Komisyon Adı:(10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu
Konu:Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor Mustafa Öztürk'ün, Fetullahçı Terör Örgütüne İlişkin Bilgi Vermesi
Dönemi:26
Yasama Yılı:2
Tarih:13/10/2016


Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor Mustafa Öztürk'ün, Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

     Ben de çok kısa bir iki şey sormak ve ilahiyatçı kimliğiniz nedeniyle sizden fikir almak istiyorum. Öncelikle sunumunuz için teşekkür ediyorum.

     Şimdi, Diyanet İşleri Başkanlığının bu olaylarda, geçmişten bugüne kadar sorumlu ve sorunlu olduğunu düşünüyorum. Yani işin içinden sıyrılmaları kanaatimce çok mümkün değil. İsmi geçtiği için -bende bir vebaldir- Tayyar Altıkulaç Hocamızdan bahsetmek isterim. Kendisini tanırım, birlikte de siyaset yaptık. Bu yapıya karşı ciddi mukavemet gösterdiğini, rezerv koyduğunu biliyorum ama biz siyaset yaparken, milletvekiliyken tabii ne derecede Diyanette etkiliydi, onu bilmiyorum ama ismini ben de zikretmek istiyorum. Gerçekten bu yapıya karşıydı.

     Biz laik bir devletle yönetiliyoruz. Dolayısıyla laik devlette bu gibi cemaatlerin varlığı mümkün ama bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki bu gibi cemaatler, buna cemaat denmez ama benzeri olanlar için bir tehlike olarak söylediğiniz için söylemek istiyorum.

     PROF. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK - Tabii, durumu anlatmak için.

     MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Din eğitimi dışında birçoğunun hastanesi var, pastanesi var, finans kuruluşu var. Yani gençlere, nesillere, yaşlılara, dinî eğitim veya dinî birliktelik, bir aidiyet duygusu vermek dışında her işi yapıyorlar Allah'a çok şükür. Siz konuşmanızda dediniz ki: "Bu yapıları yok etmeyelim ama bu yapıları kontrol edelim." Laik devlette varlığını desteklediğiniz bu yapıları nasıl kontrol edeceksiniz? Bunun içerisine grup diyeceğiniz Aleviler de girebilir, diğer cemaat grupları da girebilir, siz bir isminden bahsettiniz, Menzil grubu var, başka gruplar var. Gereklidir, değildir, onları ben bilemem, ilahiyatçı değilim ama şu anda varlıkları, ticarete girmiş olmaları, kamuda yerleşmiş olmaları, baskı grubu oluşturmaları anlamında her seçim döneminde bunlar karşımıza gelirler. "Bize oy verirseniz işte şöyle olur, böyle olur." derler. Laik devlette bunların varlığını nasıl sürdüreceğiz, tamamen kapatacak mıyız? Nasıl olacak? Benim kafamda ciddi soru işaretleri var. İlahiyatçı olarak size bunu sormak istiyorum.

     Teşekkür ederim.