Konu:2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:36
Tarih:19/12/2013


2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2012 yılı merkezî yönetim bütçesinin son maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle sizleri ve bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu bütçeyle ilgili söylenecek hemen hemen her şey iktidar, muhalefet tüm milletvekillerimiz tarafından söylendi. Ben, söylenmeyenlerle ilgili olarak bu on dakikalık zamanımı değerlendirmeyi daha çok tercih ediyorum.

Söylenmeyenlerden birisi: Son iki üç gündür Türkiye'nin gündemine düşen yolsuzluk ve usulsüzlük operasyonlarından sonra artık bu bütçedeki öngörülen vergi gelirlerinin herhâlde en az yüzde 50 aşağı düşeceğini tahmin etmek çok fazla bilgi gerektirmiyor. Bu millet, artık bundan sonra vergi vermez. Çünkü verdiği vergiyi birilerinin aşırdığını gören bu aziz milletim, vergi vermeyecektir. Dolayısıyla, Hükûmetin vergi gelirlerini ve 2014 bütçesini tamamen yeniden gözden geçirmesi gerekir.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Onlar kendileri vermezler, vatandaştan zorla alırlar.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Maaşlardan kesiyor.

ALİM IŞIK (Devamla) - Artık bunun bir anlamı yok. Birincisi, bunu söylemek istiyorum.

İkincisi: Hükûmet on bir yıldır, Türkiye'yi otoyollarla, yüksek hızlı tren projeleriyle ve havaalanlarıyla donattığını söylüyor. Doğrudur, yapılanlara teşekkür ediyoruz, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Ancak, bundan dolayı, Hükûmetin kimlere nasıl kaynak aktardığını sadece kendi ilimdeki bir havaalanı örneğinden yola çıkarak size açıklamak istiyorum.

Bilindiği gibi, Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak illerinin ortaklaşa kullanması amacıyla Zafer Bölgesel Havaalanı Projesi, bizim milletvekillerimizin de, bölge illerinin milletvekillerinin de çabasıyla uygulamaya geçti ve geçen yıl, 2012 yılı 24 Kasım tarihinde söz konusu havaalanı uygulamaya açıldı. Sayın Bakanın da bu konuda büyük emekleri vardır, kendisine teşekkür ediyorum. Ancak, bu havaalanının yapımıyla ilgili olarak çok önemli tespitler var, önemli itirazlar var ama buna rağmen, niye bu havaalanının bu şartlarda yapıldığını sizlerin ve bizleri izleyen tam 76 milyon aziz milletimin takdirine bırakıyorum.

21 Haziran 2010 tarihli Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının resmî yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu havaalanıyla ilgili görüş alınmak üzere, ilgili Hazine Müsteşarlığına ve Devlet Planlama Teşkilatı uzmanlarına görüş soruluyor ve bu görüşte aynen şöyle diyor: "Bugüne kadar, diğer havaalanı işletmeciliğine ilişkin ana faaliyetlerin görevli şirketçe gördürülmesinde hukuki altyapı olarak herhangi bir sorun bulunmamakla birlikte, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün asli görevlerinin taşeron personel eliyle gördürülmesi, uzun vadede, KİT sistemine planlanmayan personel girişine neden olabilecektir. Sözleşme süresinin tamamlanmasını müteakip, Zafer Bölgesel Havaalanı'nın Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından işletilmesi durumunda, ana faaliyeti yürüten taşeron personelin, mahkeme yoluyla kamu iktisadi teşebbüsü sistemi içerisine girmesi gündeme gelebilecektir. Bu çerçevede, uygulama sözleşmesi taslağının kapsamının önceki yap-işlet-devret projelerinde olduğu gibi, terminal binasının yapımı ve işletmeciliğiyle sınırlı tutulmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir."

Yine, Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğünce daha önce 6 adet havaalanı terminalinin ülkemizde bu Hükûmet döneminde yapıldığını, bunların hiçbirinde altyapı hizmetlerinin yap-işlet-devret modeliyle özel sektöre bırakılmadığını söylüyor ve burada "Diğer illerde nasıl yaptıysanız bu havaalanını da aynı şekilde yapın. Hem altyapı hem üstyapıyla beraber bunu özel sektöre yaptırmanız hâlinde ekonomik görünmemektedir, hazine zarara uğrayacaktır." diyor resmî görüş.

Ve söz konusu işletmecilik için garanti edilen iç ve dış yolcu sayıları, madde metninde, her yıl sabit olarak iç hat için 500 bin ve dış hat için 350 bin yolcu garantisinin sağlandığı ifade edilmektedir. Söz konusu garanti rakamlarının, Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğü havaalanı-yolcu istatistikleriyle kıyaslandığında çok yüksek olduğu düşünülmektedir.

Ayrıca "Uşak ve Kütahya illeri için ise herhangi bir havayolunun talep analizi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bunları yeniden komple değerlendirin, revize edin." diye, özetle, devletin resmî kuruluşunun, Hazine Müsteşarlığının raporuna rağmen, bu havaalanı, ısrarla 500 bin iç yolcu giden -gelen değil bakınız- 350 bin de dış yolcu giden olmak üzere birinci yıl 850 bin yolcu garantili, dış yolcu başına 10 euro, iç yolcu başına 2 euro olmak üzere yirmi dokuz yıl on bir ay yani otuz yıl süreyle, yolcu sayıları da her yıl artmak kaydıyla garanti veriliyor. Sözleşmenin 28'inci maddesinde, birinci yıl 500 artı 350 olan bu yolcu sayısı, örneğin onuncu yıl 775.137; 542.596 olmak üzere yüzde 7'den başlayıp yüzde 3'e doğru azalan rakamlarla gidiyor. Şimdi, bunun anlamı ne?

Değerli milletvekilleri, lütfen, bir dinleyiniz. 10 euro çarpı 350 bin yolcu, yılda 3,5 milyon euro -hiç uçmasın isterseniz- 2 euro çarpı 500 bin yolcu, 1 milyon euro da oradan 4,5 milyon euro; otuz yıl, en az 160-170 milyon euro. Peki, bunun yatırım bedeli ne sözleşmede? 50 milyon euro. Böyle ballı kaymaklı projeye hanginiz atlamaz? Maalesef, bu memleketin vergileri... "Yap-işlet-devret modeliyle devletten 5 kuruş para harcamadık." diye bölgede reklam yapacaksınız, siyaset yapacaksınız, "Havaalanı yaptık." diyeceksiniz ama bu havaalanını hangi şartlarda kime yaptırdığınızı söylemeyeceksiniz. Dahası var, bu sadece devlet garantisi.

Değerli milletvekilleri, bakınız, bu havaalanıyla ilgili başka havaalanlarında olmayıp da burada olan ne var? Madde 27'de tüm hizmetlerden elde edilecek gelirler de işletmeye bırakılmış. Hangi gelirler? Yolcu servis ücreti gelirleri; köprü, su gelirleri; konma, konaklama gelirleri; her türlü kira, hasılat payı ve benzeri gelirler; aydınlatma, emniyet tedbirleri gelirleri; "follow-me" gelirleri, diğer PAT saha gelirleri; havaalanı kamu kurum ve kuruluşları dışındaki kişi ve kuruluşlara tahsil edilen yerler için tahakkuk ettirilen ısıtma, havalandırma gelirleri, kontuar gelirleri, CIP gelirleri, otopark gelirleri; uçuş bilgi, telefon, teleks, anons, diyafon gelirleri; film çekme gelirler;, emanet odaları gelirleri; yakıt ikmal imtiyaz gelirleri; muayene, tedavi gelirleri; yer hizmetleri gelirleri; konferans ve toplantı salonu gelirleri. Bunların tamamı, üstüne kaymak. Firmaya "Al bunu yap; otuz yıl boyunca bu şartlarda ben seni destekleyeceğim, aradaki yolcu farkı senin için hiç önemli değil, bu parayı alacaksın, üstüne de bu gelirleri koyacaksın. Hayırlı olsun." denmiştir.

Değerli milletvekilleri, bu ihaleye, şartname alan hiçbir firma katılmamıştır. Bu ihale, daha sonra telefon usulüyle bir firmanın çağrılarak verildiği bir ihaledir. Buradan kimlere ne gidiyorsa bunun takdirini sizlere bırakıyorum.

Sayın Bakanım, sizin bu konuda buraya gelip bu konuyla ilgili açıklamayı yapmanızı mutlaka elzem görüyorum. Bölgenin Bakanı olarak, bölgenin milletvekilleri olarak, benim Kütahya'mda, Afyon'da bu konuyla ilgili yapılan siyasi propagandaların bir rant geliri propagandası olduğunu, lütfen, gelin siz de buradan söyleyin çünkü bu şartlarda bu havaalanı çalışmayacaktır.

Nitekim, açıldığından bu yana, gerçekleşen, ekim ayı sonu itibarıyla 77 bin yolcu gelmiştir. Hedeflenen, birinci yıl için 850 bin yolcu; 77 bin gelen ve giden yolcu. Desteklenen sadece giden yolcu, 850 bin ama gerçekleşen veri, gelen ve giden toplamı 77 bin, hadi diyelim ki 100 bin bu iki üç ay içerisinde.

Şimdi, değerli milletvekilleri, bu milletin parasını bu kadar kolay harcamamalıyız, bu kadar kolay savurmamalıyız, bu kadar bedavadan zengin olanları yaratmamalıyız. Bu Meclise bu bilgileri sunma gereğini duydum.

Bu bütçede maalesef diğer konularla beraber keşke bunları konuşmamış olsaydık diyorum ve bütçenin, her şeye rağmen hayırlara vesile olması temennisiyle tekrar hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)