Özellikle Hocamıza çok teşekkür ediyorum.

     PROF. DR. İZZET ÖZTÜRK - Estağfurullah efendim, estağfurullah.

     BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Ben de Mersin Milletvekili Behiç Çelik.

     Ben geçmişte Konya'da da çalıştığım için Konya'nın muhtelif toplantılarda, konferanslarda sisteminin nasıl çalıştığını az çok biliyorum. 93 harbinden sonra Beyşehir Gölü'nden açılan kanalla bahsettiğiniz Hotamış Gölü'ne kadar uzanan kanalı biliyorum. Aslında...

     BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Açılmamış o, düşünülmüş.

     BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Yok yok, Almanlar yapmış onu, şu anda açık orası, 1908'den beri çalışıyor çünkü Osmanlı İmparatorluğu'nun tahıl ambarı olarak İç Anadolu, Konya Ovası düşünülmüş o zaman.

     JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tabii, eskiden buğday ambarıydı.

     BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Çünkü hep Romanya'dan tahıl gelirken 93 Harbi'nde kaybettiğimiz için oraya yönelmişler. Ben, sözü asıl şeye getireceğim, şimdi bu Mavi Tünel benim vilayetimi çok etkiliyor ama bunun etki derecesi henüz ölçülmüş değil bilimsel olarak, o nedenle herhangi bir fikir sahibi değilim. Hocamızın bu konuda düşüncesi ne olabilir? Çünkü takdir edersiniz ki Mersin ve yanına Antalya'yı da koyarsak 2 komşu ili, Türkiye'yi doyuran 2 ildir. Dağı taşı, ovası, her yeri her türlü meyve ve sebze üretimine olağanüstü elverişli bir bölgedir. Sadece Anamur ilçesi, Türkiye'nin muz ihtiyacının yüzde 61'ini karşılıyor, bir ilçe ve burada gerek yerel yönetimler gerekse üreticiler yoğun şekilde yer altı suları çekiyorlar.

     Şimdi, orada, bir de -sizin zamanınızda yapıldı Sayın Bakanım- Kıbrıs'a su götürüldü. Bir Alaköprü Barajı yapıldı Dragon Çayı da onun üzerinde. Şimdi, tabii, orada yer altı suları da zayıfladığı için deniz suyu ovaya doğru alttan yürüdü ve toprakta yer yer çoraklaşma meydana geldi. Allah'tan bu yıl bütün sahil boyunca yağışlar iyi oldu ve yer altı sularının dengeye geldiği yönünde bilgi edindim.

     Şimdi, Mavi Tünel, artı Kıbrıs'a su verilmesi ve belediyelerin yazın turizm sezonundan dolayı aşırı su çekmelerinden ötürü tarıma bunun etkisi nasıl olur?

     Bir de Konya kapalı havzasında şöyle bir tehlike var: Konya kapalı havzası içerisinde yaşayan nüfus, kapalı havzanın kaldıracağı kapasitenin üzerinde. Mesela, Konya'nın şu anda nüfusu şehir merkezi olarak sadece 1 milyonu geçti, öyle olduğu için biz Tuz Gölü'nü kaybetmeyle karşı karşıyayız. Kanalizasyon suyu doğrudan bütün şehrin Tuz Gölü'ne doğru akıyor.

     Bir de eskiden Konya'da Toprak Su Bölge Müdürlüğü vardı ve bir konuşmacı anlattı, Karapınar bölgesinde çölleşmeyle mücadelede inanılmaz başarılı çalışmalar yapmışlardı. Böyle bir teşkilatın yeniden oluşturulmasında fayda var mı? Hocama soruyorum.

     Teşekkür ederim.