Konu:Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:101
Tarih:17/06/2020


Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.

Görüşülmekte olan bu teklifle, ilgili Afet Yasası'na bir madde ilave edilmekte. Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanun'un biz 1'inci maddesine baktığımız zaman, fırtına, sel, don, dolu, kuraklık ve benzeri nedenlerden dolayı zarara uğrayan vatandaşımıza devletin yardım edeceği söyleniyor. Ancak aynı kanunun 2'nci maddesi "Afet bölgelerinin ilan edilmesi ve bu sürecin başlatılmasında ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilidir." diyor. Ancak getirilen bu teklifin 2'nci maddesinde afet bölgesinde olan illeri sayarken... Şu anda Komisyon sıralarında oturan... Düzce'de de meydana geldi, hem de 2 sefer geldi; 17-18 Temmuz 2019'da, 21-22 Mayıs 2020 tarihlerinde oldu.

SALİH CORA (Trabzon) - Deprem ayrı, sel ayrı.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Deprem, deprem... Biz düşündük merak etmeyin.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, 2'nci maddede... Ben, ısrarla "Arkadaşlar, Düzce gerçekten mağdur, Düzce'yi afet bölgesi ilan edin. 17-18 Temmuz 2019'daki -Allah rahmet eylesin, 7 ölüm meydana gelmişti- vatandaşın bu zarar ziyanını ödeyin." diye Çevre ve Şehircilik Bakanlığına dilekçe verdim. Arkadaşlar, Esmahanım köyünde 5 tane mahalle var; 5 tane mahalleyi birbirine bağlayan 5 tane köprünün 3 tanesi yıkıldı, hâlen 3'ü de yapılmadı, duruyor. Aynı şekilde, Uğurlu köyünün Bezirgan Köprüsü var; arkadaşlar, bir sene geçti, hâlen yapılmadı, duruyor. Aynı şekilde, daha yeni, 22 Mayıs 2020 tarihinde yağan yağışlar ve fırtına nedeniyle vatandaşımız zarar gördü, vatandaşımız perişan. Ne diyorlar, biliyor musunuz? "Efendim, biz ovada bulunan fındıkçıların zararını ödemiyoruz Başkanım." diyorlar. "Neyi ödersiniz." dediğimizde "Biz meyilli arazideki çiftçinin zararını öderiz, ovadaki çiftçinin zararını ödemeyiz." diyorlar. Peki, arkadaş, çiftçi garibim ne yapsın ya, vergisini veriyor, askerliğini yapıyor, size oy da veriyor, milletvekili seçiyor, belediye başkanı seçiyor ama Düzceliler mağdur. Olmaz değerli arkadaşlar.

Bakın, burada Çevre ve Şehircilik Bakanlığına teklif ettik, olmadı. Geldim, AK PARTİ Grup Başkan Vekillerine dedim ki "Arkadaşlar, ya, bu Düzcelilerin sizin elinizden çektiği ne? Siz niye burayı afet bölgesi ilan etmiyorsunuz? Bunu kanuna ekleyin." "Bakarız, düşünürüz." dediler. Şurada Bakanlık temsilcileri var, onlara da dedim, dediler ki: "Ya, kardeşim, bu, kanunun kapsamına girmiyor." Bu kanunu ben mi ters okuyorum, siz mi ters okuyorsunuz? Burada bu kanunun kapsamına giriyor. Niye Düzce'yi bu afet bölgesi alanına yazmıyorsunuz, sokmak istemiyorsunuz? Yazık günah değil mi?

Bakın, arkadaşlar, şu anda Yığılca'nın yolu yapılmıyor, Yığılca'nın yolu. Gelelim, aynı şekilde, Melenağzı köyü yani Akçakoca-Melenağzı köyü arasında yol kısmen yapılmış; kalan kısmını da ne yapmışlar, biliyor musunuz? Vatandaşlar kamulaştırmışlar. Kamulaştırma parasını ödemişler ama ihalesini de yapmamışlar. Hem devletin parası gitti hem kamulaştırıldı, hem vatandaş o araziyi ekip biçiyor ama yol tek şeritli, sürekli trafik kazaları oluyor. Yazık günah.

Şimdi, mevcut olan bu köylerden 47 köy 22 Mayıs 2020 tarihinde zarar gördü. Bu köylüler ne istiyor arkadaşlar? Bakın, Altunçay köyünde sağlık ocağı var; hemşire yok, ebe yok ya, olacak şey mi? Tepeköy Sağlık Ocağı yine boş duruyor. Köylüler burada perişan arkadaşlar. Sizden istirham ediyorum...

Sayın Başkanım, bu AK PARTİ'liler ağırlığını koymuyor, bari siz ağırlığınızı koyun, bu 2'nci maddede Düzce'nin afet bölgesi olarak ilanına... Siz bu konuda destek verin.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)