Konu:Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:101
Tarih:09/06/2022


Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 336 sıra sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 11'inci maddesi için verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, toplamda 14 farklı kanunda değişiklik öngören bu teklif var önümüzde; Çevre Kanunu'ndan İmar Kanunu'na, Yapı Denetimi'nden İskân Kanunu'na birçok önemli konuda hükümler içeren bir teklifi görüşüyoruz.

İsterdik ki bu iktidar milletimizin içinde bulunduğu zorlu koşulları çözmeye niyetlenmiş olsun, dilerdik ki bu iktidar elini vicdanına koyup ülkenin gerçek sorunlarına çare arar olsun. Ne yazık ki AKP kafası yine başka gündemlerin peşine, başka konuların derdine düşmüş durumdadır.

Görüşmekte olduğumuz bu teklif yeni talan furyalarına kapı aralamakta, usulsüzlüğe, yolsuzluğa zemin oluşturmakta, pek çok şaibeyi de beraberinde getirmektedir. Kısacası, bu teklifin, iktidarın milletimizle kurması gereken bağları nasıl koparıp attığının bir tezahürü olduğunu söyleyebiliriz. Sorunları görmeyen, duymayan, anlamayan iktidar, milletimize beyhude hezeyanlardan başka bir şey sunamaz durumdadır artık.

Değerli milletvekilleri, teklifin gerekçelerine baktığımızda, son derece idealist ifadeler de görüyoruz; müsilaj sorununun tekrarlanmaması, çevrenin korunması, deniz kirliliğinin önlenmesi, arıtılmış atık su kullanımının teşviki, imara aykırılığın caydırılması gibi gerekçeler. Oysa teklifin hazırlanış sürecinde izlenen yol, maddelere gizlenen boşluklar, görüşmeler sırasında takınılan tavır izlenen yanlışları gözler önüne sermektedir. Örneğin, çevre uzmanlarına, sivil toplum kuruluşlarına, akademik çevrelere, meslek örgütlerine mikrofon hep kapalı; örneğin, cehaletin zirve yaptığı noktada, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda tarım görüşülür hâldedir. Bu teklif neden asli komisyon olarak Çevre Komisyonunda görüşülmemiştir? Tali komisyonlar olarak belirlenen Adalet, Plan ve Bütçe ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları neden toplanmamıştır? Birbirinden kritik konularda düzenlemeler öngören maddeleri, titizlikle çalışılması gereken konuları yine tek bir torbada önümüze getiriyorsunuz. Yapılan her işin altından bir Şark kurnazlığı çıkmasından, kurulan her cümlede satır aralarına gizlenmiş şaibelerden bıktık usandık. Kirli ajandalarınızı, gizli gündemlerinizi artık biliyoruz. Çevre gibi son derece önemli hususlarda karnesi zayıflarla dolu olan AKP, yap-işlet-devret uygulamasının önünü açarak rant ve yolsuzluğa zemin hazırlamaktadır. Devletin bütün kurumlarını zayıflatmış, bütün gelenekleri bir bir yok edilmiş ve yine Türkiye Çevre Ajansı üzerinden de kıyılarımıza, sahil şeritlerimize maalesef göz dikilmiş durumdadır.

Kısacası, giderayak her şeyi eline yüzüne bulaştırmaya ant içmiş bir iktidar, hatalara, yanlışlara son sürat devam etmektedir. Doymak bilmez bir iştahla yağmalanan, alçakça yıkılışına seyirci kalınan, imara açıp rantçı çetelere peşkeş çekilen ormanlarımız elan hafızamızdadır. Sahip olduğumuz onlarca doğal güzelliğin çeşitli maskeler altında menfaat uğruna talan edilmesini unutmuş değiliz. Unutulmamalıdır ki AKP'nin bütün sabıkaları hatırlardadır, hafızadadır ve kayıttadır değerli arkadaşlar. Bugün derin bir buhranın tam ortasındayız; fiyatlar ateş pahası, milletimiz yorgun ve bitkin, gençlerimiz işsiz ve ümitsiz hâlde. Düzensiz göçmen cennetine dönen ülkemizde memur mutsuz, esnaf mutsuz, çiftçi mutsuz. Ciddiyetsiz devlet yönetiminin ülkemizi içine düşürdüğü durum ise içler acısıdır değerli arkadaşlarım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - O kadar net görüyoruz ki milletimizden ayrı gündemler izleyen, meseleler edinen iktidarın, hezeyanlardan, öfke nöbetlerinden ve kaybetme korkusundan başka bir şeyi kalmamıştır.

Söz konusu 11'inci maddeyle İmar Kanunu'nun 42'nci maddesinde öngörülen aykırılıktan sorumlu olan yapı sahibine ve müteahhidine idari müeyyideler getirilmesi söz konusudur. Acaba kendi çıkardığı kanuna uymadığı tescillenmiş bir iktidar burada bahsedilen müeyyideleri uygulayabilecek mi? Bu, ayrı bir konu. İmar yolsuzlukları konusunda suç dosyası ciddi kabarık olan iktidar bunu uygulayabilecek mi? Bu, ayrı bir husus.

Değerli milletvekilleri, konuşmamı sonlandırırken hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)