Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 56 ncı Cumhuriyet Hükümeti adına sizlere saygılar sunarım.
Sayın Cumhurbaşkanının görevlendirmesi ile kurulan Hükümetimizin
yaklaşan seçimlerle sınırlı bir ömrü olacağı başından bellidir.
Hükümetin ömrü kısa olacağı için, Hükümet Programını
da kısa tuttuk. Ancak Hükümetimizin kısa görev süresini olabildiğince verimli
değerlendirmeye kararlıyız. Seçimlerin çok yaklaştığı bir ortamda yüklü
bir Meclis gündemi önermenin gerçekçi olmayacağını biliyoruz. O nedenle
Yüce Meclisten beklentilerimizi de sınırlı tutmaya özen göstereceğiz.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
55 inci Cumhuriyet Hükümetinin güvenoylaması ile düşürülmesi
üzerine ortaya çıkan hükümet sorunu, sağlam gelenekler oluşturan demokrasimizin
ürettiği bir çözümle aşılmıştır.
Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisinin dışarıdan destek
sözü verdikleri Demokratik Sol Parti azınlık Hükümeti kurulmuştur. Doğru
Yol ve Anavatan Partilerine bu destek kararları için teşekkür ederim.
Hükümetimizin Programını sunmaya başlamadan önce, Sayın
Mesut Yılmaz'ın ve Sayın Hüsamettin Cindoruk'un şahıslarında, Anavatan
Partisi ile Demokrat Türkiye Partisine de 55 inci Hükümetin uyumlu ve verimli
çalışmalarına değerli katkıları için şükranlarımı belirtmeyi görev biliyorum.
Üç partili bir azınlık Hükümeti olmasına karşın, 55 inci
Hükümet, yaklaşık 18 aylık görev süresi içinde, eğitim ve vergi reformlarını
gerçekleştirmiştir; Güneydoğu ve Doğu Anadoluya yatırımları teşvik programını
hazırlamış ve uygulamaya koymuştur; çetelere karşı kararlı bir mücadele
açmıştır; müzminleşen enflasyonun hızını büyük ölçüde kesmeyi başarmıştır;
kapsamlı bir altyapı ve enerji yatırımları atılımı başlatmıştır.
Ayrıca birçok başka reforma da öncülük edecek tasarıları
Büyük Millet Meclisine sunmuştur.
Sınırlı bir görev süresi olan 56 ncı Hükümetin başta
gelen görevi, Türkiye'yi, 18 Nisanda yapılacak milletvekili genel seçimlerine
ve yerel yönetim seçimlerine güvenlik ve huzur içinde ulaştırmaktır. Bu
görevi yerine getirirken, Hükümetimiz, seçim ekonomisine yol açmayacaktır;
devlet olanaklarının savurganca kullanılmasından da özenle kaçınacaktır.
Hükümetimiz, Türkiye Cumhuriyetinin laik ve sosyal hukuk
devleti niteliklerine ödünsüz bağlı kalacaktır; anlatım ve inanç özgürlüklerine
saygılı davranacaktır; insan haklarıyla bağdaşmayan uygulamalara meydan
verilmemesi için gereken özeni gösterecektir.
Hükümetimiz, sağlıklı demokrasinin gereği olan uzlaşma
kültürünü geliştirmeye katkıda bulunmayı görev bilmektedir. Bu anlayışı
benimseyen Hükümetimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisiyle uyum içinde çalışmaya
özen gösterecektir.
Kamu yönetimindeki uygulamalarımızın temelini, insan
gücünün ve parasal kaynakların etkin, verimli ve tutumlu kullanılması oluşturacaktır.
Bu konudaki kararlılığımızın ilk örneği Bakanlar Kurulumuzun 38 yerine
25 üyelikle sınırlandırılmış olmasıdır. Tüm kamu hizmetlerinde yansızlık,
sürat, verimlilik ve doğruluk ilkelerine bağlı kalınacaktır.
Yasa veya hizmet gereği olmadıkça, kamu yönetiminde yeni
atamalar yapılmayacaktır; partizanlığa asla fırsat verilmeyecektir. Zorunlu
olabilecek atamalarda da, şimdiye kadar özenle gözettiğimiz gibi, liyakat
kesin ölçüt olacaktır.
Değerli milletvekilleri,
Hükümetimiz, suç örgütlerine ve karapara aklamalarına
yönelik olarak 55 inci Hükümet döneminde başlatılmış olan mücadeleyi kararlılıkla
sürdürecektir. Devletimizin kararlı ve tutarlı tutumu sonucunda, bölücü
terör örgütünün başı hiçbir devletin kabul etmek istemediği bir sığıntı
durumuna gelmiştir.
Onbinlerce yurttaşımızın, çocuk, kadın, yaşlı, genç,
öğretmen, polis, asker demeden, yaşam haklarının ellerinden alınmasının
bir numaralı sorumlusu olan bu azılı caninin adalete hesabını verebilmesi
için her türlü yasal veya siyasal yola başvurulacaktır.
Başı koparılan terör örgütü şimdiden parçalanma sürecine
girmiştir. Güneydoğu ve doğu bölgelerimizin ekonomik ve sosyal kalkınmasını
hızlandırmak için başlatmış olduğumuz tüm programlar ve teşvikler 56 ncı
Hükümet döneminde de kararlılıkla sürdürülecektir. Eğitim yatırımları,
halkımızın da büyük katkılarıyla hızlandırılacaktır.
Güneydoğu ve doğu bölgelerimizdeki öğretmen açığının
kapatılması için 55 inci Hükümet döneminde gösterilen çabalar kararlılıkla
sürdürülecektir.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye, bölgesinde ve dünyada barış ve istikrarın önde
gelen bir güvencesidir. Bölgesinde ve İslam âleminde, demokrasinin, laikliğin,
çağdaşlaşmanın ve kadın-erkek eşitliğinin öncüsüdür. Hükümetimiz, dış ilişkilerinde,
Türkiye Cumhuriyetinin bu temel niteliklerini gereğince değerlendirecektir.
Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya, Karadeniz, Akdeniz ve
Ortadoğu, Avrasyalaşma sürecinde, ülkemizin güvenliği ve gelişmesi açısından
büyük önem kazanmıştır. Türkiye, bu süreçte merkezî bir konum edinmiş,
anahtar ülke durumuna gelmiştir. Bu bağlamdaki bölgesel dayanışmaya ve
işbirliğine öncülüğümüz ve katkılarımız 56 ncı Hükümet döneminde de sürecektir.
2000'li yılların eşiğinde dünya yeni dönüşümlere sahne
olurken, özellikle Avrupa yeniden yapılandırılmaktadır. Türkiye de
Avrupa'daki bütünleşme sürecinde hakkı olan yeri, ulusal haklarından hiçbir
ödün vermeksizin, er geç alacaktır.
Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerimizin, karşılıklı
çıkar, dostluk ve ittifak bağlarımıza uygun olarak güçlendirilmesine Hükümetimiz
döneminde de önem verilecektir.
Komşumuz Rusya Federasyonu ile de ilişkilerimizin geliştirilmesine
devam edilecektir. Rusya'nın son aylarda sürüklendiği ekonomik krizden
kurtulmasına elimizden gelen katkıyı yapmakla kendi çıkarımızı da gözetmiş
olacağımıza inanıyoruz.
Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Rus füzeleri siparişini
iptal etmek zorunda kalmış olması, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
arasındaki çok yönlü ilişkileri ve dayanışmayı derinleştirme sürecinin
başarılı bir sonucudur. Bu süreç Hükümetimiz döneminde de hızlandırılacaktır.
Kıbrıs'ta iki ayrı devlet varlığı yadsınmaz bir gerçektir.
Bu gerçek er geç kabul edilecektir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Sayın Rauf Denktaş'ın vurguladığı "konfederasyon" önerisi bu bakımdan çok
yerindedir ve Hükümetimizce de desteklenmektedir.
Yunanistan'la aramızdaki Ege sorununun diyalog yoluyla
çözümü için Türkiye'nin iyi niyetli ve yapıcı girişimleri Hükümetimiz döneminde
de sürdürülecektir.
Türk Cumhuriyetleri ve değişik ülkelerdeki Türk ve akraba
topluluklarıyla ilişkilerimiz her alanda yoğunlaştırılacaktır. Bu
bağlamda, Bosna-Hersek'le ilişkilerimize özel bir önem verilecektir.
Kosova'da zulmün durmasına ve hakça bir barış sağlanmasına, Hükümetimiz,
gereken her katkıyı yapacaktır.
Ermenistan'ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından
koşulsuz çekilmesi ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunların barışçı
yoldan çözülmesi için gerekli girişimler Hükümetimiz döneminde de sürdürülecektir.
Hükümetimiz, Avrasya enerji koridorunun gerçekleştirilmesi
ve Bakü-Ceyhan boru hattı projesinin kesinleşmesi için sürdürülen çabaların
takipçisi olacaktır. Arap ve İslam ülkeleriyle ilişkilerimizi geliştirmeye
Hükümetimiz döneminde de önem verilecektir.
Ortadoğu barış sürecine Türkiye'nin katkısı etkinlikle
sürdürülecektir. Irak'ın toprak bütünlüğü ve ulusal birliği Türkiye için
yaşamsal önem taşımaktadır. Hükümetimiz, Irak yönetiminin bunu kolaylaştırıcı
bir tutum izlemesini, Amerika Birleşik Devletlerinin de barışçı yaptırımlara
ağırlık vermesini gerekli görmektedir.
Değerli milletvekilleri, sekiz yıllık kesintisiz ve zorunlu
ilköğretim uygulamaları alanında birbuçuk yılda büyük mesafe alınmıştır.
Bu süre içinde, yalnız ilköğretimde değil, eğitimle ilgili
birikmiş birçok sorunun çözümü yolunda da çok önemli gelişmeler sağlanmıştır.
Hükümetimiz bu gelişmeleri kesin kararlılıkla sürdürecektir.
Okul yapımı yatırımları, o arada, özellikle, başlamış bulunan yatılı ilköğretim
bölge okulları ile pansiyonlu ilköğretim okullarının tamamlanması çalışmaları
hızlandırılacaktır.
Özürlü yurttaşlarımızın ve yetişkinlerin eğitimine büyük
önem verilecektir.
Sağlık hizmetlerinin yurdumuzda dengeli dağılımına, verimliliğini
artırmaya ve bu hizmetlerden dar gelirli yurttaşlarımızın adaletli biçimde
yararlanabilmelerine gereken özen gösterilecektir.
Trafik canavarına karşı alınan önlemleri daha etkili
ve caydırıcı kılabilmek için gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Kimsesiz çocuklar ile kadınların ve bakıma muhtaç özürlüler
ile yaşlıların sağlıklı ve güvenli bir yaşama kavuşmaları için devletin
tüm olanakları seferber edilecektir. Özürlülerle ilgili yasal düzenlemeler
hızla uygulamaya geçirilecektir.
Sokaklarda yaşayan çocukların topluma ve ailelerine kazandırılmalarıyla
ilgilenen kuruluşlar ve hizmetler yaygınlaştırılacaktır.
Dar gelirli aile çocuklarının eğitim giderlerine devlet
katkısını artırma yolundaki uygulamalar da yaygınlaştırılacaktır.
Kayıt dışı işçiliğe karşı, haksız işçi çıkarmalarına
karşı ve işçileri sendikasızlaştırma baskılarına karşı etkili önlemler
alınacaktır. Bu bağlamda iş güvencesiyle ilgili bir tasarı Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunulacak durumdadır.
Kamu görevlilerinin sendikal haklarıyla ilgili yasa tasarısının
da bir an önce Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabulü yararlı olacaktır.
Çalışan çocukların sağlıklarının ve haklarının korunmasına
ve eğitimlerinin sürdürülmesine özen gösterilecektir.
Doğa dengesi ve çevre sağlığı konusunda çok duyarlı davranılacaktır.
Doğal afetlerle ilgili kurtarma çalışmalarına, ilgili
devlet kuruluşlarının yanı sıra, özel kuruluşların katkıları da desteklenecek
ve özendirilecektir.
Toplumun ve ailelerin bütünlüğünü tehdit eden uyuşturucu
kullanımı, şiddet, müstehcenlik ve benzeri sorunlarla mücadele ödünsüz
sürdürülecektir.
Değerli milletvekilleri, Hükümetimizin ülkeyi en sağlıklı
koşullarda seçime götürme yanında çok önemli bir sorumluluğu daha vardır;
o da, tutarlı, dengeli ve sağlıklı ekonomik ve malî politikalar uygulayarak,
ülke ekonomisinde olumsuzlukları önlemektir.
Dünyada, ülkemizin çok dikkatli bir şekilde izlemesi
gereken ekonomik gelişmeler olmaktadır. Bilindiği gibi, dünya ekonomisi,
1998 yılı boyunca, 1997 Temmuz ayında Uzakdoğu'da başlamış olan ve komşumuz
Rusya'da derinleşen bir bunalımın etkisi altında kalmıştır.
Bu durum, özellikle gelişmekte olan ülkelerin malî piyasalarına
yönelik güvenin zayıflamasına, bu piyasalardan kaynak kaçışına ve onun
ötesinde, bu ülkelerin dış borçlanma maliyetlerinin yükselmesine yol açmıştır.
Bu gelişmelerin etkisiyle, 1997 yılında yüzde 4,2 olan dünya üretimindeki
artış, 1998'de yüzde 2,2'ye gerilemiştir. Dünya ticaret hacmindeki büyüme
hızının da, aynı dönemde yüzde 9,9'dan yüzde 3,3'e düşmesine yol açacak
gelişmeler yer almıştır.
Hükümetimiz, özellikle dünyadaki ekonomik bunalımın etkilerinden
ülkemiz ekonomisinin en az düzeyde etkilenmesi konusunda gereken her çabayı
gösterecek ve yabancı ülkelerdeki talep yetersizliği nedeniyle ortaya çıkan
üretim sorunlarının aşılmasına çalışacaktır.
Dünyanın ve Türkiye'nin ekonomik konjonktüründe beklentiler
çok önem kazanmıştır. Hükümetimiz, beklentileri etkileyecek genel bir karamsarlık
havasının yaratılmaması ve spekülatif davranışlara yol açılmaması için
gereken her çabayı gösterecektir.
Yıl başından beri, uluslararası yabancı sermayenin, yavaş
da olsa, gelişmekte olan piyasalara yeniden dönmeye başladığı gözlemlenmektedir.
Diğer gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığında, Türk ekonomisi, küresel
kriz karşısında oldukça güçlü ve dayanıklı bir konumda kalmıştır.
Ancak, ülkemizin çok ivedi olarak alması gereken bazı
önlemler vardır. 55 inci Hükümet, düşürüldükten sonra bile, bu yönde yararlı
adımlar atmıştır. Şimdi alınması gereken önlemlerin başında ise, 1999 Bütçesinin
bir an önce yürürlüğe girmesi gelmektedir. İçeride ve dışarıda güven ortamının
sağlanması ve belirsizliklerin giderilmesi açısından bunun büyük önemi
vardır.
Hükümetimiz, 1999 yılı Bütçesi ile uyumlu bir ekonomik
program oluşturacaktır. Bunu iç ve dış kamuoyuna açıklayacak ve programın
tam bir malî disiplin içinde uygulanmasını sağlayacaktır.
İkinci zorunlu önlem ise, yasal boşlukları ortadan kaldıracak
ve finans sektörünün gözetim ve denetim mekanizmalarının etkin şekilde
işlemesini sağlayacak olan Bankalar Yasası tasarısının bir an önce Mecliste
görüşülüp yürürlüğe girmesidir.
Üçüncü önlem de, kamu kesimi borçlanma gereğinin önemli
bir unsuru haline gelen sosyal güvenlik kurumları açıklarının azaltılması
için sosyal güvenlikle ilgili yasaların çıkarılmasıdır.
1999 yılının ilk aylarındaki borç servisinin büyüklüğü
ve finansman maliyetlerinin yüksekliği dikkate alınırsa görülür ki, bu
üç düzenleme, yeterli dışkaynak sağlanması bakımından son derece de önemlidir.
Bunlar, kim hükümette olursa olsun, ulusal ekonomimizin sağlıklı zeminde
ve istikrar içinde yürüyebilmesi için zorunlu düzenlemelerdir. Bu düzenlemeler
18 Nisan 1999 seçimlerini izleyen dönemde kurulacak Hükümetlerin de ekonomide
belirsizlik ortamı yaşanmaksızın icraatına başlayabilmesi bakımından büyük
önem taşımaktadır.
Bu arada, enflasyonla mücadele kararlılıkla sürdürülecek
ve başlamış bulunan altyapı ve enerji yatırımlarının aksamadan sürdürülmesine
özen gösterilecektir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; insan ilişkilerinde
olduğu gibi, siyasal ilişkilerde de en önemli etken güven duygusudur.
Seçim ortamında Hükümetimize koşulsuz destek vermekle,
iki parti -Anavatan ve Doğruyol Partileri- bize olan güvenlerini göstermişlerdir.
Bu güvene liyakatin tüm gereklerini yerine getirmeyi borç bileceğiz.
Bütün partilerin ve ulusumuzun güvenlerini hak etmek
için de gereken özeni göstereceğiz. Karşılabileceğimiz her soruna,
eşsiz önder Atatürk'ün bilime en yüksek değeri veren aydınlık yolunda çözüm
arayacağız.
Ulusal birliğimizi de, Atatürk'ün her türlü ayrımcılığı
reddeden bütünleştirici ve barışçı milliyetçilik anlayışından aldığımız
güçle pekiştireceğiz.
Hükümetimiz adına, Yüce Meclisin siz değerli üyelerine
saygılar sunarım.