tunç
Elazığ
Sorular :
1. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında reklam
gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
2. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında temsil ve
ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
3. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında ne kadar
demirbaş eşya alımı yapılmıştır?
4. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında binek aracı
olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır?
5. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında Yönetim ve
Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne kadardır?
T.C.
Devlet Bakanlığı
Sayı : B.02.0.006/297 7.5.1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/391-652/1416 sayılı
yazınız.
Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç tarafından Sayın
Başbakanımıza tevcih edilen, Sayın Başbakanımızca da tarafımdan
cevaplandırılması uygun görülen Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. ile
ilgili yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmuştur.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.
Eyüp Aşık
Devlet Bakanı
Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un Kalkınma Bankası
Hakkındaki
Yazılı Soru Önergesinin Cevabıdır
Soru 1. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında reklam
gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
Cevap 1. Türkiye Kalkınma Bankasınca basına 1994 yılında 1 263 834
896 TL.’lik reklam verilmiş, 1995 yılında hiç reklam verilmemiştir.
Soru 2. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında temsil
ve ağırlama gideri olarak ne kadar harcama yapılmıştır?
Cevap 2. Genel Müdürlük Makamınca 1994 yılında 178 628 284 TL.,
1995 yılında 167 862 682 TL. temsil ve ikram gideri gerçekleşmiştir.
Soru 3. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında ne
kadar demirbaş eşya alımı yapılmıştır?
Cevap 3. Ekli listede görüldüğü gibi Bankaca 1994 yılında 1 249 124
516 TL.’lık, 1995 yılında 365 970 610 Tl. lık demirbaş eşya
alınmıştır.
Soru 4. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında binek
aracı olarak ne kadar taşıt satın alınmış, ne kadar ödeme yapılmıştır?
Cevap 4. Bankaca 1994 ve 1995 yıllarında taşıt aracı alınmamıştır.
Soru 5. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş’de 1994-1995 yıllarında
Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerine ödenen ücret ve harcırah ne
kadardır?
Cevap 5. Banka Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerine Yüksek
Planlama Kurulu’nun belirlediği miktar üzerinden ücret ödenmekte olup
1994 yılında toplam 925 752 177 TL. 1995 yılında da 1 113 448 045
TL. ödenmiştir.
Ayrıca, Banka Yönetim Kurulu üyelerinden bazılarının Ankara
dışında ikâmet etmesi nedeniyle 1994 yılında toplam 221 640 000 TL.
1995 yılında da 281 250 000 TL. harcırah ödenmiştir.
Banka Denetçilerine 1994 yılında toplam 299 983 675 TL. 1995 yılında
da 301 108 098 TL. ücret ödemesi yapılmış olup, harcırah
ödenmemiştir.
Arz ederim.
Demirbaş Eşya Alımları
1994 Yılı 1995 Yılı
Kasalar — —
Büro Yazı Makinaları 802 759 616 93 495 000
Mob. Mefruşat 95 215 700 113 810 610
Nakil Vasıtaları — —
Diğer Menkuller 351 149 200 158 665 000
TOPLAM 1 249 124 516 365 970 610
12. – Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın, satılan Sümerbank
mağazalarındaki personelin Emekli Sandığına primlerini ödemelerine
karşın sağlık hizmetinden yararlandırılmadıkları iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı
cevabı (7/413)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasına aracılığınızı saygı ile arz ederim.
4.3.1996
Mahmut Işık
Sıvas
Satılan Sümerbank mağazalarında 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununa göre çalışan memurlar, memurluktan sözleşmeli statüsüne
geçirilerek, Sümerbank’a ait 308 mağaza satış yoluyla özelleştirilmiştir.
Adıgeçen personel satış sonrası 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı
Kanununun geçici 192 nci ve 139 uncu maddeleri gereğince, emekli
keseneklerini kendileri sandığa ödemektedirler.
Ancak prim ödemelerine rağmen sağlık hizmetlerinden
yararlanamamaktadırlar.
Bu nedenlerle;
1. 10.11.1993 tarihinden bu yana T.C. Emekli Sandığına, diğer
iştirakçiler gibi kuruma prim ödeyen sayıları onbin civarında olan bu
kişilerin, tedavi yardımından yararlanmaları için bir düzenleme
düşünüyor musunuz?
2. Şayet yasal bir engel varsa, bu konuda yasal bir düzenleme yapmayı
düşünüyor musunuz?
T.C.
Maliye Bakanlığı
Personel Genel Müdürlüğü
Sayı : B.07.0.PER.0.29/1-22-242
26.4.1996
Konu : Yazılı Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 15.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/413-710/1632 sayılı
yazınız.
Sıvas Milletvekili Sayın Mahmut Işık tarafından Sayın Başbakana
tevcih edilen, ancak Devlet Bakanı Sayın Ali Talip Özdemir’in 9.4.1996
tarih ve 273 sayılı yazıları ile tarafımca cevaplandırılması istenilen
yazılı soru önergesinde yer alan, Bakanlığımız bağlı kuruluşu Emekli
Sandığı Genel Müdürlüğü’ne ait sorulara ilişkin cevabımız ekte
sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Lutfullah Kayalar
Maliye Bakanı
Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın, T.B.M.M. Başkanlığına verdiği
4.3.1996
tarihli soru önergesi ile ilgili not
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 14 üncü maddesi uyarınca
iştirakçilerden alınan emekli keseneği ve kurumlarından alınan
karşılıklar bunların emekli veya malul olduklarında kendilerine,
ölümlerinde dul ve yetimlerine bağlanacak aylıkları karşılamaktadır.
Bunlardan sağlık yardımı yapılması için prim veya kesenek
alınmamaktadır.
Bu nedenle, iştirakçilerin muayene ve tedavi giderleri tabi oldukları
personel kanunlarına göre görev yaptıkları kurumlarınca
karşılanmaktadır.
T.C. Emekli Sandığı ise; 5434 sayılı Kanunun geçici 139 uncu maddesi
uyarınca, genel sağlık sigortası kanunlaşıncaya kadar olmak üzere,
emekli, adî malulluk, vazife malulluğu aylığı alanlara, bunların
bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerine ve dul ve yetim aylığı alanlara
sağlık yardımı yapmaktadır.
Sümer Holding A.Ş.’ne ait satış mağazaları, bu kurumda çalışan
personele öncelik tanınmak suretiyle, satış yoluyla özelleştirilmiştir.
Bu mağazaları alanların Sümer Holding A.Ş. ile ilişkileri kesilmiş ve
kendi nam ve hesabına bağımsız çalışan kişiler durumuna girmişlerdir.
Bunların Sandıkla ilgilerinin devamı 5434 sayılı Kanunun Geçici 192
nci maddesi ile getirilen istisnai bir hükümle sağlanmıştır. Ancak, bu
maddeye göre Sandıkla ilgilenmeleri kendi nam ve hesabına bağımsız
çalışan kişiler olma özelliklerini ortadan kaldırmamaktadır.
Bu nedenle, T.C. Emekli Sandığı tarafından emekli, dul ve yetimlerine
veya Sümer Holding A.Ş. tarafından kendi çalışanlarına sağlanan
sağlık yardımından yararlanmalarına olanak bulunmamaktadır.
13. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, Yozgat Doğumevinde
bulunan küvezlerin Yozgat Devlet Hastanesine taşınmasına ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/428)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Sağlık Bakanı tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasını talep etmekteyim.
Gereğini saygı ile arz ederim. 6.3.1996
Dr. Kâzım Arslan
Yozgat
Sorularım :
1. Yozgat Doğumevi yeni doğan servisinde bulunan ve açılışında
alınmış olan küvezler neden Yozgat Devlet Hastanesi’ne taşınmıştır.
2. Doğumevi’nde yeni doğan bebeklerin küveze ihtiyacı olmayacak
mıdır?
3. Doğumdan sonra gerekli durumlarda yeni doğanların doğumevinde
bakımı yerine devlet hastanesine taşınma zorunda bırakılması sağlıklı
bir yaklaşım mıdır?
4. Bu uygulamayla hastaların mağduriyetine sebebiyet veren o günkü
idareci hakkında idarî işlem yapılmış mıdır?
5. Yoksa bu şahsın DYP’den aday olması kendisi için bir ayrıcalık
mıdır?
T.C.
Sağlık Bakanlığı
Hukuk Müşavirliği
Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/875
6.5.1996
Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 18.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-884/2132 sayılı
yazıları.
Yozgat Milletvekili Sayın Kâzım Arslan tarafından, Yozgat
Doğumevi’ndeki küvezlerin Yozgat Devlet Hastanesi’ne verilmesi ile
ilgili olarak verilen 7/428 esas numaralı yazılı soru önergesinin cevabı
ilişikte sunulmaktadır.
Bilgilerinize arz ederim.
Dr. Yıldırım Aktuna
Sağlık Bakanı
Yozgat Milletvekili Sayın Kâzım Arslan’ın Yozgat Doğumevinde
bulunan küvezlerin
Yozgat Devlet Hastanesine verilmesi ile alakalı yazılı soru önergesinin
cevabıdır
Sorular :
1. Yozgat Doğumevi yeni doğan servisinde bulunan ve açılışında
alınmış olan küvezler neden Yozgat Devlet Hastanesi’ne taşınmıştır.
2. Doğumevi’nde yeni doğan bebeklerin küveze ihtiyacı olmayacak
mıdır?
3. Doğumdan sonra gerekli durumlarda yeni doğanların doğumevinde
bakımı yerine devlet hastanesine taşınma zorunda bırakılması sağlıklı
bir yaklaşım mıdır?
4. Bu uygulamayla hastaların mağduriyetine sebebiyet veren o günkü
idareci hakkında idarî işlem yapılmış mıdır?
5. Yoksa bu şahsın DYP’den aday olması kendisi için bir ayrıcalık
mıdır?
Cevaplar :
Sorularınız ve konuya gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim.
Küvezlerin öncelikle Doğumevi’nde bulunması gerekir. Ancak, Yozgat
Doğumevi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı bulunmadığı ve
Devlet Hastanesi’nde (2) Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
bulunduğu için, Doğumevi’ne ait bulunan (4) adet küvezin Devlet
Hastanesi’ne nakledildiği ve Doğumevi’nde yeni doğanların gerekli
hallerde Devlet Hastanesi’nden hizmet almaları şeklinde bir uygulamaya
gidildiği anlaşılmıştır.
Bu uygulamanın tasvip edilmesi mümkün olmadığından, Doğumevi’ne
ait bulunan küvezlerin Doğumevi’ne iadesi ve Doğumevi’ne bir Çocuk
Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı atanıncaya kadar, Devlet
Hastanesi’ndeki bir Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanının
Doğumevi’nde görevlendirilmesi için ilgililere talimat verilmiştir.
Sorunuzda isim belirtilmeden işaret edilen ve o dönemde Sağlık Müdür
Vekili olarak görev yapan Dr. Şevki Şahin hakkında idarî bir soruşturma
ve buna dayalı bir işlem yapılmamış ise de; Milletvekili genel
seçimlerinden önce Devlet Hastanesi Baştabibi ve sağlık Müdür Vekili
olarak görev yapmakta iken seçim için görevinden çekilmiş olan adı
geçen, seçimlerden sonra tekrar görev talep ettiğinde, bir partiden aday
olması bir ayrıcalık olarak değerlendirilmemiş ve eski görevlerine iade
edilmeyerek, Yozgat Devlet Hastanesine Genel Cerrahi Uzmanı olarak
atanmıştır.
14. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, Yozgat Sağlık Müdürlüğü
Lojmanlarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın
yazılı cevabı (7/429)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Sağlık Bakanı tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasını talep etmekteyim.
Gereğini saygı ile arz ederim. 6.3.1996
Dr. Kâzım Arslan
Yozgat
Sorularım :
1. Yozgat Sağlık Müdürlüğü hizmet birimlerinin lojmanlara
taşınmasına neden izin verilmiştir?
2. Her türlü hizmet ve sosyal üniteleri birarada olan, elverişli hizmet
binasının terkedilerek; personelin son derece sıkışık ve gayri müsait
şartlarda lojmanlara doldurulması ve bu arada sığmayan birimlerin
değişik binalara yerleştirilmesi hizmeti aksatmaz mı?
3. Lojmanda oturan personel adeta dışarı atılarak, neden böyle bir
uygulamaya gerek duyulmuştur?
4. Lojmanlar ihtiyaç sahibi olan personelin oturması için yapılmamış
mıdır?
5. Bu durum bakanlığınızca yerinde incelendikten sonra mı karar
verilmiştir?
6. Bu işlem yapılırken, yanlış bilgilendirme suretiyle valiliği ve
bakanlığınızı yanıltan o zamanki İl Sağlık Müdür Vekili hakkında
herhangi bir idarî işlem yaptınız mı veya yapmayı düşünüyor
musunuz?
7. Bu yanlışlık düzeltilecek midir?
T.C.
Sağlık Bakanlığı
Hukuk Müşavirliği
Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/872 6.5.1996
Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 18.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-884/2132 sayılı
yazıları.
Yozgat Milletvekili Sayın Kâzım Arslan tarafından, Yozgat Sağlık
Müdürlüğü’nün lojmanları ile ilgili olarak verilen 7/735 esas numaralı
yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte sunulmaktadır.
Bilgilerinize arz ederim.
Dr. Yıldırım Aktuna
Sağlık Bakanı
Yozgat Milletvekili Sayın Kâzım Arslan’ın, “Yozgat Sağlık Müdürlüğü
Lojmanları” ile alakâlı yazılı soru önergesinin cevabıdır :
Sorular :
1. “Yozgat Sağlık Müdürlüğü hizmet birimlerinin lojmanlara
taşınmasına neden izin verilmiştir?”
2. “Her türlü hizmet ve sosyal üniteleri birarada olan, elverişli hizmet
binasının terkedilerek; personelin son derece sıkışık ve gayri müsait
şartlarda lojmanlara doldurulması ve bu arada sığmayan birimlerin
değişik binalara yerleştirilmesi hizmeti aksatmaz mı?”
3. “Lojmanda oturan personel adeta dışarı atılarak, neden böyle bir
uygulamaya gerek duyulmuştur?”
4. “Lojmanlar ihtiyaç sahibi olan personelin oturması için yapılmamış
mıdır?”
5. “Bu durum bakanlığınızca yerinde incelendikten sonra mı karar
verilmiştir?”
6. “Bu işlem yapılırken, yanlış bilgilendirme suretiyle valiliği ve
bakanlığınızı yanıltan o zamanki İl Sağlık Müdür Vekili hakkında
herhangi bir idarî işlem yaptınız mı veya yapmayı düşünüyor
musunuz?”
7. “Bu yanlışlık düzeltilecek midir?”
Cevaplar :
Cevap 1,2. Yozgat Valiliği’nin 26.12.1995 tarihli teklif yazısında; İl
Sağlık Müdürlüğü’nün Devlet Hastanesi bahçesinde bulunan ve lojman
olarak inşa edilen binada hizmet vermekte olduğu, binanın lojman olarak
yapılmış olması sebebiyle resmî daire olarak kullanılmaya elverişli
olmadığı ve hizmette verimlilik sağlanamadığı, diğer taraftan Devlet
Hastanesi hizmet binasının içerisinde Göğüs Hastalıkları servisi
bulunmasına rağmen, aynı isim altında ve bir kısmı bekâr hemşireler
lojmanı olarak kullanılmakta olan 10 daireli müstakil bir binanın
bulunduğu; bu binanın il merkezinde ve diğer sağlık kurum ve
kuruluşları yakınında olması sebebiyle vatandaşın kolaylıkla hizmet
alabileceği bir konumda bulunduğu hususları belirtilerek; sözkonusu
binanın Sağlık Müdürlüğü’ne hizmet binası olarak tahsisinin, Sağlık
Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılmakta olan binanın da lojman
binası olarak tahsisinin talep edilmesi üzerine, 12.1.1996 tarih ve 00423
sayılı Bakanlığımız yazısı ile talebin uygun görüldüğü Valiliğe
bildirilmiştir.
Görüldüğü üzere, önceden Sağlık Müdürlüğü hizmet binası olarak
kullanılmakta olan bina da, Devlet Hastanesi bahçesinde yapılmış bir
lojman binası olup, hizmet binası olarak inşa edilmiş bir bina değildir.
Bu binanın, hizmet binası olarak kullanılmaya uygun olmaması ve
hizmette verimliliğin sağlanamaması sebebiyle, il merkezindeki daha
elverişli bulunan binaya taşınılması uygun görülmüştür. Dolayısı ile,
bu uygulamadan dolayı hizmetin aksaması sözkonusu olmayıp, aksine
hizmette verimliliğin sağlanmasının amaçlandığı görülmektedir.
Cevap 3,4,5. Birinci ve ikinci sorunun cevabında belirtildiği gibi,
hizmette sür’at, verimlilik ve kolay ulaşılabilirlik amaçları ile bu
uygulamaya gidilmiştir. Lojmandan istifade edecek olan personel için de
değişen bir şey olmamıştır. Zira, Sağlık Müdürlüğü hizmet binası,
lojman olarak kullanılmakta olan bir binadan diğerine nakledilmiştir.
Kaldı ki, lojmandan istifade, personel için mutlak bir özlük hakkı
olmayıp, kamu yararının şahsî menfaatlerden önde olması hasebiyle,
hizmetin gerektirdiği hallerde, bir lojman binasının hizmet binasına
çevirilmesi her zaman mümkündür.
Cevap 6. Sözkonusu işlemlerde hizmet gereklerine ve kamu yararına
aykırı bir durum görülmediğinden, işlemlerin yapıldığı tarihte görevli
olan İl Sağlık Müdür Vekili hakkında bu işlemlerle ilgili olarak
herhangi bir idarî soruşturma veya işleme gerek görülmemiştir.
Cevap 7. Yapılan bu tahsis işlemlerinin yanlış olduğuna ilişkin olarak,
Bakanlığımıza herhangi bir müracaat ve talep vâki olmamıştır.
Vilayetçe bu yolda bir müracaatta bulunulduğu takdirde, durumun
yeniden değerlendirilmesi sözkonusudur.
15. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Doğu ve Güneydoğuda
yurttaşlarımıza göç nedeniyle yapılan nakdî yardımlara ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Abdulkadir Aksu’nun yazılı
cevabı (7/433)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ederim.
Ahmet Cemil Tunç
Elazığ
Sorular :
1. 1995 yılında terörden dolayı göçe mecbur bırakılan Doğu ve
Güneydoğu’daki yurttaşlarımıza (konut yapımı hariç) ne kadar nakdî
yardım yapılmıştır?
2. Bu yardımlar nereden yapılmıştır?
T.C.
Devlet Bakanlığı
Sayı : B.02.0.004/0430 6.5.1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç tarafından Başbakan’a
tevcih edilen ve Bakanlığım tarafından cevaplandırılması istenen
7/433 nolu yazılı soru önergesinin cevabı aşağıda belirtilmiştir.
1. Bakanlığımca 1995 yılında terörden dolayı göçe mecbur bırakılan
Doğu ve Güneydoğu’daki yurttaşlarımıza herhangi bir nakdî yardım
yapılmamıştır.
Bilgilerinize saygılarımla arz ederim.
Abdulkadir Aksu
Devlet Bakanı
16. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, makam arabalarına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah Kayalar’ın yazılı
cevabı (7/457)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasını talep etmekteyim.
Gereğini saygılarımla arz ederim. 13.3.1996
Dr. Kâzım Arslan
Yozgat
1. Halen Taşıt Kanunu yürürlükte olduğuna göre, devletin en başından,
en uç noktaya kadar yaygınlaşmış olan makam arabası saltanatı
nedendir?
2. Her sabah Türkiye’de (veya bırakalım Ankara’da) ne kadar makam
otosu trafiğe çıkmaktadır?
3. Bu saltanatın, ekonomik sıkıntı içerisinde bocalayan milletimize
maliyetini hiç hesapladınız mı?
4. Bu saltanatı önlemek için uygulanabilir tedbirler almayı düşünüyor
musunuz?
5. Bugüne kadar bu konuda uygulanabilir tedbirler alınmasını
engelleyen sebepler nelerdir?
6. Siz ve Bakanlarınız bu konuda, tüm millete örnek olacak, gündelik
değil, sürekli olacak bir uygulama başlatabilir misiniz?
T.C.
Maliye Bakanlığı
Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğü
Sayı : B.07.0.BMK.0.11.013/600-7592
6.5.1996
Konu : Yazılı Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : a) TBMM Başkanlığının 18.3.1996 tarih ve 7/457-823/1979
sayılı yazıları.
b) Devlet Bakanlığının 17.4.1996 tarih ve B.02.0.012/2.02.251 sayılı
yazıları.
Yozgat Milletvekili Sayın Kâzım Arslan’ın 7/457 esas nolu yazılı soru
önergesinde yeralan sorulara ilişkin cevaplar aşağıda sunulmuştur.
Bilindiği üzere kamu kurum ve kuruluşlarının taşıt edinmeleri,
kullanmaları ve bunları elden çıkarmaları hususu 237 sayılı Taşıt
Kanununda düzenlenmiştir. Anılan Kanun kapsamındaki kamu kurum
ve kuruluşlarının kullanımında olan binek ve station-wagon tipi
taşıtların edinilmesi ve kullanılmasında azamî tasarruf sağlamak üzere
Bakanlığımız Bütçe Uygulama Talimatları ile Başbakanlığın Tasarruf
Genelgeleri uygulanmaktadır. Buna göre;
a) Yabancı menşeli binek ve station-wagon cinsi taşıtların gerek
akaryakıt gerekse bakım ve onarım giderlerinin aynı nitelikteki yerli
üretim bir taşıta oranla çok yüksek olması nedeniyle daha tasarruflu bir
bütçe politikası izlemek ve kamu kaynaklarını daha verimli kullanmak
amacıyla, Taşıt Kanununa ekli (1) sayılı cetvelde belirtilenler
(Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı hariç) ile (2) sayılı cetvelin 1 ve 2 nci
sırasında yeralan Başbakanlığa ait taşıtlar dışındaki diğer yabancı
menşeli binek ve station-wagon cinsi taşıtların tasfiye edilmesi 1991
yılından bu yana yılları bütçe kanunları ile hüküm altına alınmış ve
bugüne kadar bu kapsamda 4017 adet yabancı menşeli taşıt satılmıştır.
b) Kamuya ait taşıtların amacı dışında ve usulsüz kullanımının
önlenmesi ve varsa bu tür kullanımların Emniyet Genel Müdürlüğü
trafik birimleri tarafından tespit edilmesi, ayrıca resmî taşıtların her biri
için bir taşıt kimliği formu oluşturularak taşıtın, edinme tarihinden
elden çıkarılmasına kadar geçecek süre içindeki bakım, onarım,
akaryakıt, yağ ve benzeri tüm giderleri ile geçirdiği kazaların tarihleri
itibariyle izlenmesine imkân verecek düzenlemeler 9.8.1994 tarih ve
1994/32 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile yapılmış olup, resmî taşıt
kullanımı bu Genelgedeki esaslar dahilinde denetlenmektedir.
c) Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Bulunan Binek ve Station-Wagon
Cinsi Taşıtlardan Model Yılı İtibariyle On Yaşını Doldurmuş
Olanların Tasfiye Edilmesine Dair 1.4.1994 tarih ve 94/5373 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı hükümleri gereğince bu güne kadar kapsam
dahilinde toplam 2 809 adet binek ve station-wagon cinsi taşıt teslim
alınmış ve bunlardan 2637 adedi satışı yapılmak suretiyle tasfiye
edilmiştir. Buna mukabil Bütçe Kanunlarıyla satın alınması öngörülen
taşıt sayısı zorunlu hallere münhasır olmak üzere asgarî düzeye
indirilmek suretiyle kullanımda bulunan resmî taşıt sayısı önemli
ölçüde azaltılmıştır.
d) Kamu taşıtlarının hangi makam ve hizmetlere tahsis edilebilecekleri,
bunların kullanımlarına ilişkin esas ve usuller ile servis araçlarının
kullanımına ait hükümler ekli 2.5.1994 tarih ve 1994/18 sayılı
Başbakanlık Tasarruf Tedbirleri Genelgesinin, 8, 9, 10, 11 ve 12 nci
maddeleri ile 1994/32 sayılı Başbakanlık Genelgesinde belirtilmiştir.
Bilgilerinize arz olunur.
Lutfullah Kayalar
Maliye Bakanı

Not : Yazılı soruyla ilgili diğer bilgiler dosyasındadır.
17. — Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlu’nun, Tababet Uzmanlık
Yönetmeliğinin bazı maddelerinde yapılan değişikliklere ilişkin sorusu
ve Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın yazılı cevabı (7/459)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı tarafından yazılı olarak
cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.
Süleyman Hatinoğlu
Artvin
7.3.1996 tarih ve 22573 sayılı Resmî Gazetede “Tababet Uzmanlık
Yönetmeliği’’nin bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair
yönetmelik değiştirilerek eğitim hastanelerinde “Şef ve şef yardımcısı
olmak istenilen dalda profesör veya doçent unvanına sahip olmak kaydı
ile sınav şartı aranmayabilir’’ hükmü getirilmiştir.
Bu nedenle sorularım :
1. Şef ve şef yardımcısı olmak istenilen dalda profesör veya doçent
olanları sınav olmadan atamak, Anayasamızın eşitlik ilkesine aykırı
değil midir?
2. Bu yönetmelik değişikliği keyfi, yanlı ve haksız atamaların
yapılmasına neden olmayacak mı?
3. Yalnızca profesör veya doçent unvanına sahip olanların sınav
olmadan şef ve şef yardımcısı olarak atanabilmeleri, uzman hekimler
arasında huzursuzluğa neden olacağı gibi, yükselmeler için, şef ve şef
muavini olmak isteyen uzmanların çalışma azmini ve gayretini
azaltacak, kliniklerde uyumsuzluk olacaktır.
Bu nedenle mevcut yönetmeliği iptal etmeyi düşünüyor musunuz?
T. C.
Sağlık Bakanlığı
Hukuk Müşavirliği 6.5.1996
Sayı : B.10.0.HKM.0.00.00.00-9239/874
Konu : Yazılı Soru Önergesi Cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 13.3.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/459-832/1996 sayılı
yazıları.
Artvin Milletvekili Sayın Süleyman Hatinoğlu tarafından, Tababet
Uzmanlık Yönetmeliğinin bazı maddelerinde yapılan değişiklikler ile
ilgili olarak verilen yazılı soru önergesinin cevabı ilişikte
sunulmaktadır.
Bilgilerinize arz ederim.
Dr. Yıldırım Aktuna
Sağlık Bakanı
Artvin Milletvekili Sayın Süleyman Hatinoğlu’nun, “Tababet Uzmanlık
Yönetmeliğinin Bazı Maddelerinde Yapılan Değişiklikler’’ İle Alakalı
Yazılı Soru Önergesinin Cevabıdır
Sorular : 7.3.1996 tarih ve 22573 sayılı Resmî Gazetede “Tababet
Uzmanlık Yönetmeliği’’nin Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik değiştirilerek eğitim hastanelerinde “Şef
ve şef yardımcısı olmak istenilen dalda profesör veya doçent unvanına
sahip olmak kaydı ile sınav şartı aranmayabilir’’ hükmü getirilmiştir.
Soru 1. “Şef ve şef yardımcısı olmak istenilen dalda profesör veya
doçent olanları sınav olmadan atamak, Anayasamızın eşitlik ilkesine
aykırı değil midir?’’
Cevap 1. Eğitim Hastahanelerine şef ve şef yardımcısı olabilmenin usul
ve esasları Tababet Uzmanlık Yönetmeliğinde belirtilmektedir. 1993
yılından beri, şef ve şef yardımcılığı sınavları yapılamadığından, bu
süre içerisinde emeklilik, istifa, kurum değişikliği ve benzeri sebeplerden
dolayı kadroların boşalması üzerine, Bakanlığımızca 27.12.1995
tarihinde sınav yapılmak üzere, eğitim hastahanelerinde münhal bulunan
şef ve şef yardımcılığı kadroları ilan edilmiş ise de, bu sınavlar
Başbakanlığın 28.12.1995 tarih ve 17632 sayılı yazıları ile anılan
tarihte sınav yapılması uygun görülmediğinden, ilan edilen kadrolar ve
bu kadrolara müracaat eden adayların hakları saklı kalmak kaydı ile,
18.12.1995 tarih ve 29075 sayılı Makam Onayı ile sınavlar ileri bir
tarihe ertelenmiştir.
Sınavların iptal edilmesinden sonra açılan eğitim servislerinde asistan
eğitiminin başlatılabilmesi için bu servislerde münhal bulunan şef ve şef
yardımcılığı kadrolarına gerek görüldüğü takdirde, profesör ve doçent
olanların sınava girmeden atamalarının yapılabilmesi amacıyla,
Tababet Uzmanlık Yönetmeliğinde, göreve başlamamdan önce
sözkonusu değişikliklerin yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
Soru 2. “Bu Yönetmelik değişikliği keyfi, yanlı ve haksız atamaların
yapılmasına neden olmayacak mı?
Cevap 2. Yönetmelik değişikliği uyarınca, şef ve şef yardımcılığı
atamalarının yine aynı Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara göre
yapılması sözkonusu ise de; Yönetmelik değişikliğinin yürürlüğe girdiği
tarihten bu güne kadar herhangi bir atama yapılmamıştır.
Sınavsız şef ve şef yardımcısı atanmaması tarafımdan benimsenen bir
husus olup bu prensibe uyulacaktır.
Soru 3. Yalnızca profesör veya doçent unvanına sahip olanların sınav
olmadan şef ve şef yardımcısı olarak atanabilmeleri, uzman hekimler
arasında huzursuzluğa neden olacağı gibi, yükselmeleri için şef ve şef
muavini olmak isteyen uzmanların çalışma azmini ve gayretini
azaltacak, kliniklerde uyumsuzluk olacaktır.
“Bu nedenle mevcut yönetmeliği iptal etmeyi düşünüyor musunuz?’’
Cevap 3. Yukarıdaki cevapta da belirtildiği gibi, Yönetmelik değişikliği
uyarınca sınavsız olarak herhangi bir atama yapılmamış olup; gerek
Tababet Uzmanlık Tüzüğünün ve gerekse Tababet Uzmanlık
Yönetmeliğinin günümüzün şartlarına uygun olarak yeniden
düzenlenmesi ve bu arada uzmanlık eğitiminde köklü değişiklikler
yapılması için çalışmalar sürdürülmektedir. Yapılacak çalışmalar
sırasında sözkonusu hüküm de ele alınacak ve gerekli değişiklikler
yapılacaktır.
18. — Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici’nin, Kahramanmaraş
Merkez ve ilçelerinde okul, öğretmen ve lojman ihtiyacına ilişkin sorusu
ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/463)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Turhan Tayan
tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunu saygılarımla arz
ederim.
Hasan Dikici
Kahramanmaraş
1. Kahramanmaraş’ta il ve ilçe merkezlerinde kaç tane ana sınıfına
ihtiyaç vardır? 1996 yılı içerisinde hangi ilçelerde kaç tane ana sınıfı
hizmete açılacaktır?
2. Kahramanmaraş Merkez ve ilçelerinde hangi okullarımızda, hangi
branşlarda kaç tane öğretmen açığı vardır? Öğretmen açığı hangi
tarihte giderilecektir?
3. İl’imizdeki tekstil kolundaki gelişmelere paralel olarak ikinci bir
Anadolu Tekstil Lisesinin açılışı ne zaman gerçekleşecektir?
4. Afşin, Andırın, Çağlayancerit ve Elbistan İlçelerimizde kış şartları
nedeni ile eğitim ve öğretimdeki yaşanan sıkıntılar nelerdir? Bu
sıkıntıları gidermek için bu ilçelerimize yatılı İlköğretim Bölge
Okullarının yapımı için bir çalışma var mıdır? Varsa ne zaman
gerçekleşecektir?
5. İlçelere göre hangi ilköğretim okullarında ne kadar öğretmen açığı
vardır? Öğretmen açığı hangi tarihte ve nasıl tamamlanacaktır?
6. İl genelinde ilçelere göre hangi ilkokullarda ikili öğretim devam
etmektedir. İkili öğretimin kaldırılması için toplam ne kadar dersliğe
ihtiyaç vardır? Derslik ihtiyacının giderilmesi için ne kadar kaynak
gereklidir?
7. Genel liselerde, meslekî ve teknik liselerde toplam ne kadar dersliğe
ihtiyaç vardır? Bunların parasal tutarı ne kadardır? Derslik ihtiyacı ne
zaman ve nasıl giderilecektir?
8. Halk Eğitim Merkezlerinin darboğazı nelerdir? Bu problemlerin
çözümü için 1996 yılı içerisinde neler yapılacaktır?
9. İl genelinde, hangi okullarımızda kaçar tane lojmana ihtiyaç
bulunmaktadır? Bunun tutarı ne kadardır? 1996 yılı içerisinde kaç tane
lojman yapılacaktır? Lojman ihtiyacı hangi tarihte giderilecektir?
10. Sağlık eğitim merkezinde kaç tane doktor vardır? Bunların kaçı
uzmandır? Merkezlere uzman doktor atanması ne zaman
gerçekleşecektir?
11. Millî Eğitim Müdürlüğünde bilgisayar kadrosu var mıdır? Yoksa
hangi tarihte kadro verilecektir?
12. Kahramanmaraş Merkez, Ekinözü ve Elbistan öğrenci yurtları hangi
tarihte tamamlanacaktır?
T. C.
Millî Eğitim Bakanlığı
Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı
6.5.1996
Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1115
Konu : Soru Önergesi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMM Başkanlığının 23.3.1996 tarih ve GNS.0.10.00.02-
972/2420 sayılı yazısı (7/463-842).
Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Hasan Dikici’nin “Kahramanmaraş
merkez ve ilçelerindeki öğretmen ve lojman ihtiyacına ilişkin’’ soru
önergesi incelenmiştir.
1. Kahramanmaraş ilindeki 71 anasınıfında 1542 çocuk bulunmaktadır.
VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı hedeflerine göre de 42 anasınıfına
ihtiyaç vardır. 1996-1997 öğretim yılında 35 anasınıfının açılması
planlanmıştır. Ayrıca, il merkezinde yapımı tamamlanan 200 kişilik
anaokulu da önümüzdeki öğretim yılında hizmete girecektir.
2. İlin çeşitli branşlarda 1.121 öğretmene ihtiyacı bulunmaktadır. 1996
yılı atama döneminde öğretmen ihtiyacının karşılanmasına
çalışılacaktır.
3. 1995-1996 öğretim yılında, Kahramanmaraş Endüstri Meslek Lisesi
bünyesinde açılan Anadolu Tekstil Meslek Lisesinde 71 öğrenci vardır.
Yapımı devam eden 1 000 öğrencili Anadolu Tekstil Meslek Lisesi
binası tamamlandığında ilin bu alanda ihtiyacı karşılanmış olacaktır.
4. Merkez, Afşin ve Pazarcık ilçelerindeki 3 adet yatılı ilköğretim bölge
okulunda toplam 1 860 öğrenci öğrenim görmektedir.
5. İkili öğretim yapan 291 ilköğretim kurumunun normal öğretime
geçebilmesi için 778 dersliğe ihtiyaç vardır. Bunların yapımı ve
donatım maliyeti ise 287 milyar TL.’dir. Yıllık yatırım programları
çerçevesinde ilin derslik ihtiyacının karşılanmasına çalışılacaktır.
6. Genel ve meslekî teknik ortaöğretimde toplam 136 dersliğe ihtiyaç
bulunmakta olup, 352 milyar 300 milyon TL. ödenek gerekmektedir. VII.
Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi içinde genel ve mesleki teknik
öğretim ihtiyacının karşılanmasına çalışılacaktır.
7. 1995-1996 öğretim yılında halk eğitimi merkezlerinde açılan 578
kursta 13 576 kursiyer eğitilmiştir. Ayrıca, Yaygın Meslekî Eğitim
Projesi kapsamında, Göksun ve Türkoğlu Halk Eğitim Merkezine toplam
50 adet halı tezgahı tahsis edilmiştir.
1996 yılında, halk eğitim merkezlerine genel bütçeden ve Çıraklık,
Meslekî ve Teknik Eğitimi Geliştirme ve Yaygınlaştırma Fonundan
ödenek gönderilecektir. Halk eğitim merkezi binası yapımı için
mahallen 3 000 m2 arsa temin edildiğinde programa alınması
düşünülecektir.
8. İl genelinde toplam 1 137 adet lojman vardır.
9. Sağlık Eğitim Merkezinde 3 pratisyen doktor, 1 diş hekimi ve 4
sağlık eğitim hemşiresi görev yapmaktadır. Ayrıca, pansiyonlu ve
özürlü öğrencilerin eğitimlerinin yapıldığı okullarda da 7 sağlık eğitim
hemşiresi bulunulmaktadır.
Kadro imkânları dahilinde sağlık personeli ataması ele alınacaktır.
10. Millî Eğitim Müdürlüğüne 7 adet veri hazırlama ve kontrol işletmeni
kadrosu tahsis edilmiştir.
11. İl merkezinde ve Elbistan İlçesinde 200’er kapasiteli öğrenci yurdu
binası Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu
Genel Sekreterliğince; Ekinözü İlköğretim Okuluna 200 kapasiteli yurt
binası İl Özel İdare Müdürlüğünce yapılmaktadır.
Arz ederim.
Turhan Tayan
Millî Eğitim Bakanı
19. — Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, bazı tarihi
ilkokul binalarının satışa çıkarıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/472)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından yazılı olarak
cevaplandırılması hususuna emirlerinizi arz ederim.
Cafer Tufan Yazıcıoğlu
Bartın
Tarihi Kuşadası 7 Eylül İlkokulu binası ile Mahmut Esat Bozkurt
İlkokulu binaları restore edilerek müze haline getirilmesi gerekir iken
niçin sıradan okul binaları gibi satışa çıkarılmıştır?
T. C.
Millî Eğitim Bakanlığı
Araştırma Planlama ve Koordinasyon
Kurulu Başkanlığı 6.5.1996
Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1119
Konu : Soru Önergesi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMM Başkanlığının 1.4.1996 tarih ve GNS.0.10.00.02-7/472-
913-1063/2775 sayılı yazısı.
Bartın Milletvekili Sayın Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun “bazı tarihi
ilkokul binalarının satışa çıkarıldığı iddiasına ilişkin’’ soru önergesi
incelenmiştir.
Aydın İli Kuşadası İlçesindeki Eski Yedi Eylül ve Mahmut Esat
Bozkurt İlkokullarının bulundukları yerler konut alanından
çıkarılarak iş ve ticaret merkezi içinde kalmıştır. Binaların çevresinde
bar, içkili lokanta ve pansiyonlar bulunduğundan okul binaları tahliye
edilmiştir.
Halen boş ve kullanılmayan rantı yüksek olan bu okul binalarının kamu
yararı da dikkate alınarak satışının yapılmasına, elde edilen gelirlerle
ilçenin ilköğretim kurumu ihtiyacının karşılanmasına izin verilmiştir.
Arz ederim.
Turhan Tayan
Millî Eğitim Bakanı
20. — Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın, gelir dağılımındaki
dengesizliğe ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Lutfullah
Kayalar’ın yazılı cevabı (7/482)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından yazılı
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 20.3.1996
Fethi Acar
Kastamonu
1. Bilindiği üzere son yıllarda enflasyon üç rakkamlara ulaşmış bir türlü
aşağı çekilememektedir. Bu durumda bilhassa devlet memurlarımızın
geçim şartları gün geçtikçe zorlaşmaktadır. 1996 için memurların
geçim durumu ile ilgili bir iyileştirme düşünülecek midir?
2. Gelir dağılımındaki dengesizlik (özellikle işçi memur arasındaki
fark) büyük uçurum halini almış, huzursuzluk yaratacak boyutlara
ulaşmıştır.
Bu dengesizlik için ne düşünülmektedir?
T. C.
Maliye Bakanlığı
Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğü 6.5.1996
Sayı : B.07.0.BMK.0.11.013/600
Konu : Yazılı Soru Önergesi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 1.4.1996 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/482-924/2304 sayılı
yazıları.
Kastamonu Milletvekili Sayın Fethi Acar’ın 7/482 esas nolu yazılı soru
önergesinde yer alan sorulara ilişkin cevaplar aşağıda sunulmuştur.
1. Bilindiği üzere 1996 yılı bütçe kanun tasarısında 800 trilyon lira
olarak öngörülen personel giderleri, bütçe imkanları zorlanarak 110
trilyon lira daha artırılmış ve 910 trilyon liraya yükseltilmiştir. Böylece
memurlarımızın maaşlarında yapılacak düzenlemeler için gerekli ilave
kaynaklar temin edilmiştir. 1996 yılı Temmuz ayında yapılacak
düzenlemeler çerçevesinde, memurlarımızın maaş artışlarının fiyat
artışlarının gerisinde kalmayacağı tahmin edilmektedir.
2. İşçi ve memur ücretleri arasındaki fark son üç yıl içerisinde kademeli
olarak azalmıştır.
Örneğin konsolide bütçeden maaş alan işçi ve memurların ortalama net
ele geçen ücretleri arasındaki oran, 1993 yılında işçiler lehine 3 katın
üzerinde iken, 1995 yılında 2’ye düşmüştür.
Önümüzdeki yıllarda da işçi ve memurlar arasında unvan ve pozisyonlar
itibariyle makul görülmeyen farklar, belirli bir zaman içerisinde memur
maaşlarında yapılacak istikrarlı iyileştirmelerle makul seviyelere
çekilecektir.
Bilgilerinize arz olunur.
Lutfullah Kayalar
Maliye Bakanı
21. — Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın, karayolları ağının
iyileştirilmesine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı
Mehmet Keçeciler’in yazılı cevabı (7/489)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Mehmet
Keçeciler tarafınadan yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla
arz ederim. 20.3.1996
Fethi Acar
Kastamonu
1. Bilindiği üzere ülkemizde Karayolları Teşkilatının bakmakla zorunlu
olduğu yol ağı 60 bin kilometredir. Bu yol uzunluğu otuz seneye yakın
süredir artırılamamıştır.
Halbuki 30 yıl içinde trafiğe çıkan araç sayısında müthiş denecek
şekilde artışlar meydana gelmiştir.
Adeta bir katliam şeklini alan trafik kazalarının artışı yol ağı aynı
kaldığı halde, trafiğe çıkan araç sayısının artmasından ileriye geldiği
şüphesizdir.
Durum böyle olduğuna göre yol ağının bu vasıta artışına paralel olarak
artırılması düşünülmekte midir?
2. Trafiğe çıkan araçların yeni ve çok süratli oluşu yol standartlarının
geometrik ve fizikî olarak iyileştirilmesini gerekli kıldığına göre böyle
bir tedbir düşünülmekte midir?
3. Yol ağının zorunlu ortası ile standardın iyileştirilmesi zaten kısıtlı
olan kaynak imkânlarının bu zorunluluk karşısında kaynak sağlanması
hakkında ne gibi çalışma ve tedbir gerekmektedir?
4. Ülkemiz ve milletimiz için çok önem arzeden trafik faciası bu şekilde
iken ve kaynak yokluğu nedeniyle yukarıda bahsedilen hususlar yerine
getirilemezken;
Çok basit ve acele şartlarda bir yıl bile dayanamayacak tarz ve şekilde
köy yollarının asfaltlanması (en dayanıksız sathi kaplama) milletimizin
acil sorunu olan trafik canavarı bu boyutta iken bu hudutsuz ve büyük
masraflar çelişki arz etmiyor mu? (Köy yollarındaki trafik kazaları
kayda değer değildir.)
T. C.
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği 7.5.1996
Sayı : B.09.0.BHİ.0.00.00.25/2-A/1094
Konu : Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın Yazılı soru Önergesi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : T.B.M.M.’nin 1.4.1996 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-1065-2777
sayılı yazısı (7/489)
İlgi yazı ilişiğinde alınan, Kastamonu Milletvekili Fethi Acar’ın
“Karayolları Ağının İyileştirilmesi’’ne dair Bakanlığımıza yönelttiği
yazılı soru önergesi incelenmiş ve bu hususta hazırlanan “Karayolu Ağı
Uzunlukları Yeterlik İncelemeleri ve Ülke Karşılaştırmaları’’ raporu
ekte sunulmuştur.
Bilgi ve gereğini arz ederim.
Mehmet Keçeciler
Bayındırlık ve İskân Bakanı
YOL AĞI UZUNLUKLARI
Yeterlik İncelemeleri ve Ülke Karşılaştırmaları
Yol Ağı Tartışmaları
Ülkemizde, basın ve yayın organlarında, üniversitelerimizde, çeşitli
kamu veya özel kurum ve kuruluşlarda, Parlamentoda, çeşitli mevkilerde
bulunan konunun uzmanı olan veya uzmanlık vasfı bulunmayan kişiler
arasında ülkemizin sahip olduğu karayolu ağının uzunluğu ve yeterliliği
hakkında tartışmalar yapılmakta, çeşitli görüş ve iddialar ileri
sürülmektedir. Kamuoyunun konuya göstermiş olduğu ilgi ve duyarlılık
açısından bu durum sevindirici olmakla birlikte, bazı hatalı ve yetersiz
yargılara varılması sonuçlarını da doğurabilmektedir.
1980’li yıllardan itibaren karayolu trafik hacimlerindeki artışların belirli
seviyelere ulaşması, otomotiv sanayindeki teknolojik gelişmelerin
piyasalara yansıması nedeniyle trafiğe çıkan yeni araç sayılarındaki
yüksek artışlar ve nihayet ülkemiz nüfusunun artışına paralel olarak
ulaşım talebinin artması, yapılan tartışmaları artırmış, konunun
uzmanı olmayan kişilerce bile uzman kuruluşların çalışmaları objektif
koşullar dışında eleştirilip, öneri ve tavsiyeler getirilerek çalışma
programları adapte edilmeye çalışılmıştır. Özellikle, son yıllarda
karayolu ağının uzunluk yeterliliği dışında çok daha başka nedenlere
bağlı olarak artan trafik kazaları, sağlıklı kentleşmenin sağlanamaması
nedeniyle kent içerisinde yaşanan trafik tıkanıklıkları tartışmaları daha
da alevlendirerek yatırımcı kuruluşlar üzerinde baskı oluşturacak
seviyelere taşımıştır.
Karayolu ulaşımı konusunda, Otoyollar, Devlet Yolları ve İl Yolları
ağlarının sorumluğunu bulunduran Karayolları Genel Müdürlüğü de,
doğal olarak yapılan tartışmaların hedefi haline getirilerek alanındaki
uzmanlığı çeşitli uluslararası örgütlerce de kabul ve takdir gören
teşkilat, yapıcı ve geliştirici önerilerin yanında objektif kriterlerden
yoksun eleştirilere de muhatap olmuştur. Kurum, ulaşım konusunda,
5539 sayılı Kuruluş Yasasının tanımladığı görevler dışında da
faaliyet göstermesi hususunda, ihtiyaçtan kaynaklanan baskılara maruz
kalmakta, bu konuda yasal ve finansman imkansızlıkları nedeniyle arzu
edilen düzeyde faaliyet gösterememesinden dolayı eleştirilmektedir.
Yol Ağının Yeterliliği
Ülkemiz Karayolu Ağının yeterliliği konusunda görüş ileri sürebilmek
için öncelikle, “yeterlik’’ kavramını iki kısımda ele almak
gerekmektedir. Yol ağının nicelik olarak yeterliliği ile nitelik olarak
yeterliliği oldukça farklı kavramlar olup, bunlara ilişkin
değerlendirmeler de, bütün diğer ülkelerde olduğu gibi, ayrı olarak
yapılmaktadır. Karayolu ağımız nicelik olarak, bir başka deyişle de
uzunluk itibarıyla yeterlik açısından ele alındığında, diğer ülkelere
kıyasla çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bu raporda nicelik
yeterliliği konusuna ağırlık verilerek hemen hemen her tartışmada örnek
gösterilen ülkelerle çeşitli göstergeler itibarıyla karşılaştırmalar
yapılmıştır.
Nitekim yeterliliği, yani var olan yol ağının üzerinden geçen trafiğin
miktarına cinsine ve özelliğine göre fiziksel yapısının durumu konusu
çok daha detaylı ve başka türden araştırmaları gerektirmektedir. Yine,
sahip olunan altyapı niteliğinin idame ettirilmesi konusu da farklı bir
inceleme boyutunu içermektedir. Bu konularda Karayolları Genel
Müdürlüğü tarafından gerekli etüt ve planlamalar yapılmakta,
sağlanabilen imkanlar ölçüsünde yatırım programları dahilinde
uygulamalara geçilmektedir.
Yol ağı konusunda yapılan tartışmalarda, çoğunlukla, nicelik ve nitelik
yeterliliği veya yetersizliği konuları karıştırılmakta, bazı kesimlerdeki
nitelik yetersizliğinden gelen rahatsızlıklar tüm yol ağına yansıtılarak,
uzunluk yetersizliği şeklinde çıkarımlar yapılmaktadır. Ayrıca, bu
hususları daha teknik olarak ele alan “Geometrik kapasite’’ ve “Fizikî
kapasite’’ konuları da karıştırılabilmektedir. Yapılmasında, genelde
yarar görülen bu tür tartışmalar için, uzman kuruluşlardan bilgi
alınması, görüş ve önerilerin daha yapıcı bir yöne kavuşturulması için
gerekli bulunmaktadır. Yurt içi ve yurt dışında, çok sayıda kuruluşla
yakın işbirliği içerisinde bulunan Karayolları Genel Müdürlüğü
müracaat sahiplerine gerekli ve yeterli bilgi desteğinde bulunmaktadır.
Yol Ağı Uzunluğunun Yeterliliği
Son yıllarda yoğunlaşan tartışma konusu; motorlu taşıt trafinin hızla
artmasına karşın, yol ağımızın 1980’lerden bu yana 60 000 Km
uzunlukta kalması, bugün için trafiğe açık bulunan, yaklaşık 1276 Km.
otoyol dışında, Devlet ve il yollarında herhangi bir uzunluk artışının
sağlanmaması yönünde olmaktadır. Bu tartışmaları yürütenler doğal
olarak, “yol ağı uzunluğunu’’ bir gelişmişlik göstergesi olarak görmekte,
kıyaslamaları bu gösterge üzerinden yapmaktadır. Esas itibarıyla bu
görüşe katılmamak mümkün değildir. Ancak, uzunluğun sadece ülke
yüzölçümü boyutları içerisinde değerlendirmesini yapmak mümkün
olmadığı gibi, tartışmaları da yanılgılara sürüklemektedir. Bu tür
yapılan karşılaştırmalarda, rapor içerisinde verilen istatistiklerde de
görüldüğü gibi, Almanya, Fransa, İsviçre, İngiltere gibi ülkeler
Türkiye’den daha üst sıralarda yer alırken, Amerika Birleşik Devletleri
bizden çok az farklı konumda bulunmakta, Avustralya, Kanada, İsveç
gibi yüzölçümü büyük ülkeler ülkemizden daha alt sıralarda
bulunmaktadır.
Karayolu uzunluğu tartışmalarındaki yanılgıların ortak noktası “yol
ağı’’ kavramının bilinmemesinden, ya da iyi anlaşılamamasından
kaynaklanmaktadır. Ülkeler, yol ağlarını ülkenin konumu, yüzölçümü,
topoğrafyası, iklim özellikleri, nüfusu, artış ve dağılımı, motorlu taşıt
sayısı, artışı ve dağılımı, genel ve bölgesel planlama hedefleri ve
politikaları gibi kriterleri dikkate alarak tespit etmektedirler. Bu
çalışmalar sonucu; diğer ulaşım sistemleri de göz önüne alınarak,
sözkonusu ülkenin, bazı kesimleri mecut olmayabilen bir karayolu ağı
belirlenmiş olmaktadır. Daha sonraki planlanan faaliyetler, tespit edilen
bu yol ağının geliştirilmesi yönünde olmaktadır. Genelde her türlü
yerleşim birimine, istasyon, liman, havaalanı gibi noktalara, komşu
ülkelere ulaşabilmeyi amaçlayan yol ağı üzerinde hiyerarşik
sınıflandırma yapılarak, ana yollar, ara yollar, köy ve orman yolları gibi
gruplandırmalar yapılmaktadır. Kentlerin ulaşım ihtiyacını karşılayan
kent içi yollar bu yol ağı tespitinin dışında tutulmaktadır.
Ülkemizde de yol ağı tespiti konusunda planlamanın gerektirdiği
zamanlarda çeşitli çalışmalar yapılarak yol ağı tespit edilmiştir.
Ulaştırma Ana Planı çalışmaları içerisinde de bu tür çalışma
yapılmış, Türkiye’nin Devlet ve il yolu uzunluğunun her türlü ulaşım
ihtiyacına cevap verecek şekilde, 60 000 Km. olarak belirlenmesi gereği
tespit edilmiştir.
Bugün, bütün yerleşim birimlerine ulaşımı sağlayabilen, ülke
kalkınmasının gerektirdiği yerlere ulaşabilen; 32 000 Km. Devlet Yolu,
28 000 Km. İl Yolu ve yaklaşık olarak 330 000 Km. uzunluğunda Köy
ve Orman yolumuz bulunmaktadır. Bu ağın yıllar itibariyle istatistiksel
olarak artışını gözlemek yanılgılara neden olmaktadır. Yol ağı
konusunda yıldan yıla gösterilen faaliyetler için “iyileştirme’’
çalışmalarını dikkate almak gerekmektedir. Yapılan değerlendirmeler
sonucunda, yaklaşık 400 000 Km. uzunluğa sahip “Kırsal Yol Ağı’’mız
uzunluk olarak kesinlikle yetersiz bulunmamaktadır.
Kentsel alanlarda, özellikle büyük kentlerde, taşıt park alanlarının
yetersiz olması, araçların çeşitli şekillerde taşıt yolunu park amacıyla
kullanmaları trafiğin mevcut kapasiteyi hatalı kullanması nedenleriyle
marijinal konutlaşmanın getirdiği geometrik kapasite yetersizliği
artıramakta büyük ve önemli tıkanıklara neden olmaktadır. Ülkemizin
gittikçe merkezileşen yerleşim yapısı ve toplam motorlu araç sayısının
hemen hemen yarısının üç büyük şehrimizde bulunduğu dikkate
alındığında, buralarda baş gösteren yetersizlik kırsal yol ağının da
yetersiz oleduğu yanılgısına yol açmaktadır.
Yol Ağı Talepleri
Yol ağı konusunda Karayolları Genel Müdürlüğüne gelen talepler
genelde 3 grupta değerelendirilmektedir;
1. Yeni yol talepleri
Bu tür talepler mevcut bir veya daha fazla bağlantıya ek olarak daha
uygun görülen bir başka alternatifin sağlanması şeklinde olmaktadır. Bu
konuda gerekçe olarak da yeni güzergahın topoğrafya, işletme giderleri
gibi kriterler açısından daha iyi ve ekonomik olduğu ileri sürülmektedir.
Bilindiği gibi ulaşım yatırımları depolanma özelliği olmayan ve
oldukça yüksek maliyetlere varan yatırımlardır. Genellikle çok düşük
trafik talebine sahip bu istekler de ekonomik ve yatırım fizibiliteleri
yönünden değerlendirmeye alınmakta, ülkeye ekonomik getirisi istenen
düzeyde çıkan talepler bir program dahilinde yürürlüğe konulmaktadır.
2. Sınıf değiştirme talepleri
Genelde köy yolları ağından, Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumlu
bulunduğu Devlet ve il yolları ağına geçirilmesi istenilen bu talepler
mevcut yasa ve yeterlik fizibiliteleri yönünden değerlendirilmektedir.
5539 sayılı yasanın ön gördüğü karayolu bağlantıları ülke düzeyinde
sağlanmış bulunmaktadır. Bugün için, Karayolları Genel müdürlüğü yol
ağlarının ulaşım sağlamadığı herhangi bir il, ilçe, bucak merkezi
bulunmamaktadır.
3. Standart değiştirme talepleri
Devlet ve il yolları ağında bulunan kesimlerin fizikî ve/veya geometrik
standartının iyileştirmesi yönünde yapılan taleplerdir. Bu talepler
yapılan kapasite analiz ve ekonomik fizibilite çalışmalarının sonucuna
göre, yatırım imkanları ve iş programı dikkate alınarak
değerlendirilmektedir.
Yol Ağı Uzunluk Karşılaştırmaları
Yol ağı konusunda öne sürülen görüşlere ışık tutulması amacıyla,
Uluslararası Yol Federasyonu (IRF)’in ve Birleşmiş Milletlerin her yıl
yayınlamakta olduğu istatistiklerden alınan bilgilerle çeşitli
karşılaştırmalar yapılmıştır.
Ülkelerin yol ağı sınıflandırmalarının farklılıklar göstermesi
nedeniyle kent içi yollar dışında kalan diğer yolların toplamı dikkate
alınmıştır. Otoyol ağları da toplamlara dahil edilmiştir. 1990 yılı
bilgilerinin kullanıldığı trafik gösterimlere sırasıyla; Fransa, Almanya
(Batı kesimi), İtalya, İsviçre, Türkiye, İngiltere, Japonya ve Amerika
Birleşik Devletleri (ABD) alınmıştır.
İstatistik karşılaştırmalarda, daha önce de değinildiği gibi, salt yol
uzunluğu, yüz ölçümüne bağlı yol uzunlukları veya nüfus yol uzunluğu
değerlendirmeleri hatalı yargılara yol açan karşılaştırmalardır.
Gerçekçi bir değerlendirme için, ulaşılabilirliğin sağlanmış olması
koşuluyla, ülkelerin motorlu araç parkı ve yıllık gerçekleşen taşımalar
(Araç x Km. Yol boyutunda karşılaştırma yapılması gerekmektedir.
Ancak bu tür değerlendirmeler anlamlı sonuçlar verebilmektedir.
1. Yol Ağı Uzunluğu - Nüfus İlişkisi
a) 1 Km. yolun hizmet verdiği kişi sayısı
b) 1 000 kişiye düşen yol uzunluğu
Değerlendirmelerde yanıltıcı sonuçlar veren karşılaştırmalardan biri de
bu tür ilişkidir. Bu karşılaştırmada nüfusu az, dağınık yerleşimi
nedeniyle ulaşılabilirliği sağlamak amacıyla yol yapmak zorunda
bulunan eski Sovyet Cumhuriyetleri, Suudi Arabistan gibi ülkeler
gelişmiş ülkelere kıyasla daha iyi durumda çıkmaktadır.
2. Yüz ölçümü - Yol uzunluğu, nüfus yoğunluğu ilişkileri
a) 1 Km2 de bulunan yol uzunluğu
b) 1 Km2 ye düşen kişi sayısı
Bu grafikler incelendiğinde ABD’nin diğer ülkelere göre daha alt
sıralarda yer aldığı, Türkiye’ye yakın bir değere sahip olduğu
görülmektedir. Yine sondaki tablodan diğer ülkelere bakıldığında,
karayolu ağı olarak en yeterli ülkeler arasında sayılan Avustralya,
Kanada gibi ülekelerin bizden daha düşük düzeyde olduğu tespit
edilmektedir. Bu kıyaslamadan ulaşım yeterliliği konusunda sonuç
çıkarabilmek mümkün olamamaktadır.
3. Araç sayısı - Kişi sayısı ilişkileri
a) Araç başına düşen kişi sayısı
b) 1 000 kişiye düşen araç sayısı
Tablo ve grafiklerde Türkiye’de araç sahiplik oranının diğer ülkelere
göre oldukça düşük olduğu görülmektedir. Bu durum, nüfus - yol
uzunluğu karşılaştırmalarını anlamsız hale getirebilecek niteliktedir.
4. Yol uzunluğu - Araç sayısı ilişkileri
a) 1 Km yolun hizmet verdiği araç sayısı
b) Araç başına düşen yol uzunluğu
Daha çok sosyo-ekonomik amaç güden erişilebilirliğin sağlanmasından
sonra, yollar, mevcut veya tahmin edilen trafiğe göre projelendirilerek
uygulamaya konulur. Talebin ölçeğini belirleyen en önemli faktör araç
sayılarıdır. Altyapı stoğunu araç sayıları itibarıyla kontrol etmek en
basit yöntemlerden biridir. bu karşılaştırma belirli ölçülerde anlamlı
bulunmaktadır. Grafikler incelendiğinde yol ağı uzunluğunun en fazla
olduğu ülke Türkiye olarak belirlenmektedir.
5. Taşıma gerçekleşmeleri - Yol uzunluğu ilişkileri
a) 1 Km yola düşen yıllık Araç x Km değerleri
b) 1 Milyon Araç x Km’ye düşen yol uzunluğu
c) 1 Km yolda gerçekleşen Ton x Km değerleri
d) Gerçekleşen Araç x Km içerisinde Yük taşıma oranları
e) Yük taşımalarının Yolcu taşımalarına oranları
Bu değerlendirmeler içerisinde, ülke koşullarındaki farklılaşmaları
asgarî seviyeye indirerek daha objektif karşılaştırma imkânı ilk iki tablo
(5.a ve 5.b) ile sağlanmaktadır. Grafik ve tablolar incelendiğinde,
ülkemiz yol ağı uzunluğunun kullanım değerleri altında, yani oluşan
talebe cevap verme açısından büyük bir üstünlüğe sahip olduğu
görülmektedir. Bu duruma karşıt görüş olarak;
i. Karşılaştırmaya alınan gelişmiş ülkelerin taşıma taleplerini diğer
sistemler üzerine dengeli biçimde dağıtmış olmaları, ülkemizde ise,
büyük bir yoğunlukla karayolunun kullanıyor olmasının getirdiği daha
yoğun karayolu ihtiyacı,
ii. Gelişmiş ülkelerin yol ağında çok şeritli kesimlerin daha fazla olması
nedeniyle reel uzunluğun (geometrik kapasite dikkate alınarak)
tablolardaki değerlerden daha yüksek olabileceği,
şeklinde hatırlatmalar yapılabilmektedir. İleri sürülebilecek bu
görüşlerden ilki, alınan kıyaslama türü nedeniyle geçersiz duruma
gelmektedir. Karşılaştırmalar ülkenin karayolu sistemleri üzerinde
oluşan taşımalar dikkate alınarak yapılmıştır. Bu durumda diğer
sistemlerdeki yük dağılımı değerlendirme sonucunu etkilememektedir.
Daha anlamlı görülen, ikinci tür görüşler ise rakamlar arasındaki büyük
farklılıklar nedeniyle sonuç sıralamasını ülkemiz aleyhine
değiştirebilmekten uzaktır. Aynı tablolarda, incelemeye alınan
ülkelerdeki bütün karayolu ağının sırasıyla 4 şeritli (tablodaki yol ağı
uzunluğunun 2 katı), 6 şeritli (3 katı), hatta 8 şeritli (4 katı) kabulünde
bile ülkemiz ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde de, Otoyollar
tamamen çok şeritli olup, Delet Yolu ve il yolu ağımızda çok şeritli
kesimlerin uzunluğu yıldan yıla artmaktadır.
Bu bölümdeki diğer grafikler, ülkelerdeki toplam taşımalar içerisindeki
yük taşımalarının, bir başka deyişle de, ağır taşıt oranlarının
durumlarını vermektedir. Bu değerlendirmelere göre, ülkemizde taşıma
gerçekleşmelerinin toplamda az olmasına karşı, ağır taşıma
oranlarının diğer ülkelerden yüksek olması sonucu büyük ölçüde yol
tahribatları oluşmakta, yol ağının, kaynak yetersizlikleri nedeniyle arzu
edilen seviyeye getirilemeyen niteliği, fizikî kapasitesi, taşıt işletme
giderlerinden kaynaklanan önemli ekonomik kayıplara neden
olmaktadır.
6. Yol ağı için yapılan Toplam ve Bakım Harcamaları
a) 1 km. yol başına yıllık toplam harcama miktarları
b) 1 km. yol başına düşen yıllık Bakım harcaması
c) Araç x km’ye göre yıllık bakım harcaması
Bu değerlendirmelere göre, ülkemizin yol konusundaki harcamaları diğer
ülkelere göre oldukça düşük görünmektedir. Araç x km dikkate alınarak
yapılan karşılaştırmalarda, nispeten daha yüksek görülen harcamalar,
yol ağının niteliği göz önüne alındığında, gereğinden çok daha az
olduğu anlaşılabilmektedir. Yol ağımızın büyük bölümü taşıma
niteliği zayıf olan “sathi kaplama’’lı durumdadır. Yoğun ağır taşımalar
nedeniyle bu yollarda, yollarının çok büyük kısmı asfalt betonu
kaplamalı olan gelişmiş ülkelere kıyasla, daha hızlı ve büyük
bozulmalar meydana gelmekte, bu da “asfalt betonu’’ kaplamalı yollara
göre daha sık ve daha çok bakım harcamalarını gerektirmektedir.
Not : Yazılı soruyla ilgili diğer bilgiler dosyasındadır.
22. — Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, Balıkesir-Edremit-
Avcılar Köyü İlkokuluna atanan bir görevliye ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/493)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Sayın Millî Eğitim Bakanı tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 21.3.1996
İsmail Özgün
Balıkesir
Soru : Balıkesir İline bağlı Edremit İlçesi Avcılar Köyü İlkokulunda
görev yapmakta olan Muzaffer Ekinci’nin haksız bir şekilde tayin
edildiği iddia edilmektedir. Bu iddia doğru mudur?
T. C.
Millî Eğitim Bakanlığı
Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı
6.5.1996
Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1117
Konu : Soru Önergesi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMM Başkanlığının 1.4.1996 tarih ve GNS.0.10.00.02-
1063/2775 sayılı yazısı.
Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Özgün’ün, “Balıkesir Edremit
Avcılar Köyü İlkokuluna atanan bir görevliye ilişkin’’ soru önergesi
incelenmiştir.
Edremit Avcılar Köyü sınıf öğretmeni Muzaffer Ekici, Cumhuriyet
Savcılığına yaptığı başvuruda, köy muhtarı, köy otobüs şoförü ve
muavininden şikâyetçi olmuş ve aralarında oluşan husumet yüzünden
kendisinin ve ailesinin başına geleceklerden korktuğunu belirtmiştir.
Adı geçen öğretmen, kendisine herhangi bir zarar gelmemesi için geçici
olarak Ortaoba Köyünde görevlendirilmiştir.
Konu hakkında Balıkesir Valiliğince açılan soruşturma devam
etmektedir.
Arz ederim.
Turhan Tayan
Millî Eğitim Bakanı
23. — Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, dil bölümü
mezunlarına öğretmenlik hakkı verilmesine ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/502)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından yazılı olarak
cevaplandırılması hususunu emirlerinize arz ederim.
Cafer Tufan Yazıcıoğlu
Bartın
Üniversite mezunu olan ve öğretmen olmak amacı ile Pedagojik
formasyon belgesi alan özellikle dil bölümü mezunu olanlara kadrolu
öğretmenlik hakkı öğretmen açığı olmasına rağmen niçin
verilmemektedir?
T. C.
Millî Eğitim Bakanlığı
Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı
6.5.1996
Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1118
Konu : Soru Önergesi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMM Başkanlığının 1.4.1996 tarih ve GNS.0.10.00.02-
1063/2775 sayılı yazısı.
Bartın Milletvekili Sayın Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun “Dil bölümü
mezunlarına öğretmenlik hakkı verilmesine ilişkin’’ yazılı soru
önergesi incelenmiştir.
Bakanlığımıza bağlı okul ve kurumlarda görev yapacak öğretmenlerin
atamalarına esas teşkil edecek branş veya bölümler talim ve terbiye
kurulu başkanlığımızca belirlenmektedir.
Fakültelerin yabancı dil bilimi (İngilizce, Almanca, Fransızca)
mezunlarından pedagojik formasyon belgesi bulunanlar, duyulan ihtiyaca
göre, yabancı dil öğretmeni olarak atanmaktadırlar.
Arz ederim.
Turhan Tayan
Millî Eğitim Bakanı
24. — İstanbul Milletvekili Mustafa Baş’ın, branşları dışında görev
yapan öğretmenlere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan
Tayan’ın yazılı cevabı (7/509)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Turhan Tayan
tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi
saygılarımla arz ederim. 26.3.1996
Mustafa Baş
İstanbul
1. 1995-1996 öğretim yılında branşları dışında sınıf öğretmenliğinde
görevli kaç öğretmen bulunmaktadır?
2. Branşları dışında istihdam edilen öğretmenlerin branşlarına
döndürülerek kendilerinden bu yönde yararlanmayı düşünmüyor
musunuz?
T. C.
Millî Eğitim Bakanlığı
Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı
6.5.1996
Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1120
Konu : Soru Önergesi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMM Başkanlığının 5.4.1996 tarih ve GNS.0.10.00.02-
1145/2971 sayılı yazısı.
İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Baş’ın “branşları dışında görev
yapan öğretmenlere ilişkin’’ 7/509-990 kayıt nolu soru önergesi
incelenmiştir.
1. 1995-1996 öğretim yılında branşları dışında sınıf öğretmenliği
yapanların sayısı 5 227’dir.
2. Sınıf öğretmenliği ihtiyacının giderilmesi ve ilgili branşlarda ihtiyaç
olması halinde, öğretmenler peyderpey kendi branşlarına atanacaklardır.
Arz ederim.
Turhan Tayan
Millî Eğitim Bakanı
25. — Amasya Milletvekili Cemalettin Lafçı’nın, öğretmen ve
yöneticilerin ek ders ücretlerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Turhan Tayan’ın yazılı cevabı (7/542)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Sayın Millî Eğitim Bakanı Turan Tayan tarafından
yazılı olarak cevaplandırılmasına delâletlerinizi saygılarımla arz
ederim.
Cemalettin Lafçı
Amasya
Millî Eğitim Bakanlığı öğretmen ve yöneticilerinin ücretli ders
saatlerine dair esaslar çerçevesinde :
1. Bakanlık merkez teşkilatında lise mezunu şef kadrosunda çalışan
personele ek ders ücreti ödeniyor mu? Ödenmiyor mu? Ödeniyorsa taşra
teşkilatında çalışan lise mezunu şef kadrosundaki personele niçin
ödenmiyor?
Ek ders ücretleri ile ilgili Bakanlar Kurulu kararında bu yönde bir
düzenleme yapılamaz mı?
2. Bakanlık Müfettişleri ve İlköğretim Müfettişlerine ek ders ücreti
ödeniyor mu? Ödenmiyor mu? Eğer ödenmiyorsa bu yönde de bir
düzenleme yapılıp, Bakanlık Müfettişleri ve İlköğretim Müfettişlerine
de ek ders ücreti ödenemez mi?
3. Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Başbakanlığa geçici olarak
görevlendirilen öğretmenlere; eğer okulunda ek ders ücreti varsa ek ders
ücreti alabiliyor. Okulunda ek ders ücreti alamıyorsa görevlendirildiği
yerde de alamıyor. Bu ise geçici görevlendirilenler arasında eşitsizlik
meydana getiriyor.
86/10340 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının : “Millî Eğitim Bakanlığı
öğretmen ve yöneticilerinin ücretli ders saatlerine dair esasların 25 inci
maddesine Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Başbakanlığa geçici görevle
görevlendirilen öğretmenlere okulundaki ek ders ücret durumuna
bakılmaksızın haftada 12 saat ek ders ücreti ödenir’’ fıkrası eklenemez
mi?
T. C.
Millî Eğitim Bakanlığı
Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı
6.5.1996
Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1122
Konu : Soru Önergesi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMM Başkanlığının 5.4.1996 tarih ve GNS.0.10.00.02-
1057/2715 sayılı yazısı.
Amasya Milletvekili Sayın Cemalettin Lafçı’nın “Öğretmen ve
Yöneticilerin ek derk ücretlerine ilişkin’’ yazılı soru önergesi
incelenmiştir.
1. Bakanlığımız merkez teşkilatında görevli şeflere, öğrenim durumuna
bakılmaksızın haftada 12 saat üzerinden zorunlu ders niteliğinde
yönetim görevi karşılığı ek ders ücreti ödenmektedir.
Bakanlığımız taşra teşkilatında görevli şeflere de merkez teşkilatında
görevli şefler gibi ek ders ücreti ödenebilmesi için çalışmalar
sürdürülmektedir.
2. Bakanlık müfettişleri ile ilköğretim müfettişlerine ek ders ücreti
ödenmemekte olup, bunlara hizmetlerinin özelliği gereği geçici görev
yolluğu ve gündelik ödenmektedir. Ayrıca, ek ders ücreti ödenmesi
yönünde ilgili mevzuatında herhangi bir düzenleme yapılması
düşünülmemektedir.
3. Ek ders ücreti görevin fiilen yapılmasına bağlı olup, görevli
bulunduğu okul veya kurumunda ücretli ders görevi bulunmayanlara;
sadece TBMM ve Başbakanlıkta geçici olarak görevlendirilmeleri
halinde değil, 86/10340 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki esasların
24/b maddesine göre Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatında geçici
olarak görevlendirilenlere de bu görevlerinden dolayı ek ders ücreti
ödenmemektedir.
Diğer taraftan, aynı esasların 25 inci maddesi, sadece Bakanlıkça ders
kitabı veya yardımcı ders kitabı, öğretim programı ve malzemelerini
hazırlama, geliştirme, inceleme, araştırma görevi verilenler, projelerde
çalışan uzmanlar, eğitim ve öğretim kurumlarına grafik, fotograf, ders
araç gereci hazırlamak veya sağlamak, makina, teçhizat ve ders aracı
üretmekle görevli öğretmen ve yöneticileri kapsadığından TBMM ve
Başbakanlıkta geçici olarak görevlendirilenlerin bu kapsamda mütalâa
edilmesi mümkün değildir.
Arz ederim.
Turhan Tayan
Millî Eğitim Bakanı
26. — Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’in, Konya Tuzlukçu İlçesi
Kaymakamının icraatlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Ülkü
Güney’in yazılı cevabı (7/551)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Ülkü Güney tarafından
yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 2.4.1996
Nezir Büyükcengiz
Konya
1. Konya İli Tuzlukçu İlçesi Kaymakamı Mehmet Cengiz Yücedal’ın
belediye başkanvekili olarak görev yapan Mevlüt Ceylan’a, başkanlık
makamında küfretmesinden sonra, kaymakam hakkıda yasal işlem
yapılması için, Tuzlukçu Cumhuriyet Savcılığı aracılığı ile olayın
tanıkları DYP İlçe Başkanı Süleyman Şahin, Halis Saraç, Nevzat Atar
ve Mustafa Servi’nin de ifadeleri alınarak, gereğinin yapılması için
Konya Valiliğine müracaat etmiş olmalarına rağmen valiliğin
hazırladığı raporda, olayın tanıklarının dinlenmeden mi “subut delil
bulunamadı’’ denilerek yasal işlem yapılmamıştır.
2. İlçe Kaymakamımızın Ağustos 1995 tarihinde belediyemiz
başkanvekiline yaptığı küfürden sonra yapılan belediye meclis
toplantılarının kararlarını (olağan ve olağanüstü 9 adet meclis kararı)
eksiklikleri olmadığı halde onaylamadığı, aylarca beklettiği, sonra da
kendisi veya yerine bıraktığı vekillerince kararları haklı olmayan
gerekçelerle geri gönderdiği, belediye işlerini olumsuz yönde etkileyerek,
belediyeyi çalışamaz hale getirdiği doğru mudur?
3. İlçe Kaymakamının ilçe halkından sorunları için gelen vatandaşları
kovduğu, küfrettiği hakaret ettiği doğru mudur? Bununla ilgili
Cumhuriyet Savcılığına şikâyetde bulunan kaç vatandaş vardır?
4. Tüm bu sorunların çözülmesi için Belediye Başkanı Hasan Mert’in
sorunları Konya Valisine yazılı ve sözlü olarak arzettiği, ayrıca;
İçişleri Bakanlığına yazılı olarak arzedildiği halde bugüne kadar ne
gibi işlemler yapılmıştır?
5. Bütün bunlar doğruysa, bu şartlarda kaymakamın ilçede görevine
devam etmesi uygun mu?
T. C.
İçişleri Bakanlığı
Personel Genel Müdürlüğü 26.4.1996
Sayı : B050PGM0710001-Ş/2889
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 9.4.1996 tarih ve Kan. Kar. Md. A.01.0.GNS.0.10.00.02-1207-
3209 sayılı yazınız.
Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’in tarafımdan yazılı olarak
cevaplandırılmasını istediği soru önergesine (7/551) ait cevaplar
aşağıya çıkarılmıştır.
Arz ederim.
Doç. Dr. Ülkü Güney
İçişleri Bakanı
Konya İli Tuzlukçu İlçesi Kaymakamı M. Cengiz Yücedal’ın aynı
İlçe Belediye Başkan vekili Mevlüt Cevlan’a makamında hakaret ettiği
yolundaki iddialar üzerine Valilikçe gerekli inceleme yaptırılmış ve bu
konuda yeterli kanıt bulunamamıştır.
Kamu hizmetlerinin aksamasına yol açacak işlemlerin tekerrür etmemesi
hususundaki Kaymakam tarafından telefonla yapılan uyarının yanlış
anlaşılmasından kaynaklandığı ve İl Valiliğince İlçe Kaymakamı ve
Belediye Başkan Vekilinin Valilik Makamına çağrılarak dinlendiği,
yanlış anlaşılma hususunun ilgililere izah edildiği, bu nedenle şikâyetin
tahkikine hukuken lüzum görülmediği anlaşılmıştır.
Belediye meclis toplantısında alınan kararların onaylanmadığı,
sebepsiz geciktirildiği hususunda Belediye Başkan Vekilinin Valilik
Makamına yaptığı şikâyet incelettirilmiş ve idarenin mevzuat gereğince
kontrol ile yükümlü olduğu hususları incelemek ve tespit ettiği eksik ve
kusurları ikmal ve ıslah istikametinde belediyeyi uyardığı ve işlemleri
tamamlattığı, bütçenin onaylanmaması veya bir hafta içinde
sonuçlandırılamaması halinde kendiliğinden onaylanmış sayılacağı bu
nedenle herhangi bir gecikmenin söz konusu olmayacağı açıktır.
İlçe Kaymakamının makamına gelen vatandaşları kovduğu, hakaret
ettiği konusunda Konya Valiliğince gerekli inceleme yapılmakta olup,
neticesine göre Bakanlığımca gerekli işlemler yapılacaktır.
27. — Kayseri Milletvekili Memduh Büyükkılıç’ın, Kayseri-Melikgazi
Gesi İlköğretim Okulu öğrencilerinin ödenekleri ile ilgili usulsüzlük
iddiasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazılı
cevabı (7/570)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın sayın Millî Eğitim Bakanı tarafından yazılı
olarak cevaplandırılmasını talep etmekteyim.
Gereğini saygılarımla arz ederim. 4.4.1996
Dr. Memduh Büyükkılıç
Kayseri
Kayseri İli Melikgazi İlçesine bağlı Gesi İlköğretim Okulu Devlet
yatılı okulunda okuyan öğrencilerin ödenekleri ile ilgili bazı
yöneticilerin usulsüzlük yaptığı söylenmektedir?
1. Bu konuda neler yapılmıştır?
2. Merkezde görevli olan yetkililerin adam kayırdıkları (M. E. Müdür
Yrd. oğlu) doğru mudur?
3. Okul müdürü ve 2 öğretmenin haksız yere başka yerlere
gönderildikleri doğru mudur? Doğru ise ne yapmayı düşünüyor sunuz?
T. C.
Millî Eğitim Bakanlığı
Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı
6.5.1996
Sayı : B.08.0.APK.0.03.01.00-022/1114
Konu : Soru Önergesi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMM Başkanlığının 11.4.1996 tarih ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02/7-570-1143/2934 sayılı yazısı.
Kayseri Milletvekili Sayın Memduh Büyükkılıç’ın “Kayseri-Melikgazi
Gesi İlköğretim Okulu öğrencilerinin ödenekleri ile ilgili usulsüzlük
iddiasına ilişkin’’ soru önergesi incelenmiştir.
1. Melikgazi İlçesi Gesi İlköğretim Okulunda öğrencilerin ödenekleri
ile ilgili bazı usulsüzlüklerin yapıldığı iddiası üzerine soruşturma
açılmıştır.
Soruşturma sonucunda düzenlenen fezlekede; okul müdürü, iki müdür
yardımcısı ve 5 öğretmenin adlî, idarî ve disiplin yönünden tecziye
edilmeleri önerilmiştir.
2. Merkezde görevli olan yetkililerin adam kayırdıkları doğru değildir.
3. İşlemler yasalara uygun olarak sürdürülmektedir.
Arz ederim.
Turhan Tayan
Millî Eğitim Bakanı
28. — İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, vize uygulamalarına
ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’ın yazılı cevabı
(7/576)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Dışişleri Bakanı Sayın Emre Gönensay
tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Bülent Akarcalı
İstanbul
1. Batılı ülkeler tarafından vatandaşlarımıza uygulanan vize
mecburiyetindeki keyfi uygulamaları, vize müracaatlarında haysiyet
kırıcı muameleleri önlemek amacıyla bu ülkeler nezdinde özel bir
girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz?
2. Vize verilmesindeki keyfiliği ve vatandaşlarımıza yönelik insanlık
onurunu kırıcı davranışları Uluslararası Platformda teşhir etmeyi
düşünüyor musunuz?
T. C.
Dışişleri Bakanlığı
Konsolosluk, Hukuk ve Emlak Genel Müdürlüğü 26.4.1996
Sayı : KOGY/IV-548
Konu : Batılı Ülkelerin Vize Uygulamaları.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 11.4.1996 tarih ve Kan. Kar. Md. A. 01.0.GNS.0.10.00.02-7-576-
1153-2947 sayılı yazıları
Vatandaşlarımızın batılı ülkelerin vizelerini temin etmekte
karşılaştıkları güçlükler hakkında İstanbul Milletvekili Sayın Bülent
Akarcalı tarafından verilen soru önergesinin yanıtı ilişikte sunulmuştur.
Saygılarımla arz ederim.
Prof. Dr. Emre Gönensay
Dışişleri Bakanı
1. Bilindiği gibi, 1970’i yılların sonlarına kadar batılı ülkelerin birçoğu
ile vize Muafiyet Anlaşmalarımız bulunmaktaydı veya bu ülkeler
Türkiye’ye vize uygulamıyorlardı. Ancak, 1970’li yılların sonlarından
itibaren, bu ülkeler yasadışı geçiş ve ilticacı akımını önlemek
gerekçesiyle, vatandaşlarımıza peyderpey vize mecburiyeti
getirmişlerdir.
Keza bilindiği gibi, her devletin kendi topraklarına hangi yabancıların
girebileceğini belirlemesi temel egemenlik haklarındandır ve vize
rejimleri de bunun doğal bir sonucu olarak belirlenmektedir. Nitekim,
vize konusunda Türkiye Cumhuriyeti de aynı esaslar dahilinde hareket
etmekte, egemenlik hakkımızdan kaynaklanan vize rejimimiz ulusal
çıkarlarımız dikkate alınarak bağımsız bir şekilde saptanmaktadır. Hal
böyle olmakla beraber, vatandaşlarımıza yönelik vize sınırlamalarının
kaldırılması için Batı ülkeleri nezdindeki girişimlerimiz sürdürülmüş,
ancak, yukarıda belirtilen nedenle, maalesef bugüne kadar olumlu bir
sonuca ulaşılması mümkün olmamıştır.
Diğer taraftan, vatandaşlarımızın vize müracaatlarında zaman zaman
sorunlarla karşılaştıkları doğrudur. Bu münferit sorunlardan
Bakanlığımıza intikal edenler biraz önce belirttiğim kural zorlanmak
suretiyle ilgili yabancı misyonlar nezdinde takip edilerek
vatandaşlarımıza vize verilmesinde yardımcı olunmaya
çalışılmaktadır. Tabiatıyla bundan da sonuç alınamadığı takdirde,
ilgili vatandaşımıza o ülkenin adlî makamlarına başvurmak suretiyle
sorunlarına çözüm arayabilecekleri telkin edilmektedir.
Keyfi veya haysiyet kırıcı muameleye maruz kalan vatandaşlarımızın
durumları ise, Bakanlığımıza bildirildiği takdirde gerek yazılı olarak,
gerek yabancı temsilcilik yetkilisinin Bakanlığımıza davet edilerek
uyarılması suretiyle hassasiyetle ele alınmakta ve
sonuçlandırılmaktadır. Bu gibi olayların sayısı ise son derece azdır.
Diğer taraftan, işadamlarımızın vize alma mecburiyetlerinin ve bazan
vize dahi alamamalarının ciddî bir sorun teşkil ettiği, bu durumun
özellikle Gümrük Birliğinin yürürlüğe girmesinden sonra ortaklık
ilişkileriyle bağdaşmadığı ve işadamlarımız aleyhine haksız rekabete
sebebiyet verdiği de keza malumdur. Bu nedenle ahiren Troika Misyon
Şefleri ile Avrupa Birliğinin Ankara’daki temsilcisi Bakanlığımıza
davet edilerek soruna acil ve kalıcı çözüm bulunması istenmiştir. Konu
hakkındaki çalışmalarımız devam ettirilmekte olup, sorunun yakın bir
gelecekte çözüme kavuşturulacağını ümit ediyorum.
2. Yukarıda da izah ettiğim veçhile, vatandaşlarımızın vize için
yabancı misyonlara yaptıkları başvurularda karşılaştıkları sorunlar
Bakanlığımızca hassasiyetle takip edilmektedir. Bu çerçevede ortaya
çıkan ve keyfî ve haysiyet kırıcı olarak nitelendirilebilecek bir-iki
davranış sistematik bir uygulamadan kaynaklanmayıp münferit olaylara
inhisar ettiği ve ilgili misyonlar nezdinde takip edilerek Bakanlığımızca
sonuçlandırıldığı cihetle konunun bu aşamada uluslararası platformlara
götürülmesine gerek bulunmamaktadır.
29. — İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın;
Türkiye Yatırım Bankasınca bir otele kredi verilip verilmediğine,
Türkiye Kalkınma Bankasının takibata alınmış kredilerine,
İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yazılı cevabı (7/577,
578)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Eyüp Aşık tarafından yazılı
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Bülent Akarcalı
İstanbul
1. Ankara Köroğlu “Uğur Mumcu’’ caddesinde yıllardır yalnız kaba
inşaatı yapılmış olarak duran ve Hattat Ailesine ait otele Türkiye
Yatırım Bankasınca kredi verilmiş midir? Evetse hangi tarihte ve ne
miktarda?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Eyüp Aşık tarafından
yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Bülent Akarcalı
İstanbul
1. Türkiye Kalkınma Bankasının 1992-93-94 ve 1995 itibariyle geri
dönmeyen ve takibata alınmış kredilerinin sayısı nedir, miktarı ne
kadardır?
2. T.K.B.’nin geri dönmemiş ve takibata alınmış kredilerinin tahsil
edilmesi için ne gibi çalışmalar yapmayı ve tedbirler almayı
düşünmekte siniz?
T.C.
Devlet Bakanlığı 3.5.1996
Sayı : B.02.0.006/275
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMM Bşk. Genel Sek. Kan. ve Kar. Dai. Bşk. 11.4.1996 tarih ve
Kan. Kar. Md. A.01.0.GNS.0.100002-1289-3392 sayılı yazınız.
Tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılmak üzere ilgi yazınız ekinde
alınan İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın Kalkınma
Bankası ile ilgili yazılı soru önergelerinin cevabı ilişikte sunulmuştur.
Bilgilerini ve gereğini arz ederim.
Eyüp Aşık
Devlet Bakanı
İstanbul Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın Kalkınma Bankası
Hakkındaki
Yazılı Soru Önergesinin Cevabıdır.
Soru 1. Ankara Köroğlu “Uğur Mumcu” Caddesinde yıllardır yalnız
kaba inşaatı yapılmış olarak duran ve Hattat Ailesine ait otele kredi
verilmiş midir? Evetse hangi tarihte ve ne miktarda?
Cevap 1. Ankara Köroğlu “Uğur Mumcu” Caddesindeki Hattat Ailesine
ait otele Kalkınma Bankasınca kredi tahsis edilmiş, ancak firma
koşulları yerine getiremediğinden tahsis edilen kredi firmaya
kullandırılmayarak iptal edilmiştir.
Soru 2. 1992-1993-1994 ve 1995 itibariyle geri dönmeyen ve takibata
alınmış kredilerin sayısı nedir, miktarı ne kadardır?
Cevap 2. Anılan yıllara ilişkin 31 Aralık tarihi itibariyle takibata
alınmış kredilere ilişkin firma sayısı ve bakiye riskler ekli tabloda
verilmektedir.
Soru 3. Banka geri dönmemiş ve tabikata alınmış kredilerinin tahsil
edilmesi için ne gibi çalışmalar yapmayı ve tedbirler almayı
düşünmektedir?
Cevap 3. Takipteki kredilerin tahsili için Bankanın prensipleri ve genel
uygulamaları çerçevesinde çözümler üretilmektedir. Bu yaklaşımla
çözülmeyen alacaklar için ise, kanunî takip prosedürü ile alacakların
tahsiline çalışılmaktadır.
Arz ederim.

TUTANAĞIN SONU
Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.