Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular
DÖNEM : 20 CİLT : 4 YASAMA YILI :
1


T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ

42 nci Birleşim
21 . 4 . 1996 Pazar



İ Ç İ N D E K İ L E R
I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. – GELEN KÂĞITLAR
III. – YOKLAMA
IV. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLAR-
DAN GELEN DİĞER İŞLER
1. – 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu
Tasarıları (1/285, 286) (S. Sayıları : 1,2)
A) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
a) Millî Eğitim Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi
I. – YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU (YÖK)
a) Yüksek Öğretim Kurulu 1996 Malî Yılı Bütçesi
II. – ÜNİVERSİTELER
1. – Ankara Üniversitesi
a) Ankara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
2. – Orta Doğu Teknik Üniversitesi
a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
3. – Hacettepe Üniversitesi
a) Hacettepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
4. – Gazi Üniversitesi
a) Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
5. – İstanbul Üniversitesi
a) İstanbul Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
6. – İstanbul Teknik Üniversitesi
a) İstanbul Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
7. – Boğaziçi Üniversitesi
a) Boğaziçi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
8. – Marmara Üniversitesi
a) Marmara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
9. – Yıldız Teknik Üniversitesi
a) Yıldız Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
10. – Mimar Sinan Üniversitesi
a) Mimar Sinan Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
11. – Ege Üniversitesi
a) Ege Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
12. – Dokuz Eylül Üniversitesi
a) Dokuz Eylül Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
13. – Trakya Üniversitesi
a) Trakya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
14. – Uludağ Üniversitesi
a) Uludağ Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
15. – Anadolu Üniversitesi
a) Anadolu Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
16. – Selçuk Üniversitesi
a) Selçuk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
17. – Akdeniz Üniversitesi
a) Akdeniz Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
18. – Erciyes Üniversitesi
a) Erciyes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
19. – Cumhuriyet Üniversitesi
a) Cumhuriyet Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
20. – Çukurova Üniversitesi
a) Çukurova Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
21. – Ondokuz Mayıs Üniversitesi
a) Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
22. – Karadeniz Teknik Üniversitesi
a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
23. – Atatürk Üniversitesi
a) Atatürk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
24. – İnönü Üniversitesi
a) İnönü Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
25. – Fırat Üniversitesi
a) Fırat Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
26. – Dicle Üniversitesi
a) Dicle Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
27. – Yüzüncü Yıl Üniversitesi
a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
28. – Gaziantep Üniversitesi
a) Gaziantep Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
29. – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi
30. – Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü
a) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi
31. – Harran Üniversitesi
a) Harran Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
32. – Süleyman Demirel Üniversitesi
a) Süleyman Demirel Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
33. – Adnan Menderes Üniversitesi
a) Adnan Menderes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
34. – Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
a) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
35. – Mersin Üniversitesi
a) Mersin Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
36. – Pamukkale Üniversitesi
a) Pamukkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
37. – Balıkesir Üniversitesi
a) Balıkesir Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
38. – Kocaeli Üniversitesi
a) Kocaeli Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
39. – Sakarya Üniversitesi
a) Sakarya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
40. – Celal Bayar Üniversitesi
a) Celal Bayar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
41. – Abant İzzet Baysal Üniversitesi
a) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
42. – Mustafa Kemal Üniversitesi
a) Mustafa Kemal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
43. – Afyon Kocatepe Üniversitesi
a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
44. – Kafkas Üniversitesi
a) Kafkas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
45. – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
a) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
46. – Niğde Üniversitesi
a) Niğde Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
47. – Dumlupınar Üniversitesi
a) Dumlupınar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
48. – Gazi Osmanpaşa Üniversitesi
a) Gazi Osmanpaşa Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
49. – Muğla Üniversitesi
a) Muğla Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
50. – Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
a) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
51. – Kırıkkale Üniversitesi
a) Kırıkkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
52. – Osman Gazi Üniversitesi
a) Osman Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
53. – Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu
a) Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu 1996 Malî Yılı Bütçesi
B) KÜLTÜR BAKANLIĞI
1. – Kültür Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi
C) MALİYE BAKANLIĞI
1. – Maliye Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi
D) GELİR BÜTÇESİ
2. – 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/285) (S. Sayısı : 1)
3. – Katma Bütçeli İdareler 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/286) (S. Sayısı : 2)
V. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1. – İçel Milletvekili Durmuş Fikri Sağlar’ın, Kültür Bakanı Agâh
Oktay Güner’in, önceki SHP ve CHP’li Kültür Bakanlarına sataşması
nedeniyle konuşması
I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 10.00’da açılarak dört oturum yaptı.
Birinci, İkinci ve Üçüncü Oturum
1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu
Tasarılarının (1/285, 1/286) (S. Sayıları : 1,2), görüşmelerine devam
olunarak;
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı,
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü,
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı,
Petrol İşleri Genel Müdürlüğü,
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü,
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı,
Karayolları Genel Müdürlüğü,
Dışişleri Bakanlığı,
1996 malî yılı bütçeleri kabul edildi.
Malatya Milletvekili Oğuzhan Asiltürk, Bayındırlık ve İskân
Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Dışişleri Bakanlığı
bütçelerinin müzakereleri sırasında, CHP Grubu adına konuşan Ankara
Milletvekili Ali Dinçer’in,
Zonguldak Milletvekili Mümtaz Soysal da, sataşmaya cevaben yaptığı
konuşmada, Malatya Milletvekili Oğuzhan Asiltürk’ün,
Grubuna sataştığı iddiasıyla, birer konuşma yaptılar.
Yasin Hatiboğlu
Başkanvekili
Kâzım Üstüner Zeki Ergezen
Burdur Bitlis
Kâtip Üye Kâtip Üye
Dördüncü Oturum
1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu
Tasarılarının (1/285, 1/286) (S. Sayıları : 1, 2), görüşmelerine devam
olunarak;
Ulaştırma Bakanlığı,
Telsiz Genel Müdürlüğü,
Orman Bakanlığı,
Orman Genel Müdürlüğü,
Turizm Bakanlığı,
Sağlık Bakanlığı,
Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü,
1996 malî yılı bütçeleri kabul edildi.
21 Nisan 1996 Pazar günü saat 10.00’da toplanmak üzere, birleşime
01.36’da son verildi.
H. Uluç Gürkan
Başkanvekili
Ali Günaydın Salih Kapusuz
Konya Kayseri
Kâtip Üye Kâtip Üye

II. – GELEN KÂĞITLAR
21 . 4 . 1996 PAZAR
Teklifler
1. – Çanakkale Milletvekili A. Hamdi Üçpınarlar ve 2 Arkadaşının;
Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanunu Teklifi (2/228) (Çevre
ve Adalet ve Tarım, Orman ve Köyişleri ve Plan ve Bütçe
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996)
2. – Tekirdağ Milletvekili Nihan İlgün ve 2 Arkadaşının; Kara
Avcılığı Kanunu Teklifi (2/229) (Adalet ve Tarım, Orman ve Köyişleri
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996)
3. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf
Ekinci’nin; 1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun Bir Maddesinin
Değiştirilmesi İki Ek Madde ve Bir Geçici Madde Eklenmesi ve Geçici
2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun Teklifi (2/230) (Millî
Eğitim ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
11.4.1996)
4. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf
Ekinci’nin; 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun İki
Maddesinin Değiştirilmesi, Bir Madde Eklenmesi ve Geçici 9 uncu
Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun Teklifi (2/231) (Millî Eğitim
ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996)
5. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf
Ekinci’nin; Millî Eğitim Akademisinin Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Teklifi (2/ 232) (Millî Eğitim ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996)
6. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf
Ekinci’nin; 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununa bir Ek Geçici Madde
Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/233) (Millî Eğitim Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996)
7. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf
Ekinci’nin; 4.11.1981 Tarih ve 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununa
Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/234) (Millî Eğitim
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996)
8. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ve 2 Arkadaşının; 22.6.1965 Tarihli
ve 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanunun 7 nci Maddesinin Yeniden Düzenlenmesine Dair
Kanun Teklifi (2/235) (Millî Eğitim Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 11.4.1996)
9. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf
Ekinci’nin; Memurlar ile diğer Kamu Görevlilerinin Olumsuz Sicilleri
Hakkında Kanun Teklifi (2/236) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi : 11.4.1996)
10. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf
Ekinci’nin; 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun 45 inci Maddesine
Bir Fıkra Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/237) (Millî Eğitim
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996)
11. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf
Ekinci’nin; 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununa Bir Madde Eklenmesi
Hakkında Kanun Teklifi (2/238) (Millî Eğitim Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996)
12. – Rize Milletvekili Şevki Yılmaz ve 13 Arkadaşının; 1615 Sayılı
Gümrük Kanununun 8 inci Maddesine Bir Fıkra Eklenmesine İlişkin
Kanun Teklifi (2/239) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 12.4.1996)
13. – Rize Milletvekili Şevki Yılmaz ve 12 Arkadaşının; Devlet
İstatistik Enstitüsü Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/240) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi :
12.4.1996)
14. – Kocaeli Milletvekili Necati Çelik ve 50 Arkadaşının; 31.10.1984
Tarih ve 3069 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği ile
Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/241) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi : 12.4.1996)
Rapor
1. – 10.10.1984 Tarihli ve 3056 Sayılı Kanunun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/288) (S. Sayısı : 3) (Dağıtma tarihi : 21.4.1996)
(GÜNDEME)

BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 10.00
BAŞKAN: Başkanvekili Kamer GENÇ
KÂTİP ÜYELER: Zeki ERGEZEN (Bitlis), M. Fatih ATAY (Aydın)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 42 nci Birleşimini
açıyorum.
IV. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1. – 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu
Tasarıları (1/285, 286) (S. Sayıları : 1,2)
A) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
a) Millî Eğitim Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi
I. – YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU (YÖK)
a) Yüksek Öğretim Kurulu 1996 Malî Yılı Bütçesi
II. – ÜNİVERSİTELER
1. – Ankara Üniversitesi
a) Ankara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
2. – Orta Doğu Teknik Üniversitesi
a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
3. – Hacettepe Üniversitesi
a) Hacettepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
4. – Gazi Üniversitesi
a) Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
5. – İstanbul Üniversitesi
a) İstanbul Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
6. – İstanbul Teknik Üniversitesi
a) İstanbul Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
7. – Boğaziçi Üniversitesi
a) Boğaziçi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
8. – Marmara Üniversitesi
a) Marmara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
9. – Yıldız Teknik Üniversitesi
a) Yıldız Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
10. – Mimar Sinan Üniversitesi
a) Mimar Sinan Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
11. – Ege Üniversitesi
a) Ege Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
12. – Dokuz Eylül Üniversitesi
a) Dokuz Eylül Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
13. – Trakya Üniversitesi
a) Trakya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
14. – Uludağ Üniversitesi
a) Uludağ Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
15. – Anadolu Üniversitesi
a) Anadolu Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
16. – Selçuk Üniversitesi
a) Selçuk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
17. – Akdeniz Üniversitesi
a) Akdeniz Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
18. – Erciyes Üniversitesi
a) Erciyes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
19. – Cumhuriyet Üniversitesi
a) Cumhuriyet Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
20. – Çukurova Üniversitesi
a) Çukurova Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
21. – Ondokuz Mayıs Üniversitesi
a) Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
22. – Karadeniz Teknik Üniversitesi
a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
23. – Atatürk Üniversitesi
a) Atatürk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
24. – İnönü Üniversitesi
a) İnönü Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
25. – Fırat Üniversitesi
a) Fırat Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
26. – Dicle Üniversitesi
a) Dicle Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
27. – Yüzüncü Yıl Üniversitesi
a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
28. – Gaziantep Üniversitesi
a) Gaziantep Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
29. – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi
30. – Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü
a) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi
31. – Harran Üniversitesi
a) Harran Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
32. – Süleyman Demirel Üniversitesi
a) Süleyman Demirel Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
33. – Adnan Menderes Üniversitesi
a) Adnan Menderes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
34. – Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
a) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
35. – Mersin Üniversitesi
a) Mersin Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
36. – Pamukkale Üniversitesi
a) Pamukkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
37. – Balıkesir Üniversitesi
a) Balıkesir Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
38. – Kocaeli Üniversitesi
a) Kocaeli Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
39. – Sakarya Üniversitesi
a) Sakarya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
40. – Celal Bayar Üniversitesi
a) Celal Bayar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
41. – Abant İzzet Baysal Üniversitesi
a) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
42. – Mustafa Kemal Üniversitesi
a) Mustafa Kemal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
43. – Afyon Kocatepe Üniversitesi
a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
44. – Kafkas Üniversitesi
a) Kafkas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
45. – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
a) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
46. – Niğde Üniversitesi
a) Niğde Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
47. – Dumlupınar Üniversitesi
a) Dumlupınar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
48. – Gazi Osmanpaşa Üniversitesi
a) Gazi Osmanpaşa Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
49. – Muğla Üniversitesi
a) Muğla Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
50. – Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
a) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
51. – Kırıkkale Üniversitesi
a) Kırıkkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
52. – Osman Gazi Üniversitesi
a) Osman Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
53. – Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu
a) Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu 1996 Malî Yılı Bütçesi
B) KÜLTÜR BAKANLIĞI
1. – Kültür Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi (1)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, programımız gereğince, 1996 malî
yılı genel ve katma bütçeli idarelerin bütçelerinin müzakerelerine devam
ediyoruz.
13 üncü tur görüşmelere başlıyoruz.
Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.
13 üncü turda, Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür Bakanlığı bütçeleri
görüşülecektir.
Bu bütçelerle ilgili olarak söz alan milletvekillerinin isimlerini
okuyorum: Refah Partisi Grubu adına Diyarbakır Milletvekili Sayın
Vehbi Hatipoğlu, Ankara Milletvekili Sayın Hüseyin Ceylan.
Anavatan Partisi Grubu adına, İçel Milletvekili Sayın Halil Cin, Konya
Milletvekili Sayın Ahmet Alkan.
Doğru Yol Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Tekin
Enerem, İstanbul Milletvekili Sayın Namık Kemal Zeybek.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Çorum Milletvekili Sayın Ali
Haydar Şahin, İstanbul Milletvekili Sayın Ercan Karakaş.
Demokratik Sol Parti Grubu adına, Kocaeli Milletvekili Sayın Halil
Çalık, Kırklareli Milletvekili Sayın Necdet Tekin.
Şahıslar adına, lehinde, Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya,
Kırıkkale Milletvekili Sayın Mikail Korkmaz; aleyhinde, Adıyaman
Milletvekili Sayın Celal Topkan.
Sayın milletvekilleri, bugünkü programımız gayet yoğun. Biliyorsunuz,
Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi oylanırken 53 üniversitemizin bütçelerini
ayrıca oylayacağız, Maliye ve Gelir Bütçesini oylayacağız; arkasından,
bütçenin 60'a yakın maddesi var, onları oylayacağız. Bunların hepsinin
bugün bitmesi lazım.
Bu itibarla, hiçbir milletvekili arkadaşımızın konuşma süresini
uzatmayacağım, bunu peşin söyleyeyim. Arkadaşlarımızdan da rica
ediyorum; bizi zor duruma sokmasınlar, otomatik cihaz kapandığı
zaman yeni bir süre vermeyeceğim.
Şimdi, Refah Partisi Grubu adına, Diyarbakır Milletvekili Sayın Ömer
Vehbi Hatipoğlu; buyurun efendim.
Sayın Hatipoğlu, arkadaşınızla süreyi eşit paylaştınız değil mi
efendim?
ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Diyarbakır) – Evet efendim.
BAŞKAN – Peki, buyurun.
Süreniz 10 dakikadır.
RP GRUBU ADINA ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Diyarbakır) –
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi
üzerinde, Refah Partisinin görüşlerini arz etmek üzere huzurunuza
gelmiş bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Konuşmama
başlamadan önce, irfan ordumuzun değerli üyelerini, öğretmenlerimizi
saygıyla selamlıyorum, ahrete intikal etmiş olanlarına da Cenabı
Allah'tan rahmet diliyorum.
Efendim, ben, konuşmama bir malumu ilamla başlayacağım; yani,
hepimizin bildiği; ancak, değişik ifadelerle, üsluplarla gündeme
getirdiğimiz bir konuyu, bir gerçeği ifade ederek başlamak istiyorum.
Nedir bu gerçek?
Okulöncesi eğitimden başlayarak ilk, orta, üniversite ve lisansüstü eğitim
dahil olmak üzere, hiçbir kademede yeterli, kaliteli, ülke ihtiyaçlarına
uygun ve millî hedeflerimize uygun bir eğitim veremediğimiz gerçeği.
Evet, eğitimimizin bu haliyle, bizi esenliğe kavuşturamayacağını artık
hep birlikte görmek, kabul etmek zorundayız.
Eğitimi, dünyada tüm ideallere ulaşmanın tek sihirli ilacı olarak elbette
görmüyoruz; ancak, bir yığın ekonomik, kültürel, sosyal ve moral
sorunlarla karşı karşıya bulunan ülkemizde, eğitimimizin, öncelikli
temel mesele olduğunda da birleşmek durumundayız. Zira, maddî ve
manevî kalkınmamızı sağlayacak olan nesiller, kuşkusuz ki, bu eğitim
kurumlarında yetiştirilecektir.
O halde, eğitimimize, tez elden bir çekidüzen vermek zorundayız.
Başımızı kumdan kaldırmamız ve dünya gerçeklerini, ülke gerçeklerini
görmemiz gerekir. Kendi kendimizi zihinsel tutsaklıktan ve tabuların
esaretinden kurtarmak zorundayız. Halkı, eğitim kurumları yoluyla
terbiye etme, tornadan çıkmış gibi tek tip insan yetiştirme
iddialarından, artık vazgeçmenin zamanı çoktan gelmiş ve geçmiştir.
Bu milletin, dinine, ahlakına, kültürüne, tarihine saygı duyan, çağdaş
uygarlığı yakalamış, lafta değil ama özde demokrat, hoşgörülü, uyumlu,
birlikte, bir arada yaşama iradesi gösterebilecek nesillere ihtiyacımız
vardır. Taklit eden, ezberleyen değil, tartışan, sorgulayan, kişilikli,
üretici, araştırıcı bir nesil yetiştirmek durumundayız.
Peki, bunu, kim ve nasıl yapacaktır? Hangi kaynakla gerçekleştireceğiz?
Bu millî eğitim anlayışıyla mı?.. Doğrusu, buna "evet" demekte
zorlanıyoruz. Bu anlayış değil midir ki, taklitçi bir zihniyetle, Batı'dan
alınan sistemleri bir bir uygulayarak, bu milletin evlatlarını kobay gibi
kullanmıştır; Alman modeli, İngiliz modeli, Fransız modeli ve şimdi
de, eğitimde Japon modeli!.. Bu milletin, kendi öz benliğinden
kaynaklanan bir modeli yok mudur diye sorma ihtiyacını hissediyoruz.
Bütün bu modeller uygulandı değerli arkadaşlarım, sonuç ise ortada:
Niteliksiz, üreten değil tüketen, kimlik bunalımı içinde, uyuşturucu
batağına doğru sürüklenen, taklitçi, ezberci, kopyacı ve maalesef, terör
odaklarının ağına düşme istidadı gösteren bir nesil.
Değerli arkadaşlarım, bundan birkaç gün önce, İçişleri Bakanımız bir
soru önergemize cevap verdi. Bu soru önergemize Sayın Ülkü Güney'in
verdiği cevaba göre, ölü ve yaralı olarak ele geçirilen teröristlerin yüzde
90'ına yakın bir bölümü, herhangi bir eğitim kurumundan mezun olan
kişilerdir. Böylece, verdiğimiz eğitimin ne tür bir sonuç doğurduğu da,
resmî makamlarca belgelenmiş oluyor. Dolayısıyla, eğitimin, ülkemizin
en hayatî sorunu olduğunu, tekraren vurgulamak istiyorum.
Şimdi, biz, bu sorundan, bu çıkmazdan nasıl kurtulacağız?
Değerli arkadaşlarım, bir miktar da, eğitim kurumlarının durumlarına
göz atmamız gerekir. 14,5 milyona varan bir öğrenci kitlesine sahibiz ve
bu öğrencilerimizi, 70 200 eğitim kurumunda eğitmekteyiz; 532 bin
civarında da öğretmenimiz var. Bu dev kuruluşu, aşırı merkeziyetçi bir
yapıyla, Ankara'dan idare etmeniz artık mümkün değildir. Eğer, eğitimi
çıkmazdan kurtarmak ve eğitimin kalitesini yükseltmek istiyorsak, tez
elden, eğitimi, yerel yönetimlere devretmek zorundayız.
Peki, eğitim yerel yönetimlere devredilirse, Millî Eğitim Bakanlığının
fonksiyonu ne olacak; Millî Eğitim Bakanlığı, denetleyen, ilkeler koyan
ve makro planlar üzerinde çalışan bir konuma getirilip oturtulmalıdır.
Bununla, hiç olmazsa, taşrada görev yapan idareci arkadaşlarımızı da
rahata kavuşturmuş oluruz. Artık, idarecilerimiz, patlayan bir ampulü
değiştirmek veya kırılan bir camı takmak için, Ankara'dan gelecek
ödenekleri aylarca beklemek zorunda kalmayacaktır. Bu hantal yapı
nedeniyle sorunlarımız çözümsüzdür.
Bakınız, okulöncesi eğitimde, Avrupa ülkeleri arasında sondan birinci
sıradayız. Herhalde, şu anda, okulöncesi eğitim kurumlarında, ancak
100 bini biraz aşkın bir öğrenci kitlesi eğitilmektedir. Halbuki, Avrupa
ülkelerinde bu sayı 3,4 milyonu bulmaktadır. Okulöncesi eğitim
kurumlarımızda 100, 150 bin öğrenci varken, ilköğretime geldiğimizde
birdenbire bir patlama oluyor ve 7 milyon civarında öğrenci ilköğretim
kurumlarına geliyor. Peki, ilköğretim kurumlarında durum ne: 70-80
kişilik sınıflarda, bir sırada yanyana 3-4 öğrenci derse giriyor. Ve,
ilköğretimde de hedefe ulaşabilmek için, şimdi, taşımalı eğitim diye
yeni uygulamalar gerçekleştiriliyor.
Ortaöğretimde ise durum tam bir facia. Her yıl değişen programlar, ders
kitapları ve her bakanla birlikte değişen yeni bir ölçme değerlendirme
sistemi; 80 civarında farklı program ve yaz boz tahtasına dönmüş bir
eğitim sistemi...
Yükseköğretimde ise durum çok daha vahim. Piramit tersine dönmüş,
profesör sayısından daha az sayıda doçent var; yardımcı doçent hemen
hemen yok; çok korkunç bir neticeye doğru gidiyor. Bütün bunlar
yetmezmiş gibi, şimdi, YÖK, yeni bir yasa tasarısı hazırlayarak,
bilimsellikten uzak bir uygulamayı yeniden eğitime ve üniversiteye
hâkim kılmaya çalışıyor.
BAŞKAN – Sayın Hatipoğlu, 2 dakikanız var efendim.
ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Devamla) – Teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlarım, öğretmenlerin sorunlarına da değinmeden
geçemeyeceğim. Geleneklerimizde, öğretmen son derece kutsal bir görev
yapar. Yeryüzünde utanılmadan sıkınılmadan eli öpülecek iki varlık
vardır. Bunlardan biri ana, biri de öğretmendir. Eli öpülesi
öğretmenlerimizi, ekonomik zorluklar nedeniyle, Ankara, İstanbul,
İzmir gibi büyük kentlerimizde, akşamları simit satarken, limon
satarken görmeniz mümkündür. Yine bir araştırmaya göre,
öğretmenlerimizin yüzde 30'u ek bir görev yapmaktadır.
Öğretmenlerimizin özlük haklarına saygı gösterilmelidir ve Millî Eğitim
Bakanlığı bir personel bakanlığı olmaktan da tez elden kurtarılmalıdır.
Ben, bir millî eğitimciyim. Gelen giden bütün bakanlara şöyle
baktığımızda, iz bırakan bakanların, öğretmenle uğraşan değil,
eğitimin özüne ilişkin projelerle uğraşan bakanlar olduğunu hepimiz
bilmekteyiz; yani, bizim öğretmenimiz sağa sola sürülmek korkusu ve
tehdidi yaşamamalıdır; bakanlar, parlamenterler, politikacılar da ,
öğretmen tayin ve nakilleriyle pek fazla meşgul olmamalıdır diye
düşünüyoruz.
Değerli arkadaşlarımız, bugün, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde
olağanüstü hal bölgesi ve civarında 2 bini aşkın kapalı okul vardır; bu
da, Sayın Bakanın yine bir soru önergesine verdiği cevapta bellidir.
Bir başka önemli konu, öğrenci harçları, öğrenci bursları ve kredileridir.
Bu konuda da çok yeni...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Hatipoğlu, teşekkür ederim.
ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Devamla) – Bitiriyorum Sayın
Başkan...
BAŞKAN – Yok, eksüre vermeyeceğim. Başta söyledim; eksüre
vermeyeceğim.
Arkadaşlar, kusura bakmayın. Bakın, 25 arkadaşımız konuşacak. Her
birisine 1'er dakika versem 25 dakika eder. Şimdi, burada devam eden,
devamlı milletvekili arkadaşlarımız var; günah. Şimdi bu
arkadaşlarımız... Bütçenin 60 maddesi var. Rica ediyorum...
ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Devamla) – Cümlemi bitireyim Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Kusura bakmayın, ek süre vermeyeceğim.
Arkadaşlarımdan özür diliyorum; hepsine böyle uygulayacağım.
Teşekkür ederim Sayın Hatipoğlu.
Sayın Hasan Hüseyin Ceylan...
ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Devamla) – Arkadaşımın süresinden
kullanarak teşekkür edeyim efendim.
BAŞKAN – Size arkadaşınızın süresinden 1 dakika veriyorum; ama,
onun süresinden kısacağım.
ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Devamla) – Aynı tutumunuzun
bütçenin sonuna kadar devamını temenni ederim...
BAŞKAN – Hepsine, hepsine efendim. Göreceksiniz.
ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Devamla) – Devam etmezse de, zaten,
herhalde Yüce Meclis, sizi protesto edecektir.
Ben, hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (RP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Hatipoğlu.
Ankara Milletvekili Sayın Hasan Hüseyin Ceylan; Refah Partisi Grubu
adına ikinci konuşmayı yapmak üzere! Buyurun efendim. (RP
sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakika.
RP GRUBU ADINA HASAN HÜSEYİN CEYLAN (Ankara) – Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri, bizi izlemekte olan aziz milletimizin
değerli insanları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bendeniz, Grubum adına, Kültür Bakanlığımızın bütçesiyle ilgili
konuşmak üzere söz aldım.
Kültür, bütün meselelerin önünde bir mesele. Kültür, âdeta her şeyimiz.
Bizim kültürümüz ise, kaynağına indiğimiz zaman, bu hafta, sayın
bakanlarımın, Başbakanımızın, hepsinin dün kutlamakta bulunmuş
olduğu, şu anda idrak ettiğimiz "Kutlu Doğum Haftası" dolayısıyla,
Peygamberimize (S.A.V) kadar uzanan çok önemli bir kültür kaynağıdır.
Dün, Saygıdeğer Başbakan, bakanlar, grup başkanvekilleri o toplantıda
bulundular. Kültüre işaretle, üstad Necip Fazıl Kısakürek diyor ki :
"Müjdecim, Efendim, Kurtarıcım, Peygamberim,
Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim."
Müslüman milletin, Türk Milletinin kültürünün, O'nun dışındaki
hayatları reddederek, O'nun hayatıyla hayatlanmayı ana felsefe olarak
kabul eden bir kültüre endekslenmesi gerektiğini ifade ediyor.
İşte, o kültürden yola çıktığımız zaman, Kültür Bakanlığının
bütçesinde, müzakerelerde bugüne kadar ele alınmayan, bugün mutlaka
gündeme getirmek istediğim bir konuya değineceğim.
Konu: İşte, O'nun hayatıyla hayatlanmamız gerektiği belirtilmiş olan,
O eşsiz insanın, hepimizin sevgisinde bulunan Mevlana'nın işaret ettiği,
Yunus Emre'nin işaret ettiği, Hacı Bektaşı Veli'nin "Makalât"ında
işaret ettiği, şairlerimizin işaret ettiği, O eşsiz insanın, 624 yılında
işaret ettiği kültürümüzle ilgili bir konuya değineceğim; Ayasofya'ya
değineceğim.
O eşsiz insan, Sultan Fatih'in İstanbul'u fethedeceği 29 Mayıs 1453'ü
işaretle "Le Tüftehanne'l Konstantiniyye" diye, bütün İslam dünyasının
literatüründe bulunan; ama, özellikle Müslüman Türkün en aziz
değerlerinden biri olan bu fetih vakıasını işaret etmiş; ama, o vakıayı
işaretten önce, Herakleios'ün kendisine gönderdiği elçiye, Ayasofya ile
ilgili bir konuşma yapmıştı. Yanındaki arkadaşları, o meşhur sahabîler
"ey, Allah'ın Resulü, Ayasofya seni ne ilgilendiriyor, o kilise değil midir"
dedikleri zaman, bu muazzam hadisi şerifi rivayet eden Peygamber,
Ayasofya'nın da bir gün fetholunacağını, o hadisiyle beraber
müjdeliyordu.
Tarih 29 Mayıs 1453 İstanbul'un fethi, tarih 1 Haziran 1453
Ayasofya'da "Allahü ekber" sedalarıyla ezanın okunuluşu ve nihayet,
cuma namazından sonra Sultan Fatih'in meşhur duası. Şu anda, Kültür
Bakanlığı olarak dikkat çekmemiz gereken, vakıflardan sorumlu Devlet
Bakanlığımızın da şu anda arşivinde bulunan Fatih Vakfiyesi Topkapı
Sarayı 1835/144-149'da bulunan meşhur Ayasofya Vakfiyesinden bir
pasaj okuyacağım; keza, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Fatih Vakfiyesi
1938/369 ve 370'te de aynı pasajı bulabilirsiniz; okuyorum: "Sultan
Fatih çok zevkli; İstanbul fetholunmuş, Ayasofya'da namaz kılınmış
ve diyor ki: 'İşte, bu benim Ayasofya Vakfiyem dolayısıyla, kim bu
Ayasofya'yı camie dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini
tebdil ederse, onu iptal veya tadile koşarsa fasit veya fasık bir teville
veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camiin vakıf hükmünü
yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz
eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve
kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar
ve sahte evrak düzenleyerek mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut
onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına
geçirirlerse, ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haramı işlemiş ve
günahları kazanmış olurlar.
Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah'ın, Peygamberin,
meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen
laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr
gününde yüzlerine bakılmasın onların. Kim bunları işittikten sonra hâlâ
bu değiştirme işine devam ederse günahı onu değiştirene ait olacaktır.
Allah'ın azabı onlaradır.
Allah işitendir, bilendir.'"
Ayasofya adlı vakfiyenin, Ayasofya Camiinin içine ait olan hizmetlerle
ilgili vakfiyesini de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bendeniz
"Ayasofya İhaneti" adlı kitabıma ondört sayfalık vakfiye
dokümanlarıyla beraber -Sayın Bakanıma takdim edeceğim, hediye
edeceğim- dercetmiştim.
Niçin bu konuyu gündeme getiriyorum. Her milletin kendisine ait makro
hedefleri ve millî hedefleri vardır. İsrail, “arzı mevud” diyor.
Bayrağında İsrail işaretinin alt ve üst birer şeridinde mavi şerit "ben,
Fırat'tan Nil'e kadar her yerde, bu simgeyi, yani, bu İsrail simgesini,
Yahudi simgesini bulundururum" diyor. Yunanistan, megala ideasıyla,
en üste koymuş olduğu Hıristiyan işaretiyle, kendi Ortodoks
birlikteliğini ortaya koyuyor. Oysa, benim en önemli makro hedefim, en
önemli millî hedeflerimden bir tanesi, 65 milyon insana yapılan bir
ankette de görülmüştür ki, halkımızın yüzde 84'ü, kesinlikle ve
kesinlikle, bir an önce, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasını istiyor.
Bunların en başında, muazzam makalesiyle değerli profesör, dış
politika uzmanı Fahri Somer Beyin yazmış olduğu bir makaledir, keza,
Ahmet Kabaklı Hocaların ve benzerlerinin yazmış olduğu makalelerdir.
Biz, niçin, Kültür Bakanlığının en önemli makro hedefinin, bir an önce,
yerine gelmesini istiyoruz? işte, bu hedeflerin yerine gelmesi için, Sayın
Bakanıma arz etmek istediğim hususlar şunlardır: Öncelikle, Ayasofya
Kararnamesi diye, 24.11.1934'te gündeme gelen kararnamenin;
1. Numarısı yoktur,
2. Resmî Gazetede yayımlanmamıştır,
3. İcra vekilleri denilerek imza atılmış; bakan, reisicumhur ve
başbakan denilerek üçlü kararnamede imza altına alınmamıştır,
4. Kararnamelerin bulunmuş olduğu, şu anda Meclisimiz dahil, hiçbir
kararname arşivinde bunu bulamazsınız,
5. Sicill-i kavânîn, düsturlar ve kanunlarımız gibi eserlerimizde de,
yoktur.
Baktığımız zaman, kasım ayına ait 19 numaralı, 67 numarasız, toplam
86 kararname vardır; fakat, Sayın Bakanımız, zatı âliniz başta olmak
üzere, herkes, Millî Kütüphaneye müracaat ettiğinde, kanunlar dairesine
müracaat ettiğinde, bu 86 kararnameden bir tanesinin, Ayasofya'ya ait
olmadığını göreceklerdir. Bizim için, onlardan çok daha önemli husus,
hukuk devleti olduğumuz için, anayasal bir devlet olduğumuz için, asıl
Ayasofya'nın, Anayasaya aykırı, hukuka aykırı, Yargıtay kararlarına
aykırı, literatüre aykırı, teamüllere aykırı, bilime aykırı, vakfiyelere
aykırı ve vakıf hükümlerine aykırı olarak, hâlâ ezana hasret şekilde
tutulmuş olmasıdır.
BAŞKAN – Sayın Ceylan, 2 dakikanız var efendim.
HASAN HÜSEYİN CEYLAN (Devamla) – Ben, bu kısa konuşmamda,
hemen, şunu ifade ediyorum: Anayasa Mahkemesinin 1967/47 ve
30.11.1969 tarihinden vermiş olduğu kararda, Vakıflar Kanunuyla
tanınan vakıf taşınmaz mallarının, bu vakıfların mülkiyeti altında
olduğunu ve hiç kimsenin bozamayacağını karar altına almıştır.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün 4.12.1971 tarih ve 69/2860 sayılı
kararında "kesinlikle, vakıf mallarının tahsis edildikleri amaca uygun
olarak kullanılması esastır" denilmiştir. Hükümetimizin Değerli Bakanı
Sayın Cemil Çiçek Beyefendinin deruhte ettiği Bakanlıkta bu karar
vardır ve yine, Hükümetinizin deruhte etmiş olduğu Yargıtayın
16.9.1974 tarih ve 3559 sayılı kararında "vakıf, başlıbaşına
mevcudiyeti haiz olmak üzere, bir malın belli bir amaca tahsisidir; bu
amaç neyse, gelecek bütün zamanlara şamil olmak üzere, o amaca uygun
olarak düşünülen tüm bu hukukî faaliyetleri göstermesidir"
denilmektedir.
Yargıtay kararına rağmen, Anayasa kararlarına rağmen, Vakıflar Genel
Müdürlüğünün ana kararlarına rağmen, hukuk kararlarına rağmen ve en
önemlisi, 1955 yılında kabul edilen 6570 sayılı Kanunun 1 inci
maddesinin ikinci fıkrasıyla "mabetler kiraya verilemez; ibadethanelerin
haricinde hiçbir iş için kullanılamaz" diye kesin karar verilmişken, bu
kararları, Sayın Bakanım göz önünde bulundurarak, en kötü ihtimalle,
bu 29 Mayıs Fetih Gününde ve fetih kutlamalarında; hele hele, Kardak
Krizinin yaşandığı, Yunanistan'la krizlerin yaşandığı bu noktada,
Ortodoks alemine karşı, bu aziz Türk Milletinin Ayasofyasında yeniden
ezan okutmayı, namaz kılmayı, bu kanunsuzluğu da üstelik gidererek,
yapmanızı bendeniz, çok değerli bir bakanımın huzurunda ifade
ediyorum. Sayın Bakanım, siz, bu milletin meydanlarında heykelinizin
dikilmesini istiyorsanız, İslam dünyasında hayır duası almayı
istiyorsanız, bunun, bir an önce, yerine getirilmesini sağlayın; yoksa,
Allah'ın izniyle, bu millet, en kısa zamanda, benim Grubuma bunun
açılışını nasip edecektir. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Ceylan, teşekkür ederim.
ANAP Grubu adına, İçel Milletvekili Sayın Halil Cin; buyurun
efendim.
Sayın Cin, süreniz 10 dakika; biliyorsunuz, eksüre vermiyoruz...
ANAP GRUBU ADINA HALİL CİN (İçel) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; partilerüstü stratejik önemi haiz millî bir dava olan Millî
Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşmak, esasında, geçmişimiz,
günümüz, geleceğimiz üzerinde ortak bir değerlendirme, bir otokritik
yapmak demektir. Konuşmam, bu anlayış üzerine bina edilmiştir.
Hepimiz biliyoruz ki, insanı insan yapan, eğitimdir. Bütün, çağdaş Batı
toplumları da, insanlarını 21 inci Asra hazırlayacak eğitim sistemi
üzerinde yoğun bir çalışma yapmaktadırlar. Eğitimin amacı, insanı,
maddî ve manevî bir bütün olarak geliştirmektir.
Gerçekten, hayatımızda ve çevremizde şikâyet ettiğimiz çeşitli
olumsuzluklar, sorunlar bahis konusu olduğu zaman, bunlar hep eğitimle
irtibatlandırılır. Örneğin, toplumda çalışkanlık ve başarı takdir
edilmiyorsa; vefa, kadirşinaslık, hakseverlik gibi yüksek, insanî ve
ahlakî değerler unutulmaya yüz tutmuşsa; halk politikacısına
güvenmiyorsa; politika ahlakî temel ve dürüstlükten uzaklaşıyor,
bireysel çıkarların aleti yapılabiliyorsa; kısacası, dürüst, güvenilir,
bilgili, aydınlık düşünceli, kaliteli insan azlığından şikâyet ediliyorsa;
bütün bu hastalıkların temel sebebi eğitimdir. Bu demektir ki, eğitim
sistemimizde, ilim, irfan, millî ve manevî, insanî ve ahlakî değerler icap
ettiği şekilde öğretilememektedir.
Çağdaş eğitim, toplumun geçirmekte olduğu köklü değişim ve gelişime
cevap verebilecek şekilde organize edilmelidir. Bu manada, küreselleşme
ve demokratikleşme olaylarının eğitime yansıması zorunludur.
Devletin bir numaralı görevi eğitimdir. Eğitim, insana ve topluma
kendini yenilemeyi öğretmelidir. Bizatihi, sürekli ve başarılı değişim
isteyen eğitimin temel unsuru olan öğretmen de, sürekli, kendini
yenilemek zorundadır. Her öğrenciye, kendi kendine öğrenme yeteneği
aşılayan öğretmen, bir planlamacı, bir gözetmen, bir takdisyen ve aynı
zamanda, öğrenme sürecinin kritiğini yapan bir kişi olmalıdır. Çağdaş
eğitimde öğretmen, zorlaştıran değil, kolaylaştıran kişidir. Bütün Batı
ülkeleri 21 inci Asra kendilerini böyle bir anlayış içerisinde
hazırlamaktadırlar. Türk millî eğitimi, özellikle, sekiz yıllık
ilköğretime, en kısa zamanda, bütün ülke düzeyinde geçmek suretiyle, bu
yolda gerekeni mutlaka yapmalıdır.
Yaşadığımız yeni toplum modelinde köklü değişiklikler, bilgi
ekonomisi, yüksek beceri, yüksek teknoloji, yüksek ücret birbirine sıkı
sıkıya bağlı olan unsurlar olacaktır. Yeni eğitim modelinde, daha çok
öğrenme, daha geniş tecrübe ve daha çok bireysel sorumluluk, eğitim ve
öğretimin temel amaçları arasında yer alacaktır.
Üniversitelerin, ülkenin ihtiyacı olan kaliteli insan gücü potansiyelini
hazırlayabilmesi için, gelişen ve değişen dünyada oynadıkları rollerin
doğru tayini de, eğitim ve öğretim sistemi içerisinde çok büyük önem arz
etmektedir. Bugün, eğitim-öğretim sistemi içinde yetiştirilen insanın,
toplumun, ekonomik beklentilerine, ihtiyaçlarına cevap verebilecek
niteliklere haiz olması gerekir. Bu sebeple, üniversiteler, toplumların
dinamik, yapıcı, yaratıcı müesseseleri olmak zorundadırlar; gençler,
üniversitelerden, meslekî ve bilimsel bir eğitim beklemektedirler.
Üniversitelerin -kendi millî kültür değerleri çerçevesi içinde-modern
bilgiyi, kitlelere nakletmesi büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple,
küreselleşme, eğitimde standardizasyon,akretidasyon, öğrenci ve öğretim
üyesi mübadelesi gibi hususlar, eğitim-öğretim sistemi içinde, üniversiter
öğretimde büyük önem arz etmektedir. Bütün üniversitelerimizin, Avrupa
Ekonomik Topluluğu üyelerinin dahil olduğu, Erasmus Projesine
girmeleri en büyük temennimizdir.
Üniversitelerin, üzerinde hiç tereddüt etmeden ısrar etmeleri gereken
husus, akla ve gerçeğe şartsız yöneliştir; üniversal değer olan bilimsel
faaliyetler bundan ortaya çıkar. Üniversite eğitim öğretimi, insana
müspet ilim ve akıl temelinden hareket etmeyi, objektif olmayı, peşin
hüküm veya art niyetlerden soyutlanarak düşünmeyi öğretir. Bugün
rahatsız olduğumuz, çok şikâyet ettiğimiz çifte standart kullanma, dün
ak dediğine bugün kara diyebilme, fikrî haysiyetten yoksunluk gibi birçok
beşeri kusurların yaygınlaşması, eğitim sistemimizin zaaflarından
kaynaklanmaktadır. Türk üniversitelerinin sorunları, zihniyet, eğitim-
öğretim yönetimiyle ilgili olanlar, malî kaynak ve buna bağlı olarak
fizikî ve beşerî altyapıya taalluk edenler ile araştırma azlığı, yüksek
okullaşma oranındaki düşüklük ve kalite noksanlığı sorunları vardır.
Tüm bu problemlerin temelinde yatan sebep -ortak sebep- şüphesiz ki
kaynaktır. Çağdaş üniversite çağdaş toplumdan doğar. Çağdaş toplum,
bilgi çağını yaşayan toplumdur. Bilgi çağının özelliği ise, bilim ve
teknolojidir. Ülkenin genel kalkınması ve zenginliği ile üniversitelerin
çağdaşlaşması arasında, doğrudan bir ilişkinin mevcut olduğu
unutulmamalıdır; zengin ülkelerin üniversiteleri de kalkınmış,
gelişmiştir.
Türkiye son zamanlarda, eğitim harcamalarına, gayrı safî millî
hasılasındaki gelişme oranında, önemli kaynaklar tahsis etmektedir.
1992 yılında, bütçeden -toplam harcamalar içinde- eğitime ayrılan pay,
son 30 yılın en yüksek oranına, yüzde 22'ye ulaşmıştır; ancak,
ekonomik durumumuzdaki olumsuzluklara paralel olarak, bugüne kadar,
maalesef, son 4-5 yıl içerisinde, bu miktar sürekli düşmüştür. Örgün
öğretimde, 2000'li yılların başında, yüksek okullaşma oranının yüzde
20'yi aşması planlanmıştır; açık öğretimle bu oran yüzde 30'lara
yükselecektir.
Eğitim-öğretimin niteliği, öncelikle, öğretmen veya öğretim üyesinin
kalitesiyle, araç-gereç ve laboratuvarlarla ilgilidir. Eğitim sistemimizin
temel sorunlarından biri, öğretmen yetiştirme usulündeki yetersizliktir.
Öğretmenliğin bir sanat, insan mimarlığı olduğu unutulmamalı,
öğretmenlik cazip bir meslek haline getirilmeli, öğretmen yetiştirme
sistemi yeniden ele alınmalı ve öğretmen geçim sıkıntısından
kurtarılmalıdır.
Orta ve yükseköğretimi boyunca, bireye, ülkenin bölünmezliği, millî
birlik ve beraberlik ruhu ile cumhuriyetin temel vasıfları olan millî, laik
ve demokratik sosyal hukuk devleti idealleri kazandırılmalıdır.
Eğitimle, bireye, toplumun vazgeçilmez bir parçası olduğu, bir yandan,
sosyopolitik ve ekonomik açıdan topluma karşı sorumlulukları
bulunduğu anlatılmalıdır.
Eğitim programları, çağın ihtiyaçlarına göre düzenlenmelidir.
Üniversitelerimizde, özel ve kamu sektörünün ihtiyaçlarına cevap
verecek bilgi ve yetenekte, yaratımcı, girişimci bireyler yetiştirecek
sisteme ihtiyaç vardır.
BAŞKAN – Sayın Cin, 2 dakikanız var efendim.
HALİL CİN (Devamla) – Yüksek okullaşma oranını, -kaliteyi
düşürmeden, hatta, yükselterek- artırmanın en rasyonel yolu, yeni
üniversite açmak yerine mevcut üniversitelerin geliştirilmesidir. Bu
üniversitelere, belirli periyotlar içerisinde, yoğun yatırım desteği vermek
suretiyle, bu amaca ulaşmak mümkündür.
Öğretim üyeleri arasında kalite ve ölçüm standartlarının geliştirilmesi,
üniversiter öğretimde önem arz etmektedir. Öğretim üyeleri, çok ders
vererek geçimini sağlama sıkıntısından kurtarılmalı ve araştırma
görevliliği teşvik edilmelidir. Öğretim üyesi, belli bir kıdem ve
araştırma düzeyini aştıktan sonra sürekli kadroya atanmalı, sürekli
kadroya atanmayanların sözleşmeleri beş yılda bir değerlendirmeye tabi
tutulmalıdır.
Diğer taraftan, yargı kararlarıyla sınıf geçme ve akademik dereceler
tevcihi, yükseköğretimde kaliteyi düşüren sebepler arasındadır. Bu
husus, bilhassa, nazara alınmalıdır.
Yükseköğretim sistemimizin çağdaş bir düzeye ulaştırılabilmesinde,
üniversiter zihniyete sahip üniversite yöneticilerinin rolü çok büyüktür.
Bazı üniversitelerimizde marjinal düşüncelerin örgütlendiği, hatta,
üniversite yönetimine hâkim oldukları bir vakıadır. Bu üniversitelerde
çağdışı bir yönetim anlayışı sergilenmekte, yönetimdekilerin
zihniyetine ve uyguladıkları totaliter anlayışa katkıda bulunmayan
dekanlar, müdürler istifaya zorlanmaktadır. İdarî özerklik, bu tür
yöneticilerin elinde Demoklesin kılıcı görevini yapmaktadır. YÖK
bunları denetlemelidir. Gerekli tedbir alınmadığı takdirde, böyle
yönetilen üniversitelerimizde bilimsel özerklik yok edilecek, dünyaya at
gözlüğüyle bakan, kendi düşüncesinden olmayanlara hayat hakkı
tanımayan, antidemokratik, çağdışı görüşlerin sahibi insanlar
yetiştirilecektir.
Atatürk ilke ve inkılapları ve devletin temelini teşkil eden...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Hocam, kusura bakmayın, kimseye ek süre
vermiyorum. Konuşmanız gerçekten çok güzel; ama, benim elimde
değil. Özür dilerim... Benim en fazla değer verdiğim adalet ve eşitliktir...
HALİL CİN (Devamla) – Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
(ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Hocam.
ANAP Grubu adına ikinci konuşmayı yapmak üzere, Konya Milletvekili
Sayın Ahmet Alkan; buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar)
Sayın Alkan, konuşma süreniz 10 dakikadır.
ANAP GRUBU ADINA AHMET ALKAN (Konya) – Sayın Başkan,
Yüce Meclisin değerli üyeleri; Kültür Bakanlığı bütçesi üzerinde,
Anavatan Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere
huzurlarınızdayım. Sözlerimin başında, Yüce Meclisi ve bizi izleyen
aziz milletimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Anadolu coğrafyası, tarih boyunca, sadece fizikî coğrafya ve maddî
açıdan değil, kültürel bakımdan da dünyaya yön veren temel kültürlerin
buluşma noktası, kilit taşı konumunda olmuştur. Bunun içindir ki, her
dönemde Anadolu, dünyaya hâkim kültür değerlerini geliştiren ve
insanlığın hizmetine sunan coğrafya konumunu muhafaza etmiştir. Son
bin yıllık dönemde, İslam kültürüne mekân olan bu cennet ülke, maddî
olduğu gibi, manevî alanda da kendi tarihinin zirvesine ulaşmıştır.
Son ikiyüz yılı, yaşadığımız inkıraz ve bundan kurtulma çarelerini
tartışmayla geçirdik. Dünyada yaşanan hızlı değişim ve teknolojik
gelişmelerin uzağında kalmanın getirdiği hâkim kültür konumundan,
mahkûm kültür konumuna düşmek, maddî değerlerimizi olduğu kadar,
manevî değerlerimizi de temelinden sarstı.
Hele hele, Batı'yla aramızdaki teknolojik uçurumu kapatmanın
yollarını yanlış noktalarda aramanın faturasını çok ağır ödedik;
ödemeye de devam ediyoruz.
İçinde bulunduğumuz geçiş dönemi, bizim neslimize, toplum olarak
bizim kendi kültürel genetiğimizi doğru teşhis etme ve bu kültürel
genetikle zıtlaşmayan davranış biçimlerini, maddî ve manevî kültür
unsurlarını geliştirme sorumluluğunu yüklemektedir. Bizim, kültürel
hayatımızı sağlam temellere dayandırmamızın, doğru referans
öğelerini tespit etmemizin şartı, bu genetiği doğru teşhis etmek ve doğru
anlamaktır. Bu yapılabildiği takdirde, düşünme ve çağdaş Türk
kültürünün yeni unsurlarını üretme çabalarımızı, teknolojik gelişmeleri
doğru zeminde ve gerektiği süratte devam ettirebilecek dinamik bir
konuma getirebiliriz.
Özellikle son yetmiş yıldır yaşadığımız devlet-millet çatışması,
varlık ve inanç hamurunda hoşgörü, sevgi ve uzlaşma bulunan yüce
milletimizin yaşamaya mahkûm edildiği en büyük çelişki olmuştur.
Cumhuriyetin kuruluşuyla, yakın geçmişini -yani, Osmanlıyı-
reddederken, uzak geçmişine de biraz mütebessim bakan ve yeni bir
millet, yeni bir kültür, yeni bir tarih ve bu yenilerin yeni insanını
oluşturmaya yönelen; ama, bunları, bin yıllık tarihî mirasın
şekillendirdiği Müslüman Türk insanı ile gerçekleştirmeye çalışan bir
anlayışın yanlışlığı, artık, çok ağır faturalar ödenerek anlaşılmıştır.
Sayın Kültür Bakanımız ve Bakanlığımızın değerli mensupları, yeni
kültür unsurlarını kurumlaştırma çabalarında, bu kendi kendini
reddedişin faturasını ağır ödediğimizi unutmamalıdır; bu kurumlaşma
sürecinde, devlet-millet bütünleşmesini sağlayacak çabalara öncelik
vermek zorunda olduklarını unutmamalıdır. Onun içindir ki, Kültür
Bakanlığımız ve onun değerli çalışanları, Sayın Bakanın şahsında
yakaladığı, kendi kendini murakabe etme şansını iyi kullanmalıdır,
kullanacağına da inanıyorum. Bu muhasebeyi yapmadıkça, bugün,
Kültür Bakanlığımızdan beklediğimiz kültür varlıklarımızın
korunması ve yaygınlaştırılması, millî kültürümüzün geliştirilmesi,
kökleştirilmesi, fikir, din ve vicdan hürriyetinin, bilim, sanat, basın ve
teşebbüs hürriyetlerinin daha da kökleşmesi, insanın insana hoşgörüyle
yaklaşmasını sağlayacak sevgi ve saygı ortamının oluşturulması gibi
büyük hedeflere varmak, uzak hayaller olarak kalacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu murakabeyi, bu muhasebeyi
yapabilmenin birinci şartı; maddî kaynakları iyi değerlendirmek, bu
maddî kaynakları yönetebilecek, yönlendirebilecek bir kadroyu
oluşturmak ve bu kadronun önüne, tutarlı ve sağlıklı bir programı
koyabilmektir. Bu bakımdan, geçmişi karalamak değil, ama, öncelikle
sağlıklı kadroyu oluşturmak, sağlıklı programları bu kadronun önüne
koyabilmek için, Sayın Bakanımız tarafından cevaplanmasını arzu
ettiğim birtakım sualleri de burada ifade etmek istiyorum. Bildiğiniz
üzere, bunların pek çoğu basına intikal etmiş, ama henüz net cevabı
verilmemiş suallerdir.
Bakınız, Kültür Bakanlığında, usulsüz işlemlerle bir vakfa para
aktararak, vakıf kurmuş bürokratların olduğu söyleniyor; bu doğru
mudur?
Bakanlığa bir çadır tiyatrosunun hediye edildiğini; ama, bunun şimdi
kayıp olduğunu duyuyoruz. Eğer, dürüst insanlar yönetimde
bulunmuyorsa, doğru programları uygulama şansınız yoktur Sayın
Bakanım. Bu tiyatro nereye gitmiştir?
Bakanlığın, temsil ve ağırlama giderleri harcama kaleminden son beş
yılda ne kadar para harcandığını bilmek istiyoruz. Bu para, kimlere ve
hangi sebeplerle harcanmıştır? Bunun açıklanması, sizin, bundan
sonraki programlarda, kamuoyunda uyandıracağınız güven açısından
hayatî önem taşımaktadır.
Bizim geleneğimizde, kendisinden sonra geleni mahkûm etmek
nezaketsizliği yoktur. Halbuki, 24 Aralık seçimlerinden hemen önce,
seçimlere çeyrek kala, memur sınavlarının açıldığını ve bu
imtihanların usulüne uygun yapılmadığını duyuyoruz. Acaba,
gerçekten, basına yansıdığı gibi, bu sınavların hedefi, kendisinden
sonrakini mahkûm etmek, elini kolunu bağlamak şeklinde mi
belirlenmiştir, uygulama böyle mi olmuştur; bilmek istiyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye için hayatî önemi haiz
Karun Hazineleri, Türkiye'ye getirilmiştir. Bunu takdirle ifade etmek
istiyorum; ancak, aynı takdir ölçüleri içerisinde tenkit etmek istediğim
husus da, bu hazinelerden, çok değerli bir kuşun kaybolmasıdır. Bu
konuda, acaba, Sayın Bakan, herhangi bir icraatta bulunmuş mudur?
Yine, Bakanlığınız bünyesinde, bakan onayıyla açılmış
soruşturmalardan söz ediliyor; özellikle bir genel müdür hakkında. Bu
soruşturmanın, sonradan, yine bir bakan tarafından iptal edildiğine
ilişkin bilgiler aldık; doğru mudur; bilmek istiyoruz.
BAŞKAN – Sayın Alkan, 2 dakikanız var efendim.
AHMET ALKAN (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yine, basında uzun süredir konu edilen kaybolan tablolar konusunda,
acaba, Sayın Bakan, herhangi bir teşebbüste bulunmuş mudur? Bunları
da, bütün Türk Milletinin merak ettiğine ve bilme hakkının olduğuna
inanıyorum.
Yurtdışı kültür müşavirliklerinizde kaç kişi çalışıyor? Bunların bir
kısmının, kültürle ve Bakanlığınızla alakası bulunmadığı söyleniyor;
doğru mudur?
Sayın Bakan, eğer, bu doğru mudur sorularının cevabı “evet” ise,
üzülerek ifade edeyim ki, sizin, önümüzdeki günlerde, işiniz çok zordur;
sizden beklediğimiz makro hedeflere ulaşmanız fevkalade zor olacaktır;
ancak, ben, biliyorum ki, siz, zorun adamısınız; bunları da mutlaka
başaracaksınız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür Bakanlığımızın bütçesi,
11 trilyon 959 milyar liralık bir meblağa erişmiş. Bunun yeterli
olmadığını biliyoruz; mevcut kurumsal yapı çerçevesinde bu
dağıtımın yapıldığını da biliyoruz. Bu dağıtımın şeklini, hangi
kuruma ne kadar verildiğini tenkit etmek mümkündür, çok da kolaydır;
ancak, bizim, Sayın Bakandan beklentimiz, bu dağıtımın değiştirilmesi
değil, Türk kültürüyle ilgili, Türk Milletiyle ilgili makro hedeflerin ortaya
konulmasıdır. Diğer kurumlarla en kolay koordinasyon sağlayabilecek
bakanlığımız, Kültür Bakanlığıdır ve mutlaka sağlaması gereken
bakanlığımız Kültür Bakanlığımızdır. Bir Millî Eğitim Bakanlığının,
bir spor bakanlığının, bir Sanayi ve Ticaret Bakanlığının; yani, ister
maddî, ister manevî konularla ilgili olsun, bütün bakanlıkların
çalışmaları içerisinde Kültür Bakanlığımızın etkisini ve damgasını
görmek istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET ALKAN (Devamla) – Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
(ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Alkan, teşekkür ederim efendim.
DYP Grubu adına ilk konuşma, İstanbul Milletvekili Sayın Hasan
Tekin Enerem'in. Buyurun efendim.
Sayın Enerem, süreniz 10 dakikadır; süreyi uzatmıyoruz biliyorsunuz.
DYP GRUBU ADINA HASAN TEKİN ENEREM (İstanbul) – Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde,
Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere huzurlarınızda
bulunuyorum. Bu vesileyle, Yüce Meclisi ve televizyonları başında
bizleri izlemekte olan tüm vatandaşlarımızı, Grubum ve şahsım adına
saygıyla selamlıyorum.
Ayrıca, yeni kuşakları, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, millî,
manevî ve moral değerlerimize sımsıkı bağlı, yüreği vatan, millet ve
bayrak sevgisiyle çarpan, toplumumuzu çağdaş uygarlığın seçkin bir
ortağı haline getirmeyi tek amaç, tek hedef edinen bireyler olarak
yetiştirme çabasını büyük bir özveriyle sürdüren tüm eğitimcilerimize,
tüm öğretim üyelerimize ve tüm öğretmenlerimize en içten takdir ve
şükranlarımızı sunmayı da bir borç biliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilindiği gibi, yaratılmışların en
yücesi, en mükemmeli insandır. Dünyadaki bütün buluşlar, bütün
gelişmeler, insanın daha mutlu, daha huzurlu, daha güvenli ve daha
çağdaş bir yaşama ulaşması içindir. Böylesine bir ortam ve böylesine bir
durum, ancak, fırsat eşitliğine açık bireylerin, ilgi ve yeteneklerine,
toplumun ihtiyaçlarına uygun bir biçimde yetişmelerini hedefleyen,
fonksiyonel, çağdaş, verimli, günün şartlarına göre değişebilir dinamik
bir eğitim politikasının üretilmesi, bu politikanın ödünsüz ve eksiksiz
uygulanmasıyla gerçekleştirilebilir.
Eğitim sorununa geçerli ve tutarlı bir çözüm getiremeyen toplumların
hiçbir alanda başarılı olmaları, dengeli bir biçimde kalkınmaları
beklenemez, beklenmemelidir, çünkü, eğitim, gelişmenin hem etkili
aracı hem de ideal amacı olan insan unsurunu ileri teknolojiyle
tanıştırır ve onu kullanılır hale getirir, çünkü, eğitim, ekonomik
kalkınmanın dinamosudur, çünkü, eğitim, üretimin, hem çekici hem de
itici gücüdür, çünkü, eğitim, toplumların kaderlerinin belirleyicisidir. Bu
nedenledir ki, birey olarak, toplum olarak başarıya ulaşmanın, çağdaş
olmanın, çağı yakalamanın yolu, isabetle seçilen, ödünsüz ve başarılı
bir biçimde uygulanan eğitim ilke, politika ve hedeflerinden geçer.
Bu ilke ve politikaları uygularken, bu hedefleri yakalamaya çalışırken
karşımıza çıkacak engelleri aşabilmek için, çağımızın gerektirdiği
nitelik ve nicelikte bir eğitim anlayışını egemen kılmak ve bununla
ilgili gerekli ortamı hazırlamak zorunluluğuyla karşı karşıya
bulunduğumuzu da unutmamalıyız. Bunu bir an önce
gerçekleştirmeliyiz. Çünkü, eğitimde, ezberci, şekilci, bilgi aktarıcı,
taklitçi ve transferci bir anlayış artık çağın gerisinde kalmıştır; onun
yerini, anlayan, düşünen, yorumlayan, karşılaştıran, eleştiren, üreten,
paylaşan bir anlayış almıştır.
Bu anlayıştan hareketle, eğitim sistemimiz, siyasetçilerin, bilim
adamlarının, eğitim uzmanlarının, bürokrat ve teknokratlarla, özel ve
resmî kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımıyla mayıs ayında
Ankara'da toplanacak olan 15 inci Millî Eğitim Şûrasında sorgulanarak
değerlendirilecek, millî çıkarlarımızdan ödün verilmeksizin, çağdaş bir
yaklaşımla, yeniden yapılanma ilke ve politikaları belirlenecektir. Ön
hazırlıkları büyük bir özenle sürdürülerek tamamlanan bu Şûradan,
eğitimimiz yararına, ülkemiz yararına çok önemli ve kalıcı kararların
çıkacağını umuyoruz. Gerek bu kararlar ışığında hazırlanacak yeni
düzenlemelerin gerekse eğitimimizde niteliğin artırılması amacıyla
daha önceden hazırlanan proje ve tasarıların yaşama geçmesi için,
Doğru Yol Partisi olarak her türlü desteği vereceğiz, vermekten de
kıvanç duyacağız. Eğitmle ilgili her iyileştirme önerisinin -"iktidar,
muhalefet" kavramlarının bir yana bırakılarak- bütün milletvekillerimiz
tarafından benimseneceğine ve gerçekleşmesi için destek bulacağına da
içtenlikle inanıyoruz.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yeni eğitim anlayışının
uygulanmasında en büyük görevin öğretmenlerimize düştüğü görüşünü
hepimizin paylaşacağını umuyorum. Bu nedenledir ki, öğretmenin,
hizmet öncesi eğitiminden, hizmet içinde yetiştirilmesine ve huzurlu bir
çalışma ortamına kavuşturulmasına kadar, her türlü kaygıdan uzak bir
hayat standartına kavuşturulması, günümüzde büyük önem
kazanmıştır.
Öğretmenin görevinin, sadece okulun dört duvarı ile sınırlı olduğunu
sanmak da, bana göre çok yanlıştır. Özellikle, millî birlik ve bütünlük
içerisinde kaynaşmış bir millet olma gerçeğinden bizi koparma
girişimleri karşısında, birlik ve bütünlüğümüzü korumada ve
pekiştirmede, eğitim gibi güçlü ve sihirli bir silahın kullanımında en
büyük görev, yine öğretmenlerimize düşmektedir. Bu bağlamda,
öğretmenlik, hem çok güç ve sorumlu hem de çok kutsal ve onurlu bir
meslektir.
Konuşmamı, eğitimle başlayıp, onun odağında bulunan öğretmenle
sürdürmenin önemli bir nedeni, özel bir amacı vardır. Büyük Önderimiz
Atatürk, "Öğretmenler, yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve
eğitimcileri sizler yetiştireceksiniz. Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.
Eserin değeri, sizin maharetiniz ve fedakarlığınız derecesiyle orantılı
olacaktır. Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden,
fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister" sözleriyle, öğretmenlik
mesleğinin hem yüceliğini hem de sorumluluğunun önemini ve
büyüklüğünü belirtmiştir. Öğretmenlerimizin, dün olduğu gibi, bugün de,
yarın da atalarının güvenine layık olma konusunda her türlü özveriye
katlanacağından hiçbirimizin kuşkusu yoktur ve asla olmayacaktır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öğretmenlik, mesleklerin en
onurlusu, en kutsalıdır diyorum; çünkü, milletimizin refah ve mutluluğu,
gelecekteki kaderi, öğretmenin elindedir; çünkü, sevgiyi, saygıyı,
hoşgörüyü, anlaşmayı, uzlaşmayı, paylaşmayı bilinçli bir olgu haline
getiren öğretmendir; çünkü, çağdaş, uygar, ileri, güçlü bir millî devlet
olabilmemizi gerçekleştirecek olan, eğitimin temel unsuru, insanın ve
toplumun yegâne mimarı öğretmendir; çünkü, yetişen kuşaklara, ömür
boyu silinmeyecek izleri ve davranışları kazandıran, cehaletle savaşan
da öğretmendir; çünkü, vatan, millet, bayrak sevgisini gönüllere işleyen,
iyilik, dürüstlük, sorumluluk duygularını ve davranışlarını geliştiren ve
pekiştiren, yine öğretmendir.
Sıraladığım tüm bu özellikler ve nitelikler, öğretmenin önemini,
öğretmenlik mesleğinin yüceliğini anlatmaya yeterli değildir.
Öğretmenlerimize, tüm kaygı ve düşüncelerden arınmış bir yaşam
ortamı sağlanmalıdır ki, kendilerine büyük bir güvenle teslim ettiğimiz
değerli evlatlarımızı Millî Eğitim Temel Kanununda ifadesini bulan
amaç ve ilkeler doğrultusunda yetiştirmek, onlar için yakalanacak tek
hedef, ulaşılacak tek amaç, gerçekleştirilecek biricik ideal haline gelsin.
Bu davaya gönül veren Değerli Bakanımızın öğretmenin statüsünün
yükseltilmesi konusunda Yüce Meclise sundukları yasa teklifini,
iktidarıyla muhalefetiyle tüm milletvekili arkadaşlarımın yürekten
destekleyeceğine içtenlikle inanıyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; üniversitelerimiz, günümüzde,
birçok sorunla karşı karşıyadır. Bu sorunların arasında, fizikî imkân,
altyapı, bilimsel araştırma ortam ve olanakları, öğretim kadrosu
yetersizliği temel olarak vurgulanabilir. Ayrıca, öğretim üyelerinin
niteliklerinin artırılması, meslekî koşullarının iyileştirilmesi ve yeni
nitelikli öğretim üyelerinin yetiştirilmesi büyük önem arz etmektedir.
BAŞKAN – Sayın Enerem, 2 dakikanız var efendim.
HASAN TEKİN ENEREM (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Ortaöğretim ile yükseköğretim arasındaki koordinasyon eksikliği hızla
giderilmelidir. Üniversitelerimiz ile halkımızın ve iş âleminin
karşılıklı etkileşimi ve üniversite-sanayi işbirliği sağlanmalıdır.
Üniversite gençliğimize, psikolojik danışmanlık, rehberlik, sağlık ve
sosyal yardım hizmetlerinin daha fazla ve daha etkin verilmesi, şüphesiz
ki, eğitimin kalitesinin artırılmasına çok önemli katkılar sağlayacaktır.
Özet olarak, çağdaş eğitim ve çağdaş üniversite hedefine ulaşmada
gerekli tüm reformların hızla yapılması ve mevcut eksiklik, yetersizlik
ve aksaklıkların giderilmesi yolunda gösterilecek samimî gayret ve
yapılacak etkin çalışmaların, tereddütsüz destekçisi olacağız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu inanç, bu duygu ve
düşüncelerle, Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK ve üniversite bütçelerinin,
eğitim camiamız başta olmak üzere, Yüce Milletimize ve ülkemize
hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (DYP ve ANAP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Enerem.
DYP Grubu adına ikinci konuşmayı yapmak üzere, İstanbul
Milletvekili Sayın Namık Kemal Zeybek; buyurun. (DYP sıralarından
alkışlar)
Sayın Zeybek, süreniz 10 dakikadır; süreyi uzatmıyoruz efendim.
DYP GRUBU ADINA NAMIK KEMAL ZEYBEK (İstanbul) – Sayın
Başkan, sayın üyeler; Kültür Bakanlığı bütçesi ile ilgili olarak, DYP
Grubu adına, görüşlerimi arz etmek üzere huzurlarınızdayım.
Şimdi, Kültür Bakanlığımızın başında, ilgili ve bilinçli bir aydın,
deneyimli ve başarılı bir yönetici var. Sayın Agâh Oktay Güner'in
Kültür Bakanı olması, Bakanlık için bir bahttır diye düşünüyorum ve
öyle de olacaktır. Eserleri, yazıları ve işleriyle, bu Bakanlığa, çok
uygun bir isim olduğunu ortaya koymuş bir insandır. Kendisine
başarılar diliyorum.
Diliyoruz ki, bundan sonra kütüphanelerimiz daha iyi olacak, sayı olarak
çoğalacak, içerisindeki kitap sayıları artacak ve halkımız -inşallah-
kütüphanelere gitme alışkanlığına ulaşacak. Yine diliyoruz ki,
müzelerimiz, müzelik olmaktan çıkacak, diri, canlı, hayatın içerisinde,
millî kültürümüzü yayıcı, kucaklayıcı kurumlar haline gelecek ve
halkımız, hiç olmazsa pazar günleri, tatil günleri, müzelere gitme
alışkanlığına kavuşacak ve Bakanlık, bu konularda, gayret içerisinde
olacak. Tiyatrolarımız, orkestralarımız, musiki topluluklarımız, kültür
ve tabiat varlıklarımız eskisinden daha iyi olacak. Yani, Sayın Bakanın
geldiği gün, her gün dünden daha iyi olmaya devam edecek ve Sayın
Bakanımız kendisiyle uyumlu kadrolar bulacak -o, bunun en tabiî
hakkıdır, bütün bakanların en tabiî hakkıdır- yarı siyasî makamlara,
kendi anlayışına uygun insanları getirecek ve onlarla birlikte bakanlık
işlerini daha iyi götürecek.
Bunlardan şüphem yok da, asıl mesele şu bence. Bizim kültür
meselemiz, Kültür Bakanlığının boyutlarını çok aşan bir mesele.
Kültür Bakanlığı, işte bu saydığım işlerle uğraşan bir Bakanlık; ama,
bizim kültür problemimiz çok daha büyük.
Kültür ne; kültür, bir milletin ruhu; kültür olmazsa millet olmaz. Ben,
milletleri denizlere benzetiyorum. Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz,
okyanuslar; hep birbirlerine sularından verirler. Denizlerin suları
buharlaşır, gider başka denizleri bulur, başka denizlere gittikleri andan
itibaren o denizlerin suyu olmaya devam ederler. Milletler de böyle. Türk
milletinden başka milletlere insanlar gider, o gittiği milletin ferdi haline
gelir; başka milletlerden bize insanlar ve topluluklar gelir, bizim
milliyetimizin mensupları haline gelirler. Demek ki, millet, bir soy değil,
bir ırk değil; rasist anlamda milletin hiçbir anlamı yok. Öyleyse, millet
ne; millet, kültür demek. Millet, kültür demek olunca, kültürün önemi ve
değeri son derece artmış oluyor.
Kültürün üç büyük temeli var; dil, din ve musiki. Tabiî ki, kültürün başka
unsurları da var; ama, kültür, bu üç temel üzerinde oluşuyor. Bir
milletin, bir milliyetin oluşmasının temelinde, bu üç faktör var. Kültür
politikamız olmalı mı; olmamalı!.. Kültür politikamız olmayacaksa
devletin olmasına lüzum yok. Gayet tabiî ki kültür politikamız olacak;
çünkü, eğer, millet olarak var olmaya devam etmek istiyorsak, mutlaka,
kültürümüzü oluşturan değerleri de değerlendirecek Kültür
Bakanlığımızla birlikte bütün bakanlıklarımızın ve yöneticilerimizin
bir politikaları olacak.
Tabiatı gereği, kültür, millî olmak borcundadır; yani, tabiatı odur. Bir
milletin kültürü gayri millî olamaz; çünkü, tabiatında bu vardır; ama, bir
millet, aynı zamanda insanlık camiasında yaşar, tek başına yaşamaz;
tek başına yaşamadığı için de, elbette ki, kültür, insanî olacaktır, insanî
değerlere sahip olacaktır, insanlık âlemine açık olacaktır.
Bizim için bir problem de, kültürümüzün, toplumumuzun çağdaşlaşma
ihtiyacına uygun olarak kavranması ve geliştirilmesi gereğidir. Biz, ne
yazık ki, bence, kültür meselesini çözememiş bir toplumuz. Biz,
kültürümüzün temel değerleriyle barışık olmayan bir toplumuz;
dilimizle barışık değiliz biz, dinimizle barışık değiliz biz, tarihimizle,
kültürümüzle ve musikimizle barışık değiliz biz.
Dilimizle niye barışık değiliz: Türkiye Cumhuriyetinin Türk Hava
Yollarının uçaklarının üzerinde Türkçe yerine İngilizce tercih
ediliyorsa, birileri, dilimizle kavga halindediir demektir. Eğer,
çayevlerinin adı "cafe" oluyorsa, çayevleri "cafe" haline geliyorsa;
aşevleri, lokantalar, yemekhaneler, kimileri tarafından "restorant"
kimileri tarafından da "resçırınt" diye okunuyor, yani elin dilini de,
İngilizceyi de bozarak "restorant" haline geliyorsa, böyle bir yaygınlık
varsa, biz, dilimizle barışık değiliz, dilimizle kavga halindeyiz demektir.
Eğer, bu ülkede, birileri "Türkçe bilim yapılamaz, öyleyse İngilizce
yapalım" kararını veriyorsa ve bu karar uygulamaya konuluyorsa ve
liselerimizde, üniversitelerimizde eğitim öğretim dili Türkçeden gayri dil
oluyorsa, biz, dilimizle barışık değiliz demektir. Benim değerli dostum
Oktay Sinanoğlu, dünya çapında bilim adamı, Japonya'da uzun seneler
kaldı, ona ilk tanışmamızda sordum: Japonya'da liselerde ve
üniversitelerde İngilizce mi eğitim-öğretim yapılıyor diye; cevabı şu
oldu : "Ben de gittiğim zaman sordum Japonlara..." Cevapları şu olmuş :
"Ne ilgisi var; biz müstemleke miyiz, biz sömürge miyiz?! Japonya'da,
hiçbir okulda, Japoncadan gayrı bir dilde eğitim-öğretim yapılamaz"
Peki, bizim dilimiz Japoncadan daha mı güçsüz bir dil; neden bu
merak?!. Yani, Türkçe bilim yapılamaz diyenlere, şunu hatırlatmak
isterim ki, daha İngilizce diye bir dil yokken, Türkçe kitaplar
yazılıyordu.
Ne olur; şu olur : Bu gidiş devam ederse, bu merak devam ederse,
üniversitelerimiz mevcut olanları taklit ederek, sınırları genişletip, yeni
yeni, İngilizce eğitim öğretim yapan yerler açarlarsa, liselerimiz de
Türkçeyi bırakıp, İngilizceye dönerse, bir müddet sonra Türkçe,
gerçekten, bilim dili olma gücünü yitiririr; Türkçeyi yitirirsek de,
elimizde hiçbir şeyimiz kalmaz; çünkü, millet, temelinde, dil demektir...
BAŞKAN – Sayın Zeybek, 2 dakikanız var efendim.
NAMIK KEMAL ZEYBEK (Devamla) – Efendim, 2 dakikam varsa, 2
dakikamı şöyle değerlendireyim: Dinimizle de barışık olmadığımızı
biliyoruz; çünkü, bu ülkede bazı insanlar, insanlarımızın camilere
gitmesinden, insanlarımızın tasavvuf yollarına yönelmesinden,
Türkiye'de dindarlığın artmasından, insanlarımızın cemevlerine
yönelmesinden, dillerine, dinlerine, mezheplerine yönelmesinden
rahatsız oluyorlarsa, bunu bir problem haline getiriyorlarsa, demek ki,
biz dinimizle de barışık değiliz ve eğer, bu ülkede birileri, birtakım
gençler, kendi padişahlarına, padişahlarının resmine boyalı yumurta
atacak kadar bilinçsizlik ortaya koyuyorlarsa, demek ki, biz, tarihimizle
de barışık değiliz. (DYP, RP ve ANAP sıralarından "Bravo"sesleri,
alkışlar)
Dilimizle, tarihimizle, medeniyetimizle, özümüzle barışmalıyız; oradan
güç alarak dünyaya ulaşmalıylız; dünyaya ulaşmanın başka bir yolu
yok ve kültürümüzün değerlerini topyekûn dünyaya ulaştırmalıyız ve
iddia ediyoruz ki, dünyamızın da, bizim Yunus Emremize,
Mevlânamıza, Hacı Bektaşı Velimize, Ahmet Yesevimize, onların dili
yücelten, aklı yücelten, insanlığı yücelten, hoşgörüyü ortaya koyan
anlayışlarına ihtiyacı var. Ama, önce o köklere biz ulaşmalıyız, oradan
güç alarak çağı, dünyayı kavramalı ve bilgi toplumu haline gelmeliyiz.
Kültür politikamızın temeli bu olmalı; kültürümüz, dünyaya iki tarafı
açılan kapıyla açık olmalı; hem dünyaya vermeli hem de dünyadan
almalı; ama, biz olarak kalmaya da devam etmeliyiz.
Hepinize saygılar sunarım . (DYP, RP ve ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –Teşekkür ederim Sayın Zeybek.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ilk konuşmayı yapmak üzere
Çorum Milletvekili Sayın Ali Haydar Şahin; buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Şahin, süreniz 10 dakika; süreyi uzatmıyoruz efendim.
Buyurun.
CHP GRUBU ADINA ALİ HAYDAR ŞAHİN (Çorum) – Sözlerime
başlarken, tümünüzü saygıyla selamlıyorum.
Geleceğimizin güvencesi çocuklarımızın, yarının gereklerine uygun
olarak yetiştirilmeleri ülkemiz için büyük önem taşımaktadır. 53 üncü
Hükümet Programında "ilköğretimin ikinci kademesinde başlamak ve
ortaöğretimde yoğunlaştırmak üzere, yönlendirme sistemine işlerlik
kazandırılacaktır" denilmektedir. Temel eğitim, bir insanın alması
gereken zorunlu eğitimdir. Bu eğitim, yönlendirmeyi kapsamaz; daha
sonra ilgiye göre yönlendirme olmalıdır.
Zorunlu eğitimin ikinci kademesinin de, kesintisiz ve aynı kurumda
olması gerekir. Temel eğitim, bir bütündür. Temel eğitim, değişik süreli
okullara bölünmemelidir. Temel eğitimin sekiz yıl, dokuz yıl
olmasından öte, önemli olan, içinin dolu, nitelikli olmasıdır. Sosyal
ağırlıklı, insan haklarına, demokrasiye duyarlı, evrensel değerlere sahip
nesiller yetiştirmelidir. Bilgi hamalı yetiştirmeden çok, çocuklarımız,
hayatta gerekli olan yaşam biçimini yönlendirecek bilgi ve değerlerle
donatılmalıdır.
İyi vatandaş, iyi insan; iyi vatandaş değil, iyi insan yetiştirmeli. Hitler
de kendine göre iyi vatandaş yetiştirdi; Hitler'in "gestapo" dediği özel
polisleri, Çavuşesku'nun "sekurute" dediği güvenlik güçleri, Humeyni'nin
"devrim muhafızları", Saddam'ın "cumhuriyet muhafızları" bunların
hepsi, onlara göre iyi vatandaştı; ama, çok sayıda cinayet işlediler.
1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu gereği, 8 yıllık eğitim veren
ilköğretim okulları uygulamasına 1970'li yıllarda başlanmıştır. Ancak,
özellikle kırsal kesimde olmak üzere, uygulamada, çoğu okullarımızda,
zorunlu eğitim süresi 5 yıldır.
1989 UNESCO istatistik yıllığında, dünyada zorunlu eğitim süresinin 5
yıl olduğu en geri sıradaki ülke sayısı 12'dir. Bunlar: Benin, Senegal,
Kolombiya, Bangladeş, Burma, Hindistan, İran, Laos, Makau, Nepal,
Vietnam ve Türkiye'dir. Görüldüğü gibi, ülkemiz de, maalesef, bu
ülkelerin arasında yer almaktadır.
Eğitim düzeyi, bir toplumun gelişmişlik düzeyinin başlıca göstergesi
olarak kabul edilir. Ne var ki, 1950'li yılların başından bu yana, Atatürk
devrim ve ilkelerinde yapılan sapmalar, geri dönüşler, eğitim alanını da
etkilemiştir; dönemin halkevleri, köy enstitüleri kapatılmıştır. 1980'den
itibaren, öğretmen yetiştiren kaynaklar tamamen kurutulmuş, imam–
hatip okulları, izinli izinsiz Kur'an kursları yaygınlaştırılmış,
okullarda din ile ahlak dersleri zorunlu hale getirilerek eğitimde laiklik
ilkesi zedelenmiştir.
ABDULLAH ÖRNEK (Yozgat) – Ne alakası var?!.
BAŞKAN – Müdahale etmeyelim efendim.
ALİ HAYDAR ŞAHİN (Devamla) – Değerli milletvekilleri,
öğretmenlik, dün bizde, bugün bütün gelişmiş ülkelerde başarılı
gençlerin heyecanla ve istekle koştukları bir meslek iken, şimdi,
genellikle başarısı ortanın altındaki gençlerin başka seçenekleri
olmadığı için girmek zorunda kaldıkları bir meslek durumuna
düşmüştür. Ülkemizde eğitim, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti
ilkeleri doğrultusunda, siyasî grupların güdümünden uzak, ulusal
kalkınmanın ve çağdaşlaşmanın temel olduğu bilinciyle, uygulamaya
yönelik olmalıdır.
NACİ TERZİ (Erzincan) – Hiç bilimsel konuşmaz mısın sen?!.
ALİ HAYDAR ŞAHİN (Devamla) – Bu düşünceler doğrultusunda, 8
yıllık temel eğitim zorunlu kılınmalı, öğrenciler başarısızlıkla
damgalanacağı yerde, ilgi ve yeteneklerine göre yetiştirilmeli, ders
sayısı azaltılmalı, bilgi hamallığından vazgeçilmelidir.
Fırsat eşitliğini zedeleyen, ayrıcalıklı okullar açılmamalı, her okulda,
gerekli olanaklar sağlanarak eğitim kalitesi yükseltilmeli, gençlere,
koşulları eşit okullarda yarışma fırsatı verilmelidir.
Yozgat Sorgun'da olduğu gibi, “vakıf” adı altında kurulan Kur'an
kurslarının, Millî Eğitim Bakanlığının denetim ve gözetimi altına
alınması, imam-hatip okullarının ihtiyacı karşılayacak kapasiteyle
sınırlandırılması; Yine, imam-hatip okullarının bütün ihtiyaçlarının
Millî Eğitim Bakanlığınca karşılanmasına özen gösterilmesi, bu
okullara yönelik bağış ve yardımların, doğrudan Millî Eğitim
Bakanlığına yapılması gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz
:
Ulusal kültür bütünlüğü içinde, kültür mozaiğimizin farklı
zenginliklerini, ayrımsız olarak geliştirilmesine ve eğitim sürecimize
yeterince yansıtılmasına özen gösterilmesinden yanayız.
Öğretmenlere sahip çıkarak, öğretmenliği yeniden saygın ve çekici bir
meslek haline getirerek, onurlu bir yaşam için gerekli özlük haklarına
kavuşturulmalarından yanayız.
Öğretmenlerin sendikalaşmalarından ve grevli toplu sözleşmeli
haklarına kavuşmalarından yanayız.
Bu arada, Anayasa çerçevesinde, kamu görevlileri sendikaları yasa
teklifini, CHP Grubu olarak, vermiş bulunuyoruz.
Öğretmenlerin, ülke eğitim sistemi ve programıyla ilgili kararlara
katılabilmelerinden yanayız.
Ve biz, Atatürk'ün öngördüğü gibi, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür genç
nesillerin yetişmesinden yanayız.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; zamanımız çok sınrlı olduğu için
bu konuları çok dar anlamda söylüyoruz. Millî Eğitimin konusu 10
dakikada, 10 saatte, 20 saatte, elbette anlatılamaz.
Gelecek yıllardaki bütçe görüşmelerinde, eğitim sisteminde atılımlar
yapmış bir Türkiye'yi, sorunları azalmış, demokratik örgütlenme
hakkını kazanmış eğitim ordusunu konuşacağımız inancıyla, hepinizi
saygıyla selamlarken sözlerimi, çağımızdan 2600 yıl önce yaşamış Çin
Ozanı Kuan-Tuğ'un, eğitimin gücü ve önem için yazdığı mısralarla
bitiriyorum:
“Bir yıl sonrasını düşünüyorsan eğer tohum ek,
On yıl sonrası ise tasarladığın, ağaç dik,
Ama yüz yıl sonrası için, halkı eğitmeye gayret et,
Bir kez tohum ekersen, bir kez ürün alırsın,
Bir kez ağaç dikersen, on kez ürün alırsın.
Yüz kez olur bu ürün, eğitirsen ulusu,
Birisine bir balık verirsen, doyar bir defalık,
Balık tutmayı öğret, doysun ömrü boyunca.”
Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin öğretmenlere, öğrencilere ve
ulusumuza hayırlı, uğurlu olması dileğiyle saygılarımı sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
Geriye kalan zamanımı da, devam edecek arkadaşıma devrediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şahin.
Aşağı yukarı, zamanınızı zaten kullandınız.
Efendim, ikinci konuşmayı yapmak üzere, İstanbul Milletvekili Sayın
Ercan Karakaş; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
70 saniyelik bir zaman kaldı arkadaşınızdan; isterseniz onu da
kullandırabilirim; terazimiz çok hassastır. (CHP sıralarından "Doğru,
Başkan " sesleri)
Buyurun Sayın Karakaş.
ERCAN KARAKAŞ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Kültür Bakanlığı bütçesi üzerinde, CHP Grubu adına söz almış
bulunuyorum; sözlerime başlarken, hepinizi saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum.
Hepimiz, tüm siyasî partiler, her fırsatta, kültür ve sanatın önemini
vurguluyoruz; ülkemizin çok zengin bir tarihî ve kültürel mirasa sahip
olduğunu söylüyoruz ve bu mirasın iyi korunmasını, gelecek kuşaklara
aktarılmasın istiyoruz; ancak, buna rağmen, Kültür Bakanlığının
bütçeden aldığı payın her yıl giderek düşürülmesi karşısında tepkisiz
kalıyoruz. Az önce konuşan grup sözcüleri de, maalesef, bu konu
üzerinde yeteri kadar durmadılar.
Değerli milletvekilleri, Kültür Bakanlığı bütçesinin genel bütçe içindeki
payı, binde 5'ten binde 4'e düşürülmüş durumdadır; geçtiğimiz yıl binde
5 civarında olan bu pay, 1996 bütçesinde binde 4'e düşürülmüştür. Bu,
CHP olarak üzüntüyle karşıladığımız ve kabul etmediğimiz bir
durumdur. Biz, Kültür Bakanlığının genel bütçe içindeki payının, hiç
değilse, yüzde 1 olması görüşündeyiz. Kaynak yokluğunu gerekçe
olarak, kabul etmiyoruz. Sadece rant sermayelerinden alınacak yüzde 10
vergiyle, 340 trilyonluk bir ek kaynak yaratılacağı bugün ispat edilmiş
durumdadır. Eğer bu kaynak yaratılsaydı, kültüre olduğu gibi,
milyonların beklentisi olan eğitime, sağlığa ve sosyal güvenliğe de yeteri
kadar kaynak ayrılmış olunabilecekti.
Değerli milletvekilleri, Kültür Bakanlığı bütçesinin, artırılacak yerde,
binde 5'ten binde 4'e düşürülmüş olması, ülkemizin geleceğine olduğu
gibi, geçmişine karşı da büyük bir haksızlıktır. Çünkü, Türkiye, zengin
bir kültürel birikime sahiptir. Bu kültürel birikimin, arşivler, müzeler,
koleksiyonlar, derleme ve yayın faaliyetleri aracılığıyla korunması ve
gelecek kuşaklara aktarılması, büyük harcamaları zorunlu kılmaktadır.
Gümrük birliğine giren ve Avrupa Birliğine tam üyeliği hedefleyen bir
ülke olarak Türkiye, çağdaş dünyaya, uygarlığa katkı sağlamak
durumundadır. Bir ülkenin uygarlığa katkısının ise, ancak güçlü bir
kültürel üretimle mümkün olduğunu bilmemiz gerekir.
Diğer yandan, günümüz dünyasında bir ülkenin tanıtımı, her şeyden
önce kültür tanıtımı demektir. Kültürel temeline oturmamış hiçbir
tanıtım etkinliğinin kalıcılığı yoktur. Bu ise, yine, kaynak isteyen
atılımlarla mümkündür.
Değerli milletvekilleri, kültürel gelişmeyi, kalkınmanın temeli kabul
eden ülkeler, bütçelerinden kültüre giderek daha çok pay ayırırken,
bizdeki gelişmenin ters yönde olmasını anlamak ve kabul etmek
mümkün değildir. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, birçok ülkede
yerel yönetimler ve özel kuruluşlar kültürel ve sanatsal alana önemli
maddî katkılar sağlamaktadır. Buna rağmen, bu ülkelerde kültüre genel
bütçeden de önemli oranda destek verilmektedir. Örneğin; Avusturalya'da
bu oran yüzde 5, Danimarka'da yüzde 3,34, Özbekistan'da yüzde 7,
İsviçre'de yüzde 7,5'tir. Bu oranlar, ülkemizde, Kültür Bakanlığı
bütçesinin, hiç değilse ilk aşamada, genel bütçenin yüzde 1'ine
yükseltilmesi gerektiğini göstermektedir. Bizce, bu bir zorunluluktur. Bu
zorunluluk, aynı zamanda ülkemizin geleceğine, gençlerine ve geçmişine
karşı da bir borçtur. Türkiye, bu anlayışı geçerli kılabildiği ölçüde
çağdaşlaşacak ve güçlenecektir.
Değerli milletvekilleri, kültüre ayırdığımız kaynak kadar önemli olan
diğer bir konu da, kültür anlayışı ve devlet-kültür ilişkilerine bakış
açısıdır. Sayın Kültür Bakanının, göreve başladığı andan itibaren
yaptığı açıklamalara baktığımızda, kendisinin, tekçi ve sınırlayıcı bir
kültür anlayışına sahip olduğunu, bunu savunduğunu görüyoruz. Bu
anlayışın, diyalog ve hoşgörü ortamına, çoğulculuğa, demokratik ve
çağdaş değerlerin gelişmesine yarar sağlayacağını düşünmüyoruz.
Günümüzde, artık, devletin, tekçil, önceden belirlenmiş toplumsal
farklılıkları ve çeşitliliği gözden ırak tutan bir kültür politikasını
aşağıdan yukarıya indirme meşruiyeti ortadan kalkmaktadır. Eskiyen bu
anlayışın yerini şimdi, çoğulculuğu öne çıkaran, herkesin kendisini
dilediği gibi ifade etmesine olanak sağlayan bir uygulama almıştır.
Devlet, artık, toplumun kendisini ifade etmesi için gerekli koşulları ve
altyapıyı hazırlamakla yükümlüdür.
Türkiye'nin, etnik ve kültürel açıdan heterojen bir yapıya sahip olduğu
gerçeğini kabul etmeyen bir anlayışın, kültür politikasında başarılı
olması olanaklı değildir. Aynı şekilde, düşünsel ve sanatsal ifadenin
sınırsız özgürlüğünü savunmayan bir anlayışın, kültür politikasının,
topluma bir yarar sağlaması düşünülemez.
Değerli milletvekilleri, elbette, ulusal kültürümüzün geliştirilmesinden
yanayız; ancak, ulusal kültürün oluşabilmesi için ülkemizde var olan
farklı düşünce, kimlik ve kültürlerin kendilerini ifade etmelerinin
önündeki yasal ve fiilî engellerin de kalkması gerekir. Toplumda var olan
farklı kimlik ve kültürlerin gelişmesini engelleyerek, ulusal kültürü
güçlendirmek olası değildir.
Sayın Bakanın, bugüne kadar yaptığı konuşmalarda ve açıklamalarda,
çoğulculuk ve çoğulcu kültür kavramına pek rastlayamadık. Biz, kültürel
çeşitliliği, ülkemizin bir zenginliği olarak görüyoruz. Bugün, Türkiye'nin
yaşadığı sıkıntının önemli bir nedeni de, tekçil kültür anlayışından
çoğulcu kültür anlayışına geçişle doğrudan ilgilidir. Bunu
başardığımız oranda gerginliklerin azaldığına, hoşgörü ve barış
ortamının ise geliştiğine hep birlikte tanık olacağız.
Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında da, kültür politikasına ilişkin
olarak, buna benzer görüşler yer almaktadır. Kültürel zenginliği,
kalkınma hamlesinin aslî unsuru sayan planda, kültür konusunda şu
görüşlere yer verilmiştir; aynen okuyorum: "Kültür politikası,
demokratikleşmeyi gerçekleştirmek ve insanı özgür kılmak; bu amaçla,
kendisini tanımaktan ve açıklamaktan korkmayan bir toplum
oluşturmayı hedef alacaktır." Devam ediyor "Vatandaşların etnik,
kültürel ve dile ilişkin kimlik özelliklerinin özgürce ifadesinde,
korunmasında ve geliştirilmesinde karşılaştıkları yasal ve fiilî eksiklik,
engel ve sınırlamalar, ulusal bütünlük içerisinde giderilecektir."
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakanın beyanlarından, Yedinci Beş
Yıllık Planın bu yaklaşımını tam olarak benimsemediğini, kültürü, bu
çoğulcu yapıdan soyutlayarak, Türk-İslam sentezi üzerine oturtmaya
çalıştığını görüyoruz. Bu anlayışın, bizi, toplumun ihtiyacı olan
diyalog, hoşgörü ve barış ortamından uzaklaştıracağı görüşündeyiz;
çünkü, bu anlayışı, farklı etnik kökenlerin varlığıyla, laiklik
anlayışıyla ve anayasal yurttaşlığa dayalı toplum anlayışıyla
bağdaştırmak mümkün değildir. Sayın Bakanın savunduğu kültür
anlayışı, daraltıcı, dışlayıcı ve çatışmacı bir kültür anlayışıdır;
çünkü, etnik köken, dil, kültür farklılıklarını ve hatta, İslamın
içerisindeki farklılıkları bile dikkate almamakta, âdeta bunları yok
saymaktadır.
BAŞKAN – Sayın Karakaş, 2 dakikanız var efendim.
ERCAN KARAKAŞ (Devamla) – Geçmişi 12 Eylül darbesine dayanan
bu kültür politikası anlayışı, artık, toplumca aşılmıştır; bunu geri
getirmeye çalışmak, toplumda yeni gerginliklere neden olacaktır.
Değerli millletvekilleri, son günlerde basına yansıyan haberlerden, yapay
bir “ulusal kültür-evrensel kültür” karşıtlığı yaratılmak istendiğini
anlıyoruz. Bunu, doğru bulmuyoruz. Bilimin, teknolojinin, iletişimin ve
ulaşımın hızla geliştiği günümüzde, kültürler arası alışverişin ve
etkileşimin artması son derece doğaldır. Bunu, bir tehlike olarak görmek
ve göstermek yanlıştır. Bütün kültürlerin eş saygınlıkta olduğu ilkesi
doğru bir ilkedir. Toplumların, geçmişten devraldıkları kültür mirasını
yeterli görüp içlerine kapanmaları bir yarar sağlamaz. O nedenle, biz,
ulusal kültür ile evrensel kültürü karşıtlık olarak görmüyoruz ve bunun
böyle gösterilmesini onaylamıyoruz. Tam aksine, uluslararası kültürel
işbirliğinin geliştirilmesini istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, Kültür Bakanlığının asıl görevi, kültürün ve
sanatın üretilmesi, sergilenmesi ve halkla buluşturulması için altyapı
hazırlamak olmalıdır; sanatsal etkinliklere katılan ve izleyenlerin
sayısının artmasına çalışmak olmalıdır. Tüm çağdaş demokratik
ülkelerde, kültür politikaları, artık, özel kuruluşlar eliyle
yönlendirilmektedir. Bizim de, bu yöndeki gelişmeleri hızlandırmamız
gerekiyor.
Ülkemizin bellibaşlı 46 sanat ve sanatçı kuruluşu, bir süredir sanatın
özerkleşmesi yolunda önemli çalışmalar yapmış bulunmaktadır.
Kapsamlı çalışmaların sonucunda, bu kuruluşlar, 2 Kasım 1995
tarihinde, Kültür Bakanlığıyla ulusal sanat kurulu oluşturulması için bir
protokol imzaladılar. Sanatın gelişmesine ve vesayetten kurtulmasına
önemli katkılar sağlayacağına inandığımız bu girişimin, her yönden
desteklenmesini ve yasal statüye kavuşturulmasını, önümüzdeki
dönemin en önemli görevlerinden birisi olarak görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Karakaş, arkadaşınız, 1 dakikaya yakın eksik
konuştu; onu, size veriyorum.
ERCAN KARAKAŞ (Devamla) – Teşekkür ederim.
Değerli milletvekilleri, kültür alanındaki diğer önemli bir konu da, kültür
ve tabiat varlıklarının korunmasıdır. Anayasanın 63 üncü maddesi, bu
görevi devlete vermektedir. Koruma kurulları, geçtiğimiz dönemde, rant
beklentisi içinde olanların baskılarına karşı, önemli görevler
yapmışlardır. Bu kurulların özerkliklerinin korunmasını istiyoruz ve bu
kurullarda görev yapan insanların hakkındaki işlemin gözden
geçirilmesini istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, Kültür Bakanlığı kadroları, genelde, yaptıkları
işi, büyük heyecan ve sorumluluk anlayışıyla yapan insanlardan
oluşmaktadır. Birçoğu, on yıllardır kamu görevinde bulunan birikimli
insanlardır. Sayın Bakanın, göreve gelir gelmez, bu kadrolara karşı
olumsuz beyanlarda bulunması ve sonrasında, henüz kendilerini tanıma
fırsatı bile bulmadan, onlarcasının görevine son vermesini doğru
bulmuyoruz. Bu tasarrufların gözden geçirilmesini istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Karakaş; süreniz bitti efendim.
ERCAN KARAKAŞ (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
konuşmamı bağlarken, son derece yetersiz bulduğum bu bütçenin,
ülkemize ve kültür camiasına hayırlı olmasını diliyor, saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Karakaş.
Gruplar adına konuşmalarda son grup olan Demokratik Sol Parti Grubu
adına Kocaeli Milletvekili Sayın Halil Çalık; buyurun efendim. (DSP
sıralarından alkışlar)
Sayın Çalık, süreniz 10 dakika; süreyi uzatmıyoruz efendim.
DSP GRUBU ADINA HALİL ÇALIK (Kocaeli) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı ve üniversiteler bütçesi üzerinde,
Demokratik Sol Parti Grubunun görüşlerini sunmak üzere söz almış
bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce, siz Sayın Meclis üyelerine ve
bizi izleyen tüm yurttaşlarıma, Demokratik Sol Parti Grubu ve şahsım
adına saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim, bir ülkenin kalkınmasını
ve gelişmesini doğrudan etkileyen, geleceğini belirleyen, o ülkenin
insanlarının geleneklerini ve çağdaş değerlerini uyum içerisinde
kaynaştıran çok önemli bir süreçtir.
Günümüz dünyasında, ülkelerin kalkınmışlığının gerçek ölçütü, o
ülkenin nüfusunun çokluğu, ekonomisinin zenginliği, dolayısıyla, millî
gelirden fert başına düşen payın yüksek olması, sanayi ülkesi olması
değil, ancak, eğitilmiş insangücüdür.
1935 yılında, okuryazar olmayan nüfusun içinde kadınlarımızın payı
yüzde 57,74 iken, 1990 Türkiyesinde, 71,01'e çıkmıştır; 1995 yılındaki
düzeyde, 13,05 daha fazladır.
Bu tablodan, eğitimde ne kadar geri olduğumuz açık ve seçik
görülmektedir. Verilen eğitim de yetersizdir. Bunun, birçok nedenleri
vardır.
Eğitimde, başarısızlıkların bir nedeni de, sınıflardaki öğrenci
sayısının fazlalığıdır. Birçok ilimizde, ilköğretim ve ortaöğretim
kurumlarında, sınıflardaki öğrenci sayısı, altmış-yetmiş, hatta daha da
fazlayı bulmaktadır. Sınıflardaki öğrenci sayısının çokluğu,
disiplinsizlik nedeni olduğu gibi, başarısızlık nedenidir de. Modern
eğitim yöntemlerinde, sınıf öğrenci sayısının olabildiğince az olması
gerekmektedir. Ayrıca, bu, yurdumuzda uygulanmakta olan programın
da gereğidir. Dolayısıyla sıcak aile ortamı olması gereken derslikler
soğuk, pis, kirli mekânlar haline dönüştürülmüştür. Eğitimimizdeki
yetersizliğin, olumsuzluk ve başarısızlığın bir nedeni de branş
öğretmenlerinin sınıf öğretmeni olarak atanmaları ve istihdam
edilmeleridir Sayın Bakanım. Sınıf öğretmenliği, branş
öğretmenliğinden apayrı bir alandır. Türkiye genelinde görev yapan
onbinlerce sınıf öğretmeni, branş öğretmeni kökenlidir; bunun ivedilikle
düzenlenmesi gerekmektedir. 1739 sayılı Millî Eğitim Temel
Kanununda, öğretmenlik mesleğinin özel bir ihtisas mesleği olduğu;
öğretmenlik mesleğine hazırlık, genel kültür, özel alan eğitimi ve
pedagojik formasyonla sağlanır denilmektedir. Maalesef, bugün,
ülkemizde ilk ve ortaöğretim kurumlarında görev yapmakta olan
öğretmenlerimizin çok büyük bir bölümünün pedagojik formasyonu
eksiktir. Bu durum, ancak, öğretmen yetiştiren kurumların
programlarının yeniden düzenlenmesiyle giderilebilir. Öğretmen
okulları ile eğitim enstitülerine dönülmesi için, bakanlık, mutlaka yeni
bir düzenlemeye gitmelidir. Bunun yanı sıra, hizmetiçi eğitime mutlaka
ve mutlaka önem verilmelidir.
17 Nisan köy enstitülerinin açılış yıldönümü idi. Köy enstitülerinden
mezun olanlar ve tüm öğretmenleri buradan bir kez daha kutluyorum. Bu
arada Hasan Âli Yücel ile İsmail Hakkı Tonguç'u rahmetle anıyoruz.
(DSP sıralarından alkışlar)
Her yıl zümre öğretmenlerince seçimi yapılarak, bir sonraki eğitim
yılında okutulacak ders kitaplarının seçimi de ayrı bir eğitim ve
öğretim sorunudur. Kitap ve dergi konusunda, özellikle büyük kentlerde
bazı şaibeler yaşanmaktadır. Özel sektör temsilcilerinin, kendi dergi ve
kitaplarının seçilmesi için, öğretmenlere bazı vaatlerde bulundukları
şaibeleri vardır; bu kısmen doğrudur; ancak, kanıtlanması oldukça
zordur. Bu ve benzer şaibelerin ortadan kaldırılması için ivedilikle
önlem alınma zorunluluğu vardır.
Milî Eğitim Bakanlığına bağlı her derecedeki eğitim kurumlarındaki
yönetici atamalarında dikkatli olunması, idareci olarak atanacaklarda
liyakat, tecrübe, güvenilirlik, dürüstlük, kıdem gibi niteliklerin
aranmasını zorunlu görüyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; zorunlu eğitim, asgarî 8 yıla
çıkarılmalıdır. Dünyada, 172 ülke arasında Türkiye, zorunlu eğitimi 5
yıl olan en geri 12 ülkeden birisidir. Lütfen korkmayalım,
çocuklarımızı düşünüyorsak, ülkemizin geleceğini düşünüyorsak, eğer
kalkınmak istiyorsak, zorunlu eğitimin, acilen, 8 yıla çıkarılma
zorunluluğu vardır. (DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – 10 yıl olsun...
HALİL ÇALIK (Devamla) – Eğitim sistemi millî olmaktan
çıkarılmıştır. Her gelen hükümet ve hükümetin değişik bakanları,
eğitim sistemini yaz boz tahtasına çevirmişlerdir. Bu nedenle, uzun
süreli millî eğitim programları yapılmalı ve devlet politikası haline
getirilmelidir.
Umuyor ve diliyoruz ki, Sayın Bakanım, 13-17 Mayıs’ta yapılacak 15
inci Millî Eğitim Şurası, millî eğitim politikası için iyi bir başlangıç
olur.
Saygıdeğer arkadaşlarım, şu anda, eğitim, dargelirli aileler için
taşınmaz yük olurken, ayrıcalıklı insanların doğal hakkı olması
aşamasına gelmiştir.
Öğretmenler, ücret ve istihdam koşullarındaki bozukluklar nedeniyle,
eğitim dışı uğraşlara itilmiştir.
Eğitimin kalitesi düşmüştür.
Bu olumsuzlukların giderilmesi ve eğitimde, öğrenim birliği ilkesini ve
kaliteyi ön planda tutan, herkese fırsat eşitliği sağlayan bir sistemin
getirileceğini umuyoruz.
Yeni teknolojiden yararlanarak, bütün ortaöğretim kurumlarında,
yabancı dil, doyurucu düzeye çıkarılmalıdır. Güneydoğuda, okulları
kapalı olan bölgelerde, yatılı bölge okulları, ivedilikle açılmalı;
öğrencilerin, bu okullarda eğitim yapması sağlanmalıdır.
Özellikle, göç alan büyük kentlerde, yerel yönetimler okul yapımına
yönlendirilmelidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz, Demokratik Sol Parti Grubu
olarak, her zaman, sorunları söylerken, çözümünü de akabinde
getiriyoruz. Saygıdeğer arkadaşlarım, büyük kentlerde, her derecedeki
okullarda görev yapmakta olan nitelikli öğretmenler, özel okul veya
dershanelere, ekonomik yönü tatmin edilerek, transfer edilmektedir. Bu
durum, resmî okullardaki eğitim öğretim kalitesini olumsuz yönde
etkilemektedir. Bunun önleminin, acilen alınması gereklidir.
Dolayısıyla, öğretmenler ekonomik yönden tatmin edilmelidir.
BAŞKAN – Sayın Çalık, 2 dakikanız var efendim.
HALİL ÇALIK (Devamla) – Son zamanlarda, öğretmenler, emekliliği
hak ettiklerinde, hemen ayrılmaktadırlar; boşalan öğretmen kadroları
ciddî sıkıntılar açmaktadır. Onun için, çalışan öğretmenle emekli
öğretmen arasındaki cüzi fark, emekliliği teşvik etmektedir. Bu sistemle,
hiçbir öğretmen sıkıntıya katlanmaz.
Değerli arkadaşlarım, öğretmenlerin eğitim tazminatı, diğer meslekî
grubların tazminat düzeyine çıkarılarak, artırılmalıdır. Böylece, hem
öğretmelerle, aynı ayardaki diğer meslekler (teknik ve saire gibi)
arasındaki dengesizlik ortadan kalkacak hem de çalışan öğretmen ile
emekli arasındaki fark artacağından, öğretmenlerin meslekte kalması
sağlanacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her gelen hükümet ve her gelen
sayın bakan, eğitimcilere methiyeler yazıyorlar, çok güzel sözler
söylüyorlar; ama, bu methiyeler ve övücü sözler, eğitime ve eğitimciye
hiçbir katkı sağlamamaktadır. Özellikle, geçen dönemde, öğretmenlerle
ilgili personel yasası çıktı, çıkacak diyorlardı; ne oldu bu yasaya?..
Biz, Demokratik Sol Parti olarak, bu yasanın takipçisi olacağız. (DSP
sıralarından alkışlar)
Saygıdeğer arkadaşlarım, eğitime ve eğitimciye, gereken önem, ciddî
şekilde verilmelidir. Tüm kamu çalışanlarına ve eğitim ordusuna grevli,
toplusözleşmeli sendikal hak en kısa zamanda verilmelidir.
Üniversitelerimize gelince; YÖK, yalnızca üniversiteler arasında
eşgüdümü sağlayan bir kurum haline getirilmelidir. Üniversitelerimizin
akademik çalışma koşulları iyileştirilerek; akademik, bilimsel ve
yönetsel malî özerkliğe kavuşturulmalıdır. Üniversitelerimizde,
öğrencilerin, yönetim kararına ortak olmaları sağlanmalıdır. Ekonomik
durumu uygun olmayan öğrencilerin, okul ve barınma giderlerini
karşılamak için, uygun kredi ve harç olanakları sağlanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çalık.
Efendim, süre vermiyoruz; hepiniz gördünüz.
HALİL ÇALIK (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, Millî Eğitim
Bakanlığı bütçesinin ulusumuza hayırlı olmasını diliyorum, hepinize
saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Gruplar adına son konuşmayı yapmak üzere, Demokratik
Sol Parti Grubu adına, Kırklareli Milletvekili Sayın Necdet Tekin;
buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)
Sayın Tekin, sizin de süreniz 10 dakika; süreyi uzatmıyoruz efendim.
DSP GRUBU ADINA NECDET TEKİN (Kırklareli) – Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; 1996 malî yılı Kültür Bakanlığı bütçesi üzerinde,
Demokratik Sol Parti Grubunun görüşlerini açıklamak üzere
huzurlarınızdayım; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime, Firdevsî'nin Şahname'sinden bir paragrafla başlamak
istiyorum: "Sen öldükten sonra da, senden geriye kalan şeyler, daha uzun
zaman bu yeryüzünde kalır. Senin de, geride bırakacağın bir eserin
olmalı."
Sayın milletvekilleri, kültür, bir insan topluluğunun ürettiği bütün maddî
ve manevî yaratıların tümünden oluşur. Bir toplumun kültürünü,
dolayısıyla kişilerin kültürel kimliklerini; din, duygu, düşünce, bilim,
sanat, yaşam biçimleri ve bunun gibi tüm öğeler birlikte oluştururlar.
Kültürün yapısı, statik değil; dinamiktir. Her kültür, diğer kültürlerle
devamlı etkileşim içerisindedir. Kültürü, çoğu kez, tiyatrolarla,
müzelerle, yazım ve estetik eserlerle, sanatla özdeşleştirmektedirler;
oysa, bilim ve bilmin dayandığı akıl da kültürün bir öğesidir.
Günümüzde "kültür emperyalizmi" yaygın kullanılan bir deyimdir. Bu
deyim, bir ülkenin, kendi kültürünü, sömürdüğü ülkeye aktarması ve o
kültürü, o ülkeye dayatmasıdır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tüm insanlığın kültür değerleri,
uygarlığı oluşturur. Feodal devletten ulusa, ulus devlete geçildiğinde,
doğal olarak, ulusun üretimde kullandığı teknolojik yapı, o ulusun
maddî kültürünü oluşturur. Etnik yapı, inançlar ve töresel davranışlar, o
ulusun manevi kültürünü oluşturur. Düşün, edebiyat ve sanata yönelik
ürünlerin toplamı ise, o ulusun estetik kültürünü oluşturur.
Ulusal kültürün, zaman zaman evrensel kültüre karşı kullanıldığı,
dünyamızda sıkça görülmüştür. Bunun en güzel örneği, Hitler
Almanyasıdır. Ulusal kültürün evrensel kültüre dayatması, bu yüzyılda
yaşanacak en büyük tehlikedir.
Mustafa Kemal Atatürk, sadece, imparatorluktan ulusal devlet yaratmış
bir asker değil, sadece devlet kuran bir kişi değil, sadece devrimleri
belirleyen bir devlet adamı değil, aynı zamanda, bir kültür adamı ve
düşünürdü.
Sayın milletvekilleri, şayet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Büyük Atatürk
tarafından, ulusal devlet olarak, sadece askerî ve politik yapıda, kurulup
bırakılsaydı, ulusal devletin bir ayağı eksik kalırdı. Büyük Atatürk, bu
üçüncü ayağı, millî kültürü; yani, ulusal kültürü de, çağdaş, uzlaşmacı
yapıda, medeniyet ve hars kavramlarını kullanarak topluma mal etmiş
büyük bir önderdir. (DSP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, sayın milletvekileri; Anadolu'nun kurulduğu günden bu
güne, Selçuklularla, Osmanlıyla, Türkiye Cumhuriyetiyle ve onun
ilkeleriyle yoğrulmuş Türk ulusal kültürü, derin bir kültür birikiminin
eseridir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yazılı ve görsel basından
yansıdığı kadarıyla, son iki yılda, devletin müzelerinde yüzlerce
soygun yapılmış, çeşitli kültür varlıkları çalınmıştır. Adana
Müzesinden, Seyitgazi'den, Afyon'dan, Kütahya'dan, Antalya'dan ve diğer
müzelerden çok sayıda kültür değeri çalınmıştır.
Bunun dışında, son yıllarda, eski kültür değerlerinin üzerine, hiçbir
araştırma yapılmadan beton yığınları kondurulmaktadır. Örneğin,
İstanbul'da, "Magnaura" olarak bilinen sarayın günümüze dek ayakta
kalabilmiş kalıntılarından merdiven kulenin üzerine beton dökülmüş;
Kartal'da, Bizans'tan kalan tarihî sarnıcın üzerine mescit yapılmıştır.
Cankurtaran'da, birinci derecede korunması gerekli bölgelerdeki
yapılaşmalarda; Ankara'da, yol yapımında ortadan bölünerek yok edilen
tümülüs ve oradan çıkarılanlar; daha saymadığım binlerce tarihî ve
kültürel varlık da yok edilme yoluna gidilmektedir. Kültür Bakanlığı ve
devlet, bu bilinçli ve bilinçsiz tarih yok etme, yağmalama veya
savsaklama politikasına mutlaka son vermek zorundadır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu kültürel varlıklar, sadece bizim
değil, bütün dünyanın malıdır. Truva hazinelerinin, Bergama Zeus
Tapınağının bir daha kendi öz topraklarına döndürülmesi nelere mal
oluyor biliyor musunuz... Kültür değerleri olan Side, Pamukkale,
Kapadokya'nın bugünkü durumuna bakıp, bu durumu kavramakta
gerçekten güçlük çekiyoruz.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kültüre ulaşmanın yolu, sadece,
eski eserleri, sarayları, hanları ve diğer kültür varlıklarını korumakla
değil, onları görmek ve onlara ait olan bilgileri tüm evrensel değerler
içerisinde insanlara iletmekle mümkündür. Onların özelliklerini
saklayan, manevî kültürü yaşatan şiir, edebiyat, dinsel ya da din dışı
yazılı eserlere de insanlığın ulaşabilmesini sağlamaktır. Bunun için,
arşivler ve millî kütüphane herkese, ama herkese açılmalıdır. Millî
kütüphane, şu gün olduğu gibi, sadece, öğrencilerin ders çalışma yeri
olmamalıdır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; farklı yerlerde koruma altında
tutulan Osmanlıca kaynaklara ulaşmak isteyenleri oralara göndermek ya
da orijinallerini onların ellerine teslim etmek pek de marifetli bir iş
değildir. Onun için, çağdaş dünyada olduğu gibi, o eserlerin tümünün
mikrofilm ve slaytlarının toplandığı bir merkez oluşturup, dolayısıyla,
bu güzide ve bu nadide eserlerimizin çalınmasını önlemek gerekir.
BAŞKAN – Sayın Tekin, 2 dakikanız var efendim.
NECDET TEKİN (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülke dışındaki insanlarımızın
kültürel kimliklerini kaybetmemeleri yolunda çalışmalar, çağdaş bir
şekilde desteklenmelidir. Bu insanlarımızın edebî, düşün ve sanatsal
gereksinimleri mutlaka karşılanmalıdır. Her devlet, düşün, sanat ve
basılı yayın hayatını destekler, bunlara indirimler uygular. Eğer, kitap
okuma oranı artırılmak isteniyorsa, önce kâğıttan daha sonra da
kitaptan en azından KDV kaldırılmalıdır. İnsanlarımıza kitabı ucuz
vermek zorundayız; şayet, okumalarını istiyorsak.
Sayın Bakan, bir iki şey de size söylemek istiyorum.
Sait Halim Paşa Yalısındaki yangında devlet arşivindeki kaç tablo
yanmıştır? Bunu bilmek sanırım hepimizin hakkıdır.
Türkiye'de son yıllarda artan promosyonlar, toplumun bilgilenmesini
yanlış etkiliyor. Sayın Bakan, son bilgisayar promosyonları, Türk
insanının bilgisayar kültürüne vurulan bir darbedir; lütfen, bu
promosyonları bir yerlerde durdurunuz.
Sayın Bakan, Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye'de, ilk kez,
bir özerk sanat kurumu oluşturma çabaları vardır. Sanatın
kurumsallaştırılması ve özerkleştirilmesi çabalarına kesin olarak katkı
sağlanmalıdır...
(Mİkrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tekin; eksüre vermiyoruz.
NECDET TEKİN (Devamla) – Yüce Meclise saygılar sunarım.
Teşekkür ederim. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tekin.
Sayın milletvekilleri, bütçeler üzerinde gruplar adına yapılan
konuşmalar bitmiştir.
Bundan önceki uygulamalarımızda olduğu gibi, bundan sonra da yazılı
soruları kabul etmiyoruz.
Şimdi, bütçenin lehinde, şahsı adına, Samsun Millevekili Sayın Musa
Uzunkaya; buyurun. (RP sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakika ve bütçenin lehinde konuşacaksınız.
MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Sayın Başkan, asil milletimin aziz
temsilcileri muhterem milletvekili kardeşlerim; Millî Eğitim ve Kültür
Bakanlıkları bütçeleri üzerinde kişisel söz almışken, Muhterem
Heyetinizi, bizleri bu tatil gününde izleyen aziz milletimizi, özellikle
konu eğitim ve kültür olunca, her birimizin yetişmesinde payları olan,
elleri öpülesi öğretmenlerimizi, geleceğimiz ve istikbalimiz olan, biricik
sermayemiz, gençlerimizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.
Muhterem milletvekilleri, her ne kadar, Millî Eğitim ve Kültür
Bakanlığının, iki ayrı bakanlık şeklinde bütçeleri görüşülüyor ise de,
işlev ve faaliyetleri itibariyle, bu iki bakanlık, esasta sanki tek bakanlık
gibi görülebilir ve değerlendirilmelidir de.
Bilindiği üzere, bu Hükümet döneminde, Sanayi Bakanlığı ile Ticaret
Bakanlığı; Bayındırlık Bakanlığı ile İmar ve İskân Bakanlığı
birleştirilerek Bakanlar Kurulu oluşmuştur. Kanaatimizce, Millî
Eğitimin temel amaçlarıyla, Kültür Bakanlığımızın temel amaçları,
insanın yetişmesi ve geleceğe kültürlerin aktarılması olduğuna göre, bu
iki bakanlıkların da bir bakanlık olması veya tek bakanlık şeklinde
mütaala edilmesi gerekmektedir.
Muhterem arkadaşlar, bilindiği gibi, memleketimizde, adında "millî"
vasfı bulunan iki tane bakanlık var. Bunlardan birisi Millî Savunma
Bakanlığı, bir diğeri de Millî Eğitim Bakanlığıdır. İkisinin de temel
vasfı, milletin, millî değerlerini korumaktır. Bunu, birisi, hin-i hacette
silahla -eğer, tahakküm, taarruz, ülke hudutlarını içte ve dışta tarumar
etmek isteyen güçler varsa, gerektiğinde silahla- korumayı amaçlarken;
diğeri, bizi, yarına, dünü bugüne taşıyacak olan gerçek değerlerimizi
ayakta tutması gereken, iki millî vasıfları değiştirilmez bakanlıklardır.
İşte, bu cümleden olarak diyoruz ki, bu bakanlıkların, bu gerçek
vasıflarını ortaya koyarak, icraatlarını, dün, bugün ve yarına dönük
olarak hazırlamaları, herkesin beklediği bir husustur.
Muhterem arkadaşlar, inanıyorum ki, şu sıralarda oturan, bugün burada
oturan bizler, yarın, bu sıraları başkalarına devredeceğiz. Şu anda
ekranları başında bizleri dinleyen ve tüm ulus insanı, belki elli yıl sonra
bu dünya üzerinde mevcut olmayacak, bir başka nesil arkadan gelecektir.
İşte, bizi onlara taşıyacak olan değerler, Millî Eğitim Bakanlığının
yapabileceği samimî değerlendirmelerle ortaya çıkacaktır.
Bir geçmiş Kültür Bakanımız, Sayın Namık Kemal Zeybek Bey, az
önce, bir konuşmada bir noktaya işaret ettiler; dediler ki "gençlerimiz -
geçende medyada da izledik- bir Osmanlı Sultanını, dünyanın fesat,
kumkuma kazanlarının kaynadığı bir devrede, bir ülkeyi otuzüç yıl
ayakta tutabilen bir sultanın posterine, çok önemli bir günde, çürük
yumurta ve çürük meyveler atarak, sultana karşı hakaret duygularını
ifade etmişlerdir." Elbette, bu tavrı şiddetle kınıyoruz (RP sıralarından
alkışlar) Ancak, Hoca Nasreddin'in, hırsızın, evini soymasında,
komşunun "Hocam, sen haksızdın; şöyle tedbirler alsaydın ya"
demesine karşı, Hoca baktı ki o kadar haksızlık kendisine yüklendi
"allahaşkına, şu hırsızın hiç haksızlığı, hiç suçu yok mu" dediği gibi,
ben diyorum ki, yıllardır, kitaplarımızda, hem de Millî Eğitimin
kitaplarında "Kızıl Sultan" diye hakaret ettirdiğimiz bu millî eğitim
mantığının hatası yok muydu! (RP sıralarından alkışlar)
Evet, bunu, bugün değil, dün de, cennetmekân Mehmet Akif Ersoy
Safahat'ında söylemişti; diyordu ki:
"Bir fenalık görerek yapma desen alnına tâ,
İniyor hattı celisiyle hamid-i tuğra"
O gün de, bugün de, esasen, müstebit diye suçladıkları Sultana karşı
yıllardır müstebidane suçlamayı yapmış; bir noktaya geldik ki, artık,
onu, gençlerimize, çürük yumurtalarla âdeta boyatır hale, hakaret
duygularını bu noktaya getirir hale geldik.
Değerli kardeşlerim, ben, esasen, millî eğitimin, benim inancımın ve
düşüncemin temel düsturu, beni millet yapan temel değerin esası
olduğuna inanıyor ve böyle düşünüyorum ve diyorum ki, benim
inancımın temelinde "oku" emri yatıyor. Az önce, değerli bir kardeşim,
“Türkiye'deki okuryazar oranının, hanımlarda, hâlâ yüzde 70'lere düşen
bir menfilik taşıdığını” söylüyor; bunu, sorgulamak lazım. Şayet bu
rakam doğruysa, özellikle hanımlar kesiminin niçin okumadığı saikini,
gerekçelerini araştırmak, bu miletin, bu heyetin, bu Meclisin görevi
olmalıdır; ama, kanaatimce, hâlâ, okuduğunda inandığı gibi
yaşayamamanın sıkıntısını çeken kızlarımız... Bakın, şu anda elimde
bulunan bu belgeleri, özellikle, Sayın YÖK Başkanına da takdim etmek
isterdim. Diyorum ki, çağdaş dünyada, 2000'e 4 kala, şu günümüzde bile,
çağdaş bir Türkiye'nin hâlâ başörtüsüyle uğraşması, bu ülkenin en büyük
eğitim ayıbıdır ve maalesef, kayıbıdır. (RP sıralarından alkışlar)
Bununla uğraşmaya kimsenin hakkı olmamalıdır.
Bakınız, kendileriyle kültür anlaşması yaptığımız, yıllardır
kendileriyle bu konuda muahid olduğumuz ülkelerle âdeta
anlaşmalarımızı bozarcasına, Mısır El Ezher Üniversitesi
mezunlarına, Türkiye'de, doğru dürüst görev alma hakkı
verilmemektedir. Yıllar önce bu hak verilmişken, bugün, neden oluğu
belirlenemeyen sebeplerle, Ezher mezunları görev alamamakta. Yine,
üzülerek söyleyeyim -son anda elime gelen bir belgeye göre söylüyorum-
Ezher'den -vaktiyle üzerinde tahkikat yapılan, birkısım araştırmalar
yapılan, hatta sonucu itibariyle, bir rektörün ve dekanın dahi görevden
olmasına vesile birkısım suçlamalar olduğu bilinen- Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi İlahiyat Fakültesine üç yıl önce yatay geçiş yapan
öğrenciler üç yıldır eğitimine devam etmişler; ama, ne garip tecellidir
ki, bu YÖK, yeni baştan bu meseleleri tahriş ve tahrik ederek belki -
ummuyor ve temenni etmiyorum- Van'da birkısım huzursuzluklara âdeta
meydan verircesine 15.4.1996 gün ve 96/4 sayılı kararla, 34 öğrencinin
okuldan atılmalarını sağlamıştır. Aziz arkadaşlar, eğitim adına, bu
tavırların ciddî yanlışlar olduğu kanaatindeyiz. Bu işin önüne geçilmesi
ve YÖK'ün, esasen, milletimizi geleceğe taşıyabilecek, tarihî
dokularıyla tanıyacak ve bizi çağdaş ülkeler seviyesine ulaştırmak
değil, aksine, çağdaş ülkeleri bizim ardımızdan koşturacak bir
bilimselliğe ve eğitim anlayışına ülkeyi yönlendirmesi gerekirken,
senelerdir, falan üniversitede başörtüsü, falan üniversitede filan dava ve
en son, Van'da, işte, husule gelen bu yeni sıkıntı.
BAŞKAN – Sayın Uzunkaya, 1 dakikanız var efendim.
MUSA UZUNKAYA (Devamla) – Değerli kardeşlerim, bu sıkıntıların
önlenmesini temenni ve niyaz ediyoruz. Bu arada, değerli Kültür
Bakanımın, Plan ve Bütçe Komisyonundaki ilgili konuşmalarını takdir
ve bütün değerlerine katılma duygularımı burada ifade etmek istiyorum.
Kendileri, bu Hükümetin, belki, Bakanlık olarak, o mahalle gelme
açısından en büyük şansı; ama, ne garip tecellidir ki, çok kötü bir miras
almış olması bakımından da, şu ülkenin en şanssız bakanlarından
birisidir; kötü bir miras almıştır. Az önce, tekliği savunduğu bu
Bakanın, böyle görüntü verdiğini söyleyen hatip kardeşim, şu belgeleri,
acaba, kütüphanelere aldırılan kitaplardan, gazetelere varıncaya kadar,
bu tekliği neyle izah edebileceklerdir? Daha dün, Diyanet İşleri
Başkanlığımızın, ülkenin aleyhine yazıldığını beyanla hakkında
rapor yayımladığı bir yabancı eseri, bir Katoliğin, milletimize karşı
küfür...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Uzunkaya, teşekkür ederim efendim.
MUSA UZUNKAYA (Devamla) – ...ve inancımıza karşı hakaretleri
ihtiva eden bir eserini yayımlamaktan utanmalıdır.
CEMAL KÜLAHLI (Bursa) – Sözünü tamamlasın!.. Niye
tamamlatmıyorsun!.. (RP sıralarından "Sözünü tamamlasın" sesleri)
BAŞKAN – Efendim, tamamlatmıyoruz; ek süre vermiyoruz... Rica
ediyorum...
MUSA UZUNKAYA (Devamla) – Hepinize saygılar sunuyorum;
bütçenin hayırlı olmasını diliyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Tamam efendim, rica ediyorum...
AHMET DEMİRCAN (Samsun) – Sözünü tamamlasın, kesmeyin!..
BAŞKAN – Efendim, söz tamamlamaya kalkarsak, arkadaşlarımız hep
zaman alıyorlar.
Buyurun, teşekkür ederim efendim.
Sayın milletvekilleri, bütçenin lehinde şahsı adına, yapılan konuşma da
sona ermiştir.
Sayın Millî Eğitim Bakanı, buyurun efendim.
Sayın Bakan, sizin de süreniz 10 dakika; süre uzatmıyoruz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilileri; Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi
üzerinde, gruplar adına konuşan arkadaşlarımızın beyanlarını,
değerlendirmelerini dikkatle izledim; gerçekten, Yüce Meclisimizde,
Millî Eğitim Bakanlığının önemine uygun, iyi niyete dayalı, muhtevalı
beyanlarda bulundular. Bu görüşlerden, Bakan olarak ben, mesai
arkadaşlarım ve Genel Kurulumuz, mutlaka, istifade edeceğiz.
Öncelikle, konuşan arkadaşlara ve parti gruplarına teşekkür ediyorum.
İkinci bir teşekkürüm, Plan ve Bütçe Komisyonu Değerli Başkanı ve
üyelerinedir. Dolayısıyla, bu Komisyonda Bakanlık bütçemizin
görüşülmesi sırasında, parti gruplarımızın ve Komisyonumuzun, Millî
Eğitim Bakanlığının ihtiyaçlarına gösterdikleri duyarlılık ve ilgiye
teşekkür ediyorum. Gerçekten, devletimizin kıt imkânlarını zorlayarak,
Bakanlığımıza ilave ödenekler tahsisinde anlayışlı olmuşlardır;
bundan dolayı, tüm parti gruplarına, Komisyon üyelerine teşekkür
ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, 20 nci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi,
bugüne kadar kurulan Meclislerden çok farklı bir Meclistir. Geçmişe
baktığımız zaman, bugünkü Meclisin şanslı bir Meclis olduğunu,
özellikle millî eğitim alanında çok şanslı bir Meclis olduğunu,
dolayısıyla Millî Eğitim Bakanı olarak, kendimi de çok şanslı
gördüğümü ifade etmek istiyorum. Zira, bu Meclis, eğitici ve öğretici üye
açısından, bugüne kadar gelmiş geçmiş Meclislerin en fazla eğitici ve
öğretici üyesini taşıyan, bu üyelere sahip olan bir Meclistir. Bundan
dolayı Yüce Milletimize de teşekkür ediyorum, Genel Kuruldaki eğitici
ve öğretici arkadaşlarıma da başarılar diliyorum.
Bunu bir şans olarak değerlendirdim; zira, Türkiye'de iki bakanlığın
isminin başında "Millî" kelimesi vardır. Bütün bakanlıklarımız,
hükümetimiz, devletimiz millidir; ama, özellikle Millî Savunma ve Millî
Eğitim Bakanlığı tasrih edilir, açıkça ifade edilir. Bu kadar önemli bir
Bakanlığın meselelerinin görüşüleceği Mecliste, eğitimci ve öğretici
arkadaşların sayısının fazla olmasını, yapmayı planladığımız,
hedeflediğimiz hizmetler açısından fevkalade isabetli ve şanslı
görüyorum; onun için konu üzerinde özellikle durmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, özellikle biz, bir moda anlayışı içerisinde, bir
heves anlayışı içerisinde, günlük birtakım heveslerin peşinde koşan biri
değiliz.Yani millî eğitimde, gerekli gereksiz, sık sık uygulama
değişikliğinin, sistem değişikliğinin, yöntem, model değişikliğinin
yararına inanmıyoruz. Millî eğitim, her bakanla, her iktidarla, her günle
ve her yılla değişen bir bakanlık ve uygulama olmamalıdır. Millî
Eğitim Bakanlığının -pek tabi- küreselleşen dünyada, çağdaş eğitim
teknolojisinden istifade etmek, konuları değerlendirmek bakımından -
pek tabi- güncel olayları, güncel çalışmaları, güncel gelişmeleri takip
etmesi, izlemesi ve değerlendirmesi doğaldır, hatta şarttır. Ancak, bir
şey yapmak için, hele hele reform ve reformist davranışlar ve görüntüler
içerisinde olmak arzu ve hevesiyle, millî eğitimin temelini tahrip etmenin
yanlışlığını da burada ifade etmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli üyeler; konuşan arkadaşlarımızın üzerinde
durduğu konular, özellikle eğitime ayrılan imkânların kıt olduğu, yeterli
ödeneklerin ayrılmadığı üzerinde yoğunlaştı; ikincisi sistem
tartışmalarıyla ilgiliydi; üçüncüsü, öğretmenlerimizin ekonomik ve
sosyal haklarıyla ilgiliydi; dördüncüsü ise, temel eğitimle ilgili dilek ve
temennilerdi; bu konuları artırmak elbette mümkün. Vaktimizin
elverdiği ölçüde, bunlara birer cümle ile işaret etmek istiyorum.
Eğitime ayrılan imkânın yetmediği, az olduğu, bir gerçektir; ancak, ne
kadar eleştirirsek eleştirelim, ne kadar karamsarlığa kapılırsak
kapılalım, geride bıraktığımız yetmişiki yıllık cumhuriyetin, bizi bir
yere getirdiğini kabul etmeye mecburuz.
Bakınız, yetmişiki yıl içinde nüfusumuz 6 kat artmış, öğretmen
sayımız 40 kat artmış, öğrenci sayımız 41 kat artmış, okul sayımız 15
kat armış ve kefen bezi ithal eden Türkiye, tekstilde dünyaya meydan
okuyan bir Türkiye haline gelmiş. Bu, cumhuriyetin eseridir, bu,
milletimizin başarısıdır, bu, Türk millî eğitiminin başarısıdır.
Değerli arkadaşlarım, öğretmenlerimizin ekonomik ve sosyal
sorunlarının, göreve geldiğim günden beri, sözcülüğünü ve
müdafaasını, savunmasını yapıyorum.
BAŞKAN – Sayın Bakanım, 2 dakikanız var efendim.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Devamla) – Konuşan
arkadaşlarım konuya temas ettiler. Özellikle, eğitim-öğretim tazminat
tavanının yükseltilmesine, ekders ücretlerinin artırılmasına, ekgösterge
verilmesine ve her yıl için üç ay fiilî hizmet zammının tanınmasına dair
yasa teklifleri Meclis Başkanlığına verilmiştir, önümüzdeki günlerde
komisyonlarda görüşülecektir. Bu 4 önemli yasa teklifinin, Genel
Kurulumuzda tüm partilerin desteğine mazhar olacağına inanıyorum ve
bunların, Türkiye Büyük Millet Meclisi tatile girmeden çıkarılmasında
büyük faydalar mülahaza ediyorum. Bu konuda, şimdiden tüm partilere
ve parti gruplarına teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, sekiz yıllık temeleğitim konusu, bizim, üzerinde
hassasiyetle durduğumuz bir konudur. Biz, sekiz yıllık temeleğitime
ideolojik bir açıdan bakmıyoruz. Sekiz yıllık temeleğitim, bir pedagojik
olaydır, bir bilimsel olaydır, bir çağdaş olaydır. Bunu, bir bütün olarak
mutlaka gerçekleştireceğiz ve bu Meclisin büyük başarısı olacaktır.
(DYP ve DSP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, konuşmacı arkadaşlarımız, özellikle bütçe
rakamları üzerinde fazla bir şey söylemediler; ancak, 1995 ödeneklerine
göre personel giderlerinde yüzde 78, diğer cari giderlerde yüzde 113,
yatırımlarda -dikkatinizi çekiyorum- yüzde 177'lik bir artış
sağlanmıştır; toplam, yüzde 88'lik bir artış sağlanmıştır. Kâfi midir;
elbette kâfi değildir; ancak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakanım, konuşma süreniz bitti
efendim.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Devamla) – ...bunlar,
hep beraber değerlendireceğimiz konulardır.
Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Bakanım, kusura bakmayın, süre uzatmıyoruz, özür
dilerim, böyle bir ilke kararını aldık.
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Sayın Kültür Bakanı, buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, sizin de süreniz 10 dakikadır.
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Sayın Başkan,
Yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kültür Bakanlığı bütçesi sebebiyle huzurunuzda söz alarak, Bakanlığın
önemini belirten, Bakanlığa ayrılmış olan maddî kaynakların, bütçe
kaynaklarının yetersizliğini ifade eden arkadaşlarımın hassasiyetlerine
teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, huzurunuzda, şu 10 dakika içerisinde, dağlar gibi
meseleleri kuşbakışı olsun bile ifade etme imkânım yoktur; ancak,
birtakım vesilelerle, bütün bu ciddî konuları huzurunuza getirmeyi
sorumluluk ahlakımın bir gereği olarak bildiğimi ifade etmek istiyorum.
1980 öncesinden bahsedildi. 1980 öncesinin zabıtlarını o değerli
arkadaşım dikkatle okursa, bizim, bu Meclis kürsüsünde 5 saat 5 dakika
süren bir bütçe tenkidi vesilesiyle yapmış olduğumuz konuşmada "eğer
bu çatının tepemize yıkılmasını istemiyorsak, Türkiye'nin
demokrasiyle idare edildiğini, idare edilebileceğini öncelikle göstermek
zorundayız" dediğimi hatırlarlar. Biz, bütün ömrümüz boyunca, sadece
demokrasiyi ve bu memlekette yaşayan insanların kendi mukaddesleri,
kendi insan haysiyetleri ve kendi kimlikleriyle yaşamasını savunduk;
bunu savunmaya devam edeceğiz.
Türkiye Cumhuriyet Devleti, bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde
anayasa vardır ve kanunlar vardır. Kültür Bakanlığının görevi,
sorumluluğu, yetkisi, Kültür Bakanlığına vücut veren Kanun Hükmünde
Kararnameyle tayin edilmiştir. Şimdi, huzurunuzda, Kültür
Bakanlığının İslam-Türk senteziyle idare edildiği ifade ediliyor. Tabiî,
biz, bu tip büyük günahları ömür boyu taşıdık ve bunlarla hep iftihar
ettik. (ANAP, DYP ve RP sıralarından alkışlar)
Allah'a bin şükür, Türküz, Müslümanız. Ömrümüzün bir tek endişesi
var, son nefesimizi bir mümin haysiyetiyle teslim etmek (ANAP, DYP ve
RP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) ve çok açık söylüyorum;
Allah'ın "Emrolunduğun üzere hareket et" büyük ilahî hitabıyla, o
toprağa, şerefle, haysiyetle girmek... Onun için, biz, devleti hep koruduk.
Günlerden beri tezvirat yapılıyor. Ben, Plan ve Bütçe Komisyonunda hiç
kimseyle uğraşmadım; sadece, değerli milletvekillerinin sorduğu
sorulara cevap verdim. Acı bir tablo ortaya çıktı: Kültür Bakanlığı,
hukuk zemininden çıkmış, keyfî, yasal olmayan politikalarla "evrensel
kültür" adı altında, kendi kültür gayesinden ve varlık sebebinden
uzaklaşmıştır. Dünyanın neresinde evrensel kültür var?.. Bırakalım bu
palavraları, akademik gerçekleri görelim.
Değerli arkadaşlarım, bütün dünyada millî kültür var ve millî kimlik var.
Fransa Hükümeti, millî gelirinin yüzde 4'ünü burs olarak tahsis ediyor;
Anglosakson kültürüne karşı Latin kültürünü koruyabilmek için.
Evrensel değerler ayrı, evrensel kültür ayrı; evrensel değerlerde biriz...
(ANAP, DYP ve RP sıralarından alkışlar) Ama, evrensel kültür!.. Yok
böyle bir mesele. Siz, millî kültürü inkâr ederek, millî kültür yoktur
diyerek hiçbir yere varamazsınız. Millî kültürümüze sahip olacağız.
ERCAN KARAKAŞ (İstanbul) – İnkâr eden yok.
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Çok güzel
ifade edildi; dilimiz perişan... Bu kürsüden, ben, 1980 öncesinde de
söyledim; Atatürkçü nesiller yetiştiriyoruz dediniz, Atatürk'ün Nutkunu
anlamaktan aciz nesiller yetiştirdiniz! (ANAP, DYP ve RP sıralarından
"Bravo" sesleri alkışlar)
İBRAHİM HALİL ÇELİK (Şanlıurfa) – Lügat kullanıyorlar.
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Bir tek bu
memlekette, aydınlar, millî klasiklerini okuyup, anlayamıyor. O çok
muhterem Batı'yı bana örnek gösteren arkadaşlarım, Paris'e gitsinler,
görsünler "Racine" oynadığı zaman, Paris'teki tiyatro doluyor. Ben,
Fuzulî'nin, geçtim Fuzulî'den, geçtim Akif'ten, geçtim Tevfik Fikret'ten,
arkadaşlarım, Mustafa Kemal'in Nutkundan bahseden bir tiyatro eserini
sahneye koysam, bunun dilini anlayamayan nesiller yetiştirdik! Gelin, bu
utancı hep beraber görelim, gelin bu utançtan hep beraber nasip alalım.
(ANAP, DYP ve RP sıralarından "Bravo" sesleri alkışlar)
Larousse'u açınız, Pety Rober'i açınız, Webster'i açınız; hepsindeki
kelimelerin soy kütüğü var. Kelimeleri yıkarak, kelimeleri yok ederek,
bir imparatorluk coğrafyasından süzülmüş gelmiş bir büyük Türkçe'yi,
bir kabile Türkçesi haline getirerek büyük eser vermek mümkün değildir,
büyük tefekküre ulaşmak mümkün değildir.
Benim, mensup olduğum partiye girişime gelince... 1980 öncesinde
politika yaptığım, idam sehpasının gölgesinde imzamı taşıyan her
kararı bir şeref belgesi olarak savunuyorum, dediğim dönemle ilgili
utanacağım hiçbir şey yoktur. (ANAP sıralarından alkışlar) Ben, on
sene politikanın dışında kaldım; politikaya, on sene sonra Anavatan
Partisi saflarında girdim. Girişimin tek hedefi vardı; 141, 142 ve 163
üncü maddelerin kaldırılmış olması.
Değerli arkadaşlarım, dünya çapında bir İslam mütefekkirimiz yok,
dünya çapında bir Marksist yorumcumuz yok. Sovyetler Birliği çözüldü,
Türkiye'deki sosyalistlerin tercüme edeceği kitap kalmadı. Bu fikrî
fukaralıktan kurtulmanın yolu, ilimdir, araştırmadır, ciddiyettir.
Bakınız, benim Bakanlığımın sorumlu olduğu İstanbul'da 119 türbe
var; 19'u açık, 100'ü kapalı; ilim adamı, devlet adamı, kahraman,
evliya, padişah... Bu kimliği ihmal ederek nereye gidiyoruz!..
Gençlerimize dil vermezsek, gençlerimize doğru din vermezsek,
gençlerimize, musikiyi bütün boyutlarıyla açmazsak, tiyatroyu, sporu
getirmezsek, o zaman bu gençler, ya terörün ya uyuşturucunun kurbanı
olur; yekûn Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, dünya üzerinde, alkol
tüketiminde üçüncü sıraya gelen bir memleketin insanları olur. İçkinin
sebebi, esrarın sebebi, terörün sebebi cehalettir ve yobazlıktır. Yobaz
kime derler; kendi doğrusunun dışında doğru olduğuna inanmayan
adama ben yobaz diyorum. (ANAP, DYP ve RP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, hiç kimse merak etmesin; bizim felsefemizde,
"Benim" ve "O" yoktur, "Biz" vardır. Bakanlığım personeli, çalışkan,
dürüst, verimli olan adam, başımın tacıdır; hızıma ayak
uyduramayanla çalışmak zorunda değilim. Ben, insanları dinlemeden
mahkûm eden zihniyetle bir ömür boyu kavga ettim aziz arkadaşlarım ve
ben, bir ömür boyu demokrasiyi savunmuş adam, dinlemeden, tahkik
etmeden hiç kimseyi mahkûm etmem. Bakanlıktaki her tasarrufum,
Teftiş Kurulunun getirdiği rapora dayanıyor; huzurunuzda vereceğim
bilgilerde öyle.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
"Devlet parasıyla bir vakıf kurulmuş mudur" denildi; evet. Hadise, şu
anda Teftiş Kurulundadır. Bir proje için bir şirketten naylon fatura
alınarak, 255 milyon lira sağlanmış, bununla bir vakıf kurulmuştur. 250
milyon lira ödeme yapılmış, 5 milyon lira kuruluş masrafına harcanmış
ve benim aklımın almadığı da, İslam hukukunun bir mülkü, Allah'ın
mülkü hükmünde olmak üzere, temlik ve tasarruftan men ederek,
insanlığın hizmetine sunma olan vakıf, bir naylon faturaya istinat
ettirilebilmiştir. Hadise, şu anda, Bakanlıkta teftiştedir.
Çadır tiyatrosu sorunuz doğrudur. Bir tiyatro topluluğu, İstanbul'daki
çadır tiyatrosunu Bakanlığımıza bağışlamış; bunun, Ankara'ya nakli
için 100 milyon ödenmiş, 100 milyondan sonra 75 milyon, kurma, ücreti
ödenmiş, Atatürk Kültür Merkezinde kurulan çadır hiç kullanılmadan
çürümüş, buranın yönetiminde söz sahibi olan Genelkurmay, çadırın
buradan kaldırılmasını istemiş, sökülmüş, tesisin yönetici yardımcısı,
çadırın hurdalarını satıp, zimmetine geçirmiş, yardımcı ve asil
yöneticiyle ilgili rüşvet iddiası tespit edilmiş, tahkikat tamamlanmış,
her ikisinin de memuriyetlerine son verilmiş, ceza davası talebiyle
savcılığa sevk edilmişlerdir.
Usulsüz memur imtihanının dosyasını Başbakanlıktan aldık. Vakit çok
az... Başbakanlık “usulsüz yapılmıştır, sorular yanlıştır” diyor.
Karun Hazinelerinden bir altın kuş, uçmuştur. Karun Hazineleri
konusunu da Teftiş Kuruluna verdim. Bu dava, 7 milyon dolara mal
olmuştur.
BAŞKAN – 1 dakikanız var efendim.
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Bu 7 milyon
dolarlık dava, Milli Eğitim eski bakanlarından Profesör Orhan Dikmen
zamanında açılmıştır. Ne yazık ki, buradaki altın kuş uçmuştur;
çünkü, bu değerli eserler müzeye teslim edilirken, bir teslim zaptı
tutulmamıştır. Bu da Teftiş Kurulundadır. Türkiye'de diğer kuşlar
uçamazken, altın kuşlar uçabiliyor. (Gülüşmeler)
Değerli arkadaşlarım, kaybolan tablolar konusunda, çok ciddî iddialar
vardır; Bakanlık müfettişleri, tabloların aynen var olduğu yolunda rapor
vermiştir. Tabloların röprodüksiyonlarıyla değiştirildiği iddiasını
Teftiş Kuruluna verdim.
Yanan Sait Halim Paşa Yalısı Başbakanlığa bağlıdır; bizim, orada
yanan hiçbir tablomuz yoktur.
Temsil ve ağırlama giderleri: 1992 yılında 3 896 kişi, 1993 yılında 8
426 kişi, 1994 yılında 11 478 kişi, 1995 yılında 8 566 kişi, 1996
yılının ilk iki ayında 4 336 kişi ağırlanmıştır. Bu konuda,
Bakanlığımızla cömertlikte yarışmak mümkün değildir; 38 355 kişiye
11 milyar 729 milyon 935 bin lira temsil ve ağırlama masrafı
yapılmıştır...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan; süreniz doldu efendim.
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Som cümlem
efendim... Son cümlem...(ANAP sıralarından “ek süre ver” sesleri)
BAŞKAN – Sayın Bakan, nasıl olsa, biraz sonra, sorulara da cevap
vereceksiniz...
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Son
cümlem...
...yarısı 1 milyar 617 milyon 937 bin lira...
BAŞKAN – Peki, efendim. Aslında, ben, burada, kimseye ek süre
vermem; ama, genel talep üzerine 1 dakika veriyorum. (CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, ANAP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, rica ediyorum...
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Değerli
arkadaşlarım...
ERCAN KARAKAŞ (İstanbul) – Eşit davran!.. Eşit davran!..
BAŞKAN – Tamam, bir dakika efendim... Cümlesini bitirsin; size de 1
dakika verdim.
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Değerli
arkadaşlarım, biz, bütün bunları, Plan ve Bütçe Komisyonunda da
söyledik; delilleri burada.
Hakikate olan saygınıza teşekkür ediyor, hürmetle selamlıyorum
efendim. (ANAP sıralarından "Bravo" sesleri, ayakta alkışlar DYP ve
RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Arkadaşlar, o kadar heyecanlanmanıza gerek yok; Sayın Bakan süreyi
kullanmadı efendim.
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Ayıp!.. Ayıp!..
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Sayın Bakan, 9 saniye...
ERCAN KARAKAŞ (İstanbul) – Bu yaptığınız ayıptır... Bütün
gruplara saygısızlık yapıyorsunuz...
BAŞKAN – Hayır... Ayıp yapan sizsiniz; size, 1 dakika fazla verdim.
ERCAN KARAKAŞ (İstanbul) – Bu yaptığınız ayıptır...
BAŞKAN – Hayır efendim... Sayın Bakan, verdiğim süreyi kullanmadı
efendim.
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Başkan, böyle şey olamaz!..
BAŞKAN – Yahu, bu kadar çekinmeyin... Konuşulan meselelerden
çekinmeyin, korkmayın; eğer, geçmişiniz temizse, neden
korkuyorsunuz!.. (CHP ve DSP sıralarından gürültüler)
Bütçenin aleyhinde, Adıyaman Milletvekili Sayın Celal Topkan;
buyurun efendim.
Süreniz 10 dakikadır efendim.
CELAL TOPKAN (Adıyaman) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri,
ekranları başında bizleri izleyen sayın izleyiciler; sizleri, şahsım ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına saygılarımla selamlıyorum. Bir
gün sonra, Yüce Meclisimizin kuruluşunun 73 üncü yılını kutlayacağız.
Bu vesileyle, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Önderi Atatürk ve O’nun
dava arkadaşlarının aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; eminim, bir gün sonra, yine çok
güzel şeyler söyleyeceğiz; ama, geriye dönüp baktığımızda, Atatürk'ün,
Türkiye Cumhuriyeti için hedef koyduğu yere gelemediğimizi göreceğiz.
Bu hedef, Türk toplumunu, gelişmemiş ümmet toplumundan, ulus
niteliğini kazanmış uygar toplumlar düzeyine çıkarmak ve uygar
dünyanın onurlu bir üyesi yapmaktı. Bu hedefe varmak için izlenecek
yol, devrimlerini ve ilkelerini temel alan Kemalizm ya da Atatürkçülüktü.
Anlamayanlara ya da kavrayamayanlara, Atatürkçülüğü ve amacını bir
defa daha açıklamakta yarar görüyorum.
Tam bağımsızlık, Türk Ulusunun, mümkün olan en kısa süre içinde
çağdaş uygarlık düzeyini yakalamasıdır. Atatürk devrimlerinin
uygulanmasında temel amaç, uygarlık yolunda, halka dayalı hızlı bir
toplumsal kalkınmanın gerçekleştirilmesiydi.
Bugün, Türkiye, çağdaş uygarlık düzeyinin neresindedir diye
baktığımızda, hiç de güzel şeyler söyleyecek durumda değiliz.
Çağdaşlığın ve uygarlığın temel koşulu, eğitim düzeyidir. Bugün,
Türkiye, 5 yıllık ilkeğitimle yetinen, dünyanın geri kalmış 12
ülkesinden biridir. Eğitim düzeyi bakımından, 5 yıllık ilkeğitimle
yetinen dünyanın geri kalmış 12 ülkesinden birisi konumunda olmak,
kuruluşunun 73 üncü yılını kutlayacağımız Atatürk'ün bu Meclisine
yakışmasa gerek.
Bu Meclisin, 8 yıllık temeleğitim yasasını, yönlendirme gibi, aldatıcı
ve amaç saptırıcı yollara başvurmadan, bir an önce çıkarması gerekir.
Bu Meclis, ancak o zaman 73 üncü kuruluş yılında, Kurucusuna olan
görev, sevgi ve saygısını anlamlı bir şekilde ifade etmiş olacaktır.
Eğitimdeki yetersizlik ve eksiklik, bakınız Türk toplumuna nelere mal
olmuştur:
Demokratikleşme gerçekleşememiş, insan hak ve özgürlüklerini güvence
altına alan yasal düzenlemeler yapılamamıştır.
Sosyal hukuk devleti gerekleri yerine getirilememiş ve insanların büyük
kısmı sosyal güvenceden yoksundur.
Demokratik katılımcılık ve örgütlü toplum olmanın yarar ve bilinci,
toplumda oluşamamıştır; çünkü, mevcut eğitim politikası ve bu
politikanın oluşturduğu sistem, çağdaş, demokratik, laik ve sosyal hukuk
devletinin normlarını yakalamış, bireyleri özgür ve özgüveni olan,
kişisel sorumluluk duygusu ve toplumsal duyarlılığı gelişmiş, bilim ve
teknoloji üretimine yatkın bilgi çağının insanını henüz
yetiştirememiştir. Bunun nedeni, 1950'lerden başlayarak, bilinçli bir
şekilde, Atatürk'ün devrim ve ideolojisinden uzaklaşılmasıdır.
Bugün -üniversitelerimiz dahil- gerçek bir eğitim ve kültür
politikasından bahsetmek mümkün değildir. Uygulanmakta olan eğitim
politikası anlayışını üç boyutlu olarak ele almak mümkündür; eğitim ve
öğretim, öğrenci-öğretmen, yönetim ve yönetici boyutu.
Eğitim ve öğretimin, özgür, kendini yenileyen ve sorgulayan demokratik
ortamlarda yapılması gerekir. Yürürlükte olan eğitim ve öğretim
politikasına gelince, gelişen bilim ve teknoloji karşısında eğitim,
yönetim, program, içerik ve öğretmenin formasyonu yönünden geri
kalmış ve eskimiştir. Kendisi, demokratik bir eğitim ortamında
yetişmeyen ve görev yapamayan öğretmen, öğrencisine demokratik
davranamamakta, demokrasi kültürü kazandıramamaktadır.
Öğrencilerin, üniversite düzeyinde bile, örgütlenme özgürlüğüne
kavuşamaması, öğrenci sorunlarının, genellikle, disiplinli, hatta,
zabıtacı bir anlayışla çözümlenmek istenmesi, öğrencileri, okuldışı
arayışlara itmektedir. Daha ilköğretim aşamasında kendini göstermeye
başlayan bu katı disiplinci anlayış, eğitim sistemine karşı güvensizlik
oluşturmaktadır. Oluşan bu güvensizlik sonrasında, çocuklar ve gençler,
çağdışı akımların ve suç ortamlarının kucağına düşmektedir.
Bakanlık, merkez teşkilatından başlayarak, bilgi, beceri, yetenek ve
meslekî liyakati bir yana bırakıp, belli bir siyasî görüş doğrultusunda,
siyasî yapılanmaya girmiştir. Özellikle 12 Eylül 1980'den sonra
keskinleşen bu siyasî anlayışın öğretmene bakışı "ben, öğretmen değil,
oturaklı adam isterim; olayların sebepleri öğretmenlerdir; suçlu
öğretmenleri bize ihbar edin" zihniyetinde saklıdır.
Bilgi, kültür ve çağdaşlıktan korkan, hükmetme gücünü kaybetmek
istemeyen bu zihniyet, onbeş yıllık bir öğretmeni, 19 milyon lira maaşla
yaşamaya mahkûm etmiştir. Bilinçli olarak yapılan bu uygulama,
ilericiliğin ve çağdaş gelişmelerin dinamiği olan öğretmenlerin, hızla
değişen ve her geçen gün kendini yenileyen bilimsel gelişmeleri takip
etme imkânlarını ellerinden almıştır. "Bizler, eğitim ve öğretimin,
yönetim, planlama, program ve uygulamasının içerisinde olmak; çağdaş
toplumlarda olduğu gibi, örgütlenmek ve örgütlü toplum sorumluluğuyla
ülke kalkınmasında ve gelişmesinde sorumluluk almak istiyoruz"
talepleri karşısında, onları copluyor ve saçlarından tutarak sokaklarda
sürüklüyoruz. Halbuki, Cumhuriyet Türkiyesinin öğretmene bakışı,
Başöğretmen Atatürk'ün "Öğretmenler, gelecek nesil sizin eseriniz
olacaktır" şeklindedir.
Öğretmenler, demokratik ve çağdaş toplumların mimarlarıdır; o
öğretmenler ki, bizleri yetiştiren, bilgiyi, insanlığa saygıyı, ülkeye ve
ulusa sevgiyi öğreten eğitimcilerdir.
Bakınız, eğitim emekçileri ne diyor: "Eğitimin temel unsuru olan biz
öğretmenlere, gelişen bilim ve teknoloji karşısında hizmetiçi eğitim ve
yayın desteği sağlayın. Öğretmenliği, dar gelirlilerin mesleği olmaktan
kurtarın; kurtarın ki, Türkiye'yi yeniden ortaçağ karanlığına götürmek
isteyen köktenci akımların önünü geçesiniz. Eğitim hizmetlerinin
kararlaştırılıp, yürütülmesinde, biz öğretmenleri yetkilendirin ki, fikri
hür, vicdanı hür, irfanı hür genç nesillerin yetiştirilmesini sağlayalım.
Eğitim, kurum ve kuruluşlarını özerkleştirin. Bilim, demokratik, çağdaş
ve özgürlükçü ortamlarda hayat bulur ve gelişir; ülke, ancak o zaman ,
bilgi ve teknoloji toplumu olmayı başarıp, geri kalmışlıktan kurtulur.
Eğitim çalışanlarına, grevli ve toplusözleşmeli yasal güvence ortamı
sağlayın. Böylece, öğretmenler, işportacılık yapmaktan, pazarlamacılık
yapmaktan, şoförlük yapmaktan kurtulup, eğitim ve araştırmaya zaman
ayırabilirler.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ulusal Kurtuluş Savaşımız,
sömürgeciliğe, mandacılığa, emperyalizme ve Türk toplumunu, yıllarca,
ümmet toplumu olarak bırakmış olan zihniyete ve emperyalist ülkelere
karşı yapılmıştır; ancak, amaç, Türk Ulusunu, uygar, ilerici ve aydın
insanların yaşadığı çağdaş bir toplum yapmaktı. Bu düşünce ve
hareketin, Türkiye'yi getirmiş olduğu bugünkü nokta görmezlikten
gelinerek, bu çatının altında bile, Ulusal Kurtuluş Savaşında "ilericiler
yoktu, aydınlar yoktu" diye, Atatürk ve devrimlerinin amaçlarına karşı,
bilinçli saldırılar yapılabilmektedir. Buna sebep, 1950'lerden
başlayarak, Türk devrim ve ilkelerinde sapmalara neden olan yönetim ve
zihniyetlerin iktidarlarıdır.
Tüm aydınları, Atatürkçüleri ve ilericileri, Türkiye'yi, yeniden, ortaçağ
karanlığına götürmek isteyen zihniyete karşı çıkmaya çağırıyor ve
Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin, hayırlı olması dileğiyle, hepinizi
şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, saygılarımla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – İslam'da, ortaçağ karanlığı
yoktur; sizde, ortaçağ karanlığı vardır.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum efendim.
Sayın Milletvekilleri, 13 üncü turda yer alan bütçeler üzerinde, gruplar
ve şahıslar adına konuşmalar bitmiştir. Şimdi, sıra sorulara geldi.
Biliyorsunuz, alınan karar gereğince, sorular ve cevaplar 20 dakikalık
süre içerisinde sonuçlandırılacaktır.
İlk soru, Muğla Milletvekili Sayın Fikret Uzunhasan'a ait; buradalar mı
efendim? Yok.
İkinci soru, Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'na ait,
buradalar mı? Burada.
Efendim, soruların okunması yaklaşık 20 dakika sürecektir. Bu nedenle,
Divan Üyesi arkadaşımızın oturarak okuması hususunu oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Soruyu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Kültür Bakanı tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ve talep ederim.
Cafer Tufan Yazıcıoğlu
Bartın
Sorular:
1. Bartın İli Amasra İlçesinin tarihî eserlerinin gün ışığına
çıkarılması için kazı ile mevcut tarihî eserlerin onarımı ve kültür
merkezi oluşturulması programlanmakta mıdır?
2. Bartın İli, Ulus İlçesine kültür merkezi yapımı planlanmakta
mıdır?
BAŞKAN – Sayın Bakan, isterseniz yazılı cevap verebilirsiniz.
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Yazılı olarak
cevap vereceğim.
Türkiye Büyük Millet Melisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Millî Eğitim Bakanı tarafından yazılı
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ve talep ederim.
Cafer Tufan Yazıcıoğlu
Bartın
Sorular:
1. Bartın İlinde, Millî Eğitimce yürütülmekte olan okul inşaatlarından
bu sene bitirilmesi planlananlar var mıdır?
2. Bartın üniversitesi kurulması Bakanlıkça planlanmakta mıdır?
3. Kurucaşile İlçesine gemicilik yapım teknisyenliği, Ulus İlçesine
tarım ve hayvancılık teknisyenliği okulları açılacak mıdır?
BAŞKAN – Sayın Bakan, yazılı mı cevap vereceksiniz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı
olarak arz edeceğim.
BAŞKAN – Peki efendim.
Dördüncü sırada, Trabzon Milletvekili Sayın İlhan Sungur buradalar
mı efendim? Buradalar.
Soruyu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın Millî Eğitim Bakanı tarafından
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
İ. İlhan Sungur
Trabzon
Sorular:
1. Son günlerde, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununda değişiklik
yapılması hakkında, YÖK tarafından hazırlanan kanun taslağı,
üniversitelerde daha çok merkeziyetçilik getirerek, âdeta bir YÖK
Bakanlığı oluşturuyor. Bu zihniyeti değiştirerek YÖK'ü, sadece bir
denetim kurumu yapacak ve üniversiteleri demokratik bir yapıya
kavuşturacak bir yasa taslağı hazırlatmayı düşünüyor musunuz?
2. Sadece YÖK'e gelir sağlamak için üniversite seçme sınavı
başvurularını üniversitelere yaptırarak uzun kuyruklarda, öğrencilere
saatlerce eziyet çektiren uygulamayı kaldırmayı düşünüyor musunuz?
3. Lisansüstü öğrenimi sadece birkaç üniversitede toplamayı hedefleyen;
ancak, şu anda gelişmiş olan ve 1 405 öğrenciye lisansüstü eğitim
yaptıran Karadeniz Teknik Üniversitesi gibi üniversiteleri dışlayan
uygulamayı kaldıracak mısınız?
4. Şu andaki YÖK Başkanının, bazı ilçelerde, altyapısı ve öğretim
kadrosu olmasına rağmen, meslek yüksekokulu açma kararlarını
reddetmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
5. Başta Kıbrıs, Azerbaycan ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri
olmak üzere, yurtdışında ne kadar öğrenci üniversite eğitimi görüyor?
Bu öğrenciler ne kadar döviz harcıyor? Bunların, Türkiye'de açılacak
yeni vakıf veya özel üniversitelerde okutulması hakkında programınız
var mı?
6. Üniversite rektörlerinin YÖK ve Cumhurbaşkanı tarafından
atanmasını kaldıran ve üniversitelerin, rektörlerini bizzat kendisinin
seçmesini öngören demokratik bir uygulama getirmeyi düşünüyor
musunuz?
BAŞKAN – Sayın Bakan?..
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı
olarak arz edeceğim.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, aslında, İçtüzüğümüze göre,
soruların, kısa, gerekçesiz ve şahsî mütalaadan yoksun olması lazım.
Arkadaşlarımız, buna uygun olarak soru sorsunlar ve mümkün olduğu
kadar çok arkadaşımız bu hakkı kullansın.
Sayın Osman Hazer burada mı? Burada.
Sayın Hazer'in sorusunu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından
cevaplandırılmasını saygıyla arz ederim.
1. Çay Meslek Yüksekokulu hizmet binası ne zaman yapılacaktır?
2. Çay Meslek Yüksekokulunun hizmet aracı ne zaman alınır?
Osman Hazer
Afyon
BAŞKAN – Sayın Bakan?..
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı
olarak arz edeceğim.
BAŞKAN – 7 nci sırada Sayın Ertuğrul Yalçınbayır'ın sorusu vardır.
OSMAN HAZER (Afyon) – Sayın Başkan, bir sorum daha vardı...
BAŞKAN – Efendim, bir sorunuzu ilettik; ayrı ayrı 10 tane soru
soramayız.
Sayın Yalçınbayır burada mı? Burada.
Soruyu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Millî Eğitim Bakanı tarafından cevaplandırılması dileğiyle aşağıdaki
sorumu arz ediyorum.
Ertuğrul Yalçınbayır
Bursa
Millî Eğitim Bakanlığınız süresince, Bursa'da kaç yer değiştirme işlemi
yaptınız; yer değiştirmelerin hukuka aykırılığı iddiasıyla birkaç idarî
dava açıldı, kaç yürütmenin durdurulması ve iptal kararı verildi;
bunların kaçı uygulandı; bu işlemler nedeniyle personele ne kadar
harcırah ödendi?
MİLLî EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap
vereceğim.
BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz; peki.
Sayın Hasan Belhan?.. Burada.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanına sorulmasını saygılarımla
arz ederim.
Hasan Belhan
Elazığ
Elazığ Fırat Üniversitemize bağlı araştırma ve uygulama hastanesinin
inşaatı bitmediği için, sağlık ve uygulama hizmetleri zor şartlarda küçük
bir binada devam etmektedir. Fırat Üniversitesi araştırma ve uygulama
hastanesi inşaatının bitirilmesi için gereken ödenek ayrılmış mıdır;
ödenek ayrılmışsa, bu hastanemiz ne zaman hizmete açılacaktır?
MİLLî EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap
vereceğim.
BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz; peki.
Sayın Sıtkı Cengil?.. Burada.
Sorusunu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı Sayın Turhan Tayan
tarafından cevaplandırılmasını arz ederim.
Sıtkı Cengil
Adana
Yüreğir İlçemizde bir imam-hatip lisesi açmayı düşünüyor musunuz;
düşünüyorsanız ne zaman gerçekleşecektir?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap
vereceğim.
BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz; peki.
Sayın Fikret Uzunhasan?.. Burada.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Sayın Kültür Bakanımız tarafından
cevaplandırılmasını arz ederim.
Fikret Uzunhasan
İzmir
1. İzmir 2 no'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun,
Muğla İli Datça İlçesindeki SİT alanlarıyla ilgili almış olduğu
kararın, iki ayı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen, dağıtımı
bugüne kadar yapılamamıştır. Dağıtım ne zaman yapılacaktır?
2. Kültür ve tabiat varlıklarını korumanın ilk adımı olan tespit
çalışmaları konusunda Bakanlığımızın 1996 yılı için hazırlanmış
programı var mıdır; nelerdir?
3. Birçok müze ve örenyerinin, güvenlik görevlisi ve uzman
yetersizliğinden kapanma durumuna geldiği bilinmektedir. Müze ve
örenyerleri güvenlik görevlisiyle uzman sayılarının artırılması için ne
gibi önlemler alınacaktır?
4. Bakanlığınıza bağlı çeşitli birimlerde çalışan arkeologlar ile aynı
fakülteyi bitirmiş sanat tarihçisi, Hititolog, klasik filolog ve bu gibi
meslek grupları aynı işleri yapmalarına rağmen farklı ücretler
almaktadırlar. Bu farklılığın giderilmesi için çalışılacak mıdır ?
BAŞKAN – Sayın Bakan?..
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Evet efendim
yazılı cevap vereceğiz.
BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz.
Sayın Atilla Mutman?..Burada.
Sorusunu okutuyorum :
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, isminden anlaşılacağı gibi, iddialı
bir şekilde kurulmuş bir üniversitedir. Ancak, kuruluşunu tamamlaması
için ödeneklerinizin kısıtlı tutulması gereklidir. Araç-gereci yoktur, 25
öğretim üyesi vardır, üç sene içerisinde gelecek 100 doktora öğrencisi
mevcuttur.
75 milyar lira gibi tahmini bir ödenekle hiçbir şey yapması mümkün
değildir. Yeni kurulmakta olan böyle bir üniversitenin alacağı ödeneğin,
diğer üniversitelerle aynı olmaması gerekir. En az 500 milyara ihtiyaç
vardır. Özel durumu nedeniyle bu üniversitenin ödenek payının
artırılmasını düşünüyor musunuz ?
BAŞKAN –Sayın Bakan ?..
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Yazılı cevap
arz edeceğim efendim.
BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz.
Sayın Ayhan Gürel?..Burada.
Sorusunu okutuyorum:
1996 bütçesinden Millî Eğitim Bakanlığına ayrılan payı yeterli buluyor
musunuz ?
Köy enstitülerinin, ilköğretmen okullarının, eğitim enstitülerinin, yüksek
öğretmen okullarının kapatılmalarını doğru buluyor musunuz?
Öğretmenlerin ekonomik bunalımları nedeniyle ek iş yapmalarını;
pazarda limon, kalem, defter satmalarını; gece, dolmuş şoförlüğü
yapmalarını önlemek için ne gibi tedbirler aldınız?
Bugün ülkemizde eğitilmiş kişi oranı ne orandadır ?
Teşekkür eder, saygılar sunarım.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap
arz edeceğim.
BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz.
Sayın Hüseyin Ceylan'ın sorusunu okutuyorum :
Beypazarı İmam Hatip Lisesinin yanında yapılmış ve bitirilmiş olan
Anadolu İmam Hatip Lisesinin 1996 öğretim yılında açılışı
gerçekleşecek mi?
Ankara Anadolu İmam Hatip Lisesi, ne zaman müstakil kendi binasına
taşınacaktır?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap
arz edeceğim.
BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz.
Sayın Mustafa Kemal Ateş?..Burada.
Sorusunu okutuyorum :
1. Kilis Küçük Sanayi içinde bir çıraklık okulunun yeri, hibe olarak
verilmiştir. Yeni il olan Kilis'in çok büyük ihtiyacı olan bu çıraklık
okulunun yapımı için, ne kadar tahsisat ayrılmıştır?
2. Kilis'in ilçelerinde ortaöğretimi sürdürmek için herhangi bir okul
bulunmamaktadır. Bu ülkelerde çok programlı liseler yapılması için, ne
kadar tahsisat ayrılmıştır? 1996-1997 öğretim yılında, öğretime
açılacak mı?
MİLLî EĞİTİM BAKAN TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı arz
edeceğim.
BAŞKAN – Sakarya Milletvekili Sayın Nezir Aydın ?.. Burada.
MUSTAFA KEMAL ATEŞ (Kilis) – Sorularımın tamamı okunmadı...
BAŞKAN – Eksik mi okundu?..
MUSTAFA KEMAL ATEŞ (Kilis) – Sorularım arka sayfada devam
ediyor.
BAŞKAN – Sayfanın arkasındaki soruyu da okutuyorum:
Eğitimde başarılı netice alabilmek, hiç şüphesiz, öğretmenlerin
ekonomik durumuyla yakından ilgilidir. Öğretmenlerin ekonomik
durumunu düzeltmek için tedbirleriniz var mıdır; yoksa, başarılı
olmanın yolu sizce farklı mıdır?
BAŞKAN – Burada, zaten, Sayın Bakan söyledi; bu konuyla ilgili kanun
tasarıları var Genel Kurulda, onu tekrar sormaya gerek yok; herhalde
dinlemediniz...
Sayın Nezir Aydın'ın sorularını okutuyorum:
1. Millî eğitim sistemimizin sorunlarıyla ilgili araştırmalar yaparak,
eğitim politikalarını yönlendirmesi gereken bir kurum olan Eğitim
Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığına, niçin bir eğitim bilimleri
uzmanı değil de, Süleyman Demirel Üniversitesinde görevli bir mimarı
atadınız?
2. Eğitim bilimleri alanındaki uzmanlara güveniyor musunuz?
3. Bu kurumu, eğitim bilimleri alanının uzmanlarının yönetemeyeceğini
mi düşünüyor musunuz?
4. Niçin bu işi ehline vermek yerine, seçim kaybetmiş adaylarınıza
veriyorsunuz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKAN TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı olarak
cevap vereceğim.
BAŞKAN – Konya Milletvekili Sayın Remzi Çetin?.. Burada.
Sayın Çetin'in sorularını okutuyorum:
1. Ciddî eksiklikleri ve yanlışlıkları bünyesinde taşıyan yeni YÖK
tasarısı, üniversitelerimizde rahatsızlığa yol açmıştır. Bu tasarıyla, şu
andaki durumumuzun da gerisine düşmekteyiz; bu konuda ne
düşünüyorsunuz?
2. Araştırma görevlilerine ait bütün imtihanları -yabancı dil, bilim ve
diğer imtihanlar- merkezî sistemle yapılması konusunda ne
düşünüyorsunuz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKAN TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı arz
edeceğim.
BAŞKAN – Bartın Milletvekili Sayın Cafer Tufan Yazıcıoğlu?..
Burada.
Sayın Yazıcıoğlu'nun sorularını okutuyorum:
1. ÖSYM 1 inci Basamak ve Özdebir sınavlarının başarıyla yapıldığı
Karadeniz Ereğli'de, ÖSYM 2 nci basamak sınavları yapılmamaktadır.
ÖSYM 2 nci basamak sınavlarının Karadeniz Ereğli'de yapılabilmesi
için ne yapmak gerekmektedir?
2. Karadeniz Ereğli'de kurulması kabul edilen eğitim fakültesinin
inşaatına ne zaman başlanılacaktır?
3. 1995 yılında inşaatı başlatılan Kozlu Endüstri Meslek Lisesi
inşaatına devam edilecek midir?
BAŞKAN – Sayın Bakan?..
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap
vereceğim.
BAŞKAN – Adana Milletvekili Sayın Yakup Budak?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
1. Ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören geçlerimiz arasında alkol ve
uyuşturcu bağımlılığı ve kullanımı artmaktadır. Bu durumu önlemek
için herhangi bir çalışma yapılmakta mıdır?
2– Yine, ortaöğretim kurumlarında okullarımızı bazen kana bulayan
çeteler oluşturulmaktadır. Bu olayları önlemek için hangi tedbirler
alınmakta; gençlerin bu yola düşmemesi için hangi yönlendirici eğitim
verilmektedir?
BAŞKAN – Şimdi, biraz da gruplar arasında dengeyi sağlayalım; ANAP
Grubundan hiçbir sayın milletvekilinin sorusunu okutmadık.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Sayın
Başkan, bana bir şey sormadınız.
BAŞKAN – Evet... Kusura bakmayın.
Sayın Bakan?..
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap
vereceğim.
BAŞKAN – Efendim, biraz da gelenek haline geldi. Bütün bakanlarımız
yazılı cevap vereceğiz deyince, biz de, farzımuhal yazılı cevap
verecektir diye, sayın bakana sormayı unuttuk.
Sayın Akın Gönen?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
1. Okullarda verilen trafik eğitimini yeterli buluyor musunuz?
2. Sürücü kurslarındaki eğitim ve öğretim yeterli midir?
BAŞKAN – Sayın Bakan?..
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap
vereceğim.
BAŞKAN – Aydın Milletvekili Sayın Muhammet Polat?.. Burada.
Sorusunu okutuyorum:
1. Adnan Menderes Üniversitesinin ihaleleri yapılan Ziraat Fakültesi,
Rektörlük binası, Veteriner Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tıp
Fakültesi Morfoloji binası, Nazilli İktisadî Bilimler Fakültesi, kafeterya
ve mediko-sosyal kampüs altyapısı işleri için, 1996 yılında ne kadar
ödenek ayrılmıştır?
2. Nazilli Lisesi ek bina inşaatının ikmali için ve Kuşadası Otelcilik
Turizm Meslek Lisesine ne kadar ödenek ayrılmıştır?
3. İlimiz Merkez, kasaba ve köylerinde 1996 yılı ilköğretim kurumları
yatırım programı taslağında 260 derslik, 23 lojman, 7 wc-depo ve 80
onarım işi planlanmıştır. Bütün bu işlerin yapımı için ne kadar ödenek
ayrılmıştır?
BAŞKAN – Sayın Bakan, yazılı mı cevap vereceksiniz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Evet,
efendim.
BAŞKAN – Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya?.. Burada.
Sorusunu okutuyorum:
1. Mısır-El-Ezher Üniversitesi mezunlarının Türkiye'de görev
almalarında yaşanan zorluklar -var olduğu halde, kültür anlaşmasına
rağmen- bizim ve toplumun bilmediği bir sebeple mi olmaktadır?
2. Mısır-El-Ezherden Van Yüzüncüyıl Üniversitesine üç yıl önce yatay
geçiş yapan 35 öğrencinin, üç yıldır öğrencilikleri devam ettiği halde
kayıtlarının silinmesi hangi sebebe mebnidir?
BAŞKAN – Sayın Bakan?..
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap
vereceğim.
BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz.
Sayın Fethullah Erbaş?... Burada.
Sorusunu okutuyorum:
1. Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Yönetim Kurulunun kararıyla El-Ezher
Üniversitesinden Van İlahiyat Fakütesine yatay geçiş yapan ve üç yıldır
okuyarak son sınıfa gelen 34 öğrenci 15.4.1996'da üniversiteden
atılmışlardır.
a) 34 öğrencinin ömürlerinden geçen üç yılı geri verecek misiniz?
b) Bu kararın siyasî ve ideolojik olduğu, kamuoyunda yaygın kanaattir.
Bu hususta Van gibi hassas bir bölgede meydana gelecek olayların
vebalini kim taşıyacaktır?
c) Üniversite Senatosunun bundan önceki yatay geçişi kabul eden
kararlarının ne anlama geldiğini açıklar mısınız?
BAŞKAN – Aslında, sorunun birinci kısmı pek soru olmamış.
Sayın Bakan?..
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı
sunacağım.
BAŞKAN – Muğla Milletvekili Sayın Zeki Çakıroğlu?.. Burada.
Soruyu okutuyorum.
Muğla İli, ilçeleriyle birlikte, hem turizm hem de kültür dokusuyla
yoğun bir ildir.
Muğla İlinde:
102 ören yeri, 19 düzenlenmiş ören yeri, 138 arkeolojik sit, 40 doğal sit,
5 müze, 336 tescilli sivil mimarlık örneği ev, yaklaşık 35 bin
kilometrekare ören yeri alanı bulunmaktadır.
Bu özellikleri göz önüne alınarak Kültür Bakanlığı tarafından, Sayın
Fikri Sağlar'ın bakanlığı döneminde; Muğla İli Kültür ve Tabiat
Varlıkları Kurulu kurulmasına ilişkin kararı alınmıştır.
Maliye Bakanlığı tarafından kurulun, kadro vizesi verilmediğinden,
kurul fiilen gerçekleştirilememiştir.
Devlette süreklilik esas alınarak, Kültür Bakanı olarak, daha önce alınan
ve Muğla İli için hayati önem taşıyan bu kararın takipçisi olacak
mısınız; ne gibi girişimlerde bulunacaksınız?
BAŞKAN – Sayın Bakan...
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Yazılı cevap
veriyoruz.
BAŞKAN – Şanlıurfa Milletvekili Abdülkadir Öncel?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
1. GAP merkezinde bununan Şanlıurfa'ya, kültür merkezi yapmayı
düşünüyor musunuz?
BAŞKAN – Sayın Bakan?..
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Yazılı cevap
arz edeceğiz.
BAŞKAN – Sayın Mahmut Işık?... Burada.
Soruyu okutuyorum:
1. Sıvas Yıldızeli Karakaya Köyü, 5–6 köye yakın, büyük ve merkez bir
köydür. Bu köy, merkez kabul edilerek, bu köye sekiz yıllık temel eğitim
okulu açtığınızda, çevredeki tüm köyler buradan istifade
edebileceklerdir.
Adı geçen köye, sekiz yıllık temel eğitim okulu açmayı düşünüyor
musunuz?
2– Sıvas'ta, her ilçede öğretmen eksiği bulunmaktadır. 1996–1997
öğretim yılında bu açığı kapatabilir misiniz?
BAŞKAN – Sayın Bakan...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı arz
edeceğiz.
BAŞKAN – Efendim, bir de Sayın Işın Çelebi'nin sorusu var. Sayın
İbrahim Çelik'in sorusunu okuttuktan sonra, size, sözlü olarak
soracağım; soru işlemi bitiyor o zaman.
IŞIN ÇELEBİ (İzmir) – Peki.
BAŞKAN – Sayın İbrahim Halil Çelik?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
1. Sekiz yıllık zorunlu eğitim yürürlüğe konulduğunda, imam–hatip
liselerinin orta kısımları temel eğitim içine alınacak mıdır? Böyle bir
düşünceniz yok ise imam-hatip liseleriyle ilgili uygulamalarınız ne
olacaktır? İmam-hatip liselerinin bugünkü mevcut yapısı devam edecek
midir?
2. Doğu ve güneydoğuda kapatılan okullarla ilgili neler yapmayı
düşünüyorsunuz? Bu bölgeye yoğun göç sebebiyle, il merkezlerinde yeni
okullar açmayı, eğitim dışında kalmış gençlerimize kısa zamanda bir
meslek kazandırıcı yaygıneğitim kursları açmayı düşünüyor musunuz?
3. Öğretmen sayısındaki yetersizlikler ve dağılımdaki dengesizlikleri
giderici alacağınız tedbirler neler olacaktır?
4. Yıllarca, yalnızca sözü edilen; ancak, bir türlü sonuçlandırılmayan
Millî Eğitim Akademisi, Türkiye Öğretmenler Yardımlaşma Kurumu
Kanun Tasarıları, öğretmenlerin ek göstergeleri, özel hizmet ve ek ders
ücretlerinin artırılması, çalıştırılan her yıl için 3 ay fiilî hizmet
eklenmesi ile ilgili ne yapılmaktadır?
BAŞKAN – Sayın Bakan?...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap
vereceğim.
BAŞKAN – Sayın Çelebi, zatı âliniz sözlü soru sormak istiyorsunuz.
Yalnız, bizim bütçe görüşme planımızın 5 inci maddesinde
"görüşmelerde soruların gerekçesiz ve yazılı olarak Başkanlığa
verilmesi" ilkesi getirildiği için kusura bakmayın size bu imkânı
veremiyorum; ama, siz Sayın Bakana yazılı soru sorabilirsiniz. Onun
için, isteğinizi yerine getiremiyorum.
IŞIN ÇELEBİ (İzmir) – Bir şey söyleyebilir miyim?..
BAŞKAN – Tartışma açmaya da gerek yok; çünkü Genel Kurul kararı
var.
Sayın milletvekilleri, 13 üncü turdaki bütçeler üzerinde yapılan
görüşmeler bitmiştir.
Kısa olması bakımından, önce Kültür Bakanlığı bütçesini
oylayacağım.
Kültür Bakanlığı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
B) KÜLTÜR BAKANLIĞI
1. – Kültür Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 323 645 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
111 Kültür Sanat Hizmetleri 11 158 555 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
900 Hizmet Programlarına Dağıtılamayan
Transferler 436 800 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 12 919 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.

Kültür Bakanlığı 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Başkan, bir talebimiz vardı.
BAŞKAN – Efendim bir dakika... Yazınızı aldım, her şeye müdahale
etmeyin.
Kültür Bakanlığı Bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Bakanlık
çalışanlarına, ülkemize ve milletimize, hayırlı, uğurlu olmasını
diliyorum. (Alkışlar)
V. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1. – İçel Milletvekili Durmuş Fikri Sağlar’ın, Kültür Bakanı Agâh
Oktay Güner’in, önceki SHP ve CHP’li Kültür Bakanlarına sataşması
nedeniyle konuşması
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili Sayın Önder Sav, gönderdiği yazıda "Kültür Bakanı
Sayın Agâh Oktay Güner'in konuşmasında, kendisinden önceki Kültür
Bakanlığı dönemini eleştirerek, bu dönemde bakanlık yapmış olan
SHP ve CHP'li bakanları hedef almış; anılan bakanların,
usulsüzlüklere, yolsuzluklara kol kanat gerdiğini ifade etmiştir" şeklinde
bir ifade de bulunmuştur
İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Yok öyle bir şey...
BAŞKAN – Efendim, ben de, Sayın Bakanın, açıkça böyle bir ifade
kullandığını...
METE BÜLGÜN (Çankırı) – Sayın Bakan öyle bir şey söylemediler.
BAŞKAN – Arkadaşlar, bir dakika...
Sayın Sav, siz, çok ısrar ediyorsanız, 70 inci maddeye göre sataşmadan
söz verebilmemiz için, aynı oturumda...
SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Oylayalım Sayın Başkan.
BAŞKAN – Efendim, bir dakika... Benim yerime geçerek, benim yerime
karar vermeyin, lütfen...
Ben böyle bir algılamada bulunmadım.
İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Biz de bulunmadık.
BAŞKAN – Zamanımızın dolmasına 2-3 dakika var. Size 5 dakikalık
bir süre veriyorum, buyurun Sayın Sav.
METE BÜLGÜN (Çankırı) – Sataşma yok Sayın Başkan...
BAŞKAN – Arkadaşlar, usulsüzlük ve yolsuzluk yapıldığı
konusunda...(ANAP sıralarından gürültüler)
İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sataşma yok
efendim...
BAŞKAN – Arkadaşlar, bakın, herkesin savunma hakkı kutsaldır, söz
verelim; bundan da rahatsız olmayın...
Buyurun Sayın Sav.
ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Fikri Sağlar konuşacaklar.
BAŞKAN – Sayın Sağlar; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Sağlar, yalnız, yeni bir sataşmaya meydan vermeyiniz; yoksa,
sözünüzü keserim.
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Kültür Bakanı Sayın Agâh Oktay Güner konuşmasında,
kendinden önce ki dönemlerle ilgili olarak, birçok hukuk dışı icraatların
yapıldığını söyledi ve örnek olarak verdiği konularda da, teftiş
açtırdığını söyledi.
Aslında, biraz evvel, hepimiz çok dikkatle izledik; Kültür Bakanlığı,
daha önceki dönemlerle, şimdiki dönem arasında, ilkesel anlamda,
düşünce anlamında büyük farklılıklar ortaya koyuyor. Geçmişte
yaşamak, geçmişi yaşatmak demek değil. Geçmişi yaşatmak için,
geçmişte yaşamak istiyorlar. Böyle bir anlayış, 21 inci Yüzyıla girerken,
yanlış bir anlayıştır. Geçen dört yıl içerisinde, bu anlayışı değiştirdik;
herkesi bir şemsiyenin altına, bir bütün içerisine sokmaya çalıştık ve
herkesin özgürce düşünebilmesi ve düşündüğünü ifade edebilmesi için,
ortam yaratılmasını sağladık; çünkü, bu, kültürel gelişmeyi
sağlayacaktı ve kültürel gelişme olduğu süre içerisinde de, ekonomik
kalkınma ve demokratikleşme gerçekleşecekti.
Şimdi, Sayın Bakan, bunun değiştirildiğini söylüyor; Hükümet programı
çerçevesinde kendi görüşleridir. Tabiî ki, biz de kendi görüşlerimizi
ortaya koyacağız. Bu farklılığı, toplumumuz birlikte yaşayacak ve bu
farklılık sonucunda çıkacak sıkıntıları, toplumumuz aşmaya
çalışacak.
Kaydedilen başarıların üzerine, onları karalayarak, yok ederek,
başarısız göstererek, yeni başarılar koymak mümkün değildir. Ancak,
böyle bir anlayış, bundan sonrakilerle ilgili herhangi bir şey
yapılmayacağını ortaya koyan bir gösteridir. Her şeyi önceden bir
karalayacaksınız, sonra da, onun üzerine "biz, başka şeyler yaptık"
diyeceksiniz...
ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Sizden öğrendik, sizden!..
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Devamla) – Aslında, örttüğünüz kara
örtünün altında yeni yapacaklarınız, yeni yaptıklarınızı gizlemektir.
Sayın Bakanın, biraz evvelki konuşmasında vermiş olduğu konuların
büyük bir çoğunluğu, benim Bakanlığım zamanında ve benimle birlikte,
diğer arkadaşlarımız zamanında, teftişe verilmiş konulardır.
ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Yalan mı?..
BAŞKAN – Efendim, müdahale etmeyin.
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, "1992
yılından bugüne kadar geçen süre içerisinde -kamuoyunda anlatılıyor-
Bakanlığın temsil ağırlama giderleriyle ilgili- ziyafetler verildi"
deniliyor. 1992'den, 1995, 1996 yılına kadar, Kültür Bakanlığı, devlet
ve sanatçı, devlet ve toplum ilişkilerini çok iyi kurmuş ve bu doğrultuda
birçok faaliyette bulunmuştur. Bu faaliyetlerin sonucunda...
İSMAİL DURAK ÜNLÜ (Yozgat) – Hangi faaliyet?..
SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Yemek faaliyeti...
BAŞKAN – Bir dakika efendim... Bir dakika...
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Devamla) – İzin verirseniz...
Bu faaliyetlerin sonucunda temsil ağırlama giderlerinin beş yıl
içerisindeki toplamı -sizlerin anlayacağı lisanda, dilde- dolar bazında
372 869 dolardır.
REFİK ARAS (İstanbul) – Niye dolar bazında?..
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Devamla) – Ama, 1991 yılında... Sadece
1991 yılında, dolar bazında, Kültür Bakanlığının temsil ağırlama
giderleri 538 973 dolardır. Demek ki, dört yıl boyunca, sadece 1991
yılında yapılan harcamaların, ancak yüzde 70'i harcanmıştır. Bunlar
kime harcanmıştır; Orta Asya Cumhuriyetlerinden gelen 100’ü aşkın
sanatçılardan oluşan topluluklara, onların ağırlamalarına, Türkiye'de,
bilim, kültür, sanat alanında faaliyet göstermiş sanatçılarımıza,
yılbaşı, yıl sonu toplantılarında verilmiştir. Bunlar, kişilere bölünerek,
şu kadar bin kişi yedirilir denilerek, topluma, başka bir imaj verilmesinin
doğru olmadığına inanıyoruz.
Değerli arkadaşlarım, Karun Hazinesiyle ilgili bir konu sürekli gündeme
geliyor. "Bir kuş uçtu, kuşlar uçmaz; altın kuş nasıl uçar" deniliyor. Bir
gramın yedide biri olan bir kuş motifidir.
Değerli arkadaşlarım, 1987 yılında, Anavatan Partili bakanların -ben
onlara da teşekkür ediyorum- açmış olduğu beş davanın, bugün üçü
devam etmektedir ve bu beş davanın toplamına ödenen para 7 milyon
dolardır. Yani, şimdi "bir tek Karun Hazinesi için bu parayı ödedik; o da
nasıl geldi" gibi, insanların kafasını bulandıracak, var olan başarıları
yok kabul ettirecek bir anlayışın hiç kimseye yararı olacağını
düşünmüyorum. Şu anda, üç dava, daha devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Sağlar... Lütfen... Tamam efendim...
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bizim
Bakanlığımızda sırasında hiçbir dava açılmamıştır. Açılan davaların
hepsi, Anavatan Partili değerli bakan arkadaşlarımız zamanındadır; iyi
de yapmışlardır... Bu davayı, bu devlet takip ediyor, değerli arkadaşım
da takip edecektir. Buna inanıyorum; çünkü, onlar, bizim
mallarımızdır.
Diğer konularla ilgili de, gerekli olduğu zaman bilgi vereceğim.
BAŞKAN – Tamam efendim... Süreniz bitiyor.
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Devamla) – Teşekkür ediyorum efendim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Sağlar.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince...
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Sayın
Başkan...
BAŞKAN – Buyurun efendim.
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Sayın Sağlar,
sözlerimi tamamen çarpıttılar -muhterem heyet de dinledi- ayrıca,
sataşmada bulundular; tavzih için söz istiyorum. (CHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN – Ne yönden sataştılar efendim? (Gürültüler)
Hayır... Bir dakika arkadaşlar... Allah, Allah!.. Başkasının vekili olarak
konuşmayın efendim.
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Sayın Başkan
...
BAŞKAN – Efendim, nerede çarpıttılar sözünüzü?
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Sayın Başkan,
ben, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda, sorulan sorular üzerine
verdiğim cevapları naklettim burada.
Sayın Sağlar, basına demeç vererek; benim o Komisyonda... "Burada
söylemedi, ispat etsin, istifa ederim" dedi. Ona yakışan, benim
söylemediğim sözleri burada çarpıtmak değil; Mersin'e 15 araba
gönderip göndermediğini, Bakanlık bütçesinden 200 milyona yakın
benzin parası verip vermediğini söylemek ve yalan söylediğini beyan
ederek istifa etmektir. Siyasî haysiyet bunu gerektirir. (ANAP ve RP
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Efendim, rica ederim...
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Şimdi sataşma var...
BAŞKAN – Rica ederim... Birbirimize sataşmayalım.
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Şimdi de sataşma var...
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Bunlar, esas
meseleler... (ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Bakan... Bakın...
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Esas, burada
cevap verilmesi gereken budur. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Bir dakika... Rica ediyorum... Siz deneyimli bir
politikacısınız...
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – İkincisi...
BAŞKAN – Arkadaşlar...Bakın...
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Sayın Bakan yalan söylüyor...
(ANAP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Efendim, ikiniz de bakansınız; siz birbirinize çatarsanız,
sizin kavganızı, biz, burada, günlerce takip edemeyiz. (ANAP ve CHP
sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, bize yardımcı olacaksınız...
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Yalan söylüyorsunuz... (ANAP
sıralarından gürültüler)
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Yalancı
sizsiniz... (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Efendim... Rica ediyorum...
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Araba
göndermediniz mi, şoför göndermediniz mi?.. (Gürültüler)
BAŞKAN – Arkadaşlar... Lütfen...
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Göndermedik...
KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) –
Göndermediniz mi?..
BAŞKAN – Arkadaşlar... Tamam... Sayın Bakan... Lütfen...
DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Ne alakası var...
BAŞKAN – Sayın Sağlar, size söz vermedim efendim.
Sayın arkadaşlar, alınan karar gereğince, saat 14.00'te toplanmak üzere,
birleşime ara veriyorum.
Kapanma Saati:13.04
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ
KÂTİP ÜYELER : Zeki ERGEZEN (Bitlis), M. Fatih ATAY (Aydın)


BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 42 nci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
IV. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
1. – 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu
Tasarıları (1/285, 286) (S. Sayıları : 1,2) (Devam)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI (Devam)
a) Millî Eğitim Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi
I. – YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU (YÖK) (Devam)
a) Yüksek Öğretim Kurulu 1996 Malî Yılı Bütçesi
II. – ÜNİVERSİTELER (Devam)
1. – Ankara Üniversitesi
a) Ankara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
2. – Orta Doğ Teknik Üniversitesi
a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
3. – Hacettepe Üniversitesi
a) Hacettepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
4. – Gazi Üniversitesi
a) Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
5. – İstanbul Üniversitesi
a) İstanbul Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
6. – İstanbul Teknik Üniversitesi
a) İstanbul Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
7. – Boğaziçi Üniversitesi
a) Boğaziçi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
8. – Marmara Üniversitesi
a) Marmara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
9. – Yıldız Teknik Üniversitesi
a) Yıldız Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
10. – Mimar Sinan Üniversitesi
a) Mimar Sinan Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
11. – Ege Üniversitesi
a) Ege Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
12. – Dokuz Eylül Üniversitesi
a) Dokuz Eylül Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
13. – Trakya Üniversitesi
a) Trakya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
14. – Uludağ Üniversitesi
a) Uludağ Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
15. – Anadolu Üniversitesi
a) Anadolu Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
16. – Selçuk Üniversitesi
a) Selçuk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
17. – Akdeniz Üniversitesi
a) Akdeniz Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
18. – Erciyes Üniversitesi
a) Erciyes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
19. – Cumhuriyet Üniversitesi
a) Cumhuriyet Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
20. – Çukurova Üniversitesi
a) Çukurova Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
21. – Ondokuz Mayıs Üniversitesi
a) Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
22. – Karadeniz Teknik Üniversitesi
a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
23. – Atatürk Üniversitesi
a) Atatürk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
24. – İnönü Üniversitesi
a) İnönü Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
25. – Fırat Üniversitesi
a) Fırat Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
26. – Dicle Üniversitesi
a) Dicle Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
27. – Yüzüncü Yıl Üniversitesi
a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
28. – Gaziantep Üniversitesi
a) Gaziantep Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
29. – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi
30. – Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü
a) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi
31. – Harran Üniversitesi
a) Harran Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
32. – Süleyman Demirel Üniversitesi
a) Süleyman Demirel Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
33. – Adnan Menderes Üniversitesi
a) Adnan Menderes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
34. – Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
a) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
35. – Mersin Üniversitesi
a) Mersin Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
36. – Pamukkale Üniversitesi
a) Pamukkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
37. – Balıkesir Üniversitesi
a) Balıkesir Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
38. – Kocaeli Üniversitesi
a) Kocaeli Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
39. – Sakarya Üniversitesi
a) Sakarya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
40. – Celal Bayar Üniversitesi
a) Celal Bayar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
41. – Abant İzzet Baysal Üniversitesi
a) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
42. – Mustafa Kemal Üniversitesi
a) Mustafa Kemal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
43. – Afyon Kocatepe Üniversitesi
a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
44. – Kafkas Üniversitesi
a) Kafkas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
45. – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
a) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
46. – Niğde Üniversitesi
a) Niğde Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
47. – Dumlupınar Üniversitesi
a) Dumlupınar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
48. – Gazi Osmanpaşa Üniversitesi
a) Gazi Osmanpaşa Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
49. – Muğla Üniversitesi
a) Muğla Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
50. – Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
a) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
51. – Kırıkkale Üniversitesi
a) Kırıkkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
52. – Osman Gazi Üniversitesi
a) Osman Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
53. – Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu
a) Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu 1996 Malî Yılı Bütçesi
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 1996 Malî Yılı Genel ve Katma
Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarılarının maddeleri üzerindeki
görüşmelere devam ediyoruz.
Sayın Komisyon ve Hükümet hazır.
Öğlenden evvel, 13 üncü turda, Kültür Bakanlığı bütçesini oylamış,
kabul etmiştik.
Şimdi, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin oylamasına geçeceğiz.
Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Öğlenden önce aldığımız karar gereğince, Divan Kâtibi oturarak
bölümleri okuyacaktır.
Programları okutuyorum:
A) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
a) Millî Eğitim Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 30 419 100
000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
111 Okul Öncesi ve İlköğretim Hizmetlerinin
Gerçekleştirilmesi ve Geliştirilmesi 133 501 100 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
112 Genel Meslekî ve Teknik Ortaöğretimin
Gerçekleştirilmesi ve Geliştirilmesi 71 521 540 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
113 Çıraklık ve Yaygın Eğitim 12 082 300 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
114 Yükseköğretim, Yurtdışı Eğitim Öğretim ve
Dış İlişkiler 4 692 250 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
115 Okuliçi Beden Eğitimi, Spor ve İzcilik 271 350 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
900 Hizmet Programlarına Dağıtılamayan Transferler 2 530 500 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri 2 585 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 257 603 140 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığı 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir.
Yüksek Öğretim Kurulu 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
I. – YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU (YÖK)
a) Yüksek Öğretim Kurulu 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
111 Yüksek Öğretim Kurulu 6 907 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri 1 085 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 7 992 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 647 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 7 991
353 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 7 992 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Yüksek Öğretim Kurulu 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir.
Ankara Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
II. – ÜNİVERSİTELER
1. – Ankara Üniversitesi
a) Ankara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 763 968 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 3 440 932 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 5 204 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 21 998 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 182
901 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 5 204 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Ankara Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
2. – Orta Doğu Teknik Üniversitesi
a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 345 500 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 336 300 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 681 800 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 10 000 000
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 21 980 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 659
810 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 681 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Ankara Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir.
Hayırlı ve uğurlu olsun.
Hacettepe Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler.. Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum
3. – Hacettepe Üniversitesi
a) Hacettepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 2 264 403 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 775 597 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
990 Özel Ödeneklere İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesi
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 5 040 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :

B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 250 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 17 549 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 022
201 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 5 040 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Hacettepe Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı ve uğurlu olsun.
Gazi Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :

4. – Gazi Üniversitesi
a) Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 192 871 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 229 329 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
990 Özel Ödeneklere İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesi —.—
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri 116 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 3 538 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 8 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 19 991 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 3 518
201 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 3 538 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Gazi Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı ve uğurlu olsun.
İstanbul Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
5. – İstanbul Üniversitesi
a) İstanbul Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 852 800 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 5 211 100 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 7 063 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 26 996 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 7 036
902 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 7 063 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
İstanbul Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırl, uğurlu olsun.
İstanbul Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
6. – İstanbul Teknik Üniversitesi
a) İstanbul Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 233 772 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 414 628 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 648 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 10 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 14 480 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 633
910 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 648 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
İstanbul Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Boğaziçi Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
7. – Boğaziçi Üniversitesi
a) Boğaziçi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 794 150 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 602 050 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri 42 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1. 438 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 14 597 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 423
601 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 438 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Boğaziçi Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Marmara Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
8. – Marmara Üniversitesi
a) Marmara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 676 850 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 853 350 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 530 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :

B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 13 496 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 516
702 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 530 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Marmara Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Yıldız Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
9. – Yıldız Teknik Üniversitesi
a) Yıldız Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 377 977 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 582 023 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 960 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 14 996 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 945
002 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 960 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Yıldız Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Mimar Sinan Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
10. – Mimar Sinan Üniversitesi
a) Mimar Sinan Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 268 670 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 427 330 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 696 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 5 398 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 690
601 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 696 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Mimar Sinan Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Ege Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
11. – Ege Üniversitesi
a) Ege Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 260 675 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 549 325 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 3 810 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 300 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 16 695 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 3 793
005 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 3 810 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Ege Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Dokuz Eylül Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
12. – Dokuz Eylül Üniversitesi
a) Dokuz Eylül Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 937 750 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 655 450 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri 188 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 781 700 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 12 746 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 768
952 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 781 700 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Dokuz Eylül Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir.
Trakya Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
13. – Trakya Üniversitesi
a) Trakya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 483 100 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 807 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri 87 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 377 100 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 10 048 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 367
051 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 377 100 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Trakya Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Uludağ Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
14. – Uludağ Üniversitesi
a) Uludağ Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 958 310 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 181 490 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 139 800 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 11 998 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 127
801 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 139 800 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Uludağ Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı olmasını diliyorum.
Anadolu Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
15. – Anadolu Üniversitesi
a) Anadolu Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 958 480 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 976 520 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 935 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 3 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 34 991 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 900
006 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 935 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Anadolu Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Selçuk Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
16. – Selçuk Üniversitesi
a) Selçuk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 955 850 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 284 550 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 240 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 25 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 16 473 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 223
902 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 240 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Selçuk Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Hayırlı olmasını diliyorum.
Akdeniz Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
17. – Akdeniz Üniversitesi
a) Akdeniz Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 593 110 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 596 390 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri 290 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 479 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 10 198 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 469
301 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 479 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Akdeniz Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Erciyes Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
18. – Erciyes Üniversitesi
a) Erciyes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 558 145 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 008 455 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 567 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 111 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 16 879 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 550
610 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 567 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Erciyes Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Cumhuriyet Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
19. – Cumhuriyet Üniversitesi
a) Cumhuriyet Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 693 972 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 653 688 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 347 660 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 17 996 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 329
662 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 347 660 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Cumhuriyet Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Çukurova Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
20. – Çukurova Üniversitesi
a) Çukurova Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 335 610 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 345 590 300 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 681 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 5 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 16 985 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 664
210 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 681 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Çukurova Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
21. – Ondokuz Mayıs Üniversitesi
a) Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 795 210 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 874 190 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 689 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 11 998 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 657
401 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 669 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Karadeniz Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
22. – Karadeniz Teknik Üniversitesi
a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 934 500 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 108 300 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 042 800 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 23 998 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 018
801 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 042 800 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Karadeniz Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Atatürk Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
23. – Atatürk Üniversitesi
a) Atatürk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 382 600 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 902 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 3 285 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 19 998 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 3 265
501 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 3 285 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Atatürk Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
İnönü Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
24. – İnönü Üniversitesi
a) İnönü Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 469 565 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 684 935 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri 362 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 517 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 9 996 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 507
002 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 517 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
İnönü Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir;
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Fırat Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
25. – Fırat Üniversitesi
a) Fırat Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 839 760 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 780 440 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 620 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 24 998 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 595
201 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 620 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Fırat Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir;
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Dicle Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
26. – Dicle Üniversitesi
a) Dicle Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 987 500 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 995 100 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri –.–
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 982 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 60 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 13 435 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 969
105 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 982 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.

Dicle Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir;
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
27. – Yüzüncü Yıl Üniversitesi
a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
BAŞKAN – Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum...
FETHULLAH ERBAŞ (Van) – Sayın Başkan, karar yetersayısının
aranmasını istiyorum.
BAŞKAN – Peki efendim.
FETHULLAH ERBAŞ (Van) – 34 öğrencinin dışarı atılmasına sebep
oldular.
BAŞKAN – Bütçenin bölümlerine geçilmesini kabul edenler... Kabul
etmeyenler...
Sayın milletvekilleri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi bütçesinin bölümlerine
geçilmesinde karar yetersayısı bulunamamıştır.
Yalnız, geçmişte yaptığımız bir uygulama vardı. Biliyorsunuz,
İçtüzük de buna müsait. Bu bütçede karar yetersayısı bulunamayınca,
Başkan, bunu, oturumun sonuna veya birleşimin sonuna kadar
erteleyebilir.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi bütçesinin bölümlerine geçilmesini yeniden
oylayıp, karar yetersayısının olup olmadığını arayacağız. Onun için,
öteki bütçelere devam ediyoruz.
Gaziantep Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
28. – Gaziantep Üniversitesi
a) Gaziantep Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 465 259 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 414 041 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri 101 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 980 800 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 50 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 13 447 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 967
303 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 980 800 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Gaziantep Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
BAŞKAN – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 malî yılı
bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
IŞIN ÇELEBİ (İzmir) – Sayın Başkan...
BAŞKAN – Buyurun efendim...
IŞIN ÇELEBİ (İzmir) – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, bitmek
üzere olan bir üniversite. Bu yatırım ödeneklerinde yeterince pay
ayrılmadı. 1 trilyon 34 milyar gibi bir miktar para var. Bunu biz
Komisyondan ve Bakanlıktan rica ediyoruz; İzmir Yüksek Teknoloji
Enstitüsü hem eğitim yapıyor hem öğretim üyeleri var ve devreye girmek
üzere. Bunu, Başkanlığınız aracılığıyla rica ediyoruz ve dikkate
alınmasını istiyoruz.
BAŞKAN – Efendim, bunun için, keşke Plan ve Bütçe Komisyonuna
gitseydiniz. Biliyorsunuz, biz, Genel Kurul olarak ödenek artırma
yetkisine sahip değiliz.
IŞIN ÇELEBİ (İzmir) – Biliyorum; ben sizin delaletinizle, bu konunun
dikkate alınmasını rica ediyorum.
BAŞKAN – Peki efendim; zaten, Sayın Bakanlık da duydu, gerekli
çabayı göstereceklerdir.
Bölümleri okutuyorum:
29. – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 343 524 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 15 075 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 358 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 3 995 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 354
603 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 358 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 malî yılı bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
30. – Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü
a) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 344 968 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 49 523 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 394 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 7 398 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 387
101 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 294 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 malî yılı bütçesinin
bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Harran Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
31. – Harran Üniversitesi
a) Harran Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 486 200 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 289 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 775 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 4 997 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 770
201 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 775 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Harran Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir;
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Süleyman Demirel Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
32. – Süleyman Demirel Üniversitesi
a) Süleyman Demirel Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 580 224 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 476 176 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 056 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 44 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 6 746 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 049
610 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 056 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.

Süleyman Demirel Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Adnan Menderes Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
33. – Adnan Menderes Üniversitesi
a) Adnan Menderes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 460 185 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 170 515 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 630 700 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 5 998 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 624
701 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 630 700 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Adnan Menderes Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
34. – Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
a) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 286 170 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 430 330 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 716 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 2 998 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 713
501 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 716 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Mersin Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
35. – Mersin Üniversitesi
a) Mersin Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 366 616 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 224 584 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 591 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 4 098 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 587
101 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 591 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Mersin Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Pamukkale Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
36. – Pamukkale Üniversitesi
a) Pamukkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 328 030 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 397 970 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 726 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 3 996 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 722
002 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 726 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Pamukkale Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Balıkesir Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
37. – Balıkesir Üniversitesi
a) Balıkesir Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 297 150 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 275 550 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 572 700 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 15 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 6 183 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 566
502 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 572 700 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Balıkesir Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Kocaeli Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
38.– Kocaeli Üniversitesi
a) Kocaeli Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 387 770 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 425 430 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 813 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 3 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 8 796 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 804
401 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 813 200 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Kocaeli Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Sakarya Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
39. – Sakarya Üniversitesi
a) Sakarya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 438 820 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Rektörlüğe Bağlı Fakülte, Enstitü ve Okullar 309
180 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 748 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 5 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 2 693 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 745
302 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 748 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Sakarya Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Celal Bayar Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :

40. – Celal Bayar Üniversitesi
a) Celal Bayar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 449 840 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 359 060 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 808 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 10 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 7 980 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 800
910 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 808 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Celal Bayar Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
41. – Abant İzzet Baysal Üniversitesi
a) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 382 447 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 326 153 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 708 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 3 998 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 704 601 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 708 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Sayın Başkan, şunu izah etmek
istiyorum...
BAŞKAN – Efendim, sizin Bolulu olduğunuzu biliyoruz...
ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Hayır efendim... Abant İzzet Baysal
Üniversitemize her yönden destek olan, Bolu'nun yetiştirdiği büyük insan
İzzet Baysal'a, burada, bütün milletvekillerinin huzurunda teşekkür
ediyorum. Bu sene, bizzat kendisi, Millî Eğitim Bakanlığımızın
ayırdığı bütçeden daha fazlasını, Abant İzzet Baysal Üniversitesine
ayırmıştır; kendisine teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Tamam efendim, mesaj yerine ulaşmıştır; teşekkür ederiz...
Mustafa Kemal Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
42. – Mustafa Kemal Üniversitesi
a) Mustafa Kemal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 352 230 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 214 870 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 567 100 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 6 598 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 560
501 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 567 100 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Mustafa Kemal Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Afyon Kocatepe Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
43. – Afyon Kocatepe Üniversitesi
a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 389 040 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 267 560 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 656 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 6 998 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 649
601 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 656 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Afyon Kocatepe Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Kafkas Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :

44. – Kafkas Üniversitesi
a) Kafkas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 301 400 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 153 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 455 300 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 9 498 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 445
801 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 455 300 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.

Kafkas Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
45. – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
a) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 322 245 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 163 855 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 486 100 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 3 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 5 895 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 480
202 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 486 100 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin
bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Niğde Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
46. – Niğde Üniversitesi
a) Niğde Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 342 690 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 229 210 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 571 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 5 196 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 566
702 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 571 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Niğde Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir;
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Dumlupınar Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
47. – Dumlupınar Üniversitesi
a) Dumlupınar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 411 040 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 321 460 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 732 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 4 798 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 727
701 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 732 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Dumlupınar Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
48. – Gaziosmanpaşa Üniversitesi
a) Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 419 750 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 286 650 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 706 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 5 198 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 701 201 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 706 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Muğla Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
49. – Muğla Üniversitesi
a) Muğla Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 349 439 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 168 461 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 517 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 4 698 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 513
201 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 517 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Muğla Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir;
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
50. – Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
a) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 366 470 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 242 930 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 609 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 9 298 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 600
101 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 609 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin
bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
HACI FİLİZ (Kırıkkale) – Sayın Başkan, biraz nefes alın.
Kırıkkale Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
51. – Kırıkkale Üniversitesi
a) Kırıkkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi

A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 475 970 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 201 630 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 677 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 8 948 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 668
651 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 677 600 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Sayın Hacı Filiz'in seçildiği il olan Kırıkkale'nin -kendisi müdahale etti
de, onun için söylemek istiyorum- Kırıkkale Üniversitesinin 1996 malî
yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını
diliyorum. (DYP sıralarından alkışlar)
HACI FİLİZ (Kırıkkale) – Bravo Sayın Başkan!
BAŞKAN – O kadar, eski bir dostluğumuz var canım...
Osmangazi Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
52. – Osmangazi Üniversitesi
a) Osmangazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 520 423 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 768 377 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 288 800 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 4 396 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 248
402 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 288 800 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Osmangazi Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Galatasaray Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
53. – Galatasaray Üniversitesi
a) Galatasaray Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 160 600 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 86 900 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 247 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 398 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 247
101 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 247 500 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Galatasaray Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Dışarıda arkadaşlarımız varsa onlar da lütfen içeriye girsinler; Yüzüncü
Yıl Üniversitesi bütçesinin oylamasına geçeceğim.
Arkadaşımız, karar yetersayısının aranmasını istemişti; ben
sayacağım, bir dakika siz müdahale etmeyin.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bütçesinin bölümlerine geçilmesini kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Efendim, karar yetersayısı vardır;
bütçenin bölümlerine geçilmesi kabul edilmiştir.
FETHULLAH ERBAŞ (Van) – Sayın Başkan, o zaman 10 milletvekili
arkadaşımız ayaktadır; yoklama istiyoruz.
Karar yetersayısı yoktu; var dediniz.
FEVZİ ARICI (İçel) – Oylama bitti.
NABİ POYRAZ (Ordu) – Sayın Başkan, oylama bitti.
FETHULLAH ERBAŞ (Van) – Nasıl biter? Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Efendim, madem itiraz ettiniz, tekrar oylayalım, Sayın
Erbaş.
FETHULLAH ERBAŞ (Van) – Benim üniversitem olduğu için
yapıyorum. 34 kişinin dışarıya atılmasının sonucudur bu.
BAŞKAN – Sayın Erbaş, aslında mesajınız yerine ulaştı. Herhalde
üniversiteyi de bütçesiz bırakmayacağımıza göre... (RP sıralarından
gürültüler)
Efendim, rica ediyorum... Arkadaşımla özel bir dostluğumuz da var; bir
ricada bulunuyorum arkadaşımdan.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir; karar yetersayısı vardır.
Bölümleri okutuyorum :
27. – Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Devam)
a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi (Devam)
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 710 980 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler....
Kabul edilmiştir
111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 792 320 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 503 300 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum :
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 1 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 8 998 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 494
301 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1 503 300 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Böylece, Millî Eğitim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların,
üniversitelerimizin 1996 malî yılı bütçeleri kabul edilmiştir.
Bölümleriyle beraber, gençlerimize, öğretim görevlilerimize,
öğretmenlerimize ve Bakanlık mensuplarına, milletimize ve
memleketimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. (ANAP ve DYP
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, lütfen, tebrikât safhası biraz kısa sürsün; 14 üncü
tur görüşmelerine başlayacağız.
Efendim, 14 üncü tur için Hükümet ve Komisyon yerlerini alsınlar.
C) MALİYE BAKANLIĞI
1. – Maliye Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi
D) GELİR BÜTÇESİ
2. – 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/285) (S. Sayısı : 1)
BAŞKAN – 14 üncü turda yer alan, Maliye Bakanlığı bütçesi ve gelir
bütçesinin müzakerelerine başlıyoruz.
Sayın Komisyon ve Hükümet yerlerini almıştır.
Gelir bütçesiyle ilgili 2 nci maddeyi okutuyorum:
Gelir Bütçesi
MADDE 2. – Genel bütçenin gelirleri bağlı (B) işaretli cetvelde
gösterildiği üzere (2 640 000 000 000 000) lira olarak tahmin edilmiştir.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 14 üncü turda söz alan sayın
milletvekillerinin isimlerini okuyorum:
Grupları adına: ANAP Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Ekrem
Pakdemirli; DYP Grubu adına, Afyon Milletvekili Sayın Nuri Yabuz ve
Iğdır Milletvekili Sayın Şamil Ayrım; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına, Amasya Milletvekili Sayın Haydar Oymak ve Erzincan
Milletvekili Sayın Mustafa Yıldız; DSP Grubu adına, İstanbul
Milletvekili Sayın Nami Çağan; Refah Partisi Grubu adına, Balıkesir
Milletvekili Sayın İsmail Özgün ve Sakarya Milletvekili Sayın Nezir
Aydın söz almışlardır.
Şahısları adına: Bütçenin lehinde, Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet
Elkatmış; aleyhinde, Bingöl Milletvekili Sayın Kâzım Ataoğlu söz
almışlardır.
Şimdi, ANAP Grubu adına Sayın Ekrem Pakdemirli'ye söz veriyorum.
Buyurun Sayın Pakdemirli. (ANAP sıralarından alkışlar)
Sayın Pakdemirli, süreniz 20 dakikadır.
ANAP GRUBU ADINA EKREM PAKDEMİRLİ (Manisa) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, televizyonları başında bütçe
müzakerelerini takip eden muhterem vatandaşlarıma da saygılar sunarak
konuşmama başlıyorum.
Bu bütçede makro hedefler, son Koalisyon Hükümeti tarafından belirli
ölçülerde değiştirildiği için, ilk bakışta tutarsız bazı rakamlar önümüze
çıkmaktadır. Bütçe açığının çok yüksek olması, gelir ve giderlerde eski
yıllara göre çok büyük bir artış olması, başlangıçta, sanki, bu bütçe
tutarlı bir bütçe değildir intibaını vermektedir. Ancak, vaktiyle bir
siyasînin dediği gibi, bu bütçe, cami avlusunda bulunmuş bir bütçedir;
bazı büyüklükler değiştirilerek önümüze getirilmiş bir bütçedir.
Burada, makro hedeflerde yüzde 4,5'lik bir artış öngörülmekle birlikte,
bu büyüklüğün, dışa dönük, tüketime dönük bir politika izlenmediği
takdirde tutturulması bir hayli zordur; çünkü, bütçenin her 3 lirasından 1
lirasının borçlanılması gereği ortaya çıkmıştır. Gelirler yönünden
baktığımızda, her 3 lira için 1 lira daha borçlanılarak bu bütçe
gerçekleşecektir.
Geçen yılın, yine tüketime dönük olan büyümesinden sonra, yüzde
4,5'lik daha bir büyümeyi hedeflemek, bir miktar iddialı olmakla birlikte,
inşallah, bu Hükümet bunu gerçekleştirecektir.
Enflasyon, daima bütçelerde getirilir, yüzde 40 civarında verilirdi Geçen
sene de, 1995 bütçesini müzakere ederken, işte, enflasyon yüzde 42
olacak diye bir hedef vardı. Ben de hatırlıyorum; buraya çıktım, yahu
yüzde 42 olmaz bu; gelin, daha samimî olalım, aksi halde, burada
söylediklerimiz havada kalır demekle birlikte, o zaman sözlerimiz belki
yanlış anlaşıldı. Burada daha samimi ve daha gerçekçi bir rakam ortaya
konulmuştur. Bu, yüzde 65 inşallah büyümez, küçülür; ama, büyüdüğü
takdirde gelirdeki eksiklik veya gelir bütçesinde kısa kalma olayı
ortadan kalkabilir. Eğer, küçülürse, yüzde 65'in altında olursa, o zaman,
bütçeyi denkleştirebilmek için 860 trilyon olarak görülen borçlanma,
biraz daha büyür; yani, borçlanma gereği artar.
Dolara döviz kuru olarak, 75 bin lira öngörülmüştür.Bunun, bugünden
tutmayacağı, maalesef ortaya çıkmıştır. İnşallah bu ortalama döviz
kuru büyük sıçrama yapmaz, aksi halde, hem geliri hem gideri çok
etkileyecektir. Ayrıca, bizim Meclisten geçen bu rakamlara itibar edip
de kendisine yön çizen insanlarımıza da yanlış bir istikamet veya yanlış
bir değerlendirme vermiş olacağız.
Şimdi, gider bütçesi, geçen yılın ödeneklerine göre yüzde 167 artıyor.
Yüzde 167 artarken, bunun karşılığında gelirlerin böyle artması söz
konusu değil. Yani, Türkiye petrol, maden veya çok önemli bir yeni
kaynak bulmuş değil. İşte, gelirlerin bir artış oranı var, bir de enflasyon
oranı var. Gider bütçesinin yüzde 167 artmış olması, bir hayli
düşündürücüdür.
Sayın Maliye Bakanının haklı olduğu bir tek taraf çıkacaktır.
Denilecektir ki, geçen seneki bütçe çok daha büyük bir oranda
gerçekleştiği için, onun üzerine, biz, yüzde 88 civarında bir artış koyduk
ve bu rakamı bulduk. Ama, iki ödenekleri karşılaştırdığınız zaman ,
durum oldukça düşündürücü.
Şimdi, gelire dönersek, konumuz zaten gelir bütçesi, Gelir Bütçesinde
yüzde 133'lük bir artış öngörülüyor. Burada, geçen seneki tahmin, 1
katrilyon 133 trilyon idi; şimdi, 2 katrilyon 640 trilyona çıkarılıyor.
Tabiî, buradaki artışın, yine, gerçekleşmeye göre ifade edildiği takdirde,
yüzde 80'lere inmesi, bir bakıma, biz, iddialı bir rakam olmakla birlikte,
bunu gerçekleştireceğiz, yapacağız deme fırsatını veriyor Sayın
Bakana.
Açık ise, tabiî, bugüne kadar olan açıkların, gördüğümüz açıkların çok
fevkinde ve hakikaten, hem dış finans çevrelerine hem de içerideki
finans çevrelerine yanlış mesaj verme ihtimali var. Kesintilerden sonra,
860 trilyonluk bir açık görülüyor. Bu açığın gerçekleşmesi halinde,
geçen yıla göre yüzde 350'lik bir artış gösteriyor ki, bu, bir hayli büyük.
Ama, eğer, bütçede samimiyetten uzak kalsaydık, evvelki sene gibi,
geçen seneki gibi rakamları kapatsaydık, hani, efendim, işte, bizim
açığımız 400 trilyon olacak, gelirimiz de filanca olacak diye
geçiştirebilirdik; burada, herhangi bir katkımızın olması söz konusu
değil. Bildiğiniz gibi, zaten, sistem olarak da, buradaki müzakereler,
belirli çerçeve içerisinde, bütçeye hazırlanıp geldiği biçimde bir katkı
değil; ancak, belirli bazı mesajlar verilmesi şeklinde geçmektedir.
Maliye Bakanlığının, bu bütçe içinde ödeneği 758 trilyon; artışı da,
yüzde 157. Bütçenin gider artışı, yüzde 167 iken -ödenek bazında-
Maliye Bakanlığının da böyle büyümesi ve yüzde 157 bir artışla
meseleyi götürmesi, bir bakıma yadırganabilir; denilir ki, canım, kendisi
tasarruf etmiyor, başka kurumlar nasıl tasarruf edecek... Buradaki büyük
artış, 154 trilyon liralık bir ek ödeneğin, personel giderlerini karşılamak
için bir ek ödeğin ayrılması dolayısıyla yüksek görülüyor. Eğer, bunu
da çıkaracak olursak; yani, 154 trilyon liralık yedek ödeneği çıkaracak
olursak, Maliye Bakanlığının kabul edilebilir bir harcama kalemi ortaya
çıkmaktadır.
Şimdi, Maliye Bakanlığında bu harcama yapılırken, daha vasıflı
personele geçerek, kantiteden kaçınarak; yani, sayıdan kaçınarak
kaliteye önem vererek, elektronik bilgi işlemi genelde bütün yurt sathına
yayarak, Bakanlığın daha etkin bir gelirler bakanlığı, Bakanlığın daha
etkin bir bütçe hazırlama ofisi şekline dönüşmesinde büyük fayda
görüyorum.
Tabiatıyla, gelir bütçesi bir tahminler manzumesi; ama, gider bütçesiyse
bir yetkidir. Burada, kurumlara verdiğimiz yetki, siz şu kadara kadar
harcayabilirsiniz, harcama yetkiniz vardır demekle, o kurumları o
rakamlara şartlandırıyoruz. Bu rakamlar, eğer, samimiyetten uzak olursa
veya gerçekçilikten uzak olursa, o kurumların hepsini ileride sıkıntıya
sokarız. Bu babda, gerek üniversitelere verdiğimiz gerekse bazı özel
kurumlara, bakanlıklara verdiğimiz ödeneklerde yine sıkıntılar vardır;
mesela, yeni üniversiteler... Bu arada, yüksek teknoloji enstitülerini -
Gebze'de olsun, İzmir'de olsun- normal bir üniversite muamelesine tabiî
tutarak, ödeneklerini küçük tuttuk. Üniversiteyi kurmak kolaydır.
Buradan bir kanunla geçiririz; ama, onun gerektirdiği harcamaları da
bulmamız lazım. Bu bütçede, birçok kurumda olduğu gibi, üniversiteler
yönünden, de ödenek bazında, maalesef kısa kalınmıştır. Dileriz ki, bu
yedek ödenekten, yeni üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri de
istifade ederler.
Burada, gelir bütçesinde, böyle bir artışı sağlamak için, mutlaka ve
mutlaka ekonomiyi kayda almamız lazım. Bugün, bir kavle göre, vergi
gelirlerimiz olması gerekenin yarısında veya kayıtdışı ekonomi,
mevcut ekonomi kadardır deniliyor; belki, yüzde 60 diyen de, yüzde 40
diyen de olacaktır; ama, kayıtdışı ekonominin var olduğunu herkes
kabulleniyor. Bütün dünyada da vardır; fakat, bizde oldukça yüksektir.
Bu gelir bütçesini sağlayabilmek, bu tahmini gerçekleştirebilmek veya
buna yaklaşabilmek için, mutlaka ve mutlaka ekonomiyi kayda almamız
lazım.
Şimdi, gelirleri artırmak çok kolay değil, alacağınız tedbirler yıllara
vabeste, bir müddet sonra etkisini göstermeye başlıyor; ama, lüzumsuz
giderleri kısarak, bazı kurumları küçülterek, gideri azaltarak, bu
astronomik görünen bütçe açığını kapatmak mümkün. Bunun için de,
her şeyden önce, devletin küçülmesi lazım. Devleti, her zaman
küçültelim demiştir siyasîler veya hükümetler; ama, maalesef, hep
büyütmüşlerdir ve büyümüştür. Bakın, önce kendimizden başlayalım,
son dört yılda, gereksiz olarak TBMM'yi büyüttük, gereksiz olarak
Cumhurbaşkanlığı bütçesini reel anlamda üç kat büyüttük, Başbakanlık
bütçesini büyüttük. Şimdi, başka kurumlara da canım, siz küçülün
diyemiyoruz. Kendimizden başlamazsak "canım siz de küçülün"
dememiz inandırıcı olmaz.
Bakın, mesela bir şey söyleyeyim: Rakamlara baktığımız da, bütün
yüksek yargıyı alın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Sayıştay
bütün bunların bütçelerini alt alta yazın, toplayın, bir
Cumhurbaşkanlığı bütçesi kadar etmiyor. Niye Cumhurbaşkanlığı
deyince, kendimizden başlayalım dediğim için söyledim. TBMM
Bütçesine de bakın, reel anlamda, çok büyük artış yapıyor; burada, biz
tasarrufa gitmezsek, diğer kurumlara da tasarruf edin deme imkânımız
kalmıyor.
Bence, işe merkezî idareyi küçültmekle başlamalıyız ve en azından
hedef şu olmalı; 1991'de bulduğumuz büyüklükler olsun; yani, efendim,
kurumların, bakanlıkların büyüklüklerinde, önce 1991'de bıraktığımız
rakamları yakalayalım, o hedefe ulaşalım; ondan sonra da, belki
1987'ye, 1986'ya ineriz. İşte, o zaman bütçeler daha samimî olur, o
zaman bütçe açıkları tolere edilebilir seviyeye inebilir.
İkinci yapmamız gereken, mutlaka ve mutlaka, özelleştirme. Çok
süratle özelleştirmeyi yapmak mecburiyetindeyiz. Bakın, size iki tane
örnek vereceğim: Şeker şirketlerini biliyorsunuz, çok büyük bir kısmı
devletin elinde; bir tanesi, bizim zamanımızda, pancar kooperatifleri
aracılığıyla -yani kooperatiflere vermişiz- özelleşmiş. Konya Şeker
Fabrikasının bu sene, nisan ayında vereceği bildirgeyle aşağı yukarı 1
trilyon -veya ona çok yakın, belki de biraz geçecek- kârı var.
Öteki şeker fabrikalarının hepsi zararda, toplamı zararda. Bir tane
fabrika çıkıyor - özelleştirmişiz- 1 trilyon kârı var, öteki tarafta hepsi...
MAHMUT ERDİR (Eskişehir) – Amasya fabrikası da özelleşti; kaç
para kâr etti?
EKREM PAKDEMİRLİ (Devamla) – Amasya fabrikasının problemini
bilemiyorum. Ben, şimdi size Konya'yı söyledim.
MAHMUT ERDİR (Eskişehir) – Konya en büyük fabrikadır.
EKREM PAKDEMİRLİ (Devamla) – Hayır. Konya fabrikası, 6 bin
ton pancar işler, şimdi yapacağı yatırımlarla, aşağı yukarı yine 1
trilyon yatırımla, 9 bin tona çıkacaktır. Amasya fabrikasına bakarız;
ama, ben, size şunu söylüyorum: Konya fabrikası özelleştirildiğinde,
başına öyle Harvard'dan, Oxford'dan mezun bir kimseyi koymamışlar;
pancar kooperatiflerinden bir kooperatifin başkanı gelmiş, başkan
olmuş, hatta yüksek tahsili de yok; ama, pırıl pırıl bir Anadolu insanı,
zeki bir kimse; aldığı üç dört tedbirle, 1 trilyon kâr etmiş; ödediği ve
ödeyeceği vergileri de siz hesap edin.
Bakın, özelleştirmenin faydalarından örnek verdim. Evvelki gün, bir
dozer kiralaması olayı oldu -isim de vermiyorum- ve orman idaresi,
hemen bitişiğindeki bir araziye, bir dozer kiralayacaktı. Saati ne
kadardır; sekiz saati 96 milyon lira. Bir özel şirkette , aynı dozer saati 5
milyon liradan kiraya veriliyor. Yani, devlet, saatte 12 milyon lira
isterken, özel bir fiyat biçmiyor; işte, benim maliyetlerim bunlardır
diyor. Demek ki, bir dozeri işletmek, devlete 12 milyon liraya mal
oluyor; ki, vatandaşa kiraya verirken, al sana dozer, ben de 12 milyon
liramı alayım, hiç olmazsa zarar etmeyeyim diyor. Öteki tarafta, özel bir
şirket veya firma, bir dozeri saati 5 milyon liradan kiraya verdiği zaman
kâr ediyor.
Demek ki, biz, devlet olarak, devlet memuriyeti zihniyetiyle bu
kurumları götüremiyoruz. Ha, bunlar kötü mü; yok, fevkalade iyi
kurumlardı; zamanında işlevlerini yerine getirdiler, zamanında
Türkiye'nin kalkınmasında okul olarak çalıştılar. Biz, bu kadar şeker
şirketini üretebildiysek, fabrikalarını kurabildiysek, ilk dört tane
kurulanının da bir mektep gibi çalışmış olduğunu kabul ediyoruz; ama,
bunlar, miadını doldurmuş görünüyorlar. Eğer, bunların miadını
doldurduğunu kabul etmezsek, özelleştirmede hızlı gitmezsek, hem
bütçe yönünden hem de kaynak tüketimi yönünden fevkalade sıkıntıya
gireriz.
Yapılması gereken üçüncü şey; tekelleri, oligopolleri hemen ortadan
kaldırmak.
Bakın, bugün, var olmamakla birlikte, elektrik enerjisinde, dağıtımında
tekel var. Niye; elektrik enerjisinin bir başka üretilenden ne farkı var?
Bırakın, başkaları da yapsın, kursun; dağıtabiliyorsa da, dağıtsın.
Dağıtamıyorsa, dağıtım şirketiyle, TEDAŞ'la otursun pazarlığını
yapsın; dağıttırabiliyorsa dağıttırsın; ama, elektrik santrallarının
kurulmasında, biz, böyle, hasis davranırsak, karanlık günler yakındır.
Kim üretirse üretsin elektriği, kim dağıtabiliyorsa dağıtsın.
Dağıtamayanlar varsa, mevcut şirketlerle bir araya gelirler, dağıtım
şirketi kurarlar veya mevcut dağıtım şirketiyle ortaklık yaparlar.
Bu, TEDAŞ'tan -efendim, memnun olmayan veya tersini söyleyeyim-
memnun olanı pek görmedim; her defasından faturalar farklı gelir. Bir
fatura gelir, aynı rakamı ödemezsiniz, ya eksiktir ya fazladır. Çok eksik
olduğu zamanlar da olur, çok fazla olduğu zamanlar da olur; sorarsınız
"canım, işte, kontörü okuyan kişi yanlış okudu" denir, geçer.
BAŞKAN – Sayın Pakdemirli, 2 dakikanız var efendim.
EKREM PAKDEMİRLİ (Devamla) – Yani, rekabeti sokmadığınız
müddetçe, burada, sanayie 7-8 sentten enerji veririz. Sanayi, eğer, 7-8
sentten enerji alırsa, rekabet etmemiz mümkün değil; yani, ihracat
yapacağız, döviz kazanacağız, Avrupa'ya mal göndereceğiz... Bunların
hepsi ham hayaldir. Mutlaka ve mutlaka enerjiyi ucuzlatmamız lazım.
Enerjiyi ucuzlatabilmek için de rekabeti sokacağız bu sektöre; aksi halde,
bir çıkış yolu, göremiyorum.
Şimdi, tabiî, bu üç ana konuyu söylediğimizde, bunları yaparken,
devletin de adil görünmesi lazım. Yani, devletin, yaptığı işlerde
mantıklı olduğunu vatandaşa kabul ettirmesi lazım. Elbette ki,
devletlerin, hükümetlerin yaptığı şeylerin çoğu mantıklıdır; ama, bunu,
vatandaş anlamıyorsa, vatandaşa anlatamıyorsanız, kabullenemiyor;
kabullenmediği zaman da, o politikanın yürümesi mümkün değil.
Bizim, eksiklerimiz: Mesela, hükümetler olarak, taban fiyatlarını
enflasyonla orantılı vermiyoruz; bazen, ölçüyü kaçırıyoruz, bazen,
geride kalıyoruz. Bu taban fiyatlarını enflasyonla orantılı yapmalıyız.
Hâlâ, tütününü evinde tutan,tütününü evinden almamış olduğumuz
insanlar var. Bunlar "ben ne yapacağım şimdi, yeni bir tütün sezonu
geldi" diyecekler.
Memurumuza, asgarî olarak, enflasyonla orantılı bir maaş vermezsek,
memuru ciddî olarak çalıştıramayız; çok üstünde de vermeyin; ama, çok
altında da vermeyin. Bakın, bugün, bir doçenti 450 dolara
çalıştırıyorsunuz; dünyanın hiçbir gelişmekte olan ülkesinde böyle bir
şey yoktur.
Polisin, hâlâ, 1994 yılından alacağı harcırahlar var ve elbise paralarını
alamamışlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Pakdemirli, süreniz bitti efendim. Süreyi
uzatmıyoruz; sabahtan beri uygulamamız böyle; kusura bakmayın.
EKREM PAKDEMİRLİ (Devamla) – Zaten sözlerimi bitirmiştim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Doğru Yol Partisi Grubu adına, Afyon Milletvekili Sayın Nuri Yabuz;
buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)
Sayın Yabuz, herhalde, süreyi eşit paylaştınız, değil mi efendim.
NURİ YABUZ (Afyon) – Evet efendim.
BAŞKAN – Peki. O zaman, süreniz 10 dakika.
Buyurun.
DYP GRUBU ADINA NURİ YABUZ (Afyon) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Maliye Bakanlığının bütçesi üzerinde, Doğru Yol Partisi
Grubu adına konuşma yapmak üzere huzurlarınızda bulunuyorum.
Bütçe müzakerelerini televizyonları başında izleyen değerli
vatandaşlarımı ve sizleri, konuşmamın hemen başında, en derin
saygılarımla selamlıyorum.
1996 malî yılı bütçe kanunu, Türkiye'yi, 2000'li yıllarda ulaşacağı
hedeflere taşıyacak Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminin ilk
yılına ait bütçe kanunu olacaktır.
1996 malî yılı konsolide bütçe toplamı 3 katrilyon 568 trilyon 506
milyar liradır. Bu toplam konsolide bütçeden, Maliye Bakanlığına
ayrılan pay 756 trilyon 354 milyar 628 milyondur. Maliye Bakanlığının,
konsolide bütçe toplamından aldığı pay yüzde 21,4'tür.
Bu ayrılan paydan, Maliye Bakanlığının personel ve diğer cari
giderlerine ayrılan miktar ise, ancak 28 trilyon 734 milyar liradan
ibarettir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;, geçen yılın bütçe başlangıç
tahminlerine göre, toplam gelirler, yüzde 24 oranında fazlayla
sonuçlanmıştır; vergi gelirleri ise beklenenden yüzde 23 daha fazla
olmuştur. Sonuçta, hem konsolide bütçe gelirleri hem de vergi gelirleri
geçen yıllara göre artmıştır. Bütün bunlar önemli başarılardır.
Görüldüğü üzere, gelir bütçesi, geçmiş yıllarda tahakkuk ve tahsil olarak
beklenen hedeflere ulaşmış; ancak, transfer harcamalarının yüksek
olması nedeniyle, bütçe açığı, beklenenin üzerinde gerçekleşmiştir.
Vergi gelirlerinin artırılmasının yanında, harcama politikaları üzerine
dikkat ve denetimleri yoğunlaştırarak, bütçe açığının azaltılması
yönüne gidilmelidir.
Devlet, millî emlakinin etkin ve verimli bir şekilde kullanılması
yönünde planlar yapmak zorundadır. Varlık içinde yokluk çekmemek
için, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan emlakin çeşitli yollarla
değerlendirilmesine, özel bir önem gösterilmelidir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kamu maliyesinin son yıllardaki en
önemli sorunu, kamu kesimi açıklarının ekonomiyi olumsuz yönde
etkilemesidir. Kamu açıklarının kapatılması ise, bir yandan gelirlerin
artırılmasına, diğer yandan da giderlerde tasarruf edilmesine bağlıdır.
Bu açıdan, Maliye Bakanlığı, hem gelir politikalarının hem de gider
politikalarının merkezi durumundadır.
Malumları olduğu üzere, kamu giderlerinin azaltılması için herkesin
üzerinde mutabık kaldığı bir hedef vardır. Bu hedef, devletin yeniden
yapılanmasıdır. Bu açıdan, Maliye Bakanlığımıza büyük görevler
düşmektedir. Gerçekten de, gerek devlet teşkilatlanma anlayışı gerekse
personel sistemi, sadece çağın gerisinde kalmamış, toplumun da
gerisinde kalmıştır.
Toplum, teknolojik gelişmelerde, devletin önünde gitmektedir. Bu
itibarla, süratle, devletin yeniden yapılandırılması çalışmalarının
başlatılması gerekmektedir. Devletin yeniden yapılandırılmasının
motoru Maliye Bakanlığıdır. Bunun için, Grubum adına, bazı
tavsiyelerde bulunmak istiyorum:
Devletin yeniden yapılandırılması, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını
kapsamalıdır. Tüm kurumlar, her yönüyle, masaya yatırılmalıdır.
Devletin teşkilat yapısı, genellikle, kanunlarla oluşmuştur. Yeniden
yapılanma için yüzlerce kanunun değişmesi gerekmektedir. Bu itibarla,
söz konusu değişimin süratle gerçekleştirilebilmesi için, kanunların,
Genel Kurulumuzda madde madde değil, tümüyle görüşülmesi ve
oylanması için gerekli İçtüzük değişikliği yapılmalıdır.
Maliye Bakanlığı bünyesinde, yeniden yapılandırmanın hukukî
zeminini hazırlayacak ve koordine edecek uzmanlardan oluşan bir
çalışma grubuna ihtiyaç vardır. Hükümetimiz, devletin hangi görevleri
yapacağını, hangi görevlerden çekileceğini, devletin yapmaya devam
edeceği görevlerden hangilerinin merkezî idarelerce, hangilerinin mahallî
idarelerce yerine getirileceğini Bakanlar Kurulunda görüşerek karara
bağlamalı ve kararlar, söz konusu çalışma grubuna, siyasî bir talimat
olarak iletilmelidir.
Devlet, aşırı merkeziyetçilikten kurtarılmalı, birçok görev, yetki ve
personel, taşraya devredilmelidir.
Belediyelerin kurulması, kadro ve personel durumu, yeni esaslara
bağlanmalıdır. Aşırı belediye olma taleplerinin önlenebilmesi için, köy
muhtarlıklarının yetkileri artırılmalıdır.
Maliye Bakanlığındaki çalışma grubunca hazırlanan kanunlar ve
önerilen diğer düzenlemeler, Türkiye Büyük Millet Meclisine
getirilmeden önce, Bakanlar Kurulunda, “Ekonomik ve Sosyal Konsey’de
tartışılmalı ve kamuoyuna iyi anlatılmalıdır. Bu konuda, sivil kitle
örgütlerinin, basın ve yayın organlarının desteğinin alınmasına büyük
önem verilmelidir.
Devletin teşkilat yapısı belirlendikten sonra, devletçe yerine getirilecek
görevlerin, tanımlanmış hangi personel kadrolarınca yerine getirileceği
ve bu kadrolara atanacak personelde hangi niteliklerin aranacağı
hususları tespit edilmelidir.
Devlet, personel alımında, mutlaka, merkezî bir sınav sistemi
uygulamalıdır.
Devlet memurlarının naklen atanmaları, ihtiyaç esas alınarak ve plan
esasına göre yapılmalıdır. Torpil, mutlaka, ortadan kaldırılmalıdır.
(DYP sıralarından "inşallah" sesleri)
Bu işlemler gerçekleştirildikten sonra, yeni yapıya uygun, adil, çalışanı
ödüllendiren, verimliliği teşvik eden, israfa engel olan bir ücret sistemi
mutlaka oluşturulmalıdır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tüm bu reformların
gerçekleştirilmesinin en temel şartı, bunların yapılabileceğine
inanmaktır.
Buradan, Sayın Maliye Bakanına seslenmek istiyorum: Sayın Bakanım,
tüm milletvekilleri olarak, size destek olacağız. Yüce Meclis
arkanızdadır. Reformları hazırlayın ve önümüze getirin. Devlete ve
millete yapılabilecek en büyük hizmet ve iyilik budur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin iç ve dışborçlarını
gündeme getirerek "batan bir Türkiye" senaryolarını yazmak isteyenler
olabilir. Şimdi, bu yüce kürsüden onlara sormak istiyorum: Gücünü
milletten alan; gücünü yüce dinimizden alan bir ülke batar mı?.. (DYP ve
ANAP sıralarından "Batmaz" sesleri ve alkışlar) Türkiye batacak diye
hiç kimse endişe duymasın...
BAŞKAN – Sayın Yabuz, 2 dakikanız var efendim.
NURİ YABUZ (Devamla) – Büyük ve güçlü bir Türkiye'yi içimizdekiler
göremeseler bile, dışarıdan bizi takdir edenler olabiliyor.
Bu Yüce Parlamentonun çatısı altında görev üstlenmek gibi bir
bahtiyarlığa erişen 550 arkadaşıma, buradan seslenmek istiyorum:
Geliniz, siyaset yapacağım diye halkımızın, iyi niyetli insanlarımızın
istikbal ümitlerini, taraflı yorumlarla kırmalayalım; geliniz, gittiğimiz,
gideceğimiz yerlerden, büyük Türkiye, önder Türkiye nasıl görünüyor,
onu anlatalım; geliniz, birliğin ve beraberliğin kutsal çatısı altında, bu
kürsüden, ışıl ışıl, parıltılı ve azametli görünümüyle Türkiye nasıl
görülüyor, onu anlatalım.
Biz, Demokrat Parti misyonuyla aldığımız Türkiye'yi yüceltme
bayrağını, bütün engellere rağmen, göndere çekmek istiyoruz. Biz, karnı
tok insanların yaşadığı zengin bir Türkiye'yi görmek istiyoruz. Biz,
göğe değecek kadar başı dik insanların yaşadığı önder Türkiye
istiyoruz. Biz, lider Türkiye'yi arıyoruz.
Sözlerime son verirken, 1996 malî yılı bütçesinin bütün milletimize
hayırlı olmasını diliyor; bu vesileyle, bütün İslam âleminin, bütün
milletimizin ve sizlerin yaklaşan Kurban Bayramınızı buradan
kutluyorum; Cenabı Hak'tan hayırlara vesile olmasını diliyor,
saygılarımı sunuyorum. (DYP ve ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yabuz.
Doğru Yol Partisi Grubu adına, ikinci konuşmayı yapmak üzere, Iğdır
Milletvekili Sayın Şamil Ayrım; buyurun efendim. (DYP sıralarından
alkışlar)
Sayın Ayrım, süreniz 10 dakikadır.
DYP GRUBU ADINA ŞAMİL AYRIM (Iğdır) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 1996 yılı gelir bütçesi üzerinde, Doğru Yol Partisinin
görüşlerini arz etmek üzere huzurlarınızdayım. Yüce Heyetinize,
Grubum ve şahsım adına en derin saygılarımı sunuyorum.
Kamu kaynaklarının büyüklüğü göz önünde bulundurularak hazırlanan
1996 bütçesinin temel amacı, ekonomide iç ve dış dengelerin yeniden
kurularak, sağlıklı bir ekonomik yapının oluşturulmasını sağlamaktır.
3 katrilyon 568 trilyon lira olarak öngörülen 1996 yılı bütçesinde,
konsolide bütçe gelirleri 2 katrilyon 650 trilyon lira olarak
hedeflenmiştir. Bu gelir hedefinin, 2 katrilyon 73 trilyon lirası vergi
gelirlerinden, geri kalanı da, vergi dışı gelirler, özel gelirler ve fonlar ile
katma bütçe gelirlerinden oluşmaktadır. Vergi gelirleri, konsolide bütçe
gelirlerinin toplamının yüzde 78'ini, konsolide bütçe büyüklüğünün de
yaklaşık yüzde 60'ını oluşturmaktadır.
Bu rakamlardan da görüldüğü üzere, vergi gelirleri, bütçe gelirlerinin en
büyük ve en sağlam kaynağıdır. Vergi gelirlerinin, bütçe giderlerini
karşılama oranının, mutlaka, düzenli bir şekilde yükseltilmesi
gerekmektedir. Böylece, kamu bütçe açıkları ile borçlanma gereği
azalacak ve ekonomik ve malî dengelerin daha sağlıklı bir şekilde
kurulmasında önemli mesafeler alınacaktır.
Vergi gelirlerinin, izlenen ekonomik ve malî politikalarla uyumlu hale
getirilmesi ve düzenli bir şekilde artırılması gerekir. Bunun temini için
de, vergi tabanının genişletilmesi ve kayıt dışı kalmış ekonomik
faaliyetlerin zaman içinde kayda alınıp belge düzeni içinde kavranarak
vergilendirilmesi sağlanmalıdır.
Bu amaçla, geçtiğimiz iki yıl içerisinde çok önemli adımlar atılmıştır.
Bunları;
Tek vergi numarası uygulamasının başlatılması ve Temmuz 1995'ten
yıl sonuna kadar, 350 bin yeni mükellefiyet kaydının yapılması,
Götürü vergi uygulamasının -13 büyükşehir belediyesi sınırları içinde-
kapsamının daraltılması,
Kumarhanelere, önemli miktarlara varan, asgari vergi uygulamasının
getirilmesi,
Vergi ceza sisteminin, yeni bir anlayışla düzenlenmesi ve
etkinleştirilmesi,
Vergilemede, üniter sisteme geçiş sürecinin başlatılması ve vergi
erozyonuna neden olan istisna ve muafiyetlerin önemli ölçüde
daraltılması,
Mükelleflerin, kaynağını izah edemedikleri yüksek harcama ve
tasarruflarından hareketle, gelirlerinin kavranabilmesine imkân
sağlanması,
Yeminli malî müşavirlik sistemi ve serbest muhasebeci malî müşavirlik
uygulamasının yaygınlaştırılması gibi ana başlıklar altında sıralamak
mümkündür.
Ekonomik faaliyetlerin, tümünün kavranarak vergilenmesine yönelik
olarak alınacak her türlü tedbiri desteklediğimizi, özellikle ifade etmek
istiyorum. Bu konudaki gerekli yasal düzenlemelerin süratle yapılarak
Yüce Meclise getirilmesi konusundaki beklentilerimizi de belirtmek
istiyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; vergi düzenlemeleri konusunda, şu
hususun hatırda tutulmasını da gerekli görmekteyiz: Vergilemede, her
ne surette olursa olsun gelir sağlamak başlıca amaç olmamalıdır. Vergi
düzenlemelerinde, fiskal amacın yanında diğer önemli bir husus da
şudur: Vergilemede, ekonomik ve sosyal mülahazalarla, adil, basit ve
uygulanabilirlik ilkelerinin de göz önünde tutulması çok önem arz
etmektedir.
Geçtiğimiz yıllarda, verginin sosyal yönü de göz önünde tutularak,
önemli adımlar atılmıştır. Bu düzenlemelerle, bir yandan verginin
etkinliği artırılıp, bir yandan da düşük gelir grupları üzerindeki vergi
yükünün hafifletilmesi sağlanmıştır.
Bu düzenlemelerden bazılarını özetle belirtmek istiyorum:
Ücretlilere yıllık vergi iade sistemi getirilmiştir.
Katlamalı faiz uygulamasından vazgeçilmiştir.
Enflasyon muhasebesine geçiş süreci başlatılmıştır.
Halka açık anonim şirketler, vergi yoluyla özendirilmiştir.
Yatırım indiriminde yeni bir anlayışla, üretimi ve istihdamı artırıcı
düzenlemelere gidilmiş ve özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin de,
teşvik belgesiz olarak yatırım indiriminden yararlanmalarına imkân
sağlanmıştır.
Bu gayretlerin önümüzdeki dönemlerde devam ettirilmesini arzu
etmekteyiz. Bu cümleden olarak, düşük gelir grupları üzerindeki vergi
yükünün kademeli olarak düşürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu
anlayışın bir gereği olarak değerlendirdiğimiz Hükümetin, sayıları 1
milyona yaklaşan küçük esnaf ve sanatkârlarımızın götürü vergilerinde,
geçtiğimiz günlerde, önemli ölçüde indirime gitmek suretiyle yaptığı
düzenlemeyi destekliyor ve teşekkür ediyoruz.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülkemizde yaşanan hızlı nüfus
artışı sonucu oluşan kentsel gayri menkul rantlarının vergilendirilmesi,
bu vergilerin kademeli olarak mahallî idarelere bırakılması suretiyle,
mahallî idarelerin güçlendirilmesi gerektiğini ve ayrıca, Emlak
Vergisinin enflasyon nedeniyle uğradığı erozyonu önleyen yeni
düzenlemelere de ihtiyaç olduğunu belirtmek isterim. Bu konuda
Hükümetimizin alacağı tedbirleri desteklediğimizi de ifade etmek
istiyorum.
Özellikle, son yıllarda, vergi gelirlerinde meydana gelen reel artışları,
vergi idaresindeki çabaları ve olumlu gelişmeleri memnuniyetle
karşılıyoruz. Vergi idarelerine malî kaynak ve yetişmiş insan gücü
desteği sağlanarak, bu alandaki çalışmalara hızla devam edilmesinde
yarar görüyoruz.
BAŞKAN – Sayın Ayrım, 2 dakikanız var efendim.
ŞAMİL AYRIM (Devamla) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Türkiye, serbest piyasa ekonomisi modeli içerisindeki ekonomik büyüme
ve gelişmeyi hedef almalıdır. Bu hedefin şeçildiğinden kuşkum yok;
ancak, bu hedefe ulaşmanın tek ve en önemli yolu da bütçe disiplinidir.
Kamu harcamalarına, kamu hizmet ve yatırımlarına, bütçe disiplini
çerçevesinde özel önem verilmelidir.
Türkiye, vergi kaçıranların cenneti, vergi ödemeyenlerin övündüğü bir
arena olmamalıdır. Ülkeseverliğin koşulu işte budur.
Yedinci Beş Yıllık Planda vurgulandığı üzere, sürdürülebilir bir
kalkınmanın sağlanması, bireyin ön plana çıkarılması koşullarına
bağlıdır. Çağımızda, bütün dünya ülkelerinin değer yargısı da budur.
1996 yılı gelir bütçesi bütün sıkıntılarına rağmen, bütçe disiplini
çerçevesinde uygulandığı takdirde, bireyin hizmetinde ve bireyin ön
plana çıkarılmasında önemli bir adım olacaktır.
Son olarak, şu hususu dikkatinize sunmak istiyorum: Yapılan ve
yapılacak olan bu yasal düzenlemelerin yanında, tüm yurt çapında 50
bine yakın elemanıyla zor bir hizmeti vermeye çalışan vergi idaresinin
başlamış olan yeniden yapılandırılması projesine, merkez ve taşrayla
koordineli bir şekilde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Efendim, süreniz bitti; süre uzatmıyoruz.
Arkadaşlarımızın hiçbirisine ek süre vermedik.
Sayın Ayrım, buyurun efendim. Teşekkür ederim. (DYP sıralarından
"Saygılarını sunsun" sesleri)
Efendim, "saygı" için de vermiyoruz. Zaten başta saygı sunuluyor; bir de
sonda sunmak, bir şey ifade etmiyor.
ŞAMİL AYRIM (Devamla) – Ben de teşekkür ediyor, Yüce Meclise
saygılarımı sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim. Kusura bakmayın.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Amasya Milletvekili Sayın
Haydar Oymak; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Oymak, siz de süreyi yarı yarıya mı kullancaksınız?
HAYDAR OYMAK (Amasya) – Evet.
BAŞKAN – Peki.
Sizin de süreniz 10 dakika. Biliyorsunuz, süreyi uzatmıyoruz.
Buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA HAYDAR OYMAK (Amasya) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının
Maliye Bakanlığı gider bütçesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun görüşlerini sunmak üzere söz almış bulunuyorum. Sözlerime
başlamadan önce, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsım adına,
Meclis çalışmalarını izleyen yurttaşlarımızı ve sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, “maliye” sözcüğü ya da maliye yönetimi, çok
genel olarak, kamu harcamalarını belli dönemler itibariyle planlamayı,
yani, bütçe yapımını; bu harcamalara kaynak bulmayı, yani, gelir
toplamayı; planlanan giderler ile, toplanan kaynakların zaman ve yer
olarak sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamayı, yani, nakit
yönetimini ve bu konularda uygulamaya dönük politikalar üretmeyi içerir.
Maliye Bakanlığı da, bugün, kanunların kendisine verdiği yetkiler
çerçevesinde, bu işlevini yerine getirmeye çalışmakta, yani, bütçenin
hazırlanışı, gerçekleştirmesi, kaydının tutulması, gelirlerin toplanması
gibi görevleri yerine getirmekte, diğer bakanlık ve kuruluşların da belli
bir bütçe disiplini içinde kalmasını, kaynakların amacına uygun olarak
kullanılmasını, belli ölçüde gözetmektedir.
Çağdaş bir anlayışla, Maliye Bakanlığının bugünkü yapısına
baktığımızda, maalesef, bu görevleri yerine getirecek konumda
olmadığınıgörüyoruz. Gerçekten de, son onüç ondört yıldır, Maliye
Bakanlığı bilinçli bir şekilde, gerek yasal olarak bölünüp parçalanarak
gerekse idarî uygulamalarla, ekonomi yönetiminden çekilmek zorunda
bırakılmıştır. Hazine -yani, nakit yönetimi- ayrılmış;, böylece, malî
yönetimin nakit kısmı ile, gelir ve bütçe kısmının birbiriyle ilişkisi
koparılmış. Bugün, bu haliyle, Maliye Bakanlığı, maalesef, ekonomi
ve maliye yönetiminden uzaklaştırılmıştır.
Bu anlayış nedeniyle, vergi toplama yerine, kolay olan borçlanma yolu
seçilmiştir. Para ve finans amaçlı politikalar ağırlık kazanmış, fiskal,
yani, gelir yaratıcı politikalar bir tarafa bırakılmış, zam ve
borçlanmayla günü kurtarma anlayışı hâkim olmuştur. Bunun sonucu,
yüksek enflasyon, işsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlik ve
savurganlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, bunun geçerli bir yol
olmadığı, yolun sonuna gelindiği, sorumluluk sahibi çok sayıda kişi ve
kuruluşlarca artık görülmektedir. Malî idareyi, bir an önce, modern
maliye anlayışına uygun olarak yeniden yapılandırmak zorunda
olduğumuzu belirtmek istiyorum.
Bu yapısal bozukluğun yanında, bir de, bu Bakanlıkta, bilgisi ve
becerisiyle namusluca görev yapan insanların, hiçbir şekilde kabul
edilemez kriterlerle, yani, sadece, doğum yeri, mezhepsel anlayışına
bakılarak yerlerinden alındığı, sayısı az da olsa, görülmüştür. Bu
anlayışın, bu görev yerlerinin değiştirilmesinin kabul edilebilir bir tarafı
olmadığını söylememe sanıyorum gerek yoktur. Önümüzdeki dönemde,
bu tür kabul edilemez anlayışların sergilenmeyeceğine güvenmek
istiyorum.
Diğer taraftan, bu bütçeyle, yıllardır yüksek enflasyon altında ezilen
devlet memurları ile Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve SSK emeklilerine
yapılacak maaş artışının tümüyle temmuz ayına ve Bakanlar
Kurulunun yetkisine bırakılmış olmasını da üzüntüyle karşılıyoruz.
Bu kesimlere, bütçenin yürürlüğe girmesiyle birlikte, hiç olmazsa, içinde
bulunduğumuz yüksek enflasyonla uğranılan kayıpları karşılayacak
düzeyde bir iyileştirme yapılmasını, temmuzda yapılacak artışın da alt
sınırının belirlenmesini talep ediyoruz; çünkü, bu Hükümetin,
çalışanlardan yana olumlu tavır almayacağını, alamayacağını geçmiş
deneyimlerden görüyoruz ve bu anlamda güvenmiyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu genel saptamalardan sonra,
1996 malî yılı bütçesi ve Maliye Bakanlığının çalışmalarına ilişkin
olarak bir iki gözlemimi belirtmek istiyorum. Mevcut bütçe, öngördüğü
hedefler ve yönetim anlaşıyı olarak, bize samimî görünmemektedir.
Yaklaşık 3,5 katrilyonluk bütçenin 2 katrilyonu tasarruf harcamalarına,
bunun da 1,3 katrilyonunun -yine yaklaşık olarak- doğrudan faiz
ödemelerine gideceği öngörülmektedir. Bu haliyle bu bütçe, bir faiz
bütçesidir. Bütçede, gider kalemleri baskıyla küçük tutulmaya
çalışılmış, gelirler abartılı yer almıştır.
Bu rakamlar ve benimsenen anlayışla, bütçe hedeflerinin, maalesef,
gerçekleşme olanağının bulunmadığını görüyoruz. Yani, işsizlikte ve
enflasyonda bir azalma, gelir dağılımındaki dargelirlilerin aleyhine olan
gelişmede ise bir durdurma veya iyileşme olmayacağı görülmektedir.
Mevcut uygulamalara baktığımızda, bütçe yapım tekniğinde -tabirimi
mazur görün-, çağdışı bir anlayıştan hareketle yola çıkıldığı
görülmektedir ve bütçenin bundan kurtarılması gerekir. Mevcut bütçe
yapımı, yüzde artışlarla hesaplanmakta, yeni iş ve görevler, çoğu kez,
dikkate alınamamaktadır. Bunun yanında, ödeneklerin serbest
bırakılma anlayışı sadece nakit durumu dikkate alınarak yapılmakta,
bütçeyi uygulayacak bakanlık ve birimlere yeterli inisiyatif
tanınmamaktadır. Bu uygulama, gerçek hizmetlerin aksamasına neden
olma yanında, başarısız olan yöneticilerin sığınağı haline gelmektedir;
yükü Maliyenin üzerine yıkarak sorumluluktan kurtulma anlayışı hâkim
olmaktadır. Bütçe uygulamasında bakanlık ve kuruluşlara, bütçe
ödenekleri çerçevesinde, bir plan dahilinde yetki ve sorumluluk vermenin
zamanı gelmiştir.
Tasarruf tedbirleri uygulaması ise, tümüyle keyfilik içermesi, rüşvet ve
yolsuzluğa zemin hazırlaması yanında, Meclis iradesini de hiçe sayma
sonucunu vermektedir. Meclis, aylarca çalışarak, bir bütçe çıkarıyor; bir
genelgeyle, bu çalışmalar tümüyle ortadan kaldırılıyor. Bunu kabul
etmek mümkün değildir. “Tasarruf” kelimesi, kulağa hoş gelen, güzel bir
kelime; ama, uygulaması tamamen keyfîlik yaratıyor.
BAŞKAN – Sayın Oymak, 2 dakikanız var efendim.
HAYDAR OYMAK (Devamla) – Peki efendim.
Yani, Başbakanlığın izni ya da izin vermemesi, Meclis iradesinin
üzerinde sonuç ifade ediyor. Bu iznin, neye göre ve kimlerin devreye
girmesiyle verildiğini de kamuoyu çok iyi biliyor. Bu uygulamaya son
verilmeli, Meclis, yetkilerine sahip çıkmalıdır.
Değerli milletvekilleri, sıkıntı yaratan bir diğer konu, Maliye Bakanlığı
bütçesinden belediyelere yapılan yardımlardır. Bu yardımların
dağıtımında, siyasî yandaşlık yerine, objektif kriterler kullanılmalıdır.
Yine, bir başka konu; dernek ve vakıflara yapılan Hazine yardımlarında
da, objektiflikten uzak, belli kesim ve çevrelere yakınlık içerisinde
hareket edildiği görülmektedir. Basına da yansıdığı gibi, bu yılki bütçe
çalışmaları sırasında, Plan ve Bütçe Komisyonu, kabul edilemez,
haksız ve yanlı tutuma alet olmuş, ödenek bekleyen bunca acil hizmet
varken, Türk-İslam sentezi dernek ve vakıflara çok yüksek miktarda pay
ayrılmıştı. Bunu, doğru bulmuyoruz.
Millî emlak işlemlerinin, geçen yılın sonlarına doğru, bilgisayar
sistemine aktarılmasından memnunluk duyuyoruz.
Hazine adına kayıtlı arsa ve arazilerin, çağdaş bir anlayışla ve Arsa
Ofisiyle de ilişki kurularak değerlendirilmesinde yarar olduğunu
düşünüyoruz. Yine, orman dışına çıkarılan arsa nitelikli taşınmazların
da, Arsa Ofisi eliyle değerlendirilmesinde yarar bulunduğunu belirtmek
istiyorum; bu konuda, yasal boşluk vardır. Bu yasal boşluğun, en kısa
sürede doldurulmasını bekliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Oymak; süreniz bitti efendim.
HAYDAR OYMAK (Devamla) – Sözlerimi bitirirken...
BAŞKAN – Tamam... Artık, onun için söz vermiyoruz. Zaten, başta
saygılar sunuyorsunuz; mükerrerlikte pek fayda olmuyor. Teşekkür
ederim.
HAYDAR OYMAK (Devamla) – Peki Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sağ olun.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ikinci konuşmayı yapmak üzere,
Erzincan Milletvekili Sayın Mustafa Yıldız; buyurun efendim.
Sayın Yıldız, sizin de süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA YILDIZ (Erzincan) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına gelir bütçesi
üzerinde yapacağım konuşmaya başlamadan önce, şahsım ve Grubum
adına Yüce Meclisimize saygılar sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, 861 trilyon açık vermesi öngörülen, gerçekte ise
1 katrilyonun oldukça üstünde açık vermesi kaçınılmaz olan 1996 yılı
konsolide bütçesi, bir borçlanma ve borç faizi ödeme bütçesi
görünümündedir; bu yönüyle, rekor düzeye tırmanacak olan 1996 yılı
kamu açığını kapatmak amacıyla, içborçlanmaya yönelecektir.
Böylelikle, nisan ayı itibariyle, 1,8 katrilyon düzeyinde olan içborç
stokunun, yıl sonunda, 3,5 katrilyona tırmanmasının kaçınılmaz
olacağı bir gerçektir.
Ülkemizde finans piyasaları, sığlığı nedeniyle, borçlanma girişimlerine,
yüksek faiz ve kısa vadeyle tepki vermektedir. Bu nedenle, yüzde 20'yi
aşan reel faiz ortamında, 1996 yılı içborç faiz giderlerinin, öngürülen
1,3 katrilyonun çok üstüne çıkacağı açıktır. Bu açıdan, 1996'yı,
ekonomik olarak, Hükümetin gözden çıkardığı bir yıl olarak görüyoruz.
Hükümet, bütçe dengelerini sağlamak için sağlıklı kaynaklar yaratma
yolunu değil, borçlanma yolunu tercih etmiştir.
Gelir gider dengesinin sağlıklı kurulamadığı bu bütçenin, ülke
ekonomisinin yaşadığı sorunları çözmeye mecali olmadığı bir
gerçektir. Nitekim, izlenen yanlış ekonomik politikalar, enflasyonu,
günlük yaşamımızın bir parçası haline getirmiştir. Dargelirliler, ağır
ekonomik koşullar altındadır. Ücretliye ve emekliye seçim öncesinde
verilen zamlar, bugün için fazlasıyla geri alınmaktadır. Memur ve
emekliler perişan durumda. Bu ekonomik politika, korkarım ki, sosyal
patlamaları beraberinde getirecektir. Hükümeti, bu konuda, duyarlılığa
davet ediyorum: Lütfen, işçinin, memurun ve emeklinin sesine kulak
verin; artık, bunların da, sosyal ve ekonomik haklarının korunması
gerektiği gerçeğini kabul edin ve görün.
ALİ KEMAL BAŞARAN (Trabzon) – Geçen dört yılda olduğu gibi!..
MUSTAFA YILDIZ (Devamla) – Dört yılda değil, bir dört yıl daha
geçse, aynı politikayla, maalesef, siz, bunu da yapamayacaksınız.
ALİ KEMAL BAŞARAN (Trabzon) – Siz ne yaptınız?!.
MUSTAFA YILDIZ (Devamla) – Vergicilik, bir uzmanlık meselesidir,
köylerden oy toplamaya benzemiyor milletvekili arkadaşım.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Türkiye'nin ciddî bir kaynak
darboğazı içinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Harcamalarını kontrol
edemez ülke durumuna düştük. Yeni Galata bankerleri türedi. Devlet,
bunlardan borç almadan ödeme yapamaz duruma düştü; o kadar ki,
devlet, bunların dayattığı faizden, tahvil veya bono satmak zorunda
kalmaktadır.
Böyle bir ekonomik teslimiyetçiliğin nedeni, devletin vergi almada
gerekli cesareti gösterememesinden kaynaklanmaktadır. Bu
yapılamayınca, ülke, enflasyon girdabından kurtulamamakta ve gelir
dağılımı giderek bozulmaktadır.
İzlenecek tutarlı ve gerçekçi vergi politikaları, ülkenin, uluslararası
saygınlığını korumuş olacaktır. Zaten, ekonomik açıdan güçlü
olmanın temelinde, uygulanan sağlıklı vergi politikalarının yattığı
görülmektedir. Türkiye'de, maalesef, sağlıklı bir vergi politikasının
izlendiğini söylemek olanaksızdır; çünkü, devlet, vergiyi, ödemesi
gereken kişiden değil, koruması gerekenden almaktadır. Ücretli, vergi
kıskacına alınmıştır. Bugün, Gelir Vergisinin yüzde 70'ni ücretli
ödemektedir. Beyana dayanan vergiler ise, beyanı yapanın insafına terk
edilmiştir. Hayat standardı uygulaması olmasa, bu kadar bile vergi
toplanamaz; çünkü, kazancını beyanname ile beyan eden mükelleflerin
yüzde 50'den fazlası, hayat standardı düzeyinde gelir beyan
etmektedirler; bu da bir anlamda, Gelir Vergisinin -sınırlı bir grup
dışında- götürülüğünü belirtmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; beyana dayanan vergi sistemini
uygulayan tüm devletlerde, vergilendirmeye yönelik bir kural ilke olarak
çok kullanılmaktadır: Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi
alınsın. Bu ilke, aslında bir ideali belirtiyor; bu ilkenin yüzde yüz
uygulanmasının olanaklı olmadığı bir gerçektir; ancak, dünyanın bütün
ülkelerinde, bu hukuk kuralına yaklaşmak için vergi politikaları
oluşturulmasına karşın, Türkiye'de sistem tümüyle tersine
çalışmaktadır. Örneğin 1996 yılı bütçesinde, personel harcamalarından
daha büyük bir rakam olan faiz ödemeleri, tümüyle vergisizdir; böyle bir
sistem olur mu?!. Verginin, gelir dağılımını dengelemeye yönelik
politikasını tersyüz etmeye, kimsenin hakkı yoktur.
Türkiye'de bu tür olumsuz gelişmelere yol açan birçok neden vardır;
örneğin Türkiye'de, içler acısı durumda olan vergi denetimleri konusu,
bunlardan bir tanesidir. Denetim birimleri arasında, sağlıklı bir
eşgüdüm yoktur; denetim birimleri arasında, sektör bazında, sektör
incelemelerine ağırlık verilememekte, vergi istihbarat arşivi sağlıklı
çalışmamaktadır; donanım eksikliği giderilememiştir.
Denetim açısından bir diğer zaaf da, Bakanlığın, denetim elemanlarına
gereken önemi vermemesidir. Hızlı bir eleman kaybı yaşanan bu alanda,
Maliye Bakanlığı, seyirci kalmanın ötesinde, bir şey yapamamaktadır.
Oysa, denetim gruplarının güçlendirilmesi, vergi kaçağıyla mücadelede,
Bakanlığı başarılı kılmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin bir diğer gerçeği de,
ülkenin, bazıları için bir vergi cenneti, bazıları için de bir vergi
cehennemi olmasıdır. Örneğin, rant geliri elde edenler için Türkiye,
gerçekten de bir vergi cennetidir; ama, kazancını dürüstçe beyan edenler
için de, bir vergi cehennemidir. Vergi vermenin dışında, dürüst vergi
yükümlüsü, vergi ödemeye karşı haksız bir rekabetle de karşı
karşıyadır; böyle bir sistem, sağlıklı sonuçlar doğurmayacağı gibi, en
azından, rakiplerine karşı kendisini koruması için, kayıtdışına
kaçacağı gerçeğini de beraberinde getirmektedir.
Kayıtdışı ekonomi, Türk vergi sistemini tehdit eden boyutlara
ulaşmıştır. Buna karşın, kayıtdışılığı önlemek için ciddî hiçbir
çalışmanın olmadığı da bir gerçektir. Devleti küçülteceğiz diye
meydanlara çıkanlar, kayıtdışı ekonominin büyüklüğü karşısında,
gerçekten de devleti küçültmüşlerdir.
BAŞKAN – Sayın Yıldız, 2 dakikanız var efendim.
MUSTAFA YILDIZ (Devamla) – Kayıtdışı ekonomi, artık, ekonomik
hedefleri çoktan geçmiştir. Karaparanın konu olduğu rüşvet ve
yolsuzluklar ayyuka çıkmışken, Maliye Bakanlığı, seyirci kalmaktan
öteye gidememektedir.
Vergi toplamak, bir ekip meselesidir. Bunun için, insan unsuruna da
değer vermek zorunluluğu vardır. Bugün vergi daireleri, iş yükü altında
bunalmaktadır. Uygulanmakta olan sağlıksız örgütlenme yapısı,
Gelirler Genel Müdürlüğünün işlevlerini yerine getirmesine en büyük
engeldir; ancak, bu gerçek yıllardır bilinmesine rağmen, ciddî hiçbir
adım atılamamıştır. Oysa, vergi toplamak, ciddî bir işti; bunun
ciddiyetini kavraması gereken bakanlık da, Maliye Bakanlığıdır; ancak,
Maliye Bakanlığı, bu tür ciddî konuları tartışmaktan sürekli kaçınmış
ve konuyu, her zaman ikinci planda tutmuştur.
Vergi toplayan personelin, konumu itibariyle ayrı bir statüye
kavuşturulması gerekir. Bu alanda istihdam edilecek personelin iyi
eğitilmesi ve seçilecek elemanın, önce, belirli bir sistemden, bir
eğitimden geçirilerek veya yapılan hizmet içi eğitimlerle
değerlendirilmesi gerekir ve seçilerek alınması gerekir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vergi daireleri personelini açlığa
mahkûm etmeye kimsenin hakkı yoktur; mahkûm edilmesi halinde de,
niçin vergi toplamıyorsun demeye kimsenin hakkı olamaz. Biz, vergi
toplayanları değil, harcayanları ayrıcalıklı statüye getirdik; sonuçta da,
bugünkü noktaya vardık. Vardığımız nokta, işsizliğin yüzde 20'lere
ulaştığı...
BAŞKAN – Sayın Yıldız, tamam efendim; konuşma süreniz bitti, hiç
kimseye ek süre vermiyoruz, kusura bakmayın.
MUSTAFA YILDIZ (Devamla) – Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.
Demokratik Sol Parti Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Nami
Çağan; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)
Sayın Çağan, konuşma süreniz 20 dakika ve süreyi uzatmadığımızı
biliyorsunuz.
DSP GRUBU ADINA NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; Maliye Bakanlığı bütçesi ile Maliye Bakanlığının
hazırlamış olduğu gelir bütçesi üzerinde söz almış bulunuyorum;
sizleri, Demokratik Sol Parti Grubu ve şahsım adına saygıyla
selamlıyorum.
Diğer bakanlıkların ve harcamacı idarî birimlerin bütçe ödenekleri gibi,
Maliye Bakanlığının ödeneklerinin de bütçe içerisindeki payı son
yıllarda azalmaktadır. Bunun başlıca nedeni, borç faiz ödemelerinin
bütçe içerisindeki oranının gittikçe artmasıdır.
1996 malî yılında, toplam yatırım harcamalarının bütçe içerisindeki
payı yüzde 7'nin altına düşmüştür. Maliye Bakanlığının yatırımlar
için kullanabileceği ödenek tutarı ise, önceki yıllardan devralınan bina
yatırımları dışında, 500 milyar liranın altındadır. Bu ödenekle, Maliye
Bakanlığından, etkin bir malî yönetim beklemek çok zordur.
Türkiye, son yıllarda, kamu harcamalarının finansmanında, zor yol olan
vergi koymak yerine, kolay yol olan borçlanmaya yönelmiştir. Son beş
yılda, hükümetler, devleti, hızla, vergi devleti olmaktan uzaklaştırarak,
aynı Osmanlı Devletinin son döneminde olduğu gibi, borçlanmayı, aslî
kamu geliri durumuna getirmişlerdir. Kamu borçları, aslî kamu geliri
kalemi olunca, borç faizleri de, aslî kamu harcaması kalemi olmuştur.
1994 ekonomik bunalımı sonrasında, ülkemizin uluslararası kredi
itibarı zedelendiği için, dış piyasalardan borç bulunamamış, içborçların
tutarında meydana gelen artışla birlikte, Türkiye, net dışborç ödeyen
ülke konumuna düşmüştür. Bunun sonucunda da, başta kamu
yatırımları olmak üzere, eğitim ve sağlık gibi sosyal harcamalarla
maaşlar ve ücretler baskı altına alınmıştır. Bu tehlikeli gidiş
karşısında, borçlanma yetkisine yasal sınır, en azından bütçe yasasıyla
belirlenecek kesin bir sınır getirilmesini, Demokratik Sol Parti olarak
zorunlu görüyoruz. Aksi halde, vergilerin yasayla, kamu harcamalarının
bütçe ödenekleriyle belirlenmesi zorunluluğu, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin, kamu maliyesini kontrol etmesi açısından anlam
taşımamaktadır.
Gelişmiş Batı demokrasilerinde, devlet borçlarının üst sınırının, gayri
safî millî hâsılanın belli bir oranı olarak, anayasayla saptanması bile
tartışılmaktadır. 1992 Maastricht Antlaşmasında, Avrupa Birliği üye
devletlerinin borçlanma sınırının, gayri safî yurtiçi hâsılanın yüzde
60'ını aşmaması; bütçe açığının ise, gayri safî yurtiçi hâsılanın yüzde
3'ünü aşmaması, Avrupa Birliğine uyum ölçüleri olarak öngörülmüştür.
Türkiye yönünden ise, borçlanma yetkisinin, artık, hükümetler
tarafından sınırsız olarak kullanılmasına son verilmesi zamanı gelmiş
ve geçmektedir.
Kamu maliyesi uygulamalarında disiplinin sağlanabilmesi için, kamu
personeli reformuyla birlikte, kamu harcamaları idaresi ve vergi idaresi
reformlarının da gerçekleştirilmesi gerekir. Maliye Bakanının sunuş
konuşmasından, bu konuda bir proje çalışmasının hazırlıklarının
yapıldığını anlıyoruz ve böyle bir girişimi de memnuniyetle
karşılıyoruz. Bu çalışmanın, sonuçlandırılarak yaşama geçirilmesini
diliyoruz. Demokratik Sol Parti olarak, bu projeyi izleyeceğiz.
Bütçenin hazırlanması ve uygulanması aşamalarında, yetkilerin, Maliye
Bakanlığı, Hazine ve Devlet Planlama Teşkilatı arasında
paylaştırılmış olması ve bu kurumlar arasında eşgüdümün
sağlanamaması, malî disiplini bozan başka bir özelliktir. Bu durumun,
malî yönetim reformunda göz önüne alınacağını umuyoruz.
Vergi idaresinde yapılacak reformla da, vergi beyannamelerinin en az
yüzde 30'unun ciddî olarak incelenebilmesinin sağlanması gerekir.
Bugün için bu oran, yüzde 5'in altındadır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülkemizin yıllardır içerisinde
bulunduğu ekonomik bunalımın ana kaynağı olan kamu maliyesi
bunalımından çıkılabilmesi için, malî idarede tepeden tırnağa bir
reform zorunludur; ancak, kamu maliyesi bunalımı, tek başına, kötü
malî yönetime bağlanamaz. Bunalımın temelinde, merkez sağ
iktidarların ülkemizin koşullarına uygun olmayan politikaları ve siyasal
tercihleri vardır. Kişi başına millî geliri 20 bin doları aşan bazı
gelişmiş ülkelerde o toplumlar için üretilmiş olan liberal politikalar ve
düşünceler, ülkemize uyarlanırken, esaslı bir süzgeçten geçirilmek
gerekirken bu yapılmamış, bu politikalar, körü körüne uygulanmaya
çalışılmıştır. İzlenen monetarist politikalar sonucunda, ekonominin
dengesi bozulmuş, son yıllarda ulusal ve özellikle uluslararası
rantiyelere önemli ölçüde vergisiz gelir aktarılmıştır. Böylece, ülkemiz,
bir yandan yoksullaşırken, öte yandan da, gelir dağılımı ciddî biçimde
bozulmuştur. Halkımızın önemli bir bölümü, yoksulluk çizgisinin
altında yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır.
1996 konsolide bütçe tasarısı, onu destekleyen gelir artırıcı bir paketle
birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmamıştır. Buna karşın,
bütçede hedef alınan yüzde 65 ortalama enflasyon hedefinin üzerinde,
yüzde 68,8 oranında bir gelir artışı tahmin edilmektedir. Türk vergi
sistemi, gelir azaltıcı değişiklikler yapılmadığı takdirde, bu ölçüde bir
gelir esnekliğine sahiptir; ancak, unutulmamalıdır ki, vergi gelirleri
içerisinde ücret ve maaşlardan alınan vergilerin oranı arttıkça, sistemin
gelir esnekliği de gittikçe azalmaktadır. Malî yıl sonunda, ortalama
enflasyon tahminindeki sapma ölçüsünde, kamu gelirlerinde,
beklenenden de fazla bir artışla karşılaşılabilir; doğal olarak, böyle bir
durumu başarı olarak değerlendirmemek gerekir.
1996 yılı konsolide bütçesinde 918 trilyon liralık açık öngörülmüştü;
ancak, Plan ve Bütçe Komisyonunda, harcamalarda tasarruf amacıyla 57
trilyon 506 milyar lira kesinti yapılması kabul edildiğinden, bütçe açığı
861 trilyon liraya düşürülmüştür. Bununla beraber, bütçe açığının 1
katrilyon lirada tutulamayacağı yönünde yaygın bir kanı bulunmaktadır.
Türk vergi sistemi içerisinde, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri
içerisindeki oranı, yüzde 60 düzeyine ulaşmıştır. Hükümet, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 19 uncu Döneminde Meclise sunulan, fakat
kadük olan özel tüketim vergisi yasa tasarısını canlandırmayı
düşünmektedir. Bu tasarı yasalaştığı takdirde, dolaylı vergilerin sistem
içerisindeki ağırlığı büsbütün artacaktır; ancak, Maliye Bakanı, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki bütçeyi sunuş konuşmasında,
vergi kapsamına giren mallar üzerindeki vergi yükünde önemli bir
değişiklik yapılmayacağını, dolayısıyla da, bu verginin, yatırıma ve
üretime olumsuz bir yansıması olmayacağını açıklamıştır. Sayın
Bakan, bu verginin, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile gümrük birliği
oluşturmasının bir sonucu olarak gündeme geldiğini belirtmiştir.
Avrupa Birliğine üye devletlerde, özel tüketim vergilerinden, bira, şarap
ve diğer alkollü içkiler, tütün ürünleri, sigaralar ve akaryakıt ürünleri
üzerinden alınan özel tüketim vergilerinin konuları ve matrahları
uyumlaştırılmıştır. O mallar dışındaki özel tüketim vergilerinin 1996
yılı sonundan itibaren kaldırılması, Avrupa Birliği Komisyonunca
programlanmaktadır. Avrupa Birliğine üye devletlerde, özel tüketim
vergileri, tek yasa altında düzenlenmemiştir. Türkiye'nin de, gümrük
birliği yükümlülükleri çerçevesinde, özel tüketim vergilerini tek yasa
içerisinde toplaması zorunluluğu yoktur; ancak, otomobillerde olduğu
gibi, aynı malın teslimi üzerinden alınan çok sayıdaki özel tüketim
vergisini bire indirmekte yarar vardır.
Yasal düzenlemede gözden uzak tutulmaması gereken bir özellik de,
Avrupa Birliği Adalet Divanınca, çok sayıda mal ve hizmeti kapsamına
alan bir özel tüketim vergisinin, Katma Değer Vergisine paralel bir genel
harcama vergisi olarak değerlendirildiği, bu durumun da Avrupa Birliği
hukukuna aykırı olduğudur.
Türk vergi sistemi içindeki payı yüzde 60'a ulaşan dolaylı vergilerin,
kabul edilecek bir özel tüketim vergisiyle ağırlığının artması, zaten
mevcut olan enflasyon vergisiyle birlikte, geniş halk yığınlarını, orta ve
alt gelir gruplarını ezecektir. Dolaylı vergilerle birlikte bireysel vergi
yükleri yaklaşık yüzde 30'a ulaşan ücretli kesimin durumu ise daha da
bozulacak ve bu kesim, sınırlı bütçe olanaklarıyla enflasyonun çok
altında verilecek zamlarla, yoksulluk çizgisinin altına iyice itilmiş
olacaktır.
Ek vergi yükü getirecek bir özel tüketim vergisi, gümrük birliği
çerçevesinde, rekabet açısından zorlanacak sektörlere, altından
kalkamayacakları ek yük yükleyecektir. Zaten, gümrük birliğine aşırı
heveslilik ve yanlış strateji sonucunda, küçük ve orta ölçekli işletmeler
ve rekabette zorlanacak olan sektörler için, Avrupa Birliğinden yeterli
yapısal uyum yardımı alınamamıştır. Yapılmasına karar verilen
sembolik yardımlarla proje kredileri ise, Avrupa Birliğince, gümrük
birliğiyle ilgisi olmayan siyasal koşullara bağlanmıştır.
Demokratik Sol Parti olarak, özel tüketim vergisinin lüks vergi olarak
kabul edilmesini diliyoruz; ancak bu şekilde, dolaylı vergilerin ödeme
gücüyle uyumlu hale getirilebileceğini düşünüyoruz.
Kamu gelirlerini artırabilmek için, kolay yollardan vazgeçerek, daha zor
yolları açmak gerekir. Vergi tabanı yaygınlaştırılmak isteniyorsa, her
şeyden önce, gerçek usulde vergiye tabi gelirin tanımı ve kapsamı
genişletilmelidir. Spekülatif gayri menkul ve menkul kıymet gelirleri -ki,
bunlar rant geliridir- etkili biçimde vergi kapsamına alınmalıdır. Vergi
tabanını bu şekilde yaygınlaştırmamız mümkündür; ancak, çok yaygın
olarak kullanılan bir deyimi kullanmamamız gerekiyor; o da "verginin
tabana yayılması" deyimidir. Zaten, Türkiye'de vergi, alabildiğine,
dolaylı vergilerin oranının artmasıyla tabana yayılmış durumdadır.
Yani, bizim yapmak durumunda olduğumuz şey, vergi tabanının
yaygınlaştırılmasıdır; yoksa, zaten vergi, tabana fena halde yayılmış
durumdadır. (DSP sıralarından alkışlar)
Kayıtdışı ekonomiyi kayıt içine almak, vergi kayıplarını, vergi
kaçaklarını önlemek, vergi dışı sektörleri vergi kapsamına almak
deyimleri, slogan olmaktan öteye, yaşama geçirilmek isteniyorsa, her
şeyden önce, vergi idaresine, çapraz gelir servet incelemesi yapma yetkisi
verilmelidir. Vergi idaresinin, Vergi Usul Yasası uyarınca sahip olduğu,
harcamalar ve tasarruflar temelindeki vergi incelemesi yapma yetkisi, bu
anlamda, hiçbir şekilde yeterli değildir.
Bir toplumda, insanlara "nereden buldun" sorusu sorulamıyorsa, o
toplum, temiz toplum olma yolundaki niyetini henüz ifade edememiş
demektir. (DSP sıralarından alkışlar)
İkinci olarak, Gelir Vergisinde götürü usülde vergilendirilen yükümlüler
kayıt düzeni içine alınarak, gerçek usulde vergilendirilen yükümlüleri
denetleyebilecek bir konuma getirilmelidir.
Banka, borsa, gayri menkul, döviz büroları gibi kara parayı aklayan
mekanizmaların, vergi açısından mutlaka üstüne gidilmelidir. Ayrıca,
Türk Ticaret Yasasında ve Bankalar Yasasında bu amaçla değişiklikler
yapılmalıdır. Demokratik Sol Partinin, bu konuda somut çalışmaları
bulunmaktadır.
Bu söylediklerimizi gerçekleştirmek zor değildir. Ancak, bunun için,
siyasal irade gereklidir. Biz, henüz, böylesi bir siyasal iradeyi ortada
göremiyoruz.
1993 yılının sonunda "vergi reformu yapıyoruz" iddiasıyla ortaya
çıkılmıştı. Yapılan çalışmaların önemli bir bölümü, güçlü baskı
gruplarının etkisiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisine bile sunulamadı.
Yasalaşan değişikliklerin çok önemli bir bölümü, sonradan çıkarılan
yasalarla geri alındı, bir bölümünün de uygulanması, 1997 yılına
bırakılmıştı; faiz gelirlerinin üniter gelir vergisi kapsamına alınması,
yani, yasayla belirlenen sınırı aştığı takdirde, vergi yükümlülerinin
bütün gelirlilerinin birleştirilerek vergilendirilmesi uygulaması, 1997
yılına ertelenmişti. Şimdi, uygulamanın, bu kez 2000 yılına
ertelenmesi yönünde çabalar yoğunlaşmaktadır. Buna gerekçe olarak da,
Hazinenin artan borçlanma gereksinmesi, faiz oranlarının vergi
dolayısıyla yükselecek olması, banka mevduat hacmindeki olası
daralma gibi nedenler gösterilmektedir. Bu tartışma, kısır ve yanlış bir
zemin üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Vergi yasalarında yapılması gereken değişiklik, yeni bir erteleme ya da
bu düzenlemeden tümüyle vazgeçmek değil, rant gelirinin, sadece reel
gelire karşılık olan bölümünü vergilendirmektir. Ancak, bu durumda,
madalyonun tersi de geçerli kılınarak, gider olarak indirilen borç
faizlerinin de enflasyondan arındırılmış reel kısmı, gider olarak
indirime tabi tutulmalıdır. Enflasyonlu yaşam, bu uygulamaların
karşılıklı olmasını zorunlu kılmaktadır. Tutarı yüzde 40'a varan,
bazen onu da aşan reel gelirlerin vergidışı bırakılması, sadece devleti
önemli bir gelirden yoksun bırakmamakta, aynı zamanda, gelir
dağılımı ve vergi adaletini de bozarak, bireylerin, sisteme olan
inançlarını da yitirmelerine neden olmaktadır.
Sayın milletvekilleri, kamu gelirlerinde kolaycılığa en son ve en yeni bir
örnek olarak, incelemekte olduğumuz bütçe yasa tasarısı metnine Plan
ve Bütçe Komisyonunda son anda eklenen 29 uncu maddeyi
gösterebiliriz. Bu maddeyle, gelirleri iyi görünen beş adet kamu iktisadi
teşebbüsü seçilmektedir; bunlar, Türk Telekomünikasyon Anonim
Şirketi, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi, Devlet Hava
Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz
ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Devlet Malzeme Ofisi Genel
Müdürlüğüdür. Bu KİT'ler seçilerek, aylık gayri safî hâsılatları
üzerinden, oranı yüzde 8 ilâ yüzde 20 arasında değişmek üzere, ciro
vergisi alınması hükme bağlanmıştır. Beş KİT üzerine yüklenen bu
malî yükümlülükten, 56 trilyon lira kamu geliri beklenmektedir. Özel
hukuk alanında faaliyette bulunan ve kamu hizmeti yapmak durumunda
olan bu KİT'ler, hedef alınarak, yeni ve özel ciro vergisinin yükümlüleri
yapılmaktadır.
29 uncu maddede, bu malî yükümlülüğün adı “vergi” olarak
konulmamıştır. Oysa, bu konuların yeni öğrencileri bile bilir ki, bir
yükümlülüğün vergi sayılabilmesi için, adı değil, niteliği ve etkileri
önemlidir. Üstelik, bu vergi, maddî anlamdaki bir yasayla değil, şeklî
anlamda bir yasa olan bütçe yasasıyla konulmaktadır. Bu, maliye
tarihimizin bu konudaki ilk örneğidir. 29 uncu maddeyle getirilen bu
hüküm, Anayasanın 161 inci maddesinin dördüncü fıkrasının
yasakladığı anlamda, bütçeyle ilgili olmayan hüküm özelliğini
taşımaktadır.
Ciro vergisi niteliğini taşıyan bu malî yükümlülük, kimliği belirli
yükümlülere yöneldiği için, verginin genelliği ilkesini ihlal etmektedir.
BAŞKAN – Sayın Çağan, 2 dakikanız var efendim.
NAMİ ÇAĞAN (Devamla) – Bu anlamda, Anayasanın 73 üncü
maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarına da aykırı düşmektedir.
KİT'lerin verimli çalışmamasından, teknolojilerini
yenileyememelerinden yakınanlar, bu teşebbüsleri çökertmek için
ellerinden geleni yapmakta, sonra da "bu verimsiz işletmeleri derhal
satalım" demektedirler. (DSP sıralarından alkışlar)
Kendilerini liberal devrimci sayan bu kişiler ve politikacılar, aynı
senaryoyu, sosyal güvenlik kurumlarında da oynamaktadırlar. (DSP
sıralarından alkışlar)
Anayasanın 161 inci maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı olan diğer
bir hüküm de, bütçe yasası tasarının 6 ncı maddesinin son fıkrasıyla
getirilmektedir. Bu hükümle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının
bağlı kuruluşları arasında bulunan Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-
Kur, Maliye Bakanlığı ile Hazineden sorumlu Devlet Bakanlığına malî
vesayet yoluyla bağlanmak istenilmektedir. Bu kuruluşların bütçe
uygulaması sırasında, ödenek ve nakit yönetimleriyle ilgili tüm
önlemleri, Maliye Bakanlığı ile Hazineden sorumlu Devlet Bakanlığı
alabilecektir. Bu düzenleme, Sosyal Sigortalar Kurumunun, fon
değerleme sistemi üzerine kurulmuş; özerkliğine aykırı olduğu gibi,
böyle bir hüküm, mutlaka, konulacaksa, bu hükmün yeri bütçe yasası
değildir.
Bu örnekler dışında, bütçe yasası metninde, Anayasa Mahkemesinin,
1995 bütçesinde iptal ettiği bazı hükümlere, aynen ya da değiştirilerek
yer verilmiştir. Anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı,
hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Anayasa Mahkemesi kararının iptal
gerekçesinin yayımlanmadığı veya bu konularda çerçeve yasayla
düzenleme yapılacağı gibi nedenlerle Anayasaya aykırılığı sürdürmek,
ciddî bir hükümetin yapacağı iş değildir. (DSP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çağan, süreniz bitti.
Refah Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili, Sayın İsmail Özgün;
buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)
Sayın Özgün, süreniz 10 dakikadır.
RP GRUBU ADINA İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde, Refah Partisi
Grubu adına, söz almış bulunuyorum; bu vesileyle sizleri ve bütçe
müzakerelerini, televizyonları başında izleyen kıymetli
vatandaşlarımızı, saygıyla selamlıyorum.
Muhterem Başkan, muhterem milletvekilleri; Maliye Bakanlığı bütçesi
üzerindeki görüşlerimizi arz etmeden önce, 1996 malî yılı konsalide
bütçesinin tümü üzerinde, kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum:
3 katrilyon 511 trilyon liralık bütçenin ödeneklerine baktığımızda, 910
trilyon lirası -yani, yüzde 25'i- personel giderlerine, 239 trilyon lirası -
yani, sadece, yüzde 6,8'lik kısmı- yatırımlara, 2 katrilyon 59 trilyon
liralık kısmı -yani, yüzde 58,7 gibi en ağırlıklı kısmı- transfer
harcamalarına ayrılmış bulunmaktadır. Bu transfer harcamalarının da
büyük bir bölümünü, borç faizleri teşkil etmektedir. Bütçe ödeneklerinin,
böylesine faiz ödemeleri yükü altında ezildiği bir yapıda 2 katrilyon 650
trilyon liralık konsolide bütçe gelirlerinin, 2 katrilyon 73 trilyon lirası
vergi gelirlerinden, 280 trilyon lirası özel gelir ve fonlardan, 10 trilyon
lirası da katma bütçeli gelirlerden oluşmaktadır.
Muhterem milletvekilleri, tabiî, bu bütçe yapısı içerisinde, neticede 861
trilyon liralık bir bütçe açığı öngörülmektedir. Ancak, bu yılın ilk dört
ayında gerçekleşen bütçe açığı dikkate alındığında, 1996 yılı bütçe
açığının 1,2 katrilyondan daha az olması mümkün görülmemektedir. Bu
haliyle, dört ayı kullanılmış olan 1996 yılı bütçesinin Türkiye'ye ne
getireceği ne götüreceği çok iyi değerlendirilmelidir. Öyle inanıyoruz ki,
bu bütçe, dar ve sabit gelirlilerin durumlarını iyileştirecek, üretimi
arttıracak, işsizliği azaltacak, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını
makul bir düzeyde gerçekleştirecek bir politikayı yansıtmamaktadır.
Aksine, tasarıda, enflasyon deflatörü, resmen yüzde 65 olarak ifade
bulduğu halde, kamu çalışanlarıyla ilgili rakamlar, dar gelirlileri,
çiftçileri, köylüleri ilgilendiren hükümler, bu kesimlerin ezilip perişan
olacağını göstermektedir. İşte, böylesine bir genel bütçe yapısı
içerisinde Maliye Bakanlığının durumu, gerçekten, fevkalade önemlidir.
Bu bakımdan, genel bütçe rakamları içerisinde Maliye Bakanlığı
ödeneklerinin ne anlama geldiğine bakmak ve değerlendirmek gerekir.
Maliye Bakanlığı bütçesi, toplam 756 trilyon 354 milyar lira olarak
düzenlenmiştir. Toplam ödeneğin sadece yüzde 6'sı gibi küçük bir
bölümü, yaklaşık 30 trilyon lirası, doğrudan Maliye Bakanlığı bütçesini
oluşturmakta; diğer kısmı da Hazine yardımlarını teşkil etmektedir. Bu
bütçe yapısı içerisinde, gerçekten de, Maliye Bakanlığının payının
mütevazı, Bakanlığın fonksiyonlarına yetmeyecek durumda olduğunu
belirtmemiz gerekir. Özellikle Hazine Müsteşarlığının bütçe
rakamlarına bakıldığında, Maliye Bakanlığının bütçesinin ne olduğu
daha iyi değerlendirilebilir. Burada asıl söylemek istediğim husus,
Maliye Bakanlığının bütçesinin, genel bütçe içerisindeki konumunun ve
payının gittikçe düşürülmekte olduğudur.
Muhterem Başkan, muhterem milletvekilleri; hemen belirtmeliyim ki,
Maliye Bakanlığı, kamu kaynaklarını en etkin ve en verimli bir şekilde
dağılımını, kullanımını sağlamak amacıyla ekonomi yönetiminin,
diğer birimleriyle birlikte çaba sarf eden, tedbirler alan ve alınan bu
tedbirleri izleyen bir hizmet bakanlığıdır. Gelir politikasını oluşturmak
ve uygulamak, aynı şekilde, harcama politikasını oluşturmak ve
uygulamak, bakanlığın görevleri arasındadır. Bu görevleri arasında,
devlet bütçesini hazırlamak ve uygulamak da yer almaktadır; ancak,
buradaki siyasal sorumluluk hükümete aittir.
Değerli arkadaşlar, şimdi bakıyoruz, müzakere etmekte olduğumuz bu
bütçe, halkın dertlerine deva olacak, halkın beklentilerine cevap verecek
bir bütçe midir; maalesef, bu bütçe, halkın dertlerine cevap verebilecek
bir bütçe olmaktan uzaktır. Oysa, çözüm bekleyen pek çok sorunumuz
vardır. İşsizlik alabildiğine yükselmiş, 12 milyon civarına gelmiş
dayanmış; öbür tarafta, kronik hale gelmiş, yüzde 80'ler civarında
seyreden bir enflasyon söz konusudur.
Bütçede yatırımlar yüzde 5'lere kadar düşürülmüş, faizler de
alabildiğine yükselmiş, gelir dağılımı bozulmuş; köylü ekemiyor,
ektiğinin parasını alamıyor; tarım ve hayvancılık âdeta bitme
noktasına getirilmiş; çiftçilik ve hayvancılık yapan insanımız perişan
vaziyettedir.
Ödemek durumunda olduğu çeşitli vergilerini ödeyemeyen esnafımız da
perişan vaziyettedir. Seçim bölgem olan Balıkesir'de yaptığım bir
araştırmada, 1996 yılının ilk üç ayı içerisinde, bine yakın esnaf ve
sanatkârımızın, bu vergileri ödeyemediği için, işyerini kapattığını
tespit etmiş bulunmaktayım. Sebebine baktığımız zaman, hayat
standardı esasına dayalı olarak ödenmekte olan gelir vergilerini
ödeyememelerinden dolayı işyerlerini kapatmak durumundadırlar.
Esnaf ve sanatkârın durumu böyleyken, işçinin, memurun ve emeklinin
hali de ortadadır. Bu kesimler de perişan vaziyettedir. İşin garip tarafı,
bugünün İktidar Partisi olan ANAP, muhalefetteyken, memuru perişan
ettiniz, emekliyi perişan ettiniz, geliniz, toplumsal barışı iyice bozacak,
huzursuzluk getirecek bir ortama koşar adımlarla gitmeyiniz” derken,
şimdi, aynı icraatı kendileri yapmaktadırlar.
Getirdiğiniz bu bütçe, memur maaşlarına 1996 Temmuz ayı başında;
ancak, yüzde 20 dolayında bir zam yapmaya imkân vermektedir.
Temmuz başında maaşlara yüzde 20 zam yapılırsa, bir yıllık artış da,
ortalama yüzde 57,5 dolayında gerçekleşir. İşte, memuru rahatsız eden
hesap budur. Hükümetin bütçede öngördüğü yüzde 65'lik enflasyon
hedefinin bile gerisinde kalan bir maaş artışı, memurun reel olarak
fakirleşmesi demektir. Kaldı ki -görünen köy kılavuz istemez- 1996
yılında enflasyon, en iyimser tahminle, yüzde 80'in altına
düşmeyecektir...
BAŞKAN – Sayın Özgün, 2 dakikanız var efendim.
İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Teşekkür ediyorum.
Enflasyon, yüzde 80'lerde seyrederken memura, yüzde 57 maaş artışını
reva görmek, muhalefetteyken söylediklerinizle çelişkilidir; onun için, bu
bütçe, samimiyetten uzaktır.
Yılbaşından bugüne kadar, petrol ürünlerine yüzde 40, elektriğe yüzde
50 zam yapan bir hükümetle, Türkiye'yi 2000'li yıllara nasıl
taşıyacağız; o da ayrı bir merak konusudur.
Meclisin, Hükümetin varlık sebebi, çare bulmaktır, buraya çare üretecek,
çareyi bulacak bütçeleri getirmektir.
Değerli arkadaşlar, bugüne kadar vergi reformu adı altında birçok
uygulamalar yapıldı. Geçtiğimiz 4 yılda, 4 sefer vergi reformu adı
altında birtakım düzenlemelere gidildi; ama, hâlâ, vergi kayıp ve
kaçaklarından, kayıt dışı ekonomiden, vergi adaletsizliğinden
bahsediyoruz. Peki, o zaman yapılan düzenlemeler ne işe yaramıştır
diye sormamız gerekir. Demek ki, ülkemizde, kamu kaynağı sorununu
çözecek, adil ve verimli bir vergi sistemini kuracak siyasal iradeye ihtiyaç
vardır. Ne yazık ki, bu Hükümette, bu siyasî iradeyi göremiyoruz.
Hükümete sesleniyoruz; kısmen de olsa bu sorunları çözmek
istiyosanız, geliniz, Türkiye'de adil bir vergi düzenine geçelim; geliniz,
bugüne kadar vergilendirilemeyen rant gelirlerini vergiledirelim; geliniz,
Türkiye'de vergi denetimini kolaylaştıralım, serbest muhasebecileri ve
malî müşavirleri bu konuda daha yetkili hale getirelim; geliniz,
Türkiye'de adil bir vergi düzenine geçelim diyoruz.
Refah Partisi Grubu olarak hepinizi saygıyla selamlıyorum. (RP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özgün.
Refah Partisi Grubu adına ikinci konuşmayı yapmak üzere, Sakarya
Milletvekili Sayın Nezir Aydın; buyurun. (RP sıralarından alkışlar)
Sayın Aydın, sizin süreniz de 10 dakika.
RP GRUBU ADINA NEZİR AYDIN (Sakarya) – Sayın Başkan, Yüce
Meclisimizin değerli üyeleri; Gelir Bütçesi üzerinde Refah Partisi
Grubunun görüşlerini belirtmek üzere huzurunuzdayım. Sözlerime
başlamadan önce, bütçe üzerindeki Anayasaya aykırı maddeler
konusuna temas etmek istemiyorum; çünkü, Sayın Genel Başkanım,
bütçenin tümü üzerindeki sözlerinde temas etmişti. Ayrıca, Plan ve
Bütçe Komisyonundaki Refah Partili üyeler de bu konuda gerekenleri
söylemişti. Az önce konuşan DSP sözcüsü arkadaşımız da yine aynı
olaya temas ettiğinden zaman tasarrufu bakımından bu konuya girmek
istemiyorum.
Önümüzdeki bütçenin kalemleri, bir yıllık toplanması tahmin edilen
gelir-gider kalemlerini, kurum ve kuruşların harcamalarını gösteren
yetki kanunudur. Bütçelerde denklik esastır. Görüşmekte olduğumuz
bütçe, bu bakımdan, zaafa uğramış bir bütçedir; diğer bir ifadeyle,
gelirleri giderlerine yetmeyen bir bütçedir. Son yıllardaki bütçeler gibi,
açık, büyümeye devam etmektedir. 1996 yılı bütçesini, faiz ve borç
ödemeye yönelik bir bütçe olarak görüyoruz. Nedeni ise, borç artı faiz
ödemelerinin, vergi gelirlerine oranının, yüzde 209 olmasıdır. Şöyle
söylemek de mümkündür: Vergi gelirlerini, bütçe ve faiz aracılığıyla,
rantiyecilere aktaran bir bütçedir. Yüzde 65 enflasyon hedefleyen bir
hükümet ve bütçeyi, dünyada, nerede bulabilirsiniz!.. Bugüne kadar,
enflasyon noktasında, milletimiz, çok vaatler dinlediği için "Allah
yardımcıları olsun" demekten başka söz bulamıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2 katrilyon 650 trilyonluk bir gelir
bütçesi üzerinde, 10 dakikada, Türkiyemizin en büyük partisi olan Refah
Partimizin görüşlerini anlatmanın, rakamsal analizlere girmenin ne kadar
imkân dahilinde olduğunu, takdirlerinize arz ediyorum.
Gelir kalemlerine baktığımızda, toplam gelirlerin, yüzde 78,2'sinin vergi
gelirleri, yüzde 10,5'inin vergidışı gelirler, yüzde 8'inin özel gelirler ve
fonlar, yüzde 4'ünün katma bütçe gelirleri olduğu görülüyor.
Herkesin, kamu kesimi giderlerini karşılamak üzere malî gücüne göre
vergi ödemekle yükümlü olması, Anayasa gereğidir. Ancak, vergi
yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal
amacıdır; Anayasamız, bu hükmü de kapsamaktadır. Görüşülmekte
olan gelir bütçesinde, Anayasamızın 73 üncü maddesinde yerini alan,
adalet ve dengeli dağıtımı görmek mümkün değildir. Vergi gelirleri
içinde, gelirden alınan vergilerin yüzde 75'ini Gelir Vergisi
oluşturmaktadır; bunun da, büyük bölümü, ücret gelirlerindendir.
Kurumlar Vergisinin bütçe gelirleri içerisindeki yeri, yüzde 10'dur.
Geçmiş yıl bütçelerine bakıldığında, cüzi de olsa artış göstermiş;
ancak, yeterli değildir. Akaryakıttan alınan, ülkede, A'dan Z'ye her şeyin
fiyatının artmasına ve enflasyona sebep olan vergi, Kurumlar
Vergisinden daha fazladır. Diğer taraftan, holdingler, bankalar, özellikle
de, KDV ödemeyen, verdikleri promosyon bedellerini masrafa yazarak,
esnafımızı haksız rekabetle karşı karşıya getirip ezen promosyoncu
gazeteler ve sermaye çevreleri için tahmin edilen gelirse, sadece 210
trilyon liradır.
Sular akmasa, ancak şişe suyu içebilecek kadar ücret alan asgarî
ücretliden 18 milyon TL. vergi alacaksınız. Küçük esnaf, kâr da, zarar da
etse, -1995 yılı için söylüyorum- 223 milyon TL. kazandın deyip, cebren
vergi ve fon alacaksınız. Kazanan, zaten standardın üzerinde beyanda
bulunuyor. Kâr edemeyenden cebrî olarak vergi tahsil etmek,
Anayasamızın 73 üncü maddesinin adaletli dağıtım ilkesiyle nasıl
bağdaşacak?!.
Hayat standardı, uygulamada, esnafımızı maddî ve manevî yönden
yaralamaktadır; maddî yönü, kazanıp kazanmadığına bakmadan
alıyorsunuz, manevî yönüyse, ekonomimize büyük katkıları olan bu
cefakâr insanları potansiyel suçlu ve beyanına güvenilmez insanlar
olarak algılıyorsunuz.
Memurumuz, işçimiz, esnafımız ve toplumun çok büyük bir kesimi,
direkt ve dolaylı vergileri ödeyecek, servetten alınan vergilerse, bütçe
içerisinde yüzde 1'i dahi bulmayacak... 1996 yılı vergi gelirleri
içerisinde, dolaylı vergi payı yüzde 60'dır. Kim ödeyecek bu vergileri;
memur, esnaf, işçi, emekli, köylü, çiftçi, kısaca, dargelirliler... Görülüyor
ki, bu kesimlerin çaresi yok; maaş alırken vergi ödeyecek, ürününü
satarken vergi ödeyecek, siftah etmeden dükkân kapatsa da vergi
ödeyecek, hastasına ilaç alırken de ödeyecek, tabiî, vergiyi, gıda
maddelerini -ekmek, peynir gibi- alırken de ödeyecek, elbise alırken de
ödeyecek, ayakkabı alırken de ödeyecek... Diğer taraftan, arkadaşlarıyla
bir öğün yemeği 35-40 milyon lira olan rantiyeci çevrelerden,
bilançosunda zarar gösterdi diye, eyvallah deyip vergi almayacaksınız;
faiz gelirlerini vergi dışı bırakıp, bir avuç insanın kazancına kazanç
ilave edeceksiniz; bunun adı da, adaletli ve dengeli dağıtım olacak.
Öğrencilik yıllarımda maliye hocamın bir hatırasını çok kısa
nakletmek istiyorum: Dünyadaki çeşitli maliye teorisyenlerinin tarifini
verdikten sonra, ülkemize geliyor ve şu tanımı yapıyor ve diyordu ki
"Kazı, asgarî gürültüyle yolup, azamî tüy elde etme sanatına, Türkiye'de
maliye deniyor. İşte, bu çarpık düzeni siz değiştireceksiniz." O
hocamın kulakları çınlasın, aradan yirmi yılı aşkın zaman geçti, hâlâ
aynı yolma düzeni devam ediyor; ama, biz de değiştirme mücadelesi
veriyoruz.(RP sıralarından alkışlar')
Değerli milletvekilleri, bilmeden, belki de bilerek uyguladığınız sistem
bu. Sistemin yanlışlığını, beş yıldır bütçe görüşmelerinde Refah
Partili sözcüler bu kürsüden, halk da seçim sandıklarında size anlatıyor;
ama, bir türlü anlamak istemiyorsunuz. Şunu ifade edeyim ki, eğer bunu
anlamamaya devam ederseniz, bundan sonraki bütçe görüşmelerini siz,
inşallah, sağlık, sıhhat içerisinde evlerinizde televizyondan seyreder ve
düzelen adil vergi sistemini de -bizim yaptığımızı- görür, bize de dua
edersiniz. (RP sıralarından alkışlar)
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Öyle konuşanlar bir daha
gelemiyorlar buraya.
NEZİR AYDIN (Devamla) – Bu kısa süre içinde izaha çalıştığım gibi,
65 milyonu enflasyon ve haksız vergi uygulamalarıyla eziyor ve
canından bezdiriyorsunuz.
Burada şunu ifade etmek istiyorum ki, sizin bu yaptığınız yanlış bütçe
sistemiyle, yanlış metotlarınızla, yalnız bizi, yani, 65 milyon halkı
değil, ölülerimizi de dirilerimizi de üzüyorsunuz, gelecek nesilleri de
üzüyorsunuz. Nasıl mı? 65 milyonu, işte, bu yanlış sistem, borçlanma,
faiz ekonomileriyle, enflasyonla eziyorsunuz. Gelecek nesilleri nasıl
eziyorsunuz? Onları da yanlış borçlanmayla istikballerini ve
istiklallerini ipotek altına alarak eziyorsunuz. Kanlarıyla bu ülkeyi bize
bahşeden, terleriyle bugün sahip olduğumuz ekonomik değerleri üretmiş
olan ecdadımızın eserlerini kapatarak ya da Başbakanımızın seçim
meydanlarındaki tabiriyle, peşkeş çekerek üzüyorsunuz.
Geçmiş yıl bütçelerinden temelde hiçbir farkı olmayan bu bütçeye evet
dememiz mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri, şu cümleye dikkatinizi çekiyorum: "Eğer bu bütçe
kanununun çıkmasında sizin de parmaklarınız evet oyu için kalkarsa,
ilk seçimde seçmenleriniz size öyle bir tokat vurur ki, bir daha
toparlanamazsınız"
BAŞKAN – Sayın Aydın, 2 dakikanız var, efendim.
NEZİR AYDIN (Devamla) – 1995 bütçe görüşmelerinde söylenilen ve
bugün de geçerliliğini koruyan bu cümlenin sahibi, Sayın Anavatan
Partisi sözcüsüdür.
Değerli milletvekilleri, şu cümleleri de dikkatinize arz ediyorum:
"Bugün, esnaf ve sanatkâr, kazanmaktan vazgeçmiş ‘karnımı doyurmaya
çalışıyorum' diyor. Rantiye kesimi zaten vergi vermiyor, kayıtdışı
ekonomiden hiç haber yok. Zaten, pek mücadele etmenize de gerek yok;
çünkü, Hükümetin belli kesimleri bu işlerin içindedir. O zaman, biz,
kimden vergi alacağınızı cidden merak ediyoruz " bu sözler de, Sayın
Süleyman Hatinoğlu'na aittir; acaba, belli kesimler, o işin içinden, şu
anda çekildi mi, Anavatan Partili dostlarımızın merakları giderildi mi;
şimdi, cidden, biz bunu merak ediyoruz. (RP sıralarından "Bravo"
sesleri, alkışlar)
Sayın Başbakan, 53 üncü Hükümetin güvenoylaması üzerinde, bu
kürsüden, fikrin gerçek sahibi ve uygulayıcısı Sayın Genel Başkanıma
dönerek "Sayın Erbakan, sizin ifade ettiğiniz gibi, her şeyi, akıl ve ilmin
gerektirdiği şekilde yapacağız" demişti; biz, hazırlanmış olan bütçe
kanununda bunu göremedik.
Netice olarak, şunu ifade etmek istiyorum: 1995 yılı, esnaf için çok zor
bir yıl olmuştur; günlerce, siftahsız dükkân kapatmıştır; yine de, ayda
dört gün, muhtelif vergileri yatıracağım diye koşuşturmuştur.
Holdinglerin istisnalarından esnafı da yararlandıralım, vergiyi adaletli
hale getirelim, günlük geçinimini çıkaramayan insandan vergi
almayalım; işçiye, memura, köylüye, çiftçiye, vergi almak için değil,
rahat geçinmesi için vergisiz bir hayat standardı uygulayalım; ekmek
almaya çalışan zavallı insandan, KDV dahi olsa, ekmeğinden vergi
almayalım. Ayrıca, tüm memurlar dahil...
BAŞKAN – Sayın Aydın, süreniz bitti efendim; kusura bakmayın.
NEZİR AYDIN (Devamla) – Teşekkür ediyorum ve Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar.)
BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim; sağolun.
Sayın milletvekilleri, böylece, 14 üncü turdaki bütçeler üzerinde gruplar
adına yapılan konuşmalar bitmiştir.
Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış, herhalde, bütçenin
lehinde konuşacaktır. (RP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, bu arada, soru alma işlemi de bitmiştir
Sayın Elkatmış, bütçenin lehinde yapacağınız konuşmanın süresi 10
dakikadır efendim; buyurun.
MEHMET ELKATMIŞ (Nevşehir) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Maliye Bakanlığı ve gelir bütçesi üzerinde şahsım adına
söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi ve bizleri ekran başında
dinleyen değerli vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Bu bütçe üzerinde konuşmanın ne kadar güç olduğunu takdir edersiniz.
Nitekim, Sayın Başbakan, Sayın Maliye Bakanı ve diğer sayın bakanlar
da, bütçenin kendi bütçeleri olmadığını, ellerinde bulduklarını, bütçe
kaynaklarının yetersiz olduğunu, özellikle yatırım ödeneklerinin çok az
olduğunu beyan etmişlerdir. Onların dahi savunamadığı bu bütçenin,
tarafımızdan savunulması elbette düşünülemez; ama, bütün bunlara
rağmen, bu bütçenin olumlu tarafları da bulunmaktadır.
Şöyle ki, bu bütçenin aslı 17 Ekim 1995 tarihinde Meclise sunulmuştur.
Sunulan bütçede gider 2 katrilyon 780 trilyon lira olarak gösterilmişken,
şimdi 3 katrilyon 511 trilyon liraya çıkarılmıştır. Yine, ilk sunulan
bütçedeki birtakım gelir ve gider kalemleri değiştirilmiş olarak buraya
getirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, bu neyi ifade eder; bütçe daha henüz kesinleşmeden;
yani, sunulduğu günle görüşülmeye başlandığı gün arasında, neredeyse
yüzde 40 civarında bir değişime uğramıştır. Bütçe, daha uygulanmadan,
kısa bir süre içerisinde böyle bir değişime uğrarsa, elbette ki
uygulanmaya başlanınca; yani, önümüzdeki sekiz aylık sürede yüzde
100'ün üzerinde bir değişikliğe daha uğrayacak demektir.
Bütçedeki gelir ve gider rakamları değiştiği halde, ilk sunulan bütçedeki
hedeflerin değişmediği görülmektedir; mesela, enflasyon hedefi, dolar
kuru hedefi gibi. Bu nedenle de, bu bütçe gerçekçi bir bütçe olamaz.
Zaten, bu bütçenin olumlu tarafı da, 53 üncü Hükümetçe -52 nci Çiller
Hükümeti tarafından sunulan bu bütçenin kendi bütçeleri olmadığını
söyleyerek- gelir ve gider rakamlarını değiştirmek suretiyle revize
edilmesidir.
İlk sunulan bütçedeki açık 410 trilyon lira olarak gösterildiği halde,
şimdi bu açığın 861 trilyon lira olacağı belirtilmektedir. Bu durum dahi,
bütçenin gerçekçi olmadığını göstermektedir ve durumu kurtarmak için,
sadece rakamlar üzerinde oynanmak suretiyle, hayalî bir bütçe
yapıldığını göstermektedir.
Yine, bütçede, enflasyon hedefinin yüzde 65 olacağı belirtilmesine
rağmen, henüz, üç aylık enflasyon yüzde 25'lere dayanmıştır; bu durum
da, enflasyonun yüzde 100'lere varacağını göstermektedir. Yine, doların
yıl sonu itibariyle 75 bin lira olacağı hesaplanmış ve bütçe bu rakamlar
üzerine oturtulmuşken, şimdiden dolar 75 bin Türk Lirası seviyelerine
çıkmıştır; dolayısıyla, hesaplar da altüst olmuştur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 53 üncü Hükümetin bu bütçesi,
yine de olumlu bir gelişmeyi göstermektedir. Biliyorsunuz, Çiller'in
Başbakanlığındaki Hükümetler, çalışanlara sıfır zam öneriyordu; bu
Hükümetse, bu bütçeyle, işçi ve memur ücretlerinde artış yapacaklarını,
hatta, bu kesimleri enflasyona ezdirmeyeceklerini belirtmektedirler.
Sayın Hükümetin bu beyanlarına inanmak istiyoruz, inşallah böyle olur.
Ancak, işçi ve memur gerçekten çok zor durumdadır, üç aylık resmî
enflasyon yüzde 25'lere varmıştır. Ücretlerdeki artış, temmuz ayında
yapılacak ve artışlar temmuzdan itibaren geçerli olacaktır, temmuza
kadar geçecek sürede enflasyon bu oranda artarsa, altı aylık enflasyon
yüzde 50 olacak demektir. Peki, bu altı ayda memurun, işçinin,
emeklinin zararı ne olacak; bu zararı kim telafi edecektir. Sayın
Hükümetin bu konuda bir beyanı ve hazırlığı da yoktur.
Kaldı ki, Hükümet, her ne kadar, işçi ve memuru enflasyona
ezdirmeyeceğim demekteyse de, ilk önceleri ücretlerde yüzde 20'lik bir
artış yapılacağı söylenmiş, gösterilen tepki üzerine de, artışın, yüzde
30 civarında olacağı söylenmeye başlanmıştır. Bütçe imkânlarına
bakıldığında da, artışın, ancak bu civarlarda olacağı görülmektedir.
Değerli arkadaşlar, kamu çalışanları gerçekten de zor durumdadırlar;
daha doğrusu bütün çalışanlar, emekliler, çiftçiler, esnaf çok zor
durumdadırlar. Bir de, ülkemizde 12 milyona yakın işsiz vardır.
Bunların dertlerine çare bulmak, başta Hükümet olmak üzere, elbette ki,
hepimizin görevidir.
Değerli arkadaşlar, bütçenin olumlu bir tarafı da vaatler bütçesi
olmasıdır; ama, vaatler, meseleleri çözmüyor. Daha önceleri de ne
vaatler verilmişti; Sayın Çiller, herkese ev ve araba vaat etmişti;
herkesin üniversiteye, hem de imtihansız, gireceğini vaat etmişti; 500
günde enflasyonu yüzde 10'ların altına indireceklerini vaat etmişti;
mazotu 700 Türk Lirasına indireceklerini vaat etmişti; bunların hangisi
yerine getirildi? Maalesef vaat ettiklerinin tam tersini yerine getirdiler.
Sayın Maliye Bakanımız tarafından yapılan sunuş konuşmasında,
verginin yaygınlaştırılacağı ve özellikle, kayıt dışı ekonominin de
vergilendirileceği beyan edilmiştir. Elbette ki, milletin bütün fertlerinin
kazançları oranında, makul ve adaletli bir vergi ödemeleri, vatandaşlık
görevidir; ancak, maalesef, vergi yükü, yine de dargelirlinin üzerinde
kalmaktadır. Rantiye sınıfı vergi vermezken, kamu çalışanları,
dargelirliler, küçük esnaf ve asgarî ücret alanlar vergi ödemektedirler.
Bugün, küçük esnaf, vergisini ödeyemediği, siftah dahi edemediği için
işyerini kapatmakta veya yeni bir işyeri açamamaktadır. Götürü
vergilerde birkısım indirim yapılması doğrudur; ancak, yeterli değildir;
küçük esnafın sıkıntılarını çözmeye yetmemiştir.
Yine, bütçede, on dolayındaki verginin kaldırılarak, tek bir vergi altında
toplanması da olumlu bir adımdır; fakat, tabiî, bu düzenleme,
vatandaşlarımıza yeni bir vergi ve yük getirilmeden yapılırsa
olumludur.
Bu arada, şu hususu da söylemeden geçemeyeceğim; nakliyeci esnafı,
şoförler zor durumdadırlar. Bunlar üzerindeki vergi yükünün
azaltılması ve durumlarının da düzeltilmesi gerekir. Eski bir kamyonu
olan ile yeni ve büyük tonajlı bir kamyonu olan, aynı vergi dilimiyle
vergilendirilmektedir. Köyden şehire ancak bir sefer yapabilen dolmuş
esnafı ile büyük şehirlerdeki şehiriçi dolmuş esnafı aynı vergi dilimiyle
vergilendirilmektedir. Bu, büyük bir adaletsizliktir, giderilmesi gerekir.
Ayrıca, fatura bedeli çok düşük olan eski arabalardan dahi, tespit edilen
sigorta bedeli üzerinden harç ve vergi alındığından, bu çeşit arabası
olanlar, alım-satım yapamamaktadırlar, mağdur olmaktadırlar. Bu
mağduriyetlerin de giderilmesi için, gerekli yasal düzenlemelerin
yapılması gerektiğine inanıyoruz.
Sayın Hükümetin, dargelirlinin üzerindeki yükü hafifletmesini, peşin
vergi ve hayat standardı esasına göre vergiyi kaldırmasını, asgarî ücreti
vergi dışı bırakmasını, ilaç ve gıda maddeleri, kitap, dergi, gazete
üzerindeki katma değer vergilerini kaldırmasını bekliyoruz. Repo ve
rant gelirleri vergiden muaftırlar; verginin onlardan alınması gerektiğine
inanıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Elkatmış, 2 dakikanız var efendim.
MEHMET ELKATMIŞ (Devamla) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yatırımlar için, bütçeden, 239 trilyon lira ödenek
ayrılmıştır. Bütçe açığının, öngörülenin çok üzerinde olacağı
görülmektedir. Bu nedenle, zaten, çok az olan bu paranın dahi, yatırıma
verilmeyeceği endişesini taşımaktayım.
Değerli arkadaşlar, ülkemizdeki en büyük sıkıntı, işsizliktir. Buna,
mutlaka bir çözüm bulmalıyız. Onun içindir ki, yatırımlara daha fazla
para ayırmak gerektiğine inanmaktayım.
Çiftçimiz de çok zor durumdadır. Bu yıl çiftçimiz daha fazla mağdur
olmuştur. Çiftçi, elindeki buğdayını 6-7 bin liraya satmıştır; şimdi,
buğday, 18-20 bin liradır; patatesini, soğanını, fındığını, nohutunu,
mercimeğini, fasulyesini satamamıştır, bunlar elinde kalmıştır.
Halbuki, hayat pahalılığı ve üretim maliyeti artmıştır. Geçen yıl 15 bin
lira olan mazot şimdiden 40 bin liraya çıkmıştır, geçen yıl 5-6 bin lira
olan gübre, bu yıl, şimdiden 15-20 bin liradır, geçen yıl 30 bin lira olan
patates tohumu, bu yıl 75 bin lira olmuştur. Bu nedenle, Sayın
Hükümetten, çiftçilerimize destek olmasını bekliyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Maliye Bakanımız, işe
başlar başlamaz, kendi partilerine mensup belediyelere para
dağıtmışlardır. Özellikle, geçmiş hükümetlerin muhalefet belediyeleri
üzerindeki aşırı partizan baskıları, gelirlerine el koymaları, adaletsiz
tutumları neticesinde, gerçekten de belediyeler zor durumdaydılar;
özellikle muhalefet belediyeleri ve de özellikle Refah Partili belediyeler.
Bu durumdan ANAP da müşteki olmuş ve haksızlıklardan dert
yanmıştır.
Sayın Bakanın, kendi partisine mensup belediyelere yardım yapmasını
takdirle karşılıyorum; ancak, bunun, adaletli yapılması gerektiğini,
geçmişte hiç yardım almayan belediyelere adaletli bir şekilde yardım
yapılmasını beklerdik ve halen de, bunu ümit ediyoruz. Sayın Bakan,
lütfen adaletli davranın; bu paralar, sizin şahsî paranız değildir, milletin
parasıdır. O nedenle, partizanlık yapmayın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Elkatmış, süreniz bitti efendim.
MEHMET ELKATMIŞ (Devamla) – Teşekkür ederim, saygılar
sunarım. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Sayın Bakan, buyurun efendim.
Süreniz 20 dakika.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Bakanlığımın 1996 yılı gider
bütçesi ile gelir bütçesi üzerinde yapılan değerli konuşmalara
değinmekle birlikte, Bakanlığımın bütçesi üzerinde genel bir bilgi arz
etmek istemekteyim. Bu sebeple, sözlerime başlamadan önce,
Meclisimizin siz değerli üyelerine, şahsım ve Bakanlığım adına
saygılar sunuyorum.
Sayın milletvekilleri, hepimizin de çok iyi billdiği üzere, Maliye
Bakanlığının, çeşitli birimler arasında dağılmış bulunan Türk kamu
maliyesi yönetimi içerisinde oldukça önemli bir yeri bulunmaktadır. Esas
olarak, devletimizin harcama ve gelir politikalarını büyük ölçüde
belirleyen, uygulayan ve uygulama sırasında ortaya çıkan sorunlara
çözüm getiren; ayrıca, devlete ait malları yöneten ve devletin hukuk
danışmanlığını yapan Bakanlığımız, bu önemli görevini, ülke
geneline dağılmış olan yaygın bir merkez ve taşra teşkilatıyla yerine
getirmeye gayret göstermektedir.
Devletin temel fonksiyonları arasında yer alan bu görevleri,
bakanlığımız, toplam 73 065 personel ile yürütmektedir. Mevcut
personelimizin yaklaşık yüzde 91'i taşra teşkilatında görev
yapmaktadır.
Bilindiği gibi, Maliye Bakanlığımız, bir yatırım bakanlığı değildir;
ancak, kamu kaynaklarının en etkin ve verimli bir şekilde dağılımını
ve kullanımını sağlamak amacıyla ekonomi yönetiminin diğer
birimleriyle birlikte çaba sarf eden, tedbirler alınan ve alınan bu
tedbirleri izleyen bir hizmet bakanlığıdır.
Görüşülmekte olan 1996 yılı Maliye Bakanlığı gider bütçesi toplamı
737 trilyon 514 milyar liradır. Bu miktarın sadece yüzde 4,3'ü gibi küçük
bir bölümünü oluşturan 31 trilyon 571 milyar lirası, doğrudan
Bakanlığımız faaliyetlerine ait bulunmaktadır. Bu tutarın da yaklaşık
yüzde 80'i personel giderlerini karşılamaktadır.
Bakanlığımın yatırım ödenekleri toplamı 1 trilyon 573 milyar liradır.
Bunun yaklaşık 1,2 trilyon lirası, geçen yıllardan devreden hükümet
konakları yapımı içindir.
Bakanlığımız bütçesinde yer alan 705 trilyon 943 milyar liralık ödenek
ise, başta, katma bütçeli idarelere yapılan Hazine yardımları olmak
üzere, diğer bakanlık ve kuruluşları ilgilendiren transfer giderleridir. Bu
çevçevede, katma bütçeli idarelere Hazine yardımı olarak toplam 228
trilyon 143 milyar liralık transfer yapılacaktır.
Yükseköğrenim kurumlarına devlet katkısı olarak verilmek üzere
ayrılan ödenek ise 60 trilyon 11 milyar liradır. Transfer giderleri içinde
yer alan diğer önemli kalemlere; Emekli sandığına 79,2 trilyon, ihracatta
KDV iadesi için 42,8 trilyon, Kredi ve Yurtlar Kurumuna 11,4 trilyon,
Köy Hizmetleri işçilik giderleri için 7 trilyon, ihbar ve kıdem
tazminatını karşılamak için 10 trilyon lira ödenek ayrılmış
bulunmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, gelir hedeflerimiz 1996 yılına
ilişkin makroekonomik göstergelerdeki gelişmelere paralel olarak revize
edilmiştir. Bütçenin Yüce Meclise takdimi sırasında da ifade ettiğim
gibi, 1996 yılı konsolide bütçe gelirleri, 2 katrilyon 650 trilyon lira
olarak hedeflenmiş, bunun 2 katrilyon 73 trilyon lirası vergi
gelirlerinden, 280 trilyon lirası vergi dışı normal gelirlerden, 287 trilyon
lirası özel gelir ve fonlardan, 10 trilyon lirası da katma bütçe
gelirlerinden oluşmaktadır. 2 katrilyon 73 trilyon liralık vergi gelirleri
hedefi, gümrük birliği nedeniyle, koruma oranlarından yapılan indirimler
dolayısıyla ortaya çıkacak gelir kayıpları da dikkate alınarak
hesaplanmıştır. Bu miktara göre, 1995 yılında, sosyal güvenlik primleri
hariç, yüzde 18,1 olarak gerçekleşen toplam vergi yükü 1 puan artarak,
yüzde 19'lar seviyesine ulaşacaktır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bütçenin, en önemli gelir kalemini
oluşturan vergi gelirleriyle ilgili tahminlerimizin, geçmiş yıllardaki
uygulama sonuçları, bu yıl için öngördüğümüz ekonomik hedefler ve bu
yılın ilk üç aylık dönemine ait gerçekleşme neticeleri dikkate alınarak,
titizlikle ve gerçekçi bir yaklaşımla yapıldığını özellikle belirtmek
istiyorum.
Ayrıca, vergi kanunlarındaki maktu had ve tutarların, her yıl, yeniden
değerleme oranında artırılmasının yarattığı gelir etkisi, yapılan
analizler sonucu kurumların 1995 yılı cirolarında önemli artışların
olması, Katma Değer Vergisinin on yıllık uygulama sonuçlarının
gösterdiği artış trendi, gümrük birliğine girilmesi sonucu uygulamadan
tamamen ve kısmen kalkan vergi ve fonların, vergi yükünde bir
değişiklik yaratmadan Akaryakıt Tüketim Vergisine ilave edilmesiyle bu
vergide meydana gelen artışlar, ithalattaki yüzde 15'lik reel artışın,
ithalde alınan Katma Değer Vergisinde en az bu oranda reel artış
sağlayacağı hususları da dikkate alınmış bulunmaktadır.
Vergi denetimlerinde etkinliğin artırılması ve serbest muhasebeci malî
müşavirlik müessesesinden yaygın bir şekilde yararlanılmasının
planlanılması, ayrıca, mükelleflerimizin vergi ödemede göstereceği
gayrete ve Bakanlık personelinin özverili çalışmalarına güvenimiz, bu
hedeflere ulaşmamıza olan inancımızı pekiştirmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vergi almada temel prensibimiz,
vergi sistemini, adalet, tarafsızlık ve uygulanabilirlik ilkeleri
çerçevesinde oluşturmak ve yönetmektir. Bu çerçevede, vergilemede,
1996 yılı içinde bazı yeni düzenlemeler yapmayı hedeflemekteyiz. Bu
düzenmelelerle ilgili olarak, üzerinde önemle durduğumuz konuları, ana
hatlarıyla Yüce Meclise arz etmek istemekteyim.
Kentleşme sonucu ortaya çıkan konut ve işyeri ihtiyacı nedeniyle, büyük
değerlere ulaşan, arsa ve arazilerin el değiştirmesi sırasında oluşan
rantlar vergilendirilecek ve bu vergiler de mahallî idarelere
bırakılacaktır. Giderek önemini ve verimliliğini yitirme tirendine giren
Emlak Vergisinde, bir yandan, gayri menkullerin gerçek değerini
kavrayacak şekilde rayiç bedel esası getirilirken, bir yandan da bu rayiç
bedelin, her yıl, enflasyon oranında artırılması hedeflenmektedir. Bu
düzenlemelerle birlikte, gayrimenkullerin alım satımında alınan yüzde
9,6 oranındaki tapu harçlarında da indirime gidilecektir. Böylece,
mahallî idareler, sürekli ve verimli gelir kaynağına kavuşturulmuş
olacak ve aynı zamanda da vergi adaletine uygun vergileme sağlanmış
bulunacaktır.
Sayın Başkan, değerlı milletvekilleri; üzerinde önemle durduğumuz bir
konu da ekonomik faaliyetlerin -buradaki değerli konuşmacıların da
ifade ettiği gibi- tümüyle kavranarak, kayıtdışı ekonominin
vergilendirilmesidir. Bu amaçla, idarî düzenlemelere gidilecek, yasal
düzenlemelere gidilecek ve yeni bazı tedbirler alınacaktır. Yasal
düzenlemeler içerisinde, vergi kanunlarının yanı sıra, Türk Ticaret
Kanunu ve Bankalar Kanunu başta olmak üzere, diğer bazı kanunlarda
da değişiklik yapılacaktır.
Bunun yanı sıra, vergi istihbarat kaynakları geliştirilip, bu bilgilerden
vergi denetimlerinde azamî ölçüde yararlanılması sağlanacak, vergi
dairesinde bilgisayar kullanımı yaygınlaştırılıp, vergi denetimlerinde
bilgisayar desteğinden yararlanılarak, daha geniş mükellef kitlesinin
denetimi yapılacaktır.
Tek vergi hesap numarası uygulamasının kapsamı genişletilerek,
mükellef sayısı artırılacaktır. Bu amaçla, yeminli malî müşavirlerden
daha etkin yararlanılmasına yönelik tedbirlerin de bu tedbirlerle birlikte
alınması hedeflenmektedir. Bu suretle, bir yandan vergisini gerçeğe
uygun bir şekilde ödeyen mükellefler aleyhine ortaya çıkan rekabet
eşitsizliği giderilecek; diğer yandan da vergi tabanı genişletilerek, vergi
yükünün mükellefler arasında daha adil bir şekilde dağılımı
sağlanacaktır.
Bütün bunları gerçekleştirirken, günlük yaşantımızda da önemli bir yeri
olan ve büyük bir nüfusa istihdam yaratarak, millî hâsılaya önemli katkı
sağlayan küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabet gücünün vergi yoluyla
zayıflatılmamasına özen gösterilecektir.
Bu anlayış çerçevesinde, Hükümetimiz, sayıları 900 bini aşan bakkal,
manav, lokantacı, kunduracı, berber, terzi, tamirci, taksici gibi esnaf ve
sanatkârlarımızın 1996 yılında ödeyeceği vergilerde 10 milyon liraya
yaklaşan indirimler yaparak bunların geçim imkânlarında belirli bir
ferahlık yaratmayı da hedeflemiş bulunmaktadır.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; vergi sistemimizin modern
dünyanın gereklerine uyumu yönünde, bütçeyi izleyen günlerde
atacağımız önemli adımlardan biri de, özel tüketim vergisi kanununun
çıkarılması olacaktır. Türkiye'nin, Avrupa Birliğiyle gümrük birliği
oluşturmasının bir sonucu olarak gündeme gelen bu vergi, otomobiller,
akaryakıt ürünleri, tütün mamulleri ve alkollü içkiler üzerinden halen
değişik adlar altında alınan, idare ve mükellefler açısından da
karmaşıklığa ve verimsizliğe neden olan, on dolayındaki vergi, fon ve
payın kaldırılması sonucunda, bunlar, tek bir vergi altında toplanmış
olacaktır. Bu şekilde, vergi sistemimizde dolaylı vergiler yönünden,
Katma Değer Vergisinden sonra önemli bir sadeleştirme ve basitliğe
gidilmiş ve uygulama kolaylığı getirilmiş olacaktır.
Özellikle, bu konuda, şu hususun altının çizilerek belirtilmesinde fayda
görmekteyim. Özel tüketim vergisiyle yapılacak düzenlemeyle, bu vergi
kapsamına giren mallar üzerindeki vergi yükünde önemli bir değişiklik
yapılmayacak, dolayısıyla bu verginin yatırım ve üretime olumsuz bir
yansımasının olması önlenilecektir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öngördüğümüz hedefler, ancak,
etkin, verimli, teknolojinin sunduğu imkânları en iyi şekilde kullanan ve
iyi örgütlenmiş bir vergi idaresiyle gerçekleştirilebilir.
Gelir idaresini, planlayan, uygulayan ve yaptığını kontrol eden etkin bir
yönetim yapısına kavuşturmak üzere, Bakanlığım bünyesinde
başlatılan yeniden yapılanma projesine önem vermekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın bu bölümünde, çok
değerli konuşmacıların, bu kürsüden dile getirdikleri bazı hususlara
açıklık getirmek istemekteyim.
Özellikle, Anayasa Mahkemesinin, 1995 yılı bütçesinin bazı
maddelerinin iptal edilmesiyle ilgili kararı, haklı olarak, burada, değerli
konuşmacılar tarafından gündeme getirilmiştir. Bu iptal ve ret
gerekçeleri, şu şekilde özetlenebilir:
Birinci olarak, ana hatlarıyla "Bütçe kanununa, bütçeyle ilgili olmayan
hükümler konulamaz. Bütçeyle ilgili hükümler, bütçeyi açıklayıcı,
uygulanmasını kolaylaştırıcı nitelikteki düzenlemelerdir"
denilmektedir.
İkinci olarak "Ayrı bir yasanın konusu olan ya da olabilecek kurallar,
bütçe yasasıyla düzenlenemez" denilmektedir.
Üçüncü olarak belirtilen önemli bir gerekçe, önemli bir husus da şudur:
"Herhangi bir yasada yer alan hükmün, bütçe yasasıyla değiştirilmesi
veya kaldırılması mümkün değildir."
Dolayısıyla, bu konuda, bu bütçe tasarısı içerisinde de, daha önceki
yıllarda ortaya çıkmış olan bu sıkıntının veya benzer birkaç maddenin
olduğu, konuşan değerli milletvekilleri tarafından ifade edilmiştir.
Ancak, bilindiği gibi, bu bütçe tasarımız, 1995 yılında, bizden önceki
değerli Hükümetimiz tarafından Yüce Meclise arz edilmiş bir bütçe
tasarısıdır.
Bu bütçe tasarısı, 53 üncü Hükümetin kurulmasındaki siyasî
konjonktürü de göz önüne alarak, İçtüzüğün 78 inci maddesine göre
yenilenmiş ve huzurlarınıza getirilmiştir. Tasarı, bir ayı aşkın süredir,
gerek Plan ve Bütçe Komisyonumuzda gerekse Yüce Meclisimizde
yapılan görüşmelerle -sonuna yaklaştığımız bu bütçe görüşmeleriyle-
bu son şeklini almış bulunmaktadır. Buradan ifade etmek istediğmiz
husus, bütçe tasarımızın, inşallah, Allah'ın izniyle, Yüce Meclisimizce
kabulünden ve tasvibinden sonra, mayıs ayı içerisinde, en kısa sürede,
Anayasa Mahkememizin bu iptal ve retleriyle ilgili gerekçeleri de göz
önüne alınarak, yeni bir kanun tasarısıyla, bundan sonraki bütçelerin
hazırlanmasında, bu şekilde hukukî sıkıntı doğuracak olan kısımların
kaldırılması ve düzeltilmesi Bakanlığımız tarafından hedeflenmekte
ve bu konudaki çalışmalar da son safhasına gelmiş bulunmaktadır.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; ayrıca, burada, çok değerli
konuşmacılar, gene, toplumumuzda çok değişik şekilde algılanan bir
önemli konuyu da dile getirmiş bulunmaktadırlar. Bu konu, kamu
kâğıtlarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi; ama, çoğunlukla
anlaşıldığı ve ifade edildiği şekliyle de, bu kamu kâğıtlarından elde
edilen gelirlerin hiçbir şekilde vergilendirilmediği yönünde de
anlayışlar, burada ve kamuoyunun değişik kesimlerinde gündeme
getirilmektedir.
Bu konuda, müsaade ederseniz, şu andaki uygulama hakkında yanlış
anlamaları önleme açısından ve kamuoyumuzu, Yüce Meclisimizi
bilgilendirme açısından uygulamayı kısaca ve özetle arz etmek
istemekteyim:
Halen, kamu kâğıtlarından (devlet tahvili ve hazine bonosu) faiz geliri
ve repo kazancı elde eden;
1- Kurumlar, yani, şirketler, bu gelirlerini yıllık Kurumlar Vergisi
beyannamesiyle beyan edip, üzerinden, yüzde 25 Kurumlar Vergisi
ödemektedirler.
2- Gerçek kişi mükellefler, bu gelir ticarî işletme bünyesinde elde
ediliyorsa; yani, devlet tahvili, hazine bonosu, faiz geliri ve repo
kazançları ticarî işletme bünyesinde elde ediliyorsa, yıllık Gelir Vergisi
beyannamesine dahil edip, üzerinden, kazançlarının büyüklüğüne göre,
yüzde 25 ileyüzde 55 arasında değişen oranlarda Gelir Vergisi
ödemektedirler.
3- Gerçek kişilerin -Belki üzerinde tartışılan konu bu kısmıdır-
gelirinin sadece faizden ve repo kazancından ibaret olması halinde,
mevcut yasalar çerçevesinde, yıllık faiz gelirlerini ve repo kazançlarını
beyan edip, üzerinden Gelir Vergisi ödeme yükümlülükleri yoktur.
Üç kategori içerisinde özetlediğimiz bu gruplarda, iki grupta
vergilendirme var, bir grupta ise vergilendirme yoktur. Ancak, burada,
üzerinde, yine, dikkat çekilmesi gereken bir konu ve kamuoyumuzun
aydınlatılması, Meclisimizin bilgilendirilmesi gereken konu; bugün için,
yukarıda sayılan üç grup mükelleften en fazla devlet tahvil faizi ve repo
kazançlarını elde edenler, birinci grupta yer alan Kurumlar Vergisi
mükellefleridir; yani, şirketlerdir. Bu nedenle de halen kamu
kâğıtlarından elde edilen faizlerin büyük bir kısmı
vergilendirilmektedir; ancak, şunu burada ifade etmek istemekteyim ki,
üzerinde konuşulmuş; ama, şu ana kadar herhangi bir karar verilmemiş
olan, henüz karar aşamasına gelmemiş olan, bu tip gelirler nedeniyle,
repo, devlet tahvili veya hazine bonosu gibi kamu kâğıtlarından elde
edilen gelirlerin vergilendirilmesiyle ilgili verilmesi gereken 1997
yılındaki beyannamenin ertelenmesi konusu gündeme getirilmiştir. Bu
konuyla ilgili şu anda verilmiş olan bir karar yoktur; ama, üzerinde
çalışılan, görüşülen bir konudur. Bu karar, sadece tek başına alınılacak
veya alınması düşünülen bir karar da değildir. Tahmin ediyorum,
bununla ilgili Hükümetimizin karar aşamasına gelmiş olan bir düşüncesi
olduğu zaman- zaten bir kanun konusudur- Yüce Meclisimizin huzuruna
bu konu da ayrıca getirilecektir.
BAŞKAN – Sayın Bakan, 1 dakikanız var efendim.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Devamla) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; "Maliyenin 'Nereden Buldun' şeklinde
ifade edilen yasasını uygulamaya sokma konusunda çalışmalarınız var
mıdır veya bu konuda çalışmalarınız olmalıdır" şeklinde, değerli
milletvekillerimiz ve hatiplerimiz burada görüşlerini dile getirdiler. Vergi
Usul Kanununda yapılan bir değişiklikle, 1 Ocak 1995 tarihinden
itibaren, bu yıla ait olup, Mart 1996'da verilen Gelir Vergisi
beyannameleri dikkate alınarak, bundan böyle, maliye müfettişleri, hesap
uzmanları ve gelirler kontrolörlerince yapılan vergi incelemelerinde,
mükelleflerin harcama ve tasarrufları da gelirlerinin belirlenmesinde
done olarak kullanılabilecektir; ilk uygulaması bu yıldan
başlamaktadır.
Sayın Başkan, sayın üyeler; devletin malî idaresinin iyi çalışması,
bugünün ve geleceğin ihtiyaçlarına cevap verebilmesi, bütün devlet
teşkilatının çalışmalarını da olumlu yönde etkileyecektir.
Bakanlığımız bütçesini, tasarrufa azamî özen göstererek, Hükümet
Programımızdaki ilke ve hedeflere ve hizmet gereklerine göre titizlikle
uygulayacağımızı; gelir bütçesinde de öngörülen hedeflere ulaşmak için
gerekli her türlü gayreti göstereceğimizi belirtmek ister; bu vesileyle,
cümlenize sevgi ve saygılarımızı sunmadan önce, biraz önce
konuşmamın bir bölümünde de ifade etmeye çalıştığım gibi, bir ayı
aşkın süredir gerek Plan ve Bütçe Komisyonumuzdaki değerli Sayın
Başkan ve üyelerinin yaptığı gerçekten fevkalade düzeyli ve olumlu
çalışmalar gerekse Yüce Meclisimizin bugüne kadar gece gündüz
demeden, büyük bir özveri ve geçmiş yıllara göre çok büyük bir
katılımla gerçekleştirmiş olduğu bu müzakereler neticesinde, ümit
ediyoruz ki, kanunlaşacak olan bu yılki -1996 yılında uygulanacak olan-
bütçe kanunu tasarımızın milletimize, memleketimize, devletimize
hayırlara ve uğurlara vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyor;
cümlenize, bu duygular içerisinde saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Bütçe üzerinde, son konuşma...
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Devamla) – Usule
aykırı değilse, bir küçük konu vardı, onu da ifade etmeme müsaade eder
misiniz?
BAŞKAN – Peki efendim.
1 dakika süre veriyorum Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Devamla) – Bir değerli
hatibimiz, 1995 yılında Refah Partili belediyelere yardım verilmediğini
ifade ettiler. Bundan önceki dönemler ayrı bir dönemdir. Biz, bu yıl
içerisindeki uygulamalarımızda, bu konuda yapılacak olan Maliye
Bakanlığı bütçesiyle ilgili tasarruflarda, ifade ettikleri şekilde bir
uygulamaya özen göstermek istemekteyiz. Nitekim, şu anda, 1996
yılında Refah Partimizin 104 adet belediyesine de yardım çıkarılmış
bulunmaktadır. Bunu da ayrıca arz etmek istemekteyim.
KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Sayın Bakan, ne kadar?
BAŞKAN – Efendim, onu soru olarak sorabilirsiniz.
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Bütçe üzerinde son konuşmayı yapmak üzere, Bingöl Milletvekili Sayın
Kâzım Ataoğlu; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)
Sayın Ataoğlu bütçenin aleyhinde konuşacaklardır.
Süreniz 10 dakikadır; biliyorsunuz, süreyi uzatmıyoruz.
KÂZIM ATAOĞLU (Bingöl) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Maliye Bakanlığı ve gelir bütçesiyle ilgili şahsî görüşlerimi sunmadan
önce, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği gibi, Maliye Bakanlığı, devletin gelir ve gider politikalarını
önemli derecede belirleyen, uygulayan, yönlendiren bir hizmet
bakanlığıdır. Bu açıdan bakıldığında, gelir ve gider dengesinin
sağlıklı korunamadığı bir bütçeyle, ülke ekonomisini düzlüğe çıkarmak
mümkün değildir.
Bugün, Türkiye'de vergi denetimi yürekler acısı bir durumdadır.
Denetim birimleri arasında bir koordinasyon yoktur. Kayıtdışı
ekonominin boyutları artık önlenemez bir yükselişe girmiştir. Maliye
Bakanlığı, rüşvet ve yolsuzluklar konusunda, bugün, artık mücadele
edemez bir konuma düşmüştür. Sonuçta, bugün geldiğimiz nokta,
işsizlik yüzde 20'lere çıkmış, iç ve dışborçlar ve enflasyon kontrol
edilemez bir hal almıştır. Şu anda, Türkiye'nin çok ciddî bir ekonomik
darboğazda olduğunu hepimiz biliyoruz; ancak, buna rağmen, Hükümet,
bütçe dengelerini sağlamak için, sağlıklı kaynaklar bulmak yerine,
kolaycı bir anlayışla, maalesef, borçlanma yolunu tercih etmiştir. Bu
politikaların sonucu olarak, görünen o ki, maalesef, bu yıl da halkımız
yine kemer sıkmaya devam edecek, ağır zam, yüksek enflasyon ve faiz
yüklü politikalar altında ezilecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün ülkemizde uygulanmakta
olan harcama ve gelir politikaları, maalesef, gerçek rayına
oturmamıştır. Bu bütçenin rakamlarına bakıp aldanmamak gerekir. Bu,
bütünü itibariyle, büyük bir bütçe değildir, bir hizmet bütçesi değildir, bir
yatırım bütçesi de değildir; faiz giderleri ve bütçe açıkları göz önüne
alındığı takdirde, bu bütçenin sadece bir cari harcamalar bütçesi olduğu
görülecektir.
Öncelikle, bu bütçe içerisinde Hükümetten ve Maliye Bakanlığından
beklediğimiz en önemli şey, lüzumsuz harcamalardan uzak durarak
tasarrufa riayet etme konusunda dikkatli, tutarlı, kararlı hareket
etmesidir. Şu kıt kaynaklar içerisinde bir kuruşumuzun dahi heba
edilmesine göz yumulmamalıdır.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu bütçede öngörülen gelirler
politikası da yeterli değildir; aynı zamanda, adil de değildir. Gelişmiş
bütün ülkelerde, ilke olarak, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi
alma tarzında politikalar oluşturulduğu halde, maalesef, Türkiye'de,
yıllardır, bu mekanizmalar tersine çalışmaktadır. Misal olarak, 1996
bütçesinde, personel harcamalarından daha büyük bir rakam tutan faiz
ödemeleri, tamamen vergi dışı bırakılmıştır; ancak, bunun yanında,
asgarî ücretten vergi alıyoruz. Yani, bütün gelişmiş ülkelerin
yaptıklarının tam tersine bir vergi politikası... Şimdi, bu noktada şunu
sormak istiyorum: Acaba, bu uygulamanız, yalnız bu anlayışınız, her
fırsatta, katılma kararlılığı içerisinde olmayı hedeflediğiniz Avrupa
Birliği normlarına ne kadar uygun düşmektedir? Siz, bir taraftan, Avrupa
Birliğine girmek isteyeceksiniz, diğer taraftan, uyguladığınız ücret ve
vergi politikaları, bu hedefinizin tam tersine olacak; bunu anlamak
mümkün değildir...
Bakın, bu noktada, bu konuyla alakalı olarak, Refah Partisi olarak,
Sayın Genel Başkanımızın imzasıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine
vermiş olduğumuz iki kanun teklifimiz var. Birisi, faiz giderlerinin
masrafa yazılmaması; bir diğeri de, asgarî ücretten vergi alınmaması.
Bu tekliflerimiz kanunlaştığı takdirde, hem yukarıda belirtmeye
çalıştığım bu çarpıklık giderilmiş olacak hem de vergi almada esas
ilke olan, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alma
istikametinde çok önemli bir adım atılmış olacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gelir politikalarının sağlam
kaynaklara dayanmaması sonucu görülen o ki, bütçe açığı
hedeflenenden daha fazla olacak ve bu sene de, maalesef, muayyen ve
dargelirli vatandaşlarımız vergi ve zam yükü altında ezilecektir.
Yıllardır enflasyon hedeflerinin bir türlü tutturulamadığı ülkemizde,
1996 yılı için öngörülen yüzde 65'lik hedefin de tutturulamayacağı
ortadadır; ancak, buna mukabil, temmuz ayından geçerli olmak üzere
memurlarımıza, verilecek olan zam, daha şimdiden yok olup gitmiştir.
Yıllardır, memurlarımıza enflasyonun üzerinde ücret vaat edilmiş;
ancak, bu vaat hiçbir zaman, maalesef, yerine getirilememiştir. Hatta,
1992 yılından bu yana, enflasyon ve maaş farklarını hesapladığımız
zaman, memurlarımızın aleyhine yüzde 100'lük bir kayıp söz
konusudur. Geçen kasım ayında, bundan önceki hükümetin verdiği
yüzde 45'lik zam, zaten, önceki yılların kayıplarını bile
karşılayamamaktadır. O bakımdan, memurlarımıza, Ocak 1996'dan
geçerli olmak üzere, 1996 yılı enflasyon hedefi oranında -bunu yüzde 65
olarak belirlemiş bulunmaktasınız- yüzde 65 ise yüzde 65, yüzde 70
veya yüzde 80 olacaksa, o kadar zam verilmesi gerekir kanaatindeyiz ki
hiç olmazsa, 1996 yılı için, memurlarımız biraz rahat nefes almış
olsunlar.
Bu noktada, hemen, bir şey ilave etmek istiyorum: Demin söylediğim iki
kanun teklifinden başka, yine, Sayın Genel Başkanımızın imzasıyla
Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğumuz, ücretlerde eşelmobil
sistemine geçilmesiyle ilgili teklifimizin kabul edilmesi halinde,
enflasyon oranında ücret verilmesi, böylece, yasal bir mahiyet kazanacak
ve artık, hayat pahalılığı ile ücretler arasında bir denge kurulmuş
olacaktır.
BAŞKAN – Sayın Ataoğlu, 1,5 dakikanız var efendim...
KÂZIM ATAOĞLU (Devamla) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bir iki noktaya daha değindikten sonra,
konuşmamı bitireceğim. Birincisi, geçen iktidar döneminde, fon
kaynaklarının iyi kullanılmadığı, çarçur edildiği ve birtakım siyasî
mülahazalarla, bu kaynakların başka taraflara kaydırıldığı hepimizin
malumudur. Mesela, geçen dönem, Acil Destek Fonundan, maalesef, hiç
de acil olmayan alanlara, sadece siyasî mülahazalarla, çok yüklü
kaynaklar aktarıldı. O bakımdan, fonların ciddî bir denetim altına
sokulması gerekir.
İkinci bir husus -demin arkaşlarımız da belirttiler; ama, ben de
belirtmeden geçemeyeceğim- geçen dönem, Maliye Bakanlığının
partilere yaptığı yardımlar, maalesef, parti kimliği gözetilerek
yapılmıştır. Geçen yıllarda, Maliye Bakanlığı, Refah Partisine karşı
fevkalade cimri davranmıştır. Aslında, buradaki, bu mülahazalar, halkı
cezalandırmaktır; bunun bir başka adı da budur. Demin, Sayın
Bakanımız ifade ettiler, memnuniyet duyduk; bunun taahhuk
ettirilmesini canı gönülden arzu ediyoruz. Yeni Bakanımızdan, Refah
Partili belediyelere karşı, geçen dönemdeki uygulamalarda olduğu gibi,
cimri davranmamasını istirham ediyoruz; kendileri de burada beyan
ettiler, teşekkür ediyoruz.
FETHULLAH ERBAŞ (Van) – İnanma... İnanma...
KÂZIM ATAOĞLU (Devamla) – Ayrıca, yukarıda bahsetmiştim, temel
meselelerde, Sayın Bakanlığın...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Ataoğlu, konuşma süreniz bitti; hiç kimsenin süresini
uzatmadım; kusura bakmayınız.
KÂZIM ATAOĞLU (Devamla) – Evet... Zaten bitiriyordum.
Herkesi saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim; sağ olun efendim.
Sayın milletvekilleri, 14 üncü turdaki bütçeler üzerindeki konuşmalar
bitmiştir.
Şimdi, sıra, sorular faslına geldi. Biliyorsunuz, sorular faslı 20
dakikadır.
Sayın Osman Hazer burada mı? Burada.
Sorusunu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Lutfullah Kayalar tarafından
cevaplandırılmasını arz ederim.
Osman Hazer
Afyon1 – Afyon İline, 1991-1995 yılları arasında, devlet
bütçesinden yatırım olarak her yıl ne kadar aktarılmıştır?
2 – Afyon İli, 1991-1995 yılları arasında, devlet bütçesinden illere
yapılan yatırımda iller arasında kaçıncı sıradadır?
3 – Devam etmekte olan defterdarlık hizmet binası inşaatı ne zaman
bitirilecektir?
4 – İlçelerde hizmet binası olmayan mal müdürlükleri binaları ne
zaman yapılacaktır?
5 – Defterdarlık ve mal müdürlüklerinde, daha güzel hizmet
verilebilmesi için, personel yetersizliği ne zaman giderilecektir?
BAŞKAN – Sayın Bakan, yazılı cevap da verebilirsiniz.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat)– Sorular,
araştırma ve incelemeye dayandığı için, yazılı olarak cevap vermeyi
uygun bulmaktayım Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Bakan yazılı cevap verecektir.
Sayın Abdullah Örnek?.. Buradalar.
Soruyu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun, Maliye Bakanı tarafından cevaplandırılmasını arz
ederim.
Abdullah Örnek
Yozgat
1 – Yozgat'ta hangi belediyelere ne kadar yardım yapılmıştır?
2 – Bu yardımlar hangi kriterlere göre verilmiştir, siyasî bir tercih var
mıdır?
BAŞKAN – Sayın Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Şu anda
yanımızda yoktur, yazılı olarak cevap vereceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Bakan yazılı cevap verecektir.
Sayın Mustafa Kemal Ateş?.. Buradalar.
Soruyu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun, ilgili bakan tarafından cevaplandırılmasına
delaletlerinizi saygıyla arz ederim.
Mustafa Kemal Ateş
Kilis
1 – Bugün en ucuz bir bölgede ev kiraları 5 milyon, büyükşehirlerde 25-
35 milyon lira olan bir ortamda, devlet, memur ve çalışanlarına - yüksek
tahsilli olmasına rağmen- 15-18 milyon lira maaş veriyor. Bu maaşla,
personelin, rahat, psikolojik ve moralite tam verimli çalışıp, üretken
olduklarına inanıyor musunuz? İnanmıyorsanız, en kısa zamanda
çözüm düşünüyor musunuz?
BAŞKAN – Efendim, bu, soru niteliğinde değil. Memurlara maaş verilip
verilmemesi konusu, Maliye Bakanının elinde olan bir konu değildir.
Bu, Devlet Personel Kanununda yapılan bir düzenlemedir. Bu da,
Meclisin işidir. Onun için bunu soru olarak kabul etmiyorum. (DYP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Sayın Tevhit Karakaya?.. Buradalar.
Soruyu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun, Maliye Bakanı tarafından cevaplandırılmasına
delaletlerinizi saygıyla arz ederim.
Tevhit Karakaya
Erzincan
1 – Ticaret erbabını mağdur eden peşin vergiyi kaldıracak mısınız?
2 – Asgari ücretten vergi almama konusunu çıkaracak mısınız; bilhassa
kuyumcu, sarraf ve dövizci esnafını mağdur eden, yıllardır her hükümet
değişikliğinde bakanların söz verdiği, altın ve dövizin fatura girişleriyle,
emtianın TL üzerinden değerlendirilmesinden çıkan haksız verginin
telafisini, yani makul hale getirilmesini düşünüyor musunuz?
3 – Gelir Vergisini vergilendirme usulünü daha hakkaniyetli ve adil bir
şekle getirme hususunda yeni çalışmalarınız var mı?
4 – Gelir Vergisi değerlendirilmesinde, hayat standardı oranının yeniden
değerlendirilmesini düşünüyor musunuz; kredi, rant, faiz gelirlerinin
masrafa yazılmaması hususunda çalışmalarınız var mı?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Genel olarak
çalışmalarımız vardır; yazılı olarak cevap vereceğim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Kırıkkale Milletvekili Sayın Mikail Korkmaz ?.. Burada.
Buyurun, okuyun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların ilgili Bakan tarafından cevaplandırılmasını arz
ederim.
Mikail Korkmaz
Kırıkkale
1 – Öğretmenlerin malî durumlarını tanzim edecek yeni düzenlemeler
yapılacak mı?
2 – Emekliler, dul ve yetimler, şehit düşen erlerimizin yakınlarına daha
fazla imkân düşünüyor musunuz; ilk , orta, lise mezunu memurların
durumlarını iyileştirmeyi düşünüyor musunuz?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkan, biraz önce sizin de ifade ettiğiniz gibi, hükümet seviyesinde
alınacak olan kararlara bağlı olan bir sorudur; dolayısıyla
Hükümetimizin önünde yapacağı çalışmalar içerisinde, bu soru
doğrultusunda, halkımızı ve çalışanlarımızı memnun edecek neticeler
alacağımızı ümit ediyorum.
BAŞKAN – Soru cevaplandırılmıştır.
Muş Milletvekili Sabahattin Yıldız?..Burada.
Buyurun okuyun:
Türkiye Büyük Millet meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun, Maliye Bakanı Sayın Lütfullah Kayalar tarafından
cevaplandırılmasını arz ederim.
Sabahattin Yıldız
Muş
Olağanüstü Hal Bölgesinde çalışan birkısım kamu çalışanlarına
ödenen tazminat kesilmiştir. Olağanüstü Hal Bölgesinde görev yapan
işçi, memur ve sözleşmeli personelin tümüne, olağanüstü hal
tazminatının ödenmesi için her hangi bir düzenleme yapacak mısınız?
BAŞKAN – Sayın Bakanım, özellikle bu konuda, bize de çok yoğun
talep var. Köy hizmetlerinde, PTT'de, telefon tamir işlerinde çalışan,
özellikle dağa gidip de orada terörle her zaman için karşı karşıya
bulunan kişilerin tazminatı bir genelgeyle kesilmiş.
Bunlar, "asıl, tehlikeyle biz karşı karşıyayız; bizim tazminatımız niye
kesildi?" diyorlar. Bu konuyu da bir değerlendirmeniz bakımından, ikaz
ediyorum efendim.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Bu talebi
değerlendirip, yazılı olarak cevap vereceğiz.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın Ersönmez Yarbay, buradalar mı?.. Yok.
Sayın Sıtkı Cengil?.. Burada.
Soruyu okuturuyorum:
5 Nisan kararlarından sonra, ödeme güçlüğü içerisine düşmüş bulunan
küçük esnafımızın, vergi borçlarının gecikme faizlerini kaldırarak,
aslını, taksite bağlamak gibi herhangi bir çalışmanız olacak mı?
Hayat standardını, peşin vergiyi kaldırmak ve asgarî ücreti vergi dışı
bırakmak için, 1996 yılı içerisinde herhangi bir çalışmanız olacak mı?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yazılı
olarak cevap vereceğiz.
BAŞKAN – Sayın Bakan, yazılı olarak cevap verecekler.
Sayın Musa Uzunkaya?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
Aylardır maaşlarına zam alamayan tüm memurlara, şu ana kadar gelen
zam ve pahalılığı asgarîye indirecek acil bir maaş zammı düşünüyor
musunuz?
Asgarî ücreti, insanca yaşayabilecek reel bir düzeye çıkarıp, vergi dışı
tutmayı düşünüyor musunuz?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yazılı
olarak cevap vereceğim.
BAŞKAN – Yazılı olarak cevap vereceksiniz, peki.
Sayın Mehmet Emin Aydınbaş?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
6.11.1995 tarih ve 95/7492 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, maaş ve
ücretlerde yapılan iyileştirmeler dolayısıyla, 15 Nisan 1995–15 Ekim
1995 tarihleri arasında T.C Emekli Sandığından emekli olan kamu
görevlilerinin uğramış bulunduğu izafi mağduriyetin giderilmesini
düşünüyor musunuz?
Eğer düşünüyorsanız, bunu, Bakanlar Kurulu kararnamesiyle mi, yoksa,
başka bir prosedürle mi gerçekleştirmeyi düşünüyorsunuz?
Eğer düşünmüyorsanız, 30 Ekim 1995 tarihine kadar dönemin
başbakanı tarafından, kesin olarak ifade edilen beyanların hilafına,
yukarıda belirtilen Bakanlar Kurulu kararnamesiyle, ilgililerin ani bir
sürprizle karşı karşıya bırakılmasını "devletin güvenilirliği" ilkesiyle
bağdaşır buluyor musunuz?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Konuyu
araştırıp, yazılı olarak cevaplandıracağız.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, aslında, sorulan soruların büyük bir
kısmı soru niteliğine sahip değil. Sayın arkadaşlarımızın devlet
yapımızı bilmeleri lazım; yani, bir Maliye Bakanına sorulacak sorular
başkadır, Meclisin yetkisinde olan birtakım yetkilerin, Maliye
Bakanında olduğu izlenimini yaratan sorular sorulmaktadır; bu
arkadaşlarımın, bir daha, bu hususa dikkat etmelerini rica ediyorum.
Sayın Muhammet Polat, buradalar mı efendim? Buradalar.
1 - Faiz giderlerinin masrafa yazılmaması hakkındaki düşünceleriniz
nelerdir?
2 - Peşin vergiyi kaldırmayı düşünüyor musunuz?
3 - Asgarî ücretten vergi almamayı düşünüyor musunuz?
4 - Asgarî geçim indirimini yeniden gözden geçirmeyi düşünüyor
musunuz?
BAŞKAN – Sayın Bakana, aynı sorular daha önce de soruldu; yazılı
olarak cevap vereceklerini söylediler.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yazılı
olarak cevap vereceğim.
BAŞKAN – Sayın Sıddık Altay?.. Buradalar.
Sorusunu okutuyorum:
1 - Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin esnafı mağdur durumdadır.
Bu mağduriyetinin önlenmesi için, yıllık cirosu 5 milyar TL'ye kadar
olanlardan vergi alınmaması için bir planınız var mı?
2 - Memurların emeklilik ikramiyelerinin artırılması için yeni bir
çalışmanız var mı; varsa, ne zaman uygulamayı düşünüyorsunuz?
3 - 1979 yılında olduğu gibi, bütün memurlara bir derece verilmesi
düşünülüyor mu?
4 - 3 ve daha aşağı derecelerde emekli olan memurlar ekonomik yönden
çok zor durumdadırlar. Bu emekli memurların durumlarının
iyileştirilmesi düşünülüyor mu?
BAŞKAN – Bunların hepsi kanun mevzuu olan sorular. Bunların
sorulmaması lazım. Efendim, kanun olmadan, Sayın Maliye Bakanın,
burada, memur maaşını artırması, herhangi bir geliri vergi dışı
bırakması mümkün değilki... Bu, kanuna bağlı bir şey. (RP
sıralarından "Sayın Bakan hazırlık yapsın" sesleri)
Efendim, milletvekili olarak zatı âlileriniz kanunları hazırlasın getirsin,
Sayın Bakan da katılsın.
Sayın Hüseyin Olgun Akın?.. Burada.
Sorusunu okutuyorum:
1 - Kamu malî yönetim projesiyle ilgili olarak bugüne kadar yapılan
çalışmalar nelerdir?
2 - Bugüne kadar, ne kadar ön danışmanlık ücreti ödenmiştir?
3 - İmar ve Kalkınma Bankasıyla yapılan kredi anlaşması gereği,
danışmanlık ücreti kimlere ve ne kadar ödenecektir?
4 - Bu danışmanlıklar yerli uzmanlara mı veyahut yabancı uzmanlara
mı yaptırılacaktır?
5 - Memleketimizde büyük bir denetim açığı varken, vergide yüzde yüz
oranında merkezî ve yerel düzeyde denetim yapan eleman alınacak
mıdır?
6 - Maliye müfettişleri, hesap uzmanları, gelirler, muhasebat, millî emlak
kontrolörleriyle, Hazine avukatlarının toplam kadrosu kaçtır, bunların,
fiili doluluk oranı nedir?
7 - Maliye Bakanlığının lojmanları konusundaki politikanız nedir?
8 - Doğu bölgelerimizin ihtiyacı için sınavla alınan avukatların, çok
kısa bir zaman sonra, ihtiyaç olmadığı halde, bir kısmı, neden batı
bölgelerimize kaydırılmıştır?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkan, yazılı cevap vereceğim.
BAŞKAN – Sayın Şaban Selvi?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
Asgarî ücretin vergidışı tutulmasını düşünüyor musunuz?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkan, yazılı olarak cevap vereceğim.
BAŞKAN – Bu konu, kanun konusu. Ben, bunu, sorulmamış kabul
ediyorum; çünkü, verginin istisna ve muafiyet hadlerini kanun belirler.
SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Sayın Başkan, müsaade buyurursanız,
Sayın Bakan cevaplasın.
BAŞKAN – Efendim, Başkanlık olarak bana soru soruluyor; ben, ancak
uygun gördüğümü Bakana intikal ettiriyorum. Bakanın, kendi kendine
vergilendirme yetkisini kısması, artırması mümkün değil; yasayla
oluyor bu.
Sayın Sabri Tekin?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
Memurlarımızın 1996 Temmuz ayı maaşları hakkında nasıl bir
düzenleme düşünüyorsunuz?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkan, yazılı olarak cevap vereceğim.
BAŞKAN – Sayın Ayhan Gürel?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
Plan ve Bütçe Komisyonu, Partimin -Demokratik Sol Partisinin-
Komisyon üyelerinin karşı çıkmasına karşı, Komisyon, İktidar
partisinin Komisyon üyelerinin oylarıyla almış olduğu kararla, temmuz
ayına kadar, devlet memurlarına, emeklilere, dul ve yetimlere sıfır zam
verilmesini kararlaştırmıştır. Hükümetin, güvenoyu almasından sonra,
tüm tüketim ürünlerine, hizmetlerine anormal zamlar yapılmıştır. Sıfır
zamma mahkûm edilenler, geçimlerini nasıl sağlayacaklardır?
Vatandaşlarımızın durumunu düzeltecek ne gibi önlemler alacaksınız?
Teşekkür eder, saygılar sunarım.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Efendim,
"sıfır zam" tabirine katılmıyoruz; çünkü, bizden önceki Hükümet, 15
Kasım 1995'te memurlarımızın almış oldukları maaşlarla ilgili
yaptığı ayarlamaların, 1.1.1996 tarihinden itibaren geçerli olacağını,
esasen 1.1.1996 tarihinden geçerli olmak üzere düşündüklerini, bu
aldıkları kararların gerekçelerinde de ifade etmişlerdir. Ama,
Hükümetimizin, gerçekten çok önem verdiği, Türkiye bütçesinin en
önemli kalemlerinden birisini oluşturan personel harcamalarıyla ilgili
ciddî çalışmaları vardır. Bu konu, yasalarımıza göre, Bakanlar Kurulu
kararıyla düzenlenmesi gereken bir konudur. Bu çalışmalar karar
aşamasına geldiği zaman, Meclisimize ve kamuoyumuza arz edilecektir.
BAŞKAN – Soru cevaplandırılmıştır.
Sayın Ali Rahmi Beyreli?.. Burada.
Soruları okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Türkiye'de otomobil satışlarından alınan vergiler, Avrupa
ortalamasının 2,5 katıdır. Bu yüksek vergiler, ülkemizde var olan
otomobil talebini baskı altında tutmakta, fabrikaların var olan kurulu
kapasitelerini kullanıp, üretimi artırıp, yaklaşık 100 bin kişiye yeni iş
olanağı yaratılmasını engellemektedir.
Bu hatalı vergi sistemini ne zaman değiştirmeyi planlıyorsunuz? Bu
uygulamanın arkasında, talebi kontrol altında tutma veya başka bir
ekonomi politikası var mıdır; varsa nedir?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Bu,
Bakanlığımızın ve Hükümetimizin yapmayı düşündüğü vergi sistemi
içerisindeki sadeleştirmelerde ve yeniliklerde ele alınması gereken bir
konudur. Bu şekilde değerlendirilecektir.
BAŞKAN – Soru cevaplandırılmıştır.
Sayın Zeki Çakıroğlu?.. Burada.
Soruları okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Muğla İli, ilçeleriyle birlikte, hem turizm hem de kültür dokusuyla
yoğun bir ildir. Muğla İlinde 102 ören yeri, 19 düzenlenmiş ören yeri,
138 arkeolojik SİT, 40 doğal SİT, 5 müze, 336 tescilli sivil mimarlık
örneği ev, yaklaşık 35 bin kilometrekare ören yeri alanı bulunmaktadır.
BAŞKAN – Sayın Çakıroğlu, bu soru Kültür Bakanına sorulmuş
olmasın...
ZEKİ ÇAKIROĞLU (Muğla) – Hayır efendim. Bu soru, Sayın Maliye
Bakanına sorulmuştur. Soru açıktır. Olayın içeriği de şudur: Muğla'da,
Kültür Bakanlığının, Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu kurulmasına
ilişkin kararı vardır ve 15 kişilik bir kadro tahsis edilmiştir; vize
beklenmektedir Maliye Bakanlığından.
BAŞKAN – Vergi muafiyetleri bakımından mı...
ZEKİ ÇAKIROĞLU (Muğla) – Hayır, bu kadroların çalışabilmesi için
Maliye Bakanlığından vize beklenmektedir.
BAŞKAN – Peki efendim, soruya devam ediyoruz.
Buyurun okuyun:
Bu özellikleri göz önüne alarak, Kültür Bakanlığı tarafından, Sayın
Durmuş Fikri Sağlar'ın Bakanlığı döneminde, Muğla İli Kültür ve
Tabiat Varlıkları Kurulu kurulmasına ilişkin kararı alınmıştır. Maliye
Bakanlığı tarafından, kurulun kadro vizesi verilmediğinden, kurul, fiilen
gerçekleştirilememiştir.
Sayın Bakan, Muğla İlinin çok önemli sorununun çözümlenmesinde
tutumunuz ne olacaktır? Kadro vizesi verilecek midir?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yazılı
olarak cevap vereceğiz efendim.
BAŞKAN – Sayın Nurettin Kaldırımcı?.. Burada.
Soruları okutuyorum:
1. Arazide görev yapmakta olan personele ödenmekte olan "seyyar görev
tazminatı" bazen 10-12 ay kadar geç ödenmekte, bazen de düyuna
kalmaktadır. Tazminatların maaşlarla birlikte ödenmesi hususunda
herhangi bir çabanız olacak mıdır?
2. Türkiye'de kamu yönetiminin etkinliğini artırmak, israfı ve gizli
işsizliği önlemek için, bütün kamu kuruluşlarında çalışacak personelin
vasıf ve sayısını yeniden belirlemek amaçlı, norm kadro tespiti
çalışması yaptırmayı düşünüyor musunuz?
Ayrıca, bütün teşkilatınız bünyesinde, iş ahlakının
kurumsallaştırılması amacıyla sistematik bir hizmet içi eğitim
programı hakkında görüşünüz nedir?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yazılı
olarak cevap vereceğiz.
BAŞKAN – Sayın Yakup Hatipoğlu?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
Dicle Üniversitesinde 8 adet yatırım projeleri vardır. 1994 yılı
içerisinde projelerin ihaleleri yapılmış; ancak, bu projeler için 1995
yılında verilmiş ödenekler çok yetersiz olmuş, Üniversite tarafından ek
ödenek talebi yapılmış, finansman yetersizliğinden dolayı fakültelerin
bina inşaatları Dicle Üniversitesi spor salonu inşaatı, yöreye üst düzeyde
sağlık hizmeti verecek olan kardiyoloji merkezi ve radyoterapi merkezi
inşaatları ile onkoloji hastanesi kampüs altyapısı ve büyük onarım
işlerini kapsamaktadır. Çok mübrem ihtiyaç olan bu finansmanlara, 1996
malî yılı bütçesinden ne kadar ödenek ayrılmış ve bu ihtiyaçlar,
Hükümet tarafından karşılanacak mı?
BAŞKAN – Sayın Bakan?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yazılı
olarak cevap vereceğiz.
BAŞKAN – Yazılı olarak cevap verilecektir.
Sayın milletvekilleri, bu bütçe üzerindeki sorular bitmiş bulunmaktadır.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkan, bildiğimiz kadarıyla, bize ulaştığı kadarıyla, epeyce önerge
bulunmakta. Bu önergelerin incelenmesi ve değerlendirilmesi açısından
uygun bulursanız bir ara verelim.
BAŞKAN – Efendim, Maliye Bakanlığının bütçesinin bölümlerini
kabul edelim, ondan sonra.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Peki
efendim.
BAŞKAN – Onu, zaten, Maliye Bakanlığı bütçesinin bölümlerini kabul
edip, normal tasarıdaki maddelere geçince, gelir bütçesine geçince, o
zaman konuşacağız efendim.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Hay hay
efendim.
BAŞKAN – Şimdi, Maliye Bakanlığının bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum :
C) MALİYE BAKANLIĞI
1. – Maliye Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi
A – CETVELİ
Program
Kodu Açıklama Lira
101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 7 071 985 000
000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
111 Devlet Bütçesinin Düzenlenmesi, Uygulanması
ve Denetimi 780 156 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Program
Kodu Açıklama Lira
112 Devlet Gelirlerine İlişkin Hizmetler 14 958 435
000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
113 Devlet Muhasebe Hizmetleri 4 290 980 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
114 Devlet Mallarına İlişkin Hizmetler 2 936 410 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
116 Devlet Hukuk Danışmanlığı ve Muhakemat
Hizmetleri 770 400 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
119 Devlet Taşınır Mallarının Tasfiye Hizmetleri 47 000
000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
910 Kurumlara Katılma Payları ve Sermaye Teşkilleri 25 000
000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
920 İktisadî Transferler ve Yardımları 12 075 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
930 Malî Transferler 555 540 262 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
940 Sosyal Transferler 88 272 000 000 000
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, burada, iki tane önerge var;
okutuyorum efendim:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Genel Bütçesi kapsamında, Maliye Bakanlığı
Bütçesinin, 940-03-03-424 900 faslından;
Tarih Vakfına 5 milyar TL,
Halkevleri Derneğine 5 milyar TL,
Türkiye Siyasal ve Ekonomik Sosyal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) na 5
milyar TL,
Sosyal Demokrasi Vakfına (SODEV) 5 milyar TL,
Türk Hukuk Kurumuna 5 milyar TL,
Pir Sultan Abdal Derneğine 5 milyar TL,
Hacı Bektaş Derneğine 5 milyar TL,
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine 5 milyar TL,
Dil Derneğine 5 milyar TL, TOBAY Vakfına 5 milyar TL yardım
yapılması.
Bu amaçla, gerekli kaynağın;
Türk Ocağı Vakfına yapılması öngörülen 15 milyar TL'lık yardımdan
10 milyar TL,
Aydınlar Ocağına yapılması öngörülen 10 milyar TL'lık yardımdan 5
milyar TL,
Türk Dünyasını Araştırma Vakfı için öngörülen 35 milyar TL'lık
yardımdan 30 milyar TL;
Ahmed Yesevi Vakfı için öngörülen 10 milyar TL'lık yardımdan 5
milyar TL kesilerek sağlanması için gereğini saygıyla arz ederiz.
Mahmut Işık Algan Hacaloğlu Celal Topkan Bekir Kumbul
Sıvas İstanbul Adıyaman Antalya
BAŞKAN – Efendim, malumunuz olduğu üzere, Anayasa göre, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda ödenek artırıcı ve gelir artırıcı
önergeler verilmemektedir.
MAHMUT IŞIK (Sıvas) – Sayın Başkan...
BAŞKAN – Bir dakika; izah edeyim arkadaşım...
Bu, bölümler arasında bir aktarma olduğu için; yani, Plan ve Bütçe
Komisyonunun getirdiği raporda, "bu bölümde yer alan paralar kimlere
harcanacak" diye bir açıklama yok; ama, öyle anlaşılıyor ki, orada, o
amaçla ayrılmış bir para var. Bu itibarla, bütçenin aynı faslı içerisinde
bir aktarmayı öngörüyor.
Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Önergeye, Hükümet ve Komisyon katılmıyorlar.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Cetvelde gösterilen değişikliğin aşağıdaki gerekçeyle kabulünü arz ve
teklif ederim.
Mahmut Işık Mustafa Yıldız Haydar Oymak Ercan
Karakaş Atila Sav
Sıvas Erzincan Amasya İstanbul Hatay
Alt Ödenek Faaliyet Harcama
Önerilen
Program Program Türü Proje Kalemi Miktar
940 03 3 429 900 –
(Bu ödeneğin 25 milyar lirası, Cumhuriyet Üniversitesi Divriği Meslek
Yüksekokuluna, çevre düzenlemesi ile demirbaş alımlarında
kullanılmak üzere aktarılır. )
Gerekçe:
Divriği, Türkiye'nin en fazla maden üreten bir ilçesidir. Bu nedenle de,
Maden Mühendisliği Meslek Yüksekokulunun binası bitmiş, 200' ün
üzerinde öğrenci de, okulun çevre düzenlenmesi ve demirbaşları
olmadığı için, Sıvas Cumhuriyet Üniversitesinde geçici olarak açılan
sınıflarda, sıhhatli olmayan bir şekilde öğrenim yapılmaktadır.
Bu para verildiğinde, Yüksekokul hemen öğretime açılarak, Sıvas'ta
geçici olarak kalan öğrenci ve öğretmenler de, Divriği'deki işlerine
başlayacaklardır. Maden ve Yüksekokul iç içe olduğu için, tatbikî eğitim
sağlanmış olacaktır.
Arz olunur.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmıyorlar.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Program Kodu 940'ı, okunan şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Program
Kodu Açıklama Lira
950 Borç Ödemeleri 69 400 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
999 Dış Proje Kredileri 187 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 756 354 628 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Maliye Bakanlığı 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir;
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
D) GELİR BÜTÇESİ
2. – 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/285) (S. Sayısı : 1)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 1996 Malî Yılı Genel ve Katma
Bütçeli İdareler Kanunu Tasarılarının 1 inci maddeleri kapsamına
giren bakanlık ve kuruluşların bütçeleri ve gelir bütçesiyle ilgili 2 nci
maddenin görüşülmesi tamamlanmış bulunmaktadır.
Şimdi, 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının gider bütçesiyle ilgili
1 nci maddesini okutuyorum.
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Gider, Gelir ve Denge
Gider Bütçesi
MADDE 1. – Genel Büçteye giren dairelerin harcamaları için bağlı (A)
işaretli cetvelde gösterildiği üzere (3 558 506 822 000 000) liralık
ödenek verilmiştir.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 1 nci maddeyi, daha evvel kabul
edilmiş bulunan cetvellerle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir bütçesine ilişkin 2 nci maddeyi tekrar okutuyorum:
Gelir Bütçesi
MADDE 2. – Genel Bütçenin gelirleri bağlı (B) işaretli cetvelde
gösterildiği üzere (2 640 000 000 000 000) lira olarak tahmin edilmiştir.
BAŞKAN – 2 nci maddeye bağlı (B) cetvelinin bölümlerini okutup,
oylarınıza sunacağım:
(2) SAYILI CETVEL
(Genel Bütçenin Gelirleri)
B – CETVELİ
Gelir
Türü Açıklama Lira
1 Vergi Gelirleri 2 073 000 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 Vergi Dışı Normal Gelirler 280 000 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
3 Özel Gelirler ve Fonlar 287 000 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2 640 000 000 000 000
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi ek cetvellerle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
Denge
MADDE 3. – Ödenekler toplamı ile tahmin edilen gelirler arasındaki
fark net borçlanma hâsılatı ile karşılanacaktır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 3 üncü
madde kabul edilmiştir.
Sayın Bakanım, siz hangi maddeden itibaren söz istiyorsunuz? Çalışma
süremiz saat 19 00'a kadar devam ediyor.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Şimdilik
devam edebiliriz efendim.
BAŞKAN – Peki efendim.
4 üncü maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ BÖLÜM
Malî Politikaya İlişkin Hükümler
Bütçe Politikası ve Malî Kontrol
MADDE 4. – Maliye Bakanı, harcamalarda tasarrufu sağlamak, tutarlı,
dengeli ve etkili bir bütçe politikası yürütmek amacıyla kamu istihdam
politikası ve giderlerle ilgili ödeneklerin dağıtım kullanımını, gelir ve
giderlere ilişkin kanun, yönetmelik ve kararnamelerin uygulamalarını
düzenlemek üzere standartları tespit etmeye ve sınırlamalar koymaya;
bu hususlarda tüm kamu kurum ve kuruluşları için uyulması zorunlu
düzenlemeleri yapmaya ve tedbirleri almaya yetkilidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 4 üncü
madde kabul edilmiştir.
5 inci maddeyi okutuyorum:
Ayrıntılı Harcama Programları ve Ödeneklerin Kullanımı
MADDE 5. – Bütçe kanunlarına ekli (A) işaretli cetvellerdeki ödenekler,
Maliye Bakanlığınca belirlenecek ilkeler, serbest bırakma oranları ve
ayrıntılı harcama programları dahilinde kullanılır. Bu oranlar üzerinde
ve harcama prgramları dışında harcama yapılamaz.
İdareler bütçelerinde yer alan ödenekleri belirlenecek ilkeler ve serbest
bırakma oranları dahilinde Kalkınma Planı ve Yıllık Programda
öngörülen hedefleri ve hizmet önceliklerini gözönünde bulundurarak,
tasarruf anlayışı içinde, kullanmakla yükümlüdürler.
Bütçe kanunlarına bağlı (A) işaretli cetvellerdeki ödeneklerin (1), (2) ve
(3) ödenek türü altında yer alan personel giderleri ödenekleri; Maliye
Bakanlığı Bütçesinin 930-08-3-351-900 tertibinde yer alan personel
giderleri, ödeneği, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü işçilik giderleri,
ihbar ve kıdem tazminatlarını karşılama ödenekleri ile Hazine yardımı
almayan katma bütçeli idarelerin ödenekleri hariç olmak üzere daire ve
idarelerin ödeneklerinin % 5’i iptal edilmiştir.
Hazine Müsteşarlığı bütçesinde yer alan konsolide iç borçlar faizi ve
genel giderleri, konsolide dış borçlar faizi ve genel giderleri, faiz acyo ve
kur farkları ve Hazine bonoları genel giderleri; Millî Savunma
Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı,
Sahil Güvenlik Komutanlığının diğer cari ödenekleri ile Millî
İstihbarat Teşkilatı ödenekleri; Maliye Bakanlığı bütçesinde yer alan
Emekli Sandığına yapılacak ödemeler; Hazine Müsteşarlığı bütçesinde
yer alan Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur’a yardım amaçlı
ödenekler için bu oran % 1 olarak uygulanır.
Bu iptal ile ilgili bütçe işlemlerini gerçekleştirmeye ve bu işlemler
sonucu doğacak hazine yardımı fazlalarını iptal etmeye Maliye Bakanı
yetkilidir.
BAŞKAN – 5 inci madde üzerinde söz isteyen yok?.. Yok.
Madde üzerinde önergeler var.
Sayın Bakan, siz, bu önergeleri de mi geriye alıp incelemek
istiyorsunuz?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
İncelemeyle ilgili çalışmalarımızı bitirdik efendim, devam edebiliriz.
Sayın Grup Başkanvekili, önergeleri geri çekiyor mu, onu bilemiyorum
tabiî.
ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Önergeleri geri çekiyoruz efendim.
BAŞKAN – Önergeler geri verilmiştir.
5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 5
inci madde kabul edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum:
Kamu Kuruluşlarının Gelir ve Giderlerinin İzlenmesi, Bütçelerinin
Onaylanması
MADDE 6. – 1996 Malî Yılında, genel bütçeye dahil dairelerle katma
bütçeli idareler, döner sermayeli kuruluşlar, bütçenin transfer tertibinden
yardım alan kuruluşlar, belediyeler, belediyelere bağlı kuruluşlar, özel
idareler, kamu iktisadî teşebbüsleri, sosyal güvenlik kuruluşları ile
benzeri kuruluşlar, fonlar ve fonlara tasarruf eden kuruluşlar, Maliye
Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığınca tespit edilecek esaslar ve
sürelerde,
a) Gelir tahminlerini,
b) Gider tahminlerini,
c) Malî tabloları,
d) Birbirleriyle borç ve alacak durumlarını,
İlgili mercilere vermek zorundadırlar.
Maliye Bakanı madde kapsamına giren idare, kuruluş, teşebbüs ve
kurumlarından, her türlü malî işlemleri ile ilgili bilgi, belge ve hesap
durumlarını almaya; bu belge ve hesap durumları ile borçlanma ve borç
ödeme imkânları üzerinde inceleme yaptırmaya, programlarına uygun
harcama yapmayan ve ilgili kanunların öngördüğü yükümlülükleri yerine
getirmeyen, bilgi, belge ve hesap durumlarını ibraz etmeyen idare,
kuruluş, teşebbüs ve kurumların bütçe ödeneklerini kesmeye ve diğer
imkânlarını durdurmaya, bütçe ödenekleri ile diğer imkânları en etkin
şekilde kullanmak üzere gerekli önlemleri almaya, bu maksatla
gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşlardan alınan önlemlerin
uygulanmasını istemeye yetkilidir.
Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün yılı
bütçeleri 31 Mayıs 1996 tarihine kadar Maliye Bakanlığı, Hazine ve
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlıklarınca incelendikten sonra
Başbakanlık onayı ile yürürlüğe girer. Bu kuruluşların bütçelerinin
uygulanması sırasında ödenek ve nakit idaresi ile ilgili gerekli tüm
tedbirleri almaya Maliye Bakanı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı
olduğu Bakan yetkilidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen yok; maddeyle ilgili iki önerge
var.
Efendim, biliyorsunuz, Anayasaya göre, bütçede verilen önergeler
müzakere edilemiyor; bu itibarla, önergelerin gerekçeleri var, bir
müzakereyi ihtiva ettiği için okutmuyorum.
Önergeleri, sırasına göre okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
1996 yılı Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının "Kamu Kuruluşlarının
Gelir ve Giderlerinin İzlenmesi, Bütçelerinin Onaylanması" başlıklı 6
ncı maddesinin birinci fıkrasındaki "sosyal güvenlik kuruluşlarıyla"
aynı maddenin son fıkrasının Anayasaya aykırılığı nedeniyle
metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Nihat Matkap Oya Araslı Önder Sav
Hatay İçel Ankara
Atila Sav Birgen Keleş Mustafa Yıldız
Hatay İzmir Erzincan
Celal Topkan Mahmut Işık Algan Hacaloğlu
Adıyaman Sıvas İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1996 yılı Bütçe Kanun Tasarısının 6 ncı
maddesinin birinci fıkrasındaki "sosyal güvenlik kuruluşları" ibaresinin
son fıkrasının ise tamamıyla tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Zekeriya Temizel Gökhan Çapoğlu H. Hüsamettin Özkan
İstanbul Ankara İstanbul
Hikmet Uluğbay Metin Şahin
Ankara Antalya
BAŞKAN – Önce, birinci önergeyi işleme koyacağız; çünkü, o kabul
edilirse bunu da kapsıyor; o bakımdan...
ÖNDER SAV (Ankara) – Gerekçelerini okumadan onu tespit edebiliyor
musunuz?!..
BAŞKAN – Anayasanın 162 nci maddesine göre bütçede verilen
önergeler müzakere edilemez...
ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Başkan, önergenin gerekçesi ne?
BAŞKAN – Bu, bir müzakereden kaçmak için...
ÖNDER SAV (Ankara) – Gerekçesi olmadan neye göre müzakere
edilecek?
BAŞKAN – Efendim, tabiî yani; okutmuyorum gerekçelerini.
Birinci önergeyi bir daha okutuyorum :
Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanığa
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının "Kamu Kuruluşlarının Gelir
ve Giderlerinin İzlenmesi, Bütçelerinin Onaylanması" başlıklı 6 ncı
maddenin birinci fıkrasındaki "sosyal güvenlik kuruluşları ile" aynı
maddenin son fıkrasının Anayasaya aykırılığı nedeniyle metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Saygılarımla.
BAŞKAN –Efendim, DSP‘nin verdiği önerge de son fıkrayla ilgiliydi,
bu da son fıkrayla ilgili değil mi?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Mahiyet farkı var, ifade farkı var efendim.
BAŞKAN – Ama, ikisi de son fıkrayı kapsıyor herhalde ?..
Sayın Matkap, sizin önergeniz de son fıkrayla ilgili mı?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI GÜLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Ayrı ayrı işlem görmesi gerekiyor.
BAŞKAN – Öyle mi ; peki, o zaman ayrı ayrı işleme koyalım.
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, gerekçeleri okutursanız
fazla zamanımız da gitmez. Ayrıca konu anlaşılacağı için
arkadaşlarımız daha sağlıklı bir şekilde oylarını kullanabilirler.
BAŞKAN – Efendim, şimdi, bakın; Anayasa, bütçeyle ilgili olarak
verilen önergelere özel bir müzakere biçimini getirmiştir; bunu müzakere
etmemiştir; yalnız, önerge, işleme konulur demektedir.
MAHMUT IŞIK (Sıvas) –Sayın Başkan önergelerin gerekçelerini niçin
okutmuyorsunuz?..
BAŞKAN – Efendim, olur mu? O zaman; onu da işleme koyarsak 500
sayfalık önerge verirsiniz!..
MAHMUT IŞIK (Sıvas) – Sayın Başkan, biraz önce benim önergemin
gerekçesini okuttunuz.
BAŞKAN– Hangi gerekçeyi?..
MAHMUT IŞIK (Sıvas) – Biraz önce verdiğim önergenin gerekçesini
okuttunuz.
BAŞKAN – Efendim, o gerekçe değil, önergenin bizatihi kendisidir.
Orada bölümler arasında aktarma yapıyorunuz. Anayasaya aykırı..
Yani, açıkça anlaşılıyor...
ÖNDER SAV (Ankara) – O zaman, madde üzerinde görüşmek isteyen
var mı diye niçin soruyorsunuz?
BAŞKAN – Sordum efendim
ÖNDER SAV(Ankara) – O zaman, bir üye, madde üzerinde konuşmak
istese ne yapacaksınız?...
BAŞKAN – Efendim “madde üzerinde söz isteyen var mı” diye sordum,
“yok” dendi.
Sayın Sav, İçtüzük, önceden söz isteyeceksiniz diyor; yani maddeyi
okuduktan sonra söz isteyeceksiniz...
ÖNDER SAV (Ankara) – Efendim, bir konuda anlaşmamız lazım .
Madde üzerinde Genel Kurul üyelerinden herhangi birisine söz verecek
misiniz?
BAŞKAN – Tabiî, vereceğim.
ÖNDER SAV (Ankara) – Vereceksiniz!...
BAŞKAN – Vereceğim; ama, o safhayı geçtik.
ÖNDER SAV(Ankara) – Tamam, o ayrı bir olay. Gelecek maddeler için
anlaşmamız lazım.
BAŞKAN – Tabiî, tabiî. Söz isteyen arkadaşa söz vereceğiz; bu onun,
İçtüzükten doğan hakkıdır.
ÖNDER SAV(Ankara) – Bir, madde değişikliği önergesi, gerekçesiyle
bir bütündür. Siz, Başkanvekili olarak, madde değişikliği istemiyle,
gerekçesini ayırma hakkına sahip değilsiniz; onu, bütünüyle okutmak
durumundasınız. Eğer, bu tutumunuz sürerse, tutumunuz konusunda
kürsüden söz almak istiyorum.
BAŞKAN – Efendim, tutumum hususunda bir hata yok.
Anayasanın 162 nci maddesinde, bütçeyle ilgili olarak verilen önergeler,
müzakeresiz olarak işleme konur deniliyor; bunun anlamı nedir; yani, bir
önerge üzerinde tartışılmayacak; dolayısıyla, gerekçesi de
okunmayacak... (DYP ve ANAP sıralarından alkışlar)
Sizin, madde üzerinde konuşma hakkınız var; madde üzerinde söz
isteyen olmadığı için onu geçtik; önergenin okunmasına geldik. (DYP
ve ANAP sıralarından “Bravo” sesleri alkışlar)
Efendim, tezahürata hiç gerek yok. Rica ederim, oturur musunuz
yerinize...
ÖNDER SAV (Ankara) – Müzakere değil bizim talebimiz; bizim
talebimiz, gerekçesiyle bir bütündür.
BAŞKAN – Efendim, birinci önergeyi okuttum.
Sayın Komisyon, katılıyor musunuz?..
PLAN ve BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR
(Samsun) – Birinci önergeye katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Hükümet?..
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, söz talebimiz var...
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, yapmayın... Lütfen...
Komisyon katılmazsa, söz talebimiz var...
BAŞKAN – Biraz önce söyledik Sayın Nihat Matkap “önergeler
müzakere edilmeyecek” dedik.
NİHAT MATKAP (Hatay) – Oldu mu Sayın Başkan...
BAŞKAN – Birinci önergeye Komisyon ve Hükümet katılmıyor.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, önergeler arasındak farkı
Sayın Komisyon Başkanından rica ediyorum.
BAŞKAN – İkinci önergeyi okutuyorum:
Görüşülmekte olan 1996 yılı bütçe kanun tasarının 6 ncı maddesinin
birinci fıkrasında "sosyal güvenlik kuruluşları" ibaresinin, son
fıkrasının ise tamamıyla tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Zekeriya Temizel
(İstanbul)
ve arkadaşları
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, iki önerge arasındaki farkı
Sayın Komisyon Başkanının açıklamasını istiyorum...
BAŞKAN – Sayın Komisyon katılıyor mu?
PLAN ve BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR
(Samsun) – Efendim, bu önergeyle de, devletin, sosyal güvenlik
kuruluşlarına katkı yaparken, belirli değerlendirmeleri, önincelemeleri
yapma ihtiyacının duyulması, Hükümetçe, madde metninin
yazılmasına sebebiyet vermişti.
İ. ÖNDER KIRLI (Balıkesir) – Katılıyor mu; katılmıyor mu?..
PLAN ve BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR
(Samsun) – Şimdi, gerçekte, bütçe kanunlarımızda, Hazine
Müsteşarlığının Kuruluş Kanununda ve Maliye Bakanlığının Kuruluş
Kanunda, Maliye Bakanlığının ve Hazine Müsteşarlığının, devletten
yardım alan kuruluşların hesaplarını inceleyebileceklerine dair açık
hükümler bulunduğu için, bu hususun, bir de Bütçe Kanunlarında,
burada özel bir düzenlemeyle zikrine mahal olmadığından, Anayasaya
uyumluluk açısından çok, bu açıdan bir ihtiyaç bulunmadığından,
kaldırılmasına... Bu itibarla, önergeye, Komisyon olarak katılıyoruz.
BAŞKAN – Katılıyorsunuz...
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan izin verir misiniz...
BAŞKAN – Sayın Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılıyoruz
efendim...
NİHAT MATKAP (Hatay) – Bir saniye Sayın Başkan.
BAŞKAN – Efendim... Hayır, ne bir saniyesi?..
NİHAT MATKAP (Hatay) – İki önerge de aynı mahiyeti taşıyor;
acaba, Sayın Komisyon Başkanı isme göre mi hareket ediyor?!..
BAŞKAN – O, kendi takdirleri...
Önergeye, Hükümet ve Komisyon katılıyor.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmiştir.
Şimdi, 6 ncı maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik
şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 6 ncı
madde, kabul edilen bu önerge doğrultusundaki değişik şekliyle kabul
edilmiştir.
7 nci maddeyi okutuyorum:
Gerektiğinde Kullanılabilecek ödenekler
MADDE 7. – Maliye Bakanlığı bütçsinde yer alan ve gerektiğinde
kullanılabilecek ödeneklere ilişkin hükümler; aşağıda gösterilmiştir.
a) Personel Giderleri Ödeneği :
Malî yılın ilk 6 aylık döneminde kullanılan ödeme emirlerine
dayanılarak yapılan hesaplamalar sonucunda, bütçelerine konulan
ödeneklerin yetmeyeceği anlaşıldığı takdirde; ilgili mevzuatının
gerektirdiği harcamalar için 100 - Personel Gideleri ile ilgili tertiplere,
Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-351-900) tertibindeki ödenekten
aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
b) Yatırımları Hızlandırma Ödeneği :
Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-353-900) tertibimdeki
ödenekten, 1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve
İzlenmesine Dair Karar hükümlerine uyularak, 1996 yılı yatırım
programının uygulama durumuna göre gerektiğinde öncelikli sektörlerde
yer alan yatırımların hızlandırılması veya yılı içinde gelişen şartlara
göre öncelikli sektör ve alt sektörlerde yer alan ve programa yeni
alınması gereken projelere ödenek tahsisi veya ödeneklerinin
artırılmasında kullanılmak üzere söz konusu projelere ilişkin mevcut
veya yeniden açılacak tertiplere ve Hazine Müsteşarlığı bütçesinin
kamu iktisadî teşebbüsleri ile ilgili faaliyetlerine aktarma yapmaya
Maliye Bakanı yetkilidir.
c) Kur Farklarını Karşılama Ödeneği :
Yurt dışında kuruluşu olan genel bütçeye dahil dairelerin (3) ödenek
türünde olup, 610, 620 ve 710 ayrıntı kodlarına gider kaydedilecekler
hariç, (1) ve (3) ödenek türü altındaki tertiplerde yer alan ve yurt
dışındaki kuruluşlar için döviz olarak kullanılması gereken
ödenekleriyle, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin
uluslararası kuruluşlara yapacakları ödemelere dönük ödeneklerin
yabancı para karşılıklarını sabit tutmak ve 31 Aralık 1995 tarihindeki
kurlar transfer anındaki kurlar arasındaki farkı karşılamak amacıyla
Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-352-900) tertibindeki ödeneği
ilgili kuruluşların hizmet programlarında mevcut ilgili tertiplere
aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
d) Yedek Ödenek :
Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-356-900) tertibindeki ödenekten
bütçelerin, Maliye Bakanlığınca belirlenecek veya yeniden açılacak
tertiplerine aktarma yapmaya, Maliye Bakanı yetkilidir.
e) ihbar ve Kıdem Tazminatını Karşılama ödeneği
Genel ve katma bütçeli daireler ile transfer tertibinden yardım alan
kuruluşlarda işçi statüsünde çalışan personel için kuruluş bütçelerinde
yer alan ödeneğin yetersiz kalması halinde eksik kalan ödeneği Maliye
Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-369-900) tertibinde yer alan ödenekten
kuruluş bütçelerindeki mevcut veya yeniden açılacak tertiplere aktarma
yapmak sureti ile karşılamaya Maliye Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Madde üzerinde önege yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
8 inci maddeyi okutuyorum:
DPT Etüt ve Proje Ödenekleri
MADDE 8. – Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı bütçesinin;
a) (111-01-2-001-300) tertibindeki ödenekten, bir kısmını Devlet
Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca gerekli görülen hallerde harcama
ilkelerine uygun çalışmaların yaptırılması amacıyla, bütçelerin ilgili
tertibine aktarmaya ve bununla ilgili diğer işleri yapmaya Maliye Bakanı
yetkilidir. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı aynı amaçlarla il özel
idarelerine, iktisadî devlet teşekküllerine ve diğer kamu teşebbüslerine
yaptıracağı hizmetlerin bedellerini peşin ödeyebilir.
b) (111-01-3-301-900) tertibinde yer alan ödeneği, kalkınmada öncelikli
yörelere ilişkin program ve projeleri desteklemek amacıyla, bütçelerin
ilgili harcama kalemlerine aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Aynı
amaçlarla diğer kamu kuruluşlarına yapılacak ödemeler de bu tertipten
karşılanır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Madde üzerinde önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
9 uncu maddeyi okutuyorum:
Yatırım Harcamaları
MADDE 9. – a) Yıllık programlara ek yatırım cetvellerinde yer alan
projeler dışında herhangi bir projeye yatırım harcaması yapılamaz.
Ancak, Silahlı Kuvvetler Bütçesinin programlarında (1) ödenek türü
içinde yer alan savunma sektörü, altyapı, inşa, iskân ve tesisleriyle,
NATO enfrastrüktürün gerektirdiği inşa ve tesisler ve bunlara ilişkin
kamulaştırmalar ile RE-MO programı içinde yer alan alım ve hizmetler
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının vizesine bağlı olmayıp,
yıllık programlara ek yatırım çizelgelerinde yer almaz.
b) Genel ve katma bütçeli kuruluşların yatırım programında ödenekleri
toplu olarak verilmiş yıllık projelerinden makine-teçhizat, büyük
onarım, idame-yenileme ve tamamlama projelerinin detay programları
ile alt harcama kalemleri itibariyle tadat edilen ve edilmeyen
toplulaştırılmış projelerinin alt harcama kalemleriyle ilgili işlemlerde
“1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine
Dair Karar” ın 6 ncı maddesi hükümleri uygulanır.
c) Yıllık Yatırım Programına ek yatırım cetvellerinde yer alan
projelerden ilgili Bakanın onayı ile il özel idarelerince valinin yetki ve
sorumluluğunda gerçekleştirilmesi uygun görülenlerin bedelleri,
münhasıran proje ile ilgili harcamalarda kullanılmak üzere hizmetin ait
olduğu il özel idaresine ödenir. Mahallhi hizmet niteliği taşıyan işler, bu
fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde program ve proje safhasında da
valilerin yetki ve sorumluluğuna devredilebilir.
Bu şekilde yürütülecek projelerin, etüt, keşif ve kontrollük hizmetleri
ilgili bakanlık ve genel müdürlüğün il teşkilatlarınca; ihale veya emanet
suretiyle yaptırılması ve bedellerinin ödenmesi il özel idarelerince
valinin onayı ile gerçekleştirilir.
d) Yıllık programa ek yatırım cetvellerinde yıl içinde yapılması
zorunlu değişiklikler için “1996 Yılı Programının Uygulanması,
Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar” da yer alan usullere uyulur.
e) Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında
Genel Bütçeli daireler ile Katma Bütçeli idarelerin bütçelerinin çeşitli
yatırım ve yatırımlar ile ilgili transfer tertiplerine eklenen ödeneklerden,
genel artırımlar dışında kalanların, yatırım projelerine dağılımı, bu
daire ve idareler ile birlikte Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca
“1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine
Dair Karar” hükümlerine bağlı kalmaksızın 1996 Yılı Yatırım
Programı ile ilişkilendirilir.
Yatırım ödeneklerinin ilgili daire ve idarelerce kullanılmasında sari
ihale yetkisi aranmaz. Daire ve idareler bu ödenekleri ilgili projelerde
yılı içinde kullanırlar. Yılı içinde bitirilemeyecek projeler bir sonraki
yıl programında devam eder.
Bu ödeneklerin kullanılması hiçbir şekilde durdurulamaz ve Bütçe
Kanunundaki serbest bırakma hükümlerine tabi değildir.
Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında genel
bütçeli daireler ile katma bütçeli idarelerin bütçelerinin çeşitli yatırım ve
yatırımlar ile ilgili transfer tertiplerine eklenen ödeneklerden, genel
artırımlar mahiyetinde olanlar “1996 Yılı Programının Uygulanması,
Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar” ın ilgili hükümlerine tabidir.
Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında ilgili
işlerde kullanılmak üzere Maliye Bakanlığı Bütçesinin yedek ödenek
tertibine konulan ödenekler başka bir işleme gerek kalmaksızın Maliye
Bakanlığınca kuruluş bütçelerine aktarılır. İlgili kuruluş bütçelerine
aktarılan yatırım ödenekleri bu fıkranın 1, 2 ve 3 üncü bentleri
çerçevesinde kullanılır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?
ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, Grubum adına söz
istiyorum.
İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – Sayın Başkan, Grubum
adına...
BAŞKAN – Sayın Temizel, buyurun.
Süreniz 10 dakika.
DSP GRUBU ADINA ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 1996 Malî Yılı Bütçe Yasa Tasarısının
9 uncu maddesindeki bir konuya dikkatinizi çekmek için, Grubum adına
söz almış bulunuyorum; sözlerime başlarken, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Bütçe Yasa Tasarısının 9 uncu maddesini
okuduğunuzda, hemen dikkatinizi çekmesi gereken bir husus var; o da,
yatırım harcamalarının, 1996 yılında, hangi ilkelere göre
gerçekleştirileceğinin maddenin başlangıç kısmında belirtilmiş
olmasıdır.
Yatırım harcamalarının gerçekleştirilmesiyle ilgili olarak belirtilen
ilkelere göre, 9 uncu maddenin birinci kısmında, örneğin, yatırım
harcamalarının, kesin olarak 1996 yılı programının uygulanması,
koordinasyonu ve izlenmesine dair kararın 6 ncı maddesi hükümlerine
uygun olması hususunu, yani, bu maddenin uygulanması koşuluyla söz
konusu olacağını belirtmektedir. Onun dışında, Maliye Bakanlığının,
genel olarak, bütçe uygulama ilkeleri çerçevesinde serbest bırakma ve
diğer hükümlerine, bu harcamaların yapılması sırasında, yine uyulması
gerekmektedir.
Burada, zamanınızı almamak için ayrıntısına girmediğim birçok
belirlemeden sonra maddenin (e) fıkrasına geliyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu konuya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum.
Maddenin başlangıç kısmında belirtilen, yani (e) fıkrasına kadar
belirtilen fıkralar ile maddenin (e) fıkrası arasında net bir çelişki
bulunmaktadır. Yatırım harcamalarında, başlangıçta, yatırımların
uygulanması, koordinasyonu ve izlenmesine dair kararın 6 ncı
maddesine uyulması gerekirken, hemen (e) fıkrasının başında, bütçeye
konulmuş olan bazı yatırım harcamaları için bu ilkelere uyulmaması
gerekliliği belirtilmektedir.
Yine, (e) fıkrasının ikinci bendinde, yatırım ödeneklerinin ilgili daire
ve idarelerce kullanılmasında sari ihale yetkisinin de aranmayacağı
belirtilmektedir. Yani, bütçeye konulan belirli bir miktar ödenekle
yatırıma başlanılmakta; ancak, bu yıl konulan ödenekle gelecek yıllara
sari inşaat yapma yetkisi elde edilmektedir. Dolayısıyla, bu yılın
ödeneğiyle, beş altı yıllık taahhütlere girişilmesi olanaklı
bulunmaktadır.
Yine, (e) fıkrasına göre, ödeneklerin kullanılmasının hiçbir şekilde
durdurulamayacağı, bütçe kanunundaki serbest bırakma hükümlerine
tabi olmayacağı da belirtilmektedir. Yani, bütçe kanununun bütün
ödenekleri serbest bırakma hükümlerine tabi olacak, gerektiği takdirde
durdurulabilecek; ama, bütçe kanunundaki bazı harcamalar, hiçbir
şekilde durdurulmayacak ve serbest bırakma hükümlerine de tabi
olmayacak.
Yine, aynı şekilde, Maliye Bakanlığı bütçesinin yedek ödenek tertibine
konulan ödenekler, başka bir işleme gerek kalmaksızın, Maliye
Bakanlığınca, direkt olarak, bu amaçla kuruluş bütçelerine
aktarılacaktır.
Değerli milletvekilleri, dikkatinize sunmak istediğim konu şu : 1996 yılı
bütçesindeki bazı yatırım harcamaları, neden diğer yatırım
harcamalarına göre bu kadar önceliklidir; bu öncelikler, hangi koşullarda
belirlenmiştir ve bunların, diğer yatırımların tabi olduğu hükümlere
tabi olmamasının nedeni nedir; bunu, özellikle dikkatinize sunmak
istiyorum.
9 uncu maddenin (e) fıkrası, Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçe
metnine eklenmiş olan bir hükümdür. Yatırımların orada eklenmesinde
elbette ki bir mahzur yoktur, Plan ve Bütçe Komisyonunun amaçlarından
birisi de budur; ama, orada eklenen yatırımların, diğer yatırımlara göre
farkı nedendir ki, bu önceliğe sahip oluyorlar... O nedenle, hem bütçe
yasasına yatırımların yapılmasıyla ilgili olarak temel ilkeleri
koyacaksınız, hem de ayrı bir fıkrasıyla bazı yatırımlara bu
hükümlerin uygulanmayacağını ve ayrıcalıklar tanınacağını
söyleyeceksiniz... Bu uygulama, yatırım harcamalarının bütçe disiplini
içerisine alınmasında gösterilen daha önceki gayretlerin bu bütçe
sırasında göz önüne alınmadığını ve boşuna çıktığını
göstermektedir.
Bu bütçe, kriz döneminde hazırlanan bir bütçedir; dolayısıyla, her kuruş
harcamasının, öncelikli ve mutlaka gerekli olan harcamalara gitme
zorunluluğu vardır. Bu şekilde, yatırım programlarında yer almamış;
ancak, otomatik olarak yatırım programlarında yer alacak, bütün
harcamalardan öncelikli olarak konulacak bu harcamalara, özellikle, kriz
döneminde harcanmış olan bu bütçeden, bu kadar çömertçe yatırım
kaynağı ayrılmasına herhangi bir şey dememekle birlikte, bu ilkelere
uyularak harcama yapılması olayının, adelet ilkesiyle bağdaşmadığını,
sizlerin bilgisine sunmak istiyorum.
Yatırımların bir kısmına bu kadar ayrıcalık tanımak, bir kısmına
tanımamak, gerçekten, adelet ilkesiyle kesin olarak bağdaşmaz. O
nedenle, bu maddenin görüşülmesini müteakip, Demokratik Sol Parti
Grubunun, 9 uncu maddeden (e) fıkrasının çıkarılmasıyla ilgili olarak
bir önergesi okunacak. Önergemiz, yatırım harcamalarıyla ilgili olarak
getirilmiş ilkelere herhangi bir şekilde karşı çıkmamakta, sadece,
getirilmiş ilkelerin hepsini bir kalemde ortadan kaldıran (e) fıkrasına
karşı çıkmaktadır. O nedenle, adalet açısından gerçekten kabul
edilemeyecek, yatırımlar arasında net bir ayırımcılığa neden olan (e)
fıkrasının çıkarılmasının Meclisin takdirine sunulmasını ve bu
konuda bir açıklama yapmayı gerekli gördük.
Ben, sözlerimi burada bitiriyor, Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum.
(DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Temizel.
Sayın Ertan Yülek, buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakika.
RP GRUBU ADINA İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; ben de, halen görüşülmekte olan bütçenin
9 uncu maddesinin (e) fıkrasıyla ilgili olarak huzurunuza gelmiş
bulunuyorum.
Şimdi, inanın ki, huzurunuza gelişim, herhangi bir parti mülahazasıyla
değildir, hiçbir şekilde, meseleyi başka mecraya dökmek için de değildir;
ama, bir bütçe disiplinini sağlamak ve şu ana kadar olan uygulamaların
dışında, Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen bir maddenin,
gerçekten, bütçe disiplinine uymayan bir hükmünü ifade etmek için
geldim huzurunuza.
Bakınız, Hükümetten gelen madde ile bu maddeyi satır satır
karşılaştırdığımızda göreceğimiz bir nokta, bir husus var; iki madde de
(d) fıkrasına kadar -(d) fıkrası da dahil- aynıdır.
Yıllarca, iktidarda bulunan ANAP da, dört yıldan beri iktidarda bulunan
DYP-CHP Hükümeti de bu fıkrayı şimdiye kadar koymamıştır. Peki
şimdiye kadar konulmayan bir fıkra bu kadar sıkışık olan bir dönemde
nasıl olur da getirilir?.. Bunu, bir teknisyen olarak ifade ediyorum;
lütfen, bunu böyle kabul edin, bir teknisyen olarak getiriyorum.
Bizim bütçemiz, program bütçedir ve yatırımların nasıl yapılacağı,
nasıl programa alınacağı, nasıl yıl içerisinde değişiklik yapılacağı,
yıllardan beri, yani, planlı döneme girdiğimizden beri tespit edilmiş ve
bundan da kimse zarar görmemiştir ve en çok faydayı da iktidarlar
görmüştür. Çok samimî olarak, bu işin içinden gelen bir arkadaşınız
olarak, yıllarca uygulamasında bulunan bir arkadaşınız olarak sizi
temin ediyorum ki, bundan, siyasîler de fayda görmüştür.
Şimdi, getirilen fıkra ne... Biz, şu ana kadarki program bütçe
mefhumunu bir tarafa bırakıyoruz, yatırımların nasıl programa
alınacağını bir tarafa bırakıyoruz ve onun yerine çok indî, keyfi,
siyasîleri müşkül durumda bırakacak, hatta birbirine düşürecek bir fıkra
geliyor. Bu fıkraya, en az bizim kadar, iktidar partisindeki
arkadaşlarımızın da kırşı çıkması lazım ve bu fıkranın
çıkarılmasını istemeleri lazım.
Bakınız, (d) fıkrasında "1996 Yılı Programının Uygulanması,
Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Kararda yer alan usullere uyulur"
deniyor; her zaman bu ibare var.
Şimdi, geçiyoruz (e) fıkrasına "Bütçenin Türkiye Büyük Millet
Meclisinde görüşülmesi sırasında Genel Bütçeli daireler ile Katma
Bütçeli idarelerin bütçelerinin çeşitli yatırım ve yatırımlar ile ilgili
transfer tertiplerine eklenen ödeneklerden, genel artırımlar dışında
kalanların, yatırım projelerine dağılımı, bu daire ve idareler ile birlikte
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca... bu hükmü ile
ilişkilendirilir" diyor; ama Devlet Planlama Teşkilatına girmiyor. O
zaman, bırakalım, Devlet Planlama Teşkilatını kaldıralım. Yani,
kimseyi de yine itham ederek söylemiyorum.
Yine devam ediyor "Yatırım ödeneklerinin ilgili daire ve idarelerce
kullanılmasında 'seri' ihale yetkisi aranmaz." Bu da "seri" ihale
yetkisini...
BAŞKAN –"sarı, sarı" efendim... "Yıllara sarı."
İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla) – "sarı" değil "sari".
BAŞKAN – Evet "sarı" işte.
İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla) – "sari..." Peki.
BAŞKAN – Neyse canım, işte...
İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla) – Bunu -burada, planlamada
çalışan arkadaşlarımız var,eskiden müsteşarlık yapmış birkaç
arkadaşımız var- nasıl içimize sindiririz?..
Devam ediyorum : "Bu ödeneklerin kullanılması hiçbir şekilde
durdurulamaz ve Bütçe Kanunundaki serbest bırakma hükümlerine tabi
değildir." Bakınız, yani bütçede bir bütünlük aranır. Bu bütünlük de, bu
bütçeyle getirildiyse, şimdi, bu maddeyle siz bütünlüğü bozuyorsunuz,
biz bütünlüğü bozuyoruz. Bu fıkranın, hakikaten, -çok samimî ifade
ediyorum ki- çıkarılmasında Hükümet için fayda vardır ve bütçe
geleneklerinin bozulmaması bakımından fayda vardır.
Yine devam ediyorum : "Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde
görüşülmesi sırasında ilgili işlerde kullanılmak üzere Maliye Bakanlığı
Bütçesinin yedek ödenek tertibine konulan ödenekler, başka bir işleme
gerek kalmaksızın, -bakınız- Maliye Bakanlığınca kuruluş bütçesine
aktarılır. İlgili kuruluş bütçelerine aktarılan yatırım ödenekleri, bu
fıkranın 1, 2 ve 3 üncü bentleri çerçevesinde kullanılır.” Bu da, yine,
aynı şekilde, şu ana kadarki bütün teamüllerin dışında, uygulamaların
dışında, birtakım kimseleri partizanca işlemler yapacak hale sokar .
Mahkeme kadıya mülk değil, iktidar da hiç kimseye mülk değil, Maliye
Bakanlığı da kimseye mülk değil. Onun için, siz yaparsınız, yarın da
bundan şikâyet ederiz arkadaşlar. Geliniz, biz, normalini yapalım, şu
ana kadar olanını yapalım. Bütçe disiplinine mutlaka riayet edilmesi
lazım gelen zamanda, iktidarın ve iktidar mensubu arkadaşlarımızın
riayet ettirmesi bakımından bu fıkranın çıkarılması lazım.
Bu madde üzerinde, daha epeyce konuşulur; ama, çok özet olarak şunu
söylüyorum: Bizim bütçemiz, program bütçedir. Bizim bütçemiz, bir
disiplini gerektirir yıllardan beri ve öyle uygulanagelmiştir. Hükümet de,
baştan, bunu, böyle sevk etmiş. Plan ve Bütçe Komisyonunda, niçin
olduğunu bilmediğimiz; fakat, daha çok...
Çok açık olarak perde arkasındaki hadiseyide söyleyelim: Bir havuz
yapılacakmış, bu havuzdan, Plan ve Bütçe Komisyonundaki üye
arkadaşların talepleri doğrultusunda, bazı talepler, oraya, buraya
verilecekmiş. Bu maddenin konma sebebi bu.
Lütfen arkadaşlar, ben, istirham ediyorum, buna alet olmayalım ve bunu,
buradan çıkaralım. Bunun çıkarılması için de, biz, bir önerge
veriyoruz. Bu önergeyi kabul edersek, bir yanlıştan dönülmüş olur.
Yanlıştan dönmek fazilettir ve Yüce Meclis de, burada, böyle birtakım
ters uygulamaların önüne geçmiş olur.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. ( RP ve ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Matkap, elinizle arkayı gösteriyorsunuz... Hangi
arkadaşınız söz istiyorsa, kalksın, söz istesin. Elle arkayı işaret
ediyorsunuz; ben, hangi arkadaşınız söz istiyor bilmiyorum ki...
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Hacaloğlu...
BAŞKAN – Tamam efendim, işaret edin. Böyle, elinizle işaret
ediyorsunuz; ama, hangi arkadaşınızı işaret ediyorsunuz, hangisi söz
istiyor?!. Rica ediyorum; işaret edeceğinize isim verin... (Gülüşmeler)
Boş yere zaman harcamayalım, hangi arkadaşınız söz istiyorsa...
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, Grubumuz olarak, söz
talebimizin olduğunu hatırlatmak için...
BAŞKAN – Sayın miletvekilleri, bu arada, Sayın Işın Çelebi ile Sayın
Hasan Denizkurdu bir pusula göndermişler. İzmir Yüksek Teknoloji
Okulu için bir ödenek aktarılmasını istiyorlar. Bu, geçti artık; bunu
burada işleme koymamız mümkün değil. Arkadaşlarımız ısrar ediyor;
ama, bu mesele geçti, bitti.
CHP Grubu adına, Sayın Hacaloğlu; buyurun
Süreniz 10 dakika.
CHP GRUBU ADINA ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 1996 malî yılı genel
bütçe tasarısının 9 uncu maddesi üzerinde kısa bir değerlendirme
yapmak istiyorum.
Bilindiği gibi, 1982 Anayasası, planlamayı, ekonominin geliştirilmesi ve
yönlendirilmesi sürecinde, bir zorunlu mekanizma olarak öngörmektedir.
Planlama kavramının, bu teşkilatımızın kurulduğu 1960'lı yıllardan
günümüze, belirli değişikliklerden geçtiği biliniyor; ama, program bütçe
uygulaması içinde, Planlamanın, özellikle, kamu kesimi yatırımlarının
sektörlerarası ve kuruluşlararası dağılımında ve yıl içi değişikliklerde
bağlayıcı ve uygulama üzerinde yönlendirici kurum niteliğini hâlâ
taşımakta olduğunu; bunun bir yasal gerekçesi bulunduğunu biliyoruz.
Değerli arkadaşlarım, benden evvel söz alan değerli iki arkadaşımın
belirttiği gibi, bu maddenin (e) fıkrasıyla ödeneklerin, Planlamanın, her
yıl, yatırımların uygulanmasına ilişkin çıkarmakta olduğu, bir
Bakanlar Kurulu kararı olarak uygulamaya konulan ve bu yılda 1996
yılı programının uygulanması, koordinasyonu ve izlenmesine dair
kararın, yatırımlara ilişkin, bu yıl bir bölümü kaynaklarla ilgili olarak
uygulanmamasının öngörülmesi, yasanın özüne, planlama anlayışının
özüne ve uygulamanın olması gereken çerçevesine aykırıdır.
Bu yıl bilindiği gibi, yedinci Beş Yıllık Planın birinci dilimidir. Ben de
dahil olmak üzere, bazı arkadaşlarımız, bu yıl -özellikle 1996 yılında-
ilk yılını yaşamakta olacağımız, uygulamaya geçireceğimiz yedinci
Beş Yıllık Planın, 1996 Programını yönlendirici vasfı olmasını, Yüce
Kurulun, Meclisimizin dikkatine sunduk; ama, bu yasanın, bu
maddesiyle, bilinçli olarak, daha yedinci Beş Yıllık Planın birinci
yılında, makro dengelerde olduğu gibi, burada da bir duyarsızlık ortaya
çıkıyor; makro dengelerde de, planın ilk yılına göre arzu edilen, olması
gereken uyumun olmadığı biliniyor; ama, burada, göz göre göre, bile
bile, bu, aşılmak isteniliyor.
Ben, sadece bunun altını çiziyorum; uyarı görevimi yapmak istiyorum.
Düzende, sistemde, eğer kurallar çiğnenmeye başlanırsa, onun sonu
gelmez. Çiğnenmenin azı çoğu olmaz. Burada da bir kural
çiğnenmektedir. Yüce Kurulumuzun bu konuda duyarlılık göstereceğine
inanıyorum.
Benden evvel konuşan arkadaşımın değindiği gibi -bundan evvel bir iki
yıl uygulandığından söz edilen- bu yıl, Plan ve Bütçe Komisyonu
üyelerine, kendi inisiyatiflerine göre kullanmaları için, bir havuzdan,
diledikleri alt projelere kaynak önerebilmeleri amacıyla bir ödenek tahsis
edilirse, ben, Plan ve Bütçe Komisyonunun bir üyesi olarak, bu ödeneği
reddedeceğimi belirtiyorum.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Hacaloğlu.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun)– Sayın Başkanım, müsaade ederseniz, Sayın
Genel Kurulu bilgilendirmek istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Özdemir.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun)– Sayın Başkanım, Büyük Millet Meclisinin
sayın üyeleri, değerli milletvekili arkadaşlarım; Plan ve Bütçe
Komisyonunun sizler adına yapmış olduğu, bize verdiğiniz onurlu görev
için, şükranlarımı sunarak sözlerime başlamak istiyorum.
Verdiğiniz yetkiyle, Plan ve Bütçe Komisyonunda otuz gün dolayında
devam eden yoğun çalışmaları neticelendirdik ve huzurlarınıza
getirdik.
Şu ana kadar, bize vermiş olduğunuz Genel Kurul desteğine de, peşinen
şükranlarımı sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, 9 uncu maddeye, (e) fıkrası olarak Plan ve Bütçe
Komisyonumuz tarafından ilave edilen hükmün, maksadı dışında
değerlendirilerek, yanlış anlamalara mahal verdiğini tespit etmiş
bulunuyoruz.
Bu konu, Komisyonumuzda da, size biraz sonra arz edeceğimiz
boyutlarıyla değerlendirilmiştir; ama, yine de, bir bilgi sunma gereğini
duydum.
Gerçekten de, geçmiş yıllarda, devlet bütçesinde oluşturulan bir
havuzun, yıllık programda yer almayan projelere dağıtılarak kullanımı
konusunda, başta Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin inisiyatifleriyle
olmak üzere, plan disiplinini olumsuz etkileyen uygulamalar olduğu
doğrudur. Biz, Plan ve Bütçe Komisyonu olarak bu uygulamayı
başından beri hiçbir suretle kabul etmedik, öngörmedik ve uygulamadık.
Bir defa, bunu, sizlerin bilgisine sunmayı bir onur telakki ediyorum.
İkincisi, bu bütçede herhangi bir havuz oluşturulmamıştır; yatırım
disiplininin bozulması asla söz konusu değildir; çünkü, yıllık programda
yer alan veya yıllık programın kendi usulleri içerisinde yer alabilecek ya
da değiştirilebilecek programlar dışında, hiçbir yatırımın, Plan ve
Bütçe Komisyonunun üyeleriyle veya bir başka sayın milletvekilimizin
kararıyla değiştirilmesi mevzubahis olmayacaktır. Komisyonumuzun
üzerine, hiçbir suretle, hele bu konuda, bütçeyle ilgili çalışmaları
konusunda en ufak bir gölge düşmemesini, sadece ben değil, burada bu
maddeyi eleştiren değerli arkadaşlarım da mutlaka arzu ediyorlardır.
Bu itibarla, bütün bu izahlardan sonra, yanlış anlamalara müncer olacağı
mülahazasıyla, işbu fıkranın kaldırılmasını, Yüksek Heyetinizin
tensip ve takdirlerine arz ediyorum.
Saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Komisyon Başkanımız.
Maddeyle ilgili önergeler var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1 sıra sayılı 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısının 9 uncu maddesinin, Plan ve Bütçe Komisyonunda eklenilen
(e) fıkrasının tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Zekeriya Temizel Hikmet Uluğbay Mümtaz Soysal
İstanbul Ankara Zonguldak
Hüsamettin Özkan Metin Şahin
İstanbul Antalya
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanununun 9 uncu maddesinin (e) fıkrasının
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Fethullah Erbaş Şinasi Yavuz Musa Demirci
Van Erzurum Sıvas
Necati Çelik Ertan Yülek
Kocaeli Adana
BAŞKAN – İki önerge de aynı mahiyette olduğu için ikisini
birleştirerek işleme koyuyorum.
Sayın Komisyon önergelere katılıyor mu?..
BAŞKAN – Önergede (E) fıkrasının çıkarılması isteniyor; zatı âliniz
de buradaki ifadenizde katıldığınızı söylediniz...
Sayın Bakan?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yüce
Meclisin takdirine bırakıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Bakan takdire bırakıyor; Sayın Komisyon da takdire
bırakmış gibi gösterdi. (Gülüşmeler)
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önergeler kabul edilmiştir. (Alkışlar)
Kabul edilen bu önergeler doğrultusunda 9 uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 9 uncu madde, kabul
edilen önergeler doğrultusunda kabul edilmiştir.
10 uncu maddeyi okutuyorum:
Katma Bütçeli İdarelere Hazine Yardımı
MADDE 10. – a) Katma Bütçeli İdarelerin bütçelerini denkleştirmek
amacıyla Maliye Bakanlığı bütçesinin hazine yardımı (Yükseköğretim
kurumlarının cari hizmet maliyetlerine yapılacak Devlet katkısı dahil)
tertiplerine ödenek ve karşılığı ilgili katma bütçenin (B) cetveline gelir
yazılan miktarlardan, bu amaca göre fazla olduğu tespit edilen kısımlar,
malî yıl sonunda Hazine Müsteşarlığı ile mutabakat kurulmak suretiyle
ilgili idarelere ödenmeyerek Maliye Bakanınca iptal edilir.
Ayrıca, Vakıflar Genel Müdürlüğü dışındaki katma bütçeli idarelerin
malî yıl sonuna göre Maliye Bakanlığınca tespit olunacak bütçe
fazlaları genel bütçeye gelir yazılır.
b) Hazine yardımı alan katma büçteli idarelerin bütçelerinde, 1050
sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 48 inci maddesinin (C) ve (D)
bentleri ile 59 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, yılı içinde
gerçekleştirilecek ödenek artışları, Maliye Bakanlığınca hazine
yardımı ile ilişkilendirilerek yapılabilir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
11 inci maddeyi okutuyorum:
Yatırım ve Transfer Tertiplerinden Yardım Alan Kuruluşlar
MADDE 11. – Bütçelerin yatırım ve transfer tertiplerinden yardım alan
bağımsız bütçeli kuruluşlar ile sosyal güvenlik kuruluşları, hizmetleri
ile ilgili aylık harcama programlarını vize edilmek üzere en geç 31
Mayıs 1996 tarihine kadar Maliye Bakanlığına gönderirler.
Bu programlar Maliye Bakanlığınca vezi edilmeden bütçenin yatırım ve
transfer tertibindeki ödenekler kullanılamaz.
Kuruluşlar aylık uygulama sonuçlarını her ay Maliye Bakanlığına
bildirirler.
Maliye Bakanlığı, yapılan yardımın amacı doğrultusunda kullanılıp
kullanılmadığını aylık harcama programını gözönünde bulundurarak
kontrol eder.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
12 nci maddeyi okutuyorum:
Resmî Taşıtlar
MADDE 12. – Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler ile
bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların, yıl içinde her ne şekilde
olursa olsun edinecekleri taşıtların cinsi, adedi ve hangi hizmette
kullanılacağı “T” işaretli cetvelde gösterilmiştir. Bu cetvelde
gösterilenler dışında taşıt edinilemez.
237 sayılı Taşıt Kanununa ekli (1) sayılı cetvelde belirtilenlerin
(Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı hariç) emir ve zatlarına verilenler, (2)
sayılı cetvelin 1 ve 2 nci sırasında yer alanlar, güvenlik önlemli (zırhlı)
araçlar ve 22.2.1984 tarihli ve 84/7751 sayılı Kararname ile yürürlüğe
konulan yönetmelik hükümlerine göre koruma altına alınanlar için tahsis
olunan araçlar dışında her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli binek
ve station-wagon cinsi taşıt edinilemez ve kullanılamaz. Yukarıda
belirtilen istisnalar dışında, her ne şekilde edinilmiş olursa olsun
mevcut yabancı menşeli binek ve station-wagon cinsi taşıtlar, 237
sayılı Taşıt Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın satılır.
Yerli muhteva oranı % 40’ın altında olan taşıtlar yabancı menşeli
sayılır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
13 üncü maddeyi okutuyorum:
Hastane Ücretleri
MADDE 13. – Devlet memurları ve diğer kamu görevlileri ile bunların
emekli, dul ve yetimlerinin (bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri
dahil) genel ve katma bütçeli daire ve idarelerle, döner sermayeli
kuruluşlara ait tedavi kurumlarında yapılan tedavilerine ait ücretler,
Sağlık Bakanlığının görüşü üzerine Baliye Bakanlığınca tespit
edilecek miktarlar ve esaslar çerçevesinde ödenir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 13 üncü
madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati:19.02
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.10
BAŞKAN : Başkanvekili Hasan KORKMAZCAN
KÂTİP ÜYELER : Mustafa BAŞ (İstanbul), Kadir BOZKURT (Sinop)


BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 42 nci Birleşimin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
III. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
1. – 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu
Tasarıları (1/285, 286) (S. Sayıları : 1, 2) (Devam)
D) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
2. – 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/285) (S. Sayısı : 1) (Devam)
BAŞKAN – Bütçe kanunu tasarısı üzerindeki görüşmelere, kaldığımız
yerden devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükümet yerinde.
14 üncü maddeyi okutuyorum:
Dernek ve Benzeri Kuruluşlara Yapılacak Yardımlar
MADDE 14. – Genel ve katma bütçeli kuruluşlar bütçelerindeki
“Dernek, Birlik, Kurum, Kuruluş, Sandık, Vakıf ve Benzeri
Teşekküllere Yapılacak Ödemeler” faaliyetinde yer alan ödeneklerden
yapacakları yardımlarda; anılan kurumların bütçeden alacakları
yardımlarla gerçekleştirecekleri hizmet ve faaliyetlerini gösteren plan ve
iş programlarını istemek, bunlar üzerinde gerekli incelemeyi yapmak,
plan ile iş programlarının gerçekleştirme durumlarını izlemekle
yükümlüdürler. Yardımlar yukarıdaki incelemelere bağlı olarak
gerektiğinde taksitler halinde yapılabilir.
Harcamaların yukarıdaki esaslar doğrultusunda amacına uygun olarak
yapılıp yapılmadığını incelemeye, yapılacak yardımların
yönlendirilmesine ilişkin yeni ilkeleri tespite Maliye Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz talep eden sayın milletvekilleri
bulunmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Önder Sav...
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Hacaloğlu konuşacaklar.
BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu'yla yer değiştirdiler.
Buyurun Sayın Hacaloğlu.
Sayın Hacaloğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
konuşacaksınız; konuşma süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan bütçe tasarısının 14
üncü maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Demokrasilerde sivil toplum oluşumu, sivil toplumun güçlendirilmesi,
sivil toplumun derinleştirilmesi temel bir amaç, temel bir ilkedir. Sivil
toplum geliştikçe, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak hedef aldığımız
laik demokratik cumhuriyetimizin geliştirilmesi amacına da büyük
ölçüde hizmet etmiş oluruz.
Sivil toplumlar -dernekler, birlikler, vakıflar gibi- toplumun farklı
katmanlarının kendi amaçları doğrultusunda, özgür iradeleri içinde,
kendi çıkarları için, düşünce ve eylem beraberliği içinde oldukları
kuruluşlardır. Derneklerin, vakıfların amacı, sivil toplum içinde,
topluma yararlı, demokrasinin geliştirilmesi doğrultusunda etkin
olabilmeleri için, kendi özgür iradeleri içinde gelişmeleri, çıkar
bağlarından soyutlanmaları ve kendi alanları içinde düşünce
özgürlüğünü, tabiatıyla, olanca genişliğinde kullanarak, topluma katkı
sağlamalarıdır.
Bunları niye söylüyorum : Biraz evvel Maliye Bakanlığı bütçesini
tartışırken, bilindiği gibi, bu yılın Maliye Bakanlığı bütçesi içinde,
Türkiye'deki binlerce dernek, vakıf ve birlik arasından dört tanesine
devlet kaynak ayırdı. Bu ayırdığı kaynakları, doğaldır ki, belirli
ilkelere göre kuruluşları belirleyerek, miktarları saptayarak verdi. Bu
kuruluşların isimlerini biliyorsunuz; bunlar, Türk Ocağı Vakfı... Türk
Ocağı Vakfına bu yıl 15 milyar verildi.
RECEP MIZRAK (Kırıkkale) – Gayet güzel...
ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – İkincisi, Aydınlar Ocağı Vakfı.
Aydınlar Ocağına da Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu yıl, 10 milyar
Türk Lirası verdi.
SADİ SOMUNCUOĞLU (Aksaray) – 5 milyar...
ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Benim tespitlerime göre 10 milyar;
eğer, farklıysa, Sayın Bakan belirtirler.
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – 5 milyar...
ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Olabilir veya 5 milyar. Önemli
olan, ben, miktardan ziyade, bir ilkeyi, o çok özenle savunduğumuz,
savunmamız gereken, demokrasinin temeli olan eşitlik ilkesini burada
gündeme getirmek istiyorum.
Üçüncü kuruluş, Türk Dünyasını Araştırma Vakfı; bunun için de 30
milyar verildi.
Dördüncüsü, Ahmet Yasevi Vakfına da 5 milyar verildi. (ANAP
sıralarından "10 milyar" sesleri)
MUSTAFA BALCILAR (Eskişehir) – Yasevi değil, Yesevi...
ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Yesevi Vakfına; onu da
arkadaşlarım 10 milyar olarak düzeltiyorlar, olabilir; belki, ben bir
sürçülisan yapıyorum; biri 5, biri 10 milyar.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu dört vakıf, kendi alanında etkin ve
herhalde, kendilerine böyle kaynaklar aktarıldığına göre, bir kaynak
ihtiyacı içerisindelerdi; yani, kendisini oluşturan üyelerinin özgün
iradeleri ve potansiyelleri içerisinde, kendi vakıflarını sürdürebilme
yeteneklerini bir ölçüde yitirmişler ve dolayısıyla, devletten kaynak
isteme durumuna gelmişler. Esasında, ben, dilerim ki, sivil toplum
oluşumunda, hiçbir dernek, hiçbir vakıf, devlete yük olmasın. Tüm
dernek ve vakıflar, halkın gönüllü katkılarıyla, siyasetten, parasal,
maddî ilişkiler açısından bağımsız, ama, istediği alanda siyasetde
üreten, istediği alanda etkinlik koyan... Bunda hiçbir sakınca yok; o
tarafını yadırgamıyorum. Aydınlar Ocağının ne olduğunu, tabiatıyla,
biliyoruz.
Bugün, çok değerli bir Bakanım, göğsünü gere gere "ben, Türk-İslam
sentezinin temsilcisiyim" diyebiliyor, hakkıdır. Burada, Türkiye
Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisinin, 1996 yılında, bu kaynakları
tahsis ederken, Türk-İslam sentezi anlayışına yıllarca hizmet vermiş
olan bazı vakıfları ön plana çıkarmasını da yadırgamıyorum; çünkü,
biliyorum ki, bugün, bu Mecliste, böyle bir irade, bu tür yasaların
oylanmasında ortaya çıkabiliyor, demokrasinin gereğidir. Bu Mecliste
böyle bir irade yapısı varsa, bunu, biz, bu iradeyi paylaşmayan sosyal
demokrat milletvekilleri olarak içimize sindirmek durumundayız; ama,
yine, bir sosyal demokrat milletvekili arkadaşınız olarak, Partim adına
söylüyorum: Demokrasinin özü olan -sizlerin o iç dünyanızla
paylaştığınıza inandığım- eşitlik ilkesini aşarak, çiğneyerek, sübjektif
kriterlerle, devletin, milletin, yetimin hakkı olan milyarları, eğer, biz,
sadece, ürettiği siyaset nedeniyle, etkinliği nedeniyle yakın bildiğimiz
bazı kuruluşlara aktarırsak, millet, bunu affetmez.
Bakınız, biz de bir önerge verdik, biz de yanlı idik; bunu bile bile,
reddedileceğini bile bile verdik. Bizim verdiğimiz önergede de, Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği vardı, bunun siyasetle bir ilgisi yok; ama,
çağdaş yaşamı benimsiyor.
METİN GÜRDERE (Tokat) – Vakıf değil, dernek.
ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Evet; ama, dernekler de var
burada. Bu yasa tasarısında dernekler de var; dernek var, kurum var,
birlik var, vakıf var.
Yine, biz, Tarih Vakfını önerdik -hiçbir siyasî partiyle ilişkili değil- Pir
Sultan Abdal Derneğini önerdik, Hacı Bektaş Derneğini önerdik, Türk
Hukuk Kurumunu, TÜSES'i önerdik... Esasında önermeye belki
hakkımız yoktu. Ben de kurucusuyum; ama, sosyal demokrat alanda
etkin olan bir başka araştırma kurumu -onun da başkanı, kurucusu şu
anda milletvekili- destek aldı. Örneğin SODEV bir araştırma kurumu, o
almadı. Benzeri şekilde, liberal siyaset alanında araştırma yapan birçok
kurumlar var; onlar da almadı.
Biz bu önerinin reddedileceğini biliyorduk. Devletin kaynakları, bence,
hiçbir şekilde -çok somut, çok belirgin açıklığa kavuşturulması
kaydıyla, bir zarurî durum yoksa- hiçbir kuruluşa bu şekilde
aktarılmamalı. (CHP sıralarından alkışlar)
Ben, burada, hiçbir kesime mesaj verme anlayışı içinde değilim.
BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu, 1 dakikalık süreniz kaldı.
ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Tamam, konuşmamı bitiriyorum.
...Açıklıkla belirtiyorum : Bunlar yanlış yaklaşımlar.
Enflasyon diyoruz... Enflasyonu aşmanın temel kurallarından biri, kamu
kaynaklarını etkin, verimli ve tasarruf anlayışı içinde kullanmaktır.
Siyaset tabiî yapacağız. Her birimizin, her siyaset alanına yardımcı olan
dernekleri vakıfları olacak -Anayasayı onun için değiştirdik- ama,
lütfen, devletin kaynaklarını buna alet etmeyelim.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan, İstanbul
Milletvekili Sayın Algan Hacaloğlu’na teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde başka söz talebi?.. Yok.
Maddeyle ilgili bir önerge vardır; okutuyorum :
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçesi Kanunu Tasarısının 14 üncü maddesinin birinci
fıkrasının sonuna, aşağıdaki bendin ilave edilmesi için gereğini
saygılarımla arz ederim.
Algan Hacaloğlu Ercan Karakaş Zeki Çakıroğlu
İstanbul İstanbul Muğla
Mustafa Yıldız Bekir Kumbul
Erzincan Antalya
İlavesi istenen metin:
Yardımlar, eşitlik içinde yapılır. Kuruluşlar arasında siyasî veya diğer
nedenlerden kaynaklanan, sübjektif ayırım gözeterek, yardım
yapılamaz. Yardımın gerekçesi somut gerekçeleriyle belirtilir.
BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun)–Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul
etmeyenler...Kabul edilmemiştir.
Şimdi 14 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul
etmeyenler...Kabul edilmiştir.
15 inci maddeyi okutuyorum:
Gayrimenkul Satış ve Kira Bedelleri
MADDE 15. – a) Genel bütçeli dairelerin (28.12.1960 tarih ve 189 sayılı
Kanun kapsamındaki taşınmaz mallar hariç) kendilerine tahsis edilmiş
gayrimenkullerin satışı halinde satış bedelinin Maliye Bakanlığınca
belirlenecek ve Başbakanca uygun görülecek kısmını ilgili kuruluş
hizmetlerinde kullanılmak üzere özel gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye
Bakanı yetkilidir. Önceki yılda harcanmayan miktarlar, carî yıl
büçtesine devren gelir ve ödenek kaydedilebilir.
b) Katma bütçeli idarelerin maliki bulundukları gayrimenkullerin satışı
veya bu gayrimenkuller üzerinde mülkiyetin gayri aynî bir hak tesisi
halinde (vakıf, dernek, birlik gibi kuruluşlara yapılacak olanlar hariç)
bedelin % 50’sinden az olmamak üzere Maliye Bakanlığınca
belirlenecek ve Başbakanca uygun görülecek kısmını, ilgili idarenin
Maliye Bakanlığı ile müştereken belirleyeceği hizmetlerinde
kullanılmak üzere özel gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı
yetkilidir. Önceki yılda harcanmayan miktarlar, carî yıl bütçesine devren
gelir ve ödenek kaydedilebilir. Uygulamaya ilişkin esas ve usuller Maliye
Bakanlığınca belirlenir.
c) İrtifak hakkı verilen özel iskelelerden alınan nispi kira bedelleri, bir
yandan bütçeye özel gelir, bir yandan da yarısı liman başkanlıkları
hizmetlerini geliştirmek üzere Denizcilik Müsteşarlığı bütçesine, yarısı
da millî emlak hizmetlerini geliştirmek amacıyla Maliye Bakanlığı
bütçesine özel ödenek kaydolunur. Önceki yılda kullanılmayan ödenek
carî yıl bütçesine devredilebilir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
16 ncı maddeyi okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Bütçe Uygulamasına İlişkin Hükümler
Bölüm Düzeni ve Deyimler
MADDE 16. – Gider cetvelinin bölümleri, program bütçe uygulamasında
programlar şeklinde düzenlenir. Programlar altprogramlara,
altprogramlar da hizmetlerin veya harcamaların niteliğine uygun ödenek
türlerine göre faaliyet veya projelere ayrılır. Her faaliyet veya proje
gerekli sayıda harcama kaleminden oluşur.
1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile diğer kanunlarda ve bu
Kanunda yer alan;
a) “Fasıl ve bölüm” deyimleri, bütçe sınıflandırmasında, “Program”ı,
b) “Kesim” deyimi, “Altprogram”ı,
c) “Madde” deyimi, harcama kalemlerini de kapsayacak şekilde
“Faaliyet” veya “Proje” yi,
d) “Tertip” deyimi, hizmet veya harcamanın yapılacağı program,
altprogram, ödenek türü, faaliyet-proje ve harcama kalemi bileşimini,
e) “Harcama kalemi” deyimi, (A) işaretli cetvelde yer alan ödeneklerin
100, 200.....900 düzeyindeki ayrımını,
f) “Ayrıntı kodu” deyimi, harcama kaleminde yer alan ödenekler esas
alınarak tahakkuk ettirilecek giderlerin (R) işaretli cetvelde belirtildiği
üzere Devlet muhasebesi kayıtlarında gösterileceği alt ayrımı (bu
ayrıma Kesinhesap Kanunu tasarılarında da yer verilir.),
g) Borç ödemeleri yönünden “ilgili hizmet tertibi” deyimi, (Personel
giderlerine ait harcama kalemlerindeki ödenek bakiyeleri yalnızca
personel giderleri borçlarına karşılık gösterilmek şartıyla) hizmet veya
harcamanın ait olduğu programı,
İfade eder.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
17 nci maddeyi okutuyorum:
Bağlı Cetveller
MADDE 17. – a) 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun değişik
29 uncu maddesine göre,
1. 1 inci madde ile verilen ödeneğin dağılımı “A” işaretli,
2. Özel hükümlerine göre 1996 Malî Yılında tahsiline devam olunacak
Devlet gelirleri “B” işaretli,
3. Devlet gelirlerinin dayandığı temel hükümler “C” işaretli,
4. Kanunlar ve kararnamelerde bağlanmış vatanî hizmet aylıkları “Ç”
işaretli,
5. Gelecek yıllara geçici yüklenmelere girişmeye yetki veren kanunlar
“G” işaretli,
6. Harcamalara ilişkin formül “R” işaretli,
b) 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri uyarınca her yıl Bütçe
Kanunu ile tespiti gereken miktarlar “H” işaretli,
c) Çeşitli kanunlara göre bütçe kanunlarında gösterilmesi gereken
parasal sınırlar “İ” işaretli,
d) Ek ders, konferans ve fazla çalışma ücretleri ile diğer ücret
ödemelerinin miktarı “K” işaretli,
e) 11.8.1982 tarih ve 2698 sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Okul
Pansiyonları Kanununun üçüncü maddesi gereğince Millî Eğitim
Bakanlığı tarafından idare edilecek okul pansiyonları ile Sağlık
Bakanlığına bağlı sağlık okulları öğrencilerinden alınacak pansiyon
ücretleri “M” işaretli,
f) 7.6.1939 tarih ve 3634 sayılı Millî Müdafaa Mükellefiyeti
Kanununun;
1. 36 ncı maddesine göre millî müdafaa mükellefiyeti yoluyla alınacak
hayvanların alım değerleri “O” işaretli,
2. 38 inci maddesine göre alınacak motorlu taşıtların alım değerleri “P”
işaretli,
g) Kurumların sahip oldukları taşıtlar ve 1996 yılında Taşıt Kanunu
uyarınca satın alacakları taşıtların cinsi, adedi ve hangi hizmetlerde
kullanılacağı ile asgarî ve azamî satın alma bedelleri “T” işaretli,
h) Kurumların mevcut lojman, sosyal tesis, telefon, faks ve kadro
sayıları “L” işaretli,
Cetvellerde gösterilmiştir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
18 inci maddeyi okutuyorum:
Yeni Tertip, Harcama ve Gelir Kalemleri Açılması
MADDE 18. – Maliye Bakanı;
a) İlgili mevzuatına göre, yılı içinde 1996 Yılı Programına alınan
projeler için (2) ödenek türü altında, hizmetin gerektirdiği hallerde de (3)
ödenek türü altında yeni tertipler veya (A) işaretli cetvelin bütünü içinde
yeni faaliyet ve harcama kalemleri açmaya,
b) Gerektiğinde (B) işaretli cetvelde yeni bölüm, kesim ve madde
kalemleri açmaya,
c) 25.6.1992 tarih ve 3824 sayılı Kanunla kaldırılan vergi ve resimler
nedeniyle Toplu Konut Fonu adına gümrüklerce ithal sırasında tahsil
edilecek miktarlardan gelir kaydedilecek oranı tespite ve bu tutarı
tahsilatı yapan gümrük saymanları adına (B) cetvelinde açılan tertibe
gelir kaydettirmeye ve Toplu Konut Fonuna aktarılacak tutarlar ile gelir
kaydedilecek tutarlara ilişkin uygulama ile ilgili usul ve esasları
belirlemeye,
Yetkilidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
19 uncu maddeyi okutuyorum:
Aktarma
MADDE 19. – Maliye Bakanı;
a) Münhasıran “100-Personel giderleri” harcama kalemindeki
ödeneklerle ilgili olarak, aynı kuruluş bütçesi içinde programlararası
aktarma yapmaya,
b) Kuruluş bütçelerinin “100-Personel giderleri” harcama kalemindeki
ödenekler ile Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-351-900)
tertibindeki ödeneklerden gerekli görülen tutarları Maliye Bakanlığı
bütçesinde yer alan yedek ödenek tertibine aktarmaya,
c) Hizmeti yaptıracak olan kuruluşun isteği üzerine bütçesinden, malî yıl
içinde hizmeti yürütecek olan daire veya idarenin bütçesine, gerektiğinde
Hazine yardımı ile ilişkilendirilmek suretiyle ödenek aktarmaya ve bu
konuda gerekli işlemleri yapmaya,
d) Millî Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil
Güvenlik Komutanlığı arasında cari yıl içinde yapılan hizmetlerin
bedellerini karşılamak amacı ile varılacak mutabakat üzerine, ilgili
bütçelerin program, altprogram, faaliyet ve projeleri arasında karşılıklı
aktarma yapmaya,
e) “1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve
İzlenmesine Dair Karar”a uygun olarak yıllık programda yapılacak
değişiklikler gereği, değişiklik konusu projelere ait ödenekleri ilgili
kuruluşların bütçeleri arasında aktarmaya,
f) Yukarıda (d) bendinde belirtilen bütçelerde yer alan Silahlı
Kuvvetlerin tek merkezden yönetilmesi gereken ikmal ve tedarik
hizmetleri ile bir programa ait bir hizmetin diğer bir program tarafından
yürütülmesi halinde ödeneği ilgili program, altprogram, faaliyet veya
projeler arasında karşılıklı olarak aktarmaya,
g) Mevcut üniversitelerden yeni açılacak üniversitelere intikal eden
enstitü, fakülte ve yüksekokulların bütçelerinde yer alan ödenekleri, bu
enstitü, fakülte ve yüksekokulların bağlandığı üniversite bütçelerine
aktarmaya,
h) Kamu kurum ve kuruluşlarının yeniden teşkilatlanması sonucu,
bütçe kanunlarının uygulanması ve kesinhesapların hazırlanması ile
ilgili olarak gerekli görülen her türlü bütçe işlemlerini ve düzenlemeleri
yapmaya,
Yetkilidir.
Malî yıl içinde diğer bir daireye ve idareye aktarılan ödeneklerle ilgili
hizmetin yürütülmesinden bütçesine aktarma yapılan daire veya idare
görevlidir.
Genel ve katma bütçeli kuruluşların kamulaştırma ve bina satın
alımları ile ilgili tertiplerine aktarma yapılamaz. Ancak; liman, hava
meydanı, demiryolu, tünel ve köprü projeleri nedeniyle yapılacak
kamulaştırmalar ile üniversitelerin eğitim-öğretim projeleri için kuruluş
bütçesinde tefrik edilmiş olan toplam kamulaştırma ödeneklerinin %
50’sine, diğer kamulaştırma ve satın almalar için de % 25’ine kadar
olan ödenek eksiklikleri Maliye Bakanlığı bütçesinin yedek ödenek
tertibinden karşılanabilir.
İdarelerin kamulaştırma ve bina satın almak amacıyla bütçelerinde yer
alan ödenekler kamu iktisadî teşebbüslerinden gayrimenkul (lojman
hariç) satın alınması veya kiralanmasında kullanılmaz. Ancak, bu
hüküm doğrudan eğitim ve öğretime tahsis edilmesi şartıyla üniversiteler
bakımından uygulanmaz.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
20 nci maddeyi okutuyorum:
İl Özel İdarelerine Aktarılacak Yatırım ve İşçilik Ödenekleri
MADDE 20. – Genel ve katma bütçeli kuruluşlarca yürütülen hizmetlerin
il özel idarelerince yerine getirilmesi halinde, bu işlerle ilgili kuruluş
bütçelerinde yer alan yatırım ve işçilik ödeneklerinin, il özel idarelerine
ödenmek üzere bu kuruluş bütçelerinde mevcut veya yeniden açılacak
mahallî idarelere yapılacak ödemeler tertibine aktarmaya kuruluşların
teklifi üzerine Maliye Bakanlığı yetkilidir.
BAŞKAN – Okunan madde üzerinde söz talebi?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
21 inci maddeyi okutuyorum:
Geçen Yıllar Borçları
MADDE 21. – Malî yılın sonuna kadar ödenemediği gibi emanet
hesabına da alınamayan ve 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye
Kanununun 93 üncü maddesine göre zamanaşımına uğramamış bulunan
geçen yıllar borçlarına ait ödemeler aşağıdaki ilkelere göre yapılır.
a) Yılları bütçelerinin (1) ödenek türü itibariyle, “100-Personel
Giderleri” ne ait harcama kalemlerinden doğan borçlar, “Personel
Giderleri Geçen Yıllar Borçları” faaliyetinden ödenir.
b) (a) fıkrasında yazılı olanlar dışındaki harcama kalemlerinden doğan
borçlar, borcun doğduğu tertibin ödenek türü dikkate alınarak;
1. Diğer cari giderlerden doğan borçlar, “Diğer Cari Giderler Geçen
Yıllar Borçları”,
2. Yatırım hizmetlerinden doğan borçlar, “Yatırım Giderleri Geçen
Yıllar Borçları”,
3. Transfer tertipleri ile ilgili olarak doğan borçlar, “Transfer Giderleri
Geçen Yıllar Borçları”,
Faaliyetlerinden ödenir.
Bu faaliyetlerdeki ödeneklerin yetmemesi halinde (100-Personel giderleri
dışında kalan) aynı veya diğer hizmet tertiplerindeki ödeneklerden bu
faaliyetlere aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
22 nci maddeyi okutuyorum:
Teminat Olarak Kabul Edilecek Değerler
MADDE 22. – 2983 Sayılı Kanun gereğince çıkarılan ana para iadeli
gelir ortaklığı senetleri ve diğer menkul kıymetler ile Devlet iç
borçlanma tahvilleri ve hazine bonoları,
a) Kamu kurumlarının yapacakları ihale ve sözleşmeler ile 6183 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 10 uncu
maddesinin uygulanmasında teminat olarak,
b) Hazinece satılacak millî emlâk bedellerinin ödenmesinde nominal
değerleri üzerinden ödeme vasıtası olarak,
Kabul edilir.
Tahvil ve bonolar nominal bedele faiz dahil edilerek ihraç edilmiş ise bu
işlemlerde anaparaya tekabül eden satış değerleri esas alınır.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
23 üncü maddeyi okutuyorum:
Savunma Sanayii Destekleme Fonu
MADDE 23. – a) Türk Silahlı Kuvvetlerine stratejik hedef planı
uyarınca temini gerekli modern silah, araç ve gereçler ile
gerçekleştirilecek savunma ve NATO altyapı yatırımları için malî yıl
içinde yapılacak harcamalar, 7.11.1985 tarih ve 3238 sayılı Kanunla
kurulan Savunma Sanayii Destekleme Fonunun kaynakları, bu amaçla
bütçeye konulan ödenekler ve diğer aynî ve nakdî imkânlar birlikte
değerlendirilmek suretiyle Savunma Sanayii İcra Komitesince tespit
edilecek esaslar dairesinde karşılanır.
b) Millî Savunma Bakanlığı bütçesinin ilgili tertiplerinde mevcut
ödeneklerden yukarıdaki fıkra gereğince tespit edilecek miktarlarını
Savunma Sanayii Destekleme Fonuna ödemeye Millî Savunma Bakanı
yetkilidir.
c) Savunma Sanayii Destekleme Fonundan Hazineye yatırılacak paraları
bir yandan bütçeye gelir, diğer yandan Millî Savunma Bakanlığı
bütçesinin ilgili tertiplerine ödenek kaydetmeye ve geçen yıllar ödenek
bakiyelerini devretmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
24 üncü maddeyi okutuyorum:
Transferi Mümkün Olmayan Konsolosluk Gelirleri
MADDE 24. – Konvertibl olmayan konsolosluk gelirlerinden transferi
mümkün olmayan ve 1995 yılı sonu itibariyle kullanılmayan miktarları,
Dışişleri Bakanlığı bütçesinde açılacak özel bir tertibe, bu Bakanlığın
gerekli gördüğü mal ve hizmet alımlarında kullanılmak üzere, yılı
bütçesine ödenek ve gerektiğinde gelir kaydetmeye ve yılı içinde
kullanılmayan miktar gelecek yıla devren ödenek kaydetmeye Maliye
Bakanı yetkilidir.
Yapılacak harcamaların esas ve usulleri Dışişleri Bakanı ile Maliye
Bakanınca müştereken tespit edilir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir
25 inci maddeyi okutuyorum:
Yabancı Ülkelere Yapılacak Hizmet Karşılıkları
MADDE 25. – Maliye Bakanı;
a) Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil
Güvenlik Komutanlığınca yabancı ülkelere ve uluslararası kuruluşlara
kiraya verilen veya bir hizmetin yerine getirilmesinde kullanılan kara,
deniz ve hava taşıtlarından alınan kira veya ücret tutarlarını,
b) Türk Silahlı Kuvvetlerinin öğrenim ve eğitim müesseselerinde
okutulan ve eğitim gören yabancı uyruklu subay, astsubay veya erlere
yapılan masraflar karşılığında ilgili devletlerce ödenen miktarları,
c) NATO makamlarınca yapılan anlaşma gereğince yedek
havaalanlarının bakım ve onarımları için verilecek paraları,
Aynı amaçla kullanılmak üzere bir yandan bütçeye gelir, diğer yandan
yukarıda yazılı kuruluş bütçelerinin sonunda açılacak özel tertiplere
ödenek kaydetmeye ve bu suretle ödenek kaydedilen miktarlardan yılı
içinde harcanmayan kısımları ertesi yıla devretmeye yetkilidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
26 ncı maddeyi okutuyorum:
Bağış, Hibe ve Yardımlar
MADDE 26. – a) Yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan hibe olarak malî yıl
içinde elde edilecek imkânların Türk Lirası karşılıklarını gereğine göre
bütçeye gelir veya gelir-ödenek-gider kaydetmeye Hazine
Müsteşarlığının teklifi üzerine Maliye Bakanı yetkilidir.
b) Dış kaynaklardan veya uluslararası antlaşmalarla bağış ve kredi yolu
ile gelecek her çeşit malzemenin navlun ve dışalımla ilgili vergi ve
resimlerinin ödenmesi amacı ile bunların karşılığını ilgili bütçelerinde
mevcut veya yeniden açılacak harcama kalemlerine ödenek kaydetmeye
ve gereken işlemleri yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
c) 1996 Malî yılı içerisinde Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel
Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyaçları için yabancı
devletlerden askerî yardım yolu ile veya diğer yollardan fiilen sağlanacak
malzeme ve eşya bedellerini, bağlı (B) cetvelinde bu adlarda açılacak
tertiplere gelir ve karşılıklarını da bu bütçelerde açılacak özel tertiplere
ödenek ve gider kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
27 nci maddeyi okutuyorum:
Eğitim ve Öğretim Ödenekleri
MADDE 27. – Genel bütçe dışındaki kamu kuruluşlarının bütçelerine,
genel bütçeye dahil dairelerce yönetilen her derecedeki yatılı okullarda
veya yurt dışında kendi hesaplarına okutturacakları öğrenciler için
konulmuş olan ödeneklerden gerekli miktarlarını, bu Kanunun (B)
işaretli cetveline gelir ve bu öğrencilerin her çeşit giderlerini karşılamak
üzere, (A) işaretli cetvelinde ilgili kurumun bütçesinde mevcut veya
yeniden açılacak tertiplere aktarma yapmaya veya ödenek kaydetmeye
Maliye Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
28 nci maddeyi okutuyorum:
Özel Ödenek ve Gelirlerin İptali
MADDE 28. – Bağışlara ilişkin özel ödenek ve özel gelirlerle diğer özel
ödenek ve özel gelirlerden;
a) Tahsis amacı gerçekleştirilmiş ödenek artıkları ile tahsis amacının
gerçekleştirilmesi bakımından yetersiz olanları,
b) (a) fıkrasında yazılı olanlar dışında kalıp da (200 000 000) lirayı
aşmayan ve iki yıl devrettiği halde harcanmayanları,
İptal etmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
29 uncu maddeyi okutuyorum:
MADDE 29. – Aylık gayrisafî hâsılat tahakkukunu kapsamak kaydıyla,
- Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin mal ve hizmet satışları (Katma
Değer Vergisi Hariç) gayrisafî hâsılatının % 10’u,
- Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ)’nin mal ve hizmet satışları
(Katma Değer Vergisi hariç, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi ve
TRT payı dahil) gayrisafî hâsılatının % 8’i,
- Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün mal ve
hizmet satışları gayrisafî hâsılatının (Katma Değer Vergisi hariç) %
20’si,
- Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü
(Tekel)’nün mal ve hizmet satışları (Katma Değer Vergisi ve Ek Vergi
hariç) aylık gayrisafî hâsılatının % 10’u,
- Devlet Mazleme Ofisi Genel Müdürlüğü (DMO)’nun mal ve hizmet
satışları (Katma Değer Vergisi hariç) ürün nevileri itibariyle gayrisafî
hâsılatının % 10’una kadar,
En geç takip eden ayın 20’sine kadar Maliye Bakanlığı Merkez
Saymanlığına ödenir. Ödenen bu tutarlar bütçeye gelir yazılır.
Ocak-Nisan 1996 dönemine ait tutarlar dört eşit taksitte ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esaslar Maliye Bakanınca belirlenir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemleri bulunmaktadır.
İlk sırada Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Önder Sav...
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, Sayın Algan Hacaloğlu
konuşacak.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Algan Hacaloğlu. (CHP sıralarından
alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır; buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz bütçe yasa tasarısının 29 uncu maddesi
üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini belirtmek istiyorum.
1980'li yılların ortasından günümüze, KİT'ler ve kamu ekonomik
girişimciliği üzerinde türlü politikalar oluşturuldu. Bu politikaların özeti,
kamu kesimini daraltmaktır. KİT'ler, yani, kamu iktisadî teşebbüsleri,
farklı zamanlarda, farklı yaklaşımlar içerisinde, zaman zaman
özerkleştirme, zaman zaman rehabilitasyon, geniş boyutuyla
özelleştirmeyi kapsayan politikalar demeti içerisinde, son 15 yıldır,
gelişme yerine, güçlenme yerine, daha etkin, daha verimli; pazarlarda,
piyasalarda rekabet gücü daha yüksek bir yapıya kavuşmak yerine,
zayıfladılar. Zaman zaman, hükümetler, KİT'leri kızağa çektiler,
Özelleştirme İdaresinin insafına terk ettiler; zaman zaman, KİT'lerin
kaynaklarına, fonlarına el koydular veya yeterince sermaye yoğun
sektörlerde işletmecilik yapan bu KİT'lerin, zamanın hızla gelişen
teknolojik değişme süreci içerisinde ihtiyaç duydukları yatırım,
yenilenme, onarım, rehabilitasyon için gerekli kaynak desteğini
sağlamadılar ve açıkça söylüyorum, bindiğimiz dalı kestik.
Türkiye, gümrük birliği sürecinde, aşamasında, doğaldır ki,
ekonomisini, kamusuyla özeliyle daha verimli bir yapıya kavuşturmak
zorundadır; doğaldır ki, Türkiye, 1996 yılında, bundan 10 yıl, 20 yıl,
40 yıl evvel belirlenmiş olan, kamu kesimine açılmış olan faaliyet
alanlarını aynen taşıyamaz, taşımasına gerek yoktur.
Ülkenin içerisinde bulunduğu sanayileşme, gelişme ve dünyadaki
teknolojik gelişme süreci içerisinde, kamu kesiminin, belirli alanlardan
çekilmesinin; ama, belki, bazı alanlarda bazı ek sorumlulukları
almasının kaçınılmaz olması gerekiyor. Maalesef, sürekli olarak,
özellikle sağ partilerin iktidar olduğu dönemlerde, liberal iktisadın temeli
olan serbest piyasa ve rekabet ilkelerini savunduğunu iddia eden
kesimlerin iktidar olduğu dönemlerde, kamu kesimine insafsızlık
yapılarak, bu kuruluşların, serbest piyasalarda rekabet edebilme
yetenekleri, olanakları, hakları kendilerinden esirgeniyor. Hükümetler,
KİT'leri, sanki, kendi arka bahçeleri zannediyorlar, sanki, kendilerinin
malı, mülkü zannediyorlar ve halkın malı olan bu kuruluşlar üzerinde
tasarrufta bulunmak, keyiflerine göre bütçe açıklarını kapatabilmek
amacıyla kaynaklarına el koymayı, kendilerine bir hak olarak
görebiliyorlar.
Bakınız, bu maddeyle kâr eden 5 kuruluşun, gayri safî satışlarından
yüzde 8 ile yüzde 20'ye kadar değişik oranlarda, her ay, takip eden ayın
20'sine kadar, âdeta bir peşin vergi gibi, gelirlerine el konmakta.
Değerli arkadaşlarım, bir kuruluşun gayri safî hâsılasının yüzde 20'sine
el koyarsanız, o kuruluşun kâr marjı nedir de, bunun altından kalkıp
topluma, halka hizmet sunacak!.. Bunu hangi amaçla yapıyorsunuz;
KİT'leri daha rekabetçi bir yapıya kavuşturmak için mi, daha verimli bir
yapıya kavuşturmak için mi; kendilerini rehabilite edebilmeleri için mi?
Hayır. Niçin; türlü nedenlerle bizlerin, topluca siyasetçilerin; ama,
temelinde hükümetlerin...
Evet, bu dün başlamıştır; bugün ilk defa uygulanmıyor. Bir
uygulamanın yanlış olması, ona daha evvel uygulanmış olmasından
kaynaklanan nedenlerle, bugünde uygulanma hakkı, alanı açamaz.
Ben, hep söyledim; dün de, bugün de. Merkez sağın, aynı parasal
politikalarına dayalı, bir iktisat anlayışı uygulamada. O tarafına girmek
istemiyorum; ama, 5 Nisandan beri kademe kademe uygulamaya konulan
bu anlayışın, bugün geldiği nokta, KİT'lerden haraç almaktır. Hayır,
düzeltiyorum. Biz, bu uygulamayla, KİT'lerden haraç almıyorsunuz,
halkımızdan haraç alıyorsunuz; çünkü, bu kuruluşlar, bu kesintileri
masraflarına yazacaklar, ardından fiyatlarına yansıtacaklar ve sonuçta,
zam olacak.
Bakınız, bizim yaptığımız değerlendirmeye göre, bu uygulamayla, bu
yıl içinde TEDAŞ'tan 15 trilyon, Devlet Malzeme Ofisinden 1 trilyon,
Devlet Hava Meydanları İşletmelerinden 3,5 trilyon, Tekel'den 14
trilyon, Türk Telekomünikasyondan -hani, o özelleştirmek için
verimliliğini artırıp, süsleyip alıcı bulması için piyasalara sunduğumuz
kuruluş, o kuruluştan da aklayıp paklayıp sunduğunuz kuruluşumuzdan
da- bu yıl 16 trilyon haraç alacaksınız; o kuruluş, bunu maliyetlerine
yazacak, ondan sonra uluslararası piyasalarda rekabet edecek. Bu
maddenin sonucu, sigaraya zam, telefon ücretlerine zam, elektiriğe zam;
dolayısıyla, dolaylı olarak her şeye zamdır. Mevcut zamlara ek zam;
spiral etkisiyle, enflasyon daha da artacaktır. Üstelik, bu maddeyle,
sadece bundan sonra değil; geriye dönülerek, ilk 4 ayın tahsilatından da
4 taksitte ödeme yapması isteniyor.
Değerli arkadaşlarım, bir şey yanlış anlaşılmasın. Bu yasa tasarısının
başka maddelerinde gerek sermaye iştirakleri nedeniyle gerek SSK'ya
veya Maliyeye olan vergi borçları nedeniyle Hükümete, Maliyeye, KİT
kârlarının üzerinde tasarrufta bulunma, kesinti yapma yetkisi verilmiştir.
Bu kesintilerin, hiçbir şekilde KİT'lerin sermaye borçlarıyla ilişkisi
yoktur.
BAŞKAN – Sayın Hacaoğlu, bir dakikalık süreniz kaldı.
ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Tamam.
Bu, bir haraçtır. Bu haraç, halkımızın sırtından alınacaktır. Eğer,
devletin bütçesi açık veriyorsa, onun önlemlerini alınız. Onun
önlemleri, örtülü zamlar getirmek değildir.
Bu nedenle, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, bu haraç, bu zam
maddesinin, KİT'lerin verimliliğine darbe indiren, serbest piyasa
anlayışına, ilkelerine uymayan bu maddenin yasa tasarısından
çıkarılmasını talep ediyoruz.Bu duygularla, hepinize saygılarımı
sunuyorum. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Algan
Hacaloğluna teşekkür ediyorum.
Şimdi, söz sırası, Demokratik Sol Parti Grubu adına, Sayın Hikmet
Uluğbay'da.
Sayın Uluğbay, konuşma süreniz 10 dakikadır.
Buyurun Sayın Uluğbay. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar)
DSP GRUBU ADINA HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli üyeler; bütçe kanunlarını hazırlarken, genelde
yapageldiğimiz bir uygulama var; bu da, bütçe kanunlarıyla ilgili
olmayan bazı düzenlemeleri bütçe kanun metinlerine dahil etmemiz.
1996 bütçesi vesilesiyle, bir gözlemleme yapma imkânını bulduk. 1995
yılında, bütçe kanunuyla ilgili olmayan ve Anayasaya aykırı bazı
hükümlerden, 1996 bütçesine alınmayanlar var; bu, mutlu bir gelişme ve
bunu giderek, Anayasaya aykırı hükümlerden arındırılacak yöndeki
atılacak adımların, habercisi olarak algılıyoruz.
Ancak, 1996 bütçesinin Komisyonda görüşülmesi sırasında, 29 uncu
madde, önümüze bu yıl konulan bir madde olarak geldi. Aslında, benden
evvel konuşan Sayın Hacaloğlu, bunun bir salma ve zorla alım, bir haraç
olduğunu dile getirdiler. Ben de, bu noktada bir şeyin altını çizmek
istiyorum; bu haraç, 1994 yılından beri Bakanlar Kurulu kararıyla
alınmaktaydı; yani, arkasında bir yasal dayanak yoktu. Şimdi, bu bütçe
kanunuyla yapılmak istenen, bu haracı, kanun metnine dahil etme
şeklindeydi. Tabiatıyla, bu şekliyle düzenlendiği vakit, bu, neresinden
bakarsanız bakın, vergi hukuku açısından bir ciro vergisidir.
Dolayısıyla, olayın bütünlüğünü şu şekilde görmemiz lazım: Bazı
iktisadi devlet teşekküllerini, siyasî iktidarlar, felsefelerine uygun olarak,
özelleştirme kapsamına alıyorlar; aldıkları vakit, aynı zamanda, bir
statü değişikliğine de gidiyorlar. Yapılan statü değişikliği, bunlara
anonim şirket statüsü verilmesidir. Bir kamu iktisadî teşebbüsünü, daha
önceki mevzuatın dışına alıp, anonim şirket statüsüne getirdiğimiz
vakit, temelde iki değişiklik yapıyoruz:
Anonim şirketlerin, gelirlerinin oluşması, kârlarının oluşması ve
kârlarının dağıtımı anasözleşmelerinde yer alır, artı, Ticaret
Kanununa tabi olur; dolayısıyla, Ticaret Kanununa tabi hale getirdiğimiz
kuruluşları, bu şekilde bir salmayla vergilendirirsek, bu, Ticaret
Kanununu tadil etmek olur ve Anayasaya aykırı hale gelir.
Aynı şekilde, yine, Anayasamızın 73 üncü maddesi, vergi, resim, harç
ve benzeri yükümlülüklerin, kanunla konulup, kanunla değiştirileceğini
veya kaldırılacağını amir bulunmaktadır; dolayısıyla, bu şekilde bir
ciro vergisinin getirilmesi, aynı zamanda, Anayasamızın bir başka
maddesini de ihlal eder niteliktedir.
Şimdi, bu noktada, 1994 yılından itibaren bütçeye muntazam gelir
sağlayan bir kalemin, 1996 bütçesinde de gelir yazılış biçimi
değiştirilmek istenmektedir; ancak, biz Demokratik Sol Parti olarak,
Hükümeti oluşturan partilerin temsilcilerinin, bu maddeyi, Anayasaya
aykırı olmaktan çıkaracak bir düzenlemeyle huzurumuza geleceklerini
bekliyor ve umut ediyoruz.
Bu anlayışlarla, bu düzenlemeleri beklemekte olduğumuzu ifade ediyor
ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Demokratik Sol Parti Grubu adına konuşan Sayın Hikmet
Uluğbay'a teşekkür ediyorum.
Şimdi, söz sırası, Sayın Ertan Yülek'te.
Buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 5 dakika Sayın Yülek.
İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – Grup adına söz istiyorum.
BAŞKAN – Şu ana kadar, bende, Grup adına olduğuna dair bir işaret
yok.
Grup adına mı efendim?..
NECATİ ÇELİK (Kocaeli) – Grup adına konuşacak efendim.
BAŞKAN – Grup adına konuşma süreniz 10 dakika.
RP GRUBU ADINA İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım, bu konuda tekrar söz almamın sebebi,
inanın ki, herhangi bir parti mülahazasıyla değildir; buna çok samimî
olarak inanmanızı istirham ediyorum.
Şimdi, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ondan evvel de 440
sayılı Kanun, kamu iktisadî teşebbüslerinin veya iktisadî devlet
teşekküllerinin ne şekilde çalışacağını belirleyen kanun ve kanun
hükmünde kararnamedir. Kanun hükmünde kararnamenin maddelerine
geçmek istemiyorum; ama, orada çok önemli birkaç nokta var:
Birincisi şu: "Kamu iktisadî teşebbüsleri müdebbir bir tüccar gibi
çalışacaklardır" denmektedir ve bu mutlaka amir hükmüdür; bu, bir.
İkincisi: Bunların kâr ve zararlarının, bilançolarının ne şekilde tanzim
edilip, devlete ne şekilde vergi vereceği tamamen kanun hükmündeki
kararnamede yer almıştır. Bunlar, özel sektörün bir anonim şirketine
benzerler. Nasıl anonim şirketin statüsü, çalışma şekli, kendi statüsü
içinde belirlenmiş ise, iktisadî devlet teşekküllerinin veya kamu iktisadî
teşebbüslerinin de çalışma statüleri, bu 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameyle belirlenmiştir.
Şimdi, beş tane iktisadî devlet teşekkülü -veya belki bir kısmı kamu
iktisadî teşekkülü- alıyorsunuz ve bunlara bir nevi salma vergi
salıyorsunuz; salma vergidir bunun adı. Halbuki, iktisadî devlet
teşekküllerinin bilançolarını nasıl çıkaracağı, çıktıktan sonra
kârlarının nasıl tevzi edileceği belirtilmiştir.
Şimdi, siz çıkıyorsunuz, bir anonim şirket niteliğindeki KİT'e bir vergi
salıyorsunuz. Acaba, herhangi birimiz veyahut da devlet "ben senin dört
tane özel anonim şirketine şu kadar vergi saldım" diyebilir mi? Çok
açık, diyemez. Yani, Türkiye'den on tane veya onbeş tane şirket
seçiyorsunuz, ben size salma vergi saldım diyorsunuz. Bu, eşitliği bozar,
rekabeti bozar; bu, Anayasaya aykırıdır, kanunlara aykırıdır.
Zamanınızı fazla almak istemiyorum; şimdi, yapılan işlem, bakınız,
şuradaki Türk Telekomünikasyon A.Ş, Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş,
Devlet Hava Meydanları, TEKEL ve Devlet Malzeme Ofisine, kısaca
diyorsunuz ki, sizin gelirlerinizden yüzde şu kadarını ben alıp, devlete
gelir irat edeceğim; bu bir defa, 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye zıt.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI MEHMET KEÇECİLER
(Konya) – Bunlar, zaten devletin.
İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla) – Efendim, bunlar devletindir;
ama, devlet bir şey söylemiş buna; bu, Meclisten geçmemiş; ama, 440
sayılı Kanun, bu Meclisten geçmiştir. 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname de kanundur; Meclisten geçmiş gibi mütalaa edelim. Orada
demiş ki, siz, müdebbir bir tüccar gibi çalışacaksınız; yani, piyasa
şartlarına uygun, kârını, zararını bilen, hesabını bilen, nasıl bilanço
çıkaracaksınız ve nasıl vergi ödeyeceksiniz; devletin nasıl temettü
alacağı belirlenmiş ve onların, verimli çalışıp çalışmadığının
kontrolünü de Yüksek Denetleme Kurulu kanalıyla inceletiyor, KİT
Komisyonunda ve Genel Kurulda da tasdik ettiriyor; bu, böyle bir
hadisedir.
Şimdi, siz, buraya geldiğiniz zaman, ben soruyorum, TEKEL idaresi,
karşısındaki Morris Şirketiyle nasıl rekabet edecek, söyler misiniz?
Eşitlik ilkesini bozuyorsunuz, rekabeti bozuyoruz; beraber bozuyoruz;
yani, ben, hiç kimseyi de itham etmiyorum, tamamen teknik bir konuşma
yapıyorum. Onun için diyorum ki, geliniz, bu maddeyi çıkaralım ve
diyelim ki, kendi kanunlarıyla, nasıl bir prosedür içerisinde, devlete
bunun gelirleri irat kaydedilecekse, öyle edilsin. Şimdi, siz, bu kadar zam
yapın bunlara; -bunun yolunu da gösteriyorum Meclise; yani, herkes de
biliyor; ama, ben bir kere daha söylüyorum- bu kadar zam yaparsınız. Ne
demektir bu; o kadar kârı artacaktır. Kârın artması demek, vergiye
tabidir, vergisine gider, gerisini de temettüye alırsınız demektir.
Dolayısıyla, arkadaşlar, benim burada yapmış olduğum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Yülek, 5 dakikalık sürenizi de ilave ediyorum.
MEHMET ALİ YAVUZ (Konya) – Yetmez.
İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla) – Yok, yeter tahmin ediyorum.
Ben, meramımı ifade ettim zannediyorum.
Özet olarak diyorum ki, özel sektör piyasa ekenomisini benimsediysek ve
KİT'lerin piyasa ekonomisi içinde çalışmasını öngördüysek; o zaman
bırakın, bunun elini ayağını bağlamayalım. Bunu, bizim partimiz
kadar, şu anda iktidarda olan iki parti de söylüyor. Hatta, bunları
"devletin sırtına yük" diye de üzerinden atmak istiyorlar ve yeni bir
sistem değil de piyasa ekonomisini getirmek istiyorlar. O zaman, samimî
olmak lazım. Gelin, hep beraber, fikrimizde samimi olalım, kanunlara
saygılı olalım ve bunun gereğini yerine getirelim; birincisi bu.
İkincisi; biraz sonra birtakım maddeler daha gelecek. Bütçeye, kendi
kanunları dışında, birtakım kanun maddeleri koyarsak, bunun
Anayasaya aykırı olacağını Anayasa Mahkemesi tespit etmiştir. Kimin
kanalıyla; geçen yıl burada oturan, isim de vereyim; Sayın Keçeciler'in
teklifiyle, ANAP adına Anayasa Mahkemesine gidilmiş, Anayasa
Mahkemesi de bunları iptal etmiş. Dolayısıyla, bu madde de Anayasa
Mahkemesince iptal edilir, çok sarihtir. Kendi kanunu olmasına rağmen,
bir yıllık hükmü olan bütçe kanununa birtakım maddeler koymanın
Anayasa aykırı olduğuna Anayasa Mahkemesi karar vermiş ve 2 gün
evvelki Resmî Gazetede de yayımlanmıştır; biraz sonra size
göstereceğim.
Dolayısıyla, hem KİT'lere saygı bakımından hem kanunlara saygı
bakımından hem de Anayasaya saygı bakımından, geliniz, hep beraber,
29 uncu maddeyi tasarıdan çıkaralım. Devlete gelir getirecekse, nasıl
getireceğini de gösterdik; bu suretle bir kayıp olmayacak; ama, hukuku
çiğnemeyeceğiz, KİT'lere saygılı olacağız, kanunlara saygılı olacağız,
Anayasaya saygılı olacağız.
Bu maddenin tasarıdan çıkarılmasının teknik bakımdan da faydalı
olacağı kanaatini izhar ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (RP sıralarından alkışlar)
MALİYE BAKANI LÜTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkan...
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan...
BAŞKAN – Sayın Bakana söz verdim efendim.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkanım, Yüce Meclisin saygıdeğer üyeleri, gerek Plan ve Bütçe
Komisyonundaki müzakereler sırasında gerekse bugün, gecenin
ilerlemiş saatine rağmen, bütçenin bu maddesiyle ilgili olarak, siyasî parti
gruplarımızın değerli sözcüleri görüşlerini ortaya koydular; bu görüşler
çerçevesinde, Yüce Meclisi bilgilendirme bakımından söz almış
bulunmaktayım.
İfade edilen maddeyle ilgili beş kuruluşumuzun, hâsılatlarından
değişen oranlarda, bütçenin gelir kalemine aktarılmasıyla ilgili olarak -
ama, arkadaşlarımızın "salma" şeklinde nitelendirdikleri- düşünülmüş
bir gelir vardır. Esasen bu uygulama, bu sene Bütçe Kanunu Tasarısıyla,
daha değişik bir veçheye, daha yasal bir çerçeveye dönüştürülmesiyle
ilgilidir.
Bunun, şunu için ifade etmek istiyorum: 1994 ve 1995 yıllarında,
geçmiş hükümetlerimiz, bugün, bizim Bütçe Kanunu Tasarısı içerisinde
bir kanun maddesi olarak yer almasını öngördüğümüz uygulamayı, daha
önce Bakanlar Kurulu kararıyla bir fona aktararak, o fon kanalıyla, aynı
neticeye varan bir uygulama olarak yapmışlardır.
Bizim yaptığımız, bunların fon şeklinde uygulanması değil, bunu,
Bütçe Kanunu Tasarısı içerisinde, tamamen yasal bir hale getirmektir;
çünkü, o fon uygulamasında -Bakanlar Kurulu kararıyla yapılan
uygulamada- zaman zaman, birtakım aksaklıkların çıktığı görülmüştür
ve bu düşünceden hareketle de, bu şekilde bir madde öngörülmüştür;
yani, daha önceden uygulamada olan, uygulanmış olan bir konudur.
Bir diğer olay, bu beş kuruluş da, tekel hüviyetinde olan ve sermayeleri
devlete ait olan kuruluşlarımızdır. Bunlardan, özellikle Telekom
üzerinde duruldu. Telekom'la ilgili birkaç konuya da değinmek istiyorum.
Esasında, bilindiği gibi, Telekom, özelleştirmede, özel kanunu gereği,
üzerinde, geçtiğimiz hükümetlerin de bizim hükümetimizin de önemle
durduğu bir husustur.
Burada, sayın CHP sözcüsünün "süsleyip, bir anlamda allayıp pullayıp
satmaya çalıştığınız" şeklinde bir ifadesi oldu. Benim söz almamın
altında yatan da, esasında bu ifadedir.
Telekom konusu ve eski ismiyle PTT'deki gelişmeler, 1983'ten sonraki
hükümetlerin yüzakı olan ve gerçekten dünyada ilerlemiş ülkeler olarak
isimlendirilen ülkelerden daha ileride olan, Türkiye'de yapılmış, ortaya
getirilmiş olan bir hizmet ve artı bir değerdir. Nitekim, bugün,
Telekom'un özelleştirilmesinde gecikilmesinden dolayı düşen fiyatına
rağmen, bugün, Telekom'un değeri, 22-23 milyar dolar seviyesindedir.
Esasında, 2 bin dolar civarında olan hatbaşı değerler, özelleştirmenin
gecikmesinden dolayı, 1 500 dolara düşmüş bulunmaktadır. Esasında,
zamanında 2 bin dolardan özelleştirilebilse ve satılabilseydi, 30 milyar
dolar gibi bir değere sahip olan bir kuruluştur. Bu, 1983'ten sonraki
hükümetler zamanında ortaya getirilmiş olan bir değerdir; buna
"süsleyip, allayıp pullayıp satmaya çalıştınız" demekten ziyade, buna
teşekkür etmek gerekirdi. Türkiye'de böyle bir kuruluş, böyle bir değer
ortaya getirilmiştir; bugün, özelleştirilerek Türkiye'ye ayrı bir gelir
getirecek olan bir kuruluştur; yani, bunu küçümsemek değil, buna
teşekkür etmek gerekir.
Şimdi, burada...
MÜMTAZ SOYSAL (Zonguldak) – Ama, elden çıkarmamak gerekir.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Devamla) – Elden
çıkarmama konusu da çok tartışılmış olan bir konudur, burada, kanunu
geldiğinde tartışılmış olan bir konudur. Bundan sonra da, Anayasa
Mahkememizin aldığı karardan dolayı, yeni bir kanun tasarısı olarak
Yüce Meclisin huzuruna gelecektir. O zaman da, bu elden çıkarılıp
çıkarılmaması hususunu ayrıca tartışırız, tartışabileceğimizi de
burada ifade etmek istemekteyim.
Ama, Telekom böyle bir değer olurken, bununla birlikte, Telekom'dan
ayrılan Posta İdaresi tek başına kalmıştır ve Posta İdaresinin bütün
giderleri de bu bütçeden karşılanmaktadır. Yani, Telekom hasılatından
bir miktar bütçeye gelir kaydedilirken, bununla birlikte, KİT'lere de 50
trilyon lira civarında, bu bütçeden artı kaynak öngörülmüştür. Bir
taraftan alacaksınız, bir tarafa vereceksiniz; bu, bir bütçe dengesidir;
yani, bunları söylerken, tek taraflı olarak ifade etmememiz lazım. O
zaman -değerli konuşmacıların birçok sözüne katılıyoruz temelde- tabiî
ki, bunlar, bir müdebbir tüccar gibi hareket etmek mecburiyetindedir
deyip, KİT'lere bütçeden 50 trilyon lirayı bu sene vermeyelim mi?
Vermediğimiz zaman o KİT'ler ayakta kalacak mı; kalmayacak. Onları
da vermek zorundasınız. Bunlar da, bizim bir sosyal realitemiz,
gerçeklerimiz, onlara da yardım etmek mecburiyetindeyiz. O zaman,
demek ki, bazı kuruluşlardan alma mecburiyeti, 1994 senesinde doğmuş,
1995 senesinde bu uygulama devam etmiş, bu uygulamanın aksaklıkları
görülmüş, bu aksaklıkların yasal çerçeve içerisinde düzeltilmesi de
ayrıca öngörülmüştür.
Burada, değişik parti gruplarından arkadaşlarımızın bazı önerileri
olmuştur. Bunları da, samimiyet içerisinde, uzlaşma içerisinde daha
iyiyi bulma anlayışı çerçesinde sürekli tartıştık. Nitekim, bu
doğrultuda, bazı önergelerin de geleceğini tahmin ediyorum -verildi
Sayın Başkanlığa- o önergelerle, daha iyiyi bulma noktasında da hep
birlikte hareket etme durumunda olduğumuzu, Bakanlığımızın ve
Hükümetimizin bu anlayışta olduğunu bir kez daha ifade etmek istedim.
Saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Bakana teşekkür ediyorum.
Sayın Oğuz, söz talebiniz mi var efendim?
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Evet efendim.
BAŞKAN – Sayın Ali Oğuz, buyurun efendim. (RP sıralarından
alkışlar)
Konuşma süreniz 5 dakika.
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; 29 uncu
madde üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, Yüce Heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Bu maddede:
Aylık gayri safî hâsılat tahakkukunu kapsamak kaydıyla,
Türk Telekomünikasyon AŞ'nin mal ve hizmet satışları (Katma Değer
Vergisi hariç) gayri safî hâsılatının yüzde 10'u,
Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ)'nin mal ve hizmet satışları
(Katma Değer Vergisi hariç, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi ve
TRT payı dahil) gayri safî hâsılatının yüzde 8'i,
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün mal ve hizmet
satışları gayri safî hâsılatının (Katma Değer Vergisi hariç) yüzde
20'sinin alınması öngörülüyor.
Değerli arkadaşlarım, bu, özelleştirmeyle ilgili konuları, bu Mecliste, 19
uncu Dönemde, uzun uzun, ariz amik görüştük ve hatta birçok kanunlar
çıktı; bir kısmı iptal edildi, bir kısmı da tatbikata konuldu.
Buradan edindiğimiz kanaat ve netice -hepinizin bildiği gibi- şu oldu:
KİT'ler, ağır zararlar altındadır, ne pahasına olursa olsun, bunların
özelleştirilmesi lazım ve bu özelleştirme geciktiği nispette, ağır
masraflar ve zararlar bütçemizin üzerine ve Maliyemizin üzerine
gelmektedir. Bu zararlara katlanmak mümkün değildir. İşin özeti buydu.
Anladığımıza göre, bu, şu saydığımız KİT'ler üzerine, bugün, daha
ağır yükler getirilmek istenmektedir. Bunun, her yönüyle, bir gizli
vergiyle, bunların yükünü daha da ağırlaştırarak tamamen yok etmek
gibi bir yola gittiğini müşahede ediyoruz ki, bu fevkalade yanlıştır.
KİT'leri yok etmek, bize hiçbir şey kazandırmayacaktır; çünkü, özel
teşebbüsün, bunların yerine kaim olmasını anlamak mümkün değildir.
Çünkü, özel teşebbüsün, bunların yerine yatırım yapmasını düşünmek
de mümkün değildir. Çünkü, özel teşebbüs hem emniyet hem kârlılık
aramaktadır. Bunlara getirdiğimiz her türlü yük, bunların üzerindeki
baskıları ve ağırlıkları daha çok artıracak ve ileride telafisi imkânı
olmayan daha ağır zararlara doğru götürecektir.
Getirdiğiniz şu teklif, çok ağır ve örtülü bir vergiyi tazammun
etmektedir. Çünkü, bu vergilerle, onları, tamamen yok ettiğimiz takdirde
de, bugün, adetleri yüzleri bulan bu KİT'lerin, memleketimize olan fayda
ve hizmetlerini tamamen ortadan kaldırmak gibi bir yola gitmek
durumunda kalıyoruz ki, bunu tasvip etmek mümkün değil değerli
arkadaşlarım. Çünkü, getirdiğimiz bu yükler, ileride, bunların hizmet
sahalarını tamamen ortadan kaldıracağı gibi, bunların yenilerini ortaya
koymak da mümkün olmayacak. Bunun tatbikatını daha evvelki
dönemde gördük. Beş tane çimento fabrikasını blok halinde 105 milyon
dolara satarken, bir tanesini 150 milyon dolara kurma imkânımız da
yoktu. Peki, bunları tamamen tahrip ettikten sonra elimize ne geçecek?
En verimli olanları satalım veya şu getirdiğimiz ağır nispetlerle,
üzerlerine koyduğumuz yüklerle tamamen perişan edelim diyoruz ki,
bunu tasvip etmek mümkün değil. Çünkü, bu yükler, bunları işleyemez
hale getirecektir. Nev'an-mâ vergidir, tabiî bütçe kanununa belki bu kabil
vergiler konulabilir; ama, bunları zaten çalıştıramadığımızdan ve
yükleri de arttığından, bununla, daha da ağır yükler getireceğimize göre,
bunu tasvip etmek mümkün değildir diye düşünüyorum.
Hele hele stratejik mevkide bulunan ve memleketin haberleşmesinde çok
büyük hizmetleri olan PTT'nin T sinin özelleştirilmesi hususundaki
gayretleri tasvip etmek ve bunları benimsemek de mümkün değil. Onun
için, arkadaşlarımızın belirttiği gibi, 29 uncu maddede getirilen ve
KİT'ler üzerine, tadadi de olsa birkaçının üzerine getirmiş olduğumuz
bu ağır vergiler, onları daha da çalışamaz, daha da işlemez hale
getirecektir. Ben de, arkadaşlarımın görüşlerine katılıyorum. Sayın
Bakanım beni mazur görsünler, 29 uncu maddeyi kaldıralım ve bunlar
üzerine getirdiğimiz yükleri de kaldıralım; çünkü, TEDAŞ ve Türkiye
Elektrik Dağıtım A.Ş. her ay gelen yüzde 5'lik zamlarla, milletin
dayanılmaz ve altından kalkılmaz elektrik borçlarını artırmaktadır. Bu
sebeple, bunu tasvip etmek mümkün değil. Tekrar ediyorum,
arkadaşlarımın görüşüne ben de katılıyorum, 29 uncu maddeyi madde
metninden çıkaralım, daha hayırlı bir hizmet yaparız diye
düşünüyorum.
Saygılarımla arz ederim efendim. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Ali Oğuz'a teşekkür ediyorum.
29 uncu maddeyle ilgili görüşmeler tamamlanmıştır.
Önergeler var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 29 uncu
maddesinin ilk iki fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Saffet Arıkan Bedük Zeki Çakan Bülent Atasayan
Ankara Bartın Kocaeli
DYP Grup Başkanvekili ANAP Grup Başkanvekili
Nuri Yabuz İlyas Yılmazyıldız Hayrettin Uzun
Afyon Balıkesir Kocaeli
Süleyman Çelebi
Mardin
“Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin hisselerinin satışından elde edilecek
gelir payına mahsup edilmek üzere, mal ve hizmet satışları (Katma
Değer Vergisi hariç )gayri safî hâsılatının yüzde 10’u,
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen hidroelektrik
santrallarıyla, bunlara bağlantılı tesislerin; Türkiye Elektrik Üretim,
İletim Anonim Şirketine (TEAŞ) devrine ilişkin gerekli yasal
düzenleme yapılıncaya kadar kullanım ve işletim bedellerine karşılık
olmak üzere, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (TEDAŞ) mal
ve hizmet satışları, (Katma Değer Vergisi hariç, Elektrik ve Havagazı
Tüketim Vergisi ve TRT payı dahil) gayri safi hâsılanın yüzde 8'i.”
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 29 uncu maddesinin tasarı
metninden çıkarılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz.
Algan Hacaloğlu Ercan Karakaş Mustafa Yıldız
İstanbul İstanbul Erzincan
Bekir Kumbul Zeki Çakıroğlu
Antalya Muğla
BAŞKAN – Üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısında bulunan 29 uncu madde
Anayasaya aykırı özellikler taşımaktadır; tasarıdan çıkarılmasını arz
ederiz.
İbrahim Ertan Yülek Nurettin Kaldırımcı Necati Çelik
Adana Kayseri Kocaeli
Cemal Külahlı M. Recai Kutan
Bursa Malatya
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, önergelerden ikisi, madde metninin
kanun tasarısından çıkarılması yönündedir; aykırılıkları itibarıyla,
önce, bu iki önergeyi birleştirerek işleme koyacağım; sonra, ilk okunan
önergeyi işleme koyacağım.
İki önergeyi tekrar okutup oylarınıza sunacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığa
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 29 uncu maddesinin tasarı
metninden çıkarılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz.
Algan Hacaloğlu
(İstanbul)
ve arkadaşları
BAŞKAN – Diğer önerge de aynı mahiyettedir.
Önergeye, Komisyon katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Önergeye, Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme koyacağım:
Türkiye Büyük Milet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 29 uncu
maddesinin ilk iki fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Saffet Arıkan Bedük
(Ankara)
ve arkadaşları
“Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin hisselerinin satışından elde edilecek
gelir payına mahsup edilmek üzere, mal ve hizmet satışları, (Katma
Değer Vergisi hariç) gayri safî hâsılatının yüzde 10'u,
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilecek
hidroelektrik santrallarıyla, bunlara bağlantılı tesislerin; Türkiye
Elektrik Üretim, İletim Anonim Şirketine (TEAŞ) devrine ilişkin gerekli
yasal düzenleme yapılıncaya kadar, kullanım ve işletim bedellerine
karşılık olmak üzere, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin
(TEDAŞ) mal ve hizmet satışları (Katma Değer Vergisi hariç, Elektrik
ve Havagazı Tüketim Vergisi ve TRT payı dahil) gayri safî hâsılatının
yüzde 8'i,”
BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Önergeyle, maddeyle evvelce amaçlanan husus,
daha iyi ifade edildiği ve hangi nedenle böyle bir kesinti gereği
yapılacağı da açıklığa kavuşturulduğu için katılıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılıyoruz
efendim.
BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmiştir.
29 uncu maddeyi, kabul edilen önerge yönündeki değişik şekliyle
oylarınıza sunuyorum: 29 uncu maddeyi kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
30 uncu maddeyi okutuyorum:
Döner Sermaye Gelirleri
MADDE 30. – Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere
bağlı döner sermayeli işletmelerin (iş yurtları ve benzeri kuruluşlar
dahil) aylık gari safî hâsılatının % 10’u genel bütçeye irat kaydedilir.
Bütçeye gelir kaydedilecek oranı döner sermayeler veya işlemleri
itibariyle % 30’a kadar yükseltmeye, geçmiş ve cari yıl kârlarını
Hazineye yatırmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
Döner sermayeli işletmelerin aylık gayri safî hâsılatı üzerinden genel
bütçeye aktarılacak miktarların ve yıl sonu kârlarının toplanmasına,
kaydına, raporlanmasına, bildirim ve ödeme sürelerinin tespitine ilişkin
hususlar Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Yıl sonu kârları ve aylık gayri safî hâsılatları üzerinden genel bütçeye
aktarılacak miktarlar zamanında yatırılmadığı takdirde, 6183 sayılı
Kanundaki usullere göre yıllık % 12 zamlı olarak tahsil edilir. Ancak
hesaplanan zam, döner sermayelerin ita amiri ve saymanlarından yarı
yarıya alınır. Maliye Bakanlığınca verilmiş ek süreler için zam
uygulanmaz.
Genel bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idarelere bağlı döner
sermaleyi işletmelerden gerekli görülenlerin kapatılmaları,
birleştirilmeleri ve bunların mevcutları, hakları, alacakları ve
borçlarının tasfiyesi ile ilgili usul ve esasları belirlemeye ve bu konuda
doğacak tereddütleri gidermeye Maliye Bakanı yetkilidir.
Genel ve katma bütçeli daire ve idarelere bağlı hastanelerin döner
sermayeli işletmelerin gayri safî hâsılatından genel bütçeye aktarılacak
miktarın tespitinde % 9 oranı esas alınır. Bu şekilde hesaplanan tutarın
% 30’u gayri safî hâsılatın tahakkukunda, % 70’i ise tahsilinde ödenir.
BAŞKAN – Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Sayın Önder Sav; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Sav, konuşma süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ÖNDER SAV (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; görüşülmekte olan 30
uncu madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini
bildirmek istiyorum.
"Döner Sermaye Gelirleri" başlıklı 30 uncu madde, 1995 Malî yılı
Bütçe Kanununun, aynı başlığı taşıyan 32 nci maddesinin, kelimesi
kelimesine, harfi harfine aynısıdır.
Bu madde, Anayasa Mahkemesinin, 18 Nisan 1996 tarihli Resmî
Gazetede yayımlanan, 13 Haziran 1995 günlü, esas 1995/2, karar
1995/12 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi kararının
sonuç kısmında yer alan (f) bendinde, 32 nci maddenin tümünün
iptaline karar verilmiştir. Bu karar da göstermektedir ki, tasarının 30
uncu maddesi "bütçe kanununa, bütçeyle ilgili hükümler dışında hüküm
konulamaz" şeklindeki Anayasa ilkesini çiğnemiş bulunmaktadır;
ayrıca, 87, 88 ve 89 uncu maddelere de aykırıdır. Anayasanın 153 üncü
maddesi, Anayasa Mahkemesi kararlarının, yasama, yürütme organları
ile idareyi, özel ve tüzelkişileri bağlayacağını amirdir.
Şimdi, biz, Anayasaya aykırılığı yetkili Anayasa Mahkemesi tarafından
açıkça belirtilmiş, Resmî Gazetemizde gerekçeleriyle birlikte ilan
edilmiş olan bir maddeyi, aynen, bu Meclisten geçirme çabası
içerisindeyiz. Bilindiği üzere, bu ve benzeri bütçe kanunu maddelerinin
iptali, şimdi Hükümet ortağı olan, Sayın Maliye Bakanının da mensup
olduğu, o zaman Genel Başkan Yardımcılığını yapmakta olduğu
Anavatan Partisi tarafından talep edilmiş ve Anayasa Mahkemesi
tarafından da iptal edilmişti. O dönemdeki Hükümet ortağı olan Doğru
Yol Partisinin, iptal için başvuran Anavatan Partisinin ve Maliye
Bakanlığı ve bürokrasisinin, bu iptal edilmiş maddeyi, 1995 yılı
haziran ayından bu yana görmezlikten geldiğini kabul etmek mümkün
değildir.
Şimdi, ortada, garip; yasama yetkisi bakımından, hukukun üstünlüğü
bakımından da oldukça ters ve çelişkili bir durum vardır. İptal edildiği
biline biline, bir yasa hükmünü, tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisinin
huzuruna getirmek, hangi hukuk mantığıyla bağdaşıyor; bir kez sormak
istiyorum.
Bizler, bir kanunsuzluk devletinin parlamentosunun uydu üyeleri değiliz.
Bizler, kürsümüzün arkasında "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir"
yazan, yüce milletimize ait temsil yetkisini kullanan Parlamentonun
özgür üyeleriyiz. (CHP sıralarından alkışlar) Anayasanın 81'inci
maddesine göre de, hukukun üstünlüğüne bağlı kalacağımıza,
Anayasaya sadakatten ayrılmayacağımıza andiçmiş insanlarız. Ben,
Yüce Meclisin değerli üyelerine bu antlarını anımsatarak, yasama,
yürütme, yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri
bağlayan Anayasa Mahkemesi kararını ve Anayasamızı
çiğnememelerini talep etmek istiyorum. Ben ve Cumhuriyet Halk Partisi,
bu anayasa suçuna ortak olmak istemiyoruz.
Aralarında pek çok değerli ve bu konularda emek sarf etmiş
hukukçuların da olduğunu bildiğim ve halen bir kısmı bu salonda
bulunan, bir kısmı da, bu maddenin görüşüleceğinin gündeme geleceğini
anladığı için usulca salonu terk eden çok değerli siyasî partilerimizin
üyeleri vardır. Ben, tüm üyelerimizin sağduyularına hitap ederek, siyasî
parti gruplarımızı da uyarmak istiyorum. 30 uncu maddenin yasa
tasarısı metninden çıkarılması için bir önerge vermiş bulunuyoruz;
biraz sonra Sayın Başkanlıkça okunacaktır. Önergenin desteklenmesi,
bizim, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu açısından değil, Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyelerinin Anayasaya sadakat yeminleri açısından,
Anayasaya aykırı bir yasayı geçirmemeleri açısından fevkalade önem
taşımaktadır.
Teşekkür ediyorum saygılar sunuyorum arkadaşlarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Önder
Sav'a teşekkür ediyorum.
Maddeyle ilgili olarak Refah Partisinin de söz talebi bulunmaktadır.
Refah Partisi Grubu adına, Sayın Ertan Yülek; buyurun efendim. (RP
sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır Sayın Yülek.
RP GRUBU ADINA İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; ben yine çok teknik bir mesele için
karşınızdayım...
NABİ POYRAZ (Ordu) – Çok mesaj verdin; yeter bu kadar... Vakit
geçti.
İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla) – Elimde, Anayasa
Mahkemesinin kararı var. Bu kararla -iptal davasını açan Anamuhalefet
Partisi, Anavatan Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu adına,
Grup Başkanı Sayın Mesut Yılmaz- 1995 yılı bütçe kanunda yer alan
bazı maddeler Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir. İptal gerekçesi:
Kendi kanunları içerisinde değerlendirilen bir maddenin veya hükmün
bütçe kanunu ile geçici olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından,
Anavatan Partisi Grubu adına dava açılmış ve Anayasa Mahkemesi de
bunu iptal etmiş.
Biz, bunu, Plan ve Bütçe Komisyonunda söyledik “Yapmayınız; eğer
yaparsanız, yine Anayasa Mahkemesi bunu iptal edecektir; tedbirini
şimdiden alalım” dedik. Bize verilen cevap şu oldu arkadaşlar. Dediler
ki "Anayasa Mahkemesi iptal etti; ama, henüz ilan etmedi, henüz
neşretmedi." Bu söylendi.
Uzun konuşmayacağım. Anayasa Mahkemesi, bu konuşmadan sonra,
geçen hafta 18 Nisan 1996 tarihli Resmî Gazetede bunu yayımladı.
Dolayısıyla, ben, şimdi Sayın Hükümetten de ve sizlerden de istirham
ediyorum. Çok teknik bir mesele; bu ve buna benzer yedi sekiz tane
madde ve bazı maddeler içerisinde de çeşitli fıkralar var. O fıkraları
ayıklasınlar ve bu haliyle; yani, Anayasaya aykırı olmayan haliyle
buraya getirsinler ve dolayısıyla, burada da oylansın, o şekilde geçsin.
Yoksa, ne olur; Anavatan Partisi kendisiyle çelişki haline düşer; bu bir.
İki...
NABİ POYRAZ (Ordu) – Gelecek bütçede bakılır...
İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla ) – Efendim, tabiî, bakılır;
ama, Anayasa Mahkemesi geçen yıl bunu neşretmemiş. Niçin
neşretmemiş diye, ben, Plan ve Bütçe Komisyonunda da söyledim.
Hükümete bir suhulet göstermiş "ben, bunu yıl içinde iptal edersem ve
bunu da neşredersem, hükümet, belki bazı meseleleri yerine getiremez;
ancak, birkaç ay sonra yeniden bütçe kanunu tasarısı hazırlanıyor -
yeniden kanun haline getirilecek bu tasarı- o zaman, herhalde aklını
başına alırl bunlar" demiş. Ben böyle görüyorum. Nitekim, böyle
dememize rağmen "hayır, neşredilmemiş" dediler. Şimdi neşredilmiş.
Anayasanın, hukukun üstünlüğünü kabul etmek hepimizin vazifesidir;
hele hele bu Meclisin esas vazifesidir; çünkü, burası kanun vazııdır.
Kanun vazıı olarak, Anayasa gibi temel kanuna aykırı hareket etmek,
bizi, herhalde vatandaş karşısında da müşkül durumda bırakır, kendi
kendimize karşı da samimiyetsizlik içerisinde bıraktığından vicdanî bir
azap duyarız. Onun için, gelin, bu maddeler hangileri ise -ki, bu
maddeler var Anayasa Mahkemesi kararında- bunların hepsini
ayıklayalım ve bu ayıkladığımız haliyle de Meclisin onayına sunulsun.
Aksi takdirde, biz, hiçbir zaman istemedik; ama, bu memlekette
anayasayı ihlalden kafalar gitmiştir. Böyle bir şeyi, biz, kati surette
istemiyoruz, temenni de etmiyoruz, doğru da değildir. Yine, Anayasa
Mahkemesinden, kendi hukukî çerçevesi içinde bunun dönmesi
lazımdır; ama, hatada ısrar, bence makbul bir şey değildir. Hatadan
dönmek fazilettir, hele hele kendilerinin talepleriyle iptal edilmiş bir
kanuna burada müspet bir oy vermek ne Anavatan Partili
arkadaşlarımıza yakışır ne de eminim ki hukuka çok saygılı olan
Doğru Yol Partili ve diğer partili arkadaşlarımıza yaraşır. Bu
düşüncelerle, yani, kanuna, hukuka saygı, Anayasaya saygı hepimizin
vazifesi olduğu düşüncesiyle, düşüncesinden de öte, inancıyla, bu
maddeleri, geliniz, bu tasarıdan çıkaralım ve bu suretle de vicdanımıza
karşı hesabımızı vermiş olalım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum; beni dinlediğiniz için teşekkür
ediyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Ertan Yülek'e
teşekkür ediyorum.
Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Madde üzerinde bir değişiklik önergesi bulunmaktadır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının Anayasaya aykırı bulunan
"Döner Sermaye Gelirleri" başlıklı 30 uncu maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Önder Sav Oya Araslı Nihat Matkap
Ankara İçel Hatay
Atila Sav Birgen Keleş Yahya Şimşek
Hatay İzmir Bursa
Celal Topkan Mustafa Yıldız Haydar Oymak
Adıyaman Erzincan Amasya
Algan Hacaloğlu
İstanbul
BAŞKAN – Aynı mahiyette ikinci bir önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısında bulunan 30 uncu maddesi,
daha önce Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş 1995 bütçesindeki
maddelerin aynısıdır ve iptale gerekçe olan özellikleri taşımaktadır.
Söz konusu maddenin bütçe kanunu tasarısından çıkarılması
gerekmektedir; gereğini arz ederiz.
İbrahim Ertan Yülek Nurettin Kaldırımcı Fethullah Erbaş
Adana Kayseri Van
Abdulkadir Öncel Cemal Külahlı M. Recai Kutan
Şanlıurfa Bursa Malatya
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, her iki önerge aynı mahiyettedir,
birlikte işleme koyacağım.
Sayın Komisyon önergelere katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun)– Efendim, bu konu, Plan ve Bütçe Komisyonunda
da değişik boyutlarıyla gözden geçirilmiş, Hükümetin ihtiyacı ve bu
konuyu esasta düzenleyen bütçe uygulama tasarısının en kısa zamanda
Komisyonumuzdan ve Genel Kuruldan geçerek yasalaşması arzusu izhar
edildiği ve buna ilişkin çalışmaların da son aşamasına geldiği ve
ihtiyacın da kesintisiz karşılanması gerektiği mütalaa edildiğinden, bu
önergelere katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum...
ERTUĞRUL YALÇINBAYIR (Bursa) – Önerge üzerinde arkadaşa söz
vermeniz lazım Sayın Başkan.
BAŞKAN – Bu görüşmelerde önerge üzerinde söz talep etmek mümkün
değildir; Anayasanın 162 nci maddesi gereğince, bu önergeler üzerinde
konuşma yapılamaz.
İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – Oylamayla ilgili; ama,
Anayasaya aykırı olduğu için Sayın Başkan.
BAŞKAN – Müsadenizle...
İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – İsim isim tespit edilmesi
lazım. (ANAP sıralarından "Oylamaya geçildi" sesleri)
BAŞKAN – Efendim, verdiğiniz önerge, maddenin Anayasaya aykırı
olduğuna dairdir ve bu maddenin, kanun tasarısı metninden
çıkarılmasına dairdir. Bu önergeyi, elbette işleme koyacağım, elbette
oylamaya koyacağım.
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Ama, Anayasaya aykırılığı yönünden söz
vermeniz lazım.
BAŞKAN – Her iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, sayalım lütfen.
BAŞKAN – Sayalım efendim.
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Saymadan nasıl “kabul edilmemiştir”
diyorsunuz!..
BAŞKAN – Başkanınıza güveneceksiniz; kürsüden bakıyoruz değerli
arkadaşlarım.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 30
uncu madde kabul edilmiştir.
30 uncu madde kabul edilmiştir.
31 inci maddeyi okutuyorum; buyurun:
Fonların Ödenek ve Gelirleri
MADDE 31. – 1. Kanun, kanun hükmünde kararname, Bakanlar Kurulu
kararı, yönetmelik ve diğer mevzuatla kurulmuş fonların her türlü
gelirleri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde Hazine
Müsteşarlığı adına açılan müşterek fon hesabına yatırılır. Müşterek
fon hesabına yatırılan fon gelirlerinden fonların mevzuatında
öngörülen fonlararası pay ve kesintiler Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası tarafından yapılır.
Yapılan kesintilerden sonra kalan tutarlardan bütçe kapsamına alınan
fonlara ilişkin olanları genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir yazılır.
Ancak, bu fonların gelirleri arasında yer alan kredi anapara geri
dönüşleri, kredi faizleri borçlanma ve satış hâsılatı ile üniversite
araştırma fonlarının döner sermayeden aldıkları paylar ile her türlü
araştırma projesinden elde ettikleri gelirler bütçenin (B) işaretli cetveline
gelir kaydedilmeden doğrudan müşterek fon hesabından ilgili fonun
gider hesabına aktarılır.
Başbakanlık onayı çerçevesinde fonların gider hesaplarından yapılacak
aktarmalar, kendisine aktarma yapılan fonun gelir hesabı üzerinden
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasındaki müşterek fon hesabına
buradan da tamamı gider hesabına aktarılır.
2. Özelleştirme fonu hariç olmak üzere bütçe kapsamı dışındaki
fonların Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki hesapta
toplanan gelirlerinin ne kadarlık bölümünün bütçeye gelir yazılacağını
tespit etmeye ve mevcut oranları değiştirmeye Maliye Bakanı ile Hazine
Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın müşterek teklifi üzerine
Başbakan yetkilidir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca, bütçeye
gelir yazılacak kısım hesaplandıktan sonra kalanı ilgili fonun gider
hesabına aktarılır.
3. a) Maliye Bakanı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın
müşterek teklifi ve Başbakanın onayı üzerine, kuruluş bütçelerindeki
fon ödeneklerini diğer kuruluş bütçelerinin fonlara ilişkin tertiplerine,
b) İlgili Bakanın teklifi üzerine, fonlar tarafından yürütülmek amacıyla
kuruluş bütçesinin diğer tertiplerine konulmuş ödenekleri “77-Fonlara
Ait Hizmetler” alt programına,
Aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
4. a) Fonların gelirlerindeki gelişmeler de gözönünde bulundurularak
Maliye Bakanı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın
müşterek teklifi ve Başbakanın onayı üzerine “77-Fonlara Ait
Hizmetler” alt programındaki ödenekleri % 25 oranına kadar artırmaya,
b) Fonların borçlanma yoluyla elde ettikleri kaynakları gerektiğinde bir
yandan bütçenin (B) işaretli cetveline gelir, karşılığında (A) işaretli
cetveline ödenek kaydetmeye,
c) Fonlar tarafından hizmetin başka bir kuruluşa gördürülmesi halinde
hizmetin karşılığı olan miktarları doğrudan bu kuruluş bütçesine gelir
ve ödenek kaydetmeye,
Maliye Bakanı yetkilidir.
5. Fonlar, bütçelerinde öngörülen harcamalarını kendi usul ve
mevzuatları çerçevesinde yaparlar.
Bununla birlikte, ödeneklerin kullanılması ile fon gelirlerinin tahsiline
ve fonların özellikleri de dikkate alınarak gerekli görülecek olanların
harcamalarına ilişkin olarak kendi mevzuatında yer alan hükümler
yerine uygulanmak üzere gerektiğinde yeni esas ve usuller tespit etmeye
Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan ile Maliye Bakanı
yetkilidir.
6. Kanun ve kanun hükmünde kararname ile kurulmuş olan fonlar hariç
olmak üzere, Bakanlar Kurulu Kararı, yönetmelik ve diğer mevzuatla
kurulmuş olan fonlardan aynı hizmeti görenleri birleştirmek veya hizmet
amacına yetecek kaynak yaratamayanlar ile kaynak yaratmakla birlikte
hizmet alanı daralmış olanlar ilgili Bakanın görüşü, Maliye Bakanı ile
Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın müşterek teklifi ve
Başbakanın onayına istinaden tasfiye edilir.
Böylece ortaya çıkacak hak ve yükümlülükler fonların birleştirilmesi
halinde yeni fona, fon tasfiye edilmişse Hazineye geçmiş sayılır.
7. Fonların özel kanunlarında yer alan ve bu maddeye aykırı olan
hükümleri 1996 Malî Yılında uygulanmaz.
BAŞKAN – 31 inci madde üzerinde söz talebi bulunmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atila Sav; buyurun
efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır Sayın Sav.
CHP GRUBU ADINA ATİLA SAV (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, Yüce Meclisin sayın üyeleri; 1996 Malî Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısının 30 uncu maddesi, 1995 yılı bütçesinin 33 üncü
maddesiyle aynı niteliktedir. "Fonların Ödenek ve Gelirleri" başlıklı bu
maddenin ilk altı bendi, geçen yılın bütçesinde de bulunmaktaydı. Bu
yasanın ilgili maddesiyle ilgili olarak -o zaman Anamuhalefet Partisi
konumunda bulunan- Anavatan Partisinin açtığı bir dava üzerine,
Anayasa Mahkemesi, bu kanunun maddesini iptal etmiş bulunmaktadır.
Daha önce yürürlüğün durdurulması kararı da verilmişti. Bu nedenle,
maddenin, Anayasaya uygun olmadığının Anayasa Mahkemesince de
benimsenmiş olduğu, Yüce Meclisin, hiç değilse, Anavatan Partisi
yönetiminin bilgisi içinde bulunmaktaydı.
Ne yazık ki, yeni yıl bütçe tasarısı hazırlanırken, bu açıklık biline,
istene tasarıya aynı hüküm konmuş bulunuyor. Önümüzdeki maddenin
Anayasaya aykırılığını oluşturan husus şudur arkadaşlar: Bu maddede,
beş tür hukuk kuralıyla oluşturulmuş fonların durumu söz konusudur;
“kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik ve diğer
mevzuatla oluşturulmuş olan fonlar” deniliyor.
Anayasa Mahkemesinin 13.6.1995 tarihinde verdiği 1995/2 esas, 1995/12
karar sayılı karar, bu maddeyi kısmen iptal etmiştir ve karar, 18 Nisan
1996 tarihli Resmî Gazetede yayınlandı. Yani, belki Komisyon
görüşmeleri sırasında, açık olan bir husus, henüz karar yayınlanmadığı
için bilinmemekteydi, ama şimdi artık karar yayınlanmıştır ve son söz,
ulus adına hâkimiyet iradesini temsil eden Yüce Meclise aittir. Yüce
Meclisin, Anayasaya açıkça aykırı olduğunu bildiği bir yasa hükmünü
geçirmesi, kabul etmesi, hukuken mümkün değildir, doğru değildir.
Anayasaya aykırılık, hatta Anayasaya aykırılıktan öteye, Anayasayı
ihlal kastı taşır ki, bu, son derece sakıncalı bir gelişmedir. Yüce
Meclisin bu sakıncalı durumu paylaşmamasını dileyerek, Cumhuriyet
Halk Partisi adına iki önerge vermiş bulunuyoruz.
Konu, aslında Yüce Meclisin ve Anayasa Mahkemesinin, uzunca bir
süreden beri bildiği bir hukukî ilkeyi yineliyor; o ilke şudur: Anayasanın
161 inci maddesine göre, bütçe kanunu görüşmelerinde ancak bütçeyle
ilgili hükümler düzenlenir. Bir yasanın değişikliği, ya da kanun
hükmünde kararnamenin değişikliği, ya da o alanda yapılmış bir
düzenlemeyi değiştiren, onu yeniden düzenleyen bir kural, bütçe
yasalarında yer almamalıdır, alamaz. Daha önce birçok kereler, Anayasa
Mahkemesi bu konuda kararlar verdi ve bu, Yüksek Mahkemenin
yerleşik içtihadı oldu; yani, bunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi
bilmektedir, bilmesi gerekmektedir.
Anayasanın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini dayanak gösteren Anayasa
Mahkemesi, bütçenin, ismi itibariyle kanun olmasına karşın, anayasal
niteliği itibariyle bir yasa olmadığını, bir özel nitelikli yasama tasarrufu
olduğunu kabul etmektedir.
Bu durumda, 31 inci maddede yer alan ilk tümcede "Kanun, kanun
hükmünde kararnameyle... kurulmuş fonların her türlü gelirleri..."
ibaresiyle sayılan gelirleri, diğer fonlarla birlikte, bütçe kanunuyla,
Merkez Bankasında, Hazine Müsteşarlığı adına açılacak bir hesapta
toplamak ve bunlara ilişkin tasarruf yetkisini Hükümetin bazı birimlerine
terk etmek mümkün değildir; çünkü, kanun ve kanun hükmünde
kararnamelerle kurulmuş olan fonların nasıl kullanılacağı, nerelerde
biriktirileceği ve ne biçim tasarruf edileceği, kendi özel kanunlarında
gösterilmiştir. Bütçe kanununun bu maddesi, o kanunlardaki hükümlerin
değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Yüce Meclis, bütçe kanunuyla, bir
başka kanunu değiştiremez. Bu itibarla, son derece açık bir Anayasaya
aykırılık durumu söz konusu bulunmaktadır. Bu önergeyi sunduk, Yüce
Meclisin onaylamasını diliyoruz.
İkinci bir önergemiz de, yine, aynı maddenin yedinci bendinde yer alan
bir hükümle ilgilidir. Bu bentte şöyle deniliyor: "Fonların özel
kanunlarında yer alan ve bu maddeye aykırı olan hükümleri 1996 Malî
Yılında uygulanmaz." Yani, biz, kanunların bütçe kanunuyla
değiştirilemeyeceğini biliyoruz; ama, bu bütçe kanunuyla, 1996 yılı için,
bu kanunun bu hükmüne aykırı kanun hükümlerinin de uygulamasını
durduruyoruz deniliyor ki, bu, artık, tabiri mazur görün, katmerli bir
Anayasa ihlalidir, Anayasaya aykırılıktır. Her iki önergenin Yüce
Meclisce kabulünü diliyoruz
Meclisi, bilerek Anayasayı ihlal etmekten, Anayasaya aykırı bir yasama
tasarrufu yapmaktan korumak istediğimizi arz ediyor; hepinize
saygılarımızı sunuyoruz efendim.
Sağolun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Atila
Sav'a teşekkür ediyorum.
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, Grup adına söz istiyorum.
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına, Sayın Ali Oğuz; buyurun. (RP
sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır Sayın Oğuz.
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; 31 inci
madde üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle,
Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, 29 uncu ve 30 uncu maddedeki maruzatlarımızı
tekrar etmekle huzurlarınızı fazla işgal etmek istemiyorum.
Özel ödenek ve gelirlerin iptali hususunda, fonların, cüzi de olsa, bir
kısım ödenek ve gelirlerine, belli nispetlerde, bütçe kanun tasarısında
getirilen şu mevcut hükümlerle, arkadaşlarımızın salma gibi tarif ve
tavsif ettiği şekilde el konulmasının Anayasaya aykırı olduğunu
arkadaşlarımız dile getirdiler.
Değerli arkadaşlarım, özelleştirme konusunda, burada, Anayasaya
aykırı kanunlar çıktı. Bunlar üzerinde açılan davaların çoğunun kabul
edildiği hepinizin malumudur. Anayasa Mahkemesince kabul edilen ve
karara bağlanan bu hükümler; yani, Anayasa Mahkemesi kararları zaman
zaman tatbik edilmedi. Bunların Anayasa ihlali olduğu biliniyordu.
Hatta, o derece oldu ki, çıkan kanunun Anayasaya aykırılığını iddia
edenler, iktidara geldikleri zaman, bunların, sanki, Anayasaya aykırı
olmadığı şeklinde, bunlar hakkında bir muamele yapmayarak, bunları
gizlemek durumunda kaldılar. Şu noktada ise, 3 maddede, bir bakıma,
bazı KİT'lerin gelirleri üzerinden belli nispetlerde vergi alınması,
bazılarında fonlara müdahale edilmesi, şu anda da, zikredilen gelirin,
nasıl tahsil edileceği, hangi fonlarda toplanılacağı, nasıl tasarruf
edileceği, bunun, hangi tarihten itibaren geçerli olacağı veya olmayacağı
hususlarını düzenleyen 31 inci maddede de, Anayasaya aykırı bir
tasarrufun yapıldığı hususunu arkadaşlarımız uzun uzun dile getirdiler.
Nedense, Anayasaya aykırılık, gerek...
BAŞKAN – Sayın Oğuz, bir saniye efendim.
Değerli arkadaşlarım, bu salonda tek hatip kürsüsü vardır, tek hatip
mikrofonu vardır. Salondan gelen sesler, Sayın Ali Oğuz gibi gür sesli
bir hatibin sesini dahi bastırıyor. Biraz yüksek sesle konuşma ihtiyacı
olan arkadaşlarım sabırlı olsunlar lütfen.
Buyurun Sayın Oğuz.
ALİ OĞUZ (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, Anayasa Mahkemesi
kararları, kurumları, mahkemeleri, icrayı, hatta, Meclisi bağlıyor; bu,
gerçek. Arkadaşlarımız, burada, sarih bir şekilde kararın mahiyetini
açıkladılar. Atila Bey, hatta, tarih numaralarını zikrederek açıkladı;
esas sayısı 95/2, karar sayısı 95/12, karar günü de 13.6.1995;
yazılmadığı için tatbik kabiliyeti görmediğini ifade ettiler. Halbuki,
karar verildikten ve özeti yayımlandıktan sonra lazımülifadır; bunu,
hukukçu arkadaşlarım bilirler. Kaldı ki, şu anda da yazılmış ve
neşredilmiştir. Bunun, Meclisimizi de, icrayı ve Hükümetimizi de
bağladığı, Sayın Bakanımızın da malumudur. Buna rağmen, ille de,
biz, şu 3 maddedeki tasarrufumuzu rahatlıkla yaparız diye ısrar etmenin
bir Anayasa ihlali olduğunu düşünüyorum. Yani, bugün, elimizde
imkânlarımız yok da, bunu, muhtelif yerlerden temin ediyoruz gayreti
içerisinde, Anayasayı ihlal pahasına bu tasarrufları yaparsak, ben, doğru
yapmayacağımızı ifade ediyorum; bunun yanlış olacağını ve her
şeyden evvel, Yasama Organının, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, şu
Yüce Kurulun, Anayasanın kararlarına saygılı olması lazım geldiğini
ifade ediyorum ve bu vesileyle Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum
efendim. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Ali Oğuz'a
teşekkür ediyorum.
31 inci madde üzerinde başka söz talebi?.. Yok.
Madde üzerinde verilmiş önergeler vardır, geliş sırasına göre
okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının, "Fonların Ödenek ve
Gelirleri" başlıklı 31 inci maddesinin birinci bendinde yer alan kanun,
“kanun hükmünde kararnameyle kurulmuş fonları” kapsayan hükmünün
metinden çıkarılmasını, böylece, metnin, "Bakanlar Kurulu kararı,
yönetmelik ve diğer mevzuatla kurulmuş fonlar" ibaresiyle başlamasını
arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Oya Araslı Nihat Matkap Önder Sav
İçel Hatay Ankara
Atila Sav Birgen Keleş Yahya Şimşek
Hatay İzmir Bursa
Celal Topkan Mustafa Yıldız Zeki Çakıroğlu
Adıyaman Erzincan Muğla
Haydar Oymak
Amasya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının "Fonların Ödenek ve
Gelirleri" başlıklı 31/7 nci bendinin metinden çıkarılmasını,
Anayasaya aykırı olduğu için, arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Önder Sav Oya Araslı Nihat Matkap
Ankara İçel Hatay
Atila Sav Algan Hacaloğlu Ali Haydar Şahin
Hatay İstanbul Çorum

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Üzerinde konuşulan 31 inci madde, Anayasaya aykırı olduğundan,
metinden çıkarılmasını arz ederiz.
Ali Oğuz Ertuğrul Yalçınbayır Memduh Büyükkılıç
İstanbul Bursa Kayseri
Aslan Polat Osman Hazer
Erzurum Afyon
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
31 inci maddenin kanun metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Ali Oğuz Ertuğrul Yalçınbayır Necati Çelik
İstanbul Bursa Kocaeli
Osman Hazer Zülfikâr Gazi
Afyon Çorum
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, 31 inci maddenin kanun tasarısı
metninden çıkarılmasına dair 2 önergeyi birlikte işleme koyuyorum ve
bu 2 önerge, en aykırı önergeler olduğu için, öncelikle işleme alıyorum.
Madde metninin tasarıdan çıkarılması doğrultusundaki önergelere
Komisyon katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun)– Efendim, önergelerle izhar buyurulan
tereddütlerin giderilmesi konusunda, biraz önce arz ettiğimiz bütçe
uygulama yasa tasarısını, en kısa zamanda Genel Kurulun tasvibine
sunulacağı da gözetilerek ve Hükümetin ihtayacı da dikkate alınarak,
önergeye katılmadığımızı arz ederiz.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanımızın da ifade ettiği gibi,
daha önce, esasen, Meclisimize, bütçe uygulama yasa tasarısı olarak bir
tasarı sevk edilmiş, 20 nci maddesine kadar görüşülmüş; fakat, daha
sonra tamamı görüşülüp,kanunlaşmadığı için kadük olmuştur. Bu
şekilde, bundan önceki maddelerde de ifade ettiğimiz gibi, yeni bir bütçe
uygulama yasa tasarısı sevk edeceğiz. Esasen, Sayın Başkanlığınızın,
bundan önceki maddede de ifade ettiğiniz gibi, burada da, bu önergeler,
Anayasaya aykırılık bakımından oylanmaktadır; yoksa, normal
önergeler olsa, gelir azaltıcı oldukları için, zaten oylanmaları da
mümkün değildir. Biz, bu iki noktadan, şu anda ve ifade ettiğimiz
gerekçelerle de katılamadığımızı ifade ediyoruz.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum efendim.
Madde metninin kanun tasarısından çıkarılması doğrultusundaki 2
önergeyi birleştirerek, oylarınıza sunuyorum: Önergeleri kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi tekrar okutup oylarınıza sunacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının "Fonların Ödenek ve
Gelirleri" başlıklı 31 inci maddesinin birinci bendinde yer alan, “kanun,
kanun hükmünde kararnameyle kurulmuş fonları” kapsayan hükmünün
metinden çıkarılmasını, böylece metnin "Bakanlar Kurulu Kararı,
yönetmelik ve diğer mevzuatla kurulmuş fonlar" ibaresiyle başlamasını
arz ve teklif ederiz.
Oya Araslı
(İçel)
ve arkadaşları
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının "Fonların Ödenek ve
Gelirleri" başlıklı 31 inci madde yedinci bendinin metinden
çıkarılmasını Anayasaya aykırı olduğu için arz ve teklif ederiz.
Önder Sav
(Ankara)
ve arkadaşları
BAŞKAN – Bu doğrultuda biraz önce işlem yapmıştık; bunu, oylamaya
sunmuyorum.
Önergelerle ilgili işlemler tamamlanmıştır.
31 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
32 nci maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ KISIM
Hazine ve Kamu Kuruluşlarına İlişkin Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM
Devlet Borçları
Devlet Borçlarının Yönetimi
MADDE 32. – a) Devlet borçlarının yönetimi 9.12.1994 tarih ve 4059
sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca Hazine Müsteşarlığınca
yürütülür.
b) Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan, malî yıl içerisinde
ödenecek iç ve dış borç anaparaları ile iç ve dış borçlanma tutarlarını
bütçe dışında özel hesaplarda izletmeye, malî yıl zarfında iç ve dış
borç anapara geri ödemelerini bütçe ile ilgilendirmeksizin yapmaya
yetkilidir.
Bu hüküm Dış Krediler Kur Farkı Fonu uygulamasından doğan ve fon
tarafından karşılanamayan tutarlar ile garantili borçlardan doğan geri
ödemelerin tamamı için de uygulanır.
c) Devlet iç ve dış borç faizleri ve genel giderleri bu amaçla bütçeye
konulacak ödeneklerle karşılanır.
d) Katma bütçeli idarelerin dış borçları Hazine Müsteşarlığınca bu
madde esaslarına göre ödenir.
e) Devlet borçlarının uygulama sonuçları Hazine Müsteşarlığının
bağlı olduğu Bakanlıkça hazırlanarak ilgili yıl kesinhesap cetveli ile
birlikte Hazine Genel Hesabına dahil edilmek üzere Maliye Bakanlığına
gönderilir.
f) Devlet borçlarının yönetimi ve muhasebesi ile ilgili esas ve usuller
Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı tarafından birlikte
düzenlenir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
33 üncü maddeyi okutuyorum:
İç Borçlanma
MADDE 33. – a) Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan malî yıl
içinde bu Kanun “denge” başlıklı maddesinde belirtilen tutarın bir
katına kadar bir yıl ve daha uzun vadeli iç borçlanma aktine yetkilidir.
Aksine bir hüküm bulunmadığı sürece bu Kanunun ilgili maddeleri
uyarınca ihraç edilen Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Tahvilleri bu
limit kapsamında değerlendirilir.
b) Verilen yetki sınırları içinde çıkarılacak Devlet tahvillerinin çeşitleri
ile bunların faiz oranı, ihraç fiyatı, ödeme süresi, basım ve satış
yöntemleri ile ödemelerine ilişkin her türlü esaslar ve bunlara müteallik
diğer şartları belirlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan
yetkilidir. Bu tahvillerin basım giderleri ve satışa katılacak bankalara
ödenecek komisyon ve banka muameleleri vergileri ile satışa katılan
bankaların satış işlemleri dolayısı ile yapacakları her türlü gider, vergi,
resim ve harçların Hazinece bankalara geri ödenmesinde ve tahvillerin
basımında uygulanacak şekil ve esaslar Hazine Müsteşarlığı ile
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası arasında 1050 sayılı Muhasebe-i
Umumiye Kanunu ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri
uygulanmaksızın akdedilecek malî servis anlaşması ile tespit edilir.
Cari yıl içinde çıkarılacak veya daha önceki yıllarda çıkarılmış
tahviller, işlemiş fazileri ödenmek suretiyle erken itfaya tabi tutulabilir
veya piyasa koşullarından geri alınabilir.
Çıkarılacak tahvillerin faiz ve anapara ödemeleri ile yukarıda sözü
geçen malî servis anlaşmasında yer alacak ödemeler ve bunların
dışında kalan diğer konsolide devlet borçları ile ilgili gider ve işlemler
her türlü vergi (Gelir ve Kurumlar Vergisi hariç), resim ve harçtan
müstesnadır.
Bu fıkralardaki hükümler Hazine bonoları ile daha önceki yıllarda ihraç
olunan Devlet tahvili, Hazine bonoları ve diğer konsolide Devlet
borçları ile ilgili işlemlerde de geçerlidir.
1996 yılında çıkarılacak tahvil ve bonoların vergi istisnalarını
kaldırmaya veya uygulanacak oranları, yürürlükteki oranlar içinde
kalmak üzere, tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
c) Devlet iç borçlanma senetlerinin dövize endeksli olarak ihracı halinde,
anaparadaki kur artışları her faiz ödeme tarihi itibariyle yeniden
hesaplanıp, anapara değerine ilave edilerek iç borç kaydı yapılır.
BAŞKAN – Okunan madde üzerinde söz istemi?..
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, Refah Partisi Grubu adına söz
istiyorum.
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına Sayın Ali Oğuz; buyurun
efendim. (RP sıralarından alkışlar)
Sayın Oğuz, süreniz 10 dakikadır.
RP GRUBU ADINA ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlarım; müzakere ettiğimiz kanun tasarısının 33 üncü maddesi,
içborçlanmayla ilgili bir düzenleme getirmiştir ve bunların mahiyetini,
tatbikatını, işleyiş tarzını da hükme bağlamıştır.
Yüce Meclisin de bildiği gibi, içborçlanma da dışborçlanma da yıllardan
beri memleketimize, bir saadet, bir ferahlık değil, bir felaket getirmiştir.
Bunu, hiç kimsenin inkâr etmesi mümkün değildir. "Borçlanma
hayırlıdır", "borç yiğidin kamçısıdır" sözleri, belki, klasikleşmiş,
borcu teşvik eden sözlerdir; ama "Borç iyi güne kalmaz", "Borç yiğidi
ihtiyarlatır", "Borçlu olan dertli olur" gibi sözler de, yine, atasözü olarak,
bizim memleketimizde, cemiyetimize yerleşmiş hayırlı sözlerdir.
Bugüne kadar mevcut borçlar, birbirini takip eden hükümet
dönemlerinde, çok ağır faizlerle, altından kalkılamayacak seviyelere ve
noktalara gelmiştir. Bir rivayete göre 75-80 milyar dolar dışborç,
belediyelerin ve belki özel kuruluşların da mevcut borçlarıyla 150
milyar dolara baliğ olan dışborçla birlikte, artık, trilyonların ifade
etmediği, tren tekerlekleri gibi makinelere sığmayan içborç ise, artık,
trilyonlar hedefini aşmış ve katrilyonlara ulaşmış olan büyük
meblağlardır. Hele hele, rantiye gelirlerinden başka geliri kalmayan,
hiçbir üretim imkânı kalmayan, artık, elindeki üretimini, fabrikasındaki
faaliyetlerini, ticarî ve sınaî işlemini tamamen bir tarafa bırakıp,
elindeki sermayesini, sadece ve sadece büyük rant gelirlerine, bir gecelik
yüzde 1 000'lik repo faizlerine ve kısa vadeli, üç aylık yüzde 105'lik
vergisiz devlet gelirlerine, faiz gelirlerine yatırmış olan ülkemiz
insanının halini düşünürsek, memleketin içborçlarının, ister hükümet
eliyle ister şahıslar eliyle olsun, ödenmesinin, insanları, cemiyetimizi,
milletimizi ve hükümetimizi ne hale getirdiği belli...
Onun için, ben, insanımızın ve milletimizin temayüllerine tercüman
olarak diyorum ki: Artık, bu milleti üretken hale getirin. Bu milletin
imkânları var. Nasrettin Hoca'nın hikâyesi misali, yağ var, şeker var, un
var; ama, helva yapan yok. Bu helvayı yapmak, bir marifet. Bu milletin
20 milyon işsizi ve 30-40 milyonluk, genç, dinamik çalışabilir elemanı
varken ve bu çalışmaya, bu teşebbüse, bu gayrete lazım gelecek
tasarruflarda bulunma imkânı varken, buna, sadece öncülük yapıp,
memleketin her tarafını bir şantiye haline getirip milletimizi gece
gündüz çalışarak üretmek ve üretken hale getirerek borçlarımızı yavaş
yavaş ödemek yerine, yeniden ağır borçların altına girmenin
memleketimize bir şey kazandırmayacağını ifade ediyor, bunları,
yüksek huzurunuzda arz etmek üzere kürsüye geldiğimi beyan ediyor; bu
vesileyle Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (RP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Ali Oğuz'a
teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde önerge?..Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
34 üncü maddeyi okutuyorum:
2974, 3836 ve 1211 Sayılı Kanun Hükümlerinin Uygulanması
MADDE 34. – a) 2974 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşları
Borçlarının Tahkimi Hakkında Kanun ile 3836 sayılı Kamu Kurumu ve
Kuruluşlarının Birbirlerine Olan Borçlarının Tahkimi Hakkında Kanun
hükümlerinin uygulanması sonucu Hazinece üstlenilerek tahkim olunan
borçlar için 1996 yılında yapılacak faiz ve anapara ödemelerinin
gerektirdiği tutarda alacaklı kuruluşlara özel tertip devlet iç borçlanma
tahvili vermeye,
b) 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 61 inci
maddesi gereğince yeniden değerleme farkından doğan borçlar
karşılığında geçmiş yıllarda verilen Devlet İç Borçlanma Senetleri ile
bunların T.C. Merkez Bankasınca açık piyasa işlemlerinde
kullanılması sonucu senetlerin orijinal faizleri ile piyasa faizleri
arasında oluşan menkul kıymet zararları karşılığında bankaya verilmiş
olan Devlet İç Borçlanma Senetlerinin 1996 yılında yapılacak faiz
ödemelerinin gerektiği tutarda özel tertip Devlet İç Borçlanma Senedi
vermeye,
c) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair 21.4.1994 tarih ve 3985 sayılı Kanunun Geçici 9
uncu maddesi uyarınca Kısa Vadeli Avans hesabında biriken tutarların
tasfiyesi amacıyla ihraç edilmiş olan Devlet İç Borçlanma Tahvillerinin
1996 yılında yapılacak faiz ödemelerinin gerektiği tutarda Özel Tertip
Devlet İç Borçlanma Senedi vermeye,
d) Yukarıda sözü edilen faiz ödemelerini “Büçteden Mahsup Edilecek
Ödemeler Hesabı”ndan yapıtırmaya, hesabın yılı içinde mahsup
edilemeyen artıklarını ertesi yıla devretmeye veya bütçe ile
ilgilendirmeksizin özel hesaplarda izlemeye,
Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan.
e) 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 61 inci
maddesi gereğince yeniden değerleme farklarından doğan ve doğacak
borçların 1996 yılında yapılacak ödemeleri için özel tertip Devlet İç
Borçlanma Senedi ihraç etmeye ve bu tahvillerin vade, faiz ve sair
şartlarını belirlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın
teklifi ile Başbakan,
Yetkilidir.
BAŞKAN – Okunan madde üzerinde söz istemi yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
35 inci maddeyi okutuyorum:
Dış Borçlanma
MADDE 35. – a) Yabancı ülke, banka ve kurumlarla veya uluslararası
kuruluşlarla yapılmış ve yapılacak anlaşmalara göre proje kredisi
olarak malî yıl içinde elde edilen imkânların;
1. Türk Lirası karşılıkları, dış borç kayıtları yapılarak Hazine
Müsteşarlığı tarafından,
2. Malzeme ve hizmet bedelleri, taahhüt evrakı ve sözleşme tasarıları
ile birlikte ilgili kuruluşlar tarafından,
Maliye Bakanlığına bildirilir.
Söz konusu miktarları gerektiğinde ilgili kuruluşlara ait bütçelerde
açılacak özel tertiplere;
1. Ödenek kaydederek,
2. Mevcut ödeneklerden aktarma yaparak,
Bütçeleştirmeye, bunlardan yılı içinde harcanmayan miktarları ertesi yıl
bütçesine devren ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
Daha önceki yıllarda benzer şekilde sağlanan imkânların Türk Lirası
karşılıkları ile malzeme ve hizmet bedelleri için de yukarıdaki esaslara
göre işlem yapılır.
b) Dış borçlanma imkânları ile satın alınacak malzeme ve hizmetlere
ait taahhüt evrakı veya sözleşme tasarıları, Maliye Bakanlığınca vize
edilmeden satın alma işlemi gerçekleştirilemez ve ilgili miktarların dış
borç kayıtları yapılamaz. Maliye Bakanlığı gerektiğinde dış borçlanma
ile ilgili bütçeleştirme işlemleri yapılmadan önce (ilgili miktarların
ödenek, gider ve dış borç kayıtları daha sonra yapılmak üzere) taahhüt
evrakı ve sözleşme tasarısını vize etmeye yetkilidir.
c) Dış devlet borçlarıyla ilgili kredi anlaşmalarının yürürlüğe girmesini
sağlayacak kanunî düzenlemelerin tamamlanmasına kadar kredi
anlaşmaları gereği peşin ödenmesi gereken komisyon, ücret, garanti
ücreti ve benzeri giderler ile gerektiğinde faiz ödemelerini de “Bütçeden
Mahsup Edilecek Ödemeler Hesabı” ndan yaptırmaya, hesabın yılı
içinde mahsup edilemeyen artıklarını ertesi malî yıla devretmeye
Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.
d) Konsolide dış devlet borçlarıyla ilgili kredi anlaşmalarında
öngörülen bütün ödeme ve işlemler (dış proje kredileri çerçevesinde
yapılacak ödemeler dahil) her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır.
e) Finansmanı yabancı devlet veya uluslararası kuruluşlarla yapılan
antlaşmalara göre sağlanarak gerçekleştirilecek olan işler, antlaşma
hükümlerinde özel ihale ve satınalma usullerinin öngörülmesi halinde,
özel kanun, kararname veya antlaşma hükümlerine göre yürütülür.
BAŞKAN – 35 inci madde üzerinde söz istemi yok.
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Var efendim.
BAŞKAN – Sayın Oğuz, daha önceden duyurun; oylamaya geçtiğim
zaman söz talebinde bulunuyorsunuz efendim.
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Yok efendim; daha evvel elimi kaldırdım.
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına Sayın Ali Oğuz, buyurun.
Konuşma süreniz 10 dakikadır efendim.
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Değerli arkadaşlarım, müzakere konusu
kanunun dış borçlanmayla ilgili kısmında da, huzurlarınıza gelmek
mecburiyetinde kaldım, huzurlarınızı işgal ettiğim için bağışlanmamı
diliyorum; ama, dış borcun da ne kadar ehemmiyetli olduğunu yüksek
takdirlerinize arz etmeden yapamadım.
Değerli arkadaşlarım, malûm, dışborç, içborçtan da beter; milletimiz,
memleketimiz ve Hükümetimiz üzerinde ağır tesirlerinin olduğu; hatta,
bir bela mahiyetinde olan bir mükellefiyettir.İnsan, zaruret karşısında,
belki, imkânı nispetinde borçlanır; ama, bugün, dışborç, o kadar ağır
bir yük getirmiştir ki, bu konuda, iktisatçılarımız ve maliyecilerimiz
tarafından, torunlarımızın dahi bunu ödemekte zorluk çekeceği ifade
edilmiştir.
Osmanlının son devirlerinde, Galata bankerleri ve Yahudilerden hep bu
borçlar alınmış, sonradan bu borçlar Düyuni Umumiye gibi bir
müessesenin kurulmasını intaç etmiş ve Osmanlının son devirlerinde
başımıza bela olmuş.
Bugün de, gerek Avrupa'dan gerek Amerika'dan gerek IMF'den gerek
Dünya Bankasından alınan borçlar, memleketimizin, milletimizin
üzerine çok büyük bir ağırlık getirmiştir ve bunun altından kalkmak için
de, özellikle, tasarruflarımız, gayretlerimiz, Hazine imkânlarımız
zorlanmış; ama, üretimle karşılamak mümkün olmadığı içindir ki,
faizler de korkunç derecede yüksek olduğu içindir ki, her geçen gün bir
kartopu gibi büyüye büyüye bu noktaya gelmiştir.
Değerli arkadaşlarım, malûm, tarihimizde bunun emsalleri vardır;
ekonomimizin düzgün, itibarımızın yüksek olduğu dönemde, bizim
devlet adamlarımızdan da Devleti Âli Osmaniye'den de borçlar
istemiştir. O zamanın yetkili şahısları, gerek vezirleri gerek padişah,
kendisine, "borç talep ediliyor bizden efendi, ne buyurursunuz?" denildiği
zaman "Borç verin; bugün borç alanlar, yarın buyruk alırlar" diye
karşılık vermiş ve borç verilmesini teşvik etmişlerdir.
Bugün aynı akıbet bizim başımıza gelmiştir. Hatırlayacaksınız;
muhalefette, dışborçların bize ne kadar büyük felâketler getirdiğini ifade
eden devlet adamlarımız, iktidara geldikten sonra "Ne yapalım,
çaresiziz, borcumuz var; bize borcunuzu haydi ödeyin derlerse ne
yaparız? " demekte; bir gün Çekiç Güç'e "işgal kuvveti" diyenler, Çekiş
Güç'ten bahsedildiği zaman, "Ne yapalım, ağır borçların altındayız,
bizi borçlarımızı ödemeye zorladıkları zaman müşkül duruma düşeriz;
mademki, borçlu olduğumuz devletler bunu böyle istiyor, Avrupa,
Amerika, IMF böyle istiyor, öyle ise idare edeceğiz; şimdilik bu işi
böyle götüreceğiz" demek mecburiyetinde kalmışlardır.
Borç, hiçbir zaman, iyi güne kalmamış, memleketimizi, ekonomimizi
perişan etmiş ve dışarıdan gelen ağır baskılar neticesinde,
politikamızı dahi yönlendirmiştir.
Dışborca sıcak bakmanın memleketimize hiçbir fayda getirmediğini,
hatta, ileride belki felâketlere müncer olacağını hatırlatıyor ve bu
vesileyle, maruzatımı arz ederek, Yüce Heyetinizi hürmetle
selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Ali Oğuz'a
teşekkür ediyorum.
35 inci madde üzerinde başka söz istemi yok.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
36 ncı maddeyi okutuyorum :
Dış Borçların İkraz, Devir ve Garanti Edilmesi
MADDE 36. – a) Yabancı ülkeler, uluslararası kuruluşlar, yabancı
bankalar ve yabancı ülkelerde yerleşik diğer finans kurumlarından her
türlü amaçla ve uluslararası sermaye piyasasında kullanılan finansman
araçları ile yapılacak borçlanmalarla ilgili temas ve müzakereleri
yürütmeye ve bu borçlanmalarla ilgili işlemleri sonuçlandırmaya,
b) Yukarıdaki (a) fıkrasına göre sağlanan finansman imkânlarını,
ekonominin çeşitli sektörlerinde gelişmeyi sağlamak amacıyla ve
anlaşmalar hükümleri uyarınca kamu ve özel sektör kurumlarına ikraz,
devir veya kullandırmaya ve bu kredilerden yapılması gereken geri
ödemeleri aynı kuruluşlar için hesaben ikraz veya krediye dönüştürmeye,
c) Yukarıda belirtilen imkânların doğrudan Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası veya Türkiye’de yerleşik kurumlar ile Türk Bankaları
tarafından sağlanması halinde, bu kredileri kısmen veya tamamen
devralmaya, devralınan bu kredileri kısmen veya tamamen kamu
kurumlarına ikraz, devir veya kullandırmaya ve bu kredilerden
yapılması gereken geri ödemeleri aynı kuruluşlar için hesaben ikraz
veya krediye dönüştürmeye, Türkiye’de yerleşik bankaların döviz
varlıkları üzerinden borçlanmaya,
d) Yabancı ülkelerin kredi kuruluşları, uluslararası kurumlar veya
yabancı ülkelerde yerleşik banka ve kurumlar ile bu finansman
işlemlerine katılan Türk bankaları tarafından kamu kurumlarına (Özel
hukuk hükümlerine tabi olmakla beraber sermayelerinin % 50’sinden
fazlası kamuya ait olanlar dahil) ve yatırım bankalarına verilecek
kredileri, borçlanacak kuruluşun Hazine garantili mevcut dış borçlarını
geri ödeme performansı ve borç ödeme kabiliyeti ile sınırlı kalmak
kaydıyla ve anlaşmalarındaki şartlarıyla garanti etmeye,
e) Ulusal banka ve kamu kuruluşlarınca yabancı ülkelere açılacak
kredilerin geri ödenmesini garanti etmeye, yabancı ülkelerde doğrudan
teminat mektubu vermeye, yetkili ulusal bankalar lehine garanti vermeye,
f) Yap-İşlet-Devret modeli ve benzeri özel finansman modellerine
dayalı olarak gerçekleştirilecek projeler çerçevesinde; kamu kurum ve
kuruluşları ile bağlı ortaklıkların ve mahallî idarelerin, bu projeleri
gerçekleştirecek özel hukuk hükümlerine tabi şirket statüsüne sahip yerli
ve/veya yabancı ortaklardan oluşan Türk şirketlerinden satın alacakları
mal ve hizmet bedelleri ile kamu kuruluşlarınca bu şirketlere taahhüt
edilmiş üretim girdilerinin temin edilememesi halinde ilgili sözleşme
çerçevesinde ortaya çıkabilecek ödeme yükümlülükleri için garanti
vermeye,
g) Türkiye Cumhuriyeti adına Hazine Müsteşarlığı tarafından yabancı
ülkeler resmî kuruluşları veya uluslararası kuruluşlardan sağlanan
kredilerin teknik yardım ve eğitim amaçları kapsamındaki bölümlerini
anlaşma hükümlerine istinaden gerektiğinde özel ve özerk bütçeli kamu
kuruluşları ile kamu kuruluşu sayılan kurumlara karşılıksız olarak
kullandırmaya,
h) Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu tarafından Bosna-Hersek’te
finanse edilecek projeler için bu fona üye diğer ülkelerle birlikte
sağlanacak ortak bir garanti çerçevesinde garanti verilmesine,
i) Avrupa Birliği, yabancı ülkeler ve bu ülkelerin banka ve kredi
kuruluşları ve uluslararası malî kuruluşlardan ülkemizde faaliyet
gösteren Risk Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına risk sermayesi şeklinde
köprü krediler (subordinated loans), koşullu krediler (conditional loans)
sağlamaya veya yukarıda belirtilen yabancı ülke ve kuruluşların adı
geçen Yatırım Ortaklıklarına doğrudan veya aracı malî kuruluşlar
vasıtasıyla risk sermayesi şeklinde katkı sağlamaya yönelik anlaşmalar
yapmaya, sağlanan bu imkânların devredilmesine, kullandırılmasına ve
geri ödenmesine,
Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.
j) Daha önceki yıllarda yapılan işlemler için de bu esaslar geçerlidir.
BAŞKAN – Okunan madde üzerinde söz istemi yok.
Okunan maddeyle ilgili önerge yok.
36 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
37 nci maddeyi okutuyorum:
244 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Borçlanma
MADDE 37. – a) Yıllık programlarla belirlenen dış finarsman
ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 31.5.1963 tarih ve 244 sayılı
Kanunun kapsamı dışında kalan kuruluşlarla kredi anlaşmaları
yapmaya ve projelerin yapılabilirlik çalışmalarının dış finansman
ihtiyaçlarını karşılamak üzere Dünya Bankası ile üzerinde anlaşılacak
şartlarla (10 000 000) ABD Dolarına kadar olan borçlanmaların
yapılmasına Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.
b) Bu gibi anlaşmalar ve savunma borçlanmalarına ilişkin kredi
anlaşmaları bütçe kanunları hükümlerine dayanılarak yapılmış olup,
Bakanlar Kurulunca uygun görülen diğer kredi anlaşmaları gibi Bakanlar
Kurulu kararıyla yürürlüğe girer. Bu kararnameler 31.5.1963 tarih ve 244
sayılı Kanun ve 23.5.1928 tarih ve 1322 sayılı Kanun hükümlerine tabi
değildir.
c) Türkiye Cumhuriyetinin bu madde ile “Dış Borçların İkraz, Devir ve
Garanti Edilmesi” başlığını taşıyan maddeleri ve bu madde
hükümlerine dayanarak, sırasıyla borçlu veya garantör sıfatı ile taraf
olduğu kredi anlaşmalarından doğan borçlarının dünya sermaye
piyasalarında mevcut muhtelif finansman araçları vasıtasıyla yönetimi
amacıyla anlaşma yapmaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu
Bakan yetkilidir. Söz konusu anlaşmalar imzalandıkları tarihte
yürürlüğe gerir.
d) Daha önceki bütçe yallarında aktedilmiş benzeri anlaşmalar hakkında
da bu hüküm uygulanır.
BAŞKAN – Okunan madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyle ilgili önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
38 inci maddeyi okutuyorum:
Borç Verme ve Hibe Anlaşmaları
MADDE 38. – a) Yabancı ülkeler, uluslararası kuruluşlar ve yabancı
ülke kredi kuruluşlarından sağlanacak hibelerle ilgili temas, müzakere ve
anlaşmaları yapmaya ve bu yolla sağlanan finansman imkânlarını kamu
ve özel sektör kuruluşlarına kullandırmaya Hazine Müsteşarlığının
bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Söz konusu anlaşmalar imzalandıkları
tarihte yürürlüğe girer.
b) Yabancı ülke ve kuruluşlara borç ve hibe şeklinde finansman
sağlamak amacıyla anlaşmalar yapmaya ve anlaşmaların esas ve
şartlarını belirlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan
yetkilidir. Yabancı ülke ve kuruluşlara verilecek olan borç ve hibeler
Hazine Müsteşarlığı bütçesine bu amaçla konulacak ödenekten
karşılanır.
Söz konusu anlaşmalar Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe girer.
c) Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. tarafından yabancı ülkelere ve
bu ülkelerdeki kuruluşlara açılacak iki yıl veya daha uzun vadeli mal
ve/veya hizmet satış sözleşmeleri veya bu tür sözleşmelerle eş değer
finansal kiralama işlemleri ile ilgili Resmî Destekli İhracat Kredilerinin
esaslarını ve finansal hükümlerini düzenlemeye Hazine
Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
39 uncu maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ BÖLÜM
Hazine İşlemleri
Hazine Bonoları ve Avans İşlemleri
MADDE 39. – Genel bütçe ödemelerini zamanında yapabilmek ve bu
ödemelerin tahsilatın göstereceği mevsimlik dalgalanmalardan olumsuz
yönde etkilenmesini önlemek, uygulanmakta olan para politikasını
yönlendirmek amaçları ile malî yıl içinde gerçek ve tüzelkişilere, genel
bütçeden Hazine yardımı yapılan kamu kurum ve kuruluşlarına,
kanunla kurulmuş fonlara en çok bir yıl vadeli Hazine bonoları satmaya,
gerektiğinde bu bonoları satın almaya, satılacak Hazine bonolarının
çeşitlerini, miktarını, satış usul ve esasları ile şartlarını tespite,
14.1.1970 tarih ve 1211 sayılı Kanunun 50 nci maddesi esaslarına göre
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından kısa vadeli avans almaya
Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.
Hazine bonolarının faizleri ve genel giderleri bu amaçla bütçeye
konulacak ödeneklerle karşılanır.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
40 ncı maddeyi okutuyorum:
Çeşitli Saymanlıklardaki Değerlerin Hazineye Geçişi
MADDE 40. – Maliye Bakanı, bütün saymanlıkların çeşitli nedenlerle
hazine hesapları dışında kalan mal varlıkları ve emanetler de dahil
olmak üzere her çeşit paralarını Hazine hesaplarına kaydettirmeye, bu
hesaplara tasarruf etmeye ve bu amaçla gerekli önlemleri almaya
yetkilidir.
1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun tanımladığı bir
saymanın yönetim ve sorumluluğunda olmayan kamu fonları hakkında
da bu hüküm uygulanır.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
41 inci maddeyi okutuyorum:
Geri Verilecek Paralar
MADDE 41. – 27.6.1963 tarih ve 261 sayılı Kanun uyarınca, geri
verilecek paraların kesin olarak veya avans suretiyle ödenmesinin şekil
ve usulleri Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlıkla Maliye
Bakanlığı tarafından müştereken tespit olunur.
Yapılacak inceleme sonunda fazla ödendiği tespit olunan veya
zamanında mahsup olunmayan tutarlar 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre geri
alınır.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
42 nci maddeyi okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kamu İktisadî Teşebbüsleri
Kamu İktisadî Teşebbüslerinin Kârları
MADDE 42. – 1. 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi
kuruluşların, 1995 yılı kârlarından Hazineye isabet eden tutarları;
a) 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen kısıtlamalara
tabi olmaksızın, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi
üzerine bütçeye gelir kaydetmeye,
b) Kuruluşların ödenmemiş sermayelerine veya tahakkuk etmiş görev
zararları alacaklarına mahsup edilmek üzere Hazine Müsteşarlığının
bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine bütçeye gelir, ödenek ve gider
kaydetmeye,
2. Birinci fıkra kapsamına giren kuruluşların 1994 ve önceki yıllara ait
kâr paylarından Hazineye isabet eden tutarları Hazine Müsteşarlığının
bağlı olduğu Bakanın talebi üzerine bütçenin gelir ve giderleri ile
ilgilendirmeksizin kuruluşların görev zararları alacakları veya
ödenmemiş sermayelerine mahsup etmeye ilişkin işlemleri yapmaya,
Maliye Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
43 üncü maddeyi okutuyorum:
Kami Ortaklıkları ve İştiraklerinde Sermaye Değişikliği
MADDE 43. – 1. Kamu ortaklıkları ve iştiraklerinin yeniden
düzenlenmesi tedbirlerini uygulamak, sermaye artırımlarına katılmak,
kamu iktisadî teşebbüslerinin yatırım ve finansman programlarının
gereklerini yerine getirmek ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname
hükümlerini uygulamak amacıyla;
a) Hazinece her türlü sermaye artırımlarına katılınması ve her türlü
sermaye paylarının satın alınmasına,
b) Hazinenin ve kamu iktisadî teşebbüslerinin sermaye paylarını diğer
kamu iktisadî teşebbüslerine, kamu ortaklığı idaresine veya katma
bütçeli idarelere devretmeye veya onlar tarafından devraldırmaya,
c) Kamu iktisadî teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının Hazineye veya
çeşitli fonlara olan borçlarını yıllık yatırım ve finansman
programlarına uygun olarak Hazineden olan alacaklarına veya
ödenmemiş sermayelerine mahsup etmeye veya teşebbüslerin
borçlarının ödenme zamanı ve şartlarını belirlemeye,
Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan,
d) Bu işlemlerin gerektirdiği tutarları, Hazine Müsteşarlığının teklifi
üzerine, mahiyetine göre, bütçede açılacak özel tertiplere gelir ve ödenek
kaydetmeye Maliye Bakanı,
Yetkilidir.
2. a) Kamu iktisadî teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının 1995 yılı sonu
itibariyle;
aa) Hazineye, fonlara, Sosyal Sigortalar Kurumuna olan vadesi geçmiş
borçlarını, Hazineden ve fonlardan olan alacaklarına veya ödenmemiş
sermayelerine mahsup etmeye,
ab) Türkiye İhracat Kredi Bankasına olan borçlarının ödeme zaman ve
şartlarını tespite, gerektiğinde ödenmemiş sermayelerine mahsuben bu
borçlarla, Bankanın Sosyal Sigortalar Kurumuna olan borçlarının
Hazine tarafından devralınarak mahsup ve tasfiyesini sağlamaya,
b) Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin Türkiye Cumhuriyeti Ziraat
Bankasına olan destekleme kredisi borçlarının ödeme zaman ve
şartlarını belirlemeye, gerektiğinde söz konusu birliklerin görev zararı
alacaklarına karşılık olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Ziraat
Bankasına olan bu borçlarının Hazinece devralınmasını sağlamaya,
Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan,
c) Bu işlemleri, Hazine Müsteşarlığının teklifi üzerine, gelir ve gider
hesapları ile ilgilendirilmeksizin mahiyetlerine göre ilgili devlet
hesaplarına kaydettirmeye Maliye Bakanı,
Yetkilidir.
3. a) BAĞ - KUR’a 20 trilyon TL., Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğüne
(ÇAY - KUR) 20 trilyon TL. ve 31.12.1994 tarihi itibariyle yürürlükten
kaldırılan İhracatı Teşvik sistemi ile ilgili olarak Destekleme ve Fiyat
İstikrar Fonundan ihracatçılara yapılan ve yapılacak olan ödemelerle
ilgili olarak 50 trilyon TL. olmak üzere toplam (90 000 000 000 000)
lirayı aşmamak (Bu ödemelerde 2.1.1996 tarihli döviz kuru uygulanır.
Ödemeye ilişkin esas, usul ve şartları belirlemeye Hazine
Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.),
b) İkinci fıkra uygulaması çerçevesinde işleme tabi tutulan kamu
iktisadî teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının Hazine devirli dış
kredilerinin Türk Lirası karşılıkları ve bu fıkraya göre
devralınabilecek borçların miktarı ile sınırlı kalmak kaydıyla Hazine
tarafından özel tertip Devlet tahvilleri ihraç edilebilir. Bu tahviller iç
borçlanma ile ilgili maddedeki limitin dışında olup, vade, faiz ve sair
şartlar Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine
Başbakan tarafından belirlenir.
BAŞKAN – Okunan maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
44 üncü maddeyi okutuyorum:
Hazine Kefaleti
MADDE 44. – a) Kamu iktisadî teşebbüslerinin destekleme alımları ve
diğer faaliyetleri ile ilgili finansman ihtiyaçları için yapacakları
borçlanmalara Hazine kefaleti vermeye,
b) Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.’nin kredi, sigorta ve garanti
faaliyetleri nedeni ile yüklendiği işlemlerden doğabilecek politik riskleri
garanti etmeye ve bu risklerden doğabilecek zararları ödemeye,
c) Özelleştirme İdaresince, özelleştirme programı çerçevesinde
yapılacak borçlanmalara Hazine garantisi vermeye,
Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.
BAŞKAN – Okunan maddeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
45 inci maddeyi okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ KISIM
Kamu Personeline İlişkin Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Özlük Hakları
Katsayılar, Yurt Dışı Aylıklar, Ücret, Sözleşme Ücreti, Ek Tazminat
Tavanları
MADDE 45. – a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü
maddesi uyarınca, aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek
gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık
katsayısı 1.1.1996 - 30.6.1996 döneminde (1695), memuriyet taban
aylığı göstergesine uygulanacak taban aylığı katsayısı 1.1.1996 -
30.6.1996 döneminde (10175), olarak uygulanır.
b) Kurumların yurt dışı kuruluşlarına dahil kadrolarında görev alan
Devlet memurlarının yurt dışı aylıkları, yeni kurlar ve yeni emsaller
tespit edilinceye kadar, 12.3.1987 tarih ve 87/11595 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararı ile ek ve değişikliklerinde yer alan hükümlere göre ödenir.
c) 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (c)
bendi uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personelin sözleşme ücret tavanı
1.1.1996 - 30.6.1996 döneminde (64 525 000) lira olarak uygulanır.
d) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2.12.1993 tarih ve 3920
sayılı Kanunla değişik 28 inci maddesinin (B) fıkrası uyarınca
ödenecek ek tazminatın tavanı (15 000 000) lira olarak uygulanır.
Aynı maddenin (A) fıkrası uyarınca ödenecek ek tazminatın aylık
tutarı da; 1.1.1996 - 14.5.1996 tarihleri arasındaki süre için (10 000 000)
lirayı; 15.5.1996 - 14.7.1996 tarihleri arasındaki süre için (14 000 000)
lirayı; 15.7.1996 tarihinden itibaren ise (17 500 000) lirayı geçemez.
e) İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek asgarî ve azamî sınırlar
dahilinde belediye başkanlarının aylık ödemeleri, belediye meclislerince
kararlaştırılır.
BAŞKAN – 45 inci madde üzerinde, söz istemleri bulunmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Nihat Matkap; buyurun
efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Matkap, söz süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; şu an görüşmekte olduğumuz 45 inci madde,
Hükümetimizin, kamu görevlilerine, 1996 yılında yapacağı artışları
öngören bir maddedir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, bir anlamda, seçim hükümeti
olarak nitelendirdiğimiz, kabul ettiğimiz Hükümete girme
koşullarımızdan bir tanesi de, kamu çalışanlarına, 15 Kasım 1995
tarihinden itibaren belli bir artış yapmaktı, bir iyileştirmeyi
gerçekleştirmekti. Bu doğrultuda, hepinizin bildiği gibi, kamu
çalışanlarına, 15 Kasım 1995 tarihinden geçerli olmak üzere bir artış
yapılmıştı.
Şimdi görüşmekte olduğumuz 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısının 45 inci maddesinde, 1 Ocak 1996 ilâ 30 Haziran 1996
tarihleri için, aylık katsayı 1 695, memur taban aylığı göstergesi 10 175;
yine, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (c)
bendi uyarınca, sözleşmeli personelin sözleşme ücret tavanı, yine 30
Hazirana kadar olan dönemde 64 milyon 525 bin lira; diğer yandan, 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3920 sayılı Kanunla değişik 28
inci maddesinin (B) fıkrası gereğince, ek tazminat tavanı da, 1 Ocak
1996 ilâ 30 Haziran 1996 tarihleri için 15 milyon lira olarak
öngörülmektedir.
Bu hükümlerin, bu öngörülerin anlamı -daha önce de açıklandığı üzere-
Hükümetimizin, kamu çalışanlarımıza 1 Ocak 1996 ilâ 30 Haziran 1996
tarihleri arasında hiç artış yapmayacağının ifadesidir.
Değerli arkadaşlarım, sadece son yirmi, yirmibeş günde yapılan zamları
önünüze koyarsanız, gerçekten, bu durumu hiçbirimizin içimize
sindirmesi mümkün olmamalı. Hükümetimizin bu dönem öngördüğü
enflasyon oranı yüzde 65. Kaldı ki, bütçe üzerine görüş açıklayan çoğu
arkadaşım bu tahminin tutmasının çok güç olduğunu dile getirdiler;
bunun yüzde 70'e, hatta daha yukarılara çıkması söz konusu.
15 Kasım 1995’te yapılan zamları da katarsak, temmuz ayında
verilmesi öngörülen yüzde 20 zammı da bir arada tutarsak artış oranı
yüzde 57'lerde kalacak. Geçen dönem, Anavatan Partisi Grubunun değerli
sözcülerinin bu kürsüde konuştuklarını hatırlıyorum. Bilemiyorum,
enflasyon oranı altındaki yıllık bir artışa şu an nasıl bakmaktadırlar?..
Bu konunun düzeltilmesiyle ilgili bir önergemiz var. Tabiî, verdiğimiz
önergede, bu amaca yönelik olan gerekli kaynakları karşılamak için,
genel bütçe harcama kalemlerinden eş düzeyde gerekli kesintinin Maliye
Bakanlığınca uygulanmasını da öngörmekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, 18 Nisanda kamu
çalışanlarımızın, tepkilerini önemli ölçüde ortaya koyan bir gösterisi
oldu. Bu gösterideki gerekçelerinin çok temel nedenleri var. Bunlardan
biri, halen birilerinin buyurmasıyla maaş tayin etme durumunun bir an
önce kalkmasının yanında, bu Hükümet tasarısında, hiç de
yakışmayacak, hiç de sindirilmeyecek bir artış oranı da söz konusu.
Bunun dışında, diğer talepleri de var.
Demokratik toplumda, kamu çalışanlarının, devleti birlikte yönettiğimiz
kamu çalışanlarının, meydanlara gidip "Hükümet istifa" demelerini,
inanın, hiçbir zaman, bakanlık yapmış bir kişi olarak, sindiremedim. Bu
Meclisimiz, 19 uncu Dönem Parlamentomuz, ne yapıp, yapıp, kamu
çalışanlarının sendikal haklarını, Anayasal güvenceye -istendiği gibi
olmasa da- kavuşturmak için görevini yaptı. (CHP sıralarından alkışlar)
Önemli olan, 20 nci Dönem Parlamentosuna yakışan, Anayasal güvence
altına alınan, kamu çalışanları sendikaları yasa teklifinin veya
Hükümetten gelirse tasarının, bir an önce, Meclis Genel Kurulunda
görüşülmesidir.
Eğer, bir ülkede, devleti birlikte yönettiğimiz kamu çalışanlarımız
"Hükümet istifa" diye bağırıyorlarsa, ikide bir Hükümete tepkilerini
koyuyorlarsa, çok düşünmemiz gerekir.
Geçen dönem, amansız bir şekilde, bu kanun tasarısının Mecliste
yasalaşması için büyük bir uğraş verdik. Ne yazık ki, Meclisten
yeterince destek alamadık ve olaylar, her geçen gün, daha büyük
boyutlarda büyümeye devam ediyor.
Şimdi, bu kanun teklifinde, bizim temel amacımız, sadece, kamu
çalışanlarına, ekonomik ve sosyal anlamda iyileştirme yapmak değil,
onları devletin yönetimine katmak, eğitim politikamızı onlarla birlikte
tespit etmek, sağlık politikamızı onlarla birlikte tespit etmek; çünkü,
büyük bir birikim.. Bu birikim, bu enerji, mutlaka, en sağlıklı şekilde,
devlet yönetiminde işlevini yapmalıdır. Bütün hedefimiz o. Eğer, kamu
çalışanlarımız, devlet yönetiminde aktif olurlarsa, etkin bir görev
alırlarsa ve eğer, bu bütçe, 861 trilyon açıkla Meclis Genel Kurula teklif
ediliyorsa, en azından onlar da bizim kadar sorumlu olurdu. Ne yapıp
yapıp, mutlaka, kamu çalışanlarını, devlet yönetiminde etkin
kılmalıyız ve onların maaşlarına dönük maddeleri, onlarla birlikte
tespit etmeliyiz.
Gönül arzu ederdi ki, 45 inci maddenin altında, kamu çalışanlarının
temsilcilerinin de imzası olsun. Ne yapıp yapıp, önümüzdeki
günlerde, önümüzdeki yıllarda bu sıkıntıları çekmemek için, kamu
çalışanlarının sendikal haklarını içeren yasa düzenlemesini
yapmalıyız, bu sıkıntıdan hep beraber kurtulmalıyız ve bu onuru, 20
nci Dönem Parlamentosu olarak, hep beraber yaşamalıyız.
BAŞKAN – Sayın Matkap, 1 dakikanız kaldı efendim.
NİHAT MATKAP (Devamla) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sanıyorum, Yüce Meclisin değerli üyeleri de benimle aynı duyguları
paylaşıyorlardır; Sayın Bakanımız, değerli yetkililerimiz de,
muhakkak, aynı duyguları paylaşıyorlardır. Bu konuda,
duyarlılığınızı, önemle, istirham ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşan Sayın Nihat
Matkap'a teşekkür ediyorum.
Yalnız, Sayın Matkap, açıklamalarında 19 uncu Dönemde, kamu
çalışanlarının sendikal haklarıyla ilgili olarak, Yüce Meclisin bir
anayasa değişikliği yaptığı hususunu, son cümlelerinde unutmuş
göründüler. Meclis, gerekli görevi yapmıştır....
NİHAT MATKAP (Hatay) – Hayır, söyledim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Ama, son cümlelerde "yeterli desteği göremedik" şeklinde
bir değerlendirmeniz oldu.
NİHAT MATKAP (Hatay) – Yasa düzenlemesiyle ilgili olarak destek
göremedik...
BAŞKAN – Yasa düzenlemeleri, anayasa değişikliği teklifinden önce,
o zaman yürürlükte olan Anayasa maddesine aykırı biçimde Meclise
sunulduğu için gerçekleşmemişti ve dönemin sonunda, Anayasa maddesi
değiştirilmek suretiyle, bu alandaki düzenlemenin ilk adımı atılmıştır.
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, görüşmelere
katılıyorsunuz; ama, yanıltıyorsunuz. Daha önce de, verilmiş bir yasa
teklifi vardı; ama, o, Meclis Komisyonlarına takıldı. İlle de
görüşmelere katılacaksanız, lütfen, gerçekleri anlatın...
ERCAN KARAKAŞ (İstanbul) – Şu anda yeni bir teklif verildi Sayın
Başkan; 1 ay önce, onu da söyleyin.
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, yasa teklifi, Anayasa değişikliğinden
önce verildiği için yasalaşamamıştı; Meclisimiz, Anayasa değişikliğini
yaptı, erken seçim dolayısıyla uyum yasalarını çıkarmaya vakit
bulamadı, şimdi de, vermiş olduğunuz yeni bir yasa teklifi varsa; elbette,
o da, Meclisce değerlendirilecektir; ama, yasama organına, bu konuda
yöneltebileceğimiz bir eleştiri yok. O bakımdan, bu hususa açıklık
getirmek istedim.
NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, bir şey anlatmak
istiyorum...
BAŞKAN – Buyurun Sayın Matkap.
NİHAT MATKAP (Hatay) – Şimdi, eğer anımsarsanız, Hükümetimiz
bir tasarı gönderdi; hatta, gönderdiği tasarı, kamu çalışanlarına toplu
sözleşme ve grev hakkı veriyordu. Bu tasarı, Adalet Komisyonunda
tartışıldığı zaman, Anayasaya aykırılığı ileri sürüldü. Daha sonra,
Anayasa Komisyonunda uzun bir müddet tartışıldıktan sonra, tekrar
Adalet Komisyonunda görüşüldü. Adalet Komisyonunda, toplu sözleşme
hakkı kalmak kaydıyla, grev hükümleri kaldırılmak kaydıyla tekrar,
Adalet Komisyonunda kabul edilerek, Sağlık ve Sosyal İşler
Komisyonuna geldi; orada görüşülemedi...
AHMET UYANIK (Çankırı) – Sayın Başkan, bunları, bakan
olduğunda düşünseydi. Bari, 10 dakika daha süre verin (!)
BAŞKAN – Gerçeği bulmaya çalışıyoruz, sabırlı olun değerli
arkadaşlarım.
NİHAT MATKAP (Hatay) – ..ama. Adalet Komisyonunda çalışan
arkadaşlarımız, yine, milletvekilleriydi, Sağlık ve Sosyal İşler
Komisyonundaki arkadaşlarımızda yine milletvekilleriydi ve ben
“yeterli desteği alamadık” derken, komisyondaki çalışmaları kastettim.
Siz de o çalışmalarda bulundunuz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Mesele anlaşılmıştır değerli arkadaşlarım.
Şimdi, Gruplar adına ikinci söz sırası, Refah Partisi Grubunun.
Refah Partisi Grubu adına, Sayın Temel Karamollaoğlu; buyurun
efendim. (RP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır.
RP GRUBU ADINA TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Sayın
Başkan, kıymetli milletvekilleri; gecenin bu saatinde aslında, bütçeyle
ilgili bu konuları, görüşmemiş olmayı arzu ederdik; ancak, getirdiğimiz
önerilerin tamamı, maalesef, genelde Anayasaya aykırı olan hususlarda.
Gerçi, buradaki konumuz, doğrudan doğruya Anayasayla alakalı değil.
Bugün, maalesef, hem işçilerimiz hem memurlarımız, dargelirli olan
insanlarımız büyük bir geçim sıkıntısı içinde. Bilindiği gibi, son üç
aylık enflasyon, bazı hesaplara göre yüzde 33'e kadar çıkmış vaziyette;
buna rağmen, memura, ilk altı aylık dönem için reva görülen artış bunu
karşılamaktan çok uzak.
Aslında, bizim, böyle bir konuda, farklı bir önergemiz olacaktı; ancak,
gelir artırıcı önerge verme imkânı olmadığı için, böyle bir önergeyi
hazırlamadık.
Şunu hemen ifade etmek istiyorum: Elbette, burada, böyle bir artışı
sağlayamayacağız; ama, ümit ediyorum ki, Refah Partisi Grubu olarak
Yüce Meclise takdim ettiğimiz iki kanun teklifi kabul edildiği takdirde,
çalışanlarımızın ücretleri, belli bir derecede artacak, makul bir noktaya
gelmiş olacak. Bu tekliflerden birincisi, asgari ücretten ve asgari ücrete
kadar olan gelirlerden Gelir Vergisi alınmaması konusundaki kanun
teklifidir. İkincisi de, memur maaşları için -Hükümete ve Meclise
bırakılma yerine- en azından, toptan eşya fiyatlarına veya tüketici
fiyatlarına bağlı olarak otomatik bir sistem getirilmesidir; ki, biz bunu
eşel-mobil sistemi olarak kabul ediyoruz. Eşel-mobil sistemiyle ilgili
kanun teklifimiz de, Yüce Meclise arz edilmiş bulunuyor.
Her ne kadar, şu anda, bütçe kanun tasarısı ile getirilen ödenek
artışları, ücret artışları, memurumuzun derdine derman olamayacaksa
da, Yüce Meclisin, bu kanun tekliflerine müspet yaklaşacağını ve
mahdut geliri olan ve bu memleketin bütün sıkıntısını üstlenen
insanlarımızın derdine derman olmaya çalışılacağını ümit ediyorum.
Bir noktayı da şurada belirtmekte fayda görüyorum; bu da, 45 inci
maddenin son fıkrasıdır. (e) fıkrası "İçişleri Bakanlığınca tespit
edilecek asgarî ve azamî sınırlar dahilinde, belediye başkanlarının
aylık ödemeleri, belediye meclislerince karşılanır" demektedir.
Muhterem arkadaşlarım, aslında, burada bir sıkıntı olduğunu
biliyorum. Yerine göre, eğer, meclis ile başkan farklıysa, bazen, asgarî
ücretten tespit ediyorlar; aynı ise, bazen de astronomik rakamlar
veriyorlar; ama, bunun, İçişleri Bakanlığının takdirine bırakılması
yanlış; belediyeler özerk kuruluşlar. Yüce Meclisin üyeleri, kanunla,
nasıl, alacakları ücreti, en fazla ücret alan memurun maaşına
bağlamışlarsa, biz de, bunu, bu tarzda bir kayda bağlayabiliriz; ama,
Yüce Meclis bağlamalı. Biz, bunu, İçişleri Bakanlığının takdirine
bıraktığımız zaman, bugün karşılaştığımız manzarayla
karşılaşıyoruz.
1994 yılı mahallî seçimlerine kadar böyle bir tahdit yoktu. 1994 yılı
mahallî seçimlerinin arkasından, o zamanki iktidar partileri bütün
belediyeleri kaybedince, belediyelerin sadece başkanlarının değil, her
türlü gelirlerini ve faaliyetlerini tahdit edici önlemler almaya başladılar.
Bunların da tamamı, bilhassa, bütçe kanunun içine derc edilmiş olanları
-ki, biraz sonra diğerleri gelecek- Anayasaya kesinlikle aykırıdır.
Bundan dolayı, bilhassa, iki ayrı partiden olan veya tamamen farklı
seçimlerle işbaşına gelen belediye başkanlarının ücretlerini, ne olursa
olsun, aynı zamanda bir partinin temsilcisi durumunda bulunan İçişleri
Bakanlığının takdirine bırakmak, kesinlikle, demokrasiyle
bağdaşmayacak olan bir tutumdur. Aslında, bunun, bütçe kanununun
içine de konulmaması icap eder.
Ben, bu konuların dikkate alınacağını ve önümüzdeki günlerde bununla
ilgili olarak getirilecek olan kanun tekliflerinin ışığında bu tip
kısıtlamaların veya düzenlemelerin yapılması gerektiğine inanıyorum;
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Temel
Karamollaoğlu'na teşekkür ediyorum.
Demokratik Sol Parti Grubu adına, Sayın Hikmet Uluğbay; buyurun
efendim. (DSP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakika efendim.
DSP GRUBU ADINA HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli üyeler; gönül isterdi ki, biz, Demokratik Sol Parti
Grubu olarak, bu konuşmayı, bugün, bu maddeyle ilgili olarak
yapmayalım. Gönül isterdi ki, Hükümet, ülkede yıllardır hüküm süren
yüksek enflasyon karşısında, memurun ve çalışanların özlük haklarını
enflasyona karşı koruyacak düzenlemeleri yapmış olsun; biz de gönül
huzuruyla bu bütçenin Parlamentodan geçmesine katkıda bulunalım.
Ancak, üzülerek gözlemledik ki, 1996 yılı bütçesi, şu anki yapısıyla,
1992'den beri artan enflasyonun altında ezilen kamu çalışanlarına,
gereken özlük haklarının enflasyon karşısında erozyona uğramış
bölümünü yeterli düzeyde iade etmemiştir.
Bugün, kasım ayında yapılan yüzde 57 düzeyindeki maaş
ayarlamalarını nazarı itibara aldığımız takdirde, kamu çalışanlarının
eline geçen aylıklarıyla satın alma gücünü 1992 yılı düzeyine
getirebilmek için, devlet, daha yılbaşı itibariyle, hâlâ yüzde 35
borçludur. 1995 - 1996 yılları için Hükümetin öngördüğü enflasyon
oranının yüzde 65 düzeyinde gerçekleşeceğini varsaysak dahi, bu
durumda, yıl sonu itibariyle, devlet, memura ve diğer çalışanlara karşı
yüzde 100 borçlu durumda kalacaktır.
Bütçenin içinde bulunduğu sıkıntıları gayet iyi biliyoruz; ancak,
yıllardan beri, ülke ekonomisinin karşı karşıya bulunduğu sorunların
çözümünün, toplumun çeşitli katmanları arasında adil dağıtılması,
hükümetlerin ve bu Meclisin önde gelen göreviydi. Bu görev, maalesef,
1994 ekonomik önlemlerinden bu yana, ağırlıkla orta ve dargelirlilerin
sırtına yüklenmiş ve her yıl, buna, ilave külfetler getirilmiştir. Bu
bakımdan, dar ve orta gelirlilerin, mevcut enflasyon çervesinde, evlerine
götürebildikleri fileler hergün giderek küçülmektedir. Bizler...
ŞEVKİ YILMAZ (Rize) – Sayenizde...
HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Bir şey mi ifade edildi acaba?!.
ŞEVKİ YILMAZ (Rize) – Sayenizde...
HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Sizlerin katkısının ne olduğunu
biliyoruz beyefendiler.
CEMAL KÜLAHLI (Bursa) – Biz de sizi biliyoruz.
HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Öğreneceğiniz daha çok şeyler var
beyler.
CEMAL KÜLAHLI (Bursa) – Sizin de var.
HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Öğretmeye de her zaman hazırız.
Yeter ki dinlemeyi öğrenin! (DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Bu çerçeve içerisinde halkın ıstırabını düşürmek, bizleri buraya
gönderen millete karşı yükümlülüğümüzdür. Bu çerçevede, 1996
bütçesinin karşı karşıya bulunduğu sorunların idraki içindeyiz; ancak,
bütün bunlara rağmen, bu bütçe çerçevesinde, halkın yüzde 100
düzeyinde 1992 satın alma gücünden geri kalan açığının bir bölümünü
kapatma imkânına sahip olabiliriz.
Bu nedenle, Demokratik Sol Parti Grubu olarak biz bir önerge verdik. Bu
önergemiz çerçevesinde, kamu çalışanlarına, nisan ayından başlamak
suretiyle yüzde 15 zam verilmesini, 1 Temmuzdan itibaren de yüzde 40
boyutunda zam verilmesini öneriyoruz. Bu düzenlemeler kabul edildiği
takdirde, halkı, 1992 satın alma gücüne kavuşturma imkânına sahip
olamayacağız. Yine de halk, 1996 yılı sonunda 1992'nin yüzde 40
gerisinde kalacak; ancak, halkımız, eğer, biz, bu düzenlemeleri
yapabilirsek, bunu anlayışla karşılayacaktır; çünkü, 1996 yılının
toplum için bir fedakârlık yılı olduğunu, halkımız da bizler kadar iyi
bilmekte. Bu nedenle, verdiğimiz önergede de altını gayet iyi çizdiğimiz
üzere, kamu bütçesinde hâlâ yapılabilecek tasarruflar vardır. Bu
tasarruflarla, Sayın Maliye Bakanımız ve Hükümet kaynak yaratabilir.
Artı, bunun ötesinde, birtakım önergelerle konulan harcamalardan
tasarruf sağlanabilmiş durumda.
Diğer taraftan, kamu yönetimimizin gelirler idaresi etkin ve başarılı bir
çalışmayla, gelir performasını çok daha yukarı çekme şansına sahiptir.
Bütün bu olanaklar, bizim verdiğimiz önergenin karşılığını yaratıp,
halkımızın içinde bulunduğu sıkıntıyı hafifletme imkânına sahiptir.
Bu çerçevede, bir hususun daha altını çizmekte yarar görmekteyiz.
Önümüzdeki aylarda Hükümetin ilan edeceği birçok ekonomik önlemler
vardır. Bu önlemler halkımızı etkileyecektir. Bu ekonomik önlemler
olduğu kadar, memur katsayısının belirlenmesi sırasında da, ekonomik
ve sosyal konseyi toplayarak, kamu çalışanlarının temsilcisini de davet
etmek suretiyle, ekonominin bütün gerçeklerini tartışmak suretiyle,
pekâlâ, 1996 bütçesi çerçevesinde, kamu çalışanlarına verilecek
olanakları birlikte tespit etme imkânına sahipti. Üzülerek görüyoruz ki,
bu olanak da kullanılmamıştır. O nedenle, bu aşamada, ümit ediyoruz
ki, verdiğimiz önergeye Hükümet de sahip çıkacak ve halkımızın
özlemle beklediği ferahlama haberini, bu akşam, buradan, milletin
temsilcileri, millete verebilecektir.
Bu anlayışla, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Demokratik Sol Parti Grubu adına konuşan Sayın Hikmet
Uluğbay'a teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan madde üzerinde söz talep etmektedir; buyurun Sayın
Bakan.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; memur maaşlarına uygulanan
katsayılarla ilgili olarak, partilerimizin değerli sözcüleri görüşlerini dile
getirdiler.
Yüce Meclisi, bu konuda, özellikle, dört ay gecikmeyle görüşmeye
başladığımız 1996 yılı bütçe tasarısı ile ilgili olarak ve bu bölümüyle
ilgili olarak aydınlatmak istiyorum.
Memur maaşlarına uygulanan katsayılar, esas itibariyle, bütçe kanunuyla
belirlenmektedir. Tespitler, üçer aylık veya altışar aylık olabilmektedir.
1996 yılının yarısı için uygulanacak katsayılar da Ekim 1995'te, bütçe
tasarısına konulmuş bulunmaktadır, yani şu anda görüşmekte
bulunduğumuz bütçe tasarısına konulmuş bulunmaktadır; ancak,
seçimler nedeniyle tasarı görüşülemediğinden, 4129 Sayılı 1995 Yılı
Bütçesine Eködenek Alınmasına İlişkin Kanun ile katsayılar,
15.11.1995 tarihinden geçerli olmak üzere artırmaya, Bakanlar Kuruluna
yetki verilmiştir. Bakanlar Kurulu, 6.11.1995 tarihli ve 95/7492 sayılı
kararıyla 15.11.1995'ten geçerli olmak üzere katsayıları artırmıştır. Bu
katsayıların artırılışıyla birlikte, o zamanki Sayın Maliye Bakanının
yaptığı açıklamalar var. O günkü Maliye Bakanı Sayın Attila, yaptığı
yazılı açıklamada, 1996 yılı ocak ayı için ilan edilen artışların öne
alınarak, 15 Kasım 1995 tarihinden itibaren uygulanacağını ifade
etmiştir. Yine aynı şekilde, 4129 Sayılı 1995 Yılı Eködenek
Kanununun gerekçesinde de "bu tasarının geçici maddesinde yapılan bir
düzenleyle de, daha önce 1996 yılının ocak ayından geçerli olarak ilan
edilen memur maaş katsayılarının, öne alınmasını ve kamu personeli
maaşlarında tekrar bir iyileştirme yapılmasını sağlamak amacıyla
Bakanlar Kuruluna yetki tanınması öngörülmektedir" demektedir.
Bütün bunlardan anlaşılan, burada, değerli sözcülerin zaman zaman dile
getirdikleri, 1996 yılının ilk yarısı için, ilk altı aylık dönemi için sıfır
zam öngörülüyor şeklindeki iddialar, bu açıkmalardan da anlaşılacağı
şekilde, varit değildir.
Önceki hükümet, senenin ilk yarısı, ilk altı ay için, bu konuda
kararlarını daha önce almış ve şu anda da bunlar uygulamadadır. Kaldı
ki, burada, yine kıymetli görüşlerini ifade eden değerli siyasî
partilerimizden bazıları, o zaman, hükümet ortağı olarak da yer
almaktaydılar.
Nitekim, 4130 Sayılı Geçici Bütçe Kanunuyla Bakanlar Kuruluna
verilen bu yetkiye istinaden, Bakanlar Kurulu, 29.12.1995 tarihli ve
95/7792 sayılı kararıyla, katsayıların, değiştirilmeden aynen
uygulanmasını kararlaştırmıştır. 29.12.1995 tarihli Bakanlar Kurulu
kararının imzalarının tamamlanması da 1996 yılının ocak ayının
sonudur; yani, bu tarihin, burada görüşlerini ifade eden değerli CHP
sözcülerinin de Hükümette bulundukları dönem olduğunu, burada
özellikle belirtmek istiyorum.
Bütün bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 154 üncü maddesi uyarınca, yılın ikinci yarısı
için yapılacak artışlar, Bakanlar Kurulunca belirlenmektedir. Bu hükme
istinaden, temmuz ayında, Hükümetimizce, aylık katsayısı, taban aylık
katsayısı ve yanödeme katsayısı yeniden belirlenecektir. Hükümetimiz,
Bakanlar Kurulumuz, bu konuda, daha önce Sayın Başbakanın yaptığı
açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, temmuz ayındaki belirlemeyi,
enflasyon rakamlarının üzerinde tespit edeceğini açıklıkla ifade etmiş
bulunmaktadır.
Yine, buradan dile getirilen bir başka görüş daha vardır -Başkanlığa
takdim edilmiş olan önergelerde de bu hususun vurgulanacağı ifade
edilmiştir- maaş zammı için gereken ödeneklerin Maliye Bakanlığınca
kesilmesi önerilmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisince,
görüşülen bütçe kanunu tasarısının 1 inci maddesiyle kuruluşlara
verilen ödeneklerin, Maliye Bakanlığınca kesilmesi mümkün değildir.
Bu durumda, Maliye Bakanlığı, Meclisin görevini üstlenmiş olur.
Ayrıca, hangi kurumdan ve ne oranda kesinti yapılacağını, Bakanlığın
takdir etmesi mümkün değildir; teknik olarak da mümkün değildir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, tekrar ifade etmek istiyorum ki, temmuz
ayında yapılacak olan maaş artışları, Hükümetimizce, gerçekleşen
enflasyon rakamları üzerinde tespit edilecektir. Bu konuda gerekli
çalışmalar yapılmaktadır. Diliyoruz ki, Bakanlar Kurulumuz, bu
çalışmaların neticesinde, tüm memurlarımızı, çalışanlarımızı, bu
bütçe imkânları içerisinde memnun edebilsin.
Saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Açıklamaları için, Sayın Bakana teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde önergeler vardır; sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 yılı genel bütçesinin 45 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesi için gereğini saygılarımızla arz ederiz.
Algan Hacaloğlu Yusuf Öztop Oya Araslı
İstanbul Antalya İçel
Celal Topkan Birgen Keleş Metin Arifağaoğlu
Adıyaman İzmir Artvin
Önerilen 45 inci madde:
a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü maddesi uyarınca,
aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının
aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı 1.1.1996-
31.3.1996 döneminde (1695), 1.4.1996-30.6.1996 döneminde (2000),
1.7.1996-31.12.1996 döneminde (2500) olarak; memuriyet taban aylığı
göstergesine uygulanacak taban aylığı katsayısı 1.1.1996-31.3.1996
döneminde (10175), 1.4.1996-30.6.1996 döneminde (11900), 1.7.1996-
31.12.1996 döneminde (14800) olarak uygulanır.
b) Yukarıdaki madde çerçevesinde 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 154 üncü maddesi uyarınca yapılacak artışlar 399 sayılı
kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (c) bendi uyarınca
çalışan sözleşmeli personele, emeklilere, emekli dul ve yetimlerine,
vatani hizmet tertibinden aylık alanlara maaş, ücret, tazminat ve ek
tazminat, ikramiye ve ilgili tüm ödemelerde eş oranda artış sağlayacak
şekilde uygulanır.
c) Kurumların yurt dışı kurumlara dahil kadrolarında görev alan Devlet
memurlarının yurt dışı aylıkları, yeni kurlar ve yeni emsaller tespit
edilinceye kadar, 12.3.1987 tarih ve 87/11595 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı ile ek ve değişikliklerinde yer alan hükümlere göre ödenir.
e) İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek asgarî ve azamî sınırlar
dahilinde belediye başkanlarınının aylık ödemeleri, belediye
meclislerince kararlaştırılır. Bu amaçla, gereksinen kaynakları
karşılamak için genel bütçe harcamalarından eş düzeyde gerekli kesinti
Maliye Bakanlığınca uygulanır.
BAŞKAN – Bir diğer önerge vardır; okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanununun 45 inci maddesinin (a) ve (c)
fıkralarının aşağıda belirtilen şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Zekeriya Temizel H.Hüsamettin Özkan Mümtaz
Soysal
İstanbul İstanbul Zonguldak
Metin Şahin Gökhan Çapoğlu
Hikmet Uluğbay
Antalya Ankara Ankara
MADDE 45.– a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü
maddesi uyarınca, aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek
gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık
katsayısı 1.1.1996 – 31.3.1996 döneminde (1695), 1.4.1996 – 30.6.1996
döneminde (1950), memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak
taban aylığı katsayısı 1.1.1996-31.3.1996 döneminde (10 175),
1.4.1996-30.6.1996 döneminde (11 700) olarak uygulanır. Bakanlar
Kurulu, anılan maddelerdeki yetkisini, 1.7.1996-31.12.1996 dönemi için,
memur maaşlarında asgarî yüzde 40'lık artış sağlayacak şekilde
kullanır.
c) 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (c)
bendi uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personelin sözleşme ücret tabanı
1.1.1996-31.3.1996 döneminde (64 525 000) lira; 1.4.1996-30.6.1996
döneminde (74.000 000) lira olarak uygulanır.
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 45 inci maddesinin birinci
fıkrasının sonuna gelmek üzere, "bu arada, memur maaşlarıyla ilgili
belirlemelerde, sendikal yöntemlerle düzenlenmesi için gereken yasal
çalışmaların yapılması" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Fethullah Erbaş Mustafa Ünaldı Abdulkadir Öncel
Van Konya Şanlıurfa
Maliki Ejder Arvas Naci Terzi
Van Erzincan
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 45 inci maddesinin birinci
fıkrasının sonuna gelmek üzere, bu arada, memur maaşlarıyla ilgili
belirlemelerin eşelmobil yöntemiyle düzenlenmesi için gereken yasal
çalışmalar yapılır" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Ünaldı Fethullah Erbaş Mikail Korkmaz
Konya Van Kırıkkale
Abdulkadir Öncel Ali Oğuz Zülfükar İzol
Şanlıurfa İstanbul Şanlıurfa
Cevat Ayhan
Sakarya
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bütçe Kanun Tasarısının, Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 45
inci maddesinin (e) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Bahri Zengin Ali Oğuz Temel Karamollaoğlu
İstanbul İstanbul Sıvas
Necati Çelik Ertan Yülek Osman Hazer
Kocaeli Adana Afyon
Mikail Korkmaz Memduh Büyükkılıç Kahraman Emmioğlu
Kırıkkale Kayseri Gaziantep
BAŞKAN – Son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 45 inci maddeyle düzenlenen memur maaşlarında
değişiklik yapan hükümlerin, 15 Nisan-30 Haziran 1996 arası için yüzde
20, 1 Temmuz-31 Aralık 1996 arası için yüzde 40 artış sağlayacak
şekilde düzenlenmesini, böylece, ortaya çıkacak artışın transfer
harcamalarından düşürülmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Ünaldı Fethullah Erbaş Ertan Yülek
Konya Van Adana
Cevat Ayhan Abdulkadir Öncel
Sakarya Şanlıurfa
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, madde üzerinde verilmiş olan
önergeleri bilgilerinize sunduk.
Önergelerden, Sayın Algan Hacaloğlu'nun önergesi, memur maaşlarını
tespit eden katsayıda artış ve bütçedeki kesintilerin de Maliye Bakanı
tarafından belirlenmesi istemini ihtiva etmektedir.
Sayın Hüsamettin Özkan ve arkadaşları tarafından verilen önerge de,
yüzde 40'tan aşağı olmamak üzere, memur aylıklarına ilave
yapılmasını öngörmektedir.
Sayın Fethullah Erbaş ve Sayın Fethullah Erbaş ve Sayın Mustafa
Ünaldı'nın 2 önergesinde, memur maaşıyla ilgili sistem önerisi
bulunmaktadır.
Bu 4 önerge, Başkanlığımızca, Anayasa gereği işleme konulması
mümkün olmayan nitelikte bulunmuştur.
Şimdi, üzerinde işlem yapılabilecek olan Sayın Bahri Zengin'in önergesi
var; onu okutup işleme koyuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bütçe kanunu tasarısının Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 45
inci maddesinin (e) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Bahri Zengin
İstanbul
ve arkadaşları
BAŞKAN – Sayın Komisyon, önergeye katılıyor musunuz efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Sayın Bahri Zengin ve arkadaşlarının, 45 inci maddenin (e)
bendinin metinden çıkarılmasına ilişkin önergelerine Hükümet ve
Komisyon katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
45 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
46 ncı maddeyi okutuyorum:
İkramiye Ödemeleri
MADDE 46. – 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun
ile ek ve değişikliklerine göre verilen ve aynı Kanunla belirtilen oran ve
tutarlar uygulanmak suretiyle bulunacak ikramiyenin ödenmesine devam
olunur. Anılan Kanunun 26.7.1983 tarih ve 2867 sayılı Kanunla değişik
60 ıncı maddesinin 3 üncü fıkrasında bütçe kanunu ile belirleneceği
ifade edilen ikramiye katsayısı olarak 1996 yılında devlet memurları
aylıkları için tespit olunan katsayı uygulanır.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
47 nci maddeyi okutuyorum:
Tayın Bedeli
MADDE 47. – Bazı Kamu Personeline Tayın Bedeli Verilmesi
Hakkında 22.6.1978 tarih ve 2155 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin
üçüncü fıkrası uyarınca ödenecek aylık tayın bedeli, günlük er
istihkakının bir aylık tutarı esas alınarak hesaplanır. Ancak bu şekilde
ödenecek tayın bedelinin aylık tutarı (1 000) gösterge rakamının
memur aylık katsayısı ile çarpılması sonucu bulunacak miktarı
geçemez.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
48 inci maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
İstahdam Esasları
Kadroların Kullanımı
MADDE 48. – a) Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere,
bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlara, kanunlarla kurulan fonlara,
kefalet sandıklarına, sosyal güvenlik kuruluşlarına, genel ve katma
bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlara tahsis edilmiş
bulunan serbest memur kadroları ile sürekli işçi kadrolarından boş
olanların açıktan atama amacıyla kullanılması ve bu kurumların boş
memur kadrolarına 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı
maddesinin üçüncü fıkrasına göre açıktan vekil atanması Maliye
Bakanlığının iznine tabidir. Açıktan atama izni, personel ödeneğinin
yeterli olması şartıyla verilebilir. Ancak, hâkimlik ve savcılık
mesleklerinde bulunanlar ile bu meslekten sayılan görevlerde olanlar,
yükseköğretim kurumu öğretim üyeleri, 24.5.1983 tarih ve 2828 sayılı
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun Ek 1 inci
maddesi uyarınca yapılacak atamalar ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 59 uncu maddesi uyarınca istisnaî memuriyetlere atanacak
olanlar için izin aranmaz.
İzne tabi olsun veya olmasın, yukarıdaki fıkraya göre her ay içinde
yapılan atamaların unvan, hizmet sınıfı ve dereceler itibariyle sayıları
ilgili kurum tarafından Maliye Bakanlığına bildirilir.
b) Yukarıda sayılan kurumların boş sürekli işçi kadrolarından Maliye
Bakanınca uygun görülenler Başbakanın izniyle iptal edilebilir.
c) Kurumlarınca eleman yetiştirmek ve açıktan atama yapmak amacıyla
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer özel kanunlarda yer alan
hükümlere göre okul ve kurslara 1.1.1996 tarihinden itibaren burslu veya
yatılı olarak alınacak yeni öğrencilere (Yurt dışında okutulanlar, subay
ve astsubaylar ile Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından okutulanlar
hariç) mecburî hizmet yükümlülüğü getirilemez. Bu fıkranın
uygulanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemeye, ortaya çıkacak
tereddütleri gidermeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
d) İl özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik ve
müesseselere tahsis edilmiş bulunan serbest memur kadroları ile sürekli
işçi kadrolarından 31.12.1995 tarihi itibariyle boş olanlar ile bu tarihten
sonra boşalacak olanların açıktan atama amacıyla kullanılması İçişleri
Bakanlığının iznine tabidir.
e) Genel ve katma bütçeli kuruluşlarla, mahallî idareler ve kamu iktisadî
teşebbüsleri, özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak
kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerleri, sakat ve eski
hükümlüler için;
1. 657 sayılı devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde belirtilen
genel ve özel şartları taşımak kaydıyla anılan Kanuna göre
çalıştırdıkları personele ait kadrolardan,
2. 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/c maddesine göre
istihdam edilen sözleşmeli personele ait sözleşmeli personel
pozisyonlarından,
3. Maliye Bakanlığınca vize edilmiş işçi kadro ve pozisyonlarından,
1475 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinde belirlenen oranlarda
kadro ve pozisyon ayırmaya ve yükümlü oldukları kadar atama yapmaya
mecburdurlar.
f) 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun değişik 17 nci
maddesine göre hükümlü çalıştırmakla yükümlü kuruluşlar, bu amaçla,
mevcut işçi kadro ve pozisyonlarının % 3'ünden az ve % 5'inden fazla
olmamak üzere, işçi kadro ve pozisyonu ayırmak zorundadırlar.
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 48 inci madde üzerinde gruplar
adına söz istemleri bulunmaktadır.
Birinci sırada, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atila Sav;
buyurun efendim.
Sayın Sav, konuşma süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ATİLA SAV (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; tasarının 48 inci
maddesinin (c), (e) ve (f) bentleri Anayasaya aykırıdır. Tasarının
"Kadroların Kullanımı" başlığını taşıyan bu maddesi, 1995 Malî Yılı
Bütçe Kanununun 50 nci maddesi esas alınarak düzenlenmiş olup (c),
(e) ve (f) bentleri, o yasadaki aynı hükümleri içermektedir. Yine, biraz
önce, 30 uncu ve 31 inci maddelerle ilgili maruzatımızda belirttiğimiz
gibi, bu maddenin belirtilen bentleri de, Anayasa Mahkemesinin 18 Nisan
1996 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 1995/2 esas, 1995/12 sayılı
kararının sonuç kısmındaki (n) bendiyle iptal edilmiştir. İptal edilen
bu üç bendin Anayasaya aykırılık nedenleri ayrı ayrı saptanmıştır. (c)
bendi Anayasanın 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine, (e) bendi
Anayasanın 153 üncü maddesine, (f) bendi ise, yine Anayasanın 153
üncü maddesine aykırıdır. (c) ve (e) bentlerindeki hükümler, daha önce
Anayasa Mahkemesi denetiminden geçmiş ve 30 Ocak 1992 günlü,
1991/8 esas, 1992/5 sayılı kararla iptal edilmiştir.
Bu bilgileri, tutanakta bulunsun diye arz ediyorum. Biliyorum ki, bu
maddeyle ilgili önergemiz -bu üç bendin maddeden çıkarılması
yolundaki önergeimiz- biraz sonra yine, Yüce Meclisçe kabul
edilmeyecektir. Yüce Meclis, bu maddelerin, bu bentlerin Anayasaya
aykırı olduğunu çok iyi bilmektedir.
Sayın Bakan ve Sayın Komisyon Başkanı da, esasen "Anayasaya aykırı
değildir" demediler, süre istediler. O zaman, niçin bu görüşü
savunuyoruz?
Sanıyorum ki, haklı azınlığın sözcüsü olma zevkini ve onurunu bir kez
daha duymak için kürsüye çıktım, karşınızdayım. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, bir kuralın Anayasaya aykırı olduğunu bile bile
çoğunluğa güvenerek kanunlaştırmak, kaba güçten farklı bir davranış
değildir. Bu nedenle, Anayasaya aykırılığı bir kez daha vurgulayarak,
bu konuda bize düşen görevi yaptığımız inancıyla huzurunuza çıktım.
Dileğim, Yüksek Meclisin, bu kez, kendisini, Anayasaya aykırı bir
hukuk kuralını, bile bile yasama meclisinden geçirme sıkıntısından ve
ayıbından kendisini korumasıdır. Biz, kendimize düşen görevi
yaptığımız inancıyla, biraz sonra bilginize sunulacak önergeyi kabul
etmenizi ve işin içeriğiyle değil, sadece, bir hukuk mücadelesi
bakımından görüşümüzün çoğunlukça desteklenmesini diliyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum efendim; sağ olun. (CHP ve RP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Atila
Sav'a teşekkür ediyorum.
Yalnız, konuşmasında geçen "kaba güç" ve "ayıp" kelimelerini Meclis
Genel Kuruluna yöneltme amacını taşımadığı inancındayım; çünkü,
biraz sonra, kendi görüşleri doğrultusunda önerge vereceklerdir;
önergeleri Genel Kurulda işleme tabi tutulacaktır ve Genel Kurulun
vereceği karar, hepimiz yönünden bağlayıcı olacak bir karardır.
Şimdi, Refah Partisi Grubu adına, Sayın Temel Karamollaoğlu; buyurun
efendim. (RP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır.
RP GRUBU ADINA TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; maalesef, yine aynı konuda söz
almak mecburiyetinde kalıyoruz. Bu maddede, hakikaten, biraz önce
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu sözcüsü arkadaşımızın da belirttiği gibi,
Anayasaya aykırı bir uygulama, bile bile Meclisin huzuruna getiriliyor.
Üzüntü duyduğumuz husus şu: Biraz önce de, Sayın Sözcünün
kullanmış olduğu bazı ifadeler, elbette, Meclisin mehabetini rencide
etmek maksadıyla değildi; o kanaatteyim; fakat, Anayasa, bu Mecliste,
basit çoğunlukla, birtakım hakların kısıtlanmaması için, yine bu Meclis
tarafından kabul edilmiş olan, kamuoyuna sunulmuş olan genel bir
kanundur. Hükümetimiz, Komisyondaki arkadaşlarımız bunu biliyorlar.
Zira, geçen dönem, bu maddelerin iptali için kendileri Anayasa
Mahkemesine gitmişler, bu maddeleri, geçen dönem iptal ettirmişler.
Geçen dönem iptal ettirdikten sonra, bu dönem çıkıp, efendim, bu
dönem farklı bir dönemdir, bu dönem bunun iptal edilmemesi, bunun
yeniden konulması gerekir demek, yani, hakikaten, bir milletvekili olarak
bana çok büyük üzüntü ve sıkıntı veriyor.
Biz, bu Mecliste, eğer Anayasa hükümlerini hiçe sayarak hareket
edeceksek, o zaman, anayasaların gündeme gelmesine gerek yok. Elbette,
çok ileri gidildiği zaman söylenecek söz, efendim, siz de Anayasa
Mahkemesine gidin, siz de iptal ettirin... Her dönem bunlar yapılacak
Sayın Bakan.
O kadar uzun zaman değil, bir sene önce, aynı partiye mensup
arkadaşlarımız bu maddelerin aleyhinde oy kullanırken, bu maddelerin
bütçeye konulmaması icap ettiğini ifade ederken, Anayasa Mahkemesine
müracaat edip bu maddeleri iptal ettirirken; bir sene sonra, kendilerinin,
bile bile, biz, bu sefer Anayasayı çiğneyeceğiz demelerini, ben, hakikaten
anlayamıyorum, havsalam kabul etmiyor.
ENİS SÜLÜN (Tekirdağ) – Bu maddeler değişik...
ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Tasarı hazırlandı, geldi.
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Elbette... Ümit ediyorum...
Muhterem arkadaşlarım, bunların iptali için ve bilhassa, belediyelerle
ilgili, il özel idareleriyle ilgili olarak (d) bendine burada değinmek
istiyorum.
Bir defa, belediyeler, gerek daimî işçi kadrosunu alırken gerek 657
sayılı Kanuna bağlı olarak kadro alırken, İçişleri Bakanlığına
giderler. Zaten, İçişleri Bakanlığından bu kadroyu alırlar. İçişleri
Bakanlığı, belediyelerin, özel idarelerin ihtiyacı olduğunu tespit eder,
onaylar. Bunu onayladıktan sonra "şimdi, ben, bunu size vermeyeceğim"
demek niçin; sadece yönetim değiştiği için. Bu, çifte standart...
ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Ayıp ya; insaf edin; o kadar da değil...
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Sayın Bakanım, istirham
ederim...
ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) –Sen doğruyu söyleyen adamsın; ama, bu
kadar da partizanlık olmaz!
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Bakın, Sayın Bakanım, bu
maddelerin hepsi 1994 yılı seçimlerinden sonra derç edildi.
SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Daha evvel vardı.
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Hayır, yoktu; 1994
seçimlerinden önce, belediye faaliyetlerini kısıtlayıcı hükümler yoktu.
Bunların tamamı, 1994 mahallî seçimlerinden sonra geldi; ama, bu neye
benziyor; akan selin karşısında durmaya benziyor. Burada, 550
milletvekilinden oluşan bu topluluk içinde, belki bir grup arkadaşımız
çoğunluk olabilir; ama, arkasından, milletin seline bu çoğunluğun
dayanması mümkün olmaz! (RP sıralarından alkışlar) Yarın mutlaka
bu değişecek; ama, hiç olmazsa, mertçe değişsin; çünkü, bunların
tamamı, belediyelerin bütçeleri, genel bütçeyle alakalı değil. Belediyeler
zor durumda kalıyorlarsa bile, kendi faaliyetleri, kendi bütçeleriyle zor
durumda kalıyorlar. Onun için, biz, bu maddelere, hakikaten,
demokrasinin temeli olan, bilhassa belediye faaliyetlerini engellediği için
karşıyız.
Ümit ediyorum ki, şimdi bir sürprizle karşılacağız; beklemediğimiz
halde, Sayın Komisyon ve Bakanımız, bu maddelerin bazı bölümlerinin
kanun tasarısının metninden çıkarılması konusunda bize iştirak
edecekler, onaylayacaklar ve böylece, mutlu bir an yaşamış olacağız.
Saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Temel
Karamollaoğlu'na teşekkür ediyorum.
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Şahsım adına söz istiyorum Sayın
Başkan.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Hükümet
adına söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükümet de söz istiyor...
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Efendim, ben de, şahsım adına söz
istemiştim.
BAŞKAN – Tamam, sizin de söz isteğinizi kaydettim efendim.
Buyurun Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkanım, uygun olursa, değerli milletvekilimiz de konuştuktan sonra,
belki, daha rahat açıklama yapma imkânını elde ederiz; takdir
makamınızındır.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın Cevat Ayhan, Sayın Bakan sizi de dinlemek istediler; buyurun
efendim. (RP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 5 dakikadır.
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; 1996
yılı bütçe kanunu tasarısının 48 inci maddesi üzerinde şahsım adına
söz almış bulunuyorum.
Muhterem arkadaşlar, benden evvel burada grup adına konuşan
arkadaşların da ifade buyurdukları üzere, bu madde, Anayasaya aykırı
olduğu için, 1995 yılı bütçesinde bulunan ve aynı ifadeleri taşıyan
bentler -48 inci maddenin (c), (e) ve (f) bentleri- Anayasa Mahkemesine,
Anavatan Partisi tarafından 20 Ocak 1995 tarihinde yapılan müracaat
üzerine, Yüksek Mahkemenin, 13.6.1995 tarih ve 1995/12 sayılı
kararıyla iptal edilmiş bulunmaktadır.
Bendeniz, seçim çevremde bir seyahatteydim; şimdi döndüm, buraya
geldim; döner sermayeyle ilgili, fonlarla ilgili daha önceki maddeler
Anayasaya aykırı olduğu halde -1995 bütçesinde iptal edilen maddeler-
buradan geçmiş; maalesef üzüldüm. Şimdi, muhtemelen bu madde de
geçecek. Burada şunu söylemek istiyorum: Çoğunluk olmak, güçlü
olmak, hak sahibi olmayı gerektirmez. (RP sıralarından alkışlar)
Ortada, bir Anayasa Mahkemesi var. Bu Anayasa Mahkemesinin
lüzumuna, milletvekili olduktan sonra, çok daha fazla inandım. Yani,
idareler, bilhassa hükümet, hukuku uygulamakla, hukukun hâkimiyetini
tesis etmekle görevli bir makamdır. Bu makam, geçmişte, merhum bir
Başbakanın "Anayasayı bir kere delsek ne olur" dediği ifadesini, yine,
görüyoruz ki, geçtiğimiz dört yıllık dönemde DYP-SHP/CHP Hükümeti
devamlı delerek gelmiş; şimdi, ANAP-DYP Hükümeti de Anayasayı
delmeye devam ediyor.
Değerli arkadaşlar, hukuku uygulayacak olan bir makam, Anayasaya
aykırı olduğu iddia edilen değil, Anayasaya aykırı olduğu Anayasa
Mahkemesi tarafından tescil edilmiş olan birtakım hükümleri, tekrar
bütçe kanununa getirir koyarsa, o zaman memlekette, kanun hâkimiyeti
değil orman kanunu hâkimiyeti olur. (RP sıralarından alkışlar) Yani,
siz, hükümet olacaksınız, hükümet olarak, Meclis çoğunluğunuza
dayanarak, çekinser destekli çoğunluğunuza dayanarak, buradan,
Anayasaya aykırı olduğu tescil edilen birtakım hükümleri
geçireceksiniz; o zaman, dağdaki mehmet ağa da, tüfeği eline aldığı
zaman, doğudaki koçero da tüfeği eline aldığı zaman, o da kanunları
deler; ona da sizin itiraz etmeye hakkınız yok; memleketi soyan,
dolandıran, her türlü kötülüğü, şenaatı işleyen insanlar kendinde bu
hakkı bulur; çünkü, siz, Hükümet olarak ve onu destekleyen Meclis
çoğunluğu olarak, Anayasa Mahkemesi tarafından, Yüksek Mahkeme
tarafından Anayasaya aykırı olduğu tescil edilen birtakım hükümleri
tekrar getirirseniz, fevkalade fahiş hata yapmış olursunuz; hukuka,
yasalara saygı ruhunu rencide edersiniz, ahlakını bozarsınız. Yani, bu
maddenin getireceği tahribattan çok daha fazladır, bu maddenin, hukuk
hâkimiyetine, kanuna saygıya getireceği tahribat. Bunu ifade etmek için
söz aldım.
Hepinizi hürmetle selamlarım. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Cevat Ayhan'a teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; grupları adına görüşlerini dile
getiren değerli milletvekillerimizin "basit çoğunlukla hak kısıtlaması
yapılıyor" şeklindeki tabirlerine katılmamız mümkün değil; böyle bir
düşüncemiz de esasen yok. Kaldı ki, bu maddelerde ileri sürdükleri
görüşlerle de pek uyumlu değil; çünkü, bu maddede, sakat ve eski
hükümlüler ve mevcut hükümlüler için kadro ayırımı, ayrıca, mecburî
hizmetle ilgili olan hükümler yer almaktadır. Tasarının 48 inci
maddesinin (c) bendi, mecburî hizmetle ilgilidir; ancak, geçen seneki
metnin aynısı değildir. 1995 yılı Bütçe Kanunu ile mecburî hizmet
yükümlülüğü kaldırılmıştır. Halbuki, 1996 yılı kanununa konan
madde ise, sadece, mecburî hizmetle yükümlü öğrenci alınmasına son
vermektedir. Dolayısıyla, yükümlülüğün kaldırılmasıyla, geçen seneki
maddeden farklılık arz etmektedir. 48 (e)'de de amaç, sadece, işçilere
ilişkin bir hakkın; yani, sakat ve eski hükümlü çalıştırma hakkının,
memurlar için de genişletilmesidir; 1475 sayılı İş Kanununda,
işçilerimiz için öngörülmüş olan belli kontenjanların, memurlarımız
için de tanınmasıdır; özel bir imkân tanımaktadır. Dolayısıyla, bu bir
hak kısıtlaması değil, aksine, bir genişletme olarak öngörülmektedir.
Burada, belki bir yanlış anlama vardır diye bu açıklamayı yapma
gereğini duydum. Ancak, değerli üyelerimizin, diğer maddelerde de
üzerinde durdukları, bazı hukukî konularla ilgili "her dönemde bunlar
yapılacak mıdır" şeklindeki görüşlerine hak veriyor ve
yapılmayacağını da burada özellikle ifade ediyorum.
Allah kısmet ederse, bu senenin özelliğinden dolayı, 1997 bütçesinin
hazırlıklarıyla ilgili olarak, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun ve Yüce
Meclisimizin huzuruna geleceğiz inşallah. Onun için ifade etmek
istiyorum ki, daha önceki maddeler üzerinde konuşurken de arz etmeye
çalıştım, bu konuda bir yasa hazırlığımız vardır; bu yasa
hazırlığımızı mayıs ayı içerisinde, özellikle ilk haftalarında
Meclisimize sunmak istemekteyiz. Bu yasa hazırlığımızı, elbirliğiyle
burada yasalaştırabilme imkânını elde edersek, daha önceki senelerden
bugüne kadar gelmiş, bazen Anayasamızla da ters düşmüş olan bütçe
kanunuyla ilgili maddelerin tamamını düzeltme imkânını hep birlikte
elde edeceğimizi de özellikle ifade etmek istiyorum.
Meclis çoğunluğunu, hiçbir zaman bir basit çoğunluğun azınlığa
tahakkümü gibi görme şeklinde bir düşüncemizin olmadığını ve
olmayacağını da özellikle ifade ederek, bu arzlarımı saygıyla
sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Sayın Bakan, (d) bendiyle
ilgili bir şey söylemediniz; (d) bendinin iptali mümkün diyorsunuz
demek ki.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – O da
hükümlülerle ilgili Sayın Başkan.
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 48 inci madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddeyle ilgili önergeler vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının "Kadroların Kullanımı"
başlıklı 48 inci maddesinin (c), (e) ve (f) bentlerinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Nihat Matkap Önder Sav Oya Araslı
Hatay Ankara İçel
Atila Sav Birgen Keleş Yahya Şimşek
Hatay İzmir Bursa
Celal Topkan Zeki Çakıroğlu Mustafa Yıldız
Adıyaman Muğla Erzincan
Haydar Oymak
Amasya
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Kanun Tasarısının, Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 48 inci
maddesinin (a) bendinde geçen "yükseköğretim kurumları öğretim
üyeleri" cümlesinden sonra "din görevlileri, Kur'an kursu öğreticileri,
vaiz" ibaresinin ilave edilmesini arz ederiz.
İsmail Coşar Zülfükâr İzol Nurettin Aktaş
Çankırı Şanlıurfa Gaziantep
Memduh Büyükkılıç Nurettin Kaldırımcı Kahraman Emmioğlu
Kayseri Kayseri Gaziantep
Zülfikâr Gazi Mustafa Kemal Ateş Naci Terzi
Çorum Kilis Erzincan
Abdullah Özbey Fethi Acar Yakup Budak
Karaman Kastamonu Adana
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bütçe Kanun Tasarısının 48 inci maddesinin (d)
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Fethullah Erbaş Mustafa Ünaldı Naci Terzi
Van Konya Erzincan
Latif Öztek Zülfükâr İzol Nurettin Aktaş
Samsun Şanlıurfa Gaziantep
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bütçe Kanun Tasarısının Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 48
inci maddesinin (d) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Temel Karamollaoğlu Kahraman Emmioğlu Ertuğrul Yalçınbayır
Sıvas Gaziantep Bursa
Osman Hazer Aslan Polat Cemal Külahlı
Afyon Erzurum Bursa
Ali Oğuz Mikail Korkmaz Memduh Büyükkılıç
İstanbul Kırıkkale Kayseri
Bahri Zengin
İstanbul
BAŞKAN – Önergeleri aykırılık durumuna göre işleme koyuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının "Kadroların Kullanımı"
başlıklı 48 inci maddesinin (c), (e) ve (f) bentlerinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla
Nihat Matkap
Hatay
ve arkadaşları
BAŞKAN – Önergeye, Sayın Komisyon katılıyor mu efendim?..
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU ADINA AHMET KABİL (Rize) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Nihat Matkap ve arkadaşlarının önergesine
Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır; önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Sıradaki iki önerge aynı mahiyettedir; birisini okutup işleme
koyacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bütçe Kanun Tasarısının, Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 48
inci maddesinin(d) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını
saygılarımla arz ederim.
Temel
Karamollaoğlu
Sıvas
ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU ADINA AHMET KABİL (Rize) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükümet ?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Maddeden ibare çıkarılmasını öngören önergeleri birlikte
oyunuza sunuyorum : Önergeleri kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önergeler kabul edilmemiştir.
Son önergeyi okutuyorum :
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Kanun Tasarısının, Plan Bütçe Komisyonunda kabul edilen 48 inci
maddesinin (a) bendinde geçen "üksek öğretim kurumları öğretim
üyeleri" cümlesinden sonra "din görevlileri, Kuran kursu öğreticileri,
vaiz" ibaresinin ilave edilmesini arz ederiz.
İsmail Coşar
Çankırı
ve arkadaşları
BAŞKAN – İsmail Coşar ve arkadaşlarının önergesine Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU ADINA AHMET KABİL (Rize) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Sayın İsmail Coşar ve arkadaşlarının önergesine
Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler...Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
III. – YOKLAMA
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, maddeyi oylamaya geçmeden önce,
yoklama istemi vardır; şimdi, yoklamayla ilgili önergeyi okutuyorum:
Sayın Başkanlığa
Konu: 48 inci madde oylamasında yoklama talebi hakkında.
Halen müzakereye, konu 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının, 48
inci maddesinin Anayasa aykırı olduğunun, emsallerinin geçen
dönemde, Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinin bilindiği halde,
yeniden kanunlaştırılmaya çalışılması Anayasaya aykırıdır. Meclis,
kendi itibarını korumak zorundadır. Bunun en önemli şartlarından biri,
yasanın, üst hukuk normuna uygun düzenlenmesidir.
Obstrüksiyon (engelleme) niyetiyle değil, Anayasaya aykırı bir hükmün
geçişine izin vermemek için, yine, anayasal görevimizi yerine getiriyor
96 ncı maddeye göre yoklama yapılmasını talep ediyoruz. Zira, toplantı
yetersayısı yoktur.
Saygılarımızla.
BAŞKAN – Şimdi, önerge sahiplerini arayacağım.
Abdulkadir Öncel?.. Burada.
Mikail Korkmaz?.. Burada.
Mustafa Kemal Ateş?.. Burada.
Abdullah Özbey?.. Burada.
Zülfikâr Gazi?.. Burada.
İsmail İlhan Sungur?.. Burada.
Osman Hazer?.. Burada.
Abdullah Örnek?.. Burada.
Suat Pamukçu?.. Burada.
Abdullah Gencer?.. Burada.
Naci Terzi?.. Burada.
Muhammet Polat?.. Burada.
Nurettin Aktaş?.. Burada.
ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Bütçede yoklama yapılmıyordu Sayın
Başkan; bu âdet nereden çıktı?
HALİL İBRAHİM ÖZSOY (Afyon) – Teamüllere aykırı...
ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Maaş alırkende mi yoklama yapacağız?
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, yoklama yapılacaktır.
Yoklamaya Adana İlinden başlıyoruz.
(Yoklama Yapıldı)
BAŞKAN – Çoğunluğumuz vardır; görüşmelere kaldığımız noktadan
devam ediyoruz. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Çoğunluğumuz vardır; görüşmelere kaldığımız noktadan
devam ediyoruz. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)

IV. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
1. – 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu
Tasarıları (1/285, 286) (S. Sayıları : 1, 2) (Devam)
D) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
2. – 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/285) (S. Sayısı : 1) (Devam)
3. – Katma Bütçeli İdareler 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/286) (S. Sayısı : 2) (Devam)
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, 48 inci maddenin oylaması sırasında
yoklama istenilmişti.
Şimdi, 48 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
49 uncu maddeyi okutuyorum:
Sözleşmeli Personel
MADDE 49. – Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner
sermayeli kuruluşlar, belediyeler, il özel idareleri, kanunla kurulan
fonlar, sosyal güvenlik kuruluşları, genel ve katma bütçelerin transfer
tertiplerinden yardım alan kuruluşlar ile 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan kuruluşlarda
sözleşme ile çalıştırılacak personel hakkında 6.6.1978 tarih ve 7/15754
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ek ve değişikliklerinin uygulanmasına
devam olunur.
Birinci fıkrada sayılan kuruluşlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu
dışında diğer kanun hükümlerine göre çalıştırdıkları sözleşmeli
personelin unvan, sayı ve ücretlerini belirten cetvelleri ve tip sözleşme
örneklerini, 1996 yılı Mayıs ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına vize
ettirmek zorundadırlar.
Özel kanunlar uyarınca kadro karşılık gösterilmek suretiyle çalıştırılan
sözleşmeli personelin unvan, sayı ve ücretleri vizeye tabi değildir.
Ancak, kuruluşlar bunlara ait tip sözleşme örneklerini 1996 yılı Mayıs
ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına vize ettirmek ve her ay bu şekilde
çalıştırdıkları sözleşmeli personelin isim, unvan, kadro derecesi ve
sözleşme ücretlerini gösterir cetvelleri ertesi ayın sonuna kadar Maliye
Bakanlığına bilgi için göndermek zorundadırlar.
Bütçe yılı içinde ilgili mevzuat hükümlerine dayanılarak sonradan
görevlendirilecek yeni sözleşmeli personel (Kadro karşılığı çalıştırılan
sözleşmeli personel hariç) için de kuruluşlarca ayrıca düzenlenecek ek
cetvellerin ve farklı hükümler kapsaması halinde tip sözleşme
örneklerinin Maliye Bakanlığına vize ettirilmesi gereklidir. Yukarıdaki
fıkralara göre vize işlemleri yapılmadan sözleşme yapılamaz ve
herhangi bir ödemede bulunulamaz.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası
ile ek geçici 16 ncı maddesi ve özel kanunları uyarınca 1995 malî
yılında sözleşme ile çalıştırılanlardan 1996 malî yılında görevlerine
devam etmeleri ilgili bakanlık veya kuruluşlarca uygun görülenlerin
Ocak - Şubat ve Mart aylarına ait sözleşme ücretleri, sözleşme ile
çalıştırılmaları konusundaki kanunî işlemleri tamamlanıncaya kadar
1995 malî yılında vize edilmiş sözleşmelerine göre, yeni sözleşmeleri
esas alınarak gerekli düzeltmeler daha sonra yapılmak üzere, Maliye
Bakanlığı vizesi aranmaksızın ödenir.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
50 nci maddeyi okutuyorum:
İşçilik Ödenekleri ve Geçici İş Pozisyonları
MADDE 50. – a) Genel bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idareler,
sürekli işçileri ile 30 iş gününden fazla süre ile çalıştıracakları geçici
işçileri, bütçelerinin (55) ve (66) alt programlarında yer alan 100 –
Personel giderleri harcama kalemindeki ödenekleri aşmayacak sayıda ve
süre ile istihdam edebilirler. Sürekli ve geçici işçilere bütçede tertiplenen
ödeneği aşacak şekilde fazla çalışma yaptırılamaz. Belirtilen alt
programlara hiç bir şekilde ödenek aktarması yapılamaz ve bütçenin
başka tertiplerinden işçi ücreti ve fazla çalışma ücreti ödenemez. Ancak,
toplu iş sözleşmelerinden doğacak yükümlülükler ile ihbar ve kıdem
tazminatı ödemeleri nedeniyle meydana gelecek ödenek eksiklikleri
Maliye Bakanlığı bütçesindeki yedek ödenek tertiplerinden
karşılanabilir.
Kurumlar, bütçelerinin (66) alt programına tertip edilen ödenek ile
sınırlı olmak üzere yıl içinde aylar itibariyle çalıştıracakları geçici
işçilerin sayılarını, bunların çalıştıracakları birimlere göre
dağılımını (merkez teşkilatında birimler, taşra teşkilatında ise bölge
ve il müdürlüğü olarak) gösteren cetvelleri, yapılan hesaplamalarla
birlikte Mayıs ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına vize ettirmek
zorundadır. Bu vize işlemi yapılmaksızın geçici işçi istihdam edilemez
ve ödeme yapılamaz. Memurlar eliyle görülmesi gereken işlerde
istihdam edilmek amacıyla işçi alınamaz.
Yukarıdaki hükümlere aykırı uygulamalardan ita amirleri ve tahakkuk
memurları ile ödenek üstü harcama yapan saymanlar sorumludur.
b) Genel ve katma bütçeli idarelere bağlı döner sermayeli kuruluşlar,
kanunla kurulan fonlar ve hizmetlerini genel veya katma bütçelerin
transfer tertiplerinden aldıkları ödeneklerle yürüten kuruluşlar ile 233
sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan
kuruluşların 1.5.1996 tarihinden itibaren 30 iş gününden fazla süre ile
çalıştıracakları geçici işçilere ait geçici iş pozisyonları, ilgili
Bakanlığın onayı alınmak suretiyle 31.5.1996 tarihine kadar Maliye
Bakanlığına vize ettirilir.
Bu kurumların, kanunla, uluslararası antlaşmalarla veya 1996 yılı
programı ile kurulması veya genişletilmesi öngörülen birimler için
yapılacak yeni vizeler dışında, 1995 malî yılında vize edilmiş
miktarları aşacak şekilde vize yapılamaz. Vize edilmiş bulunan geçici
iş pozisyonları Maliye Bakanlığının uygun görüşü ile başka unvanlı
geçici iş pozisyonları ile değiştirilebilir veya iptal edilebilir. Maliye
Bakanlığınca vize edilen cetvellerin bir örneği, ilgisine göre, Sayıştay
Başkanlığına veya Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluna
gönderilir. Bu vize işlemi yapılmaksızın ödeme yapılamaz.
c) Kamu İktisadî Teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının 1.5.1996
tarihinden itibaren 30 iş gününden fazla süre ile çalıştıracakları geçici
işçilere ait geçici iş pozisyonları, ilgili Bakanlığın onayı alınmak
suretiyle 31.5.1996 tarihine kadar Başbakanlık Devlet Personel
Başkanlığına vize ettirilir. Vize edilen geçici iş pozisyonları
Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığınca başka unvanlı geçici iş
pozisyonları ile değiştirilebilir veya iptal edilebilir. Vize ettirilen
cetvellerin bir örneği Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluna
gönderilir. Bu vize işlemi yapılmaksızın ödeme yapılamaz.
d) İl özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik ve
müesseselerde çalıştırılacak geçici işçilere ait geçici iş pozisyonları her
yıl İçişleri Bakanlığına vize ettirilir. Vize edilmiş bulunan geçici iş
pozisyonları İçişleri Bakanlığı tarafından başka unvanlı geçici iş
pozisyonları ile değiştirilebilir veya iptal edilebilir. İçişleri Bakanlığı
tarafından vize edilen geçici iş pozisyonlarına ait vize cetvellerinin bir
örneği Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığına gönderilir. Bu vize
işlemi yapılmadan geçici işçi çalıştırılamaz ve herhangi bir ödeme
yapılamaz.
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, madde üzerinde önerge vardır;
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bütçe kanunu tasarısının Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 50
nci maddesinin (d) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Bahri Zengin Temel Karamollaoğlu Fethullah Erbaş
İstanbul Sıvas Van
Musa Demirci Kahraman Emmioğlu Sabri Tekir
Sıvas Gaziantep İzmir
Ömer Naimi Barım Zülfükâr İzol Latif Öztek
Elazığ Şanlıurfa Samsun
Abdulkadir Öncel Ersönmez Yarbay Osman Hazer
Şanlıurfa Ankara Afyon
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun)- Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
51 inci maddeyi okutuyorum:
İşçilik Ödeneklerinin Yatırım Projelerinde Kullandırılması
MADDE 51. – Genel ve katma bütçeli kuruluşların bütçelerinde yer alan
işçilik ödeneklerinden yıl sonu itibariyle tasarruf yapılması halinde,
tasarruf edilen miktarı, kuruluşun devam etmekte olan projelerinde
kullanılmak üzere yatırım tertiplerine aktarmaya ilgili kuruluşun talebi
üzerine Maliye Bakanı yetkilidir.
Bu takdirde, ödenek aktarılan projeler ilgili kuruluşlarca Devlet
Planlama Teşkilatına bildirilerek, revize işlemi yaptırılır.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
52 nci maddeyi okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ KISIM
Çeşitli Hükümler
Petrolden Devlet Hakkı ve Petrol Kanunu Gereğince Ödenecek Kur
Farkları
MADDE 52. – a) 5.4.1973 tarih ve 1702 sayılı Kanuna göre petrolden
alınacak Devlet hakkı, bütçenin (B) işaretli cetvelindeki "Petrolden
Devlet Hakkı" tertibine gelir kaydolunur.
b) 6326 sayılı Petrol Kanununun 116/3 üncü maddesi uyarınca yapılan
transferler nedeniyle oluşacak kur farkları bütçeye konulacak
ödeneklerle karşılanır.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
53 üncü maddeyi okutuyorum:
Kişi Borçları
MADDE 53. – Saymanlık hesaplarında kayıtlı olup, zarurî veya mücbir
sebeplerle takip ve tahsil imkânı kalmayan, 1050 sayılı Muhasebe-i
Umumiye Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca silinmesi Malî
Danışma Kurulu tarafından uygun görülen kişi borçlarından; tutarı
(200 000 000) liraya kadar olanların kayıtlardan çıkarılmasına Maliye
Bakanı yetkilidir. Bu miktarı aşan kişi borçlarının terkini Türkiye
Büyük Millet Meclisinin onayına bağlıdır.
178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilatı ve Görevleri Hakkındaki
Kanun Hükmünde Kararnameye 543 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname ile eklenen Ek Madde 7 uyarınca, mal ve nakit saymanları ile
gelir ve gider memurlarının zimmetlerinin silinmesi konusundaki
talepler Malî Danışma Kurulunca incelenerek karara bağlanır ve Maliye
Bakanına sunulur. Bu karar çerçevesinde terkin edilen mal ve nakit
saymanları ile gelir ve gider memurlarının zimmetlerinden (200 000
000) lirayı aşanların terkin listesi bütçe uygulama sonuçları ile birlikte
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine arz edilir.
1969 ve 1988 yılları arasında yurt dışından yapılacak alımları için
1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 83 üncü maddesine
dayanılarak açılan kredilerden ve mülga 1601 sayılı Kanuna göre
verilen ateşe avanslarından mahsubu yapılmamış olanlar ilgilileri adına
kişi borçları hesabına alınarak mahsubu yapılır.
Kişi borçları hesabına alınan tutarlardan tahsiline imkân bulunmadığı
ilgili Bakanlıkça bildirilenlerin miktarına bakılmaksızın, 1050 sayılı
Muhasebe-i Umumiye Kanununun 133 üncü maddesi çerçevesinde Malî
Danışma Kurulunun görüşü alınmak suretiyle terkin edilmesine Maliye
Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – 53 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
54 üncü maddeyi okutuyorum:
Devlet Hesaplarında Yer Verilmeyecek ve Terkin Edilecek Tutarlar
MADDE 54. – Devletin mahkemelerce hükme bağlanan para cezaları da
dahil olmak üzere her türlü gelir ve giderlerinin tarh, tahakkuk, tahsil ve
tediyesi ile emanetlerin alınıp geri verilmesinde ve Devlet kayıtlarında,
kanunlarında ve diğer mevzuatında belirtilmiş tutar ve oranlar
değişmemek şartıyla (1 000) liranın altındaki tutarlar dikkate alınmaz.
Maliye Bakanı; yukarıda belirtilen hususlarla ilgili olarak doğacak
aksaklıkları gidermeye, vergi dairelerinin müfredat ve mutabakat
hesapları arasındaki uyumsuzluğun giderilmesi amacıyla denetim
raporlarına dayanılarak tespit edilecek kesin farkları terkine yetkilidir.
BAŞKAN – 54 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
55 inci maddeyi okutuyorum:
Su ve Doğalgaz Tarife Bedelleri
MADDE 55. – Genel ve Katma Bütçeli Dairelerin kullandıkları su ve
doğalgaz için mahallî idareler tarafından belirlenecek tarife bedelleri,
konutlar için uygulanacak tarife bedellerinin % 30 fazlasını aşamaz.
Okul ve hastanelerde kullanılan su ve doğalgaza, konutlar için tespit
edilmiş olan tarife bedelleri uygulanır.
BAŞKAN – 55 inci madde üzerinde söz talepleri vardır; ilk söz, Sayın
Algan Hacaloğlu'nun; buyurun efendim.
Sayın Hacaloğlu yoklar mı efendim?
NİHAT MATKAP (Hatay) – Yok Sayın Başkan.
BAŞKAN – İkinci söz sırası Sayın Ersönmez Yarbay'da; buyurun
efendim.
Konuşma süreniz 5 dakika.
ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
bu maddeyle ilgili söz alışımın sebebi şu: Genel ve katma bütçeli
dairelerin su ve doğalgaz tarife bedellerinin, konutlar için uygulanacak
tarife bedellerinin yüzde 30 fazlasını aşamayacağı şeklinde bir madde
getirilmiş; fakat, burada, Genel Kurulun dikkatini çekmek istediğim bir
husus var:
Devlet, belediyelere olan yükümlülüklerini yerine getirmelidir. Şu anda,
Ankara Büyükşehir Belediyesine, devletin, okulların, hastanelerin, askerî
birliklerin 3 trilyonu aşkın borcu vardır. Bu madde, haklı bir madde
tabiî; ancak, devlet yükümlülüklerini yerine getirdiği zaman haklı bir
maddedir; devlet borçlarını ödemediği sürece, bu maddeyi, yerel
yönetimlerin haklarına tecavüz eden, onların malî özerkliklerini daraltan
bir madde olarak değerlendiriyorum. Okulların, hastanelerin, kendilerine
su ve doğalgaz parası ayrıldığı halde, bu paralar başka yerlerde
kullanılıyor, belediyelerin hakkı, maalesef ödenmiyor. Onun için devlet,
bu paraları, bir an önce Ankara, İstanbul, Bursa büyükşehir
belediyelerine ödemeli ve borcunu tasfiye etmelidir.
Devlet, borçlarını tasfiye ederken, tabiî çifte standart da
uygulamamalıdır. Vatandaş, vergisini ödemediği zaman aylık yüzde 15
ceza; ama, devlet, vatandaşa olan borçlarını, taban fiyatlarını, su,
doğalgaz paralarını ödemediğinde çok az ceza ödüyor. Vatandaş,
devlete olan borcundan dolayı ne kadar ceza ödüyorsa, devlet de o kadar
ceza ödemelidir. Hükümet Programında "Yerel yönetimlerin
özerkleştirileceği, malî imkânlarının artırılacağı" vaad edilmiştir; ama,
bütçenin bu maddesi, Hükümet Programıyla bağdaşmamaktadır. O
sebeple, Hükümetin, büyükşehir belediyelerine olan su ve doğalgaz
borçlarını bir an önce ödemesini talep ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Ersönmez Yarbay'a teşekkür ediyorum.
İkinci söz sırası, Sayın Şevki Yılmaz'ın.
Buyurun Sayın Yılmaz. (RP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 5 dakika.
ŞEVKİ YILMAZ (Rize) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüşülmekte olan bütçe tasarısının 55 inci maddesi üzerinde söz almış
bulunmaktayım.
Bütçeyi görüştüğümüz bu aşamada görülüyor ki, belediyelerin
hizmetlerine tamamen mani olmak için engeller tasarısı karşımızdadır.
Bütçe tasarısının daha evvel kabul edilen maddelerinde, belediyelerin
işçi, memur alımları, atamaları, tayinleri, tamamıyla İçişleri
Bakanının yetkisine verilmişti ve biz buna itiraz etmiştik. Hem
"Bürokraside engelleri kaldıracağız, yazışmaları azaltacağız"
diyeceksiniz; hem de bir kasaba belediyesinin alacağı odacının tayinini,
bakanın yetkisine vereceksiniz!.. Bu, Hükümet Programında vaat edilen
bürokrasiyi azaltma hedeflerini çiğneyen bir tezat teşkil etmektedir.
Şimdi de önümüzde, yine, belediyelerin gelir kaynaklarını azaltıcı bir
teklif vardır.
Arkadaşlar, bu ülke hepimizindir; belediyelerin hizmetlerini engellemek,
vatandaşa en büyük haksızlıktır ve zulümdür; zulmü alkışlamak ve
zulme destek olmak, bizim şiarımız değildir.
1994 yılında geldiğimiz zaman, belediyelerin devletten alacak paylar,
yüzde 10'dan yüzde 5'e indirilmişti; üç yıl, belediyelere gelir payı olan
İller Bankası payından ambargo konmasına rağmen, şimdi ise,
belediyelerin kendi tabiî geliri olan, kendi şehirlerindeki doğalgaz ve su
gelirlerine de ambargo konmaktadır.
Rize'den misal vereyim: Rize Belediyesinin devletten su parası alacağı
vardı; biz bu alacağımızı sayın bakandan istemedik; dedik ki, sizin
bizden alacağınıza karşı takas yapalım; sizin bizden alacağınız var,
bizim size borcumuz var, bunları takas yapalım; olmaz... Peki, bize
imkân sağlayın, borcumuzu tehir edin; o da olmaz... Parası olmazsa, bu
belediyeler, halka nasıl hizmet edecektir?
Değerli arkadaşlar; Hükümet veya Komisyon katılsın katılmasın, bu
maddenin Yüce Heyet tarafından reddini istiyoruz. Belediyelere
zulmetmek, halka zulmetmektir; zaten iki saattir buradan, hep halka
zulmedilen tasarı maddeleri çıktı.
Memurların maaşları artsın deniyor; olmaz... Memurların
sıkıntılarını hep birlikte yaşayan arkadaşlarız; Hükümet istemedi veya
Plan ve Bütçe Komisyonu istemedi diye, 65 milyon halkın isteğini
burada reddetme hakkımız var mı?..
HACI FİLİZ (Kırıkkale) – Anayasaya aykırı; Komisyonda olması
lazım.
ŞEVKİ YILMAZ (Devamla) – Arkadaşımızın da dediği gibi zaten
Anayasaya aykırı; işte, Anayasaya aykırılığı, sizin ortadan
kaldırmanız lazım.
Muhterem arkadaşlar, onun için, belediyelerle uğraşacağımıza, bu
ülkenin dış düşmanlarıyla uğraşsak daha iyi olur diyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Şevki Yılmaz'a teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde değişiklik önergeleri vardır; sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 55 inci maddesinin birinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğini saygılarımızla
arz ederiz.
Algan Hacaloğlu Ercan Karakaş Mustafa Yıldız
İstanbul İstanbul Erzincan
Bekir Kumbul Zeki Çakıroğlu
Antalya Muğla
Önerilen değişik metin:
"Madde 55 fıkra bir: Genel ve katma bütçeli dairelerin kullandıkları su
ve doğalgaz için, mahallî idareler tarafından belirlenecek tarife bedelleri,
her türlü genel, idarî ve finansman giderlerini de kapsayacak toplam
işletme maliyetinin üzerinde uygulanamaz."
BAŞKAN – Diğer bir önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bütçe Kanunu Tasarısının 55 inci maddesinin ikinci
fıkrasından sonra gelmek üzere "genel ve katma bütçeli idarelerin
bugüne kadar birikmiş borçlarını en çok iki ay içerisinde öderler.
Bundan sonra, birikmiş borçları için, konutlar için uygulanan cezalar
uygulanır."
Şevki Yılmaz Ersönmez Yarbay Fethullah Erbaş
Rize Ankara Van
Zülfükar İzol Maliki Ejder Arvas Mustafa Ünaldı
Şanlıurfa Van Konya
Sabri Tekir Aslan Polat İlhan Sungur
İzmir Erzurum Trabzon
Nedim İlci Osman Hazer Mikail Korkmaz
Muş Afyon Kırıkkale
BAŞKAN – Üçüncü bir önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bütçe Kanunu Tasarısının Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 55
inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Temel Karamollaoğlu Ömer Naimi Barım Latif Öztek
Sıvas Elazığ Samsun
Kahraman Emmioğlu Zülfikâr Gazi Fethullah Erbaş
Gaziantep Çorum Van
Abdullah Özbey Ramazan Yenidede Şevki Yılmaz
Karaman Denizli Rize
BAŞKAN – Önergelerin tasarıya en aykırı olanı, son okuduğumuz
Sayın Temel Karamollaoğlu ve arkadaşlarına ait önergedir ve madde
metninin tasarıdan çıkarılması doğrultusundadır.
Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Mevcut tedvin tarzı, kamu yönetimleri
arasındaki dengeli ilişkiyi temine matuf olduğu için, bunun aksini derpiş
eden önergeye katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Önergeye, Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme koyuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 55 inci maddesinin birinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğini saygılarımızla
arz ederiz.
Algan Hacaloğlu
İstanbul
ve arkadaşları
Önerilen değişik metin:
"Madde 55f fıkra bir: Genel ve katma bütçeli dairelerin kullandıkları su
ve doğalgaz için, mahallî idareler tarafından belirlenecek tarife bedelleri,
her türlü genel idarî ve finansman giderlerini de kapsayacak toplam
işletme maliyetinin üzerinde uygulanamaz."
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önergeye, Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bütçe Kanunu Tasarısının 55 inci maddesinin ikinci
fıkrasından sonra gelmek üzere "genel ve katma bütçeli idarelerin
bugüne kadar birikmiş borçları, en çok iki ay içerisine öderler. Bundan
sonra, birikmiş borçlar için, konutlar için uygulanan cezalar uygulanır.
Şevki Yılmaz
Rize
ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
55 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
56 ncı maddeyi okutuyorum:
Uluslararası Kuruluşlara Üyelik
MADDE 56. – a) Genel bütçeli daireler ve katma bütçeli idareler ile
kamu iktisadî teşebbüsleri, sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar ve diğer
kamu kurum ve kuruluşları; uluslararası kuruluşlara üye olabilmek ve
kanun, kararname ve uluslararası anlaşmalar gereği halen üyesi
bulunulan uluslararası kuruluşlar dışındaki kuruluşlara her yıl katılma
paylarını ödeyebilmek için, mevzuatın gerektirdiği diğer işlemlerin
yanı sıra ayrıca bağlı veya ilgili bulunulan Bakanlığın teklifi ve Maliye
Bakanlığının görüşü üzerine Dışişleri Bakanlığından önceden izin
alacaklardır.
b) Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıklarının uluslararası anlaşmalar,
kanun ve kararnamelerle Türkiye Cumhuriyeti adına üye olduğu
uluslararası kuruluşlara ilişkin işlemlerine (katılma payı ödemeleri
dahil) bu madde hükmü uygulanmaz.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
57 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 57. – 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme
Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici 15 inci
maddesi hükmü 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun kapsamına giren ve devlete ait olan amme alacakları
hakkında uygulanmaz. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun uyarınca yapılacak takip işlemlerine izin vermeye
Maliye Bakanı yetkilidir. Bu hüküm özelleştirilen kuruluşların başka
kamu kuruluşlarına devredilen borçları hakkında da uygulanır.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum...
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Söz istiyorum efendim.
BAŞKAN – Oylamaya geçtim efendim.
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Sayın Başkan, bakmadınız ki; bu tarafa
bakacaksınız...
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Sayın Başkan, önünüze bakmadan
oylamaya geçemezsiniz.
BAŞKAN – Efendim, oylamaya geçmeden önce arkadaşlarımızın söz
istemek için yeterli süresi var, benim de söz isteyen arkadaşlarımız
karşısında nasıl anlayışlı davrandığımı hepiniz biliyorsunuz.
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Madde okunurken mi söz isteyelim?!.
BAŞKAN – Maddeyle ilgili görüş belirtecek arkadaşlarım buraya
yazıyla bildiriyorlar, ona göre söz veriyorum; maddenin okunması
bittikten sonra da söz verebilirim.
Şimdi, 58 inci maddeyi okutuyorum:
Vatanî Hizmet Tertibi ile İlgili Aylık Göstergeler
MADDE 58. – a) Vatanî Hizmet Tertibinden bağlanmış aylıkların
gösterge rakamları; kendileri için (2 000), dul eşleri için (1 600), diğer
yakınları için (1 100) olarak uygulanır.
BAŞKAN – 58 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
59 uncu maddeyi okutuyorum:
Kamu Kuruluşlarınca İşletilen Sosyal Tesisler
MADDE 59. – Kamu kurum ve kuruluşlarınca işletilen eğitim ve
dinlenme tesisi, misafirhane, kreş, spor tesisi ve benzeri sosyal tesislerin
giderlerine bütçeden katkıda bulunulmaz.
Bu tür yerlerde, genel ve katma bütçeden, döner sermaye ve fonlardan
ücret ödenmek üzere 1996 yılında ilk defa istihdam edilecek yeni
personel görevlendirilemez.
Söz konusu tesislerden yararlanacak olanlardan alınacak asgarî bedelleri
belirlemeye veya belirlenen tarifeleri tasdik etmeye ve bu yerlerin
hesaplarının bir düzen içinde tutulması için kullanılacak defter ve
belgeleri tespit etmeye, diğer gerekli düzenlemeleri yapmaya Maliye
Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – 59 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
60 ıncı maddeyi okutuyorum:
Kredi Borcunun Tespiti ve Ödenmesi
MADDE 60. – Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan, 1996
Malî Yılı başından itibaren öğrenim kredisi alan öğrencilerin borcu;
öğrenim kredilerinin verildiği tarihten, öğrenim süresi bitimine kadar
geçen süre için veya herhangi bir sebeple kredisinin kesildiği tarihe kadar
öğrenim kredisi olarak verilen miktarlara, Devlet İstatistik Enstitüsünün
toptan eşya fiyat endeksindeki artışlar uygulanarak hesaplanacak
miktarın ilave edilmesi suretiyle tespit edilir.
Öğrenci, borcunu, öğrenim gördüğü öğretim kurumunun normal öğrenim
süresinin bitiminden itibaren bir yıl (öğrencinin lisansüstü eğitim
yapması halinde iki yıl) sonra başlamak üzere, kredi aldığı sürenin
yarısı kadar zamanda üçer aylık dönemlerde kuruma ödemek
zorundadır.
Ancak;
a) Sağlık sebepleri dışında kendi isteği ile öğretim kurumunu bırakan
veya herhangi bir sebeple öğretim kurumundan çıkarılan öğrenciler
borçlarını, öğretim kurumu ile ilişiğinin kesildiği,
b) Kredi almaya başladıktan sonra burs aldıkları, parasız yatılıya
geçtikleri, en az asgarî ücret düzeyinde bir gelirle sürekli çalıştıkları
tespit edilenler ile Kurum yurtlarından süresiz çıkarma cezası alanlar,
kredilerinin kesildiği,
Tarihten itibaren bir yıl sonra başlamak üzere ve bir yıl içinde öder.
Endeks uygulamasına, kredi borçlarının geri ödenmesine ve
taksitlendirilmesine ilişkin esas ve usulleri belirlemeye, öğrencilerin
borçlarından birinci fıkraya göre hesaplanan endeks artışından ilave
edilen miktarın % 50'sine kadar indirim yapmaya Kurum Yönetim
Kurulu yetkilidir.
İndirim uygulandıktan sonra öğrencilerin ödeyecekleri bakiye kredi
borcu; öğrencilerin eğitim süresince Kurumdan aldığı kredi miktarının
3 katını geçemez.
Bu hükümler 1995 Malî Yılında kredi almaya başlayan öğrenciler için
de uygulanır.
Öğrencilere kredi verilmesi ve gerektiğinde kredinin kesilmesi ile ilgili
hususlar yönetmeliklerle düzenlenir. Düzenlenen kredi senetlerinde
krediyi alacak öğrencinin, reşit olmaması halinde öğrenci ile birlikte veli
veya vasisinin borçlu sıfatıyla imzası yeterli olup, ayrıca kefil aranmaz.
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Sayın Başkan, söz istiyorum.
MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Sayın Başkan, ben de söz istiyorum.
BAŞKAN – 60 ıncı madde üzerinde söz talepleri bulunmaktadır; önce,
gruplar adına olan söz taleplerini yerine getireceğiz.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atila Sav; buyurun
efendim.
ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Oya Araslı konuşacak efendim.
BAŞKAN – Sayın Oya Araslı mı konuşacaklar?..
Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA OYA ARASLI (İçel) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; üzerinde görüşmekte olduğumuz 1996 Malî Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısının "Kredi Borcunun Tespiti ve Ödenmesi" başlıklı 60
ıncı maddesi Anayasaya aykırıdır; çünkü, maddede, Yüksek Öğrenim
Kredi ve Yurtlar Kurumundan kredi alan öğrencilerin borçlarının geri
ödenmesindeki esaslar düzenlenmektedir.
Halbuki, Anayasamızın 161 inci maddesinin son fıkrası, bütçe
kanununa, bütçeyle ilgili hükümler dışında hiçbir hükmün
konulamayacağını bildirmektedir.
Kaldı ki, Anayasa Mahkemesi de, 18 Nisan 1996 günlü Resmî Gazetede
yayımlanan, 13.6.1995 tarih, 1995/2 esas, 1995/12 karar sayılı
kararıyla, 1995 Yılı Bütçe Kanununun, 1996 Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısının 60 ıncı maddesiyle aynı doğrultuda düzenleme yapan 66
ncı maddesini iptal etmiştir; gerekçe, Anayasanın 161, 87, 88 ve 89
uncu maddelerine aykırılıktır.
Durum bu olunca, söz konusu tasarının 60 ıncı maddesine verilen her
olumlu oyla, Anayasamızın 153 üncü maddesi ihlal edilmiş olacaktır;
çünkü, Anayasamızın 153 üncü maddesi, Anayasa Mahkemesi
kararlarının, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını,
gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağını bildirmektedir.
Değerli milletvekilleri, bu sözleri, benden önce pek çok değerli
milletvekili, tasarının çeşitli maddeleri hakkında söylediler. Anayasa
hukuku öğretim üyesi sıfatıyla, yıllarca, Anayasanın üstünlüğünü
öğrencilerine anlatmış birisi olarak ben de, bunları, Anayasada tanımı
yapılan üç erkten birinin, yasamanın çatısı altında dile getirmek
zorunda kalmak istemezdim; ama, ne yazık ki, şimdiye kadar, defaatle,
Sayın Bakanımız ve Komisyon, bu tür maddelerin Anayasaya aykırı
olduğunu kabul etmelerine rağmen, bunları geriye almadılar. Birkısım
milletvekilleri, olumlu oy vermek suretiyle, Anayasayı ihlal etmiş
oldular ve "Anayasa bir kere ihlal edilmiş olmakla bir şey olmaz"
zihniyetinin hâlâ bütün canlılığıyla varlığını koruduğunu kanıtladılar.
Daha acısı da, birkısım milletvekili arkadaşımız, hukukun ve
Anayasanın üstünlüğünü Anayasa Mahkemesinde kanıtlamanın
övüncünü kimseye bırakmak istemeyenler, bu kere, hukukun ve
Anayasanın üstünlüğünü savunmaktan vazgeçerek, salonu terkettiler.
(CHP ve RP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir hukuk devletinde Anayasa ya
vardır ve ona uyulur veya ona uyulmaz ve o devlet, artık, hukuk devleti
olma niteliğini sürdüremez. Anayasanın çıkarınıza uygun hükümlerini
hatırlayıp, çıkarınıza uymayanları görmezlikten gelemezsiniz. Partiniz
veya iktidarınız istedi diye, göreve başlarken Anayasaya uymak için
ettiğiniz yemini çiğneyemezsiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Ulusumuzun, size, bilerek ve isteyerek, Anayasayı çiğnemeniz için oy
vermediğini unutamazsınız.
Değerli milletvekilleri, yakın tarihimizde bunu yapmayı deneyenler
oldu; ama, adaleti, hakkı, hukuku ihmal ederek, Anayasayı çiğneyerek,
mülkü diledikleri gibi yöneteceklerini sanan iktidar sahipleri,
görmemezliğe gelmeye, ihmal etmeye çalıştıkları adaletin, hukukun ve
Anayasanın altında ezildiler.
Sayın milletvekilleri, sizleri bir kere daha, yakın geçmişi hatırlamaya
davet ediyor, hukukun üstünlüğü inancı doğrultusunda ve ettiğiniz
yemine sadık kalarak oy kullanacağınız umudu içerisinde saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Oya Araslı'ya teşekkür ediyorum.
Şimdi, sırasıyla, Sayın Algan Hacaloğlu ve Sayın Cevat Ayhan'a söz
vereceğim.
Sayın Algan Hacaloğlu, buradalar mı efendim?
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, vazgeçiyorum.
BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu vazgeçiyorlar.
Sayın Cevat Ayhan?..
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Grup adına konuşacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına Sayın Ayhan; buyurun. (RP
sıralarından alkışlar)
Sayın Ayhan, süreniz 10 dakikadır.
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, şahsen söz talebim de
vardı; başka konuşan yoksa, 5 dakikalık süremle birleştirebilir miyim?
BAŞKAN – Başka söz talepleri de var.
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Peki; teşekkür ederim.
BAŞKAN – Buyurun.
RP GRUBU ADINA CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan,
muhterem üyeler; bir haftadır devam eden bütçe müzakereleri, takdir
ediyorum, hepimizi yordu; ancak, biz, ona takaddüm eden üç hafta da,
Plan ve Bütçe Komisyonunda sabahlara kadar oturarak, değerli
arkadaşlarımızla, bu Bütçe Kanunu Tasarısının müzakeresini yaptık.
Burada söylediğimiz hususları orada dile getirdik; Anayasaya aykırılık
hususlarını tek tek dile getirdik; ama, ne hikmetse, tabiî, hep hukuku
arayan insanlar, bu Meclisin çatısı altına girince, iktidar olmanın
manyetik birtakım gücüne kapılıyorlar, gruplarının ve hükümetin
tesirine giriyorlar ve gerek Plan ve Bütçe Komisyonundan gerekse Genel
Kuruldan, Anayasaya aykırı maddeleri gayet rahatlıkla geçiriyorlar.
Muhterem arkadaşlar, o zaman, Anayasaya lüzum yoksa, gelin
birleşelim, çoğunluk sağlayalım "bu Anayasa mülgadır, Anayasayı
kaldırdık" diyelim; memleketi, aşiret düzeniyle idare edelim. Bu
Anayasa ne için yapılmış?.. (RP sıralarından alkışlar)
Rahmetli Ali Fuat Başgil Hocanın -ben, hukukçu değilim, mühendisim;
ama, Hoca'yı yakından tanımıştım, hapishanede de ziyaret ettim; 60
İhtilali öncesi de kendisini ziyaret ederdik. Türkiye'de hukuk ilmine,
fikir ve düşünce hürriyetine hizmeti olan bir insandı- "Demokrasi
Yolunda" adlı kitabında şöyle der: "Ey vatandaş, senin hukukun, idare
adamının ökçe çamuru değildir, üzerine basamaz." Çok basit, bir
avamın anlayacağı şekilde, çok güzel bir ifade, bir beyan bu. İdare
adamı kim; idarenin her kademesinde çalışan memurlar, amirler... Ama,
vatandaşın hukukunun üzerine, Meclis olarak biz basıyoruz.
Bakın, benden evvel konuşan çok değerli Oya Araslı Hanımefendi; hem
de anayasa hukuku okutmuş bir hanımefendi olarak, burada, gayet güzel
ifade ettiler. Yani, bu Anayasa lüzumsuzsa, toptan kaldıralım. Bu
memlekette, anayasa ihlali iddiasıyla bir başbakan asıldı, iki bakan
asıldı -Allah rahmet eylesin- sonra da, devlet olarak özür diledik; ama,
biz, açık açık ihlal ediyoruz; Anayasa Mahkemesi iptal etmiş; biz, bunu
çıkaracağız... Bunu, başka konularda da, devamlı yapıyoruz. Anayasa
Mahkemesi gereksizse -gücünüz varsa değiştirin Anayasayı- kaldırın;
ama, koyduğunuz düzene uyun; uymadığınız zaman zalim düzen
olursunuz.
Bakın, Peygamber Efendimizin bir sözü var; getirdiği düzen için diyor
ki: "Hırsızlık yapan, kızım Hazreti Fatıma olsa, elini keserim." Evet,
adalet bunu gerektirir; önce, buna riayetle mükellef olan biziz. Biz buna
riayet etmezsek -bütün Türkiye bizi takip ediyor; televizyondan değil
icraatımızı da takip ediyor- nasıl gider vatandaşa "ey vatandaş, vergi
kaçırma; ey vatandaş, kanunlara riayet et; ey vatandaş, yeşilde geç,
kırmızıda dur" deriz; vatandaş "sen, Anayasayı ihlal ediyorsun sayın
milletvekili, Meclis" diyecek. Buna hakkımız var mı; soruyorum ben
size...
Biz, Anayasaya aykırı maddelerin geçirilmesini engellemek için biraz
önce yoklama istedik; vazifemiz, Anayasaya riayet ederek yaptık bunu;
hukukumuzdur bu. Bazı arkadaşlarımız müteessir oldular, geldiler
dediler ki: "Efendim, yapmayın, sabaha kadar oturacağız; bize
işkencedir" Hayır, burada oturmak ibadettir; millet, bizi, burada oturmak
ve milleti adaletle idare edecek yönetimleri tesis etmek ve denetlemek
için seçmiş durumdadır.
Muhterem Bakanımız geldi; "evet bu maddeler Anayasaya aykırı.
Tamam, biz kanun teklifi getireceğiz bunları iptal için" dediler.
Getirecekseniz, şimdi iptal edelim; bunun mantığı yok ki... Anavatan
Partisi -biraz evvel arz ettim- daha önceki hükümetin bütçe kanuna
koyduğu bu maddeyle ilgili olarak 20 Ocak 1996'da Anayasa
Mahkemesine gitmiş; diğer maddelerle ilgili olarak 20 Ocak 1995'te
gitmiş ve haziranda Anayasa Mahkemesi iptalle ilgili kararını
açıklamış, gerekçeyi de 18 Nisanda açıkladı; işte, Resmî Gazete
burada. Ama ne oldu: Hükümet, Anayasaya aykırı olan o maddelerin,
malî hükümlerini 1995'in 1 ocağından 31 aralığına kadar çatır çatır
uyguladı, Anayasa Mahkemesi kararları makable şamil olmadığı için,
Hükümet, birtakım kuruluşlara zulmetti; vatandaşa zulmetti; belediye
gelirlerine el koydu. Müteakip maddeler var, orada da engelleyeceğiz;
onu söyleyeyim. Biz, bütçeyi engellemiyoruz, Anayasaya aykırı
maddeleri engelliyoruz, size yardım etmek istiyoruz. Buna hakkımız
yok muhterem arkadaşlar; kanun ya vardır ya yoktur. Onun için, önce,
kanuna riayetle bu Meclis, görevini yerine getirecek; riayet etmeyen
hükümeti de biz denetleyeceğiz. Nasıl denetleyeceğiz; Anayasaya aykırı
maddeleri burada çatır çatır değiştireceksiniz, geçireceksiniz; bu Meclis
neyi denetleyecek o zaman, hangi yolsuzluğu denetleyecek, hangi
hırsızlığı denetleyecek, hangi vatandaş soygununu denetleyecek!
Biz, geçen dönem, vergi kanunları görüşülürken burada sabahladık ve
dediklerimizin hepsi de çıktı; daha da batağa gidiyor memleket.
Milletvekili olarak, biz, bunun için mi yemin ettik, vatandaşa bunun için
mi söz verdik; evet, bizim vazifemiz, bunu hatırlatmaktır.
Bir Hadisi Şerif'te, yine, Peygamber Efendimiz buyuruyor "Kardeşinize,
mazlum da olsa, zalim de olsa yardım edin." Ashap soruyor "Ya
Resulallah, mazlumu anladık, yardım edelim; ama, zalime nasıl yardım
edeceğiz? Zalimin de zulmüne mani olun" diyor. Biz, size yardım etmek
için bu fiili yapıyoruz. (RP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Evet,
onun için, bundan geri adım atmanız lazım.
Hükümet, burada desin ki "Bu maddeyi çektim" veya oylarımızla biz bu
maddeyi reddedelim; bütçe kanunu derhal çıksın. Bizim, bütçe
kanununda bir engelimiz yoktur; ama, yaptığınız iş yanlıştır. Bile bile
Anayasaya aykırı bir uygulamanın içerisine girmek, bile bile o kararları
burada almaktan, bir milletvekili olarak, ben, utanıyorum. Bunu izah
etmem mümkün değil, siz de izah edemezsiniz.
Hepinizi hürmetle selamlarım. (RP sıralarından "Bravo" sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Cevat Ayhan'a
teşekkür ediyorum.
Kişisel söz alan Sayın Mustafa Ünaldı, buyurun efendim. (RP
sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 5 dakikadır.
MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; ben de 60 ıncı madde üzerinde
görüşlerimi sunmak üzere huzurlarınıza geldim; saygıyla
selamlıyorum.
Bu maddenin, aslında, iki türlü Anayasaya aykırılığı var; birincisi,
madde, varlığıyla Anayasaya aykırı -bunu, benden evvel konuşan
arkadaşlar dile getirdiler- daimî bir hüküm ihtiva ediyor, bütçe kanununa
girmemesi gereken bir madde halindedir, ondan dolayı Anayasaya
aykırıdır. Teferruata girmeden bu hususu atlamak istiyorum.
Diyelim ki, bütün bu aykırılıklara rağmen, Anayasa Mahkemesinin iptal
ettiği bir hüküm olduğunu bile bile bu maddeyi koyduk ve yürürlüğe
koyacağız; yürürlüğe konulduğu zamanda da daimî bir kanun bile olsa,
yine Anayasaya aykırı, neden aykırı; Anayasanın sosyal devlet ilkesine
aykırı. Yani, fakir-fukara öğrenci, üniversitede okumak istiyor, zaruret
içerisinde, maddî yardıma ihtiyacı var. Kredi veriyorsunuz; krediyi geri
alırken uyguladığınız esaslar, başka hiçbir yerde uygulamadığınız
esaslar halinde. Yani, sosyal devlet ilkesi, zaten bundan evvelki
maddelerde de var. Ben, Plan ve Bütçe Komisyonunda muhalefet
gerekçemde de izah ettim. Bundan evvelki birçok maddede de sosyal
devlet ilkesi gözardı edilmiş, yok sayılmış, unutulmuş; ama, burada,
fakir-fukara öğrencinin, tahsilini takiben aldığı krediyi ödeme
şartlarında nasıl bir zorluk getiriliyor: "Devlet İstatistik Enstitüsünün
toptan eşya fiyat endeksinde artışlar uygulanacak" deniliyor. Nerede
uyguluyorsunuz; bir örnek verin; başka nerede uyguluyorsunuz da,
fakirliğinden dolayı borç almak, kredi almak mecburiyetinde olan
öğrenciye uyguluyorsunuz?
AHMET UYANIK (Çankırı) – Ya hiç almayanlar ne oluyor, onların
hakkı yok mu?
MUSTAFA ÜNALDI (Devamla) – Onlara da vereceksiniz. Yani, bu
sizin anlayışınız "fakir öğrenci okumasın, fakir olan cahil kalsın;
ödeyemeyecekse kredi almasın" demektir.
SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Öyle bir şey yok.
MUSTAFA ÜNALDI (Devamla) – Ben bu anlayışa katılmıyorum.
Peki, memurlara maaş verirken niye böyle bir endeksi
uygulamıyorsunuz? Geçen sene maaşıyla ne alabiliyorduysa, bırakın,
bugün de verin. (RP sıralarından alkışlar) Bunu, hangi yerde
uyguluyorsunuz da borçlu öğrenciye uygulamak durumunda
kalıyorsunuz!
Aynı şey geriye alırken de... Zaten maddenin kendisinde Anayasaya
aykırılığı belli, daimî statüde olduğu belli; ama, hükümler
koyuyorsunuz "sürenin yarısı kadar sürede ödesin." Zaten fakr-u zaruret
içerisinde işbaşı yapmış; iş bulacağı belli değil; yani, mezun olunca iş
mi bulacak; her mezun olan kişiye iş bulabiliyor musunuz? Zor şartlarda
üniversiteden mezun olmuş, birtakım borçların altına girmiş; süreyi
kısaltarak geri almak istiyorsunuz. Şimdiye kadar tatbik edilenden farklı
bir usul, yeni bir metot ve getirdikleri uygulama kötü bir metot... Ben,
bunu vurgulamak istedim.
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Mustafa Ünaldı'ya teşekkür ediyorum.
YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, kişisel söz istiyorum.
BAŞKAN – Sayın Topçu, sizden önce Sayın Cevat Ayhan'ın da kişisel
söz talebi vardı...
YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Grup adına söz istiyorum.
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Ben feragat ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Ayhan, feragat ediyorlar; kişisel sözden sonra grup
adına konuşmalarına dönmüyoruz; kişisel konuşmak üzere buyurun
Sayın Topçu.
Konuşma süreniz 5 dakikadır.
YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Bütçe
Kanunu Tasarısı üzerindeki müzakereler sürüp giderken, Refah
Partisindeki değerli arkadaşlarımız, muhalefetin diğer partilerindeki
değerli arkadaşlarımız, bütçe kanunlarına konulmuş olan bazı
hükümlerin, Anayasa Mahkemesince, geçtiğimiz yıl iptal edilmesini öne
sürerek, bunların, burada tekrarının yanlış olduğunu anlatmaya
çalışıyorlar. Bu anlattıklarından, katıldıklarımız olabilir,
katılmadıklarımız olabilir. Benim söz almamın sebebi bu değil; ben
arkadaşlarımızın burada kullandıkları kelimelerden rahatsız olduğum
için söz istedim. İkinci defadır, Refah Partisi Grubuna mensup
arkadaşlarımız, çıkıp "Anayasa ihlallerinden dolayı bu memlekette,
idam edilenler oldu, asılanlar oldu" gibi veya "bizi, zalimin zulmüne âlet
mi ediyorsunuz" gibi fevkalade ağır, kabul edemeyeceğimiz, hele hele,
bir siyasetçinin, karşısındaki siyasetçilere ipi göstermesi gibi fevkalade
yakışıksız kelimeleri kullanmalarını hazmedemem.(ANAP ve DYP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Arkadaşlarımızı, biz dinliyoruz;
belki, kürsüye sık çıkmalarından dolayı söyleyecek söz bulamıyorlar;
bunu da kabul ediyoruz; ama, bu tür misallerle ya da önümüze konulan
bu tür yakışıksız sözlerle, Anayasaya aykırılık iddialarını
savunmalarını hazmetmemiz, kabul etmemiz doğru değil.
Arkadaşlarımızı, kendi içinde buludukları duruma, demokrasiye, insana
ve düşünceye saygı hudutları içerisinde hitap etmeye çağırmak için söz
aldım.
Saygı sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Yaşar Topçu'ya teşekkür ediyorum.
Komisyonun açıklaması var mı efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Evet.
BAŞKAN – Kürsüden mi yerinizden mi?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Kürsüden efendim.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilli
arkadaşlarım; Plan ve Bütçe Komisyonundaki çalışmaların ve oradaki
değerlendirmelerin de ışığında, burada söz alan değerli
konuşmacıların da görüşlerini dikkate alarak sizlere, huzurunuza
getirmiş olduğumuz Bütçe Kanunu metni konusunda ileri sürülen
Anayasaya aykırılık iddialarını dikkate alan kısa bir açıklama
yapmayı yararlı gördüm.
Çünkü, konuşmacıların buradaki değerlendirme ve meseleye
yaklaşımları, sanki, huzurunuza, Anayasaya aykırılığı büyük boyutlara
varmış ya da Anayasaya aykırı hususları hedeflemiş bir düzenlemenin
geldiği ve böyle bir düzenlemeyle, toplumun yararlarının ve hukukun
üstünlüğünün gözetilmediği biçiminde bir izlenim ve imaj verilmesi gibi
bir yanlış yaklaşım benimsenmiştir.
Değerli arkadaşlarım, Anayasamız gerçekten ne demektedir, oraya
kısaca değinmek istiyorum. Anayasamızın 161 inci maddesi, bütçe
kanununa bütçeyle ilgili olmayan hususlarda düzenleme
getirilemeyeceğini öngörmüştür.
Diğer taraftan, bütçe nedir, bütçenin içinde neler olabilire cevap
verebilecek Anayasa niteliğinde bir başka kanunumuz daha vardır; ona
da, hepinizin bildiği gibi, Muhasebei Umumiye Kanunu denir. O
Kanunun bütün hükümleri de, şu ana kadar, Anayasa Mahkemesince
herhangi bir iptal kararına mevzu olmamıştır.
Şimdi, Anayasamızın bu yaklaşımıyla, elbette, Genel Muhasebe
Kanununun bu hususlara ilişkin hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi
gereği vardır; çünkü, hiçbir mevzuatımızda, doğrudan doğruya bütçeyle
ilgili hususların ne olduğu konusunda, Anayasa Mahkemesince verilen
bazı kararların gerekçesinde ifade edilen hususların dışında, Yüce
Meclisimizce verilmiş bir açık düzenleme yoktur. Bu konuda, Genel
Muhasebe Kanununun 30 uncu maddesinde, bütçe kanununun ihtiva
edeceği hususlar matlabı altında şu ifadeye yer verilmektedir: "Bütçe
kanununda, gider ödeneklerinin toplamı yer alacaktır... -bütçe kanunu
tasarımızda bu vardır- Gelir tahminlerinin toplamı gösterilecektir... -bu
da vardır- Bütçe açığı varsa, ne suretle kapatılacağı hususu
açıklanmalıdır" bütçe kanunu tasarımızda bu da vardır; bunun
dışında, bir de, bütçe yılına ait bulunan ve o yılın gelir ve giderlerini
ilgilendiren düzenlemelere yer verileceği derpiş edilmiştir.
Benim maruzatım şudur: Burada, bütçe kanunu tasarısının hiçbir
maddesinde, Türk toplumunun ve kamunun zararına hiçbir düzenleme
mevzubahis değildir; sadece, kamu yönetimleri arasında, merkezî idare,
mahallî idareler ve kamunun mülkiyetinde ve yönetiminde olan kamu
kurumları arasındaki malî hususları düzenleyen ve o yılla sınırlı
olmak üzere hükümet programı ve yaklaşımlarıyla da uyumlu olan ve
Plan ve Bütçe Komisyonunda da uzun değerlendirmelerden sonra uygun
bulunan düzenlemeler huzurunuza getirilmiştir.
Diğer taraftan, kamu hizmetlerinin sürekliliği ilkesi gözetilerek, daha
önceki eleştirilere arz ettiğimiz açıklamalarımızda da değindiğimiz gibi,
bu konuyu temelinden çözecek, kökünden çözecek bir yasal düzenleme,
Hükümetimiz tarafından en kısa zamanda getirilmek üzeredir ve
Komisyonumuzdan da geçtikten sonra Yüksek Heyetinizin tensiplerine
sunulacaktır.
Bu itibarla, şuraya kadarki düzenlemelerde, belki şekli hukuk açısından
Anayasayla bağdaşmadığında tereddüt ettiğimiz hususlar gerçekten
olabilir; ama, amacı ve özü itibariyle Türk toplumunun yararlarını
gözetmeyen hiçbir maddeye Plan ve Bütçe Komisyonunda yer
verilmemiş ve huzurunuza getirilmemiştir. Şekli yönden de ağır
eksikliği olan hususlar, kimi milletvekillerimizin vermiş olduğu
önergelerle -daha önce tensiplerinizle- esasen düzeltilmiştir.
Bilgilerinize saygılarımla arz ederim. (ANAP ve DYP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanına teşekkür ediyorum.
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN – Efendim, bu madde üzerinde gruplar ve şahıslar adına
yapılan konuşmalar tamamlandı.
AHMET UYANIK (Çankırı) – Sayın Başkan, yeni usul mü icat
ediyorlar?
BAŞKAN – 60 ıncı madde üzerinde önergeler vardır, önce geliş
sırasına göre okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının 60 ıncı maddesinin birinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğinin yapılmasını
saygılarımla arz ederim.
Algan Hacaloğlu Ercan Karakaş Mustafa Yıldız
İstanbul İstanbul Erzincan
Bekir Kumbul Zeki Çakıroğlu
Antalya Muğla
Önerilen değişik metin:
"Madde 60.- (Fıkra Bir) : Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan
1996 malî yılı başından itibaren öğrenim kredisi alan öğrencilerin
borcu, öğrenim kredilerinin verildiği tarihten öğrenim süresi bitimine
kadar geçen süre için veya herhangi bir sebeple kredisinin kesildiği tarihe
kadar öğrenim kredisi olarak verilen miktarlara, Devlet İstatistik
Enstitüsünün toptan eşya fiyat endekslerindeki artışların yüzde 50'si
uygulanarak hesaplanacak miktarın ilave edilmesi suretiyle tespit edilir.
Ancak, ana borç üzerinde yapılacak ilave oranı yüzde 20'yi geçmez."
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanununun 60 ncı maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan "aldığı sürenin yarısı" ibaresinin "aldığı süre"
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Ünaldı Fethullah Erbaş Abdullah Gencer
Konya Van Konya
Abdulkadir Öncel Ersönmez Yarbay
Şanlıurfa Ankara
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanununun 60 ncı maddesinin birinci
fıkrasında yer alan "artışlar" ibaresinin "artışların yarısı kadar
ekleme" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sabri Tekir Mustafa Ünaldı Fethullah Erbaş
İzmir Konya Van
Cevat Ayhan Bahri Zengin
Sakarya İstanbul
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 60 ncı maddesi Anayasaya
aykırıdır. 60 ncı maddenin tasarı metninden çıkarılması hususunda
gereğini arz ederiz.
Fethullah Erbaş Mustafa Ünaldı Sabri Tekir
Van Konya İzmir
Osman Hazer Maliki Ejder Arvas Ali Oğuz
Afyon Van İstanbul
Osman Yumakoğulları Bahri Zengin Ersönmez Yarbay
İstanbul İstanbul Ankara
Mikail Korkmaz
Kırıkkale
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının "Kredi Borcunun Tespiti ve
Ödenmesi" başlıklı 60 ncı maddesinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle
metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Oya Araslı Nihat Matkap Önder Sav
İçel Hatay Ankara
Atila Sav Birgen Keleş Yahya Şimşek
Hatay İzmir Bursa
Zeki Çakıroğlu Haydar Oymak Mustafa Yıldız
Muğla Amasya Erzincan
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, son olarak bilgilerinize sunduğumuz
iki önerge aynı mahiyettedir; kanun tasarısı metninden belli bölümlerin
çıkarılmasını öngörmektedir.
Bu önergelere Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önergelere Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Her iki önergeyi, birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Şimdi, diğer önergeyi okutup, işleme koyuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının 60 ıncı maddesinin birinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğinin yapılmasını
saygılarımla arz ederim.
Algan
Hacaloğlu
İstanbul
ve
arkadaşları
Önerilen değişik metin :
Madde 60 (fıkra bir): Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan
1996 malî yılı başından itibaren öğrenim kredisi alan öğrencilerin
borcu, öğrenim kredilerinin verildiği tarihten, öğrenim süresi bitimine
kadar geçen süre için veya herhangi bir sebeple kredisinin kesildiği tarihe
kadar öğrenim kredisi olarak verilen miktarlar, Devlet İstatistik
Enstitüsünün toptan eşya fiyat endekslerindeki artışların yüzde 50'si
uygulanarak hesaplanacak, miktarın ilave edilmesi suretiyle tespit edilir;
ancak, anaborç üzerinde yapılacak ilave oranı, yüzde 20'yi aşamaz.
BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bütçe Kanununun 60 ıncı maddesini birinci
fıkrasında yer alan "artışlar" ibaresinin "artışların yarısı kadar
ekleme" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sabri Tekir
İzmir
ve arkadaşları
BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutup oylarınıza sunacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bütçe Kanununun 60 ıncı maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan "aldığı sürenin yarısı" ibaresinin "aldığı süre"
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz
Mustafa
Ünaldı
Konya
ve
arkadaşları
BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz...
BAŞKAN – Önergeye, Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Önergeyi kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
60 ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
61 inci maddeyi okutuyorum:
Yurt Dışı Eğitimi
MADDE 61. – 1996 Malî Yılında ilgili mevzuatları gereğince kamu
kurum ve kuruluşlarınca, yetiştirilmek maksadıyla lisansüstü (master,
doktora) eğitimi için yurt dışına gönderilecek öğrenci, araştırma
görevlisi ile kamu görevlilerinin sayıları, kurum ve kuruluş bütçelerine
bu amaç için konulan ödenek miktarını aşmayacak şekilde tespit edilir.
BAŞKAN – 61 inci maddenin görüşülmesine geçiyoruz.
Madde üzerinde söz istemleri vardır; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Sayın Algan Hacaloğlu; buyurun efendim.
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Vazgeçiyorum efendim.
BAŞKAN –Sayın Hacaloğlu vazgeçtiler.
Kişisel söz talebi olarak Sayın Cevat Ayhan...
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Vazgeçiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Ayhan vazgeçtiler.
61 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
62 nci maddeyi okutuyorum:
Yurt Dışı Eğitim Masraflarının Tahsili
MADDE 62. – İlgili kanunlarına göre; öğrenim yapmak, yetiştirilmek,
eğitilmek, bilgilerini artırmak, staj yapmak veya herhangi bir nedenle
geçici süreli görevlendirilmek suretiyle üç ay veya daha fazla süre ile yurt
dışına gönderilen kamu personeli yurt dışında bulundukları sürenin iki
katı kadar mecburî hizmetle yükümlüdür. Bu şekilde yurt dışına
gönderilecek personelden, örneği Maliye Bakanlığı tarafından
hazırlanmış "Yüklenme Senedi ile Muteber İmzalı Müteselsil Kefalet
Senedi" alınır.
Anılan personelin mecburî hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeden
veya tamamlamadan görevinden ayrılması, müstafî sayılması ya da bir
ceza sebebi ile görevine son verilmesi halinde, kendileri için
kurumlarınca fiilen döviz olarak yapılmış olan her türlü masraflar % 50
fazlası ile birlikte aynı döviz miktarı kadar ve aynı döviz cinsinden
borçlandırılır. Döviz borcu toplamından mecburî hizmetin tamamlanan
kısmı için hesaplanan miktar indirilir. Hesaplanan borç miktarı, ilgilinin
durumu ve ödettirilecek meblağ dikkate alınarak azamî beş yıla kadar
taksitlendirilebilir. Borç miktarı ilgili tarafından dövizle ödenir.
Ödemenin Türk lirası üzerinden yapılması durumunda, tahsilat
tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden ödemeler
dövize çevrilerek yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan döviz borcundan
mahsup edilir.
İlgilinin başarısızlığı veya kendi kusuru nedeniyle yurt dışından geri
çağrılması ya da verilen süreyi tamamlayıp başarısız olarak dönmesi
durumunda da, ilgili için fiilen döviz olarak yapılmış olan her türlü
masrafların tamamı % 50 fazlası ile birlikte aynı esaslara göre
ödettirilir.
Bu hükümler, ilgiliden alınacak "Yüklenme Senedi ile Muteber İmzalı
Müteselsil Kefalet Senedi"nde belirtilir. Bu maddenin uygulamasına
ilişkin esas ve usulleri belirlemeye, ortaya çıkacak tereddütleri
gidermeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemleri vardır; Refah Partisi Grubu
adına Sayın Cevat Ayhan. Şahsı adına Sayın Mustafa Ünaldı.
Refah Partisi Grubu adına Sayın Ayhan; buyurun efendim.
Konuşma süreniz 10 dakikadır.
RP GRUBU ADINA CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan,
muhterem üyeler; 1996 yılı bütçe kanunu tasarısının 62 nci maddesiyle
yurtdışı eğitim masraflarının tahsiliyle ilgili hususlar
düzenlenmektedir.
Prensip olarak arz ediyorum, yine, burada, yurtdışı eğitimi düzenleyen
mevzuata bütçe kanunuyla birtakım değişiklikler getirmişiz ve burada da
yurtdışı eğitimi gören kimselerin kendileri için sarf edilen, döviz olarak
sarf edilen meblağın yüzde 50 fazlasını geri alma hükmünü getirmişiz.
Bu yüzde 50 neye göre hesaplanmış; bir.
İkincisi, yine, Anayasanın ilgili maddesinde, 161 inci maddede, daha
önce de diğer maddeler vesilesiyle burada konuşuldu, Bütçe Kanununa,
sadece bütçeyle ilgili hükümler koyulur. Yurtdışına eğitime
gönderilecek olanlarla ilgili düzenlemelerin, kendi kanunlarında
yapılması lazım. Yani, bu sene, Bütçe kanununa yüzde 50 koydunu;;
seneye yüzde 80'e çıkarır birisi, öbür sene yüzde 10'a düşürür. Halbuki,
eğitim için dışarıya giden bir insan, burs alan, ki, üniversiteler içindir
bu; merî bir mevzuat var, o mevzuata göre gitmiştir. O mevzuatta,
bugüne kadar herhangi bir zamlı ödeme yoksa, dava açar, Anayasa
Mahkemesine gider ve bunu iptal ettirir; bir.
İkincisi, gene temel prensipten bütçe kanununa, sadece bütçeyle ilgili
hükümler koyulur. Bizim ısrar ettiğimiz nokta budur. Anayasa
Mahkemesinde iptallerin hep istinat ettiği husus budur. Daha önceki
bütçe kanunlarında, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen
kanunları, bile bile buraya getiriyoruz.
Bizim, çok kibar, Muhterem Komisyon Başkanımız da, burada "evet, bir
tarafta Anayasa varsa bir tarafta da 1050 sayılı Muhasebei Umumiye
Kanunu var, Anayasa mesabesinde" dedi. Türkiye'de bir tane mi Anayasa
var iki tane mi?!. Yani, kanunlar, Anayasaya mı uygun olacak,
Muhasebei Umumiye Kanununa mı uygun olacak!.. Muhasebeî
Umumiye Kanununda, Anayasaya aykırı hüküm varsa, dava konusu
olmamış ve iptal edilmemiştir, yarın, dava konusu olursa iptal edilir.
Bunun için, biz, neye uğrayacağız, ne bizi bağlar, sınır nedir, bunları
doğru koyup, bunlara riayet etmek lazım.
Getirecekleri tasarılar, Anayasada, ilgili hükümlerde değişiklik
yapmadığı takdirde, gene, aynı şekilde, Anayasa Mahkemesine gidecek
ve iptal edilecektir. Onun için, bu madde de, aynı şekilde, iptale gider.
Arz etmek istediğim birinci husus bu.
İkincisi, bu nispeti, böyle, bütçe kanununa,yüzde 50, yüzde 40, yüzde 80
şeklinde koymak da zulüm olur; yani, bu, devamlılık isteyen bir
mevzuattır. Ben, burs alır, giderim; doktora yaparım, mastır yaparım,
eğitim yaparım, gelirim; siz, o nispeti yükseltirsiniz, bana, zulmetmiş
olursunuz. Bizim arz etmek istediğimiz husus budur.
Teşekkür eder, hepinizi hürmetle selamlarım. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Cevat Ayhan'a
teşekkür ederim.
Sıra, kişisel söz talebinde bulunan Sayın Mustafa Ünaldı'da.
Buyurun Sayın Ünaldı.
Konuşma süreniz 5 dakika.
MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
62 nci maddeyle ilgili görüşlerimi arz etmek üzere söz aldım; saygılar
sunuyorum.
Burada da -biraz evvel belirtildi, bundan evvelki birçok maddede
belirtildi- Anayasaya aykırı hüküm var; çünkü, daimi bir hüküm
getiriyor; bütçe ile bağlı değil, yıl ile bağlı değil.
Ayrıca, kişisel borçlanmaları, bir esaret haline getirmek de yanlıştır;
hem döviz olarak borçlanmak hem de yüzde 50 fazlasıyla borçlanmak,
herhalde, yine, çok ağır bir hüküm taşımaktadır. Bundan dolayı, bu
hükümlerin, burada, bütçe kanunu içinde yer almasını, şahsen, doğru
bulmuyorum.
Bir başka hedefi daha var; bir başka yanlışı daha var. Yurtdışına
öğrenim yapmak veya eğitilmek üzere adam göndermek, ülkenin ihtiyacı
olan eğitilmiş insan potansiyelini artırmaya yöneliktir; hedef budur. Bu
hedefe yönelmek üzere göndermişiz, eğitimini tamamlamış gelmiş; ama
mecburi hizmetini tamamlamamış; hedef sapmış değil. Türkiye,
yapmış olduğu bu işlemle, eğitilmiş bir insan kazanmıştır; verilmiş
olan resmî görevi yapmasa da, Türkiye'nin içerisinde, görmüş olduğu
eğitimi ortaya koyacak, uygulayacak bir işlemi yapacaktır. Bundan
dolayı, bunu, büyük bir suçluymuş gibi telakki etmek, benim, eğitimle
alakalı görüşlerim yönünden ters bir işlemdir diye ifade etmek
istiyorum.
Ayrıca, biraz evvel çıkıp konuştuğumuz madde üzerine, Sayın
Komisyon Başkanımız buraya çıkıp, Anayasaya aykırılık
hükümlerinin ciddî manada olmadığını, ciddî manada bir Anayasaya
aykırılık görülmediğini değişik bir şekilde söyledi. Tabiî, burada
raporları okumuyoruz; okunmadığı için de, muhalefet şerhlerimiz
herkes tarafından incelenmiyor.
Bizim, Refah Partili üyeler olarak, Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunan
üyeler olarak, ciddî manada değerlendirmek suretiyle ortaya koyduğumuz
bir muhalefet şerhi de raporun içerisinde yer almaktadır. Burada, madde
madde sıraladığımız olaylar, Anayasaya aykırılığın çok ciddî
boyutlarda olduğunu göstermektedir.
Değerli arkadaşlarım, gecenin bu saatinde sizi çok fazla meşgul
etmemek için okumayacağım; ama, baştan beri, değişik maddelerde bu
Anayasaya aykırılık meselesini gündeme getirdik ve incelemenizi,
değerlendirmenizi istedik. Lütfen, elimizi vicdanımıza koyalım ve bu
doğru mu söyleniyor yanlış mı söyleniyor, Anayasaya aykırı olmasına
rağmen birtakım hükümler ülkede yürütülmeye mi çalışılıyor
meselesini değerlendirelim.
Bunun için de, elimizdeki tasarının 32 nci sayfasında yer alan, bizim
muhalefet şerhimizi ciddî olarak incelemenizi talep ediyor, saygılar
sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Mustafa Ünaldı'ya teşekkür ediyorum.
Şimdi, maddeyle ilgili önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa tasarısının 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında
yer alan "yüzde 50 fazlasıyla birlikte tahsil edilir" ibaresinin, madde
metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Fethullah Erbaş Maliki Ejder Arvas Sabri Tekir
Van Van İzmir
Mustafa Ünaldı Cevat Ayhan Yakup Budak
Konya Sakarya Adana
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa tasarısının 62 nci maddesinin üçüncü
fıkrasında yer alan "yüzde 50" ibaresinin "yüzde 10" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Fethullah Erbaş Maliki Ejder Arvas Mustafa Ünaldı
Van Van Konya
Sabri Tekir Yakup Budak
İzmir Adana
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 62 nci maddesi Anayasaya
aykırıdır. Bu tasarının 62 nci maddesinin metinden çıkarılmasını arz
ederiz.
Fethullah Erbaş Mustafa Ünaldı Cevat Ayhan
Van Konya Sakarya
Sabri Tekir Maliki Ejder Arvas
İzmir Van
BAŞKAN – Önergeleri aykırılık derecelerine göre tekrar okutup,
oylarınıza sunacağım.
Son önerge en aykırı önerge olduğu için, öncelikle oylamaya son
önergeden başlıyoruz.
Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, öngörülen, 62 nci maddede
getirilen yükümlülük, devlet kaynaklarıyla eğitime gönderilip de
gönderilme koşullarını yerine getirmeyen veya mecburî hizmetle
yükümlü olduğu halde, gelip, devletine hizmetten kaytaran insanların ne
şekilde işleme tabi tutulacağı konusunda, ilgili kanunda açıkça bir
düzenleme öngörülmediğinden, açıklık getirmek için konulmuş bir
maddedir. Bu nedenle, bu maddenin kaldırılmasına ilişkin önergeye
katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutup, oylarınıza sunacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa tasarısının 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında
yer alan "yüzde 50 fazlasıyla birlikte tahsil edilir" ibaresinin madde
metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Fethullah
Erbaş
Van
ve
arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?
PLAN ve BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun)–
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Sayın Hükümet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Önergeye, Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Sıradaki önergeyi okutup işleme koyacağım.
Buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa tasarısının 62 nci maddesinin üçüncü
fıkrasında yer alan "yüzde 50" ibaresinin "yüzde 10" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Fethullah
Erbaş
Van
ve
arkadaşları
BAŞKAN – Önergeye komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat)–
Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
62 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
63 üncü maddeyi okutuyorum:
Geçici Hizmet Karşılığı Yapılacak Ödemeler
MADDE 63. – Kurumlar;
a) Arızi nitelikteki işleriyle sınırlı kalmak koşuluyla, yıl içinde bir ayı
aşmayan sürelerle hizmet alımı yoluyla çalıştırılan kişilere yapılacak
ödemeleri,
b) Kısmî zamanlı hizmet satın alınan kişilere yapılacak ödemeleri,
c) 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanununun 25 inci maddesi
gereğince aday, çırak ve işletmelerde meslek eğitimi gören öğrencilere
yapılan ödemeleri,
d) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/C maddesi gereğince
sayım, propaganda, anket ve benzeri işlerde çalıştırılan geçici
personele yapılan ödemeleri,
Bütçelerin (101-02-1-085) "Geçici Hizmet Karşılığı Yapılacak
Ödemeler" faaliyetinde gösterilen 300 harcama kaleminden yaparlar. Bu
faaliyete bütçelerin başka tertiplerinden ödenek aktarılamaz; ödenek üstü
harcama yapılamaz.
Yukarıdaki hükümlere aykırı uygulamalardan ita amirleri, tahakkuk
memurları ve saymanlar ile bu kişileri çalıştıranlar sorumludurlar.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorun: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
64 üncü maddeyi okutuyorum:
Vakıf ve Derneklerin Denetimi
MADDE 64. – Kamu kurum ve kuruluşlarına üstlendikleri görevleri
yerine getirmede maddî katkı sağlayan vakıf ve derneklerin denetimi;
mevcut mevzuatları çerçevesinde tabi oldukları denetimin yanı sıra
bağlı veya ilgili kurum ve kuruluşlarca da yapılır.
Maliye Bakanlığı, gerekli gördüğünde bu vakıf ve dernekleri denetler,
malî tablolarını ve bilançolarını inceler.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
65 inci maddeyi okutuyorum:
3065 Sayılı Kanun Uyarınca Çalıştırılan Sözleşmeli Personel
MADDE 65. – 25.10.1984 tarih ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi
Kanununun geçici 5 inci maddesi uyarınca, sözleşmeli olarak
çalıştırılan geçici personelin istihdamına, aynı esas ve usullerle 1996
yılı sonuna kadar devam edilebilir. Bunların ücret ve yollukları Maliye
Bakanlığı bütçesinin personel ödenekleri tertibinden ödenir.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemleri bulunmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atila Sav; buyurun
efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Sav, konuşma süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ATİLA SAV (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; biraz önce 1996 Malî Yılı
Bütçe Kanunu Tasarısının 65 inci maddesi okundu.
Şimdi, izin verirseniz, 1995 Malî Yılı Bütçe Kanununun 55 inci
maddesini okuyacağım:
"25.10.1984 tarih ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun geçici
5 inci maddesi uyarınca, sözleşmeli olarak çalıştırılan geçici personelin
istihdamına, aynı esas ve usullerle 1995 yılı sonuna kadar devam
edilebilir. Bunların ücret ve yollukları Maliye Bakanlığı bütçesinin
personel ödenekleri tertibinden ödenir."
Bu maddeyi okuyuşumun nedeni; biraz önce, 48 inci maddeyle ilgili
açıklamalarımızdan sonra Sayın Maliye Bakanının, aslında 1995
yılındaki kanun hükmü ile 1996 yılının tasarısındaki hükmün
birbirinin aynı olmadığı yolundaki düzeltemesiydi. Şimdi, iki metnin
birbirinin aynı olduğundan hiç kimsenin kuşkusu yok. Yalnız "1995
yılı sonuna kadar" deyimi "1996" olarak değiştirilmiş.
Şimdi, bu maddeyle ilgili olarak, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının
bir fıkrasını okuyacağım: "1994 yılında süresi biten fonun
kullanılmasına ilişkin hizmetlerde görevlendirilen geçici personelin
görev süresi de bu sürenin sonunda bitmesine karşın, iptali istenen
maddeyle, bu kapsamdaki personelin, 1995 bütçe yılı sonuna kadar bir
yıl daha çalıştırılması konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmesi
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Yasasının değiştirilmesi sonucunu
doğurur. Bu nedenle, Anayasanın 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine
aykırı olan birinci tümcenin iptali gerekir." Yani, 1996 malî yılı bütçe
tasarısının 65 inci maddesinin de, bu nedenlerle Anayasaya aykırı
olduğunu ve -tabiî, iptali değil- yürürlüğe girmemesi gerektiğini, Anayasa
Mahkemesi kararı belirtmektedir.
İzninizle, bir madde daha -bir metin daha- okuyacağım: "Anayasa
Mahkemesinin kararları kesindir; iptal kararları, gerekçesi yazılmadan
açıklanamaz" dedikten sonra, son fıkrada "Anayasa Mahkemesi
kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve
yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar."
Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama organıdır. Yasama Organı
olarak, Anayasa Mahkemesinin bu kararı bizi de bağlar. Bizim
kaygımız, Anayasaya aykırı metinlerin Yasama Meclisinden geçmesi ve
kurallaşmasıdır. Bu kaygımızın temel nedeni de, milletvekili andı
içerken, hukukun üstünlüğüne bağlı kalacağımıza ilişkin verdiğimiz
sözdür. Biz, istiyoruz ki, hem kendimiz hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı
kalalım hem de üyesi bulunduğumuz Türkiye Büyük Millet Meclisini bu
ilkeye bağlı kalması için, yeri ve zamanı geldikçe uyaralım.
Sayın Başkan, deminki konuşmamda iki deyimi biraz sert bulduğunu
ifade etti. Elbette ki, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir üyesi olarak ve
Yasama Organına her zaman derin bir saygı duymuş olan bir kimse
olarak, Yasama Organını küçültmek ya da küçük düşürücü davranışta
bulunmak gibi bir amacımız olmamıştır; esasen, sözlerimizden de
böyle bir anlam çıktığını sanmıyorum; ama, kaygımız, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Anayasaya aykırı yasalar yapmasıdır; çünkü,
Anayasaya aykırı yasalar, bir yasama meclisinin yapmaması gereken
işlerdendir ve bunların çoğalması, bu tür yanılgıların çoğalması,
yasama meclisinin, görevini yeterince dikkatli yapmadığı yolunda bir
izlenim doğmasına yol açabilir. Bizim, buna yol açmamamız gerekiyor.
Bir meclis içerisinde, çoğunluk, hukuka bağlılık bakımından,
azınlıktakiler kadar dikkatli olmayabilir. O zaman, azınlığın görevi,
çoğunluğu, hukukun ilkelerine bağlı olmaya çağırmak ve o ilkeleri
kendilerine, zamanında duyurma görevini yapmaktır. Aksi takdirde,
ileride, bu yanlışlar, bu yanılgılar eleştirilirken, bu Parlamentoda,
hukuk ilkelerini, Anayasaya uygunluğunu gören, düşünen ve bu konuda
uyarma görevini yapan hiç mi kimse yoktu demesin bizden sonraki
kuşaklar, bizim çocuklarımız; kaygımız budur. Yüce Meclisin,
Anayasaya aykırı bir kuralı bile bile yasalaştırmasıdır. Dileğimiz,
biraz sonra okunacak bu maddenin, hiç değilse, Anayasaya aykırılığı
hiç tereddüt götürmeyecek kadar açık olan, Anayasa Mahkemesi
kararıyla Anayasaya aykırılığı belli olan bu maddenin metinden
çıkarılmasıdır; çünkü, gerçekten, 3065 sayılı Katma Değer Vergisinin
geçici 5 inci maddesi 1994 yılı sonunda yürürlükten kalkmıştır. Bu
madde iki yıl daha yürürlükte devam ettirilmek isteniyorsa, bir yasal
işlemle bu yapılır, bir bütçe kanunu hükmüyle bunun yapılmaması
gerekir.
Sürekli üzerinde durduğumuz husus şudur: 161 inci maddeyi, Anayasa
Mahkemesi, yıllardan beri, sürekli olarak, bir içtihat haline getirdi. Biz,
Türkiye Büyük Millet Meclisinden bütçe kanunları çıkarken, 161 inci
maddeye aykırı olarak, sürekli, kanunla yapılması gereken bazı
düzenlemeleri bütçenin içerisine koyarak çıkartıyoruz yahut, bu, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde böyle bir süreklilik haline gelmeye başladı.
Yanılgıda süreklilik, iyi bir şey değildir; bu konudaki uyarı görevimizi
yapıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin iyi görev yapmasını
istemek de, Türkiye Büyük Millet Meclisine duyulan saygının bir
belirtisidir.
Hepinize en derin saygılarımı sunuyorum, iyi akşamlar efendim. (CHP
ve DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Atila
Sav'a teşekkür ediyorum.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkan...
BAŞKAN – Yerinizden mi Sayın Bakan?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Kısa bir
açıklama yapacağım da.
BAŞKAN – Hükümet adına Sayın Maliye Bakanı açıklamada
bulunacaklar.
Buyurun Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; bu maddeyle ilgili uygulamanın en
geç 30 Hazirana kadar düzeltilerek, uygulama kabiliyeti kalmayacağını
ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Maddeyle ilgili bir önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 3065 sayılı Kanun uyarınca
çalıştırılan sözleşmeli personel başlıklı 65 inci maddesi Anayasaya
aykırı olduğundan, metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Önder Sav Nihat Matkap Oya Araslı
Ankara Hatay İçel
Mustafa Yıldız Birgen Keleş Atila Sav
Erzincan İzmir Hatay
Zeki Çakıroğlu Haydar Oymak
Muğla Amasya
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun)– Sayın Bakanın açıklamaları muvacehesinde,
katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Bir önerge daha vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan tasarının 65 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hayri Doğan Levent Mıstıkoğlu Abbas İnceayan
Antalya Hatay Bolu
Nabi Poyraz Ali Kemal Başaran
Ordu Trabzon
"25.10.1984 tarih ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun geçici
5 inci maddesi uyarınca, sözleşmeli olarak çalıştırılan geçici
personelden henüz kadroya geçirilmemiş olanlar, 30.6.1996 tarihine
kadar kadro alınmak ve bu kadrolara atanmak şartıyla, bu personelin
30.6.1996 tarihine kadar kadroya geçirilme işlemleri tamamlanır."
BAŞKAN – Bu önergede işleme almakta sıkıntı duyacağımız bazı
hususlar var.
İSMET SEZGİN (Aydın) – Alamazsınız zaten.
BAŞKAN – Önerge şarta bağlı olarak kaleme alınmış, "yani, kadrolar
alınabilirse" gibi. Bu tarzda bir yasal hak doğurmak mümkün değildir; ya
o şartı, önerge sahipleri düzeltsinler veya önergeyi işleme koymayalım.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSİYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, maksat, şart değil, bir
gerekliliğin yerine getirilmesidir. O nedenle yumuşatırız o ifadeyi;
buyurduğunuz şekilde yumuşatırız.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) – Yumuşatmayı açar mısınız?
BAŞKAN – Önergeye, Plan ve Bütçe Komisyonu katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılıyoruz
efendim.
BAŞKAN – Önergeye Hükümet ve Komisyon katılmaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) – Zabıtlara, yumuşatılmış şekliyle de
geçer misiniz efendim?
BAŞKAN – Şarta bağlı olmamak kaydıyla önergeyi oyladım efendim;
beyanda bulundum.
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
65 inci maddeyi, biraz önce kabul ettiğiniz önerge doğrultusunda
değişmiş şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 65 inci madde kabul edilmiştir.
66 ncı maddeyi okutuyorum:
MADDE 66. – Özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar dahil 233
sayılı Kamu İktisadî Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname hükümlerine tabi iktisadî devlet teşekkülleri, kamu iktisadî
kuruluşları, bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları, iştirakleri ile
büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri, bunlara ait
tüzelkişilerin veya bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzelkişiliğini
haiz kuruluşların, Devlete ait olan ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren borçlarına karşılık
olarak, mülkiyeti bu idarelere ait olan ve üzerinde herhangi bir takyidat
bulunmayan gayrimenkullerinden Maliye Bakanlığınca ihtiyaç
duyulanlar, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 13 üncü maddesine
göre oluşturulacak komisyon tarafından takdir edilecek değeri üzerinden,
borçlu kurumun da uygun görüşü alınarak, bütçenin gelir ve gider
hesapları ile ilgilendirilmeksizin Maliye Bakanlığınca satın alınabilir.
Bu idarelerin satın alınan gayrimenkullerinin tapu işlemlerine esas olan
ve yukarıda belirtilen şekilde belirlenen değeri miktarındaki Devlete ait
olan ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun kapsamına giren borçları terkin edilir.
BAŞKAN – 66 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
67 inci maddeyi okutuyorum:
İl Özel İdarelerince Gerçekleştirilen Yatırımlar
MADDE 67. – İllerin ulaşım, sanayi, tarım, köy hizmetleri ve benzeri
işlerinin mahallî düzeyde gerçekleştirilmesi amacıyla il özel idarelerinin
programında olan projeler ile Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile yıl
içinde yatırım programına dahil edilen projelerin bedelleri, münhasıran
belirtilen projelerde valinin yetki ve sorumluluğunda kullanılmak üzere
Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-02-3-301-900) tertibinden il özel
idarelerine ödenir.
Belirtilen projelerin yürütülmesi ile ilgili etüt, keşif ve kontrollük
hizmetleri proje ile bağlantılı Bakanlık ve Genel Müdürlüğün il
teşkilatlarınca yerine getirilir. İhale veya emanet suretiyle yaptırılması
ve bedellerinin ödenmesi ise il özel idarelerince valinin onayı ile
gerçekleştirilir.
Bu şekilde yürütülen projeler için gerekli olan iş makineleri valinin talebi
halinde ilgili yatırımcı kuruluşlarca sağlanır. Kamu kurum ve
kuruluşlarından sağlanan iş makineleri için bu projelerde
kullanıldıkları sürece hiçbir bedel ödenmez.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Madde üzerinde bir önerge var, okutup, işleme koyacağım.
MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş) –Oylamaya geçildi efendim...
BAŞKAN – Oylamaya geçmeden önce, önerge Başkanlığa ulaşmış
efendim.
Buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 67 nci maddesinin üçüncü
fıkrasının, aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğini
saygılarımızla arz ederiz.

Algan Hacaloğlu Ercan Karakaş Mustafa Yıldız
İstanbul İstanbul Erzincan
Zeki Çakıroğlu Bekir Kumbul
Muğla Antalya
Önerilen metin:
Madde 67.– (üçüncü fıkra) Bu şekilde yürütülen projeler için, gerekli
olan iş makineleri, valinin talebi halinde, kendi sorumlu olduğu faaliyet
programlarını aksatmamaları kaydıyla, maliyet fiyatları üzerinden
yatırımcı kuruluşlara sağlanır.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun)–Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmıyor.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
67 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
68 inci maddeyi okutuyorum:
Uygulanmayacak Hükümler
MADDE 68. – a) (1) 9.6.1958 tarihli ve 7126 sayılı Sivil Müdafaa
Kanununun 21.10.1960 tarih ve 107 sayılı Kanunla değişik 37 nci
maddesinin (a) bendi,
(2) 6831 sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine
ve Bu Kanuna Üç Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair
20.6.1973 tarih ve 1744 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesinin (d) bendi,
(3) 18.2.1963 tarih ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun
17 nci maddesinin Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonuna pay verilmesine
ilişkin,
Hükümleri, 1996 Bütçe yılında, bu Kanuna bağlı (A) işaretli cetvelinin
ilgili tertiplerine konulmuş ödenek tutarları düzeyinde uygulanır.
b) (1) 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz
Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun uyarınca
aylık ödemelerine esas alınan gösterge rakamı 1996 yılında (350)
olarak uygulanır.
(2) 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatanî Hizmet
Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun uyarınca aylık
ödemelerine esas alınan gösterge rakamı 1996 yılında (2000) olarak
uygulanır.
(3) 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibi Hakkında Kanunun 60
ıncı maddesinin (6) ncı bendinin (a/1) alt bendinde yer alan ikramiye
oranları 1996 Malî Yılında sırasıyla (yüzde on) ve (yüzde doksan)
olarak uygulanır.
c) 2.2.1981 tarih ve 2380 sayılı Kanunun 4.12.1985 tarih ve 3239 sayılı
Kanunla değişik 1 inci maddesi uyarınca belediyelere ve il özel
idarelerine genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden
ayrılacak payların hesaplanmasında ve dağıtımında, aynı Kanunun
3239 sayılı Kanunun 131 inci maddesi ile değişik geçici 3 üncü
maddesinde 1986 yılı için tespit edilen nispetlerin uygulanmasına 1996
yılında da devam olunur.
d) 2.2.1981 tarih ve 2380 sayılı Belediyelere ve İl Özel İdarelerine
Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun
"Payların Hesaplanması ve Dağıtımı" başlıklı değişik 1 inci
maddesinin dağıtıma ilişkin esasları 1996 yılında uygulanmaz. Bunun
yerine söz konusu madde uyarınca 1996 yılında ayrılacak payların
belediyelere dağıtımı, belediyelere dağıtılacak payın 9/10'u
belediyelerin nüfuslarına göre, bakiyesi belediyelerin nüfusları,
kalkınmışlık dereceleri, malî kaynakları ve turistik durumları göz
önünde bulundurularak İçişleri, Maliye ve Bayındırlık ve İskân
Bakanlıklarınca birlikte tespit edilecek ve Başbakanlıkça uygun
görülecek esas ve usuller çerçevesinde yapılır.
e) 24.3.1988 tarih ve 3418 sayılı Kanunun 18.5.1989 tarih ve 3558
sayılı Kanunla değişik 39 uncu maddesinin (a) bendinin, Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğü ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
Genel Müdürlüğüne ayrılan % 16'lık payın bölüşüm ve ödenek kaydına
ilişkin hükmü; "Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne ayrılan % 16'lık pay,
Başbakanın onayı ile bu kuruluşlar arasında paylaştırılır. Bu paylar bir
yandan ilgili Katma Bütçeli Kuruluşların (B) işaretli cetvellerine özel
gelir, diğer yandan aynı kuruluşların bütçelerinde mevcut veya yeniden
açılacak özel tertiplere ödenek kaydedilir. Bu ödeneklerden yılı içinde
harcanmayan miktarlar ertesi yıl bütçelerine devren gelir ve ödenek
kaydolunur." şeklinde uygulanır.
f) (1) 29.8.1977 tarih ve 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik
Kanununun 2 nci maddesi,
(2) Uluslararası kurumlarca, yabancı ülkelerin kredi kuruluşlarınca ve
diğer her türlü dış kaynaklarca kamu kurumlarına, yatırım bankalarına
ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına Hazine tarafından garanti
edilenler de dahil olmak üzere verilecek krediler ve bu kredilerin söz
konusu kuruluşlara geri ödenmesi dolayısıyla düzenlenecek kâğıtlar için
1.7.1964 tarih ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu,
(3) 9.5.1985 tarih ve 3202 sayılı Kanunun 45 inci maddesinin birinci
bendi,
(4) 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanunun 35 inci maddesinin son fıkrası,
(5) 3.7.1968 tarih ve 1053 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin 2 nci
fıkrası ile aynı Kanunun 3 üncü maddesi,
(6) 10.2.1954 tarih ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 27 nci
maddesine bağlı (1) sayılı cetvelin "Açıklama" bölümünün 1 inci bendi
(kimlerin ve hangi hallerde uçakla seyahat edebileceği konusundaki esas
ve usuller Maliye Bakanlığınca belirlenir.),
(7) Genel Bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idareler bütçelerinden
kamu iktisadî teşebbüslerine yapılacak "İktisadî Transferler ve
Yardımlar Hakkında" 8.6.1959 tarihli ve 7338 sayılı Kanun hükümleri,
g) 23.5.1928 tarih ve 1322 sayılı Kanunların ve Nizamnamelerin Sureti
Neşir ve İlanı ve Meriyet Tarihi Hakkında Kanunun 7 nci maddesi,
h) 1996 Malî Yılı başından itibaren öğrenim kredisi almaya başlayacak
öğrenciler için 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu
Kanununun 15 inci maddesinin 1 inci fıkrası ile 16 ncı maddesinin 1, 2
ve 3 üncü fıkraları ve 18 inci maddesi,
i) 9.11.1983 tarihli ve 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununun 6 ncı
maddesi,
j) 3320 sayılı Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut
Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi,
1996 Malî Yılında uygulanmaz.
BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemleri bulunmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atila Sav; buyurun
efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Sav, konuşma süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ATİLA SAV (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, Yüce Meclisin sayın üyeleri; 68 inci madde, 1995 Malî
Yılı Bütçe Kanununun 72 nci maddesine paralel olarak düzenlenmiştir.
Bu madde, çeşitli kanunlarda yer alan türlü hükümlerin, önümüzdeki
malî yıl içerisinde uygulanmayacağını öngörmektedir. 1995 Malî Yılı
Bütçe Kanunu Tasarısındaki 72 nci madde, iptal davası konusu olmuş
ve sanıyorum 23 fıkra iptal edilmiştir. Bunlardan önemli bir kısmı, yeni
tasarıda yer almıyor; yalnız, 6 tanesi yine bu tasarıda da var. Bunlar,
maddenin b/3 bendinde yer alan, Kaçakçılığın Men ve Takibi Hakkında
Yasanın 60 ıncı maddesinin altıncı bendiyle ilgili hükümdür. İkincisi,
(c) bendinde yer alan 3239 sayılı Kanunla değiştirilen 2380 sayılı
Kanunun 1 inci maddesi uyarınca, belediyelere ve il özel idarelerine
ayrılacak payların hesaplanması ve dağıtımına İlişkin esaslardır.
Üçüncüsü, yine aynı yasa uyarınca yapılacak dağıtımın
belirlenmesinde Başbakanlığa yetki veren (d) bendi hükmüdür.
Dördüncüsü, maddenin f/1 bendinde yer alan, 2108 sayılı Muhtar
Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasının 2 nci maddesinin
uygulanmasıdır. Beşincisi, f/6 bendinde yer alan, 6245 sayılı Harcırah
Kanununun 27 nci maddesiyle ilgili düzenlemedir. Altıncısı ise, (h)
bendinde yer alan 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu
Kanununun 15, 16 ve 18 inci maddeleriyle ilgili düzenlemelerdir.
Bu düzenlemeler, Anayasa Mahkemesince, aynı ilkelere uygun olarak,
Anayasaya aykırı bulunmuştur, aynı ilkelere uygun olarak, yani, 87, 88,
89 ve 161 inci maddelerine aykırı olarak. "Yasalarda, ancak yasayla
yapılabilecek değişikliklerin, bütçe kanunuyla yapılması, Anayasaya
aykırıdır" düşüncesiyle yüksek mahkeme karar vermiş. Bu yanlışın
düzeltilmesi için Yüksek Başkanlığa önerge sunduk.
Önergemizin kabulünü diliyor, saygılar sunuyorum efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Atila
Sav'a teşekkür ediyorum.
Gruplar adına ikinci söz talebi, Refah Partisinden geldi.
Refah Partisi Grubu adına, Sayın Temel Karamollaoğlu; buyurun
efendim. (RP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır.
RP GRUBU ADINA TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Kıymetli arkadaşlar, gecenin bu geç vaktinde sizleri biraz
uğraştırıyoruz; ama, bazı konularda, bir noktada ittifak sağlama
mecburiyetimiz var. "Çoğunluğa bağlı olarak getirilen her şey geçer, şu
anda çoğunluğa dahil olmayanların sözleri hiç dinlenmez" mantığı,
hakikaten bu Meclisin çalışmasına uygun değil, verimli olmasına uygun
değil.
Şimdi, birtakım görüşmeler yapılıyor; ancak, şunu belirtmek istiyorum:
Bakın, Anayasa Mahkemesine... Ben, sadece, bir noktayı belirtmek için
söyleyeceğim; bilhassa bu madde için; çünkü, bu madde enteresan bir
madde... "Uygulanmayacak Hükümler" yani, madde, başta, kanunlarla
konulan; ama, bütçe tarafından, bütçeyle "uygulanmaması
kararlaştırılan hükümler" diye geliyor; yani, maddenin getiriliş tarzı,
zaten, baştan, Anayasaya uygun değil, bile bile çiğneniyor manasına.
Bakın, Anayasa Mahkemesi kararı; 18 Nisan 1996 tarihli Resmî
Gazetede yayımlanmış. Anayasa Mahkemesi Başkanlığına iptal
davasını açan, Anamuhalefetteki Anavatan Partisi Türkiye Büyük Millet
Meclisi Grubu adına Grup Başkanı Sayın Mesut Yılmaz. Koskoca şu
kadar sayfa, teker teker, hangi maddelerin Anayasaya aykırı olduğunu
belirterek iptalini söylüyor. Şimdi, biz, yeniden aynı maddeleri
getirdiğimiz zaman, hakikaten, bu Mecliste nasıl çalışacağımızı
şaşırıyoruz. Neyi nasıl iddia edeceğiz, hangi konuda ne getireceğiz,
bunu neye dayanarak söyleyeceğiz, karşımıza da hangi gerekçelerle
çıkılacak?..
Benim burada anlamakta zorluk çektiğim husus şudur: Bugün, Sayın
Başbakanın kendi imzasıyla iptal ettirdiği maddeleri, aynen, tam tersine,
kendi partisinin mensuplarının oyuyla ibka ediyoruz, yeniden
onaylıyoruz; işte, bunu anlamak mümkün değil. O zaman, biz, sizinle,
buradaki arkadaşlarımızla oturup bir meseleyi konuşurken neye
dayanarak konuşacağız?!.
Muhterem arkadaşlarım, emin olun, bazı konularda sıkıntı duyuyoruz.
Biz, şurada bulunan bütün arkadaşlarımızla tek tek oturup
görüştüğümüz zaman, prensip noktasında anlaşamayacağımız hususlar
olabilir. Yani, prensipte, bu işi ben kabul etmiyorum diyebiliriz; iki üç
tane farklı görüş meydana gelebilir. Bu görüşlerde hepimiz kendi
görüşümüzde direnebiliriz. Zaten, bu da, demokrasinin temeli; ama, dün,
"kesin olarak doğrudur" dediğimize, bugün, "çıkar, kesin olarak
yanlıştır" dersek, o zaman, müzakerenin temeli ortadan kalkar. (RP
sıralarından alkışlar) Çektiğimiz sıkıntı bundan. Yoksa, şu madde
geçmiş, bu madde geçmemiş...
Yarın, ister istemez, Anayasa Mahkemesine biz de müracaat edeceğiz.
Belki de aynı gerekçeleri, başka bir gerekçe getirmeye ihtiyaç duymadan,
Sayın Mesut Yılmaz'ın gerekçelerini alacağız, altına bir de imza
atacağız, Anayasa Mahkemesine vereceğiz, Anayasa Mahkemesi de,
kolaylıkla karar verecek. Neden; çünkü, kendisinin iptal ettiği
kararlardır, üzerinde uzun uzun durmaya gerek yok.
SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Mesut Beye teşekkür ederiz...
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Elbette, Sayın Mesut
Yılmaz'a, bu gerekçeleri hazırladığı için teşekkür de ederiz; ama, bu,
bizim çalışmamıza güçlük getiriyor. Bu Mecliste meselelerin
müzakeresinin bir noktaya gelmeyeceğini... Biz buraya girerken, bütün
inisiyatifimizi kuliste bırakıyoruz, âdeta, böyle, kafamız köşeli
giriyoruz... O zaman, müzakere mantığı ortadan kalkıyor.
Muhterem arkadaşlarım, biraz önce bir madde getirildi, işi uzatmayalım
diye üzerinde söz almadık. Bu, 66 ncı maddeydi; büyükşehir
belediyeleri ve belediyelerle ilgili olarak, devletin alacağı varsa,
belediyelerin de malı varsa, takas edilebileceği hususunu içeriyordu.
Aslında, bu, bu bütçe kanununa konulmamalı. Biz, bunu istiyoruz,
şundan dolayı istiyoruz: Sadece Maliye Bakanlığıyla alakalı değil,
SSK'yla da ilgili, başka bakanlıklara borç varsa onlarla da ilgili.. Oturup,
belediyenin borçları takas edilebilsin. "Takas" dediğimiz zaman, burada,
buna karşı çıkılıyor. Üstelik, hakikaten, belediyelerle ilgili birtakım
haksızlıklar var, belediyelerin alacakları var -biraz önce suyla,
doğalgazla ilgili bir şeyler getirildi- belediyelerin alacakları 40 milyar,
50 milyar...
BAŞKAN – Sayın Karamollaoğlu, 68 inci maddeyle ilgili söz aldınız
efendim. Gecenin bu saatinde geriye dönüş yapmayalım. Lütfen...
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Elbette.
Sayın Başkanım, burada belirtmek istediğim husus şu: 68 inci maddenin
içerisinde sıralanan bütün maddeler, borç takaslarını da alıyor, bazı
meseleleri de içine alıyor, çok geniş bir kapsamı var. Ancak, biz,
kanunlarla çözmemiz icap eden hususları, burada hiç müzakere etmeden,
bir maddeyle geçiştirmeyelim demek istiyorum.
Burada "şu maddeler uygulanmaz" diyor; o zaman, o kanunları
değiştirelim; bu, çok daha basit, çok daha tutarlı, çok daha mantıklı bir
yol olur.
KORKUT ÖZAL (İstanbul) – O bir senede olmaz; ama, burada, bir
dakikada oluyor.
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Burada bir dakikada oluyor;
ama, o zaman da, maalesef, tutarlı olmuyor, Anayasaya aykırı oluyor ve
arkasından da bunlar iptal ediliyor. O zaman, kanunlar, maalesef,
bilhassa kanunları icra etmekle mükellef olan hükümet tarafından, âdeta,
çiğnenmiş oluyor. Söylemek istediğimiz husus bundan ibaret...
Tabiî, bu noktaya geldik, yapacağımız başka bir şey yok; ancak, şahsen
kendim için de tekrar tekrar söylüyorum; biz, bu Mecliste bulunan
arkadaşlarımızla, hakikaten, makul olan noktalarda bir araya
gelebilmeliyiz. Çok basit konularda bir araya gelemezsek... Buraya bir
kanun geldi; kılına dokundurtmadan, biz, bunu geçirir gideriz buradan.
Neden; çoğunluğumuz var, bazımız da çekinser. Tamam işte,
çekinserler dışarı çıkacak -bundan sonra tabir de değişiyor "çekimser"
hale geliyor- işte, lehte oy verenler, aleyhte oy verenler, iş bitti... O
zaman, hakikaten, müzakerenin mantığı kalmıyor.
Ben, gecenin bu geç saatinde, bu konuların, bundan sonraki
çalışmalarımızda, arkadaşlarımız tarafından göz önüne alınacağını
ümit ediyorum ve hakikaten, ülkemizin yararına, gerektiğinde elbirliğiyle
karar vermemizin zamanının geldiğine inanıyorum. Aksi takdirde,
hepimizin üzüldüğü birçok hadiseler meydana geliyor; kanunlar iptal
ediliyor, boşluklar doğuyor ve Türkiye'de, vatandaş -biraz önce
arkadaşımız da belirtti- hakikaten "ben kırmızı ışıkta niye
duracağım" diyor; o da haklı..
Ben, bütün bunlara rağmen, ümit ediyorum ki, bundan sonraki
çalışmalarımızda, kanunlara daha riayetkâr oluruz ve bu Meclis,
ülkemizin içerisinde bulunduğu problemleri çözerken, dar çerçevelerden
hareket ederek değil, geniş bir ufukla meseleleri ele alan ve sadece, dar
bir mantıkla hareket etmeden, problemleri çözen yaklaşımları sergiler
diyor, kıymetli üyelere, Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (RP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Temel
Karamollaoğlu'na teşekkür ediyorum.
Şimdi, sıra, kişisel söz istemlerine geldi.
Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan; buyurun efendim. (RP
sıralarından alkışlar, DYP sıralarından "Vazgeç" sesleri)
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Hayır, ben ders vereceğim, siz de dinleyin
bakalım...
NABİ POYRAZ ( Ordu) – Şu saatte mi?!.
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Size, bu dönem epey ders vereceğiz;
çünkü, dersinizi çalışmadan geliyorsunuz buraya.
NABİ POYRAZ (Ordu) – Sabah namazını bekleriz artık!..
BAŞKAN – Sayın Ayhan, Genel Kurula hitaben konuşacaksınız; kürsü
sizi bekliyor.
Süreniz 5 dakika; buyurun efendim.
CEVAT AYHAN (Sakarya) – Onlar söz attığı için cevap verdim;
teşekkür ederim Başkan.
Muhterem Başkan, muhterem üyeler; bakın, bu 68 inci maddede -
arkadaşlar söylediler, ben tekrar etmeyeceğim- bütçe kanununa
getirmişiz "Uygulanmaz... Uygulanmaz... Uygulanır..." diye, daimilik arz
eden birçok kanunda değişiklik yapmışız. Şimdi, 18 Nisan 1996'da
çıkan Anayasa Mahkemesi kararı önümde. Bakın, burada, belediye
gelirleriyle ilgili, 1918 sayılı kaçakçılıkla ilgili kanunların
uygulanmamasına dair ve muhtar harçlarına el konulmasına dair, bu
bütçeye getirilen hükümler, daha önce de getirilmiş. 1991 Malî Yılı
Bütçe Kanununa getirilmiş 66 ncı madde olarak, Anayasa Mahkemesi
iptal etmiş. 1995 bütçe kanununa getirilmiş; Anayasa Mahkemesi iptal
etmiş bu kararla ve bu iptali yaparken de, Anayasa Mahkemesi "İptal
edilen kurala -1991'de- 1995 Malî Yılı Bütçe Yasasında yer verilmesi,
Anayasanın 153 üncü maddesine aykırılık oluşturduğundan, tekrar iptal
edilmiştir" diyor. Anayasa 153 ne diyor; Anayasa 153'ün son fıkrasını
okuyorum -uzun uzun, önceki diğer fıkralarda, Anayasa Mahkemesinin
kararlarıyla ilgili uygulamayı tarif etmiş- son fıkrada diyor ki "Anayasa
Mahkemesi kararları, Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama,
yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel
kişileri bağlar." Anayasa Mahkemesi, 1991'de iptal etmiş, 1995'te iptal
etmiş, siz, tekrar, getirip bunu koyuyorsunuz; bu, bir Anayasa suçudur;
bunu yapanların yeri de Yüce Divandır. (RP sıralarından alkışlar)
Bizim söylediğimiz budur. Burada bir yanlış var mı? Kalkın, cevap
verin buna. Yani, bu, kanunlara uygun bir eşkıyalıktır... Hem
Anayasaya karşı geleceksiniz, hem belediyelere, muhtarlara verilmiş
olan birtakım hakları gasp edeceksiniz!.. Bunun başka tarifi var mı?..
Bu, zulüm değil mi?.. Biz "zulüm" deyince bazı arkadaşlar üzülüyorlar.
Evet, kanunlara uygun olarak zulüm yapıyorsunuz.
Muhterem arkadaşlar, bunu tarif etmek mümkün değil. Biz, kendi
kendimizi çökertiyoruz. Meclisin itibarı, Meclisteki insanların itibarına
bağlıdır. şeref ül mekân bi limekân; yani, bir makamın şerefi, bir
kurumun şerefi, o kurumu yöneten insanların, o kurumu temsil eden
insanların şerefiyle mütenasiptir. Evet, Türkiye Büyük Millet Meclisi,
İstiklal Harbini yapmış, millet iradesinin tecelli ettiği bir yerdir; ama,
biz, o iradeyi, o şerefi taşıyamıyorsak, o eksiklik bizim
şahıslarımızdadır. Gelin, bu nakiseyi, bu Meclise, bu Meclisi temsil
eden insanlar olarak, milletvekilleri olarak şahıslarımıza sürmeyelim;
onu, üzerimize almayalım. Anayasaya aykırı olan bu hükümleri burada
reddedelim. Meclisin milletvekillerinin iradesinin bu istikâmette tecelli
etmesi lazım; komisyonda da böyle olması lazım, Genel Kurulda da
böyle olması lazım... Milletvekili, ne genel merkezin ne partinin, ne
hükümetin kölesi değildir; hür iradesiyle buraya geliyor, milleti temsil
ediyor. (RP sıralarından alkışlar)
Biz, Anayasaya aykırı hükümlere karşı bu şekilde boynumuzu eğer
geçirirsek; milleti ezen kanunlara, hükümet uygulamalarına, vergilerine,
bir sürü zulme nasıl karşı çıkacağız? Milleti biz temsil etmezsek ne
olur o zaman; müessese toptan çöker. Bizim arz etmek istediğimiz budur.
Hepinizi hürmetle selamlarım. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan'a teşekkür
ediyorum.
Sayın Ayhan'ın da maksadını aşan birtakım ifadeleri olduğu Genel
Kurulun dikkatine gelmiştir zannediyorum. Türkiye Büyük Millet
Meclisinin çıkardığı hiçbir yasayla zulüm yapılmaz. Türkiye Büyük
Millet Meclisinin çıkardığı kanunlarda Anayasaya aykırılık olursa,
Anayasa Mahkemesi, zaten onu iptal eder. Sonuç itibariyle, Türkiye
Cumhuriyetinde hukuka aykırı hiçbir yasa hayatta kalamaz.
Ayrıca, Meclisin bazı Anayasa hükümlerini, bazı zorunluluklar
karşısındaki yorumlamasından dolayı Yüce Divanlık bir suç teşekkül
etmez. Anayasa Mahkemesinin bulunduğu yasama çalışmalarında,
Anayasa Mahkemesinin bulunduğu sistemlerde bunun müeyyidesi yine
Anayasayla gösterilmiştir. Yani, amacı aşan ve Anayasamızdaki
gerçeğin hudutlarını zorlayan beyanların bu çalışmalara önemli bir
katkısı olmayacağı gerçeğini Sayın Ayhan'ın da aklında
bulundurmasında yarar var.
Şimdi, kişisel söz taleplerinden sonuncusu olarak, Gaziantep Milletvekili
Sayın Kahraman Emmioğlu'nda sıra, buyurun Sayın Emmioğlu. (RP
sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 5 dakikadır.
KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; ben, anayasacı olmadığım için anayasa
mevzuuna girmeyeceğim; ama, merak ettiğim bazı hususlar var. Geçen
dört senelik devrede, Cumhuriyet Halk Partisi, iktidarın ortağıydı ve bu
kanunlar, o devrede de geçerli oldu; onda ne yaptılar, merak ediyorum
doğrusu. O zaman meseleyi halletselerdi şimdi, meselemiz
kalmayacaktı; ama, görüyorum ki, hâlâ mesele müzakere edilip gidiyor.
Bir esas noktada konsensüsün teşekkül ettiğine inanıyorum; ama,
devamlı şekilde, önümüze, böyle maddeler geldiği zaman da, inkisara
uğradığımı itiraf etmeliyim. Nedir; mahallî idareler güçlendirilmelidir,
mahallî idareler keyfiliğe teslim edilmemelidir diye hepimiz söyledik ve
Hükümetin programında bu husus, altı çizilerek vurgulandı. Karşımıza
bir kanun geliyor; bu dağıtım, belediyelerin nüfuslarına -ki, nüfus
sayımı yok ama, en azından yine belli bir kriterdir- kalkınmışlık
dereceleri, malî kaynakları, turistik durumları gibi fevkalade su götürür
mevzular üzerine bina edilen bir dağıtım.
Arkadaşlar, bunu, mümkün mertebe, net bir tarife dayandırmak
mecburiyetindeyiz. En azından, büyük bir çoğunluğunu... Mesela; nüfusu
esas alarak bu dağıtımı yaparsak, biraz daha objektif kriterlere göre bu
dağıtımı yapmış oluruz ve bu mahallî idarelerle ilgili kanunun
çıkacağını Sayın Bakanımız söylüyor. Anavatan ve Doğru Yol
Partilerinin müşterek bu kanunu, buradaki hataların devam etmesini
gerektirmez; buradaki hatalar izale edilmeli, kanun da geldiği zaman,
daha mütekâmil olarak icraata gidilmeli.
Belediyelerin elini kolunu geçmiş İktidar bağladıydı; şimdiki İktidar
da bağlamak niyetinde mi? Ben bunu hiç tavsiye etmiyorum;
bağladıkları için gümbürtüye gittiler!.. Siz de gümbürtüye gitmek
istemiyorsanız, belediyenin, mahallî idarelerin elini, kolunu bağlamayın;
onları serbest bırakın ve bu, çıkaracağınız kanuna bir ön teşkil eder en
azından, ileride yapacağınız kanunların şu andaki tatbikatını bizzat
yapmış olursunuz en azından.
Onun için, benim, Meclisten, siz değerli milletvekili arkadaşlardan
istirhamım; bunu bir kere, en azından Anayasaya aykırı olduğu için
kaldırmak, eğer, ille bir kriter konulmak isteniyorsa da, bu kriteri,
objektif olarak tespit etmek ve mesela, yüzde 90'nını nüfusa bağlı olarak
böyle bir esasa bağlamak.
Çok teşekkür ediyorum, sağolun. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Gaziantep Milletvekili Sayın Kahraman Emmioğlu'na
teşekkür ediyorum.
68 inci madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddeyle ilgili önergeler vardır, okutup işleme koyuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının "Uygulanmayacak
Hükümler" başlıklı, 68 inci maddesinin Anayasaya aykırı olan;
1. (b-3) bendinin,
2. (c) bendinin,
3. (d) bendinin,
4. (f-1) bendinin,
5. (f-6) bendinin,
6. (h) bendinin tasarı metninden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Oya Araslı Önder Sav Nihat Matkap
İçel Ankara Hatay
Mustafa Yıldız Birgen Keleş Atila Sav
Erzincan İzmir Hatay
Zeki Çakıroğlu Haydar Oymak
Muğla Amasya
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Tasarısındaki 68 inci madde (d) bendinin
Anayasaya aykırı olması sebebiyle kaldırılmasını arz ve teklif ederiz.
Temel Karamollaoğlu Kahraman Emmioğlu Zülfikâr Gazi
Sıvas Gaziantep Çorum
Nurettin Aktaş Zülfikâr İzol Latif Öztek
Gaziantep Şanlıurfa Samsun
İsmail Coşar Osman Hazer Muhammet Polat
Çankırı Afyon Aydın
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum :
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bütçe Kanununun 68 inci maddesinin (c) bendinin
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Sabri Tekir Mustafa Ünaldı İsmail Özgün
İzmir Konya Balıkesir
Şevki Yılmaz Maliki Ejder Arvas Nedim İlci
Rize Van Muş
Fethullah Erbaş Zülfükar İzol Osman
Yumakoğulları Van Şanlıurfa İstanbul
Ömer Naimi Barım
Elazığ
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanununun 68 inci maddesinin (d) bendinin
metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Sabri Tekir İsmail Özgün Fethullah Erbaş
İzmir Balıkesir Van
Ömer Naimi Barım Nedim İlci Osman Yumakoğulları
Elazığ Muş İstanbul
Naci Terzi Zülfükar İzol
Erzincan Şanlıurfa
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 68 inci maddesinin (h)
bendinin birinci fıkrasının madde metinden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Sabri Tekir Fethullah Erbaş Maliki Ejder Arvas
İzmir Van Van
Abdullah Örnek Lütfü Esengün Mikail Korkmaz
Yozgat Erzurum Kırıkkale
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 68 inci maddesinin (f)
bendinin altıncı fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Sabri Tekir Fethullah Erbaş Maliki Ejder Arvas
İzmir Van Van
İsmail İlhan Sungur Abdullah Örnek Mikail
Korkmaz
Trabzon Yozgat Kırıkkale
İsmail Özgün
Balıkesir
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 68 inci maddesinin (f)
bendinin altıncı fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Fethullah Erbaş Mustafa Ünaldı Maliki Ejder Arvas
Van Konya Van
İsmail İlhan Sungur Cevat Ayhan Abdullah Örnek
Trabzon Sakarya Yozgat
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 68 inci maddesinin (b)
fıkrasının üçüncü bendinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Sabri Tekir Mustafa Ünaldı Fethullah Erbaş
İzmir Konya Van
Zülfükar İzol Maliki Ejder Arvas Osman Hazer
Şanlıurfa Van Afyon
Mikail Korkmaz Nedim İlci Abdullah Örnek
Kırıkkale Muş Yozgat
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanun tasarısının 68 inci maddesinin (d)
bendinin altıncı satırındaki "belediyelere dağıtımı" ibaresinden sonra
gelmek üzere "yüzde 5,5 belediyelerin nüfusları bakiyesi" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Fethullah Erbaş Suat Pamukçu Mustafa Ünaldı
Van Bayburt Konya
Muhammet Polat Yakup Budak
Aydın Adana
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanun tasarısının 68 inci maddesinin (g)
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Fethullah Erbaş Mustafa Ünaldı Malik Ejder Avras
Van Konya Van
Cevat Ayhan Zülfikar İzol Yakup Budak
Sakarya Şanlıurfa Adana
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının 68 inci maddesine
"belediyelerin borçlarına mahsuben kesilen miktar, genel bütçe vergi
gelirlerinden tahsil edilen meblağın yüzde 10'unu geçemez" fıkrasının
eklenmesini arz ederiz.
Zülfükar İzol Temel Karamollaoğlu Kahraman Emmioğlu
Şanlıurfa Sıvas Gaziantep
Mikail Korkmaz İlhan Sungur Latif Öztek
Kırıkkale Trabzon Samsun
Muhammet Polat Ömer Osman Hazer Mustafa Kemal Ateş
Aydın Afyon Kilis
Nurettin Aktaş
Gaziantep
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanununun 68 inci maddesi Anayasaya aykırı
hükümler taşımaktadır.
68 inci maddenin yasa tasarısından çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Fethullah Erbaş Mustaf Ünaldı Cevat Ayhan
Van Konya Sakarya
Sabri Tekir Bahri Zengin İlhan Sungur
İzmir İstanbul Trabzon
İsmail Özgün
Balıkesir
BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bütçe kanun tasarısının 68 inci maddesinin (b) bendinin altıncı
satırında "belediyelere dağıtımı" ibaresinden sonra gelmek üzere
"belediyelere dağıtılacak payın 9/10'u belediyelerin nüfuslarına göre
bakiyesi" ibaresinin konulmasını arz ederiz.
Tevhid Karakaya Kahraman Emmioğlu İsmail İlhan Sungur
Erzincan Trabzon Bayburt
Suat Pamukçu Temel Karamollaoğlu
Bayburt Sıvas
BAŞKAN – Önergeleri, aykırılık sırasına göre okutup işleme
koyacağım.
Görüşülmekte olan bütçe kanununun 68 inci maddesi Anayasaya aykırı
hükümler taşımaktadır; 68 inci maddenin yasa tasarısından
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Fethullah
Erbaş
Van
ve
arkadaşları
BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, bu önergeye katılmıyoruz;
ancak, Hükümetimizden, gerek Komisyonda gerekse Genel Kurulda
getirmeyi ifade ettikleri bütçe uygulama yasası tasarısının en kısa
zamanda kanunlaştırılması hususundaki gayretlerini artırmalarını da,
bu vesileyle dilemek istiyorum.
Arz ederim efendim.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Sayın Başkan, maddeye, (d)
bendiyle ilgili bir ibare konulmasını içeren son önergemiz var; ondan
önceki önergelerimizi geri çekiyoruz.
BAŞKAN – Önergeleri işlemden kaldırıyoruz.
Sayın Oya Araslı'nın önergesi var, onu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının "Uygulanmayacak
Hükümler" başlıklı 68 inci maddesinin Anayasaya aykırı olan;
1. (b-3) bendinin,
2. (c) bendinin,
3. (d) bendinin,
4. (f-1) bendinin,
5. (f-6) bendinin,
6. (h) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Oya Araslı
İçel
ve arkadaşları
BAŞKAN – Sayın Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmıyor.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın Temel Karamollaoğlu ve arkadaşlarının, Sayın Sabri Tekir ve
arkadaşlarının, yine, Sayın Sabri Tekir ve arkadaşlarını;, yine, Sayın
Sabri Tekir ve arkadaşlarının, bir diğer önerge; yine, Sayın Sabri Tekir
ve arkadaşlarının, Sayın Fethullah Erbaş ve arkadaşlarının, Sayın
Sabri Tekir ve arkadaşlarının önergeleri, reddedilen önergeyle aynı
mahiyette oluduğu için, bunları işleme koymuyoruz.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan bütçe kanun tasarısının 68 inci maddesinin (g)
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Fethullah
Erbaş
Van
ve
arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon, önergeye katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim?
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmıyor.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bütçe kanun tasarısının 68 inci maddesinin (d) bendinin altıncı
satırında "belediyelere dağıtımı" ibaresinden sonra gelmek üzere
"belediyelere dağıtılacak payın 9/10'u belediyelerin nüfuslarına göre
bakiyesi" ibaresinin konulmasını arz ederiz.
Temel Karamollaoğlu
Sıvas
ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?..
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükümet?..
MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılıyoruz
efendim.
BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmaktadır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmiştir.
68 inci maddeyi, önergeyle yapılan değişiklik doğrultusunda oylarınıza
sunuyorum: 68 inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, bütçe kanunuyla ilgili iki madde daha
var. Ondan sonra, katma bütçeli dairelerle ilgili görüşmemiz gereken, 15
madde daha var. Onun için, değerli arkadaşlarımından, hem salondan
ayrılmamalarını hem de süratli çalışmamıza imkân hazırlamalarını
rica ediyorum.
69 uncu maddeyi okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 69. – Bu Kanun 1.1.1996 tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
70 inci maddeyi okutuyorum:
Yürütme
MADDE 70. – Bu Kanunun;
a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ile ilgili hükümlerini Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı,
b) Cumhurbaşkanlığı ile ilgili hükümlerini Cumhurbaşkanlığı Genel
Sekreteri,
c) Sayıştay Başkanlığı ile ilgili hükümlerini Sayıştay Birinci Başkanı,
d) Diğer hükümlerini Maliye Bakanı,
Yürütür.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Değerli arkadaşlarım, bir önergeyle değiştirdiğimiz 65 inci maddeyle
ilgili, İçtüzüğün 86 ncı maddesine göre yaptığımız düzeltmeyi
oylarınıza sunacağım.
Düzeltilmiş şekliyle 65 inci maddedeki önerge şu şekli almıştır:
Madde 65._ 25.10.1984 tarih ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi
Kanununun geçici 5 inci maddesi uyarınca, sözleşmeli olarak
çalıştırılan geçici personelden henüz kadroya geçirilmemiş olanlar,
30.6.1996 tarihine kadar boş kadrolara atanırlar.
Komisyon bu metne katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) – Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN – Önergeyi, bu şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
65 inci madde de, biraz önce metnini okuduğum önerge doğrultusunda
değiştirilmiştir.
Sayın milletvekilleri, böylece 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısının bütün maddeleri kabul edilmiş bulunmaktadır.
Tasarının tümü açıkoylamaya tabidir. Açıkoylama, bugünkü birleşimde
son konuşmaları takiben yapılacaktır.
3. – Katma Bütçeli İdareler 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/286) (S. Sayısı : 2)
BAŞKAN – Şimdi, Katma Bütçeli İdareler 1996 Malî Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısının 1 inci maddesini tekrar okutup oylarınıza
sunacağım.
1 inci maddeyi okutuyorum:
KATMA BÜTÇELİ İDARELER
1996 MALÎ YILI BÜTÇE KANUNU TASARISI
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
Ödenekler, Öz Gelirler, Hazine Yardımı
MADDE 1. – a) Katma bütçeli idarelerin 1996 yılında yapacakları
hizmetler için (306 828 262 000 000) lira ödenek verilmiştir.
b) Katma Bütçeli idarelerin 1996 yılı gelirleri (10 000 000 000
000) lirası öz gelir, (233 658 212 000 000) lirası Hazine yardımı, (63
170 050 000 000) lirası yükseköğretim kurumlarının cari hizmet
giderlerine yapılacak Devlet katkısı olmak üzere toplam (306 828 262
000 000) lira olarak tahmin edilmiştir.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 1 inci maddeyi, daha evvel kabul
edilen cetvellerle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
Bağlı Cetveller
MADDE 2. – Katma bütçeli idarelerin,
1. Ödenek dağılımı (A) işaretli,
2. Gelirleri, her bir idarenin bütçesine ekli (B) işaretli,
3. Özel hükümlerine göre 1996 yılında tarh, tahakkuk ve tahsiline devam
olunacak gelir çeşitlerinin dayandığı hükümler, her bir idarenin
bütçesine ekli (C) işaretli,
4. Harcamalara ilişkin formül, her bir idarenin bütçesine ekli (R) işaretli,
Cetvellerde gösterilmiştir.
BAŞKAN – İkinci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Üçüncü maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ KISIM
İdarelere İlişkin Özel Hükümler
Tarım Reformu Uygulaması ile İlgili Davaların Takibi
MADDE 3. – Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün toprak ve tarım
reformu uygulaması ile ilgili uyuşmazlık ve davaları bu Genel
Müdürlük adına gerektiğinde Hazine avukatları tarafından da takip
edilir.
BAŞKAN – Üçüncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Özel Ödeneklere İlişkin İşlemler
MADDE 4. – a) Karayolları, Köy Hizmetleri ve Devlet Su İşleri Genel
Müdürlükleri; Genel ve Katma Bütçeli Kuruluşlar hariç diğer kamu
kurum ve kuruluşları gerçek ve tüzelkişilerden vaki olacak hizmet
taleplerini kendi imkânları nispetinde, yapılacak anlaşmalar esasları
dahilinde ve bedeli mukabilinde yerine getirmeye yetkilidirler. Bu amaçla
yatırılacak paralar, bir taraftan adı geçen kuruluşlar bütçelerinin (B)
işaretli cetveline gelir, diğer taraftan (A) işaretli cetvelde mevcut veya
yeniden açılacak tertiplere Maliye Bakanlığınca ödenek kaydolunur.
Ayrıca, 11.2.1950 tarih ve 5539 sayılı Kanunun 1737 sayılı Kanunla
değişik 20 nci maddesi gereğince, geçici ücretli olan yol, köprü ve
tünellerden elde edilen her çeşit gelirleri de aynı mahiyetteki yol, köprü
ve tünellerin yapım, bakım, onarım ve işletmesinde kullanılmak üzere,
Maliye Bakanlığınca bir taraftan Karayolları Genel Müdürlüğü
bütçesinin (B) işaretli cetvelinde açılacak özel bir tertibe gelir, diğer
taraftan (A) işaretli cetvelde açılacak ilgili tertibe ödenek kaydolunur.
Bu özel tertiplerdeki ödeneklerden önceki yılda harcanmayan kısımları
cari yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı
yetkilidir.
Yapılan harcama tutarı kadar ödeneği, özel tertipten önceden harcama
yapılan tertibe aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
b) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 3.7.1968 tarih ve 1053
sayılı Kanun gereğince yürütülen içme suyu tesisleri ile ilgili olarak
kendi usullerine göre borçlandırılan bedeller taksitlerinin ilgili
belediyelerce süresinde ödenmemesi halinde, ödenmeyen taksitler,
2.2.1981 tarih ve 2380 sayılı Kanun uyarınca belediyelere ayrılan
paylardan İller Bankasınca kesilerek Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğüne ödenir.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler.... Kabul edilmiştir.
5 inci maddeyi okutuyorum:
Karayolları Genel Müdürlüğü Yol Bakım İşleri İçin Gelecek Yıla
Geçici Yüklenmelere Girişilmesi
MADDE 5. – Karayolları Genel Müdürlüğünce, yol bakım işleri için
yılları bütçelerinde yer alan ödeneklerin yarısını geçmemek üzere ilgili
Bakan onayıyla gelecek yıla geçici yüklenmelere girişilmesi caizdir.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum:
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Bütçesinden Bayındırlık ve İskân
Bakanlığı Bütçesine Yapılacak Aktarmalar
MADDE 6. – 29.4.1959 tarih ve 7258 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi
gereğince her çeşit spor, saha ve tesisleri vücuda getirmek amacı ile
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesinin (A) işaretli cetvelinde yer
alan projelerin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce 21.5.1986 tarih ve
3289 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılabilecek işler dışında
kalanlara ait ödenekleri, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Bütçesine
aynı amaçla aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
7 nci maddeyi okutuyorum:
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Bütçesinden İl Müdürlüklerine
Yardım Olarak Yapılacak Yatırım Ödenekleri
MADDE 7. – Yıllık yatırım programlarına ek yatırım cetvellerinde
büyük onarım projeleri arasında yer alan ve Genel Müdürlük onayı ile
İl Müdürlüklerince emaneten yaptırılması uygun görülen işlerin
karşılıkları Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesinin ilgili yatırım
tertibindeki ödenekten il müdürlüklerine yardım yolu ile ödenebilir.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
8 inci maddeyi okutuyorum:
Futbol Müsabakaları Müşterek Bahis Hâsılatından Sağlanacak Gelirler
MADDE 8. – Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesine ekli (B)
işaretli cetvelin "Futbol Müsabakaları Müşterek Bahis Hâsılatından
Elde Edilecek Gelir" tertibinde kayıtlı kaynaktan sağlanacak gelir
fazlalarını sportif hizmetler ve spor tesislerinin yapım, bakım ve büyük
onarımlarında kullanılmak üzere Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
bütçesine bir yandan özel gelir, diğer yandan açılacak özel tertibe ödenek
kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
Bu ödeneklerden yılı içinde sarf edilmeyen kısmı ertesi yıl bütçesinin
ilgili tertibine devren gelir ve ödenek kaydolunur.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
9 uncu maddeyi okutuyorum:
Telsiz Genel Müdürlüğü Bütçesi ile İlgili İşlemler
MADDE 9. – a) 3293 sayılı Kanunla değişik 2813 sayılı Telsiz
Kanununda yer alan telsiz ve monitör hizmetlerinin yürütülmesini
teminen, Telsiz Genel Müdürlüğü bütçesine ekli (B) işaretli cetvelde yer
alan "Ücret Gelirleri" tertiplerinde kayıtlı kaynaktan sağlanan gelir
fazlalarını, Telsiz Genel Müdürlüğü 1996 Malî Yılı bütçesinde
açılacak özel bir tertibe bir taraftan gelir, diğer taraftan açılacak özel
tertiplere ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
Bu ödeneklerin yılı içinde sarf edilmeyen kısımları ertesi yıl bütçesine
devren gelir ve ödenek kaydolunur.
b) 3293 sayılı Kanunla değişik 2813 sayılı Kanunda gerekli değişiklik
yapılıncaya kadar aynı Kanunun 27 nci maddesinin birinci paragrafında
yer alan "10 katına" ibaresi "20 katına" olarak uygulanır.
c) 3293 sayılı Kanunla değişik 2813 sayılı Kanunda gerekli değişiklik
yapılıncaya kadar telsiz ücretleri ve bu ücretlerden doğan gecikme
cezalarıyla ilgili olarak Telsiz Genel Müdürlüğünce yapılan yasal
takibatla tahsili mümkün olamayacağı belirlenen ve aslı 2 500 000 liraya
kadar olan telsiz ücretleriyle bunların ferilerinin terkinine Ulaştırma
Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
10 uncu maddeyi okutuyorum:
Hudut ve Sahiller Sağık Genel Müdürlüğü Bütçesi ile İlgili İşlemler
MADDE 10. – Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü Bütçesine ekli
"B" işaretli cetvelde yıl içinde meydana gelebilecek gelir fazlalarını
"1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine
Dair Karar" hükümlerine göre 1996 yılında yatırım programına
alınacak projeleri gerçekleştirmek üzere anılan Genel Müdürlük
bütçesine bir yandan özel gelir, diğer yandan açılacak özel tertibe ödenek
kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
Bu ödeneklerin yılı içinde sarf edilemeyen kısımları ertesi yıl
bütçesinin ilgili tertibine devren gelir ve ödenek kaydolunur.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
11 inci maddeyi okutuyorum:
Yükseköğretim Kurumları ile İlgili Hükümler
MADDE 11. – a) Yükseköğretim kurumlarınca önceki yıllarda
bastırılan ders kitapları ve teksirlerin satış bedelleri Devlet İstatistik
Enstitüsü toptan eşya fiyatları endeksine göre yükseköğretim kurumları
tarafından her yıl yeniden tespit edilir.
b) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine göre özel
ödenek kaydolunan miktarlar üniversite adına millî bankalardan birinde
açılacak hesaba yatırılır ve harcamalar bu hesaptan yapılır.
c) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine göre kısmî
zamanlı olarak çalıştırılacak öğrenciler hakkında, 1475 sayılı İş
Kanununun işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili hükümleri ve 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanununun iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası
ile ilgili hükümleri hariç diğer hükümleri uygulanmaz.
d) 2547 sayılı yükseköğretim Kanununa tabi yükseköğretim
kurumlarında kayıtlı yükseköğrenim öğrencilerinin her türlü tedavi
giderlerinin karşılanması için, bu kurumların bütçelerinde tertiplenen
transfer ödeneklerinin karşılıkları Yükseköğretim Kurulunca tespit
edileck esas ve usuller çerçevesinde kullanılmak üzere kurumlar adına
millî bankalardan birine açılacak hesaba yatırılır.
e) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesi uyarınca elde
edilen gelirlerin özel gelir ve özel ödenek kaydedilen tutarlarının yüzde
10'una kadar olan kısmı, üniversite yönetim kurulunun tespit edeceği
başarılı gelir düzeyi düşük öğrencilerin burs, kitap ve kırtasiye ile
beslenme yardımı ödemelerinde kullanılır.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
12 nci maddeyi okutuyorum:
Vakıflar Genel Müdürlüğü Bütçesi ile İlgili İşlemler
MADDE 12. – Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesinin (B) işaretli
cetvelinde yıl içinde meydana gelebilecek gelir fazlalarını bu Genel
Müdürlüğün cari hizmetlerinde ve "1996 Yılı Programının
Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar" hükümlerine
göre yatırım hizmetlerinde, personel ve yolluk giderlerinde; hizmet,
tüketim malları ve malzeme alımlarında, demirbaş giderleri ile
ödemelerinde kullanılmak üzere, bir yandan özel gelir, diğer yandan
açılacak özel tertibe ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
13 üncü maddeyi okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ KISIM
Diğer Hükümler
Genel Bütçe Kanununun Uygulanacağı
MADDE 13. – Bu Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak üzere, Genel
Bütçe Kanunu hükümleri katma bütçeli idareler hakkında da uygulanır.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
14 üncü maddeyi okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 14. – Bu Kanun 1.1.1996 tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
15 inci maddeyi okutuyorum:
Yürütme
MADDE 15. – Bu Kanunun :
a) Vakıflar Genel Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ve Köy
Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Başbakan ve Maliye
Bakanı,
b) Yükseköğretim Kurulu ve üniversiteler ile ilgili hükümlerini Maliye ve
Millî Eğitim Bakanları,
c) Karayolları Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve
Bayındırlık ve İskân Bakanları,
d) Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini
Maliye ve Sağlık Bakanları,
e) Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve
Tarım ve Köyişleri Bakanları,
f) Orman Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Orman
Bakanları,
g) Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
ile ilgili hükümlerini Maliye ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanları,
h) Telsiz Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Ulaştırma
Bakanları,
Yürütür.
BAŞKAN – Yürütme maddesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, böylece, Katma Bütçeli İdareler 1996 Malî Yılı
Bütçe Kanunu Tasarısının bütün maddeleri kabul edilmiş
bulunmaktadır.
Tasarı, açık oylamaya tabidir. Açık oylama, bugünkü birleşimd,e son
konuşmaları müteakip yapılacaktır.
Bu suretle, 21 Nisan 1996 tarihinde başlayan program tamamlanmıştır.
Bütçenin tümü üzerindeki son konuşmaları ve bütçe kanunu
tasarılarının açık oylamalarını yapmak için, 22 Nisan 1996 Pazartesi
günü, yani bugün saat 10.00'da toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati : 02.33



Türkiye Büyük Millet Meclisi
GÜNDEMİ
42 NCİ BİRLEŞİM
21 . 4 . 1996 PAZAR
Saat : 10.00
1
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
2
ÖZEL GÜNDEMDE YER ALACAK İŞLER
X 1. – 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/285) (S. Sayısı : 1) (Dağıtma tarihi : 15.4.1996)
X 2. – Katma Bütçeli İdareler 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/286) (S. Sayısı : 2) (Dağıtma
tarihi : 15.4.1996)
3
SEÇİM
4
OYLAMASI YAPILACAK İŞLER
5
GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI
YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER
6
SÖZLÜ SORULAR
7
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.