I. Çiller Hükümeti (DYP - SHP) Koalisyon Protokolü

GİRİŞ

Doğruyol Partisi ile Sosyaldemokrat Halkçı Parti, önceki DYP-SHP Ortak Hükümetinin oluşumunu düzenleyen 19 Kasım 1991 tarihli Protokolü, eklerini ve temel hedeflerini ilke olarak benimser. Bu çerçevede yeni DYP-SHP Hükümeti önceki hükümetin uygulamalarını dikkate alarak, aşağıdaki hedeflere ulaşmayı ortak amaç sayar.

 

TEMEL İLKELER

Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Türkiye'nin üniter devlet niteliği, toplumsal yapımızdan kaynaklanan tarihsel ve geleneksel bir beraberlik ve birlik fikrini yansıtmaktadır. Bu birlik ve beraberlik, ortak bir "siyasi kültürün" sonucudur. Bunu korumaya kararlıyız.

Devletin resmi dili, bayrağı, simgeleri, sınırları ve Türkiye Cumhuriyetinin egemenlik hakları her türlü tartışmanın üstünde ve dışındadır.

Anayasa Hükümleri de dahil demokratikleşmenin ve çağdaş değerlerin önünde duran bütün engeller ayıklanacak ve bir an önce kaldırılacaktır. Gene bu çerçevede, Siyasi Partiler Yasası gözden geçirilerek kadın ve gençlik kollarının örgütlenmesi ve üniversitelerimizin, sivil toplum kuruluşlarının siyasal yaşama aktif katkısı sağlanacaktır. Özetle, hoşgörüye ve karşılıklı uzlaşmaya dayanan katılımcı ve çoğulcu demokratik sistem içerisinde halkın demokratik refleksini kuvvetlendirmeyi amaçlıyoruz. Basın özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmaya da kararlıyız.

İnsan hakları ve temel özgürlüklere dayalı, her yönden çağdaş ve demokratik bir rejim hedefimizdir. Bu çerçevede, laik ve Atatürk ilkelerine bağlı Türkiye, din ve vicdan hürriyetini toplumsal hayatının vazgeçilmez ilkesi sayar.

Ülke çıkarlarını ve milletin üstün değerlerini koruyan ve önde tutan çağdaş Atatürk milliyetçiliğini, uygar dünyanın temel değerlerinden biri olarak görüyor ve benimsiyoruz.

Türkiye’de insan hakları uygulamaları Paris Şartı çerçevesinde gerçekleştirilecek; uluslararası yükümlülüklere uyularak dünya ile bütünleşme sürecine hız kazandırılacaktır.

“Hukuk devleti” ve “sosyal devlet” anlayışları, bugün artık sadece nitelik belirleyen birer sıfat olmaktan çıkmış, devletin özünü teşkil eden kavramlar haline gelmiştir. Günümüz dünyasında, “hukuk devleti” ve “sosyal devlet” niteliği ve içeriği olmayan bir devlet kavramı düşünülememektedir.

Ülke kaynak ve varlıklarının hakça kullanımı ve bunun gereklerinin yerine getirilmesi sosyal devlet anlayışının vazgeçilmez sonucudur.

Devlet halk için vardır. Her şey halk için ve bütün kesimlerle uzlaşma içinde yapılacaktır. Devletin parası halkın parasıdır. Devlet, her şeyi dürüst ve saydam bir biçimde yapacaktır. Değişim ve reform ancak halkın aktif katılımıyla ve desteğiyle mümkündür.

Türkiye'yi dünyadaki demokratik değişim ve reform rüzgarından uzak tutmak mümkün değildir.Türkiye bu sürece girmiştir ve 21 inci yüzyılın önder ülkelerinden biri olacaktır.

 

DEMOKRATİKLEŞME VE DEVLETİN YENİDEN YAPILANMASI

1982 Anayasası ve onun doğrultusunda çıkarılmış diğer yasaların demokratik bir niteliğe kavuşması ve demokratikleşmenin hızlı ve sağlıklı bir süreç izlemesi ertelenemez bir görevdir. Bu çağdaş ve mutlu insanların yaşadığı bir Türkiye’yi amaçlayan tüm siyasal partilerin gündeminin ilk sırası olmalıdır.

1982 Anayasası, hazırlanış, sunuluş ve kabul ediliş süreci, şartları ve içeriği ile ülkemizin demokratik gelişmesi önünde çok önemli bir engel olarak durmaktadır.

Hükümetimiz, yurttaşlarımızın hak ve özgürlüklerini geliştirme mücadelelerini doğal karşılar. Bunu engellemek değil; geliştirmek istemektedir. Ancak bunun için tek bir yola izin vermeye kararlıdır: O da barışçı ve demokratik mücadele yoludur.

1982 Anayasası, toplumsal ve parlamento içi uzlaşmalarla, değiştirilmeye, yenilenmeye ve demokratikleştirilmeye çalışılacaktır. Bu çerçevede;

- Temel hak ve özgürlükler sağlam güvencelere bağlanacaktır. Kişinin hakları genişletilecek ve güvenceleri artırılacaktır. Sosyal ve ekonomik haklar, başta sendikal haklar ve toplu sözleşme ve grev hakkı olmak üzere çağdaş demokrasi ve ILO standartlarına yükseltilecektir. Basın özgürlüğü ile yurttaşın gerçek, doğru ve çoğulcu bilgi alma hakkı daha da güçlendirilecektir.

- Siyasi haklar genişletilecektir. Siyasal partilerin örgütlenme ve faaliyetleri ile ilgili çeşitli kısıtlama ve sınırlamalar kaldırılacak, siyasal yaşama katılma hakkı genişletilecektir. Seçme, seçilme ve siyasal partilere üye olabilme ile ilgili anayasal ve yasal engeller kaldırılacaktır. Siyasal partilerin, program ve görüşlerini tam bir özgürlük içinde geliştirebilmeleri sağlanacaktır. Başta sendikalar ve çeşitli meslek kuruluşları üzerindeki siyaset yasağı kaldırılacaktır.

- Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi hem yasal düzenlemelerini hızlandıracak, hem de TBMM’nin yasama yetkisini zayıflatmayacak bir biçimde yeniden düzenlecektir.

- Demokratik sivil otorite güçlendirilecektir.

- Olağanüstü hal ile sıkıyönetim, seferberlik ve savaş halleri ile ilgili düzenlemeler hukuk devletinin ilkeleri ile uyumlu hale getirilecektir.

- Yerel yönetimler, özerklik, maddi kaynak ve yetkileri açısından güçlendirilecek; merkezi yönetim yerine, yerinden yönetim ilkesi pekiştirilecektir.

- Başta İstanbul olmak üzere metropoller için özel yönetim biçimleri oluşturulacaktır.

- Üniversiteler bilimsel ve yönetsel özerkliğe kavuşturulacaktır.

- Radyo ve TV yayınları üzerindeki devlet tekeli kaldırılacaktır.

- Meslek kuruluşlarının güçlenmesi ve özerkleşmesi sağlanacaktır.

- Yargı bağımsızlığı, yargıç güvencesi ve tabii hakim ilkeleri güçlendirilecektir.

- İdarenin yargı denetimi ve Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi genişletilecek ve etkinleştirilecektir.

- Genelde TBMM’nin çalışmaları, özelde ise bütçenin yasalaştırılması süreci hızlandırılacak ve etkinleştirilecektir.

- Anayasanın geçici hükümleri ayıklanacaktır.

Rejimimizin demokratik, özgürlükçü, çoğulcu, hukuk devleti ilkesine bağlı, insan haklarına saygılı, laik ve sosyal devlet niteliklerinin geliştirilmesi Ortak Hükümetin temel hedefidir.

Anayasa değişiklikleri gerçekleştirilinceye değin; varolan temel rejim yasaları bugünkü Anayasanın tanıdığı son sınıra kadar demokratikleştirilecektir.

Bu çerçevede aşağıdaki yasalar yeniden düzenlenecektir:

- Siyasal Partiler Yasası

- Seçim Yasası

- İş, sendikalar, toplu sözleşme ve grev yasaları

- Yerel yönetimlerle ilgili yasalar

- Basınla ilgili düzenlemeler

- Üniversiteler Yasası

- Dernekler Yasası

- Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası

- TRT Yasası

- Sıkıyönetim ve Olağanüstü Hal yasaları

- Terörle Mücadele Yasası

- Pasaport Yasası

- Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasası

Demokratik parlamenter rejimimizin bugün temel darboğazlarından birini, yasama çalışmalarının çok yavaş yürümesi oluşturmaktadır. Bunun aşılması için Meclis İçtüzüğünde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

49 uncu Hükümetin bugüne değin TBMM’ne göndermiş bulunduğu yasaların bir an önce yasalaşması için çaba harcanacaktır.

İnsan haklarının daha güçlü bir biçimde korunması amacıyla yeni yasal düzenlemeler ve kurumlaşmalar yapılacaktır.

Düşünceyi yayma özgürlüğü genişletilecek, kitap toplama, yasaklama ve ağır cezalar uygulama gibi kısıtlamalar; çağdaş demokrasilerdeki standartlara ulaştırılacaktır.

12 Eylül döneminde çeşitli mağduriyetlere uğramış kişi, kuruluş ve örgütlerin mağduriyetleri hızla giderilecektir.

Güvenlik soruşturması, istisnai durumlar dışında kaldırılacaktır.

Adaletin hızlandırılması, bağımsızlığın pekiştirilmesi ve savunma hakkının güçlendirilmesi yolunda başlatılmış bulunan “adli reform” çalışmaları hızlandırılarak sürdürülecektir. Adaletin kendine yakışır çalışma ortamında ve yeterli maddi olanaklarla donatılarak gerçekleştirilebilmesi için bütçe payı zaman içinde artırılacaktır.

Devlet personel rejimi, kamu çalışanlarının sendikal haklarının sağlanması ve geliştirilmesi de gözetilerek yeniden düzenlenecektir. Devlet, istihdam sorununu aşmanın bir aracı olarak değil; etkin, ekonomik, demokratik ve hakça işleyen bir hizmet birimi olarak görülecektir. Devletin buyurgan, karışmacı, bürokratik, merkeziyetçi, doğrudan işletmeci ve yürütücü nitelikleri arındırılacak, demokratik ve sosyal nitelikleri güçlendirilecektir. Devlet, her kademesinde temel tercihleri belirleyen, yönlendiren, denetleyen; daha saydam, daha sosyal, daha demokratik ve daha etkin bir devlet haline getirelecektir.

Hükümetimizin temel hedeflerinden biri olan açık ve dürüst yönetim anlayışını gerçekleştirebilmek için devlet işlerinde ve ihalelerinde her türlü yolsuzluğu önleyici, yeni ve kalıcı düzenlemeler yapılacaktır. Devlet denetim organları yeniden düzenlenerek daha etkili ve bağımsız bir hale getirelecektir. Yolsuzluklardan hesap sorulmasına devam edilecektir.

 

GÜNEYDOĞU, GÜVENLİK VE İÇ BARIŞ

Terörle, bütün olanaklarla ve büyük bir kararlılık içinde mücadeleye devam edilecektir. Ancak her koşulda hukuk devleti ilkelerine ve insan haklarına saygı gösterilecektir. Hükümeti oluşturan partilerin; tüm halkımıza saygı, sevgi ve insan hakları anlayışı ile yaklaştığı ve hep böyle yaklaşacağı konusunda kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

“Olağanüstü Hal” rejimi, yetki boşluğu yaratmayacak yeni yasal düzenlemelerin yapılmasıyla birlikte, yürürlükten kaldırılacaktır. Koruculuk sisteminin tasfiyesi ilke olarak benimsenmektedir. Ancak bunun yaratacağı istihdam ve güvenlik sorunları zaman içinde çözülerek, bu hedefe varılacaktır.

Hükümetimiz, yurttaşlarımızın etnik, kültürel ve dile ilişkin kimlik özelliklerinin özgürce ifadesinde, korunmasında ve geliştirilmesinde karşılaştıkları yasal ve fiili eksiklik, engel ve sınırlamaları Türkiye’nin de imza koyduğu Paris Şartı’na uygun bir biçimde ve ulusal bütünlük içinde giderecektir. Türkiye’nin üniter yapısı içinde çeşitli etnik, kültürel, dil ve inanca ilişkin kimlik özellikleri özgürce ifade edilebilecek, özenle korunabilecek ve rahatça geliştirilebilecektir. Hükümetimiz bunları toplumumuz için bir zenginlik saymaktadır. Bölgenin kalkınması, yaşam koşullarının iyileştirilmesi, bozulan dengelerin düzeltilmesi, haksızlıkların önlenmesi, istihdamın arttırılması Güneydoğu politikalarının vazgeçilmez temelini oluşturacaktır. Bu amaçla sağlam kaynaklara bağlanmış bir bölge planlanması hızla yürürlüğe konulacaktır.

 

EKONOMİ

Ekonomi yönetiminde Maliye, Hazine, DPT ve Merkez Bankasının tam bir uyum içinde çalışmalarını sürdürecek ortam ve koşullar mutlaka sağlanacaktır.

Türk ekonomisi bugün kabuğuna sığmamaktadır. Dünyadaki gelişmeler, ekonominin geldiği nokta çok daha süratle hareket etmemizi gerektirmektedir. Bunun için de kararlı çözümlere ve farklı yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Halkımızı başka türlü refaha kavuşturmak imkanı yoktur. Amaç, devleti asli görevlerinde etkinleştirmektir.

Dünya ekonomisi ile entegrasyonda Türk Ekonomisi’nin makro dengeler yönünden önemli sorunları vardır. Yapısal özellik arzeden bu sorunlar kamu kesiminde yoğunlaşmaktadır. Bu sorunlar kamu ekonomik kesiminde küçülerek yeniden yapılandırma ve reform programı ile çözümlenecektir. Bu kapsamda KİT reformu, özelleştirme, vergi reformu öncelikle ele alınacak konulardır.

KİT reformu programı yaygın ve hızlı bir özelleştirme programı ile birlikte yürürlüğe konulacaktır. Özelleştirme, 2000’li yıllarda Türkiye’'yi KİT yükünden kurtaracak şekilde uygulanacaktır. Özelleştirme, halkın öncelikleri öne alınarak ve sağlam kaynaklara ulaşmak amacıyla uygulanacaktır. Bu konuda gereken yasal değişiklikler kararlılıkla yapılacaktır. Özelleştirmeden sağlanacak kaynaklarla iç borçlar azaltılarak faiz yükü düşürülecektir. Ayrıca bu kaynaklar küçük ve orta boy işletmelere, esnaf ve zenaatkara, çiftçilere ek kredi imkanı sağlayacak ve onların ek istihdam yaratmalarına katkıda bulunacaktır.

Özelleştirme, büyük zararlara yol açan ve satışı mümkün olmayan kuruluşların tasfiyesi ve kapatılması uygulaması ile birlikte yürütülecektir. Özelleştirme gerçek bedel üzerinden ve saydam yöntemlerle gerçekleştirilecektir. Özelleştirmede mülkiyet elden geldiğince yaygınlaştırılacak ve rekabetin korunması ve sağlanması ilkelerine uyulacaktır.

Özelleştirme, kapatma ve tasfiye uygulamalarında karşılaşılacak işten çıkarma ve istihdam sorunları, özel sosyal güvenlik ve işgücü rehabilitasyonu programlarıyla aşılacaktır.

KİT reformu ve özelleştirme nedeniyle işsiz kalan işçiler için pilot işsizlik sigortası başlatılacak; böylece mağduriyetler önlenecektir.

KİT açıkları aslında halkın cebinden alınan paralardır. Bunlar enflasyonun da önemli bir nedenidir. 21 inci yüzyıla girerken halkın sırtındaki bu haksız yükü kaldırmak zorundayız. 2000’li yıllara girerken toplum için gerekli istisnalar dışında KİT kalmamasını amaçlıyoruz.

Tarım ve Kredi Kooperatiflerinin çiftçiye gerekli desteği verebilmeleri ve esas amaçları dışındaki ticari ve sınai faaliyetlerden arındırılmaları sağlanacaktır.

Yerel yönetimlerin temel görevleri dışında açmış oldukları ve karlı yürütemedikleri ticari ve sınai kuruluşlardan kurtulabilmeleri için gerekli özendirmeler yapılacaktır.

Yeraltı kaynaklarının özelleştirilmesine imkan verecek düzenlemeler yürürlüğe konulacaktır.

Kamu kurum ve kuruluşlarının taşınmazlarının sağlıklı bir envanterinin yapılarak halka satışına imkan veren düzenlemeler kısa sürede yapılacaktır.

Vergi yükünün vatandaşlar arasında adaletli ve dengeli dağılımına özen gösterilecek ve gelir dağılımı bu yoldan da düzeltilecektir. Bu çerçevede vergi oranları yeniden gözden geçirilecek ve vergi kaçak ve kayıpları önlenecektir. Kayıt dışı sektör denetim altına alınacaktır. Böylece, sosyal devletin gerektirdiği harcamaları karşılayacak sağlam kaynağa dayalı gelir artışları sağlanacaktır.

Yeniden yapılanma ve reform programı uygulaması sonucunda kamu açığı küçültülerek mali denge sağlanacak, enflasyon ve ona bağlı olarak faizler düşürülecektir. Bu konunun üzerine cesaretle gidilecektir; çünkü başka çare yoktur.

Finans kesimi ve sermaye piyasası reformları, dünyadaki gelişmeler paralelinde sürdürülecek, böylece sermayenin tabana yayılması, gelir dağılımındaki dengesizliğin giderilmesi sağlanacak; bu yolla da para ve sermaye piyasaları derinlik kazanacaktır. Buna bağlı olarak İstanbul, dünyanın sayılı finans ve ticaret merkezlerinden birisi haline getirilecektir.

Ülkemizin önündeki 20 yıl içinde nüfusu 85 milyona yaklaşırken, milli geliri 3-4 kat artacaktır. Bunun yaratacağı altyapı ihtiyaçlarının karşılanması için özellikle enerji üretimi, havaalanı, liman ve ulaşım gibi altyapı alanlarında “mega projeler” gündeme gelecektir. Verimlilik ilkesi de dikkate alınarak bu projelerin yurt sathında dağılımına özen gösterilecektir. Bu amaçla, “yap-işlet-devret” vb. yeni finansman sağlayacak yöntemler geliştirilecektir.

Bölgesel entegrasyonları, uluslararası serbest ticaret ortamının yaratılması için bir geçiş uygulaması olarak görüyor ve benimsiyoruz. Bu çerçevede ülkemiz, bir yandan çok yönlü ticaretin geliştirilmesine gerekli katkıyı sağlamayı sürdürürken; öte yandan da bölgesel entegrasyonlardan en üst düzeyde yararlanmaya çaba gösterecektir.

Bu perspektifte, Türkiye’nin AT’na üyelik başvurusu çerçevesinde başlattığı hazırlık ve uyum çalışmaları önem kazanmaktadır. “Gümrük Birliği”ni oluşturma süreci ve topluluk hukuk düzeni ve vergi yapısı ile Türk hukuk düzeninin ve vergi yapısının uyumlaştırılması çalışmaları hızlandırılacaktır.

Türk sanayici ve ihracatçısına uluslararası rekabet gücüne sahip mal ve hizmet üretimi için gerekli koşullar sağlanacak ve bu amaçla dünya fiyatlarında girdi sağlayacak özendirme mekanizmaları işletilecektir.

Türk müteşebbislerinin ve yabancı ortaklarının Orta Asya cumhuriyetlerinde yatırım yapmaları teşvik edilecektir. Bu çerçevede, Türk müteşebbislerinin ve müteahhitlerinin ülke riski konusunda Eximbank Risk Sigortası uygulaması ön planda tutulacaktır.

Türk denizcilik sektörü, Türkiye’nin coğrafi konumu da dikkate alınarak özellikle teşvik edilecektir.

Turizm sektörü, ödemeler dengesi içinde önemli bir yere sahiptir. Altyapı projeleri yoluyla da bu sektör teşvik edilecektir. Turizm faaliyetlerinin dünya ile bütünleşmedeki rolü de dikkate alınarak, bunlar çeşitlendirilecektir.

Tam istihdama ulaşmak, orta vadeli bir hedeftir. Buna, ekonomik istikrar hedefine ulaşıldıktan ve gerekli kurumsal düzenlemeler yapıldıktan sonra kalıcı, sürekli ve yüksek bir büyüme hızı ile ulaşılacaktır. Hedefimiz olan kalıcı, sürekli ve yüksek büyüme hızına ancak sanayileşme ve bilgi toplumunun gerekleri yerine getirilerek ulaşılabileceğine inanmaktayız.

 

DEĞİŞİM VE REFORM POLİTİKALARI

Türkiye’de hayatı her yönüyle olumlu olarak değiştirecek, kolaylaştıracak, dünyadaki değişim rüzgarını yakalamayı ve dünya ile bütünleşmeyi sağlayacak değişimler gerçekleştirmek başlıca amacımız olacaktır. Bu konuda toplumun her kesimine görev düşmektedir. Reformlarda süreklilik esastır. Hükümet her alanda değişim ve reformları yürütmek ve yenilerini başlatmak kararlılığı içindedir. Şüphesiz bunların neticeleri bugünden yarına alınamaz.

Sosyo-ekonomik istikrar ve uzlaşma ortamı büyük öneme sahiptir. Bu amaçla Batı’daki örneklerine paralel olarak bir “Ekonomik ve Sosyal Konsey” kurulacaktır.

Devletin ekonomideki rolünün değişmesi doğrultusunda planlamanın yapısında ve yaklaşımında değişiklik yapılacaktır. Buna göre, Devlet Planlama Teşkilatı, bilgi ve beyin merkezi haline dönüştürülecek, uluslararası kuruluşlarla iletişim içinde çalışacak; ileriye dönük stratejileri geliştirerek, ufku olan politikalar belirlenmesinde öncülük edecektir. DPT uygulamayı yönlendiren dinamik bir yapıya kavuşturulacaktır. Planlar, katılım ve uzlaşma ile gerçekleştirilecek ve özel kesim için orta ve uzun vadeli belirsizlikleri giderici genel bir yönlendirme görevini üstlenecektir.

Yerel yönetimlere idari ve mali özerklik kazandırılacaktır. Kamu yönetiminin ayrılmaz parçası olan yerel yönetimlerle ilgili mali reformun amacına ulaşması için bu reform, idari reformla birlikte ele alınacaktır. Yeni ve sağlıklı kentleşme modeli uygulanacaktır. Belediye sınırları içindeki kamuya ait arazi ve arsalar projelendirilmek suretiyle halka satılacaktır. Konut sorunu kentleşme olgusu ile birlikte ve arsa/altyapı/konut bütünlüğünü gözeten bir yaklaşımla çözülecek ve bu amaçla gerekli kaynaklar ayrılacaktır.

Belediyelerin finansman sorunlarına sağlıklı ve kalıcı çözümler bulmak amacıyla gelirleri yeni düzenlemelerle artırılacaktır.

Demokratikleşme sürecinin ayrılmaz bir parçası olan özel televizyon ve radyolar kurulması halkın açık arzusudur. Hükümet bu yönde kararlıdır. Bunun için hazırlanan yasa da hızla çıkartılacaktır.

Türk sosyal güvenlik sistemi halen ciddi bir fınansman darboğazı ile karşı karşıyadır. Sosyal Sigortalar Kurumu, BağKur ve Emekli Sandığının kısa dönmeli finansal sorunlarını çözmek üzere gerekli yasal düzenlemeler gerçekleştirilecektir. Uzun dönemde bu üç kuruluşun tek çatı altında birleştirilmesi ve bu kuruluşların piyasa sistemi ile uyumlu çalışabilir bir yapıya kavuşturulması sağlanacaktır. Çalışan kesimin bütün kazanılmış hakları korunacaktır.

Tüketicilerin korunmasına özen gösterilecek ve bu yönde yasal düzenlemeler yapılacaktır.

Kalkınmada öncelikli yörelerle diğer yöreler arasındaki gelişmişlik farklarını azaltmak ve bölgeler arası gelişmişlik açığını kapatmak Hükümetimizin üzerinde duracağı başlıca sorunlardan biri olacaktır. Yarım kalmış yatırımlar için özel teşvikler uygulanacak, bölgenin altyapı eksikleri tamamlanacak, tarım ve hayvancılık sektörü özellikle teşvik edilecektir.

Çağdaş ve sağlıklı yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri çevre ve doğal hayatın korunmasıdır. Gelişme doğaya rağmen değil, doğa ile uyum içinde gerçekleştirilecektir.

Tarımsal destekleme sistemi yeniden gözden geçirilecektir.

Birliklerin sanayi tesis ve işletmelerin ayrılması ve özelleştirilmesi, gerçek sahipleri olan üreticiler tarafından yönetilmesi ve mali yapılarının güçlendirilmesi sağlanacaktır.

Arz fazlası bulunan ve alımlarda finansman zorluğu yaşanan bazı ürünlerde üretimi azaltıcı, üretim yetersizliği olan ürünlerde ise arzı artırıcı teşvikler uygulanacaktır. Bu çerçevede ürün planlamasına geçiş hazırlıkları yapılacaktır.

Toptancı Hal Yasası ile tarımsal ürünleri pazarlama borsaları tasarıları yasalaştırılacaktır.

Sonuç olarak, ferdi esas alan, onun günlük yaşamını çağdaş düzeye yükselten, bilgi çağının insanını yetiştiren, ekonomi ve eğitim alanlarında herkesle rekabet edebilen sosyal alanda kendisiyle barışık bir toplum yaratmak istiyoruz. Dünyada daha saygın, çevresinde örnek ve önder, insanlığa yaratıcı katkıları olan 21 inci yüzyılın Türkiyesi hedefimizdir.

 

SOSYAL DEVLET

Türkiye, sosyal devleti gerçekleştirmek zorundadır. Hükümetimiz bu doğrultuda yasal, kurumsal ve diğer önlemleri alacaktır. Bu çerçevede;

- Sosyal güvenlik sistemi mali açıdan sağlığa kavuşturulacaktır. Güvenlik sistemi yaygınlaştırılacaktır. Sosyal güvenlik sisteminin sigortalıya sağladığı güvenceler artırılacak ve sigorta kurumlarının sağladığı güvenceler birbirine yaklaştırılacaktır.

- Sosyal hizmetler geliştirilecek ve yaygınlaştırılacaktır. Özürlüler için yeni kurumlaşmalar düzenlenecek ve yeni kaynaklar ayrılacaktır.

- 8 yıllık zorunlu temel eğitim hızla yaygınlaştırılacaktır. Eğitime bütçeden ayrılan payın artırılması süreci devam edecektir. Eğitim sektörüne özel yatırım yapılması özendirilecektir. Laik, evrensel, cumhuriyetçi, milli kültürü geliştirici, yaratıcı, özgür düşünceye dayalı bir eğitim politikası esastır. Kişilik sahibi nitelikli insan yetiştirmek amaçtır. Eğitim personelinin maddi olanakları iyileştirilecektir.

- Sağlık sistemi yeniden düzenlenecektir. Sağlık sektörüne özel yatırımlar özendirilecektir. Koruyucu sağlık hizmetleri hızla geliştirilecektir. Sağlık hizmetleri kademelendirilecektir.Sağlık hizmetlerine devlet bütçesinden ayrılan ödenekler dışında, sistem ilke olarak üyelik ve prim esasına dayandırılacaktır. Ancak prim ödeyemeyecek durumda da olsa hiç kimse gerekli sağlık hizmetlerinden yoksun tutulmayacaktır. Sağlık personelinin maddi olanakları iyileştirilecektir.

- Etkin, yaygın ve hızlı bir aile planlaması uygulanacak ve bunun için gerekli yeni düzenlemeler yapılacak ve yeni kaynaklar sağlanacaktır.

- Ücretlerin, memur, emekli, dul ve yetim maaşlarının, tarım ürünleri destekleme fiyatlarının artışlarının enflasyon oranının altında kalmaması sürdürülecektir. Bu gelir kategorilerinde ekonomik büyümeyi paylaştırıcı ve dolayısıyla gelir bölüşümünü düzeltici iyileştirmeler sağlanacaktır.

Çağdaş toplumun kaçınılmaz bir gereği olarak bireye önem verilecek özellikle çocuk, genç ve kadınların ihtiyaçlarının karşılanmasına ve yetişmelerine özen gösterilecek, kadının sosyal statüsü güçlendirilecektir.

Çalışma yaşamında yaygınlaşma eğilimi gösteren sendikasızlaştırma, sigortasızlaştırma ve güvencesiz kılma çabalarına karşı yeni önlemler alınacaktır. İşsizlik sigortası gerçekleştirilecektir. İş güvencesi ILO standartlarında sağlanacaktır. 158 sayılı ILO Sözleşmesi yasalaştırılacaktır. Tüm uluslararası sözleşmeler hızla iç hukuka yansıtılacaktır.

DIŞ POLİTİKA

Diğer devletlerle uluslararası dayanışma içinde, ülkemizin çıkarlarını ön planda tutan, kişilikli, tutarlı ve bilinçli bir dış politika izlemek ana hedeftir. Türkiye, dış politikada, evrensel değerleri savunan, barışçıl tutumunu sürdürecek ve dış ilişkilerin karşılıklı yarara dayalı olduğu bilinci ile hareket edilecektir.

Uluslararası topluluğun saygın bir üyesi olmak ve çağımız değişimlerinin getirdiği gelişmeler sonucu doğacak ekonomik yapılaşmalarda ve yeni kurulacak güvenlik sistemlerinde yer almak, Türk dış politikasının öncelikli hedefleri arasındadır.

Komşularımızdaki ve tüm bölgedeki gelişmeler dikkatle izlenecektir.

Kıbrıs sorununun askıda kalmadan bir an önce çözüme bağlanması Türkiye’nin en içten arzusudur. Ancak Kıbrıs sorununun, iki toplum arasındaki görüşmelerle ve adada, iki eşit toplumun varlığını kabul eden ve siyasal eşitlik çerçevesinde iki topluma eşit haklar ve güvenceler veren bir yapı içinde çözülebileceğine inanıyoruz. Dış baskılar kullanılarak ve sorunun kapsamı genişletilerek, Kıbrıs sorununun çözümüne olumlu katkı getirme imkanı yoktur. Sorunun çözümünde, Hükümet, karşılıklı anlayış yoluyla üzerine düşen en olumlu katkıyı yapmaya hazırdır.

Komşumuz Yunanistan’da o ülkenin vatandaşları olarak yaşayan Türk azınlığının antlaşmalarla kazanılmış tüm haklarının savunulmasına devam edilecektir. Hükümet Ege sorunu dahil, tüm ikili sorunları Yunanistan Hükümeti ile samimi bir diyalog içinde çözümlemeye hazırdır.

Evrensel değerlere inanan ve bunları savunan ülkemiz, Batı Avrupa ile her yapıdaki yakın ilişkiyi ve işbirliğini samimiyetle karşılar. Türkiye’nin AT üyeliğinin gerçekleşmesi için her türlü çaba gösterilecektir.

Hükümetimiz, ABD ile dostluğa ve yakın siyasal, ekonomik ve ticari işbirliğine özel bir önem vermekte ve ABD ile ülkemizin karşılıklı çıkarları çerçevesinde, en iyi ilişkileri sürdürmeye kararlı bulunmaktadır.

Bağımsız Ülkeler Topluluğu ile her alanda iyi komşuluk ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz.

Üyesi bulunduğumuz İslam Konferansı üyesi ülkeler ve diğer müslüman ülkelerle olan ilişkilerimizi dikkatle, özenle geliştireceğiz.

Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerimizi manevi bağlarımıza ve uluslararası ilkelere dayalı bir biçimde geliştirmeye devam edeceğiz.

Yurt dışındaki işçilerimizin ve ailelerinin, bulundukları ülkelerde her türlü ayrımcılıktan korunarak, güvenlik içerisinde ve eşit haklara sahip olarak yaşamaları için gerekli her türlü çalışma yapılacaktır.

Bosna-Hersek ve Azerbaycan olaylarında daima, yalnız kardeşlerimiz oldukları için değil, haklı, mağdur ve mazlum oldukları için hak, adalet ve insanlık gözeterek kardeşlerimizden yana olacağız. Sorunların adil çözümü için uluslararası ve ikili alanda elimizden geleni yapmaya kararlıyız.

KEİ ve ECO gibi kurucu üyesi olduğumuz bölgesel kuruluşlara katkımız artarak devam edecektir. Değişen dünya koşullarında bölgesel entegrasyonlar giderek önem kazanmaktadır. NAFTA ve Pasifikteki gelişmeler de başka bölgelerdeki yeni örneklerdir. Türkiye, küreselleşmenin bir gereği olarak, bütün bu oluşumlarla ilişki kurmak durumundadır.

 

EKLER

EK 1

- Halka daha iyi hizmet verebilmek için, Tekel Genel Müdürlüğü, Gümrük İdaresi ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Başbakanlığa bağlı kuruluşlar haline getirilerek, Tekel Genel Müdürlüğü ve Gümrük İdaresi Başbakan adına bir Devlet Bakanının görev alanına, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ise yine Başbakan adına diğer bir Devlet Bakanının görev alanına dahil edilecektir. Daha sonra yapılacak yasal düzenlemeler ile müstakil bakanlıklar haline getirilecekler ve böylelikle Bakanlık sayısı toplam 34 olacaktır.

- Önceki DYP-SHP Ortak Hükümetinin “il” ve “ilçe” yapma ve bazı kentleri büyükşehir statüsüne yükseltme çalışmaları kısa zamanda sonuçlandıralacaktır.

- Yeni Ortak Hükümet kurulurken partilerin temsil oranları ve üstlendikleri bakanlıklar aynen korunacaktır.

- Hükümet, yasama yılı içinde çıkartılmasını istediği yasaları, Grup yöneticileri ile birlikte takvim de belirleyerek bir ortak öncelikler programına bağlayacaktır.

- Önceki Ortak Hükümetin kurulmasını öngördüğü yeni bakanlıklar en kısa sürede kurulacaktır.

- Üst düzey devlet görevlilerinin atanması, ilgili bakanın önerisi, Başbakan ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımıcısının mutabakatıyla kararlaştırılacaktır.

 

EK 2

ORTAK HÜKÜMETTE SHP SORUMLULUĞUNA BIRAKILAN BAKANLIKLAR

1. - Başbakan Yardımcılığı ve

- TÜBİTAK

- Atom Enerjisi Kurumu

- Milli Prodüktivite Merkezi

- TSE’nün bağlı olduğu Devlet Bakanlığı,

2. - Dışişleri Bakanlığı,

3. - Adalet Bakanlığı,

4. - Bayındırlık ve İskan Bakanlığı,

5. - Kültür Bakanlığı,

6. - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,

7. - Sanayi ve Ticaret Bakanlığı,

8. - Turizm Bakanlığı,

9. - Toplu Konut İdaresi de dahil olmak üzere, şehirleşme ve şehircilikten sorumlu Devlet Bakanlığı,

10. - İnsan Haklarından sorumlu Devlet Bakanlığı,

11. - Deniz İşlerinden sorumlu Devlet Bakanlığı,

12. - Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme de dahil olmak üzere aile, kadın, çocuk ve özürlülerden sorumlu Devlet Bakanlığı.

 

EK 3

SOSYALDEMOKRAT HALKÇI PARTİNİN HÜKÜMETİN YAPISI İÇİNDEKİ YERİ

1. - Hizmet Bakanlıkları:

1. Adalet,

2. Dışişleri,

3. Bayındırlık ve İskan,

4. Kültür,

5. Turizm,

6. Çalışma ve Sosyal Güvenlik,

7. Sanayi ve Ticaret.

2. - Devlet Bakanlıkları:

1. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı

Bağlı Kuruluşlar: Çizelgedeki 8 No. lu kuruluşlar

2. Devlet Bakanı (12)

Bağlı Kuruluşlar: Çizelgedeki 12 No.lu kuruluşlar ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun eklenmesiyle.

3. Devlet Bakanı (13)

Bağlı Kuruluşlar: Çizelgedeki 13 No. lu kuruluşlar

4. Devlet Bakanı: Çizelgedeki 14 No. lu kuruluşlar

5. Devlet Bakanı: Çizelgedeki 15 No.lu Toplu Konut İdaresi Başkanlığının eklenmesiyle

 

Sosyaldemokrat Halkçı Parti Doğru Yol Partisi

Genel Başkanı Genel Başkanı

Erdal İNÖNÜ Tansu ÇİLLER