Konu: KIRKLARELİ MİLLETVEKİLİ AHMET GÖKHAN SARIÇAM’IN, BURSA MİLLETVEKİLİ ONUR ÖYMEN’İN VE MERSİN MİLLETVEKİLİ MEHMET ŞANDIR’IN SON GÜNLERDE YAŞANAN TERÖR OLAYLARINA İLİŞKİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI DOLAYISIYLA
Yasama Yılı:2
Birleşim:10
Tarih:23/10/2007


KIRKLARELİ MİLLETVEKİLİ AHMET GÖKHAN SARIÇAM’IN, BURSA MİLLETVEKİLİ ONUR ÖYMEN’İN VE MERSİN MİLLETVEKİLİ MEHMET ŞANDIR’IN SON GÜNLERDE YAŞANAN TERÖR OLAYLARINA İLİŞKİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI DOLAYISIYLA
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan,saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sözlerimin başında,şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum.

Bir önemli konuyukonuştuğumuzun hepimiz farkındayız ve farkında olmalıyız. Bu müzakerelerisadece burada bulunan değerli milletvekilleri değil, Türkiye'nin her tarafındanve buradan çıkacak sonuçlara, burada yapılacak değerlendirmelere göre başkalarıda takip etmektedir. O sorumluluk duygusu içerisinde ve siz değerli heyetinizibilgilendirmek maksadıyla söz aldım .

Değerlimilletvekilleri, iktidarların görevi doğruyu yapmaktır, muhalefetin görevi deyanlışı yaptırmamaktır.

Burada dilegetirilen hususları, bunların bir kısmı gerçeklerle örtüşmese bile, bir kısmıbelki iç polemik olarak da kullanılabilecek ifadeler olarak değerlendirilsedahi, ben, iyi niyetle, içinden geçtiğimiz süreç ve duyduğumuz acının çerçevesindemeseleyi böyle değerlendirmeye çalışıyorum.

Değerlimilletvekilleri, geçtiğimiz hafta çarşamba günü, biz, burada, birlikte terörmeselesini konuştuk, terörle mücadeleyi konuştuk. O tezkereye destek veren,teker teker milletvekillerimiz ve partilerimizle birlikte -ki bundan dolayıHükûmet adına teşekkürlerimi kamuoyu önünde ifade ettim, bir defa daha budesteğinizden dolayı teşekkürlerimi ve şükranlarımı ifade etmek istiyorum- ogün yaptığımız müzakerede mutabık kaldığımız -ben zabıtlara tekrar baktım- hemCumhuriyet Halk Partisi adına hem Milliyetçi Hareket Partisi adına hem de tekerteker bazı parti genel başkanlarımızın beyanlarına tekrar baktım, mutabıkkaldığımız husus şu: Evvela, bir millî meseleyi konuşuyoruz. Üslubumuz ona göreoluyor, olmalı. İkincisi, bir devlet sorununu konuşuyoruz.

Bu belayla bugünkarşılaşmış değiliz. Hepimiz o konuşmalara başlarken, çeyrek yüzyıllık birmeseleyi konuştuğumuzu ifade ettik. Demek ki, en az yirmi beş yıllık geçmişiolan bir konuyu konuşuyoruz ve bu süre içerisinde, bu tezkereye destek verenpartilerimizin önemli bir kısmı bu sorumluluğun içerisinde bulundular,devletimizin imkân ve kabiliyetleri içerisinde milletimizden aldığı güç vedestekle bu belayı ülkemizden defetmek noktasında bir çaba sarf ettiler. Herhükûmet?

CANAN ARITMAN(İzmir) - Sayın Bakan?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Müsaade ederseniz, bakınız, lafatmak, bugün, burada olmaz. Laf atma noktasında değiliz Sayın Arıtman, ricaedeceğim. Benim de yüreğim yanıyor. Ben, hem ASALA tarafından yakınları şehitedilmiş hem PKK tarafından yakınları şehit edilmiş olan birisiyim. Ben, buacıyı her gün yaşayanlardan birisiyim, yüreğim yanarak konuşuyorum. Bu kürsüyeyüzlerce defa çıktım, keşke çıkmasaydım, keşke böyle bir talihsizliği, böylebir acıyı yaşamasaydık. Onun için, lütfen, sözlerimi, heyecanımı bu çerçevededeğerlendirin.

Aslında, ben şunusöylemek istiyorum: Bizi eksik bulabilirsiniz, bizi yanlış bulabilirsiniz ama otezkereye destek veren partilerle hepimiz aynı saftayız, ülkemizin birliğindenve bütünlüğünden yanayız. Gelin, meseleye böyle bakalım, meseleyi böyleanlayalım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

RASİM ÇAKIR(Edirne) - İcraat nerede? İcraatı görelim. Aynı safta mıyız, değil miyiz?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKANYARDIMCISI CEMİL ÇİCEK (Devamla) - Onun için, çözümü de bulacaksak,birbirimizin cümlelerinden boşluk arayarak veya mefhumu muhalifinden manaçıkararak veya işin aslını, esasını öğrenmeden birbirimizi suçlarsak varmakistediğimiz noktaya varamayız. Tam tersi, başkalarının istediği zeminde bukonuyu tartışmış oluruz.

Diyorum ki:Bakınız, bu bir millî mesele, bu bir devlet meselesi. Geçen hafta da ifadeettim, bugüne kadar yeryüzünün gördüğü en kanlı terör örgütü, arkasında en çokdış destek olan bir örgütten bahsediyoruz. Onun için,  yirmi beş yıl bitmedi, her hükûmet mücadeleverdi, devletin bütün birimleri mücadele verdi, veriyor. Bugün, hükûmette bizolmasak da bir başka parti olsa, onlar da verecek, verir. Bundan en ufak birtereddüdüm ve şüphem yok. O nedenle, bizim, bugüne kadar bu mücadelede çokbaşarılı olduğumuz noktalar oldu ama tümüyle terör meselesi, ne ülkemizden nebölgemizden ne de dünyanın gündeminden kalkmadı. Onun için, birçok anlaşmalaryapılıyor, birçok kuruluşta bu konu gündeme geliyor. Ama, en çoksamimiyetsizliğin olduğu bir konuyu da konuşuyoruz. En çok alçaklığın veikiyüzlülüğün olduğu bir konuyu da konuşuyoruz, yalnız burada değil, hermekânda, her zeminde Türkiye'nin çektiği acıları, sıkıntıları? Varsa bu manadaikiyüzlü davrananlar, onlara da uygun üslup içerisinde bunların hepsisöylenmiştir, söylenmeye devam ediyor. Bir devlet mücadelesi olarak konugündemimizde olduğuna göre, devletin ilgili birimleriyle bu iş götürülüyor.

Elbette, siyasisorumluluk bizdedir, bunda hiç tereddüt yok. Anayasa'daki ölçüler, sınırlarçerçevesinde Türkiye'de yapılan her icraatın sorumlusu hükûmettir. Biz, busorumluluğun gereğini yapmaya, gerekli bilgiyi vermeye hazırız. Ancak bazıkonularda kamuoyunun doğru bilgi sahibi olması lazım. Hepimiz bu menfurcinayetler karşısında, alçakça saldırılar karşısında bir infial içerisindeyiz.Milletimizin tepkisi haklıdır, infiali haklıdır ve asildir. Bizim arzumuz,sadece bu infialin bu sınırlar içerisinde kalması, başkalarını sevindirecekprovokasyonlara vesairelere itibar edilmemesidir. O noktada daha soğukkanlı,daha sağduyulu davranalım. Çünkü, terörün varmak istediği şey bu ülkedeayrıştırma meydana getirmek, toplumun kesimlerini biri diğeriyle karşı karşıyagetirmek, kamu düzenini bozmak, ülkemizin birliğine, dirliğine zarar vermek. Onedenle, hepimiz tabiatıyla, bugüne kadar alınan tedbirleri bu manadadeğerlendirmemiz lazım.

Şimdi, buradazaman zaman gündeme gelen bir konu oldu, geçen dönem de geldi. Gelin, butartışmalara bir son vermek, doğru bilgi vermek adına size bir tekliftebulunacağım. İç Tüzük'ümüzün 70'inci maddesine göre kapalı oturum imkânı var.Mesela, şu pişmanlık yasaları nasıl çıkmış? Nereden çıkmış? Çünkü biz bunlarıkamuoyu önünde bütün açıklığıyla konuşamıyoruz. Konuştuğumuz konu yaptığımızmücadelenin özüne zarar veriyor. Ama bu işten sorumlu hükûmet olduğu için deher defasında da benim Hükûmetim veya benden evvelki hükûmetler.. Çünkü sekizdefa pişmanlık yasası çıkmış. "Eve dönüş" demişiz, "pişmanlık" demişiz. Herhükûmet zaman zaman bu türlü tasarıları gündeme getirmiş. Ama ben baktım,hiçbir hükûmetin seçim beyannamesinde ve hükûmet programında pişmanlık yasasıçıkarmak diye bir vaadi yok. Ne zaman ki hükûmet olmuş, devlet sorumluluğunuüstlenmiş, bir devlet ihtiyacı olarak o hükûmetin ya da o partilerin gündeminegelmiş. En zor çıkarılacak yasalardan bir tanesidir.

Şimdi söylemesikolay. Ama neden böyle bir yasayı o hükûmetler, bizden evvelki hükûmetler deçıkarmak lüzumunu duymuş? Açık olarak bir şey söylüyorum, diyorum ki, devletihtiyacı olarak gündeme gelmiş. Sayın Öymen de buna temas ettiği içinsöylüyorum.

K. KEMAL ANADOL(İzmir) - Sonucunu sordu, sonucunu.

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Sonucunu soracağız, bir dakika?

CANAN ARITMAN(İzmir) - Sayın Bakan, Öcalan'ı affetmek de mi devlet sorumluluğudur?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Kimse Öcalan'ı affetmedi,affedemez.

CANAN ARITMAN(İzmir) - Öcalan'ı affetmediniz mi?.. Yapmayın! Yapmayın!

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Sayın Arıtman, yani, bu noktada, bakınız, ben böyle bir sorumsuzlukiçerisinde olmam. Deminden beri ifade etmeye çalışıyorum.

 BAŞKAN - Sayın milletvekilleri?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Ben devlet sorumluluğunu taşıdığımsüre içerisinde ne bu kürsüden ne başka bir kürsüden aksi bir şey söylemedim,yalan bir şey söylemedim. Devletimin, milletimin hilafına hiçbir kelimesöylemedim. (AK Parti sıralarından alkışlar) Hiç kimse de söyletemez. Hiç kimsede bu terörist başının affına imza atamaz ama yanlış bilgiler?

CANAN ARITMAN(İzmir) - 6'ncı maddeyi biz koymadık, siz koydunuz.

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Sayın Başkan, eğer Sayın Arıtmankonuşacaksa ne âlâ!..

BAŞKAN - Sayınmilletvekilleri? Sayın milletvekilleri?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Bakın bu türlü, gayricidditavrınız, konuştuğumuz meselenin ciddiyetine zarar veriyor. Bir hanımefendiolarak saygı duyuyorum yalnız bakınız size diyorum ki, ikide bir, ikide bir?

MEHMET ŞANDIR(Mersin) - Sayın Çiçek, Hükûmet sorumluluğunuzdan bahsettim. Hükûmetsorumluluğunuzu sorguluyoruz biz.

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Sorguluyoruz? Sorgulamanın yolu bu şekildedeğil Sayın Şandır, siz beni tanırsınız ben sizi tanırım.

MEHMET ŞANDIR(Mersin) - Onu konuşuyoruz, ben de sizi tanırım ama Hükûmet sorumluluğunuzuhatırlatıyoruz.

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Bakınız, siz konuşurken böyle birsataşmayı siz de doğru bulmadınız, ben de bulmadım.

MEHMET ŞANDIR(Mersin) - Tamam?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Ben bir açıklık getiriyorum. Gelin,şu konuyu bir iç tüketim malzemesi olmaktan kurtarmak istiyorsak -şu pişmanlıkyasası zaman zaman konuşuluyor- bakınız, 70'inci madde imkân veriyor, birkapalı oturum yapalım.

K. KEMAL ANADOL(İzmir) - Siz isterseniz olur Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Ee siz de isteyin canım, sizgündeme getirdiniz.

K. KEMAL ANADOL(İzmir) - Hayır efendim, tek başına?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Sizin de yetkiniz var, sizin deyetkiniz var.

K. KEMAL ANADOL(İzmir) - Tek başına siz isterseniz olur.

BAŞKAN - Sayınmilletvekilleri?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Bu sorumluluğu, niye siz üzerinizealmak istemiyorsunuz?

K. KEMAL ANADOL(İzmir) - Tek başına siz isteyeceksiniz. Yetkiniz var.

BAŞKAN - Sayınmilletvekilleri?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Bakın ben size teklif ediyorumçünkü ben bu işin nasıl olduğunu biliyorum. Bilmek isteyen sizsiniz, o zamangetirin, 70'inci maddeyi kullanın, size bu bilgiyi verelim.

K. KEMAL ANADOL(İzmir) - Siz isteyebilirsiniz, yetkiniz var.

BAŞKAN - SayınAnadol?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Ama siz niye getirmiyorsunuz?Sayınız mı yetmiyor? (AK Parti sıralarından alkışlar) Mademki?

K. KEMAL ANADOL(İzmir) - Yetkiniz var, yetkiniz?

BAŞKAN - SayınAnadol?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Ama sayınız yetmiyorsa destekverelim. Hâlbuki, orada 20 milletvekili yeter.

K. KEMAL ANADOL(İzmir) - Yetkiniz var tek başına?

BAŞKAN - SayınAnadol?

K. KEMAL ANADOL(İzmir) - Tek başına yetkiniz var. 70'inci madde burada. Yapmayın sizeyakışmıyor. Sizin ciddiyetinize yakışmıyor.

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Bakınız, her defasında gündemegetiren sizsiniz, ben Hükûmet üyesi olarak, benden evvelki tasarıların da nasılgündeme geldiğini biliyorum; bunu bilme ihtiyacım yok. Bilme ihtiyacı olansizsiniz, bunu siz gündeme getiriyorsunuz. Ben de diyorum ki, bu bilgiyi sizeverelim.

K. KEMAL ANADOL(İzmir) - Ciddiyetinize yakışmıyor. Tek başınıza isteme yetkiniz var.

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Kapalı oturum isteyin, ne varbunda? Niye istemiyorsunuz?

K. KEMAL ANADOL(İzmir) - Yapmayın?

BAŞKAN - SayınAnadol?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Kapalı oturum isteyin verelim bubilgiyi, bu bilgiyi verelim.

BAŞKAN - SayınBakan, Genel Kurula hitap edin lütfen.

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Bu ihtiyacın nereden geldiğini,kimin istediğini, neden istediğini açıkça ortaya koyalım.

ATİLA EMEK(Antalya) - Hiçbir şeyi gizleyemezsiniz. Bildiğiniz bir şey varsa söyleyin.

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Ondan sonra diyelim ki, evet,siyasi sorumluluk bana ait olsa bile benden evvelki hükûmetlere ait olsa bilekonunun nasıl gündeme geldiğini çok açık olarak ortaya koyalım. Aksi hâlde bizbunları böyle tartışmaya devam ederiz.

K. KEMAL ANADOL(İzmir) - İsteyin efendim?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Çünkü taşıdığım sorumluluk, bukürsüden, bu formatta, bu şekliyle bazı gerçekleri açıkça söylemeye imkânvermez; çünkü yürüttüğümüz davanın özüne zarar veriyor. Devlet açısındanverebileceği bir kısım sıkıntılar var, bir zorluklar var, bunları paylaşmakadına -eğer paylaşacaksak- ben bu bilgileri vereceğim, ben saklamıyorum. Onuniçin, demek istiyoruz ki, böylesine acılı bir günde, eğer bu konular,konuştuğumuz konunun sonuçlarına tesir icra edecekse, daha köklü tedbirlerinalınmasına imkân verecekse, birbirimizi anlamaya imkân verecekse, birliğimizin,beraberliğimizin daha kuvvetlenmesine imkân verecekse, gelin, bu konuyukonuşuruz. Sonuçta da -ne var ne yok- biz anlarız ki kamuoyunda tartışılan, birtürlü mahiyeti anlaşılamayan bu meselelerin ne anlama geldiğini, neredenkaynaklandığını açıkça ortaya koymamız lazım gelir.

Şimdi bakınız,bir şey daha ifade etmek istiyorum: Terörle mücadele meselesi bir devletmeselesidir dedik. Bugüne kadar uygulanan politikalar da bir devletpolitikasıdır. Geçen hafta da böyle ifade edildi, ben de buna aynenkatılıyorum; devlet politikasıdır. Bir başka hükûmet gelse, bu politikalarayenilerini ekleyecektir, güncelleştirecektir ama ana istikameti, ana akslarıdeğişmeyecek. Onun için, biz de her olay vuku bulduğunda, devletin, isterGenelkurmay ister Millî İstihbarat ister Jandarma ister Emniyet veya başkacabirimlerden, Dışişlerinden, konuyla alakası olan birimlerle bir arayageliyoruz. Eldeki bilgi ne, olayın mahiyeti ne, varmak istediği nokta ne,alınan tedbirlerde nerede eksiklik var, nerede sıkıntımız var, neredezafiyetimiz var, bundan sonra alınması gereken tedbirler ne? Dün aldığınıztedbir bugün yetmiyor, bugün aldığınız da yarın yetmeyecek.

Onun için, yerigelmişken buradan bir şey ifade ediyorum -bütün samimiyetimle- değerlendirmesisize ait: Bakınız, pazar günü biz dört toplantı yaptık. En son, SayınCumhurbaşkanının başkanlığında yapılan toplantı; Sayın Başbakan, ilgilibakanlar, Genelkurmay Başkanımız, kuvvet komutanlarımız, MİT Müsteşarı. Olaylarbütün ayrıntılarıyla burada konuşulmuştur. Verdiğiniz tezkerenin kullanımıdâhil, verdiğiniz tezkerenin kullanımı dâhil, hududu, şümulü, zamanı, dünalınmış, geçtiğimiz günlerde alınmış, dün, evvelsi gün aldığımız, yarın, öbürsügün ve daha sonraki alacağımız tedbirler konusunda devletin kurumları arasındatam bir mutabakat vardır. Şimdi, tezkereyi verdiğiniz doğrudur ama bu tezkereyikullanacak devletin güvenlik birimleridir; bunun zamanını, şümulünü, hududunu,elbette siyasi hedef olarak biz koyacağız, zamanlaması kendilerine ait.Bunların hepsinde bir mutabakatımız var, ama şimdi, bunu, her yerde, aleni,açık söyleme imkânımız yok. Söylediğiniz takdirde bu bir tedbir olmaktan çıkar,caydırıcı olmaktan çıkar ama devletin sorumluluk taşıyan, canını ortaya koyarakister Kuzey Irak'ta ister Doğu, Güneydoğu Anadolu'da veya Türkiye'nin herhangibir yerinde mücadele veren güvenlik birimlerimiz bana "Şu gün, şu tarih, şusaatte bu işi yapmam gerekir." diyor ise, bize düşen, işin icabı neyigerektiriyorsa o noktadaki kararı vermektir. Bu noktada ne benim Hükûmetiminkararsızlığı olur ne de geçmişte ne de bundan sonraki hükûmetlerin. (AK Partisıralarından alkışlar)

        Tekraren ifade ediyorum değerliarkadaşlarım: Bakınız, verdiğiniz tezkere dâhil, yetki dâhil alınan ve alınacakolan tedbirler konusunda -yarın da Millî Güvenlik Kurulu var, başkaca tedbirlerde oradan çıkacaktır- devletin kurumları arasında zerre kadar fikir ayrılığı,düşünce ayrılığı yoktur. Geri kalanın zamanlaması bu sorumluluğu en üst düzeydehayatını ortaya koyarak sürdürecek olan kurumlarımızın "şu tarih, şu zaman, şubüyüklükte" demesine bağlı. Bunu ifade etmek istiyorum, bu özellikle önemli.

Bir başka şeyidaha bugün burada ifade etmem lazım. Şimdi, Sayın Başbakan bugün İngiltere'de,bazı arkadaşlarınız Kuveyt'te ve Irak'ta. Şimdi biz bunları bu Kurulda pazargünü konuştuk değerli arkadaşlarım, pazar günü konuştuk Sayın Cumhurbaşkanınınbaşkanlığında. Sayın Başbakan, gidip gitmemeyi?İç politikada bu yanlış değerlendirmelerekonu olabilir, gidelim mi, gitmeyelim mi. Ama orada yapılan değerlendirmelerinsonucudur ki, Sayın Başbakan bugün İngiltere'dedir.

GÖKHAN DURGUN(Hatay) - İngiltere'ye gideceğine buraya gelsin, hesap versin!

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Bir arkadaşımız Kuveyt'te Irak'akomşu ülkeler toplantısında Türkiye'nin davasını anlatmak, bu konuyu anlatmaküzeredir. Sayın Ali Babacan da, bir süreden beri, Irak'a komşu, en başta İslamülkeleri, Arap ülkelerini ziyaret etmektedir.

Değerliarkadaşlarım, konunun çarpıtmaya müsait yanları vardır. Biz haklıyız ama enhaklı davalarımızda gerekli altyapı zaman zaman hazırlanmadığı için, baştaKıbrıs olmak üzere? Kıbrıs'tan daha haklı dış politika davamız oldu mugeçmişte? Ama geriye dönüp baktığımızda Birleşmiş Milletlerde her defasındakaybettik, başka tarafta kaybettik. Onun için, şimdi, Irak bir Arap ülkesidir,Birleşmiş Milletlerin üyesi bir ülkedir. Elbette sizin yaptığınız birtasarrufun yarın fitne, fesadı bol bir coğrafyada "Bu, Araplara karşıdır,vesairedir." deyip sizin tarihî geçmişinizle birleştirerek şu veya buistikamette istismar imkânları vardır. Biz bunları devletin bilgisi içerisindeoturup konuştuktan sonra vardığımız karar şudur ki: Sayın Başbakanın bugünİngiltere'ye günübirlik gidip gelmesi? (CHP sıralarından gürültüler)

CANAN ARITMAN(İzmir) - 1 Mart tezkeresi?

MEHMET DANİŞ(Çanakkale) - Dinleyin!

GÖKHAN DURGUN(Hatay) - Ne diyorsun?

BAŞKAN - Sayınmilletvekilleri?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - ?arkadaşlarımızın Kuveyt'tekitoplantıya katılması ve Sayın Dışişleri Bakanımızın?

BAŞKAN - Sayınmilletvekilleri?

CANAN ARITMAN(İzmir) - 1 Martta?

MEHMET DANİŞ(Çanakkale) - Bir dinle, bağırma!

GÖKHAN DURGUN(Hatay) - Otur yerine!

BAŞKAN - SayınArıtman?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - ?Arap ülkelerine, İslam ülkelerinegidip Türkiye'nin en haklı davasını anlayıp, yarın konu bir başka zemindegündeme geldiğinde destek istemesi, şimdiden bilgilendirmesi, bunların hiçbirisi,hiçbirisi verilmiş olan karardan vazgeçmek anlamına değildir. Bunun altınıözellikle çiziyorum. Verdiğimiz, vardığımız kararın, devletin ilgilibirimleriyle varmış olduğumuz mutabakattan vazgeçme anlamında değildir. Ancak,bilgilendirmek ve mümkünse en haklı olduğumuz bir davada olabildiğince genişbir devletler topluluğunu bu politikanın arkasına almak, terörle mücadeledeönemli bir adımdır, önemli bir unsurdur. Şimdi, ben olsaydım konuyu şöylesorardım: "Başbakan ne arıyor orada?" Ee, ben sebebini söyledim. Bu, bir sorutarzında sorulmak vardır, bir eksiklik, bir noksanlık olarak kamuoyunungündemine getirilmek vardır. Dolayısıyla, Hükûmet, insan aklının alabileceği,devletin envanterinde bulunan imkân, kabiliyet, bilgileri değerlendirmeksuretiyle en doğru olanı yapmaya çalışıyor. Size de her vesileyle bilgi vermeyehazırız.

GÖKHAN DURGUN(Hatay) - Nerede bilgi?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - İster bu şekliyle, ister kapalıoturum, isterseniz -zaten onu planladık- Sayın Elekdağ'ın geçtiğimiz çarşambagünü yaptığı toplantıda bir platform oluşturulması noktasında bir teklifi oldu,biz buna olumlu baktığımızı söyledik. Tezkereye destek veren partilerimizle bukonuyu görüşmeye her zaman hazırız. Hiçbir zaman şöyle bir bencillik içerisindede olmadık, egoizm içerisinde de olmadık: "En iyi biz biliyoruz, diğerbilgilerin hepsi yanlıştır." da değil. Akıl akıldan üstündür, sizin de katkınızolacaksa, ki olur, olmalıdır, biz bunları almaya da hazırız. Çünkü söylediğimgibi, konuşmalarımız birbirimiz açısından yeteri kadar anlaşılsa da anlaşılmasada tezkereye "evet" diyenler hep aynı taraftayız; bunu unutmayın. Hepimiz aynıtaraftayız, hepimiz ülkemizin birliğinden ve dirliğinden yanayız. (AK Partisıralarından alkışlar) Bugün bu saat itibarıyla alınması gereken ne tedbirvarsa bunlar alınıyor, alınmaktadır. Lütfen, devletimize güvenin. Devletimizinbu noktadaki azmini, kararlılığını, lütfen, hepimiz sonuna kadar destekleyelim,bugüne kadar olduğu gibi. (MHP sıralarından "Devlete güveniyoruz, Hükûmetegüvenmiyoruz." sesleri)

BAŞKAN - Sayınmilletvekilleri?

DEVLET BAKANI VEBAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Devamla) - Milletimiz her zaman bu noktadakiazim ve kararlılığını göstermiştir.

Bu duygulariçerisinde hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)