Konu:İSTANBUL MİLLETVEKİLİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN VE OSMANİYE MİLLETVEKİLİ DEVLET BAHÇELİ İLE 346 MİLLETVEKİLİNİN; TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASININ BAZI MADDELERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE ANAYASA KOMİSYONU RAPORU (2/141) (S. SAYISI: 101)
Yasama Yılı:2
Birleşim:59
Tarih:06/02/2008


İSTANBUL MİLLETVEKİLİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN VE OSMANİYE MİLLETVEKİLİ DEVLET BAHÇELİ İLE 346 MİLLETVEKİLİNİN; TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASININ BAZI MADDELERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE ANAYASA KOMİSYONU RAPORU (2/141) (S. SAYISI: 101)
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara) - SayınBaşkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Önemli bir konuyu konuştuğumuz muhakkak. Ortada çözülmesi gerekende bir sorun var. Hiç bu sorunun kenarından, köşesinden dolaşmaya gerek yok.Kırk yıldır bu konuda söz etmeyen hiçbir siyasi parti lideri yok. Özellikleseçim zamanları dahil, bu konu, kırk yıldır Türkiye siyasetinin gündeminde.Yeni çıkan bir sorun değil.

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Sizinle beraber.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Dolayısıyla, eğer bu sorun çözülebilmiş olsaydı bugün bu müzakereleri yapmadurumunda olmazdık. O hâlde, bu Anayasa değişikliği ne getiriyor ne götürüyordiye baktığımızda, işte, kırk yıldır çözülemeyen bir toplumsal sorunu çözmekiçin iki siyasi parti bir araya geliyor, soruna bir çözüm aramaya çalışıyor.Sorun nereden kaynaklanıyor? Anayasa'nın iki maddesinden.

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Sizden kaynaklanıyor.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Birincisi 10'uncu madde, "Kanun önünde eşitlik" ilkesi. Kamu hizmetlerindenyararlanma noktasında Türkiye'de keyfî bir uygulama var. Bu sadece benimfikrim, bizim fikrimiz değil ki, bu ülkede hukuku uygulamış olanlar da dahilolmak üzere sorunun kaynağında bir hukuksuzluğun, bir kanunsuzluğun olduğuifade ediliyor. Dolayısıyla "Kanun önünde eşitlik" ilkesine aykırı olarak birayrımcılık yapılıyor bu ülkede. Dolayısıyla bu değişiklikle bu ayrımcılıkortadan kalksın. Bir demokratik ülkede kanun önünde herkes eşittir, dolayısıylaeşit haklardan da yararlanması gerekiyor. Peki, bu ayrımcılığın yapıldığı alanneresi? Yükseköğretim alanı. Dolayısıyla getirilen 42'nci maddeyle de -bu ikimadde birbiriyle irtibatlı olarak- kanun önünde eşitliğin sağlanması veyükseköğrenimde ayrımcılıktan kaynaklanan hak kayıplarının, hak kullanımınınortadan kaldırılmasıdır. Dolayısıyla özgürlüklerle ilgili, hak ve özgürlüklerleilgili bir düzenlemedir. Hiç konuyu bunun dışına saptırmaya, konuyu bunundışına çıkarmaya gerek yok. Neden yok? Çünkü bugüne kadar herkes meseleyi böyleanladı. Şimdi, bazı beyanları geriye doğru okursam o takdirde, zannediyorum,bir kısmının "ya, biz geçmişte neler söylemiştik" diye oturup düşünmesi lazım.

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Oku Sayın Bakan, oku!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Okuyacağız, sabırlı olursanız okuyacağım.

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Oku onları, oku da bilelim.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Hiçmerak etmeyin, bir şeyi söylüyorsam onun delili, belgesi, bilgisi vardır.Allah'a şükür ki Türkiye'de her şey kayıtlara geçiriliyor, yazılıyor.

Dolayısıyla bu işi herkes konuştu. Seçim zamanı gelince farklı,başka zaman farklı?

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Onu siz yaptınız.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -?ozaman öyle, şimdi böyle, yok.

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - O sizin anlayışınız.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Hiçmerak etmeyin. Telaşlanmayın? Telaşlanmayın?

Bakın, bu, üslup değil Sayın Bakan.

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Sizin anlayışınız.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Kürsüdeki hatibin sözü iki sebeple kesilebilir. Onu da sadece Sayın Başkankeser. Bir, üslup kabaysa ondan dolayıdır?

MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Bakan, sizin kıyafetiniz de İçTüzük'e uygun değil.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - İki,konu dışına çıkıyorsa ondan dolayıdır. Onun dışında kimsenin şu veya buşekilde?

MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Başkan, Sayın Bakan İç Tüzük'euygun giyinmemiş, koyu renk giyinmemiş.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Sayın Bakanı dinleyelim.

Buyurun.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Bunları dakikalarımdan mahsup etmeniz lazım Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakanım, Genel Kurula hitap edin.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Konuştuğumuz konu özgürlükler hukukuyla ilgilidir. İyi kötü, bu alanda yazılmışkitapları, makaleleri okuyan herkes bilir ve görür ki, özgürlükler hukuku üçsütun üzerinde dayanır. Bir tanesi özgürlük, bir tanesi eşitlik, bir tanesi deinsan onurudur. Eğer bu üçü varsa zaten o rejimin adı demokrasidir, o ülkedeözgürlükler vardır. Özgürlük yok, eşitlik yok, ayrımcılık var ve bunun tabiisonucu olarak da insan onuru denilen konu tartışma konusu olur. O nedenle,özgürlükler hukukunun temel ögesi, omurgası olan bir konuyu konuşuyoruz. Konuyubunun dışına saptırdığımız anda, bu, işin bir başka türlü ticaretini yapmaktır,bir başka türlü istismarını yapmaktır. O nedenle? (CHP sıralarından "Ticaretiniyapan sizsiniz." sesi, gürültüler)

RAHMİ GÜNER (Ordu) - Sizin yaptığınız gibi.

BİLGİN PAÇARIZ (Edirne) - Seksen beş yıldır onu yapageldiniz.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Hayıryok, onu biz bilmeyiz. Biz, inandıklarımızı söyleriz. Bakınız?

BİLGİN PAÇARIZ (Edirne) - Seksen beş yıldır onu yapageldiniz.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - SayınGenel Başkan, bu, çok doğru bir şey değil. Ben size saygı duyarım. Ama, böylebir atışmayla olursa, o zaman başka türlü tartışmaları gündeme getirmemizgerekir. Bunu çok doğru bulmuyorum. Çünkü, özgürlük bir haktır. Özgürlük birhaktır ve bu, kamu görevlilerinin, üniversite rektörlerinin, valilerin,kaymakamların, yasaları uygulayanların insafına, lütfuna, lütfu şahanesine vetoleransına bağlı bırakılamaz. (AK Parti sıralarından alkışlar) Bu, anayasaylatanınır, evrensel hukukla tanınır ve herkes de buna uygun uygulamayı yapmakmecburiyetindedir. Böyle bir uygulama olmadığı içindir ki bugün bu konuyutartışıyoruz.

Diğer taraftan, eşitlik ise özgürlük hukukunun omurgasıdır veherkes tarafından ulaşılabilir değilse ortada özgürlük de yoktur, eşitlik deyoktur.

Şimdi tartıştığımız konu ne? Eğitim ve öğretim hakkı. Eğitim veöğretim hakkı ise sosyal hakların, kültürel hakların başında gelen bir hususturve bugün Türkiye bu noktada iyi bir sınav vermemektedir.

MUHARREM İNCE (Yalova) - Liseler ne olacak?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Şimdi, değerli milletvekilleri, "Ortada kırk yıldan beri süren bir sorun var."diyoruz. Bu sorun çözülemedi. Bu sorun çözülemedi, ama herkes bunu konuşmayadevam etti. İlk defadır ki daha derli toplu ve barışçıl bir yoldan hareketle bukonu gündeme geliyor.

Bakınız, Türkiye'nin her sorununun konuşulacağı yer burasıdır,sokak değildir. İnsanlar demokratik tepkilerini koyabilir, yasalar çerçevesindeolduğu sürece o onların hem hakkıdır, biz de bu hakkı sağlarız, buna saygıduyarız, ama sorunların çözüleceği yer burasıdır. Buranın dışında kim nerede neçözüm arıyorsa, demokrasiden bahsetmemesi lazım. Bu da üzerinde durmamızgereken bir başka konudur. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Üçüncüsü, değerli milletvekilleri, bir şeyi daha göz ardıetmememiz gerekir. Elbette, siyaset yapan insanlar olarak, bizi buraya milletgetirdi. Tabiatıyla, bir demokratik ülkede 30 üyeli bir örgütün de tepkisinialırız, 40 üyeli bir derneğin de talebini dikkate alırız. Herkesin sözlerinidikkate alırız, ama hepimizin en evvel dikkate alması gereken şey, milletinbizatihi kendisidir. Millet ne diyor, ona bir bakmak lazım. (AK Partisıralarından alkışlar)

Şimdi, millet ne diyor? Milletin oyunu almak gerektiğinde sonderece yumuşak, son derece demokrat, sen derece toleranslı, ondan sonra tukaka. Bu olmaz işte. Bu ikiyüzlülüktür. Bu ikiyüzlülüğün daniskasıdır ve şugünlerde yapılan tartışmaların özünde de bu var. (AK Parti sıralarındanalkışlar)

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - O sizsiniz.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Şimdimillet ne diyor, bir bakalım. Ne diyor millet? Bu tartışmaları 22 Temmuzöncesinde de yaptık, ama hâlen bunun değerlendirilmesi bir türlü yapılamadı. Yapılamadığısürece de herkesin aynı akıbete düçar olması kaçınılmaz oluyor.

Bakınız, şimdi kamuoyu araştırmaları var, zaman zaman siz deonlara atıf yapıyorsunuz, biz de yapıyoruz. Bu araştırmaların hiçbirisini debiz yaptırmadık, Milliyetçi Hareket Partisi de yaptırmadı -bildiğim kadarıyla-çünkü esas itibarıyla bu araştırmaları yapanlar daha çok sosyal demokratçizgide olanlar, yani muhtemeldir ki size rey vermiş olanlar. Vermediyseler desizi beğenmediklerinden dolayı vermemiş olanlar. (AK Parti sıralarındanalkışlar)

Şimdi, bakınız ne diyor? Diyor ki? KONDA'nın yaptığı, bir süreevvel Cumhuriyet Halk Partisinin sorumlu mevkilerinde bulunmuş değerli birinsan, değerli bir araştırmacı, onun başında bulunduğu bir şirket, yaptığıaraştırmada?

MUHARREM İNCE (Yalova) - Kaç tane parti değiştirdin? Zamanındabütün partilere geç? Elli tane parti değiştirdin!

BİLGİN PAÇARIZ (Edirne) - Dün orada, bugün burada!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -"Türkiye'nin yüzde 78'i üniversitelerde türban yasağının kalkmasını istiyor.Yüzde 78'i?" TESEV'in yaptığı araştırma, aşağı yukarı aynı sonuçları veriyor.Metropol'ün yaptığı araştırma, Poll Mark'ın yaptığı araştırmalar yüzde 70'inüzerinde üniversitelerde bu yasağın kalkmasını istiyor. Dolayısıyla bu yüzde70-75'in içerisinde her partiden olanlar var.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Onun için mi bugün milleti sokmuyorsunuzMeclise! Milletten korkuyorsunuz!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Eğer,bu araştırmaları bir veri olarak kabul edeceksek, yüzde 36'sı, Cumhuriyet HalkPartisine rey verenlerin de yüzde 31,6'sı başörtüsü, yüzde 2,7'si de türbanıkullanıyor ve önemli bir kesimi bu yasağın kalkmasını istiyor. Dolayısıyla birtoplumsal talebi herkesin dikkate alması gerekir.

Ha, şimdi bize düşen nedir değerli milletvekilleri?

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Kaçıncı sırada türban sorunu, onu dasöyle!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Bakınız, bu türlü bir üslupla hiçbir yere varamayız. İşte, niye varamadığımızınsebebi bu. (CHP sıralarından gürültüler) Bir ülke düşünün ki, kırk yıldır aynıişi konuşuyor, bir noktaya gelememiş. (CHP sıralarından gürültüler)Gelememesinin en baş sebeplerinden bir tanesi işte bu üsluptur, bu yaklaşımdır,bu önyargılardır.

Şimdi, bir şey söylemeye çalışıyorum: Siz, laikliğin kantarıdeğilsiniz, benim laik olduğumun, laik olup olmadığımın onayını da siz verecekdeğilsiniz, noter değilsiniz, laiklik noteri değilsiniz siz! (AK Partisıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Şimdi, oturun oturduğunuzyerde. Oturun oturduğunuz yerde. Ya millet sizi anlamıyor, ya siz milletianlamıyorsunuz! (AK Parti sıralarından alkışlar) Her seçim öncesi bunlarıgetiriyorsunuz.

Bir şeyi söylemem lazım: Elli yıldan beri iktidara gelenleri suçluyorsunuz.Geriye dönüp bir bakın 1950'den bu tarafa sizin dışınızda iktidara gelenler yagericidir, ya yobazdır, ya çağdışıdır, ya laiklik düşmanıdır! Elli senediranlatıyorsunuz, millet mi anlamıyor, siz mi anlatamıyorsunuz! Gelin evvela şunabir karar verelim. (AK Parti sıralarından alkışlar) Evvela buna bir kararverelim. Beni de böyle bir şekilde konuşmaya zorlamayın.

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Siz başlattınız!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Çünkü, netice itibarıyla, Türkiye'de ocakların sönmesine, gençlerinhayallerinin yıkılmasına sebep olan bir dramatik olayı konuşuyoruz. Niye bu işböyle? Niye iş böyle?

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Karanlığa götürüyorsunuz karanlığa!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Hâlbuki biz şunu yapabiliriz, bakın: Size herkesin huzurunda açıkça teklifediyorum. Biz burada bir yasak getirmiyoruz, tam tersi, bir yasağı kaldırmayaçalışıyoruz. Gelin hem bu yasağı kaldıralım hem de samimi olanların bazıendişeleri varsa, bu endişeleri ortadan kaldıracak bir düzenlemeyi yapalım.Hiçbir şey geçmiş değil.

MUHARREM İNCE (Yalova) - Faizi de kaldırın!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Ama,bakınız, açıkça teklif ediyorum. Diyorum ki: Bu yasakları, bu ayıplarıkaldıralım Türkiye'den. Yakışmıyor bunlar. Bunlar, rüştünü ispat etmiş,üniversite çağına gelmiş insanlar. Bir taraftan "Haydi Kızlar Okula", birtaraftan "Baba Beni Okula Gönder" kampanyaları, öbür taraftan üniversiteninkapılarını kapat bu memleketin çocuklarına! Bu doğru değil, bu yanlış. Buyanlış. Bu ayıpla bir yere varamazsınız. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BİLGİN PAÇARIZ (Edirne) - Vatandaş iş bekliyor, aş bekliyor. Ekmekbekliyor vatandaş.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Ha,bu ayıbı sadece ben de söylemiyorum. Bakınız, bir sene evvel, rahmetleandığımız, son derece çağdaş, demokrat, aydınlıkçı bir insan diye hakkında hakettiği sıfatları söylediğimiz Sayın İsmail Cem de söylüyor: "Bunu Avrupa'yaizah edemezsiniz. Gitmeleri lazım. Üniversite alanı özgürlük alanıdır. Buyasakları koruyarak Avrupa Birliğine giremezsiniz." diyor. Sizin üyelerinizsöylüyor. Geçen dönem milletvekili olan Memduh Hacıoğlu söylüyor. İstiyorsanızdaha da çıkarayım yani. Şimdi bunları siz de söylediniz.

Ha, şimdi bakın, gelin bu yasakları kaldıralım, ama, toplumunkafasında ne endişe varsa onu da giderecek düzenlemeyi yapalım. Bize yakışanbudur. Niye uzlaşmaya yanaşmıyorsunuz da, Çernobil santrali gibi radyoaktifkorku ve dehşet saçıyorsunuz bu ülkeye. Olacak iş midir bu? Olacak iş midir?(AK Parti sıralarından alkışlar) Yazıktır, bu memleketin huzurunu kaçırmayalımartık.

Gelin, bu ikisinin ortasını bulacak bir düzenlemeyi yaparız.Çünkü, anayasa tekniği açısından eğer her endişeyi rejim bağlantısınaçıkaracaksanız, her gelen kanun tasarısından, her Anayasa değişikliğindendemokratik rejim zarar görecek, laiklik bundan zarar görecek diyorsanız, ozaman biz neyi, nasıl yapacağız, doğrusu bunu da burada ifade etmektezorlanıyoruz. Çünkü, laiklik Türkiye'de yetmiş bir yıldır ayakta. Yetmiş biryıl evvel bir fidan olarak dikilmiş, bugün kocaman bir çınar ve hepimiz onunaltında oturuyoruz, bundan dolayı hiçbir sıkıntımız yok. Bu teklifin altındaimzası olan hiçbir milletvekilinin ve iki partinin laiklikle ilgili bir sorunuyok, bir sıkıntımız yok. Tam tersi, laikliği, ayrıştırıcı değil, birleştiricibir ilke olarak görüyoruz. Laikliği, bir seküler din olarak görmüyoruz. İştebelki ayrıştığımız noktalardan bir tanesi bu. Laiklik, bir seküler dindeğildir; din laikliğin, laiklik de dinin alternatifi değildir. Tam tersi,laiklik, bir anlamda özgürlük ilkesidir, ikinci anlamı da devletin temelnizamlarının din esaslarına dayandırılmaması ve meşruiyetin kaynağının dinkuralları olmamasıdır. Bunun neresine itiraz ediyorsunuz, ben şahsen anlamadım.

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Şimdi siz din esasına dayandırıyorsunuz.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Bizimlaiklikten anladığımız bu. Ama siz, her demokratik talebi, her hak ve özgürlüktalebini illa da rejimle, rejimin nitelikleriyle "ya ileride şöyle olursa,ileride böyle olursa" diye papatya falı açmaya kalkarsanız?

SIRRI SAKIK (Muş) - Sizden öğrendiler, sizden!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - ? ozaman bugün sahip olduğumuz, sahip olduğunuz birçok hakların izahınıyapamamışsınız, hak etmemişsiniz demektir. Şimdi misal verelim. Evet, bugünsahip olduğumuz bir kısım haklar var ki, bir süre evvel bunlar bu ülkeninyasaklarıydı. Mesela örgütlenme hakkı. Şimdi diyebilir misiniz ki bu mantıklagittiğinizde, örgütlenme hakkını vermeyelim bu millete. Niye? Bu ülkeniniçeriden, dışarıdan bir kısım yaramaz adamları bir araya gelir, memleketincanına okur, cumhuriyete karşı tertibe girişir, laikliği ortadan kaldırır?

ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Din dersi ne oldu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Böylediyebilir miyiz? Ee, böyle derseniz, Anayasa'nın bazı maddelerini çıkarmanızlazım veya diyebilir misiniz ki, grev hakkını vermeyelim, gelişmekte olan birülkeyiz biz?

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Zaten vermiyorsunuz.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - ? sendikakurma hakkını verirsek, grev hakkını verirsek ekonomi bundan zarar görür,hâlbuki ekonominin diri olması lazım, iri olması lazım, şimdi kaybedecek birtek günümüz yok? O zaman grev hakkını vermemeniz lazım. Daha buna benzer birçokşey.

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Vermiyorsunuz zaten. Örgütlenme hakkınıvermiyorsunuz?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Şimdi, başka bir söyleyeyim. Bakınız, şimdi bir kısım öğretim üyeleritoplantılar yapıyorlar, bununla ilgili görüşlerini söylüyorlar ama arkasındanda bir özgür üniversite, özerk üniversite talepleri var. Şimdi aynı mantıklagidersek, iyi dinlesinler, aynı mantıkla gidersek varacağımız sonuç şu olur:Eğer bunların özgürlüğünü verirsek, o zaman bunlar Yeniçeri Ocağına döner, ikidebir Sultanahmet'e giderler, bunları yola getirmek için de bir Nizam-ı Ceditlazım. Böyle mi dememiz gerekir? Yoksa, hakikaten, bu özerk üniversitetalebine, özgür üniversite talebine kulak tıkamak yerine, dikkatle takip edip?

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) - Sayın Bakan, yanlış bir laf? Size budemagojiler yakışmıyor.

RAHMİ GÜNER (Ordu) - Sayın Bakan, nasıl benzetme bu?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -?evet, bunda söylenen doğru taraflar vardır deyip düşünmek mi gerekir? (CHPsıralarından gürültüler) O hâlde, değerli milletvekilleri, bir hukuk devletindehaklar verilir, özgürlükler verilir, bunun sınırları Anayasa'da ve yasadakorunur, denir ki: "Size bu hakkı veriyoruz, bu özgürlüğü veriyoruz, bunundışına çıkarsanız devletin yapacağı çok şey var." Ne var? Evvela ceza hukukutedbirleri var. İkincisi, disiplin hukuku tedbirleri var, idare hukukutedbirleri var. Benim de işte tam bu noktada sizlere teklif etmeye çalıştığımhusus budur. Bu ayrımcılığı uzun süre götüremezsiniz, bu vicdan azabıdır.Hakikaten, buralarımızda bir şey taşıyorsak, bu kadar insanın hak mağduriyetinegöz yumamayız. "Efendim, bu istismar edildi, ediliyor" filan. Başkalarınınistismar etmiş olması, bugün üniversiteye gidemeyen çocuğumuzun sorununuçözmez, onun vebalini almamızı gerektirmez. Kim bu işi istismar ettiyse, onu tarihyazacaktır.

ATİLA EMEK (Antalya) - Siz yaptınız Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Millet de zaten gereğini yapıyor ve yapacak.

Şimdi, gelin, bu eşitsizliği ortadan kaldıralım. Yükseköğrenimlesınırlı olarak?

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Çalışanları da kat, haksızlık yapma!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Nediyorsanız, yükseköğrenimle sınırlı olarak, diyelim ki?

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Haksızlık yapma!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -?gelin "bu hakkı kullanırken şunun dışına çıkamaz, bu kayıtlamaların dışınaçıkamaz" diye, yapacağımız yasada bunların hepsini birlikte yapalım, bundandaha tabii bir şey yok. Yoksa bu sorunu nasıl çözeceksiniz?

ÇETİN SOYSAL (İstanbul) - Çalışanlara niye haksızlık yapıyorsunuz?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Sizde söylemişsiniz? Yani toplumda yeri geldiği zaman korkuyu, dehşeti pompalayıp,ondan sonra dün var, bugün yok? Mesela, şöyle bir şey geçti benim elime, doğrumudur, yanlış mıdır bilmem. Eğer yanlışsa düzeltirim, özür de dilerim.

AKİF EKİCİ (Gaziantep) -Sende doğru var mı? Hangisi doğru?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Mesela deniliyor ki: "Sevgili yurttaşlarım, 24 Aralıkta oylarımızıkullanacağız. Bizi tehdit eden iki tuzaktan kendimizi korumalıyız. Bunlardanbiri, Türkiye İran'a, Cezayir'e döner paranoyasıdır." Kim diyor bunu? Bilen varmı?

AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Sen diyorsun!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Kimdiyor bunu, kim?

AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Onu sen arzu ediyorsun!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Kimdiyor? Evvela bir söyleyin, kim diyor? (CHP sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) - Tamamını bir okuyun da?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -"Sevgili yurttaşlarım, bak, 24 Aralıkta oylarımızı kullanacağız. Bizi tehditeden iki paranoya var." (CHP sıralarından "Tarihini de söyle" sesleri)

MUHARREM İNCE (Yalova) - Böyle bir üslup olur mu ya!

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - "İkituzaktan kendimizi korumalıyız. Bunlardan biri Türkiye İran'a, Cezayir'edöner." Biraz evvel, İran'la ilgili burada atıf yapılmadı mı? Siz, yeri geliyor"bu paranoya" yeri geliyor "bir vakıa"; şimdi bu ikisinden birisine bir kararverin de milleti de tereddüt de bırakmayın. Olacak iş değil! (AK Partisıralarından alkışlar)

OSMAN KAPTAN (Antalya) - Sayın Bakan, anlamıyorsunuz onu.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Şimdi, bir başka sorun. Şimdi, siz ne dediniz? Dediğiniz şey şu: "Biz türbanakarşıyız. Bu bir siyasi simge." Kabul. Anamız gibi örtene bir şey diyor muyuz?Yengemiz de örtüyor, biz ona da bir şey diyor muyuz? Vallahi, aynen getiripkoyalım, isterseniz fotoğrafını çekip, getirip koyalım. Şimdi, bakınız, oradanda vazgeçtiniz. Ne oldu? Bula bula, biraz evvel burada bir çözüm söylendi vebüyük ölçüde de alkış aldı. Filanca makamda oturanların, Sayın Başbakanın,Sayın Cumhurbaşkanının, Bakanların hanımları başları açsın, sorun bitmişoluyor. Öyle mi? Geldiğiniz nokta burası mı? Bunu mu diyorsunuz? Ha, bunudiyorsanız, o zaman, bir ay evvelki söylediklerinizle tezada düşüyorsunuzdemektir. Tezada düşüyorsunuz. Ne diyorsunuz bir ay evvelki konuşmalarınızda?"Biz türbana karşıyız. Yani, baş örtüsüne kim ne diyor?" Bir şey demiyorsanızbaş örtüsüne, yani Anadolu'daki Ayşe bacının, Fatma yengenin giydiğine hiçbirdiyeceğiniz yoksa, sizin ve şimdi bu özgürlükleri kısıtlayan, keyfîdavrananların diyeceği hiçbir şey yoksa, benim kızım bırakılsın da anası gibiörtsün, Ayşe teyzem gibi örtsün. Anadolu insanı, bu coğrafyada bin yıldır böylebir tercih yapmış, niye buna saygılı olmuyoruz? Niye buna saygılı olmuyoruz?(AK Parti sıralarından alkışlar) Evvela, bunların cevabını verin. Lafı hiçdolaştırmayın, oraya buraya götürmeyin. Lafı oraya buraya götürmeyin.

ATİLA EMEK (Antalya) - Tam takiye yapıyorsun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Herözgürlük talebini de laikle irtibatlandırmayın, o laiklik istismarı olur. Bumillet, laikliğin en büyük teminatıdır. 70 milyon insan bunu özümsemiş vebenimsemiştir. Onun için, kimse laiklik üzerinden böyle ucuz kahramanlık filanda yapmaya kalkmasın. Hiç kimse, diğerinin bu noktadaki samimiyetini tartmakantarı da değildir. Kaldı ki, bir demokratik ülkede hiç kimse kendi inancını,kendi düşüncesini, kendi tercihini bir başkasına onaylatmak durumunda değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) - Hangi tarikat söyletiyor bunları?

BAŞKAN - Sayın Bakanım, konuşmanızı tamamlayınız.

Buyurun efendim.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Onuniçin, bakınız, bizim laikliğimizin Kuzey Kore'deki laiklikten, eski Sovyetrejimindeki laiklikten de bir farklı tarafı var.

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) - Hangi tarikatın sözcüsüsünüz?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) -Oradakiler de laiktir ama bizim laikliğimiz insan haklarına dayalı demokratiklaikliktir. Bu ikisi arasındaki fark, siyahla beyaz arasındaki farktır amagelin görün ki şu an Türkiye'de bir kısmının arzuladığı laiklik Kuzey Kore tipilaikliktir, buna bu millet müsaade etmez.

Hepinize saygılar sunuyorum (AK Parti sıralarından alkışlar)