IV. Menderes Hükümeti Programı

Çok Muhterem Arkadaşlarım; Demokrat Parti İktidarının dördüncü Hükümeti olarak programımızı Yüksek Huzurunuza takdim etmekteyiz. Büyük Meclisiniz 1950 den bu yana iktidarımızın ve hükümet programını müzakere ve tasvibetmiş bulunuyor.

Yüksek malumlarıdır ki, bu üç program, ilhamını, büyük ekseriyetinizi sinesinde toplayan siyâsi partinin programındaki prensiplerden almıştır. Yine aşikardır ki, bu üç programda bütün Devlet ve Hükümet programlarına şamil olmak üzere, görüş ve icrâatımız tafsilen izah edilmiş ve bu suretle tebellür etmiş olan muayyen bir politika altı yıla yaklaşan bir zaman içinde birbirinin devamı olan hükümetlerce tatbike konulmuştur. Ayrıca yıllık birer tatbikat programından başka bir şey olmayan geçmiş beş yılın bütçeleri de bittabi tetkik ve tasvibinizden geçmiş bulunuyor; görülüyor ki, 1950 den buyana hükümetlerin görülen icrâatı, adım adım safha safha yüksek tetkik ve tavsiplerinize iktiran etmiştir. Buna ilâve olarak da 1954 seçimlerinde, program ve icraatımızın aziz milletimizce de takdirde şayan görüldüğünde hiç kimse şüphe ve tereddüt gösteremez.

Bu kısa izahattan maksadımız, ana görüş ve prensipleri öteden beri malum olan Demokrat Parti icrâat ve fâaliyetleri hakkında programımızda yeni baştan tafsil ve izahata lüzum görmemekte olduğumuzu tebarüz ettirmekten ibarettir.

Binâenaleyh Yüksek tetkikinize arz edilmekte olan bu programımız kısadır ve sadece beş buçuk yıllık tatbikatın bugünkü merhalesinde kendini gösteren icap ve ihtiyaçlara göre alınması lazım gelen tedbirlerle yapılmasına sıra gelmiş bulunan işlerin izahına inhisar edecektir.

Bununla beraber iktidarımızın 1950 yılı ilk hükümet programındaki ana fikirlerin çok kısa dahi olsa gözden geçirilmesini faydalı bulmaktayız. Bu maksatla, 1950 hükümet programındaki esas görüşleri en kısa olarak şöyle izah ve hulasa edebiliriz.

Zirâat, milli ekonomimizin temelidir. Bir taraftan milletimizin beslenme ve giyinme ihtiyacını ve sanayimizin hammadesini temin ve diğer taraftan ihracatımızın da ana kaynağını teşkil eder. Aynı zamanda zirai kalkınmamız memlekette şimdiye kadar istihsâl ve istihlâki laşey mesabesinde olan ve milli ekonomimizde yeri çok ehemmiyetsiz bulunan nüfusumuzun en büyük kısmının yaşayış seviyesini yükseltecek ve onları nispi bir refaha kavuşturmak suretiyle memleketimizde içtimai adaleti tahakkuk ettirecek ve milli bünyemizi takviye edecektir.

Arkadaşlar;

1950 hükümet programındaki izahın nakline devam ediyorum:

Büyük kitlenin iştira gücünün arttırılması hem milli sermayenin terakümüne yol açacak, hem de memleket pazarını harekete getirecektir. Böylece diğer bütün sahalardaki kalkınma gayret ve hareketlerimiz, ticaretimiz ve sanayileşmemiz, zirai kalkınmamızdan en geniş feyzini alacaktır. Şu cihet de unutulmamalıdır ki, zirai kalkınmamıza sarf edilecek gayretler ve bu sahada yapılacak envestismanlar bu sahanın tamamiyle bakir olması sebebiyle, verimlerin en yüksek seviyelerde elde edilmesini mümkün kılacak ve şüphe yoktur ki, zirai envestismanlar neticelerini diğer mevzulara nazaran çok kısa zamanda verecektir.

Arkadaşlar;

Yine 1950 programındaki izahata devam ediyorum.

O halde iktidarımız bu ana görüşle harekete geçmeli, zirai kalkınmamızı tahakkuk ettirebilmek için süratle ve her şeyden önce tedbirler almalıdır. Zirâatimizin muhtelif problemleri en kısa, en kati hal şekillerine bağlanmalıdır.

Teknik zirâatin mümkün olan süratle vatan sathına yayılması çiftçimizin teknik alet ve makinelerle teçhizi, sulama ve gübreleme işlerinin süratle halli, hastalik ve haşaratla mücadele işlerinin kifayetle yapılması birinci derecede ehemmiyeti haiz mevzular olmalıdır.

Zirai kredi, zirâatimizin bütün memlekete yaygın haliyle ve zirai istihsâl mevzuunun genişliği ile asla mütenâsip olmayan çok düşük bir seviyededir. Bunu da süratle birkaç misline çıkarmak lazımdır. Zirai teşkilâtlanmamızın süratle tekemmül ettirilmesi göz önünde tutulacak mühim meselemizdir.

Muhtaç çiftçiye toprak tevzii işinin birkaç misli hızlandırılması lazımdır. Bu maksatla toprak komisyonlarının adedi kısa zaman içinde birkaç misline çıkarılacaktır.

Pazar meselesinin ehemmiyeti aşikar olduğuna göre, müstekar ve elverişli bir fiyat politikasiyle zirai istihsâlimiz teşvik edilmelidir.

Zirâatin ihtiyacı olan maddeler ithalatı tercihli tutulmalıdır.

Zirai kalkınmamızla doğrudan doğruya alakalı olan bu mevzular yanında münâkale meselelerimizi ve karayollarımızı en kısa zamanda tekemmül ettirmeliyiz. Bunun yanında silolar, limanlar ve iskeleler inşası ve sair bayındırlık işleri de zirai kalkınmamızla, dolayısiyle fakat sıkı sıkıya alâkalı mevzular teşkil eder.

Muhterem Arkadaşlar;

İşte birinci Hükümet programımızın esasını teşkil etmiş olan bu görüş ve fikirleri bugün dahi bütün ehemmiyet ve vüsati ile benimsemekteyiz. Aynı suretle iktisâdi cihazlanmada takibedilecek politikayı da benimsiyoruz.

Umumiyetle iktisâdi cihazlanmamız için :

a) Evvela bütçelerimizde envestisman mahiyetinde olan giderleri diğer masraflarımıza nispetle mümkün olduğu kadar genişletmek lazımdır. Bu itibarla iktisâdi cihazlanmamız için devlet bütçesinden envestismanlara ayrılacak tahsisatı memleketimizin tabi şartlarını göz önünde bulundurarak bir plana bağlamalıyız.

b) Hususi teşebbüsün süratle harekete geçmesini temin edecek ve Türk Milletinin iktisâdi zekâsı ile çalışkanlığından azami neticeler alınabilecek bir yolda yürünmesi lazımdır. Bu itibarla istihsâl hayatını devletin zararlı müdahalelerinden ve her çeşit bürokratik engellerden kurtarmak lazımdır.

c) Bir taraftan memlekette sermaye terakümünü bütün gayretimizle teşvik ederken diğer taraftan bu sermayenin istihsâle akması kolaylaştırılmalıdır.

ç) Devlet bütçeleri iktisâdi bünyemizin takati ile mütenâsip olmalıdır. Aynı zamanda devlet bütçeleri muvazeneli hale getirilmelidir.

Muhterem Arkadaşlar;

İşte yukarda hulasa etmeye çalıştığımız ve daha iktidarımızın ilk programımızda yer almış bulunan bu esasların altı seneye yaklaşan tatbikatında ne muazzam neticeler verdiğini bu neticeleri elde etmek için ne kadar müşkül merhalelerin katedilmiş olduğunu tebarüz ettirmek isteriz. Milletçe kalkınmamız, medeni ve ileri bir cemiyet haline gelebilmemiz hususunda yıllardır sarf edegelmekte olduğumuz bunca gayretler memleketin her köşesinde sayısız eserler vermiş ve asıl mühim olarak yapılmış envestismanların fevkalâde ehemmiyetli olanlarının tamamiyle idraki pek kısa bir zaman meselesi haline gelmiştir. Takdir edilmelidir ki; bütün bunlar aziz milletimize hizmet yolunda iktidarımıza vicdan huzuru içinde olmak hakkını verir. Ancak programlarımızı tamamen tahakkuk ettirmiş olduğumuzu ve birinci plandaki hedeflerimize ulaştığımızı iddia edemeyiz. O halde demek oluyorki; gayretlerimiz bütün kuvvetleriyle devam edecektir.

Bu bakımdan, şimdi yeni bir Hükümetin kurulması münâsebetiyle icrâat ve fâaliyetlerimizin yeni bir merhalesine intikâl etmekte olduğumuzu kaydedebiliriz. Bu yeni merhalede bir taraftan memleket ölçüsünde muazzam bir kalkınma hamlesinin doğurduğu, içtinabı müşkül ve hatta ekseriya gayrıkabil bir takım sıkıntıların ve aksaklıklarının izalesi hususunda acele ve azimli tedbirler üzerinde durulacak, diğer taraftan imkânların müsâadesi nispetinde daha ileri hamleler yapılacaktır.

Memnuniyetle beyan edelim ki, memleketimizin içtimai ve iktisâdi istikbâlini inşaya masruf olarak bugüne kadar ele alınmış bütün yatırımlarımızın aksamadan tamamlanması teminât altındadır. Böylece hem milletçe nispi bir refah seviyesine bir an evvel ulaşmamız, hem de mevcudiyetimizi muhafaza ve dahil bulunduğumuz müdafaa camiasına karşı da taahhütlerimizi yerine getirmeyi mümkün kılacak modern bir orduya kendi imkân ve kaynaklarımıza dayanarak sahip olabilmek gibi milletçe en büyük bir bahtiyarlık teşkil edecek mukaddes bir gayesi elde etmemiz tahakkuk yolunda bulunuyor.

Muhterem Arkadaşlar;

Biraz evvel işaret ettiğimiz gibi, yatırım fâaliyetlerimizin yanında halkımızın ihtiyacı olan cari istihlâk maddelerine, sınai ham maddelere, yedek parça ve saireye daha geniş nispetlerde tahsisler ayırtmak suretiyle bazı maddeler üzerinde duyulan sıkıntıları süratle bertaraf etmek kararındayız.

Envestismanlarımız, halkımızın ihtiyacı olan maddelerin tedariki hususu karşılıklı olarak göz önünde bulundurulmak suretiyle mutlaka ayarlanacak ve her halükarda Yüksek Meclisin takdir ve tensip buyurucağı seviyelerde kalkınma ve bayındırlık işlerimize ehemmiyetle devam olunacaktır.

Muhterem Arkadaşlar;

Böyle bir politikanın istihsâli artırmak yolu ile madde ve mal bolluğu yaratmak mevzuunda asıl mühim devamlı neticeler vermek ve fakat uzunca vadeli olan tedbirlerimiz yanında istihlâk maddeleri ihtiyacını karşılamak hususundaki müesseriyet ve ehemmiyeti de aşikardır. Ancak tecrübeler bunun da kâfi olmadığını göstermiş bulunuyor. Bu itibarla bilhassa sebepsiz ve haksız fiyat yükselişlerini behemahal önlemek, ihtikar ve karaborsayı şiddetle tenkil etmek için gereken bütün tedbirleri alacağız ve hatta icabederse bu maksatla hususi mahkemeler ihdas etmek kararında olduğumuzu da açıkça ifâde ederiz.

Yine bu cümleden olmak üzere umumi hayatımızda her türlü suiistimallerle şiddetle mücadele etmek başlıca vazifemiz olacaktır.

Bütün bu hususlarda Yüksek Meclisin bize zahir olacağından hiç şüphemiz yoktur.

Arkadaşlar;

İktisâdi mahiyette mevzulardan olarak şunlara da temas etmek yerinde olacaktır :

Hususi teşebbüs sektörünün günden güne inkişaf etmekte olduğunu nazarı itibara alarak bu inkişafı daha süratli ve emniyetli bir şekilde teşvik etmek maksadiyle İşletmeler Vekâleti yerine bir Sanayi ve Maden Vekâletinin kurulması lüzumuna kaani bulunuyoruz.

Bunun gibi yine bir rasyonalizasyon mevzuu olarak çok geniş adımlar atmak suretiyle daha bugünden büyük ehemmiyet kazanmış olan enerji işlerimizi de bir kül olarak sevk ve idare edebilmek maksadiyle ayrı bir vekâlet kurulmasının lüzumu üzerindeki tetkiklerimiz yakında bir neticeye bağlanacaktır.

Yabancı memleketler ekonomileriyle şimdiye kadar tesisine muvaffak olunan samimi münâsebet ve iş birliğini genişletmek ve takviye etmek yolunda yürüyeceğiz. Bu meyanda Yabancı Sermayeyi teşvik Kanunundan bugüne kadar alınan neticelerden daha ileri neticeler elde edilebilmesi için durmadan gayret sarf edeceğiz.

Petrol Kanununun tatbiki ve neticeler elde edilmesi hususu da samimiyetle ve büyük bir dikkatle takib olunacaktır.

Çok Muhterem Arkadaşlar;

Ekonomik sahanın dışında idaremizi ıslah yolundaki yeni bir takım tedbirleri de lüzumlu görmekteyiz. Bu hususun hukuka ve mevzuata taalluk eden cihetleri bulunduğuna da işaret etmek isterim.

Evvela idare cihazımızı ehemmiyetle ele almak ve onu süratle işler, halkımızın hizmetine en iyi şekilde intibak eder bir tekemmüle eriştirmek istiyoruz. Bu hususla alâkalı olarak emeklilik müddetinin, daha evvel olduğu gibi, otuz seneye çıkarılmasını bazı menfi tefsir ve telâkkileri de önleyeceği ve mevcut ise bir huzursuzluğu ortadan kaldıracağı için, faydalı görmekteyiz.

Mevzuatımızdaki tadil tasavvurlarımıza gelince: Uzun zamandan beri bahis konusu olan Anayasa tadilleri için hazırlıklara başlanması ve 1958 seçimlerinden evvel behemehal bu tadillerin tahakkuk ettirilmesi lâzımdır, kanâatindeyiz.

Seçim Kanununda intizamı temin ve vatandaş rey ve arzusunu daha iyi tahakkuk ettirmek mül6hazası ile yapılmış olan son tadilâtın lüzumsuzluğu yanında türlü menfi tefsirlere yol açmış bulunduğu görüldüğünden bu mahzurun da ortadan kaldırılmasına teşebbüs edeceğiz.

Bu hususta maruzatımıza son verirken neşren vaki olacak isnat ve hakaret mevzuunun ispatını mümkün kılmak üzere Riyâsete tevdi edilmiş olan muhtelif kanun tekliflerinin yüksek heyetinizce tetkikinden sonra en isabetli karara varılacağı kanâatinde olduğumuzu da ilâve etmek isterim.

Harici siyâsetimize gelince: Harici siyâsetimiz şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da müşterek emniyet ve topyekün sulh esaslarına istinad edecektir. Sulh ve emniyet cephesinin müdâfâasını sağlamak üzere dahil bulunduğumuz ve kurduğumuz mıntakavi müşterek müdafaa paktlarının gittikçe daha kuvvet bulmasına matuf gayretlerimize hızla devam edeceğiz. Bu maksatla bir yandan Birleşmiş Milletlerdeki yapıcı fâaliyetlerimize devam ederken diğer taraftan da, kurucularından bulunduğumuz Balkan Paktı ile Bağdat Anlaşmasının her an biraz daha inkişafına çalışacağız.

Dış siyâsetimizden bahsederken milletimizin üzerine büyük bir hassasiyetle durmakta olduğu Kıbrıs meselesinden bahsetmemeye imkan yoktur. Bu mesele hakkındaki görüşlerimizi olduğu gibi muhafaza etmekte olduğumuzu her hangi bir yanlışlığa mahal bırakmamak üzere, burada açıkça ifâde etmek isteriz.

Geçen yıl iştirak ettiğimiz Bandung Konferansı neticesinde Asya-Amerika Camiası içinde alacağımız mevkiin icaplarını imkânlarımız nispetinde ve samimi surette yerine getirmeye çalışmaktayız. Bir taraftan bu vazifeyi yaparken diğer taraftan da öteden beri ehemmiyetli bir uzvu bulunduğumuz Arap Camiası içindeki rolümüzün daima daha kuvvetli bir şekilde devamına ihtimam etmekteyiz. İşte bu suretle, dış siyâsetimiz, Dünya sulhünün menfâatine olarak Avrupa ile Asya ve Amerika arasında telif edici ve uzlaştırıcı bir hüviyet arz etmekte bulunuyor. Dış siyâsetimiz hakkındaki bu kısa izaha son verirken bütün dost ve müttefiklerimizle ve bu meyanda bilhassa Birleşik Amerika ve İngiltere ile olan sıkı münâsebetlerimizi ve iş birliğimizi daima kuvvetlendirmekten de geri kalmıyacağımızı arz ederim.

Aziz Arkadaşlarım;

Bütün bu izahlardan anlaşılacağı üzere huzurunuza arz ettiğimiz bu program, ana hatları ve umumi istikameti itibariyle, doğrudan doğruya iktidar partisi programında tebarüz eden tefekkür siyâsetimizden ve memleket görüşünden mülhem olan eski programlarımızdan farklı değildir. İktidara mensup olup Yüksek Meclisinizin çok büyük bir ekseriyetini teşkil eden milletvekili arkadaşlarımızın 1950 senesinden beri tasviplerine mazhar olan hükümet programlariyle bu yeni program arasındaki başlıca fark, zamanın icabı olan bir takım zaruretleri ve bugün ulaştığımız merhalede yeniden yeniye tebarüz eden bazı ihtiyaçları sürat ve muvaffakiyetle karşılamak için, tatbik sahasında alacağımız bir takım yeni tedbirleri ihtiva etmesindendir.