Konu:Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:90
Tarih:12/05/2022


Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 323 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesi için verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren, çok önemli konuları içeren 17 maddelik bir torba kanun teklifini görüşüyoruz. Bu teklif, kadınlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddet eylemlerine müeyyideler ve birtakım ceza artırımları getiriyor. Biz her zaman millet yararına, kadınlarımızın saygınlığının ve onurunun korunmasına, sağlık çalışanlarımızın hayrına olacak her girişimi destekliyoruz, desteklemeye de devam edeceğiz.

Değerli arkadaşlar, konu, kadına ve sağlık çalışanlarına yönelik bir koruma düzenlemesiyse bunu çok pratik bir şekilde yapmak mümkündür. Önce şuradan başlayalım: Siz yirmi yıldır neredeydiniz? Türk idari yapısını yirmi yıldır tahrip ede ede getirdiğiniz şu kokuşmuş ve mefluç hâle gelmiş kamu düzeni içinde yine bir yara, bir delik açılıyor. Sağlık çalışanlarına yönelik müdahaleler ve saldırılarda, soruşturma yöntemleri temel idare hukuku düzenini tahrip edici mahiyettedir. Sağlık teşkilatlarını doğrudan merkeze bağlamak suretiyle aslında sağlık teşkilatlarını idare edilemez hâle soktuğunuzdan bile haberiniz yok. Ne mülga Memurin Muhakematı'ndan haberiniz var ne 4483 sayılı Kanun'un içeriğinden haberiniz var ne de 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'ndan haberiniz var. Bu kafayla siz sağlık çalışanlarını korumayı bırakın onları kaosun girdabına attığınızın bile farkında değilsiniz. Hiç mi bir kamu yönetimi uzmanı tanımıyorsunuz? Böyle bir şey olabilir mi? Kendi atadığınız valilerinize, sağlık müdürlerinize ve başhekimlerinize sorun bakalım, onlar ne diyecek? Size tahribatın boyutunu anlatsınlar.

Değerli arkadaşlar, ülkemiz, kuruluşundan bugüne kadın-erkek eşitliğini temel prensip edinmiş, asil ve cesur Türk kadının sonsuz fedakârlıklarına şahit olmuştur. İslam toplumları içerisinde temel hak ve özgürlükler bakımından Batı'dan daha üstün hak ve özgürlüklere sahip olan Türk kadınının, pratikte son yıllarda büyük kayıplarla karşı karşıya kaldığı bir gerçektir. Nitekim, ülkemizin İstanbul Sözleşmesi'nden Anayasa dışı ve yasa dışı olarak "Ben yaptım, oldu." mantığıyla Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılması kabul edilemez. Sonra tutuyorsunuz, kadınların güvenliğiyle ilgili hüküm içeren bir teklif getiriyorsunuz.

Evet, gün geçmiyor ki kadınlarımız bir saldırıya uğramasın, gün geçmiyor ki bir kadın cinayeti haberiyle yüreklerimiz dağlanmasın. Aynı gün serbest bırakılan sapıkları, katilleri de basından sıkça duyuyoruz, kahroluyoruz. Demek ki temel hak ve özgürlüklerin verilmesi, yasal düzenlemelerin yapılması hayata geçirilmediği sürece bir anlam ifade etmiyor.

Değerli arkadaşlar, 2019 verilerine göre OECD üyesi ülkeler arasında kadına şiddetin en yüksek olduğu ülkeyiz. Ne acıdır ki bu şiddet olaylarının her yıl artış gösterdiğini, son on yılda en az 2.500 kadının öldürüldüğünü biliyoruz. Sosyal travmaların, toplumsal yıkımların had safhaya ulaştığı bir ortamda sorumluluk alması, çözüm bulması gereken iktidar kadına tepeden bakan ve ayrıştıran yaklaşımıyla sorunların âdeta nedeni olmuştur. Yirmi yıllık iktidar yolculuğunda kadınlarımıza uzanan kirli ellere, dillere seyirci kalan, kadınlarımızın gülüşlerine dahi tahammülü olmayan iktidarın bu konuda sicili bozuktur. Bugün görüşülen teklifin de aynı kanayan yaraları dindirmeyeceği, birtakım pansuman tedbirlerinin ötesine gidemeyeceği ortadadır. Cezaların artırılması gereklidir, bunu önemsiyoruz ancak altını çiziyoruz ki tek başına asla yeterli değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Başkanım...

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Çelik, buyurun.

BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Yaptırımla, tutuklamayla suçlar önlenseydi baskıcı rejimlere dönüp baktığımızda bir tane suç bulamazdınız.

Teklifin 12'nci maddesinde de ısrarlı takip suçunun eklenmesi amaçlanmaktadır. Bu suçun uzlaştırmaya tabi suçlardan olmamasını da biz aslında yerinde buluyoruz; kadına karşı işlenen tehdit ve hakaret suçlarının da dâhil edilmesini zaten talep etmiştik.

Konuşmamı Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in 8 Mart günü grup toplantısında yaptığı konuşmadan bir pasajla tamamlıyorum. "İYİ Parti iktidarında kadınların varlığına da kadınların başarılarına da alışacaksınız; her yerde kadınların olmasına alışacaksınız; kendi ayakları üstünde dağ gibi duran kadınlara alışacaksınız." diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)