Konu:Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akar'ın, 228 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle Komisyona iade edilip edilmemesi hakkında usul görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:4
Tarih:13/10/2020


Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akar'ın, 228 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle Komisyona iade edilip edilmemesi hakkında usul görüşmesi münasebetiyle
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.

Mevcut olan bu kanunda Cumhurbaşkanına yardımcı raportör alınmasına ilişkin hüküm var. Raportörün orada -Sayın Ramazan Can- görev ve yetkilerinin ne olduğu belirtilmemiş. Öncelikle raportörün görev ve yetkilerinin ne olduğunun açık ve net yazılması Anayasa'mızın 128'inci maddesinin ikinci fıkrasının amir hükmüdür. Anayasa'mızın 128'inci maddesinin ikinci fıkrası der ki: "Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir." Burada mevcut olan Cumhurbaşkanlığının raportörlerinin görev ve yetki tanımı yok ki kanunda. Kanunda görev ve yetki tanımının olmaması başlı başına bir Anayasa'ya aykırılık teşkil eder değerli arkadaşlar.

Gelelim, yine tartışmalar yapılırken Değerli Ağrı Milletvekilimiz dedi ki: "Efendim, bu Anayasa Mahkemesinde de raportörler vardı." Bakın, Anayasa Mahkemesi kanununun hükümlerine baktığımız zaman, buradaki 25'inci maddenin 10'uncu fıkrasında, bunların atanmaları, aylık ve ödenekleri, emeklilik hakları, sicil dosyaları vesairesi yazıldığı gibi beş yıllık kıdem şartını arıyor. Hangi fakültelerden, hangi iş yerlerinde çalıştığını yazıyor. Yani mesela Anayasa raportörlüğüyle ilgili Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 24'üncü maddesine bakın. Size kopya vereyim. Yapmasını bilmiyorsanız kanun teklifini, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 24'üncü maddesindeki raportörlerin nitelik ve vasıfları, görev ve yetkileri neyse alın oraya yapıştırın o zaman.

Sonuç: Bu, Anayasa'ya bu anlamda aykırı, bir.

İkincisi, adalet dediğimiz olay nedir? Geciken adalet adaletsizliktir. OHAL Komisyonuyla ilgili bu sefer ayrı ayrı bakanlıklara gönderiyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, vatandaşın adalete erişimini engellemeyin. Vatandaşın bir an önce... Nasıl yangın çıktığı zaman 155 gitmek zorundaysa...

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - 110.

MAHMUT TANAL (Devamla) - ...nasıl kişi hastayken ambulans, 112 gitmek zorundaysa, aynen yangın çıktığı gibi, hasta olduğu gibi ambulansın hızlı gidişi, itfaiyenin hızlı gidişi gibi, bir adaletsizlik varsa o adaletsizliği o hızla ortadan kaldırmak zorundayız. Siz, mevcut olan, getirdiğiniz bu kanun teklifi... İnanın ki bu kanun teklifi olmasa var ya... Mevcut olan Anayasa'mızın 129'uncu maddesi ne diyor? "Kamu görevlilerinin savunması alınmadan disiplin cezası verilemez." diyor. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 134'üncü maddesi "Savunma alınmadan disiplin cezası verilemez." diyor. Siz ne yapmışsınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım, toparlıyorum. Kusura bakmayın.

Siz ne yapıyorsunuz? Mevcut olan bu kanunları, Anayasa'yı uygulamıyorsunuz. Sürekli bir perdeleme yaparak adaletin gerçekleşmesini erteliyorsunuz. Onun için, geciken adalet adaletsizliktir. Sizden istirham ediyorum, aslında mevcut olan bu kanun, bu Anayasa uygulansa OHAL'le ilgili tüm adaletsizlikler bitmiş olurdu. Ama ne yapıyorsunuz? Artık, bunu, adaletin tecellisini geciktirmek için âdeta yani deyim yerindeyse, diyeceğim ama "Parlamentoya da yakışmıyor bu dil, üslup." diyeceksiniz. Yani burada, bu ayak oyunlarıyla vatandaşın adalete ulaşmasını engellemeyin, sizden istirham ediyorum. Mevcut olan bu Anayasa'yla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu bu adaletsizliği zaten ortadan kaldırıyor.

Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)