VIII. İnönü Hükümeti Programı

Millet Meclisinin Sayın Üyeleri,

Hükümet programını arzetmek için yüce huzurunuzda bulunmakla şeref duyuyorum. Başkanı bulunduğum karma Hükümet siyâsi hayatımızda geçmiş misâli olmayan yeni bir teşekküldür. Uzun bir ayrılık devri içinde biraraya gelmeleri ve bir dilden konuşmaları imkânsız sanılan siyâsi partiler, anlaşarak bir Hükümet kurabilmişlerdir.

Bu netice, milletimizin siyâsi olgunluğunun ve her güçlüğü yenme hususundaki denenmiş kudretinin yeni bir örneğidir.

Yüksek huzurunuzda bulunan Hükümetin üyeleri, kısa çalışmalar süresinde, düşünüşte ve siyâsi anlayışta ahenk ve mutabakat içinde bulunduklarını görmüşlerdir.

Cumhuriyet Hükümeti, bütün üyeleriyle, Atatürk ıslahatının ilkeleri üzerinde kararlıdır. Anayasa’nın mutlak hakimiyetini temin etmek her siyâsetin üstünde hedefimizdir.

Hükümet teşkili esnasında muhalefette ve iktidarda bulunan siyâsi partilerimizin başkanları ile temas ve münâsebetimi muhafaza ettim. Karşılıklı olarak demokratik rejimin temel prensipleri üzerinde görüş birliğinde olduğumuzu bir defa daha tesbit etmiş bulunuyorum.

Hülâsa olarak söylüyebilirim ki, karma Hükümet memlekette demokratik rejimin tam manâsıyla bir vasıtası olarak işleyecek durumda ve kudrettedir.

Sayın Milletvekilleri,

Memleketin iç politikasında karşımızda bulunan mesele, vatandaşlar arasında huzuru ve iyi münâsebeti sağlamaktır. Siyâsi mücadelelerin yarattığı uzaklık ve çekişmenin karma Hükümet zamanında huzura çevrilmesi için bütün imkânlar mevcuttur. Siyâsi ayrılık esas itibariyle, siyâsetin yukarı kademesini işgal eden idareciler ve hususiyle iktidarda bulunanlar tarafından beslenir. Millet Meclisi kesin bir karar ile temin ederiz ki, memleket idaresinde vatandaşın münâsebetleri ve hakları, siyâsi kanâat ayrılığından dolayı hiçbir fark göstermeyecektir. Jandarma karakolundan ve köy muhtarlarından yüksek idare makamına ve banka kredilerine kadar hiçbir yerde, vatandaş, hiçbir sebeple eşit olmayan muamele görmüyecektir.

Umumiyetle sade olan bu karar ve hükmün, tatbikatta tam yerleşmesi için zaman geçmesi ihtimâli olduğunu biliyoruz. Bu, ancak idari ve adli, büyük küçük mercilerin devamlı takipleriyle sağlanabilir. Biz bu neticeyi elde edebileceğimize güveniyoruz. Bu siyâsetimizin haksız talepler için istismar vasıtası olması ihtimâlini de gözönüne alıyoruz. Bütün bu güçlüklerin içinden çıkacağız, Devlet kapısında ve amme müessesesinde partizanlığı imkansız hale getireceğiz. Vatandaşlar arasında ahenk ve huzuru temin etmek için bu hastalığın tedavisine başlıca ehemmiyet veriyoruz.

Sayın Milletvekilleri,

İç politikada acele olan bir ihtiyacımız, asayiş kuvvetlerinin kanun içinde başarılı bir suretle çalışacak bir hale getirilmeleridir. Geçmiş olayların tesiri altında, asker çekildikten sonra, en ehemmiyetli mesele, polis ve jandarmanın kıymetini ve manevi itibarını vatandaş gözünde sağlamaktadır. Vatandaşın itibarı yanında asayiş kuvvetlerinin nefsine güveni ve vazifesine bağlılığı kuvvetlenecektir. Bu neticeyi elde etmek hem idare makamlarımızın, hem vatandaşlarımızın salim anlayışı ile mümkün olabilir.

Yüksek meclise, siyasi huzurun temini için ilk yapılmış ve yapılacak vazifeleri, ilk temin edilmiş ve edilecek unsurları arzetmiş olduğumu sanıyorum. Bu unsurlar, siyasetin yüksek kademesinde bir karma Hükümetin kurulabilmesi, memleketin bütün resmi hayatında partizanlığın kaldırılıp eşitliğin temini ve asayiş kuvvetlerinin itibarlı ve işler hale getirilmesi suretinde hülasa edilebilir.

Sayın Milletvekilleri,

Hükümet programının hedefi, hürriyet nizamı içinde hızlı bir kalkınmanın sağlanmasıdır. Bunun ameli çaresi, Devlet ve özel teşebbüs olarak, mümkün olan en geniş ölçüde yatırım yapılmasıdır.

Devlet sektörü yatırımlarının verimli olabilmesi için, her şeyden önce siyasi iktidarın planlı kalkınma fikrine yatkın olması, yatırımların isabetli bir plana dayanması ve mali kaynakların sıhhatli yollardan sağlanması şarttır.

Memleketimizin umumiyetle bilinmekte olan çeşitli ihtiyaçlarını süratle giderecek usul ve tedbirleri seçerken, Devlet Planlama Teşkilâtının çalışmalarından ciddi olarak faydalanmak kararındayız.

Bu yıldan başlayarak, bütçelerimizi güvenilir bir plana istinat ettirebileceğimize inanıyoruz. 1962 bütçesiyle, geçmiş yıllara nazaran daha geniş bir yatırım hacmine ulaşacağımızı ümit ediyoruz.

Bilhassa tarım, sanayi ve eğitim alanlarında göze çarpacak olan bu yatırımlar, Devletin bütün hizmet kollarına makul nisbetlerle yayılacaktır.

Amme sektörü yatırımlarındaki artış, Devletten her türlü teşvik ve kolaylığı görecek olan hususi sektör yatırımlarına da hız verecektir.

Kalkınma siyâseti şudur; her sene umumi gelişmemizde mutlaka bir ilerleme sağlamalıdır. Nüfusumuzun hızla artmakta oluşu da hesaba katılmalıdır. Milli gelirimizdeki yıllık yükselme nisbeti öyle bir seviyeye varmalıdır ki, nüfus artış payı karşılandıktan başka, ileri memleketlerle aramızdaki mesafenin görünür bir gelecekte kapanması da sağlanabilsin.

Büyük Meclisin Sayın Üyeleri,

Hızlı kalkınmanın istediği yatırımı yapabilmek için milletçe mutlaka israftan uzak bir hayata girip gerekli yatırım payını sağlamak mecburiyetindeyiz. Geleceğini düşünmeyen veyahut hesabını bilmeyen bir millet halinde kalmamak bugünkü ve yarınki hükümetlerin değişmez kararları olmak lazımdır. Siyâsi partilerin birbirinin halefi durumunda hep bu istikamette birbirlerini uyarmaları ve tamamlamaları icap ettiği inancındayız.

Sayın Milletvekilleri,

Şimdi muhtelif bakanlıkların ayrı çalışmaları hakkında Hükümetimizin düşüncelerini arzetmeğe çalışacağım.

Bakanlıkların ihtiyaçlarını karşılamak ve yatırımların kaynaklarını bulmak zorunda olan Maliyemiz, herşeyden önce istikrar içinde hızlı gelişme ilkesine bağlı kalacaktır.

Hükümet olarak, enflasyon tehlikesine düşmeden, ekonomimizi durgunluktan kurtaracak tedbirleri süratle alacağız. Hızlı gelişme ile birlikte yüksek istihdam seviyesini, fiyat istikrarını ve adil gelir tevziini gözönünde tutacağız.

Bu maksada ulaşmak için, vergi sistemimizi toplu bir halde dikkate alarak lüzumlu ıslahat tedbirlerini huzurunuza getireceğiz. Devlet gelirlerinde azalmaya ve yatırım imkanlarımızda daralmaya meydan vermeden, zirâat arazisinden arazi vergisini ve dar işçi kazançlarından tasarruf bonosunu kaldırmak gibi kolaylıkları gerçekleştirmek azmindeyiz.

Adalet Bakanlığımız, bağımsız adaletin ihtiyaçlarını sağlamak, idari ve kanuni müesseselerini vücuda getirmek için çalışacaktır. Anayasa Mahkemesi, Yüksek Hakimler Kurulu gibi Anayasamızın mühletlere bağladığı temel kuruluş kanunları süratle hazırlanarak Yüksek Meclise takdim edilecektir.

Gelecekte ihtiyacımız olan hakimlerin, belli bir program içinde, yetiştirilmesi konusunda ciddi tedbirler alınacaktır.

Adaletin sürat ve emniyet içinde tahakkuku için memleket ihtiyacına cevap vermeyen kanunlar, bu arada şikayet konusu olan İcra İflas Kanunu düzeltilecek, Anayasa ile mütabakat arz etmeyen kanunların bir an önce değiştirilmesi ve yeniden düzenlenmesi için başlamış olan çalışmalar en kısa zamanda neticelendirilecektir.

İnfaz sistemini ıslah etmek ve cezasını çekmiş mahkumların cemiyete intibaklarını kolaylaştırmak yolunda çalışmalara devam edilecektir.

Memleketin bünyesinde ve Devletin bütün teşkilâtında devamlı huzurun temin edilmesiyle birlikte, vatandaş münâsebetlerinde geçmiş siyasi mücadelelerin yaralarını tamamiyle tedavi etmek, dikkat ve ehemmiyetle göz önünde bulunduracağımız ve üzerinde çalışmaya başlayacağımız bir husus olacaktır.

Nüfusunun büyük çoğunluğunu köylü ve çiftçi teşkil eden, milli gelirinin ve ihracatının en büyük kısmını toprak mahsullerinden sağlayan memleketimizde, tarım sahasında kalkınmayı temel dava saymaktayız.

Memleketimiz ekilebilir topraklarının sınırına varmıştır. Bundan sonra, zirai istihsâli artırmanın yolu dekar başına verimi yükseltmek olacaktır. Bunun için sulama, toprağı besleme ve koruma, tohumluk ihtiyacını tam olarak karşılama, hastalık ve haşerelerle mücadele konuları azimle takip olunacaktır.

Müstahsile ihtiyacını karşılayacak miktarda zirai krediyi elverişli şartlarla sağlamak hedefimizdir.

Toprak reformunu, Anayasamızın ruhuna, ekonomik ve zirai bünyemize uygun ve dengeli şekilde gerçekleştirecek kanuni tedbirler dikkatle hazırlanacaktır.

Hayvancılığımızın gelişmesi ve hayvan ürünlerimizin değerlendirilmesi için gerekli tedbirler başlanacaktır.

Gerçekleştirilmesi uzun zamana bağlı güç bir konu olan zirai sigorta alanında ilk hazırlıklara başlanacaktır.

Orman davamızın esasını, Anayasaya uygun olarak orman varlığımızın titizlikle korunması teşkil edecektir.

Bu arada, insan ve orman münâsebeti düzenlenecek, orman bölgelerinde yaşayan halkımızın geçim ve çalışma imkânları üzerinde önemle durulacaktır.

Bayındırlık alanı, esas itibariyle, kalkınmamızın önemli yükünü taşımaktadır.

Bayındırlık politikamız, Hükümetin diğer sahalardaki çalışmalarına muvazi olarak yürütülecek, özellikle, zirai kalkınmada başlıca amil olan küçük ve büyük sulama işlerine önem verilecektir. Bu maksatla yeraltı sularından da geniş ölçüde faydalanılacaktır.

İçme suyundan yoksun köylerimizin bir an önce suya kavuşturulması, taşkınların önlenmesi, bataklıkların kurutulması, iktisâdi ölçü ve sosyal adalatin gerektirdiği önceliklere göre gerçekleştirilecektir.

Hidroelektrik santralların iktisâdi verimlilik esaslarına göre kurulması, barajların sulama ve enerji istihsâli maksatlarına uygun tesislerle tamamlanması tamamlanan her tesisin bir an evvel işletmeye açılması suretiyle istihsâlin çoğaltılması başlıca hedeflerimizdendir.

Karayollarımızın inşâatına program dahilinde devam edilecek, özellikle, köy ve il yollarının yapım ve bakımlarına teknik eleman ve vasıta noktasından yapılan yardımlar artırılacaktır. Karayolları konusunda yol şebekesinin devamlı bakımının bu şebekenin genişletilmesi kadar önem taşıdığına inanmaktayız.

Demiryolları inşâatının trafik kesafetinin gerektiği ve Milli Savunmamızın zaruri kıldığı sahalara hasretmek, bu meyanda iktisâdi gelişmemize göre, iltisak hatlarını ve şube hatlarını inşa eylemek ve inşa halindeki hatları tamamlayarak noksanlıklarını gidermek kararındayız.

Hava meydanları, limanları ve iskeleler bakımından ele alınması gereken işler arasında özellikle ulaştırma hizmetlerini kolaylaştırıcı tesislerin tamamlanmasını lüzumlu buluyoruz.

Hükümet bayındırlık alanında özel sektörün de yardımcısı olmayı vazife bilecektir.

Ulaştırma hizmetlerimizin, sosyal ve ekonomik olarak verimli bir şekilde yürütülmesi için tedbirler alınacaktır. Mülhak bütçeli müesseseler İktisâdi Devlet Teşekkülleri ve anonim şirketler gibi birbirinden farklı kanun ve esaslara bağlı hükmi şahsiyetlerin idaresi için yeni müeyyidelere ihtiyaç vardır.

Tarife sistemi ulaştırma bünyesinde bütün memleketi alâkadar eden kuvvetli bir unsurdur. Bu bakımdan tarifeler üzerinde ehemmiyetle çalışılacaktır.

Demiryolları idaremiz, ulaştırma şebekesi olarak taşıdığı iktisâdi ve stratejik ehemmiyet yanında, atölye ve fabrikaları ile de büyük bir sınai teşekkül olarak gözönünde bulundurulacaktır.

Posta, telefon, telgraf ihtiyaçlarımız ikmale muhtaçtır. Denizcilik Bankası, Devlet ve özel teşebbüs elindeki deniz ticaret filosu ve deniz nakliyatı, Hükümetin hususiyle ehemmiyet vereceği konulardır.

Ticaret politikamızda, alenilik ve umumilik esaslarına dikkat edilecektir. Ticaret hayatımızda, huzur ve güvenin hakim olması mutlaka sağlanacaktır.

İç piyasanın tanziminde, verimsiz neticeleri çok denenmiş suni ve zecri usuller yerine normal iktisâdi tedbirler esas tutulacaktır.

Mahsullerimizin dış piyasalarda sürümü ve değerlendirilmesi hususuna önem verilecektir. Kredi imkânlarının bilhassa ve ihracatı teşvike yöneltilmesi ve her alanda kooperatifçiliğin geliştirilmesi dikkat edeceğimiz hususlardandır.

Esnaf ve küçük sanatkârlarımızın mesleki davaları ve ihtiyaçları ihtimamla gözönünde bulundurulacaktır.

Milli ekonomimizin gelişmesinde, yabancı sermaye, teknik ve teşebbüs kabiliyetinden de, iktisâdi ölçülerle, faydalanmak kararındayız.

Gümrüklerle ilgili mevzuatımızı bugünün icaplarına uygun hale getirmek için başlamış olan çalışmalar kısa zamanda sonuçlandırılacaktır.

Tekel işlerimiz, yalnız Devlete gelir sağlamak yönünden değil, aynı zamanda ekonomik gelişme kaynağı olarak da değerlendirilecektir.

Gümrük ve Tekel Bakanlığı, kredi fâaliyet alanında, birçok yeni çay fabrikalarının kurulması da dahil olmak üzere, zirai ve sınai kalkınmamıza hizmet edecektir.

Sanayi alanında problemlerimiz çoktur ve çeşitlidir. Hulasa olarak, şu ihtiyaçları belirtmek isteriz. Gerek Devlet sektöründe, gerek hususi sektörde mevcut teşekkülleri tam kapasite ile çalıştıramıyoruz. Evvela bunu temin etmek lazımdır.

İktisâdi gelişmemizde, Devlet sektöründe vücuda getireceğimiz eserlerin, gerek yeni tesis, gerek gelişme şeklinde olsun, mutlaka plana bağlı olmasına itina edeceğiz. Kurulmuş iktisâdi müesseseleri kendi kendilerine gelişebilen müesseseler haline getirmek icabeder. Hususi sektörde sınai gayretleri emniyette bulundurmak ve kredi, vergi, gümrük politikamızla teşvik etmek lüzumuna inanıyoruz. Genel olarak, sanayimizde kaliteyi ıslah etmek, istihsâl maliyetlerini düşürmek hedefimiz olacaktır.

Yeraltı servetlerimizin kıymetlendirilebilmesinde hususi bir dikkatle çalışacağız.

Enerji kaynaklarımızdan azami ölçüde ve verimli tarzda faydalanmayı mümkün kılacak teknik ve idari tedbirler ihtiyaçtır.

İktisâdi Devlet Teşekküllerinin politika mülahazalarından masun bir ehliyet kadrosuna ve idaresine kavuşturulması başlıca ihtiyaçtır.

Küçük sanayi ve el sanatları konusu ile bilhassa meşgul olacağız.

İktisâdi kalkınma, özellikle sınai gelişme sırasında işçi haklarının korunması, hükümetin ehemmiyetli meselesidir. İktisâdi kalkınmanın nimetleriyle külfetlerinin yurttaşlar arasında adil bir şekilde dağıtılmasını temin edecek tedbirler alınacaktır. Bu arada asgari ücret tespit mekanizması islah edilecektir.

İşçinin refahı herşeyden önce yeni iş alanlarının açılmasına bağlıdır. İşsizliğin çaresi de esas itibariyle budur.

İşçinin evinde ve işinde, huzur, sağlık ve güvenliğin korunmasını, verim artışının şartı sayıyoruz. Çalışanlar ile çalıştıranlar arasındaki münasebetleri ahenkli bir halde muhafaza için Hükümet dikkatle vazife görecektir. İşçilerin siyasi inanış veya parti ayrılıklarına göre farklı muamele görmeleri kesin olarak önlenecektir.

Anayasamızın iktisâdi haklar ve ödevler arasında önemle belirttiği sosyal güvenlik tedbirlerini sağlamak için mevzuat ve müesseseler üzerinde çalışılacaktır. İşçilerin iktisâdi ve sosyal durumlarını korumak veya düzeltmek amacıyla kullanacakları toplu sözleşme ve grev hakkını düzenleyici kanunlar Yüksek Meclise sunulacaktır.

Çırakların yetiştirilmesi ve hukuki statülerinin düzenlenmesi için gerekli çalışmalar yapılacaktır.

Teftiş ve murakabe işlerinin ve işyerlerindeki iş sağlığı ve iş güvenliği şartlarının düzeltilmesine önem verilecektir.

İmar ve İskân Bakanlığı, Hükümet içinde yeni bir zihniyetin ve geniş ihtiyacın unsuru olarak faaliyet gösterecek ve teşkilâtlanacaktır. Şehir planlamalarını, memleket ihtiyaçlarına dayanan doğru, sağlam verilere ve modern şehirciliğin prensiplerine göre ele alacağız.

Mesken ihtiyacı memleketin büyük meselesidir. Vatandaş ve toplum yararına bir mesken politikası takip edilecektir. Şehirde ve köyde vatandaşlara mesken teminine devletin kılavuz, örnek ve yardımcı olarak vazifeleri olduğuna inanıyoruz.

Gecekondu davasının halli büyük emelimizdir. Mevcutları ıslah etmek, gecekonduyu doğuran ihtiyacı bir düzen içinde ve daha geniş öldüçe köyden şehire doğru akının ortaya çıkardığı çetin meseleler üzerine eğilmek lüzumuna inanıyoruz. Mesken ve toprak davasında, muhtelif bakanlıkların yani Tarım, Bayındırlık, Milli Eğitim, Sağlık, Sanayi ve Çalışma Bakanlıkları ile İmar ve İskân Bakanlığının işbirliği temin edilecektir.

Bölge planlaması çalışmalarının önemine inanıyoruz. Yurdumuzun geri kalmış bölgelerinin kalkınması için, bütün imkânlarımızı kullanacağız.

Geniş halk kitlelerinin her türlü sağlık ve sosyal yardım hizmetlerinden faydalanmasını temin etmek, sağlık hizmetlerini köylünün ayağına kadar götürmek sağlık politikamızın hedefini teşkil edecektir.

Devlet Planlama Teşkilâtının çalışmalarına dayanılarak, sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi konusunda denemelere girişilmesini lüzumlu sayıyoruz.

Sağlık hizmetlerinde vazife göreceklerin yetiştirilmesi ve sayıca artırılması maksadiyle eğitim müesseselerinin kurulması ve geliştirilmesinin sağlık davasının halinde, temel başarı şartı teşkil edeceğine kaniyiz.

Hükümet olarak, memleket sağlığı bakımından koruyucu hekimlik hizmetlerinin gelişmesine özel bir önem vereceğiz.

Hükümet, yerli ilaç sanayiinin ve özel hastanelerin kuruluşlarını teşvik edici tedbirler almayı vazife bilecektir.

Basın-Yayın ve Turizm işlerimizle meşgul olan Bakanlık, gelişme halindedir. Bu konuda sağlam prensiplere dayanıyoruz. Teşkilât Kanunu Meclise sevkedilecektir. Bu kanunla turizm mevzuuna inkişaf vermeğe çalışacağız. Turizm endüstrisi bizim memlekette ötedenberi hepimizin bilir göründüğümüz ve hepimizin şikayet ettiğimiz bir konudur. Tecrübe göstermiştir ki, bu konuda başarı temin etmek sanıldığı kadar sade ve kolay olmayacaktır. Biz bu konuyu en sade vatandaştan en yüksek kültür ve teknik müesseselerine kadar anlatmağa ve teşkilatlandırmağa çalışacağız.

Basın-Yayın politikamızın esasını, basın ve yayının Anayasa ile temin edilen haklarına riayet teşkil edecektir. Basın-Yayın aleminde sosyal ihtiyaçların sağlanması hedefimizdir.

Muhtar bir idare haline getirilecek olan radyoların işlemesinde, siyâsi tarafsızlık esas tutulacaktır.

Yapılmakta olan bölge radyolarının ikmâl edilmesi için gayret sarfedeceğiz.

Milli Eğitim, sadece genç nesilleri yetiştirmenin bir vasıtası değil, aynı zamanda özellikle milli kalkınmayı hızlandıracak ve gerçekleştirecek verimli bir yatırım olarak öne alınmıştır. Bütün fâaliyetimizi, uzun vadeli ve esaslı bir plana bağlamak amacındayız. İlk öğretim on yıllık bir süre içinde sağlanmak tertibine bağlanmıştır. İlkokulu bitiren ve çeşitli sebeplerle orta öğretime devam imkanı bulamayan çocuklar ve yetişkinler için kısa süreli yetiştirme programları hazırlanacaktır. Bu arada tarım ve el sanatları alanında mesleki ve teknik öğretim kursları ve okuma yazma öğretimi çalışmaları temin olunacaktır. Orta ve yüksek öğretim kurumlarımız iyi yetiştirme esasına göre düzenlenecektir. Devlet Planlama Teşkilâtının lüzumlu gördüğü sektörlerin ihtiyaç ve gelişmeleri dikkate alınacaktır. Teknik öğretim ve mesleki öğretim kalkınma mukadderatımıza sıkı sıkıya bağlıdır. Bu alana daha çok öğrenci sevkine çalışacağız.

Büyük meselemiz, her konuda ehliyetli ve yeter sayıda öğretmen bulunmamasıdır.

Kültür ve sanat fâaliyetlerimiz, mahdut zümrelere değil, en geniş halk kütlelerine hitabedecektir.

Güzel sanatlar, müzeler, kütüphaneler ve yayın gibi alanlarda her çeşit kültür hareketlerinin yurt ölçüsünde yayılmasına çalışılacaktır.

Halk eğitimine önem vereceğiz. Türlü iş alanlarında ehil işçilerin yetiştirilmesine gayret sarfedilecektir.

Eğitim müesseselerinden bahsederken özel müesseseleri de beraber düşünüyoruz.

Maddi imkândan yoksun kabiliyetlerin yetiştirilmesi hedefimizdir.

Memleketin ihtiyacı olan alanlarda yüksek vasıflı ilim ve fen adamları ve araştırıcılar yetiştirmek için tedbirler alacağız.

İlim, teknik ve güzel sanatlar alanlarında yapılan araştırmalar ve meydana getirilen eserler desteklenecektir.

Başbakanlığa bağlı olan müesseler arasında, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü için mütehassıların eliyle takip edilen programın tatbikine çalışacağız. İstatistik çalışmalarına önem vereceğiz.

Diyanet İşleri Başkanlığının ihtiyaçları ehemmiyetli ve kıymetli tutularak görevlerini yeterlikle başaracak imkanlara kavuşturulacaktır.

Vatandaşın vicdan, dini inanç kanaat hürriyeti, Anayasa’nın hükümlerine göre dikkatle korunacaktır.

Maddi varlığı bir milyarın üstünde olan vakıfların tesis hikmeti bulunan sosyal adalet ve hayır işlerini eldeki imkânlarla temin etmeye gayret edeceğiz. Bütün iktisâdi müesseseler gibi vakıfların da mali durumu dikkatle düzenlemeye ve verimli hale getirilmeye muhtaçtır.

Bakanlıkların, gerek iç bünyelerinde gerekse bakanlıklara bağlı müesseselerin yönetim ve denetiminde, koordinasyonu ve verimliliği sağlamak için, beliren ihtiyaçlar gözönünde tutularak kuruluş ve yetki kanunları ele alınacak ve bu konulardaki boşluklar giderilecektir.

Dış politikamızın temelini, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi teşkil etmektedir.

Birleşmiş Milletler Yasasına uygun olarak, bütün milletler için barış, hürriyet adalet ve hak eşitliği esaslarına dayanan devamlı bir dünya nizamının kurulması, başlıca hedefimizdir.

Herşeyin üstünde tuttuğumuz bağımsızlığımızın bütün milli menfâatlerimizin, ancak böyle bir nizam içinde en iyi şekilde korunabileceğine inanıyoruz.

Bu ana hedefleri geliştirme yolunda Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğundan beri, Milletlerarası İşbirliğine, ortak güvenlik prensibine, taahhütlerimizin sadakatle yerine getirilmesine ve ihtilâfların barışçı yollarla halli usulüne önem vermiştir.

Hükümetimiz, Milletlerarası alanda aynı esaslar dairesinde ve fâal bir şekilde çalışmaya devam edecektir.

Bu çalışmalarımızda NATO ve CENTO ittifaklarının hususi ve önemli bir yeri vardır.

NATO, hür ve bağımsız yaşamak, Batı medeniyetinin prensiplerini yaymak, Demokratik müesseseleri korumak ve teşvik etmek azminde bulunan memleketlerin, Birleşmiş Milletler yasasına uygun olarak kurdukları bir savunma teşkilâtıdır.

Atatürk devrimleri neticesinde yalnız siyâsi alanda değil her alanda kendileriyle kuvvetli bağlar kurmuş olduğumuz NATO müttefik ve dostlarımızla münâsebetlerimizi eşitlik ve egemenlik esasları dairesinde yürütmek ve daha da geliştirmek için tarafımızdan her türlü gayret sarfedilecektir.

NATO ittifakı dahilindeki bağlarımıza ilâveten, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer üye devletler ile iki taraflı olarak da samimi ve ileri dostluk münâsebetlerimiz mevcuttur.

Yine Birleşmiş Milletler yasasına uygun olarak kurulmuş bir savunma teşkilatı olan CENTO’ya da samimiyetle bağlı bulunmaktayız. Bu teşkilâtın diğer bölge üyeleri İran ve Pakistan ile son derece yakın münâsebetler idame etmekteyiz. CENTO’nun bütün üyeleri arasında çeşitli alanlarda gelişen işbirliğinin kuvvetlendirilmesi yolunda yeni gayretler sarfedilmesi lüzumuna kaniyiz.

Müşterek batı medeniyetinin gelişmesi ve milletlerin birbirlerine yaklaşması idealine hizmet eden Avrupa Konseyinin bir üyesi olarak, batı camiası içindeki şerefli yerimiz ile mütenâsip yapıcı fâaliyetlerde bulunmaktan geri kalmayacağız.

Avrupa entegrasyonu hareketinin bugün iktisâdi sahada varmış olduğu en ileri merhaleyi temsil eden ve dış ticaret bağları bakımından memleketimize en yakın olan Avrupa İktisâdi Camiasına katılmayı samimiyetle arzu etmekteyiz. Bu husustaki teşebbüslerin, camia ile memleketimizin karşılıklı menfâatleri bakımından mesut bir neticeye, ulaşması, şüphesiz ki, ortak pazar üyesi olan dost ve müttefiklerimizin gösterecekleri anlayışa bağlıdır.

Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye Yunanistan ve İngiltere arasındaki özel bağlar malumdur. Samimi dileğimiz, Kıbrıs Cumhuriyetinin mevcut anlaşmalar dairesinde sükun ve ahenk içinde bütün vatandaşlarını refah ve saadete ulaştırmasıdır. Kıbrıs’ın bu gayretlerini ve bölgemizin barış ve istikrarına yararlı fâaliyetlerini yakın bir ilgi ile takip edeceğiz.

Komşumuz Yunanistan ile, Kıbrıs meselesinin halinden sonra dostluk ve ittifak bağlarımıza ve uygun olarak gelişen münasebetlerimizin daha da kuvvet bulmasına önem vermekteyiz.

Mensup bulunduğumuz ittifaklar manzumesi dışında kalan bütün memleketlerle münâsebetlerimizi, Birleşmiş Milletler prensipleri dairesinde geliştirmek emelimizdir.

Bu arada komşu memleketlerle, hususiyle büyük kuzey komşumuz Sovyetler Birliğiyle münâsebetlerimizi, mevcut Milletlerarası taahhütlerimize uygun olarak, karşılıklı saygı esasına dayanan iyi komşuluk münâsebetleri çerçevesinde geliştirmeyi samimiyetle arzu etmekteyiz.

Bütün Orta ve Yakın Doğu memleketlerine karşı ilgi ve yakınlık duymaktayız. Özellikle, uzun bir müşterek mazinin sonucu olan samimi dostluk hisleriyle, Arap memleketlerinin hürriyet ve bağımsızlık içinde refah yolunda ilerlemeye devam etmelerini candan temenni etmekteyiz.

Sınır komşularımız Irak ve Suriye ile aramızda mevcut dostluk bağlarının daha da kuvvetlenmesi hususunda, karşılıklı anlayış içinde bulunduğumuzu görmekten büyük memnuniyet duymaktayız.

Afganistan ile mevcut anânevi dostluk münâsebetlerimizin gelişmesine hususi bir önem veriyoruz.

Dost Yugoslavya ile karşılıklı münasebetlerimizin müşterek menfâatlerimize uygun olarak gelişmesini arzu etmekteyiz.

Milletlerarası alanda önemli rol ve mevkileri olan Latin Amerika memleketleriyle münasebetlerimizin, mevcut dostluk havası içinde geliştirilmesine çalışılacaktır.

Başta Japonya olmak üzere, hür dünyanın müşterek ideallerini paylaştığımız Uzak Doğu memleketleriyle münasebetlerimiz karşılıklı dostluk çerçevesinde yürütülecek ve geliştirilecektir.

Dünyada adil ve devamlı bir barışın gerçekleşmesi, şüphe yok ki, Milletlerarası alanda gerginliğin giderilmesi ve emniyet ve istirarın kurulması yolunda bütün milletler tarafından sarfedilecek müşterek gayretlerin semere vermesiyle mümkün olacaktır. Halihazır dünya durumu, bu yoldaki iyi niyetli gayretlerin arzu ettiğimiz neticeyi pek yakın bir gelecekte sağlayabileceği hususunda mâalesef ümit verici değildir.

Her an vahim bir safhaya intikâl etmesi mümkün olan Almanya ve Berlin meselelerinden mütevellit ciddi durumu dikkatle izliyoruz. NATO’nun samimi bir üyesi sıfatıyla müttefiklerimizle birlikte durumun gerektirdiği istişarelere devam edeceğiz. Diğer taraftan, bu buhranın barış ve müzakere yoluyla hallini yürekten temenni etmekteyiz.

Dünyada gerçek güvenlik ve barışın kurulması bakımından büyük önem taşıyan bir konu da, milletlerarası müessir bir kontrol altında, klasik ve nükleer silahların hepsine şamil olmak ve kademeli bir şekilde tatbik edilmek suretiyle, genel ve muvazeneli bir silahsızlanmanın gerçekleştirilmesidir.

Mevcut ve gelecek nesillerin sağlığını tehdit eden nükleer denemelere son verecek bir anlaşmaya bir an önce varılmasının, beşeriyetin selameti bakımından zaruri olduğu kanâatindeyiz.

Son yıllarda birçok memleketlerin bağımsızlığa kavuşarak Birleşmiş Milletler Camiasına katılmalarını büyük memnuniyetle karşılamaktayız. Bu milletlerin meşru haklarını elde etmeleri ve refah ve saadet yolunda ilerlemeleri, halis dileğimizdir.

Bu yeni memleketlere ve umumiyetle az gelişmiş milletlere iktisâdi yardım meselesi, dünyada huzur ve istikrarın gerçek anlamda vücut bulması bakımından büyük önem arz etmektedir. Bu itibarla, insan topluluklarının muhtaç oldukları maddi ve manevi imkânlardan kabul olduğu kadar geniş kütlelerin faydalanmasını sağlamak için sarfedilen gayretleri takdirle karşılamaktayız.

Kendi bakımımızdan, batı camiasının üyeleri arasında mevcut karşılıklı dayanışmanın, işbirliğinin ve savunma yüklerini iktisâdi güç ile mütenâsip şekilde dağıtma prensibinin tabi bir sonucu olarak ekonomik kalkınmamız hususunda bu camia ile işbirliğimizin kuvvetlendirilmesine ve artırılmasına Hükümetimizin büyük önem verecektir. Bu meyanda, NATO’nun müşterek emniyet alanında vücuda getirmiş olduğu kuvvetli dayanışmanın, ekonomik ve kültürel alanlarda da geliştirilmesi için tarafımızdan yapılan teklifleri müttefiklerimizin anlayışla karşılamış olmaları keyfiyetini, memnuniyetle belirtmek isteriz.

Milli Savunmanın karekteri itibariyle teferruatını arz etmeme imkân yoktur. Ordumuz, varlığımızın başlıca teminâtı olarak milletçe aziz bildiğimiz bir müessesedir.

Bu büyük milli müesesenin her bakımdan vazifesini ifâ edecek kudretle olmasını Hükümet daima göz önünde bulunduracaktır.

Anayasamızın hükümlerine göre, silahlı kuvvetlerle ilgili yeni kanun tasarıları Yüksek Meclisin tasvibine sunulacaktır. Bu arada, ordu mensuplarının sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak tedbirler alınacaktır.

Ordumuz, memleket savunması ve barışın korunması için başlıca teminât olarak şerefli vazifesini ifaya kudretli bir halde tutulacaktır.

Sayın Milletvekilleri,

Muhtelif bakanlıkların işleri arasında, bütün tafsilâtı değil, sadece bizim görüşümüze göre esasları ve belli başlı konuları arz etmek isterim. Esas itibariyle huzurunuzda bulunan Karma Hükümet büyük hadiselerden sonra gelmiş bir milli huzur ve planlı kalkınma Hükümeti olmak amacındadır.

Hükümetin başarısı, ancak Yüksek Meclisin güven oyu sayesinde, devamlı, kararlı bir varlık göstermesine bağlıdır. Yalnız sizin güveninizle kuvvet kazanacak olan Hükümet, muhalefet partilerinin murakabesini yardımcı bilecektir.

Karar Yüce Heyetinizindir.