Konu:Kanun görüşmelerine geçerken İç Tüzük'e uygun olarak davranıp davranmadığı ve çalışma usullerine uyup uymadığı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:8
Tarih:23/07/2018


Kanun görüşmelerine geçerken İç Tüzük'e uygun olarak davranıp davranmadığı ve çalışma usullerine uyup uymadığı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Değerli milletvekilleri, İç Tüzük'ün 62'nci maddesi "Hükümetin temsili" başlığıyla görüşmelerde Mecliste Başbakanın veya bakanın veya zorunlu hâllerde yüksek bir memurun burada Hükûmeti temsilen görüşmelerde bulunacağına dair bir hüküm içeriyor. Malumunuz 16 Nisanda bir Anayasa değişikliği yaptık. Bu Anayasa değişikliğiyle bir sistem değişikliği gerçekleştirdik. Dolayısıyla yeni sistemde hükûmet vardır diyebiliriz ama bu hükûmet eski sistemdeki hükûmet değil. Malumunuz, Amerika Birleşik Devletleri'nde de başkanın bakanlarıyla yaptığı toplantıya "kabine toplantısı" deniyor ama bu kabine toplantısı değil hukuken. Bu sistemde, önceki sistemde yani İç Tüzük'ün 62'nci maddesinde öngörülen şekliyle bir hükûmet yok, bakan da yok. Şunun için söylüyorum: Şimdi de bir bakan var, 62'nci maddede de bir bakan var, birçok yerde de geçiyor ama bu sadece isim benzerliği; o bakan bu bakan değil, sistem değişti. Dolayısıyla, bu 62'nci maddenin uygulanma kabiliyeti kalmamıştır. 62'nci maddede "Hükümetin temsili" dediğimiz şey için hükûmetin kendisi yok, "hükûmet" diye bir şey yok ortada, nasıl temsili söz konusu olacak? İç Tüzük'ün kabul ettiği anlamda bir hükûmet yok. Sistem değişti, bu sisteme göre bir yürütme var evet ama bu parlamenter sistemin hükûmeti değildir. Nedir? Çok temel bir fark var. Hükûmette Başbakan ve bakanlardan oluşan kolektif sorumluluğu olan bir yapı var. Şimdi kolektif sorumluluk yok.

Dolayısıyla İç Tüzük'ün 62'nci maddesinde geçtiği şekliyle bir hükûmetin temsilini burada uygulayabilmek mümkün değil. Bu maddenin uygulanma kabiliyeti yoktur, konusuz kalmıştır, fiilî imkânsızlık vardır. Aksi hâlde, bunu kabul etmezsek sadece Hükûmetin temsili değil, burada Hükûmetin söz alması da söz konusudur, yirmi dakika bütünü üzerinde Hükûmet adına kürsüden söz vermemiz gerekecektir mesela. Hükûmetin değişiklik önergesi vermesi gerekecektir mesela buraya göre. Yine, Hükûmetin soru-cevapta bulunması, tekririmüzakere talep etmesi; birçok hüküm var ama sistemde, Anayasa değişikliğiyle beraber, bizim İç Tüzük'ün esas almış olduğu parlamenter sistemdeki Hükûmet ve bakan -tırnak içinde söylüyorum- söz konusu değil. Bu bakımdan, 62'nci maddenin ve ona -eski tabirle- teferru eden, ona bağlı olarak düzenlenen bu diğer maddelerin uygulanma kabiliyeti yoktur fiilî imkânsızlık sebebiyle.

Tabii, İç Tüzük değişti, değişmedi, değişse iyi olurdu; evet, tabii ki yeni İç Tüzük yapılsa... Ama ben de burada Anayasa'ya ve İç Tüzük'e göre Genel Kurulu yönetmek mecburiyetindeyim...

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Anayasa'yı ihlal ettiniz, İç Tüzük'ü de ihlal ediyorsunuz.

BAŞKAN - ...elimdeki kuralları yorumlayarak. Tabii ki şöyle: Hukuk normu, hukuk, metnin kendisi değildir. Norm, metnin okunması, yorumlanması suretiyle ortaya çıkarılan kuraldır. Dolayısıyla, bu çerçevede Anayasa değişikliği ve onun ortaya çıkarmış olduğu bu tablo karşısında "Hükûmet" teriminin Anayasa'dan çıkarılması sebebiyle "Bakanlar Kurulu"nun Anayasa'dan çıkarılması sebebiyle Hükûmetin temsili fiilen mümkün değildir.

İç Tüzük'ümüzde buna benzer durum var mıdır? Vardır. Mesela İç Tüzük'te "Hesapları İnceleme Komisyonu" diye bir komisyon var ama uzun yıllardır uygulanmayan bir hüküm buna dair hüküm. İdamın onaylanmasına dair bir hüküm var, bu hüküm duruyor İç Tüzük'te, yürürlükte ama uygulanmayan bir hüküm. Cumhurbaşkanının Mecliste seçilmesine dair bir düzenleme var İç Tüzük'te fakat Cumhurbaşkanı Mecliste seçilmiyor 2014'ten beri. Yine Anayasa değişikliklerinin açık oylanması var ama o şekilde bir oylama yapılmıyor, gizli oylama yapılıyor.

Bu bakımdan, ben, burada Anayasa'daki değişiklik sebebiyle "Hükûmet" kavramının "Bakanlar Kurulunun" sistem değişikliği sebebiyle o Anayasa'dan çıkarılmasından dolayı 62'nci maddedeki hükümlerin şeklen uygulanmasının fiilen mümkün olmadığına yani fiilî imkânsızlık sebebiyle Hükûmetin görüşme sırasında Genel Kurulda aranmasının gerekli olmadığına dair tutumumda bir değişiklik olmadığını ifade ediyorum.