III. YILMAZ HÜKÜMETİ HÜKÜMET PROGRAMI

GİRİŞ

Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Partisi ülkeyi 54 ncü hükümet tarafından düşürüldüğü rejim ve Devlet bunalımından kurtarmak, içerde ve dışarda kaybolan güveni yeniden tesis ederek toplumdaki gerginliği ortadan kaldırmak ve uzlaşmayı güçlendirmek, ahlaki yozlaşmayı durdurmak, kamu yönetimindeki yıpranmaya son vermek, vatandaşın temiz toplum ve yönetim özlemini gerçekleştirmek, ülke ekonomisini yeniden üretken niteliğine kavuşturmak ve devletin saygınlığını sağlamak, laik Demokratik Cumhuriyeti güçlendirmek amaçlarıyla bir araya gelen 55 inci Koalisyon hükümetini kurmuşlardır

Hükümetimizin gerçekleştireceği uygulamaların başında Devletin güvenirliliğinin yeniden tesis edilmesi gelmektedir.

Hedef, Devletin yaptığı her işe vatandaşın güven duyması ve herkesin aynı yasa uygulamasına muhatap olmasıdır.

Hükümetimizin en önemli önceliği Anayasamızın öngördüğü temsilde adalet, yönetimde istikrar ilkesini sağlayan bir genel seçimin gerekli kıldığı nüfus sayımı veya tespitinin yapılması ile seçmen kütüklerinin yeniden yazılmasınaimkan tanıyan yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. Bu bağlamda, yurt dışında bulunan yurttaşlarımızın bulundukları ülkelerde oy kullanabilmeleri için gerekli yasal düzenlemeler ve girişimler yapılacaktır.

Hükümetimiz adaletli bir seçimin gerekli kıldığı bu düzenlemeleri en sağlıklı bir şekilde yapmaya gayret edecek ve ekonomiyi seçim ekonomisi tahribatına uğratmadan, Devlet imkanlarını seçim yatırımları uğruna savurganca kullanmadan ülkeyi bir genel seçime taşıyacaktır.

 

DEMOKRATİKLEŞME

Çağdaş devletin hedefi,bir yandan, kuvvetler ayrılığı ilkesini hukukun üstünlüğü ve demokrasi zemininde hayata geçirirken, diğer bir deyişle iktidarı sınırlarken, aynı zamanda yönetimin daha etkili olmasını sağlamaktır. Bu husus Cumhuriyetin temel hedefleri arasındadır.

Hükümetimiz, Cumhuriyetimizin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliklerini özenle koruyarak, düşünce ve anlatım, vicdan ve dini inanç özgürlüklerini ve girişimciliği geliştirmeyi toplumsal hayatın vazgeçilmez ilkeleri saymaktadır.

İnsan haklarına saygı, Anayasamızda ve Türkiye’nin taraf olduğu çeşitli uluslararası antlaşmalarda da ifadesini bulan bir insanlık idealidir.

Hükümetimiz, bu idealin gerçekleşmesi, Türkiye’de insan haklarının çağdaş evrensel ölçülerde uygun bir anlayışla korunması ve geliştirilmesi, insan haklarıyla bağdaşmayan uygulamalarla meydan verilmemesi için gerekli önlemler alınacaktır.

Kurulan koalisyon hükümetinin önde gelen hedefi; milletimizin vazgeçilmez değerleriyle devletimizin değiştirilemez ve değiştirilmemesi gereken nitelikleri arasındaki birlikteliği sağlamak ve sürdürmekdir.

Demokrasimizin eksikliklerini gidermek için gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

Kendi insanımıza borcumuzun bir gereği olarak insan hakları açısından Türkiye çağımızın en üst düzeyi ülkeleri arasına çıkarılacaktır.

Hükümetimiz, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalarak, demokratik rejimi tüm kurumlarıyla eksiksiz olarak işletmeyi taahhüt etmektedir.

Hükümetimizin en belirgin özelliklerinden birisi de, uzlaşma kültürünü güçlendirici davranışlar sergilemek olacaktır. Bu çerçevede, hükümetimiz Ekonomik ve Sosyal Konseyin, ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasına etkin bir şekilde katılımını sağlayacaktır.

Ayrıca, muhalefet partileri ile düzenli bilgilendirme toplantıları yapılacak, demokratik katılımcılığın tüm gerekleri yerine getirilecektir.

Anayasada yapılan değişikliklere parelel olarak kamu çalışanlarına sağlanan sendikal hakların tam olarak kullanılması ve bu hakların geliştirilmes için gerekli çaba gösterilecektir.

Kişi hak ve özgürlüklerinin korunması, geliştirilmesi modern devlet olmanın ve demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır.

Demokrasinin olmadığı yerde basın özgürlüğünden, basın özgürlüğünün olmadığı yerde kişisel hak ve özgürlüklerden söz edilemez. Basının kendi kendisini kontrol etmesi esastır. Bunun nasıl yapılacağı bir yasa ile düzenlenecektir. Basınla ilgili mevcut yasalar basın kuruluşları ile birlikte yukarıdaki ilkeler ışığında değerlendirilecektir.

Kamu yönetimine güvenin temel koşullarından biri de idari işlemlerde gizlilik ilkesine sığınmamaktır. Biz, Türkiye’nin çağdaş ülke olması, demokrasinin tam işleyebilmesi için, idari işlemlerde gizlilik ilkesinin geçilmesinin gerekliliğine inanıyoruz. Bu amaçla bilgiye ulaşma serbestisini sağlayacak, vatandaşın bilgi alma hakkını kullanmasına tam olarak imkan tanıyacak yasa tasarılarını Hükümetimiz döneminde yüce Meclise sunacağız.

 

KAMU YÖNETİMİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI

Kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasında amaç, devleti hizmet sunan, vatandaşlarına güvenen, onlara güven veren ve bireyi ön plana çıkaran bir yapının oluşturulmasıdır.

Ülkemizde kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması kaçınılmazdır. Bu yeniden yapılandırılması ile merkezi yönetim hantallıktan kurtarılarak halkın devletle bütünleşmesi sağlanacaktır.

Kamu personel rejimindeki sorunların çözümüne önem verilecektir. Tutumlu ve etkin bir devlet teşkilatının gerekli kıldığı sayıda kamu görevlisinin istihdamına yönelik çalışmalar yapılacaktır.

Kamu yönetiminin iyileştirilmesi ile birlikte yerel yönetimlerin etkinleştirilmesi ve güçlendirilmesi de ele alınacaktır. Yerel yönetim ve merkezi yönetim arasındaki görev, yetki ve kaynak paylaşımı yeniden düzenlenecek, hizmetlerin büyük ölçüde yerel yönetimlerce yerine getirilmesine ağırlık verecektir. Bu yapının etkin kontrol mekanizmaları oluşturulacaktır. Bürokratik işlemler azaltılacak, vatandaşa güven esas olacaktır.

Yerel hizmetlere ilişkin kararların alınması, uygulanması ve denetlenmesi süreçlerinde demokratik katılımı ve şeffaflığı sağlayıcı tedbirler alınacaktır.

 

ADALET

Adalet hizmetlerinde adil, hızlı, etkin ve ekonomik sonuç almayı sağlamak üzere, teşkilat yapısında, hukuk kurallarında, hakim, savcı ve adalet meslek personeline ilişkin politikalarda köklü düzenlemeler yapılacaktır. Bu arada idari yargının hızlandırılması amacıyla hazırlanmış bulunan yasa teklif ve tasarılarının biran önce yasallaştırılması için çaba gösterilecektir.

54 ncü Hükümet döneminde ortaya çıkan olaylar, yargı bağımsızlığının ve etkili denetimin önemini çok açık bir şekilde ortaya koymuştur.

Yargı bağımsızlığı ve yargıçlık güvencesi ilkelerinin fiilen hayata geçirilebilmesi için, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun bağımsız olarak yetkilerini kullanmasını ve görevlerini yerine getirmesini sağlayacak bir düzenleme gerekmektedir. Bu çerçevede, Kurulda görev alan yargıçların her türlü etkilerden uzak olarak, yalnızca Anayasa, yasalara ve vicdani kanaatlerine göre karar vermelerine olanak sağlanmalıdır.

Yargı bağımsızlığını tam olarak sağlamak üzere gerekli tüm yasal düzenlemeler, hükümetimiz döneminde gerçekleştirilecektir.

Milletvekili dokunulmazlığı ve kamu görevlilerinin yargılanmalarındaki ayrıcalıkların daraltılmasına yönelik Anayasal ve yasal değişikliklerin yapılması için çaba gösterilecektir.

Organize suç örgütleriyle etkili ve kararlı bir şekilde mücadele edilecektir.

Yürürlükteki yasalar gözden geçirilerek, günün şartlarına cevap vermeyen hükümlerinde gerekli düzenlemeler sağlanacak ve usul yasaları günün şartlarına göre geliştirilecektir.

Yargıdaki tıkanıklıklar giderilecek, davaların hızlı ve etkin sonuçlandırılması sağlanacaktır. Bu amaçla, yargı teşkilatı yeniden yapılandırılacaktır. Yargı sisteminin modern araç ve gereçler ile takviyesi ve bilgisayar kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar hızlandırılacaktır.

Mahkemelerimizin iş yoğunluğunu azaltmak amacıyla davacı ile davalılar arasında uyuşmazlıkların uzlaşma veya tahkim yolu ile çözümünü özendirecek yeni düzenlemeler yapılacaktır.

Vatandaşlar ile idare arasındaki ihtilafların azaltılması ile vatandaşın yönetime karşı korunmasında, diğer çağdaş demokratik ülkelerde olduğu gibi yargı dışı denetim kurumları oluşturulacaktır.

Duruşma saygınlığının ve güvenliğinin sağlanması için gerekli önlemler alınacaktır.

Ceza infaz kurumları ile tutukevlerinin kuruluş ve idaresi yeniden düzenlenecek, güvenlik ve disiplin tam olarak sağlanacaktır. Hükümlülerin topluma yeniden kazandırılmasına önem verilecektir.

Ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik eylemlerle ve terörle etkin ve kararlı bir şekilde mücadele sürdürülecektir. Bu mücadelede hukuk kuralları çerçevesinde hareket edilecek ve alınacak tedbirlerden halkın zarar görmemesine özen gösterilecektir.

Anayasa değişikliklerinin gerektirdiği uyum yasalarının çıkarılmasına hız verilecektir.

 

YOLSUZLUKLARLA VE YASA DIŞI FAALİYETLERLE MÜCADELE

Son zamanlarda ortaya çıkan suç örgütleri ve faili meçhul cinayetler zaman zaman halkımızın ve ülkenin bir numaralı sorunu haline gelmektedir.

Bugünkü yasalar ve yargı sistemi ile bu mücadelede eksiklerimiz olduğu anlaşılmıştır. Her türlü kanunsuzluğun yanısıra yolsuzluklarla da en etkili şekilde mücadele etmek Hükümetimizin varoluş sebeplerinden biridir.

Yolsuzluklar ülkemizde toplumsal güveni sarsmakta ve beşeri sermayemizi tahrib etmektedir.

Yolsuzluk devlet gücünün istismarıdır. Bu olay devletin her kademesindeki bazı sorumluların kendilerini hukukun üstünde görmelerine yol açmakta bu da tüm topluma yaygınlaşan bir alışkanlık haline gelme tehlikesini taşımaktadır.

Yolsuzlukları önlemede temel ilke, devlet gücünü ve yetkisini kullanan her seviyedeki sorumluların her an topluma hesap verebilir ve denetime açık olmasıdır.

Bu amaçla, denetim kuruluşlarının her türlü siyasi etkinin dışında yapılandırılmalarını sağlayacak düzenlemelere gidilecektir.

Kurallar kolay anlaşılır hale getirilecek, idarenin uygulamada sübjektif davranışları hizmette esneklik azaltılmadan önlenecektir.

Devletin her türlü mal ve hizmet alımında rekabet sağlanacaktır.

 

GÜNEYDOĞU’YA YÖNELİK POLİTİKALAR

Güneydoğu Anadolu’nun sorunları, aslında etnik nedenlerden değil, coğrafi, sosyal ekonomik nedenlerden, bölgenin feodal yapısından ve dış tertip ve tahriklerden kaynaklanmıştır. Bölücü teröre karşı mücadele etkili biçimde sürdürülürken, demokratik hukuk devleti kurallarına tam bağlılık güvence altına alınacaktır. Bu anlayışımızın bir ürünü olarak, bölgedeki ciddi boyutlu güvenlik sorunu, sosyal ve ekonomik çözümlerle ve uluslararası ilişkilerle bir arada ve bütünlük içinde değerlendirilecek ve çerçevede gerekli politikalar oluşturulacak ve kararlılıkla uygulanacaktır.

Güneydoğu Anadolu Projesi Türkiye’nin ve Güneydoğu Anadolu’nun en önemli projesidir. Bu bölgedeki tarımsal ve sınai üretimin artması ile üretilen enerjinin yurtiçinde kullanılması tüm ülke ekonomisini etkileyecektir. Bölgede yeni yatırım sahalarının açılması, insanımıza iş imkanı sağlanması, bozuk olan gelir dağılımını iyileştirecektir. Bu manada bölgedeki tarım, tarımsal sanayi ve imalat sanayiinin gelişmesi için özel sektöre ve bölge girişimcilerine, küçük ve orta ölçekli işletmelere, esnaf ve sanatkarlara her türlü destek ve teşvik sağlanacaktır.

Güneydoğu Anadolu'nun ekonomik ve sosyal kalkınmasını sağlamak için, bir yandan yöredeki özel yatırımlar teşvik edilirken diğer yandan kamu sektörönün bölgede gelişmeyi hızlandıracak öncü yatırımlar yapması sağlanacaktır.

Güneydoğu Anadolu’da evlerde ve küçük işletmelerde fason imalat yapmayı özendirmek suretiyle bölgede istihdam olanaklarının yaratılması için gereken önlemler alınacaktır.

Bölgede hayvancılığın yeniden geliştirilmesine yönelik projeler uygulamaya konulacaktır.

Güvenlik nedeniyle köylerini boşaltma zorunda kalan vatandaşlarımızın sorunlarına sür’atle çözüm getirilecektir. Bölgede üretkenliği arttırıcı bir yerleşim düzenlemesine geçilecektir.

Bölgede güvenlik önlemleri nedeniyle kapatılmış okulların öğrencilerine eğitimde fırsat eşitliğini sağlayabilmek için yatılı bölge okullarının imkanları ve kapasiteleri geliştirilecektir.

Bu çerçevede mesleki ve teknik eğitim olanaklarından da bölgenin daha fazla yararlanması sağlanacaktır.

Geçmişte bölge ekonomisine önemli katkısı olan sınır ticaretinin önündeki engelleri kaldırmak için gereken önlemler alınacaktır. Sınır ticaretindeki bu düzenlemelerde, bölgedeki üreticimizi koruyacak ve kollayacak önlemlere önem verilecektir. Böylece sınır ticaretinin yeniden bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunması sağlanacaktır.

Güneydoğu Anadolu’nun, dolayısiyle tüm ülkemizin güvenliğine yönelik tehdit oluşturan, Kuzey Irak’daki otorite boşluğu giderilene ve Irak’ın toprak bütünlüğü sağlanıncaya kadar, bölgeye yönelik gerekli her türlü önlem alınmaya devam edilecektir.

 

İÇ GÜVENLİK VE TERÖRLE MÜCADELE

Güvenlik güçlerimiz, eğitim ve donanım açısından gelişmekle beraber polis sayımız nüfusa oranla gelişmiş ülkeler düzeyine çıkartılamamıştır. Güvenlik güçlerinin eğitiminin geliştirilmesine ve teknolojik gelişmeye uygun donanım sağlanmasına devam edilecektir.

Polisimizin vatandaşla yeniden kaynaşması sağlanacak, güvenlik güçlerine güven artırılacak, teşkilat üzerine gölge düşürülmeyecek ve şeffaflık sağlanacaktır.

Halkın ve gençlerimizin uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklardan korunması için önlemler alınacaktır.

Organize suç örgütleri ile kararlılıkla mücadele edilecek ve yasal düzenlemeler yapılacaktır.

Terör Türkiye’nin uzun yıllardır güvenliğini, ekonomisini, iç politikasını, dış politikasını olumsuz etkilemekte, ülkenin kaynaklarını tüketmekte ve ülkenin gücüne ve hareket kabiliyetine sekte vurmaktadır.

Güvenlik güçlerimizin cansiperane mücadelesine rağmen maalesef olağanüstü hali kaldıracak şartlar oluşmamıştır.

Terör tedirginliği ve kuşkusu devam ettiği sürece ülkenin gelişmesi için gerekli bazı adımlar atılamamaktadır. Bugüne kadar gerek güvenlik güçlerimizin gerekse sivil halkımızın verdiği zayiat tahammül ölçüleri dışında olmasına rağmen halkımızın ülke bütünlüğü için katlandığı fedakarlık her türlü takdirin ötesindedir.

Ancak şunu bilmek gerekir ki olay uzun zamandır sadece güvenlik meselesi olarak görülmüştür. Hükümetimiz döneminde ise sorun sadece güvenlik sorunu olarak görülmeyecek, bölgeye yönelik ekonomik ve sosyal politikalara da gereken önem verilecektir.

Türkiye’de devlet vatandaş kaynaşması gerekli şekilde sağlanamamış olup, bu Güneydoğu Anadolu’da daha çarpıcı boyutlarda kendini göstermektedir.

Terör sorununda güvenlik tedbirlerinin yanında terörün dış kaynakları üzerine gidilecek, teröre destek veren ülkelerle olan politikalar değerlendirilecek, terörün dış desteği gerek ülke bazında gerek örgüt bazında önlenmeye çalışılacaktır.

Güvenlik güçlerinin caydırıcılığını artırıcı önlemler alınacaktır.

Bölgede iş olanakları arttırılacaktır.

Terör ve bölücü eylemlerle mücadele kesintisiz ve kararlılıkla devam edecek, alınacak tedbirlerle hukuk içinde kalınmak suretiyle vatandaşımız tedirgin edilmeyecek, zararları karşılanacaktır.

Güneydoğu’da terörle mücadelede önemli işlevler gören köy koruculuğu sisteminin nitelikli elemanlarından uygun görülenlerin zamanla güvenlik güçleri içerisinde, diğerlerinin de güvenlik güçleri dışında istihdam imkanları oluşturulacaktır.

Terörün verdiği zarar halkımızın da desteğiyle önlendiğinde ülkemizin ve bilhassa terörden zarar gören bölgenin gelişme potansiyeli artırılacaktır.

Özel Tim’e daha sağlıklı bir düzenleme getirilecektir.

 

SAVUNMA

Bulunduğumuz bölgede, istikrarın korunması ve ülkemize yönelik her türlü tehditlere karşı caydırıcı olabilmek için etkin bir savunma gücüne sahip olma ihtiyacı aşikardır.

Ulusun ve vatanın bekası ile doğrudan ilgisi nedeni ile Silahlı Kuvvetlerle ilgili yatırım ve harcamaların kısılması mümkün değildir. Bu nedenle Silahlı Kuvvetlerin modernizasyonu gayretleri stratejik hedef planlarına uygun olarak yürütülecek on yıllık tedarik planları yasama organından geçirilmek suretiyle uygulamalarına işlerlik kazandırılacaktır.

Savunma sanayii politika ve strateji dokümanı en kısa zamanda hazırlanacak ve savunma sanayiinde dışa bağımlılığın azaltılması hususunda her türlü faaliyet desteklenecektir. Bu maksatla, yerli ve yabancı özel sektöre açık, dünya piyasaları ile rekabet gücüne ve ihracat potansiyeline sahip, yeni teknolojilere süratle uyabilen, kendini yenileme kabiliyeti olan, dost ve müttefik ülkelerle dengeli işbirliğini mümkün kılan bir milli savunma sanayiinin oluşturulması vazgeçilmez hedefimiz olacaktır.

Son yıllarda Silahlı Kuvvetlerimizin eriştiği üstün moral gücü eğitim seviyesi, disiplini ve modern yapısı muhafaza edilmek suretiyle caydırıcı niteliği korunacak ve dost ülkeler ile ekonomik ve askeri eğitim işbirliği faaliyetlerimiz artarak devam edecektir.

Silahlı Kuvvetlerimizin belirtilen ülkelere eğitim tecrübesi aktarması yanında, bu ülkelerin Silahlı Kuvvetlerinin teçhizinde savunma sanayii ürünlerimizin ihracına yönelik her türlü gayret sarf edilecektir.

Olası tehditleri caydırmada ve bölge barışına dolayısıyla dünya barışına büyük katkılar sağlayan Silahlı Kuvvetlerimizin NATO ve BAB bünyesindeki faaliyetleri artarak devam edecek ve bu şekilde kazanılmış tecrübeler Balkan ve Kafkaslar Bölgesinde olumlu şekilde geliştirilecektir.

Bu bağlamda eğitimi yüksek maliyetlere ulaşan Silahlı Kuvvetler mensuplarının üstün bir morelle hizmetinin devamı hususunda mümkün olan önlemler alınacaktır.

 

DIŞ POLİTİKA

Atatürk'ten bu yana Cumhuriyet Dönemi dış politikasının temel çizgileri olan süreklilik istikrar ve akılcılık Hükümetimizin dış politikasına yön vermeye devam edecektir. Türkiye bölgede güçlü itibarlı komşuları ile dost dünya barışının sürdürülmesi ilkesini koruyan insan hak ve özgürlüklerini koruyan insan hak ve özgürlüklerini savunan laik ve demokratik bir cumhuriyettir.

Türkiye Balkanlardan Kafkasya ve Orta Asya'ya, Karadeniz ve Akdenizden Ortadoğu'ya kadar birçok bölge ve kültürün buluşma noktasındadır. Türkiye bu konumunun gerektirdiği dış politikayı uygulayarak bölgesel dayanışma ve işbirliğine öncülük edecektir.

A.B.D., Avrupa ülkeleri, Rusya Federasyonu ve Asya-Pasifik bölgesindeki ülkeler ile olan ilişkilerimizi, dostluk veya ittifak bağlarımız çerçevesinde, karşılıklı çıkarlarımızı gözeten bir anlayışla yürüteceğiz. Ayrıca, tarihsel ve kültürel yakın bağlarımız bulunan Balkan, Kafkas, Ortadoğu ülkeleri ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerimizi çok yönlü olarak geliştirmek için yoğun çaba gösterilecektir.

2000’li yılların eşiğinde dünyada önemli dönüşümler yaşanırken ve Avrupa yeniden yapılanırken, Avrupa kurumları ile bütünleşme yolundaki girişimlerimizi devam ettireceğiz. Bu çerçevede, Hükümetimizin öncelikli dış politika hedeflerinden birini oluşturan Avrupa Birliği’ne mümkün olan en yakın zamanda tam üye olmaya yönelik gayretler hızlandırılarak sürdürülecektir. Avrupa Birliği ile ilişkilerimizde edindiğimiz bütün kazanımlar korunup, geliştirilecektir.

A.B.D. ile ilişkilerimizi, dostluk ve ittifak bağlarımız çerçevesinde, karşılıklı çıkarlarımızı gözeten bir anlayışla yürüteceğiz.

Ulusal davamız olan Kıbrıs konusunda antlaşmalardan kaynaklanan hak ve sorumluluklarımıza sahip çıkarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni her alanda desteklemeye devam edeceğiz. Hükümetimiz, Kıbrıs’ın yalnız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için değil, doğrudan doğruya Türkiye’nin güvenliği açısından da yaşamsal önem taşıdığının ve bu önemin arttığının bilincindedir. Ayrıca, Hükümetimiz, Ege’de yaşamsal çıkarlarımızı ilgilendiren konuların karşılıklı anlayış ve yapıcı ve barışçı bir diyalog ile çözülmesi gerektiğine inanmaktadır.

Kafkasya’da kalıcı barışın ve istikrarın tesisi için bölge ülkeleri arasındaki işbirliğinin geliştirilmesini amaçlayan her türlü girişim, geçmişte olduğu gibi, desteklenmeye devam edilecektir. Bu çerçevede, Ermenistan’ın işgal etmiş olduğu Azerbaycan topraklarından şartsız çekilmesi ve iki ülke arasındaki sorunların diyalog yolu ile çözülmesi hususlarındaki girişimlerin desteklenmesi sürdürülecektir.

Yeni Türk Cumhuriyetleri ve öteki Türk ve akraba toplulukları ile ekonomik, ticari, sınai, teknik, sosyal, eğitim ve kültürel alanlarda ilişkilerin geliştirilmesi için yürütülen faaliyetlere yeniden hız kazandırılacaktır.

Ortadoğu’da barışçı ve dengeli politikalarımız devam edecek, bölgedeki bütün ülkelerle ve tarihsel yakınlıklarımız olan Arap ve İslam dünyası ile ilişkilerimiz geliştirilecektir. Irak’ın fiili bölünmüşlüğüne, bunun iç güvenlik açısından ve ekonomik çıkarlarımız bakımından yarattığı sakıncalar göz önünde tutularak, Birleşmiş Milletler kararları, insan hakları ve uluslararası hukuk ilkeleri doğrultusunda biran önce son verilmesi yolunda çaba gösterilecektir.

Balkan ülkelerinde yaşayan Türk ve akraba toplulukları, bu ülkelerle her türlü ilişkilerimizin geliştirilmesinde yapıcı bir unsurdur. Bu toplulukların yaşadıkları ülkelerdeki ekonomik, kültürel ve sosyal koşullarının iyileştirilmesinde destek olunacaktır. Hükümetimiz, yurtdışındaki vatandaşlarımızın sorunlarını yakından izlemek ve çözümler bulmak amacı ile, yurtdışındaki vatandaşlarımızın da temsil edileceği bir “Yurtdışı Vatandaşlar Üst Kurulu” oluşturulacaktır.

Türkiye, uluslararası toplumun saygın, dostluğu ve işbirliği aranan bir üyesi olarak, bölgesinde ve dünyada, barış, istikrar, güven, işbirliği ve refahın yaygınlaştırılmasına katkıda bulunacaktır. Cumhuriyetimizin gelenekleri uyarınca, dış politikamızın ulusal bir mutabakat çerçevesinde yürütülmesine özen gösterilecektir.

 

TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞİ (AB) İLİŞKİLERİ

Avrupa Birliği’ne tam üyelik Türkiye için sadece bir hedef değil, aynı zamanda anlaşmalardan doğan bir haktır. Hükümetimiz AB ile ilişkilerinde karşılıklı yarar dengesinin sağlanmasını amaçlayacaktır.

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 1996 yılı başında gerçekleştirilen gümrük birliği çerçevesinde mevzuat uyum çalışmaları hızlandırılacaktır. Bu kapsamda gümrük birliği sonrasında gerçekleştirilmesi gereken mevzuat uyum çalışmalarının tamamlanması amacıyla, gümrük kanunu çıkarılacak, fikri mülkiyet haklarına ilişkin mevzuatımızda değişiklikler ve yeni düzenlemeler yapılacak, bu alandaki uluslararası sözleşmelere katılım Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri ile, AB Ortak Ticaret Politikaları çerçevesinde yürütülmekte olan serbest ticaret anlaşmaları görüşmeleri tamamlanacak ve imzalanmış anlaşmalar vakit geçirilmeksizin yürürlüğe konacaktır.

Gümrük birliğinin getirdiği yeni rekabet ortamına sanayi sektörünün uyum sağlaması ve AB ekonomisi ile Türk ekonomisi arasındaki farkın azaltılması için Türkiye ile AB arasındaki mali işbirliğine işlerlik kazandırılacaktır.

1996 yılı başında gerçekleştirilen gümrük birliği ile Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkiler son döneme girmiştir. Bu dönemde;

AB ile ilişkilerimizde elde edilen Gümrük Birliği dahil fiili ve hukuki kazanımlar geliştirilerek konsolide edilecektir.

AB’nin Türkiye’ye yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesinde ısrarlı olunacaktır.

Gümrük Birliği’nin ruhuna uygun dengeli bir dinamiğe kavuşturulması için AB’nin Türkiye ile işbirliğini geliştirmesi sağlanacaktır.

Böylelikle, Türkiye’nin yeniden çizilmekte olan Avrupa coğrafyasında hakettiği yeri alması temin edilecektir.

 

EĞİTİM

Çağımızda bilgi toplumu düzeyine ulaşamamış ulusların varlıklarını sürdürebilmeleri ve uluslararası rekabette söz sahibi olmaları şansı azalmıştır.

Bu anlayışla, ülkemizin geleceğinin güvencesi ve çağdaşlaşmanın öncüsü olan gençlerimize eğitimde fırsat eşitliği değil, olanak eşitliği de sağlanacaktır. Eğitimin tüm kademelerinde, Atatürk İlke ve inkılaplarını özümsemiş, milli, manevi ve ahlaki değerlerimizi benimsemiş, bilimsel düşünceye yatkın bilgi çağının gereklerini yerine getirebilecek bilgi ve becerilerle donanmış insanlar yetiştirmek temel amaç olacaktır.

Sekiz yıllık zorunlu ve kesintisiz ilköğretim (temel eğitim) uygulamaya konulacaktır.

Anayasanın 24. Maddesinde, din ve ahlak eğitimi ve öğretiminin Devletin gözetim ve denetimi altında yapılması öngörüldüğünden, ilköğretim (temel eğitim) ve orta öğretim kurumlarında zorunlu din kültürü ve ahlak öğretimine devam edilecektir. Bunun dışında din eğitimi ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin talebine bağlıdır. İsteğe bağlı Kur’an kurslarından ve hafızlık eğitiminden Diyanet İşleri Başkanlığı sorumludur.

Sekiz yıllık ilköğretime (temel eğitim) geçilirken, gerek mesleki ve teknik liseler bünyesindeki orta okullara devam etmekte olan çocuklarla çıraklık eğitimi gören çocukların kazanılmış hakları korunacaktır.

Orta öğretimde mesleki teknik ve beceri kazandıran öğretime önem verilecektir.

Her kademedeki okullar, uygulanabilir bir plan çerçevesinde çağdaş eğitim araçları ile donatılacak, özellikle öğrenme ve öğretme sürecini geliştiren ve zenginleştiren bilgisayar destekli eğitim yaygınlaştırılacaktır.

İnsanlarımızın, özellikle gençlerimiz ile kadınlarımızın meslek edinmeleri ile ve el becerilerini geliştirerek üretime yönelmeleri, okuma-yazma bilmeyenlere eğitim imkanları sağlanacaktır.

Geleceğin bilgi toplumunu yakalamak için genç nüfusumuzun bilim ve teknolojiye çok daha fazla ilgi duymasını sağlayacak, gençlerimizi bilime, bilim adamı, araştırmacı olmaya özendirecek önlemleri almaya, bunların şartlarını yaratmaya hız verilecektir.

Gençlerimizin ve yetişkinlerimizin çağdaş yöntemlerle bilimsel araştırmalarda bulunmalarına ve araştırma verilerini değerlendirmelerine olanak sağlamak üzere kamu ve özel kurum ve kuruluşların Bilim Merkezleri kurmaları özendirilecektir.

Özürlülerin eğitim ve öğrenim olanaklarının çağdaş ülkeler düzeyine çıkarılması amacıyla gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

Özürlülerle ilgili yasalarda mevcut düzenlemelere işlerlik kazandırılacak, özürlülere mesleki eğitim verecek merkezlerin kurulması sağlanacaktır. Böylece bu vatandaşlarımızın yaşamlarının kolaylaştırılması, günlük ekonomik ve sosyal yaşama aktif katılımlarının sağlanmasına zemin hazırlanacaktır.

Eğitimin her kademesine öğretmen açığının kapatılması ve öğretmenlik mesleğinin özendirilmesi için önlemler alınacaktır.

Üniversitelerde öğretim kalitesinin uluslararası standarda ulaştırılması, öğretim üyesi açıklarının süratle kapatılması ve üniversitelerin kaynak ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli önlemler alınacaktır.

Üniversitelerin ve araştırma-geliştirme kurumlarının, uluslararası ve ulusal düzeyde, bilgi kaynaklarına elektronik ortamda ve hızla erişebilmelerini sağlayacak; bir yandan öğretimle araştırmanın bütünleşmesini bir yandan da ortak araştırmayı destekleyecek Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi’nin hızla tamamlanabilmesi için her türlü destek sağlanacaktır.

Çağdaş eğitim ve iletişim teknolojisi etkili bir biçimde değerlendirilerek açık öğretimde kalitenin yükseltilmesi sağlanacaktır. Açık öğretimle örgün öğretim arasında bağlantı kurulacaktır.

YÖK üniversitelerarası eşgüdüm kurumu haline getirilecek, üniversiteler tam özerkliğe kavuşturulacak, öğrencilerin üniversite yönetimlerinde temsiline olanak sağlanacaktır.

Üniversiteler ile sanayi işbirliğinin geliştirilmesine özendirilecektir.

Üniversitelerin kendi yarattıkları mali kaynakları kullanmaları kolaylaştırılacaktır.

Eğitimin her kademesinde yurt olanaklarının artırılmasına özen gösterilecektir.

 

KÜLTÜR

Türk kültür ve sanatının kendi özellikleri içinde gelişmesine ve dünyaya açılmasına destek verilecektir. Devlet, zengin tarih kökleri bulunan kültür hazinelerimizin gereğince değerlendirilmesine yönelik tüm çalışmaları da, ulusumuzun sanattaki ve kültürdeki çağdaş yaratıcılığını da bütün gücüyle destekleyecektir.

Başka ülkelerdeki soydaşlarımızın öz kültürlerini ve ana dillerini yaşatıp geliştirebilmeleri için gerekli ortam hazırlanacaktır. Uluslararası anlaşmaların veya bulundukları ülke yasalarının sağladığı tüm haklardan ve özgürlüklerden eşit olarak yararlanmalarına önem verilecektir.

Fikir ve sanat eserleri sahiplerinin haklarının korunmasına özel olarak itina gösterilecek ve bu konuda yasal desteğin sağlanmasına gayret edilecektir.

Milletimizin sosyal ve kültürel hayatında önemli rolü olan edebiyat, musiki, resim, folklor, sinema, tiyatro, opera ve balenin desteklenmesi ve geliştirilmesi, kültür ve sanat politikamızın ana hedefi olacaktır.

Dünya ülkelerinin geleneksel ve çağdaş sanatlarının halkımıza tanıtılması çalışmaları desteklenecek ve Türk eserlerinin yurtdışında sergilenmesine önem verilecektir.

Anadolu kültür ve medeniyetinin tüm mirası aynı önem ve eşitlik içinde değerlendirilecektir.

Yurtdışındaki eserlerimiz de dahil olmak üzere tarihi ve kültürel varlıklarımızın tespiti, korunması ve tanıtılması için her türlü tedbir alınacaktır.

Yurtdışına yasa dışı yollarla kaçırılan taşınır kültür varlıklarımızın ülkemize iadesi için her türlü gayret gösterilecektir.

Doğal ve arkeolojik sit alanlarının korunması ve insanlığın ortak mirası olarak gelecek nesillere aktarılması için etkin önlemler alınacaktır.

Arşiv hizmetlerine, eski yapı ve eserlerin korunmasına, eski eser kaçakçılığının önlenmesine yönelik tedbirlerin alınmasına ağırlık verilecektir.

Kütüphanelerin zenginleştirilmesi, modern araç ve gereçlerle donatılması, yurt sathına yayılması, okuma zevk ve alışkanlığının teşvik edilmesine gayret edilecektir.

Telif ve tercüme eserlerin yayınlanması ve yaygınlaştırılmasını kolaylaştırıcı tedbirler alınacaktır.

Türk Cumhuriyetleri ve toplulukları ile kültürün her alanda çok sıkı bir işbirliğine girilecektir.

Türk tiyatro geleneğinin korunması, geliştirilmesi ve sanat kurumlarımızın özerkleştirilmesi kültür politikamızın temel unsurları arasında yer alacaktır.

Özel sektörün kültürel yatırımları teşvik edilecektir.

 

VAKIFLAR

Anadolu’daki Türk kimliği ve hakimiyetinin belgesi durumundaki eski eserlerimizin korunması ve restorasyonuna özel bir önem verilecek ve Vakıflar Genel Müdürlüğü imkanları genelde bu konuya yönlendirilecektir.

Aile vakıflarının hukuki durumu yeniden değerlendirilecektir. Çağın anlayışına uygun bir yorum ve bunun alt yapısı oluşturulacaktır.

Ülkemizde, zamanla vakıf müessesesinin ciddi şekilde istismar edilerek vakıflar mevzuatına uymayan bir uygulama içine girilmiştir. Bu konu Hükümetimizce ciddi olarak gözden geçirilecek ve yeni bir düzenlemeye kavuşturulacaktır. Bu çerçevede kamu kurum ve kuruluşları bünyesindeki vakıflar, kamu erkini vakıf çıkarına kullanılması sebebiyle öncelikle ele alınacaktır.

 

GENÇLİK VE SPOR

Gençlerimizin Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda sağlıklı ve üstün ahlaklı bireyler olarak yetiştirilmesi ve onların zararlı alışkanlıklardan korunması için gerekli tedbirler alınacaktır.

Toplumun temelini oluşturan ve geleceğin güvencesi olan gençlerin eğitimleri yanında boş zamanlarını değerlendirmeleri ve spor ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik her türlü olanak harekete geçirilecektir.

Gençlerimizin boş zamanlarını kendi istek ve yetenekleri doğrultusunda sosyal ve kültürel faaliyetlerle değerlendirmelerine yönelik çalışmalara ağırlık verilecek, sporun kitlelere yayılması, amatör spor ve sporcularımız ile elit sporcularımızın, sporda çağdaş düzeyi yakalayabilmeleri amacıyla; okul, aile, kulüp, yurt dışındaki vatandaşlarımız, kamu ve özel teşebbüs ile işbirliği geliştirilecek ve bu amaca yönelik gerekli yasal düzenlemelerle, tesis, malzeme, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarındaki bütün tedbirler alınacak ve ayrıca bu amaçla gençlik merkezleri ve gençlik kamplarının yaygınlaştırılması sağlanacaktır.

Sporun geniş kitlelere yayılması teşvik edilecek, doğanın sunduğu spor olanaklarından herkesin yararlanması için gerekli önlemler alınacaktır.

Bedensel engellilerin toplumsal yaşamında sporun da yer alabilmesi için gereken her türlü önlem alınacaktır.

Spor kulüplerinin kendi tesislerine kavuşturulması için politikalar oluşturulacak, devlet spor kulüplerinin tesis yapmasını teşvik edecektir.

Sporcuların sağlık ve sosyal güvenlikleri sağlanacak, spor dallarına yönelik yetenek tespiti ve seçimine özel önem verilecek, sporcu performansını geliştirmek amacıyla araştırma merkezleri kurulacaktır.

Spor federasyonları ve spor adamları ile kulüp temsilcilerinden oluşan ve kendi dinamiği içinde özerk bir yapıya kavuşturulacaktır.

Ülkemizde bu yıl yapılacak olan hava oyunları olimpiyatları için Hükümetimiz her türlü desteği verecektir. Olimpiyatların İstanbul’da yapılmasını sağlamak için çalışmalara devam edilecektir.

 

KADIN SORUNLARI VE AİLE

Anayasamızın 41. maddesinde ailenin Türk toplumunun temeli olduğu belirtilmektedir. Aile bağlarını ve dayanışmasını koruyup güçlendirmek bir ulusal ve anayasal görevdir.

Hükümetimiz, Türk ailesinin huzur ve refahını artırmaya yönelik çalışmalara önem verecektir.

Aile yardımları günün ekonomik ve sosyal gerçeklerine uygun hale getirilecek, medeni nikahın yaygınlaştırılması suretiyle aile bütünlüğü güçlendirilecek, özellikle kadınlar ve çocukların mağduriyetleri giderilecektir.

Ayrıca toplumumuzu ve aile bütünlüğünü sarsan uyuşturucu madde kullanımı, şiddet, müstehcenlik ve cehalet gibi sorunlarla gerekli mücadele yapılacak, özellikle aile içi şiddetin önlenmesi amacıyla gerekli yasal düzenlemeler gerçekleştirilecektir.

Anayasamızın 41’inci maddesinde yer alan devletin ailenin korunmasını sağlamak amacıyla teşkilat kurmasına yönelik amir hükmü gereğince, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları sonucu hukuki dayanaktan yoksun hale gelmiş bulunan Aile Araştırma Kurumu Başkanlığının teşkilat kanunu çıkartılacaktır.

Hükümetimiz kadının ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal yaşama tam olarak katılımının sağlanması konusunda kararlılıkla;

- Aile içinde demokrasi teşvik edilerek eşitlikçi ve paylaşımcı bir aile yapısı model alınacaktır.

- Kadının toplumsal konumunun yükseltilmesi için Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve diğer mevzuatta yer alan ayrımcılık içeren maddelerin günün şartlarına uygun olarak düzenlenmesi başta gelmek üzere gerekli yasal ve idari düzenlemeler ivedilikle yapılacaktır.

- Tüm bu görevleri ülke genelinde etkin bir biçimde yerine getirecek ulusal mekanizmanın Başbakanlığa bağlı Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü olarak teşkilatlanması için gerekli yasal düzenleme gerçekleştirilecektir.

- Tüm kurum ve kuruluşlarda kadın birimlerinin kurulması teşvik edilecek bunlar arasında işbirliği ve koordinasyon sağlanarak, uygulamada politika, plan ve programlara kadın-erkek eşitliği kavramının geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılacaktır.

Korunmaya, bakıma muhtaç çocuk, genç ve yaşlılarımızın ihtiyaçlarının karşılanması Hükümetimizin öncelikli hedeflerindendir. Özellikle kimsesiz çocuklarla çalışan çocukların her türlü sorunlarının çözümlenmesi için çaba gösterilecektir.

SOSYAL GÜVENLİK VE SAĞLIK

Sosyal güvenlik sistemimiz ile sosyal kuruluşlarının içinde bulunduğu durum, ülkemizin ivedilikle çözüm gerektiren en önemli sorunudur.

Açıkları katrilyon seviyesine ulaşarak iflas düzeyine sürüklenmiş ve hizmet veremez hale gelmiş bulunan sosyal güvenlik kuruluşları sağlıklı bir yapıya kavuşturulacak, bu kurumların kamu kesimi borçlanma gereği içerisindeki payları tedricen azaltılacaktır.

Sosyal güvenlik sisteminde norm ve standart birliği sağlamak için gerekli çalışmalar yapılacaktır.

Sağlık sigortası ile emeklilik sigortasının birbirinden ayrılması ile tüm yurttaşlarımızın sağlık sigortasına kavuşturulması ile işsizlik sigortasının bir program dahilinde gerçekleştirilmesine bu bağlamda çaba gösterilecektir.

Sağlık sistemi; finansman ,yönetim ve organizasyon, insan gücü, hizmet arzı ve mevzuat boyutlarıyla yeniden düzenlenecek, özel sektör ve yerel yönetimlerin sağlık sektörüne yatırımları teşvik edilecektir.

Devlet, bütün vatandaşlar için sağlık evi, sağlık ocağı, ana çocuk sağlık merkezleri ve verem savaş dispanserlerinin vermekte olduğu temel sağlık hizmetlerini daha geniş vatandaş kitlesine ulaştırarak bedelsiz olarak sunulmasını yaygınlaştırılacaktır.

 

GELİR DAĞILIMI

1994 DİE Gelir Dağılımı Anketine göre nüfusun en fakir yüzde 20’si milli gelirden yüzde 5 pay alırken, en zengin yüzde 20’si gelirden aldığı pay yüzde 55’tir.

Diğer taraftan yine DİE’nin 1995 yılı için yaptığı ankete göre fert başına en yüksek gelir elde eden il ile en düşük gelir elde eden il arasında 10 katın üzerinde fark vardır.

Bu veriler, gerek kişiler, gerek bölgelerarası gelir dağılımının son derece bozuk ve dengesiz olduğunu göstermektedir.

Bu durum ülkemizdeki bir çok sorunun da kaynağını teşkil etmektedir.

Bu çerçevede ekonomik ve sosyal politikaların uygulanmasında yoksulluğun azaltılmasına, sabit gelirlilerin, emekli, dul, yetim, küçük esnaf ve çiftçilerin fakirleşmesinin önlenmesine, işsizimize iş bulmaya önem verilecektir.

Bu cümleden olarak üretken istihdamın artırılmasına öncelik verilecek, kişilerin kendi işlerini kurmaları desteklenecek, özel kesim için uygun yatırım ortamı sağlanacak, alt gelir gruplarının yararlandığı doğrudan yardım sistemleri geliştirilecektir.

Bireylerin beceri ve üretkenliklerini artırarak yaşam seviyelerini yükseltmekte en önemli araç eğitimdir. Bu amaçla yoksul kesimlerin eğitim imkanlarından yaralanmalarını sağlamak için kredi, burs, yurt ve diğer imkanları da kapsayan etkili bir destek sistemi oluşturulacaktır.

 

EKONOMİ

Hükümetimiz iç ve dış dengelerin bozulduğu ve enflasyonun hızlandığı bir ortamda göreve başlamıştır.

Hükümetimizin ekonomi alanında yapacağı düzenlemeler kısa vadeli, günü kurtarmaya yönelik düzenlemeler değil, ülkenin uzun vadeli gereksinimleri ve çıkarlarını göz önünde bulunduran, ancak kısa vadede mutlaka, geciktirilmeden alınması gereken düzenlemeler olacaktır.

Hükümetimizin iktisadi alandaki temel hedefi, ülkede kalıcı makro ekonomik istikrarın sağlanması ve ekonominin istikrar ortamında sürekli ve sürdürülebilir bir büyüme trendine oturtulmasıdır.

Bu hedefin gerçekleştirilmesinin önünde en önemli engel giderek yükselme eğilimi gösteren enflasyondur. Enflasyon yatırım ufkunu daraltmakta, gelir dağılımını bozmakta ve kaynakların rasyonel kullanımını ve dağıtımını engelleyerek kendini besleyen bir süreç haline gelmektedir.

Enflasyonla mücadele hükümetimizin öncelikle ele alacağı bir meseledir.

Enflasyonla mücadele aynı anda bir çok alanda reform niteliğinde dönüşümlerin gerçekleştirilmesini zorunlu kılmaktadır.Bir yandan enflasyonun en temel nedeni olarak ortaya çıkan kamu açıkları kalıcı bir biçimde düşürülmeye çalışılırken öte yandan enflasyon bekleyişlerinin kırılması ve devletin belli başlı kurumlarının yeniden yapılandırılması için eşgüdümlü bir çaba gösterilecektir.

Ülkenin, iç ve dış mali piyasalarda yeniden güven kazanması sağlanacak, yatırımcıyı istihdam yaratan yatırım yapmaya yöneltecek önlemler alınacaktır.

Yatırımların finansmanında önemli rol oynayan gönüllü tasarruflar teşvik edilecektir.

Bankacılık sistemindeki yapısal bozukluk ve hukuki boşluk giderilecek, ayrıca bankalar denetiminde etkinlik sağlanacaktır.

Kamu bankalarının ihtisas görevlerine uygun yönetim ve organizasyon yapılarına kavuşmaları sağlanacaktır. Bu bankaların kredi tahsislerinde politik etkilerden arındırılması gerçekleştirilecek ve gerekli kaynak belirlenmeden bankalara görev verilmesi uygulamasına son verilecektir. Kamu bankalarının özelleştirilmesi çalışmaları hızlandırılacaktır.

Geçmiş hükümet denk bütçe iddiası ile samimiyetten uzak, hayali kaynak paketlerine dayanan kamu gelirleri, gerçekçilikten uzak kamu giderleri ile kamu mali disiplinini tam anlamı ile bozmuştur. 1997 yılı bütçesinin en iddialı gelir kalemlerinden biri olan yaklaşık 1.2 katrilyon lira tutarındaki tedbir geliri kaleminden yılın ilk yarısında ciddi bir tahsilat gerçekleşmemiştir. Bu disiplinsizlik ve hayalcilik Bütçe Kanununun uygulanmasında da ortaya çıkmış, denk bütçe yılın ilk ayından itibaren yüzlerce trilyon lira açık vererek ilk altı ayda 720 trilyon lira sınırına dayanmış, bazı harcama kalemleri için bütçe yasası ile öngörülen ödenek tutarının neredeyse tamamı yılın ilk yarısında tüketilmiştir. Transfer ödeneklerinin kullanılmasında kurumlar arasında ayrımcılık yapılmış, özellikle yerel yönetimler arasında büyük dengesizlikler yaratılmıştır.

Bizim amacımız elbette ki bu adaletsizlikleri giderme yanında ekonominin dengelerini yeniden yerli yerine oturtmaktır. Bu konuda gereken her türlü önlem, alınacak, gereken yasal düzenlemeler gerçekleştirilecektir.

Kamu mali disiplini mutlaka yeniden sağlanacak, devlet kaynaklarının keyfi olarak kullanılacağı inancını uyandıran uygulamalara son verilecektir.

Bu bağlamda, ödenek aşımları zorlaştırılacak, Bütçe’nin kapsamı genişletilecek ve enformasyon alt yapısı tamamlanacaktır. Bütçe’nin samimiyeti ve açıklığı ilkesi yeniden tesis edilecektir. Bütçe’nin şeffaflığı her şeyin ötesinde önem verdiğimiz bir konudur. Kamunun kullandığı kaynakların hesabı son kuruşuna kadar hem sorulacak hem de verilecektir.

Borçlanmada düzensizliğe ve keyfiliğe son verilecek, borçlanma önceden kamuoyuna açıklanmış program çerçevesinde ve iktisadi dengeleri gözeterek sürdürülecektir.

Bu düzenlemeler ile ulaşılmaya çalışılan uzun vadeli hedef ise kamu maliyesinde “ toplam kalite yönetimi” ne geçmektir.

Hükümetimiz kamu harcamalarının en sağlıklı gelir kaynağı olan vergilerle karşılanması gereğine inanmakla birlikte, ülkenin ekonomik buhrandan çıkartılmasında özelleştirme gibi vergi dışı gelirlerin gerçekleştirilmesine de büyük önem vermektedir.

Ancak, bugün belirli sayının üstünde işçi istihdam eden işyerlerine getirilen ek yükümlülükler, denetlenemeyecek alanlara getirilen ağır vergi yükümlülükleri kayıt dışılığı teşvik etmekte, ekonomik olayın tarafları arasında kayıtdışılık konusunda işbirliğine neden olmaktadır.

Ekonomik faaliyetler vergi ile ilişkilendirilmemekte, bu nedenle de etkin bir denetim yapılamamaktadır.

Bu nedenle vergi gelirleri, yeni vergiler ihdas etmek yerine, vergi ve çalışma yaşamını düzenleyen yasalarda yer alan ve kayıt dışılığı teşvik eden hükümler de kaldırılarak kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması, vergi kayıp ve kaçaklarının bu yolla ve ayrıca etkin bir denetimle asgari bir düzeye indirilmesi suretiyle artırılacaktır.

Vergi oranlarının belirli konularda düşürülmesi suretiyle vergi tabanını yaygınlaştıran, vergi yükümlülerini enflasyona karşı koruyan, elde edilmeyen gelirden vergi alınması sonucunu doğuran hayat standardı esasını ve peşin vergiyi tümüyle kaldırmayı amaçlayan bir vergi reformu temel hedeflerimizdir. Bununla birlikte, istihdam ve iş olanakları yaratmanın son derece acil ve önemli olduğu bir ortamda, özgür girişimciliğin önünü kesen, işyeri açma konusunda caydırıcı bir nitelik hayat standardı esasının yeni işe başlayanlarda ilk yılda uygulanmaması için gerekli düzenleme derhal yapılacaktır.

Yerel yönetimlerin kendi öz kaynaklarına kavuşturulması için gerekli düzenlemeler yapılacak, özellikle emlak vergisinde gerekli verimliliğin sağlanması için tüm taşınmaz mallarda cins tashihi gerçekleştirilecek, coğrafi veri tabanına dayanan bilgi sistemlerine geçilmesi konusunda yerel yönetimlere destek verilecektir.

Tapu ve kadastro bilgilerinin coğrafi veri tabanı ile izlenilmesi konusundaki çalışmalar ile ülke düzeyindeki kadastro çalışmalarının bir an önce bitirilmesi sağlanacak, bu konuda yerel yönetimler ile yoğun bir iş birliği yapılacaktır.

Ödemeler dengesi sağlıklı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulacaktır. Bu çerçevede, sermaye hareketlerinin ülkenin kalkınmasına ve üretken kapasitesinin güçlendirilmesine katkıda bulunacak bir yapı içerisinde gelişmesine önem verilecektir.

İhracat artışına süreklilik ve dinamizm kazandırabilmek için ihracata dönük kaliteli ve çevreye duyarlı mal üretebilecek bir kapasitenin oluşmasına, sanayinin rekabet gücünün verimlilik ve yüksek teknoloji kullanımıyla geliştirilmesine ve çeşitliliğin artırılmasına, yeni pazarlarda etkinliğin sağlanmasına öncelik verilecektir. İhracata özel bir önem verilecektir.

Dış ticarete ilişkin düzenlemelerde, üretim ve ihracata yönelik desteklerin belirlenmesinde, uluslararası yükümlülükler dikkate alınacaktır.

KİT’lerin yönetim ve denetim sisteminin yeniden yapılandırılması, yıllardır ülkemiz gündeminin ilk sıralarında yer alan ve genel ekonomi açısından hayati öneme sahip özelleştirme sürecinin hızlandırılabilmesi için gerekli tedbirleri de içerecektir.

Özelleştirme sürecine hız verilirken ortaya çıkabilecek muhtemel olumsuzlukları önlemek amacıyla özellikle doğal tekel konumunda olan KİT’ler için kanuni düzenlemeler yapılacaktır.

Hükümetimizin özelleştirme alanındaki temel anlayışı, çeşitli sektörleri rekabete açarak veya bu sektörlerdeki rekabeti güçlendirerek, hizmet ve ürün kalitesinin yükselmesini, fiyatların düşmesini, sermayenin çalışanların ve yöre halkının talepleri de dikkate alınarak tabana yayılmasını sağlamaktır. Bu çerçevede, tekelleşmeyi önleyici, tüketici ve işçilerin haklarını koruyucu ve denetleyici mekanizmalar ve organlar kurulacaktır. Özelleştirme aynı zamanda gider tasarrufunu sağlama hedefine yönelmelidir.

 

TARIM VE HAYVANCILIK

Tarıma ve hayvancılığa yönelik olarak sürdürülen yanlış politikalar köylümüzü yoksullaştırmış ve iç göç olgusunu çok hızlandırmıştır. Çiftçimizin milli gelirden hak ettiği payı almasına yönelik politikalar bir bütün olarak uygulamaya konulacaktır. Böylece çiftçi, tasarruf yapabilir ve ülkenin kalkınmasına katkıda bulunur duruma getirilecektir.

Tarım sektörünü, bölgesel gelişmişlik farklılıklarını gidermesi, işsizliğin ve kırsal alandan büyük kentlere göçü önlemeyi, istihdam yaratmayı, sürdürülebilir kalkınmayı, adaletli bir gelir dağılımını, Türk insanının sağlıklı beslenebilmesini, makroekonomik anlamda kaynak yaratabilmeyi hedef alan ve bu hedefleri diğer sektörlerle koordinasyon sağlayarak dengeli şekilde, çevreyi de koruyarak götürebilmeyi amaçlayan bir sektör olarak görüyoruz.

Tarım sektörümüzün teknolojik ve bilimsel gelişmelerle bütünleşmesi, ekonomik ve sosyal hedeflerle uyumlu gelişmeler sağlaması kalite ve miktar yönünden pazar için üretim yapan bir sektör olmasını temin etmek için gerekli tedbirler alınacak ve uygun politikalar üretilecektir. Tarım politikaları Avrupa birliğine uyum çalışmaları gerçekleştirilecektir.

Tarım sektörü kaynak yutan değil, kaynak yaratan bir sektör konumunda görülerek, makroekonomik politikalar tarımın kaynak yaratacağı bir şekilde oluşturulacaktır.

Tarımsal pazar ve pazarlama olanaklarını geliştirmek ve yönlendirmek amacıyla, kooperatifler, üretici ve yetiştirici birlikleri, ürün borsaları, üretici bölge halleri gibi örgütler ele alınarak gerekli yasal düzenlemeler yapılacaktır. Haller Kanunu yeniden düzenlenecektir. Tarım Satış Kooperatifleri, Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği ile Ziraat Odaları bu amaçla yeniden düzenlenecek, demokratik katılıma kavuşturulacaktır.

Tarım sektöründe devletin temel görevi destekleme ve kontrol hizmetlerinin eksiksiz ve kusursuz bir şekilde yürütülmesini sağlamaktır. Hükümetimiz çiftçilerimizin ürün ve destekleme bedellerinin zamanında ödenmesine özen gösterecektir.

Tarımsal ürün işleme sanayiinin geliştirilmesi teşvik edilecek, kırsal alanda tarımda istihdam arttırılacaktır. Bitkisel ve hayvansal üretimde girdilerin sağlanması, eğitim yayın hizmetleri ve ürünlerin değerlendirilmesini entegre edecek sözieşmeli çiftçilik modeli teşvik edilerek desteklenecektir.

Ülke içinde damızlık hayvan üretimini geliştirmek için damızlık nüve işletmelerinin kurulması teşvik edilecektir.

Hayvan ıslahı, hayvan ve bitki hastalık ve zararlılarıyla mücadele edilerek gerekli destekleme tedbirleri uygulanacak, bu alanlara özel sektörün katılımı sağlanacaktır.

Tarım ürün sigorta sistemine geçilmesi için mevzuat çalışmaları sürdürülecektir.

Su ürünlerinin tarım sektörü içerisindeki önemi nedeniyle doğal kaynakların korunması ve kullanımına özen gösterilerek, üretimi arttırıcı tedbirler alınacaktır.

Tarımda en problemli sektör hayvancılığımızdır. Mer’aların ıslahı ele alınacak ve Mer’a Kanunu hızla çıkarılarak yürürlüğe konulacaktır.

Tarımsal kredi işlemleri basitleştirilerek bürokratik işlemler azaltılacak banka teminatları asgariye indirilecek, faizler mümkün olan en düşük seviyede tutulacaktır.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kuruluş Kanunu yeniden ele alınarak Bakanlık sektörü izleyen, makro plan ve hedefleri belirleyen, öncelikleri saptayan yönlendirme, kontrol ve denetim gibi gerçek fonksiyonlarını yürüten etkin ve dinamik bir yapıya kavuşturulacaktır.

 

ORMANCILIK

Ormanlarımızda yangına karşı çağın bütün teknolojik imkanları sağlanıp kullanılmak suretiyle mücadeleye devam edilecek, yanan orman alanları yılı içinde ağaçlandırılacaktır.

Orman-Halk ilişkilerinin daha iyi bir seviyeye getirilmesine özen gösterilecek, orman köylülerine ve ormancılık işlerinde çalışanlara sağlanan imkanlar artırılacaktır.

Ülkemizin turizmine de büyük katkısı olan uluslararası ortak mirasımız milli park, tabiat parkı ve tabiatı koruma alanlarımızın sayı ve nitelik yönünden geliştirilmesi çalışmalarına devam edilecektir.

Ormancılık çalışmalarında bitki-toprak-su kaynakları dengesini korumak, iyileştirmek amacı ile ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve mera ıslahı çalışmalarına büyük önem ve hız verilecektir.

 

ÇALIŞMA YAŞAMI

Hükümetimiz, çalışma barışının sağlanması, ekonomik ve sosyal yaşamın sağlıklı ve dengeli sürdürülmesi, işçi ve işveren ilişkilerinde tutarlı ve katılımcı bir diyalogun oluşturulmasını temel görevi saymaktadır.

Kamu çalışanları arasında ücret dengesinin kurulması amacıyla, “eşit işe eşit ücret ilkesi” gözetilerek kamu personelinin hukuki statüsü ile mali ve sosyal haklarına ilişkin gerekli düzenlemelere başlanılacaktır.

İşçi sağlığı ve iş yeri güvenliği üzerinde önemle durulacak, işçilerin daha sağlıklı koşullarda çalışmaları için gerekli önlemler alınacaktır.

Nitelikli işgücü yetiştirmenin istihdam sorununun çözümünde ne kadar önemli olduğunun bilincinde olarak, bu alanda görevli bulunan kurumların ekonominin diğer birimleri ile de eşgüdüm halinde etken çalışması mutlaka sağlanacaktır.

Mevsimlik geçici işçilerin başta sosyal güvenlik hakları olmak üzere sorunları çözüme kavuşturulacak, bu grupta yer alan işçilerin üretkenlikleri ile birlikte çalışma süreleri de uzatılacaktır.

Yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın haklarının korunması için her türlü çaba harcanacak, sosyal güvenliklerinin sağlanması, korunması ve gözetilmesi için sağlıklı politikalar oluşturulacaktır.

Yurtdışında bulunan ve sayıları önemli boyutlara ulaşan Türk işverenlerinin sorunlarına sahip çıkılacak ve etkin olmaları için Hükümetimizce her türlü çaba harcanacaktır.

 

İSTİHDAM

İşsizliğin azaltılması büyük önem taşımaktadır. İzlenecek ekonomik politikalarla özel sektör öncülüğünde yatırımlar ve üretim artırılacak, istihdam imkanları geliştirilerek işsizliğin giderek azaltılması sağlanacaktır. Gençlerin, kadınların, uzun dönemli işsiz olanların eğitilerek işgücü piyasasına katılmalarına öncelik verilecektir. İşsizlere bir program dahilinde beceri kazandırılarak iş bulmalarına veya kendi işlerini kurmalarına imkan sağlanacaktır. İşsizlik kadar önem taşıyan eksik istihdamın azaltılması için etkin politikalar uygulanacaktır.

Özürlülere yönelik hizmetlerin düzenli, etkili verimli bir şekilde yürütülmesi temin edilecektir. Bu amaçla yasal ve idari tedbirler biran önce uygulamaya konulacaktır.

 

KOBİ’LER, ESNAF VE SANATKARLAR

Ekonomik ve sosyal gelişmenin kaynağı ve kalkınmanın orta direği olan küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) ile esnaf ve sanatkarlarımızın, yoğunlaşan rekabet ortamında toplumun talep ve ihtiyaçlarına cevap verebilmeleri için gereken bütün tedbirler süratle uygulamaya konulacaktır.

Esnaf ve sanatkarların kredi olanakları artırılacak ve bu kesimin çalışma şartlarını ağırlaştıran vergi mevzuatı yeniden düzenlenecektir.

KOBİ’lerin üretim ve istihdamdaki paylarının artırılması, çağdaş teknoloji kullanarak uluslararası düzeyde rekabet edebilir hale gelmeleri için gerekli bütün tedbirler uygulamaya konulacaktır.

KOBİ’lerin iç ve dış piyasalara ulaşabilme ve rekabet yeteneğinin artırılması amacıyla bilgiye erişim ve bilgiyi kullanabilme olanaklarının uluslararası düzeye yükseltilmesi temin edilecektir.

KOBİ’lerin organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitelerinde faaliyetlerini koordineli bir şekilde sürdürebilmeleri, sektörel ve çok ortaklı kaynaklarla desteklenmeleri sağlanacaktır.

Yaratıcı düşüncenin rekabetçi yeni ürüne dönüşebilmesi için kişilere ve KOBİ’lere karlı ve verimli projeleri hayata geçirebilmelerine imkan verecek finansman desteği Risk Sermayesi yatırım Ortaklıkları oluşturularak sağlanacak; kredi temini amacıyla da kredi garanti fonu uygulaması yaygınlaştırılacaktır.

KOBİ'lerin Türk Cumhuriyetleri ile Avrupa Birliği Ülkeleri arasında bir

köprü görevini görecek şekilde yönlendirilmelerine önem ve öncelik

verilecektir.

 

TÜKETİCİNİN VE REKABETİN KORUNMASI

Devlet, hür teşebbüs gücünü ve dinamizmini artırmak ve geliştirmek amacıyla ihtiyaç duyulan temel yasa ve kurumsal düzenlemeleri süratle yapacak, mevcut düzenlemeler değişen şartlara uygun olarak geliştirilecek, tüketicinin hak ve menfaatleri gözetilecektir.

Rekabetin korunması amacıyla kurulmuş bulunan Rekabet Kurulu’nun teşkilatlanması tamamlanacak, gerekli ikincil mevzuat çalışmaları süratle yerine getirilerek, Kurum’a işlerlik kazandırılacaktır.

Piyasa denetim mekanizmasının, tüketim sürecinde de işletilmesini sağlamak üzere, tüketicinin korunmasına yönelik mevzuatın etkin bir şekilde uygulanmasına özen gösterilecek, Tüketici Mahkemeleri en kısa sürede kurulacaktır.

 

ALTYAPI

Altyapı Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişmesi için büyük önem taşımaktadır. Hükümetimiz, tamamlanmak üzere olan altyapı projelerine ek kaynak tahsis ederek hizmete girmelerini sür’atlendirecektir. İç kaynak yetersizliği nedeniyle dış kredi kullanımları aksayan projelere de gerekli ek kaynakların tahsisi yoluna gidilecektir.

Ekonomik ve sosyal kalkınmaya darboğaz teşkil etmeyecek şekilde altyapının geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Devletin temel görevlerinden biri bunu planlamaktadır. Altyapı yatırımlarının finansmanında, mümkün olan ölçüde, özel kesimin katılımını sağlamak ve mümkün olmayan alanlarda devletin bizzat bu yatırımı gerçekleştirmesi esas alınacaktır.

Altyapıda enerji, ulaştırma, haberleşme ve kentsel altyapı öncelik taşımaktadır.

Enerji sektöründe hedef kapsamlı bir program dahilinde orta ve uzun vadede ülkenin ihtiyacı olan enerjinin zamanında, güvenilir, ucuz ve kaliteli olarak temin edilmesidir.

Geçtiğimiz yıllarda enerji sektöründe gerekli yatırımların zamanında yapılamaması, Türkiye’yi bugün elektrik açısından kritik bir noktaya getirmiştir.

Enerji projelerinde çevre açısından temiz ve kullanımında verimli enerji kaynaklarına öncelik verilecek, özellikle doğal gaz, kaliteli kömür ve yenilenebilir kaynaklara dayanan enerji projelerine ağırlık verilecektir.

Kısa dönemde mevcut santrallarımızın daha verimli çalıştırılması, kayıp, kaçak oranlarının azaltılmasının yanısıra, komşu ülkelerden yeterli elektrik ithal edilerek açığın kapatılmasına çalışılacaktır. Ayrıca elektrik yetersizliğinin kısa dönemde hafifletilmesini sağlayıcı otoprodüktör sistemi uygulamasına getirilen kolaylıklara devam edilecektir.

Orta ve uzun dönemde elektrik ihtiyacının karşılanmasında, yerli ve yabancı özel girişimcinin, sektörel katılımını daha aktif hale getirmek için tüm tedbirler alınacaktır. Yeni yatırımlarda yap-işlet modellerinin kullanımına işlerlik kazandırılacak, mevcut tesislerin işletme hakkı devrinde verimlilik ilkesi esas alınacaktır.

Elektrik sektörünün özelleştirilmesinde, ülkemiz koşullarına uygun “Düzenleyici Çerçeve” oluşturulacak ve tüm faaliyetler buna göre gerçekleştirilecektir.

Enerji tasarrufuna ilişkin çalışmalar üretim aşamasından nihai kullanım aşaması dahil, tüm faaliyetleri kapsayacak şekilde genişletilecek ve ülke enerji tasarrufprogramı hazırlanarak uygulamaya konulacaktır.

Hazar’ı Akdeniz’e bağlayacak Bakü-Ceyhan hattı uluslararası petrol ve doğalgaz projelerine özel önem verilecektir.

Nükleer enerjiye geçiş, çerçeveye zarar vermeyecek şekilde planlanacaktır.

Ulaştırma Sektörü, artan yurtiçi ve uluslararası yük ve yolcu trafiğine cevap vermez hale gelmiştir.

Ekonomik ve sosyal kalkınmaya ivme kazandıracak ve yolcu, mal ve hizmet dolaşımına çağdaş dünya standardında cevap verecek karayolu, demiryolu, hava ve deniz yolları ağının ve bunların terminallerinin geliştirilmesi bundan sonraki hükümet uygulamalarının en önemli icraat alanlarından birini teşkil edecektir.

Karayollarında; ülkemizin Ortadoğu, Avrupa ve Asya bağlantılarındaki avantajlı konumundan faydalanmak ve yurtiçi ekonomik ve sosyal gelişimin gerektirdiği karayolu alt yapısını oluşturmak üzere karayolu ağının trafiğin gerektirdiği kesimlerinde otoyol ve bölünmüş yol sistemi ve köprü bağlantılarıyla geliştirilecek, Karadeniz ve Akdeniz sahil yolları ve bağlantılarının bitirilmesine önem verilecek,şehir geçişlerinin çevre yollarına dönüştürülmesine devam edilecektir.

Trafik güvenliğinin sağlanması yönündeki hizmetlere önem ve öncelik verilecektir.

Demiryolu ve denizyolu taşımacılığının ulaştırma sektörü içinde alması gerekli rol yeniden belirlenecek, çağdaş ve etkin bir işletmecilik anlayışı içinde bir yapıya kavuşturulacaktır.

Liman işletmeciliği çağdaş bir anlayış içerisinde uluslararası gelişmelerle uyumlu bir yapıya kavuşturulacak ve gerekli yerlerde yeni liman kapasiteleri oluşturulacaktır.

Yük taşımacılığında maliyetleri düşürmek üzere kombine taşıma sistemlerine ağırlık verilecektir.

Telekominikasyon sisteminin, bilgi çağı toplumuna uyum sağlayacak şekilde geliştirilmesi çağdaş dünya ile bütünleşmenin bir gereğidir.

Telekominikasyon alanında lisans verilmesi ve Türk Telekom A.Ş’nin özelleştirilmesi çalışmalarına hız verilecek, gerekli düzenlemeler hızlandırılacaktır.

 

KENTLEŞME VE KONUT

Kentleşmede doğal dengenin ve verimli tarım topraklarının korunmasına özen gösterilecektir.

Kente göç edenlerin yeni yaşam koşullarına uyum sağlamalarını kolaylaştıracak projeler üretilecektir.

Çağdaş bir yaşam düzeyine ulaşmak amacıyla kentsel altyapı geliştirilecektir.

Sosyal ve ekonomik gelişme ve nüfus artışına bağlı olarak içmesuyu, kanalizasyon ve arıtma hizmetlerine olan talep, nitelik ve nicelik olarak artmaktadır. Bu sorunu çözmeye yönelik altyapı kaynakları geliştirilecektir.

İçmesuyu, kanalizasyon ve arıtma tesislerine ilişkin hizmetlerin yerine getirilmesinde yerel yönetimler ve İller Bankası arasındaki işbirliği güçlendirilecektir.

İller Bankası Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen içmesuyu projelerinin kanalizasyon projelerinin tamamlanarak işletmeye alınması; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nce yürütülen Büyük Su Temini Projelerinin tamamlanmasına yönelik kaynaklar araştırılacaktır.

Hızlı kentleşme ve nüfus artışına bağlı olarak artan konut ihtiyacının karşılanabilmesi için Toplu Konut Fonu daha etkin hale getirilecek, bu maksatla Toplu Konut Fonu Kamu finansmanına menfi etki yapmayacak bir finansman modeli ile güçlendirilecektir.

Fon sadece sosyal konut niteliği taşıyan projelere kredi verecektir. Gecekondu bölgelerinin modern şehirciliğe uygun şekilde geliştirilmesinde ve kırsal alanda yeni yerleşim alanları düzenlemesine geçişte fon etkin rol oynayacaktır.

 

TURİZM

Rekabet gücü yüksek ve verimli bir turizm ekonomisinin geliştirilmesi, yerel halkın ve turistlerin turizmden beklentilerinin karşılanması, doğal ve kültürel değerlerin zenginleştirilerek sürekliliğinin sağlanması sektörün temel amaçlarıdır.

Turizmin mevsimlik ve coğrafi dağılımını iyileştirmek ve dış pazarlarda değişen tüketici tercihleri de dikkate alınarak yeni potansiyel alanlar yaratmak amacı ile golf, kış, dağ, yayla, termal, sağlık, yat, karavan, kruvaziyer, kongre ve eğlence turizmini geliştirme faaliyetlerine devam edilecektir.

Turizm hareketlerinin yoğunlaştığı bölgelerde yerel yönetimlerin ve halkın turizm ile ilgili kararlara katılması sağlanacaktır.

Talep yapısındaki yeni eğilimlere bağlı olarak sektörde küçük ölçekli işletmelerin gelişmesine öncelik verilecektir.

Turizm üst yapısının yeterli bir altyapının ile bütünleşmesi için gerekli düzenleme ve teknik önlemlere ağırlık verilecek, Akdeniz-Ege Turizm Altyapısı ve Kıyı Yönetimi (ATAK) projesinin hızla uygulanması için gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

“ Kullanan öder-kirleten öder” ilkesi uyarınca kamu eliyle yapılacak teknik altyapının finansmanına kullanıcıların katılımı sağlanacaktır.

Sektörde hizmet kalitesinin yükseltilmesi için sertifikasyon sistemine geçilmesi sağlanacaktır.

DENİZCİLİK

Küresel ekonominin gelişme sürecinde atılım yapmakta olan Türk Deniz ticaret filosunun geliştirilmesi ve rekabet gücünün artırılması şarttır. Bu maksatla ikinci sicil için konusunda gerekli yasal düzenlemeler yapılarak gemi yapımı ve filo yenilenmesi için gereken teşvik sağlanacaktır. İstanbul ve Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizinde seyir güvenliği en üst düzeye çıkarılarak can, mal ve çevre güvenliğini sağlayacak teçhizat dahil her türlü gerekli tedbir alınacaktır.

Deniz kirliliğini önleyecek önlemler alınacaktır.

Yurtiçi ulaşımında deniz taşımacılığı teşvik edilecektir.

Denizcilik Bakanlığı kurulacaktır.

 

ÇEVRE VE DOĞAL KAYNAKLARIN KORUNMASI

Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı doğrultusunda, insan sağlığını ve doğal dengeyi koruyarak, sürekli bir ekonomik kalkınmaya imkan verecek şekilde doğal kaynakların yönetimini sağlamak, gelecek kuşaklara, insana yakışır bir doğal ve sosyal çevre bırakmak temel amaçtır.

Ülkemizdeki erozyon ve çölleşmenin ülkenin en önemli ve ertelenemez sorunu olduğu bilinci ile ülke topraklarının erozyonla yok olmasını önleyen ve aynı zamanda verimliliğini artırıcı tedbirler alınacaktır. Ülkemizin zengin biyolojik çeşitlilik kaynakları korunacak, ormanların korunmasına ve genişletilmesine önem verilecek, Ağaç tarımının (Endüstriyel Plantasyon) geliştirilmesi teşvik edilecek, tarım alanlarının amaç dışı kullanılması önlenecektir. Bu konularda sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapılacak, onların da gayretleri desteklenecektir.

İçerisinde çevre ve doğal yaşam için zararlı unsurlar bulunan atıkların doğrudan doğaya atılması kesinlikle önlenecektir.

Sıvı atıkların, doğada yok olacak ayrışıma dönüşmesi için biokimya olanakları yoğun olarak kullanılacaktır. Bu amaçla kirlilik düzeyi yüksek bir nehir, pilot bölge olarak seçilecektir.

SONUÇ

Hükümet olarak zor bir dönemde ağır bir görev üstlendik… Bu zor şartlarda görev üstlenmemizdeki tek amaç, devletimiz ve milletimizi demokrasi içerisinde esenliğe ulaştırmaktır.

Hükümetimiz, programında yer alan bütün hususları “sivil, demokrat ve özgürlükçü” bir çizgide ele alarak gerçekleştirecektir. Hükümetimizin mücadelesi; demokrasi ve fazilet mücadelesidir. Çağdaş dünyayla bütünleşerek, ülkemizin ve insanımızın önündeki engelleri kaldırarak gelişmeyi sağlamak temel hedefimizdir.

Milletimiz, geçmiş dönemde yaşanan sıkıntıları bir daha yaşamak istememekte, geleceğe güvenle bakmayı arzulamakta ve bunları gerçekleştirmenin güvencesi olarak da Hükümetimizi görmektedir. Bu noktada milletimizin Hükümetimize olan güveni tamdır… Yüce meclisin de aynı güveni göstereceğini umuyoruz. Hükümetimiz bu güvenin artarak devamı için çaba gösterecektir…. Yapılan herşey aziz milletimiz içindir… Allah yardımcımız olsun….