Konu:İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:27
Tarih:06/12/2018


İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

CHP GRUBU ADINA MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.

Çalışanların iş sağlığını ve güvenliğini sağlamak ve o ortamı düzenlemek öncelikle devletin görevi ve ondan sonra, çalışanların sağlığını, sıhhatini korumak işverenin görevidir.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıktığı zaman o dönemde asıl bir amaç vardı. Burada, iş kazalarında cezasızlık söz konusu. İki, denetim görevi yerine getirilememekte. Bu nedenden dolayı eğitim verilmemekte, eğitim de verilmediği için iş kazalarının çok fazla gündeme geldiği anlatıldı ve o dönemde Borçlar Kanunu'nda hükümler olmasına rağmen, yeni bir düzenleme yapıldı. Yeni düzenleme yapıldığı zaman o dönem yine ben Parlamentodaydım. Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Levent Gök Bey de o dönemdeki konuşmalarda söz almıştır. Konunun başlı başına, Türkiye'de iş kazalarının önlenmesinin önündeki en büyük sorunlardan bir tanesi de iş yerini denetleyecek olan iş güvenliği uzmanıydı. İş güvenliği uzmanına patron tarafından maaş ödeniyor "Gel, sen, bu iş yerinde gerçekten iş kazaları olabilir mi, olamaz mı, bu riskleri tespit et." deniyor.

Değerli arkadaşlar, siz değerli milletvekilleri, herkes kendi çapında bir işveren. Sizin maaşını verdiğiniz bir personeliniz, sizin iş yerinizde "Şu şu riskler var." diye rapor düzenleyebilir mi? Rapor düzenleyemez; bu, hayatın olağan akışına aykırı. Sizin eğer iş yerinizde bulunan uzman, eğer bu açıdan sizin aleyhinize gerçekten bir rapor düzenlerse işveren olarak onun iş sözleşmesini feshedersiniz.

Şimdi, ben Torunlar İnşaat'a gittim, asansör çökmüştü, orada herhâlde 10 işçi rahmetli olmuştu. İşveren cezasız kaldı, eylemi protestoya giden milletvekili olarak benim hakkımda fezleke düzenlendi. Yani burada işin sorunu: Bir, devlet gerektiği denetimi yapmamakta. İki, işveren gereken eğitimi vermemekte. Üç, belediyeler üstüne düşen yükümlülüğü yerine getirmemekte. Dört... Deseniz ki yasalar mı yetersiz? Yok, değerli arkadaşlar, yasalar yeterli ancak yasaları uygulayan yok. Bizim mevcut olan hem İş Güvenliği Yasası hem Ceza Kanunu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Devamla) - Özür dilerim, toparlayacağım.

BAŞKAN - Tabii, tabii, buyurun, rica ederim Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.

Şimdi, mevcut olan hem İş Kanunu hem Borçlar Kanunu hem Türk Ceza Kanunu, denetim görevini yapmayan devletin ve yetkili birimlerin, ikincisi de işverenlerin bu anlamda hem cezai sorumluluğu var hem parasal sorumluluğu var hem idari anlamda iş yerinde işi durdurma sorumluluğu var. Ama gelin görün arkadaşlar, maalesef herkesin bir dayısı var, herkesin dayandığı birisi var, ne bu iş yeri durduruluyor ne kapatılıyor, idari para cezaları eğer veriliyorsa çok az bir kısmı verilebiliyor ama çoğu da cezasızlıkla kurtuluyor. Ve burada olması gereken husus denetim, denetim, denetim. Ve burada aynı zamanda bu denetimle birlikte yasaların tatbikatçısı olan yürütme organına büyük bir sorumluluk düşüyor. Onun için biz diyoruz eğer burada bir iş kazası varsa bu, iş cinayetidir; bu, iş kazası değildir. Bu iş cinayetlerinin durdurulmasının en büyük sorumluluğu, birinci partiye düşmektedir.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanal.