VI. Demirel Hükümeti Programı.

Başbakan Süleyman Demirel (Isparta) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;.

Aziz Türk Milletinin iradesini temsil eden ve yetkilerimizin kaynağı olan Yüce Meclisi şahsım ve Bakanlar Kurulu adına, saygı ile selamlıyorum.

Anayasanın 103 üncü maddesine göre, Hükümetimizin hareket tarzını ve siyasi görüşlerimizi Yüksek Heyetinize sunmak üzere huzurunuzda bulunuyorum.

Sayın milletvekilleri, 14 Ekim 1979 tarihinde yapılan Cumhuriyet Senatosu üçte bir yenileme ve Millet Meclisi Ara Seçimleri vesilesi ile ifadesini bulan milli irade, hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde, demokratik rejimin yeniden işlemesine imkan vermiştir.

Seçimlere katılma nispeti, verilen oyların dağılışı, milletimizin genel siyasi temayülünü ortaya koymuştur.

Bu temayül, günün Hükümeti tarafından kendilerine milletin güvensizliği olarak yorumlanmış ve Hükümet 16 Ekim 1979 günü istifa etmiştir.

Böylece, 14 Ekim seçimleri bize göre bir bunalımı kapatmış, ama bir Hükümet meselesi ortaya çıkartmıştır.

Millet Meclisinde hiçbir parti tek başına Hükümet kuracak kadar güce sahip değildir.

Milletin temayülü ile Millet Meclisindeki temsilin farklı olduğunu herkes kabul edecektir. Bu farlılık hali hazırda giderilmediğinden ve temsil milletin temayülüne uygun hale getirilemediğinden, ortaya çıkan durum milletin temayülüne en yakın şekilde uyma olarak yorumlanmıştır.

Başta Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Genel Başkanı Bülent Ecevit olmak üzere, Milli Selamet Partisi Sayın Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Milliyetçi Hareket Partisi Sayın Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Cumhuriyetçi Güven Partisi Sayın Genel Başkanı Prof. Turhan Feyzioğlu ve Demokratik Parti Sayın Genel Başkan Vekili Dr. Faruk Sükan Hükümetin Adalet Partisi tarafından kurulması gerektiğini kamuoyuna açıklamışlardır.

Milli Selamet Partisi Sayın Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Milliyetçi Hareket Partisi Sayın Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Adalet Partisi tarafından kurulacak bir Hükümeti destekleyeceklerini kamuoyuna beyan etmişlerdir.

Sayın Cumhurbaşkanı gerekli istişarelerini tamamladıktan sonra, bildiğiniz gibi 24 Ekim 1979 tarihinde Hükümeti kurma görevini Adalet Partisi Genel Başkanı olarak bana tevdi buyurdular.

Milli Selamet Partisi Sayın Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Milliyetçi Hareket Partisi Sayın Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Cumhuriyetçi Güven Partisi Sayın Genel Başkanı Prof. Turhan Feyzioğlu, Demokratik Parti Sayın Genel Başkan Vekili Dr. Faruk Sükan ve Nizam Partisi Sayın Genel Başkanı Hüsamettin Akmumcu ile yaptığım temaslar sonunda, ülkenin acil meselelerini çözümlemek için, arkasında gerekli desteği bulan, ahenk içinde çalışacak bir hükümet kurulabileceği kanaatine ulaşınca, Adalet Partisi Yetkili Kurullarının kararı gereğince hükümet kurma görevini yerine getirdim.

Huzurunuzda bulunan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti böylece teşekkül etmiştir.

Adalet Partisi olarak, memleketimizin önündeki zorlukları, imkan ve fırsatları iyi değerlendirmemiz gerektiği kanaatindeyiz.

Yüce Meclisiniz Hükümetimize itimat ettiği ve bu itimadını devam ettirdiği takdirde, ülkemizi bunaltan meselelerin üstüne varmaya ve bunları çözmeye kararlı ve azimli bulunuyoruz.

Ülkenin önünde duran meselelerin ciddiyetini müdrikiz. Bunların üstesinden gelinebileceğine inanıyoruz. Yeter ki, Yüce Heyetinizin güven ve desteğine sahip olalım. .

Çalışmalarımızda desteğine mazhar olacağımız siyasi parti gruplarının ve gruplar dışındaki partilerin ve diğer üyelerin irşadlarına önem vereceğiz. Ayrıca, muhalefetin haklı, yapıcı, yol gösterici uyarıları ile de aydınlanacağız. Demokratik rejimlerde iktidar ile muhalefet arasında varlığı çok tabii olan görüş ayrılıklarının, milli davalarımızda, memleket menfaatine sarfedeceğimiz gayretlerde, muhalefetin desteğini esirgemesine sebep olmayacağını ümit ediyoruz.

Hükümet Programında yer alan hususlar ülkenin tüm meseleleri değildir. Devlette süreklilik asıl olduğuna göre, programda yer almayıp da Devletin klasik görevleri meyanında bulunan hizmetlerin en iyi şekilde yürütüleceğine çalışılacağı tabiidir.

Hükümet Programının hedefleri arasında kısa vadeli, orta vadeli, uzun vadeli işler vardır.

Bir kısım hedeflere ulaşılırken, bir kısım hedeflere ulaşmanın hazırlıkları yapılacak ve vadesinde gerçekleşme sağlamak için icabına tevessül olunacaktır.

Sayın milletvekilleri, istikrar arayan ülkemizde, 1979 Kasımının siyasi, iktisadi ve sosyal şartlarını, prensip olarak ve açıklıkla ortaya koymak bir zaruret halini almıştır.

Türkiye’nin genel durumunu tasvir eden ve hükümetin üstesinden gelmesi gereken tablo içinde yer alan meselelerin sadece bir kaç tanesi dahi, işin ciddiyetini ifade etmeye kafidir.

Hemen belirteyim ki, tablo içinde anahatları ile yer alan veya bunun dışında kalan bütün meselelerin çözümü mümkündür. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu bir çıkmaz olarak kabullenemeyiz. Meselelere teslim olmak, bıkkınlık, bezginlik ve yılgınlık göstermek yerine, bunlarla mücadele etmek, bunları aşmak milletimizin her şart altındaki kararıdır.

Sıkıntıların ne olduğunda fikir beraberliği, onları aşma konusunda kararlılık ve sebat, çareleri aramakta gerçekçi, akılcı ve azimkar gayretler, meseleleri çözecek gücün zaruri kaynaklarıdır. Bu, hesap, plan ve program işidir. Bu, inanç ve gönül işidir. Sloganların, doktrinlerin, sihirli reçetelerin milletin refah ve saadetine giden yolu tıkamaktan başka bir işe yaramadığı görülmüştür.

Bu vatanı daha da güzelleştirmek, Türk Devletini daha da güçlendirmek ecdadımıza karşı şeref borcumuzdur. Türkiye bunu gerçekleştirmeye muktedirdir. Türkiye’nin geleceğinden ümit kesmek için hiçbir sebep yoktur.

Kasım 1979’da, Türkiye’nin genel durumunu tasvir eden tablonun anahatları şunlardır :

-Vatandaş can derdine düşmüştür.

Can ve mal güvenliğinin, kanun ve nizam hakimiyetinin, huzur ve sükunun, vatandaşın korkusuz yaşama hakkının sağlanması, önemli meseleler içinde en başta gelenidir.

Anarşi çok büyük boyutlara ulaşmış, cinayetler, yangınlar, sabotaj ve soygunlar birbirini takip etmiş, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş olaylar vukubulmuştur. Toplumun huzuru olağanüstü bir şekilde bozulmuştur.

Devletin var oluş sebebi olan can ve mal güvenliğinin, korkusuz yaşamanın sağlanması hususu geniş çapta zedelenmiştir. Pek çok olayın faili meçhul kalmıştır.

10 aya yakın bir zamandan beri 19 ilimizde uygulanan sıkıyönetime rağmen, olaylar durmamış, azalmamış, bölücülük, yıkıcılık, anarşi ve terör milleti derin endişelere sevketmiştir. Vatandaş Devleti arar haldedir.

Militan çetelerin ülkenin çeşitli köşelerinde, büyük şehirler etrafında meydana getirdiği “Kurtarılmış Bölgeler” terörün boyutlarını göstermektedir.

Devletten, belediyelerden, kooperatiflerden maaş alan kişilerin arasında anarşi ve şiddet olaylarını sevk ve idare edenler de bulunmaktadır.

Kasım 1979’da, Türkiye huzur, güven, kanun ve nizam hakimiyeti arayan bir ülkedir.

- Memlekette güven duygusu zedelenmiştir.

Türkiye’nin istikrar arar halde olması, enflasyonun tahribatına maruz kalması, kanun ve nizam hakimiyetini tesis edememiş olması dolayısı ile, bir güvensizlik ortamına sürüklendiği herkesin malumudur.

Anayasanın Türk vatandaşına verdiği ve demokratik rejimin özünü teşkil eden vazgeçilmez haklara müdahale vaki olması, Devletin vatandaşın ekmeğinde ve helal kazancında gözü bulunması anlamına gelecek hareketler derin tereddütler meydana getirmiştir.

Kasım 1979’da Türk vatandaşının bugüne ve geleceğe olan güven duygusu zedelenmiştir.

- Memleket geçim derdine düşmüştür.

Hayat pahalılığı fakir, fukarayı, dar gelirli vatandaşları ezmiş, 1979’un ilk 9 ayında, yıl sonunda % 100’ü aşacak bir eğilim içine giren enflasyon, ekonomik hayatı felce uğratmıştır. Herşeyin fiyatı kat kat artarken, gelirler bu artış hızının çok gerisinde kalmıştır. .

Köylü, memur, emekli, dul, yetim, emekli işçi, esnaf ve küçük sanatkar, Devletin maaş bağladığı ihtiyar ve gaziler, maluller fevkalade zor duruma düşmüşlerdir.

Vatandaş başta yağ, akaryakıt, kömür, ilaç, ampul, olmak üzere günlük ihtiyaç maddelerinin pek çoğunu bulamaz haldedir. Yokluk milleti canından bezdirmiş, karaborsa dar gelirli vatandaşları ezmiş, ülke adeta bir kuyruklar diyarı haline gelmiştir.

Kasım 1979’da Türkiye’de yokluk her şeyi sarmış, geçim sıkıntısı hayatı çekilmez hale getirmiş, Türk parası sürekli değer kaybına mahküm edilmiştir.

- Memleket gelecek endişesine düşmüştür.

15 yıl arka arkaya ortalama yılda % 7 kalkınma hızı gerçekleştiren Türkiye, 1978 ve 1979 yıllarında kalkınma hızını sıfıra düşürmüştür.

Üretim plan ve program hedeflerine göre her alanda düşmüştür.

Yeni fabrikalar yapılması lazımken üretim gücümüze hiçbir ilave olmamıştır. Aksine, binbir müşkilat ile kurduğumuz fabrikalar, hammaddesizlikten birer birer kapanmaya yüz tutmuştur. Ayakta kalabilenleri hammaddesizlikten çok düşük kapasitede çalışmaya mahküm edilmiştir.

Ülkenin en önemli meselelerinden biri olan işsizlik, azalacağı yerde artmıştır. İşsizliği en büyük sosyal adaletsizlik saymışızdır. Yüzbinlerce işçi, işi bırakmak mecburiyetinde kalmış ve işsizler ordusu azalacağına çoğalmıştır. Böylece işsizlik had safhaya ulaşmıştır. Büyük yatırım hamlesi hemen hemen durmuş, geciken yatırımlar yüzünden ülkenin geleceğinde darboğazlar ihdas edilmiştir.

Medeni hizmetlerin ve refahın yayılması durmuş, köye ve kalkınmada geri kalmış bölgelere giden hizmetler anlamını kaybetmiştir.

İktisaden güçsüz zümrelere insanca yaşama şartları hazırlanması yarıda kalmıştır. Fukaralıkla mücadele durmuştur.

Köylünün ve çalışan milyonların el emeği ve alın teri güçleşen hayat şartlarını karşılayacak şekilde değerlendirilememiştir.

Sağlık hizmetleri Tam Gün Yasası ile hançerlenmiş, zaten ilaçsız olan hastalar bir de hekimsiz kalmıştır. Bir çok ilimizde sağlık kurulları teşkil edilemez hale gelmiştir. .

Kasası işlerlik kazanmayan Merkez Bankası enflasyonun kaynağı olmuştur. Cumhuriyetin kurulduğu günden 1977 sonuna kadar geçen 54 senede, emisyon hacmi ancak 77 milyar liraya ulaşmışken, geçen 22 ay zarfında 100 milyar lira daha artarak 177 milyar liraya ulaşmıştır. Merkez Bankası açık finansman için kullanılmıştır. Hazine borç altındadır. 406 milyar liralık 1979 Bütçesi, daha şimdiden 600 milyar liralık ödeme yükünün altındadır.

Yıllık açığı 100 milyar lirayı bulan İktisadi Devlet Teşekkülleri, Devlet Hazinesinin en düşündürücü meselesi olarak ortada durmaktadır. Büyüyen, gelişen, zenginleşen Türkiye’nin yerini, Kasım 1979’da küçülen, daralan, fakirleşen Türkiye almıştır.

-Kasım 1979’da, Türkiye’de Devlet kapıları vatandaşın yüzüne kapanmış, partizanlık, haksızlık ve adaletsizlik yüzünden pek çok vatandaş gadre uğramış veya ekmeğinden olmuştur.

- Kasım 1979’da, Türkiye’de eğitim millilik temelinden kaydırılmış haldedir.

- Kasım 1979’da, Milli Savunmamızın ihtiyaçları yeter ölçüde karşılanmış olmaktan uzaktır.

- Kasım 1979’da, Devletin Radyo ve Televizyonu Anayasa ve kanunların emrettiği tarafsızlık çizgisinden uzaklaşmış, rejim ve Devlet aleyhtarlığının, partizanlığının adeta aleti. haline getirilmiştir.

- Kasım 1979’da, ülkenin dış meselelerinin hemen hemen hepsi askıdadır. Devletin itibarı sarsılmış, milletin hukuku vekar ile korunamamıştır.

- Kasım 1979’da, yolsuzluklar ayyuka çıkmıştır.

Anahatları ile çizdiğim bu tabloyu olağan bulmak mümkün değildir. Kasım 1979 envanteri içinde yer alan meseleleri hangi Hükümet gelirse gelsin önünde bulacaktır. Türkiye, bu meseleler hallolmadıkça rahata kavuşmaz. Bu meselelerin önemli bir kısmı esasen artık, gerek tabiatı, gerekse derinliği bakımından tartışılamaz hale gelmiştir. Bunlara kimse cevaz veremez.Bunlardan kurtulmak milletin tümünün dört gözle beklediği bir hal almıştır. Bu sebeple anarşi, terör, bölücülük, yıkıcılık, enflasyon milli meselelerdir. Bu meselelerin hallinde herkesin Devlete ve Hükümete yardımcı olması lazımdır. Çare arayanların desteklenmesi lazımdır.

Sayın milletvekilleri, Hükümetimizin ilham kaynağı, aziz milletimizin bütün fertlerini kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde, milli şuur ve ilkeler etrafında toplayan ve milletimizi, dünya milletler camiasının şerefli bir üyesi olarak milli birlik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilen Türk milliyetçiliğidir.

Hükümetimizin temel davası, milli ve manevi değerlerimize bağlılık ve sahiplik şuuru içerisinde, Türk milletini büyük Atatürk’ün işaret ettiği şekilde çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmaktır.

Hükümetimiz, demokratik rejimin vazgeçilmez gereği olan düşünce, inanç ve ibadet hürriyetine, Anayasanın teminatı altında bulunan bütün temel hak ve hürriyetlere saygılı olacaktır.

Hükümetimiz, Anayasa ve kanun dışı eylemlerle Türk Devletinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü zedeleyen, dil, ırk, sınıf, din ve mezhep ayırımına dayanarak, nitelikleri Anayasada yer alan Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmayı hedef alan faaliyetlerle müessir şekilde mücadele edilmesini kesin bir zaruret saymaktadır. Tedbir alınırken kanunlarımızın yasakladığı her türlü ideolojinin, her türlü totaliter rejim arzusunun ve özellikle komünizmin ülkemiz için büyük bir tehlike teşkil ettiğinin hiçbir zaman gözden kaçırılmaması gerektiğine inanıyoruz.

İçinde bulunduğumuz şartların ağırlığını ve bunun gerektirdiği sorumluluğu tamamiyle müdrik bulunan Hükümetimiz, ülkenin “fevkalade hal” olarak vasıflandırdığı durumu muvacehesinde, en başta gelen meselenin can ve mal güvenliğinin, huzur ve sükunun, kanun ve nizam hakimiyetini mutlaka sağlanması olduğu düşüncesindedir.

Can ve mal güvenliği mutlaka sağlanacaktır. Vatandaşın korkusuz yaşaması mutlaka sağlanacaktır. Kanun ve nizam hakimiyeti mutlaka sağlanacak, özellikle sokakta, okulda, işyerinde, Devlet dairesinde ve her yerde huzur ve sükun tesis edilecektir.

Anarşinin, terörün, bölücülüğün ve yıkıcılığın tesirsiz hale getirilmesi için mevcut kanunlar ve imkanlar en müessir şekilde kullanılacak, Devletin, yargı organlarının, idarenin ve güvenlik kuvvetlerinin kanunları tam hakim kılacak şekilde çalışabilmesi sağlanacaktır.

Devletin İstihbarat Teşkilatı mensuplarının ve polisinin, rejime ve Devlete sadakat ile, ahenk içerisinde kanunları tatbik ettiklerinden ve görevlerini yaptıklarından dolayı hiçbir kuşkuya kapılmaksızın çalışması sağlanacaktır.

Huzur ve sükun yeniden hissedilir bir şekilde tesis edilinceye kadar, sıkıyönetime devam edilecektir. Sıkıyönetim, hiçbir müdahale olmaksızın, Anayasa ve kanunlarla verilen yetkilerin hepsini kullanacaktır.

Adaletin yerine getirilmesi ile suçluların teşhis, takip, tespit ve yakalanmasında görev alanlar ve yakınları görev esnasında ve görevden ayrıldıktan sonra dahi, tehdit ve tecavüzlere karşı korunacaktır. Taşıdıkları sıfat ve gördükleri görev sebebi ile, adı geçen kişilere karşı suç işleyenlerin fiillerine daha ağır cezalar verecek tedbirler alınacaktır.

Bu görevlerden şehit olanların ailelerine ve çocuklarına Devlet kayd-ü hayat şartı ile bakmayı üstlenecektir. Görev esnasında çalışamaz hale gelenlere de aynı imkan tanınacaktır.

Cumhuriyetin polisinin ideolojik şartlanmalara ve içinde bölünmelere maruz kalması kesinlikle önlenecektir. .

Cumhuriyetin polisi her türlü imkanla teçhiz edilecek, eğitim, disiplin ve moral bakımından fevkalade yüksek bir durumda olması sağlanacaktır.

Devletin azimli ve kararlı gayretlerine, basın ve yayın organlarının, Devlet Radyo ve Televizyonunun, kurum ve kuruluşların kanun çerçevesinde yardımcı olmaları gerekecektir.

Anayasamızın tarif ettiği Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına dayalı, milli, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür. .

Anayasa hiçbir siyasi partinin ülke bütünlüğünü bozacak faaliyette bulunamayacağını emretmiştir. Siyasi partilere yasaklanmış bulunan faaliyetleri, hiçbir dernek, hiçbir sendika, hiçbir meslek teşekkülü ve her ne nam altında olursa olsun, hiçbir kuruluş yürütemez. Anayasanın kapalı olduğu cereyanları gaye alan parti, dernek, sendika, meslek kuruluşu olamaz.

Memlekette asayiş ve huzuru bozanların, zora ve silaha dayanan eylemlere başvuranların, Anayasa düzeni yerine totaliter bir düzen getirmek isteyenlerin meşru zeminlerde, Devletin meşru gücü ile kanuni yollarla tesirsiz hale getirilmeleri lazımdır.

Devletin içine sızmış bulunan anarşi mihrakları derhal söndürülecek, Devletin kendi düşmanlarını besler halde bulunmasına son verilecektir.

Siyasi destek ve himaye görmediği sürece, anarşinin her ülkede mutlaka yokedileceğine kaniyiz. Hükümetimizin anarşi ve teröre bakışı budur.

Devletin güvenliği mutlaka sağlanacaktır.

Devlete demokratik otorite mutlaka kazandırılacak, yıpranmış veya yıpratılmak istenmiş müesseseler, zinde ve itibarlı hale getirilecektir.

Devletin demokratik otoritesini güçlendirmek bakımından, ihtiyaç duyulduğuna inandığımız yeni kanuni tedbirlerin bazılarını şöyle sıralayabiliriz :

- Anayasanın 123 üncü maddesi ile getirilen olağanüstü haller ile ilgili tedbirlere ek olarak, bir “Fevkalade Haller Kanunu” çıkarılacaktır.

Bu kanun kamu düzenini ciddi bir şekilde tahribe yönelecek, can ve mal güvenliğini telafisi imkansız zararlara uğratacak tehlikeler karşısında, idareye fevkalade tedbirler alma imkanını sağlayacaktır.

- Anayasanın 136 ncı maddesi ile kurulması emrolunan Devlet Güvenlik Mahkemeleri Kanunu çıkarılacaktır.

- Ceza ve usul kanunları, özellikle toplu suç ve mesuliyet fikrini de öngörecek, günün ihtiyaç ve şartlarına uyacak, adaletin süratle tecelli etmesini sağlayacak şekilde değiştirilecektir.

- Sendika ve Dernekler kanunlarında değişiklik yapılacaktır.

Bu ve benzeri kuruluşların, Anayasanın 29 uncu maddesinde ifadesini bulduğu şekilde “Devletin ülkesi ve milleti ile bütünlüğünün, milli güvenliğin, kamu düzeninin ve genel ahlakın” tahribine yol açan faaliyetlerde bulunulmasına müsaade olunamaz.

Kanunlarda bu tür suçları gizlemeye, maddi ve manevi destek sağlamaya müsait eksiklikler giderilecektir.

- İl İdaresi Kanunu günün şartlarına göre değiştirilecek, valilerin yetkilerine açıklık getirilecektir.

- Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu yeniden düzenlenecek, toplantı ve gösteri hakkının kamu düzenini ihlal etmesi veya günlük hayatı felce uğratması önlenecektir.

- Emniyet Teşkilatı Kanununda polisin eğitim, disiplin ve moral yönünden güçlendirilmesini sağlayacak değişiklikler yapılacaktır.

- Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu, teşkilatı ve silahlı saldırılar açısından, günün ihtiyaç ve şartlarına uyacak şekilde değiştirilecektir.

Yukarıda bazılarını zikrettiğim kanuni tedbirlerin yanında;.

- İdari yargı yetkisi ile kanunların icraya verdiği yetkilerin kullanılmasını, mutlaka Anayasanın 114 üncü maddesinde yer alan esaslara uygun olarak işlemesinin sağlanması,

- Askeri haber alma üniteleri de dahil olmak üzere, haber alma kuruluşlarının en modern ve en seri imkanlar ile teçhiz edilmesi ve aralarında daha sıkı ve kolay irtibat sağlanması,

- Silah ve mermi kaçakçılığının kesinlikle önlenmesi için personel, teçhizat, yeniden düzenleme ve işbirliği meselelerinin hızla halledilmesi,

gibi bazı tedbirleri de Devletin işlerliğini sağlamak bakımından zaruri görüyoruz.

Hükümetimiz hak ve hürriyetlere saygılı olduğu ölçüde, meşru nizamın korunmasında ve kanun hakimiyetinin sağlanmasında da kararlı olacak, kanunların suç saydığı fiillere hiçbir şekilde müsamaha göstermeyecek, kanun dışı eylemlere girişenlere kanunların tam olarak uygulanmasını sağlayacaktır.

Hükümetimiz herşeyden önce can ve mal güvenliği ile var olan Devletin gücünü ve caydırıcılık vasfını vatandaşa hissettirmeye kararlıdır.

 

Sayın milletvekilleri,

Hükümetimiz, memlekette bir süredir zedelenmiş bulunan güven duygusunu yeniden tesis etmeye kararlıdır.

Demokratik rejimimizin özünü teşkil eden ve Anayasanın Türk vatandaşına tanıdığı vazgeçilmez haklara vaki müdahalelere son verilecektir.

Hürriyetçi demokratik rejimin ekonomik düzeninin rahatça işlemesi sağlanacaktır. Üretim ve yatırımın aradığı güven ortamı yeniden meydana getirilecek, Türk vatandaşının istediği işi tutması, istediği teşebbüste bulunması, helal kazancına istediği şekilde tasarruf etmesine titizlikle riayet olunacaktır.

Vatandaşın teşebbüs hakkına son veren ve çalışma alanını daraltan işlerden Devlet çekilecektir.

İşyeri huzurunu ülkemizin ekonomik hayatı bakımından çok önemli ve zaruri görüyoruz. Teşebbüsün, sermayenin ve el emeğinin ekonomik hayatın birbirini tamamlayan, vazgeçilmez unsurları olduğuna inanıyoruz.

Emeğin sermaye, sermayenin emeğe tahakkümü yerine, hakkaniyet ölçüleri içerisinde uzlaşması sağlanacaktır.

Çalışanların el emeğinin ve alın terinin korunması Devletin teminatı altındadır. Demokratik düzenimiz herkesin menfaatini, bir büyük uzlaşma içerisinde, haklı ve adil biçimde korumaktadır. Bu maksada hizmet edecek bütün müesseseler mevcuttur ve bütün yollar açıktır.

Tahrikler karşısında işyeri huzurunun teminatını kanunlarda, Türk işçisinin vatanperverliğinde, Türk teşebbüs erbabının hakşinas oluşunda buluruz.

 

Sayın milletvekilleri,

Türkiye’nin önünde duran en önemli meselelerden biri enflasyondur. Enflasyon kontrol altına alınmadıkça, ekonomik ve sosyal hayatı tanzim etmek imkansızdır.

Hükümetimiz, fakir fukarayı ezen, ekonomik hayatı ve Devlet hayatını felce uğratan enflasyonla netice alıcı, amansız bir mücadeleye girişmeye kararlıdır.

Hükümetimiz, ekonomik hayatı felce uğratmayacak, büyümeyi durdurmayacak, Devletin bütçesini ve diğer giderlerini sağlam kaynaklardan finanse edecek, doğru iktisadi ve mali politikaları da içine alan bir istikrar programını ciddiyet ve samimiyetle uygulayacaktır.

Ekonomimizin içinde bulunduğu durum bütçe uygulamasının itina ile ele alınmasını gerektirmektedir. Hazırlanmakta olan 1980 Bütçesi, enflasyonla ve işsizlikle mücadele eden bir bütçe olacaktır.

Bu bütçe ile bir yandan yatırımlara işlerlik ve hız kazandırılırken, diğer yandan da hayat pahalılığındaki artışların kamu personeli üzerindeki ağır tahribatını imkanlar ölçüsünde giderecek tedbirler alınacaktır. Bütçe kaynaklarının müessir, tutumlu ve verimli bir şekilde kullandırılması titizlikle izlenecektir.

Enflasyonla mücadelede özellikle arz - talep dengesinin bozulması önlenecek, fiyat artışlarını durdurucu, yokluk ve kuyruklara son verici, üretimi artırıcı tedbirler alınacak, tasarruflar teşvik edilecek, kamu gelirlerinin artırılmasına çalışılacaktır.

Ülke herhangi bir malın yokluğu ile karşılaşmayacak, başta yağ, mazot, gübre, tıbbi ve zirai ilaçlar, ampul olmak üzere, günlük ihtiyaç maddelerinin teminindeki zorluklar ortadan kaldırılacaktır.

Vatandaşlarımızın beslenme ve tüketim ihtiyacı ileri görüşlü ve cesur bir plana uygun olarak ele alınacak ve bu konuda istikrarın sağlanmasına çalışılacaktır.

Hammaddesizlik yüzünden, çok düşük kapasitede çalışan veya hiç çalışmayan fabrika kalmayacaktır.

İstifçilik ve karaborsacılık ile akılcı bir mücadele yürütülecektir. Bazı malların dağıtımındaki tahsisçiliğe son verilecektir.

Halkımızın zaruri ihtiyaç maddeleri dışında, fiyat mekanizmasının arz ve talep arasında denge sağlayıcı rolüne ve etkinliğine yaygın bir işlerlik kazandırılacaktır. Böylelikle, aynı zamanda, vergi dışı kalmış kazançların meydana gelmesi de önlenmiş olacaktır.

Tabii afetlere maruz kalan yurt köşelerine ve zarar gören vatandaşlarımıza Devlet bütün imkanları ile yardımcı olacaktır.

Çevre kirlenmesini önlemek için çevre kirlenmesi ve tabiatın korunması ile ilgili çalışmalar, ciddiyetle sürdürülecektir.

Yoklukla mücadele, kuyruğu ve karaborsayı kaldırma konusunda, kafi derecede üretim, kafi derecede ithalat ve ticari usullere riayet eden, stokçuluğu teşvik etmeyen, kayırmaya itibar göstermeyen dağıtım mekanizması, Hükümetimizin üzerinde itina ile duracağı meseleler olacaktır.

 

Sayın milletvekilleri,

Hükümetimizi bekleyen en önemli görevlerin başında, kalkınma hamlesine yeniden hareket verilmesi gelmektedir. Milletimizin büyük kalkınma gücünü, ülkenin hala el değmemiş kaynaklarını da harekete geçirerek geliştirmek kararındayız.

Sanayi, tarım, enerji, altyapı, ucuz ve sağlıklı konut ile ilgili pek çok proje teker teker ele alınacak, durmuş bulunan yatırımlar hareketlendirilecek, yarım kalmış yatırımlar bir an önce tamamlanacaktır.

Doğu ve Güneydoğu’da başlattığımız ve fakat bıraktığımız yerde kalan çimento, şeker, gübre fabrikaları, endüstri tesisleri ile Güneydoğu Anadolu Büyük Projesi yeniden hareketlendirilecektir.

Üretim ve yatırım geniş çapta teşvik edilecektir.

Üretim ve yatırımın aradığı güven ortamını yeniden meydana getirmeye kararlıyız.

Halkımızın ve yurt dışında çalışan vatandaşlarımızın yaygın bir şekilde yatırımlara katılmasını ve mahalli teşebbüsün güçlü bir şekilde harekete geçirilmesini sağlamak amacıyla kurulmuş bulunan Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankasının çalışmaları da müessir hale getirilecektir.

Ülkenin kalkınması için yabancı sermayeden faydalanmayı zaruri görüyoruz. Yabancı sermaye akışını yavaşlatan veya durduran bürokratik engelleri kaldırmak kararındayız.

Devlet ve kalkınma münasebetleri yeniden gözden geçirilecek, modern Devletin görevleri açıklığa kavuşturulacaktır.

Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı değiştirilerek, ülkenin ihtiyaçlarına uygun yeni bir plan yapılacaktır.

Bilimsel ve teknik araştırmaların ülke kalkınmasına ve sanayileşmeye katkısını artırmak üzere, bu alanlardaki çalışmaların Devletçe teşvik edilerek desteklenmesi sağlanacaktır. Bu amacın gerçekleşebilmesi için, Devlet ve özel teşebbüs kuruluşlarıyla her türlü bilimsel ve teknik kurumlar arasında uygulamaya yönelik sıkı bir işbirliğinin geliştirilmesi yolunda tedbirler alınacaktır. .

Enerji yatırımlarının tamamlanmasına ve yeni enerji kaynaklarının araştırılmasına özel bir önem atfedilerek, enerji açığının kapatılması konusunda, hızla netice verici tedbirlerin öncelikle ele alınmasına gayret sarfedilecektir.

Kışı şiddetli olan Doğu Anadolu illerimiz başta olmak üzere bütün yurtta yakacak ihtiyacının halli için gerekli acil tedbirlere başvurulacaktır.

Ülkenin bugün karşılaştığı ve ödemeler dengesini sarsan petrol meselesi, önümüzdeki yıllarda daha büyük boyutlara ulaşacaktır.

Türkiye her çareye başvurarak denizde, karada petrol aramaya koyulmak, her kaynaktan faydalanmak ve mutlaka petrol bulmak mecburiyetindedir.

Bu hedefe ulaşmak için cari mevzuatın ve uygulamanın cesaretle değiştirilmesi cihetine gidilecektir.

Bütün rafineriler tam kapasite ile çalıştırılacaktır.

İşlenmiş mamul almak yerine, hampetrol alıp, kendi rafinerilerimizde işleme yolu mutlaka tercih olunacaktır.

Rafinerilerimizin tevsii tamamlanacaktır.

İnşa edilmekte bulunan Orta Anadolu Rafinerisi bir an önce ikmal edilecektir.

Vakit kaybedilmeden Karadeniz Rafinerisinin tesisine geçilecektir.

Sanayileşmiş Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu altyapı kurulacak, ileride darboğazlar meydana gelmesi önlenecek ve sanayileşmede yeniden önemli bir yeri olan organize sanayi bölgeleri ve sanayi sitelerinin kurulması ve geliştirilmesine büyük önem verilecektir.

Demiryolu şebekemiz ıslah edilecektir.

Ankara - İstanbul sürat demiryolu bir an evvel tamamlanacaktır.

Yeşilköy, Kars, Dalaman ve İzmir Kaklıç hava meydanları bir an evvel tamamlanacaktır.

Yurdun her köşesine hava ulaşımı sağlayacak şekilde yeni meydanlar yapılacaktır. Bu arada Ağrı, Çanakkale ve Edirne’de hava meydanı yapılacaktır.

Limanlarımızın kapasiteleri artırılacak ve yeni limanlar, balıkçı barınakları inşa edilecektir.

Türkiye’de gemi endüstrisi yeniden geniş çapta teşvik edilecektir.

Avrupa - Asya arasındaki hareketin engeli olmamak için ve bu hareketten geniş çapta faydalanmak için sürat yolları projesinin uygulanmasına özel itina gösterilecektir.

Haberleşme sistemimiz ıslah olunacak ve geliştirilecektir.

Ülkenin yerleşme merkezlerinin tümü şehir içi ve şehirlerarası otomatik telefona kavuşacak, dış ülkelerle bağlantı sağlanacaktır.

Köylerin telefona kavuşturulmasına devam olunacaktır.

Denizde seyrüsefer emniyeti, mal ve can güvenliği yeterli seviyeye çıkartılacak, bu konuda gerekli düzenleme ve cihazlama işleri sonuçlandırılacaktır.

Büyük şehirlerimizde yoğunlaşan trafik sorunları ile şehirlerarası kara trafiğinde meydana gelen büyük can ve mal kayıplarını önleyici her türlü tedbir süratle alınacaktır.

Mahalli saat farkı sebebi ile bölge radyo ve televizyon yayınları tanzim edilecek, her yerde en az iki radyo istasyonunun net olarak dinlenmesi sağlanacaktır.

Renkli televizyona ve 2 nci televizyon kanalına geçiş çalışmalarına başlanacaktır.

Madenlerin en ileri ölçüde işletilmesi sağlanacaktır.

Motordan elektronik cihazlara kadar uzanan yelpaze içerisinde, makine endüstrisi kurulacaktır.

Bu meyanda, ağır ve büyük sanayi, ara malları ve yatırım malları sanayiinin gelişmesine Hükümetimizce büyük önem verilecektir. Özellikle başlamış bulunan ağır sanayiin ve bu meyanda milli harp sanayiinin gerçekleştirilmesi çalışmalarına hızla devam olunacaktır.

Sanayileşmeye yakından tesir eden para, kredi, enerji, ulaştırma ve fiyat temel politikalarının sanayi politikasıyla ahenkli hale getirilmesine özen ve dikkat gösterilecektir. Hedefimiz Türkiye’yi makine ve teçhizat ithal eden bir ülke değil, ihraç eden bir ülke haline getirmektir.

Tarım ıslah edilecektir.

Bir “Milli Tarım Planı”, başka bir deyimle “Yeşil Plan” çerçevesi içerisinde, 100 milyon dönümlük arazinin sulamasını hedef alan büyük sulama projelerinin hızla devreye sokulması sağlanacak, gübre, traktör, ilaç gibi tarım girdilerinin zamanında tedarikinde istikrar ve güven sağlanarak, ithalatı azaltıcı tedbirler alınacaktır.

Tarım ürünlerinin desteklenmesinde kullanılan kredilerin ekonomimizin gerçek ihtiyaçlarına uyumlu bir şekilde olması sağlanacak, bu ürünlerin destekleme fiyatlarının uluslararası fiyatlarla dengeli bir şekilde oluşmasına özen gösterilecektir.

Ayrıca, tohumluk ve damızlık teminine önem verilecek, nakliye, depolama, pazarlama hizmetlerinde karşılaşılan darboğazlar giderilecektir.

Bir taraftan hızlı kalkınmanın ortamı ve imkanları hazırlanırken, diğer taraftan kalkınmanın nimetleri adil ve dengeli bir şekilde yurt sathına ve toplumun bütün kesimlerine yayılacaktır.

Hükümetimiz, geniş çapta sekteye uğrayan fukaralık, işsizlik, cehalet ve çaresizlik mücadelesine yeni bir ruh ve azimle girişecektir.

Hükümetimiz ülkede had safhada bulunan mevcut işsizliği ve müstakbel iş ihtiyacına ciddiyetle eğilerek, özel tedbirlere süratle çözümler getirmeye gayret sarfedecektir.

Durdurulmuş olan köy hizmetlerine yeniden başlanacak, geciken hizmetlerin telafisi için hızlandırılmış programlar uygulanacaktır. Köy kadastro ve tapulama çalışmalarına hız verilecektir.

Ulaşılmayan köy kalmayacaktır. Her köye elektrik gidecektir. Her karış toprak sulanacaktır. Köye sanayi tesisleri götürülecektir.

Köy idaresini yeniden tanzim edecek ve günün şartlarına uygun bir Köy Kanunu çıkarılacaktır.

Çiftçi mallarının korunması mevzuatı yeniden düzenlenecektir.

Köylünün ürününe değer pahası verilecek, el emeği ve alın teri, hakkını alacaktır.

Köy kalkınmasında milli, hür ve demokratik kooperatifçiliği güçlü bir vasıta olarak görüyoruz. Köy kalkınma kooperatifleri teşvik ve takviye edilecektir.

Tabii kaynaklarımızın başında gelen orman varlığımızın korunması ve üretiminin yanında hızlı ağaçlandırma serefberliği ile orman köylülerine yeni iş sahaları sağlanacaktır.

Orman içi ve kenarında yaşayan köylülerimizin gelirleri günün şartlarına uygun seviyeye getirilecek, orman köylülerinin kalkındırılması için özel projeler hazırlanacak, kredi imkanları artırılacak, yoğunlaştırılacaktır.

Köylü ile orman idaresi arasındaki ihtilafları çözmek için her türlü tedbir alınacak, kadastro çalışmaları hızlandırılacaktır.

Ormanlarımıza büyük zarar veren orman yangınları ile mücadele daha müessir bir şekilde yürütülecektir.

Köylüye daha çok kredi sağlanacaktır.

Kalkınmada ve medeni hizmetlere kavuşturulmada gecikmiş bölgelerin, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun durdurulmuş kalkınma faaliyetlerinin yeniden hareketlendirilmesi için özel programlar tatbikatına girişilecektir.

20 milyon dönüm arazinin sulanması, 30 milyar kw/saat elektrik enerjisi üretilmesini hedef alan Urfa, Gaziantep, Adıyaman, Diyarbakır, Mardin, Siirt, Muş, Bitlis ve Hakkari illerimizi içine alan Güneydoğu Büyük Projesinin yeni ünitelerinin inşaasına girişilecektir.

Yeni bir “Pilot İl Kalkınma Planı” tatbik edilecek, özelikle kalkınmamış illerimiz bu plan içinde süratle kalkındırılacaktır. Yurdun bir köşesinde ne varsa, her köşesinde de o olacaktır.

Hükümetimiz gelir dağılımını düzenliyici yeni tedbirleri almaya kararlıdır.

Özellikle dar ve sabit gelirlerin geçim şartları düzeltilecektir.

Bugüne kadar her türlü sosyal güvenlikten mahrum bulunan, tarımda kendi adına ve hesabına çalışan çiftçiler, en kısa zamanda sosyal güvenlik hakkına kavuşturulacaktır.

Çiftçilerin ve balıkçıların götürü usulde vergilendirilmesindeki limit yükseltilecektir.

Esnaf ve sanatkarlara önemli kolaylıklar getirilecek, esnaf muafiyet hükümleri yeniden düzenlenecek ve götürü vergi usulü gerçekleştirilecektir. Esnaf ve sanatkarların mesleki faaliyeti için zaruri ihtiyaçlarının karşılanmasındaki müşkülleri halledilecektir.

Esnaf ve sanatkarlarla diğer bağımsız çalışanların sosyal güvenliğini düzenleyen Bağ - Kur Kanunundaki aksaklıklar ve noksanlıklar giderilecektir.

Esnaf ve sanatkarlara daha fazla konut, işyeri ve tesis işletme kredisi verilecektir. Mesken kredisi limitleri günün şartlarına göre yükseltilecektir.

İşçi ve memur emeklileri ile dul ve yetimlerin maruz kaldıkları haksızlıklar giderilecek, geçim şartları düzenlenecektir. 65 yaşını dolduran ve Devletten yardım talep eden bütün yaşlılara ve çalışamayacak halde bulunan vatandaşlarımıza maaş bağlanacaktır. Devletin imkanları elverdiği nispette, hiç bir geliri olmayan dul ve çocuklu kadınlara maaş bağlanacaktır.

Dünyada çocuk ölümlerinin en fazla olduğu ülkeler arasında bulunan memleketimizde, milli geleceğimizin temeli ve en güçlü teminatı olan çocuklarımızın sağlığı, maddi ve manevi bakımlardan korunması ve geliştirilmesi için, Anayasamızın 35 inci maddesine uygun olarak ve Birleşmiş Miletler Çocuk Hakları Bildirisinin ışığı altında gerekli tedbirler, örgütlenmeler ve düzenlemeler gerçekleştirilecek ve korunmaya muhtaç çocuklarla yaşlı ve sakat vatandaşların Devletçe korunmasını sağlayacak olan Sosyal Hizmetler Kanununun bir an önce çıkarılmasına çalışılacaktır.

Vergi adaleti sağlanacaktır. Asgari ücret vergiden muaf tutulacak. Gelir Vergisi asgari ücret sınırından başlayacaktır.

Servet beyannameleri iade edilecek ve mükelleften yeniden servet beyannamesi alınacaktır.

Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun muhtaç mirasçıları çok güç durumda bırakan belli hükümlerindeki aksaklıklar giderilecektir.

İstisna ve muafiyetlerden özellikle sosyal amaçlı olanlar, günün gerektirdiği şartlara uygun hale getirilecektir.

Katma değer vergisine geçiş çalışmaları hızlandırılacaktır.

İdari tedbir ve kararlarla vergi idaresinin çalışma şartları iyileştirilecek, vergi anlaşmazlıklarının hızla çözümlenmesi çareleri araştırılacaktır.

Vergi Daireleri vatandaşın güler yüzle karşılanacağı, işlerinin hızla sonuçlandırılacağı Devlet daireleri haline getirelecektir.

Dış ülkelerde çalışan işçilerimizin bütün meseleleri ile meşgul olunacaktır. Yurt dışındaki işçilerimizin alın teri ile kazandıkları döviz gelirlerinin yurda düzenli bir şekilde aksamasını ve karşılaştığımız çetin sorunların çözülmesinde en verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayacak tedbirler alınacak ve bu tedbirlerin zaman içinde etkilerinin yitirilmemesi titizlikle izlenecektir.

Yurda giriş ve çıkışlarında gerekli kolaylıklar sağlanacaktır.

Fikir ve sanat hayatımız teşvik edilecek, telif haklarında vergi muafiyetinin sınırı makul bir seviyeye çıkarılacaktır. Türk basınının kağıt, malzeme ve dağıtım zorluklarına çare aranacak, sanatkarların emekliliği müesseseleştirilecektir.

Hızlı şehirleşme de gözönünde tutularak, şehirlerimizin, kasabalarımızın ve özellikle yeni teşekkül eden kasabalarımızın planlama çalışmalarına, kaynak ısrafını önleyecek ve ihtiyaçlarını kısa sürede karşılayacak tedbir ve düzenlemeler getirilecektir.

Şehir kasabalarımızın alt - yapı hizmet çalışmaları hızlandırılacaktır.

Ülke çapında milli bir konut politikası uygulanacaktır.

Hükümetimiz herkesin başını sokacağı kendi malı ve bir yuvası olmasını hedef alan bir plan uygulanacaktır.

Özel Sektör toplu konut yapımına yönlendirilecek ve bu tip kuruluşlar çeşitli tedbirlere teşvik edilecektir. .

Kamuya ait arsalarda inşa edilmiş gecekonduların, mevcut yasalar içinde hukukileştirilmesi sağlanacaktır.

Mahrumiyet bölgelerindeki kamu görevlilerinin mesken ve diğer sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak siteler kurulacaktır.

Mesken kiralarının vatandaşların hayat seviyelerini sarsmasını önleyecek, gayrimenkul sahipleri ile kiracıların meşru hak ve menfaatlerini ahenkli bir dengeye bağlayacak, milli tasarrufların sanayi yatırımları aleyhine gereksiz olarak gayrimenkul spekülasyonlarına kaymasına meydan bırakmayacak şekilde kanunla düzenlenmesi sağlanacaktır.

Büyük şehirlerimizin asayiş, pahalılık ve yakıt konusundaki şikayetleri giderilecektir.

Muhtarların vatandaşlarımıza daha hızlı ve verimli hizmet götürmesi sağlanacaktır.

Tam Gün Kanunu ile hançerlenen sağlık hizmetleri, her yerde, herkese şifa sağlanmasını gerçekleştirecek şekilde ıslah edilecek, vatandaşı ücretsiz doktora, ebeye, ameliyata, ilaca ve hastaneye kavuşturacak tedbirler alınacaktır.

Hükümetimiz, ülkede fukaralığın, işsizliğin, cehaletin, çaresizliğin ortadan kaldırılması, yurdun her köşesine ve özellikle kalkınmada gecikmiş bölgelerimize medeniyetin bütün nimetlerinin götürülmesi kararındadır.

Hükümetimiz, iktisaden güçsüz zümrelere insanca yaşamanın gerektirdiği şartları hazırlamaya devam edecek, fakiri, ihtiyarı, kimsesizi ve sakatı mutlaka koruyacaktır.

Bu hedeflere ulaşabilmenin tek yolu, ekonomiyi büyütmek, üretimi ve hizmetleri arttırmaktır. Hükümetimiz, Türkiye Cumhuriyeti Devletine “sosyal Devlet” niteliği kazandırmanın gerçekçi yolunun bu olduğuna inanmaktadır.

 

Sayın milletvekilleri,

Hükümetimiz, içinde bulunduğumuz dış ödeme darboğazından bir an evvel çıkabilmemiz için her çabaya başvuracaktır.

İhracatımızı ve diğer döviz gelirlerimizi arttırmak için gerçekçi tedbirler alınacaktır.

Enflasyonla mücadeleyi Hükümetimizin en önemli görevlerinden biri sayıyoruz.

Uluslararası ekonomik kuruluşlar ve Ortak Pazar ile münasebetlerimizi Türkiye’nin menfaatlerine en uygun şekilde sürdürmeye ve gelişmeye kararlıyız.

Petrol ihraç eden ülkelerde ve uluslararası bankalarda meydana gelen büyük mali imkanların düzenli bir şekilde Türkiye’ye aktarılması sureti ile kalkınmamızın emrinde kullanılabileceğine inanıyoruz.

İktisadi Devlet Teşekküllerinin milli tasarrufları tüketici halden çıkarılması için gerekli tedbirler alınacaktır.

Görev zararları politikası, istikrar tedbirleri ile ahenkli olarak gerçekçi bir şekilde uygulanacaktır.

İçinde yaşadığımız enflasyon, fiyat ve maliyet yapıları arasında meydana getirdiği dengesizlik yönünden, uzun süre devamına imkan verilmeyecek boyutlara ulaşmıştır. İktisadi Devlet Teşekkülleri ürünlerinin fiyatları ile maliyetleri arasında, enflasyonu körükleyecek dengesizliklerin meydana gelmesi önlenecektir.

Sigara kaçakçılığının ve döviz kaybının önlenmesi, memleket içi ihtiyacın karşılanması ile birlikte ihracata dönük bandrol sigara imalatı için yerli ve yabancı özel teşebbüse imkan tanınması konusu üzerinde önemle durulacaktır.

Tekel maddelerinin kalitesinin düzeltilmesine ve dağıtımındaki aksaklıkların giderilmesine çalışılacaktır.

Geniş turizm kaynaklarına sahip bulunan ülkemizde, turizm hizmetlerinin daha verimli ve müessir bir biçimde yürütülmesi, dış turizm gelirlerimizin artırılması için her türlü tedbir alınacaktır.

Sayın milletvekilleri, Devlet kapıları hak, hacet ve hizmet kapısı haline getirilecektir.

Bütün Milletin Hükümeti olacağız.

Devlet, işleyen ve vatandaşı koruyan bir Devlet haline getirilecek, her türlü rüşvet, kayırma ve yolsuzlukla amansız bir şekilde mücadele edilecektir.

Vatandaşlara haksızlık, zulüm ve adaletsizlikle muamele edenlerden hesap sorulacak, gadre uğrayanların zayi olmuş hakları iade edilecektir.

Hükümetimiz Devlete sadakat ile hizmet etmiş memurların teminatıdır.

Devlet idaresi parti komiserlerinden, partizanlığı zulüm haline getirenlerden süratle ve kesinlikle ayıklanacaktır.

Kamulaştırmalardan mülkiyet hakkını zedeleyen uygulamaların meydana getirdiği mağdudiyetler önlenecek, değer pahası peşinen ödenmedikçe kimsenin malının kamulaştırılmasına izin verilmeyecektir.

Vakıfların gayeleri istikametinde daha verimli çalışması sağlanacaktır.

Tevzi edilmeyen adaletin en büyük adaletsizlik olduğuna inanıyoruz. Bu sebeple, adalet tevzii hızlandırılacaktır. Bu maksatla yargı organlarımızın bütün eksiklikleri giderilecektir.

Sayın milletvekilleri, Devletimizin tüm unsurlarının başında gelen eğitimin yeniden millilik vasfına kavuşturulması zaruretine inanıyoruz.

Okullarımız mutlaka ilim ve irfan yuvaları haline getirilecek, huzursuzluk mihraklarının faaliyetlerine son verilecektir.

Eğitimimiz, beynelmilelci ve Marksist tesislerden kurtarılacak, idarede, mevzuatta, ders programları ve kitaplarında, kültürel faaliyet ve neşriyatta, eğitimin milliği temel ilke olarak korunacak ve itibar görecektir.

Öğretmenlerimiz, Cumhuriyet okullarında, Türk çocuklarını milliyetçi bir ruh ve düşünce ile yetiştiricekler, onların gönüllerine ve zihinlerine, Devlete, millete, aileye, milli ve manevi değerlerimize, milletimizin geleceğine sadakat ve sahiplik şuurunu yerleştireceklerdir.

Özerk yüksek öğretim kurumu ve kuruluşları, öğrencilerini Devletimize, insan haklarına dayalı demokratik rejime, milli hayat felsefemize sadık bir şekilde yetiştirmekle mükellef olacaklar, bunun için bütün tedbirleri alacaklardır.

Türk öğretmeninin, başta mesken olmak üzere, sosyal ihtiyaçları karşılanacak, çocuklarına eğitim ve görgülerini arttırıcı imkanlar sağlanacaktır.

Başladığımız üniversite ve akademiler süratle tamamlanacak, daha çok gencimizin yüksek öğrenim imkanına kavuşması sağlanacaktır.

Çocuklarımızı ve gençlerimizi ülkemizin geleceğinin teminatı, en büyük ve en değerli varlığı sayıyoruz. Milli ve manevi değerlerimize gönülden bağlı Türk gençlerinin, Devletimize ve onun bütünlüğüne, milletimize, onun birlik ve beraberliğine sahiplik şuuru şüphe götürmez.

Gençlerimizin meselelerine titizlikle eğileceğiz. Onlara mesut yarınlar hazırlamak en büyük arzumuzdur.

Üniversite kapılarında bekleşen gençlerimizin yüksek öğretim meselesi, bütün imkanlar kullanılarak yeni bir çözüme kavuşturulacak, burs ve yurt konusunda ihtiyacın karşılanmasına gayret sarf edilecektir.

Spor, sosyal bir ihtiyaç olarak yeni bir görüşle ele alınacak, her yıl yeni spor tesislerinin yapılması sağlanacak, spor eğitimi ders olarak ilkokul, ortaokul ve liselerde yer alacaktır.

Yabancı medeniyetlerin hasreti içinde olmayan Türk milleti kendi tarihine, medeniyetine, kültürüne, kendi adet ve geleneklerine sahiptir. Hükümetimiz, asırlar boyu Türk milletini ayakta tutan Türk - İslam medeniyet mücadelesindeki şuuru ve azmi olduğu kadar, yurt içindeki ve yurt dışındaki Türk varlığının meselelerine olan ilgiyi canlı tutmaya kararlıdır.

Anayasanın 154 üncü maddesi ile Genel İdare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, görevini ülkemizin karşı karşıya bulunduğu sosyal bunalımlar ve anarşik ortam içerisinde, geçmişten daha hızlı ve müessir bir tarzda yürütecektir.

Değer hükümlerimizin sarsıldığı bir ortamda insanımızın ve toplumumuzun yeniden derlenip toparlanması, bütün güçlükleri yenerek bir moral güce kavuşturulmasında din görevlileri önemli hizmetler ifa edeceklerdir.

Bunun için, radyo ve televizyonun yayın gücünden daha fazla yararlanılacak, her iki müessese arasında sürekli bir işbirliği kurulacaktır.

Din öğretiminin kaynağını teşkil eden Kur’an-ı Kerim öğrenimi üzerinde titizlikle durulacaktır. Kur’an kurslarının bina, araç, gereç ve kadro yönünden noksanlıkları giderilecektir.

Din görevlilerinin kadro tıkanıklıkları öncelikle giderilecek, kadrosuz camiler bir an önce kadroya kavuşturulacaktır.

Camii bulunmayan köylere cami yapımı Vakıflar Genel Müdürlüğü imkanlarından faydalanılarak hızlandırılacaktır.

Din ve ahlak dersleri müfredatı yeniden düzenlenecektir.

Yurt dışındaki çocuklarımızın din ve ahlak dersleri görmesi sağlanacaktır.

 

Sayın milletvekilleri,

İç ve dış tehlikelere karşı milletimizin en güvenilir kaynağı kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücünü, bütün imkanları kullanarak en üstün seviyede tutmak vazgeçilmez hedefimizdir.

Savunmamızın ihtiyaçları öncelikle karşılanacaktır.

Başlattığımız harp sanayii tesisleri ikmal edilerek, ülkemizin savunması için ilk planda zaruri ihtiyaçlarını kendi karşılar hale getirilecektir.

RE - MO planının işletilmesi sağlanacak, tespit edilen hedefler için tedbirlerin alınmasında ki gecikmeler telafi edilecektir.

Askerlik süreleri ve mükellefiyetleri, artan nüfus dikkate alınarak, milli ihtiyaca göre yeniden düzenlenecektir.

Silahlı Kuvvetlerimizin fedakar mensuplarına ifa ettikleri şerefli görevin gerektirdiği hayat seviyesini sağlamak, öncelik vereceğimiz tedbirler arasındadır.

Subay ve astsubaylarımızın mesken ihtiyacını karşılamak üzere netice alıcı, acil tedbirler alınacaktır.

Tamgün uygulamasının Silahlı Kuvvetlerimiz içinde yarattığı olumsuz etkiler izale edilecektir.

 

Sayın milletvekilleri,

Devletin Radyo ve Televizyonundaki yayınların “tarafsızlık esasına göre yapılması”, “haberlerde doğruluğun sağlanması”, “Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün, milli güvenliğinin, kamu düzenin ve genel ahlakın gereklerine uyulması” Anayasa şartı olarak konmuştur.

Uymak mecburiyetinde olduğu Anayasa şartlarını ve yayın ilkelerini devamlı surette ihlal eden TRT’nin, yeniden milli ve tarafsız hale getirilmesi, partizanlık, tarafgirlik ve inkarcılık yolu ile Devleti kötüleyen, milletimizin milli ve mukaddes hislerini alaya alan, tek yönlü şartlandırmalara, ideolojik propagandalara itibar eden, anarşiyi metheden, dilimizi bozan, yalan ve yanlışlıklarla dolu programlar yayınlanmasının önlenmesi milletimizin arzusudur.

Hükümetimiz bu istek paralelinde tedbir alacak, Devletin radyo ve televizyonunun partizanlığa, rejim ve Devlet aleyhtarlığına alet edilmesine son verecektir.

 

Sayın milletvekilleri, hükümetimiz, Türk dış politikasının istikametleri konusunda hiçbir şüpheye mahal bırakmayacaktır.

Türkiye, dış politikasını coğrafi mevkiimizin ve tarihimizin gerçeklerine uyan, savunmamızla ekonomimizin icaplarını koruyan bir biçimde yürütecektir.

Türkiye, taahhütlerine sadık kalacaktır. Maceracı politikalara iltifat etmeyecek, aklın gereğini yapacaktır.

Türkiye, büyük devletlerin ülkemiz etrafında veya ülkemizle ilgili olarak çatışır hale gelmemelerine azami dikkat ve itina sarfetmeye devam edecektir.

Türkiye, Kıbrıs meselesinin müzakere yolu ile, yegane adil çözüm yolu olan iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümüne varabilmesi için iyi niyetli anlayışlı her türlü gayreti sarfedecektir.

Yunanistan ile aramızda çözüm bekleyen ve hiçbirinin çıkarılmasından Türkiye’nin sorumlu olmadığı meselelerin, iyi niyetli, barışçı müzakerelerle, her iki ülkenin menfaatine uygun olarak bir an önce hallini arzu etmekteyiz.

Ege kıt’a sahanlığı üzerindeki haklarımızdan vazgeçemeyiz. Ege adalarının milletlerarası anlaşmalara aykırı olarak silahlandırılmasına ve tahkimine bigane kalamayız. Batı Trakya Türklerine karşı girişilen baskı hareketlerine hassasiyet ve tepki duymaktayız.

Yunanistan’ın karasuları ile ilgili olarak bir emri vakiye kalkışmasının fevkalade ciddi sonuçları olacağını bilmemek mümkün değildir.

Türkiye’nin komşuları ile iyi geçinmekte menfaatleri vardır.

Müslüman ülkelerle başlattığımız münasebetleri karşılıklı menfaatlere uygun olarak yürütmeyi ve daha ileri seviyeye ulaştırmaya kararlıyız.

Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ile münasebetlerini karşılıklı menfaatlere, karşılıklı saygıya ve karşılıklı taahhütlere sadık kalarak geliştirmeye devam edecektir.

Uluslararası ekonomik münasebetlerimize peşin hükümlerle bakamayız. Kendimize ve gücümüze güven içinde, aklın gereğine ve ülkenin menfaatlerine uygun bir davranışı benimsemezsek, Türkiye kalkınmasında büyük imkanlar elden kaçırılmış olur..

Hükümetimiz Türk Devletini, sözü dinlenen, dostluğu aranan, husumetinden korkulan bir devlet olarak yüceltme yolunda her türlü gayreti göstermeye devam edecektir.

Sayın milletvekilleri, Türkiye, millet olarak refaha ulaşmak, devlet olarak güçlenmek istiyor.

Türkiye, vatandaşlarının huzur ve sükun içinde yaşadığı ve her şeye sahip olduğu bir ülke olmak istiyor.

Türkiye, fukaralıktan, işsizlikten, cehaletten ve çaresizlikten kurtulmak, medeniyetin bütün nimetlerine sahip olmak, ülkesini bir baştan bir başa imar ve inşa etmek istiyor.

Türkiye, bu hedefe, Türk vatandaşını İnsan Hakları Evrensel Beyannamesindeki bütün haklara ve hürriyetlere mutlak surette sahip kılarak ulaşmak istiyor.

Türkiye’nin büyük hedefleri, bu hedeflere ulaşacak azmi, Türkiye’yi bu hedeflere ulaştıracak kaynakları ve büyük projeleri vardır.

Türkiye’de, ileri batı memleketlerinde mevcut olan hak ve hürriyetlerin hepsi vardır.

Türkiye’nin hedefleri ve programları hayal değildir. Büyük Atatürk’ün işaret ettiği hedeflere varılabileceği görülmüştür. İlerleyen, büyüyen, gelişen Türkiye, medeniyet ve refahın yaygın hale gelebildiği bir ülkedir.

Türkiye, hürriyet içinde kalkınmanın gerçekleşebileceğini ispatlamış bir ülkedir.

Türkiye, geleceğine güvenle bakmasını sağlayacak kabiliyetli insan gücüne, zengin tabii kaynaklara, yüksek bir medeniyete ve kültüre, sağlıklı ve dinamik bir toplum yapısına, milli, manevi ve ahlaki değerlere sahip bir ülkedir.

Türkiye’nin varmak istediği hedefleri milletçe benimsemeye ve onlara sahip çıkmaya mecburuz.

Hükümet olarak, milletimizin büyük hedeflerine ulaşmak için sadakatla canla, başla, sevgi ile, heyecan, hülus ve şevk ile gayret sarfedeceğiz.

Türkiye’yi istikrar arayan bir ülke olmaktan çıkaracağız.

Bu kadar çok zenginliğe sahip olan Türkiye’nin ihtiyaç içinde çırpınmasına, ızdırap ve çileye sürüklenmesine mani olacak bütün tedbirleri alacağız.

Hükümetimiz,

- Şartlar ne olursa olsun Milletimizin emrinde ve hizmetindedir.

- Barış, huzur ve adalet içinde Türkiye birliğinin, milli ve manevi değerlerimizin sadık bekçisidir.

- Türk vatandaşının ibadet ve inanç haklarını dokunulmaz sayar; teşebbüs, mülkiyet ve miras haklarını kutsal tanır.

- Ülkenin bir baştan bir başa imar ve inşasının, Türk vatandaşının hürriyet içinde refah ve saadete ulaşmasının hizmetindedir.

Yeni bir şevk, hülus, ümit ve heyecanla, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güçlenmesi, Türkiye’nin maddi ve manevi sahada büyük Türkiye olması için, aziz milletimize hizmetler vereceğimize inanıyoruz. Bütün bunları yaparken barışın, beraberliğinin ve kardeşliğin korunması bu huzur, kalkınma ve hamle döneminin en bariz vasfı olacaktır.

İzhar buyuracağınız güven, güçlükleri aşmanın ve başarıya ulaşmanın en büyük kaynağı olacaktır.

Takdir Yüce Heyetinizindir.

Cenab-ı Allah Milletimizin yardımcısıdır.

Bu inançla Yüce Heyetinize Bakanlar Kurulu adına saygılar sunuyorum.