DÖNEM : 20 CİLT : 4 YASAMA YILI :
1 T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ 42 nci Birleşim 21 . 4 . 1996 Pazar İ Ç İ N D E K İ L E R I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II. – GELEN KÂĞITLAR III. – YOKLAMA IV. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLAR- DAN GELEN DİĞER İŞLER 1. – 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarıları (1/285, 286) (S. Sayıları : 1,2) A) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI a) Millî Eğitim Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi I. – YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU (YÖK) a) Yüksek Öğretim Kurulu 1996 Malî Yılı Bütçesi II. – ÜNİVERSİTELER 1. – Ankara Üniversitesi a) Ankara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 2. – Orta Doğu Teknik Üniversitesi a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 3. – Hacettepe Üniversitesi a) Hacettepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 4. – Gazi Üniversitesi a) Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 5. – İstanbul Üniversitesi a) İstanbul Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 6. – İstanbul Teknik Üniversitesi a) İstanbul Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 7. – Boğaziçi Üniversitesi a) Boğaziçi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 8. – Marmara Üniversitesi a) Marmara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 9. – Yıldız Teknik Üniversitesi a) Yıldız Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 10. – Mimar Sinan Üniversitesi a) Mimar Sinan Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 11. – Ege Üniversitesi a) Ege Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 12. – Dokuz Eylül Üniversitesi a) Dokuz Eylül Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 13. – Trakya Üniversitesi a) Trakya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 14. – Uludağ Üniversitesi a) Uludağ Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 15. – Anadolu Üniversitesi a) Anadolu Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 16. – Selçuk Üniversitesi a) Selçuk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 17. – Akdeniz Üniversitesi a) Akdeniz Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 18. – Erciyes Üniversitesi a) Erciyes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 19. – Cumhuriyet Üniversitesi a) Cumhuriyet Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 20. – Çukurova Üniversitesi a) Çukurova Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 21. – Ondokuz Mayıs Üniversitesi a) Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 22. – Karadeniz Teknik Üniversitesi a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 23. – Atatürk Üniversitesi a) Atatürk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 24. – İnönü Üniversitesi a) İnönü Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 25. – Fırat Üniversitesi a) Fırat Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 26. – Dicle Üniversitesi a) Dicle Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 27. – Yüzüncü Yıl Üniversitesi a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 28. – Gaziantep Üniversitesi a) Gaziantep Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 29. – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi 30. – Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü a) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi 31. – Harran Üniversitesi a) Harran Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 32. – Süleyman Demirel Üniversitesi a) Süleyman Demirel Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 33. – Adnan Menderes Üniversitesi a) Adnan Menderes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 34. – Zonguldak Karaelmas Üniversitesi a) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 35. – Mersin Üniversitesi a) Mersin Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 36. – Pamukkale Üniversitesi a) Pamukkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 37. – Balıkesir Üniversitesi a) Balıkesir Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 38. – Kocaeli Üniversitesi a) Kocaeli Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 39. – Sakarya Üniversitesi a) Sakarya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 40. – Celal Bayar Üniversitesi a) Celal Bayar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 41. – Abant İzzet Baysal Üniversitesi a) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 42. – Mustafa Kemal Üniversitesi a) Mustafa Kemal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 43. – Afyon Kocatepe Üniversitesi a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 44. – Kafkas Üniversitesi a) Kafkas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 45. – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi a) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 46. – Niğde Üniversitesi a) Niğde Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 47. – Dumlupınar Üniversitesi a) Dumlupınar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 48. – Gazi Osmanpaşa Üniversitesi a) Gazi Osmanpaşa Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 49. – Muğla Üniversitesi a) Muğla Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 50. – Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi a) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 51. – Kırıkkale Üniversitesi a) Kırıkkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 52. – Osman Gazi Üniversitesi a) Osman Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 53. – Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu a) Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu 1996 Malî Yılı Bütçesi B) KÜLTÜR BAKANLIĞI 1. – Kültür Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi C) MALİYE BAKANLIĞI 1. – Maliye Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi D) GELİR BÜTÇESİ 2. – 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/285) (S. Sayısı : 1) 3. – Katma Bütçeli İdareler 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/286) (S. Sayısı : 2) V. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR 1. – İçel Milletvekili Durmuş Fikri Sağlar’ın, Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner’in, önceki SHP ve CHP’li Kültür Bakanlarına sataşması nedeniyle konuşması I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ TBMM Genel Kurulu saat 10.00’da açılarak dört oturum yaptı. Birinci, İkinci ve Üçüncü Oturum 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarılarının (1/285, 1/286) (S. Sayıları : 1,2), görüşmelerine devam olunarak; Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü, Dışişleri Bakanlığı, 1996 malî yılı bütçeleri kabul edildi. Malatya Milletvekili Oğuzhan Asiltürk, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Dışişleri Bakanlığı bütçelerinin müzakereleri sırasında, CHP Grubu adına konuşan Ankara Milletvekili Ali Dinçer’in, Zonguldak Milletvekili Mümtaz Soysal da, sataşmaya cevaben yaptığı konuşmada, Malatya Milletvekili Oğuzhan Asiltürk’ün, Grubuna sataştığı iddiasıyla, birer konuşma yaptılar. Yasin Hatiboğlu Başkanvekili Kâzım Üstüner Zeki Ergezen Burdur Bitlis Kâtip Üye Kâtip Üye Dördüncü Oturum 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarılarının (1/285, 1/286) (S. Sayıları : 1, 2), görüşmelerine devam olunarak; Ulaştırma Bakanlığı, Telsiz Genel Müdürlüğü, Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Turizm Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, 1996 malî yılı bütçeleri kabul edildi. 21 Nisan 1996 Pazar günü saat 10.00’da toplanmak üzere, birleşime 01.36’da son verildi. H. Uluç Gürkan Başkanvekili Ali Günaydın Salih Kapusuz Konya Kayseri Kâtip Üye Kâtip Üye II. – GELEN KÂĞITLAR 21 . 4 . 1996 PAZAR Teklifler 1. – Çanakkale Milletvekili A. Hamdi Üçpınarlar ve 2 Arkadaşının; Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanunu Teklifi (2/228) (Çevre ve Adalet ve Tarım, Orman ve Köyişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996) 2. – Tekirdağ Milletvekili Nihan İlgün ve 2 Arkadaşının; Kara Avcılığı Kanunu Teklifi (2/229) (Adalet ve Tarım, Orman ve Köyişleri komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996) 3. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci’nin; 1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi İki Ek Madde ve Bir Geçici Madde Eklenmesi ve Geçici 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun Teklifi (2/230) (Millî Eğitim ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996) 4. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci’nin; 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun İki Maddesinin Değiştirilmesi, Bir Madde Eklenmesi ve Geçici 9 uncu Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun Teklifi (2/231) (Millî Eğitim ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996) 5. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci’nin; Millî Eğitim Akademisinin Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi (2/ 232) (Millî Eğitim ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996) 6. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci’nin; 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununa bir Ek Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/233) (Millî Eğitim Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996) 7. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci’nin; 4.11.1981 Tarih ve 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/234) (Millî Eğitim Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996) 8. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ve 2 Arkadaşının; 22.6.1965 Tarihli ve 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 7 nci Maddesinin Yeniden Düzenlenmesine Dair Kanun Teklifi (2/235) (Millî Eğitim Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996) 9. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci’nin; Memurlar ile diğer Kamu Görevlilerinin Olumsuz Sicilleri Hakkında Kanun Teklifi (2/236) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996) 10. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci’nin; 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun 45 inci Maddesine Bir Fıkra Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/237) (Millî Eğitim Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996) 11. – Bolu Milletvekili Avni Akyol ile Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci’nin; 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununa Bir Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/238) (Millî Eğitim Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 11.4.1996) 12. – Rize Milletvekili Şevki Yılmaz ve 13 Arkadaşının; 1615 Sayılı Gümrük Kanununun 8 inci Maddesine Bir Fıkra Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/239) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 12.4.1996) 13. – Rize Milletvekili Şevki Yılmaz ve 12 Arkadaşının; Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/240) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 12.4.1996) 14. – Kocaeli Milletvekili Necati Çelik ve 50 Arkadaşının; 31.10.1984 Tarih ve 3069 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği ile Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/241) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 12.4.1996) Rapor 1. – 10.10.1984 Tarihli ve 3056 Sayılı Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/288) (S. Sayısı : 3) (Dağıtma tarihi : 21.4.1996) (GÜNDEME) BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 10.00 BAŞKAN: Başkanvekili Kamer GENÇ KÂTİP ÜYELER: Zeki ERGEZEN (Bitlis), M. Fatih ATAY (Aydın) BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 42 nci Birleşimini açıyorum. IV. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER 1. – 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarıları (1/285, 286) (S. Sayıları : 1,2) A) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI a) Millî Eğitim Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi I. – YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU (YÖK) a) Yüksek Öğretim Kurulu 1996 Malî Yılı Bütçesi II. – ÜNİVERSİTELER 1. – Ankara Üniversitesi a) Ankara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 2. – Orta Doğu Teknik Üniversitesi a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 3. – Hacettepe Üniversitesi a) Hacettepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 4. – Gazi Üniversitesi a) Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 5. – İstanbul Üniversitesi a) İstanbul Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 6. – İstanbul Teknik Üniversitesi a) İstanbul Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 7. – Boğaziçi Üniversitesi a) Boğaziçi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 8. – Marmara Üniversitesi a) Marmara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 9. – Yıldız Teknik Üniversitesi a) Yıldız Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 10. – Mimar Sinan Üniversitesi a) Mimar Sinan Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 11. – Ege Üniversitesi a) Ege Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 12. – Dokuz Eylül Üniversitesi a) Dokuz Eylül Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 13. – Trakya Üniversitesi a) Trakya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 14. – Uludağ Üniversitesi a) Uludağ Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 15. – Anadolu Üniversitesi a) Anadolu Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 16. – Selçuk Üniversitesi a) Selçuk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 17. – Akdeniz Üniversitesi a) Akdeniz Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 18. – Erciyes Üniversitesi a) Erciyes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 19. – Cumhuriyet Üniversitesi a) Cumhuriyet Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 20. – Çukurova Üniversitesi a) Çukurova Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 21. – Ondokuz Mayıs Üniversitesi a) Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 22. – Karadeniz Teknik Üniversitesi a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 23. – Atatürk Üniversitesi a) Atatürk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 24. – İnönü Üniversitesi a) İnönü Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 25. – Fırat Üniversitesi a) Fırat Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 26. – Dicle Üniversitesi a) Dicle Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 27. – Yüzüncü Yıl Üniversitesi a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 28. – Gaziantep Üniversitesi a) Gaziantep Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 29. – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi 30. – Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü a) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi 31. – Harran Üniversitesi a) Harran Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 32. – Süleyman Demirel Üniversitesi a) Süleyman Demirel Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 33. – Adnan Menderes Üniversitesi a) Adnan Menderes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 34. – Zonguldak Karaelmas Üniversitesi a) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 35. – Mersin Üniversitesi a) Mersin Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 36. – Pamukkale Üniversitesi a) Pamukkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 37. – Balıkesir Üniversitesi a) Balıkesir Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 38. – Kocaeli Üniversitesi a) Kocaeli Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 39. – Sakarya Üniversitesi a) Sakarya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 40. – Celal Bayar Üniversitesi a) Celal Bayar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 41. – Abant İzzet Baysal Üniversitesi a) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 42. – Mustafa Kemal Üniversitesi a) Mustafa Kemal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 43. – Afyon Kocatepe Üniversitesi a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 44. – Kafkas Üniversitesi a) Kafkas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 45. – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi a) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 46. – Niğde Üniversitesi a) Niğde Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 47. – Dumlupınar Üniversitesi a) Dumlupınar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 48. – Gazi Osmanpaşa Üniversitesi a) Gazi Osmanpaşa Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 49. – Muğla Üniversitesi a) Muğla Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 50. – Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi a) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 51. – Kırıkkale Üniversitesi a) Kırıkkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 52. – Osman Gazi Üniversitesi a) Osman Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 53. – Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu a) Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu 1996 Malî Yılı Bütçesi B) KÜLTÜR BAKANLIĞI 1. – Kültür Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi (1) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, programımız gereğince, 1996 malî yılı genel ve katma bütçeli idarelerin bütçelerinin müzakerelerine devam ediyoruz. 13 üncü tur görüşmelere başlıyoruz. Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar. 13 üncü turda, Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür Bakanlığı bütçeleri görüşülecektir. Bu bütçelerle ilgili olarak söz alan milletvekillerinin isimlerini okuyorum: Refah Partisi Grubu adına Diyarbakır Milletvekili Sayın Vehbi Hatipoğlu, Ankara Milletvekili Sayın Hüseyin Ceylan. Anavatan Partisi Grubu adına, İçel Milletvekili Sayın Halil Cin, Konya Milletvekili Sayın Ahmet Alkan. Doğru Yol Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Tekin Enerem, İstanbul Milletvekili Sayın Namık Kemal Zeybek. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Çorum Milletvekili Sayın Ali Haydar Şahin, İstanbul Milletvekili Sayın Ercan Karakaş. Demokratik Sol Parti Grubu adına, Kocaeli Milletvekili Sayın Halil Çalık, Kırklareli Milletvekili Sayın Necdet Tekin. Şahıslar adına, lehinde, Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya, Kırıkkale Milletvekili Sayın Mikail Korkmaz; aleyhinde, Adıyaman Milletvekili Sayın Celal Topkan. Sayın milletvekilleri, bugünkü programımız gayet yoğun. Biliyorsunuz, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi oylanırken 53 üniversitemizin bütçelerini ayrıca oylayacağız, Maliye ve Gelir Bütçesini oylayacağız; arkasından, bütçenin 60'a yakın maddesi var, onları oylayacağız. Bunların hepsinin bugün bitmesi lazım. Bu itibarla, hiçbir milletvekili arkadaşımızın konuşma süresini uzatmayacağım, bunu peşin söyleyeyim. Arkadaşlarımızdan da rica ediyorum; bizi zor duruma sokmasınlar, otomatik cihaz kapandığı zaman yeni bir süre vermeyeceğim. Şimdi, Refah Partisi Grubu adına, Diyarbakır Milletvekili Sayın Ömer Vehbi Hatipoğlu; buyurun efendim. Sayın Hatipoğlu, arkadaşınızla süreyi eşit paylaştınız değil mi efendim? ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Diyarbakır) – Evet efendim. BAŞKAN – Peki, buyurun. Süreniz 10 dakikadır. RP GRUBU ADINA ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Diyarbakır) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde, Refah Partisinin görüşlerini arz etmek üzere huzurunuza gelmiş bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlamadan önce, irfan ordumuzun değerli üyelerini, öğretmenlerimizi saygıyla selamlıyorum, ahrete intikal etmiş olanlarına da Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Efendim, ben, konuşmama bir malumu ilamla başlayacağım; yani, hepimizin bildiği; ancak, değişik ifadelerle, üsluplarla gündeme getirdiğimiz bir konuyu, bir gerçeği ifade ederek başlamak istiyorum. Nedir bu gerçek? Okulöncesi eğitimden başlayarak ilk, orta, üniversite ve lisansüstü eğitim dahil olmak üzere, hiçbir kademede yeterli, kaliteli, ülke ihtiyaçlarına uygun ve millî hedeflerimize uygun bir eğitim veremediğimiz gerçeği. Evet, eğitimimizin bu haliyle, bizi esenliğe kavuşturamayacağını artık hep birlikte görmek, kabul etmek zorundayız. Eğitimi, dünyada tüm ideallere ulaşmanın tek sihirli ilacı olarak elbette görmüyoruz; ancak, bir yığın ekonomik, kültürel, sosyal ve moral sorunlarla karşı karşıya bulunan ülkemizde, eğitimimizin, öncelikli temel mesele olduğunda da birleşmek durumundayız. Zira, maddî ve manevî kalkınmamızı sağlayacak olan nesiller, kuşkusuz ki, bu eğitim kurumlarında yetiştirilecektir. O halde, eğitimimize, tez elden bir çekidüzen vermek zorundayız. Başımızı kumdan kaldırmamız ve dünya gerçeklerini, ülke gerçeklerini görmemiz gerekir. Kendi kendimizi zihinsel tutsaklıktan ve tabuların esaretinden kurtarmak zorundayız. Halkı, eğitim kurumları yoluyla terbiye etme, tornadan çıkmış gibi tek tip insan yetiştirme iddialarından, artık vazgeçmenin zamanı çoktan gelmiş ve geçmiştir. Bu milletin, dinine, ahlakına, kültürüne, tarihine saygı duyan, çağdaş uygarlığı yakalamış, lafta değil ama özde demokrat, hoşgörülü, uyumlu, birlikte, bir arada yaşama iradesi gösterebilecek nesillere ihtiyacımız vardır. Taklit eden, ezberleyen değil, tartışan, sorgulayan, kişilikli, üretici, araştırıcı bir nesil yetiştirmek durumundayız. Peki, bunu, kim ve nasıl yapacaktır? Hangi kaynakla gerçekleştireceğiz? Bu millî eğitim anlayışıyla mı?.. Doğrusu, buna "evet" demekte zorlanıyoruz. Bu anlayış değil midir ki, taklitçi bir zihniyetle, Batı'dan alınan sistemleri bir bir uygulayarak, bu milletin evlatlarını kobay gibi kullanmıştır; Alman modeli, İngiliz modeli, Fransız modeli ve şimdi de, eğitimde Japon modeli!.. Bu milletin, kendi öz benliğinden kaynaklanan bir modeli yok mudur diye sorma ihtiyacını hissediyoruz. Bütün bu modeller uygulandı değerli arkadaşlarım, sonuç ise ortada: Niteliksiz, üreten değil tüketen, kimlik bunalımı içinde, uyuşturucu batağına doğru sürüklenen, taklitçi, ezberci, kopyacı ve maalesef, terör odaklarının ağına düşme istidadı gösteren bir nesil. Değerli arkadaşlarım, bundan birkaç gün önce, İçişleri Bakanımız bir soru önergemize cevap verdi. Bu soru önergemize Sayın Ülkü Güney'in verdiği cevaba göre, ölü ve yaralı olarak ele geçirilen teröristlerin yüzde 90'ına yakın bir bölümü, herhangi bir eğitim kurumundan mezun olan kişilerdir. Böylece, verdiğimiz eğitimin ne tür bir sonuç doğurduğu da, resmî makamlarca belgelenmiş oluyor. Dolayısıyla, eğitimin, ülkemizin en hayatî sorunu olduğunu, tekraren vurgulamak istiyorum. Şimdi, biz, bu sorundan, bu çıkmazdan nasıl kurtulacağız? Değerli arkadaşlarım, bir miktar da, eğitim kurumlarının durumlarına göz atmamız gerekir. 14,5 milyona varan bir öğrenci kitlesine sahibiz ve bu öğrencilerimizi, 70 200 eğitim kurumunda eğitmekteyiz; 532 bin civarında da öğretmenimiz var. Bu dev kuruluşu, aşırı merkeziyetçi bir yapıyla, Ankara'dan idare etmeniz artık mümkün değildir. Eğer, eğitimi çıkmazdan kurtarmak ve eğitimin kalitesini yükseltmek istiyorsak, tez elden, eğitimi, yerel yönetimlere devretmek zorundayız. Peki, eğitim yerel yönetimlere devredilirse, Millî Eğitim Bakanlığının fonksiyonu ne olacak; Millî Eğitim Bakanlığı, denetleyen, ilkeler koyan ve makro planlar üzerinde çalışan bir konuma getirilip oturtulmalıdır. Bununla, hiç olmazsa, taşrada görev yapan idareci arkadaşlarımızı da rahata kavuşturmuş oluruz. Artık, idarecilerimiz, patlayan bir ampulü değiştirmek veya kırılan bir camı takmak için, Ankara'dan gelecek ödenekleri aylarca beklemek zorunda kalmayacaktır. Bu hantal yapı nedeniyle sorunlarımız çözümsüzdür. Bakınız, okulöncesi eğitimde, Avrupa ülkeleri arasında sondan birinci sıradayız. Herhalde, şu anda, okulöncesi eğitim kurumlarında, ancak 100 bini biraz aşkın bir öğrenci kitlesi eğitilmektedir. Halbuki, Avrupa ülkelerinde bu sayı 3,4 milyonu bulmaktadır. Okulöncesi eğitim kurumlarımızda 100, 150 bin öğrenci varken, ilköğretime geldiğimizde birdenbire bir patlama oluyor ve 7 milyon civarında öğrenci ilköğretim kurumlarına geliyor. Peki, ilköğretim kurumlarında durum ne: 70-80 kişilik sınıflarda, bir sırada yanyana 3-4 öğrenci derse giriyor. Ve, ilköğretimde de hedefe ulaşabilmek için, şimdi, taşımalı eğitim diye yeni uygulamalar gerçekleştiriliyor. Ortaöğretimde ise durum tam bir facia. Her yıl değişen programlar, ders kitapları ve her bakanla birlikte değişen yeni bir ölçme değerlendirme sistemi; 80 civarında farklı program ve yaz boz tahtasına dönmüş bir eğitim sistemi... Yükseköğretimde ise durum çok daha vahim. Piramit tersine dönmüş, profesör sayısından daha az sayıda doçent var; yardımcı doçent hemen hemen yok; çok korkunç bir neticeye doğru gidiyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, şimdi, YÖK, yeni bir yasa tasarısı hazırlayarak, bilimsellikten uzak bir uygulamayı yeniden eğitime ve üniversiteye hâkim kılmaya çalışıyor. BAŞKAN – Sayın Hatipoğlu, 2 dakikanız var efendim. ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Devamla) – Teşekkür ederim. Değerli arkadaşlarım, öğretmenlerin sorunlarına da değinmeden geçemeyeceğim. Geleneklerimizde, öğretmen son derece kutsal bir görev yapar. Yeryüzünde utanılmadan sıkınılmadan eli öpülecek iki varlık vardır. Bunlardan biri ana, biri de öğretmendir. Eli öpülesi öğretmenlerimizi, ekonomik zorluklar nedeniyle, Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerimizde, akşamları simit satarken, limon satarken görmeniz mümkündür. Yine bir araştırmaya göre, öğretmenlerimizin yüzde 30'u ek bir görev yapmaktadır. Öğretmenlerimizin özlük haklarına saygı gösterilmelidir ve Millî Eğitim Bakanlığı bir personel bakanlığı olmaktan da tez elden kurtarılmalıdır. Ben, bir millî eğitimciyim. Gelen giden bütün bakanlara şöyle baktığımızda, iz bırakan bakanların, öğretmenle uğraşan değil, eğitimin özüne ilişkin projelerle uğraşan bakanlar olduğunu hepimiz bilmekteyiz; yani, bizim öğretmenimiz sağa sola sürülmek korkusu ve tehdidi yaşamamalıdır; bakanlar, parlamenterler, politikacılar da , öğretmen tayin ve nakilleriyle pek fazla meşgul olmamalıdır diye düşünüyoruz. Değerli arkadaşlarımız, bugün, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde olağanüstü hal bölgesi ve civarında 2 bini aşkın kapalı okul vardır; bu da, Sayın Bakanın yine bir soru önergesine verdiği cevapta bellidir. Bir başka önemli konu, öğrenci harçları, öğrenci bursları ve kredileridir. Bu konuda da çok yeni... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Hatipoğlu, teşekkür ederim. ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan... BAŞKAN – Yok, eksüre vermeyeceğim. Başta söyledim; eksüre vermeyeceğim. Arkadaşlar, kusura bakmayın. Bakın, 25 arkadaşımız konuşacak. Her birisine 1'er dakika versem 25 dakika eder. Şimdi, burada devam eden, devamlı milletvekili arkadaşlarımız var; günah. Şimdi bu arkadaşlarımız... Bütçenin 60 maddesi var. Rica ediyorum... ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Devamla) – Cümlemi bitireyim Sayın Başkan. BAŞKAN – Kusura bakmayın, ek süre vermeyeceğim. Arkadaşlarımdan özür diliyorum; hepsine böyle uygulayacağım. Teşekkür ederim Sayın Hatipoğlu. Sayın Hasan Hüseyin Ceylan... ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Devamla) – Arkadaşımın süresinden kullanarak teşekkür edeyim efendim. BAŞKAN – Size arkadaşınızın süresinden 1 dakika veriyorum; ama, onun süresinden kısacağım. ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Devamla) – Aynı tutumunuzun bütçenin sonuna kadar devamını temenni ederim... BAŞKAN – Hepsine, hepsine efendim. Göreceksiniz. ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Devamla) – Devam etmezse de, zaten, herhalde Yüce Meclis, sizi protesto edecektir. Ben, hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Hatipoğlu. Ankara Milletvekili Sayın Hasan Hüseyin Ceylan; Refah Partisi Grubu adına ikinci konuşmayı yapmak üzere! Buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Süreniz 10 dakika. RP GRUBU ADINA HASAN HÜSEYİN CEYLAN (Ankara) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri, bizi izlemekte olan aziz milletimizin değerli insanları; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bendeniz, Grubum adına, Kültür Bakanlığımızın bütçesiyle ilgili konuşmak üzere söz aldım. Kültür, bütün meselelerin önünde bir mesele. Kültür, âdeta her şeyimiz. Bizim kültürümüz ise, kaynağına indiğimiz zaman, bu hafta, sayın bakanlarımın, Başbakanımızın, hepsinin dün kutlamakta bulunmuş olduğu, şu anda idrak ettiğimiz "Kutlu Doğum Haftası" dolayısıyla, Peygamberimize (S.A.V) kadar uzanan çok önemli bir kültür kaynağıdır. Dün, Saygıdeğer Başbakan, bakanlar, grup başkanvekilleri o toplantıda bulundular. Kültüre işaretle, üstad Necip Fazıl Kısakürek diyor ki : "Müjdecim, Efendim, Kurtarıcım, Peygamberim, Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim." Müslüman milletin, Türk Milletinin kültürünün, O'nun dışındaki hayatları reddederek, O'nun hayatıyla hayatlanmayı ana felsefe olarak kabul eden bir kültüre endekslenmesi gerektiğini ifade ediyor. İşte, o kültürden yola çıktığımız zaman, Kültür Bakanlığının bütçesinde, müzakerelerde bugüne kadar ele alınmayan, bugün mutlaka gündeme getirmek istediğim bir konuya değineceğim. Konu: İşte, O'nun hayatıyla hayatlanmamız gerektiği belirtilmiş olan, O eşsiz insanın, hepimizin sevgisinde bulunan Mevlana'nın işaret ettiği, Yunus Emre'nin işaret ettiği, Hacı Bektaşı Veli'nin "Makalât"ında işaret ettiği, şairlerimizin işaret ettiği, O eşsiz insanın, 624 yılında işaret ettiği kültürümüzle ilgili bir konuya değineceğim; Ayasofya'ya değineceğim. O eşsiz insan, Sultan Fatih'in İstanbul'u fethedeceği 29 Mayıs 1453'ü işaretle "Le Tüftehanne'l Konstantiniyye" diye, bütün İslam dünyasının literatüründe bulunan; ama, özellikle Müslüman Türkün en aziz değerlerinden biri olan bu fetih vakıasını işaret etmiş; ama, o vakıayı işaretten önce, Herakleios'ün kendisine gönderdiği elçiye, Ayasofya ile ilgili bir konuşma yapmıştı. Yanındaki arkadaşları, o meşhur sahabîler "ey, Allah'ın Resulü, Ayasofya seni ne ilgilendiriyor, o kilise değil midir" dedikleri zaman, bu muazzam hadisi şerifi rivayet eden Peygamber, Ayasofya'nın da bir gün fetholunacağını, o hadisiyle beraber müjdeliyordu. Tarih 29 Mayıs 1453 İstanbul'un fethi, tarih 1 Haziran 1453 Ayasofya'da "Allahü ekber" sedalarıyla ezanın okunuluşu ve nihayet, cuma namazından sonra Sultan Fatih'in meşhur duası. Şu anda, Kültür Bakanlığı olarak dikkat çekmemiz gereken, vakıflardan sorumlu Devlet Bakanlığımızın da şu anda arşivinde bulunan Fatih Vakfiyesi Topkapı Sarayı 1835/144-149'da bulunan meşhur Ayasofya Vakfiyesinden bir pasaj okuyacağım; keza, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Fatih Vakfiyesi 1938/369 ve 370'te de aynı pasajı bulabilirsiniz; okuyorum: "Sultan Fatih çok zevkli; İstanbul fetholunmuş, Ayasofya'da namaz kılınmış ve diyor ki: 'İşte, bu benim Ayasofya Vakfiyem dolayısıyla, kim bu Ayasofya'yı camie dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse, onu iptal veya tadile koşarsa fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camiin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse, ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haramı işlemiş ve günahları kazanmış olurlar. Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah'ın, Peygamberin, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın onların. Kim bunları işittikten sonra hâlâ bu değiştirme işine devam ederse günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah'ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir.'" Ayasofya adlı vakfiyenin, Ayasofya Camiinin içine ait olan hizmetlerle ilgili vakfiyesini de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bendeniz "Ayasofya İhaneti" adlı kitabıma ondört sayfalık vakfiye dokümanlarıyla beraber -Sayın Bakanıma takdim edeceğim, hediye edeceğim- dercetmiştim. Niçin bu konuyu gündeme getiriyorum. Her milletin kendisine ait makro hedefleri ve millî hedefleri vardır. İsrail, “arzı mevud” diyor. Bayrağında İsrail işaretinin alt ve üst birer şeridinde mavi şerit "ben, Fırat'tan Nil'e kadar her yerde, bu simgeyi, yani, bu İsrail simgesini, Yahudi simgesini bulundururum" diyor. Yunanistan, megala ideasıyla, en üste koymuş olduğu Hıristiyan işaretiyle, kendi Ortodoks birlikteliğini ortaya koyuyor. Oysa, benim en önemli makro hedefim, en önemli millî hedeflerimden bir tanesi, 65 milyon insana yapılan bir ankette de görülmüştür ki, halkımızın yüzde 84'ü, kesinlikle ve kesinlikle, bir an önce, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasını istiyor. Bunların en başında, muazzam makalesiyle değerli profesör, dış politika uzmanı Fahri Somer Beyin yazmış olduğu bir makaledir, keza, Ahmet Kabaklı Hocaların ve benzerlerinin yazmış olduğu makalelerdir. Biz, niçin, Kültür Bakanlığının en önemli makro hedefinin, bir an önce, yerine gelmesini istiyoruz? işte, bu hedeflerin yerine gelmesi için, Sayın Bakanıma arz etmek istediğim hususlar şunlardır: Öncelikle, Ayasofya Kararnamesi diye, 24.11.1934'te gündeme gelen kararnamenin; 1. Numarısı yoktur, 2. Resmî Gazetede yayımlanmamıştır, 3. İcra vekilleri denilerek imza atılmış; bakan, reisicumhur ve başbakan denilerek üçlü kararnamede imza altına alınmamıştır, 4. Kararnamelerin bulunmuş olduğu, şu anda Meclisimiz dahil, hiçbir kararname arşivinde bunu bulamazsınız, 5. Sicill-i kavânîn, düsturlar ve kanunlarımız gibi eserlerimizde de, yoktur. Baktığımız zaman, kasım ayına ait 19 numaralı, 67 numarasız, toplam 86 kararname vardır; fakat, Sayın Bakanımız, zatı âliniz başta olmak üzere, herkes, Millî Kütüphaneye müracaat ettiğinde, kanunlar dairesine müracaat ettiğinde, bu 86 kararnameden bir tanesinin, Ayasofya'ya ait olmadığını göreceklerdir. Bizim için, onlardan çok daha önemli husus, hukuk devleti olduğumuz için, anayasal bir devlet olduğumuz için, asıl Ayasofya'nın, Anayasaya aykırı, hukuka aykırı, Yargıtay kararlarına aykırı, literatüre aykırı, teamüllere aykırı, bilime aykırı, vakfiyelere aykırı ve vakıf hükümlerine aykırı olarak, hâlâ ezana hasret şekilde tutulmuş olmasıdır. BAŞKAN – Sayın Ceylan, 2 dakikanız var efendim. HASAN HÜSEYİN CEYLAN (Devamla) – Ben, bu kısa konuşmamda, hemen, şunu ifade ediyorum: Anayasa Mahkemesinin 1967/47 ve 30.11.1969 tarihinden vermiş olduğu kararda, Vakıflar Kanunuyla tanınan vakıf taşınmaz mallarının, bu vakıfların mülkiyeti altında olduğunu ve hiç kimsenin bozamayacağını karar altına almıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğünün 4.12.1971 tarih ve 69/2860 sayılı kararında "kesinlikle, vakıf mallarının tahsis edildikleri amaca uygun olarak kullanılması esastır" denilmiştir. Hükümetimizin Değerli Bakanı Sayın Cemil Çiçek Beyefendinin deruhte ettiği Bakanlıkta bu karar vardır ve yine, Hükümetinizin deruhte etmiş olduğu Yargıtayın 16.9.1974 tarih ve 3559 sayılı kararında "vakıf, başlıbaşına mevcudiyeti haiz olmak üzere, bir malın belli bir amaca tahsisidir; bu amaç neyse, gelecek bütün zamanlara şamil olmak üzere, o amaca uygun olarak düşünülen tüm bu hukukî faaliyetleri göstermesidir" denilmektedir. Yargıtay kararına rağmen, Anayasa kararlarına rağmen, Vakıflar Genel Müdürlüğünün ana kararlarına rağmen, hukuk kararlarına rağmen ve en önemlisi, 1955 yılında kabul edilen 6570 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasıyla "mabetler kiraya verilemez; ibadethanelerin haricinde hiçbir iş için kullanılamaz" diye kesin karar verilmişken, bu kararları, Sayın Bakanım göz önünde bulundurarak, en kötü ihtimalle, bu 29 Mayıs Fetih Gününde ve fetih kutlamalarında; hele hele, Kardak Krizinin yaşandığı, Yunanistan'la krizlerin yaşandığı bu noktada, Ortodoks alemine karşı, bu aziz Türk Milletinin Ayasofyasında yeniden ezan okutmayı, namaz kılmayı, bu kanunsuzluğu da üstelik gidererek, yapmanızı bendeniz, çok değerli bir bakanımın huzurunda ifade ediyorum. Sayın Bakanım, siz, bu milletin meydanlarında heykelinizin dikilmesini istiyorsanız, İslam dünyasında hayır duası almayı istiyorsanız, bunun, bir an önce, yerine getirilmesini sağlayın; yoksa, Allah'ın izniyle, bu millet, en kısa zamanda, benim Grubuma bunun açılışını nasip edecektir. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Ceylan, teşekkür ederim. ANAP Grubu adına, İçel Milletvekili Sayın Halil Cin; buyurun efendim. Sayın Cin, süreniz 10 dakika; biliyorsunuz, eksüre vermiyoruz... ANAP GRUBU ADINA HALİL CİN (İçel) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partilerüstü stratejik önemi haiz millî bir dava olan Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşmak, esasında, geçmişimiz, günümüz, geleceğimiz üzerinde ortak bir değerlendirme, bir otokritik yapmak demektir. Konuşmam, bu anlayış üzerine bina edilmiştir. Hepimiz biliyoruz ki, insanı insan yapan, eğitimdir. Bütün, çağdaş Batı toplumları da, insanlarını 21 inci Asra hazırlayacak eğitim sistemi üzerinde yoğun bir çalışma yapmaktadırlar. Eğitimin amacı, insanı, maddî ve manevî bir bütün olarak geliştirmektir. Gerçekten, hayatımızda ve çevremizde şikâyet ettiğimiz çeşitli olumsuzluklar, sorunlar bahis konusu olduğu zaman, bunlar hep eğitimle irtibatlandırılır. Örneğin, toplumda çalışkanlık ve başarı takdir edilmiyorsa; vefa, kadirşinaslık, hakseverlik gibi yüksek, insanî ve ahlakî değerler unutulmaya yüz tutmuşsa; halk politikacısına güvenmiyorsa; politika ahlakî temel ve dürüstlükten uzaklaşıyor, bireysel çıkarların aleti yapılabiliyorsa; kısacası, dürüst, güvenilir, bilgili, aydınlık düşünceli, kaliteli insan azlığından şikâyet ediliyorsa; bütün bu hastalıkların temel sebebi eğitimdir. Bu demektir ki, eğitim sistemimizde, ilim, irfan, millî ve manevî, insanî ve ahlakî değerler icap ettiği şekilde öğretilememektedir. Çağdaş eğitim, toplumun geçirmekte olduğu köklü değişim ve gelişime cevap verebilecek şekilde organize edilmelidir. Bu manada, küreselleşme ve demokratikleşme olaylarının eğitime yansıması zorunludur. Devletin bir numaralı görevi eğitimdir. Eğitim, insana ve topluma kendini yenilemeyi öğretmelidir. Bizatihi, sürekli ve başarılı değişim isteyen eğitimin temel unsuru olan öğretmen de, sürekli, kendini yenilemek zorundadır. Her öğrenciye, kendi kendine öğrenme yeteneği aşılayan öğretmen, bir planlamacı, bir gözetmen, bir takdisyen ve aynı zamanda, öğrenme sürecinin kritiğini yapan bir kişi olmalıdır. Çağdaş eğitimde öğretmen, zorlaştıran değil, kolaylaştıran kişidir. Bütün Batı ülkeleri 21 inci Asra kendilerini böyle bir anlayış içerisinde hazırlamaktadırlar. Türk millî eğitimi, özellikle, sekiz yıllık ilköğretime, en kısa zamanda, bütün ülke düzeyinde geçmek suretiyle, bu yolda gerekeni mutlaka yapmalıdır. Yaşadığımız yeni toplum modelinde köklü değişiklikler, bilgi ekonomisi, yüksek beceri, yüksek teknoloji, yüksek ücret birbirine sıkı sıkıya bağlı olan unsurlar olacaktır. Yeni eğitim modelinde, daha çok öğrenme, daha geniş tecrübe ve daha çok bireysel sorumluluk, eğitim ve öğretimin temel amaçları arasında yer alacaktır. Üniversitelerin, ülkenin ihtiyacı olan kaliteli insan gücü potansiyelini hazırlayabilmesi için, gelişen ve değişen dünyada oynadıkları rollerin doğru tayini de, eğitim ve öğretim sistemi içerisinde çok büyük önem arz etmektedir. Bugün, eğitim-öğretim sistemi içinde yetiştirilen insanın, toplumun, ekonomik beklentilerine, ihtiyaçlarına cevap verebilecek niteliklere haiz olması gerekir. Bu sebeple, üniversiteler, toplumların dinamik, yapıcı, yaratıcı müesseseleri olmak zorundadırlar; gençler, üniversitelerden, meslekî ve bilimsel bir eğitim beklemektedirler. Üniversitelerin -kendi millî kültür değerleri çerçevesi içinde-modern bilgiyi, kitlelere nakletmesi büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple, küreselleşme, eğitimde standardizasyon,akretidasyon, öğrenci ve öğretim üyesi mübadelesi gibi hususlar, eğitim-öğretim sistemi içinde, üniversiter öğretimde büyük önem arz etmektedir. Bütün üniversitelerimizin, Avrupa Ekonomik Topluluğu üyelerinin dahil olduğu, Erasmus Projesine girmeleri en büyük temennimizdir. Üniversitelerin, üzerinde hiç tereddüt etmeden ısrar etmeleri gereken husus, akla ve gerçeğe şartsız yöneliştir; üniversal değer olan bilimsel faaliyetler bundan ortaya çıkar. Üniversite eğitim öğretimi, insana müspet ilim ve akıl temelinden hareket etmeyi, objektif olmayı, peşin hüküm veya art niyetlerden soyutlanarak düşünmeyi öğretir. Bugün rahatsız olduğumuz, çok şikâyet ettiğimiz çifte standart kullanma, dün ak dediğine bugün kara diyebilme, fikrî haysiyetten yoksunluk gibi birçok beşeri kusurların yaygınlaşması, eğitim sistemimizin zaaflarından kaynaklanmaktadır. Türk üniversitelerinin sorunları, zihniyet, eğitim- öğretim yönetimiyle ilgili olanlar, malî kaynak ve buna bağlı olarak fizikî ve beşerî altyapıya taalluk edenler ile araştırma azlığı, yüksek okullaşma oranındaki düşüklük ve kalite noksanlığı sorunları vardır. Tüm bu problemlerin temelinde yatan sebep -ortak sebep- şüphesiz ki kaynaktır. Çağdaş üniversite çağdaş toplumdan doğar. Çağdaş toplum, bilgi çağını yaşayan toplumdur. Bilgi çağının özelliği ise, bilim ve teknolojidir. Ülkenin genel kalkınması ve zenginliği ile üniversitelerin çağdaşlaşması arasında, doğrudan bir ilişkinin mevcut olduğu unutulmamalıdır; zengin ülkelerin üniversiteleri de kalkınmış, gelişmiştir. Türkiye son zamanlarda, eğitim harcamalarına, gayrı safî millî hasılasındaki gelişme oranında, önemli kaynaklar tahsis etmektedir. 1992 yılında, bütçeden -toplam harcamalar içinde- eğitime ayrılan pay, son 30 yılın en yüksek oranına, yüzde 22'ye ulaşmıştır; ancak, ekonomik durumumuzdaki olumsuzluklara paralel olarak, bugüne kadar, maalesef, son 4-5 yıl içerisinde, bu miktar sürekli düşmüştür. Örgün öğretimde, 2000'li yılların başında, yüksek okullaşma oranının yüzde 20'yi aşması planlanmıştır; açık öğretimle bu oran yüzde 30'lara yükselecektir. Eğitim-öğretimin niteliği, öncelikle, öğretmen veya öğretim üyesinin kalitesiyle, araç-gereç ve laboratuvarlarla ilgilidir. Eğitim sistemimizin temel sorunlarından biri, öğretmen yetiştirme usulündeki yetersizliktir. Öğretmenliğin bir sanat, insan mimarlığı olduğu unutulmamalı, öğretmenlik cazip bir meslek haline getirilmeli, öğretmen yetiştirme sistemi yeniden ele alınmalı ve öğretmen geçim sıkıntısından kurtarılmalıdır. Orta ve yükseköğretimi boyunca, bireye, ülkenin bölünmezliği, millî birlik ve beraberlik ruhu ile cumhuriyetin temel vasıfları olan millî, laik ve demokratik sosyal hukuk devleti idealleri kazandırılmalıdır. Eğitimle, bireye, toplumun vazgeçilmez bir parçası olduğu, bir yandan, sosyopolitik ve ekonomik açıdan topluma karşı sorumlulukları bulunduğu anlatılmalıdır. Eğitim programları, çağın ihtiyaçlarına göre düzenlenmelidir. Üniversitelerimizde, özel ve kamu sektörünün ihtiyaçlarına cevap verecek bilgi ve yetenekte, yaratımcı, girişimci bireyler yetiştirecek sisteme ihtiyaç vardır. BAŞKAN – Sayın Cin, 2 dakikanız var efendim. HALİL CİN (Devamla) – Yüksek okullaşma oranını, -kaliteyi düşürmeden, hatta, yükselterek- artırmanın en rasyonel yolu, yeni üniversite açmak yerine mevcut üniversitelerin geliştirilmesidir. Bu üniversitelere, belirli periyotlar içerisinde, yoğun yatırım desteği vermek suretiyle, bu amaca ulaşmak mümkündür. Öğretim üyeleri arasında kalite ve ölçüm standartlarının geliştirilmesi, üniversiter öğretimde önem arz etmektedir. Öğretim üyeleri, çok ders vererek geçimini sağlama sıkıntısından kurtarılmalı ve araştırma görevliliği teşvik edilmelidir. Öğretim üyesi, belli bir kıdem ve araştırma düzeyini aştıktan sonra sürekli kadroya atanmalı, sürekli kadroya atanmayanların sözleşmeleri beş yılda bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Diğer taraftan, yargı kararlarıyla sınıf geçme ve akademik dereceler tevcihi, yükseköğretimde kaliteyi düşüren sebepler arasındadır. Bu husus, bilhassa, nazara alınmalıdır. Yükseköğretim sistemimizin çağdaş bir düzeye ulaştırılabilmesinde, üniversiter zihniyete sahip üniversite yöneticilerinin rolü çok büyüktür. Bazı üniversitelerimizde marjinal düşüncelerin örgütlendiği, hatta, üniversite yönetimine hâkim oldukları bir vakıadır. Bu üniversitelerde çağdışı bir yönetim anlayışı sergilenmekte, yönetimdekilerin zihniyetine ve uyguladıkları totaliter anlayışa katkıda bulunmayan dekanlar, müdürler istifaya zorlanmaktadır. İdarî özerklik, bu tür yöneticilerin elinde Demoklesin kılıcı görevini yapmaktadır. YÖK bunları denetlemelidir. Gerekli tedbir alınmadığı takdirde, böyle yönetilen üniversitelerimizde bilimsel özerklik yok edilecek, dünyaya at gözlüğüyle bakan, kendi düşüncesinden olmayanlara hayat hakkı tanımayan, antidemokratik, çağdışı görüşlerin sahibi insanlar yetiştirilecektir. Atatürk ilke ve inkılapları ve devletin temelini teşkil eden... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Hocam, kusura bakmayın, kimseye ek süre vermiyorum. Konuşmanız gerçekten çok güzel; ama, benim elimde değil. Özür dilerim... Benim en fazla değer verdiğim adalet ve eşitliktir... HALİL CİN (Devamla) – Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Hocam. ANAP Grubu adına ikinci konuşmayı yapmak üzere, Konya Milletvekili Sayın Ahmet Alkan; buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar) Sayın Alkan, konuşma süreniz 10 dakikadır. ANAP GRUBU ADINA AHMET ALKAN (Konya) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Kültür Bakanlığı bütçesi üzerinde, Anavatan Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere huzurlarınızdayım. Sözlerimin başında, Yüce Meclisi ve bizi izleyen aziz milletimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Anadolu coğrafyası, tarih boyunca, sadece fizikî coğrafya ve maddî açıdan değil, kültürel bakımdan da dünyaya yön veren temel kültürlerin buluşma noktası, kilit taşı konumunda olmuştur. Bunun içindir ki, her dönemde Anadolu, dünyaya hâkim kültür değerlerini geliştiren ve insanlığın hizmetine sunan coğrafya konumunu muhafaza etmiştir. Son bin yıllık dönemde, İslam kültürüne mekân olan bu cennet ülke, maddî olduğu gibi, manevî alanda da kendi tarihinin zirvesine ulaşmıştır. Son ikiyüz yılı, yaşadığımız inkıraz ve bundan kurtulma çarelerini tartışmayla geçirdik. Dünyada yaşanan hızlı değişim ve teknolojik gelişmelerin uzağında kalmanın getirdiği hâkim kültür konumundan, mahkûm kültür konumuna düşmek, maddî değerlerimizi olduğu kadar, manevî değerlerimizi de temelinden sarstı. Hele hele, Batı'yla aramızdaki teknolojik uçurumu kapatmanın yollarını yanlış noktalarda aramanın faturasını çok ağır ödedik; ödemeye de devam ediyoruz. İçinde bulunduğumuz geçiş dönemi, bizim neslimize, toplum olarak bizim kendi kültürel genetiğimizi doğru teşhis etme ve bu kültürel genetikle zıtlaşmayan davranış biçimlerini, maddî ve manevî kültür unsurlarını geliştirme sorumluluğunu yüklemektedir. Bizim, kültürel hayatımızı sağlam temellere dayandırmamızın, doğru referans öğelerini tespit etmemizin şartı, bu genetiği doğru teşhis etmek ve doğru anlamaktır. Bu yapılabildiği takdirde, düşünme ve çağdaş Türk kültürünün yeni unsurlarını üretme çabalarımızı, teknolojik gelişmeleri doğru zeminde ve gerektiği süratte devam ettirebilecek dinamik bir konuma getirebiliriz. Özellikle son yetmiş yıldır yaşadığımız devlet-millet çatışması, varlık ve inanç hamurunda hoşgörü, sevgi ve uzlaşma bulunan yüce milletimizin yaşamaya mahkûm edildiği en büyük çelişki olmuştur. Cumhuriyetin kuruluşuyla, yakın geçmişini -yani, Osmanlıyı- reddederken, uzak geçmişine de biraz mütebessim bakan ve yeni bir millet, yeni bir kültür, yeni bir tarih ve bu yenilerin yeni insanını oluşturmaya yönelen; ama, bunları, bin yıllık tarihî mirasın şekillendirdiği Müslüman Türk insanı ile gerçekleştirmeye çalışan bir anlayışın yanlışlığı, artık, çok ağır faturalar ödenerek anlaşılmıştır. Sayın Kültür Bakanımız ve Bakanlığımızın değerli mensupları, yeni kültür unsurlarını kurumlaştırma çabalarında, bu kendi kendini reddedişin faturasını ağır ödediğimizi unutmamalıdır; bu kurumlaşma sürecinde, devlet-millet bütünleşmesini sağlayacak çabalara öncelik vermek zorunda olduklarını unutmamalıdır. Onun içindir ki, Kültür Bakanlığımız ve onun değerli çalışanları, Sayın Bakanın şahsında yakaladığı, kendi kendini murakabe etme şansını iyi kullanmalıdır, kullanacağına da inanıyorum. Bu muhasebeyi yapmadıkça, bugün, Kültür Bakanlığımızdan beklediğimiz kültür varlıklarımızın korunması ve yaygınlaştırılması, millî kültürümüzün geliştirilmesi, kökleştirilmesi, fikir, din ve vicdan hürriyetinin, bilim, sanat, basın ve teşebbüs hürriyetlerinin daha da kökleşmesi, insanın insana hoşgörüyle yaklaşmasını sağlayacak sevgi ve saygı ortamının oluşturulması gibi büyük hedeflere varmak, uzak hayaller olarak kalacaktır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu murakabeyi, bu muhasebeyi yapabilmenin birinci şartı; maddî kaynakları iyi değerlendirmek, bu maddî kaynakları yönetebilecek, yönlendirebilecek bir kadroyu oluşturmak ve bu kadronun önüne, tutarlı ve sağlıklı bir programı koyabilmektir. Bu bakımdan, geçmişi karalamak değil, ama, öncelikle sağlıklı kadroyu oluşturmak, sağlıklı programları bu kadronun önüne koyabilmek için, Sayın Bakanımız tarafından cevaplanmasını arzu ettiğim birtakım sualleri de burada ifade etmek istiyorum. Bildiğiniz üzere, bunların pek çoğu basına intikal etmiş, ama henüz net cevabı verilmemiş suallerdir. Bakınız, Kültür Bakanlığında, usulsüz işlemlerle bir vakfa para aktararak, vakıf kurmuş bürokratların olduğu söyleniyor; bu doğru mudur? Bakanlığa bir çadır tiyatrosunun hediye edildiğini; ama, bunun şimdi kayıp olduğunu duyuyoruz. Eğer, dürüst insanlar yönetimde bulunmuyorsa, doğru programları uygulama şansınız yoktur Sayın Bakanım. Bu tiyatro nereye gitmiştir? Bakanlığın, temsil ve ağırlama giderleri harcama kaleminden son beş yılda ne kadar para harcandığını bilmek istiyoruz. Bu para, kimlere ve hangi sebeplerle harcanmıştır? Bunun açıklanması, sizin, bundan sonraki programlarda, kamuoyunda uyandıracağınız güven açısından hayatî önem taşımaktadır. Bizim geleneğimizde, kendisinden sonra geleni mahkûm etmek nezaketsizliği yoktur. Halbuki, 24 Aralık seçimlerinden hemen önce, seçimlere çeyrek kala, memur sınavlarının açıldığını ve bu imtihanların usulüne uygun yapılmadığını duyuyoruz. Acaba, gerçekten, basına yansıdığı gibi, bu sınavların hedefi, kendisinden sonrakini mahkûm etmek, elini kolunu bağlamak şeklinde mi belirlenmiştir, uygulama böyle mi olmuştur; bilmek istiyoruz. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye için hayatî önemi haiz Karun Hazineleri, Türkiye'ye getirilmiştir. Bunu takdirle ifade etmek istiyorum; ancak, aynı takdir ölçüleri içerisinde tenkit etmek istediğim husus da, bu hazinelerden, çok değerli bir kuşun kaybolmasıdır. Bu konuda, acaba, Sayın Bakan, herhangi bir icraatta bulunmuş mudur? Yine, Bakanlığınız bünyesinde, bakan onayıyla açılmış soruşturmalardan söz ediliyor; özellikle bir genel müdür hakkında. Bu soruşturmanın, sonradan, yine bir bakan tarafından iptal edildiğine ilişkin bilgiler aldık; doğru mudur; bilmek istiyoruz. BAŞKAN – Sayın Alkan, 2 dakikanız var efendim. AHMET ALKAN (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Yine, basında uzun süredir konu edilen kaybolan tablolar konusunda, acaba, Sayın Bakan, herhangi bir teşebbüste bulunmuş mudur? Bunları da, bütün Türk Milletinin merak ettiğine ve bilme hakkının olduğuna inanıyorum. Yurtdışı kültür müşavirliklerinizde kaç kişi çalışıyor? Bunların bir kısmının, kültürle ve Bakanlığınızla alakası bulunmadığı söyleniyor; doğru mudur? Sayın Bakan, eğer, bu doğru mudur sorularının cevabı “evet” ise, üzülerek ifade edeyim ki, sizin, önümüzdeki günlerde, işiniz çok zordur; sizden beklediğimiz makro hedeflere ulaşmanız fevkalade zor olacaktır; ancak, ben, biliyorum ki, siz, zorun adamısınız; bunları da mutlaka başaracaksınız. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür Bakanlığımızın bütçesi, 11 trilyon 959 milyar liralık bir meblağa erişmiş. Bunun yeterli olmadığını biliyoruz; mevcut kurumsal yapı çerçevesinde bu dağıtımın yapıldığını da biliyoruz. Bu dağıtımın şeklini, hangi kuruma ne kadar verildiğini tenkit etmek mümkündür, çok da kolaydır; ancak, bizim, Sayın Bakandan beklentimiz, bu dağıtımın değiştirilmesi değil, Türk kültürüyle ilgili, Türk Milletiyle ilgili makro hedeflerin ortaya konulmasıdır. Diğer kurumlarla en kolay koordinasyon sağlayabilecek bakanlığımız, Kültür Bakanlığıdır ve mutlaka sağlaması gereken bakanlığımız Kültür Bakanlığımızdır. Bir Millî Eğitim Bakanlığının, bir spor bakanlığının, bir Sanayi ve Ticaret Bakanlığının; yani, ister maddî, ister manevî konularla ilgili olsun, bütün bakanlıkların çalışmaları içerisinde Kültür Bakanlığımızın etkisini ve damgasını görmek istiyoruz. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) AHMET ALKAN (Devamla) – Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Alkan, teşekkür ederim efendim. DYP Grubu adına ilk konuşma, İstanbul Milletvekili Sayın Hasan Tekin Enerem'in. Buyurun efendim. Sayın Enerem, süreniz 10 dakikadır; süreyi uzatmıyoruz biliyorsunuz. DYP GRUBU ADINA HASAN TEKİN ENEREM (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere huzurlarınızda bulunuyorum. Bu vesileyle, Yüce Meclisi ve televizyonları başında bizleri izlemekte olan tüm vatandaşlarımızı, Grubum ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Ayrıca, yeni kuşakları, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, millî, manevî ve moral değerlerimize sımsıkı bağlı, yüreği vatan, millet ve bayrak sevgisiyle çarpan, toplumumuzu çağdaş uygarlığın seçkin bir ortağı haline getirmeyi tek amaç, tek hedef edinen bireyler olarak yetiştirme çabasını büyük bir özveriyle sürdüren tüm eğitimcilerimize, tüm öğretim üyelerimize ve tüm öğretmenlerimize en içten takdir ve şükranlarımızı sunmayı da bir borç biliyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilindiği gibi, yaratılmışların en yücesi, en mükemmeli insandır. Dünyadaki bütün buluşlar, bütün gelişmeler, insanın daha mutlu, daha huzurlu, daha güvenli ve daha çağdaş bir yaşama ulaşması içindir. Böylesine bir ortam ve böylesine bir durum, ancak, fırsat eşitliğine açık bireylerin, ilgi ve yeteneklerine, toplumun ihtiyaçlarına uygun bir biçimde yetişmelerini hedefleyen, fonksiyonel, çağdaş, verimli, günün şartlarına göre değişebilir dinamik bir eğitim politikasının üretilmesi, bu politikanın ödünsüz ve eksiksiz uygulanmasıyla gerçekleştirilebilir. Eğitim sorununa geçerli ve tutarlı bir çözüm getiremeyen toplumların hiçbir alanda başarılı olmaları, dengeli bir biçimde kalkınmaları beklenemez, beklenmemelidir, çünkü, eğitim, gelişmenin hem etkili aracı hem de ideal amacı olan insan unsurunu ileri teknolojiyle tanıştırır ve onu kullanılır hale getirir, çünkü, eğitim, ekonomik kalkınmanın dinamosudur, çünkü, eğitim, üretimin, hem çekici hem de itici gücüdür, çünkü, eğitim, toplumların kaderlerinin belirleyicisidir. Bu nedenledir ki, birey olarak, toplum olarak başarıya ulaşmanın, çağdaş olmanın, çağı yakalamanın yolu, isabetle seçilen, ödünsüz ve başarılı bir biçimde uygulanan eğitim ilke, politika ve hedeflerinden geçer. Bu ilke ve politikaları uygularken, bu hedefleri yakalamaya çalışırken karşımıza çıkacak engelleri aşabilmek için, çağımızın gerektirdiği nitelik ve nicelikte bir eğitim anlayışını egemen kılmak ve bununla ilgili gerekli ortamı hazırlamak zorunluluğuyla karşı karşıya bulunduğumuzu da unutmamalıyız. Bunu bir an önce gerçekleştirmeliyiz. Çünkü, eğitimde, ezberci, şekilci, bilgi aktarıcı, taklitçi ve transferci bir anlayış artık çağın gerisinde kalmıştır; onun yerini, anlayan, düşünen, yorumlayan, karşılaştıran, eleştiren, üreten, paylaşan bir anlayış almıştır. Bu anlayıştan hareketle, eğitim sistemimiz, siyasetçilerin, bilim adamlarının, eğitim uzmanlarının, bürokrat ve teknokratlarla, özel ve resmî kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımıyla mayıs ayında Ankara'da toplanacak olan 15 inci Millî Eğitim Şûrasında sorgulanarak değerlendirilecek, millî çıkarlarımızdan ödün verilmeksizin, çağdaş bir yaklaşımla, yeniden yapılanma ilke ve politikaları belirlenecektir. Ön hazırlıkları büyük bir özenle sürdürülerek tamamlanan bu Şûradan, eğitimimiz yararına, ülkemiz yararına çok önemli ve kalıcı kararların çıkacağını umuyoruz. Gerek bu kararlar ışığında hazırlanacak yeni düzenlemelerin gerekse eğitimimizde niteliğin artırılması amacıyla daha önceden hazırlanan proje ve tasarıların yaşama geçmesi için, Doğru Yol Partisi olarak her türlü desteği vereceğiz, vermekten de kıvanç duyacağız. Eğitmle ilgili her iyileştirme önerisinin -"iktidar, muhalefet" kavramlarının bir yana bırakılarak- bütün milletvekillerimiz tarafından benimseneceğine ve gerçekleşmesi için destek bulacağına da içtenlikle inanıyoruz. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yeni eğitim anlayışının uygulanmasında en büyük görevin öğretmenlerimize düştüğü görüşünü hepimizin paylaşacağını umuyorum. Bu nedenledir ki, öğretmenin, hizmet öncesi eğitiminden, hizmet içinde yetiştirilmesine ve huzurlu bir çalışma ortamına kavuşturulmasına kadar, her türlü kaygıdan uzak bir hayat standartına kavuşturulması, günümüzde büyük önem kazanmıştır. Öğretmenin görevinin, sadece okulun dört duvarı ile sınırlı olduğunu sanmak da, bana göre çok yanlıştır. Özellikle, millî birlik ve bütünlük içerisinde kaynaşmış bir millet olma gerçeğinden bizi koparma girişimleri karşısında, birlik ve bütünlüğümüzü korumada ve pekiştirmede, eğitim gibi güçlü ve sihirli bir silahın kullanımında en büyük görev, yine öğretmenlerimize düşmektedir. Bu bağlamda, öğretmenlik, hem çok güç ve sorumlu hem de çok kutsal ve onurlu bir meslektir. Konuşmamı, eğitimle başlayıp, onun odağında bulunan öğretmenle sürdürmenin önemli bir nedeni, özel bir amacı vardır. Büyük Önderimiz Atatürk, "Öğretmenler, yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri sizler yetiştireceksiniz. Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin değeri, sizin maharetiniz ve fedakarlığınız derecesiyle orantılı olacaktır. Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister" sözleriyle, öğretmenlik mesleğinin hem yüceliğini hem de sorumluluğunun önemini ve büyüklüğünü belirtmiştir. Öğretmenlerimizin, dün olduğu gibi, bugün de, yarın da atalarının güvenine layık olma konusunda her türlü özveriye katlanacağından hiçbirimizin kuşkusu yoktur ve asla olmayacaktır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öğretmenlik, mesleklerin en onurlusu, en kutsalıdır diyorum; çünkü, milletimizin refah ve mutluluğu, gelecekteki kaderi, öğretmenin elindedir; çünkü, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, anlaşmayı, uzlaşmayı, paylaşmayı bilinçli bir olgu haline getiren öğretmendir; çünkü, çağdaş, uygar, ileri, güçlü bir millî devlet olabilmemizi gerçekleştirecek olan, eğitimin temel unsuru, insanın ve toplumun yegâne mimarı öğretmendir; çünkü, yetişen kuşaklara, ömür boyu silinmeyecek izleri ve davranışları kazandıran, cehaletle savaşan da öğretmendir; çünkü, vatan, millet, bayrak sevgisini gönüllere işleyen, iyilik, dürüstlük, sorumluluk duygularını ve davranışlarını geliştiren ve pekiştiren, yine öğretmendir. Sıraladığım tüm bu özellikler ve nitelikler, öğretmenin önemini, öğretmenlik mesleğinin yüceliğini anlatmaya yeterli değildir. Öğretmenlerimize, tüm kaygı ve düşüncelerden arınmış bir yaşam ortamı sağlanmalıdır ki, kendilerine büyük bir güvenle teslim ettiğimiz değerli evlatlarımızı Millî Eğitim Temel Kanununda ifadesini bulan amaç ve ilkeler doğrultusunda yetiştirmek, onlar için yakalanacak tek hedef, ulaşılacak tek amaç, gerçekleştirilecek biricik ideal haline gelsin. Bu davaya gönül veren Değerli Bakanımızın öğretmenin statüsünün yükseltilmesi konusunda Yüce Meclise sundukları yasa teklifini, iktidarıyla muhalefetiyle tüm milletvekili arkadaşlarımın yürekten destekleyeceğine içtenlikle inanıyorum. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; üniversitelerimiz, günümüzde, birçok sorunla karşı karşıyadır. Bu sorunların arasında, fizikî imkân, altyapı, bilimsel araştırma ortam ve olanakları, öğretim kadrosu yetersizliği temel olarak vurgulanabilir. Ayrıca, öğretim üyelerinin niteliklerinin artırılması, meslekî koşullarının iyileştirilmesi ve yeni nitelikli öğretim üyelerinin yetiştirilmesi büyük önem arz etmektedir. BAŞKAN – Sayın Enerem, 2 dakikanız var efendim. HASAN TEKİN ENEREM (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Ortaöğretim ile yükseköğretim arasındaki koordinasyon eksikliği hızla giderilmelidir. Üniversitelerimiz ile halkımızın ve iş âleminin karşılıklı etkileşimi ve üniversite-sanayi işbirliği sağlanmalıdır. Üniversite gençliğimize, psikolojik danışmanlık, rehberlik, sağlık ve sosyal yardım hizmetlerinin daha fazla ve daha etkin verilmesi, şüphesiz ki, eğitimin kalitesinin artırılmasına çok önemli katkılar sağlayacaktır. Özet olarak, çağdaş eğitim ve çağdaş üniversite hedefine ulaşmada gerekli tüm reformların hızla yapılması ve mevcut eksiklik, yetersizlik ve aksaklıkların giderilmesi yolunda gösterilecek samimî gayret ve yapılacak etkin çalışmaların, tereddütsüz destekçisi olacağız. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu inanç, bu duygu ve düşüncelerle, Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK ve üniversite bütçelerinin, eğitim camiamız başta olmak üzere, Yüce Milletimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (DYP ve ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Enerem. DYP Grubu adına ikinci konuşmayı yapmak üzere, İstanbul Milletvekili Sayın Namık Kemal Zeybek; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar) Sayın Zeybek, süreniz 10 dakikadır; süreyi uzatmıyoruz efendim. DYP GRUBU ADINA NAMIK KEMAL ZEYBEK (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın üyeler; Kültür Bakanlığı bütçesi ile ilgili olarak, DYP Grubu adına, görüşlerimi arz etmek üzere huzurlarınızdayım. Şimdi, Kültür Bakanlığımızın başında, ilgili ve bilinçli bir aydın, deneyimli ve başarılı bir yönetici var. Sayın Agâh Oktay Güner'in Kültür Bakanı olması, Bakanlık için bir bahttır diye düşünüyorum ve öyle de olacaktır. Eserleri, yazıları ve işleriyle, bu Bakanlığa, çok uygun bir isim olduğunu ortaya koymuş bir insandır. Kendisine başarılar diliyorum. Diliyoruz ki, bundan sonra kütüphanelerimiz daha iyi olacak, sayı olarak çoğalacak, içerisindeki kitap sayıları artacak ve halkımız -inşallah- kütüphanelere gitme alışkanlığına ulaşacak. Yine diliyoruz ki, müzelerimiz, müzelik olmaktan çıkacak, diri, canlı, hayatın içerisinde, millî kültürümüzü yayıcı, kucaklayıcı kurumlar haline gelecek ve halkımız, hiç olmazsa pazar günleri, tatil günleri, müzelere gitme alışkanlığına kavuşacak ve Bakanlık, bu konularda, gayret içerisinde olacak. Tiyatrolarımız, orkestralarımız, musiki topluluklarımız, kültür ve tabiat varlıklarımız eskisinden daha iyi olacak. Yani, Sayın Bakanın geldiği gün, her gün dünden daha iyi olmaya devam edecek ve Sayın Bakanımız kendisiyle uyumlu kadrolar bulacak -o, bunun en tabiî hakkıdır, bütün bakanların en tabiî hakkıdır- yarı siyasî makamlara, kendi anlayışına uygun insanları getirecek ve onlarla birlikte bakanlık işlerini daha iyi götürecek. Bunlardan şüphem yok da, asıl mesele şu bence. Bizim kültür meselemiz, Kültür Bakanlığının boyutlarını çok aşan bir mesele. Kültür Bakanlığı, işte bu saydığım işlerle uğraşan bir Bakanlık; ama, bizim kültür problemimiz çok daha büyük. Kültür ne; kültür, bir milletin ruhu; kültür olmazsa millet olmaz. Ben, milletleri denizlere benzetiyorum. Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz, okyanuslar; hep birbirlerine sularından verirler. Denizlerin suları buharlaşır, gider başka denizleri bulur, başka denizlere gittikleri andan itibaren o denizlerin suyu olmaya devam ederler. Milletler de böyle. Türk milletinden başka milletlere insanlar gider, o gittiği milletin ferdi haline gelir; başka milletlerden bize insanlar ve topluluklar gelir, bizim milliyetimizin mensupları haline gelirler. Demek ki, millet, bir soy değil, bir ırk değil; rasist anlamda milletin hiçbir anlamı yok. Öyleyse, millet ne; millet, kültür demek. Millet, kültür demek olunca, kültürün önemi ve değeri son derece artmış oluyor. Kültürün üç büyük temeli var; dil, din ve musiki. Tabiî ki, kültürün başka unsurları da var; ama, kültür, bu üç temel üzerinde oluşuyor. Bir milletin, bir milliyetin oluşmasının temelinde, bu üç faktör var. Kültür politikamız olmalı mı; olmamalı!.. Kültür politikamız olmayacaksa devletin olmasına lüzum yok. Gayet tabiî ki kültür politikamız olacak; çünkü, eğer, millet olarak var olmaya devam etmek istiyorsak, mutlaka, kültürümüzü oluşturan değerleri de değerlendirecek Kültür Bakanlığımızla birlikte bütün bakanlıklarımızın ve yöneticilerimizin bir politikaları olacak. Tabiatı gereği, kültür, millî olmak borcundadır; yani, tabiatı odur. Bir milletin kültürü gayri millî olamaz; çünkü, tabiatında bu vardır; ama, bir millet, aynı zamanda insanlık camiasında yaşar, tek başına yaşamaz; tek başına yaşamadığı için de, elbette ki, kültür, insanî olacaktır, insanî değerlere sahip olacaktır, insanlık âlemine açık olacaktır. Bizim için bir problem de, kültürümüzün, toplumumuzun çağdaşlaşma ihtiyacına uygun olarak kavranması ve geliştirilmesi gereğidir. Biz, ne yazık ki, bence, kültür meselesini çözememiş bir toplumuz. Biz, kültürümüzün temel değerleriyle barışık olmayan bir toplumuz; dilimizle barışık değiliz biz, dinimizle barışık değiliz biz, tarihimizle, kültürümüzle ve musikimizle barışık değiliz biz. Dilimizle niye barışık değiliz: Türkiye Cumhuriyetinin Türk Hava Yollarının uçaklarının üzerinde Türkçe yerine İngilizce tercih ediliyorsa, birileri, dilimizle kavga halindediir demektir. Eğer, çayevlerinin adı "cafe" oluyorsa, çayevleri "cafe" haline geliyorsa; aşevleri, lokantalar, yemekhaneler, kimileri tarafından "restorant" kimileri tarafından da "resçırınt" diye okunuyor, yani elin dilini de, İngilizceyi de bozarak "restorant" haline geliyorsa, böyle bir yaygınlık varsa, biz, dilimizle barışık değiliz, dilimizle kavga halindeyiz demektir. Eğer, bu ülkede, birileri "Türkçe bilim yapılamaz, öyleyse İngilizce yapalım" kararını veriyorsa ve bu karar uygulamaya konuluyorsa ve liselerimizde, üniversitelerimizde eğitim öğretim dili Türkçeden gayri dil oluyorsa, biz, dilimizle barışık değiliz demektir. Benim değerli dostum Oktay Sinanoğlu, dünya çapında bilim adamı, Japonya'da uzun seneler kaldı, ona ilk tanışmamızda sordum: Japonya'da liselerde ve üniversitelerde İngilizce mi eğitim-öğretim yapılıyor diye; cevabı şu oldu : "Ben de gittiğim zaman sordum Japonlara..." Cevapları şu olmuş : "Ne ilgisi var; biz müstemleke miyiz, biz sömürge miyiz?! Japonya'da, hiçbir okulda, Japoncadan gayrı bir dilde eğitim-öğretim yapılamaz" Peki, bizim dilimiz Japoncadan daha mı güçsüz bir dil; neden bu merak?!. Yani, Türkçe bilim yapılamaz diyenlere, şunu hatırlatmak isterim ki, daha İngilizce diye bir dil yokken, Türkçe kitaplar yazılıyordu. Ne olur; şu olur : Bu gidiş devam ederse, bu merak devam ederse, üniversitelerimiz mevcut olanları taklit ederek, sınırları genişletip, yeni yeni, İngilizce eğitim öğretim yapan yerler açarlarsa, liselerimiz de Türkçeyi bırakıp, İngilizceye dönerse, bir müddet sonra Türkçe, gerçekten, bilim dili olma gücünü yitiririr; Türkçeyi yitirirsek de, elimizde hiçbir şeyimiz kalmaz; çünkü, millet, temelinde, dil demektir... BAŞKAN – Sayın Zeybek, 2 dakikanız var efendim. NAMIK KEMAL ZEYBEK (Devamla) – Efendim, 2 dakikam varsa, 2 dakikamı şöyle değerlendireyim: Dinimizle de barışık olmadığımızı biliyoruz; çünkü, bu ülkede bazı insanlar, insanlarımızın camilere gitmesinden, insanlarımızın tasavvuf yollarına yönelmesinden, Türkiye'de dindarlığın artmasından, insanlarımızın cemevlerine yönelmesinden, dillerine, dinlerine, mezheplerine yönelmesinden rahatsız oluyorlarsa, bunu bir problem haline getiriyorlarsa, demek ki, biz dinimizle de barışık değiliz ve eğer, bu ülkede birileri, birtakım gençler, kendi padişahlarına, padişahlarının resmine boyalı yumurta atacak kadar bilinçsizlik ortaya koyuyorlarsa, demek ki, biz, tarihimizle de barışık değiliz. (DYP, RP ve ANAP sıralarından "Bravo"sesleri, alkışlar) Dilimizle, tarihimizle, medeniyetimizle, özümüzle barışmalıyız; oradan güç alarak dünyaya ulaşmalıylız; dünyaya ulaşmanın başka bir yolu yok ve kültürümüzün değerlerini topyekûn dünyaya ulaştırmalıyız ve iddia ediyoruz ki, dünyamızın da, bizim Yunus Emremize, Mevlânamıza, Hacı Bektaşı Velimize, Ahmet Yesevimize, onların dili yücelten, aklı yücelten, insanlığı yücelten, hoşgörüyü ortaya koyan anlayışlarına ihtiyacı var. Ama, önce o köklere biz ulaşmalıyız, oradan güç alarak çağı, dünyayı kavramalı ve bilgi toplumu haline gelmeliyiz. Kültür politikamızın temeli bu olmalı; kültürümüz, dünyaya iki tarafı açılan kapıyla açık olmalı; hem dünyaya vermeli hem de dünyadan almalı; ama, biz olarak kalmaya da devam etmeliyiz. Hepinize saygılar sunarım . (DYP, RP ve ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN –Teşekkür ederim Sayın Zeybek. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ilk konuşmayı yapmak üzere Çorum Milletvekili Sayın Ali Haydar Şahin; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Şahin, süreniz 10 dakika; süreyi uzatmıyoruz efendim. Buyurun. CHP GRUBU ADINA ALİ HAYDAR ŞAHİN (Çorum) – Sözlerime başlarken, tümünüzü saygıyla selamlıyorum. Geleceğimizin güvencesi çocuklarımızın, yarının gereklerine uygun olarak yetiştirilmeleri ülkemiz için büyük önem taşımaktadır. 53 üncü Hükümet Programında "ilköğretimin ikinci kademesinde başlamak ve ortaöğretimde yoğunlaştırmak üzere, yönlendirme sistemine işlerlik kazandırılacaktır" denilmektedir. Temel eğitim, bir insanın alması gereken zorunlu eğitimdir. Bu eğitim, yönlendirmeyi kapsamaz; daha sonra ilgiye göre yönlendirme olmalıdır. Zorunlu eğitimin ikinci kademesinin de, kesintisiz ve aynı kurumda olması gerekir. Temel eğitim, bir bütündür. Temel eğitim, değişik süreli okullara bölünmemelidir. Temel eğitimin sekiz yıl, dokuz yıl olmasından öte, önemli olan, içinin dolu, nitelikli olmasıdır. Sosyal ağırlıklı, insan haklarına, demokrasiye duyarlı, evrensel değerlere sahip nesiller yetiştirmelidir. Bilgi hamalı yetiştirmeden çok, çocuklarımız, hayatta gerekli olan yaşam biçimini yönlendirecek bilgi ve değerlerle donatılmalıdır. İyi vatandaş, iyi insan; iyi vatandaş değil, iyi insan yetiştirmeli. Hitler de kendine göre iyi vatandaş yetiştirdi; Hitler'in "gestapo" dediği özel polisleri, Çavuşesku'nun "sekurute" dediği güvenlik güçleri, Humeyni'nin "devrim muhafızları", Saddam'ın "cumhuriyet muhafızları" bunların hepsi, onlara göre iyi vatandaştı; ama, çok sayıda cinayet işlediler. 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu gereği, 8 yıllık eğitim veren ilköğretim okulları uygulamasına 1970'li yıllarda başlanmıştır. Ancak, özellikle kırsal kesimde olmak üzere, uygulamada, çoğu okullarımızda, zorunlu eğitim süresi 5 yıldır. 1989 UNESCO istatistik yıllığında, dünyada zorunlu eğitim süresinin 5 yıl olduğu en geri sıradaki ülke sayısı 12'dir. Bunlar: Benin, Senegal, Kolombiya, Bangladeş, Burma, Hindistan, İran, Laos, Makau, Nepal, Vietnam ve Türkiye'dir. Görüldüğü gibi, ülkemiz de, maalesef, bu ülkelerin arasında yer almaktadır. Eğitim düzeyi, bir toplumun gelişmişlik düzeyinin başlıca göstergesi olarak kabul edilir. Ne var ki, 1950'li yılların başından bu yana, Atatürk devrim ve ilkelerinde yapılan sapmalar, geri dönüşler, eğitim alanını da etkilemiştir; dönemin halkevleri, köy enstitüleri kapatılmıştır. 1980'den itibaren, öğretmen yetiştiren kaynaklar tamamen kurutulmuş, imam– hatip okulları, izinli izinsiz Kur'an kursları yaygınlaştırılmış, okullarda din ile ahlak dersleri zorunlu hale getirilerek eğitimde laiklik ilkesi zedelenmiştir. ABDULLAH ÖRNEK (Yozgat) – Ne alakası var?!. BAŞKAN – Müdahale etmeyelim efendim. ALİ HAYDAR ŞAHİN (Devamla) – Değerli milletvekilleri, öğretmenlik, dün bizde, bugün bütün gelişmiş ülkelerde başarılı gençlerin heyecanla ve istekle koştukları bir meslek iken, şimdi, genellikle başarısı ortanın altındaki gençlerin başka seçenekleri olmadığı için girmek zorunda kaldıkları bir meslek durumuna düşmüştür. Ülkemizde eğitim, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkeleri doğrultusunda, siyasî grupların güdümünden uzak, ulusal kalkınmanın ve çağdaşlaşmanın temel olduğu bilinciyle, uygulamaya yönelik olmalıdır. NACİ TERZİ (Erzincan) – Hiç bilimsel konuşmaz mısın sen?!. ALİ HAYDAR ŞAHİN (Devamla) – Bu düşünceler doğrultusunda, 8 yıllık temel eğitim zorunlu kılınmalı, öğrenciler başarısızlıkla damgalanacağı yerde, ilgi ve yeteneklerine göre yetiştirilmeli, ders sayısı azaltılmalı, bilgi hamallığından vazgeçilmelidir. Fırsat eşitliğini zedeleyen, ayrıcalıklı okullar açılmamalı, her okulda, gerekli olanaklar sağlanarak eğitim kalitesi yükseltilmeli, gençlere, koşulları eşit okullarda yarışma fırsatı verilmelidir. Yozgat Sorgun'da olduğu gibi, “vakıf” adı altında kurulan Kur'an kurslarının, Millî Eğitim Bakanlığının denetim ve gözetimi altına alınması, imam-hatip okullarının ihtiyacı karşılayacak kapasiteyle sınırlandırılması; Yine, imam-hatip okullarının bütün ihtiyaçlarının Millî Eğitim Bakanlığınca karşılanmasına özen gösterilmesi, bu okullara yönelik bağış ve yardımların, doğrudan Millî Eğitim Bakanlığına yapılması gerekmektedir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz : Ulusal kültür bütünlüğü içinde, kültür mozaiğimizin farklı zenginliklerini, ayrımsız olarak geliştirilmesine ve eğitim sürecimize yeterince yansıtılmasına özen gösterilmesinden yanayız. Öğretmenlere sahip çıkarak, öğretmenliği yeniden saygın ve çekici bir meslek haline getirerek, onurlu bir yaşam için gerekli özlük haklarına kavuşturulmalarından yanayız. Öğretmenlerin sendikalaşmalarından ve grevli toplu sözleşmeli haklarına kavuşmalarından yanayız. Bu arada, Anayasa çerçevesinde, kamu görevlileri sendikaları yasa teklifini, CHP Grubu olarak, vermiş bulunuyoruz. Öğretmenlerin, ülke eğitim sistemi ve programıyla ilgili kararlara katılabilmelerinden yanayız. Ve biz, Atatürk'ün öngördüğü gibi, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür genç nesillerin yetişmesinden yanayız. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; zamanımız çok sınrlı olduğu için bu konuları çok dar anlamda söylüyoruz. Millî Eğitimin konusu 10 dakikada, 10 saatte, 20 saatte, elbette anlatılamaz. Gelecek yıllardaki bütçe görüşmelerinde, eğitim sisteminde atılımlar yapmış bir Türkiye'yi, sorunları azalmış, demokratik örgütlenme hakkını kazanmış eğitim ordusunu konuşacağımız inancıyla, hepinizi saygıyla selamlarken sözlerimi, çağımızdan 2600 yıl önce yaşamış Çin Ozanı Kuan-Tuğ'un, eğitimin gücü ve önem için yazdığı mısralarla bitiriyorum: “Bir yıl sonrasını düşünüyorsan eğer tohum ek, On yıl sonrası ise tasarladığın, ağaç dik, Ama yüz yıl sonrası için, halkı eğitmeye gayret et, Bir kez tohum ekersen, bir kez ürün alırsın, Bir kez ağaç dikersen, on kez ürün alırsın. Yüz kez olur bu ürün, eğitirsen ulusu, Birisine bir balık verirsen, doyar bir defalık, Balık tutmayı öğret, doysun ömrü boyunca.” Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin öğretmenlere, öğrencilere ve ulusumuza hayırlı, uğurlu olması dileğiyle saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Geriye kalan zamanımı da, devam edecek arkadaşıma devrediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şahin. Aşağı yukarı, zamanınızı zaten kullandınız. Efendim, ikinci konuşmayı yapmak üzere, İstanbul Milletvekili Sayın Ercan Karakaş; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar) 70 saniyelik bir zaman kaldı arkadaşınızdan; isterseniz onu da kullandırabilirim; terazimiz çok hassastır. (CHP sıralarından "Doğru, Başkan " sesleri) Buyurun Sayın Karakaş. ERCAN KARAKAŞ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür Bakanlığı bütçesi üzerinde, CHP Grubu adına söz almış bulunuyorum; sözlerime başlarken, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Hepimiz, tüm siyasî partiler, her fırsatta, kültür ve sanatın önemini vurguluyoruz; ülkemizin çok zengin bir tarihî ve kültürel mirasa sahip olduğunu söylüyoruz ve bu mirasın iyi korunmasını, gelecek kuşaklara aktarılmasın istiyoruz; ancak, buna rağmen, Kültür Bakanlığının bütçeden aldığı payın her yıl giderek düşürülmesi karşısında tepkisiz kalıyoruz. Az önce konuşan grup sözcüleri de, maalesef, bu konu üzerinde yeteri kadar durmadılar. Değerli milletvekilleri, Kültür Bakanlığı bütçesinin genel bütçe içindeki payı, binde 5'ten binde 4'e düşürülmüş durumdadır; geçtiğimiz yıl binde 5 civarında olan bu pay, 1996 bütçesinde binde 4'e düşürülmüştür. Bu, CHP olarak üzüntüyle karşıladığımız ve kabul etmediğimiz bir durumdur. Biz, Kültür Bakanlığının genel bütçe içindeki payının, hiç değilse, yüzde 1 olması görüşündeyiz. Kaynak yokluğunu gerekçe olarak, kabul etmiyoruz. Sadece rant sermayelerinden alınacak yüzde 10 vergiyle, 340 trilyonluk bir ek kaynak yaratılacağı bugün ispat edilmiş durumdadır. Eğer bu kaynak yaratılsaydı, kültüre olduğu gibi, milyonların beklentisi olan eğitime, sağlığa ve sosyal güvenliğe de yeteri kadar kaynak ayrılmış olunabilecekti. Değerli milletvekilleri, Kültür Bakanlığı bütçesinin, artırılacak yerde, binde 5'ten binde 4'e düşürülmüş olması, ülkemizin geleceğine olduğu gibi, geçmişine karşı da büyük bir haksızlıktır. Çünkü, Türkiye, zengin bir kültürel birikime sahiptir. Bu kültürel birikimin, arşivler, müzeler, koleksiyonlar, derleme ve yayın faaliyetleri aracılığıyla korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması, büyük harcamaları zorunlu kılmaktadır. Gümrük birliğine giren ve Avrupa Birliğine tam üyeliği hedefleyen bir ülke olarak Türkiye, çağdaş dünyaya, uygarlığa katkı sağlamak durumundadır. Bir ülkenin uygarlığa katkısının ise, ancak güçlü bir kültürel üretimle mümkün olduğunu bilmemiz gerekir. Diğer yandan, günümüz dünyasında bir ülkenin tanıtımı, her şeyden önce kültür tanıtımı demektir. Kültürel temeline oturmamış hiçbir tanıtım etkinliğinin kalıcılığı yoktur. Bu ise, yine, kaynak isteyen atılımlarla mümkündür. Değerli milletvekilleri, kültürel gelişmeyi, kalkınmanın temeli kabul eden ülkeler, bütçelerinden kültüre giderek daha çok pay ayırırken, bizdeki gelişmenin ters yönde olmasını anlamak ve kabul etmek mümkün değildir. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, birçok ülkede yerel yönetimler ve özel kuruluşlar kültürel ve sanatsal alana önemli maddî katkılar sağlamaktadır. Buna rağmen, bu ülkelerde kültüre genel bütçeden de önemli oranda destek verilmektedir. Örneğin; Avusturalya'da bu oran yüzde 5, Danimarka'da yüzde 3,34, Özbekistan'da yüzde 7, İsviçre'de yüzde 7,5'tir. Bu oranlar, ülkemizde, Kültür Bakanlığı bütçesinin, hiç değilse ilk aşamada, genel bütçenin yüzde 1'ine yükseltilmesi gerektiğini göstermektedir. Bizce, bu bir zorunluluktur. Bu zorunluluk, aynı zamanda ülkemizin geleceğine, gençlerine ve geçmişine karşı da bir borçtur. Türkiye, bu anlayışı geçerli kılabildiği ölçüde çağdaşlaşacak ve güçlenecektir. Değerli milletvekilleri, kültüre ayırdığımız kaynak kadar önemli olan diğer bir konu da, kültür anlayışı ve devlet-kültür ilişkilerine bakış açısıdır. Sayın Kültür Bakanının, göreve başladığı andan itibaren yaptığı açıklamalara baktığımızda, kendisinin, tekçi ve sınırlayıcı bir kültür anlayışına sahip olduğunu, bunu savunduğunu görüyoruz. Bu anlayışın, diyalog ve hoşgörü ortamına, çoğulculuğa, demokratik ve çağdaş değerlerin gelişmesine yarar sağlayacağını düşünmüyoruz. Günümüzde, artık, devletin, tekçil, önceden belirlenmiş toplumsal farklılıkları ve çeşitliliği gözden ırak tutan bir kültür politikasını aşağıdan yukarıya indirme meşruiyeti ortadan kalkmaktadır. Eskiyen bu anlayışın yerini şimdi, çoğulculuğu öne çıkaran, herkesin kendisini dilediği gibi ifade etmesine olanak sağlayan bir uygulama almıştır. Devlet, artık, toplumun kendisini ifade etmesi için gerekli koşulları ve altyapıyı hazırlamakla yükümlüdür. Türkiye'nin, etnik ve kültürel açıdan heterojen bir yapıya sahip olduğu gerçeğini kabul etmeyen bir anlayışın, kültür politikasında başarılı olması olanaklı değildir. Aynı şekilde, düşünsel ve sanatsal ifadenin sınırsız özgürlüğünü savunmayan bir anlayışın, kültür politikasının, topluma bir yarar sağlaması düşünülemez. Değerli milletvekilleri, elbette, ulusal kültürümüzün geliştirilmesinden yanayız; ancak, ulusal kültürün oluşabilmesi için ülkemizde var olan farklı düşünce, kimlik ve kültürlerin kendilerini ifade etmelerinin önündeki yasal ve fiilî engellerin de kalkması gerekir. Toplumda var olan farklı kimlik ve kültürlerin gelişmesini engelleyerek, ulusal kültürü güçlendirmek olası değildir. Sayın Bakanın, bugüne kadar yaptığı konuşmalarda ve açıklamalarda, çoğulculuk ve çoğulcu kültür kavramına pek rastlayamadık. Biz, kültürel çeşitliliği, ülkemizin bir zenginliği olarak görüyoruz. Bugün, Türkiye'nin yaşadığı sıkıntının önemli bir nedeni de, tekçil kültür anlayışından çoğulcu kültür anlayışına geçişle doğrudan ilgilidir. Bunu başardığımız oranda gerginliklerin azaldığına, hoşgörü ve barış ortamının ise geliştiğine hep birlikte tanık olacağız. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında da, kültür politikasına ilişkin olarak, buna benzer görüşler yer almaktadır. Kültürel zenginliği, kalkınma hamlesinin aslî unsuru sayan planda, kültür konusunda şu görüşlere yer verilmiştir; aynen okuyorum: "Kültür politikası, demokratikleşmeyi gerçekleştirmek ve insanı özgür kılmak; bu amaçla, kendisini tanımaktan ve açıklamaktan korkmayan bir toplum oluşturmayı hedef alacaktır." Devam ediyor "Vatandaşların etnik, kültürel ve dile ilişkin kimlik özelliklerinin özgürce ifadesinde, korunmasında ve geliştirilmesinde karşılaştıkları yasal ve fiilî eksiklik, engel ve sınırlamalar, ulusal bütünlük içerisinde giderilecektir." Değerli milletvekilleri, Sayın Bakanın beyanlarından, Yedinci Beş Yıllık Planın bu yaklaşımını tam olarak benimsemediğini, kültürü, bu çoğulcu yapıdan soyutlayarak, Türk-İslam sentezi üzerine oturtmaya çalıştığını görüyoruz. Bu anlayışın, bizi, toplumun ihtiyacı olan diyalog, hoşgörü ve barış ortamından uzaklaştıracağı görüşündeyiz; çünkü, bu anlayışı, farklı etnik kökenlerin varlığıyla, laiklik anlayışıyla ve anayasal yurttaşlığa dayalı toplum anlayışıyla bağdaştırmak mümkün değildir. Sayın Bakanın savunduğu kültür anlayışı, daraltıcı, dışlayıcı ve çatışmacı bir kültür anlayışıdır; çünkü, etnik köken, dil, kültür farklılıklarını ve hatta, İslamın içerisindeki farklılıkları bile dikkate almamakta, âdeta bunları yok saymaktadır. BAŞKAN – Sayın Karakaş, 2 dakikanız var efendim. ERCAN KARAKAŞ (Devamla) – Geçmişi 12 Eylül darbesine dayanan bu kültür politikası anlayışı, artık, toplumca aşılmıştır; bunu geri getirmeye çalışmak, toplumda yeni gerginliklere neden olacaktır. Değerli millletvekilleri, son günlerde basına yansıyan haberlerden, yapay bir “ulusal kültür-evrensel kültür” karşıtlığı yaratılmak istendiğini anlıyoruz. Bunu, doğru bulmuyoruz. Bilimin, teknolojinin, iletişimin ve ulaşımın hızla geliştiği günümüzde, kültürler arası alışverişin ve etkileşimin artması son derece doğaldır. Bunu, bir tehlike olarak görmek ve göstermek yanlıştır. Bütün kültürlerin eş saygınlıkta olduğu ilkesi doğru bir ilkedir. Toplumların, geçmişten devraldıkları kültür mirasını yeterli görüp içlerine kapanmaları bir yarar sağlamaz. O nedenle, biz, ulusal kültür ile evrensel kültürü karşıtlık olarak görmüyoruz ve bunun böyle gösterilmesini onaylamıyoruz. Tam aksine, uluslararası kültürel işbirliğinin geliştirilmesini istiyoruz. Değerli milletvekilleri, Kültür Bakanlığının asıl görevi, kültürün ve sanatın üretilmesi, sergilenmesi ve halkla buluşturulması için altyapı hazırlamak olmalıdır; sanatsal etkinliklere katılan ve izleyenlerin sayısının artmasına çalışmak olmalıdır. Tüm çağdaş demokratik ülkelerde, kültür politikaları, artık, özel kuruluşlar eliyle yönlendirilmektedir. Bizim de, bu yöndeki gelişmeleri hızlandırmamız gerekiyor. Ülkemizin bellibaşlı 46 sanat ve sanatçı kuruluşu, bir süredir sanatın özerkleşmesi yolunda önemli çalışmalar yapmış bulunmaktadır. Kapsamlı çalışmaların sonucunda, bu kuruluşlar, 2 Kasım 1995 tarihinde, Kültür Bakanlığıyla ulusal sanat kurulu oluşturulması için bir protokol imzaladılar. Sanatın gelişmesine ve vesayetten kurtulmasına önemli katkılar sağlayacağına inandığımız bu girişimin, her yönden desteklenmesini ve yasal statüye kavuşturulmasını, önümüzdeki dönemin en önemli görevlerinden birisi olarak görüyoruz. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Karakaş, arkadaşınız, 1 dakikaya yakın eksik konuştu; onu, size veriyorum. ERCAN KARAKAŞ (Devamla) – Teşekkür ederim. Değerli milletvekilleri, kültür alanındaki diğer önemli bir konu da, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasıdır. Anayasanın 63 üncü maddesi, bu görevi devlete vermektedir. Koruma kurulları, geçtiğimiz dönemde, rant beklentisi içinde olanların baskılarına karşı, önemli görevler yapmışlardır. Bu kurulların özerkliklerinin korunmasını istiyoruz ve bu kurullarda görev yapan insanların hakkındaki işlemin gözden geçirilmesini istiyoruz. Değerli milletvekilleri, Kültür Bakanlığı kadroları, genelde, yaptıkları işi, büyük heyecan ve sorumluluk anlayışıyla yapan insanlardan oluşmaktadır. Birçoğu, on yıllardır kamu görevinde bulunan birikimli insanlardır. Sayın Bakanın, göreve gelir gelmez, bu kadrolara karşı olumsuz beyanlarda bulunması ve sonrasında, henüz kendilerini tanıma fırsatı bile bulmadan, onlarcasının görevine son vermesini doğru bulmuyoruz. Bu tasarrufların gözden geçirilmesini istiyoruz. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Karakaş; süreniz bitti efendim. ERCAN KARAKAŞ (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamı bağlarken, son derece yetersiz bulduğum bu bütçenin, ülkemize ve kültür camiasına hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Karakaş. Gruplar adına konuşmalarda son grup olan Demokratik Sol Parti Grubu adına Kocaeli Milletvekili Sayın Halil Çalık; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar) Sayın Çalık, süreniz 10 dakika; süreyi uzatmıyoruz efendim. DSP GRUBU ADINA HALİL ÇALIK (Kocaeli) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı ve üniversiteler bütçesi üzerinde, Demokratik Sol Parti Grubunun görüşlerini sunmak üzere söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce, siz Sayın Meclis üyelerine ve bizi izleyen tüm yurttaşlarıma, Demokratik Sol Parti Grubu ve şahsım adına saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim, bir ülkenin kalkınmasını ve gelişmesini doğrudan etkileyen, geleceğini belirleyen, o ülkenin insanlarının geleneklerini ve çağdaş değerlerini uyum içerisinde kaynaştıran çok önemli bir süreçtir. Günümüz dünyasında, ülkelerin kalkınmışlığının gerçek ölçütü, o ülkenin nüfusunun çokluğu, ekonomisinin zenginliği, dolayısıyla, millî gelirden fert başına düşen payın yüksek olması, sanayi ülkesi olması değil, ancak, eğitilmiş insangücüdür. 1935 yılında, okuryazar olmayan nüfusun içinde kadınlarımızın payı yüzde 57,74 iken, 1990 Türkiyesinde, 71,01'e çıkmıştır; 1995 yılındaki düzeyde, 13,05 daha fazladır. Bu tablodan, eğitimde ne kadar geri olduğumuz açık ve seçik görülmektedir. Verilen eğitim de yetersizdir. Bunun, birçok nedenleri vardır. Eğitimde, başarısızlıkların bir nedeni de, sınıflardaki öğrenci sayısının fazlalığıdır. Birçok ilimizde, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında, sınıflardaki öğrenci sayısı, altmış-yetmiş, hatta daha da fazlayı bulmaktadır. Sınıflardaki öğrenci sayısının çokluğu, disiplinsizlik nedeni olduğu gibi, başarısızlık nedenidir de. Modern eğitim yöntemlerinde, sınıf öğrenci sayısının olabildiğince az olması gerekmektedir. Ayrıca, bu, yurdumuzda uygulanmakta olan programın da gereğidir. Dolayısıyla sıcak aile ortamı olması gereken derslikler soğuk, pis, kirli mekânlar haline dönüştürülmüştür. Eğitimimizdeki yetersizliğin, olumsuzluk ve başarısızlığın bir nedeni de branş öğretmenlerinin sınıf öğretmeni olarak atanmaları ve istihdam edilmeleridir Sayın Bakanım. Sınıf öğretmenliği, branş öğretmenliğinden apayrı bir alandır. Türkiye genelinde görev yapan onbinlerce sınıf öğretmeni, branş öğretmeni kökenlidir; bunun ivedilikle düzenlenmesi gerekmektedir. 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununda, öğretmenlik mesleğinin özel bir ihtisas mesleği olduğu; öğretmenlik mesleğine hazırlık, genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyonla sağlanır denilmektedir. Maalesef, bugün, ülkemizde ilk ve ortaöğretim kurumlarında görev yapmakta olan öğretmenlerimizin çok büyük bir bölümünün pedagojik formasyonu eksiktir. Bu durum, ancak, öğretmen yetiştiren kurumların programlarının yeniden düzenlenmesiyle giderilebilir. Öğretmen okulları ile eğitim enstitülerine dönülmesi için, bakanlık, mutlaka yeni bir düzenlemeye gitmelidir. Bunun yanı sıra, hizmetiçi eğitime mutlaka ve mutlaka önem verilmelidir. 17 Nisan köy enstitülerinin açılış yıldönümü idi. Köy enstitülerinden mezun olanlar ve tüm öğretmenleri buradan bir kez daha kutluyorum. Bu arada Hasan Âli Yücel ile İsmail Hakkı Tonguç'u rahmetle anıyoruz. (DSP sıralarından alkışlar) Her yıl zümre öğretmenlerince seçimi yapılarak, bir sonraki eğitim yılında okutulacak ders kitaplarının seçimi de ayrı bir eğitim ve öğretim sorunudur. Kitap ve dergi konusunda, özellikle büyük kentlerde bazı şaibeler yaşanmaktadır. Özel sektör temsilcilerinin, kendi dergi ve kitaplarının seçilmesi için, öğretmenlere bazı vaatlerde bulundukları şaibeleri vardır; bu kısmen doğrudur; ancak, kanıtlanması oldukça zordur. Bu ve benzer şaibelerin ortadan kaldırılması için ivedilikle önlem alınma zorunluluğu vardır. Milî Eğitim Bakanlığına bağlı her derecedeki eğitim kurumlarındaki yönetici atamalarında dikkatli olunması, idareci olarak atanacaklarda liyakat, tecrübe, güvenilirlik, dürüstlük, kıdem gibi niteliklerin aranmasını zorunlu görüyoruz. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; zorunlu eğitim, asgarî 8 yıla çıkarılmalıdır. Dünyada, 172 ülke arasında Türkiye, zorunlu eğitimi 5 yıl olan en geri 12 ülkeden birisidir. Lütfen korkmayalım, çocuklarımızı düşünüyorsak, ülkemizin geleceğini düşünüyorsak, eğer kalkınmak istiyorsak, zorunlu eğitimin, acilen, 8 yıla çıkarılma zorunluluğu vardır. (DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – 10 yıl olsun... HALİL ÇALIK (Devamla) – Eğitim sistemi millî olmaktan çıkarılmıştır. Her gelen hükümet ve hükümetin değişik bakanları, eğitim sistemini yaz boz tahtasına çevirmişlerdir. Bu nedenle, uzun süreli millî eğitim programları yapılmalı ve devlet politikası haline getirilmelidir. Umuyor ve diliyoruz ki, Sayın Bakanım, 13-17 Mayıs’ta yapılacak 15 inci Millî Eğitim Şurası, millî eğitim politikası için iyi bir başlangıç olur. Saygıdeğer arkadaşlarım, şu anda, eğitim, dargelirli aileler için taşınmaz yük olurken, ayrıcalıklı insanların doğal hakkı olması aşamasına gelmiştir. Öğretmenler, ücret ve istihdam koşullarındaki bozukluklar nedeniyle, eğitim dışı uğraşlara itilmiştir. Eğitimin kalitesi düşmüştür. Bu olumsuzlukların giderilmesi ve eğitimde, öğrenim birliği ilkesini ve kaliteyi ön planda tutan, herkese fırsat eşitliği sağlayan bir sistemin getirileceğini umuyoruz. Yeni teknolojiden yararlanarak, bütün ortaöğretim kurumlarında, yabancı dil, doyurucu düzeye çıkarılmalıdır. Güneydoğuda, okulları kapalı olan bölgelerde, yatılı bölge okulları, ivedilikle açılmalı; öğrencilerin, bu okullarda eğitim yapması sağlanmalıdır. Özellikle, göç alan büyük kentlerde, yerel yönetimler okul yapımına yönlendirilmelidir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz, Demokratik Sol Parti Grubu olarak, her zaman, sorunları söylerken, çözümünü de akabinde getiriyoruz. Saygıdeğer arkadaşlarım, büyük kentlerde, her derecedeki okullarda görev yapmakta olan nitelikli öğretmenler, özel okul veya dershanelere, ekonomik yönü tatmin edilerek, transfer edilmektedir. Bu durum, resmî okullardaki eğitim öğretim kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun önleminin, acilen alınması gereklidir. Dolayısıyla, öğretmenler ekonomik yönden tatmin edilmelidir. BAŞKAN – Sayın Çalık, 2 dakikanız var efendim. HALİL ÇALIK (Devamla) – Son zamanlarda, öğretmenler, emekliliği hak ettiklerinde, hemen ayrılmaktadırlar; boşalan öğretmen kadroları ciddî sıkıntılar açmaktadır. Onun için, çalışan öğretmenle emekli öğretmen arasındaki cüzi fark, emekliliği teşvik etmektedir. Bu sistemle, hiçbir öğretmen sıkıntıya katlanmaz. Değerli arkadaşlarım, öğretmenlerin eğitim tazminatı, diğer meslekî grubların tazminat düzeyine çıkarılarak, artırılmalıdır. Böylece, hem öğretmelerle, aynı ayardaki diğer meslekler (teknik ve saire gibi) arasındaki dengesizlik ortadan kalkacak hem de çalışan öğretmen ile emekli arasındaki fark artacağından, öğretmenlerin meslekte kalması sağlanacaktır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her gelen hükümet ve her gelen sayın bakan, eğitimcilere methiyeler yazıyorlar, çok güzel sözler söylüyorlar; ama, bu methiyeler ve övücü sözler, eğitime ve eğitimciye hiçbir katkı sağlamamaktadır. Özellikle, geçen dönemde, öğretmenlerle ilgili personel yasası çıktı, çıkacak diyorlardı; ne oldu bu yasaya?.. Biz, Demokratik Sol Parti olarak, bu yasanın takipçisi olacağız. (DSP sıralarından alkışlar) Saygıdeğer arkadaşlarım, eğitime ve eğitimciye, gereken önem, ciddî şekilde verilmelidir. Tüm kamu çalışanlarına ve eğitim ordusuna grevli, toplusözleşmeli sendikal hak en kısa zamanda verilmelidir. Üniversitelerimize gelince; YÖK, yalnızca üniversiteler arasında eşgüdümü sağlayan bir kurum haline getirilmelidir. Üniversitelerimizin akademik çalışma koşulları iyileştirilerek; akademik, bilimsel ve yönetsel malî özerkliğe kavuşturulmalıdır. Üniversitelerimizde, öğrencilerin, yönetim kararına ortak olmaları sağlanmalıdır. Ekonomik durumu uygun olmayan öğrencilerin, okul ve barınma giderlerini karşılamak için, uygun kredi ve harç olanakları sağlanmalıdır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çalık. Efendim, süre vermiyoruz; hepiniz gördünüz. HALİL ÇALIK (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin ulusumuza hayırlı olmasını diliyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Gruplar adına son konuşmayı yapmak üzere, Demokratik Sol Parti Grubu adına, Kırklareli Milletvekili Sayın Necdet Tekin; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar) Sayın Tekin, sizin de süreniz 10 dakika; süreyi uzatmıyoruz efendim. DSP GRUBU ADINA NECDET TEKİN (Kırklareli) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 1996 malî yılı Kültür Bakanlığı bütçesi üzerinde, Demokratik Sol Parti Grubunun görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınızdayım; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Sözlerime, Firdevsî'nin Şahname'sinden bir paragrafla başlamak istiyorum: "Sen öldükten sonra da, senden geriye kalan şeyler, daha uzun zaman bu yeryüzünde kalır. Senin de, geride bırakacağın bir eserin olmalı." Sayın milletvekilleri, kültür, bir insan topluluğunun ürettiği bütün maddî ve manevî yaratıların tümünden oluşur. Bir toplumun kültürünü, dolayısıyla kişilerin kültürel kimliklerini; din, duygu, düşünce, bilim, sanat, yaşam biçimleri ve bunun gibi tüm öğeler birlikte oluştururlar. Kültürün yapısı, statik değil; dinamiktir. Her kültür, diğer kültürlerle devamlı etkileşim içerisindedir. Kültürü, çoğu kez, tiyatrolarla, müzelerle, yazım ve estetik eserlerle, sanatla özdeşleştirmektedirler; oysa, bilim ve bilmin dayandığı akıl da kültürün bir öğesidir. Günümüzde "kültür emperyalizmi" yaygın kullanılan bir deyimdir. Bu deyim, bir ülkenin, kendi kültürünü, sömürdüğü ülkeye aktarması ve o kültürü, o ülkeye dayatmasıdır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tüm insanlığın kültür değerleri, uygarlığı oluşturur. Feodal devletten ulusa, ulus devlete geçildiğinde, doğal olarak, ulusun üretimde kullandığı teknolojik yapı, o ulusun maddî kültürünü oluşturur. Etnik yapı, inançlar ve töresel davranışlar, o ulusun manevi kültürünü oluşturur. Düşün, edebiyat ve sanata yönelik ürünlerin toplamı ise, o ulusun estetik kültürünü oluşturur. Ulusal kültürün, zaman zaman evrensel kültüre karşı kullanıldığı, dünyamızda sıkça görülmüştür. Bunun en güzel örneği, Hitler Almanyasıdır. Ulusal kültürün evrensel kültüre dayatması, bu yüzyılda yaşanacak en büyük tehlikedir. Mustafa Kemal Atatürk, sadece, imparatorluktan ulusal devlet yaratmış bir asker değil, sadece devlet kuran bir kişi değil, sadece devrimleri belirleyen bir devlet adamı değil, aynı zamanda, bir kültür adamı ve düşünürdü. Sayın milletvekilleri, şayet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Büyük Atatürk tarafından, ulusal devlet olarak, sadece askerî ve politik yapıda, kurulup bırakılsaydı, ulusal devletin bir ayağı eksik kalırdı. Büyük Atatürk, bu üçüncü ayağı, millî kültürü; yani, ulusal kültürü de, çağdaş, uzlaşmacı yapıda, medeniyet ve hars kavramlarını kullanarak topluma mal etmiş büyük bir önderdir. (DSP sıralarından alkışlar) Sayın Başkan, sayın milletvekileri; Anadolu'nun kurulduğu günden bu güne, Selçuklularla, Osmanlıyla, Türkiye Cumhuriyetiyle ve onun ilkeleriyle yoğrulmuş Türk ulusal kültürü, derin bir kültür birikiminin eseridir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yazılı ve görsel basından yansıdığı kadarıyla, son iki yılda, devletin müzelerinde yüzlerce soygun yapılmış, çeşitli kültür varlıkları çalınmıştır. Adana Müzesinden, Seyitgazi'den, Afyon'dan, Kütahya'dan, Antalya'dan ve diğer müzelerden çok sayıda kültür değeri çalınmıştır. Bunun dışında, son yıllarda, eski kültür değerlerinin üzerine, hiçbir araştırma yapılmadan beton yığınları kondurulmaktadır. Örneğin, İstanbul'da, "Magnaura" olarak bilinen sarayın günümüze dek ayakta kalabilmiş kalıntılarından merdiven kulenin üzerine beton dökülmüş; Kartal'da, Bizans'tan kalan tarihî sarnıcın üzerine mescit yapılmıştır. Cankurtaran'da, birinci derecede korunması gerekli bölgelerdeki yapılaşmalarda; Ankara'da, yol yapımında ortadan bölünerek yok edilen tümülüs ve oradan çıkarılanlar; daha saymadığım binlerce tarihî ve kültürel varlık da yok edilme yoluna gidilmektedir. Kültür Bakanlığı ve devlet, bu bilinçli ve bilinçsiz tarih yok etme, yağmalama veya savsaklama politikasına mutlaka son vermek zorundadır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu kültürel varlıklar, sadece bizim değil, bütün dünyanın malıdır. Truva hazinelerinin, Bergama Zeus Tapınağının bir daha kendi öz topraklarına döndürülmesi nelere mal oluyor biliyor musunuz... Kültür değerleri olan Side, Pamukkale, Kapadokya'nın bugünkü durumuna bakıp, bu durumu kavramakta gerçekten güçlük çekiyoruz. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kültüre ulaşmanın yolu, sadece, eski eserleri, sarayları, hanları ve diğer kültür varlıklarını korumakla değil, onları görmek ve onlara ait olan bilgileri tüm evrensel değerler içerisinde insanlara iletmekle mümkündür. Onların özelliklerini saklayan, manevî kültürü yaşatan şiir, edebiyat, dinsel ya da din dışı yazılı eserlere de insanlığın ulaşabilmesini sağlamaktır. Bunun için, arşivler ve millî kütüphane herkese, ama herkese açılmalıdır. Millî kütüphane, şu gün olduğu gibi, sadece, öğrencilerin ders çalışma yeri olmamalıdır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; farklı yerlerde koruma altında tutulan Osmanlıca kaynaklara ulaşmak isteyenleri oralara göndermek ya da orijinallerini onların ellerine teslim etmek pek de marifetli bir iş değildir. Onun için, çağdaş dünyada olduğu gibi, o eserlerin tümünün mikrofilm ve slaytlarının toplandığı bir merkez oluşturup, dolayısıyla, bu güzide ve bu nadide eserlerimizin çalınmasını önlemek gerekir. BAŞKAN – Sayın Tekin, 2 dakikanız var efendim. NECDET TEKİN (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülke dışındaki insanlarımızın kültürel kimliklerini kaybetmemeleri yolunda çalışmalar, çağdaş bir şekilde desteklenmelidir. Bu insanlarımızın edebî, düşün ve sanatsal gereksinimleri mutlaka karşılanmalıdır. Her devlet, düşün, sanat ve basılı yayın hayatını destekler, bunlara indirimler uygular. Eğer, kitap okuma oranı artırılmak isteniyorsa, önce kâğıttan daha sonra da kitaptan en azından KDV kaldırılmalıdır. İnsanlarımıza kitabı ucuz vermek zorundayız; şayet, okumalarını istiyorsak. Sayın Bakan, bir iki şey de size söylemek istiyorum. Sait Halim Paşa Yalısındaki yangında devlet arşivindeki kaç tablo yanmıştır? Bunu bilmek sanırım hepimizin hakkıdır. Türkiye'de son yıllarda artan promosyonlar, toplumun bilgilenmesini yanlış etkiliyor. Sayın Bakan, son bilgisayar promosyonları, Türk insanının bilgisayar kültürüne vurulan bir darbedir; lütfen, bu promosyonları bir yerlerde durdurunuz. Sayın Bakan, Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye'de, ilk kez, bir özerk sanat kurumu oluşturma çabaları vardır. Sanatın kurumsallaştırılması ve özerkleştirilmesi çabalarına kesin olarak katkı sağlanmalıdır... (Mİkrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tekin; eksüre vermiyoruz. NECDET TEKİN (Devamla) – Yüce Meclise saygılar sunarım. Teşekkür ederim. (DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tekin. Sayın milletvekilleri, bütçeler üzerinde gruplar adına yapılan konuşmalar bitmiştir. Bundan önceki uygulamalarımızda olduğu gibi, bundan sonra da yazılı soruları kabul etmiyoruz. Şimdi, bütçenin lehinde, şahsı adına, Samsun Millevekili Sayın Musa Uzunkaya; buyurun. (RP sıralarından alkışlar) Süreniz 10 dakika ve bütçenin lehinde konuşacaksınız. MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Sayın Başkan, asil milletimin aziz temsilcileri muhterem milletvekili kardeşlerim; Millî Eğitim ve Kültür Bakanlıkları bütçeleri üzerinde kişisel söz almışken, Muhterem Heyetinizi, bizleri bu tatil gününde izleyen aziz milletimizi, özellikle konu eğitim ve kültür olunca, her birimizin yetişmesinde payları olan, elleri öpülesi öğretmenlerimizi, geleceğimiz ve istikbalimiz olan, biricik sermayemiz, gençlerimizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Muhterem milletvekilleri, her ne kadar, Millî Eğitim ve Kültür Bakanlığının, iki ayrı bakanlık şeklinde bütçeleri görüşülüyor ise de, işlev ve faaliyetleri itibariyle, bu iki bakanlık, esasta sanki tek bakanlık gibi görülebilir ve değerlendirilmelidir de. Bilindiği üzere, bu Hükümet döneminde, Sanayi Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı; Bayındırlık Bakanlığı ile İmar ve İskân Bakanlığı birleştirilerek Bakanlar Kurulu oluşmuştur. Kanaatimizce, Millî Eğitimin temel amaçlarıyla, Kültür Bakanlığımızın temel amaçları, insanın yetişmesi ve geleceğe kültürlerin aktarılması olduğuna göre, bu iki bakanlıkların da bir bakanlık olması veya tek bakanlık şeklinde mütaala edilmesi gerekmektedir. Muhterem arkadaşlar, bilindiği gibi, memleketimizde, adında "millî" vasfı bulunan iki tane bakanlık var. Bunlardan birisi Millî Savunma Bakanlığı, bir diğeri de Millî Eğitim Bakanlığıdır. İkisinin de temel vasfı, milletin, millî değerlerini korumaktır. Bunu, birisi, hin-i hacette silahla -eğer, tahakküm, taarruz, ülke hudutlarını içte ve dışta tarumar etmek isteyen güçler varsa, gerektiğinde silahla- korumayı amaçlarken; diğeri, bizi, yarına, dünü bugüne taşıyacak olan gerçek değerlerimizi ayakta tutması gereken, iki millî vasıfları değiştirilmez bakanlıklardır. İşte, bu cümleden olarak diyoruz ki, bu bakanlıkların, bu gerçek vasıflarını ortaya koyarak, icraatlarını, dün, bugün ve yarına dönük olarak hazırlamaları, herkesin beklediği bir husustur. Muhterem arkadaşlar, inanıyorum ki, şu sıralarda oturan, bugün burada oturan bizler, yarın, bu sıraları başkalarına devredeceğiz. Şu anda ekranları başında bizleri dinleyen ve tüm ulus insanı, belki elli yıl sonra bu dünya üzerinde mevcut olmayacak, bir başka nesil arkadan gelecektir. İşte, bizi onlara taşıyacak olan değerler, Millî Eğitim Bakanlığının yapabileceği samimî değerlendirmelerle ortaya çıkacaktır. Bir geçmiş Kültür Bakanımız, Sayın Namık Kemal Zeybek Bey, az önce, bir konuşmada bir noktaya işaret ettiler; dediler ki "gençlerimiz - geçende medyada da izledik- bir Osmanlı Sultanını, dünyanın fesat, kumkuma kazanlarının kaynadığı bir devrede, bir ülkeyi otuzüç yıl ayakta tutabilen bir sultanın posterine, çok önemli bir günde, çürük yumurta ve çürük meyveler atarak, sultana karşı hakaret duygularını ifade etmişlerdir." Elbette, bu tavrı şiddetle kınıyoruz (RP sıralarından alkışlar) Ancak, Hoca Nasreddin'in, hırsızın, evini soymasında, komşunun "Hocam, sen haksızdın; şöyle tedbirler alsaydın ya" demesine karşı, Hoca baktı ki o kadar haksızlık kendisine yüklendi "allahaşkına, şu hırsızın hiç haksızlığı, hiç suçu yok mu" dediği gibi, ben diyorum ki, yıllardır, kitaplarımızda, hem de Millî Eğitimin kitaplarında "Kızıl Sultan" diye hakaret ettirdiğimiz bu millî eğitim mantığının hatası yok muydu! (RP sıralarından alkışlar) Evet, bunu, bugün değil, dün de, cennetmekân Mehmet Akif Ersoy Safahat'ında söylemişti; diyordu ki: "Bir fenalık görerek yapma desen alnına tâ, İniyor hattı celisiyle hamid-i tuğra" O gün de, bugün de, esasen, müstebit diye suçladıkları Sultana karşı yıllardır müstebidane suçlamayı yapmış; bir noktaya geldik ki, artık, onu, gençlerimize, çürük yumurtalarla âdeta boyatır hale, hakaret duygularını bu noktaya getirir hale geldik. Değerli kardeşlerim, ben, esasen, millî eğitimin, benim inancımın ve düşüncemin temel düsturu, beni millet yapan temel değerin esası olduğuna inanıyor ve böyle düşünüyorum ve diyorum ki, benim inancımın temelinde "oku" emri yatıyor. Az önce, değerli bir kardeşim, “Türkiye'deki okuryazar oranının, hanımlarda, hâlâ yüzde 70'lere düşen bir menfilik taşıdığını” söylüyor; bunu, sorgulamak lazım. Şayet bu rakam doğruysa, özellikle hanımlar kesiminin niçin okumadığı saikini, gerekçelerini araştırmak, bu miletin, bu heyetin, bu Meclisin görevi olmalıdır; ama, kanaatimce, hâlâ, okuduğunda inandığı gibi yaşayamamanın sıkıntısını çeken kızlarımız... Bakın, şu anda elimde bulunan bu belgeleri, özellikle, Sayın YÖK Başkanına da takdim etmek isterdim. Diyorum ki, çağdaş dünyada, 2000'e 4 kala, şu günümüzde bile, çağdaş bir Türkiye'nin hâlâ başörtüsüyle uğraşması, bu ülkenin en büyük eğitim ayıbıdır ve maalesef, kayıbıdır. (RP sıralarından alkışlar) Bununla uğraşmaya kimsenin hakkı olmamalıdır. Bakınız, kendileriyle kültür anlaşması yaptığımız, yıllardır kendileriyle bu konuda muahid olduğumuz ülkelerle âdeta anlaşmalarımızı bozarcasına, Mısır El Ezher Üniversitesi mezunlarına, Türkiye'de, doğru dürüst görev alma hakkı verilmemektedir. Yıllar önce bu hak verilmişken, bugün, neden oluğu belirlenemeyen sebeplerle, Ezher mezunları görev alamamakta. Yine, üzülerek söyleyeyim -son anda elime gelen bir belgeye göre söylüyorum- Ezher'den -vaktiyle üzerinde tahkikat yapılan, birkısım araştırmalar yapılan, hatta sonucu itibariyle, bir rektörün ve dekanın dahi görevden olmasına vesile birkısım suçlamalar olduğu bilinen- Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesine üç yıl önce yatay geçiş yapan öğrenciler üç yıldır eğitimine devam etmişler; ama, ne garip tecellidir ki, bu YÖK, yeni baştan bu meseleleri tahriş ve tahrik ederek belki - ummuyor ve temenni etmiyorum- Van'da birkısım huzursuzluklara âdeta meydan verircesine 15.4.1996 gün ve 96/4 sayılı kararla, 34 öğrencinin okuldan atılmalarını sağlamıştır. Aziz arkadaşlar, eğitim adına, bu tavırların ciddî yanlışlar olduğu kanaatindeyiz. Bu işin önüne geçilmesi ve YÖK'ün, esasen, milletimizi geleceğe taşıyabilecek, tarihî dokularıyla tanıyacak ve bizi çağdaş ülkeler seviyesine ulaştırmak değil, aksine, çağdaş ülkeleri bizim ardımızdan koşturacak bir bilimselliğe ve eğitim anlayışına ülkeyi yönlendirmesi gerekirken, senelerdir, falan üniversitede başörtüsü, falan üniversitede filan dava ve en son, Van'da, işte, husule gelen bu yeni sıkıntı. BAŞKAN – Sayın Uzunkaya, 1 dakikanız var efendim. MUSA UZUNKAYA (Devamla) – Değerli kardeşlerim, bu sıkıntıların önlenmesini temenni ve niyaz ediyoruz. Bu arada, değerli Kültür Bakanımın, Plan ve Bütçe Komisyonundaki ilgili konuşmalarını takdir ve bütün değerlerine katılma duygularımı burada ifade etmek istiyorum. Kendileri, bu Hükümetin, belki, Bakanlık olarak, o mahalle gelme açısından en büyük şansı; ama, ne garip tecellidir ki, çok kötü bir miras almış olması bakımından da, şu ülkenin en şanssız bakanlarından birisidir; kötü bir miras almıştır. Az önce, tekliği savunduğu bu Bakanın, böyle görüntü verdiğini söyleyen hatip kardeşim, şu belgeleri, acaba, kütüphanelere aldırılan kitaplardan, gazetelere varıncaya kadar, bu tekliği neyle izah edebileceklerdir? Daha dün, Diyanet İşleri Başkanlığımızın, ülkenin aleyhine yazıldığını beyanla hakkında rapor yayımladığı bir yabancı eseri, bir Katoliğin, milletimize karşı küfür... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Uzunkaya, teşekkür ederim efendim. MUSA UZUNKAYA (Devamla) – ...ve inancımıza karşı hakaretleri ihtiva eden bir eserini yayımlamaktan utanmalıdır. CEMAL KÜLAHLI (Bursa) – Sözünü tamamlasın!.. Niye tamamlatmıyorsun!.. (RP sıralarından "Sözünü tamamlasın" sesleri) BAŞKAN – Efendim, tamamlatmıyoruz; ek süre vermiyoruz... Rica ediyorum... MUSA UZUNKAYA (Devamla) – Hepinize saygılar sunuyorum; bütçenin hayırlı olmasını diliyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Tamam efendim, rica ediyorum... AHMET DEMİRCAN (Samsun) – Sözünü tamamlasın, kesmeyin!.. BAŞKAN – Efendim, söz tamamlamaya kalkarsak, arkadaşlarımız hep zaman alıyorlar. Buyurun, teşekkür ederim efendim. Sayın milletvekilleri, bütçenin lehinde şahsı adına, yapılan konuşma da sona ermiştir. Sayın Millî Eğitim Bakanı, buyurun efendim. Sayın Bakan, sizin de süreniz 10 dakika; süre uzatmıyoruz. MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilileri; Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde, gruplar adına konuşan arkadaşlarımızın beyanlarını, değerlendirmelerini dikkatle izledim; gerçekten, Yüce Meclisimizde, Millî Eğitim Bakanlığının önemine uygun, iyi niyete dayalı, muhtevalı beyanlarda bulundular. Bu görüşlerden, Bakan olarak ben, mesai arkadaşlarım ve Genel Kurulumuz, mutlaka, istifade edeceğiz. Öncelikle, konuşan arkadaşlara ve parti gruplarına teşekkür ediyorum. İkinci bir teşekkürüm, Plan ve Bütçe Komisyonu Değerli Başkanı ve üyelerinedir. Dolayısıyla, bu Komisyonda Bakanlık bütçemizin görüşülmesi sırasında, parti gruplarımızın ve Komisyonumuzun, Millî Eğitim Bakanlığının ihtiyaçlarına gösterdikleri duyarlılık ve ilgiye teşekkür ediyorum. Gerçekten, devletimizin kıt imkânlarını zorlayarak, Bakanlığımıza ilave ödenekler tahsisinde anlayışlı olmuşlardır; bundan dolayı, tüm parti gruplarına, Komisyon üyelerine teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlarım, 20 nci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi, bugüne kadar kurulan Meclislerden çok farklı bir Meclistir. Geçmişe baktığımız zaman, bugünkü Meclisin şanslı bir Meclis olduğunu, özellikle millî eğitim alanında çok şanslı bir Meclis olduğunu, dolayısıyla Millî Eğitim Bakanı olarak, kendimi de çok şanslı gördüğümü ifade etmek istiyorum. Zira, bu Meclis, eğitici ve öğretici üye açısından, bugüne kadar gelmiş geçmiş Meclislerin en fazla eğitici ve öğretici üyesini taşıyan, bu üyelere sahip olan bir Meclistir. Bundan dolayı Yüce Milletimize de teşekkür ediyorum, Genel Kuruldaki eğitici ve öğretici arkadaşlarıma da başarılar diliyorum. Bunu bir şans olarak değerlendirdim; zira, Türkiye'de iki bakanlığın isminin başında "Millî" kelimesi vardır. Bütün bakanlıklarımız, hükümetimiz, devletimiz millidir; ama, özellikle Millî Savunma ve Millî Eğitim Bakanlığı tasrih edilir, açıkça ifade edilir. Bu kadar önemli bir Bakanlığın meselelerinin görüşüleceği Mecliste, eğitimci ve öğretici arkadaşların sayısının fazla olmasını, yapmayı planladığımız, hedeflediğimiz hizmetler açısından fevkalade isabetli ve şanslı görüyorum; onun için konu üzerinde özellikle durmak istiyorum. Değerli arkadaşlarım, özellikle biz, bir moda anlayışı içerisinde, bir heves anlayışı içerisinde, günlük birtakım heveslerin peşinde koşan biri değiliz.Yani millî eğitimde, gerekli gereksiz, sık sık uygulama değişikliğinin, sistem değişikliğinin, yöntem, model değişikliğinin yararına inanmıyoruz. Millî eğitim, her bakanla, her iktidarla, her günle ve her yılla değişen bir bakanlık ve uygulama olmamalıdır. Millî Eğitim Bakanlığının -pek tabi- küreselleşen dünyada, çağdaş eğitim teknolojisinden istifade etmek, konuları değerlendirmek bakımından - pek tabi- güncel olayları, güncel çalışmaları, güncel gelişmeleri takip etmesi, izlemesi ve değerlendirmesi doğaldır, hatta şarttır. Ancak, bir şey yapmak için, hele hele reform ve reformist davranışlar ve görüntüler içerisinde olmak arzu ve hevesiyle, millî eğitimin temelini tahrip etmenin yanlışlığını da burada ifade etmek istiyorum. Sayın Başkan, değerli üyeler; konuşan arkadaşlarımızın üzerinde durduğu konular, özellikle eğitime ayrılan imkânların kıt olduğu, yeterli ödeneklerin ayrılmadığı üzerinde yoğunlaştı; ikincisi sistem tartışmalarıyla ilgiliydi; üçüncüsü, öğretmenlerimizin ekonomik ve sosyal haklarıyla ilgiliydi; dördüncüsü ise, temel eğitimle ilgili dilek ve temennilerdi; bu konuları artırmak elbette mümkün. Vaktimizin elverdiği ölçüde, bunlara birer cümle ile işaret etmek istiyorum. Eğitime ayrılan imkânın yetmediği, az olduğu, bir gerçektir; ancak, ne kadar eleştirirsek eleştirelim, ne kadar karamsarlığa kapılırsak kapılalım, geride bıraktığımız yetmişiki yıllık cumhuriyetin, bizi bir yere getirdiğini kabul etmeye mecburuz. Bakınız, yetmişiki yıl içinde nüfusumuz 6 kat artmış, öğretmen sayımız 40 kat artmış, öğrenci sayımız 41 kat artmış, okul sayımız 15 kat armış ve kefen bezi ithal eden Türkiye, tekstilde dünyaya meydan okuyan bir Türkiye haline gelmiş. Bu, cumhuriyetin eseridir, bu, milletimizin başarısıdır, bu, Türk millî eğitiminin başarısıdır. Değerli arkadaşlarım, öğretmenlerimizin ekonomik ve sosyal sorunlarının, göreve geldiğim günden beri, sözcülüğünü ve müdafaasını, savunmasını yapıyorum. BAŞKAN – Sayın Bakanım, 2 dakikanız var efendim. MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Devamla) – Konuşan arkadaşlarım konuya temas ettiler. Özellikle, eğitim-öğretim tazminat tavanının yükseltilmesine, ekders ücretlerinin artırılmasına, ekgösterge verilmesine ve her yıl için üç ay fiilî hizmet zammının tanınmasına dair yasa teklifleri Meclis Başkanlığına verilmiştir, önümüzdeki günlerde komisyonlarda görüşülecektir. Bu 4 önemli yasa teklifinin, Genel Kurulumuzda tüm partilerin desteğine mazhar olacağına inanıyorum ve bunların, Türkiye Büyük Millet Meclisi tatile girmeden çıkarılmasında büyük faydalar mülahaza ediyorum. Bu konuda, şimdiden tüm partilere ve parti gruplarına teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlarım, sekiz yıllık temeleğitim konusu, bizim, üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir konudur. Biz, sekiz yıllık temeleğitime ideolojik bir açıdan bakmıyoruz. Sekiz yıllık temeleğitim, bir pedagojik olaydır, bir bilimsel olaydır, bir çağdaş olaydır. Bunu, bir bütün olarak mutlaka gerçekleştireceğiz ve bu Meclisin büyük başarısı olacaktır. (DYP ve DSP sıralarından alkışlar) Değerli arkadaşlarım, konuşmacı arkadaşlarımız, özellikle bütçe rakamları üzerinde fazla bir şey söylemediler; ancak, 1995 ödeneklerine göre personel giderlerinde yüzde 78, diğer cari giderlerde yüzde 113, yatırımlarda -dikkatinizi çekiyorum- yüzde 177'lik bir artış sağlanmıştır; toplam, yüzde 88'lik bir artış sağlanmıştır. Kâfi midir; elbette kâfi değildir; ancak... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakanım, konuşma süreniz bitti efendim. MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Devamla) – ...bunlar, hep beraber değerlendireceğimiz konulardır. Teşekkür ediyorum. (Alkışlar) BAŞKAN – Sayın Bakanım, kusura bakmayın, süre uzatmıyoruz, özür dilerim, böyle bir ilke kararını aldık. Teşekkür ederim Sayın Bakanım. Sayın Kültür Bakanı, buyurun efendim. (ANAP sıralarından alkışlar) Sayın Bakan, sizin de süreniz 10 dakikadır. KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Kültür Bakanlığı bütçesi sebebiyle huzurunuzda söz alarak, Bakanlığın önemini belirten, Bakanlığa ayrılmış olan maddî kaynakların, bütçe kaynaklarının yetersizliğini ifade eden arkadaşlarımın hassasiyetlerine teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlarım, huzurunuzda, şu 10 dakika içerisinde, dağlar gibi meseleleri kuşbakışı olsun bile ifade etme imkânım yoktur; ancak, birtakım vesilelerle, bütün bu ciddî konuları huzurunuza getirmeyi sorumluluk ahlakımın bir gereği olarak bildiğimi ifade etmek istiyorum. 1980 öncesinden bahsedildi. 1980 öncesinin zabıtlarını o değerli arkadaşım dikkatle okursa, bizim, bu Meclis kürsüsünde 5 saat 5 dakika süren bir bütçe tenkidi vesilesiyle yapmış olduğumuz konuşmada "eğer bu çatının tepemize yıkılmasını istemiyorsak, Türkiye'nin demokrasiyle idare edildiğini, idare edilebileceğini öncelikle göstermek zorundayız" dediğimi hatırlarlar. Biz, bütün ömrümüz boyunca, sadece demokrasiyi ve bu memlekette yaşayan insanların kendi mukaddesleri, kendi insan haysiyetleri ve kendi kimlikleriyle yaşamasını savunduk; bunu savunmaya devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyet Devleti, bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde anayasa vardır ve kanunlar vardır. Kültür Bakanlığının görevi, sorumluluğu, yetkisi, Kültür Bakanlığına vücut veren Kanun Hükmünde Kararnameyle tayin edilmiştir. Şimdi, huzurunuzda, Kültür Bakanlığının İslam-Türk senteziyle idare edildiği ifade ediliyor. Tabiî, biz, bu tip büyük günahları ömür boyu taşıdık ve bunlarla hep iftihar ettik. (ANAP, DYP ve RP sıralarından alkışlar) Allah'a bin şükür, Türküz, Müslümanız. Ömrümüzün bir tek endişesi var, son nefesimizi bir mümin haysiyetiyle teslim etmek (ANAP, DYP ve RP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) ve çok açık söylüyorum; Allah'ın "Emrolunduğun üzere hareket et" büyük ilahî hitabıyla, o toprağa, şerefle, haysiyetle girmek... Onun için, biz, devleti hep koruduk. Günlerden beri tezvirat yapılıyor. Ben, Plan ve Bütçe Komisyonunda hiç kimseyle uğraşmadım; sadece, değerli milletvekillerinin sorduğu sorulara cevap verdim. Acı bir tablo ortaya çıktı: Kültür Bakanlığı, hukuk zemininden çıkmış, keyfî, yasal olmayan politikalarla "evrensel kültür" adı altında, kendi kültür gayesinden ve varlık sebebinden uzaklaşmıştır. Dünyanın neresinde evrensel kültür var?.. Bırakalım bu palavraları, akademik gerçekleri görelim. Değerli arkadaşlarım, bütün dünyada millî kültür var ve millî kimlik var. Fransa Hükümeti, millî gelirinin yüzde 4'ünü burs olarak tahsis ediyor; Anglosakson kültürüne karşı Latin kültürünü koruyabilmek için. Evrensel değerler ayrı, evrensel kültür ayrı; evrensel değerlerde biriz... (ANAP, DYP ve RP sıralarından alkışlar) Ama, evrensel kültür!.. Yok böyle bir mesele. Siz, millî kültürü inkâr ederek, millî kültür yoktur diyerek hiçbir yere varamazsınız. Millî kültürümüze sahip olacağız. ERCAN KARAKAŞ (İstanbul) – İnkâr eden yok. KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Çok güzel ifade edildi; dilimiz perişan... Bu kürsüden, ben, 1980 öncesinde de söyledim; Atatürkçü nesiller yetiştiriyoruz dediniz, Atatürk'ün Nutkunu anlamaktan aciz nesiller yetiştirdiniz! (ANAP, DYP ve RP sıralarından "Bravo" sesleri alkışlar) İBRAHİM HALİL ÇELİK (Şanlıurfa) – Lügat kullanıyorlar. KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Bir tek bu memlekette, aydınlar, millî klasiklerini okuyup, anlayamıyor. O çok muhterem Batı'yı bana örnek gösteren arkadaşlarım, Paris'e gitsinler, görsünler "Racine" oynadığı zaman, Paris'teki tiyatro doluyor. Ben, Fuzulî'nin, geçtim Fuzulî'den, geçtim Akif'ten, geçtim Tevfik Fikret'ten, arkadaşlarım, Mustafa Kemal'in Nutkundan bahseden bir tiyatro eserini sahneye koysam, bunun dilini anlayamayan nesiller yetiştirdik! Gelin, bu utancı hep beraber görelim, gelin bu utançtan hep beraber nasip alalım. (ANAP, DYP ve RP sıralarından "Bravo" sesleri alkışlar) Larousse'u açınız, Pety Rober'i açınız, Webster'i açınız; hepsindeki kelimelerin soy kütüğü var. Kelimeleri yıkarak, kelimeleri yok ederek, bir imparatorluk coğrafyasından süzülmüş gelmiş bir büyük Türkçe'yi, bir kabile Türkçesi haline getirerek büyük eser vermek mümkün değildir, büyük tefekküre ulaşmak mümkün değildir. Benim, mensup olduğum partiye girişime gelince... 1980 öncesinde politika yaptığım, idam sehpasının gölgesinde imzamı taşıyan her kararı bir şeref belgesi olarak savunuyorum, dediğim dönemle ilgili utanacağım hiçbir şey yoktur. (ANAP sıralarından alkışlar) Ben, on sene politikanın dışında kaldım; politikaya, on sene sonra Anavatan Partisi saflarında girdim. Girişimin tek hedefi vardı; 141, 142 ve 163 üncü maddelerin kaldırılmış olması. Değerli arkadaşlarım, dünya çapında bir İslam mütefekkirimiz yok, dünya çapında bir Marksist yorumcumuz yok. Sovyetler Birliği çözüldü, Türkiye'deki sosyalistlerin tercüme edeceği kitap kalmadı. Bu fikrî fukaralıktan kurtulmanın yolu, ilimdir, araştırmadır, ciddiyettir. Bakınız, benim Bakanlığımın sorumlu olduğu İstanbul'da 119 türbe var; 19'u açık, 100'ü kapalı; ilim adamı, devlet adamı, kahraman, evliya, padişah... Bu kimliği ihmal ederek nereye gidiyoruz!.. Gençlerimize dil vermezsek, gençlerimize doğru din vermezsek, gençlerimize, musikiyi bütün boyutlarıyla açmazsak, tiyatroyu, sporu getirmezsek, o zaman bu gençler, ya terörün ya uyuşturucunun kurbanı olur; yekûn Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, dünya üzerinde, alkol tüketiminde üçüncü sıraya gelen bir memleketin insanları olur. İçkinin sebebi, esrarın sebebi, terörün sebebi cehalettir ve yobazlıktır. Yobaz kime derler; kendi doğrusunun dışında doğru olduğuna inanmayan adama ben yobaz diyorum. (ANAP, DYP ve RP sıralarından alkışlar) Değerli arkadaşlarım, hiç kimse merak etmesin; bizim felsefemizde, "Benim" ve "O" yoktur, "Biz" vardır. Bakanlığım personeli, çalışkan, dürüst, verimli olan adam, başımın tacıdır; hızıma ayak uyduramayanla çalışmak zorunda değilim. Ben, insanları dinlemeden mahkûm eden zihniyetle bir ömür boyu kavga ettim aziz arkadaşlarım ve ben, bir ömür boyu demokrasiyi savunmuş adam, dinlemeden, tahkik etmeden hiç kimseyi mahkûm etmem. Bakanlıktaki her tasarrufum, Teftiş Kurulunun getirdiği rapora dayanıyor; huzurunuzda vereceğim bilgilerde öyle. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) "Devlet parasıyla bir vakıf kurulmuş mudur" denildi; evet. Hadise, şu anda Teftiş Kurulundadır. Bir proje için bir şirketten naylon fatura alınarak, 255 milyon lira sağlanmış, bununla bir vakıf kurulmuştur. 250 milyon lira ödeme yapılmış, 5 milyon lira kuruluş masrafına harcanmış ve benim aklımın almadığı da, İslam hukukunun bir mülkü, Allah'ın mülkü hükmünde olmak üzere, temlik ve tasarruftan men ederek, insanlığın hizmetine sunma olan vakıf, bir naylon faturaya istinat ettirilebilmiştir. Hadise, şu anda, Bakanlıkta teftiştedir. Çadır tiyatrosu sorunuz doğrudur. Bir tiyatro topluluğu, İstanbul'daki çadır tiyatrosunu Bakanlığımıza bağışlamış; bunun, Ankara'ya nakli için 100 milyon ödenmiş, 100 milyondan sonra 75 milyon, kurma, ücreti ödenmiş, Atatürk Kültür Merkezinde kurulan çadır hiç kullanılmadan çürümüş, buranın yönetiminde söz sahibi olan Genelkurmay, çadırın buradan kaldırılmasını istemiş, sökülmüş, tesisin yönetici yardımcısı, çadırın hurdalarını satıp, zimmetine geçirmiş, yardımcı ve asil yöneticiyle ilgili rüşvet iddiası tespit edilmiş, tahkikat tamamlanmış, her ikisinin de memuriyetlerine son verilmiş, ceza davası talebiyle savcılığa sevk edilmişlerdir. Usulsüz memur imtihanının dosyasını Başbakanlıktan aldık. Vakit çok az... Başbakanlık “usulsüz yapılmıştır, sorular yanlıştır” diyor. Karun Hazinelerinden bir altın kuş, uçmuştur. Karun Hazineleri konusunu da Teftiş Kuruluna verdim. Bu dava, 7 milyon dolara mal olmuştur. BAŞKAN – 1 dakikanız var efendim. KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Bu 7 milyon dolarlık dava, Milli Eğitim eski bakanlarından Profesör Orhan Dikmen zamanında açılmıştır. Ne yazık ki, buradaki altın kuş uçmuştur; çünkü, bu değerli eserler müzeye teslim edilirken, bir teslim zaptı tutulmamıştır. Bu da Teftiş Kurulundadır. Türkiye'de diğer kuşlar uçamazken, altın kuşlar uçabiliyor. (Gülüşmeler) Değerli arkadaşlarım, kaybolan tablolar konusunda, çok ciddî iddialar vardır; Bakanlık müfettişleri, tabloların aynen var olduğu yolunda rapor vermiştir. Tabloların röprodüksiyonlarıyla değiştirildiği iddiasını Teftiş Kuruluna verdim. Yanan Sait Halim Paşa Yalısı Başbakanlığa bağlıdır; bizim, orada yanan hiçbir tablomuz yoktur. Temsil ve ağırlama giderleri: 1992 yılında 3 896 kişi, 1993 yılında 8 426 kişi, 1994 yılında 11 478 kişi, 1995 yılında 8 566 kişi, 1996 yılının ilk iki ayında 4 336 kişi ağırlanmıştır. Bu konuda, Bakanlığımızla cömertlikte yarışmak mümkün değildir; 38 355 kişiye 11 milyar 729 milyon 935 bin lira temsil ve ağırlama masrafı yapılmıştır... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan; süreniz doldu efendim. KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Som cümlem efendim... Son cümlem...(ANAP sıralarından “ek süre ver” sesleri) BAŞKAN – Sayın Bakan, nasıl olsa, biraz sonra, sorulara da cevap vereceksiniz... KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Son cümlem... ...yarısı 1 milyar 617 milyon 937 bin lira... BAŞKAN – Peki, efendim. Aslında, ben, burada, kimseye ek süre vermem; ama, genel talep üzerine 1 dakika veriyorum. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, ANAP sıralarından alkışlar) Sayın Bakan, rica ediyorum... KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Değerli arkadaşlarım... ERCAN KARAKAŞ (İstanbul) – Eşit davran!.. Eşit davran!.. BAŞKAN – Tamam, bir dakika efendim... Cümlesini bitirsin; size de 1 dakika verdim. KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, biz, bütün bunları, Plan ve Bütçe Komisyonunda da söyledik; delilleri burada. Hakikate olan saygınıza teşekkür ediyor, hürmetle selamlıyorum efendim. (ANAP sıralarından "Bravo" sesleri, ayakta alkışlar DYP ve RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim. Arkadaşlar, o kadar heyecanlanmanıza gerek yok; Sayın Bakan süreyi kullanmadı efendim. ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Ayıp!.. Ayıp!.. BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Sayın Bakan, 9 saniye... ERCAN KARAKAŞ (İstanbul) – Bu yaptığınız ayıptır... Bütün gruplara saygısızlık yapıyorsunuz... BAŞKAN – Hayır... Ayıp yapan sizsiniz; size, 1 dakika fazla verdim. ERCAN KARAKAŞ (İstanbul) – Bu yaptığınız ayıptır... BAŞKAN – Hayır efendim... Sayın Bakan, verdiğim süreyi kullanmadı efendim. ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Başkan, böyle şey olamaz!.. BAŞKAN – Yahu, bu kadar çekinmeyin... Konuşulan meselelerden çekinmeyin, korkmayın; eğer, geçmişiniz temizse, neden korkuyorsunuz!.. (CHP ve DSP sıralarından gürültüler) Bütçenin aleyhinde, Adıyaman Milletvekili Sayın Celal Topkan; buyurun efendim. Süreniz 10 dakikadır efendim. CELAL TOPKAN (Adıyaman) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen sayın izleyiciler; sizleri, şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına saygılarımla selamlıyorum. Bir gün sonra, Yüce Meclisimizin kuruluşunun 73 üncü yılını kutlayacağız. Bu vesileyle, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Önderi Atatürk ve O’nun dava arkadaşlarının aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; eminim, bir gün sonra, yine çok güzel şeyler söyleyeceğiz; ama, geriye dönüp baktığımızda, Atatürk'ün, Türkiye Cumhuriyeti için hedef koyduğu yere gelemediğimizi göreceğiz. Bu hedef, Türk toplumunu, gelişmemiş ümmet toplumundan, ulus niteliğini kazanmış uygar toplumlar düzeyine çıkarmak ve uygar dünyanın onurlu bir üyesi yapmaktı. Bu hedefe varmak için izlenecek yol, devrimlerini ve ilkelerini temel alan Kemalizm ya da Atatürkçülüktü. Anlamayanlara ya da kavrayamayanlara, Atatürkçülüğü ve amacını bir defa daha açıklamakta yarar görüyorum. Tam bağımsızlık, Türk Ulusunun, mümkün olan en kısa süre içinde çağdaş uygarlık düzeyini yakalamasıdır. Atatürk devrimlerinin uygulanmasında temel amaç, uygarlık yolunda, halka dayalı hızlı bir toplumsal kalkınmanın gerçekleştirilmesiydi. Bugün, Türkiye, çağdaş uygarlık düzeyinin neresindedir diye baktığımızda, hiç de güzel şeyler söyleyecek durumda değiliz. Çağdaşlığın ve uygarlığın temel koşulu, eğitim düzeyidir. Bugün, Türkiye, 5 yıllık ilkeğitimle yetinen, dünyanın geri kalmış 12 ülkesinden biridir. Eğitim düzeyi bakımından, 5 yıllık ilkeğitimle yetinen dünyanın geri kalmış 12 ülkesinden birisi konumunda olmak, kuruluşunun 73 üncü yılını kutlayacağımız Atatürk'ün bu Meclisine yakışmasa gerek. Bu Meclisin, 8 yıllık temeleğitim yasasını, yönlendirme gibi, aldatıcı ve amaç saptırıcı yollara başvurmadan, bir an önce çıkarması gerekir. Bu Meclis, ancak o zaman 73 üncü kuruluş yılında, Kurucusuna olan görev, sevgi ve saygısını anlamlı bir şekilde ifade etmiş olacaktır. Eğitimdeki yetersizlik ve eksiklik, bakınız Türk toplumuna nelere mal olmuştur: Demokratikleşme gerçekleşememiş, insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan yasal düzenlemeler yapılamamıştır. Sosyal hukuk devleti gerekleri yerine getirilememiş ve insanların büyük kısmı sosyal güvenceden yoksundur. Demokratik katılımcılık ve örgütlü toplum olmanın yarar ve bilinci, toplumda oluşamamıştır; çünkü, mevcut eğitim politikası ve bu politikanın oluşturduğu sistem, çağdaş, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin normlarını yakalamış, bireyleri özgür ve özgüveni olan, kişisel sorumluluk duygusu ve toplumsal duyarlılığı gelişmiş, bilim ve teknoloji üretimine yatkın bilgi çağının insanını henüz yetiştirememiştir. Bunun nedeni, 1950'lerden başlayarak, bilinçli bir şekilde, Atatürk'ün devrim ve ideolojisinden uzaklaşılmasıdır. Bugün -üniversitelerimiz dahil- gerçek bir eğitim ve kültür politikasından bahsetmek mümkün değildir. Uygulanmakta olan eğitim politikası anlayışını üç boyutlu olarak ele almak mümkündür; eğitim ve öğretim, öğrenci-öğretmen, yönetim ve yönetici boyutu. Eğitim ve öğretimin, özgür, kendini yenileyen ve sorgulayan demokratik ortamlarda yapılması gerekir. Yürürlükte olan eğitim ve öğretim politikasına gelince, gelişen bilim ve teknoloji karşısında eğitim, yönetim, program, içerik ve öğretmenin formasyonu yönünden geri kalmış ve eskimiştir. Kendisi, demokratik bir eğitim ortamında yetişmeyen ve görev yapamayan öğretmen, öğrencisine demokratik davranamamakta, demokrasi kültürü kazandıramamaktadır. Öğrencilerin, üniversite düzeyinde bile, örgütlenme özgürlüğüne kavuşamaması, öğrenci sorunlarının, genellikle, disiplinli, hatta, zabıtacı bir anlayışla çözümlenmek istenmesi, öğrencileri, okuldışı arayışlara itmektedir. Daha ilköğretim aşamasında kendini göstermeye başlayan bu katı disiplinci anlayış, eğitim sistemine karşı güvensizlik oluşturmaktadır. Oluşan bu güvensizlik sonrasında, çocuklar ve gençler, çağdışı akımların ve suç ortamlarının kucağına düşmektedir. Bakanlık, merkez teşkilatından başlayarak, bilgi, beceri, yetenek ve meslekî liyakati bir yana bırakıp, belli bir siyasî görüş doğrultusunda, siyasî yapılanmaya girmiştir. Özellikle 12 Eylül 1980'den sonra keskinleşen bu siyasî anlayışın öğretmene bakışı "ben, öğretmen değil, oturaklı adam isterim; olayların sebepleri öğretmenlerdir; suçlu öğretmenleri bize ihbar edin" zihniyetinde saklıdır. Bilgi, kültür ve çağdaşlıktan korkan, hükmetme gücünü kaybetmek istemeyen bu zihniyet, onbeş yıllık bir öğretmeni, 19 milyon lira maaşla yaşamaya mahkûm etmiştir. Bilinçli olarak yapılan bu uygulama, ilericiliğin ve çağdaş gelişmelerin dinamiği olan öğretmenlerin, hızla değişen ve her geçen gün kendini yenileyen bilimsel gelişmeleri takip etme imkânlarını ellerinden almıştır. "Bizler, eğitim ve öğretimin, yönetim, planlama, program ve uygulamasının içerisinde olmak; çağdaş toplumlarda olduğu gibi, örgütlenmek ve örgütlü toplum sorumluluğuyla ülke kalkınmasında ve gelişmesinde sorumluluk almak istiyoruz" talepleri karşısında, onları copluyor ve saçlarından tutarak sokaklarda sürüklüyoruz. Halbuki, Cumhuriyet Türkiyesinin öğretmene bakışı, Başöğretmen Atatürk'ün "Öğretmenler, gelecek nesil sizin eseriniz olacaktır" şeklindedir. Öğretmenler, demokratik ve çağdaş toplumların mimarlarıdır; o öğretmenler ki, bizleri yetiştiren, bilgiyi, insanlığa saygıyı, ülkeye ve ulusa sevgiyi öğreten eğitimcilerdir. Bakınız, eğitim emekçileri ne diyor: "Eğitimin temel unsuru olan biz öğretmenlere, gelişen bilim ve teknoloji karşısında hizmetiçi eğitim ve yayın desteği sağlayın. Öğretmenliği, dar gelirlilerin mesleği olmaktan kurtarın; kurtarın ki, Türkiye'yi yeniden ortaçağ karanlığına götürmek isteyen köktenci akımların önünü geçesiniz. Eğitim hizmetlerinin kararlaştırılıp, yürütülmesinde, biz öğretmenleri yetkilendirin ki, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür genç nesillerin yetiştirilmesini sağlayalım. Eğitim, kurum ve kuruluşlarını özerkleştirin. Bilim, demokratik, çağdaş ve özgürlükçü ortamlarda hayat bulur ve gelişir; ülke, ancak o zaman , bilgi ve teknoloji toplumu olmayı başarıp, geri kalmışlıktan kurtulur. Eğitim çalışanlarına, grevli ve toplusözleşmeli yasal güvence ortamı sağlayın. Böylece, öğretmenler, işportacılık yapmaktan, pazarlamacılık yapmaktan, şoförlük yapmaktan kurtulup, eğitim ve araştırmaya zaman ayırabilirler. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ulusal Kurtuluş Savaşımız, sömürgeciliğe, mandacılığa, emperyalizme ve Türk toplumunu, yıllarca, ümmet toplumu olarak bırakmış olan zihniyete ve emperyalist ülkelere karşı yapılmıştır; ancak, amaç, Türk Ulusunu, uygar, ilerici ve aydın insanların yaşadığı çağdaş bir toplum yapmaktı. Bu düşünce ve hareketin, Türkiye'yi getirmiş olduğu bugünkü nokta görmezlikten gelinerek, bu çatının altında bile, Ulusal Kurtuluş Savaşında "ilericiler yoktu, aydınlar yoktu" diye, Atatürk ve devrimlerinin amaçlarına karşı, bilinçli saldırılar yapılabilmektedir. Buna sebep, 1950'lerden başlayarak, Türk devrim ve ilkelerinde sapmalara neden olan yönetim ve zihniyetlerin iktidarlarıdır. Tüm aydınları, Atatürkçüleri ve ilericileri, Türkiye'yi, yeniden, ortaçağ karanlığına götürmek isteyen zihniyete karşı çıkmaya çağırıyor ve Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin, hayırlı olması dileğiyle, hepinizi şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – İslam'da, ortaçağ karanlığı yoktur; sizde, ortaçağ karanlığı vardır. BAŞKAN – Teşekkür ediyorum efendim. Sayın Milletvekilleri, 13 üncü turda yer alan bütçeler üzerinde, gruplar ve şahıslar adına konuşmalar bitmiştir. Şimdi, sıra sorulara geldi. Biliyorsunuz, alınan karar gereğince, sorular ve cevaplar 20 dakikalık süre içerisinde sonuçlandırılacaktır. İlk soru, Muğla Milletvekili Sayın Fikret Uzunhasan'a ait; buradalar mı efendim? Yok. İkinci soru, Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu'na ait, buradalar mı? Burada. Efendim, soruların okunması yaklaşık 20 dakika sürecektir. Bu nedenle, Divan Üyesi arkadaşımızın oturarak okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Soruyu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Kültür Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ve talep ederim. Cafer Tufan Yazıcıoğlu Bartın Sorular: 1. Bartın İli Amasra İlçesinin tarihî eserlerinin gün ışığına çıkarılması için kazı ile mevcut tarihî eserlerin onarımı ve kültür merkezi oluşturulması programlanmakta mıdır? 2. Bartın İli, Ulus İlçesine kültür merkezi yapımı planlanmakta mıdır? BAŞKAN – Sayın Bakan, isterseniz yazılı cevap verebilirsiniz. KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Yazılı olarak cevap vereceğim. Türkiye Büyük Millet Melisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Millî Eğitim Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ve talep ederim. Cafer Tufan Yazıcıoğlu Bartın Sorular: 1. Bartın İlinde, Millî Eğitimce yürütülmekte olan okul inşaatlarından bu sene bitirilmesi planlananlar var mıdır? 2. Bartın üniversitesi kurulması Bakanlıkça planlanmakta mıdır? 3. Kurucaşile İlçesine gemicilik yapım teknisyenliği, Ulus İlçesine tarım ve hayvancılık teknisyenliği okulları açılacak mıdır? BAŞKAN – Sayın Bakan, yazılı mı cevap vereceksiniz? MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı olarak arz edeceğim. BAŞKAN – Peki efendim. Dördüncü sırada, Trabzon Milletvekili Sayın İlhan Sungur buradalar mı efendim? Buradalar. Soruyu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Millî Eğitim Bakanı tarafından cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. İ. İlhan Sungur Trabzon Sorular: 1. Son günlerde, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununda değişiklik yapılması hakkında, YÖK tarafından hazırlanan kanun taslağı, üniversitelerde daha çok merkeziyetçilik getirerek, âdeta bir YÖK Bakanlığı oluşturuyor. Bu zihniyeti değiştirerek YÖK'ü, sadece bir denetim kurumu yapacak ve üniversiteleri demokratik bir yapıya kavuşturacak bir yasa taslağı hazırlatmayı düşünüyor musunuz? 2. Sadece YÖK'e gelir sağlamak için üniversite seçme sınavı başvurularını üniversitelere yaptırarak uzun kuyruklarda, öğrencilere saatlerce eziyet çektiren uygulamayı kaldırmayı düşünüyor musunuz? 3. Lisansüstü öğrenimi sadece birkaç üniversitede toplamayı hedefleyen; ancak, şu anda gelişmiş olan ve 1 405 öğrenciye lisansüstü eğitim yaptıran Karadeniz Teknik Üniversitesi gibi üniversiteleri dışlayan uygulamayı kaldıracak mısınız? 4. Şu andaki YÖK Başkanının, bazı ilçelerde, altyapısı ve öğretim kadrosu olmasına rağmen, meslek yüksekokulu açma kararlarını reddetmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? 5. Başta Kıbrıs, Azerbaycan ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri olmak üzere, yurtdışında ne kadar öğrenci üniversite eğitimi görüyor? Bu öğrenciler ne kadar döviz harcıyor? Bunların, Türkiye'de açılacak yeni vakıf veya özel üniversitelerde okutulması hakkında programınız var mı? 6. Üniversite rektörlerinin YÖK ve Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını kaldıran ve üniversitelerin, rektörlerini bizzat kendisinin seçmesini öngören demokratik bir uygulama getirmeyi düşünüyor musunuz? BAŞKAN – Sayın Bakan?.. MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı olarak arz edeceğim. BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, aslında, İçtüzüğümüze göre, soruların, kısa, gerekçesiz ve şahsî mütalaadan yoksun olması lazım. Arkadaşlarımız, buna uygun olarak soru sorsunlar ve mümkün olduğu kadar çok arkadaşımız bu hakkı kullansın. Sayın Osman Hazer burada mı? Burada. Sayın Hazer'in sorusunu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı tarafından cevaplandırılmasını saygıyla arz ederim. 1. Çay Meslek Yüksekokulu hizmet binası ne zaman yapılacaktır? 2. Çay Meslek Yüksekokulunun hizmet aracı ne zaman alınır? Osman Hazer Afyon BAŞKAN – Sayın Bakan?.. MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı olarak arz edeceğim. BAŞKAN – 7 nci sırada Sayın Ertuğrul Yalçınbayır'ın sorusu vardır. OSMAN HAZER (Afyon) – Sayın Başkan, bir sorum daha vardı... BAŞKAN – Efendim, bir sorunuzu ilettik; ayrı ayrı 10 tane soru soramayız. Sayın Yalçınbayır burada mı? Burada. Soruyu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Millî Eğitim Bakanı tarafından cevaplandırılması dileğiyle aşağıdaki sorumu arz ediyorum. Ertuğrul Yalçınbayır Bursa Millî Eğitim Bakanlığınız süresince, Bursa'da kaç yer değiştirme işlemi yaptınız; yer değiştirmelerin hukuka aykırılığı iddiasıyla birkaç idarî dava açıldı, kaç yürütmenin durdurulması ve iptal kararı verildi; bunların kaçı uygulandı; bu işlemler nedeniyle personele ne kadar harcırah ödendi? MİLLî EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap vereceğim. BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz; peki. Sayın Hasan Belhan?.. Burada. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanına sorulmasını saygılarımla arz ederim. Hasan Belhan Elazığ Elazığ Fırat Üniversitemize bağlı araştırma ve uygulama hastanesinin inşaatı bitmediği için, sağlık ve uygulama hizmetleri zor şartlarda küçük bir binada devam etmektedir. Fırat Üniversitesi araştırma ve uygulama hastanesi inşaatının bitirilmesi için gereken ödenek ayrılmış mıdır; ödenek ayrılmışsa, bu hastanemiz ne zaman hizmete açılacaktır? MİLLî EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap vereceğim. BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz; peki. Sayın Sıtkı Cengil?.. Burada. Sorusunu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı Sayın Turhan Tayan tarafından cevaplandırılmasını arz ederim. Sıtkı Cengil Adana Yüreğir İlçemizde bir imam-hatip lisesi açmayı düşünüyor musunuz; düşünüyorsanız ne zaman gerçekleşecektir? MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap vereceğim. BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz; peki. Sayın Fikret Uzunhasan?.. Burada. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Sayın Kültür Bakanımız tarafından cevaplandırılmasını arz ederim. Fikret Uzunhasan İzmir 1. İzmir 2 no'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun, Muğla İli Datça İlçesindeki SİT alanlarıyla ilgili almış olduğu kararın, iki ayı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen, dağıtımı bugüne kadar yapılamamıştır. Dağıtım ne zaman yapılacaktır? 2. Kültür ve tabiat varlıklarını korumanın ilk adımı olan tespit çalışmaları konusunda Bakanlığımızın 1996 yılı için hazırlanmış programı var mıdır; nelerdir? 3. Birçok müze ve örenyerinin, güvenlik görevlisi ve uzman yetersizliğinden kapanma durumuna geldiği bilinmektedir. Müze ve örenyerleri güvenlik görevlisiyle uzman sayılarının artırılması için ne gibi önlemler alınacaktır? 4. Bakanlığınıza bağlı çeşitli birimlerde çalışan arkeologlar ile aynı fakülteyi bitirmiş sanat tarihçisi, Hititolog, klasik filolog ve bu gibi meslek grupları aynı işleri yapmalarına rağmen farklı ücretler almaktadırlar. Bu farklılığın giderilmesi için çalışılacak mıdır ? BAŞKAN – Sayın Bakan?.. KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Evet efendim yazılı cevap vereceğiz. BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz. Sayın Atilla Mutman?..Burada. Sorusunu okutuyorum : İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, isminden anlaşılacağı gibi, iddialı bir şekilde kurulmuş bir üniversitedir. Ancak, kuruluşunu tamamlaması için ödeneklerinizin kısıtlı tutulması gereklidir. Araç-gereci yoktur, 25 öğretim üyesi vardır, üç sene içerisinde gelecek 100 doktora öğrencisi mevcuttur. 75 milyar lira gibi tahmini bir ödenekle hiçbir şey yapması mümkün değildir. Yeni kurulmakta olan böyle bir üniversitenin alacağı ödeneğin, diğer üniversitelerle aynı olmaması gerekir. En az 500 milyara ihtiyaç vardır. Özel durumu nedeniyle bu üniversitenin ödenek payının artırılmasını düşünüyor musunuz ? BAŞKAN –Sayın Bakan ?.. KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Yazılı cevap arz edeceğim efendim. BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz. Sayın Ayhan Gürel?..Burada. Sorusunu okutuyorum: 1996 bütçesinden Millî Eğitim Bakanlığına ayrılan payı yeterli buluyor musunuz ? Köy enstitülerinin, ilköğretmen okullarının, eğitim enstitülerinin, yüksek öğretmen okullarının kapatılmalarını doğru buluyor musunuz? Öğretmenlerin ekonomik bunalımları nedeniyle ek iş yapmalarını; pazarda limon, kalem, defter satmalarını; gece, dolmuş şoförlüğü yapmalarını önlemek için ne gibi tedbirler aldınız? Bugün ülkemizde eğitilmiş kişi oranı ne orandadır ? Teşekkür eder, saygılar sunarım. MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap arz edeceğim. BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz. Sayın Hüseyin Ceylan'ın sorusunu okutuyorum : Beypazarı İmam Hatip Lisesinin yanında yapılmış ve bitirilmiş olan Anadolu İmam Hatip Lisesinin 1996 öğretim yılında açılışı gerçekleşecek mi? Ankara Anadolu İmam Hatip Lisesi, ne zaman müstakil kendi binasına taşınacaktır? MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap arz edeceğim. BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz. Sayın Mustafa Kemal Ateş?..Burada. Sorusunu okutuyorum : 1. Kilis Küçük Sanayi içinde bir çıraklık okulunun yeri, hibe olarak verilmiştir. Yeni il olan Kilis'in çok büyük ihtiyacı olan bu çıraklık okulunun yapımı için, ne kadar tahsisat ayrılmıştır? 2. Kilis'in ilçelerinde ortaöğretimi sürdürmek için herhangi bir okul bulunmamaktadır. Bu ülkelerde çok programlı liseler yapılması için, ne kadar tahsisat ayrılmıştır? 1996-1997 öğretim yılında, öğretime açılacak mı? MİLLî EĞİTİM BAKAN TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı arz edeceğim. BAŞKAN – Sakarya Milletvekili Sayın Nezir Aydın ?.. Burada. MUSTAFA KEMAL ATEŞ (Kilis) – Sorularımın tamamı okunmadı... BAŞKAN – Eksik mi okundu?.. MUSTAFA KEMAL ATEŞ (Kilis) – Sorularım arka sayfada devam ediyor. BAŞKAN – Sayfanın arkasındaki soruyu da okutuyorum: Eğitimde başarılı netice alabilmek, hiç şüphesiz, öğretmenlerin ekonomik durumuyla yakından ilgilidir. Öğretmenlerin ekonomik durumunu düzeltmek için tedbirleriniz var mıdır; yoksa, başarılı olmanın yolu sizce farklı mıdır? BAŞKAN – Burada, zaten, Sayın Bakan söyledi; bu konuyla ilgili kanun tasarıları var Genel Kurulda, onu tekrar sormaya gerek yok; herhalde dinlemediniz... Sayın Nezir Aydın'ın sorularını okutuyorum: 1. Millî eğitim sistemimizin sorunlarıyla ilgili araştırmalar yaparak, eğitim politikalarını yönlendirmesi gereken bir kurum olan Eğitim Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığına, niçin bir eğitim bilimleri uzmanı değil de, Süleyman Demirel Üniversitesinde görevli bir mimarı atadınız? 2. Eğitim bilimleri alanındaki uzmanlara güveniyor musunuz? 3. Bu kurumu, eğitim bilimleri alanının uzmanlarının yönetemeyeceğini mi düşünüyor musunuz? 4. Niçin bu işi ehline vermek yerine, seçim kaybetmiş adaylarınıza veriyorsunuz? MİLLÎ EĞİTİM BAKAN TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı olarak cevap vereceğim. BAŞKAN – Konya Milletvekili Sayın Remzi Çetin?.. Burada. Sayın Çetin'in sorularını okutuyorum: 1. Ciddî eksiklikleri ve yanlışlıkları bünyesinde taşıyan yeni YÖK tasarısı, üniversitelerimizde rahatsızlığa yol açmıştır. Bu tasarıyla, şu andaki durumumuzun da gerisine düşmekteyiz; bu konuda ne düşünüyorsunuz? 2. Araştırma görevlilerine ait bütün imtihanları -yabancı dil, bilim ve diğer imtihanlar- merkezî sistemle yapılması konusunda ne düşünüyorsunuz? MİLLÎ EĞİTİM BAKAN TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı arz edeceğim. BAŞKAN – Bartın Milletvekili Sayın Cafer Tufan Yazıcıoğlu?.. Burada. Sayın Yazıcıoğlu'nun sorularını okutuyorum: 1. ÖSYM 1 inci Basamak ve Özdebir sınavlarının başarıyla yapıldığı Karadeniz Ereğli'de, ÖSYM 2 nci basamak sınavları yapılmamaktadır. ÖSYM 2 nci basamak sınavlarının Karadeniz Ereğli'de yapılabilmesi için ne yapmak gerekmektedir? 2. Karadeniz Ereğli'de kurulması kabul edilen eğitim fakültesinin inşaatına ne zaman başlanılacaktır? 3. 1995 yılında inşaatı başlatılan Kozlu Endüstri Meslek Lisesi inşaatına devam edilecek midir? BAŞKAN – Sayın Bakan?.. MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap vereceğim. BAŞKAN – Adana Milletvekili Sayın Yakup Budak?.. Burada. Soruyu okutuyorum: 1. Ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören geçlerimiz arasında alkol ve uyuşturcu bağımlılığı ve kullanımı artmaktadır. Bu durumu önlemek için herhangi bir çalışma yapılmakta mıdır? 2– Yine, ortaöğretim kurumlarında okullarımızı bazen kana bulayan çeteler oluşturulmaktadır. Bu olayları önlemek için hangi tedbirler alınmakta; gençlerin bu yola düşmemesi için hangi yönlendirici eğitim verilmektedir? BAŞKAN – Şimdi, biraz da gruplar arasında dengeyi sağlayalım; ANAP Grubundan hiçbir sayın milletvekilinin sorusunu okutmadık. MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Sayın Başkan, bana bir şey sormadınız. BAŞKAN – Evet... Kusura bakmayın. Sayın Bakan?.. MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap vereceğim. BAŞKAN – Efendim, biraz da gelenek haline geldi. Bütün bakanlarımız yazılı cevap vereceğiz deyince, biz de, farzımuhal yazılı cevap verecektir diye, sayın bakana sormayı unuttuk. Sayın Akın Gönen?.. Burada. Soruyu okutuyorum: 1. Okullarda verilen trafik eğitimini yeterli buluyor musunuz? 2. Sürücü kurslarındaki eğitim ve öğretim yeterli midir? BAŞKAN – Sayın Bakan?.. MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap vereceğim. BAŞKAN – Aydın Milletvekili Sayın Muhammet Polat?.. Burada. Sorusunu okutuyorum: 1. Adnan Menderes Üniversitesinin ihaleleri yapılan Ziraat Fakültesi, Rektörlük binası, Veteriner Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tıp Fakültesi Morfoloji binası, Nazilli İktisadî Bilimler Fakültesi, kafeterya ve mediko-sosyal kampüs altyapısı işleri için, 1996 yılında ne kadar ödenek ayrılmıştır? 2. Nazilli Lisesi ek bina inşaatının ikmali için ve Kuşadası Otelcilik Turizm Meslek Lisesine ne kadar ödenek ayrılmıştır? 3. İlimiz Merkez, kasaba ve köylerinde 1996 yılı ilköğretim kurumları yatırım programı taslağında 260 derslik, 23 lojman, 7 wc-depo ve 80 onarım işi planlanmıştır. Bütün bu işlerin yapımı için ne kadar ödenek ayrılmıştır? BAŞKAN – Sayın Bakan, yazılı mı cevap vereceksiniz? MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Evet, efendim. BAŞKAN – Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya?.. Burada. Sorusunu okutuyorum: 1. Mısır-El-Ezher Üniversitesi mezunlarının Türkiye'de görev almalarında yaşanan zorluklar -var olduğu halde, kültür anlaşmasına rağmen- bizim ve toplumun bilmediği bir sebeple mi olmaktadır? 2. Mısır-El-Ezherden Van Yüzüncüyıl Üniversitesine üç yıl önce yatay geçiş yapan 35 öğrencinin, üç yıldır öğrencilikleri devam ettiği halde kayıtlarının silinmesi hangi sebebe mebnidir? BAŞKAN – Sayın Bakan?.. MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap vereceğim. BAŞKAN – Yazılı cevap vereceksiniz. Sayın Fethullah Erbaş?... Burada. Sorusunu okutuyorum: 1. Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Yönetim Kurulunun kararıyla El-Ezher Üniversitesinden Van İlahiyat Fakütesine yatay geçiş yapan ve üç yıldır okuyarak son sınıfa gelen 34 öğrenci 15.4.1996'da üniversiteden atılmışlardır. a) 34 öğrencinin ömürlerinden geçen üç yılı geri verecek misiniz? b) Bu kararın siyasî ve ideolojik olduğu, kamuoyunda yaygın kanaattir. Bu hususta Van gibi hassas bir bölgede meydana gelecek olayların vebalini kim taşıyacaktır? c) Üniversite Senatosunun bundan önceki yatay geçişi kabul eden kararlarının ne anlama geldiğini açıklar mısınız? BAŞKAN – Aslında, sorunun birinci kısmı pek soru olmamış. Sayın Bakan?.. MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı sunacağım. BAŞKAN – Muğla Milletvekili Sayın Zeki Çakıroğlu?.. Burada. Soruyu okutuyorum. Muğla İli, ilçeleriyle birlikte, hem turizm hem de kültür dokusuyla yoğun bir ildir. Muğla İlinde: 102 ören yeri, 19 düzenlenmiş ören yeri, 138 arkeolojik sit, 40 doğal sit, 5 müze, 336 tescilli sivil mimarlık örneği ev, yaklaşık 35 bin kilometrekare ören yeri alanı bulunmaktadır. Bu özellikleri göz önüne alınarak Kültür Bakanlığı tarafından, Sayın Fikri Sağlar'ın bakanlığı döneminde; Muğla İli Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu kurulmasına ilişkin kararı alınmıştır. Maliye Bakanlığı tarafından kurulun, kadro vizesi verilmediğinden, kurul fiilen gerçekleştirilememiştir. Devlette süreklilik esas alınarak, Kültür Bakanı olarak, daha önce alınan ve Muğla İli için hayati önem taşıyan bu kararın takipçisi olacak mısınız; ne gibi girişimlerde bulunacaksınız? BAŞKAN – Sayın Bakan... KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Yazılı cevap veriyoruz. BAŞKAN – Şanlıurfa Milletvekili Abdülkadir Öncel?.. Burada. Soruyu okutuyorum: 1. GAP merkezinde bununan Şanlıurfa'ya, kültür merkezi yapmayı düşünüyor musunuz? BAŞKAN – Sayın Bakan?.. KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Yazılı cevap arz edeceğiz. BAŞKAN – Sayın Mahmut Işık?... Burada. Soruyu okutuyorum: 1. Sıvas Yıldızeli Karakaya Köyü, 5–6 köye yakın, büyük ve merkez bir köydür. Bu köy, merkez kabul edilerek, bu köye sekiz yıllık temel eğitim okulu açtığınızda, çevredeki tüm köyler buradan istifade edebileceklerdir. Adı geçen köye, sekiz yıllık temel eğitim okulu açmayı düşünüyor musunuz? 2– Sıvas'ta, her ilçede öğretmen eksiği bulunmaktadır. 1996–1997 öğretim yılında bu açığı kapatabilir misiniz? BAŞKAN – Sayın Bakan... MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı arz edeceğiz. BAŞKAN – Efendim, bir de Sayın Işın Çelebi'nin sorusu var. Sayın İbrahim Çelik'in sorusunu okuttuktan sonra, size, sözlü olarak soracağım; soru işlemi bitiyor o zaman. IŞIN ÇELEBİ (İzmir) – Peki. BAŞKAN – Sayın İbrahim Halil Çelik?.. Burada. Soruyu okutuyorum: 1. Sekiz yıllık zorunlu eğitim yürürlüğe konulduğunda, imam–hatip liselerinin orta kısımları temel eğitim içine alınacak mıdır? Böyle bir düşünceniz yok ise imam-hatip liseleriyle ilgili uygulamalarınız ne olacaktır? İmam-hatip liselerinin bugünkü mevcut yapısı devam edecek midir? 2. Doğu ve güneydoğuda kapatılan okullarla ilgili neler yapmayı düşünüyorsunuz? Bu bölgeye yoğun göç sebebiyle, il merkezlerinde yeni okullar açmayı, eğitim dışında kalmış gençlerimize kısa zamanda bir meslek kazandırıcı yaygıneğitim kursları açmayı düşünüyor musunuz? 3. Öğretmen sayısındaki yetersizlikler ve dağılımdaki dengesizlikleri giderici alacağınız tedbirler neler olacaktır? 4. Yıllarca, yalnızca sözü edilen; ancak, bir türlü sonuçlandırılmayan Millî Eğitim Akademisi, Türkiye Öğretmenler Yardımlaşma Kurumu Kanun Tasarıları, öğretmenlerin ek göstergeleri, özel hizmet ve ek ders ücretlerinin artırılması, çalıştırılan her yıl için 3 ay fiilî hizmet eklenmesi ile ilgili ne yapılmaktadır? BAŞKAN – Sayın Bakan?... MİLLÎ EĞİTİM BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) – Yazılı cevap vereceğim. BAŞKAN – Sayın Çelebi, zatı âliniz sözlü soru sormak istiyorsunuz. Yalnız, bizim bütçe görüşme planımızın 5 inci maddesinde "görüşmelerde soruların gerekçesiz ve yazılı olarak Başkanlığa verilmesi" ilkesi getirildiği için kusura bakmayın size bu imkânı veremiyorum; ama, siz Sayın Bakana yazılı soru sorabilirsiniz. Onun için, isteğinizi yerine getiremiyorum. IŞIN ÇELEBİ (İzmir) – Bir şey söyleyebilir miyim?.. BAŞKAN – Tartışma açmaya da gerek yok; çünkü Genel Kurul kararı var. Sayın milletvekilleri, 13 üncü turdaki bütçeler üzerinde yapılan görüşmeler bitmiştir. Kısa olması bakımından, önce Kültür Bakanlığı bütçesini oylayacağım. Kültür Bakanlığı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum: B) KÜLTÜR BAKANLIĞI 1. – Kültür Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 323 645 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 111 Kültür Sanat Hizmetleri 11 158 555 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 900 Hizmet Programlarına Dağıtılamayan Transferler 436 800 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 12 919 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Kültür Bakanlığı 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Başkan, bir talebimiz vardı. BAŞKAN – Efendim bir dakika... Yazınızı aldım, her şeye müdahale etmeyin. Kültür Bakanlığı Bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Bakanlık çalışanlarına, ülkemize ve milletimize, hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. (Alkışlar) V. – SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR 1. – İçel Milletvekili Durmuş Fikri Sağlar’ın, Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner’in, önceki SHP ve CHP’li Kültür Bakanlarına sataşması nedeniyle konuşması BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Sayın Önder Sav, gönderdiği yazıda "Kültür Bakanı Sayın Agâh Oktay Güner'in konuşmasında, kendisinden önceki Kültür Bakanlığı dönemini eleştirerek, bu dönemde bakanlık yapmış olan SHP ve CHP'li bakanları hedef almış; anılan bakanların, usulsüzlüklere, yolsuzluklara kol kanat gerdiğini ifade etmiştir" şeklinde bir ifade de bulunmuştur İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Yok öyle bir şey... BAŞKAN – Efendim, ben de, Sayın Bakanın, açıkça böyle bir ifade kullandığını... METE BÜLGÜN (Çankırı) – Sayın Bakan öyle bir şey söylemediler. BAŞKAN – Arkadaşlar, bir dakika... Sayın Sav, siz, çok ısrar ediyorsanız, 70 inci maddeye göre sataşmadan söz verebilmemiz için, aynı oturumda... SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Oylayalım Sayın Başkan. BAŞKAN – Efendim, bir dakika... Benim yerime geçerek, benim yerime karar vermeyin, lütfen... Ben böyle bir algılamada bulunmadım. İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Biz de bulunmadık. BAŞKAN – Zamanımızın dolmasına 2-3 dakika var. Size 5 dakikalık bir süre veriyorum, buyurun Sayın Sav. METE BÜLGÜN (Çankırı) – Sataşma yok Sayın Başkan... BAŞKAN – Arkadaşlar, usulsüzlük ve yolsuzluk yapıldığı konusunda...(ANAP sıralarından gürültüler) İÇİŞLERİ BAKANI ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Sataşma yok efendim... BAŞKAN – Arkadaşlar, bakın, herkesin savunma hakkı kutsaldır, söz verelim; bundan da rahatsız olmayın... Buyurun Sayın Sav. ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Fikri Sağlar konuşacaklar. BAŞKAN – Sayın Sağlar; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Sağlar, yalnız, yeni bir sataşmaya meydan vermeyiniz; yoksa, sözünüzü keserim. DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür Bakanı Sayın Agâh Oktay Güner konuşmasında, kendinden önce ki dönemlerle ilgili olarak, birçok hukuk dışı icraatların yapıldığını söyledi ve örnek olarak verdiği konularda da, teftiş açtırdığını söyledi. Aslında, biraz evvel, hepimiz çok dikkatle izledik; Kültür Bakanlığı, daha önceki dönemlerle, şimdiki dönem arasında, ilkesel anlamda, düşünce anlamında büyük farklılıklar ortaya koyuyor. Geçmişte yaşamak, geçmişi yaşatmak demek değil. Geçmişi yaşatmak için, geçmişte yaşamak istiyorlar. Böyle bir anlayış, 21 inci Yüzyıla girerken, yanlış bir anlayıştır. Geçen dört yıl içerisinde, bu anlayışı değiştirdik; herkesi bir şemsiyenin altına, bir bütün içerisine sokmaya çalıştık ve herkesin özgürce düşünebilmesi ve düşündüğünü ifade edebilmesi için, ortam yaratılmasını sağladık; çünkü, bu, kültürel gelişmeyi sağlayacaktı ve kültürel gelişme olduğu süre içerisinde de, ekonomik kalkınma ve demokratikleşme gerçekleşecekti. Şimdi, Sayın Bakan, bunun değiştirildiğini söylüyor; Hükümet programı çerçevesinde kendi görüşleridir. Tabiî ki, biz de kendi görüşlerimizi ortaya koyacağız. Bu farklılığı, toplumumuz birlikte yaşayacak ve bu farklılık sonucunda çıkacak sıkıntıları, toplumumuz aşmaya çalışacak. Kaydedilen başarıların üzerine, onları karalayarak, yok ederek, başarısız göstererek, yeni başarılar koymak mümkün değildir. Ancak, böyle bir anlayış, bundan sonrakilerle ilgili herhangi bir şey yapılmayacağını ortaya koyan bir gösteridir. Her şeyi önceden bir karalayacaksınız, sonra da, onun üzerine "biz, başka şeyler yaptık" diyeceksiniz... ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Sizden öğrendik, sizden!.. DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Devamla) – Aslında, örttüğünüz kara örtünün altında yeni yapacaklarınız, yeni yaptıklarınızı gizlemektir. Sayın Bakanın, biraz evvelki konuşmasında vermiş olduğu konuların büyük bir çoğunluğu, benim Bakanlığım zamanında ve benimle birlikte, diğer arkadaşlarımız zamanında, teftişe verilmiş konulardır. ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Yalan mı?.. BAŞKAN – Efendim, müdahale etmeyin. DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, "1992 yılından bugüne kadar geçen süre içerisinde -kamuoyunda anlatılıyor- Bakanlığın temsil ağırlama giderleriyle ilgili- ziyafetler verildi" deniliyor. 1992'den, 1995, 1996 yılına kadar, Kültür Bakanlığı, devlet ve sanatçı, devlet ve toplum ilişkilerini çok iyi kurmuş ve bu doğrultuda birçok faaliyette bulunmuştur. Bu faaliyetlerin sonucunda... İSMAİL DURAK ÜNLÜ (Yozgat) – Hangi faaliyet?.. SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Yemek faaliyeti... BAŞKAN – Bir dakika efendim... Bir dakika... DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Devamla) – İzin verirseniz... Bu faaliyetlerin sonucunda temsil ağırlama giderlerinin beş yıl içerisindeki toplamı -sizlerin anlayacağı lisanda, dilde- dolar bazında 372 869 dolardır. REFİK ARAS (İstanbul) – Niye dolar bazında?.. DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Devamla) – Ama, 1991 yılında... Sadece 1991 yılında, dolar bazında, Kültür Bakanlığının temsil ağırlama giderleri 538 973 dolardır. Demek ki, dört yıl boyunca, sadece 1991 yılında yapılan harcamaların, ancak yüzde 70'i harcanmıştır. Bunlar kime harcanmıştır; Orta Asya Cumhuriyetlerinden gelen 100’ü aşkın sanatçılardan oluşan topluluklara, onların ağırlamalarına, Türkiye'de, bilim, kültür, sanat alanında faaliyet göstermiş sanatçılarımıza, yılbaşı, yıl sonu toplantılarında verilmiştir. Bunlar, kişilere bölünerek, şu kadar bin kişi yedirilir denilerek, topluma, başka bir imaj verilmesinin doğru olmadığına inanıyoruz. Değerli arkadaşlarım, Karun Hazinesiyle ilgili bir konu sürekli gündeme geliyor. "Bir kuş uçtu, kuşlar uçmaz; altın kuş nasıl uçar" deniliyor. Bir gramın yedide biri olan bir kuş motifidir. Değerli arkadaşlarım, 1987 yılında, Anavatan Partili bakanların -ben onlara da teşekkür ediyorum- açmış olduğu beş davanın, bugün üçü devam etmektedir ve bu beş davanın toplamına ödenen para 7 milyon dolardır. Yani, şimdi "bir tek Karun Hazinesi için bu parayı ödedik; o da nasıl geldi" gibi, insanların kafasını bulandıracak, var olan başarıları yok kabul ettirecek bir anlayışın hiç kimseye yararı olacağını düşünmüyorum. Şu anda, üç dava, daha devam ediyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Sağlar... Lütfen... Tamam efendim... DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bizim Bakanlığımızda sırasında hiçbir dava açılmamıştır. Açılan davaların hepsi, Anavatan Partili değerli bakan arkadaşlarımız zamanındadır; iyi de yapmışlardır... Bu davayı, bu devlet takip ediyor, değerli arkadaşım da takip edecektir. Buna inanıyorum; çünkü, onlar, bizim mallarımızdır. Diğer konularla ilgili de, gerekli olduğu zaman bilgi vereceğim. BAŞKAN – Tamam efendim... Süreniz bitiyor. DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Devamla) – Teşekkür ediyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Sağlar. Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince... KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Sayın Başkan... BAŞKAN – Buyurun efendim. KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Sayın Sağlar, sözlerimi tamamen çarpıttılar -muhterem heyet de dinledi- ayrıca, sataşmada bulundular; tavzih için söz istiyorum. (CHP sıralarından gürültüler) BAŞKAN – Ne yönden sataştılar efendim? (Gürültüler) Hayır... Bir dakika arkadaşlar... Allah, Allah!.. Başkasının vekili olarak konuşmayın efendim. KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Sayın Başkan ... BAŞKAN – Efendim, nerede çarpıttılar sözünüzü? KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Sayın Başkan, ben, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda, sorulan sorular üzerine verdiğim cevapları naklettim burada. Sayın Sağlar, basına demeç vererek; benim o Komisyonda... "Burada söylemedi, ispat etsin, istifa ederim" dedi. Ona yakışan, benim söylemediğim sözleri burada çarpıtmak değil; Mersin'e 15 araba gönderip göndermediğini, Bakanlık bütçesinden 200 milyona yakın benzin parası verip vermediğini söylemek ve yalan söylediğini beyan ederek istifa etmektir. Siyasî haysiyet bunu gerektirir. (ANAP ve RP sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) BAŞKAN – Efendim, rica ederim... DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Şimdi sataşma var... BAŞKAN – Rica ederim... Birbirimize sataşmayalım. DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Şimdi de sataşma var... KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Bunlar, esas meseleler... (ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Bakan... Bakın... KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Esas, burada cevap verilmesi gereken budur. (CHP sıralarından gürültüler) BAŞKAN – Bir dakika... Rica ediyorum... Siz deneyimli bir politikacısınız... KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – İkincisi... BAŞKAN – Arkadaşlar...Bakın... DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Sayın Bakan yalan söylüyor... (ANAP sıralarından gürültüler) BAŞKAN – Efendim, ikiniz de bakansınız; siz birbirinize çatarsanız, sizin kavganızı, biz, burada, günlerce takip edemeyiz. (ANAP ve CHP sıralarından gürültüler) Arkadaşlar, bize yardımcı olacaksınız... DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Yalan söylüyorsunuz... (ANAP sıralarından gürültüler) KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Yalancı sizsiniz... (CHP sıralarından gürültüler) BAŞKAN – Efendim... Rica ediyorum... KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Araba göndermediniz mi, şoför göndermediniz mi?.. (Gürültüler) BAŞKAN – Arkadaşlar... Lütfen... DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Göndermedik... KÜLTÜR BAKANI AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) – Göndermediniz mi?.. BAŞKAN – Arkadaşlar... Tamam... Sayın Bakan... Lütfen... DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (İçel) – Ne alakası var... BAŞKAN – Sayın Sağlar, size söz vermedim efendim. Sayın arkadaşlar, alınan karar gereğince, saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum. Kapanma Saati:13.04 İKİNCİ OTURUM Açılma Saati: 14.00 BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ KÂTİP ÜYELER : Zeki ERGEZEN (Bitlis), M. Fatih ATAY (Aydın) BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 42 nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum. IV. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 1. – 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarıları (1/285, 286) (S. Sayıları : 1,2) (Devam) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI (Devam) a) Millî Eğitim Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi I. – YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU (YÖK) (Devam) a) Yüksek Öğretim Kurulu 1996 Malî Yılı Bütçesi II. – ÜNİVERSİTELER (Devam) 1. – Ankara Üniversitesi a) Ankara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 2. – Orta Doğ Teknik Üniversitesi a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 3. – Hacettepe Üniversitesi a) Hacettepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 4. – Gazi Üniversitesi a) Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 5. – İstanbul Üniversitesi a) İstanbul Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 6. – İstanbul Teknik Üniversitesi a) İstanbul Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 7. – Boğaziçi Üniversitesi a) Boğaziçi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 8. – Marmara Üniversitesi a) Marmara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 9. – Yıldız Teknik Üniversitesi a) Yıldız Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 10. – Mimar Sinan Üniversitesi a) Mimar Sinan Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 11. – Ege Üniversitesi a) Ege Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 12. – Dokuz Eylül Üniversitesi a) Dokuz Eylül Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 13. – Trakya Üniversitesi a) Trakya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 14. – Uludağ Üniversitesi a) Uludağ Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 15. – Anadolu Üniversitesi a) Anadolu Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 16. – Selçuk Üniversitesi a) Selçuk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 17. – Akdeniz Üniversitesi a) Akdeniz Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 18. – Erciyes Üniversitesi a) Erciyes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 19. – Cumhuriyet Üniversitesi a) Cumhuriyet Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 20. – Çukurova Üniversitesi a) Çukurova Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 21. – Ondokuz Mayıs Üniversitesi a) Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 22. – Karadeniz Teknik Üniversitesi a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 23. – Atatürk Üniversitesi a) Atatürk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 24. – İnönü Üniversitesi a) İnönü Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 25. – Fırat Üniversitesi a) Fırat Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 26. – Dicle Üniversitesi a) Dicle Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 27. – Yüzüncü Yıl Üniversitesi a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 28. – Gaziantep Üniversitesi a) Gaziantep Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 29. – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi 30. – Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü a) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi 31. – Harran Üniversitesi a) Harran Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 32. – Süleyman Demirel Üniversitesi a) Süleyman Demirel Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 33. – Adnan Menderes Üniversitesi a) Adnan Menderes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 34. – Zonguldak Karaelmas Üniversitesi a) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 35. – Mersin Üniversitesi a) Mersin Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 36. – Pamukkale Üniversitesi a) Pamukkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 37. – Balıkesir Üniversitesi a) Balıkesir Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 38. – Kocaeli Üniversitesi a) Kocaeli Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 39. – Sakarya Üniversitesi a) Sakarya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 40. – Celal Bayar Üniversitesi a) Celal Bayar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 41. – Abant İzzet Baysal Üniversitesi a) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 42. – Mustafa Kemal Üniversitesi a) Mustafa Kemal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 43. – Afyon Kocatepe Üniversitesi a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 44. – Kafkas Üniversitesi a) Kafkas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 45. – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi a) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 46. – Niğde Üniversitesi a) Niğde Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 47. – Dumlupınar Üniversitesi a) Dumlupınar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 48. – Gazi Osmanpaşa Üniversitesi a) Gazi Osmanpaşa Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 49. – Muğla Üniversitesi a) Muğla Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 50. – Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi a) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 51. – Kırıkkale Üniversitesi a) Kırıkkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 52. – Osman Gazi Üniversitesi a) Osman Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi 53. – Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu a) Galatasaray Eğitim ve Öğretim Kurumu 1996 Malî Yılı Bütçesi BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarılarının maddeleri üzerindeki görüşmelere devam ediyoruz. Sayın Komisyon ve Hükümet hazır. Öğlenden evvel, 13 üncü turda, Kültür Bakanlığı bütçesini oylamış, kabul etmiştik. Şimdi, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin oylamasına geçeceğiz. Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Öğlenden önce aldığımız karar gereğince, Divan Kâtibi oturarak bölümleri okuyacaktır. Programları okutuyorum: A) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI a) Millî Eğitim Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 30 419 100 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 111 Okul Öncesi ve İlköğretim Hizmetlerinin Gerçekleştirilmesi ve Geliştirilmesi 133 501 100 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 112 Genel Meslekî ve Teknik Ortaöğretimin Gerçekleştirilmesi ve Geliştirilmesi 71 521 540 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 113 Çıraklık ve Yaygın Eğitim 12 082 300 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 114 Yükseköğretim, Yurtdışı Eğitim Öğretim ve Dış İlişkiler 4 692 250 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 115 Okuliçi Beden Eğitimi, Spor ve İzcilik 271 350 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 900 Hizmet Programlarına Dağıtılamayan Transferler 2 530 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri 2 585 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 257 603 140 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Yüksek Öğretim Kurulu 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : I. – YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU (YÖK) a) Yüksek Öğretim Kurulu 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 111 Yüksek Öğretim Kurulu 6 907 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri 1 085 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 7 992 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 647 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 7 991 353 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 7 992 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Yüksek Öğretim Kurulu 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Ankara Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : II. – ÜNİVERSİTELER 1. – Ankara Üniversitesi a) Ankara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 763 968 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 3 440 932 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 5 204 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 21 998 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 182 901 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 5 204 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Ankara Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 2. – Orta Doğu Teknik Üniversitesi a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 345 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 336 300 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 681 800 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 10 000 000 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 21 980 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 659 810 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 681 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Ankara Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı ve uğurlu olsun. Hacettepe Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler.. Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum 3. – Hacettepe Üniversitesi a) Hacettepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 2 264 403 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 775 597 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 990 Özel Ödeneklere İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesi BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 5 040 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 250 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 17 549 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 5 022 201 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 5 040 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Hacettepe Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı ve uğurlu olsun. Gazi Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 4. – Gazi Üniversitesi a) Gazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 192 871 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 229 329 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 990 Özel Ödeneklere İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesi —.— BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri 116 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 3 538 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 8 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 19 991 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 3 518 201 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 3 538 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Gazi Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı ve uğurlu olsun. İstanbul Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 5. – İstanbul Üniversitesi a) İstanbul Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 852 800 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 5 211 100 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 7 063 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 26 996 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 7 036 902 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 7 063 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. İstanbul Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırl, uğurlu olsun. İstanbul Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 6. – İstanbul Teknik Üniversitesi a) İstanbul Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 233 772 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 414 628 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 648 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 10 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 14 480 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 633 910 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 648 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. İstanbul Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı, uğurlu olsun. Boğaziçi Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 7. – Boğaziçi Üniversitesi a) Boğaziçi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 794 150 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 602 050 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri 42 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1. 438 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 14 597 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 423 601 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 438 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Boğaziçi Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı, uğurlu olsun. Marmara Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 8. – Marmara Üniversitesi a) Marmara Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 676 850 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 853 350 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 530 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 13 496 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 516 702 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 530 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Marmara Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı, uğurlu olsun. Yıldız Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 9. – Yıldız Teknik Üniversitesi a) Yıldız Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 377 977 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 582 023 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 960 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 14 996 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 945 002 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 960 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Yıldız Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı, uğurlu olsun. Mimar Sinan Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 10. – Mimar Sinan Üniversitesi a) Mimar Sinan Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 268 670 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 427 330 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 696 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 5 398 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 690 601 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 696 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Mimar Sinan Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı, uğurlu olsun. Ege Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 11. – Ege Üniversitesi a) Ege Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 260 675 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 2 549 325 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 3 810 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 300 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 16 695 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 3 793 005 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 3 810 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Ege Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı, uğurlu olsun. Dokuz Eylül Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 12. – Dokuz Eylül Üniversitesi a) Dokuz Eylül Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 937 750 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 655 450 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri 188 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 781 700 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 12 746 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 768 952 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 781 700 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Dokuz Eylül Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Trakya Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 13. – Trakya Üniversitesi a) Trakya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 483 100 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 807 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri 87 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 377 100 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 10 048 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 367 051 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 377 100 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Trakya Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Uludağ Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 14. – Uludağ Üniversitesi a) Uludağ Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 958 310 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 181 490 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 139 800 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 11 998 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 127 801 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 139 800 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Uludağ Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı olmasını diliyorum. Anadolu Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 15. – Anadolu Üniversitesi a) Anadolu Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 958 480 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 976 520 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 935 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 3 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 34 991 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 900 006 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 935 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Anadolu Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Selçuk Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 16. – Selçuk Üniversitesi a) Selçuk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 955 850 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 284 550 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 240 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 25 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 16 473 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 223 902 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 240 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Selçuk Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı olmasını diliyorum. Akdeniz Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 17. – Akdeniz Üniversitesi a) Akdeniz Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 593 110 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 596 390 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri 290 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 479 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 10 198 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 469 301 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 479 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Akdeniz Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı, uğurlu olsun. Erciyes Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 18. – Erciyes Üniversitesi a) Erciyes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 558 145 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 008 455 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 567 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 111 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 16 879 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 550 610 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 567 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Erciyes Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı, uğurlu olsun. Cumhuriyet Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 19. – Cumhuriyet Üniversitesi a) Cumhuriyet Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 693 972 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 653 688 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 347 660 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 17 996 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 329 662 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 347 660 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Cumhuriyet Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı, uğurlu olsun. Çukurova Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 20. – Çukurova Üniversitesi a) Çukurova Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 335 610 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 345 590 300 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 681 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 5 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 16 985 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 664 210 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 681 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Çukurova Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı, uğurlu olsun. Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 21. – Ondokuz Mayıs Üniversitesi a) Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 795 210 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 874 190 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 689 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 11 998 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 657 401 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 669 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı, uğurlu olsun. Karadeniz Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 22. – Karadeniz Teknik Üniversitesi a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 934 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 108 300 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 042 800 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 23 998 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 2 018 801 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 042 800 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Karadeniz Teknik Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Atatürk Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 23. – Atatürk Üniversitesi a) Atatürk Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 1 382 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 1 902 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 3 285 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 19 998 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 3 265 501 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 3 285 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Atatürk Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. İnönü Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 24. – İnönü Üniversitesi a) İnönü Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 469 565 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 684 935 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri 362 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 517 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 9 996 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 507 002 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 517 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. İnönü Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Fırat Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 25. – Fırat Üniversitesi a) Fırat Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 839 760 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 780 440 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 620 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 24 998 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 595 201 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 620 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Fırat Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Dicle Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 26. – Dicle Üniversitesi a) Dicle Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 987 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 995 100 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri –.– BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 982 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 60 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 13 435 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 969 105 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 982 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Dicle Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. 27. – Yüzüncü Yıl Üniversitesi a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi BAŞKAN – Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum... FETHULLAH ERBAŞ (Van) – Sayın Başkan, karar yetersayısının aranmasını istiyorum. BAŞKAN – Peki efendim. FETHULLAH ERBAŞ (Van) – 34 öğrencinin dışarı atılmasına sebep oldular. BAŞKAN – Bütçenin bölümlerine geçilmesini kabul edenler... Kabul etmeyenler... Sayın milletvekilleri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi bütçesinin bölümlerine geçilmesinde karar yetersayısı bulunamamıştır. Yalnız, geçmişte yaptığımız bir uygulama vardı. Biliyorsunuz, İçtüzük de buna müsait. Bu bütçede karar yetersayısı bulunamayınca, Başkan, bunu, oturumun sonuna veya birleşimin sonuna kadar erteleyebilir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi bütçesinin bölümlerine geçilmesini yeniden oylayıp, karar yetersayısının olup olmadığını arayacağız. Onun için, öteki bütçelere devam ediyoruz. Gaziantep Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum: 28. – Gaziantep Üniversitesi a) Gaziantep Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 465 259 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 414 041 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri 101 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 980 800 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 50 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 13 447 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 967 303 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 980 800 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Gaziantep Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. BAŞKAN – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. IŞIN ÇELEBİ (İzmir) – Sayın Başkan... BAŞKAN – Buyurun efendim... IŞIN ÇELEBİ (İzmir) – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, bitmek üzere olan bir üniversite. Bu yatırım ödeneklerinde yeterince pay ayrılmadı. 1 trilyon 34 milyar gibi bir miktar para var. Bunu biz Komisyondan ve Bakanlıktan rica ediyoruz; İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü hem eğitim yapıyor hem öğretim üyeleri var ve devreye girmek üzere. Bunu, Başkanlığınız aracılığıyla rica ediyoruz ve dikkate alınmasını istiyoruz. BAŞKAN – Efendim, bunun için, keşke Plan ve Bütçe Komisyonuna gitseydiniz. Biliyorsunuz, biz, Genel Kurul olarak ödenek artırma yetkisine sahip değiliz. IŞIN ÇELEBİ (İzmir) – Biliyorum; ben sizin delaletinizle, bu konunun dikkate alınmasını rica ediyorum. BAŞKAN – Peki efendim; zaten, Sayın Bakanlık da duydu, gerekli çabayı göstereceklerdir. Bölümleri okutuyorum: 29. – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 343 524 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 15 075 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 358 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 3 995 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 354 603 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 358 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 30. – Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü a) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 344 968 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 49 523 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 394 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 7 398 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 387 101 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 294 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Harran Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 31. – Harran Üniversitesi a) Harran Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 486 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 289 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 775 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 4 997 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 770 201 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 775 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Harran Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Süleyman Demirel Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 32. – Süleyman Demirel Üniversitesi a) Süleyman Demirel Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 580 224 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 476 176 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 056 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 44 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 6 746 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 049 610 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 056 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Süleyman Demirel Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Adnan Menderes Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 33. – Adnan Menderes Üniversitesi a) Adnan Menderes Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 460 185 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 170 515 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 630 700 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 5 998 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 624 701 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 630 700 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Adnan Menderes Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 34. – Zonguldak Karaelmas Üniversitesi a) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 286 170 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 430 330 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 716 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 2 998 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 713 501 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 716 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Mersin Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 35. – Mersin Üniversitesi a) Mersin Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 366 616 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 224 584 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 591 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 4 098 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 587 101 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 591 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Mersin Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Pamukkale Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 36. – Pamukkale Üniversitesi a) Pamukkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 328 030 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 397 970 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 726 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 3 996 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 722 002 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 726 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Pamukkale Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Balıkesir Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 37. – Balıkesir Üniversitesi a) Balıkesir Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 297 150 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 275 550 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 572 700 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 15 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 6 183 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 566 502 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 572 700 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Balıkesir Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Kocaeli Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 38.– Kocaeli Üniversitesi a) Kocaeli Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 387 770 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 425 430 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 813 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 3 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 8 796 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 804 401 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 813 200 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Kocaeli Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Sakarya Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 39. – Sakarya Üniversitesi a) Sakarya Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 438 820 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Rektörlüğe Bağlı Fakülte, Enstitü ve Okullar 309 180 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 748 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 5 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 2 693 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 745 302 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 748 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Sakarya Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Celal Bayar Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 40. – Celal Bayar Üniversitesi a) Celal Bayar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 449 840 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 359 060 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 808 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 10 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 7 980 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 800 910 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 808 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Celal Bayar Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 41. – Abant İzzet Baysal Üniversitesi a) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 382 447 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 326 153 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 708 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 3 998 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 704 601 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 708 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Abant İzzet Baysal Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Sayın Başkan, şunu izah etmek istiyorum... BAŞKAN – Efendim, sizin Bolulu olduğunuzu biliyoruz... ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Hayır efendim... Abant İzzet Baysal Üniversitemize her yönden destek olan, Bolu'nun yetiştirdiği büyük insan İzzet Baysal'a, burada, bütün milletvekillerinin huzurunda teşekkür ediyorum. Bu sene, bizzat kendisi, Millî Eğitim Bakanlığımızın ayırdığı bütçeden daha fazlasını, Abant İzzet Baysal Üniversitesine ayırmıştır; kendisine teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Tamam efendim, mesaj yerine ulaşmıştır; teşekkür ederiz... Mustafa Kemal Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 42. – Mustafa Kemal Üniversitesi a) Mustafa Kemal Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 352 230 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 214 870 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 567 100 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 6 598 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 560 501 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 567 100 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Mustafa Kemal Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Afyon Kocatepe Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 43. – Afyon Kocatepe Üniversitesi a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 389 040 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 267 560 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 656 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 6 998 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 649 601 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 656 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Afyon Kocatepe Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Kafkas Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 44. – Kafkas Üniversitesi a) Kafkas Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 301 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 153 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 455 300 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 9 498 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 445 801 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 455 300 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Kafkas Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 45. – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi a) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 322 245 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 163 855 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 486 100 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 3 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 5 895 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 480 202 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 486 100 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Niğde Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 46. – Niğde Üniversitesi a) Niğde Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 342 690 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 229 210 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 571 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 5 196 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 566 702 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 571 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Niğde Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Dumlupınar Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 47. – Dumlupınar Üniversitesi a) Dumlupınar Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 411 040 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 321 460 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 732 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 4 798 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 727 701 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 732 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Dumlupınar Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 48. – Gaziosmanpaşa Üniversitesi a) Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 419 750 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 286 650 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 706 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 5 198 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 701 201 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 706 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Muğla Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 49. – Muğla Üniversitesi a) Muğla Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 349 439 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 168 461 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 517 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 4 698 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 513 201 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 517 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Muğla Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 50. – Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi a) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 366 470 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 242 930 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 609 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 9 298 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 600 101 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 609 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. HACI FİLİZ (Kırıkkale) – Sayın Başkan, biraz nefes alın. Kırıkkale Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 51. – Kırıkkale Üniversitesi a) Kırıkkale Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 475 970 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 201 630 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 677 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 8 948 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 668 651 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 677 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Sayın Hacı Filiz'in seçildiği il olan Kırıkkale'nin -kendisi müdahale etti de, onun için söylemek istiyorum- Kırıkkale Üniversitesinin 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. (DYP sıralarından alkışlar) HACI FİLİZ (Kırıkkale) – Bravo Sayın Başkan! BAŞKAN – O kadar, eski bir dostluğumuz var canım... Osmangazi Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 52. – Osmangazi Üniversitesi a) Osmangazi Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 520 423 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 768 377 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 288 800 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 4 396 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 248 402 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 288 800 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Osmangazi Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Galatasaray Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : 53. – Galatasaray Üniversitesi a) Galatasaray Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 160 600 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 86 900 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 247 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 398 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 247 101 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 247 500 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Galatasaray Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Dışarıda arkadaşlarımız varsa onlar da lütfen içeriye girsinler; Yüzüncü Yıl Üniversitesi bütçesinin oylamasına geçeceğim. Arkadaşımız, karar yetersayısının aranmasını istemişti; ben sayacağım, bir dakika siz müdahale etmeyin. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bütçesinin bölümlerine geçilmesini kabul edenler... Kabul etmeyenler... Efendim, karar yetersayısı vardır; bütçenin bölümlerine geçilmesi kabul edilmiştir. FETHULLAH ERBAŞ (Van) – Sayın Başkan, o zaman 10 milletvekili arkadaşımız ayaktadır; yoklama istiyoruz. Karar yetersayısı yoktu; var dediniz. FEVZİ ARICI (İçel) – Oylama bitti. NABİ POYRAZ (Ordu) – Sayın Başkan, oylama bitti. FETHULLAH ERBAŞ (Van) – Nasıl biter? Yoklama istiyoruz. BAŞKAN – Efendim, madem itiraz ettiniz, tekrar oylayalım, Sayın Erbaş. FETHULLAH ERBAŞ (Van) – Benim üniversitem olduğu için yapıyorum. 34 kişinin dışarıya atılmasının sonucudur bu. BAŞKAN – Sayın Erbaş, aslında mesajınız yerine ulaştı. Herhalde üniversiteyi de bütçesiz bırakmayacağımıza göre... (RP sıralarından gürültüler) Efendim, rica ediyorum... Arkadaşımla özel bir dostluğumuz da var; bir ricada bulunuyorum arkadaşımdan. Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir; karar yetersayısı vardır. Bölümleri okutuyorum : 27. – Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Devam) a) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 Malî Yılı Bütçesi (Devam) A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 710 980 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir 111 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri 792 320 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 503 300 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (B) cetvelini okutuyorum : B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 1 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 8 998 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler, Hazine Yardımı ve Devlet Katkısı 1 494 301 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 1 503 300 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir. Böylece, Millî Eğitim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların, üniversitelerimizin 1996 malî yılı bütçeleri kabul edilmiştir. Bölümleriyle beraber, gençlerimize, öğretim görevlilerimize, öğretmenlerimize ve Bakanlık mensuplarına, milletimize ve memleketimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) Sayın milletvekilleri, lütfen, tebrikât safhası biraz kısa sürsün; 14 üncü tur görüşmelerine başlayacağız. Efendim, 14 üncü tur için Hükümet ve Komisyon yerlerini alsınlar. C) MALİYE BAKANLIĞI 1. – Maliye Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi D) GELİR BÜTÇESİ 2. – 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/285) (S. Sayısı : 1) BAŞKAN – 14 üncü turda yer alan, Maliye Bakanlığı bütçesi ve gelir bütçesinin müzakerelerine başlıyoruz. Sayın Komisyon ve Hükümet yerlerini almıştır. Gelir bütçesiyle ilgili 2 nci maddeyi okutuyorum: Gelir Bütçesi MADDE 2. – Genel bütçenin gelirleri bağlı (B) işaretli cetvelde gösterildiği üzere (2 640 000 000 000 000) lira olarak tahmin edilmiştir. BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 14 üncü turda söz alan sayın milletvekillerinin isimlerini okuyorum: Grupları adına: ANAP Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Ekrem Pakdemirli; DYP Grubu adına, Afyon Milletvekili Sayın Nuri Yabuz ve Iğdır Milletvekili Sayın Şamil Ayrım; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Amasya Milletvekili Sayın Haydar Oymak ve Erzincan Milletvekili Sayın Mustafa Yıldız; DSP Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Nami Çağan; Refah Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Özgün ve Sakarya Milletvekili Sayın Nezir Aydın söz almışlardır. Şahısları adına: Bütçenin lehinde, Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış; aleyhinde, Bingöl Milletvekili Sayın Kâzım Ataoğlu söz almışlardır. Şimdi, ANAP Grubu adına Sayın Ekrem Pakdemirli'ye söz veriyorum. Buyurun Sayın Pakdemirli. (ANAP sıralarından alkışlar) Sayın Pakdemirli, süreniz 20 dakikadır. ANAP GRUBU ADINA EKREM PAKDEMİRLİ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, televizyonları başında bütçe müzakerelerini takip eden muhterem vatandaşlarıma da saygılar sunarak konuşmama başlıyorum. Bu bütçede makro hedefler, son Koalisyon Hükümeti tarafından belirli ölçülerde değiştirildiği için, ilk bakışta tutarsız bazı rakamlar önümüze çıkmaktadır. Bütçe açığının çok yüksek olması, gelir ve giderlerde eski yıllara göre çok büyük bir artış olması, başlangıçta, sanki, bu bütçe tutarlı bir bütçe değildir intibaını vermektedir. Ancak, vaktiyle bir siyasînin dediği gibi, bu bütçe, cami avlusunda bulunmuş bir bütçedir; bazı büyüklükler değiştirilerek önümüze getirilmiş bir bütçedir. Burada, makro hedeflerde yüzde 4,5'lik bir artış öngörülmekle birlikte, bu büyüklüğün, dışa dönük, tüketime dönük bir politika izlenmediği takdirde tutturulması bir hayli zordur; çünkü, bütçenin her 3 lirasından 1 lirasının borçlanılması gereği ortaya çıkmıştır. Gelirler yönünden baktığımızda, her 3 lira için 1 lira daha borçlanılarak bu bütçe gerçekleşecektir. Geçen yılın, yine tüketime dönük olan büyümesinden sonra, yüzde 4,5'lik daha bir büyümeyi hedeflemek, bir miktar iddialı olmakla birlikte, inşallah, bu Hükümet bunu gerçekleştirecektir. Enflasyon, daima bütçelerde getirilir, yüzde 40 civarında verilirdi Geçen sene de, 1995 bütçesini müzakere ederken, işte, enflasyon yüzde 42 olacak diye bir hedef vardı. Ben de hatırlıyorum; buraya çıktım, yahu yüzde 42 olmaz bu; gelin, daha samimî olalım, aksi halde, burada söylediklerimiz havada kalır demekle birlikte, o zaman sözlerimiz belki yanlış anlaşıldı. Burada daha samimi ve daha gerçekçi bir rakam ortaya konulmuştur. Bu, yüzde 65 inşallah büyümez, küçülür; ama, büyüdüğü takdirde gelirdeki eksiklik veya gelir bütçesinde kısa kalma olayı ortadan kalkabilir. Eğer, küçülürse, yüzde 65'in altında olursa, o zaman, bütçeyi denkleştirebilmek için 860 trilyon olarak görülen borçlanma, biraz daha büyür; yani, borçlanma gereği artar. Dolara döviz kuru olarak, 75 bin lira öngörülmüştür.Bunun, bugünden tutmayacağı, maalesef ortaya çıkmıştır. İnşallah bu ortalama döviz kuru büyük sıçrama yapmaz, aksi halde, hem geliri hem gideri çok etkileyecektir. Ayrıca, bizim Meclisten geçen bu rakamlara itibar edip de kendisine yön çizen insanlarımıza da yanlış bir istikamet veya yanlış bir değerlendirme vermiş olacağız. Şimdi, gider bütçesi, geçen yılın ödeneklerine göre yüzde 167 artıyor. Yüzde 167 artarken, bunun karşılığında gelirlerin böyle artması söz konusu değil. Yani, Türkiye petrol, maden veya çok önemli bir yeni kaynak bulmuş değil. İşte, gelirlerin bir artış oranı var, bir de enflasyon oranı var. Gider bütçesinin yüzde 167 artmış olması, bir hayli düşündürücüdür. Sayın Maliye Bakanının haklı olduğu bir tek taraf çıkacaktır. Denilecektir ki, geçen seneki bütçe çok daha büyük bir oranda gerçekleştiği için, onun üzerine, biz, yüzde 88 civarında bir artış koyduk ve bu rakamı bulduk. Ama, iki ödenekleri karşılaştırdığınız zaman , durum oldukça düşündürücü. Şimdi, gelire dönersek, konumuz zaten gelir bütçesi, Gelir Bütçesinde yüzde 133'lük bir artış öngörülüyor. Burada, geçen seneki tahmin, 1 katrilyon 133 trilyon idi; şimdi, 2 katrilyon 640 trilyona çıkarılıyor. Tabiî, buradaki artışın, yine, gerçekleşmeye göre ifade edildiği takdirde, yüzde 80'lere inmesi, bir bakıma, biz, iddialı bir rakam olmakla birlikte, bunu gerçekleştireceğiz, yapacağız deme fırsatını veriyor Sayın Bakana. Açık ise, tabiî, bugüne kadar olan açıkların, gördüğümüz açıkların çok fevkinde ve hakikaten, hem dış finans çevrelerine hem de içerideki finans çevrelerine yanlış mesaj verme ihtimali var. Kesintilerden sonra, 860 trilyonluk bir açık görülüyor. Bu açığın gerçekleşmesi halinde, geçen yıla göre yüzde 350'lik bir artış gösteriyor ki, bu, bir hayli büyük. Ama, eğer, bütçede samimiyetten uzak kalsaydık, evvelki sene gibi, geçen seneki gibi rakamları kapatsaydık, hani, efendim, işte, bizim açığımız 400 trilyon olacak, gelirimiz de filanca olacak diye geçiştirebilirdik; burada, herhangi bir katkımızın olması söz konusu değil. Bildiğiniz gibi, zaten, sistem olarak da, buradaki müzakereler, belirli çerçeve içerisinde, bütçeye hazırlanıp geldiği biçimde bir katkı değil; ancak, belirli bazı mesajlar verilmesi şeklinde geçmektedir. Maliye Bakanlığının, bu bütçe içinde ödeneği 758 trilyon; artışı da, yüzde 157. Bütçenin gider artışı, yüzde 167 iken -ödenek bazında- Maliye Bakanlığının da böyle büyümesi ve yüzde 157 bir artışla meseleyi götürmesi, bir bakıma yadırganabilir; denilir ki, canım, kendisi tasarruf etmiyor, başka kurumlar nasıl tasarruf edecek... Buradaki büyük artış, 154 trilyon liralık bir ek ödeneğin, personel giderlerini karşılamak için bir ek ödeğin ayrılması dolayısıyla yüksek görülüyor. Eğer, bunu da çıkaracak olursak; yani, 154 trilyon liralık yedek ödeneği çıkaracak olursak, Maliye Bakanlığının kabul edilebilir bir harcama kalemi ortaya çıkmaktadır. Şimdi, Maliye Bakanlığında bu harcama yapılırken, daha vasıflı personele geçerek, kantiteden kaçınarak; yani, sayıdan kaçınarak kaliteye önem vererek, elektronik bilgi işlemi genelde bütün yurt sathına yayarak, Bakanlığın daha etkin bir gelirler bakanlığı, Bakanlığın daha etkin bir bütçe hazırlama ofisi şekline dönüşmesinde büyük fayda görüyorum. Tabiatıyla, gelir bütçesi bir tahminler manzumesi; ama, gider bütçesiyse bir yetkidir. Burada, kurumlara verdiğimiz yetki, siz şu kadara kadar harcayabilirsiniz, harcama yetkiniz vardır demekle, o kurumları o rakamlara şartlandırıyoruz. Bu rakamlar, eğer, samimiyetten uzak olursa veya gerçekçilikten uzak olursa, o kurumların hepsini ileride sıkıntıya sokarız. Bu babda, gerek üniversitelere verdiğimiz gerekse bazı özel kurumlara, bakanlıklara verdiğimiz ödeneklerde yine sıkıntılar vardır; mesela, yeni üniversiteler... Bu arada, yüksek teknoloji enstitülerini - Gebze'de olsun, İzmir'de olsun- normal bir üniversite muamelesine tabiî tutarak, ödeneklerini küçük tuttuk. Üniversiteyi kurmak kolaydır. Buradan bir kanunla geçiririz; ama, onun gerektirdiği harcamaları da bulmamız lazım. Bu bütçede, birçok kurumda olduğu gibi, üniversiteler yönünden, de ödenek bazında, maalesef kısa kalınmıştır. Dileriz ki, bu yedek ödenekten, yeni üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri de istifade ederler. Burada, gelir bütçesinde, böyle bir artışı sağlamak için, mutlaka ve mutlaka ekonomiyi kayda almamız lazım. Bugün, bir kavle göre, vergi gelirlerimiz olması gerekenin yarısında veya kayıtdışı ekonomi, mevcut ekonomi kadardır deniliyor; belki, yüzde 60 diyen de, yüzde 40 diyen de olacaktır; ama, kayıtdışı ekonominin var olduğunu herkes kabulleniyor. Bütün dünyada da vardır; fakat, bizde oldukça yüksektir. Bu gelir bütçesini sağlayabilmek, bu tahmini gerçekleştirebilmek veya buna yaklaşabilmek için, mutlaka ve mutlaka ekonomiyi kayda almamız lazım. Şimdi, gelirleri artırmak çok kolay değil, alacağınız tedbirler yıllara vabeste, bir müddet sonra etkisini göstermeye başlıyor; ama, lüzumsuz giderleri kısarak, bazı kurumları küçülterek, gideri azaltarak, bu astronomik görünen bütçe açığını kapatmak mümkün. Bunun için de, her şeyden önce, devletin küçülmesi lazım. Devleti, her zaman küçültelim demiştir siyasîler veya hükümetler; ama, maalesef, hep büyütmüşlerdir ve büyümüştür. Bakın, önce kendimizden başlayalım, son dört yılda, gereksiz olarak TBMM'yi büyüttük, gereksiz olarak Cumhurbaşkanlığı bütçesini reel anlamda üç kat büyüttük, Başbakanlık bütçesini büyüttük. Şimdi, başka kurumlara da canım, siz küçülün diyemiyoruz. Kendimizden başlamazsak "canım siz de küçülün" dememiz inandırıcı olmaz. Bakın, mesela bir şey söyleyeyim: Rakamlara baktığımız da, bütün yüksek yargıyı alın, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Sayıştay bütün bunların bütçelerini alt alta yazın, toplayın, bir Cumhurbaşkanlığı bütçesi kadar etmiyor. Niye Cumhurbaşkanlığı deyince, kendimizden başlayalım dediğim için söyledim. TBMM Bütçesine de bakın, reel anlamda, çok büyük artış yapıyor; burada, biz tasarrufa gitmezsek, diğer kurumlara da tasarruf edin deme imkânımız kalmıyor. Bence, işe merkezî idareyi küçültmekle başlamalıyız ve en azından hedef şu olmalı; 1991'de bulduğumuz büyüklükler olsun; yani, efendim, kurumların, bakanlıkların büyüklüklerinde, önce 1991'de bıraktığımız rakamları yakalayalım, o hedefe ulaşalım; ondan sonra da, belki 1987'ye, 1986'ya ineriz. İşte, o zaman bütçeler daha samimî olur, o zaman bütçe açıkları tolere edilebilir seviyeye inebilir. İkinci yapmamız gereken, mutlaka ve mutlaka, özelleştirme. Çok süratle özelleştirmeyi yapmak mecburiyetindeyiz. Bakın, size iki tane örnek vereceğim: Şeker şirketlerini biliyorsunuz, çok büyük bir kısmı devletin elinde; bir tanesi, bizim zamanımızda, pancar kooperatifleri aracılığıyla -yani kooperatiflere vermişiz- özelleşmiş. Konya Şeker Fabrikasının bu sene, nisan ayında vereceği bildirgeyle aşağı yukarı 1 trilyon -veya ona çok yakın, belki de biraz geçecek- kârı var. Öteki şeker fabrikalarının hepsi zararda, toplamı zararda. Bir tane fabrika çıkıyor - özelleştirmişiz- 1 trilyon kârı var, öteki tarafta hepsi... MAHMUT ERDİR (Eskişehir) – Amasya fabrikası da özelleşti; kaç para kâr etti? EKREM PAKDEMİRLİ (Devamla) – Amasya fabrikasının problemini bilemiyorum. Ben, şimdi size Konya'yı söyledim. MAHMUT ERDİR (Eskişehir) – Konya en büyük fabrikadır. EKREM PAKDEMİRLİ (Devamla) – Hayır. Konya fabrikası, 6 bin ton pancar işler, şimdi yapacağı yatırımlarla, aşağı yukarı yine 1 trilyon yatırımla, 9 bin tona çıkacaktır. Amasya fabrikasına bakarız; ama, ben, size şunu söylüyorum: Konya fabrikası özelleştirildiğinde, başına öyle Harvard'dan, Oxford'dan mezun bir kimseyi koymamışlar; pancar kooperatiflerinden bir kooperatifin başkanı gelmiş, başkan olmuş, hatta yüksek tahsili de yok; ama, pırıl pırıl bir Anadolu insanı, zeki bir kimse; aldığı üç dört tedbirle, 1 trilyon kâr etmiş; ödediği ve ödeyeceği vergileri de siz hesap edin. Bakın, özelleştirmenin faydalarından örnek verdim. Evvelki gün, bir dozer kiralaması olayı oldu -isim de vermiyorum- ve orman idaresi, hemen bitişiğindeki bir araziye, bir dozer kiralayacaktı. Saati ne kadardır; sekiz saati 96 milyon lira. Bir özel şirkette , aynı dozer saati 5 milyon liradan kiraya veriliyor. Yani, devlet, saatte 12 milyon lira isterken, özel bir fiyat biçmiyor; işte, benim maliyetlerim bunlardır diyor. Demek ki, bir dozeri işletmek, devlete 12 milyon liraya mal oluyor; ki, vatandaşa kiraya verirken, al sana dozer, ben de 12 milyon liramı alayım, hiç olmazsa zarar etmeyeyim diyor. Öteki tarafta, özel bir şirket veya firma, bir dozeri saati 5 milyon liradan kiraya verdiği zaman kâr ediyor. Demek ki, biz, devlet olarak, devlet memuriyeti zihniyetiyle bu kurumları götüremiyoruz. Ha, bunlar kötü mü; yok, fevkalade iyi kurumlardı; zamanında işlevlerini yerine getirdiler, zamanında Türkiye'nin kalkınmasında okul olarak çalıştılar. Biz, bu kadar şeker şirketini üretebildiysek, fabrikalarını kurabildiysek, ilk dört tane kurulanının da bir mektep gibi çalışmış olduğunu kabul ediyoruz; ama, bunlar, miadını doldurmuş görünüyorlar. Eğer, bunların miadını doldurduğunu kabul etmezsek, özelleştirmede hızlı gitmezsek, hem bütçe yönünden hem de kaynak tüketimi yönünden fevkalade sıkıntıya gireriz. Yapılması gereken üçüncü şey; tekelleri, oligopolleri hemen ortadan kaldırmak. Bakın, bugün, var olmamakla birlikte, elektrik enerjisinde, dağıtımında tekel var. Niye; elektrik enerjisinin bir başka üretilenden ne farkı var? Bırakın, başkaları da yapsın, kursun; dağıtabiliyorsa da, dağıtsın. Dağıtamıyorsa, dağıtım şirketiyle, TEDAŞ'la otursun pazarlığını yapsın; dağıttırabiliyorsa dağıttırsın; ama, elektrik santrallarının kurulmasında, biz, böyle, hasis davranırsak, karanlık günler yakındır. Kim üretirse üretsin elektriği, kim dağıtabiliyorsa dağıtsın. Dağıtamayanlar varsa, mevcut şirketlerle bir araya gelirler, dağıtım şirketi kurarlar veya mevcut dağıtım şirketiyle ortaklık yaparlar. Bu, TEDAŞ'tan -efendim, memnun olmayan veya tersini söyleyeyim- memnun olanı pek görmedim; her defasından faturalar farklı gelir. Bir fatura gelir, aynı rakamı ödemezsiniz, ya eksiktir ya fazladır. Çok eksik olduğu zamanlar da olur, çok fazla olduğu zamanlar da olur; sorarsınız "canım, işte, kontörü okuyan kişi yanlış okudu" denir, geçer. BAŞKAN – Sayın Pakdemirli, 2 dakikanız var efendim. EKREM PAKDEMİRLİ (Devamla) – Yani, rekabeti sokmadığınız müddetçe, burada, sanayie 7-8 sentten enerji veririz. Sanayi, eğer, 7-8 sentten enerji alırsa, rekabet etmemiz mümkün değil; yani, ihracat yapacağız, döviz kazanacağız, Avrupa'ya mal göndereceğiz... Bunların hepsi ham hayaldir. Mutlaka ve mutlaka enerjiyi ucuzlatmamız lazım. Enerjiyi ucuzlatabilmek için de rekabeti sokacağız bu sektöre; aksi halde, bir çıkış yolu, göremiyorum. Şimdi, tabiî, bu üç ana konuyu söylediğimizde, bunları yaparken, devletin de adil görünmesi lazım. Yani, devletin, yaptığı işlerde mantıklı olduğunu vatandaşa kabul ettirmesi lazım. Elbette ki, devletlerin, hükümetlerin yaptığı şeylerin çoğu mantıklıdır; ama, bunu, vatandaş anlamıyorsa, vatandaşa anlatamıyorsanız, kabullenemiyor; kabullenmediği zaman da, o politikanın yürümesi mümkün değil. Bizim, eksiklerimiz: Mesela, hükümetler olarak, taban fiyatlarını enflasyonla orantılı vermiyoruz; bazen, ölçüyü kaçırıyoruz, bazen, geride kalıyoruz. Bu taban fiyatlarını enflasyonla orantılı yapmalıyız. Hâlâ, tütününü evinde tutan,tütününü evinden almamış olduğumuz insanlar var. Bunlar "ben ne yapacağım şimdi, yeni bir tütün sezonu geldi" diyecekler. Memurumuza, asgarî olarak, enflasyonla orantılı bir maaş vermezsek, memuru ciddî olarak çalıştıramayız; çok üstünde de vermeyin; ama, çok altında da vermeyin. Bakın, bugün, bir doçenti 450 dolara çalıştırıyorsunuz; dünyanın hiçbir gelişmekte olan ülkesinde böyle bir şey yoktur. Polisin, hâlâ, 1994 yılından alacağı harcırahlar var ve elbise paralarını alamamışlar. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Pakdemirli, süreniz bitti efendim. Süreyi uzatmıyoruz; sabahtan beri uygulamamız böyle; kusura bakmayın. EKREM PAKDEMİRLİ (Devamla) – Zaten sözlerimi bitirmiştim. Hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim. Doğru Yol Partisi Grubu adına, Afyon Milletvekili Sayın Nuri Yabuz; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar) Sayın Yabuz, herhalde, süreyi eşit paylaştınız, değil mi efendim. NURİ YABUZ (Afyon) – Evet efendim. BAŞKAN – Peki. O zaman, süreniz 10 dakika. Buyurun. DYP GRUBU ADINA NURİ YABUZ (Afyon) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Maliye Bakanlığının bütçesi üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına konuşma yapmak üzere huzurlarınızda bulunuyorum. Bütçe müzakerelerini televizyonları başında izleyen değerli vatandaşlarımı ve sizleri, konuşmamın hemen başında, en derin saygılarımla selamlıyorum. 1996 malî yılı bütçe kanunu, Türkiye'yi, 2000'li yıllarda ulaşacağı hedeflere taşıyacak Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminin ilk yılına ait bütçe kanunu olacaktır. 1996 malî yılı konsolide bütçe toplamı 3 katrilyon 568 trilyon 506 milyar liradır. Bu toplam konsolide bütçeden, Maliye Bakanlığına ayrılan pay 756 trilyon 354 milyar 628 milyondur. Maliye Bakanlığının, konsolide bütçe toplamından aldığı pay yüzde 21,4'tür. Bu ayrılan paydan, Maliye Bakanlığının personel ve diğer cari giderlerine ayrılan miktar ise, ancak 28 trilyon 734 milyar liradan ibarettir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;, geçen yılın bütçe başlangıç tahminlerine göre, toplam gelirler, yüzde 24 oranında fazlayla sonuçlanmıştır; vergi gelirleri ise beklenenden yüzde 23 daha fazla olmuştur. Sonuçta, hem konsolide bütçe gelirleri hem de vergi gelirleri geçen yıllara göre artmıştır. Bütün bunlar önemli başarılardır. Görüldüğü üzere, gelir bütçesi, geçmiş yıllarda tahakkuk ve tahsil olarak beklenen hedeflere ulaşmış; ancak, transfer harcamalarının yüksek olması nedeniyle, bütçe açığı, beklenenin üzerinde gerçekleşmiştir. Vergi gelirlerinin artırılmasının yanında, harcama politikaları üzerine dikkat ve denetimleri yoğunlaştırarak, bütçe açığının azaltılması yönüne gidilmelidir. Devlet, millî emlakinin etkin ve verimli bir şekilde kullanılması yönünde planlar yapmak zorundadır. Varlık içinde yokluk çekmemek için, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan emlakin çeşitli yollarla değerlendirilmesine, özel bir önem gösterilmelidir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kamu maliyesinin son yıllardaki en önemli sorunu, kamu kesimi açıklarının ekonomiyi olumsuz yönde etkilemesidir. Kamu açıklarının kapatılması ise, bir yandan gelirlerin artırılmasına, diğer yandan da giderlerde tasarruf edilmesine bağlıdır. Bu açıdan, Maliye Bakanlığı, hem gelir politikalarının hem de gider politikalarının merkezi durumundadır. Malumları olduğu üzere, kamu giderlerinin azaltılması için herkesin üzerinde mutabık kaldığı bir hedef vardır. Bu hedef, devletin yeniden yapılanmasıdır. Bu açıdan, Maliye Bakanlığımıza büyük görevler düşmektedir. Gerçekten de, gerek devlet teşkilatlanma anlayışı gerekse personel sistemi, sadece çağın gerisinde kalmamış, toplumun da gerisinde kalmıştır. Toplum, teknolojik gelişmelerde, devletin önünde gitmektedir. Bu itibarla, süratle, devletin yeniden yapılandırılması çalışmalarının başlatılması gerekmektedir. Devletin yeniden yapılandırılmasının motoru Maliye Bakanlığıdır. Bunun için, Grubum adına, bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum: Devletin yeniden yapılandırılması, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsamalıdır. Tüm kurumlar, her yönüyle, masaya yatırılmalıdır. Devletin teşkilat yapısı, genellikle, kanunlarla oluşmuştur. Yeniden yapılanma için yüzlerce kanunun değişmesi gerekmektedir. Bu itibarla, söz konusu değişimin süratle gerçekleştirilebilmesi için, kanunların, Genel Kurulumuzda madde madde değil, tümüyle görüşülmesi ve oylanması için gerekli İçtüzük değişikliği yapılmalıdır. Maliye Bakanlığı bünyesinde, yeniden yapılandırmanın hukukî zeminini hazırlayacak ve koordine edecek uzmanlardan oluşan bir çalışma grubuna ihtiyaç vardır. Hükümetimiz, devletin hangi görevleri yapacağını, hangi görevlerden çekileceğini, devletin yapmaya devam edeceği görevlerden hangilerinin merkezî idarelerce, hangilerinin mahallî idarelerce yerine getirileceğini Bakanlar Kurulunda görüşerek karara bağlamalı ve kararlar, söz konusu çalışma grubuna, siyasî bir talimat olarak iletilmelidir. Devlet, aşırı merkeziyetçilikten kurtarılmalı, birçok görev, yetki ve personel, taşraya devredilmelidir. Belediyelerin kurulması, kadro ve personel durumu, yeni esaslara bağlanmalıdır. Aşırı belediye olma taleplerinin önlenebilmesi için, köy muhtarlıklarının yetkileri artırılmalıdır. Maliye Bakanlığındaki çalışma grubunca hazırlanan kanunlar ve önerilen diğer düzenlemeler, Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilmeden önce, Bakanlar Kurulunda, “Ekonomik ve Sosyal Konsey’de tartışılmalı ve kamuoyuna iyi anlatılmalıdır. Bu konuda, sivil kitle örgütlerinin, basın ve yayın organlarının desteğinin alınmasına büyük önem verilmelidir. Devletin teşkilat yapısı belirlendikten sonra, devletçe yerine getirilecek görevlerin, tanımlanmış hangi personel kadrolarınca yerine getirileceği ve bu kadrolara atanacak personelde hangi niteliklerin aranacağı hususları tespit edilmelidir. Devlet, personel alımında, mutlaka, merkezî bir sınav sistemi uygulamalıdır. Devlet memurlarının naklen atanmaları, ihtiyaç esas alınarak ve plan esasına göre yapılmalıdır. Torpil, mutlaka, ortadan kaldırılmalıdır. (DYP sıralarından "inşallah" sesleri) Bu işlemler gerçekleştirildikten sonra, yeni yapıya uygun, adil, çalışanı ödüllendiren, verimliliği teşvik eden, israfa engel olan bir ücret sistemi mutlaka oluşturulmalıdır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tüm bu reformların gerçekleştirilmesinin en temel şartı, bunların yapılabileceğine inanmaktır. Buradan, Sayın Maliye Bakanına seslenmek istiyorum: Sayın Bakanım, tüm milletvekilleri olarak, size destek olacağız. Yüce Meclis arkanızdadır. Reformları hazırlayın ve önümüze getirin. Devlete ve millete yapılabilecek en büyük hizmet ve iyilik budur. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin iç ve dışborçlarını gündeme getirerek "batan bir Türkiye" senaryolarını yazmak isteyenler olabilir. Şimdi, bu yüce kürsüden onlara sormak istiyorum: Gücünü milletten alan; gücünü yüce dinimizden alan bir ülke batar mı?.. (DYP ve ANAP sıralarından "Batmaz" sesleri ve alkışlar) Türkiye batacak diye hiç kimse endişe duymasın... BAŞKAN – Sayın Yabuz, 2 dakikanız var efendim. NURİ YABUZ (Devamla) – Büyük ve güçlü bir Türkiye'yi içimizdekiler göremeseler bile, dışarıdan bizi takdir edenler olabiliyor. Bu Yüce Parlamentonun çatısı altında görev üstlenmek gibi bir bahtiyarlığa erişen 550 arkadaşıma, buradan seslenmek istiyorum: Geliniz, siyaset yapacağım diye halkımızın, iyi niyetli insanlarımızın istikbal ümitlerini, taraflı yorumlarla kırmalayalım; geliniz, gittiğimiz, gideceğimiz yerlerden, büyük Türkiye, önder Türkiye nasıl görünüyor, onu anlatalım; geliniz, birliğin ve beraberliğin kutsal çatısı altında, bu kürsüden, ışıl ışıl, parıltılı ve azametli görünümüyle Türkiye nasıl görülüyor, onu anlatalım. Biz, Demokrat Parti misyonuyla aldığımız Türkiye'yi yüceltme bayrağını, bütün engellere rağmen, göndere çekmek istiyoruz. Biz, karnı tok insanların yaşadığı zengin bir Türkiye'yi görmek istiyoruz. Biz, göğe değecek kadar başı dik insanların yaşadığı önder Türkiye istiyoruz. Biz, lider Türkiye'yi arıyoruz. Sözlerime son verirken, 1996 malî yılı bütçesinin bütün milletimize hayırlı olmasını diliyor; bu vesileyle, bütün İslam âleminin, bütün milletimizin ve sizlerin yaklaşan Kurban Bayramınızı buradan kutluyorum; Cenabı Hak'tan hayırlara vesile olmasını diliyor, saygılarımı sunuyorum. (DYP ve ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yabuz. Doğru Yol Partisi Grubu adına, ikinci konuşmayı yapmak üzere, Iğdır Milletvekili Sayın Şamil Ayrım; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar) Sayın Ayrım, süreniz 10 dakikadır. DYP GRUBU ADINA ŞAMİL AYRIM (Iğdır) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 1996 yılı gelir bütçesi üzerinde, Doğru Yol Partisinin görüşlerini arz etmek üzere huzurlarınızdayım. Yüce Heyetinize, Grubum ve şahsım adına en derin saygılarımı sunuyorum. Kamu kaynaklarının büyüklüğü göz önünde bulundurularak hazırlanan 1996 bütçesinin temel amacı, ekonomide iç ve dış dengelerin yeniden kurularak, sağlıklı bir ekonomik yapının oluşturulmasını sağlamaktır. 3 katrilyon 568 trilyon lira olarak öngörülen 1996 yılı bütçesinde, konsolide bütçe gelirleri 2 katrilyon 650 trilyon lira olarak hedeflenmiştir. Bu gelir hedefinin, 2 katrilyon 73 trilyon lirası vergi gelirlerinden, geri kalanı da, vergi dışı gelirler, özel gelirler ve fonlar ile katma bütçe gelirlerinden oluşmaktadır. Vergi gelirleri, konsolide bütçe gelirlerinin toplamının yüzde 78'ini, konsolide bütçe büyüklüğünün de yaklaşık yüzde 60'ını oluşturmaktadır. Bu rakamlardan da görüldüğü üzere, vergi gelirleri, bütçe gelirlerinin en büyük ve en sağlam kaynağıdır. Vergi gelirlerinin, bütçe giderlerini karşılama oranının, mutlaka, düzenli bir şekilde yükseltilmesi gerekmektedir. Böylece, kamu bütçe açıkları ile borçlanma gereği azalacak ve ekonomik ve malî dengelerin daha sağlıklı bir şekilde kurulmasında önemli mesafeler alınacaktır. Vergi gelirlerinin, izlenen ekonomik ve malî politikalarla uyumlu hale getirilmesi ve düzenli bir şekilde artırılması gerekir. Bunun temini için de, vergi tabanının genişletilmesi ve kayıt dışı kalmış ekonomik faaliyetlerin zaman içinde kayda alınıp belge düzeni içinde kavranarak vergilendirilmesi sağlanmalıdır. Bu amaçla, geçtiğimiz iki yıl içerisinde çok önemli adımlar atılmıştır. Bunları; Tek vergi numarası uygulamasının başlatılması ve Temmuz 1995'ten yıl sonuna kadar, 350 bin yeni mükellefiyet kaydının yapılması, Götürü vergi uygulamasının -13 büyükşehir belediyesi sınırları içinde- kapsamının daraltılması, Kumarhanelere, önemli miktarlara varan, asgari vergi uygulamasının getirilmesi, Vergi ceza sisteminin, yeni bir anlayışla düzenlenmesi ve etkinleştirilmesi, Vergilemede, üniter sisteme geçiş sürecinin başlatılması ve vergi erozyonuna neden olan istisna ve muafiyetlerin önemli ölçüde daraltılması, Mükelleflerin, kaynağını izah edemedikleri yüksek harcama ve tasarruflarından hareketle, gelirlerinin kavranabilmesine imkân sağlanması, Yeminli malî müşavirlik sistemi ve serbest muhasebeci malî müşavirlik uygulamasının yaygınlaştırılması gibi ana başlıklar altında sıralamak mümkündür. Ekonomik faaliyetlerin, tümünün kavranarak vergilenmesine yönelik olarak alınacak her türlü tedbiri desteklediğimizi, özellikle ifade etmek istiyorum. Bu konudaki gerekli yasal düzenlemelerin süratle yapılarak Yüce Meclise getirilmesi konusundaki beklentilerimizi de belirtmek istiyorum. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; vergi düzenlemeleri konusunda, şu hususun hatırda tutulmasını da gerekli görmekteyiz: Vergilemede, her ne surette olursa olsun gelir sağlamak başlıca amaç olmamalıdır. Vergi düzenlemelerinde, fiskal amacın yanında diğer önemli bir husus da şudur: Vergilemede, ekonomik ve sosyal mülahazalarla, adil, basit ve uygulanabilirlik ilkelerinin de göz önünde tutulması çok önem arz etmektedir. Geçtiğimiz yıllarda, verginin sosyal yönü de göz önünde tutularak, önemli adımlar atılmıştır. Bu düzenlemelerle, bir yandan verginin etkinliği artırılıp, bir yandan da düşük gelir grupları üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi sağlanmıştır. Bu düzenlemelerden bazılarını özetle belirtmek istiyorum: Ücretlilere yıllık vergi iade sistemi getirilmiştir. Katlamalı faiz uygulamasından vazgeçilmiştir. Enflasyon muhasebesine geçiş süreci başlatılmıştır. Halka açık anonim şirketler, vergi yoluyla özendirilmiştir. Yatırım indiriminde yeni bir anlayışla, üretimi ve istihdamı artırıcı düzenlemelere gidilmiş ve özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin de, teşvik belgesiz olarak yatırım indiriminden yararlanmalarına imkân sağlanmıştır. Bu gayretlerin önümüzdeki dönemlerde devam ettirilmesini arzu etmekteyiz. Bu cümleden olarak, düşük gelir grupları üzerindeki vergi yükünün kademeli olarak düşürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlayışın bir gereği olarak değerlendirdiğimiz Hükümetin, sayıları 1 milyona yaklaşan küçük esnaf ve sanatkârlarımızın götürü vergilerinde, geçtiğimiz günlerde, önemli ölçüde indirime gitmek suretiyle yaptığı düzenlemeyi destekliyor ve teşekkür ediyoruz. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülkemizde yaşanan hızlı nüfus artışı sonucu oluşan kentsel gayri menkul rantlarının vergilendirilmesi, bu vergilerin kademeli olarak mahallî idarelere bırakılması suretiyle, mahallî idarelerin güçlendirilmesi gerektiğini ve ayrıca, Emlak Vergisinin enflasyon nedeniyle uğradığı erozyonu önleyen yeni düzenlemelere de ihtiyaç olduğunu belirtmek isterim. Bu konuda Hükümetimizin alacağı tedbirleri desteklediğimizi de ifade etmek istiyorum. Özellikle, son yıllarda, vergi gelirlerinde meydana gelen reel artışları, vergi idaresindeki çabaları ve olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşılıyoruz. Vergi idarelerine malî kaynak ve yetişmiş insan gücü desteği sağlanarak, bu alandaki çalışmalara hızla devam edilmesinde yarar görüyoruz. BAŞKAN – Sayın Ayrım, 2 dakikanız var efendim. ŞAMİL AYRIM (Devamla) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye, serbest piyasa ekonomisi modeli içerisindeki ekonomik büyüme ve gelişmeyi hedef almalıdır. Bu hedefin şeçildiğinden kuşkum yok; ancak, bu hedefe ulaşmanın tek ve en önemli yolu da bütçe disiplinidir. Kamu harcamalarına, kamu hizmet ve yatırımlarına, bütçe disiplini çerçevesinde özel önem verilmelidir. Türkiye, vergi kaçıranların cenneti, vergi ödemeyenlerin övündüğü bir arena olmamalıdır. Ülkeseverliğin koşulu işte budur. Yedinci Beş Yıllık Planda vurgulandığı üzere, sürdürülebilir bir kalkınmanın sağlanması, bireyin ön plana çıkarılması koşullarına bağlıdır. Çağımızda, bütün dünya ülkelerinin değer yargısı da budur. 1996 yılı gelir bütçesi bütün sıkıntılarına rağmen, bütçe disiplini çerçevesinde uygulandığı takdirde, bireyin hizmetinde ve bireyin ön plana çıkarılmasında önemli bir adım olacaktır. Son olarak, şu hususu dikkatinize sunmak istiyorum: Yapılan ve yapılacak olan bu yasal düzenlemelerin yanında, tüm yurt çapında 50 bine yakın elemanıyla zor bir hizmeti vermeye çalışan vergi idaresinin başlamış olan yeniden yapılandırılması projesine, merkez ve taşrayla koordineli bir şekilde... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Efendim, süreniz bitti; süre uzatmıyoruz. Arkadaşlarımızın hiçbirisine ek süre vermedik. Sayın Ayrım, buyurun efendim. Teşekkür ederim. (DYP sıralarından "Saygılarını sunsun" sesleri) Efendim, "saygı" için de vermiyoruz. Zaten başta saygı sunuluyor; bir de sonda sunmak, bir şey ifade etmiyor. ŞAMİL AYRIM (Devamla) – Ben de teşekkür ediyor, Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim. Kusura bakmayın. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Amasya Milletvekili Sayın Haydar Oymak; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Oymak, siz de süreyi yarı yarıya mı kullancaksınız? HAYDAR OYMAK (Amasya) – Evet. BAŞKAN – Peki. Sizin de süreniz 10 dakika. Biliyorsunuz, süreyi uzatmıyoruz. Buyurun efendim. CHP GRUBU ADINA HAYDAR OYMAK (Amasya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının Maliye Bakanlığı gider bütçesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini sunmak üzere söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsım adına, Meclis çalışmalarını izleyen yurttaşlarımızı ve sizleri saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, “maliye” sözcüğü ya da maliye yönetimi, çok genel olarak, kamu harcamalarını belli dönemler itibariyle planlamayı, yani, bütçe yapımını; bu harcamalara kaynak bulmayı, yani, gelir toplamayı; planlanan giderler ile, toplanan kaynakların zaman ve yer olarak sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamayı, yani, nakit yönetimini ve bu konularda uygulamaya dönük politikalar üretmeyi içerir. Maliye Bakanlığı da, bugün, kanunların kendisine verdiği yetkiler çerçevesinde, bu işlevini yerine getirmeye çalışmakta, yani, bütçenin hazırlanışı, gerçekleştirmesi, kaydının tutulması, gelirlerin toplanması gibi görevleri yerine getirmekte, diğer bakanlık ve kuruluşların da belli bir bütçe disiplini içinde kalmasını, kaynakların amacına uygun olarak kullanılmasını, belli ölçüde gözetmektedir. Çağdaş bir anlayışla, Maliye Bakanlığının bugünkü yapısına baktığımızda, maalesef, bu görevleri yerine getirecek konumda olmadığınıgörüyoruz. Gerçekten de, son onüç ondört yıldır, Maliye Bakanlığı bilinçli bir şekilde, gerek yasal olarak bölünüp parçalanarak gerekse idarî uygulamalarla, ekonomi yönetiminden çekilmek zorunda bırakılmıştır. Hazine -yani, nakit yönetimi- ayrılmış;, böylece, malî yönetimin nakit kısmı ile, gelir ve bütçe kısmının birbiriyle ilişkisi koparılmış. Bugün, bu haliyle, Maliye Bakanlığı, maalesef, ekonomi ve maliye yönetiminden uzaklaştırılmıştır. Bu anlayış nedeniyle, vergi toplama yerine, kolay olan borçlanma yolu seçilmiştir. Para ve finans amaçlı politikalar ağırlık kazanmış, fiskal, yani, gelir yaratıcı politikalar bir tarafa bırakılmış, zam ve borçlanmayla günü kurtarma anlayışı hâkim olmuştur. Bunun sonucu, yüksek enflasyon, işsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlik ve savurganlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, bunun geçerli bir yol olmadığı, yolun sonuna gelindiği, sorumluluk sahibi çok sayıda kişi ve kuruluşlarca artık görülmektedir. Malî idareyi, bir an önce, modern maliye anlayışına uygun olarak yeniden yapılandırmak zorunda olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bu yapısal bozukluğun yanında, bir de, bu Bakanlıkta, bilgisi ve becerisiyle namusluca görev yapan insanların, hiçbir şekilde kabul edilemez kriterlerle, yani, sadece, doğum yeri, mezhepsel anlayışına bakılarak yerlerinden alındığı, sayısı az da olsa, görülmüştür. Bu anlayışın, bu görev yerlerinin değiştirilmesinin kabul edilebilir bir tarafı olmadığını söylememe sanıyorum gerek yoktur. Önümüzdeki dönemde, bu tür kabul edilemez anlayışların sergilenmeyeceğine güvenmek istiyorum. Diğer taraftan, bu bütçeyle, yıllardır yüksek enflasyon altında ezilen devlet memurları ile Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve SSK emeklilerine yapılacak maaş artışının tümüyle temmuz ayına ve Bakanlar Kurulunun yetkisine bırakılmış olmasını da üzüntüyle karşılıyoruz. Bu kesimlere, bütçenin yürürlüğe girmesiyle birlikte, hiç olmazsa, içinde bulunduğumuz yüksek enflasyonla uğranılan kayıpları karşılayacak düzeyde bir iyileştirme yapılmasını, temmuzda yapılacak artışın da alt sınırının belirlenmesini talep ediyoruz; çünkü, bu Hükümetin, çalışanlardan yana olumlu tavır almayacağını, alamayacağını geçmiş deneyimlerden görüyoruz ve bu anlamda güvenmiyoruz. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu genel saptamalardan sonra, 1996 malî yılı bütçesi ve Maliye Bakanlığının çalışmalarına ilişkin olarak bir iki gözlemimi belirtmek istiyorum. Mevcut bütçe, öngördüğü hedefler ve yönetim anlaşıyı olarak, bize samimî görünmemektedir. Yaklaşık 3,5 katrilyonluk bütçenin 2 katrilyonu tasarruf harcamalarına, bunun da 1,3 katrilyonunun -yine yaklaşık olarak- doğrudan faiz ödemelerine gideceği öngörülmektedir. Bu haliyle bu bütçe, bir faiz bütçesidir. Bütçede, gider kalemleri baskıyla küçük tutulmaya çalışılmış, gelirler abartılı yer almıştır. Bu rakamlar ve benimsenen anlayışla, bütçe hedeflerinin, maalesef, gerçekleşme olanağının bulunmadığını görüyoruz. Yani, işsizlikte ve enflasyonda bir azalma, gelir dağılımındaki dargelirlilerin aleyhine olan gelişmede ise bir durdurma veya iyileşme olmayacağı görülmektedir. Mevcut uygulamalara baktığımızda, bütçe yapım tekniğinde -tabirimi mazur görün-, çağdışı bir anlayıştan hareketle yola çıkıldığı görülmektedir ve bütçenin bundan kurtarılması gerekir. Mevcut bütçe yapımı, yüzde artışlarla hesaplanmakta, yeni iş ve görevler, çoğu kez, dikkate alınamamaktadır. Bunun yanında, ödeneklerin serbest bırakılma anlayışı sadece nakit durumu dikkate alınarak yapılmakta, bütçeyi uygulayacak bakanlık ve birimlere yeterli inisiyatif tanınmamaktadır. Bu uygulama, gerçek hizmetlerin aksamasına neden olma yanında, başarısız olan yöneticilerin sığınağı haline gelmektedir; yükü Maliyenin üzerine yıkarak sorumluluktan kurtulma anlayışı hâkim olmaktadır. Bütçe uygulamasında bakanlık ve kuruluşlara, bütçe ödenekleri çerçevesinde, bir plan dahilinde yetki ve sorumluluk vermenin zamanı gelmiştir. Tasarruf tedbirleri uygulaması ise, tümüyle keyfilik içermesi, rüşvet ve yolsuzluğa zemin hazırlaması yanında, Meclis iradesini de hiçe sayma sonucunu vermektedir. Meclis, aylarca çalışarak, bir bütçe çıkarıyor; bir genelgeyle, bu çalışmalar tümüyle ortadan kaldırılıyor. Bunu kabul etmek mümkün değildir. “Tasarruf” kelimesi, kulağa hoş gelen, güzel bir kelime; ama, uygulaması tamamen keyfîlik yaratıyor. BAŞKAN – Sayın Oymak, 2 dakikanız var efendim. HAYDAR OYMAK (Devamla) – Peki efendim. Yani, Başbakanlığın izni ya da izin vermemesi, Meclis iradesinin üzerinde sonuç ifade ediyor. Bu iznin, neye göre ve kimlerin devreye girmesiyle verildiğini de kamuoyu çok iyi biliyor. Bu uygulamaya son verilmeli, Meclis, yetkilerine sahip çıkmalıdır. Değerli milletvekilleri, sıkıntı yaratan bir diğer konu, Maliye Bakanlığı bütçesinden belediyelere yapılan yardımlardır. Bu yardımların dağıtımında, siyasî yandaşlık yerine, objektif kriterler kullanılmalıdır. Yine, bir başka konu; dernek ve vakıflara yapılan Hazine yardımlarında da, objektiflikten uzak, belli kesim ve çevrelere yakınlık içerisinde hareket edildiği görülmektedir. Basına da yansıdığı gibi, bu yılki bütçe çalışmaları sırasında, Plan ve Bütçe Komisyonu, kabul edilemez, haksız ve yanlı tutuma alet olmuş, ödenek bekleyen bunca acil hizmet varken, Türk-İslam sentezi dernek ve vakıflara çok yüksek miktarda pay ayrılmıştı. Bunu, doğru bulmuyoruz. Millî emlak işlemlerinin, geçen yılın sonlarına doğru, bilgisayar sistemine aktarılmasından memnunluk duyuyoruz. Hazine adına kayıtlı arsa ve arazilerin, çağdaş bir anlayışla ve Arsa Ofisiyle de ilişki kurularak değerlendirilmesinde yarar olduğunu düşünüyoruz. Yine, orman dışına çıkarılan arsa nitelikli taşınmazların da, Arsa Ofisi eliyle değerlendirilmesinde yarar bulunduğunu belirtmek istiyorum; bu konuda, yasal boşluk vardır. Bu yasal boşluğun, en kısa sürede doldurulmasını bekliyoruz. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Oymak; süreniz bitti efendim. HAYDAR OYMAK (Devamla) – Sözlerimi bitirirken... BAŞKAN – Tamam... Artık, onun için söz vermiyoruz. Zaten, başta saygılar sunuyorsunuz; mükerrerlikte pek fayda olmuyor. Teşekkür ederim. HAYDAR OYMAK (Devamla) – Peki Sayın Başkan. BAŞKAN – Sağ olun. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ikinci konuşmayı yapmak üzere, Erzincan Milletvekili Sayın Mustafa Yıldız; buyurun efendim. Sayın Yıldız, sizin de süreniz 10 dakikadır. CHP GRUBU ADINA MUSTAFA YILDIZ (Erzincan) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına gelir bütçesi üzerinde yapacağım konuşmaya başlamadan önce, şahsım ve Grubum adına Yüce Meclisimize saygılar sunuyorum. Değerli milletvekilleri, 861 trilyon açık vermesi öngörülen, gerçekte ise 1 katrilyonun oldukça üstünde açık vermesi kaçınılmaz olan 1996 yılı konsolide bütçesi, bir borçlanma ve borç faizi ödeme bütçesi görünümündedir; bu yönüyle, rekor düzeye tırmanacak olan 1996 yılı kamu açığını kapatmak amacıyla, içborçlanmaya yönelecektir. Böylelikle, nisan ayı itibariyle, 1,8 katrilyon düzeyinde olan içborç stokunun, yıl sonunda, 3,5 katrilyona tırmanmasının kaçınılmaz olacağı bir gerçektir. Ülkemizde finans piyasaları, sığlığı nedeniyle, borçlanma girişimlerine, yüksek faiz ve kısa vadeyle tepki vermektedir. Bu nedenle, yüzde 20'yi aşan reel faiz ortamında, 1996 yılı içborç faiz giderlerinin, öngürülen 1,3 katrilyonun çok üstüne çıkacağı açıktır. Bu açıdan, 1996'yı, ekonomik olarak, Hükümetin gözden çıkardığı bir yıl olarak görüyoruz. Hükümet, bütçe dengelerini sağlamak için sağlıklı kaynaklar yaratma yolunu değil, borçlanma yolunu tercih etmiştir. Gelir gider dengesinin sağlıklı kurulamadığı bu bütçenin, ülke ekonomisinin yaşadığı sorunları çözmeye mecali olmadığı bir gerçektir. Nitekim, izlenen yanlış ekonomik politikalar, enflasyonu, günlük yaşamımızın bir parçası haline getirmiştir. Dargelirliler, ağır ekonomik koşullar altındadır. Ücretliye ve emekliye seçim öncesinde verilen zamlar, bugün için fazlasıyla geri alınmaktadır. Memur ve emekliler perişan durumda. Bu ekonomik politika, korkarım ki, sosyal patlamaları beraberinde getirecektir. Hükümeti, bu konuda, duyarlılığa davet ediyorum: Lütfen, işçinin, memurun ve emeklinin sesine kulak verin; artık, bunların da, sosyal ve ekonomik haklarının korunması gerektiği gerçeğini kabul edin ve görün. ALİ KEMAL BAŞARAN (Trabzon) – Geçen dört yılda olduğu gibi!.. MUSTAFA YILDIZ (Devamla) – Dört yılda değil, bir dört yıl daha geçse, aynı politikayla, maalesef, siz, bunu da yapamayacaksınız. ALİ KEMAL BAŞARAN (Trabzon) – Siz ne yaptınız?!. MUSTAFA YILDIZ (Devamla) – Vergicilik, bir uzmanlık meselesidir, köylerden oy toplamaya benzemiyor milletvekili arkadaşım. Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Türkiye'nin ciddî bir kaynak darboğazı içinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Harcamalarını kontrol edemez ülke durumuna düştük. Yeni Galata bankerleri türedi. Devlet, bunlardan borç almadan ödeme yapamaz duruma düştü; o kadar ki, devlet, bunların dayattığı faizden, tahvil veya bono satmak zorunda kalmaktadır. Böyle bir ekonomik teslimiyetçiliğin nedeni, devletin vergi almada gerekli cesareti gösterememesinden kaynaklanmaktadır. Bu yapılamayınca, ülke, enflasyon girdabından kurtulamamakta ve gelir dağılımı giderek bozulmaktadır. İzlenecek tutarlı ve gerçekçi vergi politikaları, ülkenin, uluslararası saygınlığını korumuş olacaktır. Zaten, ekonomik açıdan güçlü olmanın temelinde, uygulanan sağlıklı vergi politikalarının yattığı görülmektedir. Türkiye'de, maalesef, sağlıklı bir vergi politikasının izlendiğini söylemek olanaksızdır; çünkü, devlet, vergiyi, ödemesi gereken kişiden değil, koruması gerekenden almaktadır. Ücretli, vergi kıskacına alınmıştır. Bugün, Gelir Vergisinin yüzde 70'ni ücretli ödemektedir. Beyana dayanan vergiler ise, beyanı yapanın insafına terk edilmiştir. Hayat standardı uygulaması olmasa, bu kadar bile vergi toplanamaz; çünkü, kazancını beyanname ile beyan eden mükelleflerin yüzde 50'den fazlası, hayat standardı düzeyinde gelir beyan etmektedirler; bu da bir anlamda, Gelir Vergisinin -sınırlı bir grup dışında- götürülüğünü belirtmektedir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; beyana dayanan vergi sistemini uygulayan tüm devletlerde, vergilendirmeye yönelik bir kural ilke olarak çok kullanılmaktadır: Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınsın. Bu ilke, aslında bir ideali belirtiyor; bu ilkenin yüzde yüz uygulanmasının olanaklı olmadığı bir gerçektir; ancak, dünyanın bütün ülkelerinde, bu hukuk kuralına yaklaşmak için vergi politikaları oluşturulmasına karşın, Türkiye'de sistem tümüyle tersine çalışmaktadır. Örneğin 1996 yılı bütçesinde, personel harcamalarından daha büyük bir rakam olan faiz ödemeleri, tümüyle vergisizdir; böyle bir sistem olur mu?!. Verginin, gelir dağılımını dengelemeye yönelik politikasını tersyüz etmeye, kimsenin hakkı yoktur. Türkiye'de bu tür olumsuz gelişmelere yol açan birçok neden vardır; örneğin Türkiye'de, içler acısı durumda olan vergi denetimleri konusu, bunlardan bir tanesidir. Denetim birimleri arasında, sağlıklı bir eşgüdüm yoktur; denetim birimleri arasında, sektör bazında, sektör incelemelerine ağırlık verilememekte, vergi istihbarat arşivi sağlıklı çalışmamaktadır; donanım eksikliği giderilememiştir. Denetim açısından bir diğer zaaf da, Bakanlığın, denetim elemanlarına gereken önemi vermemesidir. Hızlı bir eleman kaybı yaşanan bu alanda, Maliye Bakanlığı, seyirci kalmanın ötesinde, bir şey yapamamaktadır. Oysa, denetim gruplarının güçlendirilmesi, vergi kaçağıyla mücadelede, Bakanlığı başarılı kılmaktadır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin bir diğer gerçeği de, ülkenin, bazıları için bir vergi cenneti, bazıları için de bir vergi cehennemi olmasıdır. Örneğin, rant geliri elde edenler için Türkiye, gerçekten de bir vergi cennetidir; ama, kazancını dürüstçe beyan edenler için de, bir vergi cehennemidir. Vergi vermenin dışında, dürüst vergi yükümlüsü, vergi ödemeye karşı haksız bir rekabetle de karşı karşıyadır; böyle bir sistem, sağlıklı sonuçlar doğurmayacağı gibi, en azından, rakiplerine karşı kendisini koruması için, kayıtdışına kaçacağı gerçeğini de beraberinde getirmektedir. Kayıtdışı ekonomi, Türk vergi sistemini tehdit eden boyutlara ulaşmıştır. Buna karşın, kayıtdışılığı önlemek için ciddî hiçbir çalışmanın olmadığı da bir gerçektir. Devleti küçülteceğiz diye meydanlara çıkanlar, kayıtdışı ekonominin büyüklüğü karşısında, gerçekten de devleti küçültmüşlerdir. BAŞKAN – Sayın Yıldız, 2 dakikanız var efendim. MUSTAFA YILDIZ (Devamla) – Kayıtdışı ekonomi, artık, ekonomik hedefleri çoktan geçmiştir. Karaparanın konu olduğu rüşvet ve yolsuzluklar ayyuka çıkmışken, Maliye Bakanlığı, seyirci kalmaktan öteye gidememektedir. Vergi toplamak, bir ekip meselesidir. Bunun için, insan unsuruna da değer vermek zorunluluğu vardır. Bugün vergi daireleri, iş yükü altında bunalmaktadır. Uygulanmakta olan sağlıksız örgütlenme yapısı, Gelirler Genel Müdürlüğünün işlevlerini yerine getirmesine en büyük engeldir; ancak, bu gerçek yıllardır bilinmesine rağmen, ciddî hiçbir adım atılamamıştır. Oysa, vergi toplamak, ciddî bir işti; bunun ciddiyetini kavraması gereken bakanlık da, Maliye Bakanlığıdır; ancak, Maliye Bakanlığı, bu tür ciddî konuları tartışmaktan sürekli kaçınmış ve konuyu, her zaman ikinci planda tutmuştur. Vergi toplayan personelin, konumu itibariyle ayrı bir statüye kavuşturulması gerekir. Bu alanda istihdam edilecek personelin iyi eğitilmesi ve seçilecek elemanın, önce, belirli bir sistemden, bir eğitimden geçirilerek veya yapılan hizmet içi eğitimlerle değerlendirilmesi gerekir ve seçilerek alınması gerekir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vergi daireleri personelini açlığa mahkûm etmeye kimsenin hakkı yoktur; mahkûm edilmesi halinde de, niçin vergi toplamıyorsun demeye kimsenin hakkı olamaz. Biz, vergi toplayanları değil, harcayanları ayrıcalıklı statüye getirdik; sonuçta da, bugünkü noktaya vardık. Vardığımız nokta, işsizliğin yüzde 20'lere ulaştığı... BAŞKAN – Sayın Yıldız, tamam efendim; konuşma süreniz bitti, hiç kimseye ek süre vermiyoruz, kusura bakmayın. MUSTAFA YILDIZ (Devamla) – Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim. Demokratik Sol Parti Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Nami Çağan; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar) Sayın Çağan, konuşma süreniz 20 dakika ve süreyi uzatmadığımızı biliyorsunuz. DSP GRUBU ADINA NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Maliye Bakanlığı bütçesi ile Maliye Bakanlığının hazırlamış olduğu gelir bütçesi üzerinde söz almış bulunuyorum; sizleri, Demokratik Sol Parti Grubu ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Diğer bakanlıkların ve harcamacı idarî birimlerin bütçe ödenekleri gibi, Maliye Bakanlığının ödeneklerinin de bütçe içerisindeki payı son yıllarda azalmaktadır. Bunun başlıca nedeni, borç faiz ödemelerinin bütçe içerisindeki oranının gittikçe artmasıdır. 1996 malî yılında, toplam yatırım harcamalarının bütçe içerisindeki payı yüzde 7'nin altına düşmüştür. Maliye Bakanlığının yatırımlar için kullanabileceği ödenek tutarı ise, önceki yıllardan devralınan bina yatırımları dışında, 500 milyar liranın altındadır. Bu ödenekle, Maliye Bakanlığından, etkin bir malî yönetim beklemek çok zordur. Türkiye, son yıllarda, kamu harcamalarının finansmanında, zor yol olan vergi koymak yerine, kolay yol olan borçlanmaya yönelmiştir. Son beş yılda, hükümetler, devleti, hızla, vergi devleti olmaktan uzaklaştırarak, aynı Osmanlı Devletinin son döneminde olduğu gibi, borçlanmayı, aslî kamu geliri durumuna getirmişlerdir. Kamu borçları, aslî kamu geliri kalemi olunca, borç faizleri de, aslî kamu harcaması kalemi olmuştur. 1994 ekonomik bunalımı sonrasında, ülkemizin uluslararası kredi itibarı zedelendiği için, dış piyasalardan borç bulunamamış, içborçların tutarında meydana gelen artışla birlikte, Türkiye, net dışborç ödeyen ülke konumuna düşmüştür. Bunun sonucunda da, başta kamu yatırımları olmak üzere, eğitim ve sağlık gibi sosyal harcamalarla maaşlar ve ücretler baskı altına alınmıştır. Bu tehlikeli gidiş karşısında, borçlanma yetkisine yasal sınır, en azından bütçe yasasıyla belirlenecek kesin bir sınır getirilmesini, Demokratik Sol Parti olarak zorunlu görüyoruz. Aksi halde, vergilerin yasayla, kamu harcamalarının bütçe ödenekleriyle belirlenmesi zorunluluğu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, kamu maliyesini kontrol etmesi açısından anlam taşımamaktadır. Gelişmiş Batı demokrasilerinde, devlet borçlarının üst sınırının, gayri safî millî hâsılanın belli bir oranı olarak, anayasayla saptanması bile tartışılmaktadır. 1992 Maastricht Antlaşmasında, Avrupa Birliği üye devletlerinin borçlanma sınırının, gayri safî yurtiçi hâsılanın yüzde 60'ını aşmaması; bütçe açığının ise, gayri safî yurtiçi hâsılanın yüzde 3'ünü aşmaması, Avrupa Birliğine uyum ölçüleri olarak öngörülmüştür. Türkiye yönünden ise, borçlanma yetkisinin, artık, hükümetler tarafından sınırsız olarak kullanılmasına son verilmesi zamanı gelmiş ve geçmektedir. Kamu maliyesi uygulamalarında disiplinin sağlanabilmesi için, kamu personeli reformuyla birlikte, kamu harcamaları idaresi ve vergi idaresi reformlarının da gerçekleştirilmesi gerekir. Maliye Bakanının sunuş konuşmasından, bu konuda bir proje çalışmasının hazırlıklarının yapıldığını anlıyoruz ve böyle bir girişimi de memnuniyetle karşılıyoruz. Bu çalışmanın, sonuçlandırılarak yaşama geçirilmesini diliyoruz. Demokratik Sol Parti olarak, bu projeyi izleyeceğiz. Bütçenin hazırlanması ve uygulanması aşamalarında, yetkilerin, Maliye Bakanlığı, Hazine ve Devlet Planlama Teşkilatı arasında paylaştırılmış olması ve bu kurumlar arasında eşgüdümün sağlanamaması, malî disiplini bozan başka bir özelliktir. Bu durumun, malî yönetim reformunda göz önüne alınacağını umuyoruz. Vergi idaresinde yapılacak reformla da, vergi beyannamelerinin en az yüzde 30'unun ciddî olarak incelenebilmesinin sağlanması gerekir. Bugün için bu oran, yüzde 5'in altındadır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülkemizin yıllardır içerisinde bulunduğu ekonomik bunalımın ana kaynağı olan kamu maliyesi bunalımından çıkılabilmesi için, malî idarede tepeden tırnağa bir reform zorunludur; ancak, kamu maliyesi bunalımı, tek başına, kötü malî yönetime bağlanamaz. Bunalımın temelinde, merkez sağ iktidarların ülkemizin koşullarına uygun olmayan politikaları ve siyasal tercihleri vardır. Kişi başına millî geliri 20 bin doları aşan bazı gelişmiş ülkelerde o toplumlar için üretilmiş olan liberal politikalar ve düşünceler, ülkemize uyarlanırken, esaslı bir süzgeçten geçirilmek gerekirken bu yapılmamış, bu politikalar, körü körüne uygulanmaya çalışılmıştır. İzlenen monetarist politikalar sonucunda, ekonominin dengesi bozulmuş, son yıllarda ulusal ve özellikle uluslararası rantiyelere önemli ölçüde vergisiz gelir aktarılmıştır. Böylece, ülkemiz, bir yandan yoksullaşırken, öte yandan da, gelir dağılımı ciddî biçimde bozulmuştur. Halkımızın önemli bir bölümü, yoksulluk çizgisinin altında yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. 1996 konsolide bütçe tasarısı, onu destekleyen gelir artırıcı bir paketle birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmamıştır. Buna karşın, bütçede hedef alınan yüzde 65 ortalama enflasyon hedefinin üzerinde, yüzde 68,8 oranında bir gelir artışı tahmin edilmektedir. Türk vergi sistemi, gelir azaltıcı değişiklikler yapılmadığı takdirde, bu ölçüde bir gelir esnekliğine sahiptir; ancak, unutulmamalıdır ki, vergi gelirleri içerisinde ücret ve maaşlardan alınan vergilerin oranı arttıkça, sistemin gelir esnekliği de gittikçe azalmaktadır. Malî yıl sonunda, ortalama enflasyon tahminindeki sapma ölçüsünde, kamu gelirlerinde, beklenenden de fazla bir artışla karşılaşılabilir; doğal olarak, böyle bir durumu başarı olarak değerlendirmemek gerekir. 1996 yılı konsolide bütçesinde 918 trilyon liralık açık öngörülmüştü; ancak, Plan ve Bütçe Komisyonunda, harcamalarda tasarruf amacıyla 57 trilyon 506 milyar lira kesinti yapılması kabul edildiğinden, bütçe açığı 861 trilyon liraya düşürülmüştür. Bununla beraber, bütçe açığının 1 katrilyon lirada tutulamayacağı yönünde yaygın bir kanı bulunmaktadır. Türk vergi sistemi içerisinde, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içerisindeki oranı, yüzde 60 düzeyine ulaşmıştır. Hükümet, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19 uncu Döneminde Meclise sunulan, fakat kadük olan özel tüketim vergisi yasa tasarısını canlandırmayı düşünmektedir. Bu tasarı yasalaştığı takdirde, dolaylı vergilerin sistem içerisindeki ağırlığı büsbütün artacaktır; ancak, Maliye Bakanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki bütçeyi sunuş konuşmasında, vergi kapsamına giren mallar üzerindeki vergi yükünde önemli bir değişiklik yapılmayacağını, dolayısıyla da, bu verginin, yatırıma ve üretime olumsuz bir yansıması olmayacağını açıklamıştır. Sayın Bakan, bu verginin, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile gümrük birliği oluşturmasının bir sonucu olarak gündeme geldiğini belirtmiştir. Avrupa Birliğine üye devletlerde, özel tüketim vergilerinden, bira, şarap ve diğer alkollü içkiler, tütün ürünleri, sigaralar ve akaryakıt ürünleri üzerinden alınan özel tüketim vergilerinin konuları ve matrahları uyumlaştırılmıştır. O mallar dışındaki özel tüketim vergilerinin 1996 yılı sonundan itibaren kaldırılması, Avrupa Birliği Komisyonunca programlanmaktadır. Avrupa Birliğine üye devletlerde, özel tüketim vergileri, tek yasa altında düzenlenmemiştir. Türkiye'nin de, gümrük birliği yükümlülükleri çerçevesinde, özel tüketim vergilerini tek yasa içerisinde toplaması zorunluluğu yoktur; ancak, otomobillerde olduğu gibi, aynı malın teslimi üzerinden alınan çok sayıdaki özel tüketim vergisini bire indirmekte yarar vardır. Yasal düzenlemede gözden uzak tutulmaması gereken bir özellik de, Avrupa Birliği Adalet Divanınca, çok sayıda mal ve hizmeti kapsamına alan bir özel tüketim vergisinin, Katma Değer Vergisine paralel bir genel harcama vergisi olarak değerlendirildiği, bu durumun da Avrupa Birliği hukukuna aykırı olduğudur. Türk vergi sistemi içindeki payı yüzde 60'a ulaşan dolaylı vergilerin, kabul edilecek bir özel tüketim vergisiyle ağırlığının artması, zaten mevcut olan enflasyon vergisiyle birlikte, geniş halk yığınlarını, orta ve alt gelir gruplarını ezecektir. Dolaylı vergilerle birlikte bireysel vergi yükleri yaklaşık yüzde 30'a ulaşan ücretli kesimin durumu ise daha da bozulacak ve bu kesim, sınırlı bütçe olanaklarıyla enflasyonun çok altında verilecek zamlarla, yoksulluk çizgisinin altına iyice itilmiş olacaktır. Ek vergi yükü getirecek bir özel tüketim vergisi, gümrük birliği çerçevesinde, rekabet açısından zorlanacak sektörlere, altından kalkamayacakları ek yük yükleyecektir. Zaten, gümrük birliğine aşırı heveslilik ve yanlış strateji sonucunda, küçük ve orta ölçekli işletmeler ve rekabette zorlanacak olan sektörler için, Avrupa Birliğinden yeterli yapısal uyum yardımı alınamamıştır. Yapılmasına karar verilen sembolik yardımlarla proje kredileri ise, Avrupa Birliğince, gümrük birliğiyle ilgisi olmayan siyasal koşullara bağlanmıştır. Demokratik Sol Parti olarak, özel tüketim vergisinin lüks vergi olarak kabul edilmesini diliyoruz; ancak bu şekilde, dolaylı vergilerin ödeme gücüyle uyumlu hale getirilebileceğini düşünüyoruz. Kamu gelirlerini artırabilmek için, kolay yollardan vazgeçerek, daha zor yolları açmak gerekir. Vergi tabanı yaygınlaştırılmak isteniyorsa, her şeyden önce, gerçek usulde vergiye tabi gelirin tanımı ve kapsamı genişletilmelidir. Spekülatif gayri menkul ve menkul kıymet gelirleri -ki, bunlar rant geliridir- etkili biçimde vergi kapsamına alınmalıdır. Vergi tabanını bu şekilde yaygınlaştırmamız mümkündür; ancak, çok yaygın olarak kullanılan bir deyimi kullanmamamız gerekiyor; o da "verginin tabana yayılması" deyimidir. Zaten, Türkiye'de vergi, alabildiğine, dolaylı vergilerin oranının artmasıyla tabana yayılmış durumdadır. Yani, bizim yapmak durumunda olduğumuz şey, vergi tabanının yaygınlaştırılmasıdır; yoksa, zaten vergi, tabana fena halde yayılmış durumdadır. (DSP sıralarından alkışlar) Kayıtdışı ekonomiyi kayıt içine almak, vergi kayıplarını, vergi kaçaklarını önlemek, vergi dışı sektörleri vergi kapsamına almak deyimleri, slogan olmaktan öteye, yaşama geçirilmek isteniyorsa, her şeyden önce, vergi idaresine, çapraz gelir servet incelemesi yapma yetkisi verilmelidir. Vergi idaresinin, Vergi Usul Yasası uyarınca sahip olduğu, harcamalar ve tasarruflar temelindeki vergi incelemesi yapma yetkisi, bu anlamda, hiçbir şekilde yeterli değildir. Bir toplumda, insanlara "nereden buldun" sorusu sorulamıyorsa, o toplum, temiz toplum olma yolundaki niyetini henüz ifade edememiş demektir. (DSP sıralarından alkışlar) İkinci olarak, Gelir Vergisinde götürü usülde vergilendirilen yükümlüler kayıt düzeni içine alınarak, gerçek usulde vergilendirilen yükümlüleri denetleyebilecek bir konuma getirilmelidir. Banka, borsa, gayri menkul, döviz büroları gibi kara parayı aklayan mekanizmaların, vergi açısından mutlaka üstüne gidilmelidir. Ayrıca, Türk Ticaret Yasasında ve Bankalar Yasasında bu amaçla değişiklikler yapılmalıdır. Demokratik Sol Partinin, bu konuda somut çalışmaları bulunmaktadır. Bu söylediklerimizi gerçekleştirmek zor değildir. Ancak, bunun için, siyasal irade gereklidir. Biz, henüz, böylesi bir siyasal iradeyi ortada göremiyoruz. 1993 yılının sonunda "vergi reformu yapıyoruz" iddiasıyla ortaya çıkılmıştı. Yapılan çalışmaların önemli bir bölümü, güçlü baskı gruplarının etkisiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisine bile sunulamadı. Yasalaşan değişikliklerin çok önemli bir bölümü, sonradan çıkarılan yasalarla geri alındı, bir bölümünün de uygulanması, 1997 yılına bırakılmıştı; faiz gelirlerinin üniter gelir vergisi kapsamına alınması, yani, yasayla belirlenen sınırı aştığı takdirde, vergi yükümlülerinin bütün gelirlilerinin birleştirilerek vergilendirilmesi uygulaması, 1997 yılına ertelenmişti. Şimdi, uygulamanın, bu kez 2000 yılına ertelenmesi yönünde çabalar yoğunlaşmaktadır. Buna gerekçe olarak da, Hazinenin artan borçlanma gereksinmesi, faiz oranlarının vergi dolayısıyla yükselecek olması, banka mevduat hacmindeki olası daralma gibi nedenler gösterilmektedir. Bu tartışma, kısır ve yanlış bir zemin üzerinde yoğunlaşmaktadır. Vergi yasalarında yapılması gereken değişiklik, yeni bir erteleme ya da bu düzenlemeden tümüyle vazgeçmek değil, rant gelirinin, sadece reel gelire karşılık olan bölümünü vergilendirmektir. Ancak, bu durumda, madalyonun tersi de geçerli kılınarak, gider olarak indirilen borç faizlerinin de enflasyondan arındırılmış reel kısmı, gider olarak indirime tabi tutulmalıdır. Enflasyonlu yaşam, bu uygulamaların karşılıklı olmasını zorunlu kılmaktadır. Tutarı yüzde 40'a varan, bazen onu da aşan reel gelirlerin vergidışı bırakılması, sadece devleti önemli bir gelirden yoksun bırakmamakta, aynı zamanda, gelir dağılımı ve vergi adaletini de bozarak, bireylerin, sisteme olan inançlarını da yitirmelerine neden olmaktadır. Sayın milletvekilleri, kamu gelirlerinde kolaycılığa en son ve en yeni bir örnek olarak, incelemekte olduğumuz bütçe yasa tasarısı metnine Plan ve Bütçe Komisyonunda son anda eklenen 29 uncu maddeyi gösterebiliriz. Bu maddeyle, gelirleri iyi görünen beş adet kamu iktisadi teşebbüsü seçilmektedir; bunlar, Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğüdür. Bu KİT'ler seçilerek, aylık gayri safî hâsılatları üzerinden, oranı yüzde 8 ilâ yüzde 20 arasında değişmek üzere, ciro vergisi alınması hükme bağlanmıştır. Beş KİT üzerine yüklenen bu malî yükümlülükten, 56 trilyon lira kamu geliri beklenmektedir. Özel hukuk alanında faaliyette bulunan ve kamu hizmeti yapmak durumunda olan bu KİT'ler, hedef alınarak, yeni ve özel ciro vergisinin yükümlüleri yapılmaktadır. 29 uncu maddede, bu malî yükümlülüğün adı “vergi” olarak konulmamıştır. Oysa, bu konuların yeni öğrencileri bile bilir ki, bir yükümlülüğün vergi sayılabilmesi için, adı değil, niteliği ve etkileri önemlidir. Üstelik, bu vergi, maddî anlamdaki bir yasayla değil, şeklî anlamda bir yasa olan bütçe yasasıyla konulmaktadır. Bu, maliye tarihimizin bu konudaki ilk örneğidir. 29 uncu maddeyle getirilen bu hüküm, Anayasanın 161 inci maddesinin dördüncü fıkrasının yasakladığı anlamda, bütçeyle ilgili olmayan hüküm özelliğini taşımaktadır. Ciro vergisi niteliğini taşıyan bu malî yükümlülük, kimliği belirli yükümlülere yöneldiği için, verginin genelliği ilkesini ihlal etmektedir. BAŞKAN – Sayın Çağan, 2 dakikanız var efendim. NAMİ ÇAĞAN (Devamla) – Bu anlamda, Anayasanın 73 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarına da aykırı düşmektedir. KİT'lerin verimli çalışmamasından, teknolojilerini yenileyememelerinden yakınanlar, bu teşebbüsleri çökertmek için ellerinden geleni yapmakta, sonra da "bu verimsiz işletmeleri derhal satalım" demektedirler. (DSP sıralarından alkışlar) Kendilerini liberal devrimci sayan bu kişiler ve politikacılar, aynı senaryoyu, sosyal güvenlik kurumlarında da oynamaktadırlar. (DSP sıralarından alkışlar) Anayasanın 161 inci maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı olan diğer bir hüküm de, bütçe yasası tasarının 6 ncı maddesinin son fıkrasıyla getirilmektedir. Bu hükümle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bağlı kuruluşları arasında bulunan Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ- Kur, Maliye Bakanlığı ile Hazineden sorumlu Devlet Bakanlığına malî vesayet yoluyla bağlanmak istenilmektedir. Bu kuruluşların bütçe uygulaması sırasında, ödenek ve nakit yönetimleriyle ilgili tüm önlemleri, Maliye Bakanlığı ile Hazineden sorumlu Devlet Bakanlığı alabilecektir. Bu düzenleme, Sosyal Sigortalar Kurumunun, fon değerleme sistemi üzerine kurulmuş; özerkliğine aykırı olduğu gibi, böyle bir hüküm, mutlaka, konulacaksa, bu hükmün yeri bütçe yasası değildir. Bu örnekler dışında, bütçe yasası metninde, Anayasa Mahkemesinin, 1995 bütçesinde iptal ettiği bazı hükümlere, aynen ya da değiştirilerek yer verilmiştir. Anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı, hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Anayasa Mahkemesi kararının iptal gerekçesinin yayımlanmadığı veya bu konularda çerçeve yasayla düzenleme yapılacağı gibi nedenlerle Anayasaya aykırılığı sürdürmek, ciddî bir hükümetin yapacağı iş değildir. (DSP sıralarından alkışlar) (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çağan, süreniz bitti. Refah Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili, Sayın İsmail Özgün; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Sayın Özgün, süreniz 10 dakikadır. RP GRUBU ADINA İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maliye Bakanlığı bütçesi üzerinde, Refah Partisi Grubu adına, söz almış bulunuyorum; bu vesileyle sizleri ve bütçe müzakerelerini, televizyonları başında izleyen kıymetli vatandaşlarımızı, saygıyla selamlıyorum. Muhterem Başkan, muhterem milletvekilleri; Maliye Bakanlığı bütçesi üzerindeki görüşlerimizi arz etmeden önce, 1996 malî yılı konsalide bütçesinin tümü üzerinde, kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum: 3 katrilyon 511 trilyon liralık bütçenin ödeneklerine baktığımızda, 910 trilyon lirası -yani, yüzde 25'i- personel giderlerine, 239 trilyon lirası - yani, sadece, yüzde 6,8'lik kısmı- yatırımlara, 2 katrilyon 59 trilyon liralık kısmı -yani, yüzde 58,7 gibi en ağırlıklı kısmı- transfer harcamalarına ayrılmış bulunmaktadır. Bu transfer harcamalarının da büyük bir bölümünü, borç faizleri teşkil etmektedir. Bütçe ödeneklerinin, böylesine faiz ödemeleri yükü altında ezildiği bir yapıda 2 katrilyon 650 trilyon liralık konsolide bütçe gelirlerinin, 2 katrilyon 73 trilyon lirası vergi gelirlerinden, 280 trilyon lirası özel gelir ve fonlardan, 10 trilyon lirası da katma bütçeli gelirlerden oluşmaktadır. Muhterem milletvekilleri, tabiî, bu bütçe yapısı içerisinde, neticede 861 trilyon liralık bir bütçe açığı öngörülmektedir. Ancak, bu yılın ilk dört ayında gerçekleşen bütçe açığı dikkate alındığında, 1996 yılı bütçe açığının 1,2 katrilyondan daha az olması mümkün görülmemektedir. Bu haliyle, dört ayı kullanılmış olan 1996 yılı bütçesinin Türkiye'ye ne getireceği ne götüreceği çok iyi değerlendirilmelidir. Öyle inanıyoruz ki, bu bütçe, dar ve sabit gelirlilerin durumlarını iyileştirecek, üretimi arttıracak, işsizliği azaltacak, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını makul bir düzeyde gerçekleştirecek bir politikayı yansıtmamaktadır. Aksine, tasarıda, enflasyon deflatörü, resmen yüzde 65 olarak ifade bulduğu halde, kamu çalışanlarıyla ilgili rakamlar, dar gelirlileri, çiftçileri, köylüleri ilgilendiren hükümler, bu kesimlerin ezilip perişan olacağını göstermektedir. İşte, böylesine bir genel bütçe yapısı içerisinde Maliye Bakanlığının durumu, gerçekten, fevkalade önemlidir. Bu bakımdan, genel bütçe rakamları içerisinde Maliye Bakanlığı ödeneklerinin ne anlama geldiğine bakmak ve değerlendirmek gerekir. Maliye Bakanlığı bütçesi, toplam 756 trilyon 354 milyar lira olarak düzenlenmiştir. Toplam ödeneğin sadece yüzde 6'sı gibi küçük bir bölümü, yaklaşık 30 trilyon lirası, doğrudan Maliye Bakanlığı bütçesini oluşturmakta; diğer kısmı da Hazine yardımlarını teşkil etmektedir. Bu bütçe yapısı içerisinde, gerçekten de, Maliye Bakanlığının payının mütevazı, Bakanlığın fonksiyonlarına yetmeyecek durumda olduğunu belirtmemiz gerekir. Özellikle Hazine Müsteşarlığının bütçe rakamlarına bakıldığında, Maliye Bakanlığının bütçesinin ne olduğu daha iyi değerlendirilebilir. Burada asıl söylemek istediğim husus, Maliye Bakanlığının bütçesinin, genel bütçe içerisindeki konumunun ve payının gittikçe düşürülmekte olduğudur. Muhterem Başkan, muhterem milletvekilleri; hemen belirtmeliyim ki, Maliye Bakanlığı, kamu kaynaklarını en etkin ve en verimli bir şekilde dağılımını, kullanımını sağlamak amacıyla ekonomi yönetiminin, diğer birimleriyle birlikte çaba sarf eden, tedbirler alan ve alınan bu tedbirleri izleyen bir hizmet bakanlığıdır. Gelir politikasını oluşturmak ve uygulamak, aynı şekilde, harcama politikasını oluşturmak ve uygulamak, bakanlığın görevleri arasındadır. Bu görevleri arasında, devlet bütçesini hazırlamak ve uygulamak da yer almaktadır; ancak, buradaki siyasal sorumluluk hükümete aittir. Değerli arkadaşlar, şimdi bakıyoruz, müzakere etmekte olduğumuz bu bütçe, halkın dertlerine deva olacak, halkın beklentilerine cevap verecek bir bütçe midir; maalesef, bu bütçe, halkın dertlerine cevap verebilecek bir bütçe olmaktan uzaktır. Oysa, çözüm bekleyen pek çok sorunumuz vardır. İşsizlik alabildiğine yükselmiş, 12 milyon civarına gelmiş dayanmış; öbür tarafta, kronik hale gelmiş, yüzde 80'ler civarında seyreden bir enflasyon söz konusudur. Bütçede yatırımlar yüzde 5'lere kadar düşürülmüş, faizler de alabildiğine yükselmiş, gelir dağılımı bozulmuş; köylü ekemiyor, ektiğinin parasını alamıyor; tarım ve hayvancılık âdeta bitme noktasına getirilmiş; çiftçilik ve hayvancılık yapan insanımız perişan vaziyettedir. Ödemek durumunda olduğu çeşitli vergilerini ödeyemeyen esnafımız da perişan vaziyettedir. Seçim bölgem olan Balıkesir'de yaptığım bir araştırmada, 1996 yılının ilk üç ayı içerisinde, bine yakın esnaf ve sanatkârımızın, bu vergileri ödeyemediği için, işyerini kapattığını tespit etmiş bulunmaktayım. Sebebine baktığımız zaman, hayat standardı esasına dayalı olarak ödenmekte olan gelir vergilerini ödeyememelerinden dolayı işyerlerini kapatmak durumundadırlar. Esnaf ve sanatkârın durumu böyleyken, işçinin, memurun ve emeklinin hali de ortadadır. Bu kesimler de perişan vaziyettedir. İşin garip tarafı, bugünün İktidar Partisi olan ANAP, muhalefetteyken, memuru perişan ettiniz, emekliyi perişan ettiniz, geliniz, toplumsal barışı iyice bozacak, huzursuzluk getirecek bir ortama koşar adımlarla gitmeyiniz” derken, şimdi, aynı icraatı kendileri yapmaktadırlar. Getirdiğiniz bu bütçe, memur maaşlarına 1996 Temmuz ayı başında; ancak, yüzde 20 dolayında bir zam yapmaya imkân vermektedir. Temmuz başında maaşlara yüzde 20 zam yapılırsa, bir yıllık artış da, ortalama yüzde 57,5 dolayında gerçekleşir. İşte, memuru rahatsız eden hesap budur. Hükümetin bütçede öngördüğü yüzde 65'lik enflasyon hedefinin bile gerisinde kalan bir maaş artışı, memurun reel olarak fakirleşmesi demektir. Kaldı ki -görünen köy kılavuz istemez- 1996 yılında enflasyon, en iyimser tahminle, yüzde 80'in altına düşmeyecektir... BAŞKAN – Sayın Özgün, 2 dakikanız var efendim. İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) – Teşekkür ediyorum. Enflasyon, yüzde 80'lerde seyrederken memura, yüzde 57 maaş artışını reva görmek, muhalefetteyken söylediklerinizle çelişkilidir; onun için, bu bütçe, samimiyetten uzaktır. Yılbaşından bugüne kadar, petrol ürünlerine yüzde 40, elektriğe yüzde 50 zam yapan bir hükümetle, Türkiye'yi 2000'li yıllara nasıl taşıyacağız; o da ayrı bir merak konusudur. Meclisin, Hükümetin varlık sebebi, çare bulmaktır, buraya çare üretecek, çareyi bulacak bütçeleri getirmektir. Değerli arkadaşlar, bugüne kadar vergi reformu adı altında birçok uygulamalar yapıldı. Geçtiğimiz 4 yılda, 4 sefer vergi reformu adı altında birtakım düzenlemelere gidildi; ama, hâlâ, vergi kayıp ve kaçaklarından, kayıt dışı ekonomiden, vergi adaletsizliğinden bahsediyoruz. Peki, o zaman yapılan düzenlemeler ne işe yaramıştır diye sormamız gerekir. Demek ki, ülkemizde, kamu kaynağı sorununu çözecek, adil ve verimli bir vergi sistemini kuracak siyasal iradeye ihtiyaç vardır. Ne yazık ki, bu Hükümette, bu siyasî iradeyi göremiyoruz. Hükümete sesleniyoruz; kısmen de olsa bu sorunları çözmek istiyosanız, geliniz, Türkiye'de adil bir vergi düzenine geçelim; geliniz, bugüne kadar vergilendirilemeyen rant gelirlerini vergiledirelim; geliniz, Türkiye'de vergi denetimini kolaylaştıralım, serbest muhasebecileri ve malî müşavirleri bu konuda daha yetkili hale getirelim; geliniz, Türkiye'de adil bir vergi düzenine geçelim diyoruz. Refah Partisi Grubu olarak hepinizi saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özgün. Refah Partisi Grubu adına ikinci konuşmayı yapmak üzere, Sakarya Milletvekili Sayın Nezir Aydın; buyurun. (RP sıralarından alkışlar) Sayın Aydın, sizin süreniz de 10 dakika. RP GRUBU ADINA NEZİR AYDIN (Sakarya) – Sayın Başkan, Yüce Meclisimizin değerli üyeleri; Gelir Bütçesi üzerinde Refah Partisi Grubunun görüşlerini belirtmek üzere huzurunuzdayım. Sözlerime başlamadan önce, bütçe üzerindeki Anayasaya aykırı maddeler konusuna temas etmek istemiyorum; çünkü, Sayın Genel Başkanım, bütçenin tümü üzerindeki sözlerinde temas etmişti. Ayrıca, Plan ve Bütçe Komisyonundaki Refah Partili üyeler de bu konuda gerekenleri söylemişti. Az önce konuşan DSP sözcüsü arkadaşımız da yine aynı olaya temas ettiğinden zaman tasarrufu bakımından bu konuya girmek istemiyorum. Önümüzdeki bütçenin kalemleri, bir yıllık toplanması tahmin edilen gelir-gider kalemlerini, kurum ve kuruşların harcamalarını gösteren yetki kanunudur. Bütçelerde denklik esastır. Görüşmekte olduğumuz bütçe, bu bakımdan, zaafa uğramış bir bütçedir; diğer bir ifadeyle, gelirleri giderlerine yetmeyen bir bütçedir. Son yıllardaki bütçeler gibi, açık, büyümeye devam etmektedir. 1996 yılı bütçesini, faiz ve borç ödemeye yönelik bir bütçe olarak görüyoruz. Nedeni ise, borç artı faiz ödemelerinin, vergi gelirlerine oranının, yüzde 209 olmasıdır. Şöyle söylemek de mümkündür: Vergi gelirlerini, bütçe ve faiz aracılığıyla, rantiyecilere aktaran bir bütçedir. Yüzde 65 enflasyon hedefleyen bir hükümet ve bütçeyi, dünyada, nerede bulabilirsiniz!.. Bugüne kadar, enflasyon noktasında, milletimiz, çok vaatler dinlediği için "Allah yardımcıları olsun" demekten başka söz bulamıyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2 katrilyon 650 trilyonluk bir gelir bütçesi üzerinde, 10 dakikada, Türkiyemizin en büyük partisi olan Refah Partimizin görüşlerini anlatmanın, rakamsal analizlere girmenin ne kadar imkân dahilinde olduğunu, takdirlerinize arz ediyorum. Gelir kalemlerine baktığımızda, toplam gelirlerin, yüzde 78,2'sinin vergi gelirleri, yüzde 10,5'inin vergidışı gelirler, yüzde 8'inin özel gelirler ve fonlar, yüzde 4'ünün katma bütçe gelirleri olduğu görülüyor. Herkesin, kamu kesimi giderlerini karşılamak üzere malî gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olması, Anayasa gereğidir. Ancak, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır; Anayasamız, bu hükmü de kapsamaktadır. Görüşülmekte olan gelir bütçesinde, Anayasamızın 73 üncü maddesinde yerini alan, adalet ve dengeli dağıtımı görmek mümkün değildir. Vergi gelirleri içinde, gelirden alınan vergilerin yüzde 75'ini Gelir Vergisi oluşturmaktadır; bunun da, büyük bölümü, ücret gelirlerindendir. Kurumlar Vergisinin bütçe gelirleri içerisindeki yeri, yüzde 10'dur. Geçmiş yıl bütçelerine bakıldığında, cüzi de olsa artış göstermiş; ancak, yeterli değildir. Akaryakıttan alınan, ülkede, A'dan Z'ye her şeyin fiyatının artmasına ve enflasyona sebep olan vergi, Kurumlar Vergisinden daha fazladır. Diğer taraftan, holdingler, bankalar, özellikle de, KDV ödemeyen, verdikleri promosyon bedellerini masrafa yazarak, esnafımızı haksız rekabetle karşı karşıya getirip ezen promosyoncu gazeteler ve sermaye çevreleri için tahmin edilen gelirse, sadece 210 trilyon liradır. Sular akmasa, ancak şişe suyu içebilecek kadar ücret alan asgarî ücretliden 18 milyon TL. vergi alacaksınız. Küçük esnaf, kâr da, zarar da etse, -1995 yılı için söylüyorum- 223 milyon TL. kazandın deyip, cebren vergi ve fon alacaksınız. Kazanan, zaten standardın üzerinde beyanda bulunuyor. Kâr edemeyenden cebrî olarak vergi tahsil etmek, Anayasamızın 73 üncü maddesinin adaletli dağıtım ilkesiyle nasıl bağdaşacak?!. Hayat standardı, uygulamada, esnafımızı maddî ve manevî yönden yaralamaktadır; maddî yönü, kazanıp kazanmadığına bakmadan alıyorsunuz, manevî yönüyse, ekonomimize büyük katkıları olan bu cefakâr insanları potansiyel suçlu ve beyanına güvenilmez insanlar olarak algılıyorsunuz. Memurumuz, işçimiz, esnafımız ve toplumun çok büyük bir kesimi, direkt ve dolaylı vergileri ödeyecek, servetten alınan vergilerse, bütçe içerisinde yüzde 1'i dahi bulmayacak... 1996 yılı vergi gelirleri içerisinde, dolaylı vergi payı yüzde 60'dır. Kim ödeyecek bu vergileri; memur, esnaf, işçi, emekli, köylü, çiftçi, kısaca, dargelirliler... Görülüyor ki, bu kesimlerin çaresi yok; maaş alırken vergi ödeyecek, ürününü satarken vergi ödeyecek, siftah etmeden dükkân kapatsa da vergi ödeyecek, hastasına ilaç alırken de ödeyecek, tabiî, vergiyi, gıda maddelerini -ekmek, peynir gibi- alırken de ödeyecek, elbise alırken de ödeyecek, ayakkabı alırken de ödeyecek... Diğer taraftan, arkadaşlarıyla bir öğün yemeği 35-40 milyon lira olan rantiyeci çevrelerden, bilançosunda zarar gösterdi diye, eyvallah deyip vergi almayacaksınız; faiz gelirlerini vergi dışı bırakıp, bir avuç insanın kazancına kazanç ilave edeceksiniz; bunun adı da, adaletli ve dengeli dağıtım olacak. Öğrencilik yıllarımda maliye hocamın bir hatırasını çok kısa nakletmek istiyorum: Dünyadaki çeşitli maliye teorisyenlerinin tarifini verdikten sonra, ülkemize geliyor ve şu tanımı yapıyor ve diyordu ki "Kazı, asgarî gürültüyle yolup, azamî tüy elde etme sanatına, Türkiye'de maliye deniyor. İşte, bu çarpık düzeni siz değiştireceksiniz." O hocamın kulakları çınlasın, aradan yirmi yılı aşkın zaman geçti, hâlâ aynı yolma düzeni devam ediyor; ama, biz de değiştirme mücadelesi veriyoruz.(RP sıralarından alkışlar') Değerli milletvekilleri, bilmeden, belki de bilerek uyguladığınız sistem bu. Sistemin yanlışlığını, beş yıldır bütçe görüşmelerinde Refah Partili sözcüler bu kürsüden, halk da seçim sandıklarında size anlatıyor; ama, bir türlü anlamak istemiyorsunuz. Şunu ifade edeyim ki, eğer bunu anlamamaya devam ederseniz, bundan sonraki bütçe görüşmelerini siz, inşallah, sağlık, sıhhat içerisinde evlerinizde televizyondan seyreder ve düzelen adil vergi sistemini de -bizim yaptığımızı- görür, bize de dua edersiniz. (RP sıralarından alkışlar) MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Öyle konuşanlar bir daha gelemiyorlar buraya. NEZİR AYDIN (Devamla) – Bu kısa süre içinde izaha çalıştığım gibi, 65 milyonu enflasyon ve haksız vergi uygulamalarıyla eziyor ve canından bezdiriyorsunuz. Burada şunu ifade etmek istiyorum ki, sizin bu yaptığınız yanlış bütçe sistemiyle, yanlış metotlarınızla, yalnız bizi, yani, 65 milyon halkı değil, ölülerimizi de dirilerimizi de üzüyorsunuz, gelecek nesilleri de üzüyorsunuz. Nasıl mı? 65 milyonu, işte, bu yanlış sistem, borçlanma, faiz ekonomileriyle, enflasyonla eziyorsunuz. Gelecek nesilleri nasıl eziyorsunuz? Onları da yanlış borçlanmayla istikballerini ve istiklallerini ipotek altına alarak eziyorsunuz. Kanlarıyla bu ülkeyi bize bahşeden, terleriyle bugün sahip olduğumuz ekonomik değerleri üretmiş olan ecdadımızın eserlerini kapatarak ya da Başbakanımızın seçim meydanlarındaki tabiriyle, peşkeş çekerek üzüyorsunuz. Geçmiş yıl bütçelerinden temelde hiçbir farkı olmayan bu bütçeye evet dememiz mümkün değildir. Değerli milletvekilleri, şu cümleye dikkatinizi çekiyorum: "Eğer bu bütçe kanununun çıkmasında sizin de parmaklarınız evet oyu için kalkarsa, ilk seçimde seçmenleriniz size öyle bir tokat vurur ki, bir daha toparlanamazsınız" BAŞKAN – Sayın Aydın, 2 dakikanız var, efendim. NEZİR AYDIN (Devamla) – 1995 bütçe görüşmelerinde söylenilen ve bugün de geçerliliğini koruyan bu cümlenin sahibi, Sayın Anavatan Partisi sözcüsüdür. Değerli milletvekilleri, şu cümleleri de dikkatinize arz ediyorum: "Bugün, esnaf ve sanatkâr, kazanmaktan vazgeçmiş ‘karnımı doyurmaya çalışıyorum' diyor. Rantiye kesimi zaten vergi vermiyor, kayıtdışı ekonomiden hiç haber yok. Zaten, pek mücadele etmenize de gerek yok; çünkü, Hükümetin belli kesimleri bu işlerin içindedir. O zaman, biz, kimden vergi alacağınızı cidden merak ediyoruz " bu sözler de, Sayın Süleyman Hatinoğlu'na aittir; acaba, belli kesimler, o işin içinden, şu anda çekildi mi, Anavatan Partili dostlarımızın merakları giderildi mi; şimdi, cidden, biz bunu merak ediyoruz. (RP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Sayın Başbakan, 53 üncü Hükümetin güvenoylaması üzerinde, bu kürsüden, fikrin gerçek sahibi ve uygulayıcısı Sayın Genel Başkanıma dönerek "Sayın Erbakan, sizin ifade ettiğiniz gibi, her şeyi, akıl ve ilmin gerektirdiği şekilde yapacağız" demişti; biz, hazırlanmış olan bütçe kanununda bunu göremedik. Netice olarak, şunu ifade etmek istiyorum: 1995 yılı, esnaf için çok zor bir yıl olmuştur; günlerce, siftahsız dükkân kapatmıştır; yine de, ayda dört gün, muhtelif vergileri yatıracağım diye koşuşturmuştur. Holdinglerin istisnalarından esnafı da yararlandıralım, vergiyi adaletli hale getirelim, günlük geçinimini çıkaramayan insandan vergi almayalım; işçiye, memura, köylüye, çiftçiye, vergi almak için değil, rahat geçinmesi için vergisiz bir hayat standardı uygulayalım; ekmek almaya çalışan zavallı insandan, KDV dahi olsa, ekmeğinden vergi almayalım. Ayrıca, tüm memurlar dahil... BAŞKAN – Sayın Aydın, süreniz bitti efendim; kusura bakmayın. NEZİR AYDIN (Devamla) – Teşekkür ediyorum ve Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar.) BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim; sağolun. Sayın milletvekilleri, böylece, 14 üncü turdaki bütçeler üzerinde gruplar adına yapılan konuşmalar bitmiştir. Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış, herhalde, bütçenin lehinde konuşacaktır. (RP sıralarından alkışlar) Sayın milletvekilleri, bu arada, soru alma işlemi de bitmiştir Sayın Elkatmış, bütçenin lehinde yapacağınız konuşmanın süresi 10 dakikadır efendim; buyurun. MEHMET ELKATMIŞ (Nevşehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maliye Bakanlığı ve gelir bütçesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi ve bizleri ekran başında dinleyen değerli vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. Bu bütçe üzerinde konuşmanın ne kadar güç olduğunu takdir edersiniz. Nitekim, Sayın Başbakan, Sayın Maliye Bakanı ve diğer sayın bakanlar da, bütçenin kendi bütçeleri olmadığını, ellerinde bulduklarını, bütçe kaynaklarının yetersiz olduğunu, özellikle yatırım ödeneklerinin çok az olduğunu beyan etmişlerdir. Onların dahi savunamadığı bu bütçenin, tarafımızdan savunulması elbette düşünülemez; ama, bütün bunlara rağmen, bu bütçenin olumlu tarafları da bulunmaktadır. Şöyle ki, bu bütçenin aslı 17 Ekim 1995 tarihinde Meclise sunulmuştur. Sunulan bütçede gider 2 katrilyon 780 trilyon lira olarak gösterilmişken, şimdi 3 katrilyon 511 trilyon liraya çıkarılmıştır. Yine, ilk sunulan bütçedeki birtakım gelir ve gider kalemleri değiştirilmiş olarak buraya getirilmiştir. Değerli arkadaşlar, bu neyi ifade eder; bütçe daha henüz kesinleşmeden; yani, sunulduğu günle görüşülmeye başlandığı gün arasında, neredeyse yüzde 40 civarında bir değişime uğramıştır. Bütçe, daha uygulanmadan, kısa bir süre içerisinde böyle bir değişime uğrarsa, elbette ki uygulanmaya başlanınca; yani, önümüzdeki sekiz aylık sürede yüzde 100'ün üzerinde bir değişikliğe daha uğrayacak demektir. Bütçedeki gelir ve gider rakamları değiştiği halde, ilk sunulan bütçedeki hedeflerin değişmediği görülmektedir; mesela, enflasyon hedefi, dolar kuru hedefi gibi. Bu nedenle de, bu bütçe gerçekçi bir bütçe olamaz. Zaten, bu bütçenin olumlu tarafı da, 53 üncü Hükümetçe -52 nci Çiller Hükümeti tarafından sunulan bu bütçenin kendi bütçeleri olmadığını söyleyerek- gelir ve gider rakamlarını değiştirmek suretiyle revize edilmesidir. İlk sunulan bütçedeki açık 410 trilyon lira olarak gösterildiği halde, şimdi bu açığın 861 trilyon lira olacağı belirtilmektedir. Bu durum dahi, bütçenin gerçekçi olmadığını göstermektedir ve durumu kurtarmak için, sadece rakamlar üzerinde oynanmak suretiyle, hayalî bir bütçe yapıldığını göstermektedir. Yine, bütçede, enflasyon hedefinin yüzde 65 olacağı belirtilmesine rağmen, henüz, üç aylık enflasyon yüzde 25'lere dayanmıştır; bu durum da, enflasyonun yüzde 100'lere varacağını göstermektedir. Yine, doların yıl sonu itibariyle 75 bin lira olacağı hesaplanmış ve bütçe bu rakamlar üzerine oturtulmuşken, şimdiden dolar 75 bin Türk Lirası seviyelerine çıkmıştır; dolayısıyla, hesaplar da altüst olmuştur. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 53 üncü Hükümetin bu bütçesi, yine de olumlu bir gelişmeyi göstermektedir. Biliyorsunuz, Çiller'in Başbakanlığındaki Hükümetler, çalışanlara sıfır zam öneriyordu; bu Hükümetse, bu bütçeyle, işçi ve memur ücretlerinde artış yapacaklarını, hatta, bu kesimleri enflasyona ezdirmeyeceklerini belirtmektedirler. Sayın Hükümetin bu beyanlarına inanmak istiyoruz, inşallah böyle olur. Ancak, işçi ve memur gerçekten çok zor durumdadır, üç aylık resmî enflasyon yüzde 25'lere varmıştır. Ücretlerdeki artış, temmuz ayında yapılacak ve artışlar temmuzdan itibaren geçerli olacaktır, temmuza kadar geçecek sürede enflasyon bu oranda artarsa, altı aylık enflasyon yüzde 50 olacak demektir. Peki, bu altı ayda memurun, işçinin, emeklinin zararı ne olacak; bu zararı kim telafi edecektir. Sayın Hükümetin bu konuda bir beyanı ve hazırlığı da yoktur. Kaldı ki, Hükümet, her ne kadar, işçi ve memuru enflasyona ezdirmeyeceğim demekteyse de, ilk önceleri ücretlerde yüzde 20'lik bir artış yapılacağı söylenmiş, gösterilen tepki üzerine de, artışın, yüzde 30 civarında olacağı söylenmeye başlanmıştır. Bütçe imkânlarına bakıldığında da, artışın, ancak bu civarlarda olacağı görülmektedir. Değerli arkadaşlar, kamu çalışanları gerçekten de zor durumdadırlar; daha doğrusu bütün çalışanlar, emekliler, çiftçiler, esnaf çok zor durumdadırlar. Bir de, ülkemizde 12 milyona yakın işsiz vardır. Bunların dertlerine çare bulmak, başta Hükümet olmak üzere, elbette ki, hepimizin görevidir. Değerli arkadaşlar, bütçenin olumlu bir tarafı da vaatler bütçesi olmasıdır; ama, vaatler, meseleleri çözmüyor. Daha önceleri de ne vaatler verilmişti; Sayın Çiller, herkese ev ve araba vaat etmişti; herkesin üniversiteye, hem de imtihansız, gireceğini vaat etmişti; 500 günde enflasyonu yüzde 10'ların altına indireceklerini vaat etmişti; mazotu 700 Türk Lirasına indireceklerini vaat etmişti; bunların hangisi yerine getirildi? Maalesef vaat ettiklerinin tam tersini yerine getirdiler. Sayın Maliye Bakanımız tarafından yapılan sunuş konuşmasında, verginin yaygınlaştırılacağı ve özellikle, kayıt dışı ekonominin de vergilendirileceği beyan edilmiştir. Elbette ki, milletin bütün fertlerinin kazançları oranında, makul ve adaletli bir vergi ödemeleri, vatandaşlık görevidir; ancak, maalesef, vergi yükü, yine de dargelirlinin üzerinde kalmaktadır. Rantiye sınıfı vergi vermezken, kamu çalışanları, dargelirliler, küçük esnaf ve asgarî ücret alanlar vergi ödemektedirler. Bugün, küçük esnaf, vergisini ödeyemediği, siftah dahi edemediği için işyerini kapatmakta veya yeni bir işyeri açamamaktadır. Götürü vergilerde birkısım indirim yapılması doğrudur; ancak, yeterli değildir; küçük esnafın sıkıntılarını çözmeye yetmemiştir. Yine, bütçede, on dolayındaki verginin kaldırılarak, tek bir vergi altında toplanması da olumlu bir adımdır; fakat, tabiî, bu düzenleme, vatandaşlarımıza yeni bir vergi ve yük getirilmeden yapılırsa olumludur. Bu arada, şu hususu da söylemeden geçemeyeceğim; nakliyeci esnafı, şoförler zor durumdadırlar. Bunlar üzerindeki vergi yükünün azaltılması ve durumlarının da düzeltilmesi gerekir. Eski bir kamyonu olan ile yeni ve büyük tonajlı bir kamyonu olan, aynı vergi dilimiyle vergilendirilmektedir. Köyden şehire ancak bir sefer yapabilen dolmuş esnafı ile büyük şehirlerdeki şehiriçi dolmuş esnafı aynı vergi dilimiyle vergilendirilmektedir. Bu, büyük bir adaletsizliktir, giderilmesi gerekir. Ayrıca, fatura bedeli çok düşük olan eski arabalardan dahi, tespit edilen sigorta bedeli üzerinden harç ve vergi alındığından, bu çeşit arabası olanlar, alım-satım yapamamaktadırlar, mağdur olmaktadırlar. Bu mağduriyetlerin de giderilmesi için, gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Sayın Hükümetin, dargelirlinin üzerindeki yükü hafifletmesini, peşin vergi ve hayat standardı esasına göre vergiyi kaldırmasını, asgarî ücreti vergi dışı bırakmasını, ilaç ve gıda maddeleri, kitap, dergi, gazete üzerindeki katma değer vergilerini kaldırmasını bekliyoruz. Repo ve rant gelirleri vergiden muaftırlar; verginin onlardan alınması gerektiğine inanıyoruz. BAŞKAN – Sayın Elkatmış, 2 dakikanız var efendim. MEHMET ELKATMIŞ (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yatırımlar için, bütçeden, 239 trilyon lira ödenek ayrılmıştır. Bütçe açığının, öngörülenin çok üzerinde olacağı görülmektedir. Bu nedenle, zaten, çok az olan bu paranın dahi, yatırıma verilmeyeceği endişesini taşımaktayım. Değerli arkadaşlar, ülkemizdeki en büyük sıkıntı, işsizliktir. Buna, mutlaka bir çözüm bulmalıyız. Onun içindir ki, yatırımlara daha fazla para ayırmak gerektiğine inanmaktayım. Çiftçimiz de çok zor durumdadır. Bu yıl çiftçimiz daha fazla mağdur olmuştur. Çiftçi, elindeki buğdayını 6-7 bin liraya satmıştır; şimdi, buğday, 18-20 bin liradır; patatesini, soğanını, fındığını, nohutunu, mercimeğini, fasulyesini satamamıştır, bunlar elinde kalmıştır. Halbuki, hayat pahalılığı ve üretim maliyeti artmıştır. Geçen yıl 15 bin lira olan mazot şimdiden 40 bin liraya çıkmıştır, geçen yıl 5-6 bin lira olan gübre, bu yıl, şimdiden 15-20 bin liradır, geçen yıl 30 bin lira olan patates tohumu, bu yıl 75 bin lira olmuştur. Bu nedenle, Sayın Hükümetten, çiftçilerimize destek olmasını bekliyoruz. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Maliye Bakanımız, işe başlar başlamaz, kendi partilerine mensup belediyelere para dağıtmışlardır. Özellikle, geçmiş hükümetlerin muhalefet belediyeleri üzerindeki aşırı partizan baskıları, gelirlerine el koymaları, adaletsiz tutumları neticesinde, gerçekten de belediyeler zor durumdaydılar; özellikle muhalefet belediyeleri ve de özellikle Refah Partili belediyeler. Bu durumdan ANAP da müşteki olmuş ve haksızlıklardan dert yanmıştır. Sayın Bakanın, kendi partisine mensup belediyelere yardım yapmasını takdirle karşılıyorum; ancak, bunun, adaletli yapılması gerektiğini, geçmişte hiç yardım almayan belediyelere adaletli bir şekilde yardım yapılmasını beklerdik ve halen de, bunu ümit ediyoruz. Sayın Bakan, lütfen adaletli davranın; bu paralar, sizin şahsî paranız değildir, milletin parasıdır. O nedenle, partizanlık yapmayın. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Elkatmış, süreniz bitti efendim. MEHMET ELKATMIŞ (Devamla) – Teşekkür ederim, saygılar sunarım. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim. Sayın Bakan, buyurun efendim. Süreniz 20 dakika. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Bakanlığımın 1996 yılı gider bütçesi ile gelir bütçesi üzerinde yapılan değerli konuşmalara değinmekle birlikte, Bakanlığımın bütçesi üzerinde genel bir bilgi arz etmek istemekteyim. Bu sebeple, sözlerime başlamadan önce, Meclisimizin siz değerli üyelerine, şahsım ve Bakanlığım adına saygılar sunuyorum. Sayın milletvekilleri, hepimizin de çok iyi billdiği üzere, Maliye Bakanlığının, çeşitli birimler arasında dağılmış bulunan Türk kamu maliyesi yönetimi içerisinde oldukça önemli bir yeri bulunmaktadır. Esas olarak, devletimizin harcama ve gelir politikalarını büyük ölçüde belirleyen, uygulayan ve uygulama sırasında ortaya çıkan sorunlara çözüm getiren; ayrıca, devlete ait malları yöneten ve devletin hukuk danışmanlığını yapan Bakanlığımız, bu önemli görevini, ülke geneline dağılmış olan yaygın bir merkez ve taşra teşkilatıyla yerine getirmeye gayret göstermektedir. Devletin temel fonksiyonları arasında yer alan bu görevleri, bakanlığımız, toplam 73 065 personel ile yürütmektedir. Mevcut personelimizin yaklaşık yüzde 91'i taşra teşkilatında görev yapmaktadır. Bilindiği gibi, Maliye Bakanlığımız, bir yatırım bakanlığı değildir; ancak, kamu kaynaklarının en etkin ve verimli bir şekilde dağılımını ve kullanımını sağlamak amacıyla ekonomi yönetiminin diğer birimleriyle birlikte çaba sarf eden, tedbirler alınan ve alınan bu tedbirleri izleyen bir hizmet bakanlığıdır. Görüşülmekte olan 1996 yılı Maliye Bakanlığı gider bütçesi toplamı 737 trilyon 514 milyar liradır. Bu miktarın sadece yüzde 4,3'ü gibi küçük bir bölümünü oluşturan 31 trilyon 571 milyar lirası, doğrudan Bakanlığımız faaliyetlerine ait bulunmaktadır. Bu tutarın da yaklaşık yüzde 80'i personel giderlerini karşılamaktadır. Bakanlığımın yatırım ödenekleri toplamı 1 trilyon 573 milyar liradır. Bunun yaklaşık 1,2 trilyon lirası, geçen yıllardan devreden hükümet konakları yapımı içindir. Bakanlığımız bütçesinde yer alan 705 trilyon 943 milyar liralık ödenek ise, başta, katma bütçeli idarelere yapılan Hazine yardımları olmak üzere, diğer bakanlık ve kuruluşları ilgilendiren transfer giderleridir. Bu çevçevede, katma bütçeli idarelere Hazine yardımı olarak toplam 228 trilyon 143 milyar liralık transfer yapılacaktır. Yükseköğrenim kurumlarına devlet katkısı olarak verilmek üzere ayrılan ödenek ise 60 trilyon 11 milyar liradır. Transfer giderleri içinde yer alan diğer önemli kalemlere; Emekli sandığına 79,2 trilyon, ihracatta KDV iadesi için 42,8 trilyon, Kredi ve Yurtlar Kurumuna 11,4 trilyon, Köy Hizmetleri işçilik giderleri için 7 trilyon, ihbar ve kıdem tazminatını karşılamak için 10 trilyon lira ödenek ayrılmış bulunmaktadır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, gelir hedeflerimiz 1996 yılına ilişkin makroekonomik göstergelerdeki gelişmelere paralel olarak revize edilmiştir. Bütçenin Yüce Meclise takdimi sırasında da ifade ettiğim gibi, 1996 yılı konsolide bütçe gelirleri, 2 katrilyon 650 trilyon lira olarak hedeflenmiş, bunun 2 katrilyon 73 trilyon lirası vergi gelirlerinden, 280 trilyon lirası vergi dışı normal gelirlerden, 287 trilyon lirası özel gelir ve fonlardan, 10 trilyon lirası da katma bütçe gelirlerinden oluşmaktadır. 2 katrilyon 73 trilyon liralık vergi gelirleri hedefi, gümrük birliği nedeniyle, koruma oranlarından yapılan indirimler dolayısıyla ortaya çıkacak gelir kayıpları da dikkate alınarak hesaplanmıştır. Bu miktara göre, 1995 yılında, sosyal güvenlik primleri hariç, yüzde 18,1 olarak gerçekleşen toplam vergi yükü 1 puan artarak, yüzde 19'lar seviyesine ulaşacaktır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bütçenin, en önemli gelir kalemini oluşturan vergi gelirleriyle ilgili tahminlerimizin, geçmiş yıllardaki uygulama sonuçları, bu yıl için öngördüğümüz ekonomik hedefler ve bu yılın ilk üç aylık dönemine ait gerçekleşme neticeleri dikkate alınarak, titizlikle ve gerçekçi bir yaklaşımla yapıldığını özellikle belirtmek istiyorum. Ayrıca, vergi kanunlarındaki maktu had ve tutarların, her yıl, yeniden değerleme oranında artırılmasının yarattığı gelir etkisi, yapılan analizler sonucu kurumların 1995 yılı cirolarında önemli artışların olması, Katma Değer Vergisinin on yıllık uygulama sonuçlarının gösterdiği artış trendi, gümrük birliğine girilmesi sonucu uygulamadan tamamen ve kısmen kalkan vergi ve fonların, vergi yükünde bir değişiklik yaratmadan Akaryakıt Tüketim Vergisine ilave edilmesiyle bu vergide meydana gelen artışlar, ithalattaki yüzde 15'lik reel artışın, ithalde alınan Katma Değer Vergisinde en az bu oranda reel artış sağlayacağı hususları da dikkate alınmış bulunmaktadır. Vergi denetimlerinde etkinliğin artırılması ve serbest muhasebeci malî müşavirlik müessesesinden yaygın bir şekilde yararlanılmasının planlanılması, ayrıca, mükelleflerimizin vergi ödemede göstereceği gayrete ve Bakanlık personelinin özverili çalışmalarına güvenimiz, bu hedeflere ulaşmamıza olan inancımızı pekiştirmektedir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vergi almada temel prensibimiz, vergi sistemini, adalet, tarafsızlık ve uygulanabilirlik ilkeleri çerçevesinde oluşturmak ve yönetmektir. Bu çerçevede, vergilemede, 1996 yılı içinde bazı yeni düzenlemeler yapmayı hedeflemekteyiz. Bu düzenmelelerle ilgili olarak, üzerinde önemle durduğumuz konuları, ana hatlarıyla Yüce Meclise arz etmek istemekteyim. Kentleşme sonucu ortaya çıkan konut ve işyeri ihtiyacı nedeniyle, büyük değerlere ulaşan, arsa ve arazilerin el değiştirmesi sırasında oluşan rantlar vergilendirilecek ve bu vergiler de mahallî idarelere bırakılacaktır. Giderek önemini ve verimliliğini yitirme tirendine giren Emlak Vergisinde, bir yandan, gayri menkullerin gerçek değerini kavrayacak şekilde rayiç bedel esası getirilirken, bir yandan da bu rayiç bedelin, her yıl, enflasyon oranında artırılması hedeflenmektedir. Bu düzenlemelerle birlikte, gayrimenkullerin alım satımında alınan yüzde 9,6 oranındaki tapu harçlarında da indirime gidilecektir. Böylece, mahallî idareler, sürekli ve verimli gelir kaynağına kavuşturulmuş olacak ve aynı zamanda da vergi adaletine uygun vergileme sağlanmış bulunacaktır. Sayın Başkan, değerlı milletvekilleri; üzerinde önemle durduğumuz bir konu da ekonomik faaliyetlerin -buradaki değerli konuşmacıların da ifade ettiği gibi- tümüyle kavranarak, kayıtdışı ekonominin vergilendirilmesidir. Bu amaçla, idarî düzenlemelere gidilecek, yasal düzenlemelere gidilecek ve yeni bazı tedbirler alınacaktır. Yasal düzenlemeler içerisinde, vergi kanunlarının yanı sıra, Türk Ticaret Kanunu ve Bankalar Kanunu başta olmak üzere, diğer bazı kanunlarda da değişiklik yapılacaktır. Bunun yanı sıra, vergi istihbarat kaynakları geliştirilip, bu bilgilerden vergi denetimlerinde azamî ölçüde yararlanılması sağlanacak, vergi dairesinde bilgisayar kullanımı yaygınlaştırılıp, vergi denetimlerinde bilgisayar desteğinden yararlanılarak, daha geniş mükellef kitlesinin denetimi yapılacaktır. Tek vergi hesap numarası uygulamasının kapsamı genişletilerek, mükellef sayısı artırılacaktır. Bu amaçla, yeminli malî müşavirlerden daha etkin yararlanılmasına yönelik tedbirlerin de bu tedbirlerle birlikte alınması hedeflenmektedir. Bu suretle, bir yandan vergisini gerçeğe uygun bir şekilde ödeyen mükellefler aleyhine ortaya çıkan rekabet eşitsizliği giderilecek; diğer yandan da vergi tabanı genişletilerek, vergi yükünün mükellefler arasında daha adil bir şekilde dağılımı sağlanacaktır. Bütün bunları gerçekleştirirken, günlük yaşantımızda da önemli bir yeri olan ve büyük bir nüfusa istihdam yaratarak, millî hâsılaya önemli katkı sağlayan küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabet gücünün vergi yoluyla zayıflatılmamasına özen gösterilecektir. Bu anlayış çerçevesinde, Hükümetimiz, sayıları 900 bini aşan bakkal, manav, lokantacı, kunduracı, berber, terzi, tamirci, taksici gibi esnaf ve sanatkârlarımızın 1996 yılında ödeyeceği vergilerde 10 milyon liraya yaklaşan indirimler yaparak bunların geçim imkânlarında belirli bir ferahlık yaratmayı da hedeflemiş bulunmaktadır. Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; vergi sistemimizin modern dünyanın gereklerine uyumu yönünde, bütçeyi izleyen günlerde atacağımız önemli adımlardan biri de, özel tüketim vergisi kanununun çıkarılması olacaktır. Türkiye'nin, Avrupa Birliğiyle gümrük birliği oluşturmasının bir sonucu olarak gündeme gelen bu vergi, otomobiller, akaryakıt ürünleri, tütün mamulleri ve alkollü içkiler üzerinden halen değişik adlar altında alınan, idare ve mükellefler açısından da karmaşıklığa ve verimsizliğe neden olan, on dolayındaki vergi, fon ve payın kaldırılması sonucunda, bunlar, tek bir vergi altında toplanmış olacaktır. Bu şekilde, vergi sistemimizde dolaylı vergiler yönünden, Katma Değer Vergisinden sonra önemli bir sadeleştirme ve basitliğe gidilmiş ve uygulama kolaylığı getirilmiş olacaktır. Özellikle, bu konuda, şu hususun altının çizilerek belirtilmesinde fayda görmekteyim. Özel tüketim vergisiyle yapılacak düzenlemeyle, bu vergi kapsamına giren mallar üzerindeki vergi yükünde önemli bir değişiklik yapılmayacak, dolayısıyla bu verginin yatırım ve üretime olumsuz bir yansımasının olması önlenilecektir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öngördüğümüz hedefler, ancak, etkin, verimli, teknolojinin sunduğu imkânları en iyi şekilde kullanan ve iyi örgütlenmiş bir vergi idaresiyle gerçekleştirilebilir. Gelir idaresini, planlayan, uygulayan ve yaptığını kontrol eden etkin bir yönetim yapısına kavuşturmak üzere, Bakanlığım bünyesinde başlatılan yeniden yapılanma projesine önem vermekteyiz. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın bu bölümünde, çok değerli konuşmacıların, bu kürsüden dile getirdikleri bazı hususlara açıklık getirmek istemekteyim. Özellikle, Anayasa Mahkemesinin, 1995 yılı bütçesinin bazı maddelerinin iptal edilmesiyle ilgili kararı, haklı olarak, burada, değerli konuşmacılar tarafından gündeme getirilmiştir. Bu iptal ve ret gerekçeleri, şu şekilde özetlenebilir: Birinci olarak, ana hatlarıyla "Bütçe kanununa, bütçeyle ilgili olmayan hükümler konulamaz. Bütçeyle ilgili hükümler, bütçeyi açıklayıcı, uygulanmasını kolaylaştırıcı nitelikteki düzenlemelerdir" denilmektedir. İkinci olarak "Ayrı bir yasanın konusu olan ya da olabilecek kurallar, bütçe yasasıyla düzenlenemez" denilmektedir. Üçüncü olarak belirtilen önemli bir gerekçe, önemli bir husus da şudur: "Herhangi bir yasada yer alan hükmün, bütçe yasasıyla değiştirilmesi veya kaldırılması mümkün değildir." Dolayısıyla, bu konuda, bu bütçe tasarısı içerisinde de, daha önceki yıllarda ortaya çıkmış olan bu sıkıntının veya benzer birkaç maddenin olduğu, konuşan değerli milletvekilleri tarafından ifade edilmiştir. Ancak, bilindiği gibi, bu bütçe tasarımız, 1995 yılında, bizden önceki değerli Hükümetimiz tarafından Yüce Meclise arz edilmiş bir bütçe tasarısıdır. Bu bütçe tasarısı, 53 üncü Hükümetin kurulmasındaki siyasî konjonktürü de göz önüne alarak, İçtüzüğün 78 inci maddesine göre yenilenmiş ve huzurlarınıza getirilmiştir. Tasarı, bir ayı aşkın süredir, gerek Plan ve Bütçe Komisyonumuzda gerekse Yüce Meclisimizde yapılan görüşmelerle -sonuna yaklaştığımız bu bütçe görüşmeleriyle- bu son şeklini almış bulunmaktadır. Buradan ifade etmek istediğmiz husus, bütçe tasarımızın, inşallah, Allah'ın izniyle, Yüce Meclisimizce kabulünden ve tasvibinden sonra, mayıs ayı içerisinde, en kısa sürede, Anayasa Mahkememizin bu iptal ve retleriyle ilgili gerekçeleri de göz önüne alınarak, yeni bir kanun tasarısıyla, bundan sonraki bütçelerin hazırlanmasında, bu şekilde hukukî sıkıntı doğuracak olan kısımların kaldırılması ve düzeltilmesi Bakanlığımız tarafından hedeflenmekte ve bu konudaki çalışmalar da son safhasına gelmiş bulunmaktadır. Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; ayrıca, burada, çok değerli konuşmacılar, gene, toplumumuzda çok değişik şekilde algılanan bir önemli konuyu da dile getirmiş bulunmaktadırlar. Bu konu, kamu kâğıtlarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi; ama, çoğunlukla anlaşıldığı ve ifade edildiği şekliyle de, bu kamu kâğıtlarından elde edilen gelirlerin hiçbir şekilde vergilendirilmediği yönünde de anlayışlar, burada ve kamuoyunun değişik kesimlerinde gündeme getirilmektedir. Bu konuda, müsaade ederseniz, şu andaki uygulama hakkında yanlış anlamaları önleme açısından ve kamuoyumuzu, Yüce Meclisimizi bilgilendirme açısından uygulamayı kısaca ve özetle arz etmek istemekteyim: Halen, kamu kâğıtlarından (devlet tahvili ve hazine bonosu) faiz geliri ve repo kazancı elde eden; 1- Kurumlar, yani, şirketler, bu gelirlerini yıllık Kurumlar Vergisi beyannamesiyle beyan edip, üzerinden, yüzde 25 Kurumlar Vergisi ödemektedirler. 2- Gerçek kişi mükellefler, bu gelir ticarî işletme bünyesinde elde ediliyorsa; yani, devlet tahvili, hazine bonosu, faiz geliri ve repo kazançları ticarî işletme bünyesinde elde ediliyorsa, yıllık Gelir Vergisi beyannamesine dahil edip, üzerinden, kazançlarının büyüklüğüne göre, yüzde 25 ileyüzde 55 arasında değişen oranlarda Gelir Vergisi ödemektedirler. 3- Gerçek kişilerin -Belki üzerinde tartışılan konu bu kısmıdır- gelirinin sadece faizden ve repo kazancından ibaret olması halinde, mevcut yasalar çerçevesinde, yıllık faiz gelirlerini ve repo kazançlarını beyan edip, üzerinden Gelir Vergisi ödeme yükümlülükleri yoktur. Üç kategori içerisinde özetlediğimiz bu gruplarda, iki grupta vergilendirme var, bir grupta ise vergilendirme yoktur. Ancak, burada, üzerinde, yine, dikkat çekilmesi gereken bir konu ve kamuoyumuzun aydınlatılması, Meclisimizin bilgilendirilmesi gereken konu; bugün için, yukarıda sayılan üç grup mükelleften en fazla devlet tahvil faizi ve repo kazançlarını elde edenler, birinci grupta yer alan Kurumlar Vergisi mükellefleridir; yani, şirketlerdir. Bu nedenle de halen kamu kâğıtlarından elde edilen faizlerin büyük bir kısmı vergilendirilmektedir; ancak, şunu burada ifade etmek istemekteyim ki, üzerinde konuşulmuş; ama, şu ana kadar herhangi bir karar verilmemiş olan, henüz karar aşamasına gelmemiş olan, bu tip gelirler nedeniyle, repo, devlet tahvili veya hazine bonosu gibi kamu kâğıtlarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesiyle ilgili verilmesi gereken 1997 yılındaki beyannamenin ertelenmesi konusu gündeme getirilmiştir. Bu konuyla ilgili şu anda verilmiş olan bir karar yoktur; ama, üzerinde çalışılan, görüşülen bir konudur. Bu karar, sadece tek başına alınılacak veya alınması düşünülen bir karar da değildir. Tahmin ediyorum, bununla ilgili Hükümetimizin karar aşamasına gelmiş olan bir düşüncesi olduğu zaman- zaten bir kanun konusudur- Yüce Meclisimizin huzuruna bu konu da ayrıca getirilecektir. BAŞKAN – Sayın Bakan, 1 dakikanız var efendim. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Maliyenin 'Nereden Buldun' şeklinde ifade edilen yasasını uygulamaya sokma konusunda çalışmalarınız var mıdır veya bu konuda çalışmalarınız olmalıdır" şeklinde, değerli milletvekillerimiz ve hatiplerimiz burada görüşlerini dile getirdiler. Vergi Usul Kanununda yapılan bir değişiklikle, 1 Ocak 1995 tarihinden itibaren, bu yıla ait olup, Mart 1996'da verilen Gelir Vergisi beyannameleri dikkate alınarak, bundan böyle, maliye müfettişleri, hesap uzmanları ve gelirler kontrolörlerince yapılan vergi incelemelerinde, mükelleflerin harcama ve tasarrufları da gelirlerinin belirlenmesinde done olarak kullanılabilecektir; ilk uygulaması bu yıldan başlamaktadır. Sayın Başkan, sayın üyeler; devletin malî idaresinin iyi çalışması, bugünün ve geleceğin ihtiyaçlarına cevap verebilmesi, bütün devlet teşkilatının çalışmalarını da olumlu yönde etkileyecektir. Bakanlığımız bütçesini, tasarrufa azamî özen göstererek, Hükümet Programımızdaki ilke ve hedeflere ve hizmet gereklerine göre titizlikle uygulayacağımızı; gelir bütçesinde de öngörülen hedeflere ulaşmak için gerekli her türlü gayreti göstereceğimizi belirtmek ister; bu vesileyle, cümlenize sevgi ve saygılarımızı sunmadan önce, biraz önce konuşmamın bir bölümünde de ifade etmeye çalıştığım gibi, bir ayı aşkın süredir gerek Plan ve Bütçe Komisyonumuzdaki değerli Sayın Başkan ve üyelerinin yaptığı gerçekten fevkalade düzeyli ve olumlu çalışmalar gerekse Yüce Meclisimizin bugüne kadar gece gündüz demeden, büyük bir özveri ve geçmiş yıllara göre çok büyük bir katılımla gerçekleştirmiş olduğu bu müzakereler neticesinde, ümit ediyoruz ki, kanunlaşacak olan bu yılki -1996 yılında uygulanacak olan- bütçe kanunu tasarımızın milletimize, memleketimize, devletimize hayırlara ve uğurlara vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyor; cümlenize, bu duygular içerisinde saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan. Bütçe üzerinde, son konuşma... MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Devamla) – Usule aykırı değilse, bir küçük konu vardı, onu da ifade etmeme müsaade eder misiniz? BAŞKAN – Peki efendim. 1 dakika süre veriyorum Sayın Bakan. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Devamla) – Bir değerli hatibimiz, 1995 yılında Refah Partili belediyelere yardım verilmediğini ifade ettiler. Bundan önceki dönemler ayrı bir dönemdir. Biz, bu yıl içerisindeki uygulamalarımızda, bu konuda yapılacak olan Maliye Bakanlığı bütçesiyle ilgili tasarruflarda, ifade ettikleri şekilde bir uygulamaya özen göstermek istemekteyiz. Nitekim, şu anda, 1996 yılında Refah Partimizin 104 adet belediyesine de yardım çıkarılmış bulunmaktadır. Bunu da ayrıca arz etmek istemekteyim. KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Sayın Bakan, ne kadar? BAŞKAN – Efendim, onu soru olarak sorabilirsiniz. Teşekkür ederim Sayın Bakan. Bütçe üzerinde son konuşmayı yapmak üzere, Bingöl Milletvekili Sayın Kâzım Ataoğlu; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Sayın Ataoğlu bütçenin aleyhinde konuşacaklardır. Süreniz 10 dakikadır; biliyorsunuz, süreyi uzatmıyoruz. KÂZIM ATAOĞLU (Bingöl) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maliye Bakanlığı ve gelir bütçesiyle ilgili şahsî görüşlerimi sunmadan önce, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Bilindiği gibi, Maliye Bakanlığı, devletin gelir ve gider politikalarını önemli derecede belirleyen, uygulayan, yönlendiren bir hizmet bakanlığıdır. Bu açıdan bakıldığında, gelir ve gider dengesinin sağlıklı korunamadığı bir bütçeyle, ülke ekonomisini düzlüğe çıkarmak mümkün değildir. Bugün, Türkiye'de vergi denetimi yürekler acısı bir durumdadır. Denetim birimleri arasında bir koordinasyon yoktur. Kayıtdışı ekonominin boyutları artık önlenemez bir yükselişe girmiştir. Maliye Bakanlığı, rüşvet ve yolsuzluklar konusunda, bugün, artık mücadele edemez bir konuma düşmüştür. Sonuçta, bugün geldiğimiz nokta, işsizlik yüzde 20'lere çıkmış, iç ve dışborçlar ve enflasyon kontrol edilemez bir hal almıştır. Şu anda, Türkiye'nin çok ciddî bir ekonomik darboğazda olduğunu hepimiz biliyoruz; ancak, buna rağmen, Hükümet, bütçe dengelerini sağlamak için, sağlıklı kaynaklar bulmak yerine, kolaycı bir anlayışla, maalesef, borçlanma yolunu tercih etmiştir. Bu politikaların sonucu olarak, görünen o ki, maalesef, bu yıl da halkımız yine kemer sıkmaya devam edecek, ağır zam, yüksek enflasyon ve faiz yüklü politikalar altında ezilecektir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün ülkemizde uygulanmakta olan harcama ve gelir politikaları, maalesef, gerçek rayına oturmamıştır. Bu bütçenin rakamlarına bakıp aldanmamak gerekir. Bu, bütünü itibariyle, büyük bir bütçe değildir, bir hizmet bütçesi değildir, bir yatırım bütçesi de değildir; faiz giderleri ve bütçe açıkları göz önüne alındığı takdirde, bu bütçenin sadece bir cari harcamalar bütçesi olduğu görülecektir. Öncelikle, bu bütçe içerisinde Hükümetten ve Maliye Bakanlığından beklediğimiz en önemli şey, lüzumsuz harcamalardan uzak durarak tasarrufa riayet etme konusunda dikkatli, tutarlı, kararlı hareket etmesidir. Şu kıt kaynaklar içerisinde bir kuruşumuzun dahi heba edilmesine göz yumulmamalıdır. Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu bütçede öngörülen gelirler politikası da yeterli değildir; aynı zamanda, adil de değildir. Gelişmiş bütün ülkelerde, ilke olarak, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alma tarzında politikalar oluşturulduğu halde, maalesef, Türkiye'de, yıllardır, bu mekanizmalar tersine çalışmaktadır. Misal olarak, 1996 bütçesinde, personel harcamalarından daha büyük bir rakam tutan faiz ödemeleri, tamamen vergi dışı bırakılmıştır; ancak, bunun yanında, asgarî ücretten vergi alıyoruz. Yani, bütün gelişmiş ülkelerin yaptıklarının tam tersine bir vergi politikası... Şimdi, bu noktada şunu sormak istiyorum: Acaba, bu uygulamanız, yalnız bu anlayışınız, her fırsatta, katılma kararlılığı içerisinde olmayı hedeflediğiniz Avrupa Birliği normlarına ne kadar uygun düşmektedir? Siz, bir taraftan, Avrupa Birliğine girmek isteyeceksiniz, diğer taraftan, uyguladığınız ücret ve vergi politikaları, bu hedefinizin tam tersine olacak; bunu anlamak mümkün değildir... Bakın, bu noktada, bu konuyla alakalı olarak, Refah Partisi olarak, Sayın Genel Başkanımızın imzasıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine vermiş olduğumuz iki kanun teklifimiz var. Birisi, faiz giderlerinin masrafa yazılmaması; bir diğeri de, asgarî ücretten vergi alınmaması. Bu tekliflerimiz kanunlaştığı takdirde, hem yukarıda belirtmeye çalıştığım bu çarpıklık giderilmiş olacak hem de vergi almada esas ilke olan, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alma istikametinde çok önemli bir adım atılmış olacaktır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gelir politikalarının sağlam kaynaklara dayanmaması sonucu görülen o ki, bütçe açığı hedeflenenden daha fazla olacak ve bu sene de, maalesef, muayyen ve dargelirli vatandaşlarımız vergi ve zam yükü altında ezilecektir. Yıllardır enflasyon hedeflerinin bir türlü tutturulamadığı ülkemizde, 1996 yılı için öngörülen yüzde 65'lik hedefin de tutturulamayacağı ortadadır; ancak, buna mukabil, temmuz ayından geçerli olmak üzere memurlarımıza, verilecek olan zam, daha şimdiden yok olup gitmiştir. Yıllardır, memurlarımıza enflasyonun üzerinde ücret vaat edilmiş; ancak, bu vaat hiçbir zaman, maalesef, yerine getirilememiştir. Hatta, 1992 yılından bu yana, enflasyon ve maaş farklarını hesapladığımız zaman, memurlarımızın aleyhine yüzde 100'lük bir kayıp söz konusudur. Geçen kasım ayında, bundan önceki hükümetin verdiği yüzde 45'lik zam, zaten, önceki yılların kayıplarını bile karşılayamamaktadır. O bakımdan, memurlarımıza, Ocak 1996'dan geçerli olmak üzere, 1996 yılı enflasyon hedefi oranında -bunu yüzde 65 olarak belirlemiş bulunmaktasınız- yüzde 65 ise yüzde 65, yüzde 70 veya yüzde 80 olacaksa, o kadar zam verilmesi gerekir kanaatindeyiz ki hiç olmazsa, 1996 yılı için, memurlarımız biraz rahat nefes almış olsunlar. Bu noktada, hemen, bir şey ilave etmek istiyorum: Demin söylediğim iki kanun teklifinden başka, yine, Sayın Genel Başkanımızın imzasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğumuz, ücretlerde eşelmobil sistemine geçilmesiyle ilgili teklifimizin kabul edilmesi halinde, enflasyon oranında ücret verilmesi, böylece, yasal bir mahiyet kazanacak ve artık, hayat pahalılığı ile ücretler arasında bir denge kurulmuş olacaktır. BAŞKAN – Sayın Ataoğlu, 1,5 dakikanız var efendim... KÂZIM ATAOĞLU (Devamla) – Teşekkür ederim. Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bir iki noktaya daha değindikten sonra, konuşmamı bitireceğim. Birincisi, geçen iktidar döneminde, fon kaynaklarının iyi kullanılmadığı, çarçur edildiği ve birtakım siyasî mülahazalarla, bu kaynakların başka taraflara kaydırıldığı hepimizin malumudur. Mesela, geçen dönem, Acil Destek Fonundan, maalesef, hiç de acil olmayan alanlara, sadece siyasî mülahazalarla, çok yüklü kaynaklar aktarıldı. O bakımdan, fonların ciddî bir denetim altına sokulması gerekir. İkinci bir husus -demin arkaşlarımız da belirttiler; ama, ben de belirtmeden geçemeyeceğim- geçen dönem, Maliye Bakanlığının partilere yaptığı yardımlar, maalesef, parti kimliği gözetilerek yapılmıştır. Geçen yıllarda, Maliye Bakanlığı, Refah Partisine karşı fevkalade cimri davranmıştır. Aslında, buradaki, bu mülahazalar, halkı cezalandırmaktır; bunun bir başka adı da budur. Demin, Sayın Bakanımız ifade ettiler, memnuniyet duyduk; bunun taahhuk ettirilmesini canı gönülden arzu ediyoruz. Yeni Bakanımızdan, Refah Partili belediyelere karşı, geçen dönemdeki uygulamalarda olduğu gibi, cimri davranmamasını istirham ediyoruz; kendileri de burada beyan ettiler, teşekkür ediyoruz. FETHULLAH ERBAŞ (Van) – İnanma... İnanma... KÂZIM ATAOĞLU (Devamla) – Ayrıca, yukarıda bahsetmiştim, temel meselelerde, Sayın Bakanlığın... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Ataoğlu, konuşma süreniz bitti; hiç kimsenin süresini uzatmadım; kusura bakmayınız. KÂZIM ATAOĞLU (Devamla) – Evet... Zaten bitiriyordum. Herkesi saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim; sağ olun efendim. Sayın milletvekilleri, 14 üncü turdaki bütçeler üzerindeki konuşmalar bitmiştir. Şimdi, sıra, sorular faslına geldi. Biliyorsunuz, sorular faslı 20 dakikadır. Sayın Osman Hazer burada mı? Burada. Sorusunu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Lutfullah Kayalar tarafından cevaplandırılmasını arz ederim. Osman Hazer Afyon1 – Afyon İline, 1991-1995 yılları arasında, devlet bütçesinden yatırım olarak her yıl ne kadar aktarılmıştır? 2 – Afyon İli, 1991-1995 yılları arasında, devlet bütçesinden illere yapılan yatırımda iller arasında kaçıncı sıradadır? 3 – Devam etmekte olan defterdarlık hizmet binası inşaatı ne zaman bitirilecektir? 4 – İlçelerde hizmet binası olmayan mal müdürlükleri binaları ne zaman yapılacaktır? 5 – Defterdarlık ve mal müdürlüklerinde, daha güzel hizmet verilebilmesi için, personel yetersizliği ne zaman giderilecektir? BAŞKAN – Sayın Bakan, yazılı cevap da verebilirsiniz. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat)– Sorular, araştırma ve incelemeye dayandığı için, yazılı olarak cevap vermeyi uygun bulmaktayım Sayın Başkan. BAŞKAN – Sayın Bakan yazılı cevap verecektir. Sayın Abdullah Örnek?.. Buradalar. Soruyu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun, Maliye Bakanı tarafından cevaplandırılmasını arz ederim. Abdullah Örnek Yozgat 1 – Yozgat'ta hangi belediyelere ne kadar yardım yapılmıştır? 2 – Bu yardımlar hangi kriterlere göre verilmiştir, siyasî bir tercih var mıdır? BAŞKAN – Sayın Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Şu anda yanımızda yoktur, yazılı olarak cevap vereceğim Sayın Başkan. BAŞKAN – Sayın Bakan yazılı cevap verecektir. Sayın Mustafa Kemal Ateş?.. Buradalar. Soruyu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun, ilgili bakan tarafından cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygıyla arz ederim. Mustafa Kemal Ateş Kilis 1 – Bugün en ucuz bir bölgede ev kiraları 5 milyon, büyükşehirlerde 25- 35 milyon lira olan bir ortamda, devlet, memur ve çalışanlarına - yüksek tahsilli olmasına rağmen- 15-18 milyon lira maaş veriyor. Bu maaşla, personelin, rahat, psikolojik ve moralite tam verimli çalışıp, üretken olduklarına inanıyor musunuz? İnanmıyorsanız, en kısa zamanda çözüm düşünüyor musunuz? BAŞKAN – Efendim, bu, soru niteliğinde değil. Memurlara maaş verilip verilmemesi konusu, Maliye Bakanının elinde olan bir konu değildir. Bu, Devlet Personel Kanununda yapılan bir düzenlemedir. Bu da, Meclisin işidir. Onun için bunu soru olarak kabul etmiyorum. (DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Sayın Tevhit Karakaya?.. Buradalar. Soruyu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun, Maliye Bakanı tarafından cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygıyla arz ederim. Tevhit Karakaya Erzincan 1 – Ticaret erbabını mağdur eden peşin vergiyi kaldıracak mısınız? 2 – Asgari ücretten vergi almama konusunu çıkaracak mısınız; bilhassa kuyumcu, sarraf ve dövizci esnafını mağdur eden, yıllardır her hükümet değişikliğinde bakanların söz verdiği, altın ve dövizin fatura girişleriyle, emtianın TL üzerinden değerlendirilmesinden çıkan haksız verginin telafisini, yani makul hale getirilmesini düşünüyor musunuz? 3 – Gelir Vergisini vergilendirme usulünü daha hakkaniyetli ve adil bir şekle getirme hususunda yeni çalışmalarınız var mı? 4 – Gelir Vergisi değerlendirilmesinde, hayat standardı oranının yeniden değerlendirilmesini düşünüyor musunuz; kredi, rant, faiz gelirlerinin masrafa yazılmaması hususunda çalışmalarınız var mı? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Genel olarak çalışmalarımız vardır; yazılı olarak cevap vereceğim. BAŞKAN – Teşekkür ederim. Kırıkkale Milletvekili Sayın Mikail Korkmaz ?.. Burada. Buyurun, okuyun: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki soruların ilgili Bakan tarafından cevaplandırılmasını arz ederim. Mikail Korkmaz Kırıkkale 1 – Öğretmenlerin malî durumlarını tanzim edecek yeni düzenlemeler yapılacak mı? 2 – Emekliler, dul ve yetimler, şehit düşen erlerimizin yakınlarına daha fazla imkân düşünüyor musunuz; ilk , orta, lise mezunu memurların durumlarını iyileştirmeyi düşünüyor musunuz? BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkan, biraz önce sizin de ifade ettiğiniz gibi, hükümet seviyesinde alınacak olan kararlara bağlı olan bir sorudur; dolayısıyla Hükümetimizin önünde yapacağı çalışmalar içerisinde, bu soru doğrultusunda, halkımızı ve çalışanlarımızı memnun edecek neticeler alacağımızı ümit ediyorum. BAŞKAN – Soru cevaplandırılmıştır. Muş Milletvekili Sabahattin Yıldız?..Burada. Buyurun okuyun: Türkiye Büyük Millet meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun, Maliye Bakanı Sayın Lütfullah Kayalar tarafından cevaplandırılmasını arz ederim. Sabahattin Yıldız Muş Olağanüstü Hal Bölgesinde çalışan birkısım kamu çalışanlarına ödenen tazminat kesilmiştir. Olağanüstü Hal Bölgesinde görev yapan işçi, memur ve sözleşmeli personelin tümüne, olağanüstü hal tazminatının ödenmesi için her hangi bir düzenleme yapacak mısınız? BAŞKAN – Sayın Bakanım, özellikle bu konuda, bize de çok yoğun talep var. Köy hizmetlerinde, PTT'de, telefon tamir işlerinde çalışan, özellikle dağa gidip de orada terörle her zaman için karşı karşıya bulunan kişilerin tazminatı bir genelgeyle kesilmiş. Bunlar, "asıl, tehlikeyle biz karşı karşıyayız; bizim tazminatımız niye kesildi?" diyorlar. Bu konuyu da bir değerlendirmeniz bakımından, ikaz ediyorum efendim. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Bu talebi değerlendirip, yazılı olarak cevap vereceğiz. BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan. Sayın Ersönmez Yarbay, buradalar mı?.. Yok. Sayın Sıtkı Cengil?.. Burada. Soruyu okuturuyorum: 5 Nisan kararlarından sonra, ödeme güçlüğü içerisine düşmüş bulunan küçük esnafımızın, vergi borçlarının gecikme faizlerini kaldırarak, aslını, taksite bağlamak gibi herhangi bir çalışmanız olacak mı? Hayat standardını, peşin vergiyi kaldırmak ve asgarî ücreti vergi dışı bırakmak için, 1996 yılı içerisinde herhangi bir çalışmanız olacak mı? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yazılı olarak cevap vereceğiz. BAŞKAN – Sayın Bakan, yazılı olarak cevap verecekler. Sayın Musa Uzunkaya?.. Burada. Soruyu okutuyorum: Aylardır maaşlarına zam alamayan tüm memurlara, şu ana kadar gelen zam ve pahalılığı asgarîye indirecek acil bir maaş zammı düşünüyor musunuz? Asgarî ücreti, insanca yaşayabilecek reel bir düzeye çıkarıp, vergi dışı tutmayı düşünüyor musunuz? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yazılı olarak cevap vereceğim. BAŞKAN – Yazılı olarak cevap vereceksiniz, peki. Sayın Mehmet Emin Aydınbaş?.. Burada. Soruyu okutuyorum: 6.11.1995 tarih ve 95/7492 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, maaş ve ücretlerde yapılan iyileştirmeler dolayısıyla, 15 Nisan 1995–15 Ekim 1995 tarihleri arasında T.C Emekli Sandığından emekli olan kamu görevlilerinin uğramış bulunduğu izafi mağduriyetin giderilmesini düşünüyor musunuz? Eğer düşünüyorsanız, bunu, Bakanlar Kurulu kararnamesiyle mi, yoksa, başka bir prosedürle mi gerçekleştirmeyi düşünüyorsunuz? Eğer düşünmüyorsanız, 30 Ekim 1995 tarihine kadar dönemin başbakanı tarafından, kesin olarak ifade edilen beyanların hilafına, yukarıda belirtilen Bakanlar Kurulu kararnamesiyle, ilgililerin ani bir sürprizle karşı karşıya bırakılmasını "devletin güvenilirliği" ilkesiyle bağdaşır buluyor musunuz? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Konuyu araştırıp, yazılı olarak cevaplandıracağız. BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, aslında, sorulan soruların büyük bir kısmı soru niteliğine sahip değil. Sayın arkadaşlarımızın devlet yapımızı bilmeleri lazım; yani, bir Maliye Bakanına sorulacak sorular başkadır, Meclisin yetkisinde olan birtakım yetkilerin, Maliye Bakanında olduğu izlenimini yaratan sorular sorulmaktadır; bu arkadaşlarımın, bir daha, bu hususa dikkat etmelerini rica ediyorum. Sayın Muhammet Polat, buradalar mı efendim? Buradalar. 1 - Faiz giderlerinin masrafa yazılmaması hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? 2 - Peşin vergiyi kaldırmayı düşünüyor musunuz? 3 - Asgarî ücretten vergi almamayı düşünüyor musunuz? 4 - Asgarî geçim indirimini yeniden gözden geçirmeyi düşünüyor musunuz? BAŞKAN – Sayın Bakana, aynı sorular daha önce de soruldu; yazılı olarak cevap vereceklerini söylediler. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yazılı olarak cevap vereceğim. BAŞKAN – Sayın Sıddık Altay?.. Buradalar. Sorusunu okutuyorum: 1 - Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin esnafı mağdur durumdadır. Bu mağduriyetinin önlenmesi için, yıllık cirosu 5 milyar TL'ye kadar olanlardan vergi alınmaması için bir planınız var mı? 2 - Memurların emeklilik ikramiyelerinin artırılması için yeni bir çalışmanız var mı; varsa, ne zaman uygulamayı düşünüyorsunuz? 3 - 1979 yılında olduğu gibi, bütün memurlara bir derece verilmesi düşünülüyor mu? 4 - 3 ve daha aşağı derecelerde emekli olan memurlar ekonomik yönden çok zor durumdadırlar. Bu emekli memurların durumlarının iyileştirilmesi düşünülüyor mu? BAŞKAN – Bunların hepsi kanun mevzuu olan sorular. Bunların sorulmaması lazım. Efendim, kanun olmadan, Sayın Maliye Bakanın, burada, memur maaşını artırması, herhangi bir geliri vergi dışı bırakması mümkün değilki... Bu, kanuna bağlı bir şey. (RP sıralarından "Sayın Bakan hazırlık yapsın" sesleri) Efendim, milletvekili olarak zatı âlileriniz kanunları hazırlasın getirsin, Sayın Bakan da katılsın. Sayın Hüseyin Olgun Akın?.. Burada. Sorusunu okutuyorum: 1 - Kamu malî yönetim projesiyle ilgili olarak bugüne kadar yapılan çalışmalar nelerdir? 2 - Bugüne kadar, ne kadar ön danışmanlık ücreti ödenmiştir? 3 - İmar ve Kalkınma Bankasıyla yapılan kredi anlaşması gereği, danışmanlık ücreti kimlere ve ne kadar ödenecektir? 4 - Bu danışmanlıklar yerli uzmanlara mı veyahut yabancı uzmanlara mı yaptırılacaktır? 5 - Memleketimizde büyük bir denetim açığı varken, vergide yüzde yüz oranında merkezî ve yerel düzeyde denetim yapan eleman alınacak mıdır? 6 - Maliye müfettişleri, hesap uzmanları, gelirler, muhasebat, millî emlak kontrolörleriyle, Hazine avukatlarının toplam kadrosu kaçtır, bunların, fiili doluluk oranı nedir? 7 - Maliye Bakanlığının lojmanları konusundaki politikanız nedir? 8 - Doğu bölgelerimizin ihtiyacı için sınavla alınan avukatların, çok kısa bir zaman sonra, ihtiyaç olmadığı halde, bir kısmı, neden batı bölgelerimize kaydırılmıştır? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkan, yazılı cevap vereceğim. BAŞKAN – Sayın Şaban Selvi?.. Burada. Soruyu okutuyorum: Asgarî ücretin vergidışı tutulmasını düşünüyor musunuz? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkan, yazılı olarak cevap vereceğim. BAŞKAN – Bu konu, kanun konusu. Ben, bunu, sorulmamış kabul ediyorum; çünkü, verginin istisna ve muafiyet hadlerini kanun belirler. SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Sayın Başkan, müsaade buyurursanız, Sayın Bakan cevaplasın. BAŞKAN – Efendim, Başkanlık olarak bana soru soruluyor; ben, ancak uygun gördüğümü Bakana intikal ettiriyorum. Bakanın, kendi kendine vergilendirme yetkisini kısması, artırması mümkün değil; yasayla oluyor bu. Sayın Sabri Tekin?.. Burada. Soruyu okutuyorum: Memurlarımızın 1996 Temmuz ayı maaşları hakkında nasıl bir düzenleme düşünüyorsunuz? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkan, yazılı olarak cevap vereceğim. BAŞKAN – Sayın Ayhan Gürel?.. Burada. Soruyu okutuyorum: Plan ve Bütçe Komisyonu, Partimin -Demokratik Sol Partisinin- Komisyon üyelerinin karşı çıkmasına karşı, Komisyon, İktidar partisinin Komisyon üyelerinin oylarıyla almış olduğu kararla, temmuz ayına kadar, devlet memurlarına, emeklilere, dul ve yetimlere sıfır zam verilmesini kararlaştırmıştır. Hükümetin, güvenoyu almasından sonra, tüm tüketim ürünlerine, hizmetlerine anormal zamlar yapılmıştır. Sıfır zamma mahkûm edilenler, geçimlerini nasıl sağlayacaklardır? Vatandaşlarımızın durumunu düzeltecek ne gibi önlemler alacaksınız? Teşekkür eder, saygılar sunarım. BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Efendim, "sıfır zam" tabirine katılmıyoruz; çünkü, bizden önceki Hükümet, 15 Kasım 1995'te memurlarımızın almış oldukları maaşlarla ilgili yaptığı ayarlamaların, 1.1.1996 tarihinden itibaren geçerli olacağını, esasen 1.1.1996 tarihinden geçerli olmak üzere düşündüklerini, bu aldıkları kararların gerekçelerinde de ifade etmişlerdir. Ama, Hükümetimizin, gerçekten çok önem verdiği, Türkiye bütçesinin en önemli kalemlerinden birisini oluşturan personel harcamalarıyla ilgili ciddî çalışmaları vardır. Bu konu, yasalarımıza göre, Bakanlar Kurulu kararıyla düzenlenmesi gereken bir konudur. Bu çalışmalar karar aşamasına geldiği zaman, Meclisimize ve kamuoyumuza arz edilecektir. BAŞKAN – Soru cevaplandırılmıştır. Sayın Ali Rahmi Beyreli?.. Burada. Soruları okutuyorum: TBMM Başkanlığına Türkiye'de otomobil satışlarından alınan vergiler, Avrupa ortalamasının 2,5 katıdır. Bu yüksek vergiler, ülkemizde var olan otomobil talebini baskı altında tutmakta, fabrikaların var olan kurulu kapasitelerini kullanıp, üretimi artırıp, yaklaşık 100 bin kişiye yeni iş olanağı yaratılmasını engellemektedir. Bu hatalı vergi sistemini ne zaman değiştirmeyi planlıyorsunuz? Bu uygulamanın arkasında, talebi kontrol altında tutma veya başka bir ekonomi politikası var mıdır; varsa nedir? BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Bu, Bakanlığımızın ve Hükümetimizin yapmayı düşündüğü vergi sistemi içerisindeki sadeleştirmelerde ve yeniliklerde ele alınması gereken bir konudur. Bu şekilde değerlendirilecektir. BAŞKAN – Soru cevaplandırılmıştır. Sayın Zeki Çakıroğlu?.. Burada. Soruları okutuyorum: TBMM Başkanlığına Muğla İli, ilçeleriyle birlikte, hem turizm hem de kültür dokusuyla yoğun bir ildir. Muğla İlinde 102 ören yeri, 19 düzenlenmiş ören yeri, 138 arkeolojik SİT, 40 doğal SİT, 5 müze, 336 tescilli sivil mimarlık örneği ev, yaklaşık 35 bin kilometrekare ören yeri alanı bulunmaktadır. BAŞKAN – Sayın Çakıroğlu, bu soru Kültür Bakanına sorulmuş olmasın... ZEKİ ÇAKIROĞLU (Muğla) – Hayır efendim. Bu soru, Sayın Maliye Bakanına sorulmuştur. Soru açıktır. Olayın içeriği de şudur: Muğla'da, Kültür Bakanlığının, Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu kurulmasına ilişkin kararı vardır ve 15 kişilik bir kadro tahsis edilmiştir; vize beklenmektedir Maliye Bakanlığından. BAŞKAN – Vergi muafiyetleri bakımından mı... ZEKİ ÇAKIROĞLU (Muğla) – Hayır, bu kadroların çalışabilmesi için Maliye Bakanlığından vize beklenmektedir. BAŞKAN – Peki efendim, soruya devam ediyoruz. Buyurun okuyun: Bu özellikleri göz önüne alarak, Kültür Bakanlığı tarafından, Sayın Durmuş Fikri Sağlar'ın Bakanlığı döneminde, Muğla İli Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu kurulmasına ilişkin kararı alınmıştır. Maliye Bakanlığı tarafından, kurulun kadro vizesi verilmediğinden, kurul, fiilen gerçekleştirilememiştir. Sayın Bakan, Muğla İlinin çok önemli sorununun çözümlenmesinde tutumunuz ne olacaktır? Kadro vizesi verilecek midir? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yazılı olarak cevap vereceğiz efendim. BAŞKAN – Sayın Nurettin Kaldırımcı?.. Burada. Soruları okutuyorum: 1. Arazide görev yapmakta olan personele ödenmekte olan "seyyar görev tazminatı" bazen 10-12 ay kadar geç ödenmekte, bazen de düyuna kalmaktadır. Tazminatların maaşlarla birlikte ödenmesi hususunda herhangi bir çabanız olacak mıdır? 2. Türkiye'de kamu yönetiminin etkinliğini artırmak, israfı ve gizli işsizliği önlemek için, bütün kamu kuruluşlarında çalışacak personelin vasıf ve sayısını yeniden belirlemek amaçlı, norm kadro tespiti çalışması yaptırmayı düşünüyor musunuz? Ayrıca, bütün teşkilatınız bünyesinde, iş ahlakının kurumsallaştırılması amacıyla sistematik bir hizmet içi eğitim programı hakkında görüşünüz nedir? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yazılı olarak cevap vereceğiz. BAŞKAN – Sayın Yakup Hatipoğlu?.. Burada. Soruyu okutuyorum: Dicle Üniversitesinde 8 adet yatırım projeleri vardır. 1994 yılı içerisinde projelerin ihaleleri yapılmış; ancak, bu projeler için 1995 yılında verilmiş ödenekler çok yetersiz olmuş, Üniversite tarafından ek ödenek talebi yapılmış, finansman yetersizliğinden dolayı fakültelerin bina inşaatları Dicle Üniversitesi spor salonu inşaatı, yöreye üst düzeyde sağlık hizmeti verecek olan kardiyoloji merkezi ve radyoterapi merkezi inşaatları ile onkoloji hastanesi kampüs altyapısı ve büyük onarım işlerini kapsamaktadır. Çok mübrem ihtiyaç olan bu finansmanlara, 1996 malî yılı bütçesinden ne kadar ödenek ayrılmış ve bu ihtiyaçlar, Hükümet tarafından karşılanacak mı? BAŞKAN – Sayın Bakan?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yazılı olarak cevap vereceğiz. BAŞKAN – Yazılı olarak cevap verilecektir. Sayın milletvekilleri, bu bütçe üzerindeki sorular bitmiş bulunmaktadır. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkan, bildiğimiz kadarıyla, bize ulaştığı kadarıyla, epeyce önerge bulunmakta. Bu önergelerin incelenmesi ve değerlendirilmesi açısından uygun bulursanız bir ara verelim. BAŞKAN – Efendim, Maliye Bakanlığının bütçesinin bölümlerini kabul edelim, ondan sonra. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Peki efendim. BAŞKAN – Onu, zaten, Maliye Bakanlığı bütçesinin bölümlerini kabul edip, normal tasarıdaki maddelere geçince, gelir bütçesine geçince, o zaman konuşacağız efendim. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Hay hay efendim. BAŞKAN – Şimdi, Maliye Bakanlığının bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Bölümleri okutuyorum : C) MALİYE BAKANLIĞI 1. – Maliye Bakanlığı 1996 Malî Yılı Bütçesi A – CETVELİ Program Kodu Açıklama Lira 101 Genel Yönetim ve Destek Hizmetleri 7 071 985 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 111 Devlet Bütçesinin Düzenlenmesi, Uygulanması ve Denetimi 780 156 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Program Kodu Açıklama Lira 112 Devlet Gelirlerine İlişkin Hizmetler 14 958 435 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 113 Devlet Muhasebe Hizmetleri 4 290 980 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 114 Devlet Mallarına İlişkin Hizmetler 2 936 410 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 116 Devlet Hukuk Danışmanlığı ve Muhakemat Hizmetleri 770 400 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 119 Devlet Taşınır Mallarının Tasfiye Hizmetleri 47 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 910 Kurumlara Katılma Payları ve Sermaye Teşkilleri 25 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 920 İktisadî Transferler ve Yardımları 12 075 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 930 Malî Transferler 555 540 262 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 940 Sosyal Transferler 88 272 000 000 000 BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, burada, iki tane önerge var; okutuyorum efendim: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Genel Bütçesi kapsamında, Maliye Bakanlığı Bütçesinin, 940-03-03-424 900 faslından; Tarih Vakfına 5 milyar TL, Halkevleri Derneğine 5 milyar TL, Türkiye Siyasal ve Ekonomik Sosyal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) na 5 milyar TL, Sosyal Demokrasi Vakfına (SODEV) 5 milyar TL, Türk Hukuk Kurumuna 5 milyar TL, Pir Sultan Abdal Derneğine 5 milyar TL, Hacı Bektaş Derneğine 5 milyar TL, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine 5 milyar TL, Dil Derneğine 5 milyar TL, TOBAY Vakfına 5 milyar TL yardım yapılması. Bu amaçla, gerekli kaynağın; Türk Ocağı Vakfına yapılması öngörülen 15 milyar TL'lık yardımdan 10 milyar TL, Aydınlar Ocağına yapılması öngörülen 10 milyar TL'lık yardımdan 5 milyar TL, Türk Dünyasını Araştırma Vakfı için öngörülen 35 milyar TL'lık yardımdan 30 milyar TL; Ahmed Yesevi Vakfı için öngörülen 10 milyar TL'lık yardımdan 5 milyar TL kesilerek sağlanması için gereğini saygıyla arz ederiz. Mahmut Işık Algan Hacaloğlu Celal Topkan Bekir Kumbul Sıvas İstanbul Adıyaman Antalya BAŞKAN – Efendim, malumunuz olduğu üzere, Anayasa göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda ödenek artırıcı ve gelir artırıcı önergeler verilmemektedir. MAHMUT IŞIK (Sıvas) – Sayın Başkan... BAŞKAN – Bir dakika; izah edeyim arkadaşım... Bu, bölümler arasında bir aktarma olduğu için; yani, Plan ve Bütçe Komisyonunun getirdiği raporda, "bu bölümde yer alan paralar kimlere harcanacak" diye bir açıklama yok; ama, öyle anlaşılıyor ki, orada, o amaçla ayrılmış bir para var. Bu itibarla, bütçenin aynı faslı içerisinde bir aktarmayı öngörüyor. Komisyon katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeye, Hükümet ve Komisyon katılmıyorlar. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir. İkinci önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Cetvelde gösterilen değişikliğin aşağıdaki gerekçeyle kabulünü arz ve teklif ederim. Mahmut Işık Mustafa Yıldız Haydar Oymak Ercan Karakaş Atila Sav Sıvas Erzincan Amasya İstanbul Hatay Alt Ödenek Faaliyet Harcama Önerilen Program Program Türü Proje Kalemi Miktar 940 03 3 429 900 – (Bu ödeneğin 25 milyar lirası, Cumhuriyet Üniversitesi Divriği Meslek Yüksekokuluna, çevre düzenlemesi ile demirbaş alımlarında kullanılmak üzere aktarılır. ) Gerekçe: Divriği, Türkiye'nin en fazla maden üreten bir ilçesidir. Bu nedenle de, Maden Mühendisliği Meslek Yüksekokulunun binası bitmiş, 200' ün üzerinde öğrenci de, okulun çevre düzenlenmesi ve demirbaşları olmadığı için, Sıvas Cumhuriyet Üniversitesinde geçici olarak açılan sınıflarda, sıhhatli olmayan bir şekilde öğrenim yapılmaktadır. Bu para verildiğinde, Yüksekokul hemen öğretime açılarak, Sıvas'ta geçici olarak kalan öğrenci ve öğretmenler de, Divriği'deki işlerine başlayacaklardır. Maden ve Yüksekokul iç içe olduğu için, tatbikî eğitim sağlanmış olacaktır. Arz olunur. BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmıyorlar. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Program Kodu 940'ı, okunan şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Program Kodu Açıklama Lira 950 Borç Ödemeleri 69 400 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 999 Dış Proje Kredileri 187 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 756 354 628 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Maliye Bakanlığı 1996 malî yılı bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. D) GELİR BÜTÇESİ 2. – 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/285) (S. Sayısı : 1) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Kanunu Tasarılarının 1 inci maddeleri kapsamına giren bakanlık ve kuruluşların bütçeleri ve gelir bütçesiyle ilgili 2 nci maddenin görüşülmesi tamamlanmış bulunmaktadır. Şimdi, 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının gider bütçesiyle ilgili 1 nci maddesini okutuyorum. BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM Gider, Gelir ve Denge Gider Bütçesi MADDE 1. – Genel Büçteye giren dairelerin harcamaları için bağlı (A) işaretli cetvelde gösterildiği üzere (3 558 506 822 000 000) liralık ödenek verilmiştir. BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 1 nci maddeyi, daha evvel kabul edilmiş bulunan cetvellerle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Gelir bütçesine ilişkin 2 nci maddeyi tekrar okutuyorum: Gelir Bütçesi MADDE 2. – Genel Bütçenin gelirleri bağlı (B) işaretli cetvelde gösterildiği üzere (2 640 000 000 000 000) lira olarak tahmin edilmiştir. BAŞKAN – 2 nci maddeye bağlı (B) cetvelinin bölümlerini okutup, oylarınıza sunacağım: (2) SAYILI CETVEL (Genel Bütçenin Gelirleri) B – CETVELİ Gelir Türü Açıklama Lira 1 Vergi Gelirleri 2 073 000 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 Vergi Dışı Normal Gelirler 280 000 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 Özel Gelirler ve Fonlar 287 000 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. TOPLAM 2 640 000 000 000 000 BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 nci maddeyi ek cetvellerle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 3 üncü maddeyi okutuyorum: Denge MADDE 3. – Ödenekler toplamı ile tahmin edilen gelirler arasındaki fark net borçlanma hâsılatı ile karşılanacaktır. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 3 üncü madde kabul edilmiştir. Sayın Bakanım, siz hangi maddeden itibaren söz istiyorsunuz? Çalışma süremiz saat 19 00'a kadar devam ediyor. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Şimdilik devam edebiliriz efendim. BAŞKAN – Peki efendim. 4 üncü maddeyi okutuyorum: İKİNCİ BÖLÜM Malî Politikaya İlişkin Hükümler Bütçe Politikası ve Malî Kontrol MADDE 4. – Maliye Bakanı, harcamalarda tasarrufu sağlamak, tutarlı, dengeli ve etkili bir bütçe politikası yürütmek amacıyla kamu istihdam politikası ve giderlerle ilgili ödeneklerin dağıtım kullanımını, gelir ve giderlere ilişkin kanun, yönetmelik ve kararnamelerin uygulamalarını düzenlemek üzere standartları tespit etmeye ve sınırlamalar koymaya; bu hususlarda tüm kamu kurum ve kuruluşları için uyulması zorunlu düzenlemeleri yapmaya ve tedbirleri almaya yetkilidir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 4 üncü madde kabul edilmiştir. 5 inci maddeyi okutuyorum: Ayrıntılı Harcama Programları ve Ödeneklerin Kullanımı MADDE 5. – Bütçe kanunlarına ekli (A) işaretli cetvellerdeki ödenekler, Maliye Bakanlığınca belirlenecek ilkeler, serbest bırakma oranları ve ayrıntılı harcama programları dahilinde kullanılır. Bu oranlar üzerinde ve harcama prgramları dışında harcama yapılamaz. İdareler bütçelerinde yer alan ödenekleri belirlenecek ilkeler ve serbest bırakma oranları dahilinde Kalkınma Planı ve Yıllık Programda öngörülen hedefleri ve hizmet önceliklerini gözönünde bulundurarak, tasarruf anlayışı içinde, kullanmakla yükümlüdürler. Bütçe kanunlarına bağlı (A) işaretli cetvellerdeki ödeneklerin (1), (2) ve (3) ödenek türü altında yer alan personel giderleri ödenekleri; Maliye Bakanlığı Bütçesinin 930-08-3-351-900 tertibinde yer alan personel giderleri, ödeneği, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü işçilik giderleri, ihbar ve kıdem tazminatlarını karşılama ödenekleri ile Hazine yardımı almayan katma bütçeli idarelerin ödenekleri hariç olmak üzere daire ve idarelerin ödeneklerinin % 5’i iptal edilmiştir. Hazine Müsteşarlığı bütçesinde yer alan konsolide iç borçlar faizi ve genel giderleri, konsolide dış borçlar faizi ve genel giderleri, faiz acyo ve kur farkları ve Hazine bonoları genel giderleri; Millî Savunma Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığının diğer cari ödenekleri ile Millî İstihbarat Teşkilatı ödenekleri; Maliye Bakanlığı bütçesinde yer alan Emekli Sandığına yapılacak ödemeler; Hazine Müsteşarlığı bütçesinde yer alan Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur’a yardım amaçlı ödenekler için bu oran % 1 olarak uygulanır. Bu iptal ile ilgili bütçe işlemlerini gerçekleştirmeye ve bu işlemler sonucu doğacak hazine yardımı fazlalarını iptal etmeye Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – 5 inci madde üzerinde söz isteyen yok?.. Yok. Madde üzerinde önergeler var. Sayın Bakan, siz, bu önergeleri de mi geriye alıp incelemek istiyorsunuz? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – İncelemeyle ilgili çalışmalarımızı bitirdik efendim, devam edebiliriz. Sayın Grup Başkanvekili, önergeleri geri çekiyor mu, onu bilemiyorum tabiî. ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Önergeleri geri çekiyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeler geri verilmiştir. 5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 5 inci madde kabul edilmiştir. 6 ncı maddeyi okutuyorum: Kamu Kuruluşlarının Gelir ve Giderlerinin İzlenmesi, Bütçelerinin Onaylanması MADDE 6. – 1996 Malî Yılında, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idareler, döner sermayeli kuruluşlar, bütçenin transfer tertibinden yardım alan kuruluşlar, belediyeler, belediyelere bağlı kuruluşlar, özel idareler, kamu iktisadî teşebbüsleri, sosyal güvenlik kuruluşları ile benzeri kuruluşlar, fonlar ve fonlara tasarruf eden kuruluşlar, Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığınca tespit edilecek esaslar ve sürelerde, a) Gelir tahminlerini, b) Gider tahminlerini, c) Malî tabloları, d) Birbirleriyle borç ve alacak durumlarını, İlgili mercilere vermek zorundadırlar. Maliye Bakanı madde kapsamına giren idare, kuruluş, teşebbüs ve kurumlarından, her türlü malî işlemleri ile ilgili bilgi, belge ve hesap durumlarını almaya; bu belge ve hesap durumları ile borçlanma ve borç ödeme imkânları üzerinde inceleme yaptırmaya, programlarına uygun harcama yapmayan ve ilgili kanunların öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen, bilgi, belge ve hesap durumlarını ibraz etmeyen idare, kuruluş, teşebbüs ve kurumların bütçe ödeneklerini kesmeye ve diğer imkânlarını durdurmaya, bütçe ödenekleri ile diğer imkânları en etkin şekilde kullanmak üzere gerekli önlemleri almaya, bu maksatla gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşlardan alınan önlemlerin uygulanmasını istemeye yetkilidir. Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün yılı bütçeleri 31 Mayıs 1996 tarihine kadar Maliye Bakanlığı, Hazine ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlıklarınca incelendikten sonra Başbakanlık onayı ile yürürlüğe girer. Bu kuruluşların bütçelerinin uygulanması sırasında ödenek ve nakit idaresi ile ilgili gerekli tüm tedbirleri almaya Maliye Bakanı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen yok; maddeyle ilgili iki önerge var. Efendim, biliyorsunuz, Anayasaya göre, bütçede verilen önergeler müzakere edilemiyor; bu itibarla, önergelerin gerekçeleri var, bir müzakereyi ihtiva ettiği için okutmuyorum. Önergeleri, sırasına göre okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına 1996 yılı Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının "Kamu Kuruluşlarının Gelir ve Giderlerinin İzlenmesi, Bütçelerinin Onaylanması" başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki "sosyal güvenlik kuruluşlarıyla" aynı maddenin son fıkrasının Anayasaya aykırılığı nedeniyle metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla. Nihat Matkap Oya Araslı Önder Sav Hatay İçel Ankara Atila Sav Birgen Keleş Mustafa Yıldız Hatay İzmir Erzincan Celal Topkan Mahmut Işık Algan Hacaloğlu Adıyaman Sıvas İstanbul Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 1996 yılı Bütçe Kanun Tasarısının 6 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki "sosyal güvenlik kuruluşları" ibaresinin son fıkrasının ise tamamıyla tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Zekeriya Temizel Gökhan Çapoğlu H. Hüsamettin Özkan İstanbul Ankara İstanbul Hikmet Uluğbay Metin Şahin Ankara Antalya BAŞKAN – Önce, birinci önergeyi işleme koyacağız; çünkü, o kabul edilirse bunu da kapsıyor; o bakımdan... ÖNDER SAV (Ankara) – Gerekçelerini okumadan onu tespit edebiliyor musunuz?!.. BAŞKAN – Anayasanın 162 nci maddesine göre bütçede verilen önergeler müzakere edilemez... ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Başkan, önergenin gerekçesi ne? BAŞKAN – Bu, bir müzakereden kaçmak için... ÖNDER SAV (Ankara) – Gerekçesi olmadan neye göre müzakere edilecek? BAŞKAN – Efendim, tabiî yani; okutmuyorum gerekçelerini. Birinci önergeyi bir daha okutuyorum : Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanığa 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının "Kamu Kuruluşlarının Gelir ve Giderlerinin İzlenmesi, Bütçelerinin Onaylanması" başlıklı 6 ncı maddenin birinci fıkrasındaki "sosyal güvenlik kuruluşları ile" aynı maddenin son fıkrasının Anayasaya aykırılığı nedeniyle metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederim. Saygılarımla. BAŞKAN –Efendim, DSP‘nin verdiği önerge de son fıkrayla ilgiliydi, bu da son fıkrayla ilgili değil mi? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Mahiyet farkı var, ifade farkı var efendim. BAŞKAN – Ama, ikisi de son fıkrayı kapsıyor herhalde ?.. Sayın Matkap, sizin önergeniz de son fıkrayla ilgili mı? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI GÜLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Ayrı ayrı işlem görmesi gerekiyor. BAŞKAN – Öyle mi ; peki, o zaman ayrı ayrı işleme koyalım. NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, gerekçeleri okutursanız fazla zamanımız da gitmez. Ayrıca konu anlaşılacağı için arkadaşlarımız daha sağlıklı bir şekilde oylarını kullanabilirler. BAŞKAN – Efendim, şimdi, bakın; Anayasa, bütçeyle ilgili olarak verilen önergelere özel bir müzakere biçimini getirmiştir; bunu müzakere etmemiştir; yalnız, önerge, işleme konulur demektedir. MAHMUT IŞIK (Sıvas) –Sayın Başkan önergelerin gerekçelerini niçin okutmuyorsunuz?.. BAŞKAN – Efendim, olur mu? O zaman; onu da işleme koyarsak 500 sayfalık önerge verirsiniz!.. MAHMUT IŞIK (Sıvas) – Sayın Başkan, biraz önce benim önergemin gerekçesini okuttunuz. BAŞKAN– Hangi gerekçeyi?.. MAHMUT IŞIK (Sıvas) – Biraz önce verdiğim önergenin gerekçesini okuttunuz. BAŞKAN – Efendim, o gerekçe değil, önergenin bizatihi kendisidir. Orada bölümler arasında aktarma yapıyorunuz. Anayasaya aykırı.. Yani, açıkça anlaşılıyor... ÖNDER SAV (Ankara) – O zaman, madde üzerinde görüşmek isteyen var mı diye niçin soruyorsunuz? BAŞKAN – Sordum efendim ÖNDER SAV(Ankara) – O zaman, bir üye, madde üzerinde konuşmak istese ne yapacaksınız?... BAŞKAN – Efendim “madde üzerinde söz isteyen var mı” diye sordum, “yok” dendi. Sayın Sav, İçtüzük, önceden söz isteyeceksiniz diyor; yani maddeyi okuduktan sonra söz isteyeceksiniz... ÖNDER SAV (Ankara) – Efendim, bir konuda anlaşmamız lazım . Madde üzerinde Genel Kurul üyelerinden herhangi birisine söz verecek misiniz? BAŞKAN – Tabiî, vereceğim. ÖNDER SAV (Ankara) – Vereceksiniz!... BAŞKAN – Vereceğim; ama, o safhayı geçtik. ÖNDER SAV(Ankara) – Tamam, o ayrı bir olay. Gelecek maddeler için anlaşmamız lazım. BAŞKAN – Tabiî, tabiî. Söz isteyen arkadaşa söz vereceğiz; bu onun, İçtüzükten doğan hakkıdır. ÖNDER SAV(Ankara) – Bir, madde değişikliği önergesi, gerekçesiyle bir bütündür. Siz, Başkanvekili olarak, madde değişikliği istemiyle, gerekçesini ayırma hakkına sahip değilsiniz; onu, bütünüyle okutmak durumundasınız. Eğer, bu tutumunuz sürerse, tutumunuz konusunda kürsüden söz almak istiyorum. BAŞKAN – Efendim, tutumum hususunda bir hata yok. Anayasanın 162 nci maddesinde, bütçeyle ilgili olarak verilen önergeler, müzakeresiz olarak işleme konur deniliyor; bunun anlamı nedir; yani, bir önerge üzerinde tartışılmayacak; dolayısıyla, gerekçesi de okunmayacak... (DYP ve ANAP sıralarından alkışlar) Sizin, madde üzerinde konuşma hakkınız var; madde üzerinde söz isteyen olmadığı için onu geçtik; önergenin okunmasına geldik. (DYP ve ANAP sıralarından “Bravo” sesleri alkışlar) Efendim, tezahürata hiç gerek yok. Rica ederim, oturur musunuz yerinize... ÖNDER SAV (Ankara) – Müzakere değil bizim talebimiz; bizim talebimiz, gerekçesiyle bir bütündür. BAŞKAN – Efendim, birinci önergeyi okuttum. Sayın Komisyon, katılıyor musunuz?.. PLAN ve BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Birinci önergeye katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Hükümet?.. NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, söz talebimiz var... MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, yapmayın... Lütfen... Komisyon katılmazsa, söz talebimiz var... BAŞKAN – Biraz önce söyledik Sayın Nihat Matkap “önergeler müzakere edilmeyecek” dedik. NİHAT MATKAP (Hatay) – Oldu mu Sayın Başkan... BAŞKAN – Birinci önergeye Komisyon ve Hükümet katılmıyor. Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, önergeler arasındak farkı Sayın Komisyon Başkanından rica ediyorum. BAŞKAN – İkinci önergeyi okutuyorum: Görüşülmekte olan 1996 yılı bütçe kanun tasarının 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında "sosyal güvenlik kuruluşları" ibaresinin, son fıkrasının ise tamamıyla tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Zekeriya Temizel (İstanbul) ve arkadaşları NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, iki önerge arasındaki farkı Sayın Komisyon Başkanının açıklamasını istiyorum... BAŞKAN – Sayın Komisyon katılıyor mu? PLAN ve BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Efendim, bu önergeyle de, devletin, sosyal güvenlik kuruluşlarına katkı yaparken, belirli değerlendirmeleri, önincelemeleri yapma ihtiyacının duyulması, Hükümetçe, madde metninin yazılmasına sebebiyet vermişti. İ. ÖNDER KIRLI (Balıkesir) – Katılıyor mu; katılmıyor mu?.. PLAN ve BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Şimdi, gerçekte, bütçe kanunlarımızda, Hazine Müsteşarlığının Kuruluş Kanununda ve Maliye Bakanlığının Kuruluş Kanunda, Maliye Bakanlığının ve Hazine Müsteşarlığının, devletten yardım alan kuruluşların hesaplarını inceleyebileceklerine dair açık hükümler bulunduğu için, bu hususun, bir de Bütçe Kanunlarında, burada özel bir düzenlemeyle zikrine mahal olmadığından, Anayasaya uyumluluk açısından çok, bu açıdan bir ihtiyaç bulunmadığından, kaldırılmasına... Bu itibarla, önergeye, Komisyon olarak katılıyoruz. BAŞKAN – Katılıyorsunuz... NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan izin verir misiniz... BAŞKAN – Sayın Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılıyoruz efendim... NİHAT MATKAP (Hatay) – Bir saniye Sayın Başkan. BAŞKAN – Efendim... Hayır, ne bir saniyesi?.. NİHAT MATKAP (Hatay) – İki önerge de aynı mahiyeti taşıyor; acaba, Sayın Komisyon Başkanı isme göre mi hareket ediyor?!.. BAŞKAN – O, kendi takdirleri... Önergeye, Hükümet ve Komisyon katılıyor. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir. Şimdi, 6 ncı maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 6 ncı madde, kabul edilen bu önerge doğrultusundaki değişik şekliyle kabul edilmiştir. 7 nci maddeyi okutuyorum: Gerektiğinde Kullanılabilecek ödenekler MADDE 7. – Maliye Bakanlığı bütçsinde yer alan ve gerektiğinde kullanılabilecek ödeneklere ilişkin hükümler; aşağıda gösterilmiştir. a) Personel Giderleri Ödeneği : Malî yılın ilk 6 aylık döneminde kullanılan ödeme emirlerine dayanılarak yapılan hesaplamalar sonucunda, bütçelerine konulan ödeneklerin yetmeyeceği anlaşıldığı takdirde; ilgili mevzuatının gerektirdiği harcamalar için 100 - Personel Gideleri ile ilgili tertiplere, Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-351-900) tertibindeki ödenekten aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. b) Yatırımları Hızlandırma Ödeneği : Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-353-900) tertibimdeki ödenekten, 1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar hükümlerine uyularak, 1996 yılı yatırım programının uygulama durumuna göre gerektiğinde öncelikli sektörlerde yer alan yatırımların hızlandırılması veya yılı içinde gelişen şartlara göre öncelikli sektör ve alt sektörlerde yer alan ve programa yeni alınması gereken projelere ödenek tahsisi veya ödeneklerinin artırılmasında kullanılmak üzere söz konusu projelere ilişkin mevcut veya yeniden açılacak tertiplere ve Hazine Müsteşarlığı bütçesinin kamu iktisadî teşebbüsleri ile ilgili faaliyetlerine aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. c) Kur Farklarını Karşılama Ödeneği : Yurt dışında kuruluşu olan genel bütçeye dahil dairelerin (3) ödenek türünde olup, 610, 620 ve 710 ayrıntı kodlarına gider kaydedilecekler hariç, (1) ve (3) ödenek türü altındaki tertiplerde yer alan ve yurt dışındaki kuruluşlar için döviz olarak kullanılması gereken ödenekleriyle, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin uluslararası kuruluşlara yapacakları ödemelere dönük ödeneklerin yabancı para karşılıklarını sabit tutmak ve 31 Aralık 1995 tarihindeki kurlar transfer anındaki kurlar arasındaki farkı karşılamak amacıyla Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-352-900) tertibindeki ödeneği ilgili kuruluşların hizmet programlarında mevcut ilgili tertiplere aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir. d) Yedek Ödenek : Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-356-900) tertibindeki ödenekten bütçelerin, Maliye Bakanlığınca belirlenecek veya yeniden açılacak tertiplerine aktarma yapmaya, Maliye Bakanı yetkilidir. e) ihbar ve Kıdem Tazminatını Karşılama ödeneği Genel ve katma bütçeli daireler ile transfer tertibinden yardım alan kuruluşlarda işçi statüsünde çalışan personel için kuruluş bütçelerinde yer alan ödeneğin yetersiz kalması halinde eksik kalan ödeneği Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-369-900) tertibinde yer alan ödenekten kuruluş bütçelerindeki mevcut veya yeniden açılacak tertiplere aktarma yapmak sureti ile karşılamaya Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Madde üzerinde önege yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 8 inci maddeyi okutuyorum: DPT Etüt ve Proje Ödenekleri MADDE 8. – Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı bütçesinin; a) (111-01-2-001-300) tertibindeki ödenekten, bir kısmını Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca gerekli görülen hallerde harcama ilkelerine uygun çalışmaların yaptırılması amacıyla, bütçelerin ilgili tertibine aktarmaya ve bununla ilgili diğer işleri yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı aynı amaçlarla il özel idarelerine, iktisadî devlet teşekküllerine ve diğer kamu teşebbüslerine yaptıracağı hizmetlerin bedellerini peşin ödeyebilir. b) (111-01-3-301-900) tertibinde yer alan ödeneği, kalkınmada öncelikli yörelere ilişkin program ve projeleri desteklemek amacıyla, bütçelerin ilgili harcama kalemlerine aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Aynı amaçlarla diğer kamu kuruluşlarına yapılacak ödemeler de bu tertipten karşılanır. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Madde üzerinde önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. 9 uncu maddeyi okutuyorum: Yatırım Harcamaları MADDE 9. – a) Yıllık programlara ek yatırım cetvellerinde yer alan projeler dışında herhangi bir projeye yatırım harcaması yapılamaz. Ancak, Silahlı Kuvvetler Bütçesinin programlarında (1) ödenek türü içinde yer alan savunma sektörü, altyapı, inşa, iskân ve tesisleriyle, NATO enfrastrüktürün gerektirdiği inşa ve tesisler ve bunlara ilişkin kamulaştırmalar ile RE-MO programı içinde yer alan alım ve hizmetler Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının vizesine bağlı olmayıp, yıllık programlara ek yatırım çizelgelerinde yer almaz. b) Genel ve katma bütçeli kuruluşların yatırım programında ödenekleri toplu olarak verilmiş yıllık projelerinden makine-teçhizat, büyük onarım, idame-yenileme ve tamamlama projelerinin detay programları ile alt harcama kalemleri itibariyle tadat edilen ve edilmeyen toplulaştırılmış projelerinin alt harcama kalemleriyle ilgili işlemlerde “1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar” ın 6 ncı maddesi hükümleri uygulanır. c) Yıllık Yatırım Programına ek yatırım cetvellerinde yer alan projelerden ilgili Bakanın onayı ile il özel idarelerince valinin yetki ve sorumluluğunda gerçekleştirilmesi uygun görülenlerin bedelleri, münhasıran proje ile ilgili harcamalarda kullanılmak üzere hizmetin ait olduğu il özel idaresine ödenir. Mahallhi hizmet niteliği taşıyan işler, bu fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde program ve proje safhasında da valilerin yetki ve sorumluluğuna devredilebilir. Bu şekilde yürütülecek projelerin, etüt, keşif ve kontrollük hizmetleri ilgili bakanlık ve genel müdürlüğün il teşkilatlarınca; ihale veya emanet suretiyle yaptırılması ve bedellerinin ödenmesi il özel idarelerince valinin onayı ile gerçekleştirilir. d) Yıllık programa ek yatırım cetvellerinde yıl içinde yapılması zorunlu değişiklikler için “1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar” da yer alan usullere uyulur. e) Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında Genel Bütçeli daireler ile Katma Bütçeli idarelerin bütçelerinin çeşitli yatırım ve yatırımlar ile ilgili transfer tertiplerine eklenen ödeneklerden, genel artırımlar dışında kalanların, yatırım projelerine dağılımı, bu daire ve idareler ile birlikte Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca “1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar” hükümlerine bağlı kalmaksızın 1996 Yılı Yatırım Programı ile ilişkilendirilir. Yatırım ödeneklerinin ilgili daire ve idarelerce kullanılmasında sari ihale yetkisi aranmaz. Daire ve idareler bu ödenekleri ilgili projelerde yılı içinde kullanırlar. Yılı içinde bitirilemeyecek projeler bir sonraki yıl programında devam eder. Bu ödeneklerin kullanılması hiçbir şekilde durdurulamaz ve Bütçe Kanunundaki serbest bırakma hükümlerine tabi değildir. Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında genel bütçeli daireler ile katma bütçeli idarelerin bütçelerinin çeşitli yatırım ve yatırımlar ile ilgili transfer tertiplerine eklenen ödeneklerden, genel artırımlar mahiyetinde olanlar “1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar” ın ilgili hükümlerine tabidir. Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında ilgili işlerde kullanılmak üzere Maliye Bakanlığı Bütçesinin yedek ödenek tertibine konulan ödenekler başka bir işleme gerek kalmaksızın Maliye Bakanlığınca kuruluş bütçelerine aktarılır. İlgili kuruluş bütçelerine aktarılan yatırım ödenekleri bu fıkranın 1, 2 ve 3 üncü bentleri çerçevesinde kullanılır. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen? ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, Grubum adına söz istiyorum. İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – Sayın Başkan, Grubum adına... BAŞKAN – Sayın Temizel, buyurun. Süreniz 10 dakika. DSP GRUBU ADINA ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1996 Malî Yılı Bütçe Yasa Tasarısının 9 uncu maddesindeki bir konuya dikkatinizi çekmek için, Grubum adına söz almış bulunuyorum; sözlerime başlarken, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, Bütçe Yasa Tasarısının 9 uncu maddesini okuduğunuzda, hemen dikkatinizi çekmesi gereken bir husus var; o da, yatırım harcamalarının, 1996 yılında, hangi ilkelere göre gerçekleştirileceğinin maddenin başlangıç kısmında belirtilmiş olmasıdır. Yatırım harcamalarının gerçekleştirilmesiyle ilgili olarak belirtilen ilkelere göre, 9 uncu maddenin birinci kısmında, örneğin, yatırım harcamalarının, kesin olarak 1996 yılı programının uygulanması, koordinasyonu ve izlenmesine dair kararın 6 ncı maddesi hükümlerine uygun olması hususunu, yani, bu maddenin uygulanması koşuluyla söz konusu olacağını belirtmektedir. Onun dışında, Maliye Bakanlığının, genel olarak, bütçe uygulama ilkeleri çerçevesinde serbest bırakma ve diğer hükümlerine, bu harcamaların yapılması sırasında, yine uyulması gerekmektedir. Burada, zamanınızı almamak için ayrıntısına girmediğim birçok belirlemeden sonra maddenin (e) fıkrasına geliyoruz. Değerli milletvekilleri, bu konuya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Maddenin başlangıç kısmında belirtilen, yani (e) fıkrasına kadar belirtilen fıkralar ile maddenin (e) fıkrası arasında net bir çelişki bulunmaktadır. Yatırım harcamalarında, başlangıçta, yatırımların uygulanması, koordinasyonu ve izlenmesine dair kararın 6 ncı maddesine uyulması gerekirken, hemen (e) fıkrasının başında, bütçeye konulmuş olan bazı yatırım harcamaları için bu ilkelere uyulmaması gerekliliği belirtilmektedir. Yine, (e) fıkrasının ikinci bendinde, yatırım ödeneklerinin ilgili daire ve idarelerce kullanılmasında sari ihale yetkisinin de aranmayacağı belirtilmektedir. Yani, bütçeye konulan belirli bir miktar ödenekle yatırıma başlanılmakta; ancak, bu yıl konulan ödenekle gelecek yıllara sari inşaat yapma yetkisi elde edilmektedir. Dolayısıyla, bu yılın ödeneğiyle, beş altı yıllık taahhütlere girişilmesi olanaklı bulunmaktadır. Yine, (e) fıkrasına göre, ödeneklerin kullanılmasının hiçbir şekilde durdurulamayacağı, bütçe kanunundaki serbest bırakma hükümlerine tabi olmayacağı da belirtilmektedir. Yani, bütçe kanununun bütün ödenekleri serbest bırakma hükümlerine tabi olacak, gerektiği takdirde durdurulabilecek; ama, bütçe kanunundaki bazı harcamalar, hiçbir şekilde durdurulmayacak ve serbest bırakma hükümlerine de tabi olmayacak. Yine, aynı şekilde, Maliye Bakanlığı bütçesinin yedek ödenek tertibine konulan ödenekler, başka bir işleme gerek kalmaksızın, Maliye Bakanlığınca, direkt olarak, bu amaçla kuruluş bütçelerine aktarılacaktır. Değerli milletvekilleri, dikkatinize sunmak istediğim konu şu : 1996 yılı bütçesindeki bazı yatırım harcamaları, neden diğer yatırım harcamalarına göre bu kadar önceliklidir; bu öncelikler, hangi koşullarda belirlenmiştir ve bunların, diğer yatırımların tabi olduğu hükümlere tabi olmamasının nedeni nedir; bunu, özellikle dikkatinize sunmak istiyorum. 9 uncu maddenin (e) fıkrası, Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçe metnine eklenmiş olan bir hükümdür. Yatırımların orada eklenmesinde elbette ki bir mahzur yoktur, Plan ve Bütçe Komisyonunun amaçlarından birisi de budur; ama, orada eklenen yatırımların, diğer yatırımlara göre farkı nedendir ki, bu önceliğe sahip oluyorlar... O nedenle, hem bütçe yasasına yatırımların yapılmasıyla ilgili olarak temel ilkeleri koyacaksınız, hem de ayrı bir fıkrasıyla bazı yatırımlara bu hükümlerin uygulanmayacağını ve ayrıcalıklar tanınacağını söyleyeceksiniz... Bu uygulama, yatırım harcamalarının bütçe disiplini içerisine alınmasında gösterilen daha önceki gayretlerin bu bütçe sırasında göz önüne alınmadığını ve boşuna çıktığını göstermektedir. Bu bütçe, kriz döneminde hazırlanan bir bütçedir; dolayısıyla, her kuruş harcamasının, öncelikli ve mutlaka gerekli olan harcamalara gitme zorunluluğu vardır. Bu şekilde, yatırım programlarında yer almamış; ancak, otomatik olarak yatırım programlarında yer alacak, bütün harcamalardan öncelikli olarak konulacak bu harcamalara, özellikle, kriz döneminde harcanmış olan bu bütçeden, bu kadar çömertçe yatırım kaynağı ayrılmasına herhangi bir şey dememekle birlikte, bu ilkelere uyularak harcama yapılması olayının, adelet ilkesiyle bağdaşmadığını, sizlerin bilgisine sunmak istiyorum. Yatırımların bir kısmına bu kadar ayrıcalık tanımak, bir kısmına tanımamak, gerçekten, adelet ilkesiyle kesin olarak bağdaşmaz. O nedenle, bu maddenin görüşülmesini müteakip, Demokratik Sol Parti Grubunun, 9 uncu maddeden (e) fıkrasının çıkarılmasıyla ilgili olarak bir önergesi okunacak. Önergemiz, yatırım harcamalarıyla ilgili olarak getirilmiş ilkelere herhangi bir şekilde karşı çıkmamakta, sadece, getirilmiş ilkelerin hepsini bir kalemde ortadan kaldıran (e) fıkrasına karşı çıkmaktadır. O nedenle, adalet açısından gerçekten kabul edilemeyecek, yatırımlar arasında net bir ayırımcılığa neden olan (e) fıkrasının çıkarılmasının Meclisin takdirine sunulmasını ve bu konuda bir açıklama yapmayı gerekli gördük. Ben, sözlerimi burada bitiriyor, Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Temizel. Sayın Ertan Yülek, buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Süreniz 10 dakika. RP GRUBU ADINA İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; ben de, halen görüşülmekte olan bütçenin 9 uncu maddesinin (e) fıkrasıyla ilgili olarak huzurunuza gelmiş bulunuyorum. Şimdi, inanın ki, huzurunuza gelişim, herhangi bir parti mülahazasıyla değildir, hiçbir şekilde, meseleyi başka mecraya dökmek için de değildir; ama, bir bütçe disiplinini sağlamak ve şu ana kadar olan uygulamaların dışında, Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen bir maddenin, gerçekten, bütçe disiplinine uymayan bir hükmünü ifade etmek için geldim huzurunuza. Bakınız, Hükümetten gelen madde ile bu maddeyi satır satır karşılaştırdığımızda göreceğimiz bir nokta, bir husus var; iki madde de (d) fıkrasına kadar -(d) fıkrası da dahil- aynıdır. Yıllarca, iktidarda bulunan ANAP da, dört yıldan beri iktidarda bulunan DYP-CHP Hükümeti de bu fıkrayı şimdiye kadar koymamıştır. Peki şimdiye kadar konulmayan bir fıkra bu kadar sıkışık olan bir dönemde nasıl olur da getirilir?.. Bunu, bir teknisyen olarak ifade ediyorum; lütfen, bunu böyle kabul edin, bir teknisyen olarak getiriyorum. Bizim bütçemiz, program bütçedir ve yatırımların nasıl yapılacağı, nasıl programa alınacağı, nasıl yıl içerisinde değişiklik yapılacağı, yıllardan beri, yani, planlı döneme girdiğimizden beri tespit edilmiş ve bundan da kimse zarar görmemiştir ve en çok faydayı da iktidarlar görmüştür. Çok samimî olarak, bu işin içinden gelen bir arkadaşınız olarak, yıllarca uygulamasında bulunan bir arkadaşınız olarak sizi temin ediyorum ki, bundan, siyasîler de fayda görmüştür. Şimdi, getirilen fıkra ne... Biz, şu ana kadarki program bütçe mefhumunu bir tarafa bırakıyoruz, yatırımların nasıl programa alınacağını bir tarafa bırakıyoruz ve onun yerine çok indî, keyfi, siyasîleri müşkül durumda bırakacak, hatta birbirine düşürecek bir fıkra geliyor. Bu fıkraya, en az bizim kadar, iktidar partisindeki arkadaşlarımızın da kırşı çıkması lazım ve bu fıkranın çıkarılmasını istemeleri lazım. Bakınız, (d) fıkrasında "1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Kararda yer alan usullere uyulur" deniyor; her zaman bu ibare var. Şimdi, geçiyoruz (e) fıkrasına "Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında Genel Bütçeli daireler ile Katma Bütçeli idarelerin bütçelerinin çeşitli yatırım ve yatırımlar ile ilgili transfer tertiplerine eklenen ödeneklerden, genel artırımlar dışında kalanların, yatırım projelerine dağılımı, bu daire ve idareler ile birlikte Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca... bu hükmü ile ilişkilendirilir" diyor; ama Devlet Planlama Teşkilatına girmiyor. O zaman, bırakalım, Devlet Planlama Teşkilatını kaldıralım. Yani, kimseyi de yine itham ederek söylemiyorum. Yine devam ediyor "Yatırım ödeneklerinin ilgili daire ve idarelerce kullanılmasında 'seri' ihale yetkisi aranmaz." Bu da "seri" ihale yetkisini... BAŞKAN –"sarı, sarı" efendim... "Yıllara sarı." İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla) – "sarı" değil "sari". BAŞKAN – Evet "sarı" işte. İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla) – "sari..." Peki. BAŞKAN – Neyse canım, işte... İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla) – Bunu -burada, planlamada çalışan arkadaşlarımız var,eskiden müsteşarlık yapmış birkaç arkadaşımız var- nasıl içimize sindiririz?.. Devam ediyorum : "Bu ödeneklerin kullanılması hiçbir şekilde durdurulamaz ve Bütçe Kanunundaki serbest bırakma hükümlerine tabi değildir." Bakınız, yani bütçede bir bütünlük aranır. Bu bütünlük de, bu bütçeyle getirildiyse, şimdi, bu maddeyle siz bütünlüğü bozuyorsunuz, biz bütünlüğü bozuyoruz. Bu fıkranın, hakikaten, -çok samimî ifade ediyorum ki- çıkarılmasında Hükümet için fayda vardır ve bütçe geleneklerinin bozulmaması bakımından fayda vardır. Yine devam ediyorum : "Bütçenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında ilgili işlerde kullanılmak üzere Maliye Bakanlığı Bütçesinin yedek ödenek tertibine konulan ödenekler, başka bir işleme gerek kalmaksızın, -bakınız- Maliye Bakanlığınca kuruluş bütçesine aktarılır. İlgili kuruluş bütçelerine aktarılan yatırım ödenekleri, bu fıkranın 1, 2 ve 3 üncü bentleri çerçevesinde kullanılır.” Bu da, yine, aynı şekilde, şu ana kadarki bütün teamüllerin dışında, uygulamaların dışında, birtakım kimseleri partizanca işlemler yapacak hale sokar . Mahkeme kadıya mülk değil, iktidar da hiç kimseye mülk değil, Maliye Bakanlığı da kimseye mülk değil. Onun için, siz yaparsınız, yarın da bundan şikâyet ederiz arkadaşlar. Geliniz, biz, normalini yapalım, şu ana kadar olanını yapalım. Bütçe disiplinine mutlaka riayet edilmesi lazım gelen zamanda, iktidarın ve iktidar mensubu arkadaşlarımızın riayet ettirmesi bakımından bu fıkranın çıkarılması lazım. Bu madde üzerinde, daha epeyce konuşulur; ama, çok özet olarak şunu söylüyorum: Bizim bütçemiz, program bütçedir. Bizim bütçemiz, bir disiplini gerektirir yıllardan beri ve öyle uygulanagelmiştir. Hükümet de, baştan, bunu, böyle sevk etmiş. Plan ve Bütçe Komisyonunda, niçin olduğunu bilmediğimiz; fakat, daha çok... Çok açık olarak perde arkasındaki hadiseyide söyleyelim: Bir havuz yapılacakmış, bu havuzdan, Plan ve Bütçe Komisyonundaki üye arkadaşların talepleri doğrultusunda, bazı talepler, oraya, buraya verilecekmiş. Bu maddenin konma sebebi bu. Lütfen arkadaşlar, ben, istirham ediyorum, buna alet olmayalım ve bunu, buradan çıkaralım. Bunun çıkarılması için de, biz, bir önerge veriyoruz. Bu önergeyi kabul edersek, bir yanlıştan dönülmüş olur. Yanlıştan dönmek fazilettir ve Yüce Meclis de, burada, böyle birtakım ters uygulamaların önüne geçmiş olur. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. ( RP ve ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Matkap, elinizle arkayı gösteriyorsunuz... Hangi arkadaşınız söz istiyorsa, kalksın, söz istesin. Elle arkayı işaret ediyorsunuz; ben, hangi arkadaşınız söz istiyor bilmiyorum ki... NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Hacaloğlu... BAŞKAN – Tamam efendim, işaret edin. Böyle, elinizle işaret ediyorsunuz; ama, hangi arkadaşınızı işaret ediyorsunuz, hangisi söz istiyor?!. Rica ediyorum; işaret edeceğinize isim verin... (Gülüşmeler) Boş yere zaman harcamayalım, hangi arkadaşınız söz istiyorsa... NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, Grubumuz olarak, söz talebimizin olduğunu hatırlatmak için... BAŞKAN – Sayın miletvekilleri, bu arada, Sayın Işın Çelebi ile Sayın Hasan Denizkurdu bir pusula göndermişler. İzmir Yüksek Teknoloji Okulu için bir ödenek aktarılmasını istiyorlar. Bu, geçti artık; bunu burada işleme koymamız mümkün değil. Arkadaşlarımız ısrar ediyor; ama, bu mesele geçti, bitti. CHP Grubu adına, Sayın Hacaloğlu; buyurun Süreniz 10 dakika. CHP GRUBU ADINA ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 1996 malî yılı genel bütçe tasarısının 9 uncu maddesi üzerinde kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. Bilindiği gibi, 1982 Anayasası, planlamayı, ekonominin geliştirilmesi ve yönlendirilmesi sürecinde, bir zorunlu mekanizma olarak öngörmektedir. Planlama kavramının, bu teşkilatımızın kurulduğu 1960'lı yıllardan günümüze, belirli değişikliklerden geçtiği biliniyor; ama, program bütçe uygulaması içinde, Planlamanın, özellikle, kamu kesimi yatırımlarının sektörlerarası ve kuruluşlararası dağılımında ve yıl içi değişikliklerde bağlayıcı ve uygulama üzerinde yönlendirici kurum niteliğini hâlâ taşımakta olduğunu; bunun bir yasal gerekçesi bulunduğunu biliyoruz. Değerli arkadaşlarım, benden evvel söz alan değerli iki arkadaşımın belirttiği gibi, bu maddenin (e) fıkrasıyla ödeneklerin, Planlamanın, her yıl, yatırımların uygulanmasına ilişkin çıkarmakta olduğu, bir Bakanlar Kurulu kararı olarak uygulamaya konulan ve bu yılda 1996 yılı programının uygulanması, koordinasyonu ve izlenmesine dair kararın, yatırımlara ilişkin, bu yıl bir bölümü kaynaklarla ilgili olarak uygulanmamasının öngörülmesi, yasanın özüne, planlama anlayışının özüne ve uygulamanın olması gereken çerçevesine aykırıdır. Bu yıl bilindiği gibi, yedinci Beş Yıllık Planın birinci dilimidir. Ben de dahil olmak üzere, bazı arkadaşlarımız, bu yıl -özellikle 1996 yılında- ilk yılını yaşamakta olacağımız, uygulamaya geçireceğimiz yedinci Beş Yıllık Planın, 1996 Programını yönlendirici vasfı olmasını, Yüce Kurulun, Meclisimizin dikkatine sunduk; ama, bu yasanın, bu maddesiyle, bilinçli olarak, daha yedinci Beş Yıllık Planın birinci yılında, makro dengelerde olduğu gibi, burada da bir duyarsızlık ortaya çıkıyor; makro dengelerde de, planın ilk yılına göre arzu edilen, olması gereken uyumun olmadığı biliniyor; ama, burada, göz göre göre, bile bile, bu, aşılmak isteniliyor. Ben, sadece bunun altını çiziyorum; uyarı görevimi yapmak istiyorum. Düzende, sistemde, eğer kurallar çiğnenmeye başlanırsa, onun sonu gelmez. Çiğnenmenin azı çoğu olmaz. Burada da bir kural çiğnenmektedir. Yüce Kurulumuzun bu konuda duyarlılık göstereceğine inanıyorum. Benden evvel konuşan arkadaşımın değindiği gibi -bundan evvel bir iki yıl uygulandığından söz edilen- bu yıl, Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine, kendi inisiyatiflerine göre kullanmaları için, bir havuzdan, diledikleri alt projelere kaynak önerebilmeleri amacıyla bir ödenek tahsis edilirse, ben, Plan ve Bütçe Komisyonunun bir üyesi olarak, bu ödeneği reddedeceğimi belirtiyorum. Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Hacaloğlu. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun)– Sayın Başkanım, müsaade ederseniz, Sayın Genel Kurulu bilgilendirmek istiyorum. BAŞKAN – Buyurun Sayın Özdemir. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun)– Sayın Başkanım, Büyük Millet Meclisinin sayın üyeleri, değerli milletvekili arkadaşlarım; Plan ve Bütçe Komisyonunun sizler adına yapmış olduğu, bize verdiğiniz onurlu görev için, şükranlarımı sunarak sözlerime başlamak istiyorum. Verdiğiniz yetkiyle, Plan ve Bütçe Komisyonunda otuz gün dolayında devam eden yoğun çalışmaları neticelendirdik ve huzurlarınıza getirdik. Şu ana kadar, bize vermiş olduğunuz Genel Kurul desteğine de, peşinen şükranlarımı sunuyorum. Değerli arkadaşlarım, 9 uncu maddeye, (e) fıkrası olarak Plan ve Bütçe Komisyonumuz tarafından ilave edilen hükmün, maksadı dışında değerlendirilerek, yanlış anlamalara mahal verdiğini tespit etmiş bulunuyoruz. Bu konu, Komisyonumuzda da, size biraz sonra arz edeceğimiz boyutlarıyla değerlendirilmiştir; ama, yine de, bir bilgi sunma gereğini duydum. Gerçekten de, geçmiş yıllarda, devlet bütçesinde oluşturulan bir havuzun, yıllık programda yer almayan projelere dağıtılarak kullanımı konusunda, başta Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin inisiyatifleriyle olmak üzere, plan disiplinini olumsuz etkileyen uygulamalar olduğu doğrudur. Biz, Plan ve Bütçe Komisyonu olarak bu uygulamayı başından beri hiçbir suretle kabul etmedik, öngörmedik ve uygulamadık. Bir defa, bunu, sizlerin bilgisine sunmayı bir onur telakki ediyorum. İkincisi, bu bütçede herhangi bir havuz oluşturulmamıştır; yatırım disiplininin bozulması asla söz konusu değildir; çünkü, yıllık programda yer alan veya yıllık programın kendi usulleri içerisinde yer alabilecek ya da değiştirilebilecek programlar dışında, hiçbir yatırımın, Plan ve Bütçe Komisyonunun üyeleriyle veya bir başka sayın milletvekilimizin kararıyla değiştirilmesi mevzubahis olmayacaktır. Komisyonumuzun üzerine, hiçbir suretle, hele bu konuda, bütçeyle ilgili çalışmaları konusunda en ufak bir gölge düşmemesini, sadece ben değil, burada bu maddeyi eleştiren değerli arkadaşlarım da mutlaka arzu ediyorlardır. Bu itibarla, bütün bu izahlardan sonra, yanlış anlamalara müncer olacağı mülahazasıyla, işbu fıkranın kaldırılmasını, Yüksek Heyetinizin tensip ve takdirlerine arz ediyorum. Saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Komisyon Başkanımız. Maddeyle ilgili önergeler var; okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 1 sıra sayılı 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 9 uncu maddesinin, Plan ve Bütçe Komisyonunda eklenilen (e) fıkrasının tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Zekeriya Temizel Hikmet Uluğbay Mümtaz Soysal İstanbul Ankara Zonguldak Hüsamettin Özkan Metin Şahin İstanbul Antalya BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanununun 9 uncu maddesinin (e) fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Fethullah Erbaş Şinasi Yavuz Musa Demirci Van Erzurum Sıvas Necati Çelik Ertan Yülek Kocaeli Adana BAŞKAN – İki önerge de aynı mahiyette olduğu için ikisini birleştirerek işleme koyuyorum. Sayın Komisyon önergelere katılıyor mu?.. BAŞKAN – Önergede (E) fıkrasının çıkarılması isteniyor; zatı âliniz de buradaki ifadenizde katıldığınızı söylediniz... Sayın Bakan?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Yüce Meclisin takdirine bırakıyoruz. BAŞKAN – Sayın Bakan takdire bırakıyor; Sayın Komisyon da takdire bırakmış gibi gösterdi. (Gülüşmeler) Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler kabul edilmiştir. (Alkışlar) Kabul edilen bu önergeler doğrultusunda 9 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 9 uncu madde, kabul edilen önergeler doğrultusunda kabul edilmiştir. 10 uncu maddeyi okutuyorum: Katma Bütçeli İdarelere Hazine Yardımı MADDE 10. – a) Katma Bütçeli İdarelerin bütçelerini denkleştirmek amacıyla Maliye Bakanlığı bütçesinin hazine yardımı (Yükseköğretim kurumlarının cari hizmet maliyetlerine yapılacak Devlet katkısı dahil) tertiplerine ödenek ve karşılığı ilgili katma bütçenin (B) cetveline gelir yazılan miktarlardan, bu amaca göre fazla olduğu tespit edilen kısımlar, malî yıl sonunda Hazine Müsteşarlığı ile mutabakat kurulmak suretiyle ilgili idarelere ödenmeyerek Maliye Bakanınca iptal edilir. Ayrıca, Vakıflar Genel Müdürlüğü dışındaki katma bütçeli idarelerin malî yıl sonuna göre Maliye Bakanlığınca tespit olunacak bütçe fazlaları genel bütçeye gelir yazılır. b) Hazine yardımı alan katma büçteli idarelerin bütçelerinde, 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 48 inci maddesinin (C) ve (D) bentleri ile 59 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, yılı içinde gerçekleştirilecek ödenek artışları, Maliye Bakanlığınca hazine yardımı ile ilişkilendirilerek yapılabilir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. 11 inci maddeyi okutuyorum: Yatırım ve Transfer Tertiplerinden Yardım Alan Kuruluşlar MADDE 11. – Bütçelerin yatırım ve transfer tertiplerinden yardım alan bağımsız bütçeli kuruluşlar ile sosyal güvenlik kuruluşları, hizmetleri ile ilgili aylık harcama programlarını vize edilmek üzere en geç 31 Mayıs 1996 tarihine kadar Maliye Bakanlığına gönderirler. Bu programlar Maliye Bakanlığınca vezi edilmeden bütçenin yatırım ve transfer tertibindeki ödenekler kullanılamaz. Kuruluşlar aylık uygulama sonuçlarını her ay Maliye Bakanlığına bildirirler. Maliye Bakanlığı, yapılan yardımın amacı doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını aylık harcama programını gözönünde bulundurarak kontrol eder. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. 12 nci maddeyi okutuyorum: Resmî Taşıtlar MADDE 12. – Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların, yıl içinde her ne şekilde olursa olsun edinecekleri taşıtların cinsi, adedi ve hangi hizmette kullanılacağı “T” işaretli cetvelde gösterilmiştir. Bu cetvelde gösterilenler dışında taşıt edinilemez. 237 sayılı Taşıt Kanununa ekli (1) sayılı cetvelde belirtilenlerin (Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı hariç) emir ve zatlarına verilenler, (2) sayılı cetvelin 1 ve 2 nci sırasında yer alanlar, güvenlik önlemli (zırhlı) araçlar ve 22.2.1984 tarihli ve 84/7751 sayılı Kararname ile yürürlüğe konulan yönetmelik hükümlerine göre koruma altına alınanlar için tahsis olunan araçlar dışında her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli binek ve station-wagon cinsi taşıt edinilemez ve kullanılamaz. Yukarıda belirtilen istisnalar dışında, her ne şekilde edinilmiş olursa olsun mevcut yabancı menşeli binek ve station-wagon cinsi taşıtlar, 237 sayılı Taşıt Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın satılır. Yerli muhteva oranı % 40’ın altında olan taşıtlar yabancı menşeli sayılır. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. 13 üncü maddeyi okutuyorum: Hastane Ücretleri MADDE 13. – Devlet memurları ve diğer kamu görevlileri ile bunların emekli, dul ve yetimlerinin (bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri dahil) genel ve katma bütçeli daire ve idarelerle, döner sermayeli kuruluşlara ait tedavi kurumlarında yapılan tedavilerine ait ücretler, Sağlık Bakanlığının görüşü üzerine Baliye Bakanlığınca tespit edilecek miktarlar ve esaslar çerçevesinde ödenir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 13 üncü madde kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri, birleşime 5 dakika ara veriyorum. Kapanma Saati:19.02 ÜÇÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: 19.10 BAŞKAN : Başkanvekili Hasan KORKMAZCAN KÂTİP ÜYELER : Mustafa BAŞ (İstanbul), Kadir BOZKURT (Sinop) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 42 nci Birleşimin Üçüncü Oturumunu açıyorum. III. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 1. – 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarıları (1/285, 286) (S. Sayıları : 1, 2) (Devam) D) GELİR BÜTÇESİ (Devam) 2. – 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/285) (S. Sayısı : 1) (Devam) BAŞKAN – Bütçe kanunu tasarısı üzerindeki görüşmelere, kaldığımız yerden devam ediyoruz. Komisyon ve Hükümet yerinde. 14 üncü maddeyi okutuyorum: Dernek ve Benzeri Kuruluşlara Yapılacak Yardımlar MADDE 14. – Genel ve katma bütçeli kuruluşlar bütçelerindeki “Dernek, Birlik, Kurum, Kuruluş, Sandık, Vakıf ve Benzeri Teşekküllere Yapılacak Ödemeler” faaliyetinde yer alan ödeneklerden yapacakları yardımlarda; anılan kurumların bütçeden alacakları yardımlarla gerçekleştirecekleri hizmet ve faaliyetlerini gösteren plan ve iş programlarını istemek, bunlar üzerinde gerekli incelemeyi yapmak, plan ile iş programlarının gerçekleştirme durumlarını izlemekle yükümlüdürler. Yardımlar yukarıdaki incelemelere bağlı olarak gerektiğinde taksitler halinde yapılabilir. Harcamaların yukarıdaki esaslar doğrultusunda amacına uygun olarak yapılıp yapılmadığını incelemeye, yapılacak yardımların yönlendirilmesine ilişkin yeni ilkeleri tespite Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz talep eden sayın milletvekilleri bulunmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Önder Sav... NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Hacaloğlu konuşacaklar. BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu'yla yer değiştirdiler. Buyurun Sayın Hacaloğlu. Sayın Hacaloğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşacaksınız; konuşma süreniz 10 dakikadır. CHP GRUBU ADINA ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan bütçe tasarısının 14 üncü maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Demokrasilerde sivil toplum oluşumu, sivil toplumun güçlendirilmesi, sivil toplumun derinleştirilmesi temel bir amaç, temel bir ilkedir. Sivil toplum geliştikçe, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak hedef aldığımız laik demokratik cumhuriyetimizin geliştirilmesi amacına da büyük ölçüde hizmet etmiş oluruz. Sivil toplumlar -dernekler, birlikler, vakıflar gibi- toplumun farklı katmanlarının kendi amaçları doğrultusunda, özgür iradeleri içinde, kendi çıkarları için, düşünce ve eylem beraberliği içinde oldukları kuruluşlardır. Derneklerin, vakıfların amacı, sivil toplum içinde, topluma yararlı, demokrasinin geliştirilmesi doğrultusunda etkin olabilmeleri için, kendi özgür iradeleri içinde gelişmeleri, çıkar bağlarından soyutlanmaları ve kendi alanları içinde düşünce özgürlüğünü, tabiatıyla, olanca genişliğinde kullanarak, topluma katkı sağlamalarıdır. Bunları niye söylüyorum : Biraz evvel Maliye Bakanlığı bütçesini tartışırken, bilindiği gibi, bu yılın Maliye Bakanlığı bütçesi içinde, Türkiye'deki binlerce dernek, vakıf ve birlik arasından dört tanesine devlet kaynak ayırdı. Bu ayırdığı kaynakları, doğaldır ki, belirli ilkelere göre kuruluşları belirleyerek, miktarları saptayarak verdi. Bu kuruluşların isimlerini biliyorsunuz; bunlar, Türk Ocağı Vakfı... Türk Ocağı Vakfına bu yıl 15 milyar verildi. RECEP MIZRAK (Kırıkkale) – Gayet güzel... ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – İkincisi, Aydınlar Ocağı Vakfı. Aydınlar Ocağına da Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu yıl, 10 milyar Türk Lirası verdi. SADİ SOMUNCUOĞLU (Aksaray) – 5 milyar... ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Benim tespitlerime göre 10 milyar; eğer, farklıysa, Sayın Bakan belirtirler. YAŞAR OKUYAN (Yalova) – 5 milyar... ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Olabilir veya 5 milyar. Önemli olan, ben, miktardan ziyade, bir ilkeyi, o çok özenle savunduğumuz, savunmamız gereken, demokrasinin temeli olan eşitlik ilkesini burada gündeme getirmek istiyorum. Üçüncü kuruluş, Türk Dünyasını Araştırma Vakfı; bunun için de 30 milyar verildi. Dördüncüsü, Ahmet Yasevi Vakfına da 5 milyar verildi. (ANAP sıralarından "10 milyar" sesleri) MUSTAFA BALCILAR (Eskişehir) – Yasevi değil, Yesevi... ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Yesevi Vakfına; onu da arkadaşlarım 10 milyar olarak düzeltiyorlar, olabilir; belki, ben bir sürçülisan yapıyorum; biri 5, biri 10 milyar. Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu dört vakıf, kendi alanında etkin ve herhalde, kendilerine böyle kaynaklar aktarıldığına göre, bir kaynak ihtiyacı içerisindelerdi; yani, kendisini oluşturan üyelerinin özgün iradeleri ve potansiyelleri içerisinde, kendi vakıflarını sürdürebilme yeteneklerini bir ölçüde yitirmişler ve dolayısıyla, devletten kaynak isteme durumuna gelmişler. Esasında, ben, dilerim ki, sivil toplum oluşumunda, hiçbir dernek, hiçbir vakıf, devlete yük olmasın. Tüm dernek ve vakıflar, halkın gönüllü katkılarıyla, siyasetten, parasal, maddî ilişkiler açısından bağımsız, ama, istediği alanda siyasetde üreten, istediği alanda etkinlik koyan... Bunda hiçbir sakınca yok; o tarafını yadırgamıyorum. Aydınlar Ocağının ne olduğunu, tabiatıyla, biliyoruz. Bugün, çok değerli bir Bakanım, göğsünü gere gere "ben, Türk-İslam sentezinin temsilcisiyim" diyebiliyor, hakkıdır. Burada, Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisinin, 1996 yılında, bu kaynakları tahsis ederken, Türk-İslam sentezi anlayışına yıllarca hizmet vermiş olan bazı vakıfları ön plana çıkarmasını da yadırgamıyorum; çünkü, biliyorum ki, bugün, bu Mecliste, böyle bir irade, bu tür yasaların oylanmasında ortaya çıkabiliyor, demokrasinin gereğidir. Bu Mecliste böyle bir irade yapısı varsa, bunu, biz, bu iradeyi paylaşmayan sosyal demokrat milletvekilleri olarak içimize sindirmek durumundayız; ama, yine, bir sosyal demokrat milletvekili arkadaşınız olarak, Partim adına söylüyorum: Demokrasinin özü olan -sizlerin o iç dünyanızla paylaştığınıza inandığım- eşitlik ilkesini aşarak, çiğneyerek, sübjektif kriterlerle, devletin, milletin, yetimin hakkı olan milyarları, eğer, biz, sadece, ürettiği siyaset nedeniyle, etkinliği nedeniyle yakın bildiğimiz bazı kuruluşlara aktarırsak, millet, bunu affetmez. Bakınız, biz de bir önerge verdik, biz de yanlı idik; bunu bile bile, reddedileceğini bile bile verdik. Bizim verdiğimiz önergede de, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği vardı, bunun siyasetle bir ilgisi yok; ama, çağdaş yaşamı benimsiyor. METİN GÜRDERE (Tokat) – Vakıf değil, dernek. ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Evet; ama, dernekler de var burada. Bu yasa tasarısında dernekler de var; dernek var, kurum var, birlik var, vakıf var. Yine, biz, Tarih Vakfını önerdik -hiçbir siyasî partiyle ilişkili değil- Pir Sultan Abdal Derneğini önerdik, Hacı Bektaş Derneğini önerdik, Türk Hukuk Kurumunu, TÜSES'i önerdik... Esasında önermeye belki hakkımız yoktu. Ben de kurucusuyum; ama, sosyal demokrat alanda etkin olan bir başka araştırma kurumu -onun da başkanı, kurucusu şu anda milletvekili- destek aldı. Örneğin SODEV bir araştırma kurumu, o almadı. Benzeri şekilde, liberal siyaset alanında araştırma yapan birçok kurumlar var; onlar da almadı. Biz bu önerinin reddedileceğini biliyorduk. Devletin kaynakları, bence, hiçbir şekilde -çok somut, çok belirgin açıklığa kavuşturulması kaydıyla, bir zarurî durum yoksa- hiçbir kuruluşa bu şekilde aktarılmamalı. (CHP sıralarından alkışlar) Ben, burada, hiçbir kesime mesaj verme anlayışı içinde değilim. BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu, 1 dakikalık süreniz kaldı. ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Tamam, konuşmamı bitiriyorum. ...Açıklıkla belirtiyorum : Bunlar yanlış yaklaşımlar. Enflasyon diyoruz... Enflasyonu aşmanın temel kurallarından biri, kamu kaynaklarını etkin, verimli ve tasarruf anlayışı içinde kullanmaktır. Siyaset tabiî yapacağız. Her birimizin, her siyaset alanına yardımcı olan dernekleri vakıfları olacak -Anayasayı onun için değiştirdik- ama, lütfen, devletin kaynaklarını buna alet etmeyelim. Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan, İstanbul Milletvekili Sayın Algan Hacaloğlu’na teşekkür ediyorum. Madde üzerinde başka söz talebi?.. Yok. Maddeyle ilgili bir önerge vardır; okutuyorum : Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçesi Kanunu Tasarısının 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının sonuna, aşağıdaki bendin ilave edilmesi için gereğini saygılarımla arz ederim. Algan Hacaloğlu Ercan Karakaş Zeki Çakıroğlu İstanbul İstanbul Muğla Mustafa Yıldız Bekir Kumbul Erzincan Antalya İlavesi istenen metin: Yardımlar, eşitlik içinde yapılır. Kuruluşlar arasında siyasî veya diğer nedenlerden kaynaklanan, sübjektif ayırım gözeterek, yardım yapılamaz. Yardımın gerekçesi somut gerekçeleriyle belirtilir. BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun)–Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kabul edilmemiştir. Şimdi 14 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir. 15 inci maddeyi okutuyorum: Gayrimenkul Satış ve Kira Bedelleri MADDE 15. – a) Genel bütçeli dairelerin (28.12.1960 tarih ve 189 sayılı Kanun kapsamındaki taşınmaz mallar hariç) kendilerine tahsis edilmiş gayrimenkullerin satışı halinde satış bedelinin Maliye Bakanlığınca belirlenecek ve Başbakanca uygun görülecek kısmını ilgili kuruluş hizmetlerinde kullanılmak üzere özel gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Önceki yılda harcanmayan miktarlar, carî yıl büçtesine devren gelir ve ödenek kaydedilebilir. b) Katma bütçeli idarelerin maliki bulundukları gayrimenkullerin satışı veya bu gayrimenkuller üzerinde mülkiyetin gayri aynî bir hak tesisi halinde (vakıf, dernek, birlik gibi kuruluşlara yapılacak olanlar hariç) bedelin % 50’sinden az olmamak üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek ve Başbakanca uygun görülecek kısmını, ilgili idarenin Maliye Bakanlığı ile müştereken belirleyeceği hizmetlerinde kullanılmak üzere özel gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Önceki yılda harcanmayan miktarlar, carî yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydedilebilir. Uygulamaya ilişkin esas ve usuller Maliye Bakanlığınca belirlenir. c) İrtifak hakkı verilen özel iskelelerden alınan nispi kira bedelleri, bir yandan bütçeye özel gelir, bir yandan da yarısı liman başkanlıkları hizmetlerini geliştirmek üzere Denizcilik Müsteşarlığı bütçesine, yarısı da millî emlak hizmetlerini geliştirmek amacıyla Maliye Bakanlığı bütçesine özel ödenek kaydolunur. Önceki yılda kullanılmayan ödenek carî yıl bütçesine devredilebilir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok. Önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 16 ncı maddeyi okutuyorum: ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Bütçe Uygulamasına İlişkin Hükümler Bölüm Düzeni ve Deyimler MADDE 16. – Gider cetvelinin bölümleri, program bütçe uygulamasında programlar şeklinde düzenlenir. Programlar altprogramlara, altprogramlar da hizmetlerin veya harcamaların niteliğine uygun ödenek türlerine göre faaliyet veya projelere ayrılır. Her faaliyet veya proje gerekli sayıda harcama kaleminden oluşur. 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile diğer kanunlarda ve bu Kanunda yer alan; a) “Fasıl ve bölüm” deyimleri, bütçe sınıflandırmasında, “Program”ı, b) “Kesim” deyimi, “Altprogram”ı, c) “Madde” deyimi, harcama kalemlerini de kapsayacak şekilde “Faaliyet” veya “Proje” yi, d) “Tertip” deyimi, hizmet veya harcamanın yapılacağı program, altprogram, ödenek türü, faaliyet-proje ve harcama kalemi bileşimini, e) “Harcama kalemi” deyimi, (A) işaretli cetvelde yer alan ödeneklerin 100, 200.....900 düzeyindeki ayrımını, f) “Ayrıntı kodu” deyimi, harcama kaleminde yer alan ödenekler esas alınarak tahakkuk ettirilecek giderlerin (R) işaretli cetvelde belirtildiği üzere Devlet muhasebesi kayıtlarında gösterileceği alt ayrımı (bu ayrıma Kesinhesap Kanunu tasarılarında da yer verilir.), g) Borç ödemeleri yönünden “ilgili hizmet tertibi” deyimi, (Personel giderlerine ait harcama kalemlerindeki ödenek bakiyeleri yalnızca personel giderleri borçlarına karşılık gösterilmek şartıyla) hizmet veya harcamanın ait olduğu programı, İfade eder. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 17 nci maddeyi okutuyorum: Bağlı Cetveller MADDE 17. – a) 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun değişik 29 uncu maddesine göre, 1. 1 inci madde ile verilen ödeneğin dağılımı “A” işaretli, 2. Özel hükümlerine göre 1996 Malî Yılında tahsiline devam olunacak Devlet gelirleri “B” işaretli, 3. Devlet gelirlerinin dayandığı temel hükümler “C” işaretli, 4. Kanunlar ve kararnamelerde bağlanmış vatanî hizmet aylıkları “Ç” işaretli, 5. Gelecek yıllara geçici yüklenmelere girişmeye yetki veren kanunlar “G” işaretli, 6. Harcamalara ilişkin formül “R” işaretli, b) 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri uyarınca her yıl Bütçe Kanunu ile tespiti gereken miktarlar “H” işaretli, c) Çeşitli kanunlara göre bütçe kanunlarında gösterilmesi gereken parasal sınırlar “İ” işaretli, d) Ek ders, konferans ve fazla çalışma ücretleri ile diğer ücret ödemelerinin miktarı “K” işaretli, e) 11.8.1982 tarih ve 2698 sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Okul Pansiyonları Kanununun üçüncü maddesi gereğince Millî Eğitim Bakanlığı tarafından idare edilecek okul pansiyonları ile Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık okulları öğrencilerinden alınacak pansiyon ücretleri “M” işaretli, f) 7.6.1939 tarih ve 3634 sayılı Millî Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun; 1. 36 ncı maddesine göre millî müdafaa mükellefiyeti yoluyla alınacak hayvanların alım değerleri “O” işaretli, 2. 38 inci maddesine göre alınacak motorlu taşıtların alım değerleri “P” işaretli, g) Kurumların sahip oldukları taşıtlar ve 1996 yılında Taşıt Kanunu uyarınca satın alacakları taşıtların cinsi, adedi ve hangi hizmetlerde kullanılacağı ile asgarî ve azamî satın alma bedelleri “T” işaretli, h) Kurumların mevcut lojman, sosyal tesis, telefon, faks ve kadro sayıları “L” işaretli, Cetvellerde gösterilmiştir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 18 inci maddeyi okutuyorum: Yeni Tertip, Harcama ve Gelir Kalemleri Açılması MADDE 18. – Maliye Bakanı; a) İlgili mevzuatına göre, yılı içinde 1996 Yılı Programına alınan projeler için (2) ödenek türü altında, hizmetin gerektirdiği hallerde de (3) ödenek türü altında yeni tertipler veya (A) işaretli cetvelin bütünü içinde yeni faaliyet ve harcama kalemleri açmaya, b) Gerektiğinde (B) işaretli cetvelde yeni bölüm, kesim ve madde kalemleri açmaya, c) 25.6.1992 tarih ve 3824 sayılı Kanunla kaldırılan vergi ve resimler nedeniyle Toplu Konut Fonu adına gümrüklerce ithal sırasında tahsil edilecek miktarlardan gelir kaydedilecek oranı tespite ve bu tutarı tahsilatı yapan gümrük saymanları adına (B) cetvelinde açılan tertibe gelir kaydettirmeye ve Toplu Konut Fonuna aktarılacak tutarlar ile gelir kaydedilecek tutarlara ilişkin uygulama ile ilgili usul ve esasları belirlemeye, Yetkilidir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 19 uncu maddeyi okutuyorum: Aktarma MADDE 19. – Maliye Bakanı; a) Münhasıran “100-Personel giderleri” harcama kalemindeki ödeneklerle ilgili olarak, aynı kuruluş bütçesi içinde programlararası aktarma yapmaya, b) Kuruluş bütçelerinin “100-Personel giderleri” harcama kalemindeki ödenekler ile Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-08-3-351-900) tertibindeki ödeneklerden gerekli görülen tutarları Maliye Bakanlığı bütçesinde yer alan yedek ödenek tertibine aktarmaya, c) Hizmeti yaptıracak olan kuruluşun isteği üzerine bütçesinden, malî yıl içinde hizmeti yürütecek olan daire veya idarenin bütçesine, gerektiğinde Hazine yardımı ile ilişkilendirilmek suretiyle ödenek aktarmaya ve bu konuda gerekli işlemleri yapmaya, d) Millî Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı arasında cari yıl içinde yapılan hizmetlerin bedellerini karşılamak amacı ile varılacak mutabakat üzerine, ilgili bütçelerin program, altprogram, faaliyet ve projeleri arasında karşılıklı aktarma yapmaya, e) “1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar”a uygun olarak yıllık programda yapılacak değişiklikler gereği, değişiklik konusu projelere ait ödenekleri ilgili kuruluşların bütçeleri arasında aktarmaya, f) Yukarıda (d) bendinde belirtilen bütçelerde yer alan Silahlı Kuvvetlerin tek merkezden yönetilmesi gereken ikmal ve tedarik hizmetleri ile bir programa ait bir hizmetin diğer bir program tarafından yürütülmesi halinde ödeneği ilgili program, altprogram, faaliyet veya projeler arasında karşılıklı olarak aktarmaya, g) Mevcut üniversitelerden yeni açılacak üniversitelere intikal eden enstitü, fakülte ve yüksekokulların bütçelerinde yer alan ödenekleri, bu enstitü, fakülte ve yüksekokulların bağlandığı üniversite bütçelerine aktarmaya, h) Kamu kurum ve kuruluşlarının yeniden teşkilatlanması sonucu, bütçe kanunlarının uygulanması ve kesinhesapların hazırlanması ile ilgili olarak gerekli görülen her türlü bütçe işlemlerini ve düzenlemeleri yapmaya, Yetkilidir. Malî yıl içinde diğer bir daireye ve idareye aktarılan ödeneklerle ilgili hizmetin yürütülmesinden bütçesine aktarma yapılan daire veya idare görevlidir. Genel ve katma bütçeli kuruluşların kamulaştırma ve bina satın alımları ile ilgili tertiplerine aktarma yapılamaz. Ancak; liman, hava meydanı, demiryolu, tünel ve köprü projeleri nedeniyle yapılacak kamulaştırmalar ile üniversitelerin eğitim-öğretim projeleri için kuruluş bütçesinde tefrik edilmiş olan toplam kamulaştırma ödeneklerinin % 50’sine, diğer kamulaştırma ve satın almalar için de % 25’ine kadar olan ödenek eksiklikleri Maliye Bakanlığı bütçesinin yedek ödenek tertibinden karşılanabilir. İdarelerin kamulaştırma ve bina satın almak amacıyla bütçelerinde yer alan ödenekler kamu iktisadî teşebbüslerinden gayrimenkul (lojman hariç) satın alınması veya kiralanmasında kullanılmaz. Ancak, bu hüküm doğrudan eğitim ve öğretime tahsis edilmesi şartıyla üniversiteler bakımından uygulanmaz. BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 20 nci maddeyi okutuyorum: İl Özel İdarelerine Aktarılacak Yatırım ve İşçilik Ödenekleri MADDE 20. – Genel ve katma bütçeli kuruluşlarca yürütülen hizmetlerin il özel idarelerince yerine getirilmesi halinde, bu işlerle ilgili kuruluş bütçelerinde yer alan yatırım ve işçilik ödeneklerinin, il özel idarelerine ödenmek üzere bu kuruluş bütçelerinde mevcut veya yeniden açılacak mahallî idarelere yapılacak ödemeler tertibine aktarmaya kuruluşların teklifi üzerine Maliye Bakanlığı yetkilidir. BAŞKAN – Okunan madde üzerinde söz talebi?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 21 inci maddeyi okutuyorum: Geçen Yıllar Borçları MADDE 21. – Malî yılın sonuna kadar ödenemediği gibi emanet hesabına da alınamayan ve 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 93 üncü maddesine göre zamanaşımına uğramamış bulunan geçen yıllar borçlarına ait ödemeler aşağıdaki ilkelere göre yapılır. a) Yılları bütçelerinin (1) ödenek türü itibariyle, “100-Personel Giderleri” ne ait harcama kalemlerinden doğan borçlar, “Personel Giderleri Geçen Yıllar Borçları” faaliyetinden ödenir. b) (a) fıkrasında yazılı olanlar dışındaki harcama kalemlerinden doğan borçlar, borcun doğduğu tertibin ödenek türü dikkate alınarak; 1. Diğer cari giderlerden doğan borçlar, “Diğer Cari Giderler Geçen Yıllar Borçları”, 2. Yatırım hizmetlerinden doğan borçlar, “Yatırım Giderleri Geçen Yıllar Borçları”, 3. Transfer tertipleri ile ilgili olarak doğan borçlar, “Transfer Giderleri Geçen Yıllar Borçları”, Faaliyetlerinden ödenir. Bu faaliyetlerdeki ödeneklerin yetmemesi halinde (100-Personel giderleri dışında kalan) aynı veya diğer hizmet tertiplerindeki ödeneklerden bu faaliyetlere aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 22 nci maddeyi okutuyorum: Teminat Olarak Kabul Edilecek Değerler MADDE 22. – 2983 Sayılı Kanun gereğince çıkarılan ana para iadeli gelir ortaklığı senetleri ve diğer menkul kıymetler ile Devlet iç borçlanma tahvilleri ve hazine bonoları, a) Kamu kurumlarının yapacakları ihale ve sözleşmeler ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin uygulanmasında teminat olarak, b) Hazinece satılacak millî emlâk bedellerinin ödenmesinde nominal değerleri üzerinden ödeme vasıtası olarak, Kabul edilir. Tahvil ve bonolar nominal bedele faiz dahil edilerek ihraç edilmiş ise bu işlemlerde anaparaya tekabül eden satış değerleri esas alınır. BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 23 üncü maddeyi okutuyorum: Savunma Sanayii Destekleme Fonu MADDE 23. – a) Türk Silahlı Kuvvetlerine stratejik hedef planı uyarınca temini gerekli modern silah, araç ve gereçler ile gerçekleştirilecek savunma ve NATO altyapı yatırımları için malî yıl içinde yapılacak harcamalar, 7.11.1985 tarih ve 3238 sayılı Kanunla kurulan Savunma Sanayii Destekleme Fonunun kaynakları, bu amaçla bütçeye konulan ödenekler ve diğer aynî ve nakdî imkânlar birlikte değerlendirilmek suretiyle Savunma Sanayii İcra Komitesince tespit edilecek esaslar dairesinde karşılanır. b) Millî Savunma Bakanlığı bütçesinin ilgili tertiplerinde mevcut ödeneklerden yukarıdaki fıkra gereğince tespit edilecek miktarlarını Savunma Sanayii Destekleme Fonuna ödemeye Millî Savunma Bakanı yetkilidir. c) Savunma Sanayii Destekleme Fonundan Hazineye yatırılacak paraları bir yandan bütçeye gelir, diğer yandan Millî Savunma Bakanlığı bütçesinin ilgili tertiplerine ödenek kaydetmeye ve geçen yıllar ödenek bakiyelerini devretmeye Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 24 üncü maddeyi okutuyorum: Transferi Mümkün Olmayan Konsolosluk Gelirleri MADDE 24. – Konvertibl olmayan konsolosluk gelirlerinden transferi mümkün olmayan ve 1995 yılı sonu itibariyle kullanılmayan miktarları, Dışişleri Bakanlığı bütçesinde açılacak özel bir tertibe, bu Bakanlığın gerekli gördüğü mal ve hizmet alımlarında kullanılmak üzere, yılı bütçesine ödenek ve gerektiğinde gelir kaydetmeye ve yılı içinde kullanılmayan miktar gelecek yıla devren ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Yapılacak harcamaların esas ve usulleri Dışişleri Bakanı ile Maliye Bakanınca müştereken tespit edilir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir 25 inci maddeyi okutuyorum: Yabancı Ülkelere Yapılacak Hizmet Karşılıkları MADDE 25. – Maliye Bakanı; a) Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca yabancı ülkelere ve uluslararası kuruluşlara kiraya verilen veya bir hizmetin yerine getirilmesinde kullanılan kara, deniz ve hava taşıtlarından alınan kira veya ücret tutarlarını, b) Türk Silahlı Kuvvetlerinin öğrenim ve eğitim müesseselerinde okutulan ve eğitim gören yabancı uyruklu subay, astsubay veya erlere yapılan masraflar karşılığında ilgili devletlerce ödenen miktarları, c) NATO makamlarınca yapılan anlaşma gereğince yedek havaalanlarının bakım ve onarımları için verilecek paraları, Aynı amaçla kullanılmak üzere bir yandan bütçeye gelir, diğer yandan yukarıda yazılı kuruluş bütçelerinin sonunda açılacak özel tertiplere ödenek kaydetmeye ve bu suretle ödenek kaydedilen miktarlardan yılı içinde harcanmayan kısımları ertesi yıla devretmeye yetkilidir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 26 ncı maddeyi okutuyorum: Bağış, Hibe ve Yardımlar MADDE 26. – a) Yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan hibe olarak malî yıl içinde elde edilecek imkânların Türk Lirası karşılıklarını gereğine göre bütçeye gelir veya gelir-ödenek-gider kaydetmeye Hazine Müsteşarlığının teklifi üzerine Maliye Bakanı yetkilidir. b) Dış kaynaklardan veya uluslararası antlaşmalarla bağış ve kredi yolu ile gelecek her çeşit malzemenin navlun ve dışalımla ilgili vergi ve resimlerinin ödenmesi amacı ile bunların karşılığını ilgili bütçelerinde mevcut veya yeniden açılacak harcama kalemlerine ödenek kaydetmeye ve gereken işlemleri yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. c) 1996 Malî yılı içerisinde Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyaçları için yabancı devletlerden askerî yardım yolu ile veya diğer yollardan fiilen sağlanacak malzeme ve eşya bedellerini, bağlı (B) cetvelinde bu adlarda açılacak tertiplere gelir ve karşılıklarını da bu bütçelerde açılacak özel tertiplere ödenek ve gider kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 27 nci maddeyi okutuyorum: Eğitim ve Öğretim Ödenekleri MADDE 27. – Genel bütçe dışındaki kamu kuruluşlarının bütçelerine, genel bütçeye dahil dairelerce yönetilen her derecedeki yatılı okullarda veya yurt dışında kendi hesaplarına okutturacakları öğrenciler için konulmuş olan ödeneklerden gerekli miktarlarını, bu Kanunun (B) işaretli cetveline gelir ve bu öğrencilerin her çeşit giderlerini karşılamak üzere, (A) işaretli cetvelinde ilgili kurumun bütçesinde mevcut veya yeniden açılacak tertiplere aktarma yapmaya veya ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 28 nci maddeyi okutuyorum: Özel Ödenek ve Gelirlerin İptali MADDE 28. – Bağışlara ilişkin özel ödenek ve özel gelirlerle diğer özel ödenek ve özel gelirlerden; a) Tahsis amacı gerçekleştirilmiş ödenek artıkları ile tahsis amacının gerçekleştirilmesi bakımından yetersiz olanları, b) (a) fıkrasında yazılı olanlar dışında kalıp da (200 000 000) lirayı aşmayan ve iki yıl devrettiği halde harcanmayanları, İptal etmeye Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 29 uncu maddeyi okutuyorum: MADDE 29. – Aylık gayrisafî hâsılat tahakkukunu kapsamak kaydıyla, - Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin mal ve hizmet satışları (Katma Değer Vergisi Hariç) gayrisafî hâsılatının % 10’u, - Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ)’nin mal ve hizmet satışları (Katma Değer Vergisi hariç, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi ve TRT payı dahil) gayrisafî hâsılatının % 8’i, - Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün mal ve hizmet satışları gayrisafî hâsılatının (Katma Değer Vergisi hariç) % 20’si, - Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü (Tekel)’nün mal ve hizmet satışları (Katma Değer Vergisi ve Ek Vergi hariç) aylık gayrisafî hâsılatının % 10’u, - Devlet Mazleme Ofisi Genel Müdürlüğü (DMO)’nun mal ve hizmet satışları (Katma Değer Vergisi hariç) ürün nevileri itibariyle gayrisafî hâsılatının % 10’una kadar, En geç takip eden ayın 20’sine kadar Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlığına ödenir. Ödenen bu tutarlar bütçeye gelir yazılır. Ocak-Nisan 1996 dönemine ait tutarlar dört eşit taksitte ödenir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esaslar Maliye Bakanınca belirlenir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemleri bulunmaktadır. İlk sırada Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Önder Sav... NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, Sayın Algan Hacaloğlu konuşacak. BAŞKAN – Buyurun Sayın Algan Hacaloğlu. (CHP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 10 dakikadır; buyurun efendim. CHP GRUBU ADINA ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Görüşmekte olduğumuz bütçe yasa tasarısının 29 uncu maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini belirtmek istiyorum. 1980'li yılların ortasından günümüze, KİT'ler ve kamu ekonomik girişimciliği üzerinde türlü politikalar oluşturuldu. Bu politikaların özeti, kamu kesimini daraltmaktır. KİT'ler, yani, kamu iktisadî teşebbüsleri, farklı zamanlarda, farklı yaklaşımlar içerisinde, zaman zaman özerkleştirme, zaman zaman rehabilitasyon, geniş boyutuyla özelleştirmeyi kapsayan politikalar demeti içerisinde, son 15 yıldır, gelişme yerine, güçlenme yerine, daha etkin, daha verimli; pazarlarda, piyasalarda rekabet gücü daha yüksek bir yapıya kavuşmak yerine, zayıfladılar. Zaman zaman, hükümetler, KİT'leri kızağa çektiler, Özelleştirme İdaresinin insafına terk ettiler; zaman zaman, KİT'lerin kaynaklarına, fonlarına el koydular veya yeterince sermaye yoğun sektörlerde işletmecilik yapan bu KİT'lerin, zamanın hızla gelişen teknolojik değişme süreci içerisinde ihtiyaç duydukları yatırım, yenilenme, onarım, rehabilitasyon için gerekli kaynak desteğini sağlamadılar ve açıkça söylüyorum, bindiğimiz dalı kestik. Türkiye, gümrük birliği sürecinde, aşamasında, doğaldır ki, ekonomisini, kamusuyla özeliyle daha verimli bir yapıya kavuşturmak zorundadır; doğaldır ki, Türkiye, 1996 yılında, bundan 10 yıl, 20 yıl, 40 yıl evvel belirlenmiş olan, kamu kesimine açılmış olan faaliyet alanlarını aynen taşıyamaz, taşımasına gerek yoktur. Ülkenin içerisinde bulunduğu sanayileşme, gelişme ve dünyadaki teknolojik gelişme süreci içerisinde, kamu kesiminin, belirli alanlardan çekilmesinin; ama, belki, bazı alanlarda bazı ek sorumlulukları almasının kaçınılmaz olması gerekiyor. Maalesef, sürekli olarak, özellikle sağ partilerin iktidar olduğu dönemlerde, liberal iktisadın temeli olan serbest piyasa ve rekabet ilkelerini savunduğunu iddia eden kesimlerin iktidar olduğu dönemlerde, kamu kesimine insafsızlık yapılarak, bu kuruluşların, serbest piyasalarda rekabet edebilme yetenekleri, olanakları, hakları kendilerinden esirgeniyor. Hükümetler, KİT'leri, sanki, kendi arka bahçeleri zannediyorlar, sanki, kendilerinin malı, mülkü zannediyorlar ve halkın malı olan bu kuruluşlar üzerinde tasarrufta bulunmak, keyiflerine göre bütçe açıklarını kapatabilmek amacıyla kaynaklarına el koymayı, kendilerine bir hak olarak görebiliyorlar. Bakınız, bu maddeyle kâr eden 5 kuruluşun, gayri safî satışlarından yüzde 8 ile yüzde 20'ye kadar değişik oranlarda, her ay, takip eden ayın 20'sine kadar, âdeta bir peşin vergi gibi, gelirlerine el konmakta. Değerli arkadaşlarım, bir kuruluşun gayri safî hâsılasının yüzde 20'sine el koyarsanız, o kuruluşun kâr marjı nedir de, bunun altından kalkıp topluma, halka hizmet sunacak!.. Bunu hangi amaçla yapıyorsunuz; KİT'leri daha rekabetçi bir yapıya kavuşturmak için mi, daha verimli bir yapıya kavuşturmak için mi; kendilerini rehabilite edebilmeleri için mi? Hayır. Niçin; türlü nedenlerle bizlerin, topluca siyasetçilerin; ama, temelinde hükümetlerin... Evet, bu dün başlamıştır; bugün ilk defa uygulanmıyor. Bir uygulamanın yanlış olması, ona daha evvel uygulanmış olmasından kaynaklanan nedenlerle, bugünde uygulanma hakkı, alanı açamaz. Ben, hep söyledim; dün de, bugün de. Merkez sağın, aynı parasal politikalarına dayalı, bir iktisat anlayışı uygulamada. O tarafına girmek istemiyorum; ama, 5 Nisandan beri kademe kademe uygulamaya konulan bu anlayışın, bugün geldiği nokta, KİT'lerden haraç almaktır. Hayır, düzeltiyorum. Biz, bu uygulamayla, KİT'lerden haraç almıyorsunuz, halkımızdan haraç alıyorsunuz; çünkü, bu kuruluşlar, bu kesintileri masraflarına yazacaklar, ardından fiyatlarına yansıtacaklar ve sonuçta, zam olacak. Bakınız, bizim yaptığımız değerlendirmeye göre, bu uygulamayla, bu yıl içinde TEDAŞ'tan 15 trilyon, Devlet Malzeme Ofisinden 1 trilyon, Devlet Hava Meydanları İşletmelerinden 3,5 trilyon, Tekel'den 14 trilyon, Türk Telekomünikasyondan -hani, o özelleştirmek için verimliliğini artırıp, süsleyip alıcı bulması için piyasalara sunduğumuz kuruluş, o kuruluştan da aklayıp paklayıp sunduğunuz kuruluşumuzdan da- bu yıl 16 trilyon haraç alacaksınız; o kuruluş, bunu maliyetlerine yazacak, ondan sonra uluslararası piyasalarda rekabet edecek. Bu maddenin sonucu, sigaraya zam, telefon ücretlerine zam, elektiriğe zam; dolayısıyla, dolaylı olarak her şeye zamdır. Mevcut zamlara ek zam; spiral etkisiyle, enflasyon daha da artacaktır. Üstelik, bu maddeyle, sadece bundan sonra değil; geriye dönülerek, ilk 4 ayın tahsilatından da 4 taksitte ödeme yapması isteniyor. Değerli arkadaşlarım, bir şey yanlış anlaşılmasın. Bu yasa tasarısının başka maddelerinde gerek sermaye iştirakleri nedeniyle gerek SSK'ya veya Maliyeye olan vergi borçları nedeniyle Hükümete, Maliyeye, KİT kârlarının üzerinde tasarrufta bulunma, kesinti yapma yetkisi verilmiştir. Bu kesintilerin, hiçbir şekilde KİT'lerin sermaye borçlarıyla ilişkisi yoktur. BAŞKAN – Sayın Hacaoğlu, bir dakikalık süreniz kaldı. ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Tamam. Bu, bir haraçtır. Bu haraç, halkımızın sırtından alınacaktır. Eğer, devletin bütçesi açık veriyorsa, onun önlemlerini alınız. Onun önlemleri, örtülü zamlar getirmek değildir. Bu nedenle, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, bu haraç, bu zam maddesinin, KİT'lerin verimliliğine darbe indiren, serbest piyasa anlayışına, ilkelerine uymayan bu maddenin yasa tasarısından çıkarılmasını talep ediyoruz.Bu duygularla, hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Algan Hacaloğluna teşekkür ediyorum. Şimdi, söz sırası, Demokratik Sol Parti Grubu adına, Sayın Hikmet Uluğbay'da. Sayın Uluğbay, konuşma süreniz 10 dakikadır. Buyurun Sayın Uluğbay. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar) DSP GRUBU ADINA HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Teşekkürler Sayın Başkan. Sayın Başkan, değerli üyeler; bütçe kanunlarını hazırlarken, genelde yapageldiğimiz bir uygulama var; bu da, bütçe kanunlarıyla ilgili olmayan bazı düzenlemeleri bütçe kanun metinlerine dahil etmemiz. 1996 bütçesi vesilesiyle, bir gözlemleme yapma imkânını bulduk. 1995 yılında, bütçe kanunuyla ilgili olmayan ve Anayasaya aykırı bazı hükümlerden, 1996 bütçesine alınmayanlar var; bu, mutlu bir gelişme ve bunu giderek, Anayasaya aykırı hükümlerden arındırılacak yöndeki atılacak adımların, habercisi olarak algılıyoruz. Ancak, 1996 bütçesinin Komisyonda görüşülmesi sırasında, 29 uncu madde, önümüze bu yıl konulan bir madde olarak geldi. Aslında, benden evvel konuşan Sayın Hacaloğlu, bunun bir salma ve zorla alım, bir haraç olduğunu dile getirdiler. Ben de, bu noktada bir şeyin altını çizmek istiyorum; bu haraç, 1994 yılından beri Bakanlar Kurulu kararıyla alınmaktaydı; yani, arkasında bir yasal dayanak yoktu. Şimdi, bu bütçe kanunuyla yapılmak istenen, bu haracı, kanun metnine dahil etme şeklindeydi. Tabiatıyla, bu şekliyle düzenlendiği vakit, bu, neresinden bakarsanız bakın, vergi hukuku açısından bir ciro vergisidir. Dolayısıyla, olayın bütünlüğünü şu şekilde görmemiz lazım: Bazı iktisadi devlet teşekküllerini, siyasî iktidarlar, felsefelerine uygun olarak, özelleştirme kapsamına alıyorlar; aldıkları vakit, aynı zamanda, bir statü değişikliğine de gidiyorlar. Yapılan statü değişikliği, bunlara anonim şirket statüsü verilmesidir. Bir kamu iktisadî teşebbüsünü, daha önceki mevzuatın dışına alıp, anonim şirket statüsüne getirdiğimiz vakit, temelde iki değişiklik yapıyoruz: Anonim şirketlerin, gelirlerinin oluşması, kârlarının oluşması ve kârlarının dağıtımı anasözleşmelerinde yer alır, artı, Ticaret Kanununa tabi olur; dolayısıyla, Ticaret Kanununa tabi hale getirdiğimiz kuruluşları, bu şekilde bir salmayla vergilendirirsek, bu, Ticaret Kanununu tadil etmek olur ve Anayasaya aykırı hale gelir. Aynı şekilde, yine, Anayasamızın 73 üncü maddesi, vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülüklerin, kanunla konulup, kanunla değiştirileceğini veya kaldırılacağını amir bulunmaktadır; dolayısıyla, bu şekilde bir ciro vergisinin getirilmesi, aynı zamanda, Anayasamızın bir başka maddesini de ihlal eder niteliktedir. Şimdi, bu noktada, 1994 yılından itibaren bütçeye muntazam gelir sağlayan bir kalemin, 1996 bütçesinde de gelir yazılış biçimi değiştirilmek istenmektedir; ancak, biz Demokratik Sol Parti olarak, Hükümeti oluşturan partilerin temsilcilerinin, bu maddeyi, Anayasaya aykırı olmaktan çıkaracak bir düzenlemeyle huzurumuza geleceklerini bekliyor ve umut ediyoruz. Bu anlayışlarla, bu düzenlemeleri beklemekte olduğumuzu ifade ediyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Demokratik Sol Parti Grubu adına konuşan Sayın Hikmet Uluğbay'a teşekkür ediyorum. Şimdi, söz sırası, Sayın Ertan Yülek'te. Buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 5 dakika Sayın Yülek. İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – Grup adına söz istiyorum. BAŞKAN – Şu ana kadar, bende, Grup adına olduğuna dair bir işaret yok. Grup adına mı efendim?.. NECATİ ÇELİK (Kocaeli) – Grup adına konuşacak efendim. BAŞKAN – Grup adına konuşma süreniz 10 dakika. RP GRUBU ADINA İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, bu konuda tekrar söz almamın sebebi, inanın ki, herhangi bir parti mülahazasıyla değildir; buna çok samimî olarak inanmanızı istirham ediyorum. Şimdi, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ondan evvel de 440 sayılı Kanun, kamu iktisadî teşebbüslerinin veya iktisadî devlet teşekküllerinin ne şekilde çalışacağını belirleyen kanun ve kanun hükmünde kararnamedir. Kanun hükmünde kararnamenin maddelerine geçmek istemiyorum; ama, orada çok önemli birkaç nokta var: Birincisi şu: "Kamu iktisadî teşebbüsleri müdebbir bir tüccar gibi çalışacaklardır" denmektedir ve bu mutlaka amir hükmüdür; bu, bir. İkincisi: Bunların kâr ve zararlarının, bilançolarının ne şekilde tanzim edilip, devlete ne şekilde vergi vereceği tamamen kanun hükmündeki kararnamede yer almıştır. Bunlar, özel sektörün bir anonim şirketine benzerler. Nasıl anonim şirketin statüsü, çalışma şekli, kendi statüsü içinde belirlenmiş ise, iktisadî devlet teşekküllerinin veya kamu iktisadî teşebbüslerinin de çalışma statüleri, bu 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle belirlenmiştir. Şimdi, beş tane iktisadî devlet teşekkülü -veya belki bir kısmı kamu iktisadî teşekkülü- alıyorsunuz ve bunlara bir nevi salma vergi salıyorsunuz; salma vergidir bunun adı. Halbuki, iktisadî devlet teşekküllerinin bilançolarını nasıl çıkaracağı, çıktıktan sonra kârlarının nasıl tevzi edileceği belirtilmiştir. Şimdi, siz çıkıyorsunuz, bir anonim şirket niteliğindeki KİT'e bir vergi salıyorsunuz. Acaba, herhangi birimiz veyahut da devlet "ben senin dört tane özel anonim şirketine şu kadar vergi saldım" diyebilir mi? Çok açık, diyemez. Yani, Türkiye'den on tane veya onbeş tane şirket seçiyorsunuz, ben size salma vergi saldım diyorsunuz. Bu, eşitliği bozar, rekabeti bozar; bu, Anayasaya aykırıdır, kanunlara aykırıdır. Zamanınızı fazla almak istemiyorum; şimdi, yapılan işlem, bakınız, şuradaki Türk Telekomünikasyon A.Ş, Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş, Devlet Hava Meydanları, TEKEL ve Devlet Malzeme Ofisine, kısaca diyorsunuz ki, sizin gelirlerinizden yüzde şu kadarını ben alıp, devlete gelir irat edeceğim; bu bir defa, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye zıt. BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Bunlar, zaten devletin. İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla) – Efendim, bunlar devletindir; ama, devlet bir şey söylemiş buna; bu, Meclisten geçmemiş; ama, 440 sayılı Kanun, bu Meclisten geçmiştir. 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname de kanundur; Meclisten geçmiş gibi mütalaa edelim. Orada demiş ki, siz, müdebbir bir tüccar gibi çalışacaksınız; yani, piyasa şartlarına uygun, kârını, zararını bilen, hesabını bilen, nasıl bilanço çıkaracaksınız ve nasıl vergi ödeyeceksiniz; devletin nasıl temettü alacağı belirlenmiş ve onların, verimli çalışıp çalışmadığının kontrolünü de Yüksek Denetleme Kurulu kanalıyla inceletiyor, KİT Komisyonunda ve Genel Kurulda da tasdik ettiriyor; bu, böyle bir hadisedir. Şimdi, siz, buraya geldiğiniz zaman, ben soruyorum, TEKEL idaresi, karşısındaki Morris Şirketiyle nasıl rekabet edecek, söyler misiniz? Eşitlik ilkesini bozuyorsunuz, rekabeti bozuyoruz; beraber bozuyoruz; yani, ben, hiç kimseyi de itham etmiyorum, tamamen teknik bir konuşma yapıyorum. Onun için diyorum ki, geliniz, bu maddeyi çıkaralım ve diyelim ki, kendi kanunlarıyla, nasıl bir prosedür içerisinde, devlete bunun gelirleri irat kaydedilecekse, öyle edilsin. Şimdi, siz, bu kadar zam yapın bunlara; -bunun yolunu da gösteriyorum Meclise; yani, herkes de biliyor; ama, ben bir kere daha söylüyorum- bu kadar zam yaparsınız. Ne demektir bu; o kadar kârı artacaktır. Kârın artması demek, vergiye tabidir, vergisine gider, gerisini de temettüye alırsınız demektir. Dolayısıyla, arkadaşlar, benim burada yapmış olduğum... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Yülek, 5 dakikalık sürenizi de ilave ediyorum. MEHMET ALİ YAVUZ (Konya) – Yetmez. İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla) – Yok, yeter tahmin ediyorum. Ben, meramımı ifade ettim zannediyorum. Özet olarak diyorum ki, özel sektör piyasa ekenomisini benimsediysek ve KİT'lerin piyasa ekonomisi içinde çalışmasını öngördüysek; o zaman bırakın, bunun elini ayağını bağlamayalım. Bunu, bizim partimiz kadar, şu anda iktidarda olan iki parti de söylüyor. Hatta, bunları "devletin sırtına yük" diye de üzerinden atmak istiyorlar ve yeni bir sistem değil de piyasa ekonomisini getirmek istiyorlar. O zaman, samimî olmak lazım. Gelin, hep beraber, fikrimizde samimi olalım, kanunlara saygılı olalım ve bunun gereğini yerine getirelim; birincisi bu. İkincisi; biraz sonra birtakım maddeler daha gelecek. Bütçeye, kendi kanunları dışında, birtakım kanun maddeleri koyarsak, bunun Anayasaya aykırı olacağını Anayasa Mahkemesi tespit etmiştir. Kimin kanalıyla; geçen yıl burada oturan, isim de vereyim; Sayın Keçeciler'in teklifiyle, ANAP adına Anayasa Mahkemesine gidilmiş, Anayasa Mahkemesi de bunları iptal etmiş. Dolayısıyla, bu madde de Anayasa Mahkemesince iptal edilir, çok sarihtir. Kendi kanunu olmasına rağmen, bir yıllık hükmü olan bütçe kanununa birtakım maddeler koymanın Anayasa aykırı olduğuna Anayasa Mahkemesi karar vermiş ve 2 gün evvelki Resmî Gazetede de yayımlanmıştır; biraz sonra size göstereceğim. Dolayısıyla, hem KİT'lere saygı bakımından hem kanunlara saygı bakımından hem de Anayasaya saygı bakımından, geliniz, hep beraber, 29 uncu maddeyi tasarıdan çıkaralım. Devlete gelir getirecekse, nasıl getireceğini de gösterdik; bu suretle bir kayıp olmayacak; ama, hukuku çiğnemeyeceğiz, KİT'lere saygılı olacağız, kanunlara saygılı olacağız, Anayasaya saygılı olacağız. Bu maddenin tasarıdan çıkarılmasının teknik bakımdan da faydalı olacağı kanaatini izhar ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ederim. (RP sıralarından alkışlar) MALİYE BAKANI LÜTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkan... BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan. ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan... BAŞKAN – Sayın Bakana söz verdim efendim. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkanım, Yüce Meclisin saygıdeğer üyeleri, gerek Plan ve Bütçe Komisyonundaki müzakereler sırasında gerekse bugün, gecenin ilerlemiş saatine rağmen, bütçenin bu maddesiyle ilgili olarak, siyasî parti gruplarımızın değerli sözcüleri görüşlerini ortaya koydular; bu görüşler çerçevesinde, Yüce Meclisi bilgilendirme bakımından söz almış bulunmaktayım. İfade edilen maddeyle ilgili beş kuruluşumuzun, hâsılatlarından değişen oranlarda, bütçenin gelir kalemine aktarılmasıyla ilgili olarak - ama, arkadaşlarımızın "salma" şeklinde nitelendirdikleri- düşünülmüş bir gelir vardır. Esasen bu uygulama, bu sene Bütçe Kanunu Tasarısıyla, daha değişik bir veçheye, daha yasal bir çerçeveye dönüştürülmesiyle ilgilidir. Bunun, şunu için ifade etmek istiyorum: 1994 ve 1995 yıllarında, geçmiş hükümetlerimiz, bugün, bizim Bütçe Kanunu Tasarısı içerisinde bir kanun maddesi olarak yer almasını öngördüğümüz uygulamayı, daha önce Bakanlar Kurulu kararıyla bir fona aktararak, o fon kanalıyla, aynı neticeye varan bir uygulama olarak yapmışlardır. Bizim yaptığımız, bunların fon şeklinde uygulanması değil, bunu, Bütçe Kanunu Tasarısı içerisinde, tamamen yasal bir hale getirmektir; çünkü, o fon uygulamasında -Bakanlar Kurulu kararıyla yapılan uygulamada- zaman zaman, birtakım aksaklıkların çıktığı görülmüştür ve bu düşünceden hareketle de, bu şekilde bir madde öngörülmüştür; yani, daha önceden uygulamada olan, uygulanmış olan bir konudur. Bir diğer olay, bu beş kuruluş da, tekel hüviyetinde olan ve sermayeleri devlete ait olan kuruluşlarımızdır. Bunlardan, özellikle Telekom üzerinde duruldu. Telekom'la ilgili birkaç konuya da değinmek istiyorum. Esasında, bilindiği gibi, Telekom, özelleştirmede, özel kanunu gereği, üzerinde, geçtiğimiz hükümetlerin de bizim hükümetimizin de önemle durduğu bir husustur. Burada, sayın CHP sözcüsünün "süsleyip, bir anlamda allayıp pullayıp satmaya çalıştığınız" şeklinde bir ifadesi oldu. Benim söz almamın altında yatan da, esasında bu ifadedir. Telekom konusu ve eski ismiyle PTT'deki gelişmeler, 1983'ten sonraki hükümetlerin yüzakı olan ve gerçekten dünyada ilerlemiş ülkeler olarak isimlendirilen ülkelerden daha ileride olan, Türkiye'de yapılmış, ortaya getirilmiş olan bir hizmet ve artı bir değerdir. Nitekim, bugün, Telekom'un özelleştirilmesinde gecikilmesinden dolayı düşen fiyatına rağmen, bugün, Telekom'un değeri, 22-23 milyar dolar seviyesindedir. Esasında, 2 bin dolar civarında olan hatbaşı değerler, özelleştirmenin gecikmesinden dolayı, 1 500 dolara düşmüş bulunmaktadır. Esasında, zamanında 2 bin dolardan özelleştirilebilse ve satılabilseydi, 30 milyar dolar gibi bir değere sahip olan bir kuruluştur. Bu, 1983'ten sonraki hükümetler zamanında ortaya getirilmiş olan bir değerdir; buna "süsleyip, allayıp pullayıp satmaya çalıştınız" demekten ziyade, buna teşekkür etmek gerekirdi. Türkiye'de böyle bir kuruluş, böyle bir değer ortaya getirilmiştir; bugün, özelleştirilerek Türkiye'ye ayrı bir gelir getirecek olan bir kuruluştur; yani, bunu küçümsemek değil, buna teşekkür etmek gerekir. Şimdi, burada... MÜMTAZ SOYSAL (Zonguldak) – Ama, elden çıkarmamak gerekir. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Devamla) – Elden çıkarmama konusu da çok tartışılmış olan bir konudur, burada, kanunu geldiğinde tartışılmış olan bir konudur. Bundan sonra da, Anayasa Mahkememizin aldığı karardan dolayı, yeni bir kanun tasarısı olarak Yüce Meclisin huzuruna gelecektir. O zaman da, bu elden çıkarılıp çıkarılmaması hususunu ayrıca tartışırız, tartışabileceğimizi de burada ifade etmek istemekteyim. Ama, Telekom böyle bir değer olurken, bununla birlikte, Telekom'dan ayrılan Posta İdaresi tek başına kalmıştır ve Posta İdaresinin bütün giderleri de bu bütçeden karşılanmaktadır. Yani, Telekom hasılatından bir miktar bütçeye gelir kaydedilirken, bununla birlikte, KİT'lere de 50 trilyon lira civarında, bu bütçeden artı kaynak öngörülmüştür. Bir taraftan alacaksınız, bir tarafa vereceksiniz; bu, bir bütçe dengesidir; yani, bunları söylerken, tek taraflı olarak ifade etmememiz lazım. O zaman -değerli konuşmacıların birçok sözüne katılıyoruz temelde- tabiî ki, bunlar, bir müdebbir tüccar gibi hareket etmek mecburiyetindedir deyip, KİT'lere bütçeden 50 trilyon lirayı bu sene vermeyelim mi? Vermediğimiz zaman o KİT'ler ayakta kalacak mı; kalmayacak. Onları da vermek zorundasınız. Bunlar da, bizim bir sosyal realitemiz, gerçeklerimiz, onlara da yardım etmek mecburiyetindeyiz. O zaman, demek ki, bazı kuruluşlardan alma mecburiyeti, 1994 senesinde doğmuş, 1995 senesinde bu uygulama devam etmiş, bu uygulamanın aksaklıkları görülmüş, bu aksaklıkların yasal çerçeve içerisinde düzeltilmesi de ayrıca öngörülmüştür. Burada, değişik parti gruplarından arkadaşlarımızın bazı önerileri olmuştur. Bunları da, samimiyet içerisinde, uzlaşma içerisinde daha iyiyi bulma anlayışı çerçesinde sürekli tartıştık. Nitekim, bu doğrultuda, bazı önergelerin de geleceğini tahmin ediyorum -verildi Sayın Başkanlığa- o önergelerle, daha iyiyi bulma noktasında da hep birlikte hareket etme durumunda olduğumuzu, Bakanlığımızın ve Hükümetimizin bu anlayışta olduğunu bir kez daha ifade etmek istedim. Saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Bakana teşekkür ediyorum. Sayın Oğuz, söz talebiniz mi var efendim? ALİ OĞUZ (İstanbul) – Evet efendim. BAŞKAN – Sayın Ali Oğuz, buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 5 dakika. ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; 29 uncu madde üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. Bu maddede: Aylık gayri safî hâsılat tahakkukunu kapsamak kaydıyla, Türk Telekomünikasyon AŞ'nin mal ve hizmet satışları (Katma Değer Vergisi hariç) gayri safî hâsılatının yüzde 10'u, Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ)'nin mal ve hizmet satışları (Katma Değer Vergisi hariç, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi ve TRT payı dahil) gayri safî hâsılatının yüzde 8'i, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün mal ve hizmet satışları gayri safî hâsılatının (Katma Değer Vergisi hariç) yüzde 20'sinin alınması öngörülüyor. Değerli arkadaşlarım, bu, özelleştirmeyle ilgili konuları, bu Mecliste, 19 uncu Dönemde, uzun uzun, ariz amik görüştük ve hatta birçok kanunlar çıktı; bir kısmı iptal edildi, bir kısmı da tatbikata konuldu. Buradan edindiğimiz kanaat ve netice -hepinizin bildiği gibi- şu oldu: KİT'ler, ağır zararlar altındadır, ne pahasına olursa olsun, bunların özelleştirilmesi lazım ve bu özelleştirme geciktiği nispette, ağır masraflar ve zararlar bütçemizin üzerine ve Maliyemizin üzerine gelmektedir. Bu zararlara katlanmak mümkün değildir. İşin özeti buydu. Anladığımıza göre, bu, şu saydığımız KİT'ler üzerine, bugün, daha ağır yükler getirilmek istenmektedir. Bunun, her yönüyle, bir gizli vergiyle, bunların yükünü daha da ağırlaştırarak tamamen yok etmek gibi bir yola gittiğini müşahede ediyoruz ki, bu fevkalade yanlıştır. KİT'leri yok etmek, bize hiçbir şey kazandırmayacaktır; çünkü, özel teşebbüsün, bunların yerine kaim olmasını anlamak mümkün değildir. Çünkü, özel teşebbüsün, bunların yerine yatırım yapmasını düşünmek de mümkün değildir. Çünkü, özel teşebbüs hem emniyet hem kârlılık aramaktadır. Bunlara getirdiğimiz her türlü yük, bunların üzerindeki baskıları ve ağırlıkları daha çok artıracak ve ileride telafisi imkânı olmayan daha ağır zararlara doğru götürecektir. Getirdiğiniz şu teklif, çok ağır ve örtülü bir vergiyi tazammun etmektedir. Çünkü, bu vergilerle, onları, tamamen yok ettiğimiz takdirde de, bugün, adetleri yüzleri bulan bu KİT'lerin, memleketimize olan fayda ve hizmetlerini tamamen ortadan kaldırmak gibi bir yola gitmek durumunda kalıyoruz ki, bunu tasvip etmek mümkün değil değerli arkadaşlarım. Çünkü, getirdiğimiz bu yükler, ileride, bunların hizmet sahalarını tamamen ortadan kaldıracağı gibi, bunların yenilerini ortaya koymak da mümkün olmayacak. Bunun tatbikatını daha evvelki dönemde gördük. Beş tane çimento fabrikasını blok halinde 105 milyon dolara satarken, bir tanesini 150 milyon dolara kurma imkânımız da yoktu. Peki, bunları tamamen tahrip ettikten sonra elimize ne geçecek? En verimli olanları satalım veya şu getirdiğimiz ağır nispetlerle, üzerlerine koyduğumuz yüklerle tamamen perişan edelim diyoruz ki, bunu tasvip etmek mümkün değil. Çünkü, bu yükler, bunları işleyemez hale getirecektir. Nev'an-mâ vergidir, tabiî bütçe kanununa belki bu kabil vergiler konulabilir; ama, bunları zaten çalıştıramadığımızdan ve yükleri de arttığından, bununla, daha da ağır yükler getireceğimize göre, bunu tasvip etmek mümkün değildir diye düşünüyorum. Hele hele stratejik mevkide bulunan ve memleketin haberleşmesinde çok büyük hizmetleri olan PTT'nin T sinin özelleştirilmesi hususundaki gayretleri tasvip etmek ve bunları benimsemek de mümkün değil. Onun için, arkadaşlarımızın belirttiği gibi, 29 uncu maddede getirilen ve KİT'ler üzerine, tadadi de olsa birkaçının üzerine getirmiş olduğumuz bu ağır vergiler, onları daha da çalışamaz, daha da işlemez hale getirecektir. Ben de, arkadaşlarımın görüşlerine katılıyorum. Sayın Bakanım beni mazur görsünler, 29 uncu maddeyi kaldıralım ve bunlar üzerine getirdiğimiz yükleri de kaldıralım; çünkü, TEDAŞ ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. her ay gelen yüzde 5'lik zamlarla, milletin dayanılmaz ve altından kalkılmaz elektrik borçlarını artırmaktadır. Bu sebeple, bunu tasvip etmek mümkün değil. Tekrar ediyorum, arkadaşlarımın görüşüne ben de katılıyorum, 29 uncu maddeyi madde metninden çıkaralım, daha hayırlı bir hizmet yaparız diye düşünüyorum. Saygılarımla arz ederim efendim. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Ali Oğuz'a teşekkür ediyorum. 29 uncu maddeyle ilgili görüşmeler tamamlanmıştır. Önergeler var; okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 29 uncu maddesinin ilk iki fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Saffet Arıkan Bedük Zeki Çakan Bülent Atasayan Ankara Bartın Kocaeli DYP Grup Başkanvekili ANAP Grup Başkanvekili Nuri Yabuz İlyas Yılmazyıldız Hayrettin Uzun Afyon Balıkesir Kocaeli Süleyman Çelebi Mardin “Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin hisselerinin satışından elde edilecek gelir payına mahsup edilmek üzere, mal ve hizmet satışları (Katma Değer Vergisi hariç )gayri safî hâsılatının yüzde 10’u, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen hidroelektrik santrallarıyla, bunlara bağlantılı tesislerin; Türkiye Elektrik Üretim, İletim Anonim Şirketine (TEAŞ) devrine ilişkin gerekli yasal düzenleme yapılıncaya kadar kullanım ve işletim bedellerine karşılık olmak üzere, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (TEDAŞ) mal ve hizmet satışları, (Katma Değer Vergisi hariç, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi ve TRT payı dahil) gayri safi hâsılanın yüzde 8'i.” BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 29 uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz. Algan Hacaloğlu Ercan Karakaş Mustafa Yıldız İstanbul İstanbul Erzincan Bekir Kumbul Zeki Çakıroğlu Antalya Muğla BAŞKAN – Üçüncü önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısında bulunan 29 uncu madde Anayasaya aykırı özellikler taşımaktadır; tasarıdan çıkarılmasını arz ederiz. İbrahim Ertan Yülek Nurettin Kaldırımcı Necati Çelik Adana Kayseri Kocaeli Cemal Külahlı M. Recai Kutan Bursa Malatya BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, önergelerden ikisi, madde metninin kanun tasarısından çıkarılması yönündedir; aykırılıkları itibarıyla, önce, bu iki önergeyi birleştirerek işleme koyacağım; sonra, ilk okunan önergeyi işleme koyacağım. İki önergeyi tekrar okutup oylarınıza sunacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığa 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 29 uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz. Algan Hacaloğlu (İstanbul) ve arkadaşları BAŞKAN – Diğer önerge de aynı mahiyettedir. Önergeye, Komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeye, Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutup işleme koyacağım: Türkiye Büyük Milet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 29 uncu maddesinin ilk iki fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Saffet Arıkan Bedük (Ankara) ve arkadaşları “Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin hisselerinin satışından elde edilecek gelir payına mahsup edilmek üzere, mal ve hizmet satışları, (Katma Değer Vergisi hariç) gayri safî hâsılatının yüzde 10'u, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilecek hidroelektrik santrallarıyla, bunlara bağlantılı tesislerin; Türkiye Elektrik Üretim, İletim Anonim Şirketine (TEAŞ) devrine ilişkin gerekli yasal düzenleme yapılıncaya kadar, kullanım ve işletim bedellerine karşılık olmak üzere, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (TEDAŞ) mal ve hizmet satışları (Katma Değer Vergisi hariç, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi ve TRT payı dahil) gayri safî hâsılatının yüzde 8'i,” BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Önergeyle, maddeyle evvelce amaçlanan husus, daha iyi ifade edildiği ve hangi nedenle böyle bir kesinti gereği yapılacağı da açıklığa kavuşturulduğu için katılıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılıyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir. 29 uncu maddeyi, kabul edilen önerge yönündeki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: 29 uncu maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 30 uncu maddeyi okutuyorum: Döner Sermaye Gelirleri MADDE 30. – Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere bağlı döner sermayeli işletmelerin (iş yurtları ve benzeri kuruluşlar dahil) aylık gari safî hâsılatının % 10’u genel bütçeye irat kaydedilir. Bütçeye gelir kaydedilecek oranı döner sermayeler veya işlemleri itibariyle % 30’a kadar yükseltmeye, geçmiş ve cari yıl kârlarını Hazineye yatırmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Döner sermayeli işletmelerin aylık gayri safî hâsılatı üzerinden genel bütçeye aktarılacak miktarların ve yıl sonu kârlarının toplanmasına, kaydına, raporlanmasına, bildirim ve ödeme sürelerinin tespitine ilişkin hususlar Maliye Bakanlığınca belirlenir. Yıl sonu kârları ve aylık gayri safî hâsılatları üzerinden genel bütçeye aktarılacak miktarlar zamanında yatırılmadığı takdirde, 6183 sayılı Kanundaki usullere göre yıllık % 12 zamlı olarak tahsil edilir. Ancak hesaplanan zam, döner sermayelerin ita amiri ve saymanlarından yarı yarıya alınır. Maliye Bakanlığınca verilmiş ek süreler için zam uygulanmaz. Genel bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idarelere bağlı döner sermaleyi işletmelerden gerekli görülenlerin kapatılmaları, birleştirilmeleri ve bunların mevcutları, hakları, alacakları ve borçlarının tasfiyesi ile ilgili usul ve esasları belirlemeye ve bu konuda doğacak tereddütleri gidermeye Maliye Bakanı yetkilidir. Genel ve katma bütçeli daire ve idarelere bağlı hastanelerin döner sermayeli işletmelerin gayri safî hâsılatından genel bütçeye aktarılacak miktarın tespitinde % 9 oranı esas alınır. Bu şekilde hesaplanan tutarın % 30’u gayri safî hâsılatın tahakkukunda, % 70’i ise tahsilinde ödenir. BAŞKAN – Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Önder Sav; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Sav, konuşma süreniz 10 dakikadır. CHP GRUBU ADINA ÖNDER SAV (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; görüşülmekte olan 30 uncu madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini bildirmek istiyorum. "Döner Sermaye Gelirleri" başlıklı 30 uncu madde, 1995 Malî yılı Bütçe Kanununun, aynı başlığı taşıyan 32 nci maddesinin, kelimesi kelimesine, harfi harfine aynısıdır. Bu madde, Anayasa Mahkemesinin, 18 Nisan 1996 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan, 13 Haziran 1995 günlü, esas 1995/2, karar 1995/12 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi kararının sonuç kısmında yer alan (f) bendinde, 32 nci maddenin tümünün iptaline karar verilmiştir. Bu karar da göstermektedir ki, tasarının 30 uncu maddesi "bütçe kanununa, bütçeyle ilgili hükümler dışında hüküm konulamaz" şeklindeki Anayasa ilkesini çiğnemiş bulunmaktadır; ayrıca, 87, 88 ve 89 uncu maddelere de aykırıdır. Anayasanın 153 üncü maddesi, Anayasa Mahkemesi kararlarının, yasama, yürütme organları ile idareyi, özel ve tüzelkişileri bağlayacağını amirdir. Şimdi, biz, Anayasaya aykırılığı yetkili Anayasa Mahkemesi tarafından açıkça belirtilmiş, Resmî Gazetemizde gerekçeleriyle birlikte ilan edilmiş olan bir maddeyi, aynen, bu Meclisten geçirme çabası içerisindeyiz. Bilindiği üzere, bu ve benzeri bütçe kanunu maddelerinin iptali, şimdi Hükümet ortağı olan, Sayın Maliye Bakanının da mensup olduğu, o zaman Genel Başkan Yardımcılığını yapmakta olduğu Anavatan Partisi tarafından talep edilmiş ve Anayasa Mahkemesi tarafından da iptal edilmişti. O dönemdeki Hükümet ortağı olan Doğru Yol Partisinin, iptal için başvuran Anavatan Partisinin ve Maliye Bakanlığı ve bürokrasisinin, bu iptal edilmiş maddeyi, 1995 yılı haziran ayından bu yana görmezlikten geldiğini kabul etmek mümkün değildir. Şimdi, ortada, garip; yasama yetkisi bakımından, hukukun üstünlüğü bakımından da oldukça ters ve çelişkili bir durum vardır. İptal edildiği biline biline, bir yasa hükmünü, tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisinin huzuruna getirmek, hangi hukuk mantığıyla bağdaşıyor; bir kez sormak istiyorum. Bizler, bir kanunsuzluk devletinin parlamentosunun uydu üyeleri değiliz. Bizler, kürsümüzün arkasında "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" yazan, yüce milletimize ait temsil yetkisini kullanan Parlamentonun özgür üyeleriyiz. (CHP sıralarından alkışlar) Anayasanın 81'inci maddesine göre de, hukukun üstünlüğüne bağlı kalacağımıza, Anayasaya sadakatten ayrılmayacağımıza andiçmiş insanlarız. Ben, Yüce Meclisin değerli üyelerine bu antlarını anımsatarak, yasama, yürütme, yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayan Anayasa Mahkemesi kararını ve Anayasamızı çiğnememelerini talep etmek istiyorum. Ben ve Cumhuriyet Halk Partisi, bu anayasa suçuna ortak olmak istemiyoruz. Aralarında pek çok değerli ve bu konularda emek sarf etmiş hukukçuların da olduğunu bildiğim ve halen bir kısmı bu salonda bulunan, bir kısmı da, bu maddenin görüşüleceğinin gündeme geleceğini anladığı için usulca salonu terk eden çok değerli siyasî partilerimizin üyeleri vardır. Ben, tüm üyelerimizin sağduyularına hitap ederek, siyasî parti gruplarımızı da uyarmak istiyorum. 30 uncu maddenin yasa tasarısı metninden çıkarılması için bir önerge vermiş bulunuyoruz; biraz sonra Sayın Başkanlıkça okunacaktır. Önergenin desteklenmesi, bizim, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu açısından değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin Anayasaya sadakat yeminleri açısından, Anayasaya aykırı bir yasayı geçirmemeleri açısından fevkalade önem taşımaktadır. Teşekkür ediyorum saygılar sunuyorum arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Önder Sav'a teşekkür ediyorum. Maddeyle ilgili olarak Refah Partisinin de söz talebi bulunmaktadır. Refah Partisi Grubu adına, Sayın Ertan Yülek; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 10 dakikadır Sayın Yülek. RP GRUBU ADINA İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – Teşekkür ederim. Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; ben yine çok teknik bir mesele için karşınızdayım... NABİ POYRAZ (Ordu) – Çok mesaj verdin; yeter bu kadar... Vakit geçti. İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla) – Elimde, Anayasa Mahkemesinin kararı var. Bu kararla -iptal davasını açan Anamuhalefet Partisi, Anavatan Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu adına, Grup Başkanı Sayın Mesut Yılmaz- 1995 yılı bütçe kanunda yer alan bazı maddeler Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir. İptal gerekçesi: Kendi kanunları içerisinde değerlendirilen bir maddenin veya hükmün bütçe kanunu ile geçici olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından, Anavatan Partisi Grubu adına dava açılmış ve Anayasa Mahkemesi de bunu iptal etmiş. Biz, bunu, Plan ve Bütçe Komisyonunda söyledik “Yapmayınız; eğer yaparsanız, yine Anayasa Mahkemesi bunu iptal edecektir; tedbirini şimdiden alalım” dedik. Bize verilen cevap şu oldu arkadaşlar. Dediler ki "Anayasa Mahkemesi iptal etti; ama, henüz ilan etmedi, henüz neşretmedi." Bu söylendi. Uzun konuşmayacağım. Anayasa Mahkemesi, bu konuşmadan sonra, geçen hafta 18 Nisan 1996 tarihli Resmî Gazetede bunu yayımladı. Dolayısıyla, ben, şimdi Sayın Hükümetten de ve sizlerden de istirham ediyorum. Çok teknik bir mesele; bu ve buna benzer yedi sekiz tane madde ve bazı maddeler içerisinde de çeşitli fıkralar var. O fıkraları ayıklasınlar ve bu haliyle; yani, Anayasaya aykırı olmayan haliyle buraya getirsinler ve dolayısıyla, burada da oylansın, o şekilde geçsin. Yoksa, ne olur; Anavatan Partisi kendisiyle çelişki haline düşer; bu bir. İki... NABİ POYRAZ (Ordu) – Gelecek bütçede bakılır... İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Devamla ) – Efendim, tabiî, bakılır; ama, Anayasa Mahkemesi geçen yıl bunu neşretmemiş. Niçin neşretmemiş diye, ben, Plan ve Bütçe Komisyonunda da söyledim. Hükümete bir suhulet göstermiş "ben, bunu yıl içinde iptal edersem ve bunu da neşredersem, hükümet, belki bazı meseleleri yerine getiremez; ancak, birkaç ay sonra yeniden bütçe kanunu tasarısı hazırlanıyor - yeniden kanun haline getirilecek bu tasarı- o zaman, herhalde aklını başına alırl bunlar" demiş. Ben böyle görüyorum. Nitekim, böyle dememize rağmen "hayır, neşredilmemiş" dediler. Şimdi neşredilmiş. Anayasanın, hukukun üstünlüğünü kabul etmek hepimizin vazifesidir; hele hele bu Meclisin esas vazifesidir; çünkü, burası kanun vazııdır. Kanun vazıı olarak, Anayasa gibi temel kanuna aykırı hareket etmek, bizi, herhalde vatandaş karşısında da müşkül durumda bırakır, kendi kendimize karşı da samimiyetsizlik içerisinde bıraktığından vicdanî bir azap duyarız. Onun için, gelin, bu maddeler hangileri ise -ki, bu maddeler var Anayasa Mahkemesi kararında- bunların hepsini ayıklayalım ve bu ayıkladığımız haliyle de Meclisin onayına sunulsun. Aksi takdirde, biz, hiçbir zaman istemedik; ama, bu memlekette anayasayı ihlalden kafalar gitmiştir. Böyle bir şeyi, biz, kati surette istemiyoruz, temenni de etmiyoruz, doğru da değildir. Yine, Anayasa Mahkemesinden, kendi hukukî çerçevesi içinde bunun dönmesi lazımdır; ama, hatada ısrar, bence makbul bir şey değildir. Hatadan dönmek fazilettir, hele hele kendilerinin talepleriyle iptal edilmiş bir kanuna burada müspet bir oy vermek ne Anavatan Partili arkadaşlarımıza yakışır ne de eminim ki hukuka çok saygılı olan Doğru Yol Partili ve diğer partili arkadaşlarımıza yaraşır. Bu düşüncelerle, yani, kanuna, hukuka saygı, Anayasaya saygı hepimizin vazifesi olduğu düşüncesiyle, düşüncesinden de öte, inancıyla, bu maddeleri, geliniz, bu tasarıdan çıkaralım ve bu suretle de vicdanımıza karşı hesabımızı vermiş olalım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum; beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Ertan Yülek'e teşekkür ediyorum. Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Madde üzerinde bir değişiklik önergesi bulunmaktadır; okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının Anayasaya aykırı bulunan "Döner Sermaye Gelirleri" başlıklı 30 uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla. Önder Sav Oya Araslı Nihat Matkap Ankara İçel Hatay Atila Sav Birgen Keleş Yahya Şimşek Hatay İzmir Bursa Celal Topkan Mustafa Yıldız Haydar Oymak Adıyaman Erzincan Amasya Algan Hacaloğlu İstanbul BAŞKAN – Aynı mahiyette ikinci bir önerge var; okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısında bulunan 30 uncu maddesi, daha önce Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş 1995 bütçesindeki maddelerin aynısıdır ve iptale gerekçe olan özellikleri taşımaktadır. Söz konusu maddenin bütçe kanunu tasarısından çıkarılması gerekmektedir; gereğini arz ederiz. İbrahim Ertan Yülek Nurettin Kaldırımcı Fethullah Erbaş Adana Kayseri Van Abdulkadir Öncel Cemal Külahlı M. Recai Kutan Şanlıurfa Bursa Malatya BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, her iki önerge aynı mahiyettedir, birlikte işleme koyacağım. Sayın Komisyon önergelere katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun)– Efendim, bu konu, Plan ve Bütçe Komisyonunda da değişik boyutlarıyla gözden geçirilmiş, Hükümetin ihtiyacı ve bu konuyu esasta düzenleyen bütçe uygulama tasarısının en kısa zamanda Komisyonumuzdan ve Genel Kuruldan geçerek yasalaşması arzusu izhar edildiği ve buna ilişkin çalışmaların da son aşamasına geldiği ve ihtiyacın da kesintisiz karşılanması gerektiği mütalaa edildiğinden, bu önergelere katılmıyoruz. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum... ERTUĞRUL YALÇINBAYIR (Bursa) – Önerge üzerinde arkadaşa söz vermeniz lazım Sayın Başkan. BAŞKAN – Bu görüşmelerde önerge üzerinde söz talep etmek mümkün değildir; Anayasanın 162 nci maddesi gereğince, bu önergeler üzerinde konuşma yapılamaz. İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – Oylamayla ilgili; ama, Anayasaya aykırı olduğu için Sayın Başkan. BAŞKAN – Müsadenizle... İBRAHİM ERTAN YÜLEK (Adana) – İsim isim tespit edilmesi lazım. (ANAP sıralarından "Oylamaya geçildi" sesleri) BAŞKAN – Efendim, verdiğiniz önerge, maddenin Anayasaya aykırı olduğuna dairdir ve bu maddenin, kanun tasarısı metninden çıkarılmasına dairdir. Bu önergeyi, elbette işleme koyacağım, elbette oylamaya koyacağım. ALİ OĞUZ (İstanbul) – Ama, Anayasaya aykırılığı yönünden söz vermeniz lazım. BAŞKAN – Her iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, sayalım lütfen. BAŞKAN – Sayalım efendim. Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Saymadan nasıl “kabul edilmemiştir” diyorsunuz!.. BAŞKAN – Başkanınıza güveneceksiniz; kürsüden bakıyoruz değerli arkadaşlarım. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 30 uncu madde kabul edilmiştir. 30 uncu madde kabul edilmiştir. 31 inci maddeyi okutuyorum; buyurun: Fonların Ödenek ve Gelirleri MADDE 31. – 1. Kanun, kanun hükmünde kararname, Bakanlar Kurulu kararı, yönetmelik ve diğer mevzuatla kurulmuş fonların her türlü gelirleri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde Hazine Müsteşarlığı adına açılan müşterek fon hesabına yatırılır. Müşterek fon hesabına yatırılan fon gelirlerinden fonların mevzuatında öngörülen fonlararası pay ve kesintiler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yapılır. Yapılan kesintilerden sonra kalan tutarlardan bütçe kapsamına alınan fonlara ilişkin olanları genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir yazılır. Ancak, bu fonların gelirleri arasında yer alan kredi anapara geri dönüşleri, kredi faizleri borçlanma ve satış hâsılatı ile üniversite araştırma fonlarının döner sermayeden aldıkları paylar ile her türlü araştırma projesinden elde ettikleri gelirler bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilmeden doğrudan müşterek fon hesabından ilgili fonun gider hesabına aktarılır. Başbakanlık onayı çerçevesinde fonların gider hesaplarından yapılacak aktarmalar, kendisine aktarma yapılan fonun gelir hesabı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasındaki müşterek fon hesabına buradan da tamamı gider hesabına aktarılır. 2. Özelleştirme fonu hariç olmak üzere bütçe kapsamı dışındaki fonların Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki hesapta toplanan gelirlerinin ne kadarlık bölümünün bütçeye gelir yazılacağını tespit etmeye ve mevcut oranları değiştirmeye Maliye Bakanı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın müşterek teklifi üzerine Başbakan yetkilidir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca, bütçeye gelir yazılacak kısım hesaplandıktan sonra kalanı ilgili fonun gider hesabına aktarılır. 3. a) Maliye Bakanı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın müşterek teklifi ve Başbakanın onayı üzerine, kuruluş bütçelerindeki fon ödeneklerini diğer kuruluş bütçelerinin fonlara ilişkin tertiplerine, b) İlgili Bakanın teklifi üzerine, fonlar tarafından yürütülmek amacıyla kuruluş bütçesinin diğer tertiplerine konulmuş ödenekleri “77-Fonlara Ait Hizmetler” alt programına, Aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir. 4. a) Fonların gelirlerindeki gelişmeler de gözönünde bulundurularak Maliye Bakanı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın müşterek teklifi ve Başbakanın onayı üzerine “77-Fonlara Ait Hizmetler” alt programındaki ödenekleri % 25 oranına kadar artırmaya, b) Fonların borçlanma yoluyla elde ettikleri kaynakları gerektiğinde bir yandan bütçenin (B) işaretli cetveline gelir, karşılığında (A) işaretli cetveline ödenek kaydetmeye, c) Fonlar tarafından hizmetin başka bir kuruluşa gördürülmesi halinde hizmetin karşılığı olan miktarları doğrudan bu kuruluş bütçesine gelir ve ödenek kaydetmeye, Maliye Bakanı yetkilidir. 5. Fonlar, bütçelerinde öngörülen harcamalarını kendi usul ve mevzuatları çerçevesinde yaparlar. Bununla birlikte, ödeneklerin kullanılması ile fon gelirlerinin tahsiline ve fonların özellikleri de dikkate alınarak gerekli görülecek olanların harcamalarına ilişkin olarak kendi mevzuatında yer alan hükümler yerine uygulanmak üzere gerektiğinde yeni esas ve usuller tespit etmeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan ile Maliye Bakanı yetkilidir. 6. Kanun ve kanun hükmünde kararname ile kurulmuş olan fonlar hariç olmak üzere, Bakanlar Kurulu Kararı, yönetmelik ve diğer mevzuatla kurulmuş olan fonlardan aynı hizmeti görenleri birleştirmek veya hizmet amacına yetecek kaynak yaratamayanlar ile kaynak yaratmakla birlikte hizmet alanı daralmış olanlar ilgili Bakanın görüşü, Maliye Bakanı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın müşterek teklifi ve Başbakanın onayına istinaden tasfiye edilir. Böylece ortaya çıkacak hak ve yükümlülükler fonların birleştirilmesi halinde yeni fona, fon tasfiye edilmişse Hazineye geçmiş sayılır. 7. Fonların özel kanunlarında yer alan ve bu maddeye aykırı olan hükümleri 1996 Malî Yılında uygulanmaz. BAŞKAN – 31 inci madde üzerinde söz talebi bulunmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atila Sav; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 10 dakikadır Sayın Sav. CHP GRUBU ADINA ATİLA SAV (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, Yüce Meclisin sayın üyeleri; 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 30 uncu maddesi, 1995 yılı bütçesinin 33 üncü maddesiyle aynı niteliktedir. "Fonların Ödenek ve Gelirleri" başlıklı bu maddenin ilk altı bendi, geçen yılın bütçesinde de bulunmaktaydı. Bu yasanın ilgili maddesiyle ilgili olarak -o zaman Anamuhalefet Partisi konumunda bulunan- Anavatan Partisinin açtığı bir dava üzerine, Anayasa Mahkemesi, bu kanunun maddesini iptal etmiş bulunmaktadır. Daha önce yürürlüğün durdurulması kararı da verilmişti. Bu nedenle, maddenin, Anayasaya uygun olmadığının Anayasa Mahkemesince de benimsenmiş olduğu, Yüce Meclisin, hiç değilse, Anavatan Partisi yönetiminin bilgisi içinde bulunmaktaydı. Ne yazık ki, yeni yıl bütçe tasarısı hazırlanırken, bu açıklık biline, istene tasarıya aynı hüküm konmuş bulunuyor. Önümüzdeki maddenin Anayasaya aykırılığını oluşturan husus şudur arkadaşlar: Bu maddede, beş tür hukuk kuralıyla oluşturulmuş fonların durumu söz konusudur; “kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik ve diğer mevzuatla oluşturulmuş olan fonlar” deniliyor. Anayasa Mahkemesinin 13.6.1995 tarihinde verdiği 1995/2 esas, 1995/12 karar sayılı karar, bu maddeyi kısmen iptal etmiştir ve karar, 18 Nisan 1996 tarihli Resmî Gazetede yayınlandı. Yani, belki Komisyon görüşmeleri sırasında, açık olan bir husus, henüz karar yayınlanmadığı için bilinmemekteydi, ama şimdi artık karar yayınlanmıştır ve son söz, ulus adına hâkimiyet iradesini temsil eden Yüce Meclise aittir. Yüce Meclisin, Anayasaya açıkça aykırı olduğunu bildiği bir yasa hükmünü geçirmesi, kabul etmesi, hukuken mümkün değildir, doğru değildir. Anayasaya aykırılık, hatta Anayasaya aykırılıktan öteye, Anayasayı ihlal kastı taşır ki, bu, son derece sakıncalı bir gelişmedir. Yüce Meclisin bu sakıncalı durumu paylaşmamasını dileyerek, Cumhuriyet Halk Partisi adına iki önerge vermiş bulunuyoruz. Konu, aslında Yüce Meclisin ve Anayasa Mahkemesinin, uzunca bir süreden beri bildiği bir hukukî ilkeyi yineliyor; o ilke şudur: Anayasanın 161 inci maddesine göre, bütçe kanunu görüşmelerinde ancak bütçeyle ilgili hükümler düzenlenir. Bir yasanın değişikliği, ya da kanun hükmünde kararnamenin değişikliği, ya da o alanda yapılmış bir düzenlemeyi değiştiren, onu yeniden düzenleyen bir kural, bütçe yasalarında yer almamalıdır, alamaz. Daha önce birçok kereler, Anayasa Mahkemesi bu konuda kararlar verdi ve bu, Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihadı oldu; yani, bunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi bilmektedir, bilmesi gerekmektedir. Anayasanın 87, 88 ve 89 uncu maddelerini dayanak gösteren Anayasa Mahkemesi, bütçenin, ismi itibariyle kanun olmasına karşın, anayasal niteliği itibariyle bir yasa olmadığını, bir özel nitelikli yasama tasarrufu olduğunu kabul etmektedir. Bu durumda, 31 inci maddede yer alan ilk tümcede "Kanun, kanun hükmünde kararnameyle... kurulmuş fonların her türlü gelirleri..." ibaresiyle sayılan gelirleri, diğer fonlarla birlikte, bütçe kanunuyla, Merkez Bankasında, Hazine Müsteşarlığı adına açılacak bir hesapta toplamak ve bunlara ilişkin tasarruf yetkisini Hükümetin bazı birimlerine terk etmek mümkün değildir; çünkü, kanun ve kanun hükmünde kararnamelerle kurulmuş olan fonların nasıl kullanılacağı, nerelerde biriktirileceği ve ne biçim tasarruf edileceği, kendi özel kanunlarında gösterilmiştir. Bütçe kanununun bu maddesi, o kanunlardaki hükümlerin değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Yüce Meclis, bütçe kanunuyla, bir başka kanunu değiştiremez. Bu itibarla, son derece açık bir Anayasaya aykırılık durumu söz konusu bulunmaktadır. Bu önergeyi sunduk, Yüce Meclisin onaylamasını diliyoruz. İkinci bir önergemiz de, yine, aynı maddenin yedinci bendinde yer alan bir hükümle ilgilidir. Bu bentte şöyle deniliyor: "Fonların özel kanunlarında yer alan ve bu maddeye aykırı olan hükümleri 1996 Malî Yılında uygulanmaz." Yani, biz, kanunların bütçe kanunuyla değiştirilemeyeceğini biliyoruz; ama, bu bütçe kanunuyla, 1996 yılı için, bu kanunun bu hükmüne aykırı kanun hükümlerinin de uygulamasını durduruyoruz deniliyor ki, bu, artık, tabiri mazur görün, katmerli bir Anayasa ihlalidir, Anayasaya aykırılıktır. Her iki önergenin Yüce Meclisce kabulünü diliyoruz Meclisi, bilerek Anayasayı ihlal etmekten, Anayasaya aykırı bir yasama tasarrufu yapmaktan korumak istediğimizi arz ediyor; hepinize saygılarımızı sunuyoruz efendim. Sağolun. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Atila Sav'a teşekkür ediyorum. ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, Grup adına söz istiyorum. BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına, Sayın Ali Oğuz; buyurun. (RP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 10 dakikadır Sayın Oğuz. ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; 31 inci madde üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli arkadaşlarım, 29 uncu ve 30 uncu maddedeki maruzatlarımızı tekrar etmekle huzurlarınızı fazla işgal etmek istemiyorum. Özel ödenek ve gelirlerin iptali hususunda, fonların, cüzi de olsa, bir kısım ödenek ve gelirlerine, belli nispetlerde, bütçe kanun tasarısında getirilen şu mevcut hükümlerle, arkadaşlarımızın salma gibi tarif ve tavsif ettiği şekilde el konulmasının Anayasaya aykırı olduğunu arkadaşlarımız dile getirdiler. Değerli arkadaşlarım, özelleştirme konusunda, burada, Anayasaya aykırı kanunlar çıktı. Bunlar üzerinde açılan davaların çoğunun kabul edildiği hepinizin malumudur. Anayasa Mahkemesince kabul edilen ve karara bağlanan bu hükümler; yani, Anayasa Mahkemesi kararları zaman zaman tatbik edilmedi. Bunların Anayasa ihlali olduğu biliniyordu. Hatta, o derece oldu ki, çıkan kanunun Anayasaya aykırılığını iddia edenler, iktidara geldikleri zaman, bunların, sanki, Anayasaya aykırı olmadığı şeklinde, bunlar hakkında bir muamele yapmayarak, bunları gizlemek durumunda kaldılar. Şu noktada ise, 3 maddede, bir bakıma, bazı KİT'lerin gelirleri üzerinden belli nispetlerde vergi alınması, bazılarında fonlara müdahale edilmesi, şu anda da, zikredilen gelirin, nasıl tahsil edileceği, hangi fonlarda toplanılacağı, nasıl tasarruf edileceği, bunun, hangi tarihten itibaren geçerli olacağı veya olmayacağı hususlarını düzenleyen 31 inci maddede de, Anayasaya aykırı bir tasarrufun yapıldığı hususunu arkadaşlarımız uzun uzun dile getirdiler. Nedense, Anayasaya aykırılık, gerek... BAŞKAN – Sayın Oğuz, bir saniye efendim. Değerli arkadaşlarım, bu salonda tek hatip kürsüsü vardır, tek hatip mikrofonu vardır. Salondan gelen sesler, Sayın Ali Oğuz gibi gür sesli bir hatibin sesini dahi bastırıyor. Biraz yüksek sesle konuşma ihtiyacı olan arkadaşlarım sabırlı olsunlar lütfen. Buyurun Sayın Oğuz. ALİ OĞUZ (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, Anayasa Mahkemesi kararları, kurumları, mahkemeleri, icrayı, hatta, Meclisi bağlıyor; bu, gerçek. Arkadaşlarımız, burada, sarih bir şekilde kararın mahiyetini açıkladılar. Atila Bey, hatta, tarih numaralarını zikrederek açıkladı; esas sayısı 95/2, karar sayısı 95/12, karar günü de 13.6.1995; yazılmadığı için tatbik kabiliyeti görmediğini ifade ettiler. Halbuki, karar verildikten ve özeti yayımlandıktan sonra lazımülifadır; bunu, hukukçu arkadaşlarım bilirler. Kaldı ki, şu anda da yazılmış ve neşredilmiştir. Bunun, Meclisimizi de, icrayı ve Hükümetimizi de bağladığı, Sayın Bakanımızın da malumudur. Buna rağmen, ille de, biz, şu 3 maddedeki tasarrufumuzu rahatlıkla yaparız diye ısrar etmenin bir Anayasa ihlali olduğunu düşünüyorum. Yani, bugün, elimizde imkânlarımız yok da, bunu, muhtelif yerlerden temin ediyoruz gayreti içerisinde, Anayasayı ihlal pahasına bu tasarrufları yaparsak, ben, doğru yapmayacağımızı ifade ediyorum; bunun yanlış olacağını ve her şeyden evvel, Yasama Organının, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, şu Yüce Kurulun, Anayasanın kararlarına saygılı olması lazım geldiğini ifade ediyorum ve bu vesileyle Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Ali Oğuz'a teşekkür ediyorum. 31 inci madde üzerinde başka söz talebi?.. Yok. Madde üzerinde verilmiş önergeler vardır, geliş sırasına göre okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının, "Fonların Ödenek ve Gelirleri" başlıklı 31 inci maddesinin birinci bendinde yer alan kanun, “kanun hükmünde kararnameyle kurulmuş fonları” kapsayan hükmünün metinden çıkarılmasını, böylece, metnin, "Bakanlar Kurulu kararı, yönetmelik ve diğer mevzuatla kurulmuş fonlar" ibaresiyle başlamasını arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla. Oya Araslı Nihat Matkap Önder Sav İçel Hatay Ankara Atila Sav Birgen Keleş Yahya Şimşek Hatay İzmir Bursa Celal Topkan Mustafa Yıldız Zeki Çakıroğlu Adıyaman Erzincan Muğla Haydar Oymak Amasya Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının "Fonların Ödenek ve Gelirleri" başlıklı 31/7 nci bendinin metinden çıkarılmasını, Anayasaya aykırı olduğu için, arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla. Önder Sav Oya Araslı Nihat Matkap Ankara İçel Hatay Atila Sav Algan Hacaloğlu Ali Haydar Şahin Hatay İstanbul Çorum Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Üzerinde konuşulan 31 inci madde, Anayasaya aykırı olduğundan, metinden çıkarılmasını arz ederiz. Ali Oğuz Ertuğrul Yalçınbayır Memduh Büyükkılıç İstanbul Bursa Kayseri Aslan Polat Osman Hazer Erzurum Afyon Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 31 inci maddenin kanun metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla. Ali Oğuz Ertuğrul Yalçınbayır Necati Çelik İstanbul Bursa Kocaeli Osman Hazer Zülfikâr Gazi Afyon Çorum BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, 31 inci maddenin kanun tasarısı metninden çıkarılmasına dair 2 önergeyi birlikte işleme koyuyorum ve bu 2 önerge, en aykırı önergeler olduğu için, öncelikle işleme alıyorum. Madde metninin tasarıdan çıkarılması doğrultusundaki önergelere Komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun)– Efendim, önergelerle izhar buyurulan tereddütlerin giderilmesi konusunda, biraz önce arz ettiğimiz bütçe uygulama yasa tasarısını, en kısa zamanda Genel Kurulun tasvibine sunulacağı da gözetilerek ve Hükümetin ihtayacı da dikkate alınarak, önergeye katılmadığımızı arz ederiz. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanımızın da ifade ettiği gibi, daha önce, esasen, Meclisimize, bütçe uygulama yasa tasarısı olarak bir tasarı sevk edilmiş, 20 nci maddesine kadar görüşülmüş; fakat, daha sonra tamamı görüşülüp,kanunlaşmadığı için kadük olmuştur. Bu şekilde, bundan önceki maddelerde de ifade ettiğimiz gibi, yeni bir bütçe uygulama yasa tasarısı sevk edeceğiz. Esasen, Sayın Başkanlığınızın, bundan önceki maddede de ifade ettiğiniz gibi, burada da, bu önergeler, Anayasaya aykırılık bakımından oylanmaktadır; yoksa, normal önergeler olsa, gelir azaltıcı oldukları için, zaten oylanmaları da mümkün değildir. Biz, bu iki noktadan, şu anda ve ifade ettiğimiz gerekçelerle de katılamadığımızı ifade ediyoruz. BAŞKAN – Teşekkür ediyorum efendim. Madde metninin kanun tasarısından çıkarılması doğrultusundaki 2 önergeyi birleştirerek, oylarınıza sunuyorum: Önergeleri kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi tekrar okutup oylarınıza sunacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının "Fonların Ödenek ve Gelirleri" başlıklı 31 inci maddesinin birinci bendinde yer alan, “kanun, kanun hükmünde kararnameyle kurulmuş fonları” kapsayan hükmünün metinden çıkarılmasını, böylece metnin "Bakanlar Kurulu Kararı, yönetmelik ve diğer mevzuatla kurulmuş fonlar" ibaresiyle başlamasını arz ve teklif ederiz. Oya Araslı (İçel) ve arkadaşları BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının "Fonların Ödenek ve Gelirleri" başlıklı 31 inci madde yedinci bendinin metinden çıkarılmasını Anayasaya aykırı olduğu için arz ve teklif ederiz. Önder Sav (Ankara) ve arkadaşları BAŞKAN – Bu doğrultuda biraz önce işlem yapmıştık; bunu, oylamaya sunmuyorum. Önergelerle ilgili işlemler tamamlanmıştır. 31 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 32 nci maddeyi okutuyorum: İKİNCİ KISIM Hazine ve Kamu Kuruluşlarına İlişkin Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM Devlet Borçları Devlet Borçlarının Yönetimi MADDE 32. – a) Devlet borçlarının yönetimi 9.12.1994 tarih ve 4059 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca Hazine Müsteşarlığınca yürütülür. b) Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan, malî yıl içerisinde ödenecek iç ve dış borç anaparaları ile iç ve dış borçlanma tutarlarını bütçe dışında özel hesaplarda izletmeye, malî yıl zarfında iç ve dış borç anapara geri ödemelerini bütçe ile ilgilendirmeksizin yapmaya yetkilidir. Bu hüküm Dış Krediler Kur Farkı Fonu uygulamasından doğan ve fon tarafından karşılanamayan tutarlar ile garantili borçlardan doğan geri ödemelerin tamamı için de uygulanır. c) Devlet iç ve dış borç faizleri ve genel giderleri bu amaçla bütçeye konulacak ödeneklerle karşılanır. d) Katma bütçeli idarelerin dış borçları Hazine Müsteşarlığınca bu madde esaslarına göre ödenir. e) Devlet borçlarının uygulama sonuçları Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlıkça hazırlanarak ilgili yıl kesinhesap cetveli ile birlikte Hazine Genel Hesabına dahil edilmek üzere Maliye Bakanlığına gönderilir. f) Devlet borçlarının yönetimi ve muhasebesi ile ilgili esas ve usuller Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı tarafından birlikte düzenlenir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemi?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 33 üncü maddeyi okutuyorum: İç Borçlanma MADDE 33. – a) Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan malî yıl içinde bu Kanun “denge” başlıklı maddesinde belirtilen tutarın bir katına kadar bir yıl ve daha uzun vadeli iç borçlanma aktine yetkilidir. Aksine bir hüküm bulunmadığı sürece bu Kanunun ilgili maddeleri uyarınca ihraç edilen Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Tahvilleri bu limit kapsamında değerlendirilir. b) Verilen yetki sınırları içinde çıkarılacak Devlet tahvillerinin çeşitleri ile bunların faiz oranı, ihraç fiyatı, ödeme süresi, basım ve satış yöntemleri ile ödemelerine ilişkin her türlü esaslar ve bunlara müteallik diğer şartları belirlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Bu tahvillerin basım giderleri ve satışa katılacak bankalara ödenecek komisyon ve banka muameleleri vergileri ile satışa katılan bankaların satış işlemleri dolayısı ile yapacakları her türlü gider, vergi, resim ve harçların Hazinece bankalara geri ödenmesinde ve tahvillerin basımında uygulanacak şekil ve esaslar Hazine Müsteşarlığı ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası arasında 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmaksızın akdedilecek malî servis anlaşması ile tespit edilir. Cari yıl içinde çıkarılacak veya daha önceki yıllarda çıkarılmış tahviller, işlemiş fazileri ödenmek suretiyle erken itfaya tabi tutulabilir veya piyasa koşullarından geri alınabilir. Çıkarılacak tahvillerin faiz ve anapara ödemeleri ile yukarıda sözü geçen malî servis anlaşmasında yer alacak ödemeler ve bunların dışında kalan diğer konsolide devlet borçları ile ilgili gider ve işlemler her türlü vergi (Gelir ve Kurumlar Vergisi hariç), resim ve harçtan müstesnadır. Bu fıkralardaki hükümler Hazine bonoları ile daha önceki yıllarda ihraç olunan Devlet tahvili, Hazine bonoları ve diğer konsolide Devlet borçları ile ilgili işlemlerde de geçerlidir. 1996 yılında çıkarılacak tahvil ve bonoların vergi istisnalarını kaldırmaya veya uygulanacak oranları, yürürlükteki oranlar içinde kalmak üzere, tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. c) Devlet iç borçlanma senetlerinin dövize endeksli olarak ihracı halinde, anaparadaki kur artışları her faiz ödeme tarihi itibariyle yeniden hesaplanıp, anapara değerine ilave edilerek iç borç kaydı yapılır. BAŞKAN – Okunan madde üzerinde söz istemi?.. ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkan, Refah Partisi Grubu adına söz istiyorum. BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına Sayın Ali Oğuz; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Sayın Oğuz, süreniz 10 dakikadır. RP GRUBU ADINA ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; müzakere ettiğimiz kanun tasarısının 33 üncü maddesi, içborçlanmayla ilgili bir düzenleme getirmiştir ve bunların mahiyetini, tatbikatını, işleyiş tarzını da hükme bağlamıştır. Yüce Meclisin de bildiği gibi, içborçlanma da dışborçlanma da yıllardan beri memleketimize, bir saadet, bir ferahlık değil, bir felaket getirmiştir. Bunu, hiç kimsenin inkâr etmesi mümkün değildir. "Borçlanma hayırlıdır", "borç yiğidin kamçısıdır" sözleri, belki, klasikleşmiş, borcu teşvik eden sözlerdir; ama "Borç iyi güne kalmaz", "Borç yiğidi ihtiyarlatır", "Borçlu olan dertli olur" gibi sözler de, yine, atasözü olarak, bizim memleketimizde, cemiyetimize yerleşmiş hayırlı sözlerdir. Bugüne kadar mevcut borçlar, birbirini takip eden hükümet dönemlerinde, çok ağır faizlerle, altından kalkılamayacak seviyelere ve noktalara gelmiştir. Bir rivayete göre 75-80 milyar dolar dışborç, belediyelerin ve belki özel kuruluşların da mevcut borçlarıyla 150 milyar dolara baliğ olan dışborçla birlikte, artık, trilyonların ifade etmediği, tren tekerlekleri gibi makinelere sığmayan içborç ise, artık, trilyonlar hedefini aşmış ve katrilyonlara ulaşmış olan büyük meblağlardır. Hele hele, rantiye gelirlerinden başka geliri kalmayan, hiçbir üretim imkânı kalmayan, artık, elindeki üretimini, fabrikasındaki faaliyetlerini, ticarî ve sınaî işlemini tamamen bir tarafa bırakıp, elindeki sermayesini, sadece ve sadece büyük rant gelirlerine, bir gecelik yüzde 1 000'lik repo faizlerine ve kısa vadeli, üç aylık yüzde 105'lik vergisiz devlet gelirlerine, faiz gelirlerine yatırmış olan ülkemiz insanının halini düşünürsek, memleketin içborçlarının, ister hükümet eliyle ister şahıslar eliyle olsun, ödenmesinin, insanları, cemiyetimizi, milletimizi ve hükümetimizi ne hale getirdiği belli... Onun için, ben, insanımızın ve milletimizin temayüllerine tercüman olarak diyorum ki: Artık, bu milleti üretken hale getirin. Bu milletin imkânları var. Nasrettin Hoca'nın hikâyesi misali, yağ var, şeker var, un var; ama, helva yapan yok. Bu helvayı yapmak, bir marifet. Bu milletin 20 milyon işsizi ve 30-40 milyonluk, genç, dinamik çalışabilir elemanı varken ve bu çalışmaya, bu teşebbüse, bu gayrete lazım gelecek tasarruflarda bulunma imkânı varken, buna, sadece öncülük yapıp, memleketin her tarafını bir şantiye haline getirip milletimizi gece gündüz çalışarak üretmek ve üretken hale getirerek borçlarımızı yavaş yavaş ödemek yerine, yeniden ağır borçların altına girmenin memleketimize bir şey kazandırmayacağını ifade ediyor, bunları, yüksek huzurunuzda arz etmek üzere kürsüye geldiğimi beyan ediyor; bu vesileyle Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Ali Oğuz'a teşekkür ediyorum. Madde üzerinde önerge?..Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 34 üncü maddeyi okutuyorum: 2974, 3836 ve 1211 Sayılı Kanun Hükümlerinin Uygulanması MADDE 34. – a) 2974 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşları Borçlarının Tahkimi Hakkında Kanun ile 3836 sayılı Kamu Kurumu ve Kuruluşlarının Birbirlerine Olan Borçlarının Tahkimi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması sonucu Hazinece üstlenilerek tahkim olunan borçlar için 1996 yılında yapılacak faiz ve anapara ödemelerinin gerektirdiği tutarda alacaklı kuruluşlara özel tertip devlet iç borçlanma tahvili vermeye, b) 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 61 inci maddesi gereğince yeniden değerleme farkından doğan borçlar karşılığında geçmiş yıllarda verilen Devlet İç Borçlanma Senetleri ile bunların T.C. Merkez Bankasınca açık piyasa işlemlerinde kullanılması sonucu senetlerin orijinal faizleri ile piyasa faizleri arasında oluşan menkul kıymet zararları karşılığında bankaya verilmiş olan Devlet İç Borçlanma Senetlerinin 1996 yılında yapılacak faiz ödemelerinin gerektiği tutarda özel tertip Devlet İç Borçlanma Senedi vermeye, c) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 21.4.1994 tarih ve 3985 sayılı Kanunun Geçici 9 uncu maddesi uyarınca Kısa Vadeli Avans hesabında biriken tutarların tasfiyesi amacıyla ihraç edilmiş olan Devlet İç Borçlanma Tahvillerinin 1996 yılında yapılacak faiz ödemelerinin gerektiği tutarda Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senedi vermeye, d) Yukarıda sözü edilen faiz ödemelerini “Büçteden Mahsup Edilecek Ödemeler Hesabı”ndan yapıtırmaya, hesabın yılı içinde mahsup edilemeyen artıklarını ertesi yıla devretmeye veya bütçe ile ilgilendirmeksizin özel hesaplarda izlemeye, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan. e) 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 61 inci maddesi gereğince yeniden değerleme farklarından doğan ve doğacak borçların 1996 yılında yapılacak ödemeleri için özel tertip Devlet İç Borçlanma Senedi ihraç etmeye ve bu tahvillerin vade, faiz ve sair şartlarını belirlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi ile Başbakan, Yetkilidir. BAŞKAN – Okunan madde üzerinde söz istemi yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 35 inci maddeyi okutuyorum: Dış Borçlanma MADDE 35. – a) Yabancı ülke, banka ve kurumlarla veya uluslararası kuruluşlarla yapılmış ve yapılacak anlaşmalara göre proje kredisi olarak malî yıl içinde elde edilen imkânların; 1. Türk Lirası karşılıkları, dış borç kayıtları yapılarak Hazine Müsteşarlığı tarafından, 2. Malzeme ve hizmet bedelleri, taahhüt evrakı ve sözleşme tasarıları ile birlikte ilgili kuruluşlar tarafından, Maliye Bakanlığına bildirilir. Söz konusu miktarları gerektiğinde ilgili kuruluşlara ait bütçelerde açılacak özel tertiplere; 1. Ödenek kaydederek, 2. Mevcut ödeneklerden aktarma yaparak, Bütçeleştirmeye, bunlardan yılı içinde harcanmayan miktarları ertesi yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Daha önceki yıllarda benzer şekilde sağlanan imkânların Türk Lirası karşılıkları ile malzeme ve hizmet bedelleri için de yukarıdaki esaslara göre işlem yapılır. b) Dış borçlanma imkânları ile satın alınacak malzeme ve hizmetlere ait taahhüt evrakı veya sözleşme tasarıları, Maliye Bakanlığınca vize edilmeden satın alma işlemi gerçekleştirilemez ve ilgili miktarların dış borç kayıtları yapılamaz. Maliye Bakanlığı gerektiğinde dış borçlanma ile ilgili bütçeleştirme işlemleri yapılmadan önce (ilgili miktarların ödenek, gider ve dış borç kayıtları daha sonra yapılmak üzere) taahhüt evrakı ve sözleşme tasarısını vize etmeye yetkilidir. c) Dış devlet borçlarıyla ilgili kredi anlaşmalarının yürürlüğe girmesini sağlayacak kanunî düzenlemelerin tamamlanmasına kadar kredi anlaşmaları gereği peşin ödenmesi gereken komisyon, ücret, garanti ücreti ve benzeri giderler ile gerektiğinde faiz ödemelerini de “Bütçeden Mahsup Edilecek Ödemeler Hesabı” ndan yaptırmaya, hesabın yılı içinde mahsup edilemeyen artıklarını ertesi malî yıla devretmeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. d) Konsolide dış devlet borçlarıyla ilgili kredi anlaşmalarında öngörülen bütün ödeme ve işlemler (dış proje kredileri çerçevesinde yapılacak ödemeler dahil) her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır. e) Finansmanı yabancı devlet veya uluslararası kuruluşlarla yapılan antlaşmalara göre sağlanarak gerçekleştirilecek olan işler, antlaşma hükümlerinde özel ihale ve satınalma usullerinin öngörülmesi halinde, özel kanun, kararname veya antlaşma hükümlerine göre yürütülür. BAŞKAN – 35 inci madde üzerinde söz istemi yok. ALİ OĞUZ (İstanbul) – Var efendim. BAŞKAN – Sayın Oğuz, daha önceden duyurun; oylamaya geçtiğim zaman söz talebinde bulunuyorsunuz efendim. ALİ OĞUZ (İstanbul) – Yok efendim; daha evvel elimi kaldırdım. BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına Sayın Ali Oğuz, buyurun. Konuşma süreniz 10 dakikadır efendim. ALİ OĞUZ (İstanbul) – Değerli arkadaşlarım, müzakere konusu kanunun dış borçlanmayla ilgili kısmında da, huzurlarınıza gelmek mecburiyetinde kaldım, huzurlarınızı işgal ettiğim için bağışlanmamı diliyorum; ama, dış borcun da ne kadar ehemmiyetli olduğunu yüksek takdirlerinize arz etmeden yapamadım. Değerli arkadaşlarım, malûm, dışborç, içborçtan da beter; milletimiz, memleketimiz ve Hükümetimiz üzerinde ağır tesirlerinin olduğu; hatta, bir bela mahiyetinde olan bir mükellefiyettir.İnsan, zaruret karşısında, belki, imkânı nispetinde borçlanır; ama, bugün, dışborç, o kadar ağır bir yük getirmiştir ki, bu konuda, iktisatçılarımız ve maliyecilerimiz tarafından, torunlarımızın dahi bunu ödemekte zorluk çekeceği ifade edilmiştir. Osmanlının son devirlerinde, Galata bankerleri ve Yahudilerden hep bu borçlar alınmış, sonradan bu borçlar Düyuni Umumiye gibi bir müessesenin kurulmasını intaç etmiş ve Osmanlının son devirlerinde başımıza bela olmuş. Bugün de, gerek Avrupa'dan gerek Amerika'dan gerek IMF'den gerek Dünya Bankasından alınan borçlar, memleketimizin, milletimizin üzerine çok büyük bir ağırlık getirmiştir ve bunun altından kalkmak için de, özellikle, tasarruflarımız, gayretlerimiz, Hazine imkânlarımız zorlanmış; ama, üretimle karşılamak mümkün olmadığı içindir ki, faizler de korkunç derecede yüksek olduğu içindir ki, her geçen gün bir kartopu gibi büyüye büyüye bu noktaya gelmiştir. Değerli arkadaşlarım, malûm, tarihimizde bunun emsalleri vardır; ekonomimizin düzgün, itibarımızın yüksek olduğu dönemde, bizim devlet adamlarımızdan da Devleti Âli Osmaniye'den de borçlar istemiştir. O zamanın yetkili şahısları, gerek vezirleri gerek padişah, kendisine, "borç talep ediliyor bizden efendi, ne buyurursunuz?" denildiği zaman "Borç verin; bugün borç alanlar, yarın buyruk alırlar" diye karşılık vermiş ve borç verilmesini teşvik etmişlerdir. Bugün aynı akıbet bizim başımıza gelmiştir. Hatırlayacaksınız; muhalefette, dışborçların bize ne kadar büyük felâketler getirdiğini ifade eden devlet adamlarımız, iktidara geldikten sonra "Ne yapalım, çaresiziz, borcumuz var; bize borcunuzu haydi ödeyin derlerse ne yaparız? " demekte; bir gün Çekiç Güç'e "işgal kuvveti" diyenler, Çekiş Güç'ten bahsedildiği zaman, "Ne yapalım, ağır borçların altındayız, bizi borçlarımızı ödemeye zorladıkları zaman müşkül duruma düşeriz; mademki, borçlu olduğumuz devletler bunu böyle istiyor, Avrupa, Amerika, IMF böyle istiyor, öyle ise idare edeceğiz; şimdilik bu işi böyle götüreceğiz" demek mecburiyetinde kalmışlardır. Borç, hiçbir zaman, iyi güne kalmamış, memleketimizi, ekonomimizi perişan etmiş ve dışarıdan gelen ağır baskılar neticesinde, politikamızı dahi yönlendirmiştir. Dışborca sıcak bakmanın memleketimize hiçbir fayda getirmediğini, hatta, ileride belki felâketlere müncer olacağını hatırlatıyor ve bu vesileyle, maruzatımı arz ederek, Yüce Heyetinizi hürmetle selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Ali Oğuz'a teşekkür ediyorum. 35 inci madde üzerinde başka söz istemi yok. Önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 36 ncı maddeyi okutuyorum : Dış Borçların İkraz, Devir ve Garanti Edilmesi MADDE 36. – a) Yabancı ülkeler, uluslararası kuruluşlar, yabancı bankalar ve yabancı ülkelerde yerleşik diğer finans kurumlarından her türlü amaçla ve uluslararası sermaye piyasasında kullanılan finansman araçları ile yapılacak borçlanmalarla ilgili temas ve müzakereleri yürütmeye ve bu borçlanmalarla ilgili işlemleri sonuçlandırmaya, b) Yukarıdaki (a) fıkrasına göre sağlanan finansman imkânlarını, ekonominin çeşitli sektörlerinde gelişmeyi sağlamak amacıyla ve anlaşmalar hükümleri uyarınca kamu ve özel sektör kurumlarına ikraz, devir veya kullandırmaya ve bu kredilerden yapılması gereken geri ödemeleri aynı kuruluşlar için hesaben ikraz veya krediye dönüştürmeye, c) Yukarıda belirtilen imkânların doğrudan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası veya Türkiye’de yerleşik kurumlar ile Türk Bankaları tarafından sağlanması halinde, bu kredileri kısmen veya tamamen devralmaya, devralınan bu kredileri kısmen veya tamamen kamu kurumlarına ikraz, devir veya kullandırmaya ve bu kredilerden yapılması gereken geri ödemeleri aynı kuruluşlar için hesaben ikraz veya krediye dönüştürmeye, Türkiye’de yerleşik bankaların döviz varlıkları üzerinden borçlanmaya, d) Yabancı ülkelerin kredi kuruluşları, uluslararası kurumlar veya yabancı ülkelerde yerleşik banka ve kurumlar ile bu finansman işlemlerine katılan Türk bankaları tarafından kamu kurumlarına (Özel hukuk hükümlerine tabi olmakla beraber sermayelerinin % 50’sinden fazlası kamuya ait olanlar dahil) ve yatırım bankalarına verilecek kredileri, borçlanacak kuruluşun Hazine garantili mevcut dış borçlarını geri ödeme performansı ve borç ödeme kabiliyeti ile sınırlı kalmak kaydıyla ve anlaşmalarındaki şartlarıyla garanti etmeye, e) Ulusal banka ve kamu kuruluşlarınca yabancı ülkelere açılacak kredilerin geri ödenmesini garanti etmeye, yabancı ülkelerde doğrudan teminat mektubu vermeye, yetkili ulusal bankalar lehine garanti vermeye, f) Yap-İşlet-Devret modeli ve benzeri özel finansman modellerine dayalı olarak gerçekleştirilecek projeler çerçevesinde; kamu kurum ve kuruluşları ile bağlı ortaklıkların ve mahallî idarelerin, bu projeleri gerçekleştirecek özel hukuk hükümlerine tabi şirket statüsüne sahip yerli ve/veya yabancı ortaklardan oluşan Türk şirketlerinden satın alacakları mal ve hizmet bedelleri ile kamu kuruluşlarınca bu şirketlere taahhüt edilmiş üretim girdilerinin temin edilememesi halinde ilgili sözleşme çerçevesinde ortaya çıkabilecek ödeme yükümlülükleri için garanti vermeye, g) Türkiye Cumhuriyeti adına Hazine Müsteşarlığı tarafından yabancı ülkeler resmî kuruluşları veya uluslararası kuruluşlardan sağlanan kredilerin teknik yardım ve eğitim amaçları kapsamındaki bölümlerini anlaşma hükümlerine istinaden gerektiğinde özel ve özerk bütçeli kamu kuruluşları ile kamu kuruluşu sayılan kurumlara karşılıksız olarak kullandırmaya, h) Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu tarafından Bosna-Hersek’te finanse edilecek projeler için bu fona üye diğer ülkelerle birlikte sağlanacak ortak bir garanti çerçevesinde garanti verilmesine, i) Avrupa Birliği, yabancı ülkeler ve bu ülkelerin banka ve kredi kuruluşları ve uluslararası malî kuruluşlardan ülkemizde faaliyet gösteren Risk Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına risk sermayesi şeklinde köprü krediler (subordinated loans), koşullu krediler (conditional loans) sağlamaya veya yukarıda belirtilen yabancı ülke ve kuruluşların adı geçen Yatırım Ortaklıklarına doğrudan veya aracı malî kuruluşlar vasıtasıyla risk sermayesi şeklinde katkı sağlamaya yönelik anlaşmalar yapmaya, sağlanan bu imkânların devredilmesine, kullandırılmasına ve geri ödenmesine, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. j) Daha önceki yıllarda yapılan işlemler için de bu esaslar geçerlidir. BAŞKAN – Okunan madde üzerinde söz istemi yok. Okunan maddeyle ilgili önerge yok. 36 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 37 nci maddeyi okutuyorum: 244 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Borçlanma MADDE 37. – a) Yıllık programlarla belirlenen dış finarsman ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 31.5.1963 tarih ve 244 sayılı Kanunun kapsamı dışında kalan kuruluşlarla kredi anlaşmaları yapmaya ve projelerin yapılabilirlik çalışmalarının dış finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere Dünya Bankası ile üzerinde anlaşılacak şartlarla (10 000 000) ABD Dolarına kadar olan borçlanmaların yapılmasına Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. b) Bu gibi anlaşmalar ve savunma borçlanmalarına ilişkin kredi anlaşmaları bütçe kanunları hükümlerine dayanılarak yapılmış olup, Bakanlar Kurulunca uygun görülen diğer kredi anlaşmaları gibi Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe girer. Bu kararnameler 31.5.1963 tarih ve 244 sayılı Kanun ve 23.5.1928 tarih ve 1322 sayılı Kanun hükümlerine tabi değildir. c) Türkiye Cumhuriyetinin bu madde ile “Dış Borçların İkraz, Devir ve Garanti Edilmesi” başlığını taşıyan maddeleri ve bu madde hükümlerine dayanarak, sırasıyla borçlu veya garantör sıfatı ile taraf olduğu kredi anlaşmalarından doğan borçlarının dünya sermaye piyasalarında mevcut muhtelif finansman araçları vasıtasıyla yönetimi amacıyla anlaşma yapmaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Söz konusu anlaşmalar imzalandıkları tarihte yürürlüğe gerir. d) Daha önceki bütçe yallarında aktedilmiş benzeri anlaşmalar hakkında da bu hüküm uygulanır. BAŞKAN – Okunan madde üzerinde söz isteyen?.. Yok. Maddeyle ilgili önerge yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 38 inci maddeyi okutuyorum: Borç Verme ve Hibe Anlaşmaları MADDE 38. – a) Yabancı ülkeler, uluslararası kuruluşlar ve yabancı ülke kredi kuruluşlarından sağlanacak hibelerle ilgili temas, müzakere ve anlaşmaları yapmaya ve bu yolla sağlanan finansman imkânlarını kamu ve özel sektör kuruluşlarına kullandırmaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Söz konusu anlaşmalar imzalandıkları tarihte yürürlüğe girer. b) Yabancı ülke ve kuruluşlara borç ve hibe şeklinde finansman sağlamak amacıyla anlaşmalar yapmaya ve anlaşmaların esas ve şartlarını belirlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Yabancı ülke ve kuruluşlara verilecek olan borç ve hibeler Hazine Müsteşarlığı bütçesine bu amaçla konulacak ödenekten karşılanır. Söz konusu anlaşmalar Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe girer. c) Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. tarafından yabancı ülkelere ve bu ülkelerdeki kuruluşlara açılacak iki yıl veya daha uzun vadeli mal ve/veya hizmet satış sözleşmeleri veya bu tür sözleşmelerle eş değer finansal kiralama işlemleri ile ilgili Resmî Destekli İhracat Kredilerinin esaslarını ve finansal hükümlerini düzenlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 39 uncu maddeyi okutuyorum: İKİNCİ BÖLÜM Hazine İşlemleri Hazine Bonoları ve Avans İşlemleri MADDE 39. – Genel bütçe ödemelerini zamanında yapabilmek ve bu ödemelerin tahsilatın göstereceği mevsimlik dalgalanmalardan olumsuz yönde etkilenmesini önlemek, uygulanmakta olan para politikasını yönlendirmek amaçları ile malî yıl içinde gerçek ve tüzelkişilere, genel bütçeden Hazine yardımı yapılan kamu kurum ve kuruluşlarına, kanunla kurulmuş fonlara en çok bir yıl vadeli Hazine bonoları satmaya, gerektiğinde bu bonoları satın almaya, satılacak Hazine bonolarının çeşitlerini, miktarını, satış usul ve esasları ile şartlarını tespite, 14.1.1970 tarih ve 1211 sayılı Kanunun 50 nci maddesi esaslarına göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından kısa vadeli avans almaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Hazine bonolarının faizleri ve genel giderleri bu amaçla bütçeye konulacak ödeneklerle karşılanır. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 40 ncı maddeyi okutuyorum: Çeşitli Saymanlıklardaki Değerlerin Hazineye Geçişi MADDE 40. – Maliye Bakanı, bütün saymanlıkların çeşitli nedenlerle hazine hesapları dışında kalan mal varlıkları ve emanetler de dahil olmak üzere her çeşit paralarını Hazine hesaplarına kaydettirmeye, bu hesaplara tasarruf etmeye ve bu amaçla gerekli önlemleri almaya yetkilidir. 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun tanımladığı bir saymanın yönetim ve sorumluluğunda olmayan kamu fonları hakkında da bu hüküm uygulanır. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 41 inci maddeyi okutuyorum: Geri Verilecek Paralar MADDE 41. – 27.6.1963 tarih ve 261 sayılı Kanun uyarınca, geri verilecek paraların kesin olarak veya avans suretiyle ödenmesinin şekil ve usulleri Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlıkla Maliye Bakanlığı tarafından müştereken tespit olunur. Yapılacak inceleme sonunda fazla ödendiği tespit olunan veya zamanında mahsup olunmayan tutarlar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre geri alınır. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 42 nci maddeyi okutuyorum: ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Kamu İktisadî Teşebbüsleri Kamu İktisadî Teşebbüslerinin Kârları MADDE 42. – 1. 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kuruluşların, 1995 yılı kârlarından Hazineye isabet eden tutarları; a) 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen kısıtlamalara tabi olmaksızın, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine bütçeye gelir kaydetmeye, b) Kuruluşların ödenmemiş sermayelerine veya tahakkuk etmiş görev zararları alacaklarına mahsup edilmek üzere Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine bütçeye gelir, ödenek ve gider kaydetmeye, 2. Birinci fıkra kapsamına giren kuruluşların 1994 ve önceki yıllara ait kâr paylarından Hazineye isabet eden tutarları Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın talebi üzerine bütçenin gelir ve giderleri ile ilgilendirmeksizin kuruluşların görev zararları alacakları veya ödenmemiş sermayelerine mahsup etmeye ilişkin işlemleri yapmaya, Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 43 üncü maddeyi okutuyorum: Kami Ortaklıkları ve İştiraklerinde Sermaye Değişikliği MADDE 43. – 1. Kamu ortaklıkları ve iştiraklerinin yeniden düzenlenmesi tedbirlerini uygulamak, sermaye artırımlarına katılmak, kamu iktisadî teşebbüslerinin yatırım ve finansman programlarının gereklerini yerine getirmek ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini uygulamak amacıyla; a) Hazinece her türlü sermaye artırımlarına katılınması ve her türlü sermaye paylarının satın alınmasına, b) Hazinenin ve kamu iktisadî teşebbüslerinin sermaye paylarını diğer kamu iktisadî teşebbüslerine, kamu ortaklığı idaresine veya katma bütçeli idarelere devretmeye veya onlar tarafından devraldırmaya, c) Kamu iktisadî teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının Hazineye veya çeşitli fonlara olan borçlarını yıllık yatırım ve finansman programlarına uygun olarak Hazineden olan alacaklarına veya ödenmemiş sermayelerine mahsup etmeye veya teşebbüslerin borçlarının ödenme zamanı ve şartlarını belirlemeye, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan, d) Bu işlemlerin gerektirdiği tutarları, Hazine Müsteşarlığının teklifi üzerine, mahiyetine göre, bütçede açılacak özel tertiplere gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı, Yetkilidir. 2. a) Kamu iktisadî teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının 1995 yılı sonu itibariyle; aa) Hazineye, fonlara, Sosyal Sigortalar Kurumuna olan vadesi geçmiş borçlarını, Hazineden ve fonlardan olan alacaklarına veya ödenmemiş sermayelerine mahsup etmeye, ab) Türkiye İhracat Kredi Bankasına olan borçlarının ödeme zaman ve şartlarını tespite, gerektiğinde ödenmemiş sermayelerine mahsuben bu borçlarla, Bankanın Sosyal Sigortalar Kurumuna olan borçlarının Hazine tarafından devralınarak mahsup ve tasfiyesini sağlamaya, b) Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasına olan destekleme kredisi borçlarının ödeme zaman ve şartlarını belirlemeye, gerektiğinde söz konusu birliklerin görev zararı alacaklarına karşılık olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasına olan bu borçlarının Hazinece devralınmasını sağlamaya, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan, c) Bu işlemleri, Hazine Müsteşarlığının teklifi üzerine, gelir ve gider hesapları ile ilgilendirilmeksizin mahiyetlerine göre ilgili devlet hesaplarına kaydettirmeye Maliye Bakanı, Yetkilidir. 3. a) BAĞ - KUR’a 20 trilyon TL., Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (ÇAY - KUR) 20 trilyon TL. ve 31.12.1994 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılan İhracatı Teşvik sistemi ile ilgili olarak Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan ihracatçılara yapılan ve yapılacak olan ödemelerle ilgili olarak 50 trilyon TL. olmak üzere toplam (90 000 000 000 000) lirayı aşmamak (Bu ödemelerde 2.1.1996 tarihli döviz kuru uygulanır. Ödemeye ilişkin esas, usul ve şartları belirlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.), b) İkinci fıkra uygulaması çerçevesinde işleme tabi tutulan kamu iktisadî teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının Hazine devirli dış kredilerinin Türk Lirası karşılıkları ve bu fıkraya göre devralınabilecek borçların miktarı ile sınırlı kalmak kaydıyla Hazine tarafından özel tertip Devlet tahvilleri ihraç edilebilir. Bu tahviller iç borçlanma ile ilgili maddedeki limitin dışında olup, vade, faiz ve sair şartlar Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine Başbakan tarafından belirlenir. BAŞKAN – Okunan maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 44 üncü maddeyi okutuyorum: Hazine Kefaleti MADDE 44. – a) Kamu iktisadî teşebbüslerinin destekleme alımları ve diğer faaliyetleri ile ilgili finansman ihtiyaçları için yapacakları borçlanmalara Hazine kefaleti vermeye, b) Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.’nin kredi, sigorta ve garanti faaliyetleri nedeni ile yüklendiği işlemlerden doğabilecek politik riskleri garanti etmeye ve bu risklerden doğabilecek zararları ödemeye, c) Özelleştirme İdaresince, özelleştirme programı çerçevesinde yapılacak borçlanmalara Hazine garantisi vermeye, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. BAŞKAN – Okunan maddeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 45 inci maddeyi okutuyorum: ÜÇÜNCÜ KISIM Kamu Personeline İlişkin Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM Özlük Hakları Katsayılar, Yurt Dışı Aylıklar, Ücret, Sözleşme Ücreti, Ek Tazminat Tavanları MADDE 45. – a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü maddesi uyarınca, aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı 1.1.1996 - 30.6.1996 döneminde (1695), memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylığı katsayısı 1.1.1996 - 30.6.1996 döneminde (10175), olarak uygulanır. b) Kurumların yurt dışı kuruluşlarına dahil kadrolarında görev alan Devlet memurlarının yurt dışı aylıkları, yeni kurlar ve yeni emsaller tespit edilinceye kadar, 12.3.1987 tarih ve 87/11595 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ek ve değişikliklerinde yer alan hükümlere göre ödenir. c) 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (c) bendi uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personelin sözleşme ücret tavanı 1.1.1996 - 30.6.1996 döneminde (64 525 000) lira olarak uygulanır. d) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2.12.1993 tarih ve 3920 sayılı Kanunla değişik 28 inci maddesinin (B) fıkrası uyarınca ödenecek ek tazminatın tavanı (15 000 000) lira olarak uygulanır. Aynı maddenin (A) fıkrası uyarınca ödenecek ek tazminatın aylık tutarı da; 1.1.1996 - 14.5.1996 tarihleri arasındaki süre için (10 000 000) lirayı; 15.5.1996 - 14.7.1996 tarihleri arasındaki süre için (14 000 000) lirayı; 15.7.1996 tarihinden itibaren ise (17 500 000) lirayı geçemez. e) İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek asgarî ve azamî sınırlar dahilinde belediye başkanlarının aylık ödemeleri, belediye meclislerince kararlaştırılır. BAŞKAN – 45 inci madde üzerinde, söz istemleri bulunmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Nihat Matkap; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Matkap, söz süreniz 10 dakikadır. CHP GRUBU ADINA NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu an görüşmekte olduğumuz 45 inci madde, Hükümetimizin, kamu görevlilerine, 1996 yılında yapacağı artışları öngören bir maddedir. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, bir anlamda, seçim hükümeti olarak nitelendirdiğimiz, kabul ettiğimiz Hükümete girme koşullarımızdan bir tanesi de, kamu çalışanlarına, 15 Kasım 1995 tarihinden itibaren belli bir artış yapmaktı, bir iyileştirmeyi gerçekleştirmekti. Bu doğrultuda, hepinizin bildiği gibi, kamu çalışanlarına, 15 Kasım 1995 tarihinden geçerli olmak üzere bir artış yapılmıştı. Şimdi görüşmekte olduğumuz 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 45 inci maddesinde, 1 Ocak 1996 ilâ 30 Haziran 1996 tarihleri için, aylık katsayı 1 695, memur taban aylığı göstergesi 10 175; yine, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (c) bendi uyarınca, sözleşmeli personelin sözleşme ücret tavanı, yine 30 Hazirana kadar olan dönemde 64 milyon 525 bin lira; diğer yandan, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3920 sayılı Kanunla değişik 28 inci maddesinin (B) fıkrası gereğince, ek tazminat tavanı da, 1 Ocak 1996 ilâ 30 Haziran 1996 tarihleri için 15 milyon lira olarak öngörülmektedir. Bu hükümlerin, bu öngörülerin anlamı -daha önce de açıklandığı üzere- Hükümetimizin, kamu çalışanlarımıza 1 Ocak 1996 ilâ 30 Haziran 1996 tarihleri arasında hiç artış yapmayacağının ifadesidir. Değerli arkadaşlarım, sadece son yirmi, yirmibeş günde yapılan zamları önünüze koyarsanız, gerçekten, bu durumu hiçbirimizin içimize sindirmesi mümkün olmamalı. Hükümetimizin bu dönem öngördüğü enflasyon oranı yüzde 65. Kaldı ki, bütçe üzerine görüş açıklayan çoğu arkadaşım bu tahminin tutmasının çok güç olduğunu dile getirdiler; bunun yüzde 70'e, hatta daha yukarılara çıkması söz konusu. 15 Kasım 1995’te yapılan zamları da katarsak, temmuz ayında verilmesi öngörülen yüzde 20 zammı da bir arada tutarsak artış oranı yüzde 57'lerde kalacak. Geçen dönem, Anavatan Partisi Grubunun değerli sözcülerinin bu kürsüde konuştuklarını hatırlıyorum. Bilemiyorum, enflasyon oranı altındaki yıllık bir artışa şu an nasıl bakmaktadırlar?.. Bu konunun düzeltilmesiyle ilgili bir önergemiz var. Tabiî, verdiğimiz önergede, bu amaca yönelik olan gerekli kaynakları karşılamak için, genel bütçe harcama kalemlerinden eş düzeyde gerekli kesintinin Maliye Bakanlığınca uygulanmasını da öngörmekteyiz. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, 18 Nisanda kamu çalışanlarımızın, tepkilerini önemli ölçüde ortaya koyan bir gösterisi oldu. Bu gösterideki gerekçelerinin çok temel nedenleri var. Bunlardan biri, halen birilerinin buyurmasıyla maaş tayin etme durumunun bir an önce kalkmasının yanında, bu Hükümet tasarısında, hiç de yakışmayacak, hiç de sindirilmeyecek bir artış oranı da söz konusu. Bunun dışında, diğer talepleri de var. Demokratik toplumda, kamu çalışanlarının, devleti birlikte yönettiğimiz kamu çalışanlarının, meydanlara gidip "Hükümet istifa" demelerini, inanın, hiçbir zaman, bakanlık yapmış bir kişi olarak, sindiremedim. Bu Meclisimiz, 19 uncu Dönem Parlamentomuz, ne yapıp, yapıp, kamu çalışanlarının sendikal haklarını, Anayasal güvenceye -istendiği gibi olmasa da- kavuşturmak için görevini yaptı. (CHP sıralarından alkışlar) Önemli olan, 20 nci Dönem Parlamentosuna yakışan, Anayasal güvence altına alınan, kamu çalışanları sendikaları yasa teklifinin veya Hükümetten gelirse tasarının, bir an önce, Meclis Genel Kurulunda görüşülmesidir. Eğer, bir ülkede, devleti birlikte yönettiğimiz kamu çalışanlarımız "Hükümet istifa" diye bağırıyorlarsa, ikide bir Hükümete tepkilerini koyuyorlarsa, çok düşünmemiz gerekir. Geçen dönem, amansız bir şekilde, bu kanun tasarısının Mecliste yasalaşması için büyük bir uğraş verdik. Ne yazık ki, Meclisten yeterince destek alamadık ve olaylar, her geçen gün, daha büyük boyutlarda büyümeye devam ediyor. Şimdi, bu kanun teklifinde, bizim temel amacımız, sadece, kamu çalışanlarına, ekonomik ve sosyal anlamda iyileştirme yapmak değil, onları devletin yönetimine katmak, eğitim politikamızı onlarla birlikte tespit etmek, sağlık politikamızı onlarla birlikte tespit etmek; çünkü, büyük bir birikim.. Bu birikim, bu enerji, mutlaka, en sağlıklı şekilde, devlet yönetiminde işlevini yapmalıdır. Bütün hedefimiz o. Eğer, kamu çalışanlarımız, devlet yönetiminde aktif olurlarsa, etkin bir görev alırlarsa ve eğer, bu bütçe, 861 trilyon açıkla Meclis Genel Kurula teklif ediliyorsa, en azından onlar da bizim kadar sorumlu olurdu. Ne yapıp yapıp, mutlaka, kamu çalışanlarını, devlet yönetiminde etkin kılmalıyız ve onların maaşlarına dönük maddeleri, onlarla birlikte tespit etmeliyiz. Gönül arzu ederdi ki, 45 inci maddenin altında, kamu çalışanlarının temsilcilerinin de imzası olsun. Ne yapıp yapıp, önümüzdeki günlerde, önümüzdeki yıllarda bu sıkıntıları çekmemek için, kamu çalışanlarının sendikal haklarını içeren yasa düzenlemesini yapmalıyız, bu sıkıntıdan hep beraber kurtulmalıyız ve bu onuru, 20 nci Dönem Parlamentosu olarak, hep beraber yaşamalıyız. BAŞKAN – Sayın Matkap, 1 dakikanız kaldı efendim. NİHAT MATKAP (Devamla) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. Sanıyorum, Yüce Meclisin değerli üyeleri de benimle aynı duyguları paylaşıyorlardır; Sayın Bakanımız, değerli yetkililerimiz de, muhakkak, aynı duyguları paylaşıyorlardır. Bu konuda, duyarlılığınızı, önemle, istirham ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşan Sayın Nihat Matkap'a teşekkür ediyorum. Yalnız, Sayın Matkap, açıklamalarında 19 uncu Dönemde, kamu çalışanlarının sendikal haklarıyla ilgili olarak, Yüce Meclisin bir anayasa değişikliği yaptığı hususunu, son cümlelerinde unutmuş göründüler. Meclis, gerekli görevi yapmıştır.... NİHAT MATKAP (Hatay) – Hayır, söyledim Sayın Başkan. BAŞKAN – Ama, son cümlelerde "yeterli desteği göremedik" şeklinde bir değerlendirmeniz oldu. NİHAT MATKAP (Hatay) – Yasa düzenlemesiyle ilgili olarak destek göremedik... BAŞKAN – Yasa düzenlemeleri, anayasa değişikliği teklifinden önce, o zaman yürürlükte olan Anayasa maddesine aykırı biçimde Meclise sunulduğu için gerçekleşmemişti ve dönemin sonunda, Anayasa maddesi değiştirilmek suretiyle, bu alandaki düzenlemenin ilk adımı atılmıştır. NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, görüşmelere katılıyorsunuz; ama, yanıltıyorsunuz. Daha önce de, verilmiş bir yasa teklifi vardı; ama, o, Meclis Komisyonlarına takıldı. İlle de görüşmelere katılacaksanız, lütfen, gerçekleri anlatın... ERCAN KARAKAŞ (İstanbul) – Şu anda yeni bir teklif verildi Sayın Başkan; 1 ay önce, onu da söyleyin. BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, yasa teklifi, Anayasa değişikliğinden önce verildiği için yasalaşamamıştı; Meclisimiz, Anayasa değişikliğini yaptı, erken seçim dolayısıyla uyum yasalarını çıkarmaya vakit bulamadı, şimdi de, vermiş olduğunuz yeni bir yasa teklifi varsa; elbette, o da, Meclisce değerlendirilecektir; ama, yasama organına, bu konuda yöneltebileceğimiz bir eleştiri yok. O bakımdan, bu hususa açıklık getirmek istedim. NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan, bir şey anlatmak istiyorum... BAŞKAN – Buyurun Sayın Matkap. NİHAT MATKAP (Hatay) – Şimdi, eğer anımsarsanız, Hükümetimiz bir tasarı gönderdi; hatta, gönderdiği tasarı, kamu çalışanlarına toplu sözleşme ve grev hakkı veriyordu. Bu tasarı, Adalet Komisyonunda tartışıldığı zaman, Anayasaya aykırılığı ileri sürüldü. Daha sonra, Anayasa Komisyonunda uzun bir müddet tartışıldıktan sonra, tekrar Adalet Komisyonunda görüşüldü. Adalet Komisyonunda, toplu sözleşme hakkı kalmak kaydıyla, grev hükümleri kaldırılmak kaydıyla tekrar, Adalet Komisyonunda kabul edilerek, Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonuna geldi; orada görüşülemedi... AHMET UYANIK (Çankırı) – Sayın Başkan, bunları, bakan olduğunda düşünseydi. Bari, 10 dakika daha süre verin (!) BAŞKAN – Gerçeği bulmaya çalışıyoruz, sabırlı olun değerli arkadaşlarım. NİHAT MATKAP (Hatay) – ..ama. Adalet Komisyonunda çalışan arkadaşlarımız, yine, milletvekilleriydi, Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonundaki arkadaşlarımızda yine milletvekilleriydi ve ben “yeterli desteği alamadık” derken, komisyondaki çalışmaları kastettim. Siz de o çalışmalarda bulundunuz Sayın Başkan. BAŞKAN – Mesele anlaşılmıştır değerli arkadaşlarım. Şimdi, Gruplar adına ikinci söz sırası, Refah Partisi Grubunun. Refah Partisi Grubu adına, Sayın Temel Karamollaoğlu; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 10 dakikadır. RP GRUBU ADINA TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; gecenin bu saatinde aslında, bütçeyle ilgili bu konuları, görüşmemiş olmayı arzu ederdik; ancak, getirdiğimiz önerilerin tamamı, maalesef, genelde Anayasaya aykırı olan hususlarda. Gerçi, buradaki konumuz, doğrudan doğruya Anayasayla alakalı değil. Bugün, maalesef, hem işçilerimiz hem memurlarımız, dargelirli olan insanlarımız büyük bir geçim sıkıntısı içinde. Bilindiği gibi, son üç aylık enflasyon, bazı hesaplara göre yüzde 33'e kadar çıkmış vaziyette; buna rağmen, memura, ilk altı aylık dönem için reva görülen artış bunu karşılamaktan çok uzak. Aslında, bizim, böyle bir konuda, farklı bir önergemiz olacaktı; ancak, gelir artırıcı önerge verme imkânı olmadığı için, böyle bir önergeyi hazırlamadık. Şunu hemen ifade etmek istiyorum: Elbette, burada, böyle bir artışı sağlayamayacağız; ama, ümit ediyorum ki, Refah Partisi Grubu olarak Yüce Meclise takdim ettiğimiz iki kanun teklifi kabul edildiği takdirde, çalışanlarımızın ücretleri, belli bir derecede artacak, makul bir noktaya gelmiş olacak. Bu tekliflerden birincisi, asgari ücretten ve asgari ücrete kadar olan gelirlerden Gelir Vergisi alınmaması konusundaki kanun teklifidir. İkincisi de, memur maaşları için -Hükümete ve Meclise bırakılma yerine- en azından, toptan eşya fiyatlarına veya tüketici fiyatlarına bağlı olarak otomatik bir sistem getirilmesidir; ki, biz bunu eşel-mobil sistemi olarak kabul ediyoruz. Eşel-mobil sistemiyle ilgili kanun teklifimiz de, Yüce Meclise arz edilmiş bulunuyor. Her ne kadar, şu anda, bütçe kanun tasarısı ile getirilen ödenek artışları, ücret artışları, memurumuzun derdine derman olamayacaksa da, Yüce Meclisin, bu kanun tekliflerine müspet yaklaşacağını ve mahdut geliri olan ve bu memleketin bütün sıkıntısını üstlenen insanlarımızın derdine derman olmaya çalışılacağını ümit ediyorum. Bir noktayı da şurada belirtmekte fayda görüyorum; bu da, 45 inci maddenin son fıkrasıdır. (e) fıkrası "İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek asgarî ve azamî sınırlar dahilinde, belediye başkanlarının aylık ödemeleri, belediye meclislerince karşılanır" demektedir. Muhterem arkadaşlarım, aslında, burada bir sıkıntı olduğunu biliyorum. Yerine göre, eğer, meclis ile başkan farklıysa, bazen, asgarî ücretten tespit ediyorlar; aynı ise, bazen de astronomik rakamlar veriyorlar; ama, bunun, İçişleri Bakanlığının takdirine bırakılması yanlış; belediyeler özerk kuruluşlar. Yüce Meclisin üyeleri, kanunla, nasıl, alacakları ücreti, en fazla ücret alan memurun maaşına bağlamışlarsa, biz de, bunu, bu tarzda bir kayda bağlayabiliriz; ama, Yüce Meclis bağlamalı. Biz, bunu, İçişleri Bakanlığının takdirine bıraktığımız zaman, bugün karşılaştığımız manzarayla karşılaşıyoruz. 1994 yılı mahallî seçimlerine kadar böyle bir tahdit yoktu. 1994 yılı mahallî seçimlerinin arkasından, o zamanki iktidar partileri bütün belediyeleri kaybedince, belediyelerin sadece başkanlarının değil, her türlü gelirlerini ve faaliyetlerini tahdit edici önlemler almaya başladılar. Bunların da tamamı, bilhassa, bütçe kanunun içine derc edilmiş olanları -ki, biraz sonra diğerleri gelecek- Anayasaya kesinlikle aykırıdır. Bundan dolayı, bilhassa, iki ayrı partiden olan veya tamamen farklı seçimlerle işbaşına gelen belediye başkanlarının ücretlerini, ne olursa olsun, aynı zamanda bir partinin temsilcisi durumunda bulunan İçişleri Bakanlığının takdirine bırakmak, kesinlikle, demokrasiyle bağdaşmayacak olan bir tutumdur. Aslında, bunun, bütçe kanununun içine de konulmaması icap eder. Ben, bu konuların dikkate alınacağını ve önümüzdeki günlerde bununla ilgili olarak getirilecek olan kanun tekliflerinin ışığında bu tip kısıtlamaların veya düzenlemelerin yapılması gerektiğine inanıyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Temel Karamollaoğlu'na teşekkür ediyorum. Demokratik Sol Parti Grubu adına, Sayın Hikmet Uluğbay; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 10 dakika efendim. DSP GRUBU ADINA HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Teşekkürler Sayın Başkan. Sayın Başkan, değerli üyeler; gönül isterdi ki, biz, Demokratik Sol Parti Grubu olarak, bu konuşmayı, bugün, bu maddeyle ilgili olarak yapmayalım. Gönül isterdi ki, Hükümet, ülkede yıllardır hüküm süren yüksek enflasyon karşısında, memurun ve çalışanların özlük haklarını enflasyona karşı koruyacak düzenlemeleri yapmış olsun; biz de gönül huzuruyla bu bütçenin Parlamentodan geçmesine katkıda bulunalım. Ancak, üzülerek gözlemledik ki, 1996 yılı bütçesi, şu anki yapısıyla, 1992'den beri artan enflasyonun altında ezilen kamu çalışanlarına, gereken özlük haklarının enflasyon karşısında erozyona uğramış bölümünü yeterli düzeyde iade etmemiştir. Bugün, kasım ayında yapılan yüzde 57 düzeyindeki maaş ayarlamalarını nazarı itibara aldığımız takdirde, kamu çalışanlarının eline geçen aylıklarıyla satın alma gücünü 1992 yılı düzeyine getirebilmek için, devlet, daha yılbaşı itibariyle, hâlâ yüzde 35 borçludur. 1995 - 1996 yılları için Hükümetin öngördüğü enflasyon oranının yüzde 65 düzeyinde gerçekleşeceğini varsaysak dahi, bu durumda, yıl sonu itibariyle, devlet, memura ve diğer çalışanlara karşı yüzde 100 borçlu durumda kalacaktır. Bütçenin içinde bulunduğu sıkıntıları gayet iyi biliyoruz; ancak, yıllardan beri, ülke ekonomisinin karşı karşıya bulunduğu sorunların çözümünün, toplumun çeşitli katmanları arasında adil dağıtılması, hükümetlerin ve bu Meclisin önde gelen göreviydi. Bu görev, maalesef, 1994 ekonomik önlemlerinden bu yana, ağırlıkla orta ve dargelirlilerin sırtına yüklenmiş ve her yıl, buna, ilave külfetler getirilmiştir. Bu bakımdan, dar ve orta gelirlilerin, mevcut enflasyon çervesinde, evlerine götürebildikleri fileler hergün giderek küçülmektedir. Bizler... ŞEVKİ YILMAZ (Rize) – Sayenizde... HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Bir şey mi ifade edildi acaba?!. ŞEVKİ YILMAZ (Rize) – Sayenizde... HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Sizlerin katkısının ne olduğunu biliyoruz beyefendiler. CEMAL KÜLAHLI (Bursa) – Biz de sizi biliyoruz. HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Öğreneceğiniz daha çok şeyler var beyler. CEMAL KÜLAHLI (Bursa) – Sizin de var. HİKMET ULUĞBAY (Devamla) – Öğretmeye de her zaman hazırız. Yeter ki dinlemeyi öğrenin! (DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bu çerçeve içerisinde halkın ıstırabını düşürmek, bizleri buraya gönderen millete karşı yükümlülüğümüzdür. Bu çerçevede, 1996 bütçesinin karşı karşıya bulunduğu sorunların idraki içindeyiz; ancak, bütün bunlara rağmen, bu bütçe çerçevesinde, halkın yüzde 100 düzeyinde 1992 satın alma gücünden geri kalan açığının bir bölümünü kapatma imkânına sahip olabiliriz. Bu nedenle, Demokratik Sol Parti Grubu olarak biz bir önerge verdik. Bu önergemiz çerçevesinde, kamu çalışanlarına, nisan ayından başlamak suretiyle yüzde 15 zam verilmesini, 1 Temmuzdan itibaren de yüzde 40 boyutunda zam verilmesini öneriyoruz. Bu düzenlemeler kabul edildiği takdirde, halkı, 1992 satın alma gücüne kavuşturma imkânına sahip olamayacağız. Yine de halk, 1996 yılı sonunda 1992'nin yüzde 40 gerisinde kalacak; ancak, halkımız, eğer, biz, bu düzenlemeleri yapabilirsek, bunu anlayışla karşılayacaktır; çünkü, 1996 yılının toplum için bir fedakârlık yılı olduğunu, halkımız da bizler kadar iyi bilmekte. Bu nedenle, verdiğimiz önergede de altını gayet iyi çizdiğimiz üzere, kamu bütçesinde hâlâ yapılabilecek tasarruflar vardır. Bu tasarruflarla, Sayın Maliye Bakanımız ve Hükümet kaynak yaratabilir. Artı, bunun ötesinde, birtakım önergelerle konulan harcamalardan tasarruf sağlanabilmiş durumda. Diğer taraftan, kamu yönetimimizin gelirler idaresi etkin ve başarılı bir çalışmayla, gelir performasını çok daha yukarı çekme şansına sahiptir. Bütün bu olanaklar, bizim verdiğimiz önergenin karşılığını yaratıp, halkımızın içinde bulunduğu sıkıntıyı hafifletme imkânına sahiptir. Bu çerçevede, bir hususun daha altını çizmekte yarar görmekteyiz. Önümüzdeki aylarda Hükümetin ilan edeceği birçok ekonomik önlemler vardır. Bu önlemler halkımızı etkileyecektir. Bu ekonomik önlemler olduğu kadar, memur katsayısının belirlenmesi sırasında da, ekonomik ve sosyal konseyi toplayarak, kamu çalışanlarının temsilcisini de davet etmek suretiyle, ekonominin bütün gerçeklerini tartışmak suretiyle, pekâlâ, 1996 bütçesi çerçevesinde, kamu çalışanlarına verilecek olanakları birlikte tespit etme imkânına sahipti. Üzülerek görüyoruz ki, bu olanak da kullanılmamıştır. O nedenle, bu aşamada, ümit ediyoruz ki, verdiğimiz önergeye Hükümet de sahip çıkacak ve halkımızın özlemle beklediği ferahlama haberini, bu akşam, buradan, milletin temsilcileri, millete verebilecektir. Bu anlayışla, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Demokratik Sol Parti Grubu adına konuşan Sayın Hikmet Uluğbay'a teşekkür ediyorum. Sayın Bakan madde üzerinde söz talep etmektedir; buyurun Sayın Bakan. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; memur maaşlarına uygulanan katsayılarla ilgili olarak, partilerimizin değerli sözcüleri görüşlerini dile getirdiler. Yüce Meclisi, bu konuda, özellikle, dört ay gecikmeyle görüşmeye başladığımız 1996 yılı bütçe tasarısı ile ilgili olarak ve bu bölümüyle ilgili olarak aydınlatmak istiyorum. Memur maaşlarına uygulanan katsayılar, esas itibariyle, bütçe kanunuyla belirlenmektedir. Tespitler, üçer aylık veya altışar aylık olabilmektedir. 1996 yılının yarısı için uygulanacak katsayılar da Ekim 1995'te, bütçe tasarısına konulmuş bulunmaktadır, yani şu anda görüşmekte bulunduğumuz bütçe tasarısına konulmuş bulunmaktadır; ancak, seçimler nedeniyle tasarı görüşülemediğinden, 4129 Sayılı 1995 Yılı Bütçesine Eködenek Alınmasına İlişkin Kanun ile katsayılar, 15.11.1995 tarihinden geçerli olmak üzere artırmaya, Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir. Bakanlar Kurulu, 6.11.1995 tarihli ve 95/7492 sayılı kararıyla 15.11.1995'ten geçerli olmak üzere katsayıları artırmıştır. Bu katsayıların artırılışıyla birlikte, o zamanki Sayın Maliye Bakanının yaptığı açıklamalar var. O günkü Maliye Bakanı Sayın Attila, yaptığı yazılı açıklamada, 1996 yılı ocak ayı için ilan edilen artışların öne alınarak, 15 Kasım 1995 tarihinden itibaren uygulanacağını ifade etmiştir. Yine aynı şekilde, 4129 Sayılı 1995 Yılı Eködenek Kanununun gerekçesinde de "bu tasarının geçici maddesinde yapılan bir düzenleyle de, daha önce 1996 yılının ocak ayından geçerli olarak ilan edilen memur maaş katsayılarının, öne alınmasını ve kamu personeli maaşlarında tekrar bir iyileştirme yapılmasını sağlamak amacıyla Bakanlar Kuruluna yetki tanınması öngörülmektedir" demektedir. Bütün bunlardan anlaşılan, burada, değerli sözcülerin zaman zaman dile getirdikleri, 1996 yılının ilk yarısı için, ilk altı aylık dönemi için sıfır zam öngörülüyor şeklindeki iddialar, bu açıkmalardan da anlaşılacağı şekilde, varit değildir. Önceki hükümet, senenin ilk yarısı, ilk altı ay için, bu konuda kararlarını daha önce almış ve şu anda da bunlar uygulamadadır. Kaldı ki, burada, yine kıymetli görüşlerini ifade eden değerli siyasî partilerimizden bazıları, o zaman, hükümet ortağı olarak da yer almaktaydılar. Nitekim, 4130 Sayılı Geçici Bütçe Kanunuyla Bakanlar Kuruluna verilen bu yetkiye istinaden, Bakanlar Kurulu, 29.12.1995 tarihli ve 95/7792 sayılı kararıyla, katsayıların, değiştirilmeden aynen uygulanmasını kararlaştırmıştır. 29.12.1995 tarihli Bakanlar Kurulu kararının imzalarının tamamlanması da 1996 yılının ocak ayının sonudur; yani, bu tarihin, burada görüşlerini ifade eden değerli CHP sözcülerinin de Hükümette bulundukları dönem olduğunu, burada özellikle belirtmek istiyorum. Bütün bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü maddesi uyarınca, yılın ikinci yarısı için yapılacak artışlar, Bakanlar Kurulunca belirlenmektedir. Bu hükme istinaden, temmuz ayında, Hükümetimizce, aylık katsayısı, taban aylık katsayısı ve yanödeme katsayısı yeniden belirlenecektir. Hükümetimiz, Bakanlar Kurulumuz, bu konuda, daha önce Sayın Başbakanın yaptığı açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, temmuz ayındaki belirlemeyi, enflasyon rakamlarının üzerinde tespit edeceğini açıklıkla ifade etmiş bulunmaktadır. Yine, buradan dile getirilen bir başka görüş daha vardır -Başkanlığa takdim edilmiş olan önergelerde de bu hususun vurgulanacağı ifade edilmiştir- maaş zammı için gereken ödeneklerin Maliye Bakanlığınca kesilmesi önerilmektedir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisince, görüşülen bütçe kanunu tasarısının 1 inci maddesiyle kuruluşlara verilen ödeneklerin, Maliye Bakanlığınca kesilmesi mümkün değildir. Bu durumda, Maliye Bakanlığı, Meclisin görevini üstlenmiş olur. Ayrıca, hangi kurumdan ve ne oranda kesinti yapılacağını, Bakanlığın takdir etmesi mümkün değildir; teknik olarak da mümkün değildir. Tüm bu açıklamalar ışığında, tekrar ifade etmek istiyorum ki, temmuz ayında yapılacak olan maaş artışları, Hükümetimizce, gerçekleşen enflasyon rakamları üzerinde tespit edilecektir. Bu konuda gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Diliyoruz ki, Bakanlar Kurulumuz, bu çalışmaların neticesinde, tüm memurlarımızı, çalışanlarımızı, bu bütçe imkânları içerisinde memnun edebilsin. Saygılar sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Açıklamaları için, Sayın Bakana teşekkür ediyorum. Madde üzerinde önergeler vardır; sırasıyla okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 yılı genel bütçesinin 45 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğini saygılarımızla arz ederiz. Algan Hacaloğlu Yusuf Öztop Oya Araslı İstanbul Antalya İçel Celal Topkan Birgen Keleş Metin Arifağaoğlu Adıyaman İzmir Artvin Önerilen 45 inci madde: a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü maddesi uyarınca, aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı 1.1.1996- 31.3.1996 döneminde (1695), 1.4.1996-30.6.1996 döneminde (2000), 1.7.1996-31.12.1996 döneminde (2500) olarak; memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylığı katsayısı 1.1.1996-31.3.1996 döneminde (10175), 1.4.1996-30.6.1996 döneminde (11900), 1.7.1996- 31.12.1996 döneminde (14800) olarak uygulanır. b) Yukarıdaki madde çerçevesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü maddesi uyarınca yapılacak artışlar 399 sayılı kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (c) bendi uyarınca çalışan sözleşmeli personele, emeklilere, emekli dul ve yetimlerine, vatani hizmet tertibinden aylık alanlara maaş, ücret, tazminat ve ek tazminat, ikramiye ve ilgili tüm ödemelerde eş oranda artış sağlayacak şekilde uygulanır. c) Kurumların yurt dışı kurumlara dahil kadrolarında görev alan Devlet memurlarının yurt dışı aylıkları, yeni kurlar ve yeni emsaller tespit edilinceye kadar, 12.3.1987 tarih ve 87/11595 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ek ve değişikliklerinde yer alan hükümlere göre ödenir. e) İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek asgarî ve azamî sınırlar dahilinde belediye başkanlarınının aylık ödemeleri, belediye meclislerince kararlaştırılır. Bu amaçla, gereksinen kaynakları karşılamak için genel bütçe harcamalarından eş düzeyde gerekli kesinti Maliye Bakanlığınca uygulanır. BAŞKAN – Bir diğer önerge vardır; okutuyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanununun 45 inci maddesinin (a) ve (c) fıkralarının aşağıda belirtilen şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Zekeriya Temizel H.Hüsamettin Özkan Mümtaz Soysal İstanbul İstanbul Zonguldak Metin Şahin Gökhan Çapoğlu Hikmet Uluğbay Antalya Ankara Ankara MADDE 45.– a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü maddesi uyarınca, aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı 1.1.1996 – 31.3.1996 döneminde (1695), 1.4.1996 – 30.6.1996 döneminde (1950), memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylığı katsayısı 1.1.1996-31.3.1996 döneminde (10 175), 1.4.1996-30.6.1996 döneminde (11 700) olarak uygulanır. Bakanlar Kurulu, anılan maddelerdeki yetkisini, 1.7.1996-31.12.1996 dönemi için, memur maaşlarında asgarî yüzde 40'lık artış sağlayacak şekilde kullanır. c) 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (c) bendi uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personelin sözleşme ücret tabanı 1.1.1996-31.3.1996 döneminde (64 525 000) lira; 1.4.1996-30.6.1996 döneminde (74.000 000) lira olarak uygulanır. BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 45 inci maddesinin birinci fıkrasının sonuna gelmek üzere, "bu arada, memur maaşlarıyla ilgili belirlemelerde, sendikal yöntemlerle düzenlenmesi için gereken yasal çalışmaların yapılması" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz. Fethullah Erbaş Mustafa Ünaldı Abdulkadir Öncel Van Konya Şanlıurfa Maliki Ejder Arvas Naci Terzi Van Erzincan BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 45 inci maddesinin birinci fıkrasının sonuna gelmek üzere, bu arada, memur maaşlarıyla ilgili belirlemelerin eşelmobil yöntemiyle düzenlenmesi için gereken yasal çalışmalar yapılır" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz. Mustafa Ünaldı Fethullah Erbaş Mikail Korkmaz Konya Van Kırıkkale Abdulkadir Öncel Ali Oğuz Zülfükar İzol Şanlıurfa İstanbul Şanlıurfa Cevat Ayhan Sakarya BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Bütçe Kanun Tasarısının, Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 45 inci maddesinin (e) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz. Bahri Zengin Ali Oğuz Temel Karamollaoğlu İstanbul İstanbul Sıvas Necati Çelik Ertan Yülek Osman Hazer Kocaeli Adana Afyon Mikail Korkmaz Memduh Büyükkılıç Kahraman Emmioğlu Kırıkkale Kayseri Gaziantep BAŞKAN – Son önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 45 inci maddeyle düzenlenen memur maaşlarında değişiklik yapan hükümlerin, 15 Nisan-30 Haziran 1996 arası için yüzde 20, 1 Temmuz-31 Aralık 1996 arası için yüzde 40 artış sağlayacak şekilde düzenlenmesini, böylece, ortaya çıkacak artışın transfer harcamalarından düşürülmesini arz ve teklif ederiz. Mustafa Ünaldı Fethullah Erbaş Ertan Yülek Konya Van Adana Cevat Ayhan Abdulkadir Öncel Sakarya Şanlıurfa BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, madde üzerinde verilmiş olan önergeleri bilgilerinize sunduk. Önergelerden, Sayın Algan Hacaloğlu'nun önergesi, memur maaşlarını tespit eden katsayıda artış ve bütçedeki kesintilerin de Maliye Bakanı tarafından belirlenmesi istemini ihtiva etmektedir. Sayın Hüsamettin Özkan ve arkadaşları tarafından verilen önerge de, yüzde 40'tan aşağı olmamak üzere, memur aylıklarına ilave yapılmasını öngörmektedir. Sayın Fethullah Erbaş ve Sayın Fethullah Erbaş ve Sayın Mustafa Ünaldı'nın 2 önergesinde, memur maaşıyla ilgili sistem önerisi bulunmaktadır. Bu 4 önerge, Başkanlığımızca, Anayasa gereği işleme konulması mümkün olmayan nitelikte bulunmuştur. Şimdi, üzerinde işlem yapılabilecek olan Sayın Bahri Zengin'in önergesi var; onu okutup işleme koyuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Bütçe kanunu tasarısının Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 45 inci maddesinin (e) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz. Bahri Zengin İstanbul ve arkadaşları BAŞKAN – Sayın Komisyon, önergeye katılıyor musunuz efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Sayın Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Sayın Bahri Zengin ve arkadaşlarının, 45 inci maddenin (e) bendinin metinden çıkarılmasına ilişkin önergelerine Hükümet ve Komisyon katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. 45 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 46 ncı maddeyi okutuyorum: İkramiye Ödemeleri MADDE 46. – 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun ile ek ve değişikliklerine göre verilen ve aynı Kanunla belirtilen oran ve tutarlar uygulanmak suretiyle bulunacak ikramiyenin ödenmesine devam olunur. Anılan Kanunun 26.7.1983 tarih ve 2867 sayılı Kanunla değişik 60 ıncı maddesinin 3 üncü fıkrasında bütçe kanunu ile belirleneceği ifade edilen ikramiye katsayısı olarak 1996 yılında devlet memurları aylıkları için tespit olunan katsayı uygulanır. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 47 nci maddeyi okutuyorum: Tayın Bedeli MADDE 47. – Bazı Kamu Personeline Tayın Bedeli Verilmesi Hakkında 22.6.1978 tarih ve 2155 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ödenecek aylık tayın bedeli, günlük er istihkakının bir aylık tutarı esas alınarak hesaplanır. Ancak bu şekilde ödenecek tayın bedelinin aylık tutarı (1 000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılması sonucu bulunacak miktarı geçemez. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 48 inci maddeyi okutuyorum: İKİNCİ BÖLÜM İstahdam Esasları Kadroların Kullanımı MADDE 48. – a) Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlara, kanunlarla kurulan fonlara, kefalet sandıklarına, sosyal güvenlik kuruluşlarına, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlara tahsis edilmiş bulunan serbest memur kadroları ile sürekli işçi kadrolarından boş olanların açıktan atama amacıyla kullanılması ve bu kurumların boş memur kadrolarına 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre açıktan vekil atanması Maliye Bakanlığının iznine tabidir. Açıktan atama izni, personel ödeneğinin yeterli olması şartıyla verilebilir. Ancak, hâkimlik ve savcılık mesleklerinde bulunanlar ile bu meslekten sayılan görevlerde olanlar, yükseköğretim kurumu öğretim üyeleri, 24.5.1983 tarih ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun Ek 1 inci maddesi uyarınca yapılacak atamalar ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 59 uncu maddesi uyarınca istisnaî memuriyetlere atanacak olanlar için izin aranmaz. İzne tabi olsun veya olmasın, yukarıdaki fıkraya göre her ay içinde yapılan atamaların unvan, hizmet sınıfı ve dereceler itibariyle sayıları ilgili kurum tarafından Maliye Bakanlığına bildirilir. b) Yukarıda sayılan kurumların boş sürekli işçi kadrolarından Maliye Bakanınca uygun görülenler Başbakanın izniyle iptal edilebilir. c) Kurumlarınca eleman yetiştirmek ve açıktan atama yapmak amacıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer özel kanunlarda yer alan hükümlere göre okul ve kurslara 1.1.1996 tarihinden itibaren burslu veya yatılı olarak alınacak yeni öğrencilere (Yurt dışında okutulanlar, subay ve astsubaylar ile Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından okutulanlar hariç) mecburî hizmet yükümlülüğü getirilemez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemeye, ortaya çıkacak tereddütleri gidermeye Maliye Bakanlığı yetkilidir. d) İl özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik ve müesseselere tahsis edilmiş bulunan serbest memur kadroları ile sürekli işçi kadrolarından 31.12.1995 tarihi itibariyle boş olanlar ile bu tarihten sonra boşalacak olanların açıktan atama amacıyla kullanılması İçişleri Bakanlığının iznine tabidir. e) Genel ve katma bütçeli kuruluşlarla, mahallî idareler ve kamu iktisadî teşebbüsleri, özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerleri, sakat ve eski hükümlüler için; 1. 657 sayılı devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde belirtilen genel ve özel şartları taşımak kaydıyla anılan Kanuna göre çalıştırdıkları personele ait kadrolardan, 2. 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/c maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personele ait sözleşmeli personel pozisyonlarından, 3. Maliye Bakanlığınca vize edilmiş işçi kadro ve pozisyonlarından, 1475 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinde belirlenen oranlarda kadro ve pozisyon ayırmaya ve yükümlü oldukları kadar atama yapmaya mecburdurlar. f) 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun değişik 17 nci maddesine göre hükümlü çalıştırmakla yükümlü kuruluşlar, bu amaçla, mevcut işçi kadro ve pozisyonlarının % 3'ünden az ve % 5'inden fazla olmamak üzere, işçi kadro ve pozisyonu ayırmak zorundadırlar. BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 48 inci madde üzerinde gruplar adına söz istemleri bulunmaktadır. Birinci sırada, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atila Sav; buyurun efendim. Sayın Sav, konuşma süreniz 10 dakikadır. CHP GRUBU ADINA ATİLA SAV (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; tasarının 48 inci maddesinin (c), (e) ve (f) bentleri Anayasaya aykırıdır. Tasarının "Kadroların Kullanımı" başlığını taşıyan bu maddesi, 1995 Malî Yılı Bütçe Kanununun 50 nci maddesi esas alınarak düzenlenmiş olup (c), (e) ve (f) bentleri, o yasadaki aynı hükümleri içermektedir. Yine, biraz önce, 30 uncu ve 31 inci maddelerle ilgili maruzatımızda belirttiğimiz gibi, bu maddenin belirtilen bentleri de, Anayasa Mahkemesinin 18 Nisan 1996 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 1995/2 esas, 1995/12 sayılı kararının sonuç kısmındaki (n) bendiyle iptal edilmiştir. İptal edilen bu üç bendin Anayasaya aykırılık nedenleri ayrı ayrı saptanmıştır. (c) bendi Anayasanın 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine, (e) bendi Anayasanın 153 üncü maddesine, (f) bendi ise, yine Anayasanın 153 üncü maddesine aykırıdır. (c) ve (e) bentlerindeki hükümler, daha önce Anayasa Mahkemesi denetiminden geçmiş ve 30 Ocak 1992 günlü, 1991/8 esas, 1992/5 sayılı kararla iptal edilmiştir. Bu bilgileri, tutanakta bulunsun diye arz ediyorum. Biliyorum ki, bu maddeyle ilgili önergemiz -bu üç bendin maddeden çıkarılması yolundaki önergeimiz- biraz sonra yine, Yüce Meclisçe kabul edilmeyecektir. Yüce Meclis, bu maddelerin, bu bentlerin Anayasaya aykırı olduğunu çok iyi bilmektedir. Sayın Bakan ve Sayın Komisyon Başkanı da, esasen "Anayasaya aykırı değildir" demediler, süre istediler. O zaman, niçin bu görüşü savunuyoruz? Sanıyorum ki, haklı azınlığın sözcüsü olma zevkini ve onurunu bir kez daha duymak için kürsüye çıktım, karşınızdayım. (CHP sıralarından alkışlar) Değerli arkadaşlarım, bir kuralın Anayasaya aykırı olduğunu bile bile çoğunluğa güvenerek kanunlaştırmak, kaba güçten farklı bir davranış değildir. Bu nedenle, Anayasaya aykırılığı bir kez daha vurgulayarak, bu konuda bize düşen görevi yaptığımız inancıyla huzurunuza çıktım. Dileğim, Yüksek Meclisin, bu kez, kendisini, Anayasaya aykırı bir hukuk kuralını, bile bile yasama meclisinden geçirme sıkıntısından ve ayıbından kendisini korumasıdır. Biz, kendimize düşen görevi yaptığımız inancıyla, biraz sonra bilginize sunulacak önergeyi kabul etmenizi ve işin içeriğiyle değil, sadece, bir hukuk mücadelesi bakımından görüşümüzün çoğunlukça desteklenmesini diliyorum. Hepinize saygılar sunuyorum efendim; sağ olun. (CHP ve RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Atila Sav'a teşekkür ediyorum. Yalnız, konuşmasında geçen "kaba güç" ve "ayıp" kelimelerini Meclis Genel Kuruluna yöneltme amacını taşımadığı inancındayım; çünkü, biraz sonra, kendi görüşleri doğrultusunda önerge vereceklerdir; önergeleri Genel Kurulda işleme tabi tutulacaktır ve Genel Kurulun vereceği karar, hepimiz yönünden bağlayıcı olacak bir karardır. Şimdi, Refah Partisi Grubu adına, Sayın Temel Karamollaoğlu; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 10 dakikadır. RP GRUBU ADINA TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; maalesef, yine aynı konuda söz almak mecburiyetinde kalıyoruz. Bu maddede, hakikaten, biraz önce Cumhuriyet Halk Partisi Grubu sözcüsü arkadaşımızın da belirttiği gibi, Anayasaya aykırı bir uygulama, bile bile Meclisin huzuruna getiriliyor. Üzüntü duyduğumuz husus şu: Biraz önce de, Sayın Sözcünün kullanmış olduğu bazı ifadeler, elbette, Meclisin mehabetini rencide etmek maksadıyla değildi; o kanaatteyim; fakat, Anayasa, bu Mecliste, basit çoğunlukla, birtakım hakların kısıtlanmaması için, yine bu Meclis tarafından kabul edilmiş olan, kamuoyuna sunulmuş olan genel bir kanundur. Hükümetimiz, Komisyondaki arkadaşlarımız bunu biliyorlar. Zira, geçen dönem, bu maddelerin iptali için kendileri Anayasa Mahkemesine gitmişler, bu maddeleri, geçen dönem iptal ettirmişler. Geçen dönem iptal ettirdikten sonra, bu dönem çıkıp, efendim, bu dönem farklı bir dönemdir, bu dönem bunun iptal edilmemesi, bunun yeniden konulması gerekir demek, yani, hakikaten, bir milletvekili olarak bana çok büyük üzüntü ve sıkıntı veriyor. Biz, bu Mecliste, eğer Anayasa hükümlerini hiçe sayarak hareket edeceksek, o zaman, anayasaların gündeme gelmesine gerek yok. Elbette, çok ileri gidildiği zaman söylenecek söz, efendim, siz de Anayasa Mahkemesine gidin, siz de iptal ettirin... Her dönem bunlar yapılacak Sayın Bakan. O kadar uzun zaman değil, bir sene önce, aynı partiye mensup arkadaşlarımız bu maddelerin aleyhinde oy kullanırken, bu maddelerin bütçeye konulmaması icap ettiğini ifade ederken, Anayasa Mahkemesine müracaat edip bu maddeleri iptal ettirirken; bir sene sonra, kendilerinin, bile bile, biz, bu sefer Anayasayı çiğneyeceğiz demelerini, ben, hakikaten anlayamıyorum, havsalam kabul etmiyor. ENİS SÜLÜN (Tekirdağ) – Bu maddeler değişik... ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Tasarı hazırlandı, geldi. TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Elbette... Ümit ediyorum... Muhterem arkadaşlarım, bunların iptali için ve bilhassa, belediyelerle ilgili, il özel idareleriyle ilgili olarak (d) bendine burada değinmek istiyorum. Bir defa, belediyeler, gerek daimî işçi kadrosunu alırken gerek 657 sayılı Kanuna bağlı olarak kadro alırken, İçişleri Bakanlığına giderler. Zaten, İçişleri Bakanlığından bu kadroyu alırlar. İçişleri Bakanlığı, belediyelerin, özel idarelerin ihtiyacı olduğunu tespit eder, onaylar. Bunu onayladıktan sonra "şimdi, ben, bunu size vermeyeceğim" demek niçin; sadece yönetim değiştiği için. Bu, çifte standart... ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Ayıp ya; insaf edin; o kadar da değil... TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Sayın Bakanım, istirham ederim... ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) –Sen doğruyu söyleyen adamsın; ama, bu kadar da partizanlık olmaz! TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Bakın, Sayın Bakanım, bu maddelerin hepsi 1994 yılı seçimlerinden sonra derç edildi. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Daha evvel vardı. TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Hayır, yoktu; 1994 seçimlerinden önce, belediye faaliyetlerini kısıtlayıcı hükümler yoktu. Bunların tamamı, 1994 mahallî seçimlerinden sonra geldi; ama, bu neye benziyor; akan selin karşısında durmaya benziyor. Burada, 550 milletvekilinden oluşan bu topluluk içinde, belki bir grup arkadaşımız çoğunluk olabilir; ama, arkasından, milletin seline bu çoğunluğun dayanması mümkün olmaz! (RP sıralarından alkışlar) Yarın mutlaka bu değişecek; ama, hiç olmazsa, mertçe değişsin; çünkü, bunların tamamı, belediyelerin bütçeleri, genel bütçeyle alakalı değil. Belediyeler zor durumda kalıyorlarsa bile, kendi faaliyetleri, kendi bütçeleriyle zor durumda kalıyorlar. Onun için, biz, bu maddelere, hakikaten, demokrasinin temeli olan, bilhassa belediye faaliyetlerini engellediği için karşıyız. Ümit ediyorum ki, şimdi bir sürprizle karşılacağız; beklemediğimiz halde, Sayın Komisyon ve Bakanımız, bu maddelerin bazı bölümlerinin kanun tasarısının metninden çıkarılması konusunda bize iştirak edecekler, onaylayacaklar ve böylece, mutlu bir an yaşamış olacağız. Saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Temel Karamollaoğlu'na teşekkür ediyorum. CEVAT AYHAN (Sakarya) – Şahsım adına söz istiyorum Sayın Başkan. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Hükümet adına söz istiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükümet de söz istiyor... CEVAT AYHAN (Sakarya) – Efendim, ben de, şahsım adına söz istemiştim. BAŞKAN – Tamam, sizin de söz isteğinizi kaydettim efendim. Buyurun Sayın Bakan. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkanım, uygun olursa, değerli milletvekilimiz de konuştuktan sonra, belki, daha rahat açıklama yapma imkânını elde ederiz; takdir makamınızındır. BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan. Sayın Cevat Ayhan, Sayın Bakan sizi de dinlemek istediler; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 5 dakikadır. CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; 1996 yılı bütçe kanunu tasarısının 48 inci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Muhterem arkadaşlar, benden evvel burada grup adına konuşan arkadaşların da ifade buyurdukları üzere, bu madde, Anayasaya aykırı olduğu için, 1995 yılı bütçesinde bulunan ve aynı ifadeleri taşıyan bentler -48 inci maddenin (c), (e) ve (f) bentleri- Anayasa Mahkemesine, Anavatan Partisi tarafından 20 Ocak 1995 tarihinde yapılan müracaat üzerine, Yüksek Mahkemenin, 13.6.1995 tarih ve 1995/12 sayılı kararıyla iptal edilmiş bulunmaktadır. Bendeniz, seçim çevremde bir seyahatteydim; şimdi döndüm, buraya geldim; döner sermayeyle ilgili, fonlarla ilgili daha önceki maddeler Anayasaya aykırı olduğu halde -1995 bütçesinde iptal edilen maddeler- buradan geçmiş; maalesef üzüldüm. Şimdi, muhtemelen bu madde de geçecek. Burada şunu söylemek istiyorum: Çoğunluk olmak, güçlü olmak, hak sahibi olmayı gerektirmez. (RP sıralarından alkışlar) Ortada, bir Anayasa Mahkemesi var. Bu Anayasa Mahkemesinin lüzumuna, milletvekili olduktan sonra, çok daha fazla inandım. Yani, idareler, bilhassa hükümet, hukuku uygulamakla, hukukun hâkimiyetini tesis etmekle görevli bir makamdır. Bu makam, geçmişte, merhum bir Başbakanın "Anayasayı bir kere delsek ne olur" dediği ifadesini, yine, görüyoruz ki, geçtiğimiz dört yıllık dönemde DYP-SHP/CHP Hükümeti devamlı delerek gelmiş; şimdi, ANAP-DYP Hükümeti de Anayasayı delmeye devam ediyor. Değerli arkadaşlar, hukuku uygulayacak olan bir makam, Anayasaya aykırı olduğu iddia edilen değil, Anayasaya aykırı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından tescil edilmiş olan birtakım hükümleri, tekrar bütçe kanununa getirir koyarsa, o zaman memlekette, kanun hâkimiyeti değil orman kanunu hâkimiyeti olur. (RP sıralarından alkışlar) Yani, siz, hükümet olacaksınız, hükümet olarak, Meclis çoğunluğunuza dayanarak, çekinser destekli çoğunluğunuza dayanarak, buradan, Anayasaya aykırı olduğu tescil edilen birtakım hükümleri geçireceksiniz; o zaman, dağdaki mehmet ağa da, tüfeği eline aldığı zaman, doğudaki koçero da tüfeği eline aldığı zaman, o da kanunları deler; ona da sizin itiraz etmeye hakkınız yok; memleketi soyan, dolandıran, her türlü kötülüğü, şenaatı işleyen insanlar kendinde bu hakkı bulur; çünkü, siz, Hükümet olarak ve onu destekleyen Meclis çoğunluğu olarak, Anayasa Mahkemesi tarafından, Yüksek Mahkeme tarafından Anayasaya aykırı olduğu tescil edilen birtakım hükümleri tekrar getirirseniz, fevkalade fahiş hata yapmış olursunuz; hukuka, yasalara saygı ruhunu rencide edersiniz, ahlakını bozarsınız. Yani, bu maddenin getireceği tahribattan çok daha fazladır, bu maddenin, hukuk hâkimiyetine, kanuna saygıya getireceği tahribat. Bunu ifade etmek için söz aldım. Hepinizi hürmetle selamlarım. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Cevat Ayhan'a teşekkür ediyorum. Buyurun Sayın Bakan. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; grupları adına görüşlerini dile getiren değerli milletvekillerimizin "basit çoğunlukla hak kısıtlaması yapılıyor" şeklindeki tabirlerine katılmamız mümkün değil; böyle bir düşüncemiz de esasen yok. Kaldı ki, bu maddelerde ileri sürdükleri görüşlerle de pek uyumlu değil; çünkü, bu maddede, sakat ve eski hükümlüler ve mevcut hükümlüler için kadro ayırımı, ayrıca, mecburî hizmetle ilgili olan hükümler yer almaktadır. Tasarının 48 inci maddesinin (c) bendi, mecburî hizmetle ilgilidir; ancak, geçen seneki metnin aynısı değildir. 1995 yılı Bütçe Kanunu ile mecburî hizmet yükümlülüğü kaldırılmıştır. Halbuki, 1996 yılı kanununa konan madde ise, sadece, mecburî hizmetle yükümlü öğrenci alınmasına son vermektedir. Dolayısıyla, yükümlülüğün kaldırılmasıyla, geçen seneki maddeden farklılık arz etmektedir. 48 (e)'de de amaç, sadece, işçilere ilişkin bir hakkın; yani, sakat ve eski hükümlü çalıştırma hakkının, memurlar için de genişletilmesidir; 1475 sayılı İş Kanununda, işçilerimiz için öngörülmüş olan belli kontenjanların, memurlarımız için de tanınmasıdır; özel bir imkân tanımaktadır. Dolayısıyla, bu bir hak kısıtlaması değil, aksine, bir genişletme olarak öngörülmektedir. Burada, belki bir yanlış anlama vardır diye bu açıklamayı yapma gereğini duydum. Ancak, değerli üyelerimizin, diğer maddelerde de üzerinde durdukları, bazı hukukî konularla ilgili "her dönemde bunlar yapılacak mıdır" şeklindeki görüşlerine hak veriyor ve yapılmayacağını da burada özellikle ifade ediyorum. Allah kısmet ederse, bu senenin özelliğinden dolayı, 1997 bütçesinin hazırlıklarıyla ilgili olarak, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun ve Yüce Meclisimizin huzuruna geleceğiz inşallah. Onun için ifade etmek istiyorum ki, daha önceki maddeler üzerinde konuşurken de arz etmeye çalıştım, bu konuda bir yasa hazırlığımız vardır; bu yasa hazırlığımızı mayıs ayı içerisinde, özellikle ilk haftalarında Meclisimize sunmak istemekteyiz. Bu yasa hazırlığımızı, elbirliğiyle burada yasalaştırabilme imkânını elde edersek, daha önceki senelerden bugüne kadar gelmiş, bazen Anayasamızla da ters düşmüş olan bütçe kanunuyla ilgili maddelerin tamamını düzeltme imkânını hep birlikte elde edeceğimizi de özellikle ifade etmek istiyorum. Meclis çoğunluğunu, hiçbir zaman bir basit çoğunluğun azınlığa tahakkümü gibi görme şeklinde bir düşüncemizin olmadığını ve olmayacağını da özellikle ifade ederek, bu arzlarımı saygıyla sunuyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan. TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Sayın Bakan, (d) bendiyle ilgili bir şey söylemediniz; (d) bendinin iptali mümkün diyorsunuz demek ki. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – O da hükümlülerle ilgili Sayın Başkan. BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 48 inci madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Maddeyle ilgili önergeler vardır, sırasıyla okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının "Kadroların Kullanımı" başlıklı 48 inci maddesinin (c), (e) ve (f) bentlerinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla. Nihat Matkap Önder Sav Oya Araslı Hatay Ankara İçel Atila Sav Birgen Keleş Yahya Şimşek Hatay İzmir Bursa Celal Topkan Zeki Çakıroğlu Mustafa Yıldız Adıyaman Muğla Erzincan Haydar Oymak Amasya BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Kanun Tasarısının, Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 48 inci maddesinin (a) bendinde geçen "yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri" cümlesinden sonra "din görevlileri, Kur'an kursu öğreticileri, vaiz" ibaresinin ilave edilmesini arz ederiz. İsmail Coşar Zülfükâr İzol Nurettin Aktaş Çankırı Şanlıurfa Gaziantep Memduh Büyükkılıç Nurettin Kaldırımcı Kahraman Emmioğlu Kayseri Kayseri Gaziantep Zülfikâr Gazi Mustafa Kemal Ateş Naci Terzi Çorum Kilis Erzincan Abdullah Özbey Fethi Acar Yakup Budak Karaman Kastamonu Adana BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Bütçe Kanun Tasarısının 48 inci maddesinin (d) fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Fethullah Erbaş Mustafa Ünaldı Naci Terzi Van Konya Erzincan Latif Öztek Zülfükâr İzol Nurettin Aktaş Samsun Şanlıurfa Gaziantep BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Bütçe Kanun Tasarısının Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 48 inci maddesinin (d) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz. Temel Karamollaoğlu Kahraman Emmioğlu Ertuğrul Yalçınbayır Sıvas Gaziantep Bursa Osman Hazer Aslan Polat Cemal Külahlı Afyon Erzurum Bursa Ali Oğuz Mikail Korkmaz Memduh Büyükkılıç İstanbul Kırıkkale Kayseri Bahri Zengin İstanbul BAŞKAN – Önergeleri aykırılık durumuna göre işleme koyuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının "Kadroların Kullanımı" başlıklı 48 inci maddesinin (c), (e) ve (f) bentlerinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla Nihat Matkap Hatay ve arkadaşları BAŞKAN – Önergeye, Sayın Komisyon katılıyor mu efendim?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU ADINA AHMET KABİL (Rize) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Nihat Matkap ve arkadaşlarının önergesine Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır; önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir. Sıradaki iki önerge aynı mahiyettedir; birisini okutup işleme koyacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Bütçe Kanun Tasarısının, Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 48 inci maddesinin(d) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını saygılarımla arz ederim. Temel Karamollaoğlu Sıvas ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU ADINA AHMET KABİL (Rize) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükümet ?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Maddeden ibare çıkarılmasını öngören önergeleri birlikte oyunuza sunuyorum : Önergeleri kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir. Son önergeyi okutuyorum : Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Kanun Tasarısının, Plan Bütçe Komisyonunda kabul edilen 48 inci maddesinin (a) bendinde geçen "üksek öğretim kurumları öğretim üyeleri" cümlesinden sonra "din görevlileri, Kuran kursu öğreticileri, vaiz" ibaresinin ilave edilmesini arz ederiz. İsmail Coşar Çankırı ve arkadaşları BAŞKAN – İsmail Coşar ve arkadaşlarının önergesine Komisyon katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU ADINA AHMET KABİL (Rize) – Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Sayın İsmail Coşar ve arkadaşlarının önergesine Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler...Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. III. – YOKLAMA BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, maddeyi oylamaya geçmeden önce, yoklama istemi vardır; şimdi, yoklamayla ilgili önergeyi okutuyorum: Sayın Başkanlığa Konu: 48 inci madde oylamasında yoklama talebi hakkında. Halen müzakereye, konu 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının, 48 inci maddesinin Anayasa aykırı olduğunun, emsallerinin geçen dönemde, Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinin bilindiği halde, yeniden kanunlaştırılmaya çalışılması Anayasaya aykırıdır. Meclis, kendi itibarını korumak zorundadır. Bunun en önemli şartlarından biri, yasanın, üst hukuk normuna uygun düzenlenmesidir. Obstrüksiyon (engelleme) niyetiyle değil, Anayasaya aykırı bir hükmün geçişine izin vermemek için, yine, anayasal görevimizi yerine getiriyor 96 ncı maddeye göre yoklama yapılmasını talep ediyoruz. Zira, toplantı yetersayısı yoktur. Saygılarımızla. BAŞKAN – Şimdi, önerge sahiplerini arayacağım. Abdulkadir Öncel?.. Burada. Mikail Korkmaz?.. Burada. Mustafa Kemal Ateş?.. Burada. Abdullah Özbey?.. Burada. Zülfikâr Gazi?.. Burada. İsmail İlhan Sungur?.. Burada. Osman Hazer?.. Burada. Abdullah Örnek?.. Burada. Suat Pamukçu?.. Burada. Abdullah Gencer?.. Burada. Naci Terzi?.. Burada. Muhammet Polat?.. Burada. Nurettin Aktaş?.. Burada. ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Bütçede yoklama yapılmıyordu Sayın Başkan; bu âdet nereden çıktı? HALİL İBRAHİM ÖZSOY (Afyon) – Teamüllere aykırı... ŞÜKRÜ YÜRÜR (Ordu) – Maaş alırkende mi yoklama yapacağız? BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, yoklama yapılacaktır. Yoklamaya Adana İlinden başlıyoruz. (Yoklama Yapıldı) BAŞKAN – Çoğunluğumuz vardır; görüşmelere kaldığımız noktadan devam ediyoruz. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Çoğunluğumuz vardır; görüşmelere kaldığımız noktadan devam ediyoruz. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) IV. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 1. – 1996 Malî Yılı Genel ve Katma Bütçeli İdareler Bütçe Kanunu Tasarıları (1/285, 286) (S. Sayıları : 1, 2) (Devam) D) GELİR BÜTÇESİ (Devam) 2. – 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/285) (S. Sayısı : 1) (Devam) 3. – Katma Bütçeli İdareler 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/286) (S. Sayısı : 2) (Devam) BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, 48 inci maddenin oylaması sırasında yoklama istenilmişti. Şimdi, 48 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 49 uncu maddeyi okutuyorum: Sözleşmeli Personel MADDE 49. – Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeli kuruluşlar, belediyeler, il özel idareleri, kanunla kurulan fonlar, sosyal güvenlik kuruluşları, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlar ile 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan kuruluşlarda sözleşme ile çalıştırılacak personel hakkında 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ek ve değişikliklerinin uygulanmasına devam olunur. Birinci fıkrada sayılan kuruluşlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu dışında diğer kanun hükümlerine göre çalıştırdıkları sözleşmeli personelin unvan, sayı ve ücretlerini belirten cetvelleri ve tip sözleşme örneklerini, 1996 yılı Mayıs ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına vize ettirmek zorundadırlar. Özel kanunlar uyarınca kadro karşılık gösterilmek suretiyle çalıştırılan sözleşmeli personelin unvan, sayı ve ücretleri vizeye tabi değildir. Ancak, kuruluşlar bunlara ait tip sözleşme örneklerini 1996 yılı Mayıs ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına vize ettirmek ve her ay bu şekilde çalıştırdıkları sözleşmeli personelin isim, unvan, kadro derecesi ve sözleşme ücretlerini gösterir cetvelleri ertesi ayın sonuna kadar Maliye Bakanlığına bilgi için göndermek zorundadırlar. Bütçe yılı içinde ilgili mevzuat hükümlerine dayanılarak sonradan görevlendirilecek yeni sözleşmeli personel (Kadro karşılığı çalıştırılan sözleşmeli personel hariç) için de kuruluşlarca ayrıca düzenlenecek ek cetvellerin ve farklı hükümler kapsaması halinde tip sözleşme örneklerinin Maliye Bakanlığına vize ettirilmesi gereklidir. Yukarıdaki fıkralara göre vize işlemleri yapılmadan sözleşme yapılamaz ve herhangi bir ödemede bulunulamaz. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası ile ek geçici 16 ncı maddesi ve özel kanunları uyarınca 1995 malî yılında sözleşme ile çalıştırılanlardan 1996 malî yılında görevlerine devam etmeleri ilgili bakanlık veya kuruluşlarca uygun görülenlerin Ocak - Şubat ve Mart aylarına ait sözleşme ücretleri, sözleşme ile çalıştırılmaları konusundaki kanunî işlemleri tamamlanıncaya kadar 1995 malî yılında vize edilmiş sözleşmelerine göre, yeni sözleşmeleri esas alınarak gerekli düzeltmeler daha sonra yapılmak üzere, Maliye Bakanlığı vizesi aranmaksızın ödenir. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 50 nci maddeyi okutuyorum: İşçilik Ödenekleri ve Geçici İş Pozisyonları MADDE 50. – a) Genel bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idareler, sürekli işçileri ile 30 iş gününden fazla süre ile çalıştıracakları geçici işçileri, bütçelerinin (55) ve (66) alt programlarında yer alan 100 – Personel giderleri harcama kalemindeki ödenekleri aşmayacak sayıda ve süre ile istihdam edebilirler. Sürekli ve geçici işçilere bütçede tertiplenen ödeneği aşacak şekilde fazla çalışma yaptırılamaz. Belirtilen alt programlara hiç bir şekilde ödenek aktarması yapılamaz ve bütçenin başka tertiplerinden işçi ücreti ve fazla çalışma ücreti ödenemez. Ancak, toplu iş sözleşmelerinden doğacak yükümlülükler ile ihbar ve kıdem tazminatı ödemeleri nedeniyle meydana gelecek ödenek eksiklikleri Maliye Bakanlığı bütçesindeki yedek ödenek tertiplerinden karşılanabilir. Kurumlar, bütçelerinin (66) alt programına tertip edilen ödenek ile sınırlı olmak üzere yıl içinde aylar itibariyle çalıştıracakları geçici işçilerin sayılarını, bunların çalıştıracakları birimlere göre dağılımını (merkez teşkilatında birimler, taşra teşkilatında ise bölge ve il müdürlüğü olarak) gösteren cetvelleri, yapılan hesaplamalarla birlikte Mayıs ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığına vize ettirmek zorundadır. Bu vize işlemi yapılmaksızın geçici işçi istihdam edilemez ve ödeme yapılamaz. Memurlar eliyle görülmesi gereken işlerde istihdam edilmek amacıyla işçi alınamaz. Yukarıdaki hükümlere aykırı uygulamalardan ita amirleri ve tahakkuk memurları ile ödenek üstü harcama yapan saymanlar sorumludur. b) Genel ve katma bütçeli idarelere bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar ve hizmetlerini genel veya katma bütçelerin transfer tertiplerinden aldıkları ödeneklerle yürüten kuruluşlar ile 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan kuruluşların 1.5.1996 tarihinden itibaren 30 iş gününden fazla süre ile çalıştıracakları geçici işçilere ait geçici iş pozisyonları, ilgili Bakanlığın onayı alınmak suretiyle 31.5.1996 tarihine kadar Maliye Bakanlığına vize ettirilir. Bu kurumların, kanunla, uluslararası antlaşmalarla veya 1996 yılı programı ile kurulması veya genişletilmesi öngörülen birimler için yapılacak yeni vizeler dışında, 1995 malî yılında vize edilmiş miktarları aşacak şekilde vize yapılamaz. Vize edilmiş bulunan geçici iş pozisyonları Maliye Bakanlığının uygun görüşü ile başka unvanlı geçici iş pozisyonları ile değiştirilebilir veya iptal edilebilir. Maliye Bakanlığınca vize edilen cetvellerin bir örneği, ilgisine göre, Sayıştay Başkanlığına veya Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluna gönderilir. Bu vize işlemi yapılmaksızın ödeme yapılamaz. c) Kamu İktisadî Teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının 1.5.1996 tarihinden itibaren 30 iş gününden fazla süre ile çalıştıracakları geçici işçilere ait geçici iş pozisyonları, ilgili Bakanlığın onayı alınmak suretiyle 31.5.1996 tarihine kadar Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığına vize ettirilir. Vize edilen geçici iş pozisyonları Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığınca başka unvanlı geçici iş pozisyonları ile değiştirilebilir veya iptal edilebilir. Vize ettirilen cetvellerin bir örneği Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluna gönderilir. Bu vize işlemi yapılmaksızın ödeme yapılamaz. d) İl özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik ve müesseselerde çalıştırılacak geçici işçilere ait geçici iş pozisyonları her yıl İçişleri Bakanlığına vize ettirilir. Vize edilmiş bulunan geçici iş pozisyonları İçişleri Bakanlığı tarafından başka unvanlı geçici iş pozisyonları ile değiştirilebilir veya iptal edilebilir. İçişleri Bakanlığı tarafından vize edilen geçici iş pozisyonlarına ait vize cetvellerinin bir örneği Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığına gönderilir. Bu vize işlemi yapılmadan geçici işçi çalıştırılamaz ve herhangi bir ödeme yapılamaz. BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, madde üzerinde önerge vardır; okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Bütçe kanunu tasarısının Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 50 nci maddesinin (d) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz. Bahri Zengin Temel Karamollaoğlu Fethullah Erbaş İstanbul Sıvas Van Musa Demirci Kahraman Emmioğlu Sabri Tekir Sıvas Gaziantep İzmir Ömer Naimi Barım Zülfükâr İzol Latif Öztek Elazığ Şanlıurfa Samsun Abdulkadir Öncel Ersönmez Yarbay Osman Hazer Şanlıurfa Ankara Afyon BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun)- Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 51 inci maddeyi okutuyorum: İşçilik Ödeneklerinin Yatırım Projelerinde Kullandırılması MADDE 51. – Genel ve katma bütçeli kuruluşların bütçelerinde yer alan işçilik ödeneklerinden yıl sonu itibariyle tasarruf yapılması halinde, tasarruf edilen miktarı, kuruluşun devam etmekte olan projelerinde kullanılmak üzere yatırım tertiplerine aktarmaya ilgili kuruluşun talebi üzerine Maliye Bakanı yetkilidir. Bu takdirde, ödenek aktarılan projeler ilgili kuruluşlarca Devlet Planlama Teşkilatına bildirilerek, revize işlemi yaptırılır. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 52 nci maddeyi okutuyorum: DÖRDÜNCÜ KISIM Çeşitli Hükümler Petrolden Devlet Hakkı ve Petrol Kanunu Gereğince Ödenecek Kur Farkları MADDE 52. – a) 5.4.1973 tarih ve 1702 sayılı Kanuna göre petrolden alınacak Devlet hakkı, bütçenin (B) işaretli cetvelindeki "Petrolden Devlet Hakkı" tertibine gelir kaydolunur. b) 6326 sayılı Petrol Kanununun 116/3 üncü maddesi uyarınca yapılan transferler nedeniyle oluşacak kur farkları bütçeye konulacak ödeneklerle karşılanır. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 53 üncü maddeyi okutuyorum: Kişi Borçları MADDE 53. – Saymanlık hesaplarında kayıtlı olup, zarurî veya mücbir sebeplerle takip ve tahsil imkânı kalmayan, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca silinmesi Malî Danışma Kurulu tarafından uygun görülen kişi borçlarından; tutarı (200 000 000) liraya kadar olanların kayıtlardan çıkarılmasına Maliye Bakanı yetkilidir. Bu miktarı aşan kişi borçlarının terkini Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına bağlıdır. 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilatı ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnameye 543 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen Ek Madde 7 uyarınca, mal ve nakit saymanları ile gelir ve gider memurlarının zimmetlerinin silinmesi konusundaki talepler Malî Danışma Kurulunca incelenerek karara bağlanır ve Maliye Bakanına sunulur. Bu karar çerçevesinde terkin edilen mal ve nakit saymanları ile gelir ve gider memurlarının zimmetlerinden (200 000 000) lirayı aşanların terkin listesi bütçe uygulama sonuçları ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine arz edilir. 1969 ve 1988 yılları arasında yurt dışından yapılacak alımları için 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 83 üncü maddesine dayanılarak açılan kredilerden ve mülga 1601 sayılı Kanuna göre verilen ateşe avanslarından mahsubu yapılmamış olanlar ilgilileri adına kişi borçları hesabına alınarak mahsubu yapılır. Kişi borçları hesabına alınan tutarlardan tahsiline imkân bulunmadığı ilgili Bakanlıkça bildirilenlerin miktarına bakılmaksızın, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 133 üncü maddesi çerçevesinde Malî Danışma Kurulunun görüşü alınmak suretiyle terkin edilmesine Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – 53 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 54 üncü maddeyi okutuyorum: Devlet Hesaplarında Yer Verilmeyecek ve Terkin Edilecek Tutarlar MADDE 54. – Devletin mahkemelerce hükme bağlanan para cezaları da dahil olmak üzere her türlü gelir ve giderlerinin tarh, tahakkuk, tahsil ve tediyesi ile emanetlerin alınıp geri verilmesinde ve Devlet kayıtlarında, kanunlarında ve diğer mevzuatında belirtilmiş tutar ve oranlar değişmemek şartıyla (1 000) liranın altındaki tutarlar dikkate alınmaz. Maliye Bakanı; yukarıda belirtilen hususlarla ilgili olarak doğacak aksaklıkları gidermeye, vergi dairelerinin müfredat ve mutabakat hesapları arasındaki uyumsuzluğun giderilmesi amacıyla denetim raporlarına dayanılarak tespit edilecek kesin farkları terkine yetkilidir. BAŞKAN – 54 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 55 inci maddeyi okutuyorum: Su ve Doğalgaz Tarife Bedelleri MADDE 55. – Genel ve Katma Bütçeli Dairelerin kullandıkları su ve doğalgaz için mahallî idareler tarafından belirlenecek tarife bedelleri, konutlar için uygulanacak tarife bedellerinin % 30 fazlasını aşamaz. Okul ve hastanelerde kullanılan su ve doğalgaza, konutlar için tespit edilmiş olan tarife bedelleri uygulanır. BAŞKAN – 55 inci madde üzerinde söz talepleri vardır; ilk söz, Sayın Algan Hacaloğlu'nun; buyurun efendim. Sayın Hacaloğlu yoklar mı efendim? NİHAT MATKAP (Hatay) – Yok Sayın Başkan. BAŞKAN – İkinci söz sırası Sayın Ersönmez Yarbay'da; buyurun efendim. Konuşma süreniz 5 dakika. ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu maddeyle ilgili söz alışımın sebebi şu: Genel ve katma bütçeli dairelerin su ve doğalgaz tarife bedellerinin, konutlar için uygulanacak tarife bedellerinin yüzde 30 fazlasını aşamayacağı şeklinde bir madde getirilmiş; fakat, burada, Genel Kurulun dikkatini çekmek istediğim bir husus var: Devlet, belediyelere olan yükümlülüklerini yerine getirmelidir. Şu anda, Ankara Büyükşehir Belediyesine, devletin, okulların, hastanelerin, askerî birliklerin 3 trilyonu aşkın borcu vardır. Bu madde, haklı bir madde tabiî; ancak, devlet yükümlülüklerini yerine getirdiği zaman haklı bir maddedir; devlet borçlarını ödemediği sürece, bu maddeyi, yerel yönetimlerin haklarına tecavüz eden, onların malî özerkliklerini daraltan bir madde olarak değerlendiriyorum. Okulların, hastanelerin, kendilerine su ve doğalgaz parası ayrıldığı halde, bu paralar başka yerlerde kullanılıyor, belediyelerin hakkı, maalesef ödenmiyor. Onun için devlet, bu paraları, bir an önce Ankara, İstanbul, Bursa büyükşehir belediyelerine ödemeli ve borcunu tasfiye etmelidir. Devlet, borçlarını tasfiye ederken, tabiî çifte standart da uygulamamalıdır. Vatandaş, vergisini ödemediği zaman aylık yüzde 15 ceza; ama, devlet, vatandaşa olan borçlarını, taban fiyatlarını, su, doğalgaz paralarını ödemediğinde çok az ceza ödüyor. Vatandaş, devlete olan borcundan dolayı ne kadar ceza ödüyorsa, devlet de o kadar ceza ödemelidir. Hükümet Programında "Yerel yönetimlerin özerkleştirileceği, malî imkânlarının artırılacağı" vaad edilmiştir; ama, bütçenin bu maddesi, Hükümet Programıyla bağdaşmamaktadır. O sebeple, Hükümetin, büyükşehir belediyelerine olan su ve doğalgaz borçlarını bir an önce ödemesini talep ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Ersönmez Yarbay'a teşekkür ediyorum. İkinci söz sırası, Sayın Şevki Yılmaz'ın. Buyurun Sayın Yılmaz. (RP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 5 dakika. ŞEVKİ YILMAZ (Rize) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan bütçe tasarısının 55 inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bütçeyi görüştüğümüz bu aşamada görülüyor ki, belediyelerin hizmetlerine tamamen mani olmak için engeller tasarısı karşımızdadır. Bütçe tasarısının daha evvel kabul edilen maddelerinde, belediyelerin işçi, memur alımları, atamaları, tayinleri, tamamıyla İçişleri Bakanının yetkisine verilmişti ve biz buna itiraz etmiştik. Hem "Bürokraside engelleri kaldıracağız, yazışmaları azaltacağız" diyeceksiniz; hem de bir kasaba belediyesinin alacağı odacının tayinini, bakanın yetkisine vereceksiniz!.. Bu, Hükümet Programında vaat edilen bürokrasiyi azaltma hedeflerini çiğneyen bir tezat teşkil etmektedir. Şimdi de önümüzde, yine, belediyelerin gelir kaynaklarını azaltıcı bir teklif vardır. Arkadaşlar, bu ülke hepimizindir; belediyelerin hizmetlerini engellemek, vatandaşa en büyük haksızlıktır ve zulümdür; zulmü alkışlamak ve zulme destek olmak, bizim şiarımız değildir. 1994 yılında geldiğimiz zaman, belediyelerin devletten alacak paylar, yüzde 10'dan yüzde 5'e indirilmişti; üç yıl, belediyelere gelir payı olan İller Bankası payından ambargo konmasına rağmen, şimdi ise, belediyelerin kendi tabiî geliri olan, kendi şehirlerindeki doğalgaz ve su gelirlerine de ambargo konmaktadır. Rize'den misal vereyim: Rize Belediyesinin devletten su parası alacağı vardı; biz bu alacağımızı sayın bakandan istemedik; dedik ki, sizin bizden alacağınıza karşı takas yapalım; sizin bizden alacağınız var, bizim size borcumuz var, bunları takas yapalım; olmaz... Peki, bize imkân sağlayın, borcumuzu tehir edin; o da olmaz... Parası olmazsa, bu belediyeler, halka nasıl hizmet edecektir? Değerli arkadaşlar; Hükümet veya Komisyon katılsın katılmasın, bu maddenin Yüce Heyet tarafından reddini istiyoruz. Belediyelere zulmetmek, halka zulmetmektir; zaten iki saattir buradan, hep halka zulmedilen tasarı maddeleri çıktı. Memurların maaşları artsın deniyor; olmaz... Memurların sıkıntılarını hep birlikte yaşayan arkadaşlarız; Hükümet istemedi veya Plan ve Bütçe Komisyonu istemedi diye, 65 milyon halkın isteğini burada reddetme hakkımız var mı?.. HACI FİLİZ (Kırıkkale) – Anayasaya aykırı; Komisyonda olması lazım. ŞEVKİ YILMAZ (Devamla) – Arkadaşımızın da dediği gibi zaten Anayasaya aykırı; işte, Anayasaya aykırılığı, sizin ortadan kaldırmanız lazım. Muhterem arkadaşlar, onun için, belediyelerle uğraşacağımıza, bu ülkenin dış düşmanlarıyla uğraşsak daha iyi olur diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Şevki Yılmaz'a teşekkür ediyorum. Madde üzerinde değişiklik önergeleri vardır; sırasıyla okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 55 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğini saygılarımızla arz ederiz. Algan Hacaloğlu Ercan Karakaş Mustafa Yıldız İstanbul İstanbul Erzincan Bekir Kumbul Zeki Çakıroğlu Antalya Muğla Önerilen değişik metin: "Madde 55 fıkra bir: Genel ve katma bütçeli dairelerin kullandıkları su ve doğalgaz için, mahallî idareler tarafından belirlenecek tarife bedelleri, her türlü genel, idarî ve finansman giderlerini de kapsayacak toplam işletme maliyetinin üzerinde uygulanamaz." BAŞKAN – Diğer bir önerge vardır; okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Bütçe Kanunu Tasarısının 55 inci maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere "genel ve katma bütçeli idarelerin bugüne kadar birikmiş borçlarını en çok iki ay içerisinde öderler. Bundan sonra, birikmiş borçları için, konutlar için uygulanan cezalar uygulanır." Şevki Yılmaz Ersönmez Yarbay Fethullah Erbaş Rize Ankara Van Zülfükar İzol Maliki Ejder Arvas Mustafa Ünaldı Şanlıurfa Van Konya Sabri Tekir Aslan Polat İlhan Sungur İzmir Erzurum Trabzon Nedim İlci Osman Hazer Mikail Korkmaz Muş Afyon Kırıkkale BAŞKAN – Üçüncü bir önerge vardır; okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Bütçe Kanunu Tasarısının Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen 55 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz. Temel Karamollaoğlu Ömer Naimi Barım Latif Öztek Sıvas Elazığ Samsun Kahraman Emmioğlu Zülfikâr Gazi Fethullah Erbaş Gaziantep Çorum Van Abdullah Özbey Ramazan Yenidede Şevki Yılmaz Karaman Denizli Rize BAŞKAN – Önergelerin tasarıya en aykırı olanı, son okuduğumuz Sayın Temel Karamollaoğlu ve arkadaşlarına ait önergedir ve madde metninin tasarıdan çıkarılması doğrultusundadır. Komisyon önergeye katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Mevcut tedvin tarzı, kamu yönetimleri arasındaki dengeli ilişkiyi temine matuf olduğu için, bunun aksini derpiş eden önergeye katılmıyoruz. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeye, Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutup işleme koyuyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 55 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğini saygılarımızla arz ederiz. Algan Hacaloğlu İstanbul ve arkadaşları Önerilen değişik metin: "Madde 55f fıkra bir: Genel ve katma bütçeli dairelerin kullandıkları su ve doğalgaz için, mahallî idareler tarafından belirlenecek tarife bedelleri, her türlü genel idarî ve finansman giderlerini de kapsayacak toplam işletme maliyetinin üzerinde uygulanamaz." BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz. BAŞKAN – Önergeye, Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Bütçe Kanunu Tasarısının 55 inci maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere "genel ve katma bütçeli idarelerin bugüne kadar birikmiş borçları, en çok iki ay içerisine öderler. Bundan sonra, birikmiş borçlar için, konutlar için uygulanan cezalar uygulanır. Şevki Yılmaz Rize ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz. BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. 55 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 56 ncı maddeyi okutuyorum: Uluslararası Kuruluşlara Üyelik MADDE 56. – a) Genel bütçeli daireler ve katma bütçeli idareler ile kamu iktisadî teşebbüsleri, sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları; uluslararası kuruluşlara üye olabilmek ve kanun, kararname ve uluslararası anlaşmalar gereği halen üyesi bulunulan uluslararası kuruluşlar dışındaki kuruluşlara her yıl katılma paylarını ödeyebilmek için, mevzuatın gerektirdiği diğer işlemlerin yanı sıra ayrıca bağlı veya ilgili bulunulan Bakanlığın teklifi ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine Dışişleri Bakanlığından önceden izin alacaklardır. b) Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıklarının uluslararası anlaşmalar, kanun ve kararnamelerle Türkiye Cumhuriyeti adına üye olduğu uluslararası kuruluşlara ilişkin işlemlerine (katılma payı ödemeleri dahil) bu madde hükmü uygulanmaz. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 57 nci maddeyi okutuyorum: MADDE 57. – 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici 15 inci maddesi hükmü 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren ve devlete ait olan amme alacakları hakkında uygulanmaz. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca yapılacak takip işlemlerine izin vermeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu hüküm özelleştirilen kuruluşların başka kamu kuruluşlarına devredilen borçları hakkında da uygulanır. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum... CEVAT AYHAN (Sakarya) – Söz istiyorum efendim. BAŞKAN – Oylamaya geçtim efendim. CEVAT AYHAN (Sakarya) – Sayın Başkan, bakmadınız ki; bu tarafa bakacaksınız... BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. CEVAT AYHAN (Sakarya) – Sayın Başkan, önünüze bakmadan oylamaya geçemezsiniz. BAŞKAN – Efendim, oylamaya geçmeden önce arkadaşlarımızın söz istemek için yeterli süresi var, benim de söz isteyen arkadaşlarımız karşısında nasıl anlayışlı davrandığımı hepiniz biliyorsunuz. CEVAT AYHAN (Sakarya) – Madde okunurken mi söz isteyelim?!. BAŞKAN – Maddeyle ilgili görüş belirtecek arkadaşlarım buraya yazıyla bildiriyorlar, ona göre söz veriyorum; maddenin okunması bittikten sonra da söz verebilirim. Şimdi, 58 inci maddeyi okutuyorum: Vatanî Hizmet Tertibi ile İlgili Aylık Göstergeler MADDE 58. – a) Vatanî Hizmet Tertibinden bağlanmış aylıkların gösterge rakamları; kendileri için (2 000), dul eşleri için (1 600), diğer yakınları için (1 100) olarak uygulanır. BAŞKAN – 58 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 59 uncu maddeyi okutuyorum: Kamu Kuruluşlarınca İşletilen Sosyal Tesisler MADDE 59. – Kamu kurum ve kuruluşlarınca işletilen eğitim ve dinlenme tesisi, misafirhane, kreş, spor tesisi ve benzeri sosyal tesislerin giderlerine bütçeden katkıda bulunulmaz. Bu tür yerlerde, genel ve katma bütçeden, döner sermaye ve fonlardan ücret ödenmek üzere 1996 yılında ilk defa istihdam edilecek yeni personel görevlendirilemez. Söz konusu tesislerden yararlanacak olanlardan alınacak asgarî bedelleri belirlemeye veya belirlenen tarifeleri tasdik etmeye ve bu yerlerin hesaplarının bir düzen içinde tutulması için kullanılacak defter ve belgeleri tespit etmeye, diğer gerekli düzenlemeleri yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – 59 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 60 ıncı maddeyi okutuyorum: Kredi Borcunun Tespiti ve Ödenmesi MADDE 60. – Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan, 1996 Malî Yılı başından itibaren öğrenim kredisi alan öğrencilerin borcu; öğrenim kredilerinin verildiği tarihten, öğrenim süresi bitimine kadar geçen süre için veya herhangi bir sebeple kredisinin kesildiği tarihe kadar öğrenim kredisi olarak verilen miktarlara, Devlet İstatistik Enstitüsünün toptan eşya fiyat endeksindeki artışlar uygulanarak hesaplanacak miktarın ilave edilmesi suretiyle tespit edilir. Öğrenci, borcunu, öğrenim gördüğü öğretim kurumunun normal öğrenim süresinin bitiminden itibaren bir yıl (öğrencinin lisansüstü eğitim yapması halinde iki yıl) sonra başlamak üzere, kredi aldığı sürenin yarısı kadar zamanda üçer aylık dönemlerde kuruma ödemek zorundadır. Ancak; a) Sağlık sebepleri dışında kendi isteği ile öğretim kurumunu bırakan veya herhangi bir sebeple öğretim kurumundan çıkarılan öğrenciler borçlarını, öğretim kurumu ile ilişiğinin kesildiği, b) Kredi almaya başladıktan sonra burs aldıkları, parasız yatılıya geçtikleri, en az asgarî ücret düzeyinde bir gelirle sürekli çalıştıkları tespit edilenler ile Kurum yurtlarından süresiz çıkarma cezası alanlar, kredilerinin kesildiği, Tarihten itibaren bir yıl sonra başlamak üzere ve bir yıl içinde öder. Endeks uygulamasına, kredi borçlarının geri ödenmesine ve taksitlendirilmesine ilişkin esas ve usulleri belirlemeye, öğrencilerin borçlarından birinci fıkraya göre hesaplanan endeks artışından ilave edilen miktarın % 50'sine kadar indirim yapmaya Kurum Yönetim Kurulu yetkilidir. İndirim uygulandıktan sonra öğrencilerin ödeyecekleri bakiye kredi borcu; öğrencilerin eğitim süresince Kurumdan aldığı kredi miktarının 3 katını geçemez. Bu hükümler 1995 Malî Yılında kredi almaya başlayan öğrenciler için de uygulanır. Öğrencilere kredi verilmesi ve gerektiğinde kredinin kesilmesi ile ilgili hususlar yönetmeliklerle düzenlenir. Düzenlenen kredi senetlerinde krediyi alacak öğrencinin, reşit olmaması halinde öğrenci ile birlikte veli veya vasisinin borçlu sıfatıyla imzası yeterli olup, ayrıca kefil aranmaz. CEVAT AYHAN (Sakarya) – Sayın Başkan, söz istiyorum. MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Sayın Başkan, ben de söz istiyorum. BAŞKAN – 60 ıncı madde üzerinde söz talepleri bulunmaktadır; önce, gruplar adına olan söz taleplerini yerine getireceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atila Sav; buyurun efendim. ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Oya Araslı konuşacak efendim. BAŞKAN – Sayın Oya Araslı mı konuşacaklar?.. Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 10 dakikadır. CHP GRUBU ADINA OYA ARASLI (İçel) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üzerinde görüşmekte olduğumuz 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının "Kredi Borcunun Tespiti ve Ödenmesi" başlıklı 60 ıncı maddesi Anayasaya aykırıdır; çünkü, maddede, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan kredi alan öğrencilerin borçlarının geri ödenmesindeki esaslar düzenlenmektedir. Halbuki, Anayasamızın 161 inci maddesinin son fıkrası, bütçe kanununa, bütçeyle ilgili hükümler dışında hiçbir hükmün konulamayacağını bildirmektedir. Kaldı ki, Anayasa Mahkemesi de, 18 Nisan 1996 günlü Resmî Gazetede yayımlanan, 13.6.1995 tarih, 1995/2 esas, 1995/12 karar sayılı kararıyla, 1995 Yılı Bütçe Kanununun, 1996 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 60 ıncı maddesiyle aynı doğrultuda düzenleme yapan 66 ncı maddesini iptal etmiştir; gerekçe, Anayasanın 161, 87, 88 ve 89 uncu maddelerine aykırılıktır. Durum bu olunca, söz konusu tasarının 60 ıncı maddesine verilen her olumlu oyla, Anayasamızın 153 üncü maddesi ihlal edilmiş olacaktır; çünkü, Anayasamızın 153 üncü maddesi, Anayasa Mahkemesi kararlarının, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağını bildirmektedir. Değerli milletvekilleri, bu sözleri, benden önce pek çok değerli milletvekili, tasarının çeşitli maddeleri hakkında söylediler. Anayasa hukuku öğretim üyesi sıfatıyla, yıllarca, Anayasanın üstünlüğünü öğrencilerine anlatmış birisi olarak ben de, bunları, Anayasada tanımı yapılan üç erkten birinin, yasamanın çatısı altında dile getirmek zorunda kalmak istemezdim; ama, ne yazık ki, şimdiye kadar, defaatle, Sayın Bakanımız ve Komisyon, bu tür maddelerin Anayasaya aykırı olduğunu kabul etmelerine rağmen, bunları geriye almadılar. Birkısım milletvekilleri, olumlu oy vermek suretiyle, Anayasayı ihlal etmiş oldular ve "Anayasa bir kere ihlal edilmiş olmakla bir şey olmaz" zihniyetinin hâlâ bütün canlılığıyla varlığını koruduğunu kanıtladılar. Daha acısı da, birkısım milletvekili arkadaşımız, hukukun ve Anayasanın üstünlüğünü Anayasa Mahkemesinde kanıtlamanın övüncünü kimseye bırakmak istemeyenler, bu kere, hukukun ve Anayasanın üstünlüğünü savunmaktan vazgeçerek, salonu terkettiler. (CHP ve RP sıralarından alkışlar) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir hukuk devletinde Anayasa ya vardır ve ona uyulur veya ona uyulmaz ve o devlet, artık, hukuk devleti olma niteliğini sürdüremez. Anayasanın çıkarınıza uygun hükümlerini hatırlayıp, çıkarınıza uymayanları görmezlikten gelemezsiniz. Partiniz veya iktidarınız istedi diye, göreve başlarken Anayasaya uymak için ettiğiniz yemini çiğneyemezsiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Ulusumuzun, size, bilerek ve isteyerek, Anayasayı çiğnemeniz için oy vermediğini unutamazsınız. Değerli milletvekilleri, yakın tarihimizde bunu yapmayı deneyenler oldu; ama, adaleti, hakkı, hukuku ihmal ederek, Anayasayı çiğneyerek, mülkü diledikleri gibi yöneteceklerini sanan iktidar sahipleri, görmemezliğe gelmeye, ihmal etmeye çalıştıkları adaletin, hukukun ve Anayasanın altında ezildiler. Sayın milletvekilleri, sizleri bir kere daha, yakın geçmişi hatırlamaya davet ediyor, hukukun üstünlüğü inancı doğrultusunda ve ettiğiniz yemine sadık kalarak oy kullanacağınız umudu içerisinde saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Oya Araslı'ya teşekkür ediyorum. Şimdi, sırasıyla, Sayın Algan Hacaloğlu ve Sayın Cevat Ayhan'a söz vereceğim. Sayın Algan Hacaloğlu, buradalar mı efendim? ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, vazgeçiyorum. BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu vazgeçiyorlar. Sayın Cevat Ayhan?.. CEVAT AYHAN (Sakarya) – Grup adına konuşacağım Sayın Başkan. BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına Sayın Ayhan; buyurun. (RP sıralarından alkışlar) Sayın Ayhan, süreniz 10 dakikadır. CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, şahsen söz talebim de vardı; başka konuşan yoksa, 5 dakikalık süremle birleştirebilir miyim? BAŞKAN – Başka söz talepleri de var. CEVAT AYHAN (Sakarya) – Peki; teşekkür ederim. BAŞKAN – Buyurun. RP GRUBU ADINA CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; bir haftadır devam eden bütçe müzakereleri, takdir ediyorum, hepimizi yordu; ancak, biz, ona takaddüm eden üç hafta da, Plan ve Bütçe Komisyonunda sabahlara kadar oturarak, değerli arkadaşlarımızla, bu Bütçe Kanunu Tasarısının müzakeresini yaptık. Burada söylediğimiz hususları orada dile getirdik; Anayasaya aykırılık hususlarını tek tek dile getirdik; ama, ne hikmetse, tabiî, hep hukuku arayan insanlar, bu Meclisin çatısı altına girince, iktidar olmanın manyetik birtakım gücüne kapılıyorlar, gruplarının ve hükümetin tesirine giriyorlar ve gerek Plan ve Bütçe Komisyonundan gerekse Genel Kuruldan, Anayasaya aykırı maddeleri gayet rahatlıkla geçiriyorlar. Muhterem arkadaşlar, o zaman, Anayasaya lüzum yoksa, gelin birleşelim, çoğunluk sağlayalım "bu Anayasa mülgadır, Anayasayı kaldırdık" diyelim; memleketi, aşiret düzeniyle idare edelim. Bu Anayasa ne için yapılmış?.. (RP sıralarından alkışlar) Rahmetli Ali Fuat Başgil Hocanın -ben, hukukçu değilim, mühendisim; ama, Hoca'yı yakından tanımıştım, hapishanede de ziyaret ettim; 60 İhtilali öncesi de kendisini ziyaret ederdik. Türkiye'de hukuk ilmine, fikir ve düşünce hürriyetine hizmeti olan bir insandı- "Demokrasi Yolunda" adlı kitabında şöyle der: "Ey vatandaş, senin hukukun, idare adamının ökçe çamuru değildir, üzerine basamaz." Çok basit, bir avamın anlayacağı şekilde, çok güzel bir ifade, bir beyan bu. İdare adamı kim; idarenin her kademesinde çalışan memurlar, amirler... Ama, vatandaşın hukukunun üzerine, Meclis olarak biz basıyoruz. Bakın, benden evvel konuşan çok değerli Oya Araslı Hanımefendi; hem de anayasa hukuku okutmuş bir hanımefendi olarak, burada, gayet güzel ifade ettiler. Yani, bu Anayasa lüzumsuzsa, toptan kaldıralım. Bu memlekette, anayasa ihlali iddiasıyla bir başbakan asıldı, iki bakan asıldı -Allah rahmet eylesin- sonra da, devlet olarak özür diledik; ama, biz, açık açık ihlal ediyoruz; Anayasa Mahkemesi iptal etmiş; biz, bunu çıkaracağız... Bunu, başka konularda da, devamlı yapıyoruz. Anayasa Mahkemesi gereksizse -gücünüz varsa değiştirin Anayasayı- kaldırın; ama, koyduğunuz düzene uyun; uymadığınız zaman zalim düzen olursunuz. Bakın, Peygamber Efendimizin bir sözü var; getirdiği düzen için diyor ki: "Hırsızlık yapan, kızım Hazreti Fatıma olsa, elini keserim." Evet, adalet bunu gerektirir; önce, buna riayetle mükellef olan biziz. Biz buna riayet etmezsek -bütün Türkiye bizi takip ediyor; televizyondan değil icraatımızı da takip ediyor- nasıl gider vatandaşa "ey vatandaş, vergi kaçırma; ey vatandaş, kanunlara riayet et; ey vatandaş, yeşilde geç, kırmızıda dur" deriz; vatandaş "sen, Anayasayı ihlal ediyorsun sayın milletvekili, Meclis" diyecek. Buna hakkımız var mı; soruyorum ben size... Biz, Anayasaya aykırı maddelerin geçirilmesini engellemek için biraz önce yoklama istedik; vazifemiz, Anayasaya riayet ederek yaptık bunu; hukukumuzdur bu. Bazı arkadaşlarımız müteessir oldular, geldiler dediler ki: "Efendim, yapmayın, sabaha kadar oturacağız; bize işkencedir" Hayır, burada oturmak ibadettir; millet, bizi, burada oturmak ve milleti adaletle idare edecek yönetimleri tesis etmek ve denetlemek için seçmiş durumdadır. Muhterem Bakanımız geldi; "evet bu maddeler Anayasaya aykırı. Tamam, biz kanun teklifi getireceğiz bunları iptal için" dediler. Getirecekseniz, şimdi iptal edelim; bunun mantığı yok ki... Anavatan Partisi -biraz evvel arz ettim- daha önceki hükümetin bütçe kanuna koyduğu bu maddeyle ilgili olarak 20 Ocak 1996'da Anayasa Mahkemesine gitmiş; diğer maddelerle ilgili olarak 20 Ocak 1995'te gitmiş ve haziranda Anayasa Mahkemesi iptalle ilgili kararını açıklamış, gerekçeyi de 18 Nisanda açıkladı; işte, Resmî Gazete burada. Ama ne oldu: Hükümet, Anayasaya aykırı olan o maddelerin, malî hükümlerini 1995'in 1 ocağından 31 aralığına kadar çatır çatır uyguladı, Anayasa Mahkemesi kararları makable şamil olmadığı için, Hükümet, birtakım kuruluşlara zulmetti; vatandaşa zulmetti; belediye gelirlerine el koydu. Müteakip maddeler var, orada da engelleyeceğiz; onu söyleyeyim. Biz, bütçeyi engellemiyoruz, Anayasaya aykırı maddeleri engelliyoruz, size yardım etmek istiyoruz. Buna hakkımız yok muhterem arkadaşlar; kanun ya vardır ya yoktur. Onun için, önce, kanuna riayetle bu Meclis, görevini yerine getirecek; riayet etmeyen hükümeti de biz denetleyeceğiz. Nasıl denetleyeceğiz; Anayasaya aykırı maddeleri burada çatır çatır değiştireceksiniz, geçireceksiniz; bu Meclis neyi denetleyecek o zaman, hangi yolsuzluğu denetleyecek, hangi hırsızlığı denetleyecek, hangi vatandaş soygununu denetleyecek! Biz, geçen dönem, vergi kanunları görüşülürken burada sabahladık ve dediklerimizin hepsi de çıktı; daha da batağa gidiyor memleket. Milletvekili olarak, biz, bunun için mi yemin ettik, vatandaşa bunun için mi söz verdik; evet, bizim vazifemiz, bunu hatırlatmaktır. Bir Hadisi Şerif'te, yine, Peygamber Efendimiz buyuruyor "Kardeşinize, mazlum da olsa, zalim de olsa yardım edin." Ashap soruyor "Ya Resulallah, mazlumu anladık, yardım edelim; ama, zalime nasıl yardım edeceğiz? Zalimin de zulmüne mani olun" diyor. Biz, size yardım etmek için bu fiili yapıyoruz. (RP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Evet, onun için, bundan geri adım atmanız lazım. Hükümet, burada desin ki "Bu maddeyi çektim" veya oylarımızla biz bu maddeyi reddedelim; bütçe kanunu derhal çıksın. Bizim, bütçe kanununda bir engelimiz yoktur; ama, yaptığınız iş yanlıştır. Bile bile Anayasaya aykırı bir uygulamanın içerisine girmek, bile bile o kararları burada almaktan, bir milletvekili olarak, ben, utanıyorum. Bunu izah etmem mümkün değil, siz de izah edemezsiniz. Hepinizi hürmetle selamlarım. (RP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Cevat Ayhan'a teşekkür ediyorum. Kişisel söz alan Sayın Mustafa Ünaldı, buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 5 dakikadır. MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; ben de 60 ıncı madde üzerinde görüşlerimi sunmak üzere huzurlarınıza geldim; saygıyla selamlıyorum. Bu maddenin, aslında, iki türlü Anayasaya aykırılığı var; birincisi, madde, varlığıyla Anayasaya aykırı -bunu, benden evvel konuşan arkadaşlar dile getirdiler- daimî bir hüküm ihtiva ediyor, bütçe kanununa girmemesi gereken bir madde halindedir, ondan dolayı Anayasaya aykırıdır. Teferruata girmeden bu hususu atlamak istiyorum. Diyelim ki, bütün bu aykırılıklara rağmen, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bir hüküm olduğunu bile bile bu maddeyi koyduk ve yürürlüğe koyacağız; yürürlüğe konulduğu zamanda da daimî bir kanun bile olsa, yine Anayasaya aykırı, neden aykırı; Anayasanın sosyal devlet ilkesine aykırı. Yani, fakir-fukara öğrenci, üniversitede okumak istiyor, zaruret içerisinde, maddî yardıma ihtiyacı var. Kredi veriyorsunuz; krediyi geri alırken uyguladığınız esaslar, başka hiçbir yerde uygulamadığınız esaslar halinde. Yani, sosyal devlet ilkesi, zaten bundan evvelki maddelerde de var. Ben, Plan ve Bütçe Komisyonunda muhalefet gerekçemde de izah ettim. Bundan evvelki birçok maddede de sosyal devlet ilkesi gözardı edilmiş, yok sayılmış, unutulmuş; ama, burada, fakir-fukara öğrencinin, tahsilini takiben aldığı krediyi ödeme şartlarında nasıl bir zorluk getiriliyor: "Devlet İstatistik Enstitüsünün toptan eşya fiyat endeksinde artışlar uygulanacak" deniliyor. Nerede uyguluyorsunuz; bir örnek verin; başka nerede uyguluyorsunuz da, fakirliğinden dolayı borç almak, kredi almak mecburiyetinde olan öğrenciye uyguluyorsunuz? AHMET UYANIK (Çankırı) – Ya hiç almayanlar ne oluyor, onların hakkı yok mu? MUSTAFA ÜNALDI (Devamla) – Onlara da vereceksiniz. Yani, bu sizin anlayışınız "fakir öğrenci okumasın, fakir olan cahil kalsın; ödeyemeyecekse kredi almasın" demektir. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Öyle bir şey yok. MUSTAFA ÜNALDI (Devamla) – Ben bu anlayışa katılmıyorum. Peki, memurlara maaş verirken niye böyle bir endeksi uygulamıyorsunuz? Geçen sene maaşıyla ne alabiliyorduysa, bırakın, bugün de verin. (RP sıralarından alkışlar) Bunu, hangi yerde uyguluyorsunuz da borçlu öğrenciye uygulamak durumunda kalıyorsunuz! Aynı şey geriye alırken de... Zaten maddenin kendisinde Anayasaya aykırılığı belli, daimî statüde olduğu belli; ama, hükümler koyuyorsunuz "sürenin yarısı kadar sürede ödesin." Zaten fakr-u zaruret içerisinde işbaşı yapmış; iş bulacağı belli değil; yani, mezun olunca iş mi bulacak; her mezun olan kişiye iş bulabiliyor musunuz? Zor şartlarda üniversiteden mezun olmuş, birtakım borçların altına girmiş; süreyi kısaltarak geri almak istiyorsunuz. Şimdiye kadar tatbik edilenden farklı bir usul, yeni bir metot ve getirdikleri uygulama kötü bir metot... Ben, bunu vurgulamak istedim. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Mustafa Ünaldı'ya teşekkür ediyorum. YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, kişisel söz istiyorum. BAŞKAN – Sayın Topçu, sizden önce Sayın Cevat Ayhan'ın da kişisel söz talebi vardı... YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Grup adına söz istiyorum. CEVAT AYHAN (Sakarya) – Ben feragat ediyorum. BAŞKAN – Sayın Ayhan, feragat ediyorlar; kişisel sözden sonra grup adına konuşmalarına dönmüyoruz; kişisel konuşmak üzere buyurun Sayın Topçu. Konuşma süreniz 5 dakikadır. YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Bütçe Kanunu Tasarısı üzerindeki müzakereler sürüp giderken, Refah Partisindeki değerli arkadaşlarımız, muhalefetin diğer partilerindeki değerli arkadaşlarımız, bütçe kanunlarına konulmuş olan bazı hükümlerin, Anayasa Mahkemesince, geçtiğimiz yıl iptal edilmesini öne sürerek, bunların, burada tekrarının yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Bu anlattıklarından, katıldıklarımız olabilir, katılmadıklarımız olabilir. Benim söz almamın sebebi bu değil; ben arkadaşlarımızın burada kullandıkları kelimelerden rahatsız olduğum için söz istedim. İkinci defadır, Refah Partisi Grubuna mensup arkadaşlarımız, çıkıp "Anayasa ihlallerinden dolayı bu memlekette, idam edilenler oldu, asılanlar oldu" gibi veya "bizi, zalimin zulmüne âlet mi ediyorsunuz" gibi fevkalade ağır, kabul edemeyeceğimiz, hele hele, bir siyasetçinin, karşısındaki siyasetçilere ipi göstermesi gibi fevkalade yakışıksız kelimeleri kullanmalarını hazmedemem.(ANAP ve DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Arkadaşlarımızı, biz dinliyoruz; belki, kürsüye sık çıkmalarından dolayı söyleyecek söz bulamıyorlar; bunu da kabul ediyoruz; ama, bu tür misallerle ya da önümüze konulan bu tür yakışıksız sözlerle, Anayasaya aykırılık iddialarını savunmalarını hazmetmemiz, kabul etmemiz doğru değil. Arkadaşlarımızı, kendi içinde buludukları duruma, demokrasiye, insana ve düşünceye saygı hudutları içerisinde hitap etmeye çağırmak için söz aldım. Saygı sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Yaşar Topçu'ya teşekkür ediyorum. Komisyonun açıklaması var mı efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Evet. BAŞKAN – Kürsüden mi yerinizden mi? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Kürsüden efendim. BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilli arkadaşlarım; Plan ve Bütçe Komisyonundaki çalışmaların ve oradaki değerlendirmelerin de ışığında, burada söz alan değerli konuşmacıların da görüşlerini dikkate alarak sizlere, huzurunuza getirmiş olduğumuz Bütçe Kanunu metni konusunda ileri sürülen Anayasaya aykırılık iddialarını dikkate alan kısa bir açıklama yapmayı yararlı gördüm. Çünkü, konuşmacıların buradaki değerlendirme ve meseleye yaklaşımları, sanki, huzurunuza, Anayasaya aykırılığı büyük boyutlara varmış ya da Anayasaya aykırı hususları hedeflemiş bir düzenlemenin geldiği ve böyle bir düzenlemeyle, toplumun yararlarının ve hukukun üstünlüğünün gözetilmediği biçiminde bir izlenim ve imaj verilmesi gibi bir yanlış yaklaşım benimsenmiştir. Değerli arkadaşlarım, Anayasamız gerçekten ne demektedir, oraya kısaca değinmek istiyorum. Anayasamızın 161 inci maddesi, bütçe kanununa bütçeyle ilgili olmayan hususlarda düzenleme getirilemeyeceğini öngörmüştür. Diğer taraftan, bütçe nedir, bütçenin içinde neler olabilire cevap verebilecek Anayasa niteliğinde bir başka kanunumuz daha vardır; ona da, hepinizin bildiği gibi, Muhasebei Umumiye Kanunu denir. O Kanunun bütün hükümleri de, şu ana kadar, Anayasa Mahkemesince herhangi bir iptal kararına mevzu olmamıştır. Şimdi, Anayasamızın bu yaklaşımıyla, elbette, Genel Muhasebe Kanununun bu hususlara ilişkin hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gereği vardır; çünkü, hiçbir mevzuatımızda, doğrudan doğruya bütçeyle ilgili hususların ne olduğu konusunda, Anayasa Mahkemesince verilen bazı kararların gerekçesinde ifade edilen hususların dışında, Yüce Meclisimizce verilmiş bir açık düzenleme yoktur. Bu konuda, Genel Muhasebe Kanununun 30 uncu maddesinde, bütçe kanununun ihtiva edeceği hususlar matlabı altında şu ifadeye yer verilmektedir: "Bütçe kanununda, gider ödeneklerinin toplamı yer alacaktır... -bütçe kanunu tasarımızda bu vardır- Gelir tahminlerinin toplamı gösterilecektir... -bu da vardır- Bütçe açığı varsa, ne suretle kapatılacağı hususu açıklanmalıdır" bütçe kanunu tasarımızda bu da vardır; bunun dışında, bir de, bütçe yılına ait bulunan ve o yılın gelir ve giderlerini ilgilendiren düzenlemelere yer verileceği derpiş edilmiştir. Benim maruzatım şudur: Burada, bütçe kanunu tasarısının hiçbir maddesinde, Türk toplumunun ve kamunun zararına hiçbir düzenleme mevzubahis değildir; sadece, kamu yönetimleri arasında, merkezî idare, mahallî idareler ve kamunun mülkiyetinde ve yönetiminde olan kamu kurumları arasındaki malî hususları düzenleyen ve o yılla sınırlı olmak üzere hükümet programı ve yaklaşımlarıyla da uyumlu olan ve Plan ve Bütçe Komisyonunda da uzun değerlendirmelerden sonra uygun bulunan düzenlemeler huzurunuza getirilmiştir. Diğer taraftan, kamu hizmetlerinin sürekliliği ilkesi gözetilerek, daha önceki eleştirilere arz ettiğimiz açıklamalarımızda da değindiğimiz gibi, bu konuyu temelinden çözecek, kökünden çözecek bir yasal düzenleme, Hükümetimiz tarafından en kısa zamanda getirilmek üzeredir ve Komisyonumuzdan da geçtikten sonra Yüksek Heyetinizin tensiplerine sunulacaktır. Bu itibarla, şuraya kadarki düzenlemelerde, belki şekli hukuk açısından Anayasayla bağdaşmadığında tereddüt ettiğimiz hususlar gerçekten olabilir; ama, amacı ve özü itibariyle Türk toplumunun yararlarını gözetmeyen hiçbir maddeye Plan ve Bütçe Komisyonunda yer verilmemiş ve huzurunuza getirilmemiştir. Şekli yönden de ağır eksikliği olan hususlar, kimi milletvekillerimizin vermiş olduğu önergelerle -daha önce tensiplerinizle- esasen düzeltilmiştir. Bilgilerinize saygılarımla arz ederim. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanına teşekkür ediyorum. TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Sayın Başkan, söz istiyorum. BAŞKAN – Efendim, bu madde üzerinde gruplar ve şahıslar adına yapılan konuşmalar tamamlandı. AHMET UYANIK (Çankırı) – Sayın Başkan, yeni usul mü icat ediyorlar? BAŞKAN – 60 ıncı madde üzerinde önergeler vardır, önce geliş sırasına göre okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. Algan Hacaloğlu Ercan Karakaş Mustafa Yıldız İstanbul İstanbul Erzincan Bekir Kumbul Zeki Çakıroğlu Antalya Muğla Önerilen değişik metin: "Madde 60.- (Fıkra Bir) : Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan 1996 malî yılı başından itibaren öğrenim kredisi alan öğrencilerin borcu, öğrenim kredilerinin verildiği tarihten öğrenim süresi bitimine kadar geçen süre için veya herhangi bir sebeple kredisinin kesildiği tarihe kadar öğrenim kredisi olarak verilen miktarlara, Devlet İstatistik Enstitüsünün toptan eşya fiyat endekslerindeki artışların yüzde 50'si uygulanarak hesaplanacak miktarın ilave edilmesi suretiyle tespit edilir. Ancak, ana borç üzerinde yapılacak ilave oranı yüzde 20'yi geçmez." BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanununun 60 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "aldığı sürenin yarısı" ibaresinin "aldığı süre" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Mustafa Ünaldı Fethullah Erbaş Abdullah Gencer Konya Van Konya Abdulkadir Öncel Ersönmez Yarbay Şanlıurfa Ankara BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanununun 60 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan "artışlar" ibaresinin "artışların yarısı kadar ekleme" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Sabri Tekir Mustafa Ünaldı Fethullah Erbaş İzmir Konya Van Cevat Ayhan Bahri Zengin Sakarya İstanbul BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 60 ncı maddesi Anayasaya aykırıdır. 60 ncı maddenin tasarı metninden çıkarılması hususunda gereğini arz ederiz. Fethullah Erbaş Mustafa Ünaldı Sabri Tekir Van Konya İzmir Osman Hazer Maliki Ejder Arvas Ali Oğuz Afyon Van İstanbul Osman Yumakoğulları Bahri Zengin Ersönmez Yarbay İstanbul İstanbul Ankara Mikail Korkmaz Kırıkkale BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının "Kredi Borcunun Tespiti ve Ödenmesi" başlıklı 60 ncı maddesinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla. Oya Araslı Nihat Matkap Önder Sav İçel Hatay Ankara Atila Sav Birgen Keleş Yahya Şimşek Hatay İzmir Bursa Zeki Çakıroğlu Haydar Oymak Mustafa Yıldız Muğla Amasya Erzincan BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, son olarak bilgilerinize sunduğumuz iki önerge aynı mahiyettedir; kanun tasarısı metninden belli bölümlerin çıkarılmasını öngörmektedir. Bu önergelere Komisyon katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz. BAŞKAN – Önergelere Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Her iki önergeyi, birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir. Şimdi, diğer önergeyi okutup, işleme koyuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. Algan Hacaloğlu İstanbul ve arkadaşları Önerilen değişik metin : Madde 60 (fıkra bir): Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan 1996 malî yılı başından itibaren öğrenim kredisi alan öğrencilerin borcu, öğrenim kredilerinin verildiği tarihten, öğrenim süresi bitimine kadar geçen süre için veya herhangi bir sebeple kredisinin kesildiği tarihe kadar öğrenim kredisi olarak verilen miktarlar, Devlet İstatistik Enstitüsünün toptan eşya fiyat endekslerindeki artışların yüzde 50'si uygulanarak hesaplanacak, miktarın ilave edilmesi suretiyle tespit edilir; ancak, anaborç üzerinde yapılacak ilave oranı, yüzde 20'yi aşamaz. BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz. BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Bütçe Kanununun 60 ıncı maddesini birinci fıkrasında yer alan "artışlar" ibaresinin "artışların yarısı kadar ekleme" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Sabri Tekir İzmir ve arkadaşları BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz. BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutup oylarınıza sunacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Bütçe Kanununun 60 ıncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "aldığı sürenin yarısı" ibaresinin "aldığı süre" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz Mustafa Ünaldı Konya ve arkadaşları BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz... BAŞKAN – Önergeye, Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Önergeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. 60 ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 61 inci maddeyi okutuyorum: Yurt Dışı Eğitimi MADDE 61. – 1996 Malî Yılında ilgili mevzuatları gereğince kamu kurum ve kuruluşlarınca, yetiştirilmek maksadıyla lisansüstü (master, doktora) eğitimi için yurt dışına gönderilecek öğrenci, araştırma görevlisi ile kamu görevlilerinin sayıları, kurum ve kuruluş bütçelerine bu amaç için konulan ödenek miktarını aşmayacak şekilde tespit edilir. BAŞKAN – 61 inci maddenin görüşülmesine geçiyoruz. Madde üzerinde söz istemleri vardır; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Algan Hacaloğlu; buyurun efendim. ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Vazgeçiyorum efendim. BAŞKAN –Sayın Hacaloğlu vazgeçtiler. Kişisel söz talebi olarak Sayın Cevat Ayhan... CEVAT AYHAN (Sakarya) – Vazgeçiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN – Sayın Ayhan vazgeçtiler. 61 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 62 nci maddeyi okutuyorum: Yurt Dışı Eğitim Masraflarının Tahsili MADDE 62. – İlgili kanunlarına göre; öğrenim yapmak, yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak, staj yapmak veya herhangi bir nedenle geçici süreli görevlendirilmek suretiyle üç ay veya daha fazla süre ile yurt dışına gönderilen kamu personeli yurt dışında bulundukları sürenin iki katı kadar mecburî hizmetle yükümlüdür. Bu şekilde yurt dışına gönderilecek personelden, örneği Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanmış "Yüklenme Senedi ile Muteber İmzalı Müteselsil Kefalet Senedi" alınır. Anılan personelin mecburî hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeden veya tamamlamadan görevinden ayrılması, müstafî sayılması ya da bir ceza sebebi ile görevine son verilmesi halinde, kendileri için kurumlarınca fiilen döviz olarak yapılmış olan her türlü masraflar % 50 fazlası ile birlikte aynı döviz miktarı kadar ve aynı döviz cinsinden borçlandırılır. Döviz borcu toplamından mecburî hizmetin tamamlanan kısmı için hesaplanan miktar indirilir. Hesaplanan borç miktarı, ilgilinin durumu ve ödettirilecek meblağ dikkate alınarak azamî beş yıla kadar taksitlendirilebilir. Borç miktarı ilgili tarafından dövizle ödenir. Ödemenin Türk lirası üzerinden yapılması durumunda, tahsilat tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden ödemeler dövize çevrilerek yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan döviz borcundan mahsup edilir. İlgilinin başarısızlığı veya kendi kusuru nedeniyle yurt dışından geri çağrılması ya da verilen süreyi tamamlayıp başarısız olarak dönmesi durumunda da, ilgili için fiilen döviz olarak yapılmış olan her türlü masrafların tamamı % 50 fazlası ile birlikte aynı esaslara göre ödettirilir. Bu hükümler, ilgiliden alınacak "Yüklenme Senedi ile Muteber İmzalı Müteselsil Kefalet Senedi"nde belirtilir. Bu maddenin uygulamasına ilişkin esas ve usulleri belirlemeye, ortaya çıkacak tereddütleri gidermeye Maliye Bakanlığı yetkilidir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemleri vardır; Refah Partisi Grubu adına Sayın Cevat Ayhan. Şahsı adına Sayın Mustafa Ünaldı. Refah Partisi Grubu adına Sayın Ayhan; buyurun efendim. Konuşma süreniz 10 dakikadır. RP GRUBU ADINA CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, muhterem üyeler; 1996 yılı bütçe kanunu tasarısının 62 nci maddesiyle yurtdışı eğitim masraflarının tahsiliyle ilgili hususlar düzenlenmektedir. Prensip olarak arz ediyorum, yine, burada, yurtdışı eğitimi düzenleyen mevzuata bütçe kanunuyla birtakım değişiklikler getirmişiz ve burada da yurtdışı eğitimi gören kimselerin kendileri için sarf edilen, döviz olarak sarf edilen meblağın yüzde 50 fazlasını geri alma hükmünü getirmişiz. Bu yüzde 50 neye göre hesaplanmış; bir. İkincisi, yine, Anayasanın ilgili maddesinde, 161 inci maddede, daha önce de diğer maddeler vesilesiyle burada konuşuldu, Bütçe Kanununa, sadece bütçeyle ilgili hükümler koyulur. Yurtdışına eğitime gönderilecek olanlarla ilgili düzenlemelerin, kendi kanunlarında yapılması lazım. Yani, bu sene, Bütçe kanununa yüzde 50 koydunu;; seneye yüzde 80'e çıkarır birisi, öbür sene yüzde 10'a düşürür. Halbuki, eğitim için dışarıya giden bir insan, burs alan, ki, üniversiteler içindir bu; merî bir mevzuat var, o mevzuata göre gitmiştir. O mevzuatta, bugüne kadar herhangi bir zamlı ödeme yoksa, dava açar, Anayasa Mahkemesine gider ve bunu iptal ettirir; bir. İkincisi, gene temel prensipten bütçe kanununa, sadece bütçeyle ilgili hükümler koyulur. Bizim ısrar ettiğimiz nokta budur. Anayasa Mahkemesinde iptallerin hep istinat ettiği husus budur. Daha önceki bütçe kanunlarında, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanunları, bile bile buraya getiriyoruz. Bizim, çok kibar, Muhterem Komisyon Başkanımız da, burada "evet, bir tarafta Anayasa varsa bir tarafta da 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu var, Anayasa mesabesinde" dedi. Türkiye'de bir tane mi Anayasa var iki tane mi?!. Yani, kanunlar, Anayasaya mı uygun olacak, Muhasebei Umumiye Kanununa mı uygun olacak!.. Muhasebeî Umumiye Kanununda, Anayasaya aykırı hüküm varsa, dava konusu olmamış ve iptal edilmemiştir, yarın, dava konusu olursa iptal edilir. Bunun için, biz, neye uğrayacağız, ne bizi bağlar, sınır nedir, bunları doğru koyup, bunlara riayet etmek lazım. Getirecekleri tasarılar, Anayasada, ilgili hükümlerde değişiklik yapmadığı takdirde, gene, aynı şekilde, Anayasa Mahkemesine gidecek ve iptal edilecektir. Onun için, bu madde de, aynı şekilde, iptale gider. Arz etmek istediğim birinci husus bu. İkincisi, bu nispeti, böyle, bütçe kanununa,yüzde 50, yüzde 40, yüzde 80 şeklinde koymak da zulüm olur; yani, bu, devamlılık isteyen bir mevzuattır. Ben, burs alır, giderim; doktora yaparım, mastır yaparım, eğitim yaparım, gelirim; siz, o nispeti yükseltirsiniz, bana, zulmetmiş olursunuz. Bizim arz etmek istediğimiz husus budur. Teşekkür eder, hepinizi hürmetle selamlarım. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Cevat Ayhan'a teşekkür ederim. Sıra, kişisel söz talebinde bulunan Sayın Mustafa Ünaldı'da. Buyurun Sayın Ünaldı. Konuşma süreniz 5 dakika. MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 62 nci maddeyle ilgili görüşlerimi arz etmek üzere söz aldım; saygılar sunuyorum. Burada da -biraz evvel belirtildi, bundan evvelki birçok maddede belirtildi- Anayasaya aykırı hüküm var; çünkü, daimi bir hüküm getiriyor; bütçe ile bağlı değil, yıl ile bağlı değil. Ayrıca, kişisel borçlanmaları, bir esaret haline getirmek de yanlıştır; hem döviz olarak borçlanmak hem de yüzde 50 fazlasıyla borçlanmak, herhalde, yine, çok ağır bir hüküm taşımaktadır. Bundan dolayı, bu hükümlerin, burada, bütçe kanunu içinde yer almasını, şahsen, doğru bulmuyorum. Bir başka hedefi daha var; bir başka yanlışı daha var. Yurtdışına öğrenim yapmak veya eğitilmek üzere adam göndermek, ülkenin ihtiyacı olan eğitilmiş insan potansiyelini artırmaya yöneliktir; hedef budur. Bu hedefe yönelmek üzere göndermişiz, eğitimini tamamlamış gelmiş; ama mecburi hizmetini tamamlamamış; hedef sapmış değil. Türkiye, yapmış olduğu bu işlemle, eğitilmiş bir insan kazanmıştır; verilmiş olan resmî görevi yapmasa da, Türkiye'nin içerisinde, görmüş olduğu eğitimi ortaya koyacak, uygulayacak bir işlemi yapacaktır. Bundan dolayı, bunu, büyük bir suçluymuş gibi telakki etmek, benim, eğitimle alakalı görüşlerim yönünden ters bir işlemdir diye ifade etmek istiyorum. Ayrıca, biraz evvel çıkıp konuştuğumuz madde üzerine, Sayın Komisyon Başkanımız buraya çıkıp, Anayasaya aykırılık hükümlerinin ciddî manada olmadığını, ciddî manada bir Anayasaya aykırılık görülmediğini değişik bir şekilde söyledi. Tabiî, burada raporları okumuyoruz; okunmadığı için de, muhalefet şerhlerimiz herkes tarafından incelenmiyor. Bizim, Refah Partili üyeler olarak, Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunan üyeler olarak, ciddî manada değerlendirmek suretiyle ortaya koyduğumuz bir muhalefet şerhi de raporun içerisinde yer almaktadır. Burada, madde madde sıraladığımız olaylar, Anayasaya aykırılığın çok ciddî boyutlarda olduğunu göstermektedir. Değerli arkadaşlarım, gecenin bu saatinde sizi çok fazla meşgul etmemek için okumayacağım; ama, baştan beri, değişik maddelerde bu Anayasaya aykırılık meselesini gündeme getirdik ve incelemenizi, değerlendirmenizi istedik. Lütfen, elimizi vicdanımıza koyalım ve bu doğru mu söyleniyor yanlış mı söyleniyor, Anayasaya aykırı olmasına rağmen birtakım hükümler ülkede yürütülmeye mi çalışılıyor meselesini değerlendirelim. Bunun için de, elimizdeki tasarının 32 nci sayfasında yer alan, bizim muhalefet şerhimizi ciddî olarak incelemenizi talep ediyor, saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın Mustafa Ünaldı'ya teşekkür ediyorum. Şimdi, maddeyle ilgili önergeleri okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan yasa tasarısının 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "yüzde 50 fazlasıyla birlikte tahsil edilir" ibaresinin, madde metninden çıkarılmasını arz ederiz. Fethullah Erbaş Maliki Ejder Arvas Sabri Tekir Van Van İzmir Mustafa Ünaldı Cevat Ayhan Yakup Budak Konya Sakarya Adana BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan yasa tasarısının 62 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "yüzde 50" ibaresinin "yüzde 10" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Fethullah Erbaş Maliki Ejder Arvas Mustafa Ünaldı Van Van Konya Sabri Tekir Yakup Budak İzmir Adana BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 62 nci maddesi Anayasaya aykırıdır. Bu tasarının 62 nci maddesinin metinden çıkarılmasını arz ederiz. Fethullah Erbaş Mustafa Ünaldı Cevat Ayhan Van Konya Sakarya Sabri Tekir Maliki Ejder Arvas İzmir Van BAŞKAN – Önergeleri aykırılık derecelerine göre tekrar okutup, oylarınıza sunacağım. Son önerge en aykırı önerge olduğu için, öncelikle oylamaya son önergeden başlıyoruz. Komisyon önergeye katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, öngörülen, 62 nci maddede getirilen yükümlülük, devlet kaynaklarıyla eğitime gönderilip de gönderilme koşullarını yerine getirmeyen veya mecburî hizmetle yükümlü olduğu halde, gelip, devletine hizmetten kaytaran insanların ne şekilde işleme tabi tutulacağı konusunda, ilgili kanunda açıkça bir düzenleme öngörülmediğinden, açıklık getirmek için konulmuş bir maddedir. Bu nedenle, bu maddenin kaldırılmasına ilişkin önergeye katılmıyoruz. BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutup, oylarınıza sunacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan yasa tasarısının 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "yüzde 50 fazlasıyla birlikte tahsil edilir" ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ederiz. Fethullah Erbaş Van ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu efendim? PLAN ve BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun)– Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Sayın Hükümet katılıyor mu? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeye, Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Sıradaki önergeyi okutup işleme koyacağım. Buyurun: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan yasa tasarısının 62 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "yüzde 50" ibaresinin "yüzde 10" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Fethullah Erbaş Van ve arkadaşları BAŞKAN – Önergeye komisyon katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat)– Katılmıyoruz. BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. 62 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 63 üncü maddeyi okutuyorum: Geçici Hizmet Karşılığı Yapılacak Ödemeler MADDE 63. – Kurumlar; a) Arızi nitelikteki işleriyle sınırlı kalmak koşuluyla, yıl içinde bir ayı aşmayan sürelerle hizmet alımı yoluyla çalıştırılan kişilere yapılacak ödemeleri, b) Kısmî zamanlı hizmet satın alınan kişilere yapılacak ödemeleri, c) 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanununun 25 inci maddesi gereğince aday, çırak ve işletmelerde meslek eğitimi gören öğrencilere yapılan ödemeleri, d) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/C maddesi gereğince sayım, propaganda, anket ve benzeri işlerde çalıştırılan geçici personele yapılan ödemeleri, Bütçelerin (101-02-1-085) "Geçici Hizmet Karşılığı Yapılacak Ödemeler" faaliyetinde gösterilen 300 harcama kaleminden yaparlar. Bu faaliyete bütçelerin başka tertiplerinden ödenek aktarılamaz; ödenek üstü harcama yapılamaz. Yukarıdaki hükümlere aykırı uygulamalardan ita amirleri, tahakkuk memurları ve saymanlar ile bu kişileri çalıştıranlar sorumludurlar. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorun: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 64 üncü maddeyi okutuyorum: Vakıf ve Derneklerin Denetimi MADDE 64. – Kamu kurum ve kuruluşlarına üstlendikleri görevleri yerine getirmede maddî katkı sağlayan vakıf ve derneklerin denetimi; mevcut mevzuatları çerçevesinde tabi oldukları denetimin yanı sıra bağlı veya ilgili kurum ve kuruluşlarca da yapılır. Maliye Bakanlığı, gerekli gördüğünde bu vakıf ve dernekleri denetler, malî tablolarını ve bilançolarını inceler. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 65 inci maddeyi okutuyorum: 3065 Sayılı Kanun Uyarınca Çalıştırılan Sözleşmeli Personel MADDE 65. – 25.10.1984 tarih ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 5 inci maddesi uyarınca, sözleşmeli olarak çalıştırılan geçici personelin istihdamına, aynı esas ve usullerle 1996 yılı sonuna kadar devam edilebilir. Bunların ücret ve yollukları Maliye Bakanlığı bütçesinin personel ödenekleri tertibinden ödenir. BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemleri bulunmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atila Sav; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Sav, konuşma süreniz 10 dakikadır. CHP GRUBU ADINA ATİLA SAV (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; biraz önce 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 65 inci maddesi okundu. Şimdi, izin verirseniz, 1995 Malî Yılı Bütçe Kanununun 55 inci maddesini okuyacağım: "25.10.1984 tarih ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 5 inci maddesi uyarınca, sözleşmeli olarak çalıştırılan geçici personelin istihdamına, aynı esas ve usullerle 1995 yılı sonuna kadar devam edilebilir. Bunların ücret ve yollukları Maliye Bakanlığı bütçesinin personel ödenekleri tertibinden ödenir." Bu maddeyi okuyuşumun nedeni; biraz önce, 48 inci maddeyle ilgili açıklamalarımızdan sonra Sayın Maliye Bakanının, aslında 1995 yılındaki kanun hükmü ile 1996 yılının tasarısındaki hükmün birbirinin aynı olmadığı yolundaki düzeltemesiydi. Şimdi, iki metnin birbirinin aynı olduğundan hiç kimsenin kuşkusu yok. Yalnız "1995 yılı sonuna kadar" deyimi "1996" olarak değiştirilmiş. Şimdi, bu maddeyle ilgili olarak, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının bir fıkrasını okuyacağım: "1994 yılında süresi biten fonun kullanılmasına ilişkin hizmetlerde görevlendirilen geçici personelin görev süresi de bu sürenin sonunda bitmesine karşın, iptali istenen maddeyle, bu kapsamdaki personelin, 1995 bütçe yılı sonuna kadar bir yıl daha çalıştırılması konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmesi 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Yasasının değiştirilmesi sonucunu doğurur. Bu nedenle, Anayasanın 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine aykırı olan birinci tümcenin iptali gerekir." Yani, 1996 malî yılı bütçe tasarısının 65 inci maddesinin de, bu nedenlerle Anayasaya aykırı olduğunu ve -tabiî, iptali değil- yürürlüğe girmemesi gerektiğini, Anayasa Mahkemesi kararı belirtmektedir. İzninizle, bir madde daha -bir metin daha- okuyacağım: "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir; iptal kararları, gerekçesi yazılmadan açıklanamaz" dedikten sonra, son fıkrada "Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar." Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama organıdır. Yasama Organı olarak, Anayasa Mahkemesinin bu kararı bizi de bağlar. Bizim kaygımız, Anayasaya aykırı metinlerin Yasama Meclisinden geçmesi ve kurallaşmasıdır. Bu kaygımızın temel nedeni de, milletvekili andı içerken, hukukun üstünlüğüne bağlı kalacağımıza ilişkin verdiğimiz sözdür. Biz, istiyoruz ki, hem kendimiz hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalalım hem de üyesi bulunduğumuz Türkiye Büyük Millet Meclisini bu ilkeye bağlı kalması için, yeri ve zamanı geldikçe uyaralım. Sayın Başkan, deminki konuşmamda iki deyimi biraz sert bulduğunu ifade etti. Elbette ki, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir üyesi olarak ve Yasama Organına her zaman derin bir saygı duymuş olan bir kimse olarak, Yasama Organını küçültmek ya da küçük düşürücü davranışta bulunmak gibi bir amacımız olmamıştır; esasen, sözlerimizden de böyle bir anlam çıktığını sanmıyorum; ama, kaygımız, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Anayasaya aykırı yasalar yapmasıdır; çünkü, Anayasaya aykırı yasalar, bir yasama meclisinin yapmaması gereken işlerdendir ve bunların çoğalması, bu tür yanılgıların çoğalması, yasama meclisinin, görevini yeterince dikkatli yapmadığı yolunda bir izlenim doğmasına yol açabilir. Bizim, buna yol açmamamız gerekiyor. Bir meclis içerisinde, çoğunluk, hukuka bağlılık bakımından, azınlıktakiler kadar dikkatli olmayabilir. O zaman, azınlığın görevi, çoğunluğu, hukukun ilkelerine bağlı olmaya çağırmak ve o ilkeleri kendilerine, zamanında duyurma görevini yapmaktır. Aksi takdirde, ileride, bu yanlışlar, bu yanılgılar eleştirilirken, bu Parlamentoda, hukuk ilkelerini, Anayasaya uygunluğunu gören, düşünen ve bu konuda uyarma görevini yapan hiç mi kimse yoktu demesin bizden sonraki kuşaklar, bizim çocuklarımız; kaygımız budur. Yüce Meclisin, Anayasaya aykırı bir kuralı bile bile yasalaştırmasıdır. Dileğimiz, biraz sonra okunacak bu maddenin, hiç değilse, Anayasaya aykırılığı hiç tereddüt götürmeyecek kadar açık olan, Anayasa Mahkemesi kararıyla Anayasaya aykırılığı belli olan bu maddenin metinden çıkarılmasıdır; çünkü, gerçekten, 3065 sayılı Katma Değer Vergisinin geçici 5 inci maddesi 1994 yılı sonunda yürürlükten kalkmıştır. Bu madde iki yıl daha yürürlükte devam ettirilmek isteniyorsa, bir yasal işlemle bu yapılır, bir bütçe kanunu hükmüyle bunun yapılmaması gerekir. Sürekli üzerinde durduğumuz husus şudur: 161 inci maddeyi, Anayasa Mahkemesi, yıllardan beri, sürekli olarak, bir içtihat haline getirdi. Biz, Türkiye Büyük Millet Meclisinden bütçe kanunları çıkarken, 161 inci maddeye aykırı olarak, sürekli, kanunla yapılması gereken bazı düzenlemeleri bütçenin içerisine koyarak çıkartıyoruz yahut, bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinde böyle bir süreklilik haline gelmeye başladı. Yanılgıda süreklilik, iyi bir şey değildir; bu konudaki uyarı görevimizi yapıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin iyi görev yapmasını istemek de, Türkiye Büyük Millet Meclisine duyulan saygının bir belirtisidir. Hepinize en derin saygılarımı sunuyorum, iyi akşamlar efendim. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Atila Sav'a teşekkür ediyorum. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkan... BAŞKAN – Yerinizden mi Sayın Bakan? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Kısa bir açıklama yapacağım da. BAŞKAN – Hükümet adına Sayın Maliye Bakanı açıklamada bulunacaklar. Buyurun Sayın Bakan. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; bu maddeyle ilgili uygulamanın en geç 30 Hazirana kadar düzeltilerek, uygulama kabiliyeti kalmayacağını ifade etmek istiyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan. Maddeyle ilgili bir önerge vardır; okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 3065 sayılı Kanun uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personel başlıklı 65 inci maddesi Anayasaya aykırı olduğundan, metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla. Önder Sav Nihat Matkap Oya Araslı Ankara Hatay İçel Mustafa Yıldız Birgen Keleş Atila Sav Erzincan İzmir Hatay Zeki Çakıroğlu Haydar Oymak Muğla Amasya BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun)– Sayın Bakanın açıklamaları muvacehesinde, katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Bir önerge daha vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan tasarının 65 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hayri Doğan Levent Mıstıkoğlu Abbas İnceayan Antalya Hatay Bolu Nabi Poyraz Ali Kemal Başaran Ordu Trabzon "25.10.1984 tarih ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 5 inci maddesi uyarınca, sözleşmeli olarak çalıştırılan geçici personelden henüz kadroya geçirilmemiş olanlar, 30.6.1996 tarihine kadar kadro alınmak ve bu kadrolara atanmak şartıyla, bu personelin 30.6.1996 tarihine kadar kadroya geçirilme işlemleri tamamlanır." BAŞKAN – Bu önergede işleme almakta sıkıntı duyacağımız bazı hususlar var. İSMET SEZGİN (Aydın) – Alamazsınız zaten. BAŞKAN – Önerge şarta bağlı olarak kaleme alınmış, "yani, kadrolar alınabilirse" gibi. Bu tarzda bir yasal hak doğurmak mümkün değildir; ya o şartı, önerge sahipleri düzeltsinler veya önergeyi işleme koymayalım. PLAN VE BÜTÇE KOMİSİYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, maksat, şart değil, bir gerekliliğin yerine getirilmesidir. O nedenle yumuşatırız o ifadeyi; buyurduğunuz şekilde yumuşatırız. ALİ RIZA BODUR (İzmir) – Yumuşatmayı açar mısınız? BAŞKAN – Önergeye, Plan ve Bütçe Komisyonu katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılıyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeye Hükümet ve Komisyon katılmaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... ALİ RIZA BODUR (İzmir) – Zabıtlara, yumuşatılmış şekliyle de geçer misiniz efendim? BAŞKAN – Şarta bağlı olmamak kaydıyla önergeyi oyladım efendim; beyanda bulundum. Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir. 65 inci maddeyi, biraz önce kabul ettiğiniz önerge doğrultusunda değişmiş şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 65 inci madde kabul edilmiştir. 66 ncı maddeyi okutuyorum: MADDE 66. – Özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar dahil 233 sayılı Kamu İktisadî Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi iktisadî devlet teşekkülleri, kamu iktisadî kuruluşları, bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları, iştirakleri ile büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri, bunlara ait tüzelkişilerin veya bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzelkişiliğini haiz kuruluşların, Devlete ait olan ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren borçlarına karşılık olarak, mülkiyeti bu idarelere ait olan ve üzerinde herhangi bir takyidat bulunmayan gayrimenkullerinden Maliye Bakanlığınca ihtiyaç duyulanlar, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 13 üncü maddesine göre oluşturulacak komisyon tarafından takdir edilecek değeri üzerinden, borçlu kurumun da uygun görüşü alınarak, bütçenin gelir ve gider hesapları ile ilgilendirilmeksizin Maliye Bakanlığınca satın alınabilir. Bu idarelerin satın alınan gayrimenkullerinin tapu işlemlerine esas olan ve yukarıda belirtilen şekilde belirlenen değeri miktarındaki Devlete ait olan ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren borçları terkin edilir. BAŞKAN – 66 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 67 inci maddeyi okutuyorum: İl Özel İdarelerince Gerçekleştirilen Yatırımlar MADDE 67. – İllerin ulaşım, sanayi, tarım, köy hizmetleri ve benzeri işlerinin mahallî düzeyde gerçekleştirilmesi amacıyla il özel idarelerinin programında olan projeler ile Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile yıl içinde yatırım programına dahil edilen projelerin bedelleri, münhasıran belirtilen projelerde valinin yetki ve sorumluluğunda kullanılmak üzere Maliye Bakanlığı bütçesinin (930-02-3-301-900) tertibinden il özel idarelerine ödenir. Belirtilen projelerin yürütülmesi ile ilgili etüt, keşif ve kontrollük hizmetleri proje ile bağlantılı Bakanlık ve Genel Müdürlüğün il teşkilatlarınca yerine getirilir. İhale veya emanet suretiyle yaptırılması ve bedellerinin ödenmesi ise il özel idarelerince valinin onayı ile gerçekleştirilir. Bu şekilde yürütülen projeler için gerekli olan iş makineleri valinin talebi halinde ilgili yatırımcı kuruluşlarca sağlanır. Kamu kurum ve kuruluşlarından sağlanan iş makineleri için bu projelerde kullanıldıkları sürece hiçbir bedel ödenmez. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Madde üzerinde bir önerge var, okutup, işleme koyacağım. MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş) –Oylamaya geçildi efendim... BAŞKAN – Oylamaya geçmeden önce, önerge Başkanlığa ulaşmış efendim. Buyurun: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 67 nci maddesinin üçüncü fıkrasının, aşağıdaki şekilde değiştirilmesi için gereğini saygılarımızla arz ederiz. Algan Hacaloğlu Ercan Karakaş Mustafa Yıldız İstanbul İstanbul Erzincan Zeki Çakıroğlu Bekir Kumbul Muğla Antalya Önerilen metin: Madde 67.– (üçüncü fıkra) Bu şekilde yürütülen projeler için, gerekli olan iş makineleri, valinin talebi halinde, kendi sorumlu olduğu faaliyet programlarını aksatmamaları kaydıyla, maliyet fiyatları üzerinden yatırımcı kuruluşlara sağlanır. BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun)–Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz. BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmıyor. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. 67 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 68 inci maddeyi okutuyorum: Uygulanmayacak Hükümler MADDE 68. – a) (1) 9.6.1958 tarihli ve 7126 sayılı Sivil Müdafaa Kanununun 21.10.1960 tarih ve 107 sayılı Kanunla değişik 37 nci maddesinin (a) bendi, (2) 6831 sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Üç Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair 20.6.1973 tarih ve 1744 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesinin (d) bendi, (3) 18.2.1963 tarih ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonuna pay verilmesine ilişkin, Hükümleri, 1996 Bütçe yılında, bu Kanuna bağlı (A) işaretli cetvelinin ilgili tertiplerine konulmuş ödenek tutarları düzeyinde uygulanır. b) (1) 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun uyarınca aylık ödemelerine esas alınan gösterge rakamı 1996 yılında (350) olarak uygulanır. (2) 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatanî Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun uyarınca aylık ödemelerine esas alınan gösterge rakamı 1996 yılında (2000) olarak uygulanır. (3) 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibi Hakkında Kanunun 60 ıncı maddesinin (6) ncı bendinin (a/1) alt bendinde yer alan ikramiye oranları 1996 Malî Yılında sırasıyla (yüzde on) ve (yüzde doksan) olarak uygulanır. c) 2.2.1981 tarih ve 2380 sayılı Kanunun 4.12.1985 tarih ve 3239 sayılı Kanunla değişik 1 inci maddesi uyarınca belediyelere ve il özel idarelerine genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılacak payların hesaplanmasında ve dağıtımında, aynı Kanunun 3239 sayılı Kanunun 131 inci maddesi ile değişik geçici 3 üncü maddesinde 1986 yılı için tespit edilen nispetlerin uygulanmasına 1996 yılında da devam olunur. d) 2.2.1981 tarih ve 2380 sayılı Belediyelere ve İl Özel İdarelerine Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun "Payların Hesaplanması ve Dağıtımı" başlıklı değişik 1 inci maddesinin dağıtıma ilişkin esasları 1996 yılında uygulanmaz. Bunun yerine söz konusu madde uyarınca 1996 yılında ayrılacak payların belediyelere dağıtımı, belediyelere dağıtılacak payın 9/10'u belediyelerin nüfuslarına göre, bakiyesi belediyelerin nüfusları, kalkınmışlık dereceleri, malî kaynakları ve turistik durumları göz önünde bulundurularak İçişleri, Maliye ve Bayındırlık ve İskân Bakanlıklarınca birlikte tespit edilecek ve Başbakanlıkça uygun görülecek esas ve usuller çerçevesinde yapılır. e) 24.3.1988 tarih ve 3418 sayılı Kanunun 18.5.1989 tarih ve 3558 sayılı Kanunla değişik 39 uncu maddesinin (a) bendinin, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne ayrılan % 16'lık payın bölüşüm ve ödenek kaydına ilişkin hükmü; "Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne ayrılan % 16'lık pay, Başbakanın onayı ile bu kuruluşlar arasında paylaştırılır. Bu paylar bir yandan ilgili Katma Bütçeli Kuruluşların (B) işaretli cetvellerine özel gelir, diğer yandan aynı kuruluşların bütçelerinde mevcut veya yeniden açılacak özel tertiplere ödenek kaydedilir. Bu ödeneklerden yılı içinde harcanmayan miktarlar ertesi yıl bütçelerine devren gelir ve ödenek kaydolunur." şeklinde uygulanır. f) (1) 29.8.1977 tarih ve 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Kanununun 2 nci maddesi, (2) Uluslararası kurumlarca, yabancı ülkelerin kredi kuruluşlarınca ve diğer her türlü dış kaynaklarca kamu kurumlarına, yatırım bankalarına ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına Hazine tarafından garanti edilenler de dahil olmak üzere verilecek krediler ve bu kredilerin söz konusu kuruluşlara geri ödenmesi dolayısıyla düzenlenecek kâğıtlar için 1.7.1964 tarih ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu, (3) 9.5.1985 tarih ve 3202 sayılı Kanunun 45 inci maddesinin birinci bendi, (4) 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 35 inci maddesinin son fıkrası, (5) 3.7.1968 tarih ve 1053 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin 2 nci fıkrası ile aynı Kanunun 3 üncü maddesi, (6) 10.2.1954 tarih ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 27 nci maddesine bağlı (1) sayılı cetvelin "Açıklama" bölümünün 1 inci bendi (kimlerin ve hangi hallerde uçakla seyahat edebileceği konusundaki esas ve usuller Maliye Bakanlığınca belirlenir.), (7) Genel Bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idareler bütçelerinden kamu iktisadî teşebbüslerine yapılacak "İktisadî Transferler ve Yardımlar Hakkında" 8.6.1959 tarihli ve 7338 sayılı Kanun hükümleri, g) 23.5.1928 tarih ve 1322 sayılı Kanunların ve Nizamnamelerin Sureti Neşir ve İlanı ve Meriyet Tarihi Hakkında Kanunun 7 nci maddesi, h) 1996 Malî Yılı başından itibaren öğrenim kredisi almaya başlayacak öğrenciler için 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanununun 15 inci maddesinin 1 inci fıkrası ile 16 ncı maddesinin 1, 2 ve 3 üncü fıkraları ve 18 inci maddesi, i) 9.11.1983 tarihli ve 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununun 6 ncı maddesi, j) 3320 sayılı Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi, 1996 Malî Yılında uygulanmaz. BAŞKAN – Madde üzerinde söz istemleri bulunmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atila Sav; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Sav, konuşma süreniz 10 dakikadır. CHP GRUBU ADINA ATİLA SAV (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, Yüce Meclisin sayın üyeleri; 68 inci madde, 1995 Malî Yılı Bütçe Kanununun 72 nci maddesine paralel olarak düzenlenmiştir. Bu madde, çeşitli kanunlarda yer alan türlü hükümlerin, önümüzdeki malî yıl içerisinde uygulanmayacağını öngörmektedir. 1995 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısındaki 72 nci madde, iptal davası konusu olmuş ve sanıyorum 23 fıkra iptal edilmiştir. Bunlardan önemli bir kısmı, yeni tasarıda yer almıyor; yalnız, 6 tanesi yine bu tasarıda da var. Bunlar, maddenin b/3 bendinde yer alan, Kaçakçılığın Men ve Takibi Hakkında Yasanın 60 ıncı maddesinin altıncı bendiyle ilgili hükümdür. İkincisi, (c) bendinde yer alan 3239 sayılı Kanunla değiştirilen 2380 sayılı Kanunun 1 inci maddesi uyarınca, belediyelere ve il özel idarelerine ayrılacak payların hesaplanması ve dağıtımına İlişkin esaslardır. Üçüncüsü, yine aynı yasa uyarınca yapılacak dağıtımın belirlenmesinde Başbakanlığa yetki veren (d) bendi hükmüdür. Dördüncüsü, maddenin f/1 bendinde yer alan, 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasının 2 nci maddesinin uygulanmasıdır. Beşincisi, f/6 bendinde yer alan, 6245 sayılı Harcırah Kanununun 27 nci maddesiyle ilgili düzenlemedir. Altıncısı ise, (h) bendinde yer alan 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanununun 15, 16 ve 18 inci maddeleriyle ilgili düzenlemelerdir. Bu düzenlemeler, Anayasa Mahkemesince, aynı ilkelere uygun olarak, Anayasaya aykırı bulunmuştur, aynı ilkelere uygun olarak, yani, 87, 88, 89 ve 161 inci maddelerine aykırı olarak. "Yasalarda, ancak yasayla yapılabilecek değişikliklerin, bütçe kanunuyla yapılması, Anayasaya aykırıdır" düşüncesiyle yüksek mahkeme karar vermiş. Bu yanlışın düzeltilmesi için Yüksek Başkanlığa önerge sunduk. Önergemizin kabulünü diliyor, saygılar sunuyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Atila Sav'a teşekkür ediyorum. Gruplar adına ikinci söz talebi, Refah Partisinden geldi. Refah Partisi Grubu adına, Sayın Temel Karamollaoğlu; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 10 dakikadır. RP GRUBU ADINA TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Kıymetli arkadaşlar, gecenin bu geç vaktinde sizleri biraz uğraştırıyoruz; ama, bazı konularda, bir noktada ittifak sağlama mecburiyetimiz var. "Çoğunluğa bağlı olarak getirilen her şey geçer, şu anda çoğunluğa dahil olmayanların sözleri hiç dinlenmez" mantığı, hakikaten bu Meclisin çalışmasına uygun değil, verimli olmasına uygun değil. Şimdi, birtakım görüşmeler yapılıyor; ancak, şunu belirtmek istiyorum: Bakın, Anayasa Mahkemesine... Ben, sadece, bir noktayı belirtmek için söyleyeceğim; bilhassa bu madde için; çünkü, bu madde enteresan bir madde... "Uygulanmayacak Hükümler" yani, madde, başta, kanunlarla konulan; ama, bütçe tarafından, bütçeyle "uygulanmaması kararlaştırılan hükümler" diye geliyor; yani, maddenin getiriliş tarzı, zaten, baştan, Anayasaya uygun değil, bile bile çiğneniyor manasına. Bakın, Anayasa Mahkemesi kararı; 18 Nisan 1996 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış. Anayasa Mahkemesi Başkanlığına iptal davasını açan, Anamuhalefetteki Anavatan Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu adına Grup Başkanı Sayın Mesut Yılmaz. Koskoca şu kadar sayfa, teker teker, hangi maddelerin Anayasaya aykırı olduğunu belirterek iptalini söylüyor. Şimdi, biz, yeniden aynı maddeleri getirdiğimiz zaman, hakikaten, bu Mecliste nasıl çalışacağımızı şaşırıyoruz. Neyi nasıl iddia edeceğiz, hangi konuda ne getireceğiz, bunu neye dayanarak söyleyeceğiz, karşımıza da hangi gerekçelerle çıkılacak?.. Benim burada anlamakta zorluk çektiğim husus şudur: Bugün, Sayın Başbakanın kendi imzasıyla iptal ettirdiği maddeleri, aynen, tam tersine, kendi partisinin mensuplarının oyuyla ibka ediyoruz, yeniden onaylıyoruz; işte, bunu anlamak mümkün değil. O zaman, biz, sizinle, buradaki arkadaşlarımızla oturup bir meseleyi konuşurken neye dayanarak konuşacağız?!. Muhterem arkadaşlarım, emin olun, bazı konularda sıkıntı duyuyoruz. Biz, şurada bulunan bütün arkadaşlarımızla tek tek oturup görüştüğümüz zaman, prensip noktasında anlaşamayacağımız hususlar olabilir. Yani, prensipte, bu işi ben kabul etmiyorum diyebiliriz; iki üç tane farklı görüş meydana gelebilir. Bu görüşlerde hepimiz kendi görüşümüzde direnebiliriz. Zaten, bu da, demokrasinin temeli; ama, dün, "kesin olarak doğrudur" dediğimize, bugün, "çıkar, kesin olarak yanlıştır" dersek, o zaman, müzakerenin temeli ortadan kalkar. (RP sıralarından alkışlar) Çektiğimiz sıkıntı bundan. Yoksa, şu madde geçmiş, bu madde geçmemiş... Yarın, ister istemez, Anayasa Mahkemesine biz de müracaat edeceğiz. Belki de aynı gerekçeleri, başka bir gerekçe getirmeye ihtiyaç duymadan, Sayın Mesut Yılmaz'ın gerekçelerini alacağız, altına bir de imza atacağız, Anayasa Mahkemesine vereceğiz, Anayasa Mahkemesi de, kolaylıkla karar verecek. Neden; çünkü, kendisinin iptal ettiği kararlardır, üzerinde uzun uzun durmaya gerek yok. SUAT PAMUKÇU (Bayburt) – Mesut Beye teşekkür ederiz... TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Elbette, Sayın Mesut Yılmaz'a, bu gerekçeleri hazırladığı için teşekkür de ederiz; ama, bu, bizim çalışmamıza güçlük getiriyor. Bu Mecliste meselelerin müzakeresinin bir noktaya gelmeyeceğini... Biz buraya girerken, bütün inisiyatifimizi kuliste bırakıyoruz, âdeta, böyle, kafamız köşeli giriyoruz... O zaman, müzakere mantığı ortadan kalkıyor. Muhterem arkadaşlarım, biraz önce bir madde getirildi, işi uzatmayalım diye üzerinde söz almadık. Bu, 66 ncı maddeydi; büyükşehir belediyeleri ve belediyelerle ilgili olarak, devletin alacağı varsa, belediyelerin de malı varsa, takas edilebileceği hususunu içeriyordu. Aslında, bu, bu bütçe kanununa konulmamalı. Biz, bunu istiyoruz, şundan dolayı istiyoruz: Sadece Maliye Bakanlığıyla alakalı değil, SSK'yla da ilgili, başka bakanlıklara borç varsa onlarla da ilgili.. Oturup, belediyenin borçları takas edilebilsin. "Takas" dediğimiz zaman, burada, buna karşı çıkılıyor. Üstelik, hakikaten, belediyelerle ilgili birtakım haksızlıklar var, belediyelerin alacakları var -biraz önce suyla, doğalgazla ilgili bir şeyler getirildi- belediyelerin alacakları 40 milyar, 50 milyar... BAŞKAN – Sayın Karamollaoğlu, 68 inci maddeyle ilgili söz aldınız efendim. Gecenin bu saatinde geriye dönüş yapmayalım. Lütfen... TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Elbette. Sayın Başkanım, burada belirtmek istediğim husus şu: 68 inci maddenin içerisinde sıralanan bütün maddeler, borç takaslarını da alıyor, bazı meseleleri de içine alıyor, çok geniş bir kapsamı var. Ancak, biz, kanunlarla çözmemiz icap eden hususları, burada hiç müzakere etmeden, bir maddeyle geçiştirmeyelim demek istiyorum. Burada "şu maddeler uygulanmaz" diyor; o zaman, o kanunları değiştirelim; bu, çok daha basit, çok daha tutarlı, çok daha mantıklı bir yol olur. KORKUT ÖZAL (İstanbul) – O bir senede olmaz; ama, burada, bir dakikada oluyor. TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Devamla) – Burada bir dakikada oluyor; ama, o zaman da, maalesef, tutarlı olmuyor, Anayasaya aykırı oluyor ve arkasından da bunlar iptal ediliyor. O zaman, kanunlar, maalesef, bilhassa kanunları icra etmekle mükellef olan hükümet tarafından, âdeta, çiğnenmiş oluyor. Söylemek istediğimiz husus bundan ibaret... Tabiî, bu noktaya geldik, yapacağımız başka bir şey yok; ancak, şahsen kendim için de tekrar tekrar söylüyorum; biz, bu Mecliste bulunan arkadaşlarımızla, hakikaten, makul olan noktalarda bir araya gelebilmeliyiz. Çok basit konularda bir araya gelemezsek... Buraya bir kanun geldi; kılına dokundurtmadan, biz, bunu geçirir gideriz buradan. Neden; çoğunluğumuz var, bazımız da çekinser. Tamam işte, çekinserler dışarı çıkacak -bundan sonra tabir de değişiyor "çekimser" hale geliyor- işte, lehte oy verenler, aleyhte oy verenler, iş bitti... O zaman, hakikaten, müzakerenin mantığı kalmıyor. Ben, gecenin bu geç saatinde, bu konuların, bundan sonraki çalışmalarımızda, arkadaşlarımız tarafından göz önüne alınacağını ümit ediyorum ve hakikaten, ülkemizin yararına, gerektiğinde elbirliğiyle karar vermemizin zamanının geldiğine inanıyorum. Aksi takdirde, hepimizin üzüldüğü birçok hadiseler meydana geliyor; kanunlar iptal ediliyor, boşluklar doğuyor ve Türkiye'de, vatandaş -biraz önce arkadaşımız da belirtti- hakikaten "ben kırmızı ışıkta niye duracağım" diyor; o da haklı.. Ben, bütün bunlara rağmen, ümit ediyorum ki, bundan sonraki çalışmalarımızda, kanunlara daha riayetkâr oluruz ve bu Meclis, ülkemizin içerisinde bulunduğu problemleri çözerken, dar çerçevelerden hareket ederek değil, geniş bir ufukla meseleleri ele alan ve sadece, dar bir mantıkla hareket etmeden, problemleri çözen yaklaşımları sergiler diyor, kıymetli üyelere, Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına konuşan Sayın Temel Karamollaoğlu'na teşekkür ediyorum. Şimdi, sıra, kişisel söz istemlerine geldi. Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan; buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar, DYP sıralarından "Vazgeç" sesleri) CEVAT AYHAN (Sakarya) – Hayır, ben ders vereceğim, siz de dinleyin bakalım... NABİ POYRAZ ( Ordu) – Şu saatte mi?!. CEVAT AYHAN (Sakarya) – Size, bu dönem epey ders vereceğiz; çünkü, dersinizi çalışmadan geliyorsunuz buraya. NABİ POYRAZ (Ordu) – Sabah namazını bekleriz artık!.. BAŞKAN – Sayın Ayhan, Genel Kurula hitaben konuşacaksınız; kürsü sizi bekliyor. Süreniz 5 dakika; buyurun efendim. CEVAT AYHAN (Sakarya) – Onlar söz attığı için cevap verdim; teşekkür ederim Başkan. Muhterem Başkan, muhterem üyeler; bakın, bu 68 inci maddede - arkadaşlar söylediler, ben tekrar etmeyeceğim- bütçe kanununa getirmişiz "Uygulanmaz... Uygulanmaz... Uygulanır..." diye, daimilik arz eden birçok kanunda değişiklik yapmışız. Şimdi, 18 Nisan 1996'da çıkan Anayasa Mahkemesi kararı önümde. Bakın, burada, belediye gelirleriyle ilgili, 1918 sayılı kaçakçılıkla ilgili kanunların uygulanmamasına dair ve muhtar harçlarına el konulmasına dair, bu bütçeye getirilen hükümler, daha önce de getirilmiş. 1991 Malî Yılı Bütçe Kanununa getirilmiş 66 ncı madde olarak, Anayasa Mahkemesi iptal etmiş. 1995 bütçe kanununa getirilmiş; Anayasa Mahkemesi iptal etmiş bu kararla ve bu iptali yaparken de, Anayasa Mahkemesi "İptal edilen kurala -1991'de- 1995 Malî Yılı Bütçe Yasasında yer verilmesi, Anayasanın 153 üncü maddesine aykırılık oluşturduğundan, tekrar iptal edilmiştir" diyor. Anayasa 153 ne diyor; Anayasa 153'ün son fıkrasını okuyorum -uzun uzun, önceki diğer fıkralarda, Anayasa Mahkemesinin kararlarıyla ilgili uygulamayı tarif etmiş- son fıkrada diyor ki "Anayasa Mahkemesi kararları, Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar." Anayasa Mahkemesi, 1991'de iptal etmiş, 1995'te iptal etmiş, siz, tekrar, getirip bunu koyuyorsunuz; bu, bir Anayasa suçudur; bunu yapanların yeri de Yüce Divandır. (RP sıralarından alkışlar) Bizim söylediğimiz budur. Burada bir yanlış var mı? Kalkın, cevap verin buna. Yani, bu, kanunlara uygun bir eşkıyalıktır... Hem Anayasaya karşı geleceksiniz, hem belediyelere, muhtarlara verilmiş olan birtakım hakları gasp edeceksiniz!.. Bunun başka tarifi var mı?.. Bu, zulüm değil mi?.. Biz "zulüm" deyince bazı arkadaşlar üzülüyorlar. Evet, kanunlara uygun olarak zulüm yapıyorsunuz. Muhterem arkadaşlar, bunu tarif etmek mümkün değil. Biz, kendi kendimizi çökertiyoruz. Meclisin itibarı, Meclisteki insanların itibarına bağlıdır. şeref ül mekân bi limekân; yani, bir makamın şerefi, bir kurumun şerefi, o kurumu yöneten insanların, o kurumu temsil eden insanların şerefiyle mütenasiptir. Evet, Türkiye Büyük Millet Meclisi, İstiklal Harbini yapmış, millet iradesinin tecelli ettiği bir yerdir; ama, biz, o iradeyi, o şerefi taşıyamıyorsak, o eksiklik bizim şahıslarımızdadır. Gelin, bu nakiseyi, bu Meclise, bu Meclisi temsil eden insanlar olarak, milletvekilleri olarak şahıslarımıza sürmeyelim; onu, üzerimize almayalım. Anayasaya aykırı olan bu hükümleri burada reddedelim. Meclisin milletvekillerinin iradesinin bu istikâmette tecelli etmesi lazım; komisyonda da böyle olması lazım, Genel Kurulda da böyle olması lazım... Milletvekili, ne genel merkezin ne partinin, ne hükümetin kölesi değildir; hür iradesiyle buraya geliyor, milleti temsil ediyor. (RP sıralarından alkışlar) Biz, Anayasaya aykırı hükümlere karşı bu şekilde boynumuzu eğer geçirirsek; milleti ezen kanunlara, hükümet uygulamalarına, vergilerine, bir sürü zulme nasıl karşı çıkacağız? Milleti biz temsil etmezsek ne olur o zaman; müessese toptan çöker. Bizim arz etmek istediğimiz budur. Hepinizi hürmetle selamlarım. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan'a teşekkür ediyorum. Sayın Ayhan'ın da maksadını aşan birtakım ifadeleri olduğu Genel Kurulun dikkatine gelmiştir zannediyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinin çıkardığı hiçbir yasayla zulüm yapılmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin çıkardığı kanunlarda Anayasaya aykırılık olursa, Anayasa Mahkemesi, zaten onu iptal eder. Sonuç itibariyle, Türkiye Cumhuriyetinde hukuka aykırı hiçbir yasa hayatta kalamaz. Ayrıca, Meclisin bazı Anayasa hükümlerini, bazı zorunluluklar karşısındaki yorumlamasından dolayı Yüce Divanlık bir suç teşekkül etmez. Anayasa Mahkemesinin bulunduğu yasama çalışmalarında, Anayasa Mahkemesinin bulunduğu sistemlerde bunun müeyyidesi yine Anayasayla gösterilmiştir. Yani, amacı aşan ve Anayasamızdaki gerçeğin hudutlarını zorlayan beyanların bu çalışmalara önemli bir katkısı olmayacağı gerçeğini Sayın Ayhan'ın da aklında bulundurmasında yarar var. Şimdi, kişisel söz taleplerinden sonuncusu olarak, Gaziantep Milletvekili Sayın Kahraman Emmioğlu'nda sıra, buyurun Sayın Emmioğlu. (RP sıralarından alkışlar) Konuşma süreniz 5 dakikadır. KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben, anayasacı olmadığım için anayasa mevzuuna girmeyeceğim; ama, merak ettiğim bazı hususlar var. Geçen dört senelik devrede, Cumhuriyet Halk Partisi, iktidarın ortağıydı ve bu kanunlar, o devrede de geçerli oldu; onda ne yaptılar, merak ediyorum doğrusu. O zaman meseleyi halletselerdi şimdi, meselemiz kalmayacaktı; ama, görüyorum ki, hâlâ mesele müzakere edilip gidiyor. Bir esas noktada konsensüsün teşekkül ettiğine inanıyorum; ama, devamlı şekilde, önümüze, böyle maddeler geldiği zaman da, inkisara uğradığımı itiraf etmeliyim. Nedir; mahallî idareler güçlendirilmelidir, mahallî idareler keyfiliğe teslim edilmemelidir diye hepimiz söyledik ve Hükümetin programında bu husus, altı çizilerek vurgulandı. Karşımıza bir kanun geliyor; bu dağıtım, belediyelerin nüfuslarına -ki, nüfus sayımı yok ama, en azından yine belli bir kriterdir- kalkınmışlık dereceleri, malî kaynakları, turistik durumları gibi fevkalade su götürür mevzular üzerine bina edilen bir dağıtım. Arkadaşlar, bunu, mümkün mertebe, net bir tarife dayandırmak mecburiyetindeyiz. En azından, büyük bir çoğunluğunu... Mesela; nüfusu esas alarak bu dağıtımı yaparsak, biraz daha objektif kriterlere göre bu dağıtımı yapmış oluruz ve bu mahallî idarelerle ilgili kanunun çıkacağını Sayın Bakanımız söylüyor. Anavatan ve Doğru Yol Partilerinin müşterek bu kanunu, buradaki hataların devam etmesini gerektirmez; buradaki hatalar izale edilmeli, kanun da geldiği zaman, daha mütekâmil olarak icraata gidilmeli. Belediyelerin elini kolunu geçmiş İktidar bağladıydı; şimdiki İktidar da bağlamak niyetinde mi? Ben bunu hiç tavsiye etmiyorum; bağladıkları için gümbürtüye gittiler!.. Siz de gümbürtüye gitmek istemiyorsanız, belediyenin, mahallî idarelerin elini, kolunu bağlamayın; onları serbest bırakın ve bu, çıkaracağınız kanuna bir ön teşkil eder en azından, ileride yapacağınız kanunların şu andaki tatbikatını bizzat yapmış olursunuz en azından. Onun için, benim, Meclisten, siz değerli milletvekili arkadaşlardan istirhamım; bunu bir kere, en azından Anayasaya aykırı olduğu için kaldırmak, eğer, ille bir kriter konulmak isteniyorsa da, bu kriteri, objektif olarak tespit etmek ve mesela, yüzde 90'nını nüfusa bağlı olarak böyle bir esasa bağlamak. Çok teşekkür ediyorum, sağolun. (RP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Gaziantep Milletvekili Sayın Kahraman Emmioğlu'na teşekkür ediyorum. 68 inci madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Maddeyle ilgili önergeler vardır, okutup işleme koyuyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının "Uygulanmayacak Hükümler" başlıklı, 68 inci maddesinin Anayasaya aykırı olan; 1. (b-3) bendinin, 2. (c) bendinin, 3. (d) bendinin, 4. (f-1) bendinin, 5. (f-6) bendinin, 6. (h) bendinin tasarı metninden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla. Oya Araslı Önder Sav Nihat Matkap İçel Ankara Hatay Mustafa Yıldız Birgen Keleş Atila Sav Erzincan İzmir Hatay Zeki Çakıroğlu Haydar Oymak Muğla Amasya BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Tasarısındaki 68 inci madde (d) bendinin Anayasaya aykırı olması sebebiyle kaldırılmasını arz ve teklif ederiz. Temel Karamollaoğlu Kahraman Emmioğlu Zülfikâr Gazi Sıvas Gaziantep Çorum Nurettin Aktaş Zülfikâr İzol Latif Öztek Gaziantep Şanlıurfa Samsun İsmail Coşar Osman Hazer Muhammet Polat Çankırı Afyon Aydın BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum : Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Bütçe Kanununun 68 inci maddesinin (c) bendinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Sabri Tekir Mustafa Ünaldı İsmail Özgün İzmir Konya Balıkesir Şevki Yılmaz Maliki Ejder Arvas Nedim İlci Rize Van Muş Fethullah Erbaş Zülfükar İzol Osman Yumakoğulları Van Şanlıurfa İstanbul Ömer Naimi Barım Elazığ BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanununun 68 inci maddesinin (d) bendinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Sabri Tekir İsmail Özgün Fethullah Erbaş İzmir Balıkesir Van Ömer Naimi Barım Nedim İlci Osman Yumakoğulları Elazığ Muş İstanbul Naci Terzi Zülfükar İzol Erzincan Şanlıurfa BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 68 inci maddesinin (h) bendinin birinci fıkrasının madde metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Sabri Tekir Fethullah Erbaş Maliki Ejder Arvas İzmir Van Van Abdullah Örnek Lütfü Esengün Mikail Korkmaz Yozgat Erzurum Kırıkkale BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 68 inci maddesinin (f) bendinin altıncı fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Sabri Tekir Fethullah Erbaş Maliki Ejder Arvas İzmir Van Van İsmail İlhan Sungur Abdullah Örnek Mikail Korkmaz Trabzon Yozgat Kırıkkale İsmail Özgün Balıkesir BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 68 inci maddesinin (f) bendinin altıncı fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Fethullah Erbaş Mustafa Ünaldı Maliki Ejder Arvas Van Konya Van İsmail İlhan Sungur Cevat Ayhan Abdullah Örnek Trabzon Sakarya Yozgat BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanunu tasarısının 68 inci maddesinin (b) fıkrasının üçüncü bendinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Sabri Tekir Mustafa Ünaldı Fethullah Erbaş İzmir Konya Van Zülfükar İzol Maliki Ejder Arvas Osman Hazer Şanlıurfa Van Afyon Mikail Korkmaz Nedim İlci Abdullah Örnek Kırıkkale Muş Yozgat BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanun tasarısının 68 inci maddesinin (d) bendinin altıncı satırındaki "belediyelere dağıtımı" ibaresinden sonra gelmek üzere "yüzde 5,5 belediyelerin nüfusları bakiyesi" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz. Fethullah Erbaş Suat Pamukçu Mustafa Ünaldı Van Bayburt Konya Muhammet Polat Yakup Budak Aydın Adana BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanun tasarısının 68 inci maddesinin (g) fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Fethullah Erbaş Mustafa Ünaldı Malik Ejder Avras Van Konya Van Cevat Ayhan Zülfikar İzol Yakup Budak Sakarya Şanlıurfa Adana BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanun Tasarısının 68 inci maddesine "belediyelerin borçlarına mahsuben kesilen miktar, genel bütçe vergi gelirlerinden tahsil edilen meblağın yüzde 10'unu geçemez" fıkrasının eklenmesini arz ederiz. Zülfükar İzol Temel Karamollaoğlu Kahraman Emmioğlu Şanlıurfa Sıvas Gaziantep Mikail Korkmaz İlhan Sungur Latif Öztek Kırıkkale Trabzon Samsun Muhammet Polat Ömer Osman Hazer Mustafa Kemal Ateş Aydın Afyon Kilis Nurettin Aktaş Gaziantep BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanununun 68 inci maddesi Anayasaya aykırı hükümler taşımaktadır. 68 inci maddenin yasa tasarısından çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Fethullah Erbaş Mustaf Ünaldı Cevat Ayhan Van Konya Sakarya Sabri Tekir Bahri Zengin İlhan Sungur İzmir İstanbul Trabzon İsmail Özgün Balıkesir BAŞKAN – Sıradaki diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Bütçe kanun tasarısının 68 inci maddesinin (b) bendinin altıncı satırında "belediyelere dağıtımı" ibaresinden sonra gelmek üzere "belediyelere dağıtılacak payın 9/10'u belediyelerin nüfuslarına göre bakiyesi" ibaresinin konulmasını arz ederiz. Tevhid Karakaya Kahraman Emmioğlu İsmail İlhan Sungur Erzincan Trabzon Bayburt Suat Pamukçu Temel Karamollaoğlu Bayburt Sıvas BAŞKAN – Önergeleri, aykırılık sırasına göre okutup işleme koyacağım. Görüşülmekte olan bütçe kanununun 68 inci maddesi Anayasaya aykırı hükümler taşımaktadır; 68 inci maddenin yasa tasarısından çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Fethullah Erbaş Van ve arkadaşları BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, bu önergeye katılmıyoruz; ancak, Hükümetimizden, gerek Komisyonda gerekse Genel Kurulda getirmeyi ifade ettikleri bütçe uygulama yasası tasarısının en kısa zamanda kanunlaştırılması hususundaki gayretlerini artırmalarını da, bu vesileyle dilemek istiyorum. Arz ederim efendim. BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Sayın Başkan, maddeye, (d) bendiyle ilgili bir ibare konulmasını içeren son önergemiz var; ondan önceki önergelerimizi geri çekiyoruz. BAŞKAN – Önergeleri işlemden kaldırıyoruz. Sayın Oya Araslı'nın önergesi var, onu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının "Uygulanmayacak Hükümler" başlıklı 68 inci maddesinin Anayasaya aykırı olan; 1. (b-3) bendinin, 2. (c) bendinin, 3. (d) bendinin, 4. (f-1) bendinin, 5. (f-6) bendinin, 6. (h) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Oya Araslı İçel ve arkadaşları BAŞKAN – Sayın Komisyon, önergeye katılıyor musunuz? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmıyor. Önergeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Sayın Temel Karamollaoğlu ve arkadaşlarının, Sayın Sabri Tekir ve arkadaşlarının, yine, Sayın Sabri Tekir ve arkadaşlarını;, yine, Sayın Sabri Tekir ve arkadaşlarının, bir diğer önerge; yine, Sayın Sabri Tekir ve arkadaşlarının, Sayın Fethullah Erbaş ve arkadaşlarının, Sayın Sabri Tekir ve arkadaşlarının önergeleri, reddedilen önergeyle aynı mahiyette oluduğu için, bunları işleme koymuyoruz. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan bütçe kanun tasarısının 68 inci maddesinin (g) fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Fethullah Erbaş Van ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon, önergeye katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet katılıyor mu efendim? MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmıyor. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Bütçe kanun tasarısının 68 inci maddesinin (d) bendinin altıncı satırında "belediyelere dağıtımı" ibaresinden sonra gelmek üzere "belediyelere dağıtılacak payın 9/10'u belediyelerin nüfuslarına göre bakiyesi" ibaresinin konulmasını arz ederiz. Temel Karamollaoğlu Sıvas ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükümet?.. MALİYE BAKANI LUTFULLAH KAYALAR (Yozgat) – Katılıyoruz efendim. BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılmaktadır. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir. 68 inci maddeyi, önergeyle yapılan değişiklik doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: 68 inci maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Değerli milletvekili arkadaşlarım, bütçe kanunuyla ilgili iki madde daha var. Ondan sonra, katma bütçeli dairelerle ilgili görüşmemiz gereken, 15 madde daha var. Onun için, değerli arkadaşlarımından, hem salondan ayrılmamalarını hem de süratli çalışmamıza imkân hazırlamalarını rica ediyorum. 69 uncu maddeyi okutuyorum: Yürürlük MADDE 69. – Bu Kanun 1.1.1996 tarihinde yürürlüğe girer. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 70 inci maddeyi okutuyorum: Yürütme MADDE 70. – Bu Kanunun; a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ile ilgili hükümlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, b) Cumhurbaşkanlığı ile ilgili hükümlerini Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, c) Sayıştay Başkanlığı ile ilgili hükümlerini Sayıştay Birinci Başkanı, d) Diğer hükümlerini Maliye Bakanı, Yürütür. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Değerli arkadaşlarım, bir önergeyle değiştirdiğimiz 65 inci maddeyle ilgili, İçtüzüğün 86 ncı maddesine göre yaptığımız düzeltmeyi oylarınıza sunacağım. Düzeltilmiş şekliyle 65 inci maddedeki önerge şu şekli almıştır: Madde 65._ 25.10.1984 tarih ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 5 inci maddesi uyarınca, sözleşmeli olarak çalıştırılan geçici personelden henüz kadroya geçirilmemiş olanlar, 30.6.1996 tarihine kadar boş kadrolara atanırlar. Komisyon bu metne katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılıyoruz efendim. BAŞKAN – Önergeyi, bu şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 65 inci madde de, biraz önce metnini okuduğum önerge doğrultusunda değiştirilmiştir. Sayın milletvekilleri, böylece 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının bütün maddeleri kabul edilmiş bulunmaktadır. Tasarının tümü açıkoylamaya tabidir. Açıkoylama, bugünkü birleşimde son konuşmaları takiben yapılacaktır. 3. – Katma Bütçeli İdareler 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/286) (S. Sayısı : 2) BAŞKAN – Şimdi, Katma Bütçeli İdareler 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının 1 inci maddesini tekrar okutup oylarınıza sunacağım. 1 inci maddeyi okutuyorum: KATMA BÜTÇELİ İDARELER 1996 MALÎ YILI BÜTÇE KANUNU TASARISI BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler Ödenekler, Öz Gelirler, Hazine Yardımı MADDE 1. – a) Katma bütçeli idarelerin 1996 yılında yapacakları hizmetler için (306 828 262 000 000) lira ödenek verilmiştir. b) Katma Bütçeli idarelerin 1996 yılı gelirleri (10 000 000 000 000) lirası öz gelir, (233 658 212 000 000) lirası Hazine yardımı, (63 170 050 000 000) lirası yükseköğretim kurumlarının cari hizmet giderlerine yapılacak Devlet katkısı olmak üzere toplam (306 828 262 000 000) lira olarak tahmin edilmiştir. BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 1 inci maddeyi, daha evvel kabul edilen cetvellerle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 nci maddeyi okutuyorum: Bağlı Cetveller MADDE 2. – Katma bütçeli idarelerin, 1. Ödenek dağılımı (A) işaretli, 2. Gelirleri, her bir idarenin bütçesine ekli (B) işaretli, 3. Özel hükümlerine göre 1996 yılında tarh, tahakkuk ve tahsiline devam olunacak gelir çeşitlerinin dayandığı hükümler, her bir idarenin bütçesine ekli (C) işaretli, 4. Harcamalara ilişkin formül, her bir idarenin bütçesine ekli (R) işaretli, Cetvellerde gösterilmiştir. BAŞKAN – İkinci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Üçüncü maddeyi okutuyorum: İKİNCİ KISIM İdarelere İlişkin Özel Hükümler Tarım Reformu Uygulaması ile İlgili Davaların Takibi MADDE 3. – Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün toprak ve tarım reformu uygulaması ile ilgili uyuşmazlık ve davaları bu Genel Müdürlük adına gerektiğinde Hazine avukatları tarafından da takip edilir. BAŞKAN – Üçüncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Özel Ödeneklere İlişkin İşlemler MADDE 4. – a) Karayolları, Köy Hizmetleri ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlükleri; Genel ve Katma Bütçeli Kuruluşlar hariç diğer kamu kurum ve kuruluşları gerçek ve tüzelkişilerden vaki olacak hizmet taleplerini kendi imkânları nispetinde, yapılacak anlaşmalar esasları dahilinde ve bedeli mukabilinde yerine getirmeye yetkilidirler. Bu amaçla yatırılacak paralar, bir taraftan adı geçen kuruluşlar bütçelerinin (B) işaretli cetveline gelir, diğer taraftan (A) işaretli cetvelde mevcut veya yeniden açılacak tertiplere Maliye Bakanlığınca ödenek kaydolunur. Ayrıca, 11.2.1950 tarih ve 5539 sayılı Kanunun 1737 sayılı Kanunla değişik 20 nci maddesi gereğince, geçici ücretli olan yol, köprü ve tünellerden elde edilen her çeşit gelirleri de aynı mahiyetteki yol, köprü ve tünellerin yapım, bakım, onarım ve işletmesinde kullanılmak üzere, Maliye Bakanlığınca bir taraftan Karayolları Genel Müdürlüğü bütçesinin (B) işaretli cetvelinde açılacak özel bir tertibe gelir, diğer taraftan (A) işaretli cetvelde açılacak ilgili tertibe ödenek kaydolunur. Bu özel tertiplerdeki ödeneklerden önceki yılda harcanmayan kısımları cari yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Yapılan harcama tutarı kadar ödeneği, özel tertipten önceden harcama yapılan tertibe aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir. b) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 3.7.1968 tarih ve 1053 sayılı Kanun gereğince yürütülen içme suyu tesisleri ile ilgili olarak kendi usullerine göre borçlandırılan bedeller taksitlerinin ilgili belediyelerce süresinde ödenmemesi halinde, ödenmeyen taksitler, 2.2.1981 tarih ve 2380 sayılı Kanun uyarınca belediyelere ayrılan paylardan İller Bankasınca kesilerek Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne ödenir. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler.... Kabul edilmiştir. 5 inci maddeyi okutuyorum: Karayolları Genel Müdürlüğü Yol Bakım İşleri İçin Gelecek Yıla Geçici Yüklenmelere Girişilmesi MADDE 5. – Karayolları Genel Müdürlüğünce, yol bakım işleri için yılları bütçelerinde yer alan ödeneklerin yarısını geçmemek üzere ilgili Bakan onayıyla gelecek yıla geçici yüklenmelere girişilmesi caizdir. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 6 ncı maddeyi okutuyorum: Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Bütçesinden Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Bütçesine Yapılacak Aktarmalar MADDE 6. – 29.4.1959 tarih ve 7258 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi gereğince her çeşit spor, saha ve tesisleri vücuda getirmek amacı ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesinin (A) işaretli cetvelinde yer alan projelerin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce 21.5.1986 tarih ve 3289 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılabilecek işler dışında kalanlara ait ödenekleri, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Bütçesine aynı amaçla aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 7 nci maddeyi okutuyorum: Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Bütçesinden İl Müdürlüklerine Yardım Olarak Yapılacak Yatırım Ödenekleri MADDE 7. – Yıllık yatırım programlarına ek yatırım cetvellerinde büyük onarım projeleri arasında yer alan ve Genel Müdürlük onayı ile İl Müdürlüklerince emaneten yaptırılması uygun görülen işlerin karşılıkları Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesinin ilgili yatırım tertibindeki ödenekten il müdürlüklerine yardım yolu ile ödenebilir. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 8 inci maddeyi okutuyorum: Futbol Müsabakaları Müşterek Bahis Hâsılatından Sağlanacak Gelirler MADDE 8. – Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesine ekli (B) işaretli cetvelin "Futbol Müsabakaları Müşterek Bahis Hâsılatından Elde Edilecek Gelir" tertibinde kayıtlı kaynaktan sağlanacak gelir fazlalarını sportif hizmetler ve spor tesislerinin yapım, bakım ve büyük onarımlarında kullanılmak üzere Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bütçesine bir yandan özel gelir, diğer yandan açılacak özel tertibe ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödeneklerden yılı içinde sarf edilmeyen kısmı ertesi yıl bütçesinin ilgili tertibine devren gelir ve ödenek kaydolunur. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 9 uncu maddeyi okutuyorum: Telsiz Genel Müdürlüğü Bütçesi ile İlgili İşlemler MADDE 9. – a) 3293 sayılı Kanunla değişik 2813 sayılı Telsiz Kanununda yer alan telsiz ve monitör hizmetlerinin yürütülmesini teminen, Telsiz Genel Müdürlüğü bütçesine ekli (B) işaretli cetvelde yer alan "Ücret Gelirleri" tertiplerinde kayıtlı kaynaktan sağlanan gelir fazlalarını, Telsiz Genel Müdürlüğü 1996 Malî Yılı bütçesinde açılacak özel bir tertibe bir taraftan gelir, diğer taraftan açılacak özel tertiplere ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödeneklerin yılı içinde sarf edilmeyen kısımları ertesi yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydolunur. b) 3293 sayılı Kanunla değişik 2813 sayılı Kanunda gerekli değişiklik yapılıncaya kadar aynı Kanunun 27 nci maddesinin birinci paragrafında yer alan "10 katına" ibaresi "20 katına" olarak uygulanır. c) 3293 sayılı Kanunla değişik 2813 sayılı Kanunda gerekli değişiklik yapılıncaya kadar telsiz ücretleri ve bu ücretlerden doğan gecikme cezalarıyla ilgili olarak Telsiz Genel Müdürlüğünce yapılan yasal takibatla tahsili mümkün olamayacağı belirlenen ve aslı 2 500 000 liraya kadar olan telsiz ücretleriyle bunların ferilerinin terkinine Ulaştırma Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 10 uncu maddeyi okutuyorum: Hudut ve Sahiller Sağık Genel Müdürlüğü Bütçesi ile İlgili İşlemler MADDE 10. – Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü Bütçesine ekli "B" işaretli cetvelde yıl içinde meydana gelebilecek gelir fazlalarını "1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar" hükümlerine göre 1996 yılında yatırım programına alınacak projeleri gerçekleştirmek üzere anılan Genel Müdürlük bütçesine bir yandan özel gelir, diğer yandan açılacak özel tertibe ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödeneklerin yılı içinde sarf edilemeyen kısımları ertesi yıl bütçesinin ilgili tertibine devren gelir ve ödenek kaydolunur. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 11 inci maddeyi okutuyorum: Yükseköğretim Kurumları ile İlgili Hükümler MADDE 11. – a) Yükseköğretim kurumlarınca önceki yıllarda bastırılan ders kitapları ve teksirlerin satış bedelleri Devlet İstatistik Enstitüsü toptan eşya fiyatları endeksine göre yükseköğretim kurumları tarafından her yıl yeniden tespit edilir. b) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine göre özel ödenek kaydolunan miktarlar üniversite adına millî bankalardan birinde açılacak hesaba yatırılır ve harcamalar bu hesaptan yapılır. c) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine göre kısmî zamanlı olarak çalıştırılacak öğrenciler hakkında, 1475 sayılı İş Kanununun işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili hükümleri ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası ile ilgili hükümleri hariç diğer hükümleri uygulanmaz. d) 2547 sayılı yükseköğretim Kanununa tabi yükseköğretim kurumlarında kayıtlı yükseköğrenim öğrencilerinin her türlü tedavi giderlerinin karşılanması için, bu kurumların bütçelerinde tertiplenen transfer ödeneklerinin karşılıkları Yükseköğretim Kurulunca tespit edileck esas ve usuller çerçevesinde kullanılmak üzere kurumlar adına millî bankalardan birine açılacak hesaba yatırılır. e) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesi uyarınca elde edilen gelirlerin özel gelir ve özel ödenek kaydedilen tutarlarının yüzde 10'una kadar olan kısmı, üniversite yönetim kurulunun tespit edeceği başarılı gelir düzeyi düşük öğrencilerin burs, kitap ve kırtasiye ile beslenme yardımı ödemelerinde kullanılır. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 12 nci maddeyi okutuyorum: Vakıflar Genel Müdürlüğü Bütçesi ile İlgili İşlemler MADDE 12. – Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesinin (B) işaretli cetvelinde yıl içinde meydana gelebilecek gelir fazlalarını bu Genel Müdürlüğün cari hizmetlerinde ve "1996 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar" hükümlerine göre yatırım hizmetlerinde, personel ve yolluk giderlerinde; hizmet, tüketim malları ve malzeme alımlarında, demirbaş giderleri ile ödemelerinde kullanılmak üzere, bir yandan özel gelir, diğer yandan açılacak özel tertibe ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 13 üncü maddeyi okutuyorum: ÜÇÜNCÜ KISIM Diğer Hükümler Genel Bütçe Kanununun Uygulanacağı MADDE 13. – Bu Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak üzere, Genel Bütçe Kanunu hükümleri katma bütçeli idareler hakkında da uygulanır. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 14 üncü maddeyi okutuyorum: Yürürlük MADDE 14. – Bu Kanun 1.1.1996 tarihinde yürürlüğe girer. BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 15 inci maddeyi okutuyorum: Yürütme MADDE 15. – Bu Kanunun : a) Vakıflar Genel Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Başbakan ve Maliye Bakanı, b) Yükseköğretim Kurulu ve üniversiteler ile ilgili hükümlerini Maliye ve Millî Eğitim Bakanları, c) Karayolları Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Bayındırlık ve İskân Bakanları, d) Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Sağlık Bakanları, e) Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Tarım ve Köyişleri Bakanları, f) Orman Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Orman Bakanları, g) Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanları, h) Telsiz Genel Müdürlüğü ile ilgili hükümlerini Maliye ve Ulaştırma Bakanları, Yürütür. BAŞKAN – Yürütme maddesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri, böylece, Katma Bütçeli İdareler 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının bütün maddeleri kabul edilmiş bulunmaktadır. Tasarı, açık oylamaya tabidir. Açık oylama, bugünkü birleşimd,e son konuşmaları müteakip yapılacaktır. Bu suretle, 21 Nisan 1996 tarihinde başlayan program tamamlanmıştır. Bütçenin tümü üzerindeki son konuşmaları ve bütçe kanunu tasarılarının açık oylamalarını yapmak için, 22 Nisan 1996 Pazartesi günü, yani bugün saat 10.00'da toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum. Kapanma Saati : 02.33 Türkiye Büyük Millet Meclisi GÜNDEMİ 42 NCİ BİRLEŞİM 21 . 4 . 1996 PAZAR Saat : 10.00 1 BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI 2 ÖZEL GÜNDEMDE YER ALACAK İŞLER X 1. – 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/285) (S. Sayısı : 1) (Dağıtma tarihi : 15.4.1996) X 2. – Katma Bütçeli İdareler 1996 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/286) (S. Sayısı : 2) (Dağıtma tarihi : 15.4.1996) 3 SEÇİM 4 OYLAMASI YAPILACAK İŞLER 5 GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER 6 SÖZLÜ SORULAR 7 KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER |
|