Konu:Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:69
Tarih:07/04/2021


Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi münasebetiyle
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.

Öncelikle Konya'da eğitim uçuşu yapan uçağın düşmesi sonucunda şehit olan yüzbaşı pilotumuza Allah'tan rahmet, ailesine sabır diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.

Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifi daha önce -takdir edersiniz- Türkiye Büyük Millet Meclisinde, burada görüşüldü ancak oylama sonucunda reddedildi. İç Tüzük'ün 76'ncı maddesi uyarınca reddedilen bir kanun teklifinin ancak bir yıl sonra tekrar görüşülebileceği hüküm altına alındığı hâlde eylemli İç Tüzük ihlali ve Anayasa ihlali nedeniyle tekrar görüşülmeye başlanmış durumda.

Mevcut olan bu kanun teklifi, evet, baktığımız zaman, özü itibarıyla bir fişlenme yasası. "Bu kanun teklifi neye aykırı?" diyeceksiniz, bir: Anayasa'mızın 13'üncü maddesindeki temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasıyla ilgili "ölçülülük" ve "orantılılık" ilkesine aykırılık teşkil etmekte. Aynı zamanda Anayasa'mızın 2'nci maddesindeki "hukuk devleti" ilkesine aykırılık teşkil etmekte. Aynı zamanda özel hayatın gizliliğinden tutun, Anayasa'da güvence altına alınan çalışma hakkına ve kamu hizmetine girme hakkını düzenleyen Anayasa'nın 70'inci maddelerine aykırı.

Şimdi, mevcut olan yasalarımızda, mesela, Türk Ceza Kanunu'yla ilgili, Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'nun ek 16'ncı maddesinde der ki: "Arşiv kayıtları hükmün esas alınmasına hüküm teşkil etmez, esas alınmaz." Niçin? "Bu bir bilgidir, bu bilgiler hükmün kurulmasına esas teşkil etmez." diyor. Şimdi biz bir kişiyi mevcut olan bu arşiv kayıtlarından dolayı cezalandırmıyorsak, soruşturma açılmıyorsa, hayat boyunca bu kişinin kamu kurumlarında çalıştırılmasını engellemek hakikaten hem Anayasa'ya hem uluslararası sözleşmelere aykırı. Terör örgütlerine bulaşmış teröristlerin kamu kurumlarına girmesini hiç kimse burada istemez ve bugüne kadar olmuşsa da siyasi iktidarın yandaş ayıklaması, keyfî uygulamaları ve kayırmacılığı sonucu oluşmuştur. Yoksa 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu bu konuya herhangi bir yol vermiyor, herhangi bir izin de vermiyor. Ama eğer mevcut olan bu kanun teklifi kanunlaşıp uygulanırsa bir: Terör örgütleriyle irtibatlı, iltisaklı bugün bakan olan hiç kimse bakan olamayacak Sayın Başkanım, olamayacak.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Mesela?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Mesela, şu anda ben sana örnek vereyim: Tarım Bakanı olabilecek mi?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Olamaz.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Mesela, elçiler olabilecek mi? Mesela, FETÖ'nün okullarında okuyup -şu geçmişte bakandı- olabilecek mi? Olamayacak. Aynı şekilde terörle iltisaklı, irtibatlı... Bu uygulanırsa milletvekilleri milletvekili olabilecek mi? Mevcut olan valilerden olabilecek mi? Ya değerli arkadaşlarım, sizden istirham ediyorum, burada mevcut olan bu yasa neye hizmet edecek? Şunu derseniz "Ya arkadaş, zaten biz parti devletini kurduk, partizanca davranacağız, arşiv kayıtlarını ona göre getireceğiz." Peki, Sayın Doğan Kubat, bu arşiv kaydı kaç yıl olacak ya? Ömür boyunca... Siz lisedeyken hiçbiriniz bir eyleme katılmadınız mı? Sayın Başkanım, -ben gayet rahat- Antalya Aksu Öğretmen Okulunda okurken eylemler nedeniyle cezaevine düştüm. Cezaevine düştüğüm o dönemde eğer bu kanun olsaydı ben bu ülkede avukatlık yapamayacaktım ve ben aynı zamanda bugün huzurunuzda milletvekili de olamayacaktım.

Yani değerli arkadaşlar, devlet kin gütmez, devlet husumet gütmez. Devlet burada ne yapar? Yaptığı kanunun adaletli olması gerekir, orantılı olması gerekir.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bankasında hesap açıyorsun, "Milletvekili maaşımı oraya..." diyen biri vardı, kim o?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Anlamadım ne diyor Başkanım, ne diyor?

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Meclis Başkan Vekili olabilecek mi mesela?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Yani mesela, bu kanun uygulansa siz Fenerbahçe Orduevi'nde, Ergenekon, Balyoz'da... Burada, efendim, terör örgütü... (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler) Olamayacaktınız yani açıkçası bu, yani onun için sizden istirham ediyorum. Yani burada kanunu yaparken devlet, hiçbir zaman husumet gütmez.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Fenerbahçe Orduevi'nde açıklamayı ben yaptım ben, darbecilere karşı, hadi bakalım...

MAHMUT TANAL (Devamla) - Şimdi burada Grup Başkan Vekili -söylemeyecektim söyleyeceğim- biraz önce orada ayakkabını çıkarmıştın, ayakkabısız oturuyordun ya, ayıp değil mi, yakışır mı sana? Grup Başkan Vekilisin ya! (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Banka hesabını ben mi açtım? Ben mi açtım banka hesabını? FETÖ'nün gazetesinin önüne yatan sen değil misin?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Meclisin içinde ayakkabısını çıkarmış, ayakkabı yok. Bir daha ikaz edin, milletvekilleri burada otururken ayakkabılarını çıkarmasınlar. Doğan Kubat Bey sizi uyardı, utanmıyor musunuz ya, burası Meclis.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Süre tanıyın Başkanım. Süre istiyor arkadaş.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - O panzerin önüne yatan sen değil misin? Gazetenin önüne yatan sen değil misin? Bak nasıl kaçıyor gördün mü öyle deyince, bak cevap bile veremiyor.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Yani hakikaten uyarın, ayakkabısını çıkarıyor.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)