I. Gürsel Hükümeti Programı

Devlet Vekili Amil Artus - Milli Birlik Komitesinin Sayın Üyeleri :

Anayasayı, insan haklarını ve Türk vatandaşlarının sahip oldukları hürriyetleri çiğneyerek, hukuk

ve kanun dışı olmuş ve binâenaleyh gayrimeşru hale gelmiş olan iktidarı, işbaşından uzaklaştırarak 27 Mayıs 1960 İnkılabını başaran kahraman ve aydın silahlı kuvvetlerimiz, idareyi ele alır almaz, teşkil ettiği İnkılap Hükümeti ile derhal işe koyulmuş, bir taraftan, memleketin içinde bulunduğu durumu tespit etmeye çalışırken diğer taraftan, memleketin acilmeselelerine, şimdiye kadar alınan ve ilân edilen tedbirlere, çare bulmaya çalışmıştır.

İnkılap Hükümetimiz, işe başlar başlamaz o derece acil ve çok sayıda meselelerle karşılaşmıştır ki, vazife başında kalacağı müddet içinde, Devlet fâaliyetlerinin tâallük ettiği çeşitli sahalarda çalışmalarının umumi istikametini ve çerçevesini gösterecek olan bir hükümet programı hazırlanmasında, biraz gecikmiş bulunmaktadır.

İnkılap Hükümetimiz, biraz gecikmiş de olsa, bugün huzurunuza getirdiği program ile, vazifesini ifâ ettiğine inanmaktadır. Vaki olan gecikmeyi hadiselerin kaçınılmaz bir neticesi olarak kabul buyurmanızı dilemektedir.

27 Mayıs 1960 İnkılabının esas hedefi, yurdumuzda demokratik nizamı bütün icapları, bütün müesseseleriyle, maddeten ve manen mümkün olan en kısa zamanda kurmaktır. Bu maksatla 27 Mayıs sabahından itibaren yeni bir Anayasanın hazırlanması için gerekli çalışmalara başlanmıştır.

İkinci Cumhuriyetin Anayasayı, ilmin ve geçmiş uzun yılların acı tecrübelerinin ışığı altında, memleketin mümtaz ilim adamlarının geceli gündüzlü çalışmaları ve memleket aydınlarının bu çalışmalara anketler vasıtasıyla katılmaları suretiyle hazırlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Anayasası, İnsan Hakları Beyannâmesi, hukuk prensipleri ve milli ruh ve ihtiyaçlardan doğmuş olan eski Anayasamız ile milli gelenekler ve yurdumuzun özellikleri, yeni Anayasamız için ilham alınan başlıca kaynakları teşkil etmektedir.

Vatandaşların eşitliği, vicdan hürriyeti ve bütün diğer hürriyetlerin teminât altında bulundurulması ve taşıdığı ve kanâatlerden dolayı veya mensubu bulunduğu siyâsi teşekkül sebebiyle, hiç kimsenin herhangi bir şekilde tazyik ve tecavüze maruz bırakılmaması en mukaddes gayelerimizden biri olarak kalacaktır.

Vatandaşın hür iradesini tam bir şekilde aksettirebilecek bir seçim mekanizması kuracak olan yeni Seçim Kanunu üzerinde de ilim adamlarımız çalışmaktadırlar.

Adalet İşleri :

“Adalet ülkenin temelidir.” sözü başlıca düsturumuzdur. Müstakil mahkeme, teminâtlı hakim ve düsturun tahakkuk vasıtasıdır. Yurdumuz, ilhamını sadece kanunlar ve hukuk prensiplerinden ve vicdanından alan hakimlerin ülkesi olacaktır. Türk mahkemeleri, hiç bir kuvvetin müdahale edemiyeceği, yalnız ve yalnız adaletin, her türlü gölge ve şüpheden uzak bir adaletin tecelli ettiği mukaddes bir yer olacaktır.

Milli Savunma işleri :

İnkılap Hükümeti, tarih boyunca büyük harbler ve büyük olaylar içinde şan ve şerefle geçmiş olan Türk Silahlı Kuvvetlerini, Devletimizin büyüklüğü ve vatan topraklarının tecavüze karşı korunması bakımından, esas teminât olarak kabul etmektedir. Güven ve öğünçle belirtmek isteriz ki, milleti özü olan ordularımız, içten ve dıştan millete yönelecek her çeşit düşmanca hareketleri ezecek kudrettedir.

Milli Savunmamızın daha çok kuvvet kazanması ve gelişmesi için, Hükümetimiz en modern vasıtaları sağlamak ve insan gücünden ilmi olarak ve azami şekilde faydalanmak kararındadır. Bu konuda çalışmalara hızla devam edilmekte olup, gerekli kanun teklifleri huzurunuza sunulacaktır. Subay, astsubay ve erlerimizin daha iyi bakılmalarına yaşama seviyelerinin daha yüksek bir hale getirilmesi için önemle gayret sarf edilmektedir. Silahlı Kuvvetlerimizin geliştirilmesi için yapılan çalışmalarda müttefiklerimizin destek ve yardımlarını almaktayız. Bu yardımları gayet planlı ve en iyi bir şekilde kullanmak, esas hedeflerimizden biridir.

Dış politikamız :

Dış politikada, İnkılap Hükümetimizin, vazife başında bulunduğu müddetçe, takibedeceği siyâsetin ana hatları daha 27 Mayıs 1960 sabahının ilk saatlerinden itibaren Türkiye radyoları ile, memleket umumi efkarına ve bütün cihana ilân edilen prensiplere dayanmaktadır.

Dış siyâset alanındaki gayemiz, her şeyden evvel Türk Milletine karşı gösterilen hürmet ve itimada uygun bir siyâset takibetmekdir. Türkiye, kimseye karşı düşmanlık hisleri beslemez. Uzatılan her dost eli sıkar. Kendisine karşı gösterilen hakiki ve samimi dostluğa, aynen mukabele eder.

İnsanlığın bugün karşılaştığı en önemi mesele, adil, devamlı, ve sağlam bir barışın kurulmasıdır. Böyle bir barışın kurulması ancak devletlerin bağımsızlıklarına saygı göstermek ve milletlerin hürriyet ve istikrar içinde refah ve terakki yolunda ilerlemelerine imkân vermek suretiyle kabildir.

Sağlam bir dünya barışının kurulmasına engel olan anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak ve bu barışı mümkün kılacak zemini hazırlamak maksadiyle sarf edilmekte olan gayretleri Türkiye büyük ve yakın ilgi ile takibetmektedir.

Bu gayretlerin başarı ile sonuçlanması için Hükümetimiz mevcut vecibeleri dairesinde, kendisine düşen vazifeyi yapmaktan hiçbir zaman geri kalmayacaktır.

Türkiye’nin bu gayelere erişmek için sarf ettiği gayretlerde dayanağı, Birleşmiş Milletler ile NATO ve CENTO ittifaklarıdır.

NATO, hür ve müstakil yaşamak ve insanlığın ve medeniyetin gerçek prensiplerini savunmak azminde bulunan Batı memleketlerinin Birleşmiş Milletler Anayasasına uygun olarak kurdukları bir savunma teşkilâtıdır. Eski ve kuvvetli bağlarla bağlı bulunduğumuz ve Atatürk inkılapları neticesinde kendilerine daha da yaklaşmış olduğumuz bu dost ve müttefik memleketlerle münâsebetlerimizi her sahada eşitlik ve egemenlik esasları dairesinde yürütmek ve geliştirmek dış siyâsetimizin başlıca prensiplerindendir.

NATO müttefiklerimizden bahsederken Amerika Birleşik Devlerleri ile olan samimi ve ileri dostluk bağlarımıza işaret etmemek mümkün değildir. Başkan Eisenhower’in Türkiye Devlet ve Hükümet Başkanına gönderdiği mesajında belirtilen bu dostluğun karşılıklı gayretler sayesinde ve müşterek menfâatlerimiz istikametinde daha da inkişaf etmesi için elden gelenin yapılacağı tabidir.

Türkiye, NATO’ya ve bu camiaya mensup memleketlere bağlı olduğu kadar CENTO’ya ve CENTO memleketlerine de bağlıdır. CENTO, yine Birleşmiş Milletler Anayasasının uygun olarak Orta Doğu’da barış, güvenlik ve ilerlemeyi sağlamak üzere meydana getirilen bir savunma teşkilâtıdır.

Dost ve müttefik Yunanistan ile olan münâsebetlerimize de işaret etmek isteriz. Bu münâsebetlerin Kıbrıs meselesinin hallinden sonra anânevi bağlarımıza ve müşterek menfâatlerimize uygun olarak geliştiğini memnuniyetle müşahede ve bu gelişmenin ileride daha da kuvvet bulmasını samimiyetle temenni etmekteyiz.

Kıbrıs’taki cemâatimizin haklarını ve menfâatlerinin korunmasına ve Kıbrıslı soydaşlarımızın istikbalinin teminât altına alınmasına imkân verecek olan Zürih ve Londra Anlaşmalarının nihai tekemmül safhasına ulaşmaktayız.

Kıbrıslı Soydaşlarımızın Kıbrıs Cumhuriyeti bünyesinde milletimizden ve Hükümetimizden daima görecekleri yakın alâka ve muhabbetle yürekleri ferah ve başları dik olarak şeref ve vekârla vazifelerini yerine getireceklerine, mesuliyetlerini alacaklarına ve refah ve sâadet içinde yükselip ilerleyeceklerine inanıyoruz.

Türkiye için büyük önem taşıyan Balkan bölgesinin mühim bir unsuru olan Yugoslavya ile mevcut münâsebetlerimizi ahdi bağlarımız çerçevesinde müşterek menfâatlerimize uygun olarak geliştirmek temennisindeyiz.

Üyesi olduğumuz Avrupa Konseyini bilhassa zikretmek isteriz. Bilindiği gibi bu teşekkülün amacı, üyelerinin sosyal ve iktisâdi gelişmelerine çalışmak suretiyle bu yolda sıkı bir iş birliğini gerçekleştirmektir. Avrupa Konseyinin dayandığı ana prensip, her şahsın insan haklarından ve hürriyetlerinden faydalanmasını sağlamaktır. Konseyin bundan sonraki çalışmalarına da fâal bir şekilde katılmak bizim için şerefli ve zevkli bir vazife olacaktır.

Türkiye, mensup bulunduğu ittifaklar haricinde kalan devletler ile de münâsebetlerini Birleşmiş Milletler prensiplerine uygun olarak ve giriştiği taahhütler çerçevesinde geliştirmek azmindedir. Bilhassa Orta ve Yakın Doğu memleketlerine karşı alâka ve yakınlık duymaktadır. Bu arada Arap memleketlerine hürriyet ve istiklâl içinde refah yolunda ilerlemelerine devam etmelerini kuvvetle arzu etmekteyiz. Bu münâsebetle şunu da belirtmek isteriz ki, B.A.C. ve Irak ile mevcut anânevi dostluk bağlarımızın daha da kuvvetlenmesi hususunda bu iki komşumuzla karşılıklı anlayış içinde bulunduğumuzu görmekten büyük bir memnuniyet duymaktayız.

Diğer komşu memleketler, bu arada hususiyle büyük kuzey komşumuz Sovyetler Birliği ile münâsebetlerimizi karşılıklı saygı esasına müstenit iyi komşuluk çerçevesinde ilerletmeyi samimiyetle arzu etmekteyiz. Ancak dünyada istikrar ve barışın kurulması ve gerginliğin izalesi yolunda sarf edilegelen gayretlerin semer vermesi ile bu arzumuzun tahakkuku kolaylaşmış olacaktır.

Bütün milletlerin, barış ve huzur içinde bağımsızlıklarına kavuşmaları Türkiye’nin en fazla değer verdiği ülkelerden biridir. Bu itibarla, henüz bu amaca ulaşmamış olan memleketlerin karşılıklı anlaşmalar yoluyla gayelerinin barış içinde gerçekleşmesini görmekten ancak memnun olacağız.

Bu arada nazarımızı bilhassa Afrika kıtasına çevirmek isteriz. Bazıları ile daha yakından siyâsi münâsebetler kurduğumuz Afrika memleketlerinin refah ve huzur içinde gelişmeleri en halisane temennimizdir.

Dünya medeniyetinin ilerlemesine büyük hizmetlerde bulunmuş olan Uzak - Doğu memleketlerine karşı en kalbi hislerle meşbu bulunmaktayız. Bu memleketlerle olan münâsebetlerimizin de her sahada gittikçe artan bir hızla gelişmesini samimi olarak dilemekteyiz.

Milletlerarası siyâset alanında tesir ve nüfuzları gittikçe artan Latin Amerika memleketleri ile münâsebetlerimizin dostluk ve karşılıklı hürmet havası içinde gelişmesine de büyük bir önem atfetmeyi hakiki menfâatimizin icabatından saymaktayız. Aynı alakayı, bize coğrafi bakımdan uzak olmakla beraber siyasi görüş ve gaye bakımından pek çok hususlarda yakın bulunan Britanya Milletler Camiasına mensup diğer memleketlere de göstermek kararındayız.

Sayın Arkadaşlar,

İnkılap Hükümetimizin vazife başında kaldığı müddetçe, takip edeceği mali ve iktisâdi politikanın temel prensipleri ve umumi istikametleri de şunlardır :

Devlet bütçesinden başlayarak, katma özel idare ve belediye bütçelerinde, bütçe samimiyeti ve hakiki bütçe denkliği temin edilecektir.

Bütçe ihtiyaçlarını, emisyon yolu ile karşılamak usulüne son verilecektir. Amme gelirlerinin tasarruflu şekilde memleket ihtiyaçlarının zaruri kıldığı mevzularda kullanılmasına, titizlikle riayet olunacaktır. Hazine imkânlarının, sağlam mali kaynaklarla takviyesi suretiyle, ödemelerin zamanında ve herhangi bir gecikmeye uğramadan yapılması sağlanacaktır.

Ticaret politikamız, istikrar programının temel prensiplerine istinadedecektir. Dış ticaretimizde dünya seviyesine intibak edebilmek; mal arzının çoğaltılması ve bu suretle fiyat yüksekliklerine sebebiyet vermeden iç ticarette de serbest bir nizam ve fiyatlarda istikrarın temadi ettirilmesi çalışmalarımızın başlıca hedefleri olacaktır.

Dış ticaret politikamızın esasları da muvazeneli bir iktisat nizamının icaplarına uygun olarak ve bu nizamı takviye ve tarsin eyleyecektir.

İnkılap Hükümetimiz, dış ticaret politikasını aleniyet ve umumiyet prensiplerine istinat ettirecektir. Memleketimizin imkanlarından bütün müteşebbisler eşit şartlarla faydalanacaktır. Kararname, sirküler ve tebliğler dışında hiçbir muameleye imkân verilmeyecektir.

Hususi tahsislere, takas anlaşmalarına çeşitli yollarla tahakkuk ettirilen rüçhanlı muamelelere asla yer ve imkân bırakılmayacaktır. Bu kabil mevcut muamelelerin tasfiyesi tahakkuk ettirilecektir.

Dış ticaretimizi, mümkün olduğu nisbetle, serbest mübadele rejimine intikâl ettirebilmek için her türlü gayret sarf edilecektir.

Hükümetimiz ihracatımızın artırılması için kısa ve uzun vadeli çalışmalara başlamış bulunmaktadır.

Dahilde müstakar bir fiyat nizamının kurulması, yeni bir takım mallarımız için yeni dış pazarlar bulunmasına yol açacaktır.

İhracatın teşviki için kredi dağılışı gözden geçirilmiş ve ihracatı tüccara, dolayısıyla müstahsile, ihracatın aksamadan gelişmesi için gerekli kredilerin temini imkânları hazırlanmıştır.

Uzun vadeli olarak ihracatın teşviki için bir (ihracatı geliştirme merkezi) kurulmuştur. Dış yardımlarla da takviye edilecek olan bu araştırma organı yabancı ve yerli mütehassıslarımızın iş birliği ile ihracatımızın artırılması için lüzumlu ilmi ve tatbiki çalışmaları yapacaktır.

İthalâtımız mer'i kota sistemine göre devam edecektir. Kotalar daima ekonominin hakiki ihtiyaçlarına intibak ettirilecektir. Bu maksatla, başta liberasyon olmak üzere, otomatik tahsis ve global tahsis listeleri hakiki ihtiyaçlara göre hazırlanacaktır.

İthalâtımızda hedef, liberasyon sistemini mümkün olduğu kadar yükseltmektir. Bugünkü tatbikatımız Avrupa İktisâdi İş Birliği Teşkilatının (OECE’nin) liberasyon kotuna intibak ettirilecektir.

Umumiyetle Türkiye’den kaçırılmış sermayelerle finanse edilen ve esasen çok ağır bir faiz yükü altında bulunan, milli ekonomiyi devamlı olarak borç altında bırakan ve ancak kredi kombinezonlarını başaranlara tek taraflı olarak ticaret yapma imkânlarını veren kısa vadeli kredili ithalât durdurulacaktır.

Çeşitli suistimâllere yol açan ve döviz kaçakçılığına prim vermekten ibaret bulunan muvakkat rejime müstenit bedelsiz ithalâta ve diğer muhtelif adlarla aynı maksadın elde edilmesine imkân veren çeşitli ithalât sistemlerine nihayet verilecek ve sureti katiyede bu kabil tatbikata meydan verilmeyecektir.

İç ticaretimizde istikrar programlarının icapları ve muvazeneli bir iktisat düzeninin neticesi olarak, fiyat tahditlerine kanun yoluyla ve cebirle, iktisâdi müdahalelere imkân kalmayacaktır.

Vatandaşın geçiminin, ihtikar yollarıyla tahdit ve tazyik altında bulundurulması, Milli Koruma kanunlarıyla değil, iktisâdi tedbirlerle önelenecektir.

Milletlerarası teşekküllerle münâsebetlerimiz ve serbest mübadele nizamı içindeki fâaliyetlerimiz takviye olunacaktır.

(OECE) Avrupa İktisadi İş Birliği ve (APA) Avrupa Para Birliği muvacehesindeki vecibelerimizi yerine getirmeye devam edeceğiz. Yeni ticaret politikamızın esasları, istikrar programımızın tahakkuk ettirilmesi (OECE) Avrupa İktisâdi İş Birliği Teşkilâtına ve (APA) Avrupa Para Birliğine olan tâahhütlerimizin yerine getirilmesi imkânlarını verecektir.

(GATT) Ticaret Genel Anlaşması ile olan münâsebetlerimiz, ahdi mükellefiyetlerimiz yerine getirilmekte devam edecektir.

Müşterek pazara katılmak için başlamış bulunan çalışmalara devam etmekteyiz. Müşterek pazar organlarıyla müzakerelere kısa zamanda tekrar başlanacaktır.

Hükümetimizin yeni iktisâdi ticari ve mali politikası iktisâdi bünyemizde yapılmakta olan şümullü reformlar, Müşterek Pazara iltihakımızı kolaylaştıracak unsurlardır. Süratle kalkınmamızı temin edecek, yeni kurulmakta olan sanayiimizin himayesini mümkün kılacak ve fakat aynı zamanda müşterek pazar anlaşmasının mükellefiyetlerine de tedricen intikâl etmemizi sağlayacak esasların, Müşterek Pazar Devletleri ile birlikte tesbitine çalışılacaktır.

Hükümetimiz yabancı sermaye yatırımlarını en sıhhatli dış yardım kaynağı telâkki etmektedir. Bu bakımdan, yabancı sermayeyi teşvik için gayret sarf edilecek ve Türkiye’deki yatırım imkânlarını yabancı sermayedarlara tanıtmak üzere teşkilâtın kurulmasına çalışılacaktır.

Memleketimiz ekonomisinin acil ıslahat tedbirleri bekliyen bir köşesi de, İktisâdi Devlet Teşekkülleri dediğimiz, Devlet sermayesi veya onun iştiraki ile kurulmuş olan teşebbüslerdir. Bu teşebbüsler, uzun müddet, iç politika mülâhazaları ile gayriiktisadi Devlet teşebbüsleri haline sokulmuşlardır. Bu teşebbüsleri mümkün olan en kısa zamanda, mali muvazeneye kavuşturmak, idare ve murakabelerini müessir bir nizam içerisine almak, ilk işlerimizden olacaktır.

İktisâdi Devlet Teşekküllerinin bünyelerinin takviyesi, Merkez Bankasına olan borçlarının konsolide edilerek vadeli bir tediye planına bağlanması, zaruret haline almıştır. Bu meyanda sermaye durumlarının ıslahı, mevcutlarının yeniden değerlendirilmesi, masraf ve maliyet unsurlarının ciddi bir tetkike tabi tutularak ıslahı icabetmektedir.

İktisâdi Devlet Teşekküllerinin bundan sonra, yatırım ihtiyaçları için Merkez Bankası kaynaklarına müracaat edememeleri ve bu suretle enflasyon kaynaklarından en mühiminin kati olarak kurutulması, üzerinde hassasiyetle durduğumuz ve duracağımız bir husus olacaktır.

Devlet bütçesinin tam bir denkliğe kavuşması, İktisâdi Devlet Teşekküllerinin yatırım ihtiyaçları için Merkez Bankası kaynaklarına müracaat imkânlarından kati suretle mahrum bırakılması suretiyle, on yıldan beri Türk ekonomisinin bünyesini kemiren, büyük kütlelerin sefaletini hazırlayan enflasyonun başlıca iki kaynağının kurutulmuş olacağına kani bulunmaktayız.

Memleketimizde, ekonomimizin muhtaç olduğu sermaye ve para piyasalarının vücut bulması için gerekli şartların yaratılması, son derece ehemmiyet arz etmektedir. Milli gelirimizden tasarrufa ayrılacak kısmın büyümesi için faiz hadlerinin iktisâdi şartlara ve diğer icaplara göre ayarlanması ve diğer teşvik unsurlarından istifâde edilmesi, bankalarımız tarafından açılacak kredilerin Türk ekonomisi için verimli olacak sahalara tevcihi, üzerinde durduğumuz ve duracağımız meseleler arasındadır.

Dış borçlarımız, İnkılap Hükümetimizi en çok düşündüren mevzulardan biridir. Bir taraftan vecibelerimizi yerine getirmekte azami gayret sarf ederken, diğer taraftan da önümüzdeki yılların tediye külfetlerini artırmamak, başlıca kaygılarımızdan olacaktır.

Paramızın, on yıl devam eden basiretsiz iktisâdi ve mali politikanın neticesi olarak, geçirdiği ağır devalüasyon sonunda, bugün haiz olduğu iç ve dış kıymeti korumak iktisâdi ve mali politikamıza hakim olan başlıca davamızdır.

Sarahaten belirtmek isteriz ki, iç piyasada sağlanacak fiyat istikrarı suretiyle paramızın iç değeri mahfuz tutulacak, yabancı paralara karşı olan bugünkü değeri üzerinde, herhangi bir değişiklik yapılmayacaktır.

İnkılap Hükümetiniz hakiki bir iktisâdi refahın ancak kıymeti müstakar bir Türk parası ile tahakkuk edebileceği inancındadır.

İnkılap Hükümetinizi meşgul eden meselelerden birisi de yatırımlar mevzuudur. Memleket iktisâdiyatının ahenkli bir surette gelişmesi ve halkımızın tüm olarak, hakiki refaha doğru ilerleyebilmesi için, yatırımları şahsi, indi ve iç politika mülâhazalarından kurtarıp rasyonel ve planlı bir temel üzerine oturtmak, çok ehemmiyet verdiğimiz bir esastır. Bu maksatla, pek yakında, bir İktisâdi Planlama Dairesinin kuruluş kanunu, yüksek tetkik ve tasviplerinize sunulacaktır.

Hükümetimiz hususi teşebbüse ayrı bir önem vermektedir. Binâenaleyh hususi teşebbüsü teşvik ve geliştirmek için gerekli tedbirleri bundan böyle de almak kararındadır.

Zirâat, sanayi, ulaştırma, bayındırlık ve imar işlerimiz, umumi bir kalkınma planı çerçevesi içine alınacaktır.

Her sene takriben bir milyona yakın bir nisbette çoğalan nüfusumuzun iaşesini ve ihracatımızın yüzde doksanını teşkil eden döviz membalarımızın genişletilmesini teminen zirai istihsâlin artırılması, mahsullerin evsafının ıslahı ehemmiyetle ele alınacaktır.

Lüzumlu ilmi ve fenni alâkayı görmemesi sebebiyle harabiyeti önlenmemiş orman varlığımızın korunması, bunlardan rasyonel bir işletme sonunda daha yüksek hasıla alınması imkânları üzerinde titizlikle durulacaktır.

Çeşitli amil ve tesirler altında erezyon yüzünden geniş kayıplara uğramış ve uğramakta olan toprak servetimizin muhafazasına, suların tanzimine ve bu kaynaklardan faydalanılmasına çalışılacaktır.

Milli ekonomiyi teşkil eden köylü ve çiftçi vatandaşların yaşama şartlarını ıslah ve gelirini artırmak yolunda her türlü gayretler sarf olunacaktır.

Hususi sanayi sektörünün rantabl olarak talepleri desteklenecek, kaliteli mal imâli ittihaz olunarak kalite düşüklükleriyle şiddet ve hassasiyetle mücadele edilecek, sanayi için zaruri olan standarlara büyük ehemmiyet verilecektir.

Ulaştırma :

Amme hizmeti olan ulaştırma teşkilâtında; semereli çalışma, halka hakiki hizmet, kendi kendine yeterli idare, fuzuli masraf ve lüksten azade mesai esası prensip olacaktır.

Bayındırlık sahasında :

Taşkından korunma, yeraltı ve yerüstü sularıyla sulama, yol, demiryolu, liman gibi çeşitli bayındırlık hizmetinde zirai istihsâli artırma, emniyetli, süratli ve ucuz nakliye ile maliyeti düşürme, sosyal, idari ve sıhhi, gelişmeyi teşvik etme gibi fâaliyetimiz bütün gayretlerimizle artırılacaktır.

Şehir ve kasabalarımızın imar planlarının hazırlanmasında ve belediyelere yapılacak kredi yardımlarında, her türlü tesir ve tazyiklerin dışında, yalnız ihtiyaç dereceleri ve ehemmiyetleri gözönüne alınarak, imkânlar dahilinde bir sıra takibedilecektir. Memleketin muhtaç bulunduğu sıhhi ve ucuz mesken mevzuunda da gerekli çalışmalara devam edilmektedir. Mesken kredisi mevzuunda da hakikaten meskene muhtaç kimselere müteveccih en adilane bir mesken kredisi tatbiki yolunda tedbirler alınmaktadır. Topraksız ve toprağı kifayetsiz çiftçiye tevzii gereken haklarının her türlü mani ve haksız tesirlerden kurtarılarak süratle ve adilane tevziine çalışılmaktadır.

Gümrük Tarife Listemizi Avrupa İktisâdi İş Birliği camiasına dahil memleketlerle birlikte kabul ettiğimiz 1955 Bruxelle listesi haline getirmek üzere yapılan çalışmalara devam edilecektir.

Tekel meseleleri ise zirai ve ticari politikamıza muvazi olarak tanzim ve tütün ve çay zirâati üzerinde önemle durulacaktır.

İş ve İşçi meselelerimiz, sosyal adalet ve insan hakları ve hürriyetleri üzerinde dayanmaktadır. Adil ve insani çalışma şartları, hür ve bağımsız sendikacılık, bütün icaplarıyla ve demokratik bir düzene uygun, kolektif müzakere sistemi, iktisâdi imkânlara ahenk halinde gelişen müessir bir sosyal güvenlik rejimi, inkılap hükümetimizin üzerinde durduğu başlıca konulardandır.

Milli Eğitim davası, baş davalarımızdandır. Demokrasinin kökleşmesi, soysuzlaşmamasının teminâtı, özlenen iktisâdi refahın tahakkuku, büyük kütlelerin, yeni yetişen nesillerin milli eğitimden en geniş ölçüde faydalanmasına bağlıdır. Milli Eğitim teşkilat ve programlarımızı, bugünkü istikrarsız halinden kurtarmak, en acele işlerimiz arasındadır. Mâarifimizin muhtaç olduğu nizam içinde ve belli metodlarla çalışan medeni ve milli bir müessese haline getirmeye matuf olmak üzere, gerekli inceleme ve araştırmalara başlamak, gelecek iktidarlara bu istikamette hazırlıklar bırakmak, başlıca arzularımızdandır.

Milli Eğitimi durgun halinden çıkarıp yapıcı ve başarıcı bir vasıa ulaştırmak amacımızdır.

Vatandaşlarımızın Anayasamızla sahip oldukları din ve vicdan hürriyetlerini hiç bir engelle karşılaşmadan kullanmalarını; yani ibaretlerini tam bir hürriyet içinde yapabilmelerini sağlamak hedefimizdir. Ancak dinin uhuliyetini gölgelendirecek istismardan korunması önemle göz önünde tutulacaktır.

Vazifede bulunduğumuz müddetce sağlık hizmetlerimizi halk hizmetinde daha faydalı kılmak, önem verdiğimiz bir husus olacaktır.

Hükümetimizin sağlık davasında ön planda ele alacağı hususlar şunlardır :

A) Sağlık personelinin durumunun halli,

B) Mahrumiyet bölgelerinin ihtiyacının sağlanması,

C) Koruyucu hekimliğin ve bilhassa köy sağlığı davasının sağlam prensiplere bağlanması,

D) Yüksek ihtisas hastanelerinin teşkili,

Hür basın, kurulacak ikinci Cumhuriyetin başlıca mesnetlerinden biridir. Demokraside ileri merhalelere ulaşmış Garp aleminin basın hürriyeti anlayışı ve basın kanunları, bizim anlayışımız ve kanunlarımız olacaktır. Radyo, halk hizmetinde, olan bitenden halkımızı günü gününe haberdar eden, onun kültür seviyesini yükselten ve bunların yanında, bir partinin veya bir menfâat zümresinin değil, bütün Türk Milletinin malı olan, Türk Devletinin sesini duyuran bir müessese olacaktır.

Vatandaşlar arasında fark gözetmeyen, onların siyâsi kânaatlerinden dolayı farklı muamele yapmayan tarafsız bir idarenin kurulması, çok ehemmiyet atfettiğimiz bir meseledir. 10 yıl müddetle memleketin bünyesinde kaynayan bir yara halini almış olan partizan bir idarenin tasfiyesi ve idarenin bir milletten bir daha nüksetmeyecek şekilde kurtarılması, demokrasimizin soyuzlaşmaması için gerekli temel şartlardan birisidir.

İnkılap Hükümetimizin bu istikamette gerekli kanuni tedbirleri daha ilk gününden itibaren almaktadır ve alacaktır.

Vazifede bulunduğumuz müddetçe İkinci Cumhuriyet ile, kurulacak olan yeni Türk demokrasisinin, sağlam ve hiçbir kimse veya zümrenin tasallutuna maruz kalmayacak kudret ve selâmette olmasını temin etmek, 27 Mayıs İnkılap hareketinin ve İnkılap Hükümetimizin maddeten ve manen mümkün olan en kısa zamanda ulaşmak istediği bir hedef olmakta devam etmektedir.

Hepinizi saygı ile selamlarım.