ödetmeyi nasıl reva görebiliyorsunuz? Geldiğimiz durumda herkes kendi evinde kiracı, kendi dükkânında kiracı durumuna düştü ve kendi yurdunda yabancı durumuna düştü vatandaşlarımız ve bugünün fiyatlarının 4 katı fiyata siz bu santralin elektriğini alma garantisi veriyorsunuz; bu, gelecek kuşaklara karşı büyük bir ihanet.
Nükleer güvenlik konusunda bu kanunu ayın 9'una kadar yetiştireceğiz diye son dakikada yumurta kapıya dayandığında getirdiniz tabiri caizse. Daha önce Anayasa Mahkemesi biliyorsunuz iptal etti bunu daha önce çıkan yönetmelik de tarihi içinde çıkmadığı için iptal olmuştu.
Nükleer konusu çok ciddi bir konu. "Hızlı tren yaptırdık." dediniz yandaş müteahhitlerinize, ki hızları bile sınırlı, ona rağmen kaza yaşandı, Ankara'nın göbeğinde yaşandı, Pamukova'da yaşandı, Çorlu'da yaşandı. Nükleer santral onlara benzemez, son dakikaya bırakılacak hiçbir şeyi affetmez nükleer santraller ve onlar ölüm olarak karşımıza çıkar. O sizin 700 milyon euro, 80 milyon euro teminatlarınız hiçbir şey ifade etmez. Trilyonlarca dolar zarara uğratırsınız ekonomik olarak, manevi olarak da orada yaşayan milyonlarca insanın hayatının hiçbir bedeli yok. Bu anlaşmalarda bazı bedeller, bazı riskler var ki -bunlar da atıkların taşınmasından nükleer santralde yaşanabilecek kazalara kadar- bu kanunda düzenleme yapma ihtiyacı duyuyorsunuz.
Biz bu konuda yaptığımız düzenlemelerde denetim yetkisini kime veriyoruz? Taşerona veriyoruz. Siz, artık nükleerde de taşeronu getirmiş bir iktidarsınız. Bütün kurumlarda, kamuda, özelde taşeronu yerleştirdiniz; bu kadar ciddi bir konuda, nükleer atıkların taşınmasında da taşeron sistemine geçiyorsunuz. Bu nükleer atıklar Antalya'dan geçecek, Çanakkale'den geçecek, Marmara'yı boydan boya katedecek; sonra İstanbul'dan, İstanbul Boğazı'ndan milyonlarca insanın yanından geçecek ve siz, burada 50 milyon-60 milyon dolar ceza verilecek diye bunun caydırıcı olacağını düşünüyorsunuz. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu, çocuklarımıza yapabileceğimiz bir haksızlık.
Isparta'da mevcut çalışan elektrik santralinde elektrik sistemini ayakta tutamayan anlayış, gelecek, nükleer santraldeki tehlikelerle başa çıkacak. Siz, mevcut altyapıyı yenilemediğinizden kaynaklanan sorunları çözemediğiniz için Isparta'da insanlar günlerce elektriksiz kaldı ve tekrar kalıyor. O şirketler ne yapıyor? Teminat bedellerini ikide bir artıyor, hiçbir yatırım yapmıyor ve siz de denetlemiyorsunuz, onlara ceza da vermiyorsunuz.
Çevre Mühendisleri Odası sizi uyardı, Elektrik Mühendisleri Odası uyardı, TMMOB uyardı, Nükleer Karşıtı Platform uyardı ve siz, onların hiçbirini dinleyip buraya çağırmadınız, getirmediniz.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Biz de uyardık.
ALİ ŞEKER (Devamla) - Yerel yöneticileri de Sinop'ta ÇED raporu için topladığınızda Belediye Başkanını dahi o toplantıya almadınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ALİ ŞEKER (Devamla) - Bu, Türkiye'ye yapılmış büyük bir ihanettir. Bazen bazı yatırımlarda geç kalmak avantajdır. Dünya füzyon teknolojisine giderken, dünyada güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi maliyetleri bu kadar düşmüşken bu yatırıma girmek ihanettir, cinayettir; bu cinayete ortak olmayın. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi'nin 25'inci maddesinin (1)'inci fıkrasında yer alan "aşağıdaki" ibaresinin "aşağıda belirtilen" ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Muhammet Naci Cinisli Bedri Yaşar Dursun Ataş
Erzurum Samsun Kayseri
Yasin Öztürk Hayrettin Nuhoğlu Arslan Kabukcuoğlu
Denizli İstanbul Eskişehir
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Önerge hakkında konuşmak isteyen Denizli Milletvekili Yasin Öztürk.
Buyurun Sayın Öztürk. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 25'inci maddesi üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, bugün günlerden cumartesi. Biz neden buradayız? Anayasa'ya ve yasalara aykırı bir şekilde çıkarılmış olan bir kanun hükmünde kararnamenin yol açtığı yasal bir sorunu çözmek için. Bu sorunun çözülmesi için son tarih 9 Mart 2022. Bu kanun teklifi, bu süre içerisinde Meclis Genel Kurulundan geçip yürürlüğe girmez ise, Resmî
Gazete'de yayınlanmaz ise Nükleer Düzenleme Kurumu kanunsuz çalışan bir kurum hâline gelecek.
Bu kanun teklifinde AK PARTİ'sinin 88 milletvekilinin imzası var. Biz bu kanun teklifinin görüşmelerine ne gün başladık? Çarşamba günü. Perşembe devam ettik, cuma devam edemeden kapandık ve şu anda çalışıyoruz. Neden? Görüşmelerin devam edebilmesi için toplantı yeter sayısı olmadığı için. Tekrar ediyorum, bu kanun teklifinde AK PARTİ'sinin toplam 88 milletvekilinin imzası var ancak bu milletvekillerinin önemli bir kısmı ne kanun teklifi görüşmeleri esnasında Komisyonda ne de teklif Genel Kurulda görüşülürken bu salonda. Hani hep sayınızla övünüyorsunuz ya, niye kanun teklifinize sahip çıkmadınız, neden Genel Kurulda değildiniz? Anlaşılan, uyarı geldi, bugün en azından yoklamalarda burada olabildiniz.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifi, uyarılarımız olmasına rağmen her zamanki gibi eksikliklerle çıkacak, boşluklar ise yönetmeliklerle doldurulmaya çalışılacak. Bakın, daha Genel Kurulda görüşmeler esnasında 3 maddesinde düzenleme yapmak zorunda kaldınız, çok yakında torba kanunlarla da tekrar düzeltmeye buraya getirirsiniz. Gerçi, bu kod kanunu da Komisyonda son anda eklemelerle torba kanuna çevirdiniz ya, olsun bakalım.
Birkaç gün önce çıkarılan ve kamuoyunda madenciliğe kurban edilen "zeytin yönetmeliği" olarak anılan yönetmelikte Enerji Bakanlığına atıfta bulunulsa da bu yönetmeliğin hangi aklın ürünü olduğu ortadadır. Zeytin katliamı yönetmeliği kadar dikkat çekmese de 13 Ocak 2022 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararı da Denizli'deki tarım alanlarının katledilmesinin önünü açan bir karardır. 14 Ocak 2022'de Resmî Gazete'de yayımlanan 5103 sayılı Karar'a göre Denizli'mizin Tavas ilçesinin Avdan Mahallesi'nde linyit işletme ruhsatı sahalarda maden üretimine devam edilebilmesi için ihtiyaç duyulan taşınmazlar acilen kamulaştırılacaktır. Tavas, birinci derece tarım arazilerine sahip olan bir ovadır. Bu bereketli topraklarda ne ekerseniz yetişir, toprağa düşen her tohum kendiliğinden filiz verir. Ancak, iktidar, Tavas'ın bereketli topraklarının tarım alanı dışında kullanılmasına yemin etmiş olacak ki madencilik alanındaki bütün projelerini bu bölgede gerçekleştirmek istemektedir. 2016 yılında bu bölgede termik santral yapımı gündeme gelmişti, bu proje iptal edildi. 2021 yılında tekrar termik santral ve açık kömür işletmesi için ÇED süreci başlatıldı, kamuoyundan yoğun tepki gelince bu projede ÇED raporu iptal edildi ve bölge halkı bu müjdeli haberin şokuna daha alışamadan Sayın Cumhurbaşkanı devreye girdi, 13 Ocakta 3 milyon 764 bin metrekare alanda kömür ocağı kurulması için acele kamulaştırma kararı çıkardı. Bu sahada da ne yazık ki zeytinliklerimiz var. Tavas'ta termik santral kurulması nasıl engellenmişti biliyor musunuz? Belediye meclisinde yer alan iktidar ve muhalefet partili üyelerin ortak kararıyla, ortak itirazıyla. Hatta Sayın Cahit Özkan -burada- termik santralin ÇED süreci iptal edildiğinde müjdeli haberi kendisi verebilmek için bir basın toplantısı düzenlemişti. Sayın Cahit Özkan'a o basın toplantılarında ne konuştuğunu hatırlatalım: "Orada yapılacak bir santralin bölgeye faydası olmayacağı gibi, fazlasıyla zarar vereceği konusunda birleştik. Denizli milletvekillerimiz ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanıyla birlikte uzun süredir bu konu üzerinde çalışıyorduk. Biz başından beri bu konuyu takip ediyorduk. Tüm arkadaşlarımızla birlikte orada bir santral yapılmasına karşıyız." Şimdi buradan sormak istiyorum: Ne değişti? Konunun takibini mi bıraktınız yoksa? Her şeye cevap veriyordunuz ya, size sataştım, kendisi gelsin, buyursun, cevap versin. Orada açılacak termik santral bölgeye zarar verecekti de kömür ocağı bölgeye zarar vermeyecek mi? O zaman enerji ihtiyacının olduğunu unuttunuz mu yoksa?
Konuşmamın başında da dile getirdiğim gibi, Cumhurbaşkanı karar verdikten sonra sözün üstüne söz söylenmiyor; ne zeytinlik kalıyor ne tarım arazisi ama biz, hâlâ Tavaslı hemşehrilerimize verdiğimiz sözün arkasındayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Tavaslı köylü vatandaşlarımız vasıtasıyla yürütmenin durdurulması için dava açtık.
Buradan bir kere daha sesleniyorum: Bu ülkenin tarım arazilerine dokunmayın, bu ülkenin zeytinine dokunmayın, bu ülkenin tek bir ağacına dahi dokunmayın.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
25'inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
26'ncı madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 314 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 26'ncı maddesinin kanun teklifinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kemal Peköz Ali Kenanoğlu Necdet İpekyüz
Adana İstanbul Batman
Mahmut Celadet Gaydalı Murat Çepni Rıdvan Turan
Bitlis İzmir Mersin
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge hakkında konuşmak isteyen Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı.
Buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Halkların Demokratik Partisi adına, görüşülmekte olan 314 sıra sayılı Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi'nin 26'ncı maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.
Bu vesileyle, Bitlis'in Mutki ilçesinde dün meydana gelen selden dolayı hemşehrilerime geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. İşte, yatırımı sadece asfalt yapıp beton dökmek olarak algılayıp altyapıya gereken özen gösterilmezse bu tarz kötü sonuçlar doğabiliyor. Umarım maddi zararlar en kısa sürede kamu eliyle giderilir.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin geneliyle ilgili olarak söylenecek birçok şeyin söylendiğini düşünüyorum fakat yine de birkaç ekleme yapmak isterim: Biz, halkımızın, bize oy versin vermesin herkesin hakkını savunmayı bir görev olarak görüyoruz; dolayısıyla, bugün parti olarak bu kanun teklifine "hayır" oyu vereceğiz. Bu kanun teklifine "hayır" demek doğayı, insanı yani yaşama dair güzel olan ne varsa onları savunmaktır.
Değerli milletvekilleri, tarih, bizlerin geçmişten ders alması, geçmişte yapılan hataların tekrar edilmemesi amacıyla bizlere yol gösteren en önemli kaynaktır. İki gündür üzerinde konuştuğumuz bu kanun teklifiyle, bırakın geçmişten ders almayı, geçmişin hatalarını tekrarlayacak bir sorumsuzluk içinde tüm topluma dayatılmaktadır. Bunun örnekleri görüldü ve dünya bu bedeli çok ağır ödemek zorunda kaldı. Fukuşima ya da Çernobil örnekleri sıradan örnekler değil. Böylesi tehlikeli bir enerji için ülke topraklarında oluşturduğunuz tehdit ve tehlikelerin olası sonuçları daha önce buralarda yaşandı; şimdi deneme yanılma yoluyla bunu test etmenin hiçbir mantığı yok. Rus ruleti oynadığınızın farkında mısınız? Hep şikâyet ettiğiniz dış güçlere ülke topraklarına tahrip gücü yüksek bir mayın inşa ettiriyorsunuz; bugünkü teknolojiyle, uzaktan kumandayla binlerce kilometre uzaktan her zaman patlatılmaya hazır bir nükleer bomba ve bunun düğmesi de bunu inşa edenin elinde. Ortada bir gerçek var, o da enerjiye olan ihtiyaç gerçeğidir. Bunu daha temiz, çevre ve yaşam dostu, yenilenebilir ve asla kirletmeyen enerji modelleriyle kısmen de olsa sağlayabilmek mümkün.
Değerli milletvekilleri, şimdi, 26'ncı maddeyle Türkiye'nin taraf olduğu nükleer santrallerin kurulmasına ve işletilmesine ilişkin uluslararası anlaşmalarda yer alan özel hükümler ile Harp Araç ve Gereçleri ile Silâh, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Kanun hükümlerinin bu kanun hükümlerinin uygulanmasında saklı olacağı; ayrıca, nükleer enerji ve radyasyonun kullanımını içeren faaliyetlerin düzenleyici kontrolü ile ilgili olarak kapatılan Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna yapılan atıfların Nükleer Düzenleme Kurumuna yapılmış sayılacağı düzenlenmektedir. O kadar hazırlıklı değilsiniz ki bu kanun teklifinde "Kapatılan kurumlara yapılan atıflar bu Kuruma yapılır." diye bir cümleyle geçiştirerek konuyu kapattığınızı zannediyorsun. Bu, tipik bir deve kuşu politikasıdır, bugün üzerinde görüşülen kanun teklifinin altyapısı hazırlanmadan Meclise getirildiğinin en bariz örneğidir. Gerçekten sormak istiyoruz: Bugüne kadar aklınız neredeydi? Yaptığınız iş yanlış, bari şekil açısından doğru yapın; zaten her şeyi şekilsel yapmaya çalışıyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, sizin burada, bizim öneri ve taleplerimizi dinlemektense bu kanun teklifini hemen yasallaştırmak arzusunda olduğunuzu biliyoruz çünkü buraya gelen kanun metni 87 milletvekilinin fikri değil, tek adamın talebidir; sizler de sarayın arzusunu gerçekleştirmek adına buradaki ısrarlarınızla topluma yenilenebilir enerjiyi değil riskli enerjiyi yani nükleer enerjiyi dayatıyorsunuz. "Biz yaptık ve istedik, oldu." mantığının bu ülkede terk edilmesi gerekiyor. Aldığınız kararlar sadece sizin partinizi değil, bu halkın tamamını ilgilendiriyor ve etkiliyor. Bölge halkının her türlü itirazı ve karşı çıkması, muhalefetin bu kanun hakkındaki tüm uyarı ve önerileri sizler için hiçbir şey ifade etmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Ama şu unutulmamalı ki her tercih aynı zamanda bir vazgeçiştir. Nükleeri tercih eden iktidarınız hem güvenlikten hem çevreden hem de insandan vazgeçmiştir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)