Konu:Başkan seçilmesi dolayısıyla teşekkür konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:57
Tarih:24/02/2019


Başkan seçilmesi dolayısıyla teşekkür konuşması
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her şeyden evvel, dünya tarihinin müstesna siyasi kurumlarının başında gelen Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlığına seçmek suretiyle hakkımda göstermiş olduğunuz itimat ve teveccüh için müteşekkirim ve minnettarım.

Bu, benim için çok büyük bir mazhariyettir. Bugün yüce heyetinizin oylarında tecelli etmiş olan, aziz milletimizin de itimadıdır. Bunu, hep birlikte giriştiğimiz, millet yolunda hizmet için bahşedilmiş bir vesile, bir zemin olarak görüyorum. Bu millet itimadının bana yüklediği mesuliyet, biliyorum ve hepiniz de bilirsiniz ki pek ağırdır. Sizlerin yardım ve desteğinin devamı, bu ağır mesuliyetin yerine getirilmesinde en büyük yardımcım olacaktır. Cenab-ı Hak beni sizlere ve aziz milletimize karşı mahcup etmesin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şüphesiz bu yüce Meclis çatısı altında bu işi, bu görevi yapacak pek çok değerli arkadaşımız var ama malumunuz, bu seçim süreçlerinin belli bir mekanizması var, o süreçler içerisinde nihayetinde Mecliste tecelli eden irade budur.

Seçime katılan bütün arkadaşlarımıza, bu işi yapabilecek bütün arkadaşlarımıza ve tabii ki bütün heyetinize ayrıca teşekkür ediyorum.

Dünya tarihinde birçok ülkede temel siyasi kurumlar bazı büyük olaylar neticesinde ortaya çıkmıştır. Çoğu zaman devletler kurulmuş, sonra temel siyasi kurumlarını oluşturmuşlardır. Dünya parlamentoları için de aynı durum söz konusudur. Savaşlar, ihtilaller, isyanlar, farklı toplum kesimlerinin çatışması, bilahare anlaşması, uzlaşması suretiyle ortaya çıkan siyasi durumlar sonrasında parlamentolar kurulmuştur. Tabiri caizse önce devlet ve hükûmetler sonra parlamentolar oluşturulmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisimizin kaderi ise farklıdır. Önce Meclisimiz oluşmuş sonra siyasi iktidar, Hükûmet ve devlet yeniden teşkil edilmiştir. Bu bakımdan, Türkiye Büyük Millet Meclisi, sadece anayasa hukukundaki teknik anlamıyla bir kurucu Meclis değildir, aynı zamanda hukuku, devleti, siyaseti yeniden inşa eden bir kurucu Meclistir. Yüce Meclisimizi dünyadaki diğer parlamentolardan ayıran en önemli vasıf, fârık vasıf budur.

Bu Meclis aynı zamanda Gazi Meclistir. Gazilik sıfatını kâmil manada hak ederek taşıyan yegâne Meclis, çatısı altında bulunmakla iftihar ettiğimiz Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, istisnasız hepsini rahmetle, minnetle ve şükranla andığımız Birinci Meclisin milletvekilleri sadece bir yasama organı olarak çalışmamış, destansı istiklal mücadelemizi de yönetmiş ve yürütmüşlerdir. Polatlı yakınlarından gelen çatışma ve top sesleri arasında faaliyetlerini sürdüren o müstesna Meclisin üyeleri, her şart altında görev yapmanın, imanın, azmin, kararlılığın ve istiklal iradesinin en güzel örneklerini göstermişlerdir. Yıllar sonra, 15 Temmuz 2016'da yaşanan hain darbe ve işgal girişimi karşısında bu yüce Meclis gazi unvanını nasıl hak ettiğini bir daha göstermiş ve ikinci defa gazilik sıfatını kazanmıştır. Darbeci hainler milleti hedef alırken, milleti gerçek manada temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisine ve milletimizin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanlığı makamına saldırmışlardır. Burada hep beraber milletvekillerimiz darbeye karşı ortak duruş sergilemişler, Gazi Meclise yakışan tavra sahip çıkmışlardır.

Bu vesileyle, millî iradeye ve bizzat vatanımıza yönelen bu alçakça saldırıda şehit olan kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bu hain saldırının boşa çıkartılmasında milletimize liderlik eden, Türkiye'nin bağımsızlığını, millî bekasını ve kendisi kalarak büyümesi hedefini bir ufuk olarak hepimizin önüne koyan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a en derin hürmet ve şükranlarımı arz ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Başlangıcından bugünlere, bütün zor zamanlarda milletimizin ümidi daima bu yüce Meclis olmuştur. Bugün de bu Meclis, aziz milletimizin iradesinin tecelligâhı, en zor zamanlarda ümit bağladığı bir kurum, devletimizin ve siyasetin teminatı, demokrasinin kalbidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bize düşen en önemli görev, şanla, şerefle, kahramanlık ve vatanperverlikle mazisi şekillenmiş bu yüce Meclise layık olmak, Meclisimizin itibarını gözümüz gibi korumak, bu itibara halel getirecek her şeyden titizlikle kaçınmaktır. Milletvekilleri olarak bu kutsal mekânı ortak aklın, millet maslahatının ve çözüm üretmenin, medenice konuşmanın ve tartışmanın merkezi hâline getirmek vazifemiz olmalıdır. Faydasız, sonuçsuz tartışmalarla birbirimizi yorarak tükettiğimiz zamanın en önemli kaybımız olduğunu hiçbirimizin unutmaması gerekir. Sizler görevlerinizi yerine getirirken ben de üzerime düşen görevleri Meclisimizin tamamını, hepinizi temsil etme şerefinin gereği olarak adalet ve tarafsızlık anlayışı içerisinde ve yoğun çalışmalarımızın her aşamasında karşılıklı anlayışın canlı tutulması inancıyla yürüteceğim.

Sözlerime son verirken Gazi Meclisimizin açıldığı 23 Nisan 1920'den bugüne kadar başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, görev üstlenmiş bütün Meclis başkanlarımızı saygıyla selamlıyorum. Başlangıçtan bugüne yüce Mecliste milletvekili olarak görev yapmış bütün siyasetçilerimizi, ölenlerine Allah'tan rahmet, hayatta olanlarınaysa sağlık ve afiyetler dileyerek şükranla yâd ediyorum. Allah milletimizin yâr ve yardımcısı olsun.

Yüce heyetinizi ve sizlerin şahsında, egemenliğin kayıtsız ve şartsız sahibi olan aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)