III. Demirel Hükümeti Programı

Sayın Başkan, Yüce Meclisin Değerli Üyeleri,

1970 Bütçe Kanunu Tasarısının Millet Meclisine sunulmasını müteakip, tasarının tümü üzerinde Millet Meclisinde cereyan eden müzakerelerin hitamında yapılan oylama ile hasıl olan durum, Hükümet hakkında hukuki manada bir güvensizlik mahiyetini arz etmemekle beraber, Bakanlar Kurulu çekilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından yeni Hükümetin kurulması görevinin Adalet Partisi Genel Başkanı olarak tekrar bana tevcih buyurulması üzerine, gerekli temas ve istişarelerden sonra seçilen Bakanların atanması, Anayasanın 102 nci maddesi gereğince yüksek tasvibe iktiran etmiştir. Seçimleri müteakip teşekkül eden Hükümetin, Adalet Partisi seçim beyannamesine uygun Programında ifade edilen hususlar, seçimlerle tecelli eden millet iradesinin izharında ve Yüksek Meclisin tasvibinde münderiç direktifleri aksettirmesi itibarıyla bugün de değerini muhafaza etmekte ve Hükümetimiz, bu Programın tümü ile gerçekleştirilmesi hususunda kendisini görevli saymaktadır. Bu itibarla şimdi huzurunuzda sunmakta olduğum yeni Program, 11 Kasım 1969 tarihinde Yüksek Meclisin güvenoyu ile tasvip buyurulan Program ile seçim beyannamemiz ve İkinci Beş Yıllık Planla beraberce mütalaa olunmalıdır.

Sayın Milletvekilleri,

Hükümetimizin faaliyet ve icraatına yön veren temel ilkelerden başlıcası, Anayasamızın insan haklarına dayanan milli demokratik, lâik ve sosyal hukuk devleti nizamını bütün icaplarıyla gerçekleştirmek noktasında toplanmaktadır. Bu maksatla her türlü gayret ve itinayı göstermeğe, gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz. Memlekette huzur ve sükunun devamlı bir şekilde korunmasını, iktisadi hayatın istikrarlı gelişme ve kalkınmasını, Anayasanın sağladığı hak ve hürriyetleri teminat içinde işler halde bulunduracak bir güven ve istikrar ortamının bütün müessese ve şartlarıyla teessüsüne bağlı görmekteyiz. Böyle bir ortamın devamında, Hükümetin vazife ve sorumluluklarını takdir etmekteyiz. Bunun yanısıra, hiç şüphe yoktur ki demokratik rejimin manevi ortakları ve ayrılmaz unsurları bulunan bütün müesseselerimize, siyasi partilere, hür basına da önemli vazifeler düşmektedir. Biz demokrasinin gücüne ve faziletine inanıyoruz ve onun gelişmesinde iyi geleneklere kavuşmasında iktidar gibi, muhalefetin ve bütün hürriyet müesseselerinin de hayati menfaatleri olduğunu müdrik bulunduklarını ümit ediyoruz.

Demokrasimizin güçlendirilmesi; her şeyden evvel, yasama ve yargı organlarının, icranın, özerk kuruluşların, hulasa devlet yapısının dokusunu teşkil eden müesseselerimizin müşterek ve Anayasa ve temel nizam anlayışında mutabık hale gelmelerini gerektirmektedir.

Anayasamızın ilgili hükümleri, gerekçesi apaçık ortada iken; menşeini Anayasadan alan hak ve hürriyetleri, en sivri uçlara kadar sınırsız bir şekilde açık sayan bir anlayış ve yine bu haklarla temel nizamın yıkılması gayretlerini mümkün ve hukuki gören bir tatbikat; Türk demokrasisinin güçlenmesine yardımcı olmayacaktır.

Sayın Milletvekilleri,

Biz; milliyetine, dinine, din ve vicdan hürriyetine bağlı olmanın, Türk milletinin varlığında mevcut ve ayrılmaz bir unsur olduğuna inanıyoruz. Bu hakkı yasalarımızla beraber geleneklerimiz de korumakta ve yaşatmaktadır. Bu haklara müdahale teşebbüslerini, kanunlarımızla olduğu kadar felsefemizle de reddeden bir zihniyetin temsilcileriyiz. Anayasamazın teminatı altında bulunan bu hakları en geniş şekliyle ve korkusuz kullanmakta olan milletimizin, dini veya milli hisleri, bir tehlike sebebi olarak gösterilemez.

Biz Anayasamızın kendi kurduğu temel nizam dışında herhangi bir doktrine bağlı olmadığı inancını muhafazada devam etmekteyiz.

Güçlü bir rejime sahip olmanın ikinci şartını, demokratik nizamı, güvensiz ve kararsız bir hale itme istidadını hazırlayan sebepleri önlemekte görüyoruz. Bunların başında seçim mevzuatının ıslahı ve seçim takviminin yeniden tanzimi gelmektedir.

Seçim takviminin yeniden düzenlenmesi, her yıl yeni bir seçime girmek suretiyle memlelet sathına yayılan gerginliğin önlenmesi ve seçimle olan ilgisinin canlı tutulması bakımından bir zaruret olmuştur.

Siyasi istikrarı her yönü ile korumaya kararlı olduğumuzu, içte ve dışta münakaşa edilmez hale getirebildiğimiz nispette, milletimizin ve Yüce Parlamentomuzun başarılarını etkileyecek hiçbir güç tasavvur etmiyoruz.

Beklenmedik ve istenmedik olayların ağır baskısına rağmen, 1960 - 70 devirleri arasında ulaştığımız merhaleyi, Parlamento içinde tesisine muvaffak olduğumuz ölçülü ve seviyeli ortamı korumanın, partiler arası iyi ilişkileri ve mücadeleyi ayakta tutmanın, meselelerimizi memleket menfaatine en uygun şekilde halletme yolunu aramanın, aramızdaki görüş farkları ne kadar önemli olursa olsun, hepimiz için milli bir görev olduğu inancını kesin olarak muhafaza etmekteyiz.

Muhalefetle iktidarın aynı bünyenin tamamlayıcı unsurları olduğu görüşüne, her zaman olduğu gibi bağlıyız. Muhalefetin haklarına saygı gösterme yoluna iktidar olarak nasıl bağlı isek, muhalefetin de aynı şekilde bir davranıştan ayrılmayacağı ümidini kaybetmemek istiyoruz.

İktidar - muhalefet münasebetlerinde münakaşa konularını, murakabe, hizmet ve istikrar sınırları içinde tutmanın, kısır çekişmelerden kaçınmanın; demokrasimize, milletimize ve memleketimize faydalı tek çıkar yol olduğuna kaniiz.

Yeni Anayasamızla doğmuş ve millet rızasıyla gerçekleşmiş geniş hürriyetlerin, değişik çevreler tarafından zaman zaman kasıtlı ve kasıtsız aşırılıklara yöneltilme istidadının sorumsuzluklarla dolu tezahürleri karşısında, bu görüş ayrılıklarımızı, Parlamento içinde ve siyasi mücadelenin seviyeli ölçüleri çerçevesinde telife çalışmak suretiyledir ki, bizlere düşen görevin en iyi şekilde yerine getirebileceği kanaatindeyiz.

Hükümetimiz, bu anlayış içinde, demokrasiyi güçlendirmek için alınması gerekli tedbirleri partiler üstü bir mesele olarak görmektedir. Bunları gerçekleştirmek için bütün partilerimizin karşılıklı iyi niyetlerle bir görüş birliğine varma imkânını araştırmalarını; bu önemli konuyu başarıya ulaştıracak en uygun yol telakki etmekteyiz.

Sayın Milletvekilleri,

Devleti topyekün müessir bir hale getirme ve bu müessiriyeti muhafaza ve idame etmenin, birçok şartlara bağlı olduğu bir gerçektir. Bunların başında, devletin kendi emniyetinin ve kamu düzeninin sağlam bir şekilde korunması gelir. Bir memlekette emniyet ve asayiş meseleleri sağlam ve vatandaşa tam güven verecek şekilde düzenlenmedikçe huzurdan söz etmeğe imkan yoktur. Bunun hemen yanında adalet tevziinde isabet ve süratin sağlanması, aşırı cereyanlarla hukukun içinde kalınarak yeterli bir şekilde mücadele olunması, iyi işleyen bir idare cihazının kurulmuş bulunması gibi konularla karşılaşmaktayız.

Hükümetimiz bu anlayış içinde devlet ve vatandaş emniyetini korumak, asayiş işlerini düzenlemek, birçok eksikliklere rağmen feragatle çalışan adli teşkilatımızı takviye ve teçhiz etmek, aşırı cereyanları, hürriyetleri zedelemeden zararsız hale getirmek suretiyle devletin tüm organlarında işlerin daha çabuk, az masraflı ve verimli bir şekilde yürütülmesine kararlıyız. Bunun içindir ki icranın müessir bir şekilde işleyebilmesini, bir taraftan idari bünyemizi temelden düzenlemekte, diğer taraftan kamu personelinin geçim şartlarını acil bir şekilde ıslah eylemekte görüyoruz.

Bu maksatla girişilmiş bulunan çalışmalarımızı süratle gerçekleştirmenin kararı içindeyiz. İlk ele alacağımız iş, hazırlıkları hemen hemen tamamlanmış bulunan Personel Kanunu Tasarısının en kısa zamanda meclislere getirilip kanunlaştırılmasıdır.

Seçim Beyannamemizde de önemle belirtmiş olduğumuz gibi, hürriyet ve refahı bir arada gerçekleştirecek sosyal adalete dayalı hür bir demokrasi nizamının samimi savunucusu ve uygulayıcısı olmak davasını benimsemiş bulunuyoruz. Bu bakımdan bir taraftan demokratik bir düzen içinde planlı kalkınmayı gerçekleştirirken, diğer taraftan artan milli gelirden bütün vatandaşların adil şartlar içinde faydalanmalarını, insan haysiyetine yaraşır daha yüksek bir hayat seviyesine kavuşmalarını ve geleceğe güvenle bakmalarını sağlayacak sosyal tedbirlere milli kaynaklarımızın müsaadesi ölçüsünde yer vermek azim ve kararındayız.

İktisadi kalkınmanın yüksek bir gelişme hızı ile ve istikrar içinde yürütülmesi, bu hedeflere ulaşmayı mümkün kılacak şekilde Kalkınma Planının basiret ve hassasiyetle uygulanmasına bağlıdır. Bu itibarla kaynak ve hizmet dengesini sağlamak üzere milli gelirin istikrar içinde arttırılmasına elverişli istikâmette iktisadi ve mali tedbirler alınmasına önem vereceğiz. Bir taraftan tarım istihsalini ve tarımda verimliliği arttıracak tedbirler alınırken, diğer taraftan sanayileşmeyi hızlandıracak, teşvik edecek ve yeni iş sahaları açılması suretiyle istihdam seviyesini yükseltecek imkânlar sağlanacaktır. Memleketimizin tabii ve maddi kaynakları yanında, insan gücü kaynaklarının geliştirilmesini, hem kalkınmanın başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesinin temel şartı, hem de sosyal hayatta milli ahenk ve huzurun birbirini tamamlayan zaruri unsurları saymaktayız. Bu görüşle iktisadi yatırımlarla birlikte insan gücüne değer vermeğe yönelmiş milli hedeflere ve ihtiyaçlara uygun bir eğitim sisteminin uygulanmasından geniş faydalar elde edileceğine kani bulunuyoruz. Eğitimin büyük vatandaş kütleleri için fırsat eşitliği içinde herkese açık ve yaygın bir hizmet haline getirilmesi suretiyle her Türk gencine eğitim imkânı sağlanırken, bu hizmetin milli insan gücü potansiyelimizi kalkınma hedeflerine yöneltici bir vasıf ve seviyeye yükseltilmesi de, önemle ele alacağımız konulardandır. Eğitim faaliyetlerinin, istihdam ihtiyaçlarımıza uygun insan gücünün yetiştirilmesi yanında, milli ümitlerimizin mihrakı olan Türk gençliğinin, bu ümitlere lâyık olacak şekilde ve milli şuurumuzu yüksek seviyede tutarak eğitilmesi; Cumhuriyet hükümetlerinin önemle takip edecekleri milli bir dava teşkil etmektedir. Hükümetimiz, bir taraftan Milli Eğitim hizmetleri çerçevesinde okul içi ve okul dışı eğitim programlarıyla, diğer taraftan gençlik ve spor hizmetleri çerçevesinde zaman değerlendirici spor ve kültür faaliyetleriyle, Türk gençliğinin bu istikâmetteki maddi ve manevi gelişme ihtiyaçlarına cevap vermek kararındadır..

Eğitim sistemimizde hedef ve metodların, bugünün ve yarının ihtiyaçlarına göre geliştirilmesi ve gençliğin yetiştirilmesi ile birlikte, milli kültürümüzün ve tarihi değerlerimizin korunması ve yaşayan nesillere tanıtılması, kültür ve sanat alanında yaratıcı faaliyetlerin teşviki, Hükümetimizin üzerinde önemle duracağı konulardır. Milletimizin maddi ve teknik gücünü yükseltici çalışmaları tamamlayan manevi ve kültürel gayretler desteklenecek, medeniyet ailesi içindeki geleneksel mevkiimizin muhafazası kadar milli istidadımızın yaratacağı eserlerle de Türk milletinin insanlık alemine yeni katkılarda bulunması teşvik edilecektir. Bu maksatla, bugün Milli Eğitim Bakanlığının geniş sorumluluk sahası içinde yer alan kültür işleri için, ayrı bir Bakanlık kurulması öngörülmektedir. Maddi ve iktisadi bir muhtevadan ibaret olmayan, ancak sosyal ve kültürel kalkınma ile birlikte gerçek manasını kazanan milli kalkınmada, manevi ve sosyal hedeflerin ve tedbirlerin büyük önemine inanıyoruz. Vatandaşı iktisadi bir faaliyetin sadece bir aleti ve ham maddesi sayan materyalist görüşlerin karşısında olarak, maddi ve iktisadi kaynakları geliştirici gayretlerin, manevi ve sosyal hedeflere ulaştırdığı ölçüde değer taşıdığı kanaatindeyiz.

Bu mülâhaza iledir ki, memleketimizin milli ve sosyal meselelerine büyük önem vermekte devam edeceğiz. İktisadi faaliyetlerin ancak gerçekleşme vasıtasını teşkil ettiği sosyal gayeleri elde etmek üzere, fakirliği ortadan kaldırmak ve refahın tabana yayılmasını sağlamak için mümkün olan bütün tedbirleri alacağız. Sosyal adaletin müessir metodları olarak emekle sermaye arasında ahenkli bir gelir dağılımını düzenleyen toplu sözleşme rejimi ile vergi adaleti esaslarını, genişletilmiş sosyal hizmetlerden faydalandırmak suretiyle dar gelirli büyük vatandaş kütlelerinin yaşama seviyesinin yükseltilmesi tedbirlerini bir arada ve Kalkınma Planı çerçevesinde tatbik mevkiine koyacağız. İktisadi gerçeklere ve milli ihtiyaç önceliklerine uygun ve bütün zümre ve sınıfların haklarını adil ölçüler içinde beraberce koruyan bir denge nizamının devamına önem vermekteyiz. Herkesin medeni imkân ve vasıtalara sahip, yarın korkusu ve gelecek kaygısından uzak olarak yaşamasını, bölgeler ve sosyal zümreler arasındaki ahenkli dengenin ve milli huzurun bir şartı saymaktayız. Sağlık ve eğitimle ilgili kamu hizmetlerinin, medeni nimet ve vasıtaların, yurdun her köşesine ve çeşitli vatandaş zümrelerinin ayağına götürülmesi ve bunlardan kolayca ve eşit olarak faydalanılmasının sağlanması, sosyal adalete uygun olduğu kadar, iktisadi gücümüzü ve milli refahı artırma gayesine de hizmet etmiş olacaktır.

Devletimizin Anayasa ve Kalkınma Planı çerçevesindeki her türlü hizmetlerinde başarı elde edebilmesi; iktisadi, sosyal, kültürel hedeflerin tespiti ve bu yolda gayretlere girişilmesi kadar, devlet faaliyetlerini müessir ve verimli kılacak surette teşkilât ve metodların geliştirilmesine ve tesirli hale getirilmesine de bağlıdır. Bu gerçek, millete hizmet yolundaki çalışmaları verimli kılabilmek için idarede geniş bir ıslahat hareketini zaruri kılar. Mevcut ve sınırlı mali imkânlarla, milletimize daha çok ve daha iyi hizmet edebilecek şekilde, devlet idaresinde ve diğer kamu müesseselerinde gerekli ıslahatı yapmak kararındayız. Aslında, memleketimizin bütün müesseseleri karşısında ıslahatçı bir görüş ve felsefeyi benimseyen Adalet İktidarı olarak, idari ıslahat tedbirlerini, bütün diğer ıslahat hareketlerinin hazırlayıcı ve gerçekleştirici bir vasıtası ve çıkış noktası saymaktayız. Personel reformunu da içine alan idari reforma paralel olarak, eğitim metodlarının ıslahı, adalet cihazının daha ucuz ve süratli işleyecek şekilde düzenlenmesi, vergi sisteminin ve tatbik usullerinin gelir ziyanını önleyecek, verimi artıracak ve iktisadi kalkınmayı hızlandıracak adil ölçülere kavuşturulması, kredi sisteminin, istihsali artırmaya ve sosyal adaleti daha geniş ölçüde sağlamaya matuf olarak ıslahı, tediye blançomuzun düzeltilmesi için ihracatın geliştirilmesi, topraksız veya yeter toprağı bulunmayan köylünün, imkanlar dahilinde toprağa kavuşturulması ve toprak veriminin artırılması yolundaki

tarım reformu, ele aldığımız başlıca ıslahat konularıdır.

Sayın Milletvekilleri,

İktisadi, sosyal ve kültürel kalkınma, Hükümetimizin ana hedefidir. Bu hedefe ulaşmak için milli menfaatlerimize uygun her kaynaktan faydalanacağız. Kalkınmanın süratli, devamlı, adil ve dengeli yapılmasına çalışacağız. Sanayileşmemize bir hamle gücü vereceğiz.

Tarımı, turizmi, madenlerimizi, ormanlarımızı ve diğer tabii kaynaklarımızı, kalkınmaya çok daha katkılı hale getireceğiz.

Büyük Türkiye enfrastrüktürünü teşkil edecek olan alt yapı yatırımlarına devam edeceğiz. Yurdumuzun eldeki imkânlara göre en hızlı şekilde kalkınmasında; sanayileşme konusunda göstereceğimiz gayretlerin ve bu alanda elde edeceğimiz başarının büyük ve önemli rolü olacağına inanmaktayız.

Bu amaçla, İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında öngörülen prensiplere göre, yurdumuzun hızla sanayileşmesini mümkün kılacak tarzda çalışmalara devam olunacaktır. Bu arada, yatırım malları imalâtını geliştirecek ağır sanayi projelerine öncelik verilecek, ihracata yönelmiş veya ithal ikamesi sağlayan sanayi dalları desteklenecek ve güçlendirilecektir.

Sanayileşme alanındaki gelişmeleri hızlandırmak bakımından faydalı olacağına inandığımız kredi ve ham madde tedariki konularında, güven ve istikrar sağlayacak yeni tedbirler getirilecektir.

Sanayi politikamızın uygulanmasında, kamu sektörü ile özel sektör aynı ölçülere tabi tutulacak, özel teşebbüsün plan hedeflerine uygun olarak kuracağı sanayi tesislerinin teşvik olunmasına devam edilecektir.

Ağır sanayie yardımcı yan sanayi dallarının kurulması, montaj sanayiinde gittikçe daha çok yerli malzeme kullanılmasının gerçekleştirilmesi, yeni kurulacak sınai teşebbüslerin dünya piyasalarında rekabet edebilecek ölçü ve kıstaslara uygun bulunması, sınai tesislerimizde dış pazarlara elverişliliği nispetinde yerli ham maddenin kullanılmasına ve bunların yarı mamul veya mamul hale getirilerek ihraç edilmesine, sınai kuruluşların memleket sathına dengeli bir şekilde dağılmasına önem verilecektir.

Madenlerimizin ve petrol yataklarımızın aranması, rasyonel bir şekilde işletilmesi ve bu kaynakları değerlendirici endüstrilerin kurulup geliştirilmesi, ekonomi politikamızın uygulanmasında dikkat ve önemle üzerinde duracağımız hususlar arasında yer almaktadır.

Sayın Milletvekilleri,

Açıklık, güvenlik ve eşitlik prensiplerine dayanan, tam rekabet şartlarının gerçekleşmesini hedef alan ticaret politikamızın uygulanmasına devam olunacaktır.

Bu politikanın icabı olarak temel mal ve hizmetlerde veya zaruri ihtiyaç maddelerinde fiyat istikrarını sağlayacak tedbirler titizlikle uygulanacak, taban fiyat politikası ile tarım ürünlerinin değerlendirilmesine itina edilecek ve büyük müstahsil kütlelerinin korunmasına matuf destekleme alımlarına devam olunacaktır.

Üretici ve tüketicilerin teşkilatlandırılması çalışmalarına devam edilecek ve bu amaçla kooperatiflerin çoğalması, yayılması, güçlendirilmesi temin edilecektir. Sigorta sistemimizin, tarım sigortaları alanında daha geniş ölçüde bir uygulamaya imkân verecek, yurt kalkınmasına yararlı yeni yatırım kaynakları yaratacak şekilde geliştirilmesine çalışılacaktır.

Dış ticaret politikasının, ekonomik kalkınmamızın devamı bakımından büyük bir önem taşıdığına inanmaktayız. Bu amaçla ihracatı geliştirici tedbirlere, dış ticaret politikamızda büyük ağırlık verilecek, özellikle sanayi ürünleri ihracatının arttırılmasında büyük faydalar sağlayacak orta vadeli kredi vermekle görevli bir “İhracat ve Kalkınma Bankası” kurulacaktır.

İhraç mallarımıza, milletlerarası standartlara uygun ve dış pazarlarda aranılan vasıflar kazandırılması istikâmetindeki tedbirlere ve çalışmalara devam edilecektir. İhraç mallarımızın dış ülkelerde sürümünü arttıracak her türlü pazarlama çalışmaları geliştirilecek, bu konuda yeni tedbirler alınacaktır. Ekonomimizin hızla geliştirilmesi amacıyla, ithalat politikamızda, yatırım malları ve sanayiimizin muhtaç olduğu ham maddelerin tedariki hususlarına büyük önem verilecek ve bunların ithaline öncelik tanınacaktır.

Sayın Milletvekilleri,

Bu hedefleri gerçekleştirmek için, İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında prensipleri tespit edilmiş olan, vergi, bütçe ve para politikasına göre; ekonomimizin enflasyon, resesyon, deflasyon gibi arızalardan uzak kalarak istikrar içinde gelişmesini, yurdumuzun hızlı ve sıhhatli kalkınmasını, artan milli gelirin vatandaşlar arasında adil ve dengeli bir şekilde dağılımını mümkün kılacak bir mali politikanın takibine devam olunacaktır.

Bir süre önce yürürlüğe girmiş bulunan yeni “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu” hükümlerinden de faydalanılarak, bankalar ve kredi sistemi yeniden düzenlenecek, sermaye piyasasının kurulması, gönüllü tasarrufların teşviki gibi konularda tedbirler alınacaktır.

İktisadi devlet teşekküllerinin kalkınmaya katkısını artırmak için bunların, ellerindeki imkânlardan daha çok faydalanılmasını ve yeni kaynaklar yaratmalarını temin edecek ıslahat tedbirlerinin uygulanmasına devam edilecektir.

Sayın Milletvekilleri,

Hükümetimiz, hayatını sermayesinden çok emeği ile kazanan işçi, köylü ve çiftçi, esnaf ve sanatkarlarımızın ekonomik ve sosyal şartlarını iyileştirmek hususundaki çalışmalara titizlikle devam edecek, bu konuda yeni bir çok tedbirler getirecektir.

Sosyal adaletin; her şeyden önce herkesin kabiliyetine göre bir iş bulabilmesi ve geçim seviyesine uygun bir gelir sağlayabilmesi imkânının teminat altına alınması suretiyle gerçekleştirileceği inancındayız.

Bu amaçla, Plan hedeflerine uygun şekilde istihdam imkânları artırılacak, sermaye ve emek ilişkilerinin yurdumuzun kalkınmasına ve vatandaşlarımızın menfaatlerine uygun şekilde yürütülmesindeki dikkatli çalışmalara devam olunacak, çalışanların sosyal güvenlik şartlarını bugünkünden daha iyi bir hale getirmek hususunda her türlü tedbirler alınacaktır.

Yurt dışında çalışan işçilerimizin durumları ile yakından ilgilenmeye devam edeceğiz.

Aynı şekilde, köyün ve nüfusumuzun % 70 ini teşkil eden köylü ve çiftçilerimizin kalkındırılmasını, mümkün olan en kısa süre içinde refaha kavuşturulmasını, sosyal devlet anlayışımızın en tabii bir icabı saymaktayız.

Hükümetimiz, köylerimize medeni hizmetleri götürmeyi, köylüyü bu hizmetlerden yararlanacak iktisadi güce ulaştırmayı başta gelen ödevlerinden biri sayan bir anlayış içinde bunları gerçekleştirmek hususundaki çalışmalara aynı titizlikle devam edecektir.

Bu hedefe erişebilmek için, köyle ilgili yol, su, elektrik, eğitim, sağlık, kredi, fiyat destekleme alımları ve çeşitli tarım hizmetlerinde yardımcı olmak gibi hususlarda, bundan böyle de Devletin imkânlarını ekonomimize en yararlı şekilde kullanmaya itina göstereceğiz.

Tarımda üretimin artırılması ürünlerin sürüm ve satışı, uygun fiyatla değerlendirilmesi bakımından gerekli tedbirler alınacaktır. Köye hizmet götüren kuruluşlar, yılların tecrübelerinden faydalanılarak daha müessir yetki ve usullerle güçlendirilecek ve bu gayeye yönelmiş çeşitli müesseseler arasında işbirliği sağlanacaktır.

Kötü hava şartları yüzünden ödeme gücünden yoksun kalan küçük çiftçilerimizin, yıllardır birikmiş banka borçları faizsiz ve uzun vade ile takside bağlanacaktır. Böylece küçük çiftçilerimiz yeni kredi imkânına kavuşturulmuş olacaktır.

Köylü ve çiftçilerimizi yakından ilgilendiren ve yurdumuz için büyük ve hayati bir önem taşıyan, tabii ve devamlı bir servet kaynağı olan ormanlarımızın, milli ekonomimize en yararlı şekilde korunması, geliştirilmesi, işletilmesi ve değerlendirilmesi ana hedefine yönelmiş orman politikasına devam edeceğiz.

Bu suretle orman içinde ve kenarında yaşayan vatandaşlarımıza daha iyi geçim imkânlarının sağlanması hedefinin şartları da aynı zamanda gerçekleştirilmiş olacaktır.

Sahillerimizde yer yer balıkçı limanları ile çekek yerleri gibi kıyı yapılarının büyük sayıda inşaasına devam olunarak sahil köylerimizde yaşayan vatandaşlarımızın hayat şartlarının iyileştirilmesine çalışılacaktır.

Sayın Milletvekilleri,

Yurt kalkınmasına emek ve alın teri ile büyük katkıda bulunan ve sosyal bütünlüğümüzün korunmasında önemli görevleri olan esnaf ve sanatkarlarımızın iktisadi güçlerinin arttırılması, bunların daha iyi sosyal yaşama şartlarına kavuşturulması başlıca hedeflerimizden biridir.

Çalışma düzenimizin bu hedefe ulaşılmasını engelleyen tıkanıklıkları giderilecek; kredi, ham madde, alet ve edavat, eğitim, pazarlama ve sosyal güvenlik imkânlarından yararlandırma gibi konularda, günümüzün değişen ve gelişen ihtiyaçlarına uygun tedbirleri içine alan bir politikanın uygulanmasına devam edilecek ve yeni her türlü tedbirler alınacaktır.

Sayın Milletvekilleri,

Türkiye; hızlı bir şehirleşme meselesi ile karşı karşıyadır. Düzensiz bir şehirleşmenin kontrol altına alınmaması halinde, çözümünde ciddi zorluklar çekeceğimiz durumlarla karşılaşılması mukadderdir. Bunun içindir ki, imar ve iskân politikamızın hedefi, şehirleşmeyi düzenli bir şekilde sağlamak ve yerleşme merkezlerini medeni imkân ve vasıtalara kavuşturmak istikâmetine yönelmiştir. Bu maksatla, bölge ve il ölçüsünde kademeli bir yerleşmeler ağı kurma çalışmalarına hız verilecektir. Muhtelif şehirler için yapılmakta olan metropoliten planlama çalışmaları tamamlanacak, buralarda sanayi bölgeleri kurulacaktır.

Hükümetimizin mesken politikasının temel hedefi; henüz başını sokacak bir yuvaya kavuşamamış aileleri, meşru ve hukuki yollardan ev sahibi yapmaktır. Devlet ve fert güçlerinin yanyana gelmesiyle vatandaşın mesken ihtiyacının mümkün olan en kısa zamanda giderilebileceğine inanmaktayız. Bu maksatla, mesken kredileri faizlerinin kısmen veya tamamen Devlet bütçesinden karşılanmasını mümkün kılacak bir sistemi uygulamak kararındayız.

Bu arada, gecekondu yapımını nizam ve kontrol altına alan çalışmalarımıza da devam edeceğiz.

Ucuz arsa, proje, faizsiz kredi, geliştirilmiş yapı sistemleri çalışmalarımızla ve bunların yanında aldığımız diğer sosyal ve ekonomik tedbirlerle gecekonduların yapımı ve yayımı önlenirken, mevcut gecekonduların yol, su kanalizasyon ve elektrik gibi kamu hizmetlerini en kısa zamanda tamamlamak amacını güden faaliyetlere hız vereceğiz.

Diğer taraftan, tabii afetler karşısında daha süratli ve güçlü olarak afetzede vatandaşın yanında ve hizmetinde bulunmak kararındayız. Vatandaşın güvenlik içinde yaşaması ve felaket anında Devletin bütün imkânlarıyla afetzedelerin yardımına koşacağından, kimseyi aç ve açıkta bırakmayacağından emin bulunması; bu konu ile ilgili çalışmalarımızın ana hedefini teşkil etmektedir. Afet vukuunda; emniyet, sağlık, iaşe ve geçici barınak gibi tedbirler manzumesi, yurdun en ücra köşelerine kadar ulaşacak tarzda yeniden düzenlenecek, ilgili kuruluşlar arasında koordinasyon sağlanacak ve yardım tedbirleri süratle uygulanacaktır.

Afetler dolayısıyla ekonomik gücünü kaybetmiş vatandaşların, yeni yerleşme yerlerine, modern, fenni ve sıhhi konutlara kavuşmalarına ve ekonomik güç kazanmalarına yardım edeceğiz. Bu yardımların, büyük ölçüde karşılıksız olmasına çalışacağız.

Sayın Milletvekilleri,

Bütün vatandaşlarımızı sağlık hizmetlerinden en geniş şekilde faydalandırmak; hizmeti vatandaşın ayağına götürmek, halkın sağlık bilgisini arttırmak, koruyucu hekimliğe öncelik vermek, tedavi hekimliğini tamamlayıcı bir unsur olarak kabul etmek ve yürütmek, maddi imâandan yoksun olanlarla bakıma muhtaç, kimsesizleri, sakatları, küçükleri, ihtiyarları ve dar gelirli vatandaşları parasız tedavi imkânlarına kavuşturmak, ana hedefimizdir.

Kademeli olarak tatbik edilecek bir sağlık sigortası sistemi geliştirilecektir.

Sosyal ve ekonomik yönden çeşitli bölgelerde farklı gelişme şartları gösteren yurdumuzda, en kısa zamanda bu farklılığın ortadan kaldırılması ve Türkiye’nin bütün bölgelerinin tüm olarak çağdaş medeniyet seviyesine çıkarılması hedefimizdir. Bu hususta özel bir önemle üzerinde durduğumuz bir konuda, Doğu Bölgesinin kalkınması meselesidir.

Bu sebeple, memleketimizin ekonomik ve sosyal kalkınmasına ait plan uygulanırken, geri kalmışlığın yaygın ve tesirli olduğu bölgeler arasında özel bir durumu olan bu bölgede eğitim, tarım, ulaştırma, sağlık hizmetleri, elektrik enerjisi üretimi ve dağıtılması, kredi politikasının uygulanması ve çeşitli yatırım ve kalkındırma projelerinin ve sulama programlarının gerçekleştirilmesi gibi konularda özel tedbirler alınmasını lüzumlu görmekteyiz.

Bu mülahaza ile kararlaştırılan tedbirler aşağıda sıralanmıştır.

1. Eğitim tesislerinin çoğaltılmasına devam olunacaktır. Bu arada, bölgede kurulmakta olan Atatürk Üniversitesi kuruluşunun tamamlanmasına gayret edilecek ve kurulmasına başlanılan Diyarbakır Üniversitesinin bir an önce tamamlanması için gereken gayretler gösterilecektir.

2. Bölgede kurulmasına başlanmış olan yatılı bölge okullarının sayısı çoğaltılacak, bu okullara, ilkokuldan sonra yerine göre ortaokul veya sanat okulu kısımları ilave olunacaktır.

3. Bölgede kurulmasına başlanılan tarım, hayvancılık ve orman okulları ikmal olunacak ve sayıları arttırılacaktır.

4. Bölgede yeniden teknik okullar ve yüksek teknik okullar açılacaktır.

5. Bölgenin ulaşım imkanları süratle geliştirilecek, anayol şebekesi tamamlanacak ve her mevsimde geçit verir hale getirilecektir.

6. Bölgede mevcut hava meydanlarına yenileri eklenmek suretiyle hava ulaşımının şümulü genişletilecek ve senenin daha uzun bir süresince hava ulaşımı için gerekli tedbirler alınacaktır.

7. Bölgenin transit ulaşım imkânları arttırılacaktır. Yeni transit ulaşım hizmet merkezleri ve hudut kapıları açılacaktır.

8. Ana ulaşım şebekesi dışında daha küçük merkezlere ve köylere ulaşım imâanları arttırılacaktır

. 9. Sağlık hizmetlerinin sosyalizasyonunda görülen aksaklıklar giderilecektir.

10. Şehir ve kasabalardan başlamak üzere bölgedeki bütün merkezlere enterkonekte şebeke ulaştırmak suretiyle elektrik götürülecektir.

Keban Barajı, Dicle ve Fırat ile diğer sular üzerinde kurulacak santrallerden bütün bölge faydalanacaktır. Sanayileşmenin zaruri gereği olan elektrik enerjisinin bölgeye yayılması, bölgenin kalkınmasında en önemli unsurlardan biri olacaktır.

11. Bölgenin kalkınması için imtiyazlı bir kredi politikası kabul olunmuştur. Bu politikanın tatbikine devam olunacaktır.

12. Bölgede yeni iş imkânları yaratacak çeşitli tesislerin kurulmasına devam olunacaktır.

13. Bölgenin tabii kaynakları geliştirilmek suretiyle yeni iş imkânları yaratılacaktır. Bu arada maden, toprak ve su kaynaklarının ve ormanların geliştirilmesine özel önem verilecektir.

14. Bölge için hazırlanmış bulunan özel hayvancılık projesinin tatbikatına devam olunacaktır. Bu projenin tatbikatında hayvan besiciliğinden başlayan ve satışa kadar devam eden her safha ele alınacaktır. Bu cümleden olarak et kombinaları, süt tesisleri, yem fabrikaları, deri işleme tesislerinin kurulmasına devam olunacaktır.

Hayvan yetiştiriciliği ve hayvan ürünlerini kullanan işletmeler, özel kredi şartlarıyla teşvik edilecektir.

Komşu ülkelere canlı hayvan ve et ihracına devam olunacaktır. Hayvancılıkla iştigal eden köylü ve müstahsilin eline alınterinin karşılığının geçmesini sağlayan her türlü tedbire müracaat olunacaktır.

15. Bölgede, gıda ve istihlak maddeleri sanayii geliştirilecektir. Esasen satınalma gücü çok sınırlı olan bölge halkının istihlak ettiği bazı mamullerin uzak mesafelerden taşınması önlenecek, böylelikle, hem yeni iş imkânları açılmış hem de istihlak malları makul fiyatlarla bölgeden sağlanmış olacaktır.

16. Bölgede, veteriner hizmetleri geliştirilecek, bu hizmetler köylere kadar götürülecek ve hayvan sağlığı ile ilgili yeni merkezler açılacaktır.

17. Bölgede, ucuz yakacak tesisleri geliştirilecektir.

18. Bölgenin hububat yetiştirilmesine müsait olmayan kısımlarında her mevsim kafi miktarda hububat bulundurulacak şekilde, toprak mahsulleri hizmetleri genişletilecektir.

19. Köylüye açılan zirai kredilerin daha verimli olması sağlanacak, besi kredisi daha yaygın hale getirilecektir.

20. Büyük sulama programlarının tatbikatı hızlandırılacaktır.

21. Köy hizmetleri (yol, su, okul, elektrik) gittikçe genişleyen bir program dahilinde yürütülecektir.

İçme sularından mahrum bölgeler, özel projelerle, çok kısa zamanda içme suyuna kavuşturulmaya devam olunacaktır.

22. Sanayi siteleri ve çarşıları kurulmasına devam edilecektir.

23. Turizm gelişmesine hizmet edecek tesisler çoğaltılacaktır.

24. Demiryolu ulaşımı, bölgenin bütün merkezlerinde daha iyi hizmet edecek şekilde ıslah olunacak, bu arada tren seferleri dizel lokomotiflerle yapılacaktır.

25. Topraksız köylünün toprağa kavuşturulmasına ve eline geçen toprağı muhafaza edecek şekilde cihazlandırılmasına gayret sarfedilecektir.

26. Milli plan mefhumundan uzaklaşmamak şartı ile ve bölgenin imkânlarını, ihtiyaçlarını daha ileri ölçüler içerisinde tespit etmek maksadıyla ve elde edilen neticeleri milli plan şümulü içinde kıymetlendirerek, Doğu Bölgesi için özel bir plan yapılacaktır.

27. Doğu kalkınmasında devamlılık ve sürati sağlamak amacıyla, daha çok sayıda teknisyenin, bölgede çalışması için gerekli tedbirler alınacaktır. Az gelişmiş bütün bölgelerde hizmet gören her çeşit görevlinin, huzur içinde çalışabilmesi imkanları hazırlanacaktır.

Muhterem Milletvekilleri,

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, yurdumuza yönelebilecek her türlü tehdidi karşılayabilecek ve milli menfaatlerimizi koruyacak şekilde ve aralıksız olarak cihazlanması için alınan tedbirlere devam olunacaktır.

Silahlı Kuvvetlerimizin, kendi kumanda zinciri içerisinde öğretim, eğitim ve moral seviyesini daimi olarak yüksek tutmak için alınan tedbirlere devam edilecektir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin ikmal hizmetleri, sürekli ve güvenilir bir şekilde yürütülecektir.

Silahlı Kuvvetlerimizin hazarda iskân edildiği sahalardaki tesislerinin modernleştirilmesine ve yeni kışlalar, hastaneler ve eğitim tesisleri yapılmasına devam olunacaktır.

Şehirlerden uzak birliklerin kurulduğu yerlerden ve hudut karakollarından başlamak üzere girişilen subay ve astsubay lojmanları ile sosyal tesislerin yapımına devam olunacaktır.

Harp silah vasıtalarından memleketimizde yapılması mümkün ve lazım olanlar ile ilgili sanayiin geliştirilmesi için özel bir program uygulanacaktır.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin teşkilat; personel ve eğitimini geliştirecek tasarıların kanunlaşmasınaçalışılacaktır

. Sayın Milletvekilleri,

Dış politika alanında faaliyetimizin istinad edeceği esaslar ve takip edeceğimiz hedefler üzerinde de önemle durmak isteriz.

Dört yılı aşkın bir süredir izlenmiş olan dış politikanın, milli menfaatlerimizin karşılanmasında ve Türkiye’nin milletler camiası içinde muteber ve nafiz bir mevki kazanmasında kaydettiği başarıyı göz önünde tutan Hükümetimiz, aynı istikâmette yapıcı faaliyet gösterecek ve icraatında çok yönlü ve barışçı bir politika anlayışını hakim tutacaktır. Açıklık ve devamlılık Türk dış politikasının temel vasıfları olmakta devam edecektir.

Bu esaslara dayanan dış politikamızın her zamanki gibi en önemli hedefi, memleketimizin güvenliği en müsait şartlar içinde bulundurmak olacaktır.

Gerek bulunduğumuz bölgede, gerek dünyanın diğer taraflarında barış ve istikrar sağlayıcı şartların doğmasının ve muhafazasının kendi güvenliğimizle de yakından ilgili olduğunu müdrik olarak, bu vâdide sarfedilecek çabalara destek ve yardımcı olacağız.

Devletler arasında barışçı münasebetlerin gelişmesine ve işbirliği zihniyetinin yerleşmesine katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Milletlerarası ilişkilerimizin genişliğine ve derinliğine geliştirilmesine gayret edeceğiz

. Batı ve Doğu alemleri arasında gerginliklerin azalması ve ihtilaflı konuların zaman içinde halli maksadıyla sarfedilecek gayretlere, Türkiye de samimiyetle katılacaktır. Avrupa’da güvenliğin ve itimadın artmasının dünya barışı bakımından birinci derecede önem taşıyacağına inanıyoruz.

Nükleer silahları da kapsayacak şekilde şimdiye kadar gerçekleştirilenlerden daha ileri ve tesirli silahsızlanma tedbirlerinin süratle alınmasının genel barış ve güvenlik davasına en gerçek katkıyı yapacağına inanmış olarak, bu alanda girişilecek her türlü yapıcı çabayı destekleyeceğiz

. Birleşmiş Milletler Teşkilatının insanlığın daha iyi bir dünya nizamına kavuşma arzusunun tahakukunu sağlayacak müessiriyete kavuşturulması maksadıyla gayret sarfından Türkiye hiçbir zaman geri kalmayacaktır. Milletlerarası münasebetlerimiz içinde özel bir yeri olan ve insan haysiyetine önem veren bir demokratik felsefe ortaklığından ve siyasi ve askeri tesanüd bağlarından kuvvet alan Batı memleketleriyle ilişkilerimizin, yakın dostluk ve sıkı işbirliği havası içinde gelişmeye devam etmesi, üzerinde dikkatle duracağımız bir husus olacaktır.

Bu meyanda Amerika Birleşik Devletleri, Federal Almanya Cumhuriyeti, İngiltere, Fransa ve İtalya ile ilişkilerimizin ayrı bir önem taşıdığını belirtmek isteriz.

Avrupa’da güvenliğin gerçek manada teessüsüne değin, mensubu bulunduğumuz Batı aleminin güvenliğini ve kıt’ada dengeyi ve istikrarı sağlamak bakımından, NATO ittifakının müessir ve yapıcı bir rol oynamaya devam edeceğine inanıyoruz.

Milletlerarası münasebetlerimizin çerçevesini genişletmeyi öngören çok yönlü bir politika anlayışı içinde Doğu alemi dediğimiz gruba dahil memleketlerle, Arap memleketleriyle, Asya - Afrika ve Latin Amerika ülkeleriyle ikili ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz.

Egemenliğe, bağımsızlığa ve toprak bütünlüğüne saygı, hak eşitliği ve içişlerine karışmama prensipleri dairesinde komşu ülkelerle ilişkilerimizin gösterdiği gelişmenin devamına itina edeceğiz. Bu meyanda Sovyetler Birliği ve Balkan memleketleriyle sıhhatli bir zemin üzerinde inkişaf halinde bulunan münasebetlerin, dünyanın bu bölgesinde itimat ve anlayış havasının takviyesine önemli bir katkı sağlayacağına inanıyoruz.

Bütün Orta Doğu memleketleriyle gelişen münasebetlerimiz çerçevesinde İran ve Pakistan ile, RCD ve CENTO gib teşekküllerin sağladığı çok taraflı işbirliği zemininden de kuvvet alarak gelişme gösteren sıkı dostluk ve kardeşlik münasebetlerimizin her sahada, bundan böyle de yapıcı ve semereli bir muhtevada sıkılaşmaya devam edeceğinden eminiz.

Çeşitli bağlarla bağlı bulunduğumuz Arap memeleketleriyle münasebetlerimizin, son yıllarda karşılıklı arzu ve gayretle tesis edilen dostluk ve anlayış havası içinde ticari, iktisadi ve kültürel alanlarda geliştirilmesi için gayret sarfedeceğiz.

Arap - İsrail ihtilafında bugüne kadar takip edilen esaslara uygun bir politika izlemeğe devam edeceğiz. Orta Doğuda her ülkenin yararına sürekli bir barışın kurulabilmesi için, silah kuvvetiyle toprak kazancı sağlanması ve çözümlerin emri vakilerde aranması gibi metodlara iltifat edilmemesi geretiği görüşündeyiz.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilmiş bulunan kararların bölgede istikrarı ve adil bir barışı tesise imkân verecek esasları ihtiva ettiğine inanıyoruz. Adil bir çözümün Arap memleketlerinin meşru hak ve menfaatlerini gözetmesi gerekeceği kanaatındayız.

Günümüzdeki tehlikeli ihtilafın siyasi bir hal şekline kavuşması maksadıyla girişilecek her türlü teşebbüsü desteklemek ve bize terettüp eden gayreti göstermek kararındayız.

Milli davamız Kıbrıs meselesinin, Türk cemaatinin ve Türkiye’nin hak ve menfaatlerine uygun bir şekilde halledilmesi hedefimizdir.

Kıbrıs konusunda meydana gelen yeni gelişmeleri büyük bir dikkatle izlemekteyiz. Acı tecrübelerden geçildikten sonra ulaşılabilmiş olan barışçı müzakere ortamının korunabilmesi ve bu yoldan bütün ilgili tarafların yararına olacak nihai ve adil bir çözüme gidilebilmesi için Hükümetimiz kendine düşen gayretleri göstermeye devam edecektir. Ancak böyle bir sonuca varabilmek için, bütün diğer tarafların da samimi ve yapıcı gayretlerini esirgememeleri gerekeceği muhakkaktır.

Kıbrıs meselesinde çeşitli yollar denenmiştir. Sonuç ve başarı sağlamayan baskı metodlarına avdet suretiyle netice almak niyetlerinin çıkar yol olmadığının açıklıkla anlaşılmış olması gerekir. Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluş esasları ve mevcut denge çerçevesinde bir çözüme ulaşılması mümkündür. Hükümetimiz bu husustaki tutumunu sonuna kadar muhafaza edecektir.

Kıbrıs meselesinin kendi gerçeklerine uygun niyet ve vasıtalarla ve tarafların mevcut ve meşru haklarına riayet suretiyle bir çözüme bağlanması Kıbrıs'taki iki cemaat kadar Türkiye ile Yunanistan arasında da gerçek bir işbirliğine ve iyi münasebetlerin takviyesine imkân verebilecektir.

Hükümetimizin, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da cemaatımızın haklarının ve milli menfaatlarımızın gerektirtiği azim ve irade ile milletimizin dileklerine ve temennilerine cevap verecek bir tutum ve şuur içinde hareket edeceğinden asla şüphe edilmemelidir.

Sayın Milletvekilleri,

Ticari ve İktisadi münasebetlerimizin Türkiye ekonomisinin ihtiyaçlarına ve kalkınma davamızın gereklerine uygun bir düzeyde yürütülmesi amacımızdır. Diğer ülkelerle gerek ikili, gerek çok taraflı olarak yürütülmekte olan ticari ve ekonomik münasebetlerimizin, bu hedeflere uygun şekilde geliştirilmesi için hiçbir gayret sarfından geri kalmıyacağız.

İktisadi ve sosyal kalkınmamızın temel unsurlarından birini teşkil eden bilimsel ve teknik gelişme için gerekli kaynaklardan bir kısmının, iki ve çok taraflı teknik ve bilimsel dayanışma yoluyla sağlanmasına büyük önem atfetmeye devam edeceğiz.

Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklığımız yeni bir dönemin eşiğine varmış bulunmaktadır. Ekonomik, sosyal ve politik önemi gün geçtikçe kıymet kazanan bu ortaklığın, menfaatlerimize en uygun şekilde geliştirilmesinin gayreti içindeyiz.

Bu anlayışla yürütmekte olduğumuz Geçiş Dönemine giriş müzakerelerini müspet sonuçlara bağlamayı ümit ediyoruz ve ulaşacağımız bu ileri merhalenin olumlu şartlar içinde ekonomimizin kazanacağı yeni dinamizmin kalkınma gayretlerimize önemli katkılarda bulunacağına inanıyoruz.

Ülkemizin geleceğini büyük ölçüde ilgilendiren ortaklığımızı tam bir başarıya ulaştırmak üzere İktidar olarak gösteregeldiğimiz her türlü gayrete devamla, Kalkınma Planımız çerçevesinde, sanayiimizin ve tarımımızın geçiş döneminin şartlarına süratle ve kolaylıkla intibakını sağlamak için, ekonomik, mali ve idari alanlarda gerekli olan tedbirleri almaya kararlıyız.

Sayın Milletvekilleri,

Huzurunuzda arz ve izah etmekte olduğum siyasi icraat programımız, bizi millet iradesinin tercihlerinden iktidar vazifesine kadar getiren dürüst bir inanç disiplininin azimle devam ve teyidini ifade etmektedir. Kabul ve müdafaa ettiğimiz prensipler ve siyaset felsefesi Türk milletinin yüz yıllar boyu birikmiş hakiki ihtiyaç ve arzularından ilhamını almış köklü inançlara dayanmaktadır. Günün politik şartlarının kolayca yön deşiştirebilen heves ve eğilimlerine değil, memleketimizin gerçeklerine ve tarihi gelişimine uygun olarak, vatandaşların sağduyusundan ve vicdanından Partimizin Programına ve Seçim Beyannamemize intikal etmiş bir fikir ve dava manzumesidir.

Adalet Partisi iktidarı olarak memlekette emniyet, asayiş, huzur ve güven sağlayıcı bir hukuk devleti ortamı içinde istikrarın daima savunucusu olduk. İnsan hak ve hürriyetlerine karşı saygılı dürüst bir idarenin memlekette iyi örnekleri vardir. Demokratik rejimin tam bir açıklık içinde yürütülmesine büyük önem verdik. Haksızlığın, adaletsizliğin, eşitsizliğin, faziletsizliğin hiçbir zaman koruyucusu ve savunucusu olmadık ve olmayacağız. Vatandaşla idare ilişkilerinde eşitlik, tarafsız ve adil muamele esaslarını, her türlü iltimas, kayırma ve baskının önlenmesi için en kesin tedbirlerin, şimdiye kadar olduğu gibi alınmasına ve hassasiyetle takibine devam olunacaktır. Bu tutumumuzun aksine davranışlara hiç bir suretle müsamaha edilmeyeceğini bir kere daha açıkça ifade etmeyi vazife biliyoruz. Şuna inanıyoruz ki başta hür basın ve vatandaşların hak arama hürriyeti olmak üzere, Anayasadan kuvvet alan müesseseler, bu memlekette hem dürüst idarenin, hem de vatandaş haysiyetinin karşılıklı yeter teminatını teşkil etmektedir.

Öngördüğümüz ıslahat tedbirleriyle devlet çarkının daha iyi ve süratli işlemesini sağlayacağız. Kırtasiyeciliği ortadan kaldırmak, devlet dairelerini israftan korumak, devlet iktisadi teşekküllerini daha verimli hale getirmek, birçok kamu hizmetlerinin yerinde ve süratle görülebilmesi için mahalli idareleri müessir yetkilerle teçhiz etmek hususlarında gerekli tedbirler alınacaktır. Millet Meclisinin Muhterem Üyeleri,

Büyük Türkiye yolunda milletimizin dehasından, yurdumuzun imkânlarından ve rejimin faziletlerinden ümitsizliğe düşmek için hiç bir sebep yoktur. Köklü ve tarihte hiçbir zaman silinmemiş bir millete mensubuz. Çok çeşitli kaynak ve imkânları olan bir yurda sahibiz. Aziz vatanımızı koruma ve kalkındırma azmiyle yanan bir milletimiz var. Elinden tutulduğu ve kendisine yol gösterildiği zaman bu milletin yenemiyeceği hiçbir güçlük tasavvur edilemez.

İnancımız odur ki, aziz milletimizle beraber hepimizin ruhunu saran büyük, mamur ve müreffeh Türkiye ideali etrafında ve bu ideale doğru birlik ve beraberliğimiz, bütün aksine gayretlere rağmen, bugün her zamankinden daha kuvvetlidir ve gittikçe daha da kuvvetlenecektir. Çünkü barış içinde daha mutlu ve müreffeh bir dünyaya doğru ilerlemekte ve değişmekte olan insanlık ailesinin şerefli bir uzvu olarak Türk Milleti, ilhamını büyük Atatürk'ten aldığı birlik ve beraberlik şuuru içinde medeniyet ve terakki savaşının asil heyecanını duymaktadır. Mamur ve müreffeh büyük Türkiye idealinin gerçekleşmekte olduğunu gösteren delilleri millet görmekte, bu ideale hizmet edenlere güvenini esirgememektedir. Aslında kendi tarihi emellerinin ve yaratıcı gücünün eseri olan bütün bu hizmet ve gayretlerin sahipsiz kalmaması için aziz milletimiz bu hizmetlere layık evlatlarını seçmesini ve iş başına getirmesini bilmiştir. İktidarımızın da bu teveccühe liyakatini ispat ederek büyük tarihi eserin daha da yücelmesi için şevkle hizmete devam imkânlarını yaratacağına inanmaktayız. Hükümetimiz yüksek Meclisin güvenine mazhar olduğu müddetçe milletimizi mutlu kılma, mamur, müreffeh ve güçlü Türkiye'yi inşa etme yolundaki programını gerçekleştirmek için başarının teminatına kavuşmuş olacaktır.

Sayın Milletvekilleri,

Hükümetimizin, demokratik rejimin bütün icaplarına saygılı olarak ve tam bir açıklık içinde gerçekleştirmeye çalışacağı konuları yüce huzurunuzda arz etmiş bulunuyorum.

Siyasi, iktisadi istikrar içinde başarıya ulaşmamızı engelleyecek bir durum tasavvur olunamaz. Milletimizin gücünü ve azmini imkân ve kaynaklarımızla birleştirerek büyük ve mutlu Türkiye hedefine ulaşma gayretlerinden uzak kalmamanın bu çatı altına millet iradesiyle gelmiş ve milletin kaderine birlikte el koymuş bulunan hepimiz için bir vatan borcu olduğuna samimiyetle inanıroyuz.

İşbirliği ve beraberlik ruhu içinde, istikrar, hizmet ve kalkınma devrini devam ettirmek kararındayız.

Hizmetlerimizin Türk milletine mutlu ve hayırlı olmasını ve bu kutsal amaçta Cenabı Hakkın cümlemize yardımda bulunmasını niyaz ediyorum.

Takdir Yüce Heyetinizindir. Saygılarımı sunarım.