Değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, değerli bürokratlar, değerli basın; Cumhurbaşkanlığının bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlarının bütçe sunumunu dikkatle izledik. Verilen rakam ve bilgiler gerçek hayatla o kadar da uyumlu değil. Baz alınan 2002 yılı ile bugünü karşılaştırmanın yanlış bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Bütçe ve kesin hesap ile kurumların icraatları bir önceki dönemle karşılaştırılsaydı daha mantıklı ve anlamlı olurdu. Onun için, ne kadar pembe tablolar çizersek çizelim, bunun hakikat olmadığı da kamuoyu tarafından zaten yaşanarak görülüyor. Dolayısıyla bu, canımızı acıtıyor çünkü piyasaya baktığımız zaman, sokağa çıktığımız zaman gördüğümü tablo şu: İşsizlik aşırı artışta, enflasyon ilan edilenin neredeyse 2 katı; esnaf, tüccar, çiftçi oldukça mağdur; genç işsizlik had safhada, üretmemek esas kabul ediliyor, sosyal politikalar genellikle sadaka kültürü şeklinde işletiliyor, asgari ücretle çalışan milyonlar da açlık sınırının altında, geçim derdine düşmüş durumda, nitekim intiharlar da bunun en büyük kanıtı.

     YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Talihsiz bir açıklama.

     BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımıza Türkiye'nin gerçek gündemini bu şekilde hatırlatmak istiyorum. Yapay gündemlerden çıkmamız gerekiyor. On yedi yıllık iktidar olmanın kibri ve şatafatı bizi halkın değerlerinden asla uzaklaştırmamalı, ayağımız yere basmalı.

     Cumhurbaşkanlığı teşkilatlanma şekli âdeta holding tipini andırmakta. Bu sistemi -siz de biliyorsunuz- devam ettirmek mümkün değil. Onun için, Türk idari yapısı ile bu sistemin kan uyuşmazlığı var ve bu sistem bizzat kısa sürede sizin elinizle yeniden değiştirilecek. Ben bunu görüyorum, inanıyorum.

     Onun dışında, bir FETÖ olayı var, devletin içine sokulan, devlet kurumlarını mefluç hâle getiren bir FETÖ olayı var ve bundan döndünüz yani zorunlu olarak döndünüz çünkü devlet düşmanı bu örgüt başınıza bela oldu, döndünüz. Çözüm sürecinden döndünüz, Habur vakasından artık döndünüz. Dolayısıyla aldanarak, dönerek olmayacaktır, bu sistem de bu şekilde değişecektir.

     Savunma sanayisiyle ilgili çok güzel bilgiler edindik. Ben de sizin bilgileriniz dışında da sektörü takip ediyorum, çok başarılılar, kendilerini de kutluyorum.

     Bütün bu gelişmeleri parti çıkarlarıyla uyumlu hâle getirmek çok yanlıştır çünkü Cumhurbaşkanlığı demek devlet demektir. Devlet ayrı şey, parti ayrı şey. Eğer tek parti sistemine gitmek istiyorsanız ona Türkiye'nin müktesebatı asla izin vermeyecektir, bunu da özellikle hatırlatmak istiyorum.

     Diyanet İşleri Başkanlığının -bu konuya konuşmacılar da değindi- geçen hafta hutbedeki konuşması maalesef gerçekten incitici olmuştur. Cami cemaati Türkiye çapında azalıyor, dikkatinize sunuyorum.

     (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

     BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun, tamamlayınız.

     BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Buna tedbir almak gerekir çünkü sonuçta Türkiye'de inançlı, mümin, Müslüman ciddi bir kitle var, bu kitlenin kalbini kırmadan buna çözüm bulmak gerekiyor. Yani sosyal, ekonomik ve geçimle ilgili meselelere daha çok eğilmek lazım. Dolayısıyla Türkiye'nin devasa boyutta büyük sorunları var, bunları çözmemiz gerekir diye düşünüyorum. Aslında değinmemiz gereken bazı konular da var icra erkini, Hükûmeti burada bulmuşken ama ben Sayın Başkanın anlayışına sığınarak sözümü burada bırakıyorum.

     Bütçenin vatanımıza, milletimize, devletimize hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.