Dönem : 22 Yasama Yılı : 2
T.B.M.M. (S. Sayısı : 306)
Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/681)
T.C.
Başbakanlık 18.9.2003
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı :
B.02.0.KKG.0.10/101-721/4292
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 28.7.2003 tarihinde kararlaştırılan “Vergi Usul Kanunu,
Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Ülkemizde uzun yıllardır
süren yüksek enflasyon, çok çeşitli tahribatlarının yanında, malî tabloları da
bozmuş ve malî tabloların gerçek durumu yansıtmaktan uzaklaşmasına yol
açmıştır.
Türk vergi sisteminin
bileşenleri olan vergi idaresi ve vergi mevzuatının günün şartlarına uygun
olarak yeniden yapılandırılmasında hareket noktası olan, 4811 sayılı Vergi
Barışı Kanunundan sonra yasalaşan ve bazı maddî vergi kanunlarında
değişiklikler yapan 4842 sayılı Kanundan sonra bu sürecin bir adımı olarak bu
yeni Tasarıyla da enflasyonun malî tablolar üzerindeki olumsuz etkilerini
gidermek üzere bazı vergi kanunlarında değişiklikler yapılması amaçlanmaktadır.
Her ne kadar, enflasyona
karşı alınan tedbirler ile sorunun kökten çözülmesi hedeflenmiş ve bu konuda
çok ciddî mesafeler kat edilmiş ise de bu temel hedeften vazgeçmeksizin, malî
tabloların enflasyondan arındırılması ve vergilemenin enflasyonun etkisinden
arındırılarak gerçekleştirilebilmesi ihtiyacı varlığını halihazırda da devam
ettirmektedir.
Vergi kanunlarımızda
enflasyonun etkilerinin giderilmesi ile ilgili çok sayıda hüküm olmakla
birlikte, birbirleriyle uyumlu olmamaları ve uluslararası kabul görmüş
standartlardan da uzak olmaları bu dağınık yapının tutarlı ve uluslararası
standartlarla uyumlu hale getirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Fiyatlar genel
seviyesindeki sürekli ve önemli artışlar, vergi matrahının oluşmasında bazı
mükelleflerin lehine, bazı mükelleflerin de aleyhine sonuçlar doğurmaktadır.
Daha açık bir ifade ile borçlanarak çalışanların vergi matrahı suni olarak
azalırken, öz sermayesi ile çalışanların vergi matrahı suni olarak artmaktadır.
Bu da vergi adaletini ve ticaret hayatındaki rekabet ortamını zedelemektedir.
Bunun sonucu olarak da
işletmeler öz sermaye ile çalışmaktan uzaklaşıp, borçlanmaya yönelmekte, bu
durum, ülkemizin kaynak dağılımını ve işletmelerin malî dengelerini bozmakta ve
malî yapının zayıflamasına yol açmaktadır. Bu nedenle katlanılan finansman
maliyeti, vergi matrahlarının büyük ölçüde azalmasına sebebiyet vermektedir.
Öz sermayesi ile çalışmak
zorunda olan veya böyle çalışmayı tercih eden işletmeler kazanç vergisi
olmaktan çıkıp servet vergisine dönüşen haksız vergilendirme ile
karşılaşmaktadır. Bu husus işletmelerin öz sermayelerini azaltmakta, yatırım ve
istihdam politikalarını olumsuz yönde etkilemektedir.
Enflasyon düzeltmesi
olmaması aynı zamanda, kayıt dışı ekonomiyi teşvik etmekte ve kayıt dışı
ekonominin temel sebepleri arasında yer almaktadır.
Yerli sermayenin zarar
görmesinin yanı sıra, yabancı sermaye de bu faktör nedeniyle ülkeye yeterince
gelmemekte, hatta yerli sermaye çeşitli şekillerde yurt dışına yönelmektedir.
Enflasyon düzeltmesinin
vergi mevzuatında yer almaması, halka açık şirketler ile bankalardaki enflasyon
düzeltmesi uygulaması ile çelişki oluşturmaktadır.
Bütün bunların yanında,
malî tabloların çok yönlü fonksiyonları da işlevsiz kalmaktadır. Yatırımlar,
kredi tahsisleri ve kâr dağıtımları açısından hatalı kararlar alınabilmekte,
işletmenin yönetimi ile ilgili performans sistemleri anlamsız hale gelmektedir.
Büyük emek verilen, büyük kaynaklar aktarılan muhasebe işlemleri anlamsız ve
işe yaramaz rakam yığınları üretmekte, bunun işletme ekonomilerinde doğurduğu
zararlar, son noktada, vergi potansiyelinin de aşınmasına yol açmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi,
gelecekte enflasyon tamamen yok olsa dahi geçmişte yaşanan enflasyonun yol
açtığı ve malî tablolarda yarattığı tahribatı düzeltmekte, dolayısıyla,
işletmelerin öz sermayelerinin gerçek boyutları ile değerlendirilmesine olanak
sağlamaktadır.
Vergi barışının ve
ekonomik sağlamlığın işletme bazında kalıcı olarak sağlanması açısından bu
düzenlemeler yapılmaktadır.
Yukarıda yer alan
gerekçelerle enflasyon düzeltmesine vergi mevzuatımızda yer verilmesi zaruret
haline gelmiş ve Tasarı bu amaçla hazırlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. - Madde ile Vergi Usul Kanununun
274 üncü maddesi değiştirilmektedir. Yapılan düzenleme ile maddenin eski
şeklinde yer alan ve enflasyonun etkilerini önleyebilmek açısından getirilmiş
olan stok değerlemesindeki son giren ilk çıkar yöntemi, enflasyon düzeltmesi ile
ilgili hükümlerin yürürlüğe girmesiyle işlevini kaybedeceğinden
kaldırılmaktadır.
Madde 2. - Bu düzenleme ile Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesi başlığı ile birlikte yeniden
düzenlenmektedir. Madde yeni hali ile iki fıkradan oluşmaktadır. (A) fıkrasında
yeni ihdas edilen enflasyon düzeltmesi hükümleri, (B) fıkrasında ise yeniden
değerleme oranına ilişkin düzenleme yer almaktadır.
(A) fıkrası (8) bentten oluşmaktadır.
Mükellefler malî tablolarında yer alan parasal olmayan kıymetlerini bu fıkra
hükümlerine göre enflasyon düzeltmesine tâbi tutacaklardır. Parasal olmayan
kıymetlerin üzerindeki enflasyonist etkinin ortadan kaldırılması ve
değerlerinin günün değerine getirilmesi için yapılan enflasyon düzeltmesi,
paranın satın alma gücündeki değişmelere paralel olarak nominal değerleri
değişen fakat satın alma güçleri aynı kalan parasal olmayan kıymetler için
yapılmaktadır.
Bu fıkranın (1) numaralı bendinde
enflasyon düzeltmesi uygulamasının kapsamı ile enflasyon düzeltme hükümlerinin
başlayacağı ve biteceği dönemlere ilişkin esaslar yer almaktadır.
Dünyada genel kabul görmüş standartlarda
enflasyon düzeltmesi, bilanço esasına göre defter tutan işletmelere yönelik
olarak uygulanmaktadır. Bu itibarla gelir üzerinden elde edilen vergilerin
mükellefleri olan gelir vergisi ve kurumlar vergisi mükelleflerinden bilanço
esasına göre defter tutan mükellefler gerekli şartların oluşması halinde
enflasyon düzeltmesi yapabileceklerdir.
Enflasyon düzeltmesi uygulamasında,
dönemler arasında dalgalanmaları en aza indirmek amacıyla enflasyon
düzeltmesine başlama ve bitirme kriteri olarak iki kriterin bir arada aranması
koşulu uygun görülmüştür. Buna göre, enflasyon düzeltmesi yapılmaya başlanması
için son üç hesap döneminde fiyat endeksinde meydana gelen kümülatif artışın %
100'ü aşması ve içinde bulunulan hesap dönemindeki fiyat endeksi artışının %
10'dan fazla olması koşulu birlikte aranacaktır. Örneğin, 31.12.2004 tarihinde
enflasyon düzeltmesi yapılabilmesi için 1.1.2002-31.12.2004 tarihleri
arasındaki Devlet İstatistik Enstitüsü Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksinde
meydana gelen artış oranının % 100'ü ve 1.1.2004-31.12.2004 tarihleri
arasındaki Devlet İstatistik Enstitüsü Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksinde
meydana gelen artış oranının % 10'u aşmış olması gerekecektir. Özel hesap
dönemine tâbi mükelleflerde bu oranlar özel hesap dönemi itibariyle
belirlenecektir.
Yeni işe başlayan mükelleflerin enflasyon
düzeltmesine tâbi olup olmayacakları da genel esaslara göre belirlenecektir.
Buna göre, bu mükelleflerde enflasyon düzeltme hükümlerinin uygulanmasında işe
başlanılan tarihin bir önemi bulunmamaktadır. Son üç ve son bir hesap dönemi,
bu mükelleflerin işe başladıkları tarihten önceki dönemler olsa dahi % 100 ve %
10 oranının hesabında dikkate alınacaktır.
Yukarıda sayılan iki kriterin birlikte
gerçekleştiği durumlarda enflasyon düzeltmesi uygulaması devam edecek, bu iki
şartın aynı anda gerçekleşmemesi halinde enflasyon düzeltmesi uygulaması sona
erecektir. Bu kriterlerden birinin gerçekleşmemesi halinde uygulamaya son
verilmeyecek enflasyon düzeltmesine devam edilecektir. Buna göre, son üç hesap
döneminde fiyat endeksi artışının % 100'ü aşmasına rağmen, içinde bulunulan
hesap dönemindeki artışın % 10'u aşmaması enflasyon düzeltmesi uygulamasını
sona erdirmez. Aynı şekilde, içinde bulunulan hesap dönemindeki fiyat endeksi
artışının % 10'u aşmasına rağmen, son üç hesap döneminde fiyat endeksi
artışının % 100'ü aşmaması enflasyon düzeltmesi uygulamasını sona erdirmez.
Geçici vergi dönemlerinde de mükellefler
malî tablo çıkararak enflasyon düzeltmesi yapmak zorundadırlar. Ancak geçici
vergi dönemlerinde yukarıdaki şartların hesabında son üç hesap dönemi yerine
son otuzaltı ay ve içinde bulunulan hesap dönemi yerine son oniki ay dikkate
alınacaktır. Buna göre örneğin, 31.3.2004 tarihinde enflasyon düzeltmesi
yapılıp yapılmayacağının tespitinde, 1.4.2001-31.3.2004 dönemindeki fiyat
artışının % 100'ü ve 1.4.2003-31.3.2004 dönemindeki fiyat artışının ise % 10'u
aşması şartı birlikte aranacaktır. Bir hesap dönemi içindeki herhangi bir hesap
döneminde enflasyon düzeltmesi yapılması halinde, söz konusu hesap dönemi
içindeki takip eden geçici vergi dönemlerinde de enflasyon düzeltmesi
yapılacaktır. Bu geçici vergi dönemlerini içinde bulunduran hesap dönemi
sonunda da enflasyon düzeltmesi yapılacağı açıktır.
29 Seri Numaralı Uluslararası Muhasebe
Standardına göre, son üç yılın kümülatif enflasyon oranının % 100'e yakın ya da
bu oranın üstünde oluşması durumunda yüksek enflasyon dönemi başlamaktadır. Bu
objektif kriterin yanı sıra aşağıda yer alan subjektif kriterlerin var olması
durumunda da yüksek enflasyon döneminin başladığı kabul edilmektedir.
a) Nüfusun çoğunluğunun, servetini parasal
olmayan varlık edinerek veya yabancı para birimli yatırım araçlarına yatırım
yaparak değerlemesi, elde nakit bulundurmayarak satın alma gücünün
korunabilmesi için eldeki nakdi, süratle parasal olmayan yatırımlara
yöneltmesi,
b) Nüfusun çoğunluğunun parayla ilgili
işlemleri, istikrarlı gördüğü yabancı para birimleri ile yapması ve fiyatların
yabancı para birimine göre belirlenmesi,
c) Vadeli yapılan satış ve satın
almalarda; vade süresi kısa olsa bile vade süresi içinde paranın satın alma
gücünde beklenen kayıpların dikkate alınarak fiyatların vade farkı konarak
saptanması,
d) Fiyatların, ücretlerin ve faiz
oranlarının fiyat endeksine bağlanmış olması,
e) Yüksek enflasyon olduğunun belirtisi
olan diğer göstergelerin varlığı.
Bununla beraber vergi kanunlarında
enflasyon düzeltmesine başlanması ile ilgili her mükellef durumuna uygun
kriterler konulamaması nedeniyle Bakanlar
Kurulunun yetkilendirilmesi öngörülmektedir. Bu çerçevede Bakanlar
Kuruluna, belirlenmiş olan % 100 oranını % 35'e kadar indirme veya tekrar
kanunî seviyesine kadar yükseltme, % 10 oranını ise % 25'e kadar çıkarma veya
tekrar kanunî seviyesine kadar indirme konularında yetki verilmektedir.
(2) numaralı bentte, enflasyon düzeltmesi
işlemiyle ilgili kavramlar, bu maddede kullanıldıkları anlamları itibariyle
tanımlanmaktadır.
Parasal kıymetlerle parasal olmayan
kıymetler bu bentte tanımlanmış, bu tanıma paralel olarak hangi hesapların
parasal, hangilerinin parasal olmayan kıymet olduğunu belirleme konusunda (8)
numaralı bent ile Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir.
Ortalama düzeltme katsayısına ilişkin
tanımda yer alan "bir önceki dönemin sonundaki fiyat endeksi"
ifadesindeki bir önceki dönemden enflasyon düzeltmesi ister yıllık olarak
isterse geçici vergi dönemlerine ilişkin düzeltme yapılsın bir önceki geçici
vergi döneminin sonu anlaşılmalıdır.
Bu bentteki tanımlar arasında fiyat
endeksinin TEFE olduğu belirtilmiş bulunmaktadır.
Reel olmayan finansman maliyetine ilişkin
tanımda, "yabancı para üzerinden borçlanmalarda düzeltme tarihindeki Türk
Lirası karşılıklarına" ibaresine yer verilmek suretiyle kur farkları da
kapsama dahil edilmiştir.
Taşıma katsayısına ilişkin tanımda yer
alan, "bir önceki dönemin sonundaki fiyat endeksi" ifadesindeki bir
önceki dönemden kasıt eğer enflasyon düzeltmesi yıllık olarak yapılıyorsa bir
önceki yılın; geçici vergi dönemlerine ilişkin düzeltme yapılıyor ise bir
önceki geçici vergi döneminin sonu anlaşılmalıdır.
Enflasyon düzeltmesine ilişkin olarak
genel gerekçede de belirtildiği üzere; enflasyon düzeltmesinden amaç
mükelleflerin reel kazançları üzerinden vergilenmesinin sağlanmasıdır. Bu
amacın sağlanması da öncelikle mükelleflerin malî tablolarının enflasyon
düzeltmesine tâbi tutulmasına bağlıdır. Bu nedenle düzeltme işleminde esas
alınacak tarih önem arz etmektedir.
(3) numaralı bent ile enflasyon
düzeltmesine tâbi tutulacak parasal olmayan kalemlerin düzeltilmesinde esas
alınacak tarihler belirlenmektedir.
Prensip olarak düzeltme işleminin bu
tarihlere bağlı kalınarak yapılması gerekmektedir. Ancak toplulaştırılmış
yöntemlerde bu tarihlere bağlı kalınmadan da düzeltme yapılabilmektedir.
Bu bentte yer almayan kalemlerin hangi
tarihler esas alınarak düzeltileceğini belirleme konusunda (8) numaralı bentte
Maliye Bakanlığına yetki verilmiş bulunmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi yapılırken enflasyon
düzeltmesine esas alınacak tarihler
kadar, bu düzeltmeye esas teşkil edecek tutarların da tespit edilmesine gerek
vardır. (4) numaralı bent ile düzeltme işleminde esas alınacak tutarların
Kanunda yer alan değerleme hükümlerine göre tespit edilen tutarlar olduğu hükme
bağlanmaktadır.
Ayrıca, mükelleflerin reel kazançları
üzerinden vergilendirilmelerini sağlamak amacıyla satılan malların, stokların
ve maddî duran varlıkların maliyet bedeli ile malî duran varlıkların alış
bedeline intikal ettirilen reel olmayan finansman maliyetleri düşüldükten sonra
enflasyon düzeltmesine tâbi tutulacağı; toplulaştırılmış yöntemlerde ise
düzeltmeye tâbi tutulan kıymetlerdeki reel olmayan finansman maliyetlerinin
düşülmesinin ihtiyarî olduğu hükmü öngörülmektedir.
Mükellefler finansman giderlerinin reel
olan ve olmayan kısımlarını prensip olarak belgeler üzerinden ve gerçek
tutarları ile hesaplayacaklardır.
Ancak mükelleflerin reel olmayan finansman
maliyetlerini rahatça hesaplayabilmeleri için bir götürü yöntem
öngörülmektedir. Buna göre, mükellefler reel olmayan finansman maliyetlerini,
toplam finansman maliyetlerine Maliye Bakanlığınca belirlenecek oranı
uygulayarak da hesaplayabileceklerdir. Bu oran, ilgili döneme ait TEFE artış
oranının dönem ortalama ticarî kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle Maliye
Bakanlığınca hesaplanarak duyurulacaktır. Dönem ortalama ticarî kredi faiz
oranının belirlenmesinde Maliye Bakanlığına (8) numaralı bent ile yetki
verilmektedir. Buna göre, Maliye Bakanlığı, söz konusu faiz oranının
mükelleflerin zamanında düzeltme işlemlerini yapmasına imkân sağlamak üzere
gecikmeye meydan vermeden belirlenmesi için gerekli tedbirleri alacaktır. Bu
yetki kullanılırken bütün bankaların uyguladığı kredi faiz oranlarının
hesaplamada dikkate alınması gerekmeyecektir.
Bu bentte vade farklarına ilişkin
düzenleme de yer almaktadır. Buna göre, belge üzerinde ayrıca gösterilen vade
farklarının reel olan ve olmayan kısımları ayrıştırılacaktır. Vade farklarının,
satılan malların, stokların ve maddî duran varlıkların maliyet bedeli ile malî
duran varlıkların alış bedeline intikal ettirilen reel olmayan kısımları bu
kıymetlere ilişkin enflasyon düzeltmesi sırasında düşülecektir. 3 aydan fazla
vadeli işlemlerde, vade farkı belge üzerinde ayrıca gösterilmese dahi vade
farklarının hesaplanması ve yukarıdaki şekilde işleme tâbi tutulması
gerekmektedir. 3 aydan az vadeli işlemlerde bu şekilde vade farkı hesaplamaya
gerek bulunmamaktadır. Vade farkı, alacak ve borç senetlerinin reeskont
işlemine tâbi tutulmasında esas alınan Merkez Bankasınca uygulanan faiz oranı
kullanılarak hesaplanacaktır.
(5) numaralı bent ile mükelleflerin
prensip olarak işlemlerini işlem tarihini esas alarak işlem bazında
düzeltmeleri ancak Maliye Bakanlığının uygun görmesi halinde toplulaştırılmış
yöntemleri de uygulayabilecekleri öngörülmüştür. Toplulaştırılmış yöntemlerden
birini seçenler üç hesap dönemi seçtikleri yöntemlerden dönemeyecektir.
Enflasyon düzeltmesi sonucu ortaya çıkan
farklar enflasyon düzeltme hesabına ve düzeltmesi yapılan hesaba ait enflasyon
fark hesabına kaydedilecektir. Mükellefler tüm hesaplarını enflasyon düzeltmesi
yapılmış tutarlar üzerinden takip edeceklerdir. Hesapların defterlerde yer alan
kapanış değerleri, bu hesapların enflasyon düzeltmesi sonucu bulunan tutarlar
üzerinden olacak ve bu tutarlar izleyen dönemin başlangıç değerlerini
oluşturacaktır.
Yıllara sari inşaat ve onarma işlerinde,
bu işlere ait giderler ile hakedişlere ilişkin fark hesapları cari dönemin kâr
zararı ile ilişkilendirilmeyecek, işin bitimine kadar yıllara sari inşaat
enflasyon düzeltme hesabında bekletilecektir. Bu şekilde iş bitiminden önce söz
konusu farklar nedeniyle vergileme önlenmiş olacaktır.
Enflasyon döneminin sona ermesi halinde,
izleyen dönemde mükellefler geçmiş nominal değerlere geri dönmeyecekler,
enflasyon düzeltmesi yapılmış en son dönemdeki paranın cari satın alma gücüyle
ifade edilmiş değerlerini esas alacaklardır.
Bu bentte yapılan düzenleme ile pasif
kalemlere ait fark hesaplarının herhangi bir hesaba nakledilemeyeceği veya
işletmeden çekilemeyeceği, şayet bu işlemler yapılırsa bu işlemlerin yapıldığı
dönemlerin kazançlarıyla ilişkilendirilmeksizin vergilendirileceği; ayrıca öz
sermaye kalemlerine ait enflasyon fark hesaplarının kurumlar vergisi
mükelleflerince sermayeye ilave edilebileceği ve bu işlemlerin kâr dağıtımı sayılmayacağı
öngörülmektedir. Bu düzenleme ile enflasyon düzeltmesiyle gerçekleştirilmek
istenen amaçlardan birisi olan işletmelerin öz sermayeleri ile çalışmaya teşvik
edilmesi ve sermaye birikiminin sağlanarak uzun vadede istihdamın artırılması
hedeflenmektedir.
Enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan
değerlerin elden çıkarılması halinde, gerek kurumlar vergisi gerek gelir
vergisi mükellefleri enflasyon düzeltme farklarını maliyet addedeceklerdir.
Matrahın tespitinde kanunen kabul
edilmeyen giderler, istisnalar ve geçmiş yıl malî zararları enflasyon
düzeltmesine tâbi tutulmuş tutarlarının dikkate alınması gerekeceği hususu da
bu bentteki yapılan düzenlemelerden bir diğeridir.
Enflasyon düzeltmesi ile birlikte
amortismana tâbi varlıklar da alış tarihinden itibaren düzeltmenin yapıldığı
tarihe kadar geçen süre için düzeltme işlemine tâbi tutulur. Bu varlıklar
üzerinden ayrılan amortismanlar, itfa payları ve tükenme payları bu varlıkların
düzeltilmiş değerleri üzerinden ayrılacaktır.
(6) numaralı bent ile kazançlarını işletme
hesabı esasına göre tespit eden mükellefler ile serbest meslek erbabına da
amortismana tâbi iktisadî kıymetleri için düzeltilmiş değerler üzerinden
amortisman ayırma olanağı tanınmaktadır. Ancak enflasyon düzeltmesine tâbi
tutulan amortismana tâbi iktisadî kıymetlerin elden çıkarılması halinde bunlara
ilişkin enflasyon düzeltme farklarının maliyet olarak kabul edilmeyeceği
öngörülmektedir.
(7) numaralı bentte yer alan hükme göre,
enflasyon düzeltmesi uygulanmayan bir hesap döneminden sonra enflasyon düzeltme
şartlarının yeniden oluşması halinde; enflasyon düzeltmesi yapılan en son
dönemden başlamak üzere enflasyon düzeltmesi yapılır. Bu şekilde tespit
edilecek geçmiş yıl kârı vergiye tâbi tutulmayacak, zarar ise zarar olarak
kabul edilmeyecek ve geçmiş yıl malî zararı matrahın tespitinde mukayyet
değerleri ile kabul edilecektir.
Birikmiş amortismanlar, ait oldukları
kıymetin bilanço tarihindeki değerinde düzeltme sonrasında ortaya çıkan artış
oranı dikkate alınarak düzeltilir.
Bu işlemlerden doğan pasif kalemlere ait
enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği
veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı
ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulacaktır. Ancak öz
sermaye kalemlerine ait enflasyon fark hesapları kurumlar vergisi
mükelleflerince sermayeye ilave edilebilecek ve bu işlem kâr dağıtımı
sayılmayacaktır.
(8) numaralı bent ile Maliye Bakanlığına
enflasyon düzeltmesinin uygulaması ile ilgili çeşitli yetkiler verilmektedir.
Buna göre Maliye Bakanlığı;
a) Mükellef veya meslek grupları ya da
mükelleflerin aktif toplamları veya ciroları itibarıyla, enflasyon
düzeltmesinde toplulaştırılmış yöntemler kullanılmasına izin vermeye,
toplulaştırılmış yöntem uygulanabilecek kalemleri belirlemeye,
b) Mükellef veya meslek grupları ya da
mükelleflerin aktif toplamları veya ciroları itibarıyla, hangi tür malî
tabloların; enflasyon düzeltmesine tâbi tutulup tutulmayacağını ve geçici vergi
dönemlerinde düzeltilip düzeltilmeyeceğini belirlemeye,
c) (3) numaralı bentte düzeltmede esas
alınacak tarih belirlenmemiş kıymetler için düzeltmeye esas alınacak tarihi
belirlemeye,
d) Ortalama ticarî kredi faiz oranının
tespitine ilişkin usul ve esasları tespit etmeye,
e) Bölgeler, sektörler, iş grupları, iş
nevileri veya parasal olmayan kıymetler itibarıyla döviz, altın ve benzeri
değerleri esas alarak düzeltme yaptırmaya ve günlük olarak belirlenen endeks
veya değerleri kullandırmaya,
f) Parasal ve parasal olmayan kıymetleri
belirlemeye,
g) Net parasal pozisyon kâr/zarar hesabı
yaptırmaya,
h) Enflasyon düzeltmesine ilişkin usul ve
esasları belirlemeye,
yetkilidir.
(B) fıkrası ile enflasyon düzeltmesi
işleminin uygulanması halinde, yalnızca amortismana tâbi iktisadî kıymetlerin
ve bu kıymetler üzerinden ayrılan amortismanlar toplamının enflasyona karşı
korunması için bir gereklilik kalmayacağından, mükerrer 298 inci maddede yer
alan yeniden değerleme uygulaması kaldırılmakta; ancak diğer kanunlarda yeniden
değerleme oranına atıf yapıldığından yeniden tanımlanmak suretiyle
düzenlenmektedir.
Madde 3. - Enflasyon düzeltmesinin
getirilmesiyle birlikte iktisadî kıymetlerin maliyet bedeli korunmaktadır.
Amortisman müessesesi, kullanıma bağlı aşınma ve yıpranmanın malî sonuçlara
yansıtılması amacıyla uygulanır ilkesine istinaden, 213 sayılı Kanunda yer alan
iktisadî kıymetin en az 5 yılda itfa edilmesi hükmü yerine, yıpranma payının
daha sağlıklı yansıtılabilmesi için kullanıma bağlı olarak faydalı ömrü
doğrultusunda amortisman ayrılması esası getirilmektedir.
Madde 4. - Madde ile Vergi Usul Kanununun
mükerrer 315 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1) numaralı bendine hüküm
eklenmiş ve (2) numaralı bendi değiştirilmiştir. Eklenen hüküm ile enflasyon
düzeltmesi yapılan dönemlerde azalan bakiyeler usulünde amortismanın ne şekilde
ayrılacağı belirtilmektedir. Ayrıca değiştirilen (2) numaralı bent ile de
azalan bakiyelerde uygulanacak oran belirlenmektedir.
Madde 5. - Madde ile Vergi Usul Kanununun
320 nci maddesinin birinci fıkrası değiştirilmekte ve ikinci fıkrası
yürürlükten kaldırılmaktadır. Yapılan düzenleme ile aynı Kanunun 315 inci
maddesinde hükme bağlandığı gibi amortisman uygulamasında kullanıma bağlı
faydalı ömür esası getirilmekte olduğundan kıst amortisman uygulaması öngörülmektedir.
Madde 6. - Madde ile, Vergi Usul Kanununa
iki adet geçici madde eklenmektedir.
Geçici Madde 25. - Yapılan düzenleme ile
ilk defa enflasyon düzeltmesi yapılacak döneme ilişkin hükümlere yer
verilmektedir. Bu düzeltmede geçici maddede hüküm bulunmayan hallerde Vergi
Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesindeki hükümlere göre hareket
edilecektir.
Düzeltme işlemi, Maliye Bakanlığınca
Türkiye geneli için hesaplanan toptan eşya fiyatları genel endeksi göz önünde
bulundurularak belirlenen ve ilan edilen düzeltme katsayıları kullanılarak
yapılacaktır. Sermaye Piyasası Kurulu ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu ile uygulamada yeknesaklığın sağlanabilmesi için düzeltme işleminin
başlangıç tarihi olarak 1970 yılı esas alınmıştır.
Maddî duran varlıkların maliyet bedeli,
malî duran varlıkların ise alış bedeli üzerinden düzeltmeye tâbi tutulacağı
öngörülmektedir. Bunların bedelinde yeniden değerleme nedeniyle ortaya çıkan
artışlar düzeltme sırasında dikkate alınmayacaktır. Aynı şekilde yeniden
değerleme fonunun sermayeye ilave edilmesi nedeniyle alınan hisse senetleri de
düzeltmeye tâbi tutulmayacaktır.
Maddî duran varlıklar, malî duran
varlıklar ve özel tükenmeye tâbi varlıklar ile stokların maliyet veya alış
bedelleri içinde yer alan reel olmayan finansman giderlerinin belgelerle tevsik
edilmesi halinde maliyet bedelinden düşüleceği, tevsik edilememesi halinde ise
kıymetin son beş hesap dönemi içinde aktife girip girmediğine göre reel olmayan
finansman giderinin hesaplanacağı öngörülmektedir.
Birikmiş amortismanların düzeltilmesinde,
ait oldukları amortismana tâbi iktisadî kıymetin bilanço tarihindeki değerinde
düzeltme işlemi sonrasında ortaya çıkan artış oranının dikkate alınacağı
düzenlenmektedir. Bu hesaplamada birikmiş amortismanlarda yeniden değerleme
nedeniyle oluşan değer artışları da dikkate alınacaktır.
2003 yılı hesap dönemine ait beyannamede
yer alan indirilemeyen geçmiş yıl malî zararları ile cari dönem malî
zararlarının matrahının tespitinde mukayyet değeri, yani gelir ve kurumlar
vergisi beyannamesinde yer alan değeri ile dikkate alınacağı öngörülmektedir.
31.12.2003 tarihli bilançonun aktif
toplamından, düzeltilmiş sermaye, düzeltilmiş hisse senetleri ihraç primleri ve
düzeltilmiş hisse senedi iptal kârları ile borç toplamının çıkartılması sonucu
bulunan tutarın geçmiş yıl kâr zararı olarak kaydedilmesiyle, bilanço dengesi
sağlanacaktır. Bu şekilde geçmiş dönemlerde yaşanan enflasyonun yarattığı
kümülatif etki de malî tablolara yansıtılmış olacaktır.
Bu maddede yapılan düzenlemeyle pasif
kalemlere ait fark hesaplarının herhangi bir hesaba nakledilemeyeceği veya
işletmeden çekilemeyeceği, şayet bu işlemler yapılırsa bu işlemlerin yapıldığı
dönemlerin kazançlarıyla ilişkilendirilmeksizin vergilendirileceği; ayrıca öz
sermaye kalemlerine ait enflasyon fark hesaplarının kurumlar vergisi
mükelleflerince sermayeye ilave edilebileceği ve bu işlemlerin kâr dağıtımı
sayılmayacağı öngörülmektedir.
31.12.2003 tarihli bilançolarını Sermaye
Piyasası Kurulunun ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun
düzenlemelerine göre enflasyon düzeltilmesine tâbi tutmak zorunda olan
mükellefler, bu düzenlemelere göre düzeltmeleri yapmış iseler yeniden düzeltme
yapmak zorunda olmadıkları yönünde kendilerine bir hak tanınmaktadır.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibariyle devam etmekte olan yıllara sari inşaat ve onarma işlerine ait
maliyet ve istihkak tutarları ile ilgili düzeltme farklarının işin bitiminde
kâr zarar tutarının tespitinde dikkate alınmayacağı öngörülmektedir.
İşletme hesabı esasına göre defter
tutmakta iken 2004 yılı hesap döneminden itibaren bilanço hesabı esasına göre
defter tutacak olan mükellefler de bu maddede geçen esaslara göre düzeltme
yapacaklardır. Daha sonraki yıllarda sınıf değişikliği nedeniyle enflasyon
düzeltmesi uygulanmayan hesap döneminden sonra yeniden enflasyon düzeltmesi
yapılacak olması halinde enflasyon düzeltmesi mükerrer 298 inci maddede yer
alan hükümlere göre yapılacaktır.
Ayrıca, kendisine özel hesap dönemi tayin
edilen mükelleflerce bilanço ve hesap dönemi kavramlarının yanlış anlaşılmaması
için bu maddede yer alan tarihlerin ifade ettiği anlamlar açıklanmaktadır.
Geçici Madde 26. - Yapılan düzenleme ile
bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce aktife giren iktisadî kıymetler
hakkında aktife alındıkları yılda yürürlükte olan sürelere göre amortisman
ayrılmasına devam olunacağı öngörülmektedir. Böylece kanunların geçmişe
yürümezliğine ilişkin temel ilkeye sadık kalınmış olunmaktadır.
Madde 7. - Bu madde ile, Gelir Vergisi
Kanununun 19 uncu maddesinin (2) ve (3) numaralı fıkraları değiştirilmektedir.
Kıt kaynakların etkin ve verimli
kullanılmasını sağlamak ve yatırım hacmini selektif olarak artırmak için
yatırımların teşviki önemlidir. Bu amaçla kullanılan teşvik araçlarının başında
yatırım indirimi gelmektedir.
Gelir Vergisi Kanunundaki düzenleme
itibarıyla, yatırım indirimi uygulaması harcama esaslıdır. Yatırım indirimine,
yatırım konusunu teşkil eden aktif değerlere ilişkin harcamaların yapıldığı
takvim yılından itibaren başlanmakta ve indirimden faydalanacak miktara
ulaşıncaya kadar devam olunmaktadır. Buna göre cari yılda yapılan yatırım
harcamaları nedeniyle bu harcamaların belirli bir oranı şeklinde hak kazanılan
yatırım indirimi tutarı cari yılda oluşan kârın yetersizliği nedeniyle tamamen
kullanılamaz ise, takip eden yılların kârlarından tenzil edilmek üzere
devretmektedir.
Enflasyonist ortamda harcamanın yapıldığı
tarih ile fiilen indirilebildiği tarihin farklı olması nedeniyle yatırım
indiriminin reel etkisi önemli ölçüde kaybolmakta ve böylece yatırım indirimi
tutarlarının teşvik etkisi giderek azalmaktadır.
Yatırım indiriminin etkisini azaltan bu
durum, mevcut düzenlemede endeksleme müessesesi ile kısmen giderilmeye
çalışılmışsa da; enflasyon düzeltmesi sistematiği içinde, endekslemenin terk
edilerek harcamaların ve yararlanılan indirimlerin enflasyon düzeltmesine tâbi
tutulacağı bir düzenlemeye gidilmektedir.
Düzenleme itibarıyla; yatırım indirimine,
iktisadî kıymete ilişkin harcamaların yapıldığı yıldan başlanarak indirilecek
tutara ulaşılıncaya kadar devam olunacaktır. Yatırım harcamalarının yapıldığı
yıla ilişkin vergi matrahının tespitinde, kazancın yetersiz olması nedeniyle
dikkate alınamayan istisna tutarı yatırımların teşvik etkisini sürdürmesi için
izleyen dönemlerde Devlet İstatistik Enstitüsü Toptan Eşya Fiyatları Genel
Endeksinde meydana gelen artış oranında artırılarak enflasyon düzeltmesine tâbi
tutulacaktır. Yatırım indirimi istisnası tutarının hesaplanmasında, amortismana
tâbi iktisadî kıymetin aktife alındığı hesap dönemi sonundaki düzeltilmiş
değeri esas alınacaktır. İktisadî kıymetin aktife alındığı hesap döneminden
önceki hesap dönemlerinde gerçekleşen harcamalar gerçekleştirildikleri dönem
sonundaki düzeltilmiş değerleri ile dikkate alınacak, izleyen dönemlerde
enflasyon düzeltmesi nedeniyle bu harcamalardan kaynaklanan farklar üzerinden
yatırım indirimi istisnası hesaplanmayacaktır.
Böylelikle, enflasyonist ortamın sağlıklı
yatırım kararının verilmesini güçleştiren olumsuz etkisinin bir ölçüde de olsa
giderilebilmesi mümkün hale gelebilecektir.
Madde 8. - Madde ile, Gelir Vergisi
Kanununun 43 üncü maddesinin (1) ve (2) numaralı bentleri değiştirilmektedir.
(1) numaralı bentte yapılan değişiklik,
yıl içinde birden fazla inşaat ve onarma işinin birlikte yapılması halinde, her
yıla ait müşterek genel giderler bu işlere ait harcamaların (enflasyon
düzeltmesi yapılan dönemlerde düzeltilmiş tutarlarının) enflasyon düzeltmesine
tâbi tutulmuş tutarlarının birbirine olan nispeti dahilinde esas alınmasını
öngörmektedir.
(2) numaralı bentte yapılan değişiklikle
ise, yıl içinde tek veya birden fazla inşaat ve onarma işinin bu madde şümulüne
girmeyen işlerle birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek genel
giderlerin, bu işlere ait harcamalar ile diğer işlere ait satış ve hasılat tutarlarının
(enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde bunların düzeltilmiş tutarlarının)
birbirine olan nispeti dahilinde dağıtıma tâbi tutulacağı öngörülmektedir.
Madde 9. - Madde ile, Gelir Vergisi
Kanununa geçici 65 inci madde eklenmektedir.
Yapılan düzenleme ile, 4842 sayılı Kanunla
yapılan düzenlemelerden sonra yatırım indirimi istisnası uygulamasında eski
yöntemi seçmiş olan mükelleflere, tercihlerini değiştirmeleri için yıl sonuna
kadar süre tanınmaktadır. Tercihini değiştiren mükellefler, 24.4.2003 tarihinden
sonra yaptıkları harcamaları (öngörülen harcamalar kapsamında daha önce yatırım
indirimi istisnasından yararlanmış harcamalar hariç) için 19 uncu madde
kapsamında yatırım indirimi istisnasından yararlanacaklardır. Tercihini
değiştirmeyen mükellefler ise, yatırım indirimi istisnası tutarının tespitinde,
enflasyon düzeltmesi uygulaması sonucu yatırım indiriminden yararlanan iktisadî
kıymetlerle ilgili olarak oluşan düzeltme farklarını dikkate alamayacaklardır.
Ayrıca, 19 uncu madde kapsamında yatırım indirimi istisnası tutarlarının
tespitinde mükelleflerin, 1.1.2004 tarihine kadar yaptıkları harcama
tutarlarını, düzeltilmiş değerleri ile dikkate alamayacakları öngörülmektedir.
Madde 10. - Madde ile, enflasyon
düzeltmesine ilişkin hükümlerin yürürlüğe girmesi ile birlikte Vergi Usul
Kanununda, Gelir Vergisi Kanununda ve Kurumlar Vergisi Kanununda uygulama alanı
kalmayan maddeler yürürlükten kaldırılmaktadır.
Buna göre;
a) Vergi Usul Kanununun 280 inci
maddesinin son fıkrası ve 319 uncu maddesi;
b) Gelir Vergisi Kanununun 38 inci
maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları, 41 inci maddesinin (8) numaralı bendi
ve 57 nci maddesinin son fıkrası;
c) Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci
maddesinin (13) numaralı bendi;
Yürürlükten kaldırılmaktadır.
Madde 11. - Yürürlük maddesidir.
Yapılan düzenleme ile Vergi Usul Kanununun
mükerrer 298 inci maddesinin (8) numaralı bendi ile Maliye Bakanlığına tanınan
yetkinin bu Kanunun yayımı tarihinde, diğer maddelerinin 1.1.2004 tarihinde
yürürlüğe girmesi öngörülmektedir.
Madde 12. - Yürütme maddesidir.
Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Plan ve Bütçe
Komisyonu 12.12.2003
Esas No.: 1/681
Karar No. : 65
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Maliye Bakanlığınca hazırlanarak Bakanlar Kurulunca
18.9.2003 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve
Başkanlıkça 1.10.2003 tarihinde Komisyonumuza havale edilen 1/681 esas numaralı
"Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı", Komisyonumuzun 11.12.2003
tarihinde yaptığı 23 üncü birleşiminde, Hükümeti temsilen Maliye Bakanı Kemal
Unakıtan ile Maliye Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı
temsilcilerinin de katılımlarıyla
incelenip, görüşülmüştür.
Bilindiği gibi, Türk Vergi Sisteminin
kurumsal ve yasal çerçevesine ilişkin hedeflenen yeniden yapılandırma
doğrultusunda 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu ile 4842 sayılı Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun geçtiğimiz yasama yılı içinde yürürlüğe
girmiştir. Bu çerçevede, malî tabloların enflasyondan arındırılarak
uluslararası kabul görmüş standartlara uyumlu
hale getirilmesi, vergilemenin enflasyonun etkisinden arındırılarak
gerçekleştirilmesi ve vergi potansiyelinin daha iyi değerlendirilmesi
açısından yeni bir adım niteliğindedir.
Günümüze değin, enflasyon muhasebesinin vergi sistemimizde
bulunmayışı, vergi matrahının
oluşumunda borç veya özkaynak kullanarak çalışan mükellefler
arasında, özkaynak kullananlar aleyhine sonuçlar doğurmakta, borçlanarak
çalışanların vergi matrahı suni olarak azalırken, öz sermayesi ile çalışanların
vergi matrahı suni olarak artmaktadır. Bu durum vergi adaletini zedelediği
gibi, ülkenin kaynak dağılımını ve işletmelerin malî dengelerini bozmakta ve malî
yapının zayıflamasına yol açmaktadır. Öte yandan, kayıt dışı ekonomiyi teşvik
etmesi, yabancı sermaye girişini bir anlamda engellemesi, yerli sermayenin yurt
dışına yönelmesi gibi ekonomik sonuçları itibarıyla yatırım ve istihdam
politikalarını da olumsuz etkilediği görülmektedir. Ayrıca, malî tabloların çok
yönlü fonksiyonlarının işlevsizleşmesi nedeniyle, yatırımlar, kredi tahsisleri
ve kâr dağılımları açısından işletme düzeyinde hatalı kararların alınmasına
neden olmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi, gelecekte enflasyon
tamamen yok olsa dahi geçmişte yaşanan enflasyonun yol açtığı ve malî
tablolarda yarattığı tahribatı düzeltmekte, dolayısıyla, işletmelerin öz
sermayelerinin gerçek boyutları ile değerlendirilmesine olanak sağlamaktadır.
Bu nedenlerle, vergi barışının ve ekonomik
istikrarın işletme bazında kalıcı olarak sağlanması açısından enflasyon düzeltmesinin vergi mevzuatımızda yer alması
zaruret haline gelmiştir.
Enflasyon düzeltmesine vergi mevzuatımızda
yer verilmesine ilişkin hükümleri düzenleyen
Tasarı ile;
- Enflasyonun etkilerinin giderilebilmesi
açısından yapılan düzenlemeler çerçevesinde getirilmiş olan " son giren
ilk çıkar " yönteminin yeni düzenlemelerin yürürlüğe girmesi nedeniyle
işlevsizleşmesi sonucu kaldırılmasının,
- Mükelleflerin malî tablolarında yer alan
parasal olmayan kıymetlerini enflasyon düzeltmesine tâbi tutmalarına ilişkin
teknik düzenlemelerin yapılmasının,
- Enflasyon düzeltmesi uygulamasının
başlama ve bitirme kriterlerinin belirlenmesi, bu doğrultuda, enflasyon
düzeltmesi yapılmaya başlanması için son üç hesap döneminde fiyat endeksinde
meydana gelen kümülatif artışın % 100'ü aşması ve içinde bulunulan hesap
dönemindeki fiyat endeksi artışının % 10'dan fazla olması koşulunun birlikte
aranmasının,
- Yeniden değerleme oranına ilişkin
tanımlamanın yeniden yapılmasının,
- İktisadi kıymetin en az beş yılda itfa edilmesi uygulamasının yerine,
yıpranma payının daha sağlıklı yansıtılabilmesi için, kullanıma bağlı olarak
faydalı ömrü doğrultusunda amortisman ayrılması şeklinde değiştirilmesinin,
- Enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde,
azalan bakiyeler usulüne göre, üzerinden amortisman ayrılacak değerden,
amortismana tâbi iktisadi kıymetin düzeltilmiş değerinden daha evvel ayrılmış
olan amortismanların toplamının taşınmış değerlerinin indirilmesi suretiyle
tespit edilmesinin,
- Amortisman uygulamasında kullanıma bağlı
faydalı ömür esası getirilmekte olduğundan, kıst amortisman uygulaması da
yapılabilmesinin,
- Enflasyonist ortamda harcamanın
yapıldığı tarih ile fiilen indirilebildiği tarihin farklı olması nedeniyle,
yatırım indiriminin reel kayba uğramasının engellenmesi için uygulanan
endeksleme sisteminin yerine, harcamaların ve yararlanılan indirimlerin
enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmasını öngören bir düzenlemeye gidilmesinin,
- 4842 sayılı Kanun doğrultusunda
düzenlenen yatırım istisnası uygulamasında eski yöntemi seçmiş olan
mükelleflere, tercihlerini değiştirmelerine olanak sağlanması açısından yıl
sonuna kadar süre tanınmasının,
- Enflasyon düzeltmesine ilişkin
hükümlerin yürürlüğe girmesi ile
birlikte, Vergi Usul Kanununda, Gelir Vergisi Kanununda ve Kurumlar Vergisi
Kanununda uygulama alanı kalmayan
maddelerin yürürlükten kaldırılmasına,
- Yapılan düzenleme ile, Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (8) numaralı bendi ile Maliye
Bakanlığına tanınan yetkinin bu Kanunun yayımı tarihinde, diğer maddelerin ise
1.1.2004 tarihinde yürürlüğe girmesinin,
Öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Komisyonumuzda Tasarının geneli üzerinde
yapılan görüşmelerde;
- Enflasyon düzeltmesine yönelik olarak
getirilen yöntemin genel ortalamayı esas aldığı, bunun işletmeler arasında
farklı vergi avantajı doğurabileceği,
- Malî tabloların enflasyondan
arındırılmasına yönelik olarak genel fiyat düzeyi muhasebesi, cari maliyet
muhasebesi ve karma yöntem olmak üzere üç yöntem bulunduğu, öngörülen düzenleme
çerçevesinde genel fiyat düzeyi muhasebesi yönteminin esas alındığı, diğer iki
yöntemin uygulamasının zor ve maliyetinin yüksek olduğu,
- Enflasyonun, malî tabloların homojenliğini
bozduğu, aktif değerlerin gerçeği yansıtmasına ve işletmelerin ekonomik
potansiyelinin korunmasına izin vermediği, vergi yükünü artırdığı ve yerli
sermayenin yurtdışına çıkmasını teşvik ettiği,
- Kayıt dışı ekonominin büyüklüğünün
uygulanan ekonomik politikaların etkinliğini zayıflattığı,
- Geçmişe dönük enflasyon düzeltmesi
uygulamasında nasıl bir yöntem izleneceğinin
açıklıkla düzenlenmesi gerektiği,
- Ülkemizde otuz yıldır yaşanan enflasyona
karşı getirilmesi düşünülmüş olan enflasyon muhasebesi sistemini, kamu
finansmanı açısından getireceği malî yük nedeniyle Hükümetlerin göze almadığı,
- 2-3 katrilyon lira civarında vergi kaybı
olacağının tahmin edildiği,
- Enflasyona karşı vergi sistemimizde pek
çok düzenlemenin bulunduğu, ancak bunların bu sistemin etkinliğine sahip
olmadığı,
- Halen Sermaye Piyasası Kurulu ve
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından uygulanmakta olan enflasyon
muhasebesi sisteminin uluslararası muhasebe standartları açısından da önemli
olduğu,
- Yıllardır üzerinde çalışılan bir sistem
olduğu, bir an önce yasalaşmasında fayda mülahaza edildiği,
Şeklindeki görüş ve eleştirileri takiben
Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise;
- Enflasyon nedeniyle bilançoların gerçek
durumu göstermedikleri, özkaynakla çalışan işletmelerin sermayelerinden vergi
ödedikleri, yabancı sermayenin kur farklarının vergilenmesi nedeniyle ülkemize
gelmekten kaçındığı,
- Malî tabloların enflasyondan
arındırılmasının; yabancı sermaye, sermaye piyasası, yatırım, kredi, kâr
dağıtım kararları ile istihdamı olumsuz etkilediği gibi vergi adaletinin
zedelenmesine ve vergi kaçırılmasına yol açtığı, ulusal sermayenin yurtdışına
gitmesine ve işletmelerin vergi planlaması yapmalarına sebep olduğu,
-Tasarının hazırlanması aşamasında mesleki
örgütler, özel sektör ve akademisyenlerin de katılımlarının sağlandığı, diğer
ülke uygulamalarının gözönünde
bulundurulduğu,
- Gelişmiş ülkeler dahil en çok uygulanan
yöntem olması ve uluslararası standartlar açısından, genel fiyat düzeyi muhasebesi
yönteminin esas alındığı,
-2004 yılından itibaren uygulanacak olan
düzenlemede, mükelleflerin öncelikle, 1970 yılı başlangıç olmak üzere,
31.12.2003 tarihi itibarıyla geriye dönük düzeltme yapmalarının öngörüldüğü,
- Ülkemizde son 20- 25 yılda toptan eşya fiyatlarının 11 bin kat, tüketici
fiyatlarının 24 bin kat arttığı ve ayrıca 1980 ve 1994 yıllarında üç haneli
enflasyon oranlarının yaşandığı,
- Vergi idaresi ve vergi mevzuatının
yeniden yapılandırılmasının hareket noktası olan 4811 sayılı Vergi Barışı
Kanunu ve daha sonra çıkarılan 4842
sayılı Kanunu takiben, vergi matrahının hesaplanmasında enflasyon düzeltmesine
imkân tanıyan Tasarının bu yapılandırmada yeni bir adım olduğu,
- Tasarı ile, bilanço esasında defter
tutan mükelleflerin enflasyon muhasebesi uygulamalarına imkân sağlandığı,
uygulamanın seçimlik bir hak olarak değil zorunluluk olarak öngörüldüğü,
- Vergilendirmelerinde tahsilat esası
geçerli olan serbest meslek erbabı ile
ihtiyari olarak bilanço esasına geçmeleri mümkün olan işletme hesabında defter
tutan mükelleflerin kapsam dışında kaldığı, ancak bunların da iktisadi
kıymetlerini enflasyona göre düzelttikten sonra amortisman ayırmalarına imkân
sağlandığı,
- Enflasyon muhasebesinin uygulamaya
geçmesiyle vergi kanunlarında yer alan ve enflasyona karşı koruma amacıyla
yapılan çeşitli düzenlemelerin yürürlükten kaldırılmasıyla vergi mevzuatının da
basitleştirilmiş olacağı,
- Ani fiyat artışları karşısında ekonomik
ihtiyaçlara cevap verilebilmesi açısından Bakanlar Kuruluna oranlar konusunda yetki verilerek esneklik sağlanmasının
amaçlandığı,
İfade edilmiştir.
Geneli üzerindeki görüşmeleri müteakip,
Tasarı ve gerekçesi Komisyonumuzca da benimsenerek maddelerin görüşülmesine
geçilmiştir.
Tasarının;
- Çerçeve 1 inci maddesi aynen,
- Çerçeve 2 nci maddesi; Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının; (2) numaralı bendinin
(d) alt bendinde yer alan "....
aya ait ortalama fiyat ..." ibaresinden "ortalama" kelimesinin
çıkarılması, (l) alt bendinde yer alan "...... aya ilişkin ortalama)
..." ibaresinin "...aya ilişkin)..." olarak değiştirilmesi ve bu
değişikliklere paralel olarak, " Ortalama fiyat endeksi " ni
tanımlayan (g) alt bendinin metinden çıkarılması ile bent sıralamalarının
teselsül ettirilmesi, (3) numaralı bendinin (b) alt bendine
"...hakedişleri..." ibaresinden sonra gelmek üzere "...haklar ve
şerefiyeler..." ibaresinin eklenmesi ve
(d) alt bendinde yer alan "...haklar ve şerefiyeler.."
ibaresinin çıkarılması suretiyle hak ve şerefiyelerin düzeltme işlemlerinde
ödeme tarihi yerine deftere kayıt edildikleri tarihin esas alınmasının
sağlanması, (h) alt bendinin "h) parasal olmayan karşılıklar için; ilgili
olduğu kıymetin düzeltilmeye esas tarihi" şeklinde değiştirilmesi, (4)
numaralı bendinin ikinci fıkrasında yer alan "...Maliye
Bakanlığınca..." ibaresinin çıkarılması ve bendin sonuna hisse
senetlerinden borsada işlem görenlerin nasıl değerleneceğine açıklık getirmek
amacıyla "Borsada işlem gören hisse senetleri değerleme günündeki borsa
rayici ile dikkate alınır. Bunlar için ayrıca düzeltme yapılmaz" şeklinde
yeni bir fıkranın eklenmesi, kazançlarını işletme hesabına göre tespit eden
mükellefler ile serbest meslek
erbabının da enflasyon düzeltmesine tâbi tuttukları amortismana tâbi iktisadi
kıymetlerini elden çıkarmaları halinde bunlara ilişkin enflasyon düzeltme
farklarının maliyet addolunmasına imkân verilmesi amacıyla (6) numaralı bendin
ikinci fıkrasının son cümlesinin metinden çıkarılması suretiyle;
- Çerçeve 3 ve 4 üncü maddeleri aynen,
- Kıst amortisman uygulanmasını düzenleyen
çerçeve 5 inci maddesinin; metinden çıkarılması ve madde numaralarının teselsül
ettirilmesi suretiyle,
- Çerçeve 6 ncı maddesi; mükelleflerin
reel olmayan finansman maliyetini tevsik edememeleri halinde son beş hesap
dönemi içinde aktife giren kıymetlerin maliyet bedeline dahil edilen finansman
giderlerinin reel olmayan kısımlarının nasıl bulunacağına açıklık
kazandırılması ve bulunan tutarın maliyet veya alış bedelinin düşülmesi
amacıyla Vergi Usul Kanununa eklenen geçici 25 inci maddenin (c) bendinin (1)
numaralı alt bendinin yeniden düzenlenmesi suretiyle çerçeve 5 inci madde
olarak,
- Çerçeve 7 ve 8 inci maddeleri; çerçeve 6
ve 7 nci maddeler olarak aynen,
- Çerçeve 9 uncu maddesi; mükelleflerin
seçimlik haklarını kullanmaları için tanınan sürenin artırılması amacıyla, 193
sayılı Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 65 inci maddede yer alan
"31.12.2003 tarihine kadar" ibaresinin "bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten sonra verilmesi gereken ilk geçici vergi beyannamesinin
verilmesi gereken tarihe kadar" olarak değiştirilmesi suretiyle çerçeve 8 inci madde olarak,
- Çerçeve 10 uncu maddesi; (b) fıkrasında
yer alan "... 41 inci maddesinin (8) numaralı bendi..." ibaresinin
"... 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendi..."
şeklinde redaksiyona tâbi tutulması suretiyle
çerçeve 9 uncu madde olarak,
- Uygulamaya geçiş sürecinde henüz
hazırlıklarını tamamlayamayan ve bu nedenle 31.12.2003 tarihi itibarıyla
yapılacak düzeltme için zaman kazandırmak amacıyla ilk geçici vergi döneminde
enflasyon düzeltmesi yapılması ve 31.12.2003 tarihi itibarıyla yapılacak
düzeltmelere göre geçici vergi matrahının tespiti konusunda ihtiyarilik
tanınmasını öngören bir metnin geçici 1 inci madde olarak Tasarıya eklenmesi
suretiyle,
- Çerçeve 11 inci maddesi, Gelir Vergisi
Kanununa eklenen geçici 65 inci maddenin yürürlük tarihinin değiştirilmesi
suretiyle çerçeve 10 uncu madde olarak,
- Yürütmeye ilişkin 12 inci maddesi 11
inci madde olarak aynen,
Kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
Sait Açba |
M. Altan Karapaşaoğlu |
Sabahattin Yıldız |
|
Afyon |
Bursa |
Muş |
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
Mehmet Sekmen |
Mahmut Göksu |
Mehmet Melik Özmen |
|
İstanbul |
Adıyaman |
Ağrı |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet Zekai Özcan |
Yakup Kepenek |
Osman Kaptan |
|
Ankara |
Ankara |
Antalya |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet
Mesut Özakcan |
Ali Osman Sali |
Ali Kemal Deveciler |
|
Aydın |
Balıkesir |
Balıkesir |
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Aziz Akgül |
Ömer Abuşoğlu |
Mustafa Zeydan |
|
Diyarbakır |
Gaziantep |
Hakkâri |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
M. Emin Murat Bilgiç |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
M. Mustafa Açıkalın |
|
Isparta |
İstanbul |
İstanbul |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Hakkı
Akalın |
Mehmet Ceylan |
Y. Selahattin Beyribey |
|
İzmir |
Karabük |
Kars |
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Taner Yıldız |
Ali Er |
Gürol
Ergin |
|
Kayseri |
Mersin |
Muğla |
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Kazım Türkmen |
Abdülkadir Kart |
Erol Aslan Cebeci |
|
Ordu |
Rize |
Sakarya |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Musa Uzunkaya |
Enis Tütüncü |
Faruk Nafiz Özak |
|
Samsun |
Tekirdağ |
Trabzon |
|
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet Akif Hamzaçebi |
Osman
Coşkunoğlu |
|
|
Trabzon |
Uşak |
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
VERGİ USUL KANUNU, GELİR VERGİSİ KANUNU VE
KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1. - 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 274 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 274. - Emtia maliyet bedeliyle değerlenir. Emtianın
maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedelleri % 10 ve daha fazla
bir düşüklük gösterdiği hallerde mükellef, maliyet bedeli yerine 267 nci
maddenin ikinci sırasındaki usul hariç olmak üzere, emsal bedeli ölçüsünü
tatbik edebilir. Bu hüküm 275 inci maddede yazılı mamuller için de
uygulanabilir.”
MADDE 2. - 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesi
başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Enflasyon düzeltmesi ve yeniden değerleme oranı :
Mükerrer Madde 298. - A) Malî tablolarda yer alan parasal
olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre enflasyon düzeltmesine tâbi tutulur.
1. Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve
kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunan dönem
dahil son üç hesap döneminde % 100’den ve içinde bulunulan hesap döneminde %
10’dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi
tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte
gerçekleşmemesi halinde sona erer.
Kapsama giren mükellefler, geçici vergi dönemlerinin sonu
itibarıyla malî tabloları düzenlemek ve enflasyon düzeltmesi yapmak
zorundadırlar. Geçici vergi dönemlerinde yukarıda belirtilen oranların
tespitinde, son üç hesap dönemi yerine üçer aylık dönemlerin son ayı dahil
önceki otuzaltı ay ve içinde bulunulan hesap dönemi yerine son oniki ay dikkate
alınır. Bir hesap dönemi içindeki geçici vergi dönemlerinin herhangi birinde
düzeltme yapılması halinde takip eden geçici vergi dönemlerinde ve içinde
bulunulan hesap dönemi sonunda da düzeltme yapılır.
Bakanlar Kurulu bu
maddede yer alan % 100 oranını % 35’e kadar indirmeye
veya tekrar kanunî seviyesine kadar yükseltmeye, % 10 oranını ise % 25’e kadar
çıkarmaya veya tekrar kanunî seviyesine kadar indirmeye yetkilidir.
2. Bu maddenin uygulanmasında;
a) Parasal olmayan kıymetler; parasal kıymetler dışındaki
kıymetleri,
b) Parasal kıymetler; Türk Lirasının değerindeki değişmeler
karşısında nominal değerleri aynı kaldığı halde satın alma güçleri fiyat
hareketlerine göre ters yönde değişen kıymetleri (Yabancı paralar da parasal
kıymet olarak dikkate alınır.),
c) Enflasyon düzeltmesi; parasal olmayan kıymetlerin
enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutarlarının düzeltme katsayısı ile
çarpılması suretiyle, malî tablonun ait olduğu tarihteki satın alma gücü
cinsinden hesaplanmasını,
d) Düzeltme katsayısı; malî tabloların ait olduğu aya
ilişkin fiyat endeksinin, düzeltmeye esas alınan tarihi içeren aya ait ortalama
fiyat endeksine bölünmesiyle elde edilen katsayıyı,
e) Ortalama düzeltme katsayısı; malî tabloların ait olduğu
aya ilişkin fiyat endeksinin, bu endeks ile bir önceki dönemin sonundaki fiyat
endeksi toplamının ikiye bölünmesi sonucu bulunan endekse bölünmesiyle elde
edilen katsayıyı,
f) Fiyat endeksi (TEFE); Devlet İstatistik Enstitüsünce
Türkiye geneli için hesaplanan ve ilan
edilen Toptan Eşya Fiyatları
Genel Endeksini,
g) Ortalama fiyat endeksi; düzeltmeye esas alınan tarihi
içeren ayın sonundaki fiyat endeksi ile söz konusu aydan bir önceki ayın
sonundaki fiyat endeksi toplamının ikiye bölünmesi sonucu bulunan endeksi,
h) Reel olmayan finansman maliyeti; her türlü borçlanmada,
borç tutarlarına (yabancı para üzerinden borçlanmalarda düzeltme tarihindeki
Türk Lirası karşılıklarına), borcun kullanıldığı döneme ait TEFE artış oranının
uygulanması suretiyle hesaplanan tutarı,
i) Toplulaştırılmış yöntemler;
aa) Basit ortalama yöntemi; gelir tablosu kalemleri ile
stokların düzeltmede esas alınacak tarihlere bağlı kalınmaksızın dönem ortalama
düzeltme katsayısı ile çarpılması suretiyle enflasyon düzeltmesine tâbi
tutulmasını,
ab) Hareketli ağırlıklı ortalama yöntemi; dönem sonu stok ve
dönem içinde satılan mal maliyetinin enflasyon düzeltmesine esas alınacak
tutarlarının hareketli ağırlıklı ortalama düzeltme katsayısı ile çarpılması
suretiyle enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmasını (Bir önceki döneme ait
düzeltilmiş satılan mal maliyeti enflasyon düzeltmesi yapılan dönemin sonuna
taşıma katsayısı uygulanarak taşınır. Bu hesaplamalarda amortisman ve reel
finansman giderleri, endekslenmeden dikkate alınır.),
j) Hareketli ağırlıklı ortalama düzeltme katsayısı;
enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş dönem başı stoğun ilgili dönemin sonuna
taşınmış değeri ile dönem içi alış ve giderlerin enflasyon düzeltmesine tâbi
tutulmuş değerleri toplamının, dönem başı stok ile dönem içi alış ve giderlerin
enflasyon düzeltmesine esas alınacak tutarlarının toplamına bölünmesi ile
bulunan katsayıyı,
k) Taşıma; malî tablolardaki parasal ve parasal olmayan
tutarların, taşıma katsayısı kullanılarak ilgili dönemin sonundaki yeni
değerlerinin hesaplanması işlemini,
l) Taşıma katsayısı; malî tabloların ait olduğu aya ilişkin
fiyat endeksinin, bir önceki dönemin sonundaki (yıl içinde işe başlayanlarda,
işe başlanılan aya ilişkin ortalama) fiyat endeksine bölünmesiyle elde edilen
katsayıyı,
m) Enflasyon fark hesapları; parasal olmayan kıymetlerin
düzeltme işlemi sonrası değeri ile düzeltme öncesi değeri arasındaki
farklarının kaydedildiği hesapları,
n) Enflasyon düzeltme hesabı; parasal olmayan kıymetlerin
düzeltilmesi sonucu oluşan farkların kaydedildiği hesabı (Bu hesap enflasyon
fark hesapları ile karşılıklı olarak çalışır. Parasal olmayan aktif kıymetlerin
enflasyon düzeltmesine tâbi tutulması sonucu oluşan farklar bu hesabın
alacağına, parasal olmayan pasif kıymetlerin enflasyon düzeltmesine tâbi tutulması
sonucu oluşan farklar ise borcuna kaydedilir. Enflasyon düzeltme hesabının
bakiyesi gelir tablosuna aktarılmak suretiyle kapatılır.),
o) Net parasal pozisyon; parasal varlıklarla parasal
yükümlülükler arasındaki farkı,
İfade eder.
3. Düzeltme işleminde aşağıdaki tarihler esas alınır;
a) Alış bedeli ile değerlenen menkul kıymetlerle malî duran
varlıklar için; satın alma tarihi,
b) İlk madde ve malzeme, ticarî mallar, yarı mamul ve mamul
stokların maliyetine dahil edilen unsurlar, yıllara sari inşaat ve onarım
işlerinde maliyeti oluşturan unsurlar, gelecek aylara ve yıllara ait giderler,
maddî duran varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, maddî olmayan duran
varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, özel tükenmeye tâbi varlıklar ve
bu varlıkları oluşturan unsurlar, yıllara sari inşaat ve onarım hakedişleri
için; defterlere kayıt tarihi (Bunlara mahsuben verilen veya alınan parasal
olmayan avanslar, ödeme veya tahsil tarihinden mahsup tarihine kadar
düzeltilir.),
c) Parasal olmayan alınan depozito ve teminatlar ile
avanslar, nakit olarak ödenmiş sermaye, hisse senetleri ihraç primleri, hisse
senedi iptal kârları için; tahsil tarihi,
d) Parasal olmayan verilen depozito ve teminatlar ile
avanslar, haklar ve şerefiyeler için; ödeme tarihi,
e) Aynî sermaye olarak konulan kıymetler için; mülkiyetin
intikal ettiği tarih,
f) Kâr yedekleri, geçmiş yıl kârları ve net dönem kârının
sermayeye ilave edilmesi dolayısıyla artırılan sermaye için; tescil tarihi,
g) Nakdî sermaye karşılığı alınan hisse senetleri için;
ödeme tarihi, ayni sermaye karşılığı alınan hisse senetleri için; sermaye
olarak konulan kıymetlerin mülkiyetinin intikal ettiği tarih, temettü karşılığı
alınan hisse senetleri için; iştirak edilen şirket sermayesinin tescil tarihi,
h) Parasal olmayan karşılıklar için; ayrıldıkları tarih.
4. Düzeltme işleminde bu Kanunda yer alan değerleme
hükümlerine göre tespit edilen tutarlar esas alınır. Ancak stokların, satılan
malın ve maddî duran varlıkların maliyet bedeline ve malî duran varlıkların
alış bedeline intikal ettirilen reel olmayan finansman maliyetleri düşüldükten
sonra bulunan tutarlar düzeltmeye tâbi tutulur. Toplulaştırılmış yöntemlerle
düzeltmeye tâbi tutulan kıymetlerin alış veya maliyet bedeline intikal
ettirilen reel olmayan finansman maliyetlerinin düşülmesi ihtiyaridir.
Mükellefler; reel olmayan finansman maliyetini, toplam
finansman maliyetlerine, ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem ortalama
ticarî kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen
oranı uygulayarak da tespit edebilirler. Ancak bu yöntemi seçen mükellefler
seçtikleri yöntemden bu seçimi yaptıkları hesap dönemi dahil üçüncü hesap
döneminin sonuna kadar dönemezler.
Belgelerde ayrıca gösterilen vade farklarının reel olmayan
kısımları ile üç aydan fazla vadeli olan ve vade farkı düzenlenen belge
üzerinde ayrıca gösterilmeyen işlemlerde alacak ve borç senetlerinin reeskont
işlemine tâbi tutulmasında esas alınan Merkez Bankasınca uygulanan faiz oranı
kullanılarak hesaplanan vade farkı tutarının reel olmayan kısımları bu madde
hükümlerine tâbi tutulur.
5. Mükellefler
düzeltme işleminde Maliye Bakanlığınca belirlenen toplulaştırılmış yöntemleri
uygulayabilirler. Ancak toplulaştırılmış yöntemlerden birini seçen mükellefler
seçtikleri yöntemden, bu seçimi yaptıkları hesap dönemi dahil üçüncü hesap
döneminin sonuna kadar dönemezler.
Enflasyon düzeltmeleri, ilgili kıymetlere ait fark
hesaplarına ve enflasyon düzeltme hesabına kaydedilir.
Yıllara sari inşaat ve onarma işlerine ait maliyet ve
hakedişlere ilişkin düzeltmeler, enflasyon düzeltme hesabı yerine yıllara sari
inşaat enflasyon düzeltme hesabına kaydedilir. Bu hesap işin bitiminde
kâr/zarar hesabına intikal ettirilir.
Düzeltme sonucu bulunan tutarlar, izleyen dönemde enflasyon
düzeltmesi yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, izleyen dönemin başlangıç
değerleri olarak dikkate alınır.
Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir
suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu
işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde
vergiye tâbi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon fark hesapları
kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir, bu işlem kâr
dağıtımı sayılmaz.
Enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden
çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet
addolunur.
Matrahın tespitinde, kanunen kabul edilmeyen giderler,
istisnalar ve geçmiş yıl malî zararları enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş
tutarları ile dikkate alınır.
6. Amortismanlar ve itfa payları düzeltilmiş değerler
üzerinden hesaplanır.
Kazançlarını işletme hesabı esasına göre tespit eden
mükellefler ile serbest meslek erbabı da amortismana tâbi iktisadî kıymetlerini
bu maddede belirtilen hükümlere göre düzeltilmiş tutarları üzerinden
amortismana tâbi tutabilirler. Bu şekilde enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan
amortismana tâbi iktisadî kıymetlerin elden çıkarılması halinde bunlara ilişkin
enflasyon düzeltme farkları maliyet addolunmaz.
7. Enflasyon düzeltmesi uygulanmayan bir hesap döneminden
sonra enflasyon düzeltme şartlarının yeniden oluşması halinde; enflasyon
düzeltmesi yapılan en son dönemden başlamak üzere enflasyon düzeltmesi yapılır.
Bu şekilde belirlenen geçmiş yıl kârı vergiye tâbi tutulmaz, geçmiş yıl zararı
zarar olarak kabul edilmez. Ancak, matrahın tespitinde geçmiş yıl malî
zararları mukayyet değerleri ile dikkate alınır. Birikmiş amortismanlar, ait
oldukları kıymetin bilanço tarihindeki değerinde düzeltme sonrasında ortaya
çıkan artış oranı dikkate alınarak düzeltilir.
Bu işlemlerden doğan pasif kalemlere ait fark hesapları için
(5) numaralı bendin beşinci paragraf hükmü uygulanır.
8. Maliye Bakanlığı;
a) Mükellef veya meslek grupları ya da mükelleflerin aktif
toplamları veya ciroları itibarıyla; enflasyon düzeltmesinde toplulaştırılmış
yöntemler kullanılmasına izin vermeye, toplulaştırılmış yöntem uygulanabilecek
kalemleri belirlemeye,
b) Mükellef veya meslek grupları ya da mükelleflerin aktif
toplamları veya ciroları itibarıyla hangi tür malî tabloların; enflasyon
düzeltmesine tâbi tutulup tutulmayacağını ve geçici vergi dönemlerinde
düzeltilip düzeltilmeyeceğini belirlemeye,
c) (3) numaralı bentte yer almayan kıymetler için düzeltmeye
esas alınacak tarihi belirlemeye,
d) Ortalama ticarî kredi faiz oranının tespitine ilişkin
usul ve esasları tespit etmeye,
e) Bölgeler, sektörler, iş grupları, iş nevileri veya
parasal olmayan kıymetler itibarıyla döviz, altın ve benzeri değerleri esas
alarak düzeltme yaptırmaya ve günlük olarak belirlenen endeks veya değerleri
kullandırmaya;
f) Parasal ve parasal olmayan kıymetleri belirlemeye,
g) Net parasal pozisyon kâr/zarar hesabı yaptırmaya,
h) Enflasyon düzeltmesine ilişkin usul ve esasları
belirlemeye,
Yetkilidir.
B) Yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak
yılın Ekim ayında (Ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Devlet
İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksinde meydana gelen
ortalama fiyat artış oranıdır. Bu oran Maliye Bakanlığınca Resmî Gazete ile
ilan edilir.”
MADDE 3. - 213 sayılı Kanunun 315 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 315. - Mükellefler amortismana tâbi iktisadî
kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa
ederler. İlan edilecek oranların tespitinde iktisadî kıymetlerin faydalı
ömürleri dikkate alınır.”
MADDE 4. - 213 sayılı Kanunun mükerrer 315 inci maddesinin
ikinci fıkrasının (1) numaralı bendine aşağıdaki hüküm eklenmiş ve (2) numaralı
bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde, üzerinden
amortisman ayrılacak değer, amortismana tâbi iktisadî kıymetin düzeltilmiş
değerinden daha evvel ayrılmış olan amortismanların toplamının taşınmış
değerleri indirilmek suretiyle tespit edilir.”
“2. - Bu usulde uygulanacak amortisman oranı normal
amortisman oranının iki katıdır.”
MADDE 5. - 213 sayılı Kanunun 320 nci maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“Amortismana tâbi iktisadî kıymetlerin aktife girdiği hesap
dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman
ayrılır.”
MADDE 6. - 213 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 25. - 31.12.2003 tarihli bilançoda yer alan
parasal olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre, bu maddede hüküm bulunmayan
hallerde ise Vergi Usul Kanununun bu Kanunla değişik mükerrer 298 inci
maddesinde yer alan hükümlere göre düzeltilir;
a) Düzeltme işlemi, Türkiye geneli için hesaplanan toptan
eşya fiyatları genel endeksi göz önünde bulundurularak Maliye Bakanlığınca
belirlenen düzeltme katsayıları kullanılarak yapılır. Düzeltme işlemi 1970
yılından itibaren uygulanır. Bu yıldan önce aktif ve pasife giren kalemler 1970
yılında girmiş kabul edilir.
b) Maddî duran varlıklar maliyet bedeli, malî duran
varlıklar ise alış bedeli üzerinden düzeltmeye tâbi tutulur.
c) Maddî duran varlıklar,
malî duran varlıklar ve özel tükenmeye tâbi varlıklar ile stokların maliyet veya
alış bedelleri içinde yer alan ve tevsik edilebilen reel olmayan finansman
maliyeti, ilgili varlığın maliyet veya alış bedelinden düşülür. Mükelleflerin
reel olmayan finansman maliyetini tevsik edememeleri halinde;
1) Son beş hesap dönemi
içinde aktife giren kıymetlerin maliyet bedeline dahil edilen finansman
giderlerinin reel olmayan kısımları, Maliye Bakanlığınca ilgili döneme ait TEFE
artış oranının dönem ortalama ticarî kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle
hesaplanarak ilan edilecek oranlar dikkate alınmak suretiyle maliyet veya alış
bedelinden düşülür.
2) Söz konusu beş hesap
döneminden önce aktife giren kıymetlerin maliyet bedeline dahil edilen
finansman giderleri maliyet veya alış bedellerinden düşülmez.
d) Birikmiş
amortismanlar, ait oldukları kıymetin bilanço tarihindeki değerinde düzeltme
sonrasında ortaya çıkan artış oranı dikkate alınarak düzeltilir.
e) Öz sermaye
kalemlerinin düzeltilmesinde, 1.1.2004 tarihinden önce ayrılan yeniden
değerleme değer artış fonu gibi fonlar öz sermayeden düşülür. Bu ve benzeri
fonların sermayeye ilavesi nedeniyle oluşan sermaye artışları sermaye artışı
olarak dikkate alınmaz ve enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmaz.
f) 2003 yılı hesap
dönemine ait beyannamede yer alan indirilemeyen geçmiş yıl malî zararları ile
cari dönem malî zararları matrahın tespitinde mukayyet değerleri ile dikkate
alınır.
g) 31.12.2003 tarihli
bilançonun düzeltilmiş aktif toplamından düzeltilmiş sermaye, düzeltilmiş hisse
senetleri ihraç primleri ve düzeltilmiş hisse senedi iptal kârları ile borç
toplamının çıkarılması sonucu bulunan fark, geçmiş yıllar kâr/zararı hesabında
gösterilir. Bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl kârı vergiye tâbi tutulmaz,
geçmiş yıl zararı ise zarar olarak kabul edilmez.
Pasif kalemlere ait
enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiğine
veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı
ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulur. Ancak öz sermaye
kalemlerine ait enflasyon fark hesapları kurumlar vergisi mükelleflerince
sermayeye ilave edilebilir, bu işlem kâr dağıtımı sayılmaz.
h)Sermaye Piyasası Kurulu
ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun yüksek enflasyon döneminde malî
tabloların düzeltilmesine ilişkin düzenlemelerine göre 31.12.2003 tarihli
bilançolarını düzeltmek zorunda olan mükellefler, söz konusu bilançolarını bu
madde uyarınca yeniden düzeltmeyebilirler.
ı) Yıllara sari inşaat ve
onarma işlerine ait maliyet ve istihkak tutarları ile ilgili olarak 31.12.2003
tarihinde oluşan düzeltme farkları işin bitiminde kâr/zarar tutarının
tespitinde dikkate alınmaz.
j) 2004 yılı hesap
döneminden itibaren ilk defa bilanço esasına geçen mükellefler bu maddede yer
alan esaslara göre düzeltme yaparlar.
k) Kendisine özel hesap
dönemi tayin edilen mükelleflerde; 31.12.2003 tarihli bilanço 2004 yılı içinde
biten hesap dönemi sonundaki bilançoyu 2003 yılı hesap dönemi 2004 yılı
içerisinde biten hesap dönemini, 1.1.2004 tarihi 2004 yılı içinde başlayan
hesap döneminin başındaki tarihi ifade eder.
GEÇİCİ MADDE 26. - Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce aktife giren iktisadî kıymetler
hakkında aktife alındıkları yılda yürürlükte olan sürelere göre amortisman
ayrılmasına devam olunur.”
MADDE 7. - 31.12.1960
tarihli ve193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin (2) ve (3)
numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“2. Yatırım indirimi
istisnası uygulamasına, istisnaya konu iktisadî kıymete ilişkin harcamaların
yapıldığı yılda başlanır ve indirilecek tutara ulaşılıncaya kadar devam olunur.
Yatırım harcamalarının
yapıldığı yıla ilişkin vergi matrahının tespitinde, kazancın yetersiz olması
nedeniyle dikkate alınamayan istisna tutarı, izleyen dönemlerde, bu dönemlerde
Devlet İstatistik Enstitüsü Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksinde meydana
gelen artış oranında artırılarak dikkate alınır.
3. Enflasyon düzeltmesi
uygulanan dönemlerde, yatırım indirimi istisnası tutarının hesaplanmasında
amortismana tâbi iktisadî kıymetin aktife alındığı hesap dönemi sonundaki düzeltilmiş
değeri esas alınır.
Ancak iktisadî kıymetin
aktife alındığı hesap döneminden önceki hesap dönemlerinde gerçekleşen
harcamalar, gerçekleştirildikleri dönem sonundaki düzeltilmiş değerleri ile
dikkate alınır. İzleyen dönemlerde enflasyon düzeltmesi nedeniyle bu
harcamalardan kaynaklanan farklar üzerinden yatırım indirimi istisnası
hesaplanmaz.”
MADDE 8. - 193 sayılı
Kanunun 43 üncü maddesinin (1) ve (2) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“1. Yıl içinde birden
fazla inşaat ve onarma işinin birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek
genel giderler bu işlere ait harcamaların (enflasyon düzeltmesi yapılan
dönemlerde düzeltilmiş tutarlarının) enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş
tutarlarının birbirine olan nispeti dahilinde;
2. Yıl içinde tek veya
birden fazla inşaat ve onarma işinin bu madde şümulüne girmeyen işlerde
birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek genel giderler, bu işlere ait
harcamalar ile diğer işlere ait satış ve hasılat tutarlarının (enflasyon
düzeltmesi yapılan dönemlerde bunların düzeltilmiş tutarlarının) birbirine olan
nispeti dahilinde;”
MADDE 9. - 193 sayılı
Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 65. -
Geçici 61 inci madde kapsamında yatırım indirimi istisnası uygulamasını seçmiş
olan mükellefler, bu tercihlerini 31.12.2003 tarihine kadar bağlı bulundukları
vergi dairesine bildirimde bulunmak suretiyle değiştirebilirler. Bu şekilde
tercihlerini değiştiren mükellefler, 24.4.2003 tarihinden itibaren yaptıkları
harcamalar (öngörülen harcamalar kapsamında daha önce yatırım indirimi
istisnasından yararlanmış harcamalar hariç) için 19 uncu maddede yer alan
hükümler çerçevesinde yatırım indirimi istisnasından yararlanabilirler.
Tercihlerini değiştirmeyen mükellefler ise, yatırım indirimi istisna
tutarlarının tespitinde, enflasyon düzeltmesi uygulaması sonucu yatırım
indiriminden yararlanan iktisadî kıymetlerle ilgili olarak oluşan düzeltme
farklarını dikkate alamazlar.
19 uncu madde kapsamında yatırım indirimi istisnası
tutarlarının tespitinde 1.1.2004 tarihine kadar yapılan harcama tutarları
düzeltilmiş değerleri ile dikkate alınmaz.”
MADDE 10. - a) 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 280 inci maddesinin son fıkrası ve 319 uncu maddesi,
b) 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;
38 inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları ile 41 inci maddesinin (8)
numaralı bendi ve 57 nci maddesinin son fıkrası,
c) 3.6.1949 tarihli ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun 15 inci maddesinin (13) numaralı bendi,
Yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 11. - Bu Kanunun;
a) 2 nci maddesi ile değiştirilen Vergi Usul Kanununun
mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (8) numaralı bendi yayımı
tarihinde,
b) Diğer maddeleri 1.1.2004 tarihinde,
Yürürlüğe girer.
MADDE 12. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
B. Atalay |
A. Babacan |
M. Aydın |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Adalet
Bakanı |
|
G. Akşit |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
K. Unakıtan |
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
H. Çelik |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım
ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bakanı |
|
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
M. Başesgioğlu |
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En.
ve Tab. Kay. Bakanı |
Kültür
ve Turizm Bakanı |
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
E. Mumcu |
|
|
Çevre
ve Orman Bakanı |
|
|
|
O. Pepe |
|
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
VERGİ USUL KANUNU, GELİR VERGİSİ KANUNU VE
KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1. - Tasarının 1 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 2. - 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesi
başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Enflasyon düzeltmesi ve yeniden değerleme oranı
Mükerrer Madde 298. - A) Malî tablolarda yer alan parasal
olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre enflasyon düzeltmesine tâbi tutulur.
1. Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve
kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan
dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde
% 10'dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi
tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte
gerçekleşmemesi halinde sona erer.
Kapsama giren mükellefler, geçici vergi dönemlerinin sonu
itibarıyla malî tabloları düzenlemek ve enflasyon düzeltmesi yapmak
zorundadırlar. Geçici vergi dönemlerinde yukarıda belirtilen oranların
tespitinde, son üç hesap dönemi yerine üçer aylık dönemlerin son ayı dahil
önceki otuz altı ay ve içinde bulunulan hesap dönemi yerine son oniki ay
dikkate alınır. Bir hesap dönemi içindeki geçici vergi dönemlerinin herhangi
birinde düzeltme yapılması halinde takip eden geçici vergi dönemlerinde ve
içinde bulunulan hesap dönemi sonunda da düzeltme yapılır.
Bakanlar
Kurulu; bu maddede
yer alan % 100 oranını % 35'e kadar indirmeye veya tekrar kanuni
seviyesine kadar yükseltmeye, % 10 oranını ise % 25'e kadar çıkarmaya veya
tekrar kanuni seviyesine kadar indirmeye yetkilidir.
2. Bu maddenin uygulanmasında;
a) Parasal olmayan kıymetler; parasal kıymetler dışındaki
kıymetleri,
b) Parasal kıymetler; Türk Lirasının değerindeki değişmeler
karşısında nominal değerleri aynı kaldığı halde satın alma güçleri fiyat
hareketlerine göre ters yönde değişen kıymetleri (Yabancı paralar da parasal
kıymet olarak dikkate alınır.),
c) Enflasyon düzeltmesi; parasal olmayan kıymetlerin
enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutarlarının düzeltme katsayısı ile
çarpılması suretiyle, malî tablonun ait olduğu tarihteki satın alma gücü
cinsinden hesaplanmasını,
d) Düzeltme katsayısı; malî tabloların ait olduğu aya
ilişkin fiyat endeksinin, düzeltmeye esas alınan tarihi içeren aya ait fiyat
endeksine bölünmesiyle elde edilen katsayıyı,
e) Ortalama düzeltme katsayısı; malî tabloların ait olduğu
aya ilişkin fiyat endeksinin, bu endeks ile bir önceki dönemin sonundaki fiyat
endeksi toplamının ikiye bölünmesi sonucu bulunan endekse bölünmesiyle elde
edilen katsayıyı,
f) Fiyat endeksi (TEFE); Devlet İstatistik Enstitüsünce
Türkiye geneli için hesaplanan ve ilan edilen Toptan Eşya Fiyatları Genel
Endeksini,
g) Reel olmayan finansman maliyeti; her türlü borçlanmada,
borç tutarlarına (yabancı para üzerinden borçlanmalarda düzeltme tarihindeki
Türk Lirası karşılıklarına), borcun kullanıldığı döneme ait TEFE artış oranının
uygulanması suretiyle hesaplanan tutarı,
h) Toplulaştırılmış yöntemler;
aa) Basit ortalama yöntemi; gelir tablosu kalemleri ile
stokların düzeltmede esas alınacak
tarihlere bağlı kalınmaksızın dönem ortalama düzeltme katsayısı ile çarpılması
suretiyle enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmasını,
ab) Hareketli ağırlıklı ortalama yöntemi; dönem sonu stok ve
dönem içinde satılan mal maliyetinin enflasyon düzeltmesine esas alınacak
tutarlarının hareketli ağırlıklı ortalama düzeltme katsayısı ile çarpılması suretiyle
enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmasını (Bir önceki döneme ait düzeltilmiş
satılan mal maliyeti enflasyon düzeltmesi yapılan dönemin sonuna taşıma
katsayısı uygulanarak taşınır. Bu hesaplamalarda amortisman ve reel finansman
giderleri, endekslenmeden dikkate alınır.),
i) Hareketli ağırlıklı ortalama düzeltme katsayısı;
enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş dönem başı stoğun ilgili dönemin sonuna
taşınmış değeri ile dönem içi alış ve giderlerin enflasyon düzeltmesine tâbi
tutulmuş değerleri toplamının, dönem başı stok ile dönem içi alış ve giderlerin
enflasyon düzeltmesine esas alınacak tutarlarının toplamına bölünmesi ile
bulunan katsayıyı,
j) Taşıma; malî tablolardaki parasal ve parasal olmayan
tutarların, taşıma katsayısı kullanılarak ilgili dönemin sonundaki yeni
değerlerinin hesaplanması işlemini,
k) Taşıma katsayısı; malî tabloların ait olduğu aya ilişkin
fiyat endeksinin, bir önceki dönemin sonundaki (yıl içinde işe başlayanlarda,
işe başlanılan aya ilişkin) fiyat endeksine bölünmesiyle elde edilen katsayıyı,
l) Enflasyon fark hesapları; parasal olmayan kıymetlerin
düzeltme işlemi sonrası değeri ile düzeltme öncesi değeri arasındaki
farklarının kaydedildiği hesapları,
m) Enflasyon düzeltme hesabı; parasal olmayan kıymetlerin
düzeltilmesi sonucu oluşan farkların kaydedildiği hesabı (Bu hesap enflasyon
fark hesapları ile karşılıklı olarak çalışır. Parasal olmayan aktif kıymetlerin
enflasyon düzeltmesine tâbi tutulması sonucu oluşan farklar bu hesabın
alacağına, parasal olmayan pasif kıymetlerin enflasyon düzeltmesine tâbi
tutulması sonucu oluşan farklar ise borcuna kaydedilir. Enflasyon düzeltme
hesabının bakiyesi gelir tablosuna aktarılmak suretiyle kapatılır.),
n) Net parasal pozisyon; parasal varlıklarla parasal
yükümlülükler arasındaki farkı,
İfade eder.
3. Düzeltme işleminde
aşağıdaki tarihler esas alınır;
a) Alış bedeli ile değerlenen menkul kıymetlerle malî duran
varlıklar için; satın alma tarihi,
b) İlk madde ve malzeme,
ticari mallar, yarı mamul ve mamul stokların maliyetine dahil edilen
unsurlar, yıllara sari inşaat ve onarım işlerinde maliyeti oluşturan unsurlar,
gelecek aylara ve yıllara ait giderler, maddi duran varlıklar ve bu varlıkları
oluşturan unsurlar, maddi olmayan duran varlıklar ve bu varlıkları oluşturan
unsurlar, özel tükenmeye tâbi varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar,
yıllara sari inşaat ve onarım hakedişleri, haklar ve şerefiyeler için;
defterlere kayıt tarihi (Bunlara mahsuben verilen veya alınan parasal olmayan
avanslar, ödeme veya tahsil tarihinden mahsup tarihine kadar düzeltilir.),
c) Parasal olmayan alınan depozito ve teminatlar ile
avanslar, nakit olarak ödenmiş sermaye,
hisse senetleri ihraç primleri, hisse senedi iptal kârları için; tahsil tarihi,
d) Parasal olmayan verilen depozito ve teminatlar ile
avanslar için; ödeme tarihi,
e) Aynî sermaye olarak konulan kıymetler için; mülkiyetin
intikal ettiği tarih,
f) Kâr yedekleri, geçmiş yıl kârları ve net dönem kârının
sermayeye ilave edilmesi dolayısıyla artırılan sermaye için; tescil tarihi,
g) Nakdî sermaye karşılığı alınan hisse senetleri için;
ödeme tarihi, ayni sermaye karşılığı alınan hisse senetleri için; sermaye
olarak konulan kıymetlerin mülkiyetinin intikal ettiği tarih, temettü karşılığı
alınan hisse senetleri için; iştirak edilen şirket sermayesinin tescil tarihi,
h) Parasal olmayan karşılıklar için; ilgili olduğu kıymetin
düzeltmeye esas tarihi.
4. Düzeltme işleminde bu Kanunda yer alan değerleme
hükümlerine göre tespit edilen tutarlar esas alınır. Ancak stokların, satılan
malın ve maddî duran varlıkların maliyet bedeline ve malî duran varlıkların
alış bedeline intikal ettirilen reel olmayan finansman maliyetleri düşüldükten
sonra bulunan tutarlar düzeltmeye tâbi tutulur. Toplulaştırılmış yöntemlerle
düzeltmeye tâbi tutulan kıymetlerin alış veya maliyet bedeline intikal
ettirilen reel olmayan finansman
maliyetlerinin düşülmesi ihtiyaridir.
Mükellefler; reel olmayan finansman maliyetini, toplam
finansman maliyetlerine, ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem ortalama
ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle belirlenen oranı uygulayarak da
tespit edebilirler. Ancak bu yöntemi seçen mükellefler seçtikleri yöntemden bu
seçimi yaptıkları hesap dönemi dahil üçüncü hesap döneminin sonuna kadar
dönemezler.
Belgelerde ayrıca gösterilen vade farklarının reel olmayan
kısımları ile üç aydan fazla vadeli olan ve vade farkı düzenlenen belge
üzerinde ayrıca gösterilmeyen işlemlerde alacak ve borç senetlerinin reeskont
işlemine tâbi tutulmasında esas alınan Merkez Bankasınca uygulanan faiz oranı
kullanılarak hesaplanan vade farkı tutarının reel olmayan kısımları bu madde
hükümlerine tâbi tutulur.
Borsada işlem gören hisse senetleri, değerleme günündeki
borsa rayici ile dikkate alınır. Bunlar için ayrıca düzeltme yapılmaz.
5. Mükellefler düzeltme işleminde Maliye Bakanlığınca
belirlenen toplulaştırılmış yöntemleri uygulayabilirler. Ancak toplulaştırılmış
yöntemlerden birini seçen mükellefler seçtikleri yöntemden, bu seçimi
yaptıkları hesap dönemi dahil üçüncü hesap döneminin sonuna kadar dönemezler.
Enflasyon düzeltmeleri, ilgili kıymetlere ait fark
hesaplarına ve enflasyon düzeltme hesabına kaydedilir.
Yıllara sari inşaat ve onarma işlerine ait maliyet ve
hakedişlere ilişkin düzeltmeler, enflasyon düzeltme hesabı yerine yıllara sari
inşaat enflasyon düzeltme hesabına kaydedilir. Bu hesap işin bitiminde
kâr/zarar hesabına intikal ettirilir.
Düzeltme sonucu bulunan tutarlar, izleyen dönemde enflasyon
düzeltmesi yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, izleyen dönemin başlangıç
değerleri olarak dikkate alınır.
Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir
suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu
işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde
vergiye tâbi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon fark hesapları
kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir, bu işlem kâr
dağıtımı sayılmaz.
Enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden
çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet
addolunur.
Matrahın tespitinde, kanunen kabul edilmeyen giderler,
istisnalar ve geçmiş yıl malî zararları enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş
tutarları ile dikkate alınır.
6. Amortismanlar ve itfa payları, düzeltilmiş değerler üzerinden
hesaplanır.
Kazançlarını işletme hesabı esasına göre tespit eden
mükellefler ile serbest meslek erbabı da amortismana tâbi iktisadi kıymetlerini
bu maddede belirtilen hükümlere göre düzeltilmiş tutarları üzerinden
amortismana tâbi tutabilirler.
7. Enflasyon düzeltmesi uygulanmayan bir hesap döneminden
sonra enflasyon düzeltme şartlarının yeniden oluşması halinde; enflasyon
düzeltmesi yapılan en son dönemden başlamak üzere enflasyon düzeltmesi yapılır.
Bu şekilde belirlenen geçmiş yıl kârı vergiye tâbi tutulmaz, geçmiş yıl zararı
zarar olarak kabul edilmez. Ancak, matrahın tespitinde geçmiş yıl malî
zararları mukayyet değerleri ile dikkate alınır. Birikmiş amortismanlar, ait
oldukları kıymetin bilanço tarihindeki değerinde düzeltme sonrasında ortaya
çıkan artış oranı dikkate alınarak düzeltilir.
Bu işlemlerden doğan pasif kalemlere ait fark hesapları için
(5) numaralı bendin beşinci paragraf
hükmü uygulanır.
8. Maliye Bakanlığı;
a) Mükellef veya meslek grupları ya da mükelleflerin aktif
toplamları veya ciroları itibarıyla; enflasyon düzeltmesinde toplulaştırılmış
yöntemler kullanılmasına izin vermeye, toplulaştırılmış yöntem uygulanabilecek
kalemleri belirlemeye,
b) Mükellef veya meslek grupları ya da mükelleflerin aktif
toplamları veya ciroları itibarıyla hangi tür malî tabloların; enflasyon
düzeltmesine tâbi tutulup tutulmayacağını ve geçici vergi dönemlerinde
düzeltilip düzeltilmeyeceğini belirlemeye,
c) (3) numaralı bentte yer almayan kıymetler için düzeltmeye
esas alınacak tarihi belirlemeye,
d) Ortalama ticari kredi faiz oranının tespitine ilişkin
usul ve esasları tespit etmeye,
e) Bölgeler, sektörler, iş grupları, iş nevileri veya
parasal olmayan kıymetler itibarıyla döviz, altın ve benzeri değerleri esas
alarak düzeltme yaptırmaya ve günlük olarak belirlenen endeks veya değerleri
kullandırmaya;
f) Parasal ve parasal olmayan kıymetleri belirlemeye,
g) Net parasal pozisyon kâr/zarar hesabı yaptırmaya,
h) Enflasyon düzeltmesine ilişkin usul ve esasları
belirlemeye,
Yetkilidir.
B) Yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak
yılın Ekim ayında (Ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Devlet
İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksinde meydana gelen
ortalama fiyat artış oranıdır. Bu oran Maliye Bakanlığınca Resmî Gazete ile
ilan edilir."
MADDE 3. - Tasarının 3 üncü maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 4. - Tasarının 4 üncü maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 5. - 213 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 25. - 31.12.2003 tarihli bilançoda yer
alan parasal olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre, bu maddede hüküm
bulunmayan hallerde ise Vergi Usul Kanununun bu Kanunla değişik mükerrer 298
inci maddesinde yer alan hükümlere göre düzeltilir;
a) Düzeltme işlemi, Türkiye geneli için hesaplanan toptan
eşya fiyatları genel endeksi göz önünde bulundurularak Maliye Bakanlığınca
belirlenen düzeltme katsayıları kullanılarak yapılır. Düzeltme işlemi 1970
yılından itibaren uygulanır. Bu yıldan önce aktif ve pasife giren kalemler 1970
yılında girmiş kabul edilir.
b) Maddî duran varlıklar maliyet bedeli, malî duran
varlıklar ise alış bedeli üzerinden düzeltmeye tâbi tutulur.
c) Maddî duran varlıklar, malî duran varlıklar ve özel
tükenmeye tâbi varlıklar ile stokların maliyet veya alış bedelleri içinde yer
alan ve tevsik edilebilen reel olmayan finansman maliyeti, ilgili varlığın
maliyet veya alış bedelinden düşülür. Mükelleflerin reel olmayan finansman
maliyetini tevsik edememeleri halinde;
1) Son beş hesap dönemi içinde aktife giren kıymetlerin
maliyet bedeline dahil edilen finansman giderlerinin reel olmayan kısımları;
toplam finansman maliyetlerine, ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem
ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi sonucunda belirlenen oranlar
uygulanmak suretiyle bulunan tutar, maliyet ve alış bedelinden düşülür.
2) Söz konusu beş hesap döneminden önce aktife giren
kıymetlerin maliyet bedeline dahil edilen finansman giderleri maliyet veya alış
bedellerinden düşülmez.
d) Birikmiş amortismanlar, ait oldukları kıymetin bilanço
tarihindeki değerinde düzeltme sonrasında ortaya çıkan artış oranı dikkate
alınarak düzeltilir.
e) Öz sermaye kalemlerinin düzeltilmesinde, 1.1.2004
tarihinden önce ayrılan yeniden değerleme değer artış fonu gibi fonlar öz sermayeden
düşülür. Bu ve benzeri fonların sermayeye ilavesi nedeniyle oluşan sermaye
artışları sermaye artışı olarak dikkate alınmaz ve enflasyon düzeltmesine tâbi
tutulmaz.
f) 2003 yılı hesap dönemine ait beyannamede yer alan
indirilemeyen geçmiş yıl malîzararları
ile cari dönem malî zararları matrahın tespitinde mukayyet değerleri ile
dikkate alınır.
g) 31.12.2003 tarihli bilançonun düzeltilmiş aktif
toplamından düzeltilmiş sermaye, düzeltilmiş hisse senetleri ihraç primleri ve
düzeltilmiş hisse senedi iptal kârları ile borç toplamının çıkarılması sonucu
bulunan fark, geçmiş yıllar kâr/zararı hesabında gösterilir. Bu şekilde tespit
edilen geçmiş yıl kârı vergiye tâbi tutulmaz, geçmiş yıl zararı ise zarar
olarak kabul edilmez.
Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir
suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu
işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde
vergiye tâbi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon fark hesapları
kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir, bu işlem kâr
dağıtımı sayılmaz.
h) Sermaye Piyasası Kurulu ve Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumunun yüksek enflasyon döneminde malî tabloların düzeltilmesine
ilişkin düzenlemelerine göre 31.12.2003 tarihli bilançolarını düzeltmek zorunda
olan mükellefler, söz konusu bilançolarını bu madde uyarınca yeniden
düzeltmeyebilirler.
ı) Yıllara sari inşaat ve onarma işlerine ait maliyet ve
istihkak tutarları ile ilgili olarak 31.12.2003 tarihinde oluşan düzeltme
farkları işin bitiminde kâr/zarar tutarının tespitinde dikkate alınmaz.
j) 2004 yılı hesap döneminden itibaren ilk defa bilanço
esasına geçen mükellefler bu maddede yer alan esaslara göre düzeltme yaparlar.
k) Kendisine özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflerde;
31.12.2003 tarihli bilanço, 2004 yılı içinde biten hesap dönemi sonundaki
bilançoyu, 2003 yılı hesap dönemi, 2004 yılı içerisinde biten hesap dönemini,
1.1.2004 tarihi 2004 yılı içinde başlayan hesap döneminin başındaki tarihi
ifade eder.
GEÇİCİ MADDE 26. - Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce aktife giren iktisadi kıymetler hakkında aktife alındıkları yılda
yürürlükte olan sürelere göre amortisman ayrılmasına devam olunur. "
MADDE 6. - Tasarının 7 nci maddesi 6 ncı madde olarak aynen
kabul edilmiştir.
MADDE 7. - Tasarının 8 inci maddesi 7 nci madde olarak aynen
kabul edilmiştir.
MADDE 8. - 193 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 65. - Geçici 61 inci madde kapsamında
yatırım indirimi istisnası uygulamasını seçmiş olan mükellefler, bu
tercihlerini bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra verilmesi gereken ilk
geçici vergi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar bağlı bulundukları
vergi dairesine bildirimde bulunmak suretiyle değiştirebilirler. Bu şekilde
tercihlerini değiştiren mükellefler, 24.4.2003 tarihinden itibaren yaptıkları
harcamalar (öngörülen harcamalar kapsamında daha önce yatırım indirimi
istisnasından yararlanmış harcamalar hariç) için 19 uncu maddede yer alan
hükümler çerçevesinde yatırım indirimi istisnasından yararlanabilirler.
Tercihlerini değiştirmeyen mükellefler ise, yatırım indirimi istisna
tutarlarının tespitinde, enflasyon düzeltmesi uygulaması sonucu yatırım
indiriminden yararlanan iktisadi kıymetlerle ilgili olarak oluşan düzeltme
farklarını dikkate alamazlar.
19 uncu madde kapsamında yatırım indirimi istisnası
tutarlarının tespitinde 1.1.2004 tarihine kadar yapılan harcama tutarları
düzeltilmiş değerleri ile dikkate alınmaz."
MADDE 9. - a) 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 280 inci maddesinin son fıkrası ve 319 uncu maddesi,
b) 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;
38 inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları ile 41 inci maddesinin birinci
fıkrasının (8) numaralı bendi ve 57 nci maddesinin son fıkrası,
c) 3.6.1949 tarihli ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun 15 inci maddesinin (13) numaralı bendi,
Yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1. - Dileyen mükellefler, 2004 yılının
(kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerde 2004 yılında biten hesap
döneminden sonra başlayan) ilk geçici vergi döneminde beyan edecekleri geçici
vergi matrahının tespitinde; enflasyon düzeltmesine ilişkin hükümler yerine
Vergi Usul Kanununun bu Kanunla değiştirilmeden önceki değerleme hükümleri ile
Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununun bu Kanunla kaldırılan
hükümlerini ve Vergi Usul Kanununun 280 inci maddesinin bu Kanunla kaldırılan
son fıkrasını dikkate alırlar. Bu takdirde enflasyon düzeltmesinin dikkate alınmadığı
hususu beyannamede belirtilir. Beyanname verme süresi içinde bu hususu
bildirmeyen veya beyanname vermeyen mükelleflerin enflasyon düzeltmesine
ilişkin hükümleri dikkate almadıkları kabul edilir.
MADDE 10. - Bu Kanunun;
a) 8 inci maddesi ve 2 nci maddesi ile değiştirilen Vergi
Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (8) numaralı bendi
yayımı tarihinde,
b) Diğer maddeleri 1.1.2004 tarihinde,
Yürürlüğe girer.
MADDE 11. - Tasarının 12 nci maddesi 11 inci madde olarak aynen kabul edilmiştir.