IX. İnönü Hükümeti Programı

Millet Meclisinin Sayın Üyeleri,

Yüce huzurunuzda bulunmakla şeref duyan yeni Hükümetin programını sunuyorum.

Hükümet, siyâsi tarihimizde yer alan karma Hükümet teşebbüslerinin bir yenisidir ve Büyük Mecliste temsil olunan üç siyâsi partinin ve bağımsızların sorumlulukları ile kurulmuştur.

Türkiyemiz; sosyal ve ekonomik şartlar itibariyle gelişme halinde bir memlekettir. Bu gelişmenin istikrarlı ve süratli bir şekilde devam etmesi, gelişmiş ülkelerle aramızdaki mesafenin en kısa zamanda kapatılabilmesi için milli hayatımızda ve Devlet idaresinin çeşitli dallarında sağlam esaslara dayanan ıslahat ihtiyaçları ile karşı karşıya bulunmaktayız.

Hükümetimiz, yüklendiği sorumluluğun bu yönlerden taşıdığı önemi kavramış olarak vazifeye başlamaktadır. Bu yüklü çalışmalarımız ve gayretlerimizde, büyük Meclisin ciddi, samimi ve bilgili yardımları başarımızın teminâtını teşkil edecektir.

Başlıca konularda takip edilecek Hükümet politikasının esasları üzerinde, koalisyona katılan grupların önceden açık mutabakatlara varmaları suretiyle kurulan Karma Hükümet, Anayasa rejimini kökleştirme ve demokratik nizam içinde kalkınmayı gerçekleştirme yolunda atılmış bir adımdır.

Uzun yıllardanberi Türkiye’nin çok partili demokrasi hayatına hakim olan başlıca tartışma konuları artık geride kalmıştır. 27 Mayıs’tan sonra kabul edilen yeni Anayasa ve bu Anayasa’ya uygun olarak seçimlerden önce ve sonra çıkarılan önemli kanunlarla, bu tartışma konularının çoğu, sağlam hal şekillerine bağlanmış bulunmaktadır.

Bugün Anayasa’ya aykırı olduğu iddia edilen kanunlar için kazai murakabe yolu açılmış, Anayasa Mahkemesi kurulmuş, üyeleri seçilerek yüksek görevlerine başlamışlardır.

Yıllarca mücadele konusu olan adaletin bağımsızlığı, Yüksek Hakimler Kurulu teşkili hakkındaki Kanunla, tam teminâta kavuşturulmuştur.

Basın hürriyeti teminât altındadır. Demokratik esaslara uygun bir toplantılar rejimi getirmeği hedef tutan yeni bir tasarı Yüce Meclistedir.

Seçim sisteminde adalet ve seçimlerin güven verici şekilde yürütülmesi davası halledilmiştir.

İdarenin tarafsızlığı ve haksız siyâsi baskılardan masun olarak çalışması yolunda büyük mesafe alınmıştır.

Radyo, tek taraflı propaganda vasıtası değildir.

Üniversiteler ilim hürriyetine ve akademik teminâta sahiptir.

Son 16 yılın tecrübelerine insafla bakılırsa görülecektir ki, Türkiye’de demokratik rejimin canlılığı ve yaşama gücü konusunda hiçbir tereddüde yer bırakmayacak mesafeler alınmış; çetin imtihanlardan milletçe başarıyla çıkılmış ve bugün, çok partili hayata girdiğimizdenberi çekişme konusu olan başlıca şikayet sebeplerinin ortadan kalktığı bir merhaleye ulaşılmıştır.

Sayın Milletvekilleri,

Demokratik rejim içinde planlı ve hızlı kalkınmayı gerçekleştirme yolunda esaslı temeller atılmıştır. Karma Hükümet, Türkiye’nin iktisâdi, sosyal ve kültürel alanlarda çetin meselelerle karşı karşıya bulunduğunu ve büyük hamlelere muhtaç olduğunu bilerek; bütün bu hamlelerin demokratik nizam içinde yapılabileceği ve Türk toplumu için başka bir yaşayış şeklinin düşünülemeyeceği inancı ile görevine başlamaktadır.

Aziz Milletvekilleri,

Karma Hükümete katılan partiler ve bağımsızlar Devlet hizmetinde takip edecekleri siyâset yolları ve açık ilkeler üzerinde anlaşarak huzurunuza gelmişlerdir. Öyle zannediyoruz ki, bu suretle, karma hükümeti teşkil eden partilerin Meclis Grupları arasındaki çalışmalarının ahenk ve istikrar içinde yürütülmesi bakımından, ileri bir netice elde edilmiş bulunmaktadır.

Koalisyona katılan siyâsi partilerin bir müşterek protokol ile tespit ettikleri ve Hükümet programına esas teşkil eden bu ilkeleri, bir kere daha arzetmekle şeref duyarım.

Türkiye’de rejim Atatürk devrimleri üzerine kurulmuş bir demokrasi idaresidir. Anayasamız’da tarifini bulan Atatürk milliyetçiliği ve laik Devlet idaresi esastır.

Hükümetimiz aşırı sağcılık ve solculuk akımlarına karşı koyacaktır. Karma Hükümet, memleketin kaderini demokratik rejimin payidar olmasıyla sıkı sıkıya ilgili görmekte ve Anayasanın mutlak hakimiyetini sağlamayı başta gelen vazifesi saymaktadır.

Bu görüşümüzün tabi sonucu olarak, demokratik rejimi tehlikeye düşürecek ve Anayasa hakimiyetini zedeleyecek mahiyetteki hiç bir tahrike müsamaha etmeyeceğiz.

27 Mayıs ihtilali, meşruluğunu kaybetmiş bir idareye karşı Türk Milletinin direnme hakkını kullanmasıdır. Bu hareket amacına ulaşmış ve memlekette demokratik Cumhuriyet nizamının yeniden kurulmasını sağlamıştır.

Hükümetin siyâseti, 27 Mayıs devriminin meşruluğunu gölgeliyecek her türlü hareketlerin karşısında bulunacaktır.

Yeni Anayasamız, Türk topluluğunun yeni dünya görüşünü ve gelişen iktisâdi, kültürel ve sosyal emellerini sinesinde toplamıştır. Anayasanın istediği yeni müesseseleri tamamlamak ve işaret ettiği milli hedefleri gerçekleştirmek, başlıca vazifemiz olacaktır.

Karma hükümetlerin vatandaşlar arasında siyâsi münasebetleri zararlı bir çekişme haline gelmekten korumak istidadında oldukları tecrübe edilmiştir. Yeni Hükümetimiz zamanında da, memleketteki siyâsi partilerimiz arasında münâsebetlerin salim ölçülerde yürümesine önem vereceğiz.

Büyük Mecliste iktidar ve muhalefet münasebetlerinin vatanda ve vatandaşta huzuru ve güveni sağlayacak tabiatta olması için, hükümet elinden gelen gayreti sarfedecektir. Bütün siyâsi partilerimizin ve Türkiye Büyük Millet Meclis üyelerinin Büyük Meclisten memlekete güven, itibar ve kuvvet dağılmasındaki ehemmiyeti takdir ettiklerini bilen hükümet, kendisine düşen vazifeyi ifada titiz bir dikkat gösterecektir.

Millet Meclisinin Sayın Üyeleri,

Demokratik nizam içinde iktisâdi gelişmenin başarılmasını milletçe büyük davamız sayıyoruz.

İktisâdi gelişme halindeki memleketlerin meseleleri ile karşı karşıya bulunan memleketimizin iktisâdi ve sosyal davalarını süratle halletmek için gerekli bütün tedbirlerin, kısa vadeli ve dar parti mülâhazaları dışında, memleketçi bir görüşle ele alınması lüzumuna inanıyoruz.

Türk ekonomisinin, kalkınma hedefine, özel teşebbüsün ve Devlet sektörünün yan yana ve ahenkli şekilde çalışacağı bir ekonomik düzen içinde ulaşacağına ve özel teşebbüsün yaratıcı gücünden olduğu kadar, devletin kalkınma yolundaki vazgeçilmez gayretlerinden de ahenkli şekilde faydalanma lüzumuna kaniyiz.

Özel mülkiyetin Anayasa himayesi altında bulunması ve özel teşebbüsün güven içinde çalışması, hürriyet içinde kalkınmanın şartıdır.

Kalkınmanın, plan ve program içinde ve halen yürürlükte olan (Plan Hedefleri ve Stratejisi) kararındaki esaslar dahilinde gerçekleştirilmesi lüzumuna inanıyoruz.

Bu temel kararda da açıkça belirtildiği gibi, özel teşebbüsün yatırımlarının artırılması, hızlı ve muvazeneli kalkınmanın gerektirdiği sahalara yöneltilmesi Devletçe teşvik edilecektir. Ancak bu teşvik, kabul ettiğimiz iktisâdi ve siyâsi düzenle bağdaşamıyacak olan doğrudan doğruya müdahale usulleriyle değil, maliye ve kredi politikası, sermaye piyasasının teşekkülü, yol gösterme, teknik bilgi sağlama gibi usullerle yapılacaktır.

Devlet, iktisâdi alandaki vazifelerini yaparken, özel teşebbüsün yatırım şevkini veya güven ve istikrar içinde çalışma imkânlarını engelleyici, kırtasiyeci ve frenleyici lüzumsuz müdahalelerden uzak kalacaktır.

Devletin iktisâdi politikasında açıklık ve kararlılık esas olacak maliye, para, fiyat, dış ticaret ve yatırım politikaları ve bunların tatbikatı, özel teşebbüse, uzağı görme ve devamlı bir güven duygusu içinde çalışma imkânı sağlıyacak şekilde tanzim edilecektir.

Sadece özel sektörü iktisâdi ve sosyal gelişmenin vasıtası saymak davayı halle yetmiyeceği için, Devlete de iktisâdi hayatta önemli bir mevki tanımak, memleketimizin gerçeklerinden doğan bir zarurettir.

Devlet eliyle yapılacak işlerde esas prensibimiz, stratejik yatırımları, uzun süreli gelişme için gerekli yatırımları ve özel teşebbüsün gerçekleştiremediği yatırımları yapmak olacaktır.

İktisâden gelişmiş memleketlerle aramızdaki büyük mesafenin gitgide genişlemesi yerine, daralmasını sağlayacak bir kalkınma hızını gerçekleştirerek, Türk toplumunu gerekli refah seviyesine ulaştırabilmek için, gayri safi milli hasıladan gerekli miktarın yatırımlara ayrılması zaruri olduğuna göre, umumi yatırım hacminin lüzumlu seviyeye ulaştırırması esastır.

İktisâdi kalkınma politikasının sosyal adalet ilkesini gözönünde tutması lazımdır.

Muvazeneli gelişme ve sosyal adalet cihetinden önemli gördüğümüz konulardan biri de, memleketimizin çeşitli bölgeleri arasında iktisâdi fâaliyet hacmi ve gelir seviyesi bakımından mevcut olan büyük farkları ortadan kaldırmağa çalışmaktır. Bunun için, Plan Hedefleri ve Stratejisinde yer almış bulunan tedbirlerin ciddi bir şekilde tatbike konulmasını, Karma Hükümet yurdumuzun geri kalmış bölgelerinde yaşayan vatandaşlara karşı önemli bir vazife olarak kabul edecektir. Gerek beş yıllık planda, yıllık programlarda ve bölge planlaması çalışmalarında, bu husus öncelikle gözönünde tutulacaktır.

Türk ekonomisinin yılda ortalama % 7 civarında bir gelişme hızına kavuşabilmesi ve muvazeneli bir kalkınmanın sağlanabilmesi için, Devlet yatırımları uzun vadeli plan ve programlara bağlanacaktır. % 7 gelişme hızından fedakârlık yapmamak kararındayız.

Hazırlanmakta olan 1963 - 1967 devresine ait ilk beş yıllık plan, bu temel prensiplerin ışığı altında, Hükümetçe incelenip yüksek Meclise sunulacaktır.

Kamu harcamlarında yatırımlara öncelik verilecek, daha çok istihlâk mahiyeti arzeden harcamaların kalkınma hızını tehlikeye düşürecek şekilde artmaması önemle gözönünde tutulacaktır.

Kalkınmanın, istikrarlı bir mali siyâsetle mümkün olacağına inanıyoruz. İktisâdi gelişmeyi tahrik ve teşvik eden genişleyici bir iktisat politikası takip edilmekle beraber, kaynakların israfına, istikrarsızlığa ve her türlü içtimai sarsıntıya yol açması bakımından, enflasyondan sakınılması lüzumuna inanıyoruz.

Genel olarak, mevcut vergi sistemimizin ıslahı cihetine gidilecektir. Bu ıslahatta, tatbikat kolaylığı, vergi adaleti ve verim artırıcı tedbirler bilhassa gözönünde tutulacaktır.

Zirai kazançların ve küçük ticaret ve sanat erbabı kazançlarının vergilendirilmesi konusunda haklı şikayetlere çare bulan mevzuat değişiklikleri biran önce gerçekleştirilecek yeni hükümler uygulanacaktır.

Muhasebeci Umumiye, Artırma ve Eksiltme Kanunları gibi ana mali kanunların, planlı kalkınma devresinin icaplarına göre yeniden tedvininde zaruret vardır. Bu konularada hazırlanacak yeni kanun tasarıları bu mali yıl içinde Yüksek Meclise sunulacaktır.

Bu arada 1961 - 1962 yıllarında alınmış olan servet beyannâmelerinin iade edilmesi ve münâsip bir süre içinde 1962 başlangıcı itibariyle, yeni bir beyanname alınması yoluna gidilecektir.

Bu suretle, esasında vergi kontrolü bakımından lüzumlu bir müessese olmakla beraber, psikolojik sebeplerle iş hayatına menfi tesirler icra ettiği ileri sürülmüş olan servet beyannâmesi konusu, prensibi muhafaza ve şikayetleri izale eden bir hal şekline bağlanmış olacaktır.

İktisâdi ve mali poltikanın bu esaslar içinde yürütülmesinin özel sektör ve amme yatırımlarının azami şekilde artırılmasını ve kaynakların en müessir surette kullanılmasını, kalkınmamızın başlıca şart olduğu kadar dış finansman talebimizin de haklı ve makul izahı olarak telâkki etmekteyiz.

Bu suretle, iktisâdi istikrar ve batılı demokrasi anlayışı içinde, kalkınmamızın lüzumlu kıldığı dış yardım ihtiyacının, üyesi bulunduğumuz Milletlerarası teşekküller ile dost ve müttefik memleketlerden temin edilebileceğine kani bulunmaktayız.

Sayın Milletvekilleri,

İktisâdi Devlet Teşekküllerini rasyonel çalışma imkânlarına kavuşturmak üzere şimdiye kadar yapılmış olan tetkikleri ve çalışmaları değerlendirmek, bu teşekkülleri yeniden düzenleme işini bir an önce sonuçlandırmak kararındayız. Bu teşekküllerin yatırım kaynağı yaratma görevini başaracak hale getirilmesi hedeftir.

Yatırım, işletme ve ihracat kredileri mevzularında, ekonomimiz planlı ve hızlı kalkınmanın icaplarına uygun, teşvik edici, ölçülü ve müessir tedbirlere muhtaçtır.

Bu itibarla, bir taraftan piyasasının tesisi için gerekli ekonomik ve hukuki tedbirler süratle alınırken, diğer taraftan da kalkınma bankacılığı esaslarının tatbik edilmesi lüzumunu buluyoruz.

Bu hususların temini için, menkul kıymetler borsalarının faâliyetlerini tanzim etmek üzere hazırlanan kanun tasarısı, kısa zamanda, Yüksek Meclise sunulacaktır. Yüksek Meclise sunulmuş olan Kalkınma ve Yatırım Bankaları tasarısının kanunlaşması sanayi, maden, turizm ve ulaştırma sektörlerinde, özel teşebbüse yatırım ve işletme sermayesi finansmanını tatminkâr ve gerekli şartlar ile sağlayacaktır.

Belirtmeyi lüzumlu buluyoruz ki, özel sektörün bu mevzularda çalışacak müesseseleri, geçmişte misalleri görüldüğü gibi, zayıf bünyeli ve anormal ekonomik şartlara göre kurulmamak; aksine, sağlam bünyeli rasyonel ve rantabl esaslara göre çalışacak müesseseler şeklinde tesis edilmek zaruretindedir.

Yeraltı servetlerimizin aranıp bulunması ve işletilmesi hususunda kolaylık ve sürat temin etmek üzere, Maden Kanununda lüzumlu tadillerin yapılması için hazırlanan tasarı, Yüksek Meclise kısa zamanda sunulacaktır. Bir taraftan da Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü daha geniş ve verimli fâaliyet gösterebilecek şekilde tevsi ve ıslah edilecektir.

Sanayimizi ihracata yöneltebilmek üzere, sınai mamullerimizin vasıflarının ıslahı ile birlikte, istihsal masraflarını azaltacak tedbirler üzerinde durmak lüzumuna inanıyoruz.

Mevcut tesislerimizi tam gücü ile çalıştırmak için alınması gereken tedbirler, bu alandaki çalışmalarımızda ilk hedefi teşkil etmektedir.

Enerji kaynaklarımızın en verimli tarzda ve ahenkli olarak kullanılması için gerekli idari ve teknik ıslahat süratle tamamlanacak; enerji politikamız, sanayiin belli merkezlerde toplanmasından ziyade memleket sathına yayılmasını hedef tutacaktır.

Küçük sanayi ve el sanatları özellikle üzerine eğilmeye kararlı olduğumuz bir konudur. Bu alanda çalışanları desteklemek, eğitimleri ile meşgul olmak ve teşkilâtlandırmak için gerekli tedbirleri almak ve lüzumlu müesseseleri kurmak kararındayız.

Sayın Arkadaşlarım,

İktisâdi ve sosyal kalkınmamızda, milli ekonomimizin temeli olan tarıma büyük önem vermekteyiz. Tarım alanında sağlanacak gelişme, nüfusumuzun üçte ikisinin yaşama şartlarını iyileştirecek ve aynı zamanda diğer sektörlerdeki gelişmelere kaynak ve dayanak teşkil edecektir.

Zirai ıslahatın artırılmasında kolay olan, saha genişlemesi imkânlarının sınırına gelindiği için, birim başına verimi yükseltmek suretiyle istihsâl artışını sağlamak zorundayız. Hazırlanmakta olan tarım planı, bu amaca ulaşmak için gerekli bütün tedbirleri gözönünde tutmaktadır. Planda da derpiş edildiği gibi, verimi ve dolayısıyla istihsâli artırıcı tedbirlerin başlıcaları olan sulama, iyi tohumluk, damızlık, fidan ve gübrelerin daha fazla miktarlarda kullanılması, nebati ve hayvani hastalık ve zararlılarla mücadele, hayvanların daha iyi beslenmesi ve bakımı işlerine önem verilecektir.

Zirai kalkınmamızda ve zirai istihsalin artışında çok önemli rolü bulunan zirai kredi rejiminin daha tesirli bir hale getirilmesini hükümet, önemli bir konu olarak görmektedir.

Zirai ekonomi bakımından lüzumlu, fakat o nisbette güç bir konu olan zirai sigorta alanında temel çalışmalara devam olunacaktır.

Toprak, orman ve mer’a gibi tabii kaynaklarımızın korunmasında ve istihsâl güçlerinin artırılmasında, Anayasamızın koyduğu prensipler bütün çalışmalarımıza, rehber olacaktır. özellikle, orman yetiştirme hizmetleri hızlandırılacak ve hazırlanan uzun vadeli planlar gereğince yürütülecektir.

Orman konusunun önemli bir veçhesi de, insan ve orman münasebetlerinin milli menfâatlere uygun bir şekilde düzenlenmesi ve ormancı bölgeler halkının geçim ve çalışma durumlarının ıslahı olacaktır.

Sayın Milletvekilleri,

Yurdumuzda zirai kalkınmayı gerçekleştirmek için sosyal ve ekonomik bünyede bazı reformlar yapılmasının zaruretine inanıyoruz.

Bunların başında, Anayasa hükümlerine, yurt gerçeklerine ve zirai kalkınma davamızın icaplarına uygun bir toprak reformu gelmektedir. Bu maksatla hazırlanmış olan ön proje, Hükümetçe dikkat ve titizlikle incelenip nihai şeklini aldıktan sonra en kısa zamanda yüksek Meclisin tetkik ve tasvibine sunulacaktır.

Tarım teşkilâtının; müstahsile çok sıkı işbirliği yapmak suretiyle, tarım politikamızın uygulanmasında daha müessir hale getirilmesi, üzerinde önemle duracağımız bir konudur.

Sayın Arkadaşlar,

Ticaret politikamızın yürütülmesinde, istikrar, açıklık, umumilik ve eşitlik temel prensiplerimiz olacaktır.

İş hayatımızı sıkan lüzumsuz formalite ve kayıtların kaldırılmasına ve sadeleştirilmesine gayret edeceğiz.

İş hayatının tanziminde verimsiz neticeleri çok denenmiş sun’i ve zecri tedbirler yerine, normal ve iktisâdi tedbir ve yollar esas alınacaktır.

İktisâdi davalarımızın çözümünde iş hayatımızın selâhiyetli meslek teşekkülleriyle istişareye bilhassa önem vermekteyiz.

İktisâdi kalkınmamızda, iktisâdi ölçüler içinde gelecek yabancı sermaye, teknik ve teşebbüs kabiliyetinden faydalanmaya kıymet vermekteyiz. Bu konuda tecrübelerin ilham ettiği tedbirleri alacağız.

Ticaret politikamız ve tediye muvazenemiz bakımından, ihracatımızın geliştirilmesi hayati önem taşıyan bir davadır. Bu davanın halli için, ilgili Bakanlıkların birlikte çalışmaları, yolu ile, gerekli bütün tedbirleri almak başlıca hedeflerimizden biri olacaktır.

Bütün gelişme halindeki ülkelerde olduğu gibi, Türkiyemizde küçük müstahsillerin çalışmalarını desteklemek ve daha verimli kılabilmek maksadiyle, başta zirai saha gelmek üzere, kooperatifçiliği geliştirmeyi lüzumlu görüyoruz.

Aziz Milletvekilleri,

Bayındırlık işleri, planlı ve hızlı kalkınma içinde önemli yer tutmaktadır. Karayolları, Devlet Su İşleri, Demiryolu ve Liman İnşaatı, Hava Meydanları ve Akaryakıt Tesisleri, Devlet Yapı İşleri alanlarında, 1962 yılına ait bütün işler sağlam programlara bağlanmıştır.

Bu yatırımların zamanında ve intizamla gerçekleşmesi için gerekli takip dikkatle yapılacaktır. Karayolları şebekemizin, hazırlanan program gereğince ve imkânlarımızın en iyi kullanılması suretiyle tamamlanması hedefimizdir. Mevcut yolların bakım ve idamesine de yeni inşaat kadar önem verilecektir.

Devlet yollarından ayrı olarak, il ve köy yolları bakımından karşı karşıya bulunduğumuz pek büyük ihtiyaçların makul bir süre içinde karşılanabilmesi, vatandaşlarımızın geniş çapta müzaheretini icap ettirecek mahiyettedir. Köy yollarının yapılmasında ve bakımında gönüllü olarak yardımcı olacak köylere, Hükümetçe öncelik tanımak suretiyle her türlü imkân sağlanacaktır.

Su işleri; zirai sulama, eneji istihsali ve taşkından koruma amaçlarına göre ve program dairesinde fâaliyetlerine devam edecektir. Toplum kalkınmasında önemli yeri olan küçük sulama işleri Devletle vatandaşın elele çalışacağı verimli sahalardan biridir. Bu alanda vatandaş gayretlerini değerlendirmek ve tamamlamak suretiyle, zirai istihsâli artırma yolunda büyük sonuçlar alınabileceğine inanıyoruz.

Köylerimize içmesuyu getirme davası da, planlı şekilde ekonomik ölçüler ve sosyal öncelikler gözönünde tutularak azimle yürütülecektir.

Devlet yapılarında, israflı gösteriş yerine, gayeye uygunluk ve sağlamlık esasında ısrar edeceğiz.

Bayındırlık işlerinde, tesirli kontrol usulleri tesisine çalışacağız.

Aziz Arkadaşlar,

Ulaştırma hizmetlerinin, kalkınma planına uygun olarak geliştirilmesi esastır. Bu alandaki iktisâdi devlet teşebbüslerinin verimli çalışma usullerine kavuşturulması, tarife sisteminin iktisâdi ölçülerle düzenlenmesi yolunda çalışmalara devam edilecektir. Ulaştırma şebekesi olarak iktisâdi ve stratejik yönden önemli olduğu kadar, sınai teşekkül olarak da ekonomimizde büyük yeri olan demiryollarımızın ihtiyaçları gözönünde tutulacaktır.

Deniz ticaret filomuzun, Devlet gayreti ve özel teşebbüsün teşviki suretiyle geliştirilmesi amacımızdır.

Devletin ulaştırma alanındaki çalışmalarıyla özel teşebbüsün fâaliyetleri arasında bir ahenk kurmaya çalışacağız.

Sayın Arkadaşlar,

Milletlerarası ekonomik ve sosyal münasebetlerin gelişmekte olması nedeniyle gümrüklerimizin ehemmiyeti günden güne artmaktadır.

Bu itibarla, Milletlerarası Teşekküllerle olan irtibatımızda nazara alınarak Mer’i Gümrük Kanunumuzun bu fâaliyet ve münâsebetlere muvazi ve günün icap ve ihtiyaçlarını karşılayacak hale getirilmesine çalışılacaktır.

Geniş ve çeşitli ekonomik ve sosyal fâaliyetleri bulunan Tekel Genel Müdürlüğünün, çalışma alanında tütün en mühim yeri işgal etmektedir. Umumi ihracatımızda ehemmiyetli bir yeri olan tütünün dış piyasalarda mevkiini muhafaza ve sürümünü artırmak yolundaki gayretlerimize devam edilecektir.

Geçen seneden beri tütünlerimize ariz olan Mavi Küf Hastalığı ile mücadelede Tarım Bakanlığı ile sıkı işbirliği yapılmaktadır.

Günden güne artan istihsâl seviyesine muvazi olarak, mevcut çay fabrika ve atelyelerimize, yatırım planımız çerçevesi dahilinde yenileri ilâve edilecektir.

İmar ve İskân Bakanlığı sosyal bünyemizde yeni ve önemli hizmetler başarmak vazifesiyle karşı karşıya bulunmaktadır.

Özellikle, yıldan yıla ileri nisbette artan nüfusumuzun şehircilik ve mesken ihtiyacı konularında ortaya çıkardığı meselelere hal çareleri arayıp bulmak görevi, bu Bakanlığımızı yakından ilgilendirmektedir.

Şehir ve Bölge Planlaması konularının her gün biraz daha ehemmiyet kazanan durumunu gözönünde tutarak gerekli dikkat ve titizliği göstereceğiz.

Mesken kredisi konusunda dar gelirli ailelerin ihtiyaçlarını ön planda tutan sosyal mesken politikası güdülecektir. Gecekondu davasının da böyle bir politika ile ve devletin kılavuz örnek ve yardımcı olması suretiyle halledilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Topraklandırma ve iskân alanlarındaki çalışmalar, ilgili Bakanlıklarla sıkı işbirliği yapmak suretiyle, verimli bir hale getirilecektir.

Yapı malzemesinin standart hale getirilmesi için kurulmuş bulunan Araştırma Enstitüsü çalışmalarını titizlikle takip edeceğiz.

Sağlık politikamızın hedefi sağlık hizmetlerini, yurdun her köşesine, bilhassa geri kalmış bölgelerine de yönelterek, hizmetlerin dağılışında, sosyal adalet prensiplerini gerçekleştirmektir.

Sağlık hizmetlerinin sosyallaştırılması alanındaki tecrübe dikkatle ve önemle takip ettiğimiz bir konudur.

Memletek gerçeklerini gözönünde bulundurarak, bir taraftan tedavi edici müesseselerin ihtiyaca yeter bir seviyeye çıkarılmasına çalışılırken, diğer taraftan koruyucu hekimlik çalışmalarıda hızlandırılacaktır.

Sağlık merkezlerinin yeterli malzeme ve elemanlarla donatılması hedefimizdir.

Sağlık personelinin mahrumiyet bölgelerinde istekle çalışmaları için gerekli imkânlar, genel personel rejimi ıslahatı içinde gözönünde bulundurulacaktır. Sağlık personeli yetiştiren kurumlar çoğaltılacak ve geliştirilecektir.

Sosyal hizmetler sistemli bir şekilde inkişaf ettirilecektir.

Özel teşebbüse ait sağlık müesseselerinin çoğalma ve büyümeleri ve ilaç sanayimizin gelişmesi için, teşvik edici tedbirler alınacaktır.

Aziz Milletvekilleri,

İşçi ve işveren münâsebetlerini Anayasaya uygun olarak düzenlemek, işverenin ve işçinin karşılıklı güven içinde çalışmalarını sağlamak hedefimizdir. Sosyal adalete ve sosyal güvenliğe bu suretle ulaşılabileceği inancındayız.

İşçinin refahını sağlamanın ve işsizliği yenmenin esas tedbiri, iş sahaları ve iş verimini artırmak; istihsâli geliştirmek mevcut tesisleri tam güç ile çalışır hale getirmektir. Kalkınma planında atıl iş gücünü değerlendirme unsuruna büyük önem verilmesi fikrindeyiz.

Çalışma hayatımızı ileri demokratik ülkelerdeki verimli ve ahenkli düzene kavuşturmak üzere hazırlanan Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu tasarısı, Hükümetin Büyük Millet Meclisine kısa zamanda sunacağı tasarılardan biri olacaktır.

Günün ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmiş bulunan İş Kanunu da, kısa zamanda, yeni bir metin halinde Büyük Millet Meclisi huzuruna getirilecektir.

İş kazalarını ve meslek hastalıklarını azaltabilmek için gerekli önleyici tedbir ve kontrolleri daha tesirli bir şekilde yürütme imkanını Çalışma Bakanlığına ve İşçi Sigortaları Kurumuna sağlayacak bir kanun tasarısı da yakında Büyük Millet Meclisine sunulacaktır.

Çalışma Bakanlığı ve İşçi Sigortaları Kurumu teşkilâtı, artmakta olan ve yeni kanunlarla daha da artacak olan ödevlerini gereği gibi yapabilecek şekilde ıslah edilecektir.

Bir kısım işçi ücretlerinin ödenmesindeki gecikmeleri kesin olarak önleyici tedbirler alınacaktır. Devlet sektöründe, işçilere ödenen ikramiyeler ücretlere eklenecektir.

Tarım işçilerinin haklarını koruyucu tedbirler üzerindeki çalışmalar hızlandırılacaktır.

Hür sendikacılığın gelişmesi için gerekli bütün imkânlar sağlanacaktır.

Sosyal ve ekonomik meselelerin çözümünde, sendikalar, Devlete yardımcı müesseseler olarak itibar göreceklerdir.

Amme sektöründeki işletmeleri yönetiminde işçilerin tecrübe ve görüşlerinden faydalanmayı sağlayıcı bir danışma ve dayanışma düzen kurulacak; işçiyi verim artışına ve maliyet düşüşüne yapacağı hizmetin karşılığını elde edebilme imkânına kavuşturmak çareleri üzerinde önemle durulacaktır.

İş ve İşçi Bulma Kurumunu daha sağlam gelir kaynaklarına kavuşturma imkânları aranacaktır. İşçilerin eğitimine önem verilecektir.

Türk işçisinin emeğinin karşılığını almak yolundaki samimi ve dürüst gayretlerini, milli menfaâtlere aykırı, yıkıcı maksatlar için sömürmek isteyecek teşebbüslere karşı koyacağız. Bu davranışla hem vatansever ve milletçi Türk işçisini, hem de yurdun yüksek menfaâtlerini korumuş olacağımıza inanıyoruz.

Aziz Milletvekilleri,

Adaletin sürat emniyet ve huzur içinde gerçekleşmesini sağlamak amacıyla usul kanunları dahil, ana kanunlar da gerekli değişiklikleri yapmak üzere girişilen hazırlıklar tamamlanacaktır.

Bu arada, yürürlükteki mevzuatın yeni Anayasaya uygunluğunu sağlama yolundaki çalışmalara hızla devam edilecektir.

Hakimler Kanunu, Yargıtay ve Mahkemeler Teşkilâtı Kanunları Adalet Bakanlığı Merkez Teşkilatı Kanunu, kabul buyurulan Yüksek Hakimler kurulu teşkili hakkındaki Kanuna paralel olarak değiştirilecektir.

İcra ve İflas Kanununun, toplumun sosyal ve iktisâdi bünyesine uygunluğunu temin konusundaki çalışmalar sonuçlanmıştır. Hazırlanan tasarı kısa zamanda Yüksek Meclise sunulacaktır.

İnfaz sistemimizi ıslah etmek ve mükerrirliğini önleyecek usulleri geliştirmek, cezasını çekmiş suçluların cemiyete yeniden intibaklarını kolaylaştırmak; suçluluğun önlenmesinde büyük önemi olan çocuk suçluluğu ile mücadele etmek yolundaki çalışmalara hız vermektir.

Danıştayın, yeni Anayasaya uygun şekilde yeniden teşkilâtlanması ve ağır iş yükünü karşılayacak hale getirilmesi lüzumuna kaniyiz.

Son bir sene zarfında memleketin siyâsi huzurunu zedelemiş olan siyâsi af konusunun, sarih hudutlar içinde halledilmesi kararlaştırılmıştır.

Kararlaştırılan esaslar, hükümete katılan siyâsi partiler ve bağımsızlar tarafından müştereken hazırlanmış bulunan koalisyon protokolunda yer almıştır. Bu konuda ehemmiyetli olan husus, vatandaşı huzurdan ve çalışmaktan alıkoyan siyâsi istismarın durdurulmasıdır.

Büyük Meclisin Sayın Üyeleri,

İdarede tarafsızlığı, vatandaşa eşit muameleyi, halk işlerinde sürat ve kolaylığı sağlamak amacımızdır. Partizan idare acısını milletimize çektirmemeğe azimliyiz.

Yurtta emniyet ve asayişin sağlanması, kanun ve nizamların vatandaşlara eşit olarak tatbiki ile mükellef olan emniyet ve Jandarma, günün şartlarına uygun olarak, halk hizmetinde daha süratle ve daha müessir çalışan bir kuvvet haline getirilecektir.

Milli güvenliğin bir dalı olan sivil savunmayı yurt savunmasının tamamlayıcısı olarak kabul ediyoruz.

Mahalli idarelerimizin; Anayasanın ışığı altında bünyelerine uygun seçimlerinin biran evvel yapılması; gelirlerinin hizmetleri karşılar hale getirilmesi, teşkilât, görev ve yetkilerinin yeniden düzenlenmesi ile ilgili mevzuatı en kısa zamanda tasvibinize sunacağız.

Amme idaremizin her alanda daha verimli çalışmasını sağlayacak bir idari reformu, iktisâdi kalkınmanın da zaruri şartı sayıyoruz. Bu konuda başlamış olan çalışmaların süratle tamamlanmasına önem veriyoruz.

Aziz Arkadaşlar,

Devlet Personel İdaresini düzenleyen mevzuatı planlı bir çalışma ile ıslah yolundayız. Devlet personel politikasında ilk prensibimiz, memurun, kanunların emrinde ve milletin hizmetinde vazife ve sorumluluk duygusu içinde çalışmasını sağlamak olacaktır. Kifayetli ve verimli bir personel sistemi kurmak hususunda kararlıyız. Anayasamızın kamu hizmetlerine alınmada ödevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilmeyeceği esasına uyularak, bütün demokratik rejimlerde tatbik edilen açık müsabaka imtihanlarını geniş ölçüde uygulamak ve teşkilâtlandırmak hususunda Devlet Personel Dairemiz çalışmaya başlamış bulunmaktadır.

Sayın Milletvekilleri,

Milli Eğitimde amacımız, her yaştaki yurttaşlarımızı eşit eğitim imkânları içinde, istidat ve kabiliyetlerine göre üstün seviyede yetiştirmek; milletimize ve insanlığa yararlı iyi ve verimli yurttaşlar haline getirmek; sosyal ve ekonomik kalkınma programlarının uygulanması için gereken çeşitli vasıftaki insan gücünü hazırlamaktır.

Böylece Milli Eğitimi sadece gençlerimizi yetiştirmenin ve halkımızı aydınlatmanın bir vasıtası değil, aynı zamanda ve özellikle memleketimizin sosyal ve ekonomik gelişmesini gerçekleştirecek ve hızlandıracak verimli bir yatırım telakki etmekteyiz.

Bu temel ilkelere dayanmak suretiyle, Türk eğitim sisteminin toptan gözden geçirilmesi ve milli eğitim gelişmesinin uzun süreli bir plana bağlanması hususunda girişilmiş bulunan çalışmalara, bilhassa aşağıdaki hususlar gözönünde tutularak devam olunacaktır.

İlk Öğretimde, 1970 yılına kadar, okuma çağında bulunan bütün çocuklar okul içine alınacaktır.

İlk okuldan sonra öğrenime devam imkânını bulamayan çocuklar ve yetişkinler için, okuma - yazma öğretimi ile birlikte, çevrenin ekonomik ve sosyal şartları gözönünde tutulmak suretiyle tarım ve el sanatları alanında, devamlı bir programa bağlanmış, tamamlayıcı ve yetiştirici müesseseler açılacaktır.

Her derece ve tipteki genel ve mesleki teknik öğretim kurumlarımızın, Devlet Planlamasına paralel bir anlayış ve düzen içinde, belli bir plana göre gelişip yayılmaları sağlanacaktır.

Orta ve yüksek seviyede genel ve mesleki öğretim kurumlarımızın açılmasında, Devlet Planlama Teşkilâtımızca belirtilen sektörlerin ihtiyaçları dikkate alınacak; böylece genel ve mesleki öğretim arasında memleket ihtiyaçlarına cevap verecek bir dengenin kurulmasına çalışılacaktır. Orta ve yüksek seviyelerdeki öğretim kurumlarımızda, azami verimi sağlayıcı tedbirler süratle alınacak ve yeni öğretim kurumları vazifelerini en iyi şekilde yapmalarını mümkün kılan bütün şartlar hazırlanmak suretiyle, açılacaktır.

Her kademe ve tipteki öğretim kurumlarımızın öğretmen ihtiyaçlarının karşılanması konusuna öncelik verilecektir.

Öğretmen yetiştirmek için yapılan büyük yatırımların ve harcanan emeklerin arzu edilen sonuca ulaşması için, öğretmenlik mesleğini cazip kılacak tedbirlerin alınması zaruretine inanmaktayız.

Özel öğretim kurumlarının, resmi öğretim kurumlarının seviyesine uygun şekilde gelişmesi yayılması için teşvik edici ve destekleyici tedbirler alınacaktır.

Maddi imkânlardan yoksun öğrencilerimizin kabiliyetleri yönünde ve ölçüsünde öğrenim görebilmeleri için alınmış tedbirler genişletilecektir.

Sosyal ve ekonomik kalkınmamızın gerçekleşmesi için ihtiyaç duyulan alanlarda, yüksek seviyede ilim ve fen adamı araştırıcılar yetiştirmek işi bir plana bağlanacaktır. Bu arada tasarısı Meclise sunulmuş olan Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun bir an önce fâaliyete geçmesine çalışılacaktır.

Planlı kalkınma içinde, yurttaşlarımızın çalışma gücünü artırmak, yaşayış seviyesini yükseltmek ve boş zamanlarını değerlendirmek için, okul eğitim dışında ve yanında halk eğitim çalışmalarına önem verilecektir.

Eğitim politikamızda, memleketimizin az gelişmiş bölgeleriyle diğer bölgeleri arasındaki farklılıkları ortadan kaldırıcı tedbirler ehemmiyetle dikkate alınacaktır.

Aziz Milletvekilleri,

Anayasamızın teminâtı altında bulunan vicdan, dini inanç ve kanâat hürriyetini korumayı vazife sayıyoruz.

Diyanet İşleri Başkanlığının çalışmalarını halkımızın bugünkü ve yarınki ihtiyaçlarını karşılayacak yeterliğe ve verimli bir gelişmeye kavuşturabilmek, aydın din adamları yetiştirmek ve bunları layık oldukları refah seviyesine ulaştırmak için gerekli tedbirler alınacaktır.

Ecdadımızın sosyal hizmet ve hayır sahasındaki örnek tarihi müessesesi olan vakıfların canlılığını muhafaza etmek ve verimini ve faydasını artırarak devam ettirmek ve dünya çapında tarihi değer taşıyan eski eser ve abidelerimizin gelecek nesillere intikalini sağlamak amacımızdır.

Bu suretle, vakıflar idaresi planlı bir çalışma ve ilerleme hayatına girerek, milletçe kalkınma ve politikamızda kendine düşen vazifeyi başaracaktır.

Tabu ve Kadastro hizmetlerinin daha süratli ve düzenli bir şekilde yürütülmesi için gerekli tedbirler alınacaktır. Bu cümleden olarak, ihtiyaçlara göre yeniden hazırlanan ve Yüksek Meclise sunulan Tapulama Kanun Tasarısının bir an evvel kanunlaşmasına ve Teşkilât Kanununun ihtiyaçlara uygun hale getirilmesine çalışılacaktır. Kadastro işlerinin hızlandırılması için gerekli vasıta ve malzeme sağlanacaktır.

Büyük Meclis tarafından kabul buyurulan Yeni Kuruluş, Görev ve Yetki Kanunu ile hamleli çalışma imkânlarına kavuşturulmuş olan istatistik teşkilâtımızı, maddi imkânlar ve yeterli personel bakımından takviye etmek kararındayız.

Basın - Yayın ve Turizm Bakanlığı gelişme yolundadır.

Yüksek Meclise sunulmuş olan “Turizm ve Tanıtma Bakanlığı Kanunu”nun müsbet sonuçlar doğuracağına inanıyoruz.

Radyolarımızın aydınlatıcı, istifadeli ve iç siyâset yönünden tarafsız çalışmasını sağlam teminâta bağlayacak kanun tasarısı yakında Yüksek Meclise sevk olunacaktır.

Turizm mevzuu üzerinde layık olduğu önemle durmak kararındayız. Bu konuyu memleketin ekonomik meselelerinin halinde de yardımcı olabilecek ve gelişme ümitlerine sahip bir saha olarak görüyoruz. Turizmin yürütülmesinde, yabancı sermaye ve teknik imkânlarından faydalanmayı lüzumlu saymaktayız.

Sayın Milletvekilleri,

Dış politikamız, esasları Büyük Millet Meclisindeki bütün siyâsi partilerce benimsenmiş milli politika hüviyetini muhafaza edecektir.

Bilindiği gibi, dış politikamızın başlıca hedefi, Birleşmiş Milletler Yasasına uygun olarak bütün milletler için barış, hürriyet adalet ve hak eşitliği esaslarına dayanan devamlı bir dünya nizamının kurulmasıdır.

Geçen devredeki milletlerarası durumda, arzuladığımız dünya nizamının kurulması yolunda ümit verici yeni gelişmeler vuku bulmadığını esefle müşahede ediyoruz. Berlin, Doğu - Batı münâsebetleri, kontrollü silahsızlanma, ilgililer arasında varılacak bir anlaşma dairesinde atom denemelerine son verilmesi gibi dünya barış ve güvenliğine birinci derecede müessir meselelerde müsbet ve müşahhas terakkiler elde edilmemiştir.

Bu durum ve genel güvensizliğin tahrik ettiği silahlanma yüzünden milletlerarası münâsebetler nezaketini muhafaza etmektedir. Bağımsızlık ve bütünlüklerine önem veren memleketler için bu durumun ortaya koyduğu gerçek, teyakkuz ve basiret ile hareket zaruretinin biran dahi gözönündne uzak tutulmayacağıdır.

Türkiye Hükümeti devamlı ve adil bir barış nizamının gerçekleşmesi uğrunda milletlerarası işbirliğinin kuvvetlendirilmesi ve ihtilafların barışçı yollarla halledilmesi için, her zaman olduğu gibi, bundan sonra da, elinden gelen gayreti esirgemiyecektir. Böyle bir nizamın ancak milletlerarası gerginliğin giderilmesi ve güvenlik ve istikrarın kurulması yolunda bütün milletler tarafından aynı samimilik ve istikrarın kurulması yolunda bütün milletler tarafından aynı samimilik ve aynı iyi niyetle sarfedilecek müşterek gayretler sayesinde gerçekleşebileceğine şüphe yoktur. Biz bu sahada uhdemize düşen vazifeleri yaparken diğer taraftan da öteden beri bağlı olduğumuz ortak güvenlik prensibine uygun olarak, dahil bulunduğumuz ittifaklar içerisinde, barış ve güvenliğin korunması ve hür dünyanın savunmasının takviyesi maksadiyle çalışma ve gayretlerimize devam edeceğiz.

Memleketimizin üyesi bulunduğu NATO ve CENTO’nun son mutat toplantılarında yapılan görüşmeler ve alınan kararlar gerek üye memleketlerin savunmaları, gerek barışın korunması bakımlarından müsbet sonuçlar sağlamıştır.

Dünya barışının muhafazasında ve hür milletler camiasının müdâfâasında maküs ihtimallere meydan bırakmayacak en kuvvetli teminâtı teşkil eden NATO ittifakının bu kudretini daha da artırmakta olduğunu müşahade etmekten büyük bir memnunluk duymaktayız.

Türkiye, Birleşmiş Milletler Yasasına uygun olarak kurulmuş savunma teşekkülleri ve üyelerinin refah yolunda gelişmesi amacını güden iktisâdi milletlerarası kurallar çerçevesinde Batı ile ideal bir kader ortağıdır.

Son NATO toplantısında alınmış olan ve memleketimiz ile Yunanistan’ın iktisâdi kalkınmalarını süratlendirebilmelerini hedef tutan kararla bir kere daha sabit olduğu veçhile, bu ideal ve kader birliğine diğer Batı Devletleride memleketimiz derecesinde kıymet ve ehemmiyet affetmektedirler.

Hür Batı ideallerini paylaşan memleketler arasındaki bu yeni dayanışma gösterisi her bakımdan güven vericidir.

NATO ittifakı içindeki bağlarımıza ilâve olarak, Amerika Birleşik Devletleri, Federal Almanya Cumhuriyeti, İngiltere, Fransa, İtalya ve diğer bütün üye Devletlerle iki taraflı münâsebetlerimiz samimi ve ileri dostluk seviyesinde gelişmeğe devam etmektedir.

CENTO’nunda kendisine ideal edindiği barış, güvenlik ve refah hedeflerinde başarılı olması için gayretlerimize devam edeceğiz.

CENTO Teşkilâtının bölge üyeleri İran ve Pakistan ile karşılıklı münâsebetlerimiz mesut inkişaflar kaydetmektedir. Bu dostluk Dışişleri Bakanımızın, vaki nazik davete icabet ederek, komşumuz ve müttefikimiz İran’ın başşehrine pek yakında yapacağı resmi seyahat ile daha da artacaktır.

Kendisi ile özel bağlarımız malüm olan Kıbrıs Cumhuriyetinde, devamlı huzurun, gerek Kıbrıs Cumhuriyetinin iç gelişmesi, gerek kendisi ile özel bağları olan Türkiye, Yunanistan ve İngiltere ile münâsebetleri bakımından önemi açıktır. Biz, Kıbrıs’ın bir bütün teşkil eden mevcut anlaşmalar dairesinde bütün vatandaşların refah ve saadete ulaştırmasını ve bölgemizin barış ve istikrarına yararlı olmasını samimiyetle temenni etmekteyiz.

Komşumuz ve müttefikimiz Yunanistan ile münâsebetlerimizdeki son gelişmeler arzu edilen seviyeye yönelme müjdesini taşımaktadır. Mevcut pürüzlerin giderilerek, münâsebetlerimizin müşterek menfâatlerimize ve dostluk ve ittifak bağlarımıza uygun bir seviyeye getirmesi hususunda duyduğumuz samimi ve kuvvetli arzunun Yunan Hükümeti'nce de aynı tarzda paylaşıldığını görmekle çok bahtiyarız. Bu yolda devam etmekte olan müşterek gayret ve çalışmalarımızın hem iki memleket, hem de mensup olduğumuz ittifak camiası menfâatleri bakımından çok verimli olacağına inanmaktayız.

Mensup bulunduğumuz ittifaklar manzumesi dışında kalan bütün memleketlerle, Birleşmiş Milletler prensipleri dairesinde münâsebetlerimizi geliştirmeği arzuladığımız malümdur.

Kendilerine karşı özel bir yakınlık duyduğumuz bütün Orta ve Yakın - Doğu memleketlerinin hürriyet ve bağımsızlık içinde daha ileri bir refah seviyesine ulaşmaları samimi temennimizdir.

Afganistan ile ananevi dostluk münâsebetlerimizin gelişmesine hususi bir itina gösterilmektedir.

Hindistan ile mevcut dostça münâsebetlere devam olunacaktır.

Yeni bağımsızlığına kavuşarak, Birleşmiş Milletler Camiasına katılmakta olan milletlerin meşru haklarını elde etmelerinden büyük memnunluk duymakta ve bu milletin refah ve saadet yolunda ilerlemelerini gönülden dilemekteyiz. Son yıllar zarfında bu suretle Birleşmiş Milletlere katılmış olan genç Afrika memleketlerine duyduğumuz yakın ilgiyi belirtmek ve çeşitli ticaret ve kültür münasebetleri kurmak veya geliştirmek maksadıyla, bu memleketlere gönderilen iyi niyet heyetleri vazifelerini başarı ile yerine getirerek aydet etmişlerdir. Temaslarımızdan memnunuz. Bu münâsebetlerin karşılıklı olarak geliştirilmesine çalışacağız.

1 Temmuz referandumu ile mukadderatını bizzat tayin etmiş olan Cezayir halkına karşı müşterek bir mazinin mahsülü olarak beslediğimiz samimi dostluk hisleri malumdur. Bu münâsebetle, Türk milletinin ve Hükümetinin kardeş Cezayir milletine kalbi tebrik ve en iyi temennilerini ifade etmek isteriz. Referandumun gerçekleşmesinde büyük ve cesur bir rol oynayan muhterem Fransız Devlet Başkanı General De Gaulle’ün üstün gayretlerini bir vesile ile takdirle anıyoruz. Uzun seneler büyük ızdıraplara sebep olan hadiselerin, Fransız ve Cezayirli liderlerin basiretli tutumları sayesinde mutlu bir sonuca bağlanmış olmasından fevkalade bahtiyarız.

Büyük Kuzey komşumuz Sovyetler Birliği ile münâsebetlerimizi, mevcut Milletlerarası taahhütlerimizle ahenkli olmak ve karşılıklı saygı esasına dayanmak üzere, iyi komşuluk münâsebetleri çerçevesi içinde geliştirmek arzumuzdur.

Yugoslavya ile münâsebetlerimiz müşterek menfâatlerimize uygun olarak gelişmesine önem vermekteyiz. Bağımsız benliğini muhafazaya azimli bulunduğunu gördüğümüz bu dost memleket ile karşılıklı münâsebetlerimizin daimi gelişmeler kaydetmesi samimi temennimizdir.

Türkiye Cumhuriyeti diğer bütün komşu memleketlerle barış ve dostluk münâsebetleri yürütmeyi arzu etmektedir. Bulgar Hükümetince aynı yolda izhar edilmiş olan arzuya uygun olarak, 1961 Eylül ayında, bu memleket ile karşılıklı münâsebetlerimizi geliştirmeye faideli olacağını düşündüğümüz bazı telkin ve tekliflerde bulunmuştur. Bu tekliflere bir karşılık alınamamıştır. Buna mukabil, Bulgar basını ve Bulgar idarecileri son zamanlarda memleketimiz aleyhine bir propaganda kampanyasına girmişlerdir.

Hür dünya ideallerini paylaşmak yönünden kendilerine özel bir yakınlık duyduğumuz Japonya ve diğer Uzak Doğu memleketleri ile dostluk münâsebetlerimizin geliştirilmesine önem vermekteyiz.

Kendileri ile dostane münâsebetler idame ettiğimiz Latin Amerika memleketleri ile de bu münâsebetlerin kuvvetlendirilmesine çalışılacaktır.

Avrupa engtegrasyon hareketlerinin özellikle ekonomik alandakilerin gelişmesinde en önemli rolü ifa eden Avrupa İktisâdi Camiasının üye adedinin çoğalması sonucunu verecek teşebbüsler gittikçe kesafet peyda etmektedir. Bu camia çerçevesinde yürütülmekte olan siyâsi entegrasyonla ilgili temalar da artmakta ve her iki amaçla en yüksek seviyede görüşmeler yapılmaktadır.

Biz, Avrupa İktisâdi Camiası (Müşterek Pazar) memleketleri ile, Türkiye’nin iktisâdi gerçeklerini ve Batı alemi ile kader birliğini gözönünde tutan bir ortaklık anlaşması akdini lüzumlu saymaktayız.

Avrupa İktisâdi Camiasına ortak üye olarak katılmak üzere tarafımızdan yapılmış olan teşebbüsler neticesinde Müşterek Pazar Konseyi memleketimizle bu konuda müzakerelere girmeyi kabul etmiştir. Halen Camia ile aramızda müzakereler cereyan etmektedir. Müzakerelerin ümit ettiğimiz gibi tarafların menfâatlerini telif edecek bir anlaşma ile sonuçlanmasını temenni etmekteyiz.

Kurulduğu günden beri içinde bulunduğumuz Avrupa Konseyinin çalışmalarına yakın bir ilgi ile katılmaktayız.

Sayın Milletvekilleri,

Silahlı Kuvvetlerimiz, vatanımızın ve milletimizin maruz kalacağı tehlikelere karşı milli varlığımızı idame ettirecek en büyük güven kaynağımızdır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, modern harb ihtiyaçlarına göre teçhiz ve teslih edilmeye devam edilerek, NATO Müşterek Savunma sisteminde kendisine düşen görevleri en iyi şekilde yapacak hale getirilecektir.

Anayasanın Silahlı Kuvvetlerle ilgili olarak getirdiği yenilikler üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Bu meyanda Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı Teşkilâtı ve Görev Kanunu Tasarısı, Askeri Yargı Teşkilâtı ile ilgili kanun tasarıları, Askeri Ceza ve Örfi İdare kanunlarında yapılması gerekli değişikliklere ait kanun tasarıları vardır. Bu tasarılar kısa zamanda Meclise sunulacaktır. Milli Güvenlik Kurulunu yeni Anayasamıza uygun olarak teşkilâtlandıran bir tasarı, Yüksek Meclise sunulmuş bulunmaktadır.

Ayrıca Subay Terfi Kanunu Tasarısı, Silahlı Kuvvetler İaşe Kanunu tasarısı, İç Hizmet Kanununa göre Silahlı Kuvvetler mensupları ile emeklilerinin faydalanmakta oldukları sağlık tesislerinden bunların dul ve yetimlerinin de faydalanmaları hususunda çalışmalar yapılmaktadır.

Silahlı Kuvvetlerimizin garnizon, lojman ihtiyaçlarıyla çeşitli sosyal problemleri üzerinde planlı çalışmalara devam olunacaktır.

Sayın Milletvekilleri,

Milletimizi en kıymetli vasıtalarla silahlandırılıp teçhiz ettiği, eğitimi ve yetiştirilmesi için hiçbir fedakârlıktan sakınmadığı Silahlı Kuvvetlerimizin, bütün sınıflarıyla, yüksek vazife şuuru içinde, kendisine teveccüh edecek vazifeleri yerine getirecek maddi ve manevi kuvvette olduğuna Büyük Meclis emin olabilir.

Sayın Milletvekilleri,

Hükümetimizin çeşitli memleket meseleleri hakkında Yüce Meclise, program olarak sunduğu esaslar burada sona ermektedir.

Yüce Meclisin güvenine mashar olduğumuz takdirde, programımızı hulusu ile tatbik ederek, bu güvene layık olmaya çalışacağız. Çalışmalarımızda, muhalefet partilerinin murakabelerini de değerli bir yardım sayacağız.

Karar Büyük Meclisindir.