Konu:Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:48
Tarih:17/02/2021


Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

MURAT BAKAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nu konuşuyoruz. Uzun yıllardır fikritakibimde olan bir konu olduğu için ben de Komisyon üyesi olmamama rağmen Komisyona katılan, söz alan, katkı sunmaya çalışan bir arkadaşınızım.

Öncelikle şunu ifade edeyim: Bu Meclisin temel işlevi yasama yapmak, kaliteli yasama yapmak değerli arkadaşlar. Kaliteli yasama yapmak ne demek? "Ben mutlak iktidarım, seçimle geldim, istediğim yasayı istediğim gibi çıkarırım." demek değil. Eğer bir hukuk devletiyse mutlak iktidar diye bir şey yok, muhalefeti dinleyeceksiniz, sivil toplum örgütlerini dinleyeceksiniz, yasa yaparken buna göre yasa yapacaksınız ve bu ihtisas komisyonundan başlayacak. Millî Savunma Komisyonunda ne oldu? Muhalefet milletvekillerinin verdiği önergeler, söylediği eleştiriler zerre kadar dikkate alınmadı. Orada bir sivil toplum örgütü var kanunla kurulmuş, TEMAD. TEMAD Başkanına -söylediğimiz hâlde- söz verilmedi. Ben bunca yıldır milletvekiliyim, bu kadar komisyona katıldım yani muhalefetin eleştirileriyle bir virgülün değişmediği, bir harfin değişmediği ilk defa böyle bir komisyona şahit oldum ve üzüldüm. Bu ayıp, üç bakanlık yapmış Sayın Komisyon Başkanının ayıbıdır. Bir virgül değişmez mi bir kanunda? En ufak bir eleştiri dikkate alınmaz mı? Yani illa her şeyi soracağınız sarayın onayını mı almak zorundasınız? Sizin kendi iktidarınız yok mu?

Değerli arkadaşlar, Komisyonda biz ne istedik, ne söyledik de değişmedi? Allah'ın bir lütfu olarak gördüğünüz ve kanun hükmünde kararnamelerle yeniden dizayn ettiğiniz Türk Silahlı Kuvvetlerinin yani tarihi milattan önce iki yüz dokuz yılına ulaşan Türk Silahlı Kuvvetlerinin fabrika ayarlarına dönmesini istedik. Türk Silahlı Kuvvetlerinin beyni Genelkurmay Başkanlığını, komuta merkezini, bitirdiniz, Genelkurmay Başkanını basın sözcüsüne dönüştürdünüz. Hulusi Akar'a göre dizayn ettiniz orduyu. Genelkurmayın, tabiri caizse, kapısına kilit vurup atanmış Millî Savunma Bakanına bağladınız. Türk ordusunun harimiismetini, kozmik odasını FETÖ'ye teslim ettiniz. Askerî cerrahide uzmanlaşmış asker hastanelerini kapattınız ya da Sağlık Bakanlığına bağladınız. Cephede ateşli yaralanmalarla ilgili uzman personeli devlet hastanelerinde pansuman yapar noktaya getirdiniz. İhtisas gerektiren askerî yargıyı Adalet Bakanlığına bağladınız. Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığını İçişleri Bakanlığına bağladınız. Osmanlı'dan bugüne zabit yetiştiren 1839 yılında kurulan askerî liseleri, 1834 yılında kurulan harp okullarını kapattınız. Burada bir milletvekili arkadaşımız Harbiye Marşı'nı söyledi. Umarız, harp okulları yeniden, eskisi gibi harp okulu olarak açılır da hep beraber söyleriz Harbiye Marşı'nı.

İki bin iki yüz yıllık geleneği olan şanlı ordumuzun komuta bütünlüğünü ortadan kaldırdınız. Yüksek Askerî Şûrayı siyasal kararlar alan... Türk ordusunun asıl ve en önemli gücü olan liyakati ortadan kaldırdınız değerli arkadaşlar. Nasıl kaldırdınız liyakati, onu anlatayım: Bakın, FETÖ'nün Balyoz kumpasıyla cezaevine attığı ve 15 Temmuz hain darbe girişiminde Jandarma Genel Komutanlığını FETÖ'ye teslim etmeyen vatansever generallerimiz Ahmet Hacıoğlu'nu, Ali Demir'i emekli ederken "Teğmenlik rütbemi FETÖ taktı, FETÖ'nün elini öptüm." diyen Serdar Atasoy'u general yaptınız, general.

Bakın, 15 Temmuz gecesi Jandarma Genel Komutanlığı Personel Daire Başkanı Ali Demir, darbe girişimini haber alınca Tuğgeneral Ahmet Hacıoğlu'nu, Kurmay Albay Aziz Yılmaz'ı, Albay Nurettin Alkan'ı, Albay Güven Şaban'ı arıyor ve darbe girişimi olduğunu bildiriyor. Bu 5 komutan darbe girişimini önlemek için Hisarcıklıoğlu Camii'nde karargâh kuruyorlar. Sivil kıyafetleriyle, beylik tabancalarını yanlarına alıp sivil bir araçla Jandarma Genel Komutanlığına gidiyorlar. Jandarma Genel Komutanlığında ilk çatışmada Albay Nurettin Alkan kolundan yaralanıyor ve sabaha kadar çatışıyorlar, Jandarma Genel Komutanlığını FETÖ'ye teslim etmiyorlar.

Değerli arkadaşlar, bu komutanlar sırtlarındaki üniformanın kıymetini bilen komutanlar. Bu komutanlar, omuzlarına taktıkları rütbeyi onlara bir tarikat şeyhinin değil, Türk milletinin verdiğini bilen ve o sorumlulukla taşıyan komutanlar. Bu komutanlar, giydikleri üniformanın Çanakkale Savaşı'nda 215 kiloluk top mermisini sırtına alan Seyit Ali Onbaşı'nın üniforması olduğunu bilen, Büyük Taarruz'da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e söz verdiği için Çiğiltepe'yi alamayınca canına kıyan, son veren Reşat Çiğiltepe'nin üniforması olduğunu bilen komutanlar. Ne oldu bu tabancasıyla darbeyi önleyen komutanlara biliyor musunuz? Albay Güven Şaban 2017 YAŞ'ta, Albay Aziz Yılmaz 2018 YAŞ'ta emekli edildi. Kırk beş dakika süren 2020 YAŞ'ta başka kim emekli edildi biliyor musunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

MURAT BAKAN (Devamla) - Ömer Halisdemir'e telefon ederek "Özel Kuvvetleri FETÖ'cülere teslim etmeyeceksin." diyen Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı emekli edildi değerli arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, bakın, çok konuşacağız kanunla ilgili ama şunu bilmenizi isterim: Bu ordu, ne yaparsanız yapın tarikatların, cemaatlerin ordusu olmayacak. Bu ordu milletin ordusudur, bu ordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ordusudur değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.