Komisyon Adı:İçişleri Komisyonu
Konu:Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can Ve 64 Milletvekilinin; Güvenlik Soruşturması Ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi (2/2972)
Dönemi:27
Yasama Yılı:3
Tarih:24/06/2020


Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ve 64 Milletvekilinin; Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi (2/2972) BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan çok teşekkür ederim.

     Sayın milletvekilleri.... Şimdi Sayın Başkan 6'ncı madde üzerinde de konuşabilir miyim ikisini birleştirerek?

     BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Buyurun.

     Şimdi şöyle, CHP önergesini çekti artık kapatma moduna da girdik ama söz sizin. CHP önergeyi çekti, toparlıyoruz bugünlük.

     BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - O zaman çok kısa ikisine de değineyim.

     MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) - 6'ncı maddeyi konuşup önergeyi biz de çekmiş oluruz.

     BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ- Tabii konuşun, buyurun.

     BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Tamam. Efendim, şimdi bu 5'inci maddeyle ilgili bizim önergemiz var ama ondan önce Sayın Ramazan Bey'e de şunu hatırlatmak istiyorum. Mağdur haklarıyla ilgili bir hazırlık da var diyorsunuz. HMK 233'te de ifadesini bulan mağdur hakları kanunu kanun teklifiyle ilgili, bu düzenlemenin yanında onunda hazırlanmasına da dikkat edilmesi, Adalet Bakanlığı bünyesinde bir hazırlık olduğu duydum ama asıl yetkili mercinin yine İçişleri Bakanlığı olması gerekir. Çünkü mağdur haklarının, eksikliklerin giderilmesi için bu konuda çalışma yapmaya bütünüyle İçişleri Bakanlığının yetkili olması lazım. Bakanlık yetkililerinin bu konuda çalışma yapması lazım, bunu parantez içinde özellikle hatırlatmak istiyorum.

     Burada hiç bahsedilmedi ancak Anayasa'nın 20'nci maddesinden bahsedildi; içinde ikinci fıkra var, orada 5982 sayılı Kanun'un ilave yaptığı bir hüküm var. Orada, aslında, bizim kişisel verilerle ilgili konuya açıklık getiriyor. Bu 5982 sayılı Yasa 2010 yılında Mart ayında TBMM'de ünlü hukukçu Burhan Kuzu Bey'in Başkanlığında Anayasa Komisyonunda görüşülmüştü biliyorsunuz. O zaman 27 madde hâlinde ele alınan bu hüküm içerisinde 3 madde var; 3 madde de yargının ele geçirilmesiyle ilgili. Değerli hatiplerin de bahsettiği şeyleri bu yasa kapsamında mütalaa etmekte yarar var. Böylece yargı bütünüyle ele geçirilerek -mesela- sadece Yargıtay'a 160 üye atandı. Kozmik odaya giren kişi Yargıtay üyesi yapıldı mesela burada. Şimdi, zannediyorum FETÖ davasından tutuklu olan bir şahıs ve son günlerde de eski Genelkurmay Başkanı Sayın Başbuğ tarafından da bu konu biraz irdelendi, basına yansıdı, daha sonra bazı nedenlerle kenara çekildi.

     Şimdi, Türkiye bunları yaşadı. Yani, siz ne kadar "Benim gözümle görün, biz böyle yansıtıyoruz, buna inanacaksınız, başka türlü bunun izahı yok." diye topluma, millete veya muhalif partilere bir dayatma söz konusu olamaz. Herkes bunu yorumlayacak, ileride de yorumlanmaya devam edilecek; Türkiye'nin yakın geçmişinin tarihi yazılırken de bu gerçeklerle herkes yüzleşecek diyorum.

     Şimdi, burada, benim özellikle 5'inci maddenin (a) fıkrasıyla ilgili bahsetmek istediğim konu uygulamaya müteallik olacak. Burada, form düzenleniyor, bir form hazırlanıyor; bu form ilgili görevlilerin eline geçiyor, onlar dolduruyorlar -biliyorsunuz, güvenlik soruşturmasından bahsediyorum- sonra belki mülki idari amirine gidiyor, o imzalıyor, böylece ilgili mercie ulaştırılıyor ama burada bu formu dolduran memur kendi üzerinde yük hissettiği için ya çekingen davranabilir ya da işi ciddiyetle ele almayabilir ya da aşırı ilgi gösterebilir. Burada 3 türlü davranış var. Bunların izalesi için olgunun takdiri konusu var, burada "olgu" kelimesi geçiyor. Olguyu kim takdir edecek, nasıl bir olgu? Şimdi, oradaki formu dolduran bu görevlinin olgu takdirinde bütünüyle yetkili olması, her şeyi ona tevcih etmek doğru değil diye düşünüyorum. O gerekli hazırlığını yapsın, daha sonra bunu mahallî mülki amire sunsun, mahallî mülki amir olgu takdirini yapsın. Burada böyle bir konu var, incelik var 5'inci maddeyle ilgili.

     6'ncı madde özellikle "Emniyet Genel Müdürlüğü" derken... Ben bütünü üzerinde konuşmamda da ifade etmiştim, Emniyet Genel Müdürlüğünden kasıt burada Emniyetin İstihbarat Daire Başkanlığıdır. Emniyet İstihbarat Dairesi nasıl kurulmuştur? Polis Vazife ve Sâlahiyet Kanunu var, 2559 sayılı Kanun ek 7'nci maddesine göre bu işleri yapıyor ancak aynı görevi 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu'nda ek 5'te yine Jandarmada yapıyor. Jandarma ile polisin farkı nedir? Polis -istihbarat anlamında söylüyorum- özellikle terörle mücadelede çok büyük aşama kaydetmiştir ama onun dışında bütün kamu düzeniyle ilgili, Emniyet ve asayişle ilgili her türlü istihbari faaliyette inanılmaz başarılı bir teşkilat hâline gelmiştir Emniyet Teşkilatımız. Jandarma ise özellikle PKK terörü üzerinde o da inanılmaz başarılı bir komutanlıktır. Onun için burada siz Jandarma Teşkilatını devreden çıkardığınız zaman "Jandarmanın arşivinden Emniyet İstihbarat yararlanabilir." denilebilir ama şunu bilmek lazım istihbarat teşkilatları -MİT'te dahil buna- her zaman kıskançtır. Kurumsal kıskançlık istihbarat örgütlerinde en önemli özelliktir. Onun için işte biz kardeş kuruluşlarız; Jandarma, Emniyet beraberiz, hepsini paylaşalım, öyle bir şey olmaz. Bu bir hayaldir, Jandarma vermesi gerektiği kadarını Emniyete verir, Emniyet de vermesi gerektiği kadarını verir. Onun için burada "EGM" diye yazmışsınız, Emniyet Genel Müdürlüğü. Onun yerine "İçişleri Bakanlığı" diye yazmanız daha uygun olur, bunu sizlere öneriyorum.

     5'inci maddeyle ilgili "ünite" ibaresinin yerine de "ilgili kuruluşların istihbarat birimlerindeki" ibaresini eklemenizi arz ve teklif ediyoruz.

     Diğer taraftan İçişleri Bakanlığını da söylemiştim. Bu saatte sözümü daha fazla uzatmak istemiyorum; sabrınız için hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.