Konu:Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:76
Tarih:06/04/2022


Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, 322 sıra sayılı torba Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerinde söz aldım. Bu madde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359'uncu maddesinde birtakım değişiklikler getiriyor. Vergi, aynen askerlik hizmeti gibi bir yükümlülüktür arkadaşlar. Anayasa'nın 73'üncü maddesinde "Vergi ödevi" başlığıyla düzenleme yapılmıştır. Madde diyor ki: "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır." Değerli arkadaşlar, bir halkın ulus hâline gelmesinin ölçütü, mali yükümlülüklerini bilinçli olarak yerine getirmesidir. Tarihte, biliyoruz ki biz Türkler diğer milletlere nazaran bu konuda da oldukça mesafe katetmiş bulunuyoruz. Yalnız, ilkel, püriten toplum yapılarından farkımız burada kendini gösteriyor. Bildiğiniz gibi, 1853 Kırım Harbi'nden sonra aşırı borçlanan Osmanlı Devleti, Batı'dan ve Galata bankerlerinden borç alınca giderek büyük bir batağa saplanmıştır. Borcunu ödeyemeyince 1881 Muharrem Kararnamesi'yle Düyun-ı Umumiye İdaresini kurarak bu idareleri alacaklı devletlerin yetkililerine devretmiştir. Yani arkadaşlar, devlet içinde ayrı bir mali devlet oluşumu görüyoruz. Düyun-ı Umumiye demek, genel borç yönetimi demektir. Daha sonra ne olmuş? Cumhuriyetle birlikte Düyun-ı Umumiye İdaresi tasfiye edilmiş, Reji'nin yetkileri de lağvedilmiştir. Tüm yabancı imtiyazlar bir bir millîleştirilmiştir. Böylece, vergi koyma ve toplama yetkisi Maliye Bakanlığının uhdesinde Gelir İdaresine bırakılmıştır yani Gelirler Genel Müdürlüğüne. AKP ne yaptı arkadaşlar? Gelirler Genel Müdürlüğünü kaldırdı ve Gelir İdaresi Başkanlığını kurdu, bu da yetmedi Maliye Bakanlığı bünyesinde Borçlanma Genel Müdürlüğü kuruldu. Değerli arkadaşlar, teşkilatlanmanın bizi düşünceye sevk eden isimlerine bakar mısınız, âdeta Düyun-ı Umumiye'yi çağrıştırıyor. AKP'nin doksan yıl sonra vergi teşkilatlanmasında Türkiye'yi getirdiği nokta Düyun-ı Umumiye olmuştur diyebiliriz.

Değerli arkadaşlar, bu da yetmiyor, Anayasa hükmüne aykırı bir şekilde vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı asla gözetilmiyor. Zengine, yandaş büyük mükelleflere "yürü ya kulum", geniş halk kitlelerine "canın çıksın" uygulamasından başka bir şey değil. Böylece insanlar evine ekmek götüremez hâle düşüp büyük geçim zorlukları içerisinde kıvranırken bir kararnameyle yandaş mükelleflerin yüzlerce milyon TL tutan vergi borçları siliniyor arkadaşlar. Bu; adalete, vicdana, ahlaka asla sığmaz.

Değerli arkadaşlar, devletin bütün organlarını, milleti birbirine bağlayan bütün bağları bir bir tahrip etme misyonu olabilir mi? Azıcık akıl etseniz inanıyorum ki bunu yapmazsınız. Hiç mi akıl etmiyorsunuz? Size tavsiyem, vergi yoluyla millete zulmetmekten vazgeçin. Biz Artagan Projesi'yle, Rüzgârgülü Projesi'yle, İYİ Yaşam Gelir Modeli'yle; Eşitlenen, İstikrarlı, Kalkınan Türkiye Çalıştaylarıyla ve yeni vergi politikalarımızla, halkımızın omuzlarına binen yükü asgariye indirecek her türlü etkinliğin içerisindeyiz. Kısacası, değerli arkadaşlarım, iktidara hazırlanıyoruz.

Evet, teklifin 4'üncü maddesine bakınca, bu maddeyle vergi kaçakçılığı cezalarının üst sınırlarında artışlar yapılmaktadır. Ayrıca "zincirleme suç" kavramının vergi uygulamalarına eklendiğini görüyoruz. Bunlar bir çelişkidir değerli arkadaşlarım. Gerçi vergi aflarıyla tarihe kaydolmuş bir iktidardan başka hiçbir şey beklenemez.

Teşekkür ediyorum, önergemizin kabulünü diliyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)