II. Ecevit Hükümeti Programı

Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri,

5 Haziran 1977 seçimleri ardından kurulan Cumhuriyet Hükümeti, yalnız önümüzdeki dönemin ağır sorunlarını çözmekle değil, geride bıraktığımız dönemin acılarını dindirmekle, bunalımlarını gidermekle de yükümlüdür.

Geride bıraktığımız iki buçuk yılın yaraları iyileştirilmeden, bölünmeleri, kavgaları sona erdirilmeden, yıkıntıları onarılmadan sağlıklı bir geleceğe yönelme olanağı yoktur.

Bir milleti güçsüzleştirmenin, bağımlılaştırmanın ve sömürmenin geleneksel yöntemi, onu kendi içinde düşman kamplara ve cephelere bölüp çatışmaya sürüklemektir. Türkiye’de iki buçuk yıl böyle bir bölücülük girişimi doğrudan doğruya cephe hareketinden gelmiştir. Bir millet ancak birliği oranında güçlü olur. O nedenle, bir milleti kendi içinde bölerek düşman cephelere ayırmaya kalkışanlar milliyetçiliğin başta gelen amacıyla çelişkiye düşmüş olurlar. 1975 Nisanında “Milliyetçi Cephe” adıyla kurulan Hükümet de, daha kuruluşunda böyle bir çelişkiye düşmüştür.

Bu geçmiş Hükümet, milli birliğimizi sarstığı gibi, kendi içinde de birlik sağlayamamış ve tutarlı olamamıştır. Hiç bir temel sorunda anlaşmaya varamamıştır. Cephe hareketi, yalnız milleti, cephelere bölmeye kalkışmakla kalmamıştır, kendi içinde de cephelere bölünmüştür.

Bu arada devlet yönetimi de hükümet ortakları arasında, en azından dört hükümet ortağının üçü arasında, bölünerek parsellenmiş ve partizanların işgali altına girmiştir. Üstelik kamu düzeninin sağlanmasında, yetkili ve sorumlu devlet güçlerinden çok, silahlı parti militanlarına dayanılmıştır. O yüzden devlet güçleri büyük ölçüde etkisiz kalmıştır.

Bu durumun kaçınılmaz sonucu olarak Türkiye, bir kargaşalıklar, çatışmalar, siyasal cinayetler ülkesi durumuna gelmiştir. Çoğu genç ve çocuk olmak üzere, yüzlerce yurttaşımız siyasal cinayetlere kurban gitmiştir. Binlerce yurttaşımız yaralanmıştır. Onbinlerce genç ve çocuk, can güvensizliği nedeniyle ya da yasal hakları çiğnenerek okullara alınmadıkları veya okullardan atıldıkları için, öğrenim olanağından yoksun bırakılmıştır.

Geride bıraktığımız iki buçuk yıllık dönemin dar geçitlerinden, engellerinden engebelerinden demokrasiyi esenliğe çıkarabilmiş ve 5 Haziran 1977 seçimlerini yapabilmiş bir Millet, uygarlığın ve demokrasinin en çetin sınavlarından pek az millete nasip olabilecek bir başarıyla geçmiş demektir.

Demokrasimiz ancak Milletimizin sağduyusuyla ve tarihin derinlerinden gelen sağlam devlet anlayışıyla kurtulabilmiştir.

Hükümetimiz, ülke yönetimini, bir yönüyle bu durumda devralmaktadır.

Onun için Millet Meclisinin güvenoyuna başvuran ve tümüyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve en başta Türk Milletinin desteğine güvenen Hükümetimiz, ülkemizin bu durumdan kurtulmasına katkıda bulunmak üzere demokratik hukuk devleti kuralları içinde her çabayı göstermeye kararlıdır. Bunu başta gelen ödevi saymaktadır.

Herşeyden önce milli birliğimiz yeniden pekiştirilmelidir. Bu amaçla, Hükümetimiz, bir partinin veya belli düşüncedeki çevrelerin hükümeti gibi değil, tümüyle Milletin Hükümeti olarak çalışacaktır. Bütün karar ve uygulamalarında bunun bilinciyle davranacaktır.

Bölücü değil uzlaştırıcı, kırıcı ve çatıştırıcı değil, barıştırıcı olacaktır.

Düşünce ayrılıkları demokrasinin gereğidir. Herkesi bir düşünce çevresinde toplamaya uğraşmak, zaten, demokrasiye olduğu kadar insan doğasına da aykırıdır ve insan kişiliğinin de toplumun da gelişmesini engelleyicidir.

Düşünce ayrılıkları yüzünden insanların çatışması, bir milleti böler, zayıflatır, geri bırakır. Ama insanların değil de düşüncelerin çatışması ve demokrasi kuralları içinde özgürce tartışılması, devlet yönetiminde ve toplum yaşamında olsun, bilimde ve teknolojide olsun, bir milletin yaratıcılığını artırır, güçlenip ilerlemesini hızlandırır.

Bu demokratik insanlık ve uygarlık anlayışını bir temel ilke olarak benimseyen Hükümetimiz, düşünce ayrılıkları içinde milli birliği sağlamaya ve sağlamlaştırmaya çalışacaktır.

Bunda başarılı olacağımıza inanıyoruz. Bu inancımız, en başta, Türk Milletinin uygar ve demokratik niteliklerine dayanmaktadır.

Milletçe benimsediğimiz özgürlükçü demokratik rejimde, özgürlükler kısılarak değil, ancak özgürlüklerin kullanışı uygarca kurallara bağlanarak huzur, güvenlik ve birlik sağlanır.

Hükümetimizin yönetiminde;

- Yasaların herkese, her düşünceye, her eyleme eşitlikle ve etkinlikle uygulanması sağlanacaktır.

- Kimsenin özgürlüğü başkalarının veya tümüyle toplumun özgürlüğünü ve güvenliğini tehlikeye sokmayacaktır.

- Özgürlükler, Devletin birliğini ülkenin bütünlüğünü sarsıcı yönde kullanılamayacaktır.

- Bağımsız yargı organlarının etkinliği artırılacaktır.

- Yönetim kuralları gerçek adaletin ortaya çıkmasını kolaylaştırıp çabuklaştıracak biçimde değiştirilecektir. Bu amaçla adalette yeni kurumsal düzenlemeler de yapılacaktır.

- İç güvenlik kuvvetlerinin kesin tarafsızlığı ve demokratik hukuk devleti kuralları içinde etkinliği sağlanacaktır.

- Eğitim kuruluşlarında, öğrenci yurtlarında, kamu kuruluşlarında ve genellikle işyerlerinde, etkin ve sürekli güvenlik önlemleri hemen uygulanacaktır.

- İç güvenlik kuvvetleri, devlet gücünü, Hükümet aracılığıyla olmaktan çok, doğrudan doğruya yansıtır duruma getirilecektir. Bunun için gerekli yetkilerle ve güvencelerle donatılacaktır.

- Demokraside, iç güvenlik kuvvetlerinin başarısı, korkutucu olmadan çok saygın ve etkin olabilmelerine bağlıdır. İç güvenlik kuvvetleri üyeleri, bu niteliği edinebilecekleri yönde eğitileceklerdir. O arada, ateşli silah kullanma zorunluğunu büyük ölçüde azaltıcı yöntemlerle kamu düzenini sağlayabilecek biçimde yetiştirileceklerdir.

- Bunun yanı sıra, yurttaşların da silah bulundurma ve kullanma yetkisi kesin zorunluk bulunan durumlarla sınırlandırılacaktır.

- Polislik gerek saygınlığıyla gerek maddi olanakları ve çalışma koşullarıyla çekici bir meslek durumuna getirilecektir.

- Devletin haber alma ve değerlendirme örgütüne, demokratik hukuk devletinin ve açık toplumun gereği olan nitelik kazandırılacaktır. Bu örgüt, siyasete dolaylı da olsa karışmayacak, propaganda veya yönlendirme çalışmaları yapmayacaktır.

Hükümetimiz güvenlik ve huzuru sağlamak ve adaletin etkinliğini artırmak üzere bu gibi kurallara uyarken, kamu yönetiminde tarafsızlığı ve demokratik etkinliği gerçekleştirmek için de çözüm ve önlemler uygulanacaktır. O arada;

- Kamu görevlileriyle ilgili her türlü özlük işlemleri nesnel ölçütlere bağlanacak ve demokratik kurallara göre oluşturulan yansız kurullarca yapılacaktır.

- Yetkileri ve sorumlulukları artırılırken ve kesin çizgilerle belirlenirken, kamu görevlileri, yalnız yetkilerini kötüye kullanırlarsa değil, savsaklarlarsa ve gereken etkinlikle kullanmazlarsa da sorumlu olabileceklerdir.

- Ulusal güvenliği ilgilendiren belli konular dışında, kendilerini doğrudan doğruya ilgilendiren bütün kamu yönetimi işlemleri yurttaşlara açık olacaktır.

Adalet, kamu yönetimi ve iç güvenlik alanlarında uygulanacak bu demokratik çözüm ve önlemlerle, ülkede barışın, huzurun, can güvenliğinin ve öğrenim özgürlüğünün eksiksiz sağlanması kolaylaşacağı gibi, ekonomik yaşama da güven ve işlerlik kazandırılmış olacaktır. Çünkü; huzur ortamının gelişmesi, kamu hizmetlerine ve adaletin işleyişine hız kazandırılması, kamu hizmetlerinde yetkilerin ve sorumlulukların iyice belirlenmesi, ekonomik yaşamdaki bir çok tıkanıklıkları da giderecektir.

Ülke yönetimini, iç güvenlik ve huzur bakımından en elverişsiz koşullarla devralan Hükümetimiz, ekonomik yönden de son derece ağır bir miras devralmaktadır; fakat Hükümetimiz Türk milletinin üstün niteliklerine, devletimizin sağlam temellerine dayanılarak ülkede huzur ve barış sağlayabileceğine güvendiği gibi, büyük Milletimizin yeteneklerinden güç alarak ve ülkemizin kaynak ve olanaklarını gereğince değerlendirerek, kısa sürede ekonomik sorunların da üstesinden gelebileceğine, hızlı ve sağlıklı bir gelişme sürecini başlatabileceğine inanmaktadır.

Hükümetimizin, gelişmeye her alanda ve özgürlük içinde hız katarken ve üretimi artırırken toplumsal adaleti de birlikte sağlamayı yaygınlaştırmayı ve ulusal bağımsızlığımızı güçlendirmeyi amaç edinmiştir.

Gelişme yolunda toplumsal adaleti ertelemenin de, özgürlüğü kısmanın da gereksizliğine ve haksızlığına inanan Hükümetimiz, toplumsal adaletin ve geniş özgürlüğün insan kişiliğini engelsiz geliştireceği, insanlardaki yapıcı ve yaratıcı gücü en etkin biçimde harekete geçireceği kanısındadır.

Ekonomimizin son iki buçuk yılda sürüklendiği darboğazlar ve karşı karşıya getirildiği son derece de ağır sorunlar nedeniyle, Hükümetimiz, bir yandan uzun süreli gelişme hedeflerine yönelirken bir yandan da yine o hedefler doğrultusunda bir kısa süreli ekonomik onarma programı uygulama kararındadır.

Bu onarma programı sürecinde de toplumsal adalet ilkesi önemle gözetilecektir.

İki buçuk yıldır ülkemiz, ulusal birliğimizi ve Devletimizi temellerinden sarsan ve can güvenliğini, huzuru, çalışma barışını ortadan kaldıran bir cephecilik anlayışıyla yönetilirken, Cephe Hükümetinin kendi içindeki bölünmeler, engellemeler nedeniyle ve Devlet yönetiminin bazı Hükümet ortakları arasında parsellenmesi dolayısıyla, ekonomimiz de büyük zararlar görmüştür.

Kamu kuruluşları arasında, zaten öteden beri yeterli ölçüde olmayan bağlantı ve işbirliği büsbütün kopmuş, karar mekanizmaları giderek durmuştur, yatırımlar yavaşlamış, üretimde tehlikeli düşüşler başlamıştır.

Devlet işlerinin, özellikle ekonomik alanda, aksamaması gereken bir takvimi vardır.

Örneğin dış ticaret rejiminin zamanında açıklanması ve yürütülmesi gerekir. Geride bıraktığımız bu dönemde bu sağlanamadığı için, Devletin içte ve dışta saygınlığı hızla azalmış, yatırımlar yavaşlamış, istifçilik ve karaborsacılık artmıştır.

Tarımda üreticinin emeğinin ve ürününün zamanında değerlendirilmesi gereklidir. Bu yapılmazsa, çiftçi ürününü gerçek değerinden satamaz, ertesi yılın hazırlıklarını ve yatırımlarını yeterli düzeyde yapamaz ve borçlarını zamanında ödeyemediği gibi yeni borç yükü altına girer. Geride bıraktığımız dönemde birçok ürünlerle ilgili olarak devlet takvimi bozulduğu için bütün bu aksaklık ve sakıncalar olanca ağırlığıyla ortaya çıkmıştır. Tütünde, pancarda, çayda ve daha birçok ürünlerde ödemeler gecikmiş veya taban fiyatlarının açıklanması uzun süre ertelenmiştir. Destekleme alımları için yeterli kaynak ayrılmadığından, birçok durumlarda taban fiyatlar kağıt üzerinde kalmıştır.

Öte yandan, gübre ve tarım ilacı sağlamada belli bir takvime uyulmaması yüzünden tarımsal üretimde yeterli gelişme gerçekleştirilememiştir.

Yurt dışındaki işçilerimizin kıvanç verici katkısıyla yüksek düzeylere ulaşan döviz rezervlerimiz kısa sürede sorumsuzca bir savurganlıkta tüketildiği için, dış ödemelerde darboğaza girilmiş, ithalat için döviz transferlerinde büyük gecikmeler başlamıştır. O yüzden yatırım ve aramalları ithalatı zamanında yapılamamış, yatırımlar ve üretim aksamış, işsizlik artmıştır. Üstelik Devletimizin dünyadaki saygınlığı da büyük ölçüde sarsılmıştır.

Kaynaklar gösteriş uğruna savrulurken, hayati önem taşıyan altyapıların gerçekleşmesinde büyük gecikmeler olmuştur. O yüzden enerji yetersizliği sanayimizin en büyük sorunu ve engeli durumuna gelmiştir.

Dış ekonomik ilişkilerde, yabancı devletler ve şirketler olsun, uluslararası kuruluşlar olsun, karşılarında bir hükümet değil, kararları birbiriyle çelişen ve birbirini engelleyen birkaç hükümet görür olmuşlardır. O yüzden dış ekonomik ilişkilerimiz büyük ölçüde aksamıştır. O yüzden, örneğin Avrupa Ekonomik Topluluğuyla ilişkilerimiz askıda kalmıştır.

Üç yıldır dünya ekonomisi bir bunalım döneminden geçiyor. Birçok ülkenin Hükümetleri, uzun süreli politikalar saptayarak bunalımın etkilerini azaltmaya çalışıyorlar. Oysa, bundan önceki Hükümet, iki yılı aşan görev süresince, günlük bir seçim ekonomisi politikası izlemiştir. Üstelik günlük politikada bile tutarsızlıklar içinde bocalamıştır. Fiyat artışları bütün dünyada yavaşlarken, Türkiye’de hızlanmıştır. İşsizlik görülmedik ölçüde artmıştır.

Türkiye bir pahalılık ve kuyruklar ülkesi durumuna getirilmiştir. Et kuyruğu, kömür kuyruğu, benzin-mazot ve demir-çelik kuyruğu, zaman zaman çimento ve sigara kuyruğu günlük yaşamın parçası durumuna gelmiştir. Çiftçiler traktör için, ilaç ve gübre için, hatta çoğu kez ürünlerini satabilmek veya sattıkları ürünün parasını alabilmek için kuyruğa girmek zorunda kalmışlardır. Sanayiciler Merkez Bankasında aylarca uzayan transfer kuyruklarında beklemişlerdir. Büyük kentlerde mahalleler elektrikten yararlanabilmek için kuyruğa girmişlerdir.

Geçmiş Hükümet 1975 başlarında iş başına geldiğinde Türkiye’nin kısa vadeli borcu yok denebilecek kadar azdı. Yıllar boyunca birikmiş toplam borcu ise 4 milyar 750 milyon dolardı. Oysa aynı Hükümetin bu ay görevden ayrılırken bıraktığı toplam borç 9 milyar doların üzerindedir. Üstelik bunun yüzde 80’i kısa vadeli borçtur.

Merkez Bankasında aylardır transfer edilmeyen ithalat talepleri 1 milyar 350 milyon dolara ulaşmıştır. Kritik maddeler dışında bu taleplerin çoğu 1977 Şubatından beri transfer beklemektedir.

Tarım ilaçları ithal edilemediği için pamuk gibi önemli ürünlerimiz mahvolma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmıştır. Ancak Hükümetimizin işe başlar başlamaz aldığı bir kararla tarım ilaçlarının ithali olanağı sağlanabilmiştir.

Sona eren yönetim insan sağlığıyla ilgili ilaçlar ve hammaddeler için bile ancak 18 Nisan 1977’ye kadar yapılmış ithalat transfer taleplerini karşılayabilmiştir. Yüzlerce gencin sokaklarda okullarda öldürülmesine seyirci kalan bu yönetim, görülüyor ki aynı kayıtsızlığı yaşayan insanların sağlığı konusunda da göstermiştir.

Geçmiş yönetim, kısa vadeli borç yükünü görülmemiş ölçülere vardırdığı gibi, uluslararası ekonomik işlemlerde karşılıksız çek kullanmayı da adet haline getirmiştir. Geçmiş yönetimin karşılıksız ödemeleri 277 milyon dolara ulaşmıştır. Bu yüzden birçok yabancı ülkelerde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının çekleri artık kabul edilmemektedir. Bazı yabancı temsilciliklerimizdeki görevlilere aylıkları uzun süre ödenememiştir.

Döviz yokluğu ve transfer gecikmeleri dolayısıyla savunma gereksinmelerimizin karşılanması bile kaygı verici ölçüde aksatılmıştır.

Çiftçinin emeğini gereğince değerlendiremeyen eski Hükümet, geçen mevsimin buğday ürününü de depolarda ve toprak altında bırakmıştır. Buğdayı zamanında dışarıya satıp döviz açığımızı bir ölçüde olsun kapatmaya bile gerek görmemiştir. Oysa Hükümetimiz daha göreve gelir gelmez buğday ihracı için gerekli girişimlerde bulunmuştur ve şimdiden olumlu sonuçlar almaya başlamıştır.

Yine geçmiş Hükümet döneminde, kamu harcamalarının finansmanında çok kısa görüşlü, savurgan ve sağlıksız bir tutum izlenmiştir ve açık finansmana ağırlık verilmiştir. Kamu İktisadi Teşebbüsleri, ekonomimizin yükünü büyük ölçüde taşıyabilecek olanaklarına karşın, ekonomimize ağır yük olacak duruma getirilmiştir.

Bugüne kadar nakit durumunun idare edilebilmesi, yatırımların büyük ölçüde gecikmesi ve gerçekleştirilmemesi pahasına olmuştur.

Ekonomik gelişmemizi hızlandırabilmek, yatırımları gerçekleştirmeye bağlıdır. Bu bakımdan, yurt içi tasarruf eksikliği yanında yurt dışı kaynakların da sağlanamaması, sadece kamu kesimi için değil; gelişmemizde katkısı olacak özel sanayi kesimi için de büyük bir sorun olmuştur.

Eski Hükümetin toplumsal çelişkileri ve bunalımı artırıcı tutumu nedeniyle, ülkemizde çalışma barışı da büyük ölçüde bozulmuştur. Çalışma barışının bozulduğu, işçi-işveren ilişkilerinin alabildiğine gerginleştiği bir ortamda, döviz ve enerji dar boğazlarıyla Hükümet tutumundaki kararsızlıklar ve aksaklıklar da eklenince, birçok sanayici de yeni yatırımlar yapma isteksizliği belirgin ölçülere varmıştır.

Vurguncular, karaborsacılar dışında bütün iş çevreleri tedirgindir. Bazı kamu kuruluşlarına eski Hükümet ortağı partilerden bazılarının yerleştirdiği silahlı militanlar dışında bütün işçiler tedirgindir. Hepsi, aralarındaki çıkar çelişkilerini aşarak, Türkiye’yi ekonomik ve toplumsal bunalımdan kurtarabilecek bir Hükümetin özlemini duymakta birleşmektedirler.

Hükümetimiz, izleyeceği tutumla, bu ortak özlemi kısa sürede karşılayabileceğine inanmaktadır.

Emeği en üstün değer sayan Hükümetimiz emeğin hakkını koruyucu bir tutumla ve geçmiş yönetim ortaklarından üçünün işçi hareketini bölerek zayıflatıcı girişimlerine son vermek suretiyle işçilerde güven duygusu uyandıracaktır. Ayrıca, ülkeye getireceği barış ortamıyla Hükümetimiz işçi-işveren ilişkilerini sağlıklı bir düzeye kavuşturacaktır.

Hükümetimiz yurt dışındaki işçilerimize güvence verecek ve üretken alanlarda onların ortak yatırımlarını destekleyecektir.

Bir yandan özendirici taban fiyatlarla ve destekleme alımlarıyla bir yandan da tarımsal girdileri zamanında ve ucuz fiyatlardan sağlamakla tarımsal üretimin ve tarım ürünleri ihracatının artmasını sağlayacaktır.

Hızlandırılmış bir programla, hayvancılığı geliştirerek ve hayvan ihracatını sağlıklı bir düzene kavuşturarak bir yandan başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere yoksul bırakılmış bölgeler ve yöreler halkının gelir düzeyini yükseltirken, bir yandan da ihracat gelirimizi artıracaktır.

Sınırlarımızdaki mayınlanmış alanların, kaçakçılığı önleyici sosyo-ekonomik çözümler getirilerek, mayınlardan arınması ve üretime açılması sağlanacaktır.

Dünyada turizmin gelişmesine Türkiye kadar elverişli ülke azdır. Oysa eski yönetim döneminde Türkiye, hem de Hükümet yetkililerince “Turizmin patlaması”ndan söz edilirken, turizm giderlerimiz gelirlerimizi aşmıştır. Hükümetimiz, yine hızlandırılmış bir programla, turizm alanındaki işletmeciliği ve uluslararası ilişkileri çağın gereklerine uygun biçimde düzenleyerek, bir-iki yıl içinde Türkiye’yi, turizmden yüksek döviz geliri sağlayabilir duruma getirmeye kararlıdır.

Yine Hükümetimiz, Kamu İktisadi Teşebbüslerinde verimli ve demokratik bir işletmecilik kuracaktır. Geçmiş yönetim döneminde aşırı ölçülere varan adam kayırmaya, savurganlığa ve partizanlığa son verecektir. Çalışanların yönetime ve sorumluluğa etkin biçimde katılmalarını, verimlilik artışından pay almalarını gerçekleştirecektir. Hükümetimiz, Kamu İktisadi Teşebbüslerini de kısa sürede, kaynak tüketir durumdan kurtararak kaynak yaratır duruma getirecektir. Sanayi yatırımlarında, özellikle temel ve ağır sanayilerde, Kamu İktisadi Teşebbüslerini, gelişme atılımlarına hız katabilecek bir güce eriştirecektir.

Enerji Türkiye’nin en önemli sorunlarından biridir. Suya ve kömüre dayanan enerji santrallarının yapımındaki olağanüstü gecikmelere son verilecek, bunların kısa sürede birbiri ardından devreye girmeleri sağlanacaktır. Öylece Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı hızla azaltılacaktır. Bu sağlanıncaya kadar, geçici ivedi önlemlerle sanayimizin enerji açığını kapatmak üzere her çaba gösterilecektir. Bugün açıklayabilecek durumdayım ki, şimdiden bu konuda bazı olumlu sonuçlar alınmaya başlamıştır. O arada, elektriğin ve doğal gazın komşu ülkelerden karşılıklı yarar ilişkileri çerçevesinde ve ivedi gereksinimlerimizi karşılayacak düzeyde sağlanması için gerekli girişimler derhal yapılacaktır.

Yeterli enerjinin kendi kaynaklarımızdan sağlanmasını hızlandırmak üzere bir ulusal enerji planı uygulanacaktır.

Bu arada başlamış veya programa alınmış, fakat sürüncemede bırakılmış hidrolik enerji santrallarının biran önce bitirilmeleri için her çaba gösterilecektir.

Yeni projelerin hazırlanması, hızlandırılırken, yerel su kaynaklarının da küçük santrallerle yaygın enerji üretimine katkısı hızlı bir program içinde sağlanacaktır.

Termik santral projelerinin yapımı hızlandırılarak, kömür sorunları derhal çözülecektir.

Bunların yanı sıra nükleer enerji santrallarının hazırlığı ve yapımı hızlandırılacaktır.

Enerjinin, özellikle elektrik enerjisinin dağılımında ve sınaileşme için değerlendirilmesinde bölgeler ve yöreler arası adalet gözetilecektir.

Gelişmeyi köylüden başlatmaya ve sınaileşmeyi köye kadar ulaştırmaya kararlı olan Hükümetimiz, köylerin kısa sürede elektriğe kavuşması için gerekli çalışmaları yaparken, elektriğin tarımda, hayvancılıkta ve köylerde kurulacak sanayilerde değerlendirilmesini Devlet desteğiyle özendirecektir.

Bir yandan enerji üretimi hızlandırılırken, bir yandan da yakma kayıplarını azaltıcı ve enerji tasarrufunu arttırıcı önlemler alınacaktır. Bu önlemler, gelişmeyi ve sınaileşmeyi kısıcı değil, hızlandırıcı yönde olacaktır.

Yeraltı kaynakları bakımından Türkiye’nin geniş olanakları bulunmakla birlikte bu olanaklar şimdiye kadar yeterince değerlendirilmemiştir. Yer yer özel sektör eliyle yapılan değerlendirmeler de çok yetersiz düzeyde kalmaktadır ve kaynak ısrafına yol açmaktadır.

Hükümetimiz yeraltı kaynaklarının bütün yurtta süratle ve ulusal yarara en uygun biçimde değerlendirilmesine büyük önem verecektir. Böylelikle tümüyle Türkiye’nin, özellikle bazı geri kalmış yörelerimizin gelişmesine hız katılmış olacaktır.

Madenlerin öncelikle ulusal sanayimizde değerlendirilmesi ve işlenmiş olarak ihracı için gerekli yatırımlar hızla yapılacaktır. O yoldan döviz gelirimiz artacağı gibi ülkemizde yeni çalışma alanları da çoğalmış olacaktır.

Özellikle taş kömürü, linyit, petrol, demir, fosfat, tuz ve benzeri maddelerin üretiminin artırılması için gereken çabalar gösterilecektir.

Yeraltı kaynaklarının değerlendirilmesinde, Türkiye’nin ulusal teknolojik ve sınai olanakları ve teknik hizmetleri geliştirilecektir. Yeraltı kaynaklarının aranıp saptanmasıyla ve işletilip pazarlanmasıyla ilgili kamu kuruluşlarının verimli işbirliği ve etkin çalışması sağlanacaktır.

Türkiye’nin kıta sahanlığındaki ve genel olarak denizlerdeki ulusal ekonomik haklarının korunması ve gereğince değerlendirilmesi, ekonomik gelişmemizin olduğu kadar ulusal egemenliğimizin de gereğidir.

Bu alanda yıllarca geciktirilmiş ve son Hükümet döneminde de askıya alınmış uluslararası girişimler gerçek bir milliyetçi tutumla hızlandırılacaktır.

Şimdiye kadar çok büyük oranda, ekonomik gelişmemizi hızlandırıcı değil, aracıları kayırıcı alanlara, spekülatif faaliyetlere yönelerek gelmiş olan krediler, bankacılık ve kredi düzeninde derhal yapılacak düzenlemeyle, geniş ölçüde, sanayi, tarım ve hayvancılık gibi alanlardaki üretken yatırımlara yöneltilecektir.

Devletin bankalar ve kredi düzeni yoluyla ekonomiyi toplum yararına yönlendirebilme, demokratik plan disiplini sağlayabilme olanakları artırılacaktır.

Özel bankacılık üzerinde kamu denetimi etkinleştirilirken, devlet bankacılığı da sanayiin gelişmesine hız katacak biçimde güçlendirilecektir. Tasarrufları plan doğrultusunda değerlendirmek ve halk yatırımlarıyla kooperatifçiliği desteklemek üzere yatırım ve ihtisas bankacılığı geliştirilecektir.

Kredi hizmetleri ve koşulları değişik toplum kesimlerinin gereksinmelerine göre farklılaştırılacaktır.

Üretken olmayan alanlara yatırım yapmış olmak veya taşınmaz mal sahipliği kredi kaynaklarından yararlanmada kimseye üstünlük sağlamayacaktır.

Tefeciliği ve gereksiz aracılık aşamalarını ortadan kaldırmayı kolaylaştırıcı bir bankacılık düzeni kurulacaktır.

Plan doğrultusunda ve toplum yararına yatırımlar yapmak isteyenler, özellikle ihracat gelirimizi artırıcı veya işsizliği azaltıcı yatırımlara yönelenler, Devleti, her zamankinden daha çok yanlarında bulacaklardır.

Dış ekonomik ilişkilerimizi sağlıklı biçimde geliştirmek üzere araştırma, pazarlama ve iletişim olanaklarından, devet sektörünün özel sektörün ve halk sektörünün ortaklaşa yararlanabilecekleri bir dış ticaret kurumu kurulacaktır.

İhracatta geleneksel pazarlar geliştirilirken, yeni pazarlar bulunması, özellikle Ortadoğu, Asya ve Afrika ülkeleriyle karşılıklı ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi yoluna gidilecektir.

Dar ve orta gelirlere, o arada bu gelir düzeyindeki ücretlilere düşen vergi yükü oranı azaltılarak daha adaletli bir vergi düzeni kurulacaktır. Ücret gelirlerinde, dar ve orta gelirlerde en az geçim indirimi, gelir dağılımı adaletsizliğini gidermek amacıyla yükseltilecektir ve ücretlilerde en az ücret vergi dışı bırakılacaktır.

Esnaf ve sanatkarların vergi işlemleri sadeleştirilip, vergi defteri tutmada kolaylıklar sağlanacaktır.

Üretimi ve sanayiin sağlıklı yönde gelişmesini, ihmal edilmiş yörelere yatırım yapılmasını özendirici ve gösteriş tüketimini azaltıcı bir vergi yapısı geliştirilecektir.

Verimi düşük ve idari külfeti yüksek bazı dolaylı vergiler kaldırılacaktır.

Vergi kaçağını önlemede etkinlik sağlayıcı yöntemler uygulanacak, bu arada çağdaş teknolojinin olanaklarından da yararlanılacaktır.

Herkesin dürüstçe vergi ödemesi için en etkin çözümler getirilecektir.

Halkın mutlu ve sağlıklı bir yaşam için gerekli tüketim olanakları yaygınlaştırılıp artırılırken, toplumda gösterişçi tüketimi kamçılayıcı etkenler zayıflatılacak ve üretim, bütün toplumun yapıcı heyecanı ve katkısıyla artırılacaktır.

Çalışan halk topluluklarının, izleyeceğimiz sosyal politikayla artacak olan gelirlerini ortak yatırımlarda değerlendirmeleri, bu amaçla özendirilip desteklenecektir.

Öylelikle, bir yandan gelişmemiz hızlandırılırken, bir yandan da halkın gönüllü ve kurumsal tasarruflarının ortak yatırımlar yoluyla getireceği gelirin yine halka dönmesi sağlanmış ve halkın ekonomideki ve toplumdaki etkinliği artırılarak demokrasimiz güçlendirilmiş olacaktır.

Halk sektörü yatırımlarının planlanmasında yer seçiminde, proje hazırlanmasında, pazar araştırmacılığında, işletmecilik sorunlarının çözülmesinde gerekli devlet yardımı ve yatırım bankası hizmetleri sağlanacaktır.

Kooperatifçilik hareketinin güçlenmesi, yaygınlaşması ve demokratik ve etkin bir denetim altında çalışması, devlet yardımıyla ve kredi kolaylıklarıyla desteklenecektir. Bazı büyük kooperatif birliklerinin yönetimindeki devlet egemenliğine kesinlikle son verilerek, demokratik kooperatifçiliğin bir gereği yerine getirilecektir.

Gerek halk sektörü yatırımları, gerek kamu iktisadi kuruluşlarında, çalışanların bir yandan yönetime katılması, kar ve verim artışından yeterli pay alması gelir sorununa çözüm getirirken, öte yandan verimi artıracaktır.

Tarım ve sanayi ürünlerinin pazarlanmasında gereksiz aracı aşamalarını azaltıcı bir düzenlemeyle karaborsa ve aşırı fiyat artışları önlenirken, bir yandan da üretimde maliyetlerin düşmesi, kazançların yükselmesi sağlanacak, yatırıma yönelebilir kaynaklar o yönden de artırılmış olacaktır.

Temel maddelerin sağlanmasındaki aksamalar, darlıklar ve fiyat yükselişleri, mal arzı artırılarak önlenecektir.

Temel mallara olan piyasa isteminin sürekli ve düzenli biçimde sağlanması için üretim, dağıtım ve stoklama alanlarında etkin önlemler alınacaktır. İthalat politikamız bunu sağlayacak biçimde düzenlenecek ve denetlenecektir. Demir, çimento gibi fiyat uygulamasını giderici önlemler derhal uygulamaya konulacaktır.

Dış ekonomik ilişkilerimizde, ancak kendi içinde uyumlu bir hükümetin sağlayabileceği olanaklarla, yönetsel tıkanıklıklar ve kopukluklar giderilirken aynı zamanda yeni ve büyük atılımlara girişilecektir.

Aramızda yakın dostluk ilişkileri bulunan ve geniş sermaye olanaklarına sahip olan Ortadoğu ve Akdeniz ülkeleriyle, Balkan ülkelerinin de katılabileceği verimli bir ekonomik işbirliği kurulacaktır. Bu bölgesel ekonomik işbirliğinin sağlayacağı güce dayanarak, teknoloji bakımından ileri ülkelerle de bağımsızlığımıza ve karar özgürlüğümüze gölge düşürmeyecek koşullarla işbirliği olanakları aranacaktır.

Bölge ülkeleriyle ve teknolojide ileri ülkelerle Türkiye arasında oluşturmaya çalışacağımız güçlü bir ekonomik işbirliği, Türkiye’nin ihmal edilmiş yöreleri arasında yer alan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun da gelişmesine büyük hız katacaktır. Bu yörelerimizi yalnız Türkiye’nin değil, bütün Ortadoğu’nun gelişme ve sanayileşme merkezlerinden biri durumuna getirmek amacıyla Hükümetimiz her çabayı gösterecektir.

Hükümetimiz, bütün ihmal edilmiş yörelerimizin ve o arada Doğu ve Güney Doğu’nun gelişmesine öncelik vermeye kararlıdır.

Doğu ve Güney Doğu Anadolu’nun madencilik, hayvancılık, tarım ve tarımsal sanayi alanlarındaki olanaklarıyla birlikte komşu ülkelerce sağlanan pazar olanakları da azami ölçüde değerlendirilerek, hem ülkemizdeki bölgelerarası dengesizlik giderilmiş hem de tümüyle Türkiye’nin gelişmesine büyük hız katılmış olacaktır.

Bu arada, çok amaçlı Aşağı Fırat Projesi geliştirilerek hızlandırılacaktır. Bu proje çerçevesinde kurulacak barajlardan tünel ve kanal şebekelerinden yararlanılarak yapılacak sulama sonucu, Güneydoğuda geniş ve bereketli tarım alanları oluşturulacağı gibi, ülkenin enerji üretimine büyük katkısı bulunan bu bölgemiz kısa sürede canlı bir sanayi bölgesi durumuna da gelecektir ve Türkiye’nin gelişme düzeyini yükseltici ve ekonomik coğrafyasını değiştirici bir gücü erişecektir.

Ekonomik coğrafyanın değişmesinde ve değerlendirilmesinde ulaşım şebekesi ve olanakları önemli bir etkendir. Hele Türkiye’nin dünyadaki başlıca geçiş yollarından biri durumuna geldiği gözönünde tutulursa ulaşımın önemi büsbütün artar.

Türkiye’nin karayolları, deniz yolları, demir yolları ve hava ulaşımı ise çağımızın gereklerini, Türkiye’nin bugünkü gereksinmelerini, hele yakın gelecekteki gelişme potansiyelini değerlendirecek durumundan çok uzaktır.

Hükümetimiz, yaygın dengeli ve hızlı gelişmeyi destekleyici ve Türkiye’nin bütün dünya ile, komşularıyla, o arada özellikle Ortadoğu ve Akdeniz ülkeleriyle ekonomik ve kültürel ilişkilerini genişletip kolaylaştırıcı ve döviz gelirimizi artırıcı bir ulaştırma politikası izleyecektir.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ekonominin canlanamayışının başlıca nedenlerinden biri de bu bölgedeki yerleşme merkezlerinin batıyla düzenli ulaşım olanakları bir ölçüde sağlanmış olmasına karşın bölge içi ulaşım olanaklarının çok yetersiz kalmış olmasıdır. Bu yetersizliği gidermek üzere, Doğu Karadeniz’le güney sınırlarımız arasında dikey ulaşım bağlantıları süratle gerçekleştirilmeye başlayacaktır. Böylece bu bölgede kurulacak sanayilerin daha geniş bir iç pazara dayanarak gelişebilmeleri ve iç pazardan alacakları hızla dışarıya da açılabilmeleri desteklenmiş olacaktır.

Uluslararası önem taşıyan karayollarımız ve bunların İstanbul ve Çanakkale Boğazlarındaki bağlantıları hızlı güvenli ve rahat geçişe uygun duruma getirilecektir.

Karayolu yapımında ülkenin kolay ulaşılamayan yörelerine öncelik verilecektir. Sert iklimli bölgelerimizde etkin kar mücadelesi yapılarak bütün ilçe ve bucaklarımıza yıl boyu sürekli ulaşım sağlanacaktır. Köy ve orman yollarının yapımı ve anayollara bağlanması da hızlandırılacaktır. Karayollarında ve kent içinde trafik güvenliğinin sağlanması için karayolu taşımacılığı hizmetlerini tesis, yönetim, işletme ve trafik denetimi açılarından düzenli duruma getirici etkin önlemler alınacaktır.

Çağın gereklerine, değişen toplumsal ekonomik yapıya, sınayileşme hedeflerine uygun olarak bugünkü demiryolu ağımızın standartları yükseltilecektir ve yeni hatlar yapılacaktır. Özellikle orta ve uzun mesafeli yük taşımada temel ağırlığı demiryollarımızın üstlenmesi sağlanacaktır. Demiryolu taşıtları sanayimize ihracata yönelik olarak geliştirilecektir.

Üç yanı denizlerle çevrili ülkemizin bugüne dek ihmal edilmiş olan deniz ulaştırmacılığı üzerinde önemle durulacaktır. Denizcilik İşletmeleri bir yönetim altında toplanacaktır. Yeni tersanelerimizin tamamlanması hızlandırılacaktır. Türkiye kısa sürede kendi ticaret filosunu ve donanmasını yeterli düzeye ulaştıracak ve dünyaya gemi ihraç edebilecek güçte gemi yapım olanaklarına kavuşturulacaktır. Böylece geleneksel denizciliğimiz çağın koşullarına uygun olarak yeniden canlandırılacağı gibi, büyük ölçüde emek-yoğun bir sanayi dalı olan gemi yapımcılığı yoluyla yeni iş alanları yaratılmış olacaktır.

Ekonomik bakımdan Türkiye’nin her bölgesinin bütün dünyaya açılışını kolaylaştırıcı bir limanlar ağı kurulacaktır.

Ulaşıma elverişli göllerimizde ve nehirlerimizde yer yer yeni su bağlantıları da kurularak, ulaşım olanakları ve limanlar geliştirilecektir. Bu arada Van ve Keban Göllerinde ulaştırma hizmetlerinin gelişmesine öncelik verilecektir.

Böylece yurt içi ulaşımda hız ve tasarruf sağlanmış olacaktır.

Hava ulaştırmacılığı çağdaş pazarlama yöntemlerine göre ülkemizin geniş turizm olanaklarını da değerlendirecek biçimde yeniden düzenlenerek geliştirilecektir.

Çok sayıda yabancı turist çekebilecek yörelerin uluslararası hava ulaşımı bakımından dünyaya daha çok açılması sağlanacaktır.

Başlıca hava limanlarımız ve alanlarımız uluslararası teknik standartlara ve güvenlik koşullarına uygun duruma getirilirken, Türkiye’nin erişilmesi güç yönlerinde o arada bazı Doğu ve Güney Doğu illerinde yaz kış trafiğe açık hava alanları kurularak, büyük hava limanları ve alanlarıyla buralar arasında hava bağlantısı kurulacaktır. Hava ulaştırmasını yaygınlaştırmak üzere Türk Hava Yolları küçük uçaklarla da donatılacaktır.

Ayrıca ulusal ekonomimizin gereklerine uygun ve teknolojik gelişmeleri izleyebilecek düzeyde bir uçak sanayii süratle kurulacaktır.

Tasarruf ve güvenlik sağlamak amacıyla petrol ürünlerinin, doğal gazların ve yeraltı kaynaklarımızdan elde edilen başka bazı ürünlerin boru hatlarıyla taşınmasına önem verilecektir.

Yurt içi ve yurt dışı telefon, teleks ve benzeri iletişim olanakları ve köylerin kentlerle iletişimi, çağın, gelişmenin ve uluslararası ekonomik ilişkilerin gereklerine uygun düzeye getirilecektir. Ulusal telekominikasyon sanayii Ortadoğu’nun da gereksinmelerini karşılayabilecek düzeyde geliştirilecektir.

Yurt içi telsiz iletişiminde çağın gereği olan serbestlik sağlanması amacımızdır.

Önceki Hükümet, hiçbir önemli konuda kendi içinde anlaşıp politika oluşturamadığı için, IV nci Beş Yıllık Kalkınma Planını hazırlayamamıştır.

Hükümetimiz, IV nci Beş Yıllık Kalkınma Planının hazırlığını kısa sürede tamamlamağa çalışacaktır.

Bu plan bir yandan Türkiye’yi ileri bir sanayi ülkesi durumuna getirebilmek için gerekli atılımları öngörürken, bir yandan da geçmiş yıllarda özellikle son Hükümet döneminde yaratılmış ağır sorunlara çözümler getirecektir.

O arada, ekonomimizin yükünü taşıyamaz duruma gelen altyapılar geliştirilecek ve döviz açığımızı süratle kapatıcı yatırımlara öncelik verilecektir.

Yıllardır temeli atılmış ve yüzüstü bırakılmış yatırımlar da bir plan çerçevesinde sonuçlandırılacaktır.

Geçmişin yığdığı ivedi sorunları çözmeğe ve aşmağa uğraşırken, Hükümetimiz, ileriye dönük hızlı ve sağlıklı bir sınaileşme hareketinin gereklerini de yerine getirecektir.

Ulusal sanayimizi dışa bağımlılıktan ve yüzeysellikten kurtararak, ağır sanayilere, yatırım malları ve ara mallar sanayiine, üretimi destekleyip artırıcı sanayilere ve Türkiye’nin kaynaklarını değerlendirici, yeni sanayiler kurulmasını kolaylaştırıp hızlandırıcı, işsizliği azaltıcı doğurgan sanayilere öncelik verilecektir.

Makine, motor, metalurji, elektronik sanayii dallarında, ayrıca tarımla ve hayvancılıkla ilgili sanayi dallarında, demir-çelik ve çimento sanayilerinde ve ulaştırma sanayilerinde, Hükümet, Türkiye’nin kısa sürede yeterli duruma gelmesi ve ihracat olanaklarına kavuşması amacına yönelecektir.

Sanayi toplumuna geçiş, ülkenin tümünde birden dengeli olarak hızlandırılacaktır.

Ortadoğu ülkeleriyle işbirliği yapılarak ve özellikle bu ülkelerin pazarlarına dönük olarak kurulacak sanayilerin yer seçiminde Doğu ve Güneydoğu’ya öncelik tanınacaktır.

Bilim ve araştırmacılık, özgürlük ortamında devlet öncülüğüyle ve gerek üniversitelerin gerek özel sektör sanayilerinin katkılarıyla geliştirilerek, Türkiye’nin olanaklarına ve koşullarına uygun teknolojiler oluşturmaya veya dışardan alınacak teknolojileri o yönde geliştirmeye çalışılacaktır.

Hükümetimiz, Türkiye’nin koşullarında, hızlı sınaileşmeyle tarımsal gelişmenin çelişmediği, tam tersine birbirine destek olabileceği kanısındadır. O nedenle, sınaileşmemizde tarımsal gelişmemiz, planda, birbirleriyle uyumlu biçimde yer alacaktır.

Sanayide iş bölümü ekonomik gereklere ve sosyal adalete uygun olarak düzenlenecektir.

Tekelcilik eğilimleri önlenirken, küçük sanayilerin ekonomik gereklere uygun olarak gelişme ve büyüme olanakları artırılacaktır.

Sanayi kuruluşlarının tam kullanımla ve yüksek verimle çalışması devletçe gözetilecek ve özendirilecektir. Sınaileşme hızını kesmemek koşuluyla, sanayi kuruluşlarının teknolojisinde ve yer seçiminde çevre ve insan sağlığının, can güvenliğinin, verimli tarım olanaklarının, doğal kaynakların ve güzelliklerin korunup geliştirilmesine ve turizm açısından gerekli koşullara uyulmasına özen gösterilecektir.

Halk sektörünün ve özel sektörün sanayi alanında plan kurallarına ve amaçlarına uygun yatırımlar yapması desteklenirken gelişmeyi ve sınaileşmeyi toplum yararına hızlandırıp yönlendirebilmek için ve tekelleşmeyi önlemek için gereken sanayi dallarında devletin etkinliği sağlanacaktır.

Türk sanayiinin güçlü biçimde, dünya pazarlarına açılabilmesi için, ekonomiye yük olucu ve verimli işletmeciliğe geçişi önleyici yapay desteklemeler yerine, yapısal ve teknolojik değişiklikler sağlayıcı özendirmelere gidilecektir.

Bağımsızlığımızı zedelemeyecek koşullarla teknolojik gereklerle ya da ihracatı artırmak için yabancı sermayeden yararlanırken, görünürde ithalatı ikame etmekle birlikte gerçekte ithal gereklerini artıran girişimler ve uygulamalar önlenecektir.

Sanayiin ve ihracatın gelişmesini engelleyen bürokratik güçlükler giderilecektir.

Örgün eğitim ve işbaşında eğitim yoluyla, hızlı sınaileşme için yeterli düzeyde ve sayıda teknik eleman yetiştirilmesine büyük önem verilecektir.

Kamu kesiminde teknik personelin manevi ve maddi huzur içinde çalışabilme olanakları sağlanacaktır. Yeterli olanaklarla bir devlet proje ofisi kurularak, proje hazırlığındaki aksamalar önlenecektir.

Sanayi ve mühendislik kuruluşlarımızın çalışmalarını yozlaştıran yasal ve kurumsal engeller kaldırılacaktır, bu kuruluşların başka ülkelerde de iş yapmaları ve uluslararası ilişkilerimize hem de döviz gelirimize o yoldan katkıda bulunmaları özendirilecektir.

Sayın Üyeler,

Türkiye gibi, nüfusunun çoğunluğu köyde yaşayan bir ülkede gelişmenin köylüden başlaması, gelişmeyi hızlandırmanın da, sosyal adaletin de demokrasinin de gereğidir.

Bu inançla Hükümetimiz gelişmeyi köylüden başlatacak ve sınaileşmeyi köye kadar ulaştırılacaktır.

Öylelikle, tarımsal gelişmeyle hızlı ve yaygın sınaileşmeyi bir arada sağlama ilkesini gerçekleştirmiş olacaktır.

Gelişmeyi köylüden başlatabilmenin temel koşulu, köylünün örgütlenerek güçlenebilmesidir.

Bu amaçla, tarım kesiminde üretim ve pazarlama için, bol ve ucuz araçlar- gereçler ve tüketim malları sağlamak için, tarımsal ve sınai yatırımlar yapabilmek için, yaygın, güçlü ve demokratik bir kooperatifçilik hareketi desteklenecektir.

Kooperatiflerle üst kuruluşlarının ve genel olarak çiftçilerin, taşınmaz mal karşılığı aranmaksızın, arazi büyüklüklerine bakılmaksızın, üretim değeri veya proje karşılığında yeterli işletme ve yatırım kredileri alabilmeleri sağlanacaktır.

Kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının plan doğrultusundaki verimli ekonomik işletmecilik kurallarına uygun olarak yapacakları tarımsal ve sınai yatırımlar Devlet katkısıyla desteklenecektir.

Kooperatifçilik hareketiyle bağlantılı olarak köylüler için toplumsal sigortalar ve tarım sigortası da kurulacaktır. Öylelikle köylünün yaşamı boyunca sağlığı, bakımı, geçimi güvence altına alınacaktır. Yaşlandığında veya çalışma gücünü yitirdiğinde yeterli aylık geliri olacaktır. Kötü ürün yıllarında veya doğal yıkımlar, tabii afetler yüzünden geçim sıkıntısı çekmesi önlenecektir.

Toplumsal sigortada ve tarım sigortasında biriken kaynaklarla köylülerin daha ileri tarım teknolojisine geçebilmeleri daha büyük ve verimli tarım işletmeleri kurulabilmeleri veya halk kesimi yoluyla sanayi yatırımları yapmaları desteklenecektir.

Birbirine yakın ve aralarında ulaşım kolaylığı ve ekonomik ve yönetsel işbirliği olanağı bulunan köyler arasında ve köylülerin benimseyeceği uygun yerlerde kamu hizmetlerinin, gelişme ve üretim için gerekli altyapılarını ve örgütlenmelerin yoğunlaşacağı köykentler kurulacaktır.

Köykentler yeni yerleşim merkezleri olmaktan çok, bütün çevre köylerin yararlanabileceği etkin gelişme ve hizmet merkezleri olarak öngörülmektedir.

Her köy, şimdiye kadar yararlandığı olanaklardan fazlasıyla yararlanacaktır. Her köyün okulu, sağlık ocağı, camii bulunacak, yoksa kısa sürede yapılması sağlanacaktır. Köykentler her köye bu gibi tesislerin sağlanmasını kolaylaştırıp çabuklaştıracağı gibi, köylere tek tek götürülebilecek olanların ötesinde birçok olanaklara, hizmetlere ve kuruluşlara ve büyük yatırım olanaklarına da köylüleri biran önce kavuşturacaktır.

Köykentlerle, Türk köylüsü göç zorunda kalmaksızın kentlileşebilecek çevresinden toprağından kopmaksızın sınaileşebilecek, uygarlığın ve kent kültürünün insan yaşamını maddi ve manevi yönde zenginleştirici tüm olanaklarından yararlanabilecektir. Tarıma olduğu kadar sanayie de dayalı ve doğayla dengeli yeni ve sağlıklı bir uygarlık yaratabilecektir.

Adaletli bir toprak dağılımına ve toprağın en verimli biçimde kullanımına olanak verecek bir yeni toprak reformu yasası en kısa sürede Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulacaktır.

Bu yasa kabul edilirse, yurdun her köşesinde, özellikle toprak dağılımı bakımından adaletsizlik bulunan yörelerde, toprak reformu gerçekleştirilerek, geçimi toprağa bağlı herkesin kendi toprağını işler duruma gelmesi ve ileri teknolojiye dayalı verimli çiftçilik yapabilmesi sağlanacaktır.

Büyük topraklar Anayasa kuralına ve demokratik hukuk devleti ilkelerine uygun olarak kamulaştırılıp dağıtılırken, hazine topraklarının da yetersiz veya az topraklı çifçilere dağıtılması sağlanacaktır.

Toprak reformu ile birlikte tarımda verimi artırıcı sulama tesisleri, altyapılar, kamu hizmetleri ve teknolojik olanaklar, devletçe veya devlet katkısıyla yeterli düzeyde sağlanacaktır. Yaygın, güçlü ve demokratik bir kooperatifçilik hareketi, reformlar birlikte geliştirilecektir.

Fazla toprakları veya kendi işlemedikleri toprakları kamulaştırılan kimselerin, ödenecek kamulaştırma bedellerini üretken yatırımlarda değerlendirmeleri, öylelikle hem kendi gelirlerini güvence altına almaları hem de ülkenin gelişmesine katkıda bulunmaları sağlanacaktır.

Şimdiye kadar birkaç ilde toprak reformunun tamamlanmış veya başlamış olması gerekirken, geçmiş Hükümet, Urfa’daki ilk uygulamayı bile engellemiştir. Hükümetimiz, ilk iş olarak, Urfa’da kamulaştırılan toprakların süratle topraksız veya az topraklı köylülere dağıtımını sonuçlandıracaktır.

Hükümetimiz çiftçilerin gelirini artırıcı ve gelir dalgalanmalarını önleyici, üretimi yönlendirici bir destekleme politikası uygulanacaktır. Hangi alanda üretime ağırlık verilirse daha çok gelir sağlanacağı ve Devlet desteğinden yararlanılacağı üreticilere önceden duyurulacaktır. Bir yandan üreticinin gelirini koruyucu, öte yandan yurt içi ve yurt dışı sürümü artan ürünlerin üretimin özendirici bir destekleme politikası uygulanacaktır. Bu politikaların, gelir dağılımını küçük ve orta çiftçi lehine değiştirecek biçimde uygulanması sağlanacaktır.

Dünyadaki ve Türkiye’deki hızlı nüfus artışı tarımsal verimin artırılmasını zorunlu kılmaktadır. Tarımsal verimi artırmak için küçük ve orta çiftçiye yönelik kredi olanakları büyük ölçüde artırılacaktır ve sulamaya, kırsal elektriklendirmeye, köy yollarına büyük önem verilecektir. Yeni sulama projeleriyle ve bütün yurda yaygın çok sayıda göletlerle ve derin kuyularla yeraltı ve yerüstü su kaynakları değerlendirilerek her yıl sulanan toprak miktarında büyük artışlar sağlanacaktır. Kurulu sulanma şebekelerinin ihmal edilmiş bakımı yeni bir düzenleme ile sürekli olarak iyi bir durumda tutulacaktır.

Tarımda üretimi artırmak için gerekli tarımsal donanımdan ve girdilerden çiftçilerin yeterli düzeyde yararlanmaları sağlanacaktır. Tarımsal araç ve gereçlerin yerli üretimi için gerekli sanayi yatırımları hızlandırılacaktır. Çiftçilerin araçlarını ve gereçlerini aracısız olarak ya da ödeme güçleri yoksa, uygun krediyle almaları sağlanacaktır. Gübre ve ilaç, zamanında, yeterli miktarda ve ucuz fiyatla aracısız olarak çiftçilere sağlanacaktır. Tarım ve hayvancılık uzmanlarının ve teknisyenlerinin bilgilerini üreticiye sürekli olarak aktarmaları güvence altına alınacaktır.

Devlet üretme çiftlikleri araştırma merkezleri ve Devlet haraları, daha verimli çiftçilik ve hayvancılık yöntemlerini ve yeni teknolojileri çevrelerine yayacaklardır, köylüyle işbirliği halinde çalışacaklardır.

Bütün yurtta, modern hayvancılık ve yan tesisleri hızla geliştirilecek, hayvan başına üretimin çağdaş ölçülere uygun düzeye yükselmesi için her çaba gösterilecektir. Hayvansal besin tüketiminin yaygınlaşıp artması özendirilecektir.

Büyük üretim ve ihracat merkezlerine yakın yörelerde mera hayvancılığının besi hayvancılığı ile tamamlanması için yetiştiricilere kredi desteği sağlanacaktır. Hayvansal ürünleri işlemek için üreticilerin kuracakları kooperatifler desteklenecektir. Yem sanayii bütün yurda yaygın olarak geliştirilecektir.

Sularımız balık ve başka ürün zenginliklerinin yenilenme dengesini korumak ve bu ürünleri en verimli biçimde değerlendirmek için Devlet gerekli düzenlemeleri, araştırma ve aydınlatma görevini yapacaktır. Balıkçıların açık deniz balıkçılığına geçmeleri özendirilecektir. Donanım ve pazarlama kooperatifleri kredi, bilgi ve eğitim desteğine kavuşturulacaktır. İç sularda kültür balıkçılığının geliştirilmesi desteklenecektir.

Hükümetimiz, ormanlarda, köylüyü yüksek gelir düzeyine ve geniş güvenceye kavuştururken, ormanların korunmasını ve gelişmesini de demokratik yöntemlerle kolaylaştırıcı bir düzen kuracaktır.

Kendi yörelerindeki orman alanlarının geliri, orman köylülerinin kooperatiflerine bırakılacaktır. O alanlardaki orman işletmeciliğinde orman köylülerinin Devlet desteğiyle kuracakları kooperatiflere geniş yetki tanınacaktır. Orman işletmeciliğinde Devletin işlevi, daha çok, kooperatiflerin işletmeciliği başarılı ve etkin biçimde yapabilmelerine yardım etmek olacaktır.

Bu arada Devlet, verimli orman işletmeciliği için gerekli kamu hizmetlerini ve başta orman yolları olmak üzere yeterli altyapıları sağlayacaktır.

Bunun için Devlet, orman köylülerinin kooperatifleriyle uzun dönemli sözleşmeler yaparak, köylü ailelerinin sürekli iş ve gelir olanaklarına kavuşmalarını ve kendileri için de çocukları için de geleceğe güvenle bakabilmelerini sağlayacaktır.

Geliri kendisine bırakılan alanlarını, köylü, Devlet yardımı ile koruyacaktır. Ormanların korunup gözetilmesinde, geliştirilmesinde ve yeni ağaçlandırma çalışmalarında, orman köylülerinin kooperatifleriyle Devlet yakın işbirliği ve dayanışma içinde olacaktır.

Orman ürünlerinin yurtta ve yurt dışında orman köylüleri kooperatiflerince pazarlanması sağlanacaktır.

Orman niteliğini yitirmiş alanların yasa uyarınca orman rejimi dışına çıkarılarak çiftçilik için köylülerin yararına sunulması hızlandırılacaktır.

Tarım kesimine katılacak bu toprakların adaletli olarak ve en kısa sürede dağıtımı için görevli komisyonların sayısı artırılacaktır.

Orman kapsamı dışına çıkarılamayan topraklarda yaşayan köylülerden, geçimi tarıma bağlı olanlara uygun yörelerde tarıma elverişli toprak sağlanacaktır.

Bir yandan yeni ormanlar yetiştirilirken bir yandan da tarla, bağcılık, zeytincilik ve her türlü yemişçilik gibi tarım işletmeciliklerinde veya hayvancılıkta kullanılmaya daha elverişli orman yörelerinden köylülerin veya kooperatiflerinin bu amaçla yararlanabilmeleri sağlanacaktır.

Dağ köyleri halkının gelir olanaklarını artırmak için, yerel koşullara uygun özel programlar uygulanacaktır.

Sayın Üyeler;

Emeği en üstün değer sayan Hükümetimiz, çalışanların haklarını korumayı, genişletip yaygınlaştırmayı ve toplumsal güvenlikten tüm yurttaşları yararlandırmayı bir insanlık ödevi olarak görmektedir.

Bu amaçla:

Anayasal ve demokratik işçi haklarının kullanılmasını ve işçi örgütlerinin etkinliğini sınırlayan yasa kuralları değiştirilecektir.

Toplu sözleşme yetkisi bakımından anlaşmazlık çıkan durumlarda, işçilerin yetkili sendikayı oylarıyla belirleyebilme hakkı tanınacaktır.

Tarım iş yasası çıkarılacaktır.

Tarım kesimindeki, genellikle mevsimlik veya geçici işlerdeki, o arada yapı iş kolundaki işçilerin, ayrıca kapıcıların ve ev hizmeti görenlerin, örgütlenebilmeleri ve haklarını yeterli düzeyde koruyabilmeleri, toplumsal güvenlikten etkin biçimde yararlanabilmeleri kolaylaştırılackatır.

Bir yandan işsizliği azaltıcı bir ekonomi politikası izlenirken, bir yandan da işçiler için işsizlik sigortası kurulacaktır.

İşçilerin kıdem tazminatı haklarından yoksun bırakılmaları önlenecektir.

Lokavtın kaldırılması veya bu kabul edilmezse, kötüye kullanılmasına karşı etkin, önlemler alınması Türkiye Büyük Millet Meclisine önerilecektir.

Çocukların, gelişmelerini engelleyici yaşta ve biçimde çalıştırılmalarına karşı etkin önlemler getirilecektir.

Çalışan kadınların hak ve ücret eşitliğinden eksiksiz yararlanabilmeleri, çalışma yaşamı gerekleriyle analık sorumluluğunu daha kolay bağdaştırabilmeleri sağlanacaktır. Doğum öncesi ve sonrası izin süreleri bakımından çalışan kadınlar arasındaki eşitsizlik giderilecektir.

Toplumsal güvenlik kurumlarının sağladığı haklar ve olanaklar arasındaki eşitsizlik ve dengesizlikler de giderilecektir.

Kooperatifçilik hareketiyle bağlantılı olarak bütün köylüler toplumsal sigortalara ve tarım sigortasına kavuşturulurken, sigorta kapsamı dışında kalıp da yeterli özel gelirden yoksun bulunan bütün yaşlılarla çalışamayacak durumdaki engelli kişilere Devletçe yeterli düzeyde aylık sağlanacaktır.

Engelli kişilerin meslek ve sanat eğitimi ve iş bulma olanakları genişletilecektir.

İşçilerin emekli, dul ve yetim aylıkları, kamu görevlileri için olduğu gibi, ücretlerdeki genel

yükselişlerle orantılı olarak kendiliğinden artırılacaktır.

Eski ve yeni emeklilik hakları arasındaki tüm eşitsizlikler giderilecektir.

Belli durumlarda esnaf ve sanatkarlar için de işsizlik sigortası kurulacaktır.

İş sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine etkinlik kazandırılacaktır.

Toplumsal güvenlik kurumlarının yönetiminde demokrasi kuralları en ileri ölçüde uygulanacaktır.

Hükümetimiz, bütün özgürlükçü demokratik ülkelerde olduğu gibi, kamu görevlilerinin de, durumlarının bazı özellikleri gözönünde tutularak, sendikacılık ve toplu sözleşme haklarına kavuşturulmalarını gerekli görmektedir.

Kamu yönetiminde bu konuda yeni düzenlemeler yaparken, gerekli önerilerimizi de Yüce Meclislerin takdirine sunacağız.

Yurt dışındaki işçilerimizin haklarını korumak ve genişletmek, yabancı ülkelerdeki yaşam koşullarına uyabilmelerini ve eğitim olanaklarından yararlanabilmelerini kolaylaştırmak, ulusal kültürümüzle bağlantılarını sürdürüp geliştirmek, Türkiye’yi tanıtmalarına yardımcı olmak ve Türkiye’nin uluslararası ilişkilerine katkılarını geliştirebilmek için etkin ve demokratik bir örgütlenme sağlanacaktır.

Demokratik işçi haklarının yeterince tanınmadığı ülkelerdeki Türk işçilerinin durumuna Hükümetimiz özel ilgi gösterecektir.

Dışarda ve Türkiye’de edindikleri emeklilik ve başka toplumsal güvenlik haklarının birleştirilmesinde, dışarda edindikleri hakların Türkiye’ye aktarılmasında karşılaştıkları güçlükleri ve aksaklıkları gidermek; iş güvenliklerini ve serbest dolaşım haklarını sağlamak üzere gereken girişimlerde bulunulacaktır.

Yurt dışındaki işçilerimizin, yurda döndüklerinde, bilgi ve tecrübelerine uygun iş bulmaları, işyeri açmaları, yurda dönmeden veya döndükten sonra ortak yatırımlarla gelirlerini güvence altına almaları ve yurt kalkınmasına katkıda bulunmaları kolaylaştırılacaktır.

İşçilerimizin gümrüklerde karşılaştıkları güçlükler giderilecektir.

Yurt dışındaki işçilerimize ve öteki yurttaşlarımıza oy hakkı tanınacaktır.

Sayın Üyeler,

Hükümetimiz, esnaf ve sanatkarlara iş ve gelir güvenliği sağlamayı ve ekonomideki veya teknolojideki değişmelere uyabilmelerini kolaylaştırmayı, sosyal ve ekonomik açıdan gerekli görmektedir.

Bu amaçla, Hükümetimiz, esnaf ve sanatkarların kooperatifleşmelerini ve örgütlenmelerini kolaylaştıracaktır.

Esnaf ve sanatkarların kredi olanakları büyük ölçüde genişletilecektir.

Çıraklık, çağımızın ve değişen teknolojinin gereklerine uygun biçimde yasayla düzenlenecektir. Esnaf ve sanatkarın belli koşullara uygun olarak sağladığı çıraklık eğitimiyle örgün meslek eğitimi arasında bağlantı kurulacaktır.

Sayın Üyeler,

Halkın sağlık bakımının bir kamu hizmeti olarak ücretsiz karşılanması, Devletin başta gelen insanlık ödevidir.

Bu anlayışla, Hükümetimiz, bir yandan toplumsal sigortaları hızla yaygınlaştırırken, bir yandan da halkın sağlık kuruluşlarından yararlanmasında karşılaştığı güçlükleri giderici ve sağlık hizmetlerini yurttaşların evine kadar götürücü çözüm ve düzenlemeler sağlayacaktır.

Tüm zamanını kamu görevine ayıran hekim sayısı özendirici çözümlerle çoğaltılacaktır ve sağlık kuruluşlarından yararlanmak için halk özel muayenehanelere başvurma zorunluğundan kurtarılacaktır.

Çevreye yönelik koruyucu hekimlik hizmeti, Devletin, yerel yönetimin ve toplumsal güvenlik ve hizmet kurumlarının işbirliğiyle, toplumun tümünü kapsayan ve sürekli işleyen

etkin bir düzene bağlanacaktır. Kişiye yönelik koruyucu hekimlik hizmetleri sağlık bakım hizmetleriyle bir arada yürütülecektir.

Sağlık kuruluşlarımızın ve hekimlerin yurda dengeli dağılımı, ihmal edilmiş yörelerin sağlık gereksinmesinin öncelikle karşılanması ve sağlık kuruluşları arasında etkin bir işbirliğiyle, yatak ve bakım olanaklarının tam değerlendirilmesi sağlanacaktır.

Her düzeyde sağlık personeli yetiştirilmesi hızlandırılacaktır.

Büyük kentler dışında, o arada Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da açılan ve açılacak olan tıp fakültelerinin eğitim olanakları hızla geliştirilecektir.

Besin maddelerinin devletçe ve yerel yönetime etkin biçimde denetimi sağlanacaktır. Sağlıklı beslenme koşulları konusunda yaygın eğitim programları düzenlenecektir.

Kamu kuruluşları ve özellikle toplumsal sigorta kuruluşları eliyle ilaç hammaddesi ve ilaç sanayii geliştirilecektir. İlaç fiyatları halkın satın alma gücüne uygun düzeyde tutulacaktır.

Engelli kişilerin eğitimine, toplumsal ve ekonomik sorunlarının çözümüne ve iş bulmalarına Devletçe büyük özen gösterilecektir.

Sayın Üyeler,

Hükümetimiz gelişmeyi hızlandırırken, doğadaki dengeyi ve insan sağlığını korumaya, doğayla insan ve toplum yaşamını uyumlaştırmaya özen gösterecektir.

Yerleşme ve kentleşme politikasını bu anlayışla düzenleyecektir.

Bazı büyük kentlerde insan sağlığını tehdit edici ölçülere varan çevre kirlenmesi sorununa öncelikle çözüm arayacaktır.

Kentleşmeyi kırsal alanlara kadar yaygınlaştırarak ve sınaileşmeyi köye kadar ulaştırarak dengeli bir yerleşme düzeni sağlayacaktır.

Arsayı spekülatif kazanç aracı olmaktan çıkarmak üzere, arsa arzını artırarak, arsa kullanımını kamu denetimine bağlayacak, gecekondu yapımını sağlıklı bir düzenleme içinde yasalaştıracaktır ve konut kredisinden yararlanma olanaklarını genişletecektir. Konut kredilerinden yararlanma koşullarında dar gelirlilere özel olanaklar sağlanacaktır.

Belediyelerin yetkileri artırılırken, yeni kentleşme alanlarında etkin bir kamu denetimi kurulacaktır.

Konut yapımında kaynak israfı önlenecektir. Deprem yörelerindeki konutların depreme dayanıklı duruma getirilmesi bir plan içinde ele alınacaktır. Toprak kayması olan yerlerdeki yurttaşlarımızın yeni yerleşme alanlarına geçebilmeleri hızlandırılacaktır.

Kentlerimizin su, yol, kanalizasyon hizmetlerini yeterli düzeyde sağlamak için devlet, belediyelere yardımcı olacaktır. Bu gibi hizmetlerden gecekondularda oturanların eksiksiz yararlanmaları sağlanacaktır.

Belediyelere, gelirlerini adaletli yollardan artırabilmeleri, hizmetlerini gereğince yapıp geliştirebilmeleri için yasalarla geniş ve esnek yetki tanınacaktır. Kamu gelirlerinden belediyelerin daha yeterli ve adaletli pay alabilmeleri sağlanacaktır.

Belediyelerin yetki ve görev alanları, kentlerin beklenen veya istenen gelişme alanları yönünde genişletilecektir. Öylece kentlerde aşırı yığılma önlenebileceği gibi, yeni yerleşme alanlarında düzenli ve sağlıklı kentleşme de güvence altına alınacaktır.

Halkın yerel yönetimde söz hakkı ve denetleme olanakları genişletilecektir.

Aşırı fiyat oynamalarını ve pahalılığı önlemek üzere belediyeler düzenleme satışlarına özendirilecektir.

Çalışan halkın ulaşım sıkıntısını sona erdirmek üzere, kent içi toplu taşıma sistemlerine öncelik verilecektir. Büyük kentlerde kitle ulaşımının hızla geliştirilmesi için belediyelere Devletçe yardım edilecektir.

Sayın Üyeler,

Eğitimde Hükümetimiz, öncelikle can güvenliğini ve öğrenim özgürlüğünü sağlayacaktır. Geride bıraktığımız ikibuçuk yıllık dönemde, yasal hakları çiğnenerek okula alınmayan veya can güvensizliği nedeniyle okula gidemeyen

öğrencilere, yitirdikleri ders yılı hızlandırılmış

programlarla geri kazandırılacaktır.

Öğrenciler arasında siyasal düşüncelerine göre ayırım yapılması ve okulların, uygarca tartışma ölçüleri ötesinde; siyasal çatışma yerlerine dönüştürülmesi kesinlikle önlenecektir.

Siyasal ve toplumsal düşünceleri ne kadar ayrı olursa olsun, gençlerimiz ve çocuklarımız arasında arkadaşlığın yerleşeceği, sevginin yeşereceği bir ortam oluşturulacaktır.

Öğrenci yurtları, birbirine düşman ve kapalı kaleler veya ideolojik savaş alanları durumundan çıkarılacaktır.

Sokaklarında çocuklar gençler vurulmayan bir Türkiye, anaların babaların çocuklarını okula, üniversiteye, yurtlara korkusuz gönderebildikleri bir Türkiye, Hükümetimizin ilk hedefi olacaktır. Silahlara hedef olanlar kadar, genç yaşta ellerine silah verilen, yüreklerine kin ve düşmanlık zehiri akıtılan çocuklarımızı da kurtarmak, demokrasimizi ve ülkemizin geleceğini güvence altına almanın gereğidir.

Sayın Üyeler,

İzleyeceğimiz eğitim politikası;

Özgürlükçü demokrasiyi güçlendirici;

İnsanlıkçı ve barışçı;

Atatürk ilkelerini ve milliyetçiliğini, Devletimizin güvencesi olarak ve çağdaş uygarlığın göstergesi olarak yeni kuşakların bilincinde yaşatıcı;

Milli birliği ve bağımsızlığı güçlendirici;

Milli kültürü, çağdaş insanlık kültürüyle uyumlu olarak geliştirici, nitelikte olacaktır.

Eğitimde olanak eşitliği, yaygınlık, süreklilik ve birlik sağlanacaktır. Özellikle dar gelirli aile çocuklarının yatılı, kredili ve burslu öğrenim olanakları genişletilecektir.

Okur-yazarlık sorununu, eğitim görmüş yurttaşların da gönüllü katkısıyla kısa sürede çözmek için gerekli çaba gösterilecektir.

İlkokul öğrencilerinin kitap gereksinmeleri devletçe karşılanacaktır.

Planlı gelişme gereklerine göre eğitilmiş insangücü yetiştirilmesi, ortaöğretimden başlanarak, yönlendirici ve özendirici yöntemlerle düzenlenecektir.

O arada meslek öğretimi ve teknik öğretim olanakları hızla geliştirilerek köylere kadar yaygınlaştırılacaktır.

Okullarda yaparak-yaşayarak eğitim kuralı uygulanacak, çocukların okul çağında iken kendilerini toplum yaşamına ve üretken çalışmalara hazırlamaları sağlanacaktır.

Bütün yükseköğretim kurumlarında öğretim özgürlüğü sağlam güvencelere kavuşturulacaktır. Bu kuruluşların yönetimine, öğretim üyeleri, öğrenciler ve tüm görevliler katılacaklardır.

Üniversiteler yurdun her bölgesinde yaygınlaştırılıp geliştirilecektir.

Her üniversite, topluma açık, gelişmeye sürekli katkıda bulunan ve çok yönlü eğitim veren bir bütün olacaktır.

18 yaşından başlayarak gençlere oy hakkı tanınacak, gençlerin siyasal sorumluluğa erken yaşta katılmaları sağlanacaktır.

Yazışmalı yükseköğretimle örgün yükseköğretim arasında bağlantı ve uyum sağlanacaktır. Yazışmalı yükseköğretimde, çağdaş eğitim teknolojisinin tüm olanaklarından yararlanılacaktır.

Üniversitelerin ve yüksekokulların öğrenci alma ve yetiştirme kapasitelerinin büyük ölçüde artırılması için gerekli çözümler getirilecektir.

Kooperatifçilik eğitimi ve işbaşında eğitim yaygınlaştırılacaktır.

Eğitimin her dalında ve aşamasında öğrenciler araştırmacılığa yöneltilecek ve genel kültürlerini genişletmeye özendirilecektir.

Öğretmenlerin manevi ve maddi huzur içinde çalışabilmeleri güvence altına alınacak, kendilerinin sürekli yenileyebilmeleri kolaylaştırılacaktır.

Yurt dışındaki Türk çocuklarının kültür ve eğitimiyle Devlet yakından ilgilenecektir.

Hükümetimiz, insan ve toplum yaşamının manevi yönden de zenginleşmesine, insan düşüncesinin ve yaratıcılığının gelişmesine katkıda bulunmak üzere, sanat ve kültür çalışmalarını toplumun bütün katlarına yaymaya çalışacaktır.

Bu alandaki çalışmalar, her türlü siyasal baskıdan ve yönlendirme çabasından uzak bir anlayışla geniş Devlet desteğine kavuşturulacaktır.

Yazarların ve sanatçıların telif hakları sağlam güvencelere kavuşturulacak ve toplumsal güvenlikleri sağlanacaktır.

Sanat ve düşün yaşamına katkıda bulunanlara özel vergi bağışıklıkları ve kolaylıkları tanınacaktır.

Yetenekli sanatçıların yaşamlarını sanat çalışmalarıyla sürdürebilmeleri Devletçe kolaylaştırılacaktır.

Türk film sanatının ve sanayiinin sağlıklı bir yönde gelişmesine ve dünyaya açılmasına Devlet yardımcı olacaktır.

Konservatuvar ve sanat okulları yaygınlaştırılacaktır.

Türk sanatının ve kültürünün, kendi özelliklerini koruyarak tüm insanlık kültürüyle sürekli alış-veriş içinde gelişmesi desteklenecektir.

Başka ülkelerde yaşayan Türklerin ana dillerini ve kültürlerini yaşatmalarına ve geliştirmelerine, o ülkelerle dostça ilişkiler kurularak katkıda bulunulacaktır.

Bütün toplumda küçük yaştan başlanarak insanın düşün ve beden gücünün dengeli gelişmesine özen gösterilecektir.

Spor kuruluşları bütün yurtta yaygınlaştırılırken bunlardan kültür ve sanat çalışmalarında da yararlanılması sağlanacaktır.

Profesyonel seyir sporu geliştirilirken, halkın spor yapmasına, okul içi spora ve genellikle amatör spora büyük önem verilecektir. Amatör kulüpler Devletçe desteklenecektir.

Sporun örgütlenmesinde demokratik yöntemlere ve denetime etkinlik kazandırılacaktır. Profesyonel sporun iç düzeni sağlam ve sağlıklı kurallara bağlanacak, profesyonel sporcuların hakları korunarak toplumsal güvenlikleri sağlanacaktır.

Sayın Üyeler,

İnanç özgürlüğü kişinin kutsal ve dokunulmaz hakkıdır. Demokrasinin, düşünce özgürlüğü kadar ayrılmaz parçasıdır.

Özgürlükçü demokrasiyi en ileri anlamı ile benimseyen Hükümetimiz, herkesin inançlarına ve ibadetine saygılıdır. Ve yurttaşların dini inançlarının gereğini engelsiz özgürlük içinde yerine getirmelerini sağlamayı insanlık ödevi bilir, insana ve halka saygının gereği sayar. Lâikliği din ve vicdan özgürlüğü anlamına gelir. Dine bağlılığın gelişme ile ve ilericilikle, dine saygının laiklikle çelişmediği kanısındadır.

Türk Milletinin din anlayışı, gelişmeye ve her alanda ilerlemeye, toplumun bütünlüğünü ve manevi gücünü koruyarak destek olabilecek bir etkendir.

Hükümetimiz, her dinden ve mezhepten yurttaşlarımız arasında, insanlığın, milli birliğin ve milliyetçiliğin gereği olan kardeşlik duygularını ve dayanışmayı sağlamlaştırmayı ödev bilecektir.

Diyanet İşleri Başkanlığı Anayasamızın ve yasalarımızın belirttiği görev ve sorumlulukları yerine getirirken dini siyasetin üstünde tutacaktır.

Hükümetimiz, Diyanet İşleri Başkanlığına, hem toplumsal ve ekonomik kalkınmamıza yardımcı olmak bakımından hem de yurttaşlarımızın din, ahlak ve maneviyat duyguları ile kişiliklerinin geliştirilip yüceltmesi bakımından en verimli biçimde görev yapabilmesi için gereken desteği sağlayacaktır.

Toplumumuzun ve insanlığın ortak değeri olan İslam dini, milli birliğin sağlanmasında, kalkınma çabalarımızın başarıya ulaşmasında, iç barışın oluşmasında ve kardeşlik duygularının geliştirilip pekiştirilmesinde kutsal bir kaynaktır.

Toplumdaki üstün yerlerinin ve kutsal görevlerinin bilincine varan, milli birliğin sağlanmasında ve toplumsal huzurun geliştirilmesinde kendilerine düşen ödevi başarı ile yerine getiren din görevlileri, Hükümetin desteğini, her türlü siyasal düşünceden uzak olarak yanlarında bulacaklardır.

Din görevlilerinin ve bilginlerinin yeterli düzeyde eğitim görmelerine özen gösterilecektir. O arada Yüksek İslam Enstitüsü Akademiye dönüştürülerek bu kuruluşun bilimsel niteliği güçlendirilecektir.

Hükümetimiz, köylerde ve dar gelirli yörelerde cami yapımına yardımcı olacaktır.

Vekil imam-hatiplerin kadro intibakları ivedilikle sağlanacaktır. Hükümetimiz bütün din görevlilerinin manevi ve maddi huzurunu sağlamayı ödev bilecektir. İmam-hatip kadrolarının dağıtımında hak ve adalet duygusu içerisinde tüzük kurallarına göre davranılacaktır.

Vakıfların, camilerin ve tarihi eserlerin bakımına, korunmasına ve onarılmasına özen gösterilecektir. Yurttaşlarımızın iyilik ve yardım sevgisini değerlendirmek üzere, Vakıflar Genel Müdürlüğünün etkin ve verimli çalışması sağlanacaktır. Vakıf kaynaklarının mali gücü artırılacaktır. Dini ve sosyal amaçlı vakıflar saptanarak, sürekliliği sağlanacaktır.

Sayın Üyeler,

Dünyanın en hassas bölgesinde bulunan Türkiye, kendi ulusal savunmasını başka ülkelerin kararlarına veya kararsızlığına bağlı tutamaz.

Üyesi bulunduğu ortak savunma sistemine, uzun yıllardır, ekonomik olanaklarının çok üstünde katkılarda bulunan Türkiye, son zamanlarda, gerek duyduğu savunma araçlarını ve gereçlerini, veya sahip olduğu araçların gereçlerin parçalarını, müttefiklerinden, kendi parasıyla sağlamakta bile güçlük çeker durumda bırakılmıştır.

Bu acı deney, ulusla güvenliğimizi bir ölçünün ötesinde dış olanaklara hele tek kaynağa dayandırmanın sakıncalarını ortaya koymuştur.

Hükümetimiz, Türkiye’nin kendi gereksinmelerine ve olanaklarına uygun bir ulusal güvenlik kavramı oluşturmasını en ivedi sorunu saymaktadır. Bu, ittifak üyeliğimizle çelişmeyen, fakat Türkiye’nin ulusal güvenliğini güvence altına alırken, bölge ve dünya dengesine, uluslararası yumuşamaya ve barışın gelişmesine katkıda bulunmayı da ödev bilecektir.

Türk ulusu, bağımsızlığı ve güvenliği uğrunda hiç bir zaman hiç bir özveriden kaçınmamıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri de, ulusal bağımsızlığı ve güvenliği her zaman üstün bir görev bilinciyle ve üstün yetenekle ve cesaretle korurken, Türkiye’nin her alanda gelişmesine, halkın mutluluğuna, huzuruna ve eğitimine sürekli katkıda bulunmuştur. Ulusumuzun ve Silahlı Kuvvetlerimizin bu nitelikleri, ulusal güçle ve gelişmeyle ulusal güvenliği bir arada uyumlu olarak ve en yüksek düzeyde gerçekleştirme olanağını sağlamaktadır.

Bu olanak demokrasinin ve çağın gereklerine uygun biçimde değerlendirilmelidir.

Ne var ki, silahlanma yarışının alabildiğine hızlandığı bir dönemde ve bölgede, Türkiye’nin kendi ulusal güvenliğini büyük ölçüde kendi olanaklarıyla sağlayabilmesi için, ekonomisinin bunalımdan ve dar boğazlardan biran önce kurtarması gereklidir. Bu açıdan, Türkiye’nin, uzun sürecek bir Hükümet bunalımına da, ekonomik konularda gerekli kararları cesaretle ve zamanında alamayacak, dış ödemeler sorununu süratle çözemeyecek bir Hükümete de tahammülü yoktur.

Hükümetimiz, Yüce Meclisin güvenoyuna erişirse, Türk ekonomisini ve sanayiini, ulusal güvenliğimizin gerektirdiği güce biran önce eriştirebilmek için her çabayı göstermeyi, yurtseverliğin ve milliyetçiliğin gereği bilecektir.

Sayın Üyeler,

Cumhuriyet Hükümeti Türkiye’nin önemini, etkinliğini ve ulusal yararını uluslararası gerginliğe değil, uluslararası ilişkilerde yumuşamaya ve dünya barışının güçlenmesine bağlayan bir dış politika izleyecektir. Dünyada barışın korku dengesine değil, insanlık sevgisine ve her ulusun bağımsızlığının, egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün dokunulmazlığı ilkesine dayanması için çalışacaktır.

Cumhuriyet Hükümeti ahlakın olduğu kadar açık rejimin de gereği olan doğruluğu ve tutarlılığı dış politikada ve uluslararası ilişkilerde kesin kural olarak benimser. Bunu, uluslararasında sağlam ilişkiler ve sürekli dostluklar kurabilmenin gereği sayar. Dış politikaya ve uluslararası ilişkilere, ulusal yararımız doğrultusunda toplumun her kesiminin ilgisini ve katkısını sağlamayı ödev bilir.

Cumhuriyet Hükümeti ulusumuzu tanıtma ve ulusal tutumumuzu ve gelişmemizi dünya kamuoyuna anlatma çalışmalarını, doğruluk ve tutarlılık kuralına dayanarak bilimsel yöntemlerle etkinleştirmek için her çabayı gösterecektir.

Cumhuriyet Hükümeti dış politikanın ulusal savunma politikasından ayrılamayacağına inanır. Bu inançla, Türkiye’nin savunmasını aşırı ölçüde dış desteğe ve belirli bir kaynağa bağımlılıktan esirgeyici bir ulusal güvenlik kavramı oluştururken, dış politikada da bunun gereği olan düzenlemeleri yapacaktır. Bölge ülkeleriyle ilişkilerini karşılıklı güven ve ortak yarara dayandırarak, ulusla güvenliği, en başta böyle bir barışçı dış politika ile güçlendirmeye çalışacaktır. İttifaklara olan katkısının bölge ülkeleri için bir kuşku ve güvensizlik etkeni olmamasına sürekli özen gösterecektir. İttifaklar çerçevesi içinde olsun veya olmasın, uluslararası ilişkilerde ulusal güvenliğimizi olumsuz yönde etkileyici, ulusal haklarımızı ve çıkarlarımızı ve uluslararası ilişkilerde izlemeyi amaç edindiğimiz ilkeleri zedeleyici politikalar Hükümetimizce benimsenmeyecektir.

Cumhuriyet Hükümeti üye olduğu ittifaklardaki ve ilişki kurduğu topluluklardaki dostlukları ve ilişkileri dışında iç düzen bakımından ayırım gözetmeksizin, dostluklarını ve uluslararası ilişkilerini genişletecektir. Özellikle bölge ülkeleriyle ve gelişme sürecindeki ülkelerle yakın ilişkiler, işbirliği ve dayanışma kuracaktır. Tarihi ve coğrafyası bakımından bir Ortadoğu, Akdeniz ve Balkan ülkesi olan Türkiye, ilişkilerini genişletip geliştirir ve dünyadaki yerini belirlerken bu gerçeği kalıcı bir öge olarak değerlendirmelidir. Bölge ülkeleriyle tarihsel ve kültürel bağlarının bu ülkelerle yeni ilişkilere ve işbirliğine de manevi güç katmasını ve sağlam bir temel olmasını gözetmelidir.

Cumhuriyet Hükümeti bölgede hakça, sağlam ve sürekli bir barış kurulması, silahlanma yarışına gerek bırakmayan bir güven ortamı oluşması ve bölge sorunlarının uzak veya büyük devletler karışmaksızın çözülebilir duruma gelmesi için gerekli özeni gösterecektir.

Bölge ülkelerinin daha geniş pazarlara dayanan güçlü ekonomiler oluşturmak, gelişmelerini hızlandırmak ve sömürgeye karşı korunmak üzere çok yönlü sıkı ve sürekli bir işbirliği içine girmelerini destekleyecektir.

Cumhuriyet Hükümeti Türkiye’nin denizlerdeki ve göklerdeki haklarıyla ilgili olarak 1974 yılında başlatılan yeni ulusal girişimleri sürdürecektir. Denizlerden, göklerden ve uzaydan yararlanmada bütün insanlık için hakça bir düzen kurulmasına katkıda bulunacaktır. Hükümetimiz Türkiye’nin kıta sahanlığındaki ve genel olarak denizlerdeki ulusal ekonomik haklarını ve tüm egemenlik haklarını sağlayıp koruyacaktır. Bu konuda çağın gereklerine uygun yasal düzenlemeleri zaman yitirmeksizin yapacaktır.

Sayın Üyeler;

Cumhuriyet Hükümeti 1974’teki Türk Barış Harekatıyla özgürlüğe ve güvenliğe kavuşan Kıbrıs Türkleri'nin özgürlüklerini ve güvenliklerini sürekli kılmak, Kıbrıs Ulusal Türk Topluluğunun her alanda gelişmesini hızlandıran ve kendi kendini yönetme hakkını güvence altına alan çözümlere katkıda bulunmak üzere her çabayı gösterecektir. Bunu yaparken bölge barışının güçlenmesini, Kıbrıs’ın bütün bölge ve dünya için bir güvenlik ve huzur kaynağı olmasını gözetecektir. Hükümetimiz bu açıdan Kıbrıs’ta iki bölgeli bağımsız ve bağlantısız bir federal çözümü gerçekleştirmek üzere çaba gösterilmesi gerektiğine inanmaktadır.

Cumhuriyet Hükümeti Türkiye’nin başka ülkelerle kurabileceği ekonomik ilişkilerde ve işbirliğinde ülkenin bağımsızlığına ve sağlıklı gelişmesine özen gösterir.

Cumhuriyet Hükümeti geçmiş dönemde ölü bir noktaya gelen Avrupa Ekonomik Topluluğu ile olan ilişkilerimizi, ulusumuzun ve ekonomimizin yararına bir çözüme ulaştırmak için gereken girişimleri zaman yitirmeksizin yapacaktır.

Ortaklığın Geniş Dönemi”ni düzenleyen protokollarda yer almış olan bazı kuralların gelişme ve sınaileşme çabamıza ciddi engeller getirdiği ve Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler karşısında ekonomik ve siyasal çıkarlarına uygun bir dış ticaret politikası izlemesini, hatta tarım ve sanayi alanlarında gelişmesini güçleştirdiği ortadadır. Hükümetimiz Topluluk ile ilişkilerimizi ülkemiz ve ekonomimiz yararına işleyecek biçimde yeniden düzenlemek gerektiği kanısındadır. Fakat onun da üstünde Hükümetimiz, Türk ekonomisini, Ortak Pazarla ilişkilerinde ezilmeyecek, Türkiye’nin bağımsızlığını güçlendirecek bir yapıya kavuşturmak için çalışacaktır.

Uluslararası ekonomik sorunlarda, Türkiye’yi gelişmekte olan ve yeni bir ekonomik dünya düzeni anlayışı içinde bulunan ülkelerin ortak sorunlarına da destek olabilecek bir güce eriştirmek için çaba gösterecektir.

Sayın Üyeler,

Türkiye’de ikibuçuk yıl süren siyasal bunalım yalnızca bir iç sorunumuz olmaktan çıkmış, uluslararası ilişkilerimizi de olumsuz yönde etkileyici bir nitelik kazanmıştır.

Her geçen gün çözümleri güçleşen Kıbrıs sorunu, Ege sorunu, Ortak Pazar sorunu, hatta ulusal güvenlik sorunumuz, ikibuçuk yıl gibi uzun bir süre askıya alınmıştır.

Dört partiden oluşan geçmiş Hükümet, en hayati milli davalarda ikibuçuk yıl bir milli politika oluşturamadığı gibi, bu dönem, milletimizin kendi içinde cephelere bölündüğü bir dönem oluşmuştur. Dünya gözünde milli birliğimize gölge düşürülmüştür.

Milli birliğinden aldığı güçle Türk Milletinin en çetin engelleri aşabildiği, en zor sorunları çözebildiği tarih boyunca kanıtlanmıştır.

Bunun en son örneği, 1974’de sağlanan başarılardır.

Hükümetimiz, dünyada Türk Milletinin haklarını savunurken, yine milli birliğimizden güç alacaktır. Bir partinin veya cephenin değil, bütün Milletin Hükümeti olarak görev yapacaktır.

Milli birliğin başta gelen gereği iç barıştır. Hükümetimiz, iç barış sağlamayı, yalnız insanlık ve demokrasi anlayışının değil, milliyetçiliğinin de gereği sayacaktır.

Eşsiz önder Atatürk’ün şaşmaz ilkesi uyarınca, cihanda barış içinde yaşayabilmemiz, yurtta barışı gerçekleştirmemize bağlıdır.

Sizden, ülkeye barış getirebilmek için destek istiyoruz.

Ülkemizin iç ve dış ağır sorunlarını, yüce milletimizden ve Büyük Milet Meclisimizden güç alarak çözebilmek için yetki istiyoruz.

Milletimizi cephelere bölmek için değil, birleştirebilmek için yetki istiyoruz.

Takdir Büyük Meclisindir.

Cumhuriyet Hükümeti adına değerli üyelere saygılar sunarım.