Komisyon Adı:Adalet Komisyonu
Konu:İstanbul Milletvekili Abdullah Güler Ve Adalet Ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin İle 128 Milletvekilinin; Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2735)
Dönemi:27
Yasama Yılı:3
Tarih:04/06/2020


İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin; Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2735) MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Değerli Başkan, değerli milletvekilli arkadaşlar, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.

     Şimdi, tabii, bizim burada esas başvuracağımız temel ilke Anayasa'mızın 172'nci maddesi. Anayasamızın 172'nci maddesi "Tüketiciler ile esnaf ve sanatkârların korunması" başlığını taşır: "Tüketicilerin korunması: Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder."

     Kılavuzumuz, Anayasa 172. Şimdi, baktığımız zaman burada gerçekten, Anayasa'da, imzalamış olduğumuz uluslararası sözleşmelerde temel ilke hep nedir? Zayıfı ve güçsüzü korumak ve aralardaki dengeyi sağlamak, eşit hâle getirebilmek. Getirilen bu teklifle biz buna imkân sağlıyor muyuz, sağlamıyor muyuz?

     Şimdi, Sayın Başkan, İstanbul Milletvekilisiniz üçüncü havalimanında bir dönem eylemler oldu. Orada, aşağı yukarı 10 binin üzerinde dava dosyası için iş hukukundaki ara buluculuk nedeniyle ara buluculuğa gidildi. Şimdi ben burada, bir ihbarda bulunuyorum; basın mensupları da var, Adalet Bakanlığı yetkilileri de var ve Değerli Komisyon Başkanımız da burada. İşverenler tarafından arabuluculuk derneği kurulmuş durumda, işçiler tarafından değil işverenler tarafından. Nedir bu işverenler tarafından kurulan arabuluculuk derneği? Üçüncü havalimanı için söylüyorum, başka yerler için söylemiyorum. Orada tutulan tutanakları bir alalım, masaya yatıralım ve orada mevcut bulunan, ara bulucu olan avukatın adı geçer ama nizasız ve fasılasız. Bir an önce o işlemlerin bitmesi için ara buluculuğa başvurulduğundan çaycısı, kahvecisi, lokantacısı, garsonu orada ara bulucu yerine imza atmış durumda tutanaklarda arkadaşlar. Bu bir ihbardır; üçüncü havalimanını özellikle söylüyorum.

     Şimdi, oradaki işçilere hani, diyoruz ya "Zorunlu ara buluculuk" Aslında Değerli Başkanım, o işçilerin çoğunun kendi avukatı dışarıda kendi özgür iradesiyle, vekâletname verilerek getirilen değil, işverenin avukatı. Şimdi, bakabilir misiniz? İşverenin avukatı işçinin ara buluculuğunu yapıyor. İşçi lehine güya ara buluculuk yapıyor. Bu bir düzenbazlık ya! Yani, özür dilerim bu kelimeler eğer ağır geldiyse kusura bakmayın yani hakikaten.

     TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ağır ağabey, ağır!

     MAHMUT TANAL (İstanbul) - Gerçekten düşünebiliyor musunuz işverenin avukatı işçi lehine orada ara buluculuk yapacak?

     OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Yapamaz ki kanunen.

     RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Yapamaz.

     MAHMUT TANAL (İstanbul) - Arkadaşlar, bu ara bulucular Sayın Can, kanunen öyle diyor ama evrak üzerinde avukatı görünümlü işverense, dikkat edin, arabuluculuk derneğinin üyesi... Ya, çünkü ben size işte söylüyorum ihbar; resen soruşturulması gereken.

     İki: İmzalar diyorum bakın.

     ALPAY ANTMEN (Mersin) - Tanal Ağabey, "arabuluculuk merkezi" de, "dernek" değil, "dernek" denilince yanlış anlaşılıyor.

     MAHMUT TANAL (İstanbul) - İşte öyle anlamda. Ya, yok öyle anlamda değil, dernekleri var ya, ben onların toplantılarına gittim.

     OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Toparlayalım, tüketici mahkemeleriyle ilgili...

     ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Başkanım, başka konulara geçtik ama.

     MAHMUT TANAL (İstanbul) - Başka konulara değil ya, ben size temel ilkenin...

     ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Mahmut Bey, bizim konumuz başka bir şey ama üçüncü havalimanından...

     MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ya, izin verin bitireceğim arkadaş, ben gelince sabırsızlanıyorsunuz.

     OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Toparlayalım.

     MAHMUT TANAL (İstanbul) - Toparlıyorum Başkanım.

     Şimdi, tüketici hukuku; burada esas amaç, mademki amacımız, işte, bu ihtilafların, bu nizaların bir an önce bitirilmesiyse Avukatlık Kanunu 35/A maddesi var zaten. Bu, sulh imkânı sağlıyor mu arkadaşlar? Sağlıyor.

     İkincisi: Burada değerli üst derece mahkemenin yetkilileri var. Değerli yargıçlarım, mahkemenin her aşamasında hâkimin taraflara sulh teklif etme yetkisi var mı? Var. Bu sulhu teklif ederse makul bir süre veriyor mu? Veriyor. Peki, bunlar mevcut olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda bu varken, Avukatlık Kanunu 35/A maddesinde bu varken yani bizim buna başvurmayı zorunlu hâle getirmemizin hukuksal mantığını anlayamıyorum. Çözüm mü istiyorsunuz? Yani "Muhalefet partisi bunu söylüyor da burada bırakıyor." demeyin bize, size çözüm de söyleyeyim.

     Bir; gelin, bu tüketiciyle ilgili tüketici hukukunu bilen hâkimlerin sayısını artırın.

     İki; tüketici mahkemelerinin sayısını artırın.

     Üç; ya arkadaşlar, tüketici dernekleri hakem heyetindeyken sayıları sınırlı, bunların sayısını artırın. Şimdi, bunların sayısını artırmıyoruz, bunların sayısını artırmayınca da toplumu da tüketici hakları açısından bilinçlendirmiyoruz, tüketici mahkemelerinin sayısını da artırmıyoruz, hâkimlerin sayısını da bu konuda artırmıyoruz. E, biz burada ne yapıyoruz? Biz, burada, bu işi ara bulucuya gönderelim. Peki, burada kazanan kim olacak? Kazanan ara bulucu olacak. Neden? Zaten dava kaydediliyor, davalı orada hazineye de kaydediliyor, ara bulucu olacak. Şimdi, burada eğer amaç, istihdam yaratmaksa yani amacımız buysa "Ya, biz yeni bir istihdam alanı yaratalım." diyorsak; arkadaşlar, fabrika açalım, üretim yapalım, bunun yolu yargıyı özelleştirmek değil. Yani tüketici hukukunda ara buluculuk olmamalı çünkü bu hüküm Anayasa'mızın 172'nci maddesine açık ve net bir şekilde aykırılık teşkil etmektedir.

     Teşekkür ediyorum.